Giriş
(7)

"Şimdi bir şey demiyorum ama bunun hesabını soracağım" edası nasıl verilir?

ya ben lan neyse
mesela iş yerinde müdürünüz bir yamuk yaptı."neden böyle yaptın." dediniz, "ben öyle uygun gördüm." deyip gülümsedi.dayak, hakaret vs. olmaz. belki haklıyken haksız duruma düşülür.öyle bir tavır takınmalısınız ki o anda, müdür anlamalı ki "bu adam bunu kenara yazdı, hesabını soracak..."ne yapardınız
mesela iş yerinde müdürünüz bir yamuk yaptı.

"neden böyle yaptın." dediniz, "ben öyle uygun gördüm." deyip gülümsedi.

dayak, hakaret vs. olmaz. belki haklıyken haksız duruma düşülür.

öyle bir tavır takınmalısınız ki o anda, müdür anlamalı ki "bu adam bunu kenara yazdı, hesabını soracak..."

ne yapardınız?

ben böyle bir şey yaşamadım ama öğrenmek istiyorum.
0
ya ben lan neyse
(11.09.22)
Somut ayrıntılar olmadan net bir cevap bulmak zor geldi bana.

Ama gulunebilir ya da kahkaha atılabilir eğer o müdür onun size ters bir şey olduğunu biliyorsa. Yani soğukkanlı olduğunuz ve o durumu umursamadiginizi göstermek adına bir güç gösterisi minvalinde.

Olumsuz sonuç ya da basarisizliklarin size yıkılma ihtimali varsa "neden böyle karar verdiğinizi xyz açılardan anlamadım ama ben bu konuyu ABC olarak ele aldığım için bu açıdan sorumluluğu üstlenmek istemiyorum, mümkünse sizin karariniz olduğuna dair tutanak vb düzenleyelim"
0
encokbenisevinnolur
(11.09.22)
Gayet sakin bir sekilde “peki”
0
65 derece
(11.09.22)
Hatta “peki, anladim”
*Mobildeyim editleyedim
0
65 derece
(11.09.22)
“Umarım pişman olmazsınız” denebilir belki.
0
Mihendiss
(11.09.22)
Bu söylediğiniz şeyden ziyade nasıl söylediğinizle daha çok ilgili bir şey.

Gerçekten bunu hissederseniz karşıdaki kişi de ister istemez anlayacaktır zaten. Eğer karşınızdaki kişinin idrak kabiliyeti zayıfsa açıkça söyleseniz dahi anlamayabilir. Aptal insanları zor yapan da bu anlama kapasitesi zaten. Zeki biriyle iletişim kurmak kolay, ancak aptal insanlarla uğraşılmıyor.
0
akhenaten
(11.09.22)
basarsınız istifayı, ben de böyle uygun gördüm dersiniz. hayat kısa, günde 8 saat muhattap olduğunuz kişilerle çekişmeye değmez. şansen böyle rest çekip ya zam ya imtiyaz aldığım çok oldu. not: işinizde iyi olduğunuz ve sektörünüzün kısıtlı olmadığı varsayılmaktadır.
0
rca
(12.09.22)
"Siz bilirsiniz"
Bunu dediğim her durumda, sonradan o zamanki yöneticim dönüp yaptığını düzeltmek zorunda kaldı. Ego meselesi değildi benimki. Ben işi bilen senior elemandım, o havadan üzerime getirilmiş yönetici. Ben yönetici olduktan sonra insanları dinlemeye önem verdim.
0
SiyamkedisiZorro
(19.09.22)
(1)

Çizim Programları ve FM oynatacak laptop önerisi

elfangor
Solidworks, AutoCad, Anysy, SAP200, İdeCad ve benzeri programları sorunsuz çalıştırabilecek, arta kalan vakitte de kasmadan donmadan akıcı bir şekilde football manager oynatacak bir laptop arıyorum. Direkt monster mı almak gerekir, yoksa daha uygun laptoplar var mıdır?Teşekkürler şimdiden.
Solidworks, AutoCad, Anysy, SAP200, İdeCad ve benzeri programları sorunsuz çalıştırabilecek, arta kalan vakitte de kasmadan donmadan akıcı bir şekilde football manager oynatacak bir laptop arıyorum.

Direkt monster mı almak gerekir, yoksa daha uygun laptoplar var mıdır?

Teşekkürler şimdiden.
0
elfangor
(10.09.22)
Bütçeniz ne kadar bilmiyorum ama bugün sizin de işinizi görecek "iyi bilgisayar" statüsüne giren giriş seviyesi bilgisayarların özellikleri genel kabule göre şu şekilde

-i5 10. nesil ya da daha üstü işlemci (amd için ryzen 5000 serisi veya üstü)
-rtx 3060 ekran kartı
-3200mhz 16gb ram
-512gb (tercihen 1 tb ssd)
-144hz (tercihen 165hz) IPS panel monitör

tercihinizi bunu baz alarak yapabilirsiniz.

Şu sıralarda bu donanımlara sahip bir bilgisayar için fiyatlar genellikle 23-27 bin aralığında. Ekran kartı modelini değiştirerek çok performans kaybı yaşamadan fiyat düşürmek mümkün.

En çok tercih edilen laptop markaları lenovo, acer, dell ve monster. Monster tercih ediliyor ama çoğu kişi de müşteri ilişkilerinden çok memnun olmadığını söylüyor.
0
akhenaten
(10.09.22)
(3)

İrade nasıl güçlendirilir?

psmstc
Sürekli bir irade ve öz disiplin orta yaşlardan sonra gelişebilir mi? Başardıysanız nasıl? Ve bu kavramların ne kadarı genetik, ne kadarı geliştirilebilir?
Sürekli bir irade ve öz disiplin orta yaşlardan sonra gelişebilir mi? Başardıysanız nasıl?



Ve bu kavramların ne kadarı genetik, ne kadarı geliştirilebilir?
0
psmstc
(10.09.22)
sonuç odaklı yerine süreç odaklı olmayı severseniz her yaşta olur.
0
lazpalle
(10.09.22)
Ben hayır demekte çok zorlanan bir insandım. Başlangıçta utana sıkıla insanları geri çevirip mahcup olarak başladım. Bunu yapmaya devam ettikçe mahcubiyet de ortadan kalktı.

Ne kadarı genetik ne kadarı değildir bilmiyorum ama bir şeyin genetik altyapısı olması o şeyi yapmaktan kendinizi alıkoyamayacağınız anlamına gelmiyor zaten. Hayatta kalma içgüdüsü genetik altyapısı en bilinen kavramlardan birisi tüm canlıların içinde olan bir şey. Ancak çok çaresiz hissettiğiniz, çok sinirlendiğiniz bir zaman hop diye birini öldürmüyorsunuz değil mi? Çünkü genetik yatkınlığımız olan davranış biçimlerine direnebiliyoruz.

İrade de daha çok bir kas gibi. Pratik yaptıkça geliştirebilirsiniz. Başta zorlanırsınız, ancak iradenizi öne çıkararak yapmadığınız ya da yaptığınız şeyler biriktikçe artık irade faktörü devreye sokmanız da kolaylaşmaya başlar.
0
akhenaten
(10.09.22)
Okumadıysan eğer:

Ali Fuat Başgil - Gençlerle Başbaşa
Jules Payot - İrade Terbiyesi

İrade geliştirmenin ve özdisiplinin yaşı olmaz. Sadece küçük yaşlarda edinilmediyse bir parça zorlanırsınız o kadar.

Motivasyona değil, özdisiplin, iradeye ve başarmak için sahip olduğunuz “nedene” önem vermelisiniz.
0
levent bilgen
(11.09.22)
(4)

LOTR - lore kelimesi üzerine

biseysorcaktim
yüzüklerin efendisi dizisinden sonra "lore" kelimesini çok duymaya başladım. ingilizce'de anlatı, mitoloji, efsane gibi anlamlara gelmekteymiş. tolkien lore'u, ortadünya lore'u şeklinde kullanılıyor.iyi kötü ingilizce biliyorum ama bu sözcüğü son günlerde duydum ben. bu benim cahilliğim mi?yüzükler
yüzüklerin efendisi dizisinden sonra "lore" kelimesini çok duymaya başladım. ingilizce'de anlatı, mitoloji, efsane gibi anlamlara gelmekteymiş. tolkien lore'u, ortadünya lore'u şeklinde kullanılıyor.

iyi kötü ingilizce biliyorum ama bu sözcüğü son günlerde duydum ben. bu benim cahilliğim mi?

yüzüklerin efendisi başlığında arattım, onlarca entry çıktı bu şekilde. o kadar yaygın mı kullanılıyor gerçekten.
eksisozluk.com

neden insanlar bu sözcüğü kullanmakta bu kadar ısrarcı çözemedim, yeri dolmayacak bir sözcük değil. lore başlığında bu konuyla ilgili entry yok, demek ki insanlar son zamanlarda bu kadar yoğun kullanmaya başladı.
0
biseysorcaktim
(09.09.22)
fantastik edebiyat/sinema/tv/oyun vs. işlerine azcık bulaşmış çoğu kişi bilir bence lore kelimesini.

son zamanlarda popüler olan bir şey değil. zaten ekşideki başlığında da 2001'den bile 4 entry var.

Türkiye'den olan aratmalarda google trends'e baktığımızda da son 5 yılda benzer bir ilgi görüyoruz.

trends.google.com

hatta peak'ini 17-23 ekim 2021 tarihlerinde yapmış. o sırada ne oldu bilmiyorum, bilen biri aydınlatabilir merak ettim :)
0
king lizard
(09.09.22)
duymamak sizi cahil yapmaz da kullaniliyor olmasina neden bozuldugunuzu anlamadim. folklor diye bildigimiz sey de folk ve lore kelimelerinden geliyor, 100 yildan fazla tarihi var. yeni bir kelime degil, bence gayet aciklayici ve guzel ayrica.
0
der meister
(09.09.22)
@king lizard, ayni isimli Taylor Swift albumu varmis. cikis tarihine bakmadim ama ondandir muhtemelen.
0
der meister
(09.09.22)
Lore terim anlamlı bir sözcük, yerleşik bir Türkçe karşılığı yok "hikaye, evren, kalıp rol, bir karaktere biçilmiş kişilik, gelenek, adet, mitoloji" gibi sözcük ve ifadelerin alaşımı gibi bir şey.

Türkçede bunu doğrudan her durumda karşılayacak bir kalıp oluşmuş değil henüz. Yerine göre birine; "hikayenin dışına çıkma" derkenki gibi kullanımları olabilir ama biz atıyorum hikaye sözcüğünü daha çok olay akışı ve senaryo ile eş anlamlı kullanıyoruz. Bu da doğal bir şey çünkü konseptin kendisini biz üretmedik, dışardan aldık ve bu konsept somut değil, soyut bir şey; bir fikir ürünü. Haliyle başka birçok dil de dahil Türkçede tam bir karşılığı yok. Diller arasında sözcük alışverişi tarihin başından beri var, bunun önüne geçmek mümkün değil.

Bazı karşılıklar da hem tam anlamı içermiyor hem de demode. Örneğin oyun oynarken "efsanede (ya da anlatıda) bu geçmiyor" dediğiniz zaman biraz tuhaf bir tınısı olur. Fazla akademik duruyor.

Diğer taraftan, mitoloji, efsane gibi sözcükler daha çok gerçek hayat ve gerçek tarihi materyallerle bağdaşıkken lore kurgusal mitolojiyle bağlantılı. Örneğin Yunan mitolojisi derken tarihi bir mefhumdan söz ediyoruz, lore kelimesi söz konusu olduğunda bir edebi ürünün içerisinde geçen kurgusal bir şeyden bahsediyoruz.
0
akhenaten
(10.09.22)
(4)

Hangisi doğru?

Kahvedesu
C ve D şıkkı aynı değil mi? Zıddı doğru yazılışı ama aynı gibi iki şıkta da.
C ve D şıkkı aynı değil mi? Zıddı doğru yazılışı ama aynı gibi iki şıkta da.
0
Kahvedesu
(09.09.22)
C şıkkında kişlik yazıyor.
0
pispinti
(09.09.22)
A şıkkında "biribiri tam zıddıydı" yazdığı için yanlış.

C şıkkında "görünüş kişlik ve yaşam tarzı" yazdığı için yanlış

E şıkkında "tam zıttıydı" yazdığı için yanlış

F şıkkında "biribirinin" yazdığı için yanlış.

D doğru.

Yalnız eğer bu test yazım hatalarını bulma ya da detayları fark etme yeteneğini değil de, çeviri yeteneğini ölçüyorsa tamamen işe yaramaz görünüyor.
0
akhenaten
(09.09.22)
zıttı olur, zıddı olmaz. tek heceli kelimeler yumuşamaz. E şıkkı doğru.
0
sirkelimon
(09.09.22)
@sirkelimon o kuralda istisnalar var aslında, örneğin çok - çoğu ve ret - reddi kullanımı da buna bir örnek.

Zıt için tdk'nın önerdiği zıddı olarak yazmak. Sözcüğün tdk sayfasında da gösteriliyor bu durum "zıt -ddı" ibaresiyle.
0
akhenaten
(09.09.22)
(1)

Okyanusta kanın kokusu veya açık havada çiçeğin, balın kokusunu alma

ananiyimioguz
nasıl oluyor?Hep duyuyorum mesela köpek balıkları kanın kokusunu 500km den alır diyor. Rakamları sallıyorum hatırlamıyorum ama şok edici rakamlar.Yahu ben elimi oracıkta kanatmışım. Koku molekülleri gerçekten o kadar uzağa yayılıyor da onun sayesinde mi algılıyor? Ne hızda yayılıyor ses hızında mı m
nasıl oluyor?

Hep duyuyorum mesela köpek balıkları kanın kokusunu 500km den alır diyor. Rakamları sallıyorum hatırlamıyorum ama şok edici rakamlar.

Yahu ben elimi oracıkta kanatmışım. Koku molekülleri gerçekten o kadar uzağa yayılıyor da onun sayesinde mi algılıyor? Ne hızda yayılıyor ses hızında mı misal?

Veya bir arı çiçeğin kokusunu yüzlerce hatta belki binlerce kilometre uzaktan nasıl alabiliyor gerçekten bir maddenin kokusu dünyanın herhangi bir yerinden alınabilir mi duyu organının hassasiyetine göre?

Örnekler çoğaltılınabilir..
0
ananiyimioguz
(07.09.22)
Siz biraz şaşkınlıkla gerçekliği bozacak kadar büyütmüşsünüz kafanızda sayıları :D

Köpekbalıkları 500m'ye kadar mesafeden koku alabiliyor, 500km değil. Tabi hepsi değil, her ortamda da değil. bu ortalama bir şey. Bundan daha kısa ve uzun mesafeler de mümkün, ama 500km değil.

Belgesel dilleri bence çok sorunlu, heyecan uyandırayım diye gerçekliği gerçek dışı bir şey gibi veriyorlar. Şahsen çoğu belgeselin bilime genel olarak büyük zarar verdiğine inanıyorum. İnsanlara bir şeyleri öyle bir anlatıyorlar ki "böyle bir şey nasıl olabilir ya" diyorsunuz.

Arılar hakkında çok bir fikrim yok ama onların da binlerce kilometreye çıkabileceğini sanmam.

Koku gayet hızlı yayılıyor, ancak koku moleküllerinin iletim hızı dış etkilere daha açık. Ses ya da ışık hızı gibi şeylerle tam olarak karşılaştırılamaz, çünkü koku dediğimiz şey dalga değil, bildiğiniz somut moleküller. Sabit bir yayılma hızı yok. Zaten köpek balıkları da bir yeriniz kanar kanamaz sizi bulmuyor, önce kokuyu alması ve takip etmesi gerekiyor. Zaten çoğu belgeselde de köpekbalıklarının 500m'den koku aldığı söylenmesine rağmen aldıkları kokunun kaynağını ne kadar hızlı bulduklarından ya da her aldıkları kokunun sonunda başarılı bir av yapıp yapmadıklarından çok bahsetmiyorlar, heyecansız geliyor. Belgesele göre bir yeriniz kanıyor ve yanınıza bir köpekbalığı ışınlanıyor.
0
akhenaten
(08.09.22)
(2)

Kkm mi mantıklı doğrudan döviz almak mı?

Trafalgar
Ya da aralarında bir fark yok mu?
Ya da aralarında bir fark yok mu?
0
Trafalgar
(06.09.22)
Aralarında fark var,

Fark şu, kkm aldığınız zaman vadeli hesap açmış oluyorsunuz (min. 3 aylık)

Dolar üzerinden örnek verirsek, bu süre içerisinde dolardaki dalgalanmalar sizi alım satım kararı anlamında ilgilendirmiyor. Sizi ilgilendiren tek şey vadeniz bittiği gün doların kaç olduğu.

Örneğin dolar bir lirayken alsanız ve dolar birkaç hafta içinde 10 lira olsa, ancak vadeniz bittiğinde 1 liraya geri dönmüş olsa bu size bir kazanç sağlamıyor.

İyi tarafı, döviz üzerinden kazanç sağlamak gibi bir isteğiniz yoksa, al-sat yapmıyorsanız ya da bunun riskine girmek istemiyorsanız kkm size her ne olursa olsun hesabınızda 100 dolara denk gelen birikiminiz varsa vade sonunda 100 dolarlık birikimi o günün tl değerinden veriyor. Doların düştüğü ya da yeterince yükselmediği bir senaryoda ise faiz alıyorsunuz.

Hangisinin mantıklı olduğu da size göre değişir haliyle. Ancak kkm'nin olayı döviz yükseldiğinde paranızın döviz cinsinden ederini sabit tutarken, döviz sabit kaldığında ya da düştüğündeyse önceden belirlenmiş mevduat faizini vermek. İlk senaryoda kazancınız olmuyor, sadece paranız erimiyor, ikinci senaryoda bankanın belirlediği oranda faiz getiriniz oluyor, bu da enflasyona göre düşük bir faiz oranı tabi ki.
0
akhenaten
(06.09.22)
Bugün 100.000TL'niz olduğunu düşünürsek; MB'nin saat 12.00 kuruna göre bu 5482$ yapar. 100.000TL'yi %16.75 faizle 92 günlük KKM'ye bağlarsınız 92 gün sonra beklenen bakiye 104.222TL olur.

Eğer 3 ay sonra dolar/TL kuru 19.01'den yüksek olursa (104.222/5482) aradaki fark kadar daha hesabınıza -TL olarak- para yatırılır. Sizin yine reelde 5482$ karşılığı TL'niz olmuş olur.

Yok 3 ay sonra dolar kuru 19,01'in altında olursa o zaman KKM'ye para bağlayarak kazançlı bir iş yapmış olursunuz. Örneğin 3 ay sonraki kur -olmaz ya- 17,35 olarak gerçekleşti. Sizin elinizdeki 104.222TL, artık 6000$ değerinde olur.

Özet; üç ay sonra kurun ne olacağı belli olmaz, belki de düşer diyorsanız, al-sat yapmayacaksanız, 3 ay boyunca acil bir ihtiyaç nedeniyle vadeyi bozma durumunuz yoksa KKM mantıklı olabilir. Diğer tüm ihtimallerde dolar alıp dolar vadeli olarak değerlendirmek daha makul.
0
pispinti
(06.09.22)
(4)

Istanbul'u bir turist gibi gezmek

mukrime
Merhabalar,Dogma buyume bir Istanbullu olarak bu soruyu sormak beni biraz utandirsa da, son 4 senedir Turkiye'de yasamiyor olmam, bunun oncesinde de dusuk sosyal hayatli bir insan olmam sebebiyle Istanbl'u hic bilmiyorum gibi geliyor. Belli basli cogu muze ve camilerini zamaninda okul gezileriyle ge
Merhabalar,

Dogma buyume bir Istanbullu olarak bu soruyu sormak beni biraz utandirsa da, son 4 senedir Turkiye'de yasamiyor olmam, bunun oncesinde de dusuk sosyal hayatli bir insan olmam sebebiyle Istanbl'u hic bilmiyorum gibi geliyor. Belli basli cogu muze ve camilerini zamaninda okul gezileriyle gezmis olmama ragmen, hakkinda bir iki kelime konusamayacagimi biliyorum.

2 haftaya Alman arkadaslarimizda 3-4 gunlugune Istanbul'a gelecegiz. Firsat bu firsat, onalra Istanbul'un en guzel yanlarini gostermek, sokak lezzetlerini tattirmak ve gercek doner yedirtmek istiyoruz. Anadolu yakasinda kaliyor olacagiz. Arabamiz yok dolayisiyla toplu ulasim kullanacagiz.

Sorum su: olabildigince stressiz ve trafiksiz bir sekilde bu 3-4 gunde nerelere gitmeliyiz. Aklimda sunlar var simdilik:
-Kadikoy, Moda, Caddebostan vs
-Vapurla Eminonu,Sirkeci (balik ekmek, baklava muhallebi vs) belki oradan Kapalicarsi (nusret?)
-Taksim istiklal(?), Galata kulesi, funikuler
-Besiktas, Ortakoy kumpir (?), dolmabahce? yildiz parki?

Bunlarin hangilerini bir gun icinde kombinleyebiliriz? Su restorana git dediginiz bir yer var mi? Su muzeye git dediginiz bir muze? Ayasofyayi cok seviyorum belki oraya gideriz.

Marmaray ve vapur kullanmak mantikli geldiginden bu yollarla ulasilabilecek yerler arayisindayiz.

Butun oneriler icin tesekkurler simdiden!
0
mukrime
(04.09.22)
Bir günü Sultanahmet'e ayırırsanız tarihi-kültürel gezi programını tamamlayabilirsiniz.

Şöyle ki; İstanbul Arkeoloji Müzeleri dünyadaki sayılı arkeoloji müzelerinden, mutlaka görülmeli. Tramvayla Gülhane'de inip müzeye geçersiniz. Çıkınca hemen müzeden doğrudan Topkapı Sarayına giriliyor. Saraydan çıkarken isterseniz Aya İrini'ye uğrarsınız. Saraydan çıkar çıkmaz Ayasofya'nın önünde olacaksınız, orayı turladıktan sonra Sultanahmet Camisine girersiniz kapanışı da Yerebatan sarnıcında yapıp Emininönüne inip balık ekmek yersiniz, Mısır çarşısına falan bakarsınız.

2. gün Kadıköy, moda, caddebostan yapılır.

3. Gün Karaköy'de inip yürüyerek Galata üzerinden İstiklal'e çıkarsınız, İstiklal'de yapılacak bir şey yok orası öleleli çok oldu ama görmüş olurlar. Taksim meydana varınca iki ıslak hamburger atıp gümüşsuyundan Dolmabahçe'ye inersiniz. İsterseniz orayı gezip 10dk daha yürüyerek Beşiktaş'a varırsınız. Zaten hayli yorulmuş olacaksınız tam yemek yemelik bir zaman olur. Ya da Beşiktaş'a gitmek yerine Bebek'e giden bir otobüse atlayıp Nusret'e orada gidersiniz. (Yıldız parkı ve Ortaköy yolunuzun üstünde olacak, isterseniz oralarda inersiniz otonüsten) Yemekten sonra da bebek sahilde biraz dolanıp akşam eğlenecek bir mekan bakarsınız. (Not: Baktınız enerjiniz var, Dolmabahçe'den Ortaköy'e kadar yürüyüş de yapabilirsiniz, biz arada yapıyoruz yorucu ama güzel oluyor. Yıldız parkında dinlenirsiniz Ortaköy'den otobüse atlayıp Bebek'e geçersiniz.)

4. günde de belki adalardan birine gidip kahvaltı yaparsınız.
0
akhenaten
(04.09.22)
Almanlar Nusret'i sevmeyebilir. Bence bu tip bir plan işe yaramaz. Onlara sorarsınız ne istiyorsunuz diye. Tatlıcı önerim Hafız Mustafa. Ama içerisi Arap dolu. Ben kesinlikle içeride durmazdım. Bir de ne yemek istedikleri önemli. Belki Türk tatlılarını sevmezler.

Müzelerde aşırı sıra var bu arada. Bir günün 1 saatini sırada harcarsınız.
0
dissendium
(04.09.22)
Ben şöyle yapardım herhalde;
1. Topkapı sarayı ve çevresine (müzeler, aya İrini vs.) 1 tam gün.
2. Eminönü denen ucube yere sokmak yerine Marmaray Sirkeci-Cağaloğlu çıkışından yürüyerek Kapalıçarşı'ya, oradan Sultanahmet çevresine. Veyahut vapurla Karaköy veya Eminönü, oradan tramvay ile Sultanahmet.
3. Taksim-İstiklal-Tünel vs.
4. Daha sonra Kadıköy-Moda. Burada Tatar Salim'den döner, Çiya'dan yöresel bir iki şey.
0
uvcray
(04.09.22)
İstanbul'u turist gibi gezecek biri caddebostan modaya gitmez Topkapı sarayı arkeoloji müzesi Sultanahmet Ayasofya camiine gider. Ayrıca sadece Topkapı sarayını gezmek yaklaşık bir tam gün sürüyor keza arkeoloji müzeside öyle ki bu arada İstanbul arekoloji müzeleri dünyanın en büyük koleksiyona sahip arkeoloji müzesi. Sadece Sultanahmet bölgesini için aşağı yukarı bir hafta gerekir tabi siz bunu 1 güne de çekebilirsiniz size bağlı. Sultanahmet bölgesinde yaklaşık 10 müze var.

Birisi Eminönü için ucube yazmış ama turistler o ucubeler için geliyor

Bunların haricinde deniz müzesi, askeri müze, camiler, türbeler, rahmi koç müzesi, Pierre loti, saraylar geziye dahil edilmelidir
0
beemaker
(05.09.22)
(4)

Gundemi takip etmek

yemektehamsivar
merhaba,kendimi türkiyede ve dünyada olan bitene tamamen kapatmış durumdayım yıllardır. herşey çok can sıkıcı olduğu için takip etmemeyi seçtim. ama arkadaş ortamlarında çok bihaber olduğumu fark edip kötü hissediyorum. en azından sıcak gündemi bilmek bir iki kelime fikir beyan etmek istiyorum. daha
merhaba,

kendimi türkiyede ve dünyada olan bitene tamamen kapatmış durumdayım yıllardır. herşey çok can sıkıcı olduğu için takip etmemeyi seçtim. ama arkadaş ortamlarında çok bihaber olduğumu fark edip kötü hissediyorum.

en azından sıcak gündemi bilmek bir iki kelime fikir beyan etmek istiyorum. daha önce de bu şekilde istediğim oldu ve çeşitli haber uygulamlarını falan denedim ama bir turlu süreklilik sağlayamadım.

yine ekşisözlüğe bakayım dedim ama o da sarmıyor artık, tamamen copluk. ne önerirsiniz? artık ben de olan biteni bilmek istiyorum. hadi dünya olmasa da türkiyeyi bileyim siyasi olarak neler oluyor bitiyor mesela gibi.

cok uzun olmayan ve kendi ilgi alanlarima gore kisisellestirebilecegim haberleri bana gunluk sunan bir site, app? video mu izlemeliyim ya da?
0
yemektehamsivar
(04.09.22)
Haber sitesi seçmek siyaset seçmekle aynı şey. Hangi bakış açısından haberlere bakmak istediğine göre site değişir. Bence sendika.org'u, evrensel'i takip edebilirsin başlangıç olarak.
0
prole
(04.09.22)
ben sadece sözlock tabip ediyorum gün gün tüm debe listesini arşivliyorlar, fazla veriye boğulmadan hızlıca bakıp çıkıyorum, onun dışında dünya gazetesi vs olabilir belki.
0
mrctrk
(04.09.22)
Bundle'ı yükleyin app olarak. Son dakika ve önemli haberler bildirim olarak gelir telefonunuza. İlginizi çekene açıp bakarsınız. Ayrıca kendi haber kaynaklarınızı seçebiliyorsunuz, hemen hemen her kaynak var zaten içinde.
0
akhenaten
(04.09.22)
Bundle +1
0
oldtimer
(05.09.22)
(3)

Almancanın söz dizimine (syntax) alışmam ne kadar sürer?

hadi ya la
20 yıldan uzun süredir İngilizce hayatımda, 7 yıl önce İspanyolca öğrenmeye başladım ve 6. ayda neredeyse her şeyi anlıyordum, çünkü söz dizimi neredeyse birebir aynı. İki haftadır Almanca öğreniyorum ama şok oluyorum her seferinde. İngilizce bilip sonradan Almanca öğrenenler, ne düşünüyorsunuz? Alı
20 yıldan uzun süredir İngilizce hayatımda, 7 yıl önce İspanyolca öğrenmeye başladım ve 6. ayda neredeyse her şeyi anlıyordum, çünkü söz dizimi neredeyse birebir aynı. İki haftadır Almanca öğreniyorum ama şok oluyorum her seferinde. İngilizce bilip sonradan Almanca öğrenenler, ne düşünüyorsunuz? Alışmanız ne kadar sürdü?
0
hadi ya la
(04.09.22)
almancanın tüm olayı o zaten. resmen matematik gibi model kurar gibi..bağlacı,yan cümlesi, durum halleri vs vs derken katı kurallar..

ne kadar dille vakit geçirdiğinizle alakalı. süre herkes için farklı ama en azından hemen oturmayacağına garanti verebilirim.

biraz sabır lazım.

ingilizce, ispanyolca vs vs bunlar çok daha kolay öğrenilebilen diller bana kalırsa almancaya göre. o yüzden onlarla kıyaslamayın.
0
AlsterWasser
(04.09.22)
En iyi yöntem bilen birisi tarafından düzeltilmek, ancak Almanya'ya yaşamıyorsanız çok underrated bir yöntem var.

Metin ve şarkı sözü ezberleyin. Neden kimse bunu yapmıyor bilmiyorum ama sihir gibi işe yarıyor. Sevdiğiniz birkaç şarkıyı ezberleyin. Bir iki tane de metin seçip ezberleyin. Başı sonu belli kısa bir şey olursa daha iyi olur.

Şarkı ve metin ezberlediğiniz zaman hatalı cümleler kulağına batmaya başlıyor. Dil öğrenirken sorun da bu zaten, neyin doğal neyin anormal olduğunu bilmiyor oluyoruz. Beyninize ne kadar fazla kalıp sokarsanız o kadar faydalı.
0
akhenaten
(04.09.22)
türkiye’de büyümüş ve almancada c1 seviyesine kadar çıkmış biri olarak yazayım: zorluğu orada zaten hocam. çok sabır lazım, gerçekten çok zor bir dil. biraz tıngırdatmaya gelene kadar gerçekten yıllar geçiyor. almancaya verdiğim emeği başka bir şeye versem o zamanda 4 avrupa dili öğrenirdim net bir şekilde. full time olarak net min 1 sene lazım o da az çok konuşmak için. o almancayla da ancak almanya’da turist olunur.
0
roket adam
(04.09.22)
(13)

Sevgili ile din sorunsalı

dakota
Çok eskiden beri aşık olduğum kızla konuşmaya baladım. Yalnız ben bi 10 yıl oldu herhangi bi dinim yok. Yalnız bu kişi bazen bana laf vuruyor dinle alakalı. Bugün de Tanrıya inanmıyorsun ya mesela dua ederken kimden nasıl istiyorsun dedi. Ben de kimseden bir şey istemediğimi söyledim ve bu konuyu ne
Çok eskiden beri aşık olduğum kızla konuşmaya baladım. Yalnız ben bi 10 yıl oldu herhangi bi dinim yok. Yalnız bu kişi bazen bana laf vuruyor dinle alakalı. Bugün de Tanrıya inanmıyorsun ya mesela dua ederken kimden nasıl istiyorsun dedi. Ben de kimseden bir şey istemediğimi söyledim ve bu konuyu neden sürekli açtığını sordum. Sonra tamam açmadım konu falan dedi kapattık. Din konusunun kendisi için önemli olduğunun farkında olduğumu, bu konuda elimden gelen bir şey olmadığını, belki yanlış düşündüğümü ve ilerde fikrimin değişeceğini söyledim. Yani bazen de şöyle düşünüyorum doğru olmadığını bilerek bütün dünya salak da bi tek ben mi akıllıyım, tüm dünya neredeyse bir yaratıcıya inanıyor. Siz hepiniz ben tek gibi bi durum var gibi oluyor. Ama sonra bilimsel olarak yaklaştığım zaman bu aklıma gelen şey de uçup gidiyor.
Bu din konusunu onu da kırmadan nasıl çözerim ?
0
dakota
(03.09.22)
Bilimsellikten bahsetmişsiniz de bilimsel düşünce dine karşı değildir sadece din ve tanrının varlığı bilimin konusu değildir bu durum bilimin dini reddettiği anlamına gelmez siz bilimi yanlış anlamışsınız sanırım hatta bilim felsefesinde tek tip düşünce yoktur.

Kırmadan konusuna gelirsek herkesin inancı kendisinedir
0
beemaker
(03.09.22)
İnanan birisi için karşısındakinin inanıp inanmadığı elbette önemlidir çünkü inançlı birisinin hak kitaplara inanmayan birisiyle evliliği caiz değil.
0
usudum ustumu ortsene hande
(04.09.22)
Ekşi Sözlük'teki liboşlar hariç herkes bilir ki dini görüş ile ilgili konu açılıyorsa oradan bir halt olmaz. Olursa da toksik olur. Burada ama çıkar birileri babam rakı içerken başörtülü annem ona kavun kesiyor ama sofraya oturmuyordu diye.

İnsanların dini görüşü farklı insanlarla birlikte olması değil, o konuyu açıp çaktırmadan muhafazakar seviyesi laf sokma çabasında olması. Sene olmuş 2022 hatta bitmek üzere ya hu.
0
nawar
(04.09.22)
Usudum +1
Siz de belki ileride değişir fikrim deyip açık kapı bırakmışsınız, arada sırada yoklamaya devam edecektir muhtemelen.
0
black holes in the sky
(04.09.22)
“belki yanlış düşündüğümü ve ilerde fikrimin değişeceğini söyledim.“

Çok yanlış yapmışsınız. Kimseyi böyle bir beklentiye sokmayın. Kimseden de fikirleri değişir beklentisinde olmayın.

Şahsi fikrim çok oluru yok böyle bir ilişkinin. Hayata bakış açınız farklı. İlişki dediğin insanı huzurlu hissettirmeli, sürekli din gerilimli, fikir çatışmalı ilişki yürümez.
0
Gradient_tabanlı_mor
(04.09.22)
Usudum +1
Gradient +1

Doğrudan ben buyum demeliydiniz. İnanç meselesini sürekli gündeme getiren biriyle yürümez.
0
pro9it9is9
(04.09.22)
Bana öyle geliyor ki (belgeselci gibi konuştum :D) ilerde fikrinizin değişebileceğini söylediğinizde karşınızdaki insan bunu "hımm olur belki değişebilir" olarak algılamıyor. "Evet, zaten kafası karışık, onu inandırmak için elimden geleni yapmalıyım" olarak algılıyor ve kendine bir hedef koyuyor. Bu hedefinde başarısız olduğunu hissettiğinde de sizden vazgeçme eğilimi artıyor, çünkü "görev başarısız oldu" düşüncesine kapılıyor.

Bunun yerine konuşmak ve sorduğu sorulara kendi bakış açınızdan cevap verip sohbet etmek daha doğal bir sonuca ulaştırıyor bence. O zaman ya ortak bir noktada dengeye ulaşıyorsunuz ya da biriniz sağlıklı bir şekilde yeni bir bakış açısı kazanıp fikrini değiştiriyor.
0
akhenaten
(04.09.22)
Onu kırmadan cozemezsiniz hele böyle konusarak.

Bunun tam tersini siz yapsaniz kendisi ağlar büyük ihtimal (yani inanan kişiye laf sokma). Genelde böyle oluyor çünkü, inancima saldirdin muhabbeti dönüyor, çok gülüyorum.

Siz ya bu konuyu tamamen kapatacaksiniz ya dine inanacaksiniz ya da böyle laf sokusturmalarla dolu hayat olacak. Inanan biriyle bunun ortasi olmaz.
0
logisticsmanager
(04.09.22)
inanan biri inanmayan birinin kimden ne istedigini anlamak zorunda degil ki.istemiyorum hic kimseden bir sey bu bir hayat tarzidir. senin yerinde olsam "dinsizler azinliktadir bu tarz sorulara cok maruz kaliyoruz bizim icin rahatsiz edici olabiliyor" de ki karsi taraf tamam kapattim konuyu falan demis. sen de bi gun inanabilirim falan sanma oyle bir sey yok. senin dinle veya dinsizlik uzerine ozel bi caban yok (nacizane dusuncem)

hemen bi ornek verecegim eski bi iliskimde sevgilim yavas yavas dinsizligi kabullenmeye baslamisti normalde ailesinden fazla dinle ilgiliydi namaz kiliyordu vs iken hem ortami hem hayat tarzi cogu sey degisti. uni cagindayiz normal tabii bi yerde. ben bu degisimden rahatsiz oldum ve yurumedi. sanirim ordaki nokta dinsizlik degil derin degisimlerdi cunku hemen ardindan Allahsizligin kitabini yazmis biriyle askin dibine vurduk. istemedigim halde evliligin esigine kadar gelmistik(evlenmedik). onun dinsizligi sorun degildi, ben muslumanim bu arada, cunku onu hep dinsiz olarak taniyip sevmistim
0
ala09
(04.09.22)
Sizi ciddiye almıyor, ama "belki yanlış düşündüğümü..." demenizden dolayı bence siz de kendi inanç durumunuzu ciddiye alamıyor gibisiniz.
0
encokbenisevinnolur
(04.09.22)
islam'da, Allah'a inanmayan biriyle evlilik yasak
bu konu hakkında ne düşündüğünü sor
0
bir soru sorcam
(04.09.22)
hala seninle görüşüyorsa seni "doğru yola" getirebileceğini düşündüğündendir. ancak inanç konusu oldukça önemli ve hayatını bu düşünce ile temellendirmiş birisi ile bugün olmazsa yarın ciddi sıkıntı yaşayacaksınız. o zaman da ya siz ya da karşınızdaki taviz vermek zorunda kalacak.
0
tantunisultansuleyman
(05.09.22)
muhafazakar aile çıkışlı eşim ile bu konuyu ilişkimizin ilk haftasında 1 saatlik muhabbetle çözdük. anladığım kadarıyla ailesini inançlarından dolayı hor görmeyeceğimden emin olmak istedi. başımdan çok büyük, ultra spiritüel bir olay geçmezse deizme bile dönmemin zor olduğunu, müslüman olmamın ise herhangi bir şekilde mümkün olmadığını, konuya yaklaşımımın bundan ibaret olduğunu söyledim. müslüman olmam durumunda zaten kuran-ı kerim'de yer alan kurallara göre yaşayacağımı, ondan kapanmasını vs. talep edebileceğimi, dışarıya öyle kolay kolay tek başına çıkamayacağını şakayla karışık söyledim. "valla sen uğraşırsın." dedim.

taviz vermeye hazır olduğun izlenimini vererek çok yanlış yapmışsın. bu konuda en yakınının dahi seni suçlama, hor görme hakkı yoktur. konuyu kafanda oturt ve kendini anlat, seni böyle kabul edebiliyorsa ne ala. yoksa güle güle.
0
zgrydn
(05.09.22)
(8)

ev fiyatları

tute
şu ev fiyatları gerçek mi? emlak endeksine baktım metrekare üzerinden hesaplayınca 2-3 katı falan çıkıyor evler. müşteri çekmek için verilmiş gibi geldi. gidince o ev elimizde kalmadı diyip daha yüksek bir ev gösterecekler sanırım. yoksa gerçek midir? https://www.sahibinden.com/ilan/emlak-konut-sati
şu ev fiyatları gerçek mi? emlak endeksine baktım metrekare üzerinden hesaplayınca 2-3 katı falan çıkıyor evler. müşteri çekmek için verilmiş gibi geldi. gidince o ev elimizde kalmadı diyip daha yüksek bir ev gösterecekler sanırım. yoksa gerçek midir?

www.sahibinden.com

www.sahibinden.com

bir de 2. ilandaki gibi nasıl 0.88 faiz oranıyla kredi kullanılıyor? faizler o oranda değil.
0
tute
(03.09.22)
Tabii ki gerçek değil.
0
orient blue
(03.09.22)
Bu evler kendilerini 5-6 senede amorti ediyor bu durumda. Hatta kiraların daha da artacağını düşünürsek daha hızlı.

Satan da kişi değil, şirket.

Bir şirket bu fiyata ev satıyor olsa ilana koymasına bile gerek yok, fısıldasa zaten 10 kişi biter teklif veren.

Sırf bu durum bile gerçekçiliği öldürüyor. Büyük ihtimalle İstanbul'daki "beylikdüzü" evleri gibi boş ilanlardır.
0
akhenaten
(03.09.22)
Amaç nedir peki? Zaman kaybı değil mi? Müşteri çekmek için olsa müşteri gerçek fiyatı öğrenince sorun olmayacak mı?
0
🌸tute
(03.09.22)
Aradığınızda muhtemelen orası satıldı ofise gelin baska opsiyonları değerlendirelim deyip davet ediyorlar.

Bir de emlakçılar arasında "pürüzlük" tabir edilen evler var örneğin imarda taşma olan hala insaat elektriği suyu kullanan davalık olan vs. Bu tip yerler ucuz olabiliyor ancak ileriki süreçte belediyeyle inanılmaz şekilde uğraşmak gerekiyor...
0
apocalipy
(03.09.22)
gittiğinde "hee hocam o daire 5 dk önce satıldı yauv, muadili var 1,5 milyona ona bakalım gel" derler. Hiç mi gitmediniz emlakçılara :D
0
avatar is back
(03.09.22)
e işe yarıyor mu peki? 400 binlik ev için gidip satıldı diyip bana 700 binlik ev gösterse dalga mı geçiyorsun derim. insanların zamanlarını alıyorlar. hiç mi tepki görmüyorlar? ya da alıyorlar mı insanlar?
0
🌸tute
(03.09.22)
Bunlarin hepsi hikaye. İnsanların vakti degersizmis gibi bir de bunlarla uğraştırıyorlar.

eksisozluk.com

www.sikayetvar.com

www.sikayetvar.com

Vega yapı, yeva yapı, eva yapı diye görürsünüz, üşenmemişler.
iz yapı, çağ yapı bunlarin hepsinden uzak durun.

Hukuk ve düzgün sistem olmayınca böyle oluyor.
0
melancholia
(03.09.22)
Evet bu fiyatlar gerçek metrekare endeksi adı uzerinde endeks temsilidir endeksin çok üzerinde veya çok altında bir çok yer var faiz ise emlakçının kendi kullandırdığı özel faiz
0
beemaker
(03.09.22)
(9)

Hangi dil daha karizmatik

dissendium
Hangi dilleri konuşan kişileri karizmatik buluyorsunuz?Bir erkek için İtalyanca mı daha karizmatik yoksa İspanyolca mı?
Hangi dilleri konuşan kişileri karizmatik buluyorsunuz?

Bir erkek için İtalyanca mı daha karizmatik yoksa İspanyolca mı?
0
dissendium
(03.09.22)
İspanyolca bence ama rusca kadar karizmatik değil bir erkek için :)
0
kabile dovmesi istiyom
(03.09.22)
Fransızca, eskiden hiç beğenmezdim fransızcayı hangi noktada fikrim değişti bilmiyorum.

İtalyanca mı ispanyolca mı sorusuna gelince, umarım zamanla bu iki dili de severim ama şu an italyanlar konuşurken hişşşşt deyip susturmak istiyorum fazla geveze geliyor, ispanyolcayı duymak da hoşuma gitmiyor ama birini tercih etmem gerekirse italyanca derim.

Birinin anadili olmayan bir dili konuşması hangi dil olursa olsun karizmatik bir durum bence bu arada.
0
(03.09.22)
İtalyanca benim kulağıma çok neşeli, mutlu ve arkadaşça geliyor, asla karizmatik değil. İspanyolcaysa seksi bir dil ama "eğlenceli seksi" karizmatik diyemem. İspanyolca bana hep dini bir çağrışım yapıyor ayrıca, ince bıyıklı conquistador abilerin emevileri ispanyadan çıkarmak için ince kılıçlarla falan saldırıp ağızlarında gülle haşin haşin baktığı görüntüler canlanıyor kafamda.

Bence illa karizma takıntınız varsa başka bir dil seçin.
0
akhenaten
(03.09.22)
@akhenaten, hangi dil olabilir?
0
🌸dissendium
(03.09.22)
@dissendium bence Almancada ağırbaşlı bir karizma var, Fransızca ise daha kızgın tonlarda etkileyici oluyor, tam bir kavga dili. Şimdi anlatırken fark ettim, baya bütün dilleri kişileştirmişim kafamda :D

şu aklıma geldi: www.youtube.com
0
akhenaten
(03.09.22)
Rusça. Öğrenmeye de çalışıyorum ayrıca.
0
uvcray
(03.09.22)
ispanyolcayla italyanca arasinda karizmasi farkedecek kadar fark yok.

genel olarak sadece bir dili 10 uzerinden 8+ konusabiliyorsa karizmatik buluyorum. Turkiye'de de acikcasi birkac galatasaray lisesi/istanbuldaki bazi ozel okullar mezunlari haricinde ingilizce disinda bir dili idare edebilecek seviyede konusan kimseye rastlamadim.
0
hot potato
(03.09.22)
Bence yunanca ve fransizca.

Italyanca ise sondan birinci olabilir ancak. Soyle ki Avrupa'nin kekolari Italyanlardir. Bagira bagira konusurlar, italyan = gurultu demektir. Arti Italyan erkegi cok curetkar, maco ve actir. Gece hayatinda herkese teklif eder, askinti olurlar. En hazzedilmeyen millet Italyanlardir kisaca. Turkiye'de ise imajlari cok iyi sasirtici bir bicimde:)
0
neck_and_neck
(04.09.22)
Hiçbiri
0
beemaker
(04.09.22)
(9)

Erkekler saçlarınızı sabah nasıl düzeltiyorsunuz?

yazar yazmaz yazan yazar
her sabah fön mü mesela? suyla ıslatıp tarakla mı düzeltiyorsunuz? veya vax mı kullanıyorsunuz?
her sabah fön mü mesela? suyla ıslatıp tarakla mı düzeltiyorsunuz? veya vax mı kullanıyorsunuz?
0
yazar yazmaz yazan yazar
(02.09.22)
saçlarımı uzatırken o iğrenç az uzun zamanlarda her sabah yıkayıp kuruturdum, sonra jöle wax allah ne verdiyse dalardım.
0
teritori
(02.09.22)
bere takıyorum ben
0
gameofannen
(02.09.22)
Havlu ile kuruladıktan sonra çok az nemli iken elle şekil verdip sprey sıkıyorum. Taft saç spreyi, 4 numara.
0
himmet dayi
(02.09.22)
her sabah duş alıyorum. taramıyorum. havlu ile ıslaklığın çoğunu alıyorum. saç kurutma makinesi ile çok kısa kurutuyorum. nohut tanesi kadar da wax sürüyorum.
0
gabe h coud
(02.09.22)
düzeltmiyorum. çünkü saçım yok, kelim. yazmak istedim.
0
sorucu
(02.09.22)
sadece fön ile önleri havaya kaldırıyorum dışarı çıkarken. tarak/wax vs yok
0
jelly bear
(02.09.22)
bu arada bir şey belirtmek isterim.
herkesin saç stiline göre bir yöntemi vardır.
mesela benim saçlarım ince telli ve dümdüz. lepiska gibi.
o yüzden sadece fönle havaya dikmek, az bir jöleyle idare etmek gibi bir şey söz konusu değildi. mutlaka en az iki parmak boğumu jöle ile düzeltiyordum.

bu değişkenleri de göz önünde bulundurmak gerekir.
0
teritori
(02.09.22)
Benim çok bir çarem yoktu açıkçası, borumsu lüleli kıvırcık karma bir saçım vardı. Kestirdim kurtuldum.

Yapabileceğim tek şey ellerimi hafifçe nemlendirip yatışması için nazikçe masaj yapıp lütfen kendine gelir misin diye rica etmekten ibaretti.

Genel olarak gece yatarken önlem almaya çalışıyordum, örneğin banyo yapıp havlu sarıp uyuyunca sabah kalkıp biraz avuç içleriyle açmak yeterli oluyordu, hem de yumuşak oluyordu saçım. Ama hergün de havluyla yatılmıyor.
0
akhenaten
(02.09.22)
Her sabah fon. Baska turlu olmuyor, oyle duzgun bir sacim yok.
0
stavro
(02.09.22)
(2)

annemdeki bu durum nasil degistirilir

Kittie
dun konusuyoruz telefonda. bir suredir gozlerindeki agridan bahsediyordu. dun yine gozlerinin ne kadar agridigini, sanki bi igne battigini, kanlandigini, kuculdugunu soyledi ve agrim var yaticam kapiyorum dedi. normalde ben kapatiyorum derim hep ve o ne guzel konusuyorduk diyip bozulur.anne dedim ar
dun konusuyoruz telefonda. bir suredir gozlerindeki agridan bahsediyordu. dun yine gozlerinin ne kadar agridigini, sanki bi igne battigini, kanlandigini, kuculdugunu soyledi ve agrim var yaticam kapiyorum dedi. normalde ben kapatiyorum derim hep ve o ne guzel konusuyorduk diyip bozulur.

anne dedim artik bi doktora gider misin. sinirlenip doktor lafi etme bana diyor.
babamdan ogrendigime gore ki tahmin ediyordum doktor katarakti oldugunu ve ameliyat olmasi gerektigini soylemis en son. simdi giderse ameliyat dermis o yuzden gitmiyormus!
ayni konusma icinde bu ara zaten cok yorgunum falan dedi. annem cok enerjik, hareketli bi kadindir. kan degerlerime baktirsam iyi olur ama simdi bi sey falan cikar ugrasamam kalsin boyle dedi. bunu gecen hafta da demisti aslinda. dun bi sey falan cikar... kismini belirtti.

napsak da ikna olsa. hic kendine bakmiyor doktor korkusundan.
0
Kittie
(02.09.22)
Benim annem de öyle, tam olarak aynı. Önce mantıklı yaklaşmaya çalıştım, testte sorun çıkacaksa test yaptırmayınca kendi kendine iyileşmeyecek diye anlatmaya çalıştım. Sonra bunu haliyle kendinin de bildiğini ama korkusuna engel olamadığını anladım.

Sonra korkusuna oynadım, bak ne olduğunu bilmediğin bir hastalığın vardır erkenden öğrenmektense neden ilerleyip seni çok daha zor duruma sokmasını bekleyesin ki şimdi uğraşmak, sorun büyüdüğünde uğraşmaktan daha kolay diye anlatmaya çalıştım bu sefer bastırma psikolojisine girdi.

Baktım olmuyor, artık sormuyorum bir şeyden şikayetçi olduğunda habersiz randevusunu alıp hadi anne doktor vakti, gidiyoruz diye emrivaki yapıyorum.
0
akhenaten
(02.09.22)
Ne yapıp edin annenizi kesin kes hastaneye götürün gerekirse zorla yoksa üzülen başkaları değil sizler olursunuz, sağlık bu şakası ve ertelemeye gelmez.

Geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum en kısa zamanda sağlığına kavuşur inşallah.
0
spacenet
(02.09.22)
(9)

KKM kur farkı ödemesi

synesthesia
KKM'ye az biraz para atmıştım. Dün 2. vadesi doldu ama yatan kur farkı olması gerekenden az gibi geldi bana.- 31.05'te hesap bakiyesi 47400- O günün TCMB kuru 16.3876- 31.08 TCMB kuru ise 18.1704- İki kur arasında %10.8'lik bir fark var.- Haliyle dün yatması gereken fark 5156 lira olacaktı.- Fakat y
KKM'ye az biraz para atmıştım. Dün 2. vadesi doldu ama yatan kur farkı olması gerekenden az gibi geldi bana.

- 31.05'te hesap bakiyesi 47400
- O günün TCMB kuru 16.3876
- 31.08 TCMB kuru ise 18.1704
- İki kur arasında %10.8'lik bir fark var.
- Haliyle dün yatması gereken fark 5156 lira olacaktı.
- Fakat yatan para 2911 TL

Aradaki 2245 lira nerde?

i.hizliresim.com
0
synesthesia
(01.09.22)
2209+2911 yatmış zaten. bakiyeniz 52521 olmuş. en üstte gözüküyor.
0
adivar
(01.09.22)
2209TL 3 aylık faiz ödemesi. Kur farkı ayrı.
0
🌸synesthesia
(01.09.22)
dogru yatmis

31 mayis tl toplamnin usd karsiligi 2890 usd
31 agustos tl toplaminin usd karsiligi 2890 usd

bir kac usdfark olabilir. yanlis yok

bunun mantigi su aslinda. uc ay once paranla kac usd alabiliyorsan vade sonunda da paranla ayni dolari alabiliyorsun. dolar alma da tl'de kal diyor sana devlet guya...
0
exlibris
(01.09.22)
sistem öyle değil ki. faiz veya kur farkından hangisi büyükse o yatıyor hesaba. banka sistematik olarak faizi yatırıyor arka tarafta kur farkına bakıyor bununla arasındaki tutarı da 2. kalem olarak yatırıyor. hem kur farkından kazanç hem faizden kazanç yok yani.

bir önceki aya bakın o da aynıdır. ikisini toplayın kur farkı kazancını verecek (kur yükseldiği için)

bu ay kur düşmüş olsaydı sadece 2209 tl yatacaktı.
0
mr.goodcat
(01.09.22)
@mr.goodcat +1

Nedense insanlar hep faiz + kur farkı sanıyor. Öyle değil, hiçbir zaman öyle olmadı.

Banka size her türlü faizi veriyor, eğer kur kazancı faizden fazlaysa size kur kazancını tamamşayacak kadar kur farkını veriyorlar.

Zaten bankaların kkm açıklama sayfalarında da bu şekilde tarif ediliyor olay. Sizin dediğiniz şey nasıl yayıldı insanlar arasında anlamadım ben ama herkes sizin bildiğiniz gibi biliyor. Zannediyorum insanlar ellerine geçen parayı hesaplamıyor. Bakıyor sisteme faiz ve kur farkı ayrı ayrı düşüyor, arkadaşlarına "ikisini birden veriyorlar" diye söylüyorlar. Çok ilginç gerçekten.
0
akhenaten
(01.09.22)
herkes açıklamış ama hala kimseye tik atmamışsınız.

inanmakta zorlansanız da hata yok. hangisi yüksekse o verilir. hem faizi tam alayım hem kur alayım diye bir şey yok.
0
adivar
(01.09.22)
Beni de öyle yediler. İkisini de alıyoruz sanmıştım ben de :) sonuç: 3 ay boşu boşuna dolarımı kitledim. Tüm sistemi bu yanlış anlaşılma üzerine kurmadılarsa bişe bilmiyorum. 3 ay boşu boşuna dolar faizinden oldum.
0
kandaz3
(01.09.22)
Sistem gayet açık vadeli hesap gibi düşün bunu diyor faiz vericem hatta faizi verdiğimde dolar bazında kur farkından dolayı zarara uğrarsan kur farkı yatırıcam yani zararın olmayacak.
Kur artmazsa zaten faizden kazanmış olacaktın
Ama gidip gerçek kağıt olarak almaya kalkarsan makastan dolayı zararın oluyor tabi
0
kararsızataletfilozofu
(01.09.22)
@adivar sakin ol corç, yeni okudum :)

açıklamalar için teşekkürler arkadaşlar. kkm'ye önemsiz bir miktar para attığım için detaylarla çok ilgilenmedim. durum net şimdi.
0
🌸synesthesia
(01.09.22)
(3)

Bir işin veya programın matematiği iyi ne anlama geliyor

damladamla
?
?
0
damladamla
(01.09.22)
genel bir tabir olmakla beraber işleyiş şekli anlamına gelir.
mesela sahibinden.com gibi bir sitesin sen.
ürünü üreticiden tüketiciye ulaştırman lazım. bu iki nokta arasındaki bütün işleyişe "işin matematiği" denebilir. eğer bu düzeni iyi kurarsan "adam zaten işin matematiğini oturtmuş abi" derler.
0
teritori
(01.09.22)
Girdi ve çıktı arasında kalan bütün şema o işin "matematiğini" oluşturur.

Bir seri üretim bandını düşünün belgesellerde görmüşsünüzdür ürünler hızlı şekilde banttan geçerken robotik kollar, fırınlar, dikiş ve dokuma makineleri, paketleyiciler artık ürün her neyse onun üretiminde rol alan her şey neredeyse hatasız ve çok hızlı bir şekilde çalışır. Bunların ortalığı darmadağan etmeden çalışabilmesi için belli aralıklarla, belli işleri, belli bir süre içinde gerçekleştirmeleri gerekir. Bu düzeni kurmak da matematiksel bir hesaplama gerektirir. Eğer bu hesaplamayı düzgün yapamazsanız ürünler hatalı üretilebilir, verim düşük olabilir, makineler daha sık arızalanabilir ya da hiç çalışmayabilir.

Aynı şey birçok işçinin çalıştığı bir şamtiyede de geçerli. İşçiler ne zaman mola yapacak, ne zaman nerede bulunacak, hangi güvenlik önlemleri nerede fayda sağlar, bir işçi a noktasından b noktasına giderken ihtiyacı olan her şeye git gel yapmadan ulaşması için neyi nereye koymalısınız hepsi matematiksel çıkarımlarla oluşturulur.

Programlar için de aynı mantık geçerli. Elinizde 2 ve 1 varsa bundan 3 elde etmek istiyorsanız bunu ((2x1)+(2x1)+(2x1)x0)+2+1=3 şeklinde de yapabilirsiniz. 2+1=3 olarak da yapabilirsiniz. Bunlardan biri sistemi gereksiz yorar, diğeri yormaz. Haliyle iki programın verimliliği farklı olur.
0
akhenaten
(01.09.22)
istisnalara izin vermeyecek, yorumlamaya dayali olmayan, kurallari kesin algoritmalarla cizilmis bir duzeni iceriyor demektir. ayni matematik gibi, yoruma acik degildir, hep ayni input icin hep ayni output sunar. 2+2 onluk duzende 4 eder ve kosullar ve sonuc kisiden kisiye degismez.
0
emrahday
(01.09.22)
(2)

Unutkanlık

beemaker
Akılda bir şeyi tutamama dikkat dağınıklığı, konsantre olamama yüzleri unutmak, konsantrasyon ve algılamada sorun yaşamak hatta söylediği yalanları unutma neden olabilir?
Akılda bir şeyi tutamama dikkat dağınıklığı, konsantre olamama yüzleri unutmak, konsantrasyon ve algılamada sorun yaşamak hatta söylediği yalanları unutma neden olabilir?
0
beemaker
(01.09.22)
ad(h)d?
0
valkin rockefeller
(01.09.22)
Depresyon, stres, b12 eksikliği, tiroit bozuklukları, diğer başka hastalıklar sebep olabilir. En yaygın sebepleri stres ve b12 eksikliği.

Dahiliyeye gidip söylerseniz önce kandeğerlerinize bakar, sorun yoksa psikiyatriye sevk eder.
0
akhenaten
(01.09.22)
(6)

Doğum hediyesi

sacrilegious
Senede 1-2 kez görüştüğüm hamile arkadaşımın doğum yaptığını instagramdan öğrendim. Hayırlamak gerekir ama ne zaman gidilir ne alınır hiç bilmiyorum. Sizce?Teşekkürler
Senede 1-2 kez görüştüğüm hamile arkadaşımın doğum yaptığını instagramdan öğrendim. Hayırlamak gerekir ama ne zaman gidilir ne alınır hiç bilmiyorum. Sizce?

Teşekkürler
0
sacrilegious
(31.08.22)
senede 1-2 kere görüştüğüm bir arkadaşım doğum yapsa, senede 1-2 kere görüştüğüm o günlerden birinde ufak bir hediye verirdim. tulum mulum bir şeyler alırdım. çok da büyütmezdim yani senede 1-2 defa görüştüğüm birinin doğumunu.
0
teritori
(31.08.22)
senede 1-2 görüşüyorum
doğum yaptığını instagramdan öğreniyorum.

sonuç: dünyanın en önemsiz insanı olduğu için girişimim olmazdı.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(31.08.22)
Teritori +1

O doğumlar ne zaman başladı bilmiyorum, ama bir süre sonra ardı arkası kesilmiyor tanıdık doğumlarının. Bir daha görüştüğünüz zaman bir çift ayakkabı verirsiniz. Doğumgününü biliyorsunuz, o tarihten itibaren hesaplarsınız kaç aylık olduğunu, iki ay büyük alırsınız ayakkabıyı.
0
akhenaten
(31.08.22)
Az görüşmek parametre değil ama doğum yaptığını Instagram'dan öğrendiğim birisine ben de hediye vermeyi tercih etmezdim.

Yok ben illa vereceğim diyorsanız tulum +1
0
pispinti
(31.08.22)
alınmaz
0
arveles gibiyim
(31.08.22)
Senede 1 2 kez görüştüğün arkadaşın, sacrilegious ben doğuma giriyorum haberin olsun demez. Ben kendi doğumumda annemlere zor haber verdik. Sonra instagramdan doğumun olduğunu paylaştık arkadaşlar için. Daha çok eş paylaşır bir de böyle bir haberi. Taze anne panikte çünkü.
Bir tulum ya da alt üst takım alıp ziyaret edersiniz.
0
mellifica
(31.08.22)
(3)

ötesinde ne demek?

juan pablo pino
TDK'da bulamadım tam anlamını."ilerisindeki" anlamında mıdır,"çok daha fazlası" anlamında mı?
TDK'da bulamadım tam anlamını.

"ilerisindeki" anlamında mıdır,
"çok daha fazlası" anlamında mı?
0
juan pablo pino
(30.08.22)
Bence ikisi de.

Bir ressamın ötesinde, bir sanat bilimcisiydi aynı zamanda

Bakkalın ötesindeki ağaç.

İkisi de oluyor sanki.
0
duma duma dum
(30.08.22)
ikisi de arti 1.
0
baldur2
(30.08.22)
Çekimlenmiş bir sözcüğü sözlükte bulamamanız doğal. Bulmak için "öte" sözcüğüne bakmalısınız.

Öte:

1- Konuşanın temel olarak aldığı bir şeyden daha uzak olan yer veya şey, mavera, beri karşıtı

2- Bir şeyin arkadan gelen bölümü, devamı.

3- Bulunulan yere göre karşı yanda olan

4- Daha fazla, çok

5- Dış

Yani bahsettiğiniz iki anlamı da karşılıyor.

Örnekleyelim:

1- Görünen dağların ötesindeki küçük köy masal diyarı gibi. (İlerisindeki)

2- Zamanımız az, bunları bitir de ötesini sonra düşünürüz. (devamını)

3- Dediğin ev güzel, ama öte yandakini daha çok beğendim (diğer taraftakini)

4- Yapabileceğim bu kadar, ötesini bekleme (daha fazlasını)

5- Sınır ötesinde devam eden karışıklıklar var.


Ama özellikle bulunma hal ekiyle çekimlerseniz temelinde anlamı "ilerisinde" olan bir sözcüğü "fazlası" anlamında kullanmış olursunuz.

Örneğin 4. Örnekteki cümleyi değiştirelim; "yapabileceğim bu kadar, ötesinde bir şey bekleme"

Bu sefer "bunun ilerisinde bir şey bekleme" demiş olduk ama anlam olarak hala daha fazlasını beklenmemesini kastettik.
0
akhenaten
(30.08.22)
(21)

Kızlık zarı sizin için önemli mi? Olmazsa olmaz bir şart mı gençler?

soper
Bence sevdiği kişi için beklemeli bir kız. İlk olmak ayrıdır
Bence sevdiği kişi için beklemeli bir kız. İlk olmak ayrıdır
0
soper
(30.08.22)
Zar anlamında ilktir ama ruh anlamında, sürtünme, ön sevişme, ters ilişki, flört anlamında çoktur. O zaman okey misin?

Her haltı yiyeyim ama sevgilim bakire olsun kafası bana çok ilkel gelmiştir.

Bir erkek bakir ise bakire seçmesinde bir sakınca yok bence.

Ama ben bir şeyler yaşadıysam, karşımdaki insan da yaşamış olabilir sorun yok.

Ne istediğini bilsin, kafa ve beden olarak sadık kalsın da gerisi önemli değil.

Hem bu zar takıntısı olanların korkulu rüyası diktirme ameliyatı var öyle denk gelirse çok gülerim.
0
ananiyimioguz
(30.08.22)
90'li yillarda eksisozluk = kizlik zari tartisma platformu gibiydi. Sonraki yillarda o basliklarin yerini envai cesit erasmus basliklari aldi. duyuruyu gorunce aklima o geldi.

neyse... dengi dengine diyip cekileyim.
0
WithWorth
(30.08.22)
Eskiden insanlar 18 ine gelmeden evlenirdi. O zamanlar onemliydi. Simdilerde is bulma egitim para meselesi gibi turlu sebeplerle evlilik yasi cok ilerledi. Evlilik oncesi seks bu yuzden cok artti.
0
halk
(30.08.22)
Sevdiği kişi için derken? İnsan her sevgilisini seviyor hangisini beklesin mesela?

Erkek de beklemişse “sevdiği” kız için o zaman tamam ama bu kutsal görev sadece kadınlardan bekleniyorsa çok yanlış. Kadınların da el değmemiş erkek bekleme hakkı doğuyor bu durumda.
0
kaptan maydanoz
(30.08.22)
O devir o muhabbetler geçti artık. Önemli gören çok azaldı, önemsiz demiyorlar ama üzerinde de konuşulmuyor.
0
Mihendiss
(30.08.22)
kizlik zariyla ilgisi yok , turkiyedeki kizlar kamuflaj anlaminda uzman:) belki oral sex, anal sex yapiyor nereden bileceksin?
burada olay kizin daha onceki kisilerden neden ayrildigi? karsidaki adamlarin mi yoksa kizin mi can sikintisindan ayrildigi. duygusal zekasi, size adanmisligi, empatisi vs.
ayrilmaya karar verdik iliski monotonlasti diyen kizlardan uzak durabilirsin mesela.
cok seks kimi zaman kizlari travmatize edebiliyor. bunu rahatlikla anlayabilirsin.
0
kadirulu
(30.08.22)
Küçük yerlerde hala önemli. Büyük şehirlerde de tecrübe arıyorlar. +1 ananiyimioguz. Özellikle öyle birini arayana.
0
Kahvedesu
(30.08.22)
vay, nostalji başlık.

15 sene önce tartışılıp bitmedi mi olm bu kızlık zarı meselesi? yemin ediyorum sosyal medyada 10 sene olmuştur görmeyeli. geçmişe gittim.

cevap: olmazsa olmazımdır.
0
sir gawain
(30.08.22)
Bu beklenti kendine karşı özgüveni düşük insanların beklentisidir, ya başkaları ile birlikteliğinden benimki ile olduğundan daha zevk aldıysa vb. düşünceler içerisindeler.

Halbuki bu dünya öyle bir dünya değil. nedense ilk ve son olmakla ilgili bir ilinti var. yani kişinin ilk beraber olduğu kişi aynı zamanda son birlikte olduğu kişi de olacak.

ilk olmak önemli ise kim kimin hangi konuda ilk'i olacak? ilk tekne gezisini beraber yapınca oluyor mu? ilk yamaçparaşütünü beraber yaptık, oluyor mu? ilk motor gezisini beraber yaptık, oluyor mu?

Sex dediğin bir saat, hadi seni mi kıracağım 2 saat olsun, sen kralsın 4 saat diyelim. eee sonra? koskoca hayatı bu 4 saat ile mi değerlendiriyorsun?

Hadi hepsini geçtim, daha kendisi ile ilgili şeyleri bilmeyen biri ile nasıl hayat geçecek? keyif alınan şeylerin kendisi için keyifli olup olmadığı konusunda bir fikri, düşüncesi olmayan biri ile ne yapcaksın? konu sadece cincellik değil yani. o çok küçük bir parçası.
0
selam
(30.08.22)
25-30 yaş arası erkek grubumuzun fikrine göre sevgili olmak için önemli değil ama iş ciddiye binecekse ve evleneceksek çok önemli sırf bu yüzden evlenmeyen arkadaşlarım oldu.

şuan ne kadar önemsiz diye pompalansa da önemli.

ama yeni tip erkekler türedi zar önemli değil diyen. sonuçta herkesin terrcihi
0
alp9900
(30.08.22)
genelde kendine güvensiz erkeklerin hissettiği gereksiz bir takıntı. bir kadının başkalarını deneyip, sende karar kılması daha ego okşayıcı bir durum, çünkü ömrü boyunca tek bir kişiyle yatan birinin içindeki merak duygusunu asla öldüremezsin. evliliğği boyunca başkalarıyla nasıl olurdu acaba diye fantezi kurmasındansa deneyip öyle evlenmesi daha mantıklı geliyor bana. ayrıca evlilik öncesinde orgazm olabiliyor mu, vajinismus gibi bir problemi var mı gibi cinsel sorunların tamamını da bu yolla çözmüş oluyorsun (hiç küçümsemeyin inanılmaz yaygın bu hastalıklar, kolay da tedavi edilemiyor ve boşanmaların - aldatmaların da en büyük sebeplerinden biri bu). son olarak 15 dakikalık bir işlemle sonradan da zar yaptırılabiliyor, yani hiç bir zaman orjinal mi değil mi bilemiyorsun. bu şartlar altında hala bekarete takılan hemcinslerimi komik buluyorum.

hiç ilişkiye girmediğiniz biriyle kolaylıkla yanlış bir evlilik yapabilirsiniz, çünkü dikkatiniz başka bir yerdedir, mantıklı düşünemezsiniz. erkeklerin evlendikten sonraki "ulan ben ne yaptım" pişmanlığı hep buradan geliyor.
0
roket adam
(30.08.22)
İlk olmak kız için de ayrıdır erkek için de ayrıdır bence.

Madem ayrıdır, ikisi de o ayrıcalığı "sevdikleri" kişiye sunmalılar.

Ama sorun şu, cinsel anlamda ilk olan kişi güvenilir sayılıyor ama çok daha farklı konularda hiç de güven vermiyor hatta hayatı zindan ediyor mesela. Onu ne yapalım? Gitti elden "ilk"... ne olacak?

Saçma. Kızlık zarıyla güven elde edilmez. Kızlık zarı değil önemli olan...

Sen ruhu masum olan kadını tanıyamıyorsun kızlık zarına yüklüyorsun koskoca bir sorumluluğu. Önemli olan bu.
0
muhayyer divan
(30.08.22)
20'lerimin başında önemsizdi, ancak artık önemli. 30'larına merdiven dayamış biri bu yaşına kadar cinsel ihtiyaçlarını tümden bastırdıysa tuhaf hissettiren çok fazla problem ortaya çıkıyor. Onun için hiçbir cinsel deneyimi olmamış biri beni geriyor.

Cinsellik biyolojik bir ihtiyaç, eğer hayatınızın büyük bölümünde cinsel arzunuzu bastırdıysanız bu sizde bir şeyleri kötü yönde değiştirir.

Çok değer verdiğiniz, ancak sıradan bir şeyi yıllar boyunca korumak için bir çok şeyden vazgeçtiyseniz o koruduğunuz şey sizin için o kadar önemli hale gelir ki sizden başka kimse ona o değeri vermez. O açıdan bekaret takıntısı olanlara önerim, fazla geç kalmadan evlenmeleri olur heralde. Bir yerden sonra kendilerinden daha çok "evlenecekleri kişiye vaadettikleri o şeyi" öne çıkarmaya başlıyorlar, bir nevi hayatını adadığı tek şeyi size verip vermeme konusuna evriliyor olay. Her olayda, her durumda, sizin yaptığınız fedekarlığı ve ortaya koyduğunuz her emeği onun size vaadettiği ve kendince bir değer biçtiği şeyden değersiz ve yetersiz buluyorlar. Ne yapıyorsanız "e tabi yapacak" olarak görüyorlar.
0
akhenaten
(30.08.22)
Bence önemli. 2022'de hala bunu dert edinen ve tartışma konusu haline getiren kafaların kalıp kalmadığını gösteriyor. Çomar turnusolü diyebiliriz.
0
himmet dayi
(30.08.22)
yanıma almadan dışarı çıkmam, öyle söyleyeyim.
0
sparkle kiddle
(30.08.22)
Kızlık zarı bisiklete binerken bile yırtılabilen bir şey, hiçbir anlamı yok.
0
peki madem
(30.08.22)
38 yaşında erkeğim. Önemli değil.

Cinsellik bakımından daha sıkı olma durumu var mı bilmiyorum. varsa, güzel bir şey.

30-35’ini geçmiş hala bekaretini evleneceği adama saklayan ama o zar hariç yapılmadık aktivite bırakmamış kızlardan uzak dururum.

Erkeğin onlarca farklı kişiyle cinsel ilişkisi olsun ama evleneceği kızın bakire olmasını istemesi de üstteki insan tipiyle aynı seviyede benim için. Bu iki cins insan birbirini çok iyi tamamlar. Match made in heaven.

Tam tersinde de, bakir erkeğin bakire kız istemesi hakkıdır sözüne katılmıyorum. Önce bekaretin böyle bir şey olmadığını, alınacak, verilecek hak olmadığını ifade edeceksin sonra da bakirsen bakire beklemen normal diyeceksin. Çelişki bu da.

Bir de onlarca erkekle birlikte olup son sevgilisine ya da evlendiği kişiye “sen ilksin” diyenler oluyor. Kapıya çarptım bekaretimi kaybettim vs. Onlar da ayrı bir kategori.

Son olarak fikir beyan etmek serbest. Kim ne derse desin, ne düşünürse düşünsün. Fikirleri baskı altına almak hiç kimseye, kuruma, organizasyona, topluluğa yakışmaz. Düşünmek, ifade etmek serbest olduğu kadar düşüncesini beğenmediğin kişiden uzak durmak da serbest.
0
gabe h coud
(30.08.22)
tr şartlarında x y kuşağında önemliydi. z kuşağında durum be bilmiyorum. yani çok önemli olmamalı ama tr şartlarında beklenti bu. insanlar cinselliği çok geç yaşıyor ülkemizde bu da salak muabbetleri açıyor. dönemsel değişir bu cevap 2000 sonrası doğumlularda bence çok sıkıntı değil.
0
mikahakkinen
(30.08.22)
Himmet dayı + 1 milyon
0
Phoebe
(30.08.22)
küçük bir azınlık ve bu şekilde kızları kafaya alacağını sanan bir erkek grubu hariç hala baya önemli.

i.pinimg.com
0
nuisance
(30.08.22)
ben aksine hayatında hiç sevişmemiş kızlardan kaçmaya çalışıyorum ama hep beni buluyorlar. tecrübesiz kız istemiyorum ya. evlenmelik de olsa. ben öğretmen olmak istemiyorum. te.rübesiz kızı anca libidosu yüksekse iyi sevişiyosa isterim.

-bence bir erkek hiç sevişmemişse hiç sevişmemiş bir kız isteyebilir. ama kızlık karı bunu kanıtlamaz o ayrı bir konu.

-kızlık zarını kocasına saklayan çok kız tanıdım. erkeğin sevişip sevişmediğini dert etmiyolardı. onlarak göre erkek yapabilir. kadın saklamalı vs. saçmalık resmenç
0
jelly bear
(31.08.22)
(10)

kaç yaşında adamım hala numara isteyemiyorum

lionel andres
nasıl çat diye numara istiyonuz siz bi deyiverin hele? az önce bir hatun kişisi ile küçük bir muhabbetimiz oldu. hoş biriydi. konuştuk ettik muhtemelen o da benden hoşlandı ama ayrılırken mal gibi görüşürüz dedim ben. o da iyi akşamlar dedi ve noktayı koyduk. hiç tanımadığım birinin numarasını istem
nasıl çat diye numara istiyonuz siz bi deyiverin hele? az önce bir hatun kişisi ile küçük bir muhabbetimiz oldu. hoş biriydi. konuştuk ettik muhtemelen o da benden hoşlandı ama ayrılırken mal gibi görüşürüz dedim ben. o da iyi akşamlar dedi ve noktayı koyduk. hiç tanımadığım birinin numarasını istemek doğru gelmiyor sanki bana. ya da o durumda ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. şey mi demeliyim hoş birisiniz, acaba numaranızı alabilir miyim gibi bir şey mi. ulan niye bu kadar zor geliyor böyle şeyler bana?
0
lionel andres
(29.08.22)
muhabbet zaten tutmuşsa sonradan iltifat etmene gerek yok, doğrudan numaranı alabilir miyim ? diye sorman yeterli, olumlu cevap verirse telefonunu uzatırsın numaranı kaydeder misin diye
0
freebird5406_2
(29.08.22)
Numaraya gerek yok +1
Telefonu çıkarmaya çalışırken bir yandan "yaa şöyle mi yapsak" de, o arada telefon çıkmış olucak, instagram'dan arama kısmını açıp telefonu kıza uzat pişmiş kelle gibi sırıt.
0
Bruce
(29.08.22)
Bu casual flört olayında numara almak daha cool ve sağlam, herkesin instagram hesabı olmayabilir fakat telefonu olan herkesin numarası vardır :)
0
freebird5406_2
(29.08.22)
Muhabbet esnasında laf yediğiniz güzel bir yemeğe içtiğiniz güzel bir kahveye getirilir, sıradan bir şekilde, tamamen önerir bir tavırda istersen birlikte gidebiliriz diye sorulur; cevap olumluysa hem numarayı alırsınız hem de bir date'i garantilemiş olursunuz.
0
akhenaten
(29.08.22)
Soyadını biliyorsan hala instagram’dan bulup ekleyebilirsin.
0
duma duma dum
(29.08.22)
sana görüşürüz dediğinde dumanla mı diyebilirsin, tamam ben sana güvercin gönderirim diyebilirin vs. vs. yok bunlar aklına gelmiyorsa numaranı versene diyebilirsin, en fazla ne diyebilir? bıçak çekecek hali yok ya kibarca red eder sende peki dersin. kafanda kurdukça düşündükçe çıkmaza girersin, düşünme.

Öyle hoş birisin, aman çok güzelsin, ben seni beğendim gibi bişi demene gerek yok ki numarasını istemen zaten karşı tarafı beğendiğin anlamına geliyor.

Instagram konusuna girme, naapcan arkadaş mı olcan? okey'e 4 ncü olarak mı çaarcan?
0
selam
(30.08.22)
dostum insanların birçoğu dürüst, kendine güvenen, ne istediğini bilen kişilerden hoşlanır. tam zamanı artık dediğin an direkt söyle. lafı evirip çevirme. pozitif bir dönüş alacaksın...
0
shane.rp
(02.09.22)
Sevgilisi olup/olmadığını bilmediğiniz birinin numarasını nasıl alacaksınız? SOhbette ortak konu varsa, o konuyla ilgili haberleşmek üzere numara isteyebilirsiniz. Atıyorum iş ilanı, etkinlik gibi.
0
Kahvedesu
(02.09.22)
Numara alınmıştır, görev tamamlandı.
0
🌸lionel andres
(06.09.22)
dediğimi yaptın değil mi minik kazanova ahahaha
0
shane.rp
(09.09.22)
(3)

mutfak blenderi nasil kullanilir? bilmedigim bir sey mi var acaba?

buenosdias
su aletten aldim.https://www.hepsiburada.com/bosch-ms61b6150-el-blenderi-ergomixx-1000-watt-p-HBCV000024AIOXicine ne atsam 2,3 saniye sonra kesilen/dogranan sebzenin sikismasindan dolayi duruyor. neden oluyor acaba?
su aletten aldim.

www.hepsiburada.com


icine ne atsam 2,3 saniye sonra kesilen/dogranan sebzenin sikismasindan dolayi duruyor. neden oluyor acaba?
0
buenosdias
(29.08.22)
Muhtemelen yanlış kapta yanlış şeyi doğramaya çalışıyorsundur. Bir de en üstten gücünü seçiyorsun. Gücü zayıf kalıyordur.

Örneğin linkteki görselde direk bağlı olan başlık çorba, milkshake vs. için olan başlık. Onunla büyük ve çok sert parçaları bölmeye çalışınca tıkanır. Kullanım kılavuzunda hangi başlığı nerede nasıl kullanacağın yazıyordur.
0
himmet dayi
(29.08.22)
Eğer tek başlık fotoğrafta görünense o parçalama başlığı değil püre ya da lapa yapmaya uygun bir başlık, haliyle muhtemelen çekmeye çalıştığınız parçalar büyük geliyordur. Daha küçük parçalar kullanmayı deneyin.

Edit: parçalama haznesini şimdi gördüm, fotoğrafta en solda görünen bıçaklı kutuyu parçalama için kullanmanız gerek. Yine de atıyorum içine salatalık koyacaksanız tüm ya da ikiye bölerek atmak yerine irice dilimleyerek ya da dörde bölerek atın.

Blenderın amacı bütün sebzeleri atıyorum bir salataya koyacak gibi doğramak değil, çok küçük parçalara ayırmak ya da püre haline getirmek. haliyle eğer doğrama amaçlı kullanmaya çalışıp çok iri parçalar koyuyorsanız verim alamamanız normal. Blender ismi aslında işlevini açıklıyor.
0
akhenaten
(29.08.22)
resimde ki ilk ürünü kullanıyorsan tüm blenderların içinde sıkışıyor malzeme hangi yemek videosunu açarsan aç illa içine kaşıkla müdahale edilip tekrar çalıştırılıyor.
0
eja
(29.08.22)
(4)

Aşırı heyecan için ne yapmalıyım?

Seedy
Hoşlandığım kişi değil sevgilim. Yarın yurtdışına çıkıyor ve ben haftalardır ağlama krizleri, heyecan nöbetleri geçiriyorum. Zaten bir anksiyete problemim vardı ama bu kez anlam veremiyorum. Sabah kalktığımda yüreğim hoplamış gibi oluyor mesela. Sürekli endişe korku içinde oluyorum. Bir süredir daha
Hoşlandığım kişi değil sevgilim. Yarın yurtdışına çıkıyor ve ben haftalardır ağlama krizleri, heyecan nöbetleri geçiriyorum. Zaten bir anksiyete problemim vardı ama bu kez anlam veremiyorum. Sabah kalktığımda yüreğim hoplamış gibi oluyor mesela. Sürekli endişe korku içinde oluyorum. Bir süredir daha iyiydim çünkü meşguliyet aradım kendime ve kafamı dağıttım ama zaman yaklaştıkçaya gitmeden hemeb önce yine kötü olurum da herkesin canını sıkarım diye korkuyorum. Bu heyecan durumuna karşı aktivite, bitki çayı, yiyecek vs önerilere açığım.
0
Seedy
(29.08.22)
"Hoşlandığım kişi değil sevgilim" cümlesini anlayamadım.

Sevgiliniz hoşlandığınız kişi mi değil, yoksa bu giden kişi yalnızca hoşlandığınız kişi değil de sevgiliniz mi?
0
akhenaten
(29.08.22)
@akhenaten yani kaybetme ihtimalim yok, şu an bağlıyız, ona rağmen korkuyorum anlamı çıkar.

Bence problem fiziksel değil ne içip yerseniz yeyin durum ya nötr kalır ya da daha şiddetlenir (bkz: alkol kötü yapabilir).

İnsan bilmediği şeyden korkar, içinde kurar, kafasında büyütür. Oturup karşılıklı konuşursanız, size yurtdışında yapacağı işleri, rutinini, ''ayrıntılı'' olarak anlatırsa, her gün sonunda gün değerlendirmesini birlikte yapacağınıza söz verirseniz kaygılarınız çok yüksek yüzdelerle azalmış olur. inanılmaz rahatlarsınız. maksimum normalleşmeye yaklaşırsınız. bu durumun 5 yıl sürdüğünü düşünün, pek heyecan kalmaz sanki hı? işte bu süreci hızlandırmanız lazım o kadar.
0
onemoremile
(29.08.22)
Ben meditasyon yapmayı öneririm. oturmak da zor gelebilir tabi. Nefes çalışması yapılabilir. Oturup icinizden nefeslerinizi saymaya başlayın. 4e kadar alın 8e kadar sayarak bırakın.
0
faredenkorkankedi
(29.08.22)
Kaygılı bağlanma durumunuz var.

İlacınız bu kitap: www.dr.com.tr

Okuyup anlamaya çalışın, mümkünse sevgiliniz de okusun. Altından kalkamazsanız destek şart.

Öyle çayla çorbayla geçiştirilecek bir şey değil maalesef.
0
Cesario
(29.08.22)
(5)

Türkce kitap önerisi

catgroove
Almanya'da dogup büyüyen bir Türk arkadasim Türk edebiyatindan henüz bir kitap okumadigini söyledi (Alman edebiyatini yalayip yutmus birisi ama Türkcesi yüzde yüz akici degil, Türkce okumayi denemis ama biraz zorlanmis). Ona Türk edebiyatindan dili mümkün oldugunca yalin ve cok kalin olmayan bir kit
Almanya'da dogup büyüyen bir Türk arkadasim Türk edebiyatindan henüz bir kitap okumadigini söyledi (Alman edebiyatini yalayip yutmus birisi ama Türkcesi yüzde yüz akici degil, Türkce okumayi denemis ama biraz zorlanmis). Ona Türk edebiyatindan dili mümkün oldugunca yalin ve cok kalin olmayan bir kitap hediye etmek istiyorum. Önerilerinizi bekliyorum.
0
catgroove
(28.08.22)
Mina Urgan - Bir dinozorun anıları

Dili açık, sade, esprili ve içerisinde türk edebiyatçılarına dair çok güzel anekdotlar var. Bu kitabı okuduktan sonra okuyabileceği başka yazarlar için de kapı açacaktır.

Ben bayıla bayıla okumuştum.
0
akhenaten
(28.08.22)
Sevgi Soysal - Tante Rosa
Adalet Ağaoğlu - Bir Düğün Gecesi
0
black holes in the sky
(28.08.22)
Yusuf Atılgan
Sait Faik
0
encokbenisevinnolur
(28.08.22)
Yaşar Kemal'in herhangi bir ince kitabı. İnce memed değil ama.
Ağrı Dağı Efsanesi olabilir.
0
Amaranta ursula
(28.08.22)
Orhan Pamuk - Kar ve Sessiz Ev
0
auroraaurora
(29.08.22)
(14)

Dinsiz arkadaşlar çocuğunuzu sünnet ettirir misiniz?

egokalp
sadece dinsiz arkadaşlar, lütfen nedeniyle birlikte cevap verin.
sadece dinsiz arkadaşlar, lütfen nedeniyle birlikte cevap verin.
0
egokalp
(27.08.22)
Ettirmem çünkü bu bilerek geri dönülemez olarak gereksiz yere bir organı sakatlama

Yeni nesil daha bilinçli, kültürel olarak akranları tarafından zorbalığa uğramaz dalga geçilmez

Aklı cinselliğe ermeye başlayınca da sünnet ettirmediğim için bana dua eder :)
0
freebird5406_2
(27.08.22)
ettirmeyeceğim kesinlikle. bizden çok büyük hisler çalındı sünnet yüzünden. hepimiz kusurluyuz
0
tchuck
(27.08.22)
ettirmeyeceğim. ancak sünnete harcanacak paranın on katını falan çocuk psikologuna harcamak gerekebileceğinin de farkındayım. akranlarıyla arasında mesela beden eğitimi dersi için soyunma sırasında olay kesin malum yere gelir. bizimki "ben sünnet olmadım" dediği anda dalga geçilebilir, dışlanabilir. her şey olabilir.

ettirmeyecekler de bunları bilerek ettirmesin derim.
0
alperz
(27.08.22)
hayır. çünkü dini bi ritüel.
0
buenosdias
(27.08.22)
@alperz,
33 yaşındayım hayatımdaki hiçbir soyunma odasında bir taraflarımı gösterdiğimi hatırlamıyorum.
0
tchuck
(27.08.22)
evet, hijyen açısından.
0
candide
(27.08.22)
Ettirmem, hijyen açısından da çok daha kolay yöntemler var. Dünyanın çoğu sünnet olmuyor, bu yüzden çok büyük bir derde girdiklerini sanmıyorum.

Glansın estetiği açısından da o sünnet derisi etkili. Sünnetli penisteki glans kupkuru kalıyor.

Tüm bunlar haricinde de sünnet dini bir uygulama, bu açıdan gerek görmüyorum.
0
akhenaten
(27.08.22)
Hayir, cunku benim cocugum da olsa baska bir insanin vucut butunlugune inanmadigim bir din oyle soyluyor diye zarar vermem.
0
portland maine
(27.08.22)
ne yazık ki 2 yaşında ettirdim. Türkiye'de yaşadığımız gerçeğini düşününce oğlumun psikolojik şiddete uğramasını istemedim
0
maimai
(27.08.22)
tchuck, göstermekten bahsetmiyorum. kaldı ki saçma sapan ortamlarda dandik liselerde falan kimin bilmemnesi daha büyük yarışları oluyor. neyse, giyinip soyunurken konu bir şekilde sünnete gelir. her türlü gelir. kaçışın yok. gelmese bile gelme ihtimali var.

bu memlekette gençler toplu halde porno izleyip mastürbasyon bile yaptı.
0
alperz
(27.08.22)
çevremde inanç seviyesi düşük yahut ateist/deist olan fakat çocuklarını sünnet ettiren arkadaşlarım var. Samimiyet derecesine göre bu durumu soruyorum kendilerine. Neden yaptırdınız ya da yaptırmamayı düşünmediniz mi diye.
Bazı çocuklarda sünnet derisi zor hareket ediyor, delik yeterli olmuyor ve hatta sünnet derisini açıp kapatarak bu durumun daha makul hale getirilmesi öneriliyor. Bu acıdan sorundan kurtulma mantıklı sayılabilecek bir sebep. Temizlik de makul sayılabilecek bir sebep fakat sıklıkla duyduğum arkadaşları arasında dışlanabilir sorun yaşayabilir kısmı çok makul gelmiyor. Özellikle sosyokültürel seviyesi benzer ve bir seviyenin üzerinde olan ortamlarda böyle bir sorun olacağını düşünmüyorum. Belirli bir yaşın üzerindeyim ve çocukluğumda arkadaşlarımın cinsel organlarını birbirine gösterdiğini biliyorum fakat ben bunun yakınından bile geçmedim. Kesinlikle bir çocuğum olsun istemem fakat olsaydı da özel alanına vücuduna saygı duymasını ve çevresindekilerin de onun vücuduna saygı duymasını sağlamasını daha önde tutardım.
Kendi adıma benden çalınan hiçbir haz için hakkımı helal etmiyorum. (:
Tek artısı sünnetli penisin sünnetsizden daha estetik olması sanırım.
0
sparkle kiddle
(27.08.22)
Bana fark etmez. Güvendiğim bir doktorun yönlendirmesine göre hareket ederim sanırım.
0
jazzabel
(27.08.22)
ettirmedim ettirmem. ileride kendi karar verir.
0
elestirman
(27.08.22)
Sağlık sebebiyle yapılması gerekmediği sürece ettirmem. Buna açıklama bile beklememek lazım. İslam sebebiyle dilimizi ısırarak söylüyoruz ama bu aleni bir istismar. Kendi vücudu hakkında söz sahibi olamayacak yaştaki birinin vücuduna geri dönülemez bir müdahalede bulunmanın kabul edilebilir bir yanı yok. Kaldı ki mevcut bir sağlık sorunu yokken bunu yapmanın tek sebebi dini dayatma. Neden yapayım?
0
nawar
(27.08.22)
(7)

Evlenen kadının adının eşinin soyadı ile aynı olması problemi

candanag
Serbest çağrışım ile aklıma takılan bu konu hakkında bildiğim kadarıyla medeni kanun doğrudan bir açıklama yapmıyor? İçtihatlar ya da uygulama hakkında bilgisi olan var mıdır? Örnek olay: er kişi Ahmet Irmak ile kadın Irmak Demir'in evliliği durumunda kadının yeni ad soyadı ne olur? Kesin olması ger
Serbest çağrışım ile aklıma takılan bu konu hakkında bildiğim kadarıyla medeni kanun doğrudan bir açıklama yapmıyor? İçtihatlar ya da uygulama hakkında bilgisi olan var mıdır?
Örnek olay: er kişi Ahmet Irmak ile kadın Irmak Demir'in evliliği durumunda kadının yeni ad soyadı ne olur? Kesin olması gereken duruma dair olası devlet vs. İşleri nasıl çözüme kavuşturuluyor? Ya da hiç prb olmuyor mu? Veya doğrudan c şıkkı ile hiç değişiklik yapılmiyor mu?
a. Irmak Irmak
b. Irmak Demir Irmak
c. Irmak Demir

* Kadının çift isimli olup isimlerinden birinin erkeğin soyadı olması olasılıklarini ise yazmaya üşendim o da ayrı bir konu.
0
candanag
(26.08.22)
Neden sorun olacağını düşündüğünüzü anlamadım.

Kadın bir tercih belirtmezse "Irmak Irmak" olur.
Kadının tercihine göre "Irmak Demir Irmak" veya "Irmak Demir" de olabilir. (Irmak Demir olarak devam etmesi için mahkemeye gitmesi gerekiyormuş ama basit bir mahkeme sanırım)

İsim ve soyisminin aynı olmasının bu konuda bir etkisi yok. Her evlenen kadın için bu üç seçenek de mevcut.
0
michael_knight
(26.08.22)
adi soyadi ayni olan birden fazla insan taniyorum.
0
alperz
(26.08.22)
hepsi olabilir, kadının isteğine bağlı. ortada karmaşa yok ki.

kuzenimin adı yağmur, soyadı yağmur.

aynı soyadla birisiyle evlense yağmur yağmur yağmur bile olabilir:)
0
candide
(26.08.22)
Kadın soyadını değiştirmek zorunda diye biliyorum. Yani c şıkkı olamaz.

En azından yurtdışındaki evliliğini burada kayıta geçirirken arkadaşıma böyle demişler. Evlendiği ve eşinin vatandaşı olduğu ülkede eski soyadını kullanıyor ama burada iki soyadı kullanması gerekiyormuş. Yanlışsam düzeltin.
0
peki madem
(26.08.22)
Evlendiği sırada soyadını Irmak ya da Demir Irmak olarak seçebiliyor. Kocasından gelen Irmak soyadını düşürmek daha zor, dava açması gerekiyor diye biliyorum

Benim favorim; soyadı aynı olan iki kişinin evlenmesi ve kadının soyadını tutması. Daha sonra Irmak Irmak & Irmak avukatlık ofisi açmaları.
0
archmage mahmut
(26.08.22)
duran duran'a sormak lazım üstad.
0
guvenlik doktoru
(26.08.22)
Ad ve soyadın aynı olmasının önünde bir engel yok, çift soyadı kullanmanın önünde de bir engel yok.

Erkekler doğrudan kadının soyadını alamıyor ama evlendikten sonra mahkeme yoluyla soyadı değişikliği yaparak kadının soyadının alındığı örnekler de var.

Tercih sizin
0
akhenaten
(26.08.22)
(4)

şu laptop alınır mı?

arveles gibiyim
https://www.amazon.com.tr/Lenovo-IdeaPad-Bilgisayar-i7-11370H-82K100CMTX/dp/B09LMN9BVP/ref=sr_1_14?__mk_tr_TR=%C3%85M%C3%85%C5%BD%C3%95%C3%91&crid=1NWRPJW1Z7QW9&keywords=laptop&qid=1661497567&sprefix=laptop%2Caps%2C121&sr=8-14hem oyun hem de nette gezmek için..
www.amazon.com.tr


hem oyun hem de nette gezmek için..
0
arveles gibiyim
(26.08.22)
Alınır, ama şöyle.

GTX 1650 kartlar son demlerini yaşıyor, ama bunu hali hazırdaki oyunlar için düşünmeyin. Hele ki oyundan kastınız multiplayer fps oyunlarsa hiç sorun yaşamazsınız. Sadece red dead redemption 2 ve cyberpunk gibi oyunları ultra ayarlarda oynayamazsınız ama yine de sizi tatmin edecek kadar verim alırsınız. Gelecekte çıkacak ve popüler olacak orta segment oyunları da rahatlıkla oynayabilirsiniz ancak gelecekte çıkacak red dead redeption 2 ayarında ağır grafik yükü olan oyunlarda sorun yaşamaya başlarsınız. Kararınızı buna göre vermeniz iyi olur.

Günlük kullanım içinse fazla fazla yeterli, düşünmeye gerek yok.

Ayrıca ürünün pdfinde yazdığına göre ekranı da 120hz IPS panel. Bu fiyata göre gayet iyi bilgisayar.
0
akhenaten
(26.08.22)
Hocam ikinci el düşünürsen garantili acer nitro 5 var hatta alınık satılık kısmına da koydum. Uygun fiyata bırakırım. Özellikler neredeyse ayni.
0
praisebe
(26.08.22)
Ideapadlerin çok kötü plastik bir kasası var, benim laptop wifi sorunu vardı, iade etmiştim, o problemi çözmüşlerdir sanırım
0
mephistoo
(26.08.22)
Özelliklerine göre fiyatı çok iyi. Alınır
0
crimson man
(26.08.22)
(4)

Duyuruda psikolog/psikiyatrist var mı? Kısa bir soru…

Gradient_tabanlı_mor
Çok merak ediyorum herkes size olumsuz şeylerini anlatıp anlatıp gidince her gün eve mutsuz dönmemeyi nasıl başarıyorsunuz? Yoksa bir süre sonra alışıyor ve insanların size hıçkırarak ağlayıp anlattığı şeyleri dinlerken içinizden akşam ne yesem diye mi geçiriyorsunuz?
Çok merak ediyorum herkes size olumsuz şeylerini anlatıp anlatıp gidince her gün eve mutsuz dönmemeyi nasıl başarıyorsunuz? Yoksa bir süre sonra alışıyor ve insanların size hıçkırarak ağlayıp anlattığı şeyleri dinlerken içinizden akşam ne yesem diye mi geçiriyorsunuz?
0
Gradient_tabanlı_mor
(26.08.22)
Ben değilim ama bir dönem psikiyatrist bir flörtüm olmuştu, aynı soruyu ben de sordum.

İçinden ne geçirdiğini ben merak etmemiştim ama öyle çok da etkilenmeden kalamayabiliyorlarmış. Tabi bu bir travma seyesinde olmuyor. İstemsizce fazla empati kurabiliniyormuş özellikle benzer hikayeler varsa. Bu durumda genelde tedaviye devam etmenin uygun olmadığı bildirilip başka bir doktora yönlendiriliyor hasta.

Diğer taraftan çok fazla olumsuz davranış biçimiyle muhatap olunduğu için yer yer kendileri de başka psikiyatristlere uğruyorlar.

Tabi bu her gün, her an baskı altında oldukları anlamına da gelmiyor. Hastalara hasta gözüyle bakıldığı için onların içinde oldukları duruma daha teknik anlamda yaklaşılıyor, psikiyatrist sizinle dertleşen bir arkadaş değil, sizi dinleyip, durumunuzu saptayıp bu durumu ortadan kaldırmak ya da kontrol altına almak üzere belli başlı teknikleri uygulayan bir profesyonel.

Psikiyatristler meslekleri dolayısıyla bir şeylerle baş etmekte daha profesyonel ben aslında icra memurlarının ve avukatların olaylarla nasıl baş ettiklerini daha çok merak ediyorum.
0
akhenaten
(26.08.22)
profesyonellik. ya da alışmak olabilir. benim öyle bir yöntem yok. dünyada milyonlarca sorun var. hangi birine üzülelim.
0
mikahakkinen
(26.08.22)
Psikoloji eğitimi de almış fakat avukatlık yapan ve çoğu insanin bir psikologa dahi bahsetmekten kacinacagi seyleri dinleyen bir kimse olarak ben kısaca bu durumu özetleyeyim, karşımızdaki kişiyi dinlemiyoruz meseleyi çözüm odaklı dinliyoruz yani tamamen kişiden yerden ve mekandan bağımsız yalnızca sorunun esasına odaklanıyoruz. Böylece empatinin önüne geçiyoruz.
0
apocalipy
(26.08.22)
psikiyatrispor

yıllar önce oliver sacks'ın şimdi adını hatırlamadığım bir kitabını okumuştum. öğrenciyken, beyin cerrahlarının falan nasıl haldır huldur ameliyatlar yapıp, perişan hastalar görüp, sonrasında da öğle yemeğine nereye gideceklerini nasıl kayıtsızca konuşabildiklerini hayretle karşıladığını, sonrasında kendisinin de tıpkı o cerrahlar gibi olduğunu anlatıyordu. özetle, sorunuzun cevabı aslında basit: alışıyorsunuz.

ruh sağlığı çalışanı olmayan birinin duyunca etkilenebileceği bir öykü her gün onlarca defa karşınıza çıkınca, mecburen, duygularınızı pas geçip bilişleriniz içinde dolanıp çıkıyor. elbette ki bazı şeyler hissediyoruz ama, en azından bende, kalıcı bir his -genellikle- olmuyor. yaşadığımız hisler ayrıca tanı ve tedavide de çok önemli, ki buna karşı aktarım deniyor, hissettiğiniz şeyler büyük olasılıkla kişinin başkalarına da sıkça hissettirdiği şeyler çünkü. bunu fark edip, gerektiği yerde uygun ruhsal müdahale aracı olarak kullanıp, sıradaki öyküye geçiyoruz. ama bu hissedilen şeylerin tedaviyi objektif biçimde yürütmeyi engelleyebileceği düşünülürse, akhenaten'in dediği gibi, farklı bir ruh sağlığı çalışanına yönlendirmek uygun olur. bu durumlar çok sık olmamakla birlikte danışandan çok terapistin bizzat kendisiyle ilgili de olabilir.
0
gibicibicis
(26.08.22)
(11)

Babanın ölmesi ve acıya çok çabuk alışıp üzülmemek

yazdonumu
MerhabaToparlayıp nasıl soracağım bilmiyorum ama birilerine sormazsam rahatlayamayacağım.Maalesef pazartesi sabahı babamı kaybettim. İçim yandı, kabullenemedim. Çok ağladım. Babasını kaybetmiş arkadaşlarımı aradım. Onlar anlar beni dedim. Ağlaya ağlaya konuştum. Babamın kardeşleri geldi,komşularımız
Merhaba
Toparlayıp nasıl soracağım bilmiyorum ama birilerine sormazsam rahatlayamayacağım.
Maalesef pazartesi sabahı babamı kaybettim. İçim yandı, kabullenemedim. Çok ağladım. Babasını kaybetmiş arkadaşlarımı aradım. Onlar anlar beni dedim. Ağlaya ağlaya konuştum. Babamın kardeşleri geldi,komşularımız geldi sarıldık birbirimizi gördükçe ağladık. Yediğim yemek boğazıma dizildi. Ağlaya ağlaya yedim. Suçluluk hissettim. Salı günüydü cenazesi.o arabayla evin önüne gelince içimi söktüler sandım. Kardeşlerime sarıldım. Bir şey yapalım geri getirelim dedim. Gömmeyelim belki geri gelir dedim.bir şey yapamadık. Takıldık cenaze arabasının ardına mezarlığa gittik. Ölü görmekten korkarım ama babamdan korkmadım. Gittim öptüm alnını buz gibiydi. Elini öptüm buz gibiydi. Ağzıma sabunlu su kaçtı tiksindim sudan tükürdüm ama tadı geçmedi. Neden bilmiyorum elini oynatmaya çalıştım ama kefenden mi katılaştığından mı bilmem oynatamadım. Mezara gittik sonra. Kefenden tutup koyarlarken ardından saçının, sırtının belli olduğu bir silüet vardı.görünce kötü oldum. O hali gitmedi gözümden dün. Gömdüler. Vedalaşırken çöktüm başına. Toprağını sevdim. Bir avuç aldım toprağından. Döndük. Çok ağladım. Uyudum ama gece uyandım. Sabaha kadar ağladım. Gözlerim şişti artık ağlamaktan. Çok yalvardım geri gelsin diye.sabaha kadar ağladım. Sabaha karşı uyumuşum. Öğlen uyandım. Acım azalmıştı ağlamıyordum. Yediğim şeyin tadını alarak yediğimi farkettim. Kendime kızdım. Herkes hala acı duyarken ben acı duymadığım ve bu durumdan suçluluk hissetmediğim için kötü biriyim diye düşündüm. Ama kötü biri olmaktan da rahatsızlık duymadım.Sonra öğlen mezarına gittik. Su döktük. Dua ettik. Ağladık. Eve döndüm. Babasını kaybetmiş arkadaşlarımla konuşurken ilk iki günkü kadar olmasa da ağlayarak konuştum. Akrabalarla eskileri konuşup güldük. Durdum. Dedim evet kötü biriyim ben. Akşam yemek yerken ağlamadığımı farkettim. Üzülmüyorum gibi geldi. Kendimden utandım biraz. Bütün akşam dolandım durdum. Gece oldu yatağa girdim. Babamın fotolarına baktım. Ne acı ne sevgi hissettim bakarken. Onu düşünüp acımı yoklayayım dedim. Sanki 2 gündür içi kor olan ben ile şuan ki ben yer değiştirmiş gibiydi. Acının hafiflemesini anlarım da bitmesi saçma geldi. Ben ki acıklı film izlerken ağlarım tutamam kendimi. Birini kırsam dert ederim vicdan yaparım hep. Babam hastaydı zaten. Sağken ara ara aklıma düşer kalbim küp küp ata ata kapısına gidip kapıyı dinle nefes alıyor mu diye kontrol ederdim. Öyle melek gibi biriyim demiyorum ama duygusuz da değilimdir. 2 günde ben nasıl sildim böyle büyük acıyı? Kalbim yerinde duruyor mu diye kontrol edeyim dedim. Babamı düşündüm. 2 günlük o acıdan eser yok. Aklıma geldiğinde ağlayasım gelmiyor. Fotoğrafına bakıp bakıp öptüm ağladım 2 gün. Bugün bakıyorum ne acı ne sevgi. His yok gibi. Saatlerdir ben ne biçim insanım diye düşünüyorum. İnsan babasının acısını 2 günde atlatır mı diyorum. Dün "bir gün gelirde anmadığım gün olursa babam çocuklarım benim unuttu diye üzülür. Ben ya unutur da onu üzersem" diye düşünüp ağlıyordum. Dünün ardından bugün bu kadar kayıtsız olmak, umursamaz hissetmek beni şaşırttı. Düşündüm. Acaba ben babamı sandığım kadar sevmiyor muyum dedim. Yıllar önce kalp krizi geçirdiği ve hastalık süreci geldi aklıma. Günlerce ağlamıştım. Eve geldiğinde günlerce nefesini kontrol etmiştim,kalbini dinlemiştim.çünkü ölecek diye ödüm kopuyordu. Hayır seviyormuşum dedim. Önceki iki günü hatırladım. Acım gerçekti dedim. Peki ben bugün neden fotoğraflarına bakınca ne sevgi ne acı hissetmiyorum. Neden her şey normale dönsün diye deli gibi bekliyorum. Ne oldu bir anda duygularımı mı yitirdim. Kalpsizleştim mi? Yoksa zaten sevgisiz kötü biriydim de o mu kabak gibi ortaya çıktı. Düşünmekten uyuyamıyorum. Ben nasıl üzülmem ,nasıl içim acımaz diye düşünmekten alamıyorum kendimi.hatta fotoğrafına bakıp üzülmedim diye suçluluk bile hissetmiyorum. sevgi yada acı hissetmemekten dolayı suçluluk hissetmiyorum.son zamanlarda depresyonda olup kendimi kapadım herkese,kimseyle konuşmadım çıkmadım odamdan. Çok dert etmiş babacığım. Çok üzülmüş halime. 2 gündür çok kızdım kendime. Hem onu üzdüğüm hem de onun son zamanlarından onunla vakit geçirme şanşını yok yere harcadığım için kendimi çok kötü hissettim çok vicdan yaptım. Ama bugün şak diye kesildi acılar sevgiler vicdan azapları. Ama ben kalbimi söken acı geri gelsin istiyorum. Fotoğraflarını görünce ağlamak istiyorum. Limon kolanyası kokusu alınca babamı hatırlayıp gözüm dolsun istiyorum. Ben acımı geri istiyorum. Ben sevgimi geri istiyorum. Ben o çaresizliği geri istiyorum. Ben o vicdan azabını, yeterince üzülmedim diye hissetdiğim suçluluğu geri istiyorum. Haberini aldığımda gök çöktü üstüme. Enkaz altında kaldım. Göğsüme ağırlık bindi ben o ağırlığı geri istiyorum. O enkazın tozu kaçtı ciğerlerime. Ben o keskin nefesi geri istiyorum. Ben bu kadar kötü biri olamam. Ayrıca babam da böyle kötü bir evladı hak eden bir insan değildi. Yarın mezarına gidip orada kayıtsız kalmaktan, toprağına elimi sürdüğümde acı hissetmemekten korkuyorum. Ben ne yapayım şimdi. Düşünmekten kendimi alamıyorum. Ben ruhumu mu kaybettim iki günde. Merhametimi, sevgimi mi kaybettim. Anılardan konuşurken gülüp eğlenmesem duygularımı kaybettim diyeceğim neşeyi kaybetmemişim.belli ki bencilliği de kaybetmemişim. Ben içimdeki sevgiyi, acıyı, vicdanı nasıl kaybettim 2 günde. Eskiden aç kedi görsem içim acırdı. Bugün laf olsun diye attım önüne yemek kedinin. Yeğenimi hastanede ilk gördüğümde gözlerim doldu, aşı olurken canı yandı ağladı diye gözümden yaş geldi, bugün içim bile kaynamadı. Ne oldu artık ben değiştim,hem de 2 günde değiştim de sevgi,merhamet,acı,suçluluk gibi güzel duyguları kaybedip neşe,bencillik, umursamazlık gibi kötü duyguları mı sakladım kendime. Hayatım boyunca kimseye bir kötülüğüm ,bir yüküm olmadan yaşadım. Ne oldu da birden iyi bütünq yanlarımı yitirip kötü olanları bıraktım içimde. Düşünmekten uyuyayamıyorum
0
yazdonumu
(25.08.22)
başınız sağ olsun. yazıyı paragraflara bölerseniz okuması daha kolay olur.

geçen sene eşim (kadın) babasını kaybetti düğünümüzden 1 ay önce. o da benzer şeyleri yaşadı ben de ucundan köşesinden yaşadım ama ateş düştüğü yeri yakıyor tabii ki.

artık eskisi gibi üzülmemeye başladığında kötü hissettiğini, ağlamak istediğini söylüyordu. annesi hiç ağlayamadı kadıncağız mesela dondu kaldı adeta konuşamadı bile doğru düzgün. en kötüsü de bu yani hiç ağlayamamak. siz yine dolu dolu ağlamışsınız. içinizi dökmüşsünüz.

iyi ki unutuyoruz, iyi ki daha az hatırlıyoruz. tüm acılarımızı ilk anki haliyle hatırlasak asla yaşayamazdık. yaşadığınız süreç normal. çok klasik olacak ama zaman gerçekten her şeyin ilacı. babanızı hatırlatacak efkarlı şarkılar açın onun fotoğraflarına bakarken. belki ağlamanıza faydası olur.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(25.08.22)
tüm yazını okumadım ama sevgi acı suçluluk ve merhamet gibi güzel duyguları kaybedip kaybetmediğinizi yazmışsınız;
merhamet ve suçluluk duyguları sonradan öğrenilen hisler. iyi mi kötü mü olduğunu sen değil öğreticiler karar verdi. dönüp bunca zaman neden acıyorum ya da neden merhamet gösteriyorum diye sordun mu? bu sorular seni nereye götürdü? bence kendine bu soruları sor.
0
Frederick Co
(25.08.22)
Başınız sağolsun, öncelikle yaşadıklarınızın normal olduğunu bilin lütfen. Sizinle anlattığınız bu aynı şeyi yaşayan birçok insan var.

Zihnimiz her zaman, her koşulda kendisini korumaya meyilli. Bunu yapmak adına bazen anlam veremediğimiz davranışlar gösteriyoruz. Kendi bilincimiz, kendi iç sesimizle vücudumuzun tepkileri bazen birbirini tutmayabiliyor. Bunun sebebi babanızı sevmiyor olmanız değil, kötü bir insan olmanız değil. Babanızı sevip sevmemeniz onun için ne kadar ağladığınızla da ilgili değil.

Çok büyük bir acı yaşadınız, birçok şeyi sorguluyor olmanız çok doğal.

Lütfen bu yazdığınızı silmeyin, silecek olursanız bile bu yazıyı telefonuzun notlar bölümüne kopyalayın. Bundan bir yıl sonra tekrar açıp okuyun, ne kadar üzüntü içerisinde olduğunuzu daha iyi anlayacaksınız. Kendinize haksızlık etmeyin, sevginin ölçütü bu saydıklarınız değil.
0
akhenaten
(25.08.22)
öncelikle başınız sağolsun. acınızın hafiflemesi bir nimet. Bunun için suçluluk hissetmeniz değil şükretmeniz lazım. babanızı defnederkenki acınızı anlatmışsınız, günlerce, haftalarca, aylarca bu acıyı bu derecede yaşadığınızı bir düşünün. nasıl dayanabilir insan buna? hayatını nasıl devam ettirebilir? acınızın hafiflemesi çok doğal, önemli olan unutmamanız, hatırasını yaşatabilmeniz ve -inancınızı bilemiyorum tabi- günahlarının affı için bol bol dua etmeniz gerek bundan sonra. Allah mekanını cennet etsin, günahlarını affetsin, cennette sizleri komşu eylesin.
0
mustafakesekci
(25.08.22)
Başınız sağolsun. Kendinize çok yüklenmişsiniz. Hayat devam ediyor maalesef, hergün ilk günki acıyı hissederek hayatınıza nasıl devam edebilirsiniz ki? Babanız da hergün kahrolmanızı istemezdi. Hassas, duygusal bir insan olmasanız oturup böyle ince ince düşünmezdiniz bence. Kendinize fazla yüklenmeyin, sağlığınızdan olursunız. Mekanı cennet olsun rahmetlinin.
0
huzurlarinizda huzursuzluk
(25.08.22)
Mezarına gittik bugün. Ağlamadım. Üzüntü hissetmedim. Üzülmediğim için suçluluk hissetmedim. Üzülmediğim için utanmadım. Mezarına gidince geri gelir hisler sandım olmadı. Bari suçluluk hissetsem dedim. Hastayken yaşıyor mu diye nefesini kontrol etmişliğim olmasa sevmemişim diyecem. Eveli gün uyanınca ağlamamış olsam sevmemşim diyeceğim. Canım yeğenimi sabah görünce içimde sevgi hissetsem bimtek babama karşı kayıtsızım diyecem. eveli gece çok ağladım. Uyuyamadım ağlamaktan. Hala şişliği inmedi gözümün. Çok ağladım ondan ağlayamıyorum derim de kalpte acı yok, suçluluk yok,sevgi yok, hiçbir his yok dşye onu da diyemiyorum. Bilyorum bunun psikolojide var mı bir tanısı-tanımı. Geceden beri yas süreçlerini, ego savunma mekanizmalarını vs okuyorum. Yok hiç bir başlığa koyamıyorum dururumu. Bundan sonra hep böyle sevgisiz bir canavar mı olacağım. İnsan babasının ölümüne 3. Gün azıcık bile olsa acı hissetmezse, fotoğrafına bakınca içinde bir his belirmezse hala insan diyebilir miyiz ona. Acıyla baş etmek bu durumla baş etmekten kolaymış. Ne yapacağım bilemiyorum
0
🌸yazdonumu
(25.08.22)
kendinize bu kadar yuklenmeyin. o kadar buyuk acı duydunuz ki şimdi bunye kendini dinlenmeye aldı. iki gun sonra gene ilk gunku halinize donebilirsiniz. sonra gene hissiz sonra gene acıdan kavrulur hale gelirsiniz. bu boyle bir süreç. konusmak isterseniz bana yazabilirsiniz. sabır diliyorum.
0
suyin
(25.08.22)
kötü olmanın tanımı nedir sizde bilmiyorum ama o iş öyle değil. ölenle ölünmez denir ve bu böyledir. Gün gelir bir şey olur aklınıza gelir ağlarsınız, gün gelir bişi olur keşke burada olsaydı derdisiniz. acısı geçer ama anırlar geçmez. 5 sene oldu babam vefat edeli, bu gün ben bile kendime hayret ediyorum nasıl oldu da tüm cenaze işlerini hallettim, her şeyi ayarladım vs. diye. Babamla yapmayı sevdiğimiz şeyler vardı birisi balık tutmak diğeri de konserlere gitmek (rockcı metalci bi babam vardı) 5 senedir konserlere gidemiyorum, bu sene ilk defa kız arkadaşımla gogol konserine gittim, nerede ise ağlayacaktım zor tuttum kendimi. gün oluyor peder bundan anlardı diyorum, gün oluyor babamın arkadaşlarını görüyorum halimi hatırımı soruyorlar aklıma geliyor gözlerim doluyor. diğer günler de iş güç hayat mücadelesi ile geçiyor.

hayat böyle bir şey, acı içinde günlerce ağlayacaksın, yemeden içmeden kesileceksin romantizm'ine gerek yok, behyninin taa en ücra köşelerinde bunların bilgileri var zaten, hem ne olacak öyle olunca, haftalarca günlerce ağlayıp yataktan çıkmadıkça? giden gelecek mi? sadece kendine zarar vermekten başka ne olacaktı?

baban istermiydi senin her gün ağlayıp, yataktan çıkmamanı, yemeden içmeden kesilmeni açlıktan 15 kilo vermeni? sağlığını, zihnini bozmanı?

hadi istediğin gibi olsun, bütün gün ağlayıp dur, aç kal, tadın tuzun olmasın, canın sıkkın olsun, sonra aileden birinin başına bişi geldiğinde sana ihtiyaçları olduğunda işe yaramaz, kendine bile faydası olmayan biri olarak mı duracaksın karşılarında?

normal olan bu zaten, bir yerden sonra hayat devam ediyor, edicek, etmeli. bu seni kötü yapmaz, dirayetli yapar. dirayetli olmak önemlidir. zor zamanlarda dirayetli olmayacaksın da ne zaman olacaksın? eğlenirken mi?

dirayetini koru.
0
selam
(25.08.22)
Başınız sağolsun. Benzeri bir durumu da ben annemi kaybedince yaşadım. Geçen yılın başlarında öldü annem. Uzun süredir yatalaktı, hafiften demans da başlamıştı. Bu yüzden "eh bari kurtulmuş olur" moduna çoktan geçmiştik. Yıllar önce annemin anneannemle yaşadığını daha kısa süre ben yaşamıştım, anneannemden de antrenmanlıydık, o yüzden bu hissi biliyordum. Lakin ne yalan söyleyeyim daha alışkın olacağımı düşünürken beklediğimden çok daha fazla ağladım-sizin kadar olmasa da. Neyse hayat yavaş yavaş geldi yerine. Annem rahmetli biraz fazla evhamlı, yaşımız 40'ı geçmesine rağmen hayatımıza karışan biriydi. Bu yüzden sonrasında bu yüzden bir rahatlık bile hissettim. Ve tahmin edin...evet bu rahatlıktan rahatsız oldum. Hayırsız bir evlatmışım gibi geldi. Hayatım normale bir parça dönmüş gibi ama kardeşim benim annemden fazla fazla bahsettiğimi fark ettiğini söyledi. Dışarıdan değilse de bilinç altımdan devam ediyormuş demek. Bu aralar teyzem ağır hasta, yakında haberini alacakmışız gibi geliyor. O yüzden ister istemez o zamanki tecrübemi hatırlamaya başlıyorum, özellikle teyzemin son verdiği kilolar sonrası kısa saçlı ve gözlüksüz halinin direkt annemi andırmasından beri. Elbette ki hayatımız devam ediyor. Bazen olması gerektiğini düşündüğümüzden farklı düşünebiliyoruz, lakin bu bizim suçumuz değil. Elbette ki ömrümüzün sonuna kadar acımızı aynı yoğunlukta yaşamayacağız. Doğal bir şey, hiç üzülmeye, suçluluk hissetmeye gerek yok. Dışarıdan söylemesi kolay ama kendim de benzeri duyguları yaşadığım için belki biraz daha uygun geliyor bana bunları söylemek.
0
d max
(25.08.22)
Başınız sağolsun. Normal bu duygu değişimleri.
0
komando kani var bende
(25.08.22)
Normalde tek tek cevap yazardım herkese ama şuan buna halim yok hiç. Kısaca herkese teşekkür ederim
0
🌸yazdonumu
(31.08.22)
(10)

Garsona rezil olmuş muyumdur?

signore
Dün iș çıkışı bir şeyler yiyip içelim dedik kız arkadaşımla. Ortak bir şeyler aldık ortada 2 tabak olarak fast food yemekler, 2 tabak da önümüzde boş, oradan alıp yiyoruz, yanında da bira içiyoruz bar tarzı bir yer ama genelde yemek de yeniyor yani.Kız arkadaşım erken bıraktı ben tek başıma devam ed
Dün iș çıkışı bir şeyler yiyip içelim dedik kız arkadaşımla. Ortak bir şeyler aldık ortada 2 tabak olarak fast food yemekler, 2 tabak da önümüzde boş, oradan alıp yiyoruz, yanında da bira içiyoruz bar tarzı bir yer ama genelde yemek de yeniyor yani.

Kız arkadaşım erken bıraktı ben tek başıma devam ediyorum. Çok az yemek kalmışken telefonum çaldı bir arkadaş aradı lafa tuttu yiyemedim. Ortadaki tabakların birinde 2 tane kajun, diğerindeyse 2 tane parmak patates kalmış. O zaman sayıları bilmiyorum. 10 dk falan telefonla konuştuğum için kaldı onlar ama yiyeceğim yani kapatınca. Neyse garson geldi baktım hamle yaptı, devam ediyorum dedim ama sadece patates tabağına hamle yapmış adam. Kajunlar büyüktü ama patatesler klasik 2 parmak patates kalmış. Ben de bi yandan telefonla konuşmanın gerginliği vs. devam ediyorum falan dedim sonra baktım 2 tane kalkış elimle alıp patatesleri kajunların yanına attım. Telefonu kapatınca da gömdüm bunları.

Şimdi benim asıl derdim kajunlardı. Adam hamle yapınca tüm tabakları alacak sandım. Patateslerin de 2 tane olduğunu bilmiyordum. Temel olarak kajunları ve 2'den fazla olduğunu düşündüğüm patatesleri korumak için düştüğüm durum: 2 patates için "devam ediyorum" demek. Rezil oldum hissine kapıldım da yaptığım yanlış bir şey mi? Tabak tamamen boş olmadığı sürece sormadan alması yanlış değil mi?
0
signore
(24.08.22)
yok agacım, oyna devam.
0
teritori
(24.08.22)
Rezil olmak ve karışıklık yaşamak çok farklı şeyler. Rezil olmamışsınız, ufak bir karışıklık olmuş. 1dk sonra garsonun sizle ilgili hiçbir şeyi hatırladığını sanmıyorum. Rezillik için çıta çook daha yüksekte. Düşünmeyin bu kadar.
0
akhenaten
(24.08.22)
bunun tanımı Allah başka dert vermesin rezil olması

10 dk tel konuşurken arkadaşın ne yapıyodu bence bu daha önemli bir nokta
0
bir soru sorcam
(24.08.22)
Rezil olunacak bir durum yok da 10 dakika boyunca konuştuğunuz için garson bıraktığınızı düşünmüş olabilir.
Ben telefon meselesine takıldım. Çok önemli bir konuysa tamam ancak sıradan bir sohbetse yedikten sonra da tekrar konuşulabilirdi.
Garson napsın, o da hızlı çalışmak zorunda.
0
pro9it9is9
(24.08.22)
Yaptığın hareketler Kimsenin zannettiğin kadar umrunda değil emin ol
0
mevsimler
(24.08.22)
boş boş oturup, kalabalık içinde masayı lüzumsuzca işgal etmediğiniz sürece, istediğiniz kadar telefonda konuşup önünüzdeki yemeği istediğiniz kadar uzun sürede yiyebilirsiniz.

vücut dilinizden bitirdiğinizi sanmış sadece.
normalde zaten içinde bir parça bile yiyecek olan bir tabağı alırken sorması ya da kaş gözle iletişim kurması gerekir.
kalabalık bir günse hemen alması gerektiğini düşünmüş olabilir.

burada mesele garsonun mutfağa tabak yetiştirmesinden ziyade, müşterinin önünde bitmiş yemeğin tabağını tutmamak gerekmesiyle ilgili.

sorun yok yani, rahat olun.
0
blatta hiberna
(24.08.22)
bunu bu kadar kafaya takıyorsan yolun açık olsun.
0
mikahakkinen
(24.08.22)
Abi bu kafaya takılır mı ya salla gitsin
0
uvcray
(24.08.22)
garsonun tavrından çok bu olayı senin neden bu kadar önemsediğin-gündelik hayatında da başka insanların sana karşı bakışını, düşüncelerine bu kadar önem verip vermediğini araştırmalısın.
0
orpheus
(24.08.22)
orpheus +1 garsonun düşüncesinin hiçbir önemi yok ama bu paylaştığınız olay sizin bakış açınızla alakalı bize ipucu veriyor.
0
montreal
(25.08.22)
(16)

Hangi erkek ismi?

Unde bach canim
Erkek bebek için alttaki isimlerden hangisi ya da hangileri sizce? Eleyerek bu kadara indirdik. En azından söylenmeyenleri de eleriz. Biraz da karizmatik olsun tabii.ArdaErenMeteMelihKağanDoğukanEmreTeomanUrazGüneyGöktuğGökhanBarlasBonus editi:EfeEgeSarpHakanEmir
Erkek bebek için alttaki isimlerden hangisi ya da hangileri sizce? Eleyerek bu kadara indirdik. En azından söylenmeyenleri de eleriz. Biraz da karizmatik olsun tabii.

Arda
Eren
Mete
Melih
Kağan
Doğukan
Emre
Teoman
Uraz
Güney
Göktuğ
Gökhan
Barlas

Bonus editi:
Efe
Ege
Sarp
Hakan
Emir
0
Unde bach canim
(23.08.22)
aralarında en güzeli göktuğ ama karakterler açısından ö ve ğ harfleri sebebi ile ileride sıkıntı yaşar.

ben teoman'ı seçerdim.
0
teritori
(23.08.22)
Uyum için soyadını bilmek lazım. Böyle olmaz. Burada sadece Arda iyi.
0
dissendium
(23.08.22)
Arda ve Mete
0
fotrsapka
(23.08.22)
Arda, göktuğ ve gökhan güzel bence.

İsimlerin yabancı dillerdeki kullanımı konusunu düşünüyorsanız ben kendi adıma orijinal görünmeyi seviyorum. Zaten günümüzde aranan şey de bu. Benim hoşuma gidiyor.

Bence öyle bir zorluğu da yok, insanlar nasıl telaffuz ediliyor diye soruyor bir muhabbet oluşuyor ya da telaffuz edemiyorlar yine eğlenceli oluyor. Nasıl derler, cool bir şey :) Çok ırgalayan bir durum yok. Resmi işlemler de öyle ya da böyle halloluyor.
0
akhenaten
(23.08.22)
Bir sonraki nesil tamamen sınırları aşmış olacak.
Ve maalesef desek de İngilizce tüm Dünyada geçerli tek dil.
Öncelikle Türkçe karakter bulunan isimleri eleyin.
Sonra bir İngiliz bulup isimleri telaffuz ettirin. Komik sesler çıkıyor mu diye bakın.
İsimleri Translatede tüm dillerde aratın. Herhangi bir dilde, Eşek, manyak, salak vb bir anlama gelebilme ihtimalini ve herhangi bir dilde kadın adı olma ihtimalini eleyin.
0
Mirket
(23.08.22)
Arda,emre.
0
brnbrs
(23.08.22)
Emre
0
portland maine
(23.08.22)
Ilerde yurtdisi ihtimalini dusunmek lazim +1

Eren
0
cooperr
(23.08.22)
Bence direkt alfred falan koyun. Malum kendimizi Batılılara şirin göstermek ve yamamak zorundayız. Hiç ay İngilizcesi nasıl okunur diye takla atmaya gerek yok. Dümdüz alfred
0
mevsimler
(23.08.22)
Mete güzel
0
curious mind
(23.08.22)
ege mete sarp
0
ala09
(23.08.22)
Ege
Eren
Kaan (g’siz)
Güney
0
mor oje
(23.08.22)
Ay elin Hintlisi Japonu vs yurtdışına gidiyor da abuk subuk isimlerle yaşayabiliyorsa burada yazan isimler de yurtdışı için gayet kullanılabilir isimlerdir. Çocuğa güneş ismini koyduk. Daha doğmadan iki Amerikalı ile tanıştı ve gayet normal karşılandı ismi.

Bu listede Kağan ismi Türkiye’de de karıştırılabileceği için elenmeli bence.

Onun dışında uraz bana kötü bir isim gibi geliyor.

Teoman fazla Teoman. Nasıl tarif etsem bilemedim ama eledim.

Ben kısa isimler severim. O yüzden bu listede Efe iyi bir seçenek gibi duruyor.

Hayırlı olsun şimdiden
0
elorelia
(23.08.22)
emre
0
benibulmanlazim
(23.08.22)
Öğretmenim. Sonu -tuğ ile bitip de yaramaz olmayan bir öğrencim olmadı. Ben isimlerin ağırlığına da inanırım bu arada.

Kendi tecrübelerime dayanarak selim, can, kerem isimlerini önerebilirim.
0
duma duma dum
(23.08.22)
barlas koymayında ne koyuyorsanız koyun. barlası görünce midem bulandı malum kişi yüzünden.
0
nuisance
(23.08.22)
(16)

Küçük şehir fobisi

hadi ya la
Sizde de var mı bu?Bazen haritayı açıp özellikle Türkiye'deki küçük şehirlere, ilçelere bakıyorum. Street view ile sokaklarını geziyorum, dükkanlara, okullara, yollara bakıyorum ve tüylerim diken diken oluyor. Özellikle Türkiye ama, Portekiz'in köyüne baktığımda bu olmuyor. Çok ilginç, sanki küçüklü
Sizde de var mı bu?

Bazen haritayı açıp özellikle Türkiye'deki küçük şehirlere, ilçelere bakıyorum. Street view ile sokaklarını geziyorum, dükkanlara, okullara, yollara bakıyorum ve tüylerim diken diken oluyor. Özellikle Türkiye ama, Portekiz'in köyüne baktığımda bu olmuyor. Çok ilginç, sanki küçüklüğümde bin kez Bir Zamanlar Anadolu'da izlemiş gibiyim.

edit: Uçakta bilmediğim yerlerin üstünden geçerken de çok ürperiyorum. Öğretmen olarak atanan arkadaşlarımı ziyarete gittiğimde aşırı kötü hissediyorum, ki evden pek çıkan bir insan değilim. Yaşadığım yerde ağaçlar, kafeler, sıcak tonlu sokak lambaları, düzgün yollar ve kurallara uyan insanlar olacak. Başka yerde yaşama fikri bile ölümcül geliyor.
0
hadi ya la
(23.08.22)
Haritadan falan açıp bakıp hayallere dalmıyorum ama arada düşündükçe benim de aklıma geliyor ve hayalini kurunca kısa süreli bir kabus görmüş gibi hissediyorum. Bence insanımızı ve neyle karşılaşacağımızı bildiğimiz için öyle hissediyoruz. Ek olarak Karadeniz'i saymazsak dümdüz ülke, yaşama ihtimalimiz olabilecek birçok yerde yaşamaktan keyif aldıracak doğal güzelliklerle de karşılaşmayacağımızı da biliyoruz. Bu yüzden bana da korkutucu geliyor. Tabi hepsinden büyük asıl etken büyük şehre alışmış olma durumu.
0
gallienus
(23.08.22)
bende o yok da. kuzey kore fobisi var. youtube'dan acip sehrin devasa genislikteki mimarisine, sikiciligina, enerjisizligine, yasaklarina, devlet baskisina bakip acaba burada yasamak nasil bisey diye periyodik olarak izliyorum. ulkenin kocaman alani var ama heryeri bombos birakip yanyana genis, yuksek binalari sikistirmislar.


mesela su ablanin her gun yataktan kalkma motivasyonunu cok merak ediyorum
www.youtube.com

yada su sokaklarda hergun bombos gezdigimi hayal ediyorum.
www.youtube.com
0
buenosdias
(23.08.22)
Bu fobim yüzünden kpss’de hiç tercih vermemiştim. Şehirlerarası yolculuk yaparken veya tatildeyken gördüğüm okullara alıcı gözle bakıp ürperirim mesela. Çok az şeyden bu kadar rahatsızlık duyarım.
0
ruhen hastayim ben
(23.08.22)
acip bakmam ama boyle bir fobi var. yurt disinda da gecerli
0
ala09
(23.08.22)
ben her zaman derim, türkiye'nin şehirleri çok çirkin. doğal güzellikleri olmasa bu ülke bir şeye benzemez. bütün şehirler birbirinin kopyası sanki. mimari berbat.
0
nothing in my way
(23.08.22)
soyle aciklamak da istiyorum tamamen alismamakla ilgili. butun birikim ve cevremizi buyuksehirde yasamisiz ve kucuk sehirde tamamen yabanciyiz ne kulturune ne iliskimiz var. belki esim dostum yakin cevrede yerlessek bi nebze ama bu sefer de koy mantiginda dedikoduya cok mahal veriyormusum gibi olur. buyuksehirde o insanin kuculmesi ve gozden kacmasina iyi alismisim her boku yerim kimsenin haberi olmaz zaten millet kendine zaman ayiramiyor.

luks ve imkanlar sinirsiz kucuk sehir(hani bodruma yerlesmek mantiginda dhsjsj) olursa olur. ben hayatimi 7/24 acik her yer mantiginda gutmusum yokluk, erisememek vs kotu bir his veriyor
0
ala09
(23.08.22)
Evet var. Çine diye bir yer var mesela. Tatil mekanlarına yakın ama içinden bir geçip görsen, insanlar burada nasıl yaşıyor dersin. Ki, Anadolu kırsalında çok daha fenası vardır.
0
gabe h coud
(23.08.22)
yurt dişi kismi var bende de çogunlukla. Kenar mahalle ya da bilinmeyen şehirde de az da olsa var.
0
sparkle kiddle
(23.08.22)
Bende yok. İlk defa duydum.

Edit: @plutongezegendegilmi+1 büyük şehir korkusu çok çok baskın. İstanbul'da kendimi aşırı tedirgin ve rahatsız hissediyorum ve asla orda yaşamak istemiyorum. Bu durum tüm kalabalık gürültülü şehirler için geçerli.
0
Amaranta ursula
(23.08.22)
açılın ben köy öğretmeniyim ilk atamam doğunun bir ilçesinin mezrasına çıktı. Bak mezra diyorum köyden de küçük. Gittiğim yeri görseydiniz ruh hastalıkları hastanesine kapatılırdınız. Her neyse oradaki maceralarımı anlatmayayım.
İyi yanları insanlar bir ihtiyacın olduğunda yardım eder, asayiş olayları pek olmaz, fazla yorucu ve stresli değildir yaşamak, trafik falan sıkıntılı değildir.
Kötü yanları ise dedikodu, hayatındaki her şeyin izlenmesi, hastanelere ulaşım zorluğu

ala09 +1
0
komando kani var bende
(23.08.22)
Yok.

Hatta büyük şehir fobisi var, millet trafikte metroda üst üste gidiyor, pislik içinde yaşıyor, nasıl rahatsız olmuyorlar anlamıyorum. Ben hafif şehir dışında, bahçeli büyük bi evde yaşıyorum, ama merkezde kümes gibi bi rezidansta falan kalmak zorunda olsam kafayı yerdim.

Ara ara babamın köye gidip kalıyorum, bi sıkıntısını görmedim. İnsanlar daha mutlu, kafeye gitmek yerine evlerinin çiçek dolu bahçesinde toplanıp muhabbet ediyorlar, içiyorlar falan.

Gerçi, Doğu Avrupa ülkelerini gezerken köylerde tedirgin olmuştum. Sokak lambası altına toplanmış Adidas eşofmanlı kekolar pek güven verici bir manzara değil :)
0
plutongezegendegilmi
(23.08.22)
yaşım (49) itibari ile küçük yerde yaşama heveslisiyim ama gençken bana da çok soğuk gelirdi
diğer yandan içiniz açılsın istiyorsanız street view ile hollanda'da herhangi bir yere bakın yeterli.
0
lazpalle
(23.08.22)
Büyük şehirlerin küçük şehirden daha kötü yerleri var. İstanbul'da esenler'e, sultanbeyli'ye, esenyurt'a düştün mü daha da kötü. Atanan memurlar buralara atanıyor. Buralarda da iyi bölgelerde yaşama şansları yok.

Artık anadolu eskisi gibi değil. Yobaz bölgeler dışında gayet iyi yerler var. Genelde site içinde yaşıyorlar kamu çalışanları.
0
OrangeYellow
(23.08.22)
kesinlikle katılıyorum. o sıkışmışlık hissi çok bunaltıcı. askerliğimi erzincanda yaptıktan sonra kesinlikle küçük şehirde durmak bile istemiyorum. egede büyük bir ilçedeyim ancak burası bile beni bunaltıyor.
0
mikahakkinen
(23.08.22)
Bende zevksizlik ve küçük şehir zihniyeti fobisi var.

İçerisindeki insanlar makul ve şehir de bakımlı olduğu müddetçe sevebilirim bile ama biliyorum ki küçük şehir insanları en ufak şeyde size düşman olacak kadar muhafazakar ve dedikoducu, tek eğlence anlayışları akrabalar arası toplanmak yeri geldiğinde de düğün yapmaktan ibaret ve tutumlu ya da mütevazi olmayı zevksiz olmakla eş gören insanlar. Bu da beni bunaltıyor. Küçük şehirlerden gelen parlak insanların başarı hikayelerini dinlediğinizde bile içinde her zaman "kendimi buradan çıkarmalıyım" teması var.

Böyle deyince hep ne yapsın şartlar kötü, yokluk, açlık, hayat zor muhabbeti geçiyor ama olayın bence bunla hiç alakası yok. Çünkü herhangi birisi bir şey yapmaya kalktığında da birlik olup canından bezdiriyorlar onu. Neticede küçük şehir sevmiyorum evet. Aynı kitle büyük şehirlerde de var, ancak büyük şehirde her şey var. Şehir içinde şehir var. Küçük şehirde bu olamıyor.

Küçük şehirin ünlü bir şeyi varsa giderim, gezerim; peynir, tarhana şu bu neyi varsa alırım biter. Zaten ne onlar beni ister ne ben onları. Sevmeye çok müsaade eden bir ortam oluşmuyor zaten. İşin garibi buraların yerlisi olup da buraları kalben seven de çok az insan var. Alışverişte nerede bir güleryüzlü insan görüp iki laf etsem "hayatımız burada akıp gidiyor, ne yapacaksın işte" diye satır arasında boşvermiş bir tonda dert yanıyor.
0
akhenaten
(23.08.22)
Kucuk sehir demeyelim de issiz sehir fobisi var evet. Depresyona giriyorum. Seyahatlerimde ilk kriterim gidilen sehrin canli, civil civil olmasidir.

"Özellikle Türkiye ama, Portekiz'in köyüne baktığımda bu olmuyor." demissiniz o garibime gitti Portekiz'in, Norvec'in, Letonya'nin koyune gidin bakalim kafayi yersiniz, dil yok, yabancisin, gocmensin, herkes kendi halinde, 100 yil yasasan entegre olamazsin, olimpiyat madalyasi kazandirsan bile aralarina almazlar zaten seni.
0
neck_and_neck
(23.08.22)
(8)

Istanbul, Turiste wow dedirtecek aktivite

Ley
Arkadaşlar, bir arkadaşım annesi ile birlikte İstanbul’a gelecek benden bu tavsiyeyi istedi. Kapadokya olsa balon wow dedirecek aktivite ama İstanbul’da aklıma birşey gelmedi.Ne önerebilirim?
Arkadaşlar, bir arkadaşım annesi ile birlikte İstanbul’a gelecek benden bu tavsiyeyi istedi. Kapadokya olsa balon wow dedirecek aktivite ama İstanbul’da aklıma birşey gelmedi.
Ne önerebilirim?
0
Ley
(23.08.22)
Boğazda tekne turu.
0
Bruce
(23.08.22)
esenyurt'u gezdir.
şaka bir yana öyle wow dedirtecek bir aktivite zor istanbul'da. tarihi yerleri gezmek olabilir ilgisi varsa. dolmabahçe, yerebatan, topkapı vs.
0
lazpalle
(23.08.22)
benim aklima da ilk Tarlabasi gelmisti dürüst olmak gerekirse
0
🌸Ley
(23.08.22)
İstanbul'u diğer şehirlerden ayıran tek şey tarihi ve arkeolojik zenginliği aslında.

Şehir turizmi için kötü değil, ancak new york'la falan rekabet edemez, haliyle wow demek de zor.

O açıdan wow dedirtecek bir aktivite yok bence, ama wow dedirtecek bir gün ayarlanabilir. Örneğin sabah güzel bir restoranda bir kahvaltıyla başlanıp sonra sabah vakitlerinde sultanahmete geçilip sırayla arkeoloji müzesi, topkapı sarayı, aya irini, sultanahmet camisi ve ayasofya görülüp (hepsi bir arada sayılır zaten) daha sonra tramvayla kabataşa geçilip oradan beşiktaşa yürüdükten sonra bebek taraflarında yine güzel bir restoranda yemek yenilip akşamına bir cluba gidilip kafa dağıtılabilir.

Bence iyi ve dolu bir gün. Ertesi gün de turistik alışverişlerini yaparlar.
0
akhenaten
(23.08.22)
Ya istanbul çok kötülenmiş, kesinlikle bunu hak etmiyor derim.
Wow dedirtmeye vapurda simit atılması bile yeter.

İlgi alanlarına göre daha çok şey söylenir ama en geneli boğazın suyunu çıkarmak.

- Rehberli bir tekne turu.
- Bütçeye göre boğazda bi restoranda akşam yemeği.
- Tarihi yarımada zaten sabah girip akşam çıksan yetmez. Ayasofyası, topkapısı, arkeoloji müzeleri, türk islam eserleri müzesi, yerebatan sarnıcı vs bitmez.
- güzel bir günde galata kulesi manzarası.
0
patronaj1
(23.08.22)
eger luks duskunu iseler: galataport
eger otantik bisey istiyorlarsa: eyup sultan(camii, meydan, muhafazakar kitle, osmanli tarihi vs..)
0
buenosdias
(23.08.22)
Şerefiye sarnıcı mapping gösterisi
0
mutlu yillar sana
(23.08.22)
bogazda tekne turu +1
0
cooperr
(23.08.22)
(8)

Bu ayakkabı pembe mi turuncu mu?

ırene adler
İyi aksamlar, bir sneaker bakıyorum kendime düz. Asagıdakı ayakkabıyı buldum ama pembe diyor sitede.Ben bariz turuncu olarak goruyorum. Sız nasıl görüyorsunuz? İnternette bir elbise vardı bı ara, herkes farklı renk görüyordu.https://tr.tommy.com/essential-nautical-sneaker-p_189162Bu tarz sneakerları
İyi aksamlar, bir sneaker bakıyorum kendime düz. Asagıdakı ayakkabıyı buldum ama pembe diyor sitede.

Ben bariz turuncu olarak goruyorum. Sız nasıl görüyorsunuz? İnternette bir elbise vardı bı ara, herkes farklı renk görüyordu.

tr.tommy.com


Bu tarz sneakerları hangi markalardan bulabilirm baska?
0
ırene adler
(22.08.22)
bence pembe
0
paintov
(23.08.22)
Turuncu olarak görüyorum.

Küçük bir hatırlatma yapayım, ürün %100 pes iplikten üretilmiş. Bundan dolayı sulu ortam ayakkabısı olarak kullanılır. (Yat/Tekne/Havuz başı vs.) %100 polyester iplik olduğu için normal giyimde ayakları aşırı terletir.
0
krtkartal
(23.08.22)
net turuncu
0
cooperr
(23.08.22)
turuncu +1
0
since1907
(23.08.22)
turuncu. soruyu gorunce mercan rengi falandir diye dusundum ama bu bariz.
0
hot potato
(23.08.22)
O pembeyse bu kırmızı heralde

tr.tommy.com
0
akhenaten
(23.08.22)
Turuncu +1
0
solo
(23.08.22)
Turuncu +1
0
kuzey li
(23.08.22)
(15)

aldatma ile ilgili

jepa
6 ay önce ayrıldığım kız arkadaşım vardı. uzun süredir birlikteydik evlenme aşamasına gelmiştik. maddi sorunlar ve bazı konulardaki farklı düşüncelerimizden dolayı ayrıldık ama irtibatı kesemedik. çok uzun süren birliktelikten sonra kolay kolay unutulmuyor. ara sıra buluştuk, telefonda nasıl olduğun
6 ay önce ayrıldığım kız arkadaşım vardı. uzun süredir birlikteydik evlenme aşamasına gelmiştik. maddi sorunlar ve bazı konulardaki farklı düşüncelerimizden dolayı ayrıldık ama irtibatı kesemedik. çok uzun süren birliktelikten sonra kolay kolay unutulmuyor. ara sıra buluştuk, telefonda nasıl olduğunu sorduk birbirimize vs.. sonra birbirimizi üzmemek adına bunları da kestik.

bu ay beni aradı ve ağlayarak başkasıyla beraber olduğunu söyledi. hala sana karşı sorumluluk hissediyorum çok kötüyüm, onunla beraberken bile senin fotoğraflarına bakıyordum, ilişki yaşarken karşımdakinin sen olduğunu gördüm ağlayarak ordan çıktım, dedi.

ikimiz de hala birbirimizi seviyoruz..bunu biliyorum. onun iyiliği için beni unutması açısından uzak durmaya çalıştım ama pek beceremedim. gerekirse ailesinin tanıştırdığı birileriyle buluşmasını çünkü aile kurmayı ve çocuk sahibi olmayı çok hakettiğini söylemiştim. bunu içten gelerek söylemedim o da biliyor ama beni unutması gerektiğini düşünmüştüm. şimdi 6 aylık bir ayrılık sonrası yeniden başlama girişimlerimiz var ama bu tek gecelik ilişki her zaman aklıma geliyor.

sizden yorum almak istedim. bunu ona hissettirmeye hakkım var mı? birlikteyken ya da evliyken daha farklı düşünülür elbette. benden ayrıyken ama tam olarak da ayrılamamışken yaptığı aldatmaya girer mi? kafamda dönüp dolaşıyor bu düşünce...
0
jepa
(22.08.22)
Bence sen o kızı bırak
0
mevsimler
(22.08.22)
Sorumluluk hissediyorsa neden başkasıyla ilişki yaşamış. Maalesef umut veren bir durum yok. Başkası işin içine girmeseydi barış derdim ama şu anca bence barışma.
0
dissendium
(22.08.22)
Yok artık daha neler.
0
ruhen hastayim ben
(22.08.22)
Ayrılmışsınız. Tam olarak ayrılamamak diye bir şey yok. Başkalarıyla birlikte ol, aile kur, 35 yaşına geldiğinde kimseyi bulamazsan evleniriz bile demişsiniz. Kızın sana karşı hiç bir bağlılık sözü yokken başkasıyla birlikte olduğunda seni düşünmüş ve şimdi tekrar başlamayı düşünüyorsunuz. Ve sen beni aldattı mı diyorsun öyle mi? Üzüldüm kızcağıza.
0
gabe h coud
(22.08.22)
Bunun aldatma ile yakından uzaktan alakası yok. Bunu ' aldatmış' gibi hissettirmeye hakkınız yok.
0
GoodMorningTeacher
(22.08.22)
kim kimi aldatmis biri aciklasin lutfen. bi aldatilma varsa kadin kisisi karsisina cikan kisiyi kandirmis sayilir. ama siz birlikte olmamak icin turlu bahaneleri gecerli goruyorsunuz. toksik denebilir. sevdiginizi soyluyorsaniz buna deger vermeye odaklanin ya da hazir ayrilmisken tekrar iletisimi kesin
0
ala09
(22.08.22)
sevişirken sizin yüzünüz gözünün önüne gelmiş peki sevişme aşamasına gelinceye kadar hangi yüz ile haşır neşir olmuş?
otuzluk teyzeler gibi yorum yapmıyorum, gerçekten o aşamaya kadar hangi yüzü görüyormuş, merak ettim. Tüm benliğimle bütün insanlıktan nefret ediyorum.
Affedin ya da affetmeyin, şu kararı verin bu kararı verin diyemem fakat eğer ki bir araya gelecekseniz tekrar, bu konuyu tamamen sindirmiş, üzerini kapatmış olun. sindiremezseniz tam anlamıyla, hem size hem karşınızdakine ızdırap olur geçirdiğiniz süre.
0
sparkle kiddle
(22.08.22)
Bu konu içinizi gıcıkladığı sürece “evet seninleyim aşkım” demeyin.
Otu b.ku bahane edip gerilirsiniz, bilinçaltınıza yerleşir bu mesele ve asla tam huzurlu bi ilişki yaşayamazsınız.
Ya da tek başınıza terapi alın, aşıp aşamayacağınızı zamanla görün ve ilişkiye devam edip etmeme konusunda öyle karar verin.
0
megalomaniac
(22.08.22)
Valla teknik olarak aldatmaya girmez ama arada hala bir şeyler kalmış ve konuşmayı siz sürdürüyorken onun başka biriyle birlikte olması her ne kadar kabul edilebilse de sizi kendimin yerine koydum, bana da aldatılmışım gibi gelebilirdi.

Ki ben cidden bu şekilde aldatılıp o gecenin tüm detaylarına kadar biliyor olaraktan bir türlü gözümün önünden gitmedi. Aradan 1 sene geçti tekrar dener gibi olduk ama yok gitmedi, saygım falan da kalmamış. Valla bir şey olmadı hep seni düşündüm gibi şeyler iyice sıvıyor durumu bence. Birlikte olduğu kişi ile işler yolunda gitseydi geri döneceklerini de sanmıyorum.

Yani sizi rahatsız etmiyor olsaydı, ne var canım ayrıyken ben de birlikte oldum çok normal.. deseydiniz zaten bu soruyu sormaz, rahatsızlık hissetmezdiniz. Ama sorduğunuza göre o hep akla gelecek. Başka ilişkilere yelken açmak daha sağlıklı.

Bu arada görüştüğüm kişlerin öncesi beni hiç bir zaman rahatsız etmedi. Ancak nedense sevgiliyken veya tam ayrılamamışken yaşanan şeyler. Veya veya ayrılınıp böyle konuşma düzeyinde kalan durumlar, yani tam kopamamışlıklarda olan şeyler bence biraz rahatsız edici. Kadınlar evrimsel olarak bunu biraz daha kolay kabul edebiliyorlar ama nedense erkek için kolay aşılabilir ve kabul edilebilir bir durum değil.
0
ananiyimioguz
(22.08.22)
Seninle neredeyse aynı ilişkiyi yaşadım. Ayrılık sebeplerimiz de çok benzerdi. biz ayrıyken o da başkalarıyla görüşmüştü (muhtemelen sevişmiştir de) ve ben bunu ayrıldıktan sonraki tekrar birleşme çabaları sırasında öğrendim. öğrendiğimde de yol verdim. sonrasında çok peşimden koştu, ne diller döktü ama araya başka bir erkek girdiyse o iş bitmiştir. güven bana. kadınların bu numaralarını yeme. senin yerine daha iyisini bulduğu an yine kıçına tekmeyi basacak.

bu arada olayın aldatma ile falan ilgili yok. ama senin acilen kesmen lazım muhabbeti.
0
motosiklet burclu adam
(23.08.22)
Şu durumda bunu sorguluyorsanız birlikte olmayı denemeyin.

Çünkü mantık olarak tabii ki aldatmamış. Siz zaten hayatına devam etmesi için onu yüreklendirip desteklemişsiniz. Diğer ihtimallerin önünüz kesmişsiniz. Kadın da pek tabii bir yerde yıldı ve hayatına devam etmeyi denedi. İlk denemesinde de sizinle olmak istediğini belki travmatik şekilde tekrar fark etti. Şu an istesem de senden vazgeçemiyorum kısmında.

Ancak bu durumda kendinizi aldatılmış hissediyorsanız evet birlikte olmayı denemeyin. Belli ki yanlış olsa da hissinizden vazgeçemeyeceksiniz.
0
yercekimini kendine ceken adam
(23.08.22)
6 ay önce ayrılmışsınız işte daha ne kadar ayrılacaksınız ki? Mesela ayrıldıktan sonra görüşmeye devam eden her çift tam ayrılmamış mı sayılıyor?

Bakın bir çift ayrıldığı zaman artık geri dönmeyi beklemez. Beklememeli de zaten. Ayrıca siz de geri dönmeyeceğiniz sinyallerini vermişsiniz belli ki. Bu olduğunda insan yara alır, ayrılık acı bir şeydir. Ayrılan insanlar kendi akıl ve ruh sağlığını korumak için şeyler yaparlar. Kah saçını keser stilini değiştirir, kah konsere gider, kah biriyle tanışır. Bundan daha doğal bir şey yok. Bazen yas dönemini atlattıktan sonra kendinize gülersiniz elin adamı için girdiğim triplere bak diye. Olur bunlar. Bunu kabullenemeyecekseniz keşke en başta ayrılmamak için diretseymişsiniz. 6 Ay önce "ayrılmak" olarak tarif ettiğiniz şey sadakat sözünün geri dönme sözü olmadan bozulmasıydı, olan şey bu.

Mesela bence şu nokta önemli, eğer bu kişi girdiği ilişkiden mutlu olsaydı ve iyi biriyle tanıştım diye size söyleseydi ona tepki gösterip "beni aldattın, bu aldatmaktır, biz tam ayrılmadık daha, ne oluyor?" diyebilecek hakkı kendinizde görecek miydiniz?

Sizin hissettiklerinizi hor görmüyorum, yanlış anlamayın. Yaşadığınız şey kırıcı, insanı yaralayan bir şey. Ancak bu yola girmeyi siz belki tek taraflı belki karşılıklı olarak tercih ettiniz ve bu gerçekleşti. Şimdi durup nasıl sizden sonra bir başka insanla bir şeyler kurmayı denediğini anlamlandırmaya çalışırken kendinizi köşede kalmış hissediyor olabilirsiniz, bu da normal ve insani bir his. Yanlışlık ise bunu "aldatma" olarak adlandırıp "karşı tarafa bunu hissettirmeye hakkım var mı yok mu" diye sorguladığınız noktada başlıyor. Konuyu yanlış bir yerden çözümlemeye çalışıyorsunuz. Travmatik bir durum yaşamışsınız, ancak hayatın gerçeği bu. Ayrıldığımız insanlar hayatına devam etmeye çalışıyor. Bunun için onları suçlayamayız.

Eğer meseleyi içinizde halletmek istiyorsanız bence sorgulamanızı "biz neden ayrıldık", "neden tekrar birlikte olmak istiyoruz." ve "ayrılmamıza neden olan sorunlar çözüldü mü, çözülmediyse bunları kabullendik mi, tekrar bu yüzden ayrılık gündeme gelebilir mi", "şu anda tekrar birlikte olmak istememin, onun bensiz bir hayat kurabilme ihtimalinin beni rahatsız etmesiyle nasıl bir ilişkisi var" yönünde yapmalısınız.
0
akhenaten
(23.08.22)
bu aldatma değil. bu bayanla evlensen ve yıllar geçse güler geçersin bence bu duruma tabi obsesif biriysen takarsın.

eğer belli sebeplerde uyuşmuyorsan zorlamanın anlamı yok ileride tekrar sorun olur.
0
mikahakkinen
(23.08.22)
Yaptığı aldatmaya girmez.
Aldatmada karşındakini aldatman, kandırman, saklaman gerekiyor. Halbuki anlattığınız kadarıyla karşınızdaki dürüst bir insan.

Hayata istediğiniz tarafından bakabilirsiniz;
- Yeryüzünde ben olmama rağmen başka biriyle birlikte oldu gibi bir bakış açısıyla kendinizi ve onu üzebilirsiniz.
- Başkasıyla zaman geçirdiğinde bile aklında ben varmışım gibi bir bakış açısıyla kendinizi ve ilişkinizi yüceltebilirsiniz.

Nereden bakacağınızı kolayca kontrol edemezsiniz ama bunun anahtarı sizden başka birisinde değil.

Fakat eski bir ilişkiyi yeniden deneyip de başarılı olanların sayısı çok az. Daha önce ayrılmaya sebep olan şey neyse yine karşınıza çıkması çok muhtemel.

Kolay gelsin,
0
michael_knight
(23.08.22)
düşme bu tuzağa. gerçekten aranızda bir problem olmasa, birbirinizi deli gibi sevseniz zaten evlilik aşamasında ayrılmazdınız. aynı şekilde başkalarıyla beraber olmazdınız. başkasıyla beraber olan da sana karşı sorumluluk hissetmez. bence kes diyalogu, yoluna bak
0
gazozailacatmauzmani
(23.08.22)
(9)

Tatil maceralarınız

dissendium
Ya üniversiteden bir arkadaş var. Çocuk birkaç bin lirayla otostop çeke çeke, çadırda uyuyarak, simitle beslenerek İstanbul'dan İzmir'e gitti. Yazıya İngilizce kelime sıkıştırmayı sevmem ama güzel bir "challenge" oluyor. Şu hayata bir kere geldik, böyle plansız bir şeyler denemeden ölmek istemiyorum
Ya üniversiteden bir arkadaş var. Çocuk birkaç bin lirayla otostop çeke çeke, çadırda uyuyarak, simitle beslenerek İstanbul'dan İzmir'e gitti. Yazıya İngilizce kelime sıkıştırmayı sevmem ama güzel bir "challenge" oluyor. Şu hayata bir kere geldik, böyle plansız bir şeyler denemeden ölmek istemiyorum. Sizin var mı bu şekilde maceralarınız? Tavsiye eder misiniz?
0
dissendium
(21.08.22)
otostop çeke çeke bir tatil macerası arayarak plansız bir şekilde ölmek istemem açıkcası :D dinleyince hikayeler güzel ama bu tarz şeyler korkunç geliyor günümüzde bana
0
chanandler bong
(22.08.22)
"Çocuk birkaç bin lirayla otostop çeke çeke, çadırda uyuyarak, simitle beslenerek İstanbul'dan İzmir'e gitti."

Bu cümle hiç cezbetmedi inan. Hikayesini dinlesem de rezillik derim içimden.

"challenge" olacak bir şey düşünsem 100 tane fikir gelir aklıma, ama yukarıdaki değil.
0
sailor
(22.08.22)
erkek olsam yapardım.
0
candide
(22.08.22)
Yakin bi arkadasim universite doneminde otostopla bursa'dan cikip antep'e maras'a filan gidiyordu. Ben de hep takilmak istemistim ama denk gelmedi bi turlu. 8-9 sene oncesi
0
fakyoras
(22.08.22)
Otostop değil de bisikletle uzun yola çıkmayı hep düşünmüşümdür.

Otostop benlik değil ama, tanımadığım insanın arabasına hayatta binmem diye bir koşulum yok ama binince muhabbet edemem, garip bir ortam oluşur :D öyle bir insan değilim.

Sadece 2-3 arkadaş bisikletlerle şehir değiştirip bir orman ya da sahil kampı yapmak isterdim.

Benim en maceralı tatilim bir arkadaşımla ansızın karar verip ertesi gün bodruma gitmekti. Çok da güzel olmuştu.
0
akhenaten
(22.08.22)
Oyle oyle sili'ye kadar gittim, yolda buldugum ufak tefek seylerden para kazanarak(okyanusu ucakla gectim ama onu da tekneyle gecebilir isteyen)...

kadin olayina gelince, kiz arkadasim vietnam'dan avrupa'ya gitti tek basina....


not; seneler sonra 2 hafta once otostop yapayim dedim, pek ise yaramadi yol kenarinda uyudum, kismet.... : )

tavsiye konusu; benimki gibi buyuk hikayeler tavsiye edilmez, cok uzun bir surec, hayatin kendisi gibi, hoslugu da nahoslugu da var, icinde varsa neden olmasin... istersen arkadasinin yaptigini yaparak ,baslayabilirsin... zira benim gibi cepte 300-400 euroyla guney amerika'nin ortasina dusersen yolun epey uzun olacak demektir...
0
hewit
(22.08.22)
Çok büyük bir macera olmasa da interrail yaptım. Trende garda uyudum. Çok güzeldi.
0
pispinti
(22.08.22)
Perişan tatili gibi geldi bana.

Ben Almanya’ya gittiğimde hiç aklımda yokken ufak bi Avrupa turu yapmıştım. Ana tren istasyonundan geçerken dur ya diğer ülkelere tren ne kadar diye sormaya gitmiştim. Görevliyle en erken nerelere tren varsa orası için rez yaptırmıştık. Normalde aşırı planlı programlı insanım benim için hiç bilmeden görevli kadının her dediği şehire tamam demek zor bir şeydi normalde.
0
jazzabel
(22.08.22)
Tavsiye ederim ama challange oldugu icin degil.

Merakli bir insan degilseniz ve gezmek istemiyorsaniz, gezmek zorunda degilseniz.

Yirmilerin basindayken param yoktu, Avrupa´daydim. Bir sürü sehri gidip gormemek ve deneyimlememek yerine otostop, couch-surfing, workaway vs. hangi secenek varsa hepsini kullandim. Hepsini de cok büyük bir istekle ve merakla yaptim. Simdi yapmam.

Ayni sehirlere simdi gidiyorum, üzerinden yillar gecmis. Rahatca ve parayla da gezmek gayet güzel. Böyle de yapilacak bir ton sey var.

Parasiz ve az konforla da yapilacak bir ton sey vardi. Daha önce gittigimde daha az zevk almamistim kesinlikle. Otostop vs. yük gelmiyordu ve cok daha fazla zamanim vardi.

Simdi yapmaktan hoslandigim seyler degisti. Bu halime, kendime otostop cekip ve couchsurfing yapip dolasmayi tavsiye etmem. Challange mi kalmamis? 5 günde 10 iyi restaurant challange yaparim.
0
buf-e kür
(22.08.22)
(7)

Emlakçıya ev göstermeme hakkı

damladamla
Ev sahibi iki kardeş evi farklı emlakçılara vermişler. İki emlakçı da evi görmek istiyor, haklarım neler?Örneğin yatak odamın fotoğrafını çektirmem göstermem diyebilir miyim
Ev sahibi iki kardeş evi farklı emlakçılara vermişler. İki emlakçı da evi görmek istiyor, haklarım neler?
Örneğin yatak odamın fotoğrafını çektirmem göstermem diyebilir miyim
0
damladamla
(19.08.22)
Türk borçlar kanunu:

MADDE 319/2- Kiracı, bakım, satış ya da sonraki kiralama için zorunlu olduğu ölçüde, kiraya verenin ve onun belirlediği üçüncü kişinin kiralananı gezip görmesine izin vermekle yükümlüdür.
MADDE 319/3- Kiraya veren, çalışmaları ve kiralananın gezilip görüleceğini uygun bir süre önce kiracıya bildirmek ve bunların yapıldığı sırada kiracının yararlarını göz önünde tutmak zorundadır

Kanuna karşı gelemezsiniz.
0
Mcfly
(19.08.22)
Diyemezsin, kanun net.
0
roket adam
(19.08.22)
her hafta şu gün akşam müsaitim diyebilirsin. Haftada bir gün belli saatte gelen gelir mesela. Göstermeyen kiracılarla ilgili açılan davalarda hakim ayda 2-3 göstermeyi bile kabul etmiş. Öyle örnekler görmüştüm. Kimi ev fotoğraftan bile satılıyor. Oturmak için alacak kişi de kiracılı evi pek istemiyor.

Ben iyi niyetimle haftada 3-5 gösterdim şimdi keşke göstermeseydim diyorum.(o evden çoktan çıktım) Bir ara emlakçılar azıtmıştı arayıp kendileri gelmeden sadece ziyaret edecek kişiyi gönderiyorlardı vs. Bu kadar izin verme. Ben bir kere verdim o yüzden diyorum.
0
nhk ni youkosu
(19.08.22)
Göstermemekle fotoğraf çektirmemek aynı şey olmamalı (bence). Kanun "gezip görmesine izin vermek" diyor fotoğraf çekebilir demiyor.
0
encokbenisevinnolur
(20.08.22)
@encokbenisevinnolur +1

Fotoğraf çekmek mantıken tutarsız bir şey. Sizin ev halinizin, eşyalarınızın olduğu fotoğrafları ortalıkta kullanmaları doğru gelmiyor kulağa.

Eve yapılacak ziyaretin uygun bir süre önce bildirilmesi de zorunlu. Bu madde sizin evinizi bir düzene sokmanız için var, haliyle sizin çalıştığınız bir gün sabahtan arayıp akşam iş dönüş saatinde geliyoruz da diyemezler. Evi temizleyip toparlayacak vaktinizin olması gerekiyor ya da gideceğiniz geleceğiniz yerleri planlayacak bir vakit olması gerekiyor. Bu madde bunun için koyulmuş zaten.
0
akhenaten
(20.08.22)
Kanunda fotoğraf dememişse de satış demiş.
Satış için usül haline gelmiş fotoğraflama işlemine karşı çıkmanız pek mümkün değil gözüküyor.
Eve yapılacak ziyaretin uygun bir süre önce bildirilmesi de zorunlu.Bu doğru. 1 saat öncesinden bu bildirim işleminin yapılması toparlanmak için yeterli görünüyor. Tabi çalışıyorsanız mesai dışı olacaktır.
Bunun fazlası ricacı olmakla olur.
0
Mirket
(20.08.22)
her iki kardeşin de imzasının olduğu o emlakçı yetki belgesini isteyin. hangi emlakçıdaysa sadece o gelsin, fotilerini çekip gitsin. haftada 1 de gösterirsiniz, olur biter.
0
ahmet oturum cerezi
(20.08.22)
(4)

İnsanların birbirini öldürmesi neden tuhaf karşılanıyor?

ananiyimioguz
Merak etmeyin psikopat falan değilim veya şiddete meyilli birisi değilim.Ama bizler sonuçta canlı bir organizmayız. Başka canlı organizmalar birbirlerini veya farklı cinsten, türden canlılar öldürdüğünde buna doğanın dengesi, kuralı diyoruz da.. biz de özünde primat değil miyiz aklımız vicdanımız ol
Merak etmeyin psikopat falan değilim veya şiddete meyilli birisi değilim.

Ama bizler sonuçta canlı bir organizmayız. Başka canlı organizmalar birbirlerini veya farklı cinsten, türden canlılar öldürdüğünde buna doğanın dengesi, kuralı diyoruz da.. biz de özünde primat değil miyiz aklımız vicdanımız olsa da doğamızda ölmek, doğmak, doğurmak, öldürmek gibi kavramların olması normal değil mi? Uydurduğumuz kurallar çerçevesinde kalmaya çalışsak da doğamıza aykırı olabilir mi? Ölümden çok korkuyoruz. Acaba sık ölümlerin ve cinayetlerin yaşandığı bir kabilede büyüseydik normal gelmez miydi?

Normal gelebilme ihtimali varsa, böyle düşünenlere cani, anormal gözüyle bakmak, önce akışa müdahale edip, doğru/yanlış veya duygu, vicdan gibi yetilerimizi büyürken manipüle edip, sonra uymayanları suçlamak biraz kendimiz çalıp kendimiz oynuyoruz olmuyor mu? Mesela afrikanın bazı şehirlerinde küçük çocuk ölümleri gayet normal karşılanıyor. Yine bazı şehirlerde cenazeler eğlenilerek yapılıyor. Bunlar insan değil mi, bunlarda vicdan merhamet default gelmemiş mi? Demek ki bazı duyguları biz mi yüklüyoruz acaba kendimize? Çok mu bağlanıyoruz yaşama, insanlara? Tersi de yapılabilir. O da normal olmalı biraz uzaydan dünyaya baktığımızda. Kaos çıkar diye mi böyle bir sistemde ilerliyoruz? Ölmeyen, çalışan insanlar mı lazım?
0
ananiyimioguz
(19.08.22)
Hocam yazının başıyla sonu bambaşka konular belli ki bu konularda okuyup düşünüyorsun fakat şu an zihnin çok dağınık, çorba olmuş

ilk kısmı için çünkü bizim aklımız ve bilincimiz var ve başka insanların da bunlara sahip olduğunu biliyoruz

Ölüm kayıp yas merhamet kısmı ise kültürle koşullarla şekilleniyor, çok değil bundan 50 sene önce bir ailenin 10 çocuğundan biri öldüğünde aile ertesi gün tarlada çalışmaya devam ediyor, anne için de daha sıradan bir olay
0
freebird5406_2
(19.08.22)
İnsan topluluk halinde yaşayan bir hayvan, yine topluluk halinde yaşayan diğer hayvanlardaki gibi bağlı olduğu gruba yönelen saldırıları önleyici sistemleri var. Biz bir fil sürüsündeki yavru filin bir aslan tarafından öldürülmesini doğal karşılıyoruz, ancak o yavru filin grubu aslana karşı elinden geldiği ölçüde saldırıda bulunup yavruyu korumaya çalışıyor. Düşünce akışınızda bu kısım eksik.

Diğer taraftan insan diğer hayvanlara göre iletişim becerisi çok daha gelişmiş olan bir canlı. Karmaşık diller geliştiriyoruz, haliyle daha rahat kurallar koyuyoruz.

Siz öldürülmek istemezsiniz, ben de istemem, bir başkası da istemez. Ancak herkes zaman zaman birini öldürmeyi aklından geçirebilir. Haliyle ölmek istemeyenlerin öldürmeyi yasaklamak için girişimlerde bulunmasının kendisi de zaten doğal olan bir durum.

Cenaze merasimleri, erginlenme ritüelleri gibi kavramlar kültüreldir. Evet bunlara anlam yükleyen biziz, ancak insan zaten kültür geliştirerek çevresine uyumlanan bir canlı. Farklı gruplar farklı kültürel inşalar üretirler, bu kültürler birbirleriyle karşılaştıklarında baskın olan kültür yeterince direnç gösteremeyen kültürü asimile eder, ya da büyük oranda zayıflatır. Hakim kültürün kendisi de bu kaynaşma süresince daha az dirençli kültürden etkilenir. Bu temel evrim mekanizması aslında, doğal seçilim.

Sorduğunuz sorunun kapsamı çok geniş, ancak ana hatları bunlardan ibaret. Neticede doğanın bir parçasıyız ve yaptığımız hiçbir şey "doğal olmayan" olamaz. Ancak çoğu zaman insan davranışları üzerine düşünürken onu tanrısallaştırdığımız için yanıltıcı sonuçlara varıyoruz. Bir kültürel antropoloji kitabı edinip okursanız bence birçok sorunuzun cevabına ulaşacaksınız.
0
akhenaten
(19.08.22)
normal'in ne olduğunu, tanımını bir oku derim.

Norm: bir topluluğun kabul ettiği davranış ve düşünceler.
Anormal: bir topluluğun kabul etmediği davranış ve düşünceler.

içince yaşadığın toplum içerisinde iki eşcincelin evlenmesi, birinin vefatı durumunda mal varlığının eşine/partnerine geçmesi kabul edilmiş bir şey iken içinde yaşamadığın, dünyanın bambaşka bir yerinde ki toplumda kabul edilemeyen bir şey olabilir.

Toplum ve toplumu oluşturan bireylerin ortak karar verdiği şeyler bunlar.

Duygularımızı biz yüklemiyoruz, onlar doğumdan itibaren mevcut, hatta doğum öncesi bile duygularımızın olduğunu gösteren çalışmalar var. Bu duygularımızı nasıl yorumladığımız değişiyor.

Bir toplumda ölüm kutlanacak bir şey olurken (yaratıcısına ulaştı, sonsuz yaşama kavuştu vs. ) bir başka yerde aynı fikir ve düşünce ile üzülecek bir şey haline gelebiliyor.

Konu duyguların yorumlanması. Bir kişi eşinden ayrıldığı için eşini öldürüyor zira duygularını bu şekilde yorumluyor, bir başkası ise üzüldüğü için intihar ediyor, bir başkası üzülüyor, nasılsa geçicek bu diyip yoluna devam ediyor. gördüğün gibi bireysel olarak duygularımızı nasıl yorumlayacağımız değişiyor, 100 bireyin 80'i yukarıdaki davranışlardan birini seçtiği durumlarda "norm" o seçilen davranış olurken seçmeyen 20 kişi "anorm" oluyor.

Neden kimi toplumlarda cenazelerde dans ediliyor eğleniliyor, bu nasıl bir toplumun norm'u olmuş? o toplumun tarihsel akışı içinde gelişen şeyler, adamın biri çıkmış çok etkili bir insanmış kendisi, bir kitap yazmış insanlar neden cenazelerde eğlenmeli diye bir kitap yazmış, bir kaç laf söylemiş veya emir vermiş, insanlar bu kişiye saygı duyduğu veya korktuğu için laflarını dinlemişler, o kişi yaşadığı sürece de bu davranışa devam etmişler. O yaşarken doğan çocuklar için cenazede eğlenmek sonsuz zamandan beri devam eden bir davranış gibi geliyor ve o kişi öldükten sonra bile bu bizim geleneğimiz diye devam ediyor.

örneğin bu davranışı www.youtube.com buradaki videoda izleyebilirsin, davranışı ilk sergileyen kişi orada olmasa bile ardından gelen kişiler davranışı devam ettirme eğilimindeler.

Bunu en güzel yeni nesil gençlerde görebilirsin, ellerinde cep telefonu ile büyüdüler, onlar için telefon ezelden beridir var olan bir cihaz, doğumla birlikte hak ettikleri bir şey gibi. Benzer bir şey trafik ışıkları içinde geçerli, kırmızı yanınca duruyorsun, yeşilde geçiyorsun, sen doğduğunda trafik ışığı vardı, ancak türkiyede ki ilk trafik ışığı 1929'da daha 100 yıl bile olmadı, birileri sana bunu söyledi, bu davranışı sergileyen başka bireyler ve topluluklar gördün ve bu davranışı sergilemeye başladın. köpeklerinde benzer şekilde yeşil ışık, kırmızı ışık kurallarına uyduklarını görebilirsin. onlarda bu davranışı insanlardan gözlemlediler ve uygulamaya başladılar.

Bu davranış aslında evrimsel süreçte halen mirası devam eden hayvansı davranışlar. buradaki deneyden de görüleceği üzere yeterince uzun süre devam edilirse artık gelenek/görenek oluyor.

Kimi şeyleri anlamak için kelimelerin köklerine, anlamlarına etimolojisine dikkat etmen yeterli. daha fazlası ise önce düşünce deneyleri ardından da uygulamalı deneyler.
0
selam
(19.08.22)
bugun normal olarak kabul ettigimiz hersey (toplumsal yasalar, ahlaki yasalar, varolus bicimleri, davranis kaliplari, moda, yeme aliskanliklari, uyuma.aliskanliklari, aile, cinsiyet rolleri vs.) 150 yillik bir gecmise sahip. hep boyle degildi, simdi de boyle olmak zorunda degil. oldurme de buna dahil.
0
tadellesever
(19.08.22)
(5)

Diyelim ki yillar sonra size geri dondu..

mor oje
Soyle dusunelim; birkac (siz deyin 3, ben diyeyim 5 yil) yil once kotu ayrildiginiz sevgiliniz sizinle bir ands iletisime gecti. Flortumsu bir tarzi var, normal bir bulusmaya ok dediniz ne degismis nasil olmus gormek icin. Karsi taraf sizi tekrar istiyor belli ki. Sonrasinda ne olsun isterdiniz?1-ku
Soyle dusunelim; birkac (siz deyin 3, ben diyeyim 5 yil) yil once kotu ayrildiginiz sevgiliniz sizinle bir ands iletisime gecti. Flortumsu bir tarzi var, normal bir bulusmaya ok dediniz ne degismis nasil olmus gormek icin. Karsi taraf sizi tekrar istiyor belli ki. Sonrasinda ne olsun isterdiniz?

1-kucuk jestler, niyetini belli eden flortoz tavirlar, kucuk tatliliklar
2-size fikrinizin sorulmasi, ciddili bicimde konuyu masaya yatirma
3-sana gidelim bana gidelim diyerek niyetin belli edilmesi. Gecmiste sevgiliyken her seyi yasamissiniz neticede.
4-hicbir sey konusmadan sizi olcup tartmasi, o taraklarda beziniz olmadigini goruyorsa uzaklasmasi

Donse naparsiniz?
0
mor oje
(19.08.22)
#2

Diger secenekler zaten daha once gecilen asamalara ait gibi gorunuyor
0
parcxerox
(19.08.22)
2.

kötü ayrıldığınız için diğer şıklar biraz nahoş olur.
0
blatta hiberna
(19.08.22)
4. Hani iyi ayrılmış olsam tamam görüşülür de, neden kötü bitmiş bir şeyi 5 sene sonra eşeleyeyim. Buluşulacaksa yıllar sonra ne oluyor diye merak ettiğimden buluşurum derdin ne senin der giderim.
0
denizgonen
(19.08.22)
Ben de 2 diyorum, dinlemekten zarar gelmez.

Bir eski sevgili geri dönüyorsa hiç drama yapmadan ciddi ciddi şu yüzden geri döndüm, şunu istiyorum, çünkü bu değişti, önceden anlamayıp şimdi anladığım şeyler bunlar şeklinde açık seçik konuşması bu olayı kabul edeceğim varsa etmemin tek yolu olurdu.

Diğer taraftan kalan bütün seçenekler vakit kaybı.
0
akhenaten
(19.08.22)
hiç hayatımda böyle barışan ve mutlu olan bir çift görmedim. bir kere ayrılan yine ayrılıyor. o yüzden beklentim hayatımdan yok olması olur fakat madem konuşmak istiyor 2, ciddi ciddi konuşsun niyetini belli etsin belki bir şansı olur
0
kurcalamabozarsin
(20.08.22)
(6)

Light cola varken niye zero cikti?

stavro
Yani zeroyu light colaya tercih etme sebebi nedir? Coca-Cola light da sekersiz sifir kalori değil mi? Ustelik zeronun tadi da normal cola gibi degil.
Yani zeroyu light colaya tercih etme sebebi nedir? Coca-Cola light da sekersiz sifir kalori değil mi? Ustelik zeronun tadi da normal cola gibi degil.
0
stavro
(15.08.22)
Coca- Cola light ürünümüzde aspartam ve asesulfam potasyum, Coca-Cola Zero'da ise bunlara ek olarak sukraloz kullanılmaktadır.

fark bu. bu fark da tat farkına sebep oluyor. zero bana daha güzel geliyor.
marka stratejisi bi de. light daha çok diyet kola gibi duruyor. zero ise şekersiz cola gibi. insanların seçeneği olsun diye üretilmiş bence. bi de insanlar farklı olanı sever.
0
jelly bear
(15.08.22)
zero açıkça "normal/şekerli" kola tadının karşılığı. yani tam olmasa da ona en yakın tat.
ama direkt o tadı sevmeyenler light ile devamke.
sadece light varkenki zamanları hatırlıyorum, sağlığına dikkat eden insanlar bile tadını sevmediği için tercih etmiyordu.
0
patronaj1
(15.08.22)
Tamamen pazarlama amaçlı, Coca-Cola Light ve Diet Coke markaları içinde "diyet" ve "hafif" kelimelerini taşıdığı için oldukça feminen bulunmuş ve düşük kalorili asitli içecek arayışındaki erkeklerin ilgi alanına bu yüzden hiç girmemiştir.

Coca-Cola da bunun üzerine aynı ürünü Zero olarak daha maskülen bir isimle yeniden çıkarmış, erkeklerin de tüketeceği bir ürün olarak çabucak başarıya ulaşmıştır. Yalnız burada küçük bir sorun olmuş ve Zero ismi Coca Cola isminin de önüne geçmeye başlamıştır. Mesela insanlar içecek sipariş ederken yalnızca "Zero" demeye başladılar. Coca Cola da kendi markası yeniden bol bol telaffuz edilsin diye bu markayı hemen kullanımdan kaldırıp "Coca-Cola Şekersiz" olarak yeniden isimlendirmiştir.
0
zaman ilac degil insanlar unutkan
(15.08.22)
Coca-cola zero ilk çıktığında reklamlarındaki tanıtımı, sloganları, rengi hep alışılageldik erkeklik normlarına uygun yapıldı. Zero çıkmadan önce erkeklerin light kola içmesi hatta çoğu ürünün light versiyonunu kullanmsı esprilere konu olurdu, böyle de leş zamanlardı işte :D

Aynı alışılageldik erkeklik teması aysun kayacı'lı pepsi max için de yapıldı.

Light kola reklamları hafiflik, sağlık üzerine ve kadın merkezliyken pepsi max ve cola zero bir o kadar erkek merkezli başladı.

Büyük ihtimal erkekleri bu ürünlere çekmek pazarlama planlarının bütününü oluşturmasa da önemli bir parçasıydı.
0
akhenaten
(15.08.22)
Normal sekerli kola tadinin karşılığı denmis ama Zero normal kolanin tadinin karsiligi olmaya en uzak olan sey. Cok bariz, net, asikar bir tat farki var.

Hatta ilk basta cocacola zeroyu aynı tat diye pazarlamaya çalıştı ama millet bariz tat farkini ayırt ettigi icin bu pazarlama taktiginden vazgecil ister şekersiz, ister orijinal tat (yabi düz cocacola) diye pazarlanaya basladi. Yani orijinal tatla alakasi olmadigini Coca-Cola bile kabul etti.

Aksine light cola normal kolaya daha yakın bir tatta.
0
🌸stavro
(15.08.22)
Hanımla hep zero içiyorduk yıllardır. Markette kalmamış light aldık. O gün bugündür light içiyoruz. Daha az tatlı, daha güzel buluyoruz.
0
joker hakki
(15.08.22)
(3)

Roma'nın devamı olmak neden önemliydi?

ya ben lan neyse
roma'dan sonra gelen bütün devletler geçtiğimiz yüzyıla kadar neden hep roma'nın devamı olduklarını iddia ettiler? abd bile... roma'nın ne özelliği vardı?
roma'dan sonra gelen bütün devletler geçtiğimiz yüzyıla kadar neden hep roma'nın devamı olduklarını iddia ettiler? abd bile... roma'nın ne özelliği vardı?
0
ya ben lan neyse
(14.08.22)
yunanların geliştirdiği batı medeniyetini imparatorluk anlayışıyla (yani pek çok milleti kendi nüfuz alanları içinde barındırmalarıyla) taçlandırdıkları için.
0
lesmiserables
(14.08.22)
roma milletlerin üstünde milletsiz bir gücü, bir birleşimi, ve o zamanlar dünyanın merkezi olan akdenizin her yerini kapsayan büyük bir egemenliği ve 200 yıllık barışı, 1000 yıllık egemenliği, 2000 yıllık geleneği simgeliyordu.
0
ckisc
(14.08.22)
Yukarda da sayılan sebeplerle Roma fiilen çöktüğü zaman Roma'lılar ve Roma çevresindeki küçük krallıklar ya da kabileler Roma olmadan ne yapacaklarını bilmiyorlardı.

Zaten aslında Roma'nın çöküşüne yol açan irili ufaklı germen kabileleri de esasen Roma'yı yıkmayı değil, onunla bütünleşme ve içinde yer alma arzusundaydı. Ancak bütün olan bitenler sonucunda Batı Roma ortadan kalktı. Klasik çöküş tarihi 476 kabul edilir, ancak aslında bugün dahi hiçbir zaman tam olarak roma artık yok denemedi.

Konu çok karışık olmasa da içerisinde çok fazla etken olduğu için anlatması uzun. Eğer detaylıca anlamak isterseniz r.h.c. davis'in orta çağ avrupa tarihi kitabını okuyabilirsiniz.
0
akhenaten
(15.08.22)
(3)

Şu videoda söylenen hakkında ne düşünüyorsunuz?

KUCO
https://twitter.com/sonsuzfutbtayfa/status/1543682027983175682Söyledikleri doğru mu, var mı çevrenizde buna tanık olduğunuz?Büyük sevip de evlendikten sonra hemen boşanan mesela.
twitter.com

Söyledikleri doğru mu, var mı çevrenizde buna tanık olduğunuz?

Büyük sevip de evlendikten sonra hemen boşanan mesela.
0
KUCO
(13.08.22)
çevremde yok ama duymuşluğum var. her ilişki bambaşkadır, o yüzden normal yani. senelerce birlikte olanlar evlenince mutlu olacaklar diye bir kural yok. birkaç ayda tanışıp evlenen bazıları da çok güzel ve mutlu evlilik yaşayabiliyorlar. kısaca kader kısmet yani. hayat çok ilginç :)
0
rose parks
(13.08.22)
Aslinda birisine cok kapildigimizda bir adim uzaklasip dusunmek, yasadigimiz her neyse bunu anlamak icin kendimize zaman vermemiz gerekiyor. Oyle zamanlarda bazrn kendimizi unutup kendi ihtiyaclarimiza kor olacak seviyeye gelebiliyoruz.
Bu kisi bizim cocuklugumuzdan kalan semalarimizi(islevsel olmayan kalip ya da oruntu) harekete gecirdigi icin mi seviyoruz? Carpik olan bazi dusuncelerimizi dogruladigi icin mi? Yoksa gercekten yakinlik ve samimiyet hissettigimiz icin mi?
Iste bazen kor kutuk asigiz diyoruz, evleniyoruz. Ama asik oldugumuz babamiz gibi bizi dinlemeyen duymayan bir adam mi? Annemiz gibi bizi azarlayan bir kadin mi? Ask sandigimiz sey bildigimiz bir oyunun tekrari, tanidik bir ev olabiliyor bizim icin.Sonu da bosanmaya gidiyor maalesef. Cunku evlilik kurumunu surdurmeye ask yetmiyor
0
Kyhn
(14.08.22)
"Onu unutturacak daha büyük bir aşk yaşamalısın" konusu tam bir bağımlı kişilik davranışı, sağlıklı değil. Birini unutmak için başka birini bulmak alabileceğiniz en uygunsuz kararlardan biri.

Bir ilişkinin bitebilmesi için ilişkinin son aşamasına gelmek de yine sağlıksız bir durum. Böyle bir şey var mı diye soruyorsanız evet çok var, yani bu illa evlilik olması gerekmiyor. Evlilik hazırlıkları sırasında biten de birçok ilişki var, nişanlılık aşamasında biten, uzun süre sonra nihayet sevgili olunduğu ilan edildiğinde sonlanan ilişkiler de çok var. Evlenip çocuk yapıldığında biten ilişkiler de çok.

Burada temel nokta insanların "evlendiğimizde/ilişkimiz ilerlediğinde mutlu olacağım, şimdi kafam karışık ama nedeni ilişkinin çok kırılgan olması hele bir sevgili olalım/nişanlanalım/evlenelim/çocuğumuz olsun her şey güzel olacak hissi yaşaması.

Eğer ilişkinizde güvensiz, tedirgin, mutsuz, yetersiz hissediyorsanız sorun genelde ilişkinizdir, onun hangi aşamada olduğu değil.

Adam öyle bir anlatmış ki sanki "birini unutmak mı istiyorsun hemen git başka birini bul; ilişkin karmakarışık oldu ve içinden çıkamıyor musun, evlen kurtul" dermiş gibi geliyor kulağa.
0
akhenaten
(14.08.22)
(6)

Antibiyotik yarim birakilir mi?

sirisum
Doktor 2 gun bekle, hemen icme. Bol bol dinlen, bitki caylari ic dedi. Hepsini yaptım fakat dun hastalığım(bogazlarim cok fena)cok fazla nuksedince ve pzt ise donmem gerekeceğinden gece 1 tane attim. Sabah kalkinca da bi tane attim. O igrenc aci hafifledi biraz. Falat şimdi de kotu hissediyorum, çün
Doktor 2 gun bekle, hemen icme. Bol bol dinlen, bitki caylari ic dedi. Hepsini yaptım fakat dun hastalığım(bogazlarim cok fena)cok fazla nuksedince ve pzt ise donmem gerekeceğinden gece 1 tane attim. Sabah kalkinca da bi tane attim. O igrenc aci hafifledi biraz. Falat şimdi de kotu hissediyorum, çünkü küçüklüğümden beri doktorlar hep antibiyotik verdi ve cocuktum yani, mecbur iciyorduk. Acısı buyuyunce cikti, bağırsaklarımdaki yararli bakteriler neredeyse yok. Tam bu hastalıktan önce bagirsak tedavisi goruyordum, o yarim kaldi. Pahali probiyotikler falan kullaniyordum. Şimdi hepsi bu antibiyotiklerle yine gidecek. Sizce kutunun geri kalanini icmesem ne olur? Bilgisi olan biri varsa cok memnun olurum
0
sirisum
(13.08.22)
Antibiyotik öyle iki tane atınca acı hafifleten bir şey değildir.
Vücutta bir yerlerde enfeksiyon varsa ona tedbir olsun diye kullanılır. Doktorun belirlediği dozun tamamı kullanıldığında faydalıdır. Yarım bırakırsan tedaviyi yarım bırakmış olursun, başka da bir şey olmaz.
Özel bir durumun varsa bilemem ama bi kutu antibiyotik aldım vücudumdaki faydalı bakterilerin hepsi öldü gitti perişan oldum düşüncesi de yanlış.
Faydayı da zararı da abartıyorsunuz gibi geldi bana.
0
Mirket
(13.08.22)
Antibiyotik yüzünden bağırsaklarım iflas etti diyorum. Abarttigimi düşünmüyorum. Devam kararı aldim zaten.
0
🌸sirisum
(13.08.22)
Pahalı probiyotikler derken ? örneğin reflor probiyotik diye geçiyor ama bakteri sınıfında değil mantar sınıfında olduğu için antibiyotikler etki etmiyor hatta doktorlar antibiyotiğin yanında bu gibi probiyotikleri veriyorlar. Yani hepsi gitmedi yok olmadı diye düşünüyorum
0
kararsızataletfilozofu
(13.08.22)
Bırakma hocam, bakterilerin daha da güçlenmesine sebep olabilir daha da zararlı çıkabilirsin.
0
giovanne
(13.08.22)
Çocukken kullandığınız antibiyotiklerle ilgili bir sorun yok böyle düşünmeyin. Antibiyotik tedavisinin başı sonu bellidir, ortasında bırakmanız hem sizin sağlığınız hem toplum sağlığı için kötü.

Yarım bırakılan tedaviler ya da insanların üşütünce bir tane antibiyotik atayım diye düşünmesi nedeniyle antibiyotiklere bağışıklığı olan bakteriler oluşup yayılıyor, bunların tedavisi daha zor oluyor.

Doktorunuzun zaten sağlık durumunuzu bildiğini varsayıyorum, dolayısıyla her şey planlı. Tedavinize devam edin, çok sıradışı bir durum olursa doktorunuza söylemeyi ihmal etmeyin.
0
akhenaten
(13.08.22)
Hocam hastalığımdan oturu sadece toprak bazli probiyotik kullabilme şansım car, onlar da trde cok nadir olduğu için el mecbur aliyoruz ve pahalı. Mesela kefir falan yasak bana, ev yoğurdu, tursu vs. Bir sure bu şekilde kati bir diyet ve bahsettiğim probiyotikler ile sıkı bir rehabilitasyon dönemim olacak. @kararsizataletfilozofu
0
🌸sirisum
(14.08.22)
(3)

İsten Çıkarılmak

xyzxyz
Merhaba,4.5 aydir calisiyordum ve ofiste yasadigimiz tatsiz durumları patrona actik. Ayni hafta isten cikarildim ve sebebinin patronun arkasindan is disindan birilerine bi seyler soylemis olmam oldugu iddia edildi. Kendisinin arkasindan hicbir konusma yapmamistim. Kanitlamak zorunlulugum yok ama kan
Merhaba,

4.5 aydir calisiyordum ve ofiste yasadigimiz tatsiz durumları patrona actik. Ayni hafta isten cikarildim ve sebebinin patronun arkasindan is disindan birilerine bi seyler soylemis olmam oldugu iddia edildi. Kendisinin arkasindan hicbir konusma yapmamistim. Kanitlamak zorunlulugum yok ama kanitlarim da falan dedi. Sonra baska is aradigimi ima etti. Sonra performans dusuklugunu sebep gosterdi. Sonra da kendisi beni azarladiktan sonra konusurken pencereye bakmisim gibi bir sey soyledi.

Sebebi ofisteki mobbingten sikayetci olmamizdi ve benimle birlikte diger sikayetci olan arkadasi da cikardi.

İftira atarak cikarmis olma sebebini anlayamadim. Pazartesi kesin cikis yapacagim ama daha once sozlesme de imzalatmamisti.
Ahlak ve iyi niyet kurallarina uymayan sebeplerden mi cikisimi gostermeyi dusunuyor acaba? Ne yasadigimi zerre anlamiyorum. Ne yapmam gerektigi konusunda yardimci olursaniz sevinirim.

P.s. haftada 60 saatlik calisma/ asgari+1000tl maas/ molasiz calisma/ is yapmaya calisirken ussun oldugunu iddia eden ergenlerin ego problemlerinin hedefi olma/ "bonus: sınırsız hakaret"
0
xyzxyz
(13.08.22)
Adınıza çok üzüldüm, çok kötü bir çalışma ortamıymış. İşe geri döner misiniz dönmez misiniz bilemem ancak şöyle ki

Asgari +1.000tl dediğiniz formülde, o 1.000tl'yi elden alıyorsanız ve bunu belgeleyebiliyorsanız (örneğin bu parayı bankaya ayrıca yatırıyorlar ya da size bir ödendi kağıdı veriyorlardır örneğin) bunun üzerine sgk'ya başvuruda bulunabilirsiniz. Maaşın sigortada gösterilmemesi yasak.

60 saat çalıştığız halde fazla çalıştığınız mesai zaten bankaya yatan maaşınıza yansımamıştır, eğer fazla çalıştığınızı belgeleyebiliyorsanız bununla sgkya başvurabilirsiniz.

Eğer sizinle sözleşme yapılmadıysa sınırsız süreli iş sözleşmesi yapılmış gibi ele alınır olaylar. Yani şu anda sınırsız süreli iş sözleşmeniz var gibi düşünün.

Kolay gelsin
0
akhenaten
(13.08.22)
birkac yildir calisiyorsan tazminatini al oyle cik. Ver avukata catir catir alir rahatlikla. Tereyagindan kil ceker gibi alir. Umarim birkac yildir calisiyorsundur.
0
stavro
(13.08.22)
son yazdığın başlıklarına da baktım keşke kendin çıksaydın ama neyse artık. kafaya takılcak bir mevzu değil. böyle ortamlarda çalışma. stres insanı hasta eder. bir de sigaraya başladım diyorsun. bırak derim onu da. bir sonraki işin her türlü buradan daha iyi olur.

gerekirse asgari ücret kazan ama kafan rahat olsun. böyle stresli bir yer olmasın. kendine katma değer katabileceğine inandığın bir yer olsun gerekirse az kazan bir süre. sonraki adımlarının daha büyük olması için bazen önce küçük adımlarla başlamak gerekir. her işte zaten asgari banko kazanırsın. niye bu işin stresini çekesin niye iş yüzünden sigaraya başlayasın. niye 5 dklık ihtiyaç molası için kimsenin suratını çekesin?
0
pardus
(13.08.22)
(12)

Galiba aldatildim, ne yapacagimi bilmiyorum

anahaber
3 yillik evliyoz ve bir oglumuz var. Bir suredir icimde garip bir his vardi ve bir seylerin yolunda gitmedigini hissediyordum. İliskimiz boyunca hic yaomadigim bir sey yaptim ve esimin telefonunu karistirdim. Maalesef whatsappta eskisevgilislye olan yazismalari buldum.gectigimiz hafta yazismislar ve
3 yillik evliyoz ve bir oglumuz var. Bir suredir icimde garip bir his vardi ve bir seylerin yolunda gitmedigini hissediyordum. İliskimiz boyunca hic yaomadigim bir sey yaptim ve esimin telefonunu karistirdim. Maalesef whatsappta eskisevgilislye olan yazismalari buldum.gectigimiz hafta yazismislar ve ilk mesajesim atmis. Biraz hal hatir faslindan sonra, beni ve ailesinine kafar sevdigini soylemis ancak eski sevgilisyle olan zamanlarindan da ozlemle bahsetmis. Yazismalarin detayina cok girmeyecegim ama bulusmuslar. Esimin is aekadaslariyla is cikisi bir seyler dedigi bir aksam bir yerlere gitmisler.

Elimayagima.dolandi, icime okuz oturdu resmen. Daha bitmedi. Aralarinda ne gectibilmiyoeum ama ben esime son zamanlarda bir terslik oldugunu hissettigimisoyledim ve boyle bir seyden suphelendigimi ilettim. Tabii ki asla.boyle bir sey olmadigini, arkamdan kesinlikle is cebirmeyecegini soyledi. İnandim. Sadece eski bir dostla bulusmuslar herhalde dedim. Cok hos bir hareket olmasa da fiziksel ya da duygusal bir sey olduguna dair bir kanitda yoktu neticede ama suphe insani bitiriyor.

Bugun yine dayanamadim ve telefonuna baktim. Rehberden eski sevgilisinin ismini ssii. Whatsappta da bir sey yoktu, biraz rahatladim en azindan mesaj alinmis galiba dedim. Ama sonra icime yine bir kusku dustu. whatsappta tumrehberine go, gezdirdim ve eski sevgilisini baska.bir isimle kaydettigini gordum. Profil fotosundan tanidim haliyle.

Su saat oldu hungur hungur agliyorum ne yapicam bilmiyorum. Hayatimda ilk deda basima geliyor ve icimden bir parca sokulmud gibi.
0
anahaber
(13.08.22)
Önce sakin olun. Bir şey belli etmeyin. Boşanma için avukat araştırın. Boşanırsanız elinizde kanıt olması için size tavsiye verebilir. Bu sayede çocuğunuzu da alırsınız.
0
dissendium
(13.08.22)
Sakin kalmaya çalış. Biz burda ne desek boş. Önemli olan sakin kalmak.

Sen bir süredçr gariplik hissediyorum demişsin. Ne zamandır gariplik hissediyorsun, ve eşinin yazışmalarını gördüğün zaman ile, gariolik farketmeye başldığın dönem arasınd ne kadar süree var.

Misal eşin 5 aydır gariptir ama eski sevgilisine 1 hafta önce maj atmıştır gibi...

Bu 5 aylık sürede kavgakarınız oldu mu, ona soğuk davrandın mı? İlgisiz davrandın mı, lavga edip günlerce küs kaldınız mı vs vs bir sürü şey var bilşnmesi gereken. Eşin bir anda mı gario davranmaya başladı? Çok fazla bilinmeyen var.

Bunları onu haklı çıkaracak bir bilgi sebep bulmak için sormuyorum. Şu yüzden soruyorum. Bazı tipler karakter olarak, yukaroda bahsettiğim durumlar oluşunca ve mutsuzlaşınca, eskiye özlem duyar. Eşin böyle bir durumda olabilir.

Elbetteki ortada bir aldatma yalan söyleme durumu var. Bunun bahanrsi yok, olamaz.

Ancak sürecin neden buraya geldiğini anlamak lazım. Eşindeki gariplikleri farkedşnce sordun mu "hayatom neyin var bir süredir" falan konuştun mu? Yoksa o garip, sen soğuk öyle aylar mı geçti.

Anlattığını neredeyse aynısını yaşadım. Evli değilim ama. O sebeple sordum bunları. Dilersen özelden de cvp verebilirsin.
0
neden beni sevmedin
(13.08.22)
@neden beni sevmedin

Yazim hatalari icin uzgunum, mobildennyaziyorum elim titriyor.

Yani kronoljik olarak.bilemiyorum. belki 1 aydir boyle hissediyorum, gecen hafta da dayanamadim baktim iste telefonuna.

Her evli ciftin oldugu gibi tabii arada ufak gerilmeleriiz oluyodu ama kus kalmazdik, ilgisiz degildik.vs. is gu cocuk dongusunde tabii ki basbasa vakitlerimiz kisitli ama bundan kaynakli kendi tarafimda neyi yanlis yapmis olabolirim bilmiyorum.

Yazdigimi okudugumda biraz karisik geldi.Esimin yazismalarini gordukten ve eski sevgilisyle bulustugunu ogrendikten sonra onunla yuzlesmedim, yuzlesemedim. Sadece bir seylerin beni rahatsiz ettigini soyledim ve mesaj vermeknistedim.belki de gercekten eski bir arkadasiyla yemeknyedi dedim. Yanlis bir hareket ama belki sadece o kadardir dedim.
0
🌸anahaber
(13.08.22)
İlk olarak kendi geleceğinizi, huzurunuzu düşünmek zorundasınız çocuğunuz için. Sizden gizli buluşmuş olması bile iğrenç bir şey. Ama zannettiğiniz gibi aldatma durumu olsa telefonunu öyle sizin ulaşabileceğiniz şekilde asla bırakmazdı. Siz gizli gizli bile baksanız, saklayacak bir şeyi olsa uygulamaya ayrı şifre koyabilirdi. Ağlamanın kimseye faydası olmaz. Ben sizin yerinizde olsam önce bulabildiğim kanıtları yedeklerdim. Siz sanırım böyle narin yapılı birisiniz. Sizin yerinizde başkası olsa bu telefonu alır çoktan parçalardı. O başka bir isimle kaydetmeyi kesin yanınızda telefon çalar, mesaj gelirse ekranda ismi görmeyin diye değiştirmiştir. Kafanızda boşanmak olsun, olmasın mutlaka elinizdeki yazışma, bu rehberdeki telefon kaydı gibi şeylerin fotoğrafını çekin yedekleyin. Gerisi size kalmış. Avukata gidip bilgi almak mantıklı. Sakin kalın, yavaş ve temkinli davranın.

Eğer yüzleşmeye, sert tepki vermeye hazır değilseniz. Sakin, sessiz tepki verebilirsiniz. Eşinizin telefonunu alın, eski sevgilisinin numarasını engelleyip, silin. Bu noktada kendisi gelip size açıklama yapmaya kalkmaz ben öyle anladım sizin iletişiminizden. Ama yakalanma telaşı ile bir güzel gerilir.

Bu aldatma ya da size yalan söyleme olayı sizden, sizin davranışlarınızdan, sizin eşinizle daha az daha fazla zaman geçirmenizle alakalı değil. İnsanın karakteri ile ilgili bir şey böyle kötü davranışlar. Kendi yalanı ortaya çıkacağı zaman sizin ne kadar üzüleceğinizi tahmin edip, bunu yapmaması gerekirdi. Siz sonuçta yıllardır değer verdiği, hayat arkadaşınınız. Sakın kendinizi suçlamayın. Eski sevgili ile karşılaştırmayın. Siz hala ona saygı duyup olay çıkarmadan ağlıyorsunuz.
0
GoodMorningTeacher
(13.08.22)
durumu eşinize dolaysız, direkt, doğrudan anlatın.

n'oluyor?

"ben dayanamadım ve telefonuna baktım."
0
edgenabby
(13.08.22)
Zor bir durum. Cocugunuz oldugu icin daha da zor bir durum. Ama her sey geciyor inanin. Sizi cok iyi anliyorum. Suan evlere sigamiyorsunuz sizi anliyorum. Bu sekilde yasayamazsiniz ama. Yuzlesmeniz lazim fakat bunu akil ve mantik cercevesinde yapmaniz lazim. Esiniz nasil bir insan bilmiyorum. Karakteri nasildir, en kotu ihtimali dusunun, ayrilik aninda nasil bir tavir takinir bu yorumlamaya calisin. Cirkeflesecek ve mal paylasiminda sikinti yaratacak biri ise kanit toplayin. Bunun icin de sakin kafa lazim.
Bunlari dusunmek, neyin ne oldugunu ogrenmek icin esinizle yuzlesmelisiniz. Aci da olsa her seyi ogrenmelisiniz ki hayatiniza devam edebilin. Belki de yaniliyoruz, sadece sohbet edildi, bir sey olmadi. Belki de esiniz sizi, cocugunuzu ne kadar sevdigini daha iyi anladi. Hepsi birer ihtimal. Esinizle konusmaya hazir hissettiginiz anda konusun. Kafanizda soru isareti kalmasin, tum sorulari sorun.
Bunun icin zamana ihtiyaciniz olabilir. Ben olsam onunla ayni evde durmazdim. Aileniz, arkadasiniz olur kafanizi toplayana kadar onlarla vakit gecirin. Sonra da yuzlesin. Ona bunun bir oyun olmadigini, boyle bir durumun kabul edilebilir olmayacagi mesajini da verin konusma ve tavirlarinizla ki olur da iliskinizi devam ettirme karari alirsaniz bir daha buna yeltenemesin. Anladigim kadariyla buna musait bir yapisi da var.
Tum bunlardan once lutfen uzulmeyin. Her serde bir hayir olduguna kendinizi inandirin. Emin olun ki geciyor ve siz guclenerek cikiyorsunuz. Bu surecte, kafanizi toplayip konusmaya hazir olana dek kafanizi dagitacak, size iyi gelen seyler yapin. Sevdiklerinizle vakit gecirin.

Olurda paylasmak isterseniz bana mesaj atabilirsiniz. Bu surecte konusmak, paylasmak cok iyi geliyor.
0
balpolen
(13.08.22)
Hiçbie yanlış, aldatmayı haklı göstermez. Aldatmanın bşr bahaneai vs olamaz. Ben ilişki dinamiğinizi biraz anlayabilmek için sormuştum.

Sizi üzmek istemem ama söylwmek lazım. Bir insan evlenmiş çocupu vs olmuş, buna rağmen hala eaki sevgilisine özlem duyuyorsa, takıntılı ezik ve aciz bir insandır. Kişisel fikrim böyle, kusura bakmayın.

Ve çook büyğk ihtimalle, siz yarın karşoaına geçip durumu anöatsanız ve boşanıykruz deseniz, ataklarınıza kapanacak ağlayıp yalvarak bir tip.

Sizin yazış şeklinize de bakarsak, eşinizi affedecek potansiyelde birisiniz.

Sakin kalıp, bir avukat tutup boşanırdım yerinizde olsam. Ama tabi yukarıda da dedikleri gibi, eşiniz çirkenleşir mi, aileler seni vazgeçirmeye çalışır mı, düzenli işin maaşın var mı vs vs bir sürü şey var. Bir de öocuk faktörü var.

Boşanmazsan, 1-2 yıl içinde sinir hastası olursun. Ömrün eşinin telefonlarını karıştırmakla geçer, her hareketten anlam çıkarır derecede paranoyaklaşırsın çocugun mutsuz bir evde büyür. Çocuk var diye ayrılmamak, çocuğa esas zararı verir.
0
neden beni sevmedin
(13.08.22)
Yuzlesmek istiyorum ama belki de duyacaklarimdan korkuyorum. Esim dunyabiyisi bir bir insandir, cirkefe baglayacak son kisidir is orays giderse.

Diyorum ya beni asil uzen arkamdan is cevrilmesi. Yasadigim sey tam.olarak aldatilmak mi onu da bilmiyorum. Tekrari olur mubilmiyorum, belki sadece sohbet ettiler bir seyler ictiler bilmiyorum
0
🌸anahaber
(13.08.22)
Edit: Sanki hep bu soru sorulsun diye beklemisim gibi upuzun yazmisim kusura bakmayin.
Ozet geceyim: aldatma ustune bosanmis biriyim. Once bir iki gun uzaklasin, ama evi terk etmis gibi degil, birini ziyarete gider gibi vs.

Asil cevap:
Benzer bir durumda kaldim ben on sene kadar once, ama sadece suphesi yoktu yani aldatma kesindi.

Ben esime bir sey soylemedim. Canim cicimli de davranmadim, normal, tanidigim herhangi bir insanla konusur gibi iletisim kurdum gun icinde ve o gun haftasonu icin Istanbul'a anneme gitmek istedigimi soyledim. (Bu normaldi, anneme gitmek kavgali olmak gibi degildi yani.) Onu da benimle gelmesi yerine kendi arkadaslariyla takilmasi icin yonlendirdim.

Istanbul'da kendi basima gezdim, kahve ictim, sinemaya gittim vs. Bundaki amac olayi kendi icimde tartmakti once. Cunku bazen oyle ciftler oluyor ki kavga gurultu herkes dahil ediliyor, herkes fikrini soyluyor, curcuna... Sonra cift normale donuyor. Sacmasapan bir durum oluyor. Bazi insanlar aldatmayi affedip iliskilerini iyilestirebiliyorlar mesela. Kinamiyorum, herkes bir kere yasiyor sonucta, canlari ne isterlerse onu yapsinlar. Ben bu kendi icsel sorgulamam sonucunda zaten onceden de benzer huzursuzluklarimiz oldugundan, hayatimi bu rahatsizlikla gecirmek istemedigime karar verdim. Affetmek, hosgormek vs istemiyordum. Ama kavga etmek de istemiyordum. Detay duymak da istemiyordum. Zaten isim gucum vardi, daha genctim, beni bu iliskide tutan hicbir sey olmadigina karar verdim. Annemle ve kardesimle konusup dertlestim, onlar da beni hakli bulup destek oldular.

Sonra Pazar gunu esimle tekrar biraraya geldigimizde beni aldattigini bildigimi soyledim, nasil ogrendigimi anlattim. Bunun kesinlikle bosanmayla sonuclanacagini, ikna edilme sansim olmadigini, kararimin kesin oldugunu soyledim. O gece icin isterse misafir odasinda kalabilecegini, isterse gidip baska bir yer bulabilecegini soyledim. Lojmanda yasadigimiz icin olay cikarmamasini rica ettim, eger alkollu vs geri gelirse guvenlikten kendisini siteye almamasini isteyecegimi soyledim. Boyle tek tek rapor verir gibi her seyi soyleyip evden tamamen gitmesi icin de iki hafta sure tanidim kendisine.

Sonra zaten tanidigimiz bir avukat vardi, onunla islemleri baslattik. Iki uc hafta kadar sonra bosanmistim.

Burada bazi detaylar var tabii: benim cocugum yok, param var, destek olabilen ve boyle 'bosanmis kadin' vs gibi seyleri hic ama hic kafaya takmayan liberal bir ailem var, ve esimin karakteri sebebiyle bunu tekrar tekrar yapacagini bildigimden 'oh vallahi kurtuldum bu stresten' gercegi var.

Sizin de bu detaylari tartmaniz gerekiyor. Bence su bir gercek ki, insanin icine bir seyler doguyorsa bunlar genelde dogru oluyor. Bilimsel aciklamasi da var bunun, beyniniz siz farkinda olmadan bazi detaylari isliyor, onceki bilgilerinizle kiyasliyor, size bir seyleri hatirlatiyor vs ama siz bunu spesifik olarak bilmiyorsunuz. O yuzden 'icime dogdu' 'hissettim' falan diyoruz.

"Su saat oldu hungur hungur agliyorum" diyorsunuz mesela, esiniz nerde su an? Neden size sormuyor sen neden saatlerdir agliyorsun diye?

Eski sevgilisine durup duruken mesaj atmasi cok yanlis. (Hani sevgilinin anasi babasi olur, taniyorsunuzdur, basiniz sagolsun denir de, baska bir sebep olamaz bence.) Onunla bulusmasi cok yanlis. Ismini baska isimle kaydetmesi, onunla iletisiminin surmesine sizin kalbinizin kirilmasindan daha cok onem verdigini gosteriyor. O kisiyle sevisti mi sevismedi mi gibi bir detay cok yaralayici olur suphesiz, ama biraz da onemsiz, zora esiniz zaten luzumsuz bir yakinligi cesaretlendirecek adimlari atmis bile.

Bugun ayni sey basima gelse soyle yapardim: Mumkunse kendi telefonumdan esimin telefonunun ekran resimlerini cekerdim. Bunu illa onun aleyhine kullanmak icin degil kendime hatirlatmak icin yapardim zira ben unutuyorum neye sinirlendigimi bir sure sonra. Ardindan mumkunse cocuga bakabilecek birini bulup (anneanne, babaanne falan) iki gun uzaklasir dusunur icimi soguturdum. Esimden bosansam naparim, birlikte kalsam naparim diye senaryolar dusunurum ana hatlariyla. Sonra esime gidip 'sen hayirdir?' der, olayi anlatmasini isterim. Burda onemli olan gaslight edilmemeye dikkat etmeniz. "Ne kadini ya?" "Ya deli misin, onun da o gun Besiktasta ayakkabisinin topugu kirilmis" falan gibi Cem Yilmaz-vari sacma hikayelerle yanlis anlamissiniz veya abartiyormussunuz gibi bir izlenim olusturulmamasina ozen gostermeniz.

Sonra da iste, ne kadar inandiginiza veya inanmak istediginize gore hareket edersiniz.
0
sopiro
(13.08.22)
Esim dun aksam sirket organizasyonundaydi. Yok bu sefer instagram, linkedn falsn teyidli. :) Yalniz kalinca ben de yogun nir gece gecirdim haliyle.

Yuzlesmek istiyorum ama korkuyorum da bir yandan. Bir de telefonuni karistirdim diye uste cikip iyice agresiflesmesinxen, konunin sapmasindam cekiniyorum.
0
🌸anahaber
(13.08.22)
Şimdi elinizdeki veriler şunlar

1- Bir şekilde eşinizin eski sevgilisiyle bağlantısına şahit olmuşsunuz. Bu durum içinde eşinizin eski sevgilisiyle olan günlerini de özlediğini okumuşsunuz.

2- Eşiniz kendisine yapılan imadan sonra bu kişiyle olan iletişimini size anlatıp yanlış anlaşılmanın önüne geçmek ya da bu kişiyle iletişimini tamamen koparmak yerine onun kayıtlı ismini değişip sizden gizli iletişime devam etmiş.

Bir kişi, eşine açıklayamayacağı bir durumun içerisinde olmamalı. Bunun lamı cimi yok. Eğer siz bunu kabul etmemekte ısrarcıysanız ve kendi kişisel alanınıza çok müdahale ettiğinizi düşünüyorsa sizinle bu konuyu o tartışmalı ya da sizle olan ilişkisini bitirmeyi göze almalı. "Benim hiçbir kötü amacım yok, ama şimdi eşime söylesem olay olur" gibi bir şey benim için kabul edilebilir olmazdı. Aldatan insanların da büyük kısmı "zaten eşimi seviyorum, birlikte olduğum kişiyi sevmiyorum, sadece vakit geçiriyoruz" gibi şeylerle kendini haklı göstermeye çalışıyor.

Şüphe tedavi edilmeden geçmeyen, geçmediği gibi de büyüyen ve nihayet şüpheye sahip olan kişiyi gerçekten haksız duruma düşüren bir şey. Siz şüphelendikçe zaten aranızdaki saygıyı baltalayan davranışlar geliştirmeye başlayacaksınız. Birgün eşiniz eve geç geldiğinde onu hiçbir sıkıntı hissetmeden güleryüzle karşılayabileceğinize karşılayabileceğinize inanıyor musunuz? Peki kavganın ertesi gün ne olacak. Diyelim o gece tepki gösterdiğiniz için özür dilediniz. Peki bu özüre kendiniz inanacak mısınız? İçiniz ferahlayacak mı?

Ben bu durumda şahit olduğum şeyleri söyleyip bir açıklama getirmesini isterdim. Sorumluluğunu bilip ona göre hareket etmesini talep ederdim. Siz bir çift olmak için söz verdiniz. Bundan önce kafanızda "olabilir, hayatına başkaları da girebilir" gibi bir düşünce olduğunu sanmıyorum. Onun da sizin buna onay vereceğinizi düşündüğünü sanmıyorum. Bu bilinçle evlendiniz. Eğer böyle olmayacağını bilseydiniz evlenmezdiniz. Verdiği sözleri tutmasını istemek ve bunlar gerçekleşmediğinde tepki koymak hakkınız.

Endişelenen taraf siz olmamalısınız. Özgüvenli, sakin ve anlamak amacıyla yetişkin insanlar gibi konuşmanız bence en iyisi. Eğer açıklamasından ve vereceği sözlerden tatmin olmazsanız o zaman ayrılmayı da düşünürsünüz.

Ben şahsen eski sevgilisi önünde benimle olan birlikteliğini zedeleyici şeyleri yapan biriyle evli kalmak istemezdim. Eski sevgilisiyle bir araya gelmesi beni rahatsız da etse bana bunu bildirse asla gidemezsin diyecek bir insan değilim. Ama benim bilgim olmadan böyle bir şey yapılması benim için kabul edilemez.
0
akhenaten
(13.08.22)
Galiba değil, aldatılmışsınız. Oturup sohbet bile etmiş olsalar bu karşı tarafı özlediği ve size yalan söylediği gerçeğini değiştirmiyor. Kaldı ki siz şüphelendikten sonra ismini başka şekilde kaydetmesi gayet yeterli aldatılmak İçin. Yüzleşip açık açık konuşmalısınız ama sakince. Aldatmak için sevişmek gerekmiyor. Siz bundan sonrası için bir karar vermelisiniz. Ya bu aldatmak değil deyip devam edersiniz ya bitirirsiniz. Önemli olan içinize sinmesi.
0
dfn4
(13.08.22)
(6)

birini aklından çıkaramamak

newlywed
Bir arkadaşım vardı. Çok saçma sapan bir nedenden dolayı küstük. Aşırı narsist ve egoist biri. Konuyu konuşma çabalarıma rağmen hiçbir şekilde mesajlarıma cevap vermiyor. Bu bende artık bir takıntı haline geldi. Sürekli bu konuyu düşünüyorum, bana yaptığı haksızlık duygusundan bir türlü çıkamıyorum.
Bir arkadaşım vardı. Çok saçma sapan bir nedenden dolayı küstük. Aşırı narsist ve egoist biri. Konuyu konuşma çabalarıma rağmen hiçbir şekilde mesajlarıma cevap vermiyor. Bu bende artık bir takıntı haline geldi. Sürekli bu konuyu düşünüyorum, bana yaptığı haksızlık duygusundan bir türlü çıkamıyorum. Sürekli aklımda bu konu var. Çok acımasız biri olduğunu düşünüyorum. Benim ondan bir cevap almamın çok önemli olduğunu artık bu ısrarlı çabamdan anladı ve canımı daha çok yakmak için cevap vermiyor. Bu kadar zalim olduğu için ondan nefret ediyorum. O hayatına devam ediyor, ben devam edemiyorum. bu konuyu nasıl unuturum, böyle bir şey yaşayanınız var mı?
0
newlywed
(12.08.22)
Anlattıklarınızdan durumu kabullenemediğinizi anladım.

Şunu kabul etmelisiniz, hayatın bu yönü de var. Sizin aranızdaki olay nasıl gelişti bilmiyorum, ama bazen insanların yakın arkadaşları onlara büyük bir haksızlık yapıp ortada bırakıp gidebilir. Buna dost kazığı deniyor. Bunu yaşayan bir sürü insan var, karşılığında o konuşmak istemeden yapabileceğiniz bir şey yok.

Bazen cevap beklediğiniz insanlar size cevap vermezler. Bazen yok yere işinizden olanilirsiniz. Bazen sevgiliniz sanki hiç sizi tanımamış gibi hayatınızdan öylece çıkar gider, bazen çok sevdiğiniz biri hiç beklenmedik bir anda ölüp her şeyin yarım kaldığını hissetmenize sebep olabilir.

Bunların olabileceğini kabul edip hayatınıza devam etmelisiniz.
0
akhenaten
(12.08.22)
O kişiyi aklında öldüreceksin, sanki öyle biri hayatta yokmuş hiç olmamış gibi
0
freebird5406_2
(12.08.22)
Ayyy bildim bu hissi. Maalesef narsisistlerle baş etmek çok zor, ve bu çok tipik bir davranış. Yapılabilecek tek şey bıçak gibi her şeyi kesip beklemek, "bu niye bi anda kesti?" Diye çatlayıp gelecektir.

Ama bence o size hamle yaparsa da sallamayın, hayatınıza devam edin. Bu tip insanlardan bi halt olmaz, vazgeçip hayatınıza devam etmek yine en sağlıklısı.
0
galileo figaro magnifico o o o o
(12.08.22)
yüzleşmeden bitmez yakın arkadaşsa şayet. (minimum 3 yıllık)

arada takılmalık bir arkadaş idiyse birkaç aya unutursun.
0
edgenabby
(13.08.22)
Narsist demişsin, aşırı narsist demişsin.

Psikologların fikir birliği ettiği bir şey var: narsistler HASTAdırlar ve tedavileri yoktur. Gerilemez bile. Psikolojik hastalık gibi değil ölümcül bir hastalık gibi düşün. Onu hayatında tutan ölür.

Aklından atmak için bir süre zihin mesaisi yapmalısın. Bir süre onun sadece olumsuz yanlarını, olumsuz davranışlarını, olumsuz düşüncelerini inançlarını kötü alışkanlıklarını vs düşüneceksin. Onun kötü biri olduğuna kendini ikna edeceksin. Kesinlikle kötü değil diyorsan onun geri dönüşsüz hasta oldupuna, asla iyileşmeyeceğine ikna et kendini. Kötülüklerinden/olumsuzluklarından başka hiçbir şey düşünme. Tabii eşzamanlı olarak onun karşısında senin ne kadar iyi niyetl olduğunu da düşün. O kötü sen iyi. Bu şekilde kodladığında zihnin onu silmek isteyecek ve ona ait duygu izlerini hafiflettiğin için silmek kolaylaşacak.

Ayrıca bağ kesme meditasyonları var. Her gün yap. Eft tekniğini öğren her gün yap. Çok ama çok işe yarayacak.
0
muhayyer divan
(13.08.22)
Ben özellikle sebebin ne olduğunu merak ettim. Ona göre daha iyi değerlendirme yapılabilir. Belki bardağı taşırmışsınızdır belki de öyle değildir.
0
sevilen progressive türkücü
(14.08.22)
(20)

İltifat mı bu?

gozo
Bir arkadaşım anlattı o iltifat olduğunu savunuyor ben öyle düşünmüyorum. Onun ağzından anlatacağım. "bir gün saçlarımı boyatıp işe gitmiştim. ağlene kadar çalıştık. Müdürümüz öğleden sonra şehir dışına çıktı. çıktıktan yarım saat sonra bir soru sorma bahanesiyle cep telefonumdan aradı. aciliyeti ol
Bir arkadaşım anlattı o iltifat olduğunu savunuyor ben öyle düşünmüyorum. Onun ağzından anlatacağım. "bir gün saçlarımı boyatıp işe gitmiştim. ağlene kadar çalıştık. Müdürümüz öğleden sonra şehir dışına çıktı. çıktıktan yarım saat sonra bir soru sorma bahanesiyle cep telefonumdan aradı. aciliyeti olmayan bir konu. konuşma bitince saçlarınızı fark etmediğimi sanmayın. çok güzel olmuş çok yakışmış dedi." bu kızımızın hoşuna gitmiş iltifat ettiğini düşünmüş. bu arada müdürle aralarında 9-10 yaş gibi ne az ne çok fark varmış ve adamın kendisine ilgisi olduğunu da hissediyormuş. ben taciz olduğunu söyleyince şaşırdı ve hiç öyle düşünmediğini söyledi. hala da öyle düşünüyor ve inatlaşıyor. sizce onu taciz olduğu konusunda nasıl ikna edebilirim?
0
gozo
(12.08.22)
Direkt taciz demek ne kadar doğru bilmiyorum. Evet iltifat bu. İltifat hoşlanmadığımız birinden hoşlanmadığımız şekilde gelirse taciz diyebiliriz sanırım. Belli ki arkadaşınızın hoşuna gitmiş, taciz nasıl olur bu durumda bilmiyorum.
Siz bir müdürün çalışanına bu şekilde yaklaşmasının yanlış olduğunu düşündüğünüz için böyle söylüyorsunuz sanırım ama oluyor böyle şeyler yani hepsine taciz diyemeyiz bence.
0
veritaslibertas
(12.08.22)
taciz mi değil mi bilmem ama burada 'sanmayın' kilit bir kelime. adamın kafasında bir şey yaşadığını belli ediyor. anlık yapılabilecek bir iltifat masum olabilirken bu durum olaya derinlik katıyor.
0
onemoremile
(12.08.22)
İltifat anlık bir şey olur, yani sevgilin eşin partnerin vs değilse iltifat anlık çok da düşünmeden yapılır. Misal müdür işyerinde görür ayaküstü böyle bi şey der o iltifattır ama işle ilgili telefon açıp sonuna da bunu iliştiriyorsa bana iyi niyetli bir hareket gibi gelmez. Ha taciz der miyim bilmiyorum o da başka bir boyut ama kesinlikle "düşünerek" yapılmış bir eylem gibi görürüm ben bunu.
0
Kaleci Saçlı Forvet
(12.08.22)
şu olaya taciz demek aşırı abartı. adam iltifat etmiş, teşekkür ederim deyip geçilebilir. iyi niyet kötü niyet aramanıza gerek yok, beğenmiş de olabilir bu direkt "kötü niyetli" manasına gelmiyor. kötü bir şey değil yani yaşanan olay insani bir şey.
0
roket adam
(12.08.22)
Taciz arkadaşınız rahatsız olsaydı olurdu.
0
amsterdam otlu sigarası
(12.08.22)
Abartmayın yahu, ne tacizi? Hem "sanmayın ki" kalıbıyla başlaması zaten normalde bu tür değişiklikleri fark edip yorumladığını, karşı tarafın da bu tip bir beklentide olup neden bu değişikliğin fark edilmediğine dair sözsüz bir şaşkınlık jesti, anlık bir bakış vb. verdiğini gösteriyor. Adam da kendinden bekleneni neden yapmadığına dair özür dilercesine bu değişimi fark ettiğini belirtip iltifatını yapmış. Ha ilgisi vardır, karşı tarafa hissettirmiştir, karşı taraf da bunu problem etmiyordur, ilgisi hoşuna gidiyordur vb. bu kısımları bilemem. Bunlar varsa zaten üçüncü kişilerin yorumlaması yakışık almaz.
0
zaman ilac degil insanlar unutkan
(12.08.22)
bu tamamen müdürün karakteriyle-aralarında samimiyetle bağlantılı. ayrıca arkadaşınız rahatsız olmamış aksine hoşuna gitmiş sizinle paylaşmış. bu durumda taciz olmuyor.
0
orpheus
(12.08.22)
olayın tacizle uzaktan yakından alakası olmaması dışında sıkıntı yok.
koca koca insanları bir şeylere ikna etmek de çok mantıklı değil tabii. konudan bağımsız, herkesin aklı kendisine yeter. kimseyi ikna etmeye çalışmayın.
0
mhmtt
(12.08.22)
Müdür, mesai saati dışında, bu taraftakilerce aciliyeti olmadığı değerlendirilen ama kafasına takılan bir konu için elemanı aramış.

Konuşma bitiminde de mesai dışı aramış olmanın mahcubiyetini bastırmak için hoşlanılacağı değerlendirilen bir çift laf etme gereği duymuş.

Hoşlanılmış.

Sorun nerde anlamadım ben.
0
Mirket
(12.08.22)
kesinlikle taciz değil.

eğer aynı müdür erkeklere ve diğer kadın çalışanlara da benzer şekilde övgüler ve iltifatlar ediyorsa sadece iltifat. yok, sadece bu iltifatları o kadına ediyorsa yürüyor demektir. ama yürümekle taciz arasındaki fark ısrarda ve karşı tarafın tavrında. kız bu iltifatlara olumsuz anlamda bir tepki vermiyorsa sorun yok.
0
nickini degistiren yazar
(12.08.22)
Taciz bir kişiye, o sizinle ilgilenmediğini söylediği ya da rahatsızlığını belli halde gösterilen ilgidir. Her tanışma denemesi ya da iltifat taciz sayılamaz. O halde sadece görücü usulü ya da tinder'dan falan tanışmak durumunda kalır insanlar ya da hiç romantik yönü olmasa bile her türlü iltifat taciz sayılır. Yani buna göre iki insan sevgililik ilişkisi kurarsa bu sadece tacizle başlayabilir, sizin dediğiniz bu anlama geliyor.

Öte yandan müdür tarafından bir çalışana böyle bir iltifat gelmesi taciz olmasa da iş etiğine aykırı, ve kurum içi yaptırım uygulanması gereken bir konu. sanırım sizin demek istediğiniz de bu. Örneğin arkadaşınız bundan rahatsız olsaydı belki de müdürüyle arası bozulup işten atılma ya da gözardı edilme korkusuyla bu rahatsızlığını söyleyemeyecekti. Bu açıdan işyeri etiğine uygun değil. Üst-ast ilişkisi olan durumlarda bunlar hoş olmuyor.
0
akhenaten
(12.08.22)
Aslında taciz. Çünkü astına bu şekilde yürüyemezsin.

Bu kişi işini kaybetmemek için seni terslemekten korkuyor olabilir. Doğrusu bu. İş arkadaşı demiyorum. İş yerinde Üstü olduğu için taciz.

Arkadaşın hoşlandığı müdürüne bu lafı edemez (cinsiyetten bağımsız söylüyorum) çünkü işini kaybetme korkusu olur ama müdürde bu korku yok. Tacize konu olan kısım bu.

karşılıklı yürüşüyorlarsa bir şey denemez de. müdürün profesyonellikten uzak olduğu tescillenmiş.
0
proverb haste makes waste
(12.08.22)
İki kişi arasındaki ilişkiyi bilmeden karar vermek çok zor.

Samimi iseler "kadınlar böyle değişikliklerin fark edilmesini ister" düşüncesiyle, "fark etmedim sanma" demiş olabilir.

Bence iş yerinde, romantik ilişkiler çok sakıncalı. Bu tarz ilişkilerde, olay ciddiye binmeden, kibar bir şekilde reddetmek en güzeli. Kibarca "Teşekkür ederim ama Saçımı fark etmeni istemiyorum, böyle bir beklentim yok" dersen, adam/kadın bir daha yürüyemez...


.
0
kartallar yuksek ucar
(12.08.22)
ikna edemezsiniz çünkü taciz değil.
diğer yandan, herkesin aklı kendine yeter +1

"fark etmediğimi sanmayın" demek "fark etmemi beklediğinizi biliyorum" demektir.
kızımızın da zaten hoşuna gitmiş, yani ortada tacizden ziyade karşılıklı bir sinyalleşme var.

adam rahatsızlık verici şekilde davransaydı ve kızın karşısında ısrarcı biri olsaydı taciz derdik.
profesyonelliğe aykırı olmakla taciz aynı şey değil.

"adam konumunu kullanarak taciz ediyor" gibi bir şey diyorsanız, fiilen öyle bir durum da yok.
o durumda da karşılık vermezse işten çıkartılacağını falan hissedip kendini karşılık vermeye mecbur hissediyor olması lazım.
böyle bir ortam yok.
karşılıklı flört ediyorlar.
0
blatta hiberna
(12.08.22)
taciz değil ama düz iltifat da değil. ikisinin arası bir şey.
0
rose parks
(12.08.22)
taciz degil cunku arkadasin sikayetci degil, tersine hosuna gitmis.

tartisilmasi gereken etik olup olmadigi. Isyerinde birine yurumek global olarak pek hos karsilanan birsey degil ve kovulma sebebi olabilir, karsi tarafin gonlu olsa dahi.
0
cooperr
(12.08.22)
Taciz de değil iltifat da. Dümdüz yürüme
0
Hallegadola
(12.08.22)
Taciz değil. Hoş bir kompliman yapmış. Arkadaşınızın da hoşuna gitmiş. Büyütülecek birşey değil.. ikisinin de günü güzel geçmiş işte ne güzel:)

Siz neden dert ettiniz ki bu durumu?
0
füt
(12.08.22)
Ne tacizi ya iyi misiniz ? Düpedüz iltifat
0
beemaker
(14.08.22)
1- taciz değil, iltifat ta değil. yürüme.
2- müdürü değil de kendi benzeri ya da altı pozisyon olsa taciz olurdu arkadaşınız için.
3- siz onu kıskanıyorsunuz.
0
nuisance
(14.08.22)
(4)

İngilizce Kelime Sorusu

emcekare olmadi einstein olsun bari
anlamak ve kavramak arasındaki farkı nasıl vurgulayabilirim.kavramak anlamaktan daha güçlü bir terim. bir konuyu anlamanız onu kavradığınız anlamına gelmez ama kavramış olmanız aynı zamanda anladığınız anlamına gelir.yani önce anlayacaksınız sonra kavramış olacaksınız.anlamak için "understand" ifade
anlamak ve kavramak arasındaki farkı nasıl vurgulayabilirim.

kavramak anlamaktan daha güçlü bir terim.
bir konuyu anlamanız onu kavradığınız anlamına gelmez ama kavramış olmanız aynı zamanda anladığınız anlamına gelir.
yani önce anlayacaksınız sonra kavramış olacaksınız.

anlamak için "understand" ifadesi ele alırsak bu durumda kavramak için hangi kelimeyi kullanmak daha doğru olur?
0
emcekare olmadi einstein olsun bari
(12.08.22)
ilk aklıma gelen comprehend
0
lazpalle
(12.08.22)
Biraz dolayli ama kavramak icin "digest" de kullaniliyor.
0
sertac akin
(12.08.22)
Aslında ingilizce için understand dediğiniz anlamı karşılıyor.

Türkçe düşündüğünüz için böyle bir düşünceye kapıldınız sanırım. İngilizce için sizin anlamak ve kavramak arasında yaptığınız kıyasa eşdeğer kalıp understand fiilinden daha zayıf bir seçenek bulmakla daha mümkün gibi. get filiyle kurulan "I get it", "you got it" tarzı yapılar sizin burada anlamak olarak tarif ettiğiniz şeyi daha iyi karşılıyor.

Understand yapı olarak zaten konunun özünü idrak etmekle ilgili.

Yani ingilizcede şu cümle; "Yeah you got the idea but do you actually understand it?" daha mantıklı duruyor.
0
akhenaten
(12.08.22)
@akhenaten haklısınız. Understand kelimesinden daha kuvvetli kelimelere odaklanmaktansa daha zayıflara odaklanmak da güzel bir yaklaşım.

türkçe olarak anlattığım bir konu var onu ingilizce olarak anlatacağım bu sefer. Türkçe anlatırken yapmış olduğum kelime oyunlarını ingilizce'de de yapabilir miyim diye düşündüğüm için bu soruyu sormuştum. teşekkürler.
0
🌸emcekare olmadi einstein olsun bari
(12.08.22)
(10)

Evinizde hangi dekoratif ürünler var?

ms brownstone
Mesela duvarlarınızda çok fazla şey asılı mı? Asılıysa ne asılı? Ya da mesela kitaplığınız sadece kitaplardan mı oluşuyor yoksa kocaman ve bol dekoratif ürünlü kitaplık mı tercih ediyorsunuz? Bitkileriniz varsa onları eve nasıl dağıtarak yerleştiriyorsunuz?Bunların dışında da benim aklıma gelmeyen a
Mesela duvarlarınızda çok fazla şey asılı mı? Asılıysa ne asılı? Ya da mesela kitaplığınız sadece kitaplardan mı oluşuyor yoksa kocaman ve bol dekoratif ürünlü kitaplık mı tercih ediyorsunuz? Bitkileriniz varsa onları eve nasıl dağıtarak yerleştiriyorsunuz?

Bunların dışında da benim aklıma gelmeyen ama sizin kullandığınız her şey olabilir aklınıza gelen. Hatta isterseniz fotoğraf da paylaşabilirsiniz. Genel olarak koltuk, masa vs en çok ihtyaç olan şeyler dışında insanlar evlerini nasıl doldurmayı tercih ediyor merak ediyorum.
0
ms brownstone
(11.08.22)
geçen ay 61x91cm boyutunda 3-4 farklı poster alıp ikea çerçeveleriyle duvara astım.
fazla uğraşmadan güzel sonuç aldım.

www.ikea.com.tr

duwart.com
0
MtKrt
(11.08.22)
Dekorasyon evinizde hali hazırda bulunan eşyaları tamamlayıcı olmalı, bu açıdan çok değişir ama...

Örneğin benim evim gri, beyaz ve siyah tonlu baya minimalist döşenmiş bir ev. Mesela koltuklarım deri kaplama köşeli hatları var. Haliyle dekorasyonda da kübik biçimli mumluklar, nadiren yerleşmiş soyut biblolar ve ince bir dal sarmaşık, bambu ve sert datayları olan lambalar ve herkesin bunu ben de yaparım diyebileceği sade tablolar var.

Ama atıyorum sizin eviniz daha renkli, krem ve bordo tonları ağırlıklıysa ve koltuklarınız daha keten görünümlü, sandalyeleriniz vintage ahşap sandalyelerse benimki gibi bir dekorasyon sanki arkadaşınız eşyalarını emaneten sizde dursun diye bırakmış gibi olur. Sizinse halat detayları olan bir saksı içinde yere sarkan bitkiler, kil vazolar, kilimler, daha empresyonist tablolar gibi şeyler tercih etmeniz gerekir.
0
akhenaten
(11.08.22)
Henüz yapmadım fakat fikir olarak bu ara grant haffner ın canlı renklerle yaptığı yol resimlerini seviyorum, kendim bunların taklitlerini yapmayı düşünüyorum :)

sebastianfoster.com
0
freebird5406_2
(11.08.22)
Kitaplığımızda antik yunan heykel büstler var mesela bizde kitaplar dısında baya cool duruyor, cok seviyoruz.
0
solenkol
(11.08.22)
Eğer bitkileri saymazsak çok çok az dekoratif eşya kullanıyoruz. Bir iki çerçeveli çizim, bir Lego, bir tane dekoratif mum. Duvarları boş ve beyaz haliyle seviyoruz.
Buna karşılık. Her odada en az 2 bitki var.
0
chavezding
(11.08.22)
Evde ıvır zıvır sevmiyorum. Dekoratif bir şey alırsam ömrü maksimum 2-3 ay oluyor. Sonra doğru çöpe. Çiçek, bitki de barındırmıyorum. Kendi yaptığım bir tablo ve yine kendi yaptığım bir tütsülük var o kadar.
0
ruhen hastayim ben
(11.08.22)
Müzayedelerden resim, antika eşya alıyorum. Kendi yaptığım çini, kanaviçe ve resimlerim var. Hepsini asmıyorum/yerleştirmiyorum. Benim resimlerim mesela toplu bir yerde duruyor ama 2 tane asılı duruyor, değiştiriyorum sıkıldıkca. Çini yaptığım tabaklar var şaman davulu desenleri var üzerinde, hayvan ve kurukafa desenli kanaviçelerim var. Hepsi farklı bir alanda ve tüm ana eşyalar, duvarlar, çerçeve rafları bembeyaz. Çok batmıyor.

İlerisi için eski çeyiz sandığı alma planım var. İçine bu ıvır zıvırları koyup sıkıldıkca değiştireceğim. Her şeyi ortaya koyarsam çok alakasız oluyor.
0
jazzabel
(11.08.22)
Bizim evde her yere anısı/anlamı olan ve bakınca mutlu olduğumuz şeyler dağılmış durumda. Hiç minimalist olamıyoruz.

Salonda iki tane kocaman film afişi var, biri benim en sevdiğim filmin 2000 yılında aldığım afişi, diğeri eşimin en sevdiği filmlerden biri. Bunun dışında tv ünitesinin üzerinde 1-2 küçük fotoğraf çerçevesi, ilk kez kum çölüne gidince oradan aldığım kumla doldurduğum bir cam kurukafa (kumu ben getirdim, kurukafa hediye), başka bir gezide aldığımız vintage cam ilaç şişesinde viski vs var.
Salondaki kitaplıkta özellikle ayırdığım, göz gezdirmesi keyifli kitaplar var; yanında cam kapaklı kısımda kalabalık yapmasını istemediğim her türlü ıvır zıvır, figür, hatıra, maket vs var. Üşenmedim fotoğrafını çektim: www.dropbox.com (Yeğenime yaptığım kanaviçe, arkadaşımın çocuklarına vereceğim Harry Potter şişesi/fincanı vs de kitapların arasında duruyor, geçici onlar.)

Dubai'den aldığım güzel tasarımlı üç kartpostala beyaz çerçeve yaptırdım, onlar mutfak duvarında, kahve makinesinin üstünde asılı.

Antrede eşimin annesinin yaptığı yağlıboya kuzey ışıkları tablosu ve Nepal'den alınmış el yapımı mandala var.

Eşimin çalışma odasında metal dünya haritası (images.app.goo.gl) asılı, kardeşinin hediyesi. Rafta muppet show figürleri, 1-2 kanvas tablo vs var.

Benim çalışma odam henüz tasarım aşamasında, arkadaşımın neredeyse 15-20 yıl önce yapıp hediye ettiği suluboya palyaço ve başka bir arkadaşımın yaptığı kanaviçe tardis asılacak, bir sürü eski kitap kapağı bastırıp bir duvarı onlarla kaplayacağım. (Bunun gibi ama daha nerd: images.app.goo.gl) Bir de Starry Night kırlent takımı var, divanın üstünde yığılı duruyor. Buradaki kitaplıkta bir Asimov büstü, bir peluş safrakesesi, bir de küçük fotoğraf çerçevesi var, zaten kitaplar zor sığıyor.

Öldürmemeyi başardığım tek bitki de balkonda yaşıyor.
0
kobuzchu kiz
(11.08.22)
Toplam 3 tane Chagall var. Plaklar duvardaki raflarda asili.

Kütüphane kitaplardan olusuyor sadece.

Bitki yatak odasinda sifir, onun disinda calisma odamda oldukca fazla. Bir iki tane anisi olan seyin disinda dekoratif urun yok gibi. Hic sevmiyorum dopdolu duvarlari ve evimde cok az duvar var, her yer cam.
0
buf-e kür
(11.08.22)
evi girişinde sevgili nuri çetinin çizdiği bir aile çizimimiz (ben kızım ve eşim) var. diğer koridorda babamın el emeği yaptığı bir bibloluk ve herbir bölmesinde cam minik objeler var.

salonda bir kitaplığımız ve güneş şeklinde takribi 50 cm çapında bir aynamız var.

yatak odamızda bir tablo var.

mutfakta da ufak bir kara tahtamız var not almak için. ama bunu kaldırıp bir duvarı komple kara tahta boyası ile boyatacağız. eski evimizde öyleydi çok eğlenceli oluyor.
0
teritori
(11.08.22)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.