Giriş
(4)

ne zaman pes etmeli?

stevie
filmler, diziler sürekli reddedilip peşinde koşan erkekler ile dolu olunca ben mi yanlış yapıyorum doğru noktası tam neresi bu işin merak ettim..birisiyle iş ilişkisi sayılabilecek bir nedenle tanıştım. ilgimi çekti. iletişimimiz çok iyiydi. bi dışarıda kahve sözünü kaptım. orada sohbet ederken bakı
filmler, diziler sürekli reddedilip peşinde koşan erkekler ile dolu olunca ben mi yanlış yapıyorum doğru noktası tam neresi bu işin merak ettim..

birisiyle iş ilişkisi sayılabilecek bir nedenle tanıştım. ilgimi çekti. iletişimimiz çok iyiydi. bi dışarıda kahve sözünü kaptım. orada sohbet ederken bakış açısını çok beğendim. ikimizin de gülmekten elmacık kemikleri ağrıyarak günü bitirdik.

(dışarıda)ikinci buluşmaya geçen süreçte batırdım. uzun süredir yaşadığım gündelik ilişkilerin alışkanlığı, yöntem iz bilmez tavrıma bir de heyecan eklenince biraz fazla ve açıktan yürüdüm kendisine. suratına yüzükler fırlatasım geldi anlattıkça, ağzımdan kelebekler çıktı, ellerimi çenemin altına koyup dinledim..

tabi o kadar yürüyünce son derece normal olarak kadın benzer bir seviyede olmadığından kendisini çekti bi anda. hatta whatsapp'tan son yazdığıma dönmedi. ben de yazmadım bir daha.

dışarıda karşılaştığımızda ise çok sıcak arkadaş canlısı hala.

şimdi yazıp rahatsız etmeyi istemiyorum. yazmazsam da kolay pes etmiş olurum.

tam ne zaman anlıyorsunuz olmayacağını? ne zaman iletişimi kesiyorsunuz? hiç zorluyor musunuz? ben zorlamıyorum rahatsızlık vermek istemediğimden.
0
stevie
(03.09.21)
bu duyuru'ya cevap vermek için giriş yaptım :)

stewie kardeşim. şu anda yapacağın pek bir şey kalmamış. senin yerine o pes etmiş. son yazdığına dönmemiş. o insan olma. daha fazla ısrar etme. dışarıda karşılaştığında da buz kes. tabii karşına alıp, heyecan yaptım kusura bakma demek var ama ben olsam yapmazdım.
0
stewie
(03.09.21)
bence günlük hayatta normal samimiyetinde devam et. Koşma hızını biraz azalt. Tekrar eğlendiğiniz muhabbetlere geri dönebilirsiniz bu sayede. Ama tekrar ürkütecek bir şey yapma.

Belki de aradığı sadece arkadaşlıktır. Buz gibi muhabbeti kesmek falan çocukça. Kadınları arkadaş olarak göremeyen bir imaj çizer. Ben nefret ederim bu tiplerden mesela.

Belki şuan öyle bir niyeti yoktur ve seni kırmadan mesafe koymuştur. Arkadaşlığa devam ettikçe belki olur belki olmaz bilemeyiz. Ama arkadaşlığını devam edecek şekilde ilerlemek, flört etmeye çalışmamak, grupça dışarı çıkmak falan en iyisi.
0
zimbirik
(03.09.21)
şimdilik hiç mesaj atma, gündelik hayatta yanyana gelirsen eski samimi tavrını da asla bozma.

1-2 hafta sonra bir kahve içmeye daha davet edebilirsin. aslında boş boş kahve yerine ilgisini çekecek bir plan sunman daha doğru olur. açıkhava konseri, tiyatro belki trekking vs. enteresan bir şey bul işte. çünkü kahve dersen o eski olumsuz anıyı çağrıştıracak.

gelmiyorsa ve en azından başka bir plan teklif etmiyorsa bir daha denemenin manası yok.

ısrar ile çaba göstermek arasındaki fark karşındaki insanın canını sıkmaya başladığın andır. bu da kişiden kişiye göre değişir. hangisi ısrara girer dersen bunu aldığın tepkiye göre sen keşfedeceksin. mesajına dönmüyor, yeni bir görüşme teklif etmiyorsa, en azından yeni muhabbet açmıyorsa muhtemelen ısrar etmişsin demektir.
0
orpheus
(03.09.21)
Şimdi normal davran eskisi gibi olacağı varsa bir kaç kez görüşmeye daha çalışırsın ama bu süreçlerin hiçbirinde sakın ama sakın koşma
Güzel bir arkadaşlık olduğunda açıklarsın niyetini tavrını rahatsız etmek istemediğini
Kartlarını en baştan açık oynarsan olacağı varsa da olmaz
0
rud
(03.09.21)
(6)

Maaş bilgisi görüntüleme

data
Merhabalar herkese Ben su an bir iş görüşmesi yaptım ve yalan söyledim. Brüt olan maaşımı net olarak söyledim. Bunu ilerde fark ederler mi acaba? Bana problem yaratır mı Teşekkür ederim, iyi günler
Merhabalar herkese

Ben su an bir iş görüşmesi yaptım ve yalan söyledim. Brüt olan maaşımı net olarak söyledim.

Bunu ilerde fark ederler mi acaba? Bana problem yaratır mı


Teşekkür ederim, iyi günler
0
data
(02.06.21)
Kümülatif vergi matrahı ya da SGK dökümü isterlerse bunları verme. KVKK kapsamında vermek istemiyorum dersin. Bunlardan direkt belli olur ne kadar aldığın.
0
himmet dayi
(02.06.21)
Farkederler. Vergi hesaplamak için SGK dökümü isteyecekler zaten.

Ama problem yaratmaz, pazarlık yapıyorsun, blöf yapıyorsun zaten. Üstelik onlar "kaç para alıyorsun şimdi" diye sordularsa o da etik değil. Kafaya takma o yüzden.
0
plutongezegendegilmi
(02.06.21)
kümülatif vergi matrahı vermemek diye bir şey söz konusu olmamalı, aksi halde devlet sonraki yıl size der ki vergi dilimini yanlış bildirmişsiz, bu kadar vergi eksiğin var devlete bu kadar borçlusun.
0
benaslinda
(02.06.21)
kendin beyanname verebiliyorsun. kümülatif vergi matrahını verme. zaten versen de vergin maaşından düşülecek. kendin beyan etsen de aynı şey. maaşını görmemiş olurlar.

kümülatif vergi matrahını vermiyorum. kendim beyanname vereceğim yıl sonunda dersin. aslında doğrusu da bu.
0
stewie
(02.06.21)
çok sıkıntıya girersen farkını elden alıyordum dersin
0
reanarchy
(02.06.21)
Farkı elden alıyordum dersin, prim olarak alıyordum dersin, alışveriş çeki olarak alıyordum dersin, araç kiralama farkı yansıtıyorlardı dersin, araca kilometre ücreti ödüyordum dersin, fiş karşılığı benzin alıyordum dersin.. Dersin de dersin. Takma kafana gayet normal bir durum bu.
0
roket adam
(02.06.21)
(8)

Şifre Saklama Yazılımları

ManikD
Selam RomalılarŞimdi malum hayatımız dijital ortamda şifrelerden oluşuyor, sürekli sızıntılar oluyor. Bunun haricinde zibilyon tane yere şifre ile giriyoruz. Bir yerde sızıntı oldu mu her yer risk oluyor.Şimdi diyorum ki bir password yazılımı kullansam 1password gibi. Önerir misiniz? Artıları ne eks
Selam Romalılar

Şimdi malum hayatımız dijital ortamda şifrelerden oluşuyor, sürekli sızıntılar oluyor. Bunun haricinde zibilyon tane yere şifre ile giriyoruz. Bir yerde sızıntı oldu mu her yer risk oluyor.

Şimdi diyorum ki bir password yazılımı kullansam 1password gibi. Önerir misiniz? Artıları ne eksileri ne? Hangi yazılımı önerirsiniz.

Var mıdır bu konuda fikri-bilgisi olan.
0
ManikD
(02.06.21)
Ben çok tavsiye etmiyorum açıkçası, kendim de (çoğunlukla) kullanmıyorum. Kötü değil, sadece kullanışsız buluyorum. Güvenlik için 2fa ve google authenticator tarzı bir şey yeterli.

Misal benim twitter şifrem 123456 gibi bişey yıllardır, birileri girmeye çalışıyor sürekli, ama 2fa olduğu için içeri giremiyorlar.

Yani şifreniz yine 123456 olmasın da, eğer site 2fa'i düzgün implement etmişse ve mail adresiniz doğru düzgün bir şifreyle güvendeyse sorun olmuyor.
0
plutongezegendegilmi
(02.06.21)
Ben 1password kullanıyorum yıllardır.

+ önemli şifreleri aklımda tutmak zorunda değilim.
+ safari ile bütünleşik çalışıyor. şifre girmem gereken formlarda uygulamayı açmama gerek kalmadan uygulama şifresi ile direkt şifre girebiliyorum
+ hassas şifrelerde ya da aynı yerde kullanılmış şifrelerde uyarıyor

- Apple Anahtar Zinciri kadar efektif değil.
- Bir forma yeni bir şifre girdiğimde uygulamaya otomatik eklemiyor. illa elle girmem lazım
0
himmet dayi
(02.06.21)
keepass kullanıyorum. sap şifresi dahil her türlü şifreyi burada tutuyorum.

Ayrıca backup olarak evernote içinde şifrelerimi manuel olarak da tutuyorum. Evernote bilgisayar telefon tablet hepsinde yüklü ve senkronize.
0
stewie
(02.06.21)
apple keychain kullanıyorum ben de, iPhone - iPad - mac arasında gayet iyi çalışıyor, her siteye farklı şifre atıyor. kesinlikle öneririm bir pass manager kulanmanı.

2fa zaten kullanman şart, destekleyen her yerde açmanı öneririm.
0
roket adam
(02.06.21)
Ben lastpass kullanıyorum yıllardır oldukça memnunum.

Fi tarihinde aldığım bilmemneforum.com sitesine kırk yılda bir işim düştüğünde de her gün sağ olsun bizi giriş yapmaya zorlayan duyuruya girerken de işime yarıyor.

Bir falsosunu da görmedim, geçenlerde ücretsiz kullanıcılara tek cihaz kısıtlaması getirdiler sadece. Ben bir tek bilgisayarda kullandığım için beni etkilemedi.

2FA falan güzel de telefona bir şey oluyor, aniden kapanıyor ve açılmıyor sonra uğraş dur selfie ile hesap valla benim epostalarıyla. Tamamen güvenemiyorum o yüzden 2FA'ye.
0
chicha_v2
(02.06.21)
ben de yillardir 1password kullaniyorum, memnunum bir problem yasamadim.
0
eksi sozlukte eksiyen adam
(02.06.21)
www.enpass.io

çok başarılı. verileri istediğin yerde saklıyorsun, istemezsen saklamıyorsun.

yani hiç bir şekilde çalınma, ele geçme riski yok.
0
bensanadedim
(02.06.21)
Dashlane kullanıyorum oldukça memnunum. Chrome eklentisi ve uygulaması var. Ücretli bu arada. Uygulama üzerinden kayıt olup üyelik alırsan daha uygun bu arada sitedeki fiyattan bilgin olsun
0
jacktheblack
(02.06.21)
(4)

Evin pencere temizligi

Filinta61
Ya bu olay beni nefret ettiriyor. Hic silmiyorum. Hele pvc taraflarini hic mi hic silmiyorum. Camlar cok kirlenirse bir gece yarisi islak bir eski giysi ile tozunu kirini alip temiz bir bezle kuruluyorum ama 3 ayda bir filan. O da en gerekli cami. Camlar biraz buyuk. Yagmur da vurmuyor.Eve yardimci
Ya bu olay beni nefret ettiriyor. Hic silmiyorum. Hele pvc taraflarini hic mi hic silmiyorum. Camlar cok kirlenirse bir gece yarisi islak bir eski giysi ile tozunu kirini alip temiz bir bezle kuruluyorum ama 3 ayda bir filan. O da en gerekli cami. Camlar biraz buyuk. Yagmur da vurmuyor.

Eve yardimci gelsin de istemiyorum. Akerdeon sinekkiktr var o da toz topluyor.

Demem o ki bunlari senede bir temizlesek nolur zarar verir mi.

Eve yardimci gelsin istemiyorum. Camin birinin onunde yatak var. Baskasinin silmesi de kolay degil. Silerken yatagin filan ustune cikilsin istemiyorum.
0
Filinta61
(02.06.21)
Hocam yatağı çekip siliyorlar.
0
ruhen hastayim ben
(02.06.21)
Karcher’in bu iş için aleti var. İşe yarıyor, 2 dklık iş.
0
stewie
(02.06.21)
camları ve iç pvc tarafı sil yeter işte
dışardan geçen millet ne pis pencere der başka bir olayı yok
0
bir soru sorcam
(02.06.21)
valla ben de sevmiyorum açıkçası, içeriden bakarken gözüme çok kötü gözükmedikçe silmiyorum. açılan pencereleri falan biraz daha fazla siliyorum ama böyle dışarı çıkıp silmelik büyük camlarla hepten uğraşmıyorum.

insanlarda camların kirli olmasından acayip bir utanma olduğunu gözlemliyorum, çok feci laf ediyorlar cam kirliliği üzerinden birbirlerine. bence nasıl istiyorsanız, rahat ediyorsanız öyle yapın. toz sonuçta ciğerlerimiz için pek iyi bir şey değil, onu içeride engelleyecek kadar temizledikten sonra ben sıkıntı görmüyorum, kişisel düşüncem bu şekilde.

sinekliklerin tozunu ıslak mendil ya da hafif sabunlu nemli bezle şöyle bir silmek suratiyle arada alabilirsiniz. çok detay uğraşmadan idare eder bence. sineklik sonuçta içeri giren havanın kalitesine etki ediyor, onu yüzeysel de olsa belki bu şekilde arada bir temizleyebilirsiniz.
0
nimberjack
(02.06.21)
(6)

Toplu Ortamlarda Müzik Çalınması Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?

bay b
Bu konu çok kafamı kurcalıyor zira ben her türlüsünden rahatsız oluyorum.Mesela vapur yolculuğu istanbul'da f/p oranı en yüksek aktivite bence ama beşiktaş-kadıköy yaklaşık 20dk sürüyor ve bazen 2-3 farklı grubun müziklerine maruz kalıyorsunuz. burda müzik kalitesinden falan bağımsız konuşuyorum bu
Bu konu çok kafamı kurcalıyor zira ben her türlüsünden rahatsız oluyorum.

Mesela vapur yolculuğu istanbul'da f/p oranı en yüksek aktivite bence ama beşiktaş-kadıköy yaklaşık 20dk sürüyor ve bazen 2-3 farklı grubun müziklerine maruz kalıyorsunuz. burda müzik kalitesinden falan bağımsız konuşuyorum bu arada. mesela vapurda yanınızda oturan kişi kulaklıksız youtube'dan müzik açsa rahatsız olursunuz değil mi? müzisyenlerden olmuyor musunuz? biri laf etse mesela müzisyenlere eminim sözlü lince uğrar.

mesela metro alt geçitlerindekilere pek laf edemiyorum adam orda oturmuş çalıyor ben önünden geçip gidiyorum ama hareket halindeki araçta yol boyunca buna maruz kalmak zorunda mıyız?

dün mesela metrobüs'te (metrobüs!) çıkarıp gitar çalıyor iki tane eleman yani bu sizce normal mi? çıkıp laf etmedim artık inmeme çok az kalmıştı diye ama bu sizce saygısızlık değil mi?

aynısı parklarda, sahilde, kampta falan da oluyor. ben sabah 6'da parka sessiz sakin spor yapmak için gidiyorum adam bluetooth hoparlörden müzik açıyor, kapatabilir misin diyince de bön bön bakıyor. e ben de kendim açayım o zaman karman çorman dinleyelim bu mudur yani olması gereken? gerçi bunun sabahı akşamı yok da ben kalabalıktan da kaçmak için sabah gittiğim için öyle yazdım yoksa akşam daha da berbat. bu maçka'da moda'da oturuken de oluyor yani biz parkta, doğada otururken yanımızdaki bir grubun çaldığı müziğe maruz kalmak zorunda mıyız?

bu arada soruma "yav ülkede onca pislik var, iki tane amatör müzisyen mi seni rahatsız etti" diye bakmayın lütfen her şeyden bağımsız olarak düşünün.
0
bay b
(02.06.21)
kaçacak bir yer varsa problem yok ama mesela vapur gibi küçük ve sıkışık bir ortamda evet ben belki o müziği dinlemek istemiyor olabilirim. katılıyorum sana. adamlar resmen bir topluluğu izleyici olarak rehin alıp, üstüne bir de bahşiş bekliyorlar. hele bt hoparlör konusunda hiç bir terbiye yok insanlarda, her sahilde ayı gibi müzik açmak marifet oluyor.
0
roket adam
(02.06.21)
vapurda ve metro/banliyö trende maruz kalıyorsun, yer değiştirme şansın yok sana katılıyorum

aynı şekilde sahilde piknikte parkta bluetooth hoparlörler de sorun, benim çok iyi bulduğum sevdiğim bir şarkıya herkes maruz kalmak zorunda değil
0
freebird5406_2
(02.06.21)
her davranış için geçerli bir test var. eğer bu davranışı tüm insanlar yaparsa nasıl olur? bir kişiden bir şey olmaz dediğin davranışı herkes yapınca doğru olup olmadığını anlıyorsun.

vapurda 1000 kişi aynı anda gitar çalsa, kaldırımda yürüyen herkes yere tükürse, çöpünü yere atsa, nasıl olur, gibi. gerçi yapılmışı var, hindistan sahilleri gibi olur :)
0
stewie
(02.06.21)
sokak/vapur müzisyenlerinden rahatsız olmuyorum. bırakınız çalsınlar.
ayrıca vapur sıkış tıkış bir yer de değil.
bir kat üste çıkarsınız ve duymazsınız.

ancak bluetooth hoparlor çok büyük bir terör bence de. çünkü kontrol edilebilir ve kısa süren bir şey değil bu. vapur yolculuğu en fazla 20 dk sürer ama bu bluetooth tayfa akşama kadar çakılı oturuyor geldikleri yerde.
0
teritori
(02.06.21)
Hareket halindeki taşıtta çalınması beni de şişiriyor. Metroda falan yapılan "performans"lara denk gelince diğer vagonlara ilerliyordum genelde.

Opsiyonel olması elzem ortada bi müzik varsa zorla olmamalı.
0
hedep
(02.06.21)
bu tam ülkemizin medeniyeti ne kadar yanlış yorumladığını anladığımız konulardan.

İnsanların dinleyip dinlememeyi tercih edebileceği ortamlarda sıkıntı yok.

Mesela metro istasyonunda çalması dert değil. İsteyen durup dinler, istemeyen 2 saniye kulak misafiri olur geçer gider.

Ama vapur iskelesinde çalmak dert. Çünkü adam 15-20 dk boyunca orada vapuru beklerken sen ona zorla kendini dinletiyorsun. Bu hoş değil.

Vapurun içinde çalanlara hiç diyecek söz bulamıyorum. O araçta 20-30 dakika oturuyorsun ve birinin gelip sana zorla müzik dinletmesi medeniyet değil tam tersine epey kaba bir davranış.
0
anten
(02.06.21)
(3)

Seyahat izni

millosh
biliyorsunuz sokağa çıkma yasağı ve şehirler arası yolculuk kısıtlaması süreleri bir miktar gevşetildi. seyahat yasağının olmadığı gün ve saatlerde seyahat ettim diyelim. ikametime dönüşüm de pazar günü. e devletten ikametine dönecekler için olan kısımdan izin için başvurdum fakat olumsuz yanıt geld
biliyorsunuz sokağa çıkma yasağı ve şehirler arası yolculuk kısıtlaması süreleri bir miktar gevşetildi. seyahat yasağının olmadığı gün ve saatlerde seyahat ettim diyelim. ikametime dönüşüm de pazar günü. e devletten ikametine dönecekler için olan kısımdan izin için başvurdum fakat olumsuz yanıt geldi. süreci olumlu kılacak tüyo verebilecek olan var mı?
0
millosh
(01.06.21)
olumsuz gelmez merak etme. yani millete olumlu da sana neden olumsuz dönsünler. sen üvey evlat mısın?
0
stewie
(01.06.21)
Valla geldi hocam. Üvey olduğum kesinleşti sanırım. Açıklama kısmına derdimi açık olarak yazdım, şahsi aracımla tek başıma ikametime dönmek istediğimi belirttim. Kurum cevabı olarak Özetle seyahatlerinizi kısıtlama saatleri dışında yapmanız esastır diyor.
0
🌸millosh
(01.06.21)
Kalacak yeri olmayanlar için seyahat başvurusu kısmından yap.
0
etna
(01.06.21)
(15)

şu tarz tişörtleri beğeniyor musunuz?

Pertev nail
merhaba, sizce tişörtler nasıl? daha önce giymediğim bi tarz ama hoşuma gitti :)1-https://www.hizliresim.com/pxxfqoh2-https://www.hizliresim.com/brs96m1
merhaba, sizce tişörtler nasıl? daha önce giymediğim bi tarz ama hoşuma gitti :)

1-www.hizliresim.com
2-www.hizliresim.com
0
Pertev nail
(01.06.21)
Hayır. Altına da dar paça giymiş bir erkek canlanıyor gözümde, kıro imajı veriyor sanki.
0
anarsika
(01.06.21)
Ne zaman böyle giyinen birini görsem aklıma Beter Ali ve Zampara Seyfettin Gelir. Ben beğenmiyorum
0
paramolacak
(01.06.21)
desenine göre değişir bunların deseni kötü
0
freebird5406_2
(01.06.21)
Hayır. Hoş olmayan bir ön yargı belki ama giyenlerin kıro olduğunu düşünüyorum.
0
kedimedi
(01.06.21)
Beğenmiyorum ya :( çok genç işi. Yaşın 22'den küçükse falan ancak o zaman olabilir ama yine de ideal olmaz.
0
buff
(01.06.21)
ben buna benzer giyen pek görmedim. hoşuna gitmiş işte al gitsin, takma insanları. ne giydiğin değil nasıl durduğu önemli. eller iki yanda yengeç gibi yürüyen eleman vardı hatırlar mısın, o ne giyse kıro olacak, hamuru kıro.
0
stewie
(01.06.21)
Beğeniyorum ama giyecek kadar değil. Genelde tırolar giyiyor evet ama sebebi bu değil giymememin, sadece fazla dikkat çekiyor. Düz tişört daha çok seviyorum.
0
ryhmer
(01.06.21)
bunlar tatile ciktim t-shirtu. kafada sapka, alta sort, terlikle plaja dogru yurunur bunlarla. Giyen gene giysin de yakismiyor yani tatil disi ortamda
0
neverletyougodown
(01.06.21)
benim gözlemim de kilolu hipsterların bu tshirtleri giydiği yönünde. genelde de kel oluyorlar. onlar dışındakilere yakışmıyor sanırım gözüm alışmış.
0
levybroo
(01.06.21)
Gayet hoş neden ki ? Kıroca olduğunu düşünenler, amerikan sokakları bunları giyenlerle dolu.
0
Avoiding The Puddle
(02.06.21)
Tatil yörelerinde, plajda vs bir yerden bir yere giderken giyilir ama günlük hayatta bu tür tişörtler giymek bana tuhaf geliyor. Pazardan alınıp giyilmiş gibi.
0
solo
(02.06.21)
kendisine saygisi olmayan insan tisortu bu. haha
0
baldur2
(02.06.21)
Abi tamamen neyle kombinlediğine ve vücuduna göre değişir. Giyim çok öznel bir konu.

Ben bu tişörtü 2 farklı adama 2 farklı kombinle giydiririm, birine ağzı açık bakar herkes, diğerine bakası gelmez.

Moda öyle bir şey.
0
anten
(02.06.21)
Aa bu şey değil mi pezevenk gömleğinin tişört hali
0
ananiyimioguz
(02.06.21)
Başkasında görünce süper olan ama kendin giyince çocuk gibi duran tişörtlerden xd
0
olaylar olaylar
(02.06.21)
(9)

Acil! Airbnb ev sahibi problemli evde ilk gecemiz

zannedersem tek eksiginiz bendim
Sıcak su akmıyor ve peşisıra bir sürü problem. Çok sinirliyim tartıştık kadınla. Şu an ne yapabilirim?
Sıcak su akmıyor ve peşisıra bir sürü problem. Çok sinirliyim tartıştık kadınla. Şu an ne yapabilirim?
0
zannedersem tek eksiginiz bendim
(01.06.21)
Kime şikayetimi iletsem? Ne yapsam bombok oldu gecemiz kadına ödediğimi de almak istiyorum
0
🌸zannedersem tek eksiginiz bendim
(01.06.21)
airbnb ile irtibata geçtiniz mi?
0
sanal uyku
(01.06.21)
Amerika numarasını aradım açan yok bunların direkt ulaşım nasıl oluyor bilen yok mu
0
🌸zannedersem tek eksiginiz bendim
(01.06.21)
mobil uygulama ya da sitede normal türkiyeye dair bi numara olması lazım.
0
heeresgruppe
(01.06.21)
valla işe yaramıyor. ben de çok kötü bir deneyim yaşamıştım. airbnb'de yorum yazdım ama hiç bir etkisi olmadı. ev sahibi yalan söyleyerek üste çıktı benim yorumuma yazdığı cevapla ve bana cevap hakkı da vermediler. hala çok yüksek puan gözüken ama rezil bir yer.

ne yapabilirsin? kötü yorum vermekle tehdit et. başka bir yer varsa seni oraya alsın bugünlüğüne.
0
stewie
(01.06.21)
Numara yok resmen ulaşılmamak için elinden geleni yapmışlar ben mi bulamıyorum destek hattını vs elimden hiçbir şey gelmiyor
0
🌸zannedersem tek eksiginiz bendim
(01.06.21)
airbnb sonuçta, bu gece için yapabileceğin pek şey yok. kötü yorum verirsin, onu da gider sildirirler benimle kavga etti diye. bu geceyi idare et sonra başka yere geçersin.
0
roket adam
(02.06.21)
airbnb ile mutlaka iletişime geçin, mağduriyetlerle alakalı çok ciddi çalışıyorlar.
0
anyelios
(02.06.21)
yurtdışında bir sorun yaşadım. parayı ödememe rağmen arayınca hemen ödediğim kadar hediye çeki verdiler yeni yere geçtim.

eğer kaldıysanız sanırım yapabilecek bir şey yok.
0
duyurukullanıcısı
(02.06.21)
(6)

güneyde balayı için otel tavsiyesi

karsiyakaliyiz
4 temmuzdaki düğünümden sonra kurban bayramında balayı için karadağ'a gidicez. ama onu da beklemeden tr içinde güneyde 4-5 günlük bir tatil daha yapalım dedik. otelleri araştırıyorum ama aileyle birlikte yazlıkta tatil yaptığımız için çok otel tecrübem yok. önerebileceğiniz (tabii fiyatı da uçuk olm
4 temmuzdaki düğünümden sonra kurban bayramında balayı için karadağ'a gidicez. ama onu da beklemeden tr içinde güneyde 4-5 günlük bir tatil daha yapalım dedik. otelleri araştırıyorum ama aileyle birlikte yazlıkta tatil yaptığımız için çok otel tecrübem yok. önerebileceğiniz (tabii fiyatı da uçuk olmayan) otellere talibim
0
karsiyakaliyiz
(01.06.21)
fiyatı uçuk olmayan otel aradığınızda mesele tamamen şans işine kalıyor. ben adam&eve önerirdim ama fiyat fazla gelebilir.
0
co2s2
(01.06.21)
Ucuk fiyattab kastiniz nedir bilmiyorum ama voyage otellerini ovuyorlar, yemekleri vs kaliteliymis ama sonucta binlerce insanin tatil yaptigi bir yer, romantik olacagini sanmiyorum.
Kucuk butik otellere, manzarali villalara bakabilirsiniz.
0
kuehles blondes
(01.06.21)
Sarıgerme Tai çok tavsiye etmişlerdi bana ama gidemedim. Bir göz at.
0
etna
(01.06.21)
six senses kaplankaya

www.sixsenses.com
0
stewie
(01.06.21)
sentido lykia olabilir.
0
roket adam
(01.06.21)
Voyage belek
0
sta
(01.06.21)
(12)

Ekmek süt vb olmadan kahvaltı

Mossy
Yapanlar varsa aranızda, bunlar olmayınca ne yiyorsunuz? Gluten tüketmeyi bırakmayı düşünüyorum. Ekmek olmayınca yulaf süt akla gelir ama inek sütünü de hayatımdan çıkarmış durumdayım. Alternatif bir kahvaltı menüsü oluşturmakta zorluk çekiyorum şu sıralar. Söz sizde.
Yapanlar varsa aranızda, bunlar olmayınca ne yiyorsunuz? Gluten tüketmeyi bırakmayı düşünüyorum. Ekmek olmayınca yulaf süt akla gelir ama inek sütünü de hayatımdan çıkarmış durumdayım. Alternatif bir kahvaltı menüsü oluşturmakta zorluk çekiyorum şu sıralar. Söz sizde.
0
Mossy
(01.06.21)
zeytin peynir yumurta domates maydanoz
sucuk, patates, menemen
0
jelly bear
(01.06.21)
kahvaltıda sadece kahve içiyorum. ekmek ve sütsüz kahvaltı istersen hindi fümeli soğanlı biberli yumurta yapabilirsin. çorba içebilirsin.
0
stewie
(01.06.21)
Her türlü çiğ sebze ve ot, yumurta, peynir, zeytin. Üstlerine çörek otu veya kekik ve zeytinyağı ekliyorum.
0
fotrsapka
(01.06.21)
Kahvaltıda hiç süt içmiyorum. Ekmek de neredeyse hiç tuketmiyorum. Bir de süt çok da faydalı değil diye biliyorum. Süt ve kahvaltı ikilisi çocukluğumdaki reklamlarda kaldı.

Ben genelde haşlanmış yumurta/yulaflı omlet+ 1 kase yoğurt+ peynir+zeytin+domates+salatalık ile yapiyorum.
0
Amaranta ursula
(01.06.21)
haftaiçi kahvaltı yapmıyorum. haftasonları bol sucuk üzerine yumurta kırıyorum 2 ya da 3 tane. yanına domates salatalık yeşillik
0
co2s2
(01.06.21)
Salam-sucuk-sosis, peynir ve yumurta akını çırpıp pişirince ekmek kıvamında olan adını bilmediğim o şey. Yumurta tadı kırılsın, biraz daha ekmeğe benzesin diye un da ekliyorum bazen.
0
IncredibleMau
(01.06.21)
alerjim olduğu için gluten ve süt içeren hiçbir ürün kullanamıyorum (laktozsuz versiyonları da dahil)
mönülerim şu şekilde oluyor genelde(her birini farklı bir gün gibi düşünebilirsin):
* karamelize soğan ve mantarlı omlet, yanına kuzu kulağı, maydonoz, nane gibi yeşil otlar
* viyana usulü patates salatası + haşlanmış yumurta
* menemen
* yeşil biber + yeşil zeytin + siyah zeytin + haşlanmış yumurta + ceviz ( bunların hepsini salata gibi bir kasede yiyorum. üzerine tuz, karabiber, pul biber, kimyon, toz kişniş, limon kekiği koyuyorum)
* avokado + haşlanmış yumurta + ceviz + hindi füme ( bunları da salata gibi kasede yiyorum. baharat olarak da karabiber, fesleğen ve tuz koyuyorum)
*glutensiz brownie (tarifini verebilirim, şekersiz aynı zamanda) + kahve

bir de yeni bir keşfim var, www.trendyol.com
şu paket içerisindeki her şey çok lezzetli. alıp buzluğa atmıştım, bayağı uzun süre idare etti beni. hafta sonu kahvaltılarında yukarıda saydıklarımın yanında ek olarak yiyebilirsin.

eğer karşıya geçersem zapata'dan karabuğday ekmeği alıyorum. onu da tavsiye ederim.

bazı sabahlar ise patatesli yumurta yapıyorum ama bence o biraz kalorili, o yüzden onu sık yapmıyorum.

edit: yukarıda verilen önerilerden paketli olanları satın alacaksan, içindekiler kısmına bakmanı öneririm. hiç aklına gelmeyen ürünlerde gluten olabiliyor. bir de yulaf içeriği, glutenin en büyük taklitçilerinden, onu da deneyerek yemeni öneririm.
0
irene
(01.06.21)
Harika önerileriniz için teşekkür ederim ^^

@irene glutensiz brownie harika olurdu, ne zamandır brownie yapsam diyorum sağlıklı beslenme çabalarımı baltalamak istemediğim için vazgeçiyorum her seferinde.
0
🌸Mossy
(01.06.21)
Sürdürülebilir olarak, yumurta süt ve ekmeksiz olarak, zeytin, yagsiz peynir, domates, salatalik ve maydanoz ile birlikte epeyce kilo vermisligim vardir.

Diger seyler zamanla yapmaya usenilen seyler oldugu icin pek devamliligi olmuyordu. Yumurtayi da kolesterolden oturu birakmistim.

Ki ben agir kahvalticiyimdir, patatesinden sucuguna, yumurtasindan,simitine, boreginden menemenine kadardi, simdi ikisinin ortasinda bir hayat yasiyorum
0
Filinta61
(01.06.21)
-Ceviz
-keçi boynuzu unu ve greçka unu ile yaptığım şekersiz bademli kurabiye
-tatlı patates
0
spankenstein
(01.06.21)
Glutensiz yulaf. Yanina meyveler, kuru meyveler ve findik,fistik... Süt olarak da, bitkisel süt.
0
buf-e kür
(01.06.21)
sabah peynirli omlete yulaf atıp yedim
haslanmış yumurta+lor peyniri karıştırdığım da oluyor.
el blender i ile yulaf+ yogurt+ muz vb yapabilirsin. shake içine taze zencefil de atmaya başladım, çok yakışıyor bence. benim için en sürdürülebilir kahvaltı shake ile yapılanlar.
0
hasmetizm
(01.06.21)
(14)

Bu işe girilir mi? Şirket değerleme sorusu

plutongezegendegilmi
Halihazırda kurulu bir şirket var, az da olsa anladığım bir sektör. Şimdiki sahibi şirketin %50 hissesini 1,5 milyon liraya satmak istiyor. YK bende olacak. Paranın çoğunu nakit, bir kısmını da krediyle ödeyeceğim.Şirket şu an kâr etmiyor ama zarar da etmiyor, kendini çeviriyor anca. 20 civarı asgar
Halihazırda kurulu bir şirket var, az da olsa anladığım bir sektör.

Şimdiki sahibi şirketin %50 hissesini 1,5 milyon liraya satmak istiyor. YK bende olacak. Paranın çoğunu nakit, bir kısmını da krediyle ödeyeceğim.

Şirket şu an kâr etmiyor ama zarar da etmiyor, kendini çeviriyor anca. 20 civarı asgari ücretli çalışanı var.

Şirketi alırsam ilk sene değil ama ikinci seneden itibaren yıllık 500k civarı kâr edebilirim diye düşünüyorum. Üçüncü dördüncü senelerde falan büyüme maksimum %10 falan olur (enflasyon hariç), çok fazla büyümez. Scalable bi iş değil.

1- Bu işe girilir mi? Yatırdığım parayı yaklaşık 4 senede geri alabiliyorum. 5. sene kâr ediliyor. Sektörü özellikle belirtmiyorum, çünkü merak ettiğim şey sektör bağımsız bu mantığın doğru olup olmadığı.

2- Şu an başka bir şirkette maaşlı çalışanım, yıllık gelirim zaten 500k civarı. Bu işe girersem de en azından iki sene mevcut işten ayrılmayı düşünmüyorum. Beraber nasıl yürüteceğim? Günde 16 saat çalışarak. Yaş 29, tempoyu kaldırırım herhalde.

3- Halihazırda başka bir şirketim/yatırımım daha var, onda da kâr yok, zarar da yok. Ama ona para değil emek yatırarak girdim, para verip ortak olma konseptine yabancıyım.

Bu işe girilir mi? Yoksa 5 sene sonra kazanacağım parayı boşverip mevcut işe, kendimi geliştirmeye mi odaklanayım? Ama mevcut iş benim değil? Ne diyorsunuz?
0
plutongezegendegilmi
(01.06.21)
Şirket şu an kâr etmiyorsa ikinci sene sonunda yıllık 500 bin kâr getireceği nereden biliniyor, bu kısım açık değil. Girilir ya da girilmez diyecek kadar tecrübem yok ama kâr etmeyen bir şirket için kredi çekmezdim. Az da olsa direkt kâr getiren bir şirket olsa mantıklı olabilir.
0
dissendium
(01.06.21)
@dissendium, ikinci sene sonu kâr bilinmiyor tabi, işi "işler" hale getirebileceğimi düşünüyorum. İşin mevcut sahipleri müteahhit, hiç bilmedikleri bi alana girip kalmışlar.
0
🌸plutongezegendegilmi
(01.06.21)
1.5 milyonu neye veriyorsun? Kira şerhi mi, kamudan alınan ihale mi, ip mi, nedir yani şirkette para eden?
0
stewie
(01.06.21)
@stewie, kira şerhi var, az biraz da ekipman var, ama asıl olay marka ve halihazırdaki müşteriler. Yani çok iyi durumda olduğu için değil ama sıfırdan başlasam 1,5 milyona bir senede kuramam. 4 milyona (ki o kadar param yok) 2 senede kurarım, 3. sene sonu 1 milyon kâr ederim, roi 7 yıla çıkar. O yüzden ortaklık daha mantıklı geliyor.
0
🌸plutongezegendegilmi
(01.06.21)
Ben olsam bu işte marka değeri müşteri portföyü falan bunlara para vermem. Yani şerefiye sınıfına girecek değerlere para vermem. Çünkü adamlar tıkanmış diyorsun, ben girince iş açılacak daha çok para akışı olacak diyorsun. Bu sadece senin faydana olan bi durum değil. Eğer adamlar gerçekten tıkandılar ve önlerini göremiyorlarsa işi açacağını düşündükleri bir ortaktan marka değeri, mevcut müşteriler vs gibi kalemlerden para almazlar. Eğer bunlardan para almaya çalışarak seni ortak etmek amacında iseler de ya seni koparmaya çalışıyorlar ya da işin içinde başka bi bokluk var iyice boka sarmadan bi kısmını da olsa birilerine kitleyip para kısma derdindeler ytd.
0
mg3929
(01.06.21)
öncelikle bazı girişimcilerin de düştükleri bir hata var. bunu netleştirmek gerekir. şirket; yöneticiler şirketten maaşlarını aldıktan sonra mı kar elde etmiyor yoksa aldıktan sonra mı etmiyor? eğer yöneticiler maaşlarını almadan kar da etmiyor zarar da etmiyor düşüncesi varsa bu zarar demektir.

1- şirket kar elde etmiş olsa girilebilir.
2- iş sözleşmeniz başka iş yapmanıza izin veriyor mu? şirket yönetmek başlı başına bir iş. kenarında kıyısında durarak 20+ kişilik ekibi olan bir şirketi organizasyon kurulu olsa dahi yönetmeniz çok zor.
3- yine aynı şekilde emeğinizin karşılığı olan maaşı alamıyorsanız zarardır.

ticaret, şirket yönetme, çalışan yönetme, organizasyon yönetme, mali işler, hukuki işler vs. tecrübeniz yoksa hiç bulaşmayın. hisse oranında hiçbir şeye karışmadan maaşınızı alabileceğiniz şirketlere yatırım yapın derim.
0
hayal fazlasi
(01.06.21)
@hayal fazlasi,

1- Evet, ortaklar (bilfiil fazla çalışmasalar da) para almıyorlar. O açıdan bakarsak aslında zarar etmiş şirket. Ama elemanların başka işleri de var, bunun başında durmak istemiyorlar zaten. O yüzden yönetimi bana devredip hissedar olarak kalmak istiyorlar.

2- Mevcut sözleşmemle ilgili bir sorun yok. Alakalı ama farklı sektörler.

3- Emeğimin karşılığını başta 2 yıl alamayacağım evet, zaten o yüzden maaşlı profesyonel yönetici bulmak yerine hisseleri bir miktar ucuza satıp yönetimi devretmeye çalışıyorlar. Benim aynı işi sıfırdan kurmam 2-3 kat daha maliyetli olur. Aslında o noktada da yatırımcı var, ama 500k az verip 1 yıl zaman kaybediyorum. Değer mi emin değilim.

4- Organizasyonla ilgili bir sorunum yok. Yorucu olur yani ama altından kalkılmayacak bir iş değil, tecrübem var.
0
🌸plutongezegendegilmi
(01.06.21)
Varan 1- Şirket şu an kâr etmiyor ama zarar da etmiyor. yıllık 500k civarı kâr edebilirim diye düşünüyorum.
Varan 2- yıllık gelirim zaten 500k civarı.

Yorum: Hocam kafaniz mi karisik, su ikisini yan yana koyunca bana pek mantikli gelmiyor.

Cevap: ROI olarak 4 yil cok iyi. hele ki yillik 500k'lik bir is icin. Realistik ise girilir ama sizin yerinizde olan birinin bu riski almasi mantiksiz.
0
Sebastian
(01.06.21)
Şu ortamda döviz kazanmayan bir şirkete yatırım, çok mantıklı değil.

"Ben şirketi ayağa kaldırınca ihracata başlayacağız, döviz gelecek" diyorsanız, denenebilir.


.
0
kartallar yuksek ucar
(01.06.21)
Dostum yanlış anlama ama bu soruyu sorman bile bu tarz işlere girmemen gerektiğini gösteriyor. Yönetim / finans bilmeyen yazılımcıların açtığı unicorn niteliğindeki şirketler hariç kesinlikle bu teklif kabul edilmez. Hiç bir aklı başında iş adamı, seneye 500 bin tl kar getirme potansiyeli olan bir işi 1.5 milyon liraya satmaz. + olarak kar etmeyen bir müşteri kitlesi de para etmez. Şu an ben şirket kurar, her şeyi maliyetine satarsam bir sürü müşteriye ulaşırım mesela, ama bu (şirketi satmayı düşündüğüm bir yazılım işi dışında) mantıklı bir iş yaptığımı göstermez. Fiyatları azıcık yükseltince mesela müşteriler kaçar gider. Eğer 1.5 milyon içinde makinalar, gayrimenkuller vs olsaydı yine düşünebilirsin derdim. Ama bu şartlar altında mayın tarlasına giriyorsun diye düşünüyorum.

Bence bu tarz işlerde çalışan olarak (özellikle de yönetici koltuğunda mümkünse) biraz vakit harcayıp sonrasında böyle şeyler araştırmanı öneririm, aksi takdirde ciddi zarar edebilirsin bu örnekte olduğu gibi. Hatta onu da boşver, anlış hatırlamıyorsam IT / yazılım işindesin, zaten müthiş gelişen ve önü açık bir iş,, 5 seneni ıvır zıvır geleneksel non-scalable işlere gömüp yurdum ticaret insanı ile muhattap olup kendini yıpratmandansa bu emek ve parayı kendi alanına yatırıp bambaşka bir pozisyonda olabilirsin diye düşünüyorum.
0
roket adam
(01.06.21)
Böyle şirket değerlemesi olmaz. Bu değerleme üzerinden de yatırım kararı verilmez.

2. maddedeki olayı yapmak imkansız gibi olabilir. İnsanın kendi işi 24 saatini alır.
0
dougsampson
(01.06.21)
anlamadığın sektöre para yatırmak ilginç bir karar olabilir ama cevaplardan bir ikisinde bahsedilmiş, şirketin bilançosunu dikkatli okumak lazım. bir mali müşavir ile birlikte incelemenizde fayda var. mesela bizim şirket aslında ciddi kar ediyor ama bilanço okumayı bilmeyen birisi şirketin zarar ettiğini sanabilir çünkü döviz kredimiz nedeniyle kur farkı zararı görünüyor. halbuki gelirimiz de döviz olduğu için kur farkı zararından etkilenmiyoruz aslında.

zaman içinde kendiniz şirkette yönetici olarak çalışmaya başlama imkanınız var mı?
0
co2s2
(01.06.21)
itü çekirdek express' e kabul almış bir proje ile ilgilenirseniz görüşelim :)
0
duyulmasi gerektigi kadar
(01.06.21)
Yılda 500k karlı iş için yıllık 500k maaştan vazgeçilmem.
0
burfak
(01.06.21)
(2)

22.00-05.00 arası sokağa çıkma yasağı hk.

therevo
11 saatlik bir yola çıkmam lazım,2 tane ufaklık olduğundan gece 1-2 gibi yola cıkıp yolu yarılamam lazım.Yolda cevirirlerse ceza yazarlar mı? Yani gerekcem yok sadece tatile sahsi arabamla gidiyorum bu serbest mi gece yolculugu icin?
11 saatlik bir yola çıkmam lazım,2 tane ufaklık olduğundan gece 1-2 gibi yola cıkıp yolu yarılamam lazım.

Yolda cevirirlerse ceza yazarlar mı? Yani gerekcem yok sadece tatile sahsi arabamla gidiyorum bu serbest mi gece yolculugu icin?
0
therevo
(31.05.21)
Maalesef yasak. Zorunlu sebep yoksa izin de yok.
0
kibritsuyu
(31.05.21)
E-devlet üzerinden gideceğin yere ikamet aldırabilirsin sonra fa ikametime gidiyorum diye izin alırsın ama tekrar eski ikametine geçmek için belli bir zaman geçmesi gerekiyor. Orada patlama.
0
stewie
(31.05.21)
(6)

diş beyazlatma önerileri

elma
merhabaen hassas olduğum konulardan biri ağız ve diş sağlığı olmasına rağmen pandemiyle birlikte evde durdukça can sıkıntısından çok fazla kahve ve çay tüketmeye başladım. sanırım bu nedenle dişlerimi düzenli fırçalasam bile eskisi gibi beyaz olmadığını düşünüyorum. bu durum biraz canımı sıkmaya baş
merhaba

en hassas olduğum konulardan biri ağız ve diş sağlığı olmasına rağmen pandemiyle birlikte evde durdukça can sıkıntısından çok fazla kahve ve çay tüketmeye başladım. sanırım bu nedenle dişlerimi düzenli fırçalasam bile eskisi gibi beyaz olmadığını düşünüyorum. bu durum biraz canımı sıkmaya başladı.

bana diş beyazlatmaya yardımcı neler önerebilirsiniz. şunu şunu kullandım faydasını gördüm ya da şunu yaptım işe yaradı gibi.

bir de instagramda gezinirken şeffaf diş beyazlatma bandı gibi bir şey gördüm, reklam gibi bir şeydi sanırım bir daha denk gelmedim. ürün filan hiç tanıdık gelmemişti, sonra bir daha görmedim. sizce denemeye değer bir şey midir, sağlıklı mıdır?

teşekkürler şimdiden yardımlarınız için :)
0
elma
(31.05.21)
Dk dent aktif karbonlu dis macununu duzenli kullaniyorum faydasini goruyorum.
0
rockinside
(31.05.21)
Diş macunu hiçbir işe yaramaz. O beyazlatma bantları da aşırı pahalı ama işe yarar.
Ben iki hafta önce hindistan cevizi yağı + zerdeçal karışımına başladım. Günaşırı uyguluyorum. Beyazlattı.

Ekstra bir diş fırçası alın ucuzundan. Zerdeçal fırçayı turuncu bırakacak.
Bir çay kaşığı hindistan cevizi yağını silme bir çay kaşığı zerdeçala bulayın, ezin. Dişinizin ön yüzeyine uygulayın sadece. 3 dk civarı dursun. Ağzınızı temizleyin.
Normal fırçalamadan önce ağız bakım suyunuz varsa uygulayın ki asıl fırçanız da turuncu olmasın.
Diş ipi de kullanın bu işlemden sonra.
0
ryhmer
(31.05.21)
Dis hekiminize gidebilirsiniz. Degisik dugusuk aletlerle bir seyler yapiliyor. Baska yontemler de vardir belki
0
kuehles blondes
(31.05.21)
ofiste beyazlatma yaptır. 1500-2000 lira falan.

olmaz dersen, çilek ye. dişleri beyazlatır :) kahveyi değil de çayı bırak. en fazla renk veren içecek çay. kahveyi sütle içersen hiç renk vermez.

diş macunu da opalescence kullan.
0
stewie
(31.05.21)
Diş macunuyla gözle görülür renk farkı için whiteglo kahve çay tiryakileri için.
Dişlerime bakarım ama çay çok içiyorum. Bu macunu kullandım kesin sonuç. Zincir kozmetiklerde var. Zararlı değil. Made in Avustralya
0
gatherer
(01.06.21)
her seyi denedim hicbirinin etkisi kalici degil. kaliciliktan kastim 2-3 ay bile kalici degil. orijinal rengini sevmeye calis. kalici cozumse kaplama yaptirmak ki o da epey tuzlu.
0
baldur2
(01.06.21)
(10)

Göl Görmek İstiyorum - Nerededir?

Etanglement
İstanbul Beşiktaş'ta yaşıyor ve burada çalışıyorum. Hava durumunun kontrolü altında bisiklet ve patene zaman ayırabilsem ya da yine hava durumuna bağlı olarak ormana ya da denize gitsem dahi buradan uzaklaşamıyorum. Uzaklaştığımda göl görmek istiyorum ama günübirlik gideceğim ya da çadır atabilirim
İstanbul Beşiktaş'ta yaşıyor ve burada çalışıyorum.

Hava durumunun kontrolü altında bisiklet ve patene zaman ayırabilsem ya da yine hava durumuna bağlı olarak ormana ya da denize gitsem dahi buradan uzaklaşamıyorum.

Uzaklaştığımda göl görmek istiyorum ama günübirlik gideceğim ya da çadır atabilirim zemine göre. Günübirlik görülecek göl nerede var yakınlarda?

İzin alıcam, boşa gitmesin, güzel geçsin.
Göl gibi dingin hissedeyim birkaç dakika.

İsteyen gelsin, toplarım birilerini.
0
Etanglement
(31.05.21)
Ömerli barajı
0
kapitalist gerilla
(31.05.21)
Kemerburgaz kent ormanı en kolayı. Ama “çadır atmak” isterseniz atmanıza izin vermezler.
0
zoghurt
(31.05.21)
sapanca
0
ateistanbul
(31.05.21)
yildiz parki'nda da mini bir gol var, sus havuzu da denebilir hatta. beni dingin hissettiriyor.
0
ateistanbul
(31.05.21)
kimse belgrad ormanı dememiş, ben şok.

arabayla bir kaç saat giderim dersen 2,5 saat uzaklıkta abant var. ah ah.
0
stewie
(31.05.21)
günübirlik demişsin ama ısrarla tavsiye etmek isterim: göl seven biriysen bolu - yedigöller'de kampa gidebilirsin, acayip keyifli ve güzel bir yer.
0
roket adam
(31.05.21)
Aydos Gölü
0
alfred
(31.05.21)
belgrad ormani demisken, ataturk arboretumu cok daha guzel + gollu
0
ateistanbul
(31.05.21)
Yalova Dipsiz Göl de olabilir, kamp durumunu bilmiyorum ama Teşvikiye Köyü ve civarı çok güzel doğaya sahip.
0
(31.05.21)
darlık barajı
0
suicides underground
(01.06.21)
(10)

direksiyon sınavı heyecanı

la mort heureuse
selamlar, pazar günü direksiyon sınavına girdim ve oldukça kötü bir tecrübe yaşadım. şubat ayında direksiyon derslerine başlamıştım ve ilk 2 dersten sonra heyecanımı yenmiştim, gayet sakin sürüyordum ve hata da yapmıyordum genel olarak. direksiyon dersleri dışında hiç tecrübem de yoktu. ama ne olduy
selamlar, pazar günü direksiyon sınavına girdim ve oldukça kötü bir tecrübe yaşadım. şubat ayında direksiyon derslerine başlamıştım ve ilk 2 dersten sonra heyecanımı yenmiştim, gayet sakin sürüyordum ve hata da yapmıyordum genel olarak. direksiyon dersleri dışında hiç tecrübem de yoktu. ama ne olduysa dünkü sınavda inanılmaz panik yaptım, kurulda heyecan yaptığımı fark eden memur da daha da üstüme geldi sağolsun, yokuşta stop ettirip kaldım zaten. kaldıktan sonra kuruldaki memur baya alaycı bir üslupla konuşup geriye kalan bütün özgüvenimi yok etti. bu konuda baya kötü hissediyorum, sanki asla geçemeyecekmiş gibi geliyor. siz bu tarz bir tecrübe yaşadınız mı, heyecanınızı nasıl yendiniz?
0
la mort heureuse
(31.05.21)
merhaba beni anlatmışsın. direksiyon sınavından aynı sebeplerle geçemiyorum. çok heyecanlanıyorum ve derslerde hiç yapmadığım abuk hataları yapıyorum. direksiyon hocam sakinleştirici içip gelmemi söylemişti o da bana çok mantıksız geldiği için yapmadım ve kursu bıraktım. özgüvenimi toplayınca bir daha başlayacağım.
0
denef
(31.05.21)
@denef ben de 4. sınavda sakinleştirici alıp o şekilde geçen insanlar duydum çevremden ama ne kadar mantıklı ben de bilemiyorum :/
0
🌸la mort heureuse
(31.05.21)
Pratik yaparsan kendine güvenin yerine gelir. Bi dahaki sınava daha iyi hazırlanırsın olur biter. Öyle abartılacak bir yanı yok.
0
the coon
(31.05.21)
neden daha fazla özel ders neden almıyorsun? bir de deneme usulü gıcık bir aile ferdiyle sürersin. mis.

memur sanki yokmuş gibi süreceksin. kendi arabanı kulllanıyor gibi. adam hadi arabayı çalıştır bakma öyle gibi gıcık laflar dediğinde bile ona bakma. aynalarını, koltuğunu düzelt, normal yolculuk yapıyormuş gibi. bazıları keyif alıyor bırakmaktan, stres olman için özellikle yapıyor. trafikte gerçi çok daha stresli anlar yaşayacaksın. adam da haklı sanki.
0
stewie
(31.05.21)
Bu işi kafada bitirmeniz gerekiyor. Ben bunu yaparım dediğiniz noktada ne heyecan kalıyor ne telaş. 27 yaşına kadar hiç araç kullanmadım, çok tedirgin oluyordum ama birden araba kullanmaya ilgim başladı, youtube'da yüzlerce yerli yabancı araç nasıl kullanılır videoları izledim, ayrıca direksiyon eğitimi verenlerin videoları var. Özellikle Zafer Aksoy'un videolarını tavsiye ederim. X nasıl yapılır'ı öğrenmenin haricinde hoca işin psikolojik boyutundan söz edip oldukça rahatlatıyor. Belki de bu hocanın videolarını izlemesem bu kadar rahat alamazdım ehliyetimi. Geçen Şubat'ta girdim ben sınava, öyle veya böyle herkes alıyor bu ehliyeti. Özellikle trafikte kafasının içinde beyin olduğundan şüphe ettiğim kişilerin ne kadar rahat kullandığını görünce bir aydınlanma yaşadım ve özgüven gelmişti, bu da aklınızda bulunsun :)
0
hadi ya la
(31.05.21)
@stewie heyecanımı yendiğimi düşündüğüm için ekstra özel ders almamıştım aslında. ben de memuru suçlamıyorum aslında sadece böyle alaycı bir konuşma tarzıyla karşılacağımı beklemiyordum.
0
🌸la mort heureuse
(31.05.21)
Trafikte acemiliği atmak içim 10saat, ustalaşmak için 100saat kullanmak lazım derler mesela. Tahminen 10 saat tecrüben yok. Tecrübesi olmayan ne yapacağını bilmez ve panikler. Özel ders mantıklı.
0
the coon
(31.05.21)
kardeşim ilk sınavında arabayı yola kontrolsüz çıkarttığı için arkadan gelen vurmuş ve sınav orada bitmişti. sdafsdfds.

o ehliyet almaktan vazgeçti sonra ama olabiliyor bu tip şeyler. benim de sınav iyi değildi ama 15 senedir yollardayım :)
0
passion rules the game
(31.05.21)
Bence bu işin olayı çocukluktan beri araba içinde olup şöförü izlemek ve bolca sürmekten geçiyor. Hatırlıyorum ortaokula gideren tek şeritli dağ yolunda 89 model reno flash sürerdim. Araba sürmeyi bu bozuk yollarda ve eski arabada öğrendim. Ha iş işten geçti o şansım yok diyorsanız bu işin olayı kendini dinlemektir. Siz kendinizi dinledikçe özgüven gelip zevk almaya başlayacaksınız. Zaten yanınızdaki hoca iş bilen biriyse kurallardan çok sizin sürüşünüze odaklanır. Sizin biraz hocadan dolayı şanssızlığınıza denk gelmiş.


Ben ehliyet aldığım da kırmızı ışıkta geçtim mesela. Olay şöyle oldu. Hava kar kış kıyamet. Yokuş aşağı kırmızı ışıktayız hocalarla üniversite muhabbeti falan yapıyoruz. Yeşil yandı öndekiler bir türlü yürümüyor. Yürümeye başladık tam ışığı geçmek üzereyim kırmızı ışık yandı. Dikiz aynasina bir baktım tır kaptırmış geliyor resmen bizi biçecek. İşte o anda ben yılların şöförü gibi insiyatif alıp kırmızı da geçtim. Hocalarda tık yok. Ardından aracı iki duba arasına park edip hocanın yüzüne baktım. Hoca bana sen bittin dedi. Anlamadım o ne demek dedim. Gülerek sınav bitti lan insene dedi :)
0
Başkalaşım
(31.05.21)
Sinavi ucuncu seferde gectim. Ekstra dersler+sakinlestirici ikilisi sayesinde. 30 saat kadar ders almisimdir toplamda...
0
feliss
(01.06.21)
(12)

Kurumsal Hayata Dair Bazi Sorular - Tecrube Paylasimi

yuzır
Merhabalar, soracagim soru belki cok naif olabilir bilmiyorum, fakat buradaki bu kadar insanin tecrubelerine dayanarak yorumlarini ve deneyimlerini ogrenmek istedim.Kurumsal hayatta yalakalik yapmadan bir yerlere gelmek mumkun degil mi? Surekli gorunur olmak mi gerekiyor bir sekilde? Surekli yaptigi
Merhabalar, soracagim soru belki cok naif olabilir bilmiyorum, fakat buradaki bu kadar insanin tecrubelerine dayanarak yorumlarini ve deneyimlerini ogrenmek istedim.

Kurumsal hayatta yalakalik yapmadan bir yerlere gelmek mumkun degil mi? Surekli gorunur olmak mi gerekiyor bir sekilde? Surekli yaptigimiz her seyi yoneticimizin gozune mi sokmaliyiz mesela? Sadece isimizi iyi yapiyorsak bu yeterli degil mi? Bu Turkiye’de de yurtdisinda da bu sekilde mi?

Ben karakter geregi boyle biri degilim ve eger genel bakis acisi bu ise yoneticilerin vs bu benim hicbir zaman isimi duzgun yaparak bir yere gelemeyecegimi gosteriyor. Cunku karakter olarak “o kisi” olamam gibi. Bir noktada yoneticilerin gorevi her calisaninin kisisel olarak kapasitesini bilmesi ve buna gore bir kariyer ve gelisim belirlemesi ve buna gore yonlendirmesi degil mi? Bunu yapan yonetici yok mu?

Bu durumda aslinda sorun kurumsal hayatta degil de bende mi oluyor? (Buradaki ben aslinda benim gibi olan elbet baska insanlar da vardir, onlari da temsilen) Ben kurumsal hayata uygun degil miyim? Birileri beni fark etsin ve yonetici yapsin gibi bir amacim yok ama sadece isimi iyi yaptigimin ben soylemeden de fark edilmesi gerekirmis gibi geliyor. Tanima ve farkinda olma aslinda. Sonucta bunun bir onemi yoksa, benim isimi iyi yapmamin hicbir karsiligi olmuyor aslinda. Belki daha cok enayi bile oluyorum. En azindan boyle hissettiriyor.

Umarim kendimi anlatabilmisimdir, gerekirse cevaplara gore ekleme yaparim, tesekkurler simdiden.

Edit: Bu arada global bir sirkette calisiyorum, orada durum boyle mesela, burada o yuzden sirket kulturunden ziyade, konu yoneticiyle mi ilgili, anlattigim diger turde de olan yoneticiler var mi, bunun orani nedir gibi sorularin cevabi da benim icin iyi olur.
0
yuzır
(31.05.21)
Eğer çok şanslı değilsen türkiyedeki çalışma kültürü insan kültürüyle doğru orantılı olarak tam anlattığın gibi
0
freebird5406_2
(31.05.21)
işini iyi yapmak her zaman yetmez, o işe fikir ya da yenilik katman beklenir. bunu da yöneticine sunman yalakalık değildir.

insanlar sosyal etkileşim için gereken psikolojik birkaç ipucunu yalakalık olarak anlıyor. her ne kadar profesyonel bir ortam da olsa insanla çalışıyoruz ve insan psikolojisi, sosyal iletişim becerisi gibi konular tüm bu sürecin ortasında. insanlarla iyi ilişkiler kurmak, insanların hoşuna gideceği şeyleri söylemek, onlara kendilerini iyi hissettirmek tüm bu iş hayatının olmazsa olmazı. olmayan şeyleri oldurmak, yalan söylemek, birilerinin kuyusunu kazmak doğal olarak yaşanan şeyler oluyor ama bunları yapmadan bir yere gelemeyeceğini düşünmek yersiz.

çalıştığın yerdeki düzen bunlara, kuyu kazmaya, yalancılığa izin veriyorsa evet, bunları yapmamak seni arka plana itebilir. ve evet, kurumsal görünen çoğu yer bu "vahşi" ortama izin veriyor. hatta tüm iç işleyişini, organizasyon şemasını bu rekabete göre, bile isteye düzenlemiş şirketler de var. eğer onların arasındaysan evet, sana uygun değil denebilir. ama bu durumda dahi bakış açını değiştirip işe birilerine yalakalık yapmak değil, sosyal ilişkileri, insanı yönetebilmek olarak bakarsan gelişme kaydedersin. aksine, herkesin kaypak olduğu ortamda senin dürüst bir şekilde bu iletişimi sağlaman sana avantaj bile olur.

birçok detay var bu bahsettiğim iletişim noktasında, buraya yazmak çok zaman alır. üzerine biraz düşünsen senin de aklına gelir bu arada, öyle gizli, sır şeyler değil. sadece bakış açını değiştirip farklı açılardan bakmaya çalış, sonra kendi örneklerin üzerinden değerlendir; eminim kendi kendine de fark edersin.
0
Jux
(31.05.21)
@jux merhaba bu dediginizi ben iyi detaylandiramamisim soruda, isini iyi yapip bunu aktaran kisiler degildi aslinda ilk bahsettigim grup, daha cok isini o kadar iyi yapmayan ama bunu iyi satan ve yalakaliklarla destekleyen kisilerdi, ornegin yanlis giden seylerin farkinda olup yonetici ile ters dusmemek icin soylememek vb gibi hareketler. Ya da safi haset de duyuyor olabilirim belki de.
0
🌸yuzır
(31.05.21)
Aynen dediğin gibi,
Yalaka olmadım, zaten işim olan, yapmam gereken şeyleri allayıp pullayıp yöneticime anlatmadım, anlatanlarada açık açık ee zaten bu işin hacım ne diye yaldızlıyorsun dedim, yöneticimde dahil olmak üzere bir çok arkadaşımın içinde bulunduğu durumlara göte göt dedim.

Yöneticimin de yöneticisi beni kenara çekip ''olum bak yöneticinde dahil en eskisi sensin, az daha parlat şu işleri senin önünü açalım dedi, hacım sen benim karakterimi biliyorsun ben yapamam 3 lira fazla alıcam, patron herkesin ortasında beni alkışlıcak diye değiştiremem karakterimi dedim, ayrıca yönetici olunca şakşakçı adamlarla daha yakından çalışmak zorunda kalıcam o nedenle de istediğiniz duruma gelmek istesemde gelmem dedim.

Şimdi çok rahatım, insanlar işimi yaptığımı biliyor, şakşakçı olmaduğımı vitrine önem vermediğimi biliyor, bu sayede hem gerçekten benim gibi düşünen insanlarla çalışıyorum hemde göte göt dediğim için kimse bana bulaşmıyor :)
0
paramolacak
(31.05.21)
o da yetmez. bazı alanlarda monopol olacaksın. iş öğretmeyeceksin, sana mecbur olacaklar. işin devamı için senin olman gerekecek vs. böyle kurgulanmış iş hayatı.

ben kendimi anlatayım. aşırı çalışkan, vızır vızır, speedy gonzales bir adamdım ilk yıllar. çalıştığım denetim sektöründe kendini göstermesen bile eğer çok çalışkansan çalıştığın görülür. sonra geçtiğim şirkette kendini de pazarlaman gerekiyordu ama benim bilgimle ilerleyecek işler olduğu için değerim biliniyordu. şimdi ise üst düzey yöneticiyim. nasıl geldim buraya? eski şirketimin küçük versiyonuna geçtim. global bir şirket yine ama minnak bir yer. eski global şirketlerdeki tecrübemi buraya çok iyi aktarıyorum. bunları yaparken yine görünür oluyorsun.

sana almak istersen tavsiyem, yine global kurumsal ama az çalışanlı yerleri dene. hiç zorlamasan da kaliteni göstermen çok kolay. küçük gölde büyük balık ol. bir sürü departmanla bitmek bilmeyen toplantılar yok. kafa rahat. kararları 2-3 kişi alıyor :)

böyle yerler kalifiye insanı kendine çekemiyor. kalifiye insan gelince de değeri biliniyor.
0
stewie
(31.05.21)
Birkaç kere yazıp sildim. Ben de uluslararası bir şirkette çalışıyorum. Sizi tenzih ederim ama bana gelen örneklerde büyük çoğunluk sosyal anlamda sorunlu kişilerdi. İçlerinden birkaçını aslında prensipte haklı buldum, ancak sorunu ortaya koyuş biçimleri çok kaba ve uzlaşmazdı. Her türlü kategorizasyon yanlıştır ama ben de bana baş vuran insanları gruplasam şöyle bir profil çıkartırdım:
1- Pasif Agresifler: Çoğunluğu haset içinde. Öne çıkan herkes ya torpilli, ya yalaka ya da onun fikirlerini çalıp (daha iyi satıp) yükseliyor. Sesleri genelde çıkmıyor, ama çıktığı zaman da gemileri yakıp gidiyorlar.
2- Sinsiler: Grup çalışmasına yanaşıyorlar ama çalışmadan anladıkları grup çalışsın ben nemalanayım. Arada fırsat çıkarsa grubun sessiz kişisinin emeğinin üzerine çökmek için fırsat kolluyorlar. Bunların düz eleman olanları ayrı dert, yönetici kisvesi altında çalışanının emeğine çökenler daha bir dert.
3- Çalışkan arılar: Bunlar nahifler hakikaten. Yöneticiden gelecek bir takdir, az bir prime dünyanın işini yaptırabilirsin. Sanıyorlar ki yöneticisi takdir ediyorsa herkes onların nasıl çalıştığını görüyor, yükselmek için önlerinin açık olduğunu düşünüyorlar.
4- Tembel tenekeler: Tanım anlatıyor durumu
5- Sunum perileri: Valla en takdir ettiklerim bunlar. Ellerindeki 1 liralık malı, 5 liralık mal gibi sunma becerisine sahipler. Alıcıları da çok. Hayat onlara güzel.

Ben uzun zaman 3 numaradaydım, ne zaman ki aslında yaptığım işin sadece bir üstüm tarafında tıkanıp onun üstü tarafından asla görülmediğini öğrendim o zaman içimdeki sunum perisi galeyana geldi. Ama içimden gelen bir şey değil bu sunum perisi hali, üzerinde çalışmam lazım. Size de tavsiye ederim. Yalakalık değil. Sadece düşündüğünü ifade ederken çok stratejik davranıyorlar. Resmen adam "fikrimi nasıl satarım" üzerinde düşünmüş. İtiraz ederken bile öyle bir sunuyor ki, "Tabii" diyorsun, "aslında ben de öyle düşünüyorum ama onun kadar iyi ifade edemediğimden farklıymış gibi duruyor düşüncem".
Size tavsiyem çok rigit olmayın. Sizden farklı davranan insanları da önyargısız anlamaya çalışın.
0
SiyamkedisiZorro
(31.05.21)
Isi iyi yapmak yeterli degil, kendini / isini pazarlayabilir durumda olman da gerek. "yalakalik" degil bu , insanlar "yuzir isini iyi yapar, sirkete faydalidir" seklinde dusunebilmeli.
0
fakyoras
(31.05.21)
Alanınızda çok iyiyseniz, teknik bilgi gerektiren bir işiniz varsa, özetle size muhtaçlarsa yükselebilirsiniz. Gözünüzü hırs bürümediyse, ananız babanız sizi düzgün yetiştirmişse vs. bunun bedelini ödersiniz. Bir ihtimal yıllar içinde kendinize sınırlar çizmeyi, hayır diyebilmeyi, bazen ağırlığınızı koyabilmeyi öğrenir, ortamın doğasını kabullenir ve emekliliği beklersiniz.

*Mevcut yöneticiler yükselebilmek için yalakalık yapmışlardır, yapmaya devam ediyorlardır, sizden de beklerler.
*İş ortamında, daha çok kamuda ekoller(?) vardır, gruplaşarak birbirlerini bir yerlere getirirler. *Yöneticiler ricacıların işini görürler, zamanı gelince isteme sırası onlara gelir. Yükselmeniz olası bir pozisyon varsa dahi önemli bir referansı araya sokmazsanız daha çok beklersiniz. (Kamu ve büyük şirketler)
*Aykırı sesleri sevmezler. Olası olumsuz sonuçları dile getiren tek kişi siz misiniz? Papağan gibi saçma sapan konuşanlar sandığınız kadar aptal degil.
*"Bu işleri de birileri yapacak" : Yozlaşmış yönetici atasözü. Birini kimbilir hangi sebeple kayıran her yönetici, hunharca yüklendiği kişiyle ilgili vicdanını rahatlatmaya, durumu normalleştirmeye çalışır.
*"Okşamayı bileceksin" Beni tiksindirse bile iş hayatımda bana kurulan en dürüst cümle bu olabilir. Devamı RTÜK'e takılacağı için sadece girizgahı yazdım. Bu cümleyi kuran aldı başını yürüdü, daha ne diyeyim.
*Sürekli sunum yapma derdinde olan tipleri gözlemleyin. Yakında yöneticiniz olabilirler.
0
zihua
(31.05.21)
Yoneticilik icin bir kere en onemli oncelik isini iyi yapmaman.

Isini iyi yapan birine terfi verirsen o isi yapacak birini bulman gerekir.
Bunu yapmak her sirket icin buyuk bir salakliktir.
Behzat c'yi vali yaparsan yerine behzat c bulman gerekir.


Birinci sarti sagladiysak ikincisine geliyorum.
Terfi icin yalakalik yetmez oyle olsa terfi cok kolay olurdu.
2 ay yalakalik yap kap terfiyi dimi.

Terfi icin ozellikle de yoneticilik icin kosulsuz biat gerekir, ust tarafin kararlarini sorguluyorsan terfi alamazsin.

Bunu da cok guzel test ederler, absurt bir karar alirlar senin ne derece itiraz ettigine bakarlar.
Mesela biz hep evden calisiyoruz korona var diye, alakasiz birgun bizi ofise cagirdilar.
Mudurumuz bunu asiri savundu.
Sonra virus cok artti diye patron vazgecti.

Mudur bunu da asiri sekilde savundu :)


Bu adam oyle salak falan degil, beynini kiraya vermis degil.
Rolunu oynuyor.


Daha da kriterler var da temeli bu.
Bunlara uymadan transferle olabilirsin belki.
0
divit
(31.05.21)
Herkes yalakalar yükseliyor sanıyor. Millet mal mı da boş adamı yükseltsin? Biz kimin ne yaptığını görüyoruz. Yalaka da olsa senin görmediğin veye görmek istemediğin bir yeteneği vs olabilir. Çalışmasında sorun olmadığı sürece de sorun yok ki.

İşini çok güzel yaptın diyelim bunun üzerine ikili ilişkiler de lazım. Yöneticinle aran iyi değilse seni yükseltip kendine niye rakip yaratsın? Sen çalışma arkadaşların tarafından sevilmezsen niye sevilmeyen adamı yükseltsin? Oyunlarda bile belli başlı seviyeler var. Atıyorum karizmaya +3 vermezsen şunu tavlayamazsın gibi. Sen sessiz sakin oturup sadece verilen işi yapıyorsan seni kim ne yapsın? Sevilmezsen fark edilmezsin.

@divit 'in verdiği behzat ç örneği yanlış. Sen behzat ç gibi bir yeteneği alıp yükseltmezsen de olmaz. Bu adam işinde iyi, çevresinde saygı uyandırıyor. Bunu vali yap milleti mum gibi yapar kendinden bir şeyler katar. Bir tane suçlu yakalayan adam emrindekiler aracılığıyla 100 kişi yakalar. Gidip de klimacıyı ihracat sorumlusu yap demiyoruz sonuçta.
0
Amory Lorch
(31.05.21)
Hayatta bir kaybedenler vardır, bir de kazananlar. Kazananlar bir yolunu her zaman bulur, kaybedenler de kazananları izler, yorum yapar, yalakaydı, onu yalıyordu, bununla iyi geçiniyordu der. Bu yol şirketten şirkete değişir. İş hayatındaki başarının %10-20'si teknik bilgiyse %80'i sosyal zekadır. Bu sosyal zekayı ve teknik bilgiyi nasıl harmanlayacağın, nasıl ilerleteceğin şirketten şirkete değişir.Bir de şu var, işini iyi yapmak takdir edilecek bir şey değil. İşini iyi yapmak zorundasın zaten, mecbursun buna.

Ben de global bir firmadayım, yöneticilerimin çoğuna sümüğümü atmam. Ama adamlar doğru zamanda doğru yerlerde bulunmuş ve doğru adımları atmışlar. Yalakalık değil, adam olması gerektiği gibi işini yapmış ve o senaryoyu oynamış. Eğer iyi bir çalışan olup yılda %10 zam almak istiyorsan aynen devam et, ama daha büyük oynayacaksan bu işi öğrenmek mecburiyetindesin. Hele ki firman yabancı yöneticilerin falan olduğu, gerçekten uluslararası bir ortamsa işin içine kültürel farklılıklar da geliyor, ve evet sosyal zekan yoksa bu ortamda fark edilme ihtimalin yüzde 0..
0
roket adam
(31.05.21)
Dünyanın en büyük fmcg firmalarindan birinde calistim; egitimde exposure dediler. Kisacasi evet, isini ne kadar iyi yaptığın önemli ama bunu kaç kişinin bildiği de çok önemli. Yalakalik değil ama sadece işini iyi yapmanin yettiğine inanmiyorum.

Misal su anda da büyük firmadayim, kendim cok yapmasam da Kendi yöneticilerim benim yerime yapıyor (misal rapor vs hazirlarsam üst yönetime benim mailimi forwar ederek yolluyorlar ya da direkt üst yönetime benim yollamami söylüyorlar vs vs. Bu sayede giriş seviye bir müdür olarak n+3 ile iletisimim var ya da benden bahsettikleri için emea ik direktörü ile tanıştım vs.)

Yalakalik ile isini düzgün yaptığını gösterme arasinda fark var bence. Misal benim bir calisan var. Bazi isleri var sirf o yapiyor ve yaptigi islerin ne kadar zaman aldigini falan kimse görmüyor. Bu aslında kötu çünkü çok fazla iş yükü yok gibi gözüküyor bazen.

Edit: yurtdisinda calisiyorum.
0
logisticsmanager
(31.05.21)
(9)

Kafam karmakarışık, fikirlerinize ihtiyacım var. (Askerlik mevzusu)

altin gol atan stoper
İyi akşamlar hepinize. Çok kısa zamanda karar vermem gerekiyor, fakat hep ikilemde kalıyorum. Belki vereceğiniz fikirler bana yol gösterebilir. Şimdiden teşekkürler hepinize.2 Haziranda 25. yaşıma gireceğim. 2019 yazında mezun oldum ve mezun olur olmaz çalıştığım iyi-kötü bir işim var. Pek memnun ol
İyi akşamlar hepinize. Çok kısa zamanda karar vermem gerekiyor, fakat hep ikilemde kalıyorum. Belki vereceğiniz fikirler bana yol gösterebilir. Şimdiden teşekkürler hepinize.

2 Haziranda 25. yaşıma gireceğim. 2019 yazında mezun oldum ve mezun olur olmaz çalıştığım iyi-kötü bir işim var. Pek memnun olduğum söylenemez. Hatta sene başında ayrılmayı ciddi ciddi düşünüyordum fakat pandemi sebebiyle çıkmak istemedim. Çıkmak isteme sebebim; iş yerindeki ortamın mesleğimde kendimi geliştirmeme pek uygun olmaması, kafa dengi insan neredeyse hiç bulamamam, biraz da maaş düşüklüğüydü. Aylık mazota verdiğim parayı çıkarttığımda hemen hemen asgari ücret kalıyor elime.

şimdi gelelim askerliğe; askerlikle ilgili bikaç çekincem var. hem genetik hem de kullandığım bazı ilaçlar yüzünden 25 yaşında olmama rağmen saçlarım inanılmaz döküldü. kısaltınca kel iyice kabak gibi çıkacak. komik gelebilir ama saç problemi uzun zamandır yakamı bırakmayan, özgüvenimi sıfırlayan bi problem. şimdi askerde dalga konusu olmaktan ciddi şekilde çekiniyorum. çünkü bunun muhabbeti mutlaka olacaktır. ektirip gideyim desem, askerdeki eğitim, stres, bakımsızlık vs. yüzünden ekilen saçlar zarar görecek. yani bu durum komik gelebilir ama hakikaten beni psikolojik olarak çok etkiliyor.

bir diğeri de iş mevzusu. patron döndüğünde geri gel dedi , bir hayli diretti ama ben çok kesin konuştum dönmemek için. şimdi askerlik dönüşü uzun süreler işsiz kalmaktan korkuyorum. patrona yarın gidip ben askerden sonra geri gelmeyi istiyorum desem kabul eder fakat yüzsüzlük yapmak istemiyorum. belki döndüğümde daha iyi bi iş de bulabilirim, o da muamma. (grafikerim)

geçtiğimiz salı günü muayenemi oldum. Şimdi yarına kadar celp tercihi yapmam gerekiyor.

şimdi sizce her halükarda ağustos'ta askere gidip, döndüğümde saç mı ektireyim. (orada herhangi bi kapatıcı kullanamayacağım için ilk zamanlar zor olsa da, belki ilerleyen zamanlarda kendimle barışırım.)

yoksa askerliği erteleyebildiğim kadar erteleyip, saç ektirip öyle mi gideyim. (bu durumda hep, ekilen saçlar ya dökülürse düşüncesi olacak kafamda)

çoğunuza saçma ve komik gelebilir bu durum ama haftalardır bu sorularla beynimi yiyorum adeta. biraz içimi dökmüş oldum en azından. fikir verip, yol gösterebilirseniz çok sevinirim. şimdiden teşekkürler...
0
altin gol atan stoper
(30.05.21)
saç konusunu kafaya takacağın en son yer askerliktir herhalde çünkü herkesin saçı aynı, karşı cins yok, fark etmezler bile. 0'a, 3'e vur gitsin. aşırı saçma bir kompleks yapmışsın.
iş konusunda da patronla konuşup geri geleceğim demek neden yüzsüzlük olsun anlayamadım? sen haklısın abi evet geri dönmek daha mantıklı, geleceğim ben de geç.

kafana takman gereken tek şey covid döneminde askerliğin nasıl olduğu. onu ben de bilmiyorum o yüzden.
0
roket adam
(30.05.21)
askerliğe öyle ya da böyle gideceksen ben olsam giderim. saç konusu da eğer askerliği bu kadar takıyorsan, şimdi ektirsen de stresten yine dökersin.

takılma bu kadar askerlikte olacak şeylere. hele bir de kel olmak falan. zaten herkesin saçı üç numara. seninki dökük olmuş çok mu şey? keyif almaya bakarsan güzel geçer, takarsan iki günü bile kendine zehir edersin.
0
blue eyes white dragon
(30.05.21)
Sevgili dostum askerde herkesin tipi aşağıdaki gibi, al bu resmi odana poster, cep telefonuna arka plan yap. Hiç kafana takma herkes en denyo haliyle takılıyor orda.

im.haberturk.com

İşi kaybetme, patrona abi geri gelicem ben ya de git gel sonra daha iyi bulunca basarsın istifayı.
0
paramolacak
(30.05.21)
saç konusunu gereğinden çok ama çok abartmışsın. Gideceğin yer askerlik yahu, herkesin saçı kabak gibi. Tek mevzu saç mı gerçekten, tekrar düşün bence.
0
biravekahve
(30.05.21)
Parlayan bir kafa varsa dalga geçilebilir. Evet. Arkadaşlar bence biraz abartmış. Askerde kep altı denen bir olay var. Kepin altı yani ense, yanlar gibi açık kısımlar kısa ve düzgün olduğu sürece saçlarının diğer kısımları uzun olan çok kişi var. Kazıtma diye bir şey yok zaten. Budist tapınağı değil sonuçta. Ama bunu takmak gereksiz. Saçtan bağımsız olarak yap gitsin.
0
dissendium
(31.05.21)
askerde bütün bölük en çok saygı duyduğumuz adam amca gibi sadece ensede saçı kalmış bir çocuktu. herkesi dişçiye götürdüler. diş doktoru herkesin önünde bu çocuğa ağzında hiç çürük yok, en ufak lekelenme yok bravo. utanmasa madalya takacak. spor yapıyoruz. herkes 20-30-50 şınav çekiyor bu eleman 150 peşpeşe. 10 tane barfiks çekene komutan çarşı izni veriyor. bu eleman 100'ü geçiyor komutan in lan aşağıya maymun gibi diyor. sohbet ediyoruz arada, en akıllı adam bu çıkıyor. ağzımız açık dinliyoruz. ben önce gıcık olmak istemiştim ama olamıyorsun yani, adama zorla saygı duyuyorsun. bütün bölüğü komplekse sokmuştu karadeniz çocuğu. ama saç? hiç aklımıza bile gelmedi bu adam kel diye.
0
stewie
(31.05.21)
işten ayrılırken kıdem tazminatınızı alın mutlaka. askere giderken kıdeminizi alıp gitme hakkınız var. paranızı da alıp bankada kendi bileceğiniz şekilde faiz, dolar, euro, altın vs. değer kaybetmeyecek şekilde tutun. döndükten sonra cebinizde sizi birkaç ay idare edecek para olmuş olur strese girmezsiniz. dönünce de biraz iş ararsınız, baktınız bulamadınız en kötü eski patrona sorarsınız.

saç konusunda askerlikte ilk haftadan sonra rahat olursunuz bence. ertelemeyin gidin. herkes tipsiz, çirkin, saçsız ve sakalsız orda.
0
golgi aygıtı
(31.05.21)
Saç konusunu abartmışsın, öyle şeylere kimse takılmıyor.
0
hayirsiz
(31.05.21)
Herkes söylemiş ben de söyleyeyim, saçmış tipmiș hiçkimsenin umurunda olmayacağı yegane yer belki de askerliktir. Hiç kafana taktığına bile değmez.

Pandemi döneminde askerlik nasıl olur onu da ben anlatayım 5 hafta oldu tezkere alalı.

Askerliğin 1 ayına yakını karantinada geçiyor. Acemi birliğinde de usta birliğinde de ayrı ayrı karantinaya alıyorlar. Karantina süresince duş tuvalet gibi ihtiyaçlar hariç koğuşunuzda veya en fazla karantina koğuşlarina ayrılan koğuşlar bölgesinde (koridor) oluyorsunuz. Yerine göre yemekhaneye gidersiniz veya yemekler de koğuşlara dağıtılır. (bizde her iki durum da yaşandı).

Isle alakalı benzer düşüncelerle gittim ben de, yukarıda bir arkadaş demiş tazminatı alın mutlaka. Sülüs kağıdı çıktıktan sonra ihbar süresi vs beklemeden aynı gün içinde istifa edebiliyor ve tazminatınizi alabiliyorsunuz bu yasal hak. Üstelik askerlik dönüşü 2 ay içinde aynı yere dönmek isterseniz de işveren en düşük ayrıldığınız pozisyon ve ayrıldığınız dönemki maaşın muadiliyle işe almak veya almıyorsa da ayriyeten ihbar tazminatı vermek durumunda.

Yani döndükten sonra "ya iş bulamazsam" gibi bir çekincen olmasın yasa tamamen senin tarafında burada. Bunun için istifanı verirken sülüs belgeni ibraz edip tazminatını da alarak çıkış yapman gerekiyor.

Son olarak ekleyeceğim şeyse askere gitmenin Ağustos'ta kesin olmayacağı. Şu an ağustos celbi için başvuruyorsun ama tsk seni personel ihtiyaç durumuna göre sınıflandırıyor. Ağustos celbi 1. Dönem (yani Ağustos ayı içinde) teslim olabileceğin gibi, ağustos celbi 2. Dönem (Eylül) veya 3. Döneme (Ekim) de çıkabilir. Ve hatta Ağustos celbine başvurup Kasım, Şubat, Mayıs celplerine de kalabilirsin. Yani Ağustos'tan 2022 Temmuz'a kadar herhangi bir dönem çıkabilir bu tamamen tsk'ya bağlı senin pek bir fonksiyonun bulunmuyor.

Son olarak lisans mezunuysan yedek subaylık, ön lisans mezunuysan yedek astsubaylik başvurusu yapmayı da düşünebilirsin. Askerlik süren 12 ay olur ama 3 aylık kurs sonrası rütbeyi takınca mesai bitimi kışladan çıkıp evine, lojmanına gidebildiğin memuriyetvari bir askerlik yapmış olursun ki tsk imkanları sayesinde sivil hayata göre harcamaların çok çok az olacağından, Türkiye ortalamasına göre iyi bir ücret sayılabilecek maaşla birikim de yapabilirsin. Saç ektirme ve askerlik dönüşü yeni iş arama sürecinde seni idare edecek meblağ mı bu dönemde biriktirme şansın olur. Ama sağlık bölümleri hariç yedek subay ve astsubaylik çıkmasının da tamamen tsk'nin o anki ihtiyaçlarına göre belirlediği kontenjana göre kurayla belirlendiğini de eklemem gerekiyor.
0
materyalist imam
(31.05.21)
(7)

Baymayan Oda Kokusu:)

dreamnesiac
Erguvan, yasemin gibi hafif oda kokusu arıyorum.Kullanıp sevdiğiniz mum olabilir, çubuklu kokulardan ya da buhurdanlıkla kullanılan uçucu yağlardan olabilir.Var mıdır koku- marka önerisi?Çok teşekkürler
Erguvan, yasemin gibi hafif oda kokusu arıyorum.

Kullanıp sevdiğiniz mum olabilir, çubuklu kokulardan ya da buhurdanlıkla kullanılan uçucu yağlardan olabilir.

Var mıdır koku- marka önerisi?

Çok teşekkürler
0
dreamnesiac
(30.05.21)
Rebul atelier
0
Jux
(30.05.21)
@Jux Rebul Atelier'i biliyorum, ama daha spesifik örneğe ihtiyacım var. Rebul Atelier'de hangi ürün mesela?
0
🌸dreamnesiac
(30.05.21)
Hangisini beğenirsen. Koku zevki kişiden kişiye değişir, kaliteli kokuları. Ben vanilla noir seviyorum, çubuklu halini kullanıyorum.
0
Jux
(30.05.21)
rebul ve bath and body works en iyileri bence.
bbw'nin oda kokuları dışında mumları da çok etkili, oda kokusu etkisi yaratıyor ve kokuları da çok kalıcı.
yani mumu bir süre yaktıktan sonra söndürseniz de, bulunduğu alanda koku bırakıyor.
mum banyo ve yatak odası için de daha kullanışlı olabiliyor.

koku tavsiyesi ben de veremiyorum.
bir de mesela salonda daha keskin kokuları sevebiliyorken, koridorda ya da çalışma odasında daha hafif kokular seviyorum.
bulunulan alanın büyüklüğüne göre de yoğunluk değişiyor çünkü.

edit:
zara home'u unutmuşum.
zara home white jasmine aradığınız koku olabilir, bir bakın.
0
blatta hiberna
(30.05.21)
rebul atelier +1

zara home da iyidir. salted caramel favorim ama christmas dışında satılmıyor. zara home'da çok fazla çeşit var. bu açıdan güzel.

bir de yataş'a bak. uygun fiyatlı güzel kokular var. amore en iyisi yataş'ta. tabii dedikleri gibi koku olayı çok değişken.
0
stewie
(30.05.21)
Carpex de Ginger Flowers ı çok seviyoruz. Dezavantajı: koku makinesi ile kullanılıyor.
0
o kadar da degil aga
(30.05.21)
Rebul atelier - İstanbul serisi
0
lüzumsuz adam
(31.05.21)
(3)

hiç arkadaşım yok

effa
35 yaşındayım. eskiden o kadar çok arkadaşım vardı ki hiç böyle olacağını düşünmemiştim. benim mallıklarım, işimin asosyal olması, yaşıtlarımın evlenmesi gibi nedenlerle sıfır arkadaşım kaldığını farkettim. aslında bir tane var, iyi adam ama çok kaypak. kızlarla aram iyi, kah arkadaş kah sevgili olu
35 yaşındayım. eskiden o kadar çok arkadaşım vardı ki hiç böyle olacağını düşünmemiştim. benim mallıklarım, işimin asosyal olması, yaşıtlarımın evlenmesi gibi nedenlerle sıfır arkadaşım kaldığını farkettim. aslında bir tane var, iyi adam ama çok kaypak. kızlarla aram iyi, kah arkadaş kah sevgili oluyorum.
eski arkadaşlarım ile yılda bir falan anca görüşüyorum. ne yapayım.
0
effa
(30.05.21)
pandemi dönemi zor ama kurslara falan yazıl. pandemiden evvel kaydolduğum birkaç kurs vasıtasıyla çevrem genişlemişti.
0
phonex
(30.05.21)
abi çok zor belli bir yaştan sonra. bugün mesela sitenin basket kortuna oynamaya gittim. 2 kişi vardı 30 civarı yaşları. gidip tanışayım dedim. uzaylı görmüş agent mulder gibi mal mal baktılar suratıma. cevap da vermiyorlar. insanlar iyice yaban olmuşlar :)

daha önce yazmıştım. en düzgün insanları goethe institut almanca kursunda buldum. dalış kursu, yelkenli klüpleri vs.

para vermeye değer dersen şunlara da bak.

www.buyukkulup.org.tr
www.modadenizkulubu.org.tr
0
stewie
(30.05.21)
30 yaşından sonra millet insan kapatıyor.

yani adamın zaten 15 kişilik bir grubu var oradan tüm sosyal etkileşimini alıyor. ee bir de iş var. bir de normal hayat var.

dolayısı ile dışarıdaki insanlara kapatıyorlar kendilerini. özellikle evli ise zaten geçmiş olsun.

ama toplumun çeşitli sosyal kodları var. mesela erkeksen futbol bunlardan birii araba bunlardan biri. bunları sevmeyebilirsin ama toplum sosyalleşmek için bunları sosyal kod olarak kullanıyor.

basket potasında iki kişi görüpte yanına gittiğinde bu iki kişi 'nerden geldi bu ya şimdi ne güzel oynuyorduk' diye düşünürken aynı kişiler bir aracın etrafındayken gidip usta tavsiye etsen veya dünkü maçı sorsan toplumsal kod çalışıyor ve sosyalleşmeye başlıyorsun.

mevzu bu biraz ve türkiye'de sosyal kodun çok az olması. köyden gelen peynir muhabbetini boşuna çevirmiyor insanlar.
0
duyurukullanıcısı
(30.05.21)
(5)

Emlak balonu gündemi

dahili meddah
Ne düşünüyorsunuz? Sizce var mı?
Ne düşünüyorsunuz? Sizce var mı?
0
dahili meddah
(30.05.21)
www.eksiduyuru.com

sabah açıldı benzeri konu.

balon falan olduğunu düşünmüyorum. dolar bazında yükselmiyor bile diyebiliriz. 5 sene önceki evin dolar cinsiyle bugün ki dolar karşılığı aynı değil. çok fakirleştik maalesef.

not : bireysel bakıldığın da aşırı balon evler var onlar ayrı. ederi 500 olacak eve 700 yazanlar falan çok tabi.
0
avatar is back
(30.05.21)
belli muhitlerde evet. işte meselede burda başlıyor. o muhite o parayı veren çıkınca kimse de bir kuruş aşağı inmiyor.

rahip brunson - trump olayından önce ile bugünkü inşaat maliyetleri neredeyse 2 kat oynadı. bu rakama arsa fiyatı, ruhsat maliyetleri hariç.

edit: sadece demir sanırım 4 kat kadar oynadı.
0
phonex
(30.05.21)
Bazi yerlerdeki fiyatların ne maliyetlerle ne dolarla bir açıklaması yapilamaz. 2 senede 3 kat artan fiyatlardan bahsediyoruz. Balon değil, zeplin mubarek. Patlamiyor(!)
0
her giriste sifresini unutan adam
(30.05.21)
Bizim burada kira 4-6 bin, evler 1 milyon kusur.

Kira da ev fiyatlari da bu semt icin balon.
Burada oturan kimse bu paraya ev almadi, bu paraya kiraya da cikmadi. Ama istiyorlar, istemek parayla degil sonucta.

Bir keriz bulana kadar bekliyorlar, o ilani gorenler de ben salak miyim diyor ayni fiyata ilan cikiyor.
Boyle boyle semti sisirdiler, disardan goren adam da burasinin bir olayi var saniyor 1km dogusundan ayni evi 500bine alir 2bine kiraya cikar.

Istanbul'un cogu bolgesi balon, cogu da pandemi yuzunden sisti.
Dandik istanbul koylerinde evler 5 milyon oldu.

Hadi burasi istanbul bi derece anlasilir.
Ic anadoluda sacma sapan bir semte herkes deger biciyor milyon liraya kilitliyorlar.
Bakiyorsun deniz yok trafikten kurtarmiyor, zaten dumduz corak araziye sehir kurmuslar.
Varosluk desen her yer ayni.
Evin biri 100bin digeri 2 milyon, sacmalik iste.
0
divit
(30.05.21)
ingiliz 2 arkadaşım var. ikisi de istanbul'dan ev almak için bana geldi. epey bilgileri de var. sahibinden.com falan çözmüşler. kiralara bakıyorlar. semtleri biliyorlar.

onlar sterlin kazandığı için çok ucuza geliyor ev ama kira gelirine bakınca alınmaz diyorlar. onlar da bugün alıp seneye kaça satarım diyor. sterlin bazında yükselmeyeceğini düşünüp ondan da vazgeçtiler. tl olarak fiyatlar artıyor ama dövize bakınca artmıyor. e kira da kazandırmıyor.

anlayacağın geliri dövize göre ya da enflasyona göre artmamış türke göre balon var. yabancıya göre balon yok.
0
stewie
(30.05.21)
(12)

anne babanızla aranız nasıl?

abelardo
benim gibi babası ile hiç görüşmek istemeyen var mı
benim gibi babası ile hiç görüşmek istemeyen var mı
0
abelardo
(29.05.21)
annemle aram iyi de babam kadar no comment, etliye sutluye karismayan bir adam gormedim. ne desem hayirlisi diye cevap veriyor. uhasudha.
0
baldur2
(29.05.21)
babamla 3-4 senedir görüşmüyorum. annemle aram iyi.
0
stewie
(29.05.21)
Babamla aram daha iyi çünkü aynı kafa yapısındayız.

Annemle iyi geçinmeye çalışıyoruz ama iyi anlaşamayız. Bir şey paylaşmadığım için kavga etmiyoruz.
0
jazzabel
(29.05.21)
Babamla aram birkaç sene öncesine kadar çok iyiydi. O arada bir şeyler yaşadık ve biraz koptuk ama şimdi yine iyi sayılır çünkü zaten uzaktayız.

Annemle benim ya da başka bir insanın düzenli olarak iyi olma ihtimali yok çünkü gerçekten ciddi anlamda sorunlu bir insan. Aynı evde hatta aynı şehirde bile yaşamadığımız için uzaktan iyi sayılırız yine de ama aynı evde sorunsuz bir gün geçirme ihtimalimiz yok.
0
ms brownstone
(29.05.21)
Valla aram gayet iyi benimkilerle.
0
Amaranta ursula
(29.05.21)
annemle iyi ancak babamla anlaşamıyorum, sorunlu bi tip. 2-3 ayda bir görüşüyorum o yüzden sorun olmuyor
0
Pertev nail
(29.05.21)
3 ayda bir görüyorum ikisini de annemle aram biraz daha iyi babam değişik bir tip, her yanlarına gittiğimde yapma dediğim herşeyi yapmış buluyorum adam anlamak istemiyor.
0
nahtoderfahrung
(29.05.21)
Valla benim de aram iyi ikisiyle de. Öl derlerse ölmem ancak gönülleri olsun diye belli süre ölü taklidi yapabilirim, o derece.
0
j r r tolkien hayrani
(29.05.21)
İkisiyle de çok iyi, naza değmesin çok severim onları.
0
roket adam
(29.05.21)
Annemle aram iyi, babamla da iyi tutmaya çalışıyorum. Babamla çok anlaşamıyorum kafa yapımız çok farklı, tartışmaya girince kesin kavgayla sonuçlanıyor. Ben de artık pes ettim. He he evet öyle tabi yaaa diyip geçiyorum dinlemiyorum, gerginlik çıkmıyor kimsenin huzuru bozulmuyor. Sonuçta yaşlanıyorlar saçma sapan şeyler için pişmanlık duymak istemiyorum.
0
titanyum
(31.05.21)
Annemle yillardir gelgitliydik. Aylarca kus oldugumuz donemler oldu. Ozellikle din ve hayat tarzi ekseninde carpistik. Evime gelmesi yasakti. Gorusecegimiz zaman ben gidiyordum.

Babami hep dominant annemin golgesinde bir ezik olarak goruyordum. Iletisimimiz cok sinirliydi.

Babamin kanser olmasi bir suru farkindaliga sebep oldu. Aslinda onu ne kadar sevdigimi ve ornek aldigimi fark ettim. Babam oldukten sonra annemle sakinlestik, su anda farkli ulkelerdeyiz vee goruntulu konusma yapiyoruz. Konusmanin cogunu da esim yapiyor cunku annemle konustugumda hala enerjimin emildigini hissediyorum.
0
cleric
(31.05.21)
Babamı şahsen pek iplemiyorum. İplenecek bir tarafı yok çünkü. Annem ile normal.
0
put it in your appropriate place
(31.05.21)
(5)

Someone ve benzeri kelimelerin Personal pronoun karşılığı

put it in your appropriate place
İngilizce konuşurken, arada someone, somebody gibi ifadeler kullanıyorum ama cümlenin devamında illa bağlaç oluyor işte İf ya da Cause. Her seferinde he or she demeye çalışıyorum ama pek doğru gelmiyor.Doğru mudur, var mıdır doğrusu?
İngilizce konuşurken, arada someone, somebody gibi ifadeler kullanıyorum ama cümlenin devamında illa bağlaç oluyor işte İf ya da Cause. Her seferinde he or she demeye çalışıyorum ama pek doğru gelmiyor.

Doğru mudur, var mıdır doğrusu?
0
put it in your appropriate place
(28.05.21)
They their them

Bir örnek yaz istersen, bakalım.
0
stewie
(28.05.21)
"one" kullanabilirsin.

... if one does that ...
0
crucio
(28.05.21)
someone somebody dediğin kişiye they diye refer etmen doğru olmayabilir. he or shenin nesi yanlış geldi? olsa olsa uzun gelmiştir ama doğru kullanım. one/the one diyebilirsin.
0
olutaklidi
(28.05.21)
@stewie örnek

someone invites but he/she doesn't know the details.
0
🌸put it in your appropriate place
(28.05.21)
en.m.wikipedia.org

They, their, them kullanmak en doğrusu.
0
vudin
(28.05.21)
(13)

Bu ceket nasıl sizce?

rose parks
https://www.koton.com/tr/kadin-cizgili-ceket/p/9YAK52892UW73K?productPosition=44&listName=Kad%C4%B1n%20Ceket#tab-1
0
rose parks
(28.05.21)
Ben beğendim. Günlük giyimde değil de iş için güzel. Günlük için fazla ciddi.
0
himmet dayi
(28.05.21)
aman deyim, o ne. 10 üzerinden 2. nerede giyilir ki?
0
stewie
(28.05.21)
O düğme değişirse harika durur. İş veya günlük gider. İş için daha uygun.
0
Amory Lorch
(28.05.21)
ince uzun yapılıysanız ve işte giyecekseniz eh fena durmaz.
0
levybroo
(28.05.21)
Ben beğenmedim. Keten kumaş için doğru bir kesim değil bence. Kumaş spor, model değil. Ayrıca tek düğmeli bir ceket için önü fazla kapalı. Bir de bazı yerlerde kumaştaki çizgiler birbirinin üzerine oturmamış. Öyle olduğu zaman bir kıyafette, kalitesiz duruyor.
0
irene
(28.05.21)
Kötü bence.
0
j r r tolkien hayrani
(28.05.21)
Bence de kötü. O paraya çok daha güzel çekerler alınır.
0
elorelia
(28.05.21)
Doğru kombinle süper olur. Üzerine taba rengi kemerle denesene
Kolunu kıvırabilirsin
Hem iş hem günlük gideri var
0
photo85
(28.05.21)
bence gayet güzel.
0
all girls dream
(28.05.21)
erkek gözüyle yorum yapayım:

güzel ceket ancak fotoğraftaki kombin olmamış. etek veya şort her ne ise altındaki ya başka bir renk olmalı ya da başka bir tarz. ne olur bunun altına pek emin değilim ama belden aşağısını elinizle kapatıp sadece cekete bakınca gayet güzel görünüyor.
0
syozkn
(28.05.21)
Büşra Develi şekliniz varsa gider. Yoksa o kadar da güzel değil.
0
ryhmer
(28.05.21)
Kötü. Yakalar çok riskli. Geniş ve dik omuzlarınız yoksa kötü duracağını düşünüyorum.
0
Amaranta ursula
(28.05.21)
Çok iyi
0
sumeyye
(29.05.21)
(6)

Kira zam oranı

zenc
bulunduğumuz muhitte kiralar epey yukselmıs. ev sahıbı bunun ıcın %40 zam yapmak ıstıyor. boyle bır hakkı var mı? sozlesmemız yıllık yapıldı. ilk sene bıttıkten sonra yenılemedık bır daha sozlesmeyı. adamı da anlıyorum evet yenı kıracılara göre cok uyguna kalıyorum. soyle dıyım benım kıram 1400. ada
bulunduğumuz muhitte kiralar epey yukselmıs. ev sahıbı bunun ıcın %40 zam yapmak ıstıyor. boyle bır hakkı var mı? sozlesmemız yıllık yapıldı. ilk sene bıttıkten sonra yenılemedık bır daha sozlesmeyı.

adamı da anlıyorum evet yenı kıracılara göre cok uyguna kalıyorum.
soyle dıyım benım kıram 1400. adam 2000 yapmak ıstıyor. yenı bırı gırse min 2500-2800e tutulur o ev. ben 1800 yapalım dedım yok dıyor ılla 2000.
0
zenc
(27.05.21)
yıllık açıklanan kira zam tutarlarının dışına çıkamaz, çok istiyorsa dava açsın çıkarsın. o işler öyle kolay değil.
0
reanarchy
(27.05.21)
kira sözleşmesi aksini belirtmedikçe yılı dolunca otomatik yenilenir yıllık olarak, oturduğunuz yerdeki kira piyasası gerçekten öyleyse ve dava açarsa piyasa oranına kadar çekebilir diye biliyorum kirayı.
0
nahtoderfahrung
(27.05.21)
guguklusaat
(27.05.21)
sözleşmenin üzerinden kaç yıl geçti? 5 yıl geçtiyse ev sahibi kira tespit davası açabilir.
0
efx
(27.05.21)
efx +1

ilk yıl bitmeden, ikinci yıla geçmeden yani, seni çıkarabilirdi. ikinci yıla geçince artık çıkaramaz. ikinci yıla geçtikten sonra kira artışını enflasyondan fazla yapamaz. 5. yılda emsal karar aldırır isterse. ondan önce aldıramaz. 10. yıldan sonra da istediği an hadi yallah diyebilir.

benim yaşadığım bir tecrübeyle bildiklerim bunlar. tekrar bakmadım son durumda bir değişiklik varsa, bakınız.
0
stewie
(27.05.21)
Bizim evsahibi de aynı şeyi istedi. Araştırdık, hakkı yok aslında ama sözleşmede 'sözleşmenin yenilenmesinden 2 ay önce söylemek kaydıyla evden çıkarabilir' yazıyordu. İstediğini yapmazsak bu sene otururuz ama seneye çıkarır dedik. Kendimizce tarttık, düşündük. Evden çıkmak istiyor muyuz, bizim aradığımız özellikleri karşılayan buna benzer ev bulabilir miyiz, bulursak taşınma, kira masrafımız vs derken ev sahibinin istediğini vermek ağır bastı. Seve seve vereceğiz.
0
curukturpkokusu
(27.05.21)
(3)

baklagillerin bitkileri her sene ölüyprsa nasıl yaşıyorlar

ShadowOfMoon
buğday fasulye vs bunlar her sene toplanıyor ve sonrasında bitki ölüyor kuruyor. yenisi ekiliyor. nasıl bugüne gelmiş peki sürekli ölüyorsa böyle? sürekli birileri nasıl ekmiş tam anlayamadım
buğday fasulye vs bunlar her sene toplanıyor ve sonrasında bitki ölüyor kuruyor. yenisi ekiliyor. nasıl bugüne gelmiş peki sürekli ölüyorsa böyle? sürekli birileri nasıl ekmiş tam anlayamadım
0
ShadowOfMoon
(27.05.21)
tohumluk ayırıyorlar. nasıl anlayamadın. insanlık tarihinde kesinti yaşanan bir dönem mi var? dünya çapında, bu sene ekmeyelim, geçen seneden kalanı yiyelim mi diyorlar demek istiyorsun?
0
stewie
(27.05.21)
Doğanın kendi döngüsünü soruyorsun sanırım. Hayvanlar tohumları yiyip sindirmeden dışkıyla atabiliyor, tohumlar rüzgarla savrulup toprağa düşebiliyor, hayvanlar aracılığıyla başka bölgelere taşınabiliyor... vb
0
helena
(27.05.21)
kısaca sayı. yabani bitkiler için; o kadar çok miktarda tohum üretiyor ki bu bitkiler bir kısmı hayatta kalıyor. tarım açsısından bakarsak; hepsini yemiyoruz bir kısmını tohumluk olarak ayırıyoruz.

modern tarım da ise sadece tohum üretimi yapan çiftçiler veya tarım şirketleri mevcut.
0
wallets wide shut
(27.05.21)
(13)

bugün ne pişirsem? sorusunu hayattan silmek

yazar yazmaz yazan yazar
hanımlar ve beyler, yemek işini nasıl yapıyorsunuz? her gün, akşam ne yiyeceğiz ya diye düşünme işkencesinden kurtulanlar bunu nasıl başardı? haftalık veya aylık yemek listeleriniz mi var? örnek liste atarsanız çok sevinirim. bitsin artık şu iş.sorum sadece akşam yemeği içindir.
hanımlar ve beyler, yemek işini nasıl yapıyorsunuz? her gün, akşam ne yiyeceğiz ya diye düşünme işkencesinden kurtulanlar bunu nasıl başardı? haftalık veya aylık yemek listeleriniz mi var? örnek liste atarsanız çok sevinirim. bitsin artık şu iş.

sorum sadece akşam yemeği içindir.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(27.05.21)
Karı koca çalışıyoruz. Haftanın bir günü sulu bir yemek yapıyorum. Onu 3 gün yiyoruz :)
Kalan günler için fırın yemekleri, kızartma vs gibi günü kurtaracak yemekler ile geçiştiriyorum. Arada dışardan söylüyoruz. Ama ne yiyeceğimiz belli olan 3 gün haricinde, evde sürekli “Ne yiyelim?” Sorusu soruluyor.
0
hrvl
(27.05.21)
spoiler, o iş hiç bitmiyor :) evde zihinsel emek/yük denilen şey bu işte

öncelikle mevsim sebzelerini bilmek öğrenmek sonra da bunun etrafına çorba bakliyat salata meze gibi yancılar eklemek (hepsi aynı anda değil tabii ki yerine göre seçerek)

yazın taze fasulye, kabak, patlican, taze barbunya, bakla, bamya, taze bezelye pazarda en çok bulunan sebzeler, döngüyü tamamlayıp ilk yaptığın yemeğe tekrar gelince sıkılmamış oluyorsun
0
freebird5406_2
(27.05.21)
yemek.com bugun ne pisirsem bolumu var. gunun yemegini gosteriyor. begenmezsen asagi kaydirip onceki gunlere bakabilirsin.
0
buenosdias
(27.05.21)
yemek yaptıkça bir liste oluşuyor. sonra o listeden rastgele seçiyoruz.
0
roket adam
(27.05.21)
dolapta muhakkak hazır yemek bulunmalı bence.
öbür türlü öğün öğün düşünmek çok zor.

tencere/sebze yemekleri, çeşitli yahniler, güveçler, tas kebabı, salçalı biftek falan gibi sulu et yemekleri ve kıymalı mercimek, etli nohut, kuru fasulye vb. buna en uygun türler.

bunun dışında bir ya da iki çeşit zeytinyağlı dolapta olursa hayat kurtarıyor.

eğer yeniyorsa bulgur, pirinç pilavı ya da makarna da dolapta en azından 2-3 gün durabiliyor.

bunlara ek olarak mücver, patates salatası, patlıcan-biber kızartması falan gibi şeyler de çeşit oluyor.

mesela hafta sonundan bir zeytinyağlı, bir bulgur pilavı, bir et ya da tencere yemeği yapılsa hafta içi 2-3 gün rahat edersiniz.
bozulmayacak şekilde çeşitler arttırılıp azaltılabilir tabii.

seçenekler dolapta durunca onları çeşitlendirmek de kolay oluyor.
o gün bulgur pilavını ısıtırsınız ama yanına dolaptaki sebze yemeği yerine canınız istediği için tavuk yaparsınız mesela.

kendi hayat düzeninize göre bir akşam ya da hafta sonu 1-2 saati mutfakta geçirip 3-4 çeşit yaparsanız, bütün hafta yemek yükünüz hafifler.
benim yöntemim bu.

ne pişireceğiniz konusuysa tamamen zevke bağlı ama bir süre sonra tekrar ediliyor bazı şeyler mecburen.
0
blatta hiberna
(27.05.21)
her gun ayni yemegi yapmakla cozebilirsiniz. sebze turlu + pilav. turlu yapmak da en basit sey heralde. butun sebzeleri tencereye koyup, salca ve zeytinyagi ile harmanlayip, su filan eklemeden sabah kisik atese koyup aksam afiyetle yiyin.
0
bir varmis bir yokmus
(27.05.21)
freebird doğru söylüyor. O iş hiç bitmez. Ben ne yapıyorum onu paylaşabilirim.
Öncelikle genelde sebze alışverişini haftalık yapıyorum ve mevsim sebzelerini alıyorum. Ofise gittiğim zamanlarda akşamdan ertesi gün ne pişireyim diye dolabı açtığımda aslında elimde her şey hazır oluyor. Genelde hafta içi kıymlı sebze yemeği + çorba vardır akşam menüsünde, ilaveten haftada bir kısır yapıyorum bol salatalı.
Ertesi günün çorbası genelde bir önceki günün sebze yemeğinden arta kalanları bızzlatarak oluşuyor. Hafta sonu genelde fırın et yemeği / köfte patates / lazanya filan gibi daha comfort food cinsi. Şımartıyoruz kendimizi.
0
SiyamkedisiZorro
(27.05.21)
ben bu soruyu hayatımdan sildim ve inanılmaz rahatladım. düzenli ve dengeli besleneyim baskısından kurtulduğumdan beri kafam acayip rahat, zaman zaman midem aç ama kafam rahat ve bu özgürlük bile yeter. peki silip naptım? hiçbir şey. sadece bu soruyu çıkardım kafadan. yemek memek yapmıyorum. acıkınca mutfağa girip hemen bir şeyler yiyip geçiştiriyorum. kahvaltımı hiç sektirmiyorum, o fiks ve kolay zaten. işteyken öğlen de dışarıdan söylüyorum, ev yemeği veya lahmacun vs. akşam da çok aç değilsem çay kahve ile geçip gidiyor. çok acıkmışsam dondurulmuş köfte almıştım, şipşak onu yapıyorum ya da makarna veya yine kahvaltılık şeyler/sandviç vs bitti gitti. yemek yapmak ve yemek kadar külfet olarak gördüğüm bir şey daha yok. direkt zaman kaybı benim için. abur cubur ya da sağlıksız şeyler zaten tüketmiyorum. fitim, sağlığım da iyi. demek ki o kadar kasmaya gerek yokmuş. yaşasın mutfağa girmediğimiz günler!
0
levybroo
(27.05.21)
Besinlere göre düşününce kolaylaşıyor. Bir de haftalık alışveriş işi çözüyor.

Haftada bir kırmızı et, bir beyaz et, bir balık yapıyoruz. Yanına duruma göre yeşillik, sebze, patates, pilavdan birini ekliyoruz.

Geri kalan 4 günde de bakliyat - sebze yemekleri yapıyoruz. Bu noktada haftalık alışverişte alınanlar devreye giriyor, bazen de (kışsa) kurular (kuru bamya gibi). Mesela enginar - pilav, mantarlı makarna, fırında kabak mücver bu hafta yapılanlar bizim evde.

Bir gün etli bir gün etsiz şeklinde gidiyoruz kısaca, sistem daha kolay işliyor bizim için. İlk evlendiğimizde haftalık liste yapardık :)
0
gmzo
(27.05.21)
-Pazar akşamdan yapılan sulu sebze yemeği pazartesi ve salı yeniyor.
-Çarşamba ızgara ya da fırında balık (dondurucudaki stoktan)
-Perşembe tahıllı ya da yeşillikle salata (bulgur, mercimek, nohut vs önceden kiloluk haşlanıp porsiyonlara bölünüp dondurucuya atıyorum) Üstüne ton balığı ya da peynir vs
- Cuma makarna günü:)
- Cumartesi akşam dışardan :))
- Pazar akşam balık ya da tavuk ızgara

Aşırı sağlıklı ve pratik oluyor bizim için, tavsiye ederim.
Toplu alışveriş, dondurucu ve düdüklü tencere anahtar kelimeler.
0
lambada
(28.05.21)
şöyle ki; 3 makroyu(protein-karbonhidrat-yağ)dengeli şekilde almaya özen gösteriyoruz.
protein ve karbonhidrat mutlaka olmalı bol lif gerekli akşam yemeğinde. bu yüzden bir zeytinyağlı yemek yapıyorsanız mutlaka yanına protein lazım. yoğurt-tavuk ızgara-köfte(ekmeksiz) biraz da yeşillik ya da salata (sos falan uğraşmadan şipşak) yeterli.
mevsim sebzelerinden zeytinyağlı yemeği bazen fazla yaparım düdüklüde on dakika ve yanına protein değişir.
bazen bol sebzeli yumurta yaparız.
bazen de hemen ton balık yanına bol yeşillik yıkarız yanına makarna hepsini ayrı ayrı koyarız böylece makarna ertesi güne de kalmış olur=)
ayran da protein olarak idealdir özellikle yazın soğuk çorba olarak tüketiriz (buğday yerine kuskus falan da güzel oluyor)
yeşil mercimekli salata içinde her şey olduğu için yanına bir şeye de gerek yoktur ama içine ceviz falan da koyun daha zengin olur.
basit şeyler hazırlayıp buzluğa da koyabilirsiniz acil durumda lazım olur.
dışarıdan yemeği severiz ama canımız istediği için yoksa tutup her üşendiğimizde söylemeyiz.
0
windymimas
(28.05.21)
Bedeniniz neyi istiyorsa onu pişirin bu ne kadar saçma bir soru.

Bir vegan olarak okdr az secenekle ben bile sıkılmıyorum.
0
mobydick
(28.05.21)
(7)

Ekip yönetimi

kondansator
Ekip yönetimi, yöneticilik konuları doğuştan gelen bir yetenek midir? Bu konuda insan kendisini nasıl geliştirebilir sizce?
Ekip yönetimi, yöneticilik konuları doğuştan gelen bir yetenek midir? Bu konuda insan kendisini nasıl geliştirebilir sizce?
0
kondansator
(26.05.21)
Ayni sorulari sordum ilk müdür olunca. Ilk olarak kendi mudurlerimden cok akil aldim.
Ek olarak kitaplar okudum biraz. Su sıralar sevdiğim kitaplardan biri extreme ownership.
Bir de en önemlisi hatalarindan ders alip devam etmek. Hata kesinlikle olacak yani.

Doğuştan gelen liderlik vs olabilir ama her liderlik her yerde ise yarayacak diye bir olay yok. Misal askerdeki liderlik gibi ekip yönetmeye calisamazsin yani.
Bence kesinlikle insanin kendisini gelistirebilecegi bir olay.

Eğer çalıştığınız yerde falan mentor diyebileceginiz kisiler varsa daha kolay oluyor. Çok kez müdürüm şöyle birşey var sence nasil yaklasmaliyim/cevap vermeliyim diye gidiyorum.
0
logisticsmanager
(26.05.21)
Doğuştan değil de yaşam tecrübesi sonucu edinilen ciddi tecrübeler var ancak insan kendini geliştirebilir tabii. Gözlem yeteneğin iyiyse, özel sektörde ciddi vakit geçirdiysen, seninle ilgili olmasa bile olaylardan ders çıkarabildiysen ve sosyal zekanı geliştirebildiysen bence gayet de olur.
0
roket adam
(27.05.21)
Yöneticinin ilk 90 günü
Etkili insanların yedi aliskanligi
Bir de David Anderson nün kanban kitaplarını tavsiye ederim
0
seyyar satıcı
(27.05.21)
Liderlik eğitimleri var. Almanya’ya gidip aldım. Adamlar formüle etmiş olayı. Nasıl geri bildirim verilir, nasıl hayır denir, nasıl toplantı yönetilir, nasıl itirazlar cevaplanır, onlarca konu, madde madde. İnanılmaz etkisi oldu bende. Koçluk da aldım. O da kendimi tanımamda etkili oldu. Türkiye’den eğitim, koçluk alacaksanız Baltaş grubu tavsiye ederim. Solaunitas da olur. Yurtdışında Krauthammer.
0
stewie
(27.05.21)
yoneticilik dogustan gelmez; ama kisi lider karakterli olabilir. bunu egitimle torpuleyip is dunyasina aktaranlar cok daha basarili olur. 16personalities testi var internette ona bakabilirsiniz.
0
buenosdias
(27.05.21)
Bu arada udemyde koçluk eğitimleri var uyguna
0
seyyar satıcı
(27.05.21)
nasıl alfalar varsa liderlik vasfı sadsa olanlar da var

"insan kendisini nasıl geliştirebilir" dediğin kısım zaten
doğuştan dediğin insanlar bu işi 0-ergenlik-25 arası yapıp üstüne koyuyor

bizim gibiler sonradan yavaş yavaş

diğer konu
biyolojik: zeka, hafıza, fizik ne kadar iyiyse o kadar kolay olur
0
bir soru sorcam
(27.05.21)
(27)

Anneniz/babanız/eşiniz bir ayda sizin 30-40 katınız para kazansa

ms brownstone
Ve size keyfinize bakmanızı, çalışmanıza gerek olmadığını söylese yine de çalışır mıydınız? Yoksa başkasından para almayı kabul edip işinizden ayrılır mıydınız? Bu soru silinecek muhtemelen ama fikirlerinizi merak ediyorum. İstifa ederim diyenler hayatlarına nasıl ve ne yaparak devam ederlerdi onu d
Ve size keyfinize bakmanızı, çalışmanıza gerek olmadığını söylese yine de çalışır mıydınız? Yoksa başkasından para almayı kabul edip işinizden ayrılır mıydınız?

Bu soru silinecek muhtemelen ama fikirlerinizi merak ediyorum. İstifa ederim diyenler hayatlarına nasıl ve ne yaparak devam ederlerdi onu da yazarlarsa iyi olur.
0
ms brownstone
(26.05.21)
Maddi olarak başkasına bağımlı olmayı asla istemem. Ne kadar yakınım olursa olsun, ne kadar fazla kazanırsa kazansın maddi bağımsızlığım çok önemli.

Yaptığım işi seviyorum. Sevmiyor olsam, söz konusu kişi istediğim işi yapmam için sermaye sağlasa, mevcut işimi bırakıp ona geçebilirim. Ama maddi olarak bağımlı hale gelmeyi asla kabul etmem.
0
gmzo
(26.05.21)
Birden derlerse 'hayirdir ne is' derim. Oyle bir anda bu kadar gelen aylik para kuskulandirir beni. Yok hep oyle oldugunu varsayiyorsak da ben yine de kendimi garantiye almaya calisirdim. Yani tamam, aylik bana bir miktar veriyorlardir da bu hep boyle mi gidecek? 5-10 sene sonra pasa gonulleri oyle istedigi icin vermeyi kesseler ben ne yapacam?

O yuzden direkt onlara bel baglamam.
0
j r r tolkien hayrani
(26.05.21)
Çalışırdım. Ya da Bana müstakil ev yapacak kadar para ver ben yolumu bulurum derdim. İşi bırakır mıydım bilmiyorum.

Uzun vadeli sürekli para almak, maaşa bağlanmak gibi şeyler kabul edilmez şeylerdir. Tek seferde büyük para koparıp yoluna bakmak en doğrusudur. Benzeri bi durumda olduğum oldu iyi bilirim o psikolojiyi
0
avatar is back
(26.05.21)
Keyif alacağım işte çalışırdım ya da kendim bir şeyler yapmaya çalışırdım. Şu andakinden daha cesaretli davranırdım herhalde.
0
jazzabel
(26.05.21)
Master+doktora+post doc yaparım sonra çalışırım. Bana burs verilmiş gibi olur.

Bunları yapmaktan vazgeçersem de işten çıkmam. Ne münasebet ben evcil hayvan gibi bakılma fikrinden hoşlanmıyorum.

Bi sıkıntısı yoksa insan neden çalışmayıp eş eline baksın ki.
0
tessera
(26.05.21)
Çalışmam, vaktimi yeteri kadar kiraladım zaten patrona bundan sonra kendim için kullanırım. 30-40 kat diyoruz ağabeyler uyanın, asgari ücret bile kazansanız deli para yapıyor ki burada en düşük maaş alan min 20 bin dolar kazanıyor. Ne çalışıcam
0
paramolacak
(26.05.21)
Okul üstüne okul okurdum agahshs bu da nasıl tanımlamaksa :)
0
somethinginthewayshemoves
(26.05.21)
Hobi olarak yapabileceğim az buçuk da para kazanalabileceğim bir işi yapardım. Atölye açardım mesela.
0
olaylar olaylar
(26.05.21)
Okula falan imkani yok donmem.

Calismaya devam ederim, cok daha fazla risk alirim totom rahatta oldugu icin. Bende ayni seviyeye gelmeye calisirim. En kotu batarim, sifirdan tekrar baslarim.
0
cooperr
(26.05.21)
30-40 katı kazanıyorsa, babam rahmi koç herhalde. çalışmam, dünyayı gezerdim. ayda bir babacım para bitti, para gönder derdim. o da göndermez, gir bir işe çalış derdi. koç ailesi böyle, geleneklerine bağlı. tamam, o zaman güler sabancı olsun. o iyi.
0
stewie
(26.05.21)
Annem veya babamsa çalışmam ama eşimse çalışırım. Ne olur ne olmaz :)
0
Gradient_tabanlı_mor
(26.05.21)
Çalışırdım ama aynı işte çalışmazdım, daha fazla risk alabileceğim işlere girişirdim. Kendimi tatmin etmek üzere yani, kafama göre merak ettiğim işler kurardım.
0
roket adam
(26.05.21)
30-40 kattan bahsediyoruz, 3-4 kattan değil. 30-40 kata çalışılmaz.
0
sanal uyku
(26.05.21)
kendimi çok yormayacak şekilde bir yardım kuruluşunda çalışırdım.
0
rose parks
(26.05.21)
çalışırım ama hobi olarak. kazandığım parayı da ölümüne ezmek için kazanırım. yani başkasından aldığım parayı borsaya bitcoine gömemem ama kendi kazandığım kısmı gömerim.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(26.05.21)
anne baba ayrı eş ayrı, eş olayı sıkıntı, para üzerinden bi süre sonra hakimiyet kurma olayı başlar, kim olursa olsun başlar, beklentiler değişir. iş çirkinleşir yani. yorumlardaki bi tavsiyeye +1; her ihtimalde daha az kazanacağım daha rahat bi işe geçerdim.
0
sipsiyah
(26.05.21)
Çalışmazdım. Asla. Kat'a. Son derece erkek ve mağrur halimle söylüyorum bunu. Mutlaka bir iş kurar, ne yapar eder hayatıma bir başkası adına çalışmayacak şekilde devam ederdim. Her yeni yaşımda dünyaya sadece bir kez geldiğimi iliklerime kadar daha çok hissediyorum. Ne iş yaptığın, kime çalıştığın, üretkenlik anlamında ortaya koyduğun bu gerçeği ne yoğunlukta hissedeceğini direkt olarak etkiler ama nihayetinde şu masada her gün ömrümün 8 saatini benimle hiçbir alakası olmayan şeylerle geçirmenin anlamsızlığı değişmiyor. Hatta "işini seviyor olmak" söylemi bile dünyadaki varlığıma, bağımsız ve hür oluşuma ihanet gibi geliyor. İşini sevmeyen, nefret eden birinin sitemi gibi görünmesin söylediklerim. Yeterince boş vaktim var, işim kolay.

ek : anne/baba durumu için bu yazdığım.
0
IncredibleMau
(27.05.21)
legal şekilde kazandığını varsayıyorum.

evli olduğum senaryoda, anne babam dese kabul etmem

eşim derse çalışmaya devam edebilirdim ya da işi tamamen bırakmak yerine daha şahsi bir çalışma düzeni oluşturabilirdim. üretiyor/para kazanıyor olmayı sonlandırmanın bünyeye iyi geleceğini düşünmüyorum.

ya da gider para yuzunden alamadığım eğitimleri alır, yurtdısında yüksek vs yapardım.
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(27.05.21)
Niye calisayim ya salak miyim milletle deadlinelarla sinir stresle ugrasmaya devam edeyim. Isten ayrilim gider gezerim, seramik atolyesi falan açar takilirim. Patronlara kolelik yapacagima sevdigim bir seylere harcarim enerji ve vaktimi, bunun sonucunda gene gelir getirecek bi is yapiyor olsam bile elaleme para kazandirmak icin kendi hayatimdan verdigim bir is olmaz en azından.
0
passive aggressive
(27.05.21)
ben iyice düşündüm taşındım, başkası için çalışmaya asla devam etmem. çalışmana gerek yok dese annem/eşim/babam o saniye patronumu arar kusura bakma ben artık çalışmak istemiyorum derim. gerçekten şu hayattan beklentim sıfıra çok yakın, dolayısıyla sadece beni mutlu edecek şeyler yaparım. giderim bir barınakta part-time gönüllü olurum, aşçılık kursuna yazılırım, resim yaparım, ne bileyim normalde mesai saatleri olacak saatlerde gider ormanda ağaca kuşa bakarım.

böyle bir fırsat verilse beni tatmin ettiği sürece bu fırsatı kullanırım, tatmin etmediği noktada da kendi yoluma odaklanırım. çalışmak istesem iş bulur çalışırım, bir işten istifa etmek sonsuza kadar işsiz kalacağım anlamına gelmiyor ki. teklifi niye kabul etmiyim, teklif müthiş, keşke olsa.
0
evde liyakat kalmamis
(27.05.21)
sabahtan öğlene kadar çalışırdım, sonrasında da hobilerime zaman ayırırdım bolca gezerdim
yarın diyet olarak karşıma bişi çıkması söz konusuysa iş değişir
0
firemanjonny
(27.05.21)
bu imkanlarla daha rahat riske girer dener kazanmaya çalışırdım tutturursan zaten sen de kazanan biri olursun
0
seyyar satıcı
(27.05.21)
ben bunu yaşıyorum. babam da eşim de benim yıllık kazanacağım parayı bir ayda kazanıyor.
işimi çok seviyorum, gelirimle kendim kısa sürede alamayacağım evimi arabamı babam almıştı, kazandığım parayı yalnızca kendi gezmeme, ev geçindirmeme harcıyordum.
evlendikten sonra da durum değişmedi. senin paran benim param meselesi olmadı. gerek büyüdüğüm ailede, gerek kurduğum ailede senin paran benim param meselesi yoktu. illa kendi yaptığın işten kazanmaksa para, şu an yaptığım meslekte ilerledikçe zaten kazancım artacak. belli olan bir durum bu.
ama benim yaşam tarzımda bir değişiklik olmadı.
hep üretimin içinde olan bir insandım, hala daha öyleyim, öyle olmaya da devam edeceğim.
yalnızca hayat standardım olduğu seviyeyi hiç değiştirmedi. büyüdüğüm evde nasıl yaşadıysam, tek başıma yaşarken de öyleydim, evlendikten sonra da aynı şekilde olmaya devam ettim.

istifa etsem tüm gün evde ne yapacağım? yerine dolduracak bir şeyler bulsam, belki yaptığım iş fazla yorarsa veya devlet yerine özelin bana daha avantajlı olacağı bir seçeneğim olursa belki istifayı düşünürüm ama yine çalışmak için işimi bırakmış olurum. bu da pek bir değişiklik yapmıyor zaten. :)

üretmeyen, sabah uyandığında bir amacı olmayan bir insan bir süre sonra sıkılır, saracak bir yer arar. o nedenle bir amaç lazım, kimininkisi çalışma olur, kimininkisi sabahları spor salonu, sauna, alışveriş vs olur.
hayat amacı lazım.
0
ananotherlife
(27.05.21)
calistigim iste mutlu olsaydim sanirim devam ederdim ama ayrildim. esimin maasi benim 4-5 katim. gerci kendisi de ayrildi isten mutlu olmadigi icin. simdi ikimiz de issiz ve mutluyuz :)
0
bir varmis bir yokmus
(27.05.21)
anne, babam derse kabul etmem; ancak eşim, gel evinin erkeği ol. parayı dert etme, ben sana veririm derse, ev erkeği olmayı kabul etmem 1,04314 nano saniye sürer!
0
pangea
(27.05.21)
Valla emekliliğim gelmiş zaten. Keşke dese eşim böyle bir şey. Öyle rahat ederim ki muhtemelen bu rahatlıkla daha fazla iş fırsatı çıkar karşıma.
0
SiyamkedisiZorro
(27.05.21)
Bu durumun 2 olumsuz tarafı var;

1-Bağımlı oluyorsun
2-Belirsizlik, 5 sene 10 sene sonra ortada kalma ihtimalin var

Böyle bir imkanım varsa, bununla yaşamak değil de bunu kullanıp kendi yolumu bulmak isterim.
0
alfred
(27.05.21)
(3)

Film tavsiye

anatomik
Edit: Netflix ya da Amazon olması gerekiyor filmin.Yine bir film arayışına düştük. El atabilirseniz pek makbule geçer.Bilimkurgu olabilir.Mantık sınırlarını zorlamayacak düzeyde aksiyon filmi olabilir.Fazla dram içermeyen, merak uyandırıcı, ters köşe filmler de olabilir.Komedi/taşlama da olabilir.As
Edit: Netflix ya da Amazon olması gerekiyor filmin.

Yine bir film arayışına düştük. El atabilirseniz pek makbule geçer.

Bilimkurgu olabilir.
Mantık sınırlarını zorlamayacak düzeyde aksiyon filmi olabilir.
Fazla dram içermeyen, merak uyandırıcı, ters köşe filmler de olabilir.
Komedi/taşlama da olabilir.

Aslında skala çok geniş.
0
anatomik
(26.05.21)
amazon prime'da without remorse. jack ryan ile alakalı dediler ama ben alakasını göremedim. aynı evrendeymiş. iyi peki, dedim.
0
stewie
(26.05.21)
popüler olanları taradığını varsayarak time crimes diyorum. bütçesi düşük ama kurgusu güzel bir film. konusunu anlatmayayım ama hiç bir özel efekt içermeyen bilim kurgu diyeyim. ispanyol filmidir. orijinal ismi Los cronocrímenes dir. o şekilde de aratabilirsiniz. youtube dahil her yerde var zaten.
0
syozkn
(26.05.21)
Oxygen - netflix
Vast of the night - amazon
0
freebird5406_2
(26.05.21)
(9)

Paradan 0 Atmak

anten
Saçma bir soru ama arkadaşla geyik yaparken meraklandık. Şu an Türkiye paradan tekrar 0 atsa ne olur?Dolar 0,8 tl yani. İktisadi olarak ne sonuçları olur bunun?
Saçma bir soru ama arkadaşla geyik yaparken meraklandık. Şu an Türkiye paradan tekrar 0 atsa ne olur?

Dolar 0,8 tl yani. İktisadi olarak ne sonuçları olur bunun?
0
anten
(26.05.21)
Bir yere yazarken bi tane 0 eksik yazarız. Ekonomik anlamda değişen bir şey olmaz. Paradan sıfır atıp maaşları sabit tutacaklarsa o zaman konuşalım farkları.
0
himmet dayi
(26.05.21)
hicbir etkisi olmaz. paradan sifir atinca paranin degeri artmadigi gibi sifir eklenince de paranin degeri dusmez. sifir atilinca butun fiyatlardan da sifir dusecek. sonuc ayni. 1$ 100 japon yeni. simdi japon yeni TL'den degersiz mi? onemli olan birim para ile ne yapabildigin(birim para ile kac ekmek aliyorsun, kiraya kac birim para veriyorsun vs)

2003te ekonomik stabilite olustugunda ve enflasyon kontrol altina alindiginda 6 sifir atmak, gunluk hayatta kolaylik icin mantikliydi. insanlar milyonla milyarla ugrasmaktan kurtuldu. onun disinda ekonomik olarak bir artisi/eksisi olmadi
0
crucio
(26.05.21)
peki değer artışı neden etkilemiyor

mesela dolar
1990'da- 2000 e.lira
2000'de 600.0000 e.lira
2010'da 1.5(00.000)
2021'de 8.5(00.000)

alım gücünde birebir matematiksel oranda bir fark yaşamıyoruz
bu neden kaynaklanıyor
0
bir soru sorcam
(26.05.21)
enflasyonu çok az da olsa olumlu yönde etkiliyor.
0
stewie
(26.05.21)
Tüm banknotları iki sefer yenilemek lazım. + YTL gibi yine bir para birimi çıkacağından, tüm bilgisayar programlarında vs. güncelleme yapmak lazım.

6 sıfır için mantıklı ama bir SIFIR için, astarı yüzünden pahalıya gelir.

Doların yükselmesi ve TL'nin düşmesi noktasında ise, hiç bir faydası olmaz.


.
0
kartallar yuksek ucar
(26.05.21)
15 lira olan yumurta 150 lira olur sanirim
0
m orak
(26.05.21)
İktisadi hiç bir sonuç olmaz, örnek verelim;

Maaşım 8500 TL, dolar 8,5 TL, benzin 8,5 TL (attım, hesap kolaylığı için yuvarladım)

Maaşımla 1000 dolar alabiliyorum, veya 1000 litre benzin.

Bir sıfır attık paradan, dolar 0,85 TL oldu;

Maaşım 850 TL, dolar 0,85 TL, benzin 0,85 TL.

Alım gücüm değişmedi, yine 1000 litre benzin ya da 1000 dolar alabiliyorum.

Benzin yerine her türlü ürün fiyatını koyabiliriz.
0
John Bloor
(26.05.21)
Milyar dolarlik yazilim masrafi cikarir, oyle bir sey yapsinlar meslegi birakirim. Hala gecmis kodlarin icinde 2 tane para birimi(try,trl) kontrolu var bir ucuncuyu kaldiramayiz.
0
divit
(26.05.21)
Bir onceki 6 tane sifir atma muhabbeti oldugunda enflasyon goreceli olarak kontrol altina alinmis ve bir daha yukselmesinin dusuk bir olasilik olduguna inanilmisti. Oyle olunca kalabalik yapan sifirlardan kurtulmanin yani sira piyasaya moral de verilmis oldu.

Halihazirda yuksek enflasyon devam ederken zirt pirt para birimi degistirmek ters teper, enflasyonu daha da azdirir ve gereksiz masraf cikarir.
0
cleric
(26.05.21)
(10)

Oto Cam suyuna deterjan veya sabun koysak ne olur?

etna
Oto cam suyundan bahsediyorum. Çünkü sinek ve kelebek zamanı bazen yolu göremiyorum.
Oto cam suyundan bahsediyorum. Çünkü sinek ve kelebek zamanı bazen yolu göremiyorum.
0
etna
(26.05.21)
Sudan daha yoğun bir şey olur ise silecek suyu püskürtme memeleri tıkanır muhtemelen. çok çok ince bir su çıkışı var zaten. Oradan sıvı sabun çıkması zor. Su yoğunluğunda deterjan olursa belki olabilir ama zaten özel cam suları var. o yüzden böyle maceralara girmeye gerek yok.

www.trendyol.com
0
himmet dayi
(26.05.21)
konsantre sular var, onlardan al. 5 litre suya koyuyorsun. İhtiyacın olduğunda cam suyunu kendin yaparsın.
0
stewie
(26.05.21)
ben shell'de satılan silecek sularından kullanıyorum sadece, çok iyi temizlik konusunda. silecek motoruna zarar vermemesi için kafana göre karışım yapma derim, pahalıya patlayabilir.
0
roket adam
(26.05.21)
Camda iz yapabilir. Benzincilerde ya da marketlerde cam suyu satılır. Mevsime göre yoğunlukları vb farklılık gösterebiliyor o yüzden yazlık ve kışlık cam suyu diye satılır. pahalı da değiller bence hiç uğraşmayın alın bir benzinciden:)
0
anten
(26.05.21)
Senelerce çeşme suyu + bimdeki ucuz sıvı sabun kombinasyonunu kullandım. Camı pırıl pırıl yapıyor ama etrafı yine kireçten lekeleniyor sürekli. onun haricinde bir sıkıntı olmadı.

Yine de en doğrusu arkadaşların da dediği gibi hazır silecek suları.
0
the kene
(26.05.21)
Çeşme suyu ve 1 damla pril karıştırıyorum 10 yıldan fazladır. Para verme böyle şeylere derim.
0
yuyu
(26.05.21)
Yillrdir musluk suyu ve bir miktar bulasik deterjani koyarim. Cami pirirl piril yapiyor tikanma olmadi

Dibe cokmesin diyorsaniz 1,5 lt pet icine bir yemek kasigi kdar bul det. Koyup iyice calkalayin suda iyice cozumdun. O sekilde koyun
0
exlibris
(26.05.21)
Cam sil döküyorum bir miktar. Üstünü du ile tamamlıyorum.!
0
jamiro
(26.05.21)
silecekleri bozuyor o karışımlar çabuk erimelerine yol açıyor.
şu süper bir ürün

www.hepsiburada.com
0
jamswety
(26.05.21)
deterjan ve sabun silecek dışında, kaportaya da zarar verir eğer üzerinde koruma varsa.

ben hep sonax'ın konsantre suyunu kullanırım. silecek deponuz ne kadarsa o kadar suyu kaynatıp bir süre bekletin sonra yazılan oranda su ile karıştırıp hazneye dökün.
0
false pretension
(26.05.21)
(5)

Bir kaç saat gidip gezmelik park vs

avatar is back
İstanbul için. İsfanbul’u ilk kez duydum da çok pahalı diye vazgeçtik. 3-4 kişi gidip bi tur atalım gezelim istedik öğleden sonra bir kaç saat boşlukta. Gerçi baktım da isfanbul temaprk fena değil gibi. Yine de parasını verip gidip eğlenmeye mi baksak? Esenler otogarı/forum istanbul civarına araçla
İstanbul için.

İsfanbul’u ilk kez duydum da çok pahalı diye vazgeçtik. 3-4 kişi gidip bi tur atalım gezelim istedik öğleden sonra bir kaç saat boşlukta.

Gerçi baktım da isfanbul temaprk fena değil gibi. Yine de parasını verip gidip eğlenmeye mi baksak? Esenler otogarı/forum istanbul civarına araçla 20-25 dk max olsun da gideriz her yere
0
avatar is back
(26.05.21)
İstanful kapalı değil mi? Belgrad Ormanı olabilir.
0
stewie
(26.05.21)
gulhane
0
dokunmakalbime
(26.05.21)
Kemerburgaz kent ormanı'na gidin. hem gezebilirsiniz hem de çeşitli aktiviteler var (çoğu çocuklar için) takılırsınız. bisiklet kiralayıp dolaşabilirsiniz mesela.
0
vampir akrep
(26.05.21)
arboretum
0
2oda1salon
(27.05.21)
ulus parkı güzel.
0
pazar gunu seni kilisede goremedim john
(27.05.21)
(14)

Evde tek başına yaşayanlar

heathen
Gece eve hırsız girmesi ve geceleyin doğalgaz kaçağıyla zehirlenip ölme korkunuz olsa / varsa nasıl atlatırsınız / atlattınız?
Gece eve hırsız girmesi ve geceleyin doğalgaz kaçağıyla zehirlenip ölme korkunuz olsa / varsa nasıl atlatırsınız / atlattınız?
0
heathen
(26.05.21)
pencereleri her zaman küçük aralık bırakırım
kapıyı altlı üstlü kitlerim. hırsızlar kilitsiz kapı arar..
0
heeresgruppe
(26.05.21)
evde doğalgaz yok ama olsa sensör alırdım.
zemin katta yaşamadığım için tek risk ana kapı. o da kilitli olunca güvende hissetmem için yeterli. yetmiyorsa alarm taktırırdım (ses alarmı)
0
sttc
(26.05.21)
güvenlikli site, merkezi sistem yerden ısıtma çözüm.

Korkum, ölürsem komşulara koku bile gitmez, ev sahibi kira yatmayınca cesedi bulur herhalde :) bunun için de evlenip çoluk çocuk yapayım diyorum, nasıl fikir? Gömecek biri olur en azından.
0
stewie
(26.05.21)
Valla ben zamanında üst katta tıkırtı duymuştum, kedi herhalde dedim. Meğer hırsız girmiş çatıdan, laptopu falan götürmüş sdfjgh korkum falan yok ama yine de hareket sensoru koydum.

Harekete duyarlı kamera, gaz algılayıcı, deprem algılayıcı, su ve nem algılayıcı vs vs bir ton sensor var koyabilirsiniz. Sizin yerinize ses çıkartır ve önceden bilmiş olursunuz. Bence bu sizi biraz rahatlatır.
0
ananiyimioguz
(26.05.21)
ev kaçıncı katta? eğer dışarıdan pencere veya balkondan girmek mümkünse evi değiştirirdim kesinlikle. eğer tek yol kapıysa, kapının ve kilidin güçlü olduğundan emin olurdum. ayrıca kapıya bir alarm, mümkünse hareket sensörlü bir kamera.

doğalgaz içinse yine bir alarm ve kombinin olduğu yerdeki havalandırmanın açık olduğundan emin olmak gerek. ayrıca yeni nesil ocaklarda açık kaldığında eğer yanmıyorsa otomatik kapanıyor. böyle bir güvenlik özelliği yoksa ocağı da değiştirirdim.
0
reanarchy
(26.05.21)
Geceleyin eve hırsız girmesi korkusu sebebiyle yatak başucumda babamın üniversiteye ilk başladığım ve başka bir şehre gittiğim zaman verdiği küçük çanta boy biber gazı + rahmetli dedemden yadigar küçük bir çakı ile yatıyorum 2-3 senedir :) Bana tuhaf bir koruma ve güven hissi veriyor, inşallah kullanmama hiç gerek kalmaz...

Doğalgaz konusu ya nasip :)
0
silverleaf
(26.05.21)
Normalde bu tür endişeleri çok düşünmüyorum çünkü düşündükçe artıyor bence. Cahillik rahatlık mantığı diyeyim :)
Ama bir ara 4.kat balkon kapısını gece açık bırakınca acaba biri girer mi diye endişelenmiştim. Hatta gece daha yatmadan açık kaldığında, yatarken değil. Psikolojik muhtemelen. Çünkü daha öncesinde ikinci kat pencere için hiç aklıma bile gelmemişti güvensizlik duygusu. Üstelik yabancı şehir kırsal denebilecek bölgeydi.
Benim korumam ayetül kürsi, felak, nas. Gece yatmadan okurum, evden çıkarken de ayetül kürsi okurum.
0
epitaf
(26.05.21)
zamanında tek yaşadım, o yüzden güvenlikli bir yer tutmuştum. doğalgaz eve kadar zaten gelmiyor, yangın duman için sitenin kendi sensörü var. artı olarak yangın tüpü de tutuyorum evde. bir arkadaşımın evine girdiler sonra baya bi stres yaşadı, alarm falan taktırdı kendince. bence ciddi ve haklı bir kaygı bu, o yüzden gerekli önlemleri almak lazım. özellikle hırsızlık istanbulda büyük sıkıntı.
0
roket adam
(26.05.21)
Doğalgaza gelene kadar...
O türlü şeyler için kaderci bir yapım var. Çok seyahat ettiğim dönemlerden birinde uçakta tirbülans vs yaşamıştım. O arada bir rahatlık geldi. Ölüm bir gerçek. Olacaksa da olur gibi. Ama hırsız girmesi korkusunu bir süre yaşadım. Eskiden 3. katta otururduk, bir ara 1. katta oturdum. Hakikaten bana göre değil. Uykusuz geçti gecelerim. En ufak bir seste bütün evi gezerdim ne var diye. Şimdi yüksek katta oturuyoruz. Bu arada sadece bu evde hırsızlık olayını yaşadık, ondan sonra da kapıları güçlendirip alarm taktık. Şimdi rahatım.
Diğer her türlü şey için ayetel kürsi, felak nas +1
0
SiyamkedisiZorro
(26.05.21)
hırsız için eve ufak da olsa bir köpek edinilebilir.
0
silver apple
(26.05.21)
Güvenlikli bir siteye geçebilirsin. Doğalgaz sensörü kullanabilirsin. Bu tür korkularım hiç olmadı ama korkana da kafaya takma demek anlamsız olur.
0
arnold schwarzeneger
(26.05.21)
doğalgaz alarmı ve kablosuz bir hırsız alarmı. ancak sorun bence sizin kaygı bozukluğunuz hırsızı, doğalgazı çözsen ya deprem olursa korkusu başlayacak. bunu da ancak psikolog/psikiyatr çözebilir.
0
orpheus
(26.05.21)
Gece uyumadan önce odaları son bir kez dolanıyorum, aldığım başka bir önlem yok.
0
ruhen hastayim ben
(26.05.21)
Yalnız yaşıyorum.

Bir gece uyandığımda hırsızla göz göze geldim. Ben ne olduğunu algılayana kadar kaçıp gitti. Salondaki laptop ve telefonumu götürmüştü.

O günden sonra huzurlu uyuyamaz oldum.

Sonra şu sistemi alıp kurdum. Huzurlu uyumaya başladım.

www.hepsiburada.com

O zamanlar bu kadar pahalı değildi :)
0
Mirket
(26.05.21)
(10)

aylık internet kullanımınız kaç gb (evden bahsediyorum telefon değil)

stanhiver
İnternet bağlatıcam da, kotalı 250 düşünüyorum. Yeter mi diye anlamak için soruyorum. Tek yaşıyorum. Çok nadiren torrent veya oyun indiririm. Çok bir şey izlediğim söylenemez. Yeter gibi hissediyorum ama emin olmak istedim. Sizin internet kullanımınız nasıl evde? Neler yapıyorsunuz internetle ve kaç
İnternet bağlatıcam da, kotalı 250 düşünüyorum. Yeter mi diye anlamak için soruyorum. Tek yaşıyorum. Çok nadiren torrent veya oyun indiririm. Çok bir şey izlediğim söylenemez. Yeter gibi hissediyorum ama emin olmak istedim. Sizin internet kullanımınız nasıl evde? Neler yapıyorsunuz internetle ve kaç kişisiniz? 5-6 cevap gelse bir fikrim olur diye düşünüyorum.
0
stanhiver
(25.05.21)
300-500 gb arası. 4 kişi kullanıyoruz.

Netflix, YouTube 1080p, vb:)
0
hayirsiz
(25.05.21)
Ben tek yaşarken devamlı pc başında olmama rağmen 150-200 bandını aşmıyordum çok fazla. Akşamları film/dizi izliyordum. Youtube, instagram kullanıyordum.

Yeterli olur iptv falan yoksa.
0
westblack
(25.05.21)
Oyun indirme durumunuz yoksa yeter, yetmesi lazım :D
0
atom karincanin torunu
(25.05.21)
200-250

sık sık dizi + evden ofis bağlantısı
0
biseysorucam
(25.05.21)
Konsola ve torrent'e sararsam 1500gb olduğu da oluyor çünkü sürekli indirip oyun deniyorum.

Sarmazsam ortalama 200-500gb arası.
0
ananiyimioguz
(25.05.21)
Yaklaşık 300 GB kullanıyorum ama çok flac müzik dinliyorum
0
Tam1Hi0n3
(25.05.21)
son 1 ayda 1345 gb. ben de şaşırdım. eskiden 200-300 gb olurdu. bu sadece ev bilgisayarı kullanımı. telefon ve iş bilgisayarının kullanımı yok. Herhalde netflix, amazon bu kadar çekiyor.
0
stewie
(26.05.21)
tek kişi, 200gb civarı. oyun vs. indirmiyorum pek.
0
lalu
(26.05.21)
baal
(26.05.21)
250 değil de 500 almaya karar verdim cevaplar üzerine. 10 lira fark için değmez her ay sınırı geçiyor muyum düşüncesi falan. 500 her türlü yeter anladığım kadarıyla.
0
🌸stanhiver
(26.05.21)
(2)

Birikimli Hayat Sigortası

spacevan
Bunu yaptıran var mı aranızda, döviz bazlı yaptırmayı düşünüyorum, primin vergiden düşeceğini söylüyorlar ama anlamadığım şey var ben maaşımın hangi vergi diliminde olduğunu anlamadım, internette 24 k ya kadar 1. vergi dilimi diyor bu aylık mı yoksa yıllık değer mi? Bir de sizce mantıklı mıdır? Ne d
Bunu yaptıran var mı aranızda,
döviz bazlı yaptırmayı düşünüyorum, primin vergiden düşeceğini söylüyorlar ama anlamadığım şey var ben maaşımın hangi vergi diliminde olduğunu anlamadım, internette 24 k ya kadar 1. vergi dilimi diyor bu aylık mı yoksa yıllık değer mi?
Bir de sizce mantıklı mıdır? Ne düşünüyorsunuz bunun hakkında
Haliahzırda Bes var bir de bunu ekleyeyim mi?
0
spacevan
(25.05.21)
Yaptır, mantıklı.

Ücretli çalışansanız; kendiniz, eşiniz ve küçük çocuklarınızın birikimli hayat sigortası poliçeleri için ödediğiniz primlerin %50'sini vergi indiriminde kullanabilirsiniz.

Belli bir yaşa kadar ölmezsen ödediğin dolar bazında primleri iade ediyorlar. Ölürsen de ciddi bir para ödüyorlar.

Bahsedilen kümülatif vergi matrahı.

Her ayın brüt ücretinden sigorta primi düşüldükten sonraki tutar gelir vergisi matrahı. Bu aylık gelir vergisi matrahları üst üste ekleniyor ve kümülatif vergi matrahı oluşuyor. Bu kvm vergi dilimini gösteriyor.
0
stewie
(25.05.21)
BES falan hikaye bunun yanında.
Bir iki noktaya dikkat et. Cayma durumunda çok yüksek kesintisi oluyor, yani asla caymayacaksan ve ödeme sıkıntı olmayacaksa gir.
bir de en son geri ödemeyi sana yaparken vergi kesintisi olacak mı onu sor (aegonda olmuyor, kendileri ödüyor mesela)
vergi dilimi brüt gelir toplanarak elde ediliyor, bordronda yazar, ocak ayında yüzde 15 ten başlar, maaşına göre mart-nisanda %20 ye çıkar, maaşın yüksekse haziran temmuzda 27 olur vsvs
0
alicandan
(26.05.21)
(2)

iş analisti maaşı?

mattiadestro
arkadaşlar iyi akşamlar!0-2 yıl tecrübeli planlama ya da iş analisti maaşı ortalama nedir? mesajdan da cevap verebilirsiniz. teşekkürler.
arkadaşlar iyi akşamlar!

0-2 yıl tecrübeli planlama ya da iş analisti maaşı ortalama nedir? mesajdan da cevap verebilirsiniz.

teşekkürler.
0
mattiadestro
(25.05.21)
6-7 bin brüt
0
stewie
(25.05.21)
piyasa çok değişik.
yeni başlayıp hiç iş değiştirmediyse 3-5 arası alıyorlar.
1. yılının sonunda iş değiştiriyosa 6k net
2. yılının sonunda iş değiştiriyorsa 8k net
niteliğe göre net 4-9 arası. ben developer'ım ama çevremde maaşını bildiğim 7-8 analist arkadaşım var. onlardan yola çıkarak yazdım.
0
golgi aygıtı
(25.05.21)
(13)

24 saat yetmiyor

tuborg yesili
Aynı anda birçok şey yapma çabam sonucu bunaldım. Hem sağlıklı besleneyim, hem spor yapayım, hem işime hem yüksek lisansa odaklanayım, ama evi de temizleyeyim, e o arada gündemi de takip edeyim, aa kitap da okumadım ne zamandır derken bana resmen gün yetmiyor. Ve düşündüğüm yapamadığım şeyler kaldık
Aynı anda birçok şey yapma çabam sonucu bunaldım. Hem sağlıklı besleneyim, hem spor yapayım, hem işime hem yüksek lisansa odaklanayım, ama evi de temizleyeyim, e o arada gündemi de takip edeyim, aa kitap da okumadım ne zamandır derken bana resmen gün yetmiyor. Ve düşündüğüm yapamadığım şeyler kaldıkça kendime sinirlenip mini bir depresyon yaşıyorum. Akışına bırakıp rahat olamıyorum. Denge kuramıyorum. Ders çalışacaksam ama dışarı çıkmışsam mesela vcidan azabı çekiyorum. Ama eve gelince de yapmam gereken 15262727 tane şey olduğunu görüp seçim yapamıyorum.

Derdim ne olabilir benim? her şeye yetiştiğinizi düşünüyor musunuz ben mi abartıyorum?
0
tuborg yesili
(25.05.21)
Mükemmeliyetçilik olabilir mi?
0
EasyTiger
(25.05.21)
hayır, abartmıyorsun. ben de hem temiz hem bakımlı hem işinde iyi hem kültürlü hem sosyal hem hayatındaki kişiyle ilgilenebilen hem gündemi takip eden hem de geyik yapabilecek kadar boş muhabbetleri bilmek istiyorum. ama olmuyor hepsi aynı anda.

dönemsel olarak biri öne geçiyor bende de. mesela bu aralar beslenmeme süper dikkat ediyorum ama ev temiz değil gibi. büyük ihtimal 2 haftaya evimin sürekli temiz olduğu ama benim de yeterince okuyamadığım dönem gelecek. böyle böyle geçiyor ömür :)
0
noxell
(25.05.21)
O zaman soruma mükemmelliyetçilikten nasıl kurtulurum diye ekliyorum :(
0
🌸tuborg yesili
(25.05.21)
Ben de çok sık derim keşke gün 36 saat olsa diye.
0
Hallegadola
(25.05.21)
Valla bence ders calismamak icin bahane ariyor gibisin. Ders ve is disinda saydiklarinin hepsini yapmaya calissan max 4 saat falan gider zaten. Her gun git 20 dk temizlik yap, 1 saat kitap oku, 1 saat spor yap, 1 saat yemek yap, 20 dk gundemi takip et desen 3 saat 40 dk yapar.
0
j r r tolkien hayrani
(25.05.21)
Outsource edeceksin. Temizlikçi çağır, yemek de yapanından olsun. Benim bir arkadaş catering şirketiyle yıllık para verip anlaşmıştı, her gün 3 öğün yemeği sabahtan getiriyorlardı, mesela, böyle bir şeyler. Sana hoşlandığın şeyleri yapmak kalır.

Tavsiye istememişsin aslında, yukarıyı okuma o zaman.

Valla mükemmelliyetçilik değil, tabağında çok şey var. Mükemmelliyetçiler verimli değildir. Sen mükemmel yapayım değil de her şeye yetişeyim diyorsun. Neyse tamam oku yukarıyı.
0
stewie
(25.05.21)
Önemsiz şeyleri yapmayarak zaman yaratmak gerekiyor, başka hiçbir çözümü yok. Sadece çok önemli şeylere odaklanmaya çalış.
0
hayirsiz
(25.05.21)
Daha yeni DEHB teşhisi alan bende de aynı sorunlar var çok uzun zamandır. Bir araştırın derim. Mükemmelliyetçilik de var.
0
Mossy
(25.05.21)
Böyle giderse burnouta gidebiliyor, relax olup çok da umursamamak lazım.
0
JohnOakley
(26.05.21)
Önceliklendirme yapabilirsiniz.

Şu ikisi öncelikli, yetişirse 3.aksiyon da şu.

Yahut baktınız o gün sadece bir tanesini yapabileceksiniz. Sadece bir tanesini programlarsınız.

Bazılarını günde 2 tane 15'er dakikaya bölüp büyük parçalar olmaktan kurtulabilirsiniz. Örneğin spor temizlik.

Temizlik hsonu sabah, kitap akşam 9-10 (haftada 4) gibi bazı rutinler deneyip işe yarayıp yaramadığına bakabilirsin. Yani deney yapın.

Bir de irade için çok fazla karar alımca gün içinde irademiz azalıyor gibi bir şey dinledim. Beyhan budak youtube. İsterseniz bakın.
0
EasyTiger
(26.05.21)
marifet gün içinde 1000 tane şeyi yapmak değil, hakkıyla yapılacak 10 tane şeyi seçmek. sen 1000 şey yapmaya çalışıyorsun, hepsi de ucundan oluyor ancak.
0
roket adam
(26.05.21)
Ciddi zaman planlamasına ihtiyaç var gibi. Bence bir ajanda edinin. Yapacağınız işleri önceliklendirin ve sıraya koyun.

Tabi bir de gerçekçi olmak önemli. Yani bir gün içinde hem tez yazayım, hem evi temizleyeyim, hem sosyalleşeyim, hem spor yapayım, üstüne de işe gideyim gerçekçi değil.

Ben olsam şunu yapardım. Haftalık plan yaparım. Atıyorum bu hafta en az 10 saat teze oturmam lazım. 2 saat spor yapmam lazım. 3 saat temizlik yapmam lazım. Sonra bu saatleri günlere dağıtırım. Her gün 2 önemli konu olacak şekilde.

Atıyorum pazartesi çarşamba cuma cumartesi yarım saat spor. 2 saati doldurdun haftalık. Anterman programına göre sen ayarlarsın gün aralıklarını:)

Salı akşam yarım saat temizlik. cumartesi pazar 1 saat temizlik.

Salı perşembe 2'şer saat tez.
Cumartesi pazar 3'er saat tez gibi...
0
anten
(26.05.21)
Hem sağlıklı besleneyim,
-fazla yemeği buzluğa at
-gıda alışverişini haftalık planla
yemek işi stresi alır hoşuna giden bi şeyse, ister müzik aç ister gündemi takip et, ister bi şey dinle

hem spor yapayım,
yürüyüş de spordur, fazla iş yaparken zaten vucut enerji harcar sadece kas oluşmaz

hem işime hem yüksek lisansa odaklanayım,
-işde boş vakit yoksa y.lisans uzar normal

ama evi de temizleyeyim
-haftasonu yarım gün temizlik yeter

-e o arada gündemi de takip edeyim, aa kitap da okumadım ne zamandır derken ban resmen gün yetmiyor
bunlar da kolay yorulduğun zaman aç bir kitapp
0
bir soru sorcam
(26.05.21)
(9)

hint ingilizcesinden nefret etmenin sebebi?

denizzz
evet bende böyle bir durum var. acayip derecede rahatsız oluyorum hintlilerin konuştuğu ingilizceden. bu durumun sebebi ne olabilir? ağır konuşabilirsiniz, gücenmem. gerçekten anlamlandırmaya çalışıyorum çünkü bu konuşma biçimine bu kadar ayar olmamın sebebini.
evet bende böyle bir durum var. acayip derecede rahatsız oluyorum hintlilerin konuştuğu ingilizceden. bu durumun sebebi ne olabilir? ağır konuşabilirsiniz, gücenmem. gerçekten anlamlandırmaya çalışıyorum çünkü bu konuşma biçimine bu kadar ayar olmamın sebebini.
0
denizzz
(25.05.21)
Algıda seçicilik olabilir. Millet sürekli alay edince ve sürekli de gündemde olunca daha çok dikkat etmeye başlamışsındır. Daha çok dikkat ettikçe de daha çok hata bulmaya, daha da rahatsız olmaya başlamışsındır belki.
0
j r r tolkien hayrani
(25.05.21)
Adamlarin kendi dillerinden kaynaklanan bir sey, mesela bizim alfabedeki t ile ingiliz alfabesindeki t benzer sesler, Biz biraz daha sansliyiz th, w'yu ogrendin mi yolu yariliyorsun nerdeyse diger cogu ses benzer cunku telaffuz acisindan. ama hint ingilizcesinde oyle degil iste bir suru ses de fakliliklar var. Ingiltere dogumlu Cambridge mezunu su arkadasin How To Speak: INDIAN Accent video serisine bakabilirsiniz. www.youtube.com
0
neverletyougodown
(25.05.21)
türk insanının mükemmel ingilizce kompleksinden kaynaklanan bir şey bu. bir almandan bu cümleyi duyamazsın çünkü aksanlı konuşmak çok normal bir şey herkes için. adamın da aksanı bu, dili dönmüyor ne yapsın.
0
roket adam
(25.05.21)
belki sadece kulağınıza kötü geliyor olabilir. bence bunu bir önyargıya dönüştürüp hintlileri alenen küçümsemediğiniz, hintli birine bu sebeple öyargıyla yaklaşmadığınız sürece sorun yok. insan her şeyi katlanılır bulmak zorunda değil neticede, bazı dillerin kendisi de kulağımıza hoş gelmeyebilir bazen.

ben de fransızlarınkine zor katlanıyorum mesela, ağır aksanlı ispanyolların ne dediğini anlamaya çalışırken darlanıyorum falan. hatta bazı ingilizlerin de "bi doğru düzgün konuş" dedirticek bi aksanları oluyor mesela :) hintlilerinkine kulağım daha alışık nedense, batmıyor bana. demek ki size de onlarınki batıyor, uç bir noktada sıkıntı yaratmıyorsa "olur böyle şeyler" denilip geçilebilecek bir konu gibi.
0
nimberjack
(25.05.21)
British English daha komik.

www.instagram.com

British people be like: it’s chewsday innit

Munday, Chewsday, Wensday, Thuhsday, Froiday, Sa-a-day, Sunday.

“Wah uh boh uhl”

Hintli aksanını komik bulmanın İngiliz aksanını komik bulmaktan farkı yok. Irkçı değil, adamlar gerçekten de komik yani ne yapalım.

Asyalı İngilizcesi de ayrı komiktir. R yerine L, L yerine R söylemeleri gibi.

Ayar oluyorsun çünkü adamlar umursamıyor, gülsen de r yerine l telaffuz ediyor.
0
stewie
(25.05.21)
belki adamların telaffuza bu kadar az dikkat etmesi seni geriyordur. Ben de dikkat ettiğimde adam nasıl bu kadar yanlış söylüyor o kelimeyi sanki özellikle uğraşıyor diyorum.
0
amusan
(25.05.21)
Sevdigimiz ve sevmedigimiz seyler bize ogretilmistir. Yillarca irkci bir Ingilizce ogretimine maruz kalip, Ingiliz Ingilizcesini Ingiltere kralicesinden daha cok benimsemis insanlar yetistiriliyor (ya da beyazlarin konustugu bir tur Ingilizceyi iste).
0
howfaristhesky
(25.05.21)
cevrende bu adamlarin ingilizcelerinden nefret edecek ne kadar hintli var? ben mesela 29000 kisilik bi sirkette calisiyorum, 10bini en az hintlidir ve gunun 8 saatini geciriyorum, gayet normal geliyor. kotu de konusmuyorlar hani (en azindan bizim sirkettekiler) grammerler cok iyi ve cok iyi ifade ediyorlar kendilerini.
0
try again fail again fail better
(25.05.21)
+1
0
mrduck
(26.05.21)
(10)

yoğurt markası tavsiyesi

nıkımneolsun
Selam arkadaslarumay marka manda yoğurdu deneyenler var mı?son zamanlarda aldığım bilinen markaların yoğurtlarının tadı berbat.yeni markalar denemek istiyorum. umay markasını buldum. ilk defa deneyeceğim ama fiyatı da tuzlu.parayı çöpe atmayalım.başka marka tavsiyelerinize de açığım.
Selam arkadaslar
umay marka manda yoğurdu deneyenler var mı?son zamanlarda aldığım bilinen markaların yoğurtlarının tadı berbat.yeni markalar denemek istiyorum. umay markasını buldum. ilk defa deneyeceğim ama fiyatı da tuzlu.parayı çöpe atmayalım.
başka marka tavsiyelerinize de açığım.
0
nıkımneolsun
(25.05.21)
İtimat yogurt cok guzel. Ama zincir magazalarda yok galiba

Ya mahalle marketlerinde ya da kendi satis magazalarinda bulabilirsiniz
0
exlibris
(25.05.21)
Tire süt kooperatifi, foça yoğurdu.
0
orient blue
(25.05.21)
Dost tava yoğurt güzel. Tava yoğurtlar genel olarak kase yoğurtlardan daha iyi. Süzme yoğurtlar da denenebilir.
0
dissendium
(25.05.21)
yöresel olmakla beraber bulabilirseniz; güney tarafında yörükoğlu, ege tarafında foça yoğurdu.
0
surprise
(25.05.21)
itimat yoğurt çok güzeldir. istanbuldaysan internetten sipariş verebilirsin.
0
sutlu nescafe
(25.05.21)
İtimat yoğurt
Fehmi Öney nefis yoğurdu benim favorilerim

Umay’ı hiç duymadım
0
mey17
(25.05.21)
Silivri arslan yoğurt
0
intern in the house
(25.05.21)
İtimat'ı ben de duymuştum fakat istanbulda nereden alınıyor bilmiyorum onu da söyleyin bari deneyelim.
0
ananiyimioguz
(25.05.21)
çobankaya
0
stewie
(26.05.21)
Umayin tadi fena degil ama uretim yeri biraz acayip gozukuyordu.
0
passive aggressive
(26.05.21)
(12)

yüz için güneş kremi

aweamadeus
hangi marka önerirsiniz?
hangi marka önerirsiniz?
0
aweamadeus
(25.05.21)
merhaba,

avene
0
hooiken
(25.05.21)
Sosyal eczaci nin bu konuyla ilgili ayrintili postlari var instagramda.
0
kuehles blondes
(25.05.21)
Yağlı cilt için

uriage, la roche, babe
0
jazzabel
(25.05.21)
benim cilt tipim normal ne yağlı ne çok kuru, solante kullanıyorum. fazla yoğun ve yağlı bir yapısı var aslında o biraz rahatsız ediyor ama istedğim korumayı bu sağladı sadece şimdiye kadar. İlk kullandığım 1 ay içinde bile yüzümde renk eşitsizliğini epey azaltmıştı. hem cildi beyazlatıyor hem de yeni leke oluşumu, bronzlaşma vb şeyleri çok iyi engelliyor.

onun dışında biodermadan da memnundum o daha hafif bir yapıda.
0
Mossy
(25.05.21)
Luminis SPF50+
0
stewie
(25.05.21)
avene
0
ala09
(25.05.21)
cildiniz yagli degilse ve gunes lekelerine meyilliyse solante pigmenta.

yagli cilt ise la roche posay anthelios xl

ikisi de bereketli urunlerdir.

maddi acidan sorununuz yoksa ve yagli/hassas sorunlu bir cildiniz varsa dermalogica invisible defense veya prisma protect
0
nefertarii
(25.05.21)
Sosyaleczaci veya eczabakim instagram hesaplarından cilt tipinize göre önerilere bakabilirsiniz.
0
curukturpkokusu
(25.05.21)
yağlı ve lekeli bir cildim var bu yüzden leke oluşumuna engel olan ve hiç cildimi yağlandırmayan bir marka arıyordum. eczacı ducrayi önerdi çok memnunum epeydir kullanıyorum baya bereketli f/p oranı çok iyi bence.
daha önce la roche vs kullandım ama ducray'den daha çok memnun kaldım

edit. bereket derken kıvam demek istedim aslında. mesela la roche aşırı cıvık su gibi. çok ince kıvamlılarda daha fazla sürülürken ducray kıvamı bence ne çok ince ne çok sert o yüzden daha fazla sürme ihtiyacı hissetmiyorsunuz.
0
windymimas
(25.05.21)
hmmm bereketli falan diyenler yeterince gunes kremi kullanmiyor olabilir. zira o spf olcutu belli bir miktar (yani mililitre) urun kullanimi uzerinden hesaplaniyor. ayni buyuklukteki tum siselerin ayni sayida kullanim vermesi lazim.
0
hot potato
(25.05.21)
Kendimden ornek vereyim. Karma cildim var. Yazin biraz daha yagliya donuk. Bugun eczaci ile gorustum, eger ozel bir probleminiz yoksa (asiri lekelenme ve tedavi edici ozellikli urun ihtiyaci yoksa) bioderma, la roche posey ve avene olabilir, hepsi benzer ayardadir dedi.
Solente mesela benim cildim icin cok yagli bir urun. Yazin yaglanma olayim daha cok oldugu icin bioderma mineral koruyucu uygun ama kisin kurutur dedi. Normalde de bioderma photoderm lekeli cilt icin olani kullaniyorum ama yazin biraz agirlik yapiyor.

Dermokozmetik satan bir eczaneye gidip sorun bence. Cogu oldukca yardimci. Fiyatlar pahali bu nedenle bir bilene sormak lazim diye dusunuyorum.
0
65 derece
(25.05.21)
Yağlı ciltler için hamilton Every day face, missha apieu zinc oxide, missha pure block. Missha zinc olan hafif beyazlık bırakıyor ve kokuyor ilk başlarda biraz rahatsız olmuştum fakat koruması güçlü gibi geldi bana
0
rapisa
(26.05.21)
(10)

Pandemide otelde kalmak

sevenay
Sizce riskli değil mi?Mesafe ve hijyene dikkat ediyorum zaten diyip tatile çıkanların içi nasıl rahat ediyor? Kalacakları pansiyon/otel odasının hijyeninden nasıl emin olabiliyorlar? Bana dümdüz risk almak gibi geliyor.
Sizce riskli değil mi?
Mesafe ve hijyene dikkat ediyorum zaten diyip tatile çıkanların içi nasıl rahat ediyor? Kalacakları pansiyon/otel odasının hijyeninden nasıl emin olabiliyorlar? Bana dümdüz risk almak gibi geliyor.
0
sevenay
(24.05.21)
geçen 23 nisan'da gittim. odayı gelmeden bir kaç saat havalandırdılar. gider gitmez odadaki her şeyi, kapı kolları, koltuklar, elektrik düğmeleri, dolap yüzeyi, kulpları, telefon, komidin vs. domestos'un spreyiyle dezenfekte ettik. oda temizliğinden yedek havlu aldık onu da beklettik öyle kullandık. gelen insanlardan hes kodu alıyorlar. açık büfede yemeği seçiyorsun tabağını hazırlayıp veriyorlar. insanlar da genel olarak mesafeli. istersen evden yastık örtünü götür.
0
stewie
(24.05.21)
Herkes sizin kadar riskli bulmuyor, o yuzden gidiyorlar.

Otel odasinda nasil bir risk olabilir onu anlamadkm, normal temizlik yetmiyor mu? Yni normalde de temiz bir otelse yeterli benim icin. Komidinin ustunu yalamiyorum sonucta.
Benim icin riskli degil.
0
kuehles blondes
(24.05.21)
Yoo kaç kere kaldım bir şey olmadı. Hatta bir keresinde erken gittim, ufak bir pansiyon olmasına rağmen temizlikçi kadın spreyle dezenfekte ediyordu ortalığı.

Çoğu otel uyguluyordur. Ama sürekli ortak yerleri kullanacaksanız, o riskli olabilir işte ben odadan pek çıkmıyorum, kalabalığa girmiyorum.

Risk her yerde var. Evinden hiç çıkmayana da covid bulaşıyor. Bu demek değil ki saldım çayıra mevlam kayıra yaşayalım. Ama psikolojimi etkileyecek kadar da kapatamıyorum kendimi.
0
ananiyimioguz
(24.05.21)
Kuehles +1
0
sckxyss
(24.05.21)
Ben de tedirgindim aslında ama gider gitmez dokunabileceğimiz tüm noktaları kolonyaladım, dolap kulpları kumanda musluklar vs. Bir de yastık kılıfımı götürdğm evden ve havlumu, neyseki bir şey olmadan atlattık. Bir de karton bardak ve plastik çatal bıcak kullandım, 3-4 gün kaldım bir sıkıntı olmadı.
0
esinikaybetmiscorap.
(24.05.21)
Kendi havlumuzu, yastik kılıfı ve carsafimizi götürüp her yere durup durup dezenfektan sıkarak covid kapmadan donmustuk gecen yaz. Kalabalık otele gitmeye cesaret edemem herhalde ama doga ici sosyal mesafeli bungalow tarzı yerler beni tedirgin etmiyor.
0
passive aggressive
(24.05.21)
Ben baya kaldım nerdeyse her haftasonu. Daha ölmedim.
0
bigbadabum
(24.05.21)
Riskli, koronayi oteller yayiyor zaten ama para icin kimse buna ses cikaramiyor.

Odadan degil ortak alanlardan kapiyorlar.
Arkadaslarim hep tatilde kapti.

Bunu itiraf edebilen sadece demet akalin oldu
m.haberturk.com
0
divit
(24.05.21)
riskli tabii. bütün gün temizlik yapan görevliler o kan ter içinde odalarda tabii ki de maske takmıyorlar. misafir gelene kadar camlar kapalı olduğu için havalanmıyor da maalesef. insanlar cahil cesaretiyle gidiyor işte.

hiç otelden kapan duymuyorsun çünkü "otele gittim covid kapmak için üste para verdim" diyemiyor insanlar, çekiniyorlar takdir edersin ki :) herkes işten kapıyor bu mereti nasıl oluyorsa.
0
roket adam
(25.05.21)
Çok riskli. Çin işkencesi resmen otele gidip bi de oda kapı banyo vs temizleyecekler
Normal zamanda 5 yıldızlı oteller bile büyük ölçüde pis idi. Şu an bile bile lades demek olur
0
photo85
(25.05.21)
(13)

Bu İstanbul trafiğinin hali nedir?

prole
Ya geçen hafta hadi tam kapanma sonu dedik, ses etmedik de her gün her saatte otoyollar, anayollar, hepsi kıpkırmızı. Sabah ayrı kırmızı, öğlen ayrı kırmızı. Hadi sabah akşam işe gidiyor bu insanlar da yahu öğlen 11-14 arası nereye gidiyorsunuz? Bu iş hep böyle mi olacak? Edit: Geçen sene trafiğin a
Ya geçen hafta hadi tam kapanma sonu dedik, ses etmedik de her gün her saatte otoyollar, anayollar, hepsi kıpkırmızı. Sabah ayrı kırmızı, öğlen ayrı kırmızı. Hadi sabah akşam işe gidiyor bu insanlar da yahu öğlen 11-14 arası nereye gidiyorsunuz? Bu iş hep böyle mi olacak?

Edit: Geçen sene trafiğin aktığı dönem ve saatte şu an araç gitmiyor @himmet dayi
0
prole
(24.05.21)
İstanbul'da yeni misin? Bazı yollar sadece 02:00 - 05.00 arası yoğun olmuyor. Onun dışında İstanbul trafiği bir tek bayramlarda sakin olur. O da millet memlekete kaçarsa.
0
himmet dayi
(24.05.21)
işe gidenlerden sonra işi gücü olmayanlar + yine iş için seyahat edenler trafiğe çıkıyor. yaz aylarında biraz rahatlar ama çok bir şey bekleme.
0
zgrydn
(24.05.21)
Maalesef öyle görünüyor.
Bir bez suya daldırılır ve bir süre sonra tümüyle ıslanır ve emdiği suyu artık yapısında barındıramaz suya doyduğundan.
İstanbul da öyle insana kalabalığa arabaya tamamen doymuş bir şehrimiz.
Alt geçit, üst geçit, tünel denizaltı, demir yolu vs. istediği kadar yapılsa da şehir artık kaldıramıyor bu durumu . Çünkü sürekli bir göç ve yerleşim var. Bu tür iller için kesin kararlılıkla uygulanması gereken bir kanun olmalı. Her isteyen hemen taşınamamalı bu kentlere.

Zamanında bir erzurumlu İstanbul'a gitmiş uzun zaman çalışmış. Sonra memleketine geri dönmüş. kahvedeyken arkadaşları etrafına toplanmış:
- ee anlat oralar nasıl bir yer?
+ ya her yer kalabalık insan, dağ taş her yer ev bina.
ama dümdüz bir de arazisi var orayı da su basmış...
0
Erva
(24.05.21)
Daha iyi olma şansı yok, inanılmaz bir nüfus var. Gece hariç sürekli trafik var artık, ki evden çalışanlar dahil değil buna. Satışçılar falan sahada değil şu an, öğrenciler yok, yani şu an yaşadığımız şey olacak olanın çok daha iyi hali.
0
roket adam
(24.05.21)
ufak bir yol çalışmasında yarım saatte gidilecek yol 2 saate çıkabiliyor. istanbul bu işte. bunun çözülmesi de yıllar alır bugün çalışmalarına başlansa ki tek yol dış göç.

istanbul romantizmi yapanlar olunca bu yüzden malum organımla gülüyorum.
0
bohr atom modeli
(24.05.21)
normal bir trafik değil. covid nedeniyle herkes özel araç kullanmaya çalışıyor en büyük nedeni bu.
bir de haftasonu yasaktan dolayı yapılamayan işlerin haftaiçine sarkması nedeni de var.
0
nuisance
(24.05.21)
evimle ofisimin arası yürüyerek 45 dakika, sabah saat 10:30da araçla (eşya taşımam gerekti) 35 dakikada gittim. gerçekten koca bir saçmalık.
0
evde liyakat kalmamis
(24.05.21)
Artık sokak aralarında bile trafik var. Ana caddelerin durumu ve merkezi bölgeler gerçekten berbat.

İstanbul iyi güzel falan diyenler gelip bir çay içmiş birkaç yer görmüş kişiler.
0
indifferent
(24.05.21)
Sorma valla! İBB bile açıklama yaptı, pandemiden önce milletin işe gidiş ve geliş saati vardı,hangi saatler yoğun olur hangi saatlerde trafik açılır belliydi, artık kimseninki belli değil, herkes özel araçla bir yerlere gitmeye çalışıyor ve bu ön görülemeyen bir trafik oluşturuyor.
0
Tutkun
(24.05.21)
iyi iyi böyle güzel. millet bıkar belki biraz, ege'ye göçerler. ya da gelmek isteyen biraz tereddüt eder.

herkes özel araçla gidiyor demişler bu da doğru ama onların büyük kısmı pandemide "evden çalışan" ama avmlerde, sahillerde gezen beyaz yaka. normalde 5-10 kişi servisle belli saatlerde yolda olacak ve bütün gün ofiste olacaklardı. ben mesela saat 15.00'ten beri geziyorum.
0
stewie
(24.05.21)
Ben de anlamadım anormal bir durum var. Kartal'daydım haftasonu, bugün Levent'e geçecektim. Sabahtan gitmedim iş trafiği vardır, öğlen yola çıkayım dedim. Normal zamanda 40dk da gittiğim yol 2 saat sürdü. Yahu iş çıkışı değil gidişi değil bu millet nereye gidiyor?

Sanırım otobüse binmeyeyim diye araçla gidelim diyorlar, o mantıklı geldi.
0
ananiyimioguz
(24.05.21)
İzmirde de öyle. Bugün bile ne kadar trafik vardı. Herkes arabasıyla çıkıyor toplu taşına kullanımı azaldı sanırım ondan.
0
bigbadabum
(24.05.21)
ilk pandemi zamaninda da ayniydi yani cok sasirmiyorum. Hatta istatistik varsa aciklansin, hala daha göç almaya devam ediyor.
0
evimin paspasi
(24.05.21)
(11)

Diyarbakır'da Yaşamak

zgrydn
istanbul'da yaşıyoruz. eşim diyarbakır'daki 2 buçuk senelik bir proje için ciddi iş teklifi aldı. kendisi - yurtdışını saymazsak - marmara bölgesinin dışına nadiren çıkmış bir insan. işi çok istedi ama tereddüt etti (benim gitmek istemeyeceğimi düşünmüş). ben zaten evden çalışıyorum. kariyerinde s
istanbul'da yaşıyoruz. eşim diyarbakır'daki 2 buçuk senelik bir proje için ciddi iş teklifi aldı. kendisi - yurtdışını saymazsak - marmara bölgesinin dışına nadiren çıkmış bir insan. işi çok istedi ama tereddüt etti (benim gitmek istemeyeceğimi düşünmüş). ben zaten evden çalışıyorum. kariyerinde seviye atlayacağını, maddi olarak daha da rahatlayacağımızı, diyarbakır'ın güzel bir şehir olduğunu söyledim. güvenlikle ilgili kaygılanmalı mıyız diye sorunca asker/polis ya da bürokrat olarak gidenlerde biraz stres oluyor ama biz zaten siviliz dedim. gidecek gibiyiz yani.

oraya taşınmak ve orada yaşamak ile ilgili her türlü tavsiyenize ihtiyacımız var.

tşk.
0
zgrydn
(24.05.21)
Diyarbakır doğunun Paris'idir. Ben birkaç kez gittim. Uyumlu insanlar olduğunuz sürece sorun yaşayacağınızı sanmam. Rahat, modern bir şehir. Ben de İstanbul'dayım 12 senedir. Git deseler giderim yani :D
0
prole
(24.05.21)
Gidiniz.
Öyle karamsar düşünmeyin.
90 lı yıllardan beri basın yayın yoluyla doğu illeri öyle tanıtıldı ki batıdaki insanlarda artık ölüm o bölgeye has gibi bir algı oluştu maalasef.
Memur ve tayin hakkım olsa hakkari civarını bile isterdim.
0
Erva
(24.05.21)
Ben hala önyargılıyım. Gitmedim. Bence gidilmez. Yaşanmaz da. Sen insan ayırt etmez, hepimiz insanız dersin. Onlar demeyebilir. Düşünmeden küfürü basıp, kavgaya her zaman hazır insanların çok olduğu bir yer. Atatürk'e saygısızlık sizi rahatsız ederse, sineye çekmeniz gerekebilir. Doğudan gelen bir çok insanla sohbet muhabbet ediyorum. Bilemiyorum bir şeyler eksik. İstanbul'daki hayatını orada yaşayamayabilirsin.

Ben olsam kendimi riske atmam. Hele ki sevdiğim birinin canını asla riske atmam. Para için güvenlik sorunları olan bir yere gidilmemeli.

Doğunun Paris'i derler. Afganistan'ın Paris'i gibi. Uyumlu olursanız sorun yaşamazsınız. Yani insanların suyuna gideceksiniz.
0
Amory Lorch
(24.05.21)
Gidin hocam, dönmek istemezsiniz sonra harbi güzel yer.
0
paramolacak
(24.05.21)
bence gidin. memurum, böyle bi teklif gelse ben giderdim. arkadaş grubumuzla diyarbakırlı bi arkadaşımızla gezmiştik günübirlik. çok sevmiştim. sonrasında "kadın başıma" yalnız gittim gezdim. sıkıntı her yer de var. istanbul'un da ankara'nın da tekin olmayan mahalleleri var. tıpkı her memleketin iyisi kötüsü olacağı gibi. evinizi güzel bi semtten tutun. yemekleri, tarihi yerleri, civar şehirleri gezerek geçer 2.5 sene. temelli gidilecek deseydiniz hayır derdim ama kısa süreliğine bence gayet yaşanılır bi şehir. orda edindiğiniz arkadaşlıklarınızı, sosyal ortamınızı ayrıldıktan sonra çok arayacaksınız.
0
dedim ben sana
(24.05.21)
gidilir.

ilk iş için 1 günlüğüne gitmiştim, çok şaşırmış çok beğenmiştim. sonrasında da çok gittim.

genelde insanlar üzüle üzüle gidiyor, ayrılırken daha çok üzülüyorlar.
0
safak efendisi
(24.05.21)
valla istanbul'da yasayan biri istanbul haricinde hic bir yerde guvenlik konusunda kaygilanmamali bence (biraz abartarak soyluyorum tabi) istanbul'da olan garipliklikler ulkedeki hicbir yerde olmuyor baktiginiz zaman.

sonucta 2 bucuk sene, ebediyen oraya tasinmiyorsunuz, o sure icinde cevre illerde gorecek o kadar guzel yerler var ki, ayrica istanbul'dan uzak kalmak omrunuzu uzatacaktir bence kesinlikle. isi, parasini vs detaylarini bilmiyorum ama bence gidilir ben 10 gun kaldim cevre illeri de gezdim ve cok begenmistim 2004 senesinde.
0
bay b
(24.05.21)
15 yıl diyarbakır'da yaşamış biri olarak cevap vereyim: eğer diyarbakır merkez bölgesine gidecekseniz bence gidin. 2.5 sene idareten yaşanmayacak bir yer değil. evinizin konumunu suriçi, ofis, bağlar gibi yerleden değil de daha sitevari yerlerde (75.yol ve hamravat sitesi civarları) seçerseniz ne güvenlik sorunu yaşarsınız ne bir şey.
şeker bayramında 3 günlük kültür turuyla bölgeye gitmiş insanları dikkate almayın, askeri görevle gitmiş insanları dikkate almayın. milyon insanın yaşadığı bir şehirden bahsediyoruz. kafanızdaki ön yargıları kırın ve hele de üstüne para biriktireceğinizi düşünürsek gözü kapalı gidin.

aynı öneriyi bu şehirlerin merkezleri için de yaparım: antep, urfa, mardin, van, bitlis. bunların yanında muş, bingöl, batman, siirt, şırnak ve hakkari için ise biraz çekimser kalırım ama kırsal ilçelerde kalmayacaksanız sorun yaratmaz.
0
my leave requests
(24.05.21)
Diyarbakir cok guzel bir sehir, kesinlikle reddetmeyin
0
bradshaw
(24.05.21)
kardeşim orada polis okulunda okudu. okuldan dışarıya çıkamıyorlardı. bir yerden bir yere helikopter ya da askeri konvoy ile gidiyorlardı. ondan duyduğum kadarıyla güvenlik sorunu hala devam ediyor.

bir de benim eski çalıştığım yerden 2 genç beyaz yaka arkadaşım motosikletle istanbul'dan ege koylarını geze geze güneydoğu'ya gitmişti. ikisini de bıçaklayıp motorunu çalmışlar çocukların. o zamandan beri tereddüt ederim.
0
stewie
(24.05.21)
diyabarkırlıyım. 14 yaşımdan beridir orada yaşamıyorum ama ailemden dolayı hala bir ayağım oradadır. 2000'lerin başında olsaydık gitmeyin derdim. o zamanlar terör yüzünden ciddi bir güvenlik sorunu vardı. bırakın dışardan geleni, yerli halkı için bile çok zor zamanlardı. fakat uzun zamandır şehir merkezi güvenli. kapkaç vs açısından tabii hala güvenli değil ama istanbul'da yaşıyorsunuz zaten :)

ben çocukken hiç sevmezdim diyarbakır'ı. şimdi ise her gidişimde inanılmaz bir keyif alıyorum. her ne kadar orada doğup büyüsem de kültürü bambaşka geliyor. ön yargılarınızla giderseniz mutlu olmazsınız belki ama gittiğiniz yerin bir kültürünün olduğunu bilerek giderseniz üzülmezsiniz. insanları genel olarak sıcaktır zaten. benim annem çok sosyaldir. herkesle konuşmak, muhabbet etmek ister. istanbul'u da izmir'i de sevmez bu yüzden. çünkü oraların aksine diyarbakır'da bireysel yaşam daha azdır. ailemin oturduğu sitede mesela herkes birbirini tanır, ihtiyacı olduğunda arar yardım ister/eder. ben 5 yıldır istanbul'da yaşıyorum ve komşularımı tanımıyorum bile :D yeni şehirleşen kesimleri güzeldir diyarbakır'ın. apartmanlar birbirine yakın değil ve park bahçe alanları cidden çok fazla. geçici süre için çok rahat yaşarsınız orada. kalıcı olarak olsa ben de gitmem çünkü ikliminden nefret ediyorum. aşırı aşırı sıcak ve kurak.
0
rusalka
(24.05.21)
(18)

Kahve Hakkındaki Düşünceleriniz

bay b
"kahve olmadan asla güne başlayamam""kahvesiz bir hayat dusunemiyorum""bugun artik kacinci kahve hatirlamiyorum"seklinde cumleleri artik o kadar sik duyuyoruz ki ben artik kahave konusunun fazla abartildigini dusunuyor ve sebebini anlamiyorum. sonucta icinde kafein var bu kafein faydasi oldugu kadar
"kahve olmadan asla güne başlayamam"
"kahvesiz bir hayat dusunemiyorum"
"bugun artik kacinci kahve hatirlamiyorum"

seklinde cumleleri artik o kadar sik duyuyoruz ki ben artik kahave konusunun fazla abartildigini dusunuyor ve sebebini anlamiyorum. sonucta icinde kafein var bu kafein faydasi oldugu kadar zarari da olan bir madde, insanlarin bu asiri kahve meraki ve yuceltmesi hakkinda ne dusunuyorsunuz? Ayrica sizce bu bir bagimlilik mi?

ben bir sure kafein almayacagim diye basladim ve devami da geldikce geldi, komple birakmadim tabi ki ama yarin icsem bile bundan sonra her sabah icer miyim, evde yapar miyim bilmiyorum;iceceksem de disarda guzel yapilmis bir espresso falan icip keyfine varmak icin icerim gibi geliyor. boyle dusunme sebebim de uzun zaman icmiyor olmam degil, gunde 3 fincan kahve icerken de benzer dusunuyordum onu da ekleyim.

fikirlerinizi merak ediyorum, tesekkurler.
0
bay b
(24.05.21)
hayatımda gerektiği kadar içiyorum. önemli işim vardır ve bir miktar daha ayakta kalmak için içerim. spordan önce ve if yaptığım dönemlerde kullandım. bazen de demleme teknikleri farklı olan kahveleri denemek için içtim. saydığınız düşüncelerdeki gibi hayatımda aman aman bir yeri yok sadece ihtiyaçlar dahilinde...

wilson wilson'ın sözü ile kapatalım,

"kafein'i fbi buldu"
0
evimin paspasi
(24.05.21)
Abartıyolar. Bağımlısı olmuşlar. "Bana bi' americano, latte içiyorum" demek bazılarımıza havalı geliyor. Çavdarlı ekmeksiz olmuyor demek pek havalı değil. Gibi gibi.
0
Amory Lorch
(24.05.21)
kafein bağımlılık yapıcı bir madde sonuçta, insanların alıştıktan sonra deli gibi istemesi çok normal. ayılayım diye bir gün içince geri kalan günler mutlaka canım istiyor yine, içmeyince de kendimi kötü hissediyorum ayılamıyorum. günde 1-2 bardak içince bile akşam çarpıntı, sinir, mide yanması ve uykusuzluk yapıyor bende. o yüzden neredeyse tamamen bıraktım kahveyi.
0
roket adam
(24.05.21)
1-2 ay çay dışında kafeinden uzak kalınca ne olduğunu daha iyi anladım. Özellikle ilk 1 hafta yoğun bir biçimde yoksunluk çektim ve ayılmakta çok zorlandım.(O ara çayı da çok azalttım zaten) Bizde kahve kültürü biraz da alkolün ayıplanmasından dolayı bu kadar popüler oldu bence. Dışarıda içecek bir şey bulamayınca kahveye sarıyor herkes.

Keyfine varmak dışında içmenin anlamsız olduğunu düşünmeye başlayanlardanım. Havalı yanı yok ama dışarıda bir yerde oturduğunuzda alternatifi çok az. Ve bunlar dışındaki mekanların çoğu alkollü ya da nargile tarzı. Alkollü mekanlarda alkol dışında pek bir şey olmaması gibi bunlarda da kahve harici bir şey yok. Bazen de mecbur kalıyor insanlar.

Biraz beyaz yaka abartması olan sıradan bir içecek işte. Ve gereksiz pahalı dışarıda.

Spor yapılacaksa içilir ama. Onu ayrı tutuyorum.
0
westblack
(24.05.21)
Ben kahve içmeye çok geç yaşta başladım önce nescafe sonra yavaş yavaş orta türk kahvesi, az şekerli türk kahvesi, sade türk kahvesi sonra sütlü filtre kahveye geldi sonra da sade filtre kahveye.

Hazır içecek de yok denecek kadar azdır hayatımda (kola asla içmem, fanta nadiren, meyve suyu nadiren)

Çayı da aynı şekilde çok geç yaşta içmeye başladım ve dışarıda çok nadir çay içerim dışarıda yapılan çayları beğenmediğim için hep kahve içmeye başladım.

Sevdikçe sürekli dışarıdan almak yerine paket alıp kendim demlemeye başladım.
Evde boş kaldıkça da ya çay ya kahve içiyorsun ya da iş yerinde su bir yere kadar idare ediyor.

Geçenlerde yine burada biri sormuştu ne kadar kahve tüketiyorsunuz diye o zaman ortalama bi hesap yapmıştım şu an yine grama vuramayacağım ama 800 ml french pressle günde 3 bazen 4 kez kahve demlediğim oluyor.

Ve bunu uzun süre tekrarladığında vücut bir yerden sonra arıyor.

Gribal hastalıklarda kahve içmem mesela tam olarak iyileşene kadar ara veririm. Geçenlerde grip olduğum süre boyunca içmedim, grip geçti ama halsizlik ve baş dönmesi kaldı birkaç gün daha yanımda çalışan arkadaşım "sen çok kahve içiyordun ya uzun zaman oldu bence ondan böyle oldun" deyince ufak bi tırstım.
Kahve içtikten sonra da düzelince iyice tribe girdim.
Azaltmaya çalışıyorum.

Yüceltmeye gelince de alt tarafı kahve yani bunu ne kadar yüceltebilirsin ki diyorum, işin şovunu yapanlar vardır mutlaka duyuyorum böyle şeyler komik de olur ama ben denk gelmedim hiç.
0
mutekebbir
(24.05.21)
şimdi inanmayacaksınız ama konuyu kapitalizme bağlayacağım sdkfgl

kafein bağımlılığı da sigara bağımlılığı gibi bir bağımlılık. örnek cümlelerinizdeki kahve kelimesini sigarayla değiştirince hiçbir şekilde sırıtmıyor değil mi? peki neden biraz uyku açma, belki de çok hafif odaklanmadan başka pek de olumlu yanı olmayan şeye böylesine bağımlı bir güruh var?

bu güruha ben de dahilim şu an, tek sebebi ise kapitalizm. 6 ay önce çalışmaya başlamadan önce yılda 10 bardak kahve içmeyen bir insan olarak şu an günde en az 2 bardak kahve içiyorum. gerçekten içmeden kafam açılmıyor ve o ayıklık insanı tam vurmadan işin başına oturamıyorum. işin başına oturamazsam da para kazanamayacağım için mecburum gibi bir şey. ha hala nescafe, türk kahvesi ve white chocolate mochadan başka bir şey içmiyorum o ayrı mesele.

bu kadar insanın basit işlevleri yerine getirmek için ihtiyaç duyduğu bir şey de kendi kültürünü oluşturuyor elbette. yine sigara meselesine dönecek olursak ilk gençlikte yapılan abi şu sigara iyi bu sigara kötü veya sabah kalkar kalkmaz bir tane yakarım muhabbetinden farklı gelmiyor bana.
0
amugochi
(24.05.21)
Her gün 10 fincan kahve içerim, bir bağımlılığını görmedim.
0
himmet dayi
(24.05.21)
Kafeini sürekli fazla miktarda tüketen insanlarda, kafein yokluğunda fiziksel bağımlılık belirtileri ortaya çıkıyor. Baya madde bağımlılığı gibi. Ama sigaranın aksine kahve bağımlısı olmak çok popi çok cool. Sigara gibi zararlı da değil zaten, ciddi zarar vermesi için insanlık dışı miktarlarda tüketmek gerekiyor.

Ben çok net bağımlıyım diye düşünüyorum mesela, en son ne zaman hiç kahve içmediğim bir gün olduğunu hatırlamıyorum. Bazen yoğunluktan ya da dalgınlıktan günün büyük kısmını kahve içmeden geçirirsem migren atağı gibi baş ağrısı başlıyor ki kahve içince azalsa da hemen geçmiyor. Ama günde 6-7 koca kupadan 1-2 küçük kupaya kadar azalttım.

Bir de daha iyisini içtikçe geri dönmesi zor bir şey kahve. Filtre kahve içmeye başlayınca Nescafe nasıl berbat geliyorsa "taze kavrulmuş çekirdek öğütüp hazırlanan americano"dan sonra Starbucks'ın filtre kahvesi meh, bayat market kahveleri de BİM'in nescafesi gibi geliyor. Tam olarak doğru sıcaklıkta değil de 1 derece yüksek/düşük sıcaklıkta demlenirse kahvenin tadının bozulduğunu düşünen insan tanıyorum, manyak. Bana da kahve konusunda manyak diyenler vardır tabii, normal. Bazıları abartıyor, bazıları popüler dye sevmese de kahve içip poz veriyor falan ama hepsi normal. Çok konuştum.
0
kobuzchu kiz
(24.05.21)
Valla ben kahveye tamamen pragmatist yaklaşıyorum.

Kahveyi sevmiyorum ama kokusu ve french press yapım süreci güzel. Oturup mükemmel kahve tadını yakalamak için ya da damak tadıma uyan kahveyi bulmak için buna mesai harcamaya üşeniyorum, istemiyorum. Vakit kaybı buluyorum. Bu uğurda harcanan efor ve alınan sonuç arasındaki korelasyon beni tatmin etmiyor. Hepi topu 5 dkda soğuyan içilen bir şey.

Kahveyi uyanık kalmak için tüketiyorum. Ya da arkadaşlarla sohbet muhabbet için. En en çok tukettigim zamanlarda bile günde 1 taneyi geçmiyor. Eyyorlamam bu kadar.
0
Amaranta ursula
(24.05.21)
günde 1 lt kahve içiyordum. geçen hafta ailemin yanında gittim. bir hafta hiç içmedim. herhangi bir etkisini görmedim.

ayılmaya etkisi oluyor mu, çok emin değilim. içmediğimde de aynıyım. sabah kahvaltı yapmıyorum, bunun yerine sütlü kahve içiyorum.

türk kahvesini sevmem. arkadaşıma gittiğimde, misafirliğe gittiğimde, iş yerinde verildiğinde herkesle beraberken istemem demem ama içmem kahveyi. elime alıp içiyormuş gibi götürüp lavaboya dökerim. bu da itiraf gibi olsun. normative conformity, deniyor sanırım buna.
0
stewie
(24.05.21)
Bütün cevapları okuyamadım fakat bana göre de kahve orta sınıfın sosyal statü sembolü oldu, eskiden bir çay edebiyatı vardı şimdi de kahvenin farklı bir alıcısı var, ne yapıyorsun denildiğinde boş boş oturuyorum demek yerine kahve içiyorum cevabı daha havalı
0
freebird5406_2
(24.05.21)
"kahve olmadan asla güne başlayamam" vb. sözler bu akım çok abartıldı. 2. nesil 3. nesil bunlar pazarlama stratejileri. ben de kahve seviyorum ama içmezsem ölmem. her şeyi abartmayı seviyoruz.
0
mikahakkinen
(24.05.21)
Valla ben de çok tüketiyorum ancak benim sanırım kahve konusunda çok bir damak tadım yok. Mesela @kobuzchu nun dediği gibi çoğu kişi "filtre kahve sonrası nescafe çok kötü gelir" diyor ancak bende pek bir farkı oluşmadı. Farklı farklı kahve makineleri ile içtim, french press ile içtim ancak sonra Nescafe içmeye başladığımda "bu ne lan böyle" demedim. Kimbilir belki de en son kolonya içmeye çalışan alkol bağımlıları gibi ben de bu şekil kahve bağımlısı olmuşumdur da haberim yoktur :D

Bunun dışında sürekli bir kahve edebiyatı yüzünden de sana hak veriyorum. Devamlı bir "elimde kahve kitap okuyorum', "kahve varsa hayat vardır", "güne kahvesiz başlayamam" şeklinde cümlelere hatta daha da kötüsü fotolara denk geliyoruz. Bu yüzden bazi insanlar da özenti bence. Yani amaç kahve değil amaç kahve ile popüler olmak bazı kişiler için. Kahve nasıl popüler olma aracı olabilir dersen de işte o da popüler kültür.
0
j r r tolkien hayrani
(24.05.21)
Kahve bence de saraptan sonra, en derinlikli icecek. Saraba ilgim var, kahve de cok ilgi cekici geliyor, hakkinda ogrenecek cok sey var.

Evde biraz ekipmanim var, farkli ulkelerden ve farkli aracilardan alim yapiyorum. Kophenhag´dan, coffee collective´den bir paket bulursam, bir arkadasimi da cagirip farkli farkli demleme yaparim, ayrica sosyallesme araci. Disarida icmek zaten oyle...

Hic kahve icmeden yasayabilir miyim? Tabii ki yasarim. Hedonistik konular... Kahve olmazsa surada dusup bayilmam.

Kacinci kahvem oldugunu da bilirim, ictigim kahvenin kaynagini da bilirim. Kahve lüks tüketim, zorunlu degil. Bu kadar sorgusuzca tüketilmesine, kilosuna 3-5 Euro verip iscilerin, ozellikle de cocuk iscilerin köle gibi calistirilmasinin da hic umursamamasina sasiriyorum.
0
buf-e kür
(24.05.21)
söylemeye geldiğim şeyi @freebird5406_2 söylemiş. +1.
0
filteria
(24.05.21)
3,5 sene önce nescafe vs. türevlerini içmeyi bıraktım. zincir kahvecilerdeki kahveleri de oldum olası sevmezdim, sadece içmek zorunda olduğum için içerdim bazen içtikten sonra kustuğum oluyordu :( nescafe vs. de midemi bulandırmaya başladığı için bıraktım. filtre kahve birkaç defa denedim pek damak tadıma uygun değil. türk kahvesini senede on kere ya içiyordur ya içmiyorumdur.

bol bol su tüketiyorum, en kötü 2 günde bir soda içiyorum. her gün çay içiyorum. bunlar karşılıyor sanırım sıvı ihtiyacımı, kahveye ya da başka bir şeye ihtiyaç duymuyorum.

yani bilmiyorum gerçekten ayıltıyor mu insanı yoksa plasebo etkisi mi yaratıyor diğer birçok şey gibi, bilmiyorum. ama gerçekten kahve içmeden ders başına oturamayacağını söyleyen arkadaşlarım çoktu. belki ders çalışma alışkanlığını sürdürebilmek için kahve yapıyorlardı kendine bir ön hazırlık gibi.
0
black holes in the sky
(24.05.21)
Lezzetli kahve çok az.
Çoğumuz çöp içip kahve zannediyoruz
0
photo85
(25.05.21)
bana hicbir sekilde uyandirici veya daha dinc hissettirici etkisi yok. gunde bir-iki tane icerdim ama subattan beri hic icmedim, en ufak bir farki da olmadi.
0
hot potato
(25.05.21)
(4)

balkona çiçek - bitki

stewie
10m'ye 1,5-2 m uzun dar bir balkonum var. burayı çiçeklendirmek istiyorum. istediğim aslında büyük saksıda bol yeşil yapraklı bitkiler. ne alayım bilemedim.tohum alıp kendim mi büyüteyim?hazır saksıda bitkilerden mi alayım?hangisinden, nereden alayım?
10m'ye 1,5-2 m uzun dar bir balkonum var. burayı çiçeklendirmek istiyorum. istediğim aslında büyük saksıda bol yeşil yapraklı bitkiler.

ne alayım bilemedim.

tohum alıp kendim mi büyüteyim?

hazır saksıda bitkilerden mi alayım?

hangisinden, nereden alayım?
0
stewie
(24.05.21)
şu anda artık fide zamanı, tohum almaya gerek yok.
tohumdan büyütmeye kalkarsanız, başarsanız bile seneye ancak çiçeklenirler ve büyürker.

en rahatı ve kolayı sardunya.
kapalı balkon değilse ve güzel güneş alıyorsa, esinti de olacak kadar açıksa petunya da olur.
begonvilin tam mevsimi geliyor ama çok güneş ve çok sıcak hava ister, kışın yaprak döker.
gölgesi esintisi bol balkonda pek olmaz, öğlen güneşinde direkt ışık görmek ister.
bir de kışın korumanız lazım, soğuğa hiç dayanamaz.

cam güzeli olur.
eğer duvar dibi gibi hem güneş alan hem de gölge olabilen bir yeriniz varsa ortanca olur.
japon gülü de olur, bakımı kolaydır.
öğlen güneşinden koruyup sabah güneşi almasını sağlayabilirseniz gardenya da alabilirsiniz.
limon veya lime gibi küçük fidanlar da olabilir.

seralarda, bauhaus gibi marketlerde, şimdi avm adıyla bulunan eski bir milyoncularda falan bir sürü çiçek oluyor.
oralardan bulabilirsiniz.
0
blatta hiberna
(24.05.21)
blatta hiberna çok teşekkür ederim. uzun boylu çiçek - bitki istiyorum. bu yazdıklarından hangilerini alayım?

balkona öğleden sonra, akşama kadar bol güneş geliyor. öğleye kadar gölge. kışın içeriye alabilirim.
0
🌸stewie
(24.05.21)
rica ederim.

sardunyalar çok uzayabiliyor ama fidan gibi de değil tabii.
yine de benimkiler bir kol boyu falan oldu mesela.
limon ve lime olabilir, onlar uzun.

bir de, mesela ortanca olur yine ama balkona bodur ortanca alabilirsiniz.
yine büyür, yani küçük değildir petunya gibi ama bele kadar da gelmez.
ayaklı saksı veya balkon kenarlarına askıyla asılabilen saksılar da alabilirsiniz.

yani bazıları yerde durur, bazıları ayaklı saksıda durur, bazısı balkon duvarına asılı durur.
hem daha güzel görünür, hem de alabileceğiniz çiçek çeşidi artar.

bir de tavandan bir kancayla asarak sarkıtabilirsiniz mesela.
özellikle petunyalar çok güzel oluyor öyle.
0
blatta hiberna
(24.05.21)
ben daha çok çiçekten ziyade büyük bitki istiyorsunuz diye anladım. tohum alıp büyütmeniz onlarda olmuyor yani küçüklerinden alabilirsiniz büyümeleri de zaman alıyor baya. kauçuk, sansevieria, areka palmiyesi, deve tabanı, ficus elastica bu tarz şeyler alabilirsiniz. balkonda bakımı nasıl olur onu bilemiyorum ama. internetten alacaksanız fidanburadayı tavsiye edebilirim.
0
Olric
(24.05.21)
(9)

ev sahibine depozito kaptırmayan oldu mu şimdiye kadar?

ShadowOfMoon
eve girerken her yerin fotosunu videosunu mu çekmek lazım kanıtlamak için eve zarar vermediğimizi?
eve girerken her yerin fotosunu videosunu mu çekmek lazım kanıtlamak için eve zarar vermediğimizi?
0
ShadowOfMoon
(23.05.21)
Son kirayı depozitoya say dedim evden çıkarkende gelip bak dedim. Bir sıkıntı olmadı.
0
respect
(23.05.21)
3 defa kiralık ev tuttum, hiç birinde depozito sıkıntısı yaşamadım. Emlakçı ve ev sahibi ile evi gezip bir tur attım, kusur varsa sözleşmeye yazdırdım, yoksa olduğu gibidir deyip kirayı devraldık.

He pardon birinde yurtdışındaydım temizlik parası ödedim, onda da adamlar haklıydı evde kavanoz, yiyecek falan bırakmışım. Polemiğe girmeden ödedim parayı.
0
roket adam
(23.05.21)
"Son kiraya/kiralara say ben gidiyorum" diyorum. Ofis sahibi "Balkon kapısını, lambaları almışsın. Dava açacağım, paramı ver." demişti. Kapıyla, lambalar yoktu zaten. Ben taktırmıştım. Giderken de aldım gittim. Hadi len demiştim. Öyle kaldı.
0
Amory Lorch
(23.05.21)
Son evimiz kentsel dönüşüme gittiğinden hem depozitoyu geri aldık hem de evdeki tüm dolapları:) ne de olsa yıkılacak diye ne isterseniz alın götürün dedi.
0
suicides underground
(23.05.21)
Çıkacağım ayın kirasına saydırdığım olmuştu. Sorun yaşanmadı.
0
ruhen hastayim ben
(23.05.21)
Son kiraya saydırdığım oldu. Alamadığım da oldu.
0
stewie
(23.05.21)
Eve zarar vermediğinizi kanıtlamak için her yerin değil sadece arızalı, kırık vs. yerlerin fotoğrafını çekip duruma göre sözleşmeye yazdırabilirsiniz. Sağlam yerleri fotoğraflamanın size faydası yok.
0
mikro patlama
(23.05.21)
kesinlikle ev kiralarken herşeyin fotoğrafını çekin ve ev sahibine de bunları imzalatın. 2 ev sahibim de para koparmak için uydurmadıkları yalan bırakmadılar. istersen on tane tanık getireyim dediğimde güç bela iade almıştım.
0
photo85
(23.05.21)
hiç kaptırmadım. işin sırrı uyuz ev sahibinin evini tutmamak.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(23.05.21)
(4)

Bu yasa ne zaman yürürlüğe girer?

tchuck
https://www.dunya.com/ekonomi/borc-yapilandirma-ve-matrah-artirimi-mecliste-haberi-621986bu torba yasa meclisteymiş.bu tür şeylerin onaylanması ne kadar sürüyor?onaylandıktan ne kadar zaman sonra kapsama alınıyor?
www.dunya.com

bu torba yasa meclisteymiş.
bu tür şeylerin onaylanması ne kadar sürüyor?
onaylandıktan ne kadar zaman sonra kapsama alınıyor?
0
tchuck
(22.05.21)
Bir milletvekilini ilgilendiren yasaya ne zaman ihtiyaç duyulursa o zaman o yasayıda bu torbanın içine atarlar ve jet hızı ile çıkartırlar.

Eğer öyle bir durum olmaz ise 2023 seçimlerine kadar bekler o torbanın en altında.
0
paramolacak
(22.05.21)
ağustos ya da eylül
0
stewie
(22.05.21)
2018 yılında 7143 sayılı kanun tasarısı 30 nisanda verildi 18 mayısda resmi gazetede yayınlandı
0
dreamsandcolours
(22.05.21)
Resmi gazeteden bir tahmini bir hafta on gün sonra sonra başvurular alınmaya başlar
0
dreamsandcolours
(22.05.21)
(14)

Kriptoda varımı yoğumu kaybettim

bare gud dømmer meg
Anaparam 120 bin liraydı. 53 binini babamdan almıştım. Kalan para 45 bin lira. 2 gündür üzüntüden ne doğru düzgün uyuyabiliyorum ne yemek yiyemiyorum. Çaresizce zararına satış yaptım... Zararı toparlayabilsem anında uzaklaşırım bu pislik sektörden. Nolur bana bir yol gösterin
Anaparam 120 bin liraydı. 53 binini babamdan almıştım. Kalan para 45 bin lira. 2 gündür üzüntüden ne doğru düzgün uyuyabiliyorum ne yemek yiyemiyorum. Çaresizce zararına satış yaptım... Zararı toparlayabilsem anında uzaklaşırım bu pislik sektörden. Nolur bana bir yol gösterin
0
bare gud dømmer meg
(22.05.21)
2 yıllık maaşımı kaybettim. İşe zaten 2 yıl önce başlamış bir gencim. Bütün birikimim gitti.
0
🌸bare gud dømmer meg
(22.05.21)
uzun vadeli düşünüp, küçük küçük oynayıp biraz kazanmaya bakabilirsiniz.

Hiçbir şekilde tek bir yere yatırım yapmamak gerekli. Risk almışsınız. Kazanabilirdiniz de, ama olmamış.

Maalesef bunu bir ders olarak almanız gerekecek.
0
burfak
(22.05.21)
Neler yaptığınızı yazabilir misiniz?
0
stewie
(22.05.21)
şu an faydası olur mu bilmiyorum ama durumun o kadar kötü ödenmeyecek bir para değil

youtu.be
11.10 dan itibaren izle istersen
0
freebird5406_2
(22.05.21)
Zararına satış yaptıysan zaten parti senin için bitmiş. Bu işleri bırak, daha garanti yatırımlara yönelmen lazımdı. Pahalı bir ders olmuş.
0
roket adam
(22.05.21)
nerden hangi coin alıp nerden sattıgınızı ve şu an hangi coine sahip oldugunuzu yazarsanız belki faydalı bir öneri gelebilir.
0
dafuq
(22.05.21)
zararına satış konusunda durumumuz aynı. öncelikle şunu kabul edelim ikimiz de kriptoda zararına satış yapmaktansa anaparanın eridiğini görsek bile satmayıp beklememiz gerekirdi. ikimiz de satarak hata ettik. ama öte yandan şunu söyleyebilirim ki piyasaya emin ol yine canlanacak. senin yapacağın şey şu an artacağı kesin olan sağlam coinlerden düşüş anlarını bekleyerek düştükleri zaman almak ve sonra unutmak. daha sonra da coinlerin değerinin çok arttığı bir zaman diliminde anaparana tekabul edecek kadarını satıp anaparanı almalısın. sonra zaten kalan para ana paran olmayacağı için kafan rahat olur. kısa vadeli al sattan uzak dur kaldıraça girme. detaylar için özelden birbirimize moral verebiliriz. geçmiş olsun üzülme 6 aya kalmaz anaparanı geri alacaksın ama sakın hırs yapıp büyük riske girme ve benim gibi zarardayken satış verme
0
photo85
(22.05.21)
Gecmis olsun. Varini yogunu cok oynak bir araca koyarak hata yapmissin. Once saglik. Kendini cok uzme. Sonra da hatani dogru anla.
0
dunal
(22.05.21)
borsa da veya kripto da ister teknik analizi, temel analizi çok çok iyi bilin en önemli nokta psikolojik olarak hazır olmaktır. ilk önce hedefinizi belirlemek ve stop loss noktalarınızı belirlemeniz gerekir. eğer stop loss noktanız yok ise zararına satış yaparsınız ki bu sizi geri döndürülemez bir noktaya sokar. şunu ilk olarak anlamanız lazım, bu parayı kısa sürede toparlayıp çıkıcam en büyük yanılgılardan biridir. Panik sizi daha da hata yapmaya iter. Durumu kabullenin, sağlığınızı tehlikeye atmayın. hangi coine yatırım yapacağınızı iyi belirleyin, nerede alacaksınız ve kaç olunca satacaksınız. Stop lossunuz ne olacak bilin. 3 günde bu parayı çıkartmalıyım düşüncesini de aklınızdan çıkartın. borsa veya kriptoda en tehlikeli durum panik yapmak.
0
hlt1985
(23.05.21)
Bu toplanmayacak bir para değil. Para bulunur ama sağlık bulunmaz. İnsanlar neler yaşıyor üzülmeyin.


Ama finansal okuryazarlığınızı acilen yükseltin.
Yatırım için ayırdığın para ihtiyacın olmayacak, kaybedersen de üzülmeyeceğin bir miktar olmalı derler. Yine warren buffet'in bir lafı var "borsa sabırlı insanların, sabırsız insanların parasını aldığı yerdir"

Kripto aslında bir yatırım da değil spekülasyon piyasası.

Mesela yatırım sepeti nedir bunu bir araştırın. Tüm birikimi aynı enstrümana kullanmanın risklerini inceleyin. Buradan çıkaracağınız derslerle ilerde böyle şeyler yaşamamanız dileğiyle.

Bu arada aciliyetle bir psikologla görüşün. Sağlığından kıymetli değil hiçbir şey.
0
anten
(23.05.21)
Herkesin mutlaka böyle kaybettiği paralar vardır ders çıkartmak gerekir babanıza borçlanmak yine iyi bir yerde başka insanlar olmamasından iyidir. Sağlığınız olduğu zaman kazanırsınız halledersiniz, bu dönemde düşünmemek için spor özellikle yürüyüş yapın arkadaşlarınızla konuşun ama lütfen bu konuları çok açmayın açtıkça kafanızda büyür
0
esinikaybetmiscorap.
(23.05.21)
"zarari cikartmak" klasik kumar yanlisidir. dunyanin en spekulatif piyasasinda islem yapmak hardcore kumardir. zararini "sans yuzune gulerse" cikarabilirsin, ama devam edersen orta / uzun vade kalan 45'i de kaybetme ihtimalin DAHA yuksek. Kabullenme ve ders alma asamasina gecmek daha mantikli. gecmis olsun.
0
robokot
(23.05.21)
üzülme 60-70 k para değil. gençsin yerine koyarsın. ama bu işlere girme bir daha. dolar altın al beklet.

birde okuyanlar için bir uyarı: allah aşkına kaldıraç kullanmayın. forex gibi kriptoya göre çok çok az volatil olan piyasada bile nice ocaklar battı. kriptoda kaldıraç kullanmak müthiş bir çılgınlık. normal hali zaten hayvan gibi dalgalı. yapmayın etmeyin.
0
xrated
(23.05.21)
Senin için süreç tamamlanmış ve işlemini zararla kapamışsın. Malesef bu sektör böyle. Bu aşamadan sonra zararınla ilgili kimse birşey yapamaz. Bundan sonra bana göre bilmen gerekenler;

- Borç para ile yatırım yapılmaz. Zararı toplayayım derken o 45 bin TL'den de olursun.
- Hırsla yatırım yapılmaz. Borç aldığına göre demek ki "baba bu işte iyi para var, sen de yatır daha çok kazanalım" yaklaşımında oldun.
- Kısa/orta vadede lazım olacak parayla yatırım yapılmaz. O paraya gerçekten 1-2 sene ihtiyacın olmayacaksa yatırımda tut.
- Kripto piyasaları kısa yoldan kolay para yapma yeri değildir. Bunu bu şekilde görmeyin. Malesef geniş bir kesim daha pis yüzüyle yeni tanıştı.

Doğru bildiğimi tekrar tekrar söyleyeceğim. Bitcoin ve/veya diğer coin'lerin fiyatından bağımsız yıllardır bunu söylüyorum:

- Alt-coin denen varlıkların tamamı (istisnalar kaideyi bozmuyor) nitelikli dolandırıcılık organizasyonudur. Kumar niyetine %3-5'in ötesinde kesinlikle alınmamalıdır. Yatırım yapılacaksa uzun vadeli olarak ve düzenli (aylık/haftalık) şekilde (pat diye 100-150-300-500 bin TL olarak değil) Bitcoin biriktirmeli ve kar ettikçe satmalısın.

- Kriptoda olacaksan tüm varlığının belli bir yüzdesini (10-20-30) kriptoda tut ve o belirlediğin yüzdeyi geçme.
0
Lethe
(23.05.21)
(5)

yiyecek şeyler

ycm
buzdolabı olmayan bir yere 3 gün kalmaya gidiyorum. elektrik, su var. market, yemeksepeti falan yok. giderken yiyecek ne gibi şeyler götürmeliyim sizce?
buzdolabı olmayan bir yere 3 gün kalmaya gidiyorum. elektrik, su var. market, yemeksepeti falan yok. giderken yiyecek ne gibi şeyler götürmeliyim sizce?
0
ycm
(22.05.21)
-Konserve ton, bunun mısırlı biberli olanları da var.
-hazır noodle'lar
-bilumum bisküvi krakrer.
0
Jux
(22.05.21)
3 günde zeytinyağlı yemekler direkt güneşte bırakmazsanız bozulmaz.
sürekli aburcubur yerseniz mideniz olumsuz etkilenir.
bence ilk gün giderken dürüm falan götürün, ilk akşam yemeği o olsun. ikinci gün için sarma-dolma tarzı akmaz kokmaz zeytinyağlı götürün. peynir-zeytin-domates gibi kahvaltılık da muhakkak götürün tabi. kahvaltılık+zeytinyağlı diyorum yani kısaca.
bir kere arkadaşlarla böyle giderken poğaça-kek yapıp götürmüştük, kahvaltıları şenlendirmiştik. siz yapamazsanız ev yemeği yapan yerlerden alabilirsiniz. yok sıcaktan koruyamam, kokar derseniz sadece hamur işi, ama o da pastane usulü değil, ev yapımı olsun ki ikinci gün taş olmasın.

bol keyifler.
0
lovemyself
(22.05.21)
konserve kuru fasulye, pilaki
yayla hazır pilav
sardalye konservesi
0
indifferent
(22.05.21)
Salamura peynir alın tuzlu suda oluyor dolaba gerek kalmadan serin yerde bekletilebiliyor.
Zeytin de bozulmaz yine.
Yeşil biber, salatalık bunlar da götürür sizi.
Köz patlıcan, kırmızı biber felan da camda konserveler oluyor birer kavanoz alsanız birini ikinci gün diğerini üçüncü gün açarsınız. Ton balık, makarna ve kettle ile menüyü tamamlanır :)
0
cilekli pasta
(22.05.21)
Markette buzdolabında durmayan herhangi bir şey.

Süt, müsli, meyve, sebze, cips, bisküvi, yayla’nın hazır ürünleri, sıvı yağ, salça, krema, makarna, su, paketli dilimli ekmek
0
stewie
(22.05.21)
(6)

Tefecilere odeme yapmak

mirafiori
Merhabalar, 2 yil once italya’da araba kiralayip ZTL’den ceza yemistim. Adresime belediyeden ceza geldi 100€‘Yu odedim hemen. Odedikten 2 hafta sonra tefecilerden (yasal adiyla borc toplama sirketi) mail geldi kontrata gore ceza yersen 40€ sirkete odeme yapmak zorundasin bir de biz tefeciyiz bize de
Merhabalar, 2 yil once italya’da araba kiralayip ZTL’den ceza yemistim. Adresime belediyeden ceza geldi 100€‘Yu odedim hemen. Odedikten 2 hafta sonra tefecilerden (yasal adiyla borc toplama sirketi) mail geldi kontrata gore ceza yersen 40€ sirkete odeme yapmak zorundasin bir de biz tefeciyiz bize de 20€ ceza vereceksin 60€’yu bize ver diye. Simdi sirket bana mail atsa 40 ver diye verirdim, ama tefecilerden gelince veresim gelmedi. Daha once sirketten hicbir sekilde bize 40€ ver maili almadigimin altini cizmek isterim.

Bu tefecilerin blok olarak ceza databasei satin alip sirayla otomatik mesaj attiklarini biliyorum. 60€ icin yasal yollara basvururlar mi yoksa boş vereyim mi bilemedim sizin fikrinizi sorayim dedim
0
mirafiori
(21.05.21)
Başka ülkedeki adamlarla 40 euro için iş yapılmaz.
0
burfak
(21.05.21)
bi cacık olmaz
yunanistanda çarptığım full sigortalı araba için 1200 eur ekstra para çıkardılar
ödemedim, hiç bi şey olmadı
0
superb
(21.05.21)
Eğer italyada yaşıyorsan, ya da ab içerisinde yaşıyorsan ya da ab içinde yaşama planın varsa bence o kontratını bir incele, hukuki yönünü öğren. Sonra gereksiz sürprizlerle karşılaşma derim.

Ama turistik olarak gittim bi daha da uğramam türkiyemde yaşarım dersen 40 euro için uluslararası hukuk çarkları işlemez, kimse de uğraşmaz.
0
roket adam
(21.05.21)
Benim eski şirket protez diz eklem vs yapıyor. Yabancı bir adam gelmiş ünlü bir hastaneye, en kaliteli protez dizi taktırıp 2 gün sonra parasını ödemeden hastaneden kaçıp ülkesine dönmüştü. Hiç bir şey yapamadık. Ders oldu, yabancılardan peşin almaya başlamıştık.

Bir şey olmaz diyorum.
0
stewie
(21.05.21)
eksiduyu.ru

'60€ icin yasal yollara basvururlar mi' masrafları sonunda sana kitleyecekleri için evet başvurabilirler.
0
emininsel
(21.05.21)
@roketadam Italya'da yasamaktayim, kontrata bakayim tekrar ama daha once baktigimda oyle asiri baglayici bisey gorememistim

@emininsel arkadas trafik cezasini sormus, ben zaten odedim trafik cezasini belediyeye.Mevzubahis 60€yu tefeciler istiyor, havadan.
0
🌸mirafiori
(21.05.21)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.