Giriş
(16)

Aralık ifşası :)

Northern Mariner
Dün gece yetişemedim, bu gece ben başlatayım geyik olsun.. Uzaklardan pek bağlanamıyorum nete, uzak kaldım duyurudan :|Neyse herkese iyi yorumlar :)) http://i.hizliresim.com/OVqrXZ.jpg
Dün gece yetişemedim, bu gece ben başlatayım geyik olsun.. Uzaklardan pek bağlanamıyorum nete, uzak kaldım duyurudan :|

Neyse herkese iyi yorumlar :))

i.hizliresim.com
0
Northern Mariner
(02.12.16)
ben fotoğrafı çekenle tanışmak istiyorum
0
shotgunwoman
(02.12.16)
Dün beni bir başıma bıraktınız, şimdi mi geliyor ifşalar :) şaka şaka, nice pic bro! 50 mm. lens ile çekilmiş sanırım.
0
BuddyGuy
(02.12.16)
Smile koyuyorsunuz kız sanıp link açıyoruz. Lütfen yapmayın. Çok alamancı gördüm bu arada
0
glamdr1ng
(02.12.16)
Hmm iyi aslında :) ama bacak o kadar ayrılmasaymış, gel ağzımıza s*ç karikatürü geldi aklıma www.google.com.tr
0
megalomaniac
(02.12.16)
celeron 300a
(02.12.16)
@shotgunwoman profesyonel fotoğrafçı arkadaşım :) katalog vs çekimi yapıyor. Bende heves ettim fotoğrafçılık öğrenirken iki üç poz verdim :))

@BuddyGuy teşekkürler, gemide her gün internet imkanım yok ondan gecikmeli takip edebiliyorum. 135mm ;)

@glamdr1ng gülücüğe odaklanma bro :) yok almancı değilim
0
🌸Northern Mariner
(02.12.16)
@megalomaniac heheh öyle ama bizde çekerken "dur ata biniyormuş gibi çek" diye espri yaptık

@celeron 300a bunlar hep bokeh (pentium 200mmx)

@bonis bokeh abartması ama lens biraz eşşek gibi 2-3 metre açılarak ancak bu kadar, Galata önünde daha fazla açılıp insan geçmesini engellemek biraz zor
0
🌸Northern Mariner
(02.12.16)
nicki görünce bakalım bu duyuruda da gemiden bahsetmiş mi dedim, valla etmiş sadfgfd
yorum: bacaklar olmamış
0
sanguine mcqaer
(02.12.16)
@sanguine :)) yakına koysam bacakları su kanalı direk uzakta ben napayım. Şehir planlamacıların suçu :D
0
🌸Northern Mariner
(02.12.16)
abi neden gönül işleri :s :)
0
isimsiz uye
(02.12.16)
Bu adam giderek yakisikli mi oluyor bana mi oyle geliyor .s.s
0
dedim ben sana
(02.12.16)
@isimsiz uye hepsi buraya düşüyor :))

@dedim ben sana *kırmızı yanaklı utanmış gözleri kısık smiley* :D
0
🌸Northern Mariner
(02.12.16)
cantayi yere biraksaymissin keske. omuzda dikkat dagitiyor.
0
bim tribi
(02.12.16)
sevgili northern, seni -sadece- ifşalardan tanıyor ve takdir ediyoruz.
keşke arada bir sorularımıza falan da cevap versen, daha bi sevip takdir etsek değil mi ama?
0
manuel mandalina
(03.12.16)
sevgili manuel mandalina, internet bağlantım olduğunda ve bilgim olan konularda cevap vermeye calisiyorum zaten. Ancak yerli yersiz her konuya cevap yazmadigim icin gozden kacti sanirim.

Bkz:
www.eksiduyuru.com

www.eksiduyuru.com

www.eksiduyuru.com

www.eksiduyuru.com
0
🌸Northern Mariner
(03.12.16)
vay vay yakiyo
0
beriberi
(03.12.16)
(8)

Ev yemekleri lokantalarında, yemeklerin tezgahta birbirlerine karışması

Cursed Chico
Hayvanlara uygulanan zulme karşı olduğum için veganım.Mecidiyeköydeyim öğlenleri. Dşarda yemem gerekiyor. Farklı farklı yerlere gidiuyorum artık ama gittiğim çoğu yerde yemeklerin sunulduğu yerde yemekler o metal kaplar, birbirine çok yakın konulmuş. Temas ediyor dış yüzeyleri.Birisinden koyarken d
Hayvanlara uygulanan zulme karşı olduğum için veganım.


Mecidiyeköydeyim öğlenleri. Dşarda yemem gerekiyor. Farklı farklı yerlere gidiuyorum artık ama gittiğim çoğu yerde yemeklerin sunulduğu yerde yemekler o metal kaplar, birbirine çok yakın konulmuş. Temas ediyor dış yüzeyleri.

Birisinden koyarken diğerine dökülmesi içten değil. Dökülğyordur da.

Bulgur pilavına pirnç pilavı karışması gibi. bugün balkanda lokantasında yaşadım mesela.

Yemeklerin pişirilirken aynı yerlerde pişmesindnen bahsetmiyorum bile, o ayrı bir dert.

Mesela balkanda zeytinyağlılar tabaklara konulup farklı yerde alınmak için bekletiyoronlara bulaşma ihtimali yok diğer yemeklerin. Çünkü uzaklar tezgaha.

Başka yerlerde bu tarz şeyler pek göremedim. Sadece zeytinyağlı da alsam enginar ve brokoli, çok hafif gelebilir.

Evden götürmek de istemiyorum. ayrı bir eziyet.

Napılabilir?
0
Cursed Chico
(29.11.16)
e karışsın nolur ki? derdini tam anlamadım.
0
nigeo
(29.11.16)
Siz zulme karsisiniz ama o urunlere para vermiyor, zulm edilmesini desteklemiyorsunuz o yuzden azcik bulasmanin sorun yaratacagini dusunmuyorum.
Ya da daha genis bakarsak hayvansal urunleri satan hicbir isletmeden alisveris yapmamalisiniz ki onlari desteklemeyin. Alkol satilan marketlerden dindarlarin alisveris yapmamasi gibi. Ama tabii ki sizinki imkansiz gibi olur.
0
red g
(29.11.16)
Ben de vegan+1

Yapacak bir şey yok. Özellikle vejetaryen/veganlara hizmet eden lokantalarda, vejetaryen yemeklerle vegan yemekler bile aynı yerde pişmiyor, bahsettiğin olaydan dolayı.

ancak veganlar olarak et yememe amacımız hayvan yaşamına ve özgürlüğüne zarar vermemek. Et yemeyerek, et talebini azaltıyoruz. Süt içmeyerek süt talebini azaltıyoruz. Herkes bizim gibi olsa dünyada eti için öldürülen hayvan kalmaz. İnsanların %50'i bizim gibi olsa, eti için öldürülen hayvan sayısı %50 azalır. Et yemeyerek süt içmeyerek bu yüzdelere doğrudan katkı sağlıyoruz.

Ancak etli yemeğin suyunun bulaşması, yemeklerim tamamen ayrı kaplarda yapılıp ayrı tezgahlarda satılması, ayrı kaşıklar kullanılması, eziyet çeken hayvan sayısını azaltmıyor.

Ben de iyi hissetmiyorum bu konuda, ancak hayvan sömürmüş olmadığımı biliyorum böyle bir durumda. Benim yemek talebimi karşılamak için hayvan öldürülmüş olmuyor.

İnsanların %95'i vegan olsa, dünyada et üretimi %5'e düşer, o etli yemeklerin tamamı zeytinyağlılarla yanyana satılsa ve suyu damlasa bile, et üretiminin %5'lik oranını arttırmaz bu durum. Yani %95 vegan topluluk, amacına yine de ulaşmış olur.

Mesela, uçakta ikram edilen sandviç tavuklu ise, sen o sandviçi reddedip hosteslere "vegan seçenekler sunun" diyebilirsin. Bu, zamanla havayolları personellerinde bilinç oluşturup, veganların etsiz sandviç almasını, bu sayede et talebinin azalmasını sağlar.

Ancak sen bu durumu şikayet etmeyip, o tavuk etini sandiviçten çıkarır da tabakta bırakırsan, o et çöpe gider, hayvan öldüğüyle kalır, hayvan zulmünü hiçbir şekilde azaltmamış olursun. Uçakta verilen sandviçteki tavuğu yemek ile çıkarıp tabakta bırakmak arasında hiçbir fark yok. Bir vegan olarak o tavuk etini yiyebilirsin. Eğer veganlığım işe yarasın diyorsan, o tavuklu sandiviçi reddedip etsiz alternatif talep etmen gerekir. Bunu yapmazsan o tavuğu ye gitsin.

Senin bahsettiğin durum da aynı. Et üretimini ve talebini azaltmayacak hareketlerin, veganlıkta bir amacı yoktur. O su damlasa da damlamasa da et talebini arttırmış olmuyorsun.

Yemeklerin ayrı tezgahlarda satılmasını sağlayarak et talebini azaltmış da olmuyorsun.

kalkıp "öyleyse bu sulu kebap zaten yapılmış, yesem de bir şey olmaz" demeyeceksin tabi, çünkü o durumda et talebini arttırmış oluyorsun. Senin yüzünden etli yemek daha erken biter, bir sonraki gün daha fazla etli yemek yapılır.

Veganlıkla ilgili her durumda düşünmen gereken şey, "şöyle yapsarsam/yapsalar et talebi artar mı azalır mı" olmalı.
0
harzem
(29.11.16)
Siz hayatınızda hiç aç kalmamışsınız. Tüm derdiniz bitmiş, pirinç bulgura karışmış, brokoliye köfte suyu damlamış derdindesiniz.
0
oligomer
(29.11.16)
@oligomer, sen de etinin yenmesi için öldürülmemişsin hiç.

Bir şeyi savunmak için onun kendi başına gelmesi gerekmiyor. Aç kalmadan da neyi nasıl yiyeceğimize, neyi neden yemeyeceğimize karar verebiliyoruz çok sağol.

senin önüne bir tabak brokoli koysalar, bunu yiyeceksin deseler, yemek istemezsen de "sen hayatında hiç aç kalmamışsın, tek derdin brokoli yemek istememek olmuş" desek, ne kadar saçma olur değil mi? Çok gerizekalıca bir laf olur, bunu söyleyen kişi tam bir mal olur, değil mi?

Sen ömründe açlık sefalet çektiğin için mi et yiyorsun?

Söylesene, et yememek için tüm derdimizin bitmiş olması veya aç kalmış olmamız mı gerekiyor? "dert edilecek şeyler" sırası nedir senin için? Dünyadaki hangi dertler bitince neyi yediğimizi dert etmeye iznimiz var?

Klavye başından esip gürlemek yerine hangi keyfinden vazgeçip dünyaya bir iyilik yaptın?

Sen bu dünyada hangi insanın ya da hayvanın derdinin bitmesi için uğraştın da, bizim uğraşlarımızı küçük görüyorsun?
0
harzem
(29.11.16)
ya offff tamam kardes en vegan sensin. cidden, zulme karsiysan ete para vermiyosan sorun ne? sonuc olarak eti tuketen sen degilsin ve bu amaca karsi para kazandirmiyorsun. eger bu kadar hassassan niye et satan dukkana para kazandiriyorsun.
0
beriberi
(29.11.16)
gittiğim çoğu yerde yemeklerin sunulduğu yerde yemekler o metal kaplar, birbirine çok yakın konulmuş. Temas ediyor dış yüzeyleri.

Allah başka dert vermesin kardeş.
0
KaraSakall
(29.11.16)
Biraz empati beklemiştim , bir veganın yerine koymanızı beklemiştim ama empatiyi yapan yine ben oldum :D yadırgamıyorum o yüzden


@harzem

benim veganlığa girişim , olma sebebimtalebi azaltmak değil, daha çok duygusal sebepler. Tabi ki sonradan talebi azaltmak, tüm sömürüyü durdurmak gibi şeyler sonradan şekillendi de. Hala daha çok duygusal, vicdani.

VÜcuduma hayvansal gıdaların girmesini istemiyorum. Ve şu ana kadar da bununiçin uğraştım bayağı ama son iki haftadır yemeğimde 2 kere başka yemek çıktı.


Yıllardır vücuduma sokmamaya çalışıyorken bu tür eser meiktarları gözardı etmek istemiyorum.

Evet, hayvanın zulmüne katkı sağlamış olmuyorum. SOkak pilavcısından pilav aldm diyelim, içinden et de çıktı. YEmem. O ürünün parası verilmiş belki ama vicdahım izin vermez, midem de izin vermez zten. Hayvanlar ölmesin diye değil, belki vicdanımın sesini bastırmak için veganım ama ikisi de ilgili zaten birbiriyle. Ben kendim vegan olup hayvnsal kullanımımı azaltıp, var olan hayvan ölümlerne gözümü kapatmyıorum, mücadele ediyorum.



Devlet insanları ağaçları katlediyor hayvanları öldürüyor. ARkdaşlarıma zarar veriyor ama para vermeye devam ediyorum ona. Bu tür çelişkiler mevcut, ama şu an bu tür şeylere karşı gelemiyorum.

Herkesin vegan olduğu bir dünyada da yaşamıyorum, vegan olmayanlara para vermeye mecburum. Manava elma için verdiğim para belki evine giderken aldığı tavuğun ödenmesi için harcanıyor. BU konuda da şu an bir şey yapamıyorum.

ama yemeklerin bulaşması konusunda bir şeyler yapabiliyorum.

Aç da kaldım çok. 5-6 sene önceye kadar 2 öğün yerdim. Şu an imkanım var ve yiyebiliyorum. Böyle bir derdim var şu an ve beni rahatsız ediyor.




sonra veganlar elitist filan diyorlar ya yok öyle bir şey aslında asdfg

bazı veganlar takmıyor bu tür şeyleri, bazıları o tür yerlere gitmyor zaten. Ben burda vegan olmayanların da aynı hassasiyate sahip olabileceğini düşnümüştüm. Yemekler karışımasından ahatsız olabilen.
0
🌸Cursed Chico
(29.11.16)
(12)

kaktüs gerçekten radyasyon emiyor mu?

douglas
efsanemi gerçek mi ? gerçekten odamızdaki telefon internet ve bilgisayarın radyasyonunu emiyormu kaktüsler ?
efsanemi gerçek mi ? gerçekten odamızdaki telefon internet ve bilgisayarın radyasyonunu emiyormu kaktüsler ?
0
douglas
(28.11.16)
valla bende bi ara vardı. almıştım inanıp. bilmiyorum ki. işe yarıyosa bi daha aliym.
0
rajaz
(28.11.16)
onların yaydığı radyasyon zaten dikkate alınacak ölçüde bile değil. tamamen palavra.
0
bohr atom modeli
(28.11.16)
atom palavra derken bu cihazların yaydığı radyasyona inanmıyor musun?
0
🌸douglas
(28.11.16)
radyasyon emilebilen bir sey degil ki? yani isik gibi, dalga dalga yayiliyor yanilmiyorsam, dolayisiyla o dalgalari bir yere cekme sansiniz yok. kaktusun de radyasyon emme gibi bir ozelligi yok. olsa bile tum vucudunuzu kaktusle kaplamaniz gerekir dalgalar halinde yayilan bir seyden korunmak icin.
0
hjarteblod
(28.11.16)
bu cihazlar radyasyon yayıyor ama bizim sağlığımızı öyle kısa vadede etkileyecek boyutta değil. etkilerini görebilmek için belki binlerce yıl geçmesi gerekecek.

ha ama bu demek değil ki, bu cihazların yaydığı radyasyondan da etkilenmemek için önlem almak saçma. değil, tabii ki alabilirsiniz. yalnız kaktüsün radyasyon emmesi yanlış anlaşılıyor bence. kaktüs radyasyon emiyor labilir tamam, ama bulunduğumuz ortadamda kaktüs de var diye biz insna olarak radyasyondan etkilenmeyeceğiz anlamına gelmiyor bu.
0
mahone
(28.11.16)
elektromanyetik olsun nükleer olsun, tüm radyasyon (ışınım) türleri doğrusal hareket eder. kaktüsler de her bitki gibi uv enerjiden faydalanırlar ancak radyasyon bükücü minik avatarlar da olmadıklarından fiziksel varlıklarının etrafından akıp giden radyasyon üzerindeki etkileri sıfıra yakındır, herhangi bir cisim kadardır. radyasyonu kaktüslerle önlemenin tek yolu monitörün etrafını kaktüslerle kuşatmak olur ki öyle bir durumda monitör görünmez olacağından fişini çekmek daha şık bir çözüm olur.

özet: o kadar radyasyonu su bardağı da emer.
0
kaichi
(28.11.16)
ne elektronik cihazlar inanıldığı anlamda zararlı radyasyon yayıyor. ne de kaktüs o radyasyonu emiyor.

eski tüplü monitörler elektron tabancasını fosfor pixellerine yönelmek yöntemiyle çalışırdı ve evet ne olursa olsun az miktarda xray ışıması da yaparlardı. fakat yeni lcd ekranlar için böyle bir şey yok.
0
orpheus
(28.11.16)
bir tv programında, kaktüslerin rasyasyon emdiği ile ilgili dedikodunun, enteresan reklam çalışmalarından olduğu söylenmişti.ciddi miktarda kaktüs satmayı başarmışlar, bu söylentilerden sonra.
0
3/3
(28.11.16)
odaya yayilan radyasyon kanser edici frekansta olan bir radyasyon degil. kaktuslerin bu radyasyonu emdigi dogru ama gerek yok. zaten odaya sigabilen bu ufak tefek kaktuslerin emdigi radyasyondan bi halt olmaz.
0
beriberi
(28.11.16)
güneş ve diğer yıldızlardan dolayı maruz kaldığınız kozmik radyasyon bulunduğunuz yüksekliğe göre yıllık 25 ila 100 mrem arasındadır. Topraktan ve yediğimiz yiyeceklerden yıllık yaklaşık 50 mrem alırız. hatta etrafımızdaki diğer canlılardan da yaklaşık 20 mrem kadar radyasyona maruz kalırız.
Günde çok fazla eski tip CRT televizyon izleyen bir insan da yıllık 1 mrem radyasyon alır. Yani etrafınızdaki cihazlar önemsiz denebilecek kadar etkisizdir bu konuda. Kaldı ki bunun çözümü kesinlikle kaktüs değildir. Monitörü kaktüs ile kaplarsanız belki komik bir azalma olabilir.
0
creepy
(28.11.16)
hayır, emmiyor. kesin bilgi.
0
babilbaligi
(29.11.16)
çok teşekkürler bilimsel yaklaşımlarla gelen arkadaşlara. @creepy'nin sözünü ettiği mrem neyin birimi onuda araştıracağım ayrıca.
0
🌸douglas
(02.12.16)
(2)

B1/B2 vizesi ile ikinci kez seyahat ve vize geçerlilik kontrolü

fadetoreality
Merhaba,6 yıl önce konferans için B1 vizesine başvurmuştum. 10 yıllık B1/B2 vizesi verildi ve konferansa gittim. Şimdi gezmeye gitmek istiyorum. Vizemin iptal edilip edilmediğini öğrenebilir miyim? Giderken yanımda hangi belgeler olmalı (öğrenci belgesi, işyeri çalışma belgesi, banka hesap dökümü, o
Merhaba,

6 yıl önce konferans için B1 vizesine başvurmuştum. 10 yıllık B1/B2 vizesi verildi ve konferansa gittim. Şimdi gezmeye gitmek istiyorum. Vizemin iptal edilip edilmediğini öğrenebilir miyim? Giderken yanımda hangi belgeler olmalı (öğrenci belgesi, işyeri çalışma belgesi, banka hesap dökümü, otel rezervasyonu gibi)?

İnternetten bilgi bulamadim, konsolosluğu aradığımda soru soracağım kimseye ulaşamıyorum.

Teşekkürler...
0
fadetoreality
(28.11.16)
geri dönüş uçak bileti, otel rezervasyonu, ve yanında da bir miktar (ne kadar olduğunu günlük üzerinden hesaplarsın, ben de tam bilmiyorum) para olduğu müddetçe sıkıntı olmaz.
0
klassno
(28.11.16)
iptal edilmez, gidebilirsin. kalacak yer ve yaninda kredi karti/para olmasi lazim onun disinda birseye gerek yok
0
beriberi
(28.11.16)
(18)

kız ismi fikri

denef
bir ay sonra arkadaşımın bebeği olacak,isim konusunda sıkıntı yaşıyorlar. Leyla olsun istemişlerdi ama aileden başka bir bebeğe verildi, yaşlarda yakın olacak o yüzden elendi. Leyla tadında iki heceli kız ismi önerilerinizi rica ediyorum ^^
bir ay sonra arkadaşımın bebeği olacak,isim konusunda sıkıntı yaşıyorlar. Leyla olsun istemişlerdi ama aileden başka bir bebeğe verildi, yaşlarda yakın olacak o yüzden elendi. Leyla tadında iki heceli kız ismi önerilerinizi rica ediyorum ^^
0
denef
(28.11.16)
Leman.
0
komando kani var bende
(28.11.16)
hülya,
derya
0
luchetti
(28.11.16)
Gülce
Defne
0
bedbed
(28.11.16)
üç heceli olsun feride olsun.
0
ekrem abiniz
(28.11.16)
Asya, Gökçe, Zeynep, Burcu, Aylin, Pınar.

Not:Adın ne konulduğunu buraya yazarsın herhalde? :)
0
kiss my irish ass
(28.11.16)
İpek.
Denef de olabilir, o da ipek demek zaten.
0
pike
(28.11.16)
Zehra
0
faik abi
(28.11.16)
serra
0
bim tribi
(28.11.16)
damla, yesim, ela
0
beriberi
(28.11.16)
Biz Maya koyuyoruz kısmetse bu ay içinde doğacak kızımıza :)
0
cakabo
(28.11.16)
teşekkür ettim herkese, isimleri iletiyorum. sonucu elbette paylaşırım :)
0
🌸denef
(29.11.16)
iletmeden oraya bir de Bahar ekleyebilir miyiz ya?
güzel isim bahar.
0
naberabi
(29.11.16)
eskimeyen klasik
zeynep
0
elestirman
(29.11.16)
merve diyorum, süper isim bence.
0
Kusursuz dostlarin dort ayagi vardir
(04.12.17)
Burcu.

En güzel kız ismi bana göre. Böyle bıcır bıcır der gibi, çok tatlı. Söylerken havayı öpüyorsun, öyle güzel bir isim.
0
i m cool with that
(04.12.17)
Şirin. :)
Şirin şirin diye severler yahu, çok şirin olmaz mı? :)
0
thomaswantsmore
(04.12.17)
arkadaşlar kız doğdu,yürüyecek neredeyse yine de teşekkür ederim :)
0
🌸denef
(04.12.17)
Tanem
0
🌸denef
(04.12.17)
(3)

Java'da kod çalışırken kod blokları ile oynayabiliyor muyuz?

gezegen olan pluton
Yaptığımız değişiklikler aynı run içinde tepki görebilir mi? Ya da buna müsaade eden diller var mı?
Yaptığımız değişiklikler aynı run içinde tepki görebilir mi? Ya da buna müsaade eden diller var mı?
0
gezegen olan pluton
(24.11.16)
hayir
0
beriberi
(24.11.16)
çalışan fonksiyonun çalışması bittikten sonra yenisi ile değiştirilebilinir, bunun için sistemi kapatmana gerek yok, (erlang, java belki başka dillerde de vardır) ama çalışan fonksiyonu durdurup kodu update edip devam etmesini sağlayan bir sistem yok, böyle bir iş yaptığında veri tipleri, değerleri vs. leri değişeceğinden önce fonksiyon ardından da uygulama crash olacaktır zaten.

ama hali hazırda çalışan bir süreç değil ise mümkün.
0
selam
(24.11.16)
bildiğin programların hiçbiri böyle değil zaten. build and run gerektirir. her build'de de değişkenleri oluştururu memory'de yer ayırır falan filan.
0
sparkle kiddle
(24.11.16)
(34)

çocuğunuzu sünnet ettirmeyi düşünüyor musunuz?

limoncello
kendi tercihine bırakmak daha iyi değil mi? Özellikle çocuk küçükken yapılanlarda çocuğun vücut bütünlüğüne müdahale yok mu?
kendi tercihine bırakmak daha iyi değil mi? Özellikle çocuk küçükken yapılanlarda çocuğun vücut bütünlüğüne müdahale yok mu?
0
limoncello
(24.11.16)
aynı şekilde düşünüyorum. Sağlık sorunları nedeniyle benim çocuğum 1 yaşında sünnet oldu. ama olmasaydı şu an gerçekten kafam çok karışık olurdu.
0
delicevat
(24.11.16)
kişisel olarak lüzumsuz buluyorum, ben çocuğuma yaptıracağımı sanmıyorum. tıbbi zorunluluk yokken, vücut bütünlüğüne kalıcı etki edecek müdahaleler etik açıdan tartışmalı zaten. "sünnet hastalıklardan koruyor" iddiası çürütülmüş gibi duruyor. ilk 1 yaş dışında anlamlı bir fark yok gibi.
0
doxanikee
(24.11.16)
toplum baskısı olmasa belki kendi tercihine bırakırım. ama emin olun arkadaşları arasında çok büyük alay konusu oluyor. özellikle ortaokulda.

düğün yapmadan sessiz sedasız kestiririm. özellikle bir şeyin farkında olmadığı yaşlarda.

bu arada beni sünnet eden -arkasından küfür etmek istemiyorum- moruk yanlış kesti. doktor şart.
0
ya ben lan neyse
(24.11.16)
Çok karışık bir mevzu. Ben müslüman değilim. Sünnet ettirmesem ve o ilerde müslüman olsa yaşı ilerleyince sünnet olması daha da zorlaşacak. Belki o da ateist olacak ama ilerde sünnetsiz diye kız arkadaşı ya da ailesi evlenmek istemeyecek falan.
0
birşeylersoracağım
(24.11.16)
3 aylıkken yaptırdık. büyük ihtimalle eninde sonunda olacaktı hatırlamazken yaptıralım dedik.
0
sta
(24.11.16)
@birseylersoracagim sünnet müslümanlığın bir şartı değil.Sünnet olmadan da müslüman olunabilir.
0
delicevat
(24.11.16)
yahudi olmadığım için yaptırmayı düşünmüyorum.
0
cekilmis gayfe
(24.11.16)
Asla.
0
pike
(24.11.16)
Kafam karışık o konuda, şu an yaptırmamaya yakınım. Evrimden iyi mi biliyoruz?
0
bir ileti paylastim
(24.11.16)
burada yaptırmayacağım diyen tiplere aldanmamak lazım. bu tipler yaşadıkları toplumdan bi haber, .ocuk yetiştirmekten, çocuk psikolojisinden bi haber tipler. yetişkin akıllarıyla çocuklarına iyilik ettiklerini sanan çok bilmişler.

sünnet belli bir yaşa kadar erkek çocuklar arasında daima muhabbeti geçen bir durumdur. eğer çocuğunuzu sünneet ettirmezseniz, çocuk buna dair tahmin edemeyeceğiniz bir strese girer. arkadaşlarına "oldum" diyerek yalan söylemek durumunda kalır. bu tür muhabbetler geçtiğinde kendini baskı altında, eksik vs gibi hisseder. oldum yalanı, ilerleyen dönemlerde nasıl olduğunu ayrıntılı anlatmaya varacak kadar derinleşir. stres üstüne stres biner. olur da sünnetsiz olduğu arkadaş çevresi tarafından öğrenilirse, nasıl bir alay konusu olacağını düşünmek bile istemem. tüm bunlar çocuğu inanılmaz kötü etkileyecek süreçler.

sünnet doğru mu yanlış mı, sağlıklı mı değil mi olayından bahsetmiyorum ben. zaten bahsedemem de çünkü uzmanı değilim. veya bir araştırma yapmadım. ama yukarıda bahsettiğim durumu ben bizzat yaşadım. başka yaşayan onlarca da çocuk gördüm.

türkiye şartlarında "ay ben çocuumu sünnet ettirmem kendi özgür pipisi o karar versin" gibi yaklaşımlar aptallıktan ibarettir.
0
mahone
(24.11.16)
@delicevat sünnet müslümanlıkta şart değil ama sünnet. :) Müslüman olup da sünnet olmayan kaç kişi var Türkiye'de? :) Herkes peygamber gibi sakal uzatmıyor ya da giyinmiyor ama herkesin pipisini kesiyorlar :/
0
birşeylersoracağım
(24.11.16)
mahone bey/hanım;

sizi refere eden terbiye çizgisi dışı bir yorumum mu oldu? niye bu kadar öfkelenip tanışıyormuşuz gibi bana ait olmayan sıfatları yakıştırma haddine eriştiniz? bizzat iade ediyorum. afiyet olsun.
0
doxanikee
(24.11.16)
@birşeylersoracağım müslüman olan herkesin pipisini kestirdiğini bilemeyiz.Doğal olarak bazı insanlar bunu saklıyor eşiyle vs. bu konuda uzlaşmış olabilir. Sünnetin islamla ilgisi çoğu müslüman bilgin akademisyen vs tarafından sorgulanan bir durum.
0
delicevat
(24.11.16)
@doxanikee ; şaşırdın heralde. ben sana birşey mi demişim? yazılanları hızlıca yüzeysel okudum. niklere bakmadım bile ki zaten hiç bakmam.

herkesin fikrine zıt fikir yazmışım ben. neden direk sen üzerine alınıp da cevap verme ihtiyacı duydun anlayamadım. ben sana istinaden yazmadım yazdıklarımı.

saygılar.
0
mahone
(24.11.16)
@birşeylersoracağım, sünnet sünnet değildir zira muhammed sünnet olmamıştır. sünnetli doğduğu iddia/rivayet edilir.
0
cekilmis gayfe
(24.11.16)
çocuğum olursa sünnet ettiririm. lisedeki hristiyan arkadaşımın sünnet olmadığı için sağlık sorunu yaşamıştı.
0
MtKrt
(24.11.16)
mahone baskıya göre hareket etmeyi onaylamış. O zaman mahalle baskısı gören kızlar saçını kapatmalı ve "ben saçımı kapatmam" demek aptallık.

O zaman insanlar onaylamıyor diye mini etek giymemeli kimse ve giymek aptallık.

Dediğin şeyin ne anlama geldiği hakkında gram fikrin yok.

Dediğin şey resmen toplum baskısına boyun eğmek. Ne dediğinizi bilmiyorsunuz insanlara aptal diyorsunuz ya. Aklınızı başınıza alın biraz.

Sünnet olmayan baskı görüyor -> Sünnet olmak doğru olan hareket, sünnet ettirmemek aptallık.

Ya yürü git gözünü seveyim :D Söylediğin laf neresinden tutsan elinde kalıyor.

"Sünnet olmayan çocuklara baskı çok büyük, o yüzden psikolojisini göze almak önemli" desen bir yerin mi eksilir? Çocukları sırf şimdiye kadar öyle gelmiş ve öyle olmayana baskı yapılıyor diye istenen şekilde yetiştirmeyi önerip üstüne bu haksız duruma baş kaldıranlara aptal demek içi boş gelenekçiliğin, gericiliğin çanağı olmak demektir.

Çocuğu sünnet ettirmek gerçekten sadece bu baskı sebebiyle bile diğer seçeneğe göre iyi bir seçenek oluyor olabilir ama bu onu doğru hareket yapmaz, yapmamayı da aptallık yapmaz.
0
Adramelekhh
(24.11.16)
@adramelekhh+1 yeri gelince burda düzene saydıran, çomar bilmem ne diyen, başka konularda toplum baskısına boyun eğenlere laf edenler ehh yaptırmak gerekir diyor.
edit: bu arada herkes bu düşünce sistemiyle hareket ederse zaten sünnet gibi bir gelenek devam eder, o toplum baskısı denen şey de devam eder. Çocuğun psikolojisi ayrı bir konu ve abartıldığı kadar olacağını da düşünmüyorum. Gayrimüslim çocuklar napıyor? Sen yanmazsan, ben yanmazsam nasıl ülke bu kafa yapısından çıkacak peki?
0
🌸limoncello
(24.11.16)
çocukta travma olur diyenler türkiye'de hristiyanların yaşamadığını zannediyor galiba. pardon da rum, süryani, ermeni falan da var bu ülkede. sünnetsiz ve de psikolojisi sağlam yetişiyoruz, korkmayın.
0
nathanieltroy
(24.11.16)
@corazon bu konuda net bir bilgin var mı? yoksa kulaktan dolma gavurlarda pislik birikiyormuş, biz müslümanlar çok temiziz anlayışı mı? Birçok kaynak da yanılmıyorsam sünnetin tıbbi bir koruyuculuğu olmadığı yönünde. Yoksa ben bağnaz değilim, sağlık için yaptırıyorum diyerek aklileştirmeye mi çalışıyorsunuz kararı.
0
🌸limoncello
(24.11.16)
0
Adramelekhh
(24.11.16)
İlerde oğlum olursa sünnet ettirmeyi kesinlikle düşünmüyorum. Sünnete tamamen karşıyım. Sebepleri:
1. İslam'da yerinin olmaması, hatta İslam'a ve Kuran'a aykırı bir gelenek.
2. Çocuğun vücut bütünlüğüne kesinlikle haksız bir müdahale, hatta travma yarattığını düşünüyorum pek çok çocukta.
3. Sağlık açısından olumsuz sonuçlar yaratabilir, cinsellikten alınan zevki azaltıyor.
Toplum baskısı denmiş ama çoğunluğun yaptığı her şey doğru mu?
0
[email protected]
(24.11.16)
evet toplum baskısına boyun eğmek. ben bunun aksini iddia etmiyorum zaten :) yaşadığın toplum, senin farklılıklarına, düşüncelerine, tercihlerine, inançlarına vs saygı göstermiyor, seni dışlıyor, etiketliyor ve daha başka şeyler yapıyorsa, ve UYMAMAK senin sosyal hayatını, iş hayatnı etkiliyorsa, senin yaşam özgürlüğünü riske sokuyorsa mecburen (yani sike ske) o toplumun uygulamarına yanlış da olsa sen de uymak zorunda kalırsın. hepiniz de bunu yapıyorsunuz. ben de yapıyorum. burada gelip yazmak atıp tutmak çok kolay.

bir de, gericilik ve gelenekçilikle "ya ben öyle düşünmüyorum" tarzında mücadele edilmez.
0
mahone
(24.11.16)
@mahone o mantıkla herkesin toplumdaki diğer yüzde 50 gibi olması gerekir o zaman boyun eğelim ve tam anlamıyla bir orta doğu ülkesine dönüşelim o mantıkla. Ha diyebilirsin ki ben müslümanım ve bu sünnet oğlumu da bir müslüman gibi yetiştirmek istiyorum ve onun kararlarına önem veriyorum, eyvallah. Ama toplum baskısı, boyun eğmek zorundayız falan diyip de sonra akp ya da yüzde 50, çomarlar ülkenin içine ettiler denmesin. Tutarlı olunsun.
0
🌸limoncello
(24.11.16)
mahone gibilere aldanmayın. açık net söylüyorum. onların yetiştireceği çocuktan ne olur? sünnet ettirmeyin. toplum baskısı da neymiş. bu ancak dedenizin ya da babanızın zamanı için geçerli. şu anki çocuklar sünnetsiz pipiyi geç, zenci pipisinden alman pipisine kadar her olaya vakıf. "aaa sünnetsiz" diye kimse şaşmaz. çocuğunuzu kendine güvenli yetiştirdiğiniz takdirde karşısına geçip "yoksam sen sünnetsiz misin hihihihi" diyen mahone torunlarına "sana ne lan? sen sünnetli seviyorsan git başkasını bul" der ağlata ağlata eve gönderir.
0
elestirman
(24.11.16)
bizimkine yaptirmiyacagiz.
0
beriberi
(24.11.16)
@mahone:

Sen doğru olan baskıya boyun eğmektir diyorsun. O zaman yukarıda dediklerimi de onaylıyorsun:

Doğru olan insanlar tepki göstermesin diye mini etek giymekten kaçınmaktır.
Doğru olan insanlar baskı yapıyor diye saçı kapatmaktır.
Doğru olan insanların doğru kabul ettiği şeydir (argumentum ad populum = safsata).

Madem böyle düşünüyorsun yukarıda yazdıklarımı tek tek onaylamanı bekliyorum.
Varlığınız insan haklarına tehdit, sen ve senin gibilerin.
0
Adramelekhh
(24.11.16)
@limoncelo; evet zaten sonunda o olacak. bu arada ben mislümanım diyemem. dini kurallatra göre yaşamıyorum hayatımı. umrumda değil.

gericilikle, bağnazlıkla, yobazlıkla konuşularak mücadele edilemez. gericileri, kendilerine yakıştığı gibi, kendilerindnen olmayanlara karşı anlayış değil, öfke duyarlar. şiddet göstermeye kendilerini haklı bulurlar. farklılıklara tahammül edemezler.

diğer kesim ise, sorunlarını genelde konuşarak halledebilen seviyededir. şiddetten yana değildir. kendilerini ve ailelerini korumak için şidddet tehditi karşısında geri çekilme eğilimi gösterirler. bu onların acizliği değildir. aksine akıllı oldukları için, şiddetten uzak durma eğilimidelerdir. ama dediğim gibi gerici kesim cahil cesaretleriyle, şiddete meyillidirler. kendileri gibi olmayanları da kendileri gibi yapmak için her yolu mübah görürler.

konu çok dağıldı tabii. neyse.
0
mahone
(24.11.16)
haa bu arada ortadan sallamıyorum. 8 yaşında oğlum var sünnetsiz. din ve seks gibi hassas konularda bilgili. yani kendiini leyleklerin getirmediğini pipinin kukuya girdiğini bilecek kadar diyeyim. allahın bir tane olmadığını, islamın museviliğin hıristiyanlığın farkı farklı yaratıcıları olduğunu, bazılarının sünnet sevdiğini bazılarının sevmediğini, daha dünyada adını bile bilmediğimiz yüzlerve din ve yaratıcı olduğunu filan hep biliyor. dolayısıyla okulda birisi yanına geldiğindi "uuu allah çarpar" diye korkuttuğunda "hangisi?" diye cevap verip göt etmişliği var.
0
elestirman
(24.11.16)
şunu da bırakayım, "sünnet çok sağlıklı"cılar için: www.facebook.com
0
nathanieltroy
(24.11.16)
çocuk psikolojisinden ve toplumsal baskıdan haberdar olmayanlar yaptırmam diyor eki eki diye atıp tutan yazara istinaden;
bir psikolog ve sosyolog olarak yaptırmam, yaptırmayacağım, bunu da evleneceğim adamla baştan konuşacağım.
0
bir nick var benden iceri
(24.11.16)
@acemi olsa nolucak? 30 yaşına yaklaşmış adam orda söylenenlere mi kulak kabartacak hristiyanım desin geçsin en fazla. Yani kaç yaşında insanlarsınız hala o ne der, bu ne düşünür
0
🌸limoncello
(24.11.16)
hayır, düşünmüyorum.
kendi tercihine bırakmak daha iyi.
evet, vücut bütünlüğüne bir müdahale var.
0
pangea
(24.11.16)
düşünmüyorum kesinlikle.
0
chihirovekohaku
(24.11.16)
(6)

27 Yaşında İş Aramak

tamamen hayal urunudur
27 yaşındayım halihazırda özel bir kurumda Türkçe öğretmenliği yapıyorum. Evlenmeyi planlıyorum ve aldığım maaş ile zor geçiniriz diye düşünüyorum. Her ne kadar iş ortamından fazlasıyla memnun olsam da maddiyat anlaminda tatmin edecek bir is arıyorum.Birincisi türkçe ya da edebiyat öğretmenliği yapa
27 yaşındayım halihazırda özel bir kurumda Türkçe öğretmenliği yapıyorum. Evlenmeyi planlıyorum ve aldığım maaş ile zor geçiniriz diye düşünüyorum. Her ne kadar iş ortamından fazlasıyla memnun olsam da maddiyat anlaminda tatmin edecek bir is arıyorum.

Birincisi türkçe ya da edebiyat öğretmenliği yaparak 2 bin tl üzerinde maaş alabilir miyim? Ve tercih etmeli miyim?
İkincisi sektör, alan değişikliğine gidebilir miyim? Bilişimden anlarım mesela. Herhangi bir uzmanlığım olmasa da takip ederim. Bunun para edip etmeyeceğini bilmiyorum. Mesela bilge adamın grafik tasarım kurslarina gitsem sonrasinda iyi bir gelirim olur mu? Kafa acacak görüşlere ihtiyacım var.

Aslında kafamda öğretmenliğe atanıp sonrasında yüksek lisans ile devam etmek var ama su anda bizim alan için atanmanın çook zor olduğunu görüyorum. Özel sektörden devam etsem ne gibi artıları ve eksileri olur?

Bu arada yazdıklarımı ilk defa düşünüyor değilim. İki üç senedir aklimda olan sorular. Merak eden olursa detaylara da girerim.
0
tamamen hayal urunudur
(23.11.16)
naparsanız yapın ama bilge adam'a kursa gitmeyin
0
pide
(23.11.16)
guzel ortam bulduysan birakma. 2 bin uzeri alir miyim diye sormussun, yani 2 bine yakin birsey kazaniyorsun. guzel ortami birakmaya deger mi? evlendikten sonra hala isyerinde esinle harcadigindan fazla zaman harcayacaksin. gunun en az 7 saatini gecirdigin bir yerin de seni mutlu etmesi cok onemli ve iliski icin senin orada gecirdigin mutlu saatler alacagin uc bes liradan cok cok daha onemli.
0
beriberi
(23.11.16)
Açıkçası işim güzel. Fakat 4 senedir calismama rağmen sanki hala kapanacakmış gibi gelir hep. Tek maaşımız bile aksamadı ama hala icimde ayni korku var.
0
🌸tamamen hayal urunudur
(23.11.16)
Şifrelerle edebiyat gibi tarzlara yönelerek ders verebilirsiniz. Grafik tasarımda benim hiç bir kursa gitmeden meraktan kendini geliştiren bir tanıdıgım var inanılmaz paralar kazanıyor. İlginiz varsa iyi olursunuz kazanırsınız evet.
0
jazzabel
(23.11.16)
Grafik tasarimda bildigim kadariyla freelance de calisabilirsiniz yani hocaligi birakmaniza gerek kalmaz. Maddiyat onemli ama kafa rahatligi daha onemli bence ogretmenlikteki o rahatlik ozel sektorde olmayabilir.
0
condom kurşunu
(23.11.16)
Özel bir okulda matematik öğretmeniyim. 3500 tl maaş alan alan Türkçe öğretmenleri var okulumda. Hatta biri Esen'e kitap yazıyor. Özel dersi de var. Ortalama 5-6bin geçiyordur eline. Kurumsal bir yere girersen zaten en az 2500 tl ile başlarsın. iki de özel ders bulsan 3500 olur.
0
lancelot du lac
(23.11.16)
(20)

Markette kazayla kırdığınız şişenin parasını ödüyor musunuz?

franz kafka
Kasaya giderken düşüp kırılıyor, siz de bir tane daha alıyorsunuz ve kasiyer 2 tane parası okutuyor. Normali bu mudur?
Kasaya giderken düşüp kırılıyor, siz de bir tane daha alıyorsunuz ve kasiyer 2 tane parası okutuyor. Normali bu mudur?
0
franz kafka
(20.11.16)
normali budur evet. sizin hatanız sonuçta.
0
brakgn
(20.11.16)
ben çok küçükken tansaşta 6lı soda kırdım. yanımda ailem de yoktu. hani üstüme gelseler gelirlerdi ama tamam canım sen geç şöyle ben temizleyeyim diye bi abla gelmişti. ben de alacaklarımı alıp çıkmıştım.

benim marketim olsa bi meşrubat parasını almam ama tüm vitrini falan indiren olursa da benden çıkmasını istemem. herhalde bu tarz şeyler için de sigortalar var...
0
la rana
(20.11.16)
kasiyer kırılan şişenin/marketin sahibi olmadığından bir insiyatif almaya gerçek anlamda hakkı yoktur. (eğer şirket kendi içinde onlara bu tür yetkiler vermedi ise, ki verilmez) kasiyer kendi gönlünden "ödemeyin" diyemez, derse de şefe/müdüre haber verir sonrasında.

eğer müdür/şef'e söylerseniz yada sizi görürse muhtemelen "hiç önemli değil beyefendi" gibi bir tepki verebilir. o da kendine tanınan yetki dahilinde bunu yapar.

das kapital :(
0
güneyli çocuk
(20.11.16)
Real'de deodorant kırmıştım kasaya giderken, bir kaç saniye içinde yetkili bir abla geldi, ödeyebilirim dedim, o ise siz alışverişinize devam edin dedi, telsizden temizlik için anons geçti.

Bir arkadaşım migrosta kasada 4 birasını okutup çıktıktan sonra poşeti elinden düşürüyor ve hemen migrostan müşteri temsilcisi aynı biraları getirtip yeni veriyor.
Yani marketlerin müşteri memnuniyeti, müşteri sadakati politikası ile ilgili ve yine doğrusu parasını talep etmelerinden asla şikayetçi olmam, deodorant şişesini kırdığımda çok utanmıştım.

Sadece kasiyer ve müşterinin olduğu yerde, söylendiği gibi market yetki verdiyse, uygular.
0
atom karincanin torunu
(20.11.16)
bence normali bu evet.
0
basond
(20.11.16)
küçük bakkal için falan normal diyebiliriz ama büyük marketler zaten o kırılma dökülme bozulma durumları için hazırlıklılar.
hem zaten kendi elemanları da kırıyor, malları getiren firmanın elemanları malı depoya indirirken de kırıyor döküyor yani o hep olan bir şey ve ana firmaya rapor edilip telafi ediliyor, bu yüzden genelde o kırılıp dökülenlerin parasını almazlar.

jonglör gibi şişeyi atıp tutmaca yaparken yani bariz mallık sebebiyle kırdıysam öderim de rafa çarpsam veya ne bileyim torba yırtılıp düşse falan isterse 10 kuruş olsun mümkün değil ödemem.
0
azizakin
(20.11.16)
hayir, normali bu degildir. turkiyede nasi bilmiyorum ama yurtdisinda marketlerin "kayip" hesabi vardir, illa ki markette bulunan malin yuzde bilmem kaci kayip(curume, tarihi gecme, kirilma vs) olacaktir ve fiyat bunun uzerine belirlenir. tabi bakkal hasan bunu dusunmez de, super marketlerde o fiyati ben odemem.
0
beriberi
(20.11.16)
markette çalıştığım dönemlerde çok şişe kırmışlığım var. birası var, alkolü var, kutu kolası var. hiçbir zaman patronum da benden istemedi. iade edilebiliyordu sıkıntı yoktu bizde.
0
blue eyes white dragon
(20.11.16)
hangi markette?
ve ne şişesi?
genelde ürünler iadelidir. kırılan ürünleri firmaya iade ederler para almazlar.
0
veritaslibertas
(20.11.16)
Kirilan bir seyin parasi hic istenmedi bende marketten, bence istenmemeli de. Musteri memnunuyeti hesabi. Ama ikincisini okutsa itiraz etmem lakin bir daha da o markete gitmem.
0
kuehles blondes
(20.11.16)
Öğrenciyken discount market olmayan bir ulusal market zincirinde "gölge müşteri" olarak part time iş yapmıştım. İşlerden biri de markette şişe kolalardan birini kırmaktı :) Bayağı bayağı düşürüp kırıyordum marketin ortasında :))

Beklenen şeyse parasını almamaları (çünkü sigortalı) ve müşterinin üzerine gelmemeleri, hemen temizlenmesi vs. Hatta "bunları ne biçim dizmişsiniz böyle dizerseniz düşer tabi" filan diyorduk :))
0
koskoca kirpi
(20.11.16)
hayır istenmemli çünkü onlar kar marjlarını ona göre hesaplıyorlar aynı zamanda bir kısımı da zaten iade olarak geçiyor.
ben ev eşyaları satan bir mağazada çalıştım ve o zaman o mağazada da aynen böyle oluyordu.
0
fasulyek
(20.11.16)
migrosta basima geldi. tam kasaya gotururken siseyi dusurup ortaligi da mahvettim.
ben odeyecektim ama almadilar. yani migrosta almiyorlar.
0
bim tribi
(20.11.16)
Tansaş da alışveriş yaparken Hani sepetleri birbirinin içine geçiyorlar ya alışveriş sepetinin O kısmı açıldı aldığın zeytinyağı ve birkaç Şişe Şarap tuzla buz oldu Ben baya korkmuştum hem zeytinyağı hemde şaraplar pahalıydı Neyse ki yanıma gelip özür dilediler Siz alışverişinize devam edin dediler ben o zaman Sepetin önü açıldığı için böyle davrandılar zannetmiştim
0
Sir Anthony Hopkins
(20.11.16)
herhangi bir kafede bile kırdığın döktüğün çayın kahvenin parasını almıyorlarken marketin alması saçma.
0
elestirman
(21.11.16)
çok emin olmamakla birlikte marketlerin hatta en küçük bakalların bile kırılan ürünleri toptancıya geri verebildiğini sanıyorum.
Yani mesela bakkalda kırılınca onun parası bakkala girmiyor, firma onu ziyan olarak geri alıyor,

Bizim bakkal böyle anlatmıştı bana, bilenler aydınlatsın,
O yüzden markette kırılan şeyi ödemen normal değil (süpermarketten bahsediyorum tabi, züccaciyede vazo kırdıysan ödersin elbette)
0
michael_knight
(21.11.16)
ödemek zorunda değilsiniz, bulunduğunuz mekanın sigortası öder oluşacak masrafları.
0
osmanyueksel
(21.11.16)
atom karincanin torunu+1

ben olsam ödemek isterim ve ödemeyi teklif ederim.
nezaketen kabul etmeyip, kırılanın ücretini almazlarsa müşteri memnuniyeti adına iyi bir şey yaptıklarını düşünürüm.
ama ücretini alırlarsa da olumsuz bir şey düşünmem.

ister market olsun, ister bakkal olsun, ister pazar olsun.
sonuçta ben kırdıysam, benim telafi etmem gerekir.
karşımdaki kurumun/kuruluşun buna ihtiyacının olup olmaması değil önemli olan.
yaptığımın sonucundan doğan sorumluluğu yerine getiririm.
0
blatta hiberna
(21.11.16)
büyük zincir firmalarda müşteri kırıyorsa, ödeme almıyorlar. ama kendi çalışanları kırıyorsa sanırım onlardan kesiyorlar. bu yüzden başıma iki kez geldi, ikisinde de siz kırdınız değil mi bizim arkadaslar mı? diye ısrarla sormuslardı
0
lapetite
(21.11.16)
Normali budur. Isterlerse musterinin gonlunu hos etmek icin para almayabilirler ama normalde odenmesi gerekir zaten.
0
stavro
(21.11.16)
(2)

İngilizce Espri Sorusu

otonomo
Resimlerdeki tabela esprileri nedir?
Resimlerdeki tabela esprileri nedir?
0
otonomo
(20.11.16)
ilki WHITCH (cadı) ve CHURCH (kilise) kelimelerinin talihsiz bir birleşimi

ikincisinde de futbol oynamak yasaktır, sadece okçuluk alanı menzilinde oynanabilir yazıyor lksdjfglsfg

edit : ilk tabelada alltaki metne bakmadığım için esas olayı kaçırmışım :P beriberi haklı
0
kimlanbu
(20.11.16)
birincisinde secret bunker'i tabelayla gosteriyolar o halde ne gibi bi secret kaliyo ki, bence bu da espri
0
beriberi
(20.11.16)
(2)

Yunanistan'da yaşanır mı?

doxanikee
bir iki ufak pürüzü halledersem uzun bir süre(10-15 sene gibi) yaşama imkanım olabilir. hiç gitmedim ve bir fikrim yok açıkçası, giden gören varsa yorum yapabilir mi? türkiye'den fena soğudum.
bir iki ufak pürüzü halledersem uzun bir süre(10-15 sene gibi) yaşama imkanım olabilir. hiç gitmedim ve bir fikrim yok açıkçası, giden gören varsa yorum yapabilir mi? türkiye'den fena soğudum.
0
doxanikee
(19.11.16)
nadiren haber aldığımız birisi var, uzun süre çalıştıktan sonra kriz yüzünden işsiz kalmış ve durumları pek iyi değildi. pek çok kişi ailesinden destek almak zorunda kalıyormuş.
bunun dışında, atina malum en büyük şehir ve hiç güzel bir yer değil.
buradan gidip yerleşenlerden, parasız kalıp, hiç değilse iyi kötü iş buluruz diye dönenler oldu.
turizmin iyi olduğu yerlerde ise, turiste çalışanlar genelde işler fena değil diyorlar.
eğer iş/parasal sıkıntı çekmeyeceğim, garanti altındayım diyorsanız daha iyi olabilir.
ama okumaya gideceğim diyorsanız eğitim kalitesinin bizdekinden öte olduğunu pek sanmıyorum. oradaki türkler bile, genelde çocuklarını yabancı öğrenci kontenjanından türkiyedeki iyi okullara sokmaya çalışıyorlar.
0
furciferpardalis
(19.11.16)
eger para sikintisi olmayacaksa tam anlamiyla cennet. para sikintisi da soyle, gidip sahil seridinde bir koyde yasayacak kadar paran varsa (en fazla iki bin euro ayda, en az da 1200 olacak) olacaksa bence dunyanin en guzel yeri. ayrica ben de emekliligi yunanistanda yapmayi dusunuyorum kardesim, benim hayalim de bu.
0
beriberi
(19.11.16)
(5)

insanımız mal mı?

freetakilir
ulan bu arabanın neresi çıtır hasarlı? http://i.hizliresim.com/1VjE2j.png araba ölmüş gitmiş çıtır hasarlı yazmış ya. ben artık kime güveneceğim bilmiyorum.
ulan bu arabanın neresi çıtır hasarlı? i.hizliresim.com araba ölmüş gitmiş çıtır hasarlı yazmış ya. ben artık kime güveneceğim bilmiyorum.
0
freetakilir
(19.11.16)
insanımız espri yapmayı seviyor.
0
empty blank
(19.11.16)
ironi mi yapmak istedi acaba.
0
basond
(19.11.16)
bence çıtır hasarlı derken doritos manasında, çıtır çıtır oldu demeye getirmişler. şaka yapmıyorlarsa da durum aşağıdaki gibidir.

"ufak çizikleri var" > birden fazla kez kaza yaptım.
"arabanın tavanında hasar var" > 3 takla attım.
"değişen parçaları var" > o kadar ağır kazaya karıştım ki araba dört bir yana saçılmış, parçaları bulamadık, bulduklarımız da çalışmadı, mecburen değiştirmek zorunda kaldım.

gibi.
0
hayirsiz
(19.11.16)
basliga net cevap: EVET. araba ilaninda yanlis resim falan da koymus olabilir ama o da ayri bi mallik.
0
beriberi
(19.11.16)
insanımız mal. hatta hepimiz malız bence.
0
reavelyn
(19.11.16)
(4)

eski kıyafetlerimi ne şekilde değerlendirmeliyim sizce

zinomseker
şimdi kafama takılan bazı sorular olduğundan yazıyorum buraya. eski ancak hala giyilebilir durumda olan(ama benim artık sevmediğim/sıkıldığım/bana artık olmayan) kıyafetlerim, montlarım var. bunları değerlendirmek istiyorum. benim aklıma gelen şeyler ihtiyaç sahibi birine vermek ya da geri dönüştürü
şimdi kafama takılan bazı sorular olduğundan yazıyorum buraya. eski ancak hala giyilebilir durumda olan(ama benim artık sevmediğim/sıkıldığım/bana artık olmayan) kıyafetlerim, montlarım var. bunları değerlendirmek istiyorum. benim aklıma gelen şeyler ihtiyaç sahibi birine vermek ya da geri dönüştürülmeleri için bir yere vermek. hatta geçenlerde bir torba çok yıpranmış, artık giyilmesi mümkün görüşmeyen kıyafetimi h&m e götürdüm. onların geri dönüşüm kumbarası var. bu şekilde kıyafet getirenlere de indirim çeki veriyorlar hatta, aklınızda bulunsun bu da bir yöntem. ihtiyaç sahibine vermek kısmına gelince kendimce çekincelerim var. yaşadığım muhitte dar gelirli bildiğim insan yok ancak hemen hemen her marketin önünde suriyeli, dilenen, mülteci çocuklu aileler görüyorum. onlara verilebilir diye düşünüyorum ancak ben bunu daha evel bir kez denedim. montlarımdan birini kendilerine götürüp vermiştim. hani minnet belirtmelerini beklemiyorum aslında ama benim para yerine böyle bişey vermiş olmamdan dolayı memnuniyetsizliği bakışlarından akıyordu. pişman oldum geçen sefer biraz yani. hepsi böyle insanlar değildir, ben öylesine denk gelmişimdir belki. ya da ihtiyacı yoktur diyeceğim ama battaniyelere sarılıp çocuklarını yalın ayak gezdiren insanlar görüntüde. bir yandan da dileniyorlar. ihtiyacım var diye bağıran bir tablo bence bu. yapacağım hayrın hakikaten ihtiyacı olana nasip olmasını istiyorum. öte yandan geri dönüşüm de hayırlı bir iş değil mi? böyle bir ikilemim var. başka yöntemler önerirseniz üçlem dörtlem de olabilir, siz nasıl yapıyorsunuz bu işleri? ya da siz olsanız napaardınız? sorular yersiz mi sizce iyilik yap denize mi at diyosunuz ne diyosunuz?
0
zinomseker
(15.11.16)
kardes, cok iyi bi insansin belli. o elbiseleri koy bi tarafa, bu sozlukte su koye bilmemne yardimi yapalim diye kampanya falan baslatilinca hepsini paketle gonder. o dilenen suriyelilerin cogu turkiye'de kalmak vs istemiyo ki kiyafeti alsin dolabina assin. parayi biriktirip yunan adalarina gidecek, elinde de senin eski kiyafetlerini goturmez ki. ortama uymaya calisan suriyeli dilenmiyo.
0
beriberi
(15.11.16)
Sana şöyle söyleyeyim, arkadaşım bizzat yaşamış, başka biri anlatsa "uydurma!" derdim.
Dilencilerin çocukların ayakları hep çıplak oluyor, arkadaşım çocuğa çorap almış, annesine vermiş giydirsin diye ve annesi giydirmemiş. Ya o kadar acıyorum ki şu çocuklara. Bilerek giydirmiyorlar, duygu sömürüsü için. Neyse.

Ben de burada duyuru açmıştım konuyla ilgili, bir sürü kışlık, az giyilmiş, sağlam kıyafet verecektim. Bir arkadaş istanbul dışına istemşti ama gönderemedim. Bu yüzden, yine bir öneri üzerine Beşiktaş'ta şuraya bıraktım hepsini:
www.besiktas.bel.tr
İstanbul'da iseniz bu şekilde değerlendirebilirsiniz.
0
peggy
(15.11.16)
Suriyeliler giymez giyerse millet acımaz para vermez. Adamlar bok gibi para süpürüyor bir lira bir lira emin ol aylık geliri bizden fazla çoğunun. Utanan gururu olan zaten hamallıkta olsa çalışıyor. Kıyafetler için önerim burada yapılacak bir kampanyayı beklemek kış geldi eminim bir köy okuluna gider.
0
gozu acik sevisen yahudi
(15.11.16)
-belediyeler ve muhtarlıklar vasıtasıyla ihtiyacı olanlara ulaştırılabilir.
-ben daha önce izmir'de ve istanbul'da kozyatağı carrefour'da görmüştüm giyim bağış kutuları.hala var mı bilmiyorum ama arayıpo bir sorulabilir.
-modacruz ,gardrops vb. sitelerde satabilirsiniz. (letgo'yu önermiyorum)

edit:bir de cuma günleri kadıköy'deki pazarda 3-5 liraya kazak kot satanlar oluyor.onlara verirseniz hem satan kişi kazanır hem de ucuza giyisi almış oluyor insanlar.
0
demoniclewinsky
(15.11.16)
(3)

tehdit edilmek ve işsizlik

qazedcsrfvtyhngujmkol
millet sözlükte neler neler yazıyor internette herşeyini paylaşıyor ama benim kendime hiç güvenim yok. biri bi yazım üzerine bittin sen sana ne yapacağımı biliyorum veya buna benzer bi tehdit cümlesiyle cevap verse ve yazdığım şeyde de ufak da olsa gönderme varsa tırsıyorum. tırsmadan ziyada ne yapa
millet sözlükte neler neler yazıyor internette herşeyini paylaşıyor ama benim kendime hiç güvenim yok. biri bi yazım üzerine bittin sen sana ne yapacağımı biliyorum veya buna benzer bi tehdit cümlesiyle cevap verse ve yazdığım şeyde de ufak da olsa gönderme varsa tırsıyorum. tırsmadan ziyada ne yapabilir ki bu diye düşünmekten geriliyorum. belki öylesine yazdı yazan ama böyle saçma sebeplerle başıma iş almak istemiyorum. insanız bazen pişman olacağımız şeyler yapıyoruz ama bunu internette yapınca herhalde daha kalıcı oluyor.

ne önerirsiniz böyle durumlar karşısında. başkası olsa engeller bi daha kafasına takmaz herhalde ben ciddi ciddi niye böyle dedi bu hakikaten böyle mi demişim diye kendimi yiyor iştahtan kesiliyorum. hatta bana böyle diyenle diyaloğa girip daha da batırıyorum işi. evet kararsız biriyim bu yüzden sırf bunlarla karşılaşmamak için put gibi yaşamam lazım galiba her hareketimin sonucunu düşünmekten kafayı yiyecem. keşke mafyavari bi tip olsaydım diyorum bazen o zaman da korkusuz korkak gibi olurdum.
0
qazedcsrfvtyhngujmkol
(13.11.16)
yuzyillarca yuzyuze tehdit tecrubesi olan atalarin "havlayan kopek isirmaz" demis, rahat ol. bu tip it kopek sadece havlar. cok korkuyorsan da cevap verme, gormemis gibi yap, o zaten bulasacak baska birini bulup oradan cevap bulursa oraya odaklanir, ki zaten bu pisliklerin yasam tarzi bu, bulasmadan duramaz.
0
beriberi
(13.11.16)
suç içermeyen yazılar yazıyorsanız zaten bulunamazsınız, adınız soyadınız belli değil.
sizi tehdit eden kişiye hakaret etmeden eğlenin, ben öyle yapıyorum
0
kutukcu
(13.11.16)
issizlikten... gecer...
0
e haliyle
(13.11.16)
(8)

botoks yaptıran var mı?

boyalı kuş
kaşlarımı çatmaktan iki kaşımın arasında belirgin bir çizgi oluştu ve görüntüsü beni çok rahatsız ediyor. botoks yaptırmayı düşünüyorum. yaptırdım, pişmanım diye var mı?
kaşlarımı çatmaktan iki kaşımın arasında belirgin bir çizgi oluştu ve görüntüsü beni çok rahatsız ediyor. botoks yaptırmayı düşünüyorum. yaptırdım, pişmanım diye var mı?
0
boyalı kuş
(11.11.16)
ben yaptirmadim ama yaptiran biliyorum, devamli yaptirman lazim cunku botox kalici olmuyor. bir de ilk bir kac gun sislik oluyor. ama eger bunlar sorun degil diyorsan bence yaptir.
0
beriberi
(11.11.16)
Ofis arkadaşım yaptırdı 3-4 ay kaşlarını çatamadı istese de :)

5.aydan sonra kayboldu
0
gergedan
(11.11.16)
Benim doktor arkadasim kendisine yapacakti ve noktalari isaretledi aynada, o sirada sisede fazla botoks kalinca benim de alnima yapmisti :D

Normalde kirisikligim yok ama kasimi iyice kaldirinca orada cizgi cikiyordu o bolgeye yapalim dedi; cok etkili gercekten cilt bayagi guzellesiyor. Ustelik bana ceyrek doz yapmisti, tam doz da degil. Sislik, morluk, kizariklik olmadi.

Yani iyi bir sekilde yapilirsa ve direktiflere de dikkat edersen ( ilk gun basi egmeme vs) riski yok denebilir, mimik yapabiliyorsun yine tamamen doz ile alakali. Plastik cerrahlar dogal olmasi icin az dozla basliyor zaten, ama 4-6 ay arasi tamamen geciyor.

Benim botoks da gecti tamamen ama kaş kaldirma mimigini cok yapiyormusum kas hafizasini zayiflatip kirisiklik ilerlemesin diye abartili mimikleri onluyor ve su an eskisi kadar o mimigi yapmiyorum. Arkadasim yaparsa sisenin dibine yine talip olacagim bu gidisle adfagsd. Zaten duzenli yapilirsa etki suresi uzuyor. Ayrica kalici derin kirisiklik baslamadam botoks baslanirsa daha etkili oluyormus.
0
neferkitty
(11.11.16)
@ neferkitty, alnındaki kırışıklığın derinliğinde azalma oldu mu?
0
🌸boyalı kuş
(11.11.16)
İşinin ehli bir doktora yaptırırsan pişman olacağını sanmıyorum. Benim bazı arkadaşlarım diş hekimine yaptırıyor :)
0
old possum
(11.11.16)
Benim normalde mimik yapmadigimda cikmiyor ama kaşımı kaldirmam azaldığı icin( tam kaldiramiyordum) cizgi filan cikmiyordu. Arkadasimin cizgileri derindi yani normalde de vardi ama botoks etkisindeyken tamamen silinmisti cizgileri. Ayrica cildi daha gergin duruyordu. Yaptir bence :)

Ekleme: bir de teorik kismindan az biraz bahsetmisti yaparken senin yaptirmak istedigin alan en az riske sahip alanlardan. Mesela goz cevresi filan daha riskli ya da alinda iyi yapilmazsa asimetri filan oluyormyus ama kas arasi bolgede bu tarz bir risk bile yokmus.
0
neferkitty
(11.11.16)
@neferkitty, göz kenarlarıma da gerekiyor aslında. oraya da önerir diye düşünüyorum. asimetri olabileceği aklıma hiç gelmemişti.
0
🌸boyalı kuş
(11.11.16)
Isin ehli birisi yaparsa sorun olmaz korkma, goz cevresinde teknik onemli yanlis enjeksiyonda gecici goz kapagi sarkikligi filan yapabiliyor. Goz cevresi icin bence mutlaka plastik cerraha yaptir. Bir de kullandiklari botoksu sorgula cin mali filan olanlar var piyasada alerji riski yuksek oluyor kalitesiz botokslarin.
0
neferkitty
(11.11.16)
(9)

oda hava nemlendiricisi

fuckerlove
arkadaşlar merhaba. kış aylarında özellikle petekler yanınca ortamın nemi tükeniyor. bu da sizi bilmem ama benim cildimi, gözlerimi ve boğazımı mahvediyor. peteklerin üstüne su koy falan diyorlar da yok yani öyle çözülmüyor bu problem denedim. kullanan var mı, tavsiye eder misiniz? hbde baktım ama o
arkadaşlar merhaba. kış aylarında özellikle petekler yanınca ortamın nemi tükeniyor. bu da sizi bilmem ama benim cildimi, gözlerimi ve boğazımı mahvediyor. peteklerin üstüne su koy falan diyorlar da yok yani öyle çözülmüyor bu problem denedim.

kullanan var mı, tavsiye eder misiniz? hbde baktım ama oda nemlendiricisi olarak pek yorum yok. bu aletlerin çalışma mantığı nedir? şu kafelerde yazın kullanılan su buharı üfleyen aletler gibi değildir herhalde. teşekkür ederim.
0
fuckerlove
(11.11.16)
Evet suyu buharlaştırıp nem oranını arttırıyor. ama dikkatli kullanmak lazım, fazla kullanınca mantar oluşumuna sebep oluyor. ideali 30-40 arası nem oranı. bu yüzden havası çok kuru şehirlerde kullanılır sadece.

(bebekli kimi aileler kullanır bunu. bebekli birisi varsa çevrende onlara sor)
0
507
(11.11.16)
@507 teşekkür ederim öncelikle. ben de açıkçası bakteri üretir mi diye şüpheleniyorum. bir de hava temizleyici aletler var nemlendiricilerden farklı olarak. sigara içilen ortamlar içinmiş ama toz vs de bırakmıyormuş. nemlendirir mi acaba? biraz da lükse kaçıyor sanki bunlar ne bileyim...
istanbul'da yaşıyorum ama yine de kışları petekten dolayı çok kuruduğumu hissediyorum.
çocuklu ailelere sormam mantıklı olur.
0
🌸fuckerlove
(11.11.16)
temizleyici olanları bilmiyorum. tek nemlendiriciler iş yapar bence.
0
507
(11.11.16)
Benzer sorundan eşim de müzdaripti. Markette bir gün Sinbo'nun hava nemlendiricisini görüp denemek için aldım. Gece yatarken en kısık derecesinde açıyoruz; sabaha kadar rahat uyuduğunu söylüyor. İçine çok su koymayıp her gün değiştiriyoruz, şimdilik bir sorun yaşamadık. Bence işinizi görebilir böyle bir cihaz. Buhar çıkış miktarı, kapıyı açıp kapama gibi değişikliklerle size uygun ortamı ayarlayabilirsiniz. Hava temizleyicileri belki daha iyi bir seçenek olabilir ancak onun özelliklerini araştırıp doğrusunu seçme işi zor görünmüştü bana. Bir de dediğin gibi ücretleri epey fazla. Bir deneyip bakayım diyemiyor insan.
0
benimadımmayıs
(11.11.16)
peteklerin uzerine bir kap su koysan ise yaramaz mi acaba? hem bu suyun icine belki mandalina, portakal, limon kabugu vs de atabilirsin. ise yararsa sikinti kalmaz. denersen metal bir kap ile dene.
0
idexo
(11.11.16)
idexo +1
0
kassiopeia
(11.11.16)
@benimadımmayıs evet ya başlangıç için ben de deneyebilirim bahsettiğiniz ürünü. bulamazsam size sorabilirim. teşekkürler.
@idexo @kassiopeia onu denedim ama çözüm olmadı. metal kapta denememiştim aslında, uygun metal kap bulursam bir de öyle deneyeyim. teşekkür ederim.
0
🌸fuckerlove
(11.11.16)
bizim bebegin burnu kaniyordu geceleri, biz vicksin nemlendiricisini koyuyoruz, gayet basarili. Alete suyu dolduruyosun, su buharini fisss diye odaya ufluyo, ama kafelerdeki gibi su damlaciklari degil, tam buhar halinde oluyor.
0
beriberi
(11.11.16)
Bebek için aldık philips marka.en kısıkta bile gır gır kafa üzülüyordu iade ettik.
0
beholderrulez
(12.11.16)
(15)

software engineer interview

dellydenis
bir yazılım mülakatı yönetiyor olsaydınız adaylara nasıl sorular yöneltirdiniz? aklınıza gelen ilk soruyu yazabilirsiniz.
bir yazılım mülakatı yönetiyor olsaydınız adaylara nasıl sorular yöneltirdiniz?
aklınıza gelen ilk soruyu yazabilirsiniz.
0
dellydenis
(10.11.16)
genelde biz bildigi dilleri soruyoruz sonra da sohbet eder gibi konusuyoruz. cunku software engineer isi icin, eger junior alacaksan, ne bildigi degil, bir ekipe ne kadar uyumlu ve motive oldugu onemli
0
beriberi
(10.11.16)
Şunu sorardım ben olsam.

İşin içinden çıkmanın zorlaştığı durumlarda ne yaparsınız?

Bana sordukları soruyu söylüyorum şimdi de.

Elinde bir sihirli değnek olsa neyi değiştirirsin?
0
cok joleli ozgur
(10.11.16)
stackoverflow hesabının olup olmadığını sorardım.
0
ocanal
(10.11.16)
@cok joleli ozgur böyle s*kimsonik sorulara nasıl yanıt verileceğini de söylesen keske:)

pozisyon: mid-senior seviyesi.
0
🌸dellydenis
(10.11.16)
Bir stringi ters çeirmeyi fonskyiyonsuz nasıl yaparsın? tmp kullanmadan nasıl yaparsın.
0
Cursed Chico
(10.11.16)
@Cursed Chico nasıl yaparız?
0
🌸dellydenis
(10.11.16)
@dellydenis
stringlerden birisini digerine ekliyorsun sonra return ederken parametrelerdeki stringlerin length'lerine gore ters sekilde substring yapiyorsun.

edit: fonksiyonda tmp kullanmadan
0
jedilance
(10.11.16)
mid senior icin github hesabi, calistigi projeler ve eski isinde gunluk ya da cok sik yaptigi seyleri sorardim. mesela su siralar bizdeki stajer devamli integration testing yapiyor, burdan ciktiginda artik usta olacak.
0
beriberi
(10.11.16)
+ daha önce hiç yazılımla neler yapabileceğinin farkında oldun mu? dünyada keşfedilmemiş onca fikir varken, neden onları yapmak yerine bizimle çalışmak istiyorsun?

- ee, öhöm, şey, siz neden yapmadınız?

+ bazıları üretmek için doğar, bazılarıysa seçmek. ben seçmek için doğmuşum ve seni seçmek veya seçmemek için burdayım. oysa gördüğüm kadarıyla sen ikisi için de doğmamışsın. (-tercihen- o zaman ne için doğdun?)

not: troll değil, ciddidir.
0
tosiba
(10.11.16)
polymorphism nedir nerde kullanılır? aday junior ise object oriented hakkında bilgi verir misin?
0
yüzyıllık yalnızlık
(10.11.16)
peki size soru.
.net core'da crl ve just in time kullanımı kısaca anlatır mısınız?
0
🌸dellydenis
(10.11.16)
utf8'i oku blog postu'u yaz link'ini gönder (en çok karşılaştığım problemlerden biri dil/karakter seti problemleri)
bir listedeki elemanların kombinasyonunu çıkartan kodu yaz, github'a koy, link'ini gönder, ne kadar zamanda yazdığını söyle
Not: ne kadar kısa o kadar iyi,
tail call nedir oku blog post yaz link'ini gönder. (size neden fibionacci yazdırıyorlar sanıyorsunuz ki?)

bir tane daha vardı unuttum.
bunlar harici bölüm mezunu ise neden o bölümü seçtiğini, başka bölümden ise neden yazılıma geçtiğini, oturduğu yeri ve işe nasıl gidip geleceğini ne kadar süre yolda harcayacağını falan soruyorum.

blog postu sorularında içerik değişebilir, önemli olan bir konuda faydalandığı kaynaklar ve okuduğunu ne kadar iyi anlayabildiğini ve anlatabildiğini ölçüyorum.

kod yazma (her hangi bir konuda ve ofiste değil, evinde falan yazıyor zaten), burada ise hangi kütüphaneleri seçtiğini, dile ne kadar hakim olduğunu veya konuda ne kadar araştırma yapabileceğini görüyorum. ne kadar kısa yazarsa o kadar isi, ne kadar az dış bağımlılık yaratırsa o kadar iyi, dilin sunduğu standart kütüphanesini ne kadar etkin kullandığına falan bakıyorum. süre çok önemli değil, bu araştırma hızını ölçmek için gerekli bişi.

bir dişi istediğim kodu yazılımcı 6 saatte 1 satır olarak yazıp göndermişti mesela, bir erkek yazılımcı ise 2 saatten az sürece 150 satır gibi bişiy de yazmıştı, ben birincisini seçtim, az kod çok iş, aynı zamanda daha az bakım demektir.
0
selam
(10.11.16)
bedbed
(10.11.16)
- hangi tarz gelistiricisin, 1. cok konsantre, is sirasinda bilgisayarla arana birsey girmesini istemeyen mi? 2. iletisime dayali, diger gelistiriciler ile cok fikir alisverisi yapan, problemleri is birligi ile mi cözersin.
(bir takimda bu iki tarzdandan da calisanlar bulunmali benim fikrimce. 1. tarz is bitirici, sonuca kolay ulasir. 2.tarz yaratici olur genelde.)

- ne tarz gelistirme yaparsin? Test Driven Development mi, Behavioral Driven Development mi, ya da bir baska sekilde mi?

- Object Oriented Programlamanin gerekliliklerine inaniyor musun? neden? Yoksa fonksiyonel programlama mi daha mantikli geliyor? (yapilan ise göre sirketlerin sececegi gelistiriciler farkli olur)

- bilgini Horizontal mi tanimlarsin yani cok konu bilip az mi uzmanlasirsin? yoksa Vertical mi yani daha az konuda bilgin vardir ama bildigin konuda cok derinlesmissindir. (Bir takimda bu iki tarzda da uzmanlasmis insana ihtiyac vardir. bazi sorunlar uzmanlasma gerektirir, bazi sorunlar da cok disiplidir yani cok alanda bilgi gerektirir, cok derinlesmeye gerek yoktur)

- bir problemle karsilastiginda hangi yöntemi kullanirsin, o konuda kitaplari mi okursun, stackoverflow dan mi bakarsin, github dan mi kodlari incelersin, yoksa o konuyu cözen bir kütüphane/arac var mi bakarsin, yoksa kendin mi cözüm bulmaya yönelirsin (bir takimda her tipde gelistirici olmalidir, duruma sarta göre her bir yöntem avantajli veya dezavantajli olabilir)

- test kod yazarken ne gibi araclar/kütüphaneler/diller kullaniyorsun.

- bunlarin yaninda gelistiricinin algoritma yazma becerisini, kullanilacak dil konusunda yeteneklerini ölcecek temel sorular sorulmali. ama bunda sorular minimum ezber gerektirecek akil yürütme gerektirecek sorular olmali.

kisisel görüsüme göre bir gelistirici takimi olustururken güzel bir karma, güzel bir harmoni yapmak gerekir. sirketlerin en cok düstügü hata hep ayni tarz gelistiricileri ise almalari, bu da farkli sorunlarda takilmalarina cözüm üretememelerine neden oluyor. bir futbol takimi gibi düsünmek gerekir 11 kisinin 11i de golcü olmaz, kaleci de lazim, defans da. takim lideri de bu farkli yeteneklerin tarzlarin arasindaki uyumu da bilmeli hangi durumda kimin daha verimli olacagini idrak etmis olmali. her problem hep ayni tarz gelistirici ile cözülemez. problemin yada isin tipine, gereksinimlerine, zamanin darligina/genisligine göre uygun gelistirici secilir ve cözüme o sekilde ulasilir. bilisim alandinda calisan insan kaynaklari personeli ve gelistirici takim liderlerinin de gelistirici tiplerine hakim olmasi gerekir.
0
emrahday
(10.11.16)
solid'i sorardım.
en.wikipedia.org(object-oriented_design)
0
nuisance
(10.11.16)
(7)

kalça ve sırttaki sivilceler

nathanieltroy
kalça dediğim bildiğin popo işte sakfjdaslında hep vardı ama bu ara fazlalaştı gene. kırmızı kırmızı bi de, çok rahatsız ediyor görüntüsü. kullanabileceğim bir ürün var mıdır bunun için? ne yapmam lazım?erkeğim. yaş 25.
kalça dediğim bildiğin popo işte sakfjd
aslında hep vardı ama bu ara fazlalaştı gene. kırmızı kırmızı bi de, çok rahatsız ediyor görüntüsü. kullanabileceğim bir ürün var mıdır bunun için? ne yapmam lazım?

erkeğim. yaş 25.
0
nathanieltroy
(06.11.16)
Bu o tavuk derisi hastaligi denilen sey degil mi:/
0
kuehles blondes
(06.11.16)
@kuehles blondes yok, google görseller'den gördüğüm kadarıyla değil yani. o baya kötüymüş.
0
🌸nathanieltroy
(06.11.16)
komik gelebilir ama bebek pudrasi sur kardes, nem ve surtunmeden oluyo hep kicinin ustune oturunca. arkani da yasliyosan biseye gun boyu, al sana sivilce
0
beriberi
(06.11.16)
(bkz: nadixa) sür pambıhlı giy.
0
illegalstar
(06.11.16)
yediklerinden de olabilir. bir görsel vardı vücudu parçalara bölmüş şurda çıkan sivilce şu anlama gelebilir falan diye yazmış. o görseli bulamadım bakıyorum 10 dkdır. ama sırt ve kalça işte karaciğerden olabilir, çok şekerli tüketiyorsan olabilir diyordu yanlış hatırlamıyorsam.
0
jangbogo
(06.11.16)
@jangbogo şeker ya da sağlıksız yağları neredeyse hiç tüketmiyorum. bi de zamanında gittiğim cilt doktoru "sivilceyi bünyeniz yapıyor, yediğiniz şeylerle hiç alakası yok" demişti bana.

uzun süreli oturduğum ve terleme olabileceği doğru. 10 dakika hızlı yürüyeyim, kışın bile olsa sırtım ter içinde kalıyor. bunu engellemenin de hiçbir yolu yok maalesef :/
0
🌸nathanieltroy
(06.11.16)
pilar keratosis denen şey olabilir, bende de var sonradan çıktı. kalıtsal olarak geçiyormuş. anne ya da babanızda kesin vardır diyeceğim ama benimkilerde yok. lan yoksa? :)
kesin tedavisi yok nemlendirin diyorlar. az sayıda oldukları için geçinip gidiyoruz.
0
bass solo take one
(06.11.16)
(13)

Türkiyede neden kimse depremden korkmuyor?

kurnaz
Aşağıda ev almalı soru vardı, okudum kimse depremden bahsetmemiş.Ben istanbula gelirken en korktuğum şey deprem. İnsanlar hiç bir şey yapmıyor bu konuda. Ev yatırımı yapacak düşünmüyor bile.Depreme bir şey yapamazsın ama gelecek planlarında lafı dahi geçmiyor insanların, bana garip geliyor. Ben mi y
Aşağıda ev almalı soru vardı, okudum kimse depremden bahsetmemiş.

Ben istanbula gelirken en korktuğum şey deprem. İnsanlar hiç bir şey yapmıyor bu konuda. Ev yatırımı yapacak düşünmüyor bile.

Depreme bir şey yapamazsın ama gelecek planlarında lafı dahi geçmiyor insanların, bana garip geliyor. Ben mi yanlış düşünüyorum?
0
kurnaz
(06.11.16)
Biz ev bakarken deprem açısından değerlendirip alıyoruz. Düşünen başka bildik yakınlarım da var.

Sen doğrum düşünüyorsun.
0
bir ileti paylastim
(06.11.16)
yeni yapılan binalar depreme dayanıklı yapılıyor diye söyleniyor. kentsel dönüşümde de bahane genelde binaların daha sağlam yapılacağı bilgisi. gerçekten dayanıklı mı yapılıyor bilemiyorum da deprem hayatımızdan çıkalı çok oldu ve sürekli bununla yaşamak zor. teyzem uzun süre büyükada'da oturmaya akıl sır erdiremezdi, deprem olursa tehlikeli olur, hatta tsunami olur diye felaket senaryoları çizerdi çünkü. ama geçtiğimiz ay adadan ev aldı :) o korkuyla yaşanmıyor sanırım.
0
nathanieltroy
(06.11.16)
bir deprem olsun o zaman korkmaya başlayacağız yine.
tipik türk hareketi bu.
0
burya
(06.11.16)
başların gelmediği için. maalesef, acı gerçek.

ben hem 17 ağustos'u hem 12 kasım'ı göbeğinde yaşadım. şehrimde taş üstünde taş kalmadı. yıkılmayan şeyleri de yıktılar. çoğu insanın cesedini bile bulamadılar özellikle 12 kasım'da.

olacağı varsa olur mantığı çok saçma. istanbul'u büyük bir felaket bekliyor. bu çok konuşuldu. sözlükte bu konuda yazılmış çok detaylı ve güzel entryler de var. maalesef bu konuda ciddi bir önlem alınmıyor. kentsel dönüşüm vs deniyor tamam ama şehrin göbeği, merkezi ne olacak? şişli'nin tamamen yıkıldığını falan düşünsenize bir?

herkes önlemini almalı. gerekirse şehir dışına taşınmalı, gerekirse istanbuldan taşınmalı. istanbulun zemin olarak kuvvetli yerlerine göçülmeli. evet, her şey ölümünüze sebep olabilir ama göz göre göre bunu beklemek doğru değil.
0
kfk
(06.11.16)
kfk +1 iki depremi de yaşadım. bu yüzden de aradan 17 sene geçmesine rağmen hala şu an deprem olsa nereye kaçarım diye her gittiğim ortamda keşif yapıyorum. böyle yaşanmaz evet o ayrı bi durum :) ama insanlar başlarına gelmediği için yok sayabiliyor. bu kadar olan biten gündem arasında kimse depremi hatırlamıyor.
0
pide
(06.11.16)
Yeni yapilan evler guncellenmis deprem yonetmeligine uygun yapildigi icin insanlar cok da dert etmiyor olabilirker.
0
kuehles blondes
(06.11.16)
yeni yapılan evlere de güvenmiyorum, müteahhit üstüne mutlaka en az bir kat daha koyuyor kar etmek için. 7 katlı ev ne kadar sağlam olabilir diyorum güvenemiyorum. hatta bi öğretim görevlisinin de kentsel dönüşüm sonrası yapıların sağlamlığına güvenmeyin diye bi beyanı vardı. umarım yanılırım.
0
pide
(06.11.16)
Sözlükte deprem denetimlerine giden birisi uzun uzun yazmıştı; İstanbul Marmara açıklarındaki evlerin %99'u depreme dayanıksız. Hele Kadıköy vs gibi eski yerleşim yerleri yerle bir olacak düzeyde kötü. Eskiden kullanılan deniz kumu gibi son derece dayanıksız malzemeler, ölçüm için daha örnek alma aşamasında dağılıp parçalanıyormuş. Yani Zeytinburnu-Kartal şeridi hattı sn derece riskli. Risk kuzeye doğru şertitte azalıyor, fay hattından uzaklaştıkça yani. En güvenli bölgeleri kuzey kesimleri ancak onlar da merkezden oldukça uzak. Zenginler filan genelde kuzeydeki villalarda filan yaşıyor zaten, ama onu dışında kentsel dönüşüm filan gelse de fay hattının hemen dibindeki güney şeritte depreme dayanıklılık kısmı pek inandırıcı gelmiyor bana maalesef. Ancak insanların başka seçenekleri olmadığı için haydi deyip taşınamıyorlar. Bir de İstanbul'da büyük depremde zaten Walking Dead gibi bir ortam oluşacaktır, uzun süre yardım filan gelmeyecek,yağma, cinayet vs her türlü kaos oluşacak ve insanlar kaçamayacak bile. Anında ölme fikri daha cazip geliyor.
0
neferkitty
(06.11.16)
@burya +1000

biz sessizce kaçtık istanbul'dan.

istanbulda deprem olunca, bina sağlamsa sana bişey olmaz diye bişey yok. 7.6'lık bir istanbul depreminde binaların yarısı yıkıldığında şunlar olacak:

depremden sonraki ilk hafta:

- görece daha zenginler hayatta kalacak, daha fakirler evsiz kalacak.
- istanbul içinde ulaşım zaten zor, trafik saatlerce tıkanıyor, depremde o yolların üstüne binalar yıkıldığında şehre giriş çıkış komple bitecek
- ayakta kalmış marketler talan edilecek, şehirde yiyecek ve temizlik malzemesi bile bulamayacaksın.
- dandik altyapı yüzünden sular ve elektrik kesilecek
- dandik doğalgaz yüzünden ısınma imkanı da kesilecek.
- sağlık imkanı olmayacak, sağlık malzemeleri çoktan talan edilmiş, hastaneler dolup taşıyor olacak.
- sokak ortasında silahlı soygun, bıçakla tehdit gibi yöntemlerle millet birbirinden yiyecek içecek çalacak.
- Devlet hızlı bir arama/kurtarma operasyonu yapmayacak (bkz bir sonraki madde)

depremden sonraki ilk ay:

- ayakkabı kutularındaki paralar, tayyip'in "yastık altında para saklamayın" mesajları, doların artmasına rağmen piyasaya dolar süremeyen ve faiz düşüremeyen merkez bankası gibi şeyler hep devletin kasasında para kalmadığını gösteriyor. bu yüzden devletin hızlı ve etkili bir arama kurtarma operasyonu, veya milyonlarca kişiyi barındıran şehirde yolların hemen açılması, 15 milyon kişiye her gün yiyecek içecek temiz su dağıtılması gibi hayaller kurmayın.
- AKUT bile tasfiye edildi, binalarına el kondu, çünkü başkanı AKP'li değil. O yüzden özel yardım kuruluşlarından da yardım beklemeyin.
- Sağlam binada oturan zenginler elini kirletmeyecek, yıkılmış binada oturan fakir kendi derdinde olacak. Halktan da enkaz kaldırma gönüllüsü beklemeyin. 100 kişi gerekiyorsa 1 kişi çıkacak. Onun haberi yapılacak.
- Yıkılan binalarda kurtarılabilecek kişiler çoktan öldü, cesetler kokuyor.
- Yıkılmamış apartmanlarda oturan kiracılar hayatlarına devam edemeyecekler, ev sahipleri, az sayıda kalmış sağlam binalardaki kiraları iki katına çıkartma hevesiyle sizi kovmaz mı sanıyorsunuz? Mahkemeye verseniz kazanırız mı sanıyorsunuz? O yeni binalar kentsel dönüşümde AKP yandaşı müteahhitlere verildi, yine yanlaşlara peşkeş çekildi. Mahkemeler sizden yana değil.
- Dandik binalarda oturan ve evlerini kaybedenler: marketlerde kasiyer, su tesisatçısı, berberler, hamallar, vs vs. Bu kişiler memleketine akrabaların yanına kaçtı bile. Sosyal düzeni sağlayacak kimse yok. Yıkılmamış plazalardaki beyaz yaka gömlerleri ütüleyecek adam yok.
- O kadar yıkılmış bina var, tecavüzler bitmedi tabi ki daha da arttı bu noktada. Silahlı soygun, yağma, talan devam ediyor.

Depremden sonraki 1 yıl:

- Siz hayal edin, ben yoruldum yazarken. "Ekonomi", "emlak", "ticaret", "eğitim öğretim" kilit kelimeler.

Sizin bina yıkılmayınca da hayatta kalamıyorsunuz yani.
0
harzem
(06.11.16)
sozlukteki insanlardaki dusunce yapisi toplumun dusunce yapisini cok yansitmiyor. buradaki insanlar devamli gelecek kaygisi ve yapilabilecek sey arayisinda ama diger insanlar gunu yasama derdinde. yani olacakla olecege care yok lafi bosuna cikmamis. kaybedecek cok seyin varsa korkarsin, yoksa zaten neye korkacaksin. evi birak arabaya parasi olmayan adamin bin tane derdi var, depremin uzerinden de uzun yillar gecti...
0
beriberi
(06.11.16)
10 şiddetindeki depreme dayanıklı evin var diyelim. deprem olduğunda evinde olacağının garantisi var mı? veya alırken dayanıklı dediler ama gerçekten dayanıklı mı?
iş yerinde olabilirsin mesela. belki dışarıda müşterileri ziyarete gittiğin bir işin var...
arkadaşına, akrabalarına ziyarete gidersin orası depreme dayanıklı mı olacak? hadi çıkalım bi cafeye gidelim dedin ya orası?
çocuğun varsa eğer veli toplantısı/görüşmesine çağrıldın. okul dayanıklı mı?
allah korusun hastanede bir işin oldu. orası dayanıklı mı?
seçenekler arttırılabilir. tabiki sağlam, depreme dayanıklı bir ev araman çok doğal ve hakkın. diyelim ki yukarıdaki saydığım tüm ortamlar da dayanıklı. ama istanbulda büyük kaos olacak. evime kapanırım dışarı çıkmam dersen, dışarıdan gelebilecek tehlikeyi bertaraf edebilirim dersen sağlam denen evinde otur.
sonuç olarak şunu diyeceğim. sağlam ev almakla bitmez iş. deprem oldu, evdeydim, ev yıkılmadı, hayatta kaldım. ee sonra?
0
sutlu nescafe
(06.11.16)
öyle bir felaket senaryosu yazmışsınız ki, öldük bittik kapatalım dükkanı gidelim. şimdi sevin, sevmeyin, nefret edin akp'nin bu kadar geniş kitlelere hitap etmesinin en önemli sebebi belediyecilikteki başarısı, sağlık, devlet hastaneleri vs. gibi sosyal hizmetlere getirdiği çeki düzen. hal böyle olunca da olası bir kriz anında da sosyal devlet reaksiyon gösterecektir. bir kaos ortamı ilk başta olur ama düzen sağlanır. akp en çok bundan puan topluyor.

sokakta insanların elindeki yiyeceği çalmak için birbirini çekip vurması falan çok uçuk düşünceler. istanbul'dan ibaret sanki dünya. istanbul'da yaşayan hemen herkesin türkiye'nin bir yerlerinde akrabası vardır. sokakta adam vuracağına en kötü onların yanına giderler.

depremden neden korkmuyorsunuz soruna gelince. yeni bir binaya taşındık birkaç sene önce. eski 40 senelik binamız olsa daha bir korkardım ama burada yeni bina olmasının bir rahatlığı var. daha ne yapabilirim? fay hattında yaşıyoruz diye şehir mi değiştireceğim? işim burda gücüm burda.
0
juninho77
(06.11.16)
Ben korkuyorum. 17 ağustos istanbul depremlerini de yaşadım. Habire avizeye bakıyorum deprem mi oldu diye, bayağı paranoyak yaptı. 97 eylül aylarında olan depremdeki evdeyim hala, sağlam gibi. Ama işte yolda filan her şey şansa.
0
Cursed Chico
(06.11.16)
(9)

yollara dusme seyahat temali sarki

kassiopeia
https://m.youtube.com/watch?v=1TD_pSeNelUOn the road again gibi ( tarz olarak ayni olmak zordunda degil elbette) sozleri yollara dusmeli, gezmeli gormeli deneyimlemeli temali bildiginiz sarkilari paylassaniz ne guzel olur :) ya da yollara dusunce neler dinliyorsunuz?
m.youtube.com

On the road again gibi ( tarz olarak ayni olmak zordunda degil elbette) sozleri yollara dusmeli, gezmeli gormeli deneyimlemeli temali bildiginiz sarkilari paylassaniz ne guzel olur :) ya da yollara dusunce neler dinliyorsunuz?
0
kassiopeia
(06.11.16)
Parov Stelar - The Sun
www.youtube.com
0
pike
(06.11.16)
Easy Rider filminin müzikleri.

Steppenwolf - Born to be Wild
Steppenwolf - The Pusher
The Byrd - Wasn't Born to Follow
0
efreet sultan
(06.11.16)
Road trippin - rhcp
0
la rana
(06.11.16)
www.youtube.com

Rica ederim.
0
6 yasimdan beri metal dinliyorum
(06.11.16)
www.youtube.com neseliysem

www.youtube.com dertliysem
0
beriberi
(06.11.16)
Cook tesekkurler! Yolunuz acik olsun!
0
🌸kassiopeia
(06.11.16)
America - A Horse With No Name
www.youtube.com

Bir de şu geldi aklıma: Moddi - Togsang (Bu şarkı tarz olarak sizin paylaştığınızdan epey farklı.)
www.youtube.com

Aynı şarkının orijinali: www.youtube.com

Aklıma geldikçe eklerim.

Edit: Şu da vardı klasiklerden ama bunu zaten biliyorsundur: Chris Rea - Road to Hell
www.youtube.com
0
köstebek kurabiye
(06.11.16)
türkçe de sayılıyorsa

bulutsuzluk özlemi - güneye giderken
www.youtube.com

mor ve ötesi coverı da baya başarılı bu şarkının. onu da iliştiriyorum
youtu.be
0
naberabi
(06.11.16)
allah-las - busman's holiday;

www.youtube.com

allah-las - long journey;

www.youtube.com

ve alice in chains - i stay away;

www.youtube.com

alice in chains - don't follow daha uyumlu;

www.youtube.com
0
rain when i die
(06.11.16)
(13)

Yeni neslin ev araba almamasının sebebi?

tchuck
onedio'daki saçma sapan, altyapısız bir yazıya göre "çok özgür ruhlu" olup "kazananların satın alanlar değil kiralayanlar olduğunu bildikleri için" miş.dünkü meşhur başlıktaki ev almamayı savunan tayfadan anladığım kadarıylaysa:https://eksisozluk.com/ev-almanin-mantiksiz-olmasi--3983915?a=popularhes
onedio'daki saçma sapan, altyapısız bir yazıya göre "çok özgür ruhlu" olup "kazananların satın alanlar değil kiralayanlar olduğunu bildikleri için" miş.

dünkü meşhur başlıktaki ev almamayı savunan tayfadan anladığım kadarıylaysa:

eksisozluk.com

hesap kitap bile yapamayan embesiller olmalarıymış meğer ev almamalarının sebebi.
yaptıkları hesaplar 4 işlem matematiğinin bile altında kalıyor; hani faizi vs. geçtim veya 20 yıl kira ödedikten sonra elinin altında satacak tek bir dirhem sana ait eşyan olmamasını da geçtim, adamlar toplama çıkarmada bile iflas ediyorlar.

anladım ben yani. iki sebebi var;

1. yeni neslin ana babaları hem yokluk nedir bildikleri için, hem de o dönem 2 maaşa arazi alınabildiği için, çocuklarına genelde ev olsun araba olsun bir şeyler bırakabilmişler. yani onlar çekmiş cefasını bunlar sürüyor keyfini. (bende bişey yok, ama çevremdeki herkesin anasından babasından bir ev kaldı en azından. 3-4 kardeşe bir ev kalan da oldu tabi ama, kaldı mı kaldı)

2. yeni neslin gerçekten embesil olması. bunun payı daha büyük tabi. %80 sebebi embesil olmalarıysa, %20'lik sebebi 1. maddedir.

siz ne düşünüyorsunuz?
0
tchuck
(06.11.16)
ben kendi evimi 2006 yılında aldım. o zaman 40 asgari ücret karşılığı almışım oturduğum evi. hala da ailece oturuyoruz, gayet de memnunuz. 3+1, site içinde, parkı basket sahası falan olan, sessiz sakin bir ev. bodrum ya da giriş falan da değil.

şimdi 40 asgari ücret ediyor 52.ooo lira. sen bu paraya bu semtte artık 1+1 bile alamıyorsun.

ben ilk arabamı 2009'da aldığımda maaşım 2500 liraydı, 23 bin liraya sıfır fiat marka araba almıştım. 10 aylık maaşım etmiyordu o zaman.

şimdi işe yeni başlayan bir insan, 10 aylık maaşıyla ancak 10 yaşında bir araba alıyor.

e fakirliğe vuracağına entelliğe vuruyor, ne yapsın?
0
babilbaligi
(06.11.16)
seyler.eksisozluk.com

ben bu yüzden almayacağım.

ayrıca doğru tespit yapmışsın. ikisi de dahil. hem aileden kalıyor hemde embesiller.

bide türk aile yapısı var. mesela herkes asgari ücret alıyor ya, kişinin bu parayla yalnız başına yaşama ihtimali yok, herkes eve getiriyor birikenle de ev geçiniyor. türk aile yapısı olmasa ülkenin %80i açlıktan kırılırdı. şu an bile kırılıyoruz gerçi ama bizi ayakta tutan şey bu bence. yani almamalarının sebebi aynı zamanda bunu yapamayacak olmaları. yapacak güçte olmamaları.
0
freetakilir
(06.11.16)
Ev almak icin kredi cekmek gerekli degil mi? Mortgage kredileri de10 yil gibi bir sure. Ben gelecek 10yilimi ipotek altina almak istemiyorum. Seneye ne olacak bu ulkede bilemiyorsun, isten ciktin diyelim nasil odeyecegim o krediyi.
Ya da kafayi kirdin yurtdisinda bi ise girdin ama sadece oyle cok parasi olmayan, sadece gecinmeye yetecek kadar. Bu sene boyle giden insanlar oldu. Ben de birseye bagli kalmaksizin (insan haric) gidebilme luksum olmasi icin almiyorum ev
0
solenkol
(06.11.16)
yeni nesil bencil oldugu icin. tabii bu dedigim sadece egitimli kisim icin gecerli. ev almaya para biriktirmek yerine savuruyolar. cocuk yapmayi dusunmuyo bile cogu, dusunen de cocuguma bisey kalsin demiyor. yok 20 yil sonra satacak bisey kalmiyomus vs, 20 yil sonra satsan parasini napacaksin ki, genclik bittikten sonra savurup eglenemezsin bile. sadece zamanin dusunce sekline uyuyorlar, yoksa bizim nesil de harbi embesil, bizden oncekiler de embesil.
0
beriberi
(06.11.16)
Ya o yazıyı paylaşıp kendini çok süper, hayatınyaşamayı en iyi bilen, özgür ruhlu maceraperestler gibi tanıtmaya çalışan bütün facebook arkadaşlarımı yazının çıktısını rulo yaparak tokatlamak istiyorum. Macera dedikleri de erasmus'a gitmek amk, sanki bana avusturayla steplerinde çadır kurup doğada yaşadı.

Yeni nesilin ev araba almama sebebi paramızın olmaması. Bu kadar basit. Beyaz yaka maaşları 2bin hatta altından başlıyor, biraz şanslıysan 3'e 5"e çıkıyor. İstanbul'da en ucuz 2+1 eve 500-600bin istiyorlar, araba fiyatları ötvyle olmuş bir servet. Bu dangozlar da sanki 3 sene sonra düğün altınlarını ankastre beyaz eşya ve koltuk takımına gömmeyecekmiş gibi facebook'ta maceraperest özgür ruhlu dünya vatandaşı pozları keserek ego tatmin ediyorlar. Valla tüylerim diken diken oluyor ya.
0
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
(06.11.16)
Ben istanbul gibi deprem bölgesinde yaşadığım için, turkiye yeterince karisik oldugu icin, hayatımın geri kalanını turkiye'de devam ettirip ettirmeyeceğim belli olmadigi için almıyorum. Bir de şu var; o kadar parayı istanbul'daki bir eve gomecegime aynı parayla gider fransa'dan ev alirim (ki yapabiliyorum), onun kırasiyla istanbul'da gayet güzel bir evde yaşarım. En azından yıkılma riski yok.

Bir iki arkadaşım bankada ev alacak paraları olmasına rağmen tüm parayı eve vermek yerine yatırım yapmayı tercih ettiler. Geçen sene dolar alanların cuma günü itibarıyle elde ettikleri kar da yüksek olmuştur. bence 10 sene kredi ödemek ya da kiraciyla uğraşmaktan daha mantıklı.

Gördüğünüz gibi herkes embesil ya da fakir değil. Ev tek yatirim aracı da değil.
0
fraise
(06.11.16)
Bunlar kendilerini İsviçre'de yaşayan her şekilde geliri gelen ne bileyim sosyal hakların sonuna kadar verildiği bir yerde zannediyor olabilirler. Ne bileyim 45 yaşında hala kirada otururken tık diye işten çıkarıldığında ne s*k yiyeceksin mesela, o da var. Ha o yaşta hala ben götümü anama babama dayarım diyorlarsa o ayrı.
0
angelus
(06.11.16)
skulldragon
(06.11.16)
FAKİRİZ.

Bi de yeni nesil zorluk görmedi. Yani darbe, savaş, kıtlık gibi toplumsal travma yaratan olaylar sonunda kendilerini güvene almaya meyilli bir ruh haline bürünüyor.

Tarihin ortanca çocukları olmak da bizi tüketim anlayışımızla kimlik kazanmaya itiyor.
0
la rana
(06.11.16)
direkt yeni nesilden biri olarak cevaplayayim.

bunun fakirlikle bir ilgisi yok, mantikli gelmiyor 30 40 yil calisip karsiliginda bir ev bir araba alip olup gitmekten daha kaliteli yasamak istiyorum.

zamanimi kendimi tanimaya, dunyayi, insanlari kesfetmeye ayiriyorum mesela.

2 sene dunyayi gezdim neredeyse parasiz pulsuz bir sekilde yolda calisarak kendi parami kazanarak

www.facebook.com

su an da kendime bir parca toprak alip kendi evimi kerpicten kendim yapip dogada hayvanlarla, bitkilerle, agaclarla beraber huzurlu tatli bir hayat surmeyi planliyorum.

neden ev alip yillarca bankalara borclu olup calismak zorunda kalayim ki.
ustelik mutlu da olmuyorum 4 duvar arasinda, daraliyorum, bunaliyorum, hayvanlari agaclari bitkileri gormek gunesin altinda gelisen olgunlasan meyveleri yemek ve mevsimlerin donusunu bizzat doganin icinde yasarken gozlemlemek istiyorum.

para tabii ki lazim hayatta,parasiz yasamak zor ama gercekte neye ihtiyacim olup olmadigini cok sordum kendime ve istedigim hayati inceledim ve orta bir yol bulup buna karar kildim.
0
matematik koyu
(06.11.16)
Ben evi 2010 da aldım. 3 yıl boyunca Maaşımın üçte ikisi buna gidecek şeklinde plan yapmıştım zaten. Şimdi sıra araba da. Yeni nesil gençken pek götünü sıkmak (masraflarını kısmak) istemiyor. Herkes yurtdışlarına gidiyor falan diyip parasını gezmeye harcıyor. Tercih meselesi. Belki yaşlanınc borçlanıp ev alıcaklar. Bence saçma bir haber olmuş. Herkesi böyle değil
0
füt
(06.11.16)
yeni neslin ana babaları her boku yedikleri için dünya çapındaki kriz nedeniyle paramız yok paramız.

ayrıca gelecek kaygılarımız daima var. ev satın almak uzun vadelidir. bizim bir üst neslin başımıza ördüklerinden ötürü ne yazık ki uzun vadeli plan yapamaz olduk.
0
knight of cydonia
(06.11.16)
Uzun uzun yazardım ama gerek yok.şu anda ev alacak param yok, olsa da almam, saçma çünkü şuanda oturduğum ev hayat boyu benim. Satış kira oranı 400/1 filan. Saçma.

Ev alacak olsam kesinlikle türkiyeden almam, almanya, avusturya, ingiltereden alırım. Türkiyede deprem olacak yakın zamanda, kriz kapıda, deprrem sonrası dünyanın gördüğü en büyük afetlerden biri olacak kesin. Ekonomi sıfırlanacak, yaşam sıfırlanacak... Sonrası belirsiz.

Almanyadan ev alsam iyi ihtimalle 300/1 gibi oran olur. Ama eve yatırım sonraki önceliğim her zaman.
0
kurnaz
(06.11.16)
(9)

san franciscoya gidip dönmeme isteği

Mandos
Geçenlerde 17 kasımda san franciscoya hem ordaki arkadaşımı ziyaret etmek hem de gezip tozmak için bi bilet aldım 16 günlük. ankarada yaşıyorum. abimle beraber işlettiğimiz güzel iş yapan kendi halinde bi cafemiz var. keyfimiz yerinde az buçuk güzel kazanıyoruz diyebiliriz. gün boyu rahatım sporuma
Geçenlerde 17 kasımda san franciscoya hem ordaki arkadaşımı ziyaret etmek hem de gezip tozmak için bi bilet aldım 16 günlük. ankarada yaşıyorum. abimle beraber işlettiğimiz güzel iş yapan kendi halinde bi cafemiz var. keyfimiz yerinde az buçuk güzel kazanıyoruz diyebiliriz. gün boyu rahatım sporuma gidiyorum geziyorum vs akşamlarım cafede geçiyo sadece diyebilirim. düşününce bir çok insanın sahip olduğundan olmak istediğinden çok daha fazlası gibi aslında. ama bir yandan da alabildiğine mutsuzum bu ülkede yaşadığımdan. insanından da nefret ediyorum her gün evden çıkarken acaba bugün eve sağ salim dönebilecek miyim düşüncesinin kafamda olmasından da. yani para pul vs değil de kafa rahatlığı istiyorum aslında bi bakıma. ve geçen hafta bileti aldığımdan beri kafamda deli sorular dönüyor. lan acaba dönmesem nolur?

maddi olarak sıkıntım olmasa d; her zaman eğer 1 birim paramı gençken harcayamayıp yaşım ilerleyip 5 birim para kazanmayı bekleyeceksem o 5 birim parayı da gençken yapamadığım şeylere harcayacağımı düşündüğüm için 1 birim kazanmakla yetinip harcadım hep gönlümce o yüzden kenarda köşede bi birikmişim de yok açıkçası. dolayısıyla dönmesem nolur sorusunun devamı olarak türkiyeden bi maddi beklenti içinde olamam. olmak da istemiyorum da zaten.

o yüzden aslında sorum, dönmesem orda kaçak yollarla kalıp çalışıp hayatımı idame ettirebilir miyim acaba? bu hali hazırda yakınlarda aklıma gelen bir fikir olduğu için ailemden kedimden arkadaşlarımdan tamamen nasıl kopacağım kısmını tam idrak ettiğim söylenemez gerçi ama önce bu kısmı kafamda netleştirebilirsem kalan günlerimi de onlarla harcayıp vedalaşıp bu ülkeden cidden siktir olup gitmek istiyorum duyuru. gece gece de kafa güzel olunca sizden başkasına soramadım kusuruma bakmayın ama bilen çıkar illaki dedim. bi el atıverseniz şu kardeşinize :)
0
Mandos
(06.11.16)
valla bu şekil zor, ülkende herhangi siyasi, dini, etnik veya cinsel bir ayrıma maruz kalmıyorsan, veya evrensel insan haklarından faydalanamıyorsan sığınma başvurusu yapabilirsin. (diyeceksin ki türkiye? insan hakları? ?? maalesef...)

yöntem olarak okumak için filan gitsen orada okurken çalışabilirsin, ve sonrasına bakarsın...
0
luchetti
(06.11.16)
yapmayin. kacak yollarla idame ettiremezsiniz hayatinizi. bi yerde patlak verir bi daha yurtdisina cikamazsiniz. gelin turkiye ye. planlarinizi yapin. bi yol bulunup duzgun bi sekilde geri donun amerikaya.
0
allanpoe
(06.11.16)
cafe işletiyorsanız az çok biliyorsunuzdur surşyeliler türkmenler gelip iş var mı diye soruyorlsr. hah işte siz de o durumda olursunuz. asgari ücret ne ise onu bile alamazsınız iş veren ne isterde onu öder. sisteme dagil olamadığınızdan ehliyet alamaz sağlık sisteminden yararlanamazsınız. eskiden bu dediğiniz daha kolaydı, göçmenlere daha bir anlayış gösteriyorlardı ama son yıllarda çok çok zorlaştırdılar. işin daha kötüsü; kaçak olarsk oradasınız ama sonrs evlendiniz ya da gc çıktı diyelim, kaçak durumda olduğunuzdan son yılllarda tekrsr yasal duruma dönmenizde zor. kısacası siz oraya gitmişken evlilik fln birilerini bulun :)
0
oscar
(06.11.16)
Orada evlenecek birini bulun+1 mültecilik de çekilmez. O zaten en kötü olacak şey. O zaman denersiniz:D
0
bir ileti paylastim
(06.11.16)
Amerikada belgesiz sefalet çekersin. Bu konuyu amerikaya gidince oradaki immigration konusunda uzman Türk avukatları ile görüşerek destek alabilirsin.

Amerikayı bilmiyorum ama Amerikaya turist olarak gidip Kanadaya iltica başvurusu yapan insanlar tanıyorum. !!

Ayrıca, sana yardımcı olabileceğini düşündüğüm www.usailan.com sayfasından amerikada yaşayan türklere ulaşabilirsin.
0
voyage
(06.11.16)
4 yildan fazladir Amerika'da san francisco bolgesinde yasayan biri olarak burada kacak calismani tavsiye etmem. Hayatini idame ettirebilir misin? Elbette. Ama kole gibi calisarak yaparsin. Turkiye'de ki ekonomik ozgurlugunu kolay kolay yakalayamazsin. Aile, es dost, arkadaslar cok ozleniyor. Kaldirabilirsen bu ozlemleri, duzenini de kurarsan bir sekilde, zaten huzuru bulursun. Ama bana daha cok bunalmis gibi geldin sen. Bir tatil yap iyi olursun.
0
kareem said
(06.11.16)
kaçak olarak kalmanı tavsiye etmem. Kaçak yaşayanlardan tanıştığım çok oldu, Gerçekten büyük zorluk ve o zorluğa değecek pek de bir karşılığını göremiyorsun. Ne sağlık hizmetlerinden faydalanabilirsin,ne ülke dışına çıkabilirsin ne de düzgün para kazanabirsin. Özellikle sağlık konusu oldukça büyük bi risk. Sağlık sigortan olmayınca manyak paralar istiyorlar en küçük şey için bile.

San Francisco Abd standartlarında gayet güzel bir şehir ama kaçak yaşamaya da çok müsait değil kanımca. Amerikadaki en pahalı şehirlerden, hatta sanırsam kira vs. açısından en pahalısı SF Bay bölgesi.

Bence daha önceki cevaplarda yazıldığı gibi önce bi okula kaydol, F1 öğrenci vizesi al. Mesela 5-6 aylık dil okulu filan ayarlayabilirsin. Sonuçta burdaki hayatı sevmeye de bilirsin, biraz burdaki hayatı deneyimleyip, sonra karar vermen daha iyi olabilir sanki.
0
sunchaser
(06.11.16)
hep yaziyorum bunu ama yine yazayim, kardes, amerika'da rahat diye bisey yok. benim ailem ben daha ilkokuldayken gitti, ben orada buyudum ve tonla legal ve kacak turk gordum, bir cogu geri dondu. kacak gocek de olsan, bir sekilde greencardin da olsa, calisma vizesiyle de gelsen, oyle gelip rahat rahat yasamak yok amerika'da. calisacaksin ki tutunasin. o yuzden hep yaziyorum, greencarda "aliyim cepte dursun yav" diyen ya da "ya nasi oluyo bilmiyom ama kazanirsam opsiyonum olsun" diyen kimse amerika'da yasayamayacak, en fazla iki yil durup donecek. bunun sebebi de amerika'da is yapiyosan turkiye'deki gibi amaaan koy gotune dersen para kazanamazsin, cevre de yapamazsin, her sey efora bagli orada. amerikada tutunan tek turk tipi turkiye'de de olsa boktan bir hayat yasayacak adamlar ya da ciddi ciddi yuksek bir mertebede calisacak(mesela arastirmaci olarak nih'e falan gidecek) adamlar, yani o kadar cok maas alacaksin ki, cevreni satin alacaksin.
0
beriberi
(06.11.16)
beriberi +1

amerikada kaldım bir süre, iyi de para kazanıyordum ama göçmensen hep çok çalışman lazım. iş hayatı çok agresif. biraz rölantide gideyim deme şansın yok.
bir de kurallar çok sert. arabayı yanlış parket, 60 dolar kilitliyorlar hemen.
ben çok sıkıldım geri döndüm. dönen onlarca insan da tanıyorum.

tatilde hazır para yiyorsun o yüden güzel ama yaşamak zor.
0
cedex
(06.11.16)
(1)

Formal ingilizce çevirisi konusunda yardım ederseniz çok sevinirim.

kirli biyik
çeviride zorlandığım kısımlar şu şekilde:Bu dönem içerisinde şirketimize verdiğini işler fazlasıyla yapılıp teslim edilmiştir.Bu zamana kadar X firması kaynaklı hiçbir sorun yaşamadınız.iş ortaklığımız çerçevesinde tarafınızdan kaynaklı bir çok sorun olmasına rağmen X fişrması olarak üzerimize düşen
çeviride zorlandığım kısımlar şu şekilde:

Bu dönem içerisinde şirketimize verdiğini işler fazlasıyla yapılıp teslim edilmiştir.

Bu zamana kadar X firması kaynaklı hiçbir sorun yaşamadınız.

iş ortaklığımız çerçevesinde tarafınızdan kaynaklı bir çok sorun olmasına rağmen X fişrması olarak üzerimize düşen her şeyi fazlasıyla yaptık ve yapmaya devam ediyoruz.

Gerekenlerin yapılmaması durumunda kanuni işlem başlatacağımızı üzülerek belirtirim.

yardımınız olursa çok mutlu olurum.
0
kirli biyik
(15.10.16)
During this period, our firm has gone above and beyond in completing the requirements your company has set.

There have never been any issues in your dealings with X.

During the time we spent collaborating, our firm has fulfilled and gone beyond the requirements of each task we have been assigned even though your team has caused multiple issues.

In case of your negligence in taking the necessary steps to amend this situation, I regret to inform you that we will be starting a legal process against your firm.
0
beriberi
(15.10.16)
(3)

mandalin yerken kendimi durduramıyorum

yuvarlanantencereninkapagi
bir kilo falan yiyorum sanırım. glisemik indeksi 30muş. obez olur muyum?
bir kilo falan yiyorum sanırım. glisemik indeksi 30muş.

obez olur muyum?
0
yuvarlanantencereninkapagi
(13.10.16)
Fruktoz insülin salgılatmaz leptini uyarmaz yani herhangi bir tokluk/açlık duyusunu harekete geçirmez yedikçe yersin. Çok yersen kilo alırsın zira karaciğerde direkt yağa dönüşür.
0
angelus
(13.10.16)
mandalina yiyerek obez olan ilk insan olursun heralde :p
0
beriberi
(13.10.16)
abartmamak lazım bence yarım kiloya düşür
0
tiredpanda
(14.10.16)
(8)

bugün debe'ye girmiş şarap şişesi entry'si hakkında

mr.goodcat
entry'yi okudunuz mu biliyorum ama bir bakın:https://eksisozluk.com/entry/63455077hayatımda duyduğum en aptalca şey. şarap şişesinin alt bombesinin mantara şarap değmesiyle alakası yok. bu yapının bir çok nedeni var onlar da aşağıda linkte görebilieceğiniz üzere sıralanmış. şarabın mantara değmesini
entry'yi okudunuz mu biliyorum ama bir bakın:

eksisozluk.com

hayatımda duyduğum en aptalca şey. şarap şişesinin alt bombesinin mantara şarap değmesiyle alakası yok. bu yapının bir çok nedeni var onlar da aşağıda linkte görebilieceğiniz üzere sıralanmış. şarabın mantara değmesini istiyorsanız şişeye biraz daha şarap koyarsınız iç boşluk hacmi küçülmüş olur. şişenin şeklini değiştirmeye ne gerek var.

en.wikipedia.org

sizce de mantıksız bir şey değil mi?
0
mr.goodcat
(13.10.16)
şişeye biraz daha şarap koyarak zarar eder üreticiler o bıraz şaraplarla birkaç şişe daha şarap çıkar sonuçta. ama o bombenın sebebının şişeyi açarken basınc uyguladıgımızda yerle temasını aza ındırıp sısenın zarar gormesını engellemek için olduğunu okumusutum.
0
hernezıkkımsa
(13.10.16)
evet, saçmalamış yazan. insanlar da düşünmeden şukulamış.
0
lemmiwinks
(13.10.16)
bence dayanıklılıktan başka bir sebebi yoktur. zamanında öyle yapılmış, sonra da o tasarım oturmuştur.
0
sir gawain
(13.10.16)
katılıyorum, mantara değsin istiyorsan şişenin boyunu 1 cm kısaltırsın hem daha az masraflı olur.

biliyormuş gibi yazmak da moda oldu artık iyicene, nasıl olsa kimse sorgulamıyor.
0
re noreno
(13.10.16)
siseye biraz daha sarap koyamazsin, wikipediadan ullage denen olaya da bak. adamin yazdigi dogru ya da yanlis olabilir ama siseyi agzina kadar doldurmak riskli bi durum.
0
beriberi
(13.10.16)
Bilgilendirme amaçlı yazıyorum.
Şarabın mantara değmesi için şişeyi yan vaziyette muhafaza ediyorlar. Şişeyi 1cm kısaltmak biraz daha şarap koymak vs. tarzında çözmüyorlar.
www.google.com.tr
0
cahs
(13.10.16)
la şişenin ayarıyla neden oynamaya çalışıyorsunuz? yan yatırmadığınız sürece zaten şarap mantara değmeyecek. yan yatırdığınız hâlde ise mutlaka değecek.

sözlükteki en saçma entry'lerden biri sanırım.
0
cikmaz sokaktan cikagelen cocuk
(13.10.16)
başlıkta onlarca şey yazılmış, bu debe'ye giren içlerinde en mantıksız olanı.

şarabın mantara değmesini garantilemek için bombe ile şişe hacmini küçültmeye gerek duyabilmek için o şişenin yarım dolu falan olması lazım. muhtemelen şişesi yarım doldurulmuş şarap diye bir şey yoktur. ya da açılmış ve yarısı içilmiş şarabın mantarını geri tıkayıp yıllandırmaya çalışan da yoktur. normal dolulukta kapalı bir şarap şişesini zaten yan yatırmayı bırak, 45 derece yana eğsen bile şarap mantara değer. ne gerek var dibinden hacim küçültmeye.

şişenin dayanıklılığını arttırmak, masaya koyunca köşeden patlamasını engellemek veya dolum bandında şişenin kaymadan bantta durabilmesini sağlamak en mantıklı cevaplar.
0
kibritsuyu
(13.10.16)
(2)

Bol kalorili ve hızlı kahvaltı

siyahliadam
Kilo almaya çalışıyorum. Fakat sabahları kahvaltı yapmakta ciddi zorluk çekiyorum. Bunun sebebi sabah soğuk bi kahvaltı edememek ve erken kalkıp hazırlayamamak vaktim yok pek sabahları.Bunun için ne yapabilirim? Mesela geceden bi sandviç hazırlasam içine neler koymam daha iyi olur? Bu gibi önerileri
Kilo almaya çalışıyorum. Fakat sabahları kahvaltı yapmakta ciddi zorluk çekiyorum. Bunun sebebi sabah soğuk bi kahvaltı edememek ve erken kalkıp hazırlayamamak vaktim yok pek sabahları.

Bunun için ne yapabilirim? Mesela geceden bi sandviç hazırlasam içine neler koymam daha iyi olur? Bu gibi önerilerinize ihtiyacım var.
0
siyahliadam
(13.10.16)
eğer yoksa bir tost makinesi edinin. unonun tost ekmeklerinden alın ve akşamdan neli seviyorsanız tostlar yapıp buz dolabına buz dolabı poşetleri içinde koyun. 1 haftalık tostunuzu 1 saatte hazırlayabilirsiniz.sabah uyanıp takın tost makinesini koyun içine, siz hazırlanana kadar olmuş olur.
0
dahili meddah
(13.10.16)
bu sicak cikolata vs yapan kahve makinalarindan al, bir de termos, sabah iki olcek sicak cikolata yaptir makinaya sen hazirlanirken, cikarken de termosa doldur, yolda ic. bir suru degisik tadi olan kapsuller var, sec begen.
0
beriberi
(13.10.16)
(8)

Kendi varligini sorgulamak ve bosluga dusmek.

lizardking34
Arkadaslar merhaba herkese. Intrnette bi arama yapmama ragmen google a duzgun bi ornek veremedigim icin bulamadin sorunun cevabini ama koskoca eksi dunyasinda birinin basina gelmistir diye dusunuyorum. Bu anlatacagim sey uyumadan once veya tuvalette vs baska bi yerde kendinizle basbasa kaldiginizda
Arkadaslar merhaba herkese. Intrnette bi arama yapmama ragmen google a duzgun bi ornek veremedigim icin bulamadin sorunun cevabini ama koskoca eksi dunyasinda birinin basina gelmistir diye dusunuyorum. Bu anlatacagim sey uyumadan once veya tuvalette vs baska bi yerde kendinizle basbasa kaldiginizda olur genelde. Ben var miyim, gercekten yasiyor muyum, gercekten bu dunyada miyim, gercekten herkes var mi sorularini ust uste derinlemesine dusundugumuzde resmen bir arabada debriyaja basmiscasina zihniniz bosluga dusuyor. Bende boyle oluyor yani. Tuylerim diken diken oluyor ve daha fazla sorgulamaya devam etmekten kendimi alikoyuyorum. En fazla 10 saniye kalabiliyorum ve etrafimdaki cisimlere vs baska biseyi dusunmeye calisip tekrar vitese aliyorum kendimi diyebilirim. Bu durumu yasayan bilen goren veya ne bileyim bi aciklamasi arastirmasi olan var mi cok merak etmekteyim.
0
lizardking34
(13.10.16)
Şöyle var;
en.m.wikipedia.org

(Solipsism sendromu)
0
sergerde
(13.10.16)
Bazen ben de düşünüp işin içinden çıkamadığımda, aklıma şu söz geliyor:
idrak-i meali bu küçük akla gerekmez zira ki bu terazi bu kadar sikleti çekmez
0
sylow
(13.10.16)
ben bazen elime bakıp bu el kimin lan diyorum. yabancılıyorum kendimi. sanki kısa süreliğine kendimi dışarıdan görüyor gibi oluyorum. çok değişik bir his. şurada biraz açıklamışlar ama senle tamamen aynı şeyi bahsettiğimiz konusunda emin değilim sadece bana olan ve seninkine benzer bulduğum şey bu: seyler.eksisozluk.com
0
freetakilir
(13.10.16)
Bende gece uyurken kalkip tuvalete ya da su icmeye vs gidince bi de gunes dogmadan kalkip ise okula gitmek zorunda oldugumda oluyo. Kalkiyorum varligim ve diger her seyin varligi cok acayip ve gelip gecici geliyor, ölüp yok olacagimiz zamandan sonrasini hissediyorum, hayatımdaki seyleri yasiyor olmak cok garip geliyor, her sey anlamsız korkunç ve tamamen boşluk duygusu hissediyorum sonra ya geri uyuyorum ya da evden çıkıyorum geciyor normal insana dönüşüyorum. Adını da bilmiyorum bu olay nedir, neden boyle hissediyorum zamanından once uyaninca.
0
passive aggressive
(13.10.16)
+1 freetakilir. Şu an 28 yaşındayım, biraz daha küçükken çok yaşıyordum. Özellikle ayna karşısına geçip elime bakarken. Nasıl korktuğumu, nasıl yabancılaştığımı anlatamam. Hatta ben de sadece benim başıma geliyor sanıyordum ve şu an çok rahatladım. Bu durumdan ise o baktığım elimin parmağını ısırarak çıkmaya çalışıyordum.
0
anumegha
(13.10.16)
Ben de sonsuzluğu filan düşünüp deliriyordum bi ara. Gerçekten bazen düşünmemek en iyisi...

Ha bir de ot mot kullananlarda bu durumlar iyice tetikleniyor, fena..
0
lcha
(13.10.16)
bence cogu insana olan birsey, en azindan filozofik dusunceye biraz bile olsa yatkin olan insanlar icin.
0
beriberi
(13.10.16)
Tesekkurler yorumlar icin arkadaslar. Cocukken bu bazen oluyordu. Simdi ise kendimi biraz zorlarsam yukarda bahsettigim sorularla filan bu duruma sokabiliyorum kendimi. Fakat herkes elden bahsetmis, ben de sadece zihinsel olarak olarak durup dururken yapabiliyorum bunu. Ancak tabi kendimi bedenimden ayri gibi dusunuyorum ben de.
0
🌸lizardking34
(13.10.16)
(5)

Balık yanında şarap

bir3iki7
Güzel bir akşam için hangi şarabı alalım; çoğunluk beyaz diyor ama?Gecenin devamı için de hangi alkolleri önerirsiniz? Yine şarapla mı devam edelim?Bana kalsa bir büyük alırım ama..Edit: Fiyat limiti 50-60 TL.
Güzel bir akşam için hangi şarabı alalım; çoğunluk beyaz diyor ama?

Gecenin devamı için de hangi alkolleri önerirsiniz? Yine şarapla mı devam edelim?

Bana kalsa bir büyük alırım ama..

Edit: Fiyat limiti 50-60 TL.
0
bir3iki7
(06.10.16)
Balıkla beyaz şarap, devamında da şarap ya da yüksek alkollü içki olur ancak.
Bira, rakı vs bozar.
0
cakabo
(06.10.16)
soguk beyaz sarap iyi gider. ama sadece beyaz sarap icilir diyenlere bakmayin. asina olup baligin yanina yakisacagini dusundugunuz bir kirmizi sarap da iyi gidebilir. gecenin devami yine sarapla gelsin. ickileri karistirmayin.
0
hopeless
(06.10.16)
bence moscato baliga guzel gidiyor ama zevkler tartisilmaz derler :) genelde soguk bir beyaz icilir diye biliyorum ama bordo-st emilion taraflarindan bir grand cru sarap bulursan et ve baliga cok guzel gider
0
beriberi
(06.10.16)
Ben birkaç gündür Buzbağ'ın Diyarbakır serisine sardım, çok güzel. Kırmızı gerçi ama sonrası için deneyebilirsiniz. 35 lira civarındaydı.
0
buff
(06.10.16)
DLC SULTANİYE EMİR tavsiyem
0
lapetite
(07.10.16)
(4)

Minik ırk köpeğe mama

things will never be the same
Merhaba arkadaşlar size bir şey soracağım Benim köpeğim 1 yaşında, 7 kilo bir pug. Mini ırk köpeklerin mamaları hep 2'şer 3'er kilo oluyor diğerlerininki 12 kilo falan satılırken. 20 günde bir mamaya 70 tl vermekten iliğim kemiğim kurudu. ben şimdi köpeğime 10 kilo ve üzeri için üretilen medium diye
Merhaba arkadaşlar size bir şey soracağım
Benim köpeğim 1 yaşında, 7 kilo bir pug. Mini ırk köpeklerin mamaları hep 2'şer 3'er kilo oluyor diğerlerininki 12 kilo falan satılırken. 20 günde bir mamaya 70 tl vermekten iliğim kemiğim kurudu. ben şimdi köpeğime 10 kilo ve üzeri için üretilen medium diye geçen mamadan alsam ne olur?
aldığım mamanın markası N&D balıklı ve portakallı bu arada.
0
things will never be the same
(05.10.16)
uzman değilim ama büyük ihtimalle kilo alır fazladan.
0
whoosie
(05.10.16)
ben öyle yaptım bi dönem, ama küçük ırklar için olmayan mama yaramıyor sanırım hayvana. şöyle ki yarayıp yaramadığı dışkı miktarıyla da belli oluyor. yediğinden fazla sıçıyordu hayvan. bi de çok osuruyordu.
0
pide
(05.10.16)
Aynı konuyu ben de düşündüm. Acaba 10 kg mamayı ufak ırk köpek çok uzun zamanda bitirir, bu arada açılan torbadaki mamalar bozulur diye mi düşünülüyor acaba?
0
innerbliss
(05.10.16)
biz iki kucuk kopegimize de buyuk kopek mamasi veriyoruz ve hic bir kilo alimi, sagliksizlik vs gormedik. ki tonla minik kopek mamasi denedik ve hic birinde su anki kadar mutlu olmadilar. hatta bir ara royal canin verdigimizde bir tanesi devamli ishal, digeri de kilolanma problemi yasadi. fido veriyoruz su anda.
0
beriberi
(05.10.16)
(8)

kedi tirmaladi

yuvarlanantencereninkapagi
kuduz aşısı olayım mi? sokak kedisi. bir 15- 20 dk sonra yikayabildim ellerimi. yaklaşık bir yıl önce kuduz aşısı yaptırmıstim. Kanadı bir de.
kuduz aşısı olayım mi? sokak kedisi. bir 15- 20 dk sonra yikayabildim ellerimi. yaklaşık bir yıl önce kuduz aşısı yaptırmıstim. Kanadı bir de.
0
yuvarlanantencereninkapagi
(04.10.16)
Ol tabii ki. 1 yıl önce kaç doz olmuş olursan ol en azından 1 rapel gerekli. 1 doz yani.
Tetanoz da olmalısın.
0
dahayeniymis
(04.10.16)
Tırmalama için olmazdım, olmadım da hiçbir tırmalama için.

Isırdı geçen biri, ilk o zaman oldum.
0
kaymaktutmayansicaksut
(04.10.16)
kuduz kedinin tırnaklarını yalayıp sizi tırmalaması gerekiyor. bence ol
0
uzman pratisyen
(04.10.16)
olman lazim
0
beriberi
(04.10.16)
kuruntu yapacaksan git ol. kafan rahat birisi ise olma. ama bence tetanoz olma riskin kuduzdan çok daha yüksek eğer aşın yoksa. onu da ol dedikleri gibi.
0
argent dawn
(04.10.16)
arada beni de tırmalıyor, ben olmadım hiç.
0
nucleon
(04.10.16)
Olman lazım ama eminim olmayacaksın.
0
bigbadabum
(04.10.16)
1 yıl önce 5 dozu da yaptırdıysan ve kediyi takip edebileceksen olmana gerek yok.
0
shotgunwoman
(04.10.16)
(23)

Universitedeki ders notlarınızi saklıyor musunuz?

fraise
4 yılda o kadar ders islemisiz, notlar almisiz. Ben normalde saklama taraftariydim ama bu kadar kagit birikince taşımak, düzenlemek de dert oluyor. Önemli derslerin notlarini defterlere temiz şekilde geçirip saklamışim mesela. Digerlerini ne yapayım? Atmaya kiyamiyorum; ilerde ise yarar mı, bilmiyor
4 yılda o kadar ders islemisiz, notlar almisiz. Ben normalde saklama taraftariydim ama bu kadar kagit birikince taşımak, düzenlemek de dert oluyor. Önemli derslerin notlarini defterlere temiz şekilde geçirip saklamışim mesela. Digerlerini ne yapayım? Atmaya kiyamiyorum; ilerde ise yarar mı, bilmiyorum.

Siz ne yapıyorsunuz? Bütün notlarınızi saklıyor musunuz yoksa attıniz mi?
0
fraise
(03.10.16)
Ben saklıyorum. Hepsi bir dosyada ve defterlerle birlikte yerde duruyor.
0
Dr_Stat
(03.10.16)
Defter pek kullanmıyordum, dijital olarak her şeyi saklıyorum.
0
crown
(03.10.16)
Saklıyordum, en son evlenirken attım. Yıllardır bir işe yaramamış, bundan sonra da yaramaz diyerekten. Boşu boşuna yer kaplıyor.
0
peggy
(03.10.16)
Saklamıyorum.Saklama amacınız nedir merak ettim?
0
bardakigüneşgözlüğü
(03.10.16)
Bende saklıyordum.Mezun olalı 9 yıl olmuş ve 1 gün bile olsun açıp bakmadığımı farkettim.Bu yüzden de hepsini çöpe attım.
0
josefen
(03.10.16)
sadece önemli olabilecekleri tutuyorum. ileride bi şekilde tekrar açıp okumak isterim belki dediklerimi. ama önemli ölçüde attım geçenlerde. epey yer boşaldı dolabımda.
0
nathanieltroy
(03.10.16)
duzgunce kesip adf ozellikli bir tarayicida tarayin dropbox'ta saklayin. kagitlar cope.
0
redlinetheturk
(03.10.16)
Ben saklıyorum.

Ek yanıtlar: eksiduyu.ru
0
dissendium
(03.10.16)
saklıyorum. her dönemi ayrı bi şekilde poşetleyip bir koliye doldurup kaldırdım.
0
rayde
(03.10.16)
kitap şeklinde olanları saklıyorum ama aldığım notları attım.
0
hosein
(03.10.16)
Her şey duruyor :)
0
cok joleli ozgur
(03.10.16)
bir kaç tane çok önemli notum vardı.
profesör bir hocam vermişti hatta onları.

geçenlerde dolabımı düzenlerken baktım bir çoğu güncelliğini yitirmiş. hocama ayıp olmasın diye aradım, eğer kendisi de istemiyorsa atacağımı söyledim "halen saklıyor musun ya onları at gisin hıammına" dedi. ben de attım.

çok spesifik bilgiler olmadığı sürece ders notu saklamak bana mantıklı gelmiyor artık.
0
teritori
(03.10.16)
Sınavlardan geçtiğim zaman atmıştım çoğunu, ilk başta salaklık yaptığımı düşündüm sonra mantıklı olduğuna karar verdim zira kanunlar değişiyor, uygulama değişiyor. O notların varlığı bir süre sonra sadece kafa karıştırıyor.

Bir de birkaç yıl sonra çok temel geliyor o bilgiler, onları açıp okumaktansa kanun karıştırır, kalın kalın kitaplar okur oluyorsun konuyla alakalı.

Değişen kanunlardan sonra ve mesleğe atıldıktan sonra, okulun yanındaki fotokopiciye gidip kanun ile alakalı ne anlatmışlar diye yeni not alırsın en kötü, ben yapmıştım, faydalı oluyor.
0
kaymaktutmayansicaksut
(03.10.16)
Hepsini attım ve şimdi çok pişmanım. O dönem yüksek lisansa devam etmeyeceğim diyordum sonra ettim ve notlar aşırı lazım oluyor bazen.
0
buff
(03.10.16)
her sınavdan sonra atıyorum. cevapları okuyunca ' çıldırdınız mı' diye düşündüm.
0
yuvarlanantencereninkapagi
(03.10.16)
lisedekiler bile duruyor, belki bir gün işime yarar diye. tam bi istifçiyim bu konuda.
0
nice tnetennba
(03.10.16)
Notları attım, kitaplar duruyor.
0
pike
(03.10.16)
4-5 sene sakladık sonra güzel bi temizlik yaptık eşimle birlikte. minik bir koli şeklinde ayırdık, diğerlerini attık. ayırdıklarımızda işe yaramadı açıkcası sadece özenle hazırladığımız notlar diye tuttuk. makine elemanları defterim var mesela atmaya kıyamadım baya güzel tutmuştum notları. internette var zaten bilgiler birazda hatıra işte. ilerde onlarıda atarız.
0
yue
(03.10.16)
Akademik kariyer yaptığım için saklıyorum.
4 sene önce üzerinde çalıştığım konuları bırakıp başka alanlara yönelmiştim, şimdi tekrar eski konuyla ilgili bir iş yapmaktayım. Böyle olunca eski notlar çok kıymetli oluyor. Tekrar sıfırdan açıp öğrenmektense hali hazırda yazılmış çizilmiş notlar baya kıymetli.

Sunumları falan zaten google drive, dropbox gibi yerlerde tutuyorum.
0
chitosan
(03.10.16)
Ben de saklıyorum. Hatta hayatta yapmam dediğim halde mezun olduktan kac yıl sonra döndüm kendi bölümümde yüksek lisansa basladim sakladığım iyi olmus haliyle.
0
passive aggressive
(03.10.16)
saklanmalı saklıyorum.
0
penquensiqer
(03.10.16)
ben kardesim icin saklamistim hic bir isine yaramadi, ben de firlattim attim. Derse girip ogrendikten sonra nota ihtiyaci yok, derse girip ogrenmedikten sonra da notla isi yok zaten.

Bir de, ogretmenine, profuna, okuluna, yilina vs vs gore zaten ders notu cok daginik kaliyor. yarim yamalak dersi dinlemissin, sonra gidip abinin dort yil once aldigi notlari okuyosun, profun onem verdigi seylerin o notlarda olmasi cok zor.
0
beriberi
(03.10.16)
bir koltugun alti bunlarla dolu. kiyamiyorduim ama musait bir zamanda vedalasip aticam.
0
jimicik
(03.10.16)
(15)

Bebeklere verilecek suyu kaynatmak & kaynatmamak

uzun kulaklı yalnız tavşan
Yonteminiz ne? Iki dr ayri gorus bildirdi. Bu isin oluru ne?
Yonteminiz ne? Iki dr ayri gorus bildirdi. Bu isin oluru ne?
0
uzun kulaklı yalnız tavşan
(30.09.16)
hekime danıştığına göre artık sadece mantık yürütmek lazım.
suyu kaynattığın zaman içindeki mineralleri öldüremezsin ama zararlı bazı bakterileri öldürebilirsin. E zaten ihtiyacın olan da mineraller. Dolayısıyla ben kaynatmanın daha faydalı olabileceğini düşünüyorum.

Fakat yerinizde olsam kaynatmam, Sadece çocuğun direncini arttırmak adına.

siz yine de güvendiğiniz hekimin tavsiyesine uyunuz.
0
theli
(30.09.16)
Ya eskiden suyu kaynatıp mı veriyolardı allaasen, pH'ı 8 civarında iyi bir su bul ver gitsin. Su bu yahu su, ne kaynatması, et mi bu pişirip de verelim?

Nestle gibi bazı suları verme yalnız, suyun yapısıyla oynandığı iddiaları var. Normal pınar su bile versen olur.
0
yaren
(30.09.16)
Hayatın minik şişelerde bebek suları var onlardan kullanabilirsiniz ama hangimiz o sularla büyüdük sanki biraz bağışıklık oluşsun vücutlarında normal suda verin.
0
hernezıkkımsa
(30.09.16)
Bir dr cam sise olursa kaynatma, kendi cocuklarlarima hic kaynatmadan verdim dedi. Digeri asla kaynatmadan olmaz diyor. En son karari size birakiyorum falan dedi iyice mala bagladim
0
🌸uzun kulaklı yalnız tavşan
(30.09.16)
ben birkaç ay sonra suya başlattığımda kaynatmadan vericem.
0
sta
(30.09.16)
Kaynatma ablacım. Vereceğin suda ölümcül mikrop yok, olsa zaten sen ölürdün. Ölümcül olmayan mikroplarla da bebek savaşmayı öğrenecek. Vücut direnci gelişmezse, pamuklar içinde büyüttüğün için şimdi olmazsa birkaç yıl içinde basit hastalıkları bile ağır geçirecek.

Ölümcül olmayan mikroplardan verin çocuklarınıza.
0
harzem
(30.09.16)
Biz iki yıldır bir tek kere dahi kaynamış su içirmedik, bir sıkıntı olmadı.

Ama çok aklına takılacak gibiyse kaynat gitsin, ne olacak sanki?
0
babilbaligi
(30.09.16)
Berlinde yasiyoruz, cesmeden iclebilen su cok kaliteli. buna ragmen doktor mutlaka kaynatin daha sonra icirin diyor. Elbette eskiden kaynatilmiyordu, belki ekonomik nedenlerle, belki de kettle olmamasi nedeniyle kaynatmanin uzun sürmesi nedeniyle. iste bu yüzden gecmiste bebeklerde su kaynakli bircok hastalik oluyordu. Bu bir ihtimal, herkesin basina gelmeyebilir, kimi insan sirf cesme suyu icirir hicbirsey olmaz. Cünkü onun su sebekesi, yasadigi sehir o anlik hastalik olusturacak ortami olusturmayabilir. Ama belki sizin durumuzda farkina varmadniz ama sular kesildi, depodaki rezerv sudan kullandiniz. bu su da uzun süre bekledigi icin bakteri ve hastalik olusturdu. ya da satin aldiginiz su, bu suyu imalatinda calisan kisinin isini iyi yaptigina, iyi denetlendigine kefil olamazsiniz, o kisinin insiyatifine birakmayin. o yüzden riske atmayin, nerdeyse her evde her gün cay kayniyor, o kaynayan sudan biraz ayirin. özellikle bebeginiz cok kücükse, cünkü sizin direndiginiz gibi direnemeyebilir bakterilere. zaten büyüdükce yavas yavas hasir nesir olacak suyla bakteriyle.
0
emrahday
(30.09.16)
Annem bana hic su kaynatip vermemis. Bence de gereksiz.
0
kuehles blondes
(30.09.16)
'86 doğumluyum. Babamlar bana hep kaynatıp vermişler zamanında, şu an çok pişmanlar. Boşu boşuna bağışıklık sistemine müdahale ettik derler.
0
kaymaktutmayansicaksut
(30.09.16)
Kaynat bence. Burda "bana zamanında öyle vermemişler suyu" diyenler o zamanki sularla şimdiki suları karıştırmasınlar şu an ne içtiğimiz belli değil. Ayrıca sana niye bir şey olmuyo demek yine bi yanlış düşünce, bebeğin tanıştığı mikrop sayısı ve buna karşı oluşturduğu savunma sistemiyle büyük adamınki bir değil bize tabii bir şey olmaz. Bağışıklık sistemi havadan gelecek mikroplarla da güçlenir, koşar, yürür elini değdirdiğı şeylerle de alır mikrobunt ama yediği içtiği şeyler temiz olsa iyi olur bence. Ayrıca Kaynatma her şeyi temizlemiyor, UV altında tutmuyorsun sonuçta, belli başlı şeyler ölüyor.
Yani kaynatın bence.
0
pamuk helvalar cebe
(30.09.16)
biz hic kaynatmadik la? etraftan da hic duymadim bu olayi. musluk suyu mu yoksa damacana mi? zaten musluktan su vermem el kadar bebeye de.
0
beriberi
(30.09.16)
çocukların biraz mikroba da ihtiyacı var unutmayın. el bebek gül bebek büyüyen çocuklar genelde bir sürü şeye alerjisi olan, çabuk hastalanan, bağışıklık sistemi zayıf bireyler oluyorlar. saldım çayıra da yapmayın tabi ki ama, bu kadar ufak şeylere de takılmayın.
0
jonestown
(30.09.16)
Sise su beriberi. Musluk suyunu bizde vermiyoruz ama dr israrla sise su da olsa kaynacak diyor ona takildim.
0
🌸uzun kulaklı yalnız tavşan
(30.09.16)
kaynatmayın. kaynatmak, içilmeyecek durumdaki suyu %100 içilebilir yapmadığı gibi vücuda yararlı bazı bakterilerin de ölmesine sebep oluyor. ayrıca çözünmüş oksijeni azalıyor vs. güvenilir, şeffaf şekilde denetlenebilen markaları tercih edin.
0
zgrydn
(30.09.16)
(3)

netflix türkiye ile ilgili

steve rogers
ilk ay ücretsizmiş. ben uzun bir süre boyunca premium hesap almayı düşünmüyorum. çünkü çoğu dizi-film türkiye'de gösterilmiyormuş. doğru mu?ayrıca daredevil, jessica jones, stranger things netflix türkiye''de var mı? onları izlemeyi düşünüyorum bu ay boyunca.
ilk ay ücretsizmiş. ben uzun bir süre boyunca premium hesap almayı düşünmüyorum. çünkü çoğu dizi-film türkiye'de gösterilmiyormuş. doğru mu?
ayrıca daredevil, jessica jones, stranger things netflix türkiye''de var mı? onları izlemeyi düşünüyorum bu ay boyunca.
0
steve rogers
(28.09.16)
doğru.

kendi dizileri (daredevil stranger things vs) türkçe dublajlı bile var.
0
aydogank
(28.09.16)
sitesine bakın. oynatılan herşey orada mevcut. ezel, leyla ile mecnun bile var.
0
matrix
(28.09.16)
netflix her ulkeye ilk girdiginde zayif oluyor, iki yila palazlaniyor. turkiye disi isin konusuyorum, ayda uc dort izlenebilir film anca koyuyolar, digeri hep tv dizisi. gecen ay netflix fransaya godfather, goodfellas vs mafya filmi doldurdular da izledik. bu ay gene bisey yok film acisindan izlenecek.
0
beriberi
(28.09.16)
(18)

Kendi çocuğum olunca çocuk sevmeye başlarmıyım?

genc irisi
Selam romalılarPazar günü bi etkinliğe gittik canlı müzik var felan ağır da bi ortam ama her zaman ki gibi bebeleri saldılar ortaya düğün gibi oldu ortalık. yanımdakilere bakıyorum ayy ne tatlı, ay ne güzel de giydirmişler felan modunda. ben de şöyle koşarak yanımdan geçerken gelişine ağzına vursam
Selam romalılar
Pazar günü bi etkinliğe gittik canlı müzik var felan ağır da bi ortam ama her zaman ki gibi bebeleri saldılar ortaya düğün gibi oldu ortalık. yanımdakilere bakıyorum ayy ne tatlı, ay ne güzel de giydirmişler felan modunda. ben de şöyle koşarak yanımdan geçerken gelişine ağzına vursam acaba linç edilirmiyim diye düşünüyodum. yani o çocuk sesi ve şımarıklığına katlamıyorum. Diğer yandan da şuan bekarım ama yaş geldi gidiyor anna-baba hani bizim torunlar modunda. insan sonradan yumuşuyor mu ne dersiniz?
0
genc irisi
(26.09.16)
yeğen var mı, onları seviyor musun?
misal kendi kardeşlerimi ya da çocuğumu hiç dövmedim ve çok da severim ama baldızların çocuklarını filistin askısına bağlayabilirim. :D
0
lazpalle
(26.09.16)
Annem gençliğinde hiç çocuk sevmediğini, biz doğunca işin değiştiğini söyler hep.
0
arnold schwarzeneger
(26.09.16)
valla yeğenimi falan çok seviyorum ama ağlayınca annesine veriyorum.
Sadece tatlı anları olunca güzel oluyor.

kendi çocuğun olunca nefret etmezsin en azından.
0
basond
(26.09.16)
Zannetmiyorum. Yani şöyle söyleyeyim, çocuğun olunca sonuçta kendi canından bir parça olduğu için bir miktar sevebilirsin belki ama şahsen ben bende böyle bir durum oluşacağını sanmıyorum. İçimde en ufak bir anaçlık yok. Alenen söylüyorum, ben çocuklardan nefret ediyorum.

Geçen bir kadın ile tanıştım. 29-30 yaşlarındaydı ve biri 3 diğeri 5 yaşında iki çocuğu vardı. Kadın çocuklarından yana öylesine dert yandı ki anlatamam. "Çok şımarıklar, bilhassa oğlan şu ana kadar tanıdığım hiçbir çocuğa benzemiyor çok enteresan çok değişik bir çocuk. İşten çıkınca eve gitmemek için resmen oyalanıyorum, annem falan çocuklar bugün bende kalsın dediğinde zil takıp oynayasım geliyor" dedi. Kendine hiç zaman ayıramadığından ve çok yorulduğundan dem vurdu. Tipini görsen gerçekten de kadına hak verirdin. 30 yaşında ama en az 10 yaş daha yaşlı gösteriyordu.

Bir de Facebook'ta şöyle bir sayfa var: (bkz: I regret having children) Burada çocuk sahibi olmaktan pişmanlık duyan anne babalar içlerini döküyor. Buraya troller de yazıyor olabilir ama ben yorumların çoğunun samimi olduğuna inanıyorum.
0
köstebek kurabiye
(26.09.16)
Simdi aglamak ayri, zirlamak ayri sey. Ben cocuk severim, yegenlerle saatlerce oynarim. Ama simartildilar son dönemlerde ve zirlamaya basladilar, trip atmalar basladi. Onu cekemem. Onun da cözümü cocugu simartmayacaksin, her istedigini vermeyeceksin, zirladigi zaman istedigi olmadigini bilecek cocuk.

Bilimsel olarak konusursak ki konusalim. Eger cocuga cikolata yok dediysen, zirladiysa da yoktur cikolata. Ama zirlayip bir kere cikolatayi alabilirse partial learning denilen kismi ögrenme durumu olusuyor. Terimi yanlis hatirlamiyorum diye umuyorum. Cocuk 10 zirlamadan 10unda da ne sonucu alacagini bilmeli, 1inde istedigi sonuca ulasacagini farkederse zirlamayi ögreniyor.

Ebeveynin tutarli oldugunda zirlama olayi sifira iniyor. 2.5 yildir almanyada yasiyorum, alman ebeveynler asla zirlamaya prim vermezler, cocuklar da zirlamaz. Nerede aniran bir cocuk var türk, arap yada baska bir memleket cocugu.

Markette bir alman cocugu bir seyi istiyor, baba olmaz diyor. Kiz sirtini babaya dönüyor, rafa bakiyor, omuzlarini cökertiyor. Zirlamiyor ama trip atiyor. Baba geliyor kibarca uyariyor, siddet yok. Kiz uzatiyor. Baba agrasiflesmiyor ama netce hadi gidiyoruz diyor. Trip devam ediyor, baba sabirli, gidiyoruz diyor gidiyorlar. Kac kere bunu gördüm. Bizde ne bu tutarlilik, ne bu sabir var.

Zirlamayan cocuk yetistirmek mümkün becerebilirsen. Ben de böyle yetistirildim. Aglayinca istediklerimi yapmazlardi.
0
2001 kral filmdir
(26.09.16)
annem bir köğepin 9 tane eniği olurmuş 9'unu bile atmazmış diyor. geçenlerde kedi yavrusu ölünce komşumuz onu toprağa gömdü annesi onun gömdüğü yeri eşeleyip ağzıyla ordan alıp başka yere kaçırdı naptı ne etti bilmiyorum. insanlar da aynı. şurda birbirimize iki dakika tahammül edemiyoruz ama anne babalarımız için ne büyük anlamlarımız var. bazen duyuyorum güya anneler kendi çıkarları için çocuk yetiştiriyorlar diye, desen birine bu çocuk büyüsün sana tek hayrı olmaz diye o zaman bırakırlar mı seni büyütmeyi. bence bir insan yetiştirmenin derin anlamları var. ben şimdilik böyle düşünüyorum ama fikirlerim çok değişkendir sonra ne düşünürüm bilmem.
0
for day to break
(26.09.16)
kendi cocugunu sevip sevmemenin senden bir parca olmasi ile degil, emek vermek ile ilgili oldugunu dusunuyorum. tamamen sana muhtac bir canliya 7/24 baktiginda emek veriyorsun, alisiyorsun ve sonucta seviyorsun muhtemelen. cocuk yapmak gercekten isteyerek yaptigin bir sey de olabilir yas geldigi icin yapmak zorunda olduguna inandigin bir sey de olabilir. ancak kostebek kurabiye'nin dedigi gibi, gercekten istemedigi halde cocuk yapip pisman olan da var. bu demek degil ki cocugunu sevmiyor bu kisi, sadece olmasaymis da mutluymusum ya da daha iyiymis diyor insanlar sanirim.
0
kassiopeia
(26.09.16)
@2001 kral filmdir alman ekolü tam benlikmiş.
çok küçük yiğenlerle fazla muhattep olmuyorum hele ağlarsa felan direk atar kaçarım. az büyümüşler de benle çok yüzgöz olamıyorlar çünkü ağlamalarını umursamıyorum sussun diye onun istediği olcağına ikimizinde istediği olmuyor o yüzden çok uslu oyun oynuyorlar benle. ufaktan bir almanlık tadı aldım bak şimdi keyiflendim. büyük ihtimalle kendi çocuğum olunca değişir bu duygu ama çocuk sahibi olmak çok korkunç geliyor şuan
0
🌸genc irisi
(26.09.16)
çocuklardan gerçek anlamda nefret ediyordum hiç muhattap bile olmazdım ama 2.5 ay önce kendi çocuğum oldu bambaşka bir şeymiş.
hala da başkasının çocuğunu sevmem :)
0
sta
(26.09.16)
"the partial reinforcement effect."

openmedia.yale.edu

"What's the very worst thing to do when your kid cries to go into bed with you and you don't want him to go into bed with you? Well, one--The worst thing to do is for any--Actually, for any form of discipline with a kid is to say, "No, absolutely not. No, no, no, no." [pause] "Okay." And then later on the kid's going to say, "I want to do it again" and you say no and the kid keeps asking because you've put it, well, put it as in a psychological way, not the way the behaviorists would put it. The kid knows okay, he's not going to get it right away, he's going to keep on asking. And so typically, what you're doing inadvertently in those situations is you're exploiting the partial reinforcement effect. If I want my kid to do something, I should say yes one out of every ten times. Unfortunately, that's the evolution of nagging. Because you nag, you nag, you nag, the person says, "Fine, okay," and that reinforces it."
0
2001 kral filmdir
(26.09.16)
bende yeğen falan da var ama hala sevmiyorum hala sevmiyorum arkadaş.
çocukları bir türlü sevemiyorum.
tamam bi; naber la falan yapıp kafasını okşuyorum ama sonrasında ne zaman gider la bu diyorum. kendi çocuğum olunca belki değişirim diyorum.
0
seyduna6687
(26.09.16)
hayir. insan sonra yumusuyo o yuzden cocuk yapiyor. yoksa yapinca yumusamiyosun.
0
beriberi
(26.09.16)
kostebek kurabiye'ye kısmen + 1

O anaçlık bende de yok, sevemiyorum çocukları. Yeğen, meğen yok ama arkadaş çocukları var; çok da önemsediğim bireyler değiller. Özelde sevdiğim ve oynadığım birkaç çocuk var ama genel olarak öyle çocuk sevgim yok. Hani 10 dakika boğuşayım, güreşeyim ama sonra 'Tamam, sen köşeye biblo olarak geç, benim muhabbetim ananla. Aramıza girme' havasına giriyorum.

En yakın arkadaşlarımdan birinin 3.5 yaşında çocuğu var. Hayatı gerçekten zorlaştı, aynı kostebek kurabiye'nin dediği gibi 'Ooh, bugün iş var, tatil gibi, ne güzel' havasında, 'En son ne zaman saat 9'dan sonra kalktığımı hatırlamıyorum' diyor. Bir yandan da çocuğun ne kadar masraflı bir şey olduğundan ve parasının kalmadığından söz ediyor. Aynı arkadaşım, bir yandan bunları söylerken çok büyük hevesle ikinci çocuğunun sahibi oldu iki ay önce. Bu 0-1 bir durum değil sanırım; evet, feragat ettiği çok büyük şeyler var. Kendimi düşünüyorum, Cumartesi biri saat 9'dan önce uyandırırsa cinayet çıkar, kan temizler bunu. Bir yandan da öyle getirileri olmalı ki, bu kadın 5-6 yıl daha erken uyanmayı ya da birçok sevdiği şeyden vazgeçmeyi seve seve, ayıla bayıla göze alıyor. Üstelik doğurma sıkıntıları da cabası.

Bazı insanlarda anne-baba olunca da gelmiyor o anaçlık ama çoğunda çocuk sahibi olunca birden fırlıyor gibi.
0
aychovsky
(27.09.16)
hayır, muhtemelen duygun değişmez.

ama seviyor gibi davranmak zorunda kalırsın. şöyle ki;

benim sıpanın bebekliği baya zor geçti, ilk dört ay ya uyudu, ya ağladı. ben işten gelip yemeğimi kucağımda çocukla yiyip (atıştırıp) sabaha kadar kucakta çocuk avuttuğumu bilirim.

çocuğu seven insan için çok sıkıntı değil. ama çocuk sevmeyen bir insan bu durumda ne yapar? ya eşine annesine falan atar sorumluluğu kaçar, ya da sevmiyorsa da seviyor gibi yapar. başka çaresi yoktur çünkü.

herkes çocuk sahibi olacak diye bir şart yok, ileride bu duygun değişirse o zaman bakarsın.
0
babilbaligi
(04.12.17)
Sevmek zorunda değilsin ki. Sanki çocuk sevmemek garip bir şeymiş, herkes belli bir yaştan sonra çocuk severmiş, sevmese bile kendi çocuğunu yapıp onu sevmeliymiş gibi bir algı var toplumda ama çocuk sevmiyorsan yapmamak senin için de potansiyel çocuk için de en hayırlısı.
0
love my way
(04.12.17)
Love my way +1

Niye çocukları sevmek zorunda hissediyorsun ki kendini? Sevme boşver. Çok mu lazım.
0
i m cool with that
(04.12.17)
Ben çocukları zaten çok seviyordum 1.5 yaşında çocuğum var.Tek söyleyebileceğim anlatılmaz yaşanır.
0
turkuaz
(04.12.17)
Kendi çocuğum olana kadar kedi yavrularını insan yavrularından daha fazla sevdim. Çocuklarımı yüyütürken ablam ve annemden çok destek aldım, hala daha alıyorum. Bu beni dinlendirdiği için çocuklara daha sabırlı davranabiliyorum. O anlatılan Alman benim işte. Demek istediğim, kendi çocuğun olunca çok seviyorsun, hatta genel olarak çocuk sevmeye başlıyorsun. Yine şımarık çocuk sevmeyeceksin ama, şımarık çocuk sevilmez ki...
0
SiyamkedisiZorro
(04.12.17)
(6)

sunlarla bir zararlilik siralamasi yapabilir miyiz?

jimicik
cubuk kraker / biskrem / negro / kola / eti yulafli piskuvit / dondurma / caydaki kup seker vs.yani negro yiyecegine cubuk kraker ye daha iyi diye bir sey var mi?
cubuk kraker / biskrem / negro / kola / eti yulafli piskuvit / dondurma / caydaki kup seker vs.

yani negro yiyecegine cubuk kraker ye daha iyi diye bir sey var mi?
0
jimicik
(22.09.16)
yulaflı piskevit en sağlıklısı aralarında.
0
suwat
(22.09.16)
En zararsızı çaydaki küp şeker, diğerleri aynı.
0
angelus
(22.09.16)
kola>negro>dondurma>biskrem>cayda seker>cubuk kraker>yulafli biskuvi

katki maddeleri>trans yaglar>gida boyalari>yag>seker>tuz>lifli seker
0
beriberi
(22.09.16)
evet bu ürünler şekerli olduğu için zararlı ama gerçekten küp şeker en zararsızı. bu ürünlerde kullanılan şeker genel olarak kimyasal maddeler ile elde ediliyor
0
try again fail again fail better
(22.09.16)
peki tatliyla tuzlu arasinda bir derecelendirme yapabilir miyiz?

mesela haylayf ile cizi arasinda.
0
🌸jimicik
(22.09.16)
Kuruyemiş ye.
0
arnold schwarzeneger
(23.09.16)
(5)

restoran devralmak

cedex
şurası nasıl sizce? 50 bin lira peşin verebilirim, ayda 3 bin kadar da zararı karşılayabilirim.https://www.sahibinden.com/ilan/emlak-isyeri-devren-acillll-bahcelivlerde-faal-durumda-devren-lokanta-343402608/detayhttps://www.yemeksepeti.com/far-east-wok-bahcelievler-7-cad-ankara?page=1
şurası nasıl sizce? 50 bin lira peşin verebilirim, ayda 3 bin kadar da zararı karşılayabilirim.

www.sahibinden.com

www.yemeksepeti.com
0
cedex
(22.09.16)
Bizim millete çin yemeği diyince ıyyyy yapan insanlar, müslüman mahallesinde çin yemeği gitmior.
0
kurnaz
(22.09.16)
lokanta kolaylıkla değiştirilebilir gibi görünüyor, mesela tavacı falan gibi şeyler hızlıca yapılabilir. ya da hamburger gibi şeyler için hemen hazır gibi görünüyor.

bence fazla değil, sadece içerideki malzeme 55binden fazla zaten. bahçelievler güzel, kalabalık, hoş bir yer. ama bahçelevler'de çin yemeği mi dersen nö derim. köfte sat daha iyi satarsın...
0
babilbaligi
(22.09.16)
baya restoran isi yapmis biri olarak soyle soyleyebilirim, acil satiyor, borca batmis da olabilir, mafyayla basi dertte de olabilir, restoranda buyuk olcude yapisal zarar(yani masraf) olabilir. yurt disi is vs icin cikmam lazim yazan adama guvenmemek lazim. cunku para yapan, yogun sokagin ustunde duran restorani boyle acilllll devrediyorummm diye satmazsin, oraya zaten alici kendi gelir.

tabii ki gidip kendin de goreceksindir muhakkak da, isi bilen biriyle gidip sorunun ne oldugunu anlamaniz lazim. etrafta cin mutfagina yonelen insan olmadigi icin battiysa konsept degistirip acarsin, dedigi gibi yogun sokaksa bufe acsan zaten akmasa da damlar da, eger sorun senin degistirebilecegin seyler uzerine kurulu degilse kacman lazim.
0
beriberi
(22.09.16)
Madem o kadar iyi ve yorumlarda o kadar güzel, hızlı, enfes vs yazmışlar neden devir ediyorlar ?

Bence bir kaç gün takıl, elemanlarla havadan sudan sohbet et, o arada da sormaya çalış işlerin durumunu...
0
huzunbaz palyaco
(22.09.16)
bahçeli'de başka bir devir opsiyonu:
www.eksiduyuru.com
0
lordoz
(22.09.16)
(1)

Farklı Ülkelerdeki Lise Matematik Ders Kitapları (ingilizce)

skaarj
Güney Kore, Singapur, ABD, Almanya, İngiltere, Avustralya gibi ülkelerde şu anda kullanılan lise matematik ders kitaplarını tezim için bulmam gerekiyor. Bilgisi olan, yardımcı olabilecek varsa harika olur.
Güney Kore, Singapur, ABD, Almanya, İngiltere, Avustralya gibi ülkelerde şu anda kullanılan lise matematik ders kitaplarını tezim için bulmam gerekiyor. Bilgisi olan, yardımcı olabilecek varsa harika olur.
0
skaarj
(21.09.16)
amerika(texas):

repositories.lib.utexas.edu

repositories.lib.utexas.edu

google aramasi: public high school textbook list
0
beriberi
(21.09.16)
(8)

pinokyo?

kibritsuyu
oğlana "klasik masallar" diye bir kitap aldım. kırmızı başlıklı kız, külkedisi, yok efendim hansel ile gretel falan. alırken de göz gezdirdim ama iyice okumadığım için dikkatimi çekmemiş.pinokyo var bu kitapta. olm pinokyonun en önemli, en bilinen özelliği yalan söyleyince burnunun uzaması değil mid
oğlana "klasik masallar" diye bir kitap aldım. kırmızı başlıklı kız, külkedisi, yok efendim hansel ile gretel falan. alırken de göz gezdirdim ama iyice okumadığım için dikkatimi çekmemiş.

pinokyo var bu kitapta. olm pinokyonun en önemli, en bilinen özelliği yalan söyleyince burnunun uzaması değil midir lan? koca pinokyo masalında yalan söyleme ve burun uzaması yok. bambaşka bir hikaye gibi. orijinalini de hatırlamıyorum ki ne kadar kırpılmış anlayayım.

şimdi alıp kitabı geri götüreceğim. klasik masal diye aldık, sansürlü çıktı. hayır acaba pedagojik olarak pinokyo masalından burun uzama hadisesi uzman görüşü ile falan mı çıkarıldı, "artık böyle anlatılacak, çocukların gelişimini olumsuz etkilediği için burun uzamasından bahsedilmeyecek" falan mı dendi? niye yok oğlum?
0
kibritsuyu
(21.09.16)
Normalinde uzuyor burnu, ama değişiklik yapmış olabilirler. Üç cilt olarak yayınlanmış Karamazov Kardeşler bile Türkiye'de 500 sayfalık roman olarak 10 TL'ye satılıyor. Çok da şeyapmamak lazım.
0
dissendium
(21.09.16)
Pinokyo, yanlış hatırlamıyorsam, yaşlı ve yalnız bir marangozun özel bir ağaçtan kukla yapmasıyla başlıyor, sonra bu kukla o yalnız adama yoldaş oluyor. Evde bir de peri var, Pinokyo'nun başına dert oluyor. Sobaya ayaklarını uzatıyor, ayakları yanıyor Pinokyo'nun, böyle bir sahne var. Okula gitmek istiyor, orada gerçek bir çocuk olmadığını söylüyorlar dalga geçiyorlar. Pinokyo evden kaçıyor, bin türlü dert... Of, ben de hatırlamıyormuşum.

Neyse. Çocuk klasiklerini İş Bankası, YKY gibi düzgün yayınevlerinden alın, adını daha önce duymadığınız yayınevlerinden uzak durun. Bu kitaplarda genellikle telif sorunu olmadığı için canı isteyen istediği gibi çevirip, kesip biçip yayımlayabiliyor. Mümkünse "tam metinden çeviri" gibi bir ibare arayın.
0
kobuzchu kiz
(21.09.16)
www.eganba.com hah bunu al çocuğa, Kırmızı Kedi de güzel çeviri yapar, iyidir.
(Ben de alayım bunu, 200 sayfalık Pinokyo çevirmiş adamlar)
0
kobuzchu kiz
(21.09.16)
yalan söyleyince burnun uzar hadisesini kaldırdılarsa iyi etmişler. çocuklara burnun uzar çükün düşer diye değil, yanlış bir şey olduğu için yalan söylenmemesi gerektiğini öğretmek gerek. bu benim düşüncem tabi pedogoglar ne der bilmem.
0
cekilmis gayfe
(21.09.16)
hayır özet çıkarılır, üç ciltlik roman 500 sayfaya indirilir, ne bileyim teliften yırtmak için çevirirken değişiklik yapılır, hatta farklı çevirilerinde bambaşka ifadelere rastlarsın falan anlarım. zaten her sayfada beş satır yazı, gerisi görselle dolu bir kitap, maksat çocuğun ilgisini çeksin. hani sobaya ayak uzatıp yanması gibi detayları geçersin de pinokyonun bütün numarası yalan söyleyince burnunun uzamasıyken bundan bahsedilmemesine hiçbir mantıklı gerekçe bulamıyorum. bir tek aklıma yatan, @cekilmis gayfe'nin dediği gibi, burnun uzar, çükün düşer diye değil, yanlış olduğu için yalan söylememesi gerektiğini telkin etmek için bilinçli olarak çıkarılmış olduğu.
0
🌸kibritsuyu
(21.09.16)
@kibritsuyu, ben kitapların özetlerinin çıkarılmasına da karşıyım. Bu da normal bir olay değil. Kim kitabın hangi kısmını neye göre kesip atabiliyor? Bu yapılan yazara, esere saygısızlık olmuyor mu? Şu olay da en az klasiklerin özetlerinin çıkarılması kadar anlamsız bir olay.
0
dissendium
(21.09.16)
aslinda o burun uzamasi olayi pinokyonun tum olayi degil. pinokyonun gepettoya gercek bir ogul olmasi icin iyi ve guzel bir insan olmayi ogrenmesi gerekiyor. mesela, babasi ceketini satiyor onu okutmak icin, pinokyo da okula gitmiyor, sonra anliyor yanlisini ya da mesela pinokyo birini kurtardiginda(kimdi hatirlamiyorum) o kisi de pinokyoyu kurtariyor ama kotuler kurtarilmiyor vs. burun olayi sadece bir parca.
0
beriberi
(21.09.16)
of sen külkedisinin orijinalini bilsen :/ gore budur yani.
0
la noix
(21.09.16)
(4)

gizli elde edilen kanıt davada işe yarar mı?

pide
Merhabalar, iki köpeğim var, giriş katında oturuyoruz üç senedir. İlk zamanlardan beri komşular bizi çıkartmaya epey uğraştı, ama karşı ve üst komşum şikayetçi olmadığından ve ev sahibi de bizden yana tavır koyduğundan bizi attıramadılar. Yasal olarak da bir şey yapamayacaklarını biliyorum, onlar da
Merhabalar, iki köpeğim var, giriş katında oturuyoruz üç senedir. İlk zamanlardan beri komşular bizi çıkartmaya epey uğraştı, ama karşı ve üst komşum şikayetçi olmadığından ve ev sahibi de bizden yana tavır koyduğundan bizi attıramadılar.

Yasal olarak da bir şey yapamayacaklarını biliyorum, onlar da öğrenmiş olacaklar ki bir tanesi cidden kavga çıkarmaya çalışıyor. Laf dalaşına girmeyi de çok tercih etmediğimden bir şey dediğinde duymamış gibi yapıyorum ya da yav he he diye geçiştiriyorum.

Kadın da bu yüzden daha da hırslandı sanırım, kapıma ya da kapı önüne tükürmeye başladı. Geçerken baya baya tükürüyor. Soracağım şu, kapı üstüne gizli kamera koysam mesela, kadının tükürdüğünü belgelesem, kabahatler kanunundan ceza almasını sağlar mıyım? Caydırıcı bir şey olsun daha uğraşmasın istiyorum.
0
pide
(19.09.16)
muhtemelen delil olarak sayılmayacak. kapıya kamera koy ve "bu ev kamera ile 24 saat izlenmektedir." yaz. o caydırıcı olur mesela. yine yaparsa kayıtları sunarsın.

edit: want2die ile aynı şeyi düşünmüşüz.
0
himmet dayi
(19.09.16)
güvenlik sebebiyle koyacağınız için delil niteliği taşır, ancak mesela gizli ses kaydı ile itiraf filan delil olarak sayılmıyor. yani illegal yollardan edinilen bilgiler delil yerine geçmiyor ama bu durumda illegal birşey yok. sen güvenlik kamerası kullanıyorsun.
0
mete kudur
(19.09.16)
bildigim butun kufurleri ettim kardes kadina. bizim de basimiza ayni senin dedigin gibi bisey geliyodu, bizim durumda kapinin onune toz biber dokuyodu amina kodugumun psikopati, kopekler koklasin diye. butun gun kopekleri kayit altinda tutuyordum cunku devamli havliyolar diye sikayet ediyordu. hayvanlarin giki bile cikmiyordu. polisi ararsa kaydim olsun diye hepsini arsivliyodum(sesten gote ceza girmesin)

gizli kamera hakkinda bilgim yok, want2dienin dedigini uygulayabilirsin de, tukurdu diye ceza alir mi, onu pek bilemiyorum. bizim durumumuzda bebegimiz dogunca geceleri agliyodu, odasini bizim denyo komsuyla duvari paylasan oda yapmistik, komsunun yatak odasinin yani yani, uc aya tasindi hahahaha.
0
beriberi
(19.09.16)
Güvenlik kamerası onaylı ve resmi şekilde konursa kayıtlar kullanılabiliyor.
0
kurnaz
(19.09.16)
(15)

Sizce Kanada'da master mı yoksa Avrupa'da master mı?

hayricik
Merhaba arkadaşlar. Geçen yıl iyi bir üniversitenin ingilizce işletme bölümünü bitirdim ve o günden bugüne hala iş aramaktayım türkiye'de. torpilsizlikten ve diğer talihsizliklerden dolayı bir türlü iş bulamıyorum. artık bu ülkede pek yapabileceğim bir şeyim olmadığı için kanada veya avrupa tarafına
Merhaba arkadaşlar. Geçen yıl iyi bir üniversitenin ingilizce işletme bölümünü bitirdim ve o günden bugüne hala iş aramaktayım türkiye'de. torpilsizlikten ve diğer talihsizliklerden dolayı bir türlü iş bulamıyorum. artık bu ülkede pek yapabileceğim bir şeyim olmadığı için kanada veya avrupa tarafına master yapmak için gitme kararı aldım. ingilizcem ve fransızcam ileri seviyede olduğu için kanada'da master fikri çok cazip geliyor. öbür yandan avrupa'da artan ırkçılık ve işsizlikten dolayı orada master yapmamın pek anlamı kalmadığını düşünüyorum. sizlerin bu konuda tavsiyeniz ne olur özellikle bu yollardan geçmiş arkadaşlar yardımcı olursa çok memnun olurum. bu arada yaşım artık 30 lara yaklaşmakta fazla geç hareket etmek istemiyorum.
0
hayricik
(14.09.16)
valla abi avrupa dersen bana bi ispanyayı sevdim ben , bide isveç mi ne şartları süper olan bi yer var çalışma saatleri 6 saate düşürülmüş falan filan

onun dışında kanada derim ben. ama düşünürsen isveç ispanya falan buralar kapak atarsan, ferah bir yaşam süreceğine inanıyorum, türkiyeye geliş gidişinde kanada dan çok daha uyguna gelir.

araştırma şart, böyle düşünmekle olmaz, bak avustralya falan da var gidicek olduktan sonra, amerika da olur
0
killerbee
(14.09.16)
Bu yollardan gecmis degilim ama kanada daha mantikli gibi, yl yaparken part time calisma sansiniz oluyor. O ulkede yl yaptiginiz icin mezuniyet sonrasi calisma sansiniz yuksek. Dediginiz gibi kanadanin cok ulusli yapisi nedeniyle irkcilik vs dusuk ve yasam cok daha rahat. Oraya yerlesen 2 arkadasim asiri mutlu, insanlarin cok relax, kibar ve mutlu oldugunu soyluyorlar. Faizlerin 0a yakin olmasi sebebiyle mulk almak da mumkun vs.
0
red g
(14.09.16)
Ama sonrasinda trye donme niyetiniz varsa avrupada yapin. Hatta ingiltwrede afilli bir sertifika programina katilmak bile yeterli olabilir.
0
red g
(14.09.16)
kanada derim ben. mastera gidip daha sonra çalışma ihtimslin avrupaya göre daha fazla. dolayısı ile göçmenlik şansında olabilir. avrupayı direk ele
0
oscar
(14.09.16)
red g +1 . ben de kanada ile ilgili çok araştırdım ve aynen dediklerin gibi. o yüzden kanada çok feci mantıklı geliyor bana.
0
🌸hayricik
(14.09.16)
türkiye'ye hiçbir şekilde dönme planım olmayacak gidebilirsem çünkü iş yok bu ülkede. oscar +1 aynen ben de öyle düşünüyorum avrupanın altın yılları 2000'lerde bitti bence.
0
🌸hayricik
(14.09.16)
hayri abi ana baba akraba, yok mu hem bak gurbet acayiptir, burdayken a**na koyayım böyle ülkenin dersin ama gittiğinde ah amk tr de olsam, şimdi paramda var şöyle yapardım böyle yapardım diye hayıflanırsın.

bilmiyorum ne kadar yaşadın yurtdışında daha önce, yada ne kadar bağlısın buralara, bunu ancak sen bilirsin.

ispanya ah ispanya. köpeğe bile vatandaşlık veriyon bize yok amk
0
killerbee
(14.09.16)
ingilizce + fransızca olduğu için kanada diyorum ben de. soğum moğuk idare edersiniz artık. tanıdığım kanadalılar çok sıcakkanlı insanlardı ama :)
0
little big man
(14.09.16)
Kanada
0
utkumon
(14.09.16)
killerbee aile önemli katılıyorum ama burada daha çok perişan oluyorum ne yazık ki.sürekli evde kıvılcımlar çıkıyor işsizlikten dolayı. yurtdışı deneyimim dolu fazla sıkıntı çekmem diye düşünüyorum. sevgili eş olayları felan da yok burada tek bağlantım ailem olur gidersem.
0
🌸hayricik
(14.09.16)
Aynı ikilemde kalmış ve daha sonra Avrupa'yı seçmiş birisi olarak eğer ana hedefin mezuniyet sonrası gittiğin ülkede kalmaksa ve Türk vatandaşlığından başka bir vatandaşlığın yoksa bence kesinlikle Kanada'yı tercih etmelisin. Tecrübe öncesi işletme masterı içinse UBC'yi önerebilirim. Vancouver'ın kışı yumuşakmış :)
0
slap
(14.09.16)
Hatta Avustralya'yı da gözden geçir derim.
0
slap
(14.09.16)
Kanada iyidir ya. Benim param yetmemişti, Avrupa'ya kadar gelebildim. Maddi imkanım olsaydı master için Kanada'ya giderdim. Gerçi şimdi yaşadığım yerde de gayet mutluyum tabii.
0
philus
(14.09.16)
fransa'da alternance diye bisey var, calisip, para kazanip master yapiyorsun, bence cok cazip. uc hafta is, bir hafta okul ve okul da tam yapmak istedigin ise yonelik ozel bir ders programi oluyor.
www.youtube.com

master bitince zaten bir sirkette calisiyo oldugun icinde trink, direk orda devam ediyosun cogunlukla.
0
beriberi
(14.09.16)
Avustralya'da master
0
methamphetamine
(14.09.16)
(15)

Kavurma sevmeyen var mı?

ceann deas
Hayvan öldürmeye karşı olanlar dışında benim gibi gerçekten tiksindiği için kavurma sevmeyen, kokusuna dahi katlanamayan var mı? Çevremdeki herkes, tanıdığım en çıt kırıldım, en kokoş kızlar bile "kavurma sevilmez mi ya" diyor. Bu kavurmayı sevmeyen bir ben mi varım be?
Hayvan öldürmeye karşı olanlar dışında benim gibi gerçekten tiksindiği için kavurma sevmeyen, kokusuna dahi katlanamayan var mı?

Çevremdeki herkes, tanıdığım en çıt kırıldım, en kokoş kızlar bile "kavurma sevilmez mi ya" diyor. Bu kavurmayı sevmeyen bir ben mi varım be?
0
ceann deas
(12.09.16)
ben de eskiden sevmezdim, özellikle yağlı ve sert olduğunu düşünürdüm. sonraları kavurmayı dışarıda yemeye başlayınca anladımki bizimkiler beceremeyormuş bu kavurma yapmasını. çok yağlı yapıyorlarmış. şimdi seviyorum, ya zevklerim değişti ve alıştım ya da o lokantalarda yediklerim güzel. bilmiyorum.
0
mete kudur
(12.09.16)
Ben sevmiyorum. Böyle dışarıda kaşe büfede tost, pidecide pide şeklinde olursa 1 (bir) ısırık alabilirim ama.
0
nawar
(12.09.16)
Yumusacik, hicbir sey konulmadan (sogan vb olmadan) haslanmis kavurmaya kimyon da konuldu mu, suyuna ekmek banildi mi...
Of of. Gurbetci camisine gitsem dagitiyolar midir acaba :D
0
kuehles blondes
(12.09.16)
benim o.
önceden hiç bir sorunum yoktu löp löp götürürdüm. şimdi hiçbir et çeşidini ağzıma süremiyorum. sürsem de sindiremiyorum . çiğnediğimde sonsuza kadar sürecekmiş gibi geliyor. kokusu da cabası. şu an her yer et kokuyor allahım ağzımdan nefes alıyorum hayatta kalmak için. tam bir survivor
0
dene
(12.09.16)
lisede önümde oturan kızın babası bakkaldı. ekmek arası kavurma getirir dururdu. ondan ötürü bir tiksintim var.
lezzetli yapılırsa yenir elbet ama çok da aramam. geçen babamın canı çekti diye ambalajlılardan aldım bir tane, tadı tuzu yoktu yağlı anlamsız bir şeydi. anlamadım insanlar nerede yiyor bunu canları çektiği zaman.
0
gang leader of wasseypur
(12.09.16)
kesinlikle sevmem, yemem ve kokusuna dahi tahammül edemem.
0
fragile lady
(12.09.16)
Evde yapamiyollar.
0
stereoseyfi
(12.09.16)
küçükken bi kere yiyip sevmemiş ve yıllardır sevmiyorum diye gezmiştim ki ete bayılan biriyim. bu sene tekrar yedim ve bayıldım. koyun eti sevmiyorum genel olarak tahminimce o yıl koyun kestiğimiz için koyun etinden yiyip sevmemiştim sonra da hiç kurban kesmedik zaten. dana etinden yapılmışını yedim işte bu sene 3 4 ay önce bayıldım sonra tekrar koyundan yedim eh çok iyi değil. olay dana ya da koyun olması bence
0
nundu
(12.09.16)
Ben severim yerim
0
basond
(12.09.16)
kurban etinin kokusunu hic sevmiyorum. o yuzden evde kurban eti yemiyorum.
cevap: sevmiyorum ben
0
exlibris
(12.09.16)
ben de sevmiyorum. et sevmeme rağmen kavurma ile hiç aram yok. köfte, döner, sebzeli sote, kebab vs. severim ama kavurma bana çok yavan ve yağlı geliyor. yalnız birkaç kez van'da kavurmalı yumurta yemiştim kahvaltıda (bkz: van kahvaltısı) o güzeldi bak.
0
köstebek kurabiye
(12.09.16)
E bana nick birakmamissiniz zalimler+1
0
bir3iki7
(12.09.16)
Kurban eti yemem ben de..

Bunun haricibde beyin, sakatat, kavurma, ciger vb de yemem. Kokorec yerim ama.
0
brad pitt
(12.09.16)
senede bir kez yediğim için güzel geliyor. ama sık sık yenecek bir şey değil bana kalırsa.
0
kaledekiyalnizlik
(12.09.16)
ben nefret ederdim. zaten su an vejetaryanim. bana hep kokusu feci gelmistir, kurban kesimine de dayanamayan bi bunyeydim zaten cocukken.
0
beriberi
(12.09.16)
(5)

sizi tanıdığım için şanslıyım

kupigometa
bu ve bunun gibi sözlerin resmi versiyonu nasıl olur?(söylenecek kişi profesör)
bu ve bunun gibi sözlerin resmi versiyonu nasıl olur?

(söylenecek kişi profesör)
0
kupigometa
(26.08.16)
Belki, I am pleased to meet/know you.
0
bass solo take one
(26.08.16)
i am flattered to meet you
0
vecihi ile fikret
(26.08.16)
teşekkürler fakat iki örnekte de "yeni tanışılmış" manası yok mu?

önceden bilinen bir kişi için söylemek istiyorum.
0
🌸kupigometa
(26.08.16)
I consider myself lucky to get to know you /
I consider myself lucky to have met you
0
kaichi
(26.08.16)
It was a privilege to get to meet you/get to know you.
0
beriberi
(26.08.16)
(15)

napak kanka inanak mı ?

Esinsin
Sevgiliniz kendinden 11 yaş küçük lise 2-3. sınıftaki bir kızı kendi arkadaşına benzeterek naber :) şeklinde bir mesaj atmış olsun. Buna inanır mısınız ? yani arkadaşına benzeterek attığına. Kızın gerçekten büyük gösterdiğini farzedelim.yine aynı kişinin 2000 li başka bir kıza ekleme talebi gönderdi
Sevgiliniz kendinden 11 yaş küçük lise 2-3. sınıftaki bir kızı kendi arkadaşına benzeterek naber :) şeklinde bir mesaj atmış olsun. Buna inanır mısınız ? yani arkadaşına benzeterek attığına. Kızın gerçekten büyük gösterdiğini farzedelim.

yine aynı kişinin 2000 li başka bir kıza ekleme talebi gönderdiğini görseniz ? ne yaparsınız ? yanlışlıkla olmuştur yeaa hatırlamıyorum belki sarhoştum tarzı da bir açıklama alsanız ?
0
Esinsin
(26.08.16)
hayatta inanmazdım çok basit yalanlar. bunlara kanan bence net şapşiktir.
0
matilda
(26.08.16)
Nasıl biriyle sevgili olmuşum ben yea diyerek kendimi gözden geçirirdim.
0
i ve been mistreated
(26.08.16)
ayrılırım
0
sta
(26.08.16)
mahone
(26.08.16)
sevgilim kaç yaşında? ya da neyse ya, yaş maş hiç mühim değil, o gitmeden ben dehlerim.
0
evde liyakat kalmamis
(26.08.16)
2000 li kiz nedir ya :(
0
mirandaiam
(26.08.16)
@mirandaiam yaa bence de ama şaka maka 16 yaşındalar ve baya güzeller :(
0
🌸Esinsin
(26.08.16)
@evse liyakat kalmamış +11

Bunun mantıklı bir izahı olmayacağı için biraz çekilir sonra ucan tekmeyi koyarim.birazda yerde tartaklarim öfkemi,stresimi atmis bir şekilde bara gider ava çıkarım.:)
0
vi veri veniversum vivus vici
(26.08.16)
orta yaşlara gelen erkeklerde çıtır kız arayışı daima mevcuttur. arkadaşına benzettiği falan yalan yani bayağı bildiğin arayış bu.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(26.08.16)
sevgilin tam bi mal
0
beriberi
(26.08.16)
liseli seviyo demek.

inanma tabii ki.
0
sir gawain
(26.08.16)
@beriberi gördüm arttırıyorum
sevgilin tam bir andon :)
0
cekilmis gayfe
(26.08.16)
@cekilmis gayfe andon ne ola ki :)
0
🌸Esinsin
(26.08.16)
ne yanlışlığı la?
adam yürümeyi bırakmış resmen koşuyor.
0
seyduna6687
(26.08.16)
İğrenç inanılcak hiç bi yanı yok, pis subyancı.
0
pastörizesüt
(26.08.16)
(8)

Anlam veremediğimiz bir olay

mrsmoon
Dün gece yaşanan, herkesin farklı yorum yaptığı olay ile ilgili sizin de yorumunuzu almak istedik. Biz açıkçası ne olduğunu anlayamadık. Özet geççi dostlarım kusura bakmasın biraz uzun olabilir. Olay ev arkadaşım ben yokken başına geldi. Nezih bir semt/herkesin birbirini tanıdığı bir mahallede oturu
Dün gece yaşanan, herkesin farklı yorum yaptığı olay ile ilgili sizin de yorumunuzu almak istedik. Biz açıkçası ne olduğunu anlayamadık. Özet geççi dostlarım kusura bakmasın biraz uzun olabilir. Olay ev arkadaşım ben yokken başına geldi. Nezih bir semt/herkesin birbirini tanıdığı bir mahallede oturuyoruz, daha önce hiç böyle bir şeyle karşılamadık. Kapımızı gündüz saati bile sucu veya kargo dışında kimse çalmaz. Olay:

"Dün gece saat 12 civarı kapı çaldı. İç kapı zili ile apartman zili farklı çalıyor. Çalan zil apartman kapısı ziliydi. Kimseyi beklemiyordum, komşulardan biri de olmadığı için yerimden bile kalkmadım. 5 dakika sonra kapı tekrar çaldı. Bu sefer kapı ardarda çalınmaya başlayınca (yerimden kalkıp gidene kadar 4-5 sefer çaldı) kameraya bakmak için kapıya gittim. Kapıda daha önce mahallede gördüğüm birisi vardı. Bu kişi sokakta da garip tavırlar sergileyen, tekinsiz görünen birisi. Derken, kapı açıldı ve apartmana girdi. Apartmana nasıl girdiğini anlamadım. Çünkü ben o esnada diğer dairelerin zil sesini duymadım. Zil sesleri çok yüksek olduğu için başkasının zili çalındığında duyulur genelde. Neyse bu adam apartmana girdi (kapı şifreli, şifreyi bilmeden nasıl girdiğini veya kapıyı ona kimin açtığını anlamadım). Öylece katta durdu. Üst kata çıkmadı. Bekledi bekledi. Ben o esnada korkup odaya kaçtım.

Sanırım aradan 10 dakika geçmişti. Yine zil çalmaya başladı ardarda. Bu sefer kameraya baktığımda iki kişi gördüm. İkisi de birbirinden tekinsiz. Bu kişiler gergin gözüküyorlardı. Hatta kendi aralarında tartıştıklarını düşünüyorum. Ben yine korkup odaya kaçtım tabii ki. Yardım isteyebileceğim birilerine ulaşabilmek için o esnada evde olmayan ev arkadaşımı arayacaktım ki bu iki şahıs koşarak arka bahçeye geldiler. Ne konuştuklarını anlayamadım. Sonra sanırım gittiler çünkü sensör ışığı sabaha kadar hiç yanmadı. Ben de camı kapıyı kapatıp sıkı sıkı, salonun ışığını açık bırakıp uyudum."

Sizce bu kişilerin niyeti neydi? Megafondan çekilmiş bir adet fotoğrafı var bir tanesinin. Polise de gidebiliriz ama boşuna ortalığı karıştırmak da istemedik. Hepimiz tatildeydik bir süre evde yoktuk, acaba evi mi yoklamaya geldiler diye düşündüm ben ama işin içinden çıkamadık.
0
mrsmoon
(27.07.16)
polise gitsen bir şey olmaz. birine hırsız demek suçtur bu arada. bir şey çalmadığı sürece kimseye hırsız diyemezsin. aklında olsun
0
cekilmis gayfe
(27.07.16)
Ev arkadaşınızın kilitli kapının arkasından kameradan izlerken neden korkup odaya kaçtığını anlamadım ben de.
0
ekaterina
(27.07.16)
Valla sebebini çözemedim dışarda her türlü manyak var bir sürü açıklaması olabilir olanların. Ama bi daha böyle bi şey olursa korkup odaya kaçmak yerine kapıyı sımsıkı kilitleyip kapının arkasında bekle. Kilitlerin kurcalandığını duyarsan kapıya yumruk atarak evde olduğun belli edip kötü niyetli kişiyi korkutabilirsin. Ses çıkarma ki kapının arkasındakinin kadın olduğunu anlamasın. Daha önce evine girmeye çalışan birini böyle korkutup kaçıran bir kadın akrabam var.
0
ambrosia
(27.07.16)
ilk çalış bence evde kimse var mı yok mu kontrolü içindi. arkadaşında herhangi bir tepki vermeyince evde kimse yok sandılar. bunun üzerine 2 kişi geldi.
0
hononu
(27.07.16)
@ekaterina :D

iyi dolaba saklanmamış.

bence ilk gelen adam arkasından gelen iki kişiden birinin kızıyla sevgiliydi. ya da karısının sevgilisi. o yüzden bu adamlardan kaçmalıydı. zaten sizin mahalleden biri olduğu için kaçarken sizin binaya geldi panikle bütün zillere bastı. yakalasalar belki öldüreceklerdi. bina sakinlerinden biri ne olduğunu anlayamadan hayırdır inşallah diyerek dış kapıyı açtı. adam kan ter içinde binadan içeri girdi bekledi bekledi.. kalbi çok hızlı atıyordu sanki ölecekti. sonra diğer iki kişi geldi, içeri giren adamı aradı, içeriye giremedikleri için bahçeye falan baktı. bu esnada aralarında lan sana yakala dedim nasıl kaçırdın ben mi kaçırdım sen kaçırdın gibilerinden tartışıyorlardı. en sonunda adama ulaşamadıkları için vazgeçip gittiler.
0
bacardicola
(27.07.16)
bir daha öyle bir durum olduğunda saklanacağına eline kendini savunabileceğin bir şey al.
yardım isteyebileceğin birisi varsa onu ara, adamların tiplerini tarif et, onlar hakkında bildiğin şeyler var ise ( örn. bizim mahallede oturuyorlar) onları arkadaşına söyle. kapının arkasına bir sandalye daya bekle. eğer olur da kapı açılırsa avazın çıktığınca bağır ve onlara vur.
polis çağır diyecekler ya onlara inanma, polisin keyfi yerindeyse yarım saatten önce gelmez, eğer canı sıkkın ise bir saat gelmez. adamlar eğer bir şey yapacaksa zaten o süre zarfında yapar. olaya bir anlam veremedim. belki kafası güzeldi ne yaptığını kendisi de bilmiyordur. diğeri ile tartışıyor ise belki birinin yapmak istediği şeyi diğeri engellemek veya yapma demek istiyor da olabilir.
0
seyduna6687
(27.07.16)
Bütün bu yazdıklarınızı arkadaşıma da ilettim, tesekkurler. Evde tek olduğu için (kadın) biraz korkmuş sanirim. Odaya kacmak bir refleks olsa gerek:) O esnada telefonunu bildiği anında yanına gelebilecek kimse yok malesef. Bağırsa komşular çıkar zaten ama öyle bir raddeye gelmemiş allahtan.
0
🌸mrsmoon
(27.07.16)
adam iki kisiden kacip size siginmis iste sizin hic bi alakaniz yok bu ne paranoya
0
beriberi
(27.07.16)
(3)

İstanbul'da stressiz bir işe yönelmek.

terbiyesiz hayvan
Yazı çok uzun, bu kadar vaktim yok sadede gel diyenler için sadece başını ve sonunu okumak yeterli olabilir : İstanbul’da her gün yarım gün ya da az daha fazlası çalışarak ya da haftada 3 gün çalışarak, 5 bin lira kadar para kazanabileceğim maaşlı/freelance bir iş arıyorum. Gitmeli gelmeli,getir göt
Yazı çok uzun, bu kadar vaktim yok sadede gel diyenler için sadece başını ve sonunu okumak yeterli olabilir :

İstanbul’da her gün yarım gün ya da az daha fazlası çalışarak ya da haftada 3 gün çalışarak, 5 bin lira kadar para kazanabileceğim maaşlı/freelance bir iş arıyorum.
Gitmeli gelmeli,getir götürlü olur, home office olur. Uzaktan yapılabilecek işler olur.
Ya da 150-200bin tl sermaye ile böyle bir iş kurmak istiyorum. Tecrübem ve kendi mesleğimle alakalı olmak zorunda değil. Planlama ve organizasyon becerisi yüksek bir insanım.

Detayına gelirsek:
Yönetici mühendisim (makine), 18 senedir iş hayatındayım, yaptığım işin stresli olması sebebi ile iş dışındaki hayatımda da negatif yönde çok etkileniyorum, uykularım kaçıyor. İş yerinde insan, makine, müşteri vebenzeri her noktada çıkan problemle ben uğraşmak zorunda kalıyorum. Evimle iş yerim birbirine uzak ama sosyal hayat ve çocuk sebebi ile evi taşımam mümkün değil. İşe vaktinde varmak için sabah saat 6 da uyanıyorum eve varışım akşam en erken 7 buçuk, yolda olağanüstü bir durum olursa 8’i buluyor. Son zamanlarda iş yerindeki insani ilişkilerin kalitesi de eski zamanlara göre çok düştü.

İkramiye ve yıllık hedef tutar da prim alabilirsem, net aylık gelir minimum 9500 ile maksimum 11 bin tl arası değişiyor. Kendi sektörümde başka bir işe geçsem bu parayı kazanmam mümkün değil.

40 yaşıma 2 yıl kaldı. Orta yaş bunalımında değilim. Çünkü son 5-6 senedir her sene birkaç hafta bu iç sıkıntısına girer ve atlatırdım. Ancak son 6 aydır gelen sıkıntıyı atlatamıyorum. İstanbul ve yaptığım iş beni çok yoruyor.
Gerekiyorsa İstanbul’un daha sakin bir yerine taşınmak (Sarıyer-Kilyos vesaire), trafiğin pik yaptığı saatlerde yolda olmamak, yaptığım işten ayrılmak, çocuğum büyürken onunla sadece günde 2 saat değil daha fazla beraber olmak istiyorum.

Bu konuda faturayı yaptığım işe çıkardım ve maddi getirisinden feragat edip, daha huzurlu bir hayat geçmeye karar verdim. Ama kapıyı çekip çıkmak şeklinde bir hayalim yok, risk alamam. Kararı verip 3 ay sonra da çıkabilirim, gerekli altyapı ve eğitimi almak kendimi bir konuda yetiştirmek için 1 sene daha dişimi de sıkabilirim. Eşim de çalışıyor onun geliri çok yüksek değil ama kira dahil evi tüm masrafları ile 1 ay döndürüyor.

İlk paragrafta yazdığım şartlarda bir şey yapmak hayal mi ? Değilse neler yapabilirim ? Sektör bağımlı değilim, her sektörde planlama ve organizasyon işlerini, iş takiplerini yapabilirim. Ya da kendi emeğimle de bir şeyler üretebilir yaratabilirim (bu yaştan sonra yazılım işine giremeyebilirim ama IT bilgim de kayda değer seviyede) . Pizzacı da işletebilirim vs., bilişim sektöründe yönetici birilerini assiste edebilirim.

Tek derdim stresten uzaklaşmak.
Arkadaşlardan "öyle iş olsa herkes yapar" lafını duymaktan bıktım usandım.
Ne yapayım ?
0
terbiyesiz hayvan
(27.07.16)
18 senedir is hayatindasin. Sorunun cevabini sen de bilmiyorsan buradaki adam hic bilemez. Zaten boyle bir is olsa, o iste calisan da gel bunu sen de yap demez. Bu kadar hayat degistirici ve hayir denemeyecek guzellikte bir isi sormak degil farkedip icine girmek gerekir. Hani istanbulda demesen amerikaya git deriz, 18 yillik tecrubeyle muhendisi havada kaparlar.
0
beriberi
(27.07.16)
şimdi yazının başını okuyan oha 5 bin mi, olsa da çalışssak filan der ama son kısımlarda bunun için halihazırda kazandığınız 11 binden vazgeçmeye hazır olduğunuzu belirtmişsiniz. bu önemli bir detay.

bir iş kurmak, yurtdışından mal getirip instagramdan ve online platformlardan satışını yapmak vb olabilir belki. ya da bir franchise işine girip onu işletmek de mantıklı olabilir eğer birikmişiniz varsa.
0
eindaclub
(27.07.16)
bi konuya açıklık getirmek ve bilgi de vermek istiyorum.
Sıkı çalışırsan iyi paralar kazanılan işler var.
Makine mühendisi olmama rağmen, Türkiye'nin en büyük catering (işyerlerinde yemek yapıyorlar) firmalarından biri ile iş görüşmesi yapmışlığım var. Çünkü genel müdürü de "ne alaka" demeyin makine mühendisiydi ve kendi dilimi konuşan insanlarla daha rahat anlaşabiliyorum demişti.
Pozisyon genel müdür yardımcılığı değildi ama 6 ay - 1 sene içerisinde genel müdür yardımcılığı olacaktı.
10 bine yakın bir parayı onlar da veriyor.
Ama adam diyor ki, işten çıkışımız 7-8'den aşağı değil
Bazen yılbaşında, bazen bayramlarda da çalışıyoruz.
Ama benim derdim, bir önceki mesajda yazıldığı gibi para değil zaten düşük tempo ile çalışmak.
Türkiye'de ya da İstanbul'da bu konseptte birşey bulamıyor göremiyorum, bu yüzden fikir istiyorum.
Aslında dediğim gibi yarım gün çalışsam da, tam gün çalıştığımız belki de 75%'i iş yapacağım ama yarı parasına razıyım.
0
🌸terbiyesiz hayvan
(27.07.16)
(14)

Sanıyorum ömür boyu işsiz kalacağım.

nadir gelişen kasımpaşa atağı
2014 mayısta mezub oldum. 2015 martta askere gittim eylülde geldm. Eylülden beri 2 ay çağrı merkezinden çalıştım başka da bi nane yok ümidi kestim sanırım işsiz olarak ölücem. Öyle yazayım içime dökeym dedm.
2014 mayısta mezub oldum. 2015 martta askere gittim eylülde geldm. Eylülden beri 2 ay çağrı merkezinden çalıştım başka da bi nane yok ümidi kestim sanırım işsiz olarak ölücem. Öyle yazayım içime dökeym dedm.
0
nadir gelişen kasımpaşa atağı
(27.07.16)
bölüm neydi.
0
ekaterina
(27.07.16)
İşletme çok da beklentiye girmemek lazım bu bölümle :)
0
🌸nadir gelişen kasımpaşa atağı
(27.07.16)
işsizler forumu kurup dertleşelim, motivasyon lazım bize.

eksisozluk.com
0
geçerkenugradım
(27.07.16)
benim kuzenim açıköğretimden bitirdi işletmeyi, 2.ayda vakıfbank'ın sınavını kazandı. Bence çok karamsar olma.
0
ekaterina
(27.07.16)
Ben de oyle dusunmekteyim.issizlik omur boyu
0
graupel
(27.07.16)
Allah yardımcın olsun. Geçecek inşallah bugünler.
0
komando kani var bende
(27.07.16)
Bir anda yolun acilir inanamazsin. cabaladikca onunde cesitli yollar acilacaktir, bunlarin hepsine atla, bisey cikarsa cikar, cikmazsa uzar. Umidini yitirme.
0
beriberi
(27.07.16)
inşallah kısa zamanda iş bulursun.
dert etme dua et.
0
lonelyman
(27.07.16)
ben de gönüllü olarak dernekte çalışacağım 0 para. aynı şeyi duşunmeye başladım :)
0
nice tnetennba
(27.07.16)
çalacağınız kapılar bitmiş olamaz, yeter ki istekli olun.
0
Absinthe75c
(27.07.16)
iş konusunda umut meselesi olmaz. her gün birileri işten çıkıyor, o birilerinin yerine de birileri işe giriyor. nüfusu 25.000 falan bir yerde yaşamıyorsan, kovalayacaksın. belki altı ay belki 1 sene kovalayacaksın. sonra güzel bi başlangıç noktası bulup ordan yukarı. kolay gelsin :)
0
freya
(27.07.16)
umudunu kesme. sonsuza kadar işsiz kalamazsın. uygun olduğunu düşündüğün tüm ilanlara başvur. 2 yıl iş tecrübesi isteyen ilanlara da kesinlikle başvur. aradıkları adamı verdikleri paraya bulamayınca zaten yeni mezunlara yöneliyorlar.
bi yandan ingilizceni belli bir seviyeye getirmeye çalış. mülakatta ingilizce biliyor musun derlerse bilmiyorum dersen şansın çok düşer.
askerliği yapman avantaj. birçok kişiden öncelikli durumdasın.
sadece işletme mezunu arayanlara değil farklı ilanlara da bak. ilgini çeken bir şey varsa başvur. bırak işveren karar versin senin uygun olup olmadığını.
görüşmelere gidip reddedilmekten yorulma. bu dönemde hergün görüşmeye gitmeye hazırla kendini. her görüşme ayrı bir tecrübe. rahat olmanı sağlar, avantajına kullanırsın.

bol şans.
0
sttc
(27.07.16)
Devlette boşalan kadrolara açıktan atama yapılacak ama KPSS girmiş miydin?
0
minyatur dev
(27.07.16)
sanıyor olmak, eylemi gerçeğine yakınlaştırmaz. Doğru bir çizgide yakınlaşmanın - & + ya olan yönelimini bulmak istiyorsan, mutlak doğrularla hareket edebilirsin. Bu sanıyor olmanın ötesine kesinlik gerektirir. Ümit kesenleri bir çok kişi tarafından duyuyorum. Kesmemelisin.
0
kozm
(27.07.16)
(4)

kanada is basvurusu

medievalman
ise basvururken gocmenlik icin de ayrica basvuruda bulunacagimi belirteyim mi?yoksa gocmenlik konularini hic karistirmayayim mi?
ise basvururken gocmenlik icin de ayrica basvuruda bulunacagimi belirteyim mi?
yoksa gocmenlik konularini hic karistirmayayim mi?
0
medievalman
(27.07.16)
Göçmenliği karıştırma bence, ben de göçmenlik başvurusu için ielts çalışmaya başladım. Göçmenlik başvurusunda eğer kanada'da çalışıyor olursan şansın artıyor, git çalışmaya başla, başvurunu o sırada yap.
0
kimlanbu
(27.07.16)
Buyuk ihtimalle zaten bu is sana gocmenlik kapisini acicaktir, yani onlar halledecektir
0
baldur2
(27.07.16)
aversan'a basvuruyorum
0
🌸medievalman
(27.07.16)
Kuzey amerikada once ise uygun musun diye bakiyolar sonra vize isleri icin islemlere basliyolar
0
beriberi
(27.07.16)
(7)

üstün yetenek

mavikalem
Selam 5 yaşında bir kızım var. Antalya'da epey iyi bir yer olan bir merkeze gidip pedogogla gorustuk zıra çekingenliği epey fazlaydı. hazır gıtmısken, arkadasımın cok cok ısrarı uzerıne zeka testı yaptırdık. bence ortalama bır cocuktu ustune dusmedım. zeka testı sonucu, üstün yetenekli çocuk oldugun
Selam 5 yaşında bir kızım var. Antalya'da epey iyi bir yer olan bir merkeze gidip pedogogla gorustuk zıra çekingenliği epey fazlaydı. hazır gıtmısken, arkadasımın cok cok ısrarı uzerıne zeka testı yaptırdık. bence ortalama bır cocuktu ustune dusmedım. zeka testı sonucu, üstün yetenekli çocuk oldugunu söyledıler. sımdıkı cocuklar zaten hep üstün arkadas? yani bılmıyorum üstün yetenek nedir? baktım arastırdım, bir çok dalda basarılı olabılecek kişiler ustun yetenkli oluyormus..gerekli destegı verın cocuk gıtgıde sıradanlasmasın filan dedıler ama benım kız acaip cekıngen, 2 senedır okula gıdıyor, okulda bır arkadas edınmıs dııl. bakıyorum cocuklara, kanki olmuslar, bızımki hep bir geride durmalar, uzaktan bakmalar. kızım senın arkadasın hangisi dıyorum, gostermıyor, yok dıyor.

var mı bu konuda bana bır fıkır verebılecek olan?
0
mavikalem
(27.07.16)
Ustun yetenekli cocuklarin uyum sorunu yasadigini ya da arkadaslari ile ayni seviyede olmadigi icin anlasilmadiginu duymustum. Zaten ustun yetenekli cocuk ozel egitim almali ki korelmesin ve ke ndi seviyesinde insanlarla muhatap olsun.bunun okullari var sanirim. Bazi ozel okullarin da uztun yetenekli siniflari var. Ozel hocalari da var sanirim. Bu yeteneklerin yonlendirilmesi ve gelistirilmesi gerekiyor. Yani uzerine cidsen dusulmesi gereken bir konu
0
seyyar satıcı
(27.07.16)
ben zamanında iq testiyle "üstün yetenekli" çocukların gittiği bi okula gittim. o okuldan çıkan tanıdıklarımın çoğu hayatta ortalama başarıyı yakaladı evet. bir kısmı sanatçı bir kısmı mühendis falan oldu. ama biri de yüz kızartıcı suçtan amerikada hapiste mesela. yani çocuğun iqsunun yüksek olması evet bir potansiyel ancak hayattaki başarılarının garantisi değil.

bir de neden üstün "yetenek" diyorlar anlamıyorum, iqnun yüksekliği herhangi bir şeye yetenekle biraz bağımsız ayrıca birden çok iq çeşidi var. duygusal zekanın genel başarıya katkısı da malum.

bir de iq puanı kaç mesela, 130 mu 145 mi 160 mı? bunlar da önemli, 130 civarındaysa çok şey yapmayın, türkiyede yaşadığı için mutsuz bir insan olur çıkar :')

not: lisede öğretmen lisesinde okudum, eğitim bilimleri mi ne öyle bi dersin hocası "öğrenme engelleri" konusunu anlatırken "mesela bakın freya arkadaşınız da öğrenme engelli kategorisine girer" demişti. burdan tekrar tşk hocam. yani çocuğun okul uyumsuzluğu da normal :)
0
freya
(27.07.16)
Bir de bazi seyleri cabuk kavradikalri icin ders sıkıcı gelebiliyormus konsantre olamiyorlar vs
0
seyyar satıcı
(27.07.16)
ıq sonucu vermedıler. sadece rapor cıkarmıslar bı tane, filan cocuk üstün yetenekli birey düzeyindedir demısler. ama okulda cok sıkıntı yasarsınız, zira farklı bır cocuk, sıra dısı, ders dınlemeyı de sevmeyen bır tıp dedıler.
0
🌸mavikalem
(27.07.16)
size gore ortalama bir cocuksa aman ustun zekali diye cocugu yormayin. butun orta, orta ust sinif insanlarin cocugu ustun zekali cikiyo zaten. cekingenligini atmasina yardim edecek seyler yapin. cocugun ozguvenini arttirmak icin sadece siz ve cocuk, birlikte projeler yapin, ulasilabilecek ama zor gorunen hedefler koyun, ara sira da basarisiz olacagi hedeflerle hayatta ugrasilirsa basarilacagini ama bazen de basarisiz olunacagini hissettirin.
0
beriberi
(27.07.16)
takım sporlarına yönlendirin.
0
kayranin kedisi
(27.07.16)
Böyle biriyle ilgili haber yapmışlardı. Meşhur soruyu soruyorlar "kalem-çilek elma ve muz'dan hangisi farklıdır?". Kız farklı bir bakış açısı yaparak çilek diyor. Bakış açısı doğru ama bu tarz farklı cevaplar, arkadaşları arasında "geri zekalı bu ya" diye dışlanmaya ve aşağılamaya dönüşüyor. Öğretmen istediği cevabı alamayınca eğer anlayışlı bir öğretmen değilse çocuğa geri zekalı muamelesi yapıyor. Çocuk dışlanıyor...

Neler yapılabilir bilmiyorum. Testi yaptırdığınız yerle bir görüşün, belki size uygun bir okul tavsiye edebilirler.


.
0
kartallar yuksek ucar
(27.07.16)
(24)

Erkeklerin seks objesi haline gelmesi

ambrosia
Böyle bir şey varmış türk dizilerinde ya. Benim evimde tv yok, aşk-ı memnudan beri baştan sona doğru düzgün dizi takip etmişliğim yok. Şimdi memlekete geldim sürekli tv açık. Yaz dizileri falan oynuyo sürekli, 6/10'luk kara kuru esas kızlara 9/10'luk esas erkekler eşlik ediyor. Hepsi taş gibi. Sürek
Böyle bir şey varmış türk dizilerinde ya. Benim evimde tv yok, aşk-ı memnudan beri baştan sona doğru düzgün dizi takip etmişliğim yok. Şimdi memlekete geldim sürekli tv açık. Yaz dizileri falan oynuyo sürekli, 6/10'luk kara kuru esas kızlara 9/10'luk esas erkekler eşlik ediyor. Hepsi taş gibi. Sürekli bi deniz, havuz, duş sahneleri var. O sixpackler her türlü gözümüze sokuluyor. Mesela bi sahnede adam gym'e gidiyor halter kaldırıyor göğsünden terler süzülüyor, bi kenarda iki kız bu adam hakkında "offf şuna bak biz nasıl farketmemişiz bu parçayı" minvalinde konuşuyolar. Diğer bi sahnede başka bi adam denizden çıkıyor esas kız buna trip atarken bi anda adamın adonisleri görünce suspus oluyor, şöyle bi yükseliyor adama doğru. Bu dizilerdeki best model kılıklı adamlar mümkün olduğunca fazla soyunurken esas kızlar kapalı kapalı giyiniyor. Benim bi kadın olarak hiiiiiiç şikayetim yok, sorum şu ki bu durum ne zamandan beri böyle ya? Eskiden de böyle miydi, ben yeni mi farkediyorum? Yoksa cidden son zamanlarda bi erkek cinselliğini ön plana koyma durumu mu var? Yani hatırlıyorum da aşkı memnu'da bi sahnede behlül'ün sadece belinde havluyla duştan çıkması uzun uzun çekilmişti de baya konuşulmuştu o sahne mesela. Eskiden bu kadar diildi sanki dimi?
0
ambrosia
(25.07.16)
evet çünkü onlar reyting getiriyor şu sıralar. ne reyting yaparsa onu satarlar.
0
cekilmis gayfe
(25.07.16)
Seks her zaman satan bir şey. Yapımcılar bunu bildiklerinden her diziye koyabildikleri kadar cinsellik koyuyorlar. Yaz dizileri genelde böyle oluyor. Eskiden dizilerde duyguya önem verilirdi ve el ele tutuşmak bile nadir görülürdü. Bana göre bu durumun dönüm noktası Binbir Gece. Dizide yapılan ahlaksız teklif bayağı bir konuşulmuştu.
0
dissendium
(25.07.16)
eskiden kadınlardı şimdi erkekler oldu, kaslı adonisli baklavalı banyodan ya da havuzdan çıkmış erkekler. Kapitalizm
0
limoncello
(25.07.16)
erkeğin objeleştirilmesi kimsenin umrunda olmadığı için dikkat çekmiyor. erkeğin objeleştirilmesi ve daha ötesi belirli bir kalıba sokulması binlerce yıllık olay. eski yunan ve romadaki heykellerden, son yüz yılda çıkan çizgi romanlardaki kaslı, yakışıklı süper kahramanlara kadar erkekler hep bu şekilde. nedense sadece biscolata olayında konu dikkat çekmeye başladı. hangi kupaydı hatırlamıyorum. kadınların ilgisini çekmek için daha dar formalar olayına girmişti italya mesela.

tabii işin içine diğer parametreler olan zenginlik, karimza ve ünlülük işin içine girdiği için o vücut olmasa da erkekler "istenen" olabiliyor.
0
nawar
(25.07.16)
ergen oğlanlar oturup o dizileri izlemiyor ama ergen kızlar baya vakitlerini harcıyorlar galiba. Hedef kitleye göre dizi yapılıyor işte. Ben de baktım hepsi kızlara hayal satıyor. Normal bi kız "bilmemne şirketi/holdingi patronu ya da patronun oğluyla" sevgili olabilir. Romantik komedi dizileri bunun üzerine kurulu.
0
rodriguez2
(25.07.16)
@rodriguez2 hedef kitle +1
0
ruhen hastayim ben
(25.07.16)
@rodriguez Aynen! tüm dizilerde hep zengin, eğitimli, zeki, karizmatik, çok çok yakışıklı ideal bir adam ve tipiyle, eğitimiyle, maddi durumuyla ve statüsüyle sıradan denebilecek silik bir kız var. :(
0
🌸ambrosia
(25.07.16)
Dizi izleyenlerin cogunlugu kadin heralde? Ben de fark ettim, eskiden kizlar sekil sekil seksi olurdu simdi eli yuzu duzgun turk kizi prototipini sekil sekil erkek kovaliyo.
0
beriberi
(25.07.16)
@cesario Genel olarak türk erkekleri seksileşti mi diye sormadım zaten. Medyada erkeğin seks objesi haline getirilmesini sordum.
0
🌸ambrosia
(25.07.16)
genel olarak yazmışlar
erkekler daha az fanboy olmaya başladı
eskiden deliyürek kurtlar vadisi dizilerini ağalı dizileri popüler olduğu zamanlarda erkekler takip ederken şimdi entrika aşk vs şeklinde dizileri kadınlar daha fazla takip etmeye başladı ve o yöne kaydı diziler.

E popi olma gereği ne lazımsa onu pompalıyorlar şu anda.
0
basond
(25.07.16)
evet bu konudan çok müzdaribiz. yetkililer bişi yapsın pls.asl
0
anonymice
(26.07.16)
seksi kadın koysalar belki devletten tepki çekeceği, o olmasa köşe yazısı odur budur muhabbeti döneceği, erkeklerin seksi baklavalı fln dizide yer alması pek muhabbet konusu olmayacağı için de oluyor olabilir.

seksilik satar bunu kadın üzerinden yapamadıkları için erkek üzerinden yapıyorlar bence. ki izleyenlerin çoğu da kadın.
0
mobydick
(26.07.16)
şöyle oluyor ki, çirkin hanım kızlarımız; ay biz de böyle bir erkek niye bulamayalım hayallerine kapılıyorlar öyle öyle de izliyorlar. genelde izleyici kitlesi de kadınlar olduğu için daha çok tutuyor.
0
floydian
(26.07.16)
Genelde ev hanımları ve ergen genç kızlae takip ediyor dizileri dolayısıyla erkeklerin objeleştirilmesi normal gibi görünüyor. Bir de kadın nüfusu artığından artık reklamlarda hedef kitle kadın da oldu deniliyor, ama ben kadın nüfusundan ziyade ekran başındaki izleyicinin daha çok kadın olmasının buna etkili olduğunu düşünüyorum.
45-50 yaşında bir kadının, Kiralık Aşk'taki Ömer'e hayran olup, onu seyretmek için cuma günlerini beklemesini anlamıyordum bir türlü, hadi ergen olsan tamam bir nebze. sonra bakıyorsun o kadının evliliğineeşiyle ilişkisine, eksiklikler var, kpcası var, ama aslında yok. Bu eksiklikleri adonisli, güçlü, zengin, yakışıklı başroller dolduruyor. Ah diziler diziler.
0
damba
(26.07.16)
bi de şöyle bi şey var, erkek vücudu daha az tepki çekiyor. türkiye'de kadınların cinsel duygulara sahip olabileceği rtük gibi kurumların aklına dahi gelmediği için erkeğin cinsel obje yapılması dikkat çekmiyor :) bir dizi çek, taş gibi bi bikinili hatun göğüslerinden sular damlayarak havuzdan çıksın, bikinisini çıkarıp güneşlensin yüzüstü falan, erkekler ona bakakalsın, rtük kanalı 10 gün kapatır, izleyenler "ahlakımız bozuluyor, çoluk çocuk görüyor" falan diye ortalığı ayağa kaldırır. erkek çıksın adonisler, six packler havada uçsun, kimse tepki göstermez, çünkü dediğim gibi kadınların bakıp tahrik olabileceği akla bile gelmediğinden onu "ahlaksızlık" olarak algılamıyorlar :)
0
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
(26.07.16)
eskiden bu kadar değildi evet.
ama bu bahsettiğin dizilerin çıtır çerez kavurup satar gibi yaygınlaşmaya başladığı dönemde body building salonları da yaygınlaştı. sadece diziler suçluya yormuyorum ben bunu, o hadde gelene kadar kitleler çeşitli sayıp döksek bitiremiyceğimiz denli çeşitli etkilerle o kıvama getirilmişlerdi, yani erkek bedenin de meta olduğu bir hale. diziler ve body building salonlarının açılması salt tetikleyici oldu o kadar.
0
dafaisss
(26.07.16)
Bütün gün evde oturup tv izleyen kitle kadın çünkü.
0
hasmetizm 2046
(26.07.16)
İnternetin gelişi bayağı değiştirdi her şeyi. Dünyada olup bitenlerin Türkiye'ye girmesi 80'lerle başlasa da internetin gelişi ile akımlar falan hızlı hızlı girmeye başladı. İnternet öncesi Türkiye kendi içinde kapalı bir kültürü olan bir toplumdu. Önce Marshall planları, sonra 80'lerle birlikte yabancı kültürün ülkeye girmesi hafif birtakım etkiler yapmış ama tamamen açılması 2000'lere geliyor.

80'lere bakarsak, dünyanın güzellik anlayışı ile Türkiye'nin güzellik anlayışı çok farklı. Zamanla da soyunma miktarı artıyor. Örneğin, 1980'lerde güzel ve seksi anlayışı Banu Alkan ve Yaşar Alptekin'ken, şimdi onları görünce içimiz kalkıyor. Bir nesil bu kişileri güzel/yakışıklı olarak gördü.
www.youtube.com
Burada, Yaşar Alptekin'in objelenişi var. Tabii, kadınların obje haline gelişi kadar değil.
www.youtube.com
O dönemin güzellik anlayışı kadınlarda ele gelecek kadar et, erkeklerde kassız ve bol döşü kıllı bir vücut.

Aynı dönemde dünyanın güzellik anlayışı yeni yeni Tom Cruise, Emilio Estevez, Harrison Ford gibi adamlar ve onlardaki objeleştirme terleyen, spor yapan, kaslı adam üzerine.
Bize global ya da Amerika'nın değerlerinin tamamen oturuşu internetin gelişinden sonra hızlandı. Erkeklerin objeleştirilmesinde kadın hareketlerini suçlayan çok çalışma var, ki kısmen doğru buluyorum. Amerika'da 60-70'lerden sonra başlayan, bizde 80-90'lardan sonra alevlenen kadın hareketi ile toplumsal cinsiyet, cinsiyet rolleri gibi kavramlar oldukça örselendi. Erkekleri obje haline getirebilmek için cinsel devrim gerekiyor. Kadınların da kendi cinselliklerini bastırmamaları gerekiyor çünkü. E, kadın çalışmaya başlıyor, kadın kendini keşfetmeye başlıyor, evlenmeden sevişebilmeye başlıyor, kadın daha fazlasını ve erkeklerin de sahip olduklarını istiyor. Aynı şekilde pornolarda "for her" kategorisinin başlaması da 90 sonlarında tek tük başlayıp 2000'lerden sonra tavan yapıyor. Porno sektöründe şu an hala erkek egemen ama kadın pornosu oranı da sürekli artışta.

Toplumsal cinsiyetin ortadan kalkması demeyeyim de, yavaş yavaş silikleşmesi kapsamında erkek bakımları da işin içine girdi, çünkü kadın da artık daha seçici halde; ağzını açıyor ve istiyor. Erkeklerin ağda/epilasyon işine girişi, spora abanıp kaslanmaya başlamaları, metroseksüellik akımı, siyah/gri tonlar yerine renkli kıyafetler giyebilmeleri; bunun zıddı olarak Diane Keaton gibi isimlerin erkek kıyafetleri ile gezinerek takdir görmeleri erkek/kadın arası farkı azaltıyor giderek.

Kişisel olarak insanın cinsiyetinin getirilerinden aldığı zevk bir kenara konduğunda, cinsiyet arası sınırların kalkmasını, kadınların erkekleşip erkeklerin kadınlaşmasını, daha eşit ve daha aynı olmalarını, isteyenin istediği rolü kendine biçebilmesini çok sevinerek izliyorum. Örneğin, "erkekler ağlamaz", "erkek kırmızı giymez", "kadın dediğin evinin işine bakar" gibi tabuların yıkılmasını zevkle izliyorum ve elimden geldiğince katkıda bulunmak da isterim. "Her erkeğimiz ruj sürsün, kadınlarımız ise erkek kıyafetleri ile gezinsin" ayarında değilim ama evet, canı isteyen ve kendini o şekilde var etmek isteyen bir erkeğin ruj sürmesi ya da erkek gibi gezinmek isteyen bir kızın varlığı kimseyi rahatsız etmemeli veya alındırmamalı. Ancak, bu durum aşırılıkları (doğru kelimeyi bulamadım aslında) ile birlikte geliyor. Kadının yanında erkeğin de metalaşması birlikte geliyor ya da pornoda erkeği zorlama, erkeğe eziyet döneminin başlangıcı bu dönem. Hatta, bir makale vardı; artık erkeklerin kadınlardan daha fazla objeleştirildiğini söylüyordu. Bu durum abartılı ama bir yandan kadın milleti şu anda biraz intikam peşinde de. Yıllarca baskı altında kaldıktan sonra özgürlüklerin elde edilmesi ile ne oldum delisi bir zıvanadan çıkma da var dünya genelinde. Üstüne de "sex sells" diye diye de pompalanıyor. Bu tarz değişimler kaçınılmaz gibi. Türkiye'de henüz o kadar yok; örneğin erkek spriptizci, dansçı, jigolo sayısı görece olarak çok çok az. Artması yönünde bir dileğim yok ama dünya cinsel devrimi başardı sayılır, hatta "Danimarka başardı, Amerika yarı yolda, İsveç de fena durumda değil" gibi yorumlar var. Türkiye bu sürecin başında ama bir yandan da geri geri gidiyor. Bu bir ilaç gibi; güzel, seni iyileştiriyor ama yan etkisi de bunlar.
www.telegraph.co.uk

Ek: Bir köşe yazısında, dünya düzeninin toplumsalcılıktan yavaş yavaş bireyciliğe geçmesinin de etkisinin olduğunu söylüyordu. Bireysellik öne çıkmaya başladıkça, insanların kendilerini daha fazla tanıma ve tanıtma çabasına girdiğini ve geçmiş nesiller "Ya, normal insanım işte" derken yeni neslin daha çok "Ben kimim, neyim, ne istiyorum" diye düşünmesi ve hatta bu konuda bencilliğe varan durumlar olduğunu söylüyordu. "Ne istiyorum"un üstünde durmanın da cinsel açıdan karşılık bulacağı bir pazar erkek ve kadının objeleştirilmesi.
0
aychovsky
(26.07.16)
Eskiden dogru durust vucutlu erkek oyuncu yoktu. Hepsi cuval gibiydi. Simdiki nesilde iyi parcalar var.
0
stavro
(26.07.16)
Eskiden diziler Kuruntu Ailesi, Bizimkiler ya da kısmen daha yakın zamanda Çocuklar Duymasın gibi ailenin tamamına hitap eden türde yapımlardı. Şimdi daha çok kadınlar ve özellikle bütün gün evde göt büyüten ergen kızlar için dizi çekiliyor. İçerik de ona göre.
0
arnold schwarzeneger
(26.07.16)
@aychovsky çok teşekkürler! epey aydınlatıcı oldu.

@arnold Sebebin sadece o olduğunu zannetmiyorum, 2000'den sonra bile sadece kadın kitle için çekilmiş belki yüzlerce aşk içerikli soap opera vardır. Hiçbirinde erkek vücudu böylesine metalaştırılmamıştı. Yani kadın izleyici kitlesi ve kadınlar için çekilen diziler hep vardı ama muhtemelen bu kitlenin talepleri değişti. eskiden aşk, mum ışığında yemekler, yatağa dökülen kırmızı güller, takım elbiseli adamlar görmek isteyen kadınlar, ekranda şimdi bol bol adonis, sixpack görmek istiyor demek ki.
0
🌸ambrosia
(26.07.16)
evet dediğiniz doğru böyle bir durum var. bununla bağlantılı mıdır bilmiyorum ama özellikle yeni nesilde spor yapan erkek sayısı da arttı gibi geliyor bana. tabii herkes bunun için spor yapmıyor, alakası bile yok ama bir kesim için etkisi oldu sanırım. ben sokakta artık eskisine göre daha fit, daha kaslı bir yığın adam görüyorum. sanki biz erkekler arasında böyle adı konmamış ilginç bir rekabet var gibi. bilmiyorum belki bana öyle geliyordur ama benim gördüğüm böyle.

medya nasıl belli bir kadın prototipi sunuyorsa, aynı şekilde belli bir erkek protipi de sunuyor. bu yurtdışında böyleydi zaten ama türkiye'de yeni yeni başladı. sokakta artık çok daha fazla erkeğin saç şekli, kıyafeti, vücut şekli vs. birbirine benziyor. türkiye'de kadınlar mesela eskiden kaslı erkeklerden pek haz etmezdi. atıyorum amerikalı bir kadına gayet çekici gelen bir adamdan genelde buralı kadınlar hoşlanmayabiliyordu ama medyanın etkisiyle bu da değişiyor gördüğüm kadarıyla. çünkü gösterilen, insanlara sunulan bu. medyanın üzerimizdeki etkisi sanılandan çok daha büyük.
0
belirsiz biri
(26.07.16)
bu arada örnek verdiğin dizi fox tvdeki no:309 galiba
0
limoncello
(26.07.16)
@limoncello, evet :)
0
🌸ambrosia
(26.07.16)
(15)

Kızların kıyafetlerini düzeltme anlamsızlığı?

hasmetizm 2046
Mini etek giyip bacakların kapansın diye çekiştirdin, tamam. Göbeği açık tişört giyip, göbek deliğin görünmesin diye çekiştirdin, eyvallah. G*t yanaklarını gösteren kısa kot şort giyip, ben arkanda kendi işime bakarken neden çekiştiryorsun sayın bayan? Amacın ne? Onu çekince sen özgür kız ben öküz e
Mini etek giyip bacakların kapansın diye çekiştirdin, tamam.
Göbeği açık tişört giyip, göbek deliğin görünmesin diye çekiştirdin, eyvallah.
G*t yanaklarını gösteren kısa kot şort giyip, ben arkanda kendi işime bakarken neden çekiştiryorsun sayın bayan? Amacın ne? Onu çekince sen özgür kız ben öküz erkek mi oluyorum olay nedir?
0
hasmetizm 2046
(25.07.16)
insanın bakmayacağı varsa da bakası geliyor. özellikle 70 yaşında teyzeler eğileceği zaman çatalı tutuyor. ulan senin memintolara kaldıysak çükümü keser atarım asdfasdfsadf
0
cekilmis gayfe
(25.07.16)
Refleks o sana özel bişey değil. Bir kaç tane kadına açık açık sormuştum aynı şekilde cevapladılar.
0
chiper
(25.07.16)
Şimdi bir kadın olarak şöyle cevaplayayım.

Erkekler nasıl dar pantolon giyip ikide bir malum bölgeleri sıkıştığı için iki bacağı pergel yapıp insan içinde eliyle sıkışan bölgeyi çıkarırlar, bir kadının da giyim konusunda yaşadığı bazı sıkıntılar olabiliyor.

Benzer şekilde düşük bel pantolon giyip eğildiğinde kıllı çatalı görülünce düzeltmeye çalışan erkek bolluğunu da kadınlar olarak gözlemliyoruz.

İsteyen erkek bu durumda daha üsturuplu pantolonlar da giyebilir, madem çekiştirilecek ortada slip yerine boxer, dar ağ yerine daha casual, rahat pantolonlar da giyilebilir.

Kadın olarak ortamına göre giyinmeye özen gösterdiğimi belirteyim. Ancak maalesef o kadar azgın ve sapkın, ağzı salya akan milletiz ki hiç tahmin edemediğimiz yerlerde de bakışla yeme, bakışla tecavüz etme olaylarıyla karşılaşabiliyoruz. Emin olun, bunun için illa mini etek giymenize gerek yok. Adam olan bir kez dener, görür. Dolayısıyla, bu tip anlarda kadın olarak zaten sapkın bir toplumda olmamız vesileyle tekrar bir çekidüzen verme ihtiyacı hissedebiliyoruz. İnsan kendini kötü hissettiğinde nasıl vücudunu kapar, kollarını birleştirir, bu da onun gibi bir psikolojik korunma yöntemidir, bir nevi reflekstir.

Bu ülkede gerçekten erkeklere büyük görev düşüyor. Bir kadın giydiği kıyafetine neden çeki düzen verir şeklinde bakmaktan ziyade, "acaba ne oldu da kadın durduk yere üzerine çeki düzen verme ihtiyacı duydu" şeklinde bakarsanız inanın bizlere daha çok yardımınız dokunur.

Kaldı ki bu ülkede Hollywood plajlarındaki gibi giyinmiyor kadınlar. Lütfen artık özgür kız, öküz erkek yarışını bırakın. Öküz erkeklere karşı savaşın.
0
dessy
(25.07.16)
Öküz yazmaz ama bir kadın cidden o bakışların altındaki anlamı çok iyi hissediyor. seni şöyle bir becereyim, ulan o.., vs. gibi. Okumak bile ne kadar rahatsız edici, değil mi? Cidden son günlerde bu ülkeyi kadınlar değil, erkekler kurtaracak diye düşünmeden edemiyorum. Tüm erkekler öküz erkeklerle savaş açsın, ülke kurtulacak, refah düzeyimiz artacak yemin ediyorum.
0
dessy
(25.07.16)
ya tamam öküz erkek çok anladık da, g*t yanağı görünen şort diyorum arkadaşlar. iç çamaşırı boyutunda giydiği şey, çektiğinde uzamıyor. lokasyon bazlı sıkıntın varsa gömlek taşı yanında sar g*tüne benim gibileri görünce. merdiven çıkarken eteği arkadan kapatmak değil ki bu. pointless işte. alkoliklere, kumar bağımlılarına falan hep özünde iyi bir insan derler ya, bu kıyafet çekiştirme hareketi sanki böyle bişey. böyle giyindim ama cinsel güdü taşımıyorum demek gibi sanki o hareket. dah adün metroda arası kıllı göğüslerini kapattı karşısında oturuyorum diye. arkadaşım sanki sabahtan beri yoktu orada o göğüs çatalı. bir haftalık sakal gibi kıl var ya göğsünde. selülitli tiplere hiç girmiyorum bak.
0
🌸hasmetizm 2046
(25.07.16)
Ben bahsettiğin şekilde bir çeki düzenle karşılaşmadım hiç. Bahsettiğin giyim tarzını da tam olarak anlamadım ama topu topu bir kez iki kez karşılaşabileceğin bir durum diye anlıyorum o kadar ekstrem diye anlatma şeklinden zira burada kadınlar öyle aman aman tekrar yazayım "Hollywood plajlarında", "Amsterdam sokaklarında" olduğu gibi giyinmiyor ki.

Odağınızı değiştirin, yeter. Hayat mis. Başka şeyler sorgulayın. Bunlara kalmayın.
0
dessy
(25.07.16)
Açık göbek ve kıllı meme çatalını dün, Kısa şortu bugün gördüm. Buralara ekstrem değil böyle kıyafet ve hareketler
0
🌸hasmetizm 2046
(25.07.16)
kimisi refleks olarak yapıyor, kimisi o şekilde giyinmeye alışık olmadığından (belki bir tatil yöresine en son 5 sene önce gitmiştir) kendi de rahatsız olup bir taraflarını kapatma ihtiyacı hissediyor, kimisi de gerçekten çevredeki bakışlardan rahatsız oluyor ya da kıyafetin bir yeri sıkmıştır. göt lobu bacağa göre biraz daha dolgun olduğu için şortun paçasının sıkmış olması olası. eğri oturup dogru konuşalım kadın eğilirken yakasını kapatmasa bu ülkedeki kadın ve erkeklerin %90'ı kendisi için "yollu" der. bak kadınlar da der; yalnızca erkekler değil. şahsen buna dikkat etmeyen bir kız da benden eksi puan alır.

bir de şimdi o bacaklara selülitli, göğüs çataĺına kıllı yorumunu yapabilmek için göz kaymasından daha fazla süre bakmak lazım. ikimiz de erkeğiz; yemeyelim birbirimizi.
0
montauq
(25.07.16)
sanat için soyunanlara, sanat sever olarak bakıyoruz zaten inkar yok. 2 saniyelik bakıştan rahatsız olacak kız da gitsin öldün mümkünse. g*t lobu diyorum ya. iç çamaşırı giymeyip, kot pantolunun düğmelerini tamamen açarak, penis degajesi yapmam gibi bişey. dediğiiniz gibi sadece tik olarak yapıyolardır belki de. bilemedim. aradığım cevabı da bulamadım. bigün soracağım birine artık.
0
🌸hasmetizm 2046
(25.07.16)
adam göt yanağı diyor arkadaşlar göt yanağı(parmak uçlarını birleştir), kesinlikle haklı.
0
mungojerry
(25.07.16)
Kardes kadinlar kendilerince aciklamislar iste ne diretiyosun gotu gozukuyodu vs. madem bu kadar icine oturdu orda kadina sorsaydin. En guvenilir kaynak yanindayken sorsana.
0
beriberi
(25.07.16)
16 yaşındaki kıza göt lobu hakkında soru sorulmaz ki hacıt. pokemon topu kadar beyni var. nasıl açıklayacak. ayrıca tacize girebilir. sakat iş
0
🌸hasmetizm 2046
(25.07.16)
Sordunuz, söyledik işte. Matematik değil ki problemini çözelim. Kafayı iyice bozdunuz kadınlar ve kıyafetleriyle ya! Sabah sabah sinir harbi!!! :(
0
dessy
(26.07.16)
dessy + 1
Ek bir sebep daha söyleyeyim, giysi üzerinde durdukça kendini salıp hafif bollaşıyor.
Kıçı bilmiyorum ama şort dediğin şey kottan yapılıyor. O da giydikten biraz sonra her kot gibi hafif kendini salıyor ve bel kısmı tam oturmayıveriyor. Yanak çıkmış çıkmamıştan ziyade hafif sarktığında dışarıdan çok bir şey anlaşılmıyor ama o beli aşağıya inip rahatsız olunca toparlayıp çekiyorsun.

Bir de kıyafetler mağazada veya evde durduğu gibi durmuyor. Geçen gün bir arkadaşım t-shirt'ünün kollarını sutyenin askısına rulo gibi dolamış. "Bu ne böyle yahu" dedim, "Bu t-shirt'ü ütüledim ben, evde üstümde jilet gibiydi.Yolda saldı kendini, dekoltesi de açıldı. Eğilip doğrulamıyorum. Ben de böyle dolayıverdim" dedi. Bende de bir kot şort var; normal şort diye aldım. Giydikten yarım saat sonra şortun bacakları kıvrılıveriyor. Mağazada öyle değildi bu, evde de böyle değildi. Giyince yavaş yavaş bacakları rulo gibi kat kat kıvrıldı. Yarım saat içinde 1 cm, iki üç saat içinde 4 cm kısaldı şort rulo gibi toplanmaktan. Ben de onu yanakları göstermenin mübah olduğu tek yer olan plajda mayo üstüne giyebiliyorum artık, iyi ki şortun öyle olduğunu anlamam acılı bir tecrübeden geçmedi. O şortu ilk dışarıda da giyebilirdim nosnormal uzunluğu var diye, sonra yanaklarla ortada kalabilirdim. Evde deneyip "Tüh, ne biçim çıktı" dedim sadece. Yanaktan bağımsız olarak bollaşınca da çekiştiriyorum zaten şortu plajda da.

Bir de senden rahatsız olmayabilir ama içinde olduğu durumdan rahatsızlık duyuyordur. Dün etek giymiştim, dizin hafif üstü, standart bir etek. Öğle yemeğine giderken bir sokaktan geçtik; artık hava koridoru mu dersin, boğaz mı dersin, o sokakta efil efil rüzgar esiyor. Ben de eteği tuttum açılmasın diye. Yanımda da iş arkadaşlarım var. Şimdi benim iş arkadaşlarım da öküz veya sapık değil tabii ki ama onlar öküz değil diye sokakta Kırmızılı Kadın mı yapayım?
www.youtube.com

Bugün de yine standart ama kalemimsi bir etek giydim ama oturunca toplandı. O yüzden otururken uzattım. Etek kısa da olsa, uzun da olsa çekiştireceğim ben onu. Olay birinin görmesi, görmemesi, eleştirmesi, kınaması ya da hoşuna gitmesi değil; kumaş toplanıyor, o da beni rahatsız ediyor. Yoksa bana ne.

Bir de şu var
s-media-cache-ak0.pinimg.com

Ek: Bir de kadınlar açısından şunu söyleyeyim. Sen evde giyiyorsun bir şeyleri, kendini aynada beğenip neşeyle çıkıyorsun. Dışarıda sen bakmasan bile kendini kötü hissettirecek bir bakış, hareket aldığında kıçını başını örtmeye çalışıyorsun, o gün artık senin moralinden de, senden de hayır gelmiyor. Yanaklı da giysen, uzun da giysen, sana giydiğini zindan ettirecek biri oluyor mutlaka. Sen değilsin ama başka bir erkek. Kirpi gibi savunmaya geçip çekiştire çekiştire kendini toparlıyorsun sürekli. Algıda seçiciliktir, sana yanaklısı, göbeklisi denk gelmiştir; olabilir. Bu standart bir hareket.
0
aychovsky
(26.07.16)
Göt yanaklarını herkesin değil gerekli insanların görmesini istediğinden.
0
arnold schwarzeneger
(26.07.16)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.