Ben sanırım annemin altımı değiştirdiği bir anı hatırlıyorum ama kimse inanmıyor. Benim de ya 2 ya 3.

Ben de uç yaşına kadar yaşadığım evi hatırlıyorum ve 2 yaşına ait bir anim var.

ben 2-3 yaşını hatırlayabilenleri gördükçe çok şaşırıyorum. belki zihnimin bir köşesinde benim de o kadar eski anım vardır ama şu an düşününce aklıma gelen en erken şey sanırım 5'inci yaşımdan. öncesi komple karanlık, çıkmıyor hiçbir şey. 5 yaşındaki de şöyle: dayım kola diye sirke içirmişti. akşamüstüydü, annem mutfakta yemek yapıyordu. dayım da bizde kalıyordu o ara. net olarak hatırlıyorum bunu ve sirkenin tadını. daha öncesi yok. gerçi olsa ne olacak ya süt içip altıma sıçıyodum sanki başkomutan mıydım 3 yaşında.

bunu daha önce yazmıştım oradan kopyalayayım :D

Kendime dair hatırladığım en eski anım bir köy düğününde ahşap bir evin odasında esaret edilişim.

3-4 yaşlarındayım, Bitlis Adilcevaz'ın bir köyünde düğündeydim ve ahşap bir evde yanımda bir bebekle uyuyordum. Uyandığımda muhtemelen dışarı çıkıp kalabalıkta kaybolmamak için bir odaya kilitlenmiştim. Ev ahşap olmasına rağmen ses almıyordu. Bebeğin uyumasından anladım bunu. Ben düğün bitmeden uyandığımdan ve oraya tıkılı kalamayacağımdan dışarıdan ailemin beni duyup gelmesi için cama vuruyordum ama bebek uyanacak diye korkuyordum. İşte kendime dair hatırladığım ilk anım sesimi duyurmak için cama vurmam ama bebeği uyandırmamak için bunu yavaş, dikkatli bi şekilde yapmam.

anlattığım insanlar inanmasa da 1,5-2 yaşıma ait. karşı apartmanda oturan ve benimle yaşıt olan arkadaşıma pencereden el sallıyordum. onun üstünde beyaz bir elbise vardı filan. daha birçok anı var böyle hatırladığım ama bir kısmını dinlediklerimle ben yerleştirmiş olabilirim aklıma.

5 yasinda kardesimin dogumunu hatirliyorum. Oncesi yok.
Simdi dusundum de 4 yasindaki sunnetimi hatirliyorum.

Yaklaşık uç yaşındaydım. Balkonda abimin okuldan gelmesini bekliyordum. Elimde küçük bir parça çikolatalı ekmekle.

Antibiyotik ignelerini yok etmeye calismam. 3 bucuklardaydim. Simdi dizlerime gelen bir dolabin kocaman oldugu bir deneyim hatirliyorum. Dolaba saklamaya çalışmıştı. Icim sismisti aglamaktan :(

2.yaşgünüm

ha ilk anım yaklaşık 12 aylıkken babamın kucağına işemem di. hatta o arada fotoğraf çekiyolardı, fotoğrafı da var dur yükliyeyim de gülelim. ondan sonra boşluk var .2.5 yaşımda sünnetimi hatırlıyorum, sünnetimden önce doktora gitmemizden tutunda sonrasını an an hatırlıyorum, anı hafızası çok çok geniş birisiyim, arkadaşlarım eşim dostum bu olayaçok şaşırıyor, 15 sene önce senle şurada karşılaşmıştık, şöyle böyle demiştin, dediğimde oha olm lan sen manyakmısın nasıl hatırlayabiliyorsun bunları diyolar. yani o gün arkadaşın tüm söylediklerini, tüm yaptıklarımızı, kolunda ki saatten, gözünde ki gözlüğe ayakkabısına, ne anlattığına kadar en en ince detayı bile hatırlıyabiliyorum, zaten beni tanıyanlar işime gelmeyen bir konuyu hatırlamıyorum falan dediğimde, direk anlıyolar, ulan sen mi hatırlamıycan, bırak bu ayakları diye.

i.hizliresim.com

aslında orjinal foto bu değil, bunun donsuz versiyonuydu o yüzden bunu yükledim :D

5 yasindayken evdeki akvaryuma nesquik dokmustum baliklarimi cok sevdigim icin :( neyse ki hepsini kurtarmis annem ya da uzulmiyeyim diye oyle diyor

2 yaşında gibi birseyim pusette gidiyorum, başıma şapka takmışlar güneş geçmesin diye. Annem babam dondurma yiyordu bana vermediler çok ağladım.

1- iptal olacagini sanmiyorum.

2- yuzme olayini cozsem o finishi gececegim de, o konuyu cozemedim. antrenman antrenman antrenman bu isin sirri bence.

basarilar.

Duyuru halkı olarak ola ola bir irongirl bir ironman mi var şimdi aramizda? :(

iron olmaz ayran olur, o da olumlu.

arkadaşlar bu mesaj trol değil, gerçekten gözümle gördüm ne olduğunu bilmiyorum bizden başka gören var mı onu bilmek istiyorum sadece.

arkadaşlar gören olmadı herhalde zaten coktan ilerlemişlerdir.
siliyorum başlığı. ne olduğu konusunda hiç bir fikrim yok sadece ülkenin kaos durumundan ötürü tırstım. belki grup halinde yolcu uçağı götürüyorlardır bir yere

dilek balonları?

@shadowcat, nizami bir şekilde ışıkları yanıp sönüyordu, aşırı yüksekten giden uçaklar gibi hatta daha da ilginci, o sırada epey alcaktan yolcu ucagı geçti bilyiorsun izmir üstünde alçalıyorlar. yani dilek balonunun o kadar yüksekte olma olasılığı yok. yani nerden baksan 30bin fit vardır yükseklik, aşırı ufaklardı ve alttan yolcu ucagı geciyordu.

Ayvalik temiz haci kontrol ettim simdi

@kırmızıgözlağaçkurbağaşeysi
bölge tarif etmemişim, baktığımda güneybatı istikametinden kuzeydoğuya doğru gidiyorlardı, yani istanbul trabzon arası, rusya tarafı gibi.
yemin edermi gözümle gördüm

karşıyakadayım hiçbi şey göremedim

arkadaşlar olayı size izah edeyim tam olarak. kesinlikle trol mesajı değil, ne olduğunu bilmiyorum bekli bir ülke toplu halde ucak almıstır onları iade ediyorlardır ülkeye ucuyordur hiç bir fikrim yok. olayı tam olarak anlatıyorum.

annem cagırdı, balkona cıktım, balkon güney, batı ve kuzey cephesine bakıyor. evin konumu itibariyle, güneydeki teleferik dağı tarafı kuzeydeki yamanlar dağı tarafı açık görünüyor ve batı tarafı da açık.


annem panikli biridir, panikle gökyüzünü gösterip "yıldızlara baksana ilerliyorlar" dedi. baktım fakat ilerleme görmedim, anne ne saçmalıyosun ya yerinde duruyo yıldızlar ded. oğlum iyi bak dedi, dikkatli bakınca, bahsettigi şeylerin her zaman görünen yıldızlardan cok daha kücük olduğunu güney batıdan kuzeydoğuya doğru grup halinde ilerlediğini ve ışıklarının düzenli yanıp söndüğünü gördüm. nedenini bilmiyorum epey korktum.

aşırı yüksekteydiler cünkü cok iyi odaklanmadan göremedim. dilek balonu olabileceğini düsündüm ancak istanbul tarafından gelip gaziemire doğru alçalan bir uçak vardı dolayısıyla dilek balonu bir ucaktan daha yüksek olamayacağı için olma şansı yok.
ayrıca düzenli uçluyorlardı ve ışıkları düzenli olarak ynaıp sönüyordu saniyede bir gibi.

bir süre izledim, tanıdıkları aradık. yeşilyurtta oturan bir arkadaşım da gördüğünü söyledi.

başka gören kimse olmadı. ben de birz izledikten sonra buraya gelipo yazdım ancak üzerniden epey vakit geçtiği için ilerleyip gözden kayboldular.
flightradara baktım ve orada göremedim.


şuan belki kütahya afyon eskisehir tarafındaki arkadaşlar karadeniz yönüne doğru bakarsa belki görme ihtimalleri vardır.

gözlerimiz yalan söyleyecek değil....
sivil ucaktır belki hçi bir fikrim yok ne olduğuna dair. ama gözümüzle gördük.

1. sivil uçaklar gösteri filosu gibi yakın düzende grup halinde uçmaz.
2. perseid meteor yağmurunu görmüş olmayın sakın? www.hurriyet.com.tr

flightradar24.com a baktım her yer uçak. seninkileri ayırt edemedim.

@kobuzchu kız hayır meteor olmadığına eminim, ışıkları yanıp sönüyordu diyorum bir uçağın giderken ışığı nasıl yanıp söner? aynı öyle ve oldukca yavaş ilerliyorlardı. yani aşırı yüksekte oldukları için bizim perspektifimize göre oldukca ağır.
3-4 dakika boyunca görüşümüzden cıkmadan ilerlediler ve devam ettiler.

@ykyt flightradar a ben de baktım, görünmüyordu, o şekilde düzenli sürü halinde ucan bir grup görmen lazım nerden baksan 2** 300 tane vardı

biz de zamanında gece halı sahadan dönüyorduk; önümüzde otlanan koyunları uzaylılara benzetmiştik, hatta uzaylılar her yeri istila ediyor diye kaçışmıştık, o son votka enerjiyi içmeyecektik..

izmirdeyim gökyüzü o kadar sessiz ki, hatta yıldızlar bile küsmüş bana..

o zaman undefined flying object. "23 temmuz İzmir'de ufo" diye arattım, ne yapayım. Seferihisar'da biri öğlen fotoğraf çekmiş ama tek bir tane ufo.

arkadaşlar bu olay olalı neredeyse 45 dakika geçti artık görme şansınız yok zaten. saatlere bir bakın. olan oldu. bir arkadaşım daha gördü yesilyurtta oturan.

Bir video veya foto çekmek aklınıza gelmedi mi? Yanlış anlamayın trollsünüz vs demiyorum merak ettim.

@ihanet kac kisilik düsündüm ama ben profesyonel makinaya sahip değilim, elimdeki telefonla fotoğraf ceksem gökyüzündeki yıldızlar dahi görünmez ki bahsettigim ucaklar cok cok daha kücüktü

yahu dilek balonunun gece vakti kaç metrede olacağını nereden tahmin edebilirsin? sana biraz uzaktır sen onu binlerce feet yukarıda sanırsın.

Icinde elektronik kirmizi yesil yanar soner isiklari olan balon onlar.bayram haftasi izmirdeydim.bostanlida yayildigimiz bi aksam salmislardi.dugunlerde saliyolar onlari.

ışıklar sadece beyazdı ve düzenli yanıp sönüyordu, elektrikli olduğu bariz belli.
ikincisi de diyorum ki bu gördüğümüz sürünün altından uçak geçiyordu. dilek balonu uçakların üstündeki irtifaya kadar çıkamaz. söner düşer zaten.
ve dilek balonları turuncu olur. beyaz ışık yakıp söndürerek düzenli sürü halinde ve cok yüksekte ucan ucagların görsel algıdaki hzı şeklind eilerlemez.

onden caps olmadan bir sey diyemeyiz.

2

2

1 ve 2yi cok sevdim.

1 ile 2 yi beğendim. 3. yü beğenmedim. 4. ye karşı nötr'üm.

1-2 çok güzel. pozitif oyu bunlara veriyorum.

4'ü beğenmedim. negatif oyu da buna verdim.

Ben seni ifşadan hatırlıyorum, 1 iyi.

2

Turuncu yapıp küt yap.

Sırasıyla 1-4-2 diyorum. Ancak yüz şekline göre 2'deki model ikinci sıraya da alınabilir bence.

Edit: 3 ve 2'yi karıştırmıştım, düzelttim.

Ben de 2. diyorum.

bir bir bir bir bir 111111111111111111

2

<3

1 iyi, 3 plase

2yi begenemedim :(

3-4 çöp.

2 güzel duruyorsa onu yaptır. yoksa 1.

bu arada nasıl bu kadar fazla arkadan çekilmiş fotoğrafın var :D

Üç feci kötü ya. Bir en güzeli

Üç dört kötü evet, bir ve iki güzel.

Yüzünü de görelim +1. :)

küt kes

2>1>4>3

3 nasıl kötü yav!? :s ben en çok 3. resimdeki halini beğendim. Dalgalı ve hareketli saçları çok severim bu yüzden 1 ve 2'yi hiç beğenmedim. Düz saçlar yapışık ve ruhsuz görünüyor bence. 4 de doğal ama çok özensiz ve çitiş çitiş duruyor.

Ayrıca saç rengin çok güzel sakın heyecan arama. Turuncu ney la 0_o

Oha! Sizde nasıl bir estetik anlayış var lan? 3 tabi olum. 3Üçüç^^^

3
<3

2. Ve evlen benle hemen. 2. 2. 2.

4ü kimse begenmemiş 4 demeye gelmiştim :(

Ben 3 e bayıldım.

yuzunle ilgili guzel seyler duyuyorsan (ebeveynler haric) 2

hic duymuyorsan 1

3-4 isik oyunu olmus zaten, yakinlar bence.

arkanda bir fotografci gezdiriyor olman da tuhaf.

Model olarak 3, renk olarak hiçbiri.

Herkes cok farklı düşünüyor :(

renk olarak ne peki?

Yalnız bence bu tonlar güzel. Turuncu gibi bir şey yaptırma. Böyle çok doğal :)

1 yapmak zorundasın

denizden yeni cikmis sac her zaman en iyisidir. 4

heyecan arama bence, böyle gayet iyi.

2

bence bırakın bırakmak için kasmayı, geçirmek için kasıyorlar, ama illa kalan bir grup oluyor

Geçirmek icin müthiş caba gösteren arkadaşlarım var :(

Bizde geçirmeye kasan var ama birakmak icin kasan yok.

okuldan okula değişir bu durum. hangi okullar için sorduğunu söylersen daha kolay yardımcı olabilirim.

Yok öyle bi şey. Dersi geçemeyenlerin uydurduğu bahaneler.

Şehir efsanesi.

Varsa devlet okulundakilerle aynıdır. Ama ben denk gelmedim.

iki farklı özel okul gördüm. geçirmek için kasan da oluyo, bırakmak için kasan da. normal davranıp öğrencinin hakkı neyse veren de var tabi. tamamen adamına göre değişiyo. dışarıdan bu konuda çok bi fikir sahibi olamazsın. en iyisi üst dönemlerden birilerine sormak. ben bi ara sözlüğe yazayım dedim, iki kere gg diye sildiler gglik bi durum yokken. şimdiki okuldan mezun olayım, burada da hakkında yazacağım bazı hocalar var.

merhaba.
istenen belgelerinizle birlikte konsolosluga basvurabilirsiniz

Şöyle düşün, buradan bir bilgi aldın ancak yanlış. Bu bilgiye göre hazırlandın, yanıldın, istediğin olmadı. Ne kuruma karşı hakkını aramak istediğinde "ama bana ekşi duyuruda anonim bir yazar böyle dememişti" diyebilirsin ne de kendi kendinin vicdanını rahatlatmak için aynı şeyi söyleyebilirisn. 16 temmuz'dan sonra da vize başvurularında değişiklikler olmuş olabilir, geçmiş deneyimler de yol göstermez. Yani aklın gereği resmi ve güncellenen web sayfalarından bilgi alman gerekiyor.

www.vfsglobal.com

www.schengenvisainfo.com

Yunanistan, kısa dönem yani 90 güna ltı vizeler için Kozmos adındaki araci bir kurumla çalışıyor, VFS ile değil.

www.kosmosvize.com.tr

Evraklarını teslim etmen için randevu alman gerekiyor. Her şey yukarıdaki sitede yazıyor. Bu siteden halledebilirsin.

Bir iste duzenli calisiyor olman lazim.

ailenin maddi durumu çok iyi değilse aöf kurtarmaz seni. bu benim fikrim tabi

Yunanistan belli şehirlerde VFS belli şehirlerde Kozmos ile çalışıyor. Ne meraklıyız bi önceki posta giydirmeye...

1) Ekmeği küçük parça olarak çatal ucuna takarak banarım.
2) Dilimi gezdirmem, yapandan tiksinmem.
3) Kullanırım ve ağzımı mutlaka kapatırım.
4) Okumadım, neyi nasıl yiyeceğimi bilirim.
5) Evet
6) Evde kabul ama dışarıda evet.

1 - banmam, bunu yapmayı küçüklüğümden beri sevmem. içine ekmek banılan salatadan aşırı rahatsız olurum.
2 - çıktığım biri böyle yapıyorsa rahatsız olmam, zaman zaman ben de yapıyorum.
3 - kürdan kullanmıyorum, kullanmam gereken bir durum olursa lavaboya gidiyorum.
4 - hiç video izlemedim ama ufakken ev ansiklopedisi olurdu içinde de böyle gereksiz mevzuların kuralları, onları okudum. lüks bir restorana gitsem ne yapmam gerektiğini iyi bilirim.
5 - pilavı çatalla, mantıyı da çorba gibi sevdiğim için kaşıkla yiyorum.
6 - salatanın karpuzun suyunu dikmek evdeysen hayvanlık değildir.

genel cevap, insan nerede nasıl davranacağını bildiği zaman, biraz da sempatikse tüm bunların hiçbir önemi olmuyor.

1-restorana göre cakabo gibi çatalla ya da elimle banabilirim, çekinmem.
2-yapmıyorum, çok tiksinmem ama görgü kurallarına çok hakim değil diye düşünürüm. sırf bunu yaptı diye birinden hoşlanmaz değilim.
3-kullanmıyorum çok zorda kalmadıkça, kullanacaksam aynası olan bir yere(tuvalet oluyor genelde) oraya gidiyorum.
4-özellikle okumadım ama ailemden ve çevremden öğrendiğim belirli şeyler var. çekinmedim, belirli tabak çanak çatal bardak düzenini biliyorum ama bilmediğim bir şey de vardır illa ki.
5-ikisini de çatalla.
6-tabağı kaldırıp ağza yakın tutup yemek de normal değil, suyu dikmek de. bardakta olmayan hiçbir şeyi ağzıma dikmem; ne evde ne restoranda.

1- Evde, esnaf lokantasında banarım, biraz daha üst seviye yerlerde banmam.
2- Çaktırmadan yapmaya çalışıyorum, karşımdaki kişi elini ağzına sokmadığı ve öküz gibi dilini yanağında gezdirmediği sürece doğal karşılarım.
3- Kürdan çok nadir kullanıyorum, kullanınca da elimle siper ediyorum. Hatta kullandığım kürdanı direkt tabağa koymak falan da istemiyorum, kırıp peçeteye koyuyorum ve buruşturuyorum.
4- Birkaç defa televizyonda, internette denk gelip izledim/okudum, oo dur bi yemek adabı öğreneyim demedim. Küçükken gerilirdim de şu an her türlü ortama ayak uydurabilirim. Yumruğuyla soğan kıran abilerin sofrasına da misafir olurum, bilmem kaç liralık hesap ödeneceğini bildiğim yerlerde de rahatça yemeğimi yerim.
5- Evet, evet
6- Evde yemek yemeyi sevme nedenlerimin başında gelir şu olay :) Özellikle salata suyuna bayılırım, hiç acımam diklerim.

1) banarım
2)çok resmi bir ortamsa yapmam. yapana da dikket etmem. ailemle başbaşaysam mutlaka yapmışımdır. hatta şuan da yapıyorum, kabak çekirdeği çitlerken.
3)dişlerim çok sıkı diş ipi bile zor kullanıyorum.
4)okumadım, izlemedim. restorana gittim. hiç çekinmedim. senin benim gibi bir yer.
5)pilavı ve mantıyı kaşıkla yerim
6)karpuzun suyunu dikmem dikene afiyet olsun derim.

1. Evet
2. Tiksinilecek birsey yok
3. Ortamda bayan varsa kapatirim.
4. Kasmiyorum. Heryer ayni bana.
5. Nasil rahat ediyorsam oyle yiyorum. Catal kasik icin keskin kurallarim yok.
6. O dediginin ikisini de yapmiyorum. Gerek yokki.

1- evde yaparım. dışarıda pek yapmam. uygun ortamlarda çatalla yapabilirim.
2- yani abartmadan yaparım. başkasında da sorun etmem açıkçası, çok dikkat ettiğim bi şey değil.
3- nadiren kullanırım, kullanırken de kapatırım ağzımı.
4- bir iki okumuşluğum, görmüşlüğüm var ama detaylı araştırmadım. daha çok aileden öğrendim. lüks restoranda da idare ederim kendimi. o kadar takmıyorum öyle şeyleri.
5- pilavı da mantıyı da kaşıkla yerim.
6- evet. ama evde her şey yapılabilir.

1) Yemeğin suyunu normalde de yemiyorum, ama çorbaya canım isterse çatala ekmek takıp banarım,
2)Yapmam, yapana da gıcık olmam.
3)Hayır kullanmıyorum, çok rahatsız edici durumdaysa lavaboya gider orada hallederim.
4)İzlemedim, çekinmem, bana yetecek kadar görgü kuralı bildiğimi düşünüyorum.
5)İkisi de çatal, yemeğin suyunu sevmediğimden.
6)Evde yaparım, sebep tabağımda hiç bir şey bırakmak istememem, çatala ya da kaşığa gelmiyorsa başka çözüm kalmıyor, dışarıda yapılmaz ayıp ama. Evde de annemin babamın yanında yaparım bir tek.

1- evdeysem ve yemek çok güzel olmuşsa ve ben doymamışsam banabilirim. dışarıda banmam.
2- bunu yapanın görgüsüz olduğu kanaatindeyim. yapan biriyle çıkmam
3- kürdan kullanmıyorum. yemek sonrası wcye gidip işimi orada hallederim. kullananların eliyle ağzını kapası gerek tabii
4- video izledim, yazı okudum. param olsa high end restorana gitmekten çekinmezdim.
5- pilavı çatalla, mantıyı da çatalla yiyorum
6- hayvanlıktır

1- evet.
2- Tiksinmiyorum çok rahatsız olursam yaparım.
3- evet. elimde kapatıyorum.
4-hayır okumadım ya da izlemedim. Lüks bir restorana gitsem gayet yerim. Zaten kasmam kendimi de hayvan gibi yemiyorum sonuçta. solak olduğum için zaten yeterince "cık, cık, cık" alıyorum.
5- ikisini de kaşıkla.
6- evdeysem ve ailemleysem ikisi de normal dışardaysam değil.

1. Bazen suyuna baniyorum evde, cok nadir ama. Karsimdakinin turnaklari elleri temizse ve baniyorsa umursamam.

2. Dilimi agzimda gezdirmiyorum yemek bitince. Son icilen icecekler, icecekten alinan yudumlar bunun icin var. Sevgilim yapsa "su ic doktor, ayilasma" derim.

3. Kurdan kullanmiyorum.

4. Evde annemin ev ekonomisi derslerinden kalma Fransiz yemek adabi ve muaşeret kurallari kitabi vardi. Nasil yemekten nasil servis edilene kadar. Catali kullaninca tabaga dayali bicagin ne tarafina catali da dayayacaksin gibi bir ton sey.

Restoranlarda yengec gelince geriliyorum. Kabuklular icin ayri bir alet falan oluyor, onu kullanman gerekiyor, bazen kendi alete gecmis geliyor falan, icindeki ete ulasmak zulüm. Bagirsagini cikar, onu cikar bunu cikar, eklemlerini em :( yengeci yiyemiyorum. Kabuklulara uyuz oluyorum sofrada.

5. Kaşık yalnizca corba icin kullanılır sofra kuraarina gore, davet sofralarinda falan. Yemek sirasinda kullanilmaz. Yani normali manti da pilav da catalla. Ama ben kasikla yiyorum ikisini de evde.

6. Dikmemeye calisin, kasikla nisbetlenmeye calisin sulardan, uzerine dokulecek bilmem ne. Restoranda yapmayalim bilakis.

ne olacak yahu, gittin mi demişler gittim demişsin işte. yalan değil niye dert ediyorsun..

birşey olmaz. yanlış bilgi vermemişsiniz ki.

sıkıntı yok yat uyu bısey olmaz:)

Peki o bilgisini vermeyi unuttugum pasaportu da ekleyeyim mi evraklarin arasina?

Ekle bence

Evet. Bile bile belgede sahtecilik yapma. Zaten iki pasaportun olduğu emniyette kayıtlı. Kaybetmiş olsaydın gidip bildirmen ve bir dokuman alman gerekecek ve onu sunmam gerekecekt. İki pasaportun olduğu kontrol edilecektir.

Dert ettigin seye bak. Ekle eski vizeni de evraklarin arasina.

Biz erkekler hep böyleyiz ya, değil miyiz? Anormal miydi bu? :) şaka bir yana, psikolojik ve hatta fiziksel olarak yolunda gitmeyen bir şeyler olabilir ya da bastırdığınız bazı duygular artık yeter diyor olabilir.

Bana oluyor bazen. Erkeğim. Çözüm düzenli mastürbasyon. Fırsatın varsa isteklerini bastırma.

Bir daha kontrol etsene bir yerinde pipi falan olmasın:)
Yani erkekler için bile normal değil bence bu durum. Bu tarz kadınları duyunca şaşırıyorum gerçekten. Benim sevgililerde mi problem var anlamadım.
Yeidğinize içtiğinize dikkat edin.

Biraz bi sürekli sevişin bakalım o zaman ne olacak. Bu neden bir seçenek değil?

Olmuyor değil. Hormonaldir deyip gsripsemiyorum genelde, hep en doğurgan zamanlara denk geliyor bu haller. Alkolü bol bol ddüzenli alırsam da olabiliyor.

oluyor arada, sebebini bilmiyorum ama baya işin gücün ortasındayken böyle bi sıcak basıyor, deli gibi isteyebiliyorsun. bir keresinde üniversitede çok çalışmadan girdiğim bir final sınavı sırasında çok şiddetli bir şekilde başıma gelmişti. amfideki asistanlara baya alıcı gözle baktığımı hatırlıyorum. bi de şimdi düşündüm de genelde bana hep bi şekilde sıkıntılı, stresli olduğum anlarda oluyormuş. beynin kaçış mekanizması falan mı acaba, bilemedim.

"sen nasıl kızsın pipin var mı baktır" diyen şakacı erkekler şimdiye kadar frijit kadınlarla takılmışlar heralde.

Erkek arkadasina niye caktirmamaya calisiyorsun o kismi anlayamadim. Erkek arkadasin da varmis madem sevis iste, bunun cozumu sevis gecer bence, gecmiyorsa daha cok sevis

normal bence. 2 hafta 0 istek olduğu zaman da oldu, gün içinde afiş olmamak için bol pantolonlar giymek zorunda kaldığım da. arada git geller normal.

ps: erkeğim.

@naberabi, @yuzır, çok çaktırmamaya çalışıyorum çünkü seksin hayatın merkezine kayıyor olacak olmasından, günlük işleyişi tamamen değiştirecek olmasından endişe ediyorum. Bir de ilişkinin dinamiği de değişecek. Zaten sanırım onun da çok çözemediği kadar istekliyim, daha fazla sevişirsek hayat seks etrafında şekillenecek. Mesela koşuya gitmeseydim arayıp o işteyken gel demek, geleyim demek, sevişelim demek isteyecektim. Ne bileyim, bunlar tehlikeli. Ya da eve geliyor bir "Naber?" deyip öpüyorsun. İşte o öpmede ben deli gibi sevişmek istiyorum mesela. Normalde duş alır, yemek yeriz, iki sohbet ederiz, güleriz müleriz. Normalden ayrılmayalım istiyorum.

@shadowcat,

Bu surec normal bir surec degil ki(sizin dediginize gore) normalmis gibi davranasiniz. Normalden farkli olan bu sureci erkek arkadasinla paylasmalisin bence. Senin yontem ise yaramiyor demek ki, bir de naber dedikten sonra aninda sevismeye baslayin, heyecan olur hem lol. Sevistikten sonra yine dusunuzu musunuzu alir, sohbetinizi eder, gulersiniz mulersiniz. Gunluk isleyisi "gecici" bir sureligine degistirebilir belki.

anlattığında bir anormallik yok, anormallik arıyosan erkek arkadaşına çaktırmamaya çalışmanla ilgili kısımda ara onu.

@dafaisss, biliyor yeterince ne kadar arzuladığımı. Biraz dengeli olsun istiyorum ya, normalden kasıt bu. Işteki adami arayıp da cinsel icerikli şeyler söyleyip dikkatini dağıtıp seks icin çağırmak istemiyorum. Ya da gizli sevişmeler falan. Dengesini böyle sağlamış varsa bir sey demem tabii. Heyecanlı da olabilir ama ne bileyim. Evdeki heyecan fazla zaten.

tamam o dediklerinde de bir anormallik yok, erkek arkadaşın hödük biri mi? ilk defa sevişmiyceğinize göre mütedeyyin biri de değil. dediğin minvalde şeyler yapınca söyleyince sana dair algısının değişmesinden, ne düşüneceği falan mı seni çekindiren ?

Kök çakrayı topraklamak lazım.

@dafaisss Yok yahu, öyle bir cekincem yok. Hayatımız seks uzerine ilerleyecek, benim hayatimda değişecek, lazim olmayan yerlere zamanlara seks girecek. Ayni seyi değişik kelimelerle tekrarliyorum, daha fazla nasıl aciklayacagim bilmem :(

dediğin şekilde olması sana bir ferahlık vericeği halde onun dışında kanallar (spor demişsin ya mesela) arıyosun ya da kendinde bir sorun aramışsın ya, ondan öyle dedim; yani sorunlu bir şey olmadığı halde anormal algılamana ne gerek var minvalinde.

Bir şeyim silinmedi de duyuruma gelen tatlı, sohbet içerikli, cevaplar silindi. Bence baba jo siliyor hepsini, ona yüklenelim :D

Kimseyi ispiyonnlamadım şimdiye kadar, o konuda bir fikrim yok.

benim cevabım silindi haklıydı.

Isterlerse noktalama isaretinden sonra boşluk bırakmamışsin derler, silerler. Onu da alkışlayan çıkar yani. Burası böyle bi yer.

oha yeni mod mu alındı (silin ulan)

Şimdi silinen cevabınıza baktım, bir yanlışlık yok. Gerçekten de 'Soruya cevap değil'miş.

Mod sayısının çok olmasını biz önerdik açıkçası. Hem bu kullanıcılardan aldığımız bir geri dönüştü, çalıştay sonuçlarından biriydi; hem de aktif modlar olarak sürekli burada olamıyorduk hem de bazı karar isteyen konularda daha çok kişinin fikri olsun istedik.

kaymaktutmayansicaksut ile girdiğimizde ilk birkaç ay çizgim Gandhi ile Hitler arası gidip gelmişti, sonradan bir çizgiye oturttum, hatta oturttuk. Kimine göre iyi, kimine göre fena değil, kimine göre kabus gibi bir çizgi idi. Ancak, şu vardı; aktif olan iki-üç kişi kalmıştık ve sürekli online olamıyorduk. İspiyon da yapılmazsa gözden kaçıyordu. Hatta 'Ne olur ispiyonlayın, internet kullanıcıları da ne olur mesaj atsın' dediğim duyuru cevapları boldur. Bu konuların açıldığı duyurulara mutlaka böyle bir cevap yazmışımdır. Sürekli online olmadığımız için geç dönebiliyorduk ispiyonlara. Şimdi sürekli online birileri var ve bizim mesajlaşmalarımız gün içinde vıcır vıcır. Duyuru'ya girmediğim anlarda bile sürekli vıcır vıcır ekran görüntüleri ile mesajlaşıyoruz, ispiyon değerlendirme tavan yaptı. Kontroller bu nedenle daha sıkı bir hale geldi, gözden kaçmıyor pek bir şey. Ek olarak, yeni arkadaşlar silme, vb. işlemleri yaptılar ama tek başlarına büyük inisiyatifler almadılar henüz. Küçük ve çok net ispiyonları değerlendirdiler genelde. Verilen kararlar ortak veriliyor.

Bir de hatırlatmak isterim, bir-iki aydır 'Soruya cevap değil'leri, hakaret ve küfürleri daha sıkı tutmaya başladık, çünkü mesaj kutumuz ve çalıştayımız 'Yeter artık, daha fazla dalga geçen görmek istemiyorum'larla doldu. Bu arkadaşlar da bu sıkı yönetimin üzerine geldi ancak ortak kararımızın çizgileri zamanla oturacaktır.

haşhaş

dr. oetker wolke haşhaşlı kek var.

Haşhaş!
Bu da ev yapımı, sahiden çok güzeldi. Fotğraftan da anlaşılacağı üzre Adeta bir ayı gibi yedim :(

chicha, güldüm ya :D. Gerçekte asil bir kuğu olduğum doğru. Kuğuluk haşhaşa kadarmış.

Bunu benim bir arkadasim yapiyordu cok terliyordu koltuk altlari, sanirim aslinda yurt disinda sirf bu isi goren bir sey varmis ama bilmiyorum adini.
Onerim carefree, sorum bu meret disardan/gomlek disindan gozukmuyor mu peki? Yurtdisindakini bulursam paylasirim

O iş için hazır şeyler satıyorlar onlar işini görmüyor mu

www.hepsiburada.com

annem bana bir kere şok'tan ismini hatırlamadığım bir markanın pedini almıştı. kaliteli değildi ama baya yapışkandı onu bir deneyebilirsin.

Olm gratiste gömlek pedler var :(

yue +1
Tiyatrolarda oyuncuların kıyafetlerine de bundan yapıştırıyorlar. Marka aynı mı hatırlamıyorum ama hazır olanlar mutlak çözüm.

Arkadaşlar bilgi ve öneri için teşekkürler. Bunun ayrıca bir ürün olarak satıldığını ben de biliyorum. Hiçbirisi ped gibi başarılı değil. FP oranı en iyisi kadın pedleri. Kaldı ki piyasadaki mevcut ürünler çok küçük. Ben pedleri istediğim gibi kesip şekillendirebiliyorum. Valla komik gelebilir bazı arkadaşlara ama beyaz gömlekler için başka çarem kalmadı. Diğer gömleklerde kullanmıyorum. Dışarıdan görünmüyor, görünse de pek umurumda değil açıkçası :)

Kalitesiz pedlere, bilinmeyen markalara yönel. Bir keresinde ben de boyle bir marka almak zorunda kalmistim. O kadar yapiskanliydi ki cikaramamistim kumastan, rezalet! Senin icin iyi :)

karbonat dok eline uzerine 3, 4 damla su dok sonra koltuk altina sur. sonra gel bana dua et, yok boyle bir sey

Bence guzel, fit bir vucuda sahane olur

kolların kesimi duruşu güzel, modeli kötü diyorum. manken yüzünden odaklanamadım.

all girls dream.
Şaka. Kötü :(

Bende bi' gomlek var beyaz ustunde bu tona benzer kucuk kucuk pelikanlar var. Onu bunun icine giyersem guzel olur diye dusundum. Altina da ya acik mavi hafif yirtikli jean ya da acik gri veya acik mavi dar paca modern chinolardan giyilir.

Bence bu kazak boyle tek giyilmez. Icine giyilebilecek gomlek bulabilirsin alinir. Ayrica mumkunse almak icin link paylasabilir misin? :)

kimin giydiği etkili olmakla beraber abide güzel durmuş.

body building kendi kendine dik yürüme dürtüsü geliyor zaten.

Pilates.

Günde 2 kez

www.youtube.com

zayıfsın boyuna göre. spor yap. vücut geliştirmeye başlayınca kasların gelişiyor bu zamanla düzeliyor.

bir spora git, 2-3 barbell row filan yap.

sirt kaslarini calistirman lazim kisaca. 2-3 barbell row dedigim isin geyigi tabi, programli calis iste.

Eskrim

Daha Sırt kaslarını çalıştıracağın genel bir ağırlık çalışması.

Bizim burda herkes Turkiye'ye tatile gitti. Dönen de duymadım açıkçası.

Eğer tehlikeli bölgelerde filan değilseniz, tatil beldesindeyseniz sorun çıkacağını sanmıyorum. Tabii Turkiye'de herhangi bir yerde bomba patlama ihtimalı vs var ama bu yeni olan bir şey değil. Bunu biliyorsunuzdur.

Yurtdışı çıkış yasağı da su anda kamu personeline var ki onlar da tamamen çıkamıyor değil. Yeşil pasaportlular için. Normal vatandaşa yasak çıkacağını sanmıyorum. Olsa da 1 2 gun kısıtlama gelir. Zaten yabancı ülke vatandasiysaniz mecburen çıkartmak zorundalar.

başka bir olay olması halinde gidiş yapacağınız ülke sınırı kapatabilir. çok mühim işler için türkiyede bulunmuyorsanız gidin.

Ben olsam dönerdim. Ben 3 gün ülkeye giriş için uğraştım. Her şey çok belirsiz ve her an yeni bir başbakanlık emri, yeni bir uygulama, çağrı duyruluyor. İkinci dalga askeri çabanın olasılığını da önemsiyorum ben. Bu belirsizlikte, gideceğim bir yer varsa, kalmanın iyi olmaycağını düşünüyorum.

@fraise: yabancı ülke vatandaşlığım yok ama tabii o ülkeden elimde çalışma oturma izinli id kart bulunmakta.

@mr.goodcar: konuya hiç böyle bakmamıştım. teşekkürler.

sınır kapanabilir +1
yeşil siyah mavi pasaport ayrımı yok, kimlikle kıbrıs'a gidenleri bile salmamışlar.

Tamam aynı şekilde eviniz, isiniz orda sizin. Konsolosluğa gitseniz yine bir şekilde hallederler. Tatile giden turk vatandasi degilsiniz. Sinir kapama filan da gercekten savas durumunda olur. En fazla amerika'nin yaptigi gibi ucuslar iptal edilir ki onlar bile dun tekrar seferleri baslatti. Babam '80 darbesinde bile yanlis hatirlamiyorsam 1 hafta sonra giris cikislar baslamisti' dedi. benim dün kardeşim geldi turkiye'den sorun yoktu dedi. sıra varmış sadece.

Sonuç olarak; yarın olağanüstü hal filan ilan edilirse gidin, yoksa zaten yavaş yavaş normale döner her şey. Herkes şu anda panik halinde olduğu için en kötüyu düşünüyor bence.

bas git durma üstad.

Ben epey uzunca bir zamandır sadece Türk yazarların kitaplarını okuyorum, çoğunlukla öykü. Okul için yapmak zorunda olduğum teorik okumalar hariç neredeyse başka şey okumam.

Ben birini bitirmeden başlayamıyorum başlasam bile konsantre olmam mümkün olmuyor. Belli bir kategorim yok bir alana merak saldıysam önce o alana dair kitaplarımı okuyorum. Mesela darbe ile ilgili bir merakım oluşunca önce bu alana dair yazarları kitapları araştırıp sipariş edip bitiririm sonra edebi bir seriye geçebilirim.

Şu anda 6 kitap paralel okuyorum desem? Belirli bir konu ile ilgili 3 ü bilimsel, biri tarih/araştırma, 2 si roman. Farklı diller üstelik. Araştırmalar Almanca, İngilizce. Bilimsel olanların hepsi laptop'ta. Tarih/araştırma olan basılı, iki roman kidle'da. Benim aklım buna alışık. Bence aklını ve kavrayışını alıştırmakla ilgili. Bir edebiyat kitabının verimli olması ne demek tam olarak anlayamadım ama bende düşen bir verimlilik yok. Bir de radyo tiyatrosu dinliyorum, eski Yunan tragedyaları. Mutluyum.

uzun zamandır kurmaca olarak yalnızca öykü okuyorum, bir oturuşta tüketilebilecek şeyler olmalı. Kurmacanın dışında araştırma kitaplarından ziyade makale okuyorum denilebilir. Zaten göçebe hayata geçtiğimden beridir kitap fetişim kayboldu. Ha ama şöyle uzun bir yolculuk sırasında içinde kaybolduğum kitaplar da oluyor tek tük.

Senin özeline gelirsek: aynı anda birden fazla kurmaca kitabı okumuyorsan sorun yoktur bence. birden fazla araştırma kitabının verimi düşüreceğini sanmıyorum (eğitim sisteminden ötürü zihnimiz böyle konudan konuya zıplamaya alışkın olmalı).

kurgu ve bilimsel bi arada okurum. bazen bir tanesi çok sarar, %80 - %20 olur. çok saran bitince de öbürü onun yerini dolduramıyor, bi boşluk oluşuyor, yeni kitap giriyor. öbürü %40'a çıkıyor en fazla, yeni gelen sarmazsa ağır aksak gidiyor, yenileri giriyor, öyle gidiyor.. voff çok saran kitap öbürlerini piç ediyor resmen. bende de aynı sorun varmış.

bazı zamanlar üst üste edebi tarzda okuyorum, bazen belli konulara odaklanıp onlarla ilgili araştırma kitaplarını okuyorum. fakat edebi tarzdakileri okuma sıklığı daha ağır basıyor genelde.

kurgu-kurgu olmayan kitapları aynı anda okumaya çalışınca çok verimsiz kaldığımı farkettim. aynı anda değil, bir gruptan sıkılınca ötekine ağırlık veriyorum.

Ikisini bi arada goturemiyorum ben. Gerci lise yillarimda ayni anda 3 4 kitap okurdum ama su an kafam kaldirmiyor. Odaklanacaksam bir seye tam odaklanmaliyim. Yillarca kurgu agirlikli okudum ama sanırım yaşın da ilerlemesiyle beraber araştırma kitaplarina agirlik vermeye basladim. Kurgu okurken cok cabuk sıkılıyorum.

araştırma ve kurgu olarak 2 kitabı aynı anda okuyorum genelde, bir yandan da bitmek bilmeyen bir öğrencilik hayatım olduğu için okumam gereken bir sürü başka şey çıkıyor sürekli. araştırma-kurgulardan biri önce biterse başka yeni bir kitaba başlamak için diğerinin de bitmesini bekliyorum. ikisi de bittikten sonra yeni 1 veya 2 kitaba başlıyorum. hiç başlamış olduğum bir kitabın olmadığı bir dönem olmuyor ama bir kitabı bitirme hızım 6 ay ile 2 hafta arası değişiyor yoğunluğuma göre.

İşim gereği iki koldan ilerliyor. Hem teorik hem kurmaca metinler okuyorum

şimdi onlar yeni mod ya hemen kendilerini gösterme hevesinde olacaklar ablası çok şeaapma. her türlü argoyu silerler.

şahsa olmadığı sürece bence sıkıntı olmamalı
göndermeli dolaylı küfürlerde silinmeli örneğin böyle duyuru açanların bilmemnesine bilmem ne olsun vs şeklinde

ama sktriet gt e gelmek vs şeklinde sözler bence sıkıntılı değil.
ha küfür sansürlenerek yazılırsa hiç önemli değil ki google ads küfürü yakalayıp siteyi kara listeye almasın

Cinsiyetçi, türcü olmadıkça bence sorun olmamalı ve kişisel.

yeni modlar kim damdanakan?

hangi ülkede siktir, hay amk, göt gibi kelimeler ağır küfür sayılıyor yahu? ingilizce olsun (italyancadan da ornek verebilirim) fuck, shit, cazzo, porca miseria v.s. bu tur anlamlara gelecek kelimeler gunluk hayatta yer etmiş ünlemlerdir.

duyuruyu kreşe çevirdiniz AMK.

@shadowcat: sıralı tam liste:

krem peynir
ron dennis
baba jo
godosu beklerken

Başka var mi bilmiyorum.

Ben de ırkçı, insanları partilerine göre çomar, gezici vs diye ayıran zihniyete bi laf ettim dün. İspiyonlanıp silinmiş. Anlamadım vallahi. Ne hakaret sayılır ne küfür sayılır bilemedim. Modlar aydınlatın:)

vay anam vay neler dönmüş serhat ya.

Benim de arka arkaya bi sürü cevabım silindi, ben de diyorum neden. Yeni modların geldiğini bilmiyordum.

Argoya müdahale edilmesine ben de karşıyım. Küfür de bir noktalama işareti olarak amk gibi hakaret için değil de anlamı kuvvetlendirmek için kullanıldığı sürece kullanılabilir bence. Ben de çok kullanıyorum.

Aynen ya, hayır normalde küfürlü konuşan bi tip değilim ama bazen bir durumu anlatmak için yazılıyo yani. Kafam skilmis gibi bir şey yazmıştım pat pat sildiler, cok gereksiz.
Bana bir zamanlar duyuruyu bıraktıran @hollowlife tipli moderatörler istemiyorum.
Güzel güzel yapıyordunuz işinizi, bozmayın.

Burası zaçma sapan bi yere döndü. Birkaç sene önce silinmeyen cevap türleri bugün siliniyor. Artık alıştığım duyuru yok :(

Eskiden duyuruda merak edip tanışma arzusunda olduğum insanlar olurdu. Bugün düşünüyorum da "kim bu acaba" diye merak ettiğim kimse kalmamış. Ya ben büyüdüm ya da burası aptallaştı. Ben aptallaşmış da olabilirim tabii.

Benim bi cevabimda g ile baslayip t ile biten popo karsiligi kelime silindi. Ustelik hakaret amacli degil organima atifta bulunuyordum ve ö ile bile degil o ile yazmistim. Cok sacma bana kalirsa.

amk gibi ifadeler cinsiyetçidir ve tecavüz gibi olayların çok oldupu bir ülkede, benim gibi insanlar açısından huzursuz edicidir çünkü söylemde tecavüzü barındırır içinde. Zaten açılımı o anlama geliyor.

patronculuk oynuyorlar, başka bir şey değil.

direkt hedefe yönelik küfür meselesi de serbest olmalı bana göre de gerekçesini anlayabiliyorum hadi o tamam. ama onun dışında KÜFÜYEDİYMESİN RAHATSIZOYUYOZ diyenler gerçekten enteresan insanlar. karşısındaki insan tercih ettiği şekilde iletişim kurmuyor diye ağlayarak YA AMA BÖYLE YAZMALARININ YASAK OLMASI LAZIM diyen insanı hayat hangi yollardan geçiriyor da böyle oluyorlar gerçekten merak ediyorum.

amına koyayım yazılmasından rahatsızsanız gidin tedavi olun kendi sorununuzu çözün. benim yaşadığım yerde de trafik kazasından çok insan ölüyor, bi daha fiat doblo esprisi yapmayın çok hassasım bu konuda.

THY call center'da bbir suru seyi tuslayip bilet numarani da girdikten sonra "iptal etmek icin 3'e tuslayin" diyor ve 3'u tuslayinca telefon kapaniyor. LOT, DELTA, IUA, airBaltic mail ile ulasililyor.

pegasus için şurayı aramayı deneyebilir misin:

0850 250 67 02

@mr.goodcat,

otomatik mesaj cevap veriyor; iptal ve değişim işlemlerini yapmıyorlarmış. çağrı merkezine veya siteye yönlendiriyor. yoğunluktan dolayı burada çok bekleyebilirsiniz diyor.

Esasen yeşil pasaportu üzerinden aldığınız kişinin, yurtdışına çıkış engeli olmadığını kanıtlamanız gerekiyor. (Evet çok saçma.)
Emekli ise, Sgk'dan emeklilik dökümü, halihazırda çalışıyor ise çalıştığı kurumdan "yurtdışına çıkışına mani bulunmamaktadır" diye ıslak imzalı belge gerekiyor. Öğrenci belgesi resmi yazıda yok, ama ispat etmeyi kolaylaştırıyor diye alınsa iyi olur sanırım.

@black holes and revelations O nasıl olacak? Zaten yurtdışına çıkışlar yasak değil mi, izinleri iptal kamu personelinin.

Gerçekten çok anlamsız. Sağlık personeli koşulsuz geri çağırıldığı için onların çocukları da çıkamıyor. Ama öğretmen çocukları alabilmiş mesela, kişinin belgeyi alırken kendisi için almadığını belirtmesi lazım. Biraz da belgeyi veren kurum çalışanının insiyatifinde.

Sahit oldugum: Ailesi emekli, yesil pasaportlu, iki saat dil doktukten sonra "su ilerideki cicakciden ogrenci belgesi al madem de gecirelim". Ucagi kacirdi :( O andaki pasaport memurunun tavrina kalmis.

Kurum tabi ki ben senin çocuğunu tanımam onun adına belge düzenleyemem diyecek ama işte senin adına düzenlenen belgeyi çocuğun kullanacak falan, gerçekten her şey birbirine karışmış.

Şu an havaalanında staj yapıyorum, buradaki çalışanların da kafası karışmış durumda çünkü saatbaşı genelgeye güncelleme geliyor.

yetkili birinden güncelleme yapılsa iyi olur. resmi gazetede genelgeyi bulamıyorum.. bordo pasaportlulara uygulanan durum nedir.

uçak otobüs vapur?
hangisi?
dün seyahat ettim aynı idi.
nereden nereye bide yurtdışı mı içi mi?

uçak billetleri ya ? Yurtdısı uçak biletler.

sebebi dolardaki belirsizlik ve tabi ki ülkedeki belirsizlik olayları bence.
artış yüzde kaç oranında bilmiyorum ancak bana en mantıklı gelen bu.

Bu gözler Avrupa'dan tek yön Turkiye'ye dönüs 830 Euro ekonomi koltugu bilet gördü. Diger havayolu sirketleri iptal ediyor ucuslari. THY tek alternatif kalinca para kazanmak icin beyinleri yandi :(

Gectigimiz gunlerde yasananlardan dolayi bir cok ucus iptal edildi.. Bundan dolayi da bileti olan insanlara ya parasini iade edecekler ya da yeni bir ucusa yonlendirecekler, ucuslar doluysa ek sefer koymak zorunda kalacaklar yok dolu degildiyse mevcut ucuslarda yer ayarlayacaklar.. Bir yandan talep de devam etmekte.. Normal zamanda bile talep arttikca fiyat artar boyle bir durumda yukselmesi cok normal.. Ucus iptallerinden dolayi olusan zararlarini da yansitiyorlardir yogunlugun yanisira..
Hepsine ek olarak dora euro kurlarindaki dengesizlik de var.

"kaç kaç kaç" insanları hiç az değil çünkü. imkanı olan rahat yerlere gidiyor.

dışarıdakiler neden dışarıda cb dışarı çıkın dediği için
şimdi çıksa herkes evine girsin derse evine girerler
güç gösterisi fikri yüksek ihtimal.

kişisel fikrim, bu birkaç gün akepe tsk olsun yargı olsun zorlayabildiği kadar zorlayacak. herhangi bir harekete karşı canlı kalkan olsunlar diye tutuyorlar.

şu an taksim'e kışla kuracağız deseler dışarıda onca çomar varken ikinci bir gezi olabilir mi?

Ben de bilmiyorum ama biri güzelce bir sahiden ne olduğunu yazabilir mi? Yurtdışındayim, yabancı arkadaslarim inanilmaz tehlikeli bir sey varmis gibi davraniyor, aile ve Turkiye'de olan Turkler daha sakin, heyecanlanmayayim diye. Sokaklarda insanlar mi var, tezahurat mi var, ne oluyor tam olarak? Ucaklar iki kere iptal edildi, gelemiyorum da. Bir aciklayin sahiden neden disarda insanlar?

Dün ankara keçiören'de dışarı çıkanlar evde oturanları taciz etti mesela. Evde oturan vatan hainidir diye bağırdılar.

@shadowcat,

Yabancı arkadaşların bizim ülkeyi doğal olarak kavrayamıyor, o yüzden endişelilerdir. Hiçbir halt olduğu yok şu an. Başarısız bir darbe girişimi oldu. Tayyip de fırsat bu fırsat deyip milleti sokağa çağırıyor işte, miting yapıyor sağda solda. Uçaklar da eski hâline döner bir iki güne.

Gövde gösterisi işte. LGbti+ aleviler kadınlar vs taciz için de.

Arabayla tur atıyorlar kornaya basıyorlar. takımları şampiyon olmuş gibi ya da seçim kazanmışlar gibi. 3ü de hoşuma gitmiyor, diğer ikisini yine de anlayabiliyorum.

Yasadiklari kenar mahallelerden modifiye edilmis doganlariyla sahinleriyle cikip bagdat caddesine gelip milleti rahatsiz ediyorlar. "Istersek gelir, yasanabilen son yerlerin de icine sicariz. Kimse de karisamaz" kafasindalar.
Cok buyuk zafer kazandiklarini filan dusunuyorlar.

Tayyip de iste "bakin %50mi zor tutuyodum, sokaga saldim. Gorun bakalim simdi!!" diyor.

Yağma yapıyorlar: www.egedesonsoz.com

Katliamda ölen insanların anıtına saldırıyorlar: eksisozluk.com

Suriyelilere saldırıyorlar: direnisteyiz3.org

İnsan öldürüyorlar: twitter.com

Kadınları taciz ediyorlar. Hakaret ediyorlar. Saldırıyorlar: direnisteyiz3.org

Gazları bitene kadar bu sürecek.

Gürültü.

eksisozluk.com

birbirlerini fortluyo genlerine tükürdüğümün götçüleri.

ters cevrilip oyle konur.

Kitap tutacağı ya da kitap okuma standı diye geçiyor. Çok faydalı.
www.google.com.tr

abi bu işin en iyisi baş parmağa takılan bi aparat. şöyle V şeklinde bişey ortasında yuvarlak var baş parmağını sokuyorsun içine normal kitabı tutar gibi tutuyorsun açık duruyor. şimdi adını unuttum arat bulursun

aha bu store.donanimhaber.com

okurken baş parmak da açık tutuyor tam arasına koyunca zaten ekstra aparata gerek yok. okumazken iki dakika bir yere gideceksen ters koyarsın, su içmeye gideceksen telefonu falan koyarsın.

dert edecek bir durum yok bence.

Gencler, ellerimiz klavye uzerindeyken yanimizda acik olan dokumandan/kitaptan belirli seyleri gecirmemiz gerekebiliyor. Alintilamamiz gerekebiliyor. O yuzden kitabin biz okurken bizim ellerimizden bagimsiz acik bir sekilde bize donuk olmasi gerekiyor. Galiba sorunun amaci bu.

@shadowcat tam demek istedigim buydu.

Eskiden kalin bir cam blok vardi. 97 yili civari. Sonra ayni gorevi goren bir sey cikmadi.

Yanitlarin icinde stand var. En yakin o. Ama kullanisli gozukmuyor.

şöyle çok afili bir şey var.

www.gugarwood.com

diger katilimcilarin kendi ulkeleri hakkinda elestiri yaptiklarini sanmiyorum.
Zaten dedigin gibi cogu konulara hakimseler sen de biraz boya vatanseverligi yapabilirsin.

Yani "uff cok suriyeli aldik.s" yerine "cok comert oldugumuz icin" filan gibi politik konusabilirsin yani. Cok zor olmamali. Bence diplomatik vatanseverlik elzem :)

Her diplomat, ait olduğu inanç ve görüşün kölesidir. Vicdanınız ve bilginiz el verdiğince, en doğru bulduğunuz yanıtları vermeye çalışmalısınız.

Elbette, -toplantının büyüklüğünü de göz önüne alarak- vereceğiniz yanıtlar, spekülasyona ya da polemiklere yol açmamalı. Bu bilinci de benimsiyor olmalısınız.

Katılıma bakılırsa, bu toplantıda çok da sıyrılmamanızda fayda görüyorum.

Hükumetin, güncel olaylardaki tutumu ve ilişkisi konusunda sorular gelebilir. Şimdiden bu ve yakın konularda cümle çalışmakta fayda var.

Türkiye'nin inovasyon politikasını anlat. Fiyakalı oluyor.

Sizden isteneni, baglami, sureyi tam olarak bilemiyoruz. Biraz detay verebilirseniz, ozellikle suriyeli siginmacilar konusunda yardimci olabilirim saniyorum.

sen istemesen de tayyip ile ilgili konularda soru gelecek. hangi ecnebi ile görüssem, ne ayak bu tayyip diyorlar.

eger illa anlatacaksan, tutuklanan ve işten atilan akademisyenlerle ilgili konus. üniversitenin bir sivil inisiyatif olabilme potansiyelini tartismaya ac. sabaha kadar tartisirsiniz.

Hem anonim kalmaya çalışayım hem soru sorayım istiyorum dengeyi tutturamıyorum.

f_d, ülkenin sosyal politakalarıyla ilgili, uluslararası siyasetin bu sosyal politikalara etkisinin ne olduğunu, ve bir yüksek eğtimci olarak, ülkenin eğitimcilerini temsilen, senin nasıl değerlendirdiğini bilmek istiyorlar. Ancak sonraki ayrılmış bir sürede de sana yöneltilen soruları cevaplıyorsun.

Yani, çok basitçe,örneğin sığınmacıların ya da azınlık politikalarının eğitim, sağlık, istihdam üzerine etkisi gibi. Ya da thewizardofearthsea'nin dediği gibi universitelerin politik çizgiyi aşarak kendi aralarında enternasyonal bir insiyatif haline gelme potansiyeli gibi. Böyle bir şeyin liderliğini yaparsam superkahraman gibi olmam mı :D Underground örgütlenmelere girişsem mi?

Toplantı günlere yayılmış. Ancak ayı gibi hızlı konuşmam gerekecek. Oturumlar dışında da beraber olunacağı için "off the record" sorular ve cevaplar da muhim, bu tür iletişime daha çok zaman kalıyor.

Diğer bir buluşmada bir Yunanlı tarafından İstanbul'un (onun söylemesiyle Constantinople) fethinin kutlanmasını barbarlığın ve cinayetin kutlanması olarak görüp görmediğim, bu tür kutlamaların toplumdaki yeri, devlet eliyle teşviki falan sorulmuştu. Kavgacılar bir de.

Çok mutlu olduğum gün oldu ama yok ya şu gün en mutlu günümdü diyemiyorum ben de.

Yok. Bunu ben de düşünüyorum hep acaba filmlerdeki gibi diğer insanların en mutlu anları filan var mı diye. Lol.

Iki sene önce Avrupalı bir grupla Amasya'da bütün gece içip sohbet etmiştik. Hayatımda o kadar eğlendiğim bi an daha olmadı. Kimsenin ana dili ingilizce değildi, onlar tabii bizden daha iyi konuşuyorlardı ama telaffuzlari arizaliydi yine de. Dışarıdan bakınca çok aptalca bi muhabbet gibi görünecek ama, yanlış telaffuz edilen ingilizce kelimeyi alır, evidir çevirir "Did you mean ....?" falan diye saatlerce uzatirdik muhabbeti. O noktalı yere de aklına gelebilecek en absürd kelimeyi koyuyoduk. Bardakiler rahatsız olup susun falan diyordu ama bağıra bağıra konusuyorduk. Tam anlatamadım gerçi.

Adamlar hafif neo hippi triplerindeydiler Şehrin içinde otel terligiyle geziyolardi biz özgürüz ayağına. Ben de takıldım bunlara, canım sıkkındı. Ama hayatımın en eğlenceli zamanlarını geçirdim sayelerinde. "Why so serious amiyum?" pozu kesiyorduk mal gibi koca koca insanlar. Ne güzeldi ya.

Simdiki esimin memleketinde arabayla uzak bi yere gitmistik gece yildizlari izlemeye. Ne konustuk ne yaptik hatirlamiyorum ama inanilmaz huzur doluydum. O geceden forografta da mutlulugumuz belli oluyor zaten

mutluluktan bildiğin ölüyorum sandığım, daha fazla duyguyu kaldıramayacağımı hissettiğim birkaç an var böyle. hepsi de bu sene oldu.

Simdiki esim derken o zaman sevgiliydik :p

Var, diyebiliyorum. Çocukluğuma dair birşey. Başka bir şeyle kıyaslanabilir bir his olmadığı için kendisi diger her şeyden sıyrılıyor.

Üniversitede 2 yıl boyunca peşinde koştuğum arkadaşım-sevgilim parmaklarını parmaklarıma geçirip sıkmıştı. Gözlerimin içine bakıp seni herseyden çok seviyorum. Senden herşeyden çok nefret ediyorum. Ne yapacağımı bilmiyorum demişti. Gözlerindeki o bakışı asla unutamam. Sanırım o an ve ertesi gün kendime gelememiştim. En yoğunu buydu. Alimle akşam iftar-piknik karışımı bişey yapmıştık. O kadar eğlendiğim az olmuştur.

Tatilya'ya gittiğim gün en mutlu günümdü.

Belir-siz

ı ıh, o olmaz. kısır kalıyor anlam. belirsizlik, belirliliğe dönüştürülebilir, ama açıklaması doğasından ötürü imkansız olan bir şeyden bahsediliyo.

kelime kelime çevirmek yerine cevaba yazdığın gibi "açıklaması doğasından ötürü imkansız olan..." şeklinde çevirsen??

ya da cümlenin tamamını bilmiyorum ama "kestirilemeyen" işe yarar mı?

ilgili cümleyi yazarsanız belki fikir belirtmeye faydası olur.

şöyle ilgili kısım, yani bu yazının başlığı "uncertain rebellion" ve kabaca "açıklaması doğasından ötürü imkansız olan" diyebildim ben, ama tek kelime lazım başlığı için:

First of all, let's get rid of our schemes and certainties, our gods
and ideologies, our discourses and myths, our stupidity and security!
Let's abolish our routine that is nothing but a collection of nonsense.
It is not simple. Uncertain rebellion is a double-edged sword: it is
a transformation of our own life and at the same time a destruction of
all forms of authority, some of which are difficult to recognize .
Government, capital and religion are the more obvious faces of power. But technology, work, art, morality, the ingrained habits of
social etiquette and propriety, roles and status, duties and obligations
- these too are domesticating authorities which transform us from
playful, uncertain, unruly beings into tamed, bored producers and
consumers. These things work in us permanently, limiting our imagination,
usurping our desires, suppressing our lived experience.
Clearly, all this must be attacked.
How to do it? Uncertain rebellion describes a particular type of
situation: one in which authority's power to control is negated, here
and now. You decidedly rise up against domination in the given conditions.
So, uncertain rebellion is an insult. It is a direct physical
attack. It is a clash. It is a daring exploration of becoming deranged.
It takes us into unknown territories for which no maps exist. It is an
adventure. It is an effort of raising your head. It is the elimination of
the fear to be stupid, ignorant, ridiculous, pathetic. It is a situation to
which such categories as failure and success, right and wrong can't be
applied. Such a situation guarantees nothing - not even the continued
existence of that situation. But it does open up the possibility for each
of us to start creating our lives for ourselves. Can you imagine such a
situation? Try to, there is no place for examples. Can you handle it?
It is up to you.
Uncertain rebellion is always concrete. It deals with power relations
in the family, school, the army, the university, the professional
field, public events, everyday life. One must be very attentive to the
prefabricated social context. One must quickly analyze the given conditions.
One must immediately decide about one's rebellious techniques
and methods. Then one must attack.
The authorities in our heads and around.

"beklenmedik isyan" ?

ı ıh, o da kafi değil. daha başka bişey lazım.
inşallah türkçede öyle bir kelime vardır ;((

Umulmayan

Kekremsi.

Bahsettigin anlamın ingilizce karşılığı 'inexplicable". Boyle bir kelime varken bunu kullanmayip "uncertain"ı kullandiysa bahsettigin anlam degildir gibi geliyor. Parcada da oyle bir anlam yok. Bu bölümde en azindan.

"tahmin olunamaz" gibi bir anlamı da varmış.

aklıma gezi'yi getirdi. uncertain rebellion'a örnek.

gezi belgesellerinden birinde, katılanların gezi olaylarını tanımlamalarında vardı tek kelimelik ifadeler ama şu anda aklıma gelmedi. sanki aradığın o tür kelimeler gibi geldi.

Müphem

Bele bele ipnemsim puştumsum bir şeydir agam.
Yani diyor ki burda, nerden geliyorsun nereye gidiyorsun ey yolcu?

Müphem +1

kıyafet çeşitliliğinden ötürü diyeyim o zaman ben de. :)

çünkü çüküm var.

Regl yok, o iyi. onun dışında bok gibi erkek olmak.

Çünkü kadın olmak ya da kadınlık temelde narinlik barındırma da, çok güçlü bir şey.
Sadece vajinadan ibaret değil.

Doğurgan olmak, yaratici bir güc veriyor.

Doğada yaratabilen/üretebilen/hayat verebilen ya da bunlara aracılık edebilen taraf olmak özel bir şey.

Kadınlık incelik, duyarlilik katiyor hayata.

Barındırma da değil, barındırsa da.

Dünyanın en güzel şeyi kot pantolon tişört giymek. Ölene kadar yaz kış bu kombinasyonla hayatımı sürdürebilirim. Kadın olunca otomatik olarak gelen bi yüzlerce değişik kıyafet giyme modu var, hiç çekilecek gibi bir şey değil. Erkek olmak o nedenle şahane, onun dışında çok bi avantajı yok.

İstemezsem çalışmak, ev geçindirmek zorunda değilim, 'Evde oturup kendi çocuğuma kendim bakmak istiyorum, var mı diyeceğin?!" diye kenara çekilebilirim kadın olarak. Evet artık devir başka hayat müşterek vesaire vesaire ama yine de ataerkil kurallar her tarafta hükmediyor, madem öyle ben de bu hakkımı kullanırım adamsan ekmeği sen getir diyebilirim.

Yapamam büyük ihtimalle ama yine de bu düşünce iş hayatı stresine katlanmama yardımcı oluyor.

cinsiyetimiz farklı olsaydı hormonlar ve beyin yapısı nedeniyle bambaşka düşünüyor olacaktık. karşı cinsin kafasını yaşayan az insan olduğunu düşünüyorum. o yüzden çoğu insan halinden memnun olsa gerek.

basit ve ayrintilar icerisinde kaybolmadan yasayabiliyorsun. bir de fiziksel olarak daha az farkli seyler yasiyor vucudunuz ondan da iyi (pms, bacak sismesi,depresyona girme egilimi ...) bunlar baya yipratiyor gibi geliyor bana.

Erkek kıyafetlerini çok gerizekalı buluyorum bir erkek olarak. Alet takımı biraz ortalamanın üzerinde olsa hatta onu geç biraz kalça üst bacak çalışsan kıyafet bulamıyorsun. Hatta bunları geç normal bir erkek pantolon bulamıyor bu ülkede. Pantolondan nefret ediyorum. Genel olarak maskülenliği ve testosteronu seviyorum.

(erkek) hayatı daha pratik yaşayabiliyorsun
iddia ediyorum bize kalsa yine hala mağarada olurduk ama içkiyi, futbolu, playstationu kesin yine de keşfeder mağarada içer oynardık.

Kırk saattir düşünüyorum inan ki aklıma hiçbir şey gelmedi. Kendimi çok seviyorum ama Ortadoğu coğrafyasında kadın olmaktan nefret ediyorum. Soruna cevap olmadı ama belirtmek istedim yine de, silerim birazdan.

Hissedilen değil de, gösterilebilen duygu spektrumunun daha yüksek olması. En en en çok bu. Örneğin 'Erkekler ağlamaz' tarzı garip laflar nedeni ile erkeklerin genelde stabil görünmeye dikkat etmeye çalışması; bu tarz şeylerin benim umrumda olmaması. Hissettiğim duyguyu rahatlıkla gösterebilirim, bu yüzden 'Azıcık erkek ol' demez kimse bana. Duygusal olmam zayıflıkla bağdaştırılmaz; tam tersine, zayıf görünme/görünmeme derdim yok. Üstelik bu sadece tepkilerle değil, kelimelerle de olabilir. Nasıl hissettiğimle ilgili uzun cümleler kurduğumda, kimse 'Ne diyorsun sen değişik' demez. Aynı şekilde bol bol sevdiklerime sarıldığımda 'tacizci' muamelesi görmem.

İçimden gelip renkli renkli, çiçekli böcekli giyindiğimde bir grup tarafından 'ılık' damgası yemem.

Yolda yürürken birine çarptığımda bu 'Sen kimsin? Kimsin sen lan?'lı bir güç gösterisine dönmez. Fiziksel bir tehdit olarak algılanmam. Kadını horozlanmaya değer görmüyorlar. Bazı erkeklerin hissettiği 'Kavga etmek zorundayım, kendimi savunmak zorundayım' derdim yok, olmayacak. Kimseyle yumruk yumruğa kavgaya girme riskim yok.

Kıvıra kıvıra dans edebilirim. Çok güzel stres attırır.

Bunu söyleyeyim mi, söylemeyeyim mi bilemedim ama söyleyeyim madem, çoklu orgazm.

Tabii, bir miktar da eksisi var ama bu sorunun konusu değil.

haha garip ama kirli sakal bırakabilme lüksü geldi aklıma, türkiye koşullarında ise fiziki anlamda daha gelişkin olma falan erkekliğin getirilerinden.

aychovsky, biraz daha konuşsan kadın olucam adaksjdaslkdas.

@aychovsky +1 deyip emeğinden nemalanayım. ciddili cevap olarak eksik göremedim. doğurganlık var bir de bence ama onu da zaten @blatta hiberna belirtti.

@stcc'nin yazdigi tanima katilmakla beraber, su anki turkiye sartlarinda erkek olmak daha cekilebilir, kadinlarin hayati cok daha zor.

Hiç bir yönünü. Kadın olsam da büyük ihtimalle aynı şeyi söyleyecektim.

bu soruya objektif bir cevap verileceğini düşünemiyorum ben. herkes olduğu cinsiyeti büyük ihtimal avantajlı sayacaktır. tek bir günlüğününe bile karşı cinse dönüşüp test etmek lazım. (böyle filmler diziler var biliyorsunuz)

köstebek kurabiye +1
kadın olmayı seviyorum ama niye seviyorum cevap veremedim.

regl olmasaydı iyiydi ya

Cinisyetime dair bir duygu bulamadım icimde.
Bazen tüy islerinden beynim yanıyor. Epilasyonu olsun, agdasi olsun. Inanilmaz zaman ve emek gidiyor.

Erkeklerde ereksiyon büyük sorun. Olmamasi gereken yerde olmak ve olmasi gereken yerde olmamak. Cekilecek dert degil.

fiziksel güç
özgürlük

Erkek olmanın nesi güzel diye düşündüm. Hiçbir şey bulamadım. Bir kere kıl var manyak gibi. Onu geçtim kel olma ihtimali çok yüksek. Küçükken sünnet gibi bir kabus var. Askerlik konusunu açmıyorum bile. Duygusuz öküz bir sürü erkek ile takıla takıla sen de öküz oluyorsun falan.

Kısaca erkek olmak boyle pust gibi ibne gibi bişey.

üzerinde çok baskı olmuyor, doğum yapma gibi bir derdin yok. kadın olsam en çok ondan korkardım galiba.
çoğunun söylediği gibi giyim konusunda daha rahatız. ayrıca buna ek olarak saç konusu; hep kadınların banyodan çıktıktan sonra saçlarını kurutma çabalarına acıyıp erkek olduğuma şükretmişimdir asdjfaskn.

Çok memnunum. Kadın olmak çok zor. Güzellikleri zorluklarını bastırıyor mu bilmiyorum ama bu kadar sapık, ruh hastası, tacizci tecavüzcü arasında kadın olmak istemezdim.

Bana göre erkek olmanın ekstra bir zorluğu yok ve erkek olmayı seviyorum. Yani cinsiyetimle süper barışığım. Ataerkil ya da maço bir biçimde söylemiyorum bunu, tam üzerime göre olan bir kıyafet gibi. İyi ki de erkek olmuşum. Güzel olmuş yani. :)

erkek olmanın mukayeseli iyilikleri daha fazla sanırım. dişilerin üstüne küçük yaştan itibaren bindirilen makyaj, kıyafet, kıl-tüy alımı gibi sosyal yükümlülükler mide bulandırıcı geliyor. aşağı tür olduğunu kabul ettiriyorlar. dünyayı özgürce görebilmeyi başardığım yaşlardan sonra bunlardan kurtulmaya gücüm yeter miydi bilemiyorum. erkek intihar oranı daha yüksek bir de. bu da erkek olarak gurur verici bir istatistik.

fiziksel güç

1-) Ayakta işemek.
2-) Yurdum erkek çomarlarının seks fantezilerine meze olmamak.

erkekim; üstü cıbıl altta şortla evde balkonda vs. oturabiliyorum, çok terlersem üstümü çıkartabiliyorum, parkda sahilde üstümü çıkartabiliyorum, çok sıkışırsam duvar dibine işeyebiliyorum (yapmadım ama yapabilirim yani), küfür edebiliyorum ve normal karşılanıyor.

çalışabiliyorum, her işi yapabilirim kimse bir şey diyemez, bağırıp çağırabilirim, (kadın yapınca bir sürü takma isim takılıyor erkek yapınca bişi olmuyor), taciz/tecavüz edilme riskim daha az (yok değil ama az), pornogarik içerikleri izliyorum bunu söylüyorum ve normal karşılanıyor. Basit yaşayabiliyorum, çok karmaşık şeylerim yok, her hangi bir etkinlik için kılık kıyafet alayım makyaj yapayım derdim yok en fazla berbere giderim sakal tıraşı olurum falan ama ağdadır, carttır curttur gibi uğraşlarım yok.

kadınların yaptığı gündelik işleri (temizlik, yemek vs.) yapınca değerli oluyorum (saçma bişi ama öyle), bir sürü şeyi tamir etmeyi biliyorum, bilmiyorsam öğrenip yapıyorum kimse bişi demiyor. (halamda yapabiliyor bir sürü şeyi bu arada ama insanlar garip karşılıyor) bir şey konusunda yardım isteyince gelip ben yapayım demiyor kimse nasıl yapmam gerektiğini oturup anlatıyor, kadınlara ise beceriksiz muamelesi yapıyorlar nedense (o anlamaz gibisinden), hata yaparsam acemi oluyorum ama kadın yaparsa beceriksiz oluyor ve yaptığı hata tüm kadınlara mal ediliyor.

istediğim saatte çıkıp istediğim saatte eve geliyorum (15 yaşımdan beri bu böyle) kimse hesap sormuyor. ben sevişirsem aferim, kadın sevişirse orospu diyorlar.

zor yanları da var tabii ama neyse.

(bkz: ayakta işemek)

üstte biri daha yazmış tekrara girmesin ekleme yapayım: yolda, dağda, bayırda giderken, ayaküstü, hemen çıkarıp işemek.

pisuvara işeyebilmek büyük rahatlık bence

iyi ki erkeğim. çünkü kadınları zikiyorlar.

Gelmediler.

hayır, eskiden gelirdi artık gelmiyorlar

gitmedim xd

Ben kucukken, mahallede mac yaparken filan bile hic kapi kapi dolanip seker toplamamistik.

Hayatim boyunca da kimse gelmedi kapiya. Bayram sekerimizi de biz bitiriyoruz zaten

Bi tane geldi o da komsumuzun ogluydu 5 lira verdim cocuk acaip mutlu oldu. cocuk sevindirmek <3

geçen yıllarda yanlış hatırlamıyorsam şeker toplamaya giden üç çocuk öldürülmüştü. o haberlerden beri bize de gelmez oldu çocuklar yıllar içinde.

@kuehles benim şekerleri size göndereyim o zaman. Ben de yemiyorum boşu boşuna aldım o kadar şekeri :(

bize bir kere geldiler onlar da 13-14 yaşlarındaydı.

Yazlikta mahallenin cocuklari gelir ama bu bayram yazlikta degiliz. Buraya da hic gelmedi galiba, ben de gitmedim

Ben daha geçen haftadan eve hem seker hem çikolata aldim; şekerlige doldurup bıraktım. Bugün sordum erkek arkadaşıma gelen, giden olmamış.'duruyor senin şekerler' dedi, üzüldüm. Geçen sene tatildeydik, bilmiyorum geldiler mi ama anne babalar haklı bir yerde gondermemekte.

son 3 senedir dikkat ediyorum,feci düşüş var. her sene azalarak geliyolardı ama bu sene kimse gelmedi.

Sadece komşularımızın çocukları geldi. Yaşınız gençse ve dışarıya kapalı biriyseniz sizi uzunca bir süre kimse ziyaret etmez.

@hpkhga abi nolur bari bayramda giyinik durun ya, bak böyle böyle çocuk kalmadı :/

@dissendium yok komşularla gayet kankayız, benim köpeğim falan var diye bi de çocuklar da seviyo beni, tanıyorlar yani ama gelen olmadı yine de.

@kobuzchu kiz, özelden adres veriyorum gofretleri gönder. yoksa lara gofret'i salarım üstüne.

kuehles blondes +1

sokakta oynayarak büyüyen son jenerasyondan biri olarak hayatım boyunca ne şeker toplamaya gittim, ne bize şeker toplamaya geldiler. :(

Geldiler bikaç kere kapı çaldı ama ben açmadım.

önceden olurdu ama gelmedi bu sene

Iki küçük cocuk ayni anda geldi. Ben unutmusum geldiklerini seker icin. Bakakaldim, sekerim de yoktu. Muz verdim ikisine de, cok sevindiler :)

gelmediler. artık kapılar şifreli dışardan zillere basmak içinde tuş kombinasyonu yapmışlar. nasıl çalsın çocuklar kapıyı :/

Gelmediler galiba, yani gün içerisinde evde yoktuk ama sabahtan gelmiş olmaları lazımdı o zaman da yoktular.

ilginç bir şekilde tek bir çocuk bile gelmedi ki burası kasabadan hallice, herkesin birbirini tanıdığı ve hayatım boyunca bulunduğum sanırım en güvenli yer. üstelik şeker/para kovalayacak çocuğu olmayan aile yok gibi neredeyse. yani bir aşağıdaki evden de mi gelmezler? yok, hiçbiri gelmedi. ulan sahi, niye gelmedi bunlar?

2 ayrı çocuk grubu geldi, şekerleri döktüm çantalarına. Normalde daha çok çocuk gelirdi, gittikçe azalıyor sayıları.

Geldiler, s.ktrn lan bi daha görmiyecem sizi buralarda diye kovaladım. Bir dahakine onlar da gelmezler, tüm çikolatalar bana kalır gene.nihaha

İzmitteyim, geldiler. 7 8 kere çalınmıştır kapı.

geldiler. şeker yoktu evde, vermeden gönderdim.

Gelmediler, gelmesinler de. Mahalleden olmayan kimbilir nereden toplanıp gelmiş garip çocuk grupları dolaşıyor genelde. Para isteyeni mi ararsın, evleri boş mu dolu mu diye kontrol eder gibi birkaç kez gelenleri mi...

Büyükşehirde olacak iş değil bunlar.

geldiler. en azından geldiklerini tahmin ediyorum çünkü zile basıldı bayram günü sabah 11'den öğleden sonra 3'lere kadar falan. ama açmadım. uyuyordum ben.

@Sulfoxaflor ne kadar kötücül düşünüyorsun çok şaşırdım. Çocuk bunlar ya. Kendimizi böyle her şeyden korumaya çalıştıkça hayatı yaşayamaz hale geliyoruz.

Kapısı çaldığı halde açmayanlara da çok şaşırdım. Ben heyecanla, mutlulukla bekliyorum gelmelerini ama demek ki bundan memnun olmayanlar da varmış.

at hırsızı kılıklı irili ufaklı 5 6 çocuk geldi, kapıyı açmadım. bayram filan ipleyen biri değilim zaten, ama mesele şeker vermemek değil, bunlar para peşinde ve bu mahalleden olmadıkları çok belli.

Lan hiç böyle düşünmemiştim, çok farklı bir bakış açısıymış bu. Yaratıcının sonsuz merhamet kaynağı olmasına guveniyordur belki içten içe ya da kendinden başka kimseyi dusunemeyecek kadar büyük bir olay olarak icsellestirilmis olabilir.

O iman edenler kendilerinin ahiret hayatini bile dusunmuyorlar ki bizimkileri dusunsunler.

ben birinin kendi kendini bilerek soktuğu bir durum için kasmazdım o kadar. Teröristlerin kaçırması senin suçun değil sonuçta o yüzden o daha farklı. kaç yaşında adam okumuş araştırmış kendi seçmiş bana ne derim. belki de bu yüzdendir insanların tepkisizliği.

@proletarier; iman edenler kul hakkı yemediği sürece bir şekilde affedileceğinin bilinciyle yaşıyor sonuçta.

Benim de bu aklıma başka bir formda takılıyor. Ateist olan liberalizmin getirdiği özgürlük anlayışını tutarlı bir şekilde isteyebilir: benim kişisel özgürlüğüme zarar vermediği müddetçe inanan inancının gereklerini uygulayabilir. Ancak aynı liberal anlayışın nasıl oluyor da muhafazakarlar tarafından benimsenebileceğini anlamak zor. Inananın "inanmamak da serbest" demesi sahiden ahlaki/insani olarak gözgöre göre benim cehenneme gideceğimi kabul etmesi, bunu umursamaması, bunun için bir şey yapmamaması demek oluyor. Bir şey yapmaya, beni doğru yola sokmaya çalışsa özgürlük anlayışını bırakması gerekecek. Sahiden liberal muhafazakarlık, kendi inançları çerçevesinde, büyük bir ahlaki vurdumduymazlığın, kötülüğün, üzerine kuruluyor gibi. Öyle olması bir dine inanmaya zorlanmaktan daha iyi olabilir tabii.

O bilincle yasiyolarsa zaten islami cok yanlis anlamislar demektir bence cunku benim anladigim kadariyla islam o kafada olmani isteyen bir din degil.

İnanmayan için cehennem zaten yok, onun için bir sorun yok.

İnanan için de inanmayanın cehenneme gitmesi neden üzsün ki? O bu dünyada bir ton şeye katlanırken, diğeri 'Ateistim' deyip katlanmıyor; inanan da 'Kendi etti, kendi buldu. Bir zahmet cezasını çeksin' ya da 'Her koyun kendi bacağından asılır' diye düşünüyordur. Örneğin, hırsızlık sonucu hapse atıldığında kaç kişi 'Vah vah, hapse atılmış' diyor ki. Sonuçta din açısından yapılan suç, cezası da ona göre.

Ya benim için böylesi çok daha iyi zaten, benim tercihim de bu, o ayrı konu. Tabii ki darlanırım aksi bir durumda, sana ne der geçerim. Ancak inançlının gözünde bu durumun intihardan farkı olmaması gerek. Hatta intihardan da daha büyük bir mevzu tabii. Atıyorum, çocuğum yıllarca kendisini bir yandan kesiyor, diğer yandan eroin bağımlılığı var, en sonunda da kendisini yakıp intihar ediyor. Böyle bir durumda "kendi seçmiş, bana ne" demezdim herhalde.

prince legolas; konu dışı olacak ama aslında tam tersi, bir agnostik iki tarafın da haklı olabilme ihtimalini göz önünde bulundurmuyor mu? Yani iki düşüncenin de saçma olduğunu düşünmek kavramın kendisini direkt reddetme anlamına geliyor bana kalırsa. Agnostisizm bunu demiyor, kavramları tanıyor, saçmalıktan ziyade net bir sonuca ulaşılamayacağını savunuyor. Fakat bu kavramları reddetmek de en az kabul etmek kadar saçma dediğinde kavramın kendisini tanımamamız, görmezden gelmemiz gerektiğini söylüyorsun demektir. Bunun da agnostisizmden de, ateizmden de çok daha radikal bir anlamı var bence. Yanılmıyorsam Wittgenstein'ın da tanrı ve dinlere olan bakış açısı bu yöndeydi ve baya da ısınmıştım bu düşünceye. Fakat bence tam olarak agnostisizm denemez buna.

Bi arkadaşım var bayağı koyu dindar. Erkek kardeşi deistmis. Rüyalarımda sürekli mahşer yerinde kardeşimi ararken görüyorum kendimi, titreyerek bazen ağlayarak uyanıyorum diye anlatiyordu bize. Bayağı kafaya takıyor yani.

Annem baya uzuluyor, hatta bu yuzden arada fasistce yaklasimlarda bulunuyor ya da boyle hissetmek onu cok zorladigi icin bazen butun soylediklerimi inkar edip muslumanmisim gibi aman sunu yapmayi unutma gibi telkinlerde bulunuyor, ben de bos bos bakiyorum. Sanirim cenette gorusemeyecegiz diye baya uzuluyor:)

ateist olduğu için kahrolduğum kimse yok ki annem babamda bana üzülmüyorlar, onlar inanıyor olmasına rağmen hemde. bir ateistin bunu düşünmesi çok saçma değil mi zaten yani kafasında bu tarz dini varsayımları bitirememiş bir insan ateist nasıl olur ki (cennet ve cehennem)

@gündüz m; insanların inancından bahsediyorum ben. Ben inanmıyorum diye inançlı da inanmıyor sayılmıyor hani, değil mi?

Üzülmek yerine sinirleniyorlar, kızıyorlar yargılayıp sonuçlandırıyorlar.

Evet. Ancak belirli ağırlığı geçerse para vermen gerekebilir. Bisiklet söküp getirdi bir tanıdığım Kanada'dan.

Oversize diye nitelendirilen yerden gider.

uyuyamadığımdan mütevellit sinirliyim ve öyle cevap veriyorum linç ekibi tarafından dikkate alınsın lütfen.

olm güzelliği naapcan? hepimiz yaşlanıyoz o da yaşlancak memeleri sarkacak falan dimi ama? 10 sene sonra hepsi teyzeye dönecek. dolayısı ile bu şekilde güzelliği denklemden çıkarttık.

olm zeki hatunu naapcan lan? beraber matematik olimpiyatlarına mı katılacan? oturup her akşam dış politika üzerine iştihare mi yapacan? bunlar sohbetlerde neyim olur, hem senden zeki olursa seni parmaanda oynatır, bu nedenle bunu da denklemden çıkarttık.

olm kızın parasından sanane? kızın parası kızın parası seninle ilgili değil, sonra parası için evlendi, kızın parasını yiyo falan derler, hatunun parası seni ilgilendirmez, bu şekilde de para konusunu denklemden çıkarttık.

e bunları çıkartınca sana aday kalmıyor zaten.

evleneceğim hatunu önce sevecem, sevmeden olmaz, sonra hatun dediğin saygılı olacak, nerede ne demesi, nasıl demesi gerektiğini bilecek, patavatsız, sivri dilli olmayacak. güzel yemek yapacak (bu şart, temizlikçi tutarsınız sorun değil ama yemek sorun) her şeyi paylaşmam gerekmeyecek kendime ait (onunda kendisine ait) zamanlarımız olacak bunu önceden kabul edecek, çalışırken rahatsız etmeyecek. daha ilk seneden çocuk yapalım demeyecek daha gider bu liste böyle, güzelmiş deilmiş, parası varmış yokmuş matematik profösörüymüş falan bunlar evlilikte önemli değil, zaten yine bunlar kişilerin kişisel başarıları, grup olarak başarısı değil, evlilik ise bireysel bir şey değil.

@selam sen evli misin ?

eksisozluk.com

tabii ki K.

Şıklar güzel olmuş. K diyorum ben de

Hangisini seviyosan o doğru kişi. Domates mi seçiyosunuz pazardan yahu

"Artık ciddi düşünmek istiyorum ama nedense herkesle sevişmek istiyorum."

Bu kafayla evlenme.

Cenkist, muteahhiti duzeltip düzgün yazar mısın, sinirim bozuldu okumaya çalışırken. Gayet bogazdan super Arapça biliyormus gibi okudum yazdigin şeyi bir anda.

Soru erkeklere gelmis ama belirtmek istedim. Bana da yazık.

M : her gece alemlere akayım kızıyla evlenilmez. Bu tipler hiçbir konuda kendinden fedakarlık yapmaz onun köpeği olmanı ister yıllarca peşinden koşan yüzlerce aptal olduğu için sürekli senin yerine başka birini anında bulabileceğini düşünür.

K : AKPliyle bırak evlenmeyi gerdek gecesi hırsımdan çükerek öldürebilirim.

E: Seni bilmem ama benim geçmişimde çok gece hayatı yoktu dolayısıyla çok gece hayatı olan kızlara ayar oluyorum ben ders çalışırken bunlar sabahlara kadar içip sevgilileriyle sevişiyorlardır ( evet yaşayamadığım için nefret ediyorum belki de ama sevmiyorum işte amk ) Eğer sen de o sabaha kadar içip sevgilisiyle sevişenlerdensen bunu seç.


Ben olsam üçünü de seçmezdim.

Benim bir kadında aradığım kıstas sırasıyla önce Zeka sonra Güzellik sonra Maddiyat.
İkimiz de çalışacağız sonuçta illa ki geçiniriz. Benim beğeneceğim kadar güzel olmak zorunda zaten. Zekadan kastım kafaların uyuşması yoksa Marie Curie aramak aptalca. Kafalarınız hayat görüşleriniz uyuşmuyorsa asla aynı ortamda yaşayamazsınız.

Cevap veriyorum: hepsi ve daha fazlası ama en önemlisi anlaşabilmek. Oturup konuşamadığın anlaşamadığın, dertlerini paylaşamadığın kadın zeki olsa ne olur zengin olsa ne olur.

Rakı haklı

ayda bir bu kızla olur mu, şu kızla olur mu diye duyuru açmaktan sıkılmadın mı cenkist? hiçbiri vermiyor sana anla artık...

@cenkist değilim, ne tür biri ile evleneceksiniz demişsin de ona istinaden yazdım. ha akıllı zeki kadını çok severim acayip de hayranım flaan ama evlilik başka bişi.

(bkz: hipergami) en düşük olanıyla evlen

Mobil edit: gece gece dert oldu :( derdimi sevebilirsiniz.

bence takip ettiğinden bahsetme, bu oldukça gülünç bir şey.

Bir arkadaşım görmüş de. En klasik yöntem; ben değil bir arkadaşım :) Kim olduğunu söyleyemem büyük yemin ettim de :)

@petekpare ortak arkadasimiz pek yok.

beğensin yahu. bir tek seni mi beğenecek? ya da seni beğenmese neden sevgilin olacak ki hani. aynı anda başkasını da beğenebilir. nedir ya. dertsiz başınıza iş açmayın. hormonlar beğenir.

hesap aç ona da söyle, takip et. bundan sonrakilerde "who is that bitch" deme yetkisine sahip olursun ama şu an soramazsın. arkadaşım seni karıları beğenirken görmüş desen hoş olmaz. ve ayrıca beğenebilir ama onu iyi tanımalısın güvenmelisin onu beğenmesine rağmen sana bakıyor bunun bilincinde olmalısın (eğer öyle değilse de görebilmelisin. mesela sevgilin ayran gönüllü müdür, görünüşe önem verip kaçabilir mi gibi sorular önemli.) (veya sende beğendiği şeyi görmek istiyor olabilir. örn: dudaklı fotoğraf) (aynısını tumblrda yapan biri olarak sevgilim olsa böyle açıklardım yani baktığım beğendiğim fotoğraflar karşımdaki insanda görmek istediğim fotoğraflar (veya durumlar, haller). birkaç ihtimal var sevgilini sen tanıyorsun ihtimaller burada, değerlendir.)

Çok sevdiği bir arkadaşı, kuzeni, zamanında büyük yardım gördüğü biri olabilir. Benim var böyle arkadaşlarım mesela.

Stalk ne bu arada yahu... Çok merak ettiyseniz gidin sorun.

Erkek arkadasinizin instagram hesabi sizden tamamen gizli olmamsli bence ama su durumda arkadasimin hesabindsn oylesine bi bakmistim diyebilirsiniz.

Senden baska kimseyi begenmesin mi diye bir olay yok ayrica. Tabi ki begenebilir. Yoldan gecen birini de begenebilir buna engel yok. Ama o like tusuna basmak, israrla birden fazla fotograf icin basmak hesap sormayi gerektirir bana gore. Begendigimiz her insani likelamadan duramiyor muyuz yani nedir.

"Ben de bir intsagram açayım" de. Sonra da "bakayım sen kimleri takip ediyorsun, kimleri beğeniyorsun, ben de onları takip edeyim" de. Sonra seri şekilde beğenilen dudaklı fotoğrafları gösterip "Doktor bu ne?!" diyebilirsin.

Ona yardım etmiş, çok sevdiği bi arkadaşı kuzaeni falan olsa senin de haberin olurdu ve kişiyi tanırdın diye düşünüyorum.

bir erkek sürekli aynı kadının fotoğraflarını beğeniyorsa ortada bir bokluk vardır. üstüne düş. yürüyor olabilir.

not: erkek, 27

misal ben okuldan arkadaşlarımın fotoğraflarını genelde içeriğine dahi bakmadan seri beğenirim bacak dudak dişi erkek dikkat etmeden.

bu şekilde son derece masumane olabilir.

maraş, sivas ve çorum katliamlarını anlatan belgeseller var bence herkes izlemeli.


sivas katliamı;
www.youtube.com

maraş katliamı;
www.youtube.com

çorum olayları;
www.youtube.com

Şurada güzel şeyler var:

eksisozluk.com

vimeo.com

cosmos demeyeni dövüyorlar öncelikle.

root of all evil
genius by stephen hawking
the story of god with morgan freeman
akıbetimiz
(şimdilik aklıma gelenler)

teknolojiyi görünce de aklıma stephen haeking ile geleceğin bilimi geldi. o da çok güzeldir.

benim için belgeselin doruk noktası planet earth ve human planet. bunlar tamamen hayvan belgeselinden oluşmuyor ama arada hayvanlara da yer veriliyor. bi bak derim.

Isid'le ilgili iyi belgeseller vardi. Ben de netten buldum, youtube'takiler degildi yalniz. Bir araştır istersen.

Yakın Türkiye tarihi çok ilgi çekici. Güzel yapımlar var.

infinity and beyond
muhteşemdir hatta bi daha izliycem en kısa zamanda

human
eksisozluk.com

www.imdb.com

her ne olursa olsun, cam kadar sağlıklı olacağını sanmıyorum.
bizim evde dolu tıpırveri ama sanmıyorum ki cam kadar sağlıklı olsun.
anama laf anlatamıyorum ki.

Paşabahçede cam kaplar var en temizi onlar.

LİNK açılmıyor ama benim annem kuru yemişlerı filan tupperware'in kutularında saklıyor senelerdir, pek memnun.

Ivır zivirlar için de uzunca cam kapları var yine onların.

Cam kap diyen çok kişi yokmuş, cam kap demeye geldim.

Kavanoz kullanıyoruz biz. O kadar para vercegine basitce kavanoz kullanabilirsin.

gerekiyor.

size yazılı bir belge gönderecek siz de o belgeler ile konsolosluğa başvurup çalışma izni/vizesi bekleyeceksiniz.

hayır, tabii ki gerekiyor da kadın o yazılı belgeyi atmıyor ki bana. benim istediğim onu alabilmek zaten. sonra gidip paşa paşa başvuracağım vizeyeç o ise "sana bir belge vermem için vize getir." diyor.

internship application ve davet mektubu başka bir şey muhtemelen. Staj için kabul aldığını, o projede çalışacağını nasıl haber verdiler? Resmi bir şekilde haber verdilerse, ki o belgenin proje yöneticisi hoca tarafından hazırlanmış, imzalı, kaşeli falan olması gerekiyor, o dokuman vize için kullanılabilir gibi geliyor. Hocayla ya da uluslararası ofis'le iletişime geçebilirsin.

Uzun zamandır hayalimde canlandirdigima benzer bir elbise formunu görüp baya ucuza aldım 2 gün önce <3

Bir sürü nailart zımbırtısı, makyaj fırçaları, takı, toka... hepside aliexpresten. böyle uzun zaman sonra tam unuttuğum anda hediye gibi geliyor ya beni mutlu ediyor.

dildo,tam şımartmalık.

Cbf600 aldım cuma günü

Damak antep fistikli cikolata almistim.

Kaktüs ve el yapımı totoro geldi eve. Bir tane de ellerini çırpan maymunlu şeker. Ve de migren için içinde kristalimsi mavi jel olan dolapta bekletip gözlerine koyduğun tıbbi bir gözlük. Ben almadım ama hiçbirini, yine de küçük hediyeler. Sayılır bence. En son kendim için ne aldığımı hatırlamıyorum, bunlar sayılsın lütfen. Yoksa şımaracak bir şeyim yok :(

encrypted-tbn1.gstatic.com

3 ya da 3 gibi olup duz renk olani

Normalde 3. ama bazen biraz gobekliyse erkegimiz 4 de yakisiyo.

3 veya 4. ekseriyetle 4.

C şıkkı

3 iyiymis

gonul ister 3.
ama biliyorum ki herkeste ya 1 ya 4.

3 numarayı ben giyiyorum ya :(
2 numara bizimkinde cok guzel oluyor. Quadriceps,adductors, hamstrings gayet iyi durumda çünkü . 2 diyorum.

Ekleme: Tangaya bir gulmem gelebilir :D

c şıkkı ama üzerinde kocaman yazı vs olmayacak.

@dannyb, kendi adıma konuşursam: hayır. link açılmadı ama tangalı erkek düşünmesi bile soğuttu şu an:(

Sorunun cevabı belli.

3/4 karışımı iç çamaşırları var.

images.jockey.com

Ayrıca 4. seçenekteki boxer penye değil. Çok az erkek o tarz tercih eder ve o fotoğraftaki modele giydiği beden oldukça büyük.

3. seçenek.