Hangi donanım? Hangi motor-şanzıman? Km? Hiçbir detay yok.

İkinci el otomatik, yani DSG ise, garantisi bitmişse ben uzak dururum. Temel kriterim bu.

Özellikle hepsini kapsayacak şekilde soruyorum zaten. Ne kadar az detay, o kadar kapsayıcı tanım.

Alınmaz.

alınmaz+1

Niçin alınmaz?

servis ve yedek parça da sıkıntı yaşamazsın. Aynı bazda polo dan daha fazla donanım sunar. Bagajı da polo dan daha büyüktür. Güzel arabadır yani, temizini bulursan alınır niye alınmasın.

fiyatı uygunsa alınabilir, orta sınıf polo muadili bir araç işte.

Çünkü hiçbir detay vermemişsin. Aracın alınırlığını belirlemek için detay lazım. Hepsini kapsayan bir kriter olmaz, kritersizlik olur.

Seat trim sesi almamak için yeterli.

Japon arabalarına bak. Seat'tan uzak dur bence.

Güzel pixel art. Başka çalışmalarınız var mı?

Can alıcı bir sanat eseri. Bence üzerinde en ufak bir değişiklik dahi yapılmasına izin verilmemeli.

Dip not: Dilinizi geliştirmenizi öneririm. Bu tarz hatalar logonuza yakışmıyor.

Ben antalya'da calisirken bir tane rus kizla tanismistim, fotograflarimiz falan var hatta, tatile gelmisti, bir kac sene sonra bir tane erotik Sitede canli show yaparken gordum, sok olmustum. Kiz gayet masum gorunuyordu, neden bu isi yaptigini sordum, okul parasini cikariyorum demisti.

eksi'de ara sira rus futbolu hakkinda konustugum, mesajlastigim bir abi vardi rusya'da yasayan.

letonya'da yurttaki oda arkadasim onun tanidigi cikti. ayni adamdan bahsettigimizi fark etmemiz uc gun falan surdu.

bıraz sacma bı ornek ama sozlukten bırıyle okul, meslek falan konusuyordum. sonra babamın tanıdıgının yegenı cıkmıstı kendısı.

bır de ortaokulda 1 yıllıgına aynı dersaneye gıttıgım arkadasla aynı zamanda aynı unıversıteye ve aynı yurda yerlestım. odasını ogrendım gıttım konusmak ıcın. cok sasırmıstı ılk basta.

annem de bı keresınde kendı ogretmenıne randevu vermıs =) ılk basta tanımamıslar bırbırlerını. sonra annem anlamıs ben sızın ogrencınızdım falan oyle ıste.

İstanbul'da Aslıhan Sahhaflar Pasajı'nda bir araştırma yürütüyordum. Oradaki sahaflardan birini ziyarete gelen bir kadınla tanışmıştım. Ayaküstü çok yüzeysel muhabbet etmiştik. Aklımda koyu Beşiktaşlı olması, gemilerde aşçılık yapması, saçının bir bölümünün ak olması gibi ayırıcı detaylar kaldı.

Aylar sonra Manisa'nın bir köyünde saha araştırmasına gittim. Köylülerden birinin 20 yıldır görmediği asker arkadaşı onu ziyarete gelmişti. Bir ara sohbetlerine iştirak ettim. Bir baktım adam yukarıda bahsettiğim kadını anlatıyor. İşte koyu Beşiktaşlı, bilmem kimin gemisinde aşçılık yapıyor, saçının şurası ak bilmem ne...

bir zamanlar bir kursta ingilizce ögrettigim ögrencim ile sagra di familia da karsilastim. birbirimize uzaktan el salladik devam ettik.

ben küçükken her sene tatile gittiğimiz otelde cenk sökmen oluyordu. (7 sene üst üste)
her sene başka otel bu arada.

4.den sonra karşılaştığımızda gülüp selamlaşıyorduk.
aradan 30 sene geçti, geçen sene bodrumda karşılaştık, anlattım, hatırladı gülüştük

Sizinki kadar olağanüstü değil tabi ki ama Kadıköy’de bi gece barda tanıştığım kadınla(numarası falan yok) yaklaşık 6 ay sonra Olimpos’ta karşılaşmıştım.
Romanya’da bir projede bizi ağırlayan ekiple Berlin’de başka bir projede karşılaştım. Meğer aynı projedeymişiz haberimiz yokmuş bir araya gelene kadar.
Sizinki çok başka, çok güzel:)

izmirdeki lise arkadaşımla 10 yıl sonra istanbulda aynı apartmanda oturmakta olduğumuzu kapıda karşılaşınca öğrenmiştik, bunu fark etmemiz 1 yılı bulmuştu

çocukluk arkadaşımla askerde karşı ranzalarda denk geldik. ama ben de yurt dışına çıktım bu arada, o konuda bi yanlış anlaşılma olmasın...

floransa'da kaldigim hostelde 25 kisilik odada ust ranzamda yatan koreli kizla ayakustu sohbet etmistik, kiz 1 hafta sonra roma'da kaldigim 10 kisilik odada alt ranzamda yatiyordu, tekrar karsilasinca cok sasirmistik :)

ablam istanbul'daki ortaokul öğretmeniyle madrid'de sokağın birinde karşılaşmıştı. şok olmuştu ikisi de.

Taksim meydaninda biri saat sordu, dönüp söyleyecekken soran kisinin 10 yil oncesinden universite arkadasim oldugunu gormem benim icin en buyuk rastlantilardan biridir.

Adam is gorusmesi için istanbula gelip, en kalabalik yerde sora sora bana saat sordu.

Mısır'da gemide beraber çalıştığım adamı 20 yıl sonra Tayland'da havalimanında sigara odasında gördüm.

Valencia'daki ev arkadaşımla İzmir'de Kıbrıs Şehitleri'nde karşılaştım.

İstanbul'daki Sonisphere festivalinde yanında sevgilisiyle bir kez gördüğüm ve güzelliği yüzünden aklımdan çıkmayan kızla seneler sonra bambaşka bir şehirde arkadaş vasıtasıyla tanışıp nişanlandık.

Şimdi ayrıyız ama beni en şaşırtan olaylardan biridir bu.

Görüyorum ve arttırıyorum:
Kırıkkale'nin Keskin ilçesi askerlik şubesinde şube önünde nöbet tutan Adanalı askerin nöbet sırasında oradan geçen bir ilçe sakini ile hoş beş etmesi ve sonuçta dayı-yeğen çıkmaları.

ikinci derece kuzenim ile (babamın kuzeninin çocuğu) ingiltereye dil okuluna gidelim dedik ayarladık her şeyi. daha sonra babannemde başka kuzenle konuşurken onunda dil okuluna aynı şehire gideceğini ve 2 haftamızın kesişeceğini tesadüfen öğrendik. daha sonra 3 kuzen ingilterede pubda takılırken kapıdan içeriye ilk okulda sık sık gittiğim (lisede de gittim ama az) internet kafecinin oğlu ile denk geldik. birbirimizi hatırladık :D

Ben daha önce yüzyüze görüşmediğim ve görmezsem iyi olur dediğim biriyle tesadüfen 1000 kişilik bir konser salonunda yanyana koltuklarda konseri seyrettim:/

Rusya'dan tanidigim bir Turk'le Bagdat'ta bir otelin 3. katinda ben asansorden inerken o da binecekken karsilastik. Rusya nere Irak nere, ayni anda ayni otelin ayni katinda denk gelmek kadar sacma bisey olabilir mi? Oluyor valla.

Popüler markaların giriş segmenti ürünleri de var üst segment ürünleri de. Sadece marka, kalite ve kullanım ömrü için yorum yapmak için asla yeterli değil.

>Sizce bu mekanik klavye olayı kapitalizmin güzel taktiklerinden midir?
evet

Valla bence öyle ya. Bilmiyorum bence abartılmış bir olay, tık tık sesleri de çok gıcık.

Neyi eskittin? Nasıl kullandın? Ne kadar para ödedin?

Otomobiller pazarlama taktiği, 2 tane eskittim demekten bir farkı yok.

evet tak tak diye ses cikarmaya niye maruz kaliyoruz bu devirde inanilir gibi degil.

Akustik piramit içerde sesin dağılımıyla daha ilgili bir malzeme. İçerden dışarı, dışardan içeri ses yalıtımı daha kompleks ve maliyetli bir mesele. Kesin çözümü yüzen oda, onu da yaptıracağınızı zannetmiyorum.

sadece ses ile ortak odaya yapsaniz da is gorur yuzde 80 civari.
birkac yontem elbette var.
ses izolasyon sungerleri var ondan alabilirsiniz plaka plaka oluyor. izoboz da alabilirsiniz. tasyunu de alabilirsiniz ben hep tasyunu kullaniyorum. tasyununu duvara montajlayin. ustune de siva boya islemi yapin. ya da tasyunu ustune yine discephe harci vurun, pesine alcipan duvar orun. ustune saten boya islemi yapin. ya da yine tasyunu ( tasyunu harici dedigim gbi izoboz ya da diger yalitimlari koyabilirsiniz. burada onemli olan lamda degeri. hafif ve kalin olanlar iyi. 0.60'tan dusuk olmali en az) tasyununu vurun ustune de ahsap giydirme yapin. hemen guncel bir ornek atayim size. bu benim yaptigim akustik oda.
hizliresim.com
hizliresim.com

bu arada diger odadan yapmak elbette en basarilisi ama buna imkan yok. siz kendiniz yapacaksiniz.
en onemli unsur. tasyunu ve siva. sesi bu keser.tasyunu 65 tl falan paketi bir paket de 3.5 metrekare yer mi ne kapliyor alcipan da vuracaksaniz ustune o da 3 m² yer kapatiyor o da 18 lira mi ne.
elimde de tasyunu var bulamazsaniz yardimci olurum ben. c profilim vs de var.

Doktora danışarak, uygun ilaçları ezerek, rahat tüketebildiği gıdalara karıştırabilirsiniz. Mutlaka doktora danışın.

Küçüklere çorba kaşığında eriterek veriliyordu, olmadı öyle deneyin :)

Yav yok yapma sakın öyle bişey. Antalya olmuyor mu ? Burdurda sıkılırsın daralırsın isyan edersin isyan.

www.youtube.com

antalya çok büyük olduğundan o taraflar çok ilgimizi çekmiyor. daha makul bir şehir lazım.

teşekkürler cevap için. (:

eğer küçük yerleri seviyorsanız gidilir. maki bitki örtüsü var, yeşillik falan. halkı da çok yobaz değildir.

not: burdurluyum :)

araba varsa güzel yer. benim öğrenciliğim orada geçti. kışları sert ve soğuk olur. antalya ve mersine benzemez. bol bol burdur şiş yersin. tertemiz havası var. öğrenci şehridir, kışın merkezde cafeler caddeler gençlerle dolu olur. yazın şehir boş ve sakin olur.

O zaman ısparta daha makul değil mi ? ya da denizli çok mu büyük olur ?

Burdur için hep güzel şeyler duydum, olur bence.

Bucak (Burdur ilçesi) Burdur'dan daha büyük :)
Oraya da bir bak.

@infernalcadre iş teklifi burdur'dan.

Bu şarkı ikna edici olabilir :)

www.youtube.com

Şaka bir yana ben iş için 1 aya yakın kalmıştım, küçük sessiz sakin bir yer, büyükşehir sevdalısı biri değilseniz rahat edersiniz diye düşünüyorum. Yerlisi olsam ben kalırım.

Antalyalım. Babam Burdurlu. Isparta'da yaşıyorum. Asssslaaa diyorum. Isparta, Burdur ve bu kalibredeki tüm şehirlerden uzak dur. Antalya'ya git. Antalya büyük şehir imkanları sunan ufacık bir şehir. Ufak şehir rahatlığıyla büyük şehir imkanları sunan, daha yaşanılası bir şehir yok.

Sorunun cevabı değil fakat Battlefield 1'de "sıhhiyee!" diye bağırıyorlardı :D

Counter strike de "fire in the hole" bomba atıyorum diyordu Türkçe yamada

Deyim olarak tam bilmiyorum ama bazı el işaretleri ile gösterilen ifadeler var. Mesela şarjörü havaya kaldırarak göstermek, mühimmat ihtiyacını belirtiyor.
Şu an aklıma gelen, eğitimlerde x kişisi ileri doğru düşmana gidecekse
başta yanındaki arkadaşına (arkadaşının isimini de belirterek) : ateşinle beni destekle.. demek zorunda.

corona bahanesini kullan. ateşim var falan de bırak eğitimi eve dön. hastalanmadan eve dönmek istedim dersin

Diğer işin olacağının garantisi yok. En kötü ihtimal diğer iş olumsuz sonuçlanır ve şimdiki işinizi kaybedersiniz. Koronavirüs varken böyle bir riske girmezdim ben. Eğer kabul ederlerse eğitimden sonra işten 1 saat erken çıkıp görüşmeye gidilebilir.

(bkz: dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak)

diğer işe tüm açıklığıyla anlatacaksın bunu, uzaktan görüşme isteyeceksin. o iş için uygun olduğunu düşünüyorlarsa senin durumuna göre esneklik yaparlar; şu anda birçok şirket uzaktan yapıyor mülakatları zaten. yapmazlarsa da seni uygun görmüyorlardır muhtemelen, boşuna mevcut işinden olmazsın.

insan ruhuna hitap etmesi mi gerekiyor ki? belki de ruh ve inanç kavramları o aklın ürettiği ve aslında olmayan kavramlardır? yeterince aklı olmayan hayvanların ruhlarının ve inançlarının olmaması konusunu düşünebilirsin bu anlamda.

Richard Dawkins bir kitabında, eğitimli bir zihnin tahminine gözlem ve deneyden daha çok güvenebilirim tarzı bir laf ediyordu. Gözlem ve deneye dayalı bilgi yanılabilir diyordu. Bunu da aşağı yukarı şu şekilde detaylandırıyoru;
İnsanın şaşkın bir yaratık olduğunu bir yana bırakırsak, çift yarık deneyinden biliyoruz ki tabiatta bir olgu gözlendiği zaman davranışı, yapısı değişiyor. Dolayısıyla gözleme ve deneye dayalı veri yüzde yüz güvenilir değildir. Bunun yerine mevzuyla ilgili, eğitimli zihinlerden gelen educated guess tarzı çıkarımları yeğleyebilirim gibilerinden konuşuyordu.

@joker hakki tam ifade edememişim.

bende öyle düşünüyorum kısmen. mesela mutlak şekilde kendine özgüven duyan birisinin temelinde edindiği tecrübeler sonucunda aldığı geridönüşler var. Tamam iyidir fakat yanılmaya da müsaittir.

profesyonel hayatta samimiyetin hiçbir zaman %100 güvenilmeyecek bir meziyet olduğunu düşünüyorum.

büyük firmayı seç.

Samimi firmada işi öğrenir, kazık da yersin ama uzayıp kısalmazsın
P&G gibi bir fmcg firmasında, sen iyiysen, sorumluluk alıyorsan hızlı yükselirsin
ama baya ofis içi politikası öğrenmen gerekir.

Samimi firma bu ay ödeme alamadık diyip maaşını 3 5 gün geciktirebilir, hatta duruma göre 1 2 ay
Fmcg 31 i gecesi hesabına yatırır.

Büyük firmayı seç.

asil soru, enterprise mi? yahut vendor tarafinda mi olmak istiyorsun? bir de fmcg mi yahut teknoloji mi ilgini ceker ilerlemek icin?

yakin zamana kadar fmcg`ler cok super teknolojik degillerdi. gerci online ile trend degisiyor.

Fmcg.
Şöyle diyim ikincisinden büyük ama tr'ye yeni girmiş bir amerikan firmasinda calistim. Oraya ilk giren arkadaslarin anlattiklari;
Tedarikcilere para odeyememe, bildiğin hangi ürün daha kritik ona gore onu ödeme digerini ödememe falan. Iki yilda falan anca toplanmisti, millet ne acilar cekmis. Simdi oralarin en bilinen firmasi.

Fmcg eger kariyerine yeni basliyorsan en güzeli. Onun etiketi bile yeter. Onun dışında zaten cogu şeyde daha iyiler. Hiç düşünme bile.

fmcg etiketi yeter +1
2 sene çalış, sonra zaten nereye istersen geçersin.

fmcg ama unlirver pg tarzı değil globalde de var ama daha çok lokal türkiyedeler

get ile alınca karşı tarafın kartından çekiyor. ilana fotoğraflarını koy ve açık açık özelliklerini yaz. göndermeden önce de videoya çek mesela. get ile macbook pro sattım, ipad, iphone vb. çok şey sattım ve sorun olmadı.

asıl get olmadan koyunca, ilana çok dolandırıcı dadanır. yine de sahibinden.com'un moderasyonu da çok iyi değil elbette. satın alan kişinin hesaptaki adı soyadı ile kargo yapacağınız kişinin adı farklı olabiliyor ve sahibinden.com buna göz yumuyor nedense. veya ismini ADEM BEY yazmış. Bey soyadı değil. Kime gönderiyorsun belli değil. Böyle şeylerden süphelenirsen de kargo süresi içinde mutlaka müşteri temsilcisini arayıp durumu ilet ve destek kısmından da talep oluştur vb. Hepsi senin lehine olur.

@malheiros Sağlam yolladığım bilgisayarı düşürüp bozup geri yollarsa örneğin ne yapabilirim?

kargoyu teslim etmeden önce çalıştığına dair video çek. eğer geri dönerse teslim alırken de cihazın çalışır olduğundan emin olmadan kargocuyu gönderme. eğer cihaz açılmazsa veya sıkıntı varsa hemen tutanak tutum kargocuya imzalatıyorsun. sorun kargodan dolayı da olabilir. iyi niyetli olmayan davranışlarda sahibinden alıcının IP bilgilerinden kolaylıkla şahısın adresini ve kimliğini tespit edebilir ve hakkında dolandıcılıktan suç duyurusu bile açılabilir. böyle bir durum çok düşük bir ihtimal bence.

aynı şey başıma geldi. bir laptop satıyorum alıcı get aç diye ısrar etti.
açmam dedim.
gelip elden alacaksa alsın ya da güvenecekse güvensin. satıcı benim alıcı o sonuçta. içinden alacağım bir şey yok ki neden açmıyorsun get falan diyor daha da huylanıyorum. en basiti ram i alsa bu çalışmıyor dese yollasa ne yapacağım? sahibinden e mi güveneceğim? peh.

Öncül olduğu için.

Asimo'yu şu anki gençlere sor kimse bilmez. Aynı şekilde BD robotlarından en az bir tanesinin videosunu izlemişlerdir ismini bilmiyorlarsa bile.

asimonun sükse yaptığı zamanlar 15-20 yıl öncesi falan değil mi ya? Hatta baktım en son 2011'de model yapmışlar. 9 senede cep telefonları bile ne kadar değişti, tabi ki günümüzün robotları daha gelişmiş asimo'ya göre.

Anadol'la Tesla'yı karşılaştırmayalım.

asimo turunun ilk orneklerinden bildigim kadariyla, bir de sony'nin aibo robotu vardi, dezavantajlari sosyal medya cagina denk gelmemis olmalari olabilir

Asimo kendi halinde standart japon erkeğini ve sakura kültürünü yansıtan kılıbık evcil bir robottu .
boston dynamicsin ürün yelpazesine ise bu tür uslu ev robotu yerine hal ve hareketleri ile daha sert ve tehditkâr, öncülü terminator gibi insanlara ölümü hatırlatan robotlar mevcutdur ki abd nin insana faydalı şeyler ürettiğini düşünmek imkansız. Onların kuruluşlarında kızılderililerin kanı vardır zaten kırk yıla yaklaşan hayatımda üzerinde made in u.s.a olarak yazılı olarak hatırladığım tek şey de bir silahtı.

siyah, beyaz

zaten takım dediğin siyahtır yüzde 80. içine de kravat kemer ve ayakkabıyla uydurursun istediğini.

Siyah gömlek olur mu cidden?

beyaz ve açık mavi dışında bir şey düşünmeyin bence.

tabi ki olur neden olmasın?

images.app.goo.gl

nerde giyiceğinize bağlı. genelde beyaz garantidir

iş görüşmesinde siyah takıma siyah gömlek pek tavsiye etmem. ama başka bir şey içinse gider tabi.

Siyah takıma siyah olmaz.
Beyaz gömlek en iyisi. Kendinden desenliler var, çok şık duruyor. Onlardan alın.

Hele iş görüşmesine siyah takım siyah gömlek olmaz. Lacivert takım beyaz veya açık mavi gömlek her zaman en iyisidir.

başvurduğunuz pozisyon mafyalık değilse siyah takıma sadece beyaz olur.

neden herkes iş görüşmesi diye yorum yapmış? öyle bir durum olduğunu belirtmemiş soran kişi? iş görüşmesine olmaz tabi ama özel bir günde vs gayet şık ve tercih edilen bir kombindir bu. işte bunlar hep kurtlar vadisi etkisi..

beyaz en garantisi. renk istiyorsan onu kravatla ve mendille vereceksin.

Giyim kuşam otoriteleri döktürmüş yine. Bir de didaktik didaktik kestirip atmıyorlar mı dhdhssdhdf

siyah takım içine, katılacağınız organizasyona ve zevkinize göre istediğiniz renk gömlek giyebilirsiniz. Gömleğe uygun renk skalasına sadık kalarak çeşitli aksesuarlar da kuşanabilirsiniz.

Çok açık pembe bir gömlek giyerdim ben.

teori diyorsun makam diyorsun sonra nota okumayalim diyorsun.

isin zor. okuma yazma bilmeyen sair varsa senin is de olur muhakkak.

@alperz'e büyük oranda katılmakla birlikte nasıl sözlü gelenek, okuma yazmayla ilgisi olmayan şiir, hikaye anlatımı gibi fenomenler varsa, doğrudan nota okumakla uğraşmadan cayır cayır makam müziği yapan insanlar da var. Ama bu kulağı tersinden tutmak olur. Mümkün mü? Mümkün. Gerekli mi? Gereksiz.

Nota çok korkulacak bir şey değil.

Diğer taraftan müzikte yanlışlar özgünlüğü getirebiliyor. Ama bazı yanlışlar da rezilliğe sebep oluyor. Risk sizin. Siz karar verin.

tamam kısmi olarak katılıyorum ikinize de, var mıdır eğitim alınacak biri bildiğiniz?

ankara'da yeni bir müzik üniversitesi açıldı. itü'den iyi adamlar da gitti oraya. orayı bir kurcala bakalım.

Gps ile anlıyor olabilir belki.

İvme ölçer ile. Sarsıntıyi da ölçüyor.

Özellikle şişme mat kullanıyorsan çarşaf
Plastik tabak-çatal vs, karton bardak, kettle, termos, tabi poşet çay
Uzatma kablosu
Kamp sandalyesi ve masası
Çadır lambası veya el feneri vs
Kamp ocağı, ufak tava ve/veya tencere, cezve
Rakı içeceksen kadeh, rakıya ayıp olmasın
Yedek terlik
Polar battaniye
Kibrit, çakı, kağıt havlu, tuvalet kağıdı, sabun, çamaşır ipi, mandal, ıslak mendil, bol bol boş poşet, powerbank
Tek kullanımlık her şey (zeytinyağı, tuz, karabiber gibi)
Yeterince su
Ortak alanlara koyduğun şeylerin üstüne adını yazmak için asetat kalemi
Bulaşık deterjanı ve sünger
Hamak :)

Aklıma geldikçe editlerim.
Not: tesiste kamp yapan hanım evladı

Edit: çarşafla billur geçen olmuş aşağıda :) ilk kez gittiğimde çarşaf almak aklıma gelmemişti, nasılsa uyku tulumu vardı. Abi o çadıra leş gibi ayaklarla giriyorsun, içeri koyduğun eşyalar da dışarıda yerlerde geziyor kirlenmiş oluyor (benim için öyle en azından). Sonra o mat öyle leş gibi oluyor ki. Temizlemesi de zor. Artık çarşaf alıyorum. Hanım evladı olduğumu yazmıştım zaten.şişme matın üstüne çarşaf seriyorum evet. Başkalarında da gördüm. Matı temizlemek gerçekten zor. Ha çadırın büyük matın küçüktür, pis ayaklarını mata sürmeden üstünü değiştirmeyi vs başarıyorsundur, pis eşyaları koyacak yer de vardır, o zaman uyku tulumu yeter.

el feneri, sinek kovucu fıs fıs, şişme yastık al büyük lüks. bana bunlar yetiyor yaz günü. dağa mağa çıkacaksan ona göre giysi al gece serin olur.

Kafaya takılan ışık
Islak mendil

ilk kampını tamamen ıssız bir yerde yapma. ilk kamp için -yanında deneyimli biri olmadığını farz ediyorum- kampingleri, diğer kampçıların olduğunu bildiğin yerleri, gerekirse diğer insanlarla rahat iletişim kurabileceğin yerleri tercih et. bu önemli.

Köpek kovucu zımbırtılardan al. Her yer köpek ülkesinde.

çarşaf yazmışlar :dd
ne kadar eşya alırsan al evi oraya taşıyamayacağına göre eksik bişeyler hep olacaktır.
temel şeyler dışında (eksiksiz yiyecek-içecek, mat , tulum, çakmak vs.) sinek kovucu yemek için kap bıçak vs. ışık mutlaka olması gereken şeyler kampa gidiyorsanız çift kişilik yatağa ihtiyacınız yoktur :) çift kişilik yatağa ihtiyacınız varsa kampa gitmeyin zaten

Belli başlı temel şeyler var. Işık, ocak, vs. gibi. Ancak daha önemli şeyler gideceğin yerde saklı. Gideceğin yeri iyi tanıyıp ona göre planlarını hazırlamalısın. Çevredeki bitki örtüsü, hayvanlar, su kaynakları, hava durumu vs.

İlk kamplar için çok yabana gitmeyin. Kamp alanlarından ya da yerleşim yerlerinden çok uzaklaşmayın. Gündüzleri mangal vs yapılıp geceleri terk edilen piknik alanlarında kamp yapmayın. Açıkta yiyecek bırakmayın. Ateş yakacaksanız dikkatli yakın, rüzgarlı havada yakmayın, çimen üzerinde yakmayın, söndürdüğünüzden emin olmadan ateşi başı boş bırakmayın.

Temel şeyleri yazmıyorum; yanınıza powerbank, çöp poşeti, basit de olsa bir ilk yardım çantası, keser, peksimet gibi bozulmayan bir miktar yiyecek alın.

Birilerine nereye ve kaç günlüğüne kamp yapmaya gittiğinizi haber verin.

Aman bunlarla kim uğraşacak demeyin, her sene güya deneyimli tipleri arama kurtarma çalışmaları görüyoruz. Haberlerde 30 saniyelik jandarma görüntüleri ağırlıklı haber olursunuz diğer habere geçerler.

şişme yatak bence. bazı yerlerde mat, battaniye bir işe yaramıyor. portatif, aydınlatma için ışık/fener/lamba.

Bir süre sonra kendiliğinden geçiyor.

mucovit.

Ben biraktigimda bu balgam belasindan illalah etmistim. 45gun surmustu. Mucovit kullanmisdim ama ise yaramamisdi. Cigerler kendini temizliyor. Bence hic müdahale etme. Dogru yoldasin. Devamke.

Bu sevinmen gereken bir şey,vücut kendini temizleyene kadar devam edecek.balgam söktürücü efervesan tabletler var,günlük bir tane içiyorsun.daha hızlı temizlenmesine yardımcı olabilir.

Araya bi soru kaynatayım. Mucovit c eczaneden reçetesiz alabiliyoruz değil mi? fiyatı nedir? Kafama göre en yüksek miligram alsam ne olur?

1-2 ay sürebiliyor. sonra geçiyor. nefes alırken göğsünde yanma da hissedeceksin 3-4 ay da o sürecek. o da geçecek. vücut arınıyor, temizleniyor, uyum sağlıyor. hepsi normal.

9 aydır içmiyorum hala balgam atıyorum.

Ben giyiyorum, seviyorum.

Yillardir sokakta goruyorum az da olsa giyen. Guzel bence.

bence çok şık duruyor. sokakta görsem çok beğenirdim. (erkeğim)

kullanılır tabi

Kullanılır ya ben de aldım bir tane

Hep kullanırım, çok kullanışlı oluyor.

Kullanılır.

1,5 sene kadar ortak iş yaptık. Hoşuna gidiyodu onun genel olarak, daha çok vakit geçiriyoruz diyordu. Kavga vs ille oluyor ama normal başka konudan da olabilecek şekilde, bir şekilde uzamıyor bitiyor eninde sonunda. Çok büyütmeyeceksiniz anlaşmazlık olduğu zaman. Ben elimi çekiyorum sen komple ilgilen falan diyordu kızınca, siniri yatışınca birlikte devam ediyorduk.

1,5 sene sonra ne oldu peki? Nasıl sonlandı ortaklık?

bi arkadaşım aynı durumda. senelerdir düzelir diye bekliyor. araları açıldı. işi bırakmayı düşünüyor.

Babamla ortak çalışıyoruz. Orange Country Choppers'taki baba-oğul gibiyiz. Zaman zaman birbirimizi atölyeden kovduğumuz, restlerin, siktirlerin havada uçuştuğu kavgalar ediyoruz. En şiddetli kavgalardan sonra bile normal tansiyona dönmemiz max 1 gün sürüyor.

Yaşlandı, bazı şeylere kafası basmamaya başladı. Hafızası tekliyor. İdare ederek, taktiksel yaklaşarak kavgaları önlüyorum büyük oranda. Yani aslında benim sorumluluğumda olmayan bir takım şeylerle daha fazla ilgilenmek zorunda kalıyorum. Başkasıyla ortak çalışsam zerre uğraşmam. Nerelerde hata yapabileceğini, neleri gözden kaçırabileceğini önceden tahmin ederek problemleri önlüyorum. Ama iş tartışmaya, kavgaya gelirse hiç eyvallahım olmaz. Profesyonel fikrimden taviz vermem.

Babamla asla çalışamam. Yabancı biriyle ortak olmaktan farkı yok. İşe, ticarete, paraya bakışınız örtüşüyorsa çalışabilirsiniz. Başka türlü olmaz.

Bir dönem çalıştık. Karışma durumu söz konusu oluyor haliyle sıkıcı da olabiliyor ama her zaman arkamı topladı. Yanlışlarımı kapattı, beni hep idare etti.

Keşke hep birlikte çalışsaydık :)

Ben işi kurdum babam benimle çalışıyor. Baştan aşağı herşey problem. Atsan atılmaz satsan satılmaz. Önce sürekli kontrolüm altında tutmaya çalıştım, neyi nasıl yapması gerektiğini defalarca anlattım. Ama bir kulağından girdi öbüründen çıktı. Çok streslendim. Sonra kendi haline bıraktım. O istediği şekilde çalışınca yapılan iş beni mutlu etmemeye başladı. Senelerdir hayalini kurduğum işi elde ettim ama sağolsun babam içine etti. Gelme artık desem gidecek yeri yok. Oyalanacağı baska bir yer açsam bu sefer oranın da sorumluluğunu ben üstleneceğim, yine stres. Business böyle birşeyi kabul etmez arkadaslar. Babadan eleman olmaz. Patron baba olursa, zaten dışardaki patronların dersini nasıl çekiyorsan babanınkini de çekeceksin lamı cimi yok.

Arayıp Türsab üyesi olup olmadıklarını sorabilirsiniz. Dijital doğrulama sayfası linki isteyebilirsiniz.

Türkiye'nin şu anki önceliği ne ince'ye hakkını teslim etmek, ne siyasette yeni bir ses ne de yeni heyecanlar. Başımızdaki beladan acilen kurtulmamız gerekiyor. Hazır akp'nin yediği haltlar günyüzüne çıkmış, kendi tabanın antipatisini toplamaya başlamışken oylarını bölmeyecek her girişim gereksiz macera ve risk benim için.

yeni moda bu akapenin işine gelecek şekilde, cehapeli gibi yazmak.
muharrem incenin kendisi zararlı bir kere daha ne olsun istiyorsun.

sonradan gelme:yazdığımı bi daha oku, kılışlar demiş miyim? övmüş müyüm?

Kılıçdaroğlu çok yararlı sanki de @seyduna

inceye yapılan yanlıştı. partide görev verilip dışlanmaması lazımdı. ancak bu süreçte chpnin tr şartlarına göre sivrilmemesi ve iktadara ortak olma çabası içinde incenin hamlesi gereksiz.

mevcut seçim ve yönetim sisteminde bence bir zararı yok. ancak rte'nin bile başkanlığın en doğru sistem olmadığını kabul etmesi sistemde değişikliğe işaret ediyor.

şu aralar rte'nin iyi partiyi yanına çekme çabası olduğu konuşuluyor. bu da akp + mhp işbirliğinin %50'den fazla oy almaya yetmediğinin bir göstergesi. dolayısıyla seçim sisteminde ya da yönetim sisteminde bir değişiklik olursa ince'nin böleceği sol kesim oyunun akp iktidarının kaybetmesi amacına olumsuz etki edebilir.

Şu anki sistemde muhalefetin muhalefet olma imkanı yok bence, sistem de buna izin vermiyor, bir çok muhalifin atladığı bir diğer şey ise halk istemiyor da meclis, başkan halka rağmen karar veriyormuş gibi davranılıyor, alınan kararların bir çoğunda muazzam halk desteği var, muhalefet sokağa insin anlatsın kafası kolay bir şey değil, elinde 3 tane muhalif kanal var, RTÜK'ün kestiği cezaların tamamı bunlara kesiliyor ve de.

Muharrem İnce bence saçmalıyor, şu anda kendisi gibi bir siyasetçiye ihtiyaç yok, gerçekçi baktığımda kendisinin etkisinin olabileceği bir şey göremiyorum, günümüz Türkiye'si onun gibi birisine ihtiyaç duymuyor bence.

Şunu söylerim her zaman bu ülkede sıfırlanan paralarla ilgili ve farklı konularda rezaletin rezaleti ses kayıtları çıktı, etkisi oldu mu? Olmadı, bu kadar basit bana göre, halk seni istemiyorsa farklı parti kurduğunda da pek istemeyecek.

Şu anda İyi Partinin şansı daha yüksek bence, halk ile iletişim ve karşılık bulması daha yüksek.

Muharrem ince bir travma. Geçen gün debede yazmıştı birisi, seçmende derin yara açtı. Güvendik, inandık yarı yolda bıraktı bizi. İnandıklarını konuşmak istiyorsun gitsin yorumcu olsun halk tiviye çıksın, Türkiye siyasetini daha fazla çalkalanmasına gerek yok. %5 dediğin oy, geçen senenin seçmen sayısıyla, ortalama 3 milyon oy’a tekabül ediyor. Öyle n’olacak denebilecek bir rakam değil. Seçimin kaderini belirleyecek bir sayı.

Bu saatten sonra incenin yapacağı en doğru hareket kenara çekilmek, daha fazla zarar vermemek.

Muharrem İnce'ye haksızlık yapıldı. Muhalifliğini bitirmek için Cbaşkanı adayı yapıldı ve seçim sürecinde ve hemen akabinde yaptıklarıyla artık tekrar parti başkanı olamayacak duruma soktu kendisini. Bence şimdi yapabileceği en doğru muhalefet (kendisini değil) tamamen başka bir parti içi adayı destekleyerek (ya da ona parti kurmasında destek olarak) siyasetini sürdürmek. Kendisinin ayrı parti kurması AKP'nin ekmeğine yağ sürmek olur.

kenarda tuttuğum bir muharrem ince entrysinin bir yerinde şöyle geçiyor.

''hiçbir şeye üzülmedim de 24 haziran seçimlerinde gecenin bir yarısında insanların hala ellerinde oy çuvallarıyla, bu adamın oylarını korumaya çalışmasını unutamayacağım.''

o gece çuvalları koruyan insanlar muharrem ince'ye oy verir mi sizce? chp, chpliliğini tamamen bitirse gider iyi partiye, deva partisine oy verir de yine gidip ince'ye oy vermez.

Senelerdir oyları bölünmeyen CHP'den bir fayda görmedik.

Şu an İstanbul ve Ankara gibi şehirlerin muhalefete geçmesini sağlayan yolu Muharrem İnce açtı. Seçimi kazanamadı ama Tayyar'a karşı bir umut olduğunu hatırlattı, pathfinder'lık yaptı bir nevi. Muharrem cumhurbaşkanı adayı olmasaydı şu an Mansur Yavaş belediye başkanı olamazdı yani.

Muharrem İnce'nin sadece grup başkanvekilliği yaptığı dönemdeki kürsü konuşmalarına bakın, Kılıçdar'ın bütün bir kariyerinde ettiği toplam laflardan daha etkililer.

Kılıçdar'ın koltuk sevdalısı, kendi düzenini devam ettirmekten başka derdi olmayan biri olduğunu biliyorum. Kılıçdar Tayyar'ın konjonktüre göre simetriği.

CHP'den artık hiçbir şey beklemiyorum. CHP'nin muhalefet için en zararlı öge olduğunu düşünüyorum. CHP benimi için temcit pilavıdır artık. CHP AKP'nin garantörüdür. Statükocunun hasıdır. Düzen devam ettikçe Kılıçdar'ın karnı doyar. Düzen devam ettikçe Kılıçdar aç kalmaz.

Muhalefette beni temsil edecek yeni bir soluk istiyorum.

Bu adam salt akp projesi, bunu göremeyen bir insan kendine muhalifim demesin.

2018 cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde, Rahmi Turan'ın köşe yazısında yazdığı olayda da saraya giden bu adam. Bu kadar sözde "muhaliflik" yapmaya çalışıp, Erdoğan'ın paçasından düşmeyen birine "siyaset yapamıyor" diye hak vermek düpedüz saflıktır.

Davutoğlu bile daha samimi geliyor bana.

@Avoiding The Puddle, Saraya gitmediğini kendisi söyledi, genel başkana da gel beraber açıklığa kavuşturalım dedi, kabul etti mi Kılışdar? Cevap bile vermedi. Bence en büyük akp projesi KK. Milletini sevseydi o koltuğu yeni yüzlere bırakırdı.

adam chp genel başkanı olmak istedi olamadı
cumhurbaşkanı olmak istedi olamadı.

tüm şanslarını kullandı. bu adama tanından hak tr'de kimseye tanınmamıştır.

buna rağmen hala kem küm rem rüm.

kimse bir sistem ile gelmiyor kötü olan o. herkes yine tek adam peşinde.

dünya o dünya değil. usa bile tek adam peşinde perişan oldu.

Akra hotelsden bildiriyorum. Kurallara uyuluyor. Temizlik iyi, çalışanlar bilinçli.

Kuşadası-Villa Konak
Çeşme-İpekyol Hotel

kalkanda çok güzel villalar kiralanıyor en son deneyiyimde kaldığım ev o kadar iyiydi ki insanlar neden 5 yıldızlı otel tercih eder böyle bir yer varken demiştim

Ben de kalkan'da bir villa kiralamak üzereyim. %500 katılıyorum fikrinize. Kaldığınız villanın adını hatırlıyor musunuz?

Marangozdan tahta al, koçtaştan en ucuz testereyi al. Birinden de matkap rica edersen halledersin gibi baya ucuza.

malzeme ve uygulamayı bu kadar hafife alırsan günün birinde bir çatırtı ile birlikte cihazları yerde bulursun.

demek ki artık jöle, köpük, krem kullanma vakti gelmiş. ıslak saça avuçlama tekniği vazgeçilmezimizdir. olduğu gibi bırakınca elektriklenmeler veya düzleşmeler olabiliyor.

uygun içerikli ürünler tavsiye edebilir misiniz peki?

ben de aynı durumdayım. kuaför bir pundunaya getirip keratin uygulamadı değil mi? ben hiç şampuanlamıyorum artık, duştan çıktığımda da bazen hindistan cevizi yağı uyguluyorum hafif hafif. eskisi kadar olmasa da biraz kıvırlık oluyor yine. bir ürün tavsiyesi ben de alırım ama.

rapor süreci tamamlanıp,yoklamanız sisteme eklenene kadar gbt de çıkmaya devam eder. aynı süreci yaşadım . muayene için aile hekimine başvurdum göz problemi nedeniyle hastahaneye sevk etti, kadıköy de metro çıkışında gbt'e soktular ve bir tutanak da orada yedim.

nikah kıyabilirsiniz ancak arkanızdaki konvoy araçlar azıtır ve denetlemeye takılırsa size de bakarlar.

"ahmet efendi 25'inde saat 19:00'da sevgi düğün salonunda nikah kıyıyormuş gidip alalım şunu" gibi bir durum yok asla.

Konvoy vs olmayacak çok şükür :D 3. soru hakkında fikriniz var mı?

3. soruya istinaden ben sırasıyla 2014 ve 2015 te iki tutanak yedim ve 2016'da halen kaçakken evlendim. bizim zamanımızda (2018) kaçakken ve online yoklama yaptırırken "en yakın askerlik şubesine başvurun" uyarısı çıkıyordu. sizde o uyarı çıkmıyorsa tutanak sebebiyle de olsa şubeye gitmemeniz gerekir mantıken.

ek edit: askerlik şubenizi arayın detaylı bilgi veriyorlar. ben arayamıyordum "lan gelip alırlar mı" falan diye. 2. tutanaktan sonra anladım ki askere gitmek istemeyeni para ödetmek suretiyle erteliyorlar. gönül rahatlıyla şubenizden bilgi alabilirsiniz.

Madem Kilo fazlanız var, işinizi adam gibi halledin. Tutup götürürler askere ya da ters bir zamanda alırlar, uğraşırsınız.

Covid19'dan dolayı çok sık çevirme var artık.

Yoklama kaçağı olmanın para cezası da var sanıyorum. Süre uzadıkça miktar artarak çoğalıyor. Askerlik şubenizi arayıp, bilgi alın ve işlemlerinizi yaptırın.

Kilo olayında 1 sene uzatıyorlar. 3 sene ard arda kilonuz uygun değilse, askerlikten muaf oluyordunuz. Son durum nedir bilmiyorum.


.

Kardeşim adam gibi hallediyorum zaten. Evleniyorum, iş kurdum bi dünya işim var. Merkeze askerlik işlerini alabileceğim bir dönem değil. Hızlı planlama için gece vakti burda bilen arkadaşlara sordum. Sabah olunca da şubeyi aradım. Duyurudan alınan bilgiyle yetinip, resmi kaynağı boşvererek iş mi görülür?

Sürekli hareket halinde kullanıp oyun oynayacak mısın bu aletle buna karar ver bence önce. Çok yüksek para yatırmazdım dizüstüne. Oyun kasası + iş görecek bi laptop çözmez mi işini

Masaüstü oyun bilgisayarı + laptop en iyi setup gerçekten. Şubatta 6000 TL'ye kasa topladım. Tam bir canavar, çok memnunum. Bir laptoptan bu performansı almak mümkün değil.

11 senelik laptopum var.
kasa + normal laptop alsam yine aynı paraya çıkacak. nadir de olsa dış ortamda ya da işte laptop kullanmam gerekiyor.

kasayı nerden toplarım peki? nereyi önerirsiniz? bir bakayım yine de.

itopya.com
teknobiyotik.com
sinerji.gen.tr
buralara bakabilirsin pc toplamak için.

Haklı olabilirsin, meseleye hakim değilim, fakat; zaten taleplerin düştüğü, işlerin sakinlediği dönemde A müşterisinin işini de B müşterisiyle karıştırmazsın be kardeşim. Adamlara gerekçe vermişsin. İyi kötü usulüne uydurdukları vakit postalamışlar.

Ben olsam ben de "sakin dönemde işleri hakkıyla yapamayan adam yoğun dönemde başıma daha beter bela olur" diye düşünürdüm.

A müşterisi yerine B müşterisine kağıt almak işvereni zarara uğratmadı mı?

a müşterisi yerine b müşterisine kağıt aldığını ne zaman fark ettiler, fark ettikten kaç gün sonra sözleşmeyi feshettiler senden savunma istediler mi? istemişlerse savunmanda ne dedin ve senin savunmandan kaç gün sonra fesih yapıldı.

diğer çalışanların performansı nasıl, senle aynı olmasına ya da senden kötü olmasına rağmen işten çıkarılmayanlar var mıydı?

bir avukatla görüş. zaten işe iade davası öncesi arabuluculuk görüşmeleri yapılacak.

avukatın, karşı tarafı davayı senin kazanacağına ikna ederse arabulucu aşamasında bile çözebilirsin bu işi. arabulucu aşamasında 4+4 alamazsın tabi ama dava sonucunu beklemeden 2-3 maaşa anlaşabilirsin.

Bu A müşterisi B müşterisi olaylarının tamamı geçen sene oldu, bu senenin konusu değiller.

Bunlar haziran ortasında fark edildi, tutanak tutuldu. Temmuzun başında savunmam istendi, geçen hafta da çıkışım verildi.

Savunmada sistemdeki bir açık yüzünden bunun olduğunu söyledim. O da şu, güncel borsa değerini görmek için sistemdeki ekrana random bi müşteri adı girmek gerekiyor. o müşteri adı orda olmadan değer göremiyorsun haliyle müşteriyle pazarlığa giremiyorsun. o random müşteri orada yazılı dururken bütün gün telefonda oluyorum farklı müşteriler adına pozisyon almak için, telefonda konuştuğum adam yerine yanlışlıkla bu yazılı kalan random müşteriye pozisyon alıyorum olay bu.

A'dan B'ye alınan kağıt zarara uğrattı mı, hem evet hem hayır. iki müşteride sürekli çalışılan müşteriler, o yanlış aldığın pozisyonu B'ye satma şansın her zaman var. Ama borsanın dip yaptığı dönemi baz alıp pozisyonu kapatmak istersen pek tabi zarar yazabilirsin. Veya borsa yükselir, şirket o yanlışlıkla aldığın pozisyondan kar da edebilir.

Bir de aynı dönemde şirkete borsadan ettirdiğim kar, iddia edilen zarardan daha fazla. Savunmama bunu da yazdım.

Benden daha fazla zarara uğratan birçok çalışan var. Sistem hataya fazlasyıla açık bir sistem ve bu zamana kadar bunlar hep tolere edildi. Benim tahminim şirketin finansal durumu sıkıntıda ve bahane aradılar birilerini çıkarmak için.

PS: benzer durumda işten çıkarılan başka bir arkadaş davayı büyük ihtimalle kazanacak, bana da emsal olur diye umuyorum bu durum.

geçen seneden kastettiğiniz nedir, burda kesin tarih önemli.
fesih tarihiyle olay tarihi arasında 1 seneden fazla geçmişse fesih zaten haksızdır, kıdem ve ihbara hak kazanırsınız.

1 sene geçmedi üzerinden. 2019 son çeyreğinde eylül-aralık arası dönem.

Tutanak tutulmasıyla yani olayın tespitiyle (haziran ortası) işten çıkarma arasında (10 temmuz) 6 iş gününden fazla bir süre var, bu zaman aşımını gerektirmez mi?

evde zor. metal atölyelerinde bazen parlatma bölümü oluyor onlar halleder belki ama derinliğe de bağlı. onlar farklı kimyasallar falan kullanıyor. ya da çok ince zımpara cart curt.

nasıl bir çizik niye gidermek istiyorsunuz görsle olarak mı ? merak ettim :

@bohr'a katılıyorum. zımpara kağıdı edinip çiziğin derinliğine göre, kalından inceye el ile yapılabilir. el becerisi/tecrübe yoksa zor biraz.

www.youtube.com şu tarz diye biliriz kabaca el ile.

makinaları var misal www.youtube.com

genelde o mandal ve diğer kapı aksesuarları üzerinde çok ince bir vernik katmanı mevcut. Zımpara, bulaşık teli gibi şeyler o katmanı kaldıracak ve yakın zamanda tek sorununuz o çizik değil, oksitlenme olacaktır.

Nasıl bir çizik bu kadar rahatsız eder bilemiyorum, ama bulaşık süngerinin yeşil kısmını deneyebilirsiniz veya şeffaf oje ile çiziği doldurabilirsiniz

Sırasıyla 120 - 220 - 400- 600 - 800 - 1000 - 1200 - 1500 - 2500 - 3000 - 5000 yağlı zımpara. Ardından polishing pastası ve keçeyle parlatma. Güneşe falan tutmayın parlar gözünüzü kör eder :D

çiziğe göre 120 den başlamaya gerek yok.. 3000 ve 5000'e de gerek yok biraz fuzuli olur bu durum için. ama pasta yoksa olabilir

a101 de pasta cila var ondan alın deneyin 5 10 liraydı galiba.

3d baskı fikrine katılıyorum. Önce bilgisayarda modelleyin, sonra temsili bir versiyonunu basın. Elinizde gerçekçi renderlar olması da protoip ve üretim aşamasında paydaşlarınıza tasarımınızı anlatmakta çok yardımcı olacaktır. Ardından ham madde ve üretim tekniklerine karar verin. Farzı misal çelik kadro mu olacak alüminyum kadro mu olacak (yaşlılar içinse çelik kadro çok ağır kaçar, gençler için bile ağır kaçıyor bu arada), plastik parçalar döküm mü olacak (kalıp maliyeti çok yüksektir), baskı mı olacak, mesela pleksiden mi kesilip yapıştırılacak vs... İşinizi, üretim tekniğinizi, sürecinizi tasarlayın yani.

Projenizi yeterince geliştirdikten sonra, tabi ki gerekli önlemleri de alarak yerli bisiklet firmalarına, belediyelere, vakıflara, stk'lara sunabililirsiniz. Bir bisiklet firmasının mevcut bir modeli ya da sizin için üreteceği bir modeli kolayca eklentilerle tasarladığınız hale getirebilirsiniz belki. Sıfırdan kadro üretmek, ürettirmek pahalıya patlayabilir.

Son olarak ürününüzün çevreye, yaşlılara ya da her neyi amaçlıyorsanız ona dair faydalarını bilimsel olarak ortaya koyabilmeniz, bunları objektif bulgularla savunabilmeniz gerekiyor.

Prototipleme ve seri üretim süreci de şu şekilde, genelde bir ürünü prototipleyen zaten kendisi bu işin nasıl yapılacağını biliyor. Ya da kime hangi işi yaptıracağını net şekilde biliyor o networke sahip oluyor. Prototipi de bu işi yapabileceğinin ispatı niteliğinde oluyor, arge sürecinin sonuna gelindiğini ispatlıyor. Bu sayede sermaye varsa bağımsız şekilde yoksa sermaye sahiplerini ikna etme şeklinde seri üretime geçiliyor.

Yapmak istediğiniz işin detaylarına ne kadar hakimsiniz, mesela bir ustaya sıfırdan kadro ürettireceksiniz, hangi kaynak tekniğini uygulaması gerekiyor gibi detaylara ne kadar hakimsiniz gibi sorulara çat çat cevap verebilecek vaziyette olmak gerekiyor. Diğer bir seçenek de sizin yerinize bu sorulara net cevapları verecek, alanında uzman kişileri tatmin edecek ücreti ödemek.

Geçmiş olsun. Cinnet geçirmeden yaparsınız inşallah. Esnaf o kadar tok ki. Ben başka bir konuda yaptıramadım vaz geçtim. Hemen soruyorlar, kaç bin tane olacak? Ya bi dur, bir örnek görelim. Bakalım işinin ehli misin? Yok hemen binlerce yapacak, onunla da gidip daire alacak.

Projeye mekanikten ve üretimden iyi anlayan bir ortak ya da çalışan bulun. Yoksa ya o prototipi bir ton masraf ile hiç bitiremezsiniz, ya seri üretimi oldukça zor bir proje ile kalakalırsınız, ya da yarı yolda projeyi birilerine kaptırırsınız.
Endüstriyel şartlarda!!! üretim tecrübesi olan birisi ile ortak, çalışan ya da danışman olarak çalışmadan önce ilerlemeyi bence bir kaç kez düşünün. Böyle birisini bulamazsanız, bir süre sonra siz bu kişi olmak zorunda olacaksınız ve giden saçlarınız ve paranız olacak.

ekipte daha önce mekanik ve üretim tecrübesi olan birisi yoksa,
%99 ihtimalle projeyi bitiremezsiniz.
solidworksle bilgisayarda modellemediyseniz, bu konuya hakim değilseniz zaten iptal edin projeyi.

Monster'a bulaşmayın.

8gb ram ile autocad işine girilir mi?

Mimarı çizim yapılmayacak, ben de biliyorum 8 gb ile çizim programı kullanılamayacağını. Idare edecek bir şey arıyorum.

Babanızın yol vermiş olduğuna emin misiniz? Yaya geçitlerinde bile yayaya yol verme oranı çok düşük.

İtiraz edin, delil yoksa iptal edildiğne dair bir sürü haber ve yorum okudum eskiden.

Ama yanlış hatırlamıyorsam önce ödeyip sonra itiraz ediyorsunuz galiba.

alırsınız. bizim de başımıza geldi. ama bizde kanıt sundular ve ödedik :). yine de içimiz rahatladı, en azından boş yere ödememiş olduk diye düşündük. Siz de belki kanıt yoktur dediğiniz gibi, bu durumda iptal edilir ama önce ödemeniz gerek cezayı.

haksız kesildiyse alırsınız tabi itiraz edin.

yaya geçidinde yol vermeyene en az 30 ceza puanı getirmeleri lazım. 600 tl de çok düşük. al sana ek gelir kapısı. 600 tl den bir günde 100 bin yaya geçidi ihlali kaydetseler kalkınırız. sadece bostancı köprüsünden e-5 e bağlanan yoldaki yaya geçidinde bile milyonlar kazanılır.

1 ayda herkes yayaya yol verir hale gelmezse namerdim. bkz ingiltere örneği.

@ozdek yapmadığımız birşeyi nasıl ispat edebiliriz ki?şans eseri o gün şehir dışında olsak mesela güzel bir kanıt olurdu ama ne yazık ki böyle bir durum yok. biri sizi suçluyorsa kanıtını sunması gerekmez mi? ben şimdi orada "iddaa edilen şekilde" yol verilmeyen yayaları nasıl bulabilirim ? böyle bir dava için sokak kamera kayıtları da paylaşılmıyormuş. babamın o gün iddaa edilen güzargahta gitmediğini google üzerinden bulsam, bu sefer arabayı başkasının da kullanma ihtimali var diyebilirler. her türlü çok yanlış ve haksız bir uygulama.

öle kolay iptal olmuyor. kanıt olması lazım. orda olmadınızı kanıtlayacak şeyler.

Fahri trafik müfettişleri boş adamlar değiller geneli emekli memur polis asker vs vs. Yıllarca devlet işi yapmışlar emekli olunca da kendilerini önemli tutabilir kılmak için Fahri trafik müfettişi okuyorlar. Fotoğraf çekmek bir telefona bakın. Onlarda itiraz geleceğini biliyorlar. Aracına kamera taktıran fahri trafik müfettişi biliyorum.

biraz büyümek iyi bir başlangıç olabilir. herhangi bir insan ile samimiyet dereceniz yok ise kendisi yokken sebep ne olursa olsun bir eşyasına dakikalarca bakmayın zaten. birisi sizin saçınıza bir dakika baksa "saçımda bir şey mi var?" demez misiniz? hareketlerinizden rahatsız olmayacak insanlar edinin, kimseyi de rahatsız etmeyin.

sparkle kiddle +1. Çizgi film karakteri tavrını profesyonel hayatın dışında tutmayı deneyin.

çok afedersin de ben de öyle masama bakınan birisi olsun istemem. gayet de bir şey var, o masa kişisel alan, tabi ki iş ortamında kişisel alan da bir yere kadar ama özellikle kimseler yokken milletin masasına, eşyasına öyle bakılmaz. Bana yapılsa ben de sinirlenir tepki gösteririm ben de o masada elalemin bordrolarını tutuyorum mesela, her ne kadar ters çevirip koysam da rahatsız edici bir durum.

of çok kötü bir durum. kendimi senin yerine koydum ve bayağı utandım. bence herkes odadayken arkadaşlar günlerdir yanlış anlaşılmış olmak beni rahatsız ediyor aslında olay bundan ibaretti diye bir konuşma yap. bir daha da öyle denyoluklar yapma.

İçeri girdiğimde selobanta bakıyordu. Ne başlık ama :)

Uzak durmalısınız. yenisiniz orada ve yeniler dikkat çeker

ya bu yeni nesil çok tral la laa modunda be abicim. tırt mı desek ya da. bahsettiğin ve yapmaman gereken ve senin hiç mi hiç haberinin olamadığı bu durumlara görgü kuralları diyoruz. tedirgin etmeyeceksin insanları senin o hayat negzel yeaa modunu kabullenmek zorunda değil hiç kimse. hayat böyle değil.

Ufak bir hirsizlik olayi olursa direk yol verirler sana

vücudunuzda ciddi bir enfeksiyon var. covid olduğunu sanmadığınız için bu kadar bilgi size yeterli.

Bence kesinlikle 112 yi aramalısınız. Şiddetli bacak ağrısı karın ağrısı ve ishal semptomlar arasında. Parol tedavide destekleyici olarak veriliyor kolay kolay covidde atesi düşürmüyor diye biliyorum ama covid değilse bile başka ağır bir enfeksiyon oldugu belli.

anlattıkların tamamen covid semptomu?

yüksek ateş
şiddetli kas ağrısı
boğaz ağrısı
karın ağrısı ve ishal

eğer sen covid değilsen kimse olamaz.

112yi ara bilgi al, ondan sonra hastaneye git, vakit geçirme, erken teşhis çok fark yaratıyormuş covid de.

@hem şişko hem deli solunum yollarıma ilgili bir şikayetim yok. Ben de semptomların hepsini birden göstermeden covid olabilir mi bunu soruyorum. Sabah hastaneye gideceğim.

iyi de , illa nefes darlığı çekip dudakların morardıktan sonra mı gideceksin?

bu hastalık böyle, kime nasıl tutturabilirse öyle etkiliyor.

semptomlarin hepsini gostermeden covid olabilirsiniz evet. oksuruk olmadan sadece soylediginiz semptomlarla covid teshis edilen cok hasta var. ornegin: youtu.be

gecmis olsun bu arada.

www.youtube.com

12.25 sonrasını dinleyin.

hiç semptom göstermeden de covid-19 geçirebilirsiniz.

Teşekkür ediyorum herkese. Her ihtimale karşı hastaneye gidiyorum.

Hastaneye gittim. Enfeksiyon kapmışım. Serum verip yolladılar. İlgilenen arkadaşlara teşekkür ediyorum.

Git mutlaka diyecektim gitmissiniz. Geçmiş olsun

covid 19 testi yaptılar mı?

yaptılarsa bile 1 günde çıkıyor diye biliyorum.

eğer yapmadılarsa dikkat et, başkasına falan bulaştırırsan risk grubundaysa götürebilir.

24 saate içinde sonuç e-nabıza düşüyor, pozitif çıkarsanız konuşalım ben atlattım.

Kan tahlili yaptılar. Belirgin bir enfeksiyon belirtisi görmeselerdi covid testi yapacaklardı sanıyorum. Bu benim çıkarımım, emin değilim.

Benim kan ve rontgen temiz çıkmıştı, kovit testim pozitif geldi.

1 milyon istihdam demiyor ki 1 milyon yazılımcı. aralarından 100 kişi falan alırlar işte.

100 kişi için bu eğitim israf değil mi? Eğitimi verenin devletten para istemeyecek hali yok

Şahsi fikrime göre, verilen eğitim kusursuz olsa bile ülkeye bir faydası olmayacağı yönünde.

Bunu düşünmemin sebebi de şu: Kategorileri incelediğim zaman, savunma sanayinde yoğun bir şekilde kullanılan gömülü sistem yazılımına dair bir kategori göremedim. Web sitesi tasarımcılarından veya veri analistlerinden çok, mikrodenetleyici, sayısal işaret işleyici ve FPGA tabanlı gömülü sistem tasarımcılarına daha çok ihtiyaç duyduğumuzu düşünüyorum. Asıl yatırımı bu bahsettiğim alanlara yapmalıyız bence. En azından bu kategoriler de eklenebilirdi.

üniversiteye yönelterek işsiz sayısını azalttılar. sonra işsiz oldular oyalayacak bir şey lazım.

hindistanın seneler önce yaptığı şeyi daha yeni akıl ettiler. gelecek bu ve bu çook öncesinde belirlenmesi gereken bir hedefti. düşünsenize bunu 5-10 sene önce demiş olsalardı, bütün dünya freelance yazılımcısını şu an buradan karşılıyor olurdu. teknoloji firmaları iyi ve ucuz yazılımcılar burada diyip burada ofis açmak için sıraya gireceklerdi. ama tabii böyle adımlar beraberinde özgürlüklerin de garanti edilmiş olduğu ortamlarla desteklenmeli, wikipedia kaç sene kapalı kaldı bu ülkede. kim wikipedia nın ulaşılamaz olduğu bir yerde ofis açmak istesin?

Bina yapınca üniversite kurduğunu zanneden insanların projesi işte, ne bekliyorsunuz ki?

şu millet kıraathaneleri açılsın önce kekler dağıtılsın ondan sonra sıra gelir bunada.

Doğrudan meslek ve istihdam amacıyla ele almayın. Yazılım kültürünün oluşması, yazılım hakkında konuşabilecek insanların sayısının artmasıyla mümkün olur. Sen tek başına ışınlanma teknolojisini inşa edecek bilgiye de sahip olsan; seni anlayacak, neyden bahsettiğini kavrayabilecek bir kitle yoksa bunu gerçekleştiremezsin. Bu açıdan faydalı olacaktır.

Şifre aldım ve sisteme girdim. CV'nizi doldurun ve ona göre kamu veya özelde istihdam edilme durumunuz olabilir diyor. Eğitim kısmında ise BTK sitesine yönlendiriyor.

Sitede yazılımcı olmak isteyenler için bir yol planı vb. hiçbir şey yok. İşkur sitesi gibi bir şey. BTK sitesine de üye olmadım açıkçası...

Ulusal Tohum Takas Merkezi'nde bir şansınızı deneyebilirsiniz.

aylar aylar önce bir tedx konuşması izlemiştim. acayip de hoşuma gitmişti.
adamın ismini hatırlayamadım ama yerli tohum tedx yazınca karşıma çıktı.

feray karapınar, eşiyle beraber her şeyi bırakıp bu işe girişiyorlar.

www.youtube.com

Karaot Tohum Derneği

bunlarla da ilgilenebilirsiniz.

Elmayı tohumdan yetiştirmen çok zor, çok da zahmetli. Yetiştirebilsen bile kaliteli ve verimli ürün alman zor.

Meyve ağacı için en doğru yöntem aşılama ile çoğaltım ya da havai köklendirme.

Aşılanmış ve sağlıklı elma fidesi alabilirsin, pahalı da değiller, 80-100 cm boyda olanlar ortalama 30-40 lira olmalı. Daha büyük ve meyve verir yaşta bile alabilirsin 6-8 yaşlarında mesela, tabi bunlar daha pahalıdır.

Böğürtleni tohumdan üretebilirsin, daha önce hiç çimlendirmedim ama zor bir bitki olduğunu sanmıyorum.

Elma fidesi için bir internet sitesi önerebilirim, sanırım yalovada bir firmaydı, adını web adresini arayıp bulmam lazım.

adsl'de daha yükseğini alamazsınız. Upload hızları da farklıdır muhtemelen.

geçen aynı soruyu superonline bayisine sordum. adsl'de 16 mps'ye kadar deniliyor ve hızı sabit olmuyormuş. fiberde ise 16 mps denildiğinde 16 mps alınıyormuş.

* fiber daha stabil olur.
* fiber internet simetriktir, yani hem download hem upload 16mbps olur. adsl adi ustunde asimekrik dolayisiyla upload hizin muhtemelen 2mbps olur
* ping sureleri fiberde yine daha az olur.

16mbps ise fiber degildir o. muhtemelen mahalledeki dagitima kadar fiber ile gelip, sonrasinda evine yine adsl geliyordur. yani adslden bir farki yok

Superonline için konuşuyorum, fiberi gayet stabil, vadettiği hızı her zaman sağlıyor.
Fakat bağlantı simetrik değil, ben 100mbit kullanıyorum. Upload hızı 5mbit. Mayıs sonuna kadar 20'ye çıkardılar.

fiber internet simetrik degildir, upload hiziyla download hizi esit olmaz ozellikle simetrik paketlere (ki cok daha pahalilar) gecmiyorsaniz.

fiber daha iyidir, cunku direkt hiz neyse onu alirsiniz, "e kadar" degildir.

fiber internet simetriktir demek doğru değil. Simetrik upload / download hızının eşit olduğu internet bağlantısıdır. Her fiber simetrik değildir. Simetrik internet paketleri ülkemizde oldukça pahalı.

Fiber 16mbps olabilir. 16 mbps ise fiber değildir demek de doğru değil. Bu yine iss ve tercih ettiğiniz paket ile alakalıdır.

Evet fiber daha stabildir. İlerde paket yükseltmeye elverişlidir.

Türk Telekom fiber 50mbps download / 5 mbps upload kullanıyorum. Normalde Türk Telekom'u hiç sevmem, bence tüm issler gibi evil corporation tadında bir şirket, fakat bahsettiğim interneti 49 daire birden kullanıyoruz ve buna rağmen cayır cayır.

Xiaomi Mi Box S 4K Android TV Box Media Player

Detayda boğulmadan en temizi bu yukarıdaki.
Ayrıca dark in üst modelini (unuttum şimdi) indirimden almıştım o da sorunsuz

Chromecast'in pc'yi tv üzerinden izletmesi ikincil özelliği. Aslen verdiğiniz talimata göre ilgili içeriği internetten kendisi çekerek kendisi oynatıyor. Talimatı telefon ya da pc'den alıp işini kendi gören bir yaratık chromecast.

05069770077 whatsapp'tan yazarsanız yardımcı olabilirim.

bana kalırsa bunun ilk öncülü tarihtir. tarih bilmeden bir alt yapı ve kültür oluşturmak neredeyse imkansız. ben de bunu çok geç fark ettim.

Valla bence insanın her konuda fikri olamaz, olsa bile bu süreçte hemen kapatılacak bir şey değil. Hem bilginiz olmadığı konuda fikrim yok diyebilmek de ayrı bir erdemdir bence. Ha nasıl olur, her okuduğunuz, dinlediğiniz, izleyip gördüğünüz bilmediğiniz şeyleri araştırarark olur. Zaman alır ama sağlam olur. Alan olarak da ilgi alanlarınızdan ya da eksik olduğunuz alanlara öncelik vererek başlayabilirsiniz.

dünyada o kadar bilgi var ki tamamı hakkında fikir yürütmek bana imkansız gibi geliyor.

ve bilgi tekrarlanmadığı sürece unutulur o yüzden bence kendinizi ilgi alanlarınıza göre yönlendirin.

yukardaki arkadaş tarih demiş güzel, her konunun bir geçmişi bir tarihi var fakat fransız ihtilaline karşı bir ilgi duymuyor da ampul nasıl keşfedildi merakınız daha baskınsa ampulü seçin. ampülü araştırıken başka bir şey ilginizi çekecek ve bu en sonunda sizi fransız ihtilaline de getirebilir. fakat bunun yöntemi youtube olmamalı.
son zamanlarda popüler olan bir tarihçinin (Emrah Safa Gürkan-ESG) dediği gibi bilgi youtube'dan videodan öğrenilemez, kitapla öğrenilir. Youtube'dan sadece başlık isimlerini belirleyebilirsiniz. Derin bir şekilde öğrenmek için o konuda kitaplar okumak ve mesai harcamak gerekli.

Kendi tecrübem de buna uyuyor, youtube'dan izledim aa ne güzelmiş dediğim çoğu şey şu an sadece flu olarak aklımda. ama okuduğum ve üzerine çalıştığım düşündüğüm şeyler aklımda kalıyor.

çabanız çok naif ve güzel umarım tatmin olacağınız bilgi seviyesine ulaşırsınız.

Öyle bi formül yok.
Çok okuyup, çok gezip çok dinleyip yıllarını bunlarla geçireceksin.
Tiyatroya konsere gideceksin, dil öğreneceksin, çok insanla tanışacaksın.

Muhabbet ortamında kullanmalık konsantre genel kültür diye bişey olmaz.

Tam senin durumu tiye alan bir seri var.
Flu tv’de olmaz öyle saçma tarihle başlayabilirsin.

Hazır bilgiyle, hap bilgiyle, kolay tüketim alışkanlıklarıyla ancak çakma kültürel birikim sağlanır. Onları da ertesi sene sorsalar unutursunuz. Yanlış yoldasınız.

genel kültür bir hafta çalışayım sabahlayayım sınava geçip geçeyim gibi bir şey değil. ilk iş çok okumak ve herşeyi. diğer arkadaşların da dediği gibi tarih önemli. hayatının bir parçası olmalı merak etmek ve okumak devam etmezsen geri kalırsın.

Direkt takip baştan windows kurun

hocam
ssd alın
hdd nin kablolarını sökün yerine takın
windows kurun usb ile

hdd de bilgi yoksa
hic geri takmayın ugrasmayın

Öncelikle Windows 10 yükleme usb'si oluşturun. Ardından mevcut diskte kaybetmek istemediğiniz verileri yedekleyin. Anakartınızın portlarını tespit edin, portlara ve bütçeye uygun bir ssd edinin. Dikkatlice sata portuna ssd'nizi takın. Portlar elveriyosa eski hdd'yi de takın. Bios'ta ssd'nin tespit edildiğinden emin olun. Bios ayarları tamamlandığında bilgisayarı kapatın ve windows 10 usb'sini takın. Bilgisayarı açın ve usb'yi boot edin. İşletim sistemini kurarken hdd'yi de kullanacaksanız diskpart ile hdd'yi temizleyin. İşletim sistemini ssd'ye kurun, ardından sürücüleri yükleyin. Tebrikler, Ssd'yi sisteminize entegre ettiniz :D

Her adımda ilgili keywordleri kullanarak google ve youtube'dan ihtiyacınız olan her bilgiye ulaşabilirsiniz. Yetmediği durumlarda keywordlerin yanına ilgili donanımın marka modelini de ekleyebilirsiniz.

hepinize teşekkürler.

Ben format atmak istemediğim için şöyle yapmıştım.

1) hdd ve ssd aynı anda pc ye bağlı olacak
2) casper v8 diye bir uygulama vardı onu yükledim
3) hdd yi ssd ye clone yaptım.
4) pc yi kapatıp hdd yi çıkarttım
5) pc ssd ile çalıştı ve masaüstü düzeni bile değişmedi

Ayrıca nvme ssd'ler sata ssd'lere göre 10 kata kadar daha hızlı olabiliyor. Biraz daha pahalı oluyorlar.

tekrar horlatacağım kasama baktım 3 tane sata 3 girişi var ve 6gb/s yazıyor.
ssd alırken dikkat etmem gereken bir şey var mı şuan ? muhtemelen 530 mb yüksek hızdan almama gerek yok. bir hdd kablolarıyla ssd yi çalıştırabilir miyim ?

hocam
eger hdd yi de takacaksanız
sata kablosu almanız lazım ( data )
sata power kablosu vardır fazla
standart bir ssd al sandisk kingston gec

hdd nin yerine %99 takılacaktır
hdd de sata ise

Merida Big Nine 70, gerçekten çok severek kullanıyordum. İstemeye istemeye satmak zorunda kaldım.

Öncelikle bir mağazaya gidip deneyerek satın almanı öneririm. Boyuna uygun olması önemli.

Yukarıdaki arkadaaşın dediği bisiklet dağ bisikleti diye biliyorum, sen şehir bisikleti al kendini dağa taşa vurmayacaksan dağ bisikleti şehir içinde kullanmak için gereksiz ağır ve hantal.

Yılların demode tartışmasına başlayacağız şimdi :D Yabancı kaynaklardan beslenen bu tartışma bizim memleket için tam geçerli değil. Yamalı, delik deşik, rezalet asfaltlar, zırt pırt yol çalışması gibi sebeplerle mtb şehir için de gayet kullanışlı olabiliyor. ayrıca Big Nine 70'te kilitli amörtisör mevcut. Kaymak gibi yol bulduğunuzda ya da yokuş çıkarken maşayı kitleyerek sabit maşalı bir bisiklet gibi kullanıp istediğiniz zaman açarak amörtisörden faydalanabilirsiniz.

Dağ bisikleti arazide, şehir bisikleti şehirde binilir gibi ayrımlar birazcık demode kalmaya başladı. Çevremdeki çoğu profesyonel bisikletçi yoğun antrenman yapmadıkları günlerde, gündelik ulaşım ve gezi için yani mtb kullanıyorlar. Bu segment ve üstü mtb'leri 20 kiloluk Bianchiler gibi düşünmeyin.

-sıfır mı, ikinci el mi almak istiyorsun?

-bütçen nedir? ekipman da almak gerekecek onu da hesaba kat.

-boyun nedir? boy ve iç bacak uzunluğu çok önemli. bisikletçiler elinde ne kalmışsa onu kakalıyorlar. sonra bel ağrısı sırt ağrısı çeken sen oluyorsun.

-ne amaçla kullanacaksın?

bilen bi arkadaşınla gidersen daha iyi olur.

@denlar doğudayım. Bu sorulardan bisikletçinin bile haberi olduğunu sanmıyorum.

Boy ve iç bacak ben ölçerim.
Ne amaçlı kullanacağım şuan için kafa dağıtmalık yakın mesafe gidişler için. Aracım var ve biraz rahat bir insanım. Profesyonel olarak kullanmam sanırım.

Bütçem yok ama 2 vs verebilirim. Üzerine de çıkabilirim aöa 2 de kalsa iyi olur tabi.

iyi bir katlanır bisiklet veya, arada hız yaparım diyorsan başlangıç yol bisikleti olur diye düşünüyorum senin için.

okumadıysanız tüfek mikrop çelik.
niall ferguson'un uygarlık ve imparatorluk kitapları da güzel.

Açılın antropolog geldi :D Harari insan ve toplum bilimlerine dair bir takım klişe bilgileri popüler kültür düzeyine çeken ve average joe'yu da memnun edecek şekilde sunan bir abimiz. Bu kötü bir şey değil, sadece bu bilgileri bu kadar hazır nazır alınca bir takım hakikat kaymaları yaşandığının farkında olarak okumak gerekli.

Daha ciddi ve yine severek okuyabileceğiniz bir eser olarak Freud'un Uygarlığın Huzursuzluğu ya da başka bir çevirisi olan Kültürün Huzursuzluğu'nu önerebilirim.

Server Tanilli - iyi gider diye düşünüyorum :-)
Uygarlık Tarihi (1973)
Devlet ve Demokrasi: Anayasa Hukukuna Giriş
Nasıl Bir Eğitim İstiyoruz?
Yüzyılların Gerçeği ve Mirası (6 cilt)
Candide ya da İyimserlik
Yaratıcı Aklın Sentezi: Felsefeye Giriş (ISBN 6054183784)
Değişimin Diyalektiği ve Devrim
Dünyayı Değiştiren On Yıl
Fransız Devriminden Portreler
Anayasalar ve Siyasal Belgeler
Nasıl Bir Demokrasi İstiyoruz?
İslam Çağımıza Yanıt Verebilir Mi?
Din ve Politika
Voltaire ve Aydınlanma
İnsanlığı Nasıl Bir Gelecek Bekliyor
Çağdaşımız Victor Hugo

Ben de bu fiyattan bakıyorum. Monster abra a5 fena gözükmüyordu.

A5 benim de düşündüğüm bir model ama monster'in sitesinde bile satışta olan tek modeli var ve o modelle satışta olmayan modeller arasında da çok fazla fiyat farkı yok. Lenovo IdeaPad L340-15IRH Intel Core i5 9300Hda ilgilimi çekiyor ama emin değilim.


Abra A5 V15.2 15,6" satışta olsa onu tercih ederdim sanırım.

Biraz uzun bir cevap yazacağım :D

Abra A5 v13.2 kullanıyorum. Aldığım ilk aydan itibaren başım Monster'la dertte. İlk ay ram ve ssd sıkıntıları yüzünden işletim sistemi dahi kurulamaz hale geldi. Cihazı değiştirdiler, 2. bilgisayar açılmıyordu bile. Onu da geri verdik, 3. bilgisayarı verdiler. İstisnasız her gün mavi ekran verdi ve sonunda ssd yine işletim sistemi kurulamaz hale geldi. İşim gereği cad, cam programları kullandığım için bilgisayarsız kalamazdım, servise de artık güvenmediğim için hdd ile devam edeyim dedim. Bu arada servisin bilgisayarı değiştirdiğine inanmıyorum, kasayı değiştirip seri numarayı güncelleyip geri kakaladılar bence. 3 bilgisayarda da aynı sorunlar olması çok düşük ihtimal çünkü. Bir 6 ay kadar hdd düzgün çalıştı. Ssd'siz yaşamaya razı olmuştum. Derken yine kabus başladı. İnternette biraz detaylı araştırırsanız Abra'larda benzer sıkıntılar yaşayan insanları görebilirsiniz. Çok memnun olanlar da var fakat benim gibi sorunlar yaşayıp Monster'ın kurumsal duvarını aşamayan, parasıyla rezil olanlar da var. SErvisi aradığımda elktronik işi şans işi diyorlar, düşünebiliyor musunuz? 7000 liralık şans oyunu oynayacak gelirim yok benim.

Ayıplı ve düzgün çalışmayan bir laptopla başbaşa kaldığımı anlayınca satabileceğim her şeyi satıp 2000 tl de taksitli nakit avans çekerek masaüstü kasa almaya karar verdim. 2 ay önce 6100 tl'ye Vatan Bilgisayar'dan satın aldım. Konfigürasyonu şu şekilde:

Intel i5 9400F Socket 1151 9. Nesil 2.9 GHz 9mb Önbellek İşlemci
MSI B365M PRO VH DDR 4 2666MHz Anakart
MSI GTX 1660ti Gaming 6gb GDDR6 192Bit Ekran Kartı
Crucial 2x8GB Ballistix Sport LT Gray DDR4 3000MHz Ram
Seagate Barracuda 3.5" 1TB Sata 3.0 64 MB Cache 7200 Rpm Harddisk
Toshiba OCZ 250GB RC500 NVM M2 SSD
Xigmatek Venom X 650W 80 PLUS POWER 4x120mm RGB fanlı USB 3.0 Temper Camlı Kasa

30 yıllık hayatımın 20 yılı bilgisayar başında geçmiştir. Günde 48 saat bilgisayarına adeta vahşi bir ata binen biri gibi binmekteyim :D Bugüne kadar aldığım en iyi karar olduğunu düşünüyorum :D Monster'ı ise ne yapacağımı bilmiyorum. Monster benim için tam bir hayal kırıklığı oldu.

Umarım deneyimim sizin için faydalı olur.

@joker hakkı

şans işi değil hocam tüketici mahkemesine bir dilekçe işi sadece. sonra paranızı komple geri alıyorsunuz. hala hakkınız olabilir araştırın derim.

monsterdan bahsedilmiş. ben de monster kullanıyorum fakat pek memnun değilim. kasa malzemesi gerçekten kötü. 600 tl karşılığında kendi hatam sebebiyle komple kasayı değiştirttim. bu değişim sonrasında touchpad'te bazı noktalar parmağımı algılamıyordu. üşendiğim için gidip gösteremedim de açıkçası. yaklaşık 1 sene oldu, kasada önceki şekle benzer olarak menteşeden açılma meydana geldi yine. a5 v12.1 almıştım o dönem çok param olmadığından. her neyse çok uzattım galiba. laptoptan ziyade masaüstü tavsiye ederim.

herkese teşekkür ederim.

@joker hakkı sizin için kötü bir deneyim olmuş. Monster düşünüyordum ancak sanırım Lenovo'ya yöneleceğim.
@isveperver teşekkür ederim. masaüstü benim açımdan çok kullanışlı olmayacak. Performans açısından daha iyi olacak da olsa kullanım şeklim ve amaçlarımla pek örtüşmüyor maalesef.

harry potter? yıllardır ne zaman canım sıkkın olsa açar açar okurum, mutluluk verir.

Kaçış edebiyatı tam olarak bunun için var :D Ursula Le Guin'in Yerdeniz Serisi'ni önerebilirim. Yine Ursula Le Guin'den Dünyaya Orman Denir, Rocannon'un Dünyası kitaplarını önerebilirim.

Patrick Rothfuss'tan Kral Katili Güncesi de iyi bir tercih olur.

sophie'nin dunyasi o yasta okunacak iyi kitaplardan bence

Harry Potter +1
Yerdeniz +1
Aziz Nesin'e de girebilir bence bir kenarından.
14 yaşında akrabaya Sıradaki Müthiş Paulie Fink ve Hayalet Kalp romanlarını aldım geçen ay, ben okumadım ama editörü önerdi o yaşa uygun diye.

harry potter denmiş, buna ek percy jackson serisi diyorum.

Tamamlanmadı ama Kara Prizma'yı öneririm, büyü sistemi farklı ve çok güzel, devamı da çevriliyor.
www.goodreads.com

Eskilerden, okumadıysanız, Rama ve Bir Uzay Efsanesi serilerini söylemeden geçmeyeyim, Arthur C. Clarke.

İlahi Kentler üçlemesi çıktı bitti. www.goodreads.com

Epik fantezi severseniz Kuzgunun Gölgesi üçlemesi var, Kan Şarkısı'yla başlıyor
www.goodreads.com

Locke Lamora'nın Yalanları (Centilmen Piç Serisi)
Bıçağın Kendisi
Kralların Yolu (Fırtına Işığı Arşivi Serisi)
Zaman Çarkı serisi

Uuu unuttum! Silo, Vardiya, Toz üçlüsü!

Hem takip için hem de başkası faydalanır diye yazıyorum. Fanteziden kaçınmak istediniz ama ölüm. Kapısı serisi çok hoşuma gitmişti ki neredeyse 20 sene sonra tekrar okuyorum

the farseer trilogy

Sissoylu serisi- Brandon Sanderson
İblis döngüsü serisi - peter v brett

King'in Kara Kule serisi.

bilimkurgu - john scalzi yaşlı adamın savaşı serisi
fantastik - barış müstecaplıoğlu'nun perg efsaneleri serisi

Rama serisi kesinlikle okunmalı +1 Genellikle ilk kitaptan sonrası sıkıcı bulunuyor ama ben daha çok beğendim. Her karakterin detaylıca işlenmesi bence gerçekçiliğini arttırıyor. İlerleyen kitaplarda insanı ikilemde bırakan epey etik meselelere de değiniyorlar. Gentry Lee daha sonra ACC olmadan birkaç devam kitabı daha yazdı.

Asimov'un Robot serisini de tavsiye ederim.

Ian M. Banks'in The Culture serisi tamamen Türkçeye çevrildiyse bu ikisinden sonra okunabilir. Ben hala sevip sevmediğime karar veremedim.

Diskdünya serisi www.delidolu.com.tr

yıkıma giden adam - alfred bester

Buradaki Türkçe içeriklerin hepsini okumuşum.

Kralkatili güncelerini kimse yazmamış üzüldüm.

Hain patrick 3. Kitabı hala çıkartmadı gerçi

@kisa Fanteziden kaçmak istemedim, high fantasy'den kaçmak istedim.

@engelbert humperdinck onu eklemeyi unutmuşum, bence çok önemli bir seri.

@kaset Diskdünya'yı biliyorum. Hiç okumadım ama büyük sempatim var. Bir gün dalacağım o evrene umarım.

@karasakal Kral Katili Güncesi'ni okuduklarım arasında ben yazdığım için kimse yazmadı.

bu kadar kaçış edebiyatı meraklısını bir arada görünce bir platformumuz olsa iyi olur diye düşündüm. kaçış edebiyatı paylaşımları için bir discord sunucusu açtım. İlgili tüm arkadaşları bekliyorum.

Sunucu davet linki: discord.gg

Ender !

Malazan okuman lazım. Evreni aslında high fantasy ama kitapların işleniş şekli hoşuna gider diye düşünüyorum.

Daha felsefi yaklaşım istiyorsan Electric Dreams izleyebilirsin. Bilim kurgunun üstadı philip k. Dick'in kısa hikayelerinden yapılmış bir antoloji serisi.

netflix'te lost in space var. bir şaheser değil ama fena değil.

altered carbon'a bakabilirsiniz.

Netflix'te %3 var. Çok başarılı bulduğum distopik bir bilimkurgu, kesinlikle öneririm.

@Bruce Do Androids Dream of Electric Sheeps :D Philip K. Dick'i çok severim, çok sevindim. Teşekkür ederim.

@Shadowfollower Altered Carbon'u izledim. Kitabı da raftan göz kırpıp duruyor, bir ara okumayı düşünüyorum.

Benim gördüğüm Godin kullanan çoğu kişi piyasacı "canlı müzik" gitaristi. Yani ufak mekanlarda Baha falan çalan tipler vardır ya hani, onlardan. "Kadeh oluuup, öpeceyiiimm..." hah onlardan işte. Godin'in bu imajla bütünleşmesinden dolayı ben sevmem, fakat iyi gitarlardır.

ben de gelir dilimlerini tuhaf buluyorum. eski anketlerden kalmış çoğu özellikle 2018'den bu yana TL değer kaybı, enflasyon düşünülürse... pilot çalışma yapılıp yığılmaların olup olmadığına bakmadan kapsayıcılık hakkında kesin konuşmamak gerek. neyin araştırıldığı da önemli, kimlere uygulanacağı da.

örneğin öğrencilere yaptığın bir ankette de üstteki aralık anlamsız olur.

Çoğu hazır anket sorularını kullanıyor çünkü, değiştirmek mümkün. Ben kendi tezimde bahsettiğiniz şekilde mantıklı olacak biçimde değiştirmiştim. Yalnız başlangıç geliri 0-1.000 arasını da koymak gerekiyor, öğrenciler, ev hanımları onu tercih ediyor genelde.

Sizin önerdiğiniz dilimlerde 2300 tl ile yaşayan ve 4500 tl ile yaşayan aynı dilime dahil oluyor ki gerçekten iki yaşam arasında ciddi fark var.

5000 tl ile yaşayan ve 9000 tl ile yaşayan yine aynı şekilde tasnif edilmiş olur.

Aynı sınıfa dahil ettiğiniz frekanslardan, sınıfı temsil edebilecek herhangi bir ögenin, sınıftaki tüm frekanstan çok da farkı olmaması gerekiyor.

Son olarak, bu işin en sağlıklı yöntemi ön araştırma yapmaktır. Ön araştırmada elde edilen frekans dağılımına göre sınıflar zaten kendini belli eder. Yani körlemesine "bence şu mantıklı, bana göre şöyle olmalı" diyerek sınıf aralığı belirlemektense, ön araştırmadaki dağılımla sınıf aralıklarının tabii olarak oluşmasını sağlamak daha şaşmaz bir sonuca götürür.

Dvd uzun yillar veri saklamak icin uygun degil. 3-4 yil sonrasi garanti edilemiyor.

Verinin büyüklügüne göre portable ssd ye yedeklenebilir yada NAS server seklinde daha büyük projelere girilebilir..

veri yedeklemek için ya solid state disk kullanın, ya da cloud.

dvd, hdd falan yalan.

benim 10+ yıllık dvdler genelde çalışıyor, fakat dvd okuyan laptopu kenara kaldırır hale geldim. Pc için de, eski pc'mde dvdwriter vardı şimdiki kasamda koyacak yeri bile yok :D

en temizi 3.5" hdd. (2.5" taşınabilir olduğu için zarar görme olasılığı yüksek oluyor. Ama dosyaları atıp bir köşeye koyarım dersen olur)

SSD ömür olarak iyi ve düşme vs şeylere karşı daha dayanıklı. Flashdisk vb. de aynı. Fakat bir bozulma olursa tümden gidiyor. Mesela HDD bozulsa bazı şirketler veri kurtarabiliyor. Kurtarılabilirlik açısından hdd daha iyi.

ve en önemlisi, tek yere kopyaladığın şey yedek sayılmaz. En az 2 farklı disk + cloud olabilir mesela. O iki disk de mümkünse farklı yerlerde olmalı (birincisi disk bozulabilir, ikincisi yangın deprem vs. durumda diğer mekandaki disk kurtulabilir)

hani gerçekten önemliyse bunlar yapılmalı bence.

Birkaç taşınabilir disk ve birkaç cloud servisi en garantili yöntem olur sanırım.