Giriş
(3)

Günlük konuşma dilindeki ufak bir değişim

akhenaten
Bir süredir gördüğüm bir şey var, dikkatimi çekti. Sadece benim mi dikkatimi çekti diye merak ettim.Soru zarfının alışılmış haliyle cümle başında kullanıldığı bazı soru kalıplarında artık fiilden önce kullanıldığını görmeye başladım. Hatta bunu daha çok erkekler ve özellikle de genç erkekler yapıyor
Bir süredir gördüğüm bir şey var, dikkatimi çekti. Sadece benim mi dikkatimi çekti diye merak ettim.

Soru zarfının alışılmış haliyle cümle başında kullanıldığı bazı soru kalıplarında artık fiilden önce kullanıldığını görmeye başladım. Hatta bunu daha çok erkekler ve özellikle de genç erkekler yapıyor sanırım.

Örneğin "Nasıl ünlü olurum?" diye sormak yerine "Ünlü nasıl olurum?" diye soruyorlar. Ya da mesela "Nerede rahat uyurum?" gibi bir biçim yerine "Rahat nerede uyurum?" şeklinde bir biçim kullanıyorlar. "Kazık nereye çakayım?", "Reçel neyle yiyeyim?" tarzında şeyler...

Google'a soru sorar gibi geldi :D Sizin gözünüze çarpıyor mu bu?
0
akhenaten
(03.10.23)
Sanırım alışkanlıktan ayrı olarak ulama kaynaklı. İster istemez bitiştiriyoruz kelimeleri.

Ünlü nasılolurum? gibi.

Kelimeleri tek tek söylemek yerine kısaltıyoruz.
0
diyecevaplandı
(03.10.23)
Bir de ''ricalar'' var. Benden başka duyan var mı?
0
Kahvedesu
(03.10.23)
@Kahvedesu, duymadım galiba hiç :D o nasıl oluyor?
0
🌸akhenaten
(03.10.23)
(4)

type c neden bu kadar abartılıyor?

0zlem
Samsung apple ile dalga geçmiş type yi şu kadar zamandır kullanıyorum diyesadece şarj etmiyor muyuz ne olscak telefon uçacak mı type c gelince anlamadım
Samsung apple ile dalga geçmiş type yi şu kadar zamandır kullanıyorum diye

sadece şarj etmiyor muyuz ne olscak telefon uçacak mı type c gelince anlamadım
0
0zlem
(01.10.23)
Olayın özeti şu

1- Apple type-c kullanmıyordu.

2-Apple type-c'nin standartlaşmasına karşıydı ve bunun ar-ge faaliyetlerini kısıtlayacağını savunuyordu.

3- Buna rağmen AB type-c'yi standartlaştırdı

4- Apple type-c kullanmak durumunda kalınca bu şekilde çıkardığı ilk ürünü bir gelişim, bir inovasyon yapmış havasında tanıttı, yani bu beklenen bir şey aslında. Mecbur kaldık kullandık, artık siz de razı olun diyemezdi müşteriye.

5- Hal böyle olunca espri konusu oldu
0
akhenaten
(01.10.23)
Hem şarj hem veri transferi açısından çoook daha verimli. Hadi veri transferi pek kabloyla yapılmıyor artık (ki ben kolayıma geldiği için yapıyorum hâlâ) ama şarj olma konusunda veriler vardı apple lightning cable ile c type arasında. C type çok daha hızlı şarj ediyordu. Ha bi de tabii ki günümüzde tüm ürünler c type'a uygun şekilde üretiliyor. Her şeyini tek bir kabloyla şarj edebilmek varken apple ürünü için ikinci bir kablo bulundurmak gereksiz yük. Mesela samsung telefonumun şarj kablosu bozuldu ama evde başka teknolojik aletlerden çıkan bi dünya kablo var, onlarla şarj edebiliyorum. Apple olsa yenisini almam gerekirdi
0
nundu
(01.10.23)
1 sarj aleti ile (typec) herseyi sarj etmek mi daha iyi
Yoksa
Bir suru sarj aleti ile sarj kullanmak mi daha iyi

Typec standartlastirilmasi bence harika bi olay
0
Zetnikov
(02.10.23)
Şu da unutulmamalı. Apple şarj kablosunu ayrı satmaya başlamıştı ve pahalıydı. Şimdi orijinal ve daha ucuz bir kablo ile şarj etmek mümkün. Bu pratikliğin ticarete karşı bir zaferi aslında.
0
dissendium
(02.10.23)
(9)

apartman katlarına kamera

dedim ben sana
yönetici katlara kamera taktırmak istiyor. istemezsem ve benim katıma kamera takarsa ne gibi haklarım vardır? teşekkür ederim.
yönetici katlara kamera taktırmak istiyor. istemezsem ve benim katıma kamera takarsa ne gibi haklarım vardır? teşekkür ederim.
0
dedim ben sana
(01.10.23)
Ortak karar takılsın olursa hayır bile desen ödemek zorundasınız
0
basond
(01.10.23)
@basond yazılı bi karar yok yapalım mı hadi yapalım diye sadece sözlü konuşma var.
0
🌸dedim ben sana
(01.10.23)
kat mülkiyeti kanunundan doğan ve ayrıca kat malikleri kurulu toplantı kararlarından doğan yetki ve sorumlulukları var yöneticinin. oralardan, kamera için kaynak veya dayanak olabilecek bir hüküm bulabilir. siz de kanunu ve kurul kararlarını kendi açınızdan dayanak bulabilmek için okuyun.
0
sagini solunu bilmez cahil
(01.10.23)
Sebep olarak ne sunuyor? Yani durdurmaya çalıştınız mı önce?

Atıyorum ara katlara doğrudan giriş imkanı yoktur, giriş kapısına ve yangın merdivenine taktırılan iki kamera yeterli olacaktır o halde ara kata kamera takılmasının masraftan başka bir etkisi olmaz. Ayrıca ara kata kamera takılıp ne yapacak milletin kapısını, gelenini gidenini mi gözleyecek? Sorunlu bir istek. Bence burdan yürüyün.
0
akhenaten
(01.10.23)
Ha site yönetim defterine yazılmadıysa o zaman olmaz ben hep resmi olarak tamamlanan işlerden bahsediyorum o zaman kafasına göre yaptım oldu diyemez. Kurul yapılacak oylama yapılacak karar defterine yazılacak anca o zaman ek bitçe ile yapılır.
0
basond
(01.10.23)
@akhenaten geçen yıl evinin kapısını zorlamışlar hırsızlara caydırıcı olsun diye yaptıralım diyor. diğer kat malikleri ok demiş ama hep sözlü. yapılabilir ama böyle kafasına göre hareket etmesinden hoşlanmıyorum. 10 daireli küçük bi apartmanız biz. gelen gidenimin gözetlenmesi hissiyatından hoşlanmadım. apartman çevresinde, asansöre ve katlara koyduracağını söylüyor.

@basond tek apartmanız ve 10 daireyiz. hırsızlara caydırıcı olsun diyor. ama hoşlanmadım tavrından. caydırıcı olacağını da düşünmüyorum başta sürekli otopark kapısı ve apartman kapısı zaten sürekli açık bunu dile getirdim kem küm etti. sözlü olarak yapalım edelim para toplayalım vs. benimle aynı katta annesi de oturuyor siz para vermeseniz de benim için sorun değil o kata taktırırım diyor. oldu ki taktırdı ne yapılabilir?
0
🌸dedim ben sana
(01.10.23)
kapıları görecek şekilde takmak yasak diye biliyorum. Bizim eski apartmanda giriş kapısını gören, garaj kapısı ve içini gören, bahçeyi gören kameralar vardı, katlarda yoktu.
0
nhk ni youkosu
(01.10.23)
kat malikleri kurulunda 'aidat x tldir' diye karar yoksa, yönetim 'işletme projesi' diye bir gider tahmin detayı hazırlayıp kat maliklerinin onayına sunmalı göreve başlayınca. buna itiraz olmazsa bu aidat miktarı kesinleşir ve yönetim kafasına göre azaltıp artıramaz. bu parayı kendine verilen görev ve yetkiler dışında kullanamaz. sizin durumda, 'güvenlik' diye gerekçe gösterecektir ama siz de binanın giriş hoktalarına kamera takmanın yeteceğini, kapının güçlendirilmesini vs belirtin. Ve hatta, bunları yapmadan katlara takarsa parayı çar çur ediyor diye savcilıga suç duyurusunda bulunacağınızı belirtin.
Bir de, kasada para yoksa bunun için sizden kafasına göre para isteyemez.
Kat mülkiyeti kanunu size yol gösterir
0
abbabaabbaababbabaababbaabbabaab
(02.10.23)
sadece bilgi olarak, evinizin önü ve diğer tüm evlerin önü ortak alan olarak eşit hisselidir. (ideal şartlarda tabi)

buna göre yönetim kararı alırsa sizin katınız da kapınızın başladığı yere kadar ortak alan sayılır muhtemelen. kamera özellikle kapı açıldığında vs evin içini görmüyorsa özel hayatın gizliliği de saymayabilirler. tamamen mantık yürüttüm.

ancak mutlaka kuralına göre yapmadığı işler vardır, tehdit eder çözersiniz.
0
enteg
(02.10.23)
(2)

ihbar süresini kısaltma

axl
Merhaba,Özel sektör çalışanıyım. İstifayı verdikten sonra 6 haftalık ihbar sürem var. Şirketim pek kısaltmaya yanaşmazsa eğer aşağıdaki şekillerde kısaltmam mümkün olur mu?- Yıllık izin hakkımı ihbardan düşmek. Örneğin 20 gün iznim var bu durumda 2 hafta ihbar süresi olur.- Sürenin bir kısmı için şi
Merhaba,

Özel sektör çalışanıyım. İstifayı verdikten sonra 6 haftalık ihbar sürem var. Şirketim pek kısaltmaya yanaşmazsa eğer aşağıdaki şekillerde kısaltmam mümkün olur mu?

- Yıllık izin hakkımı ihbardan düşmek. Örneğin 20 gün iznim var bu durumda 2 hafta ihbar süresi olur.
- Sürenin bir kısmı için şirkete maaşım oranında ödeme yapmak.

Biraz uç örnekler olmuş olabilir. Öğrenmek istediğim iyi niyet, ikili anlaşma dışında iş büyürse yasal olarak nasıl bir hakkım var. Teşekürler.
0
axl
(29.09.23)
İhbar tazminatını ödeyip çıkmak yasal hakkınız zaten, bu konuda uzlaşma gerekmiyor. 20 gün izin alacağınız varsa 22 gün de üstüne ekleyerek 42 günlük tazminatı ödeyebilirsiniz. Uç örnekler değil aslında, yani eğer ihbar süresi boyunca çalışmanızı istiyorlarsa ancak siz çalışmak istemiyorsanız bunun usulü bu ödemeyi yapmak. Normalde izin süreleri ihbardan sayılmıyor ancak işten çıkarken firma ya da tersine işten çıkarılırken siz buna razı oluyorsanız anlaşma geçerli oluyor. Ha "izinleri ihbardan sayalım" demek yerine siz toptan 6 haftalık tazminatınızı öder, üstüne 20 gün izin ücreti alırsınız yine aynı hesaba gelir.

Ama bence bunu gündeme getirmeden önce ihbar süresince çalışmanızı isteyip istemediğinizi söylemelerini bekleyin.
0
akhenaten
(29.09.23)
izin kullandırma şirketin insiyatifinde.

Ama iş arama izni istifa sebebi ne olursa olsun hakkınız. Bunu talep edebilirsiniz.
0
anten
(29.09.23)
(10)

Bu kazada kim hatalı

Topalordek
2 şeritli yol, trafik lambasından kalktık gidiyoruz. Ben sol şeritteyim, kavşağa geldim ama sinyal vermedim ve düz devam ediyorum. Yanımdaki araç sinyal vermiş ki görmem imkansız ve aniden dönmek için önüme kırdı, ufak bir sürtüşme oldu. Soldayim diye dönmek zorunda mıyım, trafik işareti yok hangi ş
2 şeritli yol, trafik lambasından kalktık gidiyoruz. Ben sol şeritteyim, kavşağa geldim ama sinyal vermedim ve düz devam ediyorum. Yanımdaki araç sinyal vermiş ki görmem imkansız ve aniden dönmek için önüme kırdı, ufak bir sürtüşme oldu. Soldayim diye dönmek zorunda mıyım, trafik işareti yok hangi şerit döner dönmez diye. Adam madem dönecek niye sağ şeritte?
0
Topalordek
(29.09.23)
Hayır solda dönmek zorunda değilsiniz ama o döneceği için sol sinyal verip, sol şeride geçip hatta sol şeridin soluna yanaşmak zorunda. Mevzuatta dönüş kuralı bu.

Sol şeritte olduğunuz için dönmek zorunda olmama hakkınız zaten dönüş yapacak aracı sağ şeritten geçme serbestliğiyle de korunuyor. Normalde aracın sağdan geçilmesi yasak, bunun serbest olduğu tek durum önünüzdeki aracın dönüş yapacak olması. Dönüş yapmayacaksan soldan gidemezsin çok absürt bir argüman olmuş eğer size bunu bu kişi söylediyse. Ayrıca iki şeritli yolda kavşağa gelseniz ya sağa ya sola dönmek zorundasınız o zaman bu mantığa göre :D

Edit: Ayrıca dönüş kurallarına uymadığı için bir aracın diğerinin önüne kırıp kazaya sebep olması çok yaygın bir kaza senaryosu. Bu senaryoda önünüze kıran araç bariz haksız. Zaten yanınızdaki aracın sinyalini göremezsiniz. Dikkatli olmak ayrı bir konu, yanınızdaki aracın kuralsız hareket edeceğini öngörseniz kaza olmayabilirdi ancak bunu öngörememiş olmak bir hata değil.
0
akhenaten
(29.09.23)
haklı haksıza girmiyorum ama ben düz gideceğim halde sol şeritte kaldıysam dikkat ederim sağdakine dönerse diye. he sola dönecekken sağda kaldıysam da soldakine dikkat ederim üzerine kırmiyim diye yada elimi falan çıkarır işaret ederim sinyalimi göremez diye.
0
hobarey
(29.09.23)
sağdaysa sol sinyal verdiğini zaten göremez. yani sola döneceğni bilemez. soldaysa sola dönecektir gibi düz mantık yapan insanlarla dolu bir ülke burası. haksız bariz o taraf. benim de benzeri oldu. sağdan gelip önüme kırıp sola girdi ben de sola giriyorken. tek şerit ama orası. kaza an meselesiydi.
0
ShadowOfMoon
(29.09.23)
Karşı taraf haksız. Sizin geçişinizi kontrol edip uygun bir zamanda şerit değiştirip dönmekle yükümlü.

www.sbm.org.tr
0
kimlanbu
(29.09.23)
Haklı olan sizsiniz ama bu çok sık yapılan bir şey o sebeple soldayken dönmeyeceksem biraz ağırdan alıp sağ şerittekinin hareketini görmeye çalışırım. İnsanlar çok sorumsuz çünkü.
0
Gradient_tabanlı_mor
(29.09.23)
sağdan sola dönülür mü yav. siz haklısınız. öyle bir trafik yok.
0
bohr atom modeli
(29.09.23)
Sola dönmeyecekseniz sizin solda ne işiniz var?

Diğer kişi düz gitmeyecekse veya sağa dönmeyecekse onun sağda ne işi var?

Bana kalırsa ikiniz de mantıksız yerlerdesiniz ama kaza hali olduğu için kanunen siz daha haklısınız gibi duruyor.

Çarpan kişi büyük ihtimalle çakallık yapıp sağa geçti ve o psikoloji ile hızlı davranmak istedi. Sizin için de bu solda zaten döner, ben de peşine hemen döneyim dedi ama sizin düz gitmeniz arkadaşı trollemiş gibi olmuş biraz, o da çarpmış.

Tamam eleştiriyoruz ama biz de yapıyoruz, sadece dedikleri gibi yapınca da diğer tarafı gözlemliyoruz. "Ulan solda durdum ama düz gidicem sinyalimi vereyim, elim de kornada dursun, gerekirse göz kontağı kurup elle anlatalım" diyoruz.

Sağda durunca da aynı şekilde diğer araçlara gözümüz tetikte duruyor akış dışı bir şey yapacaksak.

Burada ikiniz de beklenen dışı davranmışsınız. İkiniz de tetikte hareket etmemişsiniz.

Edit: Bana kalırsa sağa sinyal verseydiniz adam anlardı mesela o da bir hata.

O arkadaş sinyal verdiyse ve görmediyseniz o da sizin hatanız.

Bu arada ben ışıktan kalkış gibi düşündüm daha çok. Kavşağa girip çıkma konusunda çok da suçlu sayılmazsınız evet.
0
ananiyimioguz
(29.09.23)
sola dönecekse kavsaga gelmeden sol serite gecmesi gerekiyordu diger arabanin. gel kaldiysa da yanindaki arabayi kontrol etmesi gereken yine kendisi. sizin hicbir kusurunuz yok.
0
sir gawain
(29.09.23)
"Sola dönmeyecekseniz sizin solda ne işiniz var?"

bu soru o kadar yanlış ki...
hemen bir örnek vereyim: cdn-uym.ibb.gov.tr

görüldüğü gibi iki şeritli yollarda dönüş tarafındaki şeritte hem dönebilirsin hem de düz gidebilirsin işareti var. dönmeyecek kişi bu şeride giremez diye bir işaret yok. o durumda zaten dönüş tarafında çok kısa bir ek şerit olur viraja yakın, oraya geçip düz gidemezsin. bu kazada haksız olan tek taraf sağ şeritten sola dönmeye çalışan sürücü.
0
Flybutter
(29.09.23)
@Flybutter, ben sola dönüş için ayrılmış şerit içeren ışıklı yollar oluyor ya o case gibi algılayıp söylemiştim ama burada durum biraz farklıymış evet
0
ananiyimioguz
(29.09.23)
(8)

Ne demek istemiş - (ingilizce)

roe
"Oh ok, so volunteering" burada bir laf sokma mı var sizce? O kadar gönüllüsün ki gibi mi
"Oh ok, so volunteering" burada bir laf sokma mı var sizce? O kadar gönüllüsün ki gibi mi
0
roe
(28.09.23)
context lazım.
0
AlsterWasser
(28.09.23)
bilemeyiz.

"he yani gönüllülük.." demiş de olabilir. konuşmanın öncesine ihtiyac var
0
king lizard
(28.09.23)
iş ilanına başvuran biri işin gönüllü(beleş) olduğunu öğrenince bunu yazabilir.
0
nhk ni youkosu
(29.09.23)
gönüllüsünüz ya hammınağğ
0
abi bi dizi buldum on numara
(29.09.23)
context lazim +1
0
cooperr
(29.09.23)
Geneli görmeden bir şey demek zor +1

Bu kadar kısımdan anlaşılan şey, bu kişi sizin bu anlattığınız şeyin gönüllülük esasına dayandığının farkına bu cümleyi kurduğu an varmış.

Ama bu sizin eski bir çalışmanız mı, yeni başvuru yaptığınız yerde mi gönüllü çalışmak istiyorsunuz, hatta bunun çalışmayla bir ilgisi var mı, bu kişi şaşırmış mı, alay mı etmiş, takdir mi etmiş, küçük mü görmüş tek cümleden anlaşılabilecek bir şey değil takdir edersiniz ki.
0
akhenaten
(29.09.23)
laf sokma yok gibi bence. yani konuşma zaten gerilimli değilse laf sokma değil derdim.
0
bohr atom modeli
(29.09.23)
bana kinayeli gibi geldi
0
ananiyimioguz
(29.09.23)
(2)

Mousepad - kir tutmayan vs.

tchuck
ya ne aldıysam olmadı. bana mousepad önerir misiniz?şu 1 metreye 40cm'likler de olur. veya normal düz mousepad de olur. kir tutmayan veya tutsa da, basitçe silinebilir bir mousepad arıyorum.
ya ne aldıysam olmadı. bana mousepad önerir misiniz?

şu 1 metreye 40cm'likler de olur. veya normal düz mousepad de olur. kir tutmayan veya tutsa da, basitçe silinebilir bir mousepad arıyorum.
0
tchuck
(28.09.23)
Ben geçen sene aldım bir tane, açıkçası hiç beklentim olmadan sadece mouse pad olsun diye almıştım ama şu an çok memnunum, sipariş geçmişinden bulup linkini koydum.

Kumaşı inanılmaz kolay temizleniyor, nemli bezle azıcık sürtünce hiçbir şey kalmıyor. Belli başlı bir özelliği var mıdır bilmiyorum, hiçbir araştırma yapmadım dediğim gibi, siz kontrol edersiniz. Malzeme olarak polivinil klorür, kumaş adına da interlok yazmışlar.

www.amazon.com.tr
0
akhenaten
(28.09.23)
Ben mouse pad yerine plastik kesme matlarindan kullaniyorum, maketciler icin olandan, ustunde gridi ve olculer olan. Kirlenmiyor ve temizligi kolay.
0
mirafiori
(28.09.23)
(3)

BES devlet katkısı

tchuck
BES için normalde istediğimiz fonu seçiyoruz. emtia olur, yabancı hisse ağırlıklı olur vs.peki, devlet katkısı nasıl oluyor?yani şimdi ben bu yıl 140bin tl BES'e para yatırırsam 40bin tl devlet katkısı var. ama bu 40bin TL nasıl değerlendirilecek? TL olarak mı kalacak? yoksa bunu da bulunduğumuz fon
BES için normalde istediğimiz fonu seçiyoruz. emtia olur, yabancı hisse ağırlıklı olur vs.

peki, devlet katkısı nasıl oluyor?
yani şimdi ben bu yıl 140bin tl BES'e para yatırırsam 40bin tl devlet katkısı var. ama bu 40bin TL nasıl değerlendirilecek? TL olarak mı kalacak? yoksa bunu da bulunduğumuz fonlara mı dağıtıyorlar?

eğer TL mevduata göre tutmuyorsa, bu yıl az para atmışım BES'e. kalan 3 ay 100bin tl atıp tüm devlet katkısını almayı planlıyorum. yoksa hiç ellemeyeceğim.
0
tchuck
(26.09.23)
devletin belirlediği getirisi en az olan fonlarda tutuluyor, o fonların ağırlığı zararına devlet tahvili alıyor.

kısaca devlet katkısı uzun vade düşünülünce özellikle yüksek enflasyon ortamında katkısı sıfıra yakın.
0
nuisance
(26.09.23)
Devlet katkısı için sadece faizli ve faizsiz tercihi yapabiliyorsunuz. Zaten fon dağıtırken görüyor olmanız lazım.
0
akhenaten
(26.09.23)
o zaman ne yatırıyorsak 2-3 yıl kala yatırmak lazım demek ki. anca o zaman manası olur. o da 2045 :)
0
🌸tchuck
(26.09.23)
(3)

Yaşça küçük sizden az deneyimli meslektaşınız sizi eziklemeye çalışırsa

psmstc
Sizinle idarecilerle yapılan toplantılarda diğer hemcinsiyle birlikte gırgır geçmeye çalıştığını hissettiniz nasıl davranırsınız anlık ve genel olarak soruyorum teşekkürler
Sizinle idarecilerle yapılan toplantılarda diğer hemcinsiyle birlikte gırgır geçmeye çalıştığını hissettiniz nasıl davranırsınız anlık ve genel olarak soruyorum teşekkürler
0
psmstc
(25.09.23)
Ben böyle şeyler yaşamıştım, 1-2 kez. Genelde bu cesaret karşısında şok geçiriyorum önce. Anlık tepki vermekte zorlanıyorum. Susup bakıyorum böyle ne saçmalıyosun der gibi, sonra da intikamımı işle ilgili bi şey sorduğunda alıyorum, kuyruğunu kıstırıp yanıma gelecek nasıl olsa. Bildiğim şeyi öğretmiyorum ve mesafe koyuyorum.
0
turuncu tonlarda
(25.09.23)
o ortamda doğrudan ağzının payını veririm. misal verdiği gereksiz akıl ve fikirden sonra napolyonun daha önce dediği gibi o yerler parmakla alınabilseydi ben de öyle yapardım tarzı bir cevap veririm. baktınız ders almıyor çürük elmayı bütün sepeti çürütmeden önce sallandırın.
0
bravoteam
(25.09.23)
Yönetici güvendiğim biriyse iplemem. Bazen bir konuda bir karar vermek gerekiyor, kararın neticesi her zaman en iyi sonuca varmayabilir. Bu genç ve az deneyimli kişinin önerdiği şey o gün daha olumlu bir sonuca sebep olduğunda havalara giriyorsa bu onun deneyimsizliğinden kaynaklıdır. Ancak önemli olan aldığınız kararların toplamda pozitif etki gösteriyor olması. Eğer yönetici bunun farkında olan biriyse benim için sorun yok, zaten bocalayacağı zaman geldiğinde kendisi de fark edecek.

Eğer yöneticime güvenmiyorsam sıkıntı büyük.
0
akhenaten
(25.09.23)
(6)

Yedek subay yapmak mantıklı mı çıkma oranı

optimistbakunin
Selam. Askerliği 1 yıl maaşlı yapmak 6 ay yapmaktan mantıklı degil mi? Ama şartları var. Mesela tıplar disciler oncelikliymiş. Iibfli sosyal bilim alanındakilerin yedek subay yapma ihtimali nedir? güncel ne kadar aliyorlar ocaktan sonra ne kadar olacaktir
Selam. Askerliği 1 yıl maaşlı yapmak 6 ay yapmaktan mantıklı degil mi? Ama şartları var. Mesela tıplar disciler oncelikliymiş. Iibfli sosyal bilim alanındakilerin yedek subay yapma ihtimali nedir? güncel ne kadar aliyorlar ocaktan sonra ne kadar olacaktir
0
optimistbakunin
(24.09.23)
Mantık açısından bakmak doğru olmaz. Askerlik zor iş. Bana göre en kısa sürede bitirmek mantıklı. Şansımın çok yüksek olduğu bir bölüm bitirdim (makine mühendisliği) ve 6 ay yaptım. İnsanı yıpratan bir şey. Çok zayıflamıştım. Bir de ben iyi bir yerde askerlik yaptım. Terör görmedim. Her hafta sonu çarşı iznine çıkıp her şeye ulaşabildiğim bir yerdi. Kötü bir yer olsaydı daha zor olacaktı. Bu konuda en kötüyü düşün. Asteğmenlikte yer değiştirme de var. Bir yılda iki yer görürsün.
0
dissendium
(24.09.23)
Askerlik zor iş +1.

Emin ol aldığın paradan fazla giderin olacak. Normalde kola içmiyosan askerde 2-3 tane içeceksin. Arada tost, patates falan derken her türlü para gidecek.
0
roe
(25.09.23)
Ben çalıştığım iş yerinden uzak kalmak için yedek subay yaptım 1 sene kafa dinledim. Sağlıkçı olduğum için hastanedeydim, tek sıkıntı erzincan gibi sıkıcı bir şehirde sıkılmaktı. Olaya bakış açın önemli öncelik para mı? Süre mi?
0
mikahakkinen
(25.09.23)
Ben de bu ikilemi yaşamıştım, asker arkadaşlarımın %90'ını sevmem. Şimdi düşününce 6 ay o çileyi çekeceğime, 1 sene asteğmen olup kendi halimde takılmayı %100 tercih ederdim. Başvursam da gelmese bu kadar acımazdım, ama başvuru da yapmamıştım.

Askerlik zor, ama askerliğin zorluğu çok büyük oranda oradaki tiplerden kaynaklı oluyor. Asteğmen olmak askerliğin zorluğunu ciddi anlamda düşüren bir şey. Hele de bizimkiler gibi Kıbrıs'ta tek başına karakol komutanı olarak görev yaparsanız zorluk bir yana kolay bile oluyor.
0
akhenaten
(25.09.23)
onlar meslekci olarak yapiyor, meslekci yapmak nispeten rahat ben de ogretmen olarak yapmistim. ama muharip sinif yd subayligi zor bence. hem acemi egitimi daha uzun hem de sonrasinda muharip birlikte gorev aliyorsunuz.
0
bay b
(25.09.23)
Peki giderleriniz ne kadardi? Geliri tatmin edici miydi? Kalacak yer neresi oluyor bir de muhtemelen gunumuzde nere olursa olsun kira her yerde cok
0
🌸optimistbakunin
(25.09.23)
(2)

Yatırım strateji ve teknikleri

Rao
Merhaba, Bildiğimiz gbi yatırım konunu çok geniş bir konu ve gelir, risk, bilgi birikimi vb. gibi durumlarda dolayı kişilerin farklı yatırım stratejileri var. Dönemsellik, piyasa şartların değişmesi ( enflasyon, faizler, seçimler vb. ) durumlar yatırım davranışlarımızıda değiştirmemizi gerektiriyo
Merhaba,

Bildiğimiz gbi yatırım konunu çok geniş bir konu ve gelir, risk, bilgi birikimi vb. gibi durumlarda dolayı kişilerin farklı yatırım stratejileri var.

Dönemsellik, piyasa şartların değişmesi ( enflasyon, faizler, seçimler vb. ) durumlar yatırım davranışlarımızıda değiştirmemizi gerektiriyor.

Kısa, orta ve uzun vadede doğru yatırım stratejileri nasıl olmalı, özellikle bursa ve fonlarda al , sat, tut gibi durumları hangi şartlarda neye göre değiştirmemiz en doğrusu olur.

Özellikle az zaman ayırarak daha az riskle daha fazla kazanç elde etmek için, ne gibi yöntemler uygulamalıyız.

Teşekkürler,
0
Rao
(24.09.23)
Orta vadede haber akışlarını ve aracı kurum raporlarını takip etmek en az zamanla en istikrarlı yol sanırım. Özellikle piyasanın içinde olan bir işiniz yoksa, örneğin temel bilimlerde bir alanda çalışıyorsanız çok bir seçenek kalmıyor.

Ekonomik takvim uygulamaları var, istediğiniz ülkeleri filtreleyip o gün açıklanacak verileri görebiliyorsunuz. Hangi uygulama olduğu çok önemli değil, hepsi az çok aynı. Ben kendi adıma Türkiye, ABD, Eurozone ve Çin verilerini takip ediyorum. Bunu çalıştığınız kurumun size yolladığı raporlarla birleştirince ve güncel haberlere de biraz dikkat kesilince az çok bir bakış açısı kazandırıyor.

Kısa vadede az zaman ayırmak çok mümkün değil ne yazık ki.
0
akhenaten
(24.09.23)
(9)

Bu arkadaş ile konuşayım mi?

logisticsmanager
Şimdi ofise yeni bir Türk arkadaş geldi. Çok iyi çocuk.Yalniz bir konuda biraz Fransız kültürüne aykırı gibi geliyor; servis.Fransa'da servis kültürü amerika ya da Türkiye aksine "isine gelirse bebegim".Birkaç hareketinde kültüre uymadigini düşünüyorum.1- binada bbq yapıldı. Sonunda yemek artti. Ded
Şimdi ofise yeni bir Türk arkadaş geldi. Çok iyi çocuk.
Yalniz bir konuda biraz Fransız kültürüne aykırı gibi geliyor; servis.
Fransa'da servis kültürü amerika ya da Türkiye aksine "isine gelirse bebegim".

Birkaç hareketinde kültüre uymadigini düşünüyorum.
1- binada bbq yapıldı. Sonunda yemek artti. Dediler paketlere koyacagiz isteyen alsın. Arkadaş iki tane almış, başka iki tane alan görmedim. Yemekte de herkese x miktar veriliyor, arkadaş biraz daha istedi falan.
2-ilk geldiğinde yemekte ekstra yumurta istedi spora gitmeden yesin diye. Neyse buldular buna o gün satilmamis bir salatadan çıkarıp. Tabi parasini istediler (sonuçta restoran çalışanı bunlar sahibi değil). Bedava değil mi ya diye şaka yapti da öyle algilanmadi. Sonra kahve almaya gittik, ben de çalışanları tanirim, ilk defa kahve alacaktim onlardan, bana gosterdi kiz. Sonra bu benden olsun dedi, ben dedim odeyeyim falan yok dedi. Bana sanki önceki olayla alakali gibi geldi neyse.
3-simdi her yemekte yumurta istiyor ama sürekli. En son cuma salata satilmayan gün istedi. Calisanlarin artik illallah ettiği belliydi hal ve hareketlerden. Calisan bugün salata yok dedi, sonra arkadaş da ya sizin müdür hep buluyor bana bir baksaniz falan dedi. Kiz da artik dolapta falan buldu verdi. Ama hem kizin hem Müdürünün yüz ifadeleri "yumurtana sokayim bu kadar isimizin arasinda"ydi.

Ben bu arkadaş ile konuşsam mi bilemedim çünkü böyle saçma sebepten sorun yaşasın istemem. Burada kalmak istiyor ama kültüre ayak uydurmak önemli. Hele yabanciyken aksine fransizdan daha nazik ve saygılı olmak lazım ki karşı taraf ile o ilişki kurulsun.
0
logisticsmanager
(24.09.23)
Aç gözlü insanı değiştiremezsin. Konuşmana gerek yok. Bu yaşa kadar kendisinin düşünmediği şeyi sen mi düşündüreceksin. Ben iletişimimi azaltırım. Bunun Fransız kültürüyle bir ilgisi yok bu arada. Türkiye'de de benzer hareketleri yapsa hoş karşılamazlar.
0
dissendium
(24.09.23)
Bence konuşmak için erken. “Yeni” diyorsunuz. Alışır bence.
Ha alışamasa bile öneri istemeyen birisine öneri verilmemesi taraftarıyım. Çünkü biz kötü oluyoruz sonrasında.
Eğer çalışanlar her gün yumurta vermekten rahatsızsa bunu ona söyleyebilir. “Efendim bu şekilde bir yumurta satışımız yok” demek onlar için basit bir durum.

Hareketleri gerçekten garipseniyorsa ve o da bundan rahatsız olursa size zaten kendisi gelir “Abi bunlar bana niye böyle davranıyor?” der, siz de oturtursunuz karşınıza “bak bro, benim hanım da fransız; ben bu adamların ciğerini bilirim. Bunlar şu şu şu hareketlerden rahatsız olur.” tarzında bir konuşma yaparsınız.
0
irene
(24.09.23)
Bizim patron sesten ve ofiste sohbet edilmesinden pek hoşlanmıyor, ofiste mutfak kısmında falan arkadaşlar çok ses yapınca ben de iyi niyetli bi şekilde gidip "arkadaşlar sesiniz te içeri kadar geliyor xx bey kızar filan az sessiz olun" diyorum, ama bunu söyleyebileceğim samimiyette kişilerse söylerim herkese söylemem. Bunun gibi bi durum, bence kırmadan söylenebilir.

Bir daha senin yanında yumurta istediğinde "kanka bunlar ağzını yüzünü buruşturuyor, galiba yumurta istemenden hoşlanmıyorlar" diyebilirsin. Eğer o cevap olarak "ya ben de farkındaym ama spora gittiğim için mecburen istiyorum" derse yapacak bi şey yok, ama "aa öyle mi hiç fark etmedim" derse böyle şeylere fransızların pek hoş bakmadığını ve ilerleyen aşamalarda ona sıcak davranmayabileceklerini kibarca ve kişisel bi saldırı algılanmayacak şekilde söyleyebilirsiniz bence 1-2 cümleyle
0
turuncu tonlarda
(24.09.23)
Arkadaş burada yeni ve bana böyle yanlış bir şey yaparsam falan söyle demişti benden genç ve binada iki turkuz ben 6 yıldır buradayim. Yani iş vs için diyorum da bu bana çok uç nokta geldi emin olamadım.

Ki bana harbiden bir adet yumurta istemek garip geliyor yani, ofiste buzdolabi var. Yanında ek yiyecek bir şey getirip buzdolabina koyup akşam spora gitmeden yemek yaptığım bir olay. Çünkü öğle yemeğindeki protein benim sporum için yeterli değil. Olmadı Boyle diyeceğim yani böyle ugrasacagina kuru etlerden ya da paketli pişmiş göğüs etlerinden falan getir dolaba koy diye.
0
🌸logisticsmanager
(24.09.23)
Kulturle alakasini goremedim, turkiye'de de hos karsilanmaz (en azindan benim gordugum is ortamlarinda karsilanmazdi) ve ustelik burada birisi muhakkak lafini da sakinmazdi. O yuzden kultur soku degil, ortamina gore hareket edememe, adap bilmeme sorunu var gibi e o da sizi ilgilendirmemeli. Rahatsiz olanlar illa ki bi yerde patlar, kendileri soylesin. Oyle bi durumda da ortami yumusatmak icin Turkiye'de boyle falan diye savunmayin bence. Bosverin.
0
nic cage
(24.09.23)
Yani şöyle Türkiye'de böyle diyorum çünkü bizim başka ülkedeki bir restoranda bu işi yapan abla türk. Yemin ediyorum bir Türk teyze nasıl yönetirse öyle yönetiyor herkese canim ablam diye herkes de hastası kadının.

Yani Türkiye'de ben denk geldim iş yerlerinde daha cana yakin abla/teyze olan kişilerde biraz farklı oluyo, ortam para/cokomel iliskisi gibi olmuyor.

Burada da çocuk yabanci vs diye biraz alttan alıyor gibiler. Yoksa yani ben çocuk her yumurta istediğinde yuzlerini görüyorum.

Türkiye'de her yer böyle değil de yani örnek verirsem burada ne zaman türk dönerciye gitsem "al hadi bu da bizden olsun. Tamam 12 euro 10 ver gec." Ortami oluyor. Daha hayatımda fransiz dükkanında bu ortama denk gelmedim. Aslında demek istediğim bu. Benim eşim de Türkiye'de yaşarken denk geliyordu bu da bizden olsun falan gibi şeylere. Demek istediğim kültürü farki ondan. Yoksa is yerleri üç aşağı bes yukarı ayni tabi.
0
🌸logisticsmanager
(24.09.23)
huu arkadaşım hayırdır sen burada kümes felan olduğunumu sanıyorsun ne bu rahatlık ? derdim hadi eyvallah tavırlarından hoşlanmadım uzak dur direk çat çat.
0
jamswety
(24.09.23)
Sizlik bir şey yok ki, yaptığının Fransız kültürüne aykırı olmasıyla da bir alakası yok, aynı şeyi burda yapsa burda da bir noktadan sonra hoş karşılanmaz. Büyük ihtimalle ordakinden daha kısa sürerdi hatta.

Yani konuşacaksanız "buranın kültüründe böyle şeyler yok" diye konuşmanız garip olur bence. Çünkü alakası olduğunu sanmıyorum. Diğer türlü "ya sen ne iş" temasında konuşsanız da bir şey değişmez çünkü zaten bu kişi zaten daha önce benzer konularda uyarı, eleştiri almıştır bu zamana kadar.

Yani ortada çok net şekilde "sizin bu kişiyle ne işiniz var ki?" Durumu var. Çok iyi çocuk olabilir ama karakter olarak farklısınız belli ki, yanında utanıp sıkılıp durmaktansa bazı alanlarda biraz mesafe koyabilirsiniz.
0
akhenaten
(24.09.23)
bazi insanlar bu konularda cok hassas olamiyor.

boyle durumlarda duzgun bir dille hocam belki fark etmiyorsun ama boyle bir durum vardir buralarda haberin olsun diye uyariyorum ben. yani sizde bir bilgi var ve eleman bunu fark edemiyor. kapasitesi yetmiyor demek ki, daha fazla friction yaratmamak adina soylenmeli diye dusunuyorum. bu bilgiyle ne yapacagi ona kalmis.
0
antikadimag
(24.09.23)
(11)

İstanbuldaki evi satmak mantıklı mı?

ananiyimioguz
4.Leventin orada (Emniyetevleri) bir dairemiz var. Geçen aylara kadar annem oturuyordu fakat emekli olunca orayı yakınlardaki plazada çalışan bir gence kiraya verdi. Kendisi de komple didime yerleşti.Fakat deprem riski olduğu için ben oradaki evin didimden müstakil bir villa alabileceğini, yatırımı
4.Leventin orada (Emniyetevleri) bir dairemiz var. Geçen aylara kadar annem oturuyordu fakat emekli olunca orayı yakınlardaki plazada çalışan bir gence kiraya verdi. Kendisi de komple didime yerleşti.

Fakat deprem riski olduğu için ben oradaki evin didimden müstakil bir villa alabileceğini, yatırımı oraya kaydırıp istersen yine yıllık kiralayarak gelir edebileceğini söyledim.

Ama annem istanbulun daha değerli olduğunu, ileride belki siz geçersiniz, o tarz merkezi bir yerden nasıl ev alacaksınız bir daha falan diyor.

Ama annemin bizi düşündüğünü de sanmıyorum öyle olsa maddi ve manevi sıkıntıda olduğumuz zamanlarda yardım ederdi. Neden o tarz bir bahaneye baş vurdu bilmiyorum.

Bina 10 yıllık. Belki depremde yıkılmaz ama önündeki arkasındaki yıkılabilir.

O yüzden acaba daha risksiz bir yere taşınmalı mı yoksa kalmalı mı sizce ne diyorsunuz? Depremde yıkıldı veya hasar gördü diyelim, bizim için bir kayıp olmaz mı?
0
ananiyimioguz
(23.09.23)
4. levent'teki ev satılıp didim'den falan ev alınır mı hocam allah aşkına :)
0
brkylmz
(23.09.23)
annen %100 haklı.

hatta annen çoğu konuda çok haklı büyük ihtimalle, kadın 4. leveltten ev yapabilmiş zamanında. siz ise evi yok etmeye çalışıyorsunuz :)

bence finansal konulardaki kararlarda işi annenize bi bırakın.
istanbul nere didim nere.

istanbul depremde yıkılsa, atom bombası düşse, gök taşıyla yerlebir olsa bile didimle mukayese edilemez.

hele ki olası bir depremde ayakta kalmış binaların değeri sabahına 3 katına çıkar.
0
whatdreamsnevercome
(23.09.23)
Şehirden ev satıp köyden ev alınmaz.
0
dissendium
(23.09.23)
4. Levent'ten ev satıp Didim'den ev almak cidden üstüne birkaç kez düşünülmesi gereken bir şey olur sanırım. Hele ki 10 yıllık bir binadan.

Deprem riskini somut bir dayanağa oturtabiliyor musunuz bilmiyorum ama ciddi bir risk varsa dengi bir muhitten, dengi bir daire almayı düşünebilirsiniz. Ama bu risk faktörü yanındaki binalar yıkılabilir olmamalı bence.
0
akhenaten
(23.09.23)
Shdhfjg bana kalsa aileyi batiricam o zaman.

Öyle demeyin didimdeki evi bitcoin sayesinde aldirmistim. Para %300 yapmisti. Gerci biraz da sansa oldu ama olsun normalde paralari faizdeydo o kadar kar gelmezdi oradan.

Simdi de kot farkindan oturu omundeki yuksekte bulunan bina baya eski. Ustune yikilabilir. Aslinda teyzemler tasdelen taraflarinin com guzel evler aldilar orada da guzel yerler var hem deprem riski dusuk hem de sehir kasvetinden uzakta. Oraya da kaydirilabilir.

Didim neden dedim, acikcasi buyuk sehrin bir cazibesi kalmadi bizim icin. Didimde 3 sene once 500e aldigimiz ev suan 5 milyon ediyor.

İleride bir bodrum bir kusadasi gibi olursa va insanlar buyuk sehirlerden kacip bu tarz daha kirsal ve yazlik bir yasam surmek isterlerse daha da degerlenir gibi geldi ondan öyle dedim.
0
🌸ananiyimioguz
(23.09.23)
Ben nedense yazılanlara katılmadım. Elimde olsa satar sakin bir yerden ev alırdım. 4. Levent lüks bir yer değil. İstanbul’un albenisi kalmadı.
0
ruhen hastayim ben
(23.09.23)
annenizin malı hakkında tasarrufta bulunma hakkınız yok önce onu eleştirmeniz boşuna.

ayrıca büyükler sizce haksız bile olsa bir bildikleri vardır.
0
nuisance
(23.09.23)
Oncelikle depremin ertesi gunu levent'te hasar almamis bir binanin degeri katlanmayacak. İstanbul'da karadeniz'i goren bir yerde eviniz olsa degeri katlanabilirdi ama levent'teki evin degeri katlanmayacak.

Cunku orasinin depremden az etkilenmemesi mumkun degil. Ongorulemeyen cok sey olabilir belki ama muhtemelen birakin arabayi, yuruyerek bile zor sokak degistireceksiniz.

Kisa vadede zararli bile cikabilirsiniz (işyeri yikilan kiraciniz belki memleketine donecek ya da bir akrabasinin evine gidecek). Evinizi satma ihtimaliniz bana pek olasi gelmiyor. Satin alabilecek kisilerin cogu oturdugu evi veya evlerini satip parayi denklestirebilecek insanlar zaten. E onlarin evi hasarliysa zaten satamayacaklar. Hasarli degilse de zaten oturmaya devam ederler. Zenginlerin ise varolan evlerine muhtemelen bir sey olmayacak, olsa bile en kuzeye, en etkilenmemis yerlere giderler.

Orta vadede degerlenir mi bilmiyorum. Bence depremde degerlenip degerlenmeyecegini bir kenara birakin. Ben bile rahatsiz oldum yazarken. Zaten oradaki ev su an da iyi para eder. Ben olsam sirket kurmayacaksam, mirasci sayisi cok degilse 3-5'in hesabini yapmazdim. En kotu satar, parayi yersiniz omur boyu.
0
ahm1
(23.09.23)
türk insanı kadar ev fetişisti millet yok vallahi, depremi kimse düşünmüyor.
0
nothing in my way
(23.09.23)
Antepteyiz, burada 2.1 milyona çok güzel bir ev görmüştüm depremden önce.

Çok ya antepte o para verilmez dedik borca girmeye değmez.

Depremden sonra 4.5 milyon olmuş. şaka gibi. otoparkındaki kolonlar yarık. Binanın duvarları yarık. kimse takmıyor.

Ama şeyin de etkisi olabilir, büyük deprem oldu ya, bidaha artık 100-200 sene sonra olur raadııız abiii modunda da çok insan gördüm. Haklılık payı olabilir ama yine de antepte betonların arasında bir eve o rakamları kim niye veriyor anlamıyorum.

Yani istanbulda da "yıkılmadım ayaktayım" binaları deli dehşet değer görebilir belki bilemiyorum emin olamadım o yüzden sorayım dedim.
0
🌸ananiyimioguz
(24.09.23)
Bilemiyorum, ben de tahminlerimde hatali olabilirim ama bence dusunceniz depremden kâr saglamaya kaymasin artik. Ben olsam, tek mirasci da ben isem ozellikle bir yastan sonra satarim evi, parasini da yerim, nedir yani? 100 tane eviniz olsa ne olacak?
0
ahm1
(24.09.23)
(2)

giysi vakumlamak

1195
yakında taşınacağım için bulabildiğim her şeyi vakumlamam gerek. mont vakumlasam şeklini şemalını bozar mıyım? hangi tür giysilerde dikkat etmeliyim?
yakında taşınacağım için bulabildiğim her şeyi vakumlamam gerek. mont vakumlasam şeklini şemalını bozar mıyım? hangi tür giysilerde dikkat etmeliyim?
0
1195
(22.09.23)
bir sey olmadi bende de. 1-2 defa vakumlamistim. gayet ise yarar bir yontem.
0
baldur2
(23.09.23)
Valla ben visco yastığımı bile vakumluyorum, hiçbir sorun olmadı.
0
akhenaten
(23.09.23)
(7)

50'li yaşlarındaki bir kadına hitap

Piukh
İş vesilesiyle 3 yıl önce tanıştığımız emekli albay bir abi var. İş ile alakalı münasebetimiz kalmadı ama ara ara telefon ile hal hatır sorduk, muhabbet ettik. Şimdi de eşiyle birlikte yaşadığım yere geliyorlar, seni de bir göreyim dedi. Benim yaşım 30 bu arada.Bu telefon görüşmesini yaparken aaa ne
İş vesilesiyle 3 yıl önce tanıştığımız emekli albay bir abi var. İş ile alakalı münasebetimiz kalmadı ama ara ara telefon ile hal hatır sorduk, muhabbet ettik. Şimdi de eşiyle birlikte yaşadığım yere geliyorlar, seni de bir göreyim dedi. Benim yaşım 30 bu arada.

Bu telefon görüşmesini yaparken aaa ne iyi yengeyle de tanışmış oluruz dedim. Bunu duyan kız arkadaşım da yenge nalaka gencom benim yaptı yandan.

Siz olsanız ne derdiniz, diyorsunuz?
0
Piukh
(22.09.23)
yenge cirkin, varos bir kelime ya. esinle/esinizle derdim. adama abi desem de karisina x hanim derim bulusunca da.
0
Kittie
(22.09.23)
Eşiniz ya da hanımefendi.
0
heritage
(22.09.23)
yenge ancak o adamla oturup tavla oynarken zeki müren kapısı falan geyiği yaptıysanız denebilir. ya da beraber karpuz seçip akşam rakıyla yediyseniz falan... öyle bir ortamın kelimesi.

"eşiniz hanımefendiler" ya da "eşiniz hanımefendi" güzel. en olmadı "hanımefendi" dersin.
0
alperz
(22.09.23)
Abla
0
abbabaabbaababbabaababbaabbabaab
(22.09.23)
yenge derdim.
0
enteg
(22.09.23)
Bu kişiye abi diye hitap ediyor olsanız da eşiyle bir tanışıklığınız yok sonuçta.

Ben telefonla "eşinizle de tanışmış oluruz" derdim. Doğrudan eşine hitap ederken de "x hanım" derdim.

Eğer tanışıklık ilerlerse, eşinin karakterine uyum sağlarım. bana karşı "ahkenaten çocum bi su alabilir miyim" moduna geçerse ben de "x abla" demeye başlarım. Resmi ya da resmi ama canayakın modda kalırsa ben de resmi kalırım.

Yenge yok, yenge ölü bir sözcük. Yenge diye sadece ellerinde büyüdüğüm amcamın, dayımın eşine hitap ediyorum, o da eskiden beri öyle geldiği için. Kardeşimin eşi olsa adıyla hitap ederim. Arkadaşlarımın eşlerine adıyla hitap ediyorum. Yenge sözcüğü moda olan "o senin yengen olur" furyasıyla hayatını kaybetti :D karikatürize bir hal aldı.
0
akhenaten
(23.09.23)
Asker eşiyse hanımefendi ya eşiniz doğru tabirler.
0
boyalı kuş
(23.09.23)
(1)

KKM nedir? Dezavantajı ne?

plastic_angel
1000 USDyi mevduatta tutmak ile KKMye çevirmek arasında ne fark var? Hangisi daha avantajlı?
1000 USDyi mevduatta tutmak ile KKMye çevirmek arasında ne fark var? Hangisi daha avantajlı?
0
plastic_angel
(22.09.23)
Döviz dönüşümlü kkm yaparsanız ve dolar düşerse size verilen faiz oranına göre faiz alırsınız. Eğer dolar yükselirse 1000 dolarınız sabit kalır vadesiz hesapta bekletmiş gibi olursunuz. Bu tür kkm "elimde dolar var ama acaba düşer mi?" endişesi taşıyanlara yönelik bir şey.

Eğer dolarınızı işletmiyorsanız, dolar üzerinden faiz almıyorsanız, dolarla bir yatırım yapmıyorsanız, hesabınızda öylece duruyorsa mantıklı.
0
akhenaten
(22.09.23)
(7)

Trafik Kazası - Suç kimde?

lazpalle
Görseldeki ana caddede mavi renkli araçların şeridinde yoğun trafik vardı.Kırmızı renkli araç benim çarpan araç sarı.Sıkışık şeritteki bir araç bana yol verince dönüşe başladım ve sağdan gelip bana çarpan aracı da görüyordum ve dönüş yapacak kadar aramızda mesafe vardı.Eşimin söylediğine göre adamın
Görseldeki ana caddede mavi renkli araçların şeridinde yoğun trafik vardı.
Kırmızı renkli araç benim çarpan araç sarı.
Sıkışık şeritteki bir araç bana yol verince dönüşe başladım ve sağdan gelip bana çarpan aracı da görüyordum ve dönüş yapacak kadar aramızda mesafe vardı.

Eşimin söylediğine göre adamın kafası öne eğikmiş, muhtemelen telefona bakıyordu.
Yani hiç yavaşlamadan ve fren yapmadan direkt benim sağ çamurluk tarafından çarptı.
Kaza sonrası ilginç bir şekilde iki araç da yanyana paralel bir konum aldı.

Tabi telefona baktığını ispat etmemiz çok zor. Herhangi bir fren izi yok çünkü fren yapmadığına adım gibi eminim.

Diğer taraftan adam ana yoldan geliyor bu nedenle her türlü kusur bende çıkar gibime geliyor. Sizin görüşünüz nedir?

Kroki i.ibb.co
Kaza sonrası (kahverengi araç benimki) i.ibb.co
0
lazpalle
(22.09.23)
Geçmiş olsun. sizlerde yaralanma vb olmaması işin en ve tek güzel yanı olsun. mala gelen bir şekilde halledilir.
kısıtlı bilgimle, yan yoldan çıkanın ana yoldakine yol vermesi gerektiğini söyleyebilirim. sizin çıktığınız yer sokak, diğeri caddeyse diğerinin önceliği var. orası 4 yol ağzı değil de 3 yol ağzı ise siz dönüyorsunuz o düz gidiyor, öncelik onda. 4 yol ağzıysa ve kontrolsüz kavşaksa (ikinizden birine 'dur' veya 'yol ver' yoksa) diğeri sağda olduğundan yine öncelik onda. telefona bakıp yola bakmadığını ispatlayabilirseniz sizin için hafifletici bir durum omur mu emin değilim.
şöyle düşünün: bir arabaya, takip mesafesini koruyamayıp arkadan çarptınız. kusur tamamen sizde. öndeki aracı kullananın ehliyeti sahibi olmaması sizin hata oranınızı, kusur paylaşımını etkilemiyor, yine %100 siz kusurlu oluyorsunuz. denetim vb sıkı olup da ehliyetsiz adam trafiğe çıkmayaydı bu kaza olmazdı diyemiyoruz.
0
abbabaabbaababbabaababbaabbabaab
(22.09.23)
Suç sizde. Tali yoldan çıktığınız için. Ana yoldaki araca yok vermek zorundasınız.
Geçmiş olsun, canda bir şey yoksa gerisi mühim değil
0
etna
(22.09.23)
Kağıt üstünde suç size kalıyor evet, yolda ışık olmadığını varsayarsak pratikte de nasıl ki krokideki mavi araçlar size yol verdiyse sizin de sağınızı kontrol edip hiç de duracak gibi olmayan o sarı araca yol vermeniz gerekirdi.

Bir de fotoğrafta size çarpan araç sağ şeritten geliyormuş gibi duruyor. sola dönerken döndüğünüz yoldaki sağ şeride mi giriyordunuz? Eğer öyle yapıyorsanız bu da sizin payınıza hata olarak yazılır. Sol şeride giriyor olmalıydınız.

Geçmiş olsun.
0
akhenaten
(22.09.23)
@akhenaten
gidiş geliş birer şeritlik yol.
kaza sonrası benim araç biraz orta yerde kaldı.
0
🌸lazpalle
(22.09.23)
suç sizin, ana yol önceliklidir
0
mirty
(22.09.23)
anayol olmasa dahi suç sizde, sarı aracın solundan geliyorsunuz. kontrolsuz kavsaklarda geçiş üstünlüğü sağdan gelen araçtadır.
0
hasansabbah
(19.12.23)
%100 sizde malesef.
0
cooperr
(19.12.23)
(11)

Evdeki koltuklarınızda örtü kullanıyor musunuz? Fiyatlar vs. koruma alma?

winston insani
Merhabalar4-5 ay önce salona çok kullanmadığım bir oturma takımı almıştım.Fiyatlar vs. acayip artıyor ve artık 2 katına bile alamam bu takımı. Bu nedenle koruyucu bir örtü kullanmak istiyorum ikili koltuk ve berjerlerde.Fakat örtü biraz eskide mi kaldı sizce? Siz hala koltuk örtüsü kullanıyor musunu
Merhabalar

4-5 ay önce salona çok kullanmadığım bir oturma takımı almıştım.

Fiyatlar vs. acayip artıyor ve artık 2 katına bile alamam bu takımı. Bu nedenle koruyucu bir örtü kullanmak istiyorum ikili koltuk ve berjerlerde.

Fakat örtü biraz eskide mi kaldı sizce? Siz hala koltuk örtüsü kullanıyor musunuz?
0
winston insani
(21.09.23)
ben kullanıyorum. örtünün eskide kalmasını pek umursamıyorum, bence işlevsel :)

bu arada koltuklar eskimesin diye değil, örtüleri sık sık makineye atabildiğim için işime geliyor.
0
asisamus
(21.09.23)
Aksine. O kadar para verip beğenerek aldığım koltuğu hayatta örtmem. Göz zevki > para
0
ruhen hastayim ben
(21.09.23)
ben de her hafta yıkayıp değiştirebildiğim için ve kolay temizlendiği için örtü kullanıyorum. ayrıca sigara içen biri olduğum için kül vs dökülmesi durumunda ya da evde kedi köpek vs yaşaması durumunda tüy temizliğinde örtü çok daha rahat bir çözümn. neredeyse etrafımdaki tüm arkadaşlarımın evlerinde de koltuk örtüsü oluyor, sanırım temizlik en önemli etken.
0
hypathia
(21.09.23)
Valla ben nasıl yataklarımızı örtüp haftalık nevresimleri yıkıyorsak özellikle sürekli kullandığım kanepeyi de aynı şekilde görüyorum. Benim mantığıma göre koltuğu örtüp örtüsünü düzenli değiştirmiyorsak aynı şeyi yatağa da uygulayabiliriz.
0
denizgonen
(21.09.23)
bazı döşemeciler, üzerinde hiç kılıf yokmuş gibi dikim yapabiliyorlar. öyle bir ustaya denk gelirse yaptır.
0
etna
(21.09.23)
Kullanıyorum. Koltuk örtüleri artık eski çekyat döşemelikleri gibi olmak zorunda değil. İnce dokuma, desensiz, yumuşak olanları tercih ediyorum. Koltuk, kılıflı bir model ve her parçası yıkanabilir olmasına rağmen çok çabuk kirleniyor ve o sıklıkta değiştirmek meşakkatli. Yıpranma payını da düşününce örtü, pratik ve temiz oluyor.
0
from where i ride
(22.09.23)
Kullanmıyorum. Şu ana kadar güzel bir koltuk örtüsü hiç görmedim. Koltuklarım keten, keten olmasını seviyorum. Üzerini örtsem başka bir kumaşa oturmuş olacağım. 3-4 ayda bir koltuk yıkamacı çağırıyorum, öyle temizletmiş oluyorum.
0
irene
(22.09.23)
Ben koltuğu aldığım yerden aynı zamanda koltuğun kendi kumaşından satın alıp örtü diktirdim. Örtü olup olmadığı belli bile olmuyor.

İkea'dan falan aldıysanız böyle bir şansınız olmaz heralde ama mobilyacıdan aldıysanız büyük ihtimal ellerinde kumaş vardır.
0
akhenaten
(22.09.23)
hazır eşyalı evde oturuyorum. Evi tuttuğumda koltukları da yıkattım ama yine de örtü kullanıyorum. Kendi beğenip aldığım koltuklar olsa kullanmazdım ama muhtemelen
0
nundu
(22.09.23)
Eskimesine üzüleceğim kadar pahalı koltuk almıyorum. Paralayanileceğim, yıpranınca yenisini alabileceğim koltuk alıyorum.
Yani örtü kullanmıyorum.
0
zimbirik
(22.09.23)
koltuk yıkattırmak kadar zor bişey yok.

günlükte örtü hep kullanıyorum, temizlik içinde örtü kullanmak daha avantajlı, bişey mi dökültü at yıka ser. biraz yaşam kalitesi ile alakalı ya, ben koltuk sürekli sildirmem lazım gözü ile bakarım örtük kullanmazsam, sürekli oturduğum yer illaki pislenicek o singerler falan köpürterek yıkanmadan silinerek bile temiz olmaz bence (ps. temizlik hastası asla değilim)

etrafımda da yeni evlenen arkadaşlarım, teyzeler evcil hayvan sahipleri herkes örtü ile kullanıyor.
trendyolda çok örtü modeli yok, hep karşına çıkan likralı düz ya da büzgülü modeller biraz ince, semt pazarında oluyor bakırköy cumartesi pazarında güzel koltuk örtücüler var hatta altı silikonlular kaydırmazlar var hemde çok sade şık modeller.

evcil hayvan var diye ben pazardan 1200 tl ye çok dandik likralı tüm koltuğu kaplayan(trendayoldaki en çok çıkanlar) aldım, koltuğu düz renk ile kaplıyorum üzerine güzel bir model örtüyü üçgen seriyorum.

koltuk eskimesi ile alakalı değil tamamen temizlik gözü ile bakyıyorum örtü kullanmaya güzel modeller var
0
eja
(25.09.23)
(9)

kimlik numarasini mahkeme ile degistirmek istesek?

buenosdias
atiyorum saga sola sacilan verilerde kendi kimlik numarami gordum. vatandas olarak dava acip kimlik numarami degistirmek istiyorum desem ne olur?
atiyorum saga sola sacilan verilerde kendi kimlik numarami gordum. vatandas olarak dava acip kimlik numarami degistirmek istiyorum desem ne olur?
0
buenosdias
(21.09.23)
Zaruri sebepler varsa isimle birlikte değiştirmek daha mantıklı gibi ama zaman içinde veriler yine sağa sola bir şekilde saçılacaktır. Bir çok kurum ve firmanın bir çok verisi internette ve ortalıkta .
0
diyecevaplandı
(21.09.23)
Ben de okuyunca merak ettim baktım. Fakat; Nüfus Hizmetleri kanunu Md.46 demiş ki; "Kimlik numarası, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının nüfus kayıtları arasında bağ kurmak, kişilerin kaydına ulaşmak ve kamu kuruluşlarında tutulan kayıtlar arasında ilişki sağlamak amacını taşıyan bir numara sistemidir. Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası kişiye bir defa verilir ve değiştirilemez."
0
koskoca kirpi
(21.09.23)
2016'da sözlükte birisi daha sormuş

eksisozluk1923.com

Oradaki entrylerden birinin söylediği şey hala geçerli, tc kimlik numarası kişiye bir kere verilir ve değiştirilemez.

Bence de değişebilir olmalı ancak tc kimlik numarası esasında isimden farksız kullanılıyor. Aynı isimde olan insanların böylelikle karışma şansı olmuyor örneğin. Yoksa kimse sadece tc kimlik numaranızı biliyor diye adınıza işlem yapamaz. Yine de haklısınız.

Aslında istense authenticator tarzı rastgele üretilen tc kimlik numarası sistemi bile kurulabilir ve tc kimlik numarası kimlik doğrulamada daha etkin hale getirilebilir ama bunun riski çok daha büyük olacaktır, insanların kullanmayı becerememesi de cabası.

Onun için şimdiki gibi değiştirilmesinin çok da bir esprisi olmayacak düşük profilli bir tc kimlik numarası daha iyi bir şey.
0
akhenaten
(21.09.23)
Kişisel verilerinizi sizin izniniz olmadan yayımlayan web sitesini uyarmanız değiştirmiyorsa sulh ceza hakimliği vasıtasıyla sayfa engelletmeniz de bir çözüm
0
fistikthecat
(21.09.23)
tc kimlik numaraları rastgele verilen numaralar değil, belirli bir düzen içinde ilerliyor. son 2 hanesi, diğer 9 hane üzerinden modüler aritmetik kullanılarak oluşturulan bir formüle göre belirleniyor. bir çeşit kontrol mekanizması. ilk 9 hanesi ise 29999'ar artıp azalıyor.

yani tc kimlik numaranızın son 2 hanesini atın, kalan 9 haneden 29999 çıkarın (veya ekleyin), yeni bulduğunuz 9 haneli sayıya o modüler aritmetik formülünü uygulayarak son 2 hanesini de bulun, ta taaa ailenizdeki bir başkasının (muhtemelen sizden önce veya sonra doğan kişinin) tc kimlik numarasını buldunuz. 29999 ekleyip çıkararak ve son 2 haneyi hesaplayarak kütüğünüzdeki herkesin tc kimlik numarasını bulabilirsiniz.

o yüzden değişmez, değişemez. bir sırası, düzeni var.
0
kibritsuyu
(21.09.23)
tc kimlik vermekle ad soyad vermek arasında fark yok güvenlik açısından
0
tchuck
(21.09.23)
inan ki değiştirirsen burnun boktan çıkmaz. bir sürü devlet dairesinde sorun çekersin. sistemlerde hata alırsın. bankasal işlemlerde problem çıkar. sonuç olarak daha kötü olur.
0
mr.goodcat
(21.09.23)
www.nvi.gov.tr
"Türkiye Cumhuriyeti Kimlik Numarası kişiye bir defa verilir ve değiştirilemez."
0
swteam
(22.09.23)
kibritsuyu +1

ben bu sekilde bazi aile uyeleriminkini buldum.

TCKN cok gizli bir bilgi degil ki zaten? malum sahisinki bile internette bulunabiliyor.

ps: eksisozluk nickini degistiremedigimiz dunyada tckno degistirmeyi istemek hayal gibi bir sey.
0
supergirl
(23.09.23)
(5)

iş mülakatında bunu söylemek negatif midir?

asırlardır yandaş bir süredir çağdaş
ben bir şirkete iş başvurusu yapmıştım, dedik ki iki hafta sonra görüşelim. ben de bu sırada başka bir şirketten gelen teklifi kabul ettim ve işe başladım. ama asıl istediğim şirket görüşme yapacağım şirketti, o yüzden bu görüşmeye de girmek istiyorum. şu an çalıştığım yer sektörde kulağa güzel gele
ben bir şirkete iş başvurusu yapmıştım, dedik ki iki hafta sonra görüşelim. ben de bu sırada başka bir şirketten gelen teklifi kabul ettim ve işe başladım. ama asıl istediğim şirket görüşme yapacağım şirketti, o yüzden bu görüşmeye de girmek istiyorum. şu an çalıştığım yer sektörde kulağa güzel gelen bir yer fakat ulan madem orda işe girdin sen yarın bizi de satarsın gibi bir intiba da oluşturmak istemiyorum. piyasanın durumu malum, bir iş bulmuşken kaçırmak istemedim, şirket de güzeldi ve girdim. siz ne düşünüyorsunuz burada çalıştığımı belirtme konusunda?
0
asırlardır yandaş bir süredir çağdaş
(21.09.23)
Ben başka bir yerde işe başladım demek durumunda değilsiniz ki? Gidin görüşün eğer anlaşırsanız yeni işinizi bırakıp diğer yere geçersiniz. Zaten sözleşmede yazsın yazmasın işverenler ilk iki ay deneme süresi diye milleti çıkarıp duruyor. Çok kafanıza takmayın, zaten sözleşmede de yazıyordur büyük ihtimalle kontrol edin. bu iki aylık deneme süresinde ayrıldığınız için de şirkete karşı bir sorumluluğunuz olmayacak (ihbar süresi vs. gibi).

Yalnız en doğrusu bu kabul ettiğiniz iş yeriyle görüşme sürecinde teklifi olumlu karşılayıp şu an başka bir yerle daha görüştüğünüzü atıyorum 3 gün içinde haber vereceğinizi söyleyip sonrasında haber beklediğiniz yere ulaşıp bir iş teklifi aldığınızı, süreci hızlandırabilip bilemeyeceklerini sormak ve ona göre karar vermek olurdu.
0
akhenaten
(21.09.23)
negatif olur.
hiç bahsetmeyin.
0
nuisance
(21.09.23)
sigorta girişi yaparken vs. isteseler göremezler mi orada çalıştığımı peki? sonradan bi de yalancı durumuna düşmek istemem.
0
🌸asırlardır yandaş bir süredir çağdaş
(21.09.23)
ben olsam görüşeceğim kuruma diğer x kurumundan iş teklifi aldığımı ve prensipte anlaşmak üzere olduğumu bu görüşmeyi gerçekleştirmenin iş etiğine aykırı olduğu için görüşmenin iptalini rica ederdim.

ama bunu telefonda yapardım karşı taraf beni çok istiyorsa zaten kendisi teklif ile gelirdi.
0
alp9900
(21.09.23)
ne kadar buyuk bir sirket bilemiyorum ama iki ustte sordugunuz soruya iliskin olarak, sizi ise alan kisi ile, sigorta girisinizi yapan kisi bambaska insanlar/departmanlar. bir araya gelip boyle seyleri konusmuyorlar genellikle. ben de bir sorun cikacagini sanmiyorum. ama elbette bilemeyiz. insanlar birlikte ortaklik yaptigi sirketlerden kac yillik elemanlarini caliyor, is ortami bu, olur boyle seyler.
0
kassiopeia
(21.09.23)
(7)

Hava temizleyici işimi görür mü?

not sure if serious
Geceleri cam açamıyorum, yatmadan önce odayı güzelce havalandırıp öyle yatıyorum ancak sabaha kadar içerisinin havası ağırlaşıyor. Sabahları da yorgun kalkıyorum, balkona çıkıp biraz hava alınca kendime geliyorum. Alsam bu hava temizleyicilerden gece çalıştırsam iş görür mü?
Geceleri cam açamıyorum, yatmadan önce odayı güzelce havalandırıp öyle yatıyorum ancak sabaha kadar içerisinin havası ağırlaşıyor. Sabahları da yorgun kalkıyorum, balkona çıkıp biraz hava alınca kendime geliyorum.

Alsam bu hava temizleyicilerden gece çalıştırsam iş görür mü?
0
not sure if serious
(19.09.23)
Hava temizleyiciler genelde sadece havadaki partikulleri (toz, bakteri vb) suzup filtreliyor. Odada dusen oksijen orani gibi seylere katkilari olmaz.
0
sertac akin
(19.09.23)
sertac+1
bir nebze fark ediyor ama en güzeli camı hafif aralık bırakmak
0
kisa
(19.09.23)
Biraz bile aralasam sabaha karşı çok gürültü oluyor. Metro geçiyor.

Klimanın fan modu işe yarar mu acaba havayı tazeler mi acaba
0
🌸not sure if serious
(19.09.23)
Odanın kapısı hep açık evin topu net 50m2
0
🌸not sure if serious
(19.09.23)
Nemlendirici daha işe yarar olur alerjin yoksa
0
hasmetizm
(19.09.23)
Ev sizinse ve bu durum ciddi rahatsızlık veriyorsa havalandırma sistemi kurmayı düşünebilirsiniz.
0
akhenaten
(19.09.23)
Yok ev benim değil, hani durum ciddi rahatsızlıktan çok hayat kalitemi etkiliyor. Hayat zaten yeterince zor hiç olmazsa uyuduğum uyku daha verimli olsun asdfghk :’)
0
🌸not sure if serious
(19.09.23)
(1)

Banka hesabı yokken bireysel emeklilik

obez kirpi george
Merhabalar, eski firmam garanti bankası ile çalışıyordu, zorunlu bes için de garantiye ödeme yapılıyordu her ay.sonra ben firma değiştirince garantideki kredi kartı, maaş kartı vs. iptal edip kapattırdım.şimdi garanti bireysel emeklilik mi her ne ise orada hala biraz fon duruyor galiba, bunu yeni ba
Merhabalar, eski firmam garanti bankası ile çalışıyordu, zorunlu bes için de garantiye ödeme yapılıyordu her ay.

sonra ben firma değiştirince garantideki kredi kartı, maaş kartı vs. iptal edip kapattırdım.

şimdi garanti bireysel emeklilik mi her ne ise orada hala biraz fon duruyor galiba, bunu yeni bankaya nasıl taşıyabilirim?
0
obez kirpi george
(18.09.23)
Aslında banka aracı bu konularda, siz Garanti Bankasından, atıyorum İş Bankasına taşımayacaksınız BES hesabınızı. Garanti Emeklilikten Anadolu Hayat Emeklilik'e taşıyacaksınız. Garanti Emeklilik kendi başına bir şirket, Anadolu Hayat da İş bankasının BES için birlikte çalıştığı şirket.

Ancak emeklilik hesabınızı taşımanıza da hiç gerek yok bu arada.
0
akhenaten
(18.09.23)
(2)

çamaşır makinasında beyaza dönüşen ekru ceket

feldspar
bilirsiniz bazı anneler her şeyi karman çorman çamaşır makinasına atar ve bazı kıyafetlerin rengi bozulur. benim de ekru kot ceketim böyle bir yıkama sonucu beyaza dönüştü. bunu tekrar ekruya nasıl dönüştürebilirim :( çok üzgünüm. tekrar almak istesem alamam. pahalı bir ceketti.
bilirsiniz bazı anneler her şeyi karman çorman çamaşır makinasına atar ve bazı kıyafetlerin rengi bozulur. benim de ekru kot ceketim böyle bir yıkama sonucu beyaza dönüştü. bunu tekrar ekruya nasıl dönüştürebilirim :( çok üzgünüm. tekrar almak istesem alamam. pahalı bir ceketti.
0
feldspar
(18.09.23)
O iş öyle olmuyor ki :D İçinizdeki sanatçıyı ortaya çıkarıp boyamak isterseniz başka tabi.

Giden renk geri gelmez :(
0
akhenaten
(18.09.23)
Maalesef o renk geri gelmez, eğer düz beyaza döndüyse yine iyi, benimkiler bazen hareleniyor.
öte yandan ceketinizi boyayabilirsiniz, ama aynı renk olur mu, şansa kalmış.
0
SiyamkedisiZorro
(19.09.23)
(2)

zamaninda bir web sitesi vardi fransizca eski sarkilari calan

UriahHeep
boyle fransa bayragi filan vardi sitede. Aklima takildi hatirlayan var mi?
boyle fransa bayragi filan vardi sitede. Aklima takildi hatirlayan var mi?
0
UriahHeep
(18.09.23)
Doğrudan siteyi değil de fransızca eski şarkılar çalan nir yer arıyorsanız radiooooo.com var.

Ülke, dönem ve müzik temposu seçip dinleyebiliyorsunuz.
0
akhenaten
(18.09.23)
@akhenaten cok keyifli bir siteymis tesekkurler
0
🌸UriahHeep
(18.09.23)
(10)

Şişe bira vs kutu bira

nundu
Yıllardır öyle aşırı olmasa da iyi kötü bira içerim ama hayatımda sanırım hiç kutu bira almadım. Hep de merak ediyorum şişe bira varken insanlar niye kutuyu tercih ediyor. Kutu birayı içmek şişeye göre daha zor, ayrıca hijyenik değil. Bi de metalik tat da geçebiliyor bazen kutu içeceklerde. Şişe bir
Yıllardır öyle aşırı olmasa da iyi kötü bira içerim ama hayatımda sanırım hiç kutu bira almadım. Hep de merak ediyorum şişe bira varken insanlar niye kutuyu tercih ediyor. Kutu birayı içmek şişeye göre daha zor, ayrıca hijyenik değil. Bi de metalik tat da geçebiliyor bazen kutu içeceklerde. Şişe birayla aralarında da fiyat farkı ya yok ya da yok gibi bi şey. O zaman efes şişe yerine efes kutu almak için nasıl bir sebep kalıyor?
0
nundu
(16.09.23)
taşıması kolay, çöpü az, soğutması kolay benim aklıma bunlar geldi ve olduğu sürece teneke alıyorum. ışık görmüyor bir de tat olarak fark yok bence
0
oldz
(16.09.23)
Sogumasi kolay +1
Tadinda oyle buyuk bir xegisiklik yok hatta siseye gore ben daha cok seviyorum. Sisede bira tadini kutuya gore daha az aliyorum bilemiyorum
0
mor oje
(16.09.23)
Hijyen konusunda bir sıkıntı yok. Çünkü üst kapakları alüminyum folyo kaplı.

Metalik tat geçmez. Çünkü kutunun içi ayrıca kaplı.
www.google.com

İçerim. İçerken hiç zorlanmadım. Bir zorluğu yok bence.
0
Mirket
(16.09.23)
Konuya biraz alakasız bi yerden giriyorum ama birayı mümkünse bardakta içmek lazım. Yoksa gaz yapar :)

www.youtube.com
0
plutongezegendegilmi
(16.09.23)
@pluton

Ben de mümkün oldukça hep bardağa döküp içerim :)

@Mirket

Ya o benim beceriksizliğim de olabilir ama ben kutu kolayı falan da çok beceremiyorum içmeyi. Daha doğrusu böyle lıkır lıkır içme rahatlamasını alamıyorum. Alüminyum folyo da hepsinde olmuyor gördüğüm kadarıyla sanki.
0
🌸nundu
(16.09.23)
@nundu işin satıcı tarafında olarak söyleyeyim, artık hepsinde var sanırım. yani efes, tuborg, carlsberg, amsterdam, bremen, budweiser, blanch 1664, bomonti, varım, beck's...

bu markalarda olduklarını söyleyebilirim en azından.
sanırım covid döneminden sonra iyice arttı bu olay.

bir de reddit'te bununla ilgili bir post okumuştum. hani bir aralar facebook'ta seneler önce bir paylaşım vardı "teneke koladan kola içen çocuk bilmemne virüsünden öldü. meğer kola tenekesine fare işemiş!!" şeklinde. bu efsane en azından yurtdışında da yaygın denilebilir. çünkü reddit'te de millet bu yüzden olduğunu falan sanmış ama yok.

asıl amaç hijyenden falan çok, o alüminyum folyoya da yazı, renk, baskı vs. yapıyorlar. bir nevi ürünün tamamlayıcısı yani. biraz da hijyen takıntılı bireylerin içini rahatlatmakmış :))

kısa bir bilgiden sonra, sorunu cevaplayayım;
metalik tat denir mi bilmem ama, efes ve tuborg özelinde konuşursam teneke biraların tadı bana bir miktar daha "sert" veya "keskin" geliyor.
şişe versiyonlarında öyle bir durum yok ama.
şişedekileri daha bi' "lıkır lıkır" içebiliyorum.

kutu tercihinin sebebi de tamamen insanların cam şişeyle, ağır cam çöpüyle, depozitosuyla vs. uğraşmak istememesi. ve evet oldz+1 teneke kutu biralar bariz daha çabuk soğuyor.
0
thedepressed
(17.09.23)
@thedepressed

Fare idrarından leptospiroz hastalığı bulaşıyor bu bi gerçek. Kutu kolalardan vs çok bulaşma öyküsü var, bize tıp fakültesinde çok anlattılar. Özellikle sel vs gibi durumlardan sonra vakalar çok artıyor böyle içeceklerden bulaşmada. O yüzden evet hepsinde koruyucu olması lazım, artık varsa çok iyi. Pandemiden beri özellikle dikkat etmedim var mı diye, öncesinde bazılarında vardı diye hatırlıyorum.
0
🌸nundu
(17.09.23)
Şişe taşırken ses yapıyor, meraklı komşulara etiket olmamak için kutu alıyorum
0
useless
(17.09.23)
eve alacaksam kutu, disarida iceceksem sise alirim. bence de kutudan direkt icmek konforsuz, o yüzden evde bardaktan icerim. kutunun avantaji saklamasi, tasimasi, sogutmasi daha kolay, sisenin tek avantaji daha kolay icilebilmesi. tat farki bence yok, varsa da ben farketmiyorum.
0
sir gawain
(17.09.23)
Ben de bir tek kırmızı tuborg içerken kutu alıyorum, şişesi yok çünkü. Onun dışında şişe alıyorum ama hiç bu kadar detaylı düşünmedim şişe almamın sebebi camın daha kaliteli bir malzeme olması, içimi daha güzel geliyor.

Yalnız şimdi düşününce kırmızı tuborgun şişesi çıksa onun yerine kutu tercih ederim heralde, çünkü alışkanlık :D
0
akhenaten
(17.09.23)
(6)

Teknik CV'de "zayıf noktalar"ı yazmak ve öss

WithWorth
ilan'da geçen ve benim uzaktan aşina olduğum konuları belirtmek hakkında ne dersiniz ?bir de öss 10.000 derecesi yazılır mı ? (başvurulan yerdeki herkesin çok daha iyi)edit: müthişsiniz arkadaşlar, teşekkürler cevaplar için.
ilan'da geçen ve benim uzaktan aşina olduğum konuları belirtmek hakkında ne dersiniz ?

bir de öss 10.000 derecesi yazılır mı ? (başvurulan yerdeki herkesin çok daha iyi)

edit: müthişsiniz arkadaşlar, teşekkürler cevaplar için.
0
WithWorth
(16.09.23)
zayıf noktalar derken, konu hakkında az buçuk konuşup iş görecek bilgi varsa yazılır.
şahsen öss sıralamasını yazan bir cv görsem bu ne ego derdim.
0
kondansator
(16.09.23)
Teknik CV'de zayıf noktanın ne işi var.

10 bin fikri çok kötü.

İyi bir şeyi kötü gösterme fikri sıkça yapılan bir şey ve inanılmaz itici.

Sınav sıralaması mantık dışı bir şey. Tecrüben varsa bitmiştir. CV'de bunun olması zaten uygun değil. Bu ancak görüşmede sorulabilir. Onda da bir şey sallayıp geçersin. Teknik pozisyonlarda İK söz sahibi değildir genelde. Bilmiyorum desen de tecrüben varsa geçebilirsin görüşmeyi.
0
dissendium
(16.09.23)
zayıf nokta, öss skoru bunlar manasız. CV'nin tek bir amacı olmalı. aranan pozisyona uygun iş yapabilir-iş yapmış, eline aldığı görevi tamamlayabilir olduğuna ikna etmek.
0
orpheus
(16.09.23)
CV'de ÖSS puanının bir anlamı yok +1

İletişim bilgileri, mesleki deneyim, eğitim bilgileri, varsa işin gerektirdiği yazılımsal ve diğer teknik ekipmanlar arasından hakim olduklarınızı gösteren liste ve yine varsa anlamlı referanslar olması gereken temel bilgiler.

Kötü yönler, iyi yönler, mesleki hikayeler, kişisel ilgi alanları gibi şeyler mülakatta sorulduğu takdirde cevaplandıracağınız şeyler.
0
akhenaten
(16.09.23)
Yukaridakilere ek olarak Yeni mezunsan az bildigin konulari ve sinav dereceni yazabilirsin. Cunku ise alirken senin potansiyeline bakiyorlar, ne bildigine degil.
0
zimbirik
(17.09.23)
"başvurulan yerdeki herkesin çok daha iyi"

bu kafayi acilen terket..nice ossde derece yapmis insanlar lise mezunlarinin yaninda beyaz yaka olarak calisiyor.. akademik basari hersey degil, oyle olsaydi cogunlugumuz duz amele olurduk.
0
cooperr
(17.09.23)
(2)

BES'in hangi kurumdan olduğunun bir önemi var mı?

biseysorcaktim
Yaklaşık 1buçuk sene önce çalıştığım yerde otomatik bes açılmıştı, kapatmadım. devam etmek istiyorum. o bankayı sevmiyorum, kullanmak istemiyorum.* bes'imi taşıyınca 1buçuk yıllık hakkım da gelecek diye biliyorum, doğru mu?* hangi şirkete geçtiğim önemli mi? bes fonları belli zaten. X şirkete geçsem
Yaklaşık 1buçuk sene önce çalıştığım yerde otomatik bes açılmıştı, kapatmadım. devam etmek istiyorum. o bankayı sevmiyorum, kullanmak istemiyorum.

* bes'imi taşıyınca 1buçuk yıllık hakkım da gelecek diye biliyorum, doğru mu?
* hangi şirkete geçtiğim önemli mi? bes fonları belli zaten. X şirkete geçsem Y şirketinin kurduğu fonu alamıyor muyum?
* komisyon, kesinti vs gibi şeyler az-çok aynı değil mi?
(sağlık sigortamın olduğu ve hali hazırda memnun olduğum kuruluşa geçmeyi düşünüyorum)
0
biseysorcaktim
(14.09.23)
Şöyle bir yazı var bakabilirsiniz

www.zeynepcandanaktas.com

Temelde sıkıntı şu, bağlı olduğunuz şirkete girerken çıkışa ertelenmiş giriş aidatı diye bir kesintiyi kabul etmiş oluyorsunuz bütün şirketlerde var bu. Bunun miktarı brüt asgari ücretin %8,5'i ve süresi 5 yıl. Siz değişiklik yapmak isterseniz bu beş yıllık aidatın alınmadığı ve artık alınamayacağı her yıl için toplu şekilde bu kesintiyi yapıyor. Bu da yaklaşık 5 bin lira civarında bir tutara denk geliyor.
0
akhenaten
(14.09.23)
Bunu BES'i taşıyacağınız kuruma sorsanız bence yardımcı olmaya çalışırlar. Hatta geçiş kesintisi filan varsa pazarlığını yaparsınız.
0
SiyamkedisiZorro
(14.09.23)
(8)

Bu aylarda bir anksiyete peydah oluyor mu ?

bluewhale
Yaz bitti, ortam sezsizleşti falan ortalığa bir hüzün çökmüş gibi olmuyor mu ? Nası geçiririz ?
Yaz bitti, ortam sezsizleşti falan ortalığa bir hüzün çökmüş gibi olmuyor mu ? Nası geçiririz ?
0
bluewhale
(13.09.23)
Mevsim geçişlerinde oluyor ( belki olur dediklerinden bilmiyorum ama ) olur oluyor .
0
dunyatuhaf
(13.09.23)
Olmuyor. Eylül ayını çok seviyorum. Hava güzel esiyor. Güzel bir koku oluyor. Sıcak değil, soğuk değil. Huzurlu hissediyorum. Nasıl geçebilir? Dışarı çıkın. Doğaya temas edin. Yürüyüş yapın.
0
dissendium
(13.09.23)
Anksiyete olmuyor, depresiflik oluyor yazdan sonbahara gecerken.
0
ahm1
(13.09.23)
valla bende ilkbaharda oluyor nedense:)
0
nothing in my way
(13.09.23)
hayir olmuyor. bende de ilkbaharda oluyor. yazin artiyor.
bir yerde okumustum intihar vakalari en cok yazin goruluyormus. yani kasvetli hava falan ogrenilmis seyler. asil huzun gunesli havada cokuyor
0
Kittie
(13.09.23)
Bende oluyor, çok bariz. Kışın ben ben değilim, sabah karanlıkta uyanınca bütün gün kendimi rus romanı karakteri gibi hissediyorum. Yaz halim ve kış halim ciddi oranda farklı. Ayrıca kışlık kıyafetler de çok zevksiz geliyor gözüme, herkesin üstünde lacivert, gri ya da haki tonlu kapitone montlar görmekten usanıyorum.
0
akhenaten
(14.09.23)
İşte buralara (eksiduyuru) yazıyorsun. Ne zamandır aramadığın arkadaşlarını arıyorsun görüşelim diyorsun. İzlenecekler listendeki filmleri izlemeye başlıyorsun. Bulunduğun sakin ortamdan ayrılıp nispeten daha hareketli merkezi yerlere daha sık gidiyorsun bu süre zarfında. Yazın enerjikliğinin yaratmış olduğu ivme iyice azalana mevsim normallerine dönene kadar tampon görevi görecek daha bir çok eylem ile kış moduna geçiyorsun.
0
Jazz
(14.09.23)
paranoya ve depresiflik gözlemliyorum
0
gadlemler
(14.09.23)
(8)

Önce kirip sonra özür dileyen yeni sevgili

polopan
Son 4-5 haftadir görüstügüm kiz her sey normal ve güzel giderken olmayacak bir seyden dolayi maraza cikartip telefonda "bana saygisizca davraniyorsun, kendimi kullaniliyormus gibi hissediyorum" tarzi kirici seyler söyledi. Ben sükunetimi koruyup seni anliyorum deyip konusmayi sonlandirdim. Biraz yen
Son 4-5 haftadir görüstügüm kiz her sey normal ve güzel giderken olmayacak bir seyden dolayi maraza cikartip telefonda "bana saygisizca davraniyorsun, kendimi kullaniliyormus gibi hissediyorum" tarzi kirici seyler söyledi. Ben sükunetimi koruyup seni anliyorum deyip konusmayi sonlandirdim. Biraz yeni iliski anksiyetesi belirtileri gösteriyordu zaten, bir seylerden tetiklendigini düsündüm ve uzatmadim. Bugün uzunca bir sesli mesaj gönderip özür diledi, asiri reaksiyon verdim, büyütülecek bir sey degildi cok üzgünüm, buzlari eritip kaldigi yerden devam etme fikrine acik misin dedi. Ben duygusal ve hassas bir insanim böyle inislerim cikislarim olabiliyor dedi. Daha önceki görüsmelerimizde de arada bir duygularinda cabuk yükselisler ve düsüsler yasadigini söylemisti. Bazen hizli reaksiyon veriyorum, olgunlasmamis insan davranisi gösteriyorum, sonradan düsününce farkina variyorum demisti. Kenara not alip devam etmistim, simdi uygulamali görmüs oldum.

Acikcasi bu sikintisiyla aktif olarak basa cikmaya calismadikca kendisiyle saglikli bir iliski kurulabilecegi konusunda pek bir umudum yok. Öte yandan kendini taniyip anlamaya calismasi, bazi seyler karsisinda olgun davranamadigini acikca paylasmasi, özür dileyip telafi etmeye calismasini da görmezden gelmiyorum. Iyi bir terapistten yardim almasi gerekir gibi hissediyorum ama ben psikolog degilim, üstten bakarak konusmak ve teshiste bulunmak istemiyorum. Sadece kendim uzun süre terapi almis biriyim, kendisinin hic terapi deneyimi yok söyledigi kadariyla. Yaslarimiz da az degil, 30 üstüyüz ikimiz de.

Bu tarz bir durumda nasil davranmak gerekir?

Edit: Araya bir kac ekstra detay ekledim.
0
polopan
(11.09.23)
bir defa şans tanınabilir diye düşünüyorum. esas bundan sonraki davranışları önemli zaten. istikrarsız bir insansa sağlıklı bir ilişki kurulamaz evet. "normalde" 30 yaşını geçmiş bir insan böyle hataları bir ilişkinin toplam süresi boyunca 1 ya da 2 kez yapar. O hakkını başta kullanmış olsun.
0
sanguine
(11.09.23)
Kişisel olarak hatasız ve mükemmel olduğunuzu düşünüyorsanız, hanımefendi hayatınız boyunca aradığınız partner değilse, aşık olmadıysanız, hayal kurmuyor, heves dolmuyorsanız, uğraşması zor bir durum olacaktır. Otomatik tepkiler (eylem ve söz) çocuklukta kazanılmış şeyler oluyor genelde, psikolojiye merakınız yoksa, destek olmak sizin için yük ise vedalaşın derim. Profesyonel destek de alsa süreci tek kişilik olmayacaktır, tüm farkındalıklarının suçlamasını en yakınındaki kişiye yapar insanlar kendini keşfetme ve baştan sevme aşamasında. Buna alanı olmayan veya bu alanı yaratacak tecrübesi olmayan birisi için zor bir deneyim olacaktır.
0
hasmetizm
(12.09.23)
Ingilizce cok guzel bir ayrim var, emotional vs sensitive. Ikisi ayni sey degil. Hepimiz hassas olabiliriz ancak duygusal olgunluk verdigimiz tepki ile ve nasil bas ettigimiz ile ilgilidir. Bunun yaninda sizin de tetiklendiginiz durumlar vardir ve baskalarina gore gereksiz ya da fazla olabilecek tepkileriniz olabilir. Ikili duygusal iliskiler genellikle yaralarimizla en cok sinandigimiz iliskiler oluyor, bag kurma ihtiyacimiz, kendimize dair inanclarimiz vs hepsi gun yuzune cikiyor. 4-5hafta karar vermek icin, bence, yeterli bir sure degil, konusa konusa devam etmeyi tercih ederdim. Bunun yaninda hem onun hem sizin tarafinizdan boyle olaylar yasanmasi gayet normal, hepimiz koca bir gecmisle, sorunlarla doluyuz, kimse copsuz uzum degil. Kim icin caba gostermeye, sabirli olmaya deger, kim sizin icin bunu dusunecek, bunlari zaman gosteriyor.
0
kassiopeia
(12.09.23)
Sizin için overanalyze modumu serbest bırakayım iki dakka :D

Senaryo 1- Alındığı durum gerçekten kendi açısından ya da genel görüşe göre haklı görülebilecek bir sebepti ancak çeşitli nedenlerden (yaş, kaybetme korkusu, hatalı bağlanma biçimi vs.) geri adım atıp kafasında sizin ilişkiyi bitirme ihtimalinizin korkusundan kendini kurtardı. Bu çok kötü bir durum, tehlike çanları çalıyor.

Senaryo 2- Alınma sebebi kendi açısından haklı olmasına rağmen sizin kendisini yeterince tanımadığınızı kabul ederek size ılımlı yaklaşma yolunu seçti. Bu anlaşılır bir şey, ancak konuyu sohbet havasında ele alıp açıklaması iyi olurdu.

Senaryo 3- Alınma sebebinin haksız olduğuna inandığı için özür dileyip konuyu tatlıya bağlamak istedi, bu olumlu ama dengesiz bir durum. Gelecekte bunun tekrarı muhtemelen olacaktır.

Senaryo 4- Alınma sebebi genel kabule göre haksız görülebilecek bir durum ve kendisi de aslında böyle düşünüyor ama karakter yapısı haksız olduğunu düşünmesine engel oluyor ve konuyu kapatmak istiyor, bu durumda büyük ihtimalle sizi alıştıra alıştıra duruma adapte etmeye çalışacaktır bilinçli ya da bilinçsiz şekilde.

Senaryo 5- Başka ufak nedenler vardı, bunları sizle konuşmadı zaten alınmış haldeyken üstüne bir şey daha olunca fazla tepki verdi ve verdiği tepkinin o olay bazında abartılı kaçtığı belliydi o da tatlıya bağlamak istedi. Her insan saçmalayabilir, bu tatlıya bağlama tavrı gelecekte alacağı tavra göre olumlu ya da olumsuz olabilir.

Velhasıl: Ortada belli ki konuşulmayan bir şey var. Bu şey büyümeden konuşsanız iyi olur. "Arada böyle olabilir" demek bunun altında bir sebep yatmadığı anlamına gelmiyor. Neden arada böyle olabildiğini, hangi korkusunun bunu tetiklediğini, o an ne hissederek böyle yaptığını konuşup anlamaya çalışın. Eğer ilişkide gelecek görüyorsanız sert yapmak yerine bu korkusunun endişesinin yersiz olduğunu telkin ederek ilerleyin. Bunun için psikolog olmak gerekmiyor aslında, bu da temel insani bir yaklaşım. Şu zamanda sorunsuz insanı kim görmüş ki siz bulasınız :D
0
akhenaten
(12.09.23)
4 / 5 hafta içinde henüz yeni tanışıyorsunuz. Arıza (!) çıkardıktan sonra üzerine düşünen, yazmak yerine de sesiyle (tonlama) sizden özür dileyen ve bu esnada da hatasını kabul eden birisi candır bana kalırsa. İyi anlaştığınız, heyecanlandığınız birisini bulmak kolay değil ki hemen atalım, yerine yenisi gelsin...
0
charbiel
(12.09.23)
Gercegi soylemek gerekirse bu sekilde toksik cevap veren kisiler sonradan duzelmiyor.Iliski gelecege evrilirse muhtemelen 15 sene sonra da bir seylere bozulup surat asan bir karakterle birlikte olacaksin.
0
turkuaz
(12.09.23)
Yaşlarınız kaç olursa olsun; şimdiye kadar ilişki içerisinde bulunduğunuz bireyler ki; aileler dahil, bazen olaylar karşısında alınan aksiyonlarda belirleyici olabiliyor. İlişkilerin başlarındaki heyecan yerini rutinlere bırakmaya başladığında ezber tepkiler de ortaya çıkıyor. İlişkiyi yaşadığınız kişiyle de buraya içinizi döktüğünüz gibi konuşursanız, birbirinizin ihtiyaçlarını daha bet duyar ve karşılamaya hevesinizin olup olmadığını anlayabilirsiniz. "Her türlü konforsuz duygunun temelinde, karşılanmamış ihtiyaç vardır." der Marshall Rosenberg. "Olmayacak bir şeyden dolayı mazara çıkarttı" olarak yorumladığınız şey, onun için karşılanmamış bir ihtiyacının sonucunda ortaya çıkan duygu ve beden dili olarak size yansıdı. Bu olayı sizin "kırıcı" olarak adlandırmanız da sizin karşılanmamış bir ihtiyacınız ve sonrasında yaşadığınız duygudur. Düşünceleri duygulardan ayırmak, kendini ifade edebilmek, o an kişide ve karşısındakinin iç dünyasında ve bedeninde neler olup bittiğini daha iyi anlamak için kullanılan çok sade ve etkili bir iletişim metodu var. Bazen terapiye gerek kalmıyorx bazen de terapi alabilmek için ilk adım olabiliyor. İlginizi çektiyse Şiddetsiz İletişim'i araştırabilirsiniz.
0
from where i ride
(12.09.23)
uzak dur. yol ver gitsin.
0
ayseee
(12.09.23)
(6)

sanat tarihi kitabı önerileri

denizzz
sanat tarihi hakkında okumalar yapmak istiyorum. aslında esas olarak ilgimi resim tarihi çekiyor. var mı önerileriniz? benim için başlangıç olacağından okunması kolay kitaplar tavsiye edebilirseniz daha iyi olur.
sanat tarihi hakkında okumalar yapmak istiyorum. aslında esas olarak ilgimi resim tarihi çekiyor. var mı önerileriniz? benim için başlangıç olacağından okunması kolay kitaplar tavsiye edebilirseniz daha iyi olur.
0
denizzz
(11.09.23)
Aradığınız şey Türkçe kaynaklar için çok zor aslında biliyor musunuz :D Bloglar vesaire dışında derli toplu resim sanatının gelişimini konu alan çok kitap yok. Başlangıç kitapları genel olarak her şeyi kapsar; mimari, resim, yerli, yabancı vs... Diğer kitaplarsa genelde belirli bir periyot için yazılmış (örn. 15.yy) sizi sıkacak kitaplardır.

Türkçe güzel bir kaynak var mı bu şekilde bilmiyorum ama aradığınız tarzda bir yapısı olan What Paintings Say: 100 Masterpieces in Detail diye bir kitap var. Seçilmiş 100 adet eseri inceliyor.

Kitabın içeriği şöyle, videosu varmış; www.youtube.com
Bu da d&r linki, ama stokta yok diyor; www.dr.com.tr

Kitap daha çok resim nasıl yorumlanır temalı.

Bu arada sadece resim değil, ancak başlangıç kitabı olarak sıklıkla önerilen bir kitap da Gombrich'in Story of Art'ı. Bunun Türkçe çevirisi var, sanatın öyküsü olarak bakabilirsiniz.
0
akhenaten
(11.09.23)
Ntv yayınlarının sanat isimli harika bir kitabı var. Agırlık görsel sanatlar üzerine. Bence kesinlikle edinmelisiniz
0
limonlu eksi
(11.09.23)
Twitter’da the cultural tutor bu konularda cok guzel floodlar yapiyor tavsiye ederim.
0
gibicibicis
(11.09.23)
(bkz: Sözden İmgeye Batı Sanatında İkonografi) güzel bir kitaptı, işinize yarayabilir.
0
salihdt
(11.09.23)
Gombrich - Story of Art +1
0
gergedan
(11.09.23)
500 sanatçının 500 eserinin yorumu için bunu düşünebilirsiniz :

static.nadirkitap.com
0
diyecevaplandı
(11.09.23)
(2)

ekonomi üzerine kaynaklar

mrctrk
Merhaba, Ekonomi parentezinde ,mikro ve makro ekonomi, emlak, teknik ,temel analiz, sektör analizi ,şirket analizi, ve borsa konusunda, Selçuk geçer gibi popülüst olmayan, Atilla yeşilada gibi emlak balon deyip insanları yanlış yönlendirmeyen. konuları anlaşılır , basit ve gerçekleri ile birlikte
Merhaba,

Ekonomi parentezinde ,mikro ve makro ekonomi, emlak, teknik ,temel analiz, sektör analizi ,şirket analizi, ve borsa konusunda,

Selçuk geçer gibi popülüst olmayan, Atilla yeşilada gibi emlak balon deyip insanları yanlış yönlendirmeyen.
konuları anlaşılır , basit ve gerçekleri ile birlikte anlatan, tavsiye edebilceğiniz yerli ve yabancı youtube veya podcast tavsiyeleriniz var mı ?

Bu anlamda beğendiğm bazıları ;

Zengni muallim (youtube)
Karavanda borsa (youtube)

Teşekkürler.
0
mrctrk
(10.09.23)
Siz bir süredir bu tarz şeyler soruyorsunuz, onun için söylemek istedim. Anadolu üniversitesi iktisat bölümünün 4 yıllık bütün müfredatının kitaplarına internetten ulaşabiliyorsunuz.

Eğer alanınız iktisat ya da ilişkili bir alan değilse ve sıfırdan bir şeyleri anlamaya çalışıyorsanız o ders kitaplarının hepsini düz kitap okur gibi de olsa ve aklınızda kalmayacak olsa dahi baştan sona bir okuyabilirsiniz, ondan sonra bence kendi kendinize ilerleyebilir hale geleceksinizdir.

Bir de teknik analiz ve day trading konusunda her zaman şüpheci olmakta fayda var. Teknik analizlerin kendi kendini doğrulayan kehanetler olduğu ile ilgili çok dikkate değer eleştiriler her zaman vardı ve bunun aksini gösteren çok şey de yok. Yani insanların genel psikolojisinin bir göstergesi olan destek ve direnç seviyeleri ya da trendler gibi geniş ve yorumsal ölçekli gerçekten topluluk psikolojisiyle iç içe göstergeler dışında kalan o çok çeşitli tipte formasyonlar çok da güvenilesi şeyler değil.
0
akhenaten
(11.09.23)
akhenaten;

çok teşekkür ederim, önerinizi dikkate alacağım.

Evet alanım iktisat değli, sadece normal bir vatandaş olarak ekonomik sistemi anlayarak , her şeyden öne defansta kalmak.

kitap gibi kaynaklar yerine daha çok dürüst ve gerçekçi kişilerin tecrübelerden faydalanarak pratik bilgilerle kendimi güncellemek bana daha mantıklı geliyor.
0
🌸mrctrk
(12.09.23)
(6)

Pastel boya aldım, napcam bunu ben?

beetlejuice
Bir anlık gazla 24lü toz pastel boya aldım. İlkokuldan gayrı resim yapmışlığım yok ama çok tatlılar <3 dayanamadım aldım. Hatta bi de yıllar evvel keçeli boya kalemleri almıştım ve bir çizgi bile çekmedim. Sanırım fetişimi keşfediyoruz şu an. Kağıttan başka nerede kullanılır, ne yapılır? Sanatkarlık
Bir anlık gazla 24lü toz pastel boya aldım. İlkokuldan gayrı resim yapmışlığım yok ama çok tatlılar <3 dayanamadım aldım. Hatta bi de yıllar evvel keçeli boya kalemleri almıştım ve bir çizgi bile çekmedim. Sanırım fetişimi keşfediyoruz şu an. Kağıttan başka nerede kullanılır, ne yapılır?
Sanatkarlık yok, zanaatkarlık daha ziyade...
0
beetlejuice
(10.09.23)
Pastel boyaları eritip saç kurutma makinesi ile tuval üzerinde şekil vererek kullanabilirsiniz <3
0
ruhen hastayim ben
(10.09.23)
@ruhen hastayim ben toz boya ısıyla eriyor mu? Sanki bıçakla kazıyıp yapılıyor gibi. Bir de sanırım sabitleyici spray sıkılması gerek en sonunda. Resim bilgim bitti :')
0
🌸beetlejuice
(10.09.23)
Tam da okulların açılış zamanına denk geldi demek. Derslerine çalışmaya teşvik etme şartıyla komşunun çocuğuna hediye edin.
0
diyecevaplandı
(10.09.23)
O eritme işi yağlı pastelle olur, toz pasteli eritmeye çalışmayın. Komşunun çocuğuna da vermeyin, boyaya yazık. :)

Canson gibi kalın kâğıtlarda çok güzel sonuç verir, keçeli kalemi de marker yerine kullanırsanız her iki anlamsız alışverişinizi birleştirip bir şeyler yapmış olursunuz. Kâğıt dışında bir yüzeyde çok bir şey olmaz, zamanla tebeşir gibi dağılır gider.

İlla birine verecekseniz güzel sanatlar, endüstriyel tasarım, moda tasarım vs öğrencisi bulup verin :)
0
kobuzchu kiz
(11.09.23)
Ek: kendiniz kullanmaya karar verirseniz sabitleyiciye bir sürü para vermeyin, bulabildiğiniz en ucuz saç spreyini alın, işinizi görür.
0
kobuzchu kiz
(11.09.23)
Teknik olarak olur mu olmaz mı bilmiyorum ama görüntü olarak hoş olabilir gibi geldi, teknik olarak olurunu olmazını siz bakarsınız

Üzerinde gömülü dikdörtgen bir eklenti olan sehpa gibi bir şey alıp eklentiyi çıkarın ve pasteli istediğiniz gibi eklentinin altında kalan girintili bölgeye serpin, renk geçişleri falan yapın. İçine simli şeyler, yapraklar falan da ekleyebilirsiniz. Sonra üstünü uygun epoksiyle kapatın. Üzerinde kahve falan için.
0
akhenaten
(11.09.23)
(6)

Taraftarı olunan takımın değiştirilememesi

Bir ben var benden şurada
Tamam münferit de olsa değiştiren vardır ama sorum onlarla ilgili değil daha genel, bir insan neden mensubu olduğu dinden eşinden ya da ne bileyim ülkesinden çoluğundan çocuğundan gerekli şartlar oluşursa vazgeçebiliyor da taraftarı olduğu takımdan vazgeçemiyor, bunun altında yatan sebep ne olabili
Tamam münferit de olsa değiştiren vardır ama sorum onlarla ilgili değil daha genel, bir insan neden mensubu olduğu dinden eşinden ya da ne bileyim ülkesinden çoluğundan çocuğundan gerekli şartlar oluşursa vazgeçebiliyor da taraftarı olduğu takımdan vazgeçemiyor, bunun altında yatan sebep ne olabilir?
0
Bir ben var benden şurada
(10.09.23)
çevresi tarafından alaya/linçe uğramamak için olabilir ancak bahsettiğin diğer değerleri değiştirmek bence takım değiştirmeye göre daha zor ve dikkat çekici.
0
makarnavodka
(10.09.23)
niye değiştirsin ki. değiştirdiği takımın tutuğu takımdan ne farkı var ki? ha ancak belki çok sevdiği bir oyuncu gelir onun etkisiyle bir sempatisi olabilir.
verilen örneklerde çok doğru gelmedi bana. insan zamanla eşiyle sorunlar yaşaya bilir veya din konusunda okuyarak doğru yolu bulabilir(din değiştirmekte aynı mantıkla gereksiz dinlerin birbirlerinden farkı yok) ama taraftarlıkta bir mantık yok ki.
0
my fault
(10.09.23)
Bence güzel soru düşündürdü. Küçüklükten kurduğumuz bağ ile ilgili sanırım. Kadınım, fenerbahçenin hiçbir maçını izlemem taraftar falan değilim ama takıma hep sempatim var. Fanatik baba kardeşler göre göre, hmm bu önemli bir şey duygusu küçüklükten yerleşmiş olabilir. Çünkü takım tutmayan eski erkek arkadaşımın babasının da futbola ilgisi yoktu mesela. Din insanın yaşam amacını belirleyen önemli unsurlardan biri, hayatını buna göre şekillendiriyorsun ya da din sebebiyle hayatın ciddi şekilde etkilenebiliyor günümüzde olduğu gibi. O sebepten onunla kurulan bağ zamanla zayıfladı.

Bu arada evrimsel bi açıklaması da olabilir. Erkekler grup halinde avlanırlar ve grup halinde yapılan aktiviteler hala olduğu gibi onlara keyif verir. Rekabet doğasında var erkeklerin. Evrimsel baktığında takımını bırakıp karşıya geçmen takıma zarar vereceğinden sosyal baskıya neden olacak bir durum. Zaten takım mevzusunun öldürmeye varacak kadar abartılmasının sebebi evrimsel bence.
0
personaa
(10.09.23)
evet, bu lafı biri demişti yıllar önce. "din değiştirirsin, cinsiyet değiştirirsin saygıyla karşılanır ama takım değiştirirsen dalga geçilir" vs. diye.

diğerlerini değiştirirken bir argümanın var çünkü. "okudum, düşündüm, ettim, artık dinler mantıklı gelmiyor" dersin değiştirirsin. "milliyetçilik de saçma. nüfus cüzdanımda türkiye vatandaşı yazsa ne olacak, brezilya vatandaşı yazsa ne olacak" dersin değiştirirsin.

ama takım değiştirirsen "lan adamlar iki güzel transfer yaptı diye takım mı değiştiriyorsun. her sene transferlere göre takım mı değiştiricen" falan denir. çıkar amaçlı bir ilişki hissi verir.

başka istisnai bir sebebin varsa değiştirebilirsin. atıyorum kulübün, taraftarların yıllardır ciddi bir duruşu vardır, o zaman değiştirsen fazla bir insanın bir şey diyeceğini sanmıyorum. ama sağlam bir duruş olmalı bu. iki politik slogan attı diye takım değiştirirsen dalga geçilir. o sloganları atanlar da iki ay sonra ne slogan attıklarını bile unutur çünkü.
0
ahm1
(10.09.23)
Tamamen kıçımdan sallıyorum: Taraftarlık zaten sonradan edinilen, kendi inşa ettiğin zamanla da irrasyonelleşen bir olgu. İlk başta, çocukken değiştirilebiliyor zira taraftarlığa duygusal yatırım yapılmamış; sebep de çoğunlukla ya doğal (Trabzonluyuz), ya dışsal (Babam da Beşiktaşlı) ya yüzeysel (Geçen sene Galatasaray şampiyon oldu), ya da mantıksal (En güçlü takım Fenerbahçe)

Ama yıllar geçince taraftarlık derinleşiyor; hem maddi, hem manevi yatırım yapılıyor, uğruna zaman ve para harcanıyor... Bu süreçte de taraftarlığın o ilk sebebi yeniden yorumlanıp sanki o takımın taraftarı olmak kişinin özünde olan bir şeymiş de, ilk sebep sadece vesile olmuş gibi bir hikaye oluşuyor. Yani bir nevi gerçeklikten kopuş söz konusu. Tabi bu sırada kişi o taraftar grubunun bir parçası da oluyor. Yani o noktada taraftarlık bir yandan kişinin benliğinin, diğer yandan da toplumsal kimliğinin parçası... Bu noktada bunu oturup düşünerek değiştirmek mümkün değil zira kişi ile tuttuğu takım arasındaki bağ rasyonel değil, duygusal bir bağ. Kişi inancını sorgulayıp, dinini değiştirebiliyor çünkü onun özünde hala "Denileni yap, cezadan kaç, ödülünü al" gibi temel bir mantık var.

Özetle bir yalan inşa edip ona inanıyorsun, aynı yalana inanmış inanlarla bir aradasın. Yetişkin halinle daha önce yarattığın yalanı inkar edip yeni bir yalana inanman pek mümkün değil, zira bu hem kendini reddetmek, hem de ait olduğun gruptan başka bir yalan inşa etmeye çalışmak için (Yani özünde herhangi bir fayda sağlamadan) ayrılmak demek.
0
salihdt
(11.09.23)
Ben de cevaplarla paralel bir şey diyecektim, çünkü takım "takım tutulur gibi tutuluyor"

Takım değiştirmek temelde hayata bakış açınızı değiştiren bir şey değil. A takımını ya da B takımını tutuyor olmak sizin hakkınızda sosyal bir çıkarım yapmaya sebep olmuyor. Dahası bir takımı desteklerken onun başarılı ya da başarısız gitmesinin sizin hayatınıza yansıyan bir yönü yok.

Örneğin insanlar bu futbol takımlarının hisse senetlerinden hangisine yatırım yapacakları konusundaki fikirleri gayet de değişiyor :D

Konu basit aslında. Takım değiştirmek için bir sebep yok, kendinize sebep bulursanız değiştirirsiniz.
0
akhenaten
(11.09.23)
(2)

İngilizce okuma yapabileceğim ücretsiz platformlar önerir misiniz?

hold the door
Readingimi ve genel olarak da ingilizce seviyemi geliştirmek için okuma yapmak istiyorum. quora veya reddit gibi herkesin yazıp çizdiği yerlerden ziyade bbc gibi dili düzgün kullanan yerlerde okuma yapmaya niyetlendim. BBC sıktı biraz.Bilim, teknoloji, sağlık alanında okuma yapabileceğim nereleri ön
Readingimi ve genel olarak da ingilizce seviyemi geliştirmek için okuma yapmak istiyorum. quora veya reddit gibi herkesin yazıp çizdiği yerlerden ziyade bbc gibi dili düzgün kullanan yerlerde okuma yapmaya niyetlendim. BBC sıktı biraz.

Bilim, teknoloji, sağlık alanında okuma yapabileceğim nereleri önerirsiniz? Dergi, pdf veya alternatif yöntemler olur more to read 2 çöz, wikipedia'da takıl gibisinden. iPad'im var.

Fakat new york times gibi ücretli platformlara para verecek bütçem yok malum öğrenciyim.
0
hold the door
(10.09.23)
VOA News olabilir, seviye de seçilebiliyor. YDS için hazırlanan metin kitapları da kullanılabilir, metinlerin cümle cümle analizleri mevcut. Hem advanced cümle yapıları ve kelimelerle akademik anlamda da katkı sağlar. Özellikle Modadil Yayınları'nın metin kitaplarını tavsiye ederim.
0
morca
(10.09.23)
Project gutenberg
0
akhenaten
(11.09.23)
(10)

Ciddi ilişkisi olanlara bir soru

sasailic
Ciddi düşündüğünüz adı henüz konulmamış bir ilişki de olabilir veya evlenmiş olabilirsiniz. Ne kadar sıklıkla tartışıyorsunuz? Ne kadar sıklıkla birinizin özür dilemesi gereken bir şey oluyor? Uzun süreli ciddi de düşündüğüm bir ilişkim var ama neredeyse her gün geriliyoruz ve çok sıkıldım bu durumd
Ciddi düşündüğünüz adı henüz konulmamış bir ilişki de olabilir veya evlenmiş olabilirsiniz. Ne kadar sıklıkla tartışıyorsunuz? Ne kadar sıklıkla birinizin özür dilemesi gereken bir şey oluyor? Uzun süreli ciddi de düşündüğüm bir ilişkim var ama neredeyse her gün geriliyoruz ve çok sıkıldım bu durumdan. Çevremde bu konularda fikir alabileceğim birisi yok size sormak istedim.
0
sasailic
(09.09.23)
Bu kisiye ve iliski dinamiklerine gore cok degisir. Kimi bu gerilimden kavgadan beslenir, iliskiyi de canli tutar bu durum. Kimisi de (ben mesela) kavga gurultu sevmez, konusarak cozmeye calisir.

Her gun diyorsaniz bu iliskinin dinamiginden ote bir sorun varmis gibi geldi. Iliskinin kendisinde olmayabilir ama kisilerde bir ruhsal sorun olabilir, iliskiye yansiyor olabilir. Evlilik dusunceniz varsa cift terapisi iyi gelebilir.
0
mor oje
(09.09.23)
4 Yıldır birlikteyiz, ayrılmak gibi bir düşüncem yok ondan da buna yakın bir his hiç almadım. Böyle tarif edince garip oldu :D Anlatmak istediğim, gelecek planında ayrılık konusunun acabası yok kısaca.

Zaman zaman ciddi tartışmalarımız oldu. Bunların hepsi ilişkiyi bir üst aşamaya taşıma dönemlerinde gerçekleşti ya da bunların sonucunda ilişki bir üst noktaya taşındı bilemiyorum. Zannedersem ben de o da arada "ben git gitde kendimi bağlıyorum bu ilişkiye ama acaba onun için öyle değil mi?" Hissiyle alınganlıklar yaşadı. Neticede hepsinin sonunda iki tarafın da ilerleme arzusunda olduğu görüldü. Checkpoint noktaları gibi bir şey sanırım bu. Bu tarz tartışmalar git gide azaldı. 1,5 yıldır falan bu tarz bir şey yaşanmadı, arada evlilik göndermeleri gibi şeyler yapılıyor artık, sanırım bir kriz evresi daha kapıda :D

Tartışmalar hiçbir zaman suçlamaya dönük olmadı, daha ziyade "neden böyle yapıyorsun anlamıyorum, anlamam lazım." eksenindeydi. Tartışmalar hiçbir zaman sessizlikle bitmedi "evet tamam anlaşıldı" hissiyatıyla bitti. Zaman zaman birkaç güne yayıldıkları oldu ancak sonraki tartışmaların hiçbiri öncekilerden temel alarak ikinci defa gündeme gelmedi. Kimsenin kırmızı çizgisinin diğerininkiyle ayrıkırı kaldığı olmadı ve bence en önemlisi kimse çirkinleşmedi.

Rapor böyle :D size yazarken kendim de düşünmüş oldum bir taraftan.

Tartışmaların olması doğal ancak hemen hergün olması bence biraz sakince oturup birbirinizi anlamaya çalışmanızı gerektiriyor. Birbirinizi anladığınızda anladığınız şey kabul edebileceğiniz bir şeyse bu güzel, yok değilse daha bu tartışmalar çok devam eder ve muhtemelen iyi bitmez, bunu da yaşadım.
0
akhenaten
(09.09.23)
Tartışmaların ya da gerginliklerin ilişkiyi diri tuttuğuna katılmıyorum. Beraber olduğum insan, her ne kategori altında olursa olsun, yanında en rahat ettiğim insan olmalıdır her zaman. Tam tersi gerginsem onu görünce sakinlesmeliyim.

Fikir ayrılıkları tabi ki olur, iki bambaşka insanız sonuçta, herkesin yediği şeyler, sevdiği renkler farklı. Bu olumlu anlamda tartisma, esas ilişkiyi besleyen şeyler iki insanın farklılıklari. Bunlar kısa vadelidir, kin ya da kazanma/kaybettirme duygusu yoktur, bunlarda özür dilenmez, sonraki güne sarkmaz gerginlige dönüşmez


İnsanlar, çoğunluk, partnerlerine kendi iradelerini empoze etmeye çalışıyor, bu da gerginliğe tartismaya yol aciyor. İşte gereksiz kıskançlik, sonra fazla müdahale, gereksiz hesap sorma, benim dediğimi yapsin/dinlesin tavrı, temelsiz ve sık alinganliklar, güvensizlikler. Normal bir ilişkide bunları çokça yaşıyorsam o ilişki sağlıklı değildir, iki tarafı da zehirler zaten.
0
sanguine
(09.09.23)
tartışma var tartışma var, aslında özür boyutuna gidiyorsa taraflar hata yaptıklarının farkında demekki. bizde çok olmuyor ya, x bir konuda tartışabiliyoru ancak öyle özürlük bir durum olmuyor. tartışmayı yaratan konuların temeline inmekte fayda var. atıyorum, ben x konusunu aşırı abartıyor olabilirim ve bu yüzden tartışma çıkartıp özür diliyorumdur
0
kondansator
(09.09.23)
Şimdi düşündüm ayda bir mi desem dedim ama o da çok net gelmedi. Yani o kadar az ve önemsiz şekilde oluyor ki aklıma bile gelemiyor.

Her gün gerildiğim bir ilişkim oldu, özellikle beraber yaşadığımız 6 ayda. Her gün rahatlamak için ailemle falan konuşurdum çünkü daraliyordum :) olmadi. Her gün ben yapamam.
0
logisticsmanager
(09.09.23)
Biz ilk sene o kadar sık o kadar şiddetli tartıştık ki benim önceden toplamda 8 yıllık bir ilişki deneyimim vardı farklı insanlar ile. Onların toplamından daha fazlasını o 1 sene içerisinde yaşamışımdır. Çok değişik bir deneyimdi.

Dedim herhalde toksik ilişki dedikleri bu oluyor çünkü hiç normal değil. Ben sesimi yükseltmem, şiddet uygulamam. Sesimi yükseltmeye, neredeyse şiddet uygulama noktasına geldim.

Biraz daha devam etseydi sonlandıracaktık. Fakat karşınızdaki insan afaderseniz mal değil ise, tartışmalardan bir şeyler kapıyor, özeleştiri yapıyor veya karşı tarafı öyle kabul ediyor, bir şeyleri sorun etmemeye başlıyorsa ya da soruna yol açacak yola girmiyor, yol açacak şeyleri ortadan kaldırıyor ise kavgalar azacaktır.

Birbirini iyi tanımamaktan da kaynaklanıyor. Çünkü ister istemez aile veya çevreden gördüklerimizle bir takım çıkarımlar yapmak durumunda kalıyoruz karşı taraf için. Kimisi tecrübe ile sabit nokta atışı şeyler oluyor. Kimisi de boşuna günahını almışım, boşuna kuruntu yapmışım, kekoluğumdan yapmışım, eski kötü tecrübelerimden ötürü böyle davranımışım.. gibi farkındalıklarla sonuçlanıyor.

İlk 1 yılda her gün, gün aşırı veya 2 günde 1 olan kavgalar ilk 1 yıldan sonra haftada 1 olarak devam etti. Şu an ya 2-3 haftada 1 ya da ayda 1 şeklinde devam ediyor ki bu da normal yani insan yeri geliyor kendisi ile bile tartışıyor anlaşamıyor. Eşimde öfke sorunu vardı onu da baya dizginledi. Kavga etsek de yükselmiyoruz artık.

Yani burada önemli olan, kavgalar size bir şey katıyor mu? Verilen savaşların sonu aydınlık mı? Eğer böyle bir gelişim gözlemleyemiyorsanız yolu ayırmakta fayda var ister sevgili olsun ister eş olsun.
0
ananiyimioguz
(09.09.23)
1 sene sevgili olup evlendik, 1 seneyi de evli olarak devirdik. sevgiliyken sadece 1 kez kavga etmiştik. evlenince de 4 5 olmuştur. 2 senede toplam bu kadar. hiç biri 3 saatten uzun sürmedi, özür dilenip kapandı.

ben huzur seviyorum böyle rahat ediyorum ama normali budur diyemiyorum çünkü bu biraz da karaktere bağlı. kimi arkadaşlar var ki kavga ettikçe evliliği daha tutkulu sürdürdüğünü iddia ediyor. kendilerini öyle iyi hissediyorlardır.
bu işin normali yok hangi şekilde iyi hissediyorsan senin normalin o.
0
kaptan maydanoz
(09.09.23)
Tartışma ve kavga arasında büyük farklar var ancak yine de "her gün" fazladan da fazla bana kalırsa. Bir insan her gün neye gerilebilir ki? Hayat kötü, zor bla bla da insan sevdiğinin yanında onu o gün mutsuz eden şeyden bahseder, çok lazımsa şikayet eder, beraber dertleşilir istiklal marşı ve kapanış... Fakat her gün sevdiği insana geriliyorsa orada bir durup dışardan bakmak gerekir bence.

Tartışmalara da gelince, çiftler elbette tartışırlar. Normal bir ses tonuyla, çözüm odaklı ve açık iletişim ile halledilemeyecek hiçbir konunun olduğunu düşünmüyorum. Bizim tartışmalarımız genellikle kahkahalarla bölünüyor. Ciddi ciddi tartışırken arada mutlaka birimiz şaklabanlık yapıp konunun buharını alıyoruz. Konularda genellikle "anladım, dikkat ederim, haklısın, bu konu değişmeyecek ama orta yolda buluşalım" cümleleriyle bitiyor.

Durum raporuna da gelirsek 2 yıl, 0 kavga, gülüp eğlenmeli nice tartışma (10'u bulmamıştır o da).
0
charbiel
(09.09.23)
20+ senedir evliyim, 20 defa tartışmışızdır belki, o da adabıyla, kırmadan, karşılıklı hissettiklerimizi paylaşarak. Sık tartışma illa kötü değildir belki, nasıl tartıştığınıza bağlı. Gerginlik kesinlikle iyi değil, insan sevdiceğinin yanında huzurlu hissetmeli.
0
SiyamkedisiZorro
(11.09.23)
Bu arada, bu tartışmaların yarısını evlenmeden önce ve evliliğin ilk senesinde yapmışızdır.
0
SiyamkedisiZorro
(11.09.23)
(7)

Kuran gerçekten etkileyici ve şairane bir kitap mı?

Unde bach canim
Sesi çok güzel kişiler müzikal şekilde okuyunca her şey etkileyici olur da, iddia edildiği gibi araplara göre gerçekten onjektif bakıldığında etkileyici be şairane dizelere mi sahip?Arapça bilmediğim, bilsem bile anadilim olmadığı için yorum da yapamıyorum
Sesi çok güzel kişiler müzikal şekilde okuyunca her şey etkileyici olur da, iddia edildiği gibi araplara göre gerçekten onjektif bakıldığında etkileyici be şairane dizelere mi sahip?

Arapça bilmediğim, bilsem bile anadilim olmadığı için yorum da yapamıyorum
0
Unde bach canim
(08.09.23)
Arapça ile ilgili bir merakın varsa mahir ünsal eriş ile töre sivrioğlu nun arap dili ve kültürü konuştukları bölüm güzel, kuran'a da değiniyorlar haliyle
open.spotify.com
0
freebird5406_2
(08.09.23)
Ben biliyorum Arapça. Kim yazmış yahut kim indirmiş olursa olsun bence olağanüstü bir kitap.

Klasik Arap şiirine benzemiyor. Yani beyitlerden oluşmuyor. Hatta ilk başta "bu da ne ola ki?" diyebilir bir Arap. Ancak çok sıradışı bir ahengi ve üslûbu var.

Ekleme: incil aramice, tevrat ibranicedir. Tarz ve hitabet aynı demek için (ki alakası yok) bu üç dile hakim olmak gerekir.
0
yadigar
(09.09.23)
İncil, Tevrat, Kuran, hepsi aynı elden çıkmış gibi aynı tarz ve hitabetle yazılmış kitaplar. Birisi tutunca diğerleri de "aa bu yöntem çalışıyor bak" deyip kopyalamış gibi. O tarz ve tonlamayla ne yazılsa benzeri etkileyiciliğe sahip olurdu zaten.
0
gallienus
(09.09.23)
Benim bildiğim kadarıyla her arap, Kur'an arapçasını anlayamıyor...Bu yüzden hem türkçede hem başka dillerde farklı çevireleri mevcut.

Kur'an arapçası, arabistan'da kullanılan günlük arapçadan farklıydı sanırım...
0
gadlemler
(09.09.23)
Kuranın dili eski olduğu için çok rahat olmasa da ne dendiğini anlıyordur normal bir arap. Ama pek etkilenmiş durmuyorlar. Adamlar kuranı kafasına yastık yapıp camide uyuyorlar mesela rahat rahat. Bir arabın konuşurken kurandan alıntı yaptığını da pek duymadım. namazlarını kılıp işlerine bakıyorlar.
0
parka
(09.09.23)
yalnız atlanan bir durum var kurana tanrının veya muhammedin yazdığı bir kitap olarak bakmamak lazım. o dönemin gücü elinde bulunduranları tarafından(muhammed sonrası dönem), o dönem ki arap siyasetine yön vermek ve bir anlamda halkın karşısında güçlerini korumak için yazıldığını unutmamak lazım. bu yüzden o dönem okuyanlar için etkileyici, şairane, ilahi ne derseniz deyin bir güçte olması gerekliydi. bu yüzden size de böyle geliyor olabilir.
0
my fault
(09.09.23)
Etkileyici ve şairane diye ayırdığınızdan anladığım kadarıyla hem anlatımı hem de tınısı üzerinden ayrı bir değerlendirme arıyorsunuz. Arapça'da ne ifade ediyordur bilmiyorum ancak bana vurgulandığı kadar etkileyici gelmiyor, zaten bir kutsal kitaptan da edebi etkileyicilik beklememek gerekir sanırım, bu tip bir karşılaştırma nereden çıktı anlamadım hiçbir zaman, bir dönem de kuranda yazan her şeyi "bilimsel açıklamasından önce işte burada yazıyordu" diye irdeleyen bir grup insan vardı artık çok yoklar sanırım. Bence böyle şeyler olayı özünden ayırıp konuyla ilgili olmayan başka bir hale sokuyor.

Bu arada incil ya da yeni antlaşma aramice değil. Aramice İsa'nın anadili, ancak o dönemde İsa'nın yaşadığı bu bölge Roma'nın doğusu ve hakim dil Yunanca. Bu bölgede yaşayan topluluklar kendi yerel dilleri haricinde anlaşmak için Yunanca da biliyorlar. İsa'nın da Aramice dışında Yunanca ve İbranice biliyor olması çok doğal. Ancak bunun da ötesinde yeni anlaşma havarilerce mektuplar şekilde yazılıp imparatorluğun her yerine yollanan metinlerin derlenmesiyle oluştuğu için Yunanca olması çok doğal ki zaten mevcut kayıtlar da Yunancaya dayanıyor. Ha eğer derseniz ki "ama orijinal incil farklı" orijinal incil elimizde olmadığı için bir şey söyleyemeyiz, onun da Yunanca yazılmamış olması için bir sebep yok, bölgenin genel geçer dili bu. Ancak bugün elimizle tutup gördüğümüz ve dilini inceleyebildiğimiz incil yunanca yazılan bir kitap. Tevratın da (ya da daha doğrusu Tevratı da içeren Tanah'ın) tamamı ibranice değil, kısmen aramice de içeriyor. Eklemek istedim.
0
akhenaten
(09.09.23)
(4)

Bu olayın bir adı var mı?

burnley
Merhaba. Hani bazen yemek yerken falan birden ağızdan sessiz, basınçlı şekilde bir hava atılır. Geğirme desem değil çünkü geğirme sesli çıkan bir hadise. Hıçkırık desem değil, o da kuş gibi öttüren bir şey.Bahsettiğim olayın tanımlanmış bir ismi var mıdır acaba? Doktora o durumla ilgili bir sıkıntım
Merhaba. Hani bazen yemek yerken falan birden ağızdan sessiz, basınçlı şekilde bir hava atılır. Geğirme desem değil çünkü geğirme sesli çıkan bir hadise. Hıçkırık desem değil, o da kuş gibi öttüren bir şey.

Bahsettiğim olayın tanımlanmış bir ismi var mıdır acaba? Doktora o durumla ilgili bir sıkıntımdan bahsedeceğim de, adı varsa uzatmadan daha kolay olur :)
0
burnley
(08.09.23)
ağızdan gaz çıkarma
0
Flybutter
(08.09.23)
Üzerinize afiyet aynı osuruk gibi geğirmenin de sesli olması şart değil, ancak midemde çok gaz birikiyor da diyebilirsiniz.
0
akhenaten
(08.09.23)
Ben çok sık yapıp hıçkırık izlenimi veririm ama evet, o da geğirme ama leydi geğirmesi.
0
prole
(08.09.23)
"Sessiz geğirmenin" kendisinden bahsediyorsun.
0
diyecevaplandı
(08.09.23)
(2)

"bunlar gerçek hayatta ne işime yarayacak"ın ingilizcesi

portico quartet
ingilizcede tam olarak buna karşılık gelen bir deyiş var mıdır? eğer yoksa bunu en anlaşılır biçimde ingilizceye nasıl çevirirdiniz?
ingilizcede tam olarak buna karşılık gelen bir deyiş var mıdır? eğer yoksa bunu en anlaşılır biçimde ingilizceye nasıl çevirirdiniz?
0
portico quartet
(08.09.23)
How is this going to be of any use in real life?
0
hold the door
(08.09.23)
Aradığınız çeviri şu videonun başlığı

www.youtube.com
0
akhenaten
(08.09.23)
(10)

Youtube premium vs spotify

personaa
Bende youtube var, spotifya gerek var mı sizce ses kalitesi vs çok farklı mı?
Bende youtube var, spotifya gerek var mı sizce ses kalitesi vs çok farklı mı?
0
personaa
(07.09.23)
Spotify daha derli toplu ve müzikte yaygın ve kullanımı kolay.

Ancak onun dışında bence premium varken bir de spotifya gerek yok.

Ben de aynı durumdayım.
0
Lubb
(07.09.23)
Bende spotify var. Aile üyeliği olmasa youtube premium'a geçerdim.
0
prole
(07.09.23)
Ben ikisini de kullanıyorum, spotify daha temiz, liste ve radyo önerileri daha uyumlu. Youtube music'te topluluk önerileri kısımları falan çok gereksiz geliyor bana, hiç ilgimi çekmeyen şeyler dolu ekranda.

Çok video izlediğim için tutuyorum premiumu.
0
akhenaten
(07.09.23)
youtube premium tokatlar, devam.
0
gule gule
(07.09.23)
youtube music'ten dinlersen fark yok. Fakat aratınca milletin paylaştığı videoları sesleri de gösterebiliyor onlara dikkat et.

Youtube'un önerileri çok daha iyi bence. YT Music ile bir albüm/liste dinledim bitti ve devamında önerileri devam etti diyelim, ben kapatmadan 1 saat falan dinleyip oha ne güzel şarkılar ekledi ve tam benlik dediğim çok oldu. Spotify'da illa bi geçerdim.
0
nhk ni youkosu
(07.09.23)
YouTube premium varsa bence gerek yok.
0
soft
(07.09.23)
Bende ikiside var. Spotify da podcastler var onun icin para oduyorum. Birde sadece muzikler cikiyor albumler falan cok duzenli.

Youtube ise bulunmayan her sarkiyi buluyor mesela spotifyda cikmayan birsey yuzde yuz yt de cikiyor.

Ben podcast dinlemesem sadece youtube kullanirdim sahsen
0
Zetnikov
(08.09.23)
İkisini de kullanıyorum.

Youtube premium'u aile hesabıyla kullanıyoruz. Reklamsız izleme özelliği daha çok işimize yarıyor. Yani ben youtube vanced kullanıyorum zaten ama annemler dereklamsız izlesin diye kullanıyorum daha çok. Ayrıca yine onlar spotify kullanmıyor youtube müzik kullanıyorlar. Ben çok müzik dinlemiyorum ordan. Sadece spotifyda loopa almak istemediğim guilty pleasure şarkılarımı youtube müzik'ten dinliyorum :d

Spotify asıl müzik dinleme platformum. Tavsiyeler, listeler gibi özelliklerini pek kullanmıyorum aslında ama Türkiye'ye ilk geldiklerinden beri kullanıyorum artık alışkanlık var, kendi playlistlerim var vs o yüzden bırakmak zor geliyor.

Podcastler için de google podcast kullanıyorum. Spotify'da podcastlerle müziklerin karışması hoşuma gitmiyor.
0
nundu
(08.09.23)
YouTube premium müzik kalitesi daha iyi geliyor bana o yüzden Spotify iptal ettim.
0
giovanne
(08.09.23)
youtube 256 kbps, spotify 320 kbps kalite sunuyor. bana göre ikisi de çöp. kaliteli kulaklığınız varsa deezer'dan flac kalitesiyle dinleyin. (1411 kbps)
0
beatbox yapan metalci
(10.09.23)
(4)

işe girdikten iki hafta sonra ayrılmak?

asırlardır yandaş bir süredir çağdaş
Bu işi nasıl yapıyoruz? Şirketin ortaklarıyla aram çok iyi, birbirimizi severiz. Çok tatlı adamlar da zaten. Diğer ortaklara karşı bana referans olup işe aldılar beni. Yoğun bir dönemleri. Ama güzel, istediğim bir iş fırsatı yakaladım. Şimdi ben bu adamlara ayrılacağımı nasıl söyleyebilirim?
Bu işi nasıl yapıyoruz? Şirketin ortaklarıyla aram çok iyi, birbirimizi severiz. Çok tatlı adamlar da zaten. Diğer ortaklara karşı bana referans olup işe aldılar beni. Yoğun bir dönemleri. Ama güzel, istediğim bir iş fırsatı yakaladım. Şimdi ben bu adamlara ayrılacağımı nasıl söyleyebilirim?
0
asırlardır yandaş bir süredir çağdaş
(07.09.23)
Açık açık söylemek lazım. Söyledikten sonra bir süre daha zaman geçirip sorunsuz ayrılmaya çalış.
0
prole
(07.09.23)
dürüst olun, neyse olay söyleyip ayrılın.
0
nuisance
(07.09.23)
Bu düşündüğünüz gibi sorun olan bir şey değil, doğrudan söyleyeceksiniz. Gelecek kurmak ve para kazanmak için çalışıyoruz. Nerde daha çok gelişip, daha çok kazanacaksanız oraya gidersiniz. Garip de değil, anlaşılmaz da değil, alışılmadık sürpriz bir şey de değil. Her zaman olan bir şey. Onlar da "hadi ya, senin adına sevindim, sağlık olsun başarılar dilerim" diyecekler ya da kendileri başka bir teklif yapacak. Böyle yani bu olay.
0
akhenaten
(08.09.23)
Gereksiz duygusallığa gerek yok. Sonuçta iş hayatı bu daha iyi bir fırsat bulduğunuzu söyleyip ayrılacaksınız. Tahmin edebiliyorum şu an çok kafa yoruyorsunuz ama bundan 1 ay sonra ne sizin ne de ayrıldığınız şirketin umrunda olmayacak bu durum.

Bu arada yok güzel ayrılayım geri dönerim belki vs gibi şeylere de kafa yormam ben olsam başladıktan 2 hafta sonra ayrılan bir çalışanını bir şirket kolay kolay tekrar istihdam etmez.

Son olarak bunlar şahsi yorumlarımdır. ytd.
0
nuevo
(08.09.23)
(1)

dayanıklı ve zarif çiçek önerisi

denizzz
ofisteki masama koymak için şöyle 15-20 gün sulanmadığı zamanlarda bile ölmeyecek, fazla hassas olmayan ama aynı zamanda şık bir çiçek arıyorum. ne önerirsiniz?
ofisteki masama koymak için şöyle 15-20 gün sulanmadığı zamanlarda bile ölmeyecek, fazla hassas olmayan ama aynı zamanda şık bir çiçek arıyorum. ne önerirsiniz?
0
denizzz
(07.09.23)
Beyaz orkide, benim var her türlü umursamazlığıma ısrarla dayandı şimdi sizin sorunuzu görünce hatırladım 10 gündür falan sulamadım heralde. Bir kere tüm yapraklarını hastalık dolayısıyla kesip sadece kökünü bıraktım tekrar çıktı, yaz kış durmaksızın açıyor.

Doğrudan güneş almayan ama aydınlık bir yer verin yeter.

Benim baktığım türün adı Phalaenopsis amabilis (L.) Blume
0
akhenaten
(07.09.23)
(2)

Borsaya etki edebilecek pozitif ve negatif değişken ve indikatörler

mrctrk
Merhaba,Ezbere veya trendlere göre yatırım yapmaktan kaçınan birisiyim, borsada risk ve getiri açısından bir hesaplama yapmak amacı ile, hangi değişkenleri pozitif veya negatif olarak değerlendirebiliriz. Öreğin ; Pozitif etki: yüksek enflasyon olumlu politik söylemler baskılanan döviz kuru
Merhaba,

Ezbere veya trendlere göre yatırım yapmaktan kaçınan birisiyim, borsada risk ve getiri açısından bir hesaplama yapmak amacı ile, hangi değişkenleri pozitif veya negatif olarak değerlendirebiliriz.

Öreğin ;

Pozitif etki:

yüksek enflasyon
olumlu politik söylemler
baskılanan döviz kuru
alternatifsizlik
ülke kredi notları
şirket karlılıklarının artması
kur korumalı hesaplardan borsaya geçişler


Negatif etki :

Potansiyel düzletmeler ve kar satışları
Doğal afetler vb
seçimler , belirsizlikler vb.
ekonomi otoritesi üzerinde olan, atamalar, istifalar vb. gibi

Teşekkür ederim.
0
mrctrk
(07.09.23)
Siz endekse yatırım yapmaktan bahsediyorsunuz. Şirket odaklı yatırım yaparsani bu etkenlere ihtiyacınız olmaz olsa da karliliginiza etkisi minimum olur.
0
alimcgraw
(07.09.23)
Ekonomik veriler duruma göre pozitif veya negatif etki yaratır, bu verileri yorumlamak için gündemin hep içinde olmalısınız.

Örneğin bugünlerde (daha belirgin bir örnek olduğu için abd üzerinden gideceğim) ekonomik veriler büyümeyi işaret eden şekilde geldiği için borsa geri çekiliyor, çünkü enflasyonist ortamda büyüme verilerinin yüksek gelmesi faiz artışını tetikler faizler artarsa da dolara geçiş artar ve borsadan çekilme başlar insanlar. Ancak enflasyon baskısı olmasaydı aynı veriler pozitif etki yapacaktı.

Şu sıralar takip edilen en önemli veriler GSYH (GDP) oranları, TÜFE (CPI) oranları, satın alma endeksleri (PMI), İmalat, hizmet sektöründeki yükseliş ve azalışlar, devlet tahvil getirilerindeki değişimler, istihdam verileri ve ayrıca bütün dünyada çok takip edilen bir de abd tarım dışı istihdam verisi var. Bunlar temeldir, piyasalar genelde belirgin tepkiler verir ancak dediğim gibi "içinde bulunulan ortama göre tepkiler değişir"

Bunlar dışında daha genel ölçeği yansıtan MSCI endekslerini takip edebilirsiniz. MSCI World gelişmiş ülke endekslerini, MSCI EM gelişmekte olan piyasa endekslerini, MSCI EAFE abd hariç gelişmiş ülke piyasalarının durumunu gösterir.

Bu tip verileri tek bir yerde gösteren ekonomik takvimler var, onlardan birini kullanın. Bir süre sadece açıklanan verilere ve veriler açıklandıktan sonra o verilerle ilgili çıkan haberlere bakın ve sonra piyasayı takip edin. Bir noktadan sonra bağlantıları oluşturmaya başlarsınız.
0
akhenaten
(07.09.23)
(13)

asla çözemediğim uyku sorunu

birsorusorayim
Selamlar, uzun uzun yazmayı düşünüyorum ki, belki küçük bir detaydan bir şey yakalanır, oradan house m.d lik yapılır da, belki faydası olur bana. yaş kırk, cins erkek, ağır işitme kaybı var. lise ve üni zamanlarını saymazsak, yirmilerimin ortalarından beri uyku sorunum var diyebilirim. o gençlik yıl
Selamlar, uzun uzun yazmayı düşünüyorum ki, belki küçük bir detaydan bir şey yakalanır, oradan house m.d lik yapılır da, belki faydası olur bana.

yaş kırk, cins erkek, ağır işitme kaybı var. lise ve üni zamanlarını saymazsak, yirmilerimin ortalarından beri uyku sorunum var diyebilirim. o gençlik yıllarında tabi uykusuzluğun etkisini daha az hissediyordum ama şimdi çekilir gibi değil. hem fiziksel, hem psikolojik olarak yıpratıyor.

benim durumum şöyle; gece uyuyamıyorum, 11-12 gibi, insan gibi yatağa giriyorum ama sabaha kadar dön dolaş uyku yok. ama gündüz uyuyabiliyorum onda hiç sorun yok. yani sabahı edip sekiz dokuz gibi yatarsam, akşam dört gibi kalkıyorum. bazen daha uzun. ama iş güç durumları olduğu için bu ancak tatil zamanları ya da işsiz zamanlarımda mümkün olabiliyor.

uyku düzeni gençlik zamanlarımda böyle geceden gündüze kaydığı zaman ve bunu değiştirmek istediğimde, bir gün uyumayıp akşamına sızıyordum ve bir süre düzelelbiliyordu bu durum. ama şimdi durum şöyle; sabaha kadar uyumadım diyelim ve uyku düzeninin oturtmak istediğim için gündüz de uyumamaya karar verdim. ancak çoğunlukla gece yine uyuyamıyorum. yani iki gün boyunca hiç uyumamış oluyorum.

bu gece uyuyamama sorunu için zamanında uyku ilacı almıştım pskytrdan bir kaç yıl önce. gyrex diye bir ilaç 25 mg yi ikiye bölüp içiyordum ve yarım saat bi saat içinde deliksiz, kesiksiz bir uykuya dalıyordum sabaha kadar. ama ilaç yoksa durum aynı. geçen ecza kutusuna bakarken gördüm biraz kalmış bu ilaçtan. uykuyu da düzene sokmaya çalışıyordum ve kullanmaya başladım. yine uyuttu güzel bir şekilde ama sıkıntılı bir ilaç, kafayı ağırlaştırıyor. yani gece 11 de alsam ertesi gün 12-13 e kadar ancak kendime gelebiliyorum, sürdürülebilir bir durum değil.

işitme kaybı var, bağırsak sorunu var (yüzde doksan ishalim ve günde en az beş kez tuvalete çıkıyorum) ağır spor yaptığım dönemde de uyku sorunu aynıydı. hatta çok yorgun olduğumda bazen hiç uyuyamıyordum. 10-15 kg fazla kilolu halimle de aynıydı uyku sorunum, fit halimle de. çok kahve içtiğim dönemler oldu. acaba kafein mi bunu yapan dedim ve sıfırladım iki ay boyunca kafeini. değişen bir şey olmadı. düzenli seks hayatımın olduğu zamanlarla olmadığı zamanlar arasında bir fark yok. düzenli mast yaptığım zamanlarla üç ay boyunca cinsel perhiz yaptığım dönemler arasında fark yok.içki çok içmişsem sızabiliyorum doğal olarak. ama hiç içmediğim dönemlerle düzenli ve orta seviye miktarda içtiğim dönemler arasında fark yok.

her türlü öneriye, bilgiye, tecrübeye açığım. aktar ürünleri olur, meditasyon olur, müzik olur, şu tür spor vs olur. her şeyi denemek istiyorum, şimdiden teşekürler.
0
birsorusorayim
(07.09.23)
bağırsak ikinci beyindir derler. sürekli ishalsen belli ki bir sorun bağırsaklarında. gidip baktırın derim.

uyku getirebilecek doğal yöntemler deneyebilirsin. melisa çayı ya da kedi otu.
0
elorelia
(07.09.23)
40 yaşındayım ve 20'lerin ortasından beri düzgün uyuyamıyorum diyorsunuz. Bence bu biraz ufak tavsiyelerin ötesinde bir çözüm gerektiriyor, sanırım siz de bunun farkındasınız.

Psikiyatriden ilaç yazdı doktor diyorsunuz, peki bu tedavi dönemi nasıl sonlandı? Tamam her her şey çözüldü dediniz, doktor da peki o halde geçmiş olsun dedi ve bitti mi yoksa zaten uyuyorum atık deyip doktora gitmekten vaz mı geçtiniz?

Uyumaya yardımcı ilaçlar tek bir tane ve hatta tek bir çeşit değil, eğer bahsettiğiniz ilaç sizde çok fazla uyku haline sebep oluyorsa bunu doktora söyleyip farklı bir ilaç denemeniz gerekir eğer önem arz eden bir durum varsa.

Sorununuzun çözümü var, lütfen aksatmayın. Gerekli yöntemlerle belli bir periyotta doktorun yönergelerine uyarak bu işten kurtulabilirsiniz. Bence bu güzel bir şey, yani hiç üstüne kafa yormanıza gerek yok doktora gidin ve yaşadığınız şeyler hakkında düzenli olarak ona bilgi verin ve buna göre geri kalan şeyleri o halledecektir.
0
akhenaten
(07.09.23)
@akhenaten

psikiyatri tedavisi sanırım 1 yıl devam etti. o dönem ailevi sebeplerle çok kötü bir süreç yaşamıştım. zaten depresyon tedavisi uyguladı, prozac vermişti. daha önceki yıllarda da bir kaç kez farklı doktorlara gitmiştim. başka antidepresanlar kullanmıştım ama toplam süre bir kaç yıldır ilaç kullandığım. söylediklerinizde haklısınız, ben yaşadığım sıkıntıları anlatırken doktora, uyku sorunumu da bir yan sorunmuş gibi anlatıyordum. esas sorun duyma sorunu ve bunun sosyal hayattaki yansımalarıydı. aslında sadece uyku için, uykuya odaklı bir tedavi araştırabilirim.
0
🌸birsorusorayim
(07.09.23)
@birsorusorayim bence iyi edersiniz, uyku sorunları depresyonla bağlantılı olabildiği gibi bağımsız da olabiliyor her ikisinin yansıması da aynı olmasına rağmen çözümleri farklılaşabiliyor. Ben de benzer bir şikayetle tedavi almıştım, önce depresyondan şüphelenildi ancak uyku sorunu devam ettikçe sadece uykuya yönelik farklı bir ilaç kullandım bir süre ve yıllardır uyku düzenimle övünür hale geldim. Aksatmayın lütfen.
0
akhenaten
(07.09.23)
@akhenaten

inşallah aksatmam:) çok teşekürler
0
🌸birsorusorayim
(07.09.23)
sebep baykuşlar ve tavuklar olabilir. aranan house m.d tespiti. okan bayulgen ibrahim selim'e katılmış, dakika 37:50'den itibaren gece uyumayıp gündüz uyuma durumunun programını yaptığını söylüyor, profesörleri çağırıp konuşmuşlar. muhabbet de bir ceo'nun akşam 8'de yatıp sabah 3:45'te uyanmasından çıkıyor. ben okan'ın o programını ilgimi çekmediği için izlemedim, kafayı nereye vursam uyurum çünkü, bulunup izlenebilir, muhabbet kralı zamanlarından büyük ihtimalle.

www.youtube.com
0
onemoremile
(07.09.23)
@onemoremile

burada da iki durum var, birincisi tüm çalışma hayatımız gün üzerine kurulu ve ben yada büyük çoğunluk, okan bayülgen gibi gece oturup gündüz yatarım ve yine de paramı kazanırım
diyemiyor malesef. ikincisi de, sağlıkla ilgili. melatonin, leptin, d vitamini, ruhsal sağlık vs. yani çoğunlukla gece uykusunun en sağlıklısı olduğunu söylüyor doktorlar. onlar da bilimsel veriler üzerinden konuşuyorlar. ama en önemlisi maddi sebepler sanırım. ben imkanım olsa, çalışmak zorunda olmasam, en azından az uyumaktansa yeteri kadar uyumak için gündüz uyur gece takılırdım.
0
🌸birsorusorayim
(07.09.23)
houseluk bir durum yok gibi uzun vadede vucudunu bu düzene alıştırmışsın. 15-20 gün sıkıntı çekip gündüzleri uyumayarak normal uyku düzenine geri dönebilirsin.

stanfordhealthcare.org

uyku ilacı yerine uyumadan 30dk önce melatonin alabilirsin. son 2-3 saat ekranlardan uzak dur loş bir odada takıl kitap oku vs.

uyku düzeninin neden kaydığı ise psikolojik olarak incelenmeli. yani gündüz yaşadığın sorumluluklardan kaçış olabilir. bazı antidepresanlar uyku düzeni konusunda işe yarayabilir. bu kısmı da bir psikiyatr ile görüşebilirsin.

sindirim sistemi hakkında biraz paraya kıyıp uzman bir fonksiyonel tıp hekimi ile görüşmelisin. şimdilik ev yoğurdu, iyi bir probiyotik takviye alabilirsin.
0
orpheus
(07.09.23)
Benzer bir cevap verilmiş ama yaşadığınız durum bana sorundan çok biyolojik ritim gibi gözüktü. Ben de akşam 9dan sonra uyanık kalmakta çok güçlük çekiyorum ve sabah 4-5 gibi güne başlıyorum ve tavsiye edildiği gibi 3 gün uyanık kal, kendini yor ve gibi tavsiyelerle değiştirebildiğim bir durum değil, gecelerce 12de de uyusam sabah erkenden uyanıyorum, arkadaşım benim aksime gece yaşayan bir insan, sabah 8-9dan önce uyumuyor ve gün içinde de öğleden sonra 3 gibi zorlukla uyanıyor, ikimiz de işlerimizi kendimize göre ayarlayabilme lüksüne sahibiz, her zaman olmasa da.

Keşke çalışma saatlerinizi kendiniz belirleyebildiğiniz bir düzene geçebilseniz doğanızla savaşmak durumunda kalmazsınız.
0
(07.09.23)
Telefona meditopia indirip uyku meditasyonlarini bi deneyin.
0
instant crush
(07.09.23)
ben de üniversite 1 den beri (2. öğretimdim) geç uyuyup geç kalkan bir insanım. iş hayatımda da erken uyanmak gibi bir derdim yok. dolayısıyla yaşam tarzım bu ama sizinki sanırım bir rahatsızlık seviyesine gelmiş. bir dönem rutinimi değiştirmem gerekiyordu ve zorlanmıştım. Melatonin kullandım yaklaşık 5 ay falan. melatonin içtiğimde (venatura marka) faydasını görüyordum açıkçası. uykuya dalmamı kolaylaştırıyordu. ama ben hiçbir zaman uykum olmadan yatağa girmem. tv karşısında uykum gelir, gözlerim kapanır ancak o zaman yatağa koşar direkt yatarım. uyku gelmeden yatağa girmek benim uykumu daha da kaçırıyor, sizde öyle mi bilmiyorum. sabah sersem uyanma gibi bir etkisi de olmuyordu. bir yan etkisi de yok hatta bazı faydaları bile var makalelerden okuduğum kadarıyla. velhasıl bir deneyim derim, bir şey kaybetmezsiniz. tabii sorunu kalıcı olarak tedavi edecek gibi durmuyor ama...
0
motosiklet burclu adam
(08.09.23)
Geçmiş olsun, uyku sorunları hayat kalitesini en çok etkileyenlerin başında geliyor. Umarım bir an önce düzeni kurabilirsiniz. Bir süre boyunca yatmak istediğiniz saatten 1 saat önce 3 mg melatonin takviyesi alın ve alttaki uyku hijyeni kurallarına uyun. 2 hafta içinde baya mesafe alacağınızı düşünüyorum.

Uyku Hijyeni İçin İpuçları
Uykunuz gelince yatağa gitmelisiniz.
Uyuyamazsanız yatakta fazla vakit geçirmemelisiniz
Yatak odası çok sıcak ya da çok soğuk olmamalı tercihen karanlık ve hafif serin olmalıdır
Yatak odası sadece uyku ve cinsel aktivite için kullanılmalı, çalışma odası ve televizyon odası olarak kullanılmamalıdır
Hafta sonu ve tatil süresince sabah kalkış saatleriniz çok değişmemelidir
Gün içinde uyumamalı, dayanamıyorsanız 1 saatten kısa süreli ve saat 15:00’ ten önce şekerleme yapılmalıdır
Alkol, kafeinli içecekler ve çikolata tüketimi uyku saatinden 4-6 saat öncesinde kesilmelidir
Yatmadan önce sigara içilmemelidir
Akşam yemekleri çok ağır yenmemeli ancak yatağa da aç gidilmemelidir
Uyku öncesi ağır spordan kaçınmalı, egzersizler akşamüstü saatlerine kaydırılmalıdır
Yattıktan sonra günlük düşüncelerden uzak durulmalı, yatak odası dışında düşünülüp çözümlenerek yatağa yatılmalıdır
Uykuyu bozacak ilaçlar (antidepresanlar, kortizon, grip tedavisinde kullanılan ilaçlar, bazı kalp ilaçları vb.) uykuya yakın saatlerde alınmamalıdır
0
ceo07
(08.09.23)
1. Sabah erkenden mümkünse yürüyorken güneşe bak.
2. Sabah kalkar kalkmaz bol tuzlu limonlu su iç.
3. Yatmadan bir iki saat önce magnezyum bisglisinat. En az 200mg.
4. Uyuduğun oda full karanlık ve serin olmalı. 25 dereceyi geçmesin.
5. Uyku saatine üç dört saat kala 1-2 saatlik yürüyüş yap yine.
6. Kahve, kafein falan içeren şeyler no no no.

Pirensesler gibi uyumazsan gel yüzüme tükür dfdsf
0
alperz
(08.09.23)
(19)

Bu samimiyet mi yoksa densizlik mi?

sekizdokuzon
Dün daha önce tanismadigim biriyle yüz yüze bir görüşme yaptık iş için. Kariyerim ve yapmak istediklerim hakkında konuştuk, karşımdaki kadın hem yaş hem de deneyim bakımından benden yukarıda. Konuşmanın bir yerinde "Sen şu şu işleri yapamazsın, sende o enerji yok. Enerjin düşük, hatta konuşmanın baş
Dün daha önce tanismadigim biriyle yüz yüze bir görüşme yaptık iş için. Kariyerim ve yapmak istediklerim hakkında konuştuk, karşımdaki kadın hem yaş hem de deneyim bakımından benden yukarıda. Konuşmanın bir yerinde "Sen şu şu işleri yapamazsın, sende o enerji yok. Enerjin düşük, hatta konuşmanın başında benim de enerjimi aşağı çektin. Ama samimi, iyiniyetli birisin. Seninle bir şekilde çalışmak isterim." dedi. O an bir tık şok oldum, enerjici kadınlar da vardır neticede. Sonra kendimi doldurmamak için "E yorgundum, iki gündür çocuk bakıyordum. Kadın gördüğünü söyledi" diye düşündüm ama bir taraftan da bir tık kırıldım. Ben bunu bu şekilde söylemezdim. Sonra da aslında ustalastigim bir alan olmadığını, bu yasta mesleksiz olmanın büyük sıkıntı olduğunu falan söyledi. İnsanların karşısındakinin gardini düşündükten sonra dört koldan saldırması da yine sık karşılaştığım bir tavır. Ve daha kötüsü kendimi bu tip durumlarda savunamiyor olmam. "He evet ben gerçekten de işe yaramaz biriyim, haklısın. Zamanını aldım." kafasına giriyorum.


"Kadın dürüst, gördüğünü söyledi ve sana yardım etmeye çalıştı sekizdokuzon" ile "İnsanların patavatsızlıklarindan, kaba saba tavirlarindan ve hal bilmezliklerinsen bıktım." arası bir yerdeyim. Ya bir de burcumu sordu, balık dedim diye daha bir acıdı. Eve geldim, CV'mde doğum tarihimi değiştirmeyi falan düşündüm. Kendisi de başak burcuymus, çok hareketli, canliymis. Aslında balık burcu insanları onu sakinlestiriyormus. Bir de burç ırkçılığina maruz kaldım. Ha bir de Nişantaşı'nda oturuyormuş kendisi, bu bilgiyi de araya sıkıştırdı. Sultangazi onun için karadelikmis, her türlü insan varmış (ben Sultangazi'de oturuyorum).

Tarafların ikisi de kadın ve aralarında 15 yaş fark var.

Nasıl yorumlamali bu durumu? Teşekkürler.
0
sekizdokuzon
(07.09.23)
Apaçık densizlik
0
olaylar olaylar
(07.09.23)
enerjici kadın falan değil bu bildiğin narsist kişilik bozukluğu. karşısındakinin gardını düşürüp -bir de üstüne iyi niyetlisin derken sen istesen de bana zarar veremezsin diyor- daha rahat kontrol edecek aklı sıra. aynı ortamda çalışacak olsan bile bu insanla direkt olarak çalışmamanı öneririm.
0
william morris
(07.09.23)
Burç konusuna değinmeye bile gerek görmüyorum ama bu enerji konusu çok rahatsız edici olmaya başladı gerçekten.

Yani doğru düzgün bir karakter tahlili yapamayıp eksik gördüğü yönleri söyleyemeyen herkes enerjisi düşük deyip geçiyor gibi geliyor. Aynı şekilde birinin iyi ve öne çıkan yönünü tahlil edip bulamayan, enerjisi çok iyi deyip geçiyor. Ayrıca bunun ölçülebilir bir kıstası da yok, kişisel olarak mı beğenmiyor, gıcık mı oldu, çekici mi buldu, itici mi buldu da diyor yoksa işe uygun olmayan farklı bir durum mu gördü bilemiyorsunuz daha kötüsü kendi de bilemiyor, enerji işte :D

Birilerinin buna bir dur demesi lazım artık cidden çok saçma. İnsan kaynaklarına falcı falan alsınlar oldu olacak, onlar daha bi insan sarrafı.
0
akhenaten
(07.09.23)
nasil bir is hic bilemiyorum, burcun ne alakasi olabilir bu is muhabbetinde onu da bilemedim. yukardaki arkadaslara bir dereceye kadar katilmakla birlikte, onemli olan sizin tavriniz. kendinizi savunup savunmamaktan ziyade, neden bu kadar merkezinizden cikip CV'nizdeki dogum tarihini degistirmeyi dusunebilecek hale geliyorsunuz. buraya bakmaniz lazim. bu tur densiz, terbiyesiz, kendini bilmezler her yerde var, ama her biri icin kendinizi degistiremezsiniz ve bu kadar etkilenmemelisiniz.
soyledigi sacmaliklari duydugunuz anda verdiginiz tepkinin de bir onemi yok, hepimiz insaniz, sok oldugumuz anda bir tepki veremeyip sonrasina 'ne yasadim ben ya' diye dusunebiliriz ve kirilabiliriz bunlar insanca, bunda sorun yok. ama siz sonrasinda kendi merkezinizden cikmissiniz. buraya bakmayi dusunebilirsiniz. ayrica siz kadindan yardim istememissiniz, 'yardim etmek istedim' bahanesi altinda istenmeden verilen tavsiyeler, insanlara densiz densiz konusmalar bir bitse keske.
0
kassiopeia
(07.09.23)
Hiç sevmem böyle muhabbetleri. Enerjim düşük olmasa bile düşerdi.
0
Kahvedesu
(07.09.23)
Burcumu farklı söyleyip enerjici bayanların tavırlarındaki değişikliği deneyimlemek istedim. Ne kadar subjektif ve iş bilmez olduklarını görüp içimi rahatlatacaktım. Gerçi bir sonrakine "Reis de balık burcu ama pek sakin değil yani, ayık olmakta fayda var" da diyebilirim. Ay ne bileyim, yıldım ya.
0
🌸sekizdokuzon
(07.09.23)
İş yerlerine eğitim vermeye gidiyorum. "İnsanların cinsiyetine, ırkına, dinine ve yaşına göre ayrım yapamazsınız" diyordum, bunlara "burcuna göre" maddesini de eklemeliyim.
Şöyle söyleyeyim, bu şekilde konuşan bir insan kaynakları bana o şirket hakkında olumlu intiba vermez.
Sultangazi / Nişantaşı hikayesi ayrı komedi. sizin üzerinizden ego tatmini yaşamış.
Şimdi ben desem ki "benden 15 yaş büyüksün, derin pörsümüş, bana enerji muhabbeti yapıyorsun" ayıp olur mu, olur. Onun yaptığı da ayıp.
Ama işe girdikten sonra o kadınla çalışmayacaksanız o zaman değerlendirebilirsiniz işi.
0
SiyamkedisiZorro
(07.09.23)
burç vesaire dediyse he deyip geçin. insanları burç üzerinden analiz eden hiç kimsenin hiç bir yorumunu dikkate almam.

nişantaşı ve sultangaziden bahsetme şekli de doğrudan faul.

örtülü kibir, hiç üzülmeyin. hayat hepimiz için eşit koşullarda ilerlemiyor. kaldı ki sizi gerçekten tembel, mesleksiz vesaire görüyorsa bile motivasyon konuşması, mentörlük böyle yapılmaz.
0
Phoebe
(07.09.23)
sadece burç mevzusuna değineceğim.
burç değil, doğum haritası önemli deseydiniz de öyle kalakalsaydı :)
ayrıca başağın enerjisi yüksek değildir, sadece çok çalışmayı bilirler.
bir de oldukça eleştirel ve memnuniyetsiz tiplerdir, hareketleri normal yani. üstüne, suratsız ve sıkıcıdırlar. bir daha görürseniz bunları iletin kendisine. ayrıca "evde kalmış kız kurusu" tarzı bir tip olma ihtimali bayağı yüksek :)
0
candide
(07.09.23)
kadin sizin enerjinizi dusurmus ama farkinda bile degil. kendi enerjisini yukseltmek icin baskalarinin enerjisini emiyor sanirim. hic umursamayin, bence o kadinla calisilmaz ama siz bilirsiniz.
0
Sour
(07.09.23)
Leş birisi gibi duruyor. Birlikte çalışma meselesini bilemem de böyle tiplerin bu saldırgan tavrını iyiye yorarsaniz kendinizi çok hirpalarsiniz.

Zamanında şu kavram kafamı çok açmıştı bu tavra dair:
(bkz: saldırganla özdeşim)
0
encokbenisevinnolur
(08.09.23)
Burçlardan bahseden biri fizik prof.u bile olsa bı daha dikkate almam
0
abuzer
(08.09.23)
abuzer +1

ayrıca insanların sizin hakkınızda ne düşündüğünü bu kadar ciddiye almamanızı tavsiye ederim. hele de yeni tanıştığınız halde oturduğunuz yer ya da karakteriniz ile ilgili böyle patavatsız yorumlar yapanları.
ben de enerjisi hep aşırı yüksek olan insanlarla çalışamıyorum mesela, napayım şimdi o hanımefendiyi gördüğüm yerde "of bu yaşta bu enerji allah etrafınızdakilere sabır versin" mi diyeyim.
0
felfela
(17.09.23)
kadının yaptığı dengesizlik.

tamamen seni manüpüle etmeye çalışıyor.
bakma sen bunlar kıskanıyor bile olabilir. arada 15 yaş var az değil.
sen modunu düşürme tam tersi hırslı ol bunlar seni daha hırslı yapsın.
kendini ''daha iyisini yapacağım sen de izleyeceksin'' gibi hırslandır.
0
alt4y
(13.11.23)
muhatap bile olma. saçma sapan bir tip. kendini iyi hissetmek için karşıdakini aşağı çekmeye çalışan kompleksli biri. çok belli.

ayrıca sour'un da dediği gibi senin enerjini düşürmüş. e kendi insanların enerjisini çeken biri? söylesen bu tipler hatasını da kabul etmez. uzak durulması gereken insanlardan.
0
blackkmamba
(13.11.23)
okurken o kadar sinirlendim ki. hadsizlik, densizlik, terbiyesizlik.

bu tipler karşıdakini aşağılayarak kendilerini yüceltme eğiliminde sürekli. iğreniyorum bu tarz insanlardan. içine bir iki küçük güzel sözümsü bir şeyler söylüyo ki sizin gibi kendinizi sorgulayın ben mi acaba kötü düşünüyorum diye.
0
chanandler bong
(13.11.23)
aklıma birden geçenlerde yaptığım iş görüşmesi geldi:) kadın nedense başından beri konuşmama taktı, yavaş konuşuyormuşum. sesim tam gitmiyormuş falan. bu şekilde verimli görüşme olmaz, istersen başka zaman görüşelim falan dedi ısrarla. halbuki konuşmamda falan bir şey yoktu. tabii ki baştan sona zordan konuşmayla geçen bir görüşme, sonuç da olumsuz geldi:) bana çok tuhaf geldi, nasıl bir şey bekliyor bu insanlar anlamıyorum. sinir oldum nedense.
0
nothing in my way
(13.11.23)
Hatun tipik balatayi siyirmis bir beyaz yaka. Etiketci, kartvizitci.
Mesleksizlik baska, bir konuda ustalasmamis olmak baska. Kafasi karisik baya.

Ozetle, salla diyorum...
0
cooperr
(13.11.23)
ya bir şey diyeceğim çok kaba konuşmak istemiyorum ya da keskin bir cevap vermek istemiyorum ama ego mastürbasyonu yapan geri zekalı bir kadını okumuşum gibi geldi şu an bana. gece gece sinirlendim. böyle geri zekalılarla muhatap bile olmak istemiyorum şahsen. böyle insanlarla çalışmak zorunda kalanlara da üzülürüm açıkçası.
0
cenkay burker
(13.11.23)
(5)

borsayla ilgili sorularım var.

sizofren06
1- merhaba üstadlar hisse neden artar neden azalır?2- borsayı çizelgelerini hangi siteden takip edebilirim?3- can alıcı soru hangi hisseleri tavsiye edersiniz?
1- merhaba üstadlar hisse neden artar neden azalır?
2- borsayı çizelgelerini hangi siteden takip edebilirim?
3- can alıcı soru hangi hisseleri tavsiye edersiniz?
0
sizofren06
(06.09.23)
1- beklentiye göre azalır artar.
2- investing en kolay anlaşılır olanı.
3- kullandığınız bankanın yatırım bülteni olur. 8 10 hisse onerirler genelde. Siz de 3 5 tanesini alın.
0
allah yazdiysa bozsun
(06.09.23)
1- İzole haliyle şöyle, senin bir şirketin olsun ve bunun da değeri yapılan hesaplara göre 1000 lira olsun. Sen de şirketin tek sahibi ol. Bu durumda şirketin hisselerinin %100'üne sahipsindir ancak sonra şirketi satmak istediğinde bu defter değeri üzerinden alıcıyla bir pazarlık yaparsın. Alıcının gözünü boyayıp şirketi 2000 liraya da satabilirsin, alıcı seni karamsar bir havaya sokup 500 liraya da şirketi alabilir. Neticede bu alım satım şirkete biçilen değere göre yapılır.

İşte bu satımı halkın geneline yapınca şirketi halka arz etmiş oluyorsun. Atıyorum şirketin %30 hissesini küçük parçlara ayırarak belli bir değerden halka arz ediyorsun, ondan sonra bu parçalara (hisse senetlerine) sahip olanlar piyasada bu hisse senetlerini yine şirketin değerini gösterir şekilde alıp satmaya devam ediyor.

Bu hisse senetlerinin fiyatı da şirketin açıkladığı kar ve zararlar, yatırım kararları, gelecek planları ölçüsünde değerleniyor ya da değer kaybediyor. Eğer insanlar şirketin durumunu iyi görüyorsa hisselerin değerinin zaten ilerde daha da yükseleceğini düşünüp daha çok paraya almaya gönüllü oluyor, değerinin düşeceğini düşünenler de daha az paraya elden çıkarmaya razı oluyor.

2- Fark etmez
0
akhenaten
(06.09.23)
1. soruya en basit cevap: üniversite sınavı ile aynı mantık. talep çoksa fiyatı artar. talep yoksa fiyatı düşer.
0
alperz
(06.09.23)
1- borsa, coin aynı mantık. talep varsa, suni talep oluşuyorsa, milleti gaza getirebilip satılıyorsa artar. talep olmazsa, hisse potensiyeli yoksa, millet düşecek beklentisi içine girerse düşer.
2. bir bilgim yok.
3. bunu önerecek kişi zaten kendisi yapar. ytd.
0
rhan
(07.09.23)
1-Hisse fiyatı bildiğin pazar mantığında artar ya da azalır. Hisseyi satan adam 10 liradan satışa koyar. Alan çıkar. Bir sonraki satıcı bakar 10 liradan gidiyor, 12 der. Onu da alan çıkar. Ev fiyatları da böyle artıyor ya da azalıyor.

2-Investing.com

3-Bu soruya kimse cevap vermez yasal olarak. SPK'dan yatırım danışmanı lisansı olmadan, aranızda danışmanlık anlaşması olmadan kimse tavsiye veremez. Zaten kulaktan dolma bilgiyle de bu iş olmaz. Bence ciddi bir yatırım eğitimi alın önce. Ama teknik analiz falan değil yani temel ekonomi, bilanço okuma vb. İlk başta hisse yerine borsa fonlarını da inceleyebilirsiniz. ORada alım satımı en azından profesyoneller yönetir.
0
anten
(07.09.23)
(2)

irade kelimesinin ingilizce karşılığı nedir?

soft
will mi willpower mı volition mı?
will mi willpower mı volition mı?
0
soft
(06.09.23)
Will ve willpower duruma göre aynı anlama gelen ama duruma göre birbiri yerine kullanılamayan benzer sözcükler.

Örneğin "he has a strong will" yerine willpower da gelebilir. Ancak "You brought me here against my will" derken willpower kullanırsanız tuhaf olur. Willpower daha çok sadece iradeyi değil iradenin gücünü de vurguluyor, burada sadece "güçlü bir irade" olması gerekmiyor, güçsüz bir iradeyi de vurguluyor olabilirsiniz; "Poor dear, you really have no willpower." gibi.

Volition'ı duymamıştım, bakınca gördüm ki will ve willpower yerine geçen daha ağdalı bir sözmüş, nadiren resmi kullanımda tercih edilebiliyor, günlük konuşmalara uygun değil. Will ingilizcenin germen tarafından gelen bir sözcük, volition fransızcadan geçen bir sözcük anlamı aynı ancak nüansı ve hissiyatı farklı.

Bir sözcüğün genelde tek bir anlamı olmuyor, illa tek bir eşleşme bulmak için uğraşmayın bence.
0
akhenaten
(06.09.23)
Spesifik bir anlamda kullanmıyorsan will kullan. "İrade" genel olarak "will" demek. Mesela "özgür irade" doğrudan "free will"
0
prole
(06.09.23)
(8)

parfümü nasıl kullanıyorsunuz?

metematik
tenine sıkan var, elbiseye sıkan var, sadece boynuna sıkan var. siz nasıl kullanıyorsunuz? en sağlıklı ve doğru kullanım nasıl olmalı?
tenine sıkan var, elbiseye sıkan var, sadece boynuna sıkan var. siz nasıl kullanıyorsunuz? en sağlıklı ve doğru kullanım nasıl olmalı?
0
metematik
(05.09.23)
Üzerimde önemli bir kıyafet varsa temas ettirmemeye özen gösteriyorum...(daha önce gece elbiseme iz yapmıştı.) iki karış uzaktan özen gösteriyorum.
0
gadlemler
(05.09.23)
Sokacağım yere losyon suruyorum.
Sonra birer adet kulak arkasi, bir adet boyun bir adet bilegin ustu(alti degil).

Herkesin kendine göre biraz bu. Net bir bilimi yok, vücut yapisina, terlemeye falan değişir.

Elbiseye sikiliyor da çok tercih etmiyorum.
0
logisticsmanager
(05.09.23)
Deodorant koltuk altı, parfüm boyun ve kulağın arkasına doğru.
0
d max
(05.09.23)
Boynuma sıkıyorum, kıyafetime de geliyor zaten. Erkek.
0
prole
(05.09.23)
Doktorumun parfümlerin akciğer kanseri yaptıgını söylediginden beri boyun hizama değil de yogun solumamak için gögüs hizamdan aşagı sıkıyorum.
0
limonlu eksi
(05.09.23)
Erkeğim, 2 boyun, 2 bilek, 1 kıyafet. (eu de toilette)
0
kimlanbu
(05.09.23)
Parfüm giysiye sıkılan bir şey değil, tamamen parfümün doğasına aykırı bir şey bu. Parfüm bilek, dirsek içi ve boyun gibi vücut ısısının yüksek olduğu yerlere sıkılır buralardan vücut ısısıyla aromatik yağlar etrafa yayılır. 3 nota da ayrı bir zamanda ayrı kokular yayar.

Yani tercihen siz kumaşa da sıkabilirsiniz ama bu karton bardakta şarap içmek gibi bir şey olur. Ama karton bardağın şarabın tadına etkisi kumaşın parfüme etkisinden daha az. Isı parfümün kokusunu çok büyük oranda etkiliyor, ayrıca kaliteli ve pahalı parfümlerin esas para eden kısmı olan dip notalarının kokusu sadece teninizde işlevsel olan bir şey.
0
akhenaten
(05.09.23)
Parfüm kıyafete sıkılmaz. Herkesin teninde farklı bir kokuya dönüşür. Tene sıkılır o yüzden.
0
roe
(05.09.23)
(2)

hisse senedi yatırımı

kondansator
selamlar, şirket durumundan, seviyesinden bağımsız olarak her ay bir miktar yatırım yaptığınız hisse senetleri var mı? yoksa her ay analiz ederek mi giriş yapıyorsunuz
selamlar, şirket durumundan, seviyesinden bağımsız olarak her ay bir miktar yatırım yaptığınız hisse senetleri var mı? yoksa her ay analiz ederek mi giriş yapıyorsunuz
0
kondansator
(05.09.23)
Var ama bu dediğiniz şeyi yapmadan önce de zaten o yatırım yaptığınız şirketi detaylı incelemiş ve göz ucuyla da olsa takip ediyor olmalısınız. Verileri kuvvetli, o verilerin marka değeriyle günlük hayatta da görünür olduğu bir şirket bulursunuz aradaki iniş çıkışlara çok aldırmadan düzenli alım yaparsınız. Çünkü yaptığınız analiz uzun vadelidir, bir yıl sonrayı değil, 5 yıl sonrayı görmeye çalışmışsınızdır vs. Tabi arada bir şirketin hala sizin ön gördüğünüz çizgide gidip gitmediğine bakarsınız.

Ancak ortalıkta dolaşan uzun vadeli yatırımcılık temalı podcastlar genellikle warren buffet gibi yabancı ve özellikle de abd merkezli yatırımcıların sözlerini temel alarak ilerliyor, buffet'ın sözleri elbette hafife alınacak şeyler değil ancak o söylediklerini

1- Hem abd piyasası üzerinden ifade ediyor
2- Hem de genel olarak ekonominin belli sınırlar içerisinde stabil olduğu, iniş çıkışların belli bir beklenti dahilinde seyrettiği "daha" tahmin edilebilir bir çizgideki senaryolar üzerinden konuşuyor.

Bizim ve diğer birçok gelişmekte olan ülkenin piyasaları çok hareketli.

Böyle ortamlarda olağan dışı yükseliş hareketleri oluştuğu zaman birikmiş kârınızı alacağınız zamanı bilmek (bkz. kâr realizasyonu) önemli. Aksi taktirde yatırım yaptığınız şirket ayakta güçlü durmaya devam etse bile siz atıyorum hisseyi aldıktan 2 sene sonra kendinizi %2000 karlı durumda bulabilirken 3 sene daha geçince hisseyi ilk aldığınız noktadan çok da ileri gidememiş halde bulabilirsiniz.
0
akhenaten
(05.09.23)
Türkiye için her şirketin iyi veya kötü dönemleri oluyor, çok hızlı bir piyasamız var. Eğer her ay bir miktar parayı borsada değerlendirmek amacındaysanız hisse senetleri yerine hisse ağırlıklı fonlar almanızı öneriririm. Tabii ki bu durumda bir fon yönetim ücreti ödeyeceksiniz ancak paranız aktif yönetildiği için tatmin edici bir getiri elde edebilirsiniz.

NNF, MAC, HVZ, ST1 gibi fonlar yer yer alıp sattığım, beğendiğim fonlar. tefas.gov.tr'de fonlarla ilgili detaylı bilgi bulabilirsiniz.
0
loras
(05.09.23)
(1)

adıyla yaşasın ingilizce with mi by mı

not sure if serious
bu dilekte adına yaraşır yaşasın anlamı var değil mi? o yüzden de bana ''by'' kullanılır gibi geliyor ''may your child live by his/ her name'' gibi
bu dilekte adına yaraşır yaşasın anlamı var değil mi? o yüzden de bana ''by'' kullanılır gibi geliyor ''may your child live by his/ her name'' gibi
0
not sure if serious
(04.09.23)
Hiçbiri değil mi? Benim bildiğim o deyim ingilizcede"live up to one's name" olarak var. Örneğin "may he live up to his name." Filmi vardı ordan hatırlıyorum.
0
akhenaten
(04.09.23)
(3)

Kedi ısırması sonucu şişlik

bu da mi nick degil
Cumartesi günü kedim pencerenin önüne gelen sokak kedisine sinirlenip ayağıma saldırdı, ısırıp tekmeledi. İlk gün çok üstünde durmadım geçer diye ama gece bileğim şişmeye başladı ve üstüne basmakta zorlanmaya başladım. O yüzden pazar sabahtan acile gittim. Kedimin aşıları tam olduğu ve benim de teta
Cumartesi günü kedim pencerenin önüne gelen sokak kedisine sinirlenip ayağıma saldırdı, ısırıp tekmeledi. İlk gün çok üstünde durmadım geçer diye ama gece bileğim şişmeye başladı ve üstüne basmakta zorlanmaya başladım. O yüzden pazar sabahtan acile gittim. Kedimin aşıları tam olduğu ve benim de tetanos aşım olduğu için kuduz aşısına gerek görmedi doktor ama enfeksiyon için antibiyotik ve merhem verdi. Dünden beri onu kullanıyorum ama şu an epeyce şiş ve hâlâ yürümekte zorlanıyorum. Daha önce böyle bir şey tecrübe eden var mıdır acaba? Yaklaşık kaç günde geçer? Bir de yarından itibaren tatile çıkacağım, denize vs girmek daha kötüleştirir mi, bandajlamalı mıyım yoksa açık mı kalmalı? Ya da tekrar doktora gitmemi mi önerirsiniz?

Bu konuda tecrübesi ya da bilgisi olan birileri yanıtlayabilirse çok sevinirim.
0
bu da mi nick degil
(04.09.23)
Özellikle kedi ısırığı için değil ancak her türlü enfeksiyon bölgesi temiz tutulmalı, deniz dediğiniz şey sıvı toprak. İçinde her türlü canlı cansız şey mevcut. Sizde de görece baya rahatsızlık veren bir enfeksiyon mevcut, haliyle bunu bir de denize sokmamak sizin faydanıza olur.
0
akhenaten
(04.09.23)
takipte kalın antibiyotik sonrası da 2-3 gün içinde şişlik ve kızarıklık artıyorsa tekrar bir hekime başvurun.
0
orpheus
(04.09.23)
2 güne geçer. ince görmüş hayvan. benimki çok ısırıyor sanki düşmanıymışım gibi. özellikle kollarıma hasta. kolonya döküyorum kabaran yere 2. günü görmüyor bile. kolonya basın.
0
bisorumvargaliba
(05.09.23)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.