hedefi küçük tutarak başlarsan olabilir aslında.
şimdi sana bi yirmi sene öncesinden örnek vericem, sektör ve ortam aynı değil tabi ama bi fikir verir belki.
o zaman bi önlisans okuduydum, normal sürenin üstüne iki dersim kalmıştı, yazın çalışıp harç ödemek gerekiyordu. alanımda bi büroda sekreter arandığını duydum, azımsamayıp girdim. oldukça isimli fakat bir o kadar da arıza biriydi patron. ilk dönem okul için bi yarım gün izin aldım, dersleri verince bu sefer mesleki kurs için iki yarım gün izin aldım. izni verdi ama her seferinde ağlaya sızlaya çıkabildim, yine de kursu bitirdim bi şekilde. sonra başka bi büroya başvurdum, cv'de bu firmayı ve aldığım eğitimi göstererek (bu arada pozisyon yazmadım; yani sekreter değil de teknik eleman olduğumu düşünsünler istedim, ama yalan da yazmadım yani :P o zaman cv'ler çok detaylı değildi diyelim :) staj yerlerim de fena değildi. teknik eleman olarak işe alındım, tasarımları dijitalleştirmek üzere. bir kaç hafta içinde ufak ufak tasarım yapmaya başladım sıkıntıdan, oldum mu junior tasarımcı :) sonra başka bi ofise geçtim. bu sırada geçmiş 3 yılın tecrübesi sayesinde yeni başlayan lisans mezunlarından daha fazla kazanıyordum. ama baktım ki, tekniker olarak zabahlara kadar çalışmanın sonu yok, dedim biraz daha okuyayım madem. sonra okumaya başladım tekrardan, ondan sonra da önünü alamadık :s
haa çok pembe bi tablo çizmiş de olmayayım. o sıralar 17 yaşında idim, enerji vardı. yoksa bahsettiğim ilk işyeri sağlık durumları nedeniyle ofisi kapattı, bizi arkadaşının ofisine geçireceği sözü ile oyalayıp ortada bıraktı. ikinci yer bir kez bile paramızı vaktinde vermedi, aylarca her öğlen -koordinatör dahil- simit yedik. nihayet iflas ilan ettiler de parayı kurtardıydık.
özetle, bi yerinden tutabilmek için azıcık azim, sebat falan bişeyler yapmak gerek. gelecek güzel günler için..
0