uyku ilacı değil de kas gevşetici deneyebilirsin. Tabi bir doktora danışmak daha mantıklı. boğaz kuruluğu kış da geldiği için kaloriferli odalarda daha fazla olacaktır. Bu yüzden yatmadan kalorifer üzerine ıslak havlu yerleştirip odayı nemlendirebilirsin.

Ya ne kadar yorgun olursam olayim sonuc yine ayni. Gece 3e kadar uykum gelmiyor nerdeyse. Bir iki yil oncesine kadar cok daha saglikli uyuyordum ne olduysa su son bir yilda oldu. Bogaz kurulugu uyanip biseyler atistirdiktan sonra tekrar uyumaya calisirsam oluyor. Gunde iki litreden fazla suyu mutlaka iciyorum ama bir fayda etmiyor :/

21:00 dan sonra mavi ekrandan uzak dur.
tv, telefon vs
uzak duramıyorsan turuncu güneş gözlüğü kullanabilirsin.
melissa bitkisi de iyi geliyor uykusuzluğa.
ekransız hayat zor, bir hobi edinebilirsin uyku öncesi veya kitap

Buyuk opera binasinin ordandi en son. On tarafina gecin sorun orda gosterirler

meydan, shell, adliye (tekel sapağı ) , belediye evleri hepsinden geçiyo.
telefondan arayın uygun yerden alır onlar sizi.
numarası yoksa gönderirim size.

Mango

tudors gömlek alacağın son yer olsun.

zaranın gömlekleri enfes.
crispino çok iyi.

Massimo Dutti.

Tudors'tan "abi harika gömlekler var git al" diyen arkadaşın gazıyla 3 gömlek aldım.
Üçünü toplam 3 kere giyemedim.
Kilo vermek için satılan naylon eşofmanlar gibi.

Mavi'nin gömlekleri iyi ama biraz tuzlu.
Zara'da iş görür ama sezon sonu yakalıyorum o da pahalı..

bershka da 50 tl civarı güzel pamuk bazen şanslıysam likralı gömlekler buluyorum. yalnız ciddi oranda defoları var. son gittiğimde askıdaki 10 tane gömleğe tek tek baktım ve bulduğum 3 defolu gömleği götürüp kasaya verdim.

ya kalite kontrol iyi değil ya bunları defodan saymıyorlar, ya da defolu ürün satıyolar

iş ve casual için network yanda fabrika'dan, tasarım gömlekler için cos tan alıyorum

Mavi

Beymen, Ramsey, Sabri Özel, Sarar, Network, Karaca, Vakko.

ben son zamanlarda Jack&Jones'tan güzel gömlekler buldum. Boyner'de görüp aldım.

Mavi'de bazen iyi oluyor bazen hiç düzgün bişey olmuyor. Ha kumaş kalitesi vs. dersen müthiş değiller herhalde. Ben alıp 1-2 yıl falan giyiyorum işte.

Daha şık şeylere markalara pek bulaşmadım. Smart-casual dedikleri şey olsun daha şıka gerek yok :D Zara, Mudo vb. yerlere de bi bakabilirsin tabii.

eşime bir kere tudors'ta gömlek almıştım, rezaletti. ds damat'tan alıyoruz şimdi.

Mudo

koton

Nasi gomlek spor/is/gunluk? Polo ve fred perry den aliyom ben. Ozellikle fred biraz tuzlu ama omurluk gibi. Kesimleri falan da tam benim gibi mediumun mediumu adamlara gore. Tavsiye ederim

gap baş tercihimdir her zaman.

@nohut indirim dönemlerini beklersen uygun fiyata alırsın.

tudors iyi değil.

bütçeye gore değişir ama abbate , d's filan iyidir.

daha uygun bir sey istenirse, %100 pamuklu olanlarindan centone de olabilir.

her koşulda, lütfen polyester veya polyester karisimli olanlardan almayin.

dockers
levis
massimo dutti

Nina simone -sinner man olabilir mi

nina simone - sinnerman

Degil maalesef, klip yeniydi, kiz gencti.

www.youtube.com
amy winehouse demiyoundur sanırım?
www.youtube.com

İ ih bunlar da degil :(

www.youtube.com
güne bunla başlarım

www.youtube.com

www.youtube.com

picosong.com

al bu şarkının da ismini pıtırcıx koyuyorum o zaman

@la rana, bayıldım!

alt bilgi geçeyim first 50 dates filminin soundtrackidir bu yuvarlanantencereninkapaği

www.youtube.com

www.youtube.com

daydream believer

youtu.be
youtu.be
youtu.be

youtu.be

Moduna gore aglayabilirsin de yalniz, uyandirayim.

www.youtube.com

www.youtube.com
Colin Vearncombe ölmeden evvel huzur veren şarkı tanımı buydu benim için, şimdi değişik duygular içerisindeyim.

www.youtube.com

ayreon - day seven: hope
masterplan - kisses from you
helloween - i want out

pıtırcık olmazsın ama umutlanırsın, neyse ki güneş her gün doğuyor / doğacak beee dersin, serin hissedersin;

Beirut - The Rip Tide

www.youtube.com

bizimki şeker gibi adam. ne istesem tamam evladım bak keyfine diyor.
adamına göre patron veriyor kurban olduğum rabbim sdfgdsfas

Son dakika duruşmalarını, sorguda alınacak ifadeleri bana yıkması. Araştırma konusu verip ben ona birçok şey bulduktan sonra dosyayı kaybetmesi,tekrar aynı şeyleri araştırmamı istemesi, son dakika mesai bitiminde beyan yazmamı istemesi gibi gibi.
Uzun süredir görmüyorum hatirlamayamadim o yüzden.

Bizimkilerin pek bir ayarsizligi yok acikcasi. Sikayet edenler var ama bana karsi en ufak bir terslikleri olmadi:)

eski patronum, işten biri kovulcak olsa bile beni çağırıyordu kov şunu diye. her bokta gel git gel git. bankadan parayı sen al bankaya parayı sen yatır şu müşterilerle ilgilen, sorunlu müşterileri gönder gitsin. en son sokarım işine gücüne dedim çıktım.

ay açılın, açılın ben çok dertliyim.

bizim patron ve yardakçılarının ayarı yok. bak ciddi söylüyorum. gerçekten bulundukları noktaya nasıl geldiler, nasıl üç dakika içinde hiçbir ön çalışma olmadan şunu yapalım diye karar alıp nasıl uygulamaya koyuyorlar, nasıl sonuç fiyasko olunca YAA ÜLKENİN DURUMU bikbik konuşuyolar utanmadan ben anlayamıyorum abi. sürekli bir ondan aldığını buna satma, onu halleme, ötekine söylenme durumu var. sürekli birilerinin kuyusunu kazıp kazıp duruyorlar, sürekli kendileri haklılar, entrikalar, gizlilikler filan acayip enteresan.

müdürümün ben yaparım, hallederim, senin işin başından aşkın diyerekten kabul ettiği projenin uygulama ayağını son dakika bana kitlemesi sonucu geçen fuar 48 saat uyumadım mesela. bu fuar şöyle bir şey yapalım, ben ilgilenicem dedi, bak yumurta götten çıkmak üzere şu an, hala hiçbir şeyle ilgilenilmedi abi sürekli hatırlatmama kovalamama rağmen. sonra olmayınca işte aksilik, takipsizlik filan oluyor, hiç kendilerinin hatası olmuyor. delleniyorum. hayır zaten çok sinirliyim şu an, üstüne üstlük bir sürü de işim var, cumadan beri bunların suratını gece gündüz görmekten sıtkım sıyrıldı. bu başlık da tam üstüne geldi. gerçekten bezdim ya. sen yat kalk seninkine dua et. bak dert yarıştırmak gibi olmasın ama aynı göğün altındayız, ben senden çok beter durumdayım. altı üstü bi' dosya ya, boşver. :)

gebe olduğumu öğrendikten sonra zırt pırt karşıya çağırmaya başlamıştı. en az 3 vasıta karşıya gitmem bu arada. artık dayanamayıp en sonunda tehdit ettim rapor alırım diye. 2 ay sonra şubesi değiştirildi.

bizimki durduk yere 42 kişinin maaşlarını düşürüyor, mühendisin yaptığı işi televizyon tamircisiyle bir tutuyor.

Şu an pek içlendim, herkesi içki masasına toplamak geldi içimden akşama :D Sıkmayalım canımızı, oh bak saat 2 olmuş bile! :)

@cabiday: Ah dert ortağım benim :D
seninki iyimiş yine, bendeki 2 yıldır duruşmalara girmiyor doğru dürüst, hep bende. Araştırma yaptırıyor, dönüş yapıyorum, ''Ay ben baktım zaten.'' diyor. Olmayacak iş için insanlara belli günde olacağı sözünü veriyor, sonra müvekkiller beni arayıp ''Oldu mu iş?'' diyor benim işten haberim yok vs vs...

@Douche: He ya, valla derlerdi de inanmazdım sinir stresten garip şeyler çıkıyor diye, bende de geçen yaz oldu, kupkuru yara oldu sırtım omuzlarım yüzüm... Ayrıca bu duyuru altında barışmış olabilir miyiz acaba? Öyle olsun lütfen O.o

@krem: O sendrom sadece patronlara mı var, biz neyiz, benimki sendrom değil mi? Bana da yazık. :P

Biz insan degiliz tabi :( patron yorgun, patron para ceviremiyor, patron 3 aydir odeme almadan maas aksatmamaya calisiyor, patronun hayvani ailevi problemleri var, calisan ise basit bir netcad projesini autocade dokemiyor, dokuyor da yanlis dokuyor, iki gun boyunca hatali olcu yapiliyor, calisan uzgun, calisan sessiz, patron patliyor, sonra uzuluyor ama patliyor o anin siniriyle, patron bi gun asfalt silindirinin altina yatacak sonra arkasindan "vah tuh pekte gencti rahmetli nolduki acep :/" diye sorgulayacaksiniz jiletle vucudunu kazirken.

Kurumsallar isyanda yine. Acilin hizmet sektorunun gobeginden bildiriyorum, gelmeyin tunelin sonu bombok.

Son patronum kari kiz gorunce takma dislerini dusuren bi herif. Kendisi belki is cikar diye kadin masalarinda yuzbilmemkac liralik hesaplarin ustunu tak diye cizen bi adam olarak soda limon hazirlarken tepeme dikilip "limonu az sik, pipet koyma" diye bana kendi kolumu yediriyor sinirden. Pinti pezevenk ya.

Ha bir de musteri o bardagi begenmezse beni masaya kadar cagirip "bak memnun degillermis isini duzgun yap bir daha" diyen milletin icinde rezil etmesi var. Ulan ben sana dedim bu boyle olmaz diye, ulaynn!?

Bak ay sonu geliyor simdi bunun karilardan almadigi hesaplardan acik cikacak yine. He limonu cok siktik ondan oldu he.

benim müdürüm mail okumuyor. her şeyin çıktısını alıp götürmemi istiyor. bazen çok basit bir sorum oluyor mesela. "şöyle yazdım, uygun mudur" diyorum. "hangi işti bu, yazışmaları çıktı alıp gelir misin" diyor. yemin ederim yazdırırken elim titriyor. 30 sayfa yazışmayı çıktı alıp götürüyorum. göz atıyor, "tamam, uygun" diyor.

gözünüzde 60 yaşınızda, teknoloji fukarası biri canlandıysa diye söylüyorum; bunu yapan adam 40 yaşında ve yurt dışında master, doktora yapmış biri.

benim şef 10 numaradır çoğu şeyi aklında tutar
işleri organize eder bize kendi işimizi yapabilmemiz için her türlü zemini hazırlar.

Kendisinden çok çok çok memnunuz.
Darısı başına

benim için tırnak çok önemli olduğundan puan kırıyorum ve dudaklar hiç beğenmedim dudakları burdan da kırıyorum hanım kızımıza 7 gider.

Planör kanadı gibi kaş var.

5/10

Edit: Ulan güzel kız görmesek inanıcaz. Bu kızın hangi tarafı 10? Fotoğrafta görmediğimiz başka bir kısım mı var? Bizi böyle tipsiz kızlara alıştırıp kontrol altına almaya mı çalışıyorsunuz? :)

yıldızlı on.

edit: bu kızı beğenmeyen kadın apaçık hasetlikten beğenmiyor da beğenmeyen erkek neden beğenmiyor hakikatten anlayamadım. sokakta karşılaşsalar, kız bi' gülümsese dizleri filan titrer çünkü bence. AY BANA GÜLDÜ <3 filan der çünkü bence. böyle.

abi yapmayın. tırnaklarının nesi var?

survivordaki nagihana benziyor bu en fazla 6 bence

@ bana nick .... seninki de mehmet ali erbilin kızı sezine benziyor

Sen 4 bu 7

@e bana nick

abi çok sıradan o ne ya? dönüp bakmam ben ona. ama buna bakarım.

@evde liyakat

beğenmeyen erkek. monica'cı olur kendisi.

2.5

Hasta gibi görünüyor rengi bir değişik. Ayrıca çok çiğ ve dişlek. Bir de kaşlar tövbe estağfurullah.
Benim güzellik anlayışıma uymuyor kısacası. Ben daha masum yüzlü kumral kızlardan hoşlanıyorum.

@köstebek

abla senin oğlan bundan daha güzel kabul ediyorum <3 bu biraz maskülen gelmiş olabilir sana dsnfgj

@shotgun ahah aynen benim oğlan bu kıza bin basar ashsgsf

liseli uyuşturucu temalı kızlar gibi. 5/10

Sevgilim olsa 10 uzerinden 50, esim olsa 100 verirdim. Ama boyle uzaktan 10 veriyorum. :)

6.5 anca. alni cok genis+1 ve surat yapisi ehhh. Hani cirkin degil de naif komsu kizi havasi var.. Yolda gorsem bir daha donup bakmazdim acikcasi.

4 veririm. Kaşlari gozleri falan beğenmedim çok. Gerci fotoda cirkin cikmis da olabilir. Erkeğim.

Şurada puanlamaya sunsam siteyi çökertecek bir kiz taniyorum ama yakin arkadaşım oldugu icin etik olmaz çok can sıkıcı durum :(

Survivor damla değil mi bu? 6.5 dan 7 anca

nagihan benzetmesinden sonra bi daha baktım evet hakikaten nagihanın botokslu estetikli yeni haline benzemiş.
1-alnı havaalanı gibi maşallah çok çok geniş
2-kaşlar sanırım bu kontür dediklerinden ama çok kötü böyle dümdüz kaş mı olur kısaca ifadeyi sinsileştirmiş
3- gözler kısık ve sinsi bakıyor
4-nagihana benzetmemin sebebplerinden biri de maskulen bir havası var
kısaca güzel kız görmesek inanıcaz, göz var izan var öyle dibi düşülecek falan asla değil, yoklukta giedri olur anca

kaşları gerçekten kötü ama bu yüzden puan kırmayacağım. sonuçta düzeltilmesi zor bir şey değil. ama ne yaparsan yap o ağız düzeltilmez. kadında koca ağız sevmiyorum. dudağı daha kıvrımlı olsaydı yine bir nevi. ama bu şekilde o dişlerle olmamış.

7 diyorum.

edit: tüm yorumları okuduktan sonra kızın survivor damla ve nagihan karışımı olduğuna kanaat getirdim :(

6 veriyorum.

bacımdır.

Nagihan benzetmesi çok komiiiik ve yeterince uzun bakınca sahiden benziyor. Ben de kaşlarını sevmedim ama yüz şekli dudakları falan çok güzel. Bi de daha net bir fotoğraf olsa iyiydi.
8/10

en fazla 6 veririm.

80 lerden kalma bu kadına 7/10

net cevap: 5,5

sokakta görsem güzel demem. Çok sert bi suratı var bilmiyorum kötü geldi.

6/10

edit: kadınların güzellik anlayışıyla erkeklerinki farklı. Daha önce öyle muhabbetlerim oldu, kadınların güzel dediğine erkekler demiyor, erkeklerin güzel dediğine kadınlar yok canım diyor. Tabii herkesin katıldığı bir kesim de yok değil.

Biraz erkeksi hatlari var oyle abarti guzel degil bence ama evlenirim yani neden evlenmeyeyim sartlar olgunlasirsa :/ 7,5

mevzu çıkaracak ortaokul bebesi tipi var, güzel bulmadım. 6 falan. hiç çekici bulmadığım bi tip. işi "verse skmez misin"e getireceksek çok fazla kadının gideri olabilir. pekala bu kadını da yolda görsem dönüp bakabilirim. bu illaki güzel bulduğum ya da ölüp biteceğim anlamına gelmiyor. benim için 6 bu yani, ptt 1. ligde bunun gibi bissürü kız bulursun. neyse lan niye sinire kestiysem bana ne oluyo amk

bi de erkeksi denmiş ama ben normalde sert hatları olan femme fatale tipli hanımları severim. bunun erkeksi kısmı tamam da kadın kısmı yok. normalde "erkeksi, keskin yüz hatlarına sahip" kadın seksi meksi oluyo. bunda o ikinci kısım yok. ortaokul bebesi gibi. minik de bi şey zaten, böyle ufak tefek garıları sevmiyom.

Kaşlardan 2 puan, burundan 1 puan kırıyorum. Yine ayrık kıkırdak söz konusu çünkü. Sonuç 7.


Maskülen kadın istiyorsan Erika Linder verelim. 2.bp.blogspot.com
encrypted-tbn1.gstatic.com

tamam işte ya nagihan bu
i.hizliresim.com
hatta nagihanın yeni hali daha güzelmiş o derece

2. fotoda erkeksiligi de gecmis harun abi gibi cikmis direkt, puanim 5'e dustu.. Yolda falan carpissak "kusura bakma reyiz" derdim..

Sert hatun severim 9,4 veriyorum

Ben böyle değişik hatunları beğenirim, 7.

Cool bir tarz çıkabilir bundan.

Ortalama üzeri, 6.5/10, ilk fotoğraftaki tarzı çok kötü, 2.si ise güzel.

Hasetlenecek bir durum yok, güzel değil. 5-6 falan anca.

7/10

windows old diye klasör yapmamış mı? eskiden vardı öyle şeyler

hayır arkadaş başka bir şey diyor.

windows'un downloaderı evet eğer flashdisk ya da harddiske bootable olarak yazmak istiyorsanız formatlıyor. Fakat bunun uyarısını veriyor, yazıyordu ben görüp başka flashdisk ayarlamıştım siz dikkat etmemişsiniz.

geri getirmek için mesela www.piriform.com ve bunun gibi recovery yazılımlarını deneyin. Her dosyanız gelmez ama fotoğraflar videolar vb. şeylerin bir kısmı gelebilir.

Rodriguez evet doğru anlamışsınız. Gerçekten öyle ni uyarı vermedi galiba ya. Bir kaç excel ve txt harivindekilerin canı cehenneme ya. Bu önerdiğiniz kesin getirir mi geri??

kesinliğini bilemeyeceğim ama denemekte fayda var.

Kurtarma isini profesyonel olarak yapan yerler var fakat fiyat hakkinda bi fikrim yok. Gugilda bulabilirsiniz veriler cok onemliyse

Olmaz. Çok gidersen de fren disklerin erir ancak.

İki üç saniyeden bir şey olmaz da şanzımana baktır bir ara.

şanzımana nolcak ki?

hayır zaten 2-3 saniye sonra araba uyarı verdi el freni çekili diye. caart diye sonuna kadar da çekmem el frenini tek çıt sesi gelecek kadar çekerim. ayrıca niye yalan söyleyeyim mk? iyi misin?

El freni çekili olunca araba gitmemeye çalışıyor, şanzıman ise arabayı ilerletmeye çalışıyor. Yük binebilir. Unutma, şanzıman motordan daha önemli bir sistemdir.

Sağlam bir koku çıkmıştır balatalardan ama 2-3 saniyeden bir şey olacağını sanmıyorum. Bazen amatör olarak el freni kontrolünü o şekilde bile yapıyorlar, görmüşlüğüm var. Ne kadar güce dayanabiliyor el freni diye, sonra hemen duruyorlar.

Bu panik bir çeşit ders olsun, tekrarlamamaya çalış.

koku çıkmadı. kalkışta gaza asılmadım zaten

Ne el frenine ne şanzımana ne de fren disklerine hiç bir şey olmamıştır şatgan.
Ama genel olarak daha dikkatli ol araba kullanırken :)

otomatik

hiç bişey olmaz merak etme. öyle saatlerce gidenler var, balataları diskleri bitirene kadar.

2-3 saniyeden hiç bişey olmaz merak etme.

Olmaz. O klube bir suru erkek de en az bir kere dahil olmustur.

eğer manuel olsaydı, bayan olduğunu düşünerek, hep yarım debriyaj gitmiştir, zaten debriyaj bitmiştir, bide üstüne bu tuz biber olmuştur, bi bilene ver bi iki tur atsın teşhisi koysun diye.

Araba kirilmistir :(

Araba pert.
Ne yaptın sen öyle ya..

Hiç bir şey olmuyor ehliyeti yeni aldığımda araba kiraladık yarım saat boyunca el freni çekilmiş halde gittik en öenmlisi kızlara hava atmak amacıyla araç kiralamıştım rezil oldum.

Hiç bişey olmaz gönlün rahat olsun

Bizdeki "sokak" olcu birimine denk geliyor. 1 blok =1 sokak

2 blok boyunca duz git demek, 2 sokak ayrimi boyunca duz git demek.

ABD'de sehirler genelde birbirini dik kesen sokaklarla bolundugu, ve hemen hepsinin arasi esit oldugundan blok diyorlar.

www.google.com.tr

kusbakisi bakarsan bloklari gorebilirsin.

İm from jenny from the block vardi bi de. Mahalle karisi jenny demek olabilir :(

2 blok sonra sağa don= abi 2. sağ.

kaç beygir?

95

95 hp...

astra h'tan sonra bir arkadaşın astra j'sini kullandım. çok basık geldi a sütununun eğimi ve kokpitin yüksekliğinden dolayı. araç astra h'tan çok daha ağır ancak piyasada çok satıldı çünkü ağırlığı dışında yol tutuş ve tasarım olarak kompakt sınıfın iyilerinden.

ancak paran yetiyorsa etraftan 1.6 136 hp'lik astra j'ler bakın derim. daha mutlu edecektir.

Misler gibi araba. Al kullan.

ne beklediğine bağlı.. bence yakıt ve şehir içi kullanım açısından oldukça ideal. biraz daha performans istersen 1.6 olanına bak derim. ya da tam yakıt cimrisi istiyorsan multijet 95 hp punto al derim. sonuc olarak ecotek dediginiz motor multijet'in makyajlanmışı.

şahsi fikrim 6 ileri vites araçtan şaşmamak.

Bu tip basliklara hep yazdim, hep de yazicam, fiat bravo o siniftaki en iyi araba. Kesinlikle bakin derim.

Aslında baştan belirtmedim. Pek niyetim değildi araç değiştirmek ama hem hacim için hemde tanıdık birisi temiz bir araba olduğu için yazdım bunu. Yoksa başka bir araç bakmayacam. Yine de başka araç tavsiyesi için teşekkürler. Amacım sadece bu araçla ilgili bilgi almak

Motor ve alt yapı fiat'ın. Bakımı parçası servisi ucuz ve boldur. O motor bir çok araçta var. Şanzıman Opel de 6 ileri olması gerek. Uzun yolda tasarrufa olumlu katkısı olur.
Performans polodan sonra üzmez. Ama ondan bir tık daha ağır bir araba. Bunu hissettirebilir. Geçmişi düzgünse onun dışında problem çıkaracağını sanmıyorum.

performans olarak uzun yolda turbo desteğiyle hiç bir fark hissedemezsiniz. istanbul trafiğinde de verdiği dizel torku 0-100 zaafını telafi edecektir. ayrıca yakıt tüketimi kullanıma bağlı çok değişken bir araçtır. bastığında tork istiyorsan yakar. ve polodan sonra saraya taşınmış gibi hissedeceksin. iki aracı da kullandım.

Bize böyle kodlanıyor. "Aman insan içinde ağlama", "aman sakın ağlama" gibi cümlelerle büyüdük çoğumuz. Ağlamanın güçsüzlük olarak nitelendirildiği bir toplumda yaşıyoruz.

muhtemelen alacağın cevabın; -ya boşver ya da -takma kafaya gibi baştan savma ve işe yaramaz cevaplar olacağını tahmin edebiliyor ise ne demeye ona derdini anlatsın? veya paylaşsın?
veysel baba ile bağlayalım;

Anlatamam derdimi dertsiz insana
Dert çekmeyen dert kıymetini bilemez
Derdim bana derman imiş bilmedim
Hiç bir zaman gül dikensiz olamaz

@üğpoıuy nedenini biliyor musunuz?

o insanlardan biri olarak; kimseye hassas yanlarımı göstermeme takıntım var. O sebeple özelimi açmam, güçlü bilinirim.

ben de böyleyim, üstüne mutlu görünüyorum. nedeni ise kendi mutsuzluğumu insanlara bulaştırmak ya da göstermek istememem sadece. sadece seçilmiş olanlar bilsin yeterli.

bana söylenen, öğütlenen bir şey de değil bu.

Bu insan benim ve bu olayın yadırganmasına asla anlam veremiyorum.
İnsanların yanında ağlamaya falan utanmaktan bahsetmiyorum, paylaşmamaktan bahsediyorum.

Öyle veya böyle olumsuz düşüncelerimi, hislerimi kimseyle paylaşma gereği duymuyorum ben. Çünkü bence paylaşmanın bana en ufak bir getirisi yok. Canımın sıkkın olduğu zamanlarda denk gelip ısrarla soran olursa da bunu söylüyorum, "anlatsam kime ne katacak" diyorum, kimsenin bir cevabı yok bu soruya. Yani ben açık ve net bir şekilde rahatsızım ısrarından, neden diretiyorsun ki? En öteye gidebileni "anlat rahatlarsın" diyor. Ya nedir beni rahatlatacak olan? Anlatsam ağzımdan çıkacak cümleleri ben zaten kafamın içinde bütün gün boyu kuruyorum. Sesli söylesem ne değişecek yani? Sen nerenin bilgesisin ki yani bambaşka ulu bir bakış açısıyla mı bakacaksın da sorunu çözeceksin. Hepimiz götü boklu tipleriz işte. Hayır zaten bu ısrarı yapan adamın niyeti senin benim sorunuma yeni bir bakış açısıyla yaklaşıp, belki rahatlatacak bir çözüm önerisi sunmak değil ki. Senin benim rahatımı düşünen adam zaten YA ANLATSANA NOLUCAK diye inatla ısrar etmez. Adamın tek derdi merakı. Merakını giderecek, tüketecek senin hikayeni televizyondaki diziler gibi, gidecek. Gerçek bir samimiyetsizsin lan sen.

Bir de kusura bakmayın, kimse kimsenin derdini kendisininki kadar umursamaz, umursayamaz. Yani benim hayatımın seyrini tamamen değiştiren bir olay, en yakın arkadaşım da olsa, bir başkasının iki dakika sonra unutacağı bir olay. Bu durumda ben gerçekten benim için kritik, gerçekten önemli olan bir şeyi neden x kişisinin vakit geçirmesi için dillendirmek durumunda olayım ki yani? Çünkü o, sadece anlattığım süre boyunca ve belki ondan sonra arada sırada denk gelirse üçer beşer dakikası daha bu konuyu öyle "ulan ne kötü, vay ne acayip" falan diyerek geçirecek.

Bence buna kimsenin ihtiyacı yok. Kendi kendine kalabilen, bir şeyleri yaşayıp sindirebilen insan olmak bence her zaman daha iyi. Her ayağı kaydığında YA NOLDU BİLİYO MUSUN diyen insan gözümde net zayıf insandır.

üğpoıuy ile benzer sebeplerden. güçsüzlüğünü insanlara gösterirsen, zayıf yanlarını açık edersin ve ileride gelebilecek daha büyük zararlara karşı açık vermiş olursun. basit bir mantık. kendini koruma içgüdüsü.

kimsenin yanında kolay kolay ağlamam. bazen sinirden tutamadığım olmuştur o ayrı.

sebebine gelirsek; samimiyetsiz teselli cümleleri ve paylaştığın insan mutluyken senin mutsuzluğuna başarısızca dahil olmaya çalışma çabasını görmek gibi sinir bozucu şeyler sanırım.

"Soyleyemem derdimi kimseye,
Derman olmasin diye,
İnleyen su kalbimi,
Agyar duymasin diye.

Sakladim goz yasimi..."

Vs gibi sarkilarda turkulerde de irdelenebilecegi gibi arabesk bi toplum turk toplumu. Genelde "ben aci cekeyim cektigim acidan herkesin haberi olsun ama hepsi bilmiyomus gibi yapsin" "sonra manitam bana acisin seviselim" gibi bir durum var. Aglamak bambaska bisey konudan bagimsiz olarak. Ama genelde boyle.

Bu konu hakkında çok uzun konuşulur günlere haftalara sığmaz fakat kısaca naçizane fikrim; eğer sadece başkasının yanında ağlamaktan çok utandığıysa mesele, daha önce ya hiç göstermemiş olduğu yüzünü göstermekten çekiniyordur ya da kendisini ağlatan "her neyse" o durum karşısındaki acizliğini açığa çıkarmaktan korkuyordur. Yalnız bu ikincisi bir nevi kendi kendisiyle hesaplaşmasıdır insanın. İnsan "ego" su her durumu her şekilde geldiği gibi göğsünde yumuşatıp oyuna sokabilme kabiliyetine tek başına sahip değildir. Bunu mutlaka kültürel birikimler ve bireysel yeteneklerle desteklemelidir. İnsan içinde bulunduğu kültüre ve kendi kişisel bilgi birikimine göre bunu ya çok doğal ya da çok sıradışı algılyabilir. Yani ağlamak içgüdüsel olarak varlığımızda tohum olarak bulunsa dahi, bu ihtiyacı karşılamak için uygun şartları sağlamak neredeyse imkansızdır. Bu yüzdendir bazen bazı insanların yalnız başına hıçkıra hıçkıra ağlaması. Oysa bazı üzücü durumlar çok ama çok daha kolay atlatılabilir acılar gerçekten teselliden öte bir paylaşım alanı yaratabilse kendine...

Not: Ben böyle dedim diye böyle olacak değil ama bilirsiniz, insanız ve insana ait olanı anlayabiliriz...

Yani bu derdini belli etmemenin altında yatan nedenleri kısaca şöyle özetleyebilir miyim?

-Bireylerde toplumdan ve aileden gelen bir "güçlü ol" mesajı var. Ağlamak bu mesaja göre şekillenen kimliği zedeler.

-Bazı insanların derdi sizi teselli etmek değil meraklarını gidermektir.

-İnsanlar teselli verirken samimiyetsiz davranabilirler.

-Derdini anlatmak çoğu zaman bir şeyi değiştirmez.

-Ve başka yerlerden edindiğim bilgilere göre de diğer insanlar maalesef ağlayan kişinin mutsuzluğuna sevinebilirler.

Toplumun güçlü olma, dik durma normu daha çok erkekler için geçerli. 'Erkekler ağlamaz' diye bir laf var. Hatta daha ileri gidelim 'Karı gibi ne ağlıyorsun/gülüyorsun' bile derler. Erkeğe bu coğrafyanın yüklediği en ağır yük bence zayıflığı gösterememek, ancak yakın hissettiği bir kişinin yanında ağlayabilmek, ortalıkta ağlayamamak. Hint filmlerinde vardır, erkeklerin sürekli gözleri dolar ve ortalık yerde salya sümük ağlarlar. Erkekle başlayan bu süreç, güçlü erkeğin yanında kadının da güçlü olmasını gerektiriyor; çok ağlamayan insan sürekli ağlayan bir insana katlanamaz. Üstelik kadınlar da bu şekilde yetiştiriyorlar evlatlarını. İstediğin gibi ağlayama, istediğin gibi duygulanama; bir süre sonra insan katılaşıyor. Bir süre sonra artık duygular da dibine kadar değil, daha yüzeysel hissedilmeye veya öyle gösterilmeye başlıyor.

Tabii bir de toplumdaki ağlamamanın yanında, bir de arabesk altyapıdan gelen 'çekilen acıyı yüceltme' kültürü de var. Kolombiya dünyanın en mutlu üçüncü ülkesiymiş. Adamlar fakir, sürekli bir olay yaşanıyor ülkede ama en mutlu ülkelerin arasındalar. 'Niye, manyak mısınız' dedim, 'Biz acı olayların nasıl üstesinden geldiğimizle gurur duyarız. Mutluluklarımızı yarıştırmayı severiz' demişti; biz ise üzüntülerimizi, acılarımızı nasıl yüklendiğimizi yarıştırıyoruz. Sabah programlarına bak, sürekli bir trejedi, sürekli ağlayan insanlar. En sevilen filmler en çok duygulandıran, ağlatanlar. Belki de güçlü görünüşün altında ağlamaya fırsat kollayıp bir bahane yaratıyoruz; şarkıya, filme sığınıyoruz. Efkar diye bir kelimemiz var diğer dillerde çok karşılık bulamayan. Efkarı yüceltiyoruz, romantikleştiriyoruz; bir silkinip kendimize gelmeyi değil. Akrabalarımız, bir önceki nesil 'Ben en çok bunu yaptım, ben en çok şunu yaptım', 'Aaa, o da bir şey mi, asıl ben neler çektim, neler', 'kan kustum, kızılcık şerbeti içtim dedim' diyerek omzundaki yükle savaş veteranı gibi gurur duyuyor neredeyse. Tamam, Kolombiyalılar çılgın, yanardağ köyü yutunca adamlar 'Nasıl olsa üstesinden geliriz, oh salsa' diyorlar ama bizimkisi de çok ağır, çok baskılayıcı.

Aslında ağlıyoruz ama özgürce değil, usturupluca, kurallar çerçevesinde.

Tabii bir de 'Duygularımla barışık olacağım' derken 5 yaşında gibi her şeye ağlama uç durumu var. Bir arkadaşım herhangi bir tartışma sırasında ağlayabiliyor. 'Bu öğlen yemeğe gidemeyeceğim, çalışmam gerek, işleri bitiremedim' diyorsun (ki sözleşilmiş yemek değil, her günkü yemekhane), anında ağlamaya başlıyor. Bana en çok karşılaştığı şeyin kendisine 'Duygu sömürüsü yapıyorsun' dendiği idi ama kız çok rahatsızdı kendi halinden, en ufak şeyde ve her gün mutlaka bir şeye ağlıyordu. Normalde 'Duygularınla barışık ol, onları yaşa' denir ve bunun sağlıklı olduğuna inanıyorum; bu duygularıyla barışık olmaktan ziyade duyguların insanı esir alması gibi bir şey. O da terapiye gidiyordu bu durumu kontrol altına almak için.

Derdi başkasına anlatmamak kısmına gelince, tek nedeni bir de karşımdaki kişi ile uğraşmamak olabiliyor zaman zaman. Bazen kendi kendine kolay atlatabileceğin bir şey, senin hayatına burnunu sokmak isteyenler tarafından daha karmaşık hale getirilebiliyor. Örneğin, o gün sevgilinle tartıştın ama çok da büyütülecek bir durum yok ve akşam öpse geçecek. O an moralin bozuk ama başkasına anlattığında abartılı tepkiler alabiliyorsun. 'Sana nasıl bunu yapar'lı, 'Bak, şerefsiz'li tepkiler alabiliyorsun. Tam bu durum olmadı ama atayım yine, mesela sevgilin 'Bugün buluşmayayım, ben uyuyayım' dedi; yani bunu büyütecek ve ilişkimin içine girmek isteyen, 'Vay efendim, nasıl böyle yapar. Suçlu sensin, tamam demişsin' diye abartacak birine dert anlatmak istemiyorum. Kimdi hatırlamıyorum; bir uzmanın 'ateş rahimliler' dediği bir grup var mesela, Kadınlar Kulübü'nün saldırgan üyeleri gibi her şeyi büyütmeye ve her an saldırmaya hazır, sürekli sinirli grup; onlara bir şey anlatmam asla. Pireyi deve yapabilir. Acımı olduğundan çok büyüten gruba çok bir şey anlatmam; zaten moralim bozukken daha da dibe göndermenin anlamı yok. Benzer şekilde o an dert anlayacak durumu olmayana da bir şey anlatmak için uğraşmam. Benzer şekilde yargılarına güvenmediğim ve çocuksu, aksi, benim gözümden göremeyecek, vb. gördüğüm birine de çok fazla açılmam.

bu soruyu başka bağlamlarda cevaplamış arkadaşlar; ben kendim için cevaplayacağım.

zayıf olduğum bir anı tanıdığım kimseye göstermek istemem, o yüzden başkalarının yanında ağlamamak için koşarak uzaklaştığım olmuştur. kalbim kırılır, kimseye söyleyemem. söylersem daha da gerçek olacakmış gibi gelir çünkü.

ha ama ne bileyim yolda üzücü bir şeyle karşılaşırım, iki gözüm iki çeşme ağlayarak aksiyon aldığım, ya da alamadığım çok olmuştur.

Seni öldürüp bitiren şeyin karşındaki için bir şey ifade etmemesi, bu dertlerin gün gelip sana karşı silah olarak kullanılma ihtimali ve utangaçlık.

ilk işime sınavla girdim.

daha sonra 2 kere iş görüşmesine çağrıldım. 2'si de ilana çıkılan işler değildi. Çok iyi koşullara sahip bu 2 iş için de bana görüşme teklifi linkedin mesajıyla geldi.

linkedin profilinizi güçlü tutun. ve tabii altını doldurabilecek şekilde kendinizi geliştirin. süslü cümleler yeterli değil, eğer altında bulundukları başlıklarda çok güçlü değerler (iyi okullardan mezuniyet, değerli sertifikalar, iyi şirketlerde/kurumlarda işe yarar pozisyonlarda çalışmış olma vb.) yoksa.

önce bi yere gireceksin, 3-5 demeyeceksin sonra 1 sene sonra ne kadar ekmek o kadar para mantığıyla yeni işe gireceksin.

@anamuhalefet & @hailtothethief: işte o profili dolduracak bir şey (ne staj, ne deneyim, ne harika bir okul) de yok ki. zaten uluslararası ilişkiler okudum, tek artısı ingilizce idi eğitimim.
işverenler deneyim istiyor, işe başlamadan da deneyim olmuyor. böyle bir kısır döngüdeyim.

Hala var mi bilmiyorum ama avrupa birliginin hibe projeleri oluyor, merkezi finans ve ihale birimini takip edersen belki bir seyler cikarabilirsin. Google da ab ilan ve cfcu diye arat

işte onu okuyoken sınıf arkadaşların bi yerde part time çalışıp sağlam staj ayarlarken düşünecektin
ben düşünmedim de
hehehe

3 kere kariyerden buldum. Birinde de firmaya mail atmistim, görüşmeye çağrıldım ve işe alındım. İzmir'de buldum hepsini de. Bir de istanbuldaysaniz şansınız daha fazla görüşmeye cagrilmak yönünden. Bir kaç ayda iş bulamadım diye üzülmeyin, yeni mezunun is bulması biraz daha zor.

Biraz saçma gelebilir ama ücretsiz staj gibi çalışmayı öner büyük ihtimalle kabul edecekler. 1 sene 2-3 büyük birmada böyle çalışırsan sonra tahmin edemeyeceğin gibi açılabilir kapılar

Kariyer.netden birsuru ilana basvurdum. Kafama gore. Once online sinav sonra grup mulakati sonra birebir mulakatla ise basladim.

Yanlislika yollaya bastim, neyse devam edeyim, bu projelerde donemlik sozlesmeli personel calistiriyorlar. Koordinator yardimcisi vs gibi pozisyonlara basvurabilirsin, maas fena degil. Belko birseyler cikar, iyi bir baslangic olur senin icin

demem o ki, benim cv epey güçlü olmasına rağmen kariyer.net'teki göreceli daha vasat işlerden doğru dürüst dönüş alamadım ama ilana çıkılmayan çok iyi imkanlara sahip işlere linkedin'den başvuru bile yapmadan direkt çağrıldım.

bu arada, linkedin'deki ilanlara olan başvurularıma da hiç görüşme için dönüş olmadı :)))

demem o ki, ilanla çok zor. ya headhunter'lar veya şirketlerin ik'ları seni keşfedecek (ki sadece linkedin değil burada yararlanabileceğin kaynak, genel başvuru havuzlarından da bulabiliyorlar bazen), ya da arkadaş, eski mezun vs. referansıyla cv'ni doğrudan inceletme şansı bularak görüşmeye çağrılacaksın.

şimdi aklıma geldi: aslında kariyer.net başvurularımdan da 2 kez görüşmeye çağrılıp gitmiştim ama biri poliçe pazarlama işiydi, biri de bir özel üniversitede güzel ama düşük maaşlı bir idari işti. maddi imkanları çok düşük olduğu için bende iz bırakmamış o görüşmeler, aklıma bile zor geldi.

saydığın sitelerden hiç iş bulamadım malesef, genelde tanıdıklar vasıtası ile iş buldum.

@melengich: tam tersine istanbul'da çok daha zor. en kötü bir ilana bile başvuran sayısı binleri buluyor. hiçbirinden de çağrılmadım.

ailenin maddi durumu nasıl? cv'ni geliştirecek iyi, kurumsal ve sana "meslek" edindirecek bir şirkette düşük maaşla birkaç sene çalışmaya katlanabileceksen, milletin kaçtığı zorlu, çok mesai isteyen, kölelik düzenine dayanan işlere başvur. bunun en iyi örneği audit firmalarıdır mesela. adamı sömürürler, it gibi çalıştırırlar ve hem iyi giyinmeni vs.isteyip hem de asgari ücrete yakın maaş verirler. ama dişini sıkarsan ilerde iş ararken çok sıkıntı çekmezsin. öbür türlü şimdi bir sıçrarsın ama ileride yine iş araman gerektiğinde zayıf kalan cv'n nedeniyle yine zorluk yaşarsın.

@dannyb: maddi durumumuz da pek iyi değil ücretsiz çalışmama fırsat olacak kadar.

@anamuhalefet: zaten o yerlerde çalışmaya mecburum zannedersem.

hedefi küçük tutarak başlarsan olabilir aslında.
şimdi sana bi yirmi sene öncesinden örnek vericem, sektör ve ortam aynı değil tabi ama bi fikir verir belki.

o zaman bi önlisans okuduydum, normal sürenin üstüne iki dersim kalmıştı, yazın çalışıp harç ödemek gerekiyordu. alanımda bi büroda sekreter arandığını duydum, azımsamayıp girdim. oldukça isimli fakat bir o kadar da arıza biriydi patron. ilk dönem okul için bi yarım gün izin aldım, dersleri verince bu sefer mesleki kurs için iki yarım gün izin aldım. izni verdi ama her seferinde ağlaya sızlaya çıkabildim, yine de kursu bitirdim bi şekilde. sonra başka bi büroya başvurdum, cv'de bu firmayı ve aldığım eğitimi göstererek (bu arada pozisyon yazmadım; yani sekreter değil de teknik eleman olduğumu düşünsünler istedim, ama yalan da yazmadım yani :P o zaman cv'ler çok detaylı değildi diyelim :) staj yerlerim de fena değildi. teknik eleman olarak işe alındım, tasarımları dijitalleştirmek üzere. bir kaç hafta içinde ufak ufak tasarım yapmaya başladım sıkıntıdan, oldum mu junior tasarımcı :) sonra başka bi ofise geçtim. bu sırada geçmiş 3 yılın tecrübesi sayesinde yeni başlayan lisans mezunlarından daha fazla kazanıyordum. ama baktım ki, tekniker olarak zabahlara kadar çalışmanın sonu yok, dedim biraz daha okuyayım madem. sonra okumaya başladım tekrardan, ondan sonra da önünü alamadık :s

haa çok pembe bi tablo çizmiş de olmayayım. o sıralar 17 yaşında idim, enerji vardı. yoksa bahsettiğim ilk işyeri sağlık durumları nedeniyle ofisi kapattı, bizi arkadaşının ofisine geçireceği sözü ile oyalayıp ortada bıraktı. ikinci yer bir kez bile paramızı vaktinde vermedi, aylarca her öğlen -koordinatör dahil- simit yedik. nihayet iflas ilan ettiler de parayı kurtardıydık.

özetle, bi yerinden tutabilmek için azıcık azim, sebat falan bişeyler yapmak gerek. gelecek güzel günler için..

mesleğinizle ilgili facebook grupları vardır, onlara da bakınız.

cvyolla.com' u bir dene. 1 haftada 3 görüşmeye gitmiştim

Sadece internetten iş aramak asosyal bir insanın yapacağı bir iş. Yeni bir iş bulan yüz kişiden en fazla on tanesi internetten iş bulmuştur diye tahmin ediyorum.
İş bulmak tanıdık vasıtasıyla olur. Akraban olur, komşun olur, arkadaşın olur, okuldan bir hoca olur, kahvehaneden birileri olur veya mahallenin bakkalı bile olur . Her yere herkese haber vermen lazım, telefon defterindeki herkese "şu an için boştayım çalışabileceğim bir yer olursa bana haber et mutlaka" diye mesaj atman lazım. İşkurdaki ve yerel gazetelerdeki ilanları takip etmen lazım.
İnan bana kariyer sitelerinde senden daha donanımlı birileri aynı ilanlara başvurmuş oluyor zaten.
Allah kolaylık versin, piyasa çok kötü inşallah gönlüne göre bir iş bulursun.

Ayrıca diğer arkadaşlarında belirttiği gibi "ben üniversite mezunuyum, 5000 lira maaşla müdür olarak başlamalıyım" gibi bir düşüncen varsa acilen kurtul ondan. Beklentin, asgari ücret olsun.

staj yok, deneyim yok, okul iyi değil, askerlik tamam değil. sen işveren olsan seni alır mısın?

bu durumu meşru bulmuyorum tabii ki ama ülkede bir gerçek var, hayatta kalmak için ayak uydurmak zorundasın.

ben üniversite bitmeden buldum; stajla başlamıştım hala çalışıyorum.

@piremses: ne yapayım yani? devlet de hacettepe, odtü, istanbul, galatasaray, boğaziçi gibi kaliteli üniversiteler dışındaki okulları kapatsın o zaman?
staj olayı yoktu bizde, keyfimden gitmemezlik yapmadım sonuçta.

tamam, işverenlerin gözünde parlak biri olmayabilirim ama elimden gelen bir şey yok ki.

mezun oldum yatıyom

@batuhan karşim, hayırlı olsun, darısı başımıza.
@want, o ne biçim episode sayısı yav o.0

gs karabük maçını izliyorum daha bitane pozisyon yok amk seyirci de yok iğrenç maç. Türkiye ligi beş para etmez.

@acemi, hayat sana güzel :/
@hail, autocad çizmedim mi özlüyorum ben valla :P
@nuevo, kapat onu karşim, sinir yapma..

Bisikletlerimi elden geçirmem lazım ama kaytarıyorum.

ya ilanlara bakıyorum elektronikçiden autocad niye istiyolar bilen var mı? aramaya üşendim.

@kargn, yaz başı bakıma götürecektim bisikleti. kış geliyo, ben hala cayır cayır yağsız bisiklete biniyorum :/
@hail, fena teklif değilmiş hani..
@batuhan, devre çizmek için olabilir mi acaba?

@hail, memur olarak günü 80bin m2lik şantiyede geçirene denk gelmen ne acı bro :D
o maaşı da anca gördüm yani 5 yıllık memur olarak..

Hahah, "yea memur olurum gecesi belli gunduzu belli, saat bes dedim mi ben kacar aga, haftasonu baliga giderim, pazar sabahlari kosarim bile lan" diye aklindan hiiic gecirmedin tabi :)

1 saatimi ne yiyecegimi dusunerek cope attim. Sonunda yedim.

@hail, yok ya demedim. biraz mecburiyetten öyle şeyoldu :)
@stavro afiyet olsun. hem yemek, hem hunharca ziyan ettiğin zaman için :P

Cuma'ya yetiştirmem gereken bir ton iş var ama hala gereksiz gereksiz şeylerle uğraşıyorum.

@les, ihtiyacın olmayabilir ama formülü şuraya bırakalım:
niye ötelediğini analiz et ve gerçekçi cevaplar bul. sonra da ufak parçalara bölüp aşama aşama hallet. geçmiş olsun :P

3 kilo patlıcan, 2 kilo kabak, 4 kilo fasulye doğrayıp bir kısmını ipe dizdim. biriyle ip atlayacaktım vazgeçtim. uslu uslu onları balkona serdik. şimdi osho okuyup uyuyacağım. çok seviyorum bu adamı tavsiye ederim.

odtü'nün basic of writing kitabını arıyorum.

elinde olan var mı pampalar?

@for day, kuru iklimin kıymetini bil :) tavsiyeyi yazdım.
@kupi, pdf'ini yükleyen olmuştur belki, dijital ara derim.

ben de hala basic of writing'i arıyorum ama bulamıyorum.

@manuel pdf arıyorum zaten ama bu kadar alenen yazmayayım demiştim. sonra sıkıntı çıkmasın diye :)

5' ekran fikrini bulan adama sitem ediyorum.

mouse'un pilini değiştirdim.

Dolapta bi 35lik rakı varmış, onu açtım peynir koydum, oturuyorum. Güzel bir akşam.

Motordan geliyo. Over rev yapmis.

devir kesiciye giren motor sesi sanırım

İmkansiz. Porsuk falandir.

Oklu kirpiymis. Adanada gordum. Ve evet boyut olarak cok buyuktu. Abartma yoktur.

"adil bir dewlet buna izin vermemelidir"

dewlet izin weriyor onlar da qullanıyor. Bir sıkıntı yok.

edit: esas düşüncemi şurada yazmıştım, buradaki cevapları da okuyabilirsiniz.
www.eksiduyuru.com

Senin de paran olsa sen de bedelli yapacaktın.

Parası olan okuyor olmayan da okuyamıyor.. askerliğe gelene kadar pek çok şey paraya bakıyor bu ülkede. Paran varsa git kıbrısta tıp oku fen edebiyat puanıyla doktor ol

Devlet izin vermemeli iste tam da onu soyluyorum, evet param olsa elbette ben de kullanacaktim bu hakki, zorunlu askerlige karsi oldugumu yazdim zaten ama devlet boyle bir haksizliga izin vermemeli, aksi halde mesruiyeti sorgulu hale gelir bence, bir soz de tiptan bahseden arkadasa, sen meseleyi hic anlamamissin..

bedelli yapanların çoğu bankadan kredi çekip eşek yükü faiz ödedi. öyle kafandaki gibi ensesi kalın tipler zaten her türlü yırtıyor, bedelliye ne hacet. tükürmüşüm adaletine, bir şekilde parayı denkleştiren kendini kurtarsın. diğerini de allah kurtarsın.

Oyle yagma war kanki. Hatta god of war. Hepimiz kratos reyizin askerleriyiz aslinda. Olimpos da bence gayet adil bir dewlet.

Bedelli olmali, olacaq.

Bedelli olmali diyenler hak ve vicdan tarifi de yaparsa iyi olur sanki

Kendilerine yaradi mi adaletsizligi savunurlar mi?

Guzel kardesim, mantiginiz iyi ama gelistirmeniz lazim. Bakin ben asker cocuguyum. Yillarca askerlerin askeriyenin icinde yasadim. Daha ilkokula giderken askeri arac ile okula gidip geliyordum lan? Disarda hamburger 5 lirayken 25 kurusa hamburger 2 liraya ayi gibi karisik izgara yiyordum. Bunlari bi cebinize koyun.

Simdi bundan sonra olabilecek herangi bir savasin siperlerde yapilmayacagini tahmin edebilecek kadar akil izan sahibi oldugunuzu varsayiyorum. Yani sayica ustunlugun bir boka yaramayacagi gun gibi ortada. Doguda sizin tabirinizle her gun namlu ucunda yasayan askerlerle 10 yasindaki subay veletlerini okula goturup getiren, gazinoda ocak basinda komutan egleyen askerler arasinda bir adalet var mi sizce?

Bakin, siyasete girmek istemiyorum fakat t.c tarihi boyunca askerin sayica ustunlugu darbelere ve dolayisi ile dis guclere comak olmaktan baska bir ise yaramamistir. Kimse hananiskm turk ordusu cok guclu busuru askeri var biz gacalim diye bakmiyor olaya. Dolayisiyla askerligin zorunlu olmasinin, sansina gore yemekhanede patates soymanin veya terorist avina cikmanin hicbir kisminda adalet yok.

Simdi o cebinize koydugunuzu cikarin oradan, ulan memleket ekonomisinin dibirina dibirina nasil koyuluyor tahayyul edebiliyor musunuz? Ben basit bir ornegim. Lan bu devirde 100lira kira, 10 lira elektrik, 100lira yakitla oturulan bir yer mi var? On tane boncukla yaz tatilini kampta yapmak diye bir olay mi var? En siktriboktan otelin geceligi 100 kagitken 20 liraya orduevinde yasamak diye bir sey mi var? Hani la adalet?

Oldu mnakoim, ben senelerce dirsek curuteyim, muhendis vs bisey olayim, is guc gailesine duseyim vs gibi sebeplerden askerligi erteleyeyim, sonra sirf kolumda sirtimda dovme var diye versinler beni rdm taburuna, allahin gunu kavga gurultu icerisinde omrumun en verimli zamanlarini izmarit toplayarak harcayayim sansliysam, sansli degilsem hain bi pusuyla o****u cocugunun biri gelip arkadan ense kokume sıksın bitane. Hani la adalet? Kusura kalma hemso, oyle adaleti s*kerler.

Son olarak madem bu kadar adalet duskunusunuz, yurtdisinda calisip 3 yilini dolduranlar 1000 euro karsiliginda askerligini tamamlarken neden kimsenin giki cikmiyordu? Biraz hakkaniyetli olun, sacma sapan argumanlarla olayi carpitip insanlara vicdan yaptirmaya calismayin.

Cok sey anlatmaya calisip hic birsey anlatmamaya guzel ornek olmus, bravo..
Askerligin butun boktanligini anlatmissin, guzel...
Eeee,
Simdi, parayi basan bunu ceksin basamayan olsun demek neyin nesi?
Ayrica bedellinin yurt ici de yurt disi da her turlusu sacma arkadas, ya kimse yapmayacak ya herkes yapacak, ki ben yine soyluyorum kimsenin yapmamasindan yanayim,polislik gibi meslek olur, isteyen maasi karsiligi yapar, iyi de bir istihdam kaynagi olur

birincisi bedelli askerlikten faydalananları homojen olarak üst bir ekonomik sınıfa yerleştirme varsayımımızı bir kenara bırakalım, yakınlarından borç alarak, kredi çekerek, yaptığı birikimi vererek bu veya bunlardan birkaçını aynı anda yaparak da bu haktan faydalananlar oldu

ikincisi fırsat eşitsizliği ekonomik olarak ilkokuldan itibaren başlıyor, buradan hareketle üniversite okuyanın 6 ay okmayanın 12 ay askerlik yapması da fırsat eşitsizliğinin sonucu

burada kimsenin emeğini küçümsemek ya da cevap vermek amacıyla değil ama genel olarak ben dirsek çürüttüm o kadar sene okudum demek aslında kendi ayrıcalığının farkında olmamaya denk geliyor

evet o kadar sene dirsek çürütebilmek de sınıfımızın bize sağlamış olduğu ayrıcalıklardan, balık olarak içinde yüzdüğümüz suyun farkında olmayabiliyoruz bunu o yüzden yazdım

bedelli askerlik fırsat eşitsizliği ama tek değil ya da eşitizlik buradan başlamıyor öncesini de kaçırmayalım

herkesin askerlik yapması değil kimsenin zorunlu askerlik yapmaması tarafındayım

belki w3teki maptendir?

Yok degil ya w3 sesleri tamamen farkli. Buna ekleme yapmis bi sekilde.

Source oyuncak gibi bir şey. Her şeyiyle oynanıyor. How to edit dota 2 sounds falan diye aratirsan kesin çıkar bir şeyler. Source 2 oldu sanırım o oyun. Yeni yöntem bulmuşlar mıdır bilemem.

Fissure! sesini araya ekleyip arkasına sansür koymuş.
dota2.gamepedia.com

son yaşadığın tedirgin edici olaylardan dolayı.

ben de aynı şekildeyim. eskiden korku filmlerini sırıta sırıta, dalga geçe geçe izlerdim şimdi senin gibi trailer bile izleyemiyorum ödüm bi' tarafıma karışıyor. ben bu durumu artık yalnız yaşıyor olmama veriyorum. zihnimden bu tarz şeyleri uzaklaştırmak istiyorum, durduk yerde aklıma düşmesin, tedirgin olmayayım, rahatla uyuyayım istiyorum. bu sebeple bir savunma mekanizması geliştirmiş olabilirim.

Gercekten korkutan korku filmi mi yapmislar? Yalniz izliyosan bi de bi esin dostunla falan izlemeyi dene bi de oyle bak korkuyo musun. Cevap evetse tebrikler, filmlerde ilk olen sismanin ruhu senin bedenini ele gecirmis :(

küçükken envai çeşit böceği bir kavanozda biriktirip gözlemleyen ben, şimdi her tür böcekten deli gibi korkuyorum. insan gerçekten hayret ediyor.

Scott pilgrim vs the world vardi galiba.

Filmin sonunu tam hatirlamiyorum ama guzel ve senin istedigin tarz gibi kalmis aklimda. Muzikleri cok guzeldi onu net hatirliyorum bak. Amaan izle gitsin begenmezsen mesajla sovebilirsin :/

500 days of summer
(tam hatırlamıyorum bir kısmında elde ediyor olabilir ama ben beynime friendzone filmi olarak kodlamışım)

Little Manhattan (2005)
Bright Lights, Big City (1988)
Addicted to Love (1997)
No Small Affair (1984)

3ü de degil ama ben 1 günümü sinopa ayirirdim.

Trabzon ayağında; ayasofya müzesi,sümela manastırı görülür. akçaabat köfte yenir. Giresun/ Orduya birşey bulamadım.

Giresun kalesine çıkın, Espiye park pide de mutlaka ama mutlaka pide yiyin. Ordu da da Boztepe ye çıkarsınız.

Pideyi samsun'da sampi de, doneri yine samsun'da saathanedeki lezzet lokantasinda (yalniz saat 4e kadar falan gidip yemeniz lazim doner bitiyo kapatiyo sonra adamlar) yiyin. Orduya giderken tunele girmeyin, bolaman tarafindan gidin soforunuze guveniyosaniz. Yol uzerinde once beyazkum da denize girin, sonra yason burnununa ugrayin. Boztepeye cikin.

Giresun kalesi giresundaki tek secenek sayilir.

Trabzona giderken vakfikebirden ayi gibi ekmeklerden alin. Akcaabatta durun herangi bir koftecide kofte yiyin. Sonra meydanda zorlunun karsisindaydi en son simdi hala orda mi bilmiyorum da fevzi hocayi sorun sorusturun bulun. Balik ve laz boregi gomun. Uzungole gidin orda alabalik gomun. Genel olarak gomun yani. Zaten yol uzeri manzarasi ozellikle bolamandan giderseniz size yetecektir.

Hey gidi garadeniz :(

Sıcaklıklar ölçülmeye başlandığından beri en yüksek 6 ayı yaşamışız diye bir haber okumuştum geçenlerde

İzmir için konuşuyorum; geçen yaz da hemen hemen böyleydi ama ilk kez oturduğum yerde sırtımdan damla damla akan teri hissediyorum bu yaz. Sanırım geceleri geçen yazdan daha sıcak.

Ben uyurken hic terledigimi hatirlamiyorum mesela ve gorece en serin bolgedeyim ona ragmen belim ve sirtim nemli uyaniyorum terlemisim uykumda. Hic hatirlamiyorum uyurken terlemeyi burada.

bu sene iyi sıcak yaptı-ankara

benim tespitim şu yönde: eskiden hava sıcaklığı 36-37 derece falan oluyodu. şimdi 29-30 göründüğü halde öldürüyor. klasik nem geyiği midir başka bi şey midir bilmem. hava durumuna baktığın zaman abartılı ya da aşırı olmayan bir yaz havası ama özünde insanı bişiriyor, yakıyor. bu sene böyle geldi bana.

YANIYORUM izmir de öyle. ölücem.

İyi de bu sene yaz bildigin haziranin sonunda geldi, cok net haziran 24uydu, batikentte parkta gece ziftlenirken hirkayla usuyup eve kactigimizi hatirliyorum. Birakin da bi 15 20 gun sicak yapsin. Bence gayet normal hatta bu sene dogru duzgun yaz bile olmadi diyebilirim.

Not: su an ankara'da degilim :D

@hailtothethief Yaz normalde 21 hazirandan sonra doludizgin geliyor zaten :p bir gunde degsiyor sicakliklar. bir gunde yaz geldi diyoruz hatta o gun.

Bu sene sıcaklıkların küresel bazda rekor kıracağı daha önceden söylenmişti zaten (Nasa tarafından).

Bizim Sarıyer en azından geceleri serin olurdu, ama bu yaz boyunca gece bile hamam gibi ortalık. Nem oranı da çok yüksek.

antalya'yı merkez kabul ettiğinde, sol taraf yani Alanya tarafı genelde kumlu ama denizi kötü; sağ taraf yani kemer - adrasan tarafı genelde taş çakıl ama denizi iyi şeklinde bir değerlendirmem var benim.

adrasan sahili süper.
Kemer sahilleri genelde taşlık ama su çok güzel.
Çok sığ olsun kumlu olsun dersen sol tarafta Side - Evrenseki sahili güzel.

Nerede kalacağına, nasıl bir sahil istediğine bağlı...

Antalya sahillerinin tamaminda bulundum. En guzel yerler (bana gore) kalkan-kas arasi ve adrasan. Side titreyengol ve gazipasa da gorece guzel. Ama gazipasa turistik degil bir iki otel anca var. Manavgat alanya yolu uzerinde pek cok buyuk otel var ama ben sahsen tavsiye etmem. Kalkan/kas ve adrasan hem tarihi hem turistik olarak guzel yerler.

çeşitli sebeplerle tek başıma 3 günlük bi deniz tatili yapma amacım var. gece hayatı vs. umurumda değil açıkcası. sahil kriterim de mükemmel olamaz elbette ama işte sürekli dalgalı olmasın deniz girelim çıkalım kuma uzanalım. dediklerinizden kaş ve yakın çevresine bakacağım. alanya tarafı dalgalı kısımları var galiba. hotel tavsiyesi olan varsa -her şey yani aslında 3 öğün yemek dahil olanlar cinsinden :) gerisi beklentim değil- tavsiyelerini de alabilirim.

kaş bence de.. tekne turu safari filan yapıp vakit de geçirirsin, yalnız da olsan sıkılmazsın. otel için de pansiyon filan da bakabilirsin merkezden. booking'den bak bence.

Çıralı diyorum.

Çıralı +1

hailtothethief + 1
bizal dalgalı olması dışında kaputaş enfes bir plaj örneğin.

Buyuk firmalarin starndart sozlesmeleri var.kiralamadan evvel sozlesmeyi isteyip okuyabilirsiniz.bakim,onarim,ikame arac gibi durumlara dikkat edin ve isteklerinize gore talepte bulunun.

Araclarin genelde km siniri oluyor aylik 4000km falan. Astiginiz takdirde km basina ekstra ucret oduyorsunuz. Eger cok yol yapacaksaniz ona dikkat edin. Bize cok sikinti olmustu yazayim dedim.

Yeni hakim gelecek size de yeni gun gelir dosya hangi asamadaysa ona gore degisir ama yeni hakimin dosyyi okumasi fln lazim uzar yani surec orasi kesin de dosyanizin asamasina bagli bilirkisiye gitmis miydi?

Evet. Alindiktan sonra pert oldugu ortaya cikan bi araba dava konusu. Bilirkisiye iki kez gitti. 15 aydir devam ediyor bu karar durusmasi olacakti :/

Geçmiş olsun 5 6 ay sonra karara cikar en erken

eger kesin karar durusmasiysa, tekrar bilirkisiye gitmesi gerekmiyorsa ve hakim karar verebilecegi dosyalari temizlemek isterse bir sonraki durusmada yok istemezse muhtemelen ondan sonraki durusmada sonuclanir.

Cok abartiyosun. Bazisi sevgisini gosteremez. Bazisi da bu tip seyleri sevmez. Ben mesela opulmekten ve boyle fiziki olarak kafamin gozumun sevilmesinden, yanaktan mincirilmaktan felan pek haz eden bi insan degilim. Havalar sicak ondandir. Uzulme :/

Ellerin terliyor olabilir mi? Bir keresinde böyle bir sevgilim olmuştu, nedensiz yere elleri çok terlerdi, hep nemli nemli olurdu hiç tutasım gelmezdi.

hayır öyle bir sorunum yok. benim de eski erkek arkadasımın elleri baya terliyordu, hic rahatsız olmazdım.

erkek arkadaşının eli terliyo olabilir. benim özellikle sıcak havalarda ve stresliyken aşırı terliyor, hiç sevmem o yüzden el tutmayı. böyle bir durum olabilir

Böyle bir şey olsa söylerdi.

bende sevmem, sevmiyorum sevmeyeceğim, bin farklı nedeni olabilir kabul edeceksin yada etmeyeceksin.

El tuttuğunda karizmasının çizileceğini düşünenlerdendir o. Y

herhangi bir sebebi olmayabilir bile. aranızdaki diğer münasebetler iyiymiş zaten. ben de segs dışında dokunulmaktan çok hoşlanmam, tamamen sebepsiz. belki öyle bir şeydir onunki de.

bazı insanlar sevmiyor el tutuşmayı. benim erkek arkadaşım da pek hoşlanmaz iki de bir çeker elini gie me five tadında vuru bide :) altında pek bişey aramamak lazım sanırım bu durumun

hadi eli terliyo diyelim sarılmamasına ne gibi kılıf uyduracaksınız genşler? ben kendi adıma öyle bir sevgili istemezdim şahsen. allah sabır versin sana :)

bazı insanlar seks yaparken bile dokunulmaktan hoşlanmıyor. çocukluğuna inmek lazım. yani olabilir, sevgisiyle alakası yoktur bence. ama böyle kişilerle ilişki kurmak zor.

bu arada christian grey'i çağrıştırmadı değil.

Aranızdaki ilişkiyi fazla ciddiye alıyorsun.

insan sevdiğine dokunmadan duramaz. ya psikolojik sorunları var ya da cevabı zaten biliyorsun. :(

Açık ve net, bırak o adamı yoksa o seni bırakacak.

BIRAKTI.

oha, şu an çok şaşkınım. herif olanı bilmiş. ben de öyle sıkıntıdan boş boş okuyordum. benden daha iyi öngörüsü olan birisiyle ilk defa karşılaşıyorum, takdir ediyorum thunderlips.

el ele tutuşmak, sarılmak ve öpüşmek. bunlar önemli...

tabi laf olsun diye tutuşmayı kastetmiyorum. hissederek tutmak önemli. yoksa sinemaya girip filmin başından sonuna kadar el ele olursun farketmez. sadece "istenildiği" için tutuşulmalı. ilişkinin bir göstergesi diye değil.

abi sanırım sessiz güçlü tipte duygularını bilmeyen biri. duygularını bilmeyen derken yanlış anlaşılmasın bu bi övgü. seni seviyor ben de aynı kişilikteyim bi kaç küçük ayrıntı dışında. insanlar neden bizi anlamaz diyordum bir de zamanında tam başlığına denk geldim. sakın bu düşündüklerini ona söyleme çok kırılır. mesela sevgilim bana bunları söylese içimde neler kopuyo anlatamam. aşırı duygusal biri de olabilir zamanında duygusallığından çok kelek yemiştir. cinsel anlamda sorun yok daha ne istiyosun kadın?

edit: herkesin sevgisini aynı yollarla dile getirmesi zorunluluğu hangi yasanın kaçıncı maddesi ben mi bilmiyorum?

bildiğim kadarıyla her sene artan bir cezası var. zorla götürme kalmadı sanırım artık. ama yakaladıklarında karakola götürüp işlem yapıp salabilirler her defasında. emin olan biri daha düzgün cevaplar verir.

1-2 sene idare edenler var bildiğim. Ama sonuçta katlanan para cezasıyla nereye kadar idare edebilirsin. Yüksekten sonra doktoraya devam etme şansın yoksa yol görünmüş

İlk kez eğer yoklama ya da gbt ile yakalanırsanız askere zorla götürme değil. Uyarılıyorsunuz ancak ikinci kez böyle bir şey olursa direk askere gidiyorsunuz. Tabiki de parayla erteleyemezsiniz. Doktora için canla başla çalışmak farz

ya 1 sene idare ederim aslında. ama okul kayıt yapmam, işyeri sigorta yapmam diyorsa kötü. sonra doktoraya başlarım zaten.

Bana soyledikleri yukarida yazdigim gibiydi aynen. Gbt de ayrim var mi bilmiyorum. Ama subede ayni islemleri tekrar yaptilar. Ceza katlandi vs vs. Rahatca yurtdisina da ciktim. Adrese geldiklerini de hic duymadim. Zaten oyle bisey varsa bile bu ara son dertleri asker kacaklaridir eminim ki.

Profesyonel ordu imkan dahilinde ama bedelliye en az 3 sene var daha. Şu ortamda bedellinin gündem olması imkansız.Böyle bir şeyi istemek bile mantıksız. Hadi çıktı diyelim yaş sınırı kaç olacak ? Yaşın 28 üstü olmalı ki işi garantiye alabilesin.Zaten 2014 ün sonunda çıktı. 2 sene bile olmamış.

Ortalık durgun olduğunda bedelli mümkün. Son olayların etkisi 1 - 1,5 sene sürer. Arada başkanlık tartışmaları falan desek 3 seneyi bulur bedelli.

Profesyonel orduya geçtik desek parasıyla da olsa çok fazla talep olmaz. Ancak 15 000 ve üstü bir maaş olacak ve erken emeklilik falan gibi şartlar olursa millet kabul eder.

Bana gore bu memlekette bedelli veya herangi para getirecek bir mevzu gundem mundem tanimaz. Erdoganin bedelki oncesi ve sonrasi aciklamalarini hepimiz biliyoruz. 700bin kusur yoklama kacagi/bakayadan bahsediliyor. Devlete nezaman ki yeni bir gelir kapisi lazim olur, bu is yeniden gundeme gelir oyle kesin konusmamak lazim. Uygun bir ucret olursa da (atiyorum 10bin veya gelire gore kademeli bir tutar) talebe sen de ben de sasirip kaliriz.

@acemi valla evi ilk defa duymus oldum. Adaminki buyuk cenabetlikmis okadar kacagin arasinda. Jandarmanin baktigi ufak bir kasaba olabilir. Ama otele geliyorlar cunku oteller her gece otelde kalanlarin bilgisini sistemden polise gonderiyor sorgu icin. Ha otelde konaklamissin ha sokakta gbtye yakalanmissin bir farki yok o sebeple.

eksisozluk.com

arkadaşımın kaldığı otele polis geldi geçen sene. yani, evet geliyorlar. gecenin köründe adam polisi görünce ne yapacağını şaşırdı.

Önceden durum şöyleydi : Gbt'de askerlik durumu çıkmıyordu. Dolayısıyla otelde kalınca veya çevirince gbt yapınca sıkıntı olmuyordu. Anca birkaç sene önce askerlik durumunu tekrar gbt'ye soktular ve para cezası eklediler.

gbt'de ayrım yok, polis gbt yapınca ismin çıkınca mecbur işlem yapmak zorunda. Yoksa başı belaya girer. O polis muhtemelen "askerlik sorunum" var deyince gbt'ye hiç sokmamayı kastetmiştir.

Eskiden birinci yakalamada bilgi verip, askere gideceğim diye imza alıp bırakıp, senin kendiliğinden askere gitmeni bekliyorlardı. 2. sefer yakalanınca direk askeriyeye teslim ediyorlardı. Şu anki durum nedir bilmiyorum. En güzelini askerlik şubenizden öğrenebilirsiniz. Telefonla ararsanız size yardımcı olurlar.


.

tabi ki fluence. üstüne daha az yakan yoktur sanırım.

Km de tas catlasin 5 kurus fark eder. Fordu al lord ol.

Uf. Camur atma yonundeki plastik parca kirilmis olabilir. Kesin bi plastik kirildi bence.

Cukura cok sert girdiysen amortisor egilmis olabilir, jant egilmis olabilir. Veya disklerin arasina tas mas kacmistir. Jant egikligi ses yapmaz pek fakat arabayi ziplatir. Ama bunlar direk surtunme sesi yapacak seyler degil. Baska bi yerini (on takim vs) vurmadigindan emin misin

Vurmadıgıma eminim sadece cukurumsu bozuk yoldan biraz sert geçtim ve ses gelmeye başladı

sis fari veya on aksesuardan biri yerinden cikarak surtme yapabilir.kontrol et soyle bir gozunle..

Yok ya gelen ses öyle bi ses değil. Hani seçme hakkım olsa balatalar bitmeye yakın frene basınca cıkan ses derdim ama frene basmayıncada cıkmaya basladı ve tek taraftan geliyor

çamurluğun iç tarafındaki plastik yerinden çıkıp lastiğe sürtüyordur.

davlumbaz yerinden oynamış muhtemelen. bir baktırın kaportacılar oturtur

benzincide dur, telefon ışığı ile bir göz at. ön tampon da olabilir çamurluk da olabilir.

duvara şöyle kapıya tıklatıyormuş gibi parmağınla tıklat. ses wv golf'ün kapı sesi gibi toksa ver küsküyü.

prizlerin, anahtarların, buatların düşeyinden kaçın. gerisine yapabilecek bir şey yok.

Elektrik tesisati yukaridan tavanin yarim karis altindan gider, prize lamba anathtarina vs de direk dik aciyla iner. Sagi solu ve alti guvenli. O buat kapaklarindan saga ya da sola gidebilir onun hizasina ilismeyin. Banyo wc ve mutfak disinda su tesisatina denk gelemezsiniz zaten.

Elektrik tesisatları genelde düz bir hat olarak gider. Mesela duvarda duran bir priz var, onun tam ortasından yukarı doğru bir borunun içinde kablolar geçer, o yüzden bu hat boyunca delik delmemek lazım. Yani bu elektrik hatlarını büyük oranda kestirebilirsin.

Diğer taraftan @batak'ın da dediği gibi delik deleceğin yeri ve etrafını tıklatarak arkasında kabloların geçtiği bir boru içeren delik varmı diye kontrol edersen problem olmaz.

del gitsin o hatları bulman 100 de 1

Ben kendim derz arasinda su borusu bulmus adamim. Daha dogrusu benden evvel tuvalet kagitligini takan adam bulmus, vidayi sökünce sular altinda kalan ve cefasini ceken benim.

Normalde metal dedektörü vardir, kablolari vs bulmak icin. Borular cok mühim degil, nereden gececegi belli, cok kivrim yapamazsin da, kablo isi biraz yas. Ingilizce kaynak okuma, amerikadaki evler cok farkli, birkac beamde bir delebiliyorsun, aralar hep bos. O yüzden cok basitmis gibi anlatirlar. Kolonlara yakin yerler cok sikinti cikarmaz, prizlerin dikey dogrultularindan kacinin.

Uzun uzun yazacaktim da @hallofthethief cok net özetlemis, +1

bu kasasını bir arkadaşım kullanıyor, gayet memnun. ben de 2015 modelini kullanıyorum. yakıt tüketimi dışında memnunum.

tipi çok çirkin ???

27 bine alabilcegin en iyi araba yine o. Uc kuruz fazla ver sunu al mode: on Honda jazz alsana uc bes fazla verip sgsgsvsv

Ayrica sahsi tavsiyem cinsiyeti bilmiyorum ama azcik soyle vurdummu inleten kutur kutur araba olsun dersen mitsubishi colt al derim. Corsayla i10u ustuste koyup bagajinda sallar, ustune bi de jazzi manita niyetine pastaneye goturup limonata ismarlar :/ mitsubishi <3 ben

Hyundai i10 güzel araba. Hyundai'nin duyduğum iki sıkıntısı var :

* çok yakar, özellikle otomatik vitesse...Bunu hesaplarsınız, uyarsa alırsınız. Listesinden 1-2 lt fazla alın. 100 km'de 9 lt yazıyorsa siz 10-11 hesaplayın.
* 100 bini geçtikten sonra kaporta dökülmeye başlar. Yeni i10, i20'de nasıldır bilmiyorum.

Bu arada hem ilk aracım olacağı için hem de zaten param olmadığı için 25-30binlik bişey bakıyorum. Bunj model önerileriniz için yazdım, yani daha eski bir araç manuel vitesli bi araç, daha tipsiz bi araç olabilir.

Dandik olduğunu biliyorum mesela ama micra da bakıyorum?
Uzun yolda kullanmiicam, şehiriçinde sadece..
Ayrıca tip önemli diil.

www.sahibinden.com

Usenmedim bak. Su arabayi vura kira 30a alirsin. Sonra bana dua edersin. Daha donanimlilariyla arasinda 3 5 bin lira oynuyor. 35bin lik arabada start stop mu olur abi sdfsgsgs. Neyse nacizane tavsiyem olsun. Ciddi manada bak derim ben

@dvoy adamin dibisiniz <3

yok online oyun oynuyorum en rahatı bu.

Doğum gününü hatırlayan arkadaş - sanmıyorum ama ben pek söylemem veya gözlerine sokmam
Sohbet edecek arkadaş - var
Hasta olsam sürekli konuştuğum 5-10 kişinin haberi olur anca. Sosyal medya kullanmıyorum.

Ne kadar yalnızım? Kollarını kocaman aç, o kadar.

Ölümle burun buruna gelmezsem kimsenin haberi olmaz. Kendi kendime yetebilmeyi öğrendim.
Yalnız değilim. Sürekli arayıp soranlarım var ama onlara göre yalnız değilim. İçimi ne sen sor ne ben söyleyeyim.

Facebook'u dondurdum. Annem hariç kimse hatırlamadı doğum günümü. Yalnız kalmayı istiyorum aslında, yalnızlık güzeldir. Çok hasta olsam, çok kişi gelir ama ben samimi bir kişinin gelmesine hepsini tercih ederim.

Unutmuşum, eski sevgilim hep arar sorar. Hissediyor anım sıkıldığında galiba. Ne zaman canım sıkılsa o arar. Canım sıkıldığında, arkadaşlarımı arayıp sormam; kedim ile konuşurum. Anlar zaten gelir karnıma yatar, mırıl mırıl beni düzeltmeye çalışır.

üç soru tek cevap:0

Hepsini bir kenra birak ta ölsem "imam;rahmetliyi nasil bilirdiniz?" diye sorsa,"gömün ibneyi"diyecek adamlar tanıyorum. Ama yinede tabutumu tasiyacak babacanlarda yok degil. Aradiklarinda teli acmiyim veya duymiyim kapiya gelecek adamlar.

Yok. Olması da gerekmiyor. Çok da umrumdaydı. eksisozluk.com

1) yok. bunu arkadaşsızlığın ya da arkadaşlarımın bir problemi olarak görmüyorum ama. herkesin işi gücü, kendi hayatı ve derdi var. "knk canım sıkkın ya :((" dediğimde dinleyecek birilerinin olmasını lütuf sayıyorum, arkadaşlığın gereği veya sosyalliğin bir parçası değil.

2) annem, babam ve kardeşlerim dışında yok.

3) kimse gelmez ama bu da birinci cevaptakiyle ilişkili bir durum. belki ben aşırı bencil ve hayvan bir introvert olduğum için böyle düşünüyorumdur bilmiyorum ama benim için ben haricindeki herkes "müsaitsem" ilgi konusudur. hayati meseleleri bir kenara bırakırsak, hastaymış ya da canı sıkkınmış diye arkadaş dinleyecek pozisyona tak diye geçiveremem. ilişki işleri ayna gibi biraz ya. ne verirsen onu alıyorsun. bazen verip alamadığın oluyor, hatta vermeyip alan insanlar da gördüm ama benim için genelde "ne verirsen o" şeklinde yürüdü. ilgi gösterdiysem iyi kötü karşılık gördüm. son 2-3 yıldır böyle bencil, pislik bi' şeye dönüştüm. o yüzden kimseden yakın ilgi/ilişki görmüyorum, beklemiyorum da.

1-var ama bu zamana kadar sikildigimda kimseyi arayip sohbet etmedim :/

2-dogumgunumu genelde hatirlayan olmaz. Benim bile unuttugum coktur hatta. Bikac yil evvel sevgilim olmayan normal bi kiz arkadas dogumgunumde bana hediye gomlek almisti. Cok mutlu olmustum. Hala daha saklarim bi kere bile giymedim giymeye kiyamiyorum. Bak aklima geldi yine sevindim. Bu dogumgunu muabbetini hic iplemiyorum ama icten ice uzulmusum sanki simdi boyle anlatinca.

3-feysbuk veya herangi bi sosyal(?!) paylasim sitesinde hesabim yok. Olsaydi bile boyle "chok hastayimmmmm serum merum :((((" falan yazmazdim heralde. Kesseler acimaz tribi var biraz. Kimseden sefkat beklentim yok. Bu soru direk yalnizlikla ilgili degil bence. Biri ilgi gostersin istemek gibi bir sey. Ha gerci o da bi yerde yalnizliga baglaniyo ama olsun. Dogum gunum 1 aralik. Kutlayin unutmayin e mi :/

Arayıp sohbet edebilecegim, dört yakın arkadaşım var. Bunlar hasta olsam -tabii ki de şartları elveriyorsa-gelip bakarlar. Doğum günümü ablalarım, en büyük yeğenim ve yine bu arkadaslarim hatırlar. Ama yine de cogu zaman kendimi yalnız hissediyorum. Çünkü herkesin bir hayatı var ve doğal olarak insanlar bunun ancak cüzi bir miktarını size ayıabilirler.

Kötü mü? Bazen iyi, bazen kötü.

1- var. Ama ne konuda olduğuna göre kişiler değişir. Herkesle her konuda sohbet edemem. Zaten kankalıktan aşırı samimiyetten her boku anlatmaktan her gün saatlerce konuşmaktan falan çok hoşlanmıyorum. İhtiyaç da hissetmiyorum. Hiç arayıp sormadığım ama arasam dün bırakmış gibi iki saat sohbet edebileceğim çok arkadaşım var. Ama gerek yokken niye rahatsız edeyim?

2- ailem. Eskiden kimse hatırlamayınca üzülürdüm. Zamanla fark ettim ki ben de kimseninkini hatırlamıyorum. Hatırlamak da istemiyorum. Kutlamak da zor geliyor. Dünyada olmasına sevindiğimi sözlü olarak ifade etmek isteyeceğim çok fazla insan yok çünkü. Çoğu insan için fikrim "olmasa da olurmuş". Samimiyetsizliğin lüzumu yok. Benimkini kutlamasalar daha iyi zaten, mütekabiliyet ilkesini işletmek ağır ve sıkıcı geliyor.

3- bunu bilemiyorum. Çok da gelebilir, birkaç kişi de. Emin değilim. Genellikle insanlarla derin ama kısa süreli sosyal ilişkilerim oluyor. Bundan dolayı da ziyarete gelip fazla kalmayan bir miktar insan olur herhalde. Az mı olur çok mu bilemiyorum.

1- zaten hepi topu 3 4 arkadasim var ve hepsi de uzakta oldugundan zaten bunun disinda bi alternatifim yok. cani(m) sıkkın oldugunda arar(im).
2- feysbukta yazmasa kac kisi hatirlar ve kutlar diye dusundum de, epey insan geldi aklima bi sevindim gece gece :)
3- kan kusup kizilcik serbeti ictim diyen bi insan oldugumdan hastane/hastalik temali seyler paylasmiyorum feysbukta. ama gelebilecek annem babam disinda kimsem yok, dedigim gibi birkac yakinim var onlar da baska yerlerde. ama ayni sehirlerde olsak hayatta yalniz birakmazlar biliyorum ki.

1- var. 5,6 kişi.
2- yine 5,6 kişi sosyal medya kullanmadığım halde hatırlayıp kutlar.
3- henüz hastayken gelen olmadı. geçmiş olsunu da yakın arkadaşım dahi olmasa hasta olduğumu duyan herkes der herhalde.

bende arkadaş var ama yine de kendimi çok yalnız hissediyorum çoğunlukla.

1-) 4-5
2-) Ailem dışında yok. Sayılırsa feyste doğum günü şeysinden görüp reelde kutlayan 5-6 kişi çıkar ama.
3-) Ameliyat falan olsam gelirler de, hasta olsam kimse gelmez herhalde ben de gitmem ssjdsdf

kimse gelmez, kendi başımın çaresime bakarım.
doğumgünü sıradan bi gün, kutlamam.

1 genelde kimseyi aramam. Ararsam da kısa tutarım.
2 ikizim ve yeğenimle aynı gün doğdum. Annem de doğurduğunda anneler gününe denk gelmiş hep öyle sanıyor. En az üç kişi arar. Kutlar.
3 hastalandığımda hep yanımda eski sevgilim olurdu. Şimdi hastalanmaktan çok korkuyorum. Yalnizlık en çok o zaman koyuyor. Belki bunun da üstesinden gelirsem iyice dayanıklı bi insan olcam.

1) Canim sikildiginda birilerine yazmayi sevmiyorum. Sikintidan patlasam da yazmiyoeum. O kisiye hakaret ediyorum gibi geliyor. Cunku normal zamanda da naber nasilsin diye yazip soran bi insan degilim. Anlatacak bir seyim olursa paylasirim biter. Canim sikilinca naber yazinca kendim degilmisim, o kisiyi kullaniyormusum gibi fln hissederim. En en yakin arkadasima belki yazarim. Ona artik arada bir durup dururken naber de diyorum cunku uzuluyormus.

2) Dogum gunumun hatirlnmasi pek umrumda degil artik. Ne kadar sacma bir sey oldugunu anladim. En yakin arkadasim, annem, abim ve okuldan birkac arkadasim hatirlar ama yine de.

3) Cok hasta oldugumu facebookta zaten paylasmam da :D En yakin arkadasim kesin gelir. Ne vefali arkadasmis be, bi seni seviyom fln yazayim birazdan bari. Ekaaa, celeroon gelir misiniz cok hasta olsam :( dur bi sorayim.

Yalnızlık umrumda değil.
Sırtımın uzunca zamandır şöyle güzelcene bir keselenmemiş olması sıkıntı tabii.

Sorularının cevabı,
Dertlerimden biri sormadığı sürece bahsetmem.
Doğumgünlerini saçma bulurum.
Organ kan ilik falan gerekmediği sürece hastalığımı duyurmam. (1. Sorunun alt kümesi 3. Soru)

Var
Var, ailem disinda 2 kisi:)
Kac kisinin haberi olduguna bagli ama cok fazla degil.

Sosyallik overrated.

Günlük iliskiler de samimiyetsiz.

Kafam rahat +1

Çevremde çok insan yok, bi de sürekli bi sirkulasyon var. Birileri gidiyor, yerine başkaları geliyor. Tabii bunun çok kısa bi zaman aralığında gerçekleşmesi, yani çevremdeki insanların her yıl değişmesi baktığında çok hoş bi şey değil. O ayarı kurmaya çalışıyorum kendimce.


Dogumgunumu kutlayan da var, hasta olduğumda hayırdır diyen de ama gerçekten yalnız hissettiğimde kimi arayacagimi bilemiyorum. Bendeki yalnızlık atakları çok nadir gelişir. Insanların yakinligina, samimiyetine bayağı ihtiyaç duyup onemsememe rağmen yıllardır yalnız kalmaya alıştığım için, bu durum beni çok zorlamiyor. Ama bazen cidden aynalara kosasim geliyor, yalnızlıktan içim soyuluyor. Nolurdu şimdi yanımda sarılacak, kucağında yatacak biri olsaydı diye kahroluyorum o zaman. Kafamın içinde sürekli başkalarıyla konuşuyorum. Bi film izliyorum mesela, önü anlatıyorum, sen de seversin kesin izle falan diyorum. Kafamın içinde dertlesiyorum insanlarla. Öyle zamanlarda yalnızlık çok ağır geliyor.

Arkadas bir iki tane var.
Facebook disinda hatirlayan yok.
Suan hastayim, kimsenin geldigi yok :)

arkadaşım yok benim.

ben arabayla sahilden nerdeyse tum avrupayi dolandim. bi cadir bir uyku tulumu ve bagajin aldigi kadar ivir zivir konserve ile cikmistim. cadir cok isime yaradi, iki uc gunde bir yol ustundeki herangi bir otele girip dus aldim sadece. giderken intiharin esigindeydim, geri dondugumde attigim adimdan zevk alan bir adama donustum, tabi sonra dondugun yerin turkiye oldugunun farkina varinca bu mutluluk uzun surmuyor. benimki uzun surdu (3 ay kadar), detaylari ve spesifik sorularini cevaplayabilirim. eger icinde gezmek dolanmak varsa her turlu gezer edersin. benim yolda belde arabaya doldurdugum otostopcularin haddi hesabi yok. bircoguyla hala gorusup ediyorum. git guzel kardesim. git gezin. yeterki su sinirdan disari adimini at.

benim duyuruya verilen cevaplar isine yarar belki (git: 905067)

Merhaba. Link veremiyorum ama benim duyurulara da bir göz atın derin. Basond un özelden yazdıklarını da yollayabilirim izin alıp.

Sana bir ipucu vereyim, buradan Selanik'e otobusle git. Oradan sonrasin icin ucak kullan interrail falan ugrasma, Yunanistan'dan sonrasi sana kalmis. Daha fazla ipucu da veririm. Gormek istedigin yerleri netlestirdiginde haber ver.
O parayi da sakin bask bir seye hacrama fikrini degistirip. Git gez.

hamburgu boşver
almanyada bi yere gideceksen berlin'e git
otostopla gezersen para yetebilir. hostel bakacaksın bir de ucuz yollusundan.

blablacar ve couchsurfing sizin için ideal olabilir.
turkiye-yunanistan-hirvatistan-italya-fransa yapılabilir.

dxf formatında ara. autocad'de açabilirsin.
örnek:vectorink.com
veya www.cadforum.cz

İyi araştırmamışsın demek cadmapper.com

Aslında cadmapper'ı görüp denemiştim ancak 1 km2 sınırından dolayı üzerine gitmedim. Şimdi tekrar bakıyorum ve 1 km2 sınırı hariç aradığım şey tam olarak bu. Ancak daha büyük boyutlara ihtiyacım olabiliyor. Cadmapper da planları openstreetmap'ten alıyormuş. Openstreetmap'tan dwg/dxf'e dönüştürmeyi başaran var mıdır?

Netcad varsa openstreetmap .ncz ye donusuyor. Ncz dxf/dwg donusumu yapabilirsin. Fakat netcadin orjinal olmali yanlis degilsem

Netcad hiç kullanmadım, biraz araştırdım emin de olamadım, dönüşüm için farklı öneriler var mıdır?

Utopia bir şey bence

bence gideri var. eski model araçların hayranları oluyor. arabalarına gözü gibi bakan insanlar ve ucuza daha lüks özelliklere sahip olmak isteyenlerin ilgisini çekebilir.

Yazilimi yaptiniz tamam da uygulamasi nasil olacak? Yani ben kendime gore nasi ayarliycam aynami?

Soyle bir sey olsa sahane olur mesela, bu dokunmatik navigasyonlu felan teypler oluyor ya. Oraya kayit edilse, oturunca ordan kayitli verilere gore tek tikla arac size gore optimize olsa. Gerci bu ozelliklere sahip arac da tesla oluyo sanirim :)

Uygulamaların kabul görüp görmeyeceğini bilemem ama iş kolu olarak düşünüyorsanız otomotiv elektroniği ile ilgili bir takım detayları bilmeniz gerekiyor. Halihazırda bulunan sistemlere bir mcu ile arayüz kurmak, aküden besleme almak gayet kolay ama bunun sağlıklı olması için bir takım standart izolasyon, regülasyon yöntemleri falan var. Marş bastığında yanık kokuları almak istemiyorsanız bunlara uymak gerek.

Selam Selam,

Dusundugun seyler gayet mantikli ve dogru adamlari bulabilirsen buyuk ihtiyac var.eski araclarin konfor paketlerine gore degisiklikler olabiliyor.misal w210 mercedeslerde e1 pakette koltuk ayarlari ,ayna ayarlari elektrikli kontrol edilebiliyor ama koltugu ileri geri alma manuel ve hafiza paketleri yok.e2 pakette ise surucu kapisinda 3 ayri hafiza modu var ve 3 kisi kendi kisiel ayarlarini girebiliyor tum ayna,koltuk ayarlamalari otomatik olarak yapilabiliyor.

Eski araclari renovasyonu yapan kisiler genelde orjinale sadik kalmayi tercih ederler ama arac uzerinde degisiklik yapmayi yani modifiyeyi seven ekip bu dusuncene daha cok sahip cikar.ilk aklima gelen arac yukseltme alcaltma uzaktan kumandayla veya iceriden dugmeyle yapilan bir islem bunu araca dahili bir sistem haline getirmek veya tabletten,cepten yapabilmek tercih edilecektir.ayni sekilde vip araclarda,arazi araci yapimlarinda sadece ithal parcalarin getirdigi olanaklar kullanirken,sektordeki adamlarin cogunda bu tip bir yaratici durum olmadigindan otomasyon sikintisi her zaman mevcut oluyor.senin dusuncende buradaki eksikligi giderebilir.

Uzerinde konusulmasi dusunelmesi gereken bir konu bahsettigin,musait oldugun bir zamanda bu konuda sohbet etmek isterim.

@hailtothethief tabletdeki menüden yeni kayıt diyeceksin, aynalar sıfırlanacak sen ayarını yapacaksın (yine tabletdeki arayüzden) tamam diyeceksin kaydedecek. sonra tek tıkla ayarlayacak. (en basit anlatımı bu şekilde, yazılım ve elektronik kısmı detay)

@johan sebastian, dediğinde çok haklısın, aynı noktaya acemi'de değindi, bahsettiğin düzenlemeler boşuna çıkartılmış şeyler değil elbette ve işi ciddiye alırsam araştıracağım, şimdilik sadece düşünce/fikir aşamasında.


@cizgilipijama, tabii ki, sevinirim bende yeni yeni şeyler öğrenirim ufkum açılır; yalnız baştan uyarayım benim arabalara ilgim pek yok, sadece yeni araçların içerisindeki teknolojiye bakıp keşke bizim araçta da bunlar olsa çok zor şeylerde değil diye iç geçiriyordum, diğer insanlar ne düşünüyor diye sorayım dedim.

Bence fikir çok güzel ancak park edildiğinde otomatik aynaları kapatma, usb ile müzik dinleme gibi özellikler zaten çok basit şeklide teybi veya aynayı değiştirerek sonradan ilave edilebiliyor. İşin içine niye bir de tablet sokmak isteyeyim?

Ancak aracına televizyon, playstation vb. ekleyen modife meraklılarına hitab edebilir.

İş modeli olarak düşünüyorsanız bu tür bir işte gelir elde etmek biraz zor. Eski bir araca hafızalı ayna yaptırmak için Türkiye'de 100 TL'den fazla para verecek adam bulmak zor ki dediğiniz iş bence 100 liraya yapılmaz. Her araç birbirinden farklı ve elektronik aksamlarda bin bir türlü sorunla karşılaşacaksınız. Ayrıca arkadaşların dediği gibi araç elektroniğinde arduino gibi güvenilir olmayan ürünler kullanmak sıkıntılı. Örneğin biz makinalar için otomasyon sistemleri kuruyoruz basit bir PLC 'nin fiyatı 1000 TL'den başlıyor, PLC'nin yaptığı aynı işi 5 dolarlık bir arduino bir kaç röle ile yapabilir ama trilyonluk makinayı arduinoya emanet edemiyorsun. Isınma problemi, toz, toprak derken 1 haftada ölüyor ucuz parçalar. Aynı şekilde otomobiller içinde bu parçaları kullanmak tehlike yaratabilir. Bunun dışında örneğin VW grubundaki araçların bir çoğunda elektronik sisteme dışarıdan müdahale edildiğinde arıza veriyor.
Eğer elektronik konusunda iyiyseniz bunun yerine eski araçlardaki çalışan elektronik aksamları onararak çok daha fazla para kazanabilirsiniz.
Ayrıca müzik sistemleri ile ilgili size bir fikir vereyim. Türkiye'de fiat grubunun 2005 model sonrası Blaupunkt araç teyplerine orjinaline dokunmadan aux çıkışı yapabilen adam bulamadım yıllarca. Buyrun yapın forumlarda onlarca müşteri hazır bekliyor.

abi harita muhendisiyim, bi benzeri rusyada basima geldi. burda muhim olan senin firmayla olan sozlesmenden ziyade firmanin belediyeyle olan sozlesmesi. belediye teknik sartnamesinde bildiriyor cunku atiyorum 10 yil ust yapi deneyimi olan insaat muhendisi olacak, bu eleman sozlesme bitimine kadar x y z ile yukumlu olacak diye. hukuki problem de iste o sozlesme bitimine kadar kisminda geciyor. bazi sozlesmeler esnetilebiliyor tabi ama ben ayrilamamistim. umarim bir kolayini bulursun, firmanin belediyeyle yaptigi sozlesmeyi incelemeni oneririm.

çok saçma ya. yani ben ayrılıyorum gidiyorum diyorum ama adam ayrılamazsın diyor. e belki benim paramı vermiyor ya da başka bir durum var. ne hakla tutabilir ki. bi de sen ayrılmışsın gitmişsin ben aslında işin yasal boyutunu merak ediyorum. Allah etmesin davalık bir durum ortaya çıksa senin şefliğini düşürmeseler bile sen şunu diyebilir misin kardeşim ben noterden ayrılma yazımı yazdım o günden sonraki olaylar beni bağlamaz diyebiliyor musun ? bence diyebilmen lazım. işte hukuki açıdan acaba durum nasıldır.

haklı fesıh yapıyorsan kımsenın bısey dememesı gerekiyor.

börek çörek yap götür, hayrılı olsun hesabı. aşure götür ya da bizim aşure günümüz bugünmüş dersin asdfasdf.
börek falan mantıklı bebe öğrenciyse bayram eder.

musluk damlatıyor bi' bakar mısınız? ^_^

yav güzel kardeşim sen karısın büyük düşün

dekolte giyin, tuz istemeye git. saat de 23:00 falan olsun.

insanları taciz etmemelisin derlerdi erkek olsaydın.

Musluk borusu yerinden çıktı, gelip yerleştirebilir misiniz? diye yardım iste.

Anneannemin ölüm yıldönümü helva dağıtıyorum de. Büyük 1 tepsiye üst üste boş tabakları koy bi tane de dolu koy, ver sonra da tabağı alabilir miyim de. Sanki yukardan beri dağıtarak inmişsin gibi olsun o arada muhabbet aç, wifi şifresi lazımsa verim bağlattınız mı falan de ne bileyim işte artık aklına ne gelirse sdfjhgfssfd :D

sigortayı indiriyorsun sonra elemanın yanına gidiyorsun yaa elektiriklere bişi oldu bi baksanız diyorsun sonrası sana kalmış.

selam'ın dediği gibi sigortayı indirip gitsen olur, bir şey çalıştırmışsındır atmıştır. Ha bunun için niye 4 kat alttaki adama gittiniz.. geçen gördüm aklıma geldiniz dersin.

bu arada 30 küsür yaşındaki adamdan çocuk diye bahsetmek de iyiymiş.

kış olsa kombiyle ilgili şeyler de işe yarayabilirdi.

insanları taciz etmemelisin derlerdi erkek olsaydın. +1
Ablacım bir şey yapmana gerek yok. Denk gelince sıcak bir gülümseme yeterli. Olacaksa devamı ondan gelir. Öyle hemen hadi kahveye gel dersen adın yolluya çıkar benden söylemesi.

@yazar yazmaz yazan yazar +100

illaki karşılaşacaksın. o zaman dersin size de ayıp oldu yeni taşındınız bir ihtiyacınız var mı soramadık vs..

ha yok bu şekilde olmuyorsa önünde domal. ekstra bir şey yapmaya gerek yok.

sigorta indirip gitmek mantıksız, hem öye bir durumda 4 kat inilmez, hem apartmana yeni taşınmış birine değil tanıdığın birine gidilir. bence o seçeneği değerlendirmeyin.

tatliya gerek yok aksama geliyorum.

* giris katindaki komsu.

eline torba takim taklavat biseler al. tam kapisinin onunden gecerken ''ayyyy dusuyorum komsular yetisin ayol'' vs gibisinden bir yaygara kopar ve posetlerini yere at, kapisina da yanlislik! la carpmayi ihmal etme. sonra usturuplu bir sekilde yere uzan, hafiften toparlaniyormus gibi. okuz degilse kapiya cikacaktir. ay ayagimi basamiyorum yea gibisinden bir bahaneyle evine gir. bu arada kendini kucaklattirmamaya dikkat et. tamam tamam ben kalkarim gibi magrur ifadelere burun. sonra ustte arkadaslarin bahsettigi keskulu yap ve bana gonder.

cocugunuza isim:

kiz; ada
oglan; efe

gl&hf

Ahaha çok tatlısınız ya, tek tek teşekkür ediyorum hepinize :)

@cekilmis gayfe haklı, elektrik vs için 4 kat aşağıdaki adama gidilmez, ne o öyle, "elektrikler gitti, belki sizden alırım diye düşündüm, ehee" der gibi :)))

@ekaterina'nın fikri tutar, bi şey yapmışım da bütün komşulara dağıtmış izlenimi çok mantıklı. Bunun yanına da @bacardicola'nın dediği gibi "size de ayıp oldu yeni taşındınız bir ihtiyacınız var mı soramadık" diye laf açılabilir.

@hik mik deme böyle şeyler, paranoyak insanım ben, kurt düşürme içime :)

Ayrıca taciz etmek gibi bi niyetim yok, tamamen saf duygularla yaklaşmıştım ben, insan gibi tanışalım işte, sanki kapısına dayanıp ilan-ı aşk etcem! Tanışmak da mı yasak? Şahsen o gelip benimle tanışmak istese taciz ettiğini düşünmem. İnsanlar tanışmak isteyebilir ne var bunda tacize girecek yahu :)

Tabi bir de fatura dönemini bekleyip, gelen faturadan ad soyadına bakıp facebook vs sosyal medyalarda bulup, görülüyorsa fotoğraflarından falan ilişkisi var mı? diye değerlendirilebilir belki tanışma girişiminden önce. Bilemedim şimdi :)

@hailtothethief bu iş olsun, keşkülün benden ;)

hayatım boyunca böyle bir hikayede erkek kişisi olamaycağım sanırım :( öhm neyse..

eve giderken yani yukarı çıkarken ''yeni taşındınız bir ihtiyacınız,eksiğiniz var mı geçerken uğrayıp sorayım dedim.'' diyebilirsin. yani bunda yanlış anlaşılacak birşey yok bence yeni taşınmış birine komşuluk sayılır bu :)


faturadan isim öğrenip, araştırmak da mantıklı bu arada yapmadığım şey değil benim de :))

9 numara bize gelin gereksiz samimi çocuğa itici gelebilir.

bence en mantıklı en masum görünen olay budur;
kapıda bekliyorsun adam kaçta geliyorsa o saatte.sen beklerken o geliyor diyorsun ki gülümseyerek merhaba ben de kapıda kaldım anahtarım iş yerinde arkadasım getırecek bir saate. ne salagım ya sınır oldum kendıme vs. dış kapıyı açınca neyse barı içeride bekleyeyim falan de öküz degılse kapıyı actıktan sonra davet eder gercı yanlıs anlarsın dıye etmeyede bılır.

camdan bakarsan gırıs cıkıs saatını gorursun. konuyu boyle ac devamı artık spontane gelişir ama isim soy isimden internet stalkerlığı da iyi fikir.


ben de ınstagramdan bı cocugu begendım bunu tavlarsan sen de bana yardım et:D

@paranoyak senarist sana stakerlık profesörlük belgesini veriyorum.
en mantıklısı tornavida gibi bir alet istemek. ben genelde komşularla öyle tanışıyorum ama gayet istemsiz lazım oluyor. evde vidalanacak bir şey bul ya da kontrol kalemi de olur. musluk için ingiliz anahtarı olur. hem ciddi bir bahanen de var. ben 4 kat üste çıktığımı biliyorum bir tornavida için normal o yüzden ondan istemen.

@kurcalamabozarsin giriş çıkış saatini bilsem mantıklı dediğin. Bu akşam kısır yaptık arkadaşla, komşulara dağıtmış gibi bi sürü boş tabak koyup kısır götürecektim, ama en son 8 buçuk gibi hala eve gelmemişti, sonra da bakmadım, o saatlere kadar da kapıda beklenir mi bilemem. Kelim ilacı olsa başına sürer canım sen de! :)))

@fasulyek evde matkap dahil her türlü alet edevat var, 2 gün sonra aramızda bi şey olursa tornavidayı bahane ettiğimi anlar. Gerçi aramızda bi şey olursa ben itiraf ederim zaten de ne bileyim, böyle bahane olacağı için senin istediğin gibi doğal durmaz üstümde, yapışır, renk veririm :)

Sarhoş olup sizde kalıcam diye kapısını çal. eski erkek arkadaşımın karşı komşusu öyle yapmıştı. 3 erkek olan eve. 40lı yaşlardaydı kadın korkup kapıyı açmamışlar bizimkilerde :)

@fasulyek ahaha o zaman mekanlar kapanmadan gideyim de bi 35lik rakı devireyim ben, bu işi bu gece çözelim bitsin :)))

en güzeli evde olduğuna emin olduğun bir akşam dışkapı anahtarını unutmuşum diye sallayarak onun ziline basman.

ve gol.

megane>fiesta
edit:corsayı düşünmem

fiestayı alırdım. sıfatlarını da koysaydın aslında

Dun de bi arkadad sormustu ona da ayni seyi soyledim, ufak arac takintiniz yoksa 2005 2006 jatco sanzumanli bir 2.0tdci mondeo ghia bu araclarin ucunu bir arada donunda sallar. Ille ufak olsun hatchback olsun bizim olsun derseniz fiat bravo oneririm ayni fiyat araliginda, yine ucunden de iyidir.

Ucu arasinda tercih yapmam gerekse megane alirdim. Gorece en konforlusu ve sizi en uzmeyecek olani megane dir.

dostlar genelde megane eğilimi var ancak bu araç HB, piyasası daha dar bir piyasa sedana göre ve otomatik vites, bu araçların otomatik vitesinde sorun yaşayanlar çok oluyor diye bir söylenti var. esasında benim de tercihim meganedan yana ancak bu gibi soru işaretleri kafamı kurcalıyor.

normalde megane derdim ama demiyorum. çünkü; hasar kaydı var. ikincisi hb pek tutulan kasa değir. fiesta diyorum 2. elde satması kolay çünkü. japon araçlarına da bak bence.

başka tecrübesi olan dostlar yok mu

karsilastirmalari corsa vs fiesta falan diye yaz donanim haberde nerdeyse her arabayi karsilastirmislar zaten. ayrica onlara sorsan megane'la bu arabalari karsilastirmazlar cunku fiesta ve corsa b, megane c sinifi bir arac.

o fiyata alacagin megane dan cok hayir gelmez bence. hangi kasasi tabi onu anlayamadim. bu motor 2. ve 3. kasasinda da oldugu icin ayirt edici ozellik bulamadim ancak bahsettigin 2. kasa megane ise megane derim ben.

genis araba elbette daha rahat edersin. o fiyata daha temizini de bulursun ayrica.

bence manuel megan mk2 sedanlara bak.

ek tavsiye: mazda 3 2004 - 2008 / skoda roomster 2009 - 2011

hem digerlerinden daha dolu arabaya binersin. kici kirik roomsterde bile esp, asr, hill holder falan var...

dostlar şu an aldığım bilgiye göre megane seçeneğini eledim aracın plakası değişmiş, üç kağıt var :)
fiesta corsa arasında sanırım gelen kanı modeli daha düşük ve km si ve fiyatı daha yüksek olan fiesta yönünde.

Benim de tercihim soldakinden =)

Çok sade ve günlük, yani sadece siyah pantolon beyaz üstten bahsediyorsun. en yakın arkadaşınsa biraz daha şık bir şey tercih edebilirsin. Bunlar nikaha gitmek için uygun.

kiz degilim, soldaki ve sagdakiler arasinda bir fark goremedim asfdsffsa. mevsim yaz abla ya, neden sikir sikir cicekli felan miniminnos elbiseler giymiyosunuz sirti acik bole?

bunlar degil cok yakin arkadas icin her hangi bir dugun icin bile cok gundelik. isten cikip gitmissin gibi.

butcem fazla yok, dolasacak vaktim de yok diyorsaniz cok guzel bir kampanya vardi trendyol'da.
www.trendyol.com
www.trendyol.com

Bu kombinlerin elinin altındaysa daha ne istiyorsun.tarzin buysa hepsi hos.

Düğün İstanbul'da değil, daha küçük bir şehirde olacak, o yüzden usturubu elden bırakmamak gerek diye düşünüyorum

bak mesela usenmedim

www.gnckadin.com

neguzel iste tiril tiril. keywordleri kes yalniz. ''sirti acik cicekli yaz elbisesi'' sdgsdafa. bu arada model abla da pambik gibiymis. marsmelov gibiymis.

kucuk sehirdeyse, siz boyle sade/gundelik biseyle gittiginizde, gorumcelerin eltilerin kuzenlerin bulent ersoy formatli tuvaletlerini, 2 kilo sac speyi ile sekillendirilmis topuzlarini ve fosforlu yesil farla yapilmis makyajlarini gorunce dudaginiz ucaklayacak.

ben sunu pek bi begendiydim mesela.
www.trendyol.com

ps. dugunde beyaz giyilmez, aklinizda olsun.

Belki salaş kaçacak ama

www.zara.com

www.zara.com

Ne yapayım abiye falan pek benlik şeyler değil, giyemem, yürüyemem içlerinde :/

Soldaki çok şık. Gösterişli olacam diye elbise giyen ama aslında rüküş olan kadınlarla dolu düğünler. Piyasadaki düğün elbiselerinin % 90ı berbat. Düşündüğün kombin güzel.