Kendi yazdıklarımı ben de bir adım ileri taşıyayım, üşenmiştim uzun uzun yazmaya.
Babam köyde yaşıyor, koyunları var. Hemen yan evdeki kuzeninin de inekleri var. Yani direkt birinci elden duyduğum bilgiyi aktarıyorum ve @mirket'in dediklerine tamamen katılıyorum. Köye günlük gelip süt alan firmalar var, sütü tahlilden geçirip standartlarına uyuyorsa alıyorlar, uymuyorsa almıyorlar. O almadıkları sütü kendi de kullanmayan besiciler olduğu gibi şişeleyip pazara götüren, satan da var. Sonra alıp "ay çok doğal, sağlıklı" diye yoğurt yapıyor millet.
Antibiyotik ya da bazı ilaçları kullanırken baytar "ilaç bittikten sonra 3 gün hayvanın sütünü kullanmayın" diyor mesela, bizimkiler o sütü kedilere köpeklere bile vermeden döküyorlar. Mahalle kenarındaki bakkalda satılan sütte buna dikkat ettiklerini hiç sanmıyorum ben.
Aynı şey yumurta, köy tavuğu, kasap sucuğu, bal vs için de geçerli. Köylüden alıyoruz, doğal denen hiçbir şeye fazla güvenmiyorum. Yine örnek vereyim, bizim köyün bağlı olduğu ilçede çok güzel sucuk yapan yerler var. Gittiğimizde kasap sucuk almak istedim, babam "siz nereden alacağınızı bilmezsiniz, ben alırım" dedi. Çünkü köy köy gezip hasta hayvanları ucuza alan, onların etiyle sucuk yapan kasap varmış, biliyor tanıyor. Sonuç olarak, denetimlerin mükemmel olduğunu sanmıyorum, eminim o denetimlerin etrafından dolanan üreticiler de vardır ama yine de hazır yoğurt, pastörize süt daha iyi.
0