Giriş
(8)

Diş taşı için özel yaptığınız bir şey var mı?

artci sarsinti
Bugün dişlerimi temizlettim. Doktor fazla diş taşım olduğunu söyledi. Fırçalama vs konuştuk ama ayrılmak zorunda olduğum için çok detaylı soramadım kendisine. Sizin diş taşının önüne geçmek için uyguladığınız özel bir diş bakımı var mı?Özel fırça olabilir, özel diş macunu, özel gargara vb gibi?Cevap
Bugün dişlerimi temizlettim. Doktor fazla diş taşım olduğunu söyledi. Fırçalama vs konuştuk ama ayrılmak zorunda olduğum için çok detaylı soramadım kendisine.

Sizin diş taşının önüne geçmek için uyguladığınız özel bir diş bakımı var mı?
Özel fırça olabilir, özel diş macunu, özel gargara vb gibi?

Cevaplar için şimdiden teşekkürler.
0
artci sarsinti
(14.06.23)
Günde iki diş fırçalama ve mutlaka diş ipi kullanmak gerekiyor.

Fırçalamayı da diş ipi kullanmayı da usulüne uygun yapmak ayrıca gerekiyor.

Başka bişeye gerek yok.
0
Mirket
(14.06.23)
dis ipi ile ugrasamiyorum derseniz sunlari tavsiye ederim
tinyurl.com
0
sttc
(14.06.23)
Diş taşı doğrudan taş olarak oluşmuyor, önce plak oluşuyor, plak temizlenmezse sertleşerek diş taşı oluşuyor. Yani ağzınızdaki plak oluşumu çeşitli etmenlere bağlı olabilir ancak temizlik süreci tamamen mekanik.

Fırça tipi ya da diğer bakım ürünlerinin mekanik etkisi minimum. Dişeti sağlığınız için iyi ürünler kullanın tabi ama neticede en kritik nokta dişlerinizi düzgün metotlarla ve düzgün sürelerde fırçalamanız, fırçalama süresini önerilen seviyede tutmanız.

Önerilen süreler günde en az 2 kere ve her seferinde 2 dakika boyunca fırçalamak. Diş hekiminiz gerekli görüyorsa günde bir kere yatmadan önce diş ipi kullanmak. Uygun metotlara da youtube'daki diş sağlığı medyalarından bakabilirsiniz.

Yani siz en kötü (ama temiz) fırçayı da kullansanız diş taşı oluşumu büyük oranda azaltılabilir bir durum.
0
akhenaten
(14.06.23)
Günde iki kez fırçalıyordum. Doktor 3 kez diye uyardı, benim için yetersizmiş.
Dediğiniz gibi çok kısa sürede fırçalıyorum, bunu uzatmam gerekiyor sanırım. Sabah işe yetişmek için, gece uykulu şekilde hızlıca fırçalayıp bitiriyordum..

Özellikle şu diş fırçası plaklara veya taşa iyi geliyor diyebileceğiniz bir fırça varsa onu da öğrenmek isterim.
0
🌸artci sarsinti
(14.06.23)
benim diş doktorum fırça sertliğini doğrudan benim dişlerime göre önerdi. doğru yöntemle fırçalama (süpürme), diş ipi ve arayüz diş fırçası da önerdi düzenli kullanmam için. arayüz fırçasının numarasını da verdi.

ezcümle, bence genel bir öneridense size uygun olanları sormanızda fayda olabilir hekime.
0
Phoebe
(14.06.23)
2-3 hafta çay/kahve içmeyip
yemek yedikten sonra dişini fırçalarsan daha kalıcı olur
0
bir soru sorcam
(14.06.23)
Benim diş hekimim oral-b orta sert fırçalarını önermişti bana.

Ama fırça tipi diş eti hassasiyetiniz yoksa cidden çok önemli değil. Dünyanın en gelişmiş fırçasını da kullansanız o plakları temizlemezseniz diş taşı problemi olur. Diş etine yakın yerlerin, diş arkalarının, arkada kalan azı dişlerinin ve diş aralarının temizliği çok önemli, buralara çok uğraşılmadığı için taşlar buralarda oluşuyor en fazla.

Plaktan kasıt dişinizin üstünde biriken bakteri kolonileri; bunlar beyaz, macun kıvamında ince bir film oluşturuyor dişlerinizin çevresinde. Tırnağınızla kazıyabileceğiniz bir şey. Gözle görünüyor yani, hergün devam eder bu süreç. Hepsini temizlemelisiniz.
0
akhenaten
(14.06.23)
ben de bugün diş taşı temizlettim. eski fırçamı atıp yeni fırçaya geçmemi ve dört beş gün boyunca majezik gargara ya tuzlu suyla gargara yapmamı istedi diş hekimi. benim dişlerimde şu siyah noktacıklardan çok olurdu. üç sene önce temizlikten sonra şarjlı diş fırçasına geçtim ve o noktalar tekrarlamadı. ama bir ay önce fırçam bozuldu ve ben yenisini alana kadar noktalar yeniden oluştu. bu sebeple şarjlı fırçadan asla vazgeçmem. bir de diş hekimim mutlaka diş ipi kullanmam gerektiğini söyledi. dişlerimin arası boşluklu olduğu için fırça giremiyor kalıntı kalıyormuş bu da plak ve sonrasında diş taşı demek. çürüğe kadar yolu var fırçalamaktan bile önemli diş ipi dedi.
0
who cares wins
(15.06.23)
(5)

Emir Aslan kalıp isim midir?

michael_knight
Kalıp isim dedim ama doğru kelimeyi bilmediğimden. Mesela "Mehmet Ali" sıklıkla birlikte kullanılan iki isimdir ya onun gibi demek istedim.- "Emir Aslan" böyle bir isim mi?- Bu şekilde ikili kullanılan isimlerin bir adı var mı?- Aslan ismine sahip olup "Aslan" mı "Arslan" mı karmaşası yaşayanınız ve
Kalıp isim dedim ama doğru kelimeyi bilmediğimden. Mesela "Mehmet Ali" sıklıkla birlikte kullanılan iki isimdir ya onun gibi demek istedim.

- "Emir Aslan" böyle bir isim mi?
- Bu şekilde ikili kullanılan isimlerin bir adı var mı?
- Aslan ismine sahip olup "Aslan" mı "Arslan" mı karmaşası yaşayanınız veya yakınınız var mı?
0
michael_knight
(12.06.23)
sanmıyorum çünkü ilk defa duyuyorum
hatta emir isminde hayatında 1 kişiyle tanıştım aslan ise 0
0
neira
(12.06.23)
Değil, milyonda bir falandır herhalde.
Soyadı olarak karşıma çıktığında bir karmaşa yaşıyorum, isim olarak karşıma çıksa onda da yaşayabilirim dolayısıyla.
0
hrskrs
(12.06.23)
Yeni nesilde durum nedir bilemiyorum ama +25 yaş için böyle bir şey yok.
0
akhenaten
(12.06.23)
Öyle standart bir isim kalıbı yok.

Arslan soyadlı bir arkadaşım var, bir türlü doğrusunu anlatamamaktan şikayetçi.
0
kobuzchu kiz
(12.06.23)
Öğretmenım, çok farklı isim kombinasyonları görme şansım oluyor :)

Emir Aslan, Mehmet Ali gibi bir isim değil asla.
0
invictae
(12.06.23)
(2)

samsung galaxy a73 ön kamera

ir10
Selamlar herkese,Samsung galaxy a73 telefon var elimizde, kamerası kilitlenip duruyor ön kameraya çevirdiğimizde. Tüm sıfırlamalar, telefon guncellemeleri yapılmış durumda. Ancak bu sıkıntı bitmedi.Bu sorunu veya benzerini yaşamış olan var mıdır? Nasıl çözebiliriz servis dışındaTeşekkürler şimdiden
Selamlar herkese,
Samsung galaxy a73 telefon var elimizde, kamerası kilitlenip duruyor ön kameraya çevirdiğimizde. Tüm sıfırlamalar, telefon guncellemeleri yapılmış durumda. Ancak bu sıkıntı bitmedi.
Bu sorunu veya benzerini yaşamış olan var mıdır? Nasıl çözebiliriz servis dışında

Teşekkürler şimdiden cevaplara
0
ir10
(11.06.23)
Şu adımları denediniz mi?:

www.youtube.com

Bunları denediğiniz halde sorunlar devam ediyorsa yazılımsal değil donanımsal (düşme kaynaklı vs.) bir sorun var demektir ve yetkili servis desteği almanız gerekir.
0
zaman ilac degil insanlar unutkan
(12.06.23)
Samsung'a ticket atın bir görevli smart tutor üzerinden telefonunuza uzaktan bağlanıp yazılımsal sorunları hallediyor. Siz telefonu bir köşeye koyuyorsunuz. Eğer servise gitmesi gerekiyorsa da size söylerler.
0
akhenaten
(12.06.23)
(7)

Ezan sesi çok yüksek

socially awkward
Nereye şikayet edilebilir? Feci bir ses var.
Nereye şikayet edilebilir? Feci bir ses var.
0
socially awkward
(11.06.23)
www.ateizmdernegi.org.tr:~:text=%E2%80%9C%C3%87evre%20kanununun%2014.%20maddesi%20ve,bir%20bilirki%C5%9Fi%20bulup%20y%C3%B6nlendirmesi%20gerekir.
0
bartholomew87
(11.06.23)
En kısa yol cami derneğinin bir üyesi ya da imamla usulünce konuşmak

Olmadı "Ben duymak ya da dinlemek zorunda mıyım ya" cümlesini kullanmadan müftülüğe bildirin.
İkisi de olmazsa cimere yazın.

Diğer türlü "başka şikayet yok" ya da "yapılan ölçümde mevzuata uygun olduğu" cevabı gelebilir.
0
hebanon
(11.06.23)
Şaşırabilirsiniz ama caminin aidiyetine göre vakıflara ya da müftülüğe söyleyebiliyorsunuz. Normalde bir desibel sınırı var ancak bazı cami imamları uymuyor. Kontrole gelindiğinde sesi ayarlayıp sonra yine artırıyorlar. Ben de benzer bir sorun yaşamıştım ordan biliyorum.
0
akhenaten
(11.06.23)
benzer bir sorunu biz de yaşadık üstelik sabah ezanını muhtemelen camide görevli bir müezzin yerine caminin müdavimlerinden birisi okuyordu ne makam vardı ne bişey tavuk gırtlaklıyormuş gibi bir şeydi. apartman olarak toplandık gittik muhtarla görüştük uygun dille anlattık durumu.

Görüşmemizden bir kaç gün sonra hem artık o adam okumadı hem de bariz şekilde sesi kısılmıştı. Bence muhtarla görüşün o yol yordam biliyordur.
0
solo
(11.06.23)
şikayet etmek mi? ben olsam şikayet etmem başıma bir şey gelir diye.
0
ahm1
(11.06.23)
ahm+1
aman diyim
0
mimo
(11.06.23)
yaslilarimiz ezani duymuyor da ondan bu kadar ;)) kesin sikayetinizi yapin yukarkdakilerin dedigi gibi. duz imami, muezzini bulup konussaniz da etkisi olabilir
0
ala09
(11.06.23)
(6)

eli beline koymak

karayel
bu kadınsal bir hareket mi?markette kasada beklerken böyle buluyorum kendimi :)https://pbs.twimg.com/media/BvE19rGCYAAf6ET?format=png&name=small
bu kadınsal bir hareket mi?

markette kasada beklerken böyle buluyorum kendimi :)

pbs.twimg.com
0
karayel
(11.06.23)
Eylemsiz bir duruş pozisyonunda hayır. Dedikodu yaparken bir elinle de mimik yapıyorsan evet, swh.

Şaka bir yana, "eli beline koymak" eylemi kadınsı ya da erkeksi olarak etiketlenecek bir eylem değil tabi ki tek başına söylemeye çalıştığım şey budur.
0
Jazz
(11.06.23)
nasil durduguna gore degisir. Thor gibi isen kadinsi degil:

www.scienceofpeople.com

boyle isen, kadinsi:

www.123rf.com
0
summerof69
(11.06.23)
yorgunluk ve mod’la alakalı bence. ben sürekli kendimde böyle şeyleri gözlemler ve anlamlandırmaya çalışırım. genelde modum ve yorgunluğuma göre vücut dilim değişir. uyurken tek bacağı katlama, toplu taşımada eğilerek tel kullanmak, masada otururken tek ayağı destek olarak bi yere koymak vs..
0
buenosdias
(11.06.23)
eli bele koymak kadınların daha çok yaptıgı bir harekettir.

kadınlar özellikle tartısma sırasında elini beline koyarak daha geniş görünürler.

kadınların bel bölgesi kalçalarına göre çok daha ince oldugu için daha yakısır.

erkekler de zaman zaman ellerini bellerine koyarlar. ben daha belimi çok yoran bir durum oldugu zaman ayakta beklerken elimi belime koyarım.

elini beline koydugun zaman elinin dışını beline koyuyorsan bu kadınsı bir hareket olabilir.
0
abelardo
(11.06.23)
Öyle diyorlar, ben de çok yapıyorum ama umrumda değil. Rahat oluyor, yapmaya devam :D

Ben sık sık iki elimi birden koyuyorum hatta reyonda falan bir şeye bakarken.
0
akhenaten
(11.06.23)
late viper
(11.06.23)
(5)

cumartesi günü terziler açık olur mu?

stationary traveller
sb
sb
0
stationary traveller
(10.06.23)
hanımıyla sorunu olanlar açıktır.
0
neira
(10.06.23)
olur
0
enteg
(10.06.23)
Hafta içi eşofmanımı vermiştim. 'Cumartesi alırsın.' dedi. Bugün gideceğim.
0
Mirket
(10.06.23)
Keyfine bağlı, belli bir çalışma saati yok küçük esnafın. Kimi açıktır, kimi kapatır.
0
akhenaten
(10.06.23)
Olur
0
balpolen
(10.06.23)
(3)

Sürekli arayan otomatik numaraları nasıl engellerim?

yalniz kizkulesi
Hergün arıyorlar nasıl engellerim ?
Hergün arıyorlar nasıl engellerim ?
0
yalniz kizkulesi
(09.06.23)
Telefonunuzda spam aramaları engelleme özelliği varsa onu aktif hale getirebilirsiniz. Belki lüzumlu aramaları da engeller diye kullanmaktan imtina ettiğim bir şey, ne kadar verimli çalıştığını bilmiyorum o yüzden.
0
huçi kuçi
(09.06.23)
iphone'da bilinmeyenleri engelle var.

850 ve 444luleri engelliyor direkt
0
buenosdias
(09.06.23)
Android 13 samsung telefonlarda şöyle oluyor;

Arama yapmak için numara yazdığınız ekranı açın, alt alta üç nokta şeklindeki butona basın (sayıların sağ üstünde, büyüteç sembolünün yanında), ayarlara basın, arayan kimliği ve spam koruması yazısının yanındaki butonu etkinleştirin.
0
akhenaten
(10.06.23)
(3)

50000 tl var dolar alayım mı

comeon
birkaç ay içinde parayı vereceğim yer var, o zamana kadar dolar alsam mı?
birkaç ay içinde parayı vereceğim yer var, o zamana kadar dolar alsam mı?
0
comeon
(09.06.23)
Eğer parayı dolar olarak verecekseniz mantıklı olur, eğer tl olarak verecekseniz sonuçta risk almış olacaksınız. Kim ne diyebilir?

Birkaç aydan kastınız 3 ayı geçiyorsa ve dolar al sat yapmayı düşünmüyorsanız ben olsam kkm'ye koyup vade sonundaki duruma razı olurdum.

Kendi birikimin dışında kalan, ödeme/borç durumundaki parayı kaybetme riskini kazanç ihtimalim çok yüksek olsa da almazdım şahsen. Zaten kimse parayı kaybedeceğini düşünerek riske girmiyor böyle bir durumda, bakıyorsunuz gitmiş. Tabi bu benim.
0
akhenaten
(09.06.23)
Ayın 22'sini bekle. Faiz artırırlarsa dolar kuru düşer.
0
etna
(09.06.23)
KKM yap kafan rahat olur.
0
halitkin
(11.06.23)
(10)

ice tea olayı

kibritsuyu
arkadaşlar bu ice tea veya buzlu çay olarak tabir ettiğimiz içecek yurtdışında da mı böyle? 90'ların başında türkiye'ye gelmeden önce filmlerde görürdüm buzlu çay diye bir şey içerlerdi. sonra memlekete geldi.yani çay dediğin çaydır abi bu memlekette. limonu yine anlıyorum da, yok şeftalili, mango v
arkadaşlar bu ice tea veya buzlu çay olarak tabir ettiğimiz içecek yurtdışında da mı böyle? 90'ların başında türkiye'ye gelmeden önce filmlerde görürdüm buzlu çay diye bir şey içerlerdi. sonra memlekete geldi.

yani çay dediğin çaydır abi bu memlekette. limonu yine anlıyorum da, yok şeftalili, mango ve tropik meyveli, karpuzlu, yok ebesinin... meyve suyu içmek istesem meyve suyu içerim. adına bakıp çay diye alıyon, içinden karpuz çıkıyor.

normal çayı da şekersiz içerim. yani bunun sadesini, şekersizini (tatlandırıcı da olmayacak) falan yapsalar, en azından seçenek olsa olmuyor mu?

kahveciye gidince mesela illa ki karamel makiyato, moka kapuçino latte bilmemne içmek zorunda kalmıyorsun. sade isteyene sade, şekersiz isteyene şekersiz. ama ice tea denen şeyin sadesi yok mu? olsa çok mu kötü bir fikir?
0
kibritsuyu
(09.06.23)
çay çeşitli bitkilerin, meyvelerin gövdesi, çekirdekleri, kabukları, çiçekleri gibi kısımlarının kaynatılması/haşlanmasıyla elde ediliyor. yani sadece çay bitkisinden yapılmıyor, dolayısıyla şeftaliden de çay yapılabiliyor.

ama ilave şeker olmadan üretilmişi var mı bilmiyorum, evde hazırlanabilir tabii.
0
orient blue
(09.06.23)
şekersiz ice tea var. ama şekerli kadar çok satılmıyor
0
jelly bear
(09.06.23)
Bildiğimiz çayın soğutulmuşuna istediğin meyvenin hoşafını karıştırarak evde sen de yapabilirsin.

Bildiğin colanın bir değişik çeşidi ve şeker bombası

Uzun yıllar önce Türkiye'ye getirildi. İçecek firmaları tarafından marketlere biraz eşantiyon, biraz dayatmayla pazarlanmaya çalışıldı. Çok büyük reklam harcaması yapıldı ama bir türlü Türk'ün ağız tadına uymuyor derken birden patladı.

Benim 'uzak durulacak içecekler' listemde Cola'dan sonra ikinci sırada.

Verdiğim tarifle evde çok rahat yapabilirsiniz.

EK: Tarif de buldum :)
www.youtube.com
0
Mirket
(09.06.23)
Haklı isyanınıza katılıyorum. Aşırı şekerli buruk meyve suyu içmek istesem meyve suyu içerim. Ben bazı otellerde, kokteyllerde rastladığım çeşmeli karışımlar harici böyle bir şey görmedim ama çay seven biri olarak olsa, temiz içeriği de olursa litrelerce tüketirim o ürünü.

@mirket ben de deneyeceğim teşekkürler.
0
chicha_v2
(09.06.23)
Avrupa'da markete git, sade yogurdu zor bulursun ama onlarca cesit meyveli yogurt vardir marketlerde. Bu da onun gibi iste rengi, tadi, sekeri cezbetsin coluk, cocuk, millet alsin, satislar artsin diye. Danone, Lipton gibi gida tekelleri ne isterse o oluyor
0
speedy
(09.06.23)
Kötü fikir olabilir çünkü dünyada sekersiz siyah çay içen insan sayisi sinirli. Misal Fransa'da sıfır market.
Onun dışında ben siyah sekersiz kahve severim ama soğuğunu sevmem.
Siyah sekersiz çay severim ama soğuğunu sevmem. Ice tea severim.

Kısacası siyah çay içenin bile beğenmediği bir tat olabiliyor soğuk çay. Ondan sınırlı bir market var.

Kahveci milyonlarca kutu üretip, kutunun tasarimini yapip, üretileceği fabrikayi secmekle ugrasmiyor. Böyle bir şeye girmeleri için halkta ciddi kitlenin "allah aşkına bize dümdüz çayi soğutup satin" demesi lazım. Aradaki fark o.
0
logisticsmanager
(09.06.23)
Dubai'de her restoran kendi şekersiz, limonlu soğuk çayını yapıyor (bir yerde bile Lipton getirdiklerini görmedim). Yanında minik sütlük gibi bir şeyde sıvı şeker (mısır şurubu olma ihtimali yüksek) getiriyorlar, istediğimiz kadar tatlandırıp içiyoruz.

O kadar iyi fikir ki ben artık yazları soğuk demleme soğuk çay yapıyorum, siyah çay, meyve çayı, hepsinden oluyor. Yalnız gerçekten (edit: şekersiz) soğuk siyah çay çok çirkin bi şey, her türlü sıcak içeceği ve soğuk kahveyi şekersiz içerim ama soğuk çay illa şeker istiyor. O yüzden balla ya da toz şekerden simple syrup yapıp onunla tatlandırıyorum. Müthiş fikir aslında, birkaç butik kahveci buradan yürüse belki yayılırdı :/

Edit: Ne zamandır çay yapmamıştım, bu soruyla aklıma düştü, az önce bir sürahi çayı demlenmek üzere balkona bıraktım. Teşekkürler kibritsuyu.
0
kobuzchu kiz
(09.06.23)
şeker olsa gene bir nebze iyi çoğu şeker şurupları ihtiva ediyor malesef.

ayrıcabşekersiz olanlar var. pin marka ice tea. çeşitleri mevcut ve şekersiz.
pindrinks.com.tr bakabilirsiniz.
0
ezkaza
(09.06.23)
Meyve suları ve ice tea tat olarak çok farklılar ki... Yani sizce de şimdi şeftali suyu ve şeftalili ice tea arasında fark bariz değil mi :D

Ürünler piyasaya sürülmeden önce deneme süreçlerinden geçiyor genelde. Bir ürünü beğenen bir avuç insanken beğenmeyen çok sayıda kişi varsa seri üretiminine girişmiyorlar haliyle.

Siz bunu istemişsiniz mesela ama zannediyorum birçok kişi "buz gibi olmuş çaya niye para vereyim ki" diye düşünür.

İce tea çay olsa da çay niyetine içilen bir şey değil sonuçta. Yani ben hayatımda hiç canım çay istedi ama hava sıcak en güzeli ice tea içeyim diyen bir kişi bile görmedim. İce tea, ice teadir.
0
akhenaten
(09.06.23)
abd de marketlerde bildiğin demlenmiş soğutulmuş soğuk çay satılıyor fabrikasyon ve ben hiç sevmiyorum. liptonlarda ne avrupa ne türkiye kalitesindeydi.
0
haskoylu deli hasan
(09.06.23)
(2)

tatil yapmayı biliyor musunuz?

karayel
Ben hiç anlamıyorum bu işlerden nereye gitsem ne yapsam?
Ben hiç anlamıyorum bu işlerden nereye gitsem ne yapsam?
0
karayel
(08.06.23)
Ne yapsama vereceğiniz cevap sizi zaten bir yerlere götürüyor.

Ülke içinde; Deniz kum güneş, yemek turizmi, kültür turizmi (tarihi yerler vs.), otel tatili (spa, havuz, lüks vs.), Yolculuk ve spor amaçlı (trekking, tren turları vs.), Kafa dinleme (yazlık vs.) amaçlı tatil gibi seçenekleriniz var.

Yurtdışı için yukardakilere ek; şehir & alışveriş turizmi, sanat ve moda üzerine seyahat, etkinliğe dayalı (festival, safari vs ) tatil. Gibi seçenekleriniz var.

Siz hangisinden hoşlanacağınızı saptarsanız gerisi gelir.
0
akhenaten
(08.06.23)
Kaç kişisiniz, kaç yaşındasınız, ne kadar bütçeniz var, ne kadar hareket ne kadar sakinlik peşindesiniz, arabanız var mı, neredesiniz... Hiçbir şey bilmeden verebileceğimiz tavsiye pek yerinde olmayacaktır.

Ama yine de diyorum ki Kadir'in Ağaç Evleri'ne veya Kabak Koyu'nda "Sea Valley Bungalows"a gidin.
İyi tatiller,
0
michael_knight
(08.06.23)
(2)

Televizyondan anlayanlara soru

alaimisema
Dolar tüm fiyatları çarpmadan tv ihtiyacımı görmem gerekiyor. Hiçbir bilgim yok araştıracak pek zamanım da yok hemen almazsam çok geç olacak :)Yıllardır samsung tv kullandığım ve çok sevdiğim için samsung marka almak istiyorum. Ama bu yeni ekran teknolojilerine falan hakim değilim. Örneğin bu televi
Dolar tüm fiyatları çarpmadan tv ihtiyacımı görmem gerekiyor. Hiçbir bilgim yok araştıracak pek zamanım da yok hemen almazsam çok geç olacak :)

Yıllardır samsung tv kullandığım ve çok sevdiğim için samsung marka almak istiyorum. Ama bu yeni ekran teknolojilerine falan hakim değilim. Örneğin bu televizyon okey mi sizce? QLED olsa daha iyiymiş sanırım ama 2 kat fazla para vermem de pek mümkün değil. Net görüntü olsun, sağdan soldan çok parlamasın ve 60-65'' boyutunda olsun istiyorum. İş görür mü?

www.hepsiburada.com
0
alaimisema
(07.06.23)
iş görür
0
jelly bear
(07.06.23)
Şu anda piyasada 2 farklı yaygın teknoloji var OLED ve LED

İkisi de led aydınlatmayla görüntü sağlıyor ancak OLED tvlerdeki ledler yanıp sönme kabiliyetine sahip olduğu için tam siyah renk verebiliyor, çünkü OLED tv'de siyah renk ledlerin tamamen sönmesiyle veriliyor. Standart LED tvlerdeyse siyah renk led ışıklarının kısılmasıyla veriliyor, orada yine ışık var ama siz siyah olarak algılıyorsunuz.

QLED ise normal LED cihaza ekstra bir filtre eklenerek oluşturuluyor. Amacı görüntüyü biraz daha OLED kalitesine yaklaştırmak. Çok müthiş bir farka sebep olmuyor. QLED samsung'un bir pazarlama stratejisi, LG de benzer bir pazarlama stratejisini QNED adıyla yapıyor.

Mağazaya gidip LED ve QLED cihazların ekranlarına bakıp görebilirsiniz farkı. Bence muazzam değil.

QLED bütçenşz varsa tercih edilebilir, ancak bence ekstra bütçe zorlamaya değecek bir özelliği yok. Olursa ne ala, olmazsa çok da şey değil...

Linkini verdiğiniz ürün bence gayet yeterli. TV'ye konsol bağlayıp oyun oynamayı vesaire düşünmüyorsanız çok takmayın bence.
0
akhenaten
(07.06.23)
(12)

Kaç tane ingilizce kelime biliyorsunuz?

Unde bach canim
Sb.
Sb.
0
Unde bach canim
(07.06.23)
Upper intermediate civarında sanırım 4000-5000 civarıdır. Mesleki olarak da teknik kelimeler bildiğim için bu civarda olduğunu tahmin ediyorum.
0
kimlanbu
(07.06.23)
preply.com
Seneler önce şu testi yapıp sonuç paylaşmıştık galiba burada :)

Bu teste göre 23000+ kelime biliyormuşum. (İngilizceden edebiyat çevirisi ve editörlüğü yapıyorum.)
0
kobuzchu kiz
(07.06.23)
üstteki teste göre 8 bin bana kalsa 2-3 bin derdim (her harften ortalama 100 kelime çıkarırım mantığıyla).
0
gule gule
(07.06.23)
Zor denebilecek 1000'e yakın kelime biliyorum. Kolay olanları saymak mümkün değil. Yani conifer kelimesini bilince hair kelimesine biliyorum deyip sayı belirlemek çok zor. Bence kelime sayısı değil, çeviri sayısı önemli. Bir kelimenin bir anlamını 100 kişi biliyorsa başka anlamını belki 10 kişi biliyor. Türemeyle ortaya çıkan kelimeler de bir sorun. Derail kelimesini bilince derailment kelimesini de biliyorsun.
0
dissendium
(07.06.23)
Teste göre 11.969 çıktı benimki de
0
akhenaten
(07.06.23)
@kobuzchu kiz'in linkine göre 21791 kelime biliyormuşum. Bu ifade bana biraz abartı geldi gerçi. Buradan fantastik edebiyat ve FRP oyunlarına sevgilerimi iletiyorum.
0
nawar
(07.06.23)
Teste gore 15830. Test iyi olcum yapmiyor nerde bunun phrasal verbu, phrase'i , redublication'i, idiom'u, interjections'i.
0
speedy
(07.06.23)
Teste göre 29 bin çıktı. Geçen sefer bana sırf hava atmak için sallıyorsun demişlerdi ama işim gereği çok fazla İngilizce teknik ve hukuki metin okuyorum ve yazıyorum. Bu nedenle saçma sapan kelimelerle karşılaşma ihtimalim fazla oluyor.

Büdüt: Bu tür bir soruya yine cevap vermek de benim mallığım olsun.
0
peki madem
(07.06.23)
kobuzchu kiz'in testine göre 14770! yalnız test bir yerden sonra fransızca kelime bilgisi testine dönüyor. melange, bruit gibi kelimelerin ingilizce bir metinde kullanıldığını hiç görmedim.
0
gnosis
(07.06.23)
14k, 29k lik cevaptan suphem var. Yapim ekleri vs eklenirse benim de 20 yi bulur
0
lapaz
(07.06.23)
Wordup tan 14k bu arada.
0
lapaz
(07.06.23)
yukaridaki testten 19894 cikti. ha bu arada kuru kuruya kelime anlami ezberlemenin/kelime sayisinin dil ogrenmedeki degeri sifira yakin bence.
0
hot potato
(07.06.23)
(3)

A-2 seviyesinden ilerlemek

mavikalem
A-2 seviyesinde olup bundan sonrasını okuma ya da konusma yaparak ilerletmek mümkün müdür? Zira ilerledikçe kafa çorbaya dönüyor. Not: Amaç herhangi bir sınava girmek degil sadece konusma yapmak.
A-2 seviyesinde olup bundan sonrasını okuma ya da konusma yaparak ilerletmek mümkün müdür? Zira ilerledikçe kafa çorbaya dönüyor.
Not: Amaç herhangi bir sınava girmek degil sadece konusma yapmak.
0
mavikalem
(06.06.23)
Çok tehlikeli zamanlar, okumalardan çok verim alamazsınız muhtemelen. Eğer anadil olarak, sizin öğrendiğiniz dili konuşan biriyle konuşma yapacaksanız bu her aşamada faydalı.

Ancak karşınızdaki kişinin yetkin olması önemli. A2 gibi seviyeler yanlış kalıpların en çok yerleşmeye müsait olduğu zamanlar. Doğru sanıp yanlış şeyler öğrenirseniz kafa hepten çorbaya dönebilir.

Genel algıda B1 seviyesi tamamlandıktan sonra tek başına ilerlemenin daha uygun olduğuna dair bir kanı var. Ne kadar doğrudur bilmem, söylemiş olayım.
0
akhenaten
(06.06.23)
Ispanyolca ogreniyorum a2 bitince online konusma satin aldim ve yardiriyorum. Aradan 1 ay gecti suanda acildim konusabiliyorum ama 6 yasinda cocuk gibi iste.

Genel olarak zamanlarin yuzde 80ini ogrendim ve surekli hikaye kitabi okudum.

Suanda ise deli gibi dizi izliyorum altyazili netflixten. Netflixse ses + altyazi ispanyolca seciyorum

Hergun rutinimden biride podcast dinlerim hunharca

Sana verebilecegim en buyuk ve faydali tavsiye sevdigin seyleri oku izle ve dinle ilgini cekmeyen seylerden uzak dur bu seviyelerde yoksa pes edersin.

Umarim faydali olur
0
Slynmaster
(06.06.23)
Gramer-kelime ezberi-kendi kendine bile olsa konuşma antrenmanı. Bu üçüne ek olarak kelime telaffuzlarını da eklerseniz, yavaş da olsa epey ilerleme kaydedersiniz.

Bunlar olmadığı sürece yerinizde sayarsınız. Bence bu aşamada listeningi çok önemsiyor insanlar. Ama konuşamıyorsan dinleyebiliyor olmanın bir mantığı yok. Çünkü konuşmaları anlayabilmek için doğru telaffuzlarını bildiğiniz geniş kelime bilgisine sahip olmanız lazım.

Bana tecrübelerim bunu gösteriyor. Tabi bunun yanında ingilizce paragrafları yanına türkçesini çevirmeye çalışarak ve türkçe paragrafları da ingilizceye çevirmeye çalışarak gramer mantığının nasıl işlediğini çözmeye başlarsınız.

Bu arada bu öğrendiklerinizi uygulamaya dökmezseniz speaking kısmı hep kötü kalır.
0
filipis
(06.06.23)
(3)

İngilizce cümle

adwokat
Bizi onurlandıran güzel sözleriniz için teşekkür ederiz.Bu cümleyi en profesyonel şekilde nasıl çeviririz?Thank you for your kind words that honor us.Demek istiyorum ama türkçesindeki gibi havalı olmuyor.
Bizi onurlandıran güzel sözleriniz için teşekkür ederiz.

Bu cümleyi en profesyonel şekilde nasıl çeviririz?

Thank you for your kind words that honor us.
Demek istiyorum ama türkçesindeki gibi havalı olmuyor.
0
adwokat
(05.06.23)
We express our gratitude for your gracious words that bestow honor upon us.

Veya

We extend our sincere appreciation for your kind words, which serve to honor us greatly.

Bu cümleler uygun mudur?
0
🌸adwokat
(05.06.23)
Tam chatgbtlik soru. İ
0
zimbirik
(05.06.23)
@adwokat Yanıt kısmında yazdıklarınız mutlakiyetçilik çağı lordları tarafından krala söylenmiş gibi duruyor bence :D biraz abartılı kaçmış. ilk sorudaki söyleniş gayet uygun gibi alında.

İki cümleye bölebilirsiniz belki, "thank you for your kind words, we're honored."

Daha fancy bir şey olması için şöyle de denebilir;

"We extend our gratitude for your kind words that have honored us."

Bu yine de çok fazla geliyor bana, biraz yumuşatmak isterseniz bence en uygunu şöyle olurdu;

"We appreciate your gracious words that have honored us."
0
akhenaten
(05.06.23)
(5)

Aynı isimle farklı iban'a gönderilen para ne olur?

sassot
örnek ; ahmet yılmaz isimli 2 kişi var. aynı banka üzerinden farklı iban adresleri var.1.ahmet yılmaz'a gönderilecek para yanlışlıkla 2.ahmet yılmaz'ın iban'ına gönderiliyor.bu para karşıya gider mi? giderse geri alınır mı nasıl kanıtlanabilir böyle bir durum?
örnek ; ahmet yılmaz isimli 2 kişi var. aynı banka üzerinden farklı iban adresleri var.

1.ahmet yılmaz'a gönderilecek para yanlışlıkla 2.ahmet yılmaz'ın iban'ına gönderiliyor.

bu para karşıya gider mi? giderse geri alınır mı nasıl kanıtlanabilir böyle bir durum?
0
sassot
(02.06.23)
gider. bankayı arar hatalı işlemi beyan edersiniz. onlar 2. ahmet yılmazı arar hatayı söyler işlemi geri çekmeyi talep eder. 2. ahmet evet tanımıyorum derse para geri çekilir.
yok ben bekliyordum öyle bir para derse adliye yolları taştan :)
0
erty_ksk
(02.06.23)
Gidemez denebilir.

IBAN bir adres ülke kodu, banka kodu, şube kodu, müşteri numarası, hesap kodu bilgilerini içeriyor. Üstüne bir de isim yazıyorsunuz.

Haliyle siz birkaç rakamı farklı yazdığınızda tam olarak o bankanın, o şubesinde, o hesap numarasıyla ve hesap koduyla kayıtlı ve aynı isimde bir kişinin daha olması gerekir ki para hesaba geçsin.

Bu da teorik olarak mümkün olsa da pratikte imkansıza yakın bir durum. Hatalı yazılmış bir IBAN numarası ve isim eşleşmesinin karşılığının çıkma olasılığı yok denebilecek kadar düşük.
0
akhenaten
(02.06.23)
niye gitmesin ki? siz o ibana ait doğru ismi girmiş oluyorsunuz sonuçta.
0
elorelia
(02.06.23)
Gitmez diyen arkadaşları anlamadım niye gitmesin ki sonuçta ortada birbiriyle uyuşan IBAN ve isim bilgisi var. Banka hangisine göndermek istediğini nereden bilecek? Sonuçta gerçekten ikinci Ahmet Yılmaz'a göndermek istemiş de olabilir. Bu mantığa göre ikisine de hiçbir şekilde gönderemez o zaman.

Ama bankanın buna bir önlem aldığını tahmin ediyorum belki bankacı varsa daha net bilgi verir.
0
bhhs
(02.06.23)
yahu neden yanlış ibana gönderilsin ki? İsme havale değil bu, spesifik olarak ülke-şube-hesapno içeren bir iban yazıyorsun, yanlış ibana yollamak ve o ibanın aynı isimde çıkması herhalde milyarda bir falandır.

Giden para gayet doğru kişiye gitmiş gibi görünür, isim ve iban doğru çünkü. O insan geri verirse verir diğer türlü bişey kanıtlanamaz bence (çünkü kendi elinle o ibanı ve ismi girdin)
0
nhk ni youkosu
(02.06.23)
(6)

hayattaki motivasyonunuz nedir?

sparkle kiddle
nedir?ne sizi hayatta tutuyor? Neyi bekliyor, neyi arzuluyor, ne icin yasiyorsunuz?yasamak icin nedenleriniz nelerdir?
nedir?

ne sizi hayatta tutuyor? Neyi bekliyor, neyi arzuluyor, ne icin yasiyorsunuz?


yasamak icin nedenleriniz nelerdir?
0
sparkle kiddle
(02.06.23)
Kedim.
0
peki madem
(02.06.23)
İdealize edilmiş bir beklentim yok, içinde bulunduğum duruma göre yapabileceğim en uygun şeyleri belirliyorum. Bunların gerçekleşmeyebileceğini baştan kabul edip öyle olduğu takdirde yeni bir yol ya da yeni bir plan yapıyorum.

Bir şeylerden zevk almayı öğrendim, evet öğrendim. Örneğin özel günleri falan kutluyorum, aptalca demiyorum. İnsanın aptalca şeyler yapmaya da ihtiyacı var. Bu gibi şeyler de motivasyonumu kazanmama dolaylı yoldan katkı sağlıyor; ağır bir yükün altında ezilmiş hissetmiyorum kendimi.

Önceden böyle değildim.
0
akhenaten
(02.06.23)
Beni seven kişilerin üzülmemesi. Tek motivasyonum bu. Kimsem kalmasa direkt geberebilirim, hiç sıkıntı etmem.
0
d max
(02.06.23)
dolu dolu, anlamli, basarili bir hayat gecirip geberip gitmek.

anthony bourdain'in sozuyle kapatiyorum:

“Eat at a local restaurant tonight. Get the cream sauce. Have a cold pint at 4 o’clock in a mostly empty bar. Go somewhere you’ve never been. Listen to someone you think may have nothing in common with you. Order the steak rare. Eat an oyster. Have a negroni. Have two. Be open to a world where you may not understand or agree with the person next to you, but have a drink with them anyways. Eat slowly. Tip your server. Check in on your friends. Check in on yourself. Enjoy the ride.”
0
baldur2
(02.06.23)
guzel yemekler yiyip bol bol bira icmek.

ha bir de bench press’te agirlik artirmak.
0
alperz
(02.06.23)
- calismak zorunda olmadan calismak,
- ogluma guzel bir gelecek hazirlamak.
- dunyayi gezmek
0
cooperr
(02.06.23)
(8)

motor kullanmayı öğrenmek

dedim ben sana
bisiklet sürmeyi bile bilmeyen birisi olarak motor kullanmayı öğrenmem gerek. çok büyük hacimli değil scooter tarzı, yazlık yerlerde işimi görebilecek, marketten, denizden kalacağım yere kadar kendimi götürmemi sağlayacak kadar motor kullanmayı öğrenmem gerek. nasıl ve nerede öğrenebilirim? fikirler
bisiklet sürmeyi bile bilmeyen birisi olarak motor kullanmayı öğrenmem gerek. çok büyük hacimli değil scooter tarzı, yazlık yerlerde işimi görebilecek, marketten, denizden kalacağım yere kadar kendimi götürmemi sağlayacak kadar motor kullanmayı öğrenmem gerek. nasıl ve nerede öğrenebilirim? fikirler için şimdiden teşekkürler.
0
dedim ben sana
(01.06.23)
Önce bisiklet kullanmayı öğrenin, sonrası zaten çok hızlı bir motor olmadıkca kolay.
0
John Bloor
(01.06.23)
bisiklet öğrenmenin basit yolunu da ben ekleyeyim.
youtu.be
0
lazpalle
(01.06.23)
Evet, yokuş aşağı pedalsız sadece dengeyi öğrenmek daha kolay, yokuş derken, hafif bir eğim.

Çocuklar için bu işe uygun taytay denilen bisikletler var mesela pedalsız.
0
John Bloor
(01.06.23)
Düşmeden bisiklet öğrenildiğini sanmıyorum. Dengeyi bulana kadar limitlerin nereler olduğunu, ne durumda kurtarabileceğinizi test etmeniz gerekiyor.
Bu düşüşleri motosiklette değil bisiklette yaşamak istersiniz, o yüzden önce bisiklet.
0
michael_knight
(01.06.23)
Bisiklet kullanmayı öğrenirken de özellikle kask, çenelik, dirseklik ve dizlik kullanmayı ihmal etmeyin. Artık çocuk olmadığınız için hem düşüş etkisini daha fazla hissedersiniz hem de yaralarınız da bir noktaya kadar iyileşir.
0
akhenaten
(01.06.23)
Gözünüzde büyütmeyin, basit bir iş. Sağ elinizdeki gaz kolunu sürekli çevrili tutup aşırı gaz vermeden yavaş yavaş turlayın. 2 saate öğrenirsiniz. youtu.be
0
veddin vele biddin
(01.06.23)
motor kullanmak basit, zevkli ama arabaya göre bambaşka teknik ve fiziklere ait bir iştir.

denizden kalınacak yere kadar giderken uçurumlu bir sağ viraja hızlı girmiş bulundunuz diyelim. bu virajda arabadan alışkanlık gidonu sağa kırarsanız motor sol uçuruma uçar. bu bilgi bile işin ciddiyeti için yeterli olur umarım. orada sizi sadece gidonu virajın tersine iteceğiniz kontra tekniği ve bakış teorisi kurtarır. ne fren ne gaz sizi kurtaramaz. daha çok uçuruma sürükler.

sonrasında; eğitim, eğitim, eğitim.

bir eğitmenin en çok sevdiği kursiyer tipi sizsiniz. yani hiç 2 teker kullanmamış, beyni bembeyaz bir sayfa kadar bilgiye aç kişi. çünkü en büyük zorluk önce doğru bilinen yanlışların yanlış olduğuna ikna etmek.

sıra;

önce ekipman
sonra eğitim (sırasıyla teorik, kapalı alan temel hakimiyet ve sonrasında mümkünse yol eğitimi)
sonra motosiklet

keyifli sürüşler.
0
onemoremile
(01.06.23)
ben böyle öğrendim ama tavsiye etmem. motosiklet ağır ve güçlü bir alet ufak hatada ciddi sakatlanabilirsin. bisiklet öyle değil hataları tolere edebiliyor. en fazla ufak yara bere alırsın.

en basit yöntem hafif yokuş aşağı olan bir yer bulup önce pedal çevirmeden freni salarak denge becerisi geliştirmek. bu bir iki saatte kazanılıyor. sonra ufak ufak bisikletle turlarsın.

bisiklet aslında gittiği sürece kendi dengesini korur. sürücü gidona müdahale ettiği için de yön değiştirir. ikinci kural ise önüne değil karşıya bakmak. beynin ufuk çizgisini görmesi gerekiyor.

nerede öğrenirim dersen göztepe özgürlük parkı hafta içi sabah erken saatlerde çok müsait, 500-600 metre mesafedeki bike&outdoor mağazasından saatlik bisiklet kiralayabilirsin. sürmeyi hiç bilmesen bile elde parka kadar getirir. parkın hafif aşağı eğimli bölgelerinde dediğim gibi çalışırsın.

denge vs becerileri kazandıktan sonra motosiklet işi geliyor. ama bu baya ciddi bir konu. motora hakimiyet - trafiğe hakimiyet gibi. bu aşamada hondanın güvenli sürüş eğitimleri var katılmanı şiddetle tavsiye ederim.
0
orpheus
(02.06.23)
(8)

Yazilimcilikta 10 yil sonrasi var mi?

mimikikili
Simdiden yapay zeka halkin kullanimina acildi. Chatgp yi cocuklar bile kullaniyor. Bi 10 yil sonra yazilimciya ihtiyac olacak mi? Bu isi bilgisayarlar saniyeler icinde kendiliginden yapabilecek mi? Mutlu bi gün olsun...
Simdiden yapay zeka halkin kullanimina acildi. Chatgp yi cocuklar bile kullaniyor. Bi 10 yil sonra yazilimciya ihtiyac olacak mi? Bu isi bilgisayarlar saniyeler icinde kendiliginden yapabilecek mi? Mutlu bi gün olsun...
0
mimikikili
(31.05.23)
herhangi bir teknik altyapıya sahip olmadığım için net bir yorum yapamıyorum ancak gelecekte çok iyi teknik bilgiden ziyade (spesifik alanları ayrı tutuyorum) bir çok işlemde "bilgisayara derdini en iyi anlatabilen" kişiler ayrı bir konumda olacak gibi.

atıyorum chatgpt'ye doğru soruları sorup onu ilgili konuda en iyi eğitebilen.
photoshop'ta istediği şeyi en doğru şekilde anlatabilen.
dalle'de yaratmak istediği görsellerin promptlarını en iyi kurgulayan vs...

bu noktada sayısal zeka yanında duygusal zeka da çok önemli bir konuma gelecek gibi görünüyor. hayal gücü çok iyi olup teknik bilgisi zayıf olan insanlar da yavaş yavaş bir şeyler yapabilmeye başlayacaklar.

bugun chatgpt'ye istediğin tarzdaki şarkılar için belirlediğin kelimeleri veriyorsun sana şarkı yazıyor. istediğin şekilde gitar tablarını yazıyor ve altına davul linelarını veriyor. daha çok çok yeni bir teknolojiden bahsediyoruz.

özetle yazılımcıların 10 yıl sonrası var mı bilmiyorum ama bir çok alanda 10 yıl sonrası için farklı alanda uzmanlar devreye girecek gibi.
0
teritori
(31.05.23)
yapay zekanin halkin kullanimina acilmasiyla yazilimcilikta 10 yil sonrasi var mi sorusu cok ama cok farkli seyler. elma ile armutu karsilastirmak gibi. uzun uzun yazmayacagim. savunma sanayideki gomulu yazilimlari kim yazacak, scada sistemlerindeki yazilimi kim yazacak, bir firmanin gelistirdigi yazilimi kim takip edecek? yine yazilimcilar. daha cok ornek verirdim ancak gerek yok cunku yazilimi salt websitesi yazma veya windows 10 uygulamasi yazma olarak dusunmemek lazim
0
nibba
(31.05.23)
Bana öyle geliyor ki yazılım bilgisi hemen hemen tüm mesleklerin bir gerekliliği haline gelecek. Bunu aynı bilgisayar kullanımının yaygınlaşıp hayatın her alanına nüfuz ettiği gibi düşünebilirsiniz.

Dolayısıyla derin yazılım bilgisi olan kişiler için her zaman bir iş olanağı var gelecekte, ancak özellikle "yazılımcı" etiketi altında özelleşmiş mesleğin bazı ayrıcalıkları törpülenecektir.

Tabi bu bugünkü yazılımcıların emekliliklerine kadar rahatça çalışabilecek durumda oldukları gerçeğini etkilemiyor.

Yani özetle yazılım bilgisine duyulan ihtiyaç arttıkça yazılımcılık, hizmet veren ayrı bir alan olmaktan çıkıp birçok mesleğe alım şartlarında kendine yer bulan temel bir yetenek haline evrilecek gibi. Her halükarda bu yeteneğe sahip olmak şu dönemde yapılacak en iyi yatırım. Ancak bunu sektörden belli başlı bir meslekle birleşik olarak ilerletmekte fayda var.
0
akhenaten
(31.05.23)
22 yıldır sektördeyim ve yapay zekanın sektöre etkisini şöyle yazayım belki fikir verir.

Bir kaç günce önce chatgpt'ye bir programı sıfırdan yazdırdım, benim tek yaptığım fonksiyonları anlatmak ve yazdığı fonksiyonları Visual Studio'yu açıp yapıştırmak oldu. Ortaya çalışır bir uygulama çıktı. Ufak tefek hatalar dışında uygulamanın çalışmasını engelleyecek yanlış kodlamalar yapmadı, yaptığı hataları da ben söyleyince kendisi düzeltti.

Gelelim 10 yıl sonrasına: Eğer hali hazırda büyük projeler geliştirip uzun yıllar hizmet sözleşmeleri imzalamadıysanız tez zamanda kendinize yeni yetenekler bulun derim, yarın bir gün chatgpt'nin bir sonraki sürümü çıkar ve ufak hataları da yapmayacak hale gelir bir de üstüne API desteği sayesinde IDE'lerle entegre çalışmaya başlar, insanlar sadece istedikleri programı AI'ye anlatır o da programı yazar verir.

Bunu işkembeden sallayan biri değil 22 yıllık programcı olarak söylüyorum.
0
solo
(31.05.23)
yazilimcilari iyi yapan ozelliklerinden biri de adaptasyondur. sektor surekli yeni bir seyle karsina gelir ve sen ona ayak uydurabilirsen is yapabilirsin. o yuzden iyi yazilimcilar kendini degistirip ve yenileyecektir. sadece yazilim icin degil ai ile birlikte kendini yeni duzene adapte edemeyecek cogu beyaz yakali ayni problemi yasayacak. mesela ben freelance isler yapan bir yazilimciyim ama tasarimciya ihtiyacim oluyordu artik ihtiyacim olan ui'lari ai ile birlikte istedigim gibi olusturabilecegim. 50 kere revize de istesem, logoyu bir tik saga kaydir da desem trip atan biri yok karsimda.
0
duyulmasi gerektigi kadar
(31.05.23)
Yapay zeka dışında hali hazırdaki yazılımcı sayısı da hiç az değil. Var olan yazılımcılar ve buna ek olarak yapay zeka iş imkanları ve maaşları düşürecektir.

Aklımdaki bir proje için birkaç yazılımcıdan fiyat almıştım. ChatGPT ile kendim yaptım. Bir örnek.
0
socially awkward
(31.05.23)
microsoft'ta calisiyorum ve buyuk oranda bitecegini soyleyebilirim. azalacak kesinlikle. hic lafi egip bukmeye gerek yok. insanlar yine koltukta oturacak ama isin cogunu ai yapacak. insanlar test eder artik yazilimi.

tarihin her doneminde belli meslek dallari onem kazanir, sonra herkes oraya ususur derken egri dususe gecer. son 20 yildir computer science en avantajli bolumken su an tercih yapan bir yakinima yazdirmam.

bu tarz ai yeteneklerinin b2b (business icin) ve b2c (customer icin) modelleri olur. chatgpt b2c oluyor. ama microsoft zaten kendisi icin de bunlari gelistiriyor. yani bir yerde cok az insan gucu ile, cok fazla output imkani olacak.

buyuk sirketler kendi ai modellerini olusturup, bunu da limitleyip paketler halinde kucuk sirketlere satacaklar.

su anda mesela chatgpt'nin kamuya acik olmasi tamamen data toplamak icin. hayrina degil. insanlar ne aratiyor? hangi tur sorularda regenerate answer'a tiklaniyor vs gelistirmek icin hep.
0
antikadimag
(31.05.23)
10 yıl sonra farklı olacağı kesin, bitmez buna emin olun ama popularitesi farklı olabilir.
0
nuisance
(31.05.23)
(6)

Hangi dil?

redcat
İspanyolca mı İtalyanca mı? Kitap okumak istiyorum o dilde. İyice öğrenmem lazım, biliyorum.
İspanyolca mı İtalyanca mı? Kitap okumak istiyorum o dilde. İyice öğrenmem lazım, biliyorum.
0
redcat
(30.05.23)
İtalyanca. Sanayide iyiler. Konuşursan iş bulabilirsin. İspanyolca popüler ama bence kültür etkisi. Gerçekte çok işine yaramayabilir.
0
dissendium
(30.05.23)
dili iş maksatlı öğrenmek sonu pek kestirilemeyen bir macera. yerine göre "ne alaka" diyeceğin, 3-5 milyonluk ülkede konuşulan dil sayesinde çok iyi iş bulabiliyorsun veya tam aksine çok yaygın kullanılan önemli bir dil sana "ooo akıllı/kültürlü biriymiş" algısı dışında maddi anlamda hiçbir şey katmayabiliyor.

kitap okuyacağım diyorsan bence yazarları, edebiyatı düşün. mesela eco'yu, pavese'yi italyanca okumak mı daha heyecan verici geliyor sana? yoksa marquez okuyup kafanda kolombiya'yı canlandırdığında mı daha mutlu olursun? bunlar önemli detaylar. dil öğrenme işi yaş ilerlese de aslında bebeklerinkine benziyor - yani sürekli maruz kalmak, hep duymak, hep konuşmaya çalışmak, her gün irili ufaklı bilgileri kapmak lazım. o açıdan ilgi duyduğun, ekstra efor sarf etmeden kendiliğinden yönelebileceğin dil hangisiyse bence onu öğren.

dissendium'un söylediğine hem katılıyorum hem katılmıyorum. katılıyorum çünkü italyancanın sanayi, moda gibi belli alanlarda geçerliliği olabiliyor. üniversitede italyan dili ve edebiyatı okuyup bu tarz işlere giren arkadaşlarım oldu. tabii diploma almak dışında dili kullanamayanlar da oldu. dediğim gibi risk.

katılmadığım kısmı ise ispanyolcanın işe yaramayacağı fikri. ispanyolca bütün güney amerika'da konuşuluyor birkaç ülke haricinde. onu geçtim artık abd ve kanada bile hispanik dolu. yarın bir gün atıyorum florida'ya, teksas'a gidecek olursun, bence ispanyolca biliyor olmak inanılmaz avantaj olur yabancı için. avrupa'da zaten ispanya'da konuşulmasına filan hiç girmiyorum bile (ha tamam arada aksan/kullanım farkları var tabii ki ama onlar da atla deve değil, dili bildikten sonra öğrenilir).

spesifik bir amaçla belli bir dili öğrenmek gerekmiyorsa bence insanın yakın hissettiği, sevdiği dile odaklanması daha mantıklı. çünkü terminatör ya da dahi değilsen bence uzun vadede rastgele bir dili çok iyi öğrenemezsin. kim uğraşacak?
0
mark greg sputnik
(30.05.23)
İspanyolca; çok daha geniş bir coğrafyada konuşuluyor, haliyle amaç edebiyse çok daha fazla eseri anadilinden okuma şansına sahipsiniz, amaç ticariyse de yüz milyonlarca insanla iletişim kurabilir hale geliyorsunuz.
0
salihdt
(30.05.23)
Mantıklı olan İspanyolca. Hem ticari, hem edebi, hem daha fazla insanla iletişim kurabilmek, hem daha fazla film, dizi izleyebilmek vs.

Ama bütün bu avantajlarına rağmen belki de İtalyanca öğrenmek hoşunuza gidecek. Fonetik olarak keyif alacaksınız, opera izlemekten keyif alacaksınız, pizza tariflerine bakacaksınız vs.
Kendim için düşününce İtalyanca öğrenmek bana çok daha keyifli gelir diye düşünüyorum.

Her ikisi için de derslere bir göz atın Youtube'dan. Hatta her ikisine de birer gün çalışın ve seçiminizi yapın. Keyif almadığınız dil her ne kadar daha mantıklı olsa da mecbur da olmadığınız için bir yerde takılıp kalırsınız.
0
michael_knight
(30.05.23)
Edebi zevk öznel bir konu, siz hangi dildeki edebi ürünlerden zevk alıyorsanız onu öğrenmelisiniz o halde. Neden kafanız karıştı ki?

Yani İspanyolca güncel eser sayısı elbette daha fazladır ama sadece okuyabileceğiniz eser sayısının fazla olması tek başına ne kadar mantıklı bir neden sayılabilir bilemedim. Neticede iki dilde de ömrünüz boyunca okuyarak bitiremeyeceğiniz kadar yazılmış şey vardır.

Ne seviyorsanız onu öğrenin.
0
akhenaten
(30.05.23)
Spesifik alanlar için İtalyanca, genel geçerlilik olarak İspanyolca. Lakin yurtdışında öğrenciyken İtalyan ve İspanyol öğrencilerin birbirleriyle baya baya kendi dillerinde konuşarak anlaştıklarına şahit olmuştum. Biri öğrenilince diğeri de kapılıyor.

İngilizce varsa önceden, iyice kafayı kırıp ikisini de öğrenmek isteyen var ise şöyle bir kitap var: "Comparative Grammar of Spanish, Portuguese, Italian and French." PDF'si de var bu arada ama korsana karşıyız.... ;)
0
d max
(30.05.23)
(5)

Almanca öğrenmeye devam etmeli miyim

dissendium
Merhabalar. Her gün Almanca haber okuyup kelime öğreniyorum. Bundan keyif alıyorum. Ama 3 4 yıl sonra "belki" işime yarayacak bir şey için her gün zaman ayırmak bazen motivasyonumu düşürüyor. Buna zaman ayırmasam gidip Instagram, Youtube için harcayacağım zamanımı. Bunun iş için işe yarama ihtimali
Merhabalar. Her gün Almanca haber okuyup kelime öğreniyorum. Bundan keyif alıyorum. Ama 3 4 yıl sonra "belki" işime yarayacak bir şey için her gün zaman ayırmak bazen motivasyonumu düşürüyor. Buna zaman ayırmasam gidip Instagram, Youtube için harcayacağım zamanımı. Bunun iş için işe yarama ihtimali de var. Makine mühendisiyim. Belki 10 yıl sonra güzel bir kapı açabilir. Bunlar hep uzun süreli şeyler. Siz ne yapardınız? Sağ olun.
0
dissendium
(30.05.23)
Bir şeyi yapmak için ya nedenin vardır ve içiden geliyordur ya da pragmatik nedenlerle yapıyor biraz da zorluyorsundur.

ilk seçenekte zaten sonuca veya başka bir şeye bakmadan uzuun soluklu devam eder motivasyon gerçektir. Diğerinde her şey kırılgandır çünkü yapay bir motivasyon vardır uzun soluklu olması gerçekçi olmaz.

Hangisiysen buna göre karar verer. Zamanın değerli kendin için gerçekçekçi şeyleri önüne koy karar ver derim.
0
AlsterWasser
(30.05.23)
10 yil sonraya Almanya gocmen ihtiyacini bitirir, bir seyler yapmak istiyorsan simdi icin yap
0
abi bi dizi buldum on numara
(30.05.23)
almanya'ya hic yerlesmeyecek olsaniz bile dil ogrenmek icin zamaniniz varsa bunu degerlendirin derim, mutlaka isinize yaracaktir, iyi ki ogrenmisim dersiniz. bir de ozellikle yas ilerledikce dil ogrenmek inanilmaz zorlasiyor o yuzden bu tarz isleri ne kadar erken cozerseniz o kadar iyidir.
0
serseri marti
(30.05.23)
1. Dil öğrenmek faydalı bir şey.
2. Başladığın işi bitirmiş olma hissi insanı ayakta tutan bir şey.

Ayrıca Almanca öğrenmesem yerine koyacak daha faydalı bir uğraşım yok diyorsunuz.

Ne sebeple bırakasınız ki? Spesifik bir konuda faydalı olup olmaması konusunu gündeme taşımayı gerektirecek bir durum oluşmamış bence. İhtimallerden çok elinizdekine odaklanın. Yapacak daha iyi bir şey yokken bir dil öğreniyor olmak tartışmasız iyi bir şey. Eğer daha somut bir şey karşınıza çıkar ve bu süreç arkaplana düşerse bu başka konu.

Devam edin.
0
akhenaten
(30.05.23)
Benim birader baya baya Latince ile kafayı bozdu. Tutup da zaman makinesi icat ederek Roma İmparatorluğu'na dönecek hali de, bu yaştan sonra arkeolog olacak hali de yok ama öğreniyor. Dil bilmek iyidir. Ufku genişletir. Hiç bir şey olmadı Dark dizisini falan altyazısız izlersiniz (ya da o zamana ne varsa, benim zamanımda Alman dizisi olarak Ravioli vardı)
0
d max
(30.05.23)
(2)

Dünya haritası

piotr
Ofisime asmak için arıyorum. Vintage olabilir ya da bir özel alan (tipik siyasi harita yerine) için hazırlanmış harita olabilir. Tavsiyeniz var mı?
Ofisime asmak için arıyorum. Vintage olabilir ya da bir özel alan (tipik siyasi harita yerine) için hazırlanmış harita olabilir. Tavsiyeniz var mı?
0
piotr
(29.05.23)
Hendrik Hondius'un dünya haritası baya dekoratif olduğu için sıkça sizin istediğiniz şekillerde kullanılıyor.

Baskısını bulmak da kolay. Google görsellere hendrik hondius world map yazarsanız genel görünüşü çıkar
0
akhenaten
(29.05.23)
brkylmz
(29.05.23)
(8)

Yeni görgü kuralları

akhenaten
Önceden gerek bugünkü teknolojilerin var olmaması gerekse yaşam tarzındaki değişiklerden ötürü yeni geliştiğine ve sessizce genele yayıldığına şahit olduğunuz görgü kuralları neler? Burda kıstas bu kural örneklerinin doğrudan kendi değer yargınızı yansıtmasından ziyade sizde yeterince geniş bir çevr
Önceden gerek bugünkü teknolojilerin var olmaması gerekse yaşam tarzındaki değişiklerden ötürü yeni geliştiğine ve sessizce genele yayıldığına şahit olduğunuz görgü kuralları neler? Burda kıstas bu kural örneklerinin doğrudan kendi değer yargınızı yansıtmasından ziyade sizde yeterince geniş bir çevre tarafından kabul gördüğü intibası uyandırmış olması. Hatta bu size ters gelen bir şey de olabilir.

Benim aklıma gelenler;

-Toplum içinde telefonla bir şey izlenip dinlenecekse ya kulaklık kullanılır ya da izlenmez, dinlenmez.

-Sıradışı bir durum yoksa günlük haberleşme için; Mesaj atmak > Telefon etmek

-Başkasının çocuğuna mümkün olduğunca bir şey öğretmekten, benimsetmekten kaçınılır. Bir sorun olduğunda doğrudan çocukla muhatap olunmaz ailesine söylenir.

-Romantik anlamda tanışma talebi iletmek için tek bir hak vardır, ikinci defası olmaz.
0
akhenaten
(27.05.23)
Ben daha apartmandakilere camdan cop atilmamasi gerektigini ogretemedim. Bu gorgu kurallari cok ileri seviyede.
0
Kahvedesu
(27.05.23)
Plajda veya sahilde otururken sesli müzik açılmaz.
0
ruhen hastayim ben
(27.05.23)
Valla -mali -meli tarzinda degil de genel olarak dusuncemi soyleyecek olursam da karsi tarafla anlasmadan goruntulu arama cok sacma geliyor bana. Gecen mesela evde oyle malak gibi yayilirken bir baktim neredeyse 10 yil once yuzyuze konustugum kisi beni goruntulu ariyor. Ne alaka ulan deyip reddediyorsun aramayi dogal olarak. Sonra da sen kaba oluyorsun.


Bir de mesaja ses kaydiyla donen kisiler cok sacma geliyor bana. Bisey yaziyorsun adam sana ses kaydi gonderiyor cevap olarak. 'Sesle iletisim kurmak istesem zaten arardim dingil, ozet gec yaz' deyince de yine sen kaba oluyorsun. Ilginc.
0
j r r tolkien hayrani
(27.05.23)
İş yerinde masası başında telefonuyla uğraşan arkadaşın arkasından geçerken biraz daha acele etmek.
Kendisinin malum özel şeyleri olabilir, gözümüz takılabilir, rahatsız olabilir, şüphelenebilir. Bizde ağzında bakla ıslanmayan biriysek hemen öğle molasında sağa sola etrafa duyurabiliriz belki.

Sokakta yalnız başına sakin adımlarla yürüyen kadını hızlıca geçmemek gibi birşey bu.

Başkasının çocuğuna bir şey öğretmek kısmına katılmıyorum doğrusu.
Bir çok kez yere çöp atan çocuğu uyarmışımdır ve söz dinlemiştir çoğu. Yine biri arkadaşını üzdüyse nasihat vermişimdir.
Dersleriyle alakalı sorular ve bilmeceler sormuşumdur.
Bazı kelime manalarını öğretmişimdir.

Tabi bu zamanda insanların fiziki anlamda birbirine çok yakın olmalarına rağmen yabancılaşması, suizan ve karamsarlığımız karşıdaki kişiye ait herşeye de bir sorun yaşamama adına mesafeli olmamıza neden oluyor. Böyle konularda yer , tavır ve zamanlama önemli ki bu da ayrı konu.
0
diyecevaplandı
(27.05.23)
Biriyle (romantik anlamda) yeni yeni tanışıp konuşurken, sen istemeden ya da konusu geçmeden fotoğraf atması, fotoğraf istemesi. Wtf?
0
Amaranta ursula
(27.05.23)
İlk madde dışındakilere katılmıyorum. Siz neye göre genellediniz bunları acaba? Çok yeni değil ama hâlâ benimsenmeyen bir şey olduğu için yazacağım. Atm sırasındayken işlem yapanın dibinde durmamak
0
yazdonumu
(27.05.23)
Bence de öncelik telefon etmek değil, mesaj atmak olmalı ama buna bir görgü kuralı demem sanırım. Nick yazacaktım ama yukarıdakilerin hepsine +3 diyeyim bir iki maddeye şerh düşerek.

Trafikte mesela hiçbir görgü kuralı uygulanmıyor hatta bildiğin ahlaksızlık almış başını gitmiş. Tek görgü kuralı yol verene işaret ile teşekkür etmek sanırım.

Mesai bitişi çok yakınken gün içinde gönderilebilecek ya da acil bir durumu olmayan bir şey istememek, diyeyim ben de. Hatta mesai saati dışında ya da hafta sonu acil olmayan bir iş için aramak ya da mesaj atmak diye ekleyeyim.
0
nawar
(27.05.23)
@yazdonumu

Çevreden gördüklerim ve internette meme haline gelmiş, üstüne bolca esprisi yapılan konulardan çıkardıklarımdı.

Özellikle mesaj > telefon konusu 25 yaş ve daha alt yaş grubunda gün geçtikçe daha hassas bir konu haline geliyor gibi. Telefon edenlerden şikayetlenen gençlerden tutun çocuklarına telefon edip neden mesaj atmıyorsun dedi diye yakınan anne babalara kadar baya geniş bir gündemi var bu konunun.

Diğerleri de az çok böyle şeyler.
0
🌸akhenaten
(27.05.23)
(8)

Bankadaki döviz ne yapılmalı

Raymalifalitiko
Arkadaşlar 5000 dolar param var özel sermayeli bir bankada. Yalnız şuanki piyasalar ve söylentilerden dolayı istediğim zaman paramı döviz olarak çekemeyeceğim endişeliyim. Fiziki olarakta evde tutmak daha güvenilir değil hırsızlık ve doğal afetler nedeniyle (depremzedeyim). Sizce endişem gereksiz mi
Arkadaşlar 5000 dolar param var özel sermayeli bir bankada. Yalnız şuanki piyasalar ve söylentilerden dolayı istediğim zaman paramı döviz olarak çekemeyeceğim endişeliyim. Fiziki olarakta evde tutmak daha güvenilir değil hırsızlık ve doğal afetler nedeniyle (depremzedeyim). Sizce endişem gereksiz midir ? Ne yapmalıyım teşekkür ederim.
0
Raymalifalitiko
(26.05.23)
Bankadaki para her turlu evdeki paradan daha guvendedir, kaydi var kuydu var ucmaz gitmez, ha istediginizde cekemeyebilirsiniz belki nitekim oluyormus oyle ama ustune yatilmaz. yine de ben olsam en guvenilir bankaya yatiririm parami yani is bankasi.
0
unidentified floating object
(26.05.23)
@unidentified floating object hocam maaş bankam olan y.kredide duruyor
İi bankasında faal bir hesabım yok ama sorun teşkil eder mi sizce? Bir de en güvenilir olarak ziraati duymuştum. Bu teziniz neye dayanıyor ?
0
🌸Raymalifalitiko
(26.05.23)
Eğer hükümet politika değiştirmezse bal gibi üzerine yatılır. Kıbrıs Rum tarafı başta olmak üzere pek çok örneği var.

Çekmek istediğiniz zaman TL karşılığı verme belli bir kurdan sabitleme gibi ihtimaller uzak değil çünkü cari açık feci ve her dolara ihtiyaç var.

Ben dolar olarak çektim sonra kapalıçarşı yakınlarında az bir parite farkından usdt aldım onu da binance aktardım. Evde de saklayabilirsin güvenlik endişeniz yoksa
0
fistikthecat
(26.05.23)
Varlığın bankada durması daha güvenlidir çıkarımı doğal bir yasa değil. Şartlara göre söylenmiş, çıkarıma dayalı bir söz. Bunu bir mantra haline getirmemelisiniz.

Savaş zamanları, derin ekonomik krizler, devlet yönetiminin ekonomide etkin olduğu zamanlarda şartlar bu sözün altında yatandan daha farklı bir durumu tarif ediyor.

Ben de kişisel olarak ne yapacağımı bilmiyorum açıkçası. Evime hırsız girmesi mi daha büyük bir ihtimal yoksa bankacılık sektöründe işime gelmeyecek bir düzenleme yapılması mı diye bir kefeye koyup tartmaya çalışıyorum şu sıralar. Neticede yastıkaltı kültürü gelişkin bir milletiz :D bunun bir sebebi var mı anlamaya çalışıyorum.
0
akhenaten
(26.05.23)
ben bugün çekip kasaya koyacağım tüm dövizimi. dün talep ettim bugün getirecekler
0
tchuck
(26.05.23)
bizim evde duvara gömülü dışardan belli olmayan kasa var, orada tutuyorum altını vs. :/
0
mirty
(26.05.23)
Paramı çektim şimdilik kalsın bakalım.teşekkürler
0
🌸Raymalifalitiko
(26.05.23)
duvara gömenlere sesleniyorum. olası bir depremde beş kuruşsuz kalayım diyorsunuz yani öyle mi? :)

twitterdaki bir iki şarlatan yüzünden bankadan para çekilmez.
0
mr.goodcat
(26.05.23)
(11)

bilgisayariniz telefon kadar ozel alan midir?

ala09
telefon daha mahrem geliyor ama bilemiyorum yakininiza, sevgilinize bilgisayarinizi verir misiniz? siz yokken kullanabilecegi sekilde açik midir her sey?
telefon daha mahrem geliyor ama bilemiyorum yakininiza, sevgilinize bilgisayarinizi verir misiniz? siz yokken kullanabilecegi sekilde açik midir her sey?
0
ala09
(20.05.23)
yakınıma bilgisayarımı vermek istemem ama isterse de veririm ama aklım kalır. bir şey gizlediğimden değil ama kişisel alanıma girilmiş olur. telefonumda şifre var, bilgisayarımda yok bu arada.
0
şeyh x
(20.05.23)
bilgisayari daha az kullaniyorum. ozel bi seyim de yok icinde. o yuzden cep daha mahrem. ama yine de kullanilmasini istemem. cook zor durumda kalinir, illa ister biri o zaman kullandiririm. kisisine gore o da. her ihtiyaci olan tanidiga vermem.
0
Kittie
(20.05.23)
ben veririm bu konuda rahatım fakat bence mahrem arkadaşımın böyle bir hassasiyeti olup bana kullandırtmazsa anlarım bunu söylemesi yeterli darılmam da

ezcümle telefon bilgisayar not defteri vs özeldir saygı duyarım
0
freebird5406_2
(20.05.23)
çok acil ve önemli bir işi varsa yanımdayken, bilgisayarımı kısa süreli kullanımına izin verebilirim ama bu esnada bile aşırı rahatsız hissediyorum, onun dışıda ne telefonumu, ne tabletimi, ne de bilgisayarımı sevgilime, aileme vs kimseye kullandırtmam, kimsenin de bilgisayarını vs kullanmam.
0
hypathia
(20.05.23)
Telefonumu özel yapan içindeki yazışmalarım, fotoğraflarım vs.

Bilgisayarımda da bunlar mevcut olduğu için aynı derecede özel.
0
akhenaten
(20.05.23)
Bilgisayar, telefondan biraz daha az özel alan. Böyle bir tanım varsa tabii. Çünkü bilgisayarda başkası için normal ya da misafir hesap açabilirim. Öte yandan telefondaki her şeye bilgisayardan erişebiliyorken neden özel alan olmasın? Hatta telefon hafızasından farklı olarak daha çok şey depolayabiliyorsun.
0
nawar
(20.05.23)
telefonumu hic cekinmeden veririm ancak bilgisayarima dokundurtmam. kardeslerim mesela bilgisayarim kilitli degilken bile ellemezler. ben de onlarin bilgisayarlarina ellemem izin vermedikleri surece
0
nibba
(20.05.23)
Telefonda özel mesajlar vs. var. Bu mesajların çok büyük bir bölümü benimle ilgili değil bile. Arkadaşlarım ve onların özel hayatları bazen beni rahatsız edecek kadar absürt olabiliyor, e kardeşimle ilgili bir sürü şey var, kuzenler var. İnsanlar bunları benimle paylaşıyorlar sevgilimle değil. Telefonuma dokundurtmama sebebim kendime ait özel alan olmasından da değil yani. Bir sürü insanın sadece benimle paylaştığı şeyleri de koruyorum.
Bilgisayarım öyle değil. Torrent kullanırken canını okumuştum zaten. İstediği gibi dolanabilir. Mesajlar vs. olsaydı onu da kullandırtmazdım.
0
mrvln
(20.05.23)
Özel alandır. Vermem. İlla vereceksem ayrı profil (misafir hesap mı ne) açar öyle veririm. Chrome u açsa tüm hesaplarımız orada ekli telefondan bi farkı yok. Ayrıca, bilgisayarda benim için çok önemli olan bir dosya silinse, 2 gün sonra mavi ekran vermeye başlasa vs. geçen gün mahmut’a vermiştim bilgisayarı diye aklıma gelsin ister mi mahmut? Mahmut bana evinin anahtarını emanet vermek istese ben almam, bişey kaybolursa aklına ben gelmeyeyim diye. Başkası da benden almasın, istemesin de böyle şeyler.
0
Tisatiaşer
(20.05.23)
İş için şirketin verdiği tablet var, onu bile başkasına vermiyorum, kendi mail hesabım yüklü o kadar.
0
diye yazdim ama hep yalan
(21.05.23)
Evdeyken evet. Ailemden hiçbir birey, bir başkasının özel eşyasını kurcalamaz. İş yerinde şifrelerim. Kaybetmek istemeyeceğim dosyaları zaten yedeklerim. Bir başkasıyla paylaşma durumu söz konusuysa da misafir oturum açmışlığım var. Yani evet, özel eşyalarım. Başkalarınınkine de aynı özeni gösteriyorum.
0
from where i ride
(21.05.23)
(1)

Iliski/flört sonrasi

sanguine
Neredeyse bütün partnerlerimle sadece sevgili degil, flört, görüşme bakışma, olsun hepsiyle bir daha hiç konuşmayacağımiz şekilde bitiyor nasıl beceriyorum bilmiyorum. Artık kafam almıyor. Hep böyle mi olacak, eski sevgilimle, flortumle arkadaş kalamayacak miyim. Nasıl batirmiyor musunuz benim gibiÇ
Neredeyse bütün partnerlerimle sadece sevgili degil, flört, görüşme bakışma, olsun hepsiyle bir daha hiç konuşmayacağımiz şekilde bitiyor nasıl beceriyorum bilmiyorum. Artık kafam almıyor. Hep böyle mi olacak, eski sevgilimle, flortumle arkadaş kalamayacak miyim. Nasıl batirmiyor musunuz benim gibi

Çok detaysiz oldu biliyorum kafam çok attı yatıp uyicam belki sonra detaylandiririm.

Son yaşadigim olay 1-2 sene önce isyerinde hoslandigim ama asla ilgi göstermediğim biri var (escinselim, ikimiz de erkeğiz). Neticede kendisi adım attı ilgisi olduğunu belli edecek bir şey yaptı, ben karşılık vermedim ama kızmadım da, görmezden geldim diyelim. Aradan 1 yıl geçti. Gördüğümuzde yine konuşuyorduk ama ben herkese nasılsam öyleyim. Geçen gün gene başka bir şey için bulunduğu odaya gittim orada işim vardı, odadan çıkınca mesaj atmış, aklıma geçen sene geldi diye, o hareketini kast ediyor.

Ya şimdi evet desem başka hayır desem baska, cevap vermedim. Birkaç saat sonra kabalık ettiysem özür dilediğimi, iş yeri ortaminda böyle davranmak zorunda olduğumu falan yazdım. Şimdi bu adamla yatsak işyerinde yüz yüze nasıl bakacaktık 1 sene önce, ayrıca ben kafayı takmaktan aşık olmaktan da korkuyorum. Adamla gelir düzeyi, sosyal çevre bakımından da ayrı dünyaların insanlarıyiz. Seks olmaz iliski de olmaz. Hoşuma gitmesine ragmen belli etmedim. Hiç sallamadim, o da önceki güne kadar bir şey yapmadı zaten. Buraya kadar sorun yok.

Sonra bu mesajıma dedi ki sen ortada bir şey yokken çok geriliyorsun, sanki seni rahatsız ediyormuşum gibi hissettiriyorsun, geçen sene yaklastigim için pişman oldum bir daha selamlasmayalim bile.

Ya netice olarak istediğim buydu ama ben niye berbat (argo diye silinmesin) gibi hissediyorum kendimi. Öyle hissettiysen özür dilerim benim karakterim böyle gergin değilim ama kendi konfor alanimin dışında dışarıdan öyle algılanıyor, dedim bıraktım ben de. Benim burada hatam nedir

Geçmişte de benim hareketleim yüzünden nasıl oluyorsa bilmiyorum içinden çıkılmaz bir hale bürünüyor flört/iliski, ileride konuşmak isteyeceğim kültürlü, entelektüel insanlarla da birbirimizin yüzüne bakamayacak hale geliyoruz, öyle küfür kavga falan da etmeden.

Demek istediğim ben adamın gösterdigi ilgi (çoktan 1 sene öncesinde kaldı) sona erdiği için değil adam benden bir şekilde tiksindigi için berbat (argo) gibi hissediyorum yani neden? Hiçbir şey yapmayarak nasıl tiksindirdim, soguttum (hiç konuşmak istemeyecek kadar), yani anlamıyorum.

Bu açıdan beceriksiz olduğumu biliyorum zaten insanlara da bu yüzden yaklaşmıyorum asla hoslansam bile, bu beni kendi buldu. Kötü bitmesin diye öne night stand dışında bir şeye baslayamaz oldum.

Hâlbuki benim amacım şuydu, işyerindeyiz, olmasak da bir şey olamaz farklılıklardan dolayı, bana ilgi göstersin diye bir kaygım zaten yok, normal bu olay yasanmamis gibi neden devam edip arkadaş olamıyoruz da ben tiksinilen insan oluyorum.
0
sanguine
(19.05.23)
Kendinizle ilgili vurguladığınız bir şey var. Birinden hoşlansanız bile ilgi göstermiyorsunuz buna da iki sebep göstermişsiniz

1- İşyeri ortamında bulunmak
2- Ortak sosyo-ekonomik seviyede bulunmamak.

Bunlar anlaşılabilir nedenler bana göre, bir sorun yok.

İş dışındaki ilişkilerden bahsettiğiniz kısımda da ilişkilerinizin hoş bitmediğini söylemişsiniz ama neden olarak gördüğünüz bir şey söylememişsiniz.

Size gelen açık şikayet dönütlerinden de birini örnek vermişsiniz; "çok geriliyorsun, sanki seni rahatsız ediyormuşum gibi hissettiriyorsun"

Kendi isteğinizi de yazmışsınız "hiç böyle bir şey olmamış gibi arkadaş kalamaz mıyız?"

Gerçek şu ki kalamazsınız. En azından gerçekten kalamazsınız. Çünkü böyle bir şey olmuş. O hoşlanmış, siz hoşlanmışsınız. Bunu konuşulmaması gereken bir tabu yaparsanız, hal ve hareketlerinizle bunu karşıya hissettiriyor olmanız çok olası. Arkadaş kalabilmek için bunun rahatça konuşulup bir noktaya bağlanabilmesi lazım.

Diğer taraftan kendinize karşı bir özgüven eksikliğiniz var, insanlarla anlaşmayı beceremediğinizi kanıksayıp bu yüzden yaklaşmadığınızı söylemişsiniz. Konuyu diğer insanların gözün de görmediğimiz için çok bir şey söylemek zor.

Ama bu iş bu kadar karmaşık değil, sanguine. Siz çok karıştırmışsınız. Yapmayın böyle. Çok tutmayın kendinizi. Bazı şeyler yaşamadan öğrenilmiyor.
0
akhenaten
(19.05.23)
(3)

Acil Çeviri Yardımı

2027
Merhaba, Anlatım kelimesini nasıl çevirirsiniz? "Eksiduyuru sitesine kayıt prosesinin anlatımı" için "expression" ifadesi uygun mudur? "Expression of the registration process on Eksiduyuru.com" çevirisi yeterli midir? Konu biraz acil. teşekkürler.
Merhaba,
Anlatım kelimesini nasıl çevirirsiniz? "Eksiduyuru sitesine kayıt prosesinin anlatımı" için "expression" ifadesi uygun mudur? "Expression of the registration process on Eksiduyuru.com" çevirisi yeterli midir? Konu biraz acil. teşekkürler.
0
2027
(16.05.23)
Expression gitmemiş, presentation olabilir, explaining/explanation olabilir, informing/information olabilir, görsel şekilde anlatılacaksa demonstration olabilir.
0
hrskrs
(16.05.23)
Explanation, depiction
0
fotrsapka
(16.05.23)
Bu bir başlık mı olacak? Altına maddeler mi sıralayacaksınız?

Expression ifade etmek demek, çok uygun olmaz aslında. Duygu, düşünce ve hislerinizi ifade edersiniz.

Eğer maddeler halinde bir şeyler sıralayacaksanız

A step-by-step guide on registarion process...

Eğer yazının zaten eksiduyuruyla ilgili olduğu belliyse sadece "Registraiton process: " ya da "how to register: " şeklinde başlık atabilirsiniz.

İlla verdiğiniz formda olacaksa explanation uygun olur.
0
akhenaten
(16.05.23)
(6)

Flörtte sürekli yaşadığım belirsizlik durumu?

sassot
1.biriyle ilgilenmeye başlıyorum2. ilgim karşı tarafın hoşuna gidiyor3. ama bana karşılık vermiyor soğuk davranıyor4. istemiyor herhalde diyip uzak duruyorum5. bu sefer karşı taraf ilgilenmeye başlıyor6. ben tekrar ilgilenince 3.adıma geri dönüyoruz.neden böyle oluyor ?
1.biriyle ilgilenmeye başlıyorum
2. ilgim karşı tarafın hoşuna gidiyor
3. ama bana karşılık vermiyor soğuk davranıyor
4. istemiyor herhalde diyip uzak duruyorum
5. bu sefer karşı taraf ilgilenmeye başlıyor
6. ben tekrar ilgilenince 3.adıma geri dönüyoruz.

neden böyle oluyor ?
0
sassot
(15.05.23)
Cevap ikinci adimda sakli. Sen degil, ilgin hoslarina gidiyordur.
0
j r r tolkien hayrani
(15.05.23)
Bahsettigin sey flört olmadigi içindir çünkü flört karsilikli olan bir sey.
0
Avoiding The Puddle
(15.05.23)
Biz bunlara literatürde attention whore diyoruz. Bir tür ego tatmini. Bu tavrı hissettiğin an uza gitsin.
0
halitkin
(16.05.23)
1- Her zaman belirli karakterdeki insanlardan hoşlanıyor olabilirsiniz. Bu karakter de size uygun olmayan bir tip olabilir. Nasıl insanlardan hoşlandığınızı gözlemleyin.

2- Baştaki ilginiz çok ani ve korkutan bir etkiye sahip olabilir. Karşınızdaki kişinin temkinliliği olayı kontrol altına almak için bir mesafe koymaya dönüyor olabilir. Olağandışı ilgi insanı soğutur. İşleri ağırdan almayı deneyebilirsiniz.

3- Sorun sizde olabilir. İnsanlara nasıl davrandığınızı gözden geçirin. Doğru bildiğiniz şeylerden bazıları yanlış olabilir. Özellikle arkadaş çevresi ve çevrenizden öğrendiğiniz ve doğal gördüğünüz her davranışı gözden geçirin. Sorunlu insanlar vardır, siz de bunlardan biri olabilirsiniz, bir gözden geçirmekten zarar gelmez.
0
akhenaten
(16.05.23)
butun iliskilerinizdeki tek ortak nokta sizsiniz, hatta tum hayatinizin tek ortak noktasi, tek degismeyen degiskeni sizsiniz. cok basit bir kural ama insanlar kendisine bakmamak icin inanilmaz bir cabaya giriyor. bu her iliskinizde, her zaman sorun sizsiniz demek degil, ama ilk bakacaginiz yer her zaman kendiniz olmali, hele hele de bir patern tespit ettiyseniz. onun icin once kendinize bakin sonra digerlerine. siz degisince iliskileriniz de degisiyor zaten.
0
kassiopeia
(16.05.23)
@kassiopeia

ben de o yüzden size soruyorum sorunun bende benden kaynaklandığını düşünüyorum ama ne olduğunu anlamıyorum. dışarıdan bir gözle bakılsın diye yazdım. yoksa millet kafayı yemiş der geçerdim.
0
🌸sassot
(16.05.23)
(5)

"Doğru doktor" nasıl bulunuyor?

unidentified floating object
X ameliyati icin dogru doktor nasil bulunur? Hani iyi arastir denir ya arastirmak nasil oluyor yani? Googlea atiyorum goz ameliyati yaziyoruz cikan doktorlara sirayla bakiyor muyuz yorumlara vs? Bu mu? "Yanlis doktor" zaten nadir olmasi gereken bir sey degil mi mantiken?
X ameliyati icin dogru doktor nasil bulunur? Hani iyi arastir denir ya arastirmak nasil oluyor yani? Googlea atiyorum goz ameliyati yaziyoruz cikan doktorlara sirayla bakiyor muyuz yorumlara vs? Bu mu? "Yanlis doktor" zaten nadir olmasi gereken bir sey degil mi mantiken?
0
unidentified floating object
(11.05.23)
Aslında paran varsa araştırmana gerek yok. Acıbadem gibi bir yerde çalışıyorsa iyidir büyük ihtimalle. Yaptıklarına bakabilirsin.
0
dissendium
(11.05.23)
Biraz şans işi ya.
Acıbadem’de ne doktorlar duyduk, hastalara insan muamelesi yapmayan, ameliyattan sonra hiçbir şekilde muhattap bulamadığınız vs vs.
0
invictae
(11.05.23)
Eşe dosta sorarak,sordurarak buluyoruz. Yanlış teşhis çok nadir rastlanan bir şey değil,cerrahi deseniz apayrı bir ustalık gerektiriyor. Önemli bir hastalık söz konusu ise ben az iki farklı doktordan görüş alınması gerektiğini düşünüyorum.
0
asteriks
(11.05.23)
Doktoruna göre değişiyor. Bana mesela acıbademde göz doktoru yanlış teşhis yapıp üzerine azarlamıştı. Aynı hastanede başka bir doktor+farklı hastane doktoru yalanladı. Aynı hastanede de bir doktor baska bir sey dedi, dizimi sakatladım. Diğer doktor o asla olmamalıydı dedi :D

Ben genelde üniversitede hoca olanlara gitmeye çalışıyorum, çevreme soruyorum. Çok spesifik bir sıkıntım olduğunda yazdıkları makalelerin başlıklarına bakıyorum.
0
jazzabel
(11.05.23)
Biraz öznel biraz nesnel bir yöntemim var benim. Adı bilinen, sizde saygın kurum izlenimi uyandıran hastanelerde çalışan ameliyatınızla ilgili doktorları buluyorsunuz. Ondan sonra konu komşu, eş dost arasında geçmişte iyi izlenim bırakan doktorlar varsa bunları alıyorsunuz.

Aralarında kesişen isimler varsa bunlar öncelikli olmak üzere cv incelemesi yapıyorsunuz. Üniversitesi, uzmanlığı, uzmanlık çalışmaları varsa makaleleri, makalelerin hangi dergilerde yayınlandığı vs. gibi şeylere bakıyorsunuz. Kısaca birini işe almak için izlenen yolları uyguluyorsunuz; Çalışma deneyimi + referanslar.
0
akhenaten
(12.05.23)
(7)

Size haksızlık yapıldığını düşündüğünüzde ne yaparsınız?

Geceler
Büyük haksızlık ve vefasızlık mağduru oldunuz diyelim ne yapardınız?
Büyük haksızlık ve vefasızlık mağduru oldunuz diyelim ne yapardınız?
0
Geceler
(09.05.23)
1 - karsimdaki benim icin onemli ise, ya da yakinlik dereceme bagli olarak neler hissettigimi karsi tarafla kibar sekilde konusurum.
2- kendi icime gonder, neden boyle hissettigimi dusunurum. sinirlarimin ihlal edildigini mi hissettim, sinirlarim neden ihlal edildi ve bu nerede ve buna neden izin verdim, kendi kendimi bir yerde terk mi ettim, bu yer neresidir, nerede ne zaman kendimden gereginden fazla verdim, bir dahaki sefere boyle bir durumda kendime ihanet etmeden once once neler yapabilirim gibi. her olayda olmayabilir ancak haksizlik hissinin kendimize ihanet etmekle fazlasiyla baglantili oldugunu dusunuyorum.
0
kassiopeia
(09.05.23)
Allah'a havale.
0
dissendium
(09.05.23)
Vefasızlık ve haksızlık çok farklı iki şey. Vefasızlık yapıldığını düşünürsem ve karşımdaki kişide haklı bir bahane göremiyorsam kırılırım, eğer kullanıldığıma inanıyorsam arama mesafe koyarım.

Haksızlığa uğradığımı düşünüyorsam ve gücüm yetecek bir konuysa o hakkı öyle ya da böyle alırım. Eğer gücümün yetmeyeceği bir konuysa da atarım hafızaya derdine düşüp kendimi paralamam ama hiçbir zaman da unutmam.
0
akhenaten
(09.05.23)
İçime attım.
0
gadlemler
(09.05.23)
Vefasızlık kavramını tam algılayamam. Beklentiler söz konusu olduğunda herkes kendi ateşiyle yanar.
Haksızlığa uğradığımı düşündüğüm zaman, pasif-agresif tavır takındığım tek durum diyebilirim.
Orada yerini değiştirmen veya o kişinin sendeki yerinin değişmesi gerekir. Pasif-agresif tavır içinde durumu analiz ederek sindirebileceğim, konuşabileceğim, savaş açacağım ve bendeki zehrin tadını almasını sağlayacağım kısımlarını planladıktan sonra hepsini gerekli ölçülerde karşı tarafa sunarım.
0
sadegazoz
(09.05.23)
ailemde yaşananları ve geçmişimi sorgularım.
mağdur olmak kurban bilincine ait bir şey.
yaşam her zaman sistemi dengeler, o yüzden size yapıldığını düşündüğünüz haksızlık muhakkak aile sisteminizde olan bir olayın, durumun ya da hikâyenin karşılığıdır.
ya da siz farkında olmadan birine bir şey yapmış olabilirsiniz.

hayat böyle biz evde otururken başımıza gelen bir şey değil, bir matematiği var.
eğer ailenizde ya da sizin geçmişinizde buna sebebiyet verecek bir şeyi gerçekten bulamazsanız, neden kurban bilincinde kalmayı seçtiğinizi düşünmeye odaklanabilirsiniz.
fazla mı beklentiniz var?
insanlara kendinizi kullandırıyor musunuz?
çok mu veriyorsunuz?

mesela çok fazla ve karşıdakinin talebi olmadan veren biriyseniz, kendinize göre iyi niyetli olsanız da, maalesef sistemin dengesini sarsan kişi de siz olursunuz.
kurban bilincinde olmak bir seçimdir.
dolayısıyla bazı şeyleri farkındalıkla irdelerseniz cevap bulabilir ve bu durumu değiştirebilirsiniz.
0
blatta hiberna
(09.05.23)
Sabredip ilahi adaleti bekliyorum.
0
yalniz kizkulesi
(10.05.23)
(2)

telefon numarası verince isim görünür mü?

sempatikyazar
alışveriş sonrası money club kart için telefon numarası verince kasiyer ismimi görebilir mi?
alışveriş sonrası money club kart için telefon numarası verince kasiyer ismimi görebilir mi?
0
sempatikyazar
(09.05.23)
Emin değilim ama bir alışverişim sırasında sanki ekranında ismimi görmüştüm diye hatırlıyorum. Ödeme yapsam "ismi kredi kartından çekiyor" diyeceğim ama ürün okutma devam ediyordu, yani POS cihazına telefon numaramla giriş yaptığım Money Club Card'tan ekrana gelmişti.
0
zaman ilac degil insanlar unutkan
(09.05.23)
Kasiyer birçok yerden isminizi görebiliyor zaten. En basitinden kredi kartıyla ödeme yaptıysanız slipte adınız ve soyadınız yazıyor.

Telefon numaranız karta kayıtlıysa marketler dışındaki giyim, elektronik vs. mağazalarında adresinize kadar görülebiliyor. Birçok kere "burada adres bilginiz kayıtlı değil söylerseniz kaydedelim" sorusunu aldım kasiyerden.

Ancak markette ve sadece telefon numaranızı verdiğiniz için isminizi görebilir mi emin değilim. Çünkü marketlerde diğer mağazalardaki gibi bir bilgisayar ekranı yok ve kasiyer ne görüyorsa siz de görüyorsunuz. Ancak dediğim gibi, kredi kartı ödemelerinde slipte yazıyor. Kredi kartını elden verdiyseniz orda da yazıyor. Money club veritabanında da adınız kayıtlıdır muhtemelen güvenlik gerekçesi ortaya çıkarsa doğrudan göremeseler de sistemden bunu bulabilirler diye düşünüyorum.
0
akhenaten
(09.05.23)
(4)

Kızın instasına bakmaktan nasıl kurtulurum ?

sassot
Eski flörtüm var. Instagramına bakmadan duramıyorum, takipçi sayılarına bakıp kapatıyorum her gün yapıyorum bunu istemsiz bir şekilde kendime engel olamıyorum. Başka biriyle konuşsam, yine açıp ona bakarım. Bence yarım kalan bir hikaye olduğu için içimde ukte kaldı. Nasıl kurtulurum?
Eski flörtüm var. Instagramına bakmadan duramıyorum, takipçi sayılarına bakıp kapatıyorum her gün yapıyorum bunu istemsiz bir şekilde kendime engel olamıyorum.

Başka biriyle konuşsam, yine açıp ona bakarım. Bence yarım kalan bir hikaye olduğu için içimde ukte kaldı. Nasıl kurtulurum?
0
sassot
(08.05.23)
Neden bakıyorsunuz sorusuna samimi bir cevabınız var mı? Konuya nasıl yaklaşacağınız da buna göre değişir çünkü.

Mesela birkaç sebebi kıskançlık, geri dönme umudu, sizden sonra sizden daha iyi mi daha kötü mü olduğuna dair bir çıkarım yapma güdüsü ve/veya sadece bunu bir alışkanlık edinmiş olmanız olabilir. Bunların her biri sizi aynı davranışa sevk etse de aynı nedenle sizi o davranışa sevk etmez. Amaçlarınız farklıdır, haliyle bunu yapmamak için odaklanmanız gereken düşünce de farklı olur.

Diğer taraftan ortak bir şey de var. Sebep ne olursa olsun neticede fiili olarak somut bir karar alıp bu eylemi yapmaktan vazgeçmeniz gerek. Nasıl bakmamaya çalışacağınıza daha sonra da odaklanabilirsiniz. Bakmayı arzu edip etmemek sizin elinizde olmayabilir ancak fiili olarak bakıp bakmamak elinizde. Bunu yapmaya başladıktan sonra kendi sebeplerinize göre kendinizi ikna etmeye çalışırsınız yine. Öncelikle bakma olayını bıçakla keser gibi sonlandırmalısınız, bunun bir taktiği yok. Bu fiili bir durum.
0
akhenaten
(08.05.23)
ben de platonigime bakip duruyordum, mesgul olunca falan farkettim ki, birakmisim.
0
wishmaythşngs
(08.05.23)
hangisinin önde olduğu farketmeksizin takipçi sayısı ile takip edilen sayısı arasındaki fark an itibariyle 50 olsun mesela. aradaki fark 70'e çıkınca veya 30'a inince takibi bırakacağına dair kendine söz ver. hangisi önce olursa. 20 takipçi boyunca özgürsün. o gün geldiğinde de kendine olan saygından dolayı verdiğin sözü tutarsın olay biter. hem üstündeki hemen bırakmam lazım baskısını atmış olursun hem de planlı programlı bir yol izlemiş.
0
onemoremile
(08.05.23)
şaka gibi ama ancak profiline bakmayarak kurtulabilrisin
0
bir soru sorcam
(09.05.23)
(12)

Para olup da harcamamak mı para yokken harcamak mı?

yalniz kizkulesi
Parası olduğu halde rahat rahat konforlu harcamak yerine hesap yapan görece daha az kaliteli yaşayan veya hiç yaşamayan mı yoksa para içinde yüzmese de bir şeylerden kısıp yine kaliteli yaşayan mı bu hayatı çözmüştür? Çevremde görüyorum parası var ama geceliği daha ucuz diye kötü hostellerde kalıyor
Parası olduğu halde rahat rahat konforlu harcamak yerine hesap yapan görece daha az kaliteli yaşayan veya hiç yaşamayan mı yoksa para içinde yüzmese de bir şeylerden kısıp yine kaliteli yaşayan mı bu hayatı çözmüştür? Çevremde görüyorum parası var ama geceliği daha ucuz diye kötü hostellerde kalıyor. Pahalı diye lüks yerde yemiyor. Bir de kirada oturduğu halde yapmışken en iyisini yapalım mantığıyla imkanları zorlayıp kaliteli yaşayanlarda var. Hangisi mantıklı davranıyor cevapları görelim.
0
yalniz kizkulesi
(07.05.23)
Su akar yolunu bulur.
Enflasyondan sonra fiyata çok bakmaz oldum, iflas da etmedim daha ama bakalım.
0
pavlis
(07.05.23)
Neye harcadığıma göre değişir. Bazı şeyleri/hizmetleri alırken paraya acımam. Mesela sağlık hizmeti, güzel bir yemek, güzel bir tiyatro vs gibi.

Çok önem vermediğim, aşırı kaliteli olmasa da olur dediğim şeyler için buna bu para verilir mi hiç derim bazen
0
yazdonumu
(07.05.23)
Para varken bunları yapmayan insan cimridir zaten. Bu yüzden ikinci şıkkı seçiyorum. Hayatı asıl o türden insanlar yaşıyor.
0
ruhen hastayim ben
(07.05.23)
Edit yapmaya geldim ama editte yazacağımı yazmış zaten ruhen. O yüzden ruhen+1 diyeyim
0
yazdonumu
(07.05.23)
yazdonumu +1
Deneyime para harcamaktan çekinmemek lazım. Kaliteli, rahat, sağlam bir ayakkabı giyme deneyimi de olabilir, konser de.

Neye para harcadığın vizyon meselesidir ayrıca, zengin olup vizyonsuz insan çok.
0
Bruce
(07.05.23)
Paranin azligi coklugu goreceli bir kavram. Herkesin algisi farkli olabilir sana gore zengindir ama o kisi kendini baskalariyla kiyasliyor yetersiz goruyor belki, yarin batarsam ne olur diye korkuyor belki, bes kardesim mirastan bana bir sey kalmaz diyor, bilmemkim suna biniyor, ben binemiyorum diye kendini kucumsuyor belki. Zenginlerin cogu cimridir ve dunyayi gorme algilari carpik olabiliyor, eski patronum mesela piyasa kotu, batiyoruz, yilbasini atlatalim, bayrami atlatalim palavralarini calisanlara sikmaktan kendi bile inanmis bu yalanlara memur gibi yasiyordu hayati. Oglu Ibiza'larda, Vegaslarda geziyor ama.
0
freedonia
(07.05.23)
Parası olup da "harcamayan" genelde rutin ve önemsiz gördüğü harcamalarından kısıyor. Elbette kendi için önemli gördüğü şeyler için buna ayırdığı bütçeden kendini mutlu edecek şeylere kazancına göre yüklü harcamalar yapıyor. Parası olduğu halde hiçbir koşulda lükse para ayırmayan kişi tasvirleri bana biraz hayali geliyor. Ha zar zor kazanıyordur hiç lükse para ayıramıyordur o ayrı.

Elinde para tutmayı bilmeyen insan işler yolunda gittikçe mutlu olur ama işlerin hep yolunda gitmesi çok mümkün değil. Bu insanların hayatlarının bir döneminde ne durumda olacaklarını kestirmek zor.

Sonuçta kimse sizin için birikim yapmayacak. Eğer ortada bir birikiminiz yoksa bir noktada işlerin sarpa sarması çok olası.
0
akhenaten
(07.05.23)
başlığı okuyunca olup da harcamamaktı ama açıklamayı okuyunca "para içinde yüzmese de bir şeylerden kısıp yine kaliteli yaşayan" oldu.
para içinde yüzmemek paranın olmaması demek değil. bir yerde rahat etmek için başka bir yerden kısmak gayet doğal. tercih meselesi. ama gerçekten olmadığı halde harcayan insanlar var, bu kişinin hem kendisi hem de çevresi için baya zor bir durum.
0
mezzosprite
(07.05.23)
simdi bence de bu asiri goreceli bir dilemma. mesela ben kendimi ilk sinifta goruyorum ama biraz saibeli cunku harcamiyorum ama param olup olmadigi da tartisilir.

Para sinirli bir kaynak ve amacli bir sekilde kullanmak lazim. Kisitli maasi olan birinin sirf "kaliteli yasamak" icin habire luks yerlerde yemek yemesi ve tum hayatini sifir birikim/borc icinde gecirmesi sacma. Veya spora egzersize para harcamakla tutup da tl kazandigi halde avrupada cogu avrupalinin kalmadigi otelde kalmak bir degil. personal finance is personal :P Biri senede 5 gun gidip otelde kalir, digeri 3-4 defa gidip hostelde kalir. Benim tercihim ikincisi.
0
hot potato
(07.05.23)
duruma göre değişir
istanbul trafiğinde helikopter en rahat çözüm ama mercedes var diye trafiğe girip rezil olmak var, şöför tutar yorulmayabilir, en pratiği metro olur bir noktada

basit bir şey için devlet hastanesine gider
önemli bir konuda özelde prof.e danışır

vakti vardır sıra beklemesi sorun olmaz
o gün vakit önemlidir paraya kıyması gerekir

bir de çalışması ve tutumlu olması gerekiyor zenginlerin de
hazıra dağ dayanmaz
sabit gelir bile olsa gerçek lux'leri bir yere kadar kaldırır

bir deprem oldu galerim yıkıldı diyenler vardı
fabrika da yanabilir (evet sigorta)

kaliteli bir şeyi ucuza almak insana zevk verir
ama ucuza alcam diye saatlerini harcamak mantıksız olabilir

benim kanaatim sağlık ön planda tutularak para harcamak
az paran bile olsa o an rahatlığa ihtiyaç vardır seansı 1000liralık psiklogdan kurtarır
0
bir soru sorcam
(07.05.23)
Ortam olur, arkadas edinirim diye hostelde kaliyordur belki. Otel odası yalnızlığı diye bir sey var sonucta, sozlukte 149 sayfa mesela:) Bazen de bir etkinlik, mac bir sey oluyor yer kalmiyor, sezonunda asiri pahali oluyor falan. Anladim soruyu sikinti yok:) Ilk grup fakirlikle buyumus, sonradan parayi bulanlar genelde. Can cikar huy cikmaz adamin hayati tasarrufla, ordan bundan kismayala gecmis parasi olsa da simmdi har vurup harman savuramiyor. Babadan, aileden oyle gormus de olabilir belki cocukken pahali cikolata aldi diye azarlandi, rencide edildi ailesi tarafindan, belki bir arkadasi tarafindan bir kiyafeti pahaliya almissin, enayisin, kaziklanmissin diye dalga gecildi. Gecmisteki bu tarz olaylar bile kisinin karakterinde derin izler birakabiliyor yillarca.
0
speedy
(08.05.23)
İkisinin arası. Paran var (über zenginleri hariç tutuyorum), özel günler haricinde daha mütevazı yaşarsın, gelecek için bir kenara yedek akçe koyarsın. Paran yok ama illa Bodrum'da XYZ mekanında plajda loca ayırtayım konforlu yaşayayım diyorsun, sonuç kabarmış borçlar. Bir dengesi olmalı.
0
SiyamkedisiZorro
(08.05.23)
(20)

Mağdur değil miyiz?

the man with no name
Arkadaşlar, önceki seçimlerde vaatlerden çok iktidar değişikliği öncelikli diye oy verirdim. ancak bu seçimde iktidar değişikliği kadar millet ittifakı, ekonomik ve sosyal vaatleri ile de çok öne çıkıyor.ancak broşürlerinde, beyannemelerini filan incelediğimde gençlere, emeklilere, esnaflara, memura
Arkadaşlar, önceki seçimlerde vaatlerden çok iktidar değişikliği öncelikli diye oy verirdim. ancak bu seçimde iktidar değişikliği kadar millet ittifakı, ekonomik ve sosyal vaatleri ile de çok öne çıkıyor.

ancak broşürlerinde, beyannemelerini filan incelediğimde gençlere, emeklilere, esnaflara, memura, engelliye, yaşlılara vaatleri önceliklendiriyor. bu ülkede işinde gücünde bir özel sektör çalışanına bir vaat göremedim. örneğin yaklaşık 4.000 gün ssk kaydı olan beyaz yaka bir işçi, iktidar değişikliği ile gelecek daha fazla özgürlük ve demokrasi dışında faydalanacağı neredeyse hiçbir şey göremiyorum. vaatler arasında belki de bana hitap eden tek şey kış saati uygulamasına son verilmesi, öyle söyleyeyim. diğer gruplara yapılacak iyileştirmelerden dolaylı etkilenmekten usandımm. doğrudan bir şey de bana ve benim gibi insanlara yarasın.

oysa bu ülkenin yükünü herhangi bir yere sırtını yaslamamış bu işçiler, beyaz yakalar daha çok çekmiyor mu? neredeyse hiçbir şey elde etmeden çalıştık ve üstüne bir sürü sorunlarımız oldu.

çok kafama takıldı, ben mi yanlış düşünüyorum? yoksa yeteri kadar mağdur değil miyiz? bu defa mv seçimlerinde oy vermeyi düşünmüyorum gerçekten.
0
the man with no name
(05.05.23)
tabii ki yanlis dusunuyorsun. 1. burada secim kazanmaya calisiliyor. haliyle en politik olarak pragmatik vaatler veriliyor belki baska partiye oy verecek olan insanlarin dikkatini cekmek icin 2. beyaz yakalinin hic genc cocugu veya yasli annesi babasi yokmus gibi yazmissin. veya emekli hic calismamis gibi 70 yasina kadar. 3. diger gruplara yapilan iyilestirmeler benim kaybim mantigi asiri toksik.
0
hot potato
(05.05.23)
@hot potato teşekkürler. ben diğer gruplara yapılan vaatler yapılmasın demedim. kapsayıcılığın dışında bir politika güdüldüğüne işaret etmek istedim. toksik bir durum mu emin değilim, sürekli her şeye karşı anlayışlı olmak ve empati kurmak artık bana daha toksik gelmeye başladı açıkçası. neden hep empati kuran ben ve benim gibiler oluyor. bu yüzden belki de bize bir şey vaadedilmiyor belki de. bireyin hayatını iyileştirmek yerine belli gruplara daima öncelik verildiğinden bahsetmek istedim.
0
🌸the man with no name
(05.05.23)
Özellikle bekarları ağzına alan yok. Şu ortamda en çok sıkıntı çeken grup bence. Her şey ailelere yönelik planlanıyor.

Örneğin bekara ev vermem diye artık çok yerleşmiş bir anlayış var etrafta. Ya da şirketler ve kurumlar bekar çalışanlara yeni mezun muamelesi yapıyor sıkıntı bir iş varsa direkt bekarlar öne sürülüyor. Aynı şekilde izinlerin dağıtımda da bu böyle. Baya ikinci sınıf insan muamelesi görüyorsun evli değilsen.

Evin bile ev değil "bekar evi" olarak düşünülüyor ve yanına kalacak birini almanı falan bekliyorlar.
0
akhenaten
(05.05.23)
Hocam benim bulabildiğim olarak şurayı incelemeni tavsiye ederim. Eminim ki kendi sitelerinde va daha kapsamlı şeyler vardır.

www.evrensel.net

Birkaç örnek madde alarak yorum yapayım.


- Yazılı ve sözlü sınavda en yüksek puan alandan başlamak üzere liyakat esaslı alımlarının yapılması sağlanacak.

Yorumum: yukarıda saydığın gruplara hiç girmeyenlerin de faydanabanileceği bir şey. Belki de sen de bu durumun mağdurusun. İl/ilçe belesiyesi el değiştirdikten sonra işe girebilen insanlar tanıyorum.

- Devlet okullarındaki evlatlarımıza beslenme desteği başlatılacak.
Yorumum: çocuğun varsa direkt senin ekonomini de etkileyecek bir madde.

- Çiftçilerin ve balıkçıların kredi faizleri silinecek.
Yorumum: onların yükünün azalması, üretimin artması ürün fiyatlarının ucuzlaması haliyle bireysel ve toplumsal ekonominin iyileşmesi demek.

Bir de şöyle bir video gördüm, izlemedim ama bakmanı tavsiye ederim. youtu.be
0
senolll
(05.05.23)
ülkede son yıllarda alım gücü en çok düşen kesim özel sektör çalışanı beyaz yakalı kesim. Ülkeyi terk etmek isteyenlere bakarsan zaten kimin hayatı kötüleşmiş kimler benzer seviyede görürsün. Asgari ücretliler hep böyleymiş, memurlar hep bir şekilde ortada. Emekliler geçmişte evini alabildiyse ve küçük şehirdeyse bu krizden pek etkilenmemiş olabilir vs vs.

Sonuç olarak evet, mesela ülkenin refahını artırmak isteseler Eyt'yi geçirmemeleri, memur sayısını azaltmaları falan lazım. Ama siyaset mecburen çoğunluğa oynuyor, adamlar 4 çocuk yaparken biz evlensek bile çocuksuz takılıyoruz. Yani gelecekte de böyle olmaya devam edecek veya demokrasi kavramı biraz değişecek.

Sen yine oy ver bence, bu oy "kötü gidişi durduracak". İleride beyaz yakalıların haklarını koruyan bir parti ortaya çıkar mı yeterli oy alabilir mi bilmiyorum.
0
nhk ni youkosu
(05.05.23)
75 yasındaki adamdan minnet umarsan böyle
0
abi bi dizi buldum on numara
(05.05.23)
Başkan bu sebepten oy vermiyorsan o zaman bundan 6 ay sonra buralarda başlık açma ya da şikayet etme. Oy vermemek benim için ikisi de aynı o yüzden bana fark etmez demek bu noktada, eğer mutluysan oy verme.

Türkiye gibi bir ülkede politikacinin konuşacağı şeyler ilk karşı taraftan alacağı oylar olacak. Türkiye Finlandiya değil ki konuşalım.

Kk politikalarinda sana sıfır etki var demek saçma olur. Bir sürü şey var. Biz şu an ülkenin bozulmuş ayarlarini yerine getirmek ile ugrasiyoruz, beyaz yakadan konusmasa da olur. Beyaz yaka "benim hakkimda konuşmadı o zaman banane" diyorsa o zaman mutludur hayatından.
0
logisticsmanager
(05.05.23)
Ben size %100 katılıyorum. Ben hariç herkese doğrudan fayda sağlayacak bir şey vaad edilirken ben sadece ödediğim vergilerle kaynak olarak kullanılacağım gibi hissediyorum.
0
namandigurai
(05.05.23)
Maaelesef öyle populizm uğruna hep belli kesimlere vaat veriliyor, muhalefet bizi cepte görüyor, akp ise zaten bunlar bize oy vermez diye kasmıyor arada kalıyoruz. resmen sokak köpeği kadar değerimiz yok seçim vaadi anlamında.
0
nuisance
(05.05.23)
@logisticsmanager ben cb seçiminde oy kullanacağım. mv seçimlerinde oy kullanmak konusunda saydığım bu sebeplerden kararsızlığım var dedim. oy kullanmayacağımı belirtmedim. fikir almak için yazdım. üstelik olduğum seçim bölgesinde hiçbir mv adayı da bana hitap eden insanlar değil. tüm seçimlerde bir kere dahi iktidardan yana oy kullanmadım. ve geldiğim noktada hala dışlanmış hissettiğim için düşüncelerimi paylaştım. benim haklı olduğum yanlara değinmek yerine stratejik oy kullanmaya devam diyorsunuz. zaten hep öyle yaptım.
0
🌸the man with no name
(05.05.23)
olay vaatten çok bu düzenin değişmesine önce normalleşelim sonra vaatlere bakarız.
0
mikahakkinen
(05.05.23)
65 yaş üstü adayların gençleri anlamayacağı açık.
Verdikleri sözlerin çoğunu yapamayacakları ortada.
İktidar değişmezse et kısa zamanda bin lira falan olur. Bu kesin gerçek.
0
vizivozo
(05.05.23)
cepte görüyorlar +1

diğer kesimin üstüne oynamak daha karlı ve kolay. siyaset dili yıllar içerisinde bu kesim üzerinde döndü ve gelişti. daha da kolay ayrıca ve oyları beyaz yakaya göre çok daha değişken. bu yüzden bu kesimin üstüne çalışmak daha karlı geliyor.

dediklerine katılıyorum ancak mv seçimleri de en az cb seçimi kadar önemli. akp gidecek ama ana muhalefet olarak kalacak. bu noktada ne kadar az mv sahibi olurlarsa o kadar iyi ancak şu anda çoğunluğu alacaklar gibi duruyor ve bu başta kendilerinin yargılanmaları olmak üzere, düzelmesini istediğimiz birçok şeyin önünde engel.

bu yüzden oy vermek, özellikle chp ya da iyip'e vermek çok önemli. tabi bölgenizde başka parti güçlüdür orası ayrı.
0
not sure if serious
(05.05.23)
Aynen bro oy kullanma bu süper demokratik bir başkaldırı, kesinlikle ülkenin geleceğini değiştirecek bir hamle gibi geldi bana da bu. Tiananmen Meydanı'nda kendini yakan rahip dayıdan sonraki en çok ses getirecek pasif direniş örneği bu olabilir gibi geliyor, kitleleri arkandan sürükleyeceğine eminim. Hayırlısı olsun.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(05.05.23)
katılıyorum ama bu yeni bir şey değil. bu sebeple muhalefet 20 yıldır kaybediyor. bence hala elle tutulur, kitleleri arkasında sürükleyen bir vaadi yok. ana çerçeve $300mr para getireceğiz ve herkese para vereceğiz. mesele bu malesef. bana kalırsa bu bir kolaycılık ve popülizm.
doğu illerindeki çiftçilere elektrik bedava verecez demiş kılıçdaroğlu mesela. böyle bir şey yapılıyorsa niçin sadece doğu illerine yönelik var? diğer bölgelerde çiftçiler yok mu? bu popülizm işte. kaybettiren dil tamamen bu. kalkınmada öncelikli iller vs diye bunu doğru bir şekilde anlatabilse bu kadar tepki görmeyebilirdi ama bu durumda çeşitli teşvik paketleri ve kredi imkanları içeriyor programlar. burada ise doğrudan bedava elektrik vaadi söz konusu. kaldıki kaçak elektrik kullanımı gibi ülkemizde ciddi bir problem olmasına rağmen...
0
debian
(05.05.23)
Haklısın kardeşim.
Ben de hiç yalnız yaşayan bekar erkekler için bir vaad göremedim.
Bu konuda çok kırgınım onlara.
İyi düşünmüşsün.
Ben de sandığa gitmeyeyim bari.
0
Mirket
(05.05.23)
modern demokrasilerde maalesef çoğunluğun sözü geçer. çoğunluk da önce kendi çıkarları için konuşur.

Türkiye'de beyaz yakalı çalışanlar aktif çalışan nüfusun sadece %25'i. yarısı bile değil. Üstelik beyaz yakalı işçilerin çoğu işçi olduğunun bile farkında değil ya da kabul etmiyor. Kimse sayıca bu kadar az, üstelik kendi durumunun bile farkında olmayan, hak talep etmeyen bir kitle için uğraşmaz, vakit harcamaz.

Diğer yandan beyaz yakalıları kandırmak çok kolay. Şık bir ofiste, havalı giyinebilsin, öğlen yemek kartıyla kahveciden kahvesini alabilsin, 2-3 havalı kariyer etiketiyle bu insanları gece gündüz çalştırabiliyorsun zaten. Bir örgütlenmeleri yok, tamamı kendini şirketin ortağı bir sermayedar sanıyor. İşçi olduğunun bile farkında değil.

Mesela bir fabrikada torna ustasını saat 5 oldu mu tutamazsın. Adam biner servisine gider. İsterse iş kalmış olsun. Sabah 9'da gelir kaldığı yerden devam eder. İşi bitirmek için kal dersen de mesaisini ister, ödemezsen gider sendikaya şikayet eder. Çok kafası bozulursa istifa eder gider arkasına bile bakmaz. Patrondan falan da korkmaz kolay kolay. Mesela maaşını 2 gün geç yatır adam kapatır makineyi parasını alana kadar şalteri açmaz.

Aynı fabrikada o torna ustasının yaptığı işi yurtdışına satan "regional sales director" sabaha kadar çalıştırılabilir. Mesai istemez, zaten isteyemez. ARkasını savunacak bir sendikası yoktur. Patrondan ödü patlar. İstifa edip gitmeye yüreği yetmez çünkü muhtemelen o fabrikanın namı büyüktür, cv'sinde öyle bir şirketten ayrıldım yazmaya eli gitmez. Bu adamlara dandik bir özel sigorta, uyduruk bir şirket arabası kullanım hakkı verdin mi tamam zaten.

Çok komik ama Türkiye'de mavi yakalı işçiler sağ muhafazakar siyasete daha yakındır. Beyaz yakalı işçiler de genelde sosyal demokrat siyasete yakındır. Ama sosyal demokrasinin en temel unsuru sendikalaşmayı en iyi başaranlar mavi yakalılardır.


Bildiğim bir sektörden de örnek vereyim.
Eskiden reklam kampanyalarının fotoğraf ya da film çekimleri yapılırken bir saat sınırı yoktu.

mesela bir reklam filmi çekilecek ve bu çekimin 24 saat süreceği düşünülüyor. Sabah 8'de başlar çekim, ertesi sabah 8'de biter ara verilmeden. Hatta yönetmenin, fotoğrafçının, oyuncunun kaprisine göre bazı sahneler tekrar çekilir 36 saat 40 saat aralıksız çalışılırdı.

Bu çekimlerde beyaz yakalı da, mavi yakalı da çalışır. Mavi yakalılar dekoru kurar, malzeme taşır, ışıkları kurar, getir götür nakliye işlerini yapar, yemek hazırlar, kamera sistemlerini kurar vs. Beyaz yakalılar da reklamı yapılacak şirketin ve reklamı yapan ajansın temsilcileridir. İşin plana uygun gidip gitmediğini takip etmek için settedir. Setten sonra o reklam malzemelerinin hazırlanması, mesela filmin montajının yapılması, ilanların baskıya hazırlanması da beyaz yakalının görevidir. Yani setten sonra da beyaz yakalı çalışmaya devam eder. 36'lik aralıksız bir çekimden sonra, 2-3 saat uyuyup gelen fotoğraflarla reklam bannerları hazırlamak için bilgisayar başına oturur mesela tasarımcılar.

Hazırlanan reklam bannerları medya planına göre dağıtmak için pazarlama ekibi mesai harcar... Korkunç yorucudur bu süreçler de.

Şartlar böyleyken, mavi yakalıların "sinema işçileri sendikası" dedi ki günlük çalışma saati 16 saati aşamaz. Bunun da 12 saati normal ücretle ücretlendirilir, 12 saatten sonrası için normal ücretin 1,5 katı ücret alınır. Bu olayın üstüne gerçekten de saati doldu mu mesela ışık şefi şalteri indirip arkasına bile bakmadan gidiyor artık.

mavi yakalıların görünüşte beyaz yakalıları da rahatlatan bu kararına en büyük itiraz kimden geldi? Patronlardan değil. Onlar tamam dedi sendikayla ters düşmemek için. Ama beyaz yakalılar, pazarlama müdürleri falan çıldırdı uzun süre. Ben çok pazarlama çalışanı duydum: "ama benim pazarlama bütçemi 2 katına çıkarmam lazım" diyen. Düşün adam kendine ait olmayan bir parayı, kendininmiş gibi savunuyor.

Şimdi diyebilirsin ki ama o bütçenin hesabı o pazarlama ekibine soruluyor çünkü o da onun stresini yaşıyor. Kardeşim o zaman sen de sendikanı kur. O üstüne gelen stresi baskıyı yönet.

Çok genel geçer bir sözdür bu, hak verilmez, hak talep edilir. Hem sayıca azsın, hem kraldan çok kralcısın, hem kendi haklarını bile umursamayacak kadar "kariyer" uğruna öz saygını ayaklar altına almışsın, hem adam gibi bir sendikalaşmaya bile gidememişsin. Senin haklarını kimse savunmaz ki?

Türkiye'de yüzbinlerce yazılımcı var mesela. Kaçı sendika üyesi?
Şöyle havalı bir yabancı şirkette işe girince hepsinin ağzı burnu kayıyor havalar civalar...

Böyle bir kitleye tabii ki kimse bir vaat sunmaz.

Mavi yakalılar daha pragmatisttir. Mavi yakalının tek çalışma motivasyonu para ve yan haklardır. Daha iyi para veren, daha iyi haklar sunan, daha iyi çalışma ortamı vaat eden işe gider. Bu siyasi olarak da böyledir. 90'larda mavi yakalılar bir seçimde ANAP'a oy veriyor, bir sonraki seçimde daha iyi bir vaat varsa DSP'ye oy veriyor. Adam son derece haklı olarak önce kendi cebini ve yaşamını düşünüyor.

Beyaz yakalılarda böyle bir öz bilinç yok. İş anlamında beyaz yakalıların ağzına bir parça bal çalınıyor: "KARİYER". Bu hikayeyle bu adamları istediğin gibi güdebilirsin. Ekşi duyuruda bile çok başlık var böyle, "daha büyük şirketten iş teklifi aldım, maaşı ve yan hakları daha az ama kariyerim için daha iyi olacak, gideyim mi?". Bu adam sırf kariyeri uğruna iş yerinde her türlü haksızlığı sineye çekebilir. O yüzden de sırtına binerler. Siyaseten de böyle.

Çantada kekliktir bu kitle. Çünkü siyasette de ağzına çalışan balın adı şu: Yaşam tarzı... Bak biz seçilmezsek artık rahat rakı içemezsin, mini etek giyemezsin dedin mi bu adamın oyunu alırsın. Ya da biraz muhafazakar bir beyaz yakalıysa biraz korkuttun mu tamam ceptedir.
0
anten
(05.05.23)
ağzına sağlık muhalif biri olarak ben de tam olarak aynı şeyi düşünüyordum. maaşlı çalışan bir keriz olarak bana hiç bir partinin bir adet vaadi yok. aksine, asgari ücrete zamlar, eytler, memur zamları vs gibi durumlar için yaratılması gereken kaynaktan dolayı büyük bir enflasyon gerçekleşecek ve sonucunda biz bu enflasyon zammı kadar maaş zammı alamayacağız. yani aynı tas aynı hamam. bu ülkenin vasıflı mal üreten ve çilesini çeken kesimi için teşvik ve vaatler sıfır. gelir vergisi dilimlerini düzenleme vs gibi bir konu bile kimsenin aklıma gelmiyor.

sonuç olarak trnin mevcut vizyonu bu, devlet yardımlarıyla yürütülen bir dar gelirli gemisi. herkes ya devlete çalışacak, ya devletten para alarak yaşayacak. beyaz yakalı kerizler olarak bizim oyumuz zaten cepte olduğu için bizi düşünen yok.
0
roket adam
(05.05.23)
yükü mükü geç. hayattaki en büyük zenginlik özgürlük ve demokrasi. bunlar olmadıktan sonra sadece maddi zengin olursun. özel sektördeki çalışan yükü sırtlıyor mu? evet ama zaten özel sektörün şartları "genele yayarsak" daha iyi. bu seçim öyle şartları bi düşüneyim seçimi değil. bi taraf iyileştirme yapıcaz diyor öteki oy veren gaydir diyor allahsızdır teröristtir diyor. hür iradenizle oy kullanın.
0
KidLazer
(05.05.23)
beyaz yakanın ucuz avrupa tatili, konser ve ucuz bira dışında bir talebi mi var?
varsa bu taleplerini iletecek bir görünürlülüğü, gücü mü var?
ofisler ben işçi değilim sendika neymiş öegh diyen tiplerden geçilmiyor.
siyasetçilerin önünde sihirli küre yok baksın aaa bu ofis insanlarının da şöyle bir sorunu varmış dur onu da düşünelim diyemiyorlar, kusura bakmayın.
araba fiyatları düşecek, dolar düşecek de zaten beyaz yaka oltaya geliyor dahasına ne gerek var?
0
Whily
(05.05.23)
(3)

akademik makale nasil buluyoruz

antikadimag
cok spesifik olacak ama xiongnu'larla ilgili yapilmis akademik calismalara ulasmak istiyorum. bunu nasil yapabilirim? belirli bir keyword uzerinden aramaya musaade eden siteler.
cok spesifik olacak ama xiongnu'larla ilgili yapilmis akademik calismalara ulasmak istiyorum. bunu nasil yapabilirim? belirli bir keyword uzerinden aramaya musaade eden siteler.
0
antikadimag
(05.05.23)
o zaman daha cok tarih, felsefe gibi konularda ariyorum. bunlara spesifik neler vardir?
0
🌸antikadimag
(05.05.23)
Sizin işinizi jstor görür ama makale içeriklerine ulaşmak için bir kurumun veritabanından bağlanmanız lazım. İzmir'deyseniz Ege Üniversitesinin kütüphanesini kullanabilirsiniz.
0
akhenaten
(05.05.23)
merhaba. academia.edu.tr ye bakabilirsiniz. ben yazdığınız kelimenin ne anlama geldiğini bile bilmiyordum ama sonuç çıktı. academia ismiyle aplikasyon'u da var
0
libertine
(05.05.23)
(4)

Uzak mesafe ilişkisi

die so slowly
Henüz buluşulmamış ama sürekli iletişim halinde olduğunuz kişi ile yaşadığınız uzak mesafe ilişkinizi, ilişkileriniz sorulunca bunların arasında sayar mısınız? Yoksa reele taşınmadığı için sadece basit bir flört aşaması olarak mı görürsünüz?
Henüz buluşulmamış ama sürekli iletişim halinde olduğunuz kişi ile yaşadığınız uzak mesafe ilişkinizi, ilişkileriniz sorulunca bunların arasında sayar mısınız? Yoksa reele taşınmadığı için sadece basit bir flört aşaması olarak mı görürsünüz?
0
die so slowly
(04.05.23)
Online flört olur bu.

Bana biri sorarsa da herhangi bir isimle anmam, en fazla "netten yazistigim kiz" der geçerim.
0
Avoiding The Puddle
(04.05.23)
Saymam uzaktan herhangi bir ilişki olmaz.
0
mirty
(04.05.23)
Ben 19-20 yaşlarındayken bir kere, yaklaşık 7-8 ay bir uzak mesafe ilişkisi yaşadım. Ama bunu sizin sorunuzu okuyana kadar hatırlamıyordum. Yani olayı hatırlıyorum, kişiyi hatırlıyorum kaldı ki zaten ilk buluşmamız da uzaktan değildi, sadece farklı şehirlere gideceğimiz gün tanışmıştık.

Ama nedense o geçen zamanı bir ilişki olarak benimsediğimi ancak sizin sorunuza kafa yorunca hatırladım. Bugün dönüp bakınca hiç de bir ilişkiymiş gibi gelmiyor. Hangi aşamada ne zaman bunu bir ilişki olarak görmekten vazgeçtim onu da bilmiyorum açıkçası. :D
0
akhenaten
(04.05.23)
Flört bence. Hayal dünyasında...
0
cccbehzatccc
(04.05.23)
(6)

Yapılan yanlış karşı tarafın yüzüne söylenmeli mi?

sassot
Çevremde hiç böyle bir hareket görmedim. İki kişiden biri , öbürüne bir olaydan dolayı ya da karşı tarafın söylediği bir şeyden dolayı içerlemiş ama gidip ona sen bana şöyle şöyle söyledin ya da yaptın demiyor. Olması gereken bu mu? biri bana yanlış yapınca ben gidip neden böyle yaptın vs diyorum. y
Çevremde hiç böyle bir hareket görmedim. İki kişiden biri , öbürüne bir olaydan dolayı ya da karşı tarafın söylediği bir şeyden dolayı içerlemiş ama gidip ona sen bana şöyle şöyle söyledin ya da yaptın demiyor.

Olması gereken bu mu? biri bana yanlış yapınca ben gidip neden böyle yaptın vs diyorum. ya da biri bana kötülük yaptığında yüzüne vuruyorum sen böyle kötü bir insansın diyorum.
0
sassot
(04.05.23)
ben anında söylüyorum. kötü bir insansın denmez.

bu yaptığın yanlış. yapma.

denir.
0
alperz
(04.05.23)
Doğru-yanlış, haklı-haksız bizim olaylar ya da kişiler üzerine düşüncelerimizdir. Karşımdaki insanın, eylemlerinin sorumluluğunu almasını istiyorsam;bendeki karşılığını nasıl hissettiğimi anlatarak açıklıyorum. ".... hareketin yüzünden sen kötüsün." demek, karşıdaki insana utanç, suçluluk ya da öfke hissettirir. Empati ile yaklaşınca, karşı tarafta da bunu deniyor ve etkisi daha güçlü oluyor.
0
from where i ride
(04.05.23)
Kişiden değil eylemden veya sözden bahsederek söylemek verimli olur. Kişiye kötüsün demek savunmaya veya saldırıya geçmesini sağlar ve dediğini duymaz, boşa anlatırsın yani. Şiddetsiz iletişimde 4 adım öğrenir herkes önce. Gözlem duygu ihtiyaç ve rica. Dilden şiddeti çıkarmak, görülmek, duyulmak ve dinleyebilmek için.
0
hasmetizm 2046
(04.05.23)
Her zaman böyle davranmak olmaz.
Bazı şeyler meselenin doğası gereği zamana bırakılır veya karşı tarafın gerçek manada pişmanlığıdan dolayı affedilir.

Yer,zaman,içinde bulunulan genel durum ve ileride zuhur edecek şeyler hesaba katıldığında her zaman her doğru söylenmez.
0
diyecevaplandı
(04.05.23)
Söylenmeli, her şeyin de bir usulü var.

Ne kadar zarar gördüğünüze göre uygun bir tonda ve biçimde söylenir. Bunun kesin bir formülü yok ne yazık ki.

Her durumda aynı tonu kullanmak gelecekteki ciddiye alınma kabiliyetini etkiliyor insanın. Bir noktadan sonra eğer aynı çevre içindeyseniz "o öyledir takma" muhabbeti dönmeye başlar. Siz de derdinizi anlatamamaya başlarsınız. Dozu iyi ayarlamak lazım.
0
akhenaten
(04.05.23)
Söylenmeli.
Eğer konuyu umursamıyorsanız söylemeyin elbette. Ama sizin için önemliyse söylenmeli. Söylememek o kişiye karşı da haksızlık yapmak oluyor bence.

Söylerken de "sen kötü bir insansın" şeklinde onu suçlayacak şekilde değil "bu hareketin benim böyle düşünmeme/hissetmeme sebep oldu. Bunu yapmaktaki amacının şu olduğunu tahmin ettim. Doğrusu nedir?" gibi sizin yaşadığınızı tarif eden ve tahminlerinizin doğru olup olmadığını soran, ona açıklama şansı veren bir şekil daha uygun olur

Karşımızdakinin iyi niyetle yaptığı bir hareketi kötü zannetmemiz sık yaşanan bir durum.

Karşımızdaki kişi "ben şu sebeple, şöyle düşünerek o hareketi" yaptım dedikten sonra da karşıdaki insanın beyanını esas almalısınız. "O bana öyle söyledi ama ben biliyorum asıl sebebi buydu" diyerek içinizde sinirlenmeye devam etmeyin. Aklınıza yatmazsa ilişkinize devam etmezsiniz.
0
michael_knight
(04.05.23)
(4)

piyano çaldığım zaman mutfakta daha başarılı oluyorum?

sanemz
yani şöyle 1 saatte bir kaç çeşiti rahatlıkla çıkarabiliyorum. ama normalde bazen didinirim 1 çeşit zar zor. böyle bir ilişki olabilir mi bana mı öyle geliyor. sözlükte biriyle sohbetim olmuştu matematik hocasıydı, inşaatta çalışmış öğrencilik yıllarında, performansının yılların ustasından bile iyi
yani şöyle 1 saatte bir kaç çeşiti rahatlıkla çıkarabiliyorum. ama normalde bazen didinirim 1 çeşit zar zor. böyle bir ilişki olabilir mi bana mı öyle geliyor. sözlükte biriyle sohbetim olmuştu matematik hocasıydı, inşaatta çalışmış öğrencilik yıllarında, performansının yılların ustasından bile iyi olduğunu yazmıştı. sizin kendinizde farkettiğiniz gündelik hayatınıza iyi gelen hobileriniz var mı?
0
sanemz
(03.05.23)
piyan çalınca gelen bir mutluluk-başarı-rahatlama hissi diğer işteki performansı etkiliyordur.
benzer bir şeyi ben de yaşıyorum, davul çalıştığımda yorgunsam bile enerjim keyfim yerine geliyor. bunun peşine yapıp süre tuttuğum bir rutinim olmadığı için daha net konuşamıyorum ama modum yükseldiği için kesinlikle normalden daha rahat ve çabuk halledeceğime eminim işimi.
0
kisa
(03.05.23)
Satrançta önceki maçlarımı analiz ederek, hamleler üzerine düşünerek, puzzle çözerek günde 2-3 saati geçtiğim zamanlar oluyordu ve o dönemlerde çok daha kıvrak zekalı olduğumu hissediyordum. Problemlere çok farklı perspektiflerden yaklaşıp çözüm üretebildiğimi düşünüyorum satrançla yoğun haşır neşir olduğum zamanlarda.
0
vedatchilipeppers
(03.05.23)
Valla eskiden dota oynadigim zamanlar normal hayatta cok daha sabirli ve anlayisliydim. Hem oyunda bazen denk gelen toksik oyuncular ile basetmek hem de iflah olmaz cinliler gibi hep late game stratejilerim yuzunden hep ileriyi dusunuyormusum. Ilginc.
0
j r r tolkien hayrani
(03.05.23)
Daha dışardan bakınca buna verimlilik artışı deniyor, var yani böyle bir şey. Birçok firma buna kafa yoruyor o yüzden.

Ben de yeni bir şeyler öğrendiğimde, ilgimi çeken okuyacak/izleyecek yeni şeyler bulduğumda böyle oluyorum.
0
akhenaten
(04.05.23)
(18)

okul kitaplari ucretsiz olmali mi?

ala09
BIZIM ZAMANIMIZDA kitap defter kapliyorduk bozulmasin diye. su an kitabin degerini birak yerlerde futbol oynuyorlar. saglam kitap yok ogrencilerde. yarisinin kitabi kayip mayis ayindayiz okul hala kitap dagitiyor kaybedenler yine alsin diye. icim aciyor su israfa. simdi ucretsiz dagitilip sonra tekr
BIZIM ZAMANIMIZDA kitap defter kapliyorduk bozulmasin diye. su an kitabin degerini birak yerlerde futbol oynuyorlar. saglam kitap yok ogrencilerde. yarisinin kitabi kayip mayis ayindayiz okul hala kitap dagitiyor kaybedenler yine alsin diye. icim aciyor su israfa. simdi ucretsiz dagitilip sonra tekrar ucretliye donerse halkin tepkisini cok cekerler mi? gerci devlet okullarina kayit ucreti 70-80bin liradan bahsediyorlar onda sikinti olmuyor da
0
ala09
(03.05.23)
hiç bir hizmet ücretsiz olmamalı. indirim yapılabilir maliyetine verilebilir fakat ücretsiz verilince kıymeti bilinmiyor ve israf yapılıyor.
0
nuisance
(03.05.23)
Bir liberal olarak zaten bedava olmasına karşı olmam garipsenemez.

Şimdi şehirlerde ve köylerde durumu gayet iyi olan kişilerin ödeyebilecekleri tutarları devlet ödüyor.

Bunun yanında devlet gerçekten fakir kişilerin hem okul hem de giyim gibi masraflarını da karşılamalı.

Yardım gerçekten hak edene verilmeli ve veriliyor gibi yapılmamalı, tam manasıyla o çocukların eğitimleri karşılanmalı.

devlet eğitimi zorunlu yapıp fakir kişiye sen bunu karşılamalısın demesi çok saçma.
0
liberal
(03.05.23)
Kesinlikle ücretsiz olmalı. İsraf, kıymet bilmeme ve dahasına kesinlikle katılıyorum; bunu doğru ve ahlaklı eğitim ile aşılması gereken bir problem olarak görüyorum.
0
lüzumsuz adam
(03.05.23)
Lüzumsuz adam gibi düşünüyorum. Verilen kitabı düzgün şekilde yıl sonunda iade edene bir miktar ödeme burs vs gibi bir şey de verilebilir
0
kisa
(03.05.23)
Ücretsiz olup olmaması tartışılır ama bence sorunuzun odağı "ücretsiz olduğu için kitaplar yerlerde" konusuysa bunun böyle olduğunu zannetmiyorum.

Ders kitaplarının okullarda çok bir karşılığı kalmadı. Hem dijital materyaller arttı hem de test kitapları ve detaylı konu anlatımlı kitaplar daha
çok tercih ediliyor ve bence insanlar haklı.

Bu durumda bence de ders kitapları ücretsiz olmamalının ötesinde, artık hiç var olmamalı. Çünkü zaten yoklar aslında. Ders kitaplarından faydalanılan bir ortam yok. Edebiyat derslerinde falan bir iki parça okunması dışında çok bir kullanım alanı bulduklarını ben görmedim.
0
akhenaten
(03.05.23)
@kisa yok artiik. ben ogrencilerime sordum kitaplar satilsin mi diye "iyi olur çalip satariz" dediler. bir de zorla verildigini, kullanmayacaklarini soylediler bazi derslerin kitaplarini.

@akhenaten dogru cogu ders icin gecerli. benimki kitaptan isleniyor yarisi kayip yine. satilmadigi icin temin de edemediklerini soyluyorlar yersen
0
🌸ala09
(03.05.23)
Ücretsiz hiçbir şeyin değeri yok. En basitinden her öğrencime ücretsiz zaman ve kaynak ayırırım ama aynı öğrenciler saatine yüzlerce lira verip benden aynı dersi daha bir ilgili ve özenli dinliyorlar. Aynısı ücretle alınan ek kitaplar için de geçerli. Nedense o pahalı kitaplar hiç kaybolmuyor.

Cüzi bir miktarla ücretli olmalı kesinlikle.
0
ruhen hastayim ben
(03.05.23)
@ala, ben anlamadım vallahi. Satılsın demiyorum ki. Ücretsiz verilsin, yıl sonunda iade alınsın. Kütüphane gibi. Temiz getirene de ödül mahiyetinde bir şey olabilir. Müze sinema bileti vb
Cazip olabilecek bir şey.

Ha bu şekilde olursa başkalarının kitaplarını çalarlar diyorsan, onu da düşünmek lazım.
0
kisa
(03.05.23)
Hiçbir hizmet ya da ürün hiçbir şart altında ücretsiz olmamalı. Hatta hastaneler ayakbasti parası almalı 200 300 lira gibi en az.
0
allah yazdiysa bozsun
(03.05.23)
Burada sorumluluk öğretmene ve aileler düşüyor, devlet hem kitabı ücretsiz veriyor hem de diyoruz ki israf olmasın diye başka bir denetleme mekanizması daha icat etsin.

Var işte denetleme mekanizması, iki tane hem de, öğretmen ve aile.

Mesela bizim öğretmen sene başında kesinlikle tüm kitapların kaplanmasını ve etiketlenmesini istiyor. Sene sonunda da herkesin kitapları okula iade etmesini istiyor ve kontrol sorumluluğunu bir iki tane veliye vererek firenin az olmasını sağlıyor.

Okul bitince okulda deli gibi eski defter kitap birikiyor, herkes getirmese de yarısından çoğu geri geliyordur.

Ha bu geri iade edilen kitaplar tekrar kullanılmıyor sanırım, sadece geri dönüşüme gidiyor.

Yani evet kitaplar ücretsiz olmaya devam etmeli, hatta yeteri kadar defter de ücretsiz verilmeli bence. Çocuklara kitaba, deftere, kaleme vs karşı sorumluluk ve saygıyı biz öğretebiliriz, devlet değil.
0
John Bloor
(03.05.23)
Ücretsiz olmalı, dönem bitimlerinde kitaplar öğrencilerden istenip geri dönüşüme yollanmalı. Geri vermeyenlerden ücreti alınmalı. O zaman azıcık da olsa kıymet bilirler.
0
kimlanbu
(03.05.23)
Bu ülkede ücretsiz her şey sömürülmeye mahkum. Maalesef öyle bir ahlak ve kültür yerleşti. Sırf bedeva diye canı sıkılınca hobi olarak sürekli ambulans çağıranları gördüm. ambulans gibi bir şeyde bile bu kadar kaynak israfı yapılıyorsa okul kitabını kim takar. Bir süre ücretli yapılabilir ya da yıl sonunda düzgün şekilde iade edemeyenden kitap parası alınabilir. Maalesef ahlakın içi oyulduğu için o düzeltilene kadar ödül ya da ceza kullanımı gerekli. Başkasının kitabını çalmayı da engelleyebilirler. Kitaplara isim yazılır ve isim sayfası olmayan kitap iade alınmaz ücreti alınır gibi bir yol üretilebilir. Ya da osym sınavlarında olduğu gibi her kitap bir kodla basılır hangi kitap kimin kitabı belli olur vs vs. Yani ona çözüm bulunur
0
yazdonumu
(03.05.23)
ben bir süredir herkes ne hali varsa görsün kafasında bir insan olmama rağmen öğrencilerin üniversiteye kadar eğitim masraflarının tamamen devlet tarafından karşılanmasından yanayım.

eğitime önem verilmeyince akp iktidar oluyor. bir kitabı 20 lira yapsan milyonlarca öğrenci o kitabı almayacak. param yok diyene de hayır var diyemezsin. millet karnını doyuramıyor bu ülkede.

kitapların kaybolmamasının çözümü küçücük çocuklara kitap satmak olmamalı.
0
bohr atom modeli
(03.05.23)
O kitapla futbol maçı yapanlar olduğu gibi her bir satırına muhtaç öğrenciler de var maalesef. Önceki senenin kitaplarını hasarsız eksiksiz verene yeni senenin kitabı ücretsiz verilebilir. Bu daha makul olacaktır. Öğrenmek isteyene her türlü imkanın ücretsiz olmasından yanayım.
0
cilekli pasta
(03.05.23)
İlköğretimde evet, sonrasında hayır.
0
nawar
(03.05.23)
Ücretsiz olmalı diyenler artı bir.
0
yalniz kizkulesi
(03.05.23)
Fransa'da da ücretsiz, kimsenin öğrenciler yirtiyor diye konuştuğunu görmedim. Demekki sorun ücretsiz olup olmamasi değil.
Misal sene sonunda kitapları geri iade ediyorlarmis. Türkiye'de sistem nasıl bilmiyorum ama sorun zaten insanlarin eğitimsizligi haliyle çocuklarının egitimsiz olması.
Misal kendim derslerde iddaa oynamış bir adamım. Eşime bunu anlatınca oha nasıl ya falan demişti. Ki o da devlet okulunda okumuş tek fark onun Fransa'da benim Türkiye'de okumam.

Halkin, çocukların eğitim seviyesi artınca o sorun da ortadan kalkar. Bunu parali yaparsaniz asıl o zaman parası olmayanlar sıkıntı yaşar.
0
logisticsmanager
(03.05.23)
Çözümü yanlış yerde arıyorsunuz. Olay kitaba parayla değer katıp kitabı korumak değil. Ben lisedeyken sabah 8'den akşam 8'e kadar dışarıdaydım. Okuldan çıkıp dershaneye gidiyordum. Okulda 3 ders, dershanede 2 ders olsa 5 kitap yapar. Hamal gibi her gün kitap taşımak istemiyor insan. Ben taşımıyordum. İstersem 1000 TL vermiş olayım, yine taşımazdım. Bu arada tembel değildim. Matematikten (türevli falan) 100 almışlığım var. Problemin kaynağı budur. MEB kitapları zaten kötüydü. Çok gereksiz kısımlar var. Çocuğa National Geographic dergisi versen daha çok ilgisini çekip okur.

Çözüm artık kâğıt kullanılmaması. Öğrencilere sadece PDF açılabilen bir kitap okuyucu verilmeli. Elektronik şeye gözü gibi bakar hepsi. Derste PDF olarak açacak kitabı. Her sene yeni kitaplar yüklenecek. Kitap okuyucudan takip edecek. Devlet istese bir şirketle anlaşıp 2000 TL'ye bile ürettirebilir. Sadece liselilere dağıtılması bile düşünülebilir.
0
dissendium
(03.05.23)
(3)

Aynı anda birçok deadline'la nasıl baş ediyorsunuz? (akademide)

psmstc
9,10 tane bekleyen deadline var diyelim. Hepsi de on beş gün içinde. duygusal, zihinsel olarak boğulmadan nasıl baş ediyorsunuz kısaca
9,10 tane bekleyen deadline var diyelim. Hepsi de on beş gün içinde. duygusal, zihinsel olarak boğulmadan nasıl baş ediyorsunuz kısaca
0
psmstc
(02.05.23)
kendimden ornek verirsem eger bunlari planlamadiysam ve ne yapacagimi net olarak bilmiyorsam stres seviyem cok artiyor ve dediginiz gibi bogulma hissine kapiliyorum. bu tarz durumlarda oturup her seyi yaziyorum, tamamlanabilecek parcalar haline getiriyorum. her sey net ve planli oldugunda streste buyuk olcude azaliyor. liste olustururken 5 dakikadan kisa surecek bir maddeyi yazmiyor hemen yapiyorum bu da onemli bence.
0
tahtakafa
(02.05.23)
Çalışma başlangıcında deadline'a uygun şekilde günlük, haftalık bölümlendirme yapıyorum, bunu yaparken olası aksaklıkları da hesaba katıyorum. Nadiren deadline'ı dert etmem gerekti.

Hesaplama sırasında çalışmanın bitmesi çok mümkün görünmüyorsa ve çalışma sırasında bu netleştiyse deadline'a makul bir süre kala (örneğin toplam günlerin %40'ı kadar) çalışmanın şu şu nedenlerden uzama ihtimali olduğunu ima etmeye başlıyorum. O sırada işler henüz sıkışmadığı için kimse de sinir stres yapmıyor.

Günlük/haftalık çalışma tempomu çok sıkacak şekilde yeni olaylar eklenmeye başladığı zamansa durum bu diye programı gösterip bir gecikme olabileceğini baştan söylüyorum.

Akademisyen değilim ama bu olay her yerde aynı. Siz planlı olursanız ve insanların da bunu bilmesini sağlarsanız suç size kalmaz.

Uzaması mümkün olmayan deadline'lar varsa da önceliği bunlara veriyorum. Bütün bunları yaptığınız ve uyduğunuz halde ortaya sorun çıkıyorsa zaten üstünüzdeni işyükünün ayarlanmasında bir sorun olmuştur. Bitirmeniz imkansız olan bir işe girişmişsinizdir, hayır demeyi ve derdinizi anlatmayı öğrenmeniz gerekiyordur ya da çalıştığınız kurum büyük saçmalıyordur.
0
akhenaten
(02.05.23)
Hepsini altalta yaz.
Her birini adım adım detaylandır.
Herbir adımı gün gün, saat saat kaydet.
Bir program ortaya çıksın ve sen
Sadece ilk sıradakine odaklan.

Uykusuz gecelerle kafayı yemek üzereyken kendimce bulup rahat ettiğim yöntemdi. Sonradan öğrendim ki işi bilenlerin hepsinin uyguladığı yöntemmiş.
0
Mirket
(02.05.23)
(2)

seçim günü şehir değiştirmek serbest mi?

Stoneface
sb
sb
0
Stoneface
(01.05.23)
evet
0
kanatlı kontun müşfik öpücüğü
(02.05.23)
E gayet tabi ki
0
akhenaten
(02.05.23)
(3)

Direksiyon sınavından 4 kere kalmak(Manuelden otomatiğe geçiş)

marowak
Manuel viteste başarısız olursam ne olur diye kurs hocasıyla konuştum. 4 kere kalırsan istersen otomatik vites sınavına geçersin. Tekrar teorik sınava girmene gerek yok dedi. Ama tavırlarından iyi bilmediğini hissettim. Hoca haklı mı? Bir de 4 kere kalınca otomatik vites almak istersem en baştan kur
Manuel viteste başarısız olursam ne olur diye kurs hocasıyla konuştum. 4 kere kalırsan istersen otomatik vites sınavına geçersin. Tekrar teorik sınava girmene gerek yok dedi. Ama tavırlarından iyi bilmediğini hissettim. Hoca haklı mı? Bir de 4 kere kalınca otomatik vites almak istersem en baştan kurs ücreti ödemeye gerek var mı? Aslında dersler kötü başlamadı ama yine de olur da araba alırsam manuel asla almam diye düşündüğüm için sorma gereği hissettim.
0
marowak
(01.05.23)
Ben aldığımda 4 kez kalırsan hakkını kaybediyordun. Tekrar kursa gitmen gerekiyor. Değişmiş olabilir. MEB'den bilgi alabilirsiniz.
0
dissendium
(01.05.23)
Ben de 2021 nisanda aldığımda 4 kere başarısız olunca bütün prosedür baştan işliyordu.

Şimdi bir google araştırması yapınca 4 kere kalınca sadece 14 saat ücretli direksiyon dersi alıp 4 kere daha sınava girilebileceği ve 8 kere kalındığında bütün prosedürün baştan işleyeceği yazıyor.

Böyle şeyler çok hızlı değişiyor, dissendium'un dediği gibi en iyisi meb'e sormak.
0
akhenaten
(01.05.23)
ben de sıfırdan öğrendim. ilk sınavda kaldım ikinci sınavda geçtim. 4e kalmazsın diye düşünüyorum. ancak manuel öğrenmende de fayda var. nerde lazım olacağı belli olmaz
0
paintov
(01.05.23)
(17)

Hayvanlarla ortak atadan gelmemizi sindiremiyorum

summerof69
Aslında şempanzenin kuzeni olmamızı, aslında şempanzelerden pek de farklı olmayan bir motivasyonla yaşıyor olmamız bana inanılmaz geliyor.Ne zaman bu aklıma gelse sanki dünya duruyor ve her şey, bütün endişelerim anlamsızlaşıyor.Sizde de benzerleri oluyor mu?
Aslında şempanzenin kuzeni olmamızı, aslında şempanzelerden pek de farklı olmayan bir motivasyonla yaşıyor olmamız bana inanılmaz geliyor.

Ne zaman bu aklıma gelse sanki dünya duruyor ve her şey, bütün endişelerim anlamsızlaşıyor.

Sizde de benzerleri oluyor mu?
0
summerof69
(30.04.23)
Canlılar olarak, sadece hayvanlarla değil bitkilerle, böceklerle hatta mikroplarla aynı mekanizmayla (dna) ürüyoruz ve aynı atadan geliyoruz. Onların sadece beyni çok gelişmiş bir modeliyiz.
Beynin işe yaramadığı bir ortam oluşursa (yüksek radyasyon) biz yok oluruz ama hamam böceği gibi canlılar yaşamaya devam eder. Yani insanı çok üstün ve farklı görmemek lazım.
0
vizivozo
(30.04.23)
Bana da normal ve rahatlatıcı geliyor. "Sen çok özelsin, süpersin, inanılmaz farklı bir misyonun var" temelli bir anlatıdansa, "Öyle denk geldi, böyle evrildin, çok kasma zaten bikaç bin yıla dünyada insanlığın soyu tükenecek" daha güzel, gerçekçi.
0
salihdt
(30.04.23)
bu bende daha cok kainatin buyuklugunu dusundugumde oluyor.

bunun disinda insanin sadece bir hayvan oldugu anlatisini evrimi yanlis yorumlamak olarak goruyorum. temelimiz diger canlilarla ortak olsa da bizleri onlardan ayiran ozfarkindaligimizin oldugunu dusunuyorum. yani insan diyince dalagiyla cigeriyle bir insani degil karakteriyle, dusunceleriyle bir insani anliyorum.

bu da bize apayri bir sorumluluk yukluyor bence.
0
antikadimag
(30.04.23)
Hayvanlarla ortak atadan gelmedigimize inandığım için böyle bir derdim olmadı.
0
etna
(30.04.23)
salihdt +1
0
fotrsapka
(30.04.23)
Hayır aksine. Bu gerçek beni hayat ile daha barışık yapıyor.
0
ruhen hastayim ben
(30.04.23)
Ancak hayvanlarla ortak bir atadan gelmiyoruz, hayvanlar alemi insanı da kapsayan bir grup, buraya dahiliz. Hayvanlar olarak örneğin bitkilerle ortak bir atadan geliyoruz.

İnsanlar için ayrı bir alem yok, nedeni açık aslında.

Aynı zamanda maymunlarla da ortak bir atadan gelmiyoruz, zaten bir maymunuz. Şempanze, orangutan, goril gibi diğer maymunlarla ortak bir atadan geliyoruz.

Bunu idrak ederseniz kafanızda biraz daha oturabilir belki mevzu. Sanırım bir bağdaştıramama durumu yaşıyorsunuz.
0
akhenaten
(30.04.23)
Bro iyi ki bu konuda fazla araştırman yok çünkü primat sınıfında bir canlı olduğumuz için aslında bizim de seni üzen bu canlıların başka bir türü olduğumuzun farkında değilsin, o nedenle üzülüyorsun. Yani şöyle düşün sen bir tekir kedisisin bense bir karakulak, biz ortak bir atadan gelmiyoruz brom ikimiz de kediyiz işte türlerimiz farklı sadece :(
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(30.04.23)
insanlar öz anasını babasını kabullenemiyor siz yine iyi binlerce yıl öteye bakıp yapıyorsunuz.
bende öyle bir şey olmuyor çünkü ben onlarla çalışıyorum. bu bana daha sabırlı ve normal bakmamı sağlıyor.

sen hiç 2.5 litrelik kola şişesinin içine büyük abdestini yapan gördün mü? ben gördüm? nasıl yaptın lan sen onu??? düşün bi ne yapmış olabilir...

atan olabilecek canlıyı düşününce nihayetinde; bu!!! diyorsun ve kafana oturuyor.
alt katta tuvalet var. tuvaleti gelmiş, gitsene yyok. yan odaya gidecek duvara çövdürecek. e yarın orada seramikçi ya da alçıcı çalışacak yazık günah değil mi?

bizim gibi insanlar nizam olsun diye kural koymuş. biz kuyruğa gidiyoruz. o emniyet şeridinden gidiyor...

otobüste dakikalarca arkadaşıyla lak lak yapıyor. bi kapat da memlekete gidiş karakola nasıl gittim videosuna dönüşmesin.

kocaman baskı yapılmış engelli parkı, diye gidiyor oraya park ediyor.

adama diyorum ki şapçının benzini bitti al sana 2 bidon benzin kap gel. aha sana da arabanın anahtarları. sallana sallana geri dönüyor. naptın bidonlar boş? verdin galiba şapçıya benzinleri diyorum. yooo bidona mı koyacaktık benzini diyor. gitmiş arabanın deposunu fullemiş gelmiş beyin fukarası. la bu adam inşaat mühendisi ya.

50 defa diyorsun ki gece 12 den sonra ses çıkartma gene aynı.

yani bu insanların bu kadar düşük ıq'ye ve eq'ya sahip olmasını akılmantık kabul edemiyor. eğer dediğiniz gibi la bu heriflerin atası maymun ya derseniz, durum biraz daha olağanlaşıyor ve normalleşiyor. kabulleniyorsun.
0
turbo sadık
(30.04.23)
Sindiremeyip ne yapacaksın, oturup ağlayacak halin yok ya.
0
cemallamec
(30.04.23)
Yok. Aksine daha mutluyum hepimiz önemsiz canlilariz. Cevrenizdeki kisiler ve aileniz dışında yasamaniz ya da olmenizin pek bir önemi olmuyor. Düşündüğümüzde bu dünyadan kimler geçti de kimse hatirlamiyor.

Ben çok düşünmem, sindirmeye gerek yok. Yani sindirilemeyecek bir şey de yok zaten günlük hayatiniza etkisi yok.
0
logisticsmanager
(30.04.23)
önemsiz geliyor bana. ortak ata olsa da olmasa da benim için bir şey değişmez
0
paintov
(30.04.23)
Salihdt +1
0
abelardo
(30.04.23)
Bro aslında biraz geriye gidersek keseli sıçanla ve ornitorenk hayvanlarıyla gerçek anlamda ortak atamız var biliyor musun, bence bunu hazmetmek daha zor olabilir.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(30.04.23)
Yanlışınız var şempanzeden gelmiyoruz miselyum dan geliyoruz. Eminim bu bilgi sizi daha çok etkileyecektir mantarlar ve hayvanlar aynı ortak atadan, miselyumdan gelmektedir evrimsel süreçte iki kola ayrılarak yollarına devam etmişlerdir.
0
apocalipy
(30.04.23)
atayı neye göre seçiyorsunuz? sonuçta tüm hayat tek hücreliden evrilmedi mi?
0
vizivozo
(30.04.23)
kainatin buyuklugunu ve evrenin gecmisini dikkate aldigimizda, goz acip kapayincaya kadar gecen bir zamanda bu bedende yasiyorsunuz. hicbir ozelliginiz ve oneminiz yok. dunya sizden once cooook uzun zamandir vardi, sizden sonra da var olmaya devam edecek. bu cok guzel ve rahatlatici. kendinizi bu kadar ciddiye almayin.

ama hayatiniz onemli cunku yasam muhtesem bir sey. yasaminizdaki en onemli aktor her zaman ilk once sizsiniz. bu cok guzel. kendinizi ve yasam deneyiminizi bu nedenle cok ciddiye alin.
0
kassiopeia
(01.05.23)
(5)

satranç şmpiyonlarının marifeti tüm hamleleri ezberlemek mi?

sanemz
yani ya da mümkü mü tüm hamleleri ezberlemek.
yani ya da mümkü mü tüm hamleleri ezberlemek.
0
sanemz
(29.04.23)
Hayır pek tabii, satrançta yapılabilecek hamlelerin toplamı bugün 1, 2, 3 diye saymaya kalksanız ömrünüz bitmeden sonuna gelemeyeceğiniz kadar uzun.

Satranç şampiyonları içinde bulundukları konumu iyi analiz edip en istikrarlı hamleleri yapmaya çalışıyor. Kesin zafer için belli bir teknik yok. Yatırımcılar için de böyle örneğin, içinde bulundukları ekonomik durum neyse analizler yapıp tutarlı şekilde davranmaya uğraşıyorlar. Aynı durum bir cerrah için de geçerli, bir tamirci için de.

İzlenmesi gereken temel kurallar var. Bunlar herkes tarafından öğrenilebilir şeyler. Örneğin büyük çoğunluk ehliyet alabilir ancak karşısında ters yönden gelen bir araç gören insanların tamamı aynı anda, aynı olay için farklı tepkiler verirler. Bazıları kazaya sebep olur, bazıları hayat kurtarır.

Ya da sınırlı sayıda nota var ama sonsuz beste üretebilirsiniz.

Bunların hepsi aynı şey.
0
akhenaten
(29.04.23)
@akhenaten, burda daha farklı şeyler yazılmış da: eksisozluk2023.com
0
🌸sanemz
(29.04.23)
@sanemz

Aslında benim dediğimden farklı bir şey değil yine de. Anlaşılması kolay olsun diye yine trafikten örnek verirsek

Bir araç kullanırken ortalama bir günde karşılaşabileceğiniz olayların sayısı az çok bellidir. Acemiyken sinyal vermeden önünüze kıranlar vesaire sizi tedirgin edip beyninizi yorarken bir süre sonra bu tip şeylere alışıp ona göre pozisyon alırsınız. Ancak bu olağan bir trafik, olağan bir "lig" hatta bu tip sık karşılaşılan "beklenmedik" durumlarla ilgili etrafta böyle olursa şöyle yapın gibi tüyolar da görürsünüz. Yine de bu hiçbir duruma uymayan olayların yaşanmasına engel değil.

Bir satranç şampiyonu ya da profesyonel futbolcu da acemilerle maç yaparken kendini çok zorlamadan sık karşılaşılan "püf noktalarıyla" hamleler yaparak kolayca karşısındakini yenebilir. Ama esas mevzu eşitlerin karşılaşmasında vuku buluyor.

Ezbere hamlelerle, bir takım genel geçer stratejilerle mahalle, ilçe ya da hatta belki il şampiyonluğu elde edebilirsiniz belki. Ancak dünya şampiyonluğuna katalog rehberlerle gitmeniz çok olası olmaz.

Çünkü dediğim gibi satrançta olası hamlelerin sayısı sınırsız denebilecek kadar çok ve hepsini ezberleyenilmek mümkün değil.

Anlatmaya çalıştığım şey genel geçer stratejileri ezberlemek de bir strateji, bu sizi bir yere taşır ama bunun kendisi de bir strateji olduğu için bu davranış da nihayetinde alt edilebilir bir şey. Ama sizin sorunuzdan anladığım şey yani "işin özü bu mu" diye soruyorsanız hayır değil.
0
akhenaten
(29.04.23)
İyi bir satranççı olabilmek için çok iyi satranççıların o güne kadar yapmış olduğu bütün karşılaşmalarını defalarsa izlemiş, hamlelerinin mantığını anlamaya çalışmış, sonuçta hamlelerini ezberlemiş olman lazım.

Bu ezber bilginle senin seviyende olmayan herkesi ezbere yenebilir hale gelebilirsin ancak dengin biriyle karşılaştığın zaman bu ezber, maçın bir yerine kadar seni götürür.

Sonuçta kombinasyon sayısı sonsuz olan bir oyun bu.
0
Mirket
(29.04.23)
iyi satranççıların sırrı iyi hesap yapabilmek, şampiyonların sırrı ise bu hesabı en iyi yapabilmek.

iki şampiyon arasındaki fark ise çoğu zaman hangi hamleyi ne kadar düşüneceğine doğru karar vermek.
0
halanne
(29.04.23)
(7)

Sevgilinizi gerçekten içten bir şekilde çok sevdiğinizi hissediyor musunuz?

ulukayin
Sb.
Sb.
0
ulukayin
(29.04.23)
@hasmetizm 2046 +1

Hissettiğim duygu sabit değil, hayatta her duygu yaşanıyor. Biriyle atıyorum 4 senedir birlikteyseniz 4 senede yaşanabilecek her türlü ruh halinden geçersiniz.

Tabi şu var üzüldüğüm ve kızdığım zamanlarda bile bunu kendi ilişkime dair bir "iç mesele" olarak görüyorum, kişiye ve kişinin bana uygunluğuna ya da ilişkiyi sorgulamaya varmıyor işin ucu. Bu detay dışında da genele yayılmış bir yeterlilik ve tatminkarlık duygum da arkaplanda hep var.
0
akhenaten
(29.04.23)
evliliğimin 10. yllarındayım, gerçek sevgiyi anlıyorum çok farklı bir şey. merhamette var içinde, şefkat var. önceden sadece heyecan duyuyordum, benim olmazsa ne olursa olsun gibi şeyler ama şimdi benim de olsa başkasının da (ki burda kalbime gerçekten bi şey batıyor gibi oluyor.) hep ama hep huzurlu, mutlu olsun. böyle ağlayasım da geliyor.
0
sanemz
(29.04.23)
Aslında bu soruyu sorma sebebim kız arkadaşımla ciddi ve çok anlamlı bir yola girdiğimiz bugünlerde içimde bugüne kadar anneme, babama ya da başka herhangi birisine duyamadığım çok çok yoğun sevgi ve saygı hissi. Evet eskiden de çok seviyordum falan ama bugünlerde göğsümü yarıp göğüs kafesime onu sığdırmayı düşünüyorum. Geçenlerde o uyurken sabaha kadar onu izleyip sessizce ağladım mutluluktan. Ben bu kadınla evleniyorum diyorum kendime. Bu meseleleri konuşacak kadar yakın kadın arkadaşım yok. O yüzden buraya sormak istedim.
0
🌸ulukayin
(29.04.23)
Sevgin pik yapmış ne güzel. Paylaş, kendine saklama sadece.
0
hasmetizm 2046
(29.04.23)
Paylaşıyorum elbette, fakat bu yoğun hislerim sanki onu korkutuyormuş gibi geliyor. Onun bu yola girmesi zaten benim bu pik yapmış duygularımdan daha da üst bir yerde. Çünkü evlenmek gibi hiç ama hiç düşüncesi yokken şimdi evimize dair konuşuyor, istemede nişanda nikahta şöyle yaparız şeklinde konuşuyor. Eskiden bu konuları konuşmayı bırakalım konusu açılınca bile nutku tutuluyordu.
0
🌸ulukayin
(29.04.23)
bence bahsetme. özellikle de kendininki gibi bir karşılık görmüyorsan. bazı insanlar sevgiye ve ilgiye alışıp arsızlaşıyorlar, normalleri bu oluyor ve sen değersizleşiyorsun. sevgin kendinden kaynaklı, karşındaki insandan değil.
0
deartheodosia
(29.04.23)
Sevginin beş dili kitabını şiddetle tavsiye ederim. Herkesin sevgi deposu farklı şekilde doluyor. Eşimle olan iletişimimizde inanılmaz faydasını gördük. O bana takdir veriyor ben ona nitelikli zaman ayırıyorum, sevgi dillerimiz böyle çünkü. İşine yarayacaktır eminim
0
hasmetizm 2046
(02.05.23)
(5)

güneş kremi sorusu

psipsipsi
bu tablodaki değerler neyi ifade ediyor?örneğin esmer tenliyseniz güneşe çıktığınız ilk günlerde 20-0 arası korumaya ihtiyacınız olur mu demek istiyor yoksa bu güneş kremi sizi o kadar korur mu demek istiyor?https://i.hizliresim.com/t0zjw6w.pngikinci soru: bu iki ürünün farkı ne, neden ilk ürün ikin
bu tablodaki değerler neyi ifade ediyor?

örneğin esmer tenliyseniz güneşe çıktığınız ilk günlerde 20-0 arası korumaya ihtiyacınız olur mu demek istiyor yoksa bu güneş kremi sizi o kadar korur mu demek istiyor?

i.hizliresim.com

ikinci soru: bu iki ürünün farkı ne, neden ilk ürün ikinciye kıyasla ciddi şekilde ucuz?

1)www.amazon.com.tr
2) www.amazon.com.tr
0
psipsipsi
(28.04.23)
esmer tenliyseniz güneşe çıktığınız ilk günlerde 20-6 arası korumaya ihtiyacınız olur demek istiyor.
0
pide
(28.04.23)
@pide ikinci soruya da bakar mısınız?
0
🌸psipsipsi
(28.04.23)
İkincisi yaşlanma karşıtı kremlerle güneş kreminin kombinasyonu gibi çünkü. Yazmışlar işte kutusunda.
0
zimbirik
(28.04.23)
ikincisindeki kimyasallar daha fazla. lekelenme ve erken yaşlanma için koruma sağlayan maddeler de ekli yani ikincisinde.
0
pide
(28.04.23)
GKF dediği şey SPF. Genel olarak piyasada spf olarak görürsünüz kafanız karışmasın. Zaten kısaltma olan şeyi neden değiştirirler hiç anlamıyorum. Sonuçta "gkf" ne kadar Türkçeyse "spf" de o kadar Türkçe :D

Yukardakilere ek olarak 1. linkteki ürün genel kullanıma yönelik, vücut için. 2. ürün yüzde günlük düzenli kullanım için.

1. Ürünü yüzünüzde düzenli kullanırsanız çok büyük olasılıkla ciltte yağlanma ve sivilce yapar. Yüz kremleri yüze uygun formülle üretiliyor.

Sadece yaşlanma karşıtı içeriğinden değil kısaca, yüz için olan güneş kremleri her zaman eşdeğeri vücut kremlerinden daha pahalı olur.
0
akhenaten
(28.04.23)
(6)

Kur korumalı mevduata devam edeyim?

bi anlatabilsem dunya degisir valla bak
Selamlar malum piyasada çift kur muhabbeti başladığından beri kimse tavsiye etmiyor ama başka seçeneğim de yok gibi. Seçim ertesi her şey olabilir. 200 bim gibi bir rakama kur korumalıda yapı kredi bana yüzde 22 veriyor normal mevduat 1 aylık yüzde 30. Şu anda vade sonum 1 mayıs ver gerçekten kafam
Selamlar malum piyasada çift kur muhabbeti başladığından beri kimse tavsiye etmiyor ama başka seçeneğim de yok gibi. Seçim ertesi her şey olabilir. 200 bim gibi bir rakama kur korumalıda yapı kredi bana yüzde 22 veriyor normal mevduat 1 aylık yüzde 30. Şu anda vade sonum 1 mayıs ver gerçekten kafam karışık. Gidip fiziki dolar alsam yine risk.
0
bi anlatabilsem dunya degisir valla bak
(25.04.23)
dün görüştük banka ile mayıs 9 da biten vadeye kur koruması önerdi. çok şansılısınız seçimden önce kk girmek avantaj sağlayacaktır dedi.
0
erty_ksk
(25.04.23)
kur farkı dehşet saçıyor, kk bundan sonra tam bir saçmalık hem istediği kurdan hesaplıyor ki piyasa kuru var şu an hem de faiz durumu kötü, bu ara dövizde kalınabilir.
0
babafingo
(25.04.23)
Ben de sizin gibi arada kaldım kkm yaptım dün. Elim gitmedi bir şeye açıkçası, ne olacağı belli değil.

Seçim sonrası cumhur ittifakı da alsa makasın yavaş yavaş kapanacağını düşündüm açıkçası. Çünkü büyük şirketler banka kullanıyor ve 19 küsürden dolar bozup 20 küsürden ödeme yapmaları çok sürdürülebilir görünmedi gözüme. Makas kapanmazsa düşünecek daha büyük dertlerimiz olur heralde dedim.
0
akhenaten
(25.04.23)
kk o kur korumalı şeyleri ödemiycem demedi mi ?
bence düz faize ver iki hafta tl'de kalacaksan.
0
vizivozo
(25.04.23)
paran şu an tl mi dolar mı?
dolar ise dövizden dönen kur korumalı hala iyi, vade sonunda da dolar olarak paranı geri alıyorsun zarar edemezsin o senaryoda.
tl ise arkadaşların bahsettiği makas problemini yaşarsın. ama dolar alsan da makas sorunu ve kambiyo vergisi var.
0
roket adam
(25.04.23)
Para şu anda TL’de. Ayrıca kur korumalı hesapların faiz oranı da çok iyi. Mecburen üç ay daha katlanacağım
0
🌸bi anlatabilsem dunya degisir valla bak
(25.04.23)
(30)

Hesap Ödeme Sorusu

parcaliham
Kadın kişisi, erkeğin sevgilisi olduğunu biliyor ancak erkekle 'dostane' br şekilde buluşmak istiyor. Talep kadından geliyor.Erkek, kendisine yakın bir yerde buluşmayı teklif ediyor.Kadın 20km uzaktan geliyor. Taksiye biniyor falan filan.Kadın ve erkek kahve söylüyor, tatlı yiyor, iki saat oturuyor.
Kadın kişisi, erkeğin sevgilisi olduğunu biliyor ancak erkekle 'dostane' br şekilde buluşmak istiyor. Talep kadından geliyor.

Erkek, kendisine yakın bir yerde buluşmayı teklif ediyor.

Kadın 20km uzaktan geliyor. Taksiye biniyor falan filan.

Kadın ve erkek kahve söylüyor, tatlı yiyor, iki saat oturuyor. Ödeme kısmına geçiliyor. Erkek kendi yiyip içtiğini ödüyor sadece.

Sizce burada yanlış bir şey var mı?
0
parcaliham
(23.04.23)
Bu olaylarda doğru yanlış yok. Erkek ödeyince daha şık oluyor. Sonuçta uzaktan gelmiş ve her zaman olan bir şey değil anladığım kadarıyla.
0
dissendium
(23.04.23)
Ben söz konusu kadın olsam muhabbeti keserim. Hem kalk 20 km öteden taksiye binip git hem de kendi ödemeni yap.
0
cemallamec
(23.04.23)
Genel olarak erkeğin ödemesini daha şık ve doğru bulurum ve burada anlatılan konsept dışında da olsa bu hesabı ben öderdim. Burada şöyle yapılması gerekiyor doğrusu yanlışı bu diye bir şey düşünmezdim. Yani doğrusu bu diye hesap Ödemiş olmazdım.
0
kisa
(23.04.23)
17 yy. paris'inde erkek ödemeliydi. Bu ekonomide normal. Üstelik bir de talep kadından gelmiş.
0
OrangeYellow
(23.04.23)
Erkek ödemek zorunda değil. Belki parası yok. Bir kahve olmuş en kötü yerde 60 lira, tatlı da bu civarda olsa*2= çok para (bana göre).

Zaten kadın teklif etmiş. Ben arkadaşlarım (erkek) ödediğinde çok utanırım.
0
Kahvedesu
(23.04.23)
Buradaki doğru neden erkeğin ödemesi olsun, onu anlamadım. Teklifi kadın yapıyor zaten, erkeğin maddi anlamda uygun olmayan bir dönemi bile olabilir. Bu tarz beklentiler bana yanlış geliyor, erkek bir arkadaşım benim yediklerimi ödese rahatsız olurdum şahsen.
0
bitli su perisi
(23.04.23)
erkek kadının teklifini kabul ettikten sonra, kadının erkeğin sevgilisi olduğunu bilmesi, 'dostane' şekilde buluşmak istemesi falan gibi detayların önemi yok.
bu soru için bu bilgilere ihtiyacımız yok, kadının 20 km uzaktan gelmesi daha önemli.
hesabı ödememek veya ödememek için kadının flörtöz tavrı bir neden olamaz yani.

elbette erkek ödemeliydi.
öylesi adab-ı muaşeret kurallarına göre her zaman daha doğrudur.
bir kahve için ekonomi düşünülecek durumdaysa, erkek sevgilisi varken başka bir kadınla kahveye çıkmasın.
0
blatta hiberna
(23.04.23)
@blatta hiberna
sevgilisi olan bir erkek, karşı cinsle 'dostane' bir şekilde buluşamaz mı? buluşursa da hesabı ödemek zorunda mı? tam anlayamadım...
0
🌸parcaliham
(23.04.23)
Hesap ödeme bana flörtöz bir davranış gibi geliyor. -belki görgüsüz bir köylüyümdür-


Arkadaşlarıma ve ikinci kez buluşmayı düşünmediğim insanlara hesabımı ödetmem. Bence sık görüşülmeyen dostluklarda herkes kendi yediğini ödemeli. Sık görüşseydiniz o hesap telafi edilirdi zaten.
0
ruhen hastayim ben
(23.04.23)
Teklifi kadın yapsa da kadın kalkıp 20 km öteden geliyor ve taksiye biniyor. Taksi ücretini de ödüyor. Kadının para sıkıntısı olmadığı kesin. Kendi hesabını da öder ama bizim burada baktığımız nezaket kurallarına göre erkek tarafı en azından bu durumu bilip bir kahvenin ücretini ödeyebilirdi. Ya da gelmeden önce kadına “herkes kendi ödesin” de diyebilirdi. Ama kalkıp sadece kendi hesabını ödüyorsa orada kabalık var. Biz “her zaman erkek ödesin” demiyoruz zaten. Erkek de kadın da ödemeli ama kadın zaten kalkıp o kadar yol gelmiş, taksiyi de ödemiş filan. Dönüşte de taksiye binmiştir diyelim. Erkek de bir zahmet bir kahveyi ödesin, bir şey eksilmez.
0
cemallamec
(23.04.23)
sevgilisi olan erkek tabii ki bir kadınla dostane şekilde buluşur.

soruda "kadın sevgilisi olan adamla dostane mazeretiyle, aslında flört etme amaçlı buluşmak istedi" iması var.
sizin dediğiniz gibi olsa bu detaylara zaten girmeye gerek yok, ben de onu diyorum.

ayrıca bin lira hesap gelir, yenmiştir içilmiştir anlarım da, arkadaş olarak da 20 km uzaktan gelmiş bir kadına bir erkek kahve hesabını ödetmemeli zaten.
0
blatta hiberna
(23.04.23)
Bence olayın maddi bir boyutu olduğu kadar da 'gesture' boyutu var.

bir erkek, bu gesture'ı gerçekleştirmek zorunda değil gibi geliyor bana.

kadının nereden geldiği çok da önemli değil. gelmeyi seçen, bunu kabul eden ve de buluşma teklifini yapan kişi kendisi zaten.
0
🌸parcaliham
(23.04.23)
20km geldi diye hesap ödeten kadın diye başlık açılması gerekir. Böyle çok az saçma şey gördüm.

teklifi yapan hesabı öder. Bu kadar basit. Ben en mantıklısı alman usulü ama neyse
0
karayel
(23.04.23)
şu sorunun cevabı kişiden kişiye ve duruma göre değişir. ben olsam nezaketen kadına ödetmezdim ama soruda bahsedilen kişinin de ödememesi yanlış değil doğrusu.
0
false pretension
(23.04.23)
sosyal hayat kurallarina gore teklifi yapan hesabi oder. bu durumda kadin tum hesabi odese daha dogru olabilirmis ama herkesin kendi masrafini odemesinde de bir yanlislik yok.
0
in vino veritas
(23.04.23)
davet eden öder gibi bir gelenek var ama "misafir eden öder" gibi bir alışkanlık da var. Yani uzak mesafeden veya başka şehirden buraya gelen olsa genelde en azından ilk yemeği veya kafeyi bişeyi ben öderim, karşılıklı jest gibi. Buluştuğum kişi kadın erkek fark etmez.

Fakat bu durumda arada bir gri bölge (gizli flört gerilimi) varsa, "sana yazmıyorum" mesajı vermek için de alman usülü yapmış olabilir. Hesabı öderse öyle görüneceğini düşünmüştür belki. Kim ne düşünür bilemeyiz çok öznel konular bunlar.
0
nhk ni youkosu
(23.04.23)
muhabbet etmek için geldiyse kendi bile ödese olurmuş
0
bir soru sorcam
(23.04.23)
Taraflardan biri fakr u zaruret içinde harap ve bitap düşmemişse kimin ödediğinin hiçbir önemi yok bence.
0
vedatchilipeppers
(23.04.23)
Bu İstanbul sorusu ise 20 km hiçbir şey ifade etmiyor. Maltepe-Kadıköy arası zaten neredeyse 20 km. Taksi de burada bir şey ifade etmiyor. Kimse "taksi ile gel" demedi. O, kadının kendi tercihiydi. Burada taksi ve mesafenin dikkate alınabilmesi için tek bir detay önemli. Erkek şehir merkezinden uzakta oturuyorken, kadının merkeze daha yakın oturuyor olması. O halde -buluşulan yerin şehrin sayılı güzel yerlerinden olması istisnası dışında- erkek tarafı misafir eden kişi olduğu ve ulaşım sıkıntısına da soktuğu için hesabı ödemesi daha uygun olurdu. @nhk ni youkosu +1 burada bir yerlerde

diğer tüm senaryolarda (örneğin erkek şehir merkezine yakın olduğu için orada buluşulduysa) ortak ödemek gayet uygun. Şu paylaşılan bilgiler ışığında olay 90'larda ya da Anadolu'nun güzide şehirlerinde yaşanmıyorsa ya da erkek zengin, kız orta gelirli değilse neden bütün hesabı erkek ödesin? ayrıca erkeğin ödemesi neden "nezaket" ve "şıklık" kavramları ile bağdaştırılsın anlamıyorum. Bu arada @blatta hiberna gibi, özellikle "dostane" yazıldığı için ortada bir ima olduğunu düşünüyorum.

O değil de kadınların da çalışıp para kazandığı bir dönemde tüm hesabı ödemek bana biraz "benim pek bir özelliğim yok, param ile seni etkilemeyi deneyeceğim" havası veriyor. Ekonominin durumu ortada. Gereksiz şekil çabası... Yakın arkadaş, aile üyeleri, sevgili, fwb vs. değilse kimsenin hesabını ödemem/ödemek istemem. Bu saydıklarım ile buluşulduğunda hesap öderken de herhangi bir buluşma kriteri üzerinden "kim ödemeli" diye düşünülmez zaten.
0
nawar
(23.04.23)
kadin niye erkege hesap odettigini anlamadim. kendi cagirdi?
0
ala09
(23.04.23)
Ben bu konularda gerikafalıyım sevgilimi elin kızıyla buluşmaya göndermezdim başta neden çocuk kızla buluştu onu anlamadım.

İkincisi ekonomik kriz ortada bu krizde hesap ödetmeye çalışmak kızın kabalığı.
0
Hallegadola
(23.04.23)
"Dostane" buluşmalarda buluşmanın dostane olduğunu vurgulama ihtiyacı ve gereği olmaz. Oraya gidiyorsanız bunu bilerek gidin. Bu bir date çünkü, çok net bu.

Eğer erkek kısmının sevgilisinin bu buluşmanın nasıl geliştiğinin detayından haberi olursa buna haklı olarak verebileceği tepkiyi herkes kendisini o kişinin yerine koyarak anlayabilir sanırım. O yüzden bence hiç kendinizi kandırmayın.
0
akhenaten
(23.04.23)
Problem yok, herkes yediğini içtiğini öder.

Madem uzun yol gitmek problem olacaktı, o zaman mekanı ayarlarken bu konunun önceğini belirtmeliydi uzaktan gelen.
0
zimbirik
(23.04.23)
Date mi ki bu erkek ödesin. 20 km den gelmesi olayı değiştirmez.
0
olaylar olaylar
(23.04.23)
Davet eden ödemez mi?
Erkek kişisi niye elini cebine atmış?
0
Mirket
(24.04.23)
E adam kendi yediğini ödemiş işte, neden kadınınkini ödesin? Şimdi bunu soran erkek tarafıysa, vicdan azabı çekeceği şey bu olmasın. Ama ön cümle beni düşündürüyor. Ne konuştular iki saat?
Soruyu soran kadınsa adam hem sevgilisi olduğunu söylemiş bunu da kadının hesabını ödemeyerek perçinlemiş.

Şu yaşıma kadar kadından ziyade erkek arkadaşlarım oldu, sevgili değil dost manasında. Evlenmeden önce de evlendikten sonra da sohbet edeceğimiz zaman ya grup halinde sohbet ettik, ya da belli bir konu hakkında oturduk konuştuk. Sevgilim varken ya da evlendikten sonra kimseyle bire birde dostane buluşmalara gitmedim, eşimin de gitmesini istemem. Hele biri "dostane buluşacağız, şu cafeye gidelim mi Zorro'cum" dese alt motifini sorgularım. Ha bu arada iş konusu olur, konu bazında Cafede toplanırsınız, normaldir.
0
SiyamkedisiZorro
(24.04.23)
20 yaşındaysa bölüşülür 30+ ise erkek öder.
0
nuisance
(24.04.23)
erkeğin sevgilisi var ve dostane buluşma.
erkek öderse şık olur ama mevcut şartlarda olayın iki erkek buluşması gibi olması lazım.
herkesin kendinin ödemesi doğru olur.Bu bir date değilse (ki değil) erkeğin sorumluluğu yok.
ha dersen ki 20 km mesafe ozaman orası da bana uymuyor sonra görüşürüz fln der geçiştirirsin
0
izmirlimuh
(24.04.23)
Kadın erkek buluşunca erkek davet etti diye hesap erkeğe kitlenir. Bu sefer kadın davet etmiş ama uzaktan geldi diye hesap yine erkeğe kitlenmiş. Erkek erkeğin kurdu gibi olmuş. Yanlış birşey yok tabi ki. Heralde yarı yarıya olcaktı.
0
yalniz kizkulesi
(25.04.23)
Hayır yanlış bir şey yok bence.

Taksi tutmak kadının tercihi, 20 km uzaktaki yere tamam demek de öyle. Bunlar hesabın karşı tarafa "yıkılmasını" gerektirmiyor.

Böyle olması abes değil ama adam bir çizgi çekiyor gibi ilk cümledeki detayları göz önüne alınca.
0
chicha_v2
(25.04.23)
(4)

Aile sorunları

kararsızataletfilozofu
Babam 80yaşına neredeyse geldi ama hiç öyle göstermiyor.Sürekli en iyisini ben bilirim siz hiç bir şeyden anlamazsınız havasında,Yalanlar söylüyor, çamur atıyor durup dururken.Kavga ettiğimiz konularda bile bile aynı şeyleri savunup yalan söyleyip sinirlendiriyor.Her şey onun istediği gibi olsun yan
Babam 80yaşına neredeyse geldi ama hiç öyle göstermiyor.
Sürekli en iyisini ben bilirim siz hiç bir şeyden anlamazsınız havasında,
Yalanlar söylüyor, çamur atıyor durup dururken.
Kavga ettiğimiz konularda bile bile aynı şeyleri savunup yalan söyleyip sinirlendiriyor.
Her şey onun istediği gibi olsun yanından ayrılmayım, ev hiç toplanmasın istiyor.

Atandığım için geldim 4günde bunları yaşadım.
Ayrıca hayat durağan akıyor genel olarak il de yapacak bir şey yok sıkılıyorum.
2-3ay sonra yeni atamalar geldiğinde yakın hiçbiryeri yazmayıp en uzak yerleri yazayım diyorum.

Bir iç dökme duyurusu oldu,
Onlar emek verdi bende onlara daha çok yardımcı olmak isterdim ama anlaşamıyoruz.
Uzak yerde olunca herkes kendi başının çaresine bakacak.

Sizinde böyle sorunlarınız oldu mu , çözebildiniz mi ?
0
kararsızataletfilozofu
(21.04.23)
Oldu, çözemedim. Benim de babam böyle bir tip. En iyisi uzak kalmak.
0
Kahvedesu
(21.04.23)
Genelde insanlar yaşlandıkça daha muhafazakar, daha sabit fikirli, daha sinirli olma eğilimindeler zaten şahsi kanaatimce. Çözülebilecek bir şey olduğunu sanmıyorum açıkçası. Üstte de belirtildiği gibi en iyisi iletişimi minimumda tutmak.
0
salihdt
(21.04.23)
Yaşlı olmanın gereği zaten bu, siz de yaşlanınca muhtemelen aynısı olacak.

Kırmamaya çalışarak idare etmek, görmezden gelip kabullenmek, tmm öyle olsun diye geçmek gibi yöntemlerle idare etmek gerekiyor. Zaten bu nedenle zor yaşlılara tahammül edebilmek, kutsal dinler ve ahlaki normlar bu nedenle iyi insan olmanın gereği olarak sayar iyi davranabilmeyi.
0
epitaf
(21.04.23)
Evet aynı evde zor oluyor, ben evden ayrılmadan önce bir şekilde sözümü geçiriyordum. Güzellikse güzellik, emrivakiyse emrivaki. Açıkça da söylüyordum, bundan sonra kontrol bende her şey sırayla, yapacak bir şey yok oturun keyfinize bakın diye. Bizimkilerin yaşı henüz o kadar bile yok.

Aslında böyle değildim ama bu ani karakter değişimini yaşadım çünkü hiçbir zaman kendi hayatımı kuramayacağımı düşündüğüm kötü bir dönemden geçiyordum. Orada kalacaksam o şekilde yaşanmazdı. Öyle hissetmesem uğraşır mıydım bilmiyorum. Başta çatışmalar oldu, ama arada sırada sen burdayken iyiydi falan diyorlar şimdilerde :D

Yani demem o ki çoğu aileyle müzakere edilmez, bir şeyin nasıl olmasını istiyorsanız öyle yapacaksınız.
0
akhenaten
(21.04.23)
(5)

bedava doğalgazda sıcak suyla peteği nasıl ayırt edecekler

metematik
tek saat varken
tek saat varken
0
metematik
(20.04.23)
tv kanallarında 25 m3 diye alt yazı geçiyorlardı zaten. bence reis söylemeyi unuttu bunu. hatta sözlükte bile başlığı açılmıştı bugün.
0
etna
(21.04.23)
25 m3’e kadar bedava üstü faturalandırılacak.
0
naksidil
(21.04.23)
Orda söylenmek istenen sanırım aylık sıcak su ve ocak kullanımından kaynaklı harcamanın ücretsiz verilen miktarla ortalama denk düştüğünü vurgulamak.

Yoksa ocağı hiç söndürmesen bile bedava gibi bir şey değil.
0
akhenaten
(21.04.23)
25m3 sınırı var. reisiniz söylemeyi unutmadı söylememeyi tercih etti.
0
scudman1
(21.04.23)
Alt ve yan yazılarda sık sık yazıldı, aylık 25 m3 ücretsiz olacak diye. O da ortalama bir ailenin yaz mevsimi doğalgaz ihtiyacı, yani ısıtma olmadan aşağı yukarı harcanan bu rakam hakikaten de.
0
John Bloor
(24.04.23)
(3)

Son iki yılda 360 gün iş sigortalılığı ne demektir?

psmstc
Sözleşmeli memur kişi üç yılını tamamladı. Kadroya geçti. İl dışına eş durumu tayin için özel sektörde son iki yılda 360 gün sigortalı olması şartı aranıyormuş. Bu 360 gün sigortalılık olayı nedir? Örneğin Normal bir tam zamanlı özel sektör çalışanı bir yıl çalıştığında 360 gün sigortalı oluyor mu?
Sözleşmeli memur kişi üç yılını tamamladı. Kadroya geçti. İl dışına eş durumu tayin için özel sektörde son iki yılda 360 gün sigortalı olması şartı aranıyormuş. Bu 360 gün sigortalılık olayı nedir?

Örneğin Normal bir tam zamanlı özel sektör çalışanı bir yıl çalıştığında 360 gün sigortalı oluyor mu? Yoksa hafta sonları dahil edilmiyor mudur? Nasıl bir sigortalılık olması lazım? Şimdiden teşekkürler.
0
psmstc
(20.04.23)
Son iki yılın bir yılında bir işte çalışıyor olmanız gerekiyormuş. Bir yıl boş geçmiş olabilir ya da kesintilerle çalışmış olabilirsiniz. Neticede 2 yıl içinde toplam 360 gün çalışmış olmanız lazım.
0
akhenaten
(20.04.23)
Haftasonları dahil olur onu atlamışım. E devleti açıp hizmet dökümü yazın, orada her ay kaç gün çalışıldığı görünür. Eğer yevmiyeli değil maaşlı çalışansa haftasonu falan fark etmez her ay 30 yazar
0
akhenaten
(20.04.23)
sigortada her ay 30 gün olarak geçiyor. 28 günlük şubat da 30 gün, 31 çeken aylar da. 1 yılda 360 gün sigortalı oluyorsunuz. özetle son 24 ayın 12’sinde çalışmış olmak şeklinde düşünebilirsiniz.
0
kanatlı kontun müşfik öpücüğü
(20.04.23)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.