lviv şu anda sakin zamanlarını yaşıyor. Gece hayatı falan beklentiyi yukseltmeyin. lviv croussant çok meşhur. bir de pizzacı var old town da öneririm yeşil hamburger yapan restorant da gayet hoş. dağın tepesine kaleye çıkmaya gerek yok zaten. çikolata ve kahve fabrikalarında bir mola vermelisiniz.

-Fetiş restorana gidin
-Opera binasının karşısında bir likörcü vardı oraya uğrayın
-Birde bu likörcü'nün çaprazında eski sovyet sığınaklarından yaptıkları kahveci vardı

Eğer hala duruyorsa tabi, ah lviv ah likörlü kekim

şu anda açık olup omadıklarını bilmiyorum ama şu mekanlar oldukça iyiydi:

bira tiyatrosu (biraları, kaburgası ve ördeği efsane)
Kryivka (kesinlikle görülmeli)
lviv el yapımı çikolata
Champagneria
likörcü +1 (mekanların olduğu sokakta var)
kruvasan +1 (bir sürü şube var, herhangi biri olur)

www.tripadvisor.com.tr

burası var pankeki ve yemekleri çok meşhurdu bi aralar.

www.tripadvisor.com.tr

Hocam lviv merkezi bir şirket ya da bir kooperatifin işletmelerinin tekelinde neredeyse. Buralar turistlere yönelik iş yapan konsept mekanlar ve arkadaşların önerilerinin çoğunluğu da onlardan.

Lokal insanlar buralara takılmıyor mu takılıyor ama daha çok turistlere yönelik yerler buralar. Biz gidişimizde turistlere yönelik kurulan ekosistemin dışına pek çıkmamıştık o yüzden lokallerin gittiği mekanları belki sıralayamam ama gittiklerim içinde en iyisi Cukor (Şubeleri var), bir de kahvaltı için Baczewski Restoran var ancak buraya sabah 8 gibi gitmek gerekiyor yoksa sıra beklersiniz.

Libraria diye güzel bi kokteyl bar var baya keyifliydi. Lokal camianın takıldığı bir yer. Merkezde ama bulması zor tabela vs yok bir avludan giriyorsun 2. ya da 3. kattaydı

1 yıl sonra 2 lira artar bence.

temmuz 8.5 aralık 9.5

Kişisel tahmin 6 ay içinde 7.20
12 ay içinde 8

teknik analize göre yılda aşağı yukarı yüzde 20 artıyor. O da bugüne göre 6 ay sonra 8,25, 1 yıl sonra 9 tl yapıyor. temel analiz işin içine girdiği zaman yılda bir iki kere direnci hızlıca kırdığı görülüyor. yani altı ay sonra 8,25 teyken birden pandemi, siyasi vb... olay yüzünden 10 tl ye gelip sonra tekrar yavaş yavaş 9 lira bandına yaklaşır ve bir süre orada kaldıktan sonra, tekrar yüzde 20 lik mesaisine başlar.

2018 yilinda da dolar 6.6 civarina kadar cikmisti (forexde 7.2 sanirim), sonrasinda merkez bankasi faiz arttirdi ve 5.15'e kadar geri indi.

Simdi gene merkez bankasi 8.60 civarindayken faiz arttiracagini belli etti ve 7.30'a kadar dustu.Tahminim 7-7.15 arasi bir yerde anlik olarak dibi gorecek sonrasinda da faizler inene kadar (tahmini 1 sene) dolar fazla artmayacak.Fazla artmayacak derken vadeli mevduattan az getirecek diyorum.

Merkez bankasi faizleri %20'ler seviyesinde iken inatlasmayin derim.2019 yilinda da hatirlarsaniz vadeli mevduat dolari yenmisti.2021'de de aynisini beklerim.

ABD-TR iliskilerinde baz senaryom iki tarafin da isbirligi/cozum arayislarina girismesi. ABD gemileri yakarsa ustteki analizim gecersizdir. RTE'nin gemileri yakma luksu yok


Edit: yazdiktan sonra farkettim. Himmet dayi'nin ustte yazdigi rakamlar benim analizimle birebir uyumlu

eğer ABD para basıp halkına dağıtmaya devam ederse düşebilir. Fakat Türkiye kendi başına aldığı yanlış kararlarla dolardan daha hızlı değer kaybedip yani "doların yükselmesini" sağlayabilir. :D

6 ay içinde 7 - 7.20 lira arası, 12 ay sonra 8 küsur.(Dünya toparlamaya başlarsa ve biz toparlayamazsak)

Büyük ihtimal düşecek zaten şu an pandemi vs. gibi olağandışı sebeplerle gerçek değerini çok üzerinde. MB ve uluslararası kuruluşlarında tahminleri USD'nin düşeceği yönünde. USD'nin yükseleceğini iddia edenlerin dayanağı nedir acaba?

ocak enflasyonu yüksek gelir. şubat ppk'da 1 kez daha faiz arttırırlar. dolar gelirse 7-7,10lara gelir. temmuz toplantısına kadar faiz sabit kalır sonra indirmeye başlarlar. dolar sonbahar gibi hareketlenir. 2018 v2
doların güçsüz olacağı bir sene. pandemi gerginliği azaldıkça bir süre boşta uçuşacak trilyon dolarlar olacak. yazın fazlaca turist gelebilir. bunlar 2018'e göre olumlu
olumsuz olan mb'nın boş kasasını doldurması gerekliliği
6 ay sonra 7,50 yıl sonu 8,20 diyorum. arada dalgalanabilir tabii. 2022'de fed faiz arttırır 10'a gider
ileride açıp bakarım kehanetlerime. buradan kimse yatırım tavsiyesi çıkartmasın

attan inip eşşeğe binmiş olursun yapma. dağ için mini cooper mı ne alaka yahu?

Cok eglenceli bir araba countryman ama dogada su an bindigin aractan sadece biraz daha iyi olur.yol olan yerde gidersin ama surayi gecermi acaba dememen gerekir.piknige gidelim,ciftlige gidelim arabasi olarak guzel.

Ama hevesin varsa hic kirma,sonucta zarar edecegin bir arac degil.alip kesmeyene kadar kullanabilirsin.sonucta suv diye satilan buyucek araclarin coguyla ayni isi gorur.muhim olan senin ne istedigin,bizim millete bakarsan iki sene oncesine kadar fransiz arabasi aga diyen adamlar simdi pejo alacam derdindeler.

Eger bunlardan bir fazlasini istiyorsan o zaman kesmez ama.kardan,camurdan geceyim,yolun disina cikayim dediginde baska tercihlerin olmali.

dacia duster 4x4 çok daha iş görür ama mevzu sadece iş görmesi değil de şekilli olması sanıyorum.

4*4 için mini tercihi bana çok anlamsız geldi. O paraya Subaru XV düşünürdüm.

bu arabalarla arazi denemende tamponun elinde kalır.

arazi için bu kadar lükslere girmene gerek yok. şunlar öküz gibi dayanıklı araba. countryman'lere tepeden bakarsın;

www.sahibinden.com

veya

www.sahibinden.com

böyle şeyler bakman gerekiyor.

hatta arabartırsan bunu al, cehenneme bile gidersin;

www.sahibinden.com

araç sürüş zevki olarak güzel, bmw motoru var ve performanslı bir araç, ancak arazi için uygun olduğunu sanmıyorum.

teşekkürler arkadaşlar yanıtlar için. evet hem performanslı hem de güzel görünen bir araç olduğu için countryman'i seçtim, yoksa tabii ki vitara, pajero, land cruiser, duster bunların hepsi bundan çok daha iyi arazi performansı verir ona katılıyorum. haklısınız. amacım zaten dağa çıkmak göle girmek değil de ufak tefek kamp alanlarına çıkabileyim yeter bana, genelde şehirde kullanıyorum zaten. o yüzden yorumlar önemli. başka yorum olursa da değerlendirelim ayrıca.

böyle bir şey de alabilirsin yeni vitara'ların makyajlı kasası

www.sahibinden.com

www.sahibinden.com

araç macaristanda üretiliyor zaten. bir şekilde parçası avrupa kökenli.

countryman'den daha güvenilir aletler bunlar genel olarak yine.

yazılanlara ek olarak bu araç seninkinin 2 katı kadar yakar
mini cooper'ın eski kasası. içi baya takır tukur plastik. yenilerinin içi güzel kaliteyi baya arttırmışlar. motoru da eski, yeni motorları 1.5
doğa hobisi için bence de pek uygun değil.
ben şahsen illa countryman alacaksam 136hp olsun ama üzmesin kafasıyla 2019-2020 alırdım
bu araçları pek uslu adamlar kullanmıyor gibi geliyor bana, 2. elde riskine girmem :)

bence 2015 countryman s 4x4 190bg var, cok keyifli arac ama yakit tuketimi bayaa sikinti. sehir ici 12-13, uzun yol 8-9 :(

oyle daga bayira rahat rahat vurabileceginiz bir arac degil, ayrica arkaya cekme karavan falan atayim derseniz cekme kapasitesi cok dusukk

sıra beklenecek. sıralama sağlık bakanlığının sitesinde mevcut
sms ile bildiriyorlar sıra gelince

Bizim için sıra beklenecek. Şu ana kadar sağlık personeli oldu. Bir de sıra beklemek istemiyorsanız sanırım sağlık bakanının sizi aşı olmaya çağırması lazım. Davet edilince olabiliyorsunuz sanırım kim olduğunuz farketmeksizin. Normalde sıra bu şekilde: i4.hurimg.com

Ama gördüğüm kadarıyla siyasiler araya kaynayabiliyor.

ikinci parti gelmedi zaten ya da ben duymadım henüz. karaborsaya düşebilir aşı bu gidişle.

3 milyon aşı geldi 1 milyon aşılama yapıldı; şimdi sırası gelen bile gidemiyor çünkü 2. doz gelmezse boşa gidecek. o nedenle duraksadı işler.

Sıramızı beklerken özel hastanelere gelir tanesi 3binden alırız.

Değerli sağlık çalışanımız** ***,
COVID-19 Aşınız için adınıza tanımlama yapılmıştır. Randevu alarak aşınızı yaptırabilirsiniz.
Diye SMS geldi, sonra oldum. Muhtemelen normal işleyiş de böyle olacak. Kişisel başvuru olmayacak.

kafeingo

montag

castellodan aldım, başarılı.

Kardeşim de çalışıyor şuan. Kursa gidiyor (Avustralya'da) Benzer şeyler söylemişler, şaşırmış o da. Sordum şimdi evet var böyle bir şey dedi.
Dersine girdiği hoca sınav sistemini çözmek ve bu tip şeyleri denemek için 13 kere mi ne sınava girmiş sınava. Perfect çekiyormuş adam. İngilizce'den ziyade sınav sistemine çalışıyorum diyor kardeşim. Dinlerken çok hızlı not alma teknikleri vs

4

4

Tezgahın üzeri bardaklarla doluyor aynısını kullanmayı unutuyorum

2

Su içerken: 4
Kola içerken: 2

2

su icin 4, cay icin 2 ama 1 saatten fazla ara varsa.

3 nereye gitti?

2

(3. şık nerde? :D )

4.

2

4
Bıraktığım yerden milim hareket edince ölümcül hastalık taşıyan biri tarafından kullanıldığını düşünerek tezgahı yeni bardaklarla doldurduğum için, ilk kullandığımı buzdolabının üstüne koyarak bu şüphelerden kurtuluyorum.

4

3. bu sorunu çözmek için cam matara aldım

2.

2

4.

Calkalayip ayni bardagi kullanirim genelde. Zaten sicak iceceklerde bardagi isitmayi severim, icine kaynar su koyup calkalayinca da benim kriterlerime gore yeterince temiz oluyor.

Kokulu seyler haric, ayni bardagi ayni amac (icecek) icin defalarca kullanirim sikinti yok.

3- şekerli içecekten sonra tuzlu içecek içeceksem farklı bardak alırım, aynı türden ise suyla çalkalar aynı bardağı kullanırım. şekerli ya da tuzlu içecek içtiğim bardağa su doldurup içemem, su içeceksem temiz bardak.

Su için 4, diğerleri için 2.

Su: 4
Digerleri icin: 3 (1-2 saat icinde ayni seyi iceceksem ayni bardak)

Cevreye daha az zarar vermeye calisiyorum, artik elimden ne gelirse. O yuzden cok bulasik cikarmamaya calisiyorum

3- Her içecek için ayrı bardak kullanırım. İçtiğim ne ise onu peş peşe içeceksem aynısından devam ederim. Araya zaman girecekse yeni bardağa geçerim.

Alınabilir ve zaten alınıyor. Alınabilir derken önlem değil virüs örneğinden bahsediyorum. Yoksa binlerce virüs var hangisine ne önlemi alacaksın
tr.sputniknews.com

virüs dediğin şey, en temelinde bir genetik kod yığını. bu kod yığını girdiği canlının genetik koduna yapışıp bir şeyler yaptırıyor (hafif yanlış anlatmış olabilirim ama çok önemli değil)

bu "bir şeyler" yarasada başka sonuçlara sebep olabilir, insanda başka sonuçlara sebep olabilir. covid19 da böyle bir şey. yarasada bir şey yapmayan virüs, insanda ortalığı karıştırıyor ve bunu da virüsü canlıya vermeden görmek (anladığım kadarıyla) mümkün değil. yani gittin yılanda yarasada farklı bir virüs buldun ama insanda ne yapacağı belli değil.

Hayvanların yaşam alanlarını daraltmadan ve onlarla ilişkiyi belli bir düzeyde tutularak yol alınabilir, Explained belgeseline bakabilirsiniz, güzel açıklamış. Endüstriyel hayvancılık (Deli Dana vb), kürk vb üretimi (Danimarka örneği), hayvanat bahçeleri... Riski ortadan kaldıracak çözümler lazım.

@co2s2

galiba aradığım cevap buydu, teşekkür ederim : )

Sadece koronavirüsün yarasalarda mevcut 1800 türü var diğer virüs gruplarına girmiyorum bile. Dünyadaki bütün paralar bir araya gelse bunu araştırmaya yetmez ama bu araştırılmıyor demek değil.

@sec guard : ya bu dediklerimi birisi onaylasa ya da düzeltse çok iyi olur. lise biyoloji bilgimle yazdım bunları.. yanlış olmasın sonra

O kadar imkansız bir şey ki...

Meşhur ACE2 reseptörüne bağlanan kısım kritik 6 tane aminoasitçik SARS-CoV tipi virüslerde (9860 tane aminoasit varmış virüste). Bize bela olan SARS-CoV-2'de ise bakmışlar, bu altının 5'i farklı SARS-CoV'dan, yani mutasyona uğramış. O çivi gibi yapılar var ya etrafında (spike), o yüzden pıt diye giriyor virüs içeri; bu altı aminoasit oralarda işte.

Bu mutasyon hangi konakta olmuş bilmiyorlar, tahminler var. Ya zoonotic transferden önce (insana geçmeden önce) oldu: Pangolin ile yarasa bu yüzden konuşuldu aslında, onlardaki virüsün genomunda bu mutasyona benzeyen kısımlar olduğu için. İkinci ihtimal, zoonotic transferden sonra insandan insana geçerken oldu bu mutasyon, tespit edilemedi ölümcül olana kadar. Üçüncü ihtimal, 2. seviyeki biyogüvenlikli laboratuvarlarda, yarasalardaki SARS-CoV tipi virüsler zaten yıllardır çalışılıyor kültürde veya hayvanlarda, oralardan sızmış olabilir diyorlar. Örnekleri var böyle sızıntıların geçmişte.

Probleme dönersek; ökaryotlarda 20 çeşit aminoasit var. O beş tane residue'nun mutasyonunda matematiksel olarak 20^5 ihtimali var demek bu. Çılgınca bir ihtimal. Hadi bi tanesini seçtin, haritasını çıkardın, kritik yeri kabaca tespit ettin, beşe indirdin (ki yıllar alır sadece bu kısım, halihazırda literatürde yoksa bu bilgi): 20^5 ihtimali nasıl deneyeceğiz sorusu kalıyor.

Nature'da diyorlar ki biz matematiksel modelleme yöntemleri ile (dinamik modelleme programları var bu amaçla kullanılan) en yüksek bağlanmayı (affinity) hangi mutasyonla en iyisi olur diye denedik. Gelgelelim, bu beş tane mutasyona ulaşamadık diyorlar. Optimum da değil, ideal de diyorlar mevcut virüsteki. O yüzden laboratuvarda üretilmiş olsa, böyle üretmez kimse; bu doğanın işi diyorlar. Yani yukarıdaki şeyler yapılsa bile çılgınca kaynaklar tüketilerek, yine virüsün doğal olarak geçirdiği/geçireceği mutasyonun tespit edilememe ihtimali olacak.

Konudan bağımsız, eğer bu biyolojik savaş girişimi ise, askeri teknolojiler akademinin elindekilerden her zaman daha ileridir o da ayrı mesele. Biz ulaşamadık bu mutasyona diye, ulaşılamaz diye bir şey yok elbette.

ilaç geliştirmek aşı geliştirmekten çok daha uzun bir süreç. o nedenle mevcut ilaçların etkinliğini deniyorlar

en.wikipedia.org

"aşıya karşı olanlar aşı olmadı ve yine bulaştı" diyorsunuz. O öyle değil.

This study found that the vaccine has to have an efficacy of at least 70% to prevent an epidemic and of at least 80% to largely extinguish an epidemic without any other measures (e.g., social distancing).

owaki

yani aşının tek başına yeterli olamayabileceği konusunda hem fikiriz sanırım

ilac dendigi gibi cok zor ve seneler alabilecek bir surec (mevcut ilaclar sans eseri ise yaramazsa). Covidin vucuda girmesini engellemek (aşı) nispeten kolay, aşı teknolojisini biliyoruz, aşıya sadece covid virusunun uygun bir fotografini veriyorsun, vucuduna gosteriyor "bunu iceri alma ha" diye, bagisik sistemin de asil virusu gorunce engelliyor. Aşı meselesinde tecrubeli oldugumuz icin bunu nispeten kolay yapabiliyoruz.

Ama bu virus bir kere vucuda girip, vucutta cogalip, organlara zarar vermeye basladiginda olusacak yıkımı bir "ilac" ile engellemesi gorece cok cok daha zor. Cunku daha yikimin kisa ve uzun vadede hangi mekanizmalarla oldugunu bile net bilmiyoruz. Kisa vade, uzun vade kalici etkiler falan ortaya cikmasi baya vakit alacak.

Kalenin kapisini korumakla kalenin icine giren askerleri temizlemeye calismak arasindaki fark gibi dusunmek lazim. Kapiyi koruyabilirsen kafan rahat, ama kapiyi koruyamaz iceri bir suru dusman askerini alip iceride uremelerine bir kere izin verdin mi o yikimi tamir etmesi cok daha zor. Hastaligin kacinci gununde olduguna gore bile degisiyor yapilmasi gereken sey.

Burda ilk defa Fahrettin'e katiliyorum. Asi karsiti olanlar bile bir sure sonra asi olmak icin yalvaracaklar cunku asi olmayanlar asi olanlara gore gorece patir patir dokulmeye baslayacaklar. Asi hastaligi kapsan bile agir gecirmeni de onluyor. Asi olmayip, hastaligi agir gecirip ölen her 1000 kisi icin aşı olan 1 kisi agir hastalik gecirecek. Bu asimetri yuzunden asi karsitlari da onunde sonunda asi kuyruguna girecekler. Hastaligi bir kere atlatmak sonra daha agir atlatmani da engellemedigi icin eninde sonunda olacak ve sonra gerekirse booster asilari da olacaklar.

Tabii bu direnc kirilana kadar bir suru gereksiz ve hatta masum kisi ölecek - bu konuda su an yapilabilecek bir sey yok maalesef.

@nightbringer yanlış anladınız. yeteri kadar kişinin aşılanması salgını bitiriyor, herkesin aşı olmasına gerek yok. ki abd'de aşı olmak isteyenlerin oranı %60ların üzerinde rahat olun.

güvenmeyip ne yapacağım? corona olup ölüm ihtimalini mi bekleyeyim?
evet, almanyadaki aşı gelse ya da satın alabilsem, tıbbi bilgimle değil tamamen psikolojik sebeplerden pfizerı tercih ederim.

not: öyle bir algı oluştuştu ki çin sanki insanları ddt böcek ilacı gibi aşıyla öldürecek sakat bıracak falan.. bir tek türklerden duyuyorum bir de buna benzer şeyleri yine hayal dünyası yani.

24 yaşındayım, hiçbir kronik hastalığım yok, sporcuyum. Bu sebeplerle ben koronaya yakalanıp atlatmayı yeğlerim. Ama kronik hastalığım olsa, yaşım biraz daha ileri olsa, sırf komplo teorileri var, Çin'in aşısı kötüdür falan diye yaptırmamazlık etmezdim. Adamlar içine zehir koyacak değil ya, en kötü ne olabilir yani.

Sıra bana gelene kadar ne olduğu ortaya çıkar zaten. O yüzden yaptırırım.

Çin'den gelen şeylere önyargım yok. Dünyadaki malların önemli bir bölümü Çin'den geliyor zaten. Apple bile üretimini Çin'de yapıyor.

Çin aşısı olduğu için değil ama bana niyeyse yeterince test edilmemiş yalap şap piyasaya sürülmüş geliyor o yüzden ilk etapta yaptırmazdım.

3 aşıyı da yaptırmayı düşünmüyorum.

Valla ben şimdiden olurum ya da olmam diyemiyorum. Gelişmeleri, sonuçları araştırmaları takip eder ona göre karar veririm. Ama şu an yaptırmamaya daha yakınım galiba.

benim fikrim, şimdi yazdım: eksisozluk.com

Vatandaşına değer veren ülkeler aşıya başladıktan sonra düşünebilirim. İlk etapta kobay faresi olmayı düşünmüyorum tabii ki de.

Ben olmayı düşünüyorum. Komplo teorilerini hiç sevmem. Kaldı ki klasik usullerle üretilmiş bir aşı olduğu için en kötü senaryonun antikor seviyesinin düşük olması dolayısıyla korumamasi olacağını sanıyorum.

Alman versiyonu varken olmam.

Cin, USA ve Almanya´dan daha etkili bir asi yapsaydi ya da dünyada sadece onlardan ciksaydi asi, olurdum.

Asla düşünmüyorum
Uyanık olalım . Çin'den gelen ilk görüntülerde yollarda patır patır insanlar ölüyor düşüyordu (güya)
Şimdi dünyayla dalga geçer gibi eğleniliyor, partiler veriliyor.

Wuhan dışında (ki o kadar kalabalık olmalarına rağmen) diğer önemli şehirlerinde dikkat çeken bir salgın da olmadı.

Bir de aşı çıkarmışlar (tıbbi ekonomi ya da tıbbi kapitalizm)
Bunu pazarlayacaklar. Fakirler için mi ?

Anti virüs yazılımları gibi. satmak için önce virüsü yay sonra anti virüs satın al.

Aliexpress ile Çin'den nerdeyse zamanında bedavaya ürün getirenler için çin aşısı ile korunmak çok zor olmasa gerek .

Biraz düşünen, neden aşı konusunda bu ısrar ve acele edildiği hususunu araştırmalı.

Yani bilimsel anlamda guvensizlik duyacak ne gibi bir sebep var bilmiyorum. Sonucta bu asi merdiven alti fabrikalarda cocuk isciler tarafindan uretilmiyor.

Ayrica herkesin kacirdigi onemli bir nokta var bu da Cin'in koronavirus arastirmalari konusunda dunyanin en iyisi olmasi su an. Adamlar 2003'deki SARS'tan beridir haril haril koronavirus calisiyorlar, birsuru bu konuda ozellesmis viroloji enstituleri var hatta birisi de Wuhanda en basindan beri komple teorilerine hedef olan enstitu.

Bu kadar uzun yillardir koronavirus calisip buna asi gelistirmeye calisan arastirmacilara acikcasi daha guvenirim. Cunku on yillardir arastirdiklari konu bu, diger cogu firma gibi opportunistik bir sekilde asi arastirmalarina girmediler. Tabi sonuclar belli olunca gorecegiz ne kadar etkili oldugunu ama gereksiz bir on yargiya sahip olmaya gerek yok.

4 kişilik ailemde, yarımıza pfizer yarımıza sinovac yaptırma kararı aldık. ikisinden birinin herhangi bir olumsuz etkisinde ailemizin %50'si hayatta kalsın diye.

çin'e hiç güvenemiyorum. şu an net konuşmak pek doğru olmaz ama yaptırıp yaptırmamayı ciddi ciddi düşünürüm. uluslararası bir onayı olmadan yaptırmaya hiç sıcak bakmıyorum.türk yetkililerin ya da çin yetkililerin yaptıkları/yapacakları açıklamalara güvenmem. eğer alman aşısı yaptırma şansım olursa içim rahat bir şekilde yaptırırım ancak çin aşısını yaptırsam bile hiç güvende hissetmem.

herkes ülkelerden bahsediyor fakat Alman, Amerikan, İngiliz vs. olanlar m-rna aşısı yani daha önce hiç böyle ürün yok ortada. Onun yan etkisi farklı bir etkisi var mı hiç bilinmiyor, şirketler için de iyi fırsat çok büyük bir insan grubu üzerinde deneyip görmüş olacaklar. Halbuki Sinovac'ınki geleneksel aşıymış yani virüsün zayıflamış hali kullanılan vs. Bu yıllardır yapılıyor ve yan etkileri biliniyor. Etkisi m-rna aşıları kadar iyi değil diyorlar o da faz3 tamamlanınca ortaya çıkacak.

Eğer batı kurumları Çin aşısını onaylarsa (Rusya ve Çin'den gelen onaya güvenmem o ayrı, ama batı Çin aşısını onaylarsa) gidip bilerek çin aşısı bile yaptırabilirim.

Uzmanlığa saygı duyarım. Güvendiğim bir iki doktora sorarım. Abi ne diyorsunuz derim.siz yaptırdınız mı derim. Yaptır denirse yaptırırım. Bekle denirse beklerim.

İlk tercihim aşı olmamak fakat mesleğim yüzünden zorunlu olarak aşı olmam gerekecektir. Umuyorum ki Sinovac aşısını yaparlar. Almanya/Amerika kökenli diye mrna aşısını olacak değilim. Bazılarının bu aşıya ölüp bitmesini ise hakkında hiçbir şey bilmemelerine bağlıyorum.

Mart ayından temmuz ayına kadar evden dışarı adım atmayarak, kimse ile görüşmeyerek temmuz ayında yakalandım

Ağustos ayında yakalandım. Muhtemelen temas ile oldu.

Olayı yanlış anlamış olabilir misiniz? Temas olmadığı müddetçe saydıklarınizin covid virüsü bulaşması ile alakası yok ki.

@elorelia ben şöyle düşünüyorum. bu virüs hepimiz bulaştı. kimisi bağışıklık sistemi güçlü oldugu için, kimisi de yukarıda saydığım bağışıklık sistemini zayıflatacak şeyleri yapmadıgı için hasta olmuyor.
grip virüsü de böyle değil mi? grip viral bir hastalık ama durup dururken hasta olmuyoruz. soğukta kalınca veya üşütünce hasta oluyoruz.
soruyu bu yüzden sordum. 10 ay geçti üzerinden ve taşıyıcı milyonlarca insan varken, kurallara uymayan yüzbinlerce vaka varken bulaşmamış olması imkansız.
ayrıca aynı evde yaşadığı halde birisi pozitif diğeri negatif insanlar var. bu negatif insan ile iki ay aynı işyerinde çalıştım, yemeklerde beraberdim. ben de test oldum negatifim. şikayetim de olmadı. temmuzdan bu yana spor salonuna gidiyorum. hadi bana bir şey olmadı güçlü oldugum için. ailemdekilere de bulaştırmadım.

@dafuq olayı çok yanlış anlamışsın. hem coronavirus hem griple ilgili sahip olduğun bilgilerin tamamı yanlış ve eksik
temas olmadan grip de olamazsın coronavirus de olamazsın. üşütüp soğukta kalınca da grip olmazsın. soğuk algınlığı olursun. grip nezle soğuk algınlığı bunlar çok farklı şeylerdir. bizde burnu akan halsiz hisseden grip oldum diyor.
teorilerin de çok yanlış.
herkese bulaştıysa nasıl her gün yeni hastalar geliyor? neden bitmedi?

Coronavirüs şuanda taş çatlasa dünya nüfusunun %5ine bulaşmıştır. dünya nüfusunu çok küçümsüyorsunuz
"bağışıklık sistemi güçlü olanlar atlattı zaten" falan tamamen sizin doğru olmasını dilediğiniz hayaller. spor salonuna gidiyorum güçlüyüm falan böyle bir şey yok. 30 yaşında fitness hocaları öldü

az biraz dışarıda dolaşan gezen tozan bana kesin bulaşmıştır ben atlattım kafasına giriyor.

@asbe hocam biraz sakin olurmusun. yazdıklarımı üstünkörü okuyup cevap yazmışsın.
"spor salonuna gidiyorum güçlüyüm" demek istemedim.
spor salonu gibi riskli bir yere gidiyorum. ailesinde pozitif vaka olan kişi ile beraberdim iki ay boyunca. bütün bunlara rağmen bulaşmadı bana diyorum. hadi bana bulaşmadı (diyelim ki güçlüyüm) ben de aileme bulaştırmadım. bunu demek istiyorum.

"temas olmadan grip de olamazsın coronavirus de olamazsın." demişsin. elbette olmazsın. ama sadece temas yeterli mi, bunu merak ediyorum.

"teorilerin de çok yanlış.
herkese bulaştıysa nasıl her gün yeni hastalar geliyor? neden bitmedi?"
İşte ben diyorum ki, herkese bulaştı ancak bir sebeple bağışıklık sistemini zayıflayanlar hastalığa yakalanıyor. Havalar sogudukca sayıların artma sebebi bu

ayrıca tüm yazdıklarına rağmen hala virüsün büyük çoğunluğa bulaşmış olacağını düşünüyorum. metrobüsler, otobüsler tıka basa dolu. metrobüse binmiyor olsak bile binen insanlarla beraber olmak durumundayız. ben binmiyorum ama binen insanlarla beraberim tüm gün. hangi şehirde, hangi semttesiniz bilmiyorum ama istanbulda çoğu yerde kafeler, restoranlar tıka basa dolu ve çoğunda maske çenesinde veya kolunda.

sorumu hastalığa yakalananlara soruyorum. üşütme sonrasında mı yakalandılar yoksa sadece temas ile mi yakalandılar?

ben mart ayı başından beri dikkatliydim kapalı ortamda maskesiz durmadım gerekmedikçe de kapalı ortama girmedim bu süreçte hastaneye eczaneye hatta kuaföre bile gittim bir şey olmadı ta ki geçen hafta 2 akrabamızla kapalı ortamda yemek yemek zorunda kalıncaya dek. kesin oradan demem imkansız tabi ama şüphelendiğim tek durum o çünkü 6 aydır nasıl yaşıyorsam aynı yaşantıma devam ettim bir şey olmadı ama tek riskli hareketimde pozitif oldum malesef.

@asbe+1

Bizim altın fiyatı diye gördüğümüz şey 24 ayar yani saf altın fiyatıdır.
elinizdeki fiziki altının kaç ayar olduğu burada önem kazanmaktadır.
cumhriyet altını 22 ayar ve 7.2 gramdır.

Peki değeri nasıl belirlenir?
22 ayar demek saf altın oranı %91.6 dır.

Örn. Saf altın gramı 500 tl olsun.
22 ayar altın gramı ise 500x0.916=458 tl yapar.

cumhuriyet altını 7.2 gram ise değeri de 7.2*458=3297.6 tl yapar.

Kuyumcuda farklı çıkmasının sebebi kuyumcu gram altın fiyatını piyasayı göz önünde bulundururak kendine göre belirler veya hesabı yaparken %91.6 ile çarpmaz da yuvarlak hesap %91 veya %90 ile çarpar.

Kasa olayı şöyle mantıklı. Uzun zaman saklamayı düşünüyorsanız kiralayın bir kasa oraya koyun. Fakat al sat yapma gibi bir derdiniz varsa bazı katılım bankaları fiziki altın da alıyor (Kuveyt Türk gibi). Altın alma günlerindne gidip fiziki altınlarınızı "24 ayar" altın cinsinden altın hesabıza aktarabilirsiniz.

@drmuhendis meraktan soruyorum, 24 ayar ile 22 ayar arasında kullanılan %8.4 bakır vb inceltici metal her ne ise, o hesaba nerede giriyor ya da hiç girmiyor mu? girmiyorsa neden?

soruya alternatif cevap: www.paxos.com

@engelbert humperdinck 22 ayar altının içindeki bakır miktarı kuruyemiş aldığında ambalajın fiyatı etkilememesi ile aynı
1kg altın 515bin lira
1kg bakır 50lira
100gr bakır kullanılsa 500bin lira içinde 5 lira eder. onu da mı eklesinler fiyata :)

DASK yeni evlerde geçerli değil mi? Sıfır ve krediyle ev alırsan banka sana zorla yaptırıyor da onun dışında bir mecburiyet var mı bilmiyorum. Tabi, kişi kendi evi için gidip yaptırabilir ama bunu yapan da zor.

Dask yeni aboneliklerde zorunlu, onun haricinde zorunlu değil. Yıkılan evlerin eski olduğuna ve çoğunun ev sahibi olduğuna bakarak, bir çoğunda dask yoktur sanırım.

Aslında bu mantıkla DASK'lı olmayan evlere yardım yapmaması lazım. DASK yaptırmayan adam da yardım alacaksa mecburiyet harici kim neden DASK yaptırsın. Eskiden konut sigortasının içinde deprem riski zaten vardı, devlet oradan da cebi doldurmak için DASK çıkardı şimdi de bizzat kendisi sallamıyor garip.

Zorunlu deprem sigortası bilinenin aksine sadece alım satımda değil her zaman zorunludur. Ama kim denetliyor? Anca alım satımda denetlendiği için alım satım sırasında yapıyorlar
Türkiye'nin sorunu bu, her türlü kural kanun var ama hiçbiri uygulanmıyor.

dask in da ust siniri var bu arada evin tamaminin bedelini odemiyor

DASK hep zorunlu ve mesela kiraci olarak bile ev tutup faturalari uzerine almak istediginde hep DASK police fotokopisi soruyorlar, ev sahibinden alip gosteriyorsun. Yoksa ne su gaz elektrik baglatabiliyorsun, ne de kendi uzerine alabiliyorsun kiralarken.

Yıkılan binalardaki çoğu kişi eskiden beri orada ikamet eden daire sahibi, ya da eski kiracı ise daskı yapmaları için bir mecburiyet önlerine çıkmamıştır.

Kiracı değişiminde (yeni aboneliklerde) daskın olmadığı aklımıza geliyor ve yaptırıyoruz.

Bir çoğunun daskı yoktur +1, olanlar da dairelerinin yeniden yapım bedeli kadar ödemeyi dasktan alırlar.

Dasktan ödeme almak şu demek değil, senin dairen 600 bin lira edebilir satarsan, ama yeni yapsan 200 bin maliyeti var. Dask sana 200 bin maliyeti öder, şişmiş piyasa bedelini değil.

Çünkü bina yıkılınca arsa değeri kaybolmuyor, sadece bina yapım maliyeti ve moloz kaldırma maliyeti çıkıyor ortaya, arsa hala orada.

bu yıkılan evlerin hiçbirinde dask yokmuş gibi bir şeyler denilmişti habertürk yayınında. yani kimse dask dan para alamayacak.

isterse 2-3 milyonluk daire olsun dask da zaten maksimum 240 bin lira veriyor.

raporlu bir çalışanı işten çıkarmak zaten kanunen suç. pandemi dönemi vs. farketmez.

ülkece geldiğimiz noktaya bakın. diş kliniği gibi 1. derecede risk grubunda olan bir yerde pozitif bir kişiyi çalıştırmaya zorlamak
geçmiş olsun
hakkınızda oluşacak negatif bir durumda her türlü şikayette bulunun, sosyal medyada kamuoyu oluşturun

Raporlu kişiyi işten çıkaramaz.

Şu an için işten çıkarmalar zaten yasaklı.

Rapor bitene kadar işe dönme gibi bir durum olamaz, iş akdine yasal olarak zaten son veremez. Maaş kesintisi gibi saçma şeyler yaparsa eğer noterden ihtar çekmeniz yeterli olacaktır.

Bu arada raporlu olduğu günlerin parasını işveren değil SGK öder, bu da aklınızda bulunsun.

Yahu tamam anladık raporlu da her şeyi niye işinize geldiği gibi alıyorsunuz? Kız arkadaşınız temaslı ise test yaptırır. PCR testi dahil bakılır. Eğer negatif ise niye evde kalmayı sürdürsün? İşine gider çalışır. Geçtiğimiz pazartesi gününden beri test yaptırmış, en kötü ihtimalle test sonuçlarını bekliyor olmanız gerekiyordu.

Edit: İşkembeden sallamıyorum bunları. Benim çalıştığım şirkette de temaslı olana temas eden arkadaşı aynı gün teste gönderdiler. Sonuçları 3. veya 4. gün çıktı.

@kibrit

Çünkü karantina süresi var eve gelip testi yapmışlar ve 14 gün boyunca evde karantinada durmasını söylemişler. Testin sonucu pozitif de çıksa negatif de çıksa izolasyon istiyorlar.

@yüzyıllık hocam bu söylediğinizin gerçekten mantığı olduğunu düşünüyor musunuz? Hızlı testi ve PCR testi oldu ve her ikisi de negatif çıktıysa niye izole etsin kendini? Kusura bakmayın ama bu biraz bana tatil yapacaktık planlarımızın içine edildi sorusu gibi geldi.

Yani size nasıl ispatlayabilirim bilmiyorum hocam ama durum gerçekten bu şekilde. Evi arıyorlar mesela 182 den çıkmayın diyorlar. Son rehberlerde kuluçka süresini 2-14 gün olarak yazmışlar. Tahminimce negatfi bile çıksa 12. 13. gün pozitife dönme ihtimaline karşı evde tutuyorlar. İkimiz de aynı şehirdeyiz. Tatil yapma gibi bir planımız yok bu sene maaelesef.

Hakem heyetine başvur

Cimer üzerinden hakem heyetine gitmelisin. Hepsiburada'dan alışveriş yapmıyorum yapmam da. Çünkü asla şikayetlere dönmüyorlar. korkunç bir sistem.

Servisten değişim veya iade çıkar ama 14 gün iade hakkını da kullanabilmen lazım sanki (bozuk olma durumunda nasıl bilmiyorum ama)

Bu arada daha önce alıp 1 yıl kullandıktan sonra bozulan ürünümü servise verdim, para iadesi çıktı rahatça iade ettiler.(değişim isterdim ama ürün kalmamıştı)

Ek olarak, Mediamarkt ve Amazon vs. diğerleri de harddisk kutusunu boş kutuya koyup gönderiyor. Hep korktum ama şans/şükür ki bende sıkıntı olmadı. Normal hareketlerde çalışmaz haldeyken sıkıntı olmuyor, kutuları-içi ona göre tasarlanıyor ama bizim kargocular ekstra yerden yere attıkları için sıkıntı o iş. Geçmiş olsun.

Şikayetvara yazdınız mı? Bana da hepsiburadadan kirik geldi boy aynası. Aradığım zaman kargocuya tutanak tutturcaktiniz falan dediler. İade kodu alamadım. Sonra şikayetvara yazdim hemen ücreti iade edildi.

Şikayetvar a da yazdım. Muhtemelen özellikle iade süresi dolsun diye bekletiyorlar zaten. Hepsijetle ürünü iade için geri gönderdim 5 gün ürün kargo sürecinde vs yazdı
Servis için onay vermeniz gerekiyor diyor. 3 şekilde sonuçlanabilir, iade, değişim ya da onarım. Onay vermiyorum iade etmeniz gerekiyor koşulsuz şartsız yazdım aynı mesajı gönderiyorlar. iade kararını servis verir diyorlar. Onarılmış ürünü niye alayım

Samsung'tan tablet aldım, jelly screen vardı ki donanımsal problem sayılmaz aslında. Adamlar anında iade aldı 2 gün kullandığım tableti. Üstüne 400liralık lego hediye çeki yolladılar. Firma var firma var

Sigortanın amacı zaten kaybı ödemek. Yaptırdığınız sigortanın kaybolmayı, çalınmayı vs kapsama alması lazım.

Sigorta denilen şey risk karşılığında ödenecek primle alakalıdır. Bu primlerin sigorta yapan şirkete geri dönüşünün yüksek olması gerekir. Standart poliçelerle hırsızlığa karşı konut sigortası yaptırdığınızda bile evin içinden çalınacak telefon, laptop vb eşyalar poliçe kapmasına girmez. Özellikle kapsama sokmak isterseniz priminiz çok yükselir.
Sadece telefon özelinde böyle bir sigorta var mı bilemiyorum. Özellikle dışarıda çalınmaya kaybolmaya karşı sigorta yapacaklarını pek sanmıyorum, varsa da yüksek prim alırlar. Motosiklet kaskolarının otomobil kaskolarından pahalı olmasının nedeni de bu; Risk yüksek

Calinmaya karsi da sigortalarsaniz oder de calindigini ispatlayabilmeniz lazim. Suistimalleri onlemek icin kesin kanit isteyebilir sigorta sirketi, yoksa birileri cikar telefonu satar sigortaya da calindi deyip parasini alir.

4 baya iyi duruyor fiyatı da uygun diğerlerine göre. 5 aman diyim.

1-5 bosver. 3'te kol olmamasi handikap olabilir. 2-4 arasinda fiyatinin uygunlugu acisindan 4u secerdim.

Bende 4 numaradan var eşimde ise ikeanın markusu 2 numara. Aralarında 200 lira fark var diye almıştım arada markusu çalıyorum öyle rahat.

home office'e geçtiğimizde aynen böyle düşünerek bir çalışma sandalyesi almam gerektiğine karar verdim. markus aldım, gram pişman değilim şahsen.

3 senedir markus kullanıyorum. alırken biraz içime oturdu fakat o kadar olumlu yorum sonrası dayanamayıp aldım, zerre pişman değilim. 3 numarayı bilemiyorum.

Fakat para markus'a yetiyorsa o ve 3 numara haricinde düşünme derim.

Aynı durumdayız, jarvfjallet aldım hiç memnun değilim, boyum 176 ve bel fıtığım var, bu sandalyeyi kullanmak için boyun min 180 ve üzeri olmalı, ayrıca belimi inanılmaz ağrıtıyor ve kağıt üstünde süper gözüken o her yerini ayarlama olayı kullanımda sorun çıkartıyor, şöyle ki ayarladığın şekilde kalmıyor sandalye parçaları, hem geriye yaslanmada hem oturakta boşluk var sen hareket ettikçe bu parçalar oynuyor, o yüzden tavsiye etmiyorum ben iade edeceğim. Ayrıca ikea mağazaları 1 haziranda açılıyor, biraz bekle mağazada dene gör öyle al kesinlikle

ikea markus'un deri olanını 6 yıldır kullanıyorum. gayet memnunum 400tlye almıştım 1400tl olmuş. seçenekler arasında yine gider markusu alırdım

1 numaranın benzerini kullanıyorum, derimsi olduğu için çok terletiyor, ayrıca bendeki hem oturma yei hem başın denk geldiği yer soyuldu.

fileli modeller hem terletmiyor hem rahat oluyor

jarvfjallet aldık memnunuz. Hem ben hem eşim evden çalışıyoruz bel fitiği problemimiz var Ebatlarımızı vereyim ben 1,80. 108 kg eşim 1.70 55 kg

Bence 3 en iyisi. 2,3 ve 1'i denedim. En iyisi 3'tü. Ayrıca malzeme kalitesi olarak ikea daha önde.

jarvjallet'ın bel desteği ayarlanabiliyor. Bu açıdan markustan bir adım önde. Markusun boyun desteği ayarlanmıyor.

Bunlara ek olarak ikea millberget'te iyidir. Ona bir bak derim.

şuanda internet database'inin %70i online kahvecilerden oluşuyor sanırım :)
googleda 3-5 arama yapın sonrasnda tüm sosyal medya reklamlarında onlar sizi bulur

ben sizin yerinizde olsam 1 tane basit sözen el değirmeni alır, çekirdek kahveye geçer her gün taze kahve içerdim

www.sanalbaharat.com

ben burdan aldım çok memnun kaldım. fiyatları zaten mükemmel. direk ithalatçı firma.

+1 sanal baharat

www.kurukahvecinuritoplar.com

önce arayıp ülke-sertlik-karışım ne istiyorsan söyleyip sonra int net sayfasından aynı ücrette bişey satın alıyosun +kargo 2 günde evinde

zor ama imkansız değil...
oradaki yeşil kemeri kurumuş dala çevirmiyor. eski resimden kalan sadece yol, kız ve kızın arkasında görünen bir kaç kişi gerisi komple manipülasyon, farklı yerlerden sahneye uygun görseli bulup manipüle ediyor.

kurumuş ağaçlar, kurumuş dal kemeri ve kadın 3 ayrı fotoğraf. üst üste yapıştırmış.

değil. 10 dakikalık iş. oraya oturacak görseli bulmak zor

10 dakikalik is degil tabii ki :)

Ayni kemerli kuru dali kopyalamis olsa dahi isciligi vakit alacak bi calisma.

Bu arada kuru kemerler de aslinda dairesel degil, duz kuru agaca kavis vermis.

Ama dedigim gibi birkac dakikalik is degil.

uygulaması basit, gerçekçi uygulaması zaman isteyen bir iş.

Teknik olarak zor falan değil. Ayrıca önceden de hazırlık yapılmış zaten diğer türlü benzer bir stock image bulması imkansız sonuçta.

Burada birisi yazmış özet:

"cut out woman in foreground

replace background with picture of the same location in autumn

simple and effective"

aynı yerin 2 farklı mevsimdeki fotoğrafını şoplamış kolay, 5 dakkamı almaz.

Evet

Son iki sorudan hangisine evet?

sanırım teşekkürler kısmına evet dedi.

Başlığa evet demiş olabilir mi?

sağlık bakanlığının kılavuzuna göre, Hastaneye yatış gerekmediği düşünülen 50 yaş altı, kliniği hafif hastalar evde takip edilebiliyor. Evde takip için önerilenler listesinden;

"Ortak tuvalet, banyo kullanılıyorsa bu alanlar iyi havalandırılmalıdır. Banyo
ve tuvaletler günde en az bir kez sulandırılmış çamaşır suyuyla (1:100 normal
sulandırmada) temizlenmelidir."

"Solunum yolu sekresyonları veya vücut çıkartıları ile kontamine olması mümkün
olan tüm yüzeylerin sulandırılmış çamaşır suyuyla (1:100 normal sulandırmada) temizlenir ve belirgin şekilde kirlenme olduğunda ise (1:10 normal sulandırmada) kullanılır."

1/100’lük çamaşır suyu hazırlanışı: 1 ölçü çamaşır suyu + 99 ölçü su (500-600 ppm
klor açığa çıkarır)
1/100’lük çamaşır suyu elde etmek için pratik olarak 10 litre su içine 1 küçük çay
bardağı çamaşır suyu konulur.

Bingo üzerinde <%5 hidrojen peroksit yazıyor, ama bu ne demek anlamadım. En az mı en fazla mı %5 acaba ve bu oran virüs için yeterli mi bilmiyorum. Kokusu kötü olmadığı için eğer hijyen için yeterliyse bundan kullanmak istiyorum.

Asıl endişem annemin Kosla Oxi Action kullanıyor olması, başka çamaşır suyu kullanmıyormuş, astımı olduğu için çamaşır suyu rahatsız ediyormuş. Bu nedenle özel olarak bu iki ürünü, genel olarak da klorsuz çamaşır suyu denen şeyleri kullanmamız uygun olur mu merak ediyorum.

sanirim turkiye'de paket siparis ve restoranlar devam ediyor tum hiziyla (ailemden ogrendigim kadari ile). ingiltere'de eve siparis isi 2-3 haftadir yok ve bahsettigin sebeplerden dolayi olsa bile siparis vermezdim. ozellikle kebapci, bufe gibi yerlerin hijyen stardartlari baya kotu, bu durumda iyilestirmeye gittiklerini de pek dusunmuyorum

virüs insandan insana bulaşıyor daha çok. yemeğin paketin veya asfaltın temizliği çok önemli değil benim anladığım.

Bu sürede dışardan yemek almazdım, almıyorum da zaten.

burnunu kağıt mendile sümkürüp, hiçbir şey olmamış gibi yarım ekmeği eline alıp içine kokoreç koyan satıcı gördü bu gözler. bunu gördüğümde corona yoktu ama şimdi de bunu yapmayacağını kim garanti edebilir? alma diyorum.

hem sizin hem burayı okuyacak olanlar için bilgilendirme yapayım

virüs insandan insana bulaşıyor diye bir şey yok. yanlış
corona pozitif birinin dokunduğu her yerden bulaşabilir. o yüzden ellerinizi yıkayın diye bas bas bağırıyorlar
servisi getirecek ya da paketi hazırlayan kişi pozitifse ürün ambalajı kontemine olur.
ambalajdan yemeği çıkarır, hiçbir yere dokundurmadan çöpe atabilir. sonra elinizi min. 20sn yıkayabilirsiniz. gelen yemeği de tekrar iyice ısıtırsanız virüsü kapma ihtimalinizi en aza indirirsiniz.

bu arada tabii pozitif olan kişi dokunduğu her yeri kontamine ediyor diye bir durum da yok bildiğim kadarıyla
yani böyle corona süper kahraman gibi dokunduğunu pozitife çeviriyor olayı yok. bu kişi eline aksıracak tıksıracak, ancak öyle.

Soyle eve goturdugunuzde baska tabaklara alip, posetler vsyi atip aldiklarinizi firinda ya da mikrodalgada isitin ancak.aldiklarinizi
Bir de salata gibi cig seyleri almayin
Okudugum makalelerde boyle anlatiliyordu.

normal sartlarda bu kadar ihtiyac duyulmayan bir sey oldugu icin yetersiz. fiati 20 50 bin dolar arasi genellikle, daha ucuzlari da var, nereden alindigina gore degisiyor. uretilmesi vakit alan bir sey oldugu icin hemen ihtiyaclar karsilanamiyor

solunum cihazları normalde yoğun bakımlar dışında ihtiyaç olan bir alet değil anladığım kadarıyla. sonuçta bu cihazların hepsi alınmış ve kullanılıyordu.

şimdi bu hastalık solunum yoluyla çok ilintili olduğundan insanları yoğun bakıma sokmasan bile bu aletlere bağlaman gerekiyor sanırım.

bu da normalde yılda 1000 adet üretilmesi gereken aletin talebini 100 bin yaptı misal. e zaman da çok önemli bir faktör. bu kadar kısa sürede kimse üretemedi.

pahalı normalde çünkü az satılıyor. şimdi toplu üretilirse çok ucuza malolacaktır. ama sıkıntı şu ki yarın bu virüs tehlikesi geçtiğinde bu aletlerin hepsi çöp olacak. o kadar da olsun. umurumda değil.

3 ay önce dünya= 500tane solunum cihazı alacağıma 3 tane füze alır çölde test yaparım ya da ambarda tozlansın

Ailenin sağlık sorunu yoksa evine dön.

ben olsam şu arabayla giderken yanına yolcu alınmasını sağlayan uygulamalara bakardım. blablacar mıydı neydi. denk getirirseniz en azından 1 kişiyle gitmiş olursunuz. hatta maske takabilirsiniz

Avis ile araba kiralayıp başka şehirde teslim edebiliyorsun bi bak istersen

güzergâhta bla bla ilanı yok, ehliyetim yok araba kiralayamam :(

Taksi ile git havaalanına

benim çok pimpirikli bir arkadaş var geçen cuma gecesi hatay a uçağını kaçırdı.. ertesi sabah adana üzerinden bir de otobüse binerek hataya gitti. maske eldiven ve güneş gözlüğü takmış. üzerine de yağmurluk gibi bir şey giydi..

ben tedirgin olurdum açıkçası.. ama eve de dönmek isterdim..

taksi tutup yani araç kiralayıp git, maske eldiven falan tak
orada harcayacağın paranın çok küçük bi kısmını arabaya verirsin işte.

@rewlack, bildiğim kadarıyla maske virüs kapmanızı değil saçmanızı engelliyor...

Yanıtlar için teşekkür ederim. Sanırım en azından dört beş gün daha bekleyeceğim karar verebilmek için. Pek umudum yok ama inşallah ülke genelinde durum kötüye değil iyiye gider

Evet riskli. Günlerden beri bütün yetkililer evden çıkmayın çağrısı yapıyor mümkünse 2 -3 haftalık aile ziyaretinizi öteleyin ve bulunduğunuz yerden ayrılmayın. Hem belki siz veya ailenizden biri virüsü taşıyordur lütfen bulunduğunuz yerden ayrılmayın dışarı çıkmayın. Resmi makamların çağrılarına uyun son pişmanlık fayda etmez.

polemik yaratmak seni incitmek istemem ama şöyle diyesim geldi;

bravooo doktorlar falan neden takıyor tam yüz koruma maskesi acaba?
gardaşım;
1.hasta olan adam maske takıyor mu sence bizim ülkemizde? hadi toplumun kafasını geçtim, hasta adam farkında da olmayabilir.
2.hadi etrafta hiç virüs hiç yok, yüzüne damlacık yoluyla da geçmeyecek. en azından elini yüzüne götürmemiş olursun. o işe yarar.

zor konu ama ya allah diyerek önlemini alıp memlekete gitmende fayda var. aylarca ankara'da kalmam sorun değil diyorsan takıl tabi. ama durum iyiye gitmiyor gibi. belki hiç evden çıkamayacak belki seyahat kısıtlanacak onları da düşünerek karar ver.

ama yine de sorumluluğunu takdir ettim. annenle babanla da konuş bunu yolda kapabilirim size geçebilir de ne diyecekler bir bak. (bir baba olarak ben gel evladım derdim. öleceksen senden öleyim. heyyt.)

Onlar da dönmemden yana:) Ama virüs ve riskler konusunda çok fazla bilgi sahibi değiller, haber kanalında uzmanları dinleyeyim internetten de araştırayım gibi bir alışkanlıkları yok. O yüzden benim söyleyeceklerim kritik, "bi' şey olmaz"cılık yapıp sonra pişman olmaktan korkuyorum

kim diyor abi yaşlılara zararlı bi tek diye?
herkes bu yanlış bi bilgi sakın inanmayın diye yaygara koparırken?
dün akbank'ta güvenlik görevlisi vefat etti 30 yaş civarı sanırım.

Şu okuduğunuz yerleri link verseniz de saçma sapan profillerde tweet aramak zorunda kalmasak.

www.youtube.com

Twiti kopyalamadım. Coronaturkey hesap.

İtalya'dan bahsediyorsunuz sanırım. Doğrudur. Şuan için iyileşen sayısı 10361 ölüm 8215
Ölüm oranı %44
Sağlık sistemi çöktü çünkü adamlarda. Hastaneye çok ağır vakaları yatırıyorlar. Onlar da büyük oranda ölüyor. İyeleşenlerin iyileşmeleri daha uzun sürüyor
Herkese evinde kal diye bunun için deniliyor. Her gün 100 hasta ile uğraşmak var 6-7bin yeni gelen hasta ile
buradan takip edebilirsiniz: www.worldometers.info

pahalı ve tek kullanımlık olmayandan kasıt hangi tip maskeler? n95 ffp2 ve ffp3 lerin benim bildiğim piyasa olan büyük bölümü nr (non-reusable) yani tekrar kullanılamaz önce onu belirteyim.
fakat onun da çözümünü bulmuşlar sanırım. detaylı araştırmadım fakat fırınlama yapılıyormuş.
(maske takma çıkarma kurallarına bakın önce. yani ön yüzeyine vs dokunmadan çıkartılıyor)
fırında 70 derecede 30dk bekletilip tekrar kullanılabiliyormuş.
araştırırsınız

Fırınlama yapabilirsiniz. 70 dereceye ısıtıp, sabit tutup, 30 dk bekleteceksiniz

tüm maskeler tek kullanımlık prensip olarak. ama hasta birine müdahale edecekseniz veya hastalıklı ortama girecekseniz bu maskeler takılıyor. yoksa dışarıya çıkıp işinizi halletmek için cerrahi maske yeterli. minimum zamanda minimum temas ile eve dönüp maskeyi poşete koyup çöpe atıyorsunuz.

m.ensonhaber.com

Boğaz enfeksiyonu olabilir. Nurofen içmektense. Ilık su için yudum yudum. Bitki çayı vs için. Dinlenin. Evden çıkmayın.

belirtiler 4-14 gün arasında çıkıyor yani virüs kapmışssan bile dün olmamıştır. %90 üşütmüşsündür. zaten herkes şuan psikolojik olarak kendinde belirti aramaya fokuslanmış durumda
diyelim ki evvelinde virüsü kaptın zaten sende durumun ağırlaşma ihtimali belki %1
tavsiye edilen evde dinlenmen, kendini izole etmen, bol sıvı tüketmen
nurofen içme. durum hafiften kendini belli etmeye başlarsa (ateş) parasetamol içeren ilaç kullanabilirsin. evden kendin çıkıp bir yere gitme. solunum güçlüğü çekersen telefon açarsın gelir alırlar
bunlar sende %99.5 olmayacak. birisinde olur da araştırma yaparsa diye bilgi verdim

faydalari var, havali falan misal ama 5-6 seneden sonra problem cikarirsa bazen sikinti yasatabiliyor.

Misal 2000 model Bora'da bu sorunu yasamistik ve sikintiyi servis cozememisti. 5 sene sorunsuz kullanildi ama Su almaya basladi 2006 yilinda sunroof'dan.. pisman etti.

cam tavan daha iyi bence sunroofa göre.

artıları: güzel görünüyor. iç mekanda ferahlık ve aydınlık sağlıyor, ekstra bir havalandırma ikmanı sunuyor
eskileri: belirli bir zaman sonra arıza çıkarabiliyor. mekanizması, rayı otu çöpü bir sürü bölümü var, pahalıya patlayabiliyor. camı çatlayabiliyor. ısı ve ses yalıtımına eksisi de var. özellikle büyük cam tavanlar yazın direkt haşlama. trim sesleri gacırdamalar gelmeye başlayabiliyor 3-5 sene sonra
güvenlik eksisi de olabilir. volvo güvenlik sebebiyle sunroof yerine cam tavan üretiyordu diye biliyorum

sunroof'lu araç kullanıyorum ve hiç bir fonksiyonu yok diyebilirim.

2 yıl önce beşiktaş şampiyon olduğunda bayrak çıkarmıştık o kadar:)

cam tavan seçeneği yok maalesef. sunroof sadece. sunroofsuz bir araç bekleyeyim o halde :/
bir aksilik olmaz ise 5 sene sonra satarım da sattığım adam arkamdan küfür etmesin. su akıtıyor, ses çıkartıyor falan demesin.

Ben şimdiye kadar satın aldığım araçlarımın hep sunroof'lu olmasına dikkat ettim. Yağışlı ve çok soğuk havalar hariç sık sık kullandığım ve kullanmaktan keyif aldığım bir özellik.
Şimdiye kadar sunroof'lu birçok aracım oldu. Sadece bir tanesinde (2014 Subaru forester, hayvan gibi büyük bir sunroof'u vardır. Normal binek araçlarda o boyutta cam, cam tavan oluyor ve açılmıyor.) su tahliye hortumu tıkanmasından dolayı arabanın tavan döşemesine avuç içi kadar su izi yaptı. Onun dışında uzun yıllar kullandığım çok eski (98 toyota land cruiser, 2002 volvo s40) araçlarımda bile sorun yaşamadım.
Bence tercih etmelisiniz, sonradan keşke sunroof olsaymış deme ihtimaliniz yüksek.

arkada oturan yolcu çok sık olacaksa ve eğer onların konforu senin için önemliyse (çocuk, aile vs) keyifli oluyor.

ama yazın arabanın içi yanıyor gerçekten. yağmurlu havalarda da güzel oluyor, gece yıldızlar da güzel oluyor.

antalya'da yaşıyorsan olmasa daha iyi bile diyeilirim.

Icerisi aydinlik ve ferah oluyor. Cok farkediyor o yonden. Bence sanruflu olacak araba dedigin.

şoföre değil de daha çok arkadaki yolculara yarıyor... ben de heves ettim ve öyle aldım ama çok da aman aman bi olayı yok bence..

yok

haklılık payları kısmen var.mesela deniz bok kokuyor buna kimse itiraz etmez.Yine belediyecilik anlamında malesef çok iyi olduğunu söyleyemem

not:chpspor

Konak,Alsancak civarında kaldırımlarda kirin rengini, yapış yapışlığını açıkça görebilirsiniz. O kısmı ve bazı semtlerde koku konusu doğru.vatandaş da normalleştirmiş sanırım. Konak kemeraltındaki mekanların önü falan leş gibi ama bütün mekanlar dolu . Pislik manzarasıyla rahat rahat yiyip içiyor herkes.en azından geçen sene ben oradayken böyleydi.yeni başkan döneminde bir şey değişti mi bilmiyorum.

konak, eminönü gibi bir yer. herkes orada, mültecisi, turisti, alışverişe geleni temiz değil ve oradaki insanlar da pek güvenilir değil. gitmemek için özel çaba harcarım. bence her büyük şehirde olduğu gibi pis yerler var ama akp'liler bunu abartmayı seviyorlar tabii ki.

%90'ı uydurma. Bi kere deniz kokmuyor :) 24 yıldır bu şehirde yaşıyorum. Hemen her semtine de girdim çıktım. Denizin koktuğu bir yalan. Mesela kordonda yürürken spesifik bir noktada koku var, ama o nokta hani toplasan 10 metre karelik bir alanı kapsıyor. Onun dışında yıllardır bi kere almadım şu denizin pis kokusunu ne hikmetse..

Sokaklar da pis değil. Arkadaş Alsancak'ta, Konak'ta yerlere pislikler yapışmış yazmış ama neresi acaba ben niye hiç görmedim yıllar boyunca. Hani anlık olarak belki pis olduğu oluyodur çünkü Alsancak eğlence mekanlarının olduğu yerler, pislenmeye müsait. Ama kronik bir sorun yok.

Kemeraltı dağınık evet, orasıyla ilgili eleştirilere hak verebilirim ama Tunç Soyer başkanın en büyük projelerinden biri orayı ıslah etmek.

Yav onlarca yıldır İstanbul'u, Ankara'yı görüyoruz. Oralardan daha pis ya da bakımsız değil. Belediyecilik olarak da bence daha iyi. Aziz Kocaoğlu'na yıllardır çok sövüldü ama ben kötü bir başkan olduğunu düşünmüyorum asla. Tunç Soyer baya baya iyi başladı neredeyse geçen 1 yılda.

Ha mesela eleştirdiğim noktalar yok değil. Ulaşımda kritik otobüs hatlarının kaldırılıp raylı ulaşıma özendirilmesi çok kötü bir tercih değil ama şu an onu kaldıracak altyapı yok. Ama bunlar giderilebilecek şeyler. Onun dışında yok su yokmuş yok pismiş deniz kokuyomuş vs ben 24 yılda açıkçası çok bariz bir pislikle kokuyla karşılaşmadım. Ha sular arada bir kesiliyor, yılda bir büyük bir kesinti oluyor, o da devlet su işleriyle ortak yürütülen bir olay.

Melih Gökçek gören bir Ankaralı'nın, Kadir Topbaş deneyimlemiş bir İstanbullu'nun laf edeceği düzeyde bir sorun yok İzmir'de belediyecilik olarak..

geleli çok olmasa da, anlatıldığı gibi berbat olmasa da, mükemmel de değil. alt yapı sorunu var bana göre, yağmur yağdığında çoğu yer batıyor hala. ulaşım ciddi sorun, otobüsü izbanı zamanında gelmiyor bazı bölgelerde. deniz anlatıldığı gibi leş değil, en azından sahiller değil, koku da almadım hiç.

aslen izmirliyim, aile ziyareti disinda pek gittigim yok artik ama ailemden duyduklarim ve kendi tecrubeme gore belli bir kirlilik soz konusu. inonu caddesinde, konakta alsancakta yolda ucusan cop gordugum cok oldu. belki bunlar gecici seylerdi ama beni en cok sasirtan sey 20-25 yil once ben cocukken olan korfez kokusunun geri gelmis olmasi. korfez eskiden halicin koktugu gibi kokardi. Ahmet Piristina sagolsun atik aritma tesisini yaptirip bu kokuyu tamamen yok etmisti. son iki yildir gittigimde bu koku tekrar geri gelmis durumda hem de yaz/kis. ustelik eskisi gibi sadece konak, alsancak gibi sahil seridinde degil. hatay, buca gibi yerlerde de bu kokuyu aldim. izmirdeki arkadaslarimin soyledigine gore ya aritma tesisinin kapasitesi yeterli gelmiyormus yada tesis tamamen kapatilmis ve kanalizasyon tekrar korfeze akitilmaya baslanmis. bu kismi ne kadar dogru bilmiyorum. ama koku var ve eskisinden daha kotu. bir de en ufak bir yagmur yagdiginda kanalizasyonlarin tasmasi durumu var. sahil yolunda bile bunu gozlemledigim zamanlar oldu.

egeliyim şu an istanbula geldim bence izmir daha temiz. ayrıca izmir yanındaki manisa kadar hükümetten destek bile almıyor. tabiki pis kötü semtleri var ki bu heryer de var. izmirin yapılaşması istanbul gibi çok kötü denizi kokuyor ancak aynısı istanbulda da mevcut. chpnin yıllardır izmirde olmasıda dezavantaj adamcılık bölgecilik hep var. ama bu nüfusa bu kafa yapısına hangi parti gelse durum değişmez.

1 yıl önce istanbul fulya'dan izmir bornova'ya taşınmış biri olarak diyebilirim ki fulya'da çöp tenekesi sorunu yüzünden sokağa bırakılan çöp poşetlerinden sonra bornova bir cennet. fakat izmir'in bazı yerlerinde rüzgar sebebiyle denizden koku geliyor.

Temizlik de kıyas istanbul ya da Ankara olmamalı. İzmir gibi bir şehir den beklenti çiçek bi olması çevremde gördüğüm, haklı da bir temenni. Belediye upraşsa en azından popüler lokasyon ları çiçek gibi yapabilir. Ama bu oy garantisi, ceketimi koysam kazanırım muhabbeti etkiliyor kanımca. İzmire has bir durum da değil bu zihniyet, seçimi fanatik kazanacağını bilen partiler çok da hizmet için kasmıyor

Çok uzun zamandır İzmir'de yaşıyorum. İzmirliler bu tarz konularda ülkedeki en muhafazakar insanlardır. İzmirde Belediyecilik üç aşağı beş yukarı Türkiye ortalaması seviyesinde bana göre. Fakat Dünya şehirleri ile kıyaslanamaz bile
İzmirliler çeri çöpü gecekonduyu pisliği vs görmez, göstersen de görmek istemez
İzmir dediğin Belediyenin de tanıtımlarında kullandığı kadarıyla tüm körfez sahil şeridi, kordon tarafları, bir kaç gram da iç kesim. Geri kalanı tamamen çarpık kentleşme.
Örneğin Alsancak kordon, ne kadar fotojenik. Gir içeri 100 metre Alsancakın arkada sokaklarına Felluce mi burası dersin. Göztepe, gir kordondan 2 arkada sokağa yol yok kaldırım yok. En lüks yerlerinden biri Mavişehir; 250 metre, tren yolunun üst tarafına bir çık ortaçağ'a dönersin varillerde ateş yanıyor başıboş atlar falan geziyor.
İzmir'in %80i ya çarpık kentleşme ya gecekondu. Devasa gökdelenlerin Folkart'ın yanındaki dibindeki apartmanlara bir bak tam Getto
Şu kordon boylarındaki binalar var ya bir de onların arka taraflarına bak
İzmirliler hiçbirini görmez ama tam dışı parlak içi çürük elma
İzmir zaten kendi tanıtımını havaalanından izban'a binip şehri dolaşan misafirlerine çok güzel yapıyor.
Bu arada Diğer şehirlerimiz çok mu matah hayır. Laciverti

Ben de 2,5 ay önce taşındım İstanbul’dan İzmir’e. Ya koku algım çok yok ya da gerçekten bir koku yok. Rahatsız etmedi o durumdan hiç beni. Fakat altyapısı bence gerçekten zayıf. Yağmurda göl oluyor bir çok yer. Gecekondulaşma da çok. İstanbul’a ziyarete gittiğimde artık gözümde büyüyor şehir, tam bir metropole gitmiş gibi hissediyorum. 20 milyon mu artık kaçsa nüfusu, gerçekten o 20 milyonu kaldırabilecek kadar mükemmel bir şehir. Bence iyi yönetiliyor. Ama öyle ama böyle. Politikayla işim yok. İzmir’e iş için geldim, bi de ailemden ayrılıp kendime ait bir hayat kurabilmek için. Yazın belki daha güzel gelecek İzmir. Tatil yerleri elinin altında.

Doğma büyüme İzmirliyim...
İzmir hakikaten pis. Yollar berbat.
Toplu taşıma zayıf.
Yıllarca hep aynı belediyeye oy attık ancak şımardılar iyice...
Deniz kokmuyor, o çok eskidendi.
Araba ile dolaşmayın siniriniz bozulur. Çukurlara girmemek için ralli yapıyoruz.
Kentsel dönüşüm berbat, rantsal dönüşüm olmuş. Düşünün kentsel dönüşüm olan yerde çıkmaz sokak var, hiçbir planalama yapılmamış.
Dağlar ev dolu, gökdelenler ise gittikçe artıyor. Yeşil de gittikçe azalıyor.
Sadece merkez dışındaki sahil kesimlerin doğal güzelliği var, inşallah oralara da sıra gelmez.
Bu şehri çok sevdiğim için gidemiyorum, umarım daha iyi birisi gelir ve güzelleştirir...

Güzel toplamışsınız hocam. Ssd'yi değiştirin ama, normal bir ssd kadar iyi değil, ben de buna bakıyordum ama aynı fiyata Crucial P1 aldım yine M.2

Bir de çok aceleniz yoksa yeni gpuları beklerim birkaç ay, çünkü yeni nesil konsollarla (PS5, Xbox Series X) aynı mimari olacaklar.

Yarım sene beklemem diyorsanız ama güzel dizmissiniz. Uzun seneler götürür sizi

ses sistemi, klavyeye vereceğin parayla daha başka şeyler ekleyebilirsin.

sonuçta 20 liralık klavye mouse da mecbur kalınca çok güzel kullanılabiliyor

ekran kartiniz butcenize gore zayif. en azindan 1660 super alin ya da 5700 serisinden bir ekran karti.
6000 tl lik kasa icin 1660 cok zayif kalmis, ayrica aguen in dedigi gibi ssd nizi 3000 hizlarinda bi ssd ile degistirin.

geçen ay incehesap tan bilgisayar topladım. telefonla ve sonrasında -ne olur ne olmaz diye- yazılı olarak tüm sistemin toplanıp gönderilmesini talep etmeme (ve onay vermelerine) rağmen 2 hafta sonra tüm bileşenleri ayrı ayrı gönderdiler. bilginiz olsun

Teşekkürler cevaplarınız için.
@hem şişko hem deli evet aslında dediğiniz gibi düşünmeye başladım biraz daha içime sinmiyor çünkü o kadar para verince daha iyi bir donanıma sahip olabilirdim düşüncesi kafamda olmaması gerekiyor gibi.

@aguen şu an için heveslendim bilgisayar toplamaya o kadar sabredebilir miyim emin olamadım. O dediğiniz kartlar çıktığında çok uçuk fiyatlarla piyasaya sürülmezler değil mi? Şimdilik düşük seviyede idareten bir şey alıp sonra geliştirmek ne kadar mantıklı sizce gpu’yu?

@eipcack dediğiniz gibi ekran kartı içime sinmemişti zaten ancak yeni çıkacak kartları beklemek gerekir mi daha da düşük geçici bir çözümle idare ederek. Yoksa ekran kartı bütçesini 3 bin lira seviyelerine çıkartmayı da düşünebilirim. Asus modellerinin soğutması kötü oluyor diye çekincelerim var onda da msi iyi diyorlar o konuda. Amd kartlarda da yine ısınma ve diğer konularda nvidiaya göre daha fazla problem yaşandığını duydum ondan onlara sıcak bakmıyorum biraz. Siz ne tavsiye edersiniz?

@asbe kurulum daha önce yapmadım ben de ondan kurulu bir şekilde göndermeleri iyi bir seçenek olarak gözüküyordu gözüme ancak biraz da o 2-3 haftalık bekleme süresinden dolayı çekincem vardı. O kadar bekleyemem diye düşünüyorum ayrı ayrı sipariş verirsem tümü 2-3 günde gelir diye düşündüm o şekilde sipariş verecektim o yüzden. Hem ayrı ayrı gönderip hem de 2 hafta bekletmeleri pek hoş olmaz doğrusu.

Ayrıca tavsiyelerinizi dikkate alarak adata XPG SX8200 Pro 512 gb m2 ssd’nin daha uygun olacağını düşündüm ne dersiniz?

cidden illa 2 sinden biri mi olması gerekiyor. bizim budalalık olarak gördüğümüz şeyleri yapması onu budala mı yapar? devlet başkanlığı seviyesinde eylemlerden bahsediyoruz ve bu devlet dünyanın en güçlü devleti. sizce cidden yetkin miyiz eylemlerini ve sonuçlarını tam olarka kavrayıp bunları budalalık olarak nitelendirmeye? ve budala olmadığı sonucuna varırsak illa dahi mi demeliyiz?

Kukla

usa derin devleti istediği çılğınca şeyleri yapmak için bu adamı başa getirdi,

her çılgın hamlede zaten trump deliydi diyecekler
trump'a sorsan her şeyi usa için yaptım diyecek.

sonuç ve kim ne kazandı olarak bakarsan usa'nın dehşet kazanımları var.

@papuayenigine02561 Bir an Trump’ı değil de Einstein’ı, Stephen Hawking’i, Tesla’yı ya da Shakespeare’i mi sordum diye başlığa baktım.

Sizi bilmem ama ben birçok kişinin bunu tayin etmek konusunda yetkin olduğunu düşünüyorum. Budalalıktan anladığınız nedir bilmiyorum ama Trump’ı yeterince tanımadığınız, geçmişini bilmediğiniz ve deli saçması demeçlerini gözden kaçırdığınız çok belli.

kukla+1

kişilerin hiçbir önemi yok siyasi işlerde. gücü elinde bulunduranlar ne isterlerse onu yapıyor devletler, ordular vs. dünya çok boktan bir yer oldu.

buradaki yorumlar (temsili) pbs.twimg.com
:))

kendi ülke liderinize bakın. dünyada kukla çok.

trump öncelikle bir girişimci..
girişimcilerden verimli bir siyasetçi çıkacağına hiç inanmıyorum..
bu adamın da önceliği kendi şirketleridir muhtemelen..
ne de olsa başkanlık geçici şirketleri kalıcı..

amerikan politikasi icin, ve aslinda neredeyse herhangi başka bir ülkenin politik sistemi icin, sunu bilmek önemli.

ön planda gördügünüz liderlerin arkasında cok karmasik ve cikar iliskileri agina dayali bir koalisyon var, ve liderlerin agzindan cikan sözlerin asıl sahibi arkaplandaki puppetmaster'lar. liderlerr kendilerine ne söylenirse onu yapiyor, aksi takdirde orada kalamiyor. bir puppetmaster icin en eglenceli kuklalardan birir de trump, trump kazandigi paraya ve megolamanisini besleyecegi söhrete bakiyor, dünya falan umrunda degil.

Babadan zengin, şımarık, egoist, ırkçı bir adam.
Bıraksan iki koyun güdemez.
Aptalın teki.

veracrypt kullanıyorum bende.
gayet iyidir.

Windows'un zaten kendi şifreleme sistemi var. Ben de aynı sorunun cevabını arıyordum buldum, senin ilacın Bitlocker

Her yerini kasabiliyormus ve kurşun geçirmez oluyormuş. Bir neşesini kasamiyormus oradan kurşun gelince ölmüş :)

film çekiminde kurusıkı tabanca yerine içinde mermi olan gerçek tabanca kullanıldığı ve vurulma sahnesi çekilirken gerçekten vurulup öldüğü efsanesiyle büyüdüm :)

@eeb oğlu öyle öldü, Brandon Lee

bir tek ensesini kasamadığı için oraya gelen kurşunla ölmemiş miydi :)

bana da bicak islemiyomus demisti arkadas. hassirele oradan dediydim.

Rahmetli Buruş Li'nin vücudunun %95i kastan oluşur, eğer %100ünü kas yapmayı başarabilseydi kurşun geçirmez olacaktı
Ki inanmayacaklar için söyleyeyim bu doğru bir bilgidir. Hala şüphe duymadan inanırım

@eeb o efsane degil, oglu o sekilde oldu film setinde. Efsane degil de baba ile ogul karismis hikayede:)

Benim duydugum tek hikaye sinema endustrisinin guclu adamlari tarafindan islerine gelmedigi icin oldurulduguydu. Ki dogru da olabilir.

iyi kol kası yapılır. baya yararlı olur.

Ne kadar aralıklarla olduğu önemli. Her 10 dakikada bir çekip bir sene boyunca devam edersen deli bir şey olursun.

(bkz: saitama)
(bkz: one punch man)

başladıktan bir ay sonra hiç bir şey hissetmemeye başlarsın. ya sayıyı artırırsın ya da bırakırsın.

Her on dakikada şınav mı çekilir (: 15 şınav çektin 1dk sonra tekrar 15 şınav bu şekilde 3 kere.yani günde 5 on dakika şınav çekmenin faydası olur mu?

Açıkcası pump olmaktan başka pek bir şey olmaz, kas gelişimi için artan yükleme yapmak gerekir ama tekrarların artması pek yüklemeye girmiyor bir noktadan sonra kas gelişiminden çok laktak eşiğinin gelişmesini etkiliyor çok tekrarlar, o nedenle kısa sürede etkisiz hale gelir pump olursun sadece. Şınav diğer ağırlık antrenmanlarının yanına ek olarak asistan olabilir.

Gogus kaslari belli etmeye başlar kendini ufaktan.
Kol degil, gogus.

Bir yıl boyunca 3x15 set şınav çekmediğin halinden daha düzgün ve kuvvetli göğüs kasların olur ama harcanan emeğe göre çok fazla bir şey olmaz.
Kas gelişimi basitçe şöyle olur; sen kaslarını alışkın olmadıkları bir şekilde zorlarsın, sonra kasların yırtılır, ardından bir güzel beslenirsin ve dinlenirsin, bu esnada kasların kendilerini (o alışkın olmadıkları hareket için) eski halinden daha güçlü bir şekilde onarır. sonuçta o seni zorlayan hareketleri bi kaç sefer sonra daha rahat yaparsın.
Yani kaslarının sürekli gelişmeye devam etmesi için sürekli zorla şiddetini arttırman lazım
1 yıl boyunca her gün 5dk koşsam ne olur demek ile aynı şey

şınavı gittikçe zorlaştırabilirsin, exrx.net
buradan clap push-up on ball, pike pushup, one-arm pushup'lara bakabilirsin.

Öyle yapacağına şöyle yapsana

www.vucutgelistirmeci.net

Alkol oranı %20'yi geçen içkileri(viski,vodka vs.) gümrükten sadece 1 litreye kadar geçirebilirsiniz.

peki hem gidişte hem gelişte yanımızda çantaya koysak?

yüksek alkollü içkiler için havaalanında duty free'den alma hakkınız 1 litre
önceden dışarıdan alıp valizinize (kabin bagajı değil) koyarsanız sorun olmaz

Kontrole girerse olur
Onun dışında olmaz
Kontrole girme ihtimali de yaklaşık 5.000’de 1 falan..

Ayrıca valizde değil de free shop’tan aldıysa 3-4 litre sorun olmaz, ben valizde getireceğini düşünerek yazdım

Free Shop filan değil yahu, adam zaten amerikalı, o gönderecek bana her masrafı dahil (gönderi ücreti vs.)

Kargoyla falansa gümrükten geçme ihtimali yok zaten.

Ayda 3 kilo gayet sağlıklı. Mekik çekmezseniz göbek sıkılaşmaz. Aynı durum bende de var. 30 kilo verdim ama göbeğim sarkık. Sanırım bu duruma alışacağız.

(genelde) erkeklerde karın kadınlarda basen bölgesi yağlar için depo bölgeler. en zor ve en son eriyen kısımlar burası oluyor. gözle görünür yağ erime karını ekvator alırsak kutuplardan başlıyor.
kas kütlenizi arttırabilirsiniz. biraz daha yüksek ağırlıklarla çalışabilirsiniz
halsizlik ve hasta olma durumu varsa beslenmenizde bir şeyleri yanlış yapıyorsunuzdur. örneğin yüksek kalorili diye yağ almamak gibi. sağlıklı yağlar elzemdir. mikro olarak bazı mineral ve vitaminleri almıyor olabilirsiniz

Tamamen aptalca bir şey.

Hatta reddit'te bir foto vardı, adam "arabada yetişkin var, yaşamak bizim de hakkımız" gibi olanından yaptırmış.

katılıyorum. erkek bebeğe mavi, kıza pembe giyim alınır ile benzer mantık.

bariz olmayanı beyan etmek ile sahip olduğun şeyin değerini koruduğunu sanıyorlar. keşke öyle olsa

Arkasında olanlar korna basmayabilir belki trafikte. Bir de mesela kaza olduğunda ilk yardım ona göre yapılabilir. Belki arabada çocuk koltuğu yok çocuk araya düştü. Kazazedelerin bilinci kapalıysa çocuk var diye söyleyemeyecekleri için belki geç müdahale edilebilir çocuğu görmeyip. Şey de olabilir arabada çocuk var levhası var ama çocuk yok arabada? Belki camdan fırladı etrafa ona göre daha dikkatli bakılabilir. Kötü niyet olduğunu düşünmüyorum ben.
Annesi babası araçta unuttukları oluyor çocuklarını. Çevrede park etmiş bir araçta tek başına ağlayan bir çocuk varsa sıcaktan ölebilir. Yılda 37 bebek ölüyormuş bu sebepten. Aynı sebepten ölen bir sürü hayvan var mesela. Tesla bunun için dog mode yaptı klimaları havalandırmayı açık tutuyor.
Ha çocuğum olursa büyük ihtimal alıp asmam. Arka cama Atatürk veya tuğra amblemi bastırmaktan daha yararlı bence.

Ben assam assam çoluklu çocuklu insanım sıkıştırma rekabete girme benden iş çıkmaz kafasıyla asarım ama bunu böyle sanmıyormuş kimse görünüşe göre :/

tum faktorler esitse bebek 35 yasında insandan daha degerlidir, hatta self-driving arabalar mecbur kalmaları durumunda yolda yası gecmis olanlara carpar diye kodlanıyorlar diye biliyorum.

Tam olarak arabada bebek var ve ona göre davranın demek. Örneğin korna çalmayın demek.
Bu daha önce bir kaç defa daha soruldu burada, insanların niye alerjisi var böyle şeylere anlamak mümkün değil.
Bebekli birine normal bir yetişkin insana davranıldığından daha nazik davranılması bir medeniyet kanunu. 35 yaşında biriyle bir bebeğin farklı olmadığını düşünmek de ilginç. Otobüste bebeği olanlara niye yer veriyoruz mesela

Yarış atlarını taşıyan araçlarda da 'Dikkat! Yarış Atı' yazar mesela. Neden acaba? Hava mı atıyorlar ki. Korna çalmayın diyor adam yani, anlaşılmaması ilginç.

ikazdır bu. Çok basit. Ben şimdi dış kapıya 'Bebek var' yazsam ne anlarsınız? Zile basmazsınız değil mi, yavaşça kapıyı çalarsınız. Bu kadar basit. Yok bebeğiyle övünüyormuş da, yok yazıyı gördüler diye makas atmayacaklar mı :)

bence 35 yaşındaki bir birey bir bebekten daha değerlidir illa bi yaş/değer eğrisi yapmam gerekse 25 yaşında falan pik yapan bi çan eğrisi gibi yapardım ki aslında biyolojik olarak da böyle ama dediğim gibi polemik yaratmak istemiyorum :)

korna çalma kısmı aklıma gelmemişti hiç. Zaten genel olarak korna çalınmasına uyuz olduğum için herhalde. O mantıklı bi sebep olabilir evet.

@asbe

otobüste bebeği olanlara kucağındaki bebeği düşürmesinler diye yer vermiyo muyuz? Bebeğin değerli olmasından değil, bir insanı kucağında taşımasından dolayı veriyoruz bence.

@respect

hayatta başka dertlerim varken de bu tarz şeyleri merak edebiliyorum, çok zor değil :D

çocuğum olmadan önce ne yalan söyliyim bana da çok itici ve anlamsız geliyordu.

fakat sonra, çocuk doğunca ve çocuk oto koltuğu alınca, kendimi bu şeyden arar buldum.

sanırım ebeveynlerde şöyle bir düşünce oluyor, belki de hastalıklı bir düşüncedir ama, çocuğu koruyabileceğini ama 1.000.000'da 1 bile olsa koruyabileceğini düşündüğün ya da düşünmek istediğin şeyi yapıyor insan.

olay bence korna meselesi değil sadece. sonuçta hiç mi korna duymuyorlar ordan buradan.
bahane bulmak istedikten sonra alın size aklıma gelen 3-5 tane sayayım

1- arkadakinin yavaş gitmesini sağlamak
2- takip mesafesi korumasını sağlamak veya sollayıp size bulaşmadan gitmesini sağlamak
3- ters bir durumda ilk ilkyardımın sizin arabaya yönelmesini sağlamak
4- polisin durdurmamasını veya ceza yazma konusunda insiyatif almasını sağlamak
5- arkadaki arabadan insanların inip kavga etme isteğini engellemek.

vs. vs.

bir iç tatmin veya bir nevi nazar boncuğu belki de.

Bu kadar basit bir şey için bu kadar polemik kasılması, insanların çocuk nefretini kusması inanılmaz.

Çok basit la vallaha az kafayı çalıştırırsanız hemen sonuca ulaşırsınız.

En basit iki tanesini sayayım,

1. Kornaya basma hayvan gibi.
2. Çocuk olduğu için yavaş gidiyorum. Hayvanlık yapma.

Orta seritte 40la giden arabada bu stickerdan varsa anlayisla karsiliyorum. Yol istemiyorum.

Ya da alakasiz bi yerde yolu tikayacak sekilde durmussa yine bekliyorum.

Elimden gelen her turlu pozitif ayrimciligi yapiyorum yani.

Nefretle karsilayan yorumlara sasirdim ben de. Amac cok net; arabada bebek var ikimiz de daha dikkatli olalim. Ya da ben boyle anliyorum hep.

manasi gayet basit, bana bulasmayin demek. cocuk uyurken yavas gidersin kafasi dusmesin diye, sert viraja girmezsin, saga sola korna calmazsin uyanmasin diye. agar agar takilirsin.

bu yaziya kafayi takanlar, direk yetiskin olarak mi dunyaya geldiniz? ne yedirip ne icirdiler size anlamiyorum ki..

bence de anlamsiz tepkiler gelmis. arabada bebek oldugunu bilmek ve bildirmek turkiye gibi gurultu, maganda, apaci dolu ulkede elzem bence.

Bu Allah başka dert vermesin insanlarını anlayamıyorum. Siz her saniye, kuantum dolanıklık üzerine düşünüyor, takyonlar üzerine sorular soruyor, ya da ontoloji üzerine mi düşünüyorsunuz sadece? Merak etmiş, düşünmüş, sormuş. Bu bir dert değil ayrıca.

Vallahi bence sebebi tam olarak, arabada bebek var, bizi öldürme gibi bir şey. Çocuk, bebek falan insanın psikolojisini tetikler ve bir nebze daha fazla dikkat eder gibi umut taşıyor o sticker.

Bunun rahatsız etmesinin sebebi, hizmet ettiği amaç değil. Çocuklu ailelerin, hayatın her alanında, her konuyu, ekseriyetle çocuğa çekmesi, çocuk üzerinden sürekli ekstra hak ve ayrıcalık iddia etmeleri, çocuğun varlığı üzerinden sürekli mağduriyet yaratmaları. Bu sürekli devam eden ve hiç bitmeyen, sayısı üzerinden insanların birbirine üstünlük kurmaya çalıştığı çocuk muhabbetleri, bu sticker'ı rahatsız edici kılıyor. Sticker'ın kendisi rahatsız edici değil aslında. Çocuğun da suçu yok. Ebeveynler tarafından, sistematik şiddete maruz kalınca, insanlar tepki veriyor doğal olarak.

@nasıl yani

Teşekkürler her cümlenize katılıyorum, tam aklımdakileri açıklamışsınız

sozlukte okumustum sanirim "eger kaza olur da bebek / cocuk arabadan firlarsa ve surucu vs bilincini kaybetmisse, kurtarma ekipleri bebegi arasinlar diye" yazmisti biri. mantikli gelmisti. ha insanlar ondan mi asiyolar, onu bilemedim.

Valla bmw alirken yakiti pek onemsemeyenlerdeniz. Segment farki 3 5 arasinda.

Bence 5 serisi bir arac kiralayin hafta sonu bi tatile gidin. Denemis olursunuz. Sonra da karar verirsiniz. Yas farki onemsiz.

5 serisi geçen sene 1 hafta kiraladık yani memnun olmadığım bir tarafı olmamıştı aslında , aralarında çok aşırı fiyat farkında yok ama benim merak ettiğim sürekli kullananlar memnun mu bu araçtan ? Sürüşü keyifli mi , büyüklüğü sıkıntı mı ?

Arkada ortada oturan kişi 5 serisi de alsan rahat edemeyecek şaft tüneli yüzünden.

Arkada bebek koltuğu var , zaten o yüzden değiştirmek istiyorum ,bebek koltuğu varken 2 kişi oturamıyor arkaya . Sıkıldım bu durumdan

2 yıl 318i kullandıktan sonra geçen sene onu satıp 520i aldım. ikisi de sıfırdı. 3.18'in motorunun biraz zayıf olması ve berbat yol gürültüsü dışında 3'ten de memnundum aslında ama 5, 3'e göre başka bir dünya.

Şehiriçinde 5 serisi rahat olmuyor. Aracın boyutlarından dolayı gerek dönüşlerde gerek park yeri ararken sıkıntı oluyor. 3 serisi daha atak ayrıca. Fakat sürekli uzun yol yapılıyorsa 5 serisi mantıklı.

uzun süre 3 ve 5 serisini kullanan bir arkadaşım E serisine geçince “bu zamana kadar araba sürmemişim” demişti.

Beş serisi. Net.

3 serisini aracın boyutları küçük geliyor diye değiştirip yine 3 serisi almak

selam. borusan çalışanıyım. ikisini de alma. git e al.

valentinov +1 . 2 yaşında 5 serisi alacak gücünüz varsa Mercedes E serisinden alın.

illa da bmw diyorsanız 5 tabiki

2016yı kaça satıyorsunuz:)

Gecen annem migrostan alicakti. Bi baktim uzerinde Granit desenli yaziyor. Yani aslinda tava granit degil deseni granit. Buna dikkat etmek lazim.

ben de baya araştırdım, döküm tava tavsiye ederim.

teflon neden zararlı onu anlamadım? kaliteli bir teflon tava oldukça sağlıklı.

@giovanne, aslında çizilmiş teflon tavayı kastetmiştim.

Dökme demir konusunda da bakımı konusunda sorun yaşamaktan çekiniyorum. Anladığım kadarıyla biraz narin aletler, sürekli kuru tutmak, arada seasoning yapmak gerekiyor vs.

Bildigime gore girdigi gibi cikar.o yuzden oncesinde degirmende ...

susam, çörek otu, patlamamış mısır gibi diğer şeyleri nasıl sindiremiyorsak onu da sindirebileceğimizi sanmıyorum.


özel cins süs tavuklarına falan veriliyor keten tohumu ama onların da taşlık denilen bir kısmı var bu tür şeyleri sindirebilmek için. ufak taşları yutup bir nevi değirmen yapıyolar taşlığın içinde.

bu kişiden kişiye değişir gibi görünüyor ve sanıyorum anlamanın tek yolu var.

tabi yemekle beraber çakıl taşı da yersen niye olmasın.

hiçbir tohum dışı çatlamadığı sürece sindirilemez

faydasını görmek için öğütülmüş halde tüketilmesi önerilir.

1. Bir sıkıntıya sebep olacağını sanmıyorum.

2. Ağırlık çalışarak, vücudunda enerji açığı oluşturarak.

kadınlarda o yağ oranları normal

www.google.com

www.gaiam.com


ayrıca yağ oranı ölçümleri güvenilir değil, hatta daha iyi bir bilgi vereyim yağ oranını tam ölçmek mümkün değil, iyisi mi bel çevresi ve kalça çevresini baz alarak yağ alıp kaybettiğinizi düşünün.

Dünya üzerinde kesinlikle güvenilmeyecek 2 şey;
1- Spor salonlarındaki yağ ölçümü
2- Anadolu Ajansı verileri

Hayvansal urun (et-sut-yumurta) tuketiminizi biraz kismayi deneyebilirsiniz. Kesin bir olcum icin hastanede check-up'a gitseniz daha saglikli olur.

evet narlıdere, daha önceleri hatay samandağ,defne oluyordu oralarda dsp adayı da oy almış ilçe adayı olarak.

İlçe olarak Narlıdere, mahalle olarak Bostanlı sanırım. En fazla oy çıkan sandık da Bostanlı 1201, %93

saymakla ilgili bir problem yok, ekstradan basılacak pusulalar vb. senaryolarla ilgili problem var. insanlar bunu anlamıyor.

@datnet
Abi ekstradan pusula basmak nedir? YSK ile öyle aleni hile yapılacak olsaydı oyların sayılması beklenmezdi bile. Yani ben şu anda muhalefetin de akp nin de kafayı yediğini düşünüyorum artık:) akp müşahitler fetöcüydü diyor djdkdk CHP liler yeni pusula basılacak diyor djd
Bence problem geçersiz oylar. Geçersiz oylar eğitimsiz taraftan çoğunlukla Akp ye giden oylar. Bunların geçerli olması CHP ye seçimi kaybettirir. Bu da risk.. yoksa CHP geçerli oyların sayılmasına bile karşıysa zaten seçimi aslında kaybetmişlerdir

1) bu şekilde keyfi, yeniden sayım zaten hukuki değil.

2) mühürsüz oyları geçerli sayan adam bunlar, çaktırmadan çuvalı açıp oynayabilirler.
zaten sayım bu kadar uzun sürmez 4 gün falan birşeyler çevirmek istedikleri açık.

Tamamen hukuksuz ve daha önce uygulaması olmayan bir biçimde yapılıyor çünkü. Yeniden sayımlar AK Partinin ucu ucuna ve bir çok şaibe ile kazandığı yerlerde yapılmıyor nedense
Oy sayımı sandıklar açıldığında tüm halka açık bir şekilde yapılır, gidip izleyebilirsin. Şimdi gidip bakabilir misin ne oluyor ne dönüyor diye ?
Geçersiz oyları kapalı kapılar ardında tekrar saymak nedir?

sayıma karşı değil ancak tekrar sayılması için gerekçe lazım keyfi tekrar sayalım diye bir olay yok.Himmet ağa gibi her gün baştan sayalım o zaman.

www.eksiduyuru.com

chp sayıma karşı değil usülü konusunda kaygılar var, bugün yine bir duyuruda güzelce açıklayanlar oldu linki yukarıda

artan pusulaları akp'ye geçirmesinler diye karşılar.

datnet çok haklı.

geçmiş seçimlerde çuval çuval mühür basılmış oy pusulaları çöpte, otobanda, sağda solda bulundu ve muhalefet partisi çok oy kaybetti.

ayrıca şu an olduğu gibi 3 pusula 5 pusula çıkmadı.

bildiğin çuvallar dolusu, kamyonlar dolusu çıkmıştı. eski haberleri gazeteleri karıştır muhakkak denk gelirsin.

Halbuki Yalova örneği var mis gibi. Yalova'da önce AKP öndeydi; sayım bittiğinde CHP ile oyları bayağı yakındı. Sonra Muharrem İnce ve Vefa Salman itiraz etti ve yeniden sayım yapıldı ve belediyeyi Vefa Salman, CHP aldı. Kimse de gık çıkarmadı, itiraz etmedi.

prizmatik +1 öyle iç rahat etsin diye sayım yapılmaz abi. bu işin kuralı kanunu var. çocuk musunuz nesiniz anlamıyorum ki. zaten ne oluyorsa bu kanun/nizam tanımaz keyfilikten oluyor ülkede.

yeniden sayım işine girilirse aralara ekstra oy pusulaları konulup hile yapılabilinir. geçen seçimde mühürsüz oylar sayıldı.

bursa da sınırda. chp tekrar sayılsın diye dilekçe verdi ama nedense kabul edilmedi. çocuk musunuz hakkaten diyen arkadaşa katılmadan edemiyorum, referandumda neler gördük ya unuttunuz mu o videoları? şubatta mühürsüz oy geçersizdir diye kendileri genelge yayınlayıp seçim günü bunu yalanlayan başka genelge yayınladı bu adamlar. cidden bunlardan dürüst iş mi bekliyorsunuz?

Yolsuzlukların delilleri, izleri silinene kadar zaman kazanıyorlar. Belgeleri falanları temizliyorlar hatta tabloları bile götürüyorlar belediye binasından.

2014 yalova örneği verilmiş, ancak güzel bir bilgisizlik örneği olmuş.
2014 yalova'da akp adayı 1 oy farkla kazandı.
chp itiraz etti, yeniden sayıldı, chp adayı 124 oy farkla kazandı.
sonra akp itiraz etti. seçimler yeniden yapıldı.
chp kazandı.

yarışın ortasında kural değiştiren hakemlere niye güvenmiyorsunuz diye sorgulamak baya baya güzel.

aga siz bu adamlardan ne bekliyorsunuz ne beklemiyorsunuz bilmem ama kendi çıkarları uğruna yapmayacakları şey yok. bunu görmemek için kör olmak lazım.

ayrıca şu yapılanlara dur diyecek bir kurum yok ya şu ülkede, insanın sinirden kendini kesesi geliyor.

Yeniden sayim surecindeki yaptiklari herşey icin karsilar. Su ana kadar yaptiklari bile yeterince hukuksuz ve ahlaksizca. Onlara guvenmemiz icin 1 tek sebep gösterin. Para sayma makinalari geliyor aklima. Her turkun evinde olan.

1. Başkanlık devrinin sekteye uğraması uzaması.
2. Geçerli chp oylarının geçersizleştirip (oy pusulası sokmasalar dahi bu daha kolay) chp geçersizleri kendine geçerli yapmış diye provoke edip bir taşla iki kuş.
3. Chpye olan seçilmişlik hissini dejenere ederek halkta şaibeli bir başkan imajı yaratması
4. Akpnin biz maduruz edebiyatını halka enjekte etmesi
5. Emin olmamakla birlikte belediyedeki yolsuzluk belge ve datalarının karartılma aşaması (gerçi bu durumun pek bir telafisi yok. Para çokomel eğrisi gibi sağlaması yapılabilir her türlü)
Nedenlerini ortaya çıkardığı için karşı.

bisiketler için telefon tutucular var. onlarda bakabilirsiniz

s.click.aliexpress.com

www.kickstarter.com

Genel amaçlı bir şey, kickstarter'dan aldım, çok memnunum.

Boyle maalesef.
Erinmeden hepsini sikayet edince bir süre sakinleşiyor ama sonra yeni reklamlarla eski hale dönüyor.
İşin komiği, bakmadan şikayet ettiğim bir cok reklam incelenip kurallara aykırı bulunduğu için kaldırılmış jdjfjf umarim instagram reklam işinde ipin ucunun kaçtığını farkeder

ekşi'de yazmış mıydın hatırlayamadım ama buraya yazayım tarihe not düşülsün. Bence bir iki seneye kalmaz instagram pro diye bir versiyon çıkartırlar. paralı, daha fazla özelliği olan ve reklamsız. bu şekilde boku çıktı çünkü cidden

Bir hizmeti bedava alıyorsanız ürün sizsiniz diye bir laf etmişti Eli Pariser adlı ağabey.

Siz de hepimiz gibi reklamverenlere ürünlerini daha hedef kitlesi insanlara gösterilebilsin diye satılan "data"lardan birisiniz, dolayısıyla çok da şaşırmamak lazım bu kadar çok reklama.

Kargo ucreti aliyorlar yaklaşık 15TL ordan kar ettiklerini düşünüyorum. Bide bonsai yetiştiriciliği bu öyle 1 ayda cok yetismez. Ayrica tohumlar da filizlenmeye bilir.

Fake bu işler

3 kağıtçı bunlar hep. Geçen annem söyledi. Dedim aman sakın bulaşma internette orada burada gördüğün şeylere. Sonrasında ufak bir araştırma yaptım.
sikayetvar.com bu tarz şikayetlerle dolu. Bilgilerinizi verirsiniz. Size uyduruk bir tohum paketi yollarlar. Her şeyi ücretsiz yazıyor ya şikayetlerden anladığım kadarıyla 35-40tl karşı ödemeli kargoluyorlar. Oradan da sakallarını alıyorlar sanırım. Siz tohumu ektim, çıktı bilmem ne derken 2-3 aya profili kapatır tüyerler.
Profillerindeki fotoğraflar da sahte. Sağdan soldan Bonsai fotoğrafları bulmuşlar, basmışlar sahte takipçiyi.
Profildeki yakasında marka adı yazan adam bile sahte, buyurun: eksiup.com

zamanında bi ziraat müh nden fidan yetiştiriciliği dersi almıştım. aldığım bilgiye göre tarım bakanlığı, onaylı cins meyve fidanlarını belli yaştan sonra direkt alıyor. yapacağın şey şu örnek olarak, fide alıp dikiyorsun, 2 yaşında aşılıyorsun ardından tarım bakanlığına satıyorsun. bu çok daha garanti bi iş. üstelik fidan olduğu için sık sık dikme olanağın var. yarım dekar yerde binlerce yetişir.

yapılmışı var.
bknz: Felsefe'nin kısa tarihi Nigel Warburton

aristonun altın ortası vardır. erdem ortadır, uçlarda bulunmaz der. kısaca hayatın her alanında ortayı benimsemeliyizdir felsefesi. azı karar çoğu zarar meselesi yani. örneğin cesur olmalıyız, ne korkak ne gözü kara. cömert olmalıyız, ne cimri ne savurgan. kısaca her şeyin ortası iyidir.

platon için de mağara alegorisini örnek verebiliriz. nette kısacık bir yazısı var, okuyabilirsiniz.

sofie'nin dunyasi kitabi cok kisa degil ama herhalde tum filozoflar icin makul kisaliktaki ozetleri topluca bulabileceginiz bi kitaptir.

felsefe 101 - Paul Kleinman

jimjim+1 dili sade, guzel. basitce temel fikirleri acikliyor. Soruyu yazan icin iyi bir baslangic olacaktir.

Youtube'da geçen aristoyla ilgili animasyon görmüştüm birkaç dklık.

www.youtube.com

bryan magee tarafındna yazılmış felsefenin öyküsü adında felsefe tarihini epey yüzeysel özet geçen bir kitap var.

iyi haberim, immanuel tolstoyevski bu kitabın özetini yememiş içmemiş sözlüğe yazmış.

bir entry'ye göre çok uzun ama felsefe tarihini anlamak için bulabileceğin en kısa özet:

eksisozluk.com

Programı kim yazdıysa amacınızdan haberdar mıydı? Tam da karın bölgesini çalıştıracak abdominal ve oblik kasları çalıştıran herhangi bir hareket göremedim çünkü.

Yağlardan kurtulmak istiyorsanız sadece bu program yeterli olmaz hem.

Bu işin sihirli bir formülü yok maalesef. Hareketlerin kombinasyonunu değiştirip farklı hareketler ekleyince de vücut yapılmıyor.
Vücuttaki kas grupları belli, o kasları çalıştıran hareketler belli
Daha bismillah yeni başlamışsınız.
Kas gelişiminin anahtarı (spor salonundaki) -progressive overload-dur. Yani kaslarınız alıştıkça binen yükü (Volume) arttırmak. Yani vücudunuz hareketlere alıştıkça daha yüksek ve serbest ağırlıklar ile çalışmaya başlarsınız
Örnekteki program ver geç bi program orası ayrı. dumbbell fly falan ne
10-12 yazmış geçmiş. Hareketlere alışma programı bu

Kelebek dediği pec deck fly anladığım kadarıyla. Hem onu hem dumbbell fly’ı yapmana gerek yok. Aynı hareket.

Biceps için concentration curl’e girmene de gerek yok. Barbell curl’le de yaparsın bicepsi.

Omuz için dumbbell front raise yazmış, hiç gereği yok. Onu direkt sil programından. Boşa zaman harcatır.

Triceps güzel. Halat pushdown, close grip bench press ekleyebilirsin sıkılırsan. Dips’i de unutmayalım.

Karın için rope crunch, plank, karna çekiş öneririm. Mekiği sıkılınca yaparsın. Yapmasan da olur.

Yağ da mekikle falan değil, yemen gerekenden daha az yiyerek, kas kütleni koruyup arttırarak, kardiyo yaparak, yediklerine dikkat ederek yakılır. Yakarsın zamanla. Önce spor alışkanlığını tam oturt. Şimdi o dönemdesin.

Patates programlarla vakit harcama önce hareket modellerini öğrenmelisin 5x5 tarzı programlara başla ancak burdaki hareketleri yapman için temelden başlaman lazım örneğin bench press için önce doğru formda şınav yapabilmelisin vs

1. Kas kütlesini arttırmak lazım, durduğun yerde yağ yakmaya başlıyorsun.
2. Yağlı olanları tercih ediyordum. Zaten yoğurt da olsa süt de olsa yüzde 3 - 5 arası bir yağ var. Bir kademe daha fazla işlenmiş ve daha pahalı ürüne yönelmeyi süt ürünlerinde anlamsız buluyorum.
3. Bunları kesme, aralarda yemen metabolizmanı hızlı tutacaktır. Ayrıca bu ürünlerden alacağın faydalı yağlara da ihtiyacın var. günde 30-50 gr yediğin kavrulmamış kuruyemiş çok faydalı aynı zamanda karbonhidrat ve tatlı düşkünlüğün varsa tatlıya olan ihtiyacını ve iştahını da azaltır.

aldığından fazla kalori harcarsan yağ yakarsın, fakat senin de sorduğun gibi "yağ oranı" farklı bir şey. bunun için kas kütlesini arttırman gerek ki "oran" düşsün
diyet kısmına gelirsek yağsız yemek = yağsız vücut demek değildir. sağlıklı yağın yerini hiçbir şey tutmaz. light ürünler tam bir pazarlama harikası. ürünlerin en değerleri yerlerini alıp daha fazla fiyata satıyorlar
kesmen gereken şey yağ değil karbonhidrat/şeker

muhtemelen dizinde, yönetici yetkisi ile silinen bir dosya veya klasör var. klasörlerin yetkilerini devralarak silmeyi deneyebilirsiniz. alternatif olarak harici hdd'ye geçici olarak bir yere kopyalayıp daha sonra diske format atabilirsiniz.

ben de geçen benzer bir sorunla karşılaştım şu şekilde çözdüm; klasörü winrar da arşive ekle diyorsun, arşive eklerken menü açılıyor, orada arşive ekledikten sonra dosyayı sil var. O siliyor, sonra winrar dosyasını siliyorsun

google'a unlocker yaz. işletim sistemine uygun unlockerı indir. klasörü seç ve silmeye çalış. işini görmesi lazım.

Diskten başka bir şey silebiliyor musunuz peki? Disk silmeye karşı korumaya alınmış olabilir mi?

eksiup.com

bunun enflasyon ya da faiz ile uyuştuğunu zannetmiyorum

Hayir. Endlasyon zaten tuketim ile gelir arasindaki uyumsuzluktan olusur. Tuketim > gelir ise enflasyon > 0’dir. doviz kuru burada yurt disi menseli tuketim yuzunden denkleme girer. Tuketimi yurtdisindan yapimca doviz kuru yerli paranin aleyhine artar. Ama yurtici tuketimi yurtici borclanarak artirsak bile (gelirimiz uzerinde) enflasyon olusur. Yani enflasyon tl kaynakli ve fx kaynakli olarak ikiye ayrilabilir. Faiz ise enflasyonun ve daha bir cok degiskenin (yani ulkenin riskliliginin) bir sonucudur. Dolari tutabilmek icin yukselir ki fiyatlar sabit kalsin. Fed’in belirledigi faiz ise dolarin abd de durup durmayacagini yani tum dunyayi etkiler.

Teoride, belirleyecilerinden biridir. Tüm değişkenleri sabit olarak kabul ederseniz; iki para biriminin enflasyonları arasındaki fark kendi içlerindeki değerlenme farkı kadar olmalıdır.