Giriş
(15)

Neden doğuştan gelen bir anatomi/biyoloji bilgimiz yok

sanguine
Ifade etmek istediğim şey şu, vücudumuzda bir sürü organ, milyon çeşit hücre, kemik vs var. Ve bu yapılar kendi kendine bir düzen içinde işliyor. Gereken kodları (en azından kendi hücre grupları ile ilgili olan kısımları) biliyor ve uyguluyorlar. Peki biz neden doğuştan bu bilgilere sahip degiliz? B
Ifade etmek istediğim şey şu, vücudumuzda bir sürü organ, milyon çeşit hücre, kemik vs var. Ve bu yapılar kendi kendine bir düzen içinde işliyor. Gereken kodları (en azından kendi hücre grupları ile ilgili olan kısımları) biliyor ve uyguluyorlar. Peki biz neden doğuştan bu bilgilere sahip degiliz? Beyin hangi koşullarda hangi hormonların sağlanması gerektiğini, hangi müdahalenin uygulanacağını biliyor ve yapıyor. Ben neden doğduğum andan itibaren organlarimin neler olduğunu nasıl çalıştığını vs bilmiyorum? Niye yüklü gelmiyor daha doğrusu yüklü olduğu halde bu bilgilere sonradan okuyup öğrenerek erişebiliyoruz?

Umarım anlatabilmisimdir. Bir de bu durumu İngilizce araştırmak istiyorum ama tam olarak bir türlü yaziya dokemedim, eminim bu durumun İngilizce kavramsal bir adı vardır.
0
sanguine
(20.07.23)
Çünkü bilinç sürekli aktif ve devrede olursa, beyin inanılmaz enerji harcar, yürümek gibi yaptığımız gözümüze en basit görünen eylemde vücutta neler olduğunun farkındalığına sahip olsak herhalde başka hiçbir şeye odaklanamazdık. Vücudun bunu otomatik gerçekleştirmesi zaten etkileyici olan kısım bence. Beyin işinin %99ını otomatik halledip %1inde bilinci devreye sokuyor sallıyorum. Otomatik şekilde gerçekleşen nefes alışverişini düşünmeye başladığımızda bile düzen sarsılıyor, bunu tüm vücutta yaptığını düşün
0
personaa
(20.07.23)
Bilmek sözcüğü kilit nokta aslında.

Çok derin gibi görünen ancak çok da basit bir konu aslında. Kısaca beyniniz bir şey bilmiyor, bilgisayar kendini ne kadar biliyorsa beyniniz de o kadar biliyor. Ancak beynin bilişsel fonkiyonları bütün bir organizma olarak sizde kişisel farkındalık sağlıyor. Bunlar duyular yoluyla dışardan aldığınız uyaranlara karşı tepki vererek çalışıyor ışık, ses, dokunma, koku ve tat.

Bir organizma olarak beyniniz gibi siz de bir bilgisayar gibisiniz. Kendinizle ilgili şeyleri bilmenize gerek yok, dna'nın kendini kopyalama tekniğini geliştirmesinin sonucu oluşmuş bir organizmasınız. Biyolojik olarak bütün göreviniz bu kopyalanmayı sağlamak, ama sağlayamasanız da olur. Doğa müsriftir bir ağaçtan milyonlarca polen çıkar onlardan bir tane ağaç belki yetişir. Bu açıdan siz de o şaşırdığınız hücrelerin ne yaptığını bildiği kadar ne yapacağınızı biliyorsunuz aslında (ya da bilmiyorsunuz, bu durumda ikisi de aynı şey)

Diğer taraftan insan ses duyusunu kullanarak dil geliştirme kapasitesine sahip bir canlı. Bu şekilde diğer duyularınızla algıladığınız şeyleri başkalarıyla paylaşıp bu bilgiyi saklayıp gelecek nesillere aktarabiliyorsunuz. "Bilmek" aslında bu. Yoksa ne beynin ne de başka dokuların bir şey biliyor olduğundan bahsedemeyiz. Ancak kültür çok güçlü bir şey, insan hayatının da özü. Bu yüzden insanlar kültürel olarak edindikleri şeyleri doğanın temel kanunları sanmaya çok eğilimli canlılar. Bütün uyarlanma mekanizmamız kültür geliştirmek üzerine kurulu.

Bilinç ve bilinç dışı kavramları ve hayatımızın aslında büyük bölümünün bilinçdışı dürtülerle yönlendiği hakkında bir şey okumak isterseniz incognito kolay okunur ve akıcı bir kitap.

Ayrıca bir adet kültürel antropoloji kitabı edinip okumanızı da şiddetle öneriyorum
0
akhenaten
(20.07.23)
Ingilizce'de "innate knowledge" deniyor. Yani dogustan gelen bilgi. Filozofide "innatism" olarak geciyor. Bazi bilimsel arastirmalar var bunun hakkinda.

Mesela su arastirmaya gore bebekler sezgisel fizik (intuitive physics) bilgisiyle doguyorlarmis: www.sciencedaily.com

Evrimden gelen bir "bilgi" de olabilir. Bu otomatik, içgüdüsel oluyor tabii. Mesela doğar doğmaz annesinden bağımsız hareket etmeye başlayan yavru hayvanlar var. Ingilizce'de "precocial" deniyor. Ornek olarak wildebeest yavrulari dogduktan 6 dakika icinde yurumeye basliyor. Bu dogada hayatta kalmayla ilgili evrimsel bir durum tabii.
0
ermanen
(20.07.23)
soruyu anlamadim. sperm gibi ufacik biseyden 170lik bir insana donusuyorsun. dunyada hersey boyle calisiyor. bitkiler, hayvanlar...
0
buenosdias
(20.07.23)
Çünkü ruh diye bir şey yok. Haliyle bilinç oluşup gelişirken hali hazırda bilgilerle döşeli olarak gelmiyor. İç güdü bundan farklı bir konu.
0
nawar
(20.07.23)
@nawar

Gene benim dedigimle alakası yok. Ben diyorum ki beyin hangi anda neyin salgılanması gerektiğini biliyor, vücudun neresinde problem olduğunu biliyor. Benim bir parcamin bildiği bir şeyi ben neden sonradan okuyarak öğreniyorum da en başından beri bilmiyorum. Niye temel biyolojiyi sonradan öğrenmek zorundayiz
0
🌸sanguine
(20.07.23)
"Bilmek" diyorsan cevap bu. Susadığında damağında kuruluk hissediyorsun. Su içmen gerektiğini "biliyorsun" ve gidip su içiyorsun. Beynin bilgisi de bu kadar zaten. Daha fazla değil. Kaldı ki "beyin" zaten sensin, o da bazı şeyleri bilerek değil kodlanmış bir ezber ile gerçekleştiriyor. Evrimsel süreçte vücuda eklenen bazı kodlar var. Buna sahip olanlar varlığını genetik olarak aktarana kadar sürdürmeyi başarmış, diğerleri başaramamış.

Yani vücuduna yabancı bir mikroorganizma giriyor. Vücut bunun DNA/RNA kodunu okur ve tanırsa sorun yok. Tanıyamazsa bunu yabancı olarak gördüğü için mücadeleye geçiyor ama "dur ısıyı yükseltip virüsün çoğunlukta olduğu şu bölgeye hücum edeyim" demiyor. Tüm vücuda salıyor. Onda da fagositoz ile lökositler mücadele etmeye çalışıyor. Bildikleri başka bir şey yok. Vücudun bir kısmında bölünmeler sırasında oluşan ya da hastalık ile değişen hücre DNA/RNAları yüzünden bu sefer sağlıklı hücreleri "farklı" olarak okuyup yok edebiliyor. Yani beyinde de bir "bilme" konusu yok. Olsa otoimmün hastalıklar olmazdı en basitinden.

O yüzden "ruh" üzerinden açıkladım. Yani ihtiyacın kadar bilgiye zaten "susamak" ya da ağrıyan yerine müdahale etmek gibi basit çözümler ile "biliyorsun."
0
nawar
(20.07.23)
Vücudunuz da bilmiyor.

Örneğin öldükten sonra, sinire dokunursanız vücut hareket edebilir vs. Otonon reflex veya motor hareketler ile, bilinçli hareketler aynı şey değil.

Refleksler milyon yılda gelişmiş ve bir çoğu kalıtımsal. Ancak öğrendikleriniz ise bilinçli davranış.
0
alfired
(20.07.23)
(otonom reflex)
0
alfired
(20.07.23)
@sanguine

Beyniniz hangi anda neyin salgılanması gerektiğini bilmiyor aslında.

Öylece duran bir demir, durmaktan vazgeçip kendisine yaklaşan bir mıknatısa doğru harekete geçmesi gerektiğini, hem de bunu mıknatısın boyutunu ve mesafesini tahmin ederek belli bir şiddetle yapması gerektiğini nasıl biliyorsa beyniniz de o şekilde biliyor. Yani bilmiyor. Bu önemsiz gibi görünen önemli bir durum. Beyniniz yalnızca bir uyarana tepki veriyor.

Bilmek, farkında olmak gibi bilişsel sözcükleri kullanmadan bu soruyu tekrar sormaya çalışsanız bunun zor olacağını fark edeceksiniz. Beyni kişileştirerek sadece anlatımı kolaylaştırmış olmuyorsunuz aslında, aynı zamanda paralel bir gerçeklik de yaratmış oluyorsunuz.

Ben de merak ettim, soruyu yukarda tarif ettiğim gibi beyni kişileştirmeden yeniden sormayı dener misiniz? Belki bir faydası olur tartışmaya.
0
akhenaten
(20.07.23)
Bilmemize gerek yok. İnsan belli basit refleksler dışında boş bir bir zihinle doğuyor. İnsan beyninin güzelliği de burada. Tamamen boş olduğu için inanılmaz bir plastisite kabiliyeti var. Bir bebeği at hırsızı da yapabiliriz doktor da akrobat da. Insan beyni hayvanlarda olduğu gibi daha fazla bilgi içerseydi (yüzme, yavrusuna bakabilme, doğuracağı veya öleceği zamanı hissedip ıssız ve güvenli bir yere çekilebilme vb) bu kadar muazzam bir plastisite imkanı olmazdı. Organlarımızın yerinin doğuştan beynimizde olmasına gerek yok, hatta kötü bile olabilirdi.
0
pembe mezarlık
(20.07.23)
@akhenaten vd

Beyin sadece bir örnek beyin demeseydim keşke, örneğin benim ellerimdeki veya bacagimdaki herhangi bir hücre, nasıl bölünecegini, hangi parçaların nereye dizilecegini, hangi maddelerin kullanilacagini, bütün bu bilgileri DNAdan veya başka bir şeyden aldığı kodlari da kullanarak bunları bir düzen ve bilgi icerisinde yapıyor. Milyonlarca hücrenin her gün uyguladığı işlemlerin ne olduğunu ben doğduğum andan itibaren built-in biçimde neden bilmiyorum?
0
🌸sanguine
(20.07.23)
Soyle biraz daha ek yapayim. Sonucta farkli "bilgi" kavramlari var. Dna koduna islenmis bilgi farkli, beyin noronlari ile ogrenilmis bilgi farkli. Mesela icgudu de dna'ya islenmis bir bilgi ve farkli canlilarda atalarindan gelen farkli aktarimlar olabiliyor. Canlilarda ortak icguduler de var tabii. Dna'daki bilgiler biyolojik olarak isleyisimizi sagliyor. "Neden" sorusu filozofiye de girebilir. Ama cevap verirsek, en basitinden gerekmedigi icin ya da evrimsel olarak boyle bilgere dogustan gerek olmamis. Dna'ya islenmis zaten bilgi, beyin noronlarimiz neden otomatik bilsin ki. Yasayarak, deneyimleyerek ogrenmek farkli bir "bilgi" kavrami. Bununla birlikte dogusta beynimiz daha az gelismis bir seviyede, buyudukce ve ogrendikce beyin daha cok gelisiyor (daha cok noron, daha cok noron baglantisi vs.)

Daha ayrintili ogrenmek istersen dna'yi, dna koduna bilgilerin nasil islendigini, ogrenmenin beyinde noronlarla nasil oldugunu, nörobilimi arastirabilirsin.

Edit: konu genis baya. Bazi onemli ek kisimlari daha yazayim. Dna'ya islenmis bilgi dedigim azimsanacak bisey degil tabii. Bir cok hucre, hucre cesidi ve iclerindeki nukleus, ve icindeki dna kodlarini dusunursen biyolojik isleyisimiz icin o kadar cok kodlanmis "bilgi" var ki. Bu beynimizin (hele ki dogustaki) kaldiramayacagi kadar bilgi, ve farkli bir bilgi cesidi. Ogrenmekten gelen bilgi noronlarin, noral agin etkilesimiyle ilgili ve beyin noronlari bu cesit bilgiye gore isliyor. Bu arada noronlarin da dna'si var tabii ve onlarin dna'sinda da onlarin isleyisi ile ilgili kodlanmis bilgi var. Umarim aciklayici olmustur.

Kim bilir belki evrende bir yerde milyonlarca yil evrimlesmis bi canli vardir ve dogusta bile genis bilgilerle donatilmistir.
0
ermanen
(20.07.23)
@Sanguine

Çünkü sizi oluşturan yapıtaşlarının işleyişini anlamanızı zorunlu kılan bir sebepten bahsedemiyoruz. Şu ana kadar gözlemleyebildiğimiz her şey başka bir yapı grubunun birleşiminin bir sonucu olarak var. İnsan özelinde, toplumlar insanlardan, insanlar organlardan, organlar dokulardan, dokular hücrelerden, hücreler çeşitli organik ve inorganik maddelerden, bunlarsa atomlardan, atomlarsa atom altı parçacıklardan oluşuyor. Bunun ucunun nereye kadar gittiği bilimi hali hazırda fazlasıyla meşgul eden bir husus. Ancak neticede oluşturulmuş bir yapı doğrudan kendisini oluşturan yapıtaşlarıyla bilinçli bir farkındalığın doğurduğu bir iletişim içinde değil. Bu sadece doğru olmayan bir ön kabul.

Örneğin size elinizi nasıl havaya kaldırdığınızı sorsam sadece yapıyorum dersiniz. Kalbinizin dili olsa ve ona nasıl kan pompaladığını sorsak muhtemelen o da sadece yapıyorum diyebilirdi. DNA'ya nasıl bölünüyorsun diye sorsak aynı şekilde o da sadece yapıyorum diyebilirdi. Çünkü gerçekte olan sadece bu.

Bu sıralama içerisinde siz de diğer organlarınız kadar ne yaptığınızı biliyorsunuz aslında. Size iğne batırıyoruz ve siz kendinizi geri çekiyorsunuz, yaptığınız bu, bunu biliyorsunuz. Bu sırada eş zamanlı olarak böbreküstü bezlerinize ve beyninize sinirler üzerinden sinyaller gidiyor ve o adrenalin salgılanmasına yol açacak süreci başlatıyor, onların bildiği bu, aynı anda vücudunuzdaki diğer ilgili hücreler salgıların dolaylı etkisiyle atp sentezini artırıyor, onların bildiği de bu.

Ne hücrelerin iğneden haberi var ne de sizin hücrelerin ne yaptığından haberiniz var. Hepiniz kendi klasmanınızda ne yapmanız gerektiğini "biliyorsunuz" zaten. Tabi bu daha karmaşık bir süreç, bu sırada olan birden fazla eş zamanlı işlem var. Ancak neticede iğne batması sonucu makro boyuttan mikro boyuta kadar işleyen tek bir bütün süreç var. Organizma bu demek zaten. Siz sizi oluşturan yapıtaşlarıyla aynı şey de değilsiniz, farklı ve bağımsız da değilsiniz bütünsünüz.

Beyninizin bildiğini söylediğiniz şey sizin de bildiğiniz şey zaten doğal olarak. Ancak sizin düşünce akışınızdaki aksaklık son basamak organizma olan kendinizi kendi yapısal elemanlarınızla kıyaslamak bir yerde.

Neyse, benden bu kadar sanırım :) iyi akşamlar dileyeyim.
0
akhenaten
(20.07.23)
@amenhotep ben de anlamaya çalışıyorum işte ki soruyorum, güzel de aciklamissiniz teşekkür ederim
0
🌸sanguine
(20.07.23)
(7)

euro düşer mi?

cosmicgadin
ne diyosunuz?
ne diyosunuz?
0
cosmicgadin
(20.07.23)
türk lirası karşısında hayır.
0
gule gule
(20.07.23)
Ne kadar bir vadeden bahsettiğinize göre değişiyor bu tip soruların cevabı. Atıyorum siz 1 ay için euro alayım dursun diyorsanız kimse bir şey diyemez. Yani bir günde liralarca düşüşe de şahit olduk sonuçta...

Ancak yıl sonu kur beklentilerinin sürekli yükseldiği de bir gerçek.

Objektif olan şu ki açıklanan neredeyse bütün beklentiler her türlü dövizin yükseleceğini ön görüyor. Düşüşüne göre plan yapmak isteseniz bu beklentiyi nedenleriyle açıklayacak elle tutulur bir kaynak bulmak zor.
0
akhenaten
(20.07.23)
1984'den beri çıkan bir şeyin düştüğünü görmedim.
0
egmardernagon
(20.07.23)
Türk Lirası karşısında ise hayır. Düşmesi için hiçbir sebep yok. Şakkadanak amcanın taktiği ile Türk halkını tokatlayan şekilde anlık düşüş yarattığında yine o noktaya dönüyorsun işte. Hem de çok kısa sürede.
0
nawar
(20.07.23)
bir programda, döviz geldiği yeri unutmaz diye bir cümle kurmuşlardı. gerçekten zaman zaman hafif düşüşler olsa da düşmüyor meret. dolayısıyla hep çıkacakmış gibi düşünerek alım yapmaya çalışıyorum.
0
kondansator
(20.07.23)
Elbette ki hayır(tanrı korusun).
0
Avoiding The Puddle
(20.07.23)
Düşmez
0
basond
(21.07.23)
(6)

Beynim zorlandığında kesiciye giriyor. Bunu aşabilen var mı?

ananiyimioguz
Yaptığım, öğrendiğim hiç bir şeyden tatmin olmuyorum. Her şey yarım kalmış gibi geliyor. Ki öyle de oluyor bence.Kendimi bildim bileli bu böyle. Her şeyi işimi görecek kadar öğreniyorum. İleriye taşıyamıyorum. Gözüm kesmiyor. İçim sıkılıyor. Uğraşasım gelmiyor.Her konuda amatörüm demenin rahatlığına
Yaptığım, öğrendiğim hiç bir şeyden tatmin olmuyorum. Her şey yarım kalmış gibi geliyor. Ki öyle de oluyor bence.

Kendimi bildim bileli bu böyle. Her şeyi işimi görecek kadar öğreniyorum. İleriye taşıyamıyorum. Gözüm kesmiyor. İçim sıkılıyor. Uğraşasım gelmiyor.

Her konuda amatörüm demenin rahatlığına sığınıyorum. Bir şeyi biliyor olmanın getireceği sorumluluktan mı korkuyorum yoksa tembellikten mi bırakıyorum bilmiyorum. Kolay olanı seçiyorum hep.

Gündelik hayattaki edinimler konusunda çok sorun olmuyor da kariyer anlamında önümü inanılmaz tıkıyor.

Beynim zorlamaya gelemiyor. Gitar mı öğrenicem, gidiyorum kursa, notalar zor geliyor, yerleri, okuması vs. Amaan akor öğrenirim diyorum gidiyorum 5 10 tane akor öğreniyorum. Tamam diyorum çalıp söylüyorum işte yeter.. Annem de böyle doğal yeteneği var kulaktan duyup piyano ve yan flüt çalabiliyor, öğretmen olmuş ama mezun olduğu zamandaki bilgisi ne ise, 30 küsür sene geçmiş hala aynı. Yeni çalış şekilleri, eşlik yöntemleri falan bilmiyor. Tipik tr öğretmeni sanırım. Ona mı çekmişim bilmiyorum.

Fotoğrafçılık mı öğrenicem; ışık, enstantane, diyafram kombinasyonlarını çözdüm tamam dedim. Hala dijital ekrandan bakarak live görüntü üstünden ayar yapıyorum. Stop hesaplamaları kısmına gelince karışıkmış ya deyip kaçıyorum işin içinden. Halbuki çözemiycem mi yani.. ama pes ediyorum.

Okurken de genelde başarılı bir öğrenciydim ama eğitim sistemimiz de sağ olsun, sadece istenilen kadar çalışıyordum. Hatta çoğu zaman kendim de çalışmıyordum ya bilen birine anlattırıyordum, ya da birlikte arkadaşlarla çalışıyordum. Kimi zaman mantığını anlayarak, kimi zaman ezber ile o an beklenen ne ise çalışıp dersi verip çıkıyordum.

Sonra zaman geçiyor unutup gidiyorsun. Bazen sınavdan çıkar çıkmaz unutuyorsun.

Beynimi en çok 3 dönemde yorduğumu hatırlıyorum. Üniversiteye hazırlanırken, üniversitede (mühendislik dersleri beyin yakıyordu) ve de ilk işe başladığımda işi öğrenmeye çalışırken.

Fakat mesela bir yazılım dilini biraz öğrenip proje çıkardım ya, orada bırakıyorum zorlamayı. Tamam diyorum bunlar işimi görüyor. Sonra bakıyorum millet ne teknolojiler öğrenmiş, ne biçim kod yazım stilleri geliştirmiş biz anca izliyoruz diyorum kendi kendime.

30 yaşıma gelicem, ingilizce konuşamıyorum. Sevmiyorum çünkü. Diyeceksiniz, hakkını vererek çalıştın mı? Hayır beynim hem zorlanmak istemiyor hem de insanın sevmediği bir şeyi yapması daha da zor.

Önceden bu durumun üstesinden geliyordum. "Bir şeyi neden yapamadığını, neden olmadığını sorgulamak yerine, direkt içine gir ve başla. Yolda açılır düğümler" gibi bir yaklaşımım vardı.

Fakat o zamanlar kendimi biraz zorlayabiliyordum. Şimdi anlatılanlar bile bir kulağımdan giriyor diğerinden çıkıyor.

Çalışırken çok basit bir şeyi bile unutup 2-3 kere sorduğum oluyor. İyice beynimi bir yerde unutmuş gibi hissediyorum. Zorlamaya zorlamaya örümcek ağı da kaplamış olabilir.

Bu arada bunu da tembellikten mi uyduruyorum bilmiyorum da, ölümün olduğu bir yerde insanların hayatlarından ödün vererek bir şeylere çalışması bana çok mantıklı gelmiyor. Yani bir insan ne kadar çok işi konusunda uzmanlık edinirse, o kadar çok sömürülürmüş gibi geliyor. Ki gördüklerim de öyle. Yazılım liderimiz önce müdür oldu, sonra direktör oldu. Adam güzel maaş alıyordur.

Ama sürekli çalışıyor. Eşine, çocuklarına doğru düzgün vakit ayıramıyor.

Bu şekilde başkalarının tarlası gibi olmak da istemiyorum.

Öyle olmasa bile şu an hığk deyip ölüp gitsem gam yemem mesela. ortalamanın üstünde yerler gördüm, aşkın her türlüsünü yaşadım, farklı hobiler edindim.

Düşünsenize sadece yazılıma kafa yorduğumu ve diğer yetilerim gelişmediği için başka şeylerden anlamadığımı. Veya ölüp gidince "ulan gençliğimi verdim sektöre, yaşamadan öldük be" diyeceğimi.

Ama işi bilenlere de ayrı imreniyorum. Onlar da ben gibi sosyal ve çok yönlü kişilere imreniyorlardır belki. İkisi de lazım. Ama nasıl olacak aynı anda hepsi?

Pek sağlıklı düşünemiyorum mu acaba problemim nedir sizce?

Eskiden bir topluluğu yöneteceğimi, yeni fikir ve buluşlara imza atacağımı düşünürdüm veya çevredeki geri dönüşler öyle gelirdi.

Şimdi ise bu beyinle en fazla pazarda limon satabilirim gibi geliyor. Hiç bir şeyle uğraşasım, yorulasım yok. Sorumluluk almaktan çekiniyorum.

Büyük bir iş verseler elime yüzüme bulaştırırım. Öğrenciyken böyle değildim. Topluluk kurardım, sunumlar yapardım, öğretmeyi severdim.

Şimdi bakıyorum en tembel, en bir şeylere kafası basmayan arkadaşlar bile senior olmuşlar kendi alanlarında.

Ben hem kendimden beklediğim, hem de çevreden beklenen performansı gösteremedim.
0
ananiyimioguz
(20.07.23)
büyürken üzerimizde aile dışında en etkili olan şey ülkedeki eğitim sistemi. bu sistem dediğiniz gibi tamamen istenileni ver yeter şeklinde işliyor. sallıyorum sınavdan 100 üzerinden 90 mı alman lazım 91'i gördüğün an bırakıyorsun, 100'lük bir sonuç çıkarmak için çabalamıyorsun. bu da bir yerden sonra alışkanlık gibi yapışıyor üzerine. ortaya potansiyeli olup vizyonsuz (vizyonu köreltilmiş) kişiler çıkıyor.

tüm suçu başka yerlere atmak kolay, kendimizde de bir şımarıklık oluyor mesela benim ailenin durumu kötüyken hep 3 haneliydi sıralamalar neden kafa buraya şartlanmış gönül vermişsin fedakarlık yapıyorsun çevremdekiler de hep aynıydı. sonradan durumlar düzelince "ne gerek var" gibi bir vizyonsuzluk abidesi bir soru geliyor ve 4 hane bile göremiyorsun tüm birikimleri, hayalleri hiç ediyorsun. mecbur kalmadıkça yapmamaya alışmış kafa. sınav özelinde anlattım sadece bu her konuda aynıdır bence olay gönül verip, fedakarlık yapmak. sevdiğin bir şey olması zaten ilk koşul.

yaş bir yeri geçtikten sonra fedakarlık yapma konusunda haklı olarak daha büyük tereddütlerin oluyor, işin içinden çıkamıyorsun.

işini bilen kişiler dediğin anladığım kadarıyla top-level olan kısım, karşılaştırdığın kişiler yıllardır gününün yarısını belki daha fazlasını adamış insanlar oluyor bakınca kendini hiç hissediyorsun adamın yaptığı karşısında. senin benim gibi yitik bir hayat görmüyor severek yaptığı için. bunun yanında adam sadece gömülmüyor çok yönlülüğü adama o vizyonu sağlıyor bir yerde, yani hayatını da yaşıyor. insanlara da yardım ediyor. her şeye zaman bulabiliyor gerçekten hayret verici ama öyle. bunun da anahtarı programlı yaşamakta benim gözlemlediğim kadarıyla.

program da, şımarıklık da, vizyon da ve diğer her şey de bir yere bağlanıyor hepsinin başı disiplin. maraton dünya rekortmeni eliud kipchoghe'un bir lafı var "only the disciplined ones are free in life. if you are undisciplined you are a slave to your emotions and your passions" şeklinde her şeyi özetleyen.

yani disiplinsizsen pazarda limon bile satamazsın, aynı tas aynı hamam devam eder.
0
gule gule
(20.07.23)
Sizi çok iyi anlıyorum, çünkü aynı olmasa da çok yakın durumlardayız.

Benim iki durumum var

İlki için, yeni bir şeyler öğrenmek benim hobim gibi bir şey. Canım sıkıldığında yeni bir şeyler öğreniyorum. Bunun sınırı yok, her konuda olabilir. Çok hızlı ve derin bir dalış yapıyorum çok fazla ayrıntıyı öğreniyorum, bir ay civarı bir süre kafamda sadece bu yeni konu oluyor ancak sonra hevesim sönüyor.

İkinci durumsa, ki mesleki anlamda hoş olmuyor bu, bir şeyi yapamadığımda o şeyi nasıl yapacağımı öğrenirken hiç sıkılmıyorum, saatler günler hatta haftalar harcayabiliyorum ama o şeyi öğrendikten sonra ne yaptığımı bilerek sadece işi yerine getirmek için o şeyi yapmak dünyanın en sıkıcı işi.

Sürekli başka bir şey yapmam gereken bir meslek olsa en mutlu insanlardan biri olurum sanırım.

Bu sorunun nedenini iş yerimi değiştirince biraz anladım. Öncelikle ilki bence bir sorun değil, çünkü zaten dizi izlemek yerine yaptığım bir şey. Zamanımı dolduruyor, ancak her iki durumun da sebebi aynı.

Öğrendiğim şeylere ilgi duyan insanlar yok. Bir şeyi öğrendiğimde birileriyle derinlemesine konuşup ölçüp tartıp bunu şöyle yapsak, bunu böyle ilerletsek diye konuşamayınca hatta tam tersi insanları bu konuda fazlaca hevessiz görünce bu şeyleri ilerletme ihtiyacı hissetmiyorum, kayboluyor hevesim. Şimdi çalıştığım yerde bana daha çok benzeyen insanlar var, birbirimizi gaza getiriyoruz bir yerde... Etkisi çok büyük oldu.
0
akhenaten
(20.07.23)
Kanki senin takdire ihtiyacın var sanki. Gayet dolu bir insan izlenimi verdin bana. Yetkin olduğun konuları, bilgileri paylaş ve öğret, kendine sevgin geri gelecektir. İhtiyacın olan ortama ve insanlara sahip değilsen kendin yarat. Hayatını güzelleştirmek bireyin kendisinden ve çevresinden başlar.
0
hasmetizm
(20.07.23)
@gule gule, evet aslında sorunun kaynağı disiplin eksikliği sanırım. Normalde bir ortama girdiğimde onu sağlarım ama iş kendimi ve hayatı yönetmeye gelince..

spor, sağlıklı beslenme, yabancı dil, kariyer gibi konularda yakınıp duruyoruz hanımla. ama ilerleme var mı? yok :) bir türlü silkinemedik.

sen dil öğren bari benden daha ineklik etmişsin zamanında, yine çözersin, avrupada yap hekimliğini diyorum; benim denklikler, yabancı dil sınavları, stajyerlik dönemi falan var çok zor gözüm kesmiyor diyor. O da bana diyor senin daha kolay sen öğren diye :D Tam al birini vur ötekine.

@akhenaten, bunun sıkıntısını ben de çok yaşadım. yakın olduğum, her an bulaşabileceğimiz, kafa kafaya verebileceğimiz yazılımla uğraşan bir arkadaşım yok mesela. Okuldayken vardı iyi oluyordu birbirimizi gazlıyor veya bir şeyler öğretiyorduk.

Pandemi ile birlikte herkes kendi alanına çekildi. Herkes farklı şehirlere, farklı ülkelere gitti. İyice zorlaştı.

Ben de zaten o ortama girmeden ya da biri yönlendirmeden kendi başıma pek bir şeyler yapan birisi değilim. Mentörlük eden de yok. Genelde dışarıdan bir şeyler bekleyen bir yapım var tembelliğimden olsa gerek.

Benzer şekilde uğraştığım diğer hobilerimle uğraşan bir çevrem de yok. Bilgi alışverişi olmuyor. İlerleme de çok olmuyor.

@hasmetizm, o da pek yok evet iş yerinde de ekipte yalnızdım. Tek mobil yazılımcı bendim. Ne soru sorabileceğim üstümde biri, ne de bildiklerimi anlatabileceğim bir junior, stajyer falan oldu. E işler rutine bindi kendimi de ok geliştiremeyince başka bir yere geçiş yapmaya cesaretim yok çünkü millet canavar gibi kod yazıyor beni ne yapsınlar diyorum.

yeni ekipte aynı dili yazdığımız, bir kademe üstüm bir arkadaş geldi, e 2-3 senedir bıkkınlık gelmiş salmışım, bir ihtiyacın var mı diye soran da yok. şimdi onu da çok sıkıştırmıyorum.

kimse kimsenin kariyer gelişimini önemsemiyor sanki. biraz da şeyden kaynaklandı, çok rahat ve açık yaşıyorum. göze batıyor. biraz mazlum mu gözükmek lazımdır bilemedim birileri el etsin diye. tek çocuğum, biraz ekmek elden su gölden büyüdüm. Zorluk gören insan zorluk görene yardım ediyor gibi geliyor.

Çok zorluk görmediğim için bir hırs da yok içinde. Bu aileden kurtulmak istiyorum, bu şehirden gitmek istiyorum, aileme bakmam lazım, kardeşime bakmam lazım, bu ülkeden gitmem lazım gibi aman aman hırsım yok çoğu insan gibi.

Ama benden çok daha iyi durumda insanların tek başlarına neler başardığını da biliyorum. Bana nedense gelmiyor o hırs mı artık aşk mı ne ise..
0
🌸ananiyimioguz
(20.07.23)
ADHD - Dikkat eksikliği konusunda uzman bir psikiyatr ile görüşmeni tavsiye ederim.
0
orpheus
(20.07.23)
@orpheus, a 1dk sahi öyle bir şey vardı ben 6-7 sene önce concerta kullanıyordum.

1-2 sene beni sınavdı okuldu güzel uçurmuştu.

ama ailem duyunca bu ne böyle beyin ilacıydı sinir sistemi ilacıydı falan ne idiği belirsiz şeyler kullanıyorsun, yarın öbür gün bir yan etkisi çıksa ne yapacaksın dediği için bırakmıştım. Zaten arada beyinde flash çakma gibi yanlık şeyler hissediyordum korkup bırakmıştım.

kahveyle idare ediyordum. ama şimdi o kullandığım dönem ile bugünlere bakınca, onun eksikliğinden yoğunlaşamıyor olabilirim tekrar görüneyim ben iyi hatırlattınız. O zamanlar baya işe yaramıştı üni sınavına girerken attım bir tane, 0 yanlışla çıkmıştım tüm soruları doğru işaretlemişim. Normalde hep yanlışım çıkar. Direkt etki etmişti yani.
0
🌸ananiyimioguz
(20.07.23)
(6)

Hesap kesimi pazartesi olan bir kredi kartının kesim tarihini öne almak

condom kurşunu
Mümkün mü?
Mümkün mü?
0
condom kurşunu
(20.07.23)
Kart ayarlarinda hesap kesim gununu degistirme secenegi var. (Onceden 2-3 kere yapilabiliyordu ama son yillarda yilda 1 hakkiniz oluyor genelde)
0
brkylmz
(20.07.23)
mümkün
0
jelly bear
(20.07.23)
Şimdi değiştirdim diyelim hemen kesiyorlar mı extreyi yoksa bekleme sresi var mı?
0
🌸condom kurşunu
(20.07.23)
diğer aya atıyor hocam, dediğiniz gibi olmuyor. bankanız farklıdır, olursa bilemiyorum ama çok zor.
0
adivar
(20.07.23)
kartan kara değişiyor olabilir mi? sanırım garanti o zaman önce bunu öde sonra değiştiririz diyor olabilir mi?
0
liberal
(20.07.23)
Ben bunu bir kere denemeye kalktığımda (hangi banka hatırlamıyorum, muhtemelen garanti) bir sonraki ekstre döneminde geçerli okuyordu değişiklik.

Ama bu ay için özel bir sebebiniz yoksa ödeyin borcunuzu minimum bile ödeseniz minimumdan sayılıyordu sanırım. Ama eğer niyetiniz buysa yine de bankayı arayıp vaktinden önce ödeme yaparsam ekstrenin son tutarının minimumu hesaplanırken yatırdığım tutar hesaptan düşer mi diye sorun bir. Ne olur ne olmaz yanıltmış olmayayım.
0
akhenaten
(20.07.23)
(19)

En toksik özelliğiniz?

sekizdokuzon
Benimki tembellik. Sizinki?
Benimki tembellik. Sizinki?
0
sekizdokuzon
(19.07.23)
çok konuşuyorum :) bir şeyi anlatmanın uzun yolu varsa mutlaka onu seçerim.
0
in vino veritas
(19.07.23)
kindarlık
0
pide
(19.07.23)
küçük yaşlarımdan beri dünyanın en iyi grubunun hangisi olduğu konulu tartışmalarla inatla girer ve her zaman çirkinleşirim.
cevap basittir.
0
AlsterWasser
(19.07.23)
Lafı bazen çok uzatmak :)
0
gadlemler
(19.07.23)
Kesin yargılı olmam.
0
Amaranta ursula
(19.07.23)
Bir konu hakkında kendimi çok yeterli görüyorsam ve o konu hakkında kulaktan dolma yalan yanlış bilgilere sahip olan birileriyle bi tartışma içindeysem karşımdaki kişiye aptal olduğunu iliklerine kadar hissettirmeyi çok seviyorum, hatta bazen anlattığım konuyu gerçeklerden saparak kendi içinde çelişerek anlatıyorum ki bakalım fark edip bana "sen ne anlatıyorsun birader" desin ama onu da anlamadıklarında daha çok zevk alıyorum, en toksik özelliğim bu olabilir.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(19.07.23)
Eleştiriye aşırı duyarlılık,
Yoğun sevgi beklentisi

Toksik ama beni sevenler de bu özelliklerim dolayısıyla seviyor. Yani problem yok.
0
Gradient_tabanlı_mor
(19.07.23)
kendimi cok elestiren birisiyim, ben buna alistim.
aynisini diger insanlar uzerinde uygulayinca kavga cikiyor.
elestirmeyi birakmam lazim.
0
cooperr
(20.07.23)
dengesiz ruh hali
0
personaa
(20.07.23)
Lovebombing, ıssız adam sendromu.
0
Bruce
(20.07.23)
Çok kuralcıyım, zıt tipte olanları çok yargılarım. Her şey planlı, her şey zamanlı. Dakika hesabıyla yaşıyorum. Bazen zor geliyor örneğin evden 5dk geç çıkıyorum, kendime de kızıyorum :D Dışardan bakınca mesleki anlamda iyi bir şey gibi durabiliyor bu ama mesela iş yerinde savsaklayan üstlerimi de çeşitli şekillerde hizaya getiriyorum :D onlar için hoş olmuyor olsa gerek.
0
akhenaten
(20.07.23)
Manipülatif biriyim. Karşımdakini iyi tanıyorsam bazen keyfi bir şekilde düşüncelerini değiştirmeyi seviyorum. Kendi sınırlarımı deniyorum sürekli acaba buna da ikna eder miyim diye kendi kendime meydan okuyorum.
0
jazzabel
(20.07.23)
Tembellik. Hatta üşengeçlik direkt. Buna bağlı olarak yapmam gereken bir işi manipülasyonla başkalarına yaptırmak. Başkalarına yaptırdıkça işin nasıl yapıldığını teorik olarak bilmek ama pratikte eksik kalmak.

Çocukluktan beri bu şekildeydim ama artık üniversiteden mezun olup iş hayatına girince bunu değiştirmeye çalışıyorum. Yine de bazen kolay geldiği için yapabiliyorum. Bunu yaparken başka ve kendime kolay gelen işleri yaptığım için çok da göze batmıyorum.

Mesela intörnken sonda takmak gibi el becerisi gerektiren işleri sevmediğim için bilgisayardaki dosya işlerini alıp sevmediğim işleri arkadaşlara bırakıyodum. Şansıma genelde grup arkadaşlarım da bilgisayar işlerini sevmiyordu o sayede denge buluyoduk.
0
nundu
(20.07.23)
tembellik ve bunun getirdigi erteleme aliskanligi.
0
baldur2
(20.07.23)
arkadaslik yapamiyorum, biri bir yere davet etse gidemiyorum, mesela sinema. misir kokusunun, telefon isiginin rahatsizligi o kuracagim iliskinin degerinden daha büyük oluyor.
0
wishmaythşngs
(20.07.23)
kıskançlık, önyargı, önyargıyla bağlantılı olarak hararetli anlarda karşıdakini dinlemeyip aşırı yükselmek.
0
naksidil
(20.07.23)
yedi büyük günahın hepsi
0
Hallegadola
(20.07.23)
Yakın çevreme elin oğlunun "sugar-coating" dediği şeyi yapmayı, yapmacık olmayı, yalandan ümit satmayı, haksız oldukları konuda yalan ile konuyu geçiştirmeyi vs. sevmiyorum. Samimiyetsiz yalanları amaçları ne olursa olsun sevmiyorum. Hem hayal kırıklığının parçası olmak istemiyorum hem de bir hata varsa iş yerinde, yeni tanıştığı grupta, flörtüyleyken şurada burada bilmeden o kötü huyuyla/olayla devam etmesindense burada biz bizeyken doğruyu öğrenmesi daha önemli bence. Bana da aynısının yapılması hoşuma gider.

Bir de mesela bir arkadaşım saçını kestikten sonra kötüyse, kıyafeti/makyajı kötüyse vs. direkt söylerim. Bir aile üyesinin sağlık durumu karamsar olan muhtemelen de kaybedeceğimiz bir arkadaşım var. Arkadaşıma o aile üyesinin sağlık raporları üzerinden yaptığım çıkarımı ve öğrendiğim durumu doğrudan söylememek için biraz laf geveliyorum. O da az çok farkında ve iyi bir şey duymak istiyor muhtemelen ama ben o yalanı söyleyemiyorum. O hayal kırıklığının sebebi olmak istemiyorum. Ne bileyim yemek kötü olduysa "eline sağlık, çok güzel olmuş" demem. Ha tabii bunları da kırma amaçlı ya da dobrayım ben diyen öküzler/odunlar gibi yapmıyorum. O samimiyetsiz yalanları istemiyorum ama
0
nawar
(20.07.23)
kendi kafama göre hareket ederim.
grup mrup hiç dinlemem.
kimse umrumda değil.
bunu bana zaman gösterdi.
0
rain when i die
(20.07.23)
(8)

ilk buluşmada başınıza gelen en ilginç şey

sweetoffice
ilk buluşmanızda size yapılan ya da sizin yaptığınız en ilginç şey ne olmuştu acaba ?
ilk buluşmanızda size yapılan ya da sizin yaptığınız en ilginç şey ne olmuştu acaba ?
0
sweetoffice
(18.07.23)
Dört saat bekletilmistim, sonra Seyrantepe'ye gidip otoban manzarasına karşı şarap içmiştik. Karşıdaki bana aşık olduğu kızı anlatmıştı, ben de teselli etmiştim. Sonra da Seyrantepe metroya bırakmıştı beni. Flört etmeyi bıraktığım iyi olmuş düşününce.
0
sekizdokuzon
(18.07.23)
Bir keresinde buluştuğum kişi ben bir namaz kılıp geleyim diye beni masada bırakıp camiye gidip gelmişti. İnsanların önceliklerini bilmesi güzel şey :D

Başka birinin kedi sevgisi bambaşka boyuttaydı, beni bırakıp masaya gelen kediyle date eylemeye başladı. Olabilir dedim, seviyor napsın. Benim çıtamı aşan nokta kediye biten yemeğinin tabağını yalatmaya başlaması ve acayip sesler çıkararak sevinç gösterilerinde bulunması oldu.

Bu iki insan aynı zamanda hayat görüşü olarak birbirine en uzak iki tipti. Bu da bence havuzumun genişliğini gösteren kendi başına şaşırtıcı bir olay.
0
akhenaten
(18.07.23)
İlk buluşmada değil de 2. ya da 3. buluşmada koluna girmedim diye ona tecavüzcü muamelesi yaptığımı söyleyen ve yol ortasında kaldırıma oturup ağlayan bir saykoya denk gelmiştim. Muhtemelen sarhoştu kendisi kabul etmese de. Bunu ilk buluşmada ön göremediğim için hala ara ara aklıma tükürüyorum.
0
Amaranta ursula
(18.07.23)
Türkçe ninni söylememi isteyen biri olmuştu, anlam verememiştim. Dakikalarca ciddi mi değil mi anlamaya çalıştıktan sonra google’a “uyusun da büyüsün sözleri” yazıp aratmıştım. İşin garibi karşı taraf hem türkçeyi hem de sesimi çok beğenmişti hahahah :(
0
ruhen hastayim ben
(18.07.23)
Kadıköy de buluştuk. Hdp mitingi mi ne vardı o gün. Kızla buluştuk ben iki slogan atıp geliyorum dedi. Harbiden gitti yarım saat bir saat sonra geldi. Aynen devam ettik.
0
allah yazdiysa bozsun
(18.07.23)
Orta son-lise 1 arası yaz tatili öncesi okul pikniğindeyiz. Dansa davet tarzı bir oyun oynamıştık, bana 1 sınıf küçük bir kız düşmüştü. Sonra piknik dönüşü İncirli Çarşı mağazası önünde tekrar karşılaştık, beraber dondurma yemeye gittik. Evet "date" sayılacak ilk buluşmam bu şekilde gerçekleşti. Sonra okul açılınca yürümeye çalıştım ama olmadı. Bu da böyle bir anımdır....
0
d max
(21.07.23)
Çok sevdiğim bir grubun vokali olduğunu öğrendim buluştuğumuzda. Grubu tanıyacağıma ihtimal vermeyerek tanıttı kendini, şak diye şarkılarından birini mırıldanınca şaşırmıştı. Grup üyelerini araştırmamıştım hiç; ilginç ve güzel bir andı benim için.
0
lüzumsuz adam
(21.07.23)
oyle bir wasted oldum ki, sokakta sizip kalmisim, polis ve ambulans falan geldi, eve birakti, uber'e kustum, bara kustum, 6 tane 70'lik pale ale icince boyle oldu. kiza hicbir sey olmamisti. huahuauhuhaa.
0
baldur2
(21.07.23)
(8)

20.000 TLcik

gallienus
Şu an elimde 20.000 kadar para var (30.000 de olabilir). Acil ödeme yapacağım bir şey yok ama kredi kartı borcum var.Bu 20.000 lira kısa vadede en mantıklı nasıl değerlendirilir?Altın ya da dolar alayım mı mesela?Yalnız burdaki sıkıntı atıyorum 1-2 ay sonra bu parayı kullanmam gerekebilir (gerekmeye
Şu an elimde 20.000 kadar para var (30.000 de olabilir). Acil ödeme yapacağım bir şey yok ama kredi kartı borcum var.
Bu 20.000 lira kısa vadede en mantıklı nasıl değerlendirilir?
Altın ya da dolar alayım mı mesela?
Yalnız burdaki sıkıntı atıyorum 1-2 ay sonra bu parayı kullanmam gerekebilir (gerekmeyebilir de). Kullanmam gereken o gün gelene kadar para boş durmasın dersek, ne yapmak mantıklı olur?
Ya da hiç uğraşmayıp kredi kartı borcuna yatırayım, en azından sonraki dönem ekstreleri düşük mü gelsin? (ki sanırım yapılacak en saçma şey bu olur).

Ek: Eğer altın ya da dolar alınacaksa, fiziki olarak almakla mobil bankacılık üzerinden almak arasında fark olur mu?
0
gallienus
(17.07.23)
20 bin dediğin memurun bir aylık maaşı. Yatırım yapılacak miktar değil. Döviz alsan altın alsan mobil bankacılıktan alsan ne olacak? 40 bin lira mı olacak? Ya 20 bin 500 ölü ya 19 500
Öde borcunu gitsin.
0
etna
(17.07.23)
Ya borcunu öde ya da borsa
0
deer hunter
(17.07.23)
Amacım 20bini birkaç ayda 40bin yapmak değil tabi ki. Hesaptaki harcamaya hazır duracağına ufak bir meblağ da olsa bir yere bağlayayım, böylece hem harcamayayım hem de 300-500 ustune koyarsa da ne ala dıyorum.
0
🌸gallienus
(17.07.23)
Süre kısa ancak altın veya euro alınabilir.

Dolar sıkıntılı biraz, çünkü baskılanıyor ve ufak ufak çıkarılıyor.

Fiziki almakta fayda var, ileride piyasa ile resmi kur arasında makas oluşabilir. Ancak 2 ay sonra bozduracaksanız, uğraşılmaz. Bankadan da alabilirsiniz.

NOT: Tabii ki, yatırım tavsiyesi değildir! Sesli düşündüm sadece, para kaybederseniz, sövmeyin :)


.
0
kartallar yuksek ucar
(17.07.23)
kısa vadede kar getirecek borsa var, tabi kayıp da olabilir.
ben senin yerinde olsam fiziki olarak altın alırdım (banka alsatta çok komisyon alıyor)
0
ravenudon
(17.07.23)
Bende birazcık daha vardı, cuma günü dolar aldım.
0
cccbehzatccc
(17.07.23)
borç vadesine kadar fon al bence
sigara parası çıkar
0
çınarım
(17.07.23)
Gideceği yer belli olan parayı riskli yatırımlarda kullanmamalısınız. Yatırım için ayırdığınız parayı riskli yatırımda kullanmalısınız. Bu ciddi bir şey, insanlar böyle borç batağına giriyor, çok zor değil bu duruma girmek.

Borsa çok riskli bir yatırım, evet hisseler yükseliyor ama şimdi böyle bu. Yatırım yaptığınız hisse düşerse hali hazırda ödeyebildiğiniz borcu ödeyememeye değecek mi 2 ayda kazanacağınız? Dolar ve altın için de aynı şeyler geçerli.

Gideceği yer belli olan parayı ancak vadelide tutmak mantıklı. Şu sıralar bankalar %30larda hoşgeldin faizi veriyor. Vakıfbank %37 veriyor eğer hala öyleyse. 2 ayda 1.216 lira getiri demek, hiç olmamasından daha iyi üstüne borcunuzu da ödeyebilmeniz garanti.
0
akhenaten
(17.07.23)
(6)

Friends tarzı komedi dizi önerileri?

sassot
Friends'e benzer tarzda 20 dakikalık diziler ariyorum.Yani şu tip diyaloglu dizileri kastediyorum. İlk friends'de gördüm;örnek;a: senin evlenmeni istemediğimi nasıl düşünürsün. evet istemiyorum.---a: Hayır kesinlikle oraya gitmedim. evet gittim ama neden gittim...
Friends'e benzer tarzda 20 dakikalık diziler ariyorum.Yani şu tip diyaloglu dizileri kastediyorum. İlk friends'de gördüm;

örnek;

a: senin evlenmeni istemediğimi nasıl düşünürsün. evet istemiyorum.

---

a: Hayır kesinlikle oraya gitmedim. evet gittim ama neden gittim...
0
sassot
(16.07.23)
how i met your mother, modern family, brooklyn 9-9
0
hot potato
(16.07.23)
Seinfeild. Yemek yerken hergün bir bölüm. mis.
0
bana da mi lolo
(16.07.23)
Community
0
abbabaabbaababbabaababbaabbabaab
(17.07.23)
Everybody hates Chris
0
duster
(17.07.23)
Brooklyn nine-nine +1

Esasen bu tür diyaloglar Amerikan sit-com'larının olmazsa olmazı sayılır, her dizi olabilir bu meyanda ama bu dizi güzel yapıyor. Hem polisiye hem komedi bir de.
0
d max
(17.07.23)
It's always sunny in philadelphia, örnek gösterdiğiniz repliklerle daha uygun, şimdiye kadar örnek verilmiş bütün dizileri izledim. Hepsi güzel, bu temada şeyler arıyorsanız kategori olarak "sitcom" diye aratın.
0
akhenaten
(17.07.23)
(21)

bekarlık sultanlık mı değil mi?

olimpia
Sizce?
Sizce?
0
olimpia
(14.07.23)
Evliysen sultanlık, bekarsan değil.
0
michael_knight
(14.07.23)
değişir. rezillik olan evlilik de var sultanlık olan da. aynısı bekarlık için de geçerli.
0
oceanthousand
(14.07.23)
Günümüzdeki ortalama ilişkilere baktığımızda evet bekarlık sultanlık.

Kişisel alanlara ve özgürlüklere saygı varsa ve her an yanında hissettiğin güvenilir bir omuz bulabiliyorsan nimettir işte. Hiçbir bekarlıkla kıyaslanamaz.
0
ruhen hastayim ben
(14.07.23)
Belli bir yaşta öyle, belli bir yaştan sonra değil. Bu sözün çıkış noktası bence 20'lerinin başında evlenen insanlar. O çağlarda evlilik çok kısıtlayıcı bir şey.

Ama göreceğinizi görüp yettiğini hissettikten sonra evlilik ya da eşdeğeri bir ortaklaşma işi insana iyi geliyor. Tabi severek evlendiyseniz.

İnsanların azımsanmayacak bir kısmı evliliği hayatın bir aşaması olarak gördüğü için evleniyor, düzgün bir sevgililik dönemi yaşayıp evlenen çevremde gördüğüm çiftlerin hepsi görünürde gayet mutlu, birlikte bir şeyler yapmaktan zevk alıyorlar. Hatta ben de onlarla birlikteyken mutlu oluyorum. 20'lerin başında evlenen çok kişi de tanıyorum iş ortamında, daha ziyade onlar evlilikle ilgili olumsuz konuşuyor.

Ben evli değilim ama çok uzun süredir bir birlikteliğim var. Halimden gayet memnunum açıkçası.
0
akhenaten
(14.07.23)
bence gayet de sultanlık.
0
nothing in my way
(14.07.23)
Sevdigin ve anlastigin biriyle olmak sultanlik. Sevdigin ve anlastigin biri yoksa bekarlik da sultanlik. Sultanligi kafa rahatligi olarak goruyorum, bu bekarken de olabilir iliskide de. Surekli yalnizligin da yanlis partnerle iliskinin de sultanlikla alakasi yok.
0
unidentified floating object
(14.07.23)
Tipin iyiyse paran da varsa (arkadaşlarının yarısından fazlası evlenene kadar) sultanlık. Sonra evliler ayrı sosyalleşmeye başlıyor. O zaman değişiyor tabii.
0
nawar
(14.07.23)
Sevgili olup gezip tozmak, kavda edip ayrılmak barışmak yerine evlendiyseniz bekarlık sultanlık.

Ama 20lerinizde baya güzel eğlendiyseniz, yanında da varsa sana göre biri varsa o zaman evlenmek sultanlık.
0
zimbirik
(14.07.23)
Belirli bir yaşa kadar evet, sonra değil +1

Kimse evlenmek zorunda değil elbette, ama yaşamın zorluklarını birlikte sırtlayabileceğiniz, güzelliklerin tadını birlikte çıkarabileceğiniz bir hayat arkadaşınızın olması önemli bence. O yüzden herkes bu insanı bulabilsin isterim.

Mesela çocuk da çok güzel bir şey ama sorumluluğu bambaşka. Dolayısıyla bu sorumluluğu almadan da yaşayabilir insan. Ama hayat arkadaşı olmadan çok zor.

Fakat doğru insanla doğru zamanda yapılmış evlilikten bahsediyorum tabii. Yoksa yanlış zamanda, yanlış kişiyle evlenmek hayatı cehenneme çevirebilir.
0
gmzo
(14.07.23)
Erkek için sultanlık olabilir de kadın için bilmem, erkekler hayatları boyunca çok az kadına ulaşabiliyor günümüzde. 30dan sonra parası da varsa kıymetli oluyor ve o sırada bekar olacaktım varya demeye başlıyorlar işte bu yüzden erkek için farklı kadın için farklı diyeyim.
0
olaylar olaylar
(14.07.23)
Mutlu bir evlilik yapildiysa bekarlik sultanligin yanından gecmez
0
instant crush
(14.07.23)
kafa dengi, hayatı güzelce paylaşabileceğin bir eş ile olma ihtimali karşısında sultanlık değil. ancak hayatı dinzan edecek kapasitede, darlayan bir eş ile olma ihtimali karşısında sultanlık
0
kondansator
(14.07.23)
evlilik de bekarlık da bir seçim, kimse evlenmek yada bekar kalmak zorunda değil ve seçiminizden memnunsanız ikisi de sultanlık olabilir. ama sizi seven, değer veren, emek bilen biriyle hayatınızı paylaşıyorsanız evlilik bence sultanlık, ben bekarlık dönemimde çok dağınıktım mesela o zamanda sultanlık dönemlerim oldu ama evlilikle birlikte esas sultanlık buymuş dedim , birlikte her şeyi paylaşabileceğiniz bir eşiniz varsa evlilik de sultanlık, hatta ayrı bir güzel.
0
crackcodemood
(14.07.23)
ben evliliğimde mutluyum bekarlığa dönmek istemem ancak çocuk problem :)
0
mirty
(14.07.23)
Birçok değişken var. Maddi durum ve sosyal çevre önemli. Yapışkan bir ailen varsa ve bekarken de olsa her işine salça oluyorsa sıkıntı. Tek maaşla kira ödeme zorluyorsa yine sıkıntı. Bence insanlar biraz da zorunluluktan evleniyor. Bu zorunluluk maddiyat olur veya cinsellik vb şeyler olabilir gibi
0
roe
(14.07.23)
benim icin kesinlikle sultanlik. evlenip standartini ciddi oranda yukseltirsen evlilik de iyi bir seye donusebilir ama ben hala neden evlenildigini tam olarak cozebilmis degilim. kendine yetmeyen insanlar genelde bu yola hizli giriyor ve eksiklikleri azalmak yerine cogaliyor
0
mess
(14.07.23)
Duruma göre değişiyor.
0
poncikkurabiye
(14.07.23)
Duruma göre değişir+1
Su an Türkiye'deyim, hanımı özledim 10 günde. Vallaha şu an evde olup televizyon karşısında uyumayi, hanımın üstüme örtü örtmesini(bu sicakta değil tabi) arkadaslarla dışarı çıkıp kokteyl içmeye tercih ederim.
Bana göre sultanlik değil çünkü eşimin hayatima kisitlamasi sıfır; oyun oynarim hatta o benden fazla oynuyor son zamanlarda, alkol alir sigara icerim, canim isterse ondan farkli yemek yerim, cikar arkadaslarla dışarıda icerim vs yani bunu bekarken de evliyken de yapıyorum ama esimle beraber aynı ortamda bulunmak, sabah kahve içmek apayrı olay.
0
logisticsmanager
(15.07.23)
Bekarlık sultanlık değil tabi…
0
yalniz kizkulesi
(15.07.23)
değil. Bu hayatı aynı şekilde algıladığın, anlaşabildiğin, güvendiğin destek olduğun, desteğini aldığın bir insanla yaşamak sultanlık. Bunların olmadığı zorlama bir ilişkidense bekarlık sultanlık.
0
sparkle kiddle
(16.07.23)
Bekarlık sultanlık net, er geç demokrasiye geçiliyor.
0
abi bi dizi buldum on numara
(01.08.23)
(3)

Iphone - indirilip silinen bazı uygulamalar

mezzosprite
Bir şey için app store'da satın alma geçmişine bakarken yakın bir tarih aralığında bir grup uygulamanın indirilmiş (ve silinmiş) olduğunu gördük ama telefon sahibi bu uygulamaları indirdiğini şiddetle reddediyor. Ios ele geçirilmeye karşı oldukça güvenli diye biliriz ya, ne kadar öyle? Başka biri bu
Bir şey için app store'da satın alma geçmişine bakarken yakın bir tarih aralığında bir grup uygulamanın indirilmiş (ve silinmiş) olduğunu gördük ama telefon sahibi bu uygulamaları indirdiğini şiddetle reddediyor. Ios ele geçirilmeye karşı oldukça güvenli diye biliriz ya, ne kadar öyle? Başka biri bu kişinin şifresini kırıp başka bi cihazda bu uygulamaları indirmiş olabilir mi? Uygulamaların hangi cihazdan indirildiği, ne kadar kullanılıp ne zaman silindiği gibi bilgilere de erişemedim.
İki gündür uyuyamadığım bir konu, yardımlarınız için şimdiden teşekkürler.
0
mezzosprite
(14.07.23)
Zor bir olasılık. Sanırım dating app'lerden bahsediyorsunuz. Eğer çocuğu varsa o indirip silmiş olabilir. Sosyal çevresine göre arkadaşları yapmış olabilir vs. Ama dışardan hackleyip neden uygulama indirsinler ki? Hadi indirdiler, neden silsinler? Bir amacı olması gerek bunun, buna mantıklı sebep bulmakta zorlandım ben. Böyle bir şey olsa reklam uygulamaları falan yüklenir en fazla ama anladığım kadarıyla siz yakın çevresinden biri bunu yapmış olabilir mi diye düşünüyorsunuz, bu daha da güç bir ihtimal.
0
akhenaten
(14.07.23)
şimdi siz söyleyince baktım, benim 2008 senesinde indirmiş olduğum uygulamalar bile gözüküyor.
başka birinin indirmiş olabileceğini düşünmüyorum ben de. bu zamana kadar kimse şifremi de kırmadı.
ayrıca o geçmiş kısmında uygulamayı sola çekince "gizle" diye diye bir seçenek de çıkıyor.

gizlice indiren, çok korkan telaşlanan biri burdan gizlemeyi de yapardı, geçmişi de silerdi. çok önemsediğini düşünmüyorum o nedenle, en fazla merak edip indirmiş sonra silmiştir.
0
artci sarsinti
(14.07.23)
olamaz. indirip sildigin uygulamalar orada gorunur. hesap hackleyip uygulama indirmenin hicbir numarasi yok ki...

belki baska birinin telefonunda girmistir hesabini (parali bir uygulamayi indirmek icin) sonra cikmayi unutmustur, telefonun sahibi de baska uygulamalar indirmeye devam etmistir filan... ama bu da epey zorlama yani.
0
supergirl
(15.07.23)
(4)

Videoda anlatılan hikayenin vermek istediği mesaj ne?

sonayaklastik
Videoda anlatılan hikayenin vermek istediği mesaj ne?https://youtu.be/8lsPCaN-sncVideonun 1.dakika 5. saniyesi ile 2. dakika 22. saniyesi arasında metin akpınarın anlattığı hikayeden ne anlamalıyız bu hikayenin mesajı ne uzağı çok iyi görürüm diyen ve uzağı çok iyi duyarım diyen iki kişi yalan mı sö
Videoda anlatılan hikayenin vermek istediği mesaj ne?

youtu.be

Videonun 1.dakika 5. saniyesi ile 2. dakika 22. saniyesi arasında metin akpınarın anlattığı hikayeden ne anlamalıyız bu hikayenin mesajı ne uzağı çok iyi görürüm diyen ve uzağı çok iyi duyarım diyen iki kişi yalan mı söylüyor canım sıkılır diyen kişinin canı onların yalan söylemesine mi sıkılıyor bu hikayenin vermek istediği mesajı tam olarak anlayamadım anlayanlar olurlarsa anladıklarını yazarlarsa sevinirim.
0
sonayaklastik
(13.07.23)
Video linkini koymamışsınız, en azından mobilde görünmüyor
0
akhenaten
(13.07.23)
Uyardığın için sağ ol
0
🌸sonayaklastik
(13.07.23)
sözde iyi gören ve duyan imkansız olacak şekilde umut vererek yalan sıkıyor, üçüncü kişi de hem bunlara hem de dinleyip inananlara canım sıkılır diyor. yani bir yerde palavracılardan yorulduma getiriyor.
0
gule gule
(13.07.23)
Burada canı sıkılmak kızmak anlamında. Adamlar sallıyor o da kızıyor
0
sonhakan
(13.07.23)
(3)

Sabaha kadar yüksek sesli müzik çalan otel?

hadi ya la
Burası yazlık sitelerin olduğu, sakin bir yer. Sadece emekliler kafa dinlemek için geliyor. Yan tarafta bir otel vardı, bu sene isim değiştirdi. Artık sabaha kadar keko müzik çalıyorlar. Pencereleri sıcaktan kapatamıyoruz, evin içinde 200 desibel müzik çalıyor. Bu konuda yasal durum nedir?
Burası yazlık sitelerin olduğu, sakin bir yer. Sadece emekliler kafa dinlemek için geliyor. Yan tarafta bir otel vardı, bu sene isim değiştirdi. Artık sabaha kadar keko müzik çalıyorlar. Pencereleri sıcaktan kapatamıyoruz, evin içinde 200 desibel müzik çalıyor. Bu konuda yasal durum nedir?
0
hadi ya la
(13.07.23)
Yasal olarak müzik yapma izni varsa bu yaz sabah 4'e çekildi izin. O sebeple bi sıkıntı olmayabilir. Ama yine de şikayette bulunun izin var diye ses limitini geçmesi normal bir şey değil ölçüm yaparlar evinizden haklıysanız ceza yerler.
0
hedep
(13.07.23)
Sabah 4'e kadar müzik izni olan mekanların ses yalıtımıyla ilgili bazı düzenlemeleri vardı eskiden beri. Bu koşulları sağlaması gerekiyor bildiğim kadarıyla. Açık havada olmuyor olması lazım o işin. Belediyeyi arayıp bilgi isteyebilirsiniz.
0
akhenaten
(13.07.23)
Bizim burada benzinlikte oto yikama makinesi var, bir aksam gittigimde kapaliydi, neden kapali dedim aksam 7den sonra kapatiyoruz abi sikayet edilmis gurultuden dolayi, bu yuzden kapamtmamizi istedi belediye dedi calisan bana.

Daha once calisiitigim bir firmanin da imalat kisminin gece mesasi yapmasina engel olunmustu boyle gurultu sikayeti ile.

Bence ilgili yerlere sikayet ile bir seylerler yapabilirsiniz ben oyle dusunuyorum. Bagli bulundugunuz belediyenin danisma hattini bir arayin durumu anlatin bakalim.
0
stavro
(13.07.23)
(3)

Ekşi formatını nasıl öğrenebilirim?

lodlest23
Herkese merhaba,Ben 1 hafta önce ekşisözlüğe kaydoldum, henüz çaylağım. İleride yazar olmayı planlıyorum ama ekşi formatını (yani yazarken nasıl bir üslüp kullanmalıyım?) tam bilmiyorum. Bu konuda hakkında bana bilgi edinebileceğim bir site/kaynak paylaşabilir misiniz?
Herkese merhaba,


Ben 1 hafta önce ekşisözlüğe kaydoldum, henüz çaylağım. İleride yazar olmayı planlıyorum ama ekşi formatını (yani yazarken nasıl bir üslüp kullanmalıyım?) tam bilmiyorum. Bu konuda hakkında bana bilgi edinebileceğim bir site/kaynak paylaşabilir misiniz?
0
lodlest23
(12.07.23)
su basliga girip kurallari genel hatlariyla ogrenebilirsiniz

(bkz: sozluk kurallari)

bkz vermeyi, link koymayi filan ogrenmek icin entry yazar gibi yapip kenara kaydedin. sonra yukaridan kenar butonuna basinca altta entrynizin onizlemesini goreceksiniz.
0
supergirl
(12.07.23)
Sözlüğe kaydolunca ben bölümünde yönergeler oluyordu önceden artık yok mu?

Zaten sözlüğe özel kural falan kaldı mı ki ya? Genel olarak sosyal medya kuralları geçerli artık sadece. Hukuki sorun çıkaracak entry girmezseniz sorun çıkmaz.

Eskiden tanım ya da tanım devamı şeklinde entry girip başlıktaki bir entrye fiziksel referansta bulunma yasağı gibi kurallar vardı. Sonra yazar alımı hızlanınca kimse bunları takmamaya başladı ve hepten kaldırdılar.
0
akhenaten
(12.07.23)
tanım yapmaya ve bilgi vermeye özen gösterin. sözlükte yazılan tanımlamalara bakarak yazmaya çalışın.

entrylerde fiziksel referans vermeyin. sadece bkz'lı entry girmeyin. ergen gibi küfürlü entryler girmeyin.

eskiden tanımlamalara çok dikkat edilirdi ama eskisi gibi dikkat edilmiyor. siz yine de tanımlı entryler girmeye özen gösterin.

eksisozluk1923.com
0
false pretension
(12.07.23)
(3)

"It's about community" nasıl çevrilir?

sorucu
House dizisinden şu bölüm nasıl çevrilir diye düşünüyordum.https://www.youtube.com/watch?v=IDqKuJr-0B8-so say you two got married would you convert to Judaism?-(Dr.House) I'm an atheist-honey half the Jews I know are atheists it's about communityçev : -Evlendiniz diyelim. (Dr.House'a hitâben) Mûsevi
House dizisinden şu bölüm nasıl çevrilir diye düşünüyordum.

www.youtube.com

-so say you two got married would you convert to Judaism?
-(Dr.House) I'm an atheist
-honey half the Jews I know are atheists it's about community

çev :

-Evlendiniz diyelim. (Dr.House'a hitâben) Mûseviliğe geçmeyi düşünür müsün?
-Ben ateistim.
-Canım, tanıdığım Mûsevilerin yarısı ateist zâten. Mesele topluluk(!) meselesi.

Toplum olmaz. Cemaat, camia, cemiyet pek uymuyor. Gibime geliyor. Ne önerirsiniz?
0
sorucu
(12.07.23)
"It's about fitting in" demekle eş anlamlı kullanılmış burada, burdan yola çıkılabilir bence.

"Bu uyum sağlamakla ilgili bir şey" gibi.
0
akhenaten
(12.07.23)
Musevi cemaati Türkçede olan bi kalıp. Bence cemaat, topluluk, komünite sözcükleri kullanılabilir. Biraz bizdeki alevilerin çoğunun çok da dindar olmaması ama komünite olarak alevi olmaları gibi

Edit: gerçi şimdi çoğunun diyip genelleme yapmayayım ama benim etrafımdaki alevilerin büyük kısmı ateist/deist ama aleviler. Onun gibi bu da
0
nundu
(12.07.23)
cemaat ya da cemiyet doğru çeviri aslında. içten bir şekilde inanmasa da amerika'daki bir yahudi/musevi için o cemiyetin içinde kalmak önemli. çünkü amerika'daki museviler/yahudiler birbirini koruyup kollar, ticaret yapar vs.
0
hrskrs
(12.07.23)
(3)

İngilizce sorusu

dissendium
Almanca öğrenirken yolum yine İngilizceye düştü. Change lanes ifadesinde lane neden çoğul? Türkçede şerit değiştirmek diyoruz. Bunun mantığı ne? Change lane yanlış mı oluyor? Sağ olun.
Almanca öğrenirken yolum yine İngilizceye düştü. Change lanes ifadesinde lane neden çoğul? Türkçede şerit değiştirmek diyoruz. Bunun mantığı ne? Change lane yanlış mı oluyor? Sağ olun.
0
dissendium
(12.07.23)
genel olarak lane'den bahsettigi icin cogul. sadece belli bir tane lane'den bahsetmiyor, ondan.
0
baldur2
(12.07.23)
Türkçe'de gerekmediği durumda çoğul ekinden kaçınılıyor böyle bir eğilim var.

Ancak İngilizcede genel konuşurken tam tersi çoğul kullanma eğilimi var. Tekil kullanım olduğunda emir kipindeki gibi bir anlam ortaya çıkıyor çünkü. Şeritler için böyle değil sadece, birçok durumda böyle.

"I always pay attention while changing lanes" derken genel olarak şerit değiştirme işinden bahsediyoruz. Tek seferlik bir işten bahsediyor gibi görünsek bile genel anlamı oluyor aslında. Örneğin "Sağa döneceğiz, şerit değiştir" derken "sağ şeride geç" demiyoruz, genel konuşuyoruz, şerit değiştirme işini yap diyoruz. İngilizce de böyle "Change lanes and prepare for the turn"

Eğer doğrudan sağ şeride geç demek isterseniz "Switch to the right lane" diyebilirsiniz. "Shift your lane and prepare for the turn" de olur. Burada önemli olan spesifik bir şeyden bahsediyor olmak. Ama "change lanes" genel bir kalıp.
0
akhenaten
(12.07.23)
change the lane de olur. the olmadan olmaz zaten.
0
bohr atom modeli
(12.07.23)
(3)

ingilizce öğrenmek için nasıl bir yol?

0zlem
online kesinlikle olmuyor zorlanıyorum. Yüz yüze kurslarında bir türlü günleri uymuyor ve çok fiyat çekiyorlarNe önerirsiniz başka?
online kesinlikle olmuyor zorlanıyorum. Yüz yüze kurslarında bir türlü günleri uymuyor ve çok fiyat çekiyorlar

Ne önerirsiniz başka?
0
0zlem
(11.07.23)
Üniversitelerin kurslarını araştırın. Belediyenin kursu olabilir. Bir kitap alıp kafa yorarak kendiniz çalışın. Anlamadığınız şeyleri sorarsınız.
0
dissendium
(11.07.23)
Hangi aşamadasınız? Yani dili ne kadar kullanabiliyorsunuz? Okumalarınızı artırabilirsiniz, reddit gibi yerlerde size uygun subredditlerde bir şeyler yazıp çizebilirsiniz... Havuza atlamanız gerek biraz. Az çok demeyin çıkarabildiğiniz her yerden Türkçeyi çıkarın; telefon, bilgisayar...

Ya kursa gideceksiniz, ya online çalışacaksınız ya da ingilizce anlaşabileceğiniz yabancı bir ülkeye taşınacaksınız. Açıkçası başka sihirli bir yolu yok pek bunun. Taşınma olayına en yakın durumu da kendinizi bahsettiğim şekilde İngilizceye daha fazla maruz bırakarak yapabilirsiniz. İzlediğiniz yabancı dizileri ingilizce altyazılı olarak izleyin mesela. Aklınıza ne geliyorsa.
0
akhenaten
(11.07.23)
Zaman ayırman lazım. Kursların hiçbiri etkili olmaz. 1000 saat maruz kalman lazım.
0
roe
(11.07.23)
(9)

durumu iyi ailenin çocuğu fakir düşünce ne oluyor?

amsterdam otlu sigarası
selamlarmesela etiler'de, moda'da ev alabilmiş, 80-90-2000'lerde mühendis vs olmuş, iyi konumlarda çalışan, belki yönetici olmuş iki maaşlı profesyonelin çocuğu büyüyünce pek bir baltaya sap olamamış ya da diyelim ki öğretmen, sosyal bilimlerde akademisyen vs. gibi daha vasat para kazanacak, lüks bi
selamlar

mesela etiler'de, moda'da ev alabilmiş, 80-90-2000'lerde mühendis vs olmuş, iyi konumlarda çalışan, belki yönetici olmuş iki maaşlı profesyonelin çocuğu büyüyünce pek bir baltaya sap olamamış ya da diyelim ki öğretmen, sosyal bilimlerde akademisyen vs. gibi daha vasat para kazanacak, lüks bir hayatı karşılayamayacak bir işi olmuş. anne babadan gelen para kesilince bu çocuklar ne yapıyorlar? var olan, alıştıkları yaşam seviyesini kazandıkları parayla karşılayamayacaklarını anlayınca ne yapıyorlar? böyle birini anlatan dizi film vs aklınıza geliyor mu?
0
amsterdam otlu sigarası
(10.07.23)
bunun için cidden çok aptal olması gerekiyor, yok mudur vardır fakat içinde bulunduğu sosyal ağlar sayesinde sınıf düşmeden tutunursun
0
freebird5406_2
(10.07.23)
"anne babadan gelen para kesilince bu çocuklar ne yapıyorlar?"

benim bu durumdaki arkadaslarimda anne baba parasi genelde hic kesilmiyor.
0
hot potato
(10.07.23)
İster istemez kemerleri sıkmak zorunda kalıyorlar. Çünkü öyle bir çagdayız ki kimse kimsenin gözünün yaşına bakmıyor. Bu gerçeklikle yüzleşince ister istemez daha normal bir hayata adapte oluyorlar. Çevremde bunun bir çok örnegine şahit oldum.
0
limonlu eksi
(11.07.23)
baltaya sap olmayacaksa bile bir şekilde ailenin networkü ya da direkt ailenin kendisi çocuğa bir yol yapıyor, bir yere geliyor. ayrıca genelde tek çocukta kalıp en kötü durumda bile para bitmeyecek şekilde yatırımlarını yapmış oluyorlar.

bunun dışında kötü duruma düşebilmesi için ya büyük idealist olması lazım ya da bir şeye bağımlı(kumar vs.) olması lazım.
0
gule gule
(11.07.23)
Öyle bir zümreye çok yakınım. O tip aileler çok az çocuk yapıyorlar. Aile hayatında akşam olsun, televizyonun karşısına geçeyim, çekirdek çitleyeyim olayı olmuyor. Çocuklar, okuma, öğrenme, araştırma, kendini geliştirme olayını yaşayarak öğreniyorlar. Aile de gerek maddi gerek manevi bakımdan ellerinden geleni son noktasına kadar yapıyor.

Çocukları anne babadan daha geri statüde hiçbir aile görmedim ben.
0
Mirket
(11.07.23)
Etiler’de doğup büyüdüm, öğretmenim :d

Mesleğimi çok seviyorum hatta mesleğimde çok iyiyim saatlik özel ders ücretim bin lira oluyor bu yıl çünkü talep çok. Fakat harcamayı çok seviyorum ve kazancı birikim yapmak için elverişli değil. Ki zaten birikim yapmama da gerek yok. İstanbul’un her yerinde evleri dükkanları var bizimkilerin. Bana bir oda olsa yeter kafasındayım.

Ha bir de babam mühendis falan değildi ticaret yapardı. Cimri bir insan olduğu için hayatım boyunca bir beklentiye kapılmadım. Buna hiçbir zaman müsaade etmedi kendisi.

Edit: Benim çocukluktan liseye kadar hep zengin arkadaşlarım oldu. Şimdi bir gözden geçirdim çoğu baba mesleğini devam ettiriyor ya da baba desteği ile birtakım işler kurmuş. Bir tanesi sanat atölyesinde tüm gün kahve içiyor mesela (bu insan birkaç yıl önce butik pastane açmıştı batmış galiba) Ama içlerinde yurt dışında güzel şeyler yapan insanlar da var. Sonuç olarak kimse fakir düşmemiş.
0
ruhen hastayim ben
(11.07.23)
eldekini satarak devam ediyorlar, cogu zaten bir omur satsa bitiremiyor.
boyle takilan 3-5 arkadasim var, kendileri bir baltaya sap olamamis ve 40'i gecmis vaziyetteler.

pederin boyle bir arkadasi vardi, o malesef eldeki mulkleri bitirmeyi basardi satarak ve huzurevinde kafayi yemis olarak oldu gitti..
0
cooperr
(11.07.23)
Fark etmiyor, evini arabasını alıp destek oluyorlar. Diğer meslektaşları toki kurası falan beklerken bu arkadaşlar yazın yine güzel güzel tatillerine çıkıyorlar falan.

Esas sorun nesil atladıkça ortaya çıkıyor.
0
akhenaten
(11.07.23)
bir arkadaşım vardı lisede, biz sosisli mi yesek yoksa biraz çılgınlaşıp döner mi alsak diye düşünürken beraber incirli'deki vatan'a girdiğimizde doğaçlama ipod alıp çıkmıştı. 3 katlı evlerinde asansör vardı falan.
epey görgüsüz bir çocuktu, sınıfta parasını çıkarıp sayardı. okula bir tomar parayla gelirdi. hatta lisede şoför getirip götürürdü biz minibüsle 3 vesait yaparken.

sonra bunun babasının restoranları batmış. bir arkadaşım kuryelik yaparken görmüş.
belki bundan sonra kendi emeğiyle aldığı ipod'da müzik dinlemenin zevkini daha iyi alır. öncelik sıralaması denk gelir de satın alabilirse tabii.
0
bohr atom modeli
(11.07.23)
(6)

Kkm mantıklı mı ?

karincaezmezuo
Selamlar, 1 milyon tl var diyelim, döviz, altın, hisse ve kkm gibi bir sepet yapalım diyorum. Son gelişmelere göre kkm mantıklı mı ? Ne önerirsiniz ? Teşekkürler.
Selamlar,

1 milyon tl var diyelim, döviz, altın, hisse ve kkm gibi bir sepet yapalım diyorum. Son gelişmelere göre kkm mantıklı mı ? Ne önerirsiniz ?

Teşekkürler.
0
karincaezmezuo
(10.07.23)
Ben de benzer durumdayım ve %65 kkm, %35 doğrudan döviz ve altın şeklinde portföy yaptım. Açıkçası geçtiğimiz 1 yılı değerlendirdiğimde Türkiye'de her an her şeyin olabileceğini düşünüyorum. Buradaki insanları geçtim ekonomistler bile birçok tahminde çuvalladı.
0
french lover
(10.07.23)
Seçimden önce mantıklıydı, çünkü doların bir atak daha yapacağı herkesin malumuydu ancak şu anda 3 ayda daha çok getiri sağlayacağınız şeyler var bence. Siz bilirsiniz.
0
akhenaten
(10.07.23)
@akhenaten Neler var mesela ? Teşekkürler.
0
🌸karincaezmezuo
(10.07.23)
geçenlerde ekonomi bakanı bunu kaldıracağını söyememiş miydi? bence çook uzun bir ömrü yok kkmnin.
0
bohr atom modeli
(10.07.23)
kkm'nin kalkması zor. döviz altın ve kkm aynı şeyler bence. hisse veya mevduat faizi olabilir sepetin içinde
0
paintov
(11.07.23)
KKM kalksa bile yeni girişler kalkar, içerde parasını devlet güvencesiyle uzun vadelerde tutan insanlara "biz vazgeçtik, size para yok" demek her yiğidin harcı olmasa gerek.

@karincaezmezuo, yatırım hesabınız olan bankalardan aslında size düzenli bir bülten geliyor olmalı.
0
akhenaten
(11.07.23)
(1)

Kadavra bağışı ve reddi miras

onheil
Merhaba. Öldüketen sonra bedenimi kadavra olarak bağışlamak istiyorum. Ancak ben böyle olmasını istesem de öldüğümde söz sahibi yine anne baba (aile) da oluyormuş. Eğer ki aileme reddi miras davası açarsam, onlardan bu son söz hakkını alabilir miyim? Eğer durum yine olumsuz ise, evlilik yaparsam, sö
Merhaba. Öldüketen sonra bedenimi kadavra olarak bağışlamak istiyorum. Ancak ben böyle olmasını istesem de öldüğümde söz sahibi yine anne baba (aile) da oluyormuş. Eğer ki aileme reddi miras davası açarsam, onlardan bu son söz hakkını alabilir miyim? Eğer durum yine olumsuz ise, evlilik yaparsam, söz sahibi eşim mi olacak?
0
onheil
(09.07.23)
Tam emin değilim ama öldükten sonra size ne olacağına karar verme yetkisi zannedersem miras hukukuyla değil, akrabalık bağlarıyla ilgili bir tasarruf. Burada muris, varis ilişkisi yerine ebeveyn evlat ilişkisi önemli. Evet eğer evliyseniz eşiniz söz sahibi olur. Eğer reşit çocuğunuz varsa eşinizden sonra sıra ondadır. Eğer reşit çocuklarınız yoksa anne baba karar verir.

Bu arada birini mirasçılıktan çıkarmak belli şartlara bağlı, keyfi olarak yapılamıyor. Ayrıca bir kişiyi mirasçılıktan çıkardığınızda mirasçı sırasında sadece o kişi atlanıyor, miras uygun olan sıradaki kişiye geçiyor. Ayrıca mirasçılıktan çıkan kişiyle akrabalık bağınız bundan etkilenmiyor.

Şuradan bakın: www.eksenhukukkocaeli.com
0
akhenaten
(09.07.23)
(1)

bireysel emeklilik için fon çeşitliliği en bol banka hangisi?

avatar is back
daha önce hiç yaptırmadım bilgim yok, herhangi bir bankadan açtığımda tüm fonları görememe ihtimalim var sanırım doğru mu. bu yüzden en geniş portföye ulaşmak istiyorum. özellikle abd hisselerine, teknoloji fonları merkezli fonları da düşündüğüm için hangi bes'e yönelmeliyim? 4-6 ayda bir fonları de
daha önce hiç yaptırmadım bilgim yok, herhangi bir bankadan açtığımda tüm fonları görememe ihtimalim var sanırım doğru mu. bu yüzden en geniş portföye ulaşmak istiyorum. özellikle abd hisselerine, teknoloji fonları merkezli fonları da düşündüğüm için hangi bes'e yönelmeliyim? 4-6 ayda bir fonları değiştiririm diye de tahmin ediyorum zaten mesela.

ziraat-iş falan bunları düşünüyorum, en problemsiz ve geniş kapsamlı olana girmek istiyorum da
0
avatar is back
(09.07.23)
Ben özellikle taramadım ama kendim garanti emeklilik kullanıyorum

Şu anda 2 az riskli, 2 orta riskli, 3 yüksek riskli, 10 çok yüksek riskli fon var. Devlet katkısı için de faiz içeren ve içermeyen olmak üzere 2 seçenek var.

Ayrıca befas'ta işlem gören diğer şirketlere ait (agesa, allianz, anadolu hayat, axa vs...) fonları da sepetinize ekleyebiliyorsunuz.

Yurtdışı için seçenekler de var. Örneğin metaverse ve yeni teknoloji hisseleri hisseleri fonu, sürdürülebilirlik hisse fonu (içinde yabancı hisse payları da var), üçüncü değişken fon (içinde %44 yabancı borsa payı var)... vs. vs.
0
akhenaten
(09.07.23)
(15)

faiz + risksiz kazanç + din sorusu

avatar is back
bir arkadaşımla bu konuyu çok sert tartıştık hiç anlaşamadık sizin fikrinizi merak ettim. ikimizin bir ortak arkadaşımız var ve faize vs tamamen günah gözüyle baktığı için hiç bulaşmıyor. hayatı boyunca k.kartı bile kullanmadı. şimdi bu ortak arkadaşımız bankadaki yıllık %x faize bile "haksız ve eme
bir arkadaşımla bu konuyu çok sert tartıştık hiç anlaşamadık sizin fikrinizi merak ettim.

ikimizin bir ortak arkadaşımız var ve faize vs tamamen günah gözüyle baktığı için hiç bulaşmıyor. hayatı boyunca k.kartı bile kullanmadı. şimdi bu ortak arkadaşımız bankadaki yıllık %x faize bile "haksız ve emeksiz kesin kazanç" gözüyle baktığı için haram olarak görüyor. buraya kadar ok, kendi hayat tarzıdır.

geçenlerde kocaelide bir bayideki tanıdığı nakit vermesi durumunda 840k sıfır bir aracı direkt teslim edeceğini söylemiş, bu çocuk da eşinin altınlarını, kendi altınlarını bozmuş, ailesinden borç harç etmiş gidip arabayı almış, ailesinin durumu pek olmasa da 150k civarı parayı hemen alma sebebi de kesin olarak kar edeceklerini bilmeleri falan. kendi aracı var ve bunu tamamen kar etmek için girişmiş. bu arada bu olaylar seçimden bir kaç hafta önce gerçekleşiyor. çünkü düşüncesi seçimden sonra doların çok artacağı, araba fiyatlarının uçacağından emin olması. sonuç olarak aracı bir kaç gün önce 1.150 milyona satıyor. merak edenler için araç crossland paketi bilmiyorum

şimdi asıl arkadaşımızla tartıştığımız şey de buydu, ben yıllık %8 faize (bankalardaki %30-40 mevduata dahi) bile günah-haram gözüyle bakan, kesin ve risksiz kazanç olduğu için tamamen haram olduğunu söyleyen birinin bu şekilde tanıdık vasıtasıyla sıra beklemeden araç alan "alsam en az 100-150 kazanırım" deyip 300 civarı kazanan birinin yaptığının dinen de ahlaken de çok saçma ve çelişkili olduğunu söylerken arkadaşım bunun çok olağan olduğunu söylemesi oldu.

ben kar eden arkadaşım gibi bakmıyorum hayata, hatta benim tanıdığım biri olacak bir bayide tüm arabaları ondan alıp kendim piyasada bu şekilde sata sata hem kendim kazanır hem de bayide bana aracı ayarlayacak kişiye pay verirdim, bunun kuralı budur benim için. ama faizin yıllık getirdiğine çok sert karşı çıkıp kesin para gözüyle görüp haram demek ve yıllık faizin neredeyse 2 katı bir kazancı çok kısa bir sürede kazanmak nasıl helal oluyor o zaman?

tekrar ediyorum, ben yaptığı yanlış falan demiyorum ama bu yapılan dinen de haram olmuyor mu o zaman? neye dayanarak buna çok normalmiş gibi bakıp yıllık faize zebanilik günah olarak bakıyorlar? şimdi baktım benim banka aynı paraya 12 aylık süre için 240k para verirken bu arkadaş 300 civarı parayı 2 ayda kazanmış :D tek riski 300 yerine 200 falan kazanmasıydı. yani bu insanların bakış açısını anlamaya çalışıyorum.
0
avatar is back
(07.07.23)
yani aynı soruyu kredi ve "Kâr Payı Oranı" mevzusunda da var. şu an tüm ihtiyaç kredileri aylık %2.5 falan ama bu tip arkadaşlarımın gittiği bankalarda %2.5 civarına kar payı alıp karşılığı borç veriliyor :D aynı hesap değil mi yahu? bu insanlar kendilerini mi kandırıyor cidden anlayamıyorum
0
🌸avatar is back
(07.07.23)
Tanıdık sayesinde başkalarının önüne geçip arabayı alma kısmı hak yemek oluyor, onda problem var. Onun dışında dini bir problem yok. Ucuza alıp pahalıya satmış. Ticaret yapmış.
0
michael_knight
(07.07.23)
bunu ticaret yapıyorum düşüncesi ile yapmıştır diye düşünüyorum, kendisine de sormak isterdim açıkçası arkadaşım olsa
0
freebird5406_2
(07.07.23)
faizle ticaret bambaşka şeyler. ikisinin kazanç riski aynı değil tl bazında faiz yüzde 100 kazanç vereceğini söylüyor, araba aynı değil sonuçta bir emtia artacağını öngörmüş zor bir şey olmasa da.

tanıdık vasıtası konusundaysa satan devlet değilse satan kurumun böyle bir zorunluluğu yoksa kimseye eşit davranmak zorunda değil, alan ile satanın arasında olan bir durum. eşe dosta 100'e satar diğerine 150 burada da bir problem yok. dediğim gibi iki taraf da özel ise bu şekilde, gidip devletten ihale alınması vb. şeylerden bahsetmiyorum. burada bir hak yeme durumu mevzusu görmüyorum.
0
gule gule
(07.07.23)
Dinen bir sakınca yok. Malı ucuza alıp pahalıya satma işine ticaret diyoruz. Peygamber mesleğidir hatta.

Sırada öne geçmek de kesinlikle hak yemek değildir. Bayii tüm insanlığa eşit davranma yemini mi etti sanki, devlet kurumu değil orası adam peşin para varsa hemen satarım demiş kendi malıdır. İsterse sadece yozgatlılara satış yapacağım diye şart bile koyabilir.
0
yenibirgüzelnick
(07.07.23)
Dünya senin gibiler yüzü suyu hürmetine dönüyor.. yenibir+1
0
primetime
(07.07.23)
bu tür insanlar ekonomiyi tam bilmiyor ama ekonomiyi bizden daha iyi kokluyorlar :D sonuçta kazanan o bak.

Haram olan faiz haksız elde edilen gelir. Enflasyon yıllık %30'dan fazlaysa banka %30 veriyorsa o kâr değil. Paranı korumak. Ama dindarlar bunu anlamak istemiyor.
Ona sorsan arabayı yarın 1.150m'a satmak helal çünkü o günkü değeri bu. E paranın da değeri düştüğü için bugün 840k tl'n yıl içinde %30+ eridiği için ve bankaya kullanması için kaynak sağladığın için banka o parayı veriyor. Tefeci faizi olsa ayrı.

Ticaret helal ama sırada öne geçmek veya yakınını öne geçirmek bence kul hakkı olmalı. Ama Türkiye'deki dinciler veya dindarlar öyle olmadığını düşündüğü için her yer akraba kaynıyor işte. (bir de enflasyon garanti olduğundan sonraki partiye attığın insanlar daha çok TL ödeyecek, resmen onlara zarar veriyorsun)

not: askerdeyken katılım bankasında çalışan bir arkadaşla konuşmuştuk, oradaki kar payı ile faiz bayağı aynı şey ama kabul etmiyor dediğin gibi. Dinen faiz almak haram olduğu için ne olduğuna bakmadan reddediyor. Ama bugün 1 liranla 1 ekmek alıyorsun seneye 2 liraya ekmek satılacak, al sana 2 lira desen okey diyecek :D
0
nhk ni youkosu
(07.07.23)
nasıl ticaretle faizi kıyaslayıp "ticaret nasıl haram değil" diyorsun ki? orasını bağlayamamışsın anlatımında.

senin yaklaşımınla diyelim ki ticaret de haramsa, geriye bir tek hizmet sektörü kalıyor.

"kesin ve risksiz kazanç olduğu için" ticarette risk var diğerine kıyasla farkettiysen.

meselenin yüzdeyle miktarla ne alakası var ki
sattığından %100 200 kar edenler var
sağlık sektörü ne yapacak, 1'e maledip 5'e satıyor
faiz haram, o kadar, bitti. haram oluşunun faydası, hikmeti ayrıca konuşulur.
0
mimo
(07.07.23)
Doğru anladıysam, burada mesele faiz değil, normal bir ticaret dolayısıyla para karşılığı bir alış veriş var. (Araç piyasasının uçması ayrı konu.)

Faiz ise bir ticaret değil. belli bir süre içinde "aynı türden olan iki şey arasında zamanla oluşan bir farkla" birlikte bunların taraflar arasında el değiştirmesi söz konusu.

İslam fıkhı kaynaklarında incelenirse faizin bir çok çeşidinden bahsedilir.
Faizin en çok oluşma ihtimali yerlerinden biri de kuyumculuktur.

Faizin toplum hayatına bir çok yönden zararının olamasının yanı sıra neden yasak olduğu hususunda geçen zamanda okuduğum bir kaynakta şöyle yazıyordu: Eğer faiz serbest olsaydı kimse kimseye karşılıksız bir şey vermezdi.
0
diyecevaplandı
(07.07.23)
şu soruyu kendine sorarsan doğru cevabı bulursun
parayı paradan mı kazanmış ticari bir nesneden mi?
paradan para kazanmak haram evet ticari bir nesneyi alıp satarak faiz yemiş olmaz. ticaret olur. bu hesapla bütün galericiler günahkar olurdu.
0
etna
(07.07.23)
arkadaşının aracı o fiyata bulabilrip iyi bir karla satabilmesinin temel nedeni faize bulaşmaması ve helal kazanç arayışı

zaten %36 gibi kar yapmış
bunun yerine dolar ya da altın alsaydı %25 gibi bir şey kazanacaktı
fazladan %11 kazanmış ki o araba garajda bile dursa biri çizer biri sürter
risk sonuçta

bu arada 6ay 6bin km nerede_?
0
bir soru sorcam
(08.07.23)
Hızlı okudum umarım atladığım bir şey yoktur.
Cevaba gelirsek öncelikle senin ve bir çok insanın faizin haram olması konusunda ciddi bilgi eksikliği mevcut.

Faiz ile alışveriş olayı farklı, haram olan ticaret yapmak, bundan kazanç elde etmek değil; ki isterse yüksek olsun.

İslam hukukuna göre alışverişin bir takım şartları var, bu şartları karşılayan her tür alışveriş, ticaret helaldir. Ticaret ekonomiyi çeviren bir sistem. Ekonomist değilim şimdi kavramların kaşını gözünü yarmayım :)
Faiz ise piyasayı bozan, ticareti ifsad eden uzun vadede birileri çok kazanırken birilerinin hakkını alan vs vs bir sürü sorun ortaya çıkaran bir sistem. Bu konuda Necmettin Erbakan’ın baya detaylı açıklamalı videoları vardı, dediğim gibi ekonomik şeyleri çok anlamam, kendi anlayabileceğim kadarını dinledim. Detaylarını meraklısı varsa bakabilir.

Dolayısıyla faiz de bir tür ticaret gibi ancak İslam hukukunun kurallarına uymadığı için haram. Verilen örnekteki kişi islamın tam da hukuki şartlarına uygun alışveriş yapmış, gitmiş arabayı almış her tür risk var bu işte ama işi yaver gitmiş. Araba zarar görebilir, beklediği dolar durumu olmayabilir, araç elinden gidebilir vs bir dolu risk var. Bankadan faize girdiğinde daha en başında biliyorsun şu kadar faiz oranıyla şu kadar getirecek diye.

Katılım bankalarının da durumu bu şekil yani aynı piyasada iş yaptıkları için kar payı oranları benzer oluyor ancak işleyişte bazı farklar var. Mesela kredi kartında asgari ödeme yoktu, mesela Kuveytturk’ten ihtiyaç kartı aldığımda bankadan arayıp islam hukukunda bey akdi denilen alışveriş şartlarına uygun cümlelerle vekalet alınmıştı vs.

Hasılı alışveriş ile ticaret ile faiz kazancı aynı değil hükümleri farklı.
0
epitaf
(08.07.23)
bu arada bankaların verdiği faiz değil
zarar etmiş oluyorsun
bankalar mb daha ucuza kredi verdiği için aradaki farkla kar edebiliyor
o da işletme masrafı + paranın değer kaybı zaten

faiz x verip x+1 almak
bizim ekonomide faizle borç alan geri öderken kar ediyor, yani faiz yemiş oluyor tersten

bu maliyeti de faize bulaşmayan vatandaş finanse ediyor

o yüzden
kredi çekerken 1.6 milyon 1 kg altın ediyor
10 sene sonra bankaya 1 kg altın geri ödemiş miyim diye sorgulamak gerekir
x=x denklemi için

hiçbir banka da bunu finanse edemez neden borç verip 10 sene geri almak için beklesin?
0
bir soru sorcam
(08.07.23)
Dini kurallar çok genel, faizin haram olması da bir çıkmaz bence. Faiz paranın kirasıdır, eğer faiz olmasa kimse borç bulamaz. Para da alınıp satılan bir meta, ben birine borç verdiğimde o paranın alım gücünü kiralamış oluyorum, para geri döndüğünde alım gücü düşüyorsa neden borç vereyim? Her neyse bu dini kural sonuçta sorgulamak manasız.

Ama bazı ruhu kurnaz tipler "ticaret helal" diyerek ticarette her türlü manipülatif hareketi de helal görüyor. Dinde de bunla ilgili faizde olduğu gibi bir kural yok zaten. Onun için "ticaret helal yaa" diye yaptıkları her şeyde vicdanlarını rahatlatıyorlar.
0
akhenaten
(08.07.23)
faiz haramdır, bu ayetlerle hadislerle çok net bir kural. ama arkadaşınızın yaptığı ticaret. kesin gözüyle baksa da doların, araba fiyatlarının düşme riski var mı? evet var.
arabayı alırken yukarıda söylendiği gibi alan-satan razı olduktan sonra sıra vs durumu çok bağlayıcı değil. her satıcının müşteri seçme hakkı vardır.
ettiği ya da edeceği karın yüksek olmasında da sıkıntı yok. İslâmiyette kâr haddi yoktur. Yalnız, sıkışık durumda olanlara, yiyecek, giyecek ve barınacak lüzumlu eşyayı yüksek fiyatla satmak haramdır.
dolayısıyla arkadaşınızın inancı ile yaptıkları arasında bence tutarsızlık yok.
0
mustafakesekci
(08.07.23)
(4)

Kalp ritmim yüksek doktor spor önerdi

flacs
Merhaba,33 yaşındayım. dinlenme anında genellikle kalp ritmim 95-110 arası değişiyor. doktor bunu düşürmek için magnezyum verdi ve spor yapmamı söyledi.(ekg testi sırasında da 106 çıktı.) düzelmezse daha ayrıntılı inceleriz ama şuan yaptığı testlerden bir sorun gözükmediğini söyledi.o esnada doktora
Merhaba,

33 yaşındayım. dinlenme anında genellikle kalp ritmim 95-110 arası değişiyor. doktor bunu düşürmek için magnezyum verdi ve spor yapmamı söyledi.(ekg testi sırasında da 106 çıktı.) düzelmezse daha ayrıntılı inceleriz ama şuan yaptığı testlerden bir sorun gözükmediğini söyledi.

o esnada doktora sormak aklıma gelmedi ve şimdi şehir dışındayım. zaten 6-7 kilo kadar fazlamda vardı spora başlayacaktım fakat okuduğum kardiyo makalelerinde aşağıdaki hesaba göre koşmamı öneriyor sağlık açısından.
(Most treadmills and wearables will monitor heart rate for you, but another way to calculate is to take 220 minus your age to find your maximum heart rate, then multiply that by .60 to find your target LISS heartrate.)

Yani: (220-33)x0,6 = 112 nabız. bu benim normaldeki nabzım zaten. HITT'e hiç bakmıyorum heralde kalp atışım 200 ü bulur interval bi koşuda. Doktor spor yapmamı söyledi ama detay vermedi. Kalbimi en çok ne kadar zorlayabilirim ? Ben bu internetteki makalelere uymuyorum. Yada zorlamalı mıyım bilmiyorum. Durup dururken kalp krizi falan geçirir miyim acaba ?
0
flacs
(07.07.23)
Spordan çok anlamadan öneriler vereceğim sıkı tutunun.

Spor kondisyon işi değil mi? İşe ufaktan başlayın, koşayım deseniz bile fazla kilo ve kondisyonsuz vaziyette 45 saniye koşabileceksiniz. Güzel güzel yürüyüş ya da bisiklet daha iyi olur sanki daha sonra tempo arttırmalı. Direkt yaşıma göre yapabileceğim maks hr ne olur diye bakarsanız sakatlık çıkabilir hem kalp hem de kas olarak.
0
hedep
(07.07.23)
Bir akıllı saat ya da nabız ölçüm aleti edinseniz iyi olur bence. Yürürken nabzınızın kaç olduğunu öğrenin, bunun üstüne çok çıkmadan bir süre yürüyüşler yapın biraz tempoya alıştıktan sonra yürüyüşleriniz arasına hafif hafif koşular ekleyin.

Spor yaptıkça dinlenme anında nabzınız düşecek. Buna göre temponuzu artırırsınız. Önemli olan nabzınızı düzenli kontrol edip değişimleri görebileceğiniz bir yöntem bulun.

Düzelmezse yeni gideceğiniz doktora danışırsınız.
0
akhenaten
(07.07.23)
benim ailede kalp krizine yatkınlık var. fazla kilom da vardı. salonda hayvan gibi kardiyo ve ağırlık çalışırdım. hatta antreman öncesi termojenik + l-karnitin alırdım. kalp krizi geçirseydim heralde ben geçirirdim spordayken. 150 160 HR falan görürdüm.

tabiki kalbini çok zorlamamalısın ama spordayken nabzın bir nebze yukarı çıkması gerekli. kalbini en çok şekilde zorlama. senin yerinde olsam treadmill üzerinde hafif eğimli hafif tempolu ya da temposuz yürüyüş yapardım. eğer kalp 120-130 iken iyi ter atıyorsan o yürüyüşe devam eder sonrasında hafif ağırlıklarla kas çalıştırırdım.

bu arada hesaplama sanki böyle değildi max heart rate için. daha yüksek olması lazım 33 yaştaki insan için.

holter takılıp 1 günlük kalp ritminiz incelendi mi?
0
false pretension
(07.07.23)
Benim dinlenme kalp ritmim de 100-110 civarıydı. Çok kilo fazlam yoktu ama inanılmaz hareketsiz bir yaşam sürüyordum. Önce hafif tempolu, uzun süreli eliptik bisiklet çalıştım. Sonradan HIIT ve pilatese de başladım. 10kg verdim ve nabzım 80 civarına düştü. Şu an yine bazı sebeplerden dolayı, maalesef hareketsiz bir yaşam sürüyorum son 3 yıldır. Nabzım tekrar 100 civarına yükseldi. Sonuç olarak, spor, nabzı kesinlikle çok etkiliyor. Bir de bol su için, o da nabız için etkili.
0
PhoenixRising
(07.07.23)
(8)

BES Getirisi Değerlendirmesi

messor
Bu bes hesaplarındaki getiriyi nasıl ve neye göre değerlendirmemiz lazım ? Bunun için belli bir standart var mıdır ? Yani bu bireysel emeklilik sisteminde durarak iyi mi ettim kötü mü ettim tam yorumlayamıyorum. 2014 senesinde girmişim bu sisteme. Yüzde yüz hisse fonundayım. Hatırlıyorum 150 lira il
Bu bes hesaplarındaki getiriyi nasıl ve neye göre değerlendirmemiz lazım ? Bunun için belli bir standart var mıdır ? Yani bu bireysel emeklilik sisteminde durarak iyi mi ettim kötü mü ettim tam yorumlayamıyorum.

2014 senesinde girmişim bu sisteme. Yüzde yüz hisse fonundayım. Hatırlıyorum 150 lira ile başlamıştım zaman içinde arttı biraz ve şimdi 400 lira ödüyorum aylık. Bugüne kadar ödenen katkı payı 31.000 TL, katkı payı getirisi ise 216.000 TL olarak gözüküyor. Bu getiri oranı iyi midir yoksa işte her ay altın falan alsaydım aynı paraya daha mı iyi olurdu ? Bu arada ödenen devlet katkısı 8000 lira devlet katkısı getirisi ise 13.500 liraymış.
0
messor
(06.07.23)
Hisse senedi için aşağıda linkini verdiğim yerden "şu tarihte şu kadar aylık ödemeyle şu tarihe kadar düzenli x hissesi alımı yapsam bugün ne kadarım olurdu" tarzında hesapları yapabilirsiniz.

www.temettucu.com
0
akhenaten
(06.07.23)
Örneğin temmuz 2014'te aylık 150 tl ile sasa hissesi almaya başlasanız ve yıllık enflasyon oranında alım bütçesini artırsanız ayrıca gelen temettüleri yine sasa hissesine çevirseniz bugüne kadar 30.295 lira ödemiş olacakmışsınız ve elinizdeki hisselerin bugünkü değeri 4.288.179 tl olacakmış.
0
akhenaten
(06.07.23)
@akhenaten

linkteki site muhteşem bişeymiş. Bu bes denen olayın da pek bi numarası yokmuş oraya bakarsak. Kendimi yormuşum bu kadar sene. Neyse sigara parasına birikim yaptık diyelim.
0
🌸messor
(06.07.23)
Ama sasa uç bir örnek, çok hızlı bir yükselişi oldu. Siz muhtemelen 2014'te ben sasa alayım demezdiniz. Mesele yatırım olunca en iyi diye bir şey olmuyor, her zaman daha iyi bir seçenek var. Paranızı ayırın da, önemli olan o. Benim de bes'im var şahsen. Bugün bunlara kafa yoracak enerjim yok çünkü :D
0
akhenaten
(06.07.23)
bes zaten adı üstünde bir emeklilik sistemi. insanlar her ay 300-500 lira atıp neden 2 sene sonra bir araba parası çıkmasını bekliyor buradan anlamış değilim. sadece para atayım değerlensin çekeyim diyorsanız gidip borsaya yatırım yapın zaten.

sen doğru olandan ilerlemişsin ama yabancı hisselere ağırlık verebilirdin 2018'den sonra. çünkü dolar-tl dengesi 18'den sonra bozuldu gitti. yabancı teknoloji fonları, sağlık fonları, altın vs fonları zamanına ve piyasasın göre 6 ayda bir değiştire değiştire ilerleyenler var. ben şahsen 3 senedir içindeyim ve çok geciktiğimi düşünüyorum daha genç olmama rağmen. bir arkadaşım var 33 yaşında 24'ten beri düzenli yatırım yapmış ilk 2 seneden sonra da sürekli fonları değiştire değiştire ilerliyor. başlangıçta 250 lira ile başlamıştı şu an 2000 ile devam ediyor mesela geçen random bir hesap yaptırdık böyle giderse 56 yaşından sonra 10 yıl boyunca aylık bugünkü parayla 17bin lira mı ne maaş alacak mesela. ee zaten kendi maaşı da varken falan baya rahatlarım diyor. yeri gelince abd hisseleri yeri gelince altın sürekli fonları değiştirmek piyasaya ona göre hareket etmek lazım. ben doların 29'da falan duracağını görsem hepsini tr hisselerine çevirecem mesela ama kkm yüzünden mb'ye para basma yükü bindi o da enflasyon olarak döneceği için 31-32 mi olur göremiyorum önümü.

sonuç olarak bu bir emeklilik sistemi. aylık prim yatırır gibi devam etmek + düzgün fonlarda kalmak tek mevzu. ama siz 2014'te aylık 75$ yatırırken şimdi 15$ yatırıyormuşsunuz bu da mantıklı değil. min 75 ile devam etmenizi önerirdim.
0
avatar is back
(06.07.23)
@messor hocam, gayet iyi bence. böyle devam et. kar topu etkisini göreceksin. hisse senedinde kalmaya devam et. aylık ödemeni artırarak devam et hatta. müthiş iş çıkarmışsın. bileşik getirinin gücü çok korkunç. 15 yıl sonra inanılmaz paraların olacak.

spesifik olarak x bir hisseyle kıyaslamak dünyanın en saçma şeyi sakın o tuzağa düşme.

aynen devam çok doğru yoldasın!
0
yazar yazmaz yazan yazar
(06.07.23)
Bence gayet güzel getiri devam et
0
Topalordek
(06.07.23)
Eyvallah çok sağolun. Aynen böyle devam ediyorum zaten bir aksilik olmazsa 56 yaşına kadar. Epey süre var daha çok birikim olur heralde.
0
🌸messor
(06.07.23)
(7)

1.5'lik depremi hissetmek ?

darth plix
1.katta oturuyorum. 3.5 katlı bina. 3 kat normal son kat yarım teras.gece deprem hissettim çok küçüktü 1-2 saniye sürdü. 3 civarında bir şeydir herhalde dedim. saati not aldım . sonra baktım 1.5 olmuş 15 km derinlikte.bu durum normal mi bende mı sıkıntı var bina da mı ?
1.katta oturuyorum. 3.5 katlı bina. 3 kat normal son kat yarım teras.

gece deprem hissettim çok küçüktü 1-2 saniye sürdü. 3 civarında bir şeydir herhalde dedim. saati not aldım . sonra baktım 1.5 olmuş 15 km derinlikte.

bu durum normal mi bende mı sıkıntı var bina da mı ?
0
darth plix
(06.07.23)
zemin ve bina çok etkiliyor. çok sallanması sağlam olmadığı anlamına gelmez seniyor genelde ama... o işin düzgün yapıldığı yönetmeliğe uygun binalar için geçerli tabi.

benim de 2000 öncesiydi eski ev, yüzlerce km uzaktaki ortalama depremleri de hissediyordum yakınlardaki küçük depremleri de. gece uykumdan uyanıyordum ekşiye girip bakıyorum deprem başlığı açılmış oluyordu hop 500km uzakta filan... yeni eve taşındığımdan beri henüz bir kez bile deprem hissetmedim.
0
konetsu
(06.07.23)
Yalnız saat "3 civarı" civarı 1,5 deprem için çok geniş bir aralık. Eğer merkez üssü tam yatağınızın altı değilse çok hissedilebilir bir deprem değil çünkü.

Büyük ihtimalle gece çarpıntı yaşayıp onu deprem sanma olasılığınız var mı? Ben bunu birkaç kere yaşadım.
0
akhenaten
(06.07.23)
Deprem sanrısı.
Şimdinin saatini de not al deprem olmuştur.
0
pavlis
(06.07.23)
hocam arada sallanti hissediyorsan norologa bir ugra..
0
cooperr
(06.07.23)
köpek hisleriniz yoksa 1,5 luk hissedilmez bildiğim kadarıyla, ama derinlik de azmış ondan olabilir belki.
0
hobarey
(06.07.23)
sende sıkıntı. 1.5 depremi hissetmezsin. ben de deprem bölgesinde yaşadığım için her sarsıntıyı deprem zannediyorum ilk dönemlerde. zamanla normale dönüyorsun. depremle yaşamayı da öğrenmen lazım
0
paintov
(06.07.23)
depremler logaritmik ölçektedir yani 5 şiddetinde bir deprem 6 şiddetinde bir depremden 10 kat daha küçüktür. ortalama hissedilen depremlerin 3-4 aralığında olduğunu düşünürsek bunlardan yaklaşık 100 kat düşük bir sarsıntıyı hissetmek pek mümkün görünmüyor.
0
orpheus
(06.07.23)
(8)

İş, işteyken mi bulunur?

darth plix
İş arıyorum bayadır. kiminle konuşsam kötü de olsa bir işe gir daha iyisini çalışırken bulursun, iş işteyken bulunur diyor.bunun bir geçerliliği mantıklı açıklaması var mı?
İş arıyorum bayadır. kiminle konuşsam kötü de olsa bir işe gir daha iyisini çalışırken bulursun, iş işteyken bulunur diyor.

bunun bir geçerliliği mantıklı açıklaması var mı?
0
darth plix
(06.07.23)
Mantıklı açıklaması işi ararken bir yerden iyi kötü para gelmesi. başka bir olayı yok.
0
synesthesia
(06.07.23)
Sizi stratejik ve psikolojik olarak da daha iyi konumda tutuyor.

Bazı şirketler cv'nizde o anki çalışma durumunuzu göz önünde bulunduruyor, mülakatta ailenizle yaşayıp yaşamadığınız gibi şeyleri soruyor. Bu gibi şeyler sizin ne kadar düşük ücrete ikna olabileceğine bir işaret. Bu stratejik kısmı. "zaten bir işim var, kendi evimde yaşıyorum" diyen birini ikna etmek "işsizim, ailemle yaşıyorum" diyen birini ikna etmekten daha zordur.

Psikolojik kısmı da aynı şekilde, zaten hali hazırda bir işiniz varsa maaş pazarlığını daha rahat yaparsınız, blöfler sizi etkilemez.
0
akhenaten
(06.07.23)
Bir ay önce girdiğiniz işte çalışırken başka bir yerle pazarlık yapmanız görüşme esnasında pek işe yaramaz. CV'nizde daha 1 aydır çalıştığınız gözükecek ve paralelde iş arıyorsunuz. Kendileri paralel bir evrende yaşadıkları için benim bildiğim hiçbir İK buna "halihazırda 1 aylık işi varmış ve yeni iş arıyor. olumlu" demez.
0
synesthesia
(06.07.23)
Mantıklı açıklaması şu;
İş bulamazsan sap gibi ortada kalma.
0
etna
(06.07.23)
Mantıklı diğer açıklaması şu;
işsizken başvurduğun firmalar seni parmağında oynatırlar. Bu adam nasıl olsa işe muhtaç bizim verdiğimiz fiyatı kabul etmek zorunda diye düşünürler. İşin varken elin her zaman daha güçlü olur.
0
useless
(06.07.23)
çalışmıyorken maddi sıkıntı çekmiyorsan senin için geçerli değil bence bu içine sinen bir iş olana kadar bekleyebilirsin.
0
hobarey
(06.07.23)
elinizde hali hazırda bir gelir varken daha seçici olursunuz. pazarlığın şartları sizin elinizde olur.

diğer türlü onlar sizi seçer.
0
gurur
(06.07.23)
Etik değil, boşta kalmayayım diye saçma sapan bir yerde saçma sapan bir paraya çalışılmaz.
0
kimlanbu
(06.07.23)
(6)

Açık tenli erkeğe ne renk mayo

Bruce
Cildimin doğal tonu beyaz ama deniz kum güneş modunda azıcık yanınca koyu hale geliyor. Esmer olmuyorum, buğday mı denir ne denir onu da bilemedim.Turuncudur yeşildir bunlar sanki esmer, yanmış kavrulmuş tene daha çok uyuyor gibi geliyor. Özünde beyaz ama kolay birkaç ton koyulaşan biri olarak hangi
Cildimin doğal tonu beyaz ama deniz kum güneş modunda azıcık yanınca koyu hale geliyor. Esmer olmuyorum, buğday mı denir ne denir onu da bilemedim.
Turuncudur yeşildir bunlar sanki esmer, yanmış kavrulmuş tene daha çok uyuyor gibi geliyor. Özünde beyaz ama kolay birkaç ton koyulaşan biri olarak hangi renk mayo uygun gelir?
Koyu yeşil, lacivert uyar mı?
0
Bruce
(05.07.23)
modele gore degisir bence. speedo dedigimiz slip don tarzi bir sey mi dusunuyoruz, yoksa trunk falan mi? yoksa sorfcu sortu mu? elde etmeye calistigimiz vibe ne? normalde siyah der gecerim de soru sorulduguna gore bir stil arayisi var.

edit: blog.arenaswim.com
0
hot potato
(05.07.23)
Koyu yeşil (zümrüt mesela) lacivert, gümüş rengi aksesuar.
0
Amaranta ursula
(05.07.23)
@hot potato, dizüstü şort mayodan bahsediyorum. Stil arayışından ziyade, bir renk görüp beğeniyorum ama direkt tenle kontrast yapacağı için nasıl durur üstümde tahayyül edemiyorum. Günlük giyimde renk kombini ya da ton sür ton yapmak kolay ama tek parça ve 2 değişken için kafamda bişi oturamıyorum. Uyumsuz ya da keko duracak bir renk olmasın yeter aslında.
0
🌸Bruce
(05.07.23)
Ten rengi beyaz olan eşim zümrüt yeşili, gül kurusu, sapsarı desenli ve siyah mayolar giyiyor. Hepsi cok yakisiyor.
0
ne istedigini bilmeden aglayan cocuk
(06.07.23)
Cilt tonundan ziyade cilt alt tonu diye bir kavram var. Kıyafet renkleri daha çok bununla ilişkili, cidden çok fark ediyor.

Cilt alt tonunuzu öğrenin, internette nasıl tespit edebileceğinizle ilgili birçok yer var kolay zaten. Ondan sonra bir renk bulursunuz rahatça.
0
akhenaten
(06.07.23)
mavi ve lacivert diyorum
0
anna sun
(06.07.23)
(2)

Uzun bir aradan sonra Duolingo'ya dönmek

psipsipsi
1-2 yıl sonra tekrar döndüm, ilerlemelerim duruyor. Ama şimdi kaldığım yerden devam etmek mantıklı gelmedi. Daha önce yaptıklarımı tekrar edebileceğim bir seçenek var mı acaba?
1-2 yıl sonra tekrar döndüm, ilerlemelerim duruyor. Ama şimdi kaldığım yerden devam etmek mantıklı gelmedi. Daha önce yaptıklarımı tekrar edebileceğim bir seçenek var mı acaba?
0
psipsipsi
(05.07.23)
var, eski başarılarınızın üzerine basınca o bölümleri tekrar imkanı tanıyor.
0
angelofdeath
(05.07.23)
Kursu sıfırlayabiliyorsunuz
0
akhenaten
(05.07.23)
(2)

2 tane güvercin yumurtası var penceremde napayım

alt4y
anaları olacak zilli uçtu gitti 3 gündür yok.alsam onu pamuklara sarsam sıcak su torbası ile sıcak tutsam yavru çıkarır mıyım?
anaları olacak zilli uçtu gitti 3 gündür yok.
alsam onu pamuklara sarsam sıcak su torbası ile sıcak tutsam yavru çıkarır mıyım?
0
alt4y
(05.07.23)
3 gündür gittiyse büyük ihtimalle yavrular ölmüştür. Diğer ihtimalde de kuluçka makinası olmadan çok zor. Belli bir ısıda tutmanız lazım çünkü ne eksik ne fazla. Yavrular çıktıktan sonrası da ayrı bir dert, velhasıl çok zor iş.

Youtube'da a chick called albert diye bir kanal var ona bakabilirsiniz. O adam çeşit çeşit kuş çıkarıp yetiştiriyor yumurtadan.
0
akhenaten
(05.07.23)
Şundan alırsan başarabilirsin.

www.hepsiburada.com
0
Mirket
(05.07.23)
(3)

Amerika'da turk tv kanallarını nasıl izliyorsunuz?

isminivermekistemeyensuser
evet soru başlıkta.lütfen kesin çalışan sonuçları söyler misiniz?Ek soru: İPTV çalışır mı?
evet soru başlıkta.
lütfen kesin çalışan sonuçları söyler misiniz?

Ek soru: İPTV çalışır mı?
0
isminivermekistemeyensuser
(05.07.23)
Birçoğunun Youtube'da canlı yayını var. TV'den de açabilirsiniz.

TOD (eski adı bein connect) üyeliği alabilirsiniz.
0
akhenaten
(05.07.23)
amerikada değilim ama blutv de yayınlar canlı olarak kanalalrda var.
0
liberal
(05.07.23)
Youtube canli yayinlarini izliyorum. En temiz yolu bu
0
oscar
(06.07.23)
(7)

olesiye bir ameliyat korkusu

Kittie
var bende.olumcul olmayan ama her gecen gun beni daha kotuye goturen bir durumum var. omur boyu ilacla da idare edebilirim ama bu durum beni psikolojik olarak da cok etkiliyor. uzerimde bir yuk adeta. buyuk bir yuk.annem paran da var en iyi yere gidebilirsin ne var korkacak diyor, millet devlet hast
var bende.
olumcul olmayan ama her gecen gun beni daha kotuye goturen bir durumum var. omur boyu ilacla da idare edebilirim ama bu durum beni psikolojik olarak da cok etkiliyor. uzerimde bir yuk adeta. buyuk bir yuk.

annem paran da var en iyi yere gidebilirsin ne var korkacak diyor, millet devlet hastanesinde beyin ameliyati oluyormus ne varmis.
bu soylemler yukumu agirlastiriyor. hic beni rahatlatmiyor. kendimi yetersiz hissediyorum. beceriksiz hissediyorum.

bu veya benzer bir korku konusunda profesyonel destek alan ve sorununu aşan var mi aramizda veya cevresinden benzer bir hikayede bilgi sahibi olan?
ben napsam da bunu aşşam veya?

daha once sedasyonla bir islem yaptirmistim o anestezi uzmanini mi bi ziyaret etsem? ona isinmiştim. ama o sedasyondu pek korktugum bir sey de degildi gerci.

napicam ben arkadaslar ya cok uzuluyorum
0
Kittie
(04.07.23)
Çocukken göz ameliyatı olmuştum. Gözü kara olmak gerekiyor. Ben böyle aşmıştım. Cesur ol. Bayılınca bir şey hatırlamıyorsun zaten. Tüm olay oraya kadar. Şimdiye kadar olup iyileşmiştin. Düşünme. Yap.
0
dissendium
(04.07.23)
hocam tıp manyak gelişti. sizin korktuğunuz ameliyatı her gün binlerce kez yapıyorlar. ben böyle dedim diye "hee tamam" demeyeceksiniz biliyorum ama gerçek bu. benim babam da beyin tümörü sebebiyle ameliyat oldu ama kanserlerin bal porsuğuna denk geldiği için vefat etti. yani onu bile ameliyat edip belli kitleleri almışlardı. artık yerine göre beyni bile açıp biçebiliyoruz. babamdan dolayı biliyorum, aynı koridorda ameliyattan 15-16 saat sonra ayaklanıp koridorda ve hatta dışarıda gezintiye çıkan hastalar vardı.

acil şifalar dilerim, korkuya gerçekten yapacak çok bir şey yok, ne denir bilmiyorum ama çözümü olan bir şey için bu kadar canınızı sıkmayın derim. bırakın ameliyatı yapacak olan korksun, siz ne korkuyorsunuz? siz zaten fiu fiu iki dakikada girip çıkmış gibi hissedeceksiniz.
0
mark greg sputnik
(04.07.23)
sakinleştirici alınca dünya umurunda olmuyor:)
0
nothing in my way
(04.07.23)
Bu arada devlet hastanelerindeki ameliyat güvenliği özellerden daha iyi oluyor genelde. Annem 30 sene devlette ebe hemşire olarak çalıştıktan sonra 2 sene İzmir'in en iyi özel hastanelerinde çalıştı. Anestezisinden steril malzeme kullanımına her alanda devlet hastanesi çok daha özenli.
0
nundu
(04.07.23)
soyle hastaneye girer girmez yatirip narkozu caksinlar, sonrasi senden cikiyor zaten.

2 sene once ozelde ameliyata girdim, titreyerek ameliyathaneye girdim midem bulaniyor vs, doktor selam nasilsin dedi tam cevap verecektim damardan ne verdilerse tak diye salteri kaldirdilar, ruya bile gormedim.

1 saat sonra hasta bakici tokadi basinca uyandik.
0
cooperr
(05.07.23)
Ben bu gibi sorunları "korkarım da yaparım da" şeklinde çözüyorum.

Korkmanız olağan, her canlının hayatta kalma içgüdüsü var ve bu çok güçlü. Korkunuzu tam olarak yenemezsiniz. Bu olacak. Ancak neticede olayın hiçbir kısmına şahit olmayacaksınız. Teknoloji güzel bir şey, elinizi taşa vursanız daha çok acı çekersiniz ameliyat olmaya göre. Siz uyuduktan sonra da gözünü yatağınızda açacaksınız ve hepsi bitmiş olacak.

Ayrıca zaten bir aşamada sizi uyutmadan önce sakinleştirici veriyorlar. Çok güzel bir his, değişik bir ortama gireceksiniz. Merak duygunuzu ağır bastırmaya çalışın.
0
akhenaten
(05.07.23)
emdr terapi deneyebilirsiniz belki? bu korkunun bir nedeni, dayandigi bir temel olmali, onu bulunca onun etkiledigi diger olaylara da hissimiz ve bakis acimiz degisiyor. hatta belki korku bile olmayabilir sizinki, mesela ameliyat olunca, girerken caresiz mi hissediyorsunuz, kontrolu kaybettiginizi mi dusunuyorsunuz, bunlar sizde korku hissi ya da kaygi yaratiyor olabilir, bunun da muhtemelen ilk cikis noktasi olmali, yasadiginiz bir sey, bir deneyim vs.
emdr terapi kisa sureli oluyor genellikle, ise yarayabilir diye dusunuyorum.
0
songforsomeone
(05.07.23)
(6)

İngilizce adres yazmak yardim. kafam baya karisti

Slynmaster
Province - İlDistrict - İlçeNeighborhood - semt mi Mahalle mi anlamadim lutfen semti ve mahalleyi yazar misinizSuburb - cozemedimRoad - CaddeStreet - SokakApartment building - Apartman binasıFloor - KatApartment no - Apartman numarasıYazdiklarim dogrumu acaba en cok mahalle semt ve ilceyi cozemiyor
Province - İl
District - İlçe

Neighborhood - semt mi Mahalle mi anlamadim lutfen semti ve mahalleyi yazar misiniz
Suburb - cozemedim
Road - Cadde
Street - Sokak
Apartment building - Apartman binası
Floor - Kat
Apartment no - Apartman numarası


Yazdiklarim dogrumu acaba en cok mahalle semt ve ilceyi cozemiyorum cunku sozlukte hepsinde ayni seyler yaziyor. Districtte bircok anlama geliyor tesekkur ederim
0
Slynmaster
(04.07.23)
Suburb şehir merkezinden biraz uzakta konumlanan yaşam alanı kurulan bölge(ler). Banliyö olarak da çevirilebilir gibi ama dahası var.

Şehirden şehire gentrification muhabbettine bağlı olarak gelir seviyesi düşük olanların yaşadığı da olabilir ya da uzakta daha geniş kendi yerleşim yerini kuran zengin mahaller de olabilir. Örnekler mevcut.

Diğer yazdıklarının çevirisinde sıkıntı yok gibi. Province - district muhabbeti ülkenin hukuken idari yapılanmasına göre de değişir tabii.
0
AlsterWasser
(04.07.23)
Adres yazarken bunların neredeyse hiçbirine ihtiyacınız olmayacak ki?

Siz Türkiyeye gelecek bir posta için Türkiye'deki adresinizi mi İngilizceye çevirmeye çalışıyorsunuz? Eğer öyleyse adresi Türkçe verin zaten. Sizden özellikle ingilizceye çevrilmiş bir adres mi istediler?

Yok eğer ingilizce konuşulan ülkelerden birinde bulunan bir mekanın adresini yazmaya çalışıyorsanız hangi ülke olduğunu da belirtirseniz faydalı olur çünkü yazım biçimleri değişebiliyor.

Eğer sadece öğrenmek için soruyorsanız province tam olarak il değil. Province ülke sınırlarından sonra gelen en geniş yerel yönetim biriminin adı. Bu federal bir ülke için eyalet adı olur, bizim gibi üniter ülkeler için il adı olur. Bunun bir alt kümesi county. Ancak örneğin county bizdeki ilçeye denk gelmiyor. District de aynı şekilde bizde tam karşılığı yok; bunlar yasal olarak oluşturulmuş belli kurumların sorunluluk bölgeleridir. Örneğin itfayeye kayıtlı districtlerle polislere bağlı districtler değişebilir.

Tabi bu söylediklerim abd özelinde böyle, ingiltere için farklı mesela. Bunlar idari bölümlendirmeler, yasalarla üretilen tanımlar. Evrensel geçerlilikleri yok, karşılık aramaya çalışmamalısınız.
0
akhenaten
(04.07.23)
Tam zıddı olarak city, town, neighborhood gibi kavramlar da resmiyette olmayan konuşma dilinde geçerli kavramlar. Bunların karşılıkları bulunur.

City - Şehir
Town - Kasaba
Neighborhood - Mahalle (ama halk arasındaki anlamda mahalle, idari mahalle sınırları anlamında değil. muhit demek kısaca.)

Semt yerine de neighborhood geçerli olur.
0
akhenaten
(04.07.23)
bunların direkt bir karşılığı türkçe'de ve türkiye'de olmadığı için çeviremezsiniz. ayrıca ingiltere-abd arasında bile bahsettiklerin arasında farklar var. sen hangi ülkeyi kast ediyorsun öncelikle onu belirtmen gerekiyor. ingiltere'de kontluk, bölgeler, merkezler tonla spesifik, buralara özgü ve ne tr'de ne de abd'de olmayan şeyler var. bunlar çevrilemez. eyalet kelimesi çok iyi bilindiği için hemen kafamızda ne olduğu canlanıyor ama hiç bilmediğini düşünelim, sana eyaleti nasıl anlatabilirdik ya da türkeesi olmasaydı nasıl çevirebilirdik? yok çünkü öyle bir şey.

sorunu biraz daha netleştirebilirsen ve ülkeyi belirtirsen daha sağlıklı yardımcı olabiliriz
0
avatar is back
(04.07.23)
Arkadaşlar avusturalyali bir bireye yaşadigim yerleri anlatiyorum sürekli adres tarifi muhabbeti oradan geliyor
0
🌸Slynmaster
(04.07.23)
yaw adres tarifi ulkeye gore degisir, boyle kasmaya gerek yok.
bizde sokak/bina numarasi/daire numarasi/mahalle/ilce/sehir olarak gider iste..

sokak - street
mahalle - neighbourhood
ilce - district
sehir/il - city

province - bolge, ic anadolu/karadeniz/marmara vs.

bizim adresleri adamlarin formatina uydurmana gerek yok..
0
cooperr
(04.07.23)
(6)

+62 ülke kodu ile whatsapp’tan mesaj gelmesi

invictae
İşletme hesabı görünüyor. Alan koduna baktım Endonezya. Merhaba yazdı. Engelledim anında. Bir sıkıntı cıkar mı? Daha önce hiç bu tarz şeyler gelmedi başıma, hacklenme vs yaşamadım hiç. Şu anda hacklenmiş olmuyorum değil mi? Cahil gibi sorduğumun farkındayım kusura bakmayın.
İşletme hesabı görünüyor. Alan koduna baktım Endonezya.
Merhaba yazdı. Engelledim anında.

Bir sıkıntı cıkar mı? Daha önce hiç bu tarz şeyler gelmedi başıma, hacklenme vs yaşamadım hiç.

Şu anda hacklenmiş olmuyorum değil mi?

Cahil gibi sorduğumun farkındayım kusura bakmayın.
0
invictae
(04.07.23)
bu sıralar böyle bir furya çıktı numaralarımız artık kimlerin eline geçtiyse böyle garip garip mesajlar geliyor. sıkıntılı bir durum yok engelle geç
0
semaforo de medianoche
(04.07.23)
dün benzerini yaşadım kamboçyadan ^^ devamında şunları diyecekti: Merhaba, ben "Google Maps" online mağazasından Jessa ve harika bir yarı zamanlı işim var.
İşimiz basit: İşletmelerine beş yıldızlı yorumlar eklemelerine yardımcı olarak işletmelerin Google Haritalar'daki görünürlüğünü artırmak. Bu iş cep telefonunuzla yapılabilir
İş basit, belirtilen satıcıya Google Haritalar'da 5 yıldız verin, satın alma gerekmez, yarı zamanlı işe katılmak için lütfen bilgileri doldurun ve ardından ilk iş görevinde size rehberlik edeceğim
İşi kabul ediyor musun?
0
pide
(04.07.23)
Bana da birer kere fas ve nijer'den iki kere de amerikadan whatsapp mesajı geldi son 2 haftada. Kimlerin eline geçti numaralar kim bilir.

Bir sorun çıkmaz, ancak cevap vermeyin. Bu tarz şeylerde cevap aldıkları numaralara iyice abanıyorlar. Cevap vermeden engellerseniz azalarak biter. Dönem dönem veriler bir yerlere sızıyor, satılıyor vs. Yılda 1-2 kere böyle bir rüzgar vurup gidiyor bana. Hep mail veya arama yoluyla olurdu bu. Whatsapp olayı da yeni çıktı.
0
akhenaten
(04.07.23)
Yeni bir dolandırıcılık zinciri.

Zincirin eski halkalarından tokatladıkları ile size 50-100tl gönderip sizden daha fazlasını kopartmaya çalışıyorlar. Ben önce küfredip peşinden engelleyip spam olarak bildiriyorum.
0
kimlanbu
(04.07.23)
Birkaç gün içinde 2 defa +1'le başlayan numaradan merhaba mesajı geldi. Engelleyip sildim ikisini de
0
birmilyonunvarmi
(04.07.23)
Son 15 gün icinde Rusya, Hindistan ve Samao dan gelen mesaj ve aramalar ile benzer deneyimler yaşadım bende
0
jjimyl
(04.07.23)
(4)

istifa etme ve izin ücreti ödenmesi konusunda

stationary traveller
merhaba, istifa ediyorum ve bir şey sormam gerek. benden bir kağıda kendi isteğimle istifa ettiğimi ve herhangi bir alacağımın olmadığını yazıp imzalamamı istediler. sorum şu, isterlerse izin ücretimi vermeyebilirler mi böyle bir durumda? (bu arada davranış olarak herhangi bir sıkıntı yok sadece mer
merhaba, istifa ediyorum ve bir şey sormam gerek. benden bir kağıda kendi isteğimle istifa ettiğimi ve herhangi bir alacağımın olmadığını yazıp imzalamamı istediler.

sorum şu, isterlerse izin ücretimi vermeyebilirler mi böyle bir durumda? (bu arada davranış olarak herhangi bir sıkıntı yok sadece meraktan soruyorum)
0
stationary traveller
(04.07.23)
Mesele sadece ödeyip ödememeleri değil aslında. Siz genel olarak alacağım yoktur diye bir beyana imza atarsanız bunu kullanarak isterlerse olayı yokuşa sürebilirler. Yani birçok işçi davalarda haklı olmalarına rağmen alacaklarını geç ve zar zor alabiliyorlar bunda bu gibi şeylerin de payı var.

Eğer şirkete güvenmiyorsanız alacağınızı alıp öyle imza atın ya da izin günleriniz için şerh düşerek imzalayın.
0
akhenaten
(04.07.23)
akhenaten +1.

sakın alacaklarınızı almadan imza atmayın. aynı şeyi bana da denediler, alacaklarımı almadan imza atmam diyince bir anda kanlı bıçaklı olduk, bize neden güvenmiyorsun falan demeye başladılar. üstüne bir de yatırdıktan sonra "biraz fazla yatırdık harçlık olsun eheeh" gibi birşey söylediler ki alacaklarımı hesaplamıştım, yine de eksik yatırmışlar. lanet olsun diyip eksik yatmasına rağmen atmıştım imzamı hesabıma para geçtikten sonra.
0
mrtkp1234
(04.07.23)
Güzel ayrılacağınız bir yer bile olsa işleri tatsızlaştırmak için yapılabilecek en saçma hareket.

Bence doğru olan önce istifa dilekçesini vermek, alacak verecek hallolunca da alacağım yoktur diye kağıt imzalamak.

İçerde kalan izinleri vermeyebilirler, anlaşma yoluna gitmek en iyisi olur. İzinler ihbar süresinden düşülemiyor normalde ama böyle bir çözümü kabul ederlerse ne ala.
0
kimlanbu
(04.07.23)
sakin oyle bir sey yapma, ilerde basin agrir. once istifa edersin sonra muhasebe icerde kalan gunlerini ve alacagini vs hesaplar sonra o para hesabina yattiktan sonra ancak oyle bir kagit imzalanir. bunu bastan isteyen bir isveren de yuksek ihtimalle kotu niyetlidir. uygun bir dille soylersin kavga gurultu cikarmadan.
0
bay b
(04.07.23)
(7)

Hala ailenle mi yaşıyorsun sorusu

dakota
Amerikan filmler izlediğinizde birçok kez karşınıza çıkmış olan sahnelersen biridir. O sahnede hala ailenle mi yaşıyorsun sorusu sorulur. Aile ile yaşamak ayıp mıdır? Aileden ayrı yaşamak kesinlikle gerekli midir? Bu soru neden sorulur?
Amerikan filmler izlediğinizde birçok kez karşınıza çıkmış olan sahnelersen biridir. O sahnede hala ailenle mi yaşıyorsun sorusu sorulur. Aile ile yaşamak ayıp mıdır? Aileden ayrı yaşamak kesinlikle gerekli midir? Bu soru neden sorulur?
0
dakota
(04.07.23)
ABD'de 13-15 yaşlarında çocukların kendi harçlıklarını kazanmaları teşvik edilir, yani maddi bağımsızlığa giden yolda ilk adımları bize göre çok erken yaşta atıyorlar. Bizde 27-28 yaşlarına belki daha sonrasına kadar aileye bağımlı yaşayan gencimiz çok fazla. Tabi bunda ülkenin ekonomik durumunun payı da büyük.

Genelde çok daha bireyci bir toplum ABD, yani bireyin maddi manevi bağımsızlığı, gücü Türkiye'ye kıyasla daha değerli görülür toplum gözünde. Bu söylediğinizde bunun da payı var. Aile desteğini hissetmek elbette önemli ve kıymetli ama bana sorarsanız bizde biraz suyu çıkıyor. Okulunu bitirmiş, maaşını kazanan biri aileden ayrı yaşamalı diye düşünüyorum. Tabi şu anki ekonomik durumda çok çok zor, bunun da farkındayım.
0
fotrsapka
(04.07.23)
eğer bir zorunluluk yoksa yaşanmamalı bence. maddi durum elveriyorsa, ailenin evlada özel bi ihtiyacı yoksa birey olma açısından ayrı eve çıkılmalı diye düşünüyorum
0
jelly bear
(04.07.23)
her ülkenin dinamikleri farklı. orada biraz kendi ayakların üzerinde duramamak gibi. ama tam zamanlı bir işle de alakalı değil. part time çalışıp da arkadaşla falan bir eve çıkmak yaygın sanırım.

türkiye'de aile bağları, kültür, ekonomik sebeplerden dolayı o kültür de pek yok.
0
blackkmamba
(04.07.23)
1. Kendi basina yasamak, kendi parani kazanmak, kendi isini gormek falan olgunluk gostergesi.

2. Amerikan filmlerinde gormenin sebebi ABD (simdi o eski havasi kalmadi ama) 80'lerde 90'larda falan ozellikle malum zengin bir yer. Is bulmak cok kolay. Ev ucuz, araba ucuz. Bu kosullarda tutup kendi evinde ozgurce yasamiyorsan sende bir sorun vardir alt metni mevcut yani. Neticede Turkiye gibi fakirlik, mecburiyetten aile evinde yasamak zorunda olma durumu yok.
0
hot potato
(04.07.23)
Arkadaşların dediği gibi ABD'de erkenden evden ayrılması bekleniyor insanların. O yüzden belli yaşı geçip ailesiyle yaşayanların stereotipleri hep bir baltaya sap olamamış, genellikle bodrumda bir oda yapılmış orada tüm gün bilgisayar başında geçiren göbekli loser tipler olarak tasvir ediliyor. Sosyal interaksiyon eksiklikleri yaşadıkları için de genelde sorunlu insanlar oluyor. Bu incel, red pill tarzı gerzek mevzuların takipçileri falan bu tarz insanlar genelde.

Yani Türkiye'de 26-27 hatta 30 yaşında ailenle yaşayıp sosyal açıdan sağlıklı bir birey olabilirsin. Sorumluluk alma açısından da illa tek eve çıkmak gerektiğini düşünmüyorum. Ben 25 yaşında aile evinden ayrıldım, başka evde yaşamaya alışmam 2 saat sürmedi yani çünkü aile evindeyken de belli sorumluluklarım vardı.

Ha tabii iki ülkede de ters örnekler de bolca vardır ama bence genel olarak durum bu şekilde. Bence türkiye'de ayrı eve çıkmak iyi bir şey olsa da "birey olmak" için illa yapılması gereken bir şey değil. Birey olmak ayrı bir dairede yaşamaya bağlı bir olgu değil çünkü.
0
nundu
(04.07.23)
Birçok kişi demiş ama bu ülkeden ülkeye değişiyor.

ABD'de bu desteklenen bir şey. ABD kültürü bize birçok anlamda benziyor ama birçok anlamda da farklı. Örneğin İtalyanlarda bu denli bir hassasiyet yok. Bizim ülkede hiç yok, hatta bizde evlenene kadar ayrı eve çıkmamak desteklenen bir durum.

İyi mi kötü mü konusu da hangi bakış açısından yaklaştığınıza bağlı haliyle.
0
akhenaten
(04.07.23)
ABD ya da çoğunlukla batı kültüründeki kadar erken olmasa da aileden ayrı kesinlikle yaşanması gerektiğini, çocuğun kendi ayakları üzerinde durması gerektiğini düşünüyorum. Tabii bu aile bağlarının kopması anlamına gelmiyor. Bizim kültürümüzde aileyle aynı evde 30 yaşına kadar yaşasan da ayıp değil. Hatta ayrıldığında ayıplanır, hele ki kadınsan. İstisnalardan bahsetmiyorum. Ekonomik durum, konut sıkıntısı varken Türkiye'de zaten henüz bunu başarmak zor. Ancak ayrı şehirde iş bulmuşsan ayrı yaşarsın.
0
skywalker.anakinn
(06.07.23)
(7)

kıfayet dikmek

blackkmamba
bir süredir istediğim gibi bir pantolon bulamayınca diktireyim dedim. kumaşlara falan bakınca çok ucuz olduğunu gördüm. mesela keten kumaşların metrekaresi 100-150 lira. ama mavi'de keten gömlek 700 lira. daha pahalı olan yerler de yar. giyim endüstrisinde bu kadar kar var mı gerçekten? bir de sizce
bir süredir istediğim gibi bir pantolon bulamayınca diktireyim dedim. kumaşlara falan bakınca çok ucuz olduğunu gördüm. mesela keten kumaşların metrekaresi 100-150 lira. ama mavi'de keten gömlek 700 lira. daha pahalı olan yerler de yar. giyim endüstrisinde bu kadar kar var mı gerçekten?

bir de sizce pantolon, gömlek falan dikilir mi? kalıp çıkartıp dikmek zor değil gibi geldi. özellikle aradığım ve sürekli giyeceğim bir pantolon var. tam olarak bulamadım aradığım gibi. gabardin kumaşla dikicem.
0
blackkmamba
(04.07.23)
Bro giyim sektöründe tabii ki kar var ama sen Mavi'yle kendini neden bir tutuyorsun o adam kira ödediği AVM içindeki mağazanın temizliğinde kullandığı paspasa kadar her şeyin giderini ekliyor o fiyata, sen öyle değilsin onun maliyetiyle senin maliyetin aynı değil ama tabii ki buna rağmen güzel kar yapıyorlardır muhakkak, yoksa neden bu işi yapsınlar.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(04.07.23)
1. Zaman ayirip deneme yanilma ogrenmeye usenmiyorsan dikersin. Youtube'da anlatiyor bir suru video.
2. "giyim endüstrisinde bu kadar kar var mı gerçekten" kar 700 lira gomlek fiyati - 150 lira kumas fiyati = 550 lira diye hesaplanmiyor ki. Mavi'nin reklamdan isciye bin tane gideri var o arada. Diger cogu marka da zaten mavi'nin sattigi fiyata satamiyor.
0
hot potato
(04.07.23)
Zaman ve para ayırıp öğrenmeye üşenmiyorsanız dikersiniz. Dümdüz bir tişört veya yazlık elbise dikmek daha kolay, onların bile kolunu, yakasını düzgün yapmak için birkaç sefer denemeniz gerekir.

Baya mağazada satılan takım elbise içine giyilen gömleklerden dikecekseniz çok fazla detayı var. Robası ayrı, yakanın iki tarafını simetrik yapmak ayrı, manşetleri ayrı, ilik açması ayrı. Pantolon da aynı şekilde çok detayı olan bir şey, kemer köprüsüne kadar her şeyi dikeceksiniz.

Hazır alınmış (ya da terziye ısmarlama diktirilmiş) kadar iyi duracak giysiler dikene kadar epey zaman ve kumaş harcamanız gerekir ama yapılmaz değil. Ben de öğrenmek isteyip bir türlü girişemiyorum :)

* Youtube'da bir sürü video var, ücretli dersler veren web sitelerinde dikiş dersleri var, bir de şöyle bir yarışma var: www.youtube.com

(Bir de "kıyafetlerin kifayetsiz kaldığı yerdesiniz" dememek için kendimi tutmaya çalıştım. Tutamadım. Ben şöyle kenardan kenardan kaybolurum kendim, teşekkürler.)
0
kobuzchu kiz
(04.07.23)
reklamların vs. o kadar arttırdığını sanmıyorum maliyeti. diğer maliyetlere rağmen ciddi bir kar var. ölçek ekonomisinden dolayı 150 liradan da ucuza mal edebilir. maliyetin 7-8 katına satılıyor.

diğer yandan serbest piyasa. eleştirmiyorum. sonuçta ucuza satma zorunluluğu yok. isterse 7 bin liraya da satar. bence bir sıkıntı yok. ancak hammaddenin bu kadar düşük olmasına şaşırdım baya.
0
🌸blackkmamba
(04.07.23)
İşte abi şaşırmana gerek yok şimdi pazara gitsen domatesin kilosu 20 lira ama üretici bu domatesi belki 1 liradan veriyordur, biz aralardaki aracılardan kar oralarından kıldan yünden geçtikten sonra satın alıyoruz, seninki de o hesap işte.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(04.07.23)
Zaman zaman terziye gömlek diktirmiş, kısa süre de olsa tekstil sektörünün içinde bulunmuş biri olarak bildiklerimi paylaşayım.
Dikiş, terzi işidir. Terzilik, çıraklık, kalfalık ustalık evreleri gerektiren ve beceri isteyen bir iştir. Makineyi koydum önüme, kumaşı aldım elime ile olacak iş değildir.

İyi bir terziye iyi bir kumaştan iyi bir gömlek diktirmek istiyorsanız, iyi bir markanın gömlek fiyatının biraz daha fazlasını gözden çıkarmalısınız.

Kumaş seçimi çok önemli. Piyasada asla etiketine güvenmeyeceğin milyon çeşit kumaş var. Mavi'den aldığın gömlek ikinci giyişte yamulursa gider iade edersin ama aldığın kumaşla diktirdiğin gömleğin ağzı burnu kayarsa derdini marko paşaya anlatırsın.

Evet, tekstil sektörü çok büyük, tutunması çok zor ve tutunulduğu taktirde patronlarının inanılmaz paralar kazandığı bir sektör.
0
Mirket
(04.07.23)
Dikilir, ben bir kere denemek için diktim çok da güzel oldu. Ancak şöyle bir şey var, benim aile geçmişimde terzi çok. Dedemin dedesine kadar gidiyor. Haliyle ustalık statüsünde birçok tüyo aldım o işe giriştiğimde.

Eğer böyle bir olanak yoksa başlangıçta ağır aksak şeyler dikersiniz ama giyilecek gibi de olmaz büyük ihtimalle, ama devam ettikçe gelişir. Sorun şu ki devam edebilir misiniz? Özel terziler boşa para kazanmıyor sonuçta.

Ama bence deneyin, eğlenceli bir şey.
0
akhenaten
(04.07.23)
(2)

Çalışmaya geri dönmek

poşet
mayıs ve haziranın başında çok yoğun çalışmak zorunda kaldım. Sonrasında şahsi işler nedeniyle izin aldım bir hafta falan o işler de çok yordu. İzin sonnrasında işler hiç yoğun değildi ama yine şahsi işler stresler vardı biraz. Sonra hastalandım sanırım yoğun tempo ve stres yorduğu için birkaç gün y
mayıs ve haziranın başında çok yoğun çalışmak zorunda kaldım. Sonrasında şahsi işler nedeniyle izin aldım bir hafta falan o işler de çok yordu. İzin sonnrasında işler hiç yoğun değildi ama yine şahsi işler stresler vardı biraz. Sonra hastalandım sanırım yoğun tempo ve stres yorduğu için birkaç gün yatmak zorunda kaldım. Sonrasında bayram geldi yine düzenli çalışmaya başlayamadan 9 günlük tatile girmiş oldum.

Şimdi yeniden aşırı yoğun olmasa da belli bir tempoda çalışmaya dönmem lazım. Ama asla canım istemiyor. İşin kötüsü şu an yapmam gereken işlerde deadline vs yok. Yaparsam faydası kendime olacak şeyler. Ama zihnen yıprandım son 6 ayda ve yeniden başlayacak motivasyonu bulmakta zorlanıyorum.

Ne yapacağız?
0
poşet
(03.07.23)
Erken uyuyun. Uyuyarak dinlenin. 21 22 olunca uyuyun.
0
dissendium
(03.07.23)
Yoğun bir dönem sonrası (iş+lahsi işler) temponuz normale dönmüş. Sonrasında "yine düzenli çalışmaya başlayamadan" diye bir ekle tatile girdiğinizi, sonra yine çok da yoğun olmayan bir tempoyla işe başlayacağınızo söylemişsiniz.

Yani meselenin fiziksel olmaktan çok zihinsel olduğu malumunuz sanırım. 9 gün tatilden çıkıyorsunuz sonuçta.

O halde dissendium'un dediği gibi uyku düzeni çok fark yaratıyor. Aynı şekilde kahvaltıyı aksatmamaya çalışın, düzgün beslenin. Hızlı, sihirli bir etki beklememelisiniz, zamanla düzelecek. 1-2 ay sıkın dişinizi.
0
akhenaten
(03.07.23)
(6)

metrodaki kişi ne demiş olabilir? (ingilizce-londra)

avatar is back
metro ani hareket edince savrulup arkamdaki kızın ayağına bastım dönüp "ı'm sorry" dedim o da bana tam anlamadım ama "your curby - your courby" gibi bişey dedi. türkçe olarak yazarsam "your körbi - korbi" gibi bişey duydum ama emin değilim. sonra yanındaki herkes güldü mahcup oldum da anlamadım ne d
metro ani hareket edince savrulup arkamdaki kızın ayağına bastım dönüp "ı'm sorry" dedim o da bana tam anlamadım ama "your curby - your courby" gibi bişey dedi. türkçe olarak yazarsam "your körbi - korbi" gibi bişey duydum ama emin değilim. sonra yanındaki herkes güldü mahcup oldum da anlamadım ne demek bu?

not: şehir-dil ve cinsiyeti fikir vermesi için yazdım. sözlüklerde ve chatgpt'de sordum detaylı anlattım bilemediler sokak ağzı sanırım
0
avatar is back
(03.07.23)
no biggie falan demiş olabilir mi?
0
kirby
(03.07.23)
No worries
0
zimbirik
(03.07.23)
küfretmiş gibi. linkteki 3. anlam.

slangdefine.org
0
mutlu yillar sana
(03.07.23)
Your courtesy demiştir, "thank you for your coutesy" denek yerine kısaltmıştır. Özür dilediğiniz için çok incesiniz manasında bir laf
0
akhenaten
(03.07.23)
Gülerek söylemediyse curby demiştir kötü anlamda at kafası gibi bir anlam
0
shredd
(03.07.23)
hurt me-worries değildi. k,r,b kelimelerinden eminim. courby-curby,curbie her ne ise ondan emin değilim ve anlamını bulamamıştım sanırım.

mekandan dönen ve bağıra bağıra gülüp konuşan bir gruplardı, kibar söylediklerini düşünmedim o yüzden takılmıştım. en mantıklısı "mutlu yıllar sana" ve "shredd"in dedikleri gibi duruyor. kibar ve gülerek söylemişti ama gülüşler pek öyle değildi lol. çok teşekkürler bilgilendirmeler için
0
🌸avatar is back
(03.07.23)
(16)

Hakeret küfür vs

yalniz kizkulesi
İlişkide ne sıklıkla küfür hakaret edersiniz yada edermisiniz ?A) hiç etmem salak aptal lan bile demem o da demezB) ufak tefek kırıcı olmayan küfürler şakayla karışıkC) kavga anında ederim pişman olurumD) karşılıklı ederiz birbirimizden alınmayız küfür etmemek kasıntı asıl
İlişkide ne sıklıkla küfür hakaret edersiniz yada edermisiniz ?

A) hiç etmem salak aptal lan bile demem o da demez
B) ufak tefek kırıcı olmayan küfürler şakayla karışık
C) kavga anında ederim pişman olurum
D) karşılıklı ederiz birbirimizden alınmayız küfür etmemek kasıntı asıl
0
yalniz kizkulesi
(30.06.23)
A samimiyet yakınlık= küfür algısı olanlar var. Birbiriyle konuşurken amk ka ekleyen bi çift bile görsem korkunç geliyor. Karşılıklı küfür daha da kötü bence
0
yazdonumu
(30.06.23)
a
0
freebird5406_2
(30.06.23)
A
0
Amaranta ursula
(30.06.23)
Ses yükseltme bile olmamalı diyerek artırıyorum. A tabii.
0
ruhen hastayim ben
(30.06.23)
İlişkinin temelinde saygı olmalı A dışına asla çıkılmamalı. Çıkmam.
0
Mirket
(30.06.23)
A
0
mor oje
(30.06.23)
dogdugumdan beri elime kadin eli degmedi ancak iliski demissin dolayisiyla insan iliskisi olarak anliyorum
yakin arkadaslarim disinda kimseyle kufurlu hakaretli konusmam
0
nibba
(01.07.23)
A
Ama türk kızları için d. Gizli d.
0
pavlis
(01.07.23)
Küfür, hakaret, beddua etmeyiz. Sık sık tartışsak da...

Bazen dayanamayıp kendime ettiğim oluyor çok nadir. Ancak karşı tarafa asla...
0
yadigar
(01.07.23)
a
0
Kittie
(01.07.23)
Tartışmasız A
0
2027
(01.07.23)
Çok çok uzun bir ilişki süresince, bunun dışında flortlerde vs hiç bir hakaret duymadım etmedim.
Okulda falan arkadaşlarınla olur da ilişki de hiç bir şekilde kabul edilecek bir şey değil. Gördüğümde de varoş damgasını basıyorum.
Ha, çevremde de böyle bir şey görmedim.
0
kisa
(01.07.23)
A.
0
chihirovekohaku
(01.07.23)
Agresif veya ciddi tondaysa A, hiçbir zaman. Ama bazen şımarık modda "yaa salak şey ashahs" falan dediğim oluyor.
0
akhenaten
(01.07.23)
A
0
zimbirik
(01.07.23)
E)Kavga anında ederim pişman da olmam.
0
Avoiding The Puddle
(12.07.23)
(4)

Bulut bilişim (cloud) nedir?

socially awkward
cloud ile iphone'daki icloud mu kastediliyor?
cloud ile iphone'daki icloud mu kastediliyor?
0
socially awkward
(26.06.23)
cloud teknoloji ismi. icloud o teknolojiyi kullanan bir marka.

led->philips
0
buenosdias
(26.06.23)
Veriler bir yerde depolanmalı, o yere server deniyor. Server evde kullandığımız bilgisayarlardan daha farklı özelliklere sahip güçlü bilgisayarlara deniyor. Şirketlerin kendi serverları olur, ya da kendileri server kurmaya bunun bakımını üstlenmeye, altyapısını kurmaya vs. bütçe ayırmak istemez ve uzaktan server hizmeti alır. İşte bu uzaktan server hizmeti sağlayan yer cloud serverlar. Neticede bunlar da büyük çaplı bilgisayar ağları. Sizin, bizim, başkalarının verilerini depolayıp aynı zamanda elimizdeki bilgisayarlarla yapamayacağımız güç gerektiren hesaplamaları vs yapıyorlar.

iCloud'da Apple'ın sağladığı bir cloud hizmeti.
0
akhenaten
(26.06.23)
eli5; buyuk sirketlerin (amazon, microsoft, google cloud'daki 3 lider) devasa sunuculari oluyor. bu depolama alanlarini ve islemci gucunu sadece kendi sirketlerinde kullanmak yerine ucuncu sahislara satarak para kazanabileceklerini fark ediyorlar.

boylece kendi evinde, isyerindeki islemcileri ve bellegi kullanmak yerine internet uzerinden daha buyuk depolama alanlarina ve islemcilere ulasabiliyorsun.
0
antikadimag
(27.06.23)
yillar yillar once bir web sitesi, mobil uygulama sunucusu, ya da sirket uygulamlari (muhasebe, finans, hr vs.) sirketlerde bulunan server odasinda veri saklayip calistiriliyordu. tabi bu odanin isletmesinden sorumlu buyuk bir IT ekibi de oluyordu. hatta bu ekip gece nobetine de kaliyordu.

sonra bu sadece bu fiziksel bilgisayarlar, yani sunucular, cesitli firmalardan kiralanip kullanilmaya baslandi. ama bu sunucularin guvenligi, yedeklenmesi, bir problem olursa kurtarilmasi, network ayarlari yine bu IT ekibinin sorumlulugundaydi. Buna dedicated veya shared server kiralama deniliyordur.

daha sonra amazon, google, microsoft gibi firmalar bu sunucu kiralama hizmetini cok daha genis hizmetlerle birlikte vermeye basladilar. bilgisayarlar bilgiler guvenli sekilde tutuldugu gibi, yedekleme, internet erisimi saglamakla kalmadilar bircok eskstra hizmet de sundular. ornegin bu buyuk sirketler veri merkezlerini dunyanin bircok yerine kurdular ve veriler sadece dunyada bir yerde degil onlarca yerde tutuldu. boylece bir internet sitesine girdiginizde, istediginiz veri uzaktaki bir bilgisayardan degil de size en yakin bilgisayardan gelir oldu (CDN). ya da birden sizin internet sayfaniza ekstra fazla talep gelirse, trafik artarsa sunucunun islem gucunu otomatik arttirmak, ekstra islemci, veri saklama kapasitesi eklemek gibi hizmetleri de eklediler (autoscaling) bunlara ek olarak isletim sisteminden bagimsiz hesaplama makinalari, yapay zeka araclari, guvenlik ve trafik izleme araclari gibi yuzlerce servis eklediler. boylece cloud servisler oldu.

yani kisaca cloud denilen sey uzakta calisan, tum bakimlari ve guvanlikleri bu bahsedilen buyuk firmalar tarafindan yapilan, buna ek olarak bircok servisin de eklendigi, firmalari bu yuklerden kurtaran aracalar. en buyukleri de amazon web services, google cloud platform, microsoft azure.

ornek olarak tum aws servisleri aws.amazon.com
0
emrahday
(27.06.23)
(2)

Merhaba, ben "Google Maps" online mağazasından Jessa

pantepember
Bugün whatsapp'tan, tanımadığım bir numara şöyle yazdı:"Merhaba, ben "Google Maps" online mağazasından Jessa ve harika bir yarı zamanlı işim var.İşimiz basit: İşletmelerine beş yıldızlı yorumlar eklemelerine yardımcı olarak işletmelerin Google Haritalar'daki görünürlüğünü artırmak. Bu iş cep telefon
Bugün whatsapp'tan, tanımadığım bir numara şöyle yazdı:

"Merhaba, ben "Google Maps" online mağazasından Jessa ve harika bir yarı zamanlı işim var.

İşimiz basit: İşletmelerine beş yıldızlı yorumlar eklemelerine yardımcı olarak işletmelerin Google Haritalar'daki görünürlüğünü artırmak. Bu iş cep telefonunuzla

Bu yarı zamanlı iş çok basit, ilgilenir misin?

Tek yapmanız gereken Google Haritalar'a gidip belirlediğimiz satıcıları aramak. 5 yıldızlı bir inceleme yapın ve bana tamamlanan görevlerin ekran görüntülerini sağlayın. 1 iş görevi tamamlamanız için size 50 lira ödeyeceğiz. Boş zamanlarınızda rahatlıkla 500-800 lira kazanabilirsiniz. Bu işe başlamaya hazır mısın?"

Nedir bu tam olarak? Bilen var mı?

Ekran görüntüsü burada: prnt.sc

Yazışmadaki forum linki: support.google.com
0
pantepember
(25.06.23)
zoka.
0
alperz
(25.06.23)
Nedir derken, dolandırıcılık olduğu kesin pek tabi.

Google gibi global ölçekte bir firmanın hem sigortasız hem de yasadışı (yanıltıcı içerik üretimi) bir iş yapıp bunu da bu kadar ortalık yerde yapması takdir edersiniz ki imkansız.

Kaldı ki hiçbir düzgün şirket böyle bir iş yapmaz bu kadar aleni şekilde. Bir işçi çalıştırmanın bir sürü şartı var.

Bana da benzer şeyler geliyor bu sıralar, yine nerede patladı kişisel bilgilerimiz acaba...
0
akhenaten
(25.06.23)
(4)

ıhlamur şarabını nasıl bilirsiniz

halanne
bu aralar bulduğumuz her şeyden şarap yapıyoruz, evde bi ton kurutulmuş ıhlamur var, çayını içmiyoruz bari şarabını yapalım dedik. içtiniz mi hiç, tadı nasıl?
bu aralar bulduğumuz her şeyden şarap yapıyoruz, evde bi ton kurutulmuş ıhlamur var, çayını içmiyoruz bari şarabını yapalım dedik. içtiniz mi hiç, tadı nasıl?
0
halanne
(23.06.23)
İçmedim, hatta hiç duymamıştım, gerçekten böyle bir şey var mı yoksa siz mi elinizdeki ıhlamura bakıp "bundan olur" dediniz. Çünkü düşününce olsa tadı fena olmazdı gibi geliyor. Hep meyveyle yapılmayan ama şarap olan bir içecek istemiştim, şeker sevmiyorum.

Ama sonra içinde meyve olmadığı halde hangi kıstasla o içeceğe şarap diyeceğimize karar veremedim.
0
akhenaten
(23.06.23)
şarabı şarap yapan şekeri yiyen mayaların çıkardığı alkol ve meyvenin kendisinin fermente olması. dolayısıyla çok kaba bir yorumla içinde eser miktarda bile şeker olan her şeyden şarap fermente edilebilir. mayanın yiyeceği kadar şeker yoksa dışarıdan şeker ilave edilir.
her ne kadar meşhur şirince şarapları özünde likör olsa da kavundan güle kadar her şeyden yapılıyor. biz de elimizdeki ıhlamura bakıp bundan da olur dedik, kısa bir internet taraması ile tarifini de bulduk, demek ki yapılıyor. ama tadını kestiremedik.
ha siz derseniz içinde meyve olmayan şeye ben şarap demem, o zaman sizin hatrınız için mahmut deriz :p
0
🌸halanne
(24.06.23)
bu tam şarap değil de likör tarzı bir şey oluyor

yabancılar böyle her şeyin içkisini yapıyor, bizim karahindiba dediğimiz dandelion'ın sarı çiçeklerinden ya da leylak çiçeklerinden türlü türlü içkiler, youtubeda bir sürü içerik var, ıhlamur da yapılır yani neden olmasın

örnek
youtu.be

bu da lilac wine
youtu.be
0
freebird5406_2
(24.06.23)
Kendi şeker ve su iceriği olmayan meyve/bitkilerden şarap yaparsanız, konsantrasyon düştüğü için aroması eksik, alkollü su gibi bir şey olur. Çook çok alt notalardan hafif bir ıhlamur aroması gelir belki.

Mümkünse kendi suyu olan, şeker hidrometre ölçümü en az 1080 olan meyveleri deneyiniz.
0
kukuleta
(24.06.23)
(3)

hangi banka iyi?

cosmicgadin
sizce?
sizce?
0
cosmicgadin
(23.06.23)
kullanım amacına göre değişebilir gibi.
iş bankasının bir kredi kartı var, çok övüyorlar (adını unuttum)
teknoloji ve rahatlık için garantiden çok memnunum
aktif bank (nkolay) genelde yatırımlar için ilgili yardımcı.
0
kisa
(23.06.23)
kuveyt türk

- hesap işletim ücreti yok
- havale, eft ücretsiz
- şubeleri genelde sakin olur
- mobil uygulaması kullanışlı
0
mustafakesekci
(23.06.23)
İş nedeniyle 8 farklı bankada hesabım var. Mobil şubesinden en memnun olduklarım yapı kredi ve garanti. Müşteri hizmetleri yaklaşımı en iyi olan qnb ve garanti, kredi kartı konusunda bonus kart (garanti, deniz ve teb) ancak garanti bonus'ta daha fazla kampanya var.

Buraya kadar garanti iyiydi, ancak sanırım bundan dolayı bankacılık işlemlerinde çok elleri sıkı. Garanti de dahil büyük özel bankaların mevduat faizleri düşük oluyor. Mevduat tutmak için şu anda vakıfbank önde ama ne kadar böyle kalır bilmem, denizbank da iyi. Küçük bankalar genelde daha yüksek faiz veriyor.

Enpara transfer ücretleri olmadığı için iyi.

İş bankasını hiç saymadım dikkat ederseniz, beğenmediğim için değil ama ilginç şekilde nasıl olduysa hiçbir zaman iş yaptığım yerler burayı kullanmıyordu.

Bence üç bankada hesabınız olsun. Birisi garanti, kredi kartı için. Birisi vakıfbank veya denizbank mevduat tutmak için. Diğeri de enpara gelen paranızı enparaya alıp oradan dağıtırsınız.
0
akhenaten
(23.06.23)
(3)

Bu tarz kitablara ne isim veriliyor?

Slynmaster
Ingilizcesini yazsaniz bulurum diger dillerini.Kitapta dilin kullanildigi durumlar var sadeceMesela restoran basligi altinda nasil siparis verilir vs.Yada ofis bolumu oluyor ayni kitapta ofiste ne konusuluyor. Bilmem anlatabildim mi bu kitaba ne deniyor. Situation falan salladim bulamadim hani ornek
Ingilizcesini yazsaniz bulurum diger dillerini.

Kitapta dilin kullanildigi durumlar var sadece
Mesela restoran basligi altinda nasil siparis verilir vs.

Yada ofis bolumu oluyor ayni kitapta ofiste ne konusuluyor. Bilmem anlatabildim mi bu kitaba ne deniyor. Situation falan salladim bulamadim hani ornek kitapta bulsam onun ustunden sallayacagim
0
Slynmaster
(22.06.23)
Everyday English, English in daily use, daily life English falan gibi kitaplari kastediyorsunuz sanirim language learning kitaplari basligi altinda olabilir
0
speedy
(22.06.23)
Türkçe: Konuşma kılavuzu
İngilizce: Phrase book
0
akhenaten
(22.06.23)
hepinize teşekkür ederim. ispanyolcasına bakacağım amazondan. saygılar!
0
🌸Slynmaster
(22.06.23)
(2)

Masaüstü PC'yi nasıl yavaş yavaş değiştirebilirim ?

sassot
Sistem şu;https://www.hepsiburada.com/izoly-n12s-i5-3470-16gb-256gb-rx550-4gb-24-oyuncu-masaustu-bilgisayari-pm-HB00000FK57PAnakart DDR3 olduğu için galiba hepsini aynı anda değiştirmem lazım. Amacım daha hızlı hale getirmek, önümüzdeki birkaç seneyi rahat rahat geçirmek.
Sistem şu;

www.hepsiburada.com

Anakart DDR3 olduğu için galiba hepsini aynı anda değiştirmem lazım. Amacım daha hızlı hale getirmek, önümüzdeki birkaç seneyi rahat rahat geçirmek.
0
sassot
(22.06.23)
Zaten teknolojilerin arası açıksa işe anakart alarak başlamak en doğrusu.

Yol şu; Önce upgrade etmek istediğiniz CPU'nun ne olacağına karar verin. Sonra bu CPU'ya uygun ekran kartı seçeneklerine bakın. 2. Aşamada oyun gereksinimlerinizi planlayın, örneğin overclock yapacak mısınız? Eğer cevap evetse uygun olmayan anakartları eleyin.

Sonra yeni alacağınız anakartla hangi eski donanımlarınızı kullanabileceğinize bakmalısınız. İnternette uyumluluk sorgulanan siteler var. Örneğin eski CPU yeni anakartla uyumlu mu? Eğer değilse ikisini birlikte almanız gerekebilir. Eğer eski cpu çalışacaksa başka bir zaman cpu alabilirsiniz vs.

Yani ne kadar parça parça geçiş yapabileceğiniz tek başına mevcut sistemden ziyade hangi sisteme geçiş yapmak istediğinizle birlikte düşününce anlamlı oluyor.

Benim tavsiyem eğer büyük bir sıçrama yapacaksanız tek seferde halledin. Çünkü bu hesaplara kafa yorarken ancak fan, ssd vs. gibi "aman bunları da alayım bitsin bu iş komple" denebilecek parçaları kullanmaya devam edebileceğinizi göreceksiniz ve o eski parçaları yeni bilgisayarda kullanmayı istemeyeceksiniz zaten.
0
akhenaten
(22.06.23)
izoly turbox filan bunlar pek de bişey yapabileceğin sistemler değil.

3. nesil intel işlemci var, işlemciyi yükselteyim desen anakart uymayacak e onu da yenileyince ram uymayacak :D ekran kartını yükselteyim desen psu sorun olacak, ki ekran kartına kalmadan zaten sorun... markasız güvenilmez bir psu. bu tamamen outdated bir sistem. şu haliyle işini görüyorsa aynen kullanmaya devam, yoksa olduğu gibi kaça satabiliyorsan satıp sıfırdan bişey topla.
0
konetsu
(22.06.23)
(3)

İşler kötü giderse borsa yükselmez mi?

michael_knight
Sadece Türkiye değil tüm dünya olarak düşünürsek,Diyelim ki işler kötü gidiyor. Tüketim düşüyor, üretim pahalılaşıyor vs. Bu durumda yüklü sermayesi olan kişiler "şu sıralar durumlar kötü, fabrika açmayayım, iş kurmayayım. Elimdeki bu parayla en iyisi hisse satın alayım" demezler mi? Böyle dedikleri
Sadece Türkiye değil tüm dünya olarak düşünürsek,
Diyelim ki işler kötü gidiyor. Tüketim düşüyor, üretim pahalılaşıyor vs.

Bu durumda yüklü sermayesi olan kişiler "şu sıralar durumlar kötü, fabrika açmayayım, iş kurmayayım. Elimdeki bu parayla en iyisi hisse satın alayım" demezler mi? Böyle dedikleri için şirketlerin değerlerinin düşmesi gerekirken hisse fiyatları artmaz mı?
Bunu engelleyen, dengeyi sağlayan ve aklıma gelmeyen bir şeyler var mı? Böyle bir durum bazen yaşanır mı veya hiç yaşanmış mıdır?
0
michael_knight
(20.06.23)
Türkiye gibi borsası sığ olmayan ülkelerde, insanlar ve yatırım kuruluşları borsada işlem gören şirketlerin karlılığına, verecekleri temettüye bakarak yatırım yapıyorlar.
Söylediğin gibi işlerin kötü gittiği durumlarda borsada işlem gören şirketlerin durumları da kötüye gidecek, karlılığı azalacaktır. Bu durumda borsaya yatırım yapmak da cazip olmaktan çıkacaktır.

Hiç olmuş mu deyince de aklıma 'Büyük buhran' geldi. Google'da aratırsan görürsün. İşler dediğin gibi çok kötü gitmiş, tüketim düşmüş, üretim pahalılaşmış, borsada işlem gören şirketler birer birer batmış, çok borsa yatırımcısı intihar etmiştir.
0
Mirket
(20.06.23)
Şirketlerin karlılığı ve gelecek potansiyelleri (akılcı yatırımları) hisse değerleni de zamanla yükseltir. Çünkü hisse değeri şirketin değeridir.

Ama bu hisse senetlerinin bir şirketin değer göstergesi olduğunu yok sayıp doğrudan doğrudan "hisse senedi fiyatlarının" artış azalışlarını dikkate alırsak her şey olabilir. Hisse fiyatları kısa ve orta vadede sırf dedikodulara ve manipülasyona dayalı olarak çok yüksek ve düşük değerlere sahip olabiliyor. Zaten hep denir, piyasa rasyonel hareket etmez. Ancak neticede manasız yükseliş ve düşüşler bir noktada şirketin gerçek değerine yaklaşıp uzaklaşır. Bu gerçek değer değiştikçe bu yaklaşıp uzaklaşan fiyatlar da aynı odaktan yaklaşıp uzaklaşmaya devam eder.

Şirketlerin gerçek değerlerini saptamak için bazı hesaplamalar var bunlara bakabilirsiniz.

Sizin dediğiniz senaryo rasyonel bir senaryo değil örneğin. Yani mantıken insanların piyasada çekilme yaşanacağını düşünüp paralarını hisse yatırımından çekerek örneğin tahvil, bono gibi borçlanma araçlarına yöneltmesi falan gerekir ancak sizin bakış açınızla yaklaşan insan sayısı çok fazlaysa hisse senetlerine yatırım oranı artabilir. Ne var ki yatırım yapılan hisse gerçek değerini hisse senedi yatırımcısının yaptığı irrasyonel yatırımdan değil, şirketin aktivitesinden kazandığı için eğer şirket bu zor süreçte zayıf düşerse hisseler de eninde sonunda düşer.

Sonuçta "ortam kötü şirket kurmayayım, hisse alayım" diye kendiniz söylüyorsunuz. Kendiniz şirket kumak istemediğiniz halde yatırım yaptığınız şirketin neden başarılı olacağını düşünüyorsunuz? Buna doğru bir cevap vermek önemli. Bazı şirketler bazı tür krizlerde karlarını ciddi oranda artırabiliyor bu yanlış değil ama hangi şirketler? Hangi koşullarda? Bunlar önemli.
0
akhenaten
(21.06.23)
buna iki bakış açısıyla bakabiliriz: davranışsal iktisat-insanların yatırım psikolojisi çerçevesinden, ve de temel analiz çerçevesinden. aslında iki bakış açısı da aynı soru üzerinden şekilleniyor: insanlar neden hisse alır ve hisseler neden yükselir-düşer? bahsettiğiniz gibi işler kötü gittiğinde şirketlerin karlılıkları azalır, büyüme oranları azalır, hatta kimisi borçlanmaya ve bazısı batmaya başlar. bu durum temel analiz çerçevesinde hisselerin hesap edilen değerini düşüreceği için insanlar alım değil satım yönünde daha çok pozisyon alır. küçülmekte olduğunu gördüğünüz ve daha küçülmesi muhtemel bir yerde en azından kenarda durmayı tercih etmek pek çok yatırımcının yaptığı bir iş.

davranışsal açıdan bakacak olursak, işsizliğin arttığı, faizlerin yükseldiği, büyük yatırımcıların alım değil satım yaptığı yerlerde borsalarda grafikler kırmızıya bürünmeye başlar. insanların çoğu bu durumda panik yapar; marketten süt alırken indirimlisini takip eden insanlar hissenin indirimlisini gördüğünde tam tersi davranış sergiler, bazen zararına satar. bu da kartopu gibi büyüyen bir borsa krizi dalgasına yol açabilir. insanlar bu tarz durumlarda oynak fiyatlara sahip riskli enstrümanlardan (borsa), fiyatının daha az oynaklık sergilediği, daha güvenilir gibi görünen, en azından parasını kaybetmeyeceğini düşündüğü enstrümanlara (devlet tahvilleri, altın gibi büyük emtialar) yönelir.

böyle bir durum elbette ki yaşanmıştır. fed'in faiz kararları, remisyon ve borsa performanslarının geçmiş grafiklerine bakarsanız benzer örneklerle karşılaşabilirsiniz. hatta spesifik ve nispeten güncel olarak 2008 krizi, fed kararları ve borsa performansını inceleyebilirsiniz.
0
gibicibicis
(21.06.23)
(16)

İngilizceyi geliştirmek mi sıfırdan Almanca öğrenmek mi

kahver
Merhaba.İngilizcesi çok da yeterli olmayan birinin, kursa gidip ingilizcesini mi geliştirmesi daha mantıklıdır. Yoksa Almanca'ya sıfırdan başlayıp Almancayı mı öğrenmesi. Almanca öğrenince gelecek planları için avantajları olabilir, o yüzden almanca spesifik olarak seçilmiştir.Teşekkürler.
Merhaba.
İngilizcesi çok da yeterli olmayan birinin, kursa gidip ingilizcesini mi geliştirmesi daha mantıklıdır. Yoksa Almanca'ya sıfırdan başlayıp Almancayı mı öğrenmesi. Almanca öğrenince gelecek planları için avantajları olabilir, o yüzden almanca spesifik olarak seçilmiştir.

Teşekkürler.
0
kahver
(19.06.23)
Bir dili çok iyi bilmek 2 dili yarım bilmekten daha iyidir bence.

O yüzden ingilizce derim.
0
bu yolun yolcusu
(19.06.23)
2. yabancı dil, orada yaşamıyorsan tamamen fantezi. Hiçbir işe yaramaz. Şu an ben b2 seviyedeyim ingilizcede. Bilmediğim çok şey var. Öğrenmenin de sonu yok. İngilizceyi geliştirmek çok daha mantıklı.
0
hold the door
(19.06.23)
İngilizce.
Elbette dil öğrenmekten, hayattan, kariyerden ne beklediğinize de bağlı ama İngilizceyi tamamlamadan başka bir dil daha öğrenmek çoğu senaryoda yanlış seçim olur.

Tıp veya mühendislik alanındaysanız ve Almanya'da çalışmayı hedefliyorsanız o zaman belki Almanca doğru seçim olur ama Almanca'yı da yarım yamalak değil tam öğrenmek gerek bu durumda. Almancayı tamamen bilseniz de İngilizce olmaması herhalde ciddi bir dezavantaj olur.
Zor.
0
michael_knight
(19.06.23)
hayatinda hangisi lazimsa o tabi ki, yoksa gelistirmek ya da sifirdan olmasinin cok bir onemi kalmiyor bu durumda.
0
bay b
(19.06.23)
İngilizcesi yeterli düzeyde değilse ingilizcesini geliştirmiş olması gerekir. En basitinden Almanya'ya yerleşme planı yaparken dahi İngilizce üzerinden süreçlerini yönlendirebilir.

Buna tek istisna Almanya'ya yerleşim için somut, gidişatı belli bir yerleşim sürecinin başlatılmış olması. Bütün yolunu çizmiştir, sadece dil engeli kalmıştır o zaman Almancaya ağırlık verilmesi mantıklı olur.
0
akhenaten
(19.06.23)
Almanyada calissan bile ingilizceyi cok iyi bilmen, konusman gerekecek. O yuzden ingilizce.
0
zimbirik
(19.06.23)
Ingilizcen heryerde suratina şirrak diye carpacak. Yol yakinken dön.
0
Slynmaster
(19.06.23)
Önce Ingilizcenizi yeterli duruma getirmenizi öneririm.

Bunu gerceklestirirken ufak ufak a1-a2 seviyesinde Almanca konularini ögrenmeye baslayabilirsiniz. A1-A2 konulari cok zor degiller. Ingilizcenizden emin oldugunuzda Almanca'ya agirlik verirsiniz.
0
chihirovekohaku
(19.06.23)
Almancayı İngilizce öğreniyorum ben. İngilizce bilmesem Almancayı sağlıklı öğrenemezdim çünkü kaynak yok. Önce İngilizce. En azından okuduğunuzu anlayacak noktaya gelin.
0
dissendium
(19.06.23)
Almanya'dayım ing kursuna gidiyorum fluent seviyeye gelmek için. Öncelik ingilizce. 1.5-2 sene ben hayatımı adayacağım başka bir şeye yönelmek istemiyorum diyorsan almanca öğrenebilirsin direkt olarak. ancak dipnot almancayı tr de öğrendim demen çok zor. ing ise bir şekilde konuşma kulupleriyle destekleyerek pratiğini canlı tutabilirsin.
0
abi bi dizi buldum on numara
(19.06.23)
önce ingilizceni geliştir, sonra almancaya başlarsın. iki dili aynı anda öğrenmek inan çok zor. o yüzden önce ingilizceni belirli bir seviyeye getirmeni öneririm.

meslek belirtmemişsin ama ofiste çalışan beyaz yaka olduğunu varsayarak, ileride almanya'ya taşınma planın olduğunda iş başvurularında senden ileri düzeyde ingilizce isteyecekler.
0
sir gawain
(19.06.23)
ing kasmaya devam..
0
cooperr
(19.06.23)
kural 1: ingilizce bilmiyorsan önce ingilizce öğren.

kural 2: ilk kuralı tamamıyla başardığından emin ol. (sorsan herkes biliyor)

kural 3: ilk iki kural tamam ise gerek olduğunda başka bir dile başla.

kural 4: ingilizceye tam enerjini vererek öğrendikten sonra öğreneceğin diğer yabancı dilleri sırasıyla öğren ve bir dilde orta-üst olmadan diğer dillere başlama.

kural 5: dil öğrenmek için kursa para verme.
0
AlsterWasser
(19.06.23)
doktor musunuz hocam
0
holy biblo
(19.06.23)
İksini de bilen biri olarak: önce ingilizceyi halledin.
0
gadlemler
(20.06.23)
Almanya'da almanca konusmak cok güzel, eger almanya'da yasacaksan almanca ögren.
ingilizceye gelince ortalama bir ingilizce yeterli.
0
durgunfoton
(20.06.23)
(3)

Kelimeleri böyle ezberliyorum, yaptığım doğru mu?

hold the door
700 kelimelik bir wordlistimiz var onu 8’e bölüp gün gün ayırmışlar. Ben de ipad’e aktarıp böyle çalışıyorum.Yöntemim doğru mu?https://www.hizliresim.com/clqnw08
700 kelimelik bir wordlistimiz var onu 8’e bölüp gün gün ayırmışlar. Ben de ipad’e aktarıp böyle çalışıyorum.

Yöntemim doğru mu?

www.hizliresim.com
0
hold the door
(19.06.23)
Öğrenebiliyorsanız doğrudur. Ben bugün başka bir soruda da yazmıştım flash card kullanıyorum, cambridge'in sözlüğünden.

Örneğin bir yerde bir şey okuyorumdur bilmediğim bir sözcük görmüşümdür hemen sözlükten aratıp anlamını öğrenip flash card olarak ekliyorum tek tıkla. Sonra pazar günü, otobüste falan boş kaldığım bir zaman quiz olarak açıyorum. Belli bir plan dahilinde yapmıyorum bunu.

Diğer öğrenme türlerine göre daha faydalı oldu. Diğer türlü kelime anlamı ezberliyorsunuz, belli bir sıraya koyuyorsunuz sözcükleri ben bunu yapınca çoğunlukla unutuyorum. Bahsettiğim şekilde yapınca sözcükleri aklımda tutmak gibi bir çabam olmuyor ama belirsiz bir zaman içinde unutmamak üzere öğrenmiş oluyorum.

Quizleri yaparken artık "öehh bu sözcüğü de görmekten bıktım, öğrendim artık işte" düşündüğüm bir şey çıkarsa onu da tek tıkla kartlardan dışarı atıyorum. Elimde hep güncel bir kart grubu oluyor.
0
akhenaten
(19.06.23)
yontem dogru; ama ogrenme araligi da onemli. spaced repetition deniyor. bilimsel olarak kanitlanmis bir ogrenme pattern'i var. anki bunu kullaniyor. orn: first check in 3 days, second check 7 days, third check n 14 days gibi..bu pattern'i de metoduna eklersen daha iyi sonuc alirsin.
0
buenosdias
(19.06.23)
Kurdugun Cümleler senin kafamda kurmus oldugun cümlelerin olsun sakin kopyala yapistir yapma ben denedim hazir kopya ise yaramiyor
0
Slynmaster
(24.06.23)
(9)

İş arayan birisinin İngilizce bildiğini göstermesinin en iyi yolu nedir?

psipsipsi
Elbette konuşmasıdır. Ama benim kastettiğim şey, mesela işe alım yapan bir İK'sınız; bir sürü CV gelmiş, CV'ler hep Türkçe, başvuranlar hep daha önce Türkiye'de çalışmışlar. Yapılan işte de İngilizce bir zorunluluk değil ama olsa iyi olur. CV'de neyi görseniz "Haa bu kişi İngilizce biliyor" dersiniz
Elbette konuşmasıdır.

Ama benim kastettiğim şey, mesela işe alım yapan bir İK'sınız; bir sürü CV gelmiş, CV'ler hep Türkçe, başvuranlar hep daha önce Türkiye'de çalışmışlar. Yapılan işte de İngilizce bir zorunluluk değil ama olsa iyi olur. CV'de neyi görseniz "Haa bu kişi İngilizce biliyor" dersiniz? Mesela; YDS, TOEFL vb sınav sonucunu mu yazmalı; bir dil kursundan aldığı eğitimi mi yazmalı, ne olmalı kısaca?
0
psipsipsi
(19.06.23)
toefl 100+ için tartışmasız ingilizce biliyor derim ben görsem. 80+ için yeteri kadar biliyor derim. dil kursu falan meh.
0
gule gule
(19.06.23)
TOEFL dışında hiçbir sınav, sertifika vb. bu etkiyi yaratmaz, hele YÖKDİL, YDS falan 100 alsan bile boş.
0
hrskrs
(19.06.23)
Türkiye'de Toefl ile kimse uğraşmaz. Bu sınavlar pahalı. Hele olsa iyi olur durumu için kimse başvurmaz. Toefl puanı olan kişi zaten kendini değerlendirebileceği yerde çalışıyor. Yds yazıyorum ben. Ben direkt İngilizce konuşurdum. 5 dakika kesintisiz konuşabiliyorsa dediğiniz durum için yeter.
0
dissendium
(19.06.23)
@dissendium, yazar zaten CV'de ne yazarsa kişinin ingilizce bildiğine "kesin bir şekilde" ikna olursunuz diye sormuş. TOEFL'dan 60 alan adam YDS'den 100 alabilir, bu başlı başına İngilizce biliyor dedirtecek bir done değil. Speaking ve writing olmayan bir test sınavından söz ediyoruz YDS derken ki sırf İngilizce bilmeyen akademisyen adayları da öğretim üyesi olabilsin diye her sene kolaylaştırılan bir sınav. TOEFL ile uğraşan adam biraz para bayılmak zorunda kalır ama karşılığında İngilizce bildiğimi nasıl ispatlarım diye uğraşmaz en azından.
0
hrskrs
(19.06.23)
Toefl sonuçları ciddi bir etki uyandırır ancak kişisel kanaatimce bu notla beraber ingilizce hazırlanmış bir cv emin olmamı sağlar.

Şöyle ki, dil bilmek ayrı bir konu dili yetkin kullanmak ayrı bir konu. Bizim ülkemizde her türlü sınavdan çok yüksek not alma potansiyeli taşıyan çok sayıda insan var. Ancak sadece "dil öğrenme" prpsedürlerini uygulayan birçok kişi dili doğal bir şekilde kullanamıyor.

İngilizce hazırlanmış bir cv'ye bakarken doğrudan Türkçeden çeviri mi yapıldığı yoksa organik şekilde İngilizcede yetkin birisi tarafından mı hazırlandığı çok çıplak şekilde belli oluyor. Neyi nasıl yazdığınız, kısaltmaları kullanış şekliniz çok net bir gösterge oluyor.

Eğer yüksek bir toefl puanı ve göze batmayan bir ingilizce cv yan yana gelmişse bence o kişi İngilizceye hakimdir.

Eğer ingilizce cv değerlendirme kapsamı dışındaysa emin olmanın tek yolu sanırım çağırıp görüşme yapmak olurdu.
0
akhenaten
(19.06.23)
Akıcı konuşmadıktan sonra sınav puanı hikaye. 3 ay çalışarak toefl ve ielts den iyi puan yapılır her türlü. Sınav sonrasında dil pratiği yoksa hiçbir anlamı yok.
0
roe
(19.06.23)
Yökdil ve yds klasik.
Toefl ve ielts bakılır; ielts'in global üni ler arasında daha bir ağırlığı vardı sanırım, araştırabilirsin
0
gadlemler
(19.06.23)
ik'cılardan toefl'a girmiş olan çok azdır
dolayısıyla nasıl bir etkisi olduğunu içselleştiremez

yds daha popüler, yapılan işte kullanıldığını belirtmek ya da ingilizce bir çalışmanı cv'ye eklemke etkili olabilir
0
bir soru sorcam
(19.06.23)
ielts veya toefl, bunlar olmuyorsa yds girin mutlaka. konusma becerisi gerekli olan is zaten az, cogu iste okuma yazma becerileri gerekli oluyor, yds de okumayi olcen bir sinav o kadar da bok atilacak bir sinav degil
0
aydonno
(19.06.23)
(11)

Birisi sizi takip etse

karayel
izin gününüzde görünmez biri sizi takip etse, her saniye peşinizde ama siz farkında değilsiniz. Görünmez dedik :)Hakkınızda söyleyeceği şey ne olurdu?yani sizi nasıl tanımlardı?Tek kelime ya da kısa olsun tanım.
izin gününüzde görünmez biri sizi takip etse, her saniye peşinizde ama siz farkında değilsiniz. Görünmez dedik :)

Hakkınızda söyleyeceği şey ne olurdu?

yani sizi nasıl tanımlardı?

Tek kelime ya da kısa olsun tanım.
0
karayel
(18.06.23)
waoow der ne kadar sıradan bir insan :D
0
freebird5406_2
(18.06.23)
"Acınası" derdi.
0
huçi kuçi
(18.06.23)
bu da avare avare dolasiyor cok mutsuz galiba
0
Kittie
(18.06.23)
Klas adam.
0
dissendium
(18.06.23)
Rutin mükemmel
0
baldan kaymak
(18.06.23)
Doymuyor asla doymuyor..
0
AlsterWasser
(18.06.23)
Deli galiba
0
sırtçantalı
(18.06.23)
Valla izin gunumde takip ediyorsa moduma gore ya 'aman evden cikarsin' ya da 'gir lan iceri artik' falan derdi. Boyle de dengesiz biriyim.
0
j r r tolkien hayrani
(18.06.23)
Açıktan söyleyecekse "çok iyi çok tatlı biri, kendi dünyasında mutlu mesut yaşıyor" derdi.

İç sesinden konuşacak olursa "ot gibi gün geçiriyor bir de yaşadığını sanıyor (buraya bir küfür gelecek)" derdi. :D
0
akhenaten
(19.06.23)
Amma yattı be!
0
gadlemler
(19.06.23)
Bomboş bir hayat...
0
Dağcı
(19.06.23)
(3)

whatsappta "benden sil" seçeneğiyle silinen mesajlar

semaforo de medianoche
şimdi ben whatsapp gruplarında hem kendimin hem de arkadaşlarımın attığı bazı mesajları benden sil diyerek sildim. şirketimde gerçekleşme ihtimali olan bazı denetimlerde (bir devlet kurumu yapacak bu denetimi) bu telefonların muhtemelen bir bilgisayara bağlanıp özel yazılımlarla incelenme durumu var
şimdi ben whatsapp gruplarında hem kendimin hem de arkadaşlarımın attığı bazı mesajları benden sil diyerek sildim. şirketimde gerçekleşme ihtimali olan bazı denetimlerde (bir devlet kurumu yapacak bu denetimi) bu telefonların muhtemelen bir bilgisayara bağlanıp özel yazılımlarla incelenme durumu var (hayır olamaz öyle şey diyenler oluyor ama olabiliyor bu konuyu merak eden varsa mesaj atabilir sorunun altında bu mevzuyu açıklamayayım şimdi 1 saat).

şimdi merak ettiğim bu "benden sil" diye sildiğim mesajların bu özel yazılımlarla okunabilme ihtimali var mı? arkada bir yerlerde izi kalıyor mu o mesajların benim telefonumda da? mesela şunu biliyorum o yazılımlarla mesaj silme yazma loglarına falan ulaşabiliyorlarmış yani 11:47'de şu görüşmeden mesaj silindi gibi.
0
semaforo de medianoche
(15.06.23)
Benden sil sadece senden silinir ama karşı taraf o mesajları görür. Kendi yazdığın şeylerin karşı tarafta da görünmesini istemiyorsanız herkesten sili seçecektiniz.
0
false pretension
(15.06.23)
@false pretension: karşı tarafta görünmesini sormak istemedim hocam direkt benim telefonumdan özel yazılımlarla incelendiğinde görünüyor mu onu soruyorum
0
🌸semaforo de medianoche
(15.06.23)
Böyle bir durumu burada kimsenin test ettiğini sanmıyorum.

Whatsapp sohbet ekranından sağ üst köşedeki 3 noktaya basıp ayarlara girin, yardım sekmesinden bize ulaşın butonuna basıp doğrudan whatsapp'a sorun bence sorunuzu.
0
akhenaten
(16.06.23)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.