yabancı dilin, kariyerin, eğitimin hiçbir önemi yok.
ne doktorlar, ne mühendisler, avukatlar tanıdım, hepsi kalas gibi tiplerdi.
önemli olan hayatın içinde kendini eğitimli veya eğitimsiz şekilde bir yere getirebilmiş, hayata tutunabilmiş olması.
cv'yle ilişki olmaz, onu ancak yanında dolaştırırsın, ruhsuz bir ilişki olur.
duygusal kapasite, bir ruhunun olması, espri anlayışı, görgülü-bilgili olması, oturmayı kalkmayı bilmesi, hayat tarzının benzer olması önemli.
onun dışında, özellikle erkekler için varlıklı bir ailesi olsa bile mesela arabasını kendisi almış ya da işini kendisi kurmuş olmalı.
yani bağımsızlığını ilan edebilmiş, birey olabilmiş olması da çok önemli.
yabancı dil belki aynı şeyi izleyip dinleyebilmek açısından biraz önemli olabilir ama diğer saydıklarım uyuyorsa ve ingilizcesi yoksa hiç takılmam bile.
ilişkilerde birebir uyumdan ziyade, ortak paydada buluştuktan sonra, sende olmayanın onda olması da çok hayati.
bu yüzden "diğer özelliklerin uyması imkânsız ve büyük problem" derken kasıt ne?
aynı müziği dinlememek mi, aynı siyasi görüşe sahip olmamak mı?
birinci 30'lara gelince önemini yitirirken, ikinci çok önemli mesela.
insan ilişkiler aracılığıyla gelişen, evrilen ve ruhsal olarak inancınız varsa, tekâmül eden bir varlık.
o yüzden biriyle ilişkiyi bazı deneyimler doğrultusunda pas geçmekle, o kişiyi gerçekten istememekle, istediğin hâlde ilişkiden ve mücadeleden/terk edilmekten/sevilmemekten/eski deneyimleri şimdiye taşıyarak korkup istemiyormuş gibi yapmak aynı şey değil.
insanın bu açıdan kendini fark edip kendine karşı dürüst olması lazım.
yani gerçekten karşımdaki bana göre değil mi, yoksa onun beni sokacağı mücadeleden veya incinme riskinden mi korkuyorum?
bu açıdan son derece kişiye özel durumlar.
0