auroraaurora
Yağ oranımı arttırmaya çalışıyorum. Hızlı sonuç almak için öğünlerin kalori miktarını mı arttırayım yoksa ara öğünlere mi yükleneyim?
Yağ oranımı arttırmaya çalışıyorum. Hızlı sonuç almak için öğünlerin kalori miktarını mı arttırayım yoksa ara öğünlere mi yükleneyim?
0
yağ oranı arttırmaya çalışıyorsan ne kadar çöp besin(burger, pizza, cips) varsa ye ve kalorili ara besinler(makarna vs.)
0
Angelus şimdi gelir, gerekli bilgiyi verir. Onu bekle, gerisine kulak asma. :)
Tereyağı ve zeytin yağı tüketmek etkili olabilir.
Tereyağı ve zeytin yağı tüketmek etkili olabilir.
0
ahah. kalbim kırıldı. böyle sorun mu olur ya!
bende var, geçen sigarayı bırakma maceramdan aldığım ve veremediğim bir 10 kilo vardı, onu versem?
saçlarımı yolmak üzereyim bir sorunu kıskandığım, bu soruna sahip olmayı istediğim için.
kalori miktarını artırın, uykudan hemen önce yiyin bir süre, çiğnemeden yutun, şekerli şeyler yiyin, kahve falan içip ağız tadınızı nötrledikten sonra şekerli şeylere bi daha abanın, makarnadan ziyade galete falan gibi pis şeyler yiyin.
ayrıca bu kadar boktan tavsiyeyi bir arada görmedim joe.
bende var, geçen sigarayı bırakma maceramdan aldığım ve veremediğim bir 10 kilo vardı, onu versem?
saçlarımı yolmak üzereyim bir sorunu kıskandığım, bu soruna sahip olmayı istediğim için.
kalori miktarını artırın, uykudan hemen önce yiyin bir süre, çiğnemeden yutun, şekerli şeyler yiyin, kahve falan içip ağız tadınızı nötrledikten sonra şekerli şeylere bi daha abanın, makarnadan ziyade galete falan gibi pis şeyler yiyin.
ayrıca bu kadar boktan tavsiyeyi bir arada görmedim joe.
0
hızlı sonuç alayım derken çöp şeylerle mideni doldurma fast food gibi, işlenmiş şeker gibi. nasıl protein ve karbın kalitelisi lazımsa yağın da kalitelisi lazım. ilk aklıma gelen kuruyemiş mesela fındık fıstık badem ceviz gibi. onun dışında avokado, somon, fıstık ezmesi de sporcular tarafından özellikle çok tercih edilir. bunun dışında destekleyici ürün olarak omega 3-6 tabletlerden de alabilirsin artık maddi durumuna bağlı tabii bunlar. ayrıca www.caloriecount.com şu siteden aşağı yukarı yediklerinin bir logunu çıkarıp şu an kaç gram yağ aldığını eklemeler yapınca kaç grama çıkacağını görebilirsin. dediğim gibi yağın da kalitelisini almak lazım yağlanacağım derken leş gibi beslenmekten uzak dur bence. kolay gelsin.
0
@bay b
Ben zaten çöp gıdayı bıraktığım için kilo verdim. İpin ucu fena kaçtı ama. Eridim, bittim. Dediğiniz gibi kuruyemişe, fıstık ezmesine abanıp, normal kiloma dönmek istiyorum. Benim takıntım bunun bir an önce gerçekleşmesi. Psikolojim bozuluyor böyle. :)
Ben zaten çöp gıdayı bıraktığım için kilo verdim. İpin ucu fena kaçtı ama. Eridim, bittim. Dediğiniz gibi kuruyemişe, fıstık ezmesine abanıp, normal kiloma dönmek istiyorum. Benim takıntım bunun bir an önce gerçekleşmesi. Psikolojim bozuluyor böyle. :)
0
buff
Tek kriterim etsiz olması. Güzel kış sebzelerimizden hangisinin yemeğini yapayım, ne yapayım? Tarif de verirseniz harika olur.
Tek kriterim etsiz olması. Güzel kış sebzelerimizden hangisinin yemeğini yapayım, ne yapayım? Tarif de verirseniz harika olur.
0
brokoli
buharda pisir. uzerine sarimsakli yogurt ve kizdirilmis yag ve pul biber
buharda pisir. uzerine sarimsakli yogurt ve kizdirilmis yag ve pul biber
0
Lahanaya bayılırımmmm ama onla uğraşamam şimdi, sarma zor iş:) Brokoli de sadece haşlama olarak beni kesmez şöyle yemek gibi bişi olsun istiyorum.
0
bence boşver sebze yemeğini.. kıymalı erişteli yeşil mercimek yemeği yap. o da hafif bir yemek
0
neyi taze ve güzel görürsen onu. sebze yemeği kararını pazarda alıyoruz. Karnabahar bulursan güzel gider misal.
0
ben ara sıra şunu yapıyorum, pek keyifli oluyor:
(tarif iki kişilik)
1 orta boy kabak
1 orta boy patlıcan
1 orta boy havuç
2-3 yeşil biber
2-3 kırmızı biber
1 orta boy pattis
bunları jülyen doğruyorum. hepsini geniş, pek derin olmayan tencereye koyuyorum, kısık ateşte ara sıra karıştırıyorum. 10 dakikadan sonra dikkatli karıştırmak gerek, en erken pişen kabak dağılabiliyor. (onu en önce koysak da diyebilirsin ama ben sırayla felan uğraşmıyorum, hiçbişi değişmiyor. sadece karıştırırken işte...)
Sonra dilediğin baharat.. ben kimyonu ve isotu seviyorum. dilediğin kadar tuz. bazen, evde varsa soya sosu döküyorum azcık. o da güzel, ekşi bir tat veriyor ama yemeğin renkliliği direkt kahveye dönüyor. ve ceviz! varsa küçük küçük elinde kırıp at üzerine, karıştır. yerken arada gelen o kıtırlık çok güzel :) cevizi altını kapattıktan sonra koymanı tavsiye ederim, ne kadar diri kalırsa o kadar iyi. zaten sen sofrayı kurana kadar, kapalı tencerede o yumuşuyor.
sanırım bu kadar, umarım işine yarar. şimdiden afiyet olsun!
(tarif iki kişilik)
1 orta boy kabak
1 orta boy patlıcan
1 orta boy havuç
2-3 yeşil biber
2-3 kırmızı biber
1 orta boy pattis
bunları jülyen doğruyorum. hepsini geniş, pek derin olmayan tencereye koyuyorum, kısık ateşte ara sıra karıştırıyorum. 10 dakikadan sonra dikkatli karıştırmak gerek, en erken pişen kabak dağılabiliyor. (onu en önce koysak da diyebilirsin ama ben sırayla felan uğraşmıyorum, hiçbişi değişmiyor. sadece karıştırırken işte...)
Sonra dilediğin baharat.. ben kimyonu ve isotu seviyorum. dilediğin kadar tuz. bazen, evde varsa soya sosu döküyorum azcık. o da güzel, ekşi bir tat veriyor ama yemeğin renkliliği direkt kahveye dönüyor. ve ceviz! varsa küçük küçük elinde kırıp at üzerine, karıştır. yerken arada gelen o kıtırlık çok güzel :) cevizi altını kapattıktan sonra koymanı tavsiye ederim, ne kadar diri kalırsa o kadar iyi. zaten sen sofrayı kurana kadar, kapalı tencerede o yumuşuyor.
sanırım bu kadar, umarım işine yarar. şimdiden afiyet olsun!
0
Süpersiniz gençler. Bugün pırasa yapmaya karar verdim. Hiç sevmem pırasayı ama kendimi zorlayıp alıştıracağım. Bana da challenge olsun. Diğer tarifleri de başka günler değerlendiririm.
@cozuk düşünürlük bu tarif de epey güzele benziyor, aklımda olacak.
@hobareyy bu da ilginçmiş, bunu da deneyeceğim bi ara.
@cozuk düşünürlük bu tarif de epey güzele benziyor, aklımda olacak.
@hobareyy bu da ilginçmiş, bunu da deneyeceğim bi ara.
0
şimdi pazı kavurması, kara lahana gider. tarhana ya da yeşil mercimek çorbası da eklenebilir. ev yoğurdu biraz da ev turşusu.
0
0
auroraaurora
Akşamdan ıslatacağım. Düdüklüye gerek var mı yoksa normal tencerede çabuk pişer mi? Varsa salata tariflerine de açığım.Teşekkürler.
Akşamdan ıslatacağım. Düdüklüye gerek var mı yoksa normal tencerede çabuk pişer mi? Varsa salata tariflerine de açığım.
Teşekkürler.
Teşekkürler.
0
Normal tencerede çabuk pişer ıslatıldığında. Salata yapacaksan hafif diri kalacak şekilde pişirebilirsin ki bu haliyle çok daha güzel olur. O yüzden pişme esnasında sık sık kontrol etmeni tavsiye ederim.
0
auroraaurora
Ne zamandır böyle olduğunu tam hatırlamıyorum; ama 1- 2 yıldır bu yarım ay biçimindeki beyazlık baş parmaklarım haricinde kayboldu. Nedenini gören, duyan, bilen var mıdır acaba? Endişe etmeli miyim?
Ne zamandır böyle olduğunu tam hatırlamıyorum; ama 1- 2 yıldır bu yarım ay biçimindeki beyazlık baş parmaklarım haricinde kayboldu. Nedenini gören, duyan, bilen var mıdır acaba? Endişe etmeli miyim?
0
Endişe etmelisiniz. Tırnak dibindeki beyaz yarım ayın kaybolması direkt protein eksikliğinin işaretidir. Kırmızı etle aranız nasıl? Yeterice protein alıyor musunuz? Kendinize bu soruları sorun ve aşağıdaki linki inceleyin:
forums.prohealth.com
forums.prohealth.com
0
Forumda da herkes farklı bir şeyler yazmış ya. Kalsiyum eksikliği diyen var, hipotiroidi diyen var. Tırnaklarım sağlıklı gayet bu anormallik dışında.
0
Emin olmak istiyorsanız elbette bir doktora görünün. Ancak genel kanı kalsiyumdan ziyade protein eksikliğine işaret etiği yönünde...
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
Çok enteresan bir şey oldu. Hem sizlerle paylaşayım hem de fikirleriniz alayım istedim.Bazılarınız biliyor ben göç almış bölgelerde gönüllü çalışmalara katılıyorum. Çocuklarla el işi, resim, müzik, satranç, tiyatro, ingilizce, ders desteği.. çeşitli çalışmalarımız var. (Annelere de okuma yazma, mesl
Çok enteresan bir şey oldu. Hem sizlerle paylaşayım hem de fikirleriniz alayım istedim.
Bazılarınız biliyor ben göç almış bölgelerde gönüllü çalışmalara katılıyorum. Çocuklarla el işi, resim, müzik, satranç, tiyatro, ingilizce, ders desteği.. çeşitli çalışmalarımız var. (Annelere de okuma yazma, mesleki kurslar, hijyen vb bilgilendirme gibi çalışmalar yapıyoruz)
Şimdi bu sene bir grup öğrenciyle çalışıyoruz. (4. sınıf) Öğrencilerin bulunduğu bölge gerçekten çok zorlu. Aileler sorunlu, dayak yemeyen çocuk yok gibi filan.
Çocukların neredeyse hiç bir konuda kazanımları yok . Her çalışmaya sıfırdan başlıyoruz, iğneyle kuyu kazıyoruz. 3. 4. sınıfa gelmiş okumayı sökemeyenler var. 6.7. sınıfta heceleyerek okuyanlar var. Resim çalışması yapılacak, resim çıkmıyor.
Neyse bu seneki grup çalışmanın başından beri bir düzene giremedi. Hem çok hevesliler hem de bir türlü çalışmaya başlayamıyoruz dur otur demekten. Ne yaptıysak olmadı en sonunda grubu dağıtmaya karar verdik. Çalışma süreli, gösterimiz var. Mümkün değil olmayacak. Başka grup kuralım bari dedik.
Karne günü toplandık. Karneleri de takdir teşekkürlük yani bu öğrencilerin. İşte tebrikler filan. Çalışmaya geçtik, seninkiler yine kudurmaca. El hareketleri, küfürler, çalışmanın başından sonuna biri yüksek sesle şarkı söylemede... Bir şey anlatıyorum, fıııııııııııy bi sesler. Arkanı dönmeye gelmiyor.
En sonunda "dDağıtıyoruz grubu" dedik. Kızlar mızmızlandı filan, neyse çıktılar bunlar.
Biz kafalar gülle, yürekler gülle oturduk, plan program yapmaya çalışıyoruz. Nasıl zor bir karar anlatamam. O öğrencilerin o çalışmaya o kadar çok ihtiyaçları var ki aslında.
Birinin baba şizofren, çocuk tedavi görüyor.
Birinin kardeşi süper başarılı zeki bir çocuk, abi ezilmiş kardeşin başarısı altında, ilk geldiğinde konuşmuyordu bile. Öyle bir kenara siniyordu neredeyse. Çalışma boyu şarkı söyleyen bu.
Bir kız var, aile iki sokak öteye çocuğu bırakıp alıyor. Bu da ilk geldiğinde sinik olup sonradan değişenlerden. Çalışma boyu oğlanlardan birine "annenin günlüğünü okudum" mu diyormuş ne. Çalışmayı dağıtıyoruz dedik o gülüyor. Gülmeye hasretti herhalde, tadını mı aldı nedir. Ha bire gülüyor çocuk, fiyonk gibi dişler ortada.
Neyse biz içeride yeni grup hakkında konuşuyoruz filan bunlar gitmediler evlerine.
Evinize gidin demeye çıktım "biz bırakmayacağız çalışmayı, çalışma günleri geleceğiz, siz bizi bıraksanız da biz bırakmayacağız kararlıyız" dediler. Bir süre daha oturduk işte sınıfı temizledik filan. Çıktık, dışarıdalar hala. Başladı bunlar slogan atmaya. Sloganlar eşliğinde arabaya bindik arkadaşlar. Kendimi turk filmlerindeki o zalım patronlar gibi hissettim, valla zormuş. Bir yandan da helal olsun çocuklara diyorum içimden. Gülümsememek için zor tuttum kendimi.
Şimdii, biz çocukları dağıtmamaya bir ikisini çıkarmaya yeni ilavelerle devam etmeye karar verdik.
Çıkarmak zorundayız çünkü grubun şirazesi çok kaydı. İçlerinden biriyle başka bir çalışmada çalışıyorum. Çocuk orada çok normal, bu gruba gelince tekmeler filan.
Çıkardığımız çocukları belki sonra başka grupların içine alabiliriz ama belki de alamayız.
Toparlamaca:
Bu çocukların büyük bölümü dayak yiyen/baskı altında olan çocuklar. Biri her gün yiyormuş duyduğuma göre. Biz onlara olması gerektiği gibi davranıyoruz, işlerin bu hale gelmesindeki en büyük etken bu. Bir şeyi ricayla söyleyeyim çocuk 1-2 santim büyüyor genişliyor, gözlerinin içi ışıldıyor. Sonra eve gidiyor, dayak/ hor görme.
Annelerle, öğretmenleri müdür yardımcıları eşliğinde bir toplantı yapacağız.
Bu tür toplantılarda birebir gibi konuşulmaz, toplantıdan bu anlamda bir beklentim yok. Annelerle çocuklarını çalışmalara düzenli yollamaları gibi konuları söyleriz diye düşünüyorum. (Anneler tembel ve disiplinsiz biraz, uyuyor çocuğu kahvaltısız yolluyor, geç yolluyor..)
Önerileriniz, eleştrileriniz olursa sevinirim.
Bazılarınız biliyor ben göç almış bölgelerde gönüllü çalışmalara katılıyorum. Çocuklarla el işi, resim, müzik, satranç, tiyatro, ingilizce, ders desteği.. çeşitli çalışmalarımız var. (Annelere de okuma yazma, mesleki kurslar, hijyen vb bilgilendirme gibi çalışmalar yapıyoruz)
Şimdi bu sene bir grup öğrenciyle çalışıyoruz. (4. sınıf) Öğrencilerin bulunduğu bölge gerçekten çok zorlu. Aileler sorunlu, dayak yemeyen çocuk yok gibi filan.
Çocukların neredeyse hiç bir konuda kazanımları yok . Her çalışmaya sıfırdan başlıyoruz, iğneyle kuyu kazıyoruz. 3. 4. sınıfa gelmiş okumayı sökemeyenler var. 6.7. sınıfta heceleyerek okuyanlar var. Resim çalışması yapılacak, resim çıkmıyor.
Neyse bu seneki grup çalışmanın başından beri bir düzene giremedi. Hem çok hevesliler hem de bir türlü çalışmaya başlayamıyoruz dur otur demekten. Ne yaptıysak olmadı en sonunda grubu dağıtmaya karar verdik. Çalışma süreli, gösterimiz var. Mümkün değil olmayacak. Başka grup kuralım bari dedik.
Karne günü toplandık. Karneleri de takdir teşekkürlük yani bu öğrencilerin. İşte tebrikler filan. Çalışmaya geçtik, seninkiler yine kudurmaca. El hareketleri, küfürler, çalışmanın başından sonuna biri yüksek sesle şarkı söylemede... Bir şey anlatıyorum, fıııııııııııy bi sesler. Arkanı dönmeye gelmiyor.
En sonunda "dDağıtıyoruz grubu" dedik. Kızlar mızmızlandı filan, neyse çıktılar bunlar.
Biz kafalar gülle, yürekler gülle oturduk, plan program yapmaya çalışıyoruz. Nasıl zor bir karar anlatamam. O öğrencilerin o çalışmaya o kadar çok ihtiyaçları var ki aslında.
Birinin baba şizofren, çocuk tedavi görüyor.
Birinin kardeşi süper başarılı zeki bir çocuk, abi ezilmiş kardeşin başarısı altında, ilk geldiğinde konuşmuyordu bile. Öyle bir kenara siniyordu neredeyse. Çalışma boyu şarkı söyleyen bu.
Bir kız var, aile iki sokak öteye çocuğu bırakıp alıyor. Bu da ilk geldiğinde sinik olup sonradan değişenlerden. Çalışma boyu oğlanlardan birine "annenin günlüğünü okudum" mu diyormuş ne. Çalışmayı dağıtıyoruz dedik o gülüyor. Gülmeye hasretti herhalde, tadını mı aldı nedir. Ha bire gülüyor çocuk, fiyonk gibi dişler ortada.
Neyse biz içeride yeni grup hakkında konuşuyoruz filan bunlar gitmediler evlerine.
Evinize gidin demeye çıktım "biz bırakmayacağız çalışmayı, çalışma günleri geleceğiz, siz bizi bıraksanız da biz bırakmayacağız kararlıyız" dediler. Bir süre daha oturduk işte sınıfı temizledik filan. Çıktık, dışarıdalar hala. Başladı bunlar slogan atmaya. Sloganlar eşliğinde arabaya bindik arkadaşlar. Kendimi turk filmlerindeki o zalım patronlar gibi hissettim, valla zormuş. Bir yandan da helal olsun çocuklara diyorum içimden. Gülümsememek için zor tuttum kendimi.
Şimdii, biz çocukları dağıtmamaya bir ikisini çıkarmaya yeni ilavelerle devam etmeye karar verdik.
Çıkarmak zorundayız çünkü grubun şirazesi çok kaydı. İçlerinden biriyle başka bir çalışmada çalışıyorum. Çocuk orada çok normal, bu gruba gelince tekmeler filan.
Çıkardığımız çocukları belki sonra başka grupların içine alabiliriz ama belki de alamayız.
Toparlamaca:
Bu çocukların büyük bölümü dayak yiyen/baskı altında olan çocuklar. Biri her gün yiyormuş duyduğuma göre. Biz onlara olması gerektiği gibi davranıyoruz, işlerin bu hale gelmesindeki en büyük etken bu. Bir şeyi ricayla söyleyeyim çocuk 1-2 santim büyüyor genişliyor, gözlerinin içi ışıldıyor. Sonra eve gidiyor, dayak/ hor görme.
Annelerle, öğretmenleri müdür yardımcıları eşliğinde bir toplantı yapacağız.
Bu tür toplantılarda birebir gibi konuşulmaz, toplantıdan bu anlamda bir beklentim yok. Annelerle çocuklarını çalışmalara düzenli yollamaları gibi konuları söyleriz diye düşünüyorum. (Anneler tembel ve disiplinsiz biraz, uyuyor çocuğu kahvaltısız yolluyor, geç yolluyor..)
Önerileriniz, eleştrileriniz olursa sevinirim.
0
ortada bir soru göremedim ama eğer dayak arsızı olmuş çocuklarla nasıl etkili iletişim kuracağınızla ilgili fikir alışverişinde bulunmak istiyorsanız, bunu buraya değil alanına hakim bir pedagoga danışsanız daha iyi edersiniz. tabii şu da var; sorun aileden temel aldığı için sadece çocuklarla çalışmak yetmeyecek, aile eğitimi de gerekecek. aileleri buna ikna edebilir misiniz bilmem.
çocuklar hakkında kalıcı bir çözüm yolu bulana kadar sorumluluk verme yoluna gidin ve verdiğiniz sorumluluğu sıkı takip edin, takip ettiğinizi de gösterin. zor çocuklarla ilk denenecek yollardan birisidir bu. siz yaptınız mı bilmiyorum.
açıkçası ortada bir soru olmadığı için afaki yazıyor gibi de hissediyorum kendimi. durumu biraz netleştirseniz, belki daha nokta atışı cevaplar alabilirsiniz.
çocuklar hakkında kalıcı bir çözüm yolu bulana kadar sorumluluk verme yoluna gidin ve verdiğiniz sorumluluğu sıkı takip edin, takip ettiğinizi de gösterin. zor çocuklarla ilk denenecek yollardan birisidir bu. siz yaptınız mı bilmiyorum.
açıkçası ortada bir soru olmadığı için afaki yazıyor gibi de hissediyorum kendimi. durumu biraz netleştirseniz, belki daha nokta atışı cevaplar alabilirsiniz.
0
bu çocukların birikmişini bi toplantıda düzeltemezsin. seni beni aşan bir durum.
bazen çocuklar içlerinde bulunan gruba göre davranış değiştirirler.
öneri olarak grubu başka gruplara azar azar dağıtabilirsin. bilmiyorum başka grup var mı ama bu mantıklı geliyor.
baika grup yoksa grubu küçültebilirsin. bu çocuklar ilgi isteyen çocuklar, belki az kişi olup daha çok ilgi görmeleri daha iyi olur.
umutsuzluğa kapılma. onlar çocuk. yaşadıkları o kadar travma ve varoşluktan sonra böyle olmaları çok normal, asıl normal olsalardı patolojik olurdu.
bazen çocuklar içlerinde bulunan gruba göre davranış değiştirirler.
öneri olarak grubu başka gruplara azar azar dağıtabilirsin. bilmiyorum başka grup var mı ama bu mantıklı geliyor.
baika grup yoksa grubu küçültebilirsin. bu çocuklar ilgi isteyen çocuklar, belki az kişi olup daha çok ilgi görmeleri daha iyi olur.
umutsuzluğa kapılma. onlar çocuk. yaşadıkları o kadar travma ve varoşluktan sonra böyle olmaları çok normal, asıl normal olsalardı patolojik olurdu.
0
veli toplantısında sorumsuz anneleri ifşa edip, ilgili anneleri övmek de etkili olabilir. küçük bir mahalle falansa daha çok dikkat ederler eleştirilmeyr
0
biz yazılım dünyasında özensiz kod yazanlar için şöyle bir yol izliyoruz,
ilk önce grupları küçültüyoruz, 3,5 kişilik gruplar oluyor (grupların tekil olması önemli, aksi halde karar mekanizması çalışmıyor) her bir özensiz kişiyi bu gruplarda birer kişi olarak dağıtıyoruz, (grup büyükse iki kişi olabilir ama bu kısım tehlikeli, iki özensiz kişinin arkadaş olup dayanışma içinde olmasına izin vermemek lazım), ardından özensiz kişinin yazdığı kodları depoya almamak için kurallar yerleştiriyoruz.
her commit (işin yazılıp gönderilmiş hali), grup içindeki diğer kişiler tarafından gözden geçiriliyor ve kod özensiz olduğu için kabul edilmiyor, neresi özensiz, neresi baştan savma ve nedenleri ile her seferinde tek bir açıklama ile çalışma red ediliyor.
burada önemli olan bir diğer unsur red işlemini her seferinde bir başkasının yapması, böylece kişi kendisine bir kişinin gıcık olduğu için takdığını düşünmesini engellemek. bunu yaparken grupdan ayırmıyoruz kesinlikle.
yani demek istediğim çalışma baştan sona özensiz ise, her seferinde gerekirse tek satır için açıklama ile red edilme, bu yapılan işin tamamının düzeltilmesine kadar devam ediyor.
burada önemli olan çalışmayı yapan kişi aynı zamanda ustalarında çalışmalarını görüyor ve inceleyebilir oluşu. onlardan ders alıyor sürekli gözlemliyor. bir kaç aya kalmadan kişi kendini toparlayıp özenli şekilde iş yapmaya başlıyor. bu süreç içinde tabii bir süre boyunca kendini kötü hissediyor, ancak beraber yemeğe çıkılıyor muhabbet ediliyor vs. iş başka arkadaşlık başka olayı one hissettiriliyor.
eğer yeterince büyük bir gurubunuz var ise bu türden yaramaz / arsız çocukları bir arada tutmamaya çalışmanız (üzüm üzüme baka baka kararır) bahsettiğiniz kardeşleri de bir arada tutmayın, başarısız olan kardeş kendi bağımsızlığını ilan edebilmeli, aynı mahallede olanları, akraba olanları farklı gruplara yerleştirin ki kendi aralarında gruplaşmasınlar.
bir farklı olarak çocuklara badilik sistemini getirebilirsiniz, bunun sosyal ve psikolojik yarar/zararları olduğu tartışılan bişi tabii onu da belirteyim. badiler sürekli değişmeli bu arada (iki üç haftada bir)
aklıma gelenler bunlar, eğer bunları gerçekleştirme şansınız yoksa durumu tekrar değerlendirebiliriz, bir endüstri psikologundan bir kaç gün için destek ve eğitim alabilirsiniz sanıyorum. yaptığınız çalışmayı sebebleri sonuçları ile açıklarsanız ve mevcut durumu da anlatabilirseniz size bir kaç günlük eğitim verebilirler.
ilk önce grupları küçültüyoruz, 3,5 kişilik gruplar oluyor (grupların tekil olması önemli, aksi halde karar mekanizması çalışmıyor) her bir özensiz kişiyi bu gruplarda birer kişi olarak dağıtıyoruz, (grup büyükse iki kişi olabilir ama bu kısım tehlikeli, iki özensiz kişinin arkadaş olup dayanışma içinde olmasına izin vermemek lazım), ardından özensiz kişinin yazdığı kodları depoya almamak için kurallar yerleştiriyoruz.
her commit (işin yazılıp gönderilmiş hali), grup içindeki diğer kişiler tarafından gözden geçiriliyor ve kod özensiz olduğu için kabul edilmiyor, neresi özensiz, neresi baştan savma ve nedenleri ile her seferinde tek bir açıklama ile çalışma red ediliyor.
burada önemli olan bir diğer unsur red işlemini her seferinde bir başkasının yapması, böylece kişi kendisine bir kişinin gıcık olduğu için takdığını düşünmesini engellemek. bunu yaparken grupdan ayırmıyoruz kesinlikle.
yani demek istediğim çalışma baştan sona özensiz ise, her seferinde gerekirse tek satır için açıklama ile red edilme, bu yapılan işin tamamının düzeltilmesine kadar devam ediyor.
burada önemli olan çalışmayı yapan kişi aynı zamanda ustalarında çalışmalarını görüyor ve inceleyebilir oluşu. onlardan ders alıyor sürekli gözlemliyor. bir kaç aya kalmadan kişi kendini toparlayıp özenli şekilde iş yapmaya başlıyor. bu süreç içinde tabii bir süre boyunca kendini kötü hissediyor, ancak beraber yemeğe çıkılıyor muhabbet ediliyor vs. iş başka arkadaşlık başka olayı one hissettiriliyor.
eğer yeterince büyük bir gurubunuz var ise bu türden yaramaz / arsız çocukları bir arada tutmamaya çalışmanız (üzüm üzüme baka baka kararır) bahsettiğiniz kardeşleri de bir arada tutmayın, başarısız olan kardeş kendi bağımsızlığını ilan edebilmeli, aynı mahallede olanları, akraba olanları farklı gruplara yerleştirin ki kendi aralarında gruplaşmasınlar.
bir farklı olarak çocuklara badilik sistemini getirebilirsiniz, bunun sosyal ve psikolojik yarar/zararları olduğu tartışılan bişi tabii onu da belirteyim. badiler sürekli değişmeli bu arada (iki üç haftada bir)
aklıma gelenler bunlar, eğer bunları gerçekleştirme şansınız yoksa durumu tekrar değerlendirebiliriz, bir endüstri psikologundan bir kaç gün için destek ve eğitim alabilirsiniz sanıyorum. yaptığınız çalışmayı sebebleri sonuçları ile açıklarsanız ve mevcut durumu da anlatabilirseniz size bir kaç günlük eğitim verebilirler.
0
denemişinizdir belki ama ödül-ceza yöntemini uygulayın derim ben. kaç öğrenci var toplamda bilmiyorum bütçe olarak sizi sarsar mı o açıdan. öncelikle bir adet yasak davranışlar tablosu olsun, görsel olarak dikkat çekici herkesin görebileceği bir yere asın. bir adette öğrencilerle ilgili tablo yapın. günün sonunda iyi davranan öğrencilere abur cubur torbası hediye edin. içinde çikolata jelibon sakız falan olsun. bir kaç çeşit olsun ki gözlerini boyasın. mesela şarkı mı söylüyor pat işaretleyin hediye paketi hakkını kaybettin diye. bir başkası örnek davranış mı sergiliyor işaretleyin sana fazladan çikolata şunu bunu yaptın. ceza köşesi falanda oluşturabilirsiniz. dayağa alışmış adamı eğitmek çok zordur. kolay gelsin.
0
Benzer tecrübelerim oldu. Çocuklar sizi otorite figürü olarak görmüyor. "Öğretmenim değil ki!" diye düşünüyor. Bunu çok duydum çocuklardan.
Eğer çalışmaları ders saatinde yapıyorsanız ders boşmuş gibi, okuldan sonra yapıyorsanız serbest saatlerinden çalıyormuşsunuz gibi davranıyorlar. Uzman olmadığımdan "Şunu yapın." gibi bir tavsiyede bulunamayacağım; ama mümkünse öğretmenlerden biri arada grupları kontrol etsin. Düzeni sağlamanıza yardımcı olsun.
Eğer çalışmaları ders saatinde yapıyorsanız ders boşmuş gibi, okuldan sonra yapıyorsanız serbest saatlerinden çalıyormuşsunuz gibi davranıyorlar. Uzman olmadığımdan "Şunu yapın." gibi bir tavsiyede bulunamayacağım; ama mümkünse öğretmenlerden biri arada grupları kontrol etsin. Düzeni sağlamanıza yardımcı olsun.
0
Cevaplar için çok teşekkür ederim.
Comptrol, vaktini aldım kusura bakma, öneri ve eleştiri almak istediğim için ayrıntı vermem gerekti. Tecrübe edenler varır illaki diye düşündüm. Sana uzak bir konu demek ki.
Belki çocukluğunda dayak yiyen, baskıyla büyüyen kapalı aile üyeleri de olabilir aramızda. Öğretmen arkadaşlarımız var, eğitim planları hazırlayan meb personeli bile var. Psikolog olabilir (ki vardı hala var mı bilmiyorum) sosyolog... Grup çalışması yapan arkadaşların deneyimleri de çok yardımcı olabilirdi. Selam'ın anlattıkları gibi mesela...
Cevaplayan arkadaşlarım;
Dediğiniz gibi herşey birbirine bağlı. aile, okul, çevre..
Sorumluluk veriyoruz. Bu zaten bizim kazandırmak istediğimiz bir tutum.
Grubu ikiye böldük, iki grup arası tatlı çekişmeler yarattık bir kısa bir süre işe yaradı sonra yine cozuttular. Çalışmanın içeriği olarak da bölme işi zaman zaman olabilir sürekli olaaz. Birlikte kotarılması gereken bir çalışma.
Ödül ve ceza konusuna girmiyoruz. Bunun bir çok nedeni var. Maddi bir çıkar karşılığı olmaksızın doğru davranmalarını sağlamak istiyoruz. Birileri istedi, çıkarım var diye değil de tutum olarak, kendileri seçerek davransınlar. Kazandırmak istediğimiz tutumlardan biri öz disiplin.
Bizi öğretmen olarak görmüyorlar konusunda; biz zaten otorite figürü olmak istemiyoruz. Biz çalışma grubunun kurallarını koyuyoruz. Hatta kuralları çocuklarla değerlendirerek koyuyoruz. Hepsi o kuralı neden koyduğumuzu biliyorlar. Çok kuralla da boğmuyoruz. Grubuna, çalışmaya göre bir veya iki kuralımız oluyor. İlk kuralımız biri konuşurken onu dinlemek, sözünü kesmemek değil, dinlemek. Çok basit ama kazanımlar için çok destekleyici bir kural. Çoğunlukla da tek kural olarak bu oluyor. Diğer çalışmalarımın hepsinde verim aldığım bir yöntem bu.
Çalışmaları ders saatinde yapmıyoruz, serbest zamanlarında yapıyoruz. Ama serbest zamanımdan çalıyor denecek bir durum yok, severek çalışıyorlar, hevesliler. Nitekim bırakmadılar bak, kazan kaldırdılar:)
Ailelerin dayak konusunu ifşa etmeye gerek yok ki. Zaten bölgede genel tutum öyle.
İlk çalışmaya başladığım sene annelere hijyen eğitimi için doktor, hemşire geldi. Anlatıyorlar. Anneler dinleyebilsin diye çocukları ayrı bir yere aldık. Hava güzeldi, bahçeye çıktık biz çocuklarla. 2 yaşlarında bir tanesi alıp alıp başını bahçeden kaçma girişimlerinde. Bir, iki, üç... her seferinde çocuğu alıp geliyorum. Ortamda 3-4 yaş büyük abisi var. En sonunda abi koştu gitti çocuğu ensesinden kedi enciğini taşır gibi kaldırdı getirdi yanımıza bıraktı getirirken de bi temiz de azarladı.
Sonra bana dönüp "öğretmenim siz ona güzellikle söylüyonuz o anlamaz öyle, alışık değil" dedi.
Tekrar teşekkür ederim herkese.
Comptrol, vaktini aldım kusura bakma, öneri ve eleştiri almak istediğim için ayrıntı vermem gerekti. Tecrübe edenler varır illaki diye düşündüm. Sana uzak bir konu demek ki.
Belki çocukluğunda dayak yiyen, baskıyla büyüyen kapalı aile üyeleri de olabilir aramızda. Öğretmen arkadaşlarımız var, eğitim planları hazırlayan meb personeli bile var. Psikolog olabilir (ki vardı hala var mı bilmiyorum) sosyolog... Grup çalışması yapan arkadaşların deneyimleri de çok yardımcı olabilirdi. Selam'ın anlattıkları gibi mesela...
Cevaplayan arkadaşlarım;
Dediğiniz gibi herşey birbirine bağlı. aile, okul, çevre..
Sorumluluk veriyoruz. Bu zaten bizim kazandırmak istediğimiz bir tutum.
Grubu ikiye böldük, iki grup arası tatlı çekişmeler yarattık bir kısa bir süre işe yaradı sonra yine cozuttular. Çalışmanın içeriği olarak da bölme işi zaman zaman olabilir sürekli olaaz. Birlikte kotarılması gereken bir çalışma.
Ödül ve ceza konusuna girmiyoruz. Bunun bir çok nedeni var. Maddi bir çıkar karşılığı olmaksızın doğru davranmalarını sağlamak istiyoruz. Birileri istedi, çıkarım var diye değil de tutum olarak, kendileri seçerek davransınlar. Kazandırmak istediğimiz tutumlardan biri öz disiplin.
Bizi öğretmen olarak görmüyorlar konusunda; biz zaten otorite figürü olmak istemiyoruz. Biz çalışma grubunun kurallarını koyuyoruz. Hatta kuralları çocuklarla değerlendirerek koyuyoruz. Hepsi o kuralı neden koyduğumuzu biliyorlar. Çok kuralla da boğmuyoruz. Grubuna, çalışmaya göre bir veya iki kuralımız oluyor. İlk kuralımız biri konuşurken onu dinlemek, sözünü kesmemek değil, dinlemek. Çok basit ama kazanımlar için çok destekleyici bir kural. Çoğunlukla da tek kural olarak bu oluyor. Diğer çalışmalarımın hepsinde verim aldığım bir yöntem bu.
Çalışmaları ders saatinde yapmıyoruz, serbest zamanlarında yapıyoruz. Ama serbest zamanımdan çalıyor denecek bir durum yok, severek çalışıyorlar, hevesliler. Nitekim bırakmadılar bak, kazan kaldırdılar:)
Ailelerin dayak konusunu ifşa etmeye gerek yok ki. Zaten bölgede genel tutum öyle.
İlk çalışmaya başladığım sene annelere hijyen eğitimi için doktor, hemşire geldi. Anlatıyorlar. Anneler dinleyebilsin diye çocukları ayrı bir yere aldık. Hava güzeldi, bahçeye çıktık biz çocuklarla. 2 yaşlarında bir tanesi alıp alıp başını bahçeden kaçma girişimlerinde. Bir, iki, üç... her seferinde çocuğu alıp geliyorum. Ortamda 3-4 yaş büyük abisi var. En sonunda abi koştu gitti çocuğu ensesinden kedi enciğini taşır gibi kaldırdı getirdi yanımıza bıraktı getirirken de bi temiz de azarladı.
Sonra bana dönüp "öğretmenim siz ona güzellikle söylüyonuz o anlamaz öyle, alışık değil" dedi.
Tekrar teşekkür ederim herkese.
0
icince bokunu cikaran arap
Ey duyuru ahalisi, Selamlasirken opusmekten hic hoslanmiyorum (su yanaklardan sap sup diye opusmekten bahsediyorum), maalesef -tabiri caizse- bizim akrabalar da yanaklardan sulu sulu opmeye bayiliyor... ozellikle ailenin yaslilariyla opusmemek icin ne gibi bir neden uydurabilirim ya da onlara ne gib
Ey duyuru ahalisi,
Selamlasirken opusmekten hic hoslanmiyorum (su yanaklardan sap sup diye opusmekten bahsediyorum), maalesef -tabiri caizse- bizim akrabalar da yanaklardan sulu sulu opmeye bayiliyor... ozellikle ailenin yaslilariyla opusmemek icin ne gibi bir neden uydurabilirim ya da onlara ne gibi makul bir gerekce sunabilirim?
Ben mesafe koyup, opusmek istemiyorum diyebilirim aslinda, fakat olayi kisisel algilayip, sonra ailemin basini agirtirlar diye cekiniyorum. Ben ailemle ayni sehirde yasamiyorum, ben gittikten sonra da baslarina bela olsunlar ya da bu konuda bir sey duysunlar istemiyorum.
Selamlasirken opusmekten hic hoslanmiyorum (su yanaklardan sap sup diye opusmekten bahsediyorum), maalesef -tabiri caizse- bizim akrabalar da yanaklardan sulu sulu opmeye bayiliyor... ozellikle ailenin yaslilariyla opusmemek icin ne gibi bir neden uydurabilirim ya da onlara ne gibi makul bir gerekce sunabilirim?
Ben mesafe koyup, opusmek istemiyorum diyebilirim aslinda, fakat olayi kisisel algilayip, sonra ailemin basini agirtirlar diye cekiniyorum. Ben ailemle ayni sehirde yasamiyorum, ben gittikten sonra da baslarina bela olsunlar ya da bu konuda bir sey duysunlar istemiyorum.
0
ay üzerinize afiyet azıcık nezleyim/gribim galiba, bulaşmasın meh meh..
şeklinde?
şeklinde?
0
grip bahanesi yetmez, "bize bir sey olmaz yegenim" deyip yine sapur supur operler arkadaslar... :(
0
Şapur şupurcular olursa kolunu şöyle avucunun içini şapur şupurcunun yüzüne gösterecek şekilde dümdüz uzatıp, kendini de geri çekiverirsin. Sonra da tuvalete koşarsın.
Bunu yazdım ama yazarken aklıma başka fikir geldi. Tam bu öpüşme faslı sırasında çok önemli bir telefon gelmiş yapıp ortadan kayboluver. Öpüşme faslı bitince, herkes yerleşince de aralarına katıl. O sırada öpmeye yeltenen olursa da yine hastayım kartını oynarsın. Olmadı avucunu gösterirsin yine.
Bunu yazdım ama yazarken aklıma başka fikir geldi. Tam bu öpüşme faslı sırasında çok önemli bir telefon gelmiş yapıp ortadan kayboluver. Öpüşme faslı bitince, herkes yerleşince de aralarına katıl. O sırada öpmeye yeltenen olursa da yine hastayım kartını oynarsın. Olmadı avucunu gösterirsin yine.
0
Annem kemoterapiden sonra gribe falan yakalanmamak için kimseyi öpmüyordu. Ona bile bozulanlar oluyordu. Türk insanı öpmek ister. Kaçışınız yok; öptüreceksiniz.
0
Ben direk sarılıyorum onlar öpemeden ya da tokalaşıyorum, arkadaşlara sıkıntı olmuyo da akrabalara biraz ayıp oluyo
0
devilred
iki sene önceye kadar neredeyse her hafta bir kitap bitirirdim. otobüste, trende, metroda, metrobüste, vapurda; nerede fırsat bulursam açıp okurdum, yanımdan kitap eksik olmazdı. her şey nietzsche ağladığında ile başladı. bitiremedim o kitabı bir türlü, altı ay yanımda gezdi. en sonunda kendimi zorl
iki sene önceye kadar neredeyse her hafta bir kitap bitirirdim. otobüste, trende, metroda, metrobüste, vapurda; nerede fırsat bulursam açıp okurdum, yanımdan kitap eksik olmazdı. her şey nietzsche ağladığında ile başladı. bitiremedim o kitabı bir türlü, altı ay yanımda gezdi. en sonunda kendimi zorlaya zorlaya bitirdim. ardından kürk mantolu madonna'yı okuyayım dedim, o da bitmedi. o da yaklaşık bir altı ay yanımda gezdi. zorlamaya onu da sonunda bitirdim. ardından hadi dedim, bi aylak adam okuyayım. demez olsaydım, minimum altı aydır o da yanımda geziyor, diğerlerinden farklı olarak henüz bitmedi.
kitap okuyamamaya başlamamla birlikte yazmayı da bıraktım. kalemim kuvvetlidir, başkaları okusun diye de değil, kendi kendime yazıp dururdum ama yazamıyorum artık, içimden gelmiyor. neden böyle olmuş olabilir? sorunum ne benim? neden tıkandım böyle birden?
ekleme: o arada sayısız polisiye bitirdim ama polisiyeyi severek okuduğum için çabucak bitiveriyor kitaplar. polisiye dışında da bir şeyler okuyabilmek istiyorum. dünya klasiklerini severim mesela, seneler önce okuduğum büyük umutlar'ın tadı hala damağımda. yeniden bu tada kavuşabilmeyi istiyorum.
kitap okuyamamaya başlamamla birlikte yazmayı da bıraktım. kalemim kuvvetlidir, başkaları okusun diye de değil, kendi kendime yazıp dururdum ama yazamıyorum artık, içimden gelmiyor. neden böyle olmuş olabilir? sorunum ne benim? neden tıkandım böyle birden?
ekleme: o arada sayısız polisiye bitirdim ama polisiyeyi severek okuduğum için çabucak bitiveriyor kitaplar. polisiye dışında da bir şeyler okuyabilmek istiyorum. dünya klasiklerini severim mesela, seneler önce okuduğum büyük umutlar'ın tadı hala damağımda. yeniden bu tada kavuşabilmeyi istiyorum.
0
aynı sorun maalesef bende de var. üniversite hayatım esnasında yurtta günde bir kitap bitirirdim neredeyse. şimdi evimde 1000'e yakın kitap var ama okuyacak vakit bulamıyorum gibi geliyor bana. internet facebook sözlük oyunlar aile hayatı derken... gerçekten bir başlangıç yapmak istiyor insan. yazı da yazardım aynı senin gibi.. ilham perilerini küstürdük herhalde..
0
bende de aynısı körlük ile başladı. süreci kırmak zor.
0
abla psikolojin bozuk. laf sokmak için demiyom. bende de aynı şey var ve getirebildiğim tek mantıklı açıklama bu. hevesin yok, heyecanın yok. hayatında bir şeyler eksik. kendini iyi hissetmiyorsun. okumayı ve yazmayı bir dönem hayatının parçası haline getirebilmiş, bunların eksikliğinden dolayı rahatsızlık duyan birisi ısrarla yazmamaya ve okumamaya devam ediyorsa hayatında eksik veya ters giden bir şey vardır. ciddi bir şey.
ben tekrar okuma alışkanlığımı ancak yaşadığım yeri değiştirip daha farklı bir hayat tarzı ourtunca kazanabilmiştim. onu kaybettim, okuma alışkanlığım da onunla birlikte tekrar gitti.
yani bu konuyu çok basit görmeyip daha köklü değişiklikler yapmaya çalışmanı öneririm. en basitinden odanı değiştirsen bile faydasını görürsün. çok küçük bir kıvılcım, hoşuna gidecek bir kitapla birleştiğinde en azından 2-3 ay götürecek bir okuma aşkına kavuşabilirsin. bunu kaybetmemek için ne yapmak lazım onu çözemedim ama, 3 ayda bir hayat tarzı mı değiştircem aq
ben tekrar okuma alışkanlığımı ancak yaşadığım yeri değiştirip daha farklı bir hayat tarzı ourtunca kazanabilmiştim. onu kaybettim, okuma alışkanlığım da onunla birlikte tekrar gitti.
yani bu konuyu çok basit görmeyip daha köklü değişiklikler yapmaya çalışmanı öneririm. en basitinden odanı değiştirsen bile faydasını görürsün. çok küçük bir kıvılcım, hoşuna gidecek bir kitapla birleştiğinde en azından 2-3 ay götürecek bir okuma aşkına kavuşabilirsin. bunu kaybetmemek için ne yapmak lazım onu çözemedim ama, 3 ayda bir hayat tarzı mı değiştircem aq
0
sendrom olarak isimlendirmek gerekirse sanırım bizim sorunumuz en azından kendi adıma konuşacak olursam..oblomovluk durumu kronik bir tembellik var üzerimde. yaşlanmakla da ilgisi olabilir 30'lu yaşların ortasındayım. ama internette sörf yapacak, facebook gruplarında takılmaya vakit bulabiliyorsam sanırım kitap okumaya da bulmalıyım.
bu gazla kindle aldım elektronik destek hesabı, zira şu an bulunduğum şehirde kütüphanem yanımda değil. ama onda da basılı kitabı daha çok özlediğimi fark ettim.
en son ne mi okudum? geçen sene mayıs ayında ingilizce bir kitap almıştım. ağır da kitap aslında. 450 sayfa. aradan geçen aylar içerisinde ancak 300'üncü sayfaya gelmişim.. bazen kitap da sıkıyor elbette beni ama.. bazen 2 ay hiç dokunmadığım oldu bu kitaba.. yeni satın aldığım 2 kitap daha var. birisi dinlerin kökeni isimle ingilizce bir eser yine. ama o kitabı bitirmeden yeni kitaba da başlamak yapıma ters...
depresyona mı gireyim ne yapayım ya..
bu gazla kindle aldım elektronik destek hesabı, zira şu an bulunduğum şehirde kütüphanem yanımda değil. ama onda da basılı kitabı daha çok özlediğimi fark ettim.
en son ne mi okudum? geçen sene mayıs ayında ingilizce bir kitap almıştım. ağır da kitap aslında. 450 sayfa. aradan geçen aylar içerisinde ancak 300'üncü sayfaya gelmişim.. bazen kitap da sıkıyor elbette beni ama.. bazen 2 ay hiç dokunmadığım oldu bu kitaba.. yeni satın aldığım 2 kitap daha var. birisi dinlerin kökeni isimle ingilizce bir eser yine. ama o kitabı bitirmeden yeni kitaba da başlamak yapıma ters...
depresyona mı gireyim ne yapayım ya..
0
Benim en sevdigim kitaplari bitirememissin,okudugun kitaplarin turlerini degistir,sevmiyon demekki o tarzi..
0
kitap okuma konusunda biraz tecrübeli birisi olarak alışkanlıktan böyle olduğunu söyleyebilirim.
eskiden kitap okuma alışkanlığınız vardı, düzenli okuyordunuz. şimdilerde bu alışkanlığı bırakmışsınız.
aynı alışkanlığı tekrar edinebilirsiniz. birkaç gün üst üste kendinizi zorlayacaksınız ama.
psikiyatristler insanların yeni alışkanlıkları 15-20 günde öğrendiklerini söylüyor. bir şeyi 15-20 gün yapıyor ya da yapmıyorsanız buna alışıyorsunuz.
moral bozmadan okumaya devam. kendinize zaman ayırın sadece okumak için.
eskiden kitap okuma alışkanlığınız vardı, düzenli okuyordunuz. şimdilerde bu alışkanlığı bırakmışsınız.
aynı alışkanlığı tekrar edinebilirsiniz. birkaç gün üst üste kendinizi zorlayacaksınız ama.
psikiyatristler insanların yeni alışkanlıkları 15-20 günde öğrendiklerini söylüyor. bir şeyi 15-20 gün yapıyor ya da yapmıyorsanız buna alışıyorsunuz.
moral bozmadan okumaya devam. kendinize zaman ayırın sadece okumak için.
0
Bende de aynı sorun var. Evde boş vakitlerimde bilgisayarımdan uzak kalmaya dayanamıyorum. Bağımlıyım resmen. Dizi, film derken kitap okumaz oldum. E-kitap belki çözüm olabilir.
0
son dönemlerde bana da aynı şey oldu. edebiyat okurken haftada (mecburen tabii ama çok zevk de alarak) 3 kitap bitirirken son bir yılda hiçbir şey okuyamadım neredeyse.
şimdilerde yavaş yavaş ritme giriyorum, ingilizce kitapları bir kenara bıraktım, türkçe kısa hikayeler okuyorum. haldun taner, sait faik gibi. çok iyi geldi.
@mea'nın dediği gibi ritme tekrar girmekle alakalı. her gece uyuyana kadar, otobüste, bir yerde beklerken biraz biraz ama her gün okursan tekrar alışkanlığın oturacaktır.
şimdilerde yavaş yavaş ritme giriyorum, ingilizce kitapları bir kenara bıraktım, türkçe kısa hikayeler okuyorum. haldun taner, sait faik gibi. çok iyi geldi.
@mea'nın dediği gibi ritme tekrar girmekle alakalı. her gece uyuyana kadar, otobüste, bir yerde beklerken biraz biraz ama her gün okursan tekrar alışkanlığın oturacaktır.
0
spadæs
hayvan kısırlaştırma sorusunun altına yazılmış londra da sokaklarda kedi köpek yok filan diye. harbiden böyle mi? prosedür nedir sokakta görülünce hemen alınıp bir yere mi götürülüyor? var ama azlar mı? sadece büyük şehirlerde mi yok?
hayvan kısırlaştırma sorusunun altına yazılmış londra da sokaklarda kedi köpek yok filan diye. harbiden böyle mi? prosedür nedir sokakta görülünce hemen alınıp bir yere mi götürülüyor? var ama azlar mı? sadece büyük şehirlerde mi yok?
0
londrayı bilmiyorum özel olarak ama genel olarak şöyle bir prosedür var:
hayvanlar alınıp barınaklarda kısırlaştırıp sahiplendiriliyor. bizdeki gibi değil ama, adamalrda herkese bir köpek var. mesela evsizlere bile köpek veriliyor, hem onları korusun hem de birbirlerine arkadaş olsunlar diye, hayvanın bakımını beslenmesini devlet karşılıyor ve hatta polis denetiminde bu hayvanlara iyi bakılıp bakılmadığı.
ama genel olarak ny, londra gibi metropollerde malesef var sokak hayvanı...
hayvanlar alınıp barınaklarda kısırlaştırıp sahiplendiriliyor. bizdeki gibi değil ama, adamalrda herkese bir köpek var. mesela evsizlere bile köpek veriliyor, hem onları korusun hem de birbirlerine arkadaş olsunlar diye, hayvanın bakımını beslenmesini devlet karşılıyor ve hatta polis denetiminde bu hayvanlara iyi bakılıp bakılmadığı.
ama genel olarak ny, londra gibi metropollerde malesef var sokak hayvanı...
0
amerikada sokakta kedi köpek neyim yok. hayvanların çoğu çipli zaten; misal sahibi ibnelik yaptı bunu sokağa bıraktı hop buluyorlar sahibini, ağzına sıçıyorlar. diyelim ki sahibi artık bakmak istemiyor, bu sefer de humane society denilen gönüllülük esasına dayalı barınaklar alıyor hayvanları. Bu barınaklar daha sonra hayvanları sahiplendiriyorlar.
Sokakta hayvan olmaması hem o minik canlılar için hem de insanlar için daha iyi.
Sokakta hayvan olmaması hem o minik canlılar için hem de insanlar için daha iyi.
0
cihangir veya yeşilköydeki sokak hayvanı nüfusu dünyanın hangi büyük metropolünde var?
0
milano'da sokak kedisi veya köpek göremezsiniz ama bol bol sahipli köpek ve onların bıraktığı dışkılar her an karşınıza çıkabilir. italyada guneye indikce tek tuk kedi gormeye baslarsiniz sicilia'da ise sokak kedisi boldur. orda da sehrine gore fark edebiliyor en cok catania da denk geldim. cocuklara alinip cocuk bakamayinca veya yazin tatilde birakacak yer bulamayinca yollenarina birakilan kopek sikintisi var bolca. sehirlerde hayvanlar barinaktalar. sahiplendiriliyorlar.
0
Londra'da başıboş bir tane kedi ve köpek görmemiştim. sadece parklarda sincaplar mevcuttu. Ayrıca sahipli köpekleri buradaki lüks! semttekilere göre nispeten daha az görmüştüm.
0
ABD'de iğneyle 'uyutma,' kalbine kazık sokma, gazla boğma gibi yöntemlerle öldürüyorlar. Korkunç bir olay. Her ay binlerce hayvan katlediliyor bu şekilde. Bazı şehirlerdeyse sokakta yaşayan hayvan nüfusu epeyce fazla.
0
Belçika - Yabanimsi bir kedi dışında hiç sokak hayvanı görmedim. İnsanlar oldukça hayvanseverler. Bulunanlar da hayvan bakımevlerine götürülüyor. Bu bakımevlerine gidip gönüllülük yapanlar mevcut. Temel ihtiyaçlar bir kenara, sırf hayvanları sevmek için ya da yürüyüşe çıkarmak için bakımevine giden gönüllü insanlar var. Kısırlaştırma olayını bilmiyorum.
0
dessy
Aylık 100 TL internet + tivibu için ödeme yapıyorum. Sınırsız yalın internet kullanıyorum. Zira ev telefonu kullanmadığım için vergilere boşuna para vermeyeyim diye açtırmıştım ama bu hizmet için benden 15 TL alıyormuş şerefsizler.ttnet'i aradım. Dedim daha hesaplı kampanyalar var farklı firmaların
Aylık 100 TL internet + tivibu için ödeme yapıyorum. Sınırsız yalın internet kullanıyorum. Zira ev telefonu kullanmadığım için vergilere boşuna para vermeyeyim diye açtırmıştım ama bu hizmet için benden 15 TL alıyormuş şerefsizler.
ttnet'i aradım. Dedim daha hesaplı kampanyalar var farklı firmaların teklif ettiği. Siz bana ne önerebilirsiniz? Telefon hattı açtıralım size, 24 ay taahhütleyelim, ayda 51 + 7 = 57 TL ödeyin sınırsız internet için diyorlar. Ama tabii tivibu ücreti de 15 TL. Bu durumda toplam paket 72 oluyor.
Gördüğüm kadarıyla uydunet kullanıcıları da çok ama yine de şikayetlerini de çok görüyorum. Devamlı internet kopması, sorunlar vs. bunlar beni gerçek anlamda çıldırtan şeyler.
Acaba diyorum tivibu'yu kaldırtsam mı? TV izleyen biri değilim ama ailem geldikçe gün içerisinde TV açık kalıyor. Genelde belli kanalları izliyorlar. TV izleyebilmek için illa Tivibu, Digiturk gibi paketlerimizin mi olması lazım?
Yardımcı olan? Fikir veren? Tavsiyede bulunmak isteyen?
ttnet'i aradım. Dedim daha hesaplı kampanyalar var farklı firmaların teklif ettiği. Siz bana ne önerebilirsiniz? Telefon hattı açtıralım size, 24 ay taahhütleyelim, ayda 51 + 7 = 57 TL ödeyin sınırsız internet için diyorlar. Ama tabii tivibu ücreti de 15 TL. Bu durumda toplam paket 72 oluyor.
Gördüğüm kadarıyla uydunet kullanıcıları da çok ama yine de şikayetlerini de çok görüyorum. Devamlı internet kopması, sorunlar vs. bunlar beni gerçek anlamda çıldırtan şeyler.
Acaba diyorum tivibu'yu kaldırtsam mı? TV izleyen biri değilim ama ailem geldikçe gün içerisinde TV açık kalıyor. Genelde belli kanalları izliyorlar. TV izleyebilmek için illa Tivibu, Digiturk gibi paketlerimizin mi olması lazım?
Yardımcı olan? Fikir veren? Tavsiyede bulunmak isteyen?
0
Superonlineda kendi çapında sıkıntılara sahip. Bizim sözleşmeyi iptal edip sanki biz iptal etmişiz gibi ceza kesip şikayetçi olunca düzelen bir kurumdu.
Hepsi sıkıntılı.
Hangisini kullanıyorsun dersen babamı hangisi kandırırsa onu. Superonline tablet vermiş :)
Hepsi sıkıntılı.
Hangisini kullanıyorsun dersen babamı hangisi kandırırsa onu. Superonline tablet vermiş :)
0
uydunete geçecekseniz verdikleri kablosuz modemin yan odadan dahi çekmeyen beş para etmeyecek bir şey olduğunu gözönünde bulundurun.
0
uydunet 10 numara hiç bi sıkıntı yok müş hizmetleri de 10 numara hemen gelip sorun olursa ilgileniyolar. hızda da ttnet gbi düşüşler olmuyor. ben de kablomodem olayına başlarda böyle tedirgindim ama geçtikten sonra dünya varmış dedim. ttnet in altyapısını kullanmaması bence büyük avantaj. çünkü ttnet misal benm yaşadığım yerde santral altyapısı eski diye 12-13 mbs den yukarı hız veremiyordu ama geçtim kablo ya 24-25 mbs stabilim. tavsiye ederim.
(reklam gbi oldu ama durum bu)ü
verdikleri modem evin her yerinden çekiyor.
(ayrıca modeme aynı anda 2 laptop, 1 tablet, 1 tv, 2 telefon bağlanıyor)
(reklam gbi oldu ama durum bu)ü
verdikleri modem evin her yerinden çekiyor.
(ayrıca modeme aynı anda 2 laptop, 1 tablet, 1 tv, 2 telefon bağlanıyor)
0
kendi modemini kullanamazsın. uydunet için kablo tv şart. kablo tv ise her ilde yok. hatta bir ilde olup her ilçede olmayabiliyor.
turksatkablo.com.tr sitesinden sorgulama yaptır. eğer varsa geç. modem kötü ama o kadar da değil.
turksatkablo.com.tr sitesinden sorgulama yaptır. eğer varsa geç. modem kötü ama o kadar da değil.
0
Ben sıfır sıkıntı yaşıyorum Uydunet'te. Net evin her yerinde çekiyor. Uydunet - Teledünya- KabloTV toplam 55 TL ödüyorum.
Modem ile sorun yaşayan arkadaşlara önerim: bağlantı kabloları arasında mutlaka splitter kullanılmalı. Hatta ben ekstra bir tekli splitter taktırdım ve modeme o splitter üzerinden gidiyor.
Modem ile sorun yaşayan arkadaşlara önerim: bağlantı kabloları arasında mutlaka splitter kullanılmalı. Hatta ben ekstra bir tekli splitter taktırdım ve modeme o splitter üzerinden gidiyor.
0
uydunet kendi modeminizi destekler mi bilmiyorum. arada güzel kampanyaları oluyor. adil kullanım kotalı olanına 54.00 TL falan veriyorum ben. kablo tv de var zaten. ama wireless çekmiyor deyince router falan satmaya çalışıyorlar. 15 metre ethernet kablosu almak zorunda kaldım. tahaddüt bitince superonline'e geçmeyi düşünüyorum. bağlatacaksanız modemin çekim gücünden emin olun onun.
0
teknikekip, sınırsız mı kullanıyorsunuz? kullandığınız paketin adı ne? hemen geçeyim!
0
Uydunet'te sorun yaşama ihtimali mahalleyle, sokakla, apartmanla ilgili. altı yıl anadolu yakasında, üç yıl da avrupa yakasında sıfır sorun ve hep vadedilen hızlar ile uydunet kullandım.
ama hep sorun yaşayanlar da var.
ama hep sorun yaşayanlar da var.
0
Teledünya Üst Paket
10 Mbps 50 GB EKOSINIRSIZ
KTV Bireysel
Toplam 51 TL ödüyormuşum.
10 Mbps 50 GB EKOSINIRSIZ
KTV Bireysel
Toplam 51 TL ödüyormuşum.
0
uydunette 10mbit sınırsız 99 lira. kampanyalı olanlar hep adil kullanım kotalılar.
0
Evde neti eşimle bir kullanıyoruz. 2 telefon sürekli bağlı ve ben online oyun oynuyorum. 50 GB bize haliyle yetiyor, artıyor bile.
Ayrıca, Uydunet'te sorun yaşayan arkadaşlar docsis 2 model modem kullanıyorsa değiştirsinler. O modellerde sorun olduğunu duymuştum.
Ayrıca, Uydunet'te sorun yaşayan arkadaşlar docsis 2 model modem kullanıyorsa değiştirsinler. O modellerde sorun olduğunu duymuştum.
0
@dessy
Net Hızımız 10 Mbps ama Adil Kullanım Kotası Var (50 GB) bunu geçersek (indirme/download) hız otomatik olarak o ay sonuna kadar 1 mbps (atıyorum) düşüyor.
Buna ek olarak teledünya üst paketini kullanıyoruz. belgesel kanalları mevcut ve yeterli. kanal listesi: www.turksatkablo.com.tr
KabloTV zaten her odaya bağlayabiliyorsun. Bildiğin anten kablosu. Senin ev içinde yaptığın kablo dağılımına bağlı.
Net Hızımız 10 Mbps ama Adil Kullanım Kotası Var (50 GB) bunu geçersek (indirme/download) hız otomatik olarak o ay sonuna kadar 1 mbps (atıyorum) düşüyor.
Buna ek olarak teledünya üst paketini kullanıyoruz. belgesel kanalları mevcut ve yeterli. kanal listesi: www.turksatkablo.com.tr
KabloTV zaten her odaya bağlayabiliyorsun. Bildiğin anten kablosu. Senin ev içinde yaptığın kablo dağılımına bağlı.
0
sınırsız olursa 1 ay içinde istediğin kadar veri indirebilirsin.
ekosınırsız olursa bulunduğun pakete göre veri indirme hakkın oluyor. o hakkı doldurduktan sonra hızın 3mbit'e indiriliyor. ay başında tekrar yükseltiliyor.
örneğin 10mbit 25gb eko sınırsız paketine abonesin. ayın birinde 5-10 tane film indirip 25gb'ı doldurdun. ayın sonuna kadar 3mbit kullanıyorsun.
anlamadığın başka bişey varsa anlatalım. ama önce kablo tv şebekesi var mı sokağında onu öğren. boşuna araştırma yapma.
ekosınırsız olursa bulunduğun pakete göre veri indirme hakkın oluyor. o hakkı doldurduktan sonra hızın 3mbit'e indiriliyor. ay başında tekrar yükseltiliyor.
örneğin 10mbit 25gb eko sınırsız paketine abonesin. ayın birinde 5-10 tane film indirip 25gb'ı doldurdun. ayın sonuna kadar 3mbit kullanıyorsun.
anlamadığın başka bişey varsa anlatalım. ama önce kablo tv şebekesi var mı sokağında onu öğren. boşuna araştırma yapma.
0
kablo tv şebekesi yokmuş bulunduğum yerde. oysa işlek bir yer, anlamadım neden. bu durumda uydunet kullanamıyor muyum?
0
uydunet'ten sikintim yok. teledunya ust paket (bol belgeselli hd'li paket)+25 mbps 5o gb AKK'ya modem ucreti dahil 53 tl veriyorum. kopma falan mahalleye gore degiyor, bizim burada sorun olmuyor fazla. kendi modemini de kullanabilirsin ama ttnet uyumlu modem olmaz. alirken router olmasina dikkat et ve kurduktan sonra uydunet'i arayip mac no'sunu kaydettirip aktive et. gerci kendi verdikleri modemle sikintim olmamisti, evin her yerinden cekiyordu... akk bitince hizin dusuyor, ama surunmuyor. 10 mbps'den 3 mbps'ye dusuyor. 25'te henuz paket asmadim:)
apartmanca imza toplarsaniz gelip kablo dosuyorlardi eskiden, sene 2001 falan..
apartmanca imza toplarsaniz gelip kablo dosuyorlardi eskiden, sene 2001 falan..
0
dilekçe yazabilirsiniz dediler ama bir tek dilekçe ile ne kadar süre beklerim bilemiyorum. yine de denerim tabii fakat şu aşamada B planı oluşturmam lazım.
uydunet madem seçemiyorum, geriye kalan seçeneklerden mecburen ttnet kalite açısından daha avantajlı. peki, tivibu'yu kapatsam, hiçbir şekilde kanal d, show tv gibi kanallara ulaşamıyor muyum?
uydunet madem seçemiyorum, geriye kalan seçeneklerden mecburen ttnet kalite açısından daha avantajlı. peki, tivibu'yu kapatsam, hiçbir şekilde kanal d, show tv gibi kanallara ulaşamıyor muyum?
0
normal anten takarsan izlersin ama çamur gibi parazitli görüntü alırsın. uydu anteni varsa ucuz bir alıcıyla da halledebilirsin. bir de turkcell tv olacaktı tivibu gibi. ona bak istersen.
dilekçeye güvenme. yazılan dilekçeye altyapı giderini ödeyin(11.000 lira) çekelim sokağınıza demişlerdi birine. sözlükte entry olarak vardı.
dilekçeye güvenme. yazılan dilekçeye altyapı giderini ödeyin(11.000 lira) çekelim sokağınıza demişlerdi birine. sözlükte entry olarak vardı.
0
ben uydunet kullanıyorum 46 tl + modemli bir paket almıştım iyi valla arada sırada mala bağlıyorlar telefon açıyorum yarım saatte düzeltiyorlar yetmezmiş gibi eve geliyorlar sabah saat 9da adamı görünce kapımda abi düzelttik dediler ben atlet don dedim noluyo laaaaaaaan arada modem mala bağlıyor kablosuzundan performans bekleme modemin üstüne telefonu koydum internet bağlantısı yok diyor bazen pcyi açmam gerekiyor kablosuz modeme ulaşabilmek için öyle işte ttnette arıza kaydı bırakıyorsun ne arayan var ne soran var he de geç mantığıydı
0
yıllardır uydunet kullanıyoruz. 2000'li yıllardan beri. 2004-2006 arası ttnet'e geçme talihsizliği yaşadık. koşarak geri döndük. televizyon ve internette uydunet iyidir. tavsiye edilir.
edit: bursa merkez, ayık olun
edit: bursa merkez, ayık olun
0
Tv izliyorsan kablolu yayın için iyidir. National geo filan , güzel kanallar vardı. Nette de kopma olmuyor artık, eskidendi o.
Hız önemli değilse ve ttnetin tekelciliği sorun değilse ona geçebilirsin de ben fiber kulalnıyorum süperonline. Kesilme olmuyor. Ama tabi uydunet kadar ucuz değil. Hızı tatmin edicidir.
Hız önemli değilse ve ttnetin tekelciliği sorun değilse ona geçebilirsin de ben fiber kulalnıyorum süperonline. Kesilme olmuyor. Ama tabi uydunet kadar ucuz değil. Hızı tatmin edicidir.
0
normal anten + uydu anteni yok sanırım binada. varsa da bilmiyorum. bu durumda mecburen yine aynı firmada kalmam gerekecek diye anlıyorum. fak.
0
@auroraaurora, peki uydu anteni olunca tivibu'yu kapattırıp apartmanın uydusundan kanalları izleyebiliyor muyum? kulağa saçma gelen sorular soruyor olabilirim ama bildiğim bir konu değil, anlamaya çalışıyorum.
0
Sizin evde uydu kablosu vardır zaten. Kutu almanız lazım. Onun da iyisi çok ucuz değil. Ama her ay boşuna para vermekten kurtulursunuz. Bir de televizyona takılan kartlar varmış galiba. Kutu yerine onu da kullanabiliyormuşsunuz. Uydu antenciye sorun diyeceğim; ama onlar da kutu kakalamaya çalışıyor. Bana kakaladılar en azından.:)
0
auroraaurora
İşverenler hakikaten dikkat ediyorlar mı buna? Kişi kahverengi kıyafet giymişse şöyledir, böyledir diye mi düşünüyorlar? Ben çok severim toprak tonlarını. Bu hafta iş görüşmesine giderken giymek istiyorum; ama kararsız kaldım.
İşverenler hakikaten dikkat ediyorlar mı buna? Kişi kahverengi kıyafet giymişse şöyledir, böyledir diye mi düşünüyorlar? Ben çok severim toprak tonlarını. Bu hafta iş görüşmesine giderken giymek istiyorum; ama kararsız kaldım.
0
Aslında eskiden kalma saçma bir algı. Herkes siyah pantolon ya da etek beyaz gömlek kombinasyonunda garson gibi olsun isteyen dinazorlar malesef hala var. Sen neyi seviyorsan, nasıl rahat hissediyorsan onları kullan. Şık ve duruma uygunsa gayette uygun olur. Başarılar bu arada.
0
profesyonel mülakatçı neymiş=) işe alım uzmanıyım=) kahverengiye bakmam, ama ne giymiş nasıl giyinmiş bakıyorum.
0
giyme kahverengi giyme, çoğu bankada hala yasaktır kahverengi giymek. kurumsal firmalarda da hoş gözle bakmalar.
0
kıyafetinizi işe almıyorlar, sizi alıyorlar. böyle saçma şeylere takılmayın.
0
hah yine bir bilge şirin gelmiş. profesyonel olarak işe alım işiyle uğraşan ve genellikle kurumsal firmaların ik'larında çalışan kişileri kastediyorum profesyonel mülakatçı olarak.
0
@dahili meddah o zaman "profesyonel olarak işe alım işiyle uğraşan ve genellikle kurumsal firmaların ik'larında çalışan kişi" demenizi beklerdim. olmayan kelimeler uydurmak zor olsa gerek.
0
riske atmaya ne gerek var allah aşkına, normal standart şık bir takım ile git. Toprak tonlarını işe kabul edilince istediğin kadar giyersin. bir de www.banaisbul.com 'a uğra, orada bayağı bir taktik var. forum.banaisbul.com 'da da uzmanlara sorabilirsin bu tür iş görüşmesi sorularını.
0
@benaslinda ; soruyu sorunun ihtiyacını karşıladığını düşünüyorum. selamlar.
0
ik saçmalıklarından birisi. ben de kahverengi severim. bunalıma meyilli depresif renk diye bu rengi diyenlere önyargılı olduklarını biliyorum. şimdi bu bilgi herkese malum olmuşken intiharın eşiğinden dönüp uygun renk giyeni alacak bu yarım akıllılar. kim kimi kandırıyor belli değil. neyse inadına giyerim canım isterse. sırf bu yüzden eleneceksem de bırak eleneyim zaten o firmadan o kafadaki ikcıları çalıştırdığı için bir halt olmaz der geçerim.
0
bu algının çıktığı yıllarda takım modası bugünkü gibi değildi. günümüzde çok güzel toprak ve krem rengi tonlarında takımlar, smart casual kombinler var. canınız ne istiyorsa, kendinizi nasıl iyi ifade edeceğinize inanıyorsanız onu giyin.
0
error522
neden böyle bi saçmalık var?not: tam bursluyum. fakir çocuğuyum.not2: hem de hukuk fakültesi öğrencisiyim. arkeoloji filan değil ki arkeologlara büyük saygım var. küçükken arkeolog olmak isterdim. ama hem fakir hem arkeolog olmayı göze alamadım.
neden böyle bi saçmalık var?
not: tam bursluyum. fakir çocuğuyum.
not2: hem de hukuk fakültesi öğrencisiyim. arkeoloji filan değil ki arkeologlara büyük saygım var. küçükken arkeolog olmak isterdim. ama hem fakir hem arkeolog olmayı göze alamadım.
not: tam bursluyum. fakir çocuğuyum.
not2: hem de hukuk fakültesi öğrencisiyim. arkeoloji filan değil ki arkeologlara büyük saygım var. küçükken arkeolog olmak isterdim. ama hem fakir hem arkeolog olmayı göze alamadım.
0
okula gitmek için bir araba para verebiliyorsa ailesi, cebine harçlığını da koysun diye düşünüyor olabilirler.
not: burs kazanıp gidenler hariç.
not: burs kazanıp gidenler hariç.
0
otomatik olarak zengin çocuğu kategorisine sokuyor cevabına tik vermemişsin ama evet, o yüzden vermiyorlar. biz kadir has'ı gezmeye gitmiştik lisedeyken. kantinde kepek ekmeğine domatesli, peynirli sandviçi bile 7 liraya mı ne satıyorlardı.
tam burslu olsan bile okulun imkanları ve fiyatları göz önüne alınarak, imkan sahibi olduğun varsayılıyor bence. yani tostun 7 lira olduğu okulda okuyan adamın bursa ihtiyacı yoktur diyorlar sanırım, ki bence gayet mantıklı. tam burslu olmayanların burs istemesi hele şaka gibi.
tam burslu olsan bile okulun imkanları ve fiyatları göz önüne alınarak, imkan sahibi olduğun varsayılıyor bence. yani tostun 7 lira olduğu okulda okuyan adamın bursa ihtiyacı yoktur diyorlar sanırım, ki bence gayet mantıklı. tam burslu olmayanların burs istemesi hele şaka gibi.
0
@advokat, neden saçma? memlekette bunca fakir insan varken, ücretsiz olan üniversite eğitimi için 3-4 bin lira hatta çoğunlukla bundan çok daha fazlasını veren insanlar mı burs almalı yani? devlet üniversitelerinde olmayan, özel üniversitede öğrenimi zorunlu kılan bir bölüm veya durum mu var? tam burslulara bir şey demiyorum ama %50 burslu okuyan adamların burs istemesi bence saçma.
bak daha geçen gün sordum, burs başvurusunda çalıştığımı söylemem dezavantaj mı olur dedim, "sakın söyleme" dediler. üniversite öğrencisi olarak para kazanmak zorundayım ve burs verenlerin gözünde bu bile burs vermemek için yeterli sebep olarak görülüyor, "nasılsa çalışıyor göt" diyorlar. ben eğitimime bir kuruş vermiyorum, istesem de veremeyeceğim için devlet üniversitesinde okuyorum. benim yaptığım puanın yarısını yapan, okula senede 5-6 bin lira veren adam burs almasın mümkünse.
yani benim aldıkları bursta gözüm yok, vermezler demek istiyorum sadece. o durumdaki insanlara verilmez çünkü burs.
bak daha geçen gün sordum, burs başvurusunda çalıştığımı söylemem dezavantaj mı olur dedim, "sakın söyleme" dediler. üniversite öğrencisi olarak para kazanmak zorundayım ve burs verenlerin gözünde bu bile burs vermemek için yeterli sebep olarak görülüyor, "nasılsa çalışıyor göt" diyorlar. ben eğitimime bir kuruş vermiyorum, istesem de veremeyeceğim için devlet üniversitesinde okuyorum. benim yaptığım puanın yarısını yapan, okula senede 5-6 bin lira veren adam burs almasın mümkünse.
yani benim aldıkları bursta gözüm yok, vermezler demek istiyorum sadece. o durumdaki insanlara verilmez çünkü burs.
0
Oldu olacak bana da versinler burs.
"Daha rahat ederdim."
Herkes karşılıksız parayla daha rahat eder. Fazladan para göz çıkarmaz. Sen biraz daha rahat et diye bu bursu gerçekten hakeden çocukların önüne geçemezsin. Burs sınırsız bir kaynak değil.
"Daha rahat ederdim."
Herkes karşılıksız parayla daha rahat eder. Fazladan para göz çıkarmaz. Sen biraz daha rahat et diye bu bursu gerçekten hakeden çocukların önüne geçemezsin. Burs sınırsız bir kaynak değil.
0
burslu öğrenci, oraya şartları bilerek geliyor. bursunu kaybetme ihtimali de var o şartlar arasında. "bunu göze alabiliyorsa bursa da ihtiyacı yoktur" diye düşünmek çok da mantık dışı değil.
0
tam burslu vakıf üni. öğrencilerine burs veriliyor nereden çıkardın bunu anlamadım.
0
bir kere su insanların fakirlik anlayısını duzeltmesi lazım. devlet unıversıtelerın de o bolum yok mu? idealse en başarılı olup okuldan burs alınabılır. ama gerçekten fakır ınsan tercıh yapmadan otobus parasını hesaplamaya baslar. öncelik sırası olabılır evet ama inanın o sırada zaten bır suru oncelık sırası var.
0
vermeyen çok yer mi var ? asıl vermeyen yerler istisna. sen bana vermeyenleri say bana sana verenleri sayayım. ben de özelde okuyorum çoğu yakın arkadaşım da özelde okuyor tam burslu olarak bahsediyorum tabii hepsi farklı farklı yerlerden burs alıyorlar ben de başvurmayı düşündüm ama bana vermezler diye hiç uğraşmadım. biraz araştırmak lazım o kadar çok yer var ki burs verip de pek çok insanın bilmediği, ha ben de bilmiyordum o burs alan arkadaşlarımdan öğrenmiştim de şaşırmıştım baya, araştıran araştırıp bulup kapıyor valla parayı.
0
Fakültemde (inşaat) bursa ciddi manada ihtiyacı olan o kadar insan gördüm ki (tek bir kazağı, tek bir ayakkabısı olan; yaz-kış onu giyen insanlar) paraya cidden ihtiyacım olan dönemde bile ayıpmış gibi geldi bana öğrenci işlerine gidip de o halimle burs istemek. Çünkü ailem çalışıyordu, ne bileyim çift çift ayakkabım bir sürü montum kazağım vardı. Ama nakitim yoktu. Onun yerine çalıştım. Ben abartmışımdır muhtemelen ama belki de çok ihtiyacı olan insanın vakıf üniversitesine gitmeyeceğini düşünerek bir öncelik sırası yapıyorlardır.
Puanınızla devlet üniversitesine girebilecekken (çok yüksek ihtimalle) vakıf seçen sizsiniz. Bu bilinen bir şey, keşke önceden düşünseydiniz bursa ihtiyacınız varsa.
Puanınızla devlet üniversitesine girebilecekken (çok yüksek ihtimalle) vakıf seçen sizsiniz. Bu bilinen bir şey, keşke önceden düşünseydiniz bursa ihtiyacınız varsa.
0
Hangi üniversitedesiniz bilmiyorm; ama bazı vakıf üniversitelerinin ihtiyaç bursları oluyor. Size verdikleri bursa ek olarak ona da başvurabiliyorsunuz. Koç ve Sabancı'da çalışma bursu var. Saat ücreti iyi epeyce. Okulunuzdaki benzer imkanları araştırabilirsiniz.
0
6 yasimdan beri metal dinliyorum
Gittim ingilizce anlatımlı diye bi gramer kitabı aldım. Her şey almanca ama anlatılana göre çok çok iyi bi kitapmış.Ne yapıp da anlayıp öğreneyim bu kitaplardan?Kitap bu http://www4.alibris-static.com/isbn/9783190072552.gif
Gittim ingilizce anlatımlı diye bi gramer kitabı aldım. Her şey almanca ama anlatılana göre çok çok iyi bi kitapmış.
Ne yapıp da anlayıp öğreneyim bu kitaplardan?
Kitap bu www4.alibris-static.com
Ne yapıp da anlayıp öğreneyim bu kitaplardan?
Kitap bu www4.alibris-static.com
0
soru ne anlamadim? ilk basta artikellerle ya da selamlarla baslamasi gerek milyon alistirma var, adim adim zorlasiyor cümleler. sorun nerde onu anlamadim?
tek basina gitmez sadece bu kitapla ama grammatik bu kitapla pek ala ögrenilir.
tek basina gitmez sadece bu kitapla ama grammatik bu kitapla pek ala ögrenilir.
0
spadæs
hep merak etmişimimdir bu kişilerin bilinmeyen bilgileri anne baba yada dogum yerleri vs. kısımlarında ne yazıyor boşmu bırakılıyor. eger hiç bir bilgi yoksa ad soyad dışında komple boşmudur ?soyadlarını nasıl seçiyor bu kişiler :/
hep merak etmişimimdir bu kişilerin bilinmeyen bilgileri anne baba yada dogum yerleri vs. kısımlarında ne yazıyor boşmu bırakılıyor. eger hiç bir bilgi yoksa ad soyad dışında komple boşmudur ?
soyadlarını nasıl seçiyor bu kişiler :/
soyadlarını nasıl seçiyor bu kişiler :/
0
Eğer anne-baba bilinmiyorsa nüfus müdürlükleri soyad ve anne-baba adı veriyor diye biliyorum. Boş değil yani. Kafadan mı sallıyorlar acaba? Ben de merak ettim. Sonradan karışıklık olmaması için belli bir prosedür vardır herhalde.
0
bana çok mantıklı gelmedi ama şöyle yazmışlar zaman gazetesinde:
"Kimliksiz ve herhangi bir anne-baba kaydı olmadan cami avlusunda, parkta bulunan çocuklar, emniyet birimlerinin tutanağı ile o ildeki çocuk yuvasına teslim ediliyor. Yuva yetkilileri de kendilerine ulaşan tutanak doğrultusunda kimlik çıkarılması gereken çocuklara uydurma ad, soyad, anne-baba adı, doğum yeri bularak kimlik çıkarılması için nüfus müdürlüklerine müracaat ediyor. Nüfus müdürlükleri ise hiçbir nüfus kütüğüne bağlantısı olmayan çocuklara nüfus cüzdanı vererek, o ildeki son nüfus kayıt sırasını cilt, aile sıra, sıra no olarak kimliğe yazıyor. Çocuğun anne-babası belli ise nüfus kaydı çıkarılarak buna göre kimlik düzenleniyor ve yine o kütükteki son numaralar veriliyor."
www.zaman.com.tr
"Kimliksiz ve herhangi bir anne-baba kaydı olmadan cami avlusunda, parkta bulunan çocuklar, emniyet birimlerinin tutanağı ile o ildeki çocuk yuvasına teslim ediliyor. Yuva yetkilileri de kendilerine ulaşan tutanak doğrultusunda kimlik çıkarılması gereken çocuklara uydurma ad, soyad, anne-baba adı, doğum yeri bularak kimlik çıkarılması için nüfus müdürlüklerine müracaat ediyor. Nüfus müdürlükleri ise hiçbir nüfus kütüğüne bağlantısı olmayan çocuklara nüfus cüzdanı vererek, o ildeki son nüfus kayıt sırasını cilt, aile sıra, sıra no olarak kimliğe yazıyor. Çocuğun anne-babası belli ise nüfus kaydı çıkarılarak buna göre kimlik düzenleniyor ve yine o kütükteki son numaralar veriliyor."
www.zaman.com.tr
0
dikenlitel
Az önce torrentten indirdim bu filmi ancak filmde bir anlatımcı söz konusu ve altyazı anlatımı baz almıyor. farklı bir versiyon indirmiş olabilir miyim. bilen eden?
Az önce torrentten indirdim bu filmi ancak filmde bir anlatımcı söz konusu ve altyazı anlatımı baz almıyor. farklı bir versiyon indirmiş olabilir miyim. bilen eden?
0
video oynatıcının ses özellikleri bölümünden üst sesi kapatabilmeniz lazım. VLC'de mümkün mesela.
0
gom kullanıyorum. başka altyazı da denedim malesef sonuç aynı.
filmin dosya adında org diye bir durum var. farklılık yaratır mı?
Noah (2014) 720p BluRay [Dual Audio] Org DD 5.1 [Hindi-Eng]~Invincible
filmin dosya adında org diye bir durum var. farklılık yaratır mı?
Noah (2014) 720p BluRay [Dual Audio] Org DD 5.1 [Hindi-Eng]~Invincible
0
"DON'T DOWNLOAD, the english audio track contains description for blind people"
yazmışlar indirdiğin bu torrentin yorumlarında. yani başka düzgün bir sürüm indir.
yazmışlar indirdiğin bu torrentin yorumlarında. yani başka düzgün bir sürüm indir.
0
Dosyanın adında çift ses olduğu yazıyor zaten. Oynatıcıyı kurcalayın biraz. Dosyanın uzantısıyla falan ilgisi yok. Olmuyorsa başka oynatıcı veya filmin başka sürümünü indirin.
0
oynatıcıyla alakası yok. indirdiğin sürümdeki dublaj körler için özel yapılmış bir dublajmış. başka bir sürüm indirmekten başka çaresi yok.
0
muratchelik
başrolde çok büyük ihtimalle ayşecik rolünü oynayan kız oynuyordu. hatırladığım kadarıyla bu ayşeciğin evleneceği bi eleman vardı ama hastaydı. bu elemanın bi de piç bi kardeşi vardı. sonra eleman ölüyor, piç kardeş de allem edip kallem edip ayşeciği kafalıyordu. filmin sonunda da ayşecik ve piç ele
başrolde çok büyük ihtimalle ayşecik rolünü oynayan kız oynuyordu. hatırladığım kadarıyla bu ayşeciğin evleneceği bi eleman vardı ama hastaydı. bu elemanın bi de piç bi kardeşi vardı. sonra eleman ölüyor, piç kardeş de allem edip kallem edip ayşeciği kafalıyordu. filmin sonunda da ayşecik ve piç eleman balayına giderken, ölen mülayim elemanın hayaleti de gelip bunlara el sallıyordu.
var mı adını hatırlayan bu filmin.
var mı adını hatırlayan bu filmin.
0
letheavendangered
2 yıldır mezun bir ingilizce öğretmeni olarak, almanyada international business lisansı okumaya gidiyorum. pehlivan gibi yola çıktım ama derslerin altından nasıl kalkacağımı bilmiyorum. bir dilci olarak en son matematik dersimi 2004-2005 yılında lise 1'de gördüm ve şimdi karşıma business mathematics
2 yıldır mezun bir ingilizce öğretmeni olarak, almanyada international business lisansı okumaya gidiyorum. pehlivan gibi yola çıktım ama derslerin altından nasıl kalkacağımı bilmiyorum. bir dilci olarak en son matematik dersimi 2004-2005 yılında lise 1'de gördüm ve şimdi karşıma business mathematics, financial accounting, cost accounting gibi dersler çıkacak.
dersler ekimde başlayacak, o zamana kadar azıcık aşinalık olsun diye bir şeylere göz atmayı planlıyorum ama nerden başlayacağımı bilemedim ki. mesela şöyle bir şey buldum: www.textbooksonline.tn.nic.in
bunun seviyesi ne yahu? ben ilk bölümü okuyunca hiçbir şey anlamıyorum. giriş seviyesinden başlamak istiyorum mesela matris-determinant hep duyduğum bir şeydi ama neye benzediğini bile bilmiyorum.
daha da özetlemek gerekirse, şurdaki derslere zemin olması açısından bana ne önerirsiniz? www.th-nuernberg.de
bir de, çok zor mu ya? en korktuğum şey, hayallerime ulaşmışken "ben yapamadım" diyerek geri dönmek. geri dönmek istemiyorum, yapmam lazım. ama birinin de elimden tutup "al kardeş, şurdan başla" demesi gerekiyor sanırım başlayacağım yeri bulabilmem için.
dersler ekimde başlayacak, o zamana kadar azıcık aşinalık olsun diye bir şeylere göz atmayı planlıyorum ama nerden başlayacağımı bilemedim ki. mesela şöyle bir şey buldum: www.textbooksonline.tn.nic.in
bunun seviyesi ne yahu? ben ilk bölümü okuyunca hiçbir şey anlamıyorum. giriş seviyesinden başlamak istiyorum mesela matris-determinant hep duyduğum bir şeydi ama neye benzediğini bile bilmiyorum.
daha da özetlemek gerekirse, şurdaki derslere zemin olması açısından bana ne önerirsiniz? www.th-nuernberg.de
bir de, çok zor mu ya? en korktuğum şey, hayallerime ulaşmışken "ben yapamadım" diyerek geri dönmek. geri dönmek istemiyorum, yapmam lazım. ama birinin de elimden tutup "al kardeş, şurdan başla" demesi gerekiyor sanırım başlayacağım yeri bulabilmem için.
0
Alanım değil; öncelikle bunu belirteyim. Ama böyle bir bölümde okumak için matematik altyapınızın olması gerekir diye düşünüyorum. Lise 1 matematiği ile zor. Zorluğu, kolaylığı size bağlı. "Bu tür şeylere kafam basar." derseniz
gitmeden matematik çalışın. Liseler için olan matematik kitaplarından faydalanabilirsiniz. Bu konuların lisede işleniyor olması lazım.
gitmeden matematik çalışın. Liseler için olan matematik kitaplarından faydalanabilirsiniz. Bu konuların lisede işleniyor olması lazım.
0
zaten ilk sene gerekli matematik (türev, integral) ve lineer cebir (matrix falan) dersleri verilir sanıyorum. ilk iki dönem böylece matematik temeli atılır, business mathematics dersleri de ikinci sene başlar diye biliyorum.
lineer için ocw.mit.edu adresinden ders alabilirsiniz. soldaki video lectures kısmına tıklayınca ders vidyoları da geliyor. temeli okul başlamadan atmış olursunuz böylece.
calculus için de ocw.mit.edu adresi var.
bölümün ders programları falan var mı elinizde? orda ilk sene temel matematik dersleri vardır zaten büyük ihtimal.
lineer için ocw.mit.edu adresinden ders alabilirsiniz. soldaki video lectures kısmına tıklayınca ders vidyoları da geliyor. temeli okul başlamadan atmış olursunuz böylece.
calculus için de ocw.mit.edu adresi var.
bölümün ders programları falan var mı elinizde? orda ilk sene temel matematik dersleri vardır zaten büyük ihtimal.
0
matris determinant konusu lise 3'te gösteriliyordu en son. Şimdi nerede bilmem. İşinize logaritma, türev, integral gibi şeyler yarayacak. Bunlar da doğrudan lise son sınıf konusu (logaritma lise 3 olabilir) ama eşit ağırlık ve sayısalcılar için. İki ay boyunca ygs-lys matematik kitaplarıyla çalışabilirsiniz. Fem, final yayınları tavsiye ederim. Alın çalışın, anlamadığınız yer olursa anlatırım. Onun haricinde çok zor. Çünkü ileri düzey konular hiç bilmeyen için.
0
@edy, ikinci attığım linkte derslerin listesi var. business math ilk dönem başlıyor hemen. şurda da haftalık program var hatta: www.th-nuernberg.de
@hohoya, gerçekten de sanırım profesyonel yardıma ihtiyacım var :s sonuçta bir konuyu bilmeden onunla ilgili olan diğer konuyu anlamam çok zor. mesela türevin temel konuları nedir? atıyorum bölme işlemini yapabilmek için çıkarmayı bilmek şart. bu şekilde anlatabilirim sanırım derdimi.
@hohoya, gerçekten de sanırım profesyonel yardıma ihtiyacım var :s sonuçta bir konuyu bilmeden onunla ilgili olan diğer konuyu anlamam çok zor. mesela türevin temel konuları nedir? atıyorum bölme işlemini yapabilmek için çıkarmayı bilmek şart. bu şekilde anlatabilirim sanırım derdimi.
0
@ lord raziel, mesela şunu buldum şimdi: www.fbc.ac.za
başvuru aşamasında aynı böyle sorulardan oluşan bir online analitik beceri testi yaptılar, onu da geçmişim ki kabul aldım. eğer böyle şeyler olacaksa süper, ama tabii ki böyle olmayacaktır.
istatistiksel veri okuyabilme ve grafik okuma bilgisi az çok var. ielts'te bile çıktı, en azından o azıcık da olsa temel olmuştur heralde :) ama bana logaritmayla şu şu grafiği çiz deseler şu an için tabii ki ne olduğunu bile bilmiyorum.
başvuru aşamasında aynı böyle sorulardan oluşan bir online analitik beceri testi yaptılar, onu da geçmişim ki kabul aldım. eğer böyle şeyler olacaksa süper, ama tabii ki böyle olmayacaktır.
istatistiksel veri okuyabilme ve grafik okuma bilgisi az çok var. ielts'te bile çıktı, en azından o azıcık da olsa temel olmuştur heralde :) ama bana logaritmayla şu şu grafiği çiz deseler şu an için tabii ki ne olduğunu bile bilmiyorum.
0
@letheavendangered
türev tek başına bir konu zaten. ondan önce fonksiyonları bilmelisin. fonksiyonları bilmek için de kartezyen çarpım, bağıntı gibi konuları bilmen gerek. özel ders al o zaman. en hızlısı odur.
türev tek başına bir konu zaten. ondan önce fonksiyonları bilmelisin. fonksiyonları bilmek için de kartezyen çarpım, bağıntı gibi konuları bilmen gerek. özel ders al o zaman. en hızlısı odur.
0
onlarca business mathematics kitabıyla içli dışlı oldum, matrisin tersiyle konuya gireni ilk defa görüyorum :)
göz korkutmasın genelde temel kavramlardan (cebir, fonksiyonlar vs) başlayıp onun üzerine inşa ederler. biz şunu okutuyoruz fena bi kitap değil: www.scribd.com
syllabus falan bulabiliyorsanız daha kolay olur plan program hazırlamak. ama dedikleri gibi financial accounting falan 4 işlem dersleri, aman aman matematik bilgisi gerektirmiyor.
göz korkutmasın genelde temel kavramlardan (cebir, fonksiyonlar vs) başlayıp onun üzerine inşa ederler. biz şunu okutuyoruz fena bi kitap değil: www.scribd.com
syllabus falan bulabiliyorsanız daha kolay olur plan program hazırlamak. ama dedikleri gibi financial accounting falan 4 işlem dersleri, aman aman matematik bilgisi gerektirmiyor.
0
üniversite sınavlarına hazırlık konu anlatımlı matematik (LYS) kitaplarını alın. Orada limit türev integral ile iligili basit anlatımlar oluyor. İşinizi görür. Bussiness mathematics nedir bilemiyorum tbaii.
Onun dışında çok zorlanmazsınız. Bütün bu saydıklarınızı öğrenmeniz için lise 1 matematik temeli yeterli.
Onun dışında çok zorlanmazsınız. Bütün bu saydıklarınızı öğrenmeniz için lise 1 matematik temeli yeterli.
0
merkezefendi
Var mı böyle yapan özellikle sosyal bilimler alanında?Hem özel şirkette çalışıyo bi yandan da doktora yapıyo atıyorum iktisat alanında ya da political science falan?zor olmaz mı biter mi doktora?
Var mı böyle yapan özellikle sosyal bilimler alanında?
Hem özel şirkette çalışıyo bi yandan da doktora yapıyo atıyorum iktisat alanında ya da political science falan?
zor olmaz mı biter mi doktora?
Hem özel şirkette çalışıyo bi yandan da doktora yapıyo atıyorum iktisat alanında ya da political science falan?
zor olmaz mı biter mi doktora?
0
doktora için sadece 1 yıl derslere devam etmeniz gerekiyor. gerisi size kalmış.
yeterlilik sınavı ve arada tez hocanızla görüşmelerinizde okula gitmeniz gerekiyor sadece
yeterlilik sınavı ve arada tez hocanızla görüşmelerinizde okula gitmeniz gerekiyor sadece
0
eğer şirket akşamlara gecelere kadar çalıştırıyorsa, beş dakika izin için size akla karayı seçtiriyorsa oldukça zor olur bence. ama memeur, öğretmen falan için rahatça yapılabilir.
0
2 yıl ders dönemi süren doktora bölümleri de var. Ayrıca yeterlilik süreci de mutlaka okula sık sık gitmeyi gerektiriyor. Tez döneminde de 6 ayda bir tez izleme komitesine girersiniz. O yüzden zor bir süreç. Doktorada, akademisyen olduğum için doğal olarak derslere vs. gidebildim ama yüksek lisanstayken bir kolejde çalışıyordum. Derslere gitmeme izin veriyorlardı fakat çok yoruluyordum. Hoş zaten genel olarak yorucu bir süreç. Alanım da sosyal bilimler, evet.
0
valla benim yanımda çalışan doktora yapan kişiler var, dr. olan kişiler de var, yüksek lisans yapan da.
Yapılıyor yani, şirketin bakış açısına ve izin vermesine bağlı. Ki bu dediğim kişiler mühendisler.
Yapılıyor yani, şirketin bakış açısına ve izin vermesine bağlı. Ki bu dediğim kişiler mühendisler.
0
Yarı zamanlı olarak danışmanlık şirketlerinde çalışan tanıdıklarım var. Mühendis onlar gerçi. Sosyal bilimlerde tam zamanlı çalışan arkadaşım var. Öğretim görevlisi olarak çalışıyor.
0
auroraaurora
Neden olabileceğini bilen var mı acaba? İnternette biraz baktım; ama yazılanlar pek bana uygun değil. Mineral, vitamin eksikliği gibi şeylerle ilgisi olabilir mi?
Neden olabileceğini bilen var mı acaba? İnternette biraz baktım; ama yazılanlar pek bana uygun değil. Mineral, vitamin eksikliği gibi şeylerle ilgisi olabilir mi?
0
tanılar çılgınmış. :)
bir tane daha yazayım ben:
dilde paslı görünüm tifo göstergesi olabiliyor. belki de tifosundur.
bir tane daha yazayım ben:
dilde paslı görünüm tifo göstergesi olabiliyor. belki de tifosundur.
0
zam sampiyonu domates
aslında reklam körlüğü olarak açıklanıyor sanırım bu. öyle bir alışmışım ki, "algıda seçicilik" dışında gözüme hiç biri çarpmıyor. yani mesela yeni bir olta takımı alacaksam ve reklamda gördüysem o zaman farkına varıyorum. onun dışında hiç bir reklamı görmüyorum. şuan sabitlenmiş tüm duyurularda ban
aslında reklam körlüğü olarak açıklanıyor sanırım bu. öyle bir alışmışım ki, "algıda seçicilik" dışında gözüme hiç biri çarpmıyor. yani mesela yeni bir olta takımı alacaksam ve reklamda gördüysem o zaman farkına varıyorum. onun dışında hiç bir reklamı görmüyorum. şuan sabitlenmiş tüm duyurularda bana göre böyle bir durum var. başka bu durumda olan var mı?
0
Evet. Gozum bile carpmiyor sabitlenmis duyurulara. Direk asagidan okumaya basliyorum otomatik. En ustteki reklam diye olsa gerek. Su an sorsan sabitlerde ne var diye sayamam. Halbuki gunde elli kez giriyoruz siteye ezberlemis olmamiz laizm. Ama bir kez bile okumadim.
0
Her defasında başlığı okuyorum; ama yalnızca bir tanesine açıp baktım bu güne kadar.
0
aynen. hiç bakmıyorum bile direkt aşağı iniyorum. yani oraya ne yazarsalar yazsınlar 1 hafta boyunca falan farketmem.
0
Bende de durum aynı. İlk normal duyuruyu okurken bile üstteki sabit duyurudaki tek bir kelimeyi dahi görmüyorum.
0
bu durumda, acil bir konuysa, duyurunun sabitlenmemesi daha iyi olur gibi görünüyor kanımca.
0
ben bakıyorum, reklamlar mavi, reklam olmayanlar turuncu ya da kırmızı bantlı. bence ayırt etmek için yeterli bu veriler.
0
Kırmızı hariç diğerlerini ben de pek görmüyorum, mavileri zaten yoksayıyorum. Sadece bugün telefonun ekranı donup kaldığı için imza kampanyasını gördüm; iyi ki de görmüşüm.
0
çok duyarlı, 'aman birinin kan ihtiyacı vardır' diyen kişiler hariç eminim herkes aynı şeyi yapıyordur. lanet olsun bize lan.
0
ben de direkt renkli kenarli duyurulardan sonrakilere odsklaniyorum
en cok bir iki tanesine tiklamisimdir. aslinda sabitlenmese daha cok okuyucusu olur givime geliyor
en cok bir iki tanesine tiklamisimdir. aslinda sabitlenmese daha cok okuyucusu olur givime geliyor
0
poset
Aklima bir kelime takildi, dilimin ucunda ama hatirlayamadim.Ingilizce aslinda kelime, ama Turkce'de de ayni sekilde kullaniliyor."Bunu yapmak icin yeterince x'im var." cumlesindeki x'in yerinde. Bir nevi motivasyonun es anlamlisi. Beni motive eden sey gibi. Bunu yapmak icin yeterince nedenim var gi
Aklima bir kelime takildi, dilimin ucunda ama hatirlayamadim.
Ingilizce aslinda kelime, ama Turkce'de de ayni sekilde kullaniliyor.
"Bunu yapmak icin yeterince x'im var." cumlesindeki x'in yerinde. Bir nevi motivasyonun es anlamlisi. Beni motive eden sey gibi. Bunu yapmak icin yeterince nedenim var gibi mesela. Neydi bu kelime? (gunluk yasamda cok kullanilan bir kelime degil)
Ingilizce aslinda kelime, ama Turkce'de de ayni sekilde kullaniliyor.
"Bunu yapmak icin yeterince x'im var." cumlesindeki x'in yerinde. Bir nevi motivasyonun es anlamlisi. Beni motive eden sey gibi. Bunu yapmak icin yeterince nedenim var gibi mesela. Neydi bu kelime? (gunluk yasamda cok kullanilan bir kelime degil)
0
Zorluyorum:
Bunu yapmak için yeterince güdülendim. Güdü? (Evet, komik bi' kelime.)
Bunu yapmak için yeterince güdülendim. Güdü? (Evet, komik bi' kelime.)
0
creativity, inventiveness, innovation, ingenuity, genius, imagination, originality, artistry, insight, vision, finesse, flair, hearten, cheer, buoy up, uplift, inspire, motivate, spur on, stir, stir up, fire up, stimulate, invigorate, vitalize, revitalize, embolden, fortify, rally, buck up, pep up, give a shot in the arm to, motive, motivating force, incentive, stimulus, stimulation, inducement, incitement, spur, reason, carrot?
0
incentive diyorum. türkçe de insentif filan diye kullanılıyo mu? stürkçesi baya saçma gibi ama..
0
elxa
Hayvansal gida icermese, cok iddiali olmasam da.. haftada bir gun bir kafede yemek yapsam - sahne alsam gibi oldu - yolunuz dusse gelir misiniz mesela?Lan bir deneyelim falan diyip?
Hayvansal gida icermese, cok iddiali olmasam da.. haftada bir gun bir kafede yemek yapsam - sahne alsam gibi oldu - yolunuz dusse gelir misiniz mesela?
Lan bir deneyelim falan diyip?
Lan bir deneyelim falan diyip?
0
güzel yapıyorsan sürekli de gelirim.
ege mutfağı genelde hayvansal gıda içermez. öyle bir şeyse neden olmasın.
(istisnaları sıralamayın şimdi :D)
ege mutfağı genelde hayvansal gıda içermez. öyle bir şeyse neden olmasın.
(istisnaları sıralamayın şimdi :D)
0
Özelliği ne ki sizin yaptığınız yemeğin? "Vegan" etiketiyle servis edilecek az bilinen yemekler yapıyorsanız (farazi olarak) gelirim. Ama pilaki yemeye gitmem büyük ihtimalle. Anlatabilmişimdir inşallah.
0
çok iddialı değilim dersen gelmem. gelmezseniz istifa edicez dersen 1-2 kere gelirim. güzel zeytin yağlı yapabilsen sık sık gelirim. hayvansal gıda yok diye peynirli makarnayı dayarsan gelmem.
0
kadıkoye gelirim denemeye, başladığında adresi mesaj at ugrayayım aç olduğum bir gün
0
Gelemem, uzaksin. Yakin olursam da anca bence iddali olman lazim ki, gelelim.
gelmicem gelmicem imhh imhh gelmicem. :p
gelmicem gelmicem imhh imhh gelmicem. :p
0
menüye bağlı olarak yemeye çalışırım sırf duyuru hatrına ,istanbul içi farketmez yeri
0
mutfağına hiç bir şekilde hayvansal gıda girmeyecekse yemek yemeye özellikle gelirim. beleş olması da şart değil.
0
haftada bir gün vegan mutfağı? diğer günler etli yemek mi pişecek aynı mutfakta?
eline sağlık bu arada :)
eline sağlık bu arada :)
0
elxa, yani işletmenin böyle bir işe girmemesi lazım normalde. insanlar nasıl güvenip gelebilir ki bu şekilde? diyelim ki güvendiler, güvenmesinler :(
bence sen sadece vegan çalışan bir yer ile konuş. ya da sana sıfırdan bir yer açalım :)
bence sen sadece vegan çalışan bir yer ile konuş. ya da sana sıfırdan bir yer açalım :)
0
bak şimdi bu kadar konuşulunca 1 kere denerim. risk budur. ama 1 kere o da hayvansal gıdasız beslenme yaşam sitilim olmadığından. :)
0
+1'imle gelirim. Yeri güzel, niyetin güzel, yemeğin güzel olmasa da en az bir kez gelirim.
0
gelmem, ellerine kedi köpek çişi bulaşmıştır ya da kedi köpek sevip elini yikamamamissindir.
biliyorsunuz kendisi hayvansever terörü temsilcisi.
biliyorsunuz kendisi hayvansever terörü temsilcisi.
0
etsiz miymiş la, ben de gelmem o zaman kusura bakma. et ete değecek bence.
0
biz hadi haftada bir yeriz de, sen bu tarz yemekle dükkanı ayakta tutabilecek parayı kazanır mısın orası şüpheli maalesef.
0
yemem.
neden bilmiyorum ama sana çok uyuz oluyorum. bir konuşmamız olmuştu, konuyu hiç mi hiç hatırlamıyorum. aklımda sadece nick kalmış. sen olduğundan eminim. sözlük üzerinden mesajlaşmıştık. neydi niyeydi bilmiyom dediğim gibi. o yüzden yemem.
yani aslında şu an uyuz olmuyorum ama nick'in aklımda kalmış işte uyuz oluyodum diye. ayrıca et met de yokmuş. ı ıh üstüne para versen yemem.
neden bilmiyorum ama sana çok uyuz oluyorum. bir konuşmamız olmuştu, konuyu hiç mi hiç hatırlamıyorum. aklımda sadece nick kalmış. sen olduğundan eminim. sözlük üzerinden mesajlaşmıştık. neydi niyeydi bilmiyom dediğim gibi. o yüzden yemem.
yani aslında şu an uyuz olmuyorum ama nick'in aklımda kalmış işte uyuz oluyodum diye. ayrıca et met de yokmuş. ı ıh üstüne para versen yemem.
0
iddialı olmayacaksan yemem açık ve net, beklentiyi karşılamayan yemeğin verdiği mutsuzluk başka. hem de açken.
en azından görüntüyü toparla çünkü vegan denince insanda en azından sunum olarak beklenti artıyor.
en azından görüntüyü toparla çünkü vegan denince insanda en azından sunum olarak beklenti artıyor.
0
@pescador
hayvanlar uzerine damdan gotten bir tartisma olmustur kesin.
biliyorsunuz kendisi panter emel
hayvanlar uzerine damdan gotten bir tartisma olmustur kesin.
biliyorsunuz kendisi panter emel
0
@no christ requires, yok yok tamamen farklı bir şeydi. hayvan sevgisi (!) yüzünden insanlara saldıranları hiçbir zaman anlamasam da, hayvan yüzünden kimseyle kavga etmedim şu ana kadar. kişisel bir şeydi sanırım, yani konuşuyorduk öyle. çok sinirimi bozmuştu. ama ne olduğunu hiç hatırlayamıyorum işte.
0
philus
mümkünse verileri anadolu ajans'tan almasın. ya da her birini ayrı ayrı söylesin.
mümkünse verileri anadolu ajans'tan almasın. ya da her birini ayrı ayrı söylesin.
0
vincentvega
en iyi kalitede ve bu fiyat sınırını geçmeden önerebileceğiniz ev var mıdır acaba? lokasyon olarak e5'e yakınlık şartı lazım. iş yerim adliyenin orada, eşimin işi kozyatağında.
en iyi kalitede ve bu fiyat sınırını geçmeden önerebileceğiniz ev var mıdır acaba? lokasyon olarak e5'e yakınlık şartı lazım. iş yerim adliyenin orada, eşimin işi kozyatağında.
0
Ben Maltepe, Aydınevler'de oturuyorum. Çok rahat o fiyata sıfır daire bulursunuz. Daha ucuza da bulursunuz. Ulaşım çok rahat. Metro var, E5'in dibinde, minibüs caddesine tek minibüsle gidebiliyorsunuz. Muhit olaraksa sokaktan sokağa bile fark ediyor. Eğer düşünürseniz farklı saatlerde evin etrafında dolaşın, komşuların (Yakındaki apartmanlar dahil!) nasıl insanlar olduğunu anlamaya çalışın derim.
0
igdaş - karayolu lojmanları yakınlarındaki evler küçükyalı metrosuna yakın, 10 dakika yürürsünüz maksimum. tabii ev fiyatları ne kadar bilmiyorum ama gayet nezihtir oralar. hem inmek isterseniz minbüs caddesine de inersiniz yine maksimum 10 dakikada.
edit: semt demişsiniz de ben semt belirtmemişim. maltepe/çınar mahallesine bağlı olması lazım oraların ya da küçükyalı.
edit: semt demişsiniz de ben semt belirtmemişim. maltepe/çınar mahallesine bağlı olması lazım oraların ya da küçükyalı.
0
pescador
şimdi bir arkadaşla haylayf muhabbeti yaparken aklıma geldi. adını hatırlayamıyorum bir türlü. iki cici bebenin arasına krema sürülüp birleştirildiğini düşünün. ambalajı böyle hmmm sanırım altın rengi gibi bi şeydi. adında CAN olabilir ama emin değilim. canpare değil, sanmıyorum. eğer oysa bile, es
şimdi bir arkadaşla haylayf muhabbeti yaparken aklıma geldi. adını hatırlayamıyorum bir türlü. iki cici bebenin arasına krema sürülüp birleştirildiğini düşünün. ambalajı böyle hmmm sanırım altın rengi gibi bi şeydi. adında CAN olabilir ama emin değilim. canpare değil, sanmıyorum. eğer oysa bile, eskidir. bildiğimiz şu negro, tutku gibi olan canparelerden değil.
küçük bi ambalajı vardı böyle çikolata gibi. neydi hatırlayan var mı? ben çocukken babam sürekli bundan yerdi. hışırtıyı duyup sevinirdim "AHA YİYECEK ŞEKERLİ Bİ ŞEYLER VAR" diye ama onu görünce üzülürdüm, ben hiç sevmiyodum. ama bayılıyodu herif ya, mutfaktaki her dolapta 1-2 tane bundan olurdu.
artık satılmıyor sanırım, satılsa görürdüm. neydi bu? :(
küçük bi ambalajı vardı böyle çikolata gibi. neydi hatırlayan var mı? ben çocukken babam sürekli bundan yerdi. hışırtıyı duyup sevinirdim "AHA YİYECEK ŞEKERLİ Bİ ŞEYLER VAR" diye ama onu görünce üzülürdüm, ben hiç sevmiyodum. ama bayılıyodu herif ya, mutfaktaki her dolapta 1-2 tane bundan olurdu.
artık satılmıyor sanırım, satılsa görürdüm. neydi bu? :(
0
e hani kimse mi hatırlamıyo, lafa gelince 90 nesli diye karı kız düşürmeyi biliyosunuz ama?? :(
0
0
Eti'yle Ülker'in kremalı bisküvileri geldi aklıma. Eti Kremalı, Ülker Kremalı adları da. :D
0
@lola, ısmarlarım ama bu da değil. bana mı güvenmiyosunuz nedir, cici bebe diyorum hala düz şeyler söylüyosunuz. vallahi billahi cici bebe gibiydi ya. cici bebe'nin düz tarafına krema sürün. başka bir cici bebe'nin düz tarafıyla üstünü kapatın. yani iki cici bebe. şöyle düşünün,
|| krema.
<| cici bebe.
|> diğer cici bebe.
benim aradığım bisküvi, şu şekilde 4-6-8 küsür bisküviden oluşan bi paketteydi,
<||||>
saydıklarınızın hiçbiri değil. herif yurtdışından özel falan mı getirtiyodu napıyodu ya, çıkmış bütün bisküviler söylendi ama hiçbiri değil. ben çok net hatırlıyorum, ambalajını görsem anlarım yani :/
|| krema.
<| cici bebe.
|> diğer cici bebe.
benim aradığım bisküvi, şu şekilde 4-6-8 küsür bisküviden oluşan bi paketteydi,
<||||>
saydıklarınızın hiçbiri değil. herif yurtdışından özel falan mı getirtiyodu napıyodu ya, çıkmış bütün bisküviler söylendi ama hiçbiri değil. ben çok net hatırlıyorum, ambalajını görsem anlarım yani :/
0
AHA! KOKOŞALE OLABİLİR! çok benziyor. ambalajı aynen böyleydi. ama içini görmem lazım. aradım bulamadım. içindeki bisküvinin neye benzediğini hatırlayan, gösterebilecek olan var mı? çok benziyor buna.
0
Kesinlikle kokoşale! Dışı bebe bisküvisi içi hindistancevizi kreması vardı. cici bebe gibi sert değildi ama
0
me23
cay suyunu musluktan mi damacadan mi koyuyorsunuz? istanbul icin soruyorum.
cay suyunu musluktan mi damacadan mi koyuyorsunuz? istanbul icin soruyorum.
0
aslında içme suyundan koymak lazım ama istanbul şehir şebeke suyu çok kireçli olmadığı için konabilir.
0
Damacana. Yemekleri de damacadan koymak lazım bence de, bugüne kadar olmedigim için koymuyorum.
0
laboratuvarda çalışan bir tanıdığımın söylediğine göre musluk suyu kaynasa bile içindeki mikroplar %100 ölmüyormuş. bunu duyduktan sonra iyi su kullanmaya başladım.
0
besiktasin musluk suyu berbat. Koydum bi kere, cay icilecek gibi degildi. O gunden itibaren damacana.
0
Dun bir arkadas musluktan koyunca daha guzel oldugunu soyledi. Denemedim daha.
0
runlolarunn
ev taşıyoum İnternetten nakliye firmalarından fiyat teklifi aldığımız siteler ne kadar güvenli? özetle internetten bu şekilde ayarladığım nakliyeci esyalarımı alıp götürür mü ? aslında sormak istediğim bu paronayak mıyım acaba :P
ev taşıyoum İnternetten nakliye firmalarından fiyat teklifi aldığımız siteler ne kadar güvenli? özetle internetten bu şekilde ayarladığım nakliyeci esyalarımı alıp götürür mü ? aslında sormak istediğim bu paronayak mıyım acaba :P
0
Paranoyak değilsin ve haklısın. Hiç güvenli değil nakliyeciler çok riskli adamlar taşımanın ortasında ekstra para isteyebiliyorlar. Buraya nereden nereye taşıyacağınızı yazıp öneri isteyin deneyenlerden yoksa çok üzülebilirsiniz.
0
auroraaurora
Düşüyor mu, çıkıyor mu bilmiyorum. İki defadır göz kararması ve baş dönmesi yaşıyorum bir yemeği yedikten sonra. Yemekte bol miktarda biber ve domates salçasıyla biraz sarımsak var. Bunlar tansiyonu etkiler mi?
Düşüyor mu, çıkıyor mu bilmiyorum. İki defadır göz kararması ve baş dönmesi yaşıyorum bir yemeği yedikten sonra. Yemekte bol miktarda biber ve domates salçasıyla biraz sarımsak var. Bunlar tansiyonu etkiler mi?
0
sarımsak oranı yüksekse belki etkiliyor olabilir. gıda zehirlenmesi yaşıyor da olabilirsin. o yönde şüphelerin var mı hiç ?
0
@fallthepieces
Ben bu yemeği ilk kez geçen hafta bir restoranda yedim başka şeylerle birlikte. O gece oldukça kötüydüm. Mide bulantım da vardı. Ama zehirlenmedim herhalde.:) Kusma olmadı. Başka şeyler de yediğim için neyin dokunduğunu anlamadım. Bu sabah evde aynı yemeği yedim. Yine biraz kötü oldum; fakat o geceki gibi değil. Zehirlenme olduğunu zannetmiyorum. Elceğizlerimle hazırladım yemeği.
Ben bu yemeği ilk kez geçen hafta bir restoranda yedim başka şeylerle birlikte. O gece oldukça kötüydüm. Mide bulantım da vardı. Ama zehirlenmedim herhalde.:) Kusma olmadı. Başka şeyler de yediğim için neyin dokunduğunu anlamadım. Bu sabah evde aynı yemeği yedim. Yine biraz kötü oldum; fakat o geceki gibi değil. Zehirlenme olduğunu zannetmiyorum. Elceğizlerimle hazırladım yemeği.
0
o zaman yemeğin içindeki bir şeye alerjik reaksiyon gösteriyor olabilirsin ama bence halen sarımsak olayı bu
0
sarimsak tansiyon dusurur. agir yemekler de tansiyon dusurebilir. tansiyon dusmesi senin tarif ettigin.
0
Tansiyonum normalde 9/6 zaten de hayatımda ilk defa sarımsak yemedim sonuçta. Anlam veremiyorum. Alerji desem, sıradışı bir şey yok yemekte.Karıştırınca ağır geldi herhalde.
0
fazla karıştırmamak gerek.
ben de bira, şarap, mojito karıştırdım geçen. gittim kustum.
ben de bira, şarap, mojito karıştırdım geçen. gittim kustum.
0
tansiyonunu kıskandım 9/6, keşke hipertansiyon diye bir hastalık olmasa, düşüklüğü hastalık olsun da yüksek tansiyon ı ıh olmaz :( yüksek tansiyon kadar tahrip edici bir şey yok, bildiğin vücuda overclock yapmak ve bunun zararlarını görmek gibi bir şey. iyisin iyi, sarımsak tansiyonu düşürür muhtemelen o yüzdendir.
0
arockm
Sevgili duyuru halkı, çocukluğumuzda isteyipte alamadığımız, ailemizin almadığı içinizde ukte olan şeyler nelerdir? Ben küçükken hep paten istemiştim ailem almamıştı... Sizin neler var böyle?
Sevgili duyuru halkı, çocukluğumuzda isteyipte alamadığımız, ailemizin almadığı içinizde ukte olan şeyler nelerdir? Ben küçükken hep paten istemiştim ailem almamıştı... Sizin neler var böyle?
0
Cindy bebek evi.
Çok istiyordum. Her gece hayallerimdeydi. Hatta gerçek bir Cindy bebeğim de olmamıştı hiç. Hep böyle milyoncularda olan, kafasının yarısı kel olan, bacakları kıvrılmayan, kolları oynamayan bebeğim oldu.
Hala böyle imrenerek bakıyorum Cindy bebeklere. <3
Çok istiyordum. Her gece hayallerimdeydi. Hatta gerçek bir Cindy bebeğim de olmamıştı hiç. Hep böyle milyoncularda olan, kafasının yarısı kel olan, bacakları kıvrılmayan, kolları oynamayan bebeğim oldu.
Hala böyle imrenerek bakıyorum Cindy bebeklere. <3
0
evcil hayvan. kardeşim çok korkuyor diye alamamıştık. kuştan bile korkuyordu.
0
(bkz: 386dx)
yıllarca c64 ile devam ettim. pentium 3 çıktığında da amiga 1200 vardı. tüm hayatımı etkiledi sanırım.
yıllarca c64 ile devam ettim. pentium 3 çıktığında da amiga 1200 vardı. tüm hayatımı etkiledi sanırım.
0
Pedallı arabalar vardı, annem karnem iyi gelirse alacam demişti ama almamıştı. Bir keresinde de beni oyuncakçıya götürmüştü, ben tren setine dalmıştım ama o ne yaptı ne etti bana dandirik bir puzzle kakaladı.
0
oyuncak telefon. şöyle birşey. iki tane sabit telefon ama aralarında bağlantı var, birini bi odaya diğerini diğer odaya kurup konuşabiliyorsun.
ölmüştüm öf.
ben 8 yaşındaydım, o beş milyondu.
ölmüştüm öf.
ben 8 yaşındaydım, o beş milyondu.
0
cindy bebek evi +1
kendime alıcam ama kurarım bi köşede durur içimde kalmasın.
kendime alıcam ama kurarım bi köşede durur içimde kalmasın.
0
Sega
Mikasa Futbol Topu
Bisiklet(Bayağı bekletip o zamanın en iyisini aldığı için bunu saymayabilirim)
Mikasa Futbol Topu
Bisiklet(Bayağı bekletip o zamanın en iyisini aldığı için bunu saymayabilirim)
0
Süper Mario oyunu. Benden küçük kuzenime alınmıştı. Üst kata çıkıp oynuyordum. O da her zaman mümkün olmadığı için ben de istemiştim. Niye alınmadı hatırlamıyorum.
0
Böyle lego gibi ama değilde, bir araya getirince apartman gibi bir şey oluyordu. Nerden gördüm ya da gerçekte var mıydı hiç bilmiyorum ama onlardan istiyordum. Ancak nedense aileme bunu hiç söylememiştim :P alırlardı belki..
0
çok küçükken polis gözlüğü-silahı-kelepçesi gibi bi oyuncak seti vardı, onu çok istemiştim almamışlardı, iyi ki almamışlar lan, o ney öyle!
küçük langırt gibi olan ama futbolcuları çekip bırakarak şut çekilen bi futbol oyuncağı vardı, mavili kırmızılı, ona hakkaten çok ağlamıştım, onu keşke alsalardı lan, şimdi alsalar şimdi bile oynarım onla.
küçük langırt gibi olan ama futbolcuları çekip bırakarak şut çekilen bi futbol oyuncağı vardı, mavili kırmızılı, ona hakkaten çok ağlamıştım, onu keşke alsalardı lan, şimdi alsalar şimdi bile oynarım onla.
0
benim aylık bir tane oyuncak isteme hakkım vardı. maaş gününden maaş gününe. araba istedim alındı, kids scooter istedim alındı, gerçek gibi olan bebeklerden alındı (pipisi vardı, bezliyodum lan ben onu!), denizkızı orijinal cindy alındı, twister rave alındı. oha lan ne istersem alınmış. tercihlerimi iyi kullanmışsam demek ki.
edit: my little pony istemiştim onu almamışlardı aklıma geldi.
edit: my little pony istemiştim onu almamışlardı aklıma geldi.
0
At istedim. Günlerce, haftalarca ağladım zırladım. Sonra bana eşek almışlardı. Eşşeğin üzerine biner gezerdim çiftlikte. Eşeği bana at diye yutturmuşlardı ama. Sonra bi gün okulda hayvanları öğreniyoruz, baktım bizim atın resminin altında eşek yazıyo. Allaaah siz misiniz beni kandıran. Kitabı kaptığım gibi eve koşuyorum. Tam eve yetişicem yolda düştüm kafamı yardım. Mahallenin benden 3-5 yaş büyük çocukları görüp geldiler, hadi hadi ağlama bi şeyin yok sen erkek adamsın hadi eve dediler. Bi elimde eşeğin resmi diğer elim kafamda kafam yarık zaten kan akıyo gözlerim dolu eve gidiyorum. köşeyi döndüm lan bi baktım bizim kapının önünde bi at. Çiftçinin biri bağlamış gitmiş. Şöyle gittim yanına yavaşça, sırtı dönük. Arkasına geçtim önünü dönsün diye uğraşıyorum, tuttum bi taş attım kıçına, taşı atmamla at bana bi koydu, sırasıyla gökyüzü, bulutlar, güneş, tak sırt üstü yapıştım yere. Bi günde iki darbe. Sonra nakavt oldum zaten. Benim hayatım ikiye ayrılır; hayatın çiftesini yemeden önceki hayatım, hayatın çiftesini yedikten sonraki hayatım. Bu hikaye gerçektir. Sonra sikerim dedim atını da eşeğini de, köpeklere sardım.
Birde boncuk tabancası aldırana kadar göbeğim çatlamıştı. Bizim peder biraz fazla tedbirlidir; yok gözüne isabet eder, yok bilmem ne. Biz savaş yapardık ama, surat falan dinlemezdik. Bi gün savaşın ortasında baktım peder beni çağırıyo, laynn... dedim tamam geliyom amk:/
Birde boncuk tabancası aldırana kadar göbeğim çatlamıştı. Bizim peder biraz fazla tedbirlidir; yok gözüne isabet eder, yok bilmem ne. Biz savaş yapardık ama, surat falan dinlemezdik. Bi gün savaşın ortasında baktım peder beni çağırıyo, laynn... dedim tamam geliyom amk:/
0
Barbi bebek evi tam da genç kızlığa giriş dönemime denk geldiği için içten içe heves ettiysem de istemeyi gururuma yedirememiştim :)
Ama bir Furby gerçeği var, kardeşimle oyuncakçının vitrinine yapışmış halde "çok güzel ama çok pahalı, 2 yıl harçlık biriktirsek alabiliriz ama di mi:( " dediğimizi hatırlıyorum :D
Geçen sene haberi aldığımda, Neeee Furby yeniden mi satışa çıkmış, diyerekten koşa koşa kendimi bi avmdeki oyuncak mağazasına atmıştım. Emin adımlarla ilerledim, Furbyim için renk seçiminde bi süre kararsızlık yaşadıktan sonra kasaya gittim ki yıllar sonra yine aynı hüsran. "Lan hala çok pahalı amk, bu ay faturaları ödemeyip alabilir miyim ki ühüü:( Kıyıp da alamadım, ya benim nezman bi Furbyim olucak duyuru!!!
Ama bir Furby gerçeği var, kardeşimle oyuncakçının vitrinine yapışmış halde "çok güzel ama çok pahalı, 2 yıl harçlık biriktirsek alabiliriz ama di mi:( " dediğimizi hatırlıyorum :D
Geçen sene haberi aldığımda, Neeee Furby yeniden mi satışa çıkmış, diyerekten koşa koşa kendimi bi avmdeki oyuncak mağazasına atmıştım. Emin adımlarla ilerledim, Furbyim için renk seçiminde bi süre kararsızlık yaşadıktan sonra kasaya gittim ki yıllar sonra yine aynı hüsran. "Lan hala çok pahalı amk, bu ay faturaları ödemeyip alabilir miyim ki ühüü:( Kıyıp da alamadım, ya benim nezman bi Furbyim olucak duyuru!!!
0
gerçek cindy bebek.
o değil de benim akülü arabamın olmuş olması sizce de çok garip değil mi :/
o değil de benim akülü arabamın olmuş olması sizce de çok garip değil mi :/
0
Org istemistim. pahalı diye kendim vazgecmistim.Simdi belki ünlü bi müzisyen olabilirdim :(
0
akülü araba ve şu langırt benzeri futbol oyunu. adamlar çakılı oluyor, böyle kafalarından geri çekip bırakarak topa vurduruyorsun falan vardı ya eskiden, o şeylerden.
bi de şey vardı en çok, inanılmaz istediğim, buuuu uzaktan kumandalı kamyon ve dozer setleri oluyor ya. çok pahalıydılar. şimdi 300-400 lira falan sanırım. her toprak parçası gördüğümde hayallere dalardım "şimdi ben burayı kazsam, kamyonuma yüklesem" diye. çocukken inşaatçı, 18 yaşıma kadar da kamyoncu olmak istiyodum zaten. gerçi hala hoşuma gidiyo kamyonculuk fikri.
onun dışında her istediğim alındı, zengindik o zaman. brezilya'dan kahve, fransa'dan çikolata falan getiriyodu babam. şimdi çalıştığı yerde yaşıyo adam, fena patladı. böyle hayatın anasınıskim
bi de şey vardı en çok, inanılmaz istediğim, buuuu uzaktan kumandalı kamyon ve dozer setleri oluyor ya. çok pahalıydılar. şimdi 300-400 lira falan sanırım. her toprak parçası gördüğümde hayallere dalardım "şimdi ben burayı kazsam, kamyonuma yüklesem" diye. çocukken inşaatçı, 18 yaşıma kadar da kamyoncu olmak istiyodum zaten. gerçi hala hoşuma gidiyo kamyonculuk fikri.
onun dışında her istediğim alındı, zengindik o zaman. brezilya'dan kahve, fransa'dan çikolata falan getiriyodu babam. şimdi çalıştığı yerde yaşıyo adam, fena patladı. böyle hayatın anasınıskim
0
minik oyuncak dikiş makinesi. Napcaksın öyle şeylerle uğraşıp, doğru düzgün çalışmaz bile o diye almamışlardı. Halbuki bebeklerime elbiseler dikecektim ben.. Sonra çok yetenekli olduğum ortaya çıkacaktı ve normal dikiş makinesi alacaklardı bana. Mükemmel elbiseler dikecektim, herkes hayran olacaktı bana ve ünlü olacaktım. Hayallerimi elimden aldılar!!!! :( bak yine aklıma geldi huf.
0
emekleyen bebek. baleye gitmek istedim ona da göndermediler. annem arada söyler keşke baleye gönderseydim çocuğumu diye. galiba algılayamadılar olayı, kızmıyorum o yüzden.
0
Akulu araba.
Her istedigimi er ya da gec aldilar ama akulu araba olmadi iste:)
Her istedigimi er ya da gec aldilar ama akulu araba olmadi iste:)
0
air
Önceden düşme maceramız vardı ve o gün büyük ihtimalle anakartı çatlatmıştım. Düne kadar dikkatli bir şekilde kullanıyordum, çünkü zaman zaman kapanıyordu. Ancak dün bir kapandı, kapanış o kapanış. Bir daha açamadım. Çakma şarj aleti kullanıyordum o da gitmiş nedense. Fişe ve bilgisayara takınca şar
Önceden düşme maceramız vardı ve o gün büyük ihtimalle anakartı çatlatmıştım. Düne kadar dikkatli bir şekilde kullanıyordum, çünkü zaman zaman kapanıyordu. Ancak dün bir kapandı, kapanış o kapanış. Bir daha açamadım. Çakma şarj aleti kullanıyordum o da gitmiş nedense. Fişe ve bilgisayara takınca şarj aletinden 'cırt cırt' diye ses geliyor. Orjinal şarj aleti taktım, önünde yanması gereken ışık kısa kısa yanıp sönüyor.
Acaba diyorum şarj aletiyle bilgisayarı mı yaktım, yoksa anakart son nefesini mi verdi?
Acaba diyorum şarj aletiyle bilgisayarı mı yaktım, yoksa anakart son nefesini mi verdi?
0
onde yanip sonen isik bilgisayar kapaliyken sarj oluyor emaresi diye biliyorum.
cakma sarj aletiyle bilgisayari yakmazsiniz diye dusunuyorum da eger anakart konusunda eminseniz o daha mantikli. ama anakarta elektrik tasiyan kisim da cortlamis olabilir. hemen de umudu kesmeyin. hayat umuttur.
cakma sarj aletiyle bilgisayari yakmazsiniz diye dusunuyorum da eger anakart konusunda eminseniz o daha mantikli. ama anakarta elektrik tasiyan kisim da cortlamis olabilir. hemen de umudu kesmeyin. hayat umuttur.
0
Çakma şarj aletiyle bilgisayarı yakmış biri olarak öyle bir durumda fark ederdiniz diye düşünüyorum. Resmen yanıyor çünkü. Duman çıkıyor.
0
Normal kullanımlarım da pil sürekli takılı oluyor ancak buraya yazmadan önce pili çıkardım, şarja taktım ve açmayı denedim ama açılmadı.
@gel gel, bende şarjı eksilse şarj olurken turuncu yanıyor, doluysa yeşil. Bu yanıp dönme sanki güç gidip geliyor gibi bir yanıp sönmeydi.
@gel gel, bende şarjı eksilse şarj olurken turuncu yanıyor, doluysa yeşil. Bu yanıp dönme sanki güç gidip geliyor gibi bir yanıp sönmeydi.
0
orjinal sarj aleti derken sifirini mi aldiniz? yoksa baska cihazin sarji mi? orjinal adaptor derken, girisleri ayni olsa bile (jack) adaptor cikis gucu ve amperi farkli olacagindan acilmiyor da olabilir. notebook'un giris degerleriyle, adaptorun cikis degerleri ayni olmali.
0
Bu bilgisayardan iki tane almıştık. Birinin kablosu koptu, orjinal bulamamıştım bende çakma aldım. Diğerinin ki ise içinden çıkan duruyor hala. O şarjla denedim bugün.
Çakmadan emin değilim ancak orjinal dediğim aletler değerleri aynıdır büyük ihtimalle.
Çakmadan emin değilim ancak orjinal dediğim aletler değerleri aynıdır büyük ihtimalle.
0
ay nov kung fu
Yine bir "aşağıdaki sorudan aklıma geldi" duyurusu ile karşınızdayım.Tek başına yolculuk yaparken toplu taşıma olan yerlere özel araçla gitmek bana saçma geliyor. Toplu taşıma olmayan yerlere de taksiyle gidilebilir diye düşünüyorum. (maliyet daha makul oluyor diye tahmin ediyorum.)Yıllardır kendi ç
Yine bir "aşağıdaki sorudan aklıma geldi" duyurusu ile karşınızdayım.
Tek başına yolculuk yaparken toplu taşıma olan yerlere özel araçla gitmek bana saçma geliyor. Toplu taşıma olmayan yerlere de taksiyle gidilebilir diye düşünüyorum. (maliyet daha makul oluyor diye tahmin ediyorum.)
Yıllardır kendi çapımda bunun savaşını veriyorum. Öyle ki bu yaşıma kadar ehliyet bile almadım. Toplu taşıma konusunda uzmanlaştım. Ayaklı hareket amiri gibiyim. ^_^
Anadolu Yakası'nda oturuyorum. Her gün köprü trafiğine girmeye razı olan insanlar o sıkışıklıkta nasıl cinnet geçirmiyorlar anlamıyorum. Ayrıca araba kullansam çevreye zararımın daha fazla olacağını düşünüyorum.
Ama bu aralar ciddi ciddi araba sahibi olma fikrini değerlendiriyorum. Arabanın avantajlarını düşünmeye başladım. Benim kendi adıma düşünebildiklerim:
-Eşyaları arabada bırakabilmek. (Sürekli laptop ve işle ilgili diğer ıvırzıvırları yanımda taşıyorum. Sağ omzum sol omzumdan birkaç cm aşağıda olabilir.)
-Gün içinde iki iş yapılacaksa eve dönmek zorunda kalmamak. (spora gideceğim diyelim, spor çantam arabada durabilir)
-Kafaya esince garip garip yerlere git gel yapabilmek. (Gecenin bir saati Tekirdağ'a köfte yemeye giden insanlar duydum)
-Sıkış tıkış yolculuk yapmamak.
-Taksi şöförlerinin saçma sapan davranışlarını çekmemek.
Dezavantajlar:
-Trafikte kapana kısılmak
-Park sorunu (işim sürekli merkezi semtlerde bu da hem trafik hem park)
-Karbondioksit salınımı
-Trafikteki manyaklarla muhatap olmak
Bilmiyorum. Vicdanıma yediremiyorum araba kullanmayı. Babam bakkala bile arabayla giden bi' insan. Ama sanırım kendime işkence ediyorum her gün 5 kiloluk çantayla kıta aşmakla.
Başka ne gibi avantaj/dezavantaj ekleyebilirsiniz?
Ne dersiniz? Araba almaya niyetlenmeli mi yoksa "bi' sen eksik kal" mı?
Tek başına yolculuk yaparken toplu taşıma olan yerlere özel araçla gitmek bana saçma geliyor. Toplu taşıma olmayan yerlere de taksiyle gidilebilir diye düşünüyorum. (maliyet daha makul oluyor diye tahmin ediyorum.)
Yıllardır kendi çapımda bunun savaşını veriyorum. Öyle ki bu yaşıma kadar ehliyet bile almadım. Toplu taşıma konusunda uzmanlaştım. Ayaklı hareket amiri gibiyim. ^_^
Anadolu Yakası'nda oturuyorum. Her gün köprü trafiğine girmeye razı olan insanlar o sıkışıklıkta nasıl cinnet geçirmiyorlar anlamıyorum. Ayrıca araba kullansam çevreye zararımın daha fazla olacağını düşünüyorum.
Ama bu aralar ciddi ciddi araba sahibi olma fikrini değerlendiriyorum. Arabanın avantajlarını düşünmeye başladım. Benim kendi adıma düşünebildiklerim:
-Eşyaları arabada bırakabilmek. (Sürekli laptop ve işle ilgili diğer ıvırzıvırları yanımda taşıyorum. Sağ omzum sol omzumdan birkaç cm aşağıda olabilir.)
-Gün içinde iki iş yapılacaksa eve dönmek zorunda kalmamak. (spora gideceğim diyelim, spor çantam arabada durabilir)
-Kafaya esince garip garip yerlere git gel yapabilmek. (Gecenin bir saati Tekirdağ'a köfte yemeye giden insanlar duydum)
-Sıkış tıkış yolculuk yapmamak.
-Taksi şöförlerinin saçma sapan davranışlarını çekmemek.
Dezavantajlar:
-Trafikte kapana kısılmak
-Park sorunu (işim sürekli merkezi semtlerde bu da hem trafik hem park)
-Karbondioksit salınımı
-Trafikteki manyaklarla muhatap olmak
Bilmiyorum. Vicdanıma yediremiyorum araba kullanmayı. Babam bakkala bile arabayla giden bi' insan. Ama sanırım kendime işkence ediyorum her gün 5 kiloluk çantayla kıta aşmakla.
Başka ne gibi avantaj/dezavantaj ekleyebilirsiniz?
Ne dersiniz? Araba almaya niyetlenmeli mi yoksa "bi' sen eksik kal" mı?
0
Avantaj ve dezavantajlarinda hakli olmakla birlikte su an metrobuste ilk duraktan yarim kiclik yer bulabilmenin sevinci ile katiliyorum. Ne demisler, trafikte kalmadin, trafik sensin.
0
vicdanen değil ama rahatım için özel araç tercih etmiyorum. ancak trafik olmaması garanti olan gün ve zamanlarda denk gelir de çıkmam gerekirse arabayı alıyorum. onun dışında istanbulkart ile fink atıyorum. nadiren de olsa "nalet olsun" dediğim oluyor ama azıcık trafik yoğunluğu görünce ve "ulan ya ben de bu trafikte araba kullanıyor olsaydım" diye düşünüyorum ve toplu taşımanın tüm yorgunluğu geçiyor.
0
motosiklet + 1500
dezavantaji yok ve ise gitmek iskence olmaktan cikiyor, ustune keyif veriyor. su anda evimle isim arasi motosikletle 10dk'dan daha az suruyor, keske daha uzun olsaydi diye dusunuyorum.
dezavantaji yok ve ise gitmek iskence olmaktan cikiyor, ustune keyif veriyor. su anda evimle isim arasi motosikletle 10dk'dan daha az suruyor, keske daha uzun olsaydi diye dusunuyorum.
0
trafik derdi olmasa ve ayda hiç kullanmasan bile 200-250 tl masrafı olmasa alınabilirdi
0
@qcihanq, @nawres motor kullanan kadınlara pek rahat verdiklerini sanmıyorum trafikte. Var mı böyle bir durum? Bi' de niyeyse bana biraz tehlikeli geliyor.
@douchebag ama neden?
@douchebag ama neden?
0
Araba alıp mümkün olduğunca toplu taşıma kullanmaya devam edilemez mi? Ben olsam öyle yapardım. Saçma mı ki?
0
kadinlar arasinda motosiklet kullanimi son yillarda baya yayginlasti.
bir de kaskin montun icinde surucunun kadin oldugu pek anlasilmiyor.
bir de kaskin montun icinde surucunun kadin oldugu pek anlasilmiyor.
0
ya o boğaz trafiğine yeri geliyor ister istemez metrobüsle de giriyorsun. 45 dk boğazda kaldığımı biliyorum. millet kan ter içinde, hava sıcak. sıkış tıkış. en azından kendi arabanda trafikte kalsan bile ne bileyim klimanı açarsın, müziğini açarsın. takılırsın daha rahat edersin. alabilecek durumun varsa al araba.
0
yue
bir sorum var. biraz saçma ama :D şimdi bayramda eşimin ailesine gittik memlekete, oradan hep birlikte köye geçtik. yolda petrolde çiş molası verdik. ben genelde klozete peçete kaplayıp oturmayı tercih ediyorum ama klozet yoktu, alaturka tipiydi hepsi. bi kabine kayınvalidem, diğerine de ben girdim.
bir sorum var. biraz saçma ama :D
şimdi bayramda eşimin ailesine gittik memlekete, oradan hep birlikte köye geçtik. yolda petrolde çiş molası verdik.
ben genelde klozete peçete kaplayıp oturmayı tercih ediyorum ama klozet yoktu, alaturka tipiydi hepsi. bi kabine kayınvalidem, diğerine de ben girdim. benim çok birikmiş çişim etrafa da sıçramasın diye kendimi sıka sıka damla damla yaptım neredeyse o yüzden uzun sürdü. ben çıktığımda beni bekliyordu. bende 'kusura bakma beklettim alaturka olunca sıçramasın diye dikkat ediyorum o yüzden uzun sürüyor' dedim.
o da "önemli değil de büyüklerin sana öğretmedi mi elini böyle bastırırsan sıçramaz etrafa, rahat edersin' dedi. aynı anda tek elini parmakları birleşik halde, şeyinin ön tarafının üzerine koyarak gösterdi. camel toe diye bahsedilen yer var ya oraya koydu direk elini. avucu içeri bakacak şekilde. futbolcular baraj kurarken koyar ya onun gibi.
ben 'ya bilmiyodum öğrenmiş oldum' diye geçiştirdim utancımdan ama aslında ne demek istedi anlamadım. ön tarafa bastırmanın sıçramayla ne ilgisi var ki. acaba biraz daha aşağıya doğru koyup avucuna mı işiyor ne yapıyor. ama öyle değildir herhalde insan eline işer mi :D
size büyükleriniz öğretti mi öyle bir şey bilen varsa beni de aydınlatsın.
edit: uyarı üzerine düzelttim alaturka tuvaletti.
şimdi bayramda eşimin ailesine gittik memlekete, oradan hep birlikte köye geçtik. yolda petrolde çiş molası verdik.
ben genelde klozete peçete kaplayıp oturmayı tercih ediyorum ama klozet yoktu, alaturka tipiydi hepsi. bi kabine kayınvalidem, diğerine de ben girdim. benim çok birikmiş çişim etrafa da sıçramasın diye kendimi sıka sıka damla damla yaptım neredeyse o yüzden uzun sürdü. ben çıktığımda beni bekliyordu. bende 'kusura bakma beklettim alaturka olunca sıçramasın diye dikkat ediyorum o yüzden uzun sürüyor' dedim.
o da "önemli değil de büyüklerin sana öğretmedi mi elini böyle bastırırsan sıçramaz etrafa, rahat edersin' dedi. aynı anda tek elini parmakları birleşik halde, şeyinin ön tarafının üzerine koyarak gösterdi. camel toe diye bahsedilen yer var ya oraya koydu direk elini. avucu içeri bakacak şekilde. futbolcular baraj kurarken koyar ya onun gibi.
ben 'ya bilmiyodum öğrenmiş oldum' diye geçiştirdim utancımdan ama aslında ne demek istedi anlamadım. ön tarafa bastırmanın sıçramayla ne ilgisi var ki. acaba biraz daha aşağıya doğru koyup avucuna mı işiyor ne yapıyor. ama öyle değildir herhalde insan eline işer mi :D
size büyükleriniz öğretti mi öyle bir şey bilen varsa beni de aydınlatsın.
edit: uyarı üzerine düzelttim alaturka tuvaletti.
0
Bildiğin kustum, utandım ve hala daha buruş buruş bi suratla kahrolarak bakıyorum ekrana :/ Amk bi insan başka bi insanla bu muhabbetini neden yapar ya :(
Soruna cevap: Bana öyle bişey öğretmediler ama bundan sonra alaturka tuvaletten yeni çıkmış insanlara hep bi önyargıyla bakıcam :(
Soruna cevap: Bana öyle bişey öğretmediler ama bundan sonra alaturka tuvaletten yeni çıkmış insanlara hep bi önyargıyla bakıcam :(
0
kaynanan camel toesundan sallamış.
### tuvaletten çıkınca beklettim diye özür dilenir mi ya.
keyfi ne yapılabilir ki, çıkmadınsa işin bitmedi, net yani.
bence bi daha özür dileme.
### tuvaletten çıkınca beklettim diye özür dilenir mi ya.
keyfi ne yapılabilir ki, çıkmadınsa işin bitmedi, net yani.
bence bi daha özür dileme.
0
@yardiranadamm
denemedim çünkü mantıksız geldi. işediğimiz yer çok aşağıda, üst kısma bastırmak ne fark yaratacak ki. zaten sıçrama işi tuvalete çarpıp oradan etrafa saçılan çiş yüzünden oluyor.
denemedim çünkü mantıksız geldi. işediğimiz yer çok aşağıda, üst kısma bastırmak ne fark yaratacak ki. zaten sıçrama işi tuvalete çarpıp oradan etrafa saçılan çiş yüzünden oluyor.
0
İdrar torbası değil di mi bastırdığı yer? Hani orasıysa belki açıklaması vardır..
0
eline işiyor herhalde valide.
elin huni görevi görüyor burada. madem böyle, acil durumlarda su şişesini kesip huni gibi kullan diye iğrenç bir öneri de vereyim.
and as always; caps or it didn't happen
elin huni görevi görüyor burada. madem böyle, acil durumlarda su şişesini kesip huni gibi kullan diye iğrenç bir öneri de vereyim.
and as always; caps or it didn't happen
0
ne garip muhabbetler lan... başka neler öğretiyor kayınvaliden sana diye merak ettim, sonra hemen vazgeçtim merak etmekten.
belki senin "sıçratmak" dediğini yanlış anlamıştır, o yüzden öyle bi cevap vermiştir diyeceğim ben. yani sekerek değil de direkt çıkarken... allam ne diyorum ben ya? kendimden özür dilerim :(
belki senin "sıçratmak" dediğini yanlış anlamıştır, o yüzden öyle bi cevap vermiştir diyeceğim ben. yani sekerek değil de direkt çıkarken... allam ne diyorum ben ya? kendimden özür dilerim :(
0
belki bahsedilen bölgeye bastırınca tazyik azalıyordur, hani kendin idrar çıkış yolalrındaki kasları sıkıp eziyet çekeceğine orayı serbest bırakıp el ile bahsedilen bölgeye basarak da tazyiği azaltabilirsin.
denesenize kızlar, merak ettim :)
denesenize kızlar, merak ettim :)
0
Alafranga dediğimiz şey klozet değil mi zaten, alaturka herhalde sizin dediğiniz. Eski, terliklerle girip çömeldiğimiz.
Bana hiç bir şey öğretmediler öyle. Avcuna işemiyordur da idrarın geldiği yolu hortum gibi düşünüp orayı sıkıştırınca hortum daraldığı için daha az çıktığını belirtmek istemiştir. Doğrudan camel toe'ya da el mi konur canım.
Bana hiç bir şey öğretmediler öyle. Avcuna işemiyordur da idrarın geldiği yolu hortum gibi düşünüp orayı sıkıştırınca hortum daraldığı için daha az çıktığını belirtmek istemiştir. Doğrudan camel toe'ya da el mi konur canım.
0
@cecilia
haklısın ama ne biliyim o gün boşluğuma geldi öyle dedim.
@douchebag
eline işemez ya :D çok titiz, temizlik hastası diyebileceğimiz bi kadındır. umumi yerlerde kapılara bile elini sürmez peçeteyle tutar o derece yani.
@hakikibulut
idrar torbası değildi ya daha aşağıya koydu elini. zaten idar torbasına bastırsa çişin hızı artmaz mı daha fazla sıçrar bence :D
haklısın ama ne biliyim o gün boşluğuma geldi öyle dedim.
@douchebag
eline işemez ya :D çok titiz, temizlik hastası diyebileceğimiz bi kadındır. umumi yerlerde kapılara bile elini sürmez peçeteyle tutar o derece yani.
@hakikibulut
idrar torbası değildi ya daha aşağıya koydu elini. zaten idar torbasına bastırsa çişin hızı artmaz mı daha fazla sıçrar bence :D
0
ben anlamıyorum bunu. kadınlar aralarındaki muhabbet çok iğrenç yerlere normal bir şeymiş gibi gidebiliyor. erkekler arasında asla olmaz böyle bir muhabbet. düşünsenize kayınpeder avuçlayıp gösteriyor şöyle işe diye.
0
alaturka olacak.
hayır böyle bir şey iyi ki öğretmediler, ilk defa duydum, duymamış olmayı da tercih ederdim.
çok detay veriyorsunuz bence. belki heyecandan falan bilemiyorum. hani bazı insanlar heyecanlanıp gereksiz şeyler anlatmaya başlar ya.
"beklettim pardon" demeniz ve gülümsemeniz yeterli olurdu oysa.
hayır böyle bir şey iyi ki öğretmediler, ilk defa duydum, duymamış olmayı da tercih ederdim.
çok detay veriyorsunuz bence. belki heyecandan falan bilemiyorum. hani bazı insanlar heyecanlanıp gereksiz şeyler anlatmaya başlar ya.
"beklettim pardon" demeniz ve gülümsemeniz yeterli olurdu oysa.
0
Ahkfjsj cok merak ettim ya deneyecektim ama evde alaturka tuvalet yok, en kisa zamanda deneyecegim ama avcuna isemeyi kastettiyse asla denemem :(
0
Bence kadinin bahsettigi vajen dudaklarini ayirnak olabilir cunku sekli duzgun olmayinca sicrar saga sola, o da kendince bu yontemi bulmus olabilir.
Care vajina estetigi :)
Care vajina estetigi :)
0
olay nerelere geldi gençler ya? kalan ömrünüzde topu topu kaç kere alaturka tuvalete işeyebileceğinizi ve bunun için harcayabileceğiniz zamanı hesaplayın gözünüzü seveyim :( napıyoruz biz?
öpüyorum sizi :)
öpüyorum sizi :)
0
Bence kayınvalideniz 1- 2 dakika geç çıkıp, açıklama yaptığınız için sizinle dalga geçmiş.
0
Yue
Titiz olsa da eline iseyebilir aslinda. Idrar falan vucuttan ilk ciktiginda tamamen sterildir zira. Icsen bile bi sey olmaz. Hatta bagisikligi guclendirdigini dusunup icenler bile var.
Titiz olsa da eline iseyebilir aslinda. Idrar falan vucuttan ilk ciktiginda tamamen sterildir zira. Icsen bile bi sey olmaz. Hatta bagisikligi guclendirdigini dusunup icenler bile var.
0
bana da söylenmedi öyle bişey. ama temiz kullanırım tuvaleti, sıçratmam. bu nasıl bir muhabbet yav :))
kayınvalideyle çok samimi olmamak lazım. saygıda kusur etme ama bişeyleri uygulamalı gösterebileceği kadar da samimi olma. yemeğe çağırdığında ne yapacaksınız? :(
kayınvalideyle çok samimi olmamak lazım. saygıda kusur etme ama bişeyleri uygulamalı gösterebileceği kadar da samimi olma. yemeğe çağırdığında ne yapacaksınız? :(
0
ne pis muhabbetiniz var yahu. kaynana hem de sıçramasın diye uzun sürüyomuş.. kusura bakma de geç.. kaynana da az değilmiş hani :D sarkmış onun ki bastırınca yukardan aşağıya inip toplanıyor dudak yapışıyor sıçramıyor. bence
0
''idrar torbası değildi ya daha aşağıya koydu elini. zaten idar torbasına bastırsa çişin hızı artmaz mı daha fazla sıçrar bence :D''
yue, yine de idrar torbası olabilir. yaşlanınca her şey sarkıyor, belki onun da yeri aşağıya kaymış olabilir :P ama banada tazyiği arttırır gibi geliyor.
yine yaşlılık üzerinden gideceğim. yaşlılıktan dolayı bir takım değişimler yaşamış (sarkma, büzüşme) ve kendine göre çözüm bulmuş olabilir. yani herkes için geçerli değildir.
bu arada bana da kimse öyle bir şey öğretmedi, tabi bu erkek olmamdan ötürü olabilir.
yue, yine de idrar torbası olabilir. yaşlanınca her şey sarkıyor, belki onun da yeri aşağıya kaymış olabilir :P ama banada tazyiği arttırır gibi geliyor.
yine yaşlılık üzerinden gideceğim. yaşlılıktan dolayı bir takım değişimler yaşamış (sarkma, büzüşme) ve kendine göre çözüm bulmuş olabilir. yani herkes için geçerli değildir.
bu arada bana da kimse öyle bir şey öğretmedi, tabi bu erkek olmamdan ötürü olabilir.
0
25 yaşındayım hiç öyle bir şey duymadım.
Fakat ne yaptığını mantıken anladım. Böyle tam iki parmağının arasına alarak yani şeyinin üstüne koyup idrara yön vererek tazyiki azaltıyor olmalı. Gereksiz ve mide bulandırıcı bir şey yapıyor. Gerçi o öyle öğrenmiş, nasıl isterse yapsın. Bence sen yapma. (:
Fakat ne yaptığını mantıken anladım. Böyle tam iki parmağının arasına alarak yani şeyinin üstüne koyup idrara yön vererek tazyiki azaltıyor olmalı. Gereksiz ve mide bulandırıcı bir şey yapıyor. Gerçi o öyle öğrenmiş, nasıl isterse yapsın. Bence sen yapma. (:
0
eline işiyordur. bira köpürmesin diye bardağı musluğa dayayan barmen gibi. bir de temizlik hastası kişiler genelde kendilerinden tiksinmezler sadece başka kişilerden. o yüzden kaynana bi nevi "dev kazanı" oluşturmuş kendince
0
@cokilgincvesesgetirecekbirnickarayanadam
iki kişi klozette denemeye çalışmış ama olmamış özelden bilgi verdiler, alaturkada deneyen olmadı :D
onda başka bişi var bence elini bastırmakla olacak gibi değil eline işer insan. annneannem bilirdi aslında bayramda gördüğümde soraydım iyiydi. unuttum malesef. telefonda da sorulacak şey değil şimdi :D
iki kişi klozette denemeye çalışmış ama olmamış özelden bilgi verdiler, alaturkada deneyen olmadı :D
onda başka bişi var bence elini bastırmakla olacak gibi değil eline işer insan. annneannem bilirdi aslında bayramda gördüğümde soraydım iyiydi. unuttum malesef. telefonda da sorulacak şey değil şimdi :D
0
shubulubapshubaptishaluva
iş yerim şuan mecidiyeköyde ama kağıthane ya da bomontiye taşınacak bizim grup. daha tam belli değil.bulunduğum yerden çıkmak istiyorum ama eve de ayırabileceğim öyle iyi bir bütçem yok, kaldı ki ailesel destek mevzu bahis değil.beşiktaş, kabataş, şişli, tünel belki aklıma gelen yerler. tek başıma g
iş yerim şuan mecidiyeköyde ama kağıthane ya da bomontiye taşınacak bizim grup. daha tam belli değil.
bulunduğum yerden çıkmak istiyorum ama eve de ayırabileceğim öyle iyi bir bütçem yok, kaldı ki ailesel destek mevzu bahis değil.
beşiktaş, kabataş, şişli, tünel belki aklıma gelen yerler. tek başıma gece eve dönerken (işte 12 falan öyle çok da gece değil) ödüm elime gelmeden bir yerlerde yaşamak istesem, nasıl ev bulabilirim? metroya yakın olsa, evin orda da otobüs durağı çok uzak olmasa daha ne isterim..
netteki emlak sitelerinde bu kriterlerde olup bir de duvarla örülü pencereleri olmayan evler 1000tlden başlıyor ve bunlar stüdyo falan.
daha kirası 500-600e ev yok mu hiç? nasıl bulabilirim sizce bir yolu bir sırrı var mıdır? emlakçı mı dolaşmalıyım?
bulunduğum yerden çıkmak istiyorum ama eve de ayırabileceğim öyle iyi bir bütçem yok, kaldı ki ailesel destek mevzu bahis değil.
beşiktaş, kabataş, şişli, tünel belki aklıma gelen yerler. tek başıma gece eve dönerken (işte 12 falan öyle çok da gece değil) ödüm elime gelmeden bir yerlerde yaşamak istesem, nasıl ev bulabilirim? metroya yakın olsa, evin orda da otobüs durağı çok uzak olmasa daha ne isterim..
netteki emlak sitelerinde bu kriterlerde olup bir de duvarla örülü pencereleri olmayan evler 1000tlden başlıyor ve bunlar stüdyo falan.
daha kirası 500-600e ev yok mu hiç? nasıl bulabilirim sizce bir yolu bir sırrı var mıdır? emlakçı mı dolaşmalıyım?
0
500-600 zor ya. Hatta imkansız. Yokuşlarına katlanırım derseniz Fulya'da 1000'in altında bulmanız mümkün olabilir. Başkasıyla kalmayı düşünmez misiniz?
0
gülbağ'da 700 -800e bulunur.500 600'e beylikdüzü gibi uzak yerlerde bulunur anca :(
0
var öyle bir düşüncem, hatta bir iş arkadaşımla üstün körü açtık muhabbetini konuştuk falan da.. artık öğrenci değilim, boş eve çıkmanın depozitosu fatura açtırması en önemlisi de eşyası var. tek başıma olsam tek oda, belki bir apart bulurum ayarlarım diyordum. iki kişi olunca 2+1 falan gerekir şimdi ya.. of ne bileyim..
0
Tek oda veya stüdyo bütçenize göre zor bulursunuz. 2 kişi olursanız depozitoyu, emlakçı komisyonunu, eşya masraflarının bir kısmını paylaşırsınız. Eşyalı evler de oluyor. Beyaz eşyası olsa yeter size. Diğerlerini de ikinci elden ayarlarsınız. Ev arkadaşı arayanların ilanlarına da bakın isterseniz. Kurulu düzene gitmek daha kolay herhalde.
0
elxa
nasil boyle bir mantik kurulabiliyor? bana bir der misiniz?oy verse kisi belki akp'ye verecek. onu da vermiyor. yani kac aday varsa akp'nin hissedine onun aritmetik ortalamasi kadar ihtimal dusuyor.o zaman akplilerin bir kismi bosuna oy vermesin, oy vermeyince nasil olsa ona gidiyormus.oy vermezsen
nasil boyle bir mantik kurulabiliyor? bana bir der misiniz?
oy verse kisi belki akp'ye verecek. onu da vermiyor. yani kac aday varsa akp'nin hissedine onun aritmetik ortalamasi kadar ihtimal dusuyor.
o zaman akplilerin bir kismi bosuna oy vermesin, oy vermeyince nasil olsa ona gidiyormus.
oy vermezsen oyun tayyip'e gider ne demek? teknik olarak mantigi nedir?
oy verse kisi belki akp'ye verecek. onu da vermiyor. yani kac aday varsa akp'nin hissedine onun aritmetik ortalamasi kadar ihtimal dusuyor.
o zaman akplilerin bir kismi bosuna oy vermesin, oy vermeyince nasil olsa ona gidiyormus.
oy vermezsen oyun tayyip'e gider ne demek? teknik olarak mantigi nedir?
0
Parti seçimlerinde (yerel/genel) bu durum var da bildiğim kadarıyla bu seçimde böyle birşey yok. Kim ne kadar oy alırsa o. Kullanılmayan oyların kimseye bir faydası yok.
0
sonuc, gecerli oylarin oranina gore hesaplandigi icin; verilmeyen her oy heriflerin isine geliyor.
0
Yok tabii ki böyle bir şey. "Oy verse Ekmel'e atar." önkabulüyle söyleniyor herhalde.
0
"oy vermeyenler/boykot edenler büyük oranda akp'ye vermeyecek olanlar" mantığıyla söyleniyor.
0
Acream ve onexey doğru demiş. Ülkemizde uygulanan seçim sistemi dhont seçim sistemi. Bu sistemde verilmeyen oy yüzdesi sırasıyla en çok oy alan partiden daha az alanlara kadar dağıtılıyor. En çok oy alan parti, ki akp oluyor bu da, oy vermeyen yüzdeden en çok yararlanan parti oluyor. Sonra da diğer muhalefetlere daha küçük oranlar dağıtılıyor.
Ama cb seçiminde yine bu söyleniyorsa da ya diğer arkadaşların yorumu geçerli ya da bilmeden yine aynı şeyi söylüyorlar. Tam bilmemekle beraber cb seçiminde bu sistemin uygulanacağını sanmıyorum. Kim yüzde 51 alırsa o cb olacak.
Ama cb seçiminde yine bu söyleniyorsa da ya diğer arkadaşların yorumu geçerli ya da bilmeden yine aynı şeyi söylüyorlar. Tam bilmemekle beraber cb seçiminde bu sistemin uygulanacağını sanmıyorum. Kim yüzde 51 alırsa o cb olacak.
0
@want2die
e zaten temsili demokrasiye katilim saglamak istemeyenler boykot etmis de sayilmaz. boykot edenler temsili demokraside kendine gore bbir ifade alani bulamayanlardir. o sebeple oy vermeyenlerin bir kismini kimsenin sallamamasi onlar icin de pek onem arz etmez.
e zaten temsili demokrasiye katilim saglamak istemeyenler boykot etmis de sayilmaz. boykot edenler temsili demokraside kendine gore bbir ifade alani bulamayanlardir. o sebeple oy vermeyenlerin bir kismini kimsenin sallamamasi onlar icin de pek onem arz etmez.
0
buhurumeryem
Merhaba. On iki saat kadar aç bırakıp pirinç lapasına kattığım yağsız tavuğu verdim. Pek iştahla yemediğinden ara ara kuru mamasından ekledim lapaya. Bu diyete başlayalı üç gün oldu, bugün kuru mamasına geçtim. Geçmesini bekliyordum ama hala ishal ve üstelik bu defa daha sıvı, dışkısının sonunda da
Merhaba. On iki saat kadar aç bırakıp pirinç lapasına kattığım yağsız tavuğu verdim. Pek iştahla yemediğinden ara ara kuru mamasından ekledim lapaya. Bu diyete başlayalı üç gün oldu, bugün kuru mamasına geçtim. Geçmesini bekliyordum ama hala ishal ve üstelik bu defa daha sıvı, dışkısının sonunda da kan var. Az önce yine kakaya gitti üç beş damla kan gelmiş, barsak mukozası tahriş olmuş olabilir. Sanırım ishale ben sebep olmuştum, her şeye batmak istiyor, kavun karpuz istedi verdim, maması hariç çok seviyor diye istediği zaman kuru balık verdim.
Bugün veterinere götürücez inşallah ama bilen varsa yorum yapabilir mi, problemi atlatırsak bir daha ishal ya da kabız olmaması için ne yapmalı?
Bugün veterinere götürücez inşallah ama bilen varsa yorum yapabilir mi, problemi atlatırsak bir daha ishal ya da kabız olmaması için ne yapmalı?
0
Beslenmeden kaynaklanıp kaynaklanmadığı önemli öncelikle. İkinci olarak kavun, karpuz falan vermeyin. Şimdi alıştırırsanız sonradan sıkıntı çekersiniz. Üçüncü olarak sindirim sistemi hassas kediler için mamalar olması lazım. Onları deneyebilirsiniz. Kuru mamasının kaliteli olması da önemli. Dandik mamalar ishal yapar. Pişmiş balık, çiğ tavuk verebilirsiniz. Sakıncası yok. Yalnız balık bünyesi yeterince kuvvetli olmayan kedilere ağır gelebiliyormuş. Toparlanmadan vermeyin bence.
0
Veterinere götürmek için dışkısından örnek aldım. Süreçten dolayı beslenmeden kaynaklandığını düşünüyorum, başka bir şeyse zaten vet anlar inşallah.
Mamasını da veterinerden almıştık, kaliteli bir mama. Biz sık sık balık yiyoruz, o da kedi gibi:) dönüyor masanın etrafında, çok zor olacak balık vermemek. Ve evet balık, pişmiş et vs de verdim yalvarmasına dayanamayıp. Bunu terbiye etmek mümkün mü peki, çok şey okudum bu konularda ama net bir şey yok...
Mamasını da veterinerden almıştık, kaliteli bir mama. Biz sık sık balık yiyoruz, o da kedi gibi:) dönüyor masanın etrafında, çok zor olacak balık vermemek. Ve evet balık, pişmiş et vs de verdim yalvarmasına dayanamayıp. Bunu terbiye etmek mümkün mü peki, çok şey okudum bu konularda ama net bir şey yok...
0
Benim canavarlar da çok dolanıyordu masanın etrafında. Vegan oldum, rahatladım.:)
Şaka bir yana, yediklerinizden verin tabii. Ama ishali geçene, bünyesi güçlenene kadar balık vermekten kaçınmanız iyi olur. Bir süre ya siz de yemeyin ya da pişirmeden önce onu ayrı bir odaya alın. Kendinizi mutfağa kapatmak da bir çözüm olabilir. Sonrasında bir yudumcuk verin ama. Burun hakkı.:)
Bunlar dışında, yoğurt, çiğ yumurta sarısı, peynir önemli diyorlar kedi beslenmesinde.
Şaka bir yana, yediklerinizden verin tabii. Ama ishali geçene, bünyesi güçlenene kadar balık vermekten kaçınmanız iyi olur. Bir süre ya siz de yemeyin ya da pişirmeden önce onu ayrı bir odaya alın. Kendinizi mutfağa kapatmak da bir çözüm olabilir. Sonrasında bir yudumcuk verin ama. Burun hakkı.:)
Bunlar dışında, yoğurt, çiğ yumurta sarısı, peynir önemli diyorlar kedi beslenmesinde.
0
guitarman
Sevgili kara gün dostları.Evi su bastı.Eski tip parkeler kabardı doğal olarak.Laminant parke ile değiştirmek istiyorum.Ev bomboş olsa sıfırdan parke yapılacak olsa sorun yok ancak şu an yapılması gerekenler- Odalardaki dolap masa gibi eşyaların çıkarılması- Eski parkelerin sökülmesi- Yenilerinin yap
Sevgili kara gün dostları.
Evi su bastı.
Eski tip parkeler kabardı doğal olarak.
Laminant parke ile değiştirmek istiyorum.
Ev bomboş olsa sıfırdan parke yapılacak olsa sorun yok ancak şu an yapılması gerekenler
- Odalardaki dolap masa gibi eşyaların çıkarılması
- Eski parkelerin sökülmesi
- Yenilerinin yapılması şeklinde olduğundan, bu işleri fazla nazlanmadan bir kerede yapacak birilerini tavsiye edebilir misiniz ?
Toplamda 4 oda ve yaklaşık 70 metrekare kadar bir alan var.
Evi su bastı.
Eski tip parkeler kabardı doğal olarak.
Laminant parke ile değiştirmek istiyorum.
Ev bomboş olsa sıfırdan parke yapılacak olsa sorun yok ancak şu an yapılması gerekenler
- Odalardaki dolap masa gibi eşyaların çıkarılması
- Eski parkelerin sökülmesi
- Yenilerinin yapılması şeklinde olduğundan, bu işleri fazla nazlanmadan bir kerede yapacak birilerini tavsiye edebilir misiniz ?
Toplamda 4 oda ve yaklaşık 70 metrekare kadar bir alan var.
0
Laminant olayı çok basit, 160 m2 evin banyo ve mutfak harici yerlerin alayına laminant yapıldı. 4 saat civarı sürdü 2 senedir kullanıyorum hiçbir sorun yok. Uygulaması basit bir olaydı izlediğim kadarıyla. Bizim ev boştu tabi de tüm eşyaları evden çıkarmak yerine oda oda taşıyabilirisniz. Mesela hepsini salona taşıyın, tüm odalar bitsin sonra salona geçerken eşyaları yerleştirirsiniz. Tek kişi değilseniz daha pratik olur bence.
İstanbul Çeliktepe civarındaysan bir yer önerebilirim. Şehir fln yazarsan duyuruya hatta semt daha kolay olur.
İstanbul Çeliktepe civarındaysan bir yer önerebilirim. Şehir fln yazarsan duyuruya hatta semt daha kolay olur.
0
Sorunuza yanıt değil; ama şunu söylemek istedim. Benim kiracı olduğum bir evi taşınmadan kısa süre önce su basmıştı. Ev yeterince kurumadan parke döşemişler. O parkeler iflah olmadı. Karardı, yerlerinden oynadı. Evin kuruduğundan emin olun. Aceleye getirmeyin.
0
konu dışı olabilir ama artık çoğu kredi kartının bu tarz su basması vs de sigortaları var. Kullandığınız kredi kartını bir araştırın. Hem işçi bulma olayını hem de masrafsız halledebilirsiniz.
0
Parkeler masif miydi onceden? Parkeler sokuldukten sonra bir sure kurumasi icin bekleyin.
Daha sonra parkeler sokulurken zemine zarar gelmis mi, sap kalkmis mi bunu kontrol edin sonradan basiniz agrimasin.
Parkeyi aldiginiz yerin ustalarini kullanirsaniz, uygulamayi onlar yaparsa bir problem oldugunda sorumlulugu ustlenirler. Parkeyi aldiginiz yere durumu soyleyin onlar fazladan ara eleman getirsin, yevmiyesini siz verirsiniz.
Yapistirma yapacaklarsa kesinlikle dupon yapistirici kullanmayin. Eski tip parkelerde kullanilan ziftle birlesip korkunc bir koku olusturuyorlar bela olur basiniza.
Daha sonra parkeler sokulurken zemine zarar gelmis mi, sap kalkmis mi bunu kontrol edin sonradan basiniz agrimasin.
Parkeyi aldiginiz yerin ustalarini kullanirsaniz, uygulamayi onlar yaparsa bir problem oldugunda sorumlulugu ustlenirler. Parkeyi aldiginiz yere durumu soyleyin onlar fazladan ara eleman getirsin, yevmiyesini siz verirsiniz.
Yapistirma yapacaklarsa kesinlikle dupon yapistirici kullanmayin. Eski tip parkelerde kullanilan ziftle birlesip korkunc bir koku olusturuyorlar bela olur basiniza.
0
idyl
Şimdi durum şu: İstanbul'dayım, evimi kapatıyorum. Pazartesi sabah elektrikle doğalgazı kapattıracağım. Açtırırken alınan depozito geri ödeniyor ya. Onu vezneden alabiliyor muyum hemen? Bir arkadaşım banka hesap bilgilerinle git, oraya yatırılıyor dedi, kafamı karıştırdı.Bir de İgdaş yeni sistem get
Şimdi durum şu: İstanbul'dayım, evimi kapatıyorum. Pazartesi sabah elektrikle doğalgazı kapattıracağım. Açtırırken alınan depozito geri ödeniyor ya. Onu vezneden alabiliyor muyum hemen? Bir arkadaşım banka hesap bilgilerinle git, oraya yatırılıyor dedi, kafamı karıştırdı.
Bir de İgdaş yeni sistem getirmiş, internetten de kapatma talimatı verilebiliyormuş. Banka hesap bilgileri falan giriliyor işte, depozitoyu öyle ödüyorlar. Bununla kapatan var mı? Kaç gün içinde hesaba geçiriyorlar acaba depozitoyu? İstanbul'dan temelli ayrılacağım için bir sorun çıksa halledebilecek durumda olmayacağım, bir vukuat olur mu emin olamıyorum.
Bir de İgdaş yeni sistem getirmiş, internetten de kapatma talimatı verilebiliyormuş. Banka hesap bilgileri falan giriliyor işte, depozitoyu öyle ödüyorlar. Bununla kapatan var mı? Kaç gün içinde hesaba geçiriyorlar acaba depozitoyu? İstanbul'dan temelli ayrılacağım için bir sorun çıksa halledebilecek durumda olmayacağım, bir vukuat olur mu emin olamıyorum.
0
İki türlü de hemen alamazsınız depozitonuzu diye biliyorum. Yanlış hatırlamıyorsam 2 hafta bekliyorsunuz. İGDAŞ cep telefonunuza mesaj gönderiyor. Yıllar önce banka hesabı aracılığıyla almıştım depozitomu. Herhangi bir sorun çıkmamıştı.
0
iban numarasi verip hesabina da gecirtebilirsin vezneden de alabilirsin. Ne zaman yatirilacagi belli olmaz. Vezne icin 3-4 gun sonrasina gun verebilirler. Banka hesabi icin 6-8 gun sonra yatirirlar. Biraz daha da sarkabilir.
0
things
orta samimiyette bir arkadaşın 10. yıl evlilik yıldönümü varmış. beni de evlerine çağıracaklar o akşam. kokteyl stayla bir şeymiş. 1) hediyeye gerenk var mı ?2) acil acil önerilere ihtiyacım var.
orta samimiyette bir arkadaşın 10. yıl evlilik yıldönümü varmış. beni de evlerine çağıracaklar o akşam. kokteyl stayla bir şeymiş.
1) hediyeye gerenk var mı ?
2) acil acil önerilere ihtiyacım var.
1) hediyeye gerenk var mı ?
2) acil acil önerilere ihtiyacım var.
0
Ben olsam hediye götürürdüm. Davetlilerden tanıdıklarınız varsa onlara sorun hediye alıp almayacaklarını. Ne alınabileceği konusunda bir fikrim yok.
0
Bence güzel bi buket çiçek yeter de artar. Yıldönümlerini de kokteylle kutlamaları bambaşkaymış.
0
Evlilik yil donumunu kokteylle kutlamak. Cift olarak narsist bir combo olusturmuslar sanirim. Hediyeye gerek yok bence. Onlar evlenmis, 10 yildir evli. Iyi ki evlenmissiniz oh oh hediyesi mi ne hediyesi bu?
Sarap veya cicek olabilir. Onlar da zaten her aksam yemegine gidilen yere goturulebilecek seyler oldugundan yani.
Sarap veya cicek olabilir. Onlar da zaten her aksam yemegine gidilen yere goturulebilecek seyler oldugundan yani.
0
auroraaurora
Nasıl yapıldığını bilen var mı? Ceviz dövülmüş mü konulacak? Ekmek içi ıslak mı olacak? Bir de, ben hayatımda hiç ekmek ufalamadım, nasıl yapılıyor o? Teşekkürler.
Nasıl yapıldığını bilen var mı? Ceviz dövülmüş mü konulacak? Ekmek içi ıslak mı olacak? Bir de, ben hayatımda hiç ekmek ufalamadım, nasıl yapılıyor o? Teşekkürler.
0
muhammara nasıl yapılıyor bilmiyorum ama google da bütün tarifler, hatta videoları ile var. dikkatli oku ve seyret. ufak bir şeyi kaçırıp da tarifi bozma :)
0
Tariflere baktım aslında; ama yazmamışlar ya cevizin nasıl olduğunu. Video izlemeye de üşendim doğrusu. İzleyeyim olmazsa.
0
lionel andres
nasıl dizi önerir misiniz?
nasıl dizi önerir misiniz?
0
Belgesel değil de dizi izlediğinin farkında olarak izleyeceksen izle. Güzel dizidir.
0
üstada saygımdan başlamıştım geçen sene ama diğer starz dizileri gibi piyasa dizisi. pek bir derinliği olduğunu düşünmüyorum.
0
Leo'nun ukalaligi disinda cok sevdim ben. Zaten toplam 20 bolum. Kilic var, kalkan var, gizem var, bulmaca var. Cogu sey zekice, birtakim tahmin edilebilir seyler olabiliyor arada. Tarihsel dogrulugu bir kenara birakirsak ben bayildim.
0
roma tarihinin hastasıyız diye başlamıştık arkadaşla, ilk sezon seyrettik ite kaka. ikincisine başladım, 15 dakika sonra bu ne ya deyip kapattım. spartacus'ten sonra çok kötü geldi bana açıkçası. tamam spartacus olmasını beklemiyodum ama fazla kurgusallaştırmışlar işi. abuk subuk bissürü mistik olay var. kafası karışıyo insanın.
ayrıca cidden piyasa bebesi cix leo yapmışlar herifi.leo da insandı genç adam oldu sevişti etti ama murat boz gibi giyinip alımlı çalımlı yürümüyodu herhalde o zamanlarda. affedersiniz ama dönemin romasında floransasında bu tip insanları fena sikerler idi. herif 2014 model giyiniyor.
ayrıca cidden piyasa bebesi cix leo yapmışlar herifi.leo da insandı genç adam oldu sevişti etti ama murat boz gibi giyinip alımlı çalımlı yürümüyodu herhalde o zamanlarda. affedersiniz ama dönemin romasında floransasında bu tip insanları fena sikerler idi. herif 2014 model giyiniyor.
0
spartacus demeyin arkadaş ya, özledim lan. bin tane dizi var piyasada, spartacus'ten aldığım tadı hiçbir diziden alamadım/alamıyorum.
0
ilk sezon güzeldi de ikinci sezonu olmayaydı iyiydi. bundan sonrasını da "başladık artık bi kere" diye izleyeceğim. içimi baydı zira artık.
0
2 bölüm zor dayandım bıraktım bu diziyi. leonardo'yu disney'in alaaddin'ine benzetmişler. bir tek maymunu eksik kalmış. konu fantastik ötesi zaten.
0
m e b
Soru biraz tuhaf oldu.ingiliz aksanıyla konuşanları anlayabiliyor musunuz tam olarak?sanki söyledikleri kelimeler aşırı vurgudan dolayı anlamsızlaşıyor ve kulağa sağlıklı şekilde gelmiyor gibi.bir de sizce ingiliz radyoları dinleyerek elde edilebilir mi bu aksan?
Soru biraz tuhaf oldu.
ingiliz aksanıyla konuşanları anlayabiliyor musunuz tam olarak?
sanki söyledikleri kelimeler aşırı vurgudan dolayı anlamsızlaşıyor ve kulağa sağlıklı şekilde gelmiyor gibi.
bir de sizce ingiliz radyoları dinleyerek elde edilebilir mi bu aksan?
ingiliz aksanıyla konuşanları anlayabiliyor musunuz tam olarak?
sanki söyledikleri kelimeler aşırı vurgudan dolayı anlamsızlaşıyor ve kulağa sağlıklı şekilde gelmiyor gibi.
bir de sizce ingiliz radyoları dinleyerek elde edilebilir mi bu aksan?
0
Ben f1'i skysportstan izlerken anlıyorum. Ekiptekiler de ingiliz damon hill falan. Vurgular konusunda da insan alışıyor.
0
ben ingiliz aksanıyla komuşulanları amerikan aksanına göre daha rahat anlıyorum. temel bilgiyi aldığım hocanın kullandığı aksan ve alıştırma yaptığın kaynaklar önemli.
0
Son bir yıldır her gece yatarken ve evde başka işlerle uğraşırken BBC world news radyo dinliyorum. Şu an denilenlerin yüzde yüzünü anlıyorum. Aksanım da oraya kaymaya başladı. Bir metin okurken İngiliz aksanı oluyor otomatik olarak. Çok hoş bence. Güven verici bir yanı var. Bunu nereden çıkardım bilmiyorum.
0
ingiltere'de doğup büyümüş bir profesörle konuştum, anladım onu. ama yine ingiltere'den gelmiş basit bir öğretim görevlisini anlamadım. kişiyle de alakalı biraz. senin anlamanı istiyorlarsa güzel konuşuyorlar. yoksa zor. yani amerikalıları anlamak daha kolay bence.
0
İlk defa İngiliz dizisi izlediğimde %100 İngilizce öğrenim yapan bir üniversitede öğrenci olmama rağmen "Nece konuşuyor bu insanlar?" diye düşünmüştüm. Zamanla alıştım. Kulak aşinalığı meselesi. Bir de; bana mı öyle geliyor, bilmiyorum da İngilizlerin kelime dağarcığı daha geniş. 1- 2 haftalık Londra ziyaretimde de zorlanmıştım biraz. Konuşmaya çekinmiştim.
0
Ben de anlamıyorum pek. Bir aksanda "o" harfi neden "ö" diye okunur yahu? Maç sonrası röportajlarını anlamak falan zor geliyor bana.
Ama İngiliz aksanı ile konuşmanın hayali bile başka be...
Ama İngiliz aksanı ile konuşmanın hayali bile başka be...
0
bir tane ingiliz aksani yok. anlasilan var anlasilmayan var. her aksani anliyorum diyen ingilizce bilmiyordur pek zira oyle aksanlar var ki ingilizler anlamiyor? mesela kanada'da oyle aksanlar var ki kanadalilar anlamiyor benzer sekilde. bu her dilde gecerli mesela alman arkadasim bayern ve isvicre'de konusulan almancayi bazen hic anlayamadigini soylerdi. standart ingiliz aksani anlasilir ama sokaga cktiginda binbir turlusu var nasil turkiye'de bolgeden bolgeye degisiyorsa sive.
edit: radyo dinleyerek aksan elde etmekle ilgili: amerikan yapimi film dizi izlemez surekli ingiliz aksanina maruz kalirsaniz bir sure sonra ister istemez aksaniniza etki eder bu durum ama radyo dinleyip oradakileri taklit etmeye kalkarsaniz yabancilarla konusurken komik duruma dusersiniz, dogal olmaz. aksan tabi ki onemli ama akicilik daha onemli.
edit: radyo dinleyerek aksan elde etmekle ilgili: amerikan yapimi film dizi izlemez surekli ingiliz aksanina maruz kalirsaniz bir sure sonra ister istemez aksaniniza etki eder bu durum ama radyo dinleyip oradakileri taklit etmeye kalkarsaniz yabancilarla konusurken komik duruma dusersiniz, dogal olmaz. aksan tabi ki onemli ama akicilik daha onemli.
0
çok uzun dönem bbc'nin weakest link'ini izleyerek baya bi geliştirdim kendimi.
tesadüfün böylesi ki ben de skysports'ta f1 izliyorum ve terminolojiye aşina olduğumdan sorun olmuyor. ama bbc'de bir dizi izlerken anlamadığım yerler oluyor. ama bazı dizileri de tamamen anlıyorum. kısacası değişken ama esas olarak izlediğin şeyin kelimelerini bilmekle alakalı. ricat nedir bilmiyorsan muhteşem yüzyılı da anlamazsın. olay bu.
tesadüfün böylesi ki ben de skysports'ta f1 izliyorum ve terminolojiye aşina olduğumdan sorun olmuyor. ama bbc'de bir dizi izlerken anlamadığım yerler oluyor. ama bazı dizileri de tamamen anlıyorum. kısacası değişken ama esas olarak izlediğin şeyin kelimelerini bilmekle alakalı. ricat nedir bilmiyorsan muhteşem yüzyılı da anlamazsın. olay bu.
0
amerikan aksanını %75-80 oranında anlıyorum, ingilizde bu oran %40-50'ye kadar düşüyor. çok tatlı sevimli aksan, hoşuma gidiyor ama anlamıyorum. dediğin gibi, vurgular yüzünden anlamak zorlaşıyor. türkiye'de ingilizce öğrenen çoğu kişi amerikan aksanıyla öğreniyor. izlediğimiz filmler olsun, dinlediğimiz şarkılar olsun hepiciği amerikanca, daha basit.
0
Amerikan spiker (Midwest) aksanını %85, İngiliz spiker aksanını %60-70 anlıyorumdur heralde.
Radyo dinleyerek de olur ama İngiliz dizileri seyrederek daha fazla gelişebilir.
Radyo dinleyerek de olur ama İngiliz dizileri seyrederek daha fazla gelişebilir.
0
roket adam
Kimin yanında geçti? Kaç yıl, ve kaç kardeşti babanız/anneniz? Kim baktı dedenize yani?
Kimin yanında geçti? Kaç yıl, ve kaç kardeşti babanız/anneniz?
Kim baktı dedenize yani?
Kim baktı dedenize yani?
0
baba tarafı, babannemle birlikte kalıyorlar taşköprü/kastamonu'da. 2 kardeşler, babam yurtdışında zaten, amcam kastamonu'da ama başka ilçede.
anne tarafı, istanbul'da teyzemin yanında kalıyor. 4 kardeşler, sabit olarak aynı teyzemle birlikte kalıyor.
anne tarafı, istanbul'da teyzemin yanında kalıyor. 4 kardeşler, sabit olarak aynı teyzemle birlikte kalıyor.
0
Anne tarafım 6 kardeş. Anneannemi de sayarsak, kardeşlerden iki kişi ilgilendi sadece. Annemle ben giderdik sık sık kalırdık.
Şimdi anneannem yaşlandı. Tek bakan biziz gibi bir şey.
Söylenecek birkaç laf bulurdum elbet ama sorunun kapsamı bundan ötesine izin vermiyor.
Hadin.
Şimdi anneannem yaşlandı. Tek bakan biziz gibi bir şey.
Söylenecek birkaç laf bulurdum elbet ama sorunun kapsamı bundan ötesine izin vermiyor.
Hadin.
0
Dedem 2 ay önce vefat etti. Dedemle aynı apartmanda yaşıyorduk. Evimiz onun evi. Hayatı bizlerle geçti. Son dönemlerde hep amcamlar baktı, arada da biz baktık. Dedemin kendi kardeşlerinden biri köyde, diğerleri almanya'da yaşıyor. Babamlar dört kardeşti.
0
annemler 7 kardeş.
alzeimerdı. çoğunlukla tek teyzem baktı, diğer kardeşler para falan gönderiyorlardı. yılın birkaç ayı da gidip diğerlerinde kalıyordu. son yıl kötüleştiğinde hep teyzemde kaldı. biraz başına yıkmışlar gibi oldu kadının.
alzeimerdı. çoğunlukla tek teyzem baktı, diğer kardeşler para falan gönderiyorlardı. yılın birkaç ayı da gidip diğerlerinde kalıyordu. son yıl kötüleştiğinde hep teyzemde kaldı. biraz başına yıkmışlar gibi oldu kadının.
0
ilk hastalandığında bize geldiler babaannem ile birlikte. iyileşene kadar kaldılar. 1 seneyi zor geçirip kendi evime gideceğim diye tutturup gitmişlerdi ama binalar karşılıklıydı çok uzak değildi yani. sonra yanlarına yatılı yardımcı kadın tutmuştuk ama yine de her gün aileden en az bir kişi ziyaret ediyordu. öyle 7-8 sene yaşamıştı. 3 kardeşler ama ihtiyaçlarıdır, işleridir, ziyarettir en çok ilgilenen bizimkilerdi. maddi olarak da zaten kendi maaşları, gelirleri fazla fazla yetiyordu.
0
babamlar 3 kız, 3 erkek 6 kardeştiler. babam en küçük. dolayısıyla kardeşler arasında en son evlenen oydu.
babaannem ve dedem ömür boyu bizimle birlikte kaldılar. bu konuda ben kendimi şanslı hissediyorum çünkü babaanne dede sevgisini tattım.
dedem son 1.5-2 ayını bilinci neredeyse kapalı bir şekilde geçirdi. biz evde 6 kişi yaşıyorduk. amcamların evi büyüktü bir de 2 kişiydiler. ömrünün son 1.5-2 ayını amcamlarda geçirdi dedem.
amcam o konuda çakallık yaptı. ulan ömür boyu bu insanlar aynı evde yaşadılar şimdi evlatlık görevimi yapıyorum demeye aldı götürdü adamı. dedemin de bilinci açıktı hiç istemedi gitmeyi ama amcam zorla götürdü kendi evine. neyse detaya inmiyim daha.
gece gece bu duyuruyu niye açtın aq hem üzüldüm hem sinirlendim senin yüzünden
babaannem ve dedem ömür boyu bizimle birlikte kaldılar. bu konuda ben kendimi şanslı hissediyorum çünkü babaanne dede sevgisini tattım.
dedem son 1.5-2 ayını bilinci neredeyse kapalı bir şekilde geçirdi. biz evde 6 kişi yaşıyorduk. amcamların evi büyüktü bir de 2 kişiydiler. ömrünün son 1.5-2 ayını amcamlarda geçirdi dedem.
amcam o konuda çakallık yaptı. ulan ömür boyu bu insanlar aynı evde yaşadılar şimdi evlatlık görevimi yapıyorum demeye aldı götürdü adamı. dedemin de bilinci açıktı hiç istemedi gitmeyi ama amcam zorla götürdü kendi evine. neyse detaya inmiyim daha.
gece gece bu duyuruyu niye açtın aq hem üzüldüm hem sinirlendim senin yüzünden
0
Baba tarafında üveylik var. Babam 2 kardeş, bir de 2 tane üvey kardeşi var. Dedemin ilk eşinden. Bizim bakmamıza gerek yok, kendilerine bakıyorlar gayet durumları iyi. Eviydi, tarlasıydı, kirasıydı vs. Zaten iyi değil aramız pek.
Annemler 5 kardeş. Bu dedem, vefat etti. Dayımlarla beraber kalıyordu. Bazen bizde kalırdı. Bazen teyzemlerde. Ağlardık biz, "dede noluuur bizde kal" diye. Çook severdim. Mide kanserinden öldü, kendisi. :/
Annemler 5 kardeş. Bu dedem, vefat etti. Dayımlarla beraber kalıyordu. Bazen bizde kalırdı. Bazen teyzemlerde. Ağlardık biz, "dede noluuur bizde kal" diye. Çook severdim. Mide kanserinden öldü, kendisi. :/
0
Akraba olaylarını hiç tatmadım! Baba tarafından olanı daha çok gördüm ama gerçek dede vasfına en azından ben ve kardeşim için nail olamadı!
En son telefonda küfürleştik itoğluit! Haksız yere küfretti yaşına olan saygıyı da yerlebir eden de kendi davranışlarıydı olaylar karışık!
Hoş hiç sevemedim de. Hortlayasıca!
En son telefonda küfürleştik itoğluit! Haksız yere küfretti yaşına olan saygıyı da yerlebir eden de kendi davranışlarıydı olaylar karışık!
Hoş hiç sevemedim de. Hortlayasıca!
0
Baba tarafi dedem: evinde babaannele gecirdi, nasi kac yil 82 miydi 78 miydi ne oldugunde. Bakima ihtiyac duymadi, beyin kanamasi gecirdi oldu.
7 oglu 3 kizi var
anne tarafindan dedem: evinde teyzem ve anneannemle gecirdi. O da bakima muhtac olmadi 82 yasinda öldü. Kalbine pihti mi atmis, nefesim daraliyo dedi ameliyata girdi cikamadi.
5 kizi 2 uglu var
dedelerim bakima muhtac olmadilar
7 oglu 3 kizi var
anne tarafindan dedem: evinde teyzem ve anneannemle gecirdi. O da bakima muhtac olmadi 82 yasinda öldü. Kalbine pihti mi atmis, nefesim daraliyo dedi ameliyata girdi cikamadi.
5 kizi 2 uglu var
dedelerim bakima muhtac olmadilar
0
dedem ölmeden 22 yıl önce kaza geçirdi. başta iyiymiş ama her geçen yıl kötüye gitmeye devam etmiş. son 5 yılına kadar aksak da olsa yürüyebiliyordu ama sol tarafı(sol kol ve sol bacak) sağlıklı değildi. yıllar geçtikte bilinç kaybı başladı. beni hiç bir zaman tanımadı ama saatlerce muhabbet ederdik. bazen kahvedeki arkadaşı oluyodum bazen yan dukkandaki esnaf. çok az torunu oldum onun.
her zaman anneanneme bağlı olarak yaşadı. annem ve anneannem baktı genel olarak. dayım çok hayırsız amk bi boka yaramaz adam.
anağnem usanmadan bıkmadan baktı son güne kadar. son iki yılı çok kötüydü. yatakta yaşadı adam. çok kötüydü. her gün ölecek gözüyle bakılıyodu. keşke ölse de rahatlasa diyoduk. çok acı çekti çünkü. neyse sonunda vefat etti. anağnem o kadar üzüldü ki.o an anladım dedemi ne kadar sevdiğini. her ölüm erken ölüm işte
her zaman anneanneme bağlı olarak yaşadı. annem ve anneannem baktı genel olarak. dayım çok hayırsız amk bi boka yaramaz adam.
anağnem usanmadan bıkmadan baktı son güne kadar. son iki yılı çok kötüydü. yatakta yaşadı adam. çok kötüydü. her gün ölecek gözüyle bakılıyodu. keşke ölse de rahatlasa diyoduk. çok acı çekti çünkü. neyse sonunda vefat etti. anağnem o kadar üzüldü ki.o an anladım dedemi ne kadar sevdiğini. her ölüm erken ölüm işte
0
13 sene tek basina yasadi. sizofreni hastasiydi, ama kendine bakabilmisti olene dek (70 yasina kadar). diger cocuklari semt olarak uzak sayilirlardi o yuzden annem ilgileniyordu bir tek. arada yemek gotururdu, camasirlarini yikayip utulerdi filan.
diger dedem ve buyukannem saglar. biri 89 digeri 85. henuz elden ayaktan dusmus degiller. kendi evlerinde yasiyorlar. her gun disari cikiyor dedem. babaannem de hemen hemen her gun cikiyor. yalniz arada bir alisveris yapip goturuyorum alamayacaklari seyleri.
diger dedem ve buyukannem saglar. biri 89 digeri 85. henuz elden ayaktan dusmus degiller. kendi evlerinde yasiyorlar. her gun disari cikiyor dedem. babaannem de hemen hemen her gun cikiyor. yalniz arada bir alisveris yapip goturuyorum alamayacaklari seyleri.
0
Anne tarafı: Kendi evinde vefat etti. Annem ve anneannem baktı. Bir de dayım var; ama pek ilgilenmedi. MS hastasıydı. Son 1- 2 ayında yatağa bağımlıydı sadece. Onun dışında turp gibiydi. Haftada üç- dört gün 5 km yürürdü.
Baba tarafı: Kendi evinde vefat etti. Yardımcı tutmuşlardı. O, amcam ve kuzenlerim baktı. Halam başka şehirde yaşıyor. İsteseydi yanına alabilirdi. Ama almadı. Babaannem sağ; fakat o pek ilgilenemiyordu. 1 kalp krizi, 1 prostat kanseri, 1 kalın bağırsak kanseri atlattı bu arada kendisi. Son bir yılında epeyce hastaydı.
Niye sorduğunuzu merak ettim doğrusu.
Baba tarafı: Kendi evinde vefat etti. Yardımcı tutmuşlardı. O, amcam ve kuzenlerim baktı. Halam başka şehirde yaşıyor. İsteseydi yanına alabilirdi. Ama almadı. Babaannem sağ; fakat o pek ilgilenemiyordu. 1 kalp krizi, 1 prostat kanseri, 1 kalın bağırsak kanseri atlattı bu arada kendisi. Son bir yılında epeyce hastaydı.
Niye sorduğunuzu merak ettim doğrusu.
0
anne tarafı
annemler 4 kardeş, akciğer kanseri olduğunu öğrendikten sonra 2 seneden fazla yaşadı dedem, kimseye yük olmak istemezdi zaten ananemle beraber kendi evlerindeydi son günlerine kadar vefat ettiğinde yoğum bakımdaydı hastanede.
zaten ananemler bizim karşı apartmanda oturuyorlar teyzemler karşı dairelerinde dayım gelebildiği her gün gelirdi yalnız bırakmadık dedemi ama ananemle beraber kendi evinden başka yerde de kalmadı hiç (hastane hariç)
annemler 4 kardeş, akciğer kanseri olduğunu öğrendikten sonra 2 seneden fazla yaşadı dedem, kimseye yük olmak istemezdi zaten ananemle beraber kendi evlerindeydi son günlerine kadar vefat ettiğinde yoğum bakımdaydı hastanede.
zaten ananemler bizim karşı apartmanda oturuyorlar teyzemler karşı dairelerinde dayım gelebildiği her gün gelirdi yalnız bırakmadık dedemi ama ananemle beraber kendi evinden başka yerde de kalmadı hiç (hastane hariç)
0
iletişimim sıfıra yakın olmasına rağmen, uzaktan seviyorum ben bizim dedeleri. biri 60 küsür yaşında, hala fosur fosur sigara içip gezer tozar. köyde zaten. adana traktör boyz.
burdaki dedem 80 küsür. her gün 3-4 km yürümezse rahat etmez. sofu. sabah evden çıkar, cami cemaat turlar gece gelir eve. hasta olursa yatakta durmaz kalkıp yine gider.
babamın babasına bir şey olursa muhtemelen halalarım bakar, hep birlikte yaşıyorlar sayılır çünkü... halalarım ve yengem, amcamın eşi. onlar el birliğiyle bakar. buradaki dedeme bi şey olursa da annem, kız kardeşim ve anneannem burdalar. onlar bakar.
ama bi şey olmaz bunlara ya, çakı gibi delikanlılar. hızlı yaşamışlar ama ölemediler hala sjfhskl
burdaki dedem 80 küsür. her gün 3-4 km yürümezse rahat etmez. sofu. sabah evden çıkar, cami cemaat turlar gece gelir eve. hasta olursa yatakta durmaz kalkıp yine gider.
babamın babasına bir şey olursa muhtemelen halalarım bakar, hep birlikte yaşıyorlar sayılır çünkü... halalarım ve yengem, amcamın eşi. onlar el birliğiyle bakar. buradaki dedeme bi şey olursa da annem, kız kardeşim ve anneannem burdalar. onlar bakar.
ama bi şey olmaz bunlara ya, çakı gibi delikanlılar. hızlı yaşamışlar ama ölemediler hala sjfhskl
0
kimse
temali yesilcam filmi hatirlayan var mi? kiz önce cok fakir cahil ama sonra degisim geciriyor vs..
temali yesilcam filmi hatirlayan var mi? kiz önce cok fakir cahil ama sonra degisim geciriyor vs..
0
Türkan Şoray'ın Azize'li bir filmi vardı. Kara Gözlüm'müş filmin adı. Aynı konu Türkan Şoray'ın 5-6 filminde var zaten. Dünyanın En Güzel Kadını diye bir filmi vardı, o da öyleydi.
Edit: Filmlerinin adına bakıyorum tek tek, konusu tuttukça eklerim buraya.
Tatlı Meleğim
Ateş Parçası
Kadın Değil Baş Belası
Herkesin Sevgilisi
Ateşli Çingene
Edit: Filmlerinin adına bakıyorum tek tek, konusu tuttukça eklerim buraya.
Tatlı Meleğim
Ateş Parçası
Kadın Değil Baş Belası
Herkesin Sevgilisi
Ateşli Çingene
0
aslan yavrusu orhan gunsiray - leyla sayar (bu bernard shaw'un pygmalion'unun uyarlamasidir)
surtuk cuneyt arkin - turkan soray - ekrem bora (geze geze sarki soyleyen kizin kesfedilip star yapilmasi hikayesini icerir. arabesk'te dalga gecilen filmlerden biridir ayni zamanda)
surtuk cuneyt arkin - turkan soray - ekrem bora (geze geze sarki soyleyen kizin kesfedilip star yapilmasi hikayesini icerir. arabesk'te dalga gecilen filmlerden biridir ayni zamanda)
0
(bkz: ah guzel istanbul)
nokta atislik aradigin sey, sadri alisikla pek guzel be eski istanbul goruntuleri esliginde.
nokta atislik aradigin sey, sadri alisikla pek guzel be eski istanbul goruntuleri esliginde.
0
auroraaurora
Hafta içi aldığım ve ağzı kapalı poşette buzdolabında tuttuğum fesleğenler yumuş yumuş olmuş. Normal mi, yoksa başka şekilde mi saklamak gerekiyordu?
Hafta içi aldığım ve ağzı kapalı poşette buzdolabında tuttuğum fesleğenler yumuş yumuş olmuş. Normal mi, yoksa başka şekilde mi saklamak gerekiyordu?
0
bir bez üstünde kurutulmalı önce. sonra ufalandıktan sonra cam kavanozlarda saklanır.
0
taze olarak mi saklamak istiyorsunuz kurutulmus olarak mi?
tolgan'in verdigi tarif kuru feslegen icin. yanliz nemi yuksek yerlerde yapraklar karariyor malesef.
taze olarak saklayacaksaniz ya su dolu bir kavanoza koyun cicek gibi ya da kese kagidina sarip buzdolabina koyun.
tolgan'in verdigi tarif kuru feslegen icin. yanliz nemi yuksek yerlerde yapraklar karariyor malesef.
taze olarak saklayacaksaniz ya su dolu bir kavanoza koyun cicek gibi ya da kese kagidina sarip buzdolabina koyun.
0
Benim bi arkadaşım kağıda/gazeteye sarıp koyuyordu yeşillikleri dolaba. Öyle dene bi
0
güzel soru yalnız, benim de başıma geliyor hep. taze saklamak istiyor, kuru olsa saklanır bir şekilde elbet.
nicki martin'in dediği şekilde yapılıyor sanırım genelde (gerçi oda sıcaklığında saklıyormuş yazan kişi): www.thekitchn.com
nicki martin'in dediği şekilde yapılıyor sanırım genelde (gerçi oda sıcaklığında saklıyormuş yazan kişi): www.thekitchn.com
0
Taze saklamak için yıkanır, bir bezin üstünde olabildiği kadar kurutulur, sonra ya o bezle beraber ya da kağıt havluya sarılarak kapalı bir kaba konur. Uzun süre bozulmadan kalır.
0
saat gecenin yarısı'nın anlattığı gibi yapılır.
arkadaşlar, böyle işlemler için gazete kağıdını asla kullanmayın. mürekkebi çok zararlı ve yiyeceklere geçiyor. kağıt havluyu da çok zorda kalmazsanız tercih etmeyin. beyazlatmak için kullanılan kimyasal zararlı o da yiyeceklere geçebilir. en güzeli sabunla yıkayıp kuruttuğunuz temiz mutfak bezleridir.
arkadaşlar, böyle işlemler için gazete kağıdını asla kullanmayın. mürekkebi çok zararlı ve yiyeceklere geçiyor. kağıt havluyu da çok zorda kalmazsanız tercih etmeyin. beyazlatmak için kullanılan kimyasal zararlı o da yiyeceklere geçebilir. en güzeli sabunla yıkayıp kuruttuğunuz temiz mutfak bezleridir.
0
auroraaurora
Hakkında ne düşünüyorsunuz? Kedi ve köpeklerin bütün ihtiyaçlarını karşıladığı iddia edilen mama ve gıda takviyeleri yurt dışında satılıyor. İmkanınız olsa böyle bir beslenmeye geçer miydiniz? Kendim hayvanların yemek olarak görülmesine karşıyken kedi için başka hayvanların eziyet görmesi, öldürülme
Hakkında ne düşünüyorsunuz? Kedi ve köpeklerin bütün ihtiyaçlarını karşıladığı iddia edilen mama ve gıda takviyeleri yurt dışında satılıyor. İmkanınız olsa böyle bir beslenmeye geçer miydiniz? Kendim hayvanların yemek olarak görülmesine karşıyken kedi için başka hayvanların eziyet görmesi, öldürülmesi benim vicdanımı rahatsız ediyor açıkçası. Normalde tavuk, kuzu, inek yiyen canlılar da değiller bunlar sonuçta.
0
Başlığın doğrusu "Kedi ve Köpeklerin Vegan Beslenmeye Zorlanması" olmalı bence.
0
normalde be yiyen canlilar bunlar efenim? etcil canlinin otla beslenmeye zorlanmasibi sacma buluyorum ben. hepcil olan insan otla beslencem ben diyebilir (ki onda da duzgun beslenmesi cok onemli proteinsizlik sikinti cunku) ama kopegin boyle bir secme sansi yok. etcil, et yer.
0
yapılacak en büyük eziyettir. kedi için söyleyeyim (köpeğin durumu farklı) tavuk, kuzu inek yemiyor ama kuş, sincap, fare v.b. canlıları yiyor. kedinin sindirim sistemi bitki sindirmeye uygun değil. kedi etçildir, etçil hayvan vegan beslenemez, denenirse ölür.
köpek farklı demiştim. köpek leşçil. sindirim sistemi bitkileri de sindirebiliyor. üstelik insan tarafından ortaya çıkarılan bir tür olduğu için insan besinlerinin artıklarıyla beslenebiliyor. tabii köpeğe de vegan rejim uygulanırsa o da zarar görürü ama kediye oranla daha uzun süre dayanabilir.
zaten iyi mama üreten şirketler gerekli bitkisel katkı maddelerini katıyorlar mamalara. vegan mama değil yaşına ve ihtiyaçlarına göre mama vermek en doğrusu.
köpek farklı demiştim. köpek leşçil. sindirim sistemi bitkileri de sindirebiliyor. üstelik insan tarafından ortaya çıkarılan bir tür olduğu için insan besinlerinin artıklarıyla beslenebiliyor. tabii köpeğe de vegan rejim uygulanırsa o da zarar görürü ama kediye oranla daha uzun süre dayanabilir.
zaten iyi mama üreten şirketler gerekli bitkisel katkı maddelerini katıyorlar mamalara. vegan mama değil yaşına ve ihtiyaçlarına göre mama vermek en doğrusu.
0
normalde tavuk, kuzu, inek yiyen canlılar bunlar. köpekler kurtlardan türeme. kurtlar da normalde tuttuğunu yiyen canlılar.
kediler zaten tamamen etçil bir ailedenler. böcek yer, kuş yer, farre yer ama sonuçta kendi çapında et yer. konuşulması bile abes.
kediler zaten tamamen etçil bir ailedenler. böcek yer, kuş yer, farre yer ama sonuçta kendi çapında et yer. konuşulması bile abes.
0
kedi ve köpekler etçildir. vegan beslemeye zorlamak onlara işkence etmektir.
geçenlerde bir haber okudum, gerizekalı bir aile kedilerini protein içermeyen ıvır zıvırla besliyormuş kendileri vejeteryan diye.
hayvancağız hastalanmış tabi ki.
düşüncenizi anlıyorum ama bunu doğanın kanunu olarak düşünün. hani belgesel izlerken antilopları öldüren aslanlara kızmak mantığı yani.
geçenlerde bir haber okudum, gerizekalı bir aile kedilerini protein içermeyen ıvır zıvırla besliyormuş kendileri vejeteryan diye.
hayvancağız hastalanmış tabi ki.
düşüncenizi anlıyorum ama bunu doğanın kanunu olarak düşünün. hani belgesel izlerken antilopları öldüren aslanlara kızmak mantığı yani.
0
@tururo
Haklısınız; ama vegan beslenip sağlıklı olduğu iddia edilen kediler de var. Dünyanın en uzun yaşayan köpeği (29 yaşında ölmüş) vegan beslenmiş.
Bir de şunu sorayım. Kedi ve köpek için tavuğu feda etmek etik mi? Kedi zorunlu etçil ve ne yediğini seçemiyor; ama biz hangi hayvanla birlikte yaşayabileceğimizi seçebiliyoruz.
Haklısınız; ama vegan beslenip sağlıklı olduğu iddia edilen kediler de var. Dünyanın en uzun yaşayan köpeği (29 yaşında ölmüş) vegan beslenmiş.
Bir de şunu sorayım. Kedi ve köpek için tavuğu feda etmek etik mi? Kedi zorunlu etçil ve ne yediğini seçemiyor; ama biz hangi hayvanla birlikte yaşayabileceğimizi seçebiliyoruz.
0
@innerbliss
Başta bahsettiğim mamalar protein oranı dengeli ve kedi ve köpekler için hayati olan amino asitleri de ihtiva ediyor. Evde patates, pirinç yediren insanlardan bahsetmiyorum yani.
Başta bahsettiğim mamalar protein oranı dengeli ve kedi ve köpekler için hayati olan amino asitleri de ihtiva ediyor. Evde patates, pirinç yediren insanlardan bahsetmiyorum yani.
0
evet şimdi merak edip araştırdım biraz. Hayvanların (kedi-köpek)sindirim sistemini bebeklikten alıştırınca, et içermeyen protein ağırlıklı gıdalarla uzun yıllar yaşayabilirmiş.
Böyle olunca kararsız kaldım. Ben de istemem köpeğimin karnı doyacak diye başka hayvanların ölmesini.
Eğer 100% hayvanımın sağlıklı ve mutlu olacağını bilecek olsaydım böyle birşey deneyebilirdim belki.
Böyle olunca kararsız kaldım. Ben de istemem köpeğimin karnı doyacak diye başka hayvanların ölmesini.
Eğer 100% hayvanımın sağlıklı ve mutlu olacağını bilecek olsaydım böyle birşey deneyebilirdim belki.
0
adamı deli etmeyin. öncelikle "hayvanım" kelimesi bile saçma bu mantıkla. başka hayvanları öldürmek hayatını çalmak olurken bir hayvanı evde yaşamaya zorlamanın "hayat çalmak" olmadığını nasıl iddia edebiliyorsunuz?
evcil hayvan bakıyorsanız o hayvana zaten bir tahakküm uyguluyorsunuz demektir. yok evde 3-5 yıl daha fazla yaşamış, yok hastalıktan uzakmış. bunlar da bahane değil.
@interbliss şu biraz araştırdığınız şeylerin kaynağını da rica etsem bu arada? benim her rivayete inanmayan şüpheci karakterim somut delil istediğinden söylüyorum bunu.
evcil hayvan bakıyorsanız o hayvana zaten bir tahakküm uyguluyorsunuz demektir. yok evde 3-5 yıl daha fazla yaşamış, yok hastalıktan uzakmış. bunlar da bahane değil.
@interbliss şu biraz araştırdığınız şeylerin kaynağını da rica etsem bu arada? benim her rivayete inanmayan şüpheci karakterim somut delil istediğinden söylüyorum bunu.
0
hayvanın doğasını ters yüz etmeye zorlamayı vegan etiğe nasıl sığdırabiliyorlar anlamıyorum. ama et yemeye yemeye mala bağlanıyor bir süre sonraki bu arkadaşlar koyun yünü kullanmazlarda petrol ürünü akrilik ipleri tercih ederler mesela.
0
Eğer vegan/vejetaryen iseniz, hayvansal tüketime karşı duruyor, tüketmiyorsunuz demektir; bu elbiseden şampuana kadar böyle. O halde, evinize gelen misafire nasıl et pişirmiyorsanız, evdeki hayvana da et üretimini destekleyecek besinler vermemeniz, veji ya da vegan olmanız gerekmektedir. Fakat burada, seçen onlar değil, siz oluyorsunuz ve felsefik olarak hayvan üzerinde onların yerine seçtiğiniz için tahakkümünüz devam ediyor demektir.
Demek istediğim, bu benim içinden net olarak çıkabildiğim bir durum değil; ancak kedi için tavuk ve inek kesmek de mantıklı ve tutarlı değil. Çünkü kedi inek avlamaz. Doğada yaşayan kedigilerle evinizdekiler de bir değil, o yüzden siz nasıl alıştırırsanız alıştırın, isterseniz vegan besleyin, demin bahsettiğim tahakküm durumu değişmeyecek; ancak siz et tüketimine destek olmamış olacaksınız. Ancak kediniz sokakta sinek avlamaya devam ederse buna bir şey yapamazsınız. Yani durum, kedim vegan beslensin mi değil, kedimi -ben- vegan besleyeyim mi sorusuna çıkıyor ve tartışmayı biraz yapmaya çalıştım. Telefondan yazdığım için dağınık olabilir, affola..
Beslenme olayı, politik, felsefi ve sistemseldir. Düşündüğünüz için teşekkürler.
Demek istediğim, bu benim içinden net olarak çıkabildiğim bir durum değil; ancak kedi için tavuk ve inek kesmek de mantıklı ve tutarlı değil. Çünkü kedi inek avlamaz. Doğada yaşayan kedigilerle evinizdekiler de bir değil, o yüzden siz nasıl alıştırırsanız alıştırın, isterseniz vegan besleyin, demin bahsettiğim tahakküm durumu değişmeyecek; ancak siz et tüketimine destek olmamış olacaksınız. Ancak kediniz sokakta sinek avlamaya devam ederse buna bir şey yapamazsınız. Yani durum, kedim vegan beslensin mi değil, kedimi -ben- vegan besleyeyim mi sorusuna çıkıyor ve tartışmayı biraz yapmaya çalıştım. Telefondan yazdığım için dağınık olabilir, affola..
Beslenme olayı, politik, felsefi ve sistemseldir. Düşündüğünüz için teşekkürler.
0
@innerbliss
Aynen, emin olmak gerekiyor.
@helios
Bence de çok kafa kurcalayan bir konu. Onun için evde kedi ve köpekle yaşamanın etik olup olmadığını sordum. Ama insanın kedi ve köpekle ilişkisini tahakküm olarak görmek yanlış diye düşünüyorum. Çünkü bu hayvanlar çok uzun zamandır insanla yaşıyorlar. Evde yaşamasalar bile çöpten yani insanların artıklarıyla besleniyorlar. Onların refahını düşünmek insanların sorumluluğu bence.
Aynen, emin olmak gerekiyor.
@helios
Bence de çok kafa kurcalayan bir konu. Onun için evde kedi ve köpekle yaşamanın etik olup olmadığını sordum. Ama insanın kedi ve köpekle ilişkisini tahakküm olarak görmek yanlış diye düşünüyorum. Çünkü bu hayvanlar çok uzun zamandır insanla yaşıyorlar. Evde yaşamasalar bile çöpten yani insanların artıklarıyla besleniyorlar. Onların refahını düşünmek insanların sorumluluğu bence.
0
heliosun "kedi adına seçme hakkına" dikkat çeken yorumu, bu kısma yoğunlaşın bence.
etçiller dünya üzerinde önemli bir role sahip:
-otçul popülasyonunu dengeliyorlar.
bu boş bir görev değil. çevre baskısı olmadığında herhangi bir türün her bir bireyi kaynakları sınırsız tüketecek zaten. bitkileri tüketecek, fitoplanktonları tüketecek, elbet bir şeyler tükenecek. veganlık kararlı bir strateji değil.
bu bağlamda ahlaki bir müdahale anlamsız. insan için değil tabii, kendi yaratılışları/tasarımları/evrimsel altyapıları hakkında tercih yapamayacak kadar özelleşmiş etçiller için geçerli bu.
insan için durum karmaşık. veganlık da güzel bir seçenek.
etçiller dünya üzerinde önemli bir role sahip:
-otçul popülasyonunu dengeliyorlar.
bu boş bir görev değil. çevre baskısı olmadığında herhangi bir türün her bir bireyi kaynakları sınırsız tüketecek zaten. bitkileri tüketecek, fitoplanktonları tüketecek, elbet bir şeyler tükenecek. veganlık kararlı bir strateji değil.
bu bağlamda ahlaki bir müdahale anlamsız. insan için değil tabii, kendi yaratılışları/tasarımları/evrimsel altyapıları hakkında tercih yapamayacak kadar özelleşmiş etçiller için geçerli bu.
insan için durum karmaşık. veganlık da güzel bir seçenek.
0
@namus ninjası
Benim demek istediğim "hiçbir canlı et yemesin." ya da "aslanın, kaplanın soyu kurusun" değil ki. Bizim şu anda kedi ve köpeklere yedirdiğimiz etler doğadan gelmiyor. Sorun da burada. Tavuklar, inekler, keçiler ve diğerleri çiftliklere hapsedilmeyip, doğal ortamlarında olsalar tabii ki besin piramidinin üst basamağındaki canlılar tarafından avlanacaklar. Ama bu günümüzde endüstrinin yaptığı sayısı her yıl milyarlara varan katliamın yanına bile yaklaşamaz. Zorunlu etçil olduğu söylenen kediler zaten bu hayvanlarla beslenmiyor.
Benim demek istediğim "hiçbir canlı et yemesin." ya da "aslanın, kaplanın soyu kurusun" değil ki. Bizim şu anda kedi ve köpeklere yedirdiğimiz etler doğadan gelmiyor. Sorun da burada. Tavuklar, inekler, keçiler ve diğerleri çiftliklere hapsedilmeyip, doğal ortamlarında olsalar tabii ki besin piramidinin üst basamağındaki canlılar tarafından avlanacaklar. Ama bu günümüzde endüstrinin yaptığı sayısı her yıl milyarlara varan katliamın yanına bile yaklaşamaz. Zorunlu etçil olduğu söylenen kediler zaten bu hayvanlarla beslenmiyor.
0
doğal doğal olmayan ayrımı, gereksiz aslında. şimdi katı materyalist bakışla, bencil gen falan, en rahat hayvanlar et ve süt hayvanları. üremeleri çok daha garantili, hiç aç kalmıyorlar insan elinde. eğer gen denen şey körlemesine sonraki nesle atlamak için uğraşan bir eşleyici moleküldür diye tanım yaparsan (ki böyledir gen denen şeyin en yalın tanımı) bu besi hayvanları krallar gibi yaşayıp ölüyorlar. sosyal hayat sıkıntısı çektiklerini sanmıyorum pek. tavuklar hariç. onlar çok fena bok içindeler, çünkü bacakları kısa.
ve de, endüstri sonuçta hala evcil etçilleri ilgilendiren bir konu değil. bu noktayı kaçırmayalım yeter.
şantiyede belki 20 tane kedi var şu sıralar. bir kısmı yemekhne etrafında besleniyor. bir kısmı atılan tavuk vb artıklara hiç itibar etmeyip kendi avladığını yiyor. ev kedisi, evde doğan kedi, uzun zamandır sokaktan kopan kedi, bu alışkanlıklarını zaten unutuyor. yani annesi önüne avlayabileceği fare, kuş, çekirge vb getirip canlı halde koyuyor ya. o bir çeşit menü gösterme. şimdi bu bile büyük sakınca aslında. yani eve alınan hayvan eve alınmalı mı? kaçsa gitse, zaten bir karış çayır yok avlanabileceği. var diyelim, hayata tutunması ne kadar mümkün? bence şansları keskin biçimde azalıyor bu evcillerin.
biraz dağınık ve yer yer alakasız konulardan bahsedip duruyorum ama bu genelde aynı bağlamda tartışmadığımızdan oluyor.
özetlemeliyim o yüzden.
kendi "hayvanımıza" tahakküm ettiğimizin farkında isek,
buna rağmen ona evimizi barınak yapmaya kararlıysak,
bu durumda diğer hayvanların bu uğurda ölmesini içimize sindirebilmemiz de lazım. doğallık yapaylık bence teferruat. kanla beslenen bir katili sevmekle alakalı bir durum var ve bu durum daha tartışmalı.
ve de, endüstri sonuçta hala evcil etçilleri ilgilendiren bir konu değil. bu noktayı kaçırmayalım yeter.
şantiyede belki 20 tane kedi var şu sıralar. bir kısmı yemekhne etrafında besleniyor. bir kısmı atılan tavuk vb artıklara hiç itibar etmeyip kendi avladığını yiyor. ev kedisi, evde doğan kedi, uzun zamandır sokaktan kopan kedi, bu alışkanlıklarını zaten unutuyor. yani annesi önüne avlayabileceği fare, kuş, çekirge vb getirip canlı halde koyuyor ya. o bir çeşit menü gösterme. şimdi bu bile büyük sakınca aslında. yani eve alınan hayvan eve alınmalı mı? kaçsa gitse, zaten bir karış çayır yok avlanabileceği. var diyelim, hayata tutunması ne kadar mümkün? bence şansları keskin biçimde azalıyor bu evcillerin.
biraz dağınık ve yer yer alakasız konulardan bahsedip duruyorum ama bu genelde aynı bağlamda tartışmadığımızdan oluyor.
özetlemeliyim o yüzden.
kendi "hayvanımıza" tahakküm ettiğimizin farkında isek,
buna rağmen ona evimizi barınak yapmaya kararlıysak,
bu durumda diğer hayvanların bu uğurda ölmesini içimize sindirebilmemiz de lazım. doğallık yapaylık bence teferruat. kanla beslenen bir katili sevmekle alakalı bir durum var ve bu durum daha tartışmalı.
0
@innerbliss
önceki hitaptaki yanlış yazmışım rumuzu, kasti değildi.
şimdi şüpheciden kastım tam olarak şu:
cdn.meme.li
hiçbir kaynak gösterilmeden beslenmeyle ilgili ahkam kesen bir veganın internet makalesi bu. üzgünüm. vegan yazarların vegan övücü makaleleri iki kat fazla kuşkulu.
bunlar kalori kısıtlamalı diyet, alkalize su, oksijene su vs gibi ticari değeri olan ama bilimsel değeri olmayan ahkamlardan farksız bence.
önceki hitaptaki yanlış yazmışım rumuzu, kasti değildi.
şimdi şüpheciden kastım tam olarak şu:
cdn.meme.li
hiçbir kaynak gösterilmeden beslenmeyle ilgili ahkam kesen bir veganın internet makalesi bu. üzgünüm. vegan yazarların vegan övücü makaleleri iki kat fazla kuşkulu.
bunlar kalori kısıtlamalı diyet, alkalize su, oksijene su vs gibi ticari değeri olan ama bilimsel değeri olmayan ahkamlardan farksız bence.
0
@namus nanjası
Dediğiniz gibi kedi ve köpeklerin özellikle şehirlerde hayatta kalma şansının çok az olması bu sorunun net bir cevabının olmasını engelliyor. bu başlığı da o yüzden açtım zaten. Yalnız sizin et ve süt endüstrisi ile ilgili bilgilerinizin acil bir güncellemeye ihtiyacı var. Hiç öyle anlattığınız gibi değil. Şimdi detaya girmek istemiyorum; ama çiftliklerin toplama kamplarından farkı yok. Bu konuyu biraz araştırın bence.
Dediğiniz gibi kedi ve köpeklerin özellikle şehirlerde hayatta kalma şansının çok az olması bu sorunun net bir cevabının olmasını engelliyor. bu başlığı da o yüzden açtım zaten. Yalnız sizin et ve süt endüstrisi ile ilgili bilgilerinizin acil bir güncellemeye ihtiyacı var. Hiç öyle anlattığınız gibi değil. Şimdi detaya girmek istemiyorum; ama çiftliklerin toplama kamplarından farkı yok. Bu konuyu biraz araştırın bence.
0
yaa nihayetinde vereceğiniz en sert kaynak food inc. onu da izledim. bir de earthlings olaiblir. onu izleyemedim. zor o görüntülere katlanmak. böyle birkaç belgesel daha vardır izlemediğim ama argümanlar fazla değişmez.
toplama kampı olduğu doğrudur, katı materyalist bir görüş ile yazdığımı söylerken bu şekilde itiraz görebileceğimi bildiğimden yazmıştım. itiraz da haklıdır zaten. kimsenin katı materyalist, genci bir bakış açısıyla yaklaşmasını da bekleyemem. sadece tartışmaya yeşillik olsun diye kattım.
katıksız vejeteryan diyet uygulayan biri olarak katıksız etçil diyetli bir canlıya bakmasındaki sakıncalar genelde hayvanın doğasına dolandığından fena düğüm oluyor. ya çaresiz sokakta kalmış kedi-köpek ya da ağıla tıkıştırılmış çaresiz otçullar. zannedersem birini seçmeniz gerekecek. ben kedileri seçiyorum. çünkü otçulları benden uzakta katlediyorlar. bir defa sokakta bakmaya çalıştığım yavruyu araba ezdi. bunu tekrar görmeye dayanamam. ben böyle basit olaylardan ahlaki sonuçlar çıkarmayı tercih ediyorum :(
toplama kampı olduğu doğrudur, katı materyalist bir görüş ile yazdığımı söylerken bu şekilde itiraz görebileceğimi bildiğimden yazmıştım. itiraz da haklıdır zaten. kimsenin katı materyalist, genci bir bakış açısıyla yaklaşmasını da bekleyemem. sadece tartışmaya yeşillik olsun diye kattım.
katıksız vejeteryan diyet uygulayan biri olarak katıksız etçil diyetli bir canlıya bakmasındaki sakıncalar genelde hayvanın doğasına dolandığından fena düğüm oluyor. ya çaresiz sokakta kalmış kedi-köpek ya da ağıla tıkıştırılmış çaresiz otçullar. zannedersem birini seçmeniz gerekecek. ben kedileri seçiyorum. çünkü otçulları benden uzakta katlediyorlar. bir defa sokakta bakmaya çalıştığım yavruyu araba ezdi. bunu tekrar görmeye dayanamam. ben böyle basit olaylardan ahlaki sonuçlar çıkarmayı tercih ediyorum :(
0
Benim de vicadnım kendi yediğim etler yüzünden rahatsız ama bir seçim yaptım, doğru ya da yanlış. Bunun günahı da bana ait. Eve giren örümceği-böceği bile öldürmem camdan atarım ama gidip aklı ve bilinci olan bir hayvanı yiyorum mesela. Ama tek tesellim doğanın dengesini bozmamak, çünkü yediğimiz (evcil hayvanlarımıza da yedirdiğimiz) inek-tavuk gibi hayvanlar bu amaç için üretim merkezlerinde üretiliyor, yani dünyaya getiriliyor.
gidip de nesli tükenen hayvan yemiyoruz veya avlamıyoruz.
evde beslediğimiz hayanların da madem evcil hale getirmişiz binyıllar boyunca, o zaman gereğini yapmalıyız ve en sağlıklı yöntem neyse onunla beslemeliyiz.
gidip de nesli tükenen hayvan yemiyoruz veya avlamıyoruz.
evde beslediğimiz hayanların da madem evcil hale getirmişiz binyıllar boyunca, o zaman gereğini yapmalıyız ve en sağlıklı yöntem neyse onunla beslemeliyiz.
0
çiftlik hayvanları ile evcil hayvanların acı çekme kapasitesi arasında sanıldığı gibi bir fark yok. inekle bir köpekle olduğu gibi dostluk kuramıyor olmamız, onların da hisleri, mutlulukları, üzüntüleri olmadığı anlamına gelmiyor. bugüne dek hep köpek besledim, fakat bunun ne kadar etik olduğunu sorguluyorum artık.
bildiğim kadarıyla köpek ve kedinin evcilleşme süreci birbirinden farklı. köpekleri lanet olası bencilliğimizle kendimize bağımlı hale bizzat biz getirdik. vahşi kedilerse daha çok pragmatik davranmış, nerede insan orada yemek demiş e biz de ne kadar kedi o kadar az fare demişiz böyle böyle bugüne gelinmiş (atmıyorum inşallah). kedilerin bağımsızlığı şaşırtıcı değil bu açıdan bakınca.
insanlar değişmedikçe ne hayvanlar rahat edecek ne bizim vicdanımız. vegan olarak mis gibi sağlıklı yaşanabileceği halde milyarlarca bilinçli canlıyı en berbat şekillerde katlediyoruz. tabağınızdaki etin maruz kaldığı işkenceler sizin uzağınızda olamaz. görüyorsunuz, onlara yapılanı görüyorsunuz ve onaylıyorsunuz çünkü sonucu tam önünüzde midenize inmeyi bekliyor. şirketler bunu kâr için yapıyor, insanlar bin türlü eşitsizlikle adaletsizlikle uğraşmaktan yediklerini sorgulayacak vakti bulamıyor, hastalıklı sistemimizde siz kimliksiz bir tüketiciye hayvanlar bir "ürün"e dönüşüyor.
sosyal adaletsizlik, lanet hükümetler her şey birbirine bağlı. eğitimden -özellikle ahlaki eğitimden- yoksun büyüyen çocuklar sadist, empati yoksunu, acımasız insanlara dönüşüyor. kedileri yakan köpeklere işkence eden psikopatlar uzaydan düşmüyor. evet şehir ortamında bir tutam çim bulmak bile zor ama hayvanların hayatta kalması en önce bizim duygusuzluğumuzdan zor. ya işkence görüp öldürülürler ya hasta olur sakatlanır yardım bulamazlar ya da işte aç susuz yaşarlar..hani neredeyse bütün sakinlerinin sokağa su yemek bıraktığı mahalleler vardır, sokaktaki hayvanları kimse kendisine "ait" hale getirmez belki ama hayvan hem hayvanlığını unutmadan kendine bakabilir hem de ihtiyacı olduğunda o insanlara güvenebilir. neden her mahalle böyle olamıyor? e nası olsun, birbirimize acımıyoruz ki biz daha? nasıl olsun?
herkes çekiyor çilesini. sorunun kaynağını görmezden geldikçe de böyle olacak. evet bu hayvanların sorumluluğu bize ait fakat bu hçbir şekilde diğer hayvanlara çektirdklerimizi aklamıyor. köpeğin vegan da sağlıklı olabileceğinden neredeyse eminim sanırım asıl sorun kedilerde, ki o da işte evde değil güvenli bi bölgede dışarıda yaşasa avlana avlana bulur yolunu. illaki benim beslemem gerekiyorsa da en iyi seçenek neyse o takviyeli mamalar arasında vs onu seçerim. hiçbir kedi/köpek "benim" değil, hiçbir çiftlik hayvanı "benim yemeğim" değil. hepsine gerektiği kadar yardım edebilmek insan olarak görevimiz belki, fakat birini öbüründen üstün tutmak, birisi "doğası"na uygun beslensin diye öbürüne cehennemden hallice bir varlığı layık görmeyi içim almıyor (artık eskiden o kadar kolay alırdı ki! hah).
ya o değil de bu konuya hakimiyetinden ve tarafsızlığından ("mutlaka et yemeliler!" "nolcak canım et yemeyince hiçbir sorun çıkmaz!") emin olunavilecek bir veteriner bulsak da ondan duysak şu konuya dair bir şeyleri ne güzel olur.
(buraya bu kadar uzun yazmak yasal mı arkadaşlar)
bildiğim kadarıyla köpek ve kedinin evcilleşme süreci birbirinden farklı. köpekleri lanet olası bencilliğimizle kendimize bağımlı hale bizzat biz getirdik. vahşi kedilerse daha çok pragmatik davranmış, nerede insan orada yemek demiş e biz de ne kadar kedi o kadar az fare demişiz böyle böyle bugüne gelinmiş (atmıyorum inşallah). kedilerin bağımsızlığı şaşırtıcı değil bu açıdan bakınca.
insanlar değişmedikçe ne hayvanlar rahat edecek ne bizim vicdanımız. vegan olarak mis gibi sağlıklı yaşanabileceği halde milyarlarca bilinçli canlıyı en berbat şekillerde katlediyoruz. tabağınızdaki etin maruz kaldığı işkenceler sizin uzağınızda olamaz. görüyorsunuz, onlara yapılanı görüyorsunuz ve onaylıyorsunuz çünkü sonucu tam önünüzde midenize inmeyi bekliyor. şirketler bunu kâr için yapıyor, insanlar bin türlü eşitsizlikle adaletsizlikle uğraşmaktan yediklerini sorgulayacak vakti bulamıyor, hastalıklı sistemimizde siz kimliksiz bir tüketiciye hayvanlar bir "ürün"e dönüşüyor.
sosyal adaletsizlik, lanet hükümetler her şey birbirine bağlı. eğitimden -özellikle ahlaki eğitimden- yoksun büyüyen çocuklar sadist, empati yoksunu, acımasız insanlara dönüşüyor. kedileri yakan köpeklere işkence eden psikopatlar uzaydan düşmüyor. evet şehir ortamında bir tutam çim bulmak bile zor ama hayvanların hayatta kalması en önce bizim duygusuzluğumuzdan zor. ya işkence görüp öldürülürler ya hasta olur sakatlanır yardım bulamazlar ya da işte aç susuz yaşarlar..hani neredeyse bütün sakinlerinin sokağa su yemek bıraktığı mahalleler vardır, sokaktaki hayvanları kimse kendisine "ait" hale getirmez belki ama hayvan hem hayvanlığını unutmadan kendine bakabilir hem de ihtiyacı olduğunda o insanlara güvenebilir. neden her mahalle böyle olamıyor? e nası olsun, birbirimize acımıyoruz ki biz daha? nasıl olsun?
herkes çekiyor çilesini. sorunun kaynağını görmezden geldikçe de böyle olacak. evet bu hayvanların sorumluluğu bize ait fakat bu hçbir şekilde diğer hayvanlara çektirdklerimizi aklamıyor. köpeğin vegan da sağlıklı olabileceğinden neredeyse eminim sanırım asıl sorun kedilerde, ki o da işte evde değil güvenli bi bölgede dışarıda yaşasa avlana avlana bulur yolunu. illaki benim beslemem gerekiyorsa da en iyi seçenek neyse o takviyeli mamalar arasında vs onu seçerim. hiçbir kedi/köpek "benim" değil, hiçbir çiftlik hayvanı "benim yemeğim" değil. hepsine gerektiği kadar yardım edebilmek insan olarak görevimiz belki, fakat birini öbüründen üstün tutmak, birisi "doğası"na uygun beslensin diye öbürüne cehennemden hallice bir varlığı layık görmeyi içim almıyor (artık eskiden o kadar kolay alırdı ki! hah).
ya o değil de bu konuya hakimiyetinden ve tarafsızlığından ("mutlaka et yemeliler!" "nolcak canım et yemeyince hiçbir sorun çıkmaz!") emin olunavilecek bir veteriner bulsak da ondan duysak şu konuya dair bir şeyleri ne güzel olur.
(buraya bu kadar uzun yazmak yasal mı arkadaşlar)
0
@hats
:) İyi yapmışsınız uzun yazmakla. Köpeklerin vegan diyetle gayet sağlıklı ve uzun yaşayabildiklerine örnekler var; ama kedi konusu tartışmalı anladığım kadarıyla. Bazıları ne yediği değil, yediğinin içeriği önemli demiş. Bazılarıysa kedilerin zorunlu etçiller olduğu konusunda ısrarlı. Benim sayfasına baktığım birkaç marka mamalarında kediler için elzem olan amino asit ve enzimlerin olduğunu yazmışlar. Ama bu bilginin ne kadar doğru olduğunu bilemiyorum.
Bence şu anda yapılabilecek en makul şey asla hayvan satın almamak ve kısırlaştırmak.
:) İyi yapmışsınız uzun yazmakla. Köpeklerin vegan diyetle gayet sağlıklı ve uzun yaşayabildiklerine örnekler var; ama kedi konusu tartışmalı anladığım kadarıyla. Bazıları ne yediği değil, yediğinin içeriği önemli demiş. Bazılarıysa kedilerin zorunlu etçiller olduğu konusunda ısrarlı. Benim sayfasına baktığım birkaç marka mamalarında kediler için elzem olan amino asit ve enzimlerin olduğunu yazmışlar. Ama bu bilginin ne kadar doğru olduğunu bilemiyorum.
Bence şu anda yapılabilecek en makul şey asla hayvan satın almamak ve kısırlaştırmak.
0
Duyuruda uzun süredir böyle güzel tartışma görmemiştim, mutlu oldum. Konuyu silmezseniz sevinirim. :)
0
Hayvanlari hayvanseverlik adi altinda eve kapatan, yasam alanini sikip atan, misafir gelince odaya hapseden, kisirlastiran vb ve hatta ne yiyip yemeyecegine karar veren ve bunu normalmis gibi lanse eden tum insanlarin allah binbir turlu belasini versin. Ters gelsinler insallah. El kadar hayvani vegan beslemek nedir ya. Yemin ediyorum nasi gerildim aksam aksam
0
hayvanları etoburluk adı altında hareket edemeyecekleri alanlara kapatan, çimden güneşten uzak yaşatan, bütün hayatını bu hapiste geçirmesini sağlayan, suni dölleme ile tecavüz eden vb ve hatta nşa otlayan hayvanı ucuz diye soyayla mısırla besleyen üstüne de hangi hayvan yenilir hangisi yenilmez kararını da kendi verip buna doğa kanunu diyen tüm insanların belasını verecek yasalar çıksın. çoraplarını ters giysinler. el kadar hayvanı anasından ayırıp anasının sütünden nihayetinde hepsinin etinden faydalanıp sonra bu canları iltimas geçtiği diğer el kadar hayvanlara yem diye beslemek nedir ya. Yemin ediyorum nası gerildim kaç yıldır.
@icimurperiyor hocam bu arada size yönelik alaycı bir cevaptan ziyade, farklı bi bakış açısı getirmeye çalıştım. evcil hayvan "sahiplenmek" doğru değil diyorsanız ziyadesiyle katılıyorum. hem sahiplenip hem sağlıksız beslemek doğru değil diyorsanız yine katılıyorum. hem sahiplenip hem de sağlıklı vegan alternatiflerle beslemek doğru değil diyorsanız, avcıyız avcıyız diyip binlerce milyonlarca hayvanı canları yokmuş gibi berbat koşullara mahkum edip katlettikten sonra sadece kediye köpeğe vicdan yapıyorsak bence de bu doğru değil. hayvanlar kendileri avlanabilse en iyisi, mümkün olmadığı durumlarda da takviyeli vegan besin sunmak kesinlikle kötülerin en iyisi. gibi geldi bana.
@icimurperiyor hocam bu arada size yönelik alaycı bir cevaptan ziyade, farklı bi bakış açısı getirmeye çalıştım. evcil hayvan "sahiplenmek" doğru değil diyorsanız ziyadesiyle katılıyorum. hem sahiplenip hem sağlıksız beslemek doğru değil diyorsanız yine katılıyorum. hem sahiplenip hem de sağlıklı vegan alternatiflerle beslemek doğru değil diyorsanız, avcıyız avcıyız diyip binlerce milyonlarca hayvanı canları yokmuş gibi berbat koşullara mahkum edip katlettikten sonra sadece kediye köpeğe vicdan yapıyorsak bence de bu doğru değil. hayvanlar kendileri avlanabilse en iyisi, mümkün olmadığı durumlarda da takviyeli vegan besin sunmak kesinlikle kötülerin en iyisi. gibi geldi bana.
0
Ben Verona Rebow'un Vegetarian Dogs (www.vegetariandogs.com) isimli kopekler icin yemek kitabini aldim. Tariflerdeki malzemeleri bulmak oldukca zor. Diyetisyen kontrolunde hazirlanmis. Bizim Turkiye'de bulamayacagimiz seyler var. Turkiye'de vegan olmak bile cok zor cunku ozel dukkanlara gitmen gerekiyor, onlar da yeni yeni buyuk sehirlerde var. Diyecegim su ki, o kitapta da yuzde yuz vegan besleyin demiyordu. Belki alistirma sureci uzundur ya da gozlemek gerek, test yapmak gerek. Ben de simdi barf diyetine gecirecegim kopegimi ama icim kan agliyor. cunku benim cocugum mutlu olsun diye bir baska hayvan hayatiyla bedel oduyor, ve kim bilir hangi sartlarda. En azindan kopegim sokaktan kurtarildi, petshop'tan degil diye avunuyorum.
0
@bir varmis bir yokmus
Türkiye'ye gönderim yapan hazır mama markaları var; ama kargo ücretini görmezden gelseniz bile çok pahalı. Evde birden fazla kedi/ köpek varsa güç yetirmek oldukça zor.
Türkiye'ye gönderim yapan hazır mama markaları var; ama kargo ücretini görmezden gelseniz bile çok pahalı. Evde birden fazla kedi/ köpek varsa güç yetirmek oldukça zor.
0
Bahsettiginiz marka Yarrah mi? Benim gozlemledigim kadariyla da Turkiye'deki mama fiyati ayni marka icin yurt disinda ya daha ucuz ya da ayni.
0
@bir varmis bir yokmus
Yok. Başka bir markanın başlangıç paketlerine bakmıştım ben. Tek kedi/ köpek için pahalı değil aslında. Ama benim gibi evde ordu olanlar için pahalı bence. :) Şunu da ekleyeyim yalnız; Acana& Orijen gibi mamalardan daha pahalı değil. Gerçi vegan diyette porsiyonlar nasıl olmalı bilmiyorum.
Yok. Başka bir markanın başlangıç paketlerine bakmıştım ben. Tek kedi/ köpek için pahalı değil aslında. Ama benim gibi evde ordu olanlar için pahalı bence. :) Şunu da ekleyeyim yalnız; Acana& Orijen gibi mamalardan daha pahalı değil. Gerçi vegan diyette porsiyonlar nasıl olmalı bilmiyorum.
0
Ne veganı ya? Kedimi artık çiğ etle beslemeyi düşünüyorum bu günlerde. Abuk subuk hazır mamalarla hayatlarını mahvettik. Raw food iyidir.
0
Bugun kopekler icin hangi meyveler faydalidir diye baktim cunku atalari bu meyveleri yiyen hayvanlari da yiyorlardi, yine bunlara ihtiyaci vardir. dahasi bu meyve ve sebzelerin ozellikleri, antioksidan, kanser onleyici, karaciger yenileyici vs.
sirf bu yuzden bile sadece etle beslemek saglikli degil (ki bence et basli basina kanserojen)
sirf bu yuzden bile sadece etle beslemek saglikli degil (ki bence et basli basina kanserojen)
0
benim biraz ucuk bir fikrim var. mamayi evde yapip ama icine kattigimiz tahili da kurtlanmis, boceklenmislerden kullanmak. firmalar bunlari cope atiyordur. bocekte de yuksek derecede protein var. bocegi canli canli pisirme kismi beni deli etmeye yetiyor ama yine de bir fikir iste.
0
@bir varmis bir yokmus
Naptın yav? :) Avlasa neyse de canlı canlı böcek pişirmek nedir? Hem L-carnitine ve taurin var mı böcekte? Bunları almaları gerekiyormuş.
Naptın yav? :) Avlasa neyse de canlı canlı böcek pişirmek nedir? Hem L-carnitine ve taurin var mı böcekte? Bunları almaları gerekiyormuş.
0
auroraaurora
Chrome'da bu uyarıyı alıyorum. Siteye bağlanabilmemin bir yolu var mı?. Başka bazı sitelerde de aynı sorun oluyor. Alakası var mı bilmiyorum da XP yüklü bilgisayarda.Teşekkürler.
Chrome'da bu uyarıyı alıyorum. Siteye bağlanabilmemin bir yolu var mı?. Başka bazı sitelerde de aynı sorun oluyor. Alakası var mı bilmiyorum da XP yüklü bilgisayarda.
Teşekkürler.
Teşekkürler.
0
betaya gerçek ekşi sözlük dediğiniz için ocak dışısınız!
şaka bir yana başka bir tarayıcı (firefox, opera vs.) deneyin.
şaka bir yana başka bir tarayıcı (firefox, opera vs.) deneyin.
0
@yalnux
:(( Bilgisayarım can çekişiyor. Firefox ve İE'ı açmamaya başladı. Opera indireyim bari.
:(( Bilgisayarım can çekişiyor. Firefox ve İE'ı açmamaya başladı. Opera indireyim bari.
0
önceki duyurulardan anladığım kadarıyla bilgisayarınızda virüs vs. bir şeyler var.
önce bir onları temizlemeye çalışın.
malwarebytes, combofix, format sırasıyla gidin.
önce bir onları temizlemeye çalışın.
malwarebytes, combofix, format sırasıyla gidin.
0
Bilgisayarın 10 yaşında olmak gibi bir sorunu var her şeyden önce.:) Servise sorayım bir format atılıyor muymuş. Teşekkürler.
0
@auroararoeroe
Ben de XP kullanıyorum, aynı sorunu yaşıyordum. İşletim sistemimi service pack 3'e yükseltince sorun çözüldü. Son sürümü mü kullanıyorsun ona bir bak, format atma hemen :)
Ben de XP kullanıyorum, aynı sorunu yaşıyordum. İşletim sistemimi service pack 3'e yükseltince sorun çözüldü. Son sürümü mü kullanıyorsun ona bir bak, format atma hemen :)
0
@rare
Hmmm (Anlamış gibi yapayım.).
Bilgisayar bilgim hiç yok benim ya. Tamirciye söyleyeyim yazdığınızı. O anlar herhalde.
Hmmm (Anlamış gibi yapayım.).
Bilgisayar bilgim hiç yok benim ya. Tamirciye söyleyeyim yazdığınızı. O anlar herhalde.
0
auroraaurora
Fesleğen haricinde mevsim sebzelerinden ne kullanırsınız?
Fesleğen haricinde mevsim sebzelerinden ne kullanırsınız?
0
olm sen beni mi takip ediyon lan? Geçen mercimek köftesi yaptım akşam sen onu sordun. Bugün makarna salatası yaptım şimdi de bunu sordun. Ne iş?
0
@sevgili sen masada değil yatakta güzelsin
He, kamera koydum senin eve. Ama tam seçemiyorum nasıl yaptığını, detayları buradan soruyorum. Ne koydun makarnaya?
He, kamera koydum senin eve. Ama tam seçemiyorum nasıl yaptığını, detayları buradan soruyorum. Ne koydun makarnaya?
0
auroraaurora
Akşamdan ıslatmaya gerek var mı?
Akşamdan ıslatmaya gerek var mı?
0
Çorba icin mi? Eger oyleyse gerekmiyor. Ben bugun yaptim, normal tencerede yarim saatte pisti.
0
kerbeee
taa kışın evin yakınlarındaki çöpte minnoş bir kedi keşfettik. hastalıklı, el kadar birşeydi. annesi yoktu, bir tane kardeşi vardı. eve alamasak da bütün kış besledik, yakalayıp götüremediğimizden veteriner getirttik, ilacını verdik, ettik. kardeşi de çekti gitti, bir başına kaldı :( iki aydır falan
taa kışın evin yakınlarındaki çöpte minnoş bir kedi keşfettik. hastalıklı, el kadar birşeydi. annesi yoktu, bir tane kardeşi vardı. eve alamasak da bütün kış besledik, yakalayıp götüremediğimizden veteriner getirttik, ilacını verdik, ettik. kardeşi de çekti gitti, bir başına kaldı :( iki aydır falan baya toparladı, palazlandı. bir oyunlar, bir sevimlilikler derken... geçen baktım yerinde yok! yani aylardır hep orada oluyor, gittiği en uzak yer karşı kaldırım. onda da seslenince geliyor hemen. biraz gezindim etrafta, ilerlerde baktım bir kediyle geziyor. hah dedim, kendine arkadaş buldu. ama 3-4 gündür yerine dönmüyor. hiç görmedim :(
şimdi bu hayvan yuvadan uçtu mu? hayır bulsam kısırlaştırayım diyorum, dişiyse doğum kaldıracak bir hali yok bana göre. şu an sağlıklı olsa da baya güre kaldı çünkü. mahalleyi dolaştım ettim, yok. gitti mi şimdi bu? yoksa sokak kedilerinde "yer" kavramı oluyor mu? döner dolaşır gelir mi? özledim de hem :( başına kötü birşey gelme ihtimalini düşünmüyorum, çünkü mahallemizde ve onun çöpünde trafik olayı sıfır diyebilirim.
şimdi bu hayvan yuvadan uçtu mu? hayır bulsam kısırlaştırayım diyorum, dişiyse doğum kaldıracak bir hali yok bana göre. şu an sağlıklı olsa da baya güre kaldı çünkü. mahalleyi dolaştım ettim, yok. gitti mi şimdi bu? yoksa sokak kedilerinde "yer" kavramı oluyor mu? döner dolaşır gelir mi? özledim de hem :( başına kötü birşey gelme ihtimalini düşünmüyorum, çünkü mahallemizde ve onun çöpünde trafik olayı sıfır diyebilirim.
0
auroraaurora
Geçtiğimiz günlerde bir program indirdim. Ondan sonra tarayıcıda anasayfam dafault.search.net diye bir şey oldu. Her sayfa açışımda reklam sayfaları, pop-uplar vb. açılıyor. Nasıl kurtulurum bundan?
Geçtiğimiz günlerde bir program indirdim. Ondan sonra tarayıcıda anasayfam dafault.search.net diye bir şey oldu. Her sayfa açışımda reklam sayfaları, pop-uplar vb. açılıyor. Nasıl kurtulurum bundan?
0
Lim5
Arkadaşlar kedim yaklaşık 2,5 aylık, ellerinizden öper. https://www.dropbox.com/s/d5cn4p5of4ucx0j/IMAG1421.jpghttps://www.dropbox.com/s/8yy0boi9ndltm24/IMAG1589.jpghttps://www.dropbox.com/s/alyizoqtwlcr4n4/IMAG1543.jpgYalnız şöyle bir problemimiz var, bulduğu her türlü kabloyu kemiriyor. Kulaklık, ş
Arkadaşlar kedim yaklaşık 2,5 aylık, ellerinizden öper.
www.dropbox.com
www.dropbox.com
www.dropbox.com
Yalnız şöyle bir problemimiz var, bulduğu her türlü kabloyu kemiriyor. Kulaklık, şarj aleti, laptop adaptörü, lcd'nin kablosu... Gittikçe kemirdiği kabloların çapı da büyüyor. Bir de sağır kendisi. Haliyle hayırdan anlamıyor. Ağzına bir fiske vuruyoruz, ensesinden tutup yüzüne üflüyoruz ama umrunda değil. Bir gün akıma kapılacak kendi de yanacak evi de yakacak. Limondan tiksinmiyor, sirkeden de pek tiksiniyor gibi gözükmüyor. Sudan da korkmuyor. Ne yapsak biz bu yavrucağa?
www.dropbox.com
www.dropbox.com
www.dropbox.com
Yalnız şöyle bir problemimiz var, bulduğu her türlü kabloyu kemiriyor. Kulaklık, şarj aleti, laptop adaptörü, lcd'nin kablosu... Gittikçe kemirdiği kabloların çapı da büyüyor. Bir de sağır kendisi. Haliyle hayırdan anlamıyor. Ağzına bir fiske vuruyoruz, ensesinden tutup yüzüne üflüyoruz ama umrunda değil. Bir gün akıma kapılacak kendi de yanacak evi de yakacak. Limondan tiksinmiyor, sirkeden de pek tiksiniyor gibi gözükmüyor. Sudan da korkmuyor. Ne yapsak biz bu yavrucağa?
0
atları,köpekleri bi çeşit ağzını kapattırdıkları şeysinden alınsa veya patik tarzında ne bileyim bağlansa hani bebeklerin ellerine eldiven takılır ya zarar vermesin diye kendine aynı o mantıkta yapılabilir mi ?
0
kemiriyor abi, benimki 14 yaşında, bebekliğinden beri kemirdiklerini saysam dudağın uçuklar.
akıma falan da kapılmıyorlar.
akıma falan da kapılmıyorlar.
0
limon sirke denediğiniz için aklıma geldi. Bir araştırmaya göre kediler asitli gıdaları daha çok seviyorlar. Köpekler de aksine tatlı şekerli gıdaları seviyor. Damak tatları farklı. Kedi ve köpek mamaları yapılırken bunlara dikkat edilerek yapılırmış.
0
sağır olmasaydı seslenmeyle, ses tonunu yükseltmeyle çözülebileceğini söylerdim ama ne yazık ki bu yöntem hiç işe yaramayacak.. kedilerde kablo kemirme olayı fena halde yaygın.. bizdeki 1 yaşını yeni doldurdu, bebekliğinden beri bizde, şarj aletlerini ortalıktan kaldırmamıza rağmen, bulup kemirmeye devam etmişti uzunca bir süre.. şimdi de aynı sayılır, pek bir değişiklik yok..
portakal ve mandalinayla de uzaklaştırmayı deneyebilirsiniz.. yarısını kesip ortasından yüzüne doğru tutun.. ekşili yemekleri de (semizotu gibi) pek sevmiyorlar, yüzleri buruşuyor.. bu da denenebilir.. sudan korkmadığını belirtmişsiniz zaten ama birkaç damlayı yüzüne doğru atmayı da deneyebilirsiniz.. ya da sevmediği, korktuğu, yakınına yaklaşmadığı bir oyuncağı kabloların yanına koyabilirsiniz.. bunların haricinde, ne yazık ki, kabloların yerini değiştirmeniz, ulaşamayacağı yerlere koymanız gerekecek gibi görünüyor..
portakal ve mandalinayla de uzaklaştırmayı deneyebilirsiniz.. yarısını kesip ortasından yüzüne doğru tutun.. ekşili yemekleri de (semizotu gibi) pek sevmiyorlar, yüzleri buruşuyor.. bu da denenebilir.. sudan korkmadığını belirtmişsiniz zaten ama birkaç damlayı yüzüne doğru atmayı da deneyebilirsiniz.. ya da sevmediği, korktuğu, yakınına yaklaşmadığı bir oyuncağı kabloların yanına koyabilirsiniz.. bunların haricinde, ne yazık ki, kabloların yerini değiştirmeniz, ulaşamayacağı yerlere koymanız gerekecek gibi görünüyor..
0
