Giriş
(6)

En iyi sinema salonu hangisi?

akhenaten
O kadar uzun zamandır gitmedim ki, tamamen konunun dışında kaldığımı fark ettim.Şöyle insanların gittiği, hareketli, ekranı büyük, sesi güzel nereler var?
O kadar uzun zamandır gitmedim ki, tamamen konunun dışında kaldığımı fark ettim.

Şöyle insanların gittiği, hareketli, ekranı büyük, sesi güzel nereler var?
0
akhenaten
(22.12.22)
imax salonları en iyisi her türlü.
şehrini bilmiyorum ama.
0
jelly bear
(22.12.22)
Doğru dediniz şehri yazmayı unutmuşum. Esitlenmiyor da, İstanbul.
0
🌸akhenaten
(22.12.22)
Ne aradığınıza bağlı tabii ki cevap

Ekran büyüklüğü derseniz IMAX
rakipsiz tabii
İnsanların gittiği, yoğun popülasyonu olan derseniz kanyon, istinye, zorlu avm cineverse herhalde başı çeker.

Festival filmleri kovalarım derseniz Kadıköy, Beyoğlu ve atlas.

Ama bütün bunlar dışında benim İstanbul'da en beğendiğim sinema capitol spectrum oldu. Bilet fiyatları bir tık daha pahalı fakat son derece rahat salonlar ve nispeten sakin olduğu için bence en tercih edilesi yer. Cineverse zincirini ise hiç sevmiyorum, işim düşmedikçe tercih etmiyorum
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(22.12.22)
4DX olayını öneriyor musunuz peki? Cidden değiyor mu yoksa sadece dikkat mi dağıtıyor. Avatar 2'nin 4dx gösterimi varmış bazı yerlerde.
0
🌸akhenaten
(22.12.22)
bundan 5-6 yıl evvel cinemapink filmlerden önce cinemapink akmerkez şubesinin avrupa'da en iyi sinema seçildiğinin reklamını yapıyordu.

gerçi bayağıdır türkiye'de değilim belki de kapanmıştır.
0
bohr atom modeli
(22.12.22)
ben avatara 2 ye 4DX'de gittim, imaxla gitmediğim içim için karşılaştırma yapamayacağım ama filmin ilerleyişi itibariyle uçuyolar, suya giriyorlar vs 4DX çok iyi bir deneyimdi, öneririm.
0
sirkelimon
(23.12.22)
(10)

eski flört/sevgili ile iletişim

abelardo
eski sevgili veya flört ile iletişim devam etmeli mi? sürekli iletişim halinde olmaktan bahsetmiyorum ancak ayrılıktan sonra ömür boyu iletişimin kesilmesi doğru mu? hatta bazıları hemen engelliyor. hemen engellemek bana saçma geliyor, rahatsız etmiyorsa engellemem, numarasını da silmem. ama bazen d
eski sevgili veya flört ile iletişim devam etmeli mi? sürekli iletişim halinde olmaktan bahsetmiyorum ancak ayrılıktan sonra ömür boyu iletişimin kesilmesi doğru mu? hatta bazıları hemen engelliyor. hemen engellemek bana saçma geliyor, rahatsız etmiyorsa engellemem, numarasını da silmem. ama bazen duygular devam ediyor, o zaman kestirip atmak gerekebiliyor. siz ne düşünüyorsunuz?
0
abelardo
(14.12.22)
Bana böyle durumlarda insanlar ölmüş gibi davranmak aşırı saçma geliyor. Genel kabul bu yönde biliyorum ama asla mantığıma sigdiramiyorum. Kabullenmicem de xd

Engellemek sırf rahatsız etmekten değil, bazen "elim gitmesin" niyetiyle de olur. Onu ayrı tutalim.

Duygular devam ediyorsa kangreni kesip atmak da mantıklı tabii. Onun dışında sessizlik yemini etmiş gibi davranmak anlamsız bence
0
abuzer
(14.12.22)
Valla zararı yoksa engellenemez de konuşmaya iletişimi devam ettirmeye de ne gerek var?
0
Amaranta ursula
(14.12.22)
Geçen bob Mortimer'in otobiyografi kitabini okuyordum. Orada buna değiniyordu; beraber büyüyoruz, beraber bir sürü şey paylaşıyoruz (mutluluk/aci) ama sonra bitiyor. O kadar yıl paylaştığım kişinin yüzünü bile zor hatırlıyorum, üzücü diyordu.

Düşündüğüm zaman katılıyorum ama zaten bu seviyede bir ilişkinin de (ayrıldıktan sonra konusmaya devam edilen seviyeli bir arkadaşlık) zor bulunacağını düşünüyorum.

Engellemek falan bana da saçma geliyor. Baksam şimdi bütün eski sevgililerimin numarasi, sosyal medyası vardır.
0
logisticsmanager
(14.12.22)
Engellemeye gerek yok ama iletisime devam etmeye de gerek yok bence
0
balpolen
(14.12.22)
Valla ben acikcasi oyle ayrildiktan sonra iletisime devam etme olayini falan pek sevmiyorum. Su ana kadar ayrildiktan hemen sonra kisinin numarasini silme, engelleme gibi olaylara girismedim ancak bisekil denk gelip sildigim de oldu.

Insanlarin ayrildiktan hemen sonra numara engelleme ya da silme olaylarini da garipsemem ancak. Misal ayrilma karsi tarafa saygini yitirebilecegin bir olay(aldatma vs) yuzunden olduysa o durumda numaranin engellenmesi, kisinin silinmesi bana sacma gelmez.
0
j r r tolkien hayrani
(14.12.22)
eger karsi taraf surekli rahatsiz etmiyorsa engellemenin bir anlami yok. duygular bir sure daha devam edebiliyor ama surekli gormuyorsan, konusmuyorsan bir sure sonra zaten sonumleniyor.
0
duyulmasi gerektigi kadar
(14.12.22)
Kendinize cevap vermişsiniz zaten aslında.

Her ayrılık bir değil, kimisi ayrıldığında içinde bir şey kalmamış olduğu için ayrılıyor. Bu halde araşarı iyiyse devam ediyorlar zaten görüşmeye.

Kimi de dramatik ayrılıyor, bir taraf hala seviyor oluyor hem bitiren taraf için hem terk edilen taraf için bir sürü istenmeyen durum yaşanıyor. Niçin böyle bir şeyi sürdürmek için kendinizi paralayacaksınız ki? Buna sebep ne tam olarak? Zaten ortada yıpratıcı ve sağlıksız bir durum var. İki taraf da travma yaşıyor bu süreçte.
0
akhenaten
(15.12.22)
omur boyu iletisim kesilmeyecekse ne olacak bayram kutlamak falan mi?:)
uzak durulmasi gereken bi sey. bilhassa yeni iliskiye baslaniyorsa. ben uzak duramiyorum ama o apayri bi mesele
0
ala09
(15.12.22)
Düşman olma ama çok yüzgöz de olma. Yine gerçekte ayrılma şekline göre değişiyor.
0
d max
(15.12.22)
Her ayrılık bir değil elbette ancak bitmiş bir ilişkinin başka bir ilişki suretiyle devam ettirilmesini anlamsız bulanlardanım ben. Burada doğru / yanlış aramaktan ziyade "ben ne istiyorum?" sorusunun cevabı olmalı bana kalırsa. Ben eski sevgililerimle görüşsem, yeni kuracağım bir ilişkiye soru işareti bırakırım diye düşünüyorum ve bundan hiç hoşlanmıyorum. Gerçekten duygular bitmiş ama arkadaşlık kalmış bile olsa karşımdakine rahatsızlık verme ihtimali çok yüksek. Bu yüzden hayır, bitmiş benim için tamamen bitmiştir.
0
charbiel
(15.12.22)
(3)

birine euro bazında tl göndereceksem alış fiyatına göre mi satış fiyatına

KUCO
göre mi göndermeliyim? yani 2500 euro vereceğim ama tl olarak vereceğim, kaç tl göndermeliyim? Euro19.840019.9520
göre mi göndermeliyim?

yani 2500 euro vereceğim ama tl olarak vereceğim, kaç tl göndermeliyim?


Euro

19.8400

19.9520
0
KUCO
(13.12.22)
satisa gore
yani fazla olana gore
0
nibba
(13.12.22)
Euro borcun varsa euro olarak ödemelisin. Başka para birimi gönderiyorsan da, şahıs, anında borcun olan euro tutarına dönüştürebiliyor olmalı. Yani alış-satış fiyatları içinde yüksek olan tutardan alacağına göre, o tutarı baz almalısın.
0
Tisatiaşer
(13.12.22)
Alış satış fiyatları euro'nun alışverişi söz konusu olduğunda geçerlidir. Sizin diğer insanlardan euro almak ya da onlara euro satmak gibi bir yetkiniz yok zaten. Banka da değilsiniz, dövizci de değilsiniz.

Haliyle siz elinizdeki euroyla ya da anlaşmanıza göre elinizdeki paranın euro değeri üzerinden alışveriş yapabilirsiniz. Güncel kurdan kaç liradan euro sahibi olacağınıza bakıp (yani bankadan, dövizciden euro satın alabileceğiniz satış fiyatına bakıp) bu değerdeki parayı verebilirsiniz.
0
akhenaten
(14.12.22)
(20)

Bazen kitap okumak size de gereksiz geliyor mu?

yakbenivatankurtulsun
Merhaba arkadaşlar,Elimde bir sürü kitap var kimisini okudum, kimisine elime dahi sürmedim. Bazıları da yarım kaldı bekliyorlar bir köşede. Okuyasım gelmiyor ve boş yere okuyormuşum gibi bir his oluyor içimde bazı zamanlar. Size de oluyor mu böyle?
Merhaba arkadaşlar,

Elimde bir sürü kitap var kimisini okudum, kimisine elime dahi sürmedim. Bazıları da yarım kaldı bekliyorlar bir köşede. Okuyasım gelmiyor ve boş yere okuyormuşum gibi bir his oluyor içimde bazı zamanlar. Size de oluyor mu böyle?
0
yakbenivatankurtulsun
(13.12.22)
Eskiden roman ya da öykü okuduğumda bu his gelirdi bana ama yaş ilerledikçe şunu fark ettim ki doğru bir roman seçildiğinde dil, üslup, düşünce stili, anlamlandırma, analiz, eleştirel düşünce, sosyal öğrenme vs gibi bir çok alanda farkında olmadan kendimizi geliştiriyoruz. Bazen de romandaki, oykudeki karakter ile kendimizi ozleslestirip duygularımızı regule edebiliyoruz. Dolayısıyla artık öykü ve roman okurken de bu his hiç olmuyor.

Salt bilgi içeren kitaplarda zaten olmazdi.

Kitapların her zaman besleyici ve iyileştirici bir gücü vardır benim hayatımda. sadece iyi yazar, iyi kitap ve ilgi alanlarınızı iyi seçmek gerekiyor tabii ki. Her kitap türünu seveceksiniz diye bir şey yok. Tabii bizim sevmememiz o kitabın kötü olduğu anlamına da gelmez.
0
fraise
(13.12.22)
Bazi kitaplarin boyle hissettirmesi normal. O zaman o kitabi birakip baska kitaba gececeksiniz.

Ama genel olarak "kitap okumak gereksiz mi" derseniz, tabii ki de degil. Tartismak bile (tabii ki her sey tartisilmali ama) manasiz bana gore.
0
ahm1
(13.12.22)
kitap sarmadıysa dünyanın en iyi kitabı da olsa okumak zorunda değilsin, sevmemek için bir sürü nedenin var
0
freebird5406_2
(13.12.22)
Bilgi birikiminin yanısıra, sözlü ve yazılı anlatım yeteneği, kelime haznesinin artması, anlama, bakış açısı ve anlayış ufkunun genişlemesi benzeri sayısız faydası olan bir güzel bir uğraş olduğunu düşünüyorum.
0
Mirket
(13.12.22)
Yaklaşık iki sene oldu kitap kapağı açmadım. Roman okumayalı belki daha uzun süre oldu. İfame gücümde inanılmaz bir zayıflama var. En çöp kitabın bile kelimeleri, kalıpları canlı tutmak anlamında mutlaka büyük faydası var.
0
IncredibleMau
(13.12.22)
Daha ziyade romanlardan mı söz ediyorsunuz?

Kitap okumak kavramı hep işin kendisi gibi lanse ediliyor. Kitap işlevsel bir şey, dijital yayınlar yokken insanlar film izlemek yerine roman ve hikaye okuyorlardı, bilgi almak için akdemik kitaplar okuyorlardı, bir şey öğrenmek için yine öğretici kitaplar okuyorlardı. Felsefe yine kitaplardaydı, birçok teknik mesleki bilginin kitaplarla açıklanan yönleri vardı. "Kitap okumak" tek bir iş değil ki? Ben çok şaşırıyorum buna. Eğer sürekli roman ve hikaye okuyorsanız bunun sürekli dizi film izlemekten çok bir farkı yok. Eğlence etkinliği bu. Eğer zamanınızın çok büyük bir kısmını eğlenceye ayırıyorsanız yaptığınız şeyi sorgulamanız doğal bence.
0
akhenaten
(13.12.22)
Genel olarak bütün türlerden bahsediyorum; roman, felsefe, tarih, politika,...
Okumak, genel olarak faydasızmış gibi geliyor, zaman kaybı sanki. Öyle olmadığını biliyorum ama içimden gelen bu. Zaten öleceğiz, okuduğum ne işe yarayacak, maddi bir getirisi de yok. Öğrensem; bir şeyler paylaşacak, onu geliştirecek, aktaracak bir ortamda yok. Onun yerine daha farklı aktivitelerle zamanı değerlendirmek daha mantıklı gibi.
0
🌸yakbenivatankurtulsun
(13.12.22)
Hak veriyorum. Okuduğunu anlatacak, tartışacak bir ortama girmiyorsan/sosyal ortam bulamıyorsan, paylaşamıyorsan bir süre sonra unutuluyor okunanlar zaten. İfade etme becerini, kelime hazneni arttırıyor ama bunları yapamayınca anlamsız kalıyor
0
piranase
(13.12.22)
zamanla insanın keyif aldığı şeyler de değişiyor.
eskiden ihsan oktay anar kitaplarını bir solukta okurdum ancak son kitabını 30 sayfa bile okuyamadım.

mesela otostopçunun galaksi rehberini inanılmaz kısa bir sürede bitirmiştim askerdeyken. şimdi muhtemelen okuyamam. gülle gibi cilti elime almaya bile cesaret edemem sanırım.

ama şöyle de bir örnek var. demir ökçe'yi 20'li yaşlarımdayken çok sıkıcı bulmuştum ve 10-15 yıldır kitaplığımda öylece duruyordu kitap. geçen ay kızım kitap okurken ona eşlik etmek için ben de demir ökçe'yi aldım elime. bir solukta bitti kitap.

bence farklı 1-2 kitap türü denemekte fayda var.
0
teritori
(13.12.22)
Keşke kitap okuyacak zamanım olsa. Gereksiz gelmiyor, tam tersi keyif alıyorum.
0
dissendium
(13.12.22)
ben roman, hikaye öykü vs tarzı kitaplarda o hissi alıyorum. boşuna okuyormuşum gibi geliyor.
ama iş, gelişim, psikoloji tarzı kitaplar bir şeyler öğrettiği için tam tersine verimli vakit geçirdiğimi düşünüyorum. bu kitaplardan edindiğim bilgileri de öykü olarak anlatmak suretiyle aktif olarak kullanıyorum hayatımda
0
roket adam
(13.12.22)
bu mantıkla film izlemek, müzelerde tabloları incelemek, bir opera izlemek, tiyatroya gitmek falan da gereksiz.

kitap okumak neden gereksiz olsun yahu. insanlar binlerce yıldır neden sanatla uğraşıyor?

bence bakış açınızı değiştirin biraz. olayı çok "bana görülen ölçekte ne katıyor"a indirgemişsiniz gibi. bu şey gibi, "baklava yemeyeyim evde yoğurda şeker katarım, kalan parayla da 20 tane poğaça alırım ki 3 gün karnım doysun."
0
bohr atom modeli
(13.12.22)
yıl olmuş 2023, halen daha kitap mı okunur ya çok saçma.

görsel medya bu kadar gelişmişken izlemek görmek gezmek varken kitap okumak saçma.

300 yıl önce mantıklıydı, paran varsa git gitmek istediğin yere gez istediğin yemeği ye, yoksa da aç youtube yaz oradan izle.

zaten kitap nasıl okunur onu bile bilmiyor halkımız, ilk önce onu öğrenmek gerek.
0
Hallegadola
(13.12.22)
Sizin dunyayi algilama biciminiz, yasayisiniz degisiyor. İlla birileriyle paylasmak icin okumaniza gerek yok.

@hallegadola: ironi degil mi bu? :)
0
ahm1
(13.12.22)
Beynin bos bir sekilde yasamak baska, gordugun/yasadigin seylerin anlamini bilerek (artik bilebildigin kadar, tamamen bilmek mumkun degil tabii) yasamak baska.
0
ahm1
(13.12.22)
Sizi etkiliyor mudur etkilemiyor mudur bilemem de, sürekli pompalanan her boşlukta kitap okunmaliymis, "çok" okunmaliymis ve yapmıyorsak aa ne kadar cahil kultursuzsunuz şeklinde bir söylem var.

Bazen de okumazsiniz, ilginizi cekmemistir bırakır çöpe bile atarsınız... Kasmaya gerek yok.

Hele ki roman okuyanları hiç anlamıyorum şahsen. Ortaya çıktığı dönemde bugünkü pornografinin işlevini görmus şeylerin kaba ve estetik yoksunu hallerini bir insan nasıl istekle okuyabilir, aklım almıyor.
0
encokbenisevinnolur
(13.12.22)
Encokbenisevinnolur'a roman konusunda katiliyorum. Sacma sapan romanlar okumayin. Şu video bu konuda cok bilgilendirici: youtu.be
0
ahm1
(13.12.22)
ahm1 ciddiyim bir yaştan sonra roman okumanın anlamı yok bence de. hayata ilk atılırken okunan klasikleri saymazsak saçmasapan romanlara vakit ayırmak gereksiz.

tarih kitabını da roman gibi okuyor millet. kitabın arkasında dizin olur ona bakarsın sana göre faydalı olan şeyi okursun.

roman yerine film izlemek çok daha mantıklı. dostoyevski zamanında sinema sektörü olsaydı bence tarkovsky gibi bir şey olurdu. günümüzde roman okumak vakit kaybıdır
0
Hallegadola
(13.12.22)
@hallegadola: sacmasapan romanlari okumak gereksiz de sacmasapan olmayan da bir suru roman var. Dostoyevski'nin romanlari film yapilamaz (yapilan var ama kitabin cok azini aktarabiliyor), dolayisiyla tarkovski falan da olmazdi.

Film senaryosu gibi yazilan romanlari okumak yerine film izleyin ama baskalarinin ic dunyalarini anlatan gercek romanlari da okuyun.

Bir de sanki sacma romanlar var da sacma filmler yok :) hollywood'un butun filmleri tamamen eglencelik, hicbir katkisi olmayan filmler.

@encokbenisevin: "Ortaya çıktığı dönemde bugünkü pornografinin işlevini görmus şeylerin kaba ve estetik yoksunu hallerini..."

Her sey ortaya ciktigi donemde farkliydi. O zamanlar film denen sey cekilemedigi icin kurgu olaylar romanla aktariliyordu. Sonra film cikinca modern romanlar, kisinin ic dunyasina yonelmeye basladi.

Eskiden insanlar kendi portrelerini yaptirirdi ressamlara. Fotograf makinesinden sonra ne gerek var seni ressamin cizmesine? Resim sanati da baska yone gitti dolayisiyla.
0
ahm1
(13.12.22)
cart pembe kanepeyi salonun ortasına oturtup estetik bulan bir kadın ne kadar haklıysa kitap okumayın youtube'ta var diyen insan da kendine göre o kadar haklıdır.

alternatifleri bilmeyen insan için kendi yaptığı hep en doğrusu gibi gelir. buna yanıt vermenin de bir manası yok esasen. sen gidersin atıyorum paris'te creme brulee yersin. adam der ki ne gerek var bizim sütlacımız var. ne denir ki bunun üzerine? sen zaten o gerek yok dediğin şeylerin güzelliğini/gerekliliğini bilmediğin için bir ihtiyaç duymuyorsun. bilmediğin şey hakkında yorumda bulunmaman gerekirken üstüne bir de hayır benimki daha doğru diyorsun. bu çok komik.
0
bohr atom modeli
(13.12.22)
(4)

tez danismani ile iletisim hakkinda

fraise
yuksek lisansimin tez asamasindayim, aslinda oldukca ilgili ve tecrubeli bir hoca da danismanim fakat kendisiyle ilgili soyle bir problem var; bazen maillerime gec donuyor. Etik Kurul Formu icin 1 haftadir imza bekliyorum kendisinden. Ustelik etik kuruldan onay cikmasi da 2-3 haftayi buluyor, dolayi
yuksek lisansimin tez asamasindayim, aslinda oldukca ilgili ve tecrubeli bir hoca da danismanim fakat kendisiyle ilgili soyle bir problem var; bazen maillerime gec donuyor. Etik Kurul Formu icin 1 haftadir imza bekliyorum kendisinden. Ustelik etik kuruldan onay cikmasi da 2-3 haftayi buluyor, dolayisiyla benim anket calismam gecikiyor. Herkes anketlerine basladi bile, ben daha formu kurula yollayamadim, bu gidisle gecikecegim. Hoca bazen de 15 dakika icinde maillerime donus yapiyor, anlik durumuna gore cevap veriyor sanirim. Hocayi da anliyorum, cok yogun ve tek ogrencisi ben degilim.

Simdi ben bu durumda hocaya tekrar hatirlatma maili atmali miyim? Ne yapmam konusunda cok bir fikrim yok. kendisini darlamak da istemiyorum ama gecikmek de benim yetistirmem acisindan sorun yasatacak bana.

Tez danismaninizla iletisimi nasil sagladiniz? Tekrar mail atmam sorun yaratir mi dersiniz? Yoksa hoca normal de ben mi bosuna panikliyorum?

Cevaplar icin simdiden tesekkur ederim.
0
fraise
(13.12.22)
Baştan böyleyse bu süreçte derdin hiç bitmez. Danışman değişikliği imkanın varsa değiştir. İlgisiz biri belli ki. Böyle hocalara düşüp de yüksek lisans sürecinde pert olan çok kişi oluyor. Bak bir imza diyorsun daha başlangıç bile değil.

Benim gördüğüm kadarıyla hocalar yoğun ve hocanın bu işten ek bir kazancı yok. O yüzden sallıyorlar ya da sevdiği öğrenci ile ilgileniyorlar.

Kişisel görüşüm master sistemi komple yanlış. Ya postgrad taught yap sistemi ya da research yap. ABD'den bir sistem araklamışlar ama kopya çekip de yanlış yazmak gibi olmuş.
0
OrangeYellow
(13.12.22)
degistirme sansim yok su saatten sonra maalesef. Tez danismanligini supervizorlugumu yaparken kendisi teklif etmisti aslinda, maillere de hep uzun ve detayli sekilde donuyor ama bazen cok geciktiriyor. Diger durumlarda sorun degil de bu etik kurula basvurunun gecikmesi biraz problem yaratacak benim icin.
0
🌸fraise
(13.12.22)
Yeniden mail atın, böyle durumlarda siz mağdur olduktan sonra bir de azar yiyorsunuz "ama benim bir sürü işim oluyor, hatırlatman gerekiyor bana" diye. Bazı hocalar hatırlatınca da trip atıyor. Ancak birinde işiniz halloluyor, birinde hallolmuyor. Tercih sizin. Ben her zaman ilk seçeneği tercih ettim, bir zararını görmedim.
0
akhenaten
(13.12.22)
Okula uğrama şansım yok zira şu anda yurt disindayim fakat bugün tekrar bir hatırlatma maili attım kendisine.
0
🌸fraise
(13.12.22)
(6)

Hangi tür Fantastik dünyaları tercih edersiniz?

nundu
Hangi tür fantastik bir dünya daha çok ilginizi çeker?LoTR gibi sıfırdan binbir detayla yaratılmış gerçek olmayan bir fantastik dünya mı? (İçindeki detayların başka mitolojilerden ya da tarihi olaylardan esinlenilmiş olması önemli değil yani Orta Dünya kendi içinde tarihi olan bir yer sonuçta)Harry
Hangi tür fantastik bir dünya daha çok ilginizi çeker?

LoTR gibi sıfırdan binbir detayla yaratılmış gerçek olmayan bir fantastik dünya mı? (İçindeki detayların başka mitolojilerden ya da tarihi olaylardan esinlenilmiş olması önemli değil yani Orta Dünya kendi içinde tarihi olan bir yer sonuçta)

Harry Potter gibi günümüz dünyası içinde ayrı bir pencere açan ve bu yorumlamayı başarılı yapan, kendi dünyamıza getirdiği yorumla önplana çıkan bir dünya mı?

Bunu LoTR vs HP olarak sormadım. Başka örnekler de verilebilir iki taraf için. İşte ne bileyim Witcher ya da Asoiaf da olur örneğin LoTR yerine(asoiaf orta çağ avrupasından esinlenilse de westeros ve ötesi yeni bir dünya sonuçta). HP yerine de His Dark Materials geldi aklıma. Ya da ergenken okuduğum Percy Jackson serisi vardı, günümüz dünyasının için Yunan Mitolojisini entegre eden.

Ben ikinci tarzı daha çok seviyorum sanırım yani bizim dünyamızın mantıksal sınırları içinde tutarlı kalıp apayrı bir fantastik dünyanın yerleştirilmesi başarılı olduğunda daha çok ilgimi çekiyor. Ama tabii sıfırdan yaratılmış başarılı evrenler de oldukça ilgi çekici.

Sizin düşünceleriniz ne? Beyin fırtınası yapalım biraz..
0
nundu
(12.12.22)
Lotr sevmiyorum. Hiç hem de. Harry Potter seviyorum ama o ruhu kaybetmesi çok kolay. o çocukların doğallığı, masumluğu, hocaların coolluğu, harika. inanılmaz bir cast. sonrasında çıkan fantastic beasts and where to find them, mesela çok saçmaydı. yine benzer hikayeler, anlatım gibi ama hiç ilgimi çekmedi.

Dark, izlediğim en güzel yapımların başında gelir. El laberinto del fauno (Pan'ın labirenti) de çok güzeldi. Guillermo del Toro'nun ama her yapımı güzel değil.

Guillermo del Toro'nun Hellboy harikadır. Ron Perlman mükemmel oynamış. Gerçekten de karaktere bürünmüş ve bu rol için çok güzel seçilmiş. Aynı kadro ama son Hellboy filminde, Ron Perlman yerine geçen David Harbour bok etmiş filmi. Son çıkan Pinokyo da vasat bir film.
0
gabe h coud
(12.12.22)
günümüzle iç içe geçmiş cyberpunk, futurama, fallout gibi. bir yandan gelişmiş teknoloji bir yandan da şu an kullandığımız hatta daha eski teknoloji iç içe, mekanlar da böyle olsun tanıdık yerlerin farklı halleri
0
freebird5406_2
(12.12.22)
Gerçek olmayan fantastik dünyalarda bile anlatılan aslında kendi dünyamızdır. İnsan ve zahir diğer insansı yaratıklar kendi özelliklerimizi yansıtır. Elf-cüce-ork-hobbit-kender-goblin falan aslında kendi özelliklerimizin belli yaratıklar üzerine kanalize edilişi. Konular da genel olarak zaten dünyamızda geçen edebiyatta da edilen konular. LOTR kahramanlık ve yol öyküsü olarak da görülebilir, keza Game of Thrones bir tür fantastik ortam "Soap Opera"sı. Rakip ailelerin rakip şirketleri arasındaki entrika mücadelelerini al, Ortaçağ Avrupası ortamında bazı klanlar arasında geçir, olsun sana Game of Thrones.

Ben şahsen sıfırdan yaratılan dünya olayını daha çok seviyorum. Günümüz dünyası zaten yeterince tanıdığımız bir dünya, içindeki hikayeler benzer olsa da inandırıcılığı en azından daha fazla. Dünyamızın paralelinde ayrı bir hayat yaşayan bir büyücü toplumundansa (Harry Potter) kendi dinamikleri içinde büyünün var olduğu ayrı bir dünya (Ejderha Mızrağı) daha normal geliyor bana.

Ejderha Mızrağı dedim...favori fantastik dünyam. Karakterler kusurlarıyla var, dünya idealize değil, üstelik kenderler ve Tasslehoff var, daha ne olsun :)
0
d max
(12.12.22)
Mass Effect tarzı bilim kurgunun ötesine gidip birbirinden çok bağımsız kültürler geliştiren uzay temalı kurgular hoşuma gidiyor.

Örneğin mass effect'te geth'lerin yaşamları konusu başlı başına felsefik bir olay. Yani "organik yaşam" ve "sentetik yaşam" kavramları. Ayrıca Asari'lerin yaşam döngüleri çok orjinal. Her ırk kendi içinde çok ufuk açıcı hikayeler taşıyor, hepsi çok iyi düşünülmüş.

Normalde uzay hikayeleri kuru savaş üzerine kurulu bilim kurgu temaları içerir, ama mass effect'te bütün ırkların tamamen birbirine yabancı bir kökenden geldiklerini kavratan çok güzel detaylar var.
0
akhenaten
(12.12.22)
Valla ben yepyeni evrenlere acilmayi cok seviyorum. O evrenleri yavas yavas kesfetmek, diger evrenlerle kiyaslamak falan cok hosuma gidiyor. Tabii evrenin de bisekilde tutarli ve mantik sinirlari icerisinde olmasi gerekiyor. Yani oyle yaptim oldu tarzinda degil de niye boyle, ne oldu gecmiste, kisitlari ne? tarzi cizgilerinin olmasi gerekiyor. Oteki turlu cocuk hikayelerine donuyor.
0
j r r tolkien hayrani
(12.12.22)
karşılaştırmak zor ama benim için lotr. kitapları da filmleri de çok derinlikli ve gerçekten başka bir alem varmış gibi hissettiriyor.

harry potter bence sıradan bir fantezi-macera gibi. kitaplarını okumadım o nedenle tam yorumda bulunamıyorum fakat yazarı bile popülist yaklaşıp harry ile hermione'yi sevgili yapmalıydım falan dedi geçenlerde. olay bu kadar sığ olmamalı. ya da tolkien çıtayı çok yükseltmiş zamanında, harry potter basit kalıyor biraz.
0
bohr atom modeli
(12.12.22)
(14)

Arkadaşlığa devam eder misiniz

Tihulu
Bir arkadaşınız var.Kötü gününde hep yanında oldunuzVe kavga ettiğiniz bir kişiyle görüşmemesi konusunda ricada bulundunuz ama o görüşeceğini söyledi tavrınız ne olur ?
Bir arkadaşınız var.Kötü gününde hep yanında oldunuz

Ve kavga ettiğiniz bir kişiyle görüşmemesi konusunda ricada bulundunuz ama o görüşeceğini söyledi tavrınız ne olur ?
0
Tihulu
(12.12.22)
Kavganın sebebine ve nasıl bir kavga olduğuna bağlı. Bir de o kişi ile onun ilişkisi nasıl? Ne zamandır ve nereden tanışıyorlar? Sonuçta yakın arkadaşım da olsa benim kavga etmem, onun görüşüp görüşmemesini neden etkilesin?
0
nawar
(12.12.22)
ettiğim kavgaya bağlı.
çok bireysel bir kavga ise neden karışayım arkadaşımın o kişi ile görüşmesine.
kaldı ki kavga ile alakalı objektif bakamıyor da olabilirsiniz? arkadaşınız belki dışarıdan objektif bir göz olarak sizi haksız gördü...
0
teritori
(12.12.22)
yaptığın iyiliklerin karşılığını beklemen normal
ama bu karşılığı spesifik bir olaya indirgemen baskı olur karşı taraf için

bu olay dışındaki konularda denge varsa devam edilebilinir
0
bir soru sorcam
(12.12.22)
Ben gorusmuyorum diye arkadasimin gorusmemesini istenem. Bunu isteyenle aram sogur o soguk yapmasa bile.

Kac yasina gelmis insanlariz bende o kisinin artisini eksisini goruyorumdur elbet. Gorusuyorsam da bir nedeni vardir. Baskasinin karismasi hosuma gitmez bu yuzden bana biri yol verecekse de okay.
0
kuzey li
(12.12.22)
Kankamsa hep benim yanımda olmalı, ama normal arkadaşsa böyle birşey beklemek doğru değil.
0
spherical
(12.12.22)
Kavga ettiğim biriyle, başka bir arkadaşım gorusmesin isteyecek kadar çocuk olduğum için kendimle iletimi keserim xd
0
abuzer
(12.12.22)
1. Arkadaşlığımın samimiyetine bağlı.
2. Diğeriyle ettiğim kavgaya bağlı. Ortada iftira vbg. bir durum varsa konuşmayı keserim. Ki ben iftiraya maruz kaldığımda iftira olduğunu adları gibi bilen arkadaşlarım o kişiyle konuşmaya devam ettiklerinde böyle bir talepte bile bulunmadan arkadaşlığımı kestim. Hadi her şeyi geçtim sizi o kadar düşünmüyorsa bile insan kendini düşünür bana ileride ne yapar diye.
0
black holes in the sky
(12.12.22)
Çok yakın bir arkadasimsa
Kavga kötü bir kavgaysa
Kavga ettiğim insan bu kavgada kötü niyetli ise

Benim görüşme dememe gerek yoktur, kendi akıl etmesi gerekir bunu.

Kavga ettiğim insan, kötü niyetli değilse ve dünya görüşu, bakış açısı nedeniyle anlasamadiysak onunla görüşmeye devam etmesini yadirgamam, ama yakın arkadaş olurlarsa ben de arkadasligimi gözden geçiririm.

Zaten yakın bir arkadaşım değilse ne yaptığı önemli degil.
0
sanguine
(12.12.22)
Kavga sebebine bağlı.

Husumet benim ve bu kişi arasındaysa sorun olmaz (alacak verecek, iş meseleleri, ön tıkama, bekletme, umursamama vs.) Ancak bu kişi yakınlarımla alakalı bir olayın öznesi olduğu için ya da çevremdeki insanları bana karşı kışkırttığı için bir husumet doğduysa (aldatma, aileyi rahatsız etme vb.) sorun olur.
0
akhenaten
(12.12.22)
hakkımda yalan dolan, iftira atan birisi ile görüşüyorsa görüşmemesini talep edebilirim ama görüşürse de arkadaşlığımı sonlandırmayı düşünmem. dandik bir mevzudan kavga ettiysem de "görüşme" demem bile.
0
duster
(12.12.22)
Biç üç kişilik bir gruptuk. Ben Ayşe ile görüşmüyorum. Ortak arkadaşım olan Fatma'ya görüşme, etme demedim. Arkadaşlık devam ancak laf götüreceği şeyleri anlatmam.
0
Kahvedesu
(12.12.22)
Kimsenin tapusu bende değil. Ben böyle bir ricada bulunmazdım.
Hele bunu "kötü gününde yanında oldum" ile desteklemeyi düşünmezdim çünkü iyilik yaparken karşılık beklemiyorum.

Annemin kavgalı olduğu dayımla da iletişimim var örneğin. Beni bağlamaz, herkesin meselesi kendine. Bu benden istenildiğinde de aynı o kişi gibi "ben görüşeceğim" der geçerim. Karşımdaki benimle bu yüzden görüşmezse de kendi kaybeder.
0
lcha
(12.12.22)
kimseye o kişiyle görüşme demem açıkçası ama benim hoşlanmadığım diğer kişiyle çok samimiyse ben kendim mesafe koyardım. eğer arkadaşlığım önemliyse bunu fark eder zaten.
0
deartheodosia
(12.12.22)
Bir insana ne yapip ne yapmayacagini soyleyemezsiniz. Sinir koymak oyle bir sey degil, kontrol onun adi. Sizin sinirlariniz ancak kendi davranis ve secimlerinizle ilgili olabilir.

O kisi ile gorusurse bundan hoslanmayacaginiz icin kendisiyle daha nadir gorusmeyi secebilirsiniz. Daha az sirrinizi anlatirsiniz vs vs.

Ha tabii kavganin ne ile ilgili oldugu da cok onemli.
0
sopiro
(13.12.22)
(6)

Çapraz Kur Hakkında Soru (Cahillik Mode On)

put it in your appropriate place
Bir ülkenin parası, diğer ülke parasına karşı oranı ülkenin ekonomisi hakkında bilgi vermez dimi?Misal, 1 Uganda Şilini'nin 7 Türk Lirasına denk gelmesi iki ülkenin ekonomisi en temel düzleminde iyidir/kötüdür bilgisini/fikrini verir mi?
Bir ülkenin parası, diğer ülke parasına karşı oranı ülkenin ekonomisi hakkında bilgi vermez dimi?

Misal, 1 Uganda Şilini'nin 7 Türk Lirasına denk gelmesi iki ülkenin ekonomisi en temel düzleminde iyidir/kötüdür bilgisini/fikrini verir mi?
0
put it in your appropriate place
(11.12.22)
Kesinlikle vermez.
0
sckxyss
(11.12.22)
Tek başına kurun güncel durumu vermez ancak kurdaki hareketlilik bir fikir verir.

Kurdaki kısa orta ve uzun dönem değişim grafiklerine bakarak o ülkenin geçtiği süreç hakkında bir çıkış noktası oluşturup, dramatik değişimlerin yaşandığı zamana dair kaynaklara ulaşarak bu değişimlerin hangi sebeplerden kaynaklı olduğunu görebilirsiniz.

Ekonomideki her türlü ani hareketlilik genelde dar veya geniş kesimleri etkileyen kriz ortamları oluşturuyor. Bunu aynı dramatik iklim değikliklerine benzetebilirsiniz. Ekonomi de kendi içerisinde bir ekosistem, insanlar ani değişikliklere karşı kırılganlar.
0
akhenaten
(11.12.22)
@akhenaten

ama yine Uganda'nın ekonomisi için üff, ne süper ekonomi denir mi?
0
🌸put it in your appropriate place
(11.12.22)
@put it in your appropriate place

Denmez elbette ki, kurun stabil olması tek başına bir gösterge olamaz. (Uganda için bir bilgim yok ancak bundan bahsettiğinizi varsayıyorum) Ancak hiçbir veri tek başına bir gösterge değil. Ekonomik durum organik bir yapı, bu haliyle sağlıklı bir ekonomiden söz edeceksek her unsur genel anlamda sağlıklı olmalı. Örneğin sizin romatizmanız yoktur ancak kolesterolünüz çok yüksektir. Bu sizi çok sağlıklı bir insan yapmaz, ancak üstüne bir de romatizmanız olsaydı şu anki halinizden daha sağlıksız olurdunuz. Ayrıca kimi durumlarda tek bir hastalık başka hastalıkların oluşmasına da yol açar. Örneğin HIV pozitif birinin bağışıklık sistemi zayıfladığından her türlü enfeksiyona açık duruma gelir. Üstüne bir de yukardaki kronik rahatsızlıklara sahipse atıyorum hiv tedavisi için kullanılacak ilaçlar da bu hastalıkların bulunması sebebiyle tam doz kullanılamaz ve kaçınılmaz bir çöküş süreci hız kazanır.

Özellikle ekonomik senaryo üzerinden anlatmadım konuya uzak olduğunuzu ima ettiğiniz için. Birazdan daha teknik açıklayan insanlar da gelecektir ama umarım bir fikir verebilmişimdir.
0
akhenaten
(11.12.22)
Merkez Bankası bugün bir karar alsa Yılbaşından itibaren Liradan 3 sıfır atıyorum dese Yılbaşından itibaren 1 Dolar 0,0188 Lira olurdu.

Görece olarak acaip kıymetli paramız olurdu ama ekonomi aynı ekonomi. Değişen bir şey yok.

Şu an 1 Japon Yeni 14 kuruş mesela.
0
Mirket
(11.12.22)
vermez.

1 dolares 100 yen

yani birimi bişi ifade etmiyor.
0
gurur
(11.12.22)
(7)

Arkadaş arası alış veriş

lrdrylgh
Merhaba yeni telefon aldığımdan eskisini satacaktım. İnternette piyasası 10-13 bin arası değişiyor. Bugün arkadaşım aradı ben alayım dedi. 9 bin lira vereyim dedi bende 8500 ver yeter zaten bataryası fda değişmeli dedim. Eşim keşke internetten satsaydın diyor. Ben telefonu arkadaşıma verdiğime memnu
Merhaba yeni telefon aldığımdan eskisini satacaktım. İnternette piyasası 10-13 bin arası değişiyor. Bugün arkadaşım aradı ben alayım dedi. 9 bin lira vereyim dedi bende 8500 ver yeter zaten bataryası fda değişmeli dedim. Eşim keşke internetten satsaydın diyor. Ben telefonu arkadaşıma verdiğime memnunum. Hem onun işi görülmüş oldu hem ben tanımadığım insanlarla uğraşmadım. Soruma gelirsek siz olsanız daha yüksek fiyata satma durumunuz varken daha ucuza bir tanıdığınıza satış yapar mıydınız?
0
lrdrylgh
(10.12.22)
aşırı para ihtiyacım yoksa ben de eşe dosta arkadaşa satıyorum böyle şeyleri. 160 küsürlük aracı arkadaşıma 130'a bırakmıştım mesela bir kaç sene evvel, hem onun işini görmüştü hem ben sorunsuz dertsiz satmıştım.
0
avatar is back
(10.12.22)
yakın arkadaşımsa elbette herkese verdiğim fiyata vermem.

bir şey satarken ve alırken arkadaşlar arasında zaten daha uyguna fiyat söylenir benim çevremde. sana şu fiyata olur gibisinden. gayet normal bir durum yani.
0
pardus
(10.12.22)
Iyi yapmissiniz. Her sey para degil.
0
jnlbnnn
(10.12.22)
Usul budur.

Benim arkadaş çevremde de bu şekilde ilerletiyoruz süreçleri.
0
westblack
(10.12.22)
Onu şu fiyattan satıp üstüne şu parayı ekleyip bunu alayım gibi bir planım varsa ya da gelen parayı planlı başka bir amaçla kullanacaksam satmam.

Eğer öyle bir planım yoksa satarım.
0
akhenaten
(10.12.22)
Ben indirim yapmak zorunda olduğum için ve olası bir arıza durumunda arkadaşımla aramda bir tatsızlık olması ihtimali olduğu için böyle ticaretlerden mümkün olduğunca uzak duruyorum. ama 13 binlik şeyi de 8500e vermezdim açıkçası.
0
bapyemir
(10.12.22)
Yaygın bir davranış, pek çok insan yapıyor ama ben yapmam, yapmamaya çalışırım.

Öncelikle eğer telefon gerçekten 11 bin liraya satılabiliyorsa, 8500'e sattıysanız aradaki 2500 lirayı neden sokağa attınız ki? İhtiyacınız yoksa bile bir kuruma bağışlar, bir ihtiyaç sahibine verebilirdiniz.

Ayrıca belli olmaz, telefon bir süre sonra bozulursa bu sefer arkadaşınız "bana 2500 liralık kıyak yaptı" şeklinde değil "bana 8500 liralık kazık attı" şeklinde düşünecek. Arkadaşınızın suçu da değil bu, insan psikolojisi.

Bu iki sebeple ben arkadaşa/tanıdığa satmamaya çalışırım.
Durup dururken arkadaşınıza 2500 lira nakit verseydiniz dünyanın en iyi arkadaşı olurdunuz, şimdi telefon bozulursa dünyanın en kötü arkadaşı olacaksınız.
0
michael_knight
(10.12.22)
(7)

Boşandığı eski karısının özel hayatına karışan insanlar

jonas
Bugün bir arkadaşım başına gelen bir olaydan bahsetti. Bir çocuk sahibi de olan boşanmış bir kadınla berabermiş bir süredir, dün kadının eski kocası yolda arkadaşımın karşısına çıkmış. "Çocuğumun annesinden uzak duracaksın" ile başlayıp tehditler savurmuş.Bu şekilde boşandığı eski karısının özel hay
Bugün bir arkadaşım başına gelen bir olaydan bahsetti. Bir çocuk sahibi de olan boşanmış bir kadınla berabermiş bir süredir, dün kadının eski kocası yolda arkadaşımın karşısına çıkmış. "Çocuğumun annesinden uzak duracaksın" ile başlayıp tehditler savurmuş.

Bu şekilde boşandığı eski karısının özel hayatına müdahale eden adamlar memleketimizde nadiren mi oluyor sizce, yoksa sıklıkla karşılaşılabilen bir durum mudur? Sizin de böyle duyduğunuz hadiseler oluyor mu?
0
jonas
(09.12.22)
Boşandığı karısının (çocuksuz) üniversiteden normal arkadaşının yolunu kesip döven gördüm. Geçen de sözlükte başlık açmıştı birisi çocuğun seviştiklerini görüyor şöyle böyle yapacağım diyen.

Yani sanırım yaygın
0
okumakserbestbegenmeksart
(09.12.22)
Bu ülkedeki kadın cinayetlerinin pekçoğu bu sebepten değil mi zaten.

"Çocuğumun annesi" kısmı hikaye. Yaptığı itliği çocuğu kullanarak gerekçelendiriyor.

Kadının kendisinden sonra başkasıyla sevişmesini, mutlu olmasını sindiremiyor.

Çünkü kendisi o kadar boş ve sığ ki başka bir kadının onu sevebileceğine de ihtimal vermiyor.

Bence ülkemizde fazlasıyla yaygın.
0
msb
(09.12.22)
kesinlikle nadir değil.
erkeklerin çoğunda eski karısını hâlâ kendine ait görme gibi bir durum oluyor.
neyse ki çevremde hiç duymadım, şahit olduğum bir olay da olmadı.
en fazla, biriyle birlikte olduğunu duyunca hafif kıskançlık belirtisi gösteren olmuştur.

çok hastalıklı bir durum tabii ki.
çocuğunun annesine o kadar meraklıysan kadını mutlu eder, evli kalırsın.
bu tipik bir "benim kadınım" meselesi.
çocuk mocuk hikâye.
0
blatta hiberna
(09.12.22)
hayır çok yaygın ben de çok duydum
0
freebird5406_2
(09.12.22)
Sadece eski karısı değil, eski sevgilisine de aynı manyaklıkla yaklaşanlarla dolu güzel ülkemiz.

Kadıncağız bir erkekle yaşıyor diye (sevgili değil, ev arkadaşı) ev basıp iki akademisyeni öldüren, üstüne intihar eden eski sevgili var. Katili görseniz senin benim gibi, müzisyen, okumuş etmiş düzgün biri dersiniz. Öldürülen gençlerin ikisi de eşimin akademik çevresindendi, hiç böyle olaylar beklemeyeceğim yer.
0
kobuzchu kiz
(10.12.22)
Erkeklerin büyük kısmı kadın hakları, cinsiyet eşitliği ve sosyal ilişkiler hakkındaki söylemlere reklam gözüyle bakıyor. Kendi hayatlarına sokmuyorlar. Erkeklerin hakim olduğu çalışma ortamlarına, özellikle de şantiyelerde dönen muhabbetlere şahit olsanız ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız. Kadın yöneticilerin sevilmemesinin nedenlerinden bence en büyüğü de bu, her şey bir yana rahat edemiyorlar. Kadın çalışanlarla karşı karşıyayken söylemler bambaşka, onların yokluğunda bambaşka. Cinsel imalardan itibarsızlaştırmaya kadar her türlü şey başta espri konusu olarak, sonra kabullenilmiş genel geçer bir gerçeklik olarak sessizce kabul görüyor.

Haliyle kendi kendini besleyen kapalı bir döngü var ortada. Bu insanlar kişi kendinden bilir işi kafasıyla kendi kızlarını ve evli oldukları kişileri de sosyal hayattan uzak tutmanın derdinde bu yüzden. Çünkü herkesi kendileri gibi düşünüyorlar. Bu durum hayatın her alanına yansıyor. Bahsettiğiniz konu da bundan bağımsız değil, böyle şeyler sık oluyor çünkü birbirini gaza getiren büyük bir zincir var.
0
akhenaten
(10.12.22)
ülkemizdeki erkeklerin ezici çoğunluğunun gözünde bir süre birlikte vakit geçirdiği ya da geçirmese de hoşlaştığı tüm kadınlar onun mülküdür.
0
sert siyah krom
(11.12.22)
(8)

İlaçlı MR çektiren kimse var mı? Bir yan etkisi veya zararı ile...

Ranchoddas
İlaçlı MR çektiren kimse var mı? Bir yan etkisi veya zararı ile karşılaştınız mı? Kulak çınlaması şikayetim için doktor yönlendirdi ama ben biraz çekindim açıkçası. Bu ilaç ne ilacıdır bir zararı var mı veya yan etkisi? İlaçsız MR'la bu işi halledemez miydik?
İlaçlı MR çektiren kimse var mı? Bir yan etkisi veya zararı ile karşılaştınız mı? Kulak çınlaması şikayetim için doktor yönlendirdi ama ben biraz çekindim açıkçası. Bu ilaç ne ilacıdır bir zararı var mı veya yan etkisi? İlaçsız MR'la bu işi halledemez miydik?
0
Ranchoddas
(09.12.22)
Ben ilaçlı da ilaçsız da yaptırdım. Bir farkını görmedim. İlaç için çok düşük bir komplikasyon riski var ama o esnada hastanede olduğunuz için sorun olmayacaktır. Sonrasında bol su alımı öneriliyor.
0
pispinti
(09.12.22)
okuyunca hatirladim boyle bir sey yaptirdigimi. altina yapiyormus gibi bi his veriyordu :) zararsiz bi sey
0
ala09
(09.12.22)
doktor ilaçlı MR'dan önce benden kan testi istemişti. yanlış hatırlamıyorsam kreatinin seviyem çok düşük ya da yüksek (hangisi kötüyse) çıkmıştı. MR'ı iptal ettiler. bir hafta boyunca kendimi zorlayıp günde en az 2 litre su içmemi söylediler ki eziyetti resmen, tuvaletten çıkamıyordum. ondan sonra tekrar test yapıp değerin normale döndüğünü görünce ilaçlı MR çektiler.

ilacın kendisiyle ilgili bir sorun yaşamadım ama hiç. sonrasında bol su içmemi de söylemediler. bildiğim kadarıyla zaten daha net görüntüleme için sıklıkla tercih edilen bir yöntem, öyle çok ağır ve tehlikeli bir madde kullanmıyorlardır diye tahmin ediyorum.
0
mark greg sputnik
(09.12.22)
annem çektirdi yeni 65 yaş üstü, bir sıkıntısı olmadı sonrasında veya esnasında. bir sıcaklık geldi dedi sadece
0
sipsiyah
(09.12.22)
altına yapıyormuş hissi veren tomografinin ilacı. mr'ın ilacında o da yok.

alerjiniz yoksa bir sıkıntı yaratmıyor.
0
kibritsuyu
(09.12.22)
Bir yan etkisini görmedim, zaten prospektüsünde de 24 saat içinde idrar yoluyla vücuttan atılır diyordu. Uzun yıllardır sık kullanılan bir şey zaten.
0
akhenaten
(09.12.22)
Yan etkisi olmadı, hafiften bir sıcak basması yaşamıştım sadece. Basit bir işlem.
0
kaptan maydanoz
(09.12.22)
ben geçende kulak çınlaması için ilaçlı mr çektirdim. size muhtemelen temporal mr çekilcek. size verilen ilaçta hiçbir şey hissetmiyorsunuz.

bir de sıcaklık hissettiğiniz ilaçlı mr var fakat o kalp bt'sinde oluyor. o farklı.
0
false pretension
(09.12.22)
(3)

"Olayın Bağlamı" ne demek?

diyojenimtırak
ufak kriz senaryoları yazmamız istendi ve bir şablon verildi. şablonda olayın özeti, taraflar, olayın yarattığı sorun gibi doldurulması gereken maddelerin yanında "olayın bağlamı" diye bi bölüm de var. istenen nedir, siz ne anlardınız?
ufak kriz senaryoları yazmamız istendi ve bir şablon verildi.
şablonda olayın özeti, taraflar, olayın yarattığı sorun gibi doldurulması gereken maddelerin yanında "olayın bağlamı" diye bi bölüm de var.
istenen nedir, siz ne anlardınız?
0
diyojenimtırak
(09.12.22)
Kriz neyle ilgiliyse onu yazardım.

Hukuk, ekonomi, sanayi, altyapı vb...
0
msb
(09.12.22)
Bağlam bir olayın, ona bağlı olarak içerisinde gerçekleştiği şartların, mekanların, yerleşimlerin tümüdür. İngilizcesi context.

Arkeolojik bir örnek anlaşılmasını kolaylaştıracaktır sanıyorum. Alelade tek bir seramik parçasını tarihlendirmeniz çok zordur. Ancak bu seramik parçası kendi bağlamı içerisindeki diğer eserlerle bir bütün olduğunda tarihlenebilir. Nedir bağlamı? Bağlamı tarif edelim; Kazı sırasında deniz seviyesinden +2.50 metre yüksekliğinde bir noktadasınızdır, çevrede stili herkesçe bilinen geometrik dönem seramikleri görülmektedir. Bulunduğunuz seviyeden daha yukarıda arkaik bir tapınak bulunmaktadır. Bulunduğunuz seviyenin altına indiğinizde de protogeometrik dönem seramikleri ele geçmiştir.

Bu bağlama göre sizin hiçbir niteliği olmayan seramiğiniz üst seviyedeki arkaik yapıdan daha erken, alt seviyedeki protogeometrik malzemeden daha geç ve kendisiyle aynı seviyeden ele geçen geometrik dönem seramikleriyle aynı döneme tarihli olmalıdır.

Yani dolayısıyla sizin konunuzu bilmediğim için detaylı bir bağlam tarif edemiyorum ama olayı anladınız sanırım. Bir olayı anlamlı kılan, pasif olarak o olayı çözümlemeye yarayan çevresel örüntüye bağlam denir. Ancak her şey bağlama dahil edilmez, örneğin kazı yapılan alanda geçen sene dikilmiş bir elektrik direği bulunabilir, bu bağlam dışındadır. Sizin çözümlemeye çalıştığınız konuyla ilgisi yoktur. Aynı bağlamdaki öğeler arasında anlamlı bir ilişki olmalıdır.
0
akhenaten
(09.12.22)
Olayı meydana getiren şeyler, olayın çerçevesi olarak yazardım
0
yazdonumu
(09.12.22)
(6)

Mutfakta laminant kullanımı

physcos physcos
Mutfağa laminant döşetelim diyoruz, mevcuttaki seramiklerin üzerine döşenecek. Kullanan var mı mutfakt, tavsiye eder misiniz? Çamsan marka düşünüyoruz.
Mutfağa laminant döşetelim diyoruz, mevcuttaki seramiklerin üzerine döşenecek. Kullanan var mı mutfakt, tavsiye eder misiniz? Çamsan marka düşünüyoruz.
0
physcos physcos
(09.12.22)
Benim mutfağımda var. Hiç bir sorun yaşamadım.
0
kisa
(09.12.22)
Eğer mutfağınızın havalandırması güzelse ve nem tutmuyorsa, içerisi rutubetli değilse sorun olmuyor. Tamamen evle alakalı. Bazı mutfaklarda tencere bir kere kaynasa 3 saat içerde nemden geçilmiyor. Bu durumda yaptırmayın ya da yaptırın ama normalden çok daha kısa sürede değiştirmeniz gerekebileceğini de hesaba katın.
0
akhenaten
(09.12.22)
Eski evimizde vardı biz sorun yaşamadık ama tavsiye de etmem açıkçası. Musluk bulunan yerde laminat işi riskli. Farkında olmayacağınız ya da geç fark edeceğiniz ufak su sızıntıları bile laminatın yapısını bozabilir. Gece kedi su bardağını devirir sabaha kadar şişme yapar, tenceredeki süt taşar yere dökülür aralara sızar leş gibi koku yapar vb vb...

ille yapacaksanız da kaliteli bi şey alın altına da kapron sermeyi unutmayın.
0
msb
(09.12.22)
3 yıldır o şekilde.
Herhangi bir sıkıntı yaşamadım.

@msb'nin söylediği konularda ihtimam gerekiyor.

Bir husus da ben ilave edeyim. Su damacanasının altı asla kuru olmuyor ve laminantı bozuyor. Damacanayı halı,kilim vs bir şey üzerine koymak şart.
0
Mirket
(09.12.22)
Benim de yıllardır öyle.

Yaptırdığımın ertesi günü makine bozulup mutfağı su basması dışında bir sorun yaşamadım :D
0
invictae
(09.12.22)
Çok teşekkürler.
@mirket, damacananın altında tepsi gibi bir aparat var onu kullanıyoruz. Yer hiç ıslanmıyor, tavsiye ederim :)
0
🌸physcos physcos
(11.12.22)
(6)

İkinci kez, hoşlandığım kızın sevgilisi ile tanıştım

top_secret
Şu an berbat durumdayım. Ama hiç belli etmedim. Çok mutlu olduğumu söyledim. Gülücükler attım. Ama içim acıyor. Kalbimi kırmadan bana bişeyler söyleyebilir misiniz?Bu şu an hissettiğim his nasıl geçer?Hayata tutunabilmek için bana bir sebep verebilir misiniz ?
Şu an berbat durumdayım. Ama hiç belli etmedim. Çok mutlu olduğumu söyledim. Gülücükler attım. Ama içim acıyor. Kalbimi kırmadan bana bişeyler söyleyebilir misiniz?

Bu şu an hissettiğim his nasıl geçer?
Hayata tutunabilmek için bana bir sebep verebilir misiniz ?
0
top_secret
(09.12.22)
neden mutlu olduğunu söylüyorsun, gülücükler atıyorsun ki? bir şey yapma bence, iletişim kurma gitsin bitsin işte. görüştükçe rahatsızlığın devam edecek.
0
deartheodosia
(09.12.22)
1- iletisimi kes
2- baska kiz bul

sevdigimiz insanlarin cok ozel olduguna inandiriyor beynimiz bizi ama aslinda farkli iliskiler arasinda hicbir fark yok. birini sevdigimizde zihnimizde olusan duyguyu seviyoruz, karsimizdakini degil.

butun iliskilerin aydinlanmasi budur. ask acisi yasarken tek kurtaran sey baska birini bulmaktir.
0
antikadimag
(09.12.22)
Hoşlandığınız kişi size karşılık vermemiş ve siz de hoşlanmaya devam ediyorsanız iletişimi kesin. Ayıp bir şey değil bu. İnsanlar bunu yapmadığı için travmalar yaşayıp sonraki ilişkilerine de yansıtıyorlar, normalde sağlıklı bir ilişki geliştirebilecek insanlar kendilerine o kadar çile çektiriyor ki nihayetinde "hayat bu, insanlar böyle ben de kimseyi umursamıyorum o zaman" kafasına evriliyorlar. Halbuki kimsenin size acı verdiği yok, kendiniz olmayacak işin peşinden koşturmaya çalışıyorsunuz.

Yapmayın, olmuyorsa olmuyor ne yapayım deyip olmayacağını kabullenip işin peşini bırakın.

Sizi bekleyen hayat başka yerde, sizin hayatınızla ilgili olmayan kısma enerji ayırarak kendi geleceğinize haksızlık ediyorsunuz.
0
akhenaten
(09.12.22)
Abi bardağın dolu tarafından bak. Burada bazen ''geçiyor mu bu acı?'' diye duyurular açılıyor. cevaplar da yaklaşık şu şekilde; zamanla geçiyor, çivi çiviyi söker, geçmiyor ama azalıyor, evet unutuluyor... mesela kimsenin aklına ''onun sevgilisiyle tanışırsan geçer'' demek gelmiyor. kimse bu kadar sadist değil sanırım. yani sen bu işin nirvanasını yapmışsın. bundan bir adım ötesi nikahına beni çağır sevgilim. yani bundan sonra o istese bile bu iş olmaz çünkü o gün gelince gururun duyguna çok baskın gelecek. kendine bu kötülüğü yapamazsın bence artık. e yapamayacağın şey için de kendini üzmenin alemi yok. güzel bir ablamızdı deyip hayata oyna devam.
0
onemoremile
(09.12.22)
şöyle düşün. tüm kızların sevgilisi vardır. seni daha çok beğenirlerse crab walk yapar gibi yanaşırlar. bu iş tamamsa, sevgilisi olduğunu belli etmeden yağ değiştirir gibi sevgilisini değiştirir, eski sevgilinin eski olduğunu anlamasıyla kızın yeni sevgilisine diş fırçası bırakması genelde aynı gece gerçekleşir.
0
gabe h coud
(09.12.22)
Boş ver. Herkesin sevdiği kişi tarafından sevilmiyor. Belki sana göre değildi, olmadığı için sen de mutlu olacaksın ileride.
0
Kahvedesu
(09.12.22)
(3)

İngilizce ve Türkçe iyi - ortalama - kötü seviyeleri

put it in your appropriate place
İngilizcedeki derecelendirme konusunda cahil olduğumu anladım Misal; Decent, average'in bir üstü diye biliyorum ama başka bilgim yok. Gerçi Türkçe'de de Reddit'de bir konu hakkında düşüncelerimi yazarken decent resturant tabirini kullandım. Decent'in bir üstü, Average'in bir altı, üst düzey seviye d
İngilizcedeki derecelendirme konusunda cahil olduğumu anladım Misal; Decent, average'in bir üstü diye biliyorum ama başka bilgim yok. Gerçi Türkçe'de de

Reddit'de bir konu hakkında düşüncelerimi yazarken decent resturant tabirini kullandım. Decent'in bir üstü, Average'in bir altı, üst düzey seviye derken hangileri kullanıyoruz?
0
put it in your appropriate place
(08.12.22)
decent - average ilişkisi, ya da diğer derecelendirme sıfatlarının ilişkisi çok muğlak ilişkilerdir. restoran örneği verdiğiniz için oradan devam edelim. ben çok fakirim, siz çok zenginsiniz. masada en ucuzundan da olsa kağıt peçete olan restoran benim için decent'tır, sizin için ise masada düzgün katlanmış, ütülenmiş kumaş peçete olması gerekir. bu decent'tır. sizin gittiğiniz average restoran farklıdır, benim ki farklıdır. derecelendirme profesyoneli olan birisi için bile çok bambaşka anlamlar içerir.
0
co2s2
(08.12.22)
Sorunuza cevap olabilecek güzel bir görsele rastladım internette,

d25d2506sfb94s.cloudfront.net

Görselin olduğu sayfada, aşağıdaki bilgi de ilginçmiş. Amerikalılar genelde daha iyimser ama mükemmeliyete yaklaştıkça puan konusunda daha cimri oluyorlarmış. Bu kelimelerin herkes için farklı anlam ifade edebileceği ile ilgili de güzel bir kanıt.

yougov.co.uk
0
michael_knight
(08.12.22)
Decent restaurant dediğiniz zaman average'ın bir tık üstünden biraz daha iyi bir anlamfade ediyor aslında. Ortalama üstü tabiri "eh işte" anlamında bir kullanım ancak decent kendi içinde tatminkarlık barındırıyor.

İçinizden average tabiriyle kıyaslamak geçiyorsa below-average, above-average şeklindeki kullanımlar bence derdinizi daha iyi anlatır.

@co2s2 +1 neticede bunlar hep muğlak şeyler.
0
akhenaten
(08.12.22)
(18)

Eski sevgilinin çektiği fotoğrafı flörte atmak

Unde bach canim
Sizi çektiği fotoğraf ya da videoyu flörte atmak sizce soğuma nedeni mi? Olay oldu bitti de sizce abartılacak bir şey mi? İçeriğinde sadece sizin olduğunuz bir fotoğrafı sırf eski sevgili çekti diye problem çıkartmak ergence değil mi?
Sizi çektiği fotoğraf ya da videoyu flörte atmak sizce soğuma nedeni mi? Olay oldu bitti de sizce abartılacak bir şey mi? İçeriğinde sadece sizin olduğunuz bir fotoğrafı sırf eski sevgili çekti diye problem çıkartmak ergence değil mi?
0
Unde bach canim
(07.12.22)
Nude mu bu? Normal fotoya kimin çektiğini ne önemi var, niye bu detay paylaşıldı?
0
Bruce
(07.12.22)
@bruce Nude değil benim normal bir fotoğrafım. Fotoğraf ben farkında değilken çekildiği için sorular “bunu bir kız çekmiş”ten eski sevgiliye doğru uzandı. Yalan söylemek istemediğim için evet dedim, yoksa özellikle söylemedim.
0
🌸Unde bach canim
(07.12.22)
ayril. boyle sacma bir seyden soguyan kimbilir ileride ne antikalik yapar.
0
hot potato
(07.12.22)
Hot potato +1
Bu sağlıksız bir zihnin yansıması, devamı da gelir yazık etme kendine.
0
Bruce
(07.12.22)
Benim instam böyle fotolarla dolu.

Patates +1
0
baldan kaymak
(07.12.22)
Yaw velev ki ergenlik, atacak fotoğraf mı kalmadı diye de sorarlar adama. Flörtse sorun değil de daha ileri bir mevzu varsa al gönlünü geç…
0
her giriste sifresini unutan adam
(07.12.22)
@hgsua +1
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(07.12.22)
@her girişte
Sebebini açıklayamayacağım uzun uzun ama evet yoktu. Sorunun cevabı da bu değil zaten. Öyle olurdu böyle olurdu değil. Direkt bunu sorun etmesine takıldım, karakterini tanıma aşamasında güzel oldu ve sordum.
0
🌸Unde bach canim
(07.12.22)
Tek başına bir sorun değil tabi ki, bunu bu kadar irdelemek çok saçma ve katlanılmaz bir şey. Ama arkaplanı var mı? Yani biliyoruz ki bazı insanlar var eski sevgililerini gereğinden fazla anıp göz önüne getiriyorlar. Durduk yere küçük küçük sebeplerle eski sevgilinin bir şeyi bir yerden çıkıp çıkıp durur, bu da normal değil ve aynı oranda can sıkıcı.
0
akhenaten
(07.12.22)
haha. benim bir fotoğrafım vardı, güneş gözlüğü kullanıyorum fotoğrafta. eski sevgili çekmiş. güneş gözlüğünün yansımasından eski sevgilinin fotoğrafı çekme görüntüsü görülüyor. ama iyice zoom yapmak ve sayko bir kafa lazım böyle bir şey düşünmek için. böyle şeyleri dert edenlerden uzak durunuz. sayko olmayan insan vardır, biliyorum. bulun onları.
0
gabe h coud
(07.12.22)
Saçma kıskançlıklar duydum da bu seviyesi biraz abartı. Sen yol ver, hatta hayrına cebine de 3-5 kuruş koy terapiste gitsin.
0
lcha
(07.12.22)
oltaya gelmişsin
0
freebird5406_2
(07.12.22)
Zırva! Saçmalamış.

@Patates ile hemfikir olmayı düşündüm ama senin hayatın sen karar ver.
0
nawar
(07.12.22)
@freebird5406_2
Olta derken bahane etmiş mi demek istedin yoksa yalan söylemeyip doğruyu söylediğim için mi?

@akhenaten
Hayır, ben hiç bahsetmem kendisi özellikle sormadıkça, aksine kendisi konuyla alakalı diye eski sevgilisiyle alakalı şeyler anlattı. Gayet normal görüp geçmiştm, onun gibi de takılmadım.
0
🌸Unde bach canim
(07.12.22)
Bence de saçma bir duyar olmuş. Ergence.
0
roket adam
(07.12.22)
sacmalamis+1
0
65 derece
(07.12.22)
biseysorcaktim +1

ben olsam sakin bir zamanda benzer bir konuyu tartışmak için gündeme getirirdim. Hayatınıza birilerinin girdiğini biliyor olmalı ve bunu kabullenmeli. Ondan önce de bir hayatınız vardı. İşin duygusal boyutu çok ayrı, farklı çağrışımlarla üzülebilir, bozulaiblir belki anlaşılır fakat ötesi mantıklı değil. Sizi siz yapan (olumlu ya da olumsuz katkılarıyla) da eski sevgilileriniz. Bunlara da karşı gelsin o zaman.
0
sparkle kiddle
(07.12.22)
direk yol veririm ben olsam, bir fotoğrafa bu kadar bıdırdayan yarın öbürgün daha ağır eylemlerde bulunur.
0
selam
(08.12.22)
(7)

Direksiyon sınavında ilk kez giren adayların yüzde kaçı kalıyordur?

ya ben lan neyse
tahmini/gözlem vs.?
tahmini/gözlem vs.?
0
ya ben lan neyse
(06.12.22)
Benim hatun ikide iki ilk girişte geçti.
0
zoque
(06.12.22)
%10-20 arası tahminen
0
biravekahve
(06.12.22)
5 - 10 arasındadır tahmini.
0
neymis
(06.12.22)
belki ilginizi çeker, ben almanya'da ehliyeti çeviriyorum. onun için de sıfırdan sınavlara girmek gerekiyor. direksiyon hocası covid'den sonrasına bakarsak ilk seferde 3'te 1'i ancak geçiyor demişti. çok saçma derecede zor.

2010'da istanbul'da aldığımda 100 metre gidip geri dönmüştüm sadece. o da abartı ama buradaki de abartı.
0
bohr atom modeli
(07.12.22)
kurslar manuel ehliyet için kaydetmeye çekiniyor hep otomatiğe yönlendiriyor çünkü manuelcilerin bir kısmı kalıyormuş.

Ek olarak, kardeşim 2 yıl önce aldı artık baya zorluyorlarmış. Tek seferde park edemezsen düzeltmen gerekirse falan kalıyorsun. Hatta kalkışta sol sinyali vermeyip anında kalan çok varmış. (kırmızı kategoride bu)
2.bp.blogspot.com
0
nhk ni youkosu
(07.12.22)
Ehliyetini eski sisteme göre alanların yorum yapması çok yanıltıcı olacaktır. Benim gördüğüm birçok kişi ilk seferinde geçemiyor. Sınav sonunda her şey bittikten sonra inmeden önce pencereden dışarıyı kontrol etmediği için kalan var. Oran %20'lerdedir diye düşünüyorum.
0
akhenaten
(07.12.22)
2 hata hakkın var sanirim o temel hataları yaparsan ne olursa olsun geçemiyorsun.
0
koela
(07.12.22)
(8)

Beynime ne yapıyorum? Size de oluyor mu? Sinyal gidip geliyor..

stevie
MerhabaYasim 34.. ilkokuldan bu zamana kadar olan biseyi tarif etmeye calisicam.Anlatmasi cok zor bir sey var. Sizlere de oluyordur umarim. Cok sacma diye doktora soramadim. Zaten hangi bölüm bakacak ta ne yapacak ki?Konu şu:Eski analog tv lerde sinyal asiri kotu iken goruntu karincali sekilde bi ge
Merhaba

Yasim 34.. ilkokuldan bu zamana kadar olan biseyi tarif etmeye calisicam.

Anlatmasi cok zor bir sey var. Sizlere de oluyordur umarim. Cok sacma diye doktora soramadim. Zaten hangi bölüm bakacak ta ne yapacak ki?

Konu şu:

Eski analog tv lerde sinyal asiri kotu iken goruntu karincali sekilde bi gelir İnce tiz bi sesle görüntü kaybolur.. geri gelir. Saniyede bir bu yayin gidip gelmesi tekrar eder.. kulak cinlamasina benzer bi ses te yayar. (Yayin tamamen gidince karincalanma sesinden bahsetmiyorum. Tv acilirken kapanırken de o ince ses gelirdi)

İste onu ben kendime yapabiliyorum. Yari kontrolumde. Yani ne zaman olacağını veya neyin tetikledigini biliyorum. Olurken gozlerim yukari kayiyor sanirim. Görüntü flaş git gel oluyor kulagimda cinlamasi. Ellerime kadar elektrik carpmasi bir de hafif bir keyif te veriyor.

Bosalma ani gibi tarif edilebilir aslinda.
Sorun şu bazen kontrolumden çıkıyor. Çok sık tekrar ediyor. Bu esnada nefes alamiyorum. Ürkütüyor da.

Ayaktaysam o yayin gitme gelmesi 3-4 kere oluyor.. 3-4 saniye yani.. biraz daha olsa düşerim gibi geliyor. kontrolümde tekrarliyordu. 3-4 olur hemen dikkatimi baska yone verir duzeltirdim. Bugün yattigim yerde baslayinca duramadim. 20-30 kere yayin gitti geldi. Elektrik carpti ellerime kadar surekli. Her biri cok keyif te veriyor ama cok korkunc ta.

Size de boyle değişik seyler oluyor mu ya?

Ayrica;
Bunu ne tetikliyor kismini anlatmasi zor. Tam karşılığı olmasa da asmr dedikleri o sikko seyler gibi bir karsiligi var benim icin. Tarifi zor bi ses ve gorutntu bir arada olunca basliyor.
0
stevie
(04.12.22)
Önce uyarımı yapayım: www.youtube.com

Sonra eksisozluk.com adresindeki yazıyı incelemenizi tavsiye ederim.
0
zaman ilac degil insanlar unutkan
(04.12.22)
hocam nörolojiye git o da beyin mr ister, diğer kan vitamin ve hormon tetkikleri ile bir sonuca ulaşılır. ben ilk kez duysam da literatürde muhakkak vardır bu durum. "kendi kontrolümle" demişsiniz ben bunu diş kamaşması ya da tüylerin diken diken olmasına benzettim. onda da uyaranı biliyor ve yapıyoruz, bunun sonucu vücut tepki veriyor. ama sizdeki göz ve kulak kısmı devrede. bir de haz alıyorum demişsiniz. bu haz cinsel haz mı tam manasıyla? bu duruma girerken kontrollü giriyorsunuz peki istediğinizde durdurabiliyor musunuz? daha önce madde ya da ilaç kullandınız mı? çocuklukta bir kaza geçirdiniz mi?
0
bugisme
(04.12.22)
Hocam doktora gidin en iyisi, nöroloji olabilir. Çevremde buna benzer bir şey duymadım 30 senedir.
0
havadakarada
(04.12.22)
Benim ilk teşhisim cehalet. Yatakta nöbet geçirmiş bize soruyor.
0
guzel gunler gorecegiz
(04.12.22)
karde$ beyin MR'i bve kah tahlili ile tetkiklere basla.
fiziksel bisey bulamazlarsa antidepresen cignemeye baslarsin..
0
cooperr
(04.12.22)
Epilepsi olabilir.
0
pro9it9is9
(04.12.22)
Nöroloji. Gerekli tetkiklerden sonra teşhis koyulamazsa seni psikiyatriye yönlendirir.
0
yankee jumping
(05.12.22)
Yaşadığınız şey görme, işitme ve hissetmede kayıp ve eşlik eden şiddetli baş dönmesiyse ve bu durum yaklaşık 5-10 saniye kadar sürüyorsa; bu olay bittiğinde bayılmış olmuyorsanız ve görme işitme hissetme duyularınız hızla toparlanıyorsa nörolojiden önce kulak burun boğaza gidin. Kulağınızda çeşitli sinirlere baskı yapan bir kolesteatom kitlesi olabilir.

Eğer kulak kaynaklı bir sorun değilse sizi nörolojiye yönlendirir.
0
akhenaten
(05.12.22)
(1)

Doldurma vs orijinal parfüm

ya ben lan neyse
sculpture nin orijinali ile doldurma gibi olanı (parfümcüler var ya her yerde onların sattığı) aynı gibi de değil gibi de karar veremiyorum. acaba aynı da bana mı bildiğim için öyle geliyor?
sculpture nin orijinali ile doldurma gibi olanı (parfümcüler var ya her yerde onların sattığı) aynı gibi de değil gibi de karar veremiyorum. acaba aynı da bana mı bildiğim için öyle geliyor?
0
ya ben lan neyse
(03.12.22)
Doldurma parfümler orijinal parfümlerdeki kokuların yaklaşık değere göre karıştırılmasından oluşuyor.

Dolayısıyla doldurma parfümü hangi üreticinin yaptığın göre değişiyor bu oranlar. Haliyle orijinal kokuyla yakınlıkları da aynı oranda değişiyor. Atıyorum limonlu su ve limonatanın ikisi de limon ve su karışımından oluşuyor. Ancak birbirlerinden son derece farklılar. Özellikle limonata naneli vesaireyse siz tutup "bunların ikisinin de en göze çarpan maddesi limon ve su" deyip suya limon sıkıp satarsanız alan kişi haliyle sizin gibi "aynı gibi de, değil gibi de" diye düşünür.

Neticede parfümler çok geniş üretim aşamlarından geçip üretiliyor. Doldurma parfümlerse küçük sayılabilecek işletmelerin seri şekilde onlarca markayı taklit etme çabalarının bir sonucu. Aynı zamanda ucuz olması için orijinal parfümdeki bazı notaları (özellikle baz notaları) hiç kullanmıyorlar. Haliyle koku asla bire bir tutmuyor.

Yani sözün özü koku sizi yeterince tatmin ettiyse alın, ama hiçbir zaman bire bir uyum beklemeyin.
0
akhenaten
(03.12.22)
(3)

Kitap okumanın diksiyona ve sohbet kapasitesine katkısı var mı ?

sassot
Roman okumak veya tarih,bilimsel kitaplar okumak farketmez. Ben konuşurken duraksıyorum mesela, kelimeler tam aklıma gelmiyor. Kitap okuyarak bu sorunu aşabilir miyim ?
Roman okumak veya tarih,bilimsel kitaplar okumak farketmez. Ben konuşurken duraksıyorum mesela, kelimeler tam aklıma gelmiyor. Kitap okuyarak bu sorunu aşabilir miyim ?
0
sassot
(01.12.22)
kesinlikle etkisi var. ne zaman okuyamadigim bi donemde olsam simdiki gibi mesela, konusmam geriliyor. ne aklima kelime geliyor ne hazir cevap olabiliyorum.
0
pide
(01.12.22)
Tabi ki kitap okuyan birinin konuşurken sergilediği üslup hissedilir şekilde farklı oluyor. Kelime haznesi çok daha geniş, bir şeyleri tarif etme şekli çok daha doğal ve akıcı, konuşmasıysa daha derli toplu oluyor. Ancak diksiyon ayrı bir konu, buna bir etkisi yok. Bir kütüphane dolusu kitap da okusanız diksiyonunuz düzgün olmayabilir; bunun için diksiyon dersi almalısınız. Kitap okumak en çok yazı dilini geliştiriyor.
0
akhenaten
(01.12.22)
Okumadan geçen üç günden sonra konuşma tadını kaybeder. — Çin Atasözü
0
baba553
(02.12.22)
(11)

Ölüm döşeğineki yakın karşısında hissizlik

muhayyer divan
MerhabaKendimi doğru anlatabilecek miyim bilmiyorum. Sormam lazım.Anneannem 95 yaşında, 96'yı yaşıyor. Bazı sebeplerle çok ciddi sıkıntılar yaşar oldu, dün gece olan şey için "alıp götürecek gibiydi" dedi. Bugün yine olmuş, şimdi hastanedeler. İçimde zerre kıpırtı yok. Korku, endişe, hüzün, telaş, n
Merhaba

Kendimi doğru anlatabilecek miyim bilmiyorum. Sormam lazım.

Anneannem 95 yaşında, 96'yı yaşıyor. Bazı sebeplerle çok ciddi sıkıntılar yaşar oldu, dün gece olan şey için "alıp götürecek gibiydi" dedi. Bugün yine olmuş, şimdi hastanedeler.

İçimde zerre kıpırtı yok. Korku, endişe, hüzün, telaş, ne bileyim, dua bile edemiyorum. Hiçbir şey hissetmiyorum, dümdüzüm. Neden böyle? Normal mi bu? Bir şey yapmam gerekiyor mu?
0
muhayyer divan
(01.12.22)
Vakti gelmiş
0
pavlis
(01.12.22)
O durumdaysa zaten ne kadar erken gidiş o kadar iyi.
0
romario
(01.12.22)
anneannen zaten hayatında aktif, seni değiştirecek/dönüştürecek bir yere sahip değildir.
bir de şu var, ölüm yaşadıkça tanınır. ben de küçükken ailemin yanında bir cenaze evine gittiğimde ya da ölüm haberi aldığımda net tepki veremezdim. hatta insan bazı yaşlarda "çok yaşamayıp ölmek en iyisi" diyor. 20 yaşında bir gence sorsan 65 yaşında ne yaparsın diye, ölmeyi tercih ettiğini söyleyebilir. bunlar hep yaşamamakla alakalı. mesela ilk ayrılığında, sevgilin gidince ölürsün sanıyorsun. intihar edenler var. ama 45 yaşındaki biri sevgilisinden ayrılınca intihar etmez genellikle. çünkü o duyguyu tanır, geçeceğini bilir. bunun bir benzeri ölüm denilen şey.

ben ne zaman ölüm karşısında karakteristik bir duruş yakaladım? tanıdıklarım önce. gittiler, gelmediler. gittikleri zaman bana boşluk bıraktılar. çok samimi olmadıklarımın ölümü ile fazla üzülmemeyi, tanıdıklarımın ölümüyle eksilmeyi kabullendim. önceden bir vefat haberi duyduğumda, arkadaşımın akrabası ölmüş olsun örneğin, arayamazdım. ne diyeceğimi bilemem diye. şimdi koşarak yanına gidiyorum. çünkü benim de akrabalarım öldü ve o gün yanımda olanların bana ne hissettirdiğini biliyorum.

benzer şey, gençlerin acılarında da kendini gösteriyor. liseye giden bir tanıdığım, arkadaşının arkadaşı kanser olmuş diye onu teselli ediyordu. teselli ettiği kişi, kanserli olan kişinin arkadaşı yani. dünyanın en klişe laflarını kullandı. Twitter'dan toplama laflar. kınamıyorum, çünkü o acıyı hissetmiyor. "bi susar mısınız, kız ağlıyor burda!!" hassasiyeti gibi bu. ama bir yakını kanser olsaydı, ne demesi gerektiğini, ya da susması gerektiğini bilirdi. bilecek, öğrenecek. hayat böyle.

bence gençsiniz ve biriktiriyorsunuz. bir şirket kurup onunla vergi rekortmeni olmayı bilmiyorsunuzdur mesela, çünkü yaşınız ve deneyiminiz tutmuyordur. ölüm de bunun gibi. aslında bu yüzden, gelenekler önemli. senelerce yaşanmış, biriktirilip yeni nesillere aktarılmış şeyler onlar. kötü gelenekler de duyuyorum bazen, ama mesela bizim geleceğimizde hasta ve ölü evine yemek götürülür. uzun yoldan gelen de, ev sahibi de onlardan yer. bulaşıklar da götürülür geri. bunlara karşı da sert görüşleriniz ya da yorumsuz bir duruşunuz olabilir. neyse, uzattım, ama demek istediğim, yaşla kazanılır bazı şeyler. çok normal. siz duygusuz değilsiniz. 95 yaşındaki birinin yaşamasını isteyecek kadar 'yaşlıların gözünde hayatın kıymeti'ni bilmiyorsunuzdur henüz.
0
lovemyself
(01.12.22)
çok gönül bağınız olmayabilir. ben 2 ay arayla babaannemi ve dedemi kaybettim. babaannemde pek bir hissim olmadı, o zaman ben de şaşırmıştım, yaşlı diye herhalde demiştim. dedemi kaybedince anladım ki yaşla hiç ilgisi yokmuş. şu an yazarken bile gözüm doluyor. aramızdaki bağ çok çok farklıydı, babam gibiydi. babamı kaybetmiş gibi oldum. 100 yaşında da olsa aynı şekilde üzülürdüm, çok sevince hep erken geliyor.
0
anneboleyn
(01.12.22)
80'i gecen birisi bence gorevi basariyla tamamlamistir. O yuzden ben de yakinim olsa dahi pek uzulemiyorum.

Ama gecenlerde 60li yaslarda akrabam olmayan sadece tanisikligim olan, cok sevdigim birisi covidden gitti, 40 yasinda adamim oturdum agladim 5 dakika. Hala arada aklima geliyor huzunleniyorum.
0
cooperr
(01.12.22)
Bi kaç sene önce anneannemin annesi öldü, 100 küsür yaşındaydı (net bilmiyo kimse). Bi de öyle bi hastalığı falan da olmadı, pat diye gitti bi gece.

Taziye evi ilginç bi şekilde baya normal, hatta neredeyse "neşeli" bi ortamdı. Yani bi kızı (o da 80 yaşında) biraz ağladı ama geri kalan herkes muhabbet ediyo, ölen kişiyle ilgili anılarını anlatıyo falan. 20-30 yaşında ölen birinin evindeki o ağırlığın zerresi yoktu yani.

Başta bana da garip geldi ama sonra sanırım herkes bilinçaltında "zaten yaşayacağını yaşadı, hayatı da iyiydi, daha ne olsun" diye düşündüğü için böyle bi ortam oldu. Beklenmedik bir ölüm değil, zor bi ölüm değil, bi pişmanlık, suçluluk, kötü bir anı yok. Zamanı gelince öleceğimizi de biliyoruz. Sonradan düşündükçe normal geldi o ortam.
0
plutongezegendegilmi
(01.12.22)
İnsanlar aynı olaylara farklı tepkiler verir. Endişe, stres, yas, üzüntü süreçleri çok karmaşık.

Siz de denk gelmişsinizdir, yakınlarını kaybeden insanların hepsi ağlayıp sızlamaz. Bazısı sanki hiçbir şey olmamış gibi her işe koşturmaya devam eder ancak dışardan bakan biri ondaki tuhaf gerilimi hisseder. İnsanlar durdurur, onu kenara çekerler. Birçok kişi bu durumu fark etmiştir, kendi aralarında durumun aciliyetini kavrayıp sessizce hemen bir görev paylaşımı yaparlar yapılacak işlerle ilgili.

Demem o ki siz ne kadar üzgün olduğunuza falan kafayı takmayın. Şu anda bu ruh halinizi anlamlandırma çabanız bile zor bir süreçten geçiyor olduğunuzu gösteriyor. Gerçekten umursamayan ya da durumla başedebilen biri "takdiri ilahi" ya da "üzüldüm yani ama onun için böyle daha iyi" gibi şeyler söyleyip geçerdi. Sizin yaşadığınız böyle bir şey değil.

Kendi üstünüze çok gelmeyin. Ne hissettiğinizin de bir önemi yok zaten. Şu anda bir şeyler paylaşmak istediğiniz insanlarla daha yakın olmaya bakın.
0
akhenaten
(01.12.22)
Benim anneannem de benzer durumlarda, şu an özel bakimla yasiyor. Annem ve teyzemler sürekli yanında oluyor birinden biri. Bir dönem tüple falan beslendi.

Yani su an durumumuz artık çok acı cekmeden gitsindi. Daha 6 ay önce covid falan oldu yoğun bakıma gitti, hic istemedi gitmeyi. O yüzden bizde de var. Uzuluyoruz ama misal zamaninda dedem 60 yaslarinda vefat etti, daha erkendi. Onunki gibi olmuyor tabi 90 yaşında birine üzülmek.
0
logisticsmanager
(01.12.22)
Valla insan son 20 senesni Parkinson ve Alzheimer ile, 10 senesini yatalak, son senelerini baya bilinçsiz geçiren anneannesi ölünce bırak üzülmesini sevinebiliyor bile.
0
d max
(01.12.22)
Arada kusak farki cok olunca insan sevse bile o kadar üzüntü duyamayabiliyor. Normaldir, olur öyle.
0
chihirovekohaku
(01.12.22)
anneannem öldüğünde ben de böyle hissettim. herhalde kalanlar için de öyle hissederdim. artık hepsi 85+ ve aslında ben bu yaşta halen ölmemek isteyen kişilere biraz kızgınım. hiç adil değil böyle şeyler. gençliğinin baharında ölenler varken 85 yaşında ölmek istememek bencillik değil de nedir?

ben bile şu yaşımda ölsem, benden 10 yaş genç ölen ve benim kadar şey görmemiş milyonlarca kişi varken kendi ölümüme üzülmeyi biraz bencillik sayardım.

80 yaşına erişen bir insanın ölümüne üzülmem. yeterince yaşamış.
0
bohr atom modeli
(01.12.22)
(5)

pc guruları yardım edebilir mi?

baldan kaymak
öncelikle elimizdeki pc:i5 5200 u 2.20 ghz 2200 mhz 2 çekirdek 4 gb ramhttps://www.epey.com/laptop/hp-15-r213nt-l0f24ea.htmlbu da bu başlığı açarken baktığım pc:https://www.epey.com/laptop/lenovo-ideapad-3-15-6-inc-82kr00cvtx.htmlbu başlığı açtığımda fiyatı 6.998 tl idi. Henüz 5 gün olmadı fiyatı 7.
öncelikle elimizdeki pc:
i5 5200 u 2.20 ghz 2200 mhz 2 çekirdek 4 gb ram
www.epey.com

bu da bu başlığı açarken baktığım pc:
www.epey.com
bu başlığı açtığımda fiyatı 6.998 tl idi. Henüz 5 gün olmadı fiyatı 7.999 tl olmuş.

şu aşağıdaki ihtiyaçlar ve sorularla açmıştım başlığı:
youtube, gmail, film için kullanacak olsak, bu pc ye ram ve ssd taksam kullanamaz mıyım? 3-5 yıl götürmez mi? 2.el ssd ve ram takabilirim. Ama alt özellik tırnak vs nasıl belirleyeceğim? Ddr3 falan yada mhz değerlerinde neye dikkat etmem gerekir? Bilal e anlatır gibi paylaşan olursa okur tick'lerim. Teşekkür ettim.

sonra dedim ki:
- bir ssd alsam (390 tl www.epey.com)
- kasayı temizlesem (0 TL kendim youtube videolarıyla yaptım)
- klavyeyi yenilesem (1-2 tuş basmıyordu) (400 tl)
- laptop alt kasasını yenilesem (ekran menteşe kısmını kastırıyordu) (400 tl)
- cd rom yerine mevcut hdd'yi taktırsam (200 tl)
- wifi kablosunu yeniletsem (wifi bazan çekmiyordu) (400 tl)
- üzerine 4gb ram'i slot varsa 2.slota takıp 8 gb da ram alsam (425 tl)
- bataryayı yenilesem (400 tl)

sonuç ne mi oldu?
200 tl işçilik dahil toplam 2.400 tl tuttu, fiyatları bende google'lamıştım aşağı yukarı 2.200 tl tutuyordu. herkese teşekkürler. servis elemanı dahi "5-7 sene daha kullanırsın, canavar gibi oldu abi" dedi. harbiden de canavar gibi oldu, 9 sn'de açılıyor. toplam 12 gb ram var ve takılma donma vs yok.
0
baldan kaymak
(01.12.22)
Dediğin amaçla kullanılır. Ama buna para verilmez bence
0
romario
(01.12.22)
ssd ile bence çok güzel bir şekilde kullanılır. ram bile idare edebilir diye düşünüyorum.
windows 10 + ssd tamamdır.
0
kisa
(01.12.22)
bahsettiğin işler için fazlasıyla yeter.
ssd ve ram alabilirsin uzun bir süre götürür.

ssdler standartdır soketleri uyar.

iki tane ddr3 1600 mhz 8gb ram alırsın. sadece laptop rami olduğuna dikkat et.
0
durbidakka
(01.12.22)
Ram 8gb olur ve ssd de eklerseniz bahsettiğiniz amaçlar için gayet uygun olur. Sadece günlük kullanım için çok bütçe zorlamanın da anlamı yok bence, iyi yapmış olursunuz dediğiniz gibi yaparsanız.
0
akhenaten
(01.12.22)
4gb ram de yeter dedigin islere. bende 4210u laptop var 4g ramli yetiyor dediklerine. ssd var tabi...

hatta 2006dan kalma eski bi masaustune de aliexpressten mi ebayden mi ne phenom ii x3 710 aldim yillar once o da hala yetiyor bu islere. h264-x264 oldugunda 4k video bile izletiyor hevc biraz takilabiliyor ama 1080p sorunsuz onda da. youtube 1440p 30fps veya 1080p 60fps izletiyor ddr2 ramli bu pc. 120gb ssd var
0
konetsu
(01.12.22)
(13)

kira sözleşmesini kaybettim

hooiken
merhaba, 1 yıldır sözleşmeli oturduğum evin kira sözleşmesini bulamıyorum. sektirmeden kirayı günü gününe “ev kirası” seçeneği ile internet bankacılığından ödedim. bir sorun yaşar mıyım?
merhaba, 1 yıldır sözleşmeli oturduğum evin kira sözleşmesini bulamıyorum. sektirmeden kirayı günü gününe “ev kirası” seçeneği ile internet bankacılığından ödedim. bir sorun yaşar mıyım?
0
hooiken
(29.11.22)
hiç yazılı olarak kira sözleşmesi imzalamasaydınız bile sorun yaşamazdınız.
0
kanatlı kontun müşfik öpücüğü
(29.11.22)
Yaşamazsın. Bir gün ev sahibin hakkında dava açman gerekirse o zaman lazım olur.
O zamana kadar ses etme bence.
0
Mirket
(29.11.22)
karşılıklı olarak imzaladık. kira zammı döneminde zıtlaştık ve istediği kirayı vermeyerek otomatik olarak tefe tüfeye göre zam yaptım. bir gün bile aksatmadım.

bu kişi evimde oturmuyor ya da bu evin kirası bu kadar değil eksik yatırıyor ya da zammı bu kadar yapmamıştık ama bunu yatırıyor gibi bir şeyde bulunabilir mi? bu durumda yazılı imzalı kağıtlı bir şey ispat edemeyeceğim çünkü...
0
🌸hooiken
(30.11.22)
Suçlama yaparken, sözleşmeyi ek yapmak zorunda. O zaman dava dosyasından örneğini alırsın.
0
Mirket
(30.11.22)
yazılı kira sözleşmesi olmasa bile kira sözleşmeniz eğer parayı düzgün yatırıyorsanız ve belgeliyse vardır, o yüzden sorun yok.
0
sta
(30.11.22)
Yani dava açıp, “bende de sözleşme yok onda da sözleşme yok” ve “aylardır evimde oturuyor çıksın” diyemez mi?

Suçlama yapacaksa neden kendisindeki sözleşmeyi koyup otomatik olarak davayı kaybetsin ki...
0
🌸hooiken
(30.11.22)
Evet yatırıyorum günü gününe ve bankadan tüm dekontları alabilirim. Konut kirası olarak da seçili hep.

İkametgahım da burada. Üstüme fatura da var.

Ama başka kanıtlayabileceğim bir şey yok... İmzalı bir şey bu evde oturduğuma dair.
0
🌸hooiken
(30.11.22)
@hooiken Ev sahibinin, siz söylemediğiniz sürece, sözleşmeyi kaybettiğinizi bilmesi imkansız değil mi?
0
new day new life
(30.11.22)
zam yaptığınıza göre en aşağı 1 yıldan fazla süredir oturuyorsunuz. bu sürede kira olarak ödeme de yapmışsınız. ev sahibi artık bu kişi kiracım değil diyemez. zam için de üst sınır var zaten bir alt sınır yok. dolayısıyla korkmanızı gerektiren bir durum da yok.

elinizdekiler fazlasıyla yeterli. bir ihtilaf durumunda yazılı belge sunmak zorunda olan kişi ev sahibiniz.
0
kanatlı kontun müşfik öpücüğü
(30.11.22)
Elbet öyle ama işte insan her şeyi düşünüyor.

“Kesin kaybetmiştir” diye düşünmez tabii ama dur durduk yere tahliye davası açayım ya da herhangi sebepten bir şey yapayım derse elimde yazılı sözleşme örneği yok diye dedim... :)
0
🌸hooiken
(30.11.22)
Teşekkür ederim tüm cevaplar için... :)

Evet 1.5 yıl oldu. Tüm ödemelerim günü gününe.
0
🌸hooiken
(30.11.22)
eğer abonelikler sizin adınıza ise zaten evimde oturmuyor ya da işgalci diyemez. abonelikleri ev sahibinin size devretmiş olması lazım, ilk defa açılıyorsa da kira sözleşmesini ibraz ediyor olmanız lazım. en kötü ihtimal elektrik, su vb hizmet sağlayıcılarda bile sözleşmenizin fotokopisi vardır. Rahat olun.
0
mustafakesekci
(30.11.22)
Kira sözleşmeleri sözlü yapılabiliyor. Yasal olarak kabul gören bir şey bu. Eğer ev sahibi ikimizde de sözleşme yok bu kişi benim evimi işgal ediyor derse banka hesabınızdan yapılan kira ödemeleri, fatura ödemeleri gibi şeyler sizin o evdeki kirafılığınızı kanıtlar. Dolayısıyla ev sahibinin iddiası "hayatın doğal akışına aykırı" olması nedeniyle geçersiz kılınır. Hiçbir sorun olmaz yani.
0
akhenaten
(30.11.22)
(15)

İstanbulun en güzel semti neresi?

sonhakan
...
...
0
sonhakan
(29.11.22)
Beylerbeyi.
Ferahlık, boğaz, yeşillik, ulaşım. Mis gibi.

Estetik güzellik olarak düşününce ilk aklıma gelense Bebek.
0
michael_knight
(29.11.22)
Avrupa'da Sarıyer, Anadolu'da Beykoz..
0
Cesario
(29.11.22)
ortaköy
0
mor oje
(29.11.22)
ben en çok kuzguncuk'u seviyorum ama sosyo-ekonomik seviye olarak zirve sarıyer diyebiliriz.
0
zgrydn
(29.11.22)
bundan 3-4 sene önce bana gör kadıköy idi. şimdi ne durumda bilemiyorum tabi ki.
0
drako
(29.11.22)
Sarıyer hem ormanlara hem de kentin sahil şeridindeki merkezi noktalara yakın. Arabanız da varsa Nişantaşı'ndan Belgrad Ormanlarına kadar yer yere kafanız estiğinde gidip gelebiliyorsunuz. Bence yaşamak için güzel bir yer.

Maltepe taraflarında da çok nezih, sakin, "emekli hayatına" uygun yerler var.

İstanbul'da merkezi olup da güzel kalabilen yer göremiyorum artık malesef. Şehir çok eskimiş, dökülmüş. Eskiden ünlü olup da kapatılmış harabe sinema binası gibi gibi geliyor. Yeni yapılan yerlerin de bir ruhu yok. Onun için yukardaki yerleri yazdım.
0
akhenaten
(29.11.22)
Ulus. Hem seviyesi yüksek, hem de dışarıdan gezmeye tozmaya gelen sayısı çok az. Huzurlu ve sakin.
0
ruhen hastayim ben
(29.11.22)
Yakacık.
0
since1907
(29.11.22)
fenerbahçe, kalamış.
0
sta
(29.11.22)
Avrupa yakası için Bebek.
Anadolu yakası için Vaniköy.
0
alfired
(29.11.22)
neye göre en güzel. gezmek için mi, alışveriş için mi, sosyalleşme için mi yoksa yaşamak için mi?
bence yaşamak için deniz kıyısı olan semtler. boğaz hattı çok kalabalık. insan ve taşıt trafiği fazla bu sebeple erenköy-atalar sahil şeridi en yaşanılacak semtlerdir. özellikle minibus yoluna kadar olan kısımda oturursan istediğin zaman 5-10 dakika yürümeyle kendini sahile atabilirsin. sahilde koşarsın,yürürsün, bisiklete binersin, çimlerde oturursun, belturda çay içersin karışan eden olmaz.
ayrıca trenin olması ulaşım açışından büyük bir nimet.

sosyalleşme için bakarsan artık öyle bir semt kalmadı. taksimi yıllar önce kaybettik keza kadıköyde son yıllarda iyice leş oldu, beşiktaşın durumuda hiç farklı değil.
0
astronom bey
(29.11.22)
istanbul'un her yerini bilmiyorum. fazla gezmedim ama ben de en çok kuzguncuk'u beğeniyorum.
0
naksidil
(29.11.22)
ataköy 5. kısım.net
0
Piyano piyano bacaksız
(29.11.22)
emirgan müthiş bence. hem denize yakın hem maslak vs o hatta. ister koruda ister sokaklarında dolaşın.
aynı zamanda erenköy caddebostan filan da öyle ama kentsel dönüşüm eşek gibi çirkin apartmanlarla üzücü hala getirdi biraz.
0
red g
(29.11.22)
ulus cidden çok güzel bir semt ama orada yaşamak için babadan değil dededen zengin olmak gerekiyprm
0
roket adam
(29.11.22)
(4)

Neden dalga geçeriz

kiriko
Özellikle sessiz yapıdaki insanlarla neden dalga geçeriz.Neden empati kuramayız.Bunu yapan insanlar o insanın ne gibi acılar çekeceğini düşünmüyor mu? Neden bunu yapıyorlar.Üstelik bunu yapanlar öyle ezik değil gayet kendine güvenli güçlü insanlar.
Özellikle sessiz yapıdaki insanlarla neden dalga geçeriz.Neden empati kuramayız.Bunu yapan insanlar o insanın ne gibi acılar çekeceğini düşünmüyor mu? Neden bunu yapıyorlar.Üstelik bunu yapanlar öyle ezik değil gayet kendine güvenli güçlü insanlar.
0
kiriko
(29.11.22)
"Üstelik bunu yapanlar öyle ezik değil gayet kendine güvenli güçlü insanlar."

aslında öyle değiller, öyle görünmek istiyorlar, belli ki başarılı olmuşlar.

sağlıklı insanlar böyle şeyler yapmaz. bu insanların çocukluktan kalma, derinlerde büyük yaraları vardır. kendi zayıf yerlerine saldırılmasın diye saldırgan bir kişilik geliştirmişlerdir.
(inspired by psychological books)
0
ahm1
(29.11.22)
Savunma mekanizması.
0
black holes in the sky
(29.11.22)
Hayatta dalga geçilecek şeyler var. Ben buna inanıyorum, bazı şeyler çok absürt. Bu durumda kendisiyle haklı sebepten dalga geçildiğini fark eden kişi bunu bence bir şans olarak görmeli.

Tabi dalga geçen herkes haklı bir sebeple bunu yapmıyor. Hatta çoğunlukla haksız sebepler nedeniyle bu yapılıyor. Buna kesinlikle katılabilirim.

Ancak bence şu da bir gerçek ki, dalga geçmenin kendisi hoş bir şey olmasa da dilin kemiği yok ve bu insanlar ortadan kaybolmayacak. İnsan kendini savunabilmeli, bu önemli bir şey. Sessiz sakin insanlar da kendileriyle dalga geçildiğinde bir köşede acı çekmek yerine buna karşı kendi karakteri dahilinde bir karşı çıkış sergileyebilmeli. Kişinin elinde olan şey kendi davranışlarını yönetebilmek. Kendisi dışında kalan herkesin davranışlarını yönetmeye kimsenin gücü yetmiyor. Bu hayatın bir gerçeği.

Herkesin uyumlu bir akış içinde yaşadığı bir dünya ne yazık ki yok. Böyle bir beklentiye girmek yanlış olur, bunu hayatın bir gerçeği kabul edip nasıl baş edilebileceğine kafa yormak hem daha işe yarar hem de daha sağlıklı bir tutum bence. Dalga geçen kişi yakınınızsa bu üzücü olurdu, ancak sizi tanımayan insanların sözleri yüzünden acı çekmek çok anlamsız.
0
akhenaten
(29.11.22)
buna bullying deniyor. bi belgeselde izlemistim. tamamen kendi ruhsal eksiklikleri ve gecmis travmalariyla ilgili.
0
buenosdias
(29.11.22)
(8)

arkadaşım ne yapsın?

baldan kaymak
5 yıldır tanışıyorlar. 2 sene kadar çıkmışlar. 3 yıldır ayrılar. kız ciddi birliktelik istiyor, çocuğun aklında birliktelik yada iletişim kurmak yok ki kız 3 yıl önce de söylemiş ama kızı da kıramıyor olanı biteni anlatıyor sadece, hayatıma bakacağım demiş en son. Ama kız çok sevdiği için kıramıyor.
5 yıldır tanışıyorlar. 2 sene kadar çıkmışlar. 3 yıldır ayrılar. kız ciddi birliktelik istiyor, çocuğun aklında birliktelik yada iletişim kurmak yok ki kız 3 yıl önce de söylemiş ama kızı da kıramıyor olanı biteni anlatıyor sadece, hayatıma bakacağım demiş en son. Ama kız çok sevdiği için kıramıyor.

Kızı bende tanıyorum, iyi biri. Çocuğun hayatına başkaları da girdi, rutin devam ediyor yaşamaya. Ama kız kimseyi almamış bu sürede. En son "sadece düzgün, doğru birini arasam bu kızla olurdum zaten ama ben aşık olacağım birini arıyorum, kimseyi de olumsuz etkilemek hayatını mahvetmek istemiyorum" dedi.

Ben de onun hayatı da diye karışmadım açıkçası tavsiye falan da vermedim. Dinledim. Ne yapacaksın bile demedim yönlendirmiş olurum diye. Sizce ne yapsın? Ve sizce ben doğru mu davrandım, yani sonuçta karışmamak en iyisi gibi gelir hep bana böyle zamanlarda.

Teşekkürler şimdiden.
0
baldan kaymak
(29.11.22)
Karışmamak derken, put gibi dinlemeyi kastetmemistik xd sana doğru gelen davranışı söyleyebilirsin.

Benimki mesela; kıza aşık diilse salsın.
0
abuzer
(29.11.22)
Bir insan bir insanla birlikte olmak istemiyorsa bu bir munazaraya davet degildir ki. Yapilacak bir sey yok yani, konu kapanmis seneler once. Arkadasiniz da zaten kimseye ne yapayim diye sormamis anladigim kadariyla. Herkes kendi isine gucune baksin bence. Arkadasiniz da kizla birlikte olmayacaksa kiramiyorum vs geyigini biraksin, acik acik ilgisi hosuma gidiyordu ama bosuna umit vermeyeyim artik desin ve iletisimi kessin.
0
sopiro
(29.11.22)
Sallantıda kalmış güzel anılara ve hislere. İhtiyaçlarını belirleyip devam etmeli elbette
0
hasmetizm 2046
(29.11.22)
Kıza kıyamıyorsa zamanını gereksiz yere neden harcıyor? Birisi size takıntılıysa bunu iletişimi devam ettirerek bitiremezsiniz. Bir yıl bile çok büyük bir zaman. İnsan hayatını 20'li yaşlarında veya 30'ların başında oturtuyor. Sizin bu uzatmalı çift 10 sene harcamış, neredeyse bütün gençlikleri. Bu çok saçma bir durum. İkisi için de berbat bir şey.

Ha der ki, benim umrumda değil ben hayatıma bakarım, kendi böyle istiyorsa kendi bilir. Kimse bir şey diyemez. Ama yani kıyamıyorum geyiği çok klişe ve alakasız.
0
akhenaten
(29.11.22)
ya bu tür ilişkileri bi çözemedim ya.

hoşlanıyorsa tipini beğeniyorsa çekim varsa kısaca seviyorsa sevgili olsunlar.

ha sevmiyor beğenmiyor mu o zaman tamamen koparsın ipleri.

kız da kurtulur bu ne ya.
0
Hallegadola
(29.11.22)
Arkadaşınız ya sıçsın ya tuvaletten kalksın ne diyeyim.
0
peki madem
(29.11.22)
arkadaşınız dürüst değil, kız çok sevdiği için kıramıyorumun alt metni ohhh mis gibi benden vazgeçemeyen birinin ilgisiyle egom sabah akşam yıkansın.

kız iradesiz ve bağımlı. ilişkin olmayan birini 3 yıl beklemek sağlıklı bir yetişkin davranışı değil.

sizlik bir durum yok, fikriniz sorulursa söylersiniz, sorulmazsa tek kelime etmezsiniz.
0
Phoebe
(29.11.22)
Maalesef bazı erkekler ilişkide acı çekince daha iyi hissediyorlar çünkü acı çekmek onların "vasopressin" hormonu salgılamalarında yardımcı oluyor diye bir teori dolaşıyor günlerde. öyle birşey olabilir.

arkadaşınız sanırım "nice girl" o yüzden istediği kişi onu onun kadar istemiyor.

sayfalarca şeyler yazıldı videolar çekildi bu konuda.

erkekler arafta kalacakları ilişkileri istiyorlar çoğu zaman. dikkat ederseniz buraya yazılmış sorular hep kadınların soru işareti bıraktığı durumlar. kadınlar ancak böyle yaptıklarında ilgi çekiyorlar bir şekilde.
0
my pink
(16.12.22)
(12)

Erkekler arasında kıskanma var mı sizce ?

sassot
Ben bugüne kadar kimseyi kıskanmadım ama az önce bir yazı okudum eleman yakışıklı diye arkadaşları buna kinlenmiş, bana garip geldi.Fiziki özellikleri kıskanmaktan bahsediyorum. Para, mevki, araba falan değil.yani bir erkek mesela başka birini sırf uzun boylu yakışıklı diye ya da güçlü kalıplı diye
Ben bugüne kadar kimseyi kıskanmadım ama az önce bir yazı okudum eleman yakışıklı diye arkadaşları buna kinlenmiş, bana garip geldi.

Fiziki özellikleri kıskanmaktan bahsediyorum. Para, mevki, araba falan değil.yani bir erkek mesela başka birini sırf uzun boylu yakışıklı diye ya da güçlü kalıplı diye kıskanır mı sizce ?
0
sassot
(26.11.22)
Ne gördüm ne duydum
0
birmilyonunvarmi
(26.11.22)
Hiç kıskanmadım
0
grabbing hands
(27.11.22)
cinsiyetle ne alakasi var. cok gordum yerli yersiz elestirilerle arkasindan salladiklarini lakap takarak falan yermeye calismak:/ fiziki ozellikse soz konusu diger olumsuz yonleri belirterek "allah boy vermis gerisini koyvermis" minvali. yav dusununce ne kadar berbat ortamlarda kotu seylere maruz kalmisim he bi ton sey canlandi gozumde

belki bunu erkekler arasinda yapmiyor olabilirler orayi bilmiyorhm
0
ala09
(27.11.22)
bende yok. etrafımdakilerde de yok. söz konusu arkadaş farklı kusurlarına yönelik eleştirileri (yavşağa bak vs.) buna bağlamaya çalışıyor olabilir.
0
zgrydn
(27.11.22)
hiç sanmıyorum.sevdiği kızla beraber olan erkeği bile yakışıklı diye kıskanan erkek görmedim.sanırım ülkede erkeklerin para , şan , şöhret sebebiyle tercih edilmesinden ötürü tipten çok diğer hususlar kıskanılıyor.
0
kendicoplugundeotenhoroz
(27.11.22)
Sanırım erkekler üzerinde bu konuda kadınlar üzerindeki gibi bir baskı yok, haliyle biraz daha rahatız. Ortalama erkekİ alanı oldukça geniş, haliyle çok büyük çoğunluk bunun içinde dolayısıyla da bu ortalamanın altında kalmadığımız sürece çevredeki başka bir ortalama erkeğe bakıp "Ulan ne adamlar var bea" demek aklımıza gelmiyor.
0
salihdt
(27.11.22)
Var var. Burada bir erkek duyurucuya beğendiğim kişiyi attım. Adamı yerden yere vurdu.

Sen de bi yakışıklı fotosu ve gör yorumları.
0
Kahvedesu
(27.11.22)
Sayısız kere şahit oldum. Bir ortama eli yüzü bariz düzgün bir tip girdiyse çoğu erkek ya artistliğinden, ya kendini bir şey sanmasından, ya bakışındaki bir şeyden falan bahsediyor hemen.

Genelde ortalama altı tipler öyle olmasalar da çok efendi, çok harika, müthiş insan diye yüceltiliyor. Ama ciddi anlamda yakışıklı birinin çok efendi, çok harika bir insan falan diye yüceltildiğini nadiren görürsünüz.
0
akhenaten
(27.11.22)
Ne duydum ne şahit oldum. Olsa olsa max 5dk'dır. Genel olarak umursanmaz.
0
optimistbakunin
(27.11.22)
Vücut geliştirmiş erkeği kıskanıyorlar.
İş arkadaşları, iş başarısını kıskanıyorlar.

Onun dışında ne gördüm, ne de duydum.

Vücut geliştirmiş kişi arkadaş çevresindense onunla gurur duyuyorlar. Yabancıysa bir kıskanma durumu var.
Bir de erkeklerin sahiplendikleri bir ortam oluyor. O ortam sakinlerinde bir sorun yok ama dışarıdan o ortama katılan kişi yakışıklıysa ortam üyesi olana kadar geçen zamanda bir kıskanma oluyor. Ortam üyesi olunca yine sorun yok.
0
Mirket
(27.11.22)
kesinlikle var. hatta rekabet erkeklerin doğasında doğmuş bir şey. alfa kişilikli erkeklerin çok olduğu bir ortamda bunu daha rahat gözlemlersin, gibi’deki ekip gibi herkesin loser olduğu ortamlarda bu çok belli olmaz.
0
roket adam
(27.11.22)
Bizim grupta epey yakışıklı biri var. Bir tane de kaslı var. Ben de uzun boylu olanım. Üçümüzü toplasan taş gibi erkek yapıyor yani aşlsfkaşlskf neyse. Bu ve diğer özellikler de dahil olmak üzere fiziksel özelliği kıskanıp sorun çıkaran hiç olmadı. Arkadaş grubunda bu şekilde kıskanmayı hatta ilk defa duyuyorum.

@roket adam 'a şu noktada katılmıyorum, grubun loser ya da komple winner olmasına gerek yok. Arkadaş ortamında pek olmaz öyle şeyler. Öte yandan arkadaş ortamı dışında olup da başka erkeği kıskanan vardır ama tabii.

@Kahvedesu 'nun verdiği örnek için şöyle bir detay var. Arada kadınlar gerçekten çirkin erkeklerle ilgili yakışıklı diye methiyeler düzüyorlar. Onları gömdüğümüzde bunu zevksizlikler üzerinden eleştirerek yapıyoruz, kıskanma değil. Gerçi bahsettiği olayda fotoğrafını gönderdiği kişi ünlü değil yakışıklı biridir gerçekten, karşıdaki de kıskanmıştır. Bilemem.
0
nawar
(27.11.22)
(8)

Gelecekten geldiğimi nasıl kanıtlarım?

ermanen
zaman makinesiyle gelecekten geldim. zaman makinesi ya gelmedi benle ya da calismiyor. onla kanitlayamiyorum diyelim. piyango, borsa falan bilmek de kanit degil. veya gazete, yapit vs getirmek. veya bir teknoloji. bunlarin hepsi gunumuzde gizlenmis, ustlerdeki veya derinlerdeki adamlarin bildigi sey
zaman makinesiyle gelecekten geldim. zaman makinesi ya gelmedi benle ya da calismiyor. onla kanitlayamiyorum diyelim.

piyango, borsa falan bilmek de kanit degil. veya gazete, yapit vs getirmek. veya bir teknoloji. bunlarin hepsi gunumuzde gizlenmis, ustlerdeki veya derinlerdeki adamlarin bildigi seyler olabilir. ya da sahte olabilir. doga olaylari da geldi aklima ama onlar da tahmin edilebilir.

nasil kanitlayabilirim sizce?
0
ermanen
(26.11.22)
ben de şu anda bunun derdindeyim. En kısa yoldan aklıma gelen; bir alttaki cevap "Kanıtlayamazsın!" olacak.

çok sınırlı sürem var. Gelecekten geldim. bana inanmak zorundasınız.
(bkz: bazı şakalar)
0
sparkle kiddle
(26.11.22)
Bana tarot falı bak, inanırım.
0
Kahvedesu
(26.11.22)
Önümüzdeki seçimde hangi adayın ne oranda oy alacağına dair küsuruna kadar doğru bir kehanette bulunsanız mesela ve buna benzer, kafadan sallayarak öngörülmesi imkansıza yakın olan iki-üç tane daha küsurlu sayısal veri sunsanız, şahsen ben yüzde yüz ikna olurum.
0
huçi kuçi
(26.11.22)
Ben de bi ara böyle abuk subuk şeyler düşünüyordum. Hatta kanıt olarak ünlü bir simanın ölüm tarihi ve nedeniyle ilgili detay vermeyi düşünmüştüm ama soruşturma açarlar diye korkup vazgeçtim bu fikirden.

Geçmişe hazırlıksız şekilde gittiysek eğer kanıt olarak sunabileceğimiz doğa olayları, ölümler trajik olaylar, hatırda kalır sansasyonel şeyler geliyor akla ama kitlelere ulaşabilmek biraz zahmetli.
0
IncredibleMau
(26.11.22)
Şimdi araya başka şeyler de giriyor ama... Mesela gelecek sabit mi? Siz herkese gelecekten geldiğinizi kanıtlamak için bir şeyler yaparken gelecekte gerçekleşecek her şey sizin anlattığınız gibi yaşanmak zorunda mı olacak?

Eğer öyleyse kolay, olacak her şeyi önceden söylediğiniz takdirde birkaç seferden sonra herkes inanacak zaten. İlla tek seferde inandırmanız gerekmez heralde. Yani birisi çıkıp her olayı olmadan önce sağa sola çekilemeyecek şekilde net cümlelerle anlatıyorsa insanlar da bu kişinin sözlerini dikkate almaya başlar zaten. Esas problem bu "dikkate almaya başlar" bölümünden sonra ortaya çıkıyor. Geleceğin sabit kalması çok olsı değil birileri size inandıktan sonra.
0
akhenaten
(26.11.22)
Illuminatici der geçerler. Suikaste falan uğramak çok olası, istihbarat örgütleri peşini bırakmaz vs.

Ben olsam etliye sütlüye bulaşmadan full piyango kasardim dicem ama orada da birkaç kez kazandıktan sonra radara girersin.
0
materyalist imam
(26.11.22)
Bin yıl önceye gidersen peygamber ilan ederler içinde bulunduğumuz zaman diliminde söylersen tımarhaneye atarlar. Kanıtlayamazsın.
0
uvcray
(27.11.22)
uzayla ilgili gelişmeleri anlatırdım ben.
0
bohr atom modeli
(27.11.22)
(1)

Protein Tozu Kullanmak Ama Spor Yapmamak

BuddyGuy
Merhaba,Biraz yoğun bir dönemden geçiyorum, özellikle işyerinde öğün geçiştirmeye başladım. Protein eksikliği çekmemek için protein tozu kullansam sağlığa bir zararı olur mu?Malum yoğunluk sebebiyle spor ve hareket sıfır.Teşekkürler.
Merhaba,

Biraz yoğun bir dönemden geçiyorum, özellikle işyerinde öğün geçiştirmeye başladım. Protein eksikliği çekmemek için protein tozu kullansam sağlığa bir zararı olur mu?

Malum yoğunluk sebebiyle spor ve hareket sıfır.

Teşekkürler.
0
BuddyGuy
(26.11.22)
Protein tozlarında önerilen günlük ölçüler spor yapanlara yönelik. Eğer siz o dozlarda kullanırsanız muhtemelen kilo problemiyle karşılaşırsınız.

Düzenli beslenyorsanız ve hareketsizseniz ihtiyacınız olan proteini alıyor olmanız olası. Günlük ortalama protein ihtiyacınız gram kilo x 0.8

Yani 70 kiloluk bir insanın 56gr protein alması yeterli. Bu da ulaşması hayli kolay bir rakam. Bir doz protein tozu genellikle 30 gram protein içerir. Haliyle yarım doz gibi miktarlarda kullanmak daha akıllıca olur bence.
0
akhenaten
(26.11.22)
(15)

Türkiye'deki sokak hayvanına sizce çözüm nedir?

logisticsmanager
Ben kendi fikrimi söyleyeyim;Hayko, heyco, hakko, horco vs bütün dernekler kapatılacak. Yüzde 90'i para yiyen, bagisinin hesabini soramayan dernekler. Isini iyi yapanlara da golge dusuruyorlar.Bunların hepsi tek bir çatıda toplanacak, bu dernek defterleri vs çok ciddi denetlenecek. Devletten ciddi d
Ben kendi fikrimi söyleyeyim;
Hayko, heyco, hakko, horco vs bütün dernekler kapatılacak. Yüzde 90'i para yiyen, bagisinin hesabini soramayan dernekler. Isini iyi yapanlara da golge dusuruyorlar.

Bunların hepsi tek bir çatıda toplanacak, bu dernek defterleri vs çok ciddi denetlenecek. Devletten ciddi destek alacak aynı şekilde bagislarla devam edecek. Ileride başka dernekler de olabilir ama dediğim gibi iyi denetlenecekler. Her bağış makbuz ile ya da online olacak, takip edilecek.

Tek dernek ülkenin her şehrine barinak/lar kuracak devlet+bagis desteği ile.

Köpekler/kediler ilk 7-10 gün normal devlet barınağı, sonra bu yari özel barinaga yollanacak.

Sokaktaki köpekler sirayla toplanacak; karakter problemi olanlar (agresif, reaktif vs), ciddi hastaligi olanlar vs bulunulan durum sebebiyle uyutulacak. Uyutulmasina karşı olan varsa alıp kendi evinde bakabilecek.

Geri kalanlar sahiplendirilmeye çalışılacak ama bir noktada onlarda da yaşlı olanlar vs zamanla uyutulacak.

Barınaktan çıkan her köpek kisirlastirilacak, ciplenecek.
Cipli köpeklerini bırakıp sonra geri almayan kişilerin gelecek 10 sene köpek alması yasak olacak (para cezasi verirsek köpekleri öldürme ihtimalleri var)

Barınaklar ciddi denetlenecek, icindeki insanlarin kalifiye olmasina dikkat edilecek.

Saldırgan ya da tür olarak sıkıntılı olanlar agizliksiz gezmesi yasak olacak ve uygulanmayan para cezalari artık uygulanacak.

Ütopya tabi benim dediklerim. Olacaklar toplu zehirleme ile hayvanlar itlaf edilecek, barinaklarda birbirini kemirecek. Ya da sokaklar hayvan dolu olacak, köpeği olan rahatca gezemeyecek, köpekten korkan sokaga zor çıkacak, arada saldirilan vs insanlar olacak.
0
logisticsmanager
(26.11.22)
Evcil hayvan beslemek, satın almak, satışını yapmak, ve üretmek ... ruhsatlı olmalı. Ruhsat sahibi, kanunlar ile net sorumluluk ve ceza görmeli.

(1) Ruhsat: Ruhsatsız koyun beslemek yasak. Almak satmak da yasak vs. Ama köpek beslemek, almak, satmak serbest.

(2) Döğüş köpekleri: Unutmayalım, köpek döğüştürmek de serbest aslında. Agresif köpek yetiştirip, karşısındakini öldürmek üzere eğitim verip, sonra da sokağa atan çok insan var. Normal bir köpek insanı/çocuğu istese de öldürmez. Döğüşçü özel bir köpek ise öldürür. Köpek döğüşü yapanlar, maçı kaybeden köpeği sokağa atarlar. O köpek de ürer, ve herkese saldıran köpekler ortaya çıkar. Döğüş köpeği besleyen insanlar için kanunlar caydırıcı olmalı.
0
alfired
(26.11.22)
Maddi gücünü hayvanseverlerden alan, hayvanseverlerin gönüllülük esasıyla çalıştığı modern barınaklar yapılmasına Belediyeler önayak olmalı.

Ve bütün sokak hayvanları sokaklardan düzgün bir şekilde, hayvanseverlerin nezaretinde Belediye ekiplerince toplanmalı diye düşünüyorum.

Çöplüklerden yiyecek arar durumdaki sokak hayvanları modern Türkiye'ye hiç yakışmıyor.
0
Mirket
(26.11.22)
Zor vrutopik bir şey doğru. İş işten geçmeden doğru şekilde hareket edilmeliydi.
Soylenbir entry var, bunun doğruluğu yanlışlığı üzerine konuşulabilir

eksisozluk.com
0
kisa
(26.11.22)
İnsanların dernek kurmaları bir hak, hem de anayasal bir hak (bkz. Madde 33)

Bunları denetlenmesi doğru, ancak kafanıza göre dernek kapatıp birleştirmeye kalkarsanız bu sadece hayvansever derneklerini değil her konudaki, her politik çizgideki, her türlü dernek faaliyetini etkiler ve anayasal hak ve özgürlüklerin yeniden düzenlenmesini gerektirir. Bunlar basit konular değil.

Sokak hayvanları konusunda popülist değil bilimsel mücadele yöntemlerinin izlenmesi yeterli zaten. Ancak böyle olmuyor, içinde bulunulan zamanda kimin sesi yüksek çıkıyorsa onlar memnun edilmeye çalışılıyor. Haliyle uygulanan şeyler sürdürülebilir değil, "nerde patlarsa orda değiştiririz" düsturuyla ilerliyor. Devlet her konuşanın lafına göre hareket eden, yönlendirilmeye açık, gazla iş yapan insan tipine benzememeli. Bilirkişi heyetleri ve bilim kurulları toplanıp alanında yetkin danışman grupların önerilerine dayalı uzun vadeli bir politika üretilmeli ve sürdürülmeli.
0
akhenaten
(26.11.22)
Açıkçası bir çok yapıcı çözüm önerisi getirilebilir, bazıları da burada bahsedilmiş zaten... Ancak hemen her gerçek çözüm halkın ve devletin bugüne kadar hiç gösteremediği bir organizasyonel kararlılık gerektiriyor. Yani barınakların iyileştirilmesi, sokak hayvanlarının topluca kısırlaştırılması, hayvan satışının ve sokağa terkedilmesinin engellenmesi... Bunlar bu ülkede yapılabiliyor olsa zaten İsviçre falan olurduk, bırakın sokak hayvanlarını ülkede dişe dokunur sosyal ya da ekonomik dert kalmazdı.
0
salihdt
(26.11.22)
Hayvan besleme ruhsatindan emin değilim çünkü o tam tersi hayvan sahibi olmayi zorlastirir. Bugünkü durumda misal Fransa'da konuşuluyor da ama orada bile dediğim gibi insanlarin hayvan edinmesini azaltacagi riski söylenirken Türkiye'de daha var o noktaya.

Devlet mama uretmesine katılmıyorum. Çünkü mama uretmek bu kadar kolay bir is değil aslinda. Ama bu noktada çok basit şekilde bu barinaklari birlestirince toplu alim gücü olacağından daha ucuza alınır. Ki düzgün olması lazim, her hayvan yiyemez. Misal benim köpeğimde çok hassas mide var, bu sebepten veteriner onayiyla alinan mama veriyoruz artık, o da bilmem kaç tane klinik çalışmalı sirketlerden geliyor. Devlet bunu yapamaz.

Sokakta hayvan kesinlikle olmamali. Ben birkaç kere Türkiye'deki barınaklarin videolarina baktım ama icler acisi durum. Barinakta bu halde olan hayvanlar sokakta ac, susuz, soğuk. Ya benim oğlan iki gün gaz sancisi cekti de kafalari yedim, sokaktakilere neler oluyor kim bilir.

Bu arada köpek yetiştirmek kesinlikle denetlenmeli. Öyle her önüne gelen yapamamali, yasak olmalı. Bir de barinaktan gelen hayvan kısırlastirilsa da satin alinan hayvan kisirlastirilamamali, kisi belki de yavrusunu istiyor vs. Buna karisamayiz.
0
🌸logisticsmanager
(26.11.22)
Valla ben acikcasi oyle tum hayvanlari barinaklara alalim, orda dursunlar olayina katilmiyorum. Sayi oldukca fazla oldugu icin tamamina bakim olayi da masrafli olacaktir.

Benim dusuncem, tum sokak kopekleri populasyonu belli bir esik degerinin altina gelene kadar hayvanlarin yakalanip uyutulmasi yonunde. Sayi idare edilebilir bir degere ulastiginda ise barinaklar devreye girebilir. Tabii bu cozumler zaten hep vardi sikinti ise @akhen in belirttigi gibi bu cozumleri kararlilikla uygulayacak bir sistemin olmamasi.
0
j r r tolkien hayrani
(26.11.22)
@tolkien; yok ben de zaten bu sebepten belli kisminin uyutulmasini soyledim.
Misal zamanında epilepsi husky buldum sokakta, veterinere götürdüm. Epilepsi var, sahibi tahminen atti hayvani sokaga dedi. Malesef barinaga da gitse uyutulur kimse ilgilenmez dedi. Bu noktada uyutulmasi mantıklı ki böyle bir sürü hayvan var.

Yani zaten çözümün kolay olmayacagi çok açık. Bu noktada sahiplenilecegi düşünülen köpekler tutulup sahiplendirilmeye calisilir. Yani yalan olmasin ama tipik türk sokak köpeğini kimse evine almaz, anca önüne bir kap mama koyar geçer çoğu kişi. Bu noktada bu karma irka dönmüş sokak köpeği türünün uyutulmasi en mantıklısı olacak. Dediğim gibi o noktada isteyen olursa da sahiplenebilecek.
0
🌸logisticsmanager
(26.11.22)
ben zamanında peta başkanının mı ne bir röportajını okumuştum. yanlış hatırlamıyorsam kısırlaştırma ve bir kısmının direkt uyutulması dışında bir çözüm yok demişti. vahşi belki ama cidden başka nasıl olabilir bilmiyorum özellikle köpekler gibi aç kalınca vahşileşebilen hayvanlar için.
0
roket adam
(26.11.22)
sahipli olanlar hariç, ben hepsinin uyutulmasından yanayım. sokaklarda hayvan olmaz. olmamalı. bunlar çeteleşip insanların can ve mal güvenliğine tehdit oluşturuyor. insanları öldürüyor veya sakat kalmalarına sebep oluyorlar. komşunun tavuklarını ve kazlarını yediklerini gördüm. telef olan bu kanatlı hayvanların hakkını niye kimse görmüyor?

ben türcüyüm ve kendi türümden yanayım. şu an yaşayabiliyorsam bu, insanlar sayesindedir, köpekler veya kediler sayesinde değil. hastalanında beni bir insan tedavi ediyor, bir köpek değil.

dileyen kedi köpek sahiplenebilir. pitbull vs. hariç. bu tehlikeli türler için caydırıcı cezalar getirilmeli.
insanlar hayvanları üstüne zimmet edip bakabilir. bunda sakınca yok. karşı olamam. ancak sokak köpeği kavramı oldukça yanlış bir şey ve toplumun işleyişine zarar veriyor.

belediyelerin barına ve mama için bütçe ayırması israftan ibaret. o köpekleri niçin besleyeceksiniz? inek beslersiniz anlarım, zira yanlış olduğunu bilsem de; insanlar inekleri yiyor. bir sonuç var burada. köpekleri besle besle nereye kadar? o bütçeyi daha verimli kullanabilirsiniz.

bazı insanların duygu tatmini için vergilerin harcanması durumuna katılmıyorum. uyutulmasının doğru olduğunu düşünenlerdenim.
0
Leonardo~Da~Vinci
(26.11.22)
Başıboş köpek diye bir sey kesinlikle olmamali. Hayvanlara da kesinlikle eziyet edilmemelidir. Ideal olani modern ve temiz barinaklar kurulmasi ve tum hayvanlarin ciplenerek sahiplerine terk etmeleri durumunda caydirici cezalar verilmesidir. sahipsiz hayvanlar bu barinaklarda belirli bir sure bakilarak sahiplendirilmeli, aksi halde de uyutulmalidir. Bununla birlikte su an milyonlarca basibos kopek var. Bunlarin barinaklara alinip sahiplenmesi ici beklenilmesi uygulanabilir degil. Sayi cok fazla. Kopek basina 5m2 alan dusunulse 5 milyon metrekare alana ihtiyac var bunu kim sağlayabilir? 1 milyon köpeği beslemek için (ki 10 milyonu astigini soyleyenler de var) ne kadar kaynak ayirilmali? Bence mevcut durumda hayvanlari aci cektirmeden uyutarak devaminda bu problemin olusmamasi icin ilk basta soyledigim modern barinak cipleme ve caydirici cezalar uygulanmalidir.
0
kolaygelsin
(26.11.22)
ülkenin genel işleyişi düzelmeden hiçbir konuda kurulacak sistem işlemez. bu da genel ahlak ve düşünce yapısıyla alakalı.
0
orpheus
(26.11.22)
Ben yukarıda barınakların giderleri hayvanseverler tarafından karşılansın dedim. Bu düşüncemi biraz daha açmak için şöyle bir örnek vereyim.

İsmail saymazın şu twitinde bir şehit babasının evinin fotoğrafı var.
Bu baba, gerek Belediye'ye ve gerekse Devlete, çevre ve temizlik vergisi, KDV vs diye dünya kadar vergi ödüyordur. Ben bu babanın ödediği vergilerin modern barınak gideri olarak kullanılmasını kabul edemiyorum.

twitter.com

Sokaklara, kaldırımlara dökülen, yağmurda çamurda heba olan, gelen geçence çiğnenen yemlerin parası bu işe yeter diye düşünüyorum.
0
Mirket
(26.11.22)
Çözümün iki parçası var:

1- Sokaktaki mevcut hayvan popülasyonunun azaltılması
2- Sokaktaki hayvan sayısını artıran aktivitelerin azaltılması

Birinci için yapılacak belli. Yani yakala, sahiplendir, kalanı uyut. Bunu özel şirketlere ihale edersin, koşulların insancıl olması için denetleme yaparsın, mis gibi ilerler. Belediyelerin yeterince efektif olabileceğini sanmıyorum bu konuda. Özellikle oy kaygısı, imaj vs. gibi bir sürü çözümsüz sorunları var onların, hiç bu işe bulaştırmaya gerek yok.

İkincisi hiçbir zaman %100 çözüm bulunamayacak bi sorun. Çiplendirme, köpek sahiplerine ek vergi getirme, zorunlu kısırlaştırma, hayvan satışı / sahiplendirme işini sadece devletin yapması vs. gibi bir sürü yöntem var. Ama burada 2 büyük sorun var:

1- Devletin bireyin hayatına müdahale alanının genişlemesi
2- Kaş yaparken göz çıkarılması. Misal, çipi / kısırlaştırmayı zorunlu yaptın, adam para vermemek için köpeği öldürdü / sokağa saldı. E daha kötü. Yakalaması da zor bunu.

Onun yerine sokakta besleme yapanlara ceza verilmesi, aşı karnesi denetimi yapılması, aşı karnesi olmayan köpeklere el konulması, büyük ırk köpek sahiplerine düzenli denetim vs. gibi önlemler daha iyi.

Mesela TR'de şey çok yaygın, adamın dükkanı var ya da inşaatçı, şantiyesi var vs. Adam getirip dükkana koyuyor köpeği ki gece hırsız gelirse hayvan korusun. Sonra taşınıp gidiyor ya da inşaat bitiyor vs hayvan kalıyor orada başıboş. Bu olmaz yani, böyle bişey görürse "nerede kardeşim bunun aşı karnesi" diyip sormalı, cevap alamazsa da köpeğe el koymalı. Köpek isteyen bunun sorumluluğunu alıyor olmalı.
0
plutongezegendegilmi
(26.11.22)
aşılama, çipleme zorunluluğu ve kısırlaştırma. agresif köpek varsa ayrıca bunun bir protokolü olmalı.
0
yuto
(26.11.22)
(8)

Başıboş köpekler hakkında

kolaygelsin
Öncelikle herhangi bir canlının eziyet edilerek öldürülmesi kabul edilebilir bir şey değil, bu konunun savunulacak veya güzelleştirilecek en ufak bir yanı olmadığını ve mutlaka önüne geçilmesi gerektiğini düşünüyorum.Konya'da yaşanan olaya gösterilen tepki ile kuduz olarak ölen çocuğa veya başıboş k
Öncelikle herhangi bir canlının eziyet edilerek öldürülmesi kabul edilebilir bir şey değil, bu konunun savunulacak veya güzelleştirilecek en ufak bir yanı olmadığını ve mutlaka önüne geçilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Konya'da yaşanan olaya gösterilen tepki ile kuduz olarak ölen çocuğa veya başıboş köpek saldırılarında ölen, uzvunu kaybeden, yaralanan insanlara karşı gösterilen tepki ve oluşan kamuoyu sizce ne kadar farklı? Benim gördüğüm kadarıyla ilkine tepki gösteren sayısı ikincisinden çok daha fazla ve bunu anlayamıyorum, o nedenle sizlere de sormak istedim.
0
kolaygelsin
(26.11.22)
Çünkü birincisinde tepki gösterilecek şey köpek, ona da nasıl ne tepkisi gostereceksin nereden bulacaksın. Devlete tepki gostersen, aksiyon alın yaptiklari sey de Konya'daki olay iste çünkü kapasiteleri bu.

Ikincisinde devlet çünkü bu işi asla ama asla düzgün yönetemeyecekler. Bu adamlar öyle bir yetkinlik seviyesinde ki itlaf et desek hayvanlari zehirlerler, aci çekerek oldururler.

Bu arada ikincisinde insanlara olanları açık açık yazarken köpeklere olanlari "Konya'da yaşanan olay" diye gecmeniz biraz enteresan duruyor.
Şöyle diyelim; kopeklerin aci cektirilerek oldurulmesi, toplama kamplarinda ac susuz birakilmasina

Ülkedeki eksiklik belli kitle köpekler aci cekerek ölse umursamiyor, belli kitle köpekler yüzünden insanlar sokaga cikamasa umursamıyor.
0
logisticsmanager
(26.11.22)
@logisticsmanager enteresan olan nedir? Ben zaten eziyet edilerek öldürmenin kabul edilebilir bir şey olmadığını belirtmişim. Her satırda detaylı bir şekilde yazmamı mı bekliyorsunuz anlamadım?
0
🌸kolaygelsin
(26.11.22)
@kolaygelsin; yani okurken Konya'daki olayi kucumser bir anlam ortaya çıkıyor diger olaylari detayli yazarken. Bir yanlış anlaşılmadir, doğrudur. Sadece okurken garip durmuştu.

Misal ben Konya'daki olayın ne olduğunu bilmiyordum siz yazana kadar, gidip baktım ne oluyor diye.
0
logisticsmanager
(26.11.22)
Çocuğun kuduzdan ölmesi sonucu insanların galeyana gelip sokakta köpek avına çıkmasını mı bekliyorsunuz ki?

Hayvansever grupları bir kenara bırakmalısınız. Onlar özelleşmiş topluluklar, bunun politikasını güdüyorlar. Politik olarak hayvansever olmayan yani geri kalan çoğunluk insanların köpek nüfusunun kontrol altına alınmasıyla bir derdi yok ki zaten? Birçok insan her iki olaya da tepki verdi.

Sorun şu ki bu konuda politik bir tutumu olmayan insanlara hayvansever örgütlenmelerin önerileri ne kadar olağandışı geliyorsa, "köpeksiz sokaklar istiyoruz" grubunun önerileri de o kadar olağandışı geliyor.

Siz bireysel olarak köpeklere uugulanan vahşeti doğru görmüyor olabilirsiniz. Ancak şu anda köpek nüfusunu azaltmaya yönelik örgütlenen grupların genel eğilimi tamamen "köpek karşıtı" bir eğilim gösteriyor. Bu da kimseye hoş gelmiyor. Yukarda yaptığınız kıyas bile yanlış.

Evet köpek nüfusu kontrol altında olmalı, evet kimse kuduzdan ölmemeli ve köpekler de tamamen sokaklardan silinmemeli. Genel görüş benim gördüğüm kadarıyla bu ve bu genel görüşe sahip hiçbir ılımlı yaklaşım yok politik çevrelerde. Onun için kimse bu iki grubun da çok içinde görünmek istemiyor.
0
akhenaten
(26.11.22)
@logisticsmanager bu olay çok yeni ve gündemde olduğu için bu şekilde ifade kullandım küçümsenecek bir şey olduğunu düşünmüyorum.

@akhenaten böyle bir beklentim yok, bu minvalde bir şey söylemedim de. Benim burada bahsettiğim sosyal medya platformları üzerinde görmüş olduğum paylaşımlarla alakalıydı.
0
🌸kolaygelsin
(26.11.22)
Problem insanlarda. Köpek ithal eden (kaçak), sokağa köpek atan, öldüren, köpek üretimini evinde yapıp para kazanan, köpeği eğitip saldırgan hale getiren, vs. Hepsi insan. Bunların cezası filan yok. Yıllardır bu konuları devlet önemsemiyor (hükümet değil, devlet).

Bu konuları yıllardır bilen, yakından yaşayan kişiler "ey devlet paramızı alıyorsun, kanun yapmıyorsun, duy sesimizi" demeye çalışıyor.

Türk toplumunun yaklaşık %30u evcil hayvan besler. Bu sorunları az veya çok yaşıyorlar ve biliyorlar yıllardır. Ama muhatap bulamıyorlar. Yani en az 25 milyon kişi. Bu önemli.

Karşı kesim ise, hayvanların tümünü öldürelim diyor. Hiç kimse kanunları düzenleyelim, insanları kanunlarla cezalandıralım demiyor.

Köpekleri öldürelim, kuşları da öldürelim, seni de öldürelim, börtü böceği de öldürelim (mera ve orman), problemli herşeyi öldürüp yok edelim... gibi bir mantık var. Aslında tepki bu mantığa karşı.

Bence böyle :)
0
alfired
(26.11.22)
Bu karşılaştırma çok mantıksız. Daha köpekle insanın bilinç ve zeka seviyesini aynı olarak kabul ediyorsan ve de köpeklerin, insanlara öfkesini kusup yanlarına kar kalacağını düşünerek belirli bir canilik peşinde koştuğunu düşünüyorsan karşılaştıralım. Yoksa boş ve popülist bir önerme bu.

Küçük bir çocuğun kafasına kürekle vura vura öldürseler ya da küçük çocukları toplayıp aç bıraktıktan sonra öldürdükleri küçük çocukları kalanlara yedirseler bu vahşeti yapan insan da olsa, köpek de olsa karşılaştırma yapılmayacak kadar büyük tepki verirlerdi merak etme.

Kaldı ki tepkileri konuşacaksak, sokak köpekleri sonrasında bütün köpekleri katletmeyi konuşanlar, konya'daki vahşet sonrası bırak tüm insanları, bütün konya'yı uyutalım demiyor mesela. Ne kadar saçma bir karşılaştırma bu örnek, değil mi? Çünkü yukarıda verdiğin karşılaştırma da bu kadar saçma.

Sokak bu yaklaşım olduğu sürece insanlar sokak köpeği sorununun çözümünde hemfikir olamayacak.
0
nawar
(26.11.22)
@logistic
kedi köpek işin zabıtanın, zabıta da belediyenin
belediye de zaten 100 senedir mamalara zehir katıyor ara ara, bütün yetkinliğiyle
i.hizliresim.com
0
comp
(26.11.22)
(5)

yumurta ve makarnayı kullanabileceğim bir tarif

mark greg sputnik
var mı, önerir misiniz?carbonarada mesela yumurta oluyor diye biliyorum ama o kadar komplike değil de daha az malzeme gerektiren, yumurtanın bir nevi sos olarak değerlendirilebileceği bir tarif arıyorum. amacım makarnayı boş yemek yerine yanına ucuz yollu protein ekleyebilmiş olmak. aslında noodle'a
var mı, önerir misiniz?

carbonarada mesela yumurta oluyor diye biliyorum ama o kadar komplike değil de daha az malzeme gerektiren, yumurtanın bir nevi sos olarak değerlendirilebileceği bir tarif arıyorum. amacım makarnayı boş yemek yerine yanına ucuz yollu protein ekleyebilmiş olmak.

aslında noodle'a direkt tavada kızarttığım yumurtayı atıyorum ama makarnada yapınca kuru oluyor, tadı aynı şekilde güzel olmuyor. hani yoğurtlu veya salçalı yiyeceğime 2-3 tane yumurta atabileceğim bi' tarif olsa daha besleyici olurdu diye düşündüm ama hiç tarif bulamadım da işin açığı.
0
mark greg sputnik
(25.11.22)
İsimli bir tarif bilmiyorum ama ben nadiren spagettiye koyu kıvamlı rafadan yumurta döküyorum. Yani spagettiyi pişirip tabağa koyduktan sonra sarısını üstüne sos olarak döküyorsunuz, beyazını da küp küp doğrayıp içine koyup karıştırıyorsunuz. Karabiberle fena olmuyor.

Bahsettiğiniz kuruluk problemi de yaşanmıyor. Ek olarak maydanoz da eklenebilir seviyorsanız.
0
akhenaten
(25.11.22)
Pasta with fried eggs

Fried eggs güzel oluyor.
Onun dışında basit yumurta ve peynir ile tarifler de var.
0
logisticsmanager
(25.11.22)
Ben avakado ile haşlanmış yumurtayı karıştırıp sos yapıyorum bazen. İçine biraz sıvıyağ, limon, tuz.

Avakado ve yoğurtla başka tarif yapıyordum. Yoğurt da ekleyebilirim üstteki karışımın içine.

Bunu makarna sosu olarak kullanabilirsin gibi
0
zimbirik
(25.11.22)
Biz sey yapiyorduk onceden kavanoza bir sogan yagi hazirliyoruz, sonra istedigimiz zaman noodle haslayip ustune bu yagi, julyen salatalik, susam ve 7 dk haslanmis yumurta koyuyorduk, adi ne diye geciyor hatirlayamadim. Dekor olarak yesil sogan da eklenebilir. Normal makarnayla nasil olur bilmiyorum.

Bir alternatif olarak taze yumurtali makarna yapabilirsiniz :D. Sonra ister domatesle yiyin ister ustune tereyag peynir. Carbonara haric sos olarak aklima gelmedi yani makarna salatasi gibi taze domatesli feslegenli hazirlayip ustune pose yumurta falan koyabilirsiniz belki. Italyan tipi makarnayla asya usulu kizarmis cirpilmis yumurta guzel karismiyor.
0
mirafiori
(25.11.22)
Bol soğanı bol yağda kavurup üzerine biraz salça, nane vs atıp içine haşlanmış küp doğrayıp uydurması yumurta salatası yapıyorum arada kendime. Sonra bunu haşlanmış makarna üzerine koyup yedim sırf makarnayı proteinle yemek için. Ben seviyorum o şekilde. Hatta üstüne de maydanozu çok yakıştırıyorum. Alternatif olarak bol soğanı yağda kavurup yine haşlanmış küp doğranmış yumurtayı koyuyorum. İçine varsa toz biber atıyorum. Sıcağı çıkınca mayonez koyup yine salata olarak tüketiyorum. Yine bunu aynı mantıkla makarnaya koyup yediğimde güzel oluyor
0
yazdonumu
(25.11.22)
(2)

PC'ye RAM Takviyesi / Uyum Sorusu

mr rosebud
Selamlar.Masaüstü bilgisayarımda takılı Corsair Vengeance (2x8 Gb) 3200 Mhz DD4 Ram'im var. Bunların yanına Corsair Vengeance (2x16 Gb) 3200 Mhz DD4 Ram taksam sıkıntı yaşar mıyım?Mhz ve DD4 marka model aynı. 2x8 ve 2x16 beraber takılacak yani.Eğer önemliyse anakartım da şu:MSI Z270A PRO Intel Z270
Selamlar.

Masaüstü bilgisayarımda takılı Corsair Vengeance (2x8 Gb) 3200 Mhz DD4 Ram'im var. Bunların yanına Corsair Vengeance (2x16 Gb) 3200 Mhz DD4 Ram taksam sıkıntı yaşar mıyım?

Mhz ve DD4 marka model aynı. 2x8 ve 2x16 beraber takılacak yani.

Eğer önemliyse anakartım da şu:
MSI Z270A PRO Intel Z270 Soket 1151 DDR4 3800Mhz(O.C.)

Şimdiden teşekkür ederim.

Ek Bilgi:

Elimdeki RAM : Corsair Vengeance LPX 16GB (2x 8GB) 3200 MHz DDR4 CL16 Dual Kit Ram

Yanına takmak istediğim RAM : Corsaire Vengeance LED 32GB (2x16GB) DDR4 3200Mhz CL16 Dual Kit Ram
0
mr rosebud
(25.11.22)
Anakartınızın 64gb ram desteği var. Farklı bellek boyutlarındaki ramler çok önerilmiyor ancak çalışır.

Yalnız takarken anakartınızın kullanma kılavuzunu indirip ramlari dual channel olarak tam performansla kullanmak için hangi slotlara takmanız gerektiğine bakın.

Örneğin siz 8-8-16-16 şeklinde takarsanız single channel olarak kullanıp performans düşüklüğü yaşarsınız. Genel olarak 8-16-8-16 ya da 16-8-16-8 şeklinde kullanmak gerekir.

Hatta şimdi bile eğer iki rami yan yana slotlara taktıysanız single channel olarak çalışıyor olabilirler. Bu durumda 8-0-8-0 ya da 0-8-0-8 şeklinde arada boş yuva bırakmalısınız.

Dediğim gibi, anakartınızın kullanım kılavuzunu indirip bakın, orada yazar nasıl takmanız gerektiği.
0
akhenaten
(25.11.22)
@akhenaten

Çok teşekkür ederim.

Anakartımın kullanım kılavuzunda şöyle bir görsel var. eksiup.com Yani hangi sırayla takmam gerektiği konusunda tam emin olamadım ne anlama geliyor bu şema acaba?
0
🌸mr rosebud
(26.11.22)
(8)

tütün firmalarının herhangi bir marketing çalışması var mı?

duyurukullanıcısı
çok merak ettim.herhangi bir şekilde pazarlama, reklam yapabiliyorlar mı?yasal, yasal olmayan ne olursa.ne yapıyorlar 2022 de mesela?
çok merak ettim.

herhangi bir şekilde pazarlama, reklam yapabiliyorlar mı?

yasal, yasal olmayan ne olursa.

ne yapıyorlar 2022 de mesela?
0
duyurukullanıcısı
(24.11.22)
ilk aklıma gelen gece klüplerinde, festivallerde ve buna benzer yerlerde açtıkları standlar.
Bazı gece klüplerinde sadece bir markanın ürünleri satılıyor.

Ayrıca satış noktalarına (bakkal-büfe) güzel kızlar gönderiyorlar. Sigara alırken; "Kendiniz için mi alıyorsunuz?" diye soruyorlar önce. O soruya evet dediğinde "bizim markayı denemek ister misiniz bu sefer?" gibi soru soruyor. (Bu soruyu sormasının sebebi sanırım yasal olarak sigara içmeyen birine sigara tavsiyesi vermenin sıkıntı olması)

Ayrıca satış noktalarına, satış elemanları pazarlama yapıyordur.
Bundan yaklaşık 15-20 yıl önce bir şirket içi eğitimlerine hizmet vermiştim. Müşterileri ayırdıkları kategoriler aklımda kaldı. İşlerini ciddi yapan büyük firmalar bunlar.
0
michael_knight
(24.11.22)
evet, hatta marketing alanının top çalışma alanlarından bir tanesidir. marketing "tv reklamı bilboard" değildir. bir ürünün üretilip son kullanıcıya ulaşana kadar tüm süreçlere dahildir. ayrı görünen tedarik zinciri ve ik bile aslında marketing'e dahildir, şirket konumlanmasına göre işe alacağı insan tipi ve buna biçtiği değeri bu konumlanma stratejisine göre belirler.
0
1195
(24.11.22)
@1195
ne yapıyorlar yani şimdi kasım 2022'de tam olarak?
0
🌸duyurukullanıcısı
(24.11.22)
Formula 1de sponsorluğu devam ediyorlar.

Mission winnow
A better tomorrow
0
inheritance
(24.11.22)
tam olarak türkiye'de şu an ne yapıyorlar onu merak ediyorum.
0
🌸duyurukullanıcısı
(24.11.22)
Bazı ülkelerde tekel ürünlerinin reklam kısıtlaması yok. Türkiye'de ise yasaların izin verdiği ölçüde pazarlama yapılıyor sponsorluk bunlardan bir tanesi. Aklınıza hiç gelmeyecek şekilde yöntemler kullanıyorlar aksi durum olsaydı tekel ürünleri kullanımı ciddi oranda düşerdi zaten
0
beemaker
(25.11.22)
Birkaç sene önce merkezi tekel bayilerinde çeşitli markaların temsilcilerine denk geliyordum. Yeni ürünümüzü denemek ister misiniz, daha az koku yapan bir ürün çıkarttık denemek ister misiniz gibi şekillerde tek dal sigara veriyorlardı.

Hala yapılabiliyor mudur bilmiyorum.
0
akhenaten
(25.11.22)
Türkiye'de açık kanallarda reklam yapamıyorlar. Diğer ülkelerdeki durumdan tam emin değilim. Gördüğümü de hatırlamıyorum ama. İşte sigara ile gezenler, tanıtanlar, tekellerde konumlandırmalar vs. gibi şeyler oluyor benim bildiğim kadarıyla.

Yine de ben sigara satan firmalardan birine gittiğimde çok hazırlıksız yakalanmıştım. Her yerde sigara içen insanlarla dolu reklam afişleri vardı. Sigaraları sınıflara göre ayırmışlar. Evet, sigara içmek de sınıfsal. İşte sigara içen işçiler, sigara içen öğretmenler, mühendisler vs. Kadınlar ayrı, erkekler ayrı vs. Hatta eskiden çalışanlara sigara da veriyorlarmış, atıyorum ülker'in çalışanlarına çikolata paketi vermesi gibi.
0
nawar
(25.11.22)
(2)

Baluster'in Türkçesi nedir?

akhenaten
Merdiven küpeştesindeki ufak sütunumsu mermer ya da ahşap olabilen süslemelerden bahsediyorum.https://en.m.wikipedia.org/wiki/Baluster
Merdiven küpeştesindeki ufak sütunumsu mermer ya da ahşap olabilen süslemelerden bahsediyorum.

en.m.wikipedia.org
0
akhenaten
(21.11.22)
dunga
(21.11.22)
@tunga teşekkür ederim ancak bunlar genel isimler, tarif ettiğim şey için kullanılan özel bir teknik isim vardı, onu hatırlamaya çalışıyorum.
0
🌸akhenaten
(21.11.22)
(18)

Yaslanmaktan mutsuz olmak

abuzer
Arkiler s.a gelin dertlesek31 yaşımı doldurdum sanırım gecenlerde. 30 u gectigimden beri zamanın geri dondurulemez oluşu canımı sıkıyo :) ölüme yaklaşmak... Seviyorum çünkü yaşamayı. daha gençsin diceksiniz de değil bence. Max 30-40 yıla ölürüm heralde. Yani şimdiye kadarki kadar daha yaşarım Max. V
Arkiler s.a gelin dertlesek

31 yaşımı doldurdum sanırım gecenlerde. 30 u gectigimden beri zamanın geri dondurulemez oluşu canımı sıkıyo :) ölüme yaklaşmak... Seviyorum çünkü yaşamayı. daha gençsin diceksiniz de değil bence. Max 30-40 yıla ölürüm heralde. Yani şimdiye kadarki kadar daha yaşarım Max. VE BU ÇOK AĞĞĞZZZ :///

zaten artık zaman aşırı hızlı geçiyor :/ sizce de öyle diil mi 30 yaş üstü kardeslerim?

Yaşadığın anları güzel yasa diyenler olacaktır. Bence eppey de güzel yasiyorum aslında. 1-2 ayrıntı dışında her şey tıkırında.

Napak? Var mı bu histen kurtulmanin yolu? Yoksa siz "ölsek de kurtulsak" modunda misiniz:')
0
abuzer
(20.11.22)
30lar ilerledikce bu his artiyor kesin bilgi yayalim :))
Durumu kabullenmek, geriye donup bakinca ulan guzel gunler gecirdim, sunlari sunlari yaptim diyecek sekilde zamani degerlendirmek, hayal ettiklerinizi elden geldigince gerceklestirmek bi cozum.
0
mor oje
(20.11.22)
Yürü git,alalalala :))))

Yok yok haklısın. Hayat güzel. Yaoacak bir şey yok ama. Mevcut hali en iyi şekilde yaşayıp çok da düşünmemek lazım.
Senin derdin çok bir derdin olmaması aslında.
0
kisa
(20.11.22)
Sürekli seyahet eğlence gibi şeylerle gerçeklerden kacabilirsin mesela ama eninde sonunda yakalar seni. O yüzden kabullen ve çok da şeetme
0
kisa
(20.11.22)
32 yaşındayım, katılıyorum. hayatı hem iş hem seyahat vs adına tadına varacak şekilde yaşadığımı düşünüyorum, hatta daha iyi yaşayamam gibi geliyor ama yine de zamanın geçmesi evet çok koyuyor insana.
0
roket adam
(20.11.22)
Yakında gençleri kıskanacagim diye korkuyorum
0
kisa
(20.11.22)
Yaş 27 boşuna yaşıyorum hissi var bende de hiç keyif almıyorum.
0
darkwizard
(20.11.22)
Geçen yine bir başka duyuruya yazdım mı yoksa yazıp sonra sildiğim onlarcasından biri miydi hatırlayamadım ama yazayım yine.

yanlış hatırlamıyorsam bir filmde duymuştum. karakterlerden biri zamanla ilgili endişesi olan diğerine "şu ana kadar yaşadığın hayat uzun geldi mi sana" diye soruyor. 35 belki 40larında olan da evet diyor. diğeri de "işte önünde yaşayacak bir o kadar hayatın daha var" diyor. basit bir düşünce ama benim aklımda baya yer etti. zaman bundan sonra biraz daha hızlı geçecek, daha az verimli geçecek, daha az kayda değer olacak ama nihayetinde aklının ermeye başladığı yaşı 20 falan kabul etsen, kendi hür iradenle özgürce karar verip yaşayabildiğin hayatın 10 seneden ibaret olduğunu düşünsen, önünde bunun aynısından 4 tane daha var.

kafayı zamanla çok erken yaşlarda bozmuş biri olarak anlıyorum bu psikolojiyi ben. benim kendi çözümüm evlenip çoluk çocuğa karışmak. ilk çocuğu elime aldığım zaman omuzumdan büyük bir yük kalkacağını hissediyorum. benim için ahsen umut verici bir düşünce bu.
0
IncredibleMau
(20.11.22)
@incre, benim çözümüm de benzer. Hep çok mantıklı gelmissindir bana zaten. Ama onu da yemiyo.. :')
0
🌸abuzer
(20.11.22)
çok sağol, güzel böyle şeyler duymak :P şurda kaç kişiyiz otuzlarının başlarında
0
IncredibleMau
(20.11.22)
Ölsek de kurtulsak modundayım. Yaşanabilecek şeyler bitmez ömrün ne kadar olursa olsun, bu arayış hali beni çok yoruyor. Öldüğümde gözüm açık gitmeyecek tatmin seviyesinde yaşadım, bardağın dolu tarafına bakıp doydum ben kalkıyım diyorum.
0
Bruce
(20.11.22)
yaşlanmak diilde bedensel sorunlar yaşayacak olmak zoruma gidiyor :) öyle bir dönemdeyiz ki nerede ise her sene müthiş teknolojik gelişmeler, bilimsel çalışmalar oluyor öldükten sonra bunlardan haberim olmayacak, çok koyuyor :)

bunlardan sonrası amaan bu ne be dünün aynısı :=)
0
selam
(20.11.22)
kesinlikle zaman asiri hizli geciyor + yaslanmaktan asiri mutsuzum. onumde secenek olsa sonsuza dek yasamak isterim
0
hot potato
(21.11.22)
İşte bunlar hep görelilik kuramı. 1 yaşında birinin 2 yaşına kadar geçirdiği 1 yıl ömrü kadarken, 60 yaşında birinin 61 yaşına kadar geçirdiği 1 yıl önrünün 1/60 ı kadar. Ondan dolayı yaşlandıkça zaman hızlanıyor galiba. Ama iyi haber insan ömrü uzuyor.
0
yazdonumu
(21.11.22)
abuzer yoksa sen ben misin? ben de gectigimiz gunlerde 31 yasimi doldurdum ve ayni seyleri hissediyorum.

30'dan sonra artik her seye gec kalmis gibi bir his var uzerimde. guzel bir isim var, vs ama artik gelecege umutla bakma durumunu kaybettim. bu safaktan sonra atomu parcalayacak halimiz yok.

benim aklima gelen cozum evlenmek. bir yuva kurup cocuk falan yapmak artik. sadece asik olabilecegim son bir kadin ve onunla beraber yaslanmak... otesinde bir beklentim yok hayattan.
0
antikadimag
(21.11.22)
Zaman cok hizli geciyor evet ama bence 30lu yaslar cok cok daha guzel 20li yaslardan. 40lar daha da iyi olur umarim. Yani su an 38 yasindayim, hep bu yasta kalacagimi bilsem bir an bile uzulmem.

Tavsiyem yok. Olmekten kacinmak gibi bir secenek de yok. Dusundugumde kafamin icinde alarm caliyormus gibi bir panik yasiyorum. O yuzden dusunmemeyi seciyorum.
0
sopiro
(21.11.22)
Ben ölmekten ya da hayatın kısalığından değil de parça parça ölmekten korkuyorum. 20'li yaşlarda yapılacak şeyler ayrı, 30'lar ayrı vs. 60 yaşında tutup da 20'lik arkadaş topluluğunda gibi davranamam sonuçta.

Yapabileceğim şeyleri istediğim gibi yapamıyor olmak sıkıyor canımı.

Bunla nasıl baş ediyorum? Edemiyorum :D
0
akhenaten
(21.11.22)
Tamam 20ler ayrı 30lar ayrı 60lar ayrı ya, heh işte, ben 60lardakileri istemiyom :') çok saçma.. nene olmak istemiyom.

Aslında bir daha hiç 20 yaşında olamayacak olmak canımı sıkıyo:') yaşamayı çok seviom
0
🌸abuzer
(21.11.22)
yasımı fıksleme ımkanı olsa sececegım yas otuzlarda olurdu. 31-32 falan olurdu muhtemelen.Benım omrumun en guzel yasları bunlardı sımdıye kadar. 40 ustunden bıldırıyorum
0
turkuaz
(21.11.22)
(5)

İngilizce'de klişe ve vasat kelimelerin karşılığı

put it in your appropriate place
İngilizce'de klişe ve vasat kelimelerin tam karşılığı ne? İki örnek cümle veriyorum.Ulan ne klişe bir davranış ya bu.Ulan ne vasat bir insansın ya, vizyonun olsun biraz.Bu iki cümledeki klişe ve vasat kelimelerin karşılığını ne? Sözlüklerde çıkanlar sözcükler birebir karşılıyor mu?
İngilizce'de klişe ve vasat kelimelerin tam karşılığı ne? İki örnek cümle veriyorum.

Ulan ne klişe bir davranış ya bu.
Ulan ne vasat bir insansın ya, vizyonun olsun biraz.

Bu iki cümledeki klişe ve vasat kelimelerin karşılığını ne? Sözlüklerde çıkanlar sözcükler birebir karşılıyor mu?
0
put it in your appropriate place
(17.11.22)
cliche
basic/average
0
marla is in my head
(17.11.22)
@marla is in my head teşekkür ederim öncellikle.

cliche, normal düz.
Average bekliyordum ama basic'i beklemiyordum.
0
🌸put it in your appropriate place
(17.11.22)
vasatin turkce anlamina bakin. ingilizcesi mediocre
0
aydonno
(17.11.22)
klişe olarak corny duyuyorum ben filmlerde sıkça.
0
bcdhms
(17.11.22)
Basic anlam olarak örnek verdiğiniz cümlelere daha uygun. Özellikle ikinci cümlede anlamı tam karşılıyor.

İngilizcede klişe sözcüğü var, ancak genel olarak sözcüğün esas anlamını vermek için kullanılıyor. Biz Türkçede klişeyi kısmen daha geniş anlamda kullanıyoruz.

İlk cümlede klişe sözcüğünü kullanabilirsiniz, ancak "ulan" şeklinde başlayacak bıkkınlığı ve agresif hali taşıyacak bir duygu uyandırmaz cümle. Daha ciddi ve gözleme dayalı bir anlam taşır. Klişe yerine ilk cümlede "lame" kullanabilirsiniz.
0
akhenaten
(17.11.22)
(9)

Delirdim mi ?

dakota
Uzun zamandır tek yaşıyorum, bunun etkisi var mı bilmem ama şöyle bir şey oluşuyor ve bunu iki üç dakika sonra fark ediyorum. Bugün neredeyse beş dakika sonra falan fark ettim ve delirip delirmediğimi sormak istiyorum. Mesela biriyle kahve içeceğim diyelim birkaç gün sonra bi yerde buluşup, o buluşm
Uzun zamandır tek yaşıyorum, bunun etkisi var mı bilmem ama şöyle bir şey oluşuyor ve bunu iki üç dakika sonra fark ediyorum. Bugün neredeyse beş dakika sonra falan fark ettim ve delirip delirmediğimi sormak istiyorum. Mesela biriyle kahve içeceğim diyelim birkaç gün sonra bi yerde buluşup, o buluşmayı beynim aynı bi sinema kesiti gibi hemen kurguluyor, ve o kişiyi de karşıma oturtuyor be aramızda bi diyalog başlıyor. Ben kendi cevaplarımı kendim veriyorum ama onun cevaplarını da ben veriyorum ve konuşma böyle muhteşem şekilde ilerliyor. Sonra bi bakıyorum yüzümde bir tebessüm; napıyorum lan ben diyip kendimden utanıyorum.
Delirdiğimi düşünmeye başladım. Beynim buluşma gerçekleşmeden önce o kişiyle bi ön görüşme yapmış gibi bir şey oluyor aslında. Normalde özgüveni yüksek, Türkçesi çok iyi ve duraksamadan aksamadan konuşan biriyimdir.
Bu beyinde konuşma kurgulama olayını da tek bir kişi ile yapıyorum buluşmadan önce, yeni barıştığım eski kız arkadaşım…
Sizce en sonunda delirmiş olabilir miyim?
0
dakota
(16.11.22)
Gerçekten delirmiş olsan bu farkındalığı yaşayacağını sanmıyorum . Sadece biraz fazla düşünüyor olabilirsin (:
0
lüzumsuz adam
(16.11.22)
Yok delirmedim bence sadece yalnız kaldıkça düşünmek için daha çok zaman ayırmaya başladım analiz yeteneğim biraz daha kuvvetlendi
0
kisa
(16.11.22)
Hiç unutmam 4 yıl önce aynada kendimle konuşurken kendimden geçerek gideceğim yere gecikmiştim. İnsan ürperiyor tabii ama bir daha hiç yaşamadım. Bence delilik böyle bir şey değil.
0
ruhen hastayim ben
(16.11.22)
Obsesyon olabilir
0
the sound and the fury
(16.11.22)
bir yerde gün içindeki sosyal etkileşimleri 6 saniyeden fazla düşünmenin zararlı olduğu gibi bir şey okumuştum. okumamış da olabilirim
0
transleta
(16.11.22)
"Bir deliyle benim aramda tek bir fark var. Deli aklının yerinde olduğunu sanır. Bense deli olduğumu biliyorum." - Salvador Dali.
0
ermanen
(16.11.22)
ahahah ben de boyleyim ya, hatta kendimi bildim bileli boyleyim. Hayatimda cok fazla atraksiyon olmamasina bagliyorum bunu. Yani o biriyle bulusup kahve icmek cok basit siradan bisey olsa da ben bunu epey nadir yaptigim icin karsimdaki kim olursa olsun heyecan yapiyorum.

Bence siz de eski kiz arkadasinizla yeni baristiginiz icin heyecan yapmissiniz sadece :)
0
taurina
(16.11.22)
Kafanızda beklenti oluşturuyorsunuz işte. Hoşunuza giden bir olayı kafanızda kurgulayıp o olayın nasıl gerçekleşmesini istediğinizi detaylı şekilde tarif ediyorsunuz kendinize.

Sonra o gün geldiğinde işler kafanızda canlandırdığınız gibi gitmezse canınızın sıkılabilme olasılığı da artıyor.

Neticede ikili ilişkiler söz konusuysa karşınızdaki kişinin "ben senin beklentilerini karşılayamıyorum dakota" diyerek son noktayı koyduğu bir senaryoya ilerlemeniz de bir ihtimal :D

"Çok beklentiye girmeyin" denilen durumların altyapısında yatan şey bu davranışınız.

Böyle şeyleri hiç kurgulamamak çok zor, ama siz yine de çok kurgulamamaya çalışın. Sonra hiç neden yokken karşınızdaki kişinin size soğuk olduğunu falan düşünebilirsiniz.
0
akhenaten
(17.11.22)
bir keresinde herhangi bir sosyal ilişki üzerine 5 saniyeden fazla düşünmeyin türünde bir şey duyduğumu hatırlıyorum ya da öyle bir şey duymadım, ben de delirdim :)
0
transleta
(07.12.24)
(10)

Artik Türkiye´de yasamayan kisilerin vatandasligi

buf-e kür
Bu konuda ne düsünüyorsunuz? Uzun yillardir Türkiye´de yasamayan insanlarin oy kullanmalari konu olmustu gecen senelerde de. Türkiye´den vatandasligi olan ve de uzun yillar Türkiye´de yasamis ama artik Türkiye´ye donme dusuncesi icinde de olmayan insanlarin, artik yasadiklari ve hayatlarini kurdukla
Bu konuda ne düsünüyorsunuz? Uzun yillardir Türkiye´de yasamayan insanlarin oy kullanmalari konu olmustu gecen senelerde de.

Türkiye´den vatandasligi olan ve de uzun yillar Türkiye´de yasamis ama artik Türkiye´ye donme dusuncesi icinde de olmayan insanlarin, artik yasadiklari ve hayatlarini kurduklari ulkelerin vatandasligini almalari konusundaki yorumunuz?

Örnegin bir tanidiginiz size vatandasliktan cikip ve Avusturya ya da Irlanda vatandasligina gectigi soyledi. Ne dusunursunuz? Sizce cok duygusal bir konu mu mesela?
0
buf-e kür
(16.11.22)
Sorunuz oy kullanma hakkında değil anladığım kadarıyla, kimin vatandaşlığının nerde olduğu hakkında hiçbir pozitif ya da negatif düşüncem yok.

Ancak çifte vatandaşlığa izin verilen yerlerde, buna izin verilmesinin tek nedeninin çifte vatandaş sayısının genele oranla etkisiz seviyede olması olduğunu düşünüyorum. Sayı belli bir sınırı aşsaydı izin verilmezdi.

Şöyle düşünün, diyelim ki a ülkesinin b ülkesinde %10'luk oy potansiyeline sahip vatandaşı yaşıyor olsun. Sizce o halde a ülkesi çifte vatandaş olanlara oy kullanma izni verir miydi? Bu açık şekilde B ülkesinin A ülkesindeki politikalar üzerinde etkili olmasına yol açar. Sayı az olunca göze batmıyor sadece. Bence yanlış bir uygulama çifte vatandaşlık.
0
akhenaten
(16.11.22)
Sorum sadece oy kullanma hakkinda degil. Vatandasligin katilimcilikla ilgili kismini unutmamak adina yazdim onu.

Cift vatandaslikla cok ilgili degil de daha cok vatandasliktan cikmislar hakkindaydi sorum ama yine de baslikla birlestirilmis ilk soruya cevap olmus sizinki @akhenaten.

Avrupa´da yasayan Türkiye kökenlilerin, hem yurt ici hem uluslararasi politakada etkin oldugunu dusunuyorum. 2018 seciminde 1,5 milyon oy kullanildi yurt disindan. Avrupa-Türkiye arasindaki politakalarda da oy verme konusu onemsiz bir konu degil asla.
0
🌸buf-e kür
(16.11.22)
"Örnegin bir tanidiginiz size vatandasliktan cikip ve Avusturya ya da Irlanda vatandasligina gectigi soyledi. Ne dusunursunuz? Sizce cok duygusal bir konu mu mesela?"

hayir degil. neticede bana ne yani. sence neden duygusal olabilir?
0
hot potato
(16.11.22)
@hot potato, cünkü vatandaslik duygusal bir konu. modern toplum ve modern insan icin cok onemli bir pattern. bkz. "emotional bond of citizenship”
0
🌸buf-e kür
(16.11.22)
Ben dediginiz gibi cifte vatandasim (Turkiye ve Irlanda). Ancak tezinizin aksine herhangi bir duygusal vatandaslik bagim yok. Cevremdeki tanidigim kisilerle de konusu acilinca benzer yorumlar duyuyorum, duygusalliktan ziyade genelde insanlar fayda/kolaylik ekseninde yaklasiyorlar vatandasliga.
0
sertac akin
(16.11.22)
@serkan akin, bir ulkenin pasaportuna sahip olmak, tipki bircok markanin yaptigi "x sahibi olmak" gibi birlestirici bir kimlik yaratir ve rasyonel bir tarafi oldugu gibi duygusal bir tarafi da vardir. buna benim tezim demek sosyolojinin son 20-30 yildir zaten kafa yordugu bir konudan ilk kez ben bahsediyormusum gibi olur.
0
🌸buf-e kür
(16.11.22)
Sosyolojinin "birlestirici bir kimlik yaratir ve rasyonel bir tarafi oldugu gibi duygusal bir tarafi da vardir" seklindeki tezi adi ustunde tez, her sartta ve her kiside gecerli bir kanun gibi yaklasmamak lazim.

Benim kucuk gozlem kumemdeki ornekler bu tezle celisiyor ama istisnalar kaideyi bozar mi, sosyologlara sormali :)
0
sertac akin
(16.11.22)
Cifte vatandas olmakla ilk vatandaşlığını bırakıp farklısına geçmek tamamen farklı durumlar.

Ben isveçte yaşıyorum. ülkesi çifte vatandaşlığa izin vermeyen ülkelerden gelen göçmenler vatandaşlığını hiç bırakmıyor. bulunduğumuz avrupa ülkesinde süresiz oturum almış, isveç vatandaşı olmadan devam ediyor çünkü geldiği ülkenin vatandaşlığını bırakmak istemiyor.

Açıkcası benim deneyimlerime ve çevremde gördüğüm insanlardan duyduklarıma göre memleket hasreti cidden kolay değil. Eğer türkiyede sevdiğiniz büyük bi aileniz varsa, sevdiğiniz arkadaşlarınız varsa, ülkenin dört bir yanı ile duygusal bağ durduysanız o zaman türkiye vatandaşlığını bırakmak cidden çok zor.

Benim için de duygusal bir durum olurdu. Açıkcası çevremdeki bir çok insanın türkiyede de ekonomik problemi yoktu, kültürel nedenler ile ülkeyi terketti, herkes eğer iyiye bir gidişat görse türkiyeye geri döner. En azından düşünceleri o yönde.

Bı bağlamda baktığımda türkiye vatandaşlığını tümden bırakmak bana çok çok zor geliyor. Demekki o kişiyi originlerine bağlayan bir bağ kalmamış, kişinin doğduğu ülkede bu kadar yalnız hissetmesi, doğduğu ülke ile bu kadar bağ kuramaması çok üzücü.
0
zimbirik
(17.11.22)
cifte vatandasim.

bilerek isteyerek turkiye secimlerinde oy kullanmiyorum, cunku adil bulmuyorum. bence engellenmeli.

kanada secimlerinde mutlaka oy kullaniyorum, ihtiyar heyeti oylamasi bile olsa gidip oyumu atarim, gerekirse o gun isi gucu birakirim.

yarin kanada cikip birini sec dese hic dusunmeden turkiye'yi secerim, pasaportu kivirip yollarim. MHP tandansli degilim, ama anavatan olayi baska, mevzu derin.
Belki soyle aciklanabilir, kanada ile "cikar iliskisi" bagim var sadece, duygusal bir bagim yok. Turkiye ile bir cikar iliskim yok, duygusal bir bagim var.

Turkiye'nin x noktasinda bomba patlasa, deprem olsa kalbim agriyor ve kalp kontrol edilebilen bir kas degil. Kanada'danin atlantik kiyisinda daha yeni sel oldu, his olarak etkisi bana sifir oldu.
0
cooperr
(17.11.22)
Devlet ve onun çatısı altında vatandaşı olarak yaşayan birine bir hak tanıyor ve o da onu kullanıyor. Bu tanınan hak ne kadar saçma ne kadar adaletsiz olursa olsun, ben de o devletin vatandasiyken bu konuda mantıklı olan benim buna itirazimi devlete sunmak olur çeşitli sivil toplum vs ya da bireysel faaliyetlerle. Doğrudan o kişiye yönelik bir şey yapıyor ya da söylüyorsam burada modern toplumun temelini eşeliyorum demektir.
0
encokbenisevinnolur
(17.11.22)
(8)

Tansiyonunuzu hiç ölçüyor musunuz kaç çıkıyor, yaşınız kaç?

Ranchoddas
merhabalar, ben tansiyonum ölçtüm 132/84 çıktı. bu yaşa göre çok diyenler oldu 29 yaşındayım. kilolu vs. değilim. sizin kaç çıkıyor bir ortalamaları görmek istedim
merhabalar, ben tansiyonum ölçtüm 132/84 çıktı. bu yaşa göre çok diyenler oldu 29 yaşındayım. kilolu vs. değilim. sizin kaç çıkıyor bir ortalamaları görmek istedim
0
Ranchoddas
(15.11.22)
genelde 10'a 7 bazen de 9'a 6 falan çıkıyor.
yaş 38.
0
sta
(15.11.22)
12/7
11/7 çıkıyor genelde
0
freebird5406_2
(15.11.22)
@sta ile bire bir aynı
0
akhenaten
(15.11.22)
ara ara ölçmek lazım. hareket edince yükselmiş olabilir. tuzlu yemişsinizdir vs. vs.

sürekli yüksekse doktora gitmek gerekir.
0
gurur
(15.11.22)
Çok insan gördüm, tesadüfen tansiyon ölçtürüp, tansiyon hastası olduğunu öğrenip, küt diye gitmeden doktor yolu tutup, ilaca başlayan.

Yaşı önemsemeyip ara ara ölçtürmek lazım.
0
Mirket
(15.11.22)
8/6 ya da 9/6 olur. 10'u nadir görürüm. 28 yaşındayım, düşük tansiyon benim genel durumum. Evde düzenli ölçerim.
0
Amaranta ursula
(15.11.22)
42 yaşındayım, bildim bileli 9/6 ya da 9/5 tansiyonum. Düzenli olmada da ara ara evde takip ederim.
0
balik kraker
(15.11.22)
freebird gibi benimm de. 28y
0
ala09
(15.11.22)
(8)

Instagram'ın Sürekli Çıplak Kadın Önermesi

vaveylababa
Sadece benim başıma mı geliyor? Keşfetime alakasız hiçbir şey düşmesin diye neredeyse sadece Fenerbahçe postu beğeniyorum ısrarla ama ısrarla çıplak ve giyinen kadınlar, memesini, poposunu sallayan kadınlar, spor yapan seksi kadınlar pushlayıp duruyor. Benim aramalarımla ya da beğenilerimle bi alak
Sadece benim başıma mı geliyor? Keşfetime alakasız hiçbir şey düşmesin diye neredeyse sadece Fenerbahçe postu beğeniyorum ısrarla ama ısrarla çıplak ve giyinen kadınlar, memesini, poposunu sallayan kadınlar, spor yapan seksi kadınlar pushlayıp duruyor. Benim aramalarımla ya da beğenilerimle bi alakası da yok. TikTok'la mı yarışmaya çalışıyor nedir? "İlgilenmiyorum" seçeneğiyle onlarca post'la boğuşuyorum ama dönüyor dolaşıyor yine aynı. Herkeste aynı sorun var mı? Kurtulmanın bir yolu var mı?
0
vaveylababa
(13.11.22)
Karikatürlere bak, bir süre sonra azalır.
0
neymis
(13.11.22)
45 dk aktif gezinmeyle çözersin. futbol beğenileri istemediğin o paylaşımların önünü kesmez, beğendiğin topçular zaten beğeniyor takip ediyor arada ilişki var.

biraz komedi + edit sayfaları + manzara fotoları ile halledilir
0
avatar is back
(13.11.22)
"Genç adamsın, lazım olur" diyo algoritma.

Yapacak pek bişey yok, 3-5 tane engelle, "görmek istemiyorum" diye işaretle, bi ay rahat edersin. Sonra tekrar karşına çıkar.
0
plutongezegendegilmi
(13.11.22)
En cok vakit geçirmenizi sağlayacak içerikleri sunuyor ya tutarsa diye
0
mirty
(13.11.22)
futbolla alakalı şeyleri beğenince genç bir erkek oldugunu ve çıplak kadınları da beğenebileceğini düşünüp öneriyor. bana da ekşisözlükte abuk subuk şeyler öneriyor, hayatımda bakmadıgım trendyol bikini fotoları çıkıyor önüme. erkek adamsın lazım olur diyor
0
abelardo
(13.11.22)
Bağlandığınız wi-fi'daki hareket de etkiliyor durumu.

Bir kere bir arkadaşınızın modeminden falan bağlandıysanız tekrar normalize olması zaman alıyor. Tek bir bağlanma sonucu çok büyük değişimler yaşandığına defalarca kere şahit oldum.

Evde sizden başka birilerinin de etkisi olabilir bu duruma.
0
akhenaten
(13.11.22)
Bir kaç tane çıplak kadın postuna ilgilenmiyorumu oradan da bu konu ilgimi çekmiyoru işaretleyin kayboluyorlar kesin bilgi.
0
rodeocu
(14.11.22)
İlgilenmiyorum derken, bu hesapla ilgilenmiyorum değil de

"bu konu ilgimi çekmiyor" derseniz, bir kaç defa yaptıktan sonra algoritma normale dönecektir. +1
0
John Bloor
(14.11.22)
(22)

Paralı hangi platformları kullanıyorsunuz?

sassot
Dizi film izlemek için ya da müzik dinlemek için ya da başka aktivite de olur para vermek şart sadece.Ben YouTube premium kullanıyorum öğrenci hesabı aylık 5 liraya denk geliyor. Onun dışında bir şey yok. İş bulursam cambly almayı düşünüyorum.
Dizi film izlemek için ya da müzik dinlemek için ya da başka aktivite de olur para vermek şart sadece.

Ben YouTube premium kullanıyorum öğrenci hesabı aylık 5 liraya denk geliyor. Onun dışında bir şey yok. İş bulursam cambly almayı düşünüyorum.
0
sassot
(11.11.22)
-Spotify
-Amazon Prime video
-Storytel
-Udemy
0
sam martin
(11.11.22)
Amazon Prime
Spotify
Netflix
0
pavlis
(11.11.22)
Amazon Prime
Netflix
Disney+
Youtube Premium
Spotify
IPTV
Xvideos Red
Pornhub Premium
Beş Altı Tane Onlyfans Hesabı
MUBI
0
coldegezenkutupayisi
(11.11.22)
Amazon prime,blu,netflix
0
yazdonumu
(11.11.22)
Spotify, netflix, youtube, amazon prime, disney+, gain, arada bir storytel.

Gain dışında hepsini aktif kullanıyorum.
0
akhenaten
(11.11.22)
amazon prime
youtube
spotify
netflix
0
cooperr
(11.11.22)
Bende bir tek YouTube öğrenci kullanıyorum başka yok ama o da 19,5 olmuş nerede 9 lira?
0
etna
(11.11.22)
Hiç birini kullanmıyorum. Subscription ekonomisinden nefret ediyorum. Reklamları da pihole ile hallediyorum.

Onun haricinde en çok para harcadığım platform steam'dir muhtemelen. 369 tane oyun almışım şimdiye kadar.
0
plutongezegendegilmi
(11.11.22)
Spotify
Netflix
Amazon prime
Gain alicam bi de.
0
mor oje
(11.11.22)
Mobilde editleyemedim; mubi ve blutv baskasinin hesabi seklinde kullaniyorum ayrica. Olmasa mubi’yr de para verirdim
0
mor oje
(11.11.22)
netflix
amazon
ssport
beinconnect
youtube
spotify
amazon
dsmartgo
blutv
0
mikahakkinen
(11.11.22)
spotify
netflix
amazon prime
disney+
s sport
blutv
mubi
youtube premium
storytel
0
unalub
(11.11.22)
içerik platformu olarak youtube premium ve spotify var (bir de ücretsiz gelen bi blutv hesabımız var, artı olarak netflix ortaklığı var onu unutmuşum). eskiden daha çoktu da artık gerisini torrentten hallediyorum, 50 tane platform oldu hepsine abone olmakla uğraşamam.
0
roket adam
(11.11.22)
netflix
spotify
amazon prime
disney+
hbo max
nordvpn
turkcell tv+
blutv (esimin sirketi veriyor)
lingoda (sirket karsiliyor)
0
lemmiwinks
(11.11.22)
hiç biri
çok şükür bunlara para harcayacak kadar fakir değilim.

birde son dönemde statü göstergesi oldu. birine dizi öneriyorsun ay nekfilikste yokmu, ay bende mubi var sabah akşam festival filmi izliyoruz.

paralı olan birçok içeriğe ücretsiz ulaşılabilecek durumdayken bunlara para vermek enayilikten başka bir şey değildir.
içlerinden belki amazon prime mantıklı olabilir oda sadece hızlı kargo imkanı için
0
astronom bey
(11.11.22)
youtube,
spotify,
prime video,
netflix,
disney+
0
tchuck
(11.11.22)
Netflix
Spotify
YouTube Premium
Amazon Prime
Disney+
Blu tv
Exxen
Xbox Gamepass (Bunun içinde EA oyunları da var)
Curiosity Stream + Nebula
SkillShare
Pokemon GO'yu hileli oynamak için PGSharp Premium üyeliği xd
Backstory Youtube kanalı katıl üyeliği
Kaspersky VPN Premium
iPad için 50 gb icloud yeri

Şimdi aklıma gelenler ve telefondan kontrol ettiğim bunlar var.

Exxen ve Youtube Premium'u annem ödüyor, kalanları ben ödüyorum.

Exxen'de ben sadece Gibi izliyorum. Babam bi şeyler izliyo sanırım ordan.

BluTv'ye aylardır girmemiş olabilirim. The Big Bang Theory izlemek için almıştım kaldı öyle.

SkillShare'ı buradan sanırım bi kampanya görmüştüm yıllığı 2 dolar mı neydi, öyle aldım ama hiçbir şey izlemedim henüz.

Curiosity Stream ve Nebula pakedini sevdiğim youtuberların ekstra içeriklerine ulaşayım ve farklı belgeselimsi videolar izleyeyim diye aldım.

PGSharp Premium'a aylık 5 dolar veriyorum en pahalısı olabilir aralarındaki. Hesabım banlanana kadar oynarım. Başka oynayan varsa yazsın ekleyeyim sdhsh

Diğerleri zaten standart herkeste olan şeyler. Netflix'i benden çok annemler izliyor yine.

Backstory de sevdiğim bi kanal, destek olmak için katıldan üye oldum.

son ikisi en son aklıma geldi. VPN için yıllar önce kampanya görmüştüm, uzun süredir aynı fiyatla kullanıyorum. Kaspersky yerine Nord VPN falan olsa daha iyi olurdu ama onun kampanyalarını kaçırdım hep.

Edit: Aha kesin bi şeyi unutmuşumdur diyodum hatırladım. Socrates dergi online aboneliğim var bi de. Basılı versiyon değil sadece dijitalde tüm içeriklere ulaşmak için. Başka da vardır kesin hatırladıkça yazarım, kendim için de iyi bir database oldu :)
0
nundu
(11.11.22)
youtube premium
netflix
amazon prime

kız arkadaşımda disney+ var,
onu ortak kullanıyoruz. netflix ve youtube aktif kullanıyorum, amazon prime ayda yılda bir açıp ne var diye bakıyorum, prime orjinal'de güzel dizi veya film olunca anca bakıyorum, oda popüler olmuş olması bir yerlerde görüyorsam falan aklıma geliyor
0
selam
(11.11.22)
-Netflix
-Matrix
0
Mirket
(11.11.22)
Spotify
Patreon sayılıyorsa orada desteklediklerim var
Bir de sesli kitap dinlemek için telefonumda Smart AudioBook Player diye bir uygulama indirmiştim onun paralı versiyonunu kullanıyorum.
0
peki madem
(11.11.22)
- YouTube
- Spotify
- Amazon Prime
- Netflix
- Disney+
- Exxen
- Microsoft Office
0
BuddyGuy
(11.11.22)
youtube premium
udemy
steam
0
nickini degistiren yazar
(11.11.22)
(13)

Arkadaşım bana açıldı...

kostüm çok güzel prenses misiniz
Selamlar,Beraber işe başladığım ve 1 yıldır birlikte çalıştığım arkadaşım bugün bana açıldı. Çok sevdiğim birisi, hem kibar hem düşünceli. Ama işte ben ona o gözle bakmıyorum, çekim hissetmiyorum:( Ayrıca 7 yaş büyük benden ve bazen konuşurken araya kuşak giriyor sanki.Ona sinyal verecek hareketler
Selamlar,

Beraber işe başladığım ve 1 yıldır birlikte çalıştığım arkadaşım bugün bana açıldı. Çok sevdiğim birisi, hem kibar hem düşünceli. Ama işte ben ona o gözle bakmıyorum, çekim hissetmiyorum:( Ayrıca 7 yaş büyük benden ve bazen konuşurken araya kuşak giriyor sanki.

Ona sinyal verecek hareketler yaptığımı düşünmüyorum, hatta bro diye hitap ederim. Bunları göre göre arkadaşlığımızın içine edip bu yola girdi. Küçük bir iş yerindeyiz sürekli beraber çalışıyoruz, 4 kişilik arkadaş grubumuz içinde güzelce geçinip gidiyorduk. Şimdi bu durumu bozduğu için aşırı sinirliyim ama bir taraftan da onu üzmeden bu işi nasıl hallederim diye düşünüyorum. Fena afalladım cevap da veremedim, sonra konuşalım sakin kafayla diyebildim sadece. Çok da yersiz bir zamanda söyledi zaten. Ne yapıcam ben ya kafam allak bullak. Nasıl eskisi gibi olabiliriz ki? Hoşlanmadığımı bile bile söyleyip belki bir aklıma düşer de şans veririm diye mi düşünüyor sizce?

Benim en çok üzüldüğüm şey benden net bir karşılık görmeden arkadaşlımıza gölge düşürmesi. Aslında gelecek cevapları tahmin ediyorum ama yine de derleşmek için yazmak istedim. Ne yapmalıyım bir yol gösterin nolur:(
0
kostüm çok güzel prenses misiniz
(11.11.22)
Klişe olacak ama gerçek olan bu ; arkadaşım olarak görüyorum diyeceksin. Biz erkekler laftan pek anlamıyoruz; başka birinden hoşlanıyorum da dersen pes eder bence.
0
sassot
(11.11.22)
Arkadaşlığınızın "eski halinde" bu kişi sizden hoşlanıyormuş. Yani bu güzel arkadaşlığın çok büyük parçası büyük ihtimalle bu kişinin size olan hoşlantısıyla ortaya çıkıyor zaten. Elbette her şey bunun üstüne kurulu değildir, ama insan hoşlandığı kişiye karşı diğerlerinden daha farklı yaklaşır.

Her neyse, kısaca eskisi gibi bir şey zaten olamaz. Öncelikle bunu kabullenmelisiniz bence. Sinirlenmeniz de bu açıdan saçma, bu çocuk size hoşlandığını söylemeden önce sizden hoşlanmıyor değildi. Sizin haberiniz yoktu. Ancak bu sürdürülebilir bir şey değil haliyle.

"Ben aynı şekilde hissetmiyorum" konuşması yapıp hayatınıza devam etmekten başka yapacak çok bir şey yok gibi. Kendisiyle ilgili kararı da o verecek.
0
akhenaten
(11.11.22)
"bir taraftan da onu üzmeden bu işi nasıl hallederim diye düşünüyorum."

böyle bir dünya yok, karşı taraf seninle doğru dürüst flört etmeden, beğendiğini daha öncesinde belli etmeden kafasında seninle ilgili hayaller kurup durmuş, kendi hayalindeki sen'den hoşlanıyor, sonra da gelip bunu sana söylüyor bodoslama, sende üzülmesin istiyorsun.

aksine üzülsün ve bu duruma neden nasıl düştüğünü oturup düşünsün, böylece belki ileriki gönül ilişkilerini ve arkadaşlık ilişkilerini daha iyi yönetebilsin.

onu üzmemeye çalışmak ona kötülük yapmaktır, bundan sonra yapacağın şey sadece iş ilişkisinde kalmak, bu şekilde cevap vermemek ya bir düşüniim demek umut vermektir ve kötülüktür.

ona yapacağın en büyük iyilik;
ben seni öyle görmüyorum dedikten sonra her hangi bir şekilde "normal arkadaşlık" ilişkisini de bitirmendir, bu onun iyiliği ve sağlığı için önemli.
insanlarla ilgili hayal kurmaması gerektiği, gidip bir flört koçundan nasıl flört edilir diye eğitim alması gerektiğini de söyleyebilirsen dünyanın en iyi insanı olursun. kısa vadede belki kötü olacaksın ama uzun vadede sana dualar eder.
0
selam
(11.11.22)
aklından çıkarmak istemiştir sen de net şekilde reddederek bunu sağlayabilirsin
sen onun için iyi bir seçenek iken, o senin için değilmiş

başa çıkamıyorsa soğuk yaparsın
ufak iş yerinde işkence çekmeye gerek yok

peki sen hiç öyle sinyal almadın mı 1 sene boyunca
0
bir soru sorcam
(11.11.22)
Net ol net ol net ol. İhtimal kalmasın aklında. Sonra süreç yenilenip duracak.
0
westblack
(11.11.22)
westblack +1

"onu üzmeden bu işi nasıl hallederim diye düşünüyorum" demişsiniz. Siz net olmazsanız o zaman üzülecek. En ufak bir umut ışığına yer bırakmayacak şekilde konuşmanız gerekir.
0
pispinti
(11.11.22)
Ay hocam ne abartmışsın allasen... Böyle düşünmüyorum ama arkadaşlığımızı engellemesin bu durum, eskisi gibi devam edelim de geç. Eder, etmez onun kendi bileceği iş.
0
lcha
(11.11.22)
Cem yılmaz'ın tabiriyle; kibar,düşünceli.. Yani, yazık :)
Tüm gün aynı ortamda bulunduğun kişiye flört etmeye çalışmadan açılmak nedir ya? O iş olmaz da, bir sevgili edinirsen garip durumlar oluşacak is yerinde.
Zaten bir sevgilim ya da platoniğim var, zaten seni kardeş arkadaş görüyorum de.
İşin zor.
0
vizivozo
(11.11.22)
hoşlandığım bir var falan deme sakın. net bir şekilde 'arkadaşlığımızın da içine ettin, ben böyle bir şey hissetmiyorum' de.
0
brkylmz
(11.11.22)
bir insanın başka bir insana açılması suç değildir. adamı suçlar biçimde yazmışsın. bu durumu bozduğu için niye sinirli oluyorsun ki? senle ciddi bir ilişki düşünülemez mi? arkadaşsanız arkadaşlığınız biter, sinirlenecek ne var? sanki arkadaşlık ilişkiniz bitince çıkar ilişkiniz de bitiyor gibi anlaşılıyor.

öncelikle bu durumun olmayacağını belirtip, arkadaşlığınızı bitirin. sinirlencek ya da üzülecek bir durum yok.
0
false pretension
(11.11.22)
@bir soru sorcam 1 yıldır hoşlanmıyor aslında seni tanıdıkça son zamanlarda gelişti dedi. Belki o belli etti ama ben görmedim ya da görmek istemedim
0
🌸kostüm çok güzel prenses misiniz
(11.11.22)
@false pretension benim sinirlendiğim nokta arkadaşlığımızın zedelenmesi zaten
0
🌸kostüm çok güzel prenses misiniz
(11.11.22)
aslında "bro" diyerek arkadaş sinyalini net bir şekilde vermişsiniz. hoşlandığı kişi ile arkadaşlığa devam etmek bir insanın kendisine yapacağı en malca hareketlerden biri. insanın ne kendine saygısı kalır, ne sevgisi kalır. arkadaşlığınızın bitmesinden başka bir seçenek göremiyorum. hatta siz duygularınızın karşılıklı olmadığı söyledikten sonra geri vitese takıp özür dileyip arkadaş kalalım derse bile arkadaşlığınızı bitirin.
0
Refik
(12.11.22)
(9)

İlişkide yaş farkı önemli midir?

NeinClein1
Arkadaşlar bu soruya ben yapmazdım ben yapardim şu kadar yaş farkına kadar varım şu farktan sonra yokum gibi cevaplar değil de gerçek ve tek cevap verir misiniz sebebi de lazım. 5 10 20 30 yaş farkı kaç olursa olsun bu bir iliskide önemli midir?
Arkadaşlar bu soruya ben yapmazdım ben yapardim şu kadar yaş farkına kadar varım şu farktan sonra yokum gibi cevaplar değil de gerçek ve tek cevap verir misiniz sebebi de lazım.
5 10 20 30 yaş farkı kaç olursa olsun bu bir iliskide önemli midir?
0
NeinClein1
(09.11.22)
Kendisinden 18 yaş küçük erkek arkadaşı olan arkadaşım var sorun etmiyor ikisi de. Benden 3 yaş küçük erkek arkadaşım ediyordu.

+-5 sorun olmaz jenerasyon farkı açısından.
0
naksidil
(09.11.22)
önemli
0
Erestor
(09.11.22)
kişilerin hayattan istedikleri, şart ve koşulları,ihtiyaçları, iletişim biçimleri birbiri ile uyumlu olduğu sürece ilişkiler devam eder, farklılık açıldığında biter.

Bu kanun gibi bişiydir, her koşulda geçerlidir. geri kalan her şey bu kuralın etrafında şekillenir.


ahmet ve ayşe arasında yaş farkı çok önemli bir hal olabilirken yine ahmet ve fatma arasındaki ilişki için hiç bir öneme sahip olmayabilir.

örneğin; 20 yaşında genç bir erkek, 45 yaşında bir kadın ile beraber olabilir, zira 20 yaşındaki bir erkeğin evleneyim çoluk cocuk yapayım gibi bir derdi yoktur. erkek 30 kadın 55 olduğunda, erkek çocuk istiyorum dediğinde her ikisinin de istekleri arasında fark açılmıştır ve ilişki biter.

aynı erkek 30 yaşında iken 20 yaşında bir kadın ile ilişkisi olabilir ve yukarıda ki arzularını gerçekleştirebilir.

biraz kime göre, neye göre durumu var.

bununla ilgili olarak zamanla yapılmış gözlemler sonucu edilmiş laflar var.
0
selam
(09.11.22)
Benim istediğim şey dış koşullar değil siz ister miydiniz. Mesala örnek vermişsiniz 30 yaşında erkek 55 yaşında kadın olmayabilir çünkü erkek çocuk isterse bunu karşılayamazlar. Ben diyorum ki ya karşıliyor olsaydı bu ilişkiyi yapar mıydınız.
0
🌸NeinClein1
(09.11.22)
kız arkadaşım bende 14 yaş küçük (44-30) ciddi bir sıkıntı yaşamıyoruz. ama daha geçmişte (35-23) gibi ilişkiler oldukça yorucuydu. sadece yaş farkı kriter değil. ilerleyen yaşlarda 10-15 yaş gibi farklar ciddi sorun yaratmıyor.
0
orpheus
(09.11.22)
tam olarak ne öğrenmeye çalıştığınızı anlamadım ben. bir insanı çekici buluyorsam ve karakteri, zevkleri vs de uyumluysa yaş farkı tek başına gözüme batmaz. fakat bu "yaş farkı önemsiz" demek için de yeterli değil. insanın fizik durumunu, karakterini, beklentilerini belirleyen etmenlerden biri de yaşı sonuçta. ayrıca bugün sorun olmayan bir şey belli bir süre sonra sorun olabilir, bu durumda da ilişkiyi noktalarsın.

özetle benden 5 yaş küçük x kişiyle olmayabileceği gibi 20 yaş büyük y kişisiyle olabilir.
0
kanatlı kontun müşfik öpücüğü
(09.11.22)
Yaş, sosyal statü, siyasi görüş, dini inanç bunların farklı olması hep birbiriyle aynı ancak konuları farklı sorunlar ortaya çıkarıyor.

Eğer ilişkide olan kişilerin "her ikisi de" bunu sorun etmiyorsa zaten bu fark gündeme hiç gelmiyor ya da adetten konuluşulup kapanıyor. Ancak ortada sizi şüphe ettirecek ve etraflıca düşündürecek bir vaziyet oluştuysa sorun yaşamanız da muhtemel. İçinize tam anlamıyla sinmeyen bir ilişkiye başlamayın. Dünyada herkese yetecek kadar insan var.
0
akhenaten
(10.11.22)
Aradaki fark kuşak farkına varınca problem olabiliyor. Anlaşma zor, konular başka.
0
d max
(14.11.22)
önemli. 3 yaştan fazla olmasın mümkünse.
0
gabe h coud
(14.11.22)
(8)

hiç klozet kapağının üstüne oturdunuz mu

bir soru sorcam
genelde dizi filmlerde görüp garipsediğim bir şeysizler yaptınız mı, neden nasıl oldu böyle bir ihtiyaç
genelde dizi filmlerde görüp garipsediğim bir şey

sizler yaptınız mı, neden nasıl oldu böyle bir ihtiyaç
0
bir soru sorcam
(08.11.22)
duştan çıkınca tansiyonum düşüyor ara sıra. oturuyorum.
0
coldegezenkutupayisi
(08.11.22)
oturdum. soğuk oluyor. kusarken dibine çöküp sarılıyorlar klozete yine o filmlerde. ya mideleri çok sağlam ya da tuvaletleri çok temiz.
0
IncredibleMau
(08.11.22)
Dişlerimi fırçalarken.
0
Amaranta ursula
(08.11.22)
Lisede bir sebepten epey üzülmüş ve tuvalette ağlamıştım. Gözlerim şiştiği için dışarı da çıkamamıştım bir süre. O zaman tuvalet kapağında oturduğumu hatırlıyorum. kıyamam. <3
0
chihirovekohaku
(08.11.22)
camasirlari makinaya yerlestirirken kapagi kapatip oturuyorum.
0
tadellesever
(08.11.22)
haftada 3-5 gün. çocuk duş alırken.
0
brkylmz
(08.11.22)
Çocukken ev kalabalık olduğunda, özellikle yatılı misafir falan varsa bazen tuvalete gidip çok kritik bir toplantıdan çıkmış şirket yöneticisi edasıyla oturur kafa dinlerdim.
0
akhenaten
(09.11.22)
tuvalet işim bittikten sonra telefonda oyun oynarken ihtiyaç duymuştum.

çünkü ortası delikli bir şeyin üstünde otururken popomun yanları acımıştı.

ben de kapağı kapatıp üstünde devam edeyim biraz demiştim.

onun dışında oturmuşluğum yoktur bana da garip geliyor.

bazı kapaklar dandik oluyor esniyor beni rahatsız ediyor.
0
ananiyimioguz
(09.11.22)
(3)

diyalektik nedir?

hlot
anlatabilecek var mı?internette araştırma yapıyorum bir süredir ama net bir şekilde anlatan bir yer bulamadım.
anlatabilecek var mı?

internette araştırma yapıyorum bir süredir ama net bir şekilde anlatan bir yer bulamadım.
0
hlot
(07.11.22)
Modern dönem tanımları gereği kafanız karışmış olmalı.

Temelde diyalektik dediğiniz şey, "diyalektik materyalizm" gibi bir kavramdan farklıdır. Diyalektik materyalizm bütün bir ideolojiyi kapsar, bir özel isim gibi düşünün. Bunun hakkında fikir sahibi olmak için marx'ın yazılarına bakabilirsiniz.

Diyalektik ise bir metot. Antik çağlardan beri uygulanıyor. Eristik ve didaktik yaklaşımlar da buna alternatif metotlar. Hepsinin anlamına bakınca daha anlaşılır olacaktır. Eristik metodun hakim olduğu bir tartışmada tartışmacılar karşıt argümanı ortadan kaldırmaya yönelik eğilim içindedir. Kazanan-kaybeden durumu vardır. Didaktik yaklaşım ise tartışma içermez, bir tarafın diğerine "öğrettiği" ya da nutuk verdiği bir yöntemdir.

Diyalektik tartışma ise tarafların fikirlerini öne sürdüğü ve bu karşıt fikirlerden her iki argümanı da kapsayacak ortak bir doğruya ulaşma çabasının güdüldüğü yöntemdir. Yani ideal halinde tartışmanın sonunda tartışmacıların uzlaşıp, önceki savundukları şeylerden belli oranlarda daha farklı "sentezlenmiş" yeni bir görüşü benimsemesi ya da benimsemeseler de böyle bir ortak görüşün ortaya çıkmasına yol açmaları öngörülür.

Bunu da kabaca subjektif görüşleri dışlayarak yaparlar. Örneğin ben öğrencilerin sınava tabi tutulmaması gerektiğini, bunun bir yarışa dönüştüğünü ve bunun da kötü olduğunu, bu şekilde kişinin sahip olduğu bilginin gerçekten ölçülemediğini savunuyorumdur. Sizse öğrencilerin sınava tabi tutulmaksızın bir yerlere gelmesinin liyakati ortadan kaldıracağını, öğrencilerin zorlanmaları gerektiğini ve sınavların şart olduğınu savunuyorsunuzdur.

Neticede benim burada sınava karşı tutumum subjektif bir his, sizinse öğrencilerin zorlanması gerekliliği hakkındaki görüşünüz subjektif bir görüş. Bunları devre dışı bırakmalıyız. Ancak ikimizin de derdi bir yere gelecek olan insanların bilgi seviyelerinin doğru şekilde ölçülmesi. O halde bunu nasıl gerçekleştirebiliriz üzerine kafa yorup atıyorum sınav sistemi yerine alternatif bir yöntemde uzlaşırsak diyalektik bir yaklaşımla yeni bir fikir ortaya koymuş oluruz.

Bu hegel zamanında klasik tez, antitez ve sentez şeklinde formüle edilen bir felsefik bakış açısına evriliyor işte.
0
akhenaten
(08.11.22)
herşeyin bir karşıtı olabilir, yani bir olgunun ters olgusu da olabilir. olgu ve ters olgu birleşince yeni bir olgu doğurabilir.

sen bu soruyu sorarak tembellik yaptın, bize cevap arattırıyorsun. "olgu"
ama aslında sen zaten araştırdın bizdeki bilgi ile karşılaştırma yapmak istiyorsun. "ters olgu"

demek ki bir şeyi öğrenmek için önce kendin araştırma yapıp(tersolgu) sonra millete hiç bilmiyormuşsun, tembelmişsin gibi sorman(olgu) lazımmış. (yenibirolgu)

temel olarak bu. ama bence saçmalık. çünkü mesela yukarıda senin tembellik yaptığına kanaat getirdikten sonra ters olgu ve yenibirolgu'yu ben kendim uydurdum. normalde böyle bir şey yoksa boşu boşuna olmayan bir değer yarattım. o değeri de sana atfedersem yandı gülüm keten helva...

allahın tembeline vay be meğerse neler düşünmüş adam demiş olacaktım,
halbuki tembelsin işte.
0
duyurukullanıcısı
(08.11.22)
Tesekkurler.

Aslinda ben daha cok marx'in kullandigi anlamdaki diyalektigi merak ediyordum. Bu da cevaplarinizdakiler gibi mi, yoksa onun daha farkli bir aciklamasi mi var?
0
🌸hlot
(13.11.22)
(17)

Ebeveynlerin Boşanmış Olması Sorunsalı

sacrilegious
Merhaba,hayatımın her önemli anında problem olan bir konu yine hortladığı için duyuru ahalisi olarak fikrinizi sormak istedim. Annem ve babam 12 sene önce babamın annemi aldatması sebebiyle olaylı bi şekilde boşandılar ve o günden sonra hiçbi şekilde asla iletişim kurmadılar. Yaşananlardan sonra ann
Merhaba,hayatımın her önemli anında problem olan bir konu yine hortladığı için duyuru ahalisi olarak fikrinizi sormak istedim.

Annem ve babam 12 sene önce babamın annemi aldatması sebebiyle olaylı bi şekilde boşandılar ve o günden sonra hiçbi şekilde asla iletişim kurmadılar. Yaşananlardan sonra annemden babamla ilgili beddua dışında birşey duymadık diyebilirim. Üniversite mezuniyetime babamı da çağırmak istememe rağmen annem “ya o ya ben” triplerine girdi vs vs. Ben babamın da o gün yanımda olmasını istememe rağmen sırf annem yüzünden dahil edemedim.

Önümüzdeki yaz, sevdiğim adamla evlenmeyi planlıyoruz. Çok mutlu olmam gerekirken ben yine önümde aşılması gereken kocaman bir problem var gibi hissediyorum. Mesela isteme muhabbetleri nasıl olacak. Ben babam da bu süreçlerde bulunsun istiyorum. Ama annem asla kabul etmiyor. Bu kadar güzel bir günde annem sırf babam var diye drama queen olacaksa ben bu şekilde bir gerginlik yaşamayı kaldıramam diye düşünüyorum. Annem ve babam böyleyken biz bu düğün süreçlerini nasıl geçireceğiz, ne olur akıl verin. Bu işin en kolay oluru nedir? Mutlaka aramızda benzer durumda olan vardır. Siz nasıl aştınız bu durumları? En az zararla nasıl atlatabiliriz?

Not: ikisi de 60 yaşında koca insanlar olmasına rağmen hiçbi zaman çocuklarının psikolojilerini düşünmedikleri için yine durumu idare etmesi gereken bizleriz. Annem bu saatten sonra değişmeyecek ve babam sürece dahil olursa durumu olaysız atlatmamız mümkün değil. Neredeyse herşeyden vazgeçmek üzereyim. Bu durumda olası isteme-düğün mevzuları için siz ne önerirsiniz?

Teşekkürler
0
sacrilegious
(06.11.22)
Ayrılma süreci sonrası yola annenle devam etmişsin anladığım kadarıyla.

Babana 'Kusura bakma.' diyeceksin ve annenle yoluna devam edeceksin.

Anneni üzeceğini bile bile babanı da dahil etme gayretini anlamadım ben.

Kadın 'herşeye rağmen' 'aman da çocuğum mutlu olsun' diye kendini aldatan adamla elele gülücük mü dağıtsın etrafa?
0
Mirket
(06.11.22)
baban zamanında aldatarak ailesini gözden çıkartmış zaten.
0
deartheodosia
(06.11.22)
annenize aldatılanın ve ayrılanın kendisi olduğunu, sizin babanızın çocuğu olmaya devam ettiğinizi hatırlatmanız lazım.
bunu ya konuşarak ya tartışarak ya da bir şekilde ona hatırlatmalısınız.
hayatınızın en önemli adımlarından birinde odak noktasını kendisi olarak belirlemeye hakkı yok.
evet bunlar zor süreçler ama yaşı ve konumu itibariyle bu süreci daha iyi yönetebilmesi gerekirdi.
yönetememiş olması da normal, sonuçta anne de olunsa mükemmel olunmuyor ama dediğim gibi, babanızı yanınızda istemenin ona bir ihanet olmadığını, babanızın hâlâ babanız olduğunu, bu yaptığının size haksızlık olduğunu, onu anladığınızı ama daha olgun davranmasını beklediğinizi bir şekilde ona yansıtmalı, onunla konuşmalısınız.

gerekirse psikolojik destek alın.
zaten bu süreçlerde terapistler anneyle, babayla, eşle vb. görüşmek isteyebiliyorlar.
annenizi de bu sürece dahil edecektir, belki bu şekilde çözersiniz.

bu sorunlar yüzünden sizin vazgeçmeniz de çocukça olur.
sonuç olarak bu sizin hayatınız ve bu, çevrenizdekilerin size uyum sağlaması gereken bir süreç.
en kötü ihtimalle "olduğu kadar" olur, babanızla ayrıca tanışırlar ya da başka bir yol bulunur.

ebeveynler arasında seçim yapmak çocuğu psikolojik olarak bölen bir şey.
diğer yandan, maalesef ebeveynlerden biri tarafından diğerini dışlamaya zorlamak da çocuğa bir tür psikolojik şiddet uygulamak demektir.
anneyle baba arasında bir kadın-erkek ilişkisi var ve bu ilişkide swinger olmaktan tutun, birbirini aldatmaya ya da ölümsüz bir aşk yaşamaya kadar her şey yaşanabilir.
bunu sorgulamak aile dinamikleri açısından çocuğun haddine olan bir şey değil.
ebeveynler arasında yaşanan herhangi bir sorun ve ayrılık sonucunda da, ebeveynlerin çocuklarla olan ilişkisinin taraflarca manipüle edilmesi doğru bir şey değil.
çocuğun iki ebeveyne de ihtiyacı var.
kadın erkek ilişkisiyle, ebeveyn çocuk ilişkisini karıştırmak çocukta kalıcı travma yaratır, hayatını etkiler.
yani burada asıl "ebeveyn olma bilinci"nin devreye girmesi lazım.
ne kadar kırgın olunursa olunsun, ebeveyn olarak olgun davranılmalı ve yetişkin olarak da sorumluluk alınmalı.

erkeğin kadına ihaneti çocuklarına ihanet demek değildir, bunu ayrıştırmayı öğrenmedikçe de böyle ebeveynlerin duygusal manipülasyonuna maruz kalmaya devam edeceğiz.
yani bu sadece evlilik sürecinizle ilgili değil, hayatınızın geneliyle ilgili bir konu aslında.
sadece bu sebeple değil, zaten çözmeniz gereken bir sorun bu.


edit:
bu arada şu da var.
sırf bu yüzden evlilik planlarından vazgeçmeyi düşünmeniz, sizin de zaten bu aile dinamiği içinde büyüyemeden çocuk kaldığınızı gösteren bir şey.
bir yetişkin olarak karşınızdaki insana verdiğiniz söz her şeyin üzerinde olmalı ve bunu tüm zorluklara rağmen gerçekleştirebilmelisiniz.
yani siz de bir yuva kuracakken belli bir "sağlamlığa" erişmiş olmanız lazım.
işte bu tip travmaların çocuklar üzerinde böyle bir etkisi oluyor maalesef çünkü annenizin oğlu/kızı olmaya zorlanıyorsunuz.
o yüzden bu sorun için psikolojik destek alırsanız her yönden fayda görürsünüz.
0
blatta hiberna
(06.11.22)
Eşiniz sizi aldatsa ve siz üzülüyorken çocuğunuz size drama queen dese ne hissedersiniz?

Bu olayda babanızın yeri olmamalı.

Annenizi aldatan biri için bu kadar ısrarınızın sebebi ne?
0
dissendium
(06.11.22)
Annenizle babanızın arasında olanlara sizin dahil edilmemeniz gerekirdi. Baba sorumluluğu başka kocalık başka. Annenizin tavrı doğru değil. Kendisi iletişimi en aza indirebilir ama sizin baba-evlat ilişkinizi bu şekilde etkileme, engel olma hakkına sahip değil.

Eğer babanızla iletişiminiz iyiyse, o anı babanızla geçirmek istiyorsanız annenizin ikna olmasını sağlayacaksınız. Bir tanıdığınızdan rica edin annenizle konuşsun. Böyle özel günlerde odak nokta anne babanızın iletişi olmamalı.

Benim çevremde çok fazla anne babası boşanmış tanıdığım var, hiç öyle o gelmezse ben gelmem muhabbeti duymadım. Ha araları kötü olan boşanmış çiftler böyle günlerde yan yan oturmayıp, konuşmuyorlar ama ortamda sorun, kavga olmadı. Gerekirse aynı fotoğraf karesine bile girdiklerini gördüm ben kuzenimin eşinin anne-babasında.
0
GoodMorningTeacher
(06.11.22)
Nerdeyse aynı durumdayız. Bizde aldatma olmadı ama her şey çok olaylıydı.

Biri anneniz diğeri babanız, siz çocuksunuz. Ebeveyn gibi davranmaları gereken kişi onlar, siz değilsiniz. Nasıl istiyorsanız öyle yapıp dik durmanız lazım. Terapiye +1 diyorum. Benim annem bu konularda çok drama yaratıyordu ben yine dik duruyordum ama üzülüyordum da. Terapiden sonra doğru yaptığımı fark edip asla çizgiyi geçmesine izin vermedim.

Ben isteme nişan vs için dışarda yer tutmaya karar verdim, benzer durumda olan arkadaşım da dışarda tatlı bir yer tuttu. Anne baba yine aynı ortamda ama evde değiller. Benim annem de baban bu eve giremez ondan ayrı benden ayrı istesinler gibi saçma sapan şeyler söylüyordu. Çocuk değilsiniz aynı ortamda duramayacaksanız nikahıma misafir gibi gelip gidersiniz demiştim. Sonra kabul etmişti.
0
jazzabel
(06.11.22)
@Dissendium +1

Aldatan insan sadece eşini aldatmıyor ailesini de gözden çıkarmayı kabul etmiş oluyor. O sebeple çok da üzülecek bir şey yok.

Ayrıca anneyi çok haklı buldum, ben de beni çok üzen bir insanı evladım sevmeye devam etsin istemezdim.
0
kaptan maydanoz
(07.11.22)
babanız annenizi aldatmış ancak eylemi babanızın annenize karşı. ve ayrıca boşanmışlar. o sizin hala babanız. babanızın yanında olmasını istemeniz normal. bence bunu sakince annenize anlatmaya çalışın.
0
drako
(07.11.22)
babalık görevi varsa ailesine sadık kalsaymış diyenlerdenim ben de
haksız tarafın yanında yer almazdım

anlaşamadıkları için boşansalardı bunları yaşamayabilirdin

anne tarafının da öfkesinin bitmiş olması iyi olurmuş ama bu yaştan sonra değişmez diyorsun

bence annen aynı ortamda bulunmak istememekte haklı
0
bir soru sorcam
(07.11.22)
Babanız mı daha varlıklı anneniz mi? Babanız gibi geldi bana…

Benim babamla annem de boşandı aldatma falan yok psikolojik baskı sebebiyle. 25 yıl anneme çok çektirdi. Ve biz 8 yıldır görüşmüyoruz. Ne üniversite mezuniyetine ne düğüne çağırdık.

Babanız annenizi aldatmış. Sizin için bir sorun yok mu?
0
andy kaufman
(07.11.22)
Dissendium +1

Benim bi akrabam var, boşandılsr, kızları evlendiğinde anne çok zor günler yaşamış olmasına rağmen kızımın mutlu günü ve o da babası diyerek olaylara dahil etti babayı, her ne kadar üzülse de kızının mutluluğunu bir anne olarak kendi üzüntüsünün önüne koydu. Olması gerekn budur.

He gelgelelim annenle baban boşanmamış olsa evlilik süreci çok mu güzel olacaktı? Cevap: kesinlikle hayır.

Ben de geçen yaz evlendim. Ne çektiğimi ben bilirim. Babam ben evlenmek istediğim için "drama queen"e bağladı. Delirdi adam, gerçi zaten aklında vardı bir iki tahtası eksikti de iyice kötü oldu.

Ben de dedim ki, nikah başvurusu yapılırken benden anne-baba muvafakatnamesi istemicekler nasılsa. Paşa gönlünüz bilir. Eğer mutlu günümde yanımda olmak istiyorsanız gelirsiniz. Yok biz senin mutluluğunu çekemiyoruz, görmeye bile dayanamıyoruz diyosanız da tercih sizin, saygı duyarım dedim.

Efendi gibi geldiler sonra.

Sanma ki anne baba boşanmamış olsa her şey güllük gülistanlık oluyor. Her ailede yaşanıyor, yok efendim niye altın takmadı yok efendim niye bohça getirmedi, yok niye öyle dedi, niye şu niye bu. Sorun çıkarmak isteyen insan bi şekilde çıkarıyor. Sana da sıkıntı stres panik atak kâr kalıyor. Çünkü ebeveynler kendi duygu durumlarından çıkıp süreci mantıklı bi şekilde ve çocuğunun mutluluğuna odaklanarak geçiremiyorlar. Yapılacak bir şey yok. Sen o adamla aynı yastığa baş koymaya karar verdiysen yolundan dönme, bi şekilde geçiyor.
0
turuncu tonlarda
(07.11.22)
babanı neden davet ediyorsun sorusunu soracak veriye sahip olmadığımızı düşünüyorum. bireysel yaklaşmak gerekli. babası annesini aldatmış, evet. fakat çocuğa karşı babalık görevlerini yerine getirdi mi? maddi manevi destekde bulunmaya devam etti mi? bunları bilmeden çağır ya da çağırma diyemeyiz. keza başlık sahibinin sorusu da bu değil.

açıkçası yıllar boyunca annem beni manipüle ederek babamdan soğuttu. belli bir yaşa geldikten sonra babamın %100 hatalı olmadığını anladım. evet annemle çalkantılı bir ilişkileri vardı ve bu ikisi arasındaydı. bana karşı görevlerini her zaman ama her zaman yerine getirmişti. anneme karşı hatalarına göz yumduğum anlamına gelmiyor bu. bunlar için her zaman tavrımı ortaya koydum ve dediğim gibi, tek hatalı babam değildi, annem de babamın ona yaptıklarının aynısını babama yapıyordu. ben bu insanlara ne yapayım, döveyim mi kulaklarını mı çekeyim? yaptıklarını tasvip etmediğimi söylemekten başka bir şey çıkmaz elimden aga, benim de kendi hayatım var yani...


blatta hiberna'nın dediği her şeye katılıyorum. jazzabel'in çektiği rest de çok mantıklı. ben olsam ikisini de davet ederim. en mutlu günüme isteyen gelir isteyen gelmez der geçerdim. annemle aram bozulacaksa da bozulsun ne yapayım, o babamla hatıralar yaratmama engel olurken iyiydi allah allah.
0
nolmus yani
(07.11.22)
baban aldatmakla tercihini yapmış diyenlere katılmakla birlikte, hısım akraba olunan bir dönemde ileride sana karşı kötü ithamlar duymamak adına anne ve babanın yan yana olması iyi olur. başkalarına karşı kendinizi dağılmış bir aile tablosu içinde göstermeyin.
0
Hallegadola
(07.11.22)
annenin olayı kendi içinde kapatıp baba hakkında kötü konuşmaması olması gerekendi

ama sen nasıl 2sini bir arada görerek mutlu olmak istiyorsan annen de aynı şekilde eski eşini görmeyerek mutlu olmak istiyor
0
bir soru sorcam
(07.11.22)
Çok benzer olmasa da benzer bir durumu yaşadım, yaşıyorum. bizde baba anneyi terkediyor. anne 4 çocuğunu bırakıyor ve geri almak ya da görüşmek için yeterli eforu sarfetmiyor, özetle. benim kardeşlerim annemle görüşmez, affetmezler. babamı da hayatlarından çıkarmadılar ama adam zaten herkesi hayatından iten birisi olduğu için iyice araları soğudu. yeni evlendim. ne annemi, ne babamı düğüne çağırdım. annemi çağırmak istedim ama kardeşlerim istemedi. önceliğim kardeşlerim olduğu için anneme anlattım, o da kabul etti, gelmedi. babamı sildim.

yıllar geçmiş, olan olmuş, ben anneme bir şans daha verdim ve iyi gidiyoruz. senin için de yıllar geçmiş, babana bir şans daha vermişsin ve bu şansı geri alamazsın şimdi. annenle bunu güzelce konuş. annen olmaz derse, benim kardeşlerimi seçmem gibi, anneni seçmen gerekir diye düşünüyorum.
0
gabe h coud
(07.11.22)
Babalık vazifesi ve eşlik vazifesi farklı şeyler. Baba sadakatsizse eşine sadakatsizlik göstermiş, nasıl ki eşlerden biri bir çocuğuyla görüşmek istemiyorken kardeşlerin ya da diğer eşin görüşmesini engellemesi saçmaysa bu da saçma olur.

Eşler birbirine düşman diye çocuğun yaşayan ve kendisini kabul eden bir ebeveynden mahrum yetişmesi haksızlık.

Anne babanız arasında kötü bir olay yaşanmış, ancak anlıyorum ki babanızla aranız kötü değil.

Babanız annenizi aldatarak kötü bir şey yapmış, ancak bu babanızın komple aforoz edilmesini gerektirmiyor. O halde eşini aldatan kimseleri kendi anne babaları da reddetsin. Bu gerçekçi bir tepki değil. Aile bütündür, ancak aile bağları bireyseldir. Annelik, babalık, kardeşlik kavramları bireye göre tanımlanır. Birisi sizin babanızken, diğerinin eşidir. Bu ikisi aynı şeyler değiller.

Annenize bunu anlatmaya çalışmalısınız. Bu düğün vesile olsun, çünkü bu zincirin bir yerde kırılması lazım.

Babanızla aranız kötü olsa zaten sorun olmayacak, ancak hayat akıp geçiyor ve siz istediğiniz halde babanızı hayatınıza katamıyorsanız, bunun için annenizden vazgeçmeniz bekleniyorsa ortadaki tek mağdur sizsinizdir.

Üzerinden yıllar geçmiş, annenizin en başta kendisi için artık bunu atlatıp yoluna bakması lazım. Sizi istediğiniz halde babanızdan mahrum edemez.
0
akhenaten
(07.11.22)
Babaniz annenizi aldatip bosandiktan sonra, sizinle olan iletisimini nasil tuttu, bu da onemli bence.
Eger sizinle ilgilendi ve maddi/manevi sorumluluklarini yere getirdi ise, yani kendisinden "kotu kocaydi ama iyi babaydi" diye bahsedebiliyorsaniz bir nevi, annenizin bugunun sizin gununuz oldugunu vs kabullenmesi gerekir. Bunun ustune destekle vs calismasi gerekir.

Eger bosanmalarindan sonra babaniz sizi arayip sormadiysa, annenize sorun cikardiysa, size cok da bakmadiysa yani, ama simdi siz "aman ille de babam" diyorsaniz, ben de annenizin yerinde olsam "eeh simdi mi kiymete bindi otuz senedir ben bakiyorum, ne bu baba sevdasi arayip sormayan adama" derdim.

Bunlarin disinda blatta+1
0
sopiro
(08.11.22)
(13)

neden bu davranışlar

antikitleruhlu
merhaba,geçen yazdığım bir yanıttan sonra mesajla fikir belirtenler olmuştu. Genel olarak fikrinizi almak istedim.+30 yaşlardayız. Çok fazla vakit geçirmemizden yola çıkarak flörtüm olarak düşündüğüm adama arkadaş olmak istemediğimi söyledim, ve bir güzel red yedim.Ancak bundan sonrasında aramızın i
merhaba,
geçen yazdığım bir yanıttan sonra mesajla fikir belirtenler olmuştu. Genel olarak fikrinizi almak istedim.

+30 yaşlardayız. Çok fazla vakit geçirmemizden yola çıkarak flörtüm olarak düşündüğüm adama arkadaş olmak istemediğimi söyledim, ve bir güzel red yedim.
Ancak bundan sonrasında aramızın iyi olmayacağının kendisini üzeceğini söyledi. Ben de arkadaş kalabileceğimizi belirttim. Ama arkadaşlık, eskisi gibi sık görüşmelerin olacağı "kankalık" olabilecek bir durum değil.

Ancak o günden beri sürekli arayan, plan yapmak isteyen, görüşmek isteyen kendisi. Mesajlaşmalardan sonra ilk defa dün yürüyüş teklifine tamam dedim. Ama bana iyi gelmedi. Bugün yine neden böyle diye üzüntü içindeyim.

Fikrinizi almak istediğim şey şu: Reddeden bir erkek olarak neden hala aramayı ve iletişimde kalmayı sürdürüyor. Flörte girebilecek mesajlar atıyor. yedekte tutuyordur desem artık benden ona giden/gidecek bir iletişim yok.

Aslında farkındayım bunun net bir yanıtı yok. Sanırım içimi dökmek istedim. Çünkü alışma sürecime izin vermediği için zorlanıyorum. bu durum hala acaba hoşlanıyor da başka bişey mi var dememe sebep oluyor. O zaman yine başa dönüyorum. Alışamıyorum bu yanıtına.

İyi pazarlar :)
0
antikitleruhlu
(06.11.22)
Bir beklentiniz var haliyle ama bana daha cok adamin avci ruhu tetiklenmis gibi geldi. Tekrar adim atsaniz kacacak gibi. Tam bir kacinganlik davranisi.
Guven vermedi acikcasi
0
mor oje
(06.11.22)
@mor oje, bir daha adım atmayı düşünmüyorum. konuyu da tekrar açmıyorum. o aramasa ve mesaj atmasa ben herhangi bi şekilde iletişime geçmiyorum
0
🌸antikitleruhlu
(06.11.22)
Siz kendinize böyle bir söz verdiniz, tamam ama karşı taraf sizi biraz tanıdıysa ve @mor oje'nin bahsettiği gibi avcı ruhluysa yelkenlerinizi hemen suya indireceğiniz bir jestle, mimikle, teklifle, davetle vb. karşınıza çıkar, yine bir şekilde kendini düşündürür. Ben açık açık konuşmanız taraftarıyım açıkçası, derdi neyse konuşsun, bu iş olmayacaksa da olacakmış gibi davranmasın.
0
zaman ilac degil insanlar unutkan
(06.11.22)
"Ama arkadaşlık, eskisi gibi sık görüşmelerin olacağı "kankalık" olabilecek bir durum değil. "
Bu senin düşüncen o böyle düşünmüyor. Ya arkadaşlığınız bozulması diye soğukluk gitmesi için yapıyor ya da bir zaman sonra yelkenleri suya indirip fwb'ye evrilmesi niyeti var.
0
Bruce
(06.11.22)
Sebebini bilemiyorum ama "orada" kalmanızı istiyor. Bu yaptığını yapmasa belli bir mesafede olacaksınız. Yaptığında uzaklasamayacaksiniz ama. Siz nasıl tavır gösterirseniz gösterin nedenini belli eder zaten. Kontrol oyunu gibi geldi bana biraz.
0
encokbenisevinnolur
(06.11.22)
Nedeninin ne önemi var ki? Birlikte bir şey yapmak istiyor ancak istediği şey size iyi gelmiyor, onaysa iyi geliyor. Bu kişi sizi zaten reddetmiş, yani desteğe ihtiyaç duyan sizsiniz ancak nedense onu mutlu hissettirecek ve sizi sıkacak şeyleri onun için kabul ediyorsunuz.

Nereye varmaya çalışıyorum anlatabildim sanırım. Yapmayın bunu kendinize. Sebebi neyse ne, sonuçta sizi reddetmiş. Bu sebep her neyse sizden daha önemli onun için. O halde herkes kendi yoluna gitse daha iyi değil mi?
0
akhenaten
(06.11.22)
bazı şeylerden vazgeçmeyi kabullenemediği için böyle yapıyordur

sadece bir soruyla bir ilişkinin kopması erkek mantığına ters

ama önemli olan sizin nasıl huzurlu hissettiğiniz
kimseyi memnun etmek gibi bir göreviniz yok
0
bir soru sorcam
(06.11.22)
böyle davrandığı için benim de umudum maalesef devam etti. bi anda kesemedim iletişimi. sonunda da her türlü huzursuz oldum :(
0
🌸antikitleruhlu
(06.11.22)
iletisimi kesinlikle sürdürmeyin, birakin. hisleriniz devam ederken bu durumda olmak kesinlikle iyi bir sey degil. beklentilerinizi sifirlayin, sadece romantik niyetlerle görüsmeye devam edebileceginizi, bunun haricinde görüsmek istemediginizi söyleyip yol verin. kem küm ederse buna saygi duymasi gerektigini söyleyin. onun gözündeki degeriniz artacaktir. bir süre sonra tekrar iletisime gecerse de bu söylediginizi tekrar yeni bastan hatirlatin, ayni döngüye girmeyin. sinirlarinizi ve isteklerinizi net söyleyin.
0
catgroove
(06.11.22)
her türlü iddiaya girerim, bu şekilde sürekli arafta bıraktığı birden fazla kişi var ve sizlerle kendi egosunu yelpazeliyor, kendi tüylerini parlatıyor. bu konudaki özne ne sizsiniz ne de sizin arkadaşlığınız bla bla bla. özne herkes her daim her koşulda benimle ilgilensin duygusu.
0
Phoebe
(06.11.22)
İnsan bir açık kapı gördüğü zaman buradan girer. Her insan yapar bunu. Eğer bu durum her ne isim altında olursa olsun size iyi gelmiyorsa o kapıyı kapatmak (en azından siz yolunuza devam edene kadar) bir çözüm. O istediği hayatı sürdürebiliyorken sizin üzülmeniz hiç mantıklı değil çünkü...
0
charbiel
(07.11.22)
ne yaptığını bilmiyor da olabilir.
0
gabe h coud
(07.11.22)
Benzer durumda olan biri olarak, kendim de duymayi pek istemesem de, diyorum ki adam size cevabi vermis. Burda sizin onun ustunden degil kendi ustunuzden cevaplamaniz gerekiyor.

O oyle yapti, boyle dedi, boyle mi dusundu diye sorgulayacaginiza, 'ben her gordugumde birazcik uzulecegim biriyle vakit gecirmek istiyor muyum' diye sormaniz gerekir. 'beni neden etrafinda tutmak istedigini net anlamadigim birine vaktimi sunmak istiyor muyum' diye dusunmeniz gerekir.

Otuz yasinda olup da reddettigi birinin, hala etrafinda olmasi sonucu zaman zaman uzulecegi gercegini sanki boyle bir sey yokmus gibi "ama biz arkadasizzzz" diye vurgulayan insan her seyden once duygusal olarak olgunlasmamis biridir. O kadar kiymetli bir arkadasliksa karsinizdakine zaman verirsiniz, ruhunun dinlenmesini beklersiniz, o size ulasirsa da arkadasliginiza zaman verirsiniz. Ama arkadasiz yuruyelim, ama arkadasiz flort edelim diye darlamaya gerek yok. Bu manipulasyondur.
0
sopiro
(08.11.22)
(13)

Sevgiliye telefon alarm sesi şarkısı kaydetmek

Caremio
Sevgilinizin şarkı söyleyen sesiyle uyanmak isterseniz hangi şarkıyı söylesin isterdiniz?Yerli ya da yabancı olması türü fark etmez.
Sevgilinizin şarkı söyleyen sesiyle uyanmak isterseniz hangi şarkıyı söylesin isterdiniz?
Yerli ya da yabancı olması türü fark etmez.
0
Caremio
(06.11.22)
Istemezdim
0
balpolen
(06.11.22)
ben de vokalle uyanmak istemezdim fakat çaldığı bir enstruman varsa sevdiğim ya da onun sevdiği bir şarkıdan kaydettiği melodiyi zil sesi yapabilirim
0
freebird5406_2
(06.11.22)
Şunu isterdim:

youtu.be
0
ruhen hastayim ben
(06.11.22)
yiyosa en sevdigim sarkiyi soylesin youtu.be

istemezdim tabii ki. ama boyle agir romantik takiliyorsak xanima min olabilirdi. veya enta omry ÖMRÜMMMM temali
0
ala09
(06.11.22)
Hakkı Bulut'tan "Uyan Be Kardeşim".
0
huçi kuçi
(06.11.22)
uyan guzeeel ac gozunu dinle asigin sooozunu
0
ala09
(06.11.22)
Herkesin romantizmine kimse karışamaz tabi ama @balpolen +1 diyorum. Ha yok ben çok isterim illa da duyacağım derseniz nazende sevdiğimi söylesin bari. Romantizminize uyar en azından
0
yazdonumu
(06.11.22)
Net bu youtu.be
0
Bruce
(06.11.22)
ala09 +1 ahahahahahah
0
Hallegadola
(06.11.22)
İstemezdim, çünkü eninde sonunda kullandığım bütün alarm seslerinden tiksinti duymaya başlıyorum. Çok kritik bir olay :D

İlla ki isteseydim

Mika - relax, take it easy
0
akhenaten
(06.11.22)
istemezdim, çok cringe ve ateş başında "akdeniz akşamları" söyleyen gitarlı tatil köyü erkeği imajı yaratıyor bende.

ama "günaydııııııığğğğnnnnn" falan diye sesini kaydedip beni yerimden sıçratsa çok gülerdim.
komiklikler şakalar her zaman olabilir ama şiir okumak, şarkı söylemek falan "no-no".
0
blatta hiberna
(06.11.22)
Sevgilim Michael Buble bile olsa boyle bir sey yapsin istemezdim.
0
sopiro
(08.11.22)
ben de istemezdim. çünkü genelde beni uyandıran sesler bana antipatik gelmeye başlıyor kızdan soğumak istersem o zaman belki mantıklı bi eylem olabilir.
0
dnzy 1
(07.12.22)
(18)

Çevrenizde mutlu evlilik var mı?

KUCO
En az 10 yıldır evli olup hala birbirini seven, mutlu ve sadık olan evli çiftler var mı bilip tanıdığınız?(bu arada bunun gönül işleri ile ilgili olduğunu düşünmüyorum lütfen soru kısmında kalsın)
En az 10 yıldır evli olup hala birbirini seven, mutlu ve sadık olan evli çiftler var mı bilip tanıdığınız?

(bu arada bunun gönül işleri ile ilgili olduğunu düşünmüyorum lütfen soru kısmında kalsın)
0
KUCO
(06.11.22)
Var. 10 yil ustu kriterse 1 tane :)
0
mor oje
(06.11.22)
Evet var. Epeyce hatta

Haklisin, medikal bu soru xd
0
abuzer
(06.11.22)
Var kuzenim var, 2006'da evlendiler halen çok mutlular. Kuzenim acaba ben ne dua ettimde böyle bir adama denk geldim diyor.
Annem-babam. 1987'de evlenmişler. Babam hayatta en büyük şansının annem olduğunu annem sayesinde tüm güzelliklerin ayağına geldiğini söyler. Iki torunları var çiftçi köyde yaşayan insanlar ama taze aşık gibiler.
Ve beni aşka değil saygi ve sevginin aslolduguna inandıran anneannem ve dedem. 1955'te evlenmişler. Dedem 92 yaşında ama anneanneme bakışında saf sevgiyi görebilirsin.
Yine amcam ile yengem var, 25 yıllık evli onlarda çok mutlular.

Sizin sorduğunuz sanırım 10-20 yıllık arası evlilikler, işyerinde iki kadın arkadaşım var ikiside çok mutlu eşleriyle.
Halen mutlu evlilikler birliktelikler var, ben olduğuna inanmak istiyorum ve bir gün benimde olacağına inanıyorum.

(Bahseettigim kişiler sadıklar bu arada)
0
hayalhayal
(06.11.22)
Çok var.
Hatta bir ben mi beceremedim diye düşündüğüm zamanlar olmuştur.

Bu arada evlilik 'Eşimle mutlulukta Nirvana'ya ulaşacağım' diye yapılmamalı. 'Hayatı birlikte göğüslemek', Hayat arkadaşlığı', 'birbirine destek olabilmek' konuları ön plana çıkıyor 10 yıl üzeri evliliklerde.
Evet, çok arkadaşım var, mutlu ve sadık.
0
Mirket
(06.11.22)
Yok.
0
ruhen hastayim ben
(06.11.22)
Var
0
kisa
(06.11.22)
var tabii ki
0
ala09
(06.11.22)
Pek yok. Aceleyle alınmış evlilik kararları, çift maaş olalım düşüncesi vb evlilikleri genelde yaygın.
0
seaman
(06.11.22)
yok
0
nothing in my way
(06.11.22)
Mutlu evliliği geçtim, çevremde örnek alacağım evli bir aile yok. Hepsi kedi köpek gibi birbirini yiyor, kalabalık ortamlarda mutlu aile profili çiziyorlar.
0
grabbing hands
(06.11.22)
var, biz. evlilikte 12 yılı bitirip 13. yıla giriyoruz 1 ay sonra. bizi yakından tanıyan herkes "evlilik kurumuna inancı ayakta tutan çift" olarak tanımlar.
bizim çevremizde başka yok ama :(
0
halanne
(06.11.22)
Var benim de. Hatta mutsuz evlilik daha az diyebilirim.
0
roket adam
(06.11.22)
Var çevremdeki herkes diyebilirim
0
basond
(06.11.22)
Hayır, neredeyse hiç yok. Yani vardır ama aklıma örnek gelmedi. Boşanmalar ve mutlu olmayıp devam edenler var. Mutlu evlilik görmedim diyebilirim. Yani tabii burada mutluluktan kasıt ne, ona bakmak lazım.
0
nawar
(06.11.22)
çoğu zorlama, görev birliktelikleri gibi evet ama spesifik olarak iki tane mutlu örnek var çevremde. Birlikte bir şeyler yapıp gezip eğlenmek modunda takılıyorlar. İmreniyorum. Hatta bunlardan biri çocuk yaptı, şaşırdım. Ne güzel gezip eğleniyordunuz neden yaptınız dedim. Bunu da istedik dediler. Daha anlatayım mı acaba ya?! çok hoşuma gitti.
0
sparkle kiddle
(06.11.22)
Bildigim evlilikler arasinda bana mutlu gorunen, iyi iliski kriterlerime uyan, veya imrendigim bir tane yok. Ha ama kendilerine sorsaniz mutluyuz diyebilirler, onu da ben bilemem.
0
sopiro
(06.11.22)
Boşanan çok olduğu gibi, mutlu evlilik sürdüren eş dost da çok
0
gazozailacatmauzmani
(06.11.22)
Gördüğüm kadarıyla var, arkaplanını bilemem. Hepsinin ortak noktası severek ve görece geç evlenmiş olamaları. Bunu özellikle takip ediyorum, bence evliliğin başarısına büyük katkısı var bu iki durumun.

Erken ve kısa sürede evlenenler genelde zoraki evliymiş gibi davranıp, arkadaş ortamında kaçamaklarını falan anlatıyorlar.
0
akhenaten
(06.11.22)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.