Giriş
(18)

amsterdam'a gitmeli mi?

lemmiwinks
uzun zamandir istiyorduk. bugun teklif aldim. simdi is ciddiye binince arada kaldik. kurulu duzenimiz var sonucta :D fena olmayan bir gelirimiz var esimle. ekonomik olarak rahat sayiliriz. 3 hafta once yeni bir eve tasindik. tasinma da masrafli oldu biraz tabi. bir de aileleri, arkadaslari geride bi
uzun zamandir istiyorduk. bugun teklif aldim. simdi is ciddiye binince arada kaldik. kurulu duzenimiz var sonucta :D fena olmayan bir gelirimiz var esimle. ekonomik olarak rahat sayiliriz. 3 hafta once yeni bir eve tasindik. tasinma da masrafli oldu biraz tabi. bir de aileleri, arkadaslari geride birakmis olacagiz. amsterdam'da kimsemiz yok. benim annem babam 65-70 yas civarinda, baska cocuklari yok. esimin annesi ogluyla yasiyor, esini birkac yil once kaybetti.

ekonomik olarak orada azcik daha iyi olacagiz ya da ayni olacak muhtemelen cunku kiralar cok yuksek, esim de turkiye'deki isine devam edecek bir sure en azindan. turkiye'nin geleceginden umidimiz yok ama gidip omur boyu oralarda yasar miyiz bilmiyoruz. cocuk dusunmuyoruz ama yapmaya karar verirsek de orada yetistirmek daha iyi gorunuyor.

daha once kim sorsa deli misin kosarak gitmen lazim derdim, simdi kendim ikilemdeyim. sacma bir durum. yeni bir hayat kurmak da zor geliyor.

sizin fikriniz nedir?
0
lemmiwinks
(01.09.21)
bu ülkenin en son sorunu ekonomi.
0
avianthem
(01.09.21)
bence gidin. yalniz gitme sebepleri asla turkiye'nin ekonomik durumuyla alakali olmamali. hollanda'ya gideceksiniz ama bunun size katkilari nedir onu iyi arastirin.
0
rm
(01.09.21)
gidis sebebimiz ekonomik degil.
0
🌸lemmiwinks
(01.09.21)
gitmediginde 10 yil sonra pisman olmayacagini dusunuyorsan gitme.
0
do you remember me
(01.09.21)
Keşke yerinizde olsaydım. Koşa koşa giderdim ben.
0
Hallegadola
(01.09.21)
Ekonomik olarak buyuk ihtimalle Amsterdam'da daha iyi olmayacaksiniz. Turkiye'de yol yordam bildiginiz, aileniz cevreniz falan oldugunuz icin daha bilinclisiniz ve haliyle cevinizden cikan para da ona gore daha efektif. Baska bir ulkeye gidince fiyat/performans kontekstiniz olmayacagi icin, ozellikle servis sektorunun pahali oldugu bir yerde gundelik yasam ekonominiz iyilesmeyecektir anlattiklariniz isiginda.

Gitmenize degmesi icin Hollanda'da yasamaya, bati avrupa kulturune vs ozel bir ilgi, heves duymaniz lazim. Veya Turkiye'deki durumdan rahatsiz olmaniz lazim. Yoksa gundelik zorluklari gozunuzde buyutmeden asacak motivasyonu bulamayabilirsiniz.
0
hot potato
(01.09.21)
selam,
ben amsterdam'a tam uc yil once tasindim, yasim 22'yken. sizin kadar beni baglayan bir sey yoktu elbette ama Turkiye'deki konumum yasima gore cok iyiydi. buraya issiz olarak geldim, en bastan universite okudum. iyi ki yapmisim diyorum her gun.

hayatimda her gun midemi agritan gundemler yok, turkiye'de maruz kaldigim ayrimciligi burada hic yasamadim, sokakta bir kez olsun kendimi guvensiz hissetmedim, devletle kurdugum iliskide her seyin benim iyiligim icin duzenlendigini tecrube edebiliyorum (bazen hosuma gitmese bile), etrafimdaki insanlar yasantima saygili. burada arkadas da edinebilirsiniz, hatta kuzenim (kirkli yaslarinda) 6 sene once tasindi buraya ve cok guzel bir cevreleri var cogu turk ailelerden olusan. 8 yasinda bir cocuklari var ve cocuk her gun okula kosa kosa gidiyor, cesitli aktivitelere zaman ayiriyor.

bilhassa amsterdam'da gun gectikce expat turkler artiyor, hala cogunluk "gurbetci" turk ama kendi kafa yapiniza yakin insanlari biraz ararsaniz bulabileceginize eminim.

eger anne-babanizin sagligi ve guvenliginden emin olabiliyorsaniz (kaldi ki su an karar verseniz 15-16 saat icinde turkiye'de olursunuz, donmek de zor degil) amsterdam'in yasantisinda sizi zorlayacak hicbir sey yok. hele ki istanbul'da hayatta kalabildiyseniz. elmali biskrem bile var burada :)
0
reavelyn
(01.09.21)
gidis sebebimiz tabi ki turkiye'nin durumu. gidersek belki donmeyiz bile.

@Hallegadola: ben de oyle diyordum is ciddi degilken.

@hot potato: ekonomik olarak bizim icin cok fark olmayacak muhtemelen, evet.

@reavelyn: keske o kadar erken gidebilseydik biz de. tabi gec gidip de orada cevresini olusturanlar da olmuyor degil. tabi kimi de yapamayip geri donuyor.
0
🌸lemmiwinks
(01.09.21)
"deli misin kosarak gitmen lazım" cevabı kendin vermişsin. Türkiye'den Ortalamanın üzeri sayılabilecek bir gelire sahibim. Şu an gel amsterdam da uber şoförlüğü yap deseler koşa koşa giderim.

Ekonomiyi filan boşver, insan kalitesi sorunu var bu ülkede. Trafikte birinin senin önünü kesip öldürmeyeceğinin ya da makas atan bir alçağın katletmeyeceğinin bile garantisi yok. Bak daha büyük İstanbul depremi var, ülke ne olacak nasıl toparlanır kim bilir.

5 dakika bile düşünmezdim. İki kere hollanda'ya gittim, ikisinde de aşık oldum.
0
robin one persie
(01.09.21)
Yani amsterdamın artılarını siz zaten biliyorsunuz anlatmaya gerek yok ama anne baba gerçekten o kadar önemli ki.. durumları nasıl rhatsızlıkları var mı bilemiyorum ama inanın ölümden sonra keşkeler bitmiyor. Hele de aynı şehirdeyseniz kıymetini bilin. Babamın ölümünden önce şu duyuruyu görseydim deli mi ne sorduğunu soruya bak derdim. Hakkınızda en güzeli olsun.
0
cilekli krep
(01.09.21)
çocuk düşünüyorsan git, düşünmüyorsan zaten tr'de sürekli çalışacağın için yine paran olacaktır.
0
duyurukullanıcısı
(01.09.21)
@cilekli krep: benim de korkum biraz da o. yaslandilar artik. babamin damarlari tikaniyor, stent takildi falan. zaten ufak/orta problemleri var. ayni sehirde degiliz ama yakin sayilir (istanbul - edirne). esimin ailesi burada, onun annesi daha genc ama yine onun da saglik problemleri olabiliyor.

benim kendi problemlerim de var ayrica. 10 kilodan fazla verdim gecen sene ve geri alamiyorum. neden verdim bilmiyorum. 2 ogun yeme duzenine gectik, belki onun etkisidir ama cok yesem de kilo alamamak endislendiriyor. bir de yakin zamanda plastrone aapndisit derdi cikti basima, hala iyilesemedim tam, tekrar doktora gidecegim cuma gunu, belki ameliyat diyecek. amsterdam'da sikinti yasar miyim korkum var. ayrica dis implanti yaptiriyordum, yarida yakalanmis oldum bu teklifle.
0
🌸lemmiwinks
(01.09.21)
Git sonra canin isterse donersin.
Gidersen donme secenegin var.

Gitmezsen hic donemezsin.

Bu durumda gitmek en mantiklisi.
0
divit
(01.09.21)
standartlarinda ufak bir dusus bile olmayacakmis madem, gitmekten baska secenel goremiyorum ben.
0
in vino veritas
(01.09.21)
tek sıkıntı aile ve arkadaşlar(sadece aile hatta, çünkü yaşlanıyorlar :/), mümkünse gidip 5-6 yılda oraya alışıp vatandaşlık alıp sonra geri dönüp dönmemeyi tekrar düşünmek lazım.(yaşlılıkta Akdeniz iyi olur ama Hollanda vatandaşı ve euro birikimli olarak emekli olmak bambaşka olur, ayrıca o zaman gelince dünya ne halde olacak Akdeniz küresel ısınmadan dolayı yaşanmaz halde mi olacak vs. bilmiyoruz) Herkesin aradığı fırsat bu, hele çocuk planınız varsa bence kesin yapılmalı.

Bu arada kendim için Hollanda'ya bakarken oranın çifte vatandaşlığı kabul etmediğini görmüştüm. Ek bilgi olarak yazayım ama kimse söylesem "hehe Türk vatandaşlığından çıkarsın olur biter" demişlerdi :') Ben birkaç şirkete başvurmuştum dönen olmadı, daha net bir cv hazırlayıp zorlamayı düşünüyorum mesela.
0
nhk ni youkosu
(01.09.21)
Belli ki konfor alanınızın dışına çıkmak zor geliyor, normaldir. Açıkçası ben ülkenin durumundan vb. bağımsız bir insanın böyle fırsatları değerlendirmesi gerektiğini düşünüyorum. Mevcut koşullarda bu tartışmaların hep maddi kazanç ya da siyaset düzleminde değerlendirilmeleri normal ama bence farklı açılardan düşünmeye de çalışın. Farklı bir ülkede yaşamak, orada bir hayat kurmak, sosyal çevreye adapte olmak insanı geliştiren şeyler. Keza insanın işini her zaman alışık olduğu yapıdan çıkartıp başka kültürlerden insanlarla yapması da farklı bir tatmin sağlıyor.

Diğer yandan Amsterdam'da yaşamanın avantajları da dezavantajları da olacaktır. Mesela Amsterdam'da kiralar bildiğim kadarıyla oldukça pahalı; bugün İstanbul'da iyi bir semtte yaşarken orada aynı şeyi yapamayabilir, şehirden görece biraz daha uzak bir yerde yaşamak durumunda kalabilirsiniz. Veya iklim sizi zorlayabilir... Diğer yandan Avrupa'nın güzel bir noktasında olacaksınız; bir tarafınızda Almanyai diğer tarafta Belçika ve Fransa... Tatilleriniz çok eğlenceli olabilir.

Aile konusuna gelince, açıkçası ben bu konuda katıyım, şahsen ne zaman kararlarımı başkaları yüzünden değiştirmek zorunda kalsam o insanların bir noktada beni pişman ettiğini gördüm. Kaldı ki Edirne - İstanbul 2 saatse Amsterdam - İstanbul 4.5 saat. Bu kadar basit olmadığının farkındayım ama o kadar abartılacak bir şey yok bence.
0
salihdt
(02.09.21)
Yorumlarda gidiş sebebimiz Türkiye'nin durumu demişsiniz ama bugüne kadar gemileri yakmadıysanız ve kurulu düzeninizden memnunsanız yurt dışına gittiğinizde özellikle ilk 6 ayda sıfırdan hayat kurarken karşılaşacağınız ufak tefek aksaklıklar bile gözünüzde büyüyecektir.

Benzer durumda olan birkaç arkadaşıma gaz vermiştim. Hepsi ilk 1-2 senede geri döndüler. O yüzden böyle iyi ya diyorsanız hiç boşu boşuna bürokrasisiyle bilmemnesiyle uğraşmayın. Hem zaman hem de para kaybı.
0
yürümeyin
(02.09.21)
Ben 36 esim 31 yasindaykem tr den herseyi birakip 3 yil once amerikaya tasindik.

Ayni sene

Abim 41 esi 40 yasinda 2 cocukla herseyi birakip amsterdama tasindilar. ( abim aldigim en iyi karardi diyor )

4 muzde tr sartlarinda cok iyi gelirleri olan tr deli ilk 5 unv mezun kisileriz

Kesinlikle gidin derim, ydisinda yasamak cok buyik tecrube. Su an konfor alaninizdan cikmak zor geldiginden tereddut yasiyorsunuz ( aynisini ben de yasamistim ) hatta bir aksilik ciksa da gidemesek, sucluluk da hissetmem diye de dusunuyorsunuzdur :) and
0
oscar
(02.09.21)
(4)

işyerindeki köpeklere dayak

daglien
selamlar,bizim işyeri, ağır sanayii de yer alan baya büyük bir alana sahip. fabrikaya dışardan çok sokak köpeği giriyor. bizde çalışanlar olarak bazılarımız besliyoruz. bir kişi var ki, köpekleri dövüyor, taş, tahta vb. şeyler atarak kovuyor. iş yerinde olmaz deyip, istemiyor. işin yasal olarak duru
selamlar,

bizim işyeri, ağır sanayii de yer alan baya büyük bir alana sahip. fabrikaya dışardan çok sokak köpeği giriyor. bizde çalışanlar olarak bazılarımız besliyoruz.

bir kişi var ki, köpekleri dövüyor, taş, tahta vb. şeyler atarak kovuyor. iş yerinde olmaz deyip, istemiyor. işin yasal olarak durumunu merak ediyorum. iş yerinde böyle bir durumda, köpekleri besleyenler mi haklı? yoksa beslemeyip kovan adam mı haklı?
0
daglien
(01.09.21)
suicides underground
(01.09.21)
Aranızda anlaşamıyorsanız patrona/müdüre sormanız lazım. O ne derse o taraf haklı.
0
plutongezegendegilmi
(01.09.21)
Ben sanayide calisirken beslemek kesinlikle yasakti, yonetmelikle is yeri sahibi belirliyor bunu.

Sonra nedenini de anladik, forklift tir falan donerken eziyor. Hic alistirmamak lazim oralara
0
divit
(01.09.21)
köpekler için işyeri alanında bulunması tehlikeli durum oluşturmuyorsa amiriniz ne derse o olur +1
yalnız köpeklere kötü muamele yapan kesinlikle haksız ve o da sopayı hak ediyor.
0
surprise
(01.09.21)
(14)

Erkekler ve halhal?

The colors of my sea perfect color me
Erkekler neden halhala bu kadar ilgili?Bilegimde görüp de o halhal mi? diye sormayan erkek yok neredeyse. Yani ayak bileğinde sarılı zincir daha ne olabilir ki? Bu ilginin sebebi nedir? Sadece estetik görünmesi mi? Çağrıştırdığı başka ne anlami var? Herhangi bir saatten ne farkı var?Teşekkürler.
Erkekler neden halhala bu kadar ilgili?

Bilegimde görüp de o halhal mi? diye sormayan erkek yok neredeyse. Yani ayak bileğinde sarılı zincir daha ne olabilir ki?
Bu ilginin sebebi nedir? Sadece estetik görünmesi mi? Çağrıştırdığı başka ne anlami var? Herhangi bir saatten ne farkı var?

Teşekkürler.
0
The colors of my sea perfect color me
(01.09.21)
ayak fetisizmi?
0
alevli deniz sortu
(01.09.21)
@alevli deniz şortu
Ayak da görünmüyor ki. Spor ayakkabınin içinde. Halhalin olduğu kısım pantolon havuç model olduğu için yarım karış dahi görünmüyor. Hani ayak görünse ok.
0
🌸The colors of my sea perfect color me
(01.09.21)
cinsel pozisyonlar çağrıştırıyor olabilir hayal gücü
0
freebird5406_2
(01.09.21)
benim de hoşuma gider ama herhangi bir cinsel çağrışım yapmadı açıkçası. ya estetik göründüğünden ya da az rastlanır olmasından.
0
lazpalle
(01.09.21)
Estetik bence. Bilekte güzel duruyor.
0
westblack
(01.09.21)
ben hiç sevmem halhal ama birinde görsem sorarım sanırım aa halhal mı o diye. Bilekliğe göre daha nadir, ilginç bi sözcük, barış manço şarkısı akla geliyor, muhabbet oluyor sorunca vs pek çok sebebi olabilir.
0
nundu
(01.09.21)
Muhabbet açmak için soruyorlardır. Halhal araç gibi görünüyor sadece.
0
lüzumsuz adam
(01.09.21)
Dinledigin muzige de ilgiliyiz.
Olayi baglayana kadar rol kesiyoruz.

8 saate kadar fransiz filmleri konusurum.
0
divit
(01.09.21)
CUnku kadin vucudunun en estetik ve zarif kismi ince ayak bilekleridir.Ince ayak bilekleri sanat eseri gibi bir sey.Halhalin bununla cok ilgisi var
0
turkuaz
(01.09.21)
Halhal epey seksi bir şey. Elbette ince bilekli bronz bir tende.
0
kukuleta
(01.09.21)
Sormalarının amacı muhabbet olabilri, yoksa o halhal değil de ne olabilir ki , halhal mı diye sorsunlar

Bana hiç çekici ve estetik gelmiyor.
0
ceketimi alip cikcam
(01.09.21)
"ayakcilar" halhali begenir, ince bilekte guzel durur.
"o halhal mi yaw" diye soran abilerin alayi ayak/bacak hastasi..
0
cooperr
(01.09.21)
Çünkü nadir karşılaşılan bir aksesuar, muhabbet açmak için bire bir.
0
John Bloor
(02.09.21)
o halhal mi 'den sonra 'bakabilir miyim?' sorunu yokluyor.
0
duyurukullanıcısı
(02.09.21)
(4)

Mikroçip nasıl çalışır?

m orak
Degerli arkadaslar, ben bu mikrocip'in nasil calistigini bir türlü anlamıyorum, örneğin bir intel işlemci nasil ve ne amaçla çalışıyor mantığı nedir bana açıklayabilir misiniz?
Degerli arkadaslar, ben bu mikrocip'in nasil calistigini bir türlü anlamıyorum, örneğin bir intel işlemci nasil ve ne amaçla çalışıyor mantığı nedir bana açıklayabilir misiniz?
0
m orak
(01.09.21)
Soruyu biraz daha açman lazım. Mesela fiziksel olarak nasıl bir yapıya sahip olduğunu mu soruyorsun, yoksa çalışma mantığını mı, içindeki componentleri mi, yoksa programları nasıl çalıştırdığını mı?

Genel bi özet geçmeye çalışayım:

Çipin üstünde (yanında yöresinde bir yerde) clock/saat diye bişey var. Bu saat dediğin şey aslında kuvars diye bi kristal. Bu kristale elektrik verdiğinde titremeye başlıyor. Bu titremeyi kullanarak cpu'nun geri kalanına belli bi frekansta elektrik sinyali gönderebiliyorsun.

Misal 3 GHz işlemci dediğin zaman, saati/kristali saniyede 3 milyar salınım yapabilen bir işlemciden bahsediyorsun demek. Bununla sinüs dalgası şeklinde bir elektrik sinyali üretiyorsun, onu da dijitale çevirip işlemcinin geri kalan kısmına gönderiyorsun. İşlemci şöyle bir sinyal alıyor yani: "-_-_-_-_-_-_-_-". Bizim birler sıfırlar bunlar aslında. "-" olduğunda elektrik var, "_" olduğunda elektrik yok demek. Olduğu zamanlarda bir işlem yapıp sonuç alabiliyorsun.

İşlemcinin içinde de "mantık kapısı" dediğimiz yapılar var. Bu arkadaşlar aslında bildiğimiz düz transistörün çeşitli kombinasyonlarla birbirine bağlanmış hali.

Mantık kapısını içinden iki tane kablo çıkan bi kutu gibi düşün. O iki kabloya elektrik verebiliyorsun, kapının türüne göre kutunun üstündeki lamba da yanıp yanmamaya karar veriyor olsun.

Bu durumda mesela elinde AND kapısı varsa, iki kabloya da elektrik verirsen o lamba yanıyor. İşte OR kapısı ise birinden birine elektrik verdiğinde yanıyor. Mesela NOT kapısı ise tek giriş kablosu olur, elektrik verirsen yanmaz, vermezsen yanar falan.

Bunun gibi 5-10 tane mantık kapısı çeşiti var. Bunların milyarlarcasını alıp bi araya getirdiğinde çok kompleks işleri yapabilecek özel çipler üretebiliyorsun. İntel bunu yapıyor mesela, direkt çipin/işlemcinin üzerinde çarpma işlemi yapan bi unit var. Buna CISC mimari deniyor. Bi de daha basit, RISC denilen bi mimari var. Onda mesela çarpma işlemi direkt yok, çarpma yapmak istediğinde aslında ard arda bir sürü toplama işlemi yapıyor. Her çipi amacına göre böyle farklı farklı tasarlayabiliyorsun.

Şimdi bi de RAM var, bu da transistör ama üzerinde saat yok, çünkü işlem yapmıyor, sadece 0-1 (elektrik var-yok) gibi veri tutuyor. CPU'nun üzerindeki çeşitli özel birimler (control unit, address generation unit) gibi, RAM'den belli alanları alıp input olarak işlemciye sokuyor, çıkan sonucu da alıp yine RAM'e yazıyor. Temelde yaptığı şey bu yani. Hangi işlemi yapacağını da RAM'den alıyor, o işlemi yapmak için hangi veriyi nereden alacağını da RAM'den alıyor.

Her işlemcinin üzerinde o işlemciye özel tanımlanmış spesifik komutlar var. Mesela bilgisayar açıldığında işlemci RAM'e bakıp şöyle bi komut görsün:

ADD x10 x20

Bu şu demek, RAM'de 10'da ve 20'de depolanan değerleri input olarak al, toplama işlemi yap (mantık kapılarını kullanarak toplama yapabiliyorsun), sonucu da 10'a geri yaz.

Bu mantık baya hardcode işlemci üzerine gömülmüş bi işleyiş, o yüzden kodu da ona göre yazman gerekiyor.

Bilgisayar mühendisliğinde 4-5 ders halinde anlatılan bir konu aslında bu. Çok yüzeysel özet geçmeye çalıştım ama her alan başlı başına bi dünya.
0
plutongezegendegilmi
(01.09.21)
Temelde 4 islem yapmaya yariyor.
2 sayi yolluyorsun sana toplayip veriyor.
4 islem ustune ek ozellikler de var. Hafizasi falan var.

Nasil calisiyor diye sorarsan 3 donemlik ders konusu cikiyor.
O dersleri alsan bile anlamak zor.
Hele intel islemci deyince konu cok buyuyor.
0
divit
(01.09.21)
Anlatımı hiç bilmeyen birisi ile alt yapısı olan birisine göre değişir. Mesela opcode nedir bilmeyen birisine anlatması zor, ALU nedir diyen birisine anlatması zor.

Öncelikle @plutongezegendegilmi nin hatalı olduğu bir konu gözüme takıldı.

Kristal 3ghz'de çalışmaz. Kristal neredeyse her zaman ana çalışma frekansından çok daha düşük hızlardadır. Düşük frekansı referans alarak PLL yardımıyla diğer clock sinyalleri elde edilir.

Ayrıca kristal kullanmak zorunda da değilsin, dahili rc osilatörleri de içeren ürünler var.

İngilizcen varsa "fetch decode execute" olarak aratınca işlemci nasıl çalışır öğrenebilirsin.
0
kimlanbu
(01.09.21)
hepinize ayrı ayrı teşekkür ederim, daha detaylı anlamam için bana kitap önerebilir misiniz?
@plutongezegendegilmi : hangi konudan başlayıp bitirsem anlarım :)
0
🌸m orak
(03.09.21)
(23)

Doktorlugun tercih olarak fiyat (bedel)/performans orani rezalet degil mi?

robokot
Hekimligi bir aşk olarak goren kisiler bir kenara (bunun azinlik oldugunu dusunuyorum) - "iyi bir gelecek" icin tip fakultelerini dolduran gencler genelde hayatlarinin nasil sekillenecegini biliyorlar mi? gecmis hikayesini, bugun gunluk yasantisi / temposu / sorumlulugu / yukumlulukleri ve bunlara k
Hekimligi bir aşk olarak goren kisiler bir kenara (bunun azinlik oldugunu dusunuyorum) - "iyi bir gelecek" icin tip fakultelerini dolduran gencler genelde hayatlarinin nasil sekillenecegini biliyorlar mi? gecmis hikayesini, bugun gunluk yasantisi / temposu / sorumlulugu / yukumlulukleri ve bunlara karsilik kazandiklari ortalama paraya baktigimda acimadigim bir doktor gormedim.

bu sadece turkiye'de de degil, yabanci doktorlarda da benzer seyler goruyorum ama turkiye hele ekstra kotu.

hayvan gibi calis, derece yap, kazan, sonra 6 sene egitim, son 3 senesi pratik ve hastanelerde ofisboy gibi gorulme, itilip kakilma, uzun saatler... sonra mecburi hizmet! kalk git yasadigin yerden duyanin bir ucuna butun hayatin askiya alinsin. uzmanlik istiyorsan hayvan gibi yine calis tekrar ki TUS veresin (hem de yks / öss all starlara karşı), hadi onu verdin tekrar egitim 3-6 sene - yas kemale eriyor bu arada ama hayatini yoluna koyamiyorsun neden? uzmanlik aldin yallah mecburi hizmete! yan dal yaptin, yallah mecburi hizmete... tum bunlardan sonra istedigin bir yerde yasayabilecegin de garanti degil.

hadi tum bunlari atlattin, 36 saat nobetler, ozellikle turkiye'de hastanelerde siddet - zor sartlarda calisma. hikayelerini dinledigim kadariyla yukarida bahsettigim tum bu surecte mobbingin allahini yiyorlar bir de, hiyerarsi cok kati. alt ust iliskileri cok belirgin. en dandik sirkette insan kaynaklarina gidilip olay yaratilacak seylerin 10 katina millet gikini cikarmiyor.

sistem seni turkiye'ye de bagliyor, cogu diger meslekli gibi baska ulkelere mobilitenin onunde diger mesleklere gore cetin engeller var.

bu kadar inanilmaz tempolarda gecen gunduzun olmadan calisiyorsun, kendini tehlikeye atiyorsun (en az 1 kere covid gecirmemis doktor kaldi mi?) aldigin maas hafif tecrubeli bir muhendis maasi bile degil bazen. rezillik degil mi ya? hekimlik aşkı olmayan, sadece buyuk umutlarla bu ise girmis "tip mi bilgisayar muhendisligi mi?" sorusu aklindan gecmis biri icin tam bir cehennem olmali. ki gosterilen cabayi alinan egitimi dusunelim, o kadar emegi en dandik meslege bile versen cok daha iyi para kazanirsin ve cok daha esnek bir hayat tarzin olur zaten. fiyat (bedel) performans orani cok dusuk bir tercih bence, yaniliyor muyum?

cevrenizde tercihlerini "tip olsun da neresi olursa olsun" diye dolduran gencler nasil bir hayatlari olacagini biliyorlar mi genelde? yoksa sadece tıp diye mi yaziyorlar? yoksa ben ortalama (dunyaya hekim olmak icin gelmis olmayan) bir doktorun hayatini yanlis mi yorumluyorum?
0
robokot
(01.09.21)
Statü var. Parası da kötü değil. İş garantisi de var.
0
roe
(01.09.21)
statü pek umursadigim bir sey degil sahsen, kimseye de doktor diye ozel bir sey hissedecek degilim ama anlayabilirim sanirim kimisi icin onemli oldugunu.

parasi kotu degil de... verdigin emege, ilerlemek icin yaptigin fedakarliklara ve gundelik calisma tempona bakinca da mi iyi parasi? bence degil ya hic. ben bir doktorun %10'i emek gostermemisimdir herhalde - ne lisede, ne universitede, ne sonrasinda. ne mecburi hizmete gittim, ne ekstra zorlu sinavlara calistim ne pandemide onlerde savastim... bir uzman doktordan daha cok kazaniyorum oturdugum yerde altimda donla - ama bu bana ozel degil. Bir doktorun %50'si emek gosterecek biri HERHANGI bir meslekte cok daha fazlasini kazanmaz mi kolayca? f/p kotu derken bundan bahsediyorum. tip doktoru olmayan biri icin 9 / 12 yil kicinin uzerinde sadece kitap karistirarak egitim bir doktora derecsi demek. statuyse o da statu: "dr. bilmemkim" bu insanlar benzer surede egitim + mecburi hizmetler ve stresli ortamda calisma, gunduzu gecesi belli olmayan bir hayat temposuyla cok az kazaniyorlar bence.
0
🌸robokot
(01.09.21)
Tıp fakültelerini genellikle ailelerinden uzakta, yatılı olarak fen lisesi okuyanlar tercih ediyorlar. Tercih değil aslında, bir zorunluluk, öğrencinin ailesinin durumu belli, kendi geleceğini sağlama alması lazım. Tıp, diş hekimliği, eczacılık, hemşirelik bölümlerini tercih ediyorlar onlar için geleceklerini sağlama alacakları bölümler bunlar. Garanti işe, garanti maaşa ihtiyaçları var. Bu ülkede hangi meslekler bu garantiye sağlıyor ya da sağlayacak?

Aslında tıp fakültelerinin durumu sizin yazdığınız gibi değil. Fakültedeki eğitimleri, sonraki stajları sizin yazdığınız gibi yorucu bir süreç değil. Evet sıkı bir çalışma, disiplin var, bunu özellikle öğrencilere baskılıyorlar, hatta bu baskı diş hekimliği bölümünde daha fazla. Ama insanla uygulamalı çalıştıkları için böyle bir sistem var. Bu sistem olmazsa, olmaz. Bu sistem tıp fakültelerinin taban puan sıralamasına göre de ne yazıkki esniyor. Zorunlu hizmetten de çok az doktor şikayet ediyor.

İnanılmaz fazla emek verip doktor oluyorlar, maaşları az konusuna katılmıyorum. Doktorlar uygulamalı bir sağlık eğitimi alıyorlar ve bunu uyguluyorlar. Ortalama bir tıp fakültesi mezunu için doktor maaşı normal. Meslek olarak bakarsak üreten, kendisini geliştiren doktor sayısı ülke geneline göre çok az. Elbette üreten, kendisini geliştiren, alanında en iyi olan doktor zaten hak ettiği maaşı kazanıyor. Ama bunun dışında kalanlar için maaş normal. -tabiki ekonomiye göre maaşları daha uygun olabilir, ama doktor oldukları için üreten, yapan meslek grupları ile aynı maaşı almaları mantıklı değil- Her mesleğin, bölümün kendi zorluğu var işte.

O alt üst ilişkisi, baskı ilk yıldan başlıyor yukarıda saydığım bölümlerde. Bir yerden sonra çok normalleşiyor olan biten. Birde sürekli olan bir durum değil. Bunun dengesini sağlıyorlar fakültelerde. Asistan öğrenciye kötüyse, profesör iyi davranıyor.
0
GoodMorningTeacher
(01.09.21)
Kesinlikle rezalet.
Statü yok.
Parası kötü.
Sadece işsiz kalmayacaklarını umuyorlar.
Nasıl bir bedel ödeyeceklerinin farkında değiller.
0
pro9it9is9
(01.09.21)
TIP mi bilgisayar muhendisligi mi ikileminde kalan kusura bakmasin da bu bedeli odeyecek.

Boyle bir ikilemde kalinmamasi lazim. Bilgisayar muh mi elektrik elektronik muh mi ikilemi olsa anlarim ama boyle alakasiz bolumler arasinda nasil ikilemde kalinir

Soruya gelecek olursak ne kadar statu yok denilse de toplum nazarinda statusu en yuksek meslektir.
Sunu unutmayin.Bizim gibi toplumlarda hayata yenik baslayan kisilerin yirtmak icin egitim ve meslek secimi tek sanslari.Bu sanslarini kulanirken gencler mumkun oldukca garanti tercih yapmaya calisiyorlar.DOktorlugun zorlugunun herkes farkinda ancak doktorluk disinda bu gruptaki insanlar icin makus talihini tersine dondurebilecek garanti bir meslek yok.Is garanti, kazanc genel ortalamanin ustunde,statusu cok iyi. Tek kotu tarafi ortalamanin cok cok ustunde calismaniz bekleniyor.Insanlar calisirim ne olacak, baska sansim mi var kafasiyla bunu gormezden geliyor.

Zaten bu mantik yuzunden son donemde doktorlugu tercih eden gencler genelde kaymak tabakanin ailelerinden cikmiyor. Ya doktor anne babanin cocuklari yada sosyoekonomik durumu daha kotu ailelerin cocuklari oluyor genelde.Bu son kisim sahsi yorumumdur herhangi bir veriye dayanmiyor
0
turkuaz
(01.09.21)
Tıp eğitimi yukarıda söz edildiği gibi basit bir uygulamalı eğitim, "meslek lisesi" eğitimi değil. Ciddi bir mental çaba var temelinde.
Bu nedenle de vasıfsız işçi maaşı almaları (özellikle asistanların) hiç kabul edilebilir bir durum değil.
Oğlum bu yıl üniversite tercihi yaptı. Söylediği şu: anne, tıp okumanın bir mantığı var mı, yok. Bak, bir imza yüzünden ağır ceza mahkemelerinde sürünüyorsun. Bak, bir cerrahın parmakları kesildi, hayatı kaydı.
Hariçten gazel okumak kolay.
0
pro9it9is9
(01.09.21)
Valla bence de emek/getiri oranı çok düşük, ama manevi tatmini vardır diye düşünüyorum.

Yani bizim sektörde Google'da bile çalışsan temelde çöp (a.k.a reklam) satıyorsun. Sektörün büyük kısmı benzer şekilde çöp satmak üstüne. Okumuş etmiş o kadar insanın tek amacının "nasıl daha iyi çöp satarız, nasıl patronları daha zengin ederiz" olması baya trajik bişey aslında. Bankacılık, e-ticaret, sosyal medya, oyun, habercilik vs. vs. kullanıcıyı exploit etmek üstüne olmayan çok az iş kolu var. Ya da devlete, askere, istihbarata çalışıyorsun. Beni epey rahatsız eden bişey bu mesela.

Öbür tarafta ağrı kesici bile versen en azından birinin derdine derman oluyorsun. Tertemiz iş.

Ayrıca yurtdışına gitme olayı da çok zor değil gördüğüm kadarıyla. Bizim doktor arkadaşlardan baya giden oldu, gittikleri yerde daha iyi para + daha düzgün çalışma şartlarına sahipler. TR dışında makas o kadar da açık değil yani.
0
plutongezegendegilmi
(01.09.21)
Net rezalet.

Aynı puanı alan mühendis arkadaşlarım (makina-bilg-elektrik) yarısı yurtdışında kalanı aselsan tai de falan çalışıyor.
0
adventchant
(01.09.21)
sadece f/p olarak değerlendireceksek, kendini iyi donatmış onkoloji, onkolojik cerrahi, dermatoloji, gastroenteroloji, beyin cerrahi uzmanının f/p oranına yaklaşabilecek meslek bulunmuyor.
0
altinci nesil caylak
(01.09.21)
Eskiden (10+ yıl) doktorlar orantısız derecede çok kazanıyorlardı ve saygınlıkta zirveydi. Şu anda da iyi kazanıyorlar ama işte eskiden kazanılan tutarlar kadar olmadığı için tatmin etmiyor.

Tıp öğrencileri bölümlerine girdiği andan itibaren üniversitenin diğer bölümlerine nazaran el üstünde tutulur, hocaları keza öyle, üni bütçelerinin büyük bir kısmı üni. hastanelere ayrılır… e sonuçta bu el üstünde tutulan kişiler kendi deyimleri ile “ayak işi” yapmaya başlayınca memnuniyetsizlik doğuyor.

Bedel/fiyat endeksine de anca belli branşlar dahil edilebilir. Yoksa bir aile hekimi neyin bedel/fiyat endeksini yapabilir? Cerrahi branşlar desen anlarız da o da zaren tus’ta barajı geçen herkesin kazanabileceği bölümler halinde şu an. Çünkü hekimler diğer tüm insanlar gibi rahat/risksiz çok para kazanmak istiyor.
0
giovanne
(01.09.21)
- Sonsuza kadar maas ve is garantisi
- Yesil pasaport
- Yuksek maas(vali ile ayni neredeyse)
- Yilda minimum 20 gun izin
- okuldan sonra tek satir okumadan emekli olabilme imkani
- guclu meslek lobisi

Bundan daha iyi bir meslek olsa en yuksek puan onun olurdu.

Doktorlar da memnun olmasa istifa etme sanslari var.
E-ticaret yapabilirler, getir kuryesi olabilirler, yazilimci olabilirler.

Banka bile ayricalikli hizmet veriyor.
www.qnbfinansbank.com

Statu muhabbetine hic girmedik daha. kiz tavlamada avantaj, ev tutarken avantaj..
Akraba ve arkadaslarin gereksiz yalakaligi...
0
divit
(01.09.21)
TR için kesinlikle katılıyorum. Yurtdışını bilmiyorum ama türkiyede doktorluk şu anki maaşını değil 2 katını versen yapamayacağım bir şey. Zamanında burada anlatmıştım (bkz: #90534842) toplumun en eğitimli ve en zor yetiştirilen kesimi, en eğitimsiz kesiminin önüne yem gibi atılıyor resmen. Yemişim yeşil pasaportunu.
0
roket adam
(01.09.21)
Valla katılmakla katılmamak arasındayım.

Bizzat tanıdığım 3 doktor arkadaşımı örnek vereyim:
1- TUS'u da kazanıp okuyup dişini sıkıp, kendi muayenehanesini açıp 40 yaşına gelmeden ev-araba-villasını alıp oturan var
2- 6 yıllık eğitimi bitirip TUS yerine dil çalışıp yurtdışına taşınan var.
3- 6 sene okuyup TUS'a girmeyip, işyeri hekimliği yapıp, farklı iş yerlerini bağlayıp 1 ev 2 son model arabasını almış olan var.

Özetle, eşek gibi çalışıyorum ama bunların hiçbirini yapamıyorum. Çalışıp emek harcayıp sürünen doktor arkadaşım yok ama çalışıp emek harcayıp hala evi arabası olmayan diğer meslek sahibi arkadaşlarım var (kendimi de bu gruba dahil ederim) O nedenle doktorlara oturup ağlamak yerine, komple sisteme bakalım bence.
0
lcha
(01.09.21)
Maalesef öyle ya.

Her bir cümlene hak verdim okurken. Ben mühendisim, kardeşim doktor. Önceden de zordu arkadaşlarımdan biliyorum ama son yıllarda iyice zorlaştı.

Taşrada belki saygı duyuyordur hala insanlar ama büyük şehirde köpek gibi bakacaksın ukalalığıyla geliyorlar. Mağara adamı gibi muayene sırasında içeri dalıyorlar, usülden, konuşmaktan haberleri yok. En ufak bir şeyde doktora patlamak için bekliyorlar. Acile gelenlerin inanılmaz bir çoğunluğunun sorunu poliklinikte çözülebilecek, acil olmayan şeyler. Bir de onları eğlemek için uğraşıyorlar. Geçenlerde bir hasta sizce benim başım ağrıyor mu diye sormuş kardeşime :)

İş arkadaşları ve yöneticileri de hastalar ve yakınları gibi doktorlara kötü davranıyor. Mobbing almış başını gitmiş. Denildiği gibi okulda da öyle olduğu için çok anlamıyorlar ama özel sektörde onda biri yaşansa birkaç sene yiyecek tazminat kazanırsın. Hastane yönetimi sadece sayılarla ilgileniyor. Nöbet boyunca 200'den az hasta baktığında yavaşsın diyerek baskı yapıyorlar. Dakikada bir hasta bakmanı ve o hastaların başına bir şey gelmemesi lazım bu kez malpraktis derdi ile baş başasın. O zaman da hiçbir yöneticinin arkalarında duracağını sanmıyorum. Biz böyle bir şey demedik diyip kenara çekilecek tıynetteler çoğunlukla.

Yeri geliyor tüm günün yorgunluğunu bir teyzenin Allah razı olsun'u geçiriyordur ama uzman olsan dahi profil aynı. Ancak niş alanlarda çalışıp, kendini kanıtlayıp, özel muayenehanede muayene başına 400-500 tl aldığın noktada rahat edersin.

Aklı olan başka bölümlere gitsin bence. İyi kötü fakültede olan da ya gidecek ya kaderine razı gelecek.
0
chicha_v2
(01.09.21)
kesinlikle rezalet. ancak aşk, tutku,idealler dışında tıp yazan liseli genç profili orta direk veya altı ailelere mensuptur.
-anlaşılsın diye abartarak örnekliyorum- hiçbir sabancı durduk yerde bu kadar çile çekmez, çok kafalıysa bile gider en iyi okullarda ekonomi okur, işletme okur döner mis gibi kariyer yapar, yükselir maddi manevi tatmin olur. çünkü garantici olmasına gerek yokyur, sınıf atlama ihtiyacı hissetmez.

tıp doktorluğu neredeyse hala türkiye gibi genç ve zorluklardan gelerek kurulmuş bir ülke için hala saygın ve önemli bir meslek; hala eski dönemlerdeki koşullar hatırlanarak sınıfsal bir geçiş mesleği olarak görülüyor, görece daha çok kazandırdığına inanılıyor. büyük göçlerden önce bir süre daha böyle devam edecek. iyi doktorlar avrupaya gittiğinde, çığ gibi artan vakıf üniv.leri mezunları çoğaldığında tıp da pek çok meslek gibi itibar kaybedecektir buralarda.


son soruya dönecek olursak, yineliyorum o çocuklar galatasaray lisesinden, saint joseph'ten, istanbul erkekten falan mezun olmuyor genelde. yozgatın bir kasabasından mezun 17 yaşındaki çocuğun en büyük hayali hala tıp fakültesi hatta doğuda, taşrada falan bir tıp fakültesi bile büyük birşey. diğer türlü de hep çile olacak ona; tüm çevresinde zaten çileli ve üstelik karşılık alamamış bir kitleyi görerek büyüyor. ne istesin?

son derece haklısınız.
0
rewlack
(01.09.21)
Doktorun nerede çalıştığına bağlı.
Kendi muayenehanesindekiler 8 ayrı ev sahibi olabiliyor. Adamlar darphane gibi para basıyor.

Her mesleğin cilvesi var. İlk yıllarda çileyi çekip sonra tonla para kazanılacaksa asgari ücretle yaşayıp ölen insanların ülkesinde çok şanslılar bence
0
photo85
(01.09.21)
kötü niyetli art niyetli doktorlar olabilir, bence en saygı duyulması gereken hatta en saygı duyduğum meslek. adalet bak. çalışıyorum savcı hakime gram saygım yok. çünkü doktor kadar saygın olamıyorlar, makam mevki olarak kendilerini üst görseler de bence doktor daha saygın bir meslek. paradan puldan çok saygı hazzı daha önemli olabilir.
0
mikahakkinen
(01.09.21)
cevaplar icin tesekkurler arkadaslar. cok iyi kazanan kisilerden statu kazanan kisilerden ornekler verilmis, dogrudur onlar da vardir.

benim daha cok onemsedigim burada, "para kazanmak", "araba ev sahibi olmak" ile "hayatinin kontrolunun elinde olmasi", "gorece stressiz bir yasam" ve en onemlisi "elindekinin tadini cikarabilecegin zamaninin ve kafa rahatliginin olmasi" arasindaki baginti.
0
🌸robokot
(01.09.21)
Doktor ya da her meslekte yozgat'ın köyünden çıkanlar var. Robert Kolej, Galatasaray Lisesi mezunu doktor arkadaşlarım var. ÖSS birincisi doktor arkadaşım var.

Tercih meselesi. Doktorluk bu ülkede en prestijli mesleklerden ancak doktorların çalışma şartları kötü. Çok yoğunlar. O şekilde yaşamdan keyif almak zor. Ama bu kişiler hayatları boyunca sürekli disiplinli yaşamış insanlar. Herkes barlarda sabahlayacak diye bir şey yok. 3-5 yıldır instagram'da hava atılabilecek işler popüler oldu. Barista denilen garsonlar kasılıyor falan..

Çok yüksek puan alıp tıp seçmeyen biri mühendislik okusa yine özel sektörde çürüyecek. özel sektörden bıkıp Kpss kasarak kamuya geçmek isteyen çok mühendis var.
0
roe
(01.09.21)
Bence siz cok yanlis gelmissiniz.
0
balpolen
(01.09.21)
konudan bağımsız olarak, aradığınız sözcük ücret. ücret/performans oranı.
0
akhenaten
(01.09.21)
uzun vadede değil. türkiye'de doktor sayısı nüfusa oranla çok çok az. o yüzden kazançlar uzun süre düşmeyecek. hala ortalamanın çok üzerinde. belli başlı alanlara yönelirse de bir genel müdür kazancına ulaşır.

asistanlık sürecinde zaten odtü mezunu bir mühendis kadar para kazanıyorsun.

belki tek zorluğu asistanlıktaki uzun nöbetlerdir. bir de insanlarla muhattap olmayı sevmiyorsan o kadar insanla iç içe olmak sevilmeyince yapılmayacak şey değil. onun dışında avantajı çok.
0
black mamba
(01.09.21)
bugun debeye 1. siradan girmis su entry de bu soruyu sorarken toparlamaya calistigim dusuncelerimi ozetliyor: eksisozluk.com

...ki mecburi hizmet(ler)e deginmemis bile.

@akhenaten, tesekkurler ama yok, aradigim bir kelime yok. fiyat / performans standart bir kalip ya, sakayla karisik onu kullandim. yoksa fiyat tarafinda doktorun cektigi eziyetlerin toplami var.
0
🌸robokot
(04.09.21)
(2)

Voleybol ne güzelmis

basubadelmevt
Voleybola ilgimiz arttı milli takım sayesinde. Ne güzel bir spormus yahu. İzlemesi aşırı zevkli. Arada bakardım önceden şimdi YouTube'dan videolar izler oldum. Eskilerden Neslihani,Özlemi hatırlarım. Bu ablalarımızın kazançları nasıl? Yıllık ücretler vesaire hangi aralıkta? Bilgisi olan var mı genel
Voleybola ilgimiz arttı milli takım sayesinde. Ne güzel bir spormus yahu. İzlemesi aşırı zevkli. Arada bakardım önceden şimdi YouTube'dan videolar izler oldum. Eskilerden Neslihani,Özlemi hatırlarım.

Bu ablalarımızın kazançları nasıl? Yıllık ücretler vesaire hangi aralıkta? Bilgisi olan var mı genel olarak? Futbolla kıyaslanamaz heralde ama yine de iyi kazandıklarını duymak isterim.
0
basubadelmevt
(01.09.21)
Yillik milyon tl seviyelerinde.
0
divit
(01.09.21)
Yaklaşık 10 sene önce kaliteli yabancılar ortalama 1 milyon euro, yine milli takım seviyesindeki Türkler ortalama 1 milyon tl kazanıyordu.

www.hurriyet.com.tr

Şu an için net bir bilgim yok ama birkaç kişiden yabancıların 1,5-2 milyon euro, türklerin de 1 milyon dolar civarı kazandıklarını duymuştum.
0
iwasbornonamountainside
(01.09.21)
(13)

Sözlük yazarı olmanın hissettirdiği bir ayrıcalık var mı?

İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
Merhaba arkadaşlar,Ta 6 sene önce açtığım sözlük hesabı ne hikmetse bugün onaylanmış ve şu an yazar durumundayım. Kayıt olduğum zamanlar önemsiyordum yazar olmayı ama şimdi o kadar önemli gelmiyor. Gündemi sözlükten takip ederim ama yazarlık pek matah gelmiyor. Ummadığım bir anda onaylanması bir değ
Merhaba arkadaşlar,

Ta 6 sene önce açtığım sözlük hesabı ne hikmetse bugün onaylanmış ve şu an yazar durumundayım. Kayıt olduğum zamanlar önemsiyordum yazar olmayı ama şimdi o kadar önemli gelmiyor. Gündemi sözlükten takip ederim ama yazarlık pek matah gelmiyor. Ummadığım bir anda onaylanması bir değişik hissettirdi. Siz ne düşünüyorsunuz? Sevinilecek bir durum mu sizce? Eğer yazarsanız yazarlığınız onaylanınca ne hissettiniz? Fikirlerinizi belirtirseniz sevinirim. Teşekkür ederim.
0
İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(31.08.21)
İnstada 10k takipçim olsa daha ayrıcalıklı hissederdim ekşi bi anlam ifade etmiyor
0
olaylar olaylar
(31.08.21)
15 yıl önce hissettiriyordu. şimdi bahsini açmaya bile değmez, böbürleneni kafamda direkt ezik diye kodlarım hatta.
0
kiyiya vuran dildolar
(31.08.21)
2004-2005 civarı havalıydı
0
freebird5406_2
(31.08.21)
Köpeğimin TikTok hesabı daha havalı geliyor.
0
the she ronin
(31.08.21)
2007'de yazar oldum, olağanüstü geliyordu. okulu uzattığımı unutmuştum. şimdi yine sıradayım ama sırf dursun kenarda diye sıraya girdim. entry yazma amacım yok. mesaj falan atarım lazım olur.
0
ya ben lan neyse
(31.08.21)
Hiç yok bende
0
basond
(31.08.21)
Sebepsiz yere kufur yemek istiyorsan guzel ortam.

5-10 sene once 400 lira falandi hesap, bir degeri vardi.
Simdi aliskanlik olmasa bedava verirdim.

Genel iq cok dusuk.
0
divit
(31.08.21)
2007'den beri yazarım. 2008-2011 top dönemi. şimdi çöp.
0
duyurukullanıcısı
(31.08.21)
2011 öncesi vardı yazar sayısı belliydi şimdiye oranla da çok azdı.
0
monsieur turti
(31.08.21)
Başta bi heyecan oluyor anaa yazar mı olduk la diye sonra geçiyor. Artı eksi verebilme olayını seviyorum bir de açtığım başlık tutarsa okumayı seviyorum onun dışında bir olayı yok ama o kadar bekleyişten sonra yazar olma hissi güzel, beklediğine değmiş oluyor. 6 sene çokmuş ben 2,5 sene beklemişim. Bazıları instagram- Twitter hesabının bio kısmına yazıyor ekşi yazarı olduğunu, bunu garipsiyorum. Cv’ye eklemenin bir tık gerisi.
0
heathen
(31.08.21)
ayrıcalık demeyelim de seviyorum ben sözlüğü. bir yere bir şeyler yazmak iyi geliyor. kimi zaman geyik, kimi zaman gündem, kimi zaman alakasız bir konuda bir makale.

twitter instagram vs. beni çok sarmadı. bir de çoğu normal hayatta tanıdığım insanlara fikrimi anlatmak çok ilgimi çekmiyor. fenomen falan olacağım tanımadığım bir sürü kişiye ulaşacağım desen çok uğraş vermen gerekiyor.

e ne yapacağız o zaman? blog falan açılabilir ama onun için de bir konsept belirleyeceksin, konsept belirlemesen bile bir okuyucu kitlesi kazanman gerekecek vs. ekşi sözlük ise kısa yol bu konuda yani. deşarj noktası benim için.



he hissettirdiği bir şey var mı ? sözlükle alakası olmayan insanlar hala bir garipsiyor bir şekilde sözlük yazarı olduğumu duyunca. insanların kafasında ufaktan da olsa herkesin yazar olamadığı yer fikri var. ama dediğim gibi bunlar azınlık.


benim yazarlığımın onaylanması çok kısa sürdüğü için çok da bir şey hissetmemiştim açıkçası. torpil falan değil bu arada. sözlüğün eski alım sistemiyle alakalı. önceden sözlüğe kayıt tarihiniz önemliydi. benim de okumak için açtığım bu hesabım vardı. sürekli okurdum ama hiç yazar olsam mı dememiştim. sonrasında yazar olayım dedim. 10 entryi tamamlayınca ve kayıt tarihim diğer sıradakilere göre çok eski olunca muhtemelen direkt sıranın en üstüne yerleştim. çok fazla beklemeden de yazar oldum. bu süre hatırladığım kadarıyla çok kısaydı. bugün 10 entryi tamamlayıp yarın yazar oldum gibi bir şeydi galiba. o yüzden çok da heyecan yaşamamıştım açıkçası ama ilk başlarda yazdıklarıma çok dikkat ediyordum. hem dil bilgisi açısından. hem de çok emin olmadığım konularda yazmama açısından. her an fularlı bir ekşici gelip ayar verecekmiş gibi geliyordu ki o dönemin ayarları şimdikilerden çok daha iyiydi. atıyorum bir şeyle alakalı yarım yamalak bir bilgi yazdınız, altına bir fularlı gelip paragraf paragraf işin doğrusunu anlatır sizi itin götüne hiç küfür etmeden sokardı. şimdi koy götüne aklıma ne gelirse yazıyorum ehehe :) zaten spesifik konular hariç öyle dolu dolu pek bir yazar da kalmadı.

ne çok yazdım yahu.
0
syozkn
(01.09.21)
2006'da onaylanmıştı yazarlığım, sevinmiştim o zaman. entry'lerin bir adabı, yazarların iyi kötü fikirleri, bilgileri oluyordu yazdıkları başlıklar hakkında. sonra hızlı bir düşüşe geçti sözlük. trollük çıktı. entry'ler tanım olmaktan, bilgi içermekten uzaklaştı. sözlüğün de pek bir itibarı kalmadı. dolayısıyla artık ayrıcalık falan da hissettirmiyor. yıllardır doğru düzgün girmiyorum bile sözlüğe.
0
treize
(01.09.21)
ayricaliklik bir sey yok. simdi yine nostaljik dedeler gibi olacagim ama sozluk ilk acildigi zamanlarda guzel bir yerdi bence (ben 2001 girisliydim, 2006'ya kadar falan aktif kullandim, sonra tum entrylerimi sildim ama hesabim duruyor, kullanmiyorum). bir avuc yazar, cogumuz birbirimizi tanirdik, zirveler yapar bulusurduk. yaptigin guzel bir espriyi ertesi gun rastgele insanlardan duyabilirdin. benzeri bir ortam turkce internette kesinlikle yoktu. bence o zaman bir tatliligi vardi. hissettirdigi bir ayricalik yoktu bence ama ne bileyim, turunun tek ornegi bir mecra olarak guzel bir tecrubeydi. ben yaslandim ondan mi bilmiyorum ama artik hic oyle bir yermis gibi gelmiyor bana.
0
robokot
(01.09.21)
(6)

ingiltere'de ve bilimum avrupada konut sektörü nasıl bir sektör?

avatar is back
yani hiç mi hiç anlamıyorum ben. çok eski binalar var, yeni binalar çok az. aşırı küçük ve planı kötü 80-100 yıllık evler var. istenildiği takdirde atarım bazı linkler ama, hiç mi bazı yerlere yeni evler yapılmıyor nedir anlamadım. tabi eski bina derken Edinburgh'ta ki taş evleri ya da Heidelberg'i
yani hiç mi hiç anlamıyorum ben. çok eski binalar var, yeni binalar çok az. aşırı küçük ve planı kötü 80-100 yıllık evler var. istenildiği takdirde atarım bazı linkler ama, hiç mi bazı yerlere yeni evler yapılmıyor nedir anlamadım.

tabi eski bina derken Edinburgh'ta ki taş evleri ya da Heidelberg'i kastetmiyorum tabi. özellikle kötü mimari ve düşük m2'li ev sorunsalları var.

yine sorumu londra, berlin, paris özelinde de sormuyorum. arsaların pahalı olması şehirin çoğu yerinin dolması gibi. genel olarak buna takılmış değilim. sanki oralarda hiç inşaat sektörünün olmamasına takılmış gibiyim.

mesela yeni yapı bir kaç evi atayım fiyatlarıyla beraber;

1- www.zoopla.co.uk
2- www.zoopla.co.uk
3- www.zoopla.co.uk
4- www.zoopla.co.uk

yani yeni binaları gayet modern güzel yapan var mı var. apartmanlarda 120-130binlere daireler var ama arattığımda totalde tüm ingilterede 7-8bin ilan var. biz de yüzbinlerce ilan var sahibinden de mesela. adamlar umursamıyor mu nedir?

teşekkürler.

not : bişeyleri yargılayıp ya da yerme amacım yok tamamen merak ettiğimden detaylı öğrenmek istiyorum
0
avatar is back
(31.08.21)
Almanya'daki kiralık-satılık ev ilanlarına bakarken sizinle benzer şeyleri düşündüm. Almanya'da ev yokmuş, ev. Kiralık ev için kapının önünde kuyruklar oluşuyormuş. Eski evler nasıl eski size anlatamam. Avrupa'da resmen aç gözlü müteahhit eksiği var.

Şaka bir yana bence devlet izin vermiyor bu inşaat işlerine. Halkında talebi yok. Şehirlerin düzenleri belli, bunu bozmak istemiyor olabilirler.
0
GoodMorningTeacher
(31.08.21)
Green belt muhabbeti var Ingiltere'de. Yeterince konut arzi yok piyasada. Talep var ama arzi sinirli tutuyorlar iste. Bir nevi Istanbulda'ki taksi sorunu gibi. Sayilari az, boylece daha da degerli. Plaka agalari gibi izin vermiyor kodamanlar. Yerel halki da gaza getirip yuksek katli yapilara da karsi cikiyorlar bizdeki hese karsi cikan koyluler gibi. Yok community ruhunu olduruyormus, bolgede nufus artacakmis, yeterli okul yokmus, saglik ocagi yokmus, kendi evlerinin degeri dusuyormus.
0
neverletyougodown
(31.08.21)
Bu sehre gelme buraya tasinma diyor aslinda, gayet basit.

Hollanda'da devlet cogu eve de sahip oldugu icin serbest piyasa da olusmuyor.
Ucuza kirada oturan olene kadar oturuyor.

Boylece sehre yabanci gelemiyor sehrin yerlisi de gitmiyor.
0
divit
(31.08.21)
evet doğru tespit.
birincisi şu arsayı aldım istediğimi yaparım diyemiyorsunuz bizdeki gibi. hadi bir mucize oldu ev yapabileceğiniz (izin alabildiğiniz) bir toprağınız var, kafanıza göre yapamıyorsunuz. bizdeki gibi sadece kat izni vs değil dış görünüşüne kadar şehirle uyumlu olması adına detaylı bir kısıtlama var.
ikincisi vergiler, öldükten sonra mülkün devri (özellikle uk için) gibi konular toprak veya konuta yatırım yapmayı dezavantajlı kılıyor. enflasyon düşüklüğü, güven ortamı vs de eklenince bizdeki "en iyisi ev alayım, param erimez, kira da alırım oh" kafası oralarda işlemiyor.
bir kısır döngü olarak ev yapım ve inşaat, bakım, işçilik maaliyetleri yüksek.

işin sosyokültürel boyutunu da hesaba katarsak nüfusa göre ev yapma salaklığında olmadıklarından gereksiz ve yanlış (daha doğrusu plansız) göç artışını engellemek için de izlenen bir politika da var.

bu şehirlerin hemen hepsinde ev görücüye çıkarak kiralanıyor. çoğunda ev sahibine motivasyon mektubuyla başvurarak kiralama yapıyorsunuz. param var, tutuyorum olmuyor.

bizdeki durum anormal olan.
0
rewlack
(31.08.21)
Rewlack+1

Hanimin ailesi ne zaman Türkiye'ye gelse evlerin ne kadar dip dibe olduğundan, hiç bahçe olmamasindan, her evin copy paste olmasindan bahseder.
Misal onlarin yaşadığı yerde büyük ev yapayım küçük bahçe olsun diye olay yok. Alman gereken minimum arazi ve bahce miktari var.
Gene ayni sekilde evi de kafana göre yapamıyorsun.

Onun dışında böyle büyük konut projelerine halk karsi çıkıyor. Yaşadığım yerde en son iptal ettirdiler. Alışveriş merkezine bile karsi cikiyorlar zaten.

Yani öyle param var bina yapayim, param var üç villa dikeyim ikisini satayim falan yaptirtmazlar adama. O Türkiye'de falan oluyor anca. Bir de vergisi falan da yüksek öyle Türkiye'deki gibi katlanmiyor değer.

Türkiye'de kontrol yok. Cani sikilan bina dikiyor gibi, ülke büyük bir santiye. Yandaki bina ile diger bina arasinda sıfır uyum var. Bunlara izin vermiyorlar.

Hatta ufak örnek; evinin dis cephesini boyamak istediğin renk icin onay alman lazım.
0
logisticsmanager
(31.08.21)
İmar izni olmadığı için yeni bina sayısı bizdeki gibi değil. Bunun tek sebebi mimari veya çevre değil demografi de var işin içinde. İmar izni çıkmadığı için insanlar ya göçemiyor öyle akın akın ya da çocuk yapamıyor vs. Mantıklı yani.

İnşaat şirketleri benim yaşadığım yerde ekseriyetle çatı ve dış cephe kaplama balkon vs işiyle uğraşıyorlar. Sürekli çatı yeniliyorlar bir yerlerde, sürekli asma balkon platform takıyorlar o çirkin binalara camdan havalı böyle. Bir de restorasyon var. Tarihi binaları restore ediyorlar paso. Yeni bina dikme işi de var ama çok az. Bizdeki gibi inşaata bağlı ekonomi değil adamlar.
0
bana kedicik derdi
(01.09.21)
(9)

motosiklete başlamak

black mamba
malum araba fiyatları pahalı. yamaha ys125 29.000 lira sıfırı. hız yapmam, kurallara uyarım. yine de motosiklet tehlikeli mi? bazen youtube'ta izliyorum arabalar direkt üzerine sürüyorlar. bundan dolayı korkuyorum.
malum araba fiyatları pahalı. yamaha ys125 29.000 lira sıfırı. hız yapmam, kurallara uyarım. yine de motosiklet tehlikeli mi? bazen youtube'ta izliyorum arabalar direkt üzerine sürüyorlar. bundan dolayı korkuyorum.
0
black mamba
(31.08.21)
normalde heves kırıcı biri değilim ben de arada acaba motosiklet alsam mı diye düşünüyorum kaza videosu izleyince hevesim kaçıyor, ehliyetten sonra istediğin kadar hondanın ücretli verdiği eğitimleri al dikkatsiz bir otomobil sürücüsü karşısında şansın olmuyor
0
freebird5406_2
(31.08.21)
Tehlike kısmına girmeyeceğim ama 125'lik bir motor almayı düşünüyorsan ikinci el bak bence. Bir süre sonra 250'lik ya da daha üstüne geçmek isteyeceksin. Boşuna değer kaybı ile satma.
0
himmet dayi
(31.08.21)
Motor ne kadar küçük ve mesafe ne kadar kısa olursa olsun tam koruma giyerseniz tehlikeyi en aza indirirsiniz. Full face kask, ceket, eldiven, pantolon, bot. Bir arkadaşım geçen yaz kaza yaptı, tam koruma kullanmasaydı en iyi ihtimalle sakat kalacağı kazayı çok az yara bereyle ve bir gece hastanede gözlem altında tutularak atlattı.

O yüzden bütçenize bütün bu ekipmanı da ekleyin (artık iyice pahalılaştı bunlar), öyle hesap yapın.
0
kobuzchu kiz
(31.08.21)
Pcx 125 al vitesle ugrasirken kaza yapmazsin
0
divit
(31.08.21)
2 sene önce lüks değildi ama motosiklet artık lüks.

Otomatk motosikletle başlayın trafiği farklıdır. Nmax 155 abs öneririm. Ama önce eğitim. 5K tl ekipmana ayırın. 700 tl ye kask almayın mesela 2.000 tl ayırın hatta daha çok. Gibi. Bu iş 40’ı bulur.

Kapalı garajım var derdim yok benim ama sizin garajınız yoksa takip sistemi de alacaksınız. Düşünürsünüz bunlara göre.

Bir de şöyle bir risk var araba almamıştım o zaman motosiklet ruha işliyor. Ben araba aldım aile kuracağım halen motosikletimden vazgeçemiyorum. Kız arkadaşıma da ekipman alıp dünya turuna motosikletle çıkmayı düşünüyoruz. Oradan anlayın siz de. Bu bir tür hobiden ve ulaşımdan farklı bir araca bürünüyor bir süre sonra anlayacağınız.
0
baldan kaymak
(31.08.21)
o motorun sifiri 7bin liraydi 2016 da, ben de bindim guzel motordur ama 30k cokmuş,

alirken arabadan ucuz olabilir ama bakimi, ekipmani, sigortasi, kaskosu, mtv si arabadan çok da ucuz degildir haberiniz olsun, tek ucuz yani az yakmasi
0
egokalp
(31.08.21)
araba sürenin, diğer araba sürene de tahammülü yok. yani kimsenin kimseye saygısı yok aslında. o yüzden bisikletli gruplarda ve motosikletli gruplarda sanki biz ayrıcalıklı insanmışız duyarını fazla sergiliyoruz (belki de kararında, aslında olay saygı) ondan yani bu kısımda devamlı eğitim almanız, eğitim videoları izlemeniz. eğer alırsanız şunu unutmayın, trafiğe her çıktığınızda ilk defa araba ehliyeti almış sığır sürüsü ile çıkıyorsunuz. onun dışında arkadaşların bahsettiği gibi ekipman alın, giyin. sadece kask takarak racing kullanan eleman, bir şey oldu mu herkesi bokluyor. böyle yapmayalım lütfen.
0
evimin paspasi
(31.08.21)
ortadan ikiye bölünmeyi engelleyen ekipman varsa tehlikeli değil
0
aokp
(31.08.21)
Eğer daha önce binmediyseniz vitessiz bir modelle başlayın. Gaz-Fren o kadar:) Scooter falan daha iyi olabilir.

Maalesef motorları trafikte takmıyor araç sürücüleri. Hatta çoğu araç sürücüsü motorun trafikte gidebildiğini bile bilmiyor. "Burası senin yolun değil" falan diye bağıran çok adam gördüm:D

Siz kurallara uysanız bile, canınızı sıkacak çok şey oluyor. Hatta kurallara uyduğunuz için daha dikkatlı ve hız limitlerinde gittiğinizde "bas gaza" diye üstüne süren, sıkıştırarak geçmeye çalışan çok oluyor.

Mesela şehir içinde 50'yle giden arabanın arkasında sakin sakin giden adam, 50'yle giden motorun arkasında deliye dönüyor. Geçmeye çalışıyor. Dibine dibine giriyor vs.

Eğer kısa-orta mesafelerde kullanacaksanız, düşük hızlarla gidecekseniz makul bir tercih olabilir.

Ama scooter bile alsanız alabileceğiniz en iyi koruyucu donanımı alın. Hatta örneği atıyorum. 20 bin liranız varsa, en az %40'ını koruyucu giysi ve kask için harcayın. Kalan bütçeyle motoru alın.

Bizde genelde önce motoru alıyorlar. Sonra 2-3 bin kalıyor elinde onunla da dandik bir kask, eldiven dizlik vs alıyor geçiyor.
0
anten
(01.09.21)
(6)

Anneme köpekler saldırmış.

kukuleta
İstanbul'da yazlık bölgede erken saatte başıboş köpekler havlayarak üzerine koşmuş, çalılıklara düşmüş kadıncağız. Yine yapmayacaklarının garantisi yok, ben savunma maksatlı biber gazı ya da elektroşok cihazı alıyım diyorum. Alternatif önerilere de açığım tabii.
İstanbul'da yazlık bölgede erken saatte başıboş köpekler havlayarak üzerine koşmuş, çalılıklara düşmüş kadıncağız. Yine yapmayacaklarının garantisi yok, ben savunma maksatlı biber gazı ya da elektroşok cihazı alıyım diyorum. Alternatif önerilere de açığım tabii.
0
kukuleta
(31.08.21)
Bi kaç gün elinde bir sopayla gitsin güzergahı, erken ve geç saatlerde korumacı davranıp havlıyor hırtolar. Çeteleştilerse iş daha da zor, belediyeyi filan da aramak çare değil. En fazla aşılıyorlar, hani bi telefon kaydı var ya bununla ilgili. Aynen komedi.

Ben düşman olmak değil de arkadaş olma taraftarıyım, köpekten korkmayan biriyle bir kaç kez hayvanlara yaklaşıp beslerse artık hayvanlar o şahsı tanır, bir daha da böyle bir saldırı yapacaklarını sanmam.
0
John Bloor
(31.08.21)
Alternatif önerim 5199 sayılı yasanın yeni haline bakmanız. İyi günler..
0
suicides underground
(31.08.21)
John Bloor +1

aynı yerdeki köpekleri gün içinde biriyle birlikte gidip beslesin.
kendini koklamalarına izin versin, korkmaz ve yaklaşabilirse kendini sevdirenleri sevsin.

geçmiş olsun.
0
blatta hiberna
(31.08.21)
Köpekten korkan arkadaşlar veya yakınlarınız o köpekleri direkt beslemek zorunda değil, korkmayan biriyle köpeklere yanaşıp o kişi tarafından beslenirken yanınızda dursanız bile yeterli sanırım.

Koku hafızaları çok iyi namussuzların, sizi hatırlayacaktır yüksek ihtimal ile.

Maalesef ülkemiz sokak hayvanları konusunda sıkıntılar çekiyor, o köpekleri kimse gelip oradan almaz, mecburen barış içinde ama dikkatli yaşamaya çalışacağız.

Ben de "çocuklarım ya bir köpek tarafından ısırılırsa" diye çok korkan biriyim, azami dikkat ediyoruz ama tehlike her zaman var maalesef.

Keşke her sokak köpeğini toplayıp, uygun koşullarda yaşatacak ve besleyecek çiftliklerimiz olsa, ama devletin ve belediyelerin hiç umurunda değil sanki bu konu.
0
John Bloor
(31.08.21)
Elektrosok cihazi filan degil, sonic kopek kaciran aletler var belli frekansta ses cikariyor onlardan alabilirsiniz.
0
rockinside
(31.08.21)
Cete varsa sikinti, beslesen de gece ceteyle geldiklerinde seni tanimazlar.

www.hurriyet.com.tr

Araba aldiriyorum ben kopek sorunu olan tanidiklara.
Baska cozum bulamadim.
0
divit
(31.08.21)
(4)

Scooter secimi

i-pek
Merhaba, hiçbir teknik bilgim yok. Martıya erkek arkadaşımla biniyoruz arada, bu yasak mı bilmiyorum neyse 2miz toplam 135kgiz. Yine aynı şekilde ağırlığı taşıyabilecek bir scooter ne alabilirim çok pahalı olmayan ama şarjı iyi, sağlam bir sey? Teşekkürler.
Merhaba, hiçbir teknik bilgim yok. Martıya erkek arkadaşımla biniyoruz arada, bu yasak mı bilmiyorum neyse 2miz toplam 135kgiz. Yine aynı şekilde ağırlığı taşıyabilecek bir scooter ne alabilirim çok pahalı olmayan ama şarjı iyi, sağlam bir sey? Teşekkürler.
0
i-pek
(31.08.21)
Orta seviyede alabileceğin en iyi elektrikli scooterlardan biri xiaomi mi pro scooter, onun da max limiti 100 kg. Değil 100'ü geçmek, kilolu biri biraz hor kullanınca bile paso lastiği patlıyor, değiştirmesi de büyük dert. Scootera beraber binme sevdanızdan vazgeçmenizi öneririm ya da ikiniz de alın ayrı ayrı.
0
roket adam
(31.08.21)
Scoowy 500W. Hem amortisörlü, hem de kapasitesi 150 kg.
0
himmet dayi
(31.08.21)
2 kisi binmek ulke sinirlari icinde yasak artik.
0
divit
(31.08.21)
Aa aaa tek martı değil hepsi içinmiş yasak. Peki tek kişilik tavsiyesi sorayım f/p ürünü?
0
🌸i-pek
(31.08.21)
(11)

Araçla Ayvalık'a gidecek olsanız...

msb
Seçenek 1: Yenikapı-Bandırma feribot, sonra araç.Seçenek 2: Eskihisar-Topçular feribot, sonra araç.Seçenek 3: Osmangazi Köprüsü, full araç.----Yenikapı-Bandırma 309 TL.Eskihisar-Topçular 95 TL.Osmangazi Köprüsü 147 TLBen Kadıköy'de oturuyorum.Aracım da karma tüketimde 11 litre civarı yakan bi araç z
Seçenek 1: Yenikapı-Bandırma feribot, sonra araç.

Seçenek 2: Eskihisar-Topçular feribot, sonra araç.

Seçenek 3: Osmangazi Köprüsü, full araç.

----

Yenikapı-Bandırma 309 TL.

Eskihisar-Topçular 95 TL.

Osmangazi Köprüsü 147 TL

Ben Kadıköy'de oturuyorum.

Aracım da karma tüketimde 11 litre civarı yakan bi araç zaten.

Bana en mantıklısı Yenikapı-Bandırma gibi geliyor, bu hattı henüz hiç kullanmadım, ilk defa kullanıcam, ne dersiniz?
0
msb
(30.08.21)
arkadaslarla giderken hep eskihisar feribotu tercih ediyoruz. tabi feribotta aractan in, yürü vs. degisiklik oluyor. tek basina gidecekseniz onu bilemedim.
0
helenart
(30.08.21)
Arabalı vapur 10dk sonra beni sıkıyor o yüzden direkt köprüden geçerdim. İlk seçenekte karşıya geçmek mantıklı gelmiyor ve ikincide de boş köprü dururken sıraya gir vapuru bekle kalksın yanaşsın vs angarya geliyor.
0
reactionic
(30.08.21)
ben de kafayı biraz daha karıştırayım ve diğer seçenek olan yenikapı bandırma feribotunu tavsiye edeyim. bandırmaya indiğinde yolun büyük kısmını geride bırakmış oluyorsun. çok erke çıkarsan köprü trafiğine de kalmamış olursun. en pahalı seçenek o ama feribotta edeceğin yakıt tasarrufu karşılıyorsa hiç yorulma bin gitsin.

bu arada geçen hafta topçular feribotundan geçtim iki defa. biletler 115 tl
0
olutaklidi
(30.08.21)
2 hafta önce kadıkoyden cıktım, eskihisar feribota bindim. Sonrasında sıkılıp paralı yola girdim, 100 lira civarı tuttu, toplamda 3, 3.5 saatte ordaydım.

Param varsa osmangazi + paralı yol yapardım
0
monicapp
(30.08.21)
Osmangazi köprüsü kesinlikle. Nasıl bittiğini anlamıyoruz yolun. Kayınvalidemler Edremit'te yaşadığı için her türlü yoldan gittik şimdiye kadar. Yeni yol hiç yormuyor. Hemen bitiyor.
0
aptallarin pin kodu
(30.08.21)
Osmangazi beni acayip sıkıyor 130'la git git bitmiyor bakacak bisey de yok.

Pendik-yalova feribotu sonra da normal yoldan gidiyorum.
Susurluk'ta tost yiyorum feribotta kahvemi iciyorum.

Optimum degildir belki ama keyifli.
0
divit
(30.08.21)
daha bir kaç saat önce ayvalıktan istanbula geri geldim. göztepede oturuyorum (sanırım 30 ağustos sebebiyle bugün ücretsizdi. veya son gün diye araç kaynıyordu. 4 saatlik yolu 6 saatte geldik)

yeni yol yapıldığından beri yeni yolu kullanıyorum. sabah 6-7 gibi çıkınca hele hem boş, hem yağ gibi.

hgs'ye çok önceden para atıyorum toplu, o yüzden sanki yeni yol çok fazla diilmiş gibi geliyor. (avuntu)

ama birileriyle gideceksem ve acelem yoksa, nostalji için eskihisar feribotu kullanmayı seviyorum. o feribot kısmı bişiler içmek, soluklanmak ve deniz havası için güzel.


yenikapı bandırmayı da kullandım ve yolun bir kısmında araba kullanmadan gitme olayı güzel. ama güzel olmayan kısmı şu ki, ayvalıktan eğer geri dönüyorsan, bandırma feribot saatine yetişme ile ilgili hep bir böyle tedirgin kalıyorsun. bu tedirginlik de seni çok erken saatlerde boşuna götürüyor bandırmaya. (bi kez de bodrumdan dönerken feribotu kaçırmışlığımız var)


dolayısıyla
1nci tercih - giderken bandırma / dönerken yeni yol veya eskihisar
2nci tercih - giderken bandırma veya eskihisar / dönüşte yeni yol veya eskihisar
0
la traviata
(31.08.21)
pandemi döneminde feribota binmek istemiyorum, insanlar dipdibe, bilinçsiz ve maskesiz oluyorlar. özellikle iniş çıkışta mutlaka o yığılma oluyor, insanların nefesini ensende hissediyorsun. ben osmangazi'den giderdim tertemiz. babamlar feribot kullandı bu sene hep, bu yığılma olayı ve çoluk çocuk sesi gerçekten sıkıcı.
0
roket adam
(31.08.21)
Bu arada Eskihisar Topçular 110 tl :)
0
duster
(31.08.21)
Tabii ki köprü
0
Mistyimage
(31.08.21)
yenikapı-bandırma'nın 309 tl olduğundan emin misiniz? bu çift yön fiyatı mı acaba? eğer öyleyse diğerlerine de çift yön fiyatı vermek daha iyi olur.

yenikapı-bandırma ile karacabey'e ulaşmanız 3.5 saati bulacak. osmangazi'den geçerseniz 2 saatte karacabey'desiniz.
0
co2s2
(31.08.21)
(7)

Çalışmıyorken vize almanın hiç mi imkanı yok?

ms brownstone
Çalışırken rahat vize alıp malum işten dolayı hep kısıtlı zamanlarda gezdim. Pasaportumda birkaç schengen ve hepsiyle birden fazla yapılmış giriş çıkışlarım var. Şu an çalışmıyorum ama param var. İlk kez rahat gezebilecek kadar vaktim de var ama şimdi de sanıyorum çalışmadığım için vize almam imkans
Çalışırken rahat vize alıp malum işten dolayı hep kısıtlı zamanlarda gezdim. Pasaportumda birkaç schengen ve hepsiyle birden fazla yapılmış giriş çıkışlarım var.

Şu an çalışmıyorum ama param var. İlk kez rahat gezebilecek kadar vaktim de var ama şimdi de sanıyorum çalışmadığım için vize almam imkansız. Gerçekten direkt reddedilir miyim başvursam?

Daha önce çalışmadığı dönemde herhangi bir vizeye başvuran oldu mu aramızda? Schengen, Abd, İngiltere vs. herhangi bir vize için tecrübelerinizi yazabilirsiniz.
0
ms brownstone
(30.08.21)
schengen için yazıyorum, banka dökümü, tapu ve araba ruhsatı ile almışlığım var.
0
pascaldiscoda
(30.08.21)
Turist vizesi icin calisma sarti yok bunlar hep efsane.
Calismazken daha kolay aliyorsun sifir belgeyle.

Tabi bankada iyi miktarda paran, belgelerde araba ruhsatin falan olursa reddetme ihtimalleri duser.

Birkac sene once Schengen almistim.
Formda meslek yerine de issiz yazdi oradaki kari.
0
divit
(30.08.21)
Paran varsa hiç vize isteyen ülkelerle uğraşma, dünya kadar gzl yer var ve vize istemiyor
0
euteamo
(30.08.21)
normal şartlarda gidebilirsin. öyle bir saçmalık olamaz zaten. ama normal durumda olmadığımız için birçok yer turistik vizeye izin vermiyor
0
buenosdias
(30.08.21)
Ben değil ama abim işsiz olduğu dönemde İsviçre’den aile ziyareti vizesi almıştı. Babam kendisine sponsor olmuştu ve kalacağı gün kadar vize vermişlerdi (4 gün)

Mümkün yani.
0
deveyidiken
(30.08.21)
işsiz olduğum dönemde davetiye ile schengen almıştım. ama davetiyede belirtilen süre kadar vize vermişlerdi.
0
alex_pearson
(30.08.21)
Uk vizesi almistim calismiyorken. Babam devlet memuru emeklisiydi, onun sgk belgelerini istemislerdi. Benim banka hesabina da biraz para atmistik (2017 yilinda 10-15 bin tl gibi bir miktardi), sak diye 6 aylik okeylendi. Ki UK vizesi, ABD'den sonraki en zor vizedir. Duzgun bir basvuru ile sorun cikacagini zannetmem.
0
invictae
(30.08.21)
(5)

İstanbulda deprem sonrası ev fiyatları

adwokat
99 depreminden sonra fiyatların inanılmaz düştüğünü söylüyor büyüklerimiz. Bugün deprem olsa fiyatlara nasıl yansır? Bana 3’e 5’e katlar gibi geliyor nasıl düşecek ki?
99 depreminden sonra fiyatların inanılmaz düştüğünü söylüyor büyüklerimiz. Bugün deprem olsa fiyatlara nasıl yansır? Bana 3’e 5’e katlar gibi geliyor nasıl düşecek ki?
0
adwokat
(30.08.21)
deprem sonrası mevcut binaların hepsine süpheli bakıldığından talep azaldı fiyatlar düştü. şimdi ise ayakta kalanlar deprem yönetmeliğine uygun yapıldı diye ben diyeyim 3 sen de 5 kat allah ne verdiyse fiyatlar uçar. hele ki yaş olarak yeni binaların fiyatları hepten arşa çıkar.
0
lazpalle
(30.08.21)
bence ekstra bir durum olmaz. aynen artmaya devam eder oldugu gibi. oyle bi etki hissedilmez.

ustteki arkadasin da belirttigi acidan bakarsak; deprem olsa, sonrasinda bir 100 yil falan herhalde deprem olmaz bir daha.
yani insanlar onemsemeyecek hepten. fiyatlar o yuzden dusmez ama ekstra artmaz da.

su an da zaten fiyatlar, aman deprem geliyor hayatta kalmak icin bunlar lazim diye yukselmiyor ki. coktu cokecek evine de 1 milyon isteyen var sonucta. alicisini da buluyor...
0
Kittie
(30.08.21)
O donemler zaten ev fiyatlari boyle abuk subuk artmiyordu, piyasa daha kirilgandi.

Sahibinden.com yoktu insanlar ev fiyati takip edemiyordu, bizim ev sahibi istedigi fiyatin tam yarisina satabilmisti deprem oncesi.
Yani ev sahibi kendi evine fiyat bicemiyordu cunku gazete ilanlarindan yuruyordu piyasa.
Bu kadar cok emlakci da olmadigi icin normal seyrinde gidiyordu ev fiyatlari.
Su an euro'dan daha hizli artiyor.

Ikincisi ev icin banka kredisi yoktu, krediyle ev almak cok korkunc bir seydi. Esten dosttan dolar olarak borc alinirdi ev almak icin.
Esin dostun yoksa ev alamazdin.

3- ailede okumuslar disinda parasi olan yoktu.
Bagkur sgk bilmezlerdi sabit maasi olan(emekli vs...) kisi cok azdi.
Simdi insanlar silkelense milyon tl dokuluyor.


Su an deprem olsa %5 dusse cebinde milyon tl olan ve hazirda bekleyen yuzbinlerce insan var.

Haziranda kredi dustu diye 93lu arkadas tak diye istanbul'dan ev aldi. 7/24 param yetmiyor diye aglayan arkadas.

Karsi komsumuz ogretmen emeklisi 2 milyonlari hazirmis ama ev bulamiyorlarmis.
Cok fakir var ama bir yanda da cok zengin var.
0
divit
(30.08.21)
deprem olunca çok binanın yıkıldığı sıkıntılı semtlerdeki eski binaların fiyatları dip yapar. 99 depreminde beylikdüzü'ndeki eski evimize 5-10 bin dolar teklif ediyorlarmış, etraftaki binalar yıkılmış bu bina zaten patates durumda, e normal. bunları da anca yatırım olarak alırsın. ben yine de divit'in dediği sebepten eskisi kadar dramatik bir düşüş olacağını sanmıyorum. güzel bir yerdeyse şu an gidip yıkılmış ev tapusu bile alırım özellikle istanbul sahil kesiminde, hiç sorun değil.

oturulacak sağlam ve yeni binaların fiyatları da katlanıyor olacak zira yıkılan binalardan ötürü arz düşmüş olacak.
0
roket adam
(30.08.21)
Depremden hemen sonra başka bir deprem için hazırlıklar yapılmaya başlanmıştı o zaman... Birçok insan evlerinde deprem çantalarıyla yaşıyordu. Gelecekte beklenen bir depremin yarattığı psikolojiyle, hele ki o dönemde yeni alınacak evlerin "depreme ne kadar dayanıklı" olduğu konusu çok öne çıkmıştı.

Örneğin dediğinizin tam tersi olarak o dönemde depremde hiç zarar görmeyen başakşehir bölgesinde (o zaman ilçe değil siteydi) evler çoğunlukla inşaat halinde olmasına rağmen fiyatları artışa geçmişti deprem sonrasında.

Şimdi olacak bir depremde yeni konutlar depreme karşı dayanıklı inşa edildiğinden ve beklenen deprem sonrası kısa zamanda başka bir deprem en azından şimdilik dillendirilmediğinden aynı etki oluşmayabilir, hatta fiyatlar çok daha fazla artabilir.
0
akhenaten
(30.08.21)
(2)

Kokusuz raid sorunu

makarnacanavari
MerhabaOdada bir sivrisinek var. Sürekli yaşıyoruz bu durumu. Raid likit takılı. Sivrisinekler bulamadım. Ama fısfıs ilacı da var. Sıksam şimdi birazdan da uyuyacağım, zararı olur mu? Yemedik yerim kalmadı!
Merhaba
Odada bir sivrisinek var. Sürekli yaşıyoruz bu durumu. Raid likit takılı. Sivrisinekler bulamadım. Ama fısfıs ilacı da var. Sıksam şimdi birazdan da uyuyacağım, zararı olur mu? Yemedik yerim kalmadı!
0
makarnacanavari
(29.08.21)
Artık sabah oldu ama bir gecelik sıkın gitsin. Her gece tekrarlanmadıkça zehirlenme vb yapmaz diye düşünüyorum.
0
faithless
(30.08.21)
"Elektro çalışırken sivrisineklerin oda dışına kaçabileceği kapı veya pencerelerden birini açık bırakınız."

www.raid.com.tr

Bu yuzden alet ise yaramiyor sinekler kacsin diye cam acman lazim.
0
divit
(30.08.21)
(6)

Norveç Uskumrusu zehirli midir?

msb
Birkaç yerden Uskumru etinin faydadan çok zarar barındırdığına dair şeyler duymuştum. Bu aralar Norveç Uskumrusuna sardım, her gün yiyorum nerdeyse. Norveç Uskumrusu yerli uskumruya göre farklı olabilir mi? Sonuçta açık deniz balığı, belki o kadar zararlı elementler içermiyordur ne dersiniz?Yemeye d
Birkaç yerden Uskumru etinin faydadan çok zarar barındırdığına dair şeyler duymuştum. Bu aralar Norveç Uskumrusuna sardım, her gün yiyorum nerdeyse. Norveç Uskumrusu yerli uskumruya göre farklı olabilir mi? Sonuçta açık deniz balığı, belki o kadar zararlı elementler içermiyordur ne dersiniz?

Yemeye devam mı?
0
msb
(29.08.21)
Norvec uskumrusu dahil bazı balıklarda civa oranı yüksektir fazla tüketilmesi faydadan çok zarar getirir.

Tabi bu zararlar yiyen kişinin bağışıklık sistemine, metallere karşı alerjisine, böbreklere göre değişir bir sorun olmaz diyorsan yiyebilirsin :) ama genelde uzmanlar max haftada 2'yi öneriyor.
0
catamenia
(29.08.21)
zehrini bilmem ama norvec baliklari deniz baligi degil.
Ciftlikte yetistiriyorlar.
0
divit
(29.08.21)
divit+1

Ordaki uskumruyu bilmiyorum ama Norveç'te bile marketlerde sadece çiflik balığı satılıyor. Çiftlik balığı ne kadar zararlıysa o kadar zararlıydır. Bazı fiskemarkedlere arada wild salmon gelirse geliyor işte.

Ayrıca Türkiye'ye Norveç'ten ithal edilen deniz ürünlerinin kalitesinden de emin değilim. Migros'ta Norveç somonu diye somon füme satılıyordu. Ben öyle berbat bir somon füme yemedim hiç. Çöpe atmıştım direkt.
0
synesthesia
(29.08.21)
Uskumru hangi denizden çıkıyor bilmiyorum ama üstteki yorumlara katılıyorum. çiftlik balığı ağır metal, toksik ve antibiyotik doludur.

www.youtube.com
www.youtube.com
0
sttc
(29.08.21)
Değil Norveç Arabistan’a gitsen uskumruyu çiftlikte yetiştiremezsin. Cıva oranını bilmem ama Türkiye’deki herhangi bir balıktan çok daha kalitelidir uskumru. Uskumru çiftlikte yetişmez. Somon yetişir.
0
iddaaci
(30.08.21)
@iddaaci +1 ; Çiftlik uskumrusu ilk defa duyuyorum, çiftlik balığı olma ihtimali en son olan balık cinslerinden biri. Birde civa ağır metal denmiş, eser miktarda illaki barındırır ama uskumru orta su ve yüzey balığıdır. Çoğu balık cinsinden daha az zararlı içerirken faydası daha fazladır.
0
synax
(30.08.21)
(7)

yurtdışı dönüşü 1lt fazlası alkol getirip yakalanırsak ne olur?

buenosdias
normalde yüksek alkollü 1lt , düşük alkollü 2 lt sınırlaması var. ama ben 6,7 litre bavula sığdırmayı düşünüyorum. polis çevirirse ne olur?
normalde yüksek alkollü 1lt , düşük alkollü 2 lt sınırlaması var. ama ben 6,7 litre bavula sığdırmayı düşünüyorum. polis çevirirse ne olur?
0
buenosdias
(29.08.21)
O sınır DutyFree'deki satın almalar için geçerli. Bavulda getirilen alkol için bir sınırlama yok.
0
himmet dayi
(29.08.21)
O sinir ülkeye girişte geçerli. Cantanda getirmissin duty free almissin farki yok. Sadece duty free sana 1 ltden fazla satamaz, izin vermez ama istersen 50lt koyabilirsin bagaja.
Tek fark gümrük polisi cani isterse 5lt ye de el koyar 10 lt de ok der. Şans işi.

Polis çevirirse içlerinden 1 lt olacak şekilde seçmeni ister ve geri kalana el koyar.
0
logisticsmanager
(29.08.21)
himmet, duty free girişinde yazıyor yurtdışı girişlerde 1lt diye. sadece duty free alışverişlerinizde demiyor.
0
🌸buenosdias
(29.08.21)
Evet öyleymiş. Ben 5 litreyle geldim. Gümrükte de valizi geçirdiler x-ray'den ama bi şey dememişti polis. O yüzden sadece dutyfree diye aklımda kalmış.
0
himmet dayi
(29.08.21)
Yasal limit duty freede satıldığı gibi. Yani 1 lt yüksek alkol, 2 litre düşük alkol. Sen bunu ister duty freeden alırsın istersen bavulunda getirirsin. Duty free sana daha fazlasını satamaz çünkü yasal limitleri kendisi aşmış olur.

Yakalanma kısmı ise şans işi. Denetime ve kontrol eden polis memuruna bağlı ancak tespit ederlerse el koyma hakları var.
0
burka
(29.08.21)
Gürcistan dönüşü gümrükte el konulan içkilerden oluşan bir dağ görmüştüm.

İmha mı ediliyor acaba?

El konuluyor.
0
Mirket
(29.08.21)
Sansina kalmis tamamen. O an denk gelirse alirlar.

Bu arada duty free ulkeden bagimsiz satis yapar senin ulke sinirinla ilgilenmez.

Sana 3lt satar sen atiyorum siniri 2lt olan bir ulkeye gidiyorsan, o posete bakip duty free demez 1 litresine el koyarlar.
0
divit
(29.08.21)
(7)

Yaşlılar hava akımından neden çok korkuyor?

hadi ya la
Böyle bir gözlemim var. Bahar aylarında bile araba camını açtırmazlar, yazın esinti çıksa hemen kaçarlar, klimayı saymıyorum bile, 50 derece havada vantilatörün karşısına geçtiğimi gördüklerinde şok olurlar. Hasta olacaklarını zannediyorlar. 27 yıllık hayatımda hiç vantilatörden veya güzel havada ge
Böyle bir gözlemim var. Bahar aylarında bile araba camını açtırmazlar, yazın esinti çıksa hemen kaçarlar, klimayı saymıyorum bile, 50 derece havada vantilatörün karşısına geçtiğimi gördüklerinde şok olurlar. Hasta olacaklarını zannediyorlar. 27 yıllık hayatımda hiç vantilatörden veya güzel havada gelen şiddetli rüzgardan hasta olmadım. Yabancı kaynaklardan araştırdığımda böyle bir şeyin olmadığını gördüm, zaten sanırım Türkler haricinde pek kimsede bu inanç yok.

Nereden çıkıyor bu inanç?
Bu soruyu vantilatöre 15 cm mesafeden yazıyorum :)

edit: pardon duyuru olarak açmışım, soru olarak düzelttim.
0
hadi ya la
(29.08.21)
ciplak 1 hafta uyu bakalım ne oluyor
0
mrduck
(29.08.21)
Hava akımına maruz kalmak iltihaplı bölgeler için veya eklemler için sıkıntı yaratır. Terleyen biri iseniz rüzgarın yol açtığı buharlaşma bölgede ciddi bir ısı kaybına yol açabiliyor. Hatta genel vücut ısısını da çok düşürebilir. Yaşlılarda iltihap, ödem, eklem rahatsızlıkları, romatizma gibi sorunlar daha fazla olduğu için onlar doğal olarak çok etkileniyor. Ben rüzgara veya esintiye maruz kaldığımda ciddi sinüzit sıkıntısı çekiyorum örneğin 20 yaşımdan beri. Bunun dışında lodos benzeri havalar da ciddi baş ağrısı vs. Gibi sorunlara yol açıyor çoğu kişide.
0
creepy
(29.08.21)
ateş görünce kendine güvende hissetme gibi ilkel bir içgüdü. cahillik de var tabii, ever rüzgar veya direkt vuran klima hasta edebilir ama hangi koşullarda? bunu bilirsen korkmana da gerek kalmaz. hatta sadece klima değil, kış mevisiminde genel soğuktan korkma da öyle. bin kat giyinenler hasta olurken veya aman buzlu su içmeciler her sene 1 hafta gripten yatarken yıllardır 1 defa bile hasta olmadım.
0
floydian
(29.08.21)
Yaşlıları sorup kendinden örnek vermişsin. Yaş ilerleyince herşey değişiyor.
0
vizivozo
(29.08.21)
Sana 20 derecede bir ruzgar degerse senden isi enerjisi alip yoluna devam eder.

Bu seni 20'ye dusurene kadar devam eder.
Sonunda da ya hasta olursun ya da kaslarin tutulur.

Genclikte vucut kendini hizlu topladigi icin klima onunde bile otursan koymuyor, yas ilerledikce bunu kompanse edemiyorsun.

Hatta vinc operatoru gibi mesleklerde emeklilik sancilidir.
0
divit
(29.08.21)
O yaşlılar gençken de korkuyordu. Ateş ve ilkellik en mantıklı açıklama burada.

Geçen bir meme gördüm, hastaların duymak istediği nedenler diye: klimadan, dondurmadan, eltisinin nazarı...gibi basit nedenler işte.

Insanlar korkudan evde pencere bile açmıyor. Duş almiyor. Sonra neden otobüste şurada burada insanlar kokuyor.
0
howfaristhesky
(29.08.21)
Vantilatör kullanmayı bilmiyorlar ve akabinde hep kötü deneyimleri var da ondan. Yerel kültürde bu bilgi eksik.

Ha bir de enseyi nasıl örteceklerini bilmiyorlar. Ense ve sırt rüzgara hassas bölgeler.

1. Vantilaröre arkanı dönmeyeceksin.
2. Beş dakikadan fazla yan da dönmeyeceksin. (Isı düştükçe bu süre kısalır.)
3. Rüzgarı sırtın ya da ensen ıslakken almayacaksın. Bkz: Ter havlusu.
4. Eğer ısı çok yüksek değilse kurtarıyorsa rüzgar göbek deliğine kadar gelecek şekilde bacaklarına önden bakar şekilde konumlandırman yeterli oluyor zaten. Rüzgar çarpıp daha yukarıya da dağılıyor.

Uyarı: Diz kapaklarına çok yakından çok şiddetli ve uzun sürelerle vuran rüzgar romatizma vs. davetiye çıkartabilir.
0
neotunc
(29.08.21)
(5)

Resmi bayramlar neden bir kaç gün öncesinden kutlanılmaya başlandı?

mysticriver
Yarın 30 ağustos ancak sosyal medyada çoğu insan dün veya bugün kutluyor. Bireysel olarak geçtim, şirketlerin linkedin sayfaları da aynı şekilde. Bir kaç senedir böyle bu durum. Bir tek bana mı garip geliyor bu önceden kutlama işi? Yada hep mi böyleydi de yeni mi farkettim?Sanki özel günleri sıradan
Yarın 30 ağustos ancak sosyal medyada çoğu insan dün veya bugün kutluyor. Bireysel olarak geçtim, şirketlerin linkedin sayfaları da aynı şekilde. Bir kaç senedir böyle bu durum. Bir tek bana mı garip geliyor bu önceden kutlama işi? Yada hep mi böyleydi de yeni mi farkettim?

Sanki özel günleri sıradanlaştırıyor gibi geliyor bana bu durum.
0
mysticriver
(29.08.21)
Kutlayip tatile gidiyorlar.
0
divit
(29.08.21)
26 Ağustos - 30 Ağustos arası Zafer Haftası olduğu için olabilir mi?
Büyük Taarruz 26 Ağustos'ta başlamış ya.
0
Mirket
(29.08.21)
@Mirket her özel günde böyle. 30 Ağustos'a özel olduğunu sanmıyorum.
0
🌸mysticriver
(29.08.21)
Zafer Bayramı, Cumhuriyet Bayramı diğer bayramlardan biraz daha değerli gözlemime göre. Bence sıradanlaşma değil, tam tersi verilen değerin yüksek olduğunu gösteriyor. Günler öncesinden olmasa da bir gün önceden paylaşım yapıldığını görüyorum yıllardır.
0
dissendium
(29.08.21)
bütün cevaplar yanlış. sektörün içinden biri olarak bildiriyorum, bütün markalar diğerini takip ediyor ve daha önce kutlamak istiyor. böyle böyle 1 gün önceye kaymaya başladı kutlamalar. hatta dediğin gibi 2 gün önceye kadar kaymış durumda.

ek:
bütün markalarıma ısrarla gerçek gününde kutlatıyorum. birinin sizin doğum gününüzü 2 gün önce kutlaması kadar saçma bir durum bu.
0
kivanc1
(29.08.21)
(8)

Balata degisiminden sonra gelen duman koku durumu

dream
MerhabaDun aracimin arka balatalarini degistirdim. Ustadan ciktiktan sonra eve giderken araclar kornalarla beni durdu, baktigimda jantin icinden dumanlarin ciktigini ve balatadan koku geldigini gordum, ustaya tekrar donerek durumu anlarttim, sok tak isinden sonra bi daha olmayacagini soyledi. Ama gi
Merhaba
Dun aracimin arka balatalarini degistirdim. Ustadan ciktiktan sonra eve giderken araclar kornalarla beni durdu, baktigimda jantin icinden dumanlarin ciktigini ve balatadan koku geldigini gordum, ustaya tekrar donerek durumu anlarttim, sok tak isinden sonra bi daha olmayacagini soyledi. Ama giderken bu sefer diger taraftan geldigini gordum. Janti elledigimde kizgin tava kadar sicakti. Bir daha gitmedim ustaya. Eve zar zor giderek farkli birine goturdum araci. O da baktiginde herseyin normal oldugunu soyledi.
Yeni balata degisimden sonra dumanin cikmasi balatalarin kokmas jantin asiri isinmasi normal midir? Bana sadece ses olabilir dediler ama ses hic yok. Balatalar alisiyor mu bu duruma zamanla duzelir mi?
Arac disk fren, balata markasi kale.
0
dream
(29.08.21)
Normal değildir. Muhtemelen frende gidiyorsun çünkü fren ayarını yapmamışa benziyor. Bu balata nasıl olsa erir iyice yapıştırayım demiş herhalde.
0
bana kedicik derdi
(29.08.21)
ilk gunlerde balata alisana kadar koku normal, duman bana hic denk gelmedi. bir iki defa hizlanip sert fren yapin. eger 1-2 gun icinde duzelmez ise baktirmak lazim.
0
cooperr
(29.08.21)
Normal degil.
Koku fren yaptikca olur cunku balata asiniyordur hatta iyi tutmaz sifir araba alinca, ama sen fren yapmasan da temas ediyor sanirim.

Sanayide frenciler olur, sadece frene bakar onlara ugra bence.
Onlerinde fren test aleti(dyno) olur oradan anlarsin pro. olduklarini.
0
divit
(29.08.21)
tam tersine frenlerin daha az tutması lazım balata değişiminden sonra, birkaç gün sonra eski verimine kavuşur. Problem olması büyük ihtimal.
0
pistranger
(29.08.21)
Kaç kere balata değiştirdim, hiç böyle bir şey yaşamadım. Duman olması çok garip bence.
0
roket adam
(29.08.21)
Cant kolların arası iyice açıksa şunu deneyebilirsin;

elin ulaşabiliyorsa balataları parmakla vs ile bi oynatmaya çalış. Eğer balatalar sık değil de milim de olsa yerinden kıpırdıyorsa herşey normaldir.

Ha yok balatalar çok sıkıysa yerinde, kıpırdamıyorsa montaj hatası vardır. Frene bastıktan sonra boşlamıyordur balata, sıkı olduğu için sürtünmeye devam ediyordur.

Basit bir tırnak, sac hatasıdır. Ya dabirbirine çok benzeyen yanlış bir balata takılmıştır.
0
John Bloor
(30.08.21)
2 farklı yere götürdüm lifte kaldırıp baktılar herşey normal dediler. Anlamadım
0
🌸dream
(30.08.21)
Demek ki her şey yolunda, ilk koku balata yüzeyindeki kimyasaldandır. Hatta ilk kullanımlarda fren tutma mesafesi de uzar bu yüzden.

Bundan dolayı iyi ustalar balatayı takmadan bi zımparalar.

Koku ondandır, cantın sıcaklığı da aslında her zaman o kadar ısınıyor cant, siz ilk defa sıcağı sıcağına dokununca size sıcak geldi.
0
John Bloor
(30.08.21)
(9)

kalantor çevre edinmek

roket adam
ilginç bir soru olacak ama soruyorum.diyelim ki iş bağlamanızı gerektiren bir işiniz var. sağda solda patronlarla ne kadar muhattap olursanız, o kadar çok para kazanma imkanınız var. istanbul anadolu yakasında merkezi bir semttesiniz ve evlisiniz. bu tarz bir senaryoda, karı koca ya da tek olarak so
ilginç bir soru olacak ama soruyorum.

diyelim ki iş bağlamanızı gerektiren bir işiniz var. sağda solda patronlarla ne kadar muhattap olursanız, o kadar çok para kazanma imkanınız var. istanbul anadolu yakasında merkezi bir semttesiniz ve evlisiniz. bu tarz bir senaryoda, karı koca ya da tek olarak sosyalleşmek ve çevre edinmek için nerelerde takılır, neler yapardınız? evli olarak ya da kadın - erkek tek olarak da öneride bulunabilirsiniz.

her türlü tavsiye uygundur, yani büyük kulüp de diyebilirsiniz, akp gençlik kolları da. ama başka önerilere de ihtiyacımız var.
0
roket adam
(28.08.21)
Golf kulübü
0
sydney
(28.08.21)
yeterli kültürel birikimin varsa mason ol
0
Corc
(28.08.21)
ne kadar paranız ve zamanınız olduğuna bağlı.
çeşitli klüplere katılın; anadolu yakasında merkezi bir semtteyseniz büyük klübe üye olmuşsunuzdur zaten?

ayrıca spor klüplerini de bütçeniz doğrultusunda eklemelisiniz; marmara yelken klübü, dalyan club çok para varsa gs fenerbahçe klüp üyelikleri alın.

düzenli spor yapmalı fit olmalısınız, tenis gibi takım sporları veya golf gibi sohbete açık sporlar bu nedenle benzer çevrede popüleridir.

çeşitli vakıflara katılıp burs verebilir, yardım /destek organizasyonlarında görev alabilirsiniz. fenerbahçe gönüllüleri vs gibi.

lions ve rotary'nin etkinliklerine katılın, yücel kültür vakfı, tev gibi kurumlara yaklaşın.

alınıp satılabilen sanat eserlerinden anlamalı ve galerilerle yakın ilişkide olmalısınız, para aktarımının en kolay yollarından biri sanat eseri ticaretidir. gezip gördükçe veya eğitim aldıkça çevre gelir zaten.

işinizle ilgili veya işiniz dışında uzman olduğunuz bir alan varsa danışmanlık verebileceğiniz kurumlarla iletişime geçebilirsiniz.

ayrı ayrı takım sporlarına yazılın,
düzenli olarak gittiğiniz güzel restoranlar olsun.
elden geldiğince ve ilgi alanınız arttığında müzayedelere katılın.
0
rewlack
(28.08.21)
Önemli fuarlara katılabilirsin.
0
dissendium
(28.08.21)
@rewlack hepsini saymış,
anadolu yakasında merkezi semtte oturmak yetmez. modada yapışık nizam evinizdeki komşuluk size uymaz, "xxxxx konakları", "yyyyy yaşam evleri" stili müstakil evlerin (de) olduğu, çok kalabalık olmayan butik sitelerde yaşamanız daha uygun olur.
0
jimjim
(28.08.21)
Kesinlikle particilik. Hangisi olduğunun cidden önemi yok. İlla akp olacak diye bir şey size en yakın olan hangisiyse orada çevre yapmaya, sorumluluk almaya çalışmak. Böyle böyle zengin olup, işini yoluna koyan çok fazla insan var.
0
anarsika
(28.08.21)
şirket sizinse iş konseylerine üye olun onlar bol bol buyukelcilerle kodaman is adamlarıyla bir araya geliyor.
0
sana bir sarki yazdim fernando
(28.08.21)
Gokturk,zekeriyakoy,kilyos civarina git.
Oranin esnafinin tanidiklarina inanamazsin.

Tabi ne tip adam ariyorsun ona gore degisir.
Zengin ama koylu tipler umraniye,cekmeyoy civari villada oturuyor.
Doblocu esnaf tipinde ama bankada 50 milyonu var.

Oyuncu kesimi beykozun oradaki villalarda.

Ilk dediklerim daha entel, c level yonetici tayfa.
Mesela onlar senden urun almaz cunku sirketi yoktur ama calistigi yere alabilir komisyon verirsen.
0
divit
(28.08.21)
Ortalamanın üstünde bir gelir sahibiyseniz rewlack'ın yol haritası uygundur bu çevre size sosyal bir servet kazandırır sırtınızı dayayabileceğiniz dostlar edinirsiniz.

Ortalama ve altı bir gelire sahipseniz particilik bu sizi sadece zengin eder her an sırtınızdan vurabilecek bir sosyal çevreniz olur.
0
apocalipy
(28.08.21)
(1)

paket dondurmadan sonra ağızda kalan tat

duyurukullanıcısı
ya böyle unlu bir tat kalıyor işte algida falan yiyince yarım kiloluk olanlarıo neyin tadı?
ya böyle unlu bir tat kalıyor işte algida falan yiyince yarım kiloluk olanları

o neyin tadı?
0
duyurukullanıcısı
(27.08.21)
Glikoz surubu + margarin
0
divit
(27.08.21)
(5)

özel şirkette işe girerken uyuşturucu testi talep edilebiliyor mu

roket adam
ik'dan işe alacağımız arkadaşlardan bunu talep etmek gibi bir isteğim var. abd'de falan kolayca yapılabiliyor ama trde bununla ilgili mevzuat var mı bilemedim. tr'de bu istenebiliyor mu? eğer yapılıyorsa da, büyük özel şirketler neden bunu talep etmiyorlar onu merak ediyorum.
ik'dan işe alacağımız arkadaşlardan bunu talep etmek gibi bir isteğim var. abd'de falan kolayca yapılabiliyor ama trde bununla ilgili mevzuat var mı bilemedim. tr'de bu istenebiliyor mu? eğer yapılıyorsa da, büyük özel şirketler neden bunu talep etmiyorlar onu merak ediyorum.
0
roket adam
(27.08.21)
pilotlardan isteyebiliyorlar.
0
divit
(27.08.21)
iyi denizcilik firmaları da ister. hatta sadece kendi anlaşmalı olduğu özel hastanelere checkupa gönderirler.
0
killerbee
(27.08.21)
Bugün şöyle bir habere denk geldim:

t24.com.tr
0
pispinti
(27.08.21)
işine göre isteyebilirsin,
örneğin masa başı bir iş için istersen amacı aşar ve kvkk ya yapılan şikayette 100 bin tl den başlayan cezaya maruz kalırsın.
0
fistikthecat
(28.08.21)
masa başı bir iş için neden amacı aşıyor onu anlayamadım. plazada esrarkeş, uyuşturucu bağımlısı birilerinin olması risk değil mi? bu plazada amacı aşar olayının hukuki bir dayanağı mı var yoksa sizin yorumunuz mu?
0
🌸roket adam
(28.08.21)
(5)

alerjim mi var?

batlegolas
doktora randevu bulamıyorum. istanbul...sabah uyanır uyanmaz başlıyor hapşurmalarım. bazen öğlene kadar bazen akşama kadar devam ediyor. burnum da akıyor. hep sıcak havalarda oluyor. vantilatör de çalıştırıyorum o da toz yaptı sanırım her yeri. kedilerim olduğu için 2 günde bir evi süpürüyorum aslın
doktora randevu bulamıyorum. istanbul...

sabah uyanır uyanmaz başlıyor hapşurmalarım. bazen öğlene kadar bazen akşama kadar devam ediyor. burnum da akıyor. hep sıcak havalarda oluyor. vantilatör de çalıştırıyorum o da toz yaptı sanırım her yeri. kedilerim olduğu için 2 günde bir evi süpürüyorum aslında. (kediye alerjim yok bence çünkü yeni sahiplendim ama bu sorunu birkaç yıldır yaşıyorum) (zaten çocukluğumdan beri kedilerle içli dışlıyım)

nem var kuzum?

teşekkürler
0
batlegolas
(27.08.21)
halk arasinda bahar alerjisi denen ama sadece baharda olmayan polen alerjisi gibi bisey olabilir. bana 8 - 10 farkli polenle ilgili test yapip cimen polenine karsi alerjim oldugunu soylemislerdi. farkli bitkilerin hangi donemlerde yogun polen saldiklarini bulup oradan da bir sonuca ulasilabilir belki.
0
vudin
(27.08.21)
bir tane Aerius alın. geçiyorsa alerjiniz var.
0
brakgn
(27.08.21)
Elinizi, yüzünüzü, burnunuzu yıkayın. Tedavi değil ama kısa vadede işe yarıyor.
0
epitaf
(27.08.21)
Alerji bir gun aniden baslayip aniden bitebilir.

Kedidendir muhtemelen.
0
divit
(27.08.21)
Toz alerjisi olabilir
Randevu nasil alamadiniz? Hemen icin mi alamadiniz? Madem yillardir cekiyorsunuz, randevu 1 ay sonra da olsa gidebilirsiniz bence.

Onun disinda alerji bir gunde de ortaya cikabilir, benim kedi alerjim oyle ortaya cikmisti. Ayrica ev tozu alerjiniz de olabilir. Halilari vs kaldirmistim ben yatak odamda, antialerjik alez vs kullanmaya basladim ve sikayetlerim durmustu
0
kuehles blondes
(27.08.21)
(4)

otomobil finansmanı

Pertev nail
merhaba,daha önce arabası olmamış, ehliyeti olan ve aylık kenara ortalama 5-6 bin lira atabilen biri binilebilir düzeyde bir araba alabilir mi? alabilirse ne alabilir?teşekkürler. not: peşinat yok. en fazla 15-20 bin.
merhaba,

daha önce arabası olmamış, ehliyeti olan ve aylık kenara ortalama 5-6 bin lira atabilen biri binilebilir düzeyde bir araba alabilir mi? alabilirse ne alabilir?

teşekkürler.

not: peşinat yok. en fazla 15-20 bin.
0
Pertev nail
(26.08.21)
Kredi notunuza göre istediğiniz orta segmentte çoğu arabayı alabilirsiniz. İhtiyaç veya araç kredisi çekebilirsiniz.
0
lancelot du lac
(26.08.21)
Başlangıç icin b sinifi biraz eski model sorunsuz kasalardan 100binlik bir sey almasi mantikli olur. Alabilir de.
0
stavro
(26.08.21)
Otomatik takintisi yoksa secenek cok.

Yok ben manuel istemem diyorsa gecmis olsun, o paralara duzgun bir otomatik imkansiz.
0
divit
(26.08.21)
2010 model b sınıfı bir araç alabilirm 100 bin gibi bir bütçe dahilinde.

Honda jazz,
toyota yaris,
hyundai i20,

gibi araçlar araitırmaya başlangıç için iyi olabilir.
0
anten
(27.08.21)
(10)

Deneme sürecinde işten ayrılmak (soru düzeltildi)

neysene
Deneme sürecinde işten ayrılmak istiyorum. Bunun garip bir yanı yok, deneme süreci bunun için var(1 ay) ama şöyle bir durum var. Ben işe girdikten sonra öğrendim ki beni çıkacak birinin yerine alacaklarmış. İşler anlatıldı edildi fakat iki sebeple işi beğenmedim. Birincisi çok da yüksek istemediğim
Deneme sürecinde işten ayrılmak istiyorum. Bunun garip bir yanı yok, deneme süreci bunun için var(1 ay) ama şöyle bir durum var. Ben işe girdikten sonra öğrendim ki beni çıkacak birinin yerine alacaklarmış. İşler anlatıldı edildi fakat iki sebeple işi beğenmedim. Birincisi çok da yüksek istemediğim maaşı birazcık kırdı patron. Halbuki evrakları getir dedikten sonra ben ilk teklifimi kabul ettiğini sanıp 3-4 gün evraklarla uğraştım (il dışındaki firmalardan çalışma belgesi falan topladım)

Daha sonra iş ciddi anlamda angarya çıktı ve bu maaşa çok daha rahat işler var olduğu için soğudum.

Diğer sebep ise işe girdikten 1 hafta sonra bir kurs (5 aylık) işi çıktı ve işle yürümeyecek.

Bu arada firma bu 1 aylık denemede sigorta da yapmıyor 1 yıllık sözleşmeden sonra sigortayı yapıyormuş.

Fakat beni düşündüren iki durum var. Uzun süre işsiz kaldığım için en azından bu 1 aylık süreyi doldurup “ben beğenmedim gidiyorum” deyip 1 aylık maaşı almak(parayla bilgisayar almak için)
Bu süreçte benim 1 ay dolunca diğer eleman da işten çıkacak. Şu an işleri bana anlatıyor, ben patronlara zor işmiş, olur mu bilmiyorum gibi şeyler yaparken onlar işleri iyice ele al her şeyi öğren bir an önce devam ettir işleri kafasındalar.

Adamlara bi yandan “ayıp” ediyormuşum gibi geliyor. Benim yerime belki de çalışacak birini bulabilirlerdi. O zaman ona anlatır işleri aksamazdı. Bu konuda vicdan yapmalı mıyım bilmiyorum. Diğer yandan çocuk zaten çıkacaktı, ya birini bulamasalardı bir şey değişmeyecekti gibi geliyor.

Offf hep böyle durumlarda kalıyorum. 1 hafta sonra çocuk çıkacak. 1 ay dolmadan kendimi düşünmek yerine (1 ay tam maaşı almak için) ben yapamayacağım başka birini bulun mu demeliyim yoksa “1 ay çalış sen ya da biz beğenmezsek işi/çalışmamı yollarımızı ayırırız” demelerini mi kaale almalıyım? Kararsız kaldım.

Not: moderasyonun argo dediği kelime çıkarıldı.
0
neysene
(26.08.21)
Madem cevam etmeyeceğin kesin o halde etik olan şimdi çıkman. Adamlar da eleman çıkana kadar yeni birini bulsun. En azından 1 hafta iş öğrenir.
0
lancelot du lac
(26.08.21)
Bu arada firma bu 1 aylık denemede sigorta da yapmıyor 1 yıllık sözleşmeden sonra sigortayı yapıyormuş.

Bu bir suç. Hemen çıkın.
0
feel the blanks
(26.08.21)
abicim sen zaten su an orada calismiyorsun.
Dolayisiyla bir deneme surecin yok evraklari da oylesine vermissin.

Gitmek istemiyorsan yarin gitmemen ve telefonlari acmaman yeterli.
0
divit
(26.08.21)
Ha ben olsam ay sonuna kadar gider maasimi alir sonra telefonda engellerim hepsini.

Senin su an sirkette basina tugla dusse ne devlet bakar ne isyeri surilere bile sigorta yapiyorlar sana yapmamislar. Bu yuzden her seyi hakediyorlar.
0
divit
(26.08.21)
@lancelot
etik kısmı çok önemsemiyorum zira anlaştığımız halde tekrar maaş pazarlığı ve sigortayı yapmamaları o kısmı nötrlüyor ama yine de kazık atmış gibi hissetmemek adına diğer söylediğini düşünerek bu soruyu sordum evet.

@divit
evet haklısınız, esasen çalışmıyor gözüküyorum. Bakanlıktan bir belge gelecek 2 ay sonra. Belki de o belge geldikten sonra kontrol birimi için sigortalı gösterecekler. Sigorta yapmadıklarını da edevletten öğrendim zaten. “Biz sigorta yapmıyoruz” demediler.
Bu arada sektör inşaat. Başıma bir şey gelse devlet donlarına kadar alır, bunlar nasıl böyle cesur bilmiyorum.
0
🌸neysene
(26.08.21)
Hocam, sen orada resmi olarak 1 yıl çalışmıyorsun zaten. Deneme süresi nasıl oluyor anlamadım :) Deneme süresinin işlemeye başlaması için girişini yapmaları lazım. Çık gitsin 1 sene sigorta yatırmayan işyerinden hayır gelmez.
0
jangbogo
(27.08.21)
Bence kurs başlayana kadar çalış, kurs başladıysa 1 ay dolunca çık. Etik faturaları ödemiyor.
0
noluyo yaa
(27.08.21)
@jangbong
Bu 1 aylık deneme sürecinde sigorta yapmıyor, 1 yıllık sözleşmeyi imzalayınca yapacak. Bir de adıma başvurulan ve alınacak belge bakanlık ile ilişkili olduğu için belgeyi aldıktan sonra yani 2 ayın sonunda sigorta yapma durumları var. Belge sonrası mecburen yapacaklar zaten
0
🌸neysene
(27.08.21)
E-devlet seni yanıltmasın, sigorta girişini işe başladığın gün yapsalar bile sisteme 1 ay sonra yansıyor.

Firmalar deneme sürecinde sigorta yaparlar. Laf arasında ilgili departmana bir sor bakalım eğer sgk girişin yapılmadıysa hemen oradan kaç, firma küçük hesaplar yapıyor demektir.
0
kanlakarisikyagmur
(27.08.21)
Sgk kaydina bakmak icin edveltte ise giris bildirgesi alani var o sanirim daha cabuk guncelleniyor.

Ya da alo 170 direkt soyler.
0
divit
(27.08.21)
(5)

İhbar süresinde işverenin çıldırması

hede hodo
Bilim ilaç.Kardeşim başka yerle anlaştı. Resmen sinir hastası yaptılar. Oradan oraya koşturmalar, mesaiye zorlamalar, mobbing yapmalar. İş hukukunda bu gibi durumlarda tanımlanmış madde filan var mı?Hani şikayet edeceği bi yer olsa.
Bilim ilaç.
Kardeşim başka yerle anlaştı. Resmen sinir hastası yaptılar. Oradan oraya koşturmalar, mesaiye zorlamalar, mobbing yapmalar.
İş hukukunda bu gibi durumlarda tanımlanmış madde filan var mı?
Hani şikayet edeceği bi yer olsa.
0
hede hodo
(26.08.21)
ihbar suresinde neden eyvallah ediyor ki? mesaiye kalmasin, isi yavaslatsin, kosturmasin. mobbing'e direkt cevap versin.
0
lemmiwinks
(26.08.21)
Yok veriyor zaten de. Hani elinde bi dayanak filan olsun diye.
0
🌸hede hodo
(26.08.21)
Ihbar suresinde isterse oturup tavana bakabilir neden kosturuyor ki? Dovecek halleri yok.

Isci daha guclu su an, isterse masaya cikip pantolonu indirir ihbar suresini aninda bitirir.

Bana 1 saat bile ihbar yaptiramiyorlar 6-7 sirket degistirdim hic ihbara zorlayamadilar:) hatta 8 hafta ihbarim 1 gune dusmustu sistemi silerim dedigimde, keske ben olsam onun yerinde :)
0
divit
(26.08.21)
işçiler ne kadar ahlak dersleri veriyorsunuz. ihbar sürenizde maaş almıyor musunuz? haram para ne güzel herkesin boğazından geçiyor herkes ne güzel akıl veriyor. aynen oradan oraya koşturmasın, çalışmasın yatsın alsın maaşını. az bile yapıyor patronlar.
0
hayal fazlasi
(27.08.21)
Çalışma Bakanlığı'na şikayette bulunabilir. Alo 170'ten bilgi alabilirsiniz.
0
jangbogo
(27.08.21)
(10)

Çamaşırlar kuruduktan sonraki tozlar

coca cola
Duyurunun temizlik severleri, Çamaşırları katlarken her yer toz oluyor. Bu çamaşırların bu kadar toz toplamasının nedeni nedir? Nasıl azaltabilirim? TeşekkirlerNot: Halı bile sermiyorum, evi haftada iki defa süpürüp siliyorum
Duyurunun temizlik severleri, Çamaşırları katlarken her yer toz oluyor. Bu çamaşırların bu kadar toz toplamasının nedeni nedir? Nasıl azaltabilirim?
Teşekkirler
Not: Halı bile sermiyorum, evi haftada iki defa süpürüp siliyorum
0
coca cola
(26.08.21)
Kendi uretitgi tozlar onlar.

Camasir yikandikca yavas yavas dokulup ufaniyor, bir kismi mikro plastik olarak lagim yoluyla denize akiyor oradan baliga geciyor.

Kalani da uzerimizden yere dokuluyor evdeki tozlari olusturuyor.
0
divit
(26.08.21)
Çamaşır kurutma makinesi bunun için kesin çözüm.
Onun dışında, çamaşırları katlarken elinizde kıl toplama rulosuyla hepsinin üstünden geçebilirsiniz.
0
megalomaniac
(26.08.21)
kurutma makinesi kullanırsan tozları topluyor makine
0
reanarchy
(26.08.21)
Makinesiz çözüm var mı peki?
0
🌸coca cola
(26.08.21)
çamaşırlar üstündeki havları toplayan tıraş bıçağı benzeri bicakli taraklar var, tuyleri falan kesip alıyor ama bir miktar yıpratıyordur tahmin ediyorum.
0
orient blue
(26.08.21)
www.trendyol.com

böyle şeyler var ama denemek lazım.
0
reanarchy
(26.08.21)
Ben de çok dertliyim bu konuda sanırım tek çözüm kurutma makinesi.
Yıkadıktan sonra asmadan önce silkeliyorum, kuruyunca çamaşırlıktan toplayıp yine silkeliyorum. Buna rağmen katlarken hala toz çıkıyor.
0
hrvl
(26.08.21)
Ben de dertliyim valla en son alıcam kurutma makinesi
0
esinikaybetmiscorap.
(26.08.21)
kurutma makinesi
0
niteliksiz beyingucu
(13.09.23)
ben de dertliyim o konuda ve çözüm bulamadım. en sonunda ne yaptım söyleyim mi kimse söylememiş ama aramızda sır olarak kalsın. kurutma makinası aldım.
0
ananiyimioguz
(13.09.23)
(6)

Elektrik Faturalari

Mehmet Ersoz
Bu 3 zamanli indirimli bir tarifeleri var. Öğlen pahalı gece ucuz tarifeden kullandirtiyorlar.Son zamanlara herkese fahiş fatura çıkarıyorlar. Acaba herkes klima açtığı içi öğlen tarifeleri mi daha mı pahalıdan sattılar? Bu yüzden mi böyle yüklü geldi faturalar?Bazılari aynı elektriği kullanmalarina
Bu 3 zamanli indirimli bir tarifeleri var. Öğlen pahalı gece ucuz tarifeden kullandirtiyorlar.

Son zamanlara herkese fahiş fatura çıkarıyorlar. Acaba herkes klima açtığı içi öğlen tarifeleri mi daha mı pahalıdan sattılar? Bu yüzden mi böyle yüklü geldi faturalar?

Bazılari aynı elektriği kullanmalarina rağme çok zamlı gelmiş faturalar. Onun nedeni ne olabilir diye sormak istedim?
0
Mehmet Ersoz
(25.08.21)
Normal ( ev ) tüketiciler tek zamanlıdır, yüksek faturanın sebebi fazla tüketim. Önceki ayın birim elektrik fiyatı ile bu ayınkini karşılaştırarak görebilirsiniz.
0
syabk
(25.08.21)
Normal ev tüketicileri sadece tek zamanlı degildir. Dilerse çok zamanlı tarife de kullanabilir. Ama bu olaydan bağımsız her iki tip faturaya da çok geldi deniyor. Kıyas yapmadım ama muhtemelen ya birşeylerin birim fiyatı falan arttı ya da dendiği gibi tüketim artti
0
primetime
(26.08.21)
geçen seneden beri tüketim çok azaldı. türkiye'de üretim hedefleri planlarına göre enerji santralleri kurulmuştu 2010'larda 2020-2025 için. şimdi %50'si bile kullanılamıyor. haliyle bazı masraflar'da biniyor da biniyor. yanlış hatırlamıyorsam türkiye'nin kurulu gücü 90bin mw ama tüketilen 40-45binlerde. kurulu gücün maliyeti haliyle dağıtılamadığı için masrafı, hane halkına dağılıyor.

klima açtık kapadık gibi ufak konularla anlaşılacak bi konu değil bu hocam
0
avatar is back
(26.08.21)
Klima asiri elektrik yakiyor taa 90larda bile klima acinca fatura tavan yapardi.
Hem de o donem her odada akkor lamba vardi elektrik ucuzdu.

Simdikiler a+++ yazinca tuketmiyor saniyorlar ama hepsi 2bin watt gucunde.
0
divit
(26.08.21)
benim peder tek'ten emekli. kayınpederim sedaş'tan. eşimin dayısı da tedaş'tan sakarya müdürü emeklisi. bu üç saydığım kurum aslında aynı şu an, özetle hepsi her dönemi gördü, yetkili abiler. ayda bir kere bir araya geliriz hemen hemen. kurumun içi boşaltılmış, iş bilmez insanlara iş veriliyor diye sürekli konuşurlar. ben buradan izninizle yüksek faturanın sebebinin fazla tüketim diyenlere bir yerimle gülüyorum.

klima indirimli tarife vs gibi durum yok, zam var sadece.

yanlış anlaşılmasın gece indirimli tarife halen var fakat zam; bu açığı kapadı. halen indirimli alabilirsiniz ama o bir bindirimli artık.
0
bisorumvargaliba
(26.08.21)
Zam var.

Yangında yanan kablo, trafo vs. halka yansıtıldı. Ne kliması :D

edit: twitter.com
0
westblack
(26.08.21)
(8)

Kaplanlar kedi boyutunda olsaydı kedi gibi davranır mıydı?

ya ben lan neyse
evde beslenir, oyunlar yapar mıydı? ya da tersi. kediler doğada 200 kilo olsaydı kaplan gibi mi davranırdı?
evde beslenir, oyunlar yapar mıydı? ya da tersi. kediler doğada 200 kilo olsaydı kaplan gibi mi davranırdı?
0
ya ben lan neyse
(25.08.21)
kedi kadar olup da vahşi doğada yaşayan hiç evcilleşmemiş kedi türleri var, ya da kedi boyutunda başka hayvanlar da var mirket maymun vs aslan kaplanlar da küçük olsa evcilleşmeyebilirdi kediler kadar
0
freebird5406_2
(25.08.21)
Kaplanların kedi gibi davrandığı birçok video var internette. Yani evet.
0
kablelvuku
(25.08.21)
preview.redd.it

Ben evet diyorum
0
hayirsiz
(25.08.21)
Instagram: blackjaguarwhitetiger
0
suicides underground
(25.08.21)
kaplanların ev kedisi gibi yetiştirildiği birçok video var. ancak gene de nesillerdir insanla yaşamaya alışmış bir hayvan kadar güvenilir değiller.

anadoluda bizim evcil kedi boyutunda yabani kediler var. dışarıdan tekir gibi görünüyor ve ayırması çok zor. insana yaklaşmaz ve saldırgandır.

saldırganlığın cüsse/kilo ile alakası yok bence.
0
orpheus
(25.08.21)
ikisi de olmazdi.

Dogal ya da yapay secilim lazim, biz tatli kedileri secip eve aldik bu yuzden oyun yapiyorlar.

Kopekler de isirmayi bilmiyor.

Gercek bir dogal secilim olsaydi sen su anki ev kedisi tipine elini bile suremezdin parcalayip verirdi.

O tatli kaplanlar da yapay secilim urunu. En uysali secip cogaltirsan oyle oluyor.
0
divit
(26.08.21)
eğitilen kaplanları bir kenara bırakırsak, davranmazdı diyorum.
0
evimin paspasi
(26.08.21)
Cok guzel soru lan. Simdi ben de dusundum de bence direkt cussesiyle alakali değil ya hayvanin karakteri de ona gore. Kaplani bir anda kucultsek tavri degismezdi, kendi ebadina uygun av bulduğu surece saldirirdi bence.

Ote yandan evde besledigimiz kedi de predator abi en nihayetinde. Sokaga saldigin zaman kus falan avliyor. Bildigin yay gibi firliyor serefsiz.
Ayni sekilde kaplan da baya oynuyor kedi gibi yeri geldiginde. Sadece cok daha guclu. Aslinda boyle bakinca arada pek fark yokmus gibi, o zaman yukarida soyledigimi curutmus gibi oluyorum. Birbirine cok benziyorlar ama biraz karakter farkı var bence. Kedilerin de kendi icinde karakter farki var, British vs cins kediler cok sakin takiliyor mesela.
Yani kaplan ebadi ne olursa olsun kaplan gibi davranacakti diyorum. Kedi de kedi gibi.
0
stavro
(26.08.21)
(2)

ne oldu hayvan hakları yasası?

egokalp
hani o kadar reklamı yapılıp meclisten geçmişti 1-2 ay evvelher gün hayvana eziyet haberi goruyoruz ama hiç adli yargilama haberi gormuyoruz?bu gun hayvana kaynar su doken adama bir yaptirim olacak mi acaba?
hani o kadar reklamı yapılıp meclisten geçmişti 1-2 ay evvel

her gün hayvana eziyet haberi goruyoruz ama hiç adli yargilama haberi gormuyoruz?

bu gun hayvana kaynar su doken adama bir yaptirim olacak mi acaba?
0
egokalp
(25.08.21)
bir şey olmadı. yine kendi kendilerine eğlenecek bir kanun yaptılar güya.
hayvanları duyguları olan canlılar olarak tanımıyor yeni yasa.
bu konuda "yasada şunlar şunlar olmalı" diyen kadıgil'in sıraladığı maddeler vardı. çoğuna yer verilmedi yasada.
0
lesmiserables
(25.08.21)
O kanun zaten akla mantiga aykiriydi islemesi imkansizdi. Neden meclisten gecirdiler bilmiyorum.

Kanun gecerli olsa zaten hamburger yiyemezsin. inek kesmeni yasakliyor.
0
divit
(26.08.21)
(16)

Trendyol, hepsiburada, amazon vs saticilara nasil guveniyorsunuz?

freedonia
Ya ben anlamiyorum, insanlar niye bu siteler uzerinden alisveris yapiyor? Atiyorum market alisverisi mi yapacagim, migros'un carrefour'un sitesine girer bizzat ondan alirim, adam marketci zaten, elektronik mi lazim illa online alacaksam mediamarkt'a, arcelik'e girerim sitesine ordan yap alisverisini
Ya ben anlamiyorum, insanlar niye bu siteler uzerinden alisveris yapiyor? Atiyorum market alisverisi mi yapacagim, migros'un carrefour'un sitesine girer bizzat ondan alirim, adam marketci zaten, elektronik mi lazim illa online alacaksam mediamarkt'a, arcelik'e girerim sitesine ordan yap alisverisini. Ne oldugu belli olmayan saticidan alip niye riske atayim kendimi. Ucuz mu satiyor bunlar? Olay ne? Cidden bilmedigimden soruyorum son 2-3 yildir online bir seyler almaya basladim. Bizzat yerinden alirim normalde.
0
freedonia
(25.08.21)
pazar yeri güvencesinde oluyor. yanlış gelse bile iade edebiliyorsun.
0
jelly bear
(25.08.21)
indirim
0
ShadowOfMoon
(25.08.21)
Satıcıların değerlendirmelerine göre alışveriş yapıyorum. Mesela modem satın alacağım 15-20 tane satıcı var. Hangisinin değerlendirmesi, müşteri yorumu iyiyse o satıcıdan alışveriş yapıyorum. Fotoğraflı yorumda eklenebiliyor, müşterilerin yüklediği kargo, ürün fotoğraflarıda bu seçimimi etkiliyoe. Bir sorun yaşandığında trendyol, hepsiburada ile iletişime geçiyorum, satıcı ile değil.
0
GoodMorningTeacher
(25.08.21)
Ucuz, satıcıyla aranda kullandığın site var ve bir sıkıntı olursa onlarla muhatap oluyorsun. Birçok firmanın da Trendyol'da mağazaları var, küçük firmanın müşteri hizmetlerine maruz kalacağıma Trendyol'la ya da Amazon'la iletişim kurmayı tercih ediyorum ben. O yüzden bazen kendi siteleri üzerinden satışları olsa bile büyük sitelerden alıyorum yine.

Dün klavye seti aldım, Mediamarkt fiyatı 559 lira, ben n11'den 370 liraya aldım. Niye Mediamarkt'tan alayım ki?
Edit: Bu arada dün aldığım set bir saat önce geldi, şu an kullanıyorum. Çünkü ufak dükkandaki adam siparişimi 2 dakika içinde onayladı, bir saat sonra kargoya vermişti.
0
kobuzchu kiz
(25.08.21)
telefon bilgisayar vs direkt amazon hb ile alıyorum da bunu zaten kaç yılda bir yapıyoruz ki? geri kalan ıvır zıvır her neyse direkt sepete ekle geç diyorum. sokaktaki esnaftan farkı yok. çok nadir de olsa gıda alınca firmanın sosyal medya hesaplarını kurcalıyorum o kadar. amazon hb vs her şeyi satmıyorlar mecbur normal satıcılardan alıyorum
0
avatar is back
(25.08.21)
Guvenmiyoruz zaten, kendisi depodan yollarmiyorsa almiyorum.

Saticiyla basin derde girince arkanda durmuyorlar cunku.

Ama bakiyorsun telefon tutacagi dukkanda 50 lira.
Urfanin koyundeki herif 10 liraya satiyor baska alternatif de yok, basip aliyorum.
0
divit
(25.08.21)
marketlerde / direk ureticiden alabileceginden cok daha ucuza bulabiliyorsun. kimseye guvenmene gerek yok, kredi kartiyla yaptigim alisveriste en kotu chargeback yapma hakkin var magduriyetini ispatlayip. bu butun siteler icin gecerli.

bahsettigin siteler bir yigin saticidan bir yigin sey sattiklari icin musteri hizmetleri sistemleri daha gelismis ve daha musteri dostu. herkes icin uyguladiklari sabit kurallar var cunku, aracilar.

fiyat arastirmasi yaparsan satin almadan once zaten anlasili mevzu.

online satin aldigim yuzlerce sey icinden 3-5 kere problem yasamisimdir, onda da cozulmeyen bir durum hic olmadi.
0
robokot
(25.08.21)
amazon / hepsiburada / trendyol bazı kampanyaları ile bazı ürünleri gerçekten çok ucuza verebiliyor. mağazadan satın alan kişi %99 kazıklanıyor bu durumda. mediamarkt mesela çoğu üründe net saplıyor, amazon hep daha ucuz neredeyse. kampanya düşürürsen çok mantıklı yani.

güven konusunda da en azından amazonda sıkıntı yok, gırtlağına çökerim bi sıkıntı olursa. diğerlerini bilmiyorum.
0
roket adam
(25.08.21)
trendyolda çok sayıda sahte ürün var. özellikle nike adidas gibi markaların korkunç derecede sahteleri satılıyor. 2 defa başıma geldi iade edene kadar canım çıktı. inanmayan fotoğraflı yorumlara bakabilir. orada insanlar sahte ürünlerin fotoğraflarını koymuşlar. ayrıca adidas diye gönderdiği ayakkabının faturasına adidas yazmıyor uyanıklar. itiraz edince de işi bayağı yokuşa sürüyorlar. trendyol da sahte ürün satan dükkanlarına henüz bir yaptırım uygulamadı onca şikayetimize rağmen.
0
bluemoon22
(25.08.21)
ben amazon ve turkcell.com.tr kendi satıcı olduğu veya teknosa gibi bilindik satıcılar dışında elektronik veya pahalı bir ürünü kesinlikle almıyorum bu tip pazar yeri sitelerinden.

ıvır zıvır için sorun değil.
0
nuisance
(25.08.21)
On yıldır, çiçekten klimaya kadar neredeyse her şeyi internetten alıyorum. Alacağım ürünün, mağaza kapasitesiyle sınırlı olmadan, en iyi marka ve modelini bulma, bu marka modelin de en ucuzunu bulma konusunda çok büyük avantajlar sunuyor.

Bugüne kadar çözülememiş hiç bir sorunla karşılaşmadım. Bir gün karşılaşırsam da şimdiye kadar sağlamış olduğum fiyat avantajlarına sayar yine internetten alışverişe devam ederim.
0
Mirket
(25.08.21)
netten alışverişin birçok avantajı bulunuyor:

- ürünlerin fiziksel mağazaların çoğundan bariz şekilde daha ucuz olması,
- kullanıcı yorumu/deneyimlerine hızlıca ulaşarak, karar verme sürecini kolaylaştırması,
- her şeyin kayıtlı ve takip edilebilir olması,
- ihtiyaç duyulan bir ürünün farklı bir versiyonunu, kullanıcının karşısına çıkararak gerçekte ihtiyaca tam olarak cevap veren ürünleri kullanıcılara keşfettirmesi gibi gibi.

güven meselesi ise gayet basit.

elektronik: bu sitelerin doğrudan kendilerinin satıcı olduğu ürünleri almak.
diğer ürünler: satıcı rating ine bakarak yüksek ratingli satıcıdan ürünü almak.
0
makarnavodka
(25.08.21)
satıcı/ürün için yorumlar ve puanlamalar üzerinden gidiyorum. önceden çok soğuk bakıyodum ama pek çok ürün için mecbur kaldığımdan dolayı (masaj aleti gibi hediyeler, ssd, grafik tablet vs.) ya nasip deyip sepete atıyorum. ama satıcıyı öncesi bi araştırırsan sorun olmuyor.
0
e mice
(25.08.21)
cimri, akakçe gibi fiyata göre sıralama yapan sitelerde, dışarıda satış yapan firmalar hep alt sıralarda oluyor. aynı ürüne fazla ücret ödemek mantıklı değil.
yıllardır internet üzerinden, farklı farklı yerlerden alışveriş yapıyorum, şu ana kadar bir sorun yaşamadım. zaten bir sorun olursa, orada burada yorum olarak, isim vererek şikayetimi dile getiririm.
son olarak, internet satışı içerisinde bir rekabet var. bu rekabete dışarıda olsak tanık olamayabiliriz ama internette hepsini aynı anda takip edebildiğimiz için fırsatları önceden görebiliyoruz.
0
silver apple
(25.08.21)
Daha uygun oluyor. Kolay kolay gidip de mediamarkt teknosadan falan gidip de elektronik almam. Kaziklanmaya gerek yok.

Alisveris yaparken de zerre cekinmeden yapıyorum. Hicbir riske girdigim falan yok. Urunu aliyirum, begenmezsen iade ediyorum. Bir teknosadan arcelikteb alisveris yapmaktan farki yok.

Ben de alışveriş sitelerinden bir şey almaya cekinenleri anlamiyorum asla.
Soyle dusun, bu sitelerde satis yapanlar bu isten para kazanıyor. Bu isin sureklo devam etmesi lazom ki kazansinlar. Dolayısıyla bu adamlar aptal değil, seni beni kazıklarsa satis yapamazlar. Bu sitelerde puanlama var yorumlama var bir suru sey var saticinin dikkatli olmasini mecbur kilan. Adam seni memnun etmeli ki alışverise devam edesin.

Kisacasi gidip ayni urunu daha pahaliya almanın hiçbir mantigi yok.
0
stavro
(25.08.21)
twitter ne algoritma yapmis ya, adamlar duyurumdan haberdar olup bana bu tweeti gosterdiler bugun iyi mi. O adamlarin hicbirini takip etmiyorum normalde twitter.com
0
🌸freedonia
(26.08.21)
(6)

benzin, araç ve petrol ofisi sosyal lig üçgeni

hooiken
merhaba,petrol ofisi'nin ana sponsoru olduğu "sosyal lig" adında bir oyun var. burada da, kendi kartı olan positive card sahiplerine bazı ayrıcalıklar veriyor. bu kartın bir ayrıcalığından yararlanabilmek için bir kereye mahsus benzin alışverişi yapmak gerekiyor. halihazırda henüz aracım yok :) petr
merhaba,

petrol ofisi'nin ana sponsoru olduğu "sosyal lig" adında bir oyun var.

burada da, kendi kartı olan positive card sahiplerine bazı ayrıcalıklar veriyor. bu kartın bir ayrıcalığından yararlanabilmek için bir kereye mahsus benzin alışverişi yapmak gerekiyor.

halihazırda henüz aracım yok :) petrol ofisi marketine girsem, 1 litrelik benzin alışverişi yapıyormuş gibi kartımdan çektirsem de positive cardımı okutsam, bana "hoş geldin deli" derler mi yoksa istediğim tutarda benzin zaten alabiliyor muyum?
0
hooiken
(24.08.21)
hayır @gabe h coud

"benzin alışverişi yapıyormuş gibi" dedim, karttan 1 litre benzin ücreti çektirip positive card'ımı okutturup; hiçbir şey almayacağım :)
0
🌸hooiken
(24.08.21)
İlla parayı ödemen gerekiyor mu? market kartı gibi bir şeyse başkasının yakıt alımı için geçsinler, rica edersin.
0
atom karincanin torunu
(24.08.21)
illa yakıt mı almak lazım? marketten su falan alsan?
0
sutlu nescafe
(24.08.21)
@sutlu nescafe: yok, olmuyor. yakıt olması gerekiyormuş :)
0
🌸hooiken
(24.08.21)
Şişeyle mazot al. Mazotta yasak yok.
0
sumuklurakun
(24.08.21)
Tckn vererek mazot alabilirsin bidona.
Onu da motorcu birine ver zincirini silsin :)
0
divit
(24.08.21)
(9)

Aşı "yüzde x" koruyor ne demek?

ya ben lan neyse
haber sitelerinde "y aşısı yüzde x koruyor" vs. deniyor. böyle veri olur mu? yüzde x koruyor ne demek? "yüz kişiden x'i hasta olmuyor" demek olsa bile bilimsel olarak yanlış bir ifade değil mi?
haber sitelerinde "y aşısı yüzde x koruyor" vs. deniyor. böyle veri olur mu? yüzde x koruyor ne demek? "yüz kişiden x'i hasta olmuyor" demek olsa bile bilimsel olarak yanlış bir ifade değil mi?
0
ya ben lan neyse
(24.08.21)
himmet dayi
(24.08.21)
Bunu egitimsiz toplumlara anlatmak imkansiz, egitimliler bile zor anliyor. Anlamayan doktorlar bile var.

Cogu kisi "%95 etkili" bir asi = asi olan 100 kisiden 5'i hasta olacak diye anliyor ama oyle degil.

bir toplulukta normalde hasta olacak kisi sayisini %95 dusuruyor demek.

Yani mesela 100bin kisi var diyelim. Covid bunlardan 1000'ine bulasacak ve semptomatik hasta edecek asi olmasa (%1) diyelim.

Asi testi sonucu diyor ki ben bu %1'i %95 dusururum. Yani ayni toplulugun %1'i yerine %0.05 kisi semptomatik hasta olur. Yani 100bin kisilik bir populasyonda 50 kisi.

1000 kisi yerine 50 kisi hasta olur diyor.

Bu "asi olan 100 kisiden 5'inde ise yaramayacak" demek degil.

Bir populasyondaki semptomatik hasta sayisini aşısız bir topluma kiyasla %95 dusurecegim demek.

Bu rakamlar uzerinden de, mesela asi olmasina ragmen semptomatik olan o 50 kiside hastaligin seyri (ölüm oranı) ayri istatistiklerin konusu.

"asi yuzde x koruyor" vs gibi bir sey yok tabii, ama dogrusunu anlatsan da halk anlamayacak. anlatmakla gorevli olan kisi bile anlamiyor. o yuzden anlatamiyor.
0
robokot
(24.08.21)
A hastalığı 100,000 kişiden birinde görülüyor diyelim. X ilacı bunu 10,000,000'de bir yapsın. bu ilaç sizi yüz binde bir riskten on milyonda bir riske götürüyor. 1 - [(1/100,000)/(1/10,000,000)] formülüyle %90 etkili denir. relative risk reduction.
sorarsanız mevcut riski oransal olarak çok azaltmıştır. reklamda bu sayı kullanılır.

ancak zaten çok küçük bir riski çok azcık daha küçültmüştür. %0.001'den %0.00001'e gitmişsinizdir. risk mutlak değer olarak %0.099 azalmıştır. yani yüzbinde bir olan riski zaten on milyonda bir yapmak çok da övünülecek bir iş değildir bence.

burda şuna bakılır 1 kişiyi kurtarmak için kaç kişiye ilaç vermek gerekir. bizim örnekte 100k kişi oluyor bu. sayılar çok uçuk olduğu için :) böyle bi hastalık, ilaç, var mıdır bilmem.

bu rakamı covid aşısı için kim nasıl hesapladı onu bilmiyorum. vaka sayılarını kullanmak doğru değil çok fazla kişi haberi olmadan geçiriyor. ben covid olduysam, sabah uyanınca biraz ağrım vardı öğleden sonra geçti o gün olmuşumdur. test falan da olmadım. vaka yerine durumu ağır hastaları saymak gerekir bence de onu kim nasıl sayacak? allah kerim diyelim.
0
bronz böcek
(24.08.21)
Bu rakamlar covid asilari icin test asamasinda hesaplandi. Bir gruba placebo, bir gruba hakiki aşı verildi ve topluluklardaki hastalik oranlari eldi edildi.

aslinda 2 farkli rakam veriliyor, biri efficacy, biri effectiveness. efficacy test asamasinda elde edilen oranlar, effectiveness ise gercek hayatta gorulen oranlar.

bir cok ulke hem semptomlu vakalari, hem orta siddet, hem agir hastalik hem de ölümleri takip edip raporluyor. en temiz veri israilden geliyor bence cunku en erken onlar asiladilar, buyuk bir orani asiladilar ve gorece kucuk kontrol edilebilir bir laboratuvar olarak dusunulebilir.
0
robokot
(24.08.21)
Zaten deney asamasinda da acayip dandik bir olcum yaptilar.

Grubu ikiye ayirip bir tarafa placebo verdiler digerine asi.
Sonra siz gidin dolanin virus kapin bakalim dediler.

Atiyorum belki grubun yarisi asiliyim diye it gibi gezdi belki yarisi korktu evden cikmadi.
Sonra o grupta virus kapanlar arasinda su kadar kisi diye sayip acikladilar.
Normalde kontrollu deney icin adama virus spreylemek lazimdi.

Deneyde zaten buyuk sayilara ulasmadiysan anlamli bir yuzde cikmazdi ama acele etmeleri lazimdi. %90 kusur deyip gectiler.
0
divit
(24.08.21)
işi bu olan bilim insanlari deneyler ile ilgili potansiyel istatistiki sapmalarin farkindalar. sokaktaki adamin bile aklina gelebilecek potansiyel hatalar sapmalar onlarin da aklina geliyor haliyle. bu potansiyel problemleri minimize etmenin yollari var.

sonucta gercek hayattaki etkinlik deneydeki etkinlikten cok farkli cikmadi hic bir (cok kullanilan) aşıda bu sebeple. Hepsi hata barlarinin icinde.

ha zaten mrna asilarinin ozellikle, istatistiki olarak yetkinliklerini ispatlamalari icin cok advanced bir istatistik bilgisi de gerekmedi.

tinyurl.com

asi / placebo olanlar nasil davranirsa davransinlar, veri en bastan cok acik. grafikte kirmizi pfizer asisi verilenler (kendileri ne olduklarini bilmiyorlar tabii), mavi placebo verilenler, y ekseni ise o gruptaki kumulatif hastalik sayisi. uzerinde S olanlar hastanelik olanlar.

insan davranislarindaki potansiyel degisim, denek sayisi ile bertaraf edilebiliyor en basitinden. denekler ve etkinlik aciklama thresholdlari da buna gore belirlendi zaten. o yuzden de asinin deney disi gercek hayat sonuclari faz3 deneylerine gore kayda deger bir sapma gostermedi.
0
robokot
(24.08.21)
Guzel soru. Gec olsun guc olmasin. Evet, yanlis ifade. Bizde ozellikle kafa karistirmak icin ceviri yapmak yaygin. Oyle denerek etkili/tesirli denmeye calisiliyor ve asi olmamaya (aslinda plasibo almaya) kiyasla azalan risk (vaka haline gelme) oransal olarak kastediliyor.
0
dunal
(24.08.21)
Farkinda degiller demiyorum zaten, aceleye getirdiler yeterince arastiramadilar.

O ilk cikan raporun bir kisminda asili grupta apandisit vakalari goruldugu yaziyordu. Bunu arastirmak lazim dediler ama bir yandan da butun dunya olmeye devam ediyordu basip gectiler asiyi. Apandisiti cozmek kolaydi sonucta.

Ha apandisit cikmadi miyorkardit cikti o da koronadan daha iyidir dediler.

Ferhan sensoy'un istatistik bilimiyle ilgili guzel bir lafi vardir.

- az miktari az miktar gecersen geberir gidersin zaten
0
divit
(24.08.21)
yalniz atlanilan bir konu da herkes bu deneyler gruplar falan daha gecen ay yapilmis gibi konusuyor. bir yildan fazla oldu. asilanan sayisi inanilmaz buyuk bir data havuzu olusturdu coktan. ve bahsedilen rakamlar guncelleniyor elbette. mesela pfizer %95 ten %90 a falan dustu saniyorum cok incelemedim uc bes aydir.

yani evet acil kullanim izni denilen izinle birlikte daha az sayida ornekle varilan sonuclar kabul edildi kullanilmasi icin ama gecen bir yildan uzun sure sonucunda varilan sonuclar sayesinde de tam onay alinicak cok yakin zamanda zaten.

bunun disinda ilk soruya cevap yuzde bilmemkac etkili derken toplumdaki hastalanan sayisini yuzde bilmem kac dusuruyor demek ki zaten yukarida detayli aciklamislar.
0
tanaka
(24.08.21)
(7)

kaç saat uyursa uyusun erken uyandığında sersem olanlar?

bir kum tanesindeki atom alti parcacik
bu sorundan muzdarip olup da çözmüş olan bana bir yol gösterebilir mi? erken kalktığım sürece her halükarda sersem oluyorum ve günüm de çok kötü geçiyor. kendimi bildim bileli böyle. 10dan sonra kalksam süper ama.
bu sorundan muzdarip olup da çözmüş olan bana bir yol gösterebilir mi? erken kalktığım sürece her halükarda sersem oluyorum ve günüm de çok kötü geçiyor. kendimi bildim bileli böyle. 10dan sonra kalksam süper ama.
0
bir kum tanesindeki atom alti parcacik
(23.08.21)
çare düzenli spor.
0
motosiklet burclu adam
(24.08.21)
İlginçtir ben hayatımdan şekeri çıkarmıştım. Yani çikolata, şekerleme, tatlı vb. kullanmıyordum ve yiyeceğim zaman ise meyve, havuç vb. yiyordum. Biraz sabrettim ve 2 hafta kadar sonra vücudum şeker istememeye, canım çekmemeye başladı. İlk günler istiyordum ama, bağımlı tepkileri gösteriyordu vücudum. Neyse işte, bu şekeri çıkarttıktan sonra adeta bir perde kalktı üzerimden. Daha az uykuya ihtiyaç duyuyordum, uyandığım zaman zihnim daha berrak oluyor ve çok daha dinç uyanıyordum. Bu arada ben miskin, uykulu biri değilimdir. Sersem şekilde uyanmam. Buna rağmen arada büyük bir fark olduğunu söyleyebilirim. Bence denemekte kesinlikle fayda var. Etkilerini birincil elden deneyimlemiş bir insan olarak söylüyorum bunu.
0
burka
(24.08.21)
üsttekiler +1
2 türlü yol var
-sağlıklı yaşam(şekeri tüm karbonhidratları mimimuma indirmek, onun yerine, parasıyla kaliteli yağlar tüketmek;fıstık fındık ve spor;ekipman, salon, boş zaman para demek)
-sırasıyla aile hekimi: kan tahlili>iç hastalıkları: tiroid> göğüs hastalıkları: uyku kliniği
0
comp
(24.08.21)
Dahiliyeye gidip kan testi yaptır bence. Şeker, b12 eksikliği, tiroid bozukluğu, demir eksikliği vs. çoğu şey sebep olabilir.
0
eatpraylaw
(24.08.21)
Yukarıdakilere ek klarak sigara kullanıyorsan o da çok etkiliyor. 3 günden fazla sigara içmeyince aradaki fark net anlaşılır.
0
lappuntamento
(24.08.21)
Burnun tikalidir ama o senin normalin oldugu icin farkinda degilsindir.
Gece yeterince nefes alamayip yorulursun.
Kbb uzmani yorum yapar buna.
0
divit
(24.08.21)
Üsttekilerin tamamı + yatak ve yastığınızın kontrolü, gerekiyorsa değiştirilmesi.
0
Phoebe
(24.08.21)
(7)

zenginlik sorusu

black mamba
https://youtu.be/TqtQ0Q_TMUw?t=3691- şu videoda arkada görülen evler nerededir semt olarak?2- bu kızın babası ne iş yapıyor olabilir? şirket sahibi ya da bir şirkette ceo falandır diye düşünüyorum.3- bu kadar para kazanan bir adam para yönetmeyi vs. biliyordur. araba satışını tamamen kıza bırakması
youtu.be

1- şu videoda arkada görülen evler nerededir semt olarak?

2- bu kızın babası ne iş yapıyor olabilir? şirket sahibi ya da bir şirkette ceo falandır diye düşünüyorum.

3- bu kadar para kazanan bir adam para yönetmeyi vs. biliyordur. araba satışını tamamen kıza bırakması çok ilginç değil mi? sonuçta 1.5 milyonda yapılacak pazarlık belki 50-100 bin bandında olacak. bu kadar pahalı bir arabayı satma konusunda babanın kendisinin ön planda olmasını beklerdim. ilginç geldi. alan çocuklar 100 bin fazlasına satarlar 1-2 ay sonra çünkü.

4- bir de çocukların 4 milyon liradan fazla değerde arabaları var. bu kadar büyük bir parayı çok göz önünde kullanmak tehlikeli değil mi bu ülkede? ben olsam bu kadar görünür bir şekilde kullanmazdım sanırım bu parayı.
0
black mamba
(23.08.21)
ahahah biraz önce bu video karşıma çıktı izledim.

Semti bilmiyorum ama babası ceo vs. maaşlı biri değildir bence. Maaşla 1.5m biriktiremezsin gibi geliyor bana.(sırf kızının arabası bu, evleri, kendi arabaları falan da vardır hepsi maaşla alınacak şey değil) İnşaatçı, şirket sahibi falan toplu paralar kazanan bir iş lazım bence.

Bir de benim son zamanlarda fark ettiğim şey, biz fakiriz, ülkenin bir kısmı için milyon liralar "elde edilebilir" paralar. Ne bileyim benim ailemin anadoludaki 2 evini satsak anca 1 milyon eder-belki etmez herhalde, millet 1.5 milyona kızına araba alıyor falan. Görünür olması da çok sıkıntı değil yani herkes çevrede bir şekilde görüyor gibi. Bu çocukların işi-arabaları da çevredeki esnafa göre az belki de.

Bu zenginlik mevzuu aklımı kurcalıyor çünkü geçenlerde bir arkadaşım kriptoparalardan kazandığı 25 bin lirayı çekerken gerilmişti çünkü 4 maaşı falan, devlet bir şey der mi diye korkuyor. Ama başka bildiğim biri yüz bin liralar çekip yatırıyor hiç korkmadan falan orantı çok bozuk. Bu al-satçı çocuklar da bir satıştan 10-20-30 bin kazanıyor belki, hatta böyle milyonluk arabada çok daha fazlasını kazanıyorlardır. Düz insan ayda 5-6-8 bin lira için çalışıyor mesela.
0
nhk ni youkosu
(23.08.21)
Muhtemelen girisimcidir babasi, kendi isyeri ya da birkac nesildir devam eden bir isletmeleri vardir.

Kiz biraz saf duruyor yalniz muhtemelen babanin servetini eritir.

Kiza araba isini biraz pissin gozu acilsin diye birakmistir.
0
anten
(23.08.21)
İstanbul’da son 10 yılda öyle bir arsa ve inşaat rantı oldu ki serveti milyonların üzerinde olan binlerce insan vardır muhtemelen. Belirtildiği gibi bunlar onlar için çok büyük paralar değil. Artı parayı sokağa da atmıyor, araba sonuçta.
0
roket adam
(24.08.21)
sülalemde böyle aileler çok var :d rahatça cevaplayabilirim. öncelikle baba figürü; ticaret, esnaf, galerici ya da müteahhittir. %90 bu gruptandır. aileye xc90 alınmıştır, baba bir süre sürdükten sonra kızın da yaşının gelmesiyle al bir süre sen kullan diye vermiştir, yerine de touareg vs almıştır. benim kuzende de var 19 yaşından beri range rover sportla geziyor kızcağız boyu da zor yetişiyor :D

videoyu izlemedim, muhtemelen satıp ya yerine yarı fiyatı ucuzuna bişey alıp kalanı da özel okula verecek ya da yurtdışına eğitime gidiyordur. ayrıca özellikle şu son 2 senede falan tl çok değer kaybetti. gülebilirsin ama bugünün 1,5 milyonu 10 sene öncenin 150bin tl'si gibi bişey nerdeyse. çok ulaşılabilir bir rakam artık.

edit : üstteki mesaja cevaben ekleyeyim, türkiye'de milyoner sayısı şu an 300binleri geçmiş durumda. 2015'te ise tam 100bin miş.
0
avatar is back
(24.08.21)
2 ihtimal var

1) Bu kiz ya da babasi zengin degildir, sadece 10-20 sene once araba(suv,cip tarzi) aldiysa zaten buna ulasmistir.

Etrafimda arabaya iyi para ayiran ama benden daha az kazanan herkesin su an milyonluk arabasi var.
Sebebi tamamen 4 senedir devamli artan otv ve dolar kuru.
Mercedes a,b,c aldi diye dalga gectigimiz elemanlar simdi bizle dalga geciyor.
A serisi 550 bin tl oldu donup yuzune bakmazdik.

2) kiz zengindir ama babasi ceo falan degildir.

Bu 2 elemani da bastan izlersen egea,leon falan kovaliyorlardi. Al sat yaparak bi anda milyonluk oldular.

Maasli islerde calisan herkes fakir iste, oto sanayiye git kaportaci 10 dakikada yapacagi bin liralik isi reddediyor.
Yeminle daha bu hafta basima geldi ondan biliyorum.
Adama 1000 tl para uzatiyorsun almiyor begenmiyor. onu 10 dakikada kazanmaya deger gormuyor.
Boyle bir zenginlik icinde su an esnaf tayfasi.
Mahalle bakkali berberi falan milyonluk adam hepsi.

Ozetle maasin varsa fakirsin kardesim. Bu paralar hayal geliyor ama adam o arabayi 1 senede al satla kazaniyor kizi da 10bin kazik yese umrunda olmaz.

Ha boyle adamlarin kizlari da uyanik olur kazik yemez, 5 lira istesen vermez.
Bunlar hep genetik bilimi.
0
divit
(24.08.21)
kız oraya tek başına gelmedi.
babasının şoförü ya da en kötü babasının şirketinde resmi/gayri resmi yüksek miktarda para getir götür işlerine bakan kahya ile geldi. bu kahyalar tüm büyük şirketlerde bulunur. noterden, tapuya oradan belediyeye her yerde şirketin resmi/gayri resmi işlerini takip ederler, prosedürü iyi kötü bilirler. bizim kahya daha yeni mercedes jip satıp porsche aldı patrona. adamın araç alım satımı gibi riskli ne idüğü belirsiz bir sürü adamla kızını muhatap edeceğini hiç sanmıyorum. yüksek ihtimal o kızın da youtube kanalı var.
0
dadasalon
(24.08.21)
Evlerin istanbul'da olmama ihtimali yüksek.
İstnbul'daysa ben de öğrenmek isterim.
0
liberal
(24.08.21)
(9)

Bu evde oturulur mu?

vestasy
Erenköy civarını çok severim, bununla bağlantılı olarak evin konumunu da içini de çok beğendim. Aslında Kadıköy'deki evlere kıyasla fiyat olarak da gayet uygun. Kafama takılan tek şey, evin 25 yıllık olması. Siz ne dersiniz? Bu evde oturulur mu?
Erenköy civarını çok severim, bununla bağlantılı olarak evin konumunu da içini de çok beğendim. Aslında Kadıköy'deki evlere kıyasla fiyat olarak da gayet uygun. Kafama takılan tek şey, evin 25 yıllık olması. Siz ne dersiniz? Bu evde oturulur mu?
0
vestasy
(23.08.21)
Ben otururdum butceme uygunsa.
0
stavro
(23.08.21)
Banyosu biraz elden geçirilirse oturulur mis gibi evmiş valla
0
regina phalange
(23.08.21)
betakent erenköy'den ziyade bayağı sahrayı cedit, e5 tarafında.
yani konumunu doğru anladıysanız, sizin için uygunsa oturulur.
0
blatta hiberna
(23.08.21)
Bina 25 yıllık değil. Arkadaşım orada oturuyor ve çocukluğundan beri oradalar. 35 yaşındayız.. artı gayrimenkul çok güvenilir bir emlakçı bu arada ama bina yaşı yanlış girilmiş. Kentsele gideceğini sanmıyorum çünkü orada oturanlar istemiyor. Ama sağlam olamaz.. birkaç sokak ötedeki evimiz daha yeni çürük alıp yıkıldı. Aynı zamanda yapılmış aynı tip evler genelde aynı malzeme ile yapılıyormuş.
0
suicides underground
(23.08.21)
Bundan daha fazla imkan sunan yerlerde bile bu kadar yüksek aidat istemiyorlar, sırf aidatına gıcık olduğumdan oturmazdım.
0
10032007
(23.08.21)
Hocam naçizane tavsiyem kadıköy içerisinde 20 yaş ve üzeri bir evde oturacaksanız binanın 5-6 kattan fazla olmaması ve üst katlarda olmanız yönünde olur. Bu eve 3000 lira isteseler bile taşınmazdım öyle diyeyim. Güzel, evet, ama yaşı yüksek.
0
galileo figaro magnifico o o o o
(23.08.21)
Bence de bu ev 30dan yasli ama yuksek olmasi ayni yastaki diger binalardan daha saglam oldugu izlenimi veriyor.

Yuksek binayi projesiz yapamazsin. Ustalar korkup girismez.
Binaya bakarak anlamiyorum ama full betondan(tunel kalip) yapilmis olabilir.

Yani 2007 oncesi bina insani korkutuyor ama mecburen oturuyoruz, ev yok cunku.
0
divit
(24.08.21)
İlk depremde gidici. Gitmezse de kentsel dönüşüm tartışması olur, iki gün sonra dönüşüme girerse herkesi yorar. Canını seven oturmaz burada yani.
0
roket adam
(24.08.21)
çok güzel. Evde problem yok tam oturmalık. Ama e5 e çok yakın, erenköy falan değil yani. Erenköydeki ortamı yakalayabileceğinizi hiç sanmıyorum. Erenköyde 3 4 katlı binalarda en üst katta otururdum. Ama 99 öncesi yüksek binada ara kat bence güvenli değil.
0
zimbirik
(24.08.21)
(3)

Start/stop enjektoru bozar mi?

stavro
Boyle bir muhabbet duydum asli var midir?
Boyle bir muhabbet duydum asli var midir?
0
stavro
(23.08.21)
Start stop araba icin hayirsiz bir ozellik aku falan ne varsa yipratir.

Sirf ab emisyonunu kandirmak icin uydurduklari bir ozellik. Bize yaramiyor.
0
divit
(23.08.21)
Cogu insan start stopu kapatmasinon sebebi sureklo acip kapanma adami uyuz ettigi icin mi yoksa araci yipratmasi mi yani?
0
🌸stavro
(23.08.21)
start stop sisteminin araca herhangi bir zararı yoktur. aküleri özel olduğundan aküye de zarar vermez.
0
lancelot du lac
(23.08.21)
(4)

Özel sektörde vergi dilimi

addison
Soru açık. Memuriyette kamuda olan fahiş vergi dilimi uygulaması özel sektörde dkurumsal sirketlerde de var mı?
Soru açık. Memuriyette kamuda olan fahiş vergi dilimi uygulaması özel sektörde dkurumsal sirketlerde de var mı?
0
addison
(23.08.21)
olmaz mi be ya, devlet ayni devlet :)
0
do you remember me
(23.08.21)
ücretli çalışan herkese var.
0
bronz böcek
(23.08.21)
hatta para kazanip vergi veren herkese var.
0
robokot
(23.08.21)
Tam tersi sadece ozel sektorde var zaten.

Kamudaki sadece kagit uzerinde var. Ozelde adam net veriyorsa dilimi dusunup dusuk maastan aliyor seni.
0
divit
(23.08.21)
(8)

Euroyu faize yatırmak nasıl oluyor?

su eve bi peynir alamadin diyen fare
Merhabalar arkadaşlar Elimde fiziksel olarak 10000 Euro'm var.Türk Lirasinda olsaydi param faize yatitrirdim, ancak euronun yükseleceğini düşünerekten Euro da tutuyorum.Şimdi sizlere şunu sormak istiyorum.Bu 10.000 euroyu tıpkı TL de olduğu gibi Euro için de faize yatırabilir miyim? Yani vadeli Euro
Merhabalar arkadaşlar
Elimde fiziksel olarak 10000 Euro'm var.
Türk Lirasinda olsaydi param faize yatitrirdim, ancak euronun yükseleceğini düşünerekten Euro da tutuyorum.
Şimdi sizlere şunu sormak istiyorum.
Bu 10.000 euroyu tıpkı TL de olduğu gibi Euro için de faize yatırabilir miyim?
Yani vadeli Euro hesabı gibi düşünün. Her ay duzenli gelir almak istesem. Atıyorum TL için 10.000 liraya aylık 500 lira faiz verirken Euro için de 10.000 Euro için 500 Euro faiz verir mi?

Ya da benzer konuyla ilgili yatırım konusunda öneriniz var mı? Yardımcı olursanız sevinirim.
0
su eve bi peynir alamadin diyen fare
(23.08.21)
vermez. yıllık 1 euro falan alırsın.
0
malheiros
(23.08.21)
işbankası 0.02 faiz veriyormuş. aylık 12 cent falan.
garanti ise en az 25bin euro istiyor.
500 euro faiz verecek olsa...

edit: basit bir hesap yaptım da... 10000euro karşılığı tl'yi kredi olarak garantiden çekip, euroya çevirip iş bankasına yatırsam, dediğin gibi 500euro faiz verse, 500'ü tlye çevirip garantiye olan kredi borcumu ödesem 1000 lira elimde kalıyor. 36 ayda 36bin liram olur. euro değer kazanırsa o da ekstrası.
hesaplar yanlış olabilir sözelciyim:)
0
sutlu nescafe
(23.08.21)
Dovize faiz veren bankalar diye aratin daha yuksek faizler bulabilirsiniz.

Ya da bankayla birebir gorusun 10000 euro icin bi qyricalik yaparlar mi bilemem ama belki yardimci olurlar.

Euroya degerlendirmenin bir diger yolu yabanci fon ya da hisse senetlerine yatirim yapmak ama bu mesakkatli bi surec araci kurumlarla gorusebilirsiniz
0
anten
(23.08.21)
Vermez. Verecek olsa herkes döviz zengini olurdu.
Euroyu faizde tutmanin tek yarari değer kaybetmemesi olur. Avrupa'da bile faiz ile para kazanılmıyor eurodan.

Anten+1
Etf alirsaniz o şekilde hem euro tutarken hem para kazanma ihtimali olur.
0
logisticsmanager
(23.08.21)
binance'e at. kripto dolar al. busd mesela. %5-10 arasında faiz veriyor.
0
xrated
(23.08.21)
eurobond alirsaniz en yuksek getiriyi elde edersiniz
0
turkuaz
(23.08.21)
Normalde veriyordu son 1 senedir iptal ettiler.
Euro da deger kaybettigi icin faizi olmak zorunda ama bankalar isine gelirse tavrinda su an.

Eurobond var ya da doviz endeksli fonlar var, onda da %10 vergi aliyor kardan.
Zarara ortak olmuyor tabi.
0
divit
(23.08.21)
eurobond ile yüzde 3 alınabilir
0
superb
(23.08.21)
(10)

İşvereni iftira atmak ile tehdit eden çalışana karşı ne yapılabilir?

la lykia
Duyurunun sevgili avukatları ve mali müşavirleri,Bir tanıdığımın işveren olduğu küçük bir iş yeri için bu konu söz konusu.Pozisyona satış sorumlusu diyelim. İşveren bu pozisyondaki kişilere örneğin oransal olarak 5.000 TL bankadan yasal olarak yatırıyor, 500 TL de elden veriyor. Yani asgari ücretten
Duyurunun sevgili avukatları ve mali müşavirleri,

Bir tanıdığımın işveren olduğu küçük bir iş yeri için bu konu söz konusu.

Pozisyona satış sorumlusu diyelim.

İşveren bu pozisyondaki kişilere örneğin oransal olarak 5.000 TL bankadan yasal olarak yatırıyor, 500 TL de elden veriyor.
Yani asgari ücretten gösterme durumu değil aslında. Oransal olarak çok küçük bir oran da olsa tabii yasal değil.

İçlerinden biri işten ayrıldıktan sonra aynı iş yerinden aynı yıl içinde ayrılmış olan (aynı maaşı alan) 3-4 arkadaşı ile hep birlikte anlaşarak
"bizim maaşımız aslında 8.000 TL idi, biz hep 3.000 TL'sini elden aldık" diye işvereni şikayet edebilirler mi?

Böyle bir durumda ne olur, şirkete denetime mi gelirler?

Bu kişi işverenden para istiyor, vermezsen seni böyle şikayet ederim diye tehdit ediyor.
İşverene ne yapmasını tavsiye edebiliriz?
0
la lykia
(23.08.21)
yasal olmayan işleri yapmayıp insanlara doğru düzgün bir şekilde maaşlarını ödemelerini tavsiye ederim. bunun dışında şirkete denetime gelirler diye düşünüyorum.
0
atacaksinfinke
(23.08.21)
önce bütün ödemeleri yasal yapacak.

para verse bile karşı tarafın şikayet etmeyeceğinin garantisi yok, şikayet gelirse bütün defterleri vs.. incelenecek. ceza gelirse onları öder.

en azından kendini bundan sonrası için garantiye almış olur.
0
benaslinda
(23.08.21)
karşılıklı yasal değil yapılan.
Ama şu an şantaj yapan kazanır.

Gerçi şahit falan gerekir.
2 şahit "hayır 3000 değil 500 lira alıyorduk" derse yine de kaybeder davayı işveren
0
Corc
(23.08.21)
benzer bir durumda tanıdığım bir işverene çalışanlar toplu iş bırakıp dava açtılar ve işveren tazminat ödemek durumunda kaldı. Dolayısı ile işler yasal olarak yapıldıysa denetim dışında birşey çıkmaz ama açığı olursa cezasını öder. İşveren önce muhasebecisi ile defterleri bir kontrol etsin, açığı var mı baksın.
0
vampir akrep
(23.08.21)
Bu kişiler işvereni şikayet edebilirler ama eğer dediğiniz gibi hakları olmayan bir parayı istiyorlarsa kendileri de şantaj suçu işlemiş olurlar. Yani iki taraf da kendi suçunun gerektirdiği cezayı alır sanıyorum. Ben olsam şantaj yapıldığını ispatlayan kanıtları toplar ve bir avukatla görüşürdüm.
0
mikro patlama
(23.08.21)
Öncelikle parayı ne için istiyor onu sormak lazım? Kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti gibi şeyler ise zaten hakkının ödenmesi lazım. Hak kazandığı miktarı hesaplayıp ödesinler. İşten çıkarken işçiye herhangi bir şey ödenmiş mi? Kıdem tazminatı vs? Önyargılı olmak istemem ama ödenmediğini düşünüyorum. Ayrıca büyük ihtimalle 45 saatin üzerinde çalışma yapılmıştır, yapılmayan iş yeri zaten yok gibi. Bunları düşünmek gerekir hakkı varsa ödesinler. Yoksa şikayet her zaman edilebilir. İş yerine denetime gelebilirler, bir açık bulurlarsa ceza yazabilirler. Denetimden bir şey çıkmasa bile dava açsa kazanma ihtimali çok çok yüksek. Yaptığı işe göre aldığı ücrete bakılır, tanık beyanlarına bakılır. Ücreti olağanın altında ise kabul edilmez tanık beyanları ve emsal ücret araştırmasına göre karar verilir. Lafı çok dolaştırdım kusura bakmayın.
0
bayc
(23.08.21)
Dediğinize göre asgari ücretten yatırma durumu yoksa,Muhtemelen şirketin muhasebecsi bunun kılıfını hazırlamıştır. Her ne kadar yasal olmadığını düşünüyor olsam da, mahkeme sürecinde verilen bu meblağ, prim, mesai gibi ücretler ile ödendi gösterilmek suretiyle her hangi bir yaptırıma geçit vermeyecektir.
0
pccopath
(23.08.21)
Santaja gerek yok belli bir oranda vergi dairesinden odulunu alacak zaten.
Cunku arkadasin devleti zarara ugratmis onu zaten cezali odeyecek, cezanin bir kismini da ihbar eden alacak.

Sgk da ayri keser cezasini onun da zarari var. Asgari ucret x bilmem kac cezasi gelir isci basi.
0
divit
(23.08.21)
Yanıtlayan herkese teşekkür ederim.

Şu detayları verebilirim:

1. Şantaj yapan kişi emekli olmuş ve emekli olurken tüm hakları bordrodaki maaşı üzerinden yasal olarak ödenmiş.

2. Kişinin yasal alacakları ile ilgili bir iddiası, talebi yok. (Benim fikrim zaten olsaydı çoktan gidip alacak davası açardı.)

3. Şirket çok küçük bir patron şirketi, elden verilen para ile ilgili hiçbir muhasebesel kayıt yok çünkü patron işlerin iyi gittiği aylarda kendi cebinden harçlık gibi vermiş tamamen iyi niyetten. Yazılı hiçbir şey yok. Zaten rakam da küçük bir rakam.

4. Şantaj yapan kişi patrona gıcık.
Burası biraz uzun ama şöyle özetleyeyim; emekli olduktan 3 ay sonra arayıp çalışmaya devam etmek istemiş ama patron istememiş, zaten çok memnun değilmiş, emekliliği yakın diye idare etmiş. Emekli olunca da yerine genç birini işe almış. Hem reddedilince hem de yerine genç birini işe alınca delirmiş. Psikolojisi de pek normal biri değil sanırım, dediğim gibi patron emekliliği çok yakın diye birçok şeye göz yummuş aslında.

5. Parayı tamamen şantaj olarak istiyor, bir ad, bir yasal alacak kalemi altında istemiyor. Ya bana şu kadar daha para ver ya da biz eski arkadaşlarla örgütlendik, birbirimize şahitlik edip orayı batıracağız diyor.

6. Kişinin bordrosunda gösterilen maaş tamamen normal. Yasal olarak bu işe bu maaş çok az denilecek bir rakam asla değil.

Benim burada merak ettiğim, şaşırdığım şey şu oldu;
çalışanlar böyle örgütlenip tamamen sözlü yalan beyan ile, ortada hiçbir kanıt yokken dava kazanabilir mi gerçekten?
0
🌸la lykia
(23.08.21)
BU iftira falan degil dupeduz hakkini aramaya calisiyor.
0
turkuaz
(23.08.21)
(8)

Çizim yeteneği sonradan kazanılabilir mi?

winston insani
Merhabalar,Çizim yeteneği sonradan kazanılabilir mi? İlköğretim hayatım boyunca 4 gelen dersim hep resim oldu. Oldum olası resim yeteneğim sıfır nerdeyse. Yani çöp adam falan çiziyorum.https://www.youtube.com/channel/UCO-KlzrUGhZACLpcBWfQ-2g şu elemanı gördüm de, bunun gibi ne yetenekler var ya, ben
Merhabalar,

Çizim yeteneği sonradan kazanılabilir mi? İlköğretim hayatım boyunca 4 gelen dersim hep resim oldu. Oldum olası resim yeteneğim sıfır nerdeyse. Yani çöp adam falan çiziyorum.

www.youtube.com şu elemanı gördüm de, bunun gibi ne yetenekler var ya, ben bu tarz yeteneklerin doğuştan geldiğine inanıyorum mesela. Benim ablamda da öyle, küçüklükten beri hep güzel resimler çizer.

Gerçekten bu eleman gibi bir yeteneği sonradan kazanabilir mi insan sizce?
0
winston insani
(22.08.21)
Çizim yeteneği kısmen kazanılır ama yaratıcılık zor. Düşüncelerini kağıda dokebilmek öyle çok çalışmayla üst düzey yeteneğe zor ulaşır.
0
burty
(22.08.21)
binlerce saat harcarsan onun gibi, evet. dogustan boyle cizebilen kimse yok. kucuk yasta buna egilen kisiler var, yas ilerledikce daha kolay geliyor onlara. ama yine cok, cok calismak gerekiyor. herkes yapabilir, ama herkes o kadar calismaz. o yuzden teknik olarak evet herkes yapabilir, ama pratikte hayir. cunku o kadar calisacak kadar istemezsin muhtemelen. bir iste o kadar iyi olacak kadar calisacak motivasyon, o isle ilgili bir obsesyondan geliyor genelde ve o obsesyon herkeste yok.
0
robokot
(22.08.21)
Ben de resim yeteneği olmayan biri olarak bu soruyu çok merak ediyorum. Erdil Yaşaroğlu'nun çocuklara çizim yapmayı öğrettiği bir kanal var, oradan başlamayı düşünüyorum hatta :)
www.youtube.com
0
kendi helvasını kavuran zombi
(22.08.21)
aguen
(22.08.21)
Yok abi ya imkansiz. Yazin bile duzelmiyor 40 yil yazdigin halde.

Bunun olabilecegini iddia edenler hep cizerler, ama bu kisinin 5 yasindaki cizimine baksan zaten dogustan yetenek oldugun goruyorsun.

Anca bakarak kopyalama isleri gelisiyor.
Iste erdile bakarak tavuk cizmeyi ogrenirsin ama tavuga bakarak tavuk cizemezsin.
0
divit
(22.08.21)
yazi da duzelir cizim de duzelir. 40 yil yazip yazinin duzelmemesinin sebebi "deliberate practice" yani kabaca "bilincli calisma" yapilmiyor olmasi. sadece cizerek cizimini duzeltemezsin, sadece yazarak yazini da duzeltemezsin. bilincli bir sekilde eksik gordugun seylerin uzerine giderek tam olarak o konularda calismak gerekiyor anca oyle. deliberate practice ile aklina gelebilecek her seyi gelistirebilirsin. ama bir seyi nihayetine erdirecek kadar "calismak" icin ya insanustu motivasyon, ya da obsesif bir istek gerekiyor. o da herkeste her konu icin yok.
0
robokot
(22.08.21)
kazanilir tabi.

o videodaki adam en az 15 sene uğraşmıştır. senin 15 senen varsa olur.
0
duyurukullanıcısı
(22.08.21)
Yetenek kazanılmaz. Teknik öğrenilir. Teknik öğrenebilirsiniz tabi ki.

Sanatta yeterliği olan birinden tavsiyedir:)
0
suicides underground
(22.08.21)
(5)

Kirik dis, dis eti icinde tur atti :)

warmy
Oncelikle oyle gozukse de kesinlikle troll bi soru degil :)Yaklasik 3 hafta once disimin dolgusu dusmustu, sonra temiz tutayim diye icini kurdanla oya oya iyice bosalttim (bu noktada bi aferin isterim). Dis hekimine gidecektim ama biontechin 2.dozunu olmustum, 2 haftada anca antikor uretiyor, bi de
Oncelikle oyle gozukse de kesinlikle troll bi soru degil :)

Yaklasik 3 hafta once disimin dolgusu dusmustu, sonra temiz tutayim diye icini kurdanla oya oya iyice bosalttim (bu noktada bi aferin isterim). Dis hekimine gidecektim ama biontechin 2.dozunu olmustum, 2 haftada anca antikor uretiyor, bi de hekim ilac verir asiyla ters tepkime verir biraz bekleyim derken dis iyice yamuldu. Disin bi kismi bayagi incelmisti ama elle tutup sallayinca sallanmiyodu. Dedim bu 2 hafta dayanir. Az once baktim bu incelmis kisim dis eti icinde ice dogru donup yamulmus.

Simdi de haftaya kadar hastaneye gidebilecek durumda deglim. Bi haltlar yedim, simdi de gelmis burda size agliyorum ama hastaneye gidene kadar o tarafla yememe ve orayi temiz tutma disinda yapabilecek bir seyim var mi ki? Muhtemelen apse de yapar bu hem kirik hem icerde donmus ama hayirlisi.

Bu dis beni haftaya kadar idare eder mi ya? Simdi film cekilmeden nerden bilelim diyeceksiniz ama bayagi zor durumdayim hastaneye ulasim acisindan, agri sizi yok su an ama. Disi kirilip da yuvasinda donen oldu mu hic acaba :D?
0
warmy
(22.08.21)
annemin dişi. o da aynı şekilde dolgusu düştükten sonra bekledi bekledi bekledi... en sonunda seninki gibi dönmedi ama diş düştü. daha da kötüsü iltihap yaptı ve antibiyotik kullanmasına rağmen uzunca bir süre iltihabı geçiremedi. sen çok şanslısın ki apse yapmamış. ne bahanen var bilmiyorum ama tüm bahaneleri kenara bırakıp bir iki saatini ayır ve apse yapmadan doktora git. yoksa çok çekersin.
0
burty
(22.08.21)
öncelikle dişin içini kürdanla oya oya boşaltamazsın. muhtemelen o diş dolgunun altında çürümeye devam ediyordu. apse yaparsa çok uğraşırsın. geciktikçe o diş kanal tedavisine doğru ilerleyecek.
0
orpheus
(22.08.21)
Endodontiste gostermistim zaten Martta. Kanallik birşey kalmamış çekilecek bu diş onu da biz yapmıyoruz ağız ve çene cerrahisinden kota açtırıp randevu alın deyip başından savmisti devlet hastanesindeki bi hekim. Sonra tam kapanma oldu, yeterlik sınavlarım girdi bilmem ne aşı oldum diye oteledim. Bakalım bı hafta daha dayansa iyi olacak.

Apse yaparsa bu diş ölmüş zaten muhtemelen bu yapmaz ama önündeki arkasındaki diş falan yapar. Neyse bakacaz artık :)
0
🌸warmy
(22.08.21)
kanallık bir şey kalmayana kadar ağrı yapmaması da garip geldi aslında. çekilecek demişlerse çekilecektir. yerine implant yaptırmak bir seçenek olabilir.

iltihap olmadan hallettirmeye bak yalnız hocam. çünkü sadece diş değil, uzun vadede bütün dolaşım sistemini, özellikle kalp hastalıklarını arttıran problemlere yol açıyor. aman diyeyim.
0
chezidek
(22.08.21)
apseyi saka saniyorsun herhalde :) o dis apse yaparsa sakir sakir iltihap akitir kendine kanal acar.
Sonra vurduklari anestezi de ise yaramaz bagirta bagirta cekerler.

Sagligini dusunup yaziyoruz adam ozelden sovup engelliyor.
Ne diyeyim allah sifa versin.
0
divit
(22.08.21)
(5)

Surekli Cocuk Ne Zaman Diye Soran Arkadas

martini girl
Aslinda sadece cocugu degil, bir de ‘ev almayi naptiniz?’ diye sormakta. Cocuk icin aradan cikarin bitsin der??!!! Sanki cocuk aradan cikarilabilecek bir konuymus gibi. Ev icin de sanki bir anda tomarla paramiz olmus gibi ne hikmetse her ay gorusmemizde bunu sorar. Kendisi 2 cocuklu ve kendi evinde
Aslinda sadece cocugu degil, bir de ‘ev almayi naptiniz?’ diye sormakta. Cocuk icin aradan cikarin bitsin der??!!! Sanki cocuk aradan cikarilabilecek bir konuymus gibi.

Ev icin de sanki bir anda tomarla paramiz olmus gibi ne hikmetse her ay gorusmemizde bunu sorar. Kendisi 2 cocuklu ve kendi evinde mortgagesiz oturuyor. Her seferinde ayni cevaplari vermekten sikildim. Sana ne benim vucudumdan ve de ev konularindan. Ne hakla bu kadar rahat baskalarinin hayatlarina mudahale etme ozgurlugu goruyor bu arkadaslar? Ve baska konusacak konumuz yok mu??! Siz ne dusunuyorsunuz?
0
martini girl
(21.08.21)
Sirf bundan oturu gorusmemi minimuma indirdim, en son 6 ay once gorustum ve konustum. Bu ara gene konusmaya basladik ve muhabbet gene buraya geldi. Sanirim degismeyecek bir kisir dongu bu.
0
🌸martini girl
(21.08.21)
En yakın arkadaşım 3 yıllık evli bir kere sormadım çocuk istiyorlar mı olmuyor mu ne olup bitiyor bilmiyorum.
Bir daha sormaya cesaret edemeyeceği bir üslupla cevap verin.
0
cilekli pasta
(21.08.21)
Vajinal birlesmeyi sevmiyoruz de sonra da borc iste ev icin.
Bir daha sormaz.
0
divit
(21.08.21)
"Sana ne benim vucudumdan ve de ev konularindan."
Gözünün içine bakarak bunu söyleyin, sonra göz kırpmadan bi 15 saniye daha bakın.
0
kobuzchu kiz
(21.08.21)
1- çocuğumuz olmuyor. Bu konuyu kapatalım.
2- paramız yok.

Biz soranlara hep böyle dedik.

Her zaman çalışır..
0
suicides underground
(21.08.21)
(5)

Üçlü fişi ters takınca sigorta atmıyor

coca cola
Düz takınca sigorta atıyor şöyle takınca problem yok. Diğer prizlerde de durum aynı. Böyle kullanımda sorun yaşar mıyım? Sıkıntısı ne arkadaşın?
Düz takınca sigorta atıyor şöyle takınca problem yok. Diğer prizlerde de durum aynı. Böyle kullanımda sorun yaşar mıyım? Sıkıntısı ne arkadaşın?
0
coca cola
(21.08.21)
Sıfırlamada (topraklama) problem vardır, ya fişte ya prizde.

Ters takınca kontrol kalemi ile cihazları kontrol edin, kaçak yoksa sıkıntı olmaz.
0
John Bloor
(21.08.21)
www.youtube.com

Bu video detaylı bir şekilde anlatıyor.

Uzun derse 05:30 dan sonrası.
0
top_secret
(21.08.21)
O uclunun bir ozelligi mi var normal 3lu boyle bir sey yapamaz.
0
divit
(21.08.21)
@john bloor ilçede yaşıyorum ama normal elektrik faturam geliyor. Binanın tüm tesisatı yenilenmiş. Diğer elektronik aletlerde bir problem olmadı. Kullanmayayım mı şimdi bu üçlü fişi?
@divit Usb girişleri var. En iyisi normal üçlü fiş alayım. Dandik olmayan öneriniz varsa alayım
0
🌸coca cola
(21.08.21)
Yok alma, eve elektrikci cagir ustteki top_secret'in dedigi olay var evinde.

Sen normal 3luyu baglarsan sorun olmaz ama ustune alet bagladiginda yine sorun olacak ters takmadikca calismayacak.
0
divit
(21.08.21)
(1)

u kilit bisiklet kilit mi yoksa çift kilit mi almak bisiklet için?

ShadowOfMoon
https://www.trendyol.com/knox/u-lock-106mmx200mm-6016-6022-p-130017089?boutiqueId=577540&merchantId=391240 bu tür u bisiklet kilitleri kırılamaz diyorlar. 200 lira civarı fiyatı.siz ne kullanıyorsunuz?
www.trendyol.com bu tür u bisiklet kilitleri kırılamaz diyorlar. 200 lira civarı fiyatı.

siz ne kullanıyorsunuz?
0
ShadowOfMoon
(21.08.21)
O kilit hirsizi 10 saniye kadar oyalar. 700 liradan basliyor hirsizi 2dk geciktirenler.
0
divit
(21.08.21)
(9)

nft dalgası bitti mi?

duyurukullanıcısı
şöyle bir esti gürledi ama bir şey olmadı sanki
şöyle bir esti gürledi ama bir şey olmadı sanki
0
duyurukullanıcısı
(21.08.21)
kime göre neye göre? NFT derken onun üzerine kurulu projeler/tokenları mı diyorsun yoksa gerçek biricik nft'ler mi?

Daha geçen Solana üzerinden Ape bilmemnenler deli gibi satıldı. Takip ettiğim biri AxieInfinity'deki sanal arsasını 800 etherden satışa koydu :D Millet deli gibi ArtBlocks görselleri alıp satıyor. Ama Mart-Nisan'a göre sıradan insan için satış azaldı evet. O dönem biz de bir şey üretip satabiliyorduk, şimdi ünlü sanatçılar ünlü projeler satış yapıyor.(o zaman da zaten yapıyorlardı)

Daha NFT ile bir şeyler yapabildiğin oyunlar yeni yeni çıkıyor veya git gide gelişecek. Bence esas kullanımları birkaç yıla daha iyi görürüz.
0
nhk ni youkosu
(21.08.21)
yani o tüm büyük satışların falan nft websitelerinin gazlaması olduğunu düşünüyorum. elbette küçüklerde bir şeyler alıp satıyordur o gazla veya websiteler canlı tutmak için piyasayı yine gazlıyordur küçükleri.
0
🌸duyurukullanıcısı
(21.08.21)
Dolandiricilik oldugu cabuk ifsa edildi.
0
divit
(21.08.21)
bir kısmı site gazlaması, bir kısmı kara para aklama tarzı şeyler bile olabilir ama zengin olup para saçmak isteyenleri de küçümsemeyin :D bir sürü kripto zengini var. Bir de alanlar (Türk tanıdığım da var) 5 şey alıyorsa bi tanesini 3x'e 5x'e satıp parasını geri çıkardı bir dönem. Hala belli projeler öyle, hani bence gerçek lale çılgınlığı bu. Anında satamayacağın tamamen başkasının beğenisine ilgisine bağlı.

foundation, superrare vs. kendi gazlıyor olabilir ama opensea'deki açık istatistiklere bakın, volume'a falan. Bunların gerçek olduğuna inanıyorum.
opensea.io

ek olarak, ether ağı hala çok pahalı. Ben tek şeyi mintlemek için 140 dolar verdiğimi biliyorum :D herkes nasıl yapacak veya bid kabul etmek bile 60-70 dolardı bir ara, şimdi biraz daha düşük. Şu an çok kısıtlı bir kitle ilgileniyor (ki bu bile hayvan gibi pazar oluşturdu) şimdi başka chainlerde daha ucuza ve daha hızlı transfer edilebilen şeyler gelince, örneğin oyunlarda nft kullanımı falan, işler değişebilir. Şu anki al-sat bence öylesine bir şey. Zaten blockchain işleri de nft de 1999'ların interneti gibi şu an, "gerçekten" kullanan kaç kişi var ki?
0
nhk ni youkosu
(21.08.21)
@nhk ni youkosu

peki ben diyelim bir görseli beğendim sample fotosunu freelancer.com'dan birine gönderdim bunu bana şu 20usd ücrete üret dedim.

sonrada kendi sitemde vs istediğim yerde kullandım.

hatta orijinal üreticisi de başka birine 5000usd'ye sattı diyelim.

şimdi bu durumun yasal yaptırımı nedir?

yani nft burada neyi çözüyor?
0
🌸duyurukullanıcısı
(21.08.21)
NFT dalgasında bir play to earn oyunu olan wavesducks 'a yatırım yaparak doğru ata oynamış bulundum. Şu an 1-1.5 ayda bir 5 haneli sayılarda passive income alıyorum. TR şartlarında buna kasırga denmez mi?
0
rakicandir
(21.08.21)
hic bir seyi cozmuyor iste, satin aldigin sey "@duyurukullanicisi bu notu veritabanina eklemek icin baya para harcamistir" seklinde bir not. hic bir yasal hak tanimiyor.

neden esti gurledi? butun crypto piyasasinda oldugu gibi "hype surerse bunu daha aptal birine daha fazla paraya satabilirim" dusuncesi. satilacak satilacak sonunda birinin elinde patlayacak. arada kazanna kazaniyor, sonunda birinin elinde kaliyor.
0
robokot
(21.08.21)
(esas görüşüm bir sonraki paragrafta) nft o durumda bir şeyi çözmüyor. Öyle pratik bir uygulaması yok aslında yasalarla korunan bir şey de değil. Fakat diyelim bugün bir sanatçı bir şey yaptı NFT ile bunu ben yaptım ve gerçeği bu dedi(SSG mi ne bir yazı yazmıştı, aslında gerçekten o kişinin yaptığını kanıtlayan şey de o kişinin paylaşım yapıp duyurması, bu wallet benim demesi vs.), o bilindikten sonra sen kopyasını yaptırıp websitene koy, bir yere bas yine sahibi sen değilsin. NFT kimin cüzdanındaysa o sahip aslında. Ha kullansan cezai yaptırımı var mı dersen, şu an için örneği yok sanırım. Satın alanın da neye sahip olduğu yasal olarak belirsiz bence, bazı sitelerde açıkça belirtebiliyorlar "şu şu kullanım hakların var" diye, ama bu işin secondary market kısmı var yani ben bir şeyi alıp sergiledim/kullandım, sonra başkasına sattım. Benden tüm hak gidiyor mu, kim nasıl denetleyebilir bunun çözümü şu an yok gibi. Burada önem verilen, mesela Mona Lisa'nın orijinalini satın almak gibi, bugün üretilen bir şeyi gerçekten o kişinin ürettiği gün-saat her şeyi belli token'ı elde edip dijital ortamda tutmak(dosyalar da merkezsiz ortamda tutuluyor genelde). Bu arada iş dijital değilse bazıları NFT'yi alan kişiye fiziksel kopyayı da gönderiyor. Ama ikincil satış olayında yine ortalık karışır herhalde. Sanatçı için iyi olan da şu, alan kişi başkasına satsa da yine başta belirlediğin yüzdeyi alıyorsun. Telif gibi, her satıştan %10 alabilirsin mesela. Smart contractta olduğu için çoğu satış yeri bunu destekliyor.

* Bu sanat kısmı en mastürbasyon kısım bence, hani şimdi zenginler neden gidip orijinal Dali alıp sergiliyorsa bu da dijitali ve aslında yeni eserler dijital üretildiği için mantıklı. Ayrıca mesela resim orijinal mi sahte mi anlamak için uzmanlar, testler gerekirken bunda o sanatçının cüzdanı belli, nft belli, orijinal mi değil mi anında anlaşılır. (aynı görseli alıp opensea vb. markette ben şu an satışa koyabilirim evet, ama üreten wallet bambaşka bişey olur, daha sonra üretildiği belli olur, her şey kayıtlı)

fakat bence halen kaçırılan şey şu, bu iş sanat ürünleriyle popüler oldu diye öyle olmak zorunda değil. Sadece belli NFT'lere sahip olanların girebileceği etkinlikler (bilet gibi), bir oyunda sadece x nft'lerini alanların açabileceği özellikler gibi şeyleri de sağlıyor. Şu an NFT üzerine oyun yazanlar var ama ileride ekonomi kısmı (hukuki şeyler ve vergi işleri falan) çözülürse atıyorum Counter Strike'ta çıkan silah nft olarak gelebilir onlar alınıp satılabilir, alınan şeyler oyunu etkileyebilir. Zaten oyunlar üzerinden bir ekonomi dönüyor ama bu hileyi dolandırılmayı engeller.

Crowdfunding yapılırken şirket mesela bağışa göre herkese farklı NFT'ler dağıtabilir, ileride iş başarılı olursa insanlar ellerindeki nftleri paraya çevirebilirler.(almak isteyen olursa:) Tek taraflı değil alanın da kazandığı bir şeye dönüşüyor ama popüler olmaya, istenmeye bağlı. Hisse vermek veya token oluşturup vermek gibi aslında, nft olunca (özellikle çok üretilmediği sürece) tek olduğunu biliyorsun ve bu maddi değerini de artırıyor işte. Kriptoparalar ve nftler sayesinde herkes her şeyi alıp satabiliyor aslında bir yandan balon diyebiliriz, bir yandan da zaten borsalarda yapılan şeylerin halka açılması diyebiliriz sanırım. (nft ile ilgisiz ama) Mesela bu aralar baktığım bazı projeler* sentetik asset alıp satmak üzerine. Yani fiyatı borsadaki Tesla hissesiyle eşit kripto Tesla var, alıp satabiliyorsun ama borsada işlemin yok bir coin üzerinden gerçekleştiriyorsun aslında. Dünya çok ilginç bir yöne gidiyor hepsi mantıklı olmasa da incelemek lazım bence. (*Synthetix ve Horizon Protocol)
0
nhk ni youkosu
(21.08.21)
sorun biraz genel ve kisa oldugu icin ben de kisa ve genel yanit verecegim; hayir, farkli kullanim alanlariyla gayet yuruyor su anda. nft bir teknoloji, bir teknik. bunun icine gamification da yedirebilirsin, jpg koyup da gecebilirsin. btc fiyati ile blockchain teknolojisinin iliskisi gibi yani; cok da alakali degil. sanal yaris atiniz da nft olabilir, ciftlestirip diger atlarla yarisa sokup para kazanabilirsiniz. veya pokemon benzeri axie vb. play-to-earn oyunlarda takilabilirsiniz. kooperatif tarzi, new york'taki bir evin/arsanin %10 mulkiyetini de nft olarak satin alabilirsiniz. nft sadece bir tasarimcinin eserini satin almaktan ibaret degil, o sadece bilinen ilk kullanim alani.
0
hjarteblod
(21.08.21)
(17)

bu nasıl bir türcülük? kendimi de ikna edemiyorum.

kibritsuyu
şimdi gözünüzde bir canlandırın. sokakta kendi halinde takılan birkaç kedi var. adamın biri geliyor, kedilerden birini eline alıyor, ondan sonra kediyi az ötede bekleşen vahşi köpeklerin önüne atıyor. köpekler kediyi anında parçalıyor.vahşice değil mi? böyle bir şey gerçekleşse bütün hayvanseverler
şimdi gözünüzde bir canlandırın.

sokakta kendi halinde takılan birkaç kedi var. adamın biri geliyor, kedilerden birini eline alıyor, ondan sonra kediyi az ötede bekleşen vahşi köpeklerin önüne atıyor. köpekler kediyi anında parçalıyor.

vahşice değil mi? böyle bir şey gerçekleşse bütün hayvanseverler ayağa kalkar. ne twitter kalır, ne ekşi sözlük. daha önce benzer örneklerini de gördük.

peki şunu da bir gözümüzde canlandıralım. bu sene sahilde otururken bizzat gözümün önünde gerçekleşen olay.

adamın biri olta ile balık tutuyor. balığın teki oltaya takılıyor. adam oltayı çekiyor, ufacık bir balık. beğenmiyor, iğneden çıkarıp arkada bekleyen kedinin önüne atıyor. kedi de balığı anında canlı canlı yiyor.

e ne farkı var abi şimdi? kendi ortamında sakince dolaşan kediyi alıp köpeğe atmakla, kendi ortamında sakince dolaşan balığı kediye atmanın arasındaki fark ne? bu ikincisine kimsenin hayvan hakkı dediğini, hayvanseverin ayaklandığını falan görmedim ben? en azılı, "hayvantapar" denen modeli bile getirsen tuttuğu balığı oltadan çıkarıp kediye atanda en ufak anormallik görmüyor.

işin kötüsü ben de anormallik görmüyorum. köpeklere atılan kedi olsa aşırı üzülecekken, kediye atılan balık olunca sevimli bile geliyor. bu ikiyüzlülüğümü kendime de açıklayamıyorum.

siz açıklar mısınız bana?
0
kibritsuyu
(20.08.21)
kopkeler kedi yemez
ama kediler baliga bayilir
0
nibba
(20.08.21)
insanoğlu doğası gereği hem kendine benzeyen hem de kendine fayda sağlayan hayvanları sevme & besleme eğilimindedir.
0
rose parks
(20.08.21)
ikiyüzlülük değil. sen sanıyor musun ki her duygu, düşünce ve hislerimiz erdemli şekilde gerçekleşiyor? 6 milyon yıllık insanlık tarihimizde yaşanılan herbir şeyin kalıntılarıyla bu hale geldik.

life is too short to remove usb safely
0
buenosdias
(20.08.21)
dediğin doğru, gerçekleri kendimize göre hemen rasyonalize etmeye çalışıyoruz esasen bunu bilişsel çarpıtmayla yapıyoruz
0
freebird5406_2
(20.08.21)
Ben de bütün amatörlük hakkını kendine, bütün olgunlaşmışlık sorumluluğunu başkalarına yükleme olayını anlamıyorum. Hayvantapar deyince eline ne geçti? Sadece öfkeni kustun, mutlu musun? Muhatabına kötü bir enerji bulaştırdın, gerdin. Niyetin bu değildi ama yaptığın bu. Neden? Çünkü sen de adalet timsali olma yolunda bir amatörsün. Herkes gibi sen de kendi yolunda zaman zaman hata yaparsın, hem de hiç bilmeden. Bu burada dursun.

Evet haklısın, bu da hayvansever olduğunu iddia eden her insanın şahit olduğunda müdahale etmesi gereken bir şey. Fakat balığı kediye verme hareketinin sana tuhaf gelmemesi, geçmişteki kediye balık verme sahnelerinin alışkanlığı. Balığın canlı verildiğini bilen ruhun itiraz etmiş, gelmiş yazmışsın. Ne güzel. Buna ikiyüzlülük denmez, aksine bir yanının alışkanlığını diğer yanın fark etmiş, acıyı görmüş algılamış, ne mutlu.

Burada kötü hissetmen gereken hiçbir şey yok, sadece o balığı canlı canlı kediye veren adamın oltayla (aç balığı yemle kandırıp öldürerek) balık tutması ve beğenmediğini kediye atması gerçekten vicdansızlık, ruhsuzluk, kalpsizlik. Bunlar seni kötü hissettirir. İstersen olaya anında müdahale edersin, istersen çevrene/evladına doğruyu öğreterek veya örnek olarak dolaylı bir şekilde müdahale edersin, istersen de hiç umursamaz geçersin. Senin tercihin.
0
1bir1bir1
(20.08.21)
İnsanı insanı önüne atan da var. Çok karışık bu konu bence.
0
encokbenisevinnolur
(20.08.21)
Kedi köpek yiyen milletten birine sorulsa negatif anlamda o da arada bir fark göremez belki. Biz kedi yemiyoruz ama balık yiyoruz. Balıklar kedileri yemiyor ama kediler balıkları yiyebiliyor. Doğal düzene çok uygun. Şu da var mutlaka: balıklar hayatta kalma içgüdüsünü kara canlıları gibi bağırıp çağırarak gösterebilen canlılar değiller. Elleri kolları bizimki gibi değil, boyutları küçük. Kuşlar da balıklar kadar olmasa da kedi yakalayınca kahrolacak seviyede tepki gösterdiğimiz hayvanlar değil. Boyut ve beden formu belirliyor biraz da bunu.
0
IncredibleMau
(20.08.21)
abi bunu kesfeden adam zaten benim gozumde asmis adamdir.

Hicbir pet sahibine de bunu anlatamazsin. Devamli inkar ve tartisma safsatalarina basvururlar.

Mesela sirf evlerde kedi beslenmeye devam etsin diye her sene milyonlarca hayvan kesilip mama yapiliyor. Bu pet sahiplerine hic garip gelmiyor.

Kediler kuslari yiyor soylarini tuketti diyorsun hayir vebayi onluyor diyor :)

Vebayi kediler bitirmedi dunyanin her yerinde veba vardi diyorsun engelliyor :)

Sahsen ben kedi, kopek yiyen insani da gram sorgulamam. Ben de inek yiyorum. Ben istedigim hayvani yiyebiliyorsam kimseye laf etme hakkim yok.
0
divit
(20.08.21)
Tabi bir noktayi es gecmissin.
Baligi da havayla bogarak olduruyorsun.

Kediyi suya sokup oldurup sonra kopegin onune atmakla ayni sey.
0
divit
(20.08.21)
Evde hamamböceğini sineği öldürüp ortamda hayvanseverim demekle aynı yola çıkıyor, en azından umursamazlık seviyemizi getirdiği nokta itibariyle. Balığı bir canlıdan ziyade tüketim gıdası olarak addetmek de bilinçaltımıza işlemiş. Onun kaderi birinin midesine gitmektir, yaşam gayesi budur diye düşünüyoruz. Ama kedi başı okşanasıdır beslenesidir, yenemez, ki zaten haramdır vs. Böyle kanıksamışız. Ormanlar yanarken hayvanı börtü böceği yok sayıp neyse ki kaybımız olmadı diyen zihniyet de bunun zirvesi. Yazıya hak verdim.
0
heathen
(20.08.21)
Sevdiklerimiz, Tiksindiklerimiz, Yediklerimiz - Hayvanlar Hakkında Tutarlı Düşünmek Neden Bu Kadar Zordur? isimli kitabı öneririm.

insanoğlu iki yüzlüdür.
0
smirnova
(20.08.21)
hayvanların da sınıfları var. memeliler en gelişmiş ve bizim de içinde olduğumuz sınıf olduğundan kendimize daha yakın hissediyoruz diğerleri daha aşağı geliyor (belirli gelişmişlik kriterlerine bakarsak öyle zaten ancak öyle yapmak doğru mu o ayrı konu). sürüngeni, balığı biraz daha az umurumuzda oluyor hele balık ses bile çıkaramıyor kuştan belki acı bi ötüş duyarız son anlarda üzer yine.

memelilerin içinde de fark var tabi büyükbaşlar, küçükbaşlar kesilip yenirken köpek kedi kesen olursa cani gözüyle bakarız çünkü daha zekiler ve evciller, o yüzden aramızda daha fazla bağ var koyunla o kadar bağ kuramıyosun (o da memeliler içinde daha aşağıda oluyor çünkü) neticede kabul ediyor durumu insanlar (en azından çoğu) bu sebeple.
0
semaforo de medianoche
(21.08.21)
Herkes yazara hak vermiş şaşırdım. Kedi balık yer. Kuş yer. Böcek yer. Bu hep böyleydi devam edecek. Ahırı olan bir adam tavuklarını kurt veya tilki kapsa üzülür. Allah Allah tilki bu nasıl yapar bu vahşet, bu nasıl canice bir şey, hayvantaparların nasıl ilgisini çekebilirim de bunu önlerim diye düşünmez. Çünkü tilki tavuk yer. Ama köpek normalde kedi yemez. Kediyi parçalar bırakır. Dolayısıyla bu vicdanları rahatsız eder.

Balık insanlar tarafından da yenilen bir şey. Balık bir tüketim maddesi. Balığı herkes yiyebilir. Ama kedi yenilen bir canlı değil. Tabi bu ülkenin değerleriyle alakalı, bir çinliye sorsak bu soruyu başka türlü cevaplardı.

Ben sadece yavru kediyi köpeklerin önüne atmakla küçük bir istavriti - ki yenilen bir şey-kediye atıp kediyi beslemeyi nasıl benzettiğinizi anlamadım. İnsanlar neden kuzu yiyor deseniz daha mantıklıydı bence. Bu durum daha çok vicdanı rahatsız ediyor.
0
Hallegadola
(21.08.21)
bir yerde yanlışın var. "bu ikincisine kimsenin hayvan hakkı dediğini, hayvanseverin ayaklandığını falan görmedim ben? en azılı, "hayvantapar" denen modeli bile getirsen tuttuğu balığı oltadan çıkarıp kediye atanda en ufak anormallik görmüyor." demişsin. veganlar bunda yanlışlık olduğunu görüyor ve söylüyor. hissedebilen varlıkların hiç birini öldürmememiz gerektiğini, hiç birini sömürmememiz gerektiğini sürekli söylüyor veganlar. balıkların acıyı aynı bizim gibi hissettiğini de söylüyorlar. ama "en azılı hayvantaparlar da dahil" kimsenin işine gelmiyor bunu duymak o yüzden veganlara kafayı sıyırmış bir grup marjinal muamelesi yaparak çoğunluk olmanın avantajını kullanıyorlar.
hiç birini öldürmenin birbirinden farkı yok. tek fark genel algı ve alışkanlıklar. bilinci, duygusu hissi olan hayvana "tüketim objesi" diyen olmuş, bu da algı. obje değil bir kere. bu bakış açısıyla yaklaşınca siyah tenliyi köle obje, kadını seks objesi vs görene de kızmaya hakkımız yok. bir de "insani zaaflarımız işte napalım" diye insanı mağdurlaştırıp zulme devam edenler var. komik bu da, yenin zaafınız madem yanlış olduğunu fark ettiniz.
çırpınan balığı kedinin önüne atmaktaki hissizlik korkunç olan. can çekişen bir canlı var orada ve sen onun acısına zerre duyarlı değilsin. bence çok ürkütücü bir hal bu.
biri kuş avlar onu normal bulur, biri balık tutar onu normal bulur, biri kuzu keser onu normal bulur. bir canlıyı öldürmek kişisel zevkler ve alışkanlıklarla açıklanamayacak kadar ciddi bir mesele aslında ama insanlık etik olarak o seviyeye gelemedi, gelemez de daha uzun bir süre.

ayrıca, not: hayvanların yaşam hakkını savunmak, tedavi, beslenme, barınma ihtiyaçlarına destek olmak, biri hayvana eziyet ettiğinde öfkelenmek hayvana tapmak değildir. hoşunuza gidiyor böyle tiye almak evet ama bir grup salatalığın kendilerine ne isim taktığındansa kimsesiz bir hayvanın yarasını sarmak daha çok umrunda "hayvantapar" dediğiniz insanların.
0
şarkı güzel ama ingilicce
(21.08.21)
Ben de çocukluğumdan beri bunu düşünüp işin içinden çıkamıyordum. Çocukken aklım almıyordu mesela bir hayvanın boğazlanıp yiyecek olarak önümüze sunulmasını. Bu yüzden çok uzun yıllardır et yemiyorum. 2 senedir diğer hayvansalları da hayatımdan çıkarttım. Yemek, kıyafet, kozmetik vs her şeye dikkat ediyorum ama hayvanları kullanmak o kadar içimize işlemiş ki bazı şeylerden kolay kolay kaçamıyorsun. Bindiğim arabanın koltukları deri mesela.

İnsanlar için hayvanları sömürmek bu kadar normalken birçok iyimser vegan gibi geleceğin vegan olabileceğini düşünemiyorum maalesef ben. Keşke olsa ama bu kadar normalleşmiş bir şey nasıl yıkılır bilmiyorum. İnsanların çoğunun, en duyarlılarının ya da en bilinç düzeyi yüksek olanlarının bile boğazı kesilerek öldürülmüş bir hayvanın bedenini yiyebilmesi çocukluğumdan beri aklımın almadığı bir şey. Bir kedinin ölüsüyle kuzunun ölüsünün farkı yok bu yüzden benim için ama maalesef çok küçük yaşlardan beri bir fark olduğu öğretilmiş hepimize.
0
ms brownstone
(21.08.21)
kopek neden kedi yemesin gayet de yer. Kopek hepcil bir hayvandir her buldugunu yer.

Kedi yeme davranisi olanlari uzak tuttugumuz icin yemez gibi geliyor. Kendi cinsini bile yiyor ac kalinca.

Kedinin de boyle vicdani sorunlari yok, kopek yavrusuna gucu yeterse her turlu mideye indirir. Kendi yavrusunu da yiyor.

Kendinizi ikna etmeye calismayin adam hakli :)
0
divit
(21.08.21)
hocam olaya sadece yiyecek gözüye bakmayın, biraz tüme varmaya çalışın. "kedi balık yer, ama köpek kedi yemez" değil burada tartıştığımız. yiyen hayvanı düşünün. kediyle köpek örneğini beğenmediyseniz tavuğu tutup aç tilkilere atalım, yine rahatsız ediyor.

alın size başka örnek. "avcılık spor değildir" deniyor, avcılıktan kasıt tüfek kullanılarak ormanda avlanmak. evet bence de değildir, hayvan vurma fikri beni de rahatsız ediyor.

tüfeği sırtına vurup ormana kuş vurmaya gitsen "avcılık kötü", ama oltanı alıp bulduğun herhangi bir su kenarından sallayıp balık avlamak bir hobi. kursları bile var amk.

üstelik av yasağı denen süreler içinde ormanda tek fişek atamazken, balıkların av yasağında sadece profesyonel olarak yasak, "amatör balıkçılık" denen, oltayla ve hatta boyutu belirlenmiş ufak teknelerle ağ atmak bile serbest.

evet daha önce bunu da sormuştum, tatmin olmamıştım. balığı da havayla boğuyoruz. 1000 tane koyunu hiç hava almayan bir ağıla tıkıp havasızlıktan can çekiştire çekiştire öldürüp yesek bütün dünya ayağa kalkar bu nasıl vahşet diye (islami usulleri gözardı ediyorum burada). ama bir tekne dolusu balığın havasızlıktan can çekişe çekişe ölmesine kimse bir şey demiyor. balığın can çekişirken zıplaması jenerik görüntüsü bile oluyor. bırak rahatsız olmayı, milletin hoşuna gidiyor da jenerikte kullanıyor.

vegan ya da vejeteryan değilim. ama kendime de açıklayamıyorum hala. nedir bu balığın çektiği aga?
0
🌸kibritsuyu
(22.08.21)
(4)

Friendzone'a girmemek ama nasıl?

İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
Az önceki duyuru silindiği için düzenleyip tekrar soruyorum. Umarım bu sefer silinmez.Merhaba arkadaşlar,Bu gördüğünüz sap kardeşiniz 30 yaşında ve şu ana kadar hiç mi hiç, bir tane bile sevgilisi olmadı (oha cidden). Bu okuduklarınız karşısında "Evlerden ırak! Amann Ya Rabbi!" dediğinizi duyar gibi
Az önceki duyuru silindiği için düzenleyip tekrar soruyorum. Umarım bu sefer silinmez.

Merhaba arkadaşlar,

Bu gördüğünüz sap kardeşiniz 30 yaşında ve şu ana kadar hiç mi hiç, bir tane bile sevgilisi olmadı (oha cidden). Bu okuduklarınız karşısında "Evlerden ırak! Amann Ya Rabbi!" dediğinizi duyar gibiyim ama yapacak bir şey yok. Hoşlanan hanımefendiler oldu, ben değerlendirmedim benim hoşlandıklarım ise beni değerlerdirmedi. "Beni beğeneni ben beğenmem, benim beğendiğim ise beni beğenmez!" durumu yani. Aktif olarak sadece üniversite zamanında koşturdum hanımların peşinden ama istediğim bir sonuç alamadım. Ondan sonraysa bir daha uğraşmadım.

Ama 30 yaşının getirdiği "Hayatıma çeki düzen vermeliyim." kafası mı bilmiyorum fakat yalnızlıktan sıkıldım. Lakin gönül işlerinde kısmetim kapalı, tanıştığım 10 hanımdan dokuzunun friendzone una giriyorum, o geri kalan bir tanesi de benim friendzone uma giriyor. Fena değil denebilecek bir tipim var ama kısa boyluyum maalesef. Öne çıkan özelliklerim espritüel ve entelektüel biri olmak. Kendimi "Geldi yine tipini..." karikatüründe gibi hissediyorum. Böyle biri gönül işlerinde nasıl başarılı olabilir? Tinder gibi uygulamalar son çarem gibi görünüyor ama buralara düşmek istemiyorum? Siz ne önerirsiniz? Fikirlerinizi belirtirseniz sevinirim. Teşekkür ederim.
0
İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(20.08.21)
abi erkekadam.org bu siteye gir oku. cold approach ne öğren ve yap. sakın şey düşünme "bu avrupada yapılır burda yaparsam bağırırlar, esnaf döver" falan deme. yap. yeminle bir şey olmuyor. bir de friendzone meselesi var. azcık utanmaz, arsız ol. sohbetin çok keyifli diye iltifat etme mesela. bırak bu efendi adam ayaklarını. tüm süslü sözlerin ardında sen erkeksin karşındaki de kadın. ne biliym içinden geçeni söyle. mesela boydan gidelim. biri sana boyun kısa diye laf mı soktu, "ben yarış arabası gibiyim küçük ama yüksek performans için üretildim." de. hatta "deneme sürüşüne çıkmak ister misin?" diye ekle.
0
karahan01
(20.08.21)
0- sosyallik edinmek için kurs, etkinlik, dernek ne varsa araştır, katıl. her şey olabilir. siyasi gruplar bile.
1- eninde sonunda arz talep dengesi oturmalı. seni beğeneni senin de beğendiğin bir noktaya ulaşman lazım. önyargılı yaklaşma, belki sana göre alt grupta hissettiğin kız görüşünce tanışınca çok hoşuna gidecek. o dengeye bir türlü ulaşmıyorsa sebebi bi altta olabilir.
2- porno bağımlılığın varsa bunu kesinlikle tekrar düşün. azalt. aşırı önemli bu.
3- friendzone olayı, kızlar seni yanına yakıştırmadığı için mi, yoksa sen net sinyaller veremeyip, arkadaş gibi davrandığın için kızların çaresizlikten seni koyduğu bir durum mi oluyor bunu düşün. efendi adamlar biraz tutuk olur. belki sen de tutuksundur biraz? net bir şekilde istediğini hissettirebiliyor, ısrar edebiliyor musun?
4- tinder, instagram, ıvır zıvır ne varsa hiç fark etmez. bunları kullanmak ayıp değil. yıl 2021, tinder'dan evlenen bi ton insan var.
5- kendine güven edinmek için spor, hobi, farklı şeyler edinmeni öneririm. özellikle spor inanılmaz fark ettiriyor. salon üyeliği ayda 150 lira falan, hayatında harcadığın en iyi 150 tl olur gidersen.
0
roket adam
(20.08.21)
erkekadam.org demeye gelmiştim.
0
birfincankahvedahaisteyenadam
(20.08.21)
esprilive entelektuel olmamayi dene.

Okan bayulgen demisti. sen masada saatlerce kizlari guldurursun, gecenin sonunda masads agzini hic acmayip somurtan tiple odaya giderler.
0
divit
(20.08.21)
(12)

Savaş durumu

dissendium
Olası bir savaş durumunda fabrikaların bombalanma ihtimali var mı? Fabrika bombalamak savaş suçu olur mu? Bunun örneği var mı? Demek istediğim, ülkeye zarar vermek için bir organize sanayi bölgesinin ağır bombardımana tutulması mümkün mü?
Olası bir savaş durumunda fabrikaların bombalanma ihtimali var mı? Fabrika bombalamak savaş suçu olur mu? Bunun örneği var mı? Demek istediğim, ülkeye zarar vermek için bir organize sanayi bölgesinin ağır bombardımana tutulması mümkün mü?
0
dissendium
(20.08.21)
eğer ima ettiğin yer tr ise, öyle bir şey olmaz. tr eu'nun hem iş gücü hem pazarı.

tr yi sadece ekonomik olarak zayıflatırlar böylelikle istedikleri fiyatı kabul ettirirler.

göç gibi. göç olunca insan kalitesi düşer, eğitim düşer, kaliteli üretime yatırım yapılmaz istenilen fiyatlar kabul ettirilir.
0
duyurukullanıcısı
(20.08.21)
Türkiye sanayisi dedigin zaman büyük cogunlugu yabanci zaten. Global dünyada böyle şeyler olmaz.
Su an Türkiye'yi bombalasan otomotiv endüstrisi kafayi yer.
Eskiden fabrikalar yabancilarin değildi, globalleşme yoktu. Haliyle x yeri bombalarsan yüzde 99 o ulkeye zarar verirdin.
Ama su an öyle değil iste.
0
logisticsmanager
(20.08.21)
Hastanelerin, okulların bombalandıgı bir dünyada ne kadar iyi niyetli pespembe düşünüyor insanlar. Gerçekten hayret ettim.

Tabiki bombalanır savaşın amaçlarından biri karşı tarafı ekonomik olarak da çökertmek. Yukarıdan bombayı bırakırken aaa dur şurası nestlenin çikolata fabrikası orayı vurmayım mı diyecek?
Zaten fabrikalar Osb'lerde dip dibe yogunlaşmış durumda. Hedef bazında zaten nestle olmaz osb'ler olur. Ve etkisi osb'lerin içinde bütün üretim fabrikasında olur. Ekonomik olarak çökmüş bir ülke zaten ne kadar dayanabilir ki? Onun için önemli hedefler zaten bu bölgeler.
0
limonlu eksi
(20.08.21)
Mümkün ama öyle her organize komple bombalanmaz. Halı bombardımanı yapmazlar. Wwda örneği vardır, savaş suçu olduğunu da sanmam.

Nereleri vururlar dersen; savunma sanayi ana fabrikaları, demir-çelik fabrikaları, limanlar, büyük enerji üretim tesisleri (Afşin-elbistan termik, Atatürk ve Keban barajı gibi) kritik öneme sahip ve bölgeleri bağlayan ulaşım hatları (Gülek boğazı gibi) vs vs
0
sumuklurakun
(20.08.21)
fabrika bombalamak savasin on sarti gibi bisey zaten.

Savas 2 yil surse bunu 23 ayi fabrika bombalayarak gecer.
Mantikli dusunursen bir ulkenin bombalanacak tek yeri zaten fabrikalardir.

Kislalar zaten bombos olur savasta.
0
divit
(20.08.21)
Valla Cenevre sözleşmelerine göre sivil hedeflerin vurulması suç. Askeri hedefleri vurabiliyorsun sadece, o esnada sivil hedefler zarar görüyorsa da ölçülü olması gerek. Misal bi kışlayı vurucam diye koca şehre atom bombası atamazsın gibi.

Cenevre sözleşmelerinin sonuncusu ikinci dünya savaşından sonra yapıldığı için ondan önceki örnekler pek geçerli olmuyor.

Zaten illa vurmak istiyorsan silah fabrikasını vurursun, çikolata fabrikasını vurup napıcan yani. Kasten bir ülkenin altyapısını hedef almak yine suç olarak kabul ediliyor.

Ama misal 2006 yılında İsrail Hizbullah çatışmasında İsrail epey bi fabrika vurmuştu. Sonuçta başlarına hiçbir şey gelmedi. Adamlar baraj vurup "yanlışlıkla oldu" diyip geçtiler.
0
plutongezegendegilmi
(20.08.21)
Vuramaz. Savaş hukuku nedir bakabilirsiniz.
0
Hallegadola
(21.08.21)
daha birkac ay once vurdular

www.bbc.com


www.hrw.org

Aratinca milyon tane haber var aynisindan. Savasta hukuk ne arar :) 2003te irakin icinden gectiler hava bombardimaniyla.

Zaten savasta sivil fabrika olmaz, konserve yerine mermi uretmeye baslar.
0
divit
(21.08.21)
Çikolata fabrikası örneği verilmiş ama ben şöyle düşünüyorum. Çikolata fabrikasının piyasa değeri belki 100 milyon lira. O fabrikada vurulursa o ülke 100 milyon eksiye düşmüş olmuyor mu? Orman yangınları insanları günlerce meşgul etti. Bir fabrikanın yanması onlarca itfaiyeciyi, polisi, ambulansı meşgul eder. Bunlar da zarar değil mi?

Soruyu genişletmek mümkün aslında.

Bir bankanın genel merkezinin vurulmasını da düşünebilirsiniz. 10 milyon kişi parasına ulaşamazsa kaos çıkmaz mı?

Bu soruda kastettiğim şey böyle şeylerdi aslında.
0
🌸dissendium
(21.08.21)
Topyekun savasta zaten banka falan kalmiyor onu gecelim.
En basitinden bir bolgeye top atisi yaparsan oranin alt yapisini tamamen cokertiyorsun.

O kadar pis bir olay ki, eger o bolgeyi sonra isgal edeceksen top atisi yapmaman lazim. Cunku sehir cokuyor.

Komple elektrik,su,kanalizasyon alt yapisini cokertiyorsun orayi hedeflemesen bile gecmis olsun.

Zaten sanayi bolgelerine bak etrafinda dev gibi enerji tesisleri olur onu vursan 50 tane fabrikayi devre disi birakirsin.
Sonra kullanacaklarsa vurmuyorlar.

Hatta almanyadaki lens fabrikalarina dokunmadilar diye hatirliyorum, orayi sarsarsan bile yillarin emegi cope gidiyormus.
0
divit
(21.08.21)
Ülkede savaş patlak verdiğinde zaten fabrikaların piyasa değeri kalmayacak ortada. Sadece içindeki makineler para eder (bu noktada belki savaş sanayinde kullanılabilecek makineye sahip fabrikalar da hedef olur. bunların planlarını önceden yapıyorlardır). Yoksa savaş varken kim gidip de fabrika derdine düşer, düşse de sahibi 'ben bu kadar satış yapıyorum piyasada ederi bu' der. Topyekün bir savaşta emniyet ve sağlık hizmetleri mutlaka aksayacaktır ve öncelikleri de muhtemelen birliklerin ihtiyacına yanıt vermek olur.

Banka genel merkezi de benzer olur, savaş ihtimali belirdiğinde herkes nakiti altına çevirir. En basitinden salgın başladığında küresel çapta altına yönelim arttı. Savaş aniden başlasa bile lojistik ve üretim eksikliğinden malların fiyatları alır başını gider. Bugün 5000e geçinirken savaş başladığında 5000e belki ekmek alırız belki ısınmak için yakarız swh. O yüzden banka sağlam kalsa bile o parayla bir şey yapılamaz heralde.
0
sumuklurakun
(21.08.21)
Var. Hem de çok. Neden vurmasınlar ki? Savaş hukuku gibi şeylere çok takılmamak lazım. İlk Cenevre Sözleşmesi ve Lahey görüşmesinden sonra 2 Dünya Savaşı oldu. Son Cenevre Sözleşmesi'nden sonra da sayısız savaş oldu. Adına Dünya Savaşı demesek de iki tarafta birden fazla ülkenin ve onların desteklediği unsurların olduğu onlarca savaş oldu. İmkanı olup da insani sebeplerden imtina edenler dışında hukuku takip eden olmadı. Avantaj kazandıracak ne varsa vurdular, kim varsa öldürdüler.

Sonrasında verilen/verilmeyen cezalar sonuçta vurulan fabrikalar ve öldürülen siviller gerçeğini değiştirmiyor. Soru "yasak mı?" değil, "ihtimali var mı?" olduğu için bu şekilde cevapladım.
0
nawar
(21.08.21)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.