Giriş
(5)

Büyük beden üst iç çamaşırı için kaliteli markalar

sekizdokuzon
Bende bir marks and spencer bilgisi var ama fiyatları ortalama üstü. Penti kesinlikle beklentiyi karşılamıyor, istediğim bedeni de bulamıyorum. Ne tavsiye edersiniz? Büyük bedenden kastım D ve E cup.Teşekkürler.
Bende bir marks and spencer bilgisi var ama fiyatları ortalama üstü. Penti kesinlikle beklentiyi karşılamıyor, istediğim bedeni de bulamıyorum. Ne tavsiye edersiniz? Büyük bedenden kastım D ve E cup.

Teşekkürler.
0
sekizdokuzon
(13.08.25)
Kesinlikle kom öneririm.
0
naksidil
(13.08.25)
Online alışveriş yapabiliyoruz Komdan. Bir mağduriyet yaşar mıyım?
0
🌸sekizdokuzon
(13.08.25)
Magic form diye yerli bir çamaşır markası var. Ben çok memnunum.
0
mysticriver
(13.08.25)
Magic Form gerçekten güzel, önceden Boyner’de satılırdı artık kalkmış, yerli ve milli ve büyük bedende başarılılar. Onun dışında Victoria’s Secret seçenek çokluğu açısında çok güzel.
0
damba
(13.08.25)
magic form +100000 kesinlikle bir dükkandan al, çok çesidi var iç çamaşırcı tabir edilen yerlerde ablalar model gösterip sana uygun model seçtiriyorlar internetten bodoslama alırsan iyice bak modeline, tam kapsayan var onun biraz düşüğü var, askısızda giyilebilcek modelleri var ki onlar inanılmaz rahatsız, deneyerek al.
0
eja
(14.08.25)
(12)

Bu insana ne yapılabilir?

mysticriver
Merhaba, bir tanıdığımız var. İşsiz kaldığı için herkesi tehdit ediyor. Anne babasının evini istiyor. Kardeşinin durumu iyi ve parasını, arabasını istiyor. Mala zarar vermekle veya öldürmekle tehdit ediyor. Eşini de yine öldürmekle. Mesajla rahatsız ediyor cevap vermeyince eve gelip bağırıyor, tehdi
Merhaba, bir tanıdığımız var. İşsiz kaldığı için herkesi tehdit ediyor. Anne babasının evini istiyor. Kardeşinin durumu iyi ve parasını, arabasını istiyor. Mala zarar vermekle veya öldürmekle tehdit ediyor. Eşini de yine öldürmekle. Mesajla rahatsız ediyor cevap vermeyince eve gelip bağırıyor, tehdit ediyor. Hepsi çok huzursuz hiç birinde psikoloji kalmadı. Bir yandan da şuana kadar dışarda kimseyle tartışmış biri değil. O yüzden sadece korkutmak olabilir amacı.

Savcılık kararı ile hastaneye yatırabilirler ancak çıkınca daha kötü olabilir diye korkuyorlar. Sosyal hizmetlere şikayet edilse azıcık yatar yine bela olur diye düşünüyorlar. Kısacası kimse risk alamıyor. Bu süreci nasıl atlatsın bu insanlar? Başına gelen tehdit edilen vs oldu mu neler yaptınız?
0
mysticriver
(12.09.24)
issizlik ve parasizlik insana her sey yaptirir.

Korkacallari kadar zarar veriyorsa yapsinlar onlar da bir sey, ev tutup, cebine harçlik koyup idare etsinler.

Ya da ana babasi "oglum gel bize tasin" desin.
0
Yourcousinmarvinberry
(12.09.24)
Gel bize taşın biz bakarız diyorlar. Ancak ev vermenin sonu yok, sürekli bir şey isteyecek sonrasında da. İnsanlar evini verirse emekli maaşları ile kirada oturamazlar.
0
🌸mysticriver
(12.09.24)
çok tepki alacağım muhtemelen, o yüzden linçleri ameliyatlı yerime gelmeden alayım .d

sağlam bir sopa çözer bu işi.
ama gerçekten "sağlam" cinsinden.
şöyle çene kemiğinden ve ekleminden iki farklı yerden kıracak,
iki kaval kemiğini paramparça edecek cinsten.
ya da diz kapaklarına çalışabilirsiniz.

şaka falan yapmıyorum bu arada.
dayağı en üst sınırdan atacaksın bazen ki, karşı taraf yediği b.kun farkına varsın kan yürüsün beynine.
korkmayın bu arada, sadece lafta o size "bela" olma işi.
dışarıya bu güne kadar bela olmayı geçtim, en ufak laf edememiş kişi size sittin sene bulaşamaz.
0
thedepressed
(12.09.24)
Sürekli bir sey isteyecekse onun cani ek$ili çekmis.

Kalsin sokakta, akli basina gelir, zaten issizmis de ev sahibi onu kovar yakinda.

Olan arada baska insanlara oluyor tabii ama burnunun sürtünmesi sart.

Ailenin durumuna bakilirsa sahis simarik buyutulmus, yaygara koparmasi belki de bu yuzden. Kliniklik falan bir durum yok yani bu tarz durumlar karakteristik olur genelde.
0
Yourcousinmarvinberry
(12.09.24)
Şımarık büyütüldüğü doğru. Asgari ücretli bir işe girebilir geçici olarak. Kalifiye bir eleman değil zaten.
0
🌸mysticriver
(12.09.24)
Psikolojik sorunu yoksa pek birşey yapamaz.Dışarda kimseyle tartışmayan birisi korkak olur ancak; kendi ailesine gücü yeter. Bu kişiyi çok korkutacak birşey yapmanız lazım ama çok korkacak yoksa geri adım atmaz.
0
komando kani var bende
(12.09.24)
Psikolojik sorunu ailesine, eşine takıntı yapması. Öfke problemi var yine sadece onlara. Polise şikayet etseler bir gece nezarette yatsa acaba çok korkar mı?
0
🌸mysticriver
(12.09.24)
belirli bir yaştan sonra kişilik ancak travmayla değişir. sopa diyen arkadaşa katılıyorum ve ben de şaka yapmıyorum.

eski üst komşumun oğlu böyle bir tipti. ortaokulda kavga etti diye okuldan almışlar, 30 yaşına kadar askere gitmemek için dışarıdan okudu ve tüm hayatı yatarak geçti. sürekli para için babasına bıçak falan çekiyordu. şimdi ne halt yedi bilmem ama bu ülkede gerçekten hayatı boyunca höt denmeden kazık kadar olmuş epey adam var ve bunlar ancak ve ancak dayakla adam olurlar. başka çare yok.

edit: polis onu nezarete atmakla falan uğraşmaz. canını yakmanız şazım, başka şeyden korkmaz.

edit2: bu adamı niye evlendirip el kızının başını yakarsınız ya...
0
titanyum22
(12.09.24)
ortada bir miras kavgası var. bu arkadaşın hakkı yenmiş. öyle işsiz kalmakla dellenmez kimse.

bu süreci buna göre atlatsınlar.
0
yurtsuz john
(12.09.24)
dayak +1

şımarık büyütüldüğü belli. ailesinin yapacağı en fazla yeni bir iş bulma konusunda yardımcı olmak. evli barklı eşek kadar herif bir zahmet başının çaresine baksın. bu zihniyetle nasıl ev geçindirecek nasıl çocuk büyütecek? allah eşine sabır versin çünkü sorumluluk nedir bilmiyor belli ki.
0
candide
(12.09.24)
@titanyum22, Evleneli çok oluyor. O zaman böyle değildi. Hep ailesine asiydi ama tehdit vs yoktu.

@geveze yazar, Rehber olan kişiler de akıl verince uzaklaşıyor. Belki de doğru rehber henüz bulunamadı.

@candide, Ailesi iş bulma konusunda çok çaba gösteriyor. Ama iş bulduğunda da maddi istekleri biter mi bilmiyorum. Ama en azından kafası dağılır o kesin.
0
🌸mysticriver
(12.09.24)
evet düşünüyoruz arbre. bu adam gibiler hayatta hiç canları yanmadığı için bu kadar kolay tehdit savurur. özlerinde korkağın ödleğin önde gidenidirler. hiç şaşmaz. sonuna kadar da dediğimin arkasındayım. süt dökmüş kediye döner bir kez canı yansa. bir daha o acıyı hissetmemek için dünyanın en düzgün adamı olurlar.
0
titanyum22
(12.09.24)
(6)

Delinen duvara vida

mysticriver
Merhaba,Saçma bir soru olabilir ancak bu işleri hiç bilmiyorum. Evde bir duvar deldik raf montelemek amacıyla. Ancak vida duvardan düşüyor sanırım kısa delmişiz. Yeni dübel, matkap ucu ve vida alacağım. Ancak baktığım vidalarda hep sunta vidası yazıyor. Duvarda dübelin içine giren vidayı ne diye ara
Merhaba,

Saçma bir soru olabilir ancak bu işleri hiç bilmiyorum. Evde bir duvar deldik raf montelemek amacıyla. Ancak vida duvardan düşüyor sanırım kısa delmişiz. Yeni dübel, matkap ucu ve vida alacağım. Ancak baktığım vidalarda hep sunta vidası yazıyor. Duvarda dübelin içine giren vidayı ne diye aratmam gerekli? Teşekkürler
0
mysticriver
(12.05.23)
beton vidası diye aratırsanız çıkar. buldex diye geçiyor sanırım.
0
orient blue
(12.05.23)
Vidayı çıkartın.
Deliğin içine tahta parçası (mesela kürdan), veya plastik parçası (mesela zip tie, plastik kelepçe) koyun.
Vidayı tekrar takın.

Tahta parçasını koymadan önce, deliği mobilya tutkalı veya alçı ile doldurursanız çok daha iyi olur.
0
alfired
(12.05.23)
@alfired bunu yapma amacım deliği daraltmak mı?
0
🌸mysticriver
(12.05.23)
Evet. Tahta/plastik yumuşak bir malzeme ama, vidayı takarken ezilerek deliğin şeklini alıyor ve vidayı sıkıştırıyor.

Hem de vida dişlerinin sağlam bir şekilde tutunmasını sağlıyor.

Bir sürü benzer çözüm varmış :) Videoda:

youtube.com
0
alfired
(13.05.23)
Ben hiç bir zaman sağlam işlerde dubel kullanmam, hep ağaç çakarım, en sağlamı budur. Siz de yeni dubel ve yeni matkap ucu almanıza gerek kalmadan deliğin çaı kadar bir ağaç parçasını çakın, sonra vidayı ağaca vidalayın.
0
John Bloor
(13.05.23)
Wunder marka , dübelli beton vidaları satılıyor nalburlarda , tavsiye ederim.
0
redlabel
(13.05.23)
(5)

Hangi buzdolabını almalıyım?

mysticriver
Merhabalar, iki marka arasında kaldım. Tek yaşayacağım ancak yemek yapmayı, dondurucuya atmayı vs severim. Aşağıda linkteki buzdolapları hemen hemen aynı fiyat fakat tek farkı hacimler. Beko olan 316 lt, Vestel olan 428 lt. Bir yandan büyük alayım geniş geniş koyarım diyorum bir yandan da temizlemes
Merhabalar, iki marka arasında kaldım. Tek yaşayacağım ancak yemek yapmayı, dondurucuya atmayı vs severim. Aşağıda linkteki buzdolapları hemen hemen aynı fiyat fakat tek farkı hacimler. Beko olan 316 lt, Vestel olan 428 lt. Bir yandan büyük alayım geniş geniş koyarım diyorum bir yandan da temizlemesi vs daha zor olur. Düşüncelerinizi beklerim. :)

www.hepsiburada.com

www.cimri.com
0
mysticriver
(12.04.23)
büyük al kaç kere temizleyeceksin ki?
0
bass solo take one
(12.04.23)
İlk linktekine benzer bir buzdolabı kullanıyorum ben de.

Şundan sanırım: www.beko.com.tr

Ben de tek kişiyim ve her şeyi taze taze alıp kullanmayı seviyorum. Kalabalık dolap görüntüsünden hoşlanmıyorum. Temizliğini de düzenli olarak yapıyorum maksimum beş dakikamı alıyordur. Tıkış tıkış olmadığı için dökülme saçılma olmuyor ve akış olduğundan kirlenmiyor açıkcası.

Erkek arkadaşımın evinde bahsettiğiniz küçük buzdolaplarından var. İçine doğru düzgün bir şey bile sığdıramazsınız.
0
ruhen hastayim ben
(12.04.23)
gabe h coud
(13.04.23)
Büyük al ama bosch'lara da bir bak bence. Beko ile fiyatları arasında çok da fark yok.
0
kafasizbiri
(13.04.23)
Büyük olanı aldım arkadaşlar. Teşekkür ederim cevaplar için.
0
🌸mysticriver
(13.04.23)
(4)

İBB Deprem Raporu - Saçmalık Değil mi?

tchuck
https://depremzemin.ibb.istanbul/wp-content/uploads/2020/11/Kadikoy.pdfkadıköye bakayım dedim. bütün kadıköyde 190 kişi ölecekmiş.bi baktım, bütün caddebostanda (depremin tam karşımızdaki denizde olacağını düşünün) 6 bina yıkılıyor.ve bu 6 binada toplam 6 kişi ölyüor? kendi içinde bile tutarsız, 6 b
depremzemin.ibb.istanbul

kadıköye bakayım dedim. bütün kadıköyde 190 kişi ölecekmiş.

bi baktım, bütün caddebostanda (depremin tam karşımızdaki denizde olacağını düşünün) 6 bina yıkılıyor.

ve bu 6 binada toplam 6 kişi ölyüor? kendi içinde bile tutarsız, 6 binada toplam 2 aile ölse 8 kişi yapıyor. bunlara göre hemen herkes enkazdan çıkarılıyor?

bu rapor suç değil mi ya?
bu nasıl rapor abi saçmalık değil mi bu rapor? amaç ne insanları gevşetip "e tamam abi bişey olmuyormuş" mu dedirtmek?
0
tchuck
(11.02.23)
avcılarda 465 kayıp olacakmış toplam, 200 bina yıkılacakmış.

yani bina başı 2 kişi ölecek?
ve avcılarda toplam 465 kişi öeleck? 500 bin nüfusu var avcıların ve depremin en çok vuracağı ilçe.

bu raporlar saçmalık değil mi?
0
🌸tchuck
(11.02.23)
Acip okumadim ama veriler dediğin gibiyse evet sacmalik hem de daniskasi!

İsin siyasi kisminda değilim ama kimlerin eli degdi kimler bu raporu onayladi sunduysa dupeduz insan kandirmak baska sey değil bu. Su anki ibb yönetimini destekleyen ve oyunu da vermiş biri olarak söylüyorum bunu.
0
stavro
(11.02.23)
Ben de oturduğum ilçeye bakmıştım. Bana da çok saçma gelmişti.
0
mysticriver
(11.02.23)
dün ben de inceledim, anladığım 2 şey var.
birincisi bütün binaları incelemiyorlar aynı anket gibi bir kısmını inceleyip onun üstünden tüm binaları değerlendiriyorlar.
ikincisi iki senaryo var, biri gündüz senaryosu, biri gece. muhtemelen ölüm sayılarını gündüz senaryosu (iyimser senaryo) yani çoğunluğun işte/ev dışında olduğu saatler düşünülüyor.
0
matilda
(15.02.23)
(9)

Deprem sonrası çocuklar

ferr
Herkese merhaba, direk konuya gireyim. Deprem felaketiyle beraber 100lerce yavrumuz yetim kalacak. Henüz eşime konuyu açmadım ama koruyucu aile olabilir miyiz veya evlat edinebilir miyim diye aklımdan geçiyorum 3 gündür. Elimiz kolumuz bağlı yavrular mafoldular. Boğazım düğüm düğüm. Belki bu yönde d
Herkese merhaba, direk konuya gireyim. Deprem felaketiyle beraber 100lerce yavrumuz yetim kalacak. Henüz eşime konuyu açmadım ama koruyucu aile olabilir miyiz veya evlat edinebilir miyim diye aklımdan geçiyorum 3 gündür. Elimiz kolumuz bağlı yavrular mafoldular. Boğazım düğüm düğüm. Belki bu yönde düşünen yada düşünmek isteyenler için de bi fikir olur diye böyle bir soru sormak istedim. Ben devlet memuruyum eşim özel sektörde. 40 ve 38 yaşındayız iki evladımız var 7(kız) 5(erkek) hane gelirimiz 28-35bin TL arasından. Ev içinde çok nadir tartışan insanlarız. huzurlu bir evimiz var. Eşime şimdi bu konuyu açsam çok sıcak bakacağını düşünmüyorum o yüzden kafamda nasıl olabiliri oturtmalıyım. Olumlu veya olumsuz fikirlerinizi yazarsanız çok memnun olacağım.
0
ferr
(09.02.23)
m.youtube.com

koruyucu aile olmayı da düşünebilirsiniz, burada konuyla ilgili bir sohbet var
0
freebird5406_2
(09.02.23)
Yanlış anlamayın yapmak istediğiniz şey çok güzel ve erdemli ancak Türkiye'nin mevcut şartlarında (ki artık deprem nedeniyle çok daha kötüye gidecek ekonomi) 35 bin lira gelir 2 çocuk için bile az. Bir çocuk evlat edindiginizde en ufak ekonomik sorunda bu durum problem yaratacak eşinizle aranızda.
0
sanguine
(09.02.23)
Sanguine +1
0
vedatchilipeppers
(09.02.23)
Bunu düşünmez çok güzel. Belli ki çok iyi birisiniz. Ama zaten 2 çocuğunuz var. Bu yüzden çok kritik bir karar bu. Diğer iki çocuğunuz ile eşit sevgi verebilecek misiniz? Bunu çok iyi düşünmelisiniz. Çocuklar hisseder.
0
mysticriver
(09.02.23)
Diğer çocuklarınız da küçükmüş.

Benim bir tanıdığım bir çocuğa koyuyucu ailelik yapıyordu. Görece düşük bir gelir seviyesi ile yapıyordu. Ama kendi çocuklarının en küçüğü 14 yaşlarında falandı. Evde bir ufaklığın olması herkesi mutlu etmişti. Maddi anlamda da zaten bu çocuk büyüyüyüp masraflı dönemlere geldiğinde, üniversite gibi vs. Bu ailenin kendi çocukları çoktan kendi ayakları üzerinde duran bireyler olacak. Bu nedenle daha kolay.

Sizin durumunuzda evdeki tüm çocuklar aynı anda masraflı dönemlerine girecekler. Eğer sevgi dolu bi aileyseniz gerçekten, herkes mutlu mesut yaşar, bütçenin azalmasından da rahatsız olmaz. Ama bu kardeşlik duygusu gelişmezse o zaman kendi çocuklarınız durumun adaletsiz olduğunu düşünebilir.

Korucu olarak alınan çocuk için her türlü anlattığınız aile evi bakım evinden iyidir. Fakir bile olsanız sıcak bir evde büyür çocuk.

Devlet büyük ihtimalle yardım yapıyordur. Ama ne kadar fayda sağlar bilemiyorum. Ben yorumumu maddi anlamda devletten destek görmeyeceğinizi düşünerek yaptım
0
zimbirik
(09.02.23)
Yorumlarınız için çok teşekkür, zaten eşimle genelde yaşımız daha genç olsa 1 çocuk daha yapardık diye konuşurduk. En büyük çekingen maddi değil manevi düşünüyorum işte bilemiyorum. Bu konuyu detaylı olarak düşüneceğim Allah'ım en güzel yolu gösterir inşallah
0
🌸ferr
(09.02.23)
edinebilirsiniz. bununla ilgili bi açıklama yapıldı. öncelik daha önceden başvurusu bulunan koruyucu ailelerde denildi. başvuru almaya da devam ediyolar bildiğim kadarıyla.
0
b1020
(09.02.23)
bakanlık biraz acele bir açıklama yapmış. koruyucu aile birim sorumlusu ile bugün yaptığımız konuşmada çocukların öncelikle kurum bakımı ve geçici süreli koruyucu aile statüsü olan ailelere verileceği, yapılan yeni başvuruların depremzede özelinde olmayacağını, normal bir zaman diliminde koruyucu aile başvurusundaki süreçler nasıl oluyorsa aynı şekilde yapılacağını ifade etti. bir sürü aşaması var, gerçekten isteyip istemediğiniz, bakım ve sorumluluğunu üstlenip üstlenemeyeceğiz bir çok kişi tarafından değerlendiriliyor. zaman dilimi de evlat edinme kadar olmasa da uzun.
ayrıca koruyucu ailelere çocuk için çocuğun eğitim durumuna göre ödeme gerçekleştiriliyor.
bir de eklemeden geçemeyeceğim; evlat edinme ve koruyucu aile olmak gerçekten büyük bir karar. çocuğun uyum problemi vs gibi durumlarda aileler koruyucu aile olmaktan vazgeçebiliyor ve o çocuklar tekrar kurum bakımına alınabiliyor. çocuklar için çok travmatik olabiliyor.
0
gap
(09.02.23)
Eşiniz konuya sıcak bakmıyorsa direk geçiniz o konuyu. Koruyucu ailelik dönemsel acıma duygusuyla girişilebilecek bir şey değil.
0
otonomo
(10.02.23)
(7)

6 ay önce ameliyat oldum, kan verebiliyor muyum?

denizgonen
Kızılayı aradım açmıyorlar. İnternette de çelişkili açıklamalar var net bilgi edinemedim. Bilgisi olan varsa söyleyebilir mi?
Kızılayı aradım açmıyorlar. İnternette de çelişkili açıklamalar var net bilgi edinemedim.

Bilgisi olan varsa söyleyebilir mi?
0
denizgonen
(06.02.23)
@fatihkkk ne şüphesi fatih eskorta mı gittim diyorum?
0
🌸denizgonen
(06.02.23)
Kızılayı arayıp meşgul etmeseniz iyi olur. Basit bir google araması ile 1 sene içinde ameliyat olanların kan veremeyeceğini gördüm.
0
mysticriver
(06.02.23)
mesele şüphe meselesi değil, adam kendinden de alıcıdan da şüphe ettiği için sormuyor. kan vermenin kuralları var, "x süre önce ameliyat olan kan veremez" diye bir kural var, onu soruyor.

1 yıl içinde ameliyat, diş tedavisi, dövme vs. yaptırdıysanız kan veremiyorsunuz.
0
kibritsuyu
(06.02.23)
www.kanver.org
Şurada Kızılay'ın detaylı kriterleri var. Sayfa 40, "Cerrahi işlemler: minör veya majör
cerrahi (ameliyat) > 12 ay" yani altı ay daha kan veremiyorsunuz. Çok acil ölüm kalım meselesi olsa belki alırlardı ama bugünkü açıklamaya göre ulusal kan bankasında stok var, ekstra ihtiyaç için hazırlık yapıyorlar. Dolayısıyla büyük ihtimalle sizden kan bağışı almazlar.
0
kobuzchu kiz
(06.02.23)
Olmuyor maalesef, şartlar:

19 yaşından gün almış,
66 yaşından gün almamış,
İlk kez kan bağışında bulunacaklar için 61 yaşından gün almamış,
1 yıl içerisinde ameliyat olmamış, dövme, akupunktur, piercing yaptırmamış,
50 kilonun üzerinde,
Bulaşıcı hastalığı olmayan,
Kendini kan verebilecek kadar iyi hisseden,
Bağışçı Sorgulama Formu’ndaki soruları doğru cevaplamış ve uygun bulunmuş kişiler, kan bağışçısı olabilir.


kaynak: www.acibadem.com.tr
0
msb
(06.02.23)
öldürmez ama senin sağlığın için zararlı olur
0
bir soru sorcam
(06.02.23)
Çok teşekkür ederim. Bir kaç sitede de ciddi ameliyat diye belirtildiği için emin olamadım.

Fakat kızılayın sitesinde minmr ve majör ibaresini görmemişim dikkat etmemişim. Teşekkür ederim.
0
🌸denizgonen
(06.02.23)
(11)

Ders çalışmayan yeğen meselesi

Leonardo~Da~Vinci
Selamlar arkadaşlar. Umarım hepiniz iyisinizdir. Size danışmak, akıl almak için bu duyuruyu yazmış bulunuyorum. Lise 1'e giden bir erkek yeğen(abimin oğlu) var. Kendisi ders çalışmıyor, okul ile bağını koparma seviyesine getirmiş. Sana ne, annesi babası ilgilensin diyeceksiniz, haklısınız. Ailenin ü
Selamlar arkadaşlar. Umarım hepiniz iyisinizdir. Size danışmak, akıl almak için bu duyuruyu yazmış bulunuyorum.

Lise 1'e giden bir erkek yeğen(abimin oğlu) var. Kendisi ders çalışmıyor, okul ile bağını koparma seviyesine getirmiş. Sana ne, annesi babası ilgilensin diyeceksiniz, haklısınız.
Ailenin üniversite yüzü görmüş kişisi benim. Abimin de çocuğa yol gösterme açısından benden beklentisi var. Onlar da ne yapacağını bilmiyor. Abim veli toplantısına gitmiş, öğretmenler bunu okuldan alın, ümit yok, okumaz bu demişler. Ders çalışsın diye gelmiş çocuğu dövmüş. Çözüm yöntemleri bu ve benzerlerinden ibaret. Korkutma, dövme vs.

Lise zamanlarımda ben çalışma program hazırlayarakı ve düzenli ders çalışarak güzel üniversite ve bölüme girdim. Bu bende işe yaradı.
Şimdi çocuğu yanıma çağırıp ona da çalışma programı hazırlasam diyorum, acaba işe yarar mı? Arızalı bir Macbook'um var, tamir ettirip vermek istiyorum. Oradan da bilgisayar dilleri öğrensin, faydası olur diye düşünüyorum.

Çocuğun arkadaş çevresi iyi değil, ders çalışmayan açıktan okurum ne gerek var dört yıl okumaya diyen tipler. Tabii buna müdahale etmem mümkün değil, anca uyarıda bulunabilirim.
Daha yolun başında bir çocuk. Toparlayabilir.

Siz olsanız nasıl bir yol izlerdiniz?
0
Leonardo~Da~Vinci
(28.12.22)
Ben benzer bir durumdaki yeğenimi alıp fiyakalı üniversite kampüslerine götürmüştüm. bak, iyi çalışırsan buralarda okursun filan demiştim, üniversite ortamlarını görünce etkilenmiş ve çalışmaya başlamıştı.

Yerinizde olsam ders çalışırsa ve çalışmazsa olacağı yerleri doğrudan gösteririm. Artık 15-16 yaşında koca bir adam var ve imkanlarının kendisini nereye götüreceğini anlar. Özellikle üniversite ortamları çok etkiliyor, kızlar filan aklını alıyor o yaştaki gençlerin.

Ben açık açık konuştum, bak sana iş kuracak para kimsede yok, ancak çalışırsan böyle (ODTÜ Kampüsü) yerlerde okur, böyle (ODTÜ Teknokent) yerlerde çalışırsın. Yoksa buralarda (şaşmaz sanayi) sürünürsün demiştim.

Bir yıl kadar götürdü.
0
babilfish
(28.12.22)
okumak istemeyeni zorla okutamazsın hocam. dayakla da olmuyor, heves ettirerek de olmuyor maalesef.

yine de fikir istiyorsanız; okumak istememesinin kök nedenini bulup oraya yoğunlaşmak faydalı olur diyebilirim.
0
tantunisultansuleyman
(28.12.22)
Nasıl bir lisede okuyor, zeki mi, böyle düşünme sebebi nedir? Bunlar önemli ama bu tip çocukların çok büyük kısmı akademik hayatta başarılı olamıyor.
0
Erestor
(28.12.22)
En başta söyleyebilirim ki çalışma planı hazırlamak bir işe yaramaz. Sizde işe yaratmıştır çünkü motivasyonunuz varmış. Ama yeğeninizin çalışmak isteyipte planlı olamama gibi bir durumu yoksa faydasız.

Ben de işinizin zor olduğu kanaatindeyim ancak tabiki imkansız değil. Bu noktada ileriye dönük motive edici şeyler bulmanız gerek. Mesela sizi ne motive etti ders çalışmaya? Babilfish in dediği kampüs görme meselesi de motive edici. Beni de ailemin durumunun iyi olmadığı için daha rahat bir hayat sürme ihtiyacı motive etmişti. Mesela yeğeniniz okumayıp neyi hedefliyor bunu sorabilirsiniz. Okumazsa nasıl bir hayatın onu beklediğini gösterebilirsiniz.
0
mysticriver
(28.12.22)
okumaz hocam boşuna uğraşmayın. herkes üniversite okumak, iyi eğitim almak zorunda da değil hem. "üniversite okumak zorunda herkes" kafasından bir kurtulmamız lazım. bizim zamanımızda da böyleydi zorla ünilere yönlendiriyorlardı çocukları. sonuç ortada üni mezunu işsiz veya asgari ücretli insanlar sürüsü...

oto sanayide falan çalışır belki hoşuna gider. 5-6 yıl sonra para basmaya başlar.

bu arada bu sanayi örneği akpli dayı sallaması değil gerçek örneğini gördüm. bir akrabamız oto elektrikçi. oğlu da aynı sizin yeğen gibiydi. sanayiye verdi bunu bir ustanın yanında işi öğrendi. şimdi çok güzel durumları var.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(28.12.22)
15 yasindaki cocuk icin bunu okuldan alin, umit yok diyen ogretmenlerim olsa ben de okumazdim, ben de okulda sogurdum. imkan varsa duzgun ogretmenlerin, ogretmen olmanin ne oldugunu bilen insanlarin oldugu bi okula alin oncelikle. oyle ogretmenlerin oldugu bi okulda bi ilerleme olmaz cunku. yapamiyorsaniz da oyle boyle bi lise diplomasini alsin eline o sacma okulda. yani zaten cocukta motivasyon kalmamistir bu ogretmenlerle su an.

yoksa kimse einstein degil, universite sinavinda birinci olan cocuklar dahil. herkes bi sekilde okur merak etmeyin.

ama liseyi bitirdikten sonra cok kararli bi sekilde okumayacagini soyluyorsa tabii okumak zorunda da degil ona gore bi yol cizilir o zaman. ama su an eline diplomani bi al seklinde ilerleyin. herkes liseden bi sekilde mezun oluyor zaten o da bitirir yeter ki devamsizlik yapmasin ona dikkat edin su asamada yeter.
0
Kittie
(28.12.22)
okulda neler yaşıyor, neden okuldan ayrılmak istiyor bunu size direkt açacağını düşünmüyorum, zira o bir ergen, zihnindeki şeyleri çok zor açar birilerine.

bunun yanında bunu öğrenmek önemli, onu okumak istememeye, okuldan soğutmaya iten şey ne? ne yaşadı, neler yaşıyor, bunları öğrenmek önemli cidden. çevresi de bu şekilde diyorsunuz ve bu çocuk Z kuşağı onu unutmayın, bu kuşakta okusam ne okumasam mı ne diyen bir sürü insan var.

açıkçası şu anki vizyonum olsa, ben de okumakla alakalı tekrar düşünürdüm, (Boğaziçi mezunuyum) bence bana küçük yaşlarda ticaret daha çok yakışırdı mesela. ama lise1'deki çocuktan elbetteki hayata dair bir vizyon bekleyemezsiniz, dolayısıyla kendime ah vah edemiyorum, bunun yanında Z kuşağı ne durumda, vizyonu gerçekten ileri mi geniş mi bunları bilemiyoruz, o yüzden de okumak istemediklerinde çok endişe edip etmemek konusunda kararsızım.

neyse, ACT, acceptance and commitment therapy çalışan bir terapiste götürebilirsiniz imkan varsa hocam, değerlerini, neyin ne olduğunu öğrensin, kendini tanısın. illa okuyacaksa da bazı hamleler yaparak okumayı kendine zulüm haline getirmek belki de.

çok kolay gelsin, zor bir durum.
0
damba
(28.12.22)
Sanayide sürünüldüğü eskide kalmış ve şu an geçerli olmayan bir düşünce. Fabrikada mühendisim. Nitelikli eleman bulmak çok zor. Tornacı olsa hayat boyu iş garantisi olur. Herkes okumak zorunda değil. Meslek lisesine yönlendirin. Uygulamalı işleri yapabilir.
0
dissendium
(28.12.22)
Ek bir cevap olsun. Lise mezunu akrabam sanayide usta. İki arabası var. :) Ders olmuyorsa iş hayatına atılmak mantıklı.
0
dissendium
(28.12.22)
Tabii ki nedenlerini araştırın belki gerçekten temel bilimlere veya sosyal bilimleri ilgisi vardır okul yeterli ortamı sağlayamıyordur ama Bence böyle bi gence yapılabilecek en büyük iyilik artık ipleri kendi eline alması gerektiğini başkalarının onun için karar veremeyeceğini anlatmak. okulu sevmiyor mu, tamam. peki ne yapacak, nasıl hayatta kalacak? bu sorunun aciliyetinin farkına varmalı. suça karışmadan sürdürülebilir bir iş yapmayı becerirse para kazanabildiği zaman ailesi hiçbir şey diyemez, bunun farkında mı. 15-20 yaş arası 5 senede bir sürü alanda ciddi başarı kaydedebilir. okulla ilgili de bi hedefi olur, ben x ile uğraşıyorum ama liseyi de bitirmeyi hedefliyorum gibi. böylecek oraya da gereken en az enerjiyi harcar. burda sıkıntılı durum ailesinin çok anlayışsız olması. yani 5 senede her şey yapılır diyorum ama ne yapmak istediğini keşfetmesi gerekiyor bu da zaman alan bir şey, ailenin sabırlı olması gerekir. ya da bu vizyonu kazanmak için iyi bir üniversitenin daha düşük puanlı bir bölümünü tercih edebilir ve üniversite hayatında kendini keşfetmeye çalışabilir.
0
curious mind
(28.12.22)
Akademik kariyer yapmanın, üniversite okumanın bu kadar anlamsizlaştirildigi bir dönemde, çocukları motive etmek çok zor.

Bizim kuşakta, görece değerliydi, okuyanla okumayan arasında belirgin fark vardı. Hiç yoksa statü anlamında toplum tarafından o farkı hissedebiliyordunuz. Yani tertemiz, hanfendili beyefendili ortamda çalışacaksın örneğin ama bir bilgisayar almaya bir maasin yetmeyecek vs vs. Şimdiki çocukların gozlemleyip kıyas yapabildiği parametreler çok daha fazla.
0
wilhelmwasmuss
(28.12.22)
(9)

Kavgalı Arkadaşı Özlemek/Affetmek

parcaliham
Selamlar,Geçmişte sevdiğim, sıkı dost olduğum ve birçok ortak paydada buluştuğum dostumla ortak bir iş sebebiyle, bana olan borcunu 1 buçuk yıl geciktirmesinden sonra kendisinden kibarca ama net bir şekilde rica ettiğim için, onun sert ve bel altı bir maili sebebiyle ilişkimiz kesildi. Mailine hiçbi
Selamlar,

Geçmişte sevdiğim, sıkı dost olduğum ve birçok ortak paydada buluştuğum dostumla ortak bir iş sebebiyle, bana olan borcunu 1 buçuk yıl geciktirmesinden sonra kendisinden kibarca ama net bir şekilde rica ettiğim için, onun sert ve bel altı bir maili sebebiyle ilişkimiz kesildi. Mailine hiçbir zaman cevap vermedim. Ödemeyi de üçüncü bir arkadaşıma yapmasını istedim ve bir daha da hiç temas kurmadım.

Bu olay 2020'nin ilk aylarında oldu. Şimdi bu 'arkadaşımı' özlüyorum arada bir. İyi bir insandı, diyorum içimden. Belki sert mi üstüne gittim, diyorum. Ama bir yandan da bu hayat böyledir, şimdi neden haklı olduğum bir meselede ben adım atıp iyice haksızmış durumuna düşeyim, diye de düşünüyorum.

Yakın geçmişte, bir iki olay sonrasında bir hikayenin her insan için başka bir açısı, perspektifi olduğunu ve her insanın kendi hikayesine ne kadar sıkı sıkı bağlı olduğunu gördüğümden beri kendi hikayem dahil, hiçbir hikayeye doğru düzgün inanamaz ve güvenemez oldum. O da kendince haklı işte, insan böyle bir şey, diyorum. Bunu da kendimce hafifletici bir unsur gibi düşünüyorum.

Siz böyle bir durumda ne yapardınız? Tamamen haklı olduğunuzu düşündüğünüz bir meselede geri adım atıp, karşınızdaki insanı kazanmayı tercih ettiniz mi? (Aşk/romantik ilişkileri dışarıda bırakarak soruyorum)
0
parcaliham
(15.12.22)
hakli oldugunuzu dusunuyorsaniz ki buradan da oyle gorunuyor. siz adim atmayin derim muhtemelen tepenize cikar bu sefer bu kisi.
0
aydonno
(16.12.22)
Kim haklı kim haksız konusuna girmeden burada anlattığınızı ona da anlatın. Ona değer verdiğinizi, kaybetmek istemediğinizi fakat söylediği laflara kırıldığınızı, sizin de onu kırmış olabileceğini, yine de geride bırakmaya hazır olduğunuzu söyleyebilirsiniz. Kaybedeceğiniz hiç bir şey yok.

Hayat kısa. İyi arkadaş bulmak kolay değil. Gurur yapmayın. Bir daha para konusu açmazsınız olur biter.
0
mysticriver
(16.12.22)
Borcunu odemeyenden adam olmaz. Aramayin. Size hayirli bi dost degil.
0
sekerler diyarinda bir ruya
(16.12.22)
Hem borcunu ödememeiş hem de bel altı laf atmış.
Hayır gelmez +1
Haksız olduğunu düşünseydi şimdiye kadar o size ulaşırdı
0
mey17
(16.12.22)
Tamamen haklı olduğum bir meselede adım atarak küslüğü sonlandırdığım oldu. Ama sizin verdiğiniz örnekte ben olsam geri adım atmazdım.
0
pispinti
(16.12.22)
yaptım, evet. %100 haklıyım. "senin başarısız olduğunu görmek istiyorum" diyen, kötü niyetli, "sen mi gidersin, ben mi göndereyim" dediğim birine 2 sene sonra durumuna üzüldüğüm için ulaştım. ama yüzü yoktu, öyle kaldı.

bir cacık olmaz. sen adım atma.
0
gabe h coud
(16.12.22)
siz onun çok sıkı dostuymuşsunuz ama o sizin çok sıkı dostunuz değilmiş, sıkı dost bu dostluğu alıp ödemediği paraya kurban etmez.

bel altı konusu da aynı, insan iyi günde verilen sırları ve sözleri kötü günde de tutarsa omurgalı ve iyi bir duruş sergilemiş olur.
0
Phoebe
(16.12.22)
unutulur gider hiçbir eksikliğini ileride hissetmezsiniz.
0
koela
(16.12.22)
Siz böyle bir durumda ne yapardınız?

Kesinlikle görüşmem.

Ayrıca borcunu ödemeyenden adam olmaz. +1

Ödeyemiyorsa sıkıntıdaysa zaten siz istemeden durumunu size bildirmeli süre istemeliydi. Hadi onu geçtim isteyince utanıp durumunu izah edebilirdi. Zeytinyağı moduna geçmesi karakterinin çirkefliğini gösterir. Borç (almak/vermek) kişilerin gerçek yüzünü görmenin en kestirme yoludur.
0
naksidil
(16.12.22)
(14)

remote calismaktan memnun musunuz

Kittie
hayatinizda neleri degistirdi olumlu/olumsuz?bence trafikte bogusmak ve sabah uyanma acisindan iyi ama ben biraz olumsuz hissediyorum artik.onceden kendime daha cok bakiyordum ornegin.simdi bazi gunler dustan cikip sacimi kurutmadan oylece toplayip calisiyorum mesela. eskiden fon mon derken aslinda
hayatinizda neleri degistirdi olumlu/olumsuz?

bence trafikte bogusmak ve sabah uyanma acisindan iyi ama ben biraz olumsuz hissediyorum artik.
onceden kendime daha cok bakiyordum ornegin.
simdi bazi gunler dustan cikip sacimi kurutmadan oylece toplayip calisiyorum mesela. eskiden fon mon derken aslinda daha yipranmasi gerekirken saclarim artik daha sonuk nedense.
ve artik pek ust bas alisverisi de yapmiyorum. eskiden hmmm sunla giyerim falan diye bi seyler alirdim illa. bi sey alasim da gelmiyor artik.

hareketsiz yasam da cabasi. bunun icin spor salonuna yazildim ki kapali alanda spor fikri hic sevmedigim bi seydir hala da alisamadim.

bi de ilk basta aa ne guzel saat 6da evdeyim hadi arkadaslarla bulusayim seklindeydim ama artik evden cikasim da gelmemeye basladi. kisin gelmesi degil meselea. yazin da vardi bu bende.

sizde durumlar nasil? genel olarak bu konuda dusunceleriniz neler?
*yorgunum biraz. erken uyumazsam tick atarim, yoksa sabaha
0
Kittie
(15.12.22)
her gün mesaili ofis zorunluğum olsaydı kesinlikle istanbul’da yaşamazdım hatta yurtdışına taşınırdım o kadar diyeyim.
hareketsizlik dışında hiç bir dezavantajı yok remoteun o da benim kendi tembelliğim. salon var havuz var gitmiyorum.
sosyalleşme vs istediğim zaman iş arkadaşlarımla buluşuyorum zaten. ki remote çalışmak beni daha sosyal yaptı, artık hem dışarıda hem arkadaşlarımla daha kaliteli zaman geçiriyorum. üst baş alışverişinde de iş için kıyafet masrafım olmadığı için artık daha kaliteli şeylere bakabiliyorum.

yani remote ya da hibrit forever diyorum allah bir daha ofise düşürmesin.
0
roket adam
(15.12.22)
Hayat kalitesinin bu kadar dusuk oldugu ulkede remote ya da hibrit forever +1, hatta mumkunse hibrit bile olmasin. Spor konusunda disiplinliyim, o konuda hic etkilenmedim; ofiste sevdigim uc-bes insani ofis disinda da goruyorum zaten. Sadece bagdas kurup oturarak calismaya alistigim icin dizlerim fena durumda, o kadar da olur.
0
argaladhel
(15.12.22)
normalde istanbul'da ikamet ediyordum vve hibrit bir işim vardı, bu pandemi mevzusu daha tam başlamadan yurtdışına taşındıktan sonra tabi tamamen remote oldu ve çok çok memnunum kesinlikle diğer türlüsü her tür zaman ve maddi kayıp, fiziksel yorgunluk da cabası oluyor ofise gitmek için verdiğin çaba kesinlikle gereksiz.. hareket kısmı da bence aynı sonuçta ofiste de 8 saat full oturuluyor bir değişiklik olmadığı gibi bir de lokasyona bağlı bir ton yol çekiliyor saatlerce.. evden çalışma kısmında bence kendinize zaman zaman sizi motive edecek mekan değişiklikleri yapın; örneğin haftada 2 cafe çalışacağım yada şu günün yarısı evden öğleden sonrası da şurada çalışacağım diye.. hangi şehirdesiniz bilmiyorum ancak her yerde pek çok cafe, kütüphane, ortak çalışma alanları mevcut hatta mesai sonrası için bulunduğunuz yerlere yakın etkinlikleri de kovalayıp kendinize plan yaparsınız.. belki bunlar o evden çıkamama durumunuza iyi gelecek küçük hap öneriler olabilir..
0
crackcodemood
(15.12.22)
Çok memnunum.
0
Amaranta ursula
(15.12.22)
Cok memnunum, her sabah sabahin korunde gunesten once kalkip dus alip fon cekip giyinip makyaj yapip 1 saat yol gitmeyi delilik olarak goruyorum.

Biyerlere giyinip hazirlanmak, aynada kendini guzel gormek guzel sey. Gecen remote bir etkinlikte kameralar acik olacak diye ceket filan giydim, sacima fon cektirdim, esim keske arada bir boyle calissan dedi sonra ahahah :D

Fakat bunlari yapmak icin ille de ofise gitmeye, hele hele her gun gitmeye kattiyen gerek yok. Insanlarla disarda da bulusuluyor neticede, bakima sarf edeceginiz eforu o zaman da sarf edebilirsiniz, ki benim icin ofise gitmekten cok daha iyi oluyor, daha guzel ozeniyorum.

Spor konusunda da tam tersini dusunuyorum, ben hayatimda spor yapmis insan degilim, salona git isin spor yap sogu esne dus al sac kurut geri gel vs bence asiri zaman alan bisey. ancak evden calistigim icin zaman konusunda cok daha esnegim, basit bi sekilde evde agirlik kaldirip indirebiliyorum mesela 30dk lik bir bosluk buldugumda, veya binanin etrafinda 3-5 tur kosup gelebiliyorum. ofiste boyle seyler yapamiyordum.
0
taurina
(15.12.22)
Aşırı memnunum, sırf 2 ayımı remote iş aramaya adadım ve nihayetinde şans yüzüme güldü: 3 aydır remote çalışıyorum.

Avantajları:
- İstediğim şehirde yaşayabilirim, İstanbul'un kaosuna mecbur değilim artık.
- Hergün 2 saatim trafikte gerginlikle geçmiyor, hayatıma 2 saat (ve hatta öğle arası ile 3) ekledim.
- Ofistekilerin boş muhabbetinden kurtuldum. (Bazı insanlar ofise gitmeye sosyalleşmek diyor ama benim için züldü)
- Masamı değiştirdim ve ayakta da çalışabildiğim yükseltilebilir bir masa aldım; boyun fıtığımın ağrılarından kurtuldum. Çalışma odamı keyfime göre düzenledim, ofiste cam açıp oksijen almak için bile kaç kişinin onayı gerekirdi...
- Ofisin sunduğu yemeklere ve hergün saat 12'de yemek yemeye mecbur değilim artık.
- Çalışırken müzik dinleyebiliyorum.

Dezavantajları:
- 404 not found
0
anx
(15.12.22)
Değilim. Hiç değilim. Sizin hissettiğiniz birebir aynı şeyleri hissediyorum.
Aynı evde çalışıp aynı evde yaşayınca çalışma alanı kavramını kaybettim. Bazen haftasonu da iş yapmam gerek hissine kapılıyorum. İş hayatımda daha büyük bir odak haline geldi. En olumsuz etkisi buydu.
Evde olduğum halde vücut olarak daha yorgun hissediyorum.
Daha bakımsız/özensiz oldum. Eski kıyafetlerim gözüme tuhaf gelmeye başladı. Hep çok rahat giysiler giymek istiyorum. Aklıma gelen etkileri bunlardı.
0
mysticriver
(16.12.22)
Haftada 5 gun erken kalkıp makyaj yapip giyinip yol çekip sabah 8-9da ofiste olmayi hedefleyen bir hayata dönemem gibi geliyor artik. Bazen ofistekilerle bulusup ofis gunu yapmak ya disardan calismak iyi oluyor. Is sonrası da gunu isten ayrimak icin fiziksel ya da sosyal bir aktivite ile kafa dağıtmak gerek.
0
passive aggressive
(16.12.22)
haftanın 5 günü istanbul'da trafik çekerek işe gidip geliyorum 9-18.30 arası çalışıyorum ve evden çalışanların şikayetini tam olarak anlayamıyorum. işe gidip gelmek sizi disipline sokuyor (şu saatte kalkacaksın, spora işten sonra şu saatte gideceksin vs. gibi) ama bunu kendiniz de yapabilirsiniz. kendinize haftalık plan yapın, 18.00de mi bitiyor iş, kapatın bilgisayarı çıkın dışarıya spora 18.30 da başlayın. sabah bakımsız mısınız, 30 dakika erken kalkın bir duş alın saçınıza şekil verin öyle oturun bilgisayar başına, bunu haftada 2-3 kere bile yapsanız yeter. sosyalleşemiyor musunuz, 18.00de kapatın bilgisayarı arkadaşınızla buluşun 18.30 da.
bence iş hayatının hayatımızı organize etmesine o kadar alışmışız ki kendimiz bu organizasyonu yapamıyoruz/zor buluyoruz. birileri bizim için yapsın istiyoruz. aslında her şey kendi elinizde.
0
wendyangelamoiradarling
(16.12.22)
wendy:ben de remote calismazken senin gibi dusunuyordum. asla anlayamiyordum sikayet edenleri
0
🌸Kittie
(16.12.22)
Ben haftanın 4 günü akşamları 10a kadar kursa yazıldım. Çok iyi geldi. Yoksa aynı şekilde hissediyordum kıyafet konusunda özellikle. Ama şimdi mesai bitiyor ben giyinip süslenip kursa gidiyorum çok iyi oluyor.
0
kaptan maydanoz
(16.12.22)
hibrit 3 gün ofis, 2 gün ev, onlar da pazartesi cuma. full ev olsa daha iyi olur benim için ama çalışanlar performans göstermiyor. ya da şöyle diyeyim, performans göstermeyen çalışanlar oluyor. keşke herkes sorumluluğunun bilincinde olsa. remote en iyisi aslında. kıyafet almamak, kendine bakmamak benim için geçerli değildi. anlayamıyorum nasıl böyle yapıyor insanlar.
0
gabe h coud
(16.12.22)
yaşadıklarınıza "goblin mode" tanımı yapıldı geçenlerde. ilgimi çok çekti çünkü ben de böyleyim. ve pandemi öncesindeki halime dönmeyi de reddediyorum. kalem etekler, stiletto ve fönlü saçlar, her gün makyajın anlamsızlığı yüzüme vuruyor. insanlarla sosyalleşirken yapay mıydım yoksa sığ insan mıydım diyorum şimdileri. bir de işten çıkıp gezerdim, o enerji şimdi nerede gibi sorular da var kafamda.
remote çalışma bitti bende maalesef. ofise döndüm. ve istanbul'da artık ofis hayatına devam edemeyeceğimi anlayıp, istanbul'u terk ettim. çalıştığım şirketin mersin şubesindeyim artık. deniz manzaralı evimden trafiksiz bir şehirde ofise gelişim 15 dk. bu şekilde çözüm bulabildim. öte yandan artık ofise spor ayakkabı, kot giyip makyajsız gidiyorum. bilmem o eski halime döner miyim.
0
lapetite
(16.12.22)
evden çalışmak çok güzel, seviyorum. ancak bir yerden sonra tam olarak anlattığınız hislerin duyumsandığı bir evre başlıyor. ben de özellikle evden ve semtten çıkmadığım dönemde bu konuları çok düşünüyorum. sonra biraz dışarı çıkınca rahat battığını anlayıp kendime geliyorum. :) bu bir lüks özellikle istanbul'da, olabildiğince korumak gerek. sadece çok yüksek maaş farkları ve kendi işi için vazgeçmeli insan bu lüksten, eğer zorunluluk yoksa tabii. yoksa her şeye alışıyor insan.
0
the man with no name
(16.12.22)
(5)

Uygun fiyatlı maskara

Kahvedesu
Topaklanmayan ve pahalı olmayan. Maybelline kullandım hep ama alternatif uygun fiyatlısı varsa deneyebilirim. Kirpiklerim dümdüz.
Topaklanmayan ve pahalı olmayan. Maybelline kullandım hep ama alternatif uygun fiyatlısı varsa deneyebilirim. Kirpiklerim dümdüz.
0
Kahvedesu
(02.12.22)
Ben yıllardır bunu kullanıyorum, fiyat algım kalmadı orta pahalılıkta sanırım:

www.watsons.com.tr
0
ruhen hastayim ben
(02.12.22)
beaulis curl it pembe çok memnunum
0
mstiteltr90
(02.12.22)
ben de normalde maybelline kullaniyorum ama gecenlerde bir makyaj kutusu hediye geldi, icine golden rose'un bir maskarasini koymuslardi. rimelim bitince bir deneyeyim, ne kadar kotu olabilir ki diye kullandim; bayagi da sevdim. bitene kadar kullanirim. yalniz iki uc kullanimdan sonra iyice oturuyor maskaranin yapisi.

www.hepsiburada.com
0
fraise
(02.12.22)
LYKD Exceptional Fan Effect & Curl Maskara, indirimde 37 lira gibi bir fiyata aldım. Topaklanmıyor, ağırlık yapmıyor, çok güzel kıvırıp uzatıyor, 2 kat sürünce günlük yetiyor. 3 katta biraz daha dramatik etki yaratıyor. Ben ilk defa kullandım ve sevdim.

Max factor 2000 kalorie kullanıyordum o daha dolgunluk veriyor.

Bunların dışında golden rose maskaralar da gayet iyiler.
0
buzbebek
(03.12.22)
www.trendyol.com

kullandığım f/p'ı en iyi maskara diyebilirim. En az 5 yıl kullandım ki en uzun kullandığım makyaj ürünümdür. Ancak kullanmayı bıraktım çünkü göz altlarıma dökülüyordu. Fiyatına göre yine de çok iyi. Epey dolgunluk veriyor.
0
mysticriver
(03.12.22)
(16)

İş görüşmesi neden yurtdışına taşınmak istiyorsun sorusu?

chicha_v2
Danimarka'dan başvurduğum şirket videolu bir şekilde kendimi tanıtmamı ve Danimarka'ya taşınmamın ve şirketlerinde çalışmamı neden istediğimi sormuş.Farklı kültürler, Kopenhag çok güzel, bisiklet şehri abi ya demekten öte neler söyleyebilirim?Teşekkürler.
Danimarka'dan başvurduğum şirket videolu bir şekilde kendimi tanıtmamı ve Danimarka'ya taşınmamın ve şirketlerinde çalışmamı neden istediğimi sormuş.

Farklı kültürler, Kopenhag çok güzel, bisiklet şehri abi ya demekten öte neler söyleyebilirim?

Teşekkürler.
0
chicha_v2
(04.11.22)
farklı iş kültürü deneyimi de söylenebilir. iş yapış biçimleri farklıdır muhakkak. deneyim tecrübe vs yani.
0
orient blue
(04.11.22)
niye alternatif sebepler sunasın ki, dümdüz söyle refahımı arttırmak istiyorum de, avrupalının da hoşuna gider duygusal sebepleri çocukca bulacağından eminim, germenik toplumlar "directness" leri ile tanınırlar ve rasyonel sebepleri daha makul bulurlar. (almanyaspor)
0
wiekannich
(04.11.22)
Kısa süre önce benzer bir soru sormuştum.

(git: 1532805)
0
temasettin
(04.11.22)
Abi çok kasma. Bana geçen bir şirket sordu neden ilana basvurdun diye, basvurmadim ik firmasi beni buldu dedim.
Neden sirketinden ayrilmak istiyorsun dedi, ayrilmak istemiyorum, söyleyecek negatif bir şeyim yok ama tekliflere açığım dedim.

Buna ragmen sonraki asamalara geçirdiler.
O yüzden ben de olsam refahimi artirmak vs derim bir de sirket bilinen bir yerse overim belki. Ama çok kasmaya gerek oldugunu düşünmüyorum.
0
logisticsmanager
(04.11.22)
ben türkiye'nin durumundan memnun olmadığımı söylüyorum.
0
whatdreamsnevercome
(04.11.22)
Ben su an ki isim icin ben xxx ulkesinde hayati deneyimlemek istiyorum demistim.
0
kuzey li
(04.11.22)
Kuzey Avrupa ulkelerinde dusuncelerinizi, niyetinizi direkt ifade etmeniz beklenilir. Neden calismak istiyorsaniz cekinmeyin direkt ifade edin bunu.

Daha fazla para icin, daha iyi yasam kosullari, farkli bir kulturu tanimak vs. sebebiniz neyse acik acik soyleyebilirsiniz. Ben giderken direkt "Artik Turkiyede yasamak istemiyorum, baska bir ulkeye tasinmak istiyorum" demistim kimse de yadirgamamisti.
0
whisky
(04.11.22)
Kopenhag'ın havası başka abi düşüncesi yanlış bence.

Ben bu işi Hindistan'da bile yaparım diyebilirsin. Ülke önemli değilmiş de sadece iş önemliymiş gibi konuşursan Avrupa'ya kaçmaya çalışan insan imajından kurtulursun. İyi şirket neredeyse ben oraya gitmeye çalışırım diyebilirsin. Hatta Abd'deki şirketlere başvurup görüşüyorum de. Danimarka'dan daha iyi fırsatlarının olması onların şımarıklığını azaltır.
0
dissendium
(04.11.22)
@dissedium'a uyma sen herkesin hindistan ama büyük ama küçük bir ayağı var bulursun kendini mumbai havaalanıda.
0
kuzey li
(04.11.22)
eşcinsel/biseksüel olduğunu, türkiye'nin ve hükümetin lgtb'li bireyler karşısındaki tutumunu anlat. Dalga geçmiyorum bir arkadaşım bu şekilde princeton'dan yüksek lisansa kabul aldı. Tabii akademik geçmişi de çok güçlüydü.
0
Erestor
(04.11.22)
Tr de durum kötü, kaçıp kendimi kurtarmak istiyorum falan demeyin. Bu insanlar iş arkadaşınız olacak, belki dr siz onların amiri olacaksınız, eşitlik durumunu bozmayın. Tr deki durumu elbet onlar da biliyor ama asıl motivasyonum şirketiniz, yaptığınız işler vs. Demek lazım ki asıl profesyonel cevap budur. O insanların size asıl teklif ettiği şey iş, Danimarka’da oturum değil.
Kuzey Avrupa ülkesinde çalışıyorum evet insanlar açık sözlü ama bu strateji yapmadıkları anlamına gelmiyor. Onlar da işlerine gelmeyince en önemli şeyleri bile çok güzel pas geçebiliyorlar.
0
ya volna
(04.11.22)
ilticaya başvuruyormuşçasına ülkeni b.kla her zaman geçer akçedir
0
comp
(04.11.22)
Danimarka'nın refah seviyesinden bahsedebilirsin mesela. Görüşmelerde eski şirketi kötülemek iyi olmadığı gibi aynı mantıkla yaşadığın ülkeyi de kötülemek profesyonel değil bence.
0
mysticriver
(04.11.22)
ben yurtdisinda bizim ve brezilyalilar disinda ülkesi hakkinda kötü konusan görmedim. bunu yargilamak icin yazmadim. bu yazdigim kötü ciddi durumlarda olabilir absürt seylerde olabilir. anlatmakta bahsetmek, sikayet etmek vs. hepsini düsünebilirsin.
calistigin yerde Tr'den daha kötü ülkelerden gelende vardir. bu konuda burnundan kil aldirma, onlarin zaten burayla ilgili iyi veya kötü bir düsüncesi var.
sadece is ile ilgili, profesyonel, ve klise olmayan cevap ver.
0
durgunfoton
(04.11.22)
İş görüşmelerinde eski şirketi gömmek genelde olumsuz karşılanır. Benzer şekilde TR’yi gömmek de antipatiye yol açabilir. Türkiye’nin olumsuzlukları yerine Danimarka’nın olumlu taraflarına yoğunlaşmanızı öneririrm.
0
but that was just a dream
(04.11.22)
daha kalifiye kadrolarla gerçek fark yaratabileceğin uluslararası projelerde tecrübe kazanmak istiyorsun, challenge arıyorsun ve highly mobile sın.

Ne ülke ne kültür ne başka bir şey. Mülteci gibi gözükmeyin.
0
gabe h coud
(05.11.22)
(5)

Sofya treni vize?

neverlose
Arkadaşlar merhaba. Halkalıdan trenle sofyaya, oradan da uçakla belgrada gitmeyi düşünüyoruz. Normalde vizesiz olması gerekiyor diye biliyorum ama trenle olduğu için vize gerekir mi?
Arkadaşlar merhaba. Halkalıdan trenle sofyaya, oradan da uçakla belgrada gitmeyi düşünüyoruz. Normalde vizesiz olması gerekiyor diye biliyorum ama trenle olduğu için vize gerekir mi?
0
neverlose
(30.10.22)
gerekir. neden vizesiz olsun ki?
0
kanatlı kontun müşfik öpücüğü
(30.10.22)
Vizesiz girilebilen ülkeler ikisi de çünkü. Sadece pasaportla girebiliyorsun ama trenle olunca değişik olur mu emin olamadım
0
🌸neverlose
(30.10.22)
Bulgaristan vizesiz girilen bir ülke değil.
0
mysticriver
(30.10.22)
eğer yeşil pasaportunuz yoksa veya schengen vize/oturum izniniz yoksa bulgaristan vizesiz değil yalnız. vizesiz hatta pasaportsuz geçişler tek taraflı, yani onlar bize gelebiliyor, biz oraya gidemiyoruz.
soruya cevap: sırf tren olduğu için ekstra bişey uygulanmaz, normal geçiş prosedürü uygulanır.
0
halanne
(30.10.22)
sırbistan vizesiz evet, hatta son anlaşmayla kimlikle de girilebilecekti. fakat bulgaristan için vize şart maalesef. tabi yukarıda söylendiği gibi yeşil pasaport, başka ülke vatandaşlığı, şengen ya da oturum vs olmadığı varsayımıyla.
0
kanatlı kontun müşfik öpücüğü
(30.10.22)
(4)

Otomatik Araç Yıkama - Avrupa Yakası

mysticriver
Merhabalar, eskiden bunlardan çok olurdu artık bulamıyorum. Kaç tane opet'e shell'e sorduysam yok. Özellikle Avrupa yakasında bildiğiniz yerler var mıdır?
Merhabalar, eskiden bunlardan çok olurdu artık bulamıyorum. Kaç tane opet'e shell'e sorduysam yok. Özellikle Avrupa yakasında bildiğiniz yerler var mıdır?
0
mysticriver
(26.10.22)
maslak BP'de var, itü ayazağa kampüsüyle ışık ünv arasında.
0
sirkelimon
(26.10.22)
Daha detaylı bölge belirtirseniz daha iyi olur.

E5 Topkapı yönü Ataköy girişindeki Shell'de de var aklıma ilk gelen.
0
burfak
(26.10.22)
@burfak E5e yakın yerler olabilir, Ana arterlere yakın yerler olabilir. Bakırköy, Bahçelievler bölgesi iyi olur. Ataköydekini bilmiyordum. İyi oldu söylediğiniz.
0
🌸mysticriver
(26.10.22)
e5 avcılar yönü sefaköy çıkışınca shell'de var
0
emfuzi
(27.10.22)
(9)

Nasıl fondöten seçeceğiz yahu?

candide
Eskiden tester vardı da artık neredeyse hiçbir yerde yok. Denemeden nasıl doğru rengi seçeceğiz? Kullandığım vardı ama ülkeden çekilmiş, hiçbir yerde satılmıtor artık. Yeni marka ve ton bulmam gerek.
Eskiden tester vardı da artık neredeyse hiçbir yerde yok. Denemeden nasıl doğru rengi seçeceğiz? Kullandığım vardı ama ülkeden çekilmiş, hiçbir yerde satılmıtor artık. Yeni marka ve ton bulmam gerek.
0
candide
(22.10.22)
Kadınların neden şu ürünü kullandığını anlamıyorum. Hiçbirimizin cildi yüzüne bakılmayacak gibi değil ki. Belki de hazır kullandığınız marka ülkeden çekilmişken fondötensiz bir makyaj yapmayı denemelisiniz.
0
ruhen hastayim ben
(22.10.22)
asiri sacma bir olay hadi rengini gectim dokusunu falan bilmeden ruj aliyorum dene yanil seklinde. internette aratiyorum neyi begendiysem yorum kovaliyorum magazada. aptal saptal bir sey. al dene yanil. para cope gitsin yaptilar iyice:!
BB cream secmek bir nebze kolay olabilir. hic fondoten kullanmadim . eger kalicilik istiyorsam altina da su dort renkli kapaticilar var ya yesil mor sari adi ne onun? onunla kapatip ustune bb gecince memnun kaliyorum
0
ala09
(22.10.22)
Ben alisverise gitmeden once arastirma yapiyorum bir kac marka belirleyip youtube instagram swathlarina bakiyorum en son magazada da rengi gozumu tuttuysa aliyorum.
0
ceann deas
(22.10.22)
dukkanlar tester'lar caliniyor diye sikayetciydi. bence covid bahane oldu. hirsizlar yuzunden bu haldeyiz. cok sacma testersiz urun almak.

ben de habire watsonstan falan ruj alip memnun kalmiyorum, param cop oluyor yani ki oralardaki urunler bile cok pahali artik. bu testersizlik bi nevi satis stratejisi gibi oldu daha duzelmez.

pahali markalara gelince alisverislerinde fondoten testerlari isteyebilirsin. mini poset urunler hala var boyner, sephora gibi yerlerde. ben goz kremi, nemlendirici falan istiyorum mesela alisverislerimde. fondotenleri de vardir diye dusunuyorum. onceden arastirdigin birini direkt sorabilirsin bi alisverisine denk getirip
0
Kittie
(22.10.22)
Fondöten almıyorum da kapatıcı için orda çalışanlara soruyorum. Bazen çekmeceden varsa çıkartıp denetiyorlar. Bir de belli bir ton var genelde ondan alıyorum.
0
sevilen progressive türkücü
(22.10.22)
Markaların sitelerinde fotonu yükleyince deneme şeysileri var. Ama tabi doğru sonuç veriyor mu derseniz bence vermiyor. Tüm renkler aynı oluyor gibi.
0
mysticriver
(22.10.22)
Yves Rocher'de denetiyorlar. Orayı deneyebilirsiniz belki.
0
inawen
(22.10.22)
Nars’da deneyebiliyorsunuz.
0
65 derece
(23.10.22)
@yazdonumu’nün dediği site findation sanırım, yalnız ben Türkiye’de ulaşılabilir olan markaları pek bulamıyorum orada.
0
leylaomega
(24.10.22)
(4)

e-ticaret iade kargo konusu

in vino veritas
1 ekim'den sonra iade edilen urunlerin kargo ucretini aliciya kitleyeceklerdi ama bunu hayata geciren gormedim, basladilar mi bunu yapmaya? son durum nedir?
1 ekim'den sonra iade edilen urunlerin kargo ucretini aliciya kitleyeceklerdi ama bunu hayata geciren gormedim, basladilar mi bunu yapmaya? son durum nedir?
0
in vino veritas
(22.10.22)
Keyfi iade edenler için çok iyi hatta düğünde dışarda giyip iade edenler için altın vuruş, arızalı kullanılmış vs için iyi düzenlenmesi gereken bir uygulama şuan için hazırlık yok ama yakıt fiyatları bu şekilde devam ederse yakında bu uygulama çıkar.
0
Gebeş kaplumbağası
(22.10.22)
@kaplumbaga, bu uygulama cikacakti zaten 1 ekimde, o ne oldu diye soruyorum.
0
🌸in vino veritas
(22.10.22)
Hazırlık var daha yasallaşmadı, bastıran yok ama bu şekilde iadeler mantıksız ve keyfi olmaya devam ederse ortaya çıkacaktır. Satıcılarda korkuyor biraz e-ticaret biter diye onun için çözüm arıyorlardır. Baskının asıl sebebi uluslararası konteyner ticaretindeki inanılmaz düzeydeki artış bunun yansıması iç lojistiğede yansıdı iade ücretleri eskisi gibi düşük değil onunda zaman kaybı olduğu sayılıp gönderi yerine koyuluyor ve ücreti arttırıyor

Tekrar ediyorum yasallaşmadı, ama deli kuyuya taşı attı.
0
Gebeş kaplumbağası
(22.10.22)
1 ocak 2023'e ertelendi. Kesin değil yine.
0
mysticriver
(22.10.22)
(27)

bu elbiseleri beğeninize göre sıralar mısınız?

summer timetable
1. https://www.zara.com/tr/tr/kadife-elbise-p04786298.html?v1=195901640&v2=2113446 2. https://www.zara.com/tr/tr/kadife-gomlek-elbise-p04786284.html?v1=190159574&v2=21134463. https://www.zara.com/tr/tr/kadife-mini-elbise-p09039947.html?v1=219493762&v2=2113446çok kararsız kalırsam ikisini ama kesin
1. www.zara.com
2. www.zara.com
3. www.zara.com

çok kararsız kalırsam ikisini ama kesinlikle bir tanesini alıcam. referans olarak, ölçülerim modellerle aynı.

peşin not: "hiçbiri" sıralama değildir :p
0
summer timetable
(16.10.22)
1,2,3 oldu sırası yine :)
0
freebird5406_2
(16.10.22)
3
2
1
0
kisa
(16.10.22)
3, 1, 2
0
mysticriver
(16.10.22)
2-3-1
0
orient blue
(16.10.22)
Üçü de berbat olduğu için berbatlık sıralaması yapacağım.

3, 1, 2

İçlerinde en iyisi 2.
0
dissendium
(16.10.22)
3-1-2
0
mor oje
(16.10.22)
hepsi kötü
0
nuisance
(16.10.22)
2-1-3
0
susannah delgado
(16.10.22)
1,2,3
0
Mirket
(16.10.22)
2>3=1
0
pide
(16.10.22)
3 ile cosplay yapılır. 3ü alırdım belki
0
glamdr1ng
(16.10.22)
2, 1
0
Ufuk
(16.10.22)
Elbise > mini elbise > gömlek elbise. Mobilde linklerin sırasını karıştırdım :)
0
kobuzchu kiz
(16.10.22)
2-1-3 +1
0
Bruce
(16.10.22)
Eğer "hiçbiri "diyemiyorsak: 2, 1, 3
0
nawar
(16.10.22)
1,3,2
0
ruhen hastayim ben
(16.10.22)
2-3-1
0
Amaranta ursula
(16.10.22)
3-1-2
0
penceredengorunenmorbina
(16.10.22)
1-3-2
0
ala09
(16.10.22)
Hiçbirini beğenmedim ama küçük bir detaya dikkat çekeyim.
1.sıradaki elbise her vücut tipine olmaz, modeli nedeniyle tipinize gider mi, ölçülerinize uyumlu olur mu buna dikkat ederek seçim yapın, riskli
0
epitaf
(16.10.22)
2-1-3.

Puantiye şirin gösterir. 1. Elbisenin v yakası güzel. 3. Elbisenin önü çok kapalı boğuluyor gibi.

Ama deneyin denemeden olmaz. Elbisenin kesimi vücûd yapısı çok önemli
0
Hallegadola
(16.10.22)
2-3-1

Birinciyi sevmedim. Üçüncüsü de bana kalırsa herkese gitmwz.
0
stronzo
(17.10.22)
1 ve 2 güzelmiş. 3'ü beğenmedim. Model hanımefendinin memeleri biraz daha büyük olsaydı buradaki yorumlar da daha farklı olurdu diye düşünüyorum.
0
pispinti
(17.10.22)
1 2 3
0
faredenkorkankedi
(17.10.22)
2-1-3
0
bay b
(17.10.22)
3-1-2
0
paintov
(17.10.22)
2-1-3
0
vedatchilipeppers
(17.10.22)
(24)

Bu markette yaşadığım olay..

sonhakan
Kasada aldıklarımı toparlıyorum. Arkamı döndüğüm sırada tam arkamda duran kadının sırtıma dirseğim çarptı. Birazda mahcubiyetle omuzuna dokunarak kusura bakmayın dedim. Kadın yüzüme ters ters bakarak vurdunuz madem dokunmayın birde diye cevap verdi. Sinirli bir insanım normalde. Kadın olmasa verece
Kasada aldıklarımı toparlıyorum. Arkamı döndüğüm sırada tam arkamda duran kadının sırtıma dirseğim çarptı. Birazda mahcubiyetle omuzuna dokunarak kusura bakmayın dedim. Kadın yüzüme ters ters bakarak vurdunuz madem dokunmayın birde diye cevap verdi. Sinirli bir insanım normalde. Kadın olmasa verecegim tepki çok farklı olurdu. Sizin yorumunuz nedir?
0
sonhakan
(12.10.22)
duyar kasılması ile ilgili bir durum yok, kadınım ve tanımadığım insanların bana dokunmasından, temas etmesinden, mecburiyet durumu hariç kişisel alanıma girilmesinden hiç hoşlanmıyorum. cinsiyetten bağımsız olarak, tanımadığımız insanlara dokunmamayı öğrenmeliyiz.
0
hypathia
(12.10.22)
Hiç tanımadığın bir kadına "elle temas ederek" konuşmak? Değişikmiş.
0
jonas
(12.10.22)
keşke telefon numarasını isteseydiniz akşam özür dilemek için. belli ki olayın sıcaklığıyla aşırı tepki vermiş akşam yazmış olsanız siniri geçmiş olurdu.
0
coldegezenkutupayisi
(12.10.22)
Tanımadığım biri bana yanlışlıkla çarptıktan sonra üzerine omzuma dokunsa ben de sinirlenirim. Hiçbir şey demeden devam etse daha iyi.

@hypathia +1
0
kobuzchu kiz
(12.10.22)
Bana göre kadın gereksiz gerginlik yaratmış. Ben de dokunulmasını sevmem ama bir daha görmeyeceğim birine özellikle iyi niyetli davranmışsa böyle bir tepki vermem.
0
mysticriver
(12.10.22)
Erkek halimle bana yapsan aynı şeyi, 'Hayırdır Birader?' derdim.
Şanslı günündesin ki çantayı kafana yememişsin.
0
Mirket
(12.10.22)
Kadın haklı.
0
ruhen hastayim ben
(12.10.22)
Bence o kadar buyutulecek bir sey degil ama kadin haksiz da diyemem.
0
summer timetable
(12.10.22)
Vurdunuz madem ne ya. Sanki bilerek yapmışsınız gibi. O an vurmadım, çarptım demeniz lazımdı.
0
dissendium
(12.10.22)
canı yanmış ve öyle tepki vermiş olabilir ve fakat ne şekilde olursa olsun tanımadığınız birine neden dokunuyorsunuz ki?
çok gereksiz.
0
sparkle kiddle
(12.10.22)
Utanmadan gelip bi de soru mu yazdınız? Kadin%300 haklı.
0
Mcfly
(12.10.22)
Ya o an ki can acısı ile ben de aniden reaksiyon veriyorum, hatta argo bile kullanıyorum. Karşı taraf özür dileyince de mahçup oluyor insan tabi ama işte can acısı ile tepki verilmiş oluyor bir kere. Bence sizin dirseğiniz baya kötü çarpmış ki siz de hemen, bir şey olmadı ya gibisinden temas etme ihtiyacı duymuşsunuz gibi anladım ben. Yorumları aşırı buluyorum, sizin tepkiniz de normal. Abla can acısı ile öyle tepki vermiş olabilir. Boşverin aman.
0
huzurlarinizda huzursuzluk
(12.10.22)
Cinsiyetten bağımsız her türlü haklı, insanların kişisel alanına hem de böyle gereksiz bir nedenle dokunulamaz. Kadın olması ayrıca yüzde bin beş yüz haklı yapar. Birincisi kaza, ikincisi ne alaka, hayırdır derdin ne durumu olmuş.

Bu dokunma otobüste yer boşalır da otursun diye birine duyuramayınca omzuna vurma gibi değil, oradaki durum farklı, onun anlaşılabilir tarafı var ama çarptığın birisine yeniden temas yersiz ve saçma.

Böyle davranan kişilerin hakkında da pek hayırlı düşünmem, fırsattan istifade durumu suistimal ettiğini düşünürüm. Kadının genç yaşlı, güzel çirkin olmasından bağımsız olarak adamın davranışı problemli.

Bir dahakine bence bunları dikkate alarak davranın.
0
epitaf
(12.10.22)
Kadına dokunmam yanlış, buna hakkın yok.
0
el conquerador
(13.10.22)
yorumlari okudum kanim dondu.

tr'de kadin olmakda erkek olmak da zor, en temizi aseksuel olup hayalet taklidi yapmak. hic orda degilmis gibi davranacaksin cunku insanlarin nezekete bile tahammulu kalmamis. hoh icim $i$ti..
0
cooperr
(13.10.22)
Saçma bir hareket. Kadın arkadaşınız mı da bu kadar rahat kişisel alanını ihlal edebiliyorsunuz? Karşınızdaki kadın değil de sizden daha kalıplı bir erkek olsa yine özür dilemek için omzuna dokunur muydunuz?
0
ceann deas
(13.10.22)
kisisel alan diye aglayan arkadaslar, baskasi kendisine carpacak kadar o baskasinin kisisel alanina bu kadin neden girmis acaba onu anlatsin da biz de anlayalim eger kacirdigimiz bir nokta varsa.
0
bay b
(13.10.22)
Dün akşam yaşadığım bir olayı burada yazıp olay karşısında insanların tepkilerinin nasıl olacağını anlamaya çalıştım. Sabah okuduğumda kanım dondu. Biz ne zaman bu kadar ruhsuzlaştık. Dibimde biten bir kadına çarpmam sonucu kadının acı çektiğini düşünerek özür dilerken birşeyiniz var mı anlamında onuzuna dokunmama efelenenlerin birer robottan farkı olmadığını düşünüyorum. Robota yüklersin programı hiçbir durumda karşındakini dokunma diye o da dokunmaz aynı böyle insanlara dönüşmüşüz. Bizler herkesin sapıık olduğunu düşünen paranoyak manyaklarlar olmuşuz. Bu olayın nerdeyse aynısı 3 ay önce Barcelona da önümdeki adam yaşadı. Adam dönerek canı yanmış kadına ı am so sory deyip omzunu hafifce sıvazlayınca kadın Not at all diyerek gülümseyerek cevap verdi. Ben dahil hiç kimseye batmadı bu olay. Evet özel alan önemlidir kimsenin müdahale hakkı yoktur ama hayatta herşeyde olduğu gibi bununda istisnaları vardır. Bunun ayırdına varamayanda program yüklenmiş robottan farklı yaşamaz.
0
🌸sonhakan
(13.10.22)
sizin yorumunuz nedir diye sormuşsunuz gelen yorumları robot, ruhsuz vs diye eleştiriyorsunuz. sizin amacınız yorumları öğrenmek değil sırtınızın sıvazlanması ama kabul etseniz de etmeseniz de haksızsınız. barcelonada böyle bir olay yaşanmış olması sizin durumu değiştirmiyor. orada kadın sorun etmemiş demek ki, etseydi yine omzuna izinsiz dokunan adam haksız olacaktı.
0
kanatlı kontun müşfik öpücüğü
(13.10.22)
Sizin yorumunuz nedir?

kadın haklı, sen haksızsın
dokunmadan özür dileseydin, o tepkiyi almazdın
0
bir soru sorcam
(13.10.22)
dokunsal bir insan olabilirsiniz. ama tanımadığınız birine dokunmamalısınız. ben de kadınım tanıdığım kişilerin bile fiziksel temasından rahatsız olurum. kadın haklı.
0
naksidil
(13.10.22)
Kadın kadına bu olay yaşansa bile sorun çıkaracak insanlar var, siz erkek olarak tanımadığınız bir kadına dokunarak yanlış bir harekette bulunmuşsunuz.

Konu erkek kadına dokundu değil aslında, bir kadın da tanımadığı bir erkeğe dokunmamalı bana göre.

Bence konu sadece kapalı toplum, muhafazakar toplum konusu da değil. Neredeyse tüm dünyada genel geçer bir görgü kuralıdır mesela, kadın tokalaşmak için el uzatmadan erkek elini uzatmamalıdır.

Edit: karşı tarafın sizin elinizin kolunuzun çarpacağı mesafeye kadar size yaklaşması doğru değil elbette, kadın olsun erkek olsun.

Toplum olarak mesafemizi koruyamıyoruz, yolda biri bişey soracak olsun ya da bir dükkanda müşteri ve satıcı diyaloğu olsun, suratlarımız bir iki karış mesafeye olacak kadar yaklaşıyoruz.

Bir adım geri gidiyorum mesafeyi açmak için, tekrar bir adım üstüme geliyor. "Kardeşim benim eşim bana bu kadar yaklaşmıyor, bi az öteye git ya ağzından çıkan her partikül suratıma çarpıyor" diyemiyorsun.
0
John Bloor
(13.10.22)
Burada kimsenin sana "Vay sapık, kadının omzuna dokundun demek ha" tarzında yaklaştığı yok. Niyetinin iyi olduğundan da şüphe yok zaten.

Ama yaptığın hareket en basit ifadeyle "gereksiz". Yani aşırı gereksiz işte, bu kadar net bir şey. Tanımadığın bir kadının bedenine elinle temas ederek konuşmak aşırı gereksiz. Bence bunla yüzleş ve bir daha yapma, senin için daha hayırlı olur. Daha arızasına denk gelirsen başına iş de açabilir.

Ayrıca @naksidil nickli yazar "ben de kadınım, tanıdığım kişilerin bile fiziksel temasından rahatsız olurum" gibi bir şey de paylaşmış mesela. Bunu da bir düşün. Sen bir de bu hareketi hiç tanımadığın bir kadına yapıyorsun.

Ve duyuruna "Sizin yorumunuz nedir?" ile başlayıp da çoğunluğu yaptığını doğru bulmayan türde yorumlarla karşılaşınca isyan moduna geçmen de hoş değil. En başta "Beni haklı görmeyecek olanlar yazmasın pls" falan diye ekleseydin oldu olacak.
0
jonas
(13.10.22)
Siz de götümün dibine girmeseydiniz o zaman diyebilirdiniz üste çıkmadığınız için kadın sizin üstünüze çıkmış.

Yani bir başkasının hoşuna da gidebilirdi ama şu ara herkes çok gergin. Bir de bizde mesafe kavramı yok kadın erkek fark etmeksizin herkes birbirinin ensesinde duruyor.

Ben de otobüste montumu çıkarırken teyzenin birine dirsek atmıştım tamamen benim öküzlüğüm yani ama teyzeye onlarca kez özür dileyince bir şey demedi çok kızmasına ve bence acımasına rağmen.

Günlük hayatta olabiliyor böyle şeyler takılmayın.
0
chicha_v2
(13.10.22)
(11)

mikrodalga önerir misiniz?

panamera
Merhaba, bazen buradaki tavsiyeler inanılmaz ufuk açıcı oluyor. O sebeple bir şanısmı denemek istedim. Örneğin ekmeği dondurucuda saklayabilmeyi zamanında buradan öğrenmiştim. Sorum Mikrodalga sevenlere, mikrodalga olmaan yaşayamanlara; bu aleti ne için kullanıyorsunuz, ne için önerirsiniz? Hafta iç
Merhaba, bazen buradaki tavsiyeler inanılmaz ufuk açıcı oluyor. O sebeple bir şanısmı denemek istedim. Örneğin ekmeği dondurucuda saklayabilmeyi zamanında buradan öğrenmiştim.

Sorum Mikrodalga sevenlere, mikrodalga olmaan yaşayamanlara; bu aleti ne için kullanıyorsunuz, ne için önerirsiniz?
Hafta içi akşam yemek hazırlamada problem yaşayan biri olarak almalı mıyım? (Airfryer var bu arada).
iyi günler dilerim.
0
panamera
(13.09.22)
mikrodalga yemek hazırlamada pek işe yaramaz, hazır yemekleri ya da dolaptan çıkan yemekleri ısıtmaya yarar, tek tük mikrodalga tarif var fakat bunlar da kısıtlı, o yüzden sana pek gitmez
0
freebird5406_2
(13.09.22)
Hocam yemek ısıtmak için temiz bir yöntem. Tencereden yemeği çıkar, küçük kaplara koy ısıt bir sürü bulaşık çıkıyor. Porsiyonlar halinde tabak ile kısa sürede ısıtabiliyorsunuz. Ben çok seviyorum. Eskiden zararlı olduğuna dair yanlış bilgiler vardı ama en sağlıklı ısıtma yöntemlerinin başında geliyor.
0
ruhen hastayim ben
(13.09.22)
Mikrodalganın pahalısını almaya hiç gerek yok. En uygun fiyatlısını almak gerek. Çok basit bir çalışma mekanizması var.
Güvenilir olsun diyorsanız Arçelik, Beko gibi ismini iyi olarak bildiğiniz, riske girerim derseniz herhangi bir marka alıp geçin.

Mikrodalga ile yemek pişiremezsiniz. Ama dolaptaki veya buzluktaki yemekleri hızlıca yemeye hazır hale getirebilirsiniz.
Çorba, pilav, makarna, nohut yemeği, kurufasülye yemeği ve aklıma gelmeyen onlarca şeyi hazırlayıp buzluğa kaldırın, mikrodalga size birkaç dakika içinde yenecek hale getirsin.
Bu yemekleri özellikle buzluk için yapmayın da normalde pişirirken birkaç tabak fazla pişirin, yenmeyenler buzdolabı poşetiyle girsin buzluğa.

Ama her yemek ve her gıda olmaz ve mikrodalgadan çıktığında (donmuş olduğu için) lezzeti biraz azalmış, tipi biraz kaymış olacak.

Mikrodalganın tek yaptığı şey içindekini ısıtmak, pişirmek değil. Bir de mısır patlatmak :)

Eğer size çok ters gelmezse ikinci el bile alabilirsiniz bence. Fırın aslında yemeğe değmediği için düzgünce temizleyip içiniz rahat şekilde kullanabilirsiniz.
0
michael_knight
(13.09.22)
Merhaba, mikrodalga yemeğin kokusunu ve tadını bozuyor bence. Bu yüzden almanızı tavsiye etmem. Hem kardeşim hem biz arçelik mikrodalga almıştık. Bu sebeplerden dolayı önce o daha sonrada biz elimizden çıkardık.
0
icimdekipollyannatinerebasladi
(13.09.22)
Mikrodalgam yok ama airfryerda herşeyi ısıtabiliyorum. Bir dk da ısınmıyor ama beş dkda kesin ısınıyor. Ne açıdan yemek hazırlamada problem yaşıyorsunuz belki ona göre bir öneri yapılabilir.
0
mysticriver
(13.09.22)
Mikrodalga ile isinmis yemegin tadi kesinlikle degisiyor. Ocakta isitilmis gibi asla olmuyor. Yemegin bir kismi cok isinmis diger tarafi buz gibi kalabiliyor.uzerine dantel orttuk oylece yatiyor.
0
tezek
(13.09.22)
Buz çözdürme özelliği olan bir mikrodalga bekar evi için mükemmel olabilir. Tamamen mikrodalga ile ısıtırım derseniz bir parçası soğuk kalabiliyor veya sulanabiliyor, tatta ufak değişiklikler olabiliyor. Buz çözdürme özelliği olan bir şey alırsanız, buzluğa attığınız yemeğin buzunu çözdürüp, tavada biraz çevirip yemeğinizi 5 dk'da hazırlayabilirsiniz.
0
elvan abeyiylegezse
(13.09.22)
bende ikisi de var. airfryer varsa mikrodalgaya ihtiyac kalmıyor. mikrodalga 1 dkda ısıtıyorsa, airfryer 2 dkda yapıyor bunu. bu kadarcık fark için yeni bir makine almaya degmez.
0
lapetite
(13.09.22)
Pişmiş yemekleri yeniden ısıtmak için harika bir icat. Arızalandığı zaman çok zorluk yaşamıştım.
0
pispinti
(13.09.22)
kesinlikle öneririm. genelde yemek ısıtmak ve donmuş şeyleri çözdürmek için kullanıyorum. pişirme de yapılıyor ama fırında olduğu gibi üstü kızarmıyor. zamanında mikrodalgada kek yapmışlığım var (hazır bardak keklerden değil).

Arçelik önermem, bir süre kullandıktan sonra tabağı dönmemeye başladı. LGnin basit modellerinden birini 7-8 senedir kullanıyorum.

www.ikea.com.tr
şu ürünü (veya benzerini) kesinlikle tavsiye ederim. yemeklerin daha iyi ısınmasını sağlıyor hem de fırının kirlenmesini önlüyor.

airfryer kullanmadım, o yüzden karşılaştırma yapamıyorum.
0
inheritance
(13.09.22)
ucuzunu al gec +1. ben son derece ucuz jenerik marka mikrodalgayi senelerdir hergun durmaksizin kullaniyorum. isitmak icin kullaniyorum soylendigi gibi. Yemek isitmak, kahve isitmak, cay isitmak falan.
0
hot potato
(13.09.22)
(4)

Yazz (doğum kontrol hapı) kullanımı sorunu

duma duma dum
Merhabalar,Devam ettiğim ilaç kutumu kardeşim bilmeden çöpe atmış. Yeni kutu aldım ama bir öncekinde nerede kaldığımı bilmiyorum ki devam edeyim. Ne zaman regl olduğumu tarih olarak biliyorum, 8 Ağustos. Bu da beyazların bitip pembelere başlamış olmam gereken bir dönem olduğunu gösteriyor o tarihin
Merhabalar,

Devam ettiğim ilaç kutumu kardeşim bilmeden çöpe atmış. Yeni kutu aldım ama bir öncekinde nerede kaldığımı bilmiyorum ki devam edeyim. Ne zaman regl olduğumu tarih olarak biliyorum, 8 Ağustos. Bu da beyazların bitip pembelere başlamış olmam gereken bir dönem olduğunu gösteriyor o tarihin ama nerede kaldığımı anlayamıyorum. Tecrübeli biri varsa yardımcı olabilir mi?

Teşekkürler!
0
duma duma dum
(23.08.22)
Mobildeyim, düzeltemiyorum duyurumu. Gebelik riskim yok, pcos için kullanıyorum. O yüzden biraz şaşsa bi sorun olmaz. Herhalde.
0
🌸duma duma dum
(23.08.22)
Tam tersi değil mi yani regl olduğunuz dönem beyaz haplara başladığınız döneme denk gelmeli. 8 ağustostan 7 gün ilerletin. 15 ağustos günü yeni pakete başlamış olmanız gerekiyor. Yani bugün paketin 9.hapını içmeniz gerek. Yine de bir doktora sorun isterseniz.
0
mysticriver
(23.08.22)
Bir dönem kullandim, bende reglin 2.gunune denk geliyordu yeni kutu başlangıcı. Bugun 15. Hapı içerek devam ediyorsun buna göre. İlk 14 hapa dokunmadan yani sonra tekrar başa sarmadan, yepyeni kutuya geçip devam.
0
i-pek
(23.08.22)
Çok pardon regl olduğunuz günden 4 gün ilerletin. Beyaz haplar 4 tane imiş. 12.hapı içmeniz gerek bana kalırsa.
0
mysticriver
(23.08.22)
(6)

Belediyelerin şakacı twitter hesapları

mg3929
Belediyelerde bu saçmalığı yapmak için birilerine maaş ödenmesi bana çok saçma geliyor. Mesela datça belediyesi twitter hesabına bakıyorum cringe kelimesini damarlarıma kadar hissediyorum. Adam herkese sırayla laf yetiştirmiş mentionlarda falan. Bu saçmalık son bulacak mı yoksa millet bu işi gerçekt
Belediyelerde bu saçmalığı yapmak için birilerine maaş ödenmesi bana çok saçma geliyor. Mesela datça belediyesi twitter hesabına bakıyorum cringe kelimesini damarlarıma kadar hissediyorum. Adam herkese sırayla laf yetiştirmiş mentionlarda falan. Bu saçmalık son bulacak mı yoksa millet bu işi gerçekten seviyor mu? Mesela size sempatik geliyor mu bu hesaplar?
0
mg3929
(03.07.22)
Olsa da olur olmasa da ama hakkında düşünüp sonrasında kin güdecek kadar üstüne kafa yorduğum bir konu değil, çok canımı sıkarsa engellerim geçerim karşıma çıkmaz bi daha.
0
Kaleci Saçlı Forvet
(03.07.22)
benim hiç hoşuma gitmiyor. ilk kim başlattı bilmiyorum ama puh size demiştim. hala da diyorum. sanki işini kusursuz yapıyor da şaka yapmak, şirinlik yapmak eksik kaldı.
0
IncredibleMau
(04.07.22)
PR bu demek, belediyeler halkla ilişkiler ekibi tutmazsa, halkın nabzını tutup bi şekilde görünür olmazlarsa bir sonraki seçimde oy alma ihtimalleri baya düşük. akp belediyeleri bu konuda çok iyi mesela, hayatında istanbul dışına çıkmamış, boğaz görmemiş ev hanımlarını otobüse doldurup tek kuruş istemeden şehir içi şehir dışı gezdiriyorlar, dışarıdan bakınca israf gibi geliyor ama baktığında o insanlar akp diyor başka bir şey demiyor.
0
roket adam
(04.07.22)
Bana o tip hesaplar inanılmaz samimiyetsiz geliyor. Aynı şekilde siyasetçilerin z kuşağına yaranmak için yaptığı şakalarda bir o kadar itici geliyor. Herşey iç içe geçmemeli. Bazı şeyler profesyonel düzeyde kalmalı. Siyaset siyasette kalmalı. Belediye belediyeciliğini yapmalı.
0
mysticriver
(04.07.22)
Bir belediye olarak işini düzgün yapıyorsa beni rahatsız etmiyor. Özellikle turistik beldeler için iyi bir tanıtım aracı olduğunu düşünüyorum (bana hitap etmiyor ama geniş bir kitleye çekici gelebilir).
0
fotrsapka
(04.07.22)
datca belediyesi twitter da vakit gecirdigi kadar is yapmis olsaydi keske.
0
tadellesever
(05.07.22)
(5)

kredi kartımın şifresini gördüler

ayseee
bugün alışveriş yaparken pos makinasına şifremi girdim ama daha kartı sokmadan şifreyi girince iş yeri sahibi 4 haneli şifremi çok net gördü.bi problem olabilir mi acaba.. şifremi değiştirmek de istemiyorum.. iş yeri sahibi kredi kartımı çalmadıktan sonra bir sorun olur mu?
bugün alışveriş yaparken pos makinasına şifremi girdim ama daha kartı sokmadan şifreyi girince iş yeri sahibi 4 haneli şifremi çok net gördü.bi problem olabilir mi acaba.. şifremi değiştirmek de istemiyorum.. iş yeri sahibi kredi kartımı çalmadıktan sonra bir sorun olur mu?
0
ayseee
(27.06.22)
Problem yok bence oyna devam.
0
mg3929
(27.06.22)
O esnada kredi kartının çipini de kopyaladıysa, seni soymaya kalktığında, yapmadığın işlemleri görüp savcılığa gittiğinde hesap vermeyi göze aldıysa
o zaman kork tabii.
0
Mirket
(27.06.22)
hiçbir şey olmaz. hatta bazı insanlar kasiyere şifreyi söylüyor, onlar giriyor şifreyi.
0
ahm1
(27.06.22)
Adam kötü niyetliyse ve şifreni öğrenmek istese sen kartın takılıyken tuşladığında da ne tuşluyorsun diye bakar.
0
mysticriver
(27.06.22)
Kart manyetikse (çip yoksa) kart kopyalama teorik olarak mümkün ama büyük ihtimalle kopyalanmamistir. Cipli ise %99.999 kopyalanmamistir içiniz rahat olsun. Tek başına kart şifresi ile birşey yapamazlar.
0
inheritance
(28.06.22)
(11)

Edirne ciğerci

terbiyesiz
Merhaba. Edirne’ye gidince ciğer yenir diye biliyorum. Peki hangi ciğerciden? Yardımlarınız için teşekkürler.
Merhaba. Edirne’ye gidince ciğer yenir diye biliyorum. Peki hangi ciğerciden? Yardımlarınız için teşekkürler.
0
terbiyesiz
(24.06.22)
edirne de birden fazla yerde yemiş biri olarak ciğerci aydın diyorum. (çarşı veya margi outlet)
0
melodi
(24.06.22)
'Aydın' dediler bize. Gittik Edirne'ye, baktık, diğer ciğerciler sinek avlarken Aydın'ın önünde sokağın başına kadar 'biri kalksa da otursak' kuyruğu var. Girdik kuyruğa, bekledik. Yedik ciğerimizi.
Ertesi gün yine gittik, kuyruğa girmeyelim diye herhangibir ciğerciye girdik. Sonra bakıştık. Dün o kuyruğa boşuna girdiğimize karar verdik. 'Hepsi aynı' dedik.
0
Mirket
(24.06.22)
Aydın iyi ama çok bir olayı yok, Niyazi Usta'yı deneyebilirsiniz.
0
fotrsapka
(24.06.22)
Öz Akgünler
0
oligomer
(24.06.22)
bir iş için gittiğimizde arkadaş "daha önce aydın'da yemiştim, şimdi de gel niyazi ustaya gidelim" dedi. gerçekten çok lezzetliydi. arkadaşım da aralarında hiç fark yok dedi.
0
teritori
(24.06.22)
Mirket+1

Aydin'da anlamsiz bir kuyruk oluyor hep ama hemen karsisindaki rastgele yerde de yedik ayniydi. yani bize ayni geldi en azindan. (ikisi de guzeldi)
0
supergirl
(25.06.22)
ben de gidince aydın'da yiyirodum ama.

aydın amcam yan tükkan boş olmasına rağmen. tükkan genişletmiyor.

çünküüü. kuyruk olsun istiyor.

kuyruk olunca da insanlar "lan acaba burası iyi yer mi" diye düşündüğünü düşünüyor.
0
qobel
(25.06.22)
Oranın yerlisi ciğerci aydında yemez. Kapalı çarşı bitimin yanılmıyorsam olda küçük bir dükkan var orada yaşayan biri götürümüştü yadjn falan hikaye. Yani boşa sıra bekliyorsunuz
0
deepfear
(27.06.22)
Mirket+1

Ciğerci aydında çok sıra var diye beklemek istemedik. Hemen karşısındaki sokakta Çiçek ciğer tava var. Orada yedik. Çok beğendik. Çok bir fark olduğunu sanmıyorum. O sırayı beklemeye değer mi sen karar ver.
0
mysticriver
(27.06.22)
Sürekli Aydın da yiyordum, Öz Akgünler e geçiş yaptım. Daha samimi geliyor.
0
oligomer
(03.02.23)
Bahri iyidir. Selimiye Camine yakın.
0
2027
(03.02.23)
(23)

Sevdiğiniz bisküviler hangileri?

magni
Merhaba. Çayın yanında veya çaysız hangi bisküvileri götürüyorsunuz sevgili duyurucular?Benim favoriler Probis ve Negro (şimdinin Nero'su).
Merhaba. Çayın yanında veya çaysız hangi bisküvileri götürüyorsunuz sevgili duyurucular?

Benim favoriler Probis ve Negro (şimdinin Nero'su).
0
magni
(16.06.22)
Petibör bu işin kralı. Kilo alma kaygım olmasa çaya bana bana her gün üç kilo yerim en az.

"Daha rafine zevklerim var, üç beş parça yemek bana yeter." derseniz Annas Zencefilli:
www.migros.com.tr
0
jack of hearts
(16.06.22)
Biskrem extra
0
mg3929
(16.06.22)
Tutku ama ilk çıktığı zamanki gibi değil. Biskrem Extra. Çikolatalı Saklıköy'ü askerde çok yedim. O da fena değil. Bebe bisküvisi de severim. Muzlu olanı da güzel.

Negro tıkıyor biraz. Probis de bayıyor bir süre sonra.
0
dissendium
(16.06.22)
biskrem'i ilk denediğim anı hatırlıyorum. çocuktum. arabanın içinde bir pakette kalan 3 tanesini yemiş ve büyülenmiştim. bence biskremin üstüne yoktur.

şimdikinin tadı mı farklı, yoksa benim tat algım mı değişti bilmiyorum ama eskisi kadar sevmiyorum hiçbirini.

2.bp.blogspot.com

böyleyken hastasıydım.
0
bohr atom modeli
(16.06.22)
Finger bisküvi
0
freebird5406_2
(16.06.22)
Biskrem'in askerleriyiz.
0
rakicandir
(16.06.22)
eti negro tabii ki
0
hot potato
(16.06.22)
Şimdilerde eti burçak zeytinli
0
photo85
(16.06.22)
eti burçak sütlü çikolatalı
0
dedim ben sana
(16.06.22)
Tutku
Beyaz kremalı bisküvi
Klasik Eti Burçak
0
pro9it9is9
(16.06.22)
biskrem, tutku, eti kakaolu
0
mysticriver
(16.06.22)
biskrem dünyada en sevdiğim bisküvi olabilir. bence rakibi yok.
0
roket adam
(16.06.22)
peynir dolgulu cizi
fistik ezmesi dolgulu oreo
fistik ezmesi dolgulu burcak
sutlu cikolatali burcak
burcak kurabi
tahil patlakli kakaolu burcak
negro

bir de artik yok sanirim ama elmali biskrem :,( bu cok iyiydi, benden baska seveni yok diye kaldirdilar piyasadan ahah :)
0
in vino veritas
(16.06.22)
Eti cici bebe, mcvities'in sütlü çikolatalı ince digestive bisküvisi, lotus biscoff, annas zencefilli+1

Edit: bir de bim'de satılan, fig newton çakması incirli bisküvi.
0
kobuzchu kiz
(16.06.22)
hanımeller
haylayf -uzun zamandır yemedim ama mazimiz var-
0
bass solo take one
(16.06.22)
probis, hanımeller damla çikolatalı, biskrem vişneli, torku ruşeymli orman meyveli...
0
rose parks
(17.06.22)
Peynir kremalı Çizi'den kilolarca yiyebilirim. Ama yemiyorum :)

Hanımeller karışık da uzun yıllar kendini bozmamış tatlardan.

Taç kraker de çok iyiydi eskinden lise yıllarında doymalık yerdik şimdi nasıl bilmiyorum.
0
msb
(17.06.22)
Cicibebe +1
Lotus +1
Probis +1
0
Bruce
(17.06.22)
Lotus karamelli
Asolo Dolce Cantuccini
Krumiri Classici
0
gabe h coud
(17.06.22)
cicibebe.çaya bandırıp yiyorum. frenlemezsem 1 paket temiz gömerim.
0
drako
(17.06.22)
Başıma bir iş gelmeyecekse ben Oreo'cuyum. Klasik Oreo.
Bir de Probis +1
Biskrem de iyidir ama fazlası bayıyor.
0
himmet dayi
(17.06.22)
Eti burçak, üstü çikolata kaplamalı olan.
Onun dışında fusion diye yine çikolata kaplı bir bisküvi vardı. Onu çok severim ^_^
0
chihirovekohaku
(17.06.22)
Caya batirmalik digestive olsun tastan olsun marka, cesit onemli degil.
0
neverletyougodown
(17.06.22)
(4)

Yanlış mı yapıyorum? -Sağlıklı beslenme

mysticriver
Merhaba,Ben normalde günde bir ekmek yiyen, fast food seven biriydim. Şuan da amacım hem sağlıklı beslenmek hem de çok fazla olmasa da biraz kilo vermek. Kilo verdikten sonra da bu düzen devam etsin isterim. Ekmek ve fast food hayatımdan çıktı. Ama bu seferde kilo veremez miyim endişesi taşıyorum.Ya
Merhaba,

Ben normalde günde bir ekmek yiyen, fast food seven biriydim. Şuan da amacım hem sağlıklı beslenmek hem de çok fazla olmasa da biraz kilo vermek. Kilo verdikten sonra da bu düzen devam etsin isterim. Ekmek ve fast food hayatımdan çıktı. Ama bu seferde kilo veremez miyim endişesi taşıyorum.

Yaklaşık 1 aydır kahvaltıda olmak üzere sadece bir dilim ekmek yiyorum. Kahvaltıda sorun yok ancak akşam yemeği kafamı karıştırıyor. Bir tabak sebze, bakliyat vs yiyip yanına da 2-3 köfte, yarım göğüs tavuk eti vs yiyorum. Ancak sağlıklı beslenme hesaplarına vs baktığımda sebze yemeklerini bile kaşıkla sayıyorlar. Domates bile 3 dilim falan var. Porsiyonları gözüme çok küçük geliyor. Ben onları yesem doymam. Doymayınca da bozarım o düzeni gibi geliyor bana ama ben mi hata yapıyorum acaba bir tabak yemek yemekle? Söylemem gerekir ki sadece 2 öğün besleniyorum.
0
mysticriver
(05.06.22)
bu programı kafana göre mi uyguluyorsun? yani önce bir diyetisyene ve doktora gidip kilolu olmanın bir sebebi var mı öğrenmen ve vücudunun ihtiyacına göre bir diyet listesi uygulaman daha sağlıklı olur. ayrıca yürüyüş, fitness, yüzme, bisiklet vb bir sporla desteklemen de fayda sağlar
0
paintov
(05.06.22)
@paintov kilolu değilim sadece sağlıklı beslenmeye çalışıyorum. Diyetten ziyade beslenme tarzımı değiştirmek niyetim. Spor yapıyorum.
0
🌸mysticriver
(05.06.22)
o iki öğünü öğlen ve akşam olarak değiştirerek işe başlayabilirsin. yemek penceresini dar tut yani. öğleni 1'de ye. akşamı 6'da ye. başka da bir şey yeme gün boyunca. böylece 18 saat aç, 6 saat tok olacaksın. açlık durumunda salgılanan hormonlardan faydalanacaksın. tokluğun zaten bir faydası yok.
0
alperz
(05.06.22)
Şuradaki önerileri dikkatle takip edin: instagram.com
0
kaptankedi
(05.06.22)
(6)

ilk defa arabayla tek başına trafiğe çıkmak

elorelia
ben de ehliyeti cüzdanda yıllandıranlardanım. daha önce hiç tek başıma trafiğe çıkmadım, yanımda hep eşim vardı. hep de batıkent içinde sürdüm. zaten ehliyeti alalı da çok olmadı yani.iki gün iş yerine servisim olmayacak. otobüs giderken yakın ama işe gelirken uzak bi yerde bırakıyor. 8 aylık hamile
ben de ehliyeti cüzdanda yıllandıranlardanım. daha önce hiç tek başıma trafiğe çıkmadım, yanımda hep eşim vardı. hep de batıkent içinde sürdüm. zaten ehliyeti alalı da çok olmadı yani.

iki gün iş yerine servisim olmayacak. otobüs giderken yakın ama işe gelirken uzak bi yerde bırakıyor. 8 aylık hamileyim, yürüyemiyorum :D

mesafe 3 km, batıkentin kenar mahallesinden ostim içine. cama 'acemi sürücü' yazsam, çıksam yola diyorum.

ne dersiniz? illaki bir gün çıkmam gerekecek biliyorum ama cesaret edemiyorum. pratiğim süper, aşmış kudurmuş değil ama kaza vs atlatmışlığım yok.

bu arada geç gelip erken çıkma imkanım var trafiğe denk getirmemek için.

yoksa risk alma, önce o yolu birileri varken sür mü dersiniz?
0
elorelia
(30.05.22)
acemi sürücü yazmayın bence ya, her acemenin yaşadığı bi süreçten bahsediyorsunuz sonuçta. sadece trafiğin akışında gidin, hızlı akan bi trafikte yavaş gitmeye çalışmayın, aynalarınızı sık sık kontrol edin ama yoldan gözünüzü ayırmayın, doğru şeritte olun (sağa dönecekseniz en sol şeritten birden dönmeye çalışmayın) ve mutlaka sinyal kullanın. bundan sonrası zaten pratik. hayırlı uğurlu olsun, kazasız belasız sürün umarım :)
0
a7x
(30.05.22)
Acemi sürücü yazınca taciz etmeyeceği varsa da sırf ruh hastası olduğu için taciz edecek insanlar olur, öyle yapma. Trafiğe çıkana kadar her şey gözünde büyür ama bikaç defa çıkınca rahatlarsın özgüvenin yerine gelir, 3 km de bi şey değil zaten. Kolay gelsin.
0
Kaleci Saçlı Forvet
(30.05.22)
Acemi sürücü yazma bence de ama dörtlülerini yakarak sürebilirsin.
0
mysticriver
(30.05.22)
kendinize güvenin yeter..
0
duster
(30.05.22)
Ostim'in içindeki trafik pis. İş gidiş geliş saatlerinde de baya yoğun. Gerçi kadın sürücü görünce yol veriyorlar ama yine de tatsız yollar. Batıkent'te sorun değil de sanayide herkes var.

Erken/geç çıkma olayı süper olur bence. Ama ben olsam taksiye falan binerdim, zaten doğuma kadar kaç gün var ki?
0
plutongezegendegilmi
(30.05.22)
Yanınızda eşiniz varken de aracı kullanan sizdiniz. Çoğumuzun yaşadığı bir stres sizinki, yola çıkınca geçer merak etmeyin.

İmkanınız varsa önceki gün biriyle deneme yapın. Araçta navigasyon varsa ve sizi rahatlatacaksa ekranda haritayı açın. Bir defa gittikten sonra zaten rahatlatacaksınız.
0
zihua
(30.05.22)
(20)

Düz vites araba almak enayilik midir?

kakamelsokoban
Bir süredir almak istediğimizden bile daha iyi özelliklerde, paramızın da yettiği çok güzel bir araç bulduk 2.elde. Güzel de pazarlık oldu amcak sonradan fark ettik ki araç manuel vitesmiş. Sitede emsallerine göre 30 bin daha uygun. Satan kişi ev alacağımdan acil satmak için uyguna bırakıyor ve tam
Bir süredir almak istediğimizden bile daha iyi özelliklerde, paramızın da yettiği çok güzel bir araç bulduk 2.elde. Güzel de pazarlık oldu amcak sonradan fark ettik ki araç manuel vitesmiş. Sitede emsallerine göre 30 bin daha uygun. Satan kişi ev alacağımdan acil satmak için uyguna bırakıyor ve tam da o kadar paramız var. Onun üstü için kredi çekmemiz gerekiyordu.

Bize şu an için cazip geliyor, senede max 3-4 kez uzun yol yapıyoruz. Onun dışında haftasonu şehir içinde kullanıyoruz, ortalama haftada 1 gün.

Bu şartlarda bu arabayı almak yatırım olarak mantıklı mıdır? Yoksa borca da girsek 30-40 neyse daha fazlasını verip otomatik mi almalı?

Ben alıp çok zorlarsa yine satışa koyma taraftarıyım,aynı paraya bile gitse bindiğimiz kar kalır. Eşim de elimizde patlar, satamayız diye çekiniyor.

Ağır hasar, değişen vs yok bu arada, gıcır gıcır araba.

Sizlerden de fikir almak istedik, çok karıştı kafamız. Yarın almaya gidecektik normalde.

edit: araç skoda superb arkadaşlar, 2013 model elegance paket. henüz ilana düşmemiş link atamıyorum o yüzden. bir tanıdığımız aracılığıyla bulduk, suberb arıyoruz diye haber vermiştik arkadaşlarımıza.
0
kakamelsokoban
(27.05.22)
bu tamamen kisisel bir karar. size dert olmuyorsa alin, yoksa almayin.
0
bora benim lan aslında
(27.05.22)
kullanım için mantıklı, ama satmak içinse manuel almayın.

ucuzaysa bence alınır. ama manueller daha az değerleniyor daha zor satılıyor ona göre alın.
0
jelly bear
(27.05.22)
Bu yoklukta her araba satilir. Ikinci elde duz vites otomatige gore sikintisizdir. Ben olsam alirdim. Sonucta sehir icin 1. Ve 2. Vites kullaniliyor. Mesele etmeye degmez. Arac icinize sinmis kacirmayin.
0
halk
(27.05.22)
Yanlış anlamadıysam ayda 4 gün kullanacaksınız arabayı?
Uzun yolda düz vites daha iyi bile olabiliyor.

Ayda 4 gün için araba almak bile absürt denebilir, hiç değmez otomatik farkı vermeye, satarken de düşük km olarak satabileceksiniz nasılsa.
0
anneterligi
(27.05.22)
Acaba satabilirmiyim diye dert ediyorsanız hızlı satılması için önemli olan aracın marka ve modeli. TR piyasasında sevilen bir araçsa manuel olması çok da önemli değil. Trafikteki araçların büyük çoğunluğu manuel, hatta bazı modellerin otomatik versiyonları problemli ve manuel olanları tercih ediliyor. Bence burada tek kriter eşinizin manuel kullanıp kullanamayacağı.

İkinci el piyasasında temiz araç denk getirip almak gerçekten çok zor, siz temiz bir otomatik bulana kadar aylar geçmiş olabilir ve otomobillere zam geldikçe bütçeye yama yapmak zorunda kalabilirsiniz.

Ne olursa olsun aracı alırken aceleye getirmeyin mutlaka işini düzgün yapan bir ekspere sokun, dış görünüşe aldanmayın.
0
Tutkun
(27.05.22)
neden enayilik olsun?

ben satış sonrası hizmetlerde otomatik vitesli araçların (ki iyi olduğu söylenen aisinler falan bu) başına gelenleri söylesem dumur olursunuz.

ha bu arada emisyon normlarını karşılamak için markaların işine geliyor 8 ileri 10 ileri otomatik şanzımanlı araba yapmak. bu arada manuel şanzımanların da kalitesini yine maliyetten (ve bence sürtünme azaltma kaygısından dolayı - yine emisyon) kaliteyi düşürenler var.

------

ben manuelciyim. hem kullanım tarzı, hem de hizmet kolaylığı açısından.
0
rain when i die
(27.05.22)
Bir an önce al
0
etna
(27.05.22)
enayilik değil ama pişmanlıktır. 30 bin daha verilir otomatik vites için. ben almazdım. haftada bir gün şehir içi, yılda 3-4 uzun yol az değil. otomatik verken düz vites asla kullanmam.
0
gabe h coud
(27.05.22)
Sizin gibi arabayı haftada bir yada iki kullanan biriyim. Benimki de manuel. Sırf az kullandığımdan dolayı otomatiğe geçmiyorum. Bir rahatsızlıkta vermiyor bana manuel kullanıyor olmak. Bence direk alın temiz araba bulduysanız. Daha düşük fiyata satarsınız ama daha düşük fiyattan alıyorsunuz zaten. Olması gereken o.
0
mysticriver
(27.05.22)
Benzer bir durumda geçen sene kendimizi çok zorlamamak adına 2020 model manuel bir araç aldık çok memnunuz. Keşke daha önce alsaymışız.

Biz de haftada bir kullanıyoruz çoğunlukla, arada da uzun yola memleketlere veya gezmeye falan gidiyoruz.

Açıkçası o zamana kadar kiraladım hep, şimdi de araba olmasa olurdu belki ama kapının önünde dursa dahi araba büyük konfor. İstanbul gibi yerde bile toplu taşımada aktarmadan aktarmaya koşarak gideceğim yerlere trafiğe rağmen daha kısa sürede gidiyorum.

Maalesef evler çok pahalı olduğu için araba artık en ulaşılabilir yatırım aracı oldu. Durduğu yerde de km az olduğu için değer kazanıyor günden güne.

Dediğiniz gibi en kötü piyasasına satarsınız hayal ettiğiniz gibi olmazsa.
0
chicha_v2
(27.05.22)
enayilik değişken bir kavram. otomatik vitesli araç fiyat farkı tr de çok yüksek. araç fiyatları zaten şu an akıl almaz bir durumda. eğer araç 300bin tl üzeri ise almayın satarken zorlanırsınız. araç 300bin altı ise daha rahat satılır.
0
mikahakkinen
(27.05.22)
Eğer büyükşehir trafiğinde yoğun bir şekilde kullanılacak olsaydı her türlü otomatik vites derdim ama anlattığınız şartlarda ekstra 30 bin vermek çok gereksiz olur bence. Bulmuşken alın geçin derim.
0
thracia
(27.05.22)
Benim takıldığım başka nokta var, emsallerine göre 30 bin daha uygunsa bu zamanda havada kapışılması lazım aracın!

Yani siz "alsam mı almasam mı" diye düşünürken çoktan satılırdı, bir sıkıntı olmasın?

Otomatik konusu ile tamamen kullanıcı ve aracın piyasadaki potansiyel alıcılarıyla alakalı.

Mesela piyasada daha çok kadınların tercih ettiği bir model ise, manueli zor satılır.
0
John Bloor
(27.05.22)
istanbul'da satisi zor oluyor.
Yatirimlik olarak almazdim eger istanbul'daysan.
Ben kendi aracimi cok zor satmistim, arayan butun kadinlar manuel deyince kapatiyordu.
Zaten musterinin yarisi boyle elendi gitti.

Ama bu araba esnafin sevdigi bir modelse kimse manuele falan takilmaz alir.
Ornegin opel manuel araci kolay satamazsin ama egea aninda gider. Esnaf manuel kullanabiliyor.
0
divit
(27.05.22)
Alıp satma olayını bilmiyorum ama manuel bu şartlarda çok rahat kullanılır. Zaten bir süre sonra manuel mi otomatik mi anlamıyorsun sürerken.
0
kaptan maydanoz
(27.05.22)
Keşke model de yazsaydın, daha güzel cevaplar verilirdi, modelin piyasasını ve modeli tanıyan insanlar net cevaplardı.
0
John Bloor
(27.05.22)
Bence tek problem superb nin manuel olması. Üst segment bir aracı kullanacak / alacak kişiler otomatik olsun isteyebilir. Ha bana sorsanız araba alacak olsam manuel alırdım. Bakımı tamiri kolay, eh haftada 1 kez kullanacaksanız da büyük dert olmaz. Temiz olduğuna eminseniz üstüne piyasaya göre ucuza alacaksanız kaçırmayın. Suberb güzel araba.
0
yercekimini kendine ceken adam
(27.05.22)
Enayilik değil ama kullanım zorluğu oluyor.

Özellikle İstanbul'daysan trafik, yolların inişli-çıkışlı-virajlı yapısı, trafik ışıkları derken ben kesinlikle manuel vites kullanmak istemezdim. Tabi bütçe meselesi. Bunları göz önünde bulundurup tercih yapmak lazım.
0
Lethe
(27.05.22)
Çevremden gördüğüm kimse manuel araba almak istemiyor. İlerde satarken zorluk yaşayabilirsiniz. Bunun dışında kişisel bir tercih siz okayseniz neden almayasınız. Benim fikrim, ikisini de sürmeyi biliyorum ama araba gibi şu şartlarda sık değiştiremeyeceğim bir şeyi asla manual almazdım.
0
bubiruyaolmali
(28.05.22)
Araba superb ise hayatta manuel almam. Hele aradaki fark 30binse alinmaz.

O seviyedeki(para olarak) arabalari manuel uretmek bile sacmalik.
0
divit
(28.05.22)
(4)

Terapistin Duygular Üzerinde Çok Durmasının Nedeni

pantepember
Bir süredir psikoterapi alıyorum. Terapist ısrarla hislerim üzerinde duruyor. Bense o durumla ilgili genellikle düşünceleri hatırlayabiliyor ve açıklayabiliyorum. Duyguları ya unutmuş ya da fark edememiş oluyorum.Sorum şu: Terapist neden duygular üzerinde bu kadar duruyor? Hatta bugünki seansın sonu
Bir süredir psikoterapi alıyorum. Terapist ısrarla hislerim üzerinde duruyor. Bense o durumla ilgili genellikle düşünceleri hatırlayabiliyor ve açıklayabiliyorum. Duyguları ya unutmuş ya da fark edememiş oluyorum.

Sorum şu: Terapist neden duygular üzerinde bu kadar duruyor? Hatta bugünki seansın sonunda bana "duygularımı deneyimleme" ödevi verdi. Duygularımı fark etmeye, deneyimlemeye çalışacağım.

Sonuçta asıl ulaşılmak istenen şey çarpıtılmış düşünceleri ortaya çıkarmak değil mi? Duyguları tanımlayamasam veya yanlış tanımlasam ne olur?
0
pantepember
(17.05.22)
terapist degilim ama bildigim kadari ile duygulari unutmaman gerekiyor.
0
helenart
(17.05.22)
Terapist değilim ama bence terapistiniz düşüncenizin o anda hangi duyguya sebep olduğunu anlamak istiyor.
0
mysticriver
(17.05.22)
buradan yönlenmeye çalışman terapinin kötü gitmesine yol açar.
hissiz bir durum olmaz ne hisediyorsan onu düşün hissetmemen bile bir his duygu sonuçta.
0
jamswety
(17.05.22)
ben de terapilerde bu durumdayım ve ilişkilerimde de duygumu gösteremediğim durumlar yaşıyorum. kendimce çözümü duygu tanımlarına bakmaya, duyguları listeleyen çalışmalara göz atmaya, duygular sözlüğü kitabı gibi duyguların tarihçesini veren çalışmalara bakmak olarak düşündüm. tam manasıyla bir çözüme erdiremedim ama en azından bunun farkındayım.
0
sarızeybek
(17.05.22)
(12)

Yaş geçiyor diye evlenmek saçma değil mi?

put it in your appropriate place
Çevremde duymaya başladım sürekli, yaşın geçiyor ya evlen sonradan zor oluyor diye. Belki haklılık payı vardır ama ne bileyim bana saçma geliyor. Sırf yaşım geçiyor diye evlenmek pek mantıklı değil sanırsam.Edit: 33 er kişisi.
Çevremde duymaya başladım sürekli, yaşın geçiyor ya evlen sonradan zor oluyor diye. Belki haklılık payı vardır ama ne bileyim bana saçma geliyor. Sırf yaşım geçiyor diye evlenmek pek mantıklı değil sanırsam.

Edit: 33 er kişisi.
0
put it in your appropriate place
(10.04.22)
saçma, sonra kolay boşanırsın
0
jelly bear
(10.04.22)
kesinlikle katılıyorum. evlenmeyi ve evliliği kutsallaştıran kitlenin baskısının da etkisi var.
0
gottacatchemall
(10.04.22)
Şimdi saçma diye bakarsan ilerde keşke evlenmeyi düşünseymişim zamanında deme durumun da olabilir.
Bu cümlenin açılımını evlilik için açık ol, plan yap, gündemine al, kapıları kapatma vs gibi düşünmek gerekir
0
epitaf
(10.04.22)
Herkes aşk evliliği yapmıyor ki, insanların hayattan beklentileri farklı farklı, yaş geçiyor evliliği bi nevi mantık evliliği

Bu video da evlilik üzerine fena değil
youtu.be
0
freebird5406_2
(10.04.22)
Saçma ama bence şöyle bir durum var. Kaç yaşında olduğunuzu yazmamışsınız ama 40 yaşına gelince keşke evlenseydim diyecek biriyseniz bu konu üzerinde biraz düşünmek iyi olabilir sizin için. Buna saçma demek yapılabilecek en kolay şey. Bir ilkokul öğrencisi de buna saçma der. O yüzden fikrin saçmalığından çok vurgulanan şeyi biraz düşünmek faydalı olabilir.
0
dissendium
(10.04.22)
@epitaf zaten kapı açık ama ortada birileri yok. Annem diyor ki kim var diye soracağız etrafa. Görücü usulü kısaca. Dediğim gibi açık ama bilemiyorum.

@freebird5406_2 genel olarak +1

@dissendium Diyebileceğimi pek sanmıyorum.
0
🌸put it in your appropriate place
(10.04.22)
sevgilin varsa işleri hızlandır diye diyorlardır. Sevgilin yoksa bomboş bi laf o.

Tabii gençken biriyle ortak bir noktada buluşmak daha kolay oluyor sonra "benim hayatım bu, uyan gelsin" kafasında olacağın için evlenmen zor olacak onu da kastediyorlar. Hani kariyerin çok oturmamışsa evlenip bambaşka planlar da yapabilirsin, ama evin işin sabitse hareket etmen zor olur vs.

Ama hepsi öncelikle karşına sana uygun biri çıkmasıyla başlayacak şeyler. Evleneyim diye sıfırdan bir ilişkiye başlanmaz. İlişkin olur, sonra evlensek mi kafasına girmeye başlarsan tamam işte.

Bu arada tanıştırma işleri çok boş işler değil ama annen yapmamalı. Seni tanıyan arkadaşların, yine tanıdıkları ve seninle anlaşabileceğini düşündükleri bir kadınla tanıştırmak isterlerse bi flört et bence. Rasgele tanışıp uyumlu çıkmaktan daha başarılı olabiliyor bu. Aileler bizim "gerçekte" nasıl olduğumuzu bilemiyor, ama arkadaşlar biliyor aslında.
0
nhk ni youkosu
(10.04.22)
sanki içinden saçma değil mi acaba diye düşündüğünü ama bize yoo saçma değil cevabını duymak için sorduğunu düşündürttü bu soru nedense :D

Neyse dissendium +1. Çok kişisel bir şey bu. Herkesin hayattan beklentileri farklıdır.
0
mysticriver
(10.04.22)
Bence saçma değil. söyle düşün 30 yaşında çocuğun olsa 20 yaşına geldiğinde sen 50 yaşında olacaksın. 40 yaşında çocuğa bakmak daha zor ve yorucu.
0
komando kani var bende
(10.04.22)
sacma geliyor su an ama hic sacma degil. ben de sonradan anladim bu durumun dogrulugunu. evlilik yasi diye bir sey varmis gercekten.
mesela ne kadar guzel, akilli, isinde gucunde olursan ol "talep" azaliyor yil gectikce.

arti daha secici oluyorsun bir noktadan sonra. bu iyi bir sey gibi gelse de kulaga aslinda degil. kimse dort dortluk degil ki... ama yas ilerledikce tolerans sinirin azaliyor ve aslinda gayet uygun birini begenemez oluyorsun; bir hareketi gozune batiyor ve soguyorsun cunku.

tabii erkeklerde soyle bir durum var. 35 de olsan (20 yas civarini destekledigimden degil de) 20den baslar gittigi yere kadar bir secenegin olur.

bu laf daha cok kadinlar icin var yani. cunku maalesef su an seninle ayni yastaki bir kadinin secenek yelpazesi guzellikten, iyilikten, hosluktan bagimsiz 35ten basliyor o da her zaman degil cunku dedigim gibi o grubun secenekleri 20den basliyor.
0
Kittie
(10.04.22)
Komando kanı var bende +1

Çevremde çok örnekleri var. 2 yıla yapmazsam, gelecekteki eş adayıma beni kafalaması sürecinde başarılar diliyorum.
0
baldan kaymak
(10.04.22)
Evlilik zaten bir amaç doğrultusunda yapılmalı. Aşk evlilikleri sorunlu oluyor. Evliliğin amacı ve konforu olmalı.
0
Cruyff
(10.04.22)
(17)

Kendimi harcadım

yıkık remzi
Sizlere içimi dökmek istiyorum arkadaşlar.Lisedeyken çok potansiyelli birisiydim,sayısal yönüm çok kuvvetliydi.Üniversite sınavında ilk 1000 e girebilecek bir potansiyelim vardı.Sınavda işler ters gitti ve 25.000 sıralama ile iyi bir üniversitede makine mühendisliğini kazandım.Mezun olalı iki yıl ol
Sizlere içimi dökmek istiyorum arkadaşlar.Lisedeyken çok potansiyelli birisiydim,sayısal yönüm çok kuvvetliydi.Üniversite sınavında ilk 1000 e girebilecek bir potansiyelim vardı.Sınavda işler ters gitti ve 25.000 sıralama ile iyi bir üniversitede makine mühendisliğini kazandım.Mezun olalı iki yıl oldu.Makine mühendisliğinin bana göre olmadığını anladım.Yeni zamla beraber maaşım 9500 lira oldu.Ne işimden ne maaşımdan ne de mesleğimden memnunum.Her gün kendime kızıyorum.Bu yaştan sonra ne yapabilirim ?Elmas gibi bir beynim vardı.Potansiyelimi çok fena harcadım.
0
yıkık remzi
(02.02.22)
geçmiş geçmişte kaldı. önüne bakacaksın. tekrar üniversite sınavına girmemen için bir neden yok. potansiyeli kinetik enerjiye çevirmezsen dağın başındaki kayadan farkın olmaz.
0
gabe h coud
(02.02.22)
hayat böyle bir şey değil, tek bir üniversite sınavı ve tercihle hiçbir tren kaçmaz. sınavda ilk 1000'e girseydiniz yine memnun olmadığınız bir tercih yapabilirdiniz, üniversite sınavında ilk 1000'e girmiş herkes otomatik olarak başarı içerisinde yüzmüyor. sizin öncelikle kendinizi bulmanız ve buna göre yolunuzu çizmeniz gerekiyor. iki yıllık mezunsanız daha aşağı yukarı 25 yaşındasınız. bu yaşlar belirsizliklerden dolayı zor, ama aynı zamanda hala olasılıkların çok olduğu, heyecanlı yıllar.
0
gmzo
(02.02.22)
ilk 1000'e girseydiniz ne olacaktı ki? 25bin sıralama ile giremeyeceğiniz tek bölüm tıptı muhtemelen burada mevzu sıralama değil tercihleriniz olmuş gibi, gençlere tek önemli olanın sınav olduğu aşılanınca adamlar üniversiteye gelene kadar ben ne olmak istiyorum diye kendine sormuyor, ilk 1000'e girip denetim danışmanlık firmalarında 7-8k'ya çalışan da tanıyorum ben şu anda, geç de değil hiçbir şey için istediğin şeylere yönelmeye bak.
0
atom karincanin torunu
(02.02.22)
Daha yaşın çok genç. 25 bile değilsin muhtemelen. Bu hisleri yaşaman çok normal o yaşlarda. Kendine seni ilerletecek yeni bir seyler bulabilirsin.

Yaşıtlarının %80i işsiz %99u da aynı depresyonu yaşıyor. Merak etme.
0
westblack
(02.02.22)
Ek olarak önceki duyurularina baktim. 30 yas demissin. Ve tıp demissin. Burada bir sürü doktor var. Bircok doktor arkadaşım var. Hepsi yurt dışı derdinde. Kafayı yeme noktasında. Orası da parlak değil anlayacağın.
0
westblack
(02.02.22)
potansiyel içinde duruyor, bir yere harcanmış bitmiş bir şey değil o potansiyel dediğin şey, ancak sen potansiyelim bitti dersen bitmiştir.

makine müh. yanına ilgili bir bölüm daha okuyabilirsin, yazılım olabilir, malzeme mühendisliği olabilir vs. vs. ikisini birleştirdiğinde voltran olabilirsin mesela.

belki başka birilerinin yanında çalışmak seni bozuyordur, belki kendi bir şeyler üretmek sana daha fazla iyi gelecektir, ne bileyim 3d printer yapabilirsin, cnc, lazer makineleri yapabilirsin ev tipi son kullanıcı için, ufak hobi atölyeleri için çeşitli makineler yapabilirsin, yada endüstriyel olarak sanayi için vs. bunlar benim aklıma gelenler sen bu işin içinde biri olarak daha fazla şey düşünebilirsin, belki zengin olmazsın ama mutlu olabilirsin.

35+ da yazılım öğrenen insanlar var, kariyer hatta hayatını kökten değiştiren insanlar var. madem memnun değilsin şu anki durumundan değiştirmek için harekete geç, potansiyel dediğin şey bu işe yarıyor. bende potasiyel olarak sayısal'ı tutturma ihtimalim var ancak sayısal loto oynarsam bu gerçekleşebilir ve potansiyel olmaktan çıkar.
0
selam
(02.02.22)
birincisi geç hiçten iyidir.

ikincisi kendi kendini böyle kandırarak gerçek hayat sorumluluklarından kaçış için kendine yol açıyorsun. yanlış bir yol seçmek üzeresin. silkelen, kendine gel ve kendinle yüzleş. kendi hatalarını, yanlış tercihlerini, tembelliklerini koy masaya, tek tek ele al, gerekli dersi çıkarıp zihnine kaydet, sonra da konunun kendisini kaldır zihninde arşive. sürekli masada tutarak kendine kurban edebiyatı yaratıp buna sığınma.

şöyle düşün, dikiz aynasına ne zaman bakıyoruz? bir manevra yapacağımız, kontrol sağlayacağımız, göremediğimiz açıyı görme ihtiyacımız olduğu ve benzeri durumlarda. onun dışında önümüzdeki yola bakıyoruz değil mi? sen sürekli dikiz aynasına bakma eğilimindesin, o zaman önündeki yolu, çıkan engelleri ama daha da önemlisi fırsatları nasıl göreceksin? geçmişten ders olarak kaydettiklerini dikiz aynası gibi düşün, onları sadece deneyimlerin sana destek olsun diye hayatınla ilgili bir manevra yapacağın zaman kullan. sürekli sürekli geçmişi düşünerek ileriye yol alamazsın, bir yere varamazsın.
0
Phoebe
(02.02.22)
Yaşın daha ne ki
Ayrıca 9500 iyi bi maaş
Keşke ben de kazansam
Bırak karamsarlığı çalışırken başka bi bölüm daha oku
0
photo85
(02.02.22)
Burada ne yapmak istediğini bilmen önemli. Atıyorum makine yerine ne okumak isterdin? oradan çıkan mezunlarla aynı işi yapamamana engel olan nedir ona çalışabilir ve yönünü değiştirebilirsin. İyi bir üniversiteden mezunsan zaten önün açılır. (Ha tıp hedeflediysen ayrı tabi)

Daha 2 yıllıkken potansiyelimi harcadım diyemezsin. Bu arada belki de potansiyelin buydu? O nedenle ne istediğini bilmediyçe hiçbir şeyi harcamış sayılmazsın.
0
lcha
(02.02.22)
ben mühendislik bıraktım tıp son sınıftayım.bence ücretin çok iyi şuan çoğu tus kazanmış doktordan çok kazanıyorsun.üstteki arkadaşın ddediği gibi doktorların çoğu kafayı yemiş durumda.sınav dershane ücretleri filan şaka gibi
0
birdposing
(02.02.22)
daha cok gencsin. yeniden okuyup istediğin alanda çalışabilirsin. ben 34 yasındayım, yeniden sınava girip psikoloji okumak istiyorum ama maalesef senin gibi parlak bir zekam da yok; çok zorlanacağım kazanmak için. denemedim dememek için deneyeceğim.
0
suyin
(02.02.22)
ilk 1000'e girdiğinde yazabileceğim makine bölümünde okumuş biri olarak söylüyorum

o okulda veya kendi okulunda okumanın hiç bir farkı yok. önemli olan sensin o okula girsen dahi abi ben ETH Zurich'e girecektim tum'e girecektim falan diye sızlanıp yine vitesi boşa alacaktın.

yani sen vitesi boşa almak için bir mazeret arıyorsun. ki bu herkesin yaptığı birşey.

makine okuduktan sonra redbull'da işe girip mankenleri organize eden veya vodafone'a girip almanya pazarına giren bir sürü arkadaşım var.

olay sende bitiyor kısaca.

makine veya diğer branşlar sana sadece bir disiplin öğretiyor. önemli olan senin ne yaptığın, yapacağın.
0
duyurukullanıcısı
(02.02.22)
mutsuzluğuna bahane arama geçmişte bu olsaydı şu olsaydı diye. sorumluluğunu eline al geçmişini günah keçisi ilan ederek kendini avutma. hayat hergün yeniden başlıyor ve geçmiş başarıların veya başarsızlıkların sonsuza kadar seninle gelmeyecek. hergün başarılı çalışkan olmak zorundayız. geçmişi değiştirmek kolay değil hatta imkansız denilebilir :) gözünü dört aç ve bu saatten sonra nasıl başarılı olacaksan öyle yaşamaya çalış. geçmiş takıntısı olan aramasın. kendini affet ve yola devam et.
0
kelepir
(02.02.22)
Kendinizi biraz kurban psikolojisine sokmuşsunuz. Ülkede gençlerin yüzde 90'ı bu durumda. Yani 18 yaşında bir sınava giriyoruz ve bir tercih yapıyoruz çocuk aklımızla. Şansına seviyorsan seviyorsun bölümünü. Bu Türkiye'nin gerçeği. Yine potansiyel konusu da sadece senin için geçerli değil. Herkes üniversite sınavına hazır ve nazır halde girebilme imkanı bulamıyor. Zaten bu yüzden sınav tartışmaları vardı. Demek istediğim siz kendinizi harcamamışsınız, ülke şartları hepimizi harcıyor eğer şanssızsak.

Maaşınızda gayet normal 2 yıl tecrübeli birine göre. Bence fazla sosyal medya okumayın etkileniyor olabilirsiniz mevcut ekonomi tartışmalarından.
0
mysticriver
(02.02.22)
buradan bakınca, iyi bir üniversiteden mezun, gayet iyi maaşı olan bir makina mühendisisiniz. ortada harcanmış bir hayat yok yani.

o zaman elmas gibiydiniz de şimdi düşük zekalı birine dönüşmediniz ya, zekanız bakidir. girin yeniden sınava, içinizde kalmasın. ben 30 yaşında mezun oldum. şimdi çalışırken yeni bir bölüme daha gireceğim, resim eğitimi alacağım. hiçbir şey için geç değil.

yıkık filan değilsiniz :) rahat olun.
0
adse
(03.02.22)
boşver hepimiz bir şekilde çuvalladık zaten. pirimiz özlem savaşa bakıp avunabilirsin.
tübitak ödüllü, boğaziçi bilgisayar mühendisliğini kazanıp bitirebilecek kadar zeki (onun zamanında bilgisayar mühendisleri çok azdı), oyuncu/manken olabilecek kadar da güzel bir kadınken hicbirsey olamamayı başarabilmiş bir kişidir.
0
vizivozo
(03.02.22)
makine mühendisinin görevi potansiyel enerjiyi kinetik enerjiye nasıl çevireceğini bulmak dolayısıyla bir makine mühendisi olarak bu sorunun cevabını sen vermelisin :)
0
axl
(03.02.22)
(5)

Sabah spor yapanlar beslenme işini nasıl yapıyorsunuz?

mysticriver
Merhaba,Sabah uyandığım gibi spora gideceğim işime yetişebilmek için. Aç karnına gitmek sıkıntı olur mu? Yolda bir şeyler yesem bu sefer midemde ağırlıkla çalışacağım. Siz nasıl hallediyorsunuz?
Merhaba,

Sabah uyandığım gibi spora gideceğim işime yetişebilmek için. Aç karnına gitmek sıkıntı olur mu? Yolda bir şeyler yesem bu sefer midemde ağırlıkla çalışacağım. Siz nasıl hallediyorsunuz?
0
mysticriver
(27.01.22)
bence mideni fazla yormayacak fakat aç da bırakmayacak geceden ufak bir şeyler atıştırabilirsin. aç karnına spor yapmak açıkça beni rahatsız ederdi. diyetisyen değilim ama yumurta gibi protein ağırlıklı ufak besinler hem ağırlık yapmaz hem de tok tutar
0
mc limon
(27.01.22)
Boş mideyle antrenman yapmak dolu mideyle antrenman yapmaktan daha iyidir ama buna uyum sağlayabilmek kişiseldir. Yani a kişisi boş mideyle antrenman yaparken bundan psikolojik ya da fiziksel olarak olumsuz etkilenmezken b'ye yaramayabilir, bu etkiler de önemli. Ha ama dolu mideyle antrenman yapmak hem a hem b için sıkıntılı olur.
0
Zaman Tamircisi
(27.01.22)
Aslında aç karnına hareket etmekte bir sorunum yok. Sadece sağlık açısından zararlı mı onu merak etmiştim. Farklı görüşler var çünkü.

Ağırlık kaldırmayacağım. Sadece pilates :)
0
🌸mysticriver
(27.01.22)
akşamdan aç yatmadıysanız pek sorun olmuyor.

Ben de sabah gidiyorum, uyanmam ve salonda spora hazır olmam arasında ortalama 40 dk geçiyor. uyanınca ilk iş 1-2 kaşık pekmez atıyorum. Rahatsız etmiyor, enerji veriyor ve sindirimi de kolay. Bazen de yarım muz yiyorum.
0
bir bucuk adana
(27.01.22)
Haftasonu 10 gibi spora gidiyorum, 12 Gibi çıkıp kahvaltı yapıyorum.

Haftaiçleri 8 gibi koşuya çıkıyorum. 12 gibi de kahvaltı yapıyorum.

İf yapıyorum ben. O yüzden sporlarım hep aç karna denk geliyor.

Ama artık kan şekerim falan aşırı dengeli olduğu için sabah asla şeker düşüklüğü yaşamıyorum.

Sen de 1 hafta boyunca uyandıktan 4 5 saat sonra kahvaltı yaparak kendini alıştırmayı deneyebilirsin. Sonra spor sokarsın o araya. Eğer şekerli şeyler yiyip yatmazsan çabuk alışabilirsin.
0
zimbirik
(28.01.22)
(8)

İstanbul'da okul tercihi, hangilerini başa yazmalıyım?

hadi ya la
Öğretmen ataması için günlerdir araştırma yapıyorum. Güvenlik, yaşam maliyeti ve ulaşım kriterlerine göre semtleri belirledim, listeye 33 okul ekledim.Haritadan konumuna göre siz olsanız hangilerini öncelikli seçersiniz, yardımcı olabilir misiniz? Biliyorum biraz meşakkatli olabilir, ama çok çok büy
Öğretmen ataması için günlerdir araştırma yapıyorum. Güvenlik, yaşam maliyeti ve ulaşım kriterlerine göre semtleri belirledim, listeye 33 okul ekledim.

Haritadan konumuna göre siz olsanız hangilerini öncelikli seçersiniz, yardımcı olabilir misiniz? Biliyorum biraz meşakkatli olabilir, ama çok çok büyük yardımınız dokunmuş olacak. Çok teşekkür ederim.

goo.gl
0
hadi ya la
(26.01.22)
semtleri bilmiyorum da 2 saat sonra falan bitmeyecek mi tercih süresi? haberiniz vardır umarım. listenizi doldurun bence yavaştan
0
avatar is back
(26.01.22)
Aa ingilizce tercihi. Sıralamanız kac bilmiyorum ama ilk 15 okula falan baktım. Tercihrobotuna göre ilk 100 içerisine o okullar gitmiş gözüküyor.

Beylikduzu, bağcılar, gungoren, zeytinburnu okulları iyi ve merkezi. sadabat en iyilerden Kağıthane.
0
a darkness coming
(26.01.22)
Bu yerleri daha önceden gördünüz mü? mesela yenibosna var listede. Burası nispeten ucuz semttir ama boğucu bir yerdir. İyi bir öğrenci profilinizin olacağını sanmam. Bence o semtte yaşamakta zorlanırsınız.

Bir sürü başakşehir var mesela. Başakşehir'de yaşayan arkadaş başka bir şehre taşınmak istiyor. Her yer uzak diye. Görmeden gitmeden tercih yapmak yanlış.

Son olarak da öğretmen maaşı ile İstanbul'da yaşamak istediğinize emin misiniz. Evli olsanız da bir maaş kiraya gidecek.
0
garylineker
(27.01.22)
Ben olsam ilk sıralamada bu bölgede bahçelievleri seçerim,
Şehir ercan bulut ortaokulu ve bülent ecevit ortaokulu nedeni ise metrobuse kolayca yurunebilir oradan da istediğin yere gidersin. istanbulda tek ulaşımla bir yere giden sayısı zaten çok az bu yüzden semt te iyi gibi, en azından zeytinburnu gibi sokakları dar değil ha kiralar görece yüksektir.
0
liberal
(27.01.22)
selahattin eyyubi imamhatip te iyi neden zira yakınında stad var ve dolayısıyla metro yapılmış. metro ile ulaşımı kolay. kiralar da o bölgede görece daha ucuz.
0
liberal
(27.01.22)
zeytinburnunda reşat tardu da iyi yakınından tranvay geçiyor. bagcılarda görece ucuz evler olabilir, yeni binalarda kiralarda.
0
liberal
(27.01.22)
Bülent ecevit ortaokulu yazardım bahçelievlerde. Siyavuşpaşada oturursanız hem yürüyerek gidersiniz hem de semt açısından sıkıntı çekmezsiniz. Kiralar biraz yüksek olabilir diğer semtlere göre.
0
mysticriver
(27.01.22)
Terazidere Prof.İbrahim ve Feti Pirlepeli Çok Programlı Anadolu Lisesi, metro ile ulaşım çok kolay görülüyor.
0
vampir akrep
(27.01.22)
(21)

Arkadaşınızın yerine iş görüşmesine katılır mısınız?

vestasy
Çevremde sık sık İngilizcesi olmayan arkadaşlar onların yerine Skype üzerinden iş görüşmelerine kamera açmadan girmemi istiyor. Ben de bir bahane söylemek istemediğim için açıkça böyle bir şeye dahil olmak istemediğimi söylüyorum ve çok acayip tepkiler alıyorum. Zaten herkes böyle yapıyormuş iş görü
Çevremde sık sık İngilizcesi olmayan arkadaşlar onların yerine Skype üzerinden iş görüşmelerine kamera açmadan girmemi istiyor. Ben de bir bahane söylemek istemediğim için açıkça böyle bir şeye dahil olmak istemediğimi söylüyorum ve çok acayip tepkiler alıyorum. Zaten herkes böyle yapıyormuş iş görüşmelerini, benim özelliğim neymiş ki yapmıyormuşum, kalifiye bir insanın İngilizce bilmemesi sorun olmamalıymış, sadece bir anlık idare etsem ne çıkarmış. Merak ediyorum, siz böyle şeyler yapıyor musunuz? Çok yaygın mı bu?
0
vestasy
(25.01.22)
ilk defa duydum ve açıkcası bana çok saçma geldi.
0
mirty
(25.01.22)
Ben hiç kamera açmadan görüşmek isteyen yere de denk gelmedim.
0
mysticriver
(25.01.22)
İlk defa duydum da, ayıp yav. Dolandırıcılık resmen.

Bana böyle bir şey sorsalar önce azarlar, ikincide de muhabbeti keserdim muhtemelen.
0
plutongezegendegilmi
(25.01.22)
Bunlardan kamera açmadan istiyorlarmış, öyle diyorlar. @mysticriver
0
🌸vestasy
(25.01.22)
kamera açmadan skype görüşmesi mi? telefonla konuşmaktan ne farkı var? bayağı saçma ve anlamsız.
0
rose parks
(25.01.22)
ilk defa duydum ve mümkün değil yapmam.
0
gabe h coud
(25.01.22)
Komikmiş :)

Bence önünüzde CV olsun, görüşmeye girin ve işi alın. Ondan sonra da bunu isteyen kişiyi konuşamadığı bir dildeki işle başbaşa bırakın :)
0
dreamnesiac
(25.01.22)
ilk defa duydum ve saçmalık. adam sana geçmişini yaptığın işleri kişiliğini falan soracak ne anlatacaksın?

ses farklılığı da var hem. saçmalık yahu. trip atan arkadaş ayrı gerizekalı.
0
jelly bear
(25.01.22)
Ilk kez duydum
Ben olsam yapmazdim. Etik degil. Kalifiye bir insan Ingilizce ogrenmek icin caba gostermeli.
0
my pink
(25.01.22)
yapmam, yapandan da haz etmem.
0
selam
(25.01.22)
bu uygulamada nasıl mümkün olabilir ki? görüşmeyi baştan sona ingilizce konuşacak olan ikinci kişi mi götürecek yoksa tam ingilizce konuşulacağı zaman araya mı girecek? her iki durumda da saçma değil mi? ayrıca hadi girildi diyelim, yukarıda dendiği gibi kişisel sorulara ya da işle ilgili sorulara nasıl cevaplar verilecek?
0
rahip janick
(25.01.22)
rezil etme kendini bence.
0
baldur2
(25.01.22)
ilk kez duydum. bilmiyorsa bilmiyordur gitsin öğrensin. nitelikli dolandırıcılık işine girer. asla böyle bir işe bulaşmazdım.
0
golgi aygıtı
(25.01.22)
size böyle tepki gösterenler sonra twitterde kpss puanına rağmen atanamayanlarla ilgili torpile lanet okuyan, duyar kasan ikiyüzlüler.

kendi etik değerleriniz çerçevesinde davranarak en doğru olanı yapıyorsunuz. belki de geliştirilebilecek tek noktanız size böyle bir soruyu soracak ama daha önemlisi sonrasında carlayacak cüreti buldukları iletişim şeklinizi bir gözden geçirmek olabilir.
0
Phoebe
(25.01.22)
Hiç kusura bakmasınlar da İngilizce bilmeyen biri, hiç bir meslekte o kadar da kalifiye değildir. Bugün marangozlar dahi internetlerde dünyanın öbür ucunda ne gibi yeni yöntem var onu takip ediyorlar. Daha verimli, daha iyi iş çıkarmaya çalışıyorlar.

Doğrusunu yapmışsınız, ve böylelerine kesinlike prim vermemelisiniz.

Şahsen böyle bir talep hiç almadım, sanırım insanlar kabul etmeyeceğimi biliyorlar^^

İngilizcesinin yeterince akıcı olmadığını düşünen bir arkadaşıma hazırlanmasına yardım etmişliğim, prova etmişliğimiz var. Bunları normal buluyorum. Hepsi de işi aldılar :)

Bi anlık idare etseniz ne çıkarmış, saçma bir önerme. Uzaktan işe alım yapan bir çok işletme, içerdeki paydaşların da dinleyebilmesi için kayıt alıyor. 3 gün sonra bir yerde denk gelirsiniz, birisi sesinizi tanır vesaire. Basınıza bir sürü iş.

Hiç gerek yok böyle şeylere.
0
kaptankedi
(25.01.22)
ik cıyım, ben bile ilk defa duydum.

2 yıldır full remote işe alım yapıyoruz, ama bir bahaneyle lkamera açmayan adayla mutlak 2. görüşmeyi yapıp tekrarlarım, pc kamerası uygun değilse whastapp üzeirnden başlayalım dilerseniz hem birbirimizi görmüş oluruz, sonra pc ye geçebiliriz vs.. derim.

kalifiye bir insan ingilizce bilmiyorsa, görüştüğü pozisyon ingilizce gerektiryorsa, sandığı kadar kalifiye değildir + 1
0
benaslinda
(25.01.22)
çok saçma. kamera açmadan iş görüşmesi mi olurmuş. ayrıca yapmak istemediğin bir iş için hesap sorup sitem etmeleri iğrenç. salla gitsin.
kalifiye bir insanın ingilizce bilmemesi sorun olmamalı diye sana değil işe alacak kişiye söylesinler bence :)
0
dafuq
(25.01.22)
Bir arkadaşım rica etse yapardim tas atıp yorulmiyacagim falan derdim ama benim özelliğim neymiş ki yapmıyormusum ya da şöyle yapsan ne çıkarmış vidi vidi yapsalar kesseler yapmam
0
all girls dream
(25.01.22)
kalifiye bir insanın ingilizce bilmemesi sorun olmamalı diye işe alım yapan firmaya söylesinler bu cümlenin muhatabı siz misiniz yav hahahaha

başıma daha önce böyle bir şey gelmedi, etik bulmuyorum ama çok yakın bir arkadaşımsa muhtemelen yaparım. etik kurallar karın doyurmuyor. işi aldıktan sonra yaşayacağı sorunları göze alıp böyle bir teklif sunuyorsa gerçekten gözünü karartmış der, yardımcı olurum. bunu yapacağım max 3-5 kişi vardır hayatımda, onlar da böyle tekliflerle gelecek insanlar değil.
0
coldegezenkutupayisi
(25.01.22)
Aşırı ayıp. Cambly öner, üye olsunlar 1 sene sonra kendileri katılır mülakatlarına.
0
lcha
(25.01.22)
Yani hadi kamera açmadılar, sesten de mi tanınmayacak?
0
d max
(31.01.22)
(22)

Haftalık kaç saat çalışma?

plutongezegendegilmi
Elinizde 3 opsiyon var:1- Haftada 20 saat çalışıp, X lira kazanmak.2- Haftada 40 saat çalışıp, 1,5 X kazanmak.3- Haftada 60-80 saat arası çalışıp, 3X - 4X kazanmak. Ama iş harici bir şeye pek vakit kalmıyor.X = hayatınızı minimumda sürdürmeye yeten miktarın 2 katı. Yani yarısını biriktirmek mümkün g
Elinizde 3 opsiyon var:

1- Haftada 20 saat çalışıp, X lira kazanmak.
2- Haftada 40 saat çalışıp, 1,5 X kazanmak.
3- Haftada 60-80 saat arası çalışıp, 3X - 4X kazanmak. Ama iş harici bir şeye pek vakit kalmıyor.

X = hayatınızı minimumda sürdürmeye yeten miktarın 2 katı. Yani yarısını biriktirmek mümkün gereksiz harcamalar yapmazsanız.

Hangisini tercih ederdiniz? Neden?
0
plutongezegendegilmi
(22.01.22)
3.
Çünkü henüz gençsiniz.

Bir süre sonra daha az saat çalışarak 3X-4X kazanmanın yolları da açılacak böylece.
0
michael_knight
(22.01.22)
3 kesinlikle. Önce save le sonra live.
0
baldan kaymak
(22.01.22)
Gittiği yere kadar 3, burn out olunca, vites küçültüp 2.
0
gabe h coud
(22.01.22)
1 derdim. Hayat bir kere yaşanıyor. İhtiyaçlarımı karşılayabiliyorsam sorun olmaz.
0
mysticriver
(22.01.22)
2. Çünkü madem çalışmaya başladım, başlamışken tam çalışayım. 40 saat uygun. Ama süre 20'den 40'a çıkarken ücret niye x'ten 2x'e çıkmıyor, ona takıldım.
0
dissendium
(22.01.22)
gabe h coud +1

akarken doldurmak mantıklı.
üstelik yaş gençken, iş performansı iyiyken daha da mantıklı.
yaş ilerleyince o performansı istikrarla sürdürmek zaten pek mümkün olmayacak.
0
blatta hiberna
(22.01.22)
1.

hayatımı minimum sürdürmeme yeten paranın iki katı ortalama bir hayat sürmeme yetecektir. haftada sadece 20 saat çalışarak bu parayı kazanan yetişkin insanın yanakları al al olur, saçları ahenkle dans eder. sağlığına dikkat eder, yemeğini kendisi hazırlayabilir, kitap okumak istiyorsa sabahlara kadar okur, ne bileyim çok masraflı olmayacak her türlü hobi ve aktiviteyle dilediğince ilgilenebilir... kaldı ki bazı iş kollarında freelance olarak ek gelir elde etmek de mümkün olabilir; yani atıyorum çevirmenlik yapabilecek biriyse çok lazım olursa öyle de para kazanabilir.

eğer arada kayda değer bir gelir farkı oluşacaksa veya belli planlarım varsa 2'yi de düşünebilirim ama 3 asla olmaz. başka çıkış yolumun olmaması lazım onun için, mecbur olmam lazım. kendi işim değilse haftada 60 saat çalışmaya asla rıza göstermem.

bu hustle kültüründen nefret ediyorum açıkçası. ben her saniyeyi aktif geçirmek, kendimi geliştirmek, daha çok kazanmak, daha çok öğrenmek vs. istemiyorum abi. bazen parkta yürüyüp kuşları muşları izlemek, bazen evde yatıp tavana bakmak, hiçbir şey yapmamak filan şahane özgürlükler. maaşlı olarak haftada 60 saat çalışmam. gerçi böyle diyorum da üç sene sonra "abi yeter ki işe alın bkunuzu yiyim gerekirse ofiste yatarım" demeye başlarım, garibanın suyunu sıkmadan bırakmayacak zenginler, nasılsa her geçen gün daha da zenginleşiyorlar, yakında biz fakirlerin/işçilerin elinde koz da kalmayacak hehe.
0
der meister
(22.01.22)
3u kesinlikle tavsiye etmiyorum. Paraya cok ihtiyaciniz vardir vs o ayri. Insan bunaliyor, hayati kacirma hissi, asosyallik, kulturel, sanatsal aclik ot gibi bir yasam kisaca. Trafigi, yolu da vardir onun. Gencligi harcamaya deger mi, firsat maliyeti kurtariyor mu supheli. O degil oran-oranti onemli konu lisede dinlemediniz galiba:) Garip garip farkli saatlere farkli maaslar falan
0
neverletyougodown
(22.01.22)
Şu anda tam olarak içinde bulunduğum durum, sayılar ile açıklayalım:

5 yıl önce başladığım gemi adamlığında (cruise sektörü) kontratlarım 6 aydı ve maaşım 10x kadardı. Gerek işimde yeni olmam, gerekse de iş yoğunluğu sebebiyle bu süreç zorlayıcı geçti ama yukarıda yazıldığı gibi yaşın genç olması, motivasyonun yüksek olması vb. ile yıpratıcı olmadı.

1 sene önce terfi aldım, kontratım 4 aya düştü, maaşım ise 16x'e çıktı. Zaten deneyimim, iş becerim arttığı için artık çok daha verimli çalışıyordum. Şimdi olgunluk dönemindeyim.

Bu terfinin kattığı yan avantajlar sayesinde tasarruf ve yatırım imkanlarım arttı, çeşitlendi. Önümüzdeki 4-5 yılı daha böyle geçirip sonrasında yavaş yavaş kontrat aralıklarımı açmayı planlıyorum. Hayat bir kere yaşanıyor kısmına katılıyorum ama akarken doldurmak da önemli. Genç, verimli yaşımda gece gündüz parti mi yapacağım? İşimde, gücümde yaşayıp kendime ait zamanı kaliteli değerlendirmeyi tercih ediyorum. Zaten evde dursam çok sıkılırım. Muhtemelen bir yaştan sonra insan zoraki olarak işe gitmek istemeyecek, yük olacak. Şimdilik böyle devam etmek daha uygun geliyor bana.
0
burka
(22.01.22)
@dermeister
3X kazanan bir insan 10 yıl çalışıp, doğru yatırımları da yapıp emekli olabilir ve yapmak istediğin bu aktiviteleri çok daha uzun yıllar yapabilir.
X kazanan bir insan 30 yıl çalışır ve aynı yatırımları, emekliliği yapabileceği şüpheli.

Ayrıca arada işsiz kalmak, hasta olmak gibi öngöremeyeceğimiz durumlar ortaya çıkabilir.
O yüzden gençken, sağlık varken doldurdukça doldursun derim.

Ama elbette tercih meselesi, diğer seçeneklere yanlış diyemem.
0
michael_knight
(22.01.22)
cok net 1

baskasina calisarak zengin olunmaz
0
foster
(22.01.22)
Ben sahsen gunde 10dk calisarak X kazanmayi sectim.

Belirli bir birikimin varsa arabani falan aldiysan her turlu 1 numarayi secerim.

Araba yoksa 3 secerim 2 sene kafayi kirarim.
Bu sekilde 2 sene gecirip iyi bir servet edinmistim. Sonra 6 ayri doktora falan gitmem gerekti :)
0
divit
(22.01.22)
@michael_knight,

abi ben yapacak hiçbir şeyim olmasa zaten kafama sıkarım. asosyal adamım. kaldı ki sadece türkiye değil, dünyanın ekonomik gidişatına bakarsan şurası çok açık: bizim neslimiz (90 sonrası doğanlar diyeyim) muhtemelen emekli olamayacak. temel ihtiyaçta sorun yok ama şu an en varlıklı ülkelerde bile gençler iş bulmakta, ev almakta vs. zorlanmaya başladı... daha da zorlaşacak bu.

doğru yatırım yapmak kolay bir şey değil, yatırdığım paradan fayda sağlayacağım kesin değil. tabii ki birikim yapmak, yatırım yapmak har vurup harman savurmaktan çok daha mantıklı ama 3x parayla 10-15 yılda emekli olmak hele ki ülke şartlarında bence imkânsız. burada x lirayı 8-10 bin lira olarak kabul ediyorum, hadi 15 bin diyelim... ayda 60 bin kazansam bile 10-15 yılda emeklilik parası çıkaracağımı sanmıyorum. bu durumda ne olur? 30-45 yaş arasını köpek gibi çalışmış olarak geçiririm; geri kalan 30-40 senemi ise hep tutumlu olarak, daha az harcayarak ve "yatarak" geçirmem gerekir.

o yüzden ben mümkünse 70-75 yaşıma kadar çalışmak, her zaman aktif kalmak ama sürdürülebilir bir iş yüküne sahip olmak isterim açıkçası... günde beş saat çalışmakla insana hiçbir şey olmaz. ne yorulurum, ne sıkılırım. gençliğimde de, yaşlılığımda da keyif alırım diye düşünüyorum.

bu tabii ki benim şahsi fikrim, kendi düşüncemi açıklıyorum sadece. başkası için 3x çok daha makuldur, ona bir şey diyemem. kendi adıma ama saçmalık olarak görüyorum, haftada 60-70 saat çalışmak zorunda kalsam muhtemelen 3-5 yıla intihar ederdim, akıl sağlığımı koruyamazdım.
0
der meister
(22.01.22)
@dissendium, @ neverletyougodown, oran orantı olmama sebebi, opsiyonların farklı çalışma şekilleri olması :) Biri danışmanlık, öbürü freelance vs. gibi.
0
🌸plutongezegendegilmi
(22.01.22)
Ben 2 diyorum. 32 yaşındayım, para bir şekilde kazanılıyor ama zaman geçtikten sonra insanın gözüne gitmediği tatiller çok daha fazla batmaya başlıyor. Haftada 60-80 saat ayrıca bilişsel işlerde sürdürülebilir değil, uzun vadeli kariyer hedefleyen biri olarak burnout riski çok yüksek. Yaşamadıktan sonra, stresler içinde uyuyamadıktan, sağlığımı arkadaşlarımı ailemi ihmal ettikten sonra benim için kazandığım paranın hiç bir önemi yok.

Bir de şu da var, ben şimdi deli gibi çalışayım 40 yaşında emekli olayım kafasında değilim çünkü çalışmayı seviyorum, ilerledikçe tempoyu düşüreceğim ama yine de çalışacağım. Şu an aşırı çalışıp erken emekli olmak da bi model ama benim hoşuma gitmiyor, her yaşın ayrı güzelliği var o güzellikleri çok kaçırmış oluyorsun o şekilde. Ya da mesela zaten hayatın yoksa (ailesiyle görüşmeyen, arkadaşı olmayan, hayattan tat almayan çok insan var vs), o zaman da bari deli gibi çalışayım da sonra hayatın tadını çıkarırım, parayla saygınlık kazanırım diyen insanlar olacaktır, buna da saygı duyuyorum.
0
roket adam
(22.01.22)
üçüncü seçenek
parasını versinler 7-24 çalışırım, hiç dert değil
zaten 20 saat çalışsam, arda kalan zamanda deliririm herhalde sıkıntıdan
0
rain when i die
(22.01.22)
İkinci seçenek

@dermeister +1
0
put it in your appropriate place
(22.01.22)
bu durumda 3 diyenlere anlam veremedim vallahi.
1 veya 2. 2 ile belki biraz de dogru yatirimlarla orta vadede erken emeklilik-finansal bagimsizlik bile kazanabilirsin.

3'e gelirsek biraz kasayim, 40 yasinda hic calismama gerek kalmaz, ondan sonra her seyi yaparim diyorsan o biraz zor. atiyorum 40 yasindan sonra mesela ne kadar clubbing yapabilirsin, veya konser insani olabilirsin, basketbol oynayabilirsin, vucut gelistirme yapabilirsin, yeni bir dil veya muzik aleti calmayi ogrenebilirsin? bunlar icin azmin ve istegin kalmayabilir mesela? o yuzden bazi seyleri yasinda yasamak daha mantikli. o yuzden denge onemli bence.
0
baldur2
(23.01.22)
3 - direk elenir,3-5 ay icinde burnout olursun, o sekilde yasanmaz.
2 - 1.5x veriyor ama 40 saatini kapatiyor, seni yine kitliyor. 20 saatini 0.5x'e satmak mantiksiz.
1 - ben bunu secerim, cunku senin 20 saatini bosa cikariyor ve bu zamanda sana 10x kazandiracak bir is kovalayabilirsin.
0
cooperr
(23.01.22)
1'i seçip ek uğraş / iş (mümkünse tamamen kendime ait) yaratırım.
0
gmzo
(23.01.22)
60 saat calisip 3X. Haftada 40 saat calisiyorum su an ve bos zamandan bol seyim yok. Ozellikle evdeysen (yolda vakit kaybi yok)
0
hot potato
(23.01.22)
ben biraz tembel olduğumdan 1>2>3

ama ortalama bi insan için 2>1>3. hem anlattığına göre iyi bir para kazanıyorsun hem de fazla çalışmaktan yorulmuyorsun. fazla çalıştıkça verimin düşer. üstelik kazandığın parayı harcayacağın yaşında hala çalışıyor olmak iyi değil.
0
paintov
(23.01.22)
(21)

her konunun yurtdışına bağlanması sizi de çok bunaltmıyor mu?

der meister
en baştan belirteyim çocuk yaştan beri yurtdışında yaşamayı istemiş biriyim, imkanım olsa arkama bakmam.yalnız sosyal medyada istisnasız her ama her şeyin fakirliğe ve yurtdışına bağlanması acayip sinirime dokunmaya başladı. "okuma o zaman" diyeceksiniz ki aslında haklısınız, sosyal medyada vakit ge
en baştan belirteyim çocuk yaştan beri yurtdışında yaşamayı istemiş biriyim, imkanım olsa arkama bakmam.

yalnız sosyal medyada istisnasız her ama her şeyin fakirliğe ve yurtdışına bağlanması acayip sinirime dokunmaya başladı. "okuma o zaman" diyeceksiniz ki aslında haklısınız, sosyal medyada vakit geçirmek çok lüzumsuz ama insan ucundan kıyısından da olsa baksa görüyor bunları hep.

ya atıyorum bir maç var. başlığına giriyorum ekşi'de. "tribünde herkes birasını içiyor, ne güzel, biz burda fakiriz, bok gibi ülkede yaşıyoruz" temalı entry'ler hemen... her allahın günü bugün olduğu gibi "doktorluğu bırakıp isviçre'de kebapçı olan adam" tarzı hikayeler...

abi bu kafayla nasıl manyak olmuyor bu insanlar? b*k gibi yaşıyoruz eyvallah hiç itirazım yok da imkanım neye el veriyorsa onunla iyi hissetmeye çalışıyorum bazen. daha iyisini istiyor, bunun için mücadele ediyor ama bir yandan bugünümde de kendimi iyi hissedebilmek istiyorum şahsen.

bi insan maç izlerken tribünde bira gördü diye konuyu nasıl ülkenin boktanlığına bağlayabilir ya bir değil iki değil herkes aynı şeyi yazıp duruyor sürekli. hal böyleyken insan şu durumda mutlu olabileceği varsa bile yine olamıyor arkadaş, bir saniye aklımızdan çıkartmıyorlar dandik yaşadığımız gerçeğini.

bu durum sizi de etkiliyor mu mental olarak ya da kızıyor musunuz, üzülüyor musunuz? yauv arkadaş bak akşam oturmuşsun, maç izliyorsun, ne güzel. iki saat kafanı dinle, keyifli vakit geçir... yok. konu bi şekilde türkiye'ye bağlanıyor. lan böyle hayat mı yaşanır? ben mi abartıyorum, sizin görüşleriniz nedir?

hayır bu duruma ses çıkarsak ne olacak abi, sokağa çıksak hapisteyiz zaten. ben mesela, beni az çok tanıyorsunuzdur çoğunuz, allah aşkına ben mücadele edip kendimi geliştirsem ne olur? yılbaşı videosundaki dayı gibi, "şu adamın tipine bak allah aşkna bu nasıl yeni yıla girecek" hesabı, yani neyi kovalıyoruz bu kadar gerçekten anlamıyorum. neden hepimiz sanki €3000 maaş varmış da bize verilmiyormuş zihniyetiyle yaşayıp sinir hastası oluyoruz ki?
0
der meister
(08.01.22)
Evet, ben bu olaydan coktan biktim. Her gun "burada durulmaz ya" tipleri goruyorum. Ben muthis bir yer burasi demiyorum ama hepimiz bu ulkedeyiz, hepimiz bu ulkenin durumunu goruyoruz, biliyoruz, birebir yasiyoruz zaten. Daha neyi kime bininci defa anlatiyorsun? Herkes her seyin farkinda. Bildigimiz seyleri bininci defa duyunca mutlu olmuyoruz, anlayin artik. Hep sikayet, hep sikayet.
0
hlot
(08.01.22)
gören bilen insan ister istemez kıyaslıyor aslında üzüldüğünden ama o an için toksiklik oluyor biraz evet.

ama pek bilmeyen sallamayan insanlar zaten bunu yapmıyor. trde mutlu onlar. "başka ülkede yaşayamam" kafası.

emin ol onlarla da sen anlaşamazsın.

bilmenin laneti.
0
AlsterWasser
(08.01.22)
şöyle söyleyeyim. otuzlu yaşlarında işinde iyi yerlerde olan çiftiz. yaşıtlarımızın avrupa'daki yaşam standartlarını biliyoruz. her birimizin maaşı 1000 usd etmiyor şu an. hangi ülkede iyi üniversite mezunu, alanında iyi eğitim almış kalifiye gençler 1000 usd altında para alıyor? benim 2 dilim var, ikimiz de ingilizce biliyoruz. şu an avrupa'da hizmet sektöründe part time çalışan adamın maaşını alıyoruz. araba alamıyoruz, tatile çıkarken kırk kere düşünüyoruz. bu şartlar altında nasıl kıyaslama yapmayabiliriz ki?

daha yeni arkadaşımız almanya'ya gitti çalışmaya. burada karı koca it gibi çalışarak kazandıklarının iki katını sadece bir kişi çalışarak kazanıyorlar. bu reva mı bu gençliğe?
0
wild honey suckle
(08.01.22)
Güzel başlık olmuş. Gidebilen ya da gitmeyi tercih eden gidiyor zaten.

Bazı konularda "benchmark" gibi belirleyip kıyaslamak doğru olabilir gösterge açısından, atıyorum ülkelerin insani gelişmişlik endeksleri ya da gayri safi yurtiçi hasılalarını bu yeri gelen bir konuda genel fikir vermesi açısından kullanılabilir. Bazı konuların bizi zorladığı, hayat kalitemizin de düştüğü doğru çeşitli nedenlerle. Ama bunu sürekli "yurtdışı da şöyle süper, insanlar şöyle geziyor, şöyle partiliyor, şu kadar euro kazanıyor, herkes hep musmutlu, hayat da tozpembe" gibi argümanlarla savunmak bana da yüzeysel, amiyane tabirle de "goygoy" geliyor.
0
dreamnesiac
(08.01.22)
valla ben de biktim,
bizim sorunlarimiz var ama bunu cok dile getiren cevremdeki tipler, almanya'da falan sosyal yardim parasiyla gecinmeyi hayal ediyorlarmis gibi.

ya da bir doktorun burada durulmaz demesini anliyorum, hak veriyorum ama benim mal kuzenim almanya'ya gidecem ben de diyor, daha uyduruk özel üniversitesini bitirememis, kendine faydasi yok.
0
Coma
(08.01.22)
etkilemiyor. gençliğin verdiği çiğlikle konuştuklarını düşünüyorum.

23-24 yaşlarında ben de ülkede her şeyin berbat olduğunu düşünüyordum. türkiye'de asla mutlu olunamaz havalarındaydım. ya siyah ya beyazdı her şey. rigid karakter de diyormuş buna psikiyatrlar, olumsuz manada tabii. yaşlandıkça o sivri köşeler yumuşuyor.

türkiye gayet sorunlu bir ülke ama güneşli bir güne uyanmak ülkelerin sınırlarından bağımsız güzel. ya da dediğiniz gibi bira eşliğinde maç keyfi. ufak tefek anların kıymetini bilmek de yaş almakla gelişebilen bir özellik galiba.
0
adse
(08.01.22)
arkadaşlar bazılarınız beni yanlış anlıyorsunuz. kıyaslamayalım, iyisini istemeyelim demiyorum. inanın bu konuda en çok üzülen, bunu en çok kafasına takan insanlardan biri benimdir. sevgilim yabancıydı, en yakın arkadaşım yabancı, yani sürekli görüyorum bunları; üstelik türkiye'de de durumum iyi filan değil, belki mental olarak bundan en çok etkilenen gençlerden biriyimdir.

benim bahsettiğim şey bunun SÜREKLİ ön planda tutulması. oturup çay içerken bile konunun yabancı ülkeye gelmesi. benim anlamadığım kısım burası. la insan su içerken bile "isviçre dağlarından gelen suyu içiyor olabilirdik" der mi mesela? 7/24 buna maruz kalmak zorunda mıyız? ben bundan bahsediyorum. yoksa türkiye'de yaşayıp durumuna üzülmeyen gencin aklına şaşarım, orası ayrı mesele.
0
🌸der meister
(08.01.22)
Valla beni bunaltmiyor cunku haklilar. Hani mesele surekli bir kiyaslama meselesi degil sadece, ister istemez kafa ona gidebiliyor bazen.

'bi insan maç izlerken tribünde bira gördü diye konuyu nasıl ülkenin boktanlığına bağlayabilir '

Demissin mesela. Ben soyleyeyim, ulkede surekli olarak biraya/alkole zam geliyor. Bir kutu bira bile artik oldukca luks kategorisine girmis gibi. Hal boyle olunca yani neredeyse devamli alkole zam haberlerini duyunca ister istemez algida secicilik devreye girebiliyor bazen. Adam belki o kareye kadar mutlu mutlu maci izliyordu ancak o kareyi gordukten sonra istemsizce akli yine biraya, fiyatlara, vergilere, zamlara gidip en son o cumleyi kurar hale gelmistir.

Bir de o tur mesaji yazanlarin 7/24 sanki sikayetcilermis de hic zevk almiyorlarmis gibi yasadiklari sonucuna nasil vardin onu da anlamadim. Dedigim gibi adam da her seye ragmen oturup keyif almak icin maci izlemeye baslayip en son ister istemez o mesaji yazmis olabilir. Sirf o mesaji yazdi diye hemen sanki surekli ayni tutumu takiniyorlar gibi dusunmen yuzunden bence abartiyorsun.

Hatta sende de algida secicilik yine devreye girmis gibi. Sen de surekli olumsuz yorumlara odaklaniyor gibisin.
0
j r r tolkien hayrani
(08.01.22)
kesinlikle aynı fikirdeyim.

gavur okulu diye tabir edilen liselerden birinden mezunum.
yani "bilmeyen"lerden değilim kesinlikle.
birçok arkadaşım ülke bu hale gelmeden eğitim için yurt dışında okudu, bazısı kaldı, bazısı döndü.

"türkiye bir mühendis kaybetti, abd bir pizza delivery guy kazandı" temalı şeyleri gördükçe içime fenalık geliyor artık.
gitmek isteyen elbette gider ama her giden de bilmem kaç bin dolar maaşla, x şirketinde iş bularak gitmiyor.
diğer yandan, herkes gidip x bir ülkede servis şoförü ya da delivery guy olmak istemeyebilir, bunun bilmemekle alakası yok.

esg biraz eğitimli, ekonomik olarak orta ama sosyal-kültürel anlamda orta-üst sınıfta olan insanların yurt dışına akademisyen olarak bile gitse göçmen olduğunu ve bunun da çok tercih edilesi bir şey olmadığını söylediğinde linç yemişti, ki kendisini bazen antipatik buluyorum ama bu konuda haklı bence de.

belki yaşım gereği bazı şeyleri daha sakin karşılıyor da olabilirim ama hayat boyu bir ülkede göçmen olarak yaşamak o kadar da "muhteşem" bir şey değil.

lüzumsuz bir karşılaştırma trendi ve "yurt dışına gitmek lazım abi yea" havası var.

çocuğunun adını bile yurt dışına yollamak üzere türkçe karakterli koymamak falan...
sanki dünya şimdiye kadar türk adı görmemiş, kimse yurt dışıyla veya yurt dışında iş yapmamış gibi.

hayatımızın sonuna kadar bu şekilde yaşayacağız ve buna mahkumuz diye düşünmek genelde bu dönemde doğmuş ve/veya büyümüş insanlarda var.

afganistan gibi aşırı örnekler dışında, elbet her dönem geçer, yerine yenisi gelir.
ki afganistan için bile bu bir dönem, elbet bazı şeyler onlar için bile değişecektir.

biraz da soğukkanlı olabilmek lazım.
bunların anlamı yok, bunlar kendileriyle birlikte insanları aşağı çekmekten başka bir işe yaramıyor.

haklılar mı, evet?
ben de araba istiyorum, alamıyorum.
ama bu ülkede her ekonomik kriz çıktığında yurt dışına gitmeye kalksak, benim bu üçüncü olacaktı mesela.
bu sene alamazsın, iki yıl sonra alırsın.
bu durumu düzeltmek için toplum olarak doğru seçimler yapmak, sağlam durup psikolojiyi çok yıpratmadan sabırlı olmak dışında yapılacak bir şey yok şu anda.
çünkü bu işlerin toparlandığı bir dönem de gelecek, o zaman ne olacak?
"yaşasın, canım ülkem!" mi olacak?
bugünden şikâyet etmek güzel de, biraz da yarını düşünerek konuşmak lazım bence.
yani ülke yönetimiyle ülkenin kendisini karıştırmamak gerekiyor.
0
blatta hiberna
(08.01.22)
Haklı oldukları için onlara sonuna kadar katılıyorum. Sadece fakirlik de değil ülkenin sorunu. En kılcal damarına kadar kötülükle, insanların mutluluğuna karşı bi zihniyetle dolmuş durumda.

Ya en basiti, kaldırımda yürüyorsunuz biri gelip bıçaklayabilir. Ya da bir partinin gençlik kolları başkan yardımcısının arkadaşı size arabayla çarpar, ölürsünüz kendisi hiçbir sorun yaşamaz. Böyle boktan bir ülkede kim neden yaşamak istesin allah aşkına doğru değil mi bunlar?

Yurtdışına gitmemiş olmamın tek sebebi zaten haber falan izlemesem süper imkanlarımın olması ve şimdiki işimde kendimi geliştirme özgürlüğümün yüksek olması. Şimdi gitsem alacağım €60000 falan, seneye bir üst pozisyonda gidip çok daha fazla alırım diye bekliyorum.
0
aguen
(08.01.22)
Psikokulturel olarak asiri ice donuk, kendi toplumunu dunyanin merkezinde gorme egiliminde bir toplum olarak, iyi veya kotu her seyin sadece Turkiye'de oldugu sanrisi var. Surekli soyle seyler okuyorum:
- Ev fiyatlari cok yuksek. Bir ev almak icin 10 yil kredi altina girmen gerekiyor. Turkiye iste ah...
- Yurtdisinda doktorlar hic kaba degil, bir tek bizim doktorlarimiz boyle.
- Ulkenin esnafi sahtekar. Duzgun black friday indirimi yok. Once fiyarlari arttirip sonra dusuruyorlar, aslinda indirim falan degil.
- [Bunu direkt kopyaladim] bizim ticaret kültüründe gerekirse çöpe atılır mal. ama son kullanma tarihinden önce sikseler indirim yapmayı düşünmezler.
- [bu da direkt alinti] arkadaslar turkiye'de cevreniz kadar adamsiniz malesef

Dedigim gibi cok ice donuklukten ve/veya dunyanin geri kalanina asina olmamaktan olsa gerek her seyin en iyisi (ornek: yemekler. yemek kulturu bir tek Turkiye'de var) ve en kotusu Turkiye'de. halbuki ne alakasi var, yukarida yazdigim her sey tum ulkelerde yasanan seyler, ki bazilarinda Turkiye dunya ortalamasindan iyi bile olabilir. Yukaridaki cevaplarin bazilarinda da gene ahlaksizlik, sahtekarlik, yozlasmislik sanki bir tek turkiyedeymis gibi konusulmus.
0
hot potato
(08.01.22)
bunaltıyor da kendim gidemediğim için ve gitmek için daha çok çaba harcamam gerektiğini hatırlattığı için bunaltıyor. bir de sosyal medyada şöyle bir durum var, olumlu şeyler daha az yazılıyor bence. insanlar çevresindekilere sürekli şikayet edemeyeceğinden sosyal medyada yazıp rahatlıyorlar. benim hesabım öyle günlük hayatta sürekli bunu konuşmadığım halde. kısaca, onlar da haklı sen de haklısın.
0
curious mind
(08.01.22)
Bunaltıyor. Genelde bunları yazanlar Z kuşağı. Her şeyi kendilerinin bildiklerini sanıyorlar. Bilgiye tamamen kapalılar. En çok da doktorların yurtdışı muhabbetinden bıktım diyebilirim. Sanki dünyada ülke kalmadı da Almanya Türkiye'den gelmek isteyen bütün doktorları alacak. Başka Avrupa ülkelerinden tut Çin ve Hindistan'a kadar herkes en iyiyi istiyor.

Bir de gidebilen kişi zaten gider. Konuşmuş olmak için konuştuklarından bunaltıyorlar açıkçası.
0
garylineker
(08.01.22)
bunaltıyor. ek olarak ''x ülkesi yeni bir su ürünleri mühendisi kazandı'' muhabbeti de çok bunaltıyor.

15 sene kadar önce bir arkadaş grubuyla birlikte yurtdışına taşındık, aramızdan ara sıra türkiye'ye geri dönenler oldu ama memnun olmalarına rağmen resmen peer pressure yüzünden yurtdışına geri döndüler.''yurtdışından taşındım'' dediğinde bahsettiğin ülkeye 2 gün kahve içmeye gelmiş insanlar sana hayatının hatasını yapmışsın gibi davranıyorlar çünkü.

ve bu yorumlar insanları kötü etkiliyor, sadece türkiye'de yaşadıkları için mesleklerinde asla başarılı olamayacağını düşünen insanlar görüyorum. aynı şey herhangi bir uğraş, hobi, hayata dair bir hedef için geçerli.

son olarak bu tarz siyah-beyaz ayrım yapan insanların kafasında yurtdışı neresi onu da anlayamıyorum. sydney ve cagliari'deki hayatı aynı görecek kadar yüzeysel bakmak maalesef bu şehirlerden de zevk alamamakla sonuçlanır diye düşünüyorum.
0
william morris
(08.01.22)
Kesinlikle katılıyorum ben aşırı sıkıldım ve böyle düşündüğüm için kendimi tuhaf hissediyordum. Ancak burada aynı fikirde olanları görünce bir nebze rahatladım.

Genelde her konuyu yurtdışına bağlayan kişilerin yurtdışında uzun süreli hiç yaşamamış insanlar olduğunu farkettim. Yurtdışında ekonomik refah, düşünce özgürlüğü vs muhakkak daha fazla. Yurtdışında yaşamak kötü demeyeceğim gurbetçiler gibi. Ancak uzun süreli yaşamayan insanlar home sick olmanın, başka bir ülkede ne kadar oralı gibi olursan ol yabancı olmanın ne demek olduğunu tatmamışlar. Bu yüzdendir ki gözlerinde çok büyütüyorlar.

Bir de sürekli Avrupa'dan bahsedip kendini o standarda çekememiş insanlar var ki benim en ciddiye alamadığım kesim. Tribünde bira içmek istiyor fakat çöpünü muhtemelen yere atacak. Turist olarak gittiği yerde bile kendini belli ediyor ancak yurtdışında yaşamak istiyor. Önce burada faydalı olamamış ki yurtdışında olsun.
0
mysticriver
(08.01.22)
bazısının sıkıntıları var. konusu bile açılmadan, sana öfkelenerek, zaten ülkeden gideceğim diyenler var muayenehanede.

bazısı çoluk çocuk

ateşi ilk yakanlar da gazeteci/siyasetçi yanında çalışan çömezler heralde.
nihayetinde 3 kenar internet gazetesi aynı konuyu manşete çekti mi, o konu gündem de yer ediyor. bu yol su yemek olarak geri dönüyor muhakkak.
0
comp
(09.01.22)
dostum kesinlikle haklısın, bence bunun sebebi şu: eskiden insanlar yurtdışına çok daha kolay gidebiliyordu. yurtdışına öğrenci olarak, turist olarak vs gitmek çok daha kolaydı. giden insanlar, orada da insanların bir takım sıkıntılar çektiğini, oranın da kendine göre zorlukları olduğunu görüyor, tecrübe ediyordu, dolayısıyla evet burası zor ama orası da beni altın kaşıkla beklemiyor, orada da farklı bir zorluk var şeklinde bir tecrübe ediniyordu. şu anda insanlar gidemiyor, turist olarak bile tecrübe edemiyorlar. instagram'dan, youtube'dan edinilmiş bir yurtdışı tecrübesi var, içerik üreticileri de, paylaşım yapanlar da takipçi kasmak için her şeyin inanılmaz güzel olduğu bir hayali satıyor. yurtdışının zorlukları, kötü yanlarını gösteren bir video, genel narrative'a aykırı olduğu için izlenmiyor bile, arada kaybolup gidiyor. bir de yurtdışını gidip de bu ülkeden nefret eden insanlardan öğreniyorlar, ya adam gitmiş, burayla derdi bitmiyor. sal abi şu ülkeyi. evet burası bok gibi bir yer, sen de müthiş bir hayat yaşıyorsun. allah daha iyi etsin de sal kardeş şurayı.

tabii ki kıyaslanacak, tabii ki daha iyisi istenecek. tabii ki ülke olarak geliştirmek zorunda olduğumuz çok şey var. ama şu kuru kuruya "gidicem lan ben de gidecem, aslında siktir olup gitmek lazım abi" muhabbetinden ben de sıkıldım. burada akademisyen olacağıma orada dönerci olurum. ol kardeşim. ya ol ya da muhabbetini etme artık, yeter bıktık yani. bunlar kişisel tercihler, ülkem için giden tecrübe kazanan da iyi, gitmeyen kalan da iyi. ama bu kadar çok anlam yüklemek gerçekten bıktırdı.

bak mesela bir örnek vereyim; arkadaşlarla konuşuyoruz abi senin araba burada 500 bin tl orada 20 bin euro. evet kardeşim doğru. burada 3 sene kredi ödüyorsun aracının değeri döviz bazında bile benzer rakamlarda kalabiliyor. almanya'da 20 bin euroluk araç 3 sene sonra 5 bin euroya düşüyor. bu aracı sürmek için yılda 5 bin euro çöpe atar mısın? cevap, aa öyle miymiş. e işte diyorum ya, kolay olana inanmak dışında bir olayımız yok tc millleti olarak.

almanyaya göç etmeyi hayal ediyor adam. tamam çok güzel. yahu iki kelime almanca öğrenmemiş. lan internetten aç okursun, iki adım atarsın hayalin için di mi. yok abi. hasbelkader giderse de yerel halktan bağımsız bi getto kurmaya çalışıyor kendince. gittiğinde bile gittiği ülkeden izole kalmayı başabilen bir milletten ne bekliyorsun?

neyse yani insanlar özetle mutsuz. mutsuz olmakta haklı sebepleri var. bu sebeplerin bir kısmı ülke ve ülkenin yönetimiyle alakalı bu da %100 doğru. ancak bir kısmı da kişinin kendisiyle alakalı. insanların çoğu da suçu karşı tarafa atıp kendileri bir şeyleri iyiye götürmek için bir çaba göstermiyor. 20 ülkeden fazla gezmişimdir, mesela ben sokakta rastgele biri tarafından bıçaklanabileceğimi gerçekten kafaya taksam, anında psikoloğa giderim. bunun burası ile alakası yok, kendinde bir psikolojik problem var bunu çözmen lazım. ya da maddi olanaklar evet kısıtlı, daha çok kazanmak için ne yapabilirim? yabancı dilin var mı? yaptığın işin önü açık mı? kariyerin daha nereye gidebilir? bunları konuşmaktansa abi dönerci olacaksın var ya mustang'e bineceksin geyiği yapmak daha kolay oluyor, acı ama gerçek.
0
roket adam
(09.01.22)
Bu sinir bozucu olsa da normal bir davranış. Bugün 20'li hatta 30'lu yaşlarında olan insanlar kendilerinden önceki jenerasyonlardan farklılar. Türkiye'nin 2000'ler öncesi yaşadıkları ekonomik ve siyasi çalkantılarda, o dönemin gençleri şimdiki kadar imkana sahip değildiler, dertlerini çekerken Almanya'da, Amerika'da vb. nasıl hayatlar yaşandığını, akranlarının nasıl fırsatlara sahip olduğunu an be an görme imkanları yoktu.

Bugün ise haberlerle, sosyal medyayla, arkadaşları vasıtasıyla vb. dünyadan haberdar olmayan 35 yaş altı kimse kalmadı. Üstelik bu insanların tamamı 10-15 yıllık ekonomik büyüme dönemini, görece stabil döviz kuru zamanlarını yaşamış; bu sayede belki sosyal seviye atlamış, kariyer yapmış, yurtdışı görmüş hiçbiri olmasa yine evinde, cebinde interneti olan insanlar. Bir ekonomik ya da siyasi kriz yaşandığında kendi bilgileri dahilinde yurtdışındaki insanlara bakmaları, onlara öykünmeleri normal. Burada tabi ki bazı çıkarımlar çok yüzeysel ve "Yurtdışı" hiçbir sorunu olmayan, her şeyin mükemmel olduğu adeta mitolojik bir noktaya da çıkartılıyor ama insanların "Demek ki kaderimiz bu" demektense "Ulan millet ne güzel yaşıyor, bizim neyimiz eksik" demesi daha iyi, belki hemen olmasa da orta-uzun vadede bir şeyleri değiştirir.

Tabi diğer bir etken de insanların yorgunluğu. Bugün sokak röportajlarına bakarsanız 8 yaşında çocuklar bile dolar kurundan, faiz oranından falan bahsediyor. Bu gündem çok yorucu ve insanların olmayan umutlarını daha da tüketiyor. Bu noktada insanlara suç bulamıyorum çünkü bu yönetimsel bir tercih. Bugün güdülen siyaset partilerin kitlelerinin politize olması üzerine. İktidar istiyor ki tüm seçmen kitlesi konsolide olsun, her an her politikasını savunsun. Ha keza muhalefet de insanların tepkilerinin canlı kalmasını istiyor... Bu durumda her konunun siyasete çıkması, o tartışmaların da bir noktada "Ulan yurtdışına bak adamların kafası ne kadar rahat" seviyesine gelmesi bence normal. Ülke sadece ekonomik ve siyasi değil, mental açıdan da zor zamanlardan geçiyor.
0
salihdt
(09.01.22)
Ben de gitmeyi düşünüyorum ama başka çarem olmadığı için. Yazılımcı olmuş olsam, doktor olmuş olsam gitmeyi düşünmezdim. Uzman doktorun maaşına yakın bir para kazanabilmem mümkün değil mesela.

Dil bilmeyip falan gideceğim diyen tipler de var. Bunlarla muhabbet insanın modunu düşürüyor açıkçası. Evlenmiş, çocuk yapmış buna rağmen kafasında gitme hayalleri falan. Yapılmaz değil yapılır ama çok zor iş gerçekten.

Anadolu'da okumuş hiçbir dersi ingilizce almamış bir doktorun gittiği ülkenin dilini ana dili gibi konuşabilmesi lazım. Ayrıca gidilecek ülkede en azından bir diploma almış olmak çok önemli. Bu işleri araştırmış biri olarak söylüyorum bunları.
0
antropolog
(09.01.22)
Ben de imkanım neye el veriyorsa onunla iyi hissetmeye çalışırım hep ama sorun şurada imkanlar günden güne daralıyor, kendimizi birazcık iyi hissetmek için yapacağımız şeyler yine ülkenin durumu kaynaklı bir yerlere tosluyor.

Ben kendi adıma yurtdışında hiç yaşamadım, 1-2 haftalık tatiller dışında herhangi bir ülkeyi tecrübe etme şansım olmadı ama ben de ister istemez şöyle bir kıyaslama yapıyorum, 10 sene önce 20 sene önce son derece rahat yapabildiğim şeylere bugün ulaşamıyorum, sadece maddi anlamda da değil, zihniyet değişti, çevre değişti ve günden güne kendimi bu yeni insanların bulunduğu yere ait hissetmez oldum, sürekli bu durumla yüzleşmemek için hayatımı daraltmak durumunda kaldım, bu tutumun da bir maliyeti oluyor ve insan bunalıyor, bunalınca da içinden atmak istiyosun.

O nedenle bu tarz yazılara denk geldiğimde çok da bunalmıyorum ve anlıyorum yazan kişinin duygularını, zaman zaman olumsuzluk duymaktan sıkılsam da, ortada hiç sorun yokmuş gibi yaşayanlar, bir nevi mış gibi yapanlar beni daha çok bunaltıyor, ha gerçekten aşmış olanlara bir dediğim yok onlara ancak imrenirim ama ‘hep olumlu olmalıyız’ durumu da beni boğuyor.
0
(09.01.22)
Yani insanlar tükendiği ve inanılmaz mutsuz olduğu için anlayışla karşılıyorum, ama kendimi uzak tutmaya da çalışıyorum bu sohbetlerden.
Beni daha çok sinir eden şey bilmedikleri konularda yurtdışı guzellemeleri yapmaları insanların. “Ya zaten avrupada herkes X” “devlet Y yapıyor” falan gibi olmayan artık nerden de duyuldugu belli olmayan garip idealler yaratıyorlar. Bu memleketlerde taciz, tecavüz, ırkçılık, dolandırıcılık, suç, saçma politikacılar, cinsiyetçilik yokmuş gibi. Ha bizdekinden iyidir kötüdür bakın bununla ilgili bir şey demiyorum. Kastettiğim buraların masalsı harikalar diyarı olarak yansıtılması. Yani Amerikadan guzellikler diyarı diye bahseden birine “hmm, tabii orda da ırkçılık var” falan deseniz “ya bırakıcaksın ırkçılığı” diyorlar mesela. E bu nasıl bir arguman? Ne demek ki bu?

Konuyu değiştirmek gibi olmasın ama ben bu spektrumun diğer ucundayım. İki sene kadar önce Turkiyeden tasındım. Ustumdeki tek baskı “hayatın tadını cıkarma” konusunda. Herkes surekli “sen neyse ki kurtardın kendini” diyorlar, hep bir refah ve mutluluk baskısı. Türkiyedeki insanlarla olan iletisim dönüp dolaşıp “bizi de aldırsana ehuıehueh” şakalarına geliyor. “Bizim çocuk da biraz buyusun yanına gonderelim” gibi garip soylemler. Erkek arkadasım da bazen “beni de kurtar burdan ya” falan diyor yarı ciddi. Yahu evlenmeden oturma izni olmuyor yaşadıgım ülkede, insanların karısına kocasına bile vize çıkmadı iki senedir, e hadi getirdim buraya ne iş yapılacak? Vs derken birden kendinizi sırf yurtdışına gittiğiniz için hazır değilken evlenip çok da tanımadığınız iki çocuğun sorumluluğunu alma ihtimalini düşünürken buluyorsunuz. Olacak iş değil de, bahsettiğiniz sohbetin diğer yönünü anlatmak için soyledim. Kimse de fikrimi sormamıştı gerçi, sorry.
0
sopiro
(09.01.22)
(16)

Aynı maaşa müdürlük veren şirkete geçme

condom kurşunu
Bence geçilir neticede title alıyorsunuz, yan haklarınjz genişliyor ama var mıdır kaçırdığım bir olumsuz taraf aynı maaşa başka şirkete müdür olarak geçmeyle ilgili
Bence geçilir neticede title alıyorsunuz, yan haklarınjz genişliyor ama var mıdır kaçırdığım bir olumsuz taraf aynı maaşa başka şirkete müdür olarak geçmeyle ilgili
0
condom kurşunu
(03.01.22)
Aynı maaşa daha çok sorumluluk mu?

Daha çok maaşa daha düşük pozisyona gidilebilir de aynı maaşa niye müdür olayım? Maaş artışı istesen terfi yollu artışın önü kapalı. Ben olsam gitmezdim.
0
himmet dayi
(03.01.22)
aynı maaşa fazla sorumluluk almam ben.
0
duyulmasi gerektigi kadar
(03.01.22)
genişleyen yan hakları açmanız lazım. mesela müdür için araç mı veriyorlar? telefon+hat vs mi var? bunlar da mühim. ama 3-5 kuruşluk yan hak için ben de aynı maaşa daha fazla sorumluluk almak istemem.
0
mustafakesekci
(03.01.22)
Yan haklar; araba, genişletilmiş öss. telefon falan zaten şu an da var.

Neticede burayı beğenmezseniz bir sonraki şirkete yine müdür geçebilme durumunuz var.
0
🌸condom kurşunu
(03.01.22)
sıçrama tahtası olarak kullanacaksan evet, geçilir. ben yaptım.
0
gabe h coud
(03.01.22)
Aynı maaşa daha çok sorumluluk mu?????!!!! +1

1.5 sene once ayni maasla daha az sorumlulugu olan bir ise gectim ki yaptigim en iyi tercihti.
0
hot potato
(03.01.22)
İlk kez @gabe'e de katıldım şu soruyla :)

Az sorumluluk çok maaşın sonu aynı işyerinden emekli olmak. Başka iş bulamaz hale getirir.
0
dreamnesiac
(03.01.22)
Patron şirketi değil tabii ama daha ufak çaplı bir yere proje müdürü olarak iş bulsam koşa koşa giderim. Burda sıra usulü ilerliyorken biz ufak yerlerden çok müdür geldi tepemize. 2 sene sonra ver elini daha büyük firma.
Benim aklıma yatıyor, hatta bulabilsem istediğim bir durum.
0
cilekli pasta
(03.01.22)
Müdür, orta-üst düzey yöneticilik şirketlerin en dertli işidir. Çünkü aradasınız. Üst yönetici, ya da patron sizden bir şey bekler.

Muhtemelen sektörlerimiz aynı değil ama ben de uzun süredir yönetici pozisyonunda çalışıyorum. Öncelikle mesleğiniz ne olursa olsun, yöneticilik o işten bağımsız ayrı bir iş. Mimar, mühendis, tasarımcı, yazılımcı fark etmez. Siz artık idareci olacaksınız. İdarecilik de aslında mesleğinizden ayrı bir iş. Artık iş yapmak yerine, süreçleri idare edeceksiniz. İnsan yönetimi, proje ilerleyişi, görev dağılımı, kaynak yönetimi, zaman yönetimi gibi süreçleriniz olacak ve artık çok daha az kendi mesleğinizi yapacaksınız. Buna hazır olun. Mental olarak da, bilgi olarak da.

Ama yöneticilik zor bir süreç. Üstleriniz sizden bir şey bekler. Astlarınız sizden bir şey bekler. Astın da üstün de canı sıkıldığında çözüm için çaldığı kapı siz olacaksınız. Ve aksayan her iş ilk sizden sorulacak. O yüzden aynı maaşa böyle bir işe girişmeden iyi düşünmek lazım.

Title dediğiniz şey beyaz yakalıların birbirini gütmesi için bulunmuş bir sistem. Üstelik bu şekilde para vermeyeyim title vereyim gibi vaatlerle suistimal ediliyor. Günün sonunda artan masraflarınızı title'ınız ya da yan haklarınız ödemiyor.

Son olarak senior seviyede bir çalışan her zaman daha kolay iş bulur. Yönetici pozisyon ise daha zor. Yazılım örneğinden gidelim. Orta ölçek bir e-ticaret sitesi her zaman yazılımcıyla ihtiyaç duyabilir çünkü iş hacmine göre her daim 10-20 yazılımcının çalışması gerekecektir. Ama bu şirketin sadece 1 ya da 2 tane yöneticiye ihtiyacı olacak. Yılda belki 7-8 yazılımcı ilanı verecek ama 2 senede 1-2 tane yönetici arayacak.


O yüzden yine maaşınızın yüksek olması gerekiyor çünkü olası bir işsizlik durumunda bu fazla para sizi koruyacak. Bir de sr'ken her zaman yöneticiliğe adım atma şansınız var. Ama Yönetici seviyeden tekrar alt pozisyona inmek sizin de istemeyeceğiniz bir şey.
0
anten
(03.01.22)
anten +111

Bu çok kişisel bir tercih aslında ama ben de aynı maaşa daha fazla sorumluluk almazdım.
0
mysticriver
(03.01.22)
Gecilir bence.
Uzman olunca da ayni sorumlulugu kilitliyorlar ustune bir de is yapiyorsun. Mudur olunca en azindan isi sen yapmiyorsun.

Ama ayni maasa su an is degistirmek sacma. Zam konularini konus yoksa daha dusuge gecmis olursun.
0
divit
(03.01.22)
aynı maaşa daha çok sorumluluk almak pek mantıklı gelmedi bana. sorumluluk almayı, fazladan çalışmayı sevseniz de mantıklı değil. zira müdür yaparak daha çok sorumluluk yüklediği bir çalışanına, başka bir şirketteki alt seviye personel ile aynı maaşı veren bir yer olması düşündürürdü beni. bunun aynı paraya daha fazla sorumluluk almaktan kaçmayla alakası yok, onların daha fazla sorumluluğa az para vermek istemesi düşündürücü.
0
posthuman
(03.01.22)
O zaman biraz değiştiryeim soruyu. % kaç artışla geçmek mantıklıdır? Extradan araç var onu da göz önünde tutarak.
0
🌸condom kurşunu
(05.01.22)
araç + %15'e hiç düşünmem geçerim
0
mustafakesekci
(05.01.22)
+ %Enflasyon. Böylece aynı maaşa geçmiş olursun:)
0
dreamnesiac
(05.01.22)
Bugün haber geldi %55 zam alıyoruz. Ekim'de ara zam da yapmıştık, bu üstüne. Diğer şirketler de benzer zamlar yapar bu sene.

Bu sene için geçilmez, ciddi kaybın olur.
0
gabe h coud
(05.01.22)
(20)

Memleketin gidişatı hakkında

les yeux blanches
Sinirle yazıyorum bu yazıyı.Millet aç deniyor ama şimdi az önce placebo konserine baktım biletler tükenmiş.Basketbol, futbol maçlarına bakıyorsun biletler çıktığı gibi tükeniyor. En ucuz bilette 500 TL bu arada.Arctic monkeys konseri desen çıktığı gibi bitti.Cem yılmaz ve Tolga çevik'in gösterileri
Sinirle yazıyorum bu yazıyı.
Millet aç deniyor ama şimdi az önce placebo konserine baktım biletler tükenmiş.
Basketbol, futbol maçlarına bakıyorsun biletler çıktığı gibi tükeniyor. En ucuz bilette 500 TL bu arada.
Arctic monkeys konseri desen çıktığı gibi bitti.
Cem yılmaz ve Tolga çevik'in gösterileri kapalı gişe.
Bu ne arkadaş ya millet keyif için bu paraları harcayabiliyorsa sıkıntı yok o zaman.
Dün hafta içi olmasına rağmen bebek tarafında gittim, araba park edecek yer, oturacak Cafe bulamadım kalabalıktan. Ücretli otoparkı bırak valeler bile dolmuş araba almıyorlar.
Kimse bana demesin 80 milyonda o insanlar azınlık diye.
Her zaman bu ülkede fakir bir kesim vardı ama zengin kesim bu kadar yoktu sanki. Herşeye rahat rahat bilet, yer bulabiliyorduk.
Ehli keyif, zengin kesimde bayağı bir artış var sanki.
Fox TV izlesen milletin hepsi duvarları kemiriyor.

Sizler bu konuda neler düşünüyorsunuz?
Acaba yanlış mı düşünüyorum yorumlarınızı merak ettim.
0
les yeux blanches
(10.12.21)
Yanlış düşünüyorsun, 80 milyonda azınlık o insanlar.
0
Bruce
(10.12.21)
@Bruce
Ama bu zamana özel birşey değil bu. Ben kendimi bildim bileli 80 milyonda o fakir insanlar hep var. Şimdi niye bu kadar yaygara yapılıyor anlamıyorum.
0
🌸les yeux blanches
(10.12.21)
Sosyal medyanın gösteriş etkisi de var bence. Ortalama maaş alan insanlar bile keyfi harcamalarda bulunuyor sıklıkla. Ama zor durumda olan insan sayısı da oldukça fazla. Pandemi de işsiz kalan çok insan oldu en basitinden. Çoğu isyeri açılmadı bile. Ve henüz zamlar yapılmadı. Daha kötü günler geliyor yani.
0
meraklitursucu
(10.12.21)
E çünkü şu anda temel sorunumuz gelir dağılımı adaletsizliği. Fakir giderek daha da fakirlesiyor, bunun dışında zengin dednilen gruplar da zenginleşmeye devam ediyor. Orta sınıf denilen grup giderek fakir denilen gruba yaklaşıyor. 1 litre süt 16 lira olmuş; bu durumda ortada sorun olmadığından bahsetmek mümkün mü? Çevremizdeki çoğu insanın standarti düşüyor; bu duvar kemirmesi gerektiği anlamına gelmiyor ama eskiden yılda iki kere yurtdışı tatiline rahatça gidebiliyorsam şimdi zorlanıyorum. Bana göre sorun var. İlla açlıktan ölmek mi gerekiyor sorun var demek için? He bir grup da standartinin düştüğünün farkında olmadan hala eski aliskinlarina devam ediyor, sonuç kredi kartı borcu yığını.

Derin fakirlik dediğimiz şey de giderek artıyor.
0
fraise
(10.12.21)
Türkiye'yi geçiyorum, gel sadece Istanbul'a bakalım.

Istanbul'da 16 milyon insan var. Bunun sadece en zengin %2sini alsak: 320bin insan yapıyor!

Böyle bakarsan, Istanbul'da 320bin insanı ağırlayacak nitelikli, kalburüstü mekan yok. E bir de dışardan (Istanbul dışı, Türkiye dışı) gelenler var. Mekanların ağzına kadar dolup taşması çok normal.

Bahsettiğin sanatçı, grup, ve gösterilerin toplam arzı nedir? her biri ayrı ayrı 10biner bilet arzedebiliyor mu? Dolup taşması çok normal değil mi?

Özet: Yanlış düşünüyorsun.
0
kaptankedi
(10.12.21)
Ben de A Haber izledim geçen. Anladığıma göre Mars'ta koloni kuracakmışız. Durum çok iyi. Ben haklı buldum sizi. Var ki yiyorlar.
0
dissendium
(10.12.21)
Bakınız doğruluğu tartışmalı da olsa TUIK verisi, en zengin %20, toplam gelirin %50'sine çökmekte.

En alttaki %20'ye bakınız, toplam gelirin yalnızca %5.9'unu alabiliyor. Bu dilim içinde 16milyon insan var. Evet, bu 16 milyon insan duvarları kemiriyor. Ciddiyim.

data.tuik.gov.tr
0
kaptankedi
(10.12.21)
Dolar 30 lira da olsa o mekanları dolduracak kadar nüfus hala olacak, bunun üzerinden çıkarım yapılamaz
0
freebird5406_2
(10.12.21)
ülke istanbul'dan ibaret değil.
0
ya ben lan neyse
(10.12.21)
Zenginler daha zengin, fakirler daha fakir. O gördüğün zenginler yüzde 20 bile değildir. Biz fakirler oturacak ev bulsak şükrediyoruz, değil dışarı çıkmak.
0
photo85
(10.12.21)
Orta sınıfın alışkanlıklarından vazgeçmeme isteği + corona ile gelen "şimdi yapamazsam ileride belki hiç fırsat olmaz" kafası ile herkes her şeyi yapıyor artık.

Ben de normalde gitmeyeceğim metal grubunun konserine 200 lira verdim mesela. Arkadaşlarla gidelim bir etkinlik olsun diye.

İstanbul'da artık daha çok insan var ve çoğu aynı yerlere sıkışmış durumda(mesela taksim bitti diye herkes beşiktaş veya kadıköye gidiyor. Eskiden Floryaya giden bir kesim vardı artık Suriyeliler bastı diye gitmiyorlar), ayrıca sosyal medya sayesinde/nedeniyle insanlar aynılaştı. Herkes o etkinliği görüp ona gitmek istiyor. Eskiden sadece ilgisi olan görürdü.

Ekonomik veriler açık. Fakir daha fakirleşti, orta sınıf fakirleştiği için alışverişe ve bu tür etkinliklere saldırdı (çevremdeki birçok kişi bir sürü elektronik eşya aldı, zamlanmadan alalım diye. Bence websiteleri bu dönemde satış rekorları kırmıştır), zengin kesim zaten pek etkilenmiyor veya eskiden yılda 3 kere tatile giderken artık 2 kere gidiyor.

Örneğin bir noktada araba alabilmiş insanlar onu satıp 350 bin lirayı Clio'ya verebiliyor. Ben sıfırdan veremiyorum. Ama bu arabalar satılıyor, tükeniyor, sıraya girmen gerekiyor. Evler aynı şekilde...
0
nhk ni youkosu
(10.12.21)
A+ 200000 KİŞİ
A 3 Milyon kişi
B 10 milyon kişi
C 65 milyon kişi
sen A ya da B den söz ediyorsun.
0
ankarakecisi
(10.12.21)
placebo, arctic monkeys bangladeşe gitsin orda da biletler tükenir.

bebekte park edecek yer konusu ise istanbulun aşırı kalabalık olması sebebiyle.

kısacası ülkede zengin var elbette ama azınlıktalar. gelir dağılımı eşitsizliği var. ve istanbul fazla kalabalık.
0
dafuq
(10.12.21)
Ben anladim seni.
Eskiden keyif islerine bu kadar para harcanmiyordu, bu tarz etkinliklere daha kolay yer bulunuyordu.
Mekanlar da bu kadar full cekmiyordu.

Mesela vapur iskelesinden mac ya da konser bileti alip gitmisligim coktu.
Siraya falan girmem gerekmiyordu rock n coke bileti falan aylarca bulabiliyordun.
Mac gunu stad kapisinda kuyruga girsem yetiyordu.
Sadece devlet tiyatrosu bileti zordu, bir de sinema festivalleri. Onlar da az kisi aliyordu cok reklam yapiyorlardi.

Simdi sosyal medya var, hem giderek hava atiyorsun, hem de aha bitiyor alayim havasi olusuyor.
En son bi sertab konserine boyle zor gittim bir de esek kadar para verdik.
Sertab dedigin 2005te ayni konseri verse eminim haftalarca bilet satmaya ugrasirdi.
Bedava alirdik sonra gitmeyi unuturduk.

Simdi rockncoke olsa 10 milyon bilet satar herhalde.

Milletin kafa yapisi degisti parayla pek alakali degil.
0
divit
(11.12.21)
@divit

Aynen merak ettiğim buydu.
Bu arada Sertab erener'in eurovision'da şampiyon olduğu sene, yanılmıyorsam 2004 baharında harbiye açık havada konser vermişti. Gidip son gün 2 tane bilet almıştım rahat rahat.
Düşün o pohpohlamaya rağmen bilet bulunabiliyordu.
0
🌸les yeux blanches
(11.12.21)
Çıkar telefonunu göster mantığının aynısı bu
Millet aç ssdece sen zengin kısmın yaptıklarını görüyorsun
0
basond
(11.12.21)
Ben de anladım demek istediğinizi. Bazen bu his bana da oluyor. Türkiye şartlarında iyi bir gelirim var ancak telefon değiştirirken bile çok düşünüyorum. Bakıyorum asgari ücret alan arkadaşımda en yeni iphone modeli var. Bence tüm bunlar tamamen zenginin daha zenginleşmesinden kaynaklanmıyor. Keza bir kafede oturmak için zengin olmak gerekmiyor. Etkisi muhakkak var. Ama bence sebebi gösteriş merakı. O kafeye gitmezse nereden story atacak? O telefonu almazsa pahalı telefon kullanan arkadaşlarının yanında statüsü düşük hissedecek. Herkes placebo konserinden bahsediyor. Bizim gencimiz ben de gittim diye hava atamayacak mı yani?

Yani herkesin bunlara hatta en iyisine hakkı var tabi ki. Ama içten gelerek yapılan şeyler olduğunu düşünmüyorum.
0
mysticriver
(11.12.21)
@playing star again

Hocam sadece etiler örnek değil. Varoş semtinede gitsen otopark bulamıyorsun artık araba bolluğundan.
Bağcılar, şirinevler vs hayatta otopark bulamazsın.
0
🌸les yeux blanches
(11.12.21)
demek istediğinizi hem anladım hem de yanlış baktığınızı düşünüyorum.
bu göreceli bir şey.
dediğiniz şekilde bazı konserlere hâlâ son gün bilet bulunabiliyor ama 2001'deki depeche mode konseri için biletix önünde yatan olmuştu, internet sitesi çökmüştü.
divit'in dediği gibi rock'n'coke'a gününde bile bilet bulunabiliyordu ama.

placebo zaten normal şartlarda bileti hemen tükenecek bir grup.
cem yılmaz'a bir tat bir doku'dan beri çıktığı anda bilet bulunamıyor.
ben bu yüzden bilet bulamayıp izleyememiştim mesela.

yani bunlar biraz gruba, kişiye, etkinliğe göre de değişiyor.
ne olursa olsun, her zaman sold out olacak gruplar, kişiler ve etkinlikler var.
bunlar ölçek olamaz.

bir de sosyal medyayla, gündemle, corona'dan sonra insanların sosyalleşmek için delirmesiyle falan da ilgili olan durumlar var.

mesela artık çalışanlar sürekli dışarıda ya da eve siparişle yemek yiyor.
eskiden bu kadar değildi.
dönemle birlikte yaşam tarzları da değişiyor.
eskiden hafta sonu akşamları dışarı çıkılıp yemek yenirdi ve bu bir sosyal aktiviteydi.
artık "dışarıda yemek" veya "dışarıdan yemek" lüks değil, normal günlük hayatın parçası oldu çünkü zaman içinde seçenekler, restoranlar, cafeler, bistrolar, barlar, publar, bir sürü seçenek türedi ve hayat hızlandığı için insanların bakış açısı da değişti.

eskiden araba almak "araba almak"tı, artık araba ihtiyaç oldu.
ister etiler'de olsun, ister fikirtepe'de.
millet yemeyip içmeyip araba alıyor gerekirse.
hayat tarzları, hayatın akışı sosyal medyayla, teknolojiyle, gündemle, ortamla vb. değişiyor sürekli.

eskiden derken son 10 yıllık bir süreçten bahsediyorum bu arada.

bahsettiğiniz kitlenin azınlığa dahil olması da ayrı bir durum tabii.
yani tutarsız bir tespit.
0
blatta hiberna
(11.12.21)
80 milyonluk ülkede 1 milyon insanın durumu iyi güzel kardeşim niye şaşırıyorsun.
0
komando kani var bende
(11.12.21)
(5)

Cheesecakeim pişerken kabarıp kenarlardan çatlıyor.

zimbirik
Nasıl çatlamadan pişiririm bi türlü çözemedim. Halbuki ilk yaptığımda çatlamamıştı. 2. 3. Seferde çatladı hep. Elle çırpıyorum hava karıştırmamak için, gereksiz çırpmıyorum, en son pıt pıt vurup havasını alıyorum. Fırında su oluyor nemli olsun diye.Benim problemim pişerken çatlaması, pişerken kabar
Nasıl çatlamadan pişiririm bi türlü çözemedim. Halbuki ilk yaptığımda çatlamamıştı. 2. 3. Seferde çatladı hep.

Elle çırpıyorum hava karıştırmamak için, gereksiz çırpmıyorum, en son pıt pıt vurup havasını alıyorum.
Fırında su oluyor nemli olsun diye.
Benim problemim pişerken çatlaması, pişerken kabarıyor ve kabarırken kenar dokusundan ayrılıp kenarlardan çatlıyor. Soğuturken bu kabarma geçiyor ve tekrar düz hale geliyor cheesecakekim.

Var mı nedenini bilen, yorumu olan?
0
zimbirik
(01.12.21)
Fırına koyarken yanında bir kaseye biraz su koyun. Buhar çatlamasını önleyecektir.
0
mysticriver
(02.12.21)
Koyduğunuz pişirme kabini tamamen doldurmayın, biraz kabarması için pay bırakın, pay bırakırsanız kabarıp dökülme yapmaz, piştikten sonra da fırının içinde bırakmayın ki pismeye devam etmesin, dışarıda oda sıcaklığında soğusun
0
sidariss
(02.12.21)
Arkadaşlara ek olarak kalıbın etrafını alüminyum folyo ile sarın (ben altını da sarıyorum taban çok kıtır olmasın diye) ve yine 1 kase su koyun fırına. Piştikten sonra direk çıkarmayın kapağı yarım açıp ılıdıktan sonra fırından çıkarın
0
kelrapunzel
(02.12.21)
aliminyum folyo ve su
pastacılık eğitiminde öğrenmiştim
0
kurcalamabozarsin
(02.12.21)
Şimdi ilk olarak zaten fırında su oluyor yazmıştım. Olay nem olayı değil. Bu nedenle alümünyum folyo ve su önerilerini alamıyorum.

Kabarmaması için elle çırpıyorum, zaten kabartma tozu koyulmuyor cheesecake e.

Ama bunlara rağmen kabarıyor. Kabarıp dökülmüyor zaten, üzerinde pay var. Ama kabarırken ortası ve kenarları farklı miktarda kabarıyor ve bu farktan dolayı çatlıyor. Soğurken tekrar sönüyor ve düzleşiyor.

Ve problem soğurken çatlaması değil pişerken çatlaması. Bu nedenle önce biraz fırında soğutma önerisi de benim durumumda geçerli değil.
0
🌸zimbirik
(02.12.21)
(11)

Polis nasıl amcami aradi

sckxyss
Bugün arabayı bir yere parketmistim. 1-2 saat takıldım. Sonra telefonum çaldı baktım amcam arıyor. Açtım telefonu polis aradı arabayı çek diyorlar dedi. Gittiğimde polis yoktu, çektim arabayı. Aracı kullanan benim, araç babamın üzerine. Babamı aramamislar. Amcam ne alaka niye amcami arıyorlar?
Bugün arabayı bir yere parketmistim. 1-2 saat takıldım. Sonra telefonum çaldı baktım amcam arıyor. Açtım telefonu polis aradı arabayı çek diyorlar dedi. Gittiğimde polis yoktu, çektim arabayı.
Aracı kullanan benim, araç babamın üzerine. Babamı aramamislar. Amcam ne alaka niye amcami arıyorlar?
0
sckxyss
(15.11.21)
Kılın biri polisi arayıp şikayet ediyor. Polis şikayetci olan kişiden plakayı alıyor, oradan sahibinin bilgilerine erişip arıyor.
0
dickens
(15.11.21)
@dickens, amcami aradi, aracın sahibini değil.
0
🌸sckxyss
(15.11.21)
babanızın birden fazla numarası varsa yanlış olanı deneyip ulaşamadık diye kardeşini aramış olabilirler. tüm şeceresini görebiliyor polis. bilinci kapalı ya da koopere olmayan hasta olunca polise soruyoruz, boşandığı eşlere varana kadar herkesin iletişim bilgilerini çıkartıyorlar.
0
hadsafhada
(15.11.21)
Aşağıdaki ihtimallerden biri olduğu kesin gibi.

- Araba daha önce amcanın üzerineydi (eski tescil bilgilerinden görünür)
- Arabanın güncel tescil bilgilerinde amcanın telefonu yazıyor
- Arabanın güncel tescil bilgilerinde ev telefonu olarak amcanın ev telefonu yazıyor
- Polis amcanı şahsen tanıyor ve arabanın amcanın kardeşine ait olduğunu biliyor
0
işimdeyim gücümdeyim
(15.11.21)
@hadsafhada
babamın 1 numarası var. Onu da aramamislar.

@isimdeyim
Hiçbiri geçerli değil :)
0
🌸sckxyss
(15.11.21)
Amcanızın telefonu babanızın üzerine kayıtlı olabilir mi?
0
mysticriver
(15.11.21)
kesin cevabı öğrenmek için amcanızı arayan polisi arayıp sormaktan başka şansınız yok zaten. biz varsayımda bulunuyoruz sadece. belki aradığı sırada babanızın telefonu çekmedi ya da hat düşmedi vs. bilemeyiz.

bu şekilde arıyor olmak işgüzarlıktan tamamen. yasak yerdeyse aracı çeker geçersin. belki orada olmanız amcanızın bilmemesi gereken bir durum, acil bir durum yokken önüne gelen aranır mı böyle saçma bir sebeple.
0
hadsafhada
(15.11.21)
@hadsafhada,
Ben de biliyorum polise sormadiktan sonra asıl sebebi bilemeyeceğimizi de mantık yürüyoruz işte :)
Park ettiğim yer de yasak bir yer değil bu arada. Esnafa sordum oradaki, bakan gelecekmiş o yüzden cektiriyorlarmis araçları.

Tek mantıklı açıklama babamı arayıp bir şekilde ulaşamamış olmaları ihtimali. Yine de saçma, amcama ne yahu, niye adamı rahatsız ediyorsunuz.
0
🌸sckxyss
(15.11.21)
amcanızın telefon hattı babanızın üzerine olabilir mi?

mesela ben noterde kendi işlem yapmak istediğimde bana, eşime ve teyzeme, yani hat sahibi olduğum bütün numaralara mesaj gidiyor. benimle ilgili, teyzemle hiç alakası olmayan durumlar için, nasıl ulaşıyorlarsa hat sahibi diye teyzemi arıyorlar falan.
0
kibritsuyu
(15.11.21)
Bakan gelecekse tum sulalene ulasirlar.
O an aramislardir babani telefon kapali demsitir ilk gordukleri numarayi aramislardir.

Kvkk falan yok bizim ulkede, 10 saniye daha acmasan yengeni bile ararlar.
0
divit
(15.11.21)
Bence de direkt plakadan babana ona ulaşamayınca da amcana ulaşmışlar bakan geliyor diye. Kvkk falan umurlarında olmaz sanmıyorum...
0
hushhush
(16.11.21)
(6)

chrome android'de reklamları engelleyebiliyor muyuz?

floydian
bir eklentiyle falan oluyor mu yoksa başka browser mı çare?
bir eklentiyle falan oluyor mu yoksa başka browser mı çare?
0
floydian
(09.11.21)
Adguard engelliyor bende. Youtube hariç her uygulamadaki reklamı engelliyor hatta.
0
mysticriver
(09.11.21)
Alternatif olarak Opera browser öneririm, YouTube reklamlarını dahi engelliyor fakat örneğin kaçak dizi film sitelerindeki bet reklamlarını engelleyemiyor.
0
lappuntamento
(09.11.21)
@mystic indirdim simdi ama 2019dan beri chromeda hicbir reklam engelleme eklentisi calismiyor diyor uygulama.

Su degil mi? play.google.com
0
🌸floydian
(09.11.21)
@floydian Ben premium apk'sını bulup indirmiştim googledan.
0
mysticriver
(09.11.21)
Telefonun network ayarlarında dns adresi olarak "dns.adguard.com" adresini ekledim, reklamla karşılaşmıyorum pek fazla bu yüzden.
0
bigcaptain
(09.11.21)
Chromium tabanli baska bir sey kullan.
Yandex browser,brave falan ustune de adguard cak.

10 yildir sanirim reklam gormedim.
Firefox'da da cikmiyor ama benim telefonda stabil degil.
0
divit
(09.11.21)
(4)

kamp sandalyesi

rofwts
merhabalar ucuz yollu bi kamp sandalyesi ariyorum.hepsiburadada joystar marka sandalye indirimegirmiş 65 lira.bunlarin otursuduğumuz kumaşın altinda destekleyici metal parçalar var midirana iskelete kaynaklı?şimdiden teşekkürler
merhabalar
ucuz yollu bi kamp sandalyesi ariyorum.
hepsiburadada joystar marka sandalye indirime
girmiş 65 lira.bunlarin otursuduğumuz kumaşın
altinda destekleyici metal parçalar var midir
ana iskelete kaynaklı?

şimdiden teşekkürler
0
rofwts
(07.09.21)
65 lira iyi bir fiyat.
Kumaşın altında bir metal destek yok ama gerek de yok buna.
0
teritori
(07.09.21)
Migros sanal markette 2. ürün %50 indirimliydi bir ara. Hatta hesabıma da kupon tanımlanmıştı ikisini 90 tl ye aldım 10 gün kadar önce. Oraya da bir bakın isterseniz.
0
hrvl
(08.09.21)
Joystar'ın kamp sandalyesini sadece bir yaz kullanabildim. Sırtın yaslandığı yer koptu delinip. Zap zayıf insanım üstelik.
0
mysticriver
(08.09.21)
Migrostan 2 tane aldim 6 senedir sikinti cikarmadi.

Biraz da takip etmek lazim aleti, dusen vidalarini daha saglam taktim araya pul koydum. Deniz tuzu yediyse yikadim.

69 liraydi son baktigimda.
0
divit
(08.09.21)
(14)

Ev alamama depresyonu

mg3929
2 sene önce işimde 2. Yılımdaydım, baya bi para biriktirmiştim. Feneryolu'nda 2+1 giriş daire alabilecek durumdaydım ufak bi krediyle. Ailem sakın kredi çekme yarın ne olacağı belli olmaz falan dedi, arkadaşlarım gençlik abii hayatını yaşa gibi saçma sapan konuştu ev almaya cesaret edemedim ben de o
2 sene önce işimde 2. Yılımdaydım, baya bi para biriktirmiştim. Feneryolu'nda 2+1 giriş daire alabilecek durumdaydım ufak bi krediyle. Ailem sakın kredi çekme yarın ne olacağı belli olmaz falan dedi, arkadaşlarım gençlik abii hayatını yaşa gibi saçma sapan konuştu ev almaya cesaret edemedim ben de o zaman. Şimdi kiradan daha az kredi ödüyor olacaktım.

Baktığım evler abartısız 3 katı fiyata çıktı. Şu an alabilmek için devasa bi kredi çekmem gerekiyor. Bir daha ömür boyu ev alamayacak, kirada oturacak olmaktan korkuyorum çünkü kirada otururken hiç mutlu değilim, bu nedenle de işe başlar başlamaz ev almanın hayallerini kuruyordum.

Şimdi artık benim ev alabilmem imkansız mı oldu? Bu fırsatları kaçırmış olmamı ara ara düşünüp modumu düşürüyorum. Bu durumdan nasıl çıkabilirim? Kiralara baktıkça çıldırıyorum :(
0
mg3929
(05.09.21)
segmenti düşüreceksin mesela feneryolu yerine altıntepe dolaylarına bakabilirsin ya da içerenköy ama gerçi oralar da uçtu.
0
jamswety
(05.09.21)
Segment düşüreceksin +1. Bugün feneryolunda alamıyor durumdasın, yarın çekmeköy'den bile alamayacaksın. türkiye bir enflasyon ekonomisi, fiyatlar her zaman artma eğiliminde olacak ve tüik denen kurumum saraya bağlılığı dolayısıyla maaşın asla fiyatlar kadar artmayacak. o yüzden ihtiyacın varsa yapıtşıracaksın.
0
roket adam
(05.09.21)
Eğer ilk işinse 4 yıllık deneyimin var ve gençsin demektir. Anlıyorum, Türkiye şartlarında her şey çok zor artık ve ne kadar erken o kadar iyi ama daha işe başlamayan birinin ev alma hayalleri kurması biraz garip geldi bana ne yalan söyleyeyim. Fazla sorumluluk sahibisin gibi geldi bana biraz rahatlamaya çalış :) Evle ilgili bir tavsiyem yok ama bekarsan tek maaş giriyordur evine. Seni çok zorlayacak bir kredinin altına girme genç yaşta.
0
mysticriver
(05.09.21)
Başka semtler olmadı başka şehir.

Tayin isteme durumun varsa ya da başka iş bulabiliyorsan İzmir veya Ankara düşün. Mesela İzmir'de havuzlu site içi daireyi borçsuz alırsın
0
roe
(06.09.21)
2 sene önce ataşehir'deki bir daire için emlak konut ihalesine girdiğimde, durumuma nazaran büyük bir risk aldım. buna karşın "ödeyemeyecek olursam satarım." gibisinden bir çıkış stratejisi oluşturmuştum. şansım; çevremde beni planın mantıklı olduğuna ikna eden 2-3 arkadaşımın olmasıydı.


şartları yeniden değerlendir. bir plan yap ve esnek ol. segment düşürmek ile evsiz kalmak aynı şey değil.
0
zgrydn
(06.09.21)
ev alamasan da bir bütçe planı yap. gelirinin %50'sini giderlerine, %30'unu kendine, %20'sini yatırıma ayır. altın al at köşeye mesela. hayat dinamik. 5 yıl sonra şartlar değişebilir. hazırlıklı olursan mutlaka bir fırsat çıkar. 5 yıl önce durumun bu şekilde olacağını da kimse tahmin edemezdi. ancak finansal okuryazarlığını arttır, paranı dengeli idare et bir fırsat çıkar yine.
0
black mamba
(06.09.21)
Tam emlak fiyatları zayıflayacak, yeni bir manyaklık çıkarıp mani oluyorlar. Önce Suriyelileri, şimdi de afganları doldurdular. Bunları kim tahmin edebilirdi ki?
Bir de paranı dövizde tutsaydın, o de ikiye katlamıştı muhtemelen.
0
vizivozo
(06.09.21)
Tam 1 sene once 150 bin lira olan evler simdi 250 bin lira. O 1 senede doviz artti aldigim evlerden zarar ettim diyordum, su anda satsam bildigin Dovizde bile yuzde 10-15 civari karim olacak.

Turkiye'de bir sey almak icin beklemeyeceksin aga. Turkiye'de ev fiyatlari en kotu enflasyon oraninda artar.
0
baldur2
(06.09.21)
aynısını araba için düşünüyorum. Yıllar içinde başta peşin alabilecekken artık kredi ile ancak o zaman alabileceğimden daha kötüsünü alabilecek hale düştüm.

Fakat şu var, bu kadar kötüye gideceğini bilemezdik (2015'lerden beri ekonominin çok kötüye gideceği biliniyor aslında ama ev olayında ek olarak göçmen sorunu, yeni ev arzının azalması, devletin bi dönem ucuz kredi vermesi, corona vb. şeyler var)

ailen seni korumaya çalışmış, kiminin ailesi daha geleneksel oluyor "illa bi ev araba al krediye gir" diyor. O da kötü bence. Fakat bu dönemde işsiz kalan baya kişi de oldu, hatta seneye ben işsiz kalma tehlikesiyle karşı karşıyayım. Kredim olsa daha çok gerilirdim.(ha kirada oturuyorum yine geriliyorum)

buradan çıkarılacak ders yatırım işlerini öğrenmek. Atıyorum o zaman 5 liradan dolar alsaydın veya güzel birkaç fona yatırsaydın belki hala o ev olmasa da yakın bir yeri alabiliyor olurdun.

bu arada, acı bir şey söyleyeyim, millet evlenerek birikim yapıyor. Tek başına bi halt yapamıyorsun ama iki düzgün maaş gelince biriyle kredi ödeyip ev alıp öbürüyle yaşamak gibi yollara gidiyor insanlar. Evliliğin maddi yönünü küçümsememek lazım benim gördüğüm varlık edinebilen insanların hepsi evli. Hem zorunluluk hissettikleri için, hem de yapabildikleri için.
0
nhk ni youkosu
(06.09.21)
80 milyona zor yeten ulkemizi 100 milyonla paylasiyoruz artik, alamazsin tabi! kimse bu gercegi gormuyor nedense. ciddi artis getirdi bu durum her seye.

tamam insaat maliyetleri artti, tamam arsa az vs.. ama soyle de bir sey var: piyasayi manipule eden insaat firsatcilari oldukca alamazsin.
tvde haberlerde bile habire bu pompalaniyor...ev az, kiralar, satiliklar uctu.. haber icin mi saniyorsun bunlar.. bunun bir nedeni de henuz kiralari, satis fiyatlarini ucurmayanlar kaldiysa onlar da ucursun diye.

aileden ev kalmadikca, kendi isinin sahibi olmadikca da alamazsin bosuna uzme kendini. ben de uzuluyorum ama bosa yani.. bizden goturuyor.

evlenme ihtimalin varsa evlen +1 ayrica. evlilik artik ticari bir girisim gibi de oldu. sirf maasi var diye (zenginlik de degil yani calisma potansiyeli bile yetiyor) biraz ici isindigiyla evlenen cok kisi var cevremde. eskiden rezillik diyordum, onlara da hak veriyorum artik...
0
Kittie
(06.09.21)
Soruna kendi yaşadığım olay ile cevap vereyim.

2020 Şubat ayında 230 bin liraya( 65 bin peşinat 176 bin kredi) Antalya'dan ev aldım 1+1 üstelik 15 yıl vadeyle.( kim öle kime kala, bekar adamım 32 yaşında gezem tozam demedim aldım üstelik arabam bile yok)

Şuanda ev için 450 ila 500 isteniyor ve 1.5 yıl oldu ancak.. Benim o üç kuruş param tl'de kalsaydı bugün ev almam için ortalama 300 bin çekecektim.

Bir de işin şu yönü var.

Senin çektiğin kredi 2500 tl atıyorum. Bu 15 yıl boyunca aynı kalacak. Ancak maaşın ve kkiraya verdiğin evin kirası yükselecek ve ileride o 2500 tl muhtemelen bu emflasyon oranlarıyla kuş gibi kalacak.

Bugün içinde yaşamak zorunda olmasan da bir ev alıp kiraya versen zaten kafadan ev sürekli değelernecek ve kira ile de ek gelirin olacak.

Umarım anlatabilmişimidir :)
0
denizmaniaherif
(06.09.21)
5 yıl önce evimi almadan önce fotoğraflarına bakarken o zamanki patronum odama gelmişti. evi gösterdim çok kararsızım ihaleye girsem mi? diye düşünüyorum demiştim. o da gir sana kalırsa ödenir gider demişti. onun kurduğu o cümle bana güç verdi diyebilirim. iyi ki almışım. o kritik anda insana olumlu gaz verecek biri olmalı yanında.

segmenti düşüreceksin +1 bir de biraz daha eski evlere bakabilirsiniz.
0
naksidil
(06.09.21)
off çok kötü resmen kendim yaşamış gibi kötü hissettim.

ya bu kredi ile ev almak konusunda neden insanları korkutuyorlar anlamış değilim, hadi dağın başında bir yazlık fln olsa neysede feneryolu'nda 2+1 daire ödeyemiyor musun cok mu sıkıştın, piyasa mı kötü 100bin altına verdiğin gün satılır.
kredi ile ev yatırımı için bu kadar korkak düşünenleri anlamıyorum.

neyse geçmiş olsun. konut piyasası ileride ne olur bilmiyorum ama genel olarak piyasada fırsatlar bir şekilde gelir, bunun için uzun zaman beklemek zorunda kalabilirsiniz. o arada içiniz rahat etmesi için daha uygun bir yerden ev alıp o sürede en azından birikiminizi koruyabilirsiniz.
0
nuisance
(06.09.21)
Feneryolu'nda 2+1 giriş daire eğer deprem öncesiyse almamanız çok hayırlı olmuş.
öncelikle saçmalamayın, elbette ev alabilirsiniz uygun fırsatlar çıktığında. ancak istanbulda ev almayı ve veya yaşamayı ileride de isteyecek misiniz? birikimlerinizi nerede nasıl değerlendireceksiniz; belki al satla daha çok gelir elde ederek ev alacak peşinatı daha rahat bulacaksınız vs vs bunları bilmiyoruz.


mod düşürecek başka şey mi bulamadınız? ölüm, hastalık olmasın da.
0
rewlack
(06.09.21)
(16)

Okulların açılması hakkında

jamiro
Geçen sene bu soruyu iki kez sordum. Biri yine bu zamanlarda okullar başlarken; diğeri de okullar açıldıktan iki ay sonra.İlkinde kesinlikle açılmalı diyenler yoğunluktaydı, 2 ay sonra sorduğumda açılması hata oldu diyenler çoğunlukta idi. En azından öyle hatırlıyorum Şimdi 2021 için durumlar değişt
Geçen sene bu soruyu iki kez sordum. Biri yine bu zamanlarda okullar başlarken; diğeri de okullar açıldıktan iki ay sonra.

İlkinde kesinlikle açılmalı diyenler yoğunluktaydı, 2 ay sonra sorduğumda açılması hata oldu diyenler çoğunlukta idi. En azından öyle hatırlıyorum

Şimdi 2021 için durumlar değişti, aşılama testler vs derken, güncel durumda, sizce açılması ne yöne evrilir? İyi mi olur kötü mü?

Sağlıklı günler
0
jamiro
(05.09.21)
Artık kesinlikle açılmalı. Geçen sene ne olduğu kimi öldürdüğü belli olmayan çaresiz bir virüsle savaşıyorduk. Şu an her şey 3 aşağı 5 yukarı belli.
0
roket adam
(05.09.21)
Açılacak ve sonucunu kimse takmayacak. Artık herkes kendini korusun moduna giriyoruz. Geçen sene çamaşır suyu ile yıkanırdı her şey. Şimdi maske takan yok. Bence böyle devam edecek.
0
infernalcadre
(05.09.21)
@roket adam, kimi öldürdüğü belli olan virüsü artık “bilmemiz “ yayılmasını engelliyor mu? Kalabalık yine de düşmanımız değil mi? Not: Sadece bu soruya cevap getirmeye çalışıyorum, yoksa açılmasıyla ilgili bir derdim yok
0
🌸jamiro
(05.09.21)
Ne yöne evrildiğini/evrileceğini umursamıyorum. Elbet daha da artacaktır vakalar buna çözüm yok artık. Bunun kabul edilmesi lazım. Nereye kadar böyle gidecek? Aşılar olundu. Daha ötesi yok. Bu hastalık sıfıra inmeyecek. Hangi hastalık bitti ki bu bitsin. Artık hayat devam etmeli gerek ekonomik açıdan gerek gerekse bu çocukların eğitimi açısından. Yine de her şeyden önce eğitim. Yoksa 20 sene sonra bilmem ne kuşağı şöyle böyle diye söylenip dururuz.
0
mysticriver
(05.09.21)
gecen seneki covid ile bu seneki covid (delta) farkli. cocuklari da etkiliyor, amerikada pediatrisi covid hastasi cocuklarla dolu hastaneler var. 12 yas ustu asilamasinda cok geciktik, daha yeni onay cikti. lisa yasindakiler 2. dozu olamadi bile (o da olanlar arasinda).

Bu sene daha kotu bir yerden basliyoruz yani. Laylaylom baslayacak, ogretmenler ve ogrenciler agir hasta olmaya / ölmeye baslayinca millet panik olacak. Siniflar zirt pirt karantinaya alinacak, o siniflarda egitim askiya alinacak. Klasik turkiye "deneyelim gorelim" modeli. Bu kadar "ne olursa olsun acilmali" cılar varken zaten deneyelim gorelim olmak zorunda yoksa onlarin dirdirini cekemez kimse. Deniycez gorucez. Siniflarda ölen cocuklarin yerine cicekler konacak falan. "Öğretmenimiz öldü" haberlerini izleyecegiz bir kac kere. Millet cocugunu okula yollamamak isteme konusunda katilasmaya baslayacak. Sonra ne olacak gorecegiz.

Turkiye'de pandemi hala, neredeyse 1 senedir gecersiz olmus "mesafeye dikkat" modeliyle yonetiliyor, aerosol yoluyla da bulasan bir hastalik oldugu sabit olmasina ragmen. Bu ne demek? Havalandirma olmayan (kış şartları) kapali bir sinifta, tek bir pozitif kisi, yakinina bile gelmedigi herkese potansiyel olarak bulastirabilir demek (herkes N95 ve uzeri spesifikasyonda bir maskeyi kusursuz teknikle takmadigi surece). Binlerce okul, onbinlerce sinif arasindan bununla ilgili trajedileri duyacagiz. "Cocugumu gonderirim" ve "gondermem" ciler catisacak, opsiyonel mi bilmiyorum ama gondermek opsiyonel olacak onunde sonunda. Siniflar karantinaya zirt pirt gireceginden okulda egitimin bir esprisi de kalmayacak ozetle.
0
robokot
(05.09.21)
Yayılmasını engellemiyor, yayılıyor ve yayılacak zaten. Sonuçlarını biliyoruz artık. Vaka sayısı çok önemli bir metrik değil eskisi gibi. Tablo şu:

- Aşılı olanlar hafif atlatacak, hatta günlük hayatına devam edebilecek.
- Aşılı olduğu halde zor geçiren 0,01'lik grup hastaneye yatacak
- Aşılı olmayanlar da hastanelik olacak veya hayatını kaybedecekler

Devletin artık ek olarak yapabileceği bir şey yok, mevcut durum sürdürülebilir değil, 1.5 senedir öğretmenler dahil herkes evde. Adamın çocuklara ders vermesi lazım, kendisi yazlıkta, çocuklar zaten tablette, zaten eğitim sistemi dandik resmen böyle bir nesil daha kayıp gidecek elimizden. Bence devletin en büyük hatası şu anda + çıkarsa tüm sınıfı tekrardan eve göndermek, bu çok suistimal edilecek, çocuklar yine bi hafta evden bi hafta okuldan okuyacaklar. Zaten öğretmenler şimdiden işin çakallığını aramaya başladı yok test vermem, yok aşı olmam vs diyerek.

Bence bu işi tamamen normalleştirip artık kalan sağlar bizimdir moduna girilmek zorunda her anlamda. Dediğim gibi istatistiki olarak artık kabul edilebilir noktadayız. Yoğun bakıma yatanların %0,1'i aşılıysa demek ki aşı işe yarıyor ve kalan rakam da istatistik olarak gözardı edilebilir. Dönmek istemeyen öğretmenlere de yaptırım uygulanmadığı, böyle gri alanda bırakıldığı sürece bu sene geçen senekinden bile daha dandik bir öğretim yılı yaşanacaktır.
0
roket adam
(05.09.21)
Ha bir de yukariya ek olarak asilarin 6 ay sonra etkinliklerinin azalmaya baslamasi olayi var (bakiniz israil); ilkbaharda asi olan velilerden patir patir kayip haberleri de gelmeye baslayacak kışın ilerleyen gunlerinde 3. dozu bulamazlarsa - ki saglik bakanligi eylulden sonra asi gelecek mi gidecek mi henuz bir aciklama yapmadi.

yani varyantlar + etkinligi azalan asilar = cok daha az zararli ama cok daha fazla bulasici bir varyant ortaya cikmazsa eger kış çetin gececek. okul icinde verimli bir yil imkansiz cocuklar icin.

zaten ilkokul cagindaki cocuklar asi da olamadi, butun evlere yayacaklar mis.
0
robokot
(05.09.21)
Bizim ulke icin demiyorum da bu kadar aptal karar almalarina sasiyorum.

Virus kisin cogalip yazin azaliyor.
Okullar hepi topu 6 ay acik kalsa egitim aksamiyor.
Ulan yaza alsaniza su egitimi birkac sene icin.
Komple universiteyi isleri her seyi yaza al gitsin.

Bizi de ne zaman sonbahar gelse ofise cagiriyorlar.
Millet aklini kiraya verdi sanirim.
0
divit
(05.09.21)
Avrupa'da okullar mart 2020 dönemi haricinde vakaların en cafcaflı olduğu zamanlarda bile açık kaldı; hala açık. Bizde çocukların 1.5 yılı heba oldu. Hem fizyolojik hem psikolojik hem de akademik birçok etkisini ilerleyen yıllarda göreceğiz muhtemelen. Kayıp bir nesil yetiştirmek istemiyorsak artık açık kalmalı bu okullar. Kaldı ki geçen sene okul öncesi kurumların hepsi tam kapanma dönemi haricinde açıktı zaten. Kaç kere anaokullarında Corona virüs patlaması diye bir haber duydunuz? Oralardaki ogretmenlerin birçoğu da bu hastalığı geçirdi üstelik. Ogretmense onlar da öğretmen.

Velhasıl okullar açılmamali yaygarasıni hiç doğru bulmuyorum; okullar alınabilen en iyi önlemlerle açılmalı ve eğitim devam etmeli. Çocuklar zaten ya bütün gün parkta içiçe oyun oynuyor ya da AVM'de anne babasıyla geziye çıkıyor. Düğünlere, avmye, Lunapark'a, restorana giderken sorun yok; iş eğitime gelince neden karşı çıkılıyor, anlamak mümkün değil.
0
fraise
(05.09.21)
Böyle keşke öğrenciler için şartları iyileştirip okulları açsalar. Daha az öğrencinin olduğu okul servisleri ve sınıflar, düzgün havalandırmanın yapılması, maske konusunda öğrencilerin düzgünce bilgilendirimesi, öğrencilere ücretsiz maske verilmesi gibi şeyler yapılsa bu süreç iyi sonuçlarla aşılabilir.

Ama mevcut şartlar veliler, öğrenciler ve öğretmenler için çok zor. Okulların kapalı olması öğrenciler için çok, çok daha zor. Bu çocuklar eğitim almanın yanı sıra sosyalleşiyorlar, aile evindeki kötü şartlarından bir süre için kurtuluyorlar.
0
GoodMorningTeacher
(05.09.21)
Avrupada açık kalan okullar insanların bağışıklık geliştirmesine yol açtı. Bizde böyle bir durum söz konusu değil. Üstelik avrupalılarda olan kurallara uyma durumu da bizim ülkemizde yok. Öğretmenler, öğrenciler, denetleyenler vb. hiçbirinin kurallara uymadığı bir senaryoda (muhtemelen böyle olacak) olan bizim insanımıza olur.
0
Battalgazininintikaml
(05.09.21)
@fraise keşke avrupadaki şartlar bizde olsa. Bizim sınıflar 50-60 kişi sınıflarda havalandırma yok. Aynı sırada 3 kişi oturarak bu olmaz.
Şartları iyileştirdik önlemleri aldık derken bunları düzeltmeleri gerek. Önlemler dedikleri okullara maske dezenfektan yollamaları. Biz veliler olarak bunları zaten sınıflara koyduk.
Ya aşılı aşısız yada sabah öğle diye sınıflar ikiye bölünmeli bence. Sınıflar çok kalabalık.
Geçen seneki gibi isteyen göndermesin demediler mecbur yollayacağız. Ama 7-8 yaşındaki çocukları 6 saat havalandırmasız ortamlarda nasıl maskeli tutabilecekler düşündürücü.
Yaklaşık iki yıl boyunca korunduk. Ne kovid olduk ne şüpheye düşüp test yaptırdık. Okul yüzünden hasta olucaz diye çok korkuyorum. Ama evde okulda olmuyor.
Takip ettiğim bütün doktorlar okulların açık kalma süresini 3-4 hafta diye düşünüyorlar.
0
ayhsegull
(05.09.21)
@ayhsegull +1

Okulların kapalı kalmasının ben de çok, çok büyük zararları olduğunu düşünüyorum. Çocukların eğitiminin aksaması bir yana, iş hayatından uzaklaşmak zorunda kalan bir yığın kadın var bu yüzden. Toplumsal cinsiyet hakları açısından da bir yığın sorun oluşturuyor bu durum. Evde uzaktan dersi takip etmek yerine ev ahalisine hizmet vermek zorunda kalan çocuklara değinmiyorum bile.

Fakat bizdeki durumu Avrupa ile kıyaslamak fazla iyi niyetli. Bu kıyası yapanların da devlet okullarındaki koşulların farkında olmadığını düşünüyorum.

Bununla birlikte herkes okullar açılacağı zaman konuşmaya başlıyor, kapalı kaldığı onca zaman yapılabilecek hazırlıklara dair kim hesap sordu? Pandeminin bir gecede bitmeyeceği belli iken ne yapıldı? Sınıf mevcutları azalsın diye yeni okullar yapıldı mı? Boş olan imam hatipler düz okula çevrilsin diye düzenlemeler yapıldı mı? Sınıf mevcudunu azaltmak için yeni öğretmen atamaları gerçekleşti mi?

"Alınabilen önlemler alınsın" dediğiniz şey ne düzeyde ben size anlatayım. Öğretmenler tüm gün çay içmeyecekmiş, öğrenciler istiklal marşı sırasında mesafeli duracaklarmış. Sonra 40-50 öğrenci aynı sınıfa tıkılıp saatlerce aynı havayı soluyacak. Bu. Bir de belirti gösteren öğrenci için izolasyon odası olacakmış :) Başka da bir şey yok.

Eşim öğretmen, ben akademisyenim. İkimiz de okula dönmeyi her şeyden çok istiyoruz. Aşılarımızı ilk gün olduk. Fakat gerekli önlemlerin alınmaması da, bu önlemlerin neden alınmadığının hesabının sorulmaması da, yapılabilecek her şey yapılmış gibi ol(may)anları görmezlikten gelerek "artık eğitim devam etmeli o yüzden okullar açılmalı" demek de bu topluma yapılacak en büyük kötülüktür.
0
gmzo
(05.09.21)
Yoğun bakımlar doldu mu okullar kapatılır.
0
oyokbuyoknevar
(05.09.21)
iyi olur bence.
simdiye kadar kapali kalmasi hataydi. ingilterede cocuklarla ogretmen arasinda iletisim aksiyor diye maskeyi bile kaldirmayi dusunuyorlardi bir ara ders saatlerinde. avrupada da ayrica bizim gibi devlet okullari var. saniliyor ki oralarin en kotu okulu bizim koc falan...
cocuklar evden hicbir sey ogrenmiyor. ogretmenler verimli calisamiyor, koreliyor. bu virus hep devam da edebilir. iste asiyla falan oldugu kadar idare edilecek bundan sonra. olumler olabilir ama hayatin da devam etmesi lazim durumu gecerli tum dunyada. dunya artik gelecegini de dusunuyor. biz de boyle hareket etmeliyiz. bombos, egitimin bir donemini online adi altinda verimsiz gecirmis bir nesil gelecek yoksa.
0
Kittie
(05.09.21)
bence yoğunluk azaltılarak tamamen açılmalı. insanları korkutarak, evlere kapanarak bitecek bir hastalık değil. bu yeni varyant, çocukları da öldürüyormuş, aşılar etkisizmiş falan filan. inanmıyoruz bu palavralara artık. aşısını olan olsun olmayan da sonucuna katlasın.
0
paintov
(05.09.21)
(12)

çalışanın şirket bilgisayarına uygulama kurması engellenebilir mi?

someonewalksalone
it'deki arkadaş böyle bir şey dayatıyor bütün şirkete, bilgisayara herhangi bir program yükleyemiyoruz. bunun mantıklı olup olmamasını geçiyorum da böyle bir şey yapmaya hakkı var mı?teşekkürler
it'deki arkadaş böyle bir şey dayatıyor bütün şirkete, bilgisayara herhangi bir program yükleyemiyoruz. bunun mantıklı olup olmamasını geçiyorum da böyle bir şey yapmaya hakkı var mı?

teşekkürler
0
someonewalksalone
(29.08.21)
tabi ki var
0
sizofren06
(29.08.21)
olmaması saçma olur zaten :)
0
do you remember me
(29.08.21)
Bizim şirkette kullandığımız bilgisayarlar şirketin malı, aynı uygulama bizde de var. Yaygın bir uygulama zaten.
0
fotrsapka
(29.08.21)
Onu şirket dayatıyordur, it deki arkadaş değil :)
0
mysticriver
(29.08.21)
IT'ci arkadaş olması gerekeni yapıyor.
0
roket adam
(29.08.21)
Insanlar bilgisayar kullanmayı bilmiyor. 12 GB ram kullaniyorlar ama 5 GB'ini boş yere indirilmiş programlar, izin verilmiş notification'lar kullanıyor. Bunu geçtim, bir de güvenlik açığı olusturuyor.
0
howfaristhesky
(29.08.21)
- Hakkı var mı?
+ Var, bilgisayar şirketin sonuçta.

- Mantıklı mı?
+ Genellikle değil. Benim (hatta herkesin) bilgisayarını nasıl kullanacağını, hangi programa ihtiyaç duyacağını onlardan iyi mi bilecek? Saçma bir şey.
0
plutongezegendegilmi
(29.08.21)
Bilgisayar şirkete ait. Bunu geçtim, ortalama bir bilgisayar kullanıcısı o kadar özensiz ki, şirketler genelde sorunları çözmek için bu şekilde bir yaklaşım sergiliyor.

Bence mantıklı.
0
hayirsiz
(29.08.21)
Yapması lazım ve haklı.
Her daim kullanıcı hatası veya bilgisizliğinden kaynaklı sorunlarla uğraşıyorsa artık bir engelleme yapmak elzem.
Ama yerine göre yasaklarında kendilerine göre boşlukları olabiliyor.
0
Erva
(29.08.21)
guvenlik acigindan dolayi eli yuzu duzgun sirketler sinirlama koyar. benim telefonda bile var, mesela sirket emailinden copy/paste yapamiyorum :D
0
cooperr
(29.08.21)
Mantıklı ve olması gereken bu. Zaten bunu dayatan yerlerde bir prosedür vardır bir programa ihtiyacınız varsa talep açarsınız ITciler bağlanıp kurarlar.
0
aguen
(29.08.21)
normali bu zaten, bizim şirketin it shop diye bir websitesi var vpn ile giriliyor sadece kurabileceğin şeylerin listesi var siteden kur'a basınca bilgisayarına uzaktan kurulum yapıyor kendi kendine.
0
nahtoderfahrung
(29.08.21)
(5)

Resmi bayramlar neden bir kaç gün öncesinden kutlanılmaya başlandı?

mysticriver
Yarın 30 ağustos ancak sosyal medyada çoğu insan dün veya bugün kutluyor. Bireysel olarak geçtim, şirketlerin linkedin sayfaları da aynı şekilde. Bir kaç senedir böyle bu durum. Bir tek bana mı garip geliyor bu önceden kutlama işi? Yada hep mi böyleydi de yeni mi farkettim?Sanki özel günleri sıradan
Yarın 30 ağustos ancak sosyal medyada çoğu insan dün veya bugün kutluyor. Bireysel olarak geçtim, şirketlerin linkedin sayfaları da aynı şekilde. Bir kaç senedir böyle bu durum. Bir tek bana mı garip geliyor bu önceden kutlama işi? Yada hep mi böyleydi de yeni mi farkettim?

Sanki özel günleri sıradanlaştırıyor gibi geliyor bana bu durum.
0
mysticriver
(29.08.21)
Kutlayip tatile gidiyorlar.
0
divit
(29.08.21)
26 Ağustos - 30 Ağustos arası Zafer Haftası olduğu için olabilir mi?
Büyük Taarruz 26 Ağustos'ta başlamış ya.
0
Mirket
(29.08.21)
@Mirket her özel günde böyle. 30 Ağustos'a özel olduğunu sanmıyorum.
0
🌸mysticriver
(29.08.21)
Zafer Bayramı, Cumhuriyet Bayramı diğer bayramlardan biraz daha değerli gözlemime göre. Bence sıradanlaşma değil, tam tersi verilen değerin yüksek olduğunu gösteriyor. Günler öncesinden olmasa da bir gün önceden paylaşım yapıldığını görüyorum yıllardır.
0
dissendium
(29.08.21)
bütün cevaplar yanlış. sektörün içinden biri olarak bildiriyorum, bütün markalar diğerini takip ediyor ve daha önce kutlamak istiyor. böyle böyle 1 gün önceye kaymaya başladı kutlamalar. hatta dediğin gibi 2 gün önceye kadar kaymış durumda.

ek:
bütün markalarıma ısrarla gerçek gününde kutlatıyorum. birinin sizin doğum gününüzü 2 gün önce kutlaması kadar saçma bir durum bu.
0
kivanc1
(29.08.21)
(10)

Araba önerisi

mysticriver
Merhaba,200.000 TL bütçem var. Zorlarsam 230.000 falan belki.-Hatchback olsun.-Otomatik olsun. 10 senedir düz kullanıyorum ama artık istanbul trafiğinde işkenceye dönüşüyor.-Fazla yakmasın.-Güvenli bir araç olsun-Aile arabası olması şart değil küçükte olabilir. Tek ben bineceğim.Egea HB istedim anca
Merhaba,

200.000 TL bütçem var. Zorlarsam 230.000 falan belki.

-Hatchback olsun.
-Otomatik olsun. 10 senedir düz kullanıyorum ama artık istanbul trafiğinde işkenceye dönüşüyor.
-Fazla yakmasın.
-Güvenli bir araç olsun
-Aile arabası olması şart değil küçükte olabilir. Tek ben bineceğim.

Egea HB istedim ancak hiç güvenli gelmedi. Ncap yıldızı düşük. Arabadan anlamıyorum o yüzden görüşleriniz önemli. Teşekkür ederim.
0
mysticriver
(17.08.21)
skoda scala.
0
jelly bear
(17.08.21)
Ben de Scala diyorum.
0
roket adam
(17.08.21)
Ben de Skoda diyorum. Plase olarak da bulabilirseniz temiz 2015 (makyajlı kasa) BMW 1 serisi.
0
pccopath
(17.08.21)
skoda scala
0
sutlu nescafe
(17.08.21)
2 aydır Scala kullanıyoruz sorunuz varsa yardımcı olabilirim
0
gmzo
(17.08.21)
egea cross al. manuel ama. ncap yıldızının düşük olma sebebi otonom sürüş sistemlerinin olmayışı. kör nokta ikaz, şerit takip sistemi ıvır zıvır şeyler. çarpışma testleri 4 yıldız. ki 2016 yılındaydı o test. şimdi lounge pakette hepsi var. girse 4.5 yıldız kesin alır.

onun dışında 250 ye çıkabilirsen skoda kamiq güzel olurdu.

senin kriterlerine uyan polo da olabilir. yeni polonun boyutları da büyüdü nerdeyse golf kadar.

i20 de olabilir 210 civarı. hyundai bayon çıktı yeni.

kia rio olur yine.
0
xrated
(17.08.21)
Scala'dan başka çarem yok galiba. :D Yalnız ikinci el ilan çok az tabi yeni bir araba olmasından dolayı.

Bir de polo çok yakar mı acaba ve güvenli midir? Aklım kalıyor onda da :)

Edit: Üstteki soruyu sorduğum anda @xrated cevap vermiş. Teşekkürler.
0
🌸mysticriver
(17.08.21)
toyota auris olabilir belki farklı olarak.
0
ravenclaw
(17.08.21)
Skoda scalanin sifiri 230 bin civari zaten. 2. El bakma
0
hasansabbah
(18.08.21)
Yeni Yaris çok güzel olmuş. NCAP'ten 5 yıldızı da almış. Düzgün bakarsanız meşhur Toyota sağlamlığıyla başınızı ağrıtmaz. Şimdi baktım hybrid olmayan otomatiği 230'dan başlıyor.

Ben de önümüzdek sene hybrid versiyonunu almayı düşünüyorum.

Edit: Aynı fiyata sedan Corolla da varmış.
0
yürümeyin
(18.08.21)
(15)

Kız arkadaşın arabasının benzin&otopark ücretini ödemek?

burakinho
Şu an bende araba yok, mevcut kız arkadaşımın ise var.Haftasonları arabasıyla şehiriçinde yemeğe, içmeye bir yerlere gidiyoruz...Beraber zaman geçirmekte olduğumuz esnalarda arabasına benzin alırken, bazı zamanlar ödeme için ben hamle yapmalı mıyım? Nezaket gereği zaten normal olanı da bu mudur? Öde
Şu an bende araba yok, mevcut kız arkadaşımın ise var.

Haftasonları arabasıyla şehiriçinde yemeğe, içmeye bir yerlere gidiyoruz...

Beraber zaman geçirmekte olduğumuz esnalarda arabasına benzin alırken, bazı zamanlar ödeme için ben hamle yapmalı mıyım? Nezaket gereği zaten normal olanı da bu mudur? Ödeme hamlesi yaparsam "Araba benim canım, sağol. Hiç gerek yok." gibi hamlemden memnun olmayacak türde bir şeyler de diyebilir mi?

Veya mesela arabayı otoparka bırakıyoruz, otoparktan çıkacağımızda ödeme kısmını benim halletmem doğru olan mıdır?

Ben sevgililik ilişkisi yürütme konusunda fazla yaşam deneyimi olan biri değilim. O yüzden de kafamda bazı detaylarda boğulup kalıyorum, nasıl davranmamın uygun olacağını kestiremiyorum...
0
burakinho
(07.08.21)
aracını kullanıyoruz geziyoruz eğleniyoruz çok güzel ama bu masrafı eşit olarak ben de karşılamak istiyorum de, nasıl olacağını kararlaştırırsınız, sırayla mı ödersiniz ortak bir kasa mı oluşturursunuz birlikte karar verin daha pratik çözüm neyse denersiniz
0
freebird5406_2
(07.08.21)
Öder misiniz ödemez misiniz bilmiyorum ama sürekli arabayla gidiyorsanız bir yerlere hiç hamle yapmamak ayıp bence. Sadece sevgililik müessesesinden değil. Ben arkadaşlarımla arabayla çıkınca zaten onları alma, otopark bulma stresini yaşıyorum bir de onlar hiç ellerini ceplerine atmayınca baya bozuluyorum.
0
mysticriver
(07.08.21)
Arkadaşlar arasında da sürekli arabayla gezme halinde bu hamle yapılır. Sevgiliyle mutlaka yapılmalı bence.
0
aquarium
(07.08.21)
Valla sanki samimi olunmayan bir iş arkadaşıyla falan yaşanan durum gibi aktarılmış olay. Samimi şekilde konuşamadığın, hareket edemediğin bir ilişkinin olması çok ilginç geliyor bana.

Neyse, kafanda detayda boğulmaya gerek yok, rahatsızsan yap bişeyler. Otur @free'nin dediği gibi konuş ya da git sen öde direkt. Hamlenden memnun olmazsa sen de bişey yapmamaktan rahatsız olduğunu söylersin orta yolu bulursunuz.
0
j r r tolkien hayrani
(07.08.21)
şahsen uzun yol harici yapmadım bunu yapmam da heralde. ama teklif edilebilir. otopark parası verilir mesela. arada dur ben depoyu doldurayım diyebilirsin.
0
jelly bear
(07.08.21)
sen fikrini belirt o olmaz derse de yemekleri öde.

gerçi benim arabam olsa ve içinde ben olduğum müddetçe kimseye benzin parası ödetmem. ben zaten gidiyorum seni de yanımda götürüyorum.
0
blue eyes white dragon
(07.08.21)
Ya bunun için bi plan yapmaya gerek yok ki, ödeme yapılan sırada sen önce davran sen uzat kartı veya parayı.
0
Kahir ekseriyet
(07.08.21)
ara sıra değil, seninle birlikte iken bu masrafları direk senin ödemen lazım.
0
nuisance
(07.08.21)
bu bence sevgililer arasında konuşulacak mesele değil. örneğin arabayı almak için otoparka girerken görevli senin taraftan gelirse ya da ödeme yapılan kulübeye sen daha yakın konumdaysan (içeri doğru yürürken yani) hemen ödeyiverirsin biter gider.

yakıt ise daha yüklü olacağı için kabul edilmemesi daha olası ama tabi ki teklif et, ters tepecek bir şey de yok, en fazla kabul etmez. öyle olursa da pinti imajı vermemek için tabi ki yemeği vs. ödemen güzel olur.

yalnız her seferinde de göze sokar gibi yapmak abes olur otopark sponsoru gibi.
0
infernal majesty
(07.08.21)
bana benzin muhabbeti iğrenç geliyor. ciddi bir uzun yol değilse biri ortak/destek olmayı teklif ettiğinde bile rahatsız oluyorum. gittiğiniz yerdeki hesabı siz ödersiniz olur biter. böyle durumlarda kabaca fitleşmek daha makul. diğer türlü benzin/otopark parası gibi ince hesaplar muhabbeti hoş olmayan yerlere götürür.
0
bruges
(07.08.21)
Benzini kabul etmeyebilir ama otoparkta direkt sen muhattap olabilirsin
0
all girls dream
(07.08.21)
universitede surekli ben yoldan alan, hafta sonlari da genelde birlikte takildigim arkadasa bile "dur, bu sefer benden olsun" diyordum benzincide adam kapiya yaklasinca. aksi takdirde yuk oluyorsuj bence karsi tarafa.
bunun konusma hesaplamasini yapmana bile gerek yok. direkt cikar parayi ver yani.
0
Kittie
(07.08.21)
maddi olarak bir dengesizlik olduğunu düşünüyorsan dışarıda hesap ödeme kısmında sen daha fazla "atik" ol. bir şekilde bölüşmek güzel ama bu işin matematiğe dönüşme ihtimali yok ve hoş durmuyor. Benzini bilmem ama duruma göre aracı sen alabilirsin herhalde. Benzini ödemeye kalksan "hayırdır ya" diyebilir ama "sen kim oluyorsun yahu" da demeyecektir herhalde. nazikçe geri çevirir diye düşünüyorum. Bunları düşünüyor olman yeterli bence hödük olmadığın sürece.
0
sparkle kiddle
(07.08.21)
Bence ortak bütçe hesaplamak falan hiç hoş olmaz. Yorumların çoğuna katılıyorum kibarca sen de başka bir şey ödeyebilirsin veya sevgiliyle yakınsın sonuçta atıyorum durumunun sıkışık olduğunu bildiğin zamanlarda benzin için hep birlikte kullanıyoruz ben boş durmak istemiyorum diyebilirsin. Oturup hesabını kitabını konuşmak beni çok irrite ediyor. Sevgiliyle olabilir ama özellikle arkadaşta en sevmedigim şey. Üniversitede arkadaş grubumuzda bir kişinin arabası vardı ve gruptan bir diğeri hep bi yere gidildiginde veya sadece onu goturdugunde hemen şey derdi x ben sana ne kadar tuttuysa vericem benzini. Aaa vermezsem olmaz. Biz de yemeğiyle filan hallederdik o da ekstra bi yere götürürse yani sadece kendi şahsi işimiz için arabayla bi yere birakirsa. Ama bu kız hep lafını ederdi bizim yanimizda da ben ödeyeceğim diye. Bence asiri itici bi hareket ödüyorsan da nazikçe öde. Hepimizin gideceği kafeye okula aynı evden giderken de benzine ortak olmak saçma bence. Ki kizin benzinini babasi dolduruyordu zaten saçma değil mi biraz bana da cevap vermek isteyen olursa :) aklıma geldi konu acilmisken:)
0
ddenizz
(07.08.21)
Arabayı kızcağızın elinden alma da ne yaparsan yap. (Bazı arkadaşlar, "ödemen bir tuhaf olur, sen sürüp fulle" filan gibi şeyler önermiş).
Benzin önermekte ne var ki, benim kızkardeşlerim bile arada ödemeye kalkışır, kabul etmem o ayrı. Otopark parasını ise siz ödeseniz daha şık olur bence. Ona sormaya gerek yok, direkt hamle yapın otoparkçıya.
0
firez
(08.08.21)
(7)

marketlerdeki donmuş balıklar

hooiken
deneyen var mı? nasıl?bim, a101 ve şok'ta uskumru gördüm. balıkçıdan karadeniz somonu alıp yapacağım normalde yarın ama bulamama ihtimaline karşı donmuş balık da düşünüyorum. fırında, hardal ve dereotu soslu yapacağım. daha önceden deneyimlemiş olan varsa, görüşlerini merak ediyorum.
deneyen var mı? nasıl?

bim, a101 ve şok'ta uskumru gördüm.

balıkçıdan karadeniz somonu alıp yapacağım normalde yarın ama bulamama ihtimaline karşı donmuş balık da düşünüyorum.

fırında, hardal ve dereotu soslu yapacağım.

daha önceden deneyimlemiş olan varsa, görüşlerini merak ediyorum.
0
hooiken
(23.07.21)
A101’den karides almıştım çok memnun kaldım bir sıkıntı yaşamadım sindirim konusunda da.
0
fıytfıyt
(23.07.21)
Biz hep uskumru alıyoruz bimden. Sebzeli fırına veriyoruz. Çok güzel oluyor. Karadeniz somonundan daha lezzetli bana göre.
0
mysticriver
(23.07.21)
a101 den mezgit denedim. fırında tadını beğendim.
0
silver apple
(24.07.21)
A101inkileri denedim hep, karides, hamsi, levrek, somon denedim, hala yasiyorum :D Tadi taze balik gibi kesssinlikle degil tabii ki ama gideri var :)
0
e mice
(24.07.21)
Somon değil onlar, hormonlu alabalık.
0
Gabriel
(24.07.21)
Metro marketlerde satılan paketli uskumru güzeldi. Yakında varsa alın derim.
0
black holes in the sky
(24.07.21)
uskumru yeniyor da hamsiler çok ufak boyutlu oluyor.

bir de hamsilerde bazen tadı normalken bazen acı olabilyor. biber gibi değil böyle ağza acıbi tat bırakıyor bazen.
0
killerbee
(24.07.21)
(12)

aşı olduğumu unutup duş aldım, sorun olmuş mudur?

boyle buyurdum
yandım mı? çıkayım mı?not: biontechspor.
yandım mı? çıkayım mı?

not: biontechspor.
0
boyle buyurdum
(16.07.21)
ben de almıştım. bunun bilimsel bir bilgi olduğunu sanmıyorum. muhtemelen halk arasında uydurulmuş bir şeydir.
0
yine de donuyor
(16.07.21)
Avrupa'da olmayan bir bilgi bu. Kim çıkardı bilmiyorum. Bilimsel birşey olduğunu sanmıyorum.
0
logisticsmanager
(16.07.21)
çok eskiden dikkate alınması gerekilen ama şimdi geçerliliğini yitirmiş bilgi. gönül rahatlığıyla duşunuzu alabilirsiniz.
0
kurmalifare
(16.07.21)
Ben 2 aşıda da aldım. Hiç bir şey olmadı.
0
mysticriver
(16.07.21)
eski iğnelerde delik kalma ihtimali olduğu için su vs enfeksiyondan korumak için böyle bir önlem alınıyordu. 20 senedir gereksiz bir bilgi
0
avatar is back
(16.07.21)
Aldım ben de. Hic bir sıkıntı yok şu anlık
0
westblack
(16.07.21)
İlk aşıda hemşire duş alma dedi ama ikincide hiçbir şey denmedi. demekki hemşire dahi olsa 20 sene önceki bilgiyle konuşabiliyor.
0
🌸boyle buyurdum
(16.07.21)
Aşıdan 30 dk sonra duşa girdim, oyuna gelmeyin hava 374774 derece duş alın
0
materyalist imam
(16.07.21)
covid-19 aşısı olduktan sonra duş alabilir miyiz?

alabilirsiniz. “aşıdan sonra 24 saat duş almayın” uyarısı, artık hastalık tarihe karıştığı için uygulanmayan çiçek aşısı zamanlarından kalma. ancak içiniz rahat etsin istiyorsanız, banyoyu bir gün erteleyebilirsiniz. hiçbir zararı olmaz.

covid-19 aşısı olduktan sonra içki içebilir miyiz?

aşılama sonrası makul derecede içki içmenin covid-19 aşısına karşı bağışıklık tepkisini azaltacağını gösteren bir kanıt bulunmuyor.

ancak sağlık bakanlığı, olası istenmeyen etkileri izlerken karışıklık yaratabileceği için içki içilmemesini öneriyor. bu şu demek: vücudunuzda aşı sonrası gelişen bir etkinin, aşıdan mı yoksa alkol alımından mı kaynaklı olduğu karışmasın diye, “içki” değişkeninin denklemden çıkarılması salık veriliyor.

kaynak: teyit.org
0
d e j i n
(16.07.21)
kas içi aşılamalar sonrası duş almak problem yaratmıyor. duş alma diyen de bir şey bilmiyordur.
0
bass solo take one
(16.07.21)
Aşıdan sonra banyo yapmama konusu sadece çocuklarda yapılan bir aşı için vardı, ya verem ya çocuk felci, emin değilim.

Bu bir tek aşı dışında hiç bir aşının banyo yapmaya engel bir yanı yok.
0
John Bloor
(17.07.21)
bu muhabbet nerden çıktı bilmiyorum ama almanya'da aşıdan sonra doktora sordum neden problem olsun ki git şimdi al istersen demişti.
0
bohr atom modeli
(17.07.21)
(16)

Yönetici/Müdür olmak herkesin hayali mi?

mysticriver
Türkiye şartlarında ciddi maaş artışı oluyor tabi çoğu insan belki bu yüzden istiyor. Ancak merak ediyorum özellikle yönetici olmak istemeyen var mıdır? Örneğin bir yazılımcı yönetici olunca bir daha dönüp kod yazamayacak belki. İnsan yönetmek yerine kod yazmayı tercih etmez misiniz? Yoksa bende mi
Türkiye şartlarında ciddi maaş artışı oluyor tabi çoğu insan belki bu yüzden istiyor. Ancak merak ediyorum özellikle yönetici olmak istemeyen var mıdır? Örneğin bir yazılımcı yönetici olunca bir daha dönüp kod yazamayacak belki. İnsan yönetmek yerine kod yazmayı tercih etmez misiniz? Yoksa bende mi bir tuhaflık var oturayım iş yapayım istiyorum. :/
0
mysticriver
(08.07.21)
Benim değil. İnsanla(özellikle Türk insanıyla) kesinlikle uğraşılmaz. Teknik iş yapmayı insan yönetmeye her zaman tercih ederim.
0
alisamadim
(08.07.21)
Hayır herkesin hayali değil.
Sektör burada bayağı önemli. Yönetici olduğunda alınacak riski stresi yogunlugu istemeyen bi suru iş arkadaşım var.
0
a perfect lie
(08.07.21)
ya şimdi türkiye şartlarında müdür olmadığın zaman sürekli ezileceğin için müdür olmak iyidir. yoksa iyi bir müdürün varsa güzel güzel çalışmak iyidir. ama tr'desin müdür olmak zorunda gibisin.
0
duyurukullanıcısı
(08.07.21)
Benim degil, daha once denedim. Iki kez. Ilkinde isini yapmak istemeyen benim de ustumle (CEO) ile gorusup isten kaytardilar. Digerinde insanlar isini yapmayinca ben terfi etmeden onceki arkadaslarimla aram bozulmaya basladi. Iyi arkadaslar ama iyi bir calisan degiller. O nedenle kendim is yapmayi tercih ediyorum.

Mudur olmak isteyenlerin cogu bence hava atmak icin istiyor. 2000 lira fazla alirim diye sabah ogle aksam, hafta ici ve hafta sonu is dusunmek istemiyorum.
0
howfaristhesky
(08.07.21)
@duyurukullanıcısı bence işin en kötü kısmı o. Yöneticinin biri gelecek belki senden daha tecrübesiz ama sırf title'dan dolayı ezileceksin.
0
🌸mysticriver
(08.07.21)
Yapılacak yöneticilik var, yapılmayacak yöneticilik var. Çok genel bir soru. Hayalim değil ama iyi fırsatlar için neden olmasın diye düşünürüm.
0
dissendium
(08.07.21)
Sende dogustan yoneticilik kumasi yoksa 8-5 kod yazmaya devam, zaten cogunluk boyle.

Yonetici kafasi olan adam icin ise amelelikten baska birsey degil, vakit kaybi.
0
cooperr
(08.07.21)
2 Kere müdürlük teklifi geldi ikisini de reddettim. Müdür olunca CEO ya ona buna yalama yapman lazım, bazen haksızlığa göz yumman lazım, personelin değil yönetimin tarafında olman lazım hatta bazı durumlarda hak yemen yenen hak için ses çıkarmaman lazım. Ben bunları yapabilecek bir insan değilim
0
paramolacak
(08.07.21)
Benim degil. Su anki calistigimdan daha fazla calismayi/daha fazla sorumluluk aldigimi dusunemiyorum.
0
hot potato
(08.07.21)
Valla ben insanları yönetmekten, insanlarla uğraşmaktan nefret ediyorum. Yöneticilik işi de yönetim dışında bir yerde ağzının iyi laf yapması, manipülasyon ya da tam tersi bazen dayatma-zorlama olayı olduğu için hiç istemiyorum böyle seyleri.
0
j r r tolkien hayrani
(08.07.21)
Benim eski it mudurumun loglarina bakmistim, aylarca sisteme girmemisti.
Dusun adam pc acmiyor. Hic login olmamis aylardir.

Sadece toplantilara giriyor onda da fikir one surmuyor, uyduruyor bir seyler. Kimse ona soru sormuyor aptal rolu yaptigi icin sorunun cevabindan korkuyor herkes.
Pandemi boyunca deniz kiyilarinda gezdi istanbulda evdeymis rolu yaparak.

Boyle mudur olduktan sonra daha ne olsun.
Onun direktoru de sadece outlook acardi.
Sadece mail atiyorsun 50bin maas veriyorlar.

Kim istemez bunu.

Ha depo muduru falansan o kotu tabi.
ama yazilim mudurlugu cok asiri sorunlu 24 saat calisan bir yerde degilsen kebap is.
0
divit
(08.07.21)
ben kesinlikle ekip yönetme taraftarı değilim, özellikle çok uluslu firmalarda seni bağlayan çok fazla şey var. öyle kafana göre at koşturamıyorsun. küçük firmada yaparım ama neşter benim elimde olacak. benim segmentimde öyle değil maalesef.
0
roket adam
(08.07.21)
Benim öyle bi hedefim isteğim yoktu ama oldum. Daha doğrusu TR'de piyasada o teknik kararları verebilecek (ve işler patlayınca sorumluluk alabilecek) kimse kalmadığı için ihale bana kaldı.

Kötü değil. Hala kod yazıyorum, ekstradan insandır, maildir, toplantıdır oluyor bir sürü. Ama en güzel tarafı şu, önceden de çalıştığım yerde zaten bi şekilde neyin nasıl yapılacağına ben karar vermek zorunda kalıyordum, yani millete, yöneticime "bu böyle olmaz, şöyle yapalım" diye laf anlatmakla uğraşıyordum. Şimdi o yok, böyle diyorum öyle oluyor. Daha pratik yani.

Bu karar verme dürtüsü yoksa zaten yönetici olmayın, boşuna strese girersiniz. Sonrası da yanınızda çalışanlara dert olur.
0
plutongezegendegilmi
(09.07.21)
ben “insan yönetmek” kısmını anlamadım çok. daha doğrusu, benim yönetici saydığım kişiler çok doğru konumlanabilen, kafasını çok iktisatlı kullanabilen, tecrübeli kişilerdi. teorik bilgi ve çok çalışmakla edinilmiyor o beceri. yani, sizin model biraz daha uzak, anlıyorum da... herkes insan yönetiyor, zaten. yani, yaptığımız şeyler her zaman insanlarla alakalı. iyi idareci durumları yönetiyor. teferruatla uğraşmıyor ama benim bitmiş işime bakıp nerede yanlış olabileceğini söyleyebiliyor. “bunu niye böyle yaptınız?” sorusuna çünkü şöyle şöyle çalışmadı” denildiğinde çalıştırıyorsa cabası. yani, artık rehberlik etmek isteyeceğiniz seviye gelebilir. bundan zevk alabilirsiniz de... sadece parayla alakalı değil bunlar.
0
e haliyle
(09.07.21)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.