canbonomobenseno
Merhaba arkadaşlar, Tepeüstü nasıl bir yer? İş leventte. Tepeüstüne taşınayım diyorum. Evli ve 1 çocuğum var. Semt olarak güvenli midir?Tahmini ne kadar sürer. Şirketin servisi var diye tahmin ediyorum.Çalışma olarak sabah 8 akşam 5 buçuk.Teşekkürler.
Merhaba arkadaşlar, Tepeüstü nasıl bir yer? İş leventte. Tepeüstüne taşınayım diyorum. Evli ve 1 çocuğum var. Semt olarak güvenli midir?
Tahmini ne kadar sürer. Şirketin servisi var diye tahmin ediyorum.
Çalışma olarak sabah 8 akşam 5 buçuk.
Teşekkürler.
Tahmini ne kadar sürer. Şirketin servisi var diye tahmin ediyorum.
Çalışma olarak sabah 8 akşam 5 buçuk.
Teşekkürler.
0
2nci köprü trafiği berbat oluyor tavsiye etmem. tepeustu aile için güzel ama çarşısı pazarı güvenli oluşu.
0
Ben oturuyorum ve her gün maslağa gidiyorum. Alışıyosun bir yerden sonra. Bu arada Çok güzel bir semt. akarı yok kokarı yok. Metro da gelicek bir iki ay sonra öyle düşün.
0
1 saat sürer trafik olduğu zaman belki daha fazla. Çarşıya, pazara, AVM'ye yakın. Metro'da geliyor.
Bence olur.
Bence olur.
0
Metro metrobüs Levent için işe yaramaz, mecburen otibis ya da servis ile gideceksin. Sabah bir saat akşam bir saat en iyi ihtimal, anormal zamanlarda (yağış, maç vs) daha da fazla sürer.
Denemesi bedava, bi akşam gel burda birinde kal, sabah çıkıp işe git bakalım yol çekilecek gibi mi?
Denemesi bedava, bi akşam gel burda birinde kal, sabah çıkıp işe git bakalım yol çekilecek gibi mi?
0
theconqueror
bir ara çok büyümüştü, elektroworld ve dartyi satın almıştı, sonra ne oldu?teknosa neden batmıyor fark ne aralarında?
bir ara çok büyümüştü, elektroworld ve dartyi satın almıştı, sonra ne oldu?
teknosa neden batmıyor fark ne aralarında?
teknosa neden batmıyor fark ne aralarında?
0
want2die'ın dediği gibi. ekstra olarak teknosa mağazalarına disney ürünlerini ya da mağazanın bi kısmında d&r şubesi koyma gibi yollara da gitti. bu sayede bi nevi masraflarını da azalttılar. özetle teknosa kriz durumunu güzel yönetti, yönetiyor ya da yönetmeye çabalıyor.
0
teknosa kapanmadı ama kliksa vardı bir ara o da battı. arkasında sabancı olması falan bir işe yaramıyor demek ki bir noktadan sonra
0
telefon, tablet, bilgisayar olayında n11, gittigidiyor gibi sitelerle arasında 300 lira fark vardı çünkü. Mesela gold da aynı şekilde battı.
Hiç bir güvenilirlikleri de yok aynı zamanda. Binlerce şikayet var mesajı var haklarında. 20 liralık kulaklığı 40 liraya satmaya kalkarsan batarsın. Bozuk ürünü itelersen batarsın. Bu kadar basit.
N11 daha güvenli imaj çiziyor o kadar alt mağazaya rağmen bence bu adamlardan. Beter olsunlar derken cidden oldular.
Hiç bir güvenilirlikleri de yok aynı zamanda. Binlerce şikayet var mesajı var haklarında. 20 liralık kulaklığı 40 liraya satmaya kalkarsan batarsın. Bozuk ürünü itelersen batarsın. Bu kadar basit.
N11 daha güvenli imaj çiziyor o kadar alt mağazaya rağmen bence bu adamlardan. Beter olsunlar derken cidden oldular.
0
Çünkü fiyatları çok saçmaydı. Bu kafayla giderse yakında mediamarkt teknosa falan da kalmaz.
0
Bir sürü sebebi var:
Öncelikle Türkiye teknoloji üreten bir ülke değil.
Çoğu şey ithal.
Dolarla ya da euroyla geliyor. Dolar yükseldikçe senin karlılığın azalıyor.
Dolar 3 TL'yken 100 dolara ithal ettiğin bir ürünün sana gelişi 300 TL. 500 TL'den mağazana koydun. Karın 150 TL. Diyelim ki dolar 3.5 oldu. Ürünün sana gelişi 350 oldu. Müşteri kaybetmemek için fiyatı korumak zorundasın. O yüzden karın 100 TL'ye düşer.
Bir diğer sebep de insanların gelir seviyesi.
Yakın zamana kadar bankalar kredi&kredi kartı konusunda çok esnekti.
Her şeyi taksitle alabilmek mümkündü.
O yüzden asgari ücretlinin bile cebinde iphonelar, evinde smart tvler vardı.
tabii ki herkes iyi şeylere sahip olmak ister, hakkı. Ama gelir gider dengesini korumayı bilmeyen insanlarız. Haliyle insanlar temel gıda ihtiyaçlarını bile alamayacak kadar borçlandı. Hükümet de elektronik, moda vb gibi temel ihtiyaç olmayan harcamalarda taksit kısıtlaması yaptı. İnsanlar için elektronik
yeniden lüks tüketim oldu.
Büyük elektronik perakendeciliği aslında amerikan modeli.
Avrupa'da bile bu çapta mağaza sayısı çok az. Ortalama satın alma gücü bence ABD'den bile yüksek ama Avrupa'da tutumluluk esas.
Mesela ben üniversitedeyken Avrupa'da bir öğrenci programına katıldım.
Türk öğrenciler olarak hepimizde son model smartphonelar vardı. Onların da çoğunda Nokialar. Tek tük symbianlı modeller. Biz facebookla twitterla vakit geçirirken, onlar "aa evet duydum öyle bi platform varmış" diyordu.
Yani o alabilecek güçteyken almıyor, biz alamayacak durumdayken şartları zorlayıp alıyoruz.
Bu teknoloji mağazaları da bu yüzden pazarın büyük olduğunu düşündü, amerikadaki muadilleri gibi dev AVM'lerde yerler almaya başladı. Ama türkiye'de elektronik pazarının çapı belli.
Ve borçla da bir yere kadar. Son 10 yıl içinde Türkiye'ye bütün büyük elektronik zincirleri girdi. "RadioShack, Saturn, MediaMarkt" yerli rakipler olarak Vatan Bilgisayar, Teknosa, Bimeks...
Ama pazar bu kadar markayı döndürecek kadar büyük değil.
Şu an Vatan Bilgisayar, Teknosa, MediaMarkt bir şekilde tutunuyor. Pazar bu kadar işte. Daha farklı bir oyuncuya yer yok. Bugün güçlü bir rakip agresif fiyat politikasıyla pazara giriş yaparsa bu üç oyuncudan biri elenir.
Bimeks MediaMarkt gelmeden önce büyük oyuncuydu, MediaMarkt onun yerini aldı. Bugün başka bir zincir gelirse TeknoSA ya da Vatan da zorlanır.
Öncelikle Türkiye teknoloji üreten bir ülke değil.
Çoğu şey ithal.
Dolarla ya da euroyla geliyor. Dolar yükseldikçe senin karlılığın azalıyor.
Dolar 3 TL'yken 100 dolara ithal ettiğin bir ürünün sana gelişi 300 TL. 500 TL'den mağazana koydun. Karın 150 TL. Diyelim ki dolar 3.5 oldu. Ürünün sana gelişi 350 oldu. Müşteri kaybetmemek için fiyatı korumak zorundasın. O yüzden karın 100 TL'ye düşer.
Bir diğer sebep de insanların gelir seviyesi.
Yakın zamana kadar bankalar kredi&kredi kartı konusunda çok esnekti.
Her şeyi taksitle alabilmek mümkündü.
O yüzden asgari ücretlinin bile cebinde iphonelar, evinde smart tvler vardı.
tabii ki herkes iyi şeylere sahip olmak ister, hakkı. Ama gelir gider dengesini korumayı bilmeyen insanlarız. Haliyle insanlar temel gıda ihtiyaçlarını bile alamayacak kadar borçlandı. Hükümet de elektronik, moda vb gibi temel ihtiyaç olmayan harcamalarda taksit kısıtlaması yaptı. İnsanlar için elektronik
yeniden lüks tüketim oldu.
Büyük elektronik perakendeciliği aslında amerikan modeli.
Avrupa'da bile bu çapta mağaza sayısı çok az. Ortalama satın alma gücü bence ABD'den bile yüksek ama Avrupa'da tutumluluk esas.
Mesela ben üniversitedeyken Avrupa'da bir öğrenci programına katıldım.
Türk öğrenciler olarak hepimizde son model smartphonelar vardı. Onların da çoğunda Nokialar. Tek tük symbianlı modeller. Biz facebookla twitterla vakit geçirirken, onlar "aa evet duydum öyle bi platform varmış" diyordu.
Yani o alabilecek güçteyken almıyor, biz alamayacak durumdayken şartları zorlayıp alıyoruz.
Bu teknoloji mağazaları da bu yüzden pazarın büyük olduğunu düşündü, amerikadaki muadilleri gibi dev AVM'lerde yerler almaya başladı. Ama türkiye'de elektronik pazarının çapı belli.
Ve borçla da bir yere kadar. Son 10 yıl içinde Türkiye'ye bütün büyük elektronik zincirleri girdi. "RadioShack, Saturn, MediaMarkt" yerli rakipler olarak Vatan Bilgisayar, Teknosa, Bimeks...
Ama pazar bu kadar markayı döndürecek kadar büyük değil.
Şu an Vatan Bilgisayar, Teknosa, MediaMarkt bir şekilde tutunuyor. Pazar bu kadar işte. Daha farklı bir oyuncuya yer yok. Bugün güçlü bir rakip agresif fiyat politikasıyla pazara giriş yaparsa bu üç oyuncudan biri elenir.
Bimeks MediaMarkt gelmeden önce büyük oyuncuydu, MediaMarkt onun yerini aldı. Bugün başka bir zincir gelirse TeknoSA ya da Vatan da zorlanır.
0
czn
Arkadaşlar selam. Özel hastaneerde acil bölümünden girişte ücret alınıyor mu ? alınıyorsa neye göre alınıyor ?Geçen gün annem sabaha karşı rahatsızlandı. Önce medipole götürdük. 400 tl muayne ücreti çıktı.doktorun davranışlarından rahatsızlık duyup acıbadem'e götürdük, orada da serumlar ile bilikte
Arkadaşlar selam. Özel hastaneerde acil bölümünden girişte ücret alınıyor mu ? alınıyorsa neye göre alınıyor ?
Geçen gün annem sabaha karşı rahatsızlandı. Önce medipole götürdük. 400 tl muayne ücreti çıktı.doktorun davranışlarından rahatsızlık duyup acıbadem'e götürdük, orada da serumlar ile bilikte 650 tlye yakın ücret çıktı.
Bu prosedür boyl mi işliyor ? biraz carlama yapınca yuzde 30 indirim yaptılar.
Acilden giriyoruz, diyorlarki hayati risk olmadığı müddetce ücret alıyoruz. hayati riskte ölüm.
Bu olay çok saçma değil mi ?
Tabiki ticari kuruluşlar ama bir muayne bedeli özellkle acil den sadece ve sadece muayneden bu kadar ücret istemeleri tuhaf ve saçma.
Başına bu gibi durumlar gelenler ne düşüyünüyorsunuz ?
Geçen gün annem sabaha karşı rahatsızlandı. Önce medipole götürdük. 400 tl muayne ücreti çıktı.doktorun davranışlarından rahatsızlık duyup acıbadem'e götürdük, orada da serumlar ile bilikte 650 tlye yakın ücret çıktı.
Bu prosedür boyl mi işliyor ? biraz carlama yapınca yuzde 30 indirim yaptılar.
Acilden giriyoruz, diyorlarki hayati risk olmadığı müddetce ücret alıyoruz. hayati riskte ölüm.
Bu olay çok saçma değil mi ?
Tabiki ticari kuruluşlar ama bir muayne bedeli özellkle acil den sadece ve sadece muayneden bu kadar ücret istemeleri tuhaf ve saçma.
Başına bu gibi durumlar gelenler ne düşüyünüyorsunuz ?
0
Aynısını oğlum için yaşadım. Allah belalarını versin bu düzene razı olan yoneticilerin. Aldım devlet hastanesine goturdum bi 10 dk daha kaybederek.
0
özele acil de gitsen genelde alıyorlar. ölmek üzere değilsen acillik değilsin onlara göre. gerçi devlette acile gitsen, bayağı sıra bekliyorsun ya da ilgilenmiyorlar.
ama sağlık sistemimiz mükemmel tabi ki :)
www.youtube.com
ama sağlık sistemimiz mükemmel tabi ki :)
www.youtube.com
0
acil serviste gerçekten acil olmayan durumlar için ücret alınması normal. tarife, hastanesine göre değişiyor. bahsettiğiniz 2 hastane de en üst sınıftaki hastaneler. sgk'nın belirlediği üst sınırlar var onu aşmamaları lazım ama ne kopartırsak mantığıyla istiyorlar. itiraz edince de lütfetmiş gibi "indirim" yapıyorlar.
bu durumlarda mutlaka detaylı fatura isteyin ve sgk'ya başvuracağınızı söyleyin. o zaman yola geliyorlar genelde ama fiyatlar yine de yüksek. sağlıkta özelleşmenin sonucu işte; paranın yettiği hastaneye gideceksin, paran yoksa devlete gideceksin diyor sistem. sigorta yoksa devlette bile bakmıyorlar.
bu durumlarda mutlaka detaylı fatura isteyin ve sgk'ya başvuracağınızı söyleyin. o zaman yola geliyorlar genelde ama fiyatlar yine de yüksek. sağlıkta özelleşmenin sonucu işte; paranın yettiği hastaneye gideceksin, paran yoksa devlete gideceksin diyor sistem. sigorta yoksa devlette bile bakmıyorlar.
0
Ben bir kere gittim yalnızca, böbrek ağrısıydı ultrason iğne serum vs. para almadılar.
0
yakın tarihli olarak gece tuvalete kalkınca bayılıp kafamı yardığım için en yakın mesafede olan izmir medikalpark'a gittim. tomografi, testler, birkaç saat gözlem altında tutmak, tetanoz iğnesi falan bir sürü ilgilendiler. çıkarken her ihtimale karşı sordum, acil kodundan giriş yapılmış, ödeme yapmayacaksınız dediler. kafa travması, üstüm başım kan içinde gittiğim için mi bilemiyorum. o acil kodu ne o an o halde hiç düşünmedim ama ilerleyen zamanlarda araştırmak üzere not almıştım kafamda. bilen biri yanıtlasa ne güzel olur.
0
Bahsettiğiniz hastanelere bende gittim. Annemin şikayetleri vardı, tomografi mr sırayla bir sürü teste giedik. 1000 tl ye yakın masraf çıktı. Sgk yı belirtmemize rağmen bu ücreti makinaları bahane ederek aldılar. Yani tabiki ticari kuruluşlar ama acil durumlar da biraz daha anlayışlı olmaları, sistem dışına çıkabilmeliler.
Bir de medical parkta hiçbir sonuç alamadık, 3 doktor feğiştik adam buzlopan önerdi. 1000 tl de cabası.
Sgk bir cacık karşılamıyor. Özel sağlık şart gbi. Ama yine de berbat bir asstemimiz var.
Bir de medical parkta hiçbir sonuç alamadık, 3 doktor feğiştik adam buzlopan önerdi. 1000 tl de cabası.
Sgk bir cacık karşılamıyor. Özel sağlık şart gbi. Ama yine de berbat bir asstemimiz var.
0
Ben medipol'e gögüs ağrısı şikayetiyle gittim.
Kalp krizi olabilir dediler.
EKG çekildi. Temiz çıktı. Doktor Ama bir de kan testi gerekli dedi. Daha önce bir hastamız ekgsi temiz çıktı diye gitti, 4 saat sonra vefat etti dedi.
Tamam dedim.
Test 350 dediler.
Eeee dedim acil?
Ama kalp krizi geçirmiyorsanız almamız lazım parayı dediler. İnanılmaz
Kalp krizi olabilir dediler.
EKG çekildi. Temiz çıktı. Doktor Ama bir de kan testi gerekli dedi. Daha önce bir hastamız ekgsi temiz çıktı diye gitti, 4 saat sonra vefat etti dedi.
Tamam dedim.
Test 350 dediler.
Eeee dedim acil?
Ama kalp krizi geçirmiyorsanız almamız lazım parayı dediler. İnanılmaz
0
acıbadem de yuzde 30 indirim yaptılar carlayınca.
Neye göre yuzde 30 ?
internetten araştırma yaptık. Fotoğrafları ile tüketici haklarına mail attık.
teftişe gitceklerini belirttiler.
tabiki para alıcaklar ancak ben geçenlerde gördüm haberde, acilden girişten yapan vatandaş parasını geri almış. çünkü adı üstü acil, normal muayneye yönlendireleri saçma geliyor.
birde sağlık sistemiyle ovünuyorlar.
geçtiğimiz gün eczaneye gittim, dedim annemin sgk sı var.
ilaç 50.tl. ama tanı yazmamış dedi doktor sgk'dan faydalanamıyorsunuz. Kesinlikle parada değilim. ben sistemin saçmalığından yakınıyorum. hakkım varken niye kullanmıyım ?
Neye göre yuzde 30 ?
internetten araştırma yaptık. Fotoğrafları ile tüketici haklarına mail attık.
teftişe gitceklerini belirttiler.
tabiki para alıcaklar ancak ben geçenlerde gördüm haberde, acilden girişten yapan vatandaş parasını geri almış. çünkü adı üstü acil, normal muayneye yönlendireleri saçma geliyor.
birde sağlık sistemiyle ovünuyorlar.
geçtiğimiz gün eczaneye gittim, dedim annemin sgk sı var.
ilaç 50.tl. ama tanı yazmamış dedi doktor sgk'dan faydalanamıyorsunuz. Kesinlikle parada değilim. ben sistemin saçmalığından yakınıyorum. hakkım varken niye kullanmıyım ?
0
nickalangeronimo
Uber meselesi ile ilgili bir haber okurken gördüm. 1600000 liraya taksi plakası alıp aylık 8000 liraya kiraya vermek kendine düşen mirası satan, 15 sene boyunca para biriktiren filan varmış. ayda 8000 yılda %6 getiri demek. kaldı ki eski haberlere bakınca da 2014te %18 yükselmiş ama ondan sonra bu f
Uber meselesi ile ilgili bir haber okurken gördüm. 1600000 liraya taksi plakası alıp aylık 8000 liraya kiraya vermek kendine düşen mirası satan, 15 sene boyunca para biriktiren filan varmış. ayda 8000 yılda %6 getiri demek. kaldı ki eski haberlere bakınca da 2014te %18 yükselmiş ama ondan sonra bu fiyatlarda kalmış. senelerdir durgunken ve getirisi de oldukça düşükken cazibesinin kaynağı ne? neden düşmüyor ki?
0
düşmemesinin nedeni plaka sayısının sabit olması 17-18bin tane taksi plakası var deniyor. 15 milyon nüfusa o kadar taksi de yetmiyor. 100bin taksi plakası olsa fiyatlarda değişim olur. o da belki.
0
dedemde var bi tane. 70'lerde emekli ikramiyesiyle almış o zamandan beri ekmeğini yiyor. süper bişiy.
0
Çabasız kazanç.
Kendin alıp kendi arabanda şoförlük yapıyorsan tamam.
Ama sırf yatırım için plaka alanların bir yerde elinde kalacak o plakalar.
Çünkü şehrin nüfusu artıyor. Elbet yeni taksi plakalarına izin verilmek zorunda kalınacak. O zaman trilyonluk plakaların değeri inecek.
Bu arada taksi plakasını alıp başkasına kiraya verenlerle ilgili düzenlemeler gelebilir her an.
Kendin alıp kendi arabanda şoförlük yapıyorsan tamam.
Ama sırf yatırım için plaka alanların bir yerde elinde kalacak o plakalar.
Çünkü şehrin nüfusu artıyor. Elbet yeni taksi plakalarına izin verilmek zorunda kalınacak. O zaman trilyonluk plakaların değeri inecek.
Bu arada taksi plakasını alıp başkasına kiraya verenlerle ilgili düzenlemeler gelebilir her an.
0
kaledekiyalnizlik
Dışarı ses vermeyecek dışarıdan da ses fazla almayacak bir şey arıyorum. Genelde sesli ortamda ders çalışırken ya da film/dizi izlerken kullanacağım.
Dışarı ses vermeyecek dışarıdan da ses fazla almayacak bir şey arıyorum. Genelde sesli ortamda ders çalışırken ya da film/dizi izlerken kullanacağım.
0
bence urban ears çok kötü. kulakiçi bakıyosan sennheiser bak derim. cx300-ii olabilir mesela.
0
Cx-300ii var bende. Harika ses veriyor ama kullanımı berbat. Kulaklık daha geç bozulsun mantığı ile L şeklinde yapmışlar jack girişini bu da uzun süreli kullanımlar sonrasında zırt pırt çıkmaya başlıyor jacktan. Bir yerden sonra yalama oluyor. Ve 5. Ayda kulaklık bozuluyor. Önerim yok ama o modeli alma.
0
iglesias
lisansta maliye okuyorum ve bitmiyor, bitss de sonucundaki iş Bulma sıkıntısını nildigimden iki yıllık bir bölüm okumak istiyorum, en azından bir mesleğim olsun diye. cocuklukta buna az cok hevesim vardi, denemelerim olmuştu ama bölüm olarak nasıldır bilmiyorum. okuyup mezun olup memnun olan var mi?
lisansta maliye okuyorum ve bitmiyor, bitss de sonucundaki iş Bulma sıkıntısını nildigimden iki yıllık bir bölüm okumak istiyorum, en azından bir mesleğim olsun diye. cocuklukta buna az cok hevesim vardi, denemelerim olmuştu ama bölüm olarak nasıldır bilmiyorum. okuyup mezun olup memnun olan var mi? iş durumu nedir? ek olarak iki yıllık başka hangi bölüm onerirsiniz?
0
tamamen sana kalmis. yazilim programcilik falan kendini okuldan bagimsiz sekilde ne kadar gelistirdigine bagli ki okula gitmene bile gerek yok. mezuniyet ile is bulmak arasinda ciddi bir baginti yok.
ayrica maliye niye bitmiyor ki? o bitemyorsa diger bolum nasil bitecek?
ayrica maliye niye bitmiyor ki? o bitemyorsa diger bolum nasil bitecek?
0
Öncelikle meslek seçimi, eğitim, kariyer gibi konularda 2+2=4 etmiyor her zaman.
Bunu bilerek ilerle:) Bir insanda tutan formül diğerinde tutmuyor. Ne insanlar nerelerden nerelere ulaşıyor, ne insanlar iş garantili diye bakılan hayvan gibi okullar bitirip baş aşağı gidebiliyor.
2 yıllık bölümler bizde ne yazık ki "ha demek 4 yıllık bir fakülteyi kazanamadın da meslek yüksekokuluna gidiyorsun" algısıyla değerlendiriliyor. Oysa birçok ülkede meslek okulları bir hayli önemseniyor. Hatta iyi bir okuldan mezunsan, Avrupa'da bile birçok 4 yıllık fakülte mezunundan daha fazla iş bulma şansın olabilir.
Şimdi hem programcılık, hem de 2 yıllık bölüm özelinde ayrı ayrı konuşalım.
Konu meslek edinmekse, birçok 2 yıllık bölümün nokta atışı çok zengin iş imkanları olabilir. Bilgisayar programcılığı bunlardan biri, ama...
Kardeşim bir süre IT alanında ik hizmeti veren bir firmada çalıştı. Türkiye'de IT istihdamı çok karmaşık. Yani neredeyse Front-End Geliştirici için bile "İyi bir üniversiteden mühendislik diploması" gibi şartlar aranabiliyor. O yüzden 2 yıllık programcılık diplomasıyla çok mutlu olamayabilirsiniz. Ama tam tersi de mümkün.
Bu sektör biraz kişisel marka inşasıyla da ilgili. Yani kendini iyi yetiştirir, şansın denk gelirse çok hızlı ilerleyebilirsin. Piyasada alaylı olup, freelance olarak da iş yapanlar var. Biraz şans faktörü de gerekiyor.
2 yıl programcılıktan sonra dgs ile mühendislik de deneyebilirsin ama sabah akşam ders çalışman gerekebilir:)
Gelelim işin meslek kısmına. Programcılığa hevesim var demişsin.
Ama bu adımı atmadan önce bence yeniden çalışmaya başla bu konuda.
Çeşitli eğitim platformlarından mesela microsoft açık akademi, ya da udacity gibi yerlerde biraz takıl. Bi denemeler yap. Belki çok da sarmayacak seni.
Dediğim gibi 2 yıllık bölümler daha nokta atışı ve meslek edindirmeye yönelik bölümler olduğu için, adı üstüne meslek yüksek okulu, iş bulma imkanı da bölümüne göre değişebiliyor. Yani 4 senelik x bir uluslararası ilişkiler mezunuyla, 2 senelik fizyoterapi mezununu kıyaslarsan fizyoterapistin dha hızlı iş bulma şansı var ülke şartlarında. Ama uluslararası ilişkiler mezunu da her zaman üniversite mezunu olacak. Sen olamayacaksın.
Böyle bir niyetin varsa bence 2 yıllık bölümler listesini önüne al, içlerinde ilgini çeken, seveceğin konuları bul. Sadece para meslek olarak düşünme. Çevrende bu sektörde sana yol açacak insanlar var mı düşün. Yani doğru şartlarda Fındık Eksperliği okuyup çok aranan bir adam olabilirsin. Ama çevren vardır, zaten karadenizlisindir, ailende üretici çoktur vb.
Mesela Türkiye'de sağlık sektörü çok hızlı büyüyor.
Sağlık sektöründe sadece doktor&hemşire çalışmıyor.
Radyoterapi teknisyenleri, fizyoterapistler,nükleer tıp teknisyenleri, laboratuar teknisyenleri, hasta bakımıyla ilgilenenler, acil tıp teknisyenliği vb gibi bir sürü meslek var ve bunlar meslek okullarından yetişiyor. Ama mesela bu stresli alanda çalışabilir misin?
Şunu da unutma,bizde bazı mesleklere ve iş kollarına karşı önyargılar var. Etiket çok önemli. O yüzden türkiye'de 2 yıllık bölüm mezunları adamdan sayılmıyor. Aptalca, ama algı böyle.
Senin yerinde olsam, 2 yıllık açıköğretim bölümlerine bakardım. Bir yandan da okuduğum fakülteye devam ederdim. 2 diploman olur fena mı olur.
İlla programcılık yapacağım dersen de bence önce bi eğitim platformlarına bak.
Oralardan başla ufak tefek şeyler yapmayı. Baktın gidiyor, o zaman bölüm değiştirmeyi düşün.
Bunu bilerek ilerle:) Bir insanda tutan formül diğerinde tutmuyor. Ne insanlar nerelerden nerelere ulaşıyor, ne insanlar iş garantili diye bakılan hayvan gibi okullar bitirip baş aşağı gidebiliyor.
2 yıllık bölümler bizde ne yazık ki "ha demek 4 yıllık bir fakülteyi kazanamadın da meslek yüksekokuluna gidiyorsun" algısıyla değerlendiriliyor. Oysa birçok ülkede meslek okulları bir hayli önemseniyor. Hatta iyi bir okuldan mezunsan, Avrupa'da bile birçok 4 yıllık fakülte mezunundan daha fazla iş bulma şansın olabilir.
Şimdi hem programcılık, hem de 2 yıllık bölüm özelinde ayrı ayrı konuşalım.
Konu meslek edinmekse, birçok 2 yıllık bölümün nokta atışı çok zengin iş imkanları olabilir. Bilgisayar programcılığı bunlardan biri, ama...
Kardeşim bir süre IT alanında ik hizmeti veren bir firmada çalıştı. Türkiye'de IT istihdamı çok karmaşık. Yani neredeyse Front-End Geliştirici için bile "İyi bir üniversiteden mühendislik diploması" gibi şartlar aranabiliyor. O yüzden 2 yıllık programcılık diplomasıyla çok mutlu olamayabilirsiniz. Ama tam tersi de mümkün.
Bu sektör biraz kişisel marka inşasıyla da ilgili. Yani kendini iyi yetiştirir, şansın denk gelirse çok hızlı ilerleyebilirsin. Piyasada alaylı olup, freelance olarak da iş yapanlar var. Biraz şans faktörü de gerekiyor.
2 yıl programcılıktan sonra dgs ile mühendislik de deneyebilirsin ama sabah akşam ders çalışman gerekebilir:)
Gelelim işin meslek kısmına. Programcılığa hevesim var demişsin.
Ama bu adımı atmadan önce bence yeniden çalışmaya başla bu konuda.
Çeşitli eğitim platformlarından mesela microsoft açık akademi, ya da udacity gibi yerlerde biraz takıl. Bi denemeler yap. Belki çok da sarmayacak seni.
Dediğim gibi 2 yıllık bölümler daha nokta atışı ve meslek edindirmeye yönelik bölümler olduğu için, adı üstüne meslek yüksek okulu, iş bulma imkanı da bölümüne göre değişebiliyor. Yani 4 senelik x bir uluslararası ilişkiler mezunuyla, 2 senelik fizyoterapi mezununu kıyaslarsan fizyoterapistin dha hızlı iş bulma şansı var ülke şartlarında. Ama uluslararası ilişkiler mezunu da her zaman üniversite mezunu olacak. Sen olamayacaksın.
Böyle bir niyetin varsa bence 2 yıllık bölümler listesini önüne al, içlerinde ilgini çeken, seveceğin konuları bul. Sadece para meslek olarak düşünme. Çevrende bu sektörde sana yol açacak insanlar var mı düşün. Yani doğru şartlarda Fındık Eksperliği okuyup çok aranan bir adam olabilirsin. Ama çevren vardır, zaten karadenizlisindir, ailende üretici çoktur vb.
Mesela Türkiye'de sağlık sektörü çok hızlı büyüyor.
Sağlık sektöründe sadece doktor&hemşire çalışmıyor.
Radyoterapi teknisyenleri, fizyoterapistler,nükleer tıp teknisyenleri, laboratuar teknisyenleri, hasta bakımıyla ilgilenenler, acil tıp teknisyenliği vb gibi bir sürü meslek var ve bunlar meslek okullarından yetişiyor. Ama mesela bu stresli alanda çalışabilir misin?
Şunu da unutma,bizde bazı mesleklere ve iş kollarına karşı önyargılar var. Etiket çok önemli. O yüzden türkiye'de 2 yıllık bölüm mezunları adamdan sayılmıyor. Aptalca, ama algı böyle.
Senin yerinde olsam, 2 yıllık açıköğretim bölümlerine bakardım. Bir yandan da okuduğum fakülteye devam ederdim. 2 diploman olur fena mı olur.
İlla programcılık yapacağım dersen de bence önce bi eğitim platformlarına bak.
Oralardan başla ufak tefek şeyler yapmayı. Baktın gidiyor, o zaman bölüm değiştirmeyi düşün.
0
anten
Babam ciddi bir beyin ameliyatı geçirdi. Bilinci açık evde istirahatte. Arada uyku hali oluyor.Bugün de uyku hali baskındı. Biraz önce antibiyotiğini verdik. Yutamamış meğer birkaç saattir ağzındaymış. İlaç erimiş birazını da bilmeden çiğnemiş. Tehlikesi var mı? İlacın adı aksef 500mg
Babam ciddi bir beyin ameliyatı geçirdi.
Bilinci açık evde istirahatte. Arada uyku hali oluyor.
Bugün de uyku hali baskındı.
Biraz önce antibiyotiğini verdik. Yutamamış meğer birkaç saattir ağzındaymış. İlaç erimiş birazını da bilmeden çiğnemiş.
Tehlikesi var mı? İlacın adı aksef 500mg
Bilinci açık evde istirahatte. Arada uyku hali oluyor.
Bugün de uyku hali baskındı.
Biraz önce antibiyotiğini verdik. Yutamamış meğer birkaç saattir ağzındaymış. İlaç erimiş birazını da bilmeden çiğnemiş.
Tehlikesi var mı? İlacın adı aksef 500mg
0
başımıza gelen benzeri durumlarda yakında bir hastaneyi arayıp acil doktoruna
danışıyorduk. aklınızda olsun.
danışıyorduk. aklınızda olsun.
0
ALO 114 ULUSAL ZEHİRLENME MERKEZİ de yardımcı oluyormuş. İhtiyacı olanlar için kalsın burada.
0
m e b
Kariyer ve diğer platformlarda sürekli "X bin dolar maaş + ikramiye" gibi iş ilanları var, iş arayanlar görmüştür büyük ihtimalle. Şimdi bu ilanlarda "Sertifikası olmayanlar için eğitim veriyoruz, eğitim kurslarına yönlendiriyoruz." deniliyor. Bu tür ilanlar ve maaşlar hem şişirme hem de bu tür kurs
Kariyer ve diğer platformlarda sürekli "X bin dolar maaş + ikramiye" gibi iş ilanları var, iş arayanlar görmüştür büyük ihtimalle. Şimdi bu ilanlarda "Sertifikası olmayanlar için eğitim veriyoruz, eğitim kurslarına yönlendiriyoruz." deniliyor. Bu tür ilanlar ve maaşlar hem şişirme hem de bu tür kurslara kursiyer kazandırma amaçlı mı? Hiç deneyimleyen ve kesin bilgisi olan var mı acaba?
0
pek bilgim yok ama mesleki olarak böyle hard sell yapılan işler tırt oluyor. zaten çok karlı olsa millet akın ederdi bence. pompalanmasına gerek kalmazdı.
0
evet. keriz avı. sana bunun %100 garantisini veririm, türkiye'de de denizcilik sektörü tamamen bitti.
0
para tuzağı evet. iki dayım da (yaşları 45-50 falan) 20-25 yıllık denizci. biri başmühendis, onun bile son yıllarda zaman zaman iş bulmakta zorlandığı oldu. sürekli olarak sektörün kötü durumda olduğunu söylüyor. denizcilik öyle 3 bin lira verip sertifika alarak yapılacak bir iş değil, alayı hikaye. ben de çocukken, ergenliğimde vs. hep istemiştim ama dayılarım özellikle "etme oğul" diyorlardı hep. gerçi bende zaten denizcilik okuyacak gafa yoktu matematik bilmiyodum ama olsun.
0
kardeşim işini ayarladıysan, çalışıcam diyorsan bunlara 3 4 bin tl para kaptırana kadar, 1000 tl ye çıkartırsın cüzdanı.
bunun dışında bunlar sana iş miş bulamaz, ancak iş bulma vaadi ile para tırtıklarlar.
sen de iş bulamazsın çevren yoksa. sana bunun da garantisini verebilirim.
bunun dışında bunlar sana iş miş bulamaz, ancak iş bulma vaadi ile para tırtıklarlar.
sen de iş bulamazsın çevren yoksa. sana bunun da garantisini verebilirim.
0
Alayı fasa fiso. Sertifika alma zorunluluğu var, o sayede para kazanıyorlar
0
haberde okumuştum galiba. burada çalışmak için sertifika alman lazımmış, sertifikayı veren kim? yine bu adamlar. yani senden kurs, sertifika parası alıyorlar. sonra iş veriyorlar mı bilmiyorum. böyle bir tezgah var yani.
0
sertifika alabileceğin 123123 tane kurs var.
bunların sistemi şöyle. sen yol yordam bilmediğin için bunların tuzağına düşüyorsun.
bunlar toplam alacağın atıyorum 7 8 sertifika için senden 3500 tl para istiyolar
halbuki sen kursa gitsen vereceğin total 1000 tl.
yakayı kaptırdın mı kurtaramazsın.
adam sana 3500 demiyor, 1000 tl kurs parası diyor, sen arayıp sormuşsun kursu o da 1000 tl demiş sana , diyorsun en azından bunlar bana iş bulacak.
sonra şunun için 500 ver yoksa olmaz, bunun için 500 ver yoksa olmaz, şu sertifikayı da alman lazım yoksa iş bulamam sana(gereksiz sertifikalar), sağlık raporu için 600 tl vermen lazım(halbuki 150 tl falan alman galatada) böyle böyle böyle ne kadar yolabilirlerse o kadar yoluyolar.
hiç birinin meslekte herhangi bir yeterliliği yok. hep aynı 3 5 kişi fakat sürekli isim değiştirip kamufle oluyolar.
kanuni olarak iş bulabilmesi için o insanların uzak yol kaptanı olması lazım yani süvari, süvari olmak demek de denizde en az 15 sene kaptan olarak hizmet verip, aşırı zor sınavları geçebilmek demek.
hah diyelim ki sen 1500 tl tutan cüzdanı bunlardan 4.5 , 5000 tl ye çıkarttın.
iş bulma kısmına geldi.
bunlar bu sefer diyolar ki bana 1000 tl ver şu işe göndereyim sen. veriyorsun, gemiye gidiyorsun ilk limanda işten atıyolar seni.
neden? çünkü personel müdürü ile bu dolandırıcı adamlar bu parayı yarı yarıya kırışıyor.
tekrar mı iş istiyosun yine 1000 tl veriyorsun. yine aynısı oluyor.
bazen para istemezler ilk maaşını ben alırım derler, onda da ilk maaşı kırışır personel müdürü ile bu elemanlar.
bak bişey söyliyeyim ben kursa gitmeden önce işimi ayarladım, gittim cüzdan çıkarttım.
orada tanıştığım 100 insanın 96sı gemiye dahi çıkamadı.
bu ilanları görüp gelmiş, mezuniyet yok, meslek yok, tecrübeyok, adam afedersin vandan gelmiş, okuma yazması bile yok denecek durumda.
idda ediyor simsar beni 3000 dolara işe sokacak diye, olm lan 3000 dolar uzak yol 4. çarkçı, 3. çarkçı, 4. kaptan 3. kaptan maaşı.
sen ya gemici gidersin ya yağcı gidersin alsan alsan da taş çatlasın 2000 tl maaş alırsın türk bayraklı gemide. o işi bile bulamazsın.
şimdi düşün hangi firma bu adamı ne yapsın niye alsın? oran çok ciddi yüzde 96 sı benim zamanımda işler iyiyken gemiye adım atamadı.
gemiye adım atanlar da dediğim gibi 1 ay sonra şutlandı.
ben bile iş bulamıyorum 4 seneyi doldurdum denizde. neden bulamıyorum, ortalama 2500 dolar maaş alırken maaşlar düştü 900 dolara, o paraya da ben gitmiyorum.
azeri gürcü falan çalıştırıyolar.
bunun dışında hiç unutmam bi gün istanbula iş aramaya gittim, 4 tane denizcilik firmasına.
bu firmalar hep beni arayan çağıran firmalardı ama ya gemideydim, ya da firmamdan memnundum.
birincisine gittim, biz filomuzu sattık, 22 gemiden 2 gemi kaldı dedi
ikincisine gititm, biz artık türk personel çalıştırmıyoruz dediler.
üçüncü dördüncüye gititm yerinde yok firmalar. iflas etmişler. bastım küfürü akşama kadar starbaksta takıldım döndüm geriye :)
bunlar senelerin türk dev armatörleri.
geriye kaldı 5 tane firma. gidiyosun tamam iyi güzel ama sıra gelmiyor.
şu gün türkiyede sağlam sadece 5 firma kaldı, maaşları yüksek olan, kontrat parası olan, dolarla maaş veren, maaşı zamanında yatıran.
ee bu kadar deniz personeli işsiz, arkadaşlarımın da çoğu işsiz, öyle olunca da torpil faktörü giriyor işin içine.
yok 2000 tl lere çalışırım dersen iş var.
bunların sistemi şöyle. sen yol yordam bilmediğin için bunların tuzağına düşüyorsun.
bunlar toplam alacağın atıyorum 7 8 sertifika için senden 3500 tl para istiyolar
halbuki sen kursa gitsen vereceğin total 1000 tl.
yakayı kaptırdın mı kurtaramazsın.
adam sana 3500 demiyor, 1000 tl kurs parası diyor, sen arayıp sormuşsun kursu o da 1000 tl demiş sana , diyorsun en azından bunlar bana iş bulacak.
sonra şunun için 500 ver yoksa olmaz, bunun için 500 ver yoksa olmaz, şu sertifikayı da alman lazım yoksa iş bulamam sana(gereksiz sertifikalar), sağlık raporu için 600 tl vermen lazım(halbuki 150 tl falan alman galatada) böyle böyle böyle ne kadar yolabilirlerse o kadar yoluyolar.
hiç birinin meslekte herhangi bir yeterliliği yok. hep aynı 3 5 kişi fakat sürekli isim değiştirip kamufle oluyolar.
kanuni olarak iş bulabilmesi için o insanların uzak yol kaptanı olması lazım yani süvari, süvari olmak demek de denizde en az 15 sene kaptan olarak hizmet verip, aşırı zor sınavları geçebilmek demek.
hah diyelim ki sen 1500 tl tutan cüzdanı bunlardan 4.5 , 5000 tl ye çıkarttın.
iş bulma kısmına geldi.
bunlar bu sefer diyolar ki bana 1000 tl ver şu işe göndereyim sen. veriyorsun, gemiye gidiyorsun ilk limanda işten atıyolar seni.
neden? çünkü personel müdürü ile bu dolandırıcı adamlar bu parayı yarı yarıya kırışıyor.
tekrar mı iş istiyosun yine 1000 tl veriyorsun. yine aynısı oluyor.
bazen para istemezler ilk maaşını ben alırım derler, onda da ilk maaşı kırışır personel müdürü ile bu elemanlar.
bak bişey söyliyeyim ben kursa gitmeden önce işimi ayarladım, gittim cüzdan çıkarttım.
orada tanıştığım 100 insanın 96sı gemiye dahi çıkamadı.
bu ilanları görüp gelmiş, mezuniyet yok, meslek yok, tecrübeyok, adam afedersin vandan gelmiş, okuma yazması bile yok denecek durumda.
idda ediyor simsar beni 3000 dolara işe sokacak diye, olm lan 3000 dolar uzak yol 4. çarkçı, 3. çarkçı, 4. kaptan 3. kaptan maaşı.
sen ya gemici gidersin ya yağcı gidersin alsan alsan da taş çatlasın 2000 tl maaş alırsın türk bayraklı gemide. o işi bile bulamazsın.
şimdi düşün hangi firma bu adamı ne yapsın niye alsın? oran çok ciddi yüzde 96 sı benim zamanımda işler iyiyken gemiye adım atamadı.
gemiye adım atanlar da dediğim gibi 1 ay sonra şutlandı.
ben bile iş bulamıyorum 4 seneyi doldurdum denizde. neden bulamıyorum, ortalama 2500 dolar maaş alırken maaşlar düştü 900 dolara, o paraya da ben gitmiyorum.
azeri gürcü falan çalıştırıyolar.
bunun dışında hiç unutmam bi gün istanbula iş aramaya gittim, 4 tane denizcilik firmasına.
bu firmalar hep beni arayan çağıran firmalardı ama ya gemideydim, ya da firmamdan memnundum.
birincisine gittim, biz filomuzu sattık, 22 gemiden 2 gemi kaldı dedi
ikincisine gititm, biz artık türk personel çalıştırmıyoruz dediler.
üçüncü dördüncüye gititm yerinde yok firmalar. iflas etmişler. bastım küfürü akşama kadar starbaksta takıldım döndüm geriye :)
bunlar senelerin türk dev armatörleri.
geriye kaldı 5 tane firma. gidiyosun tamam iyi güzel ama sıra gelmiyor.
şu gün türkiyede sağlam sadece 5 firma kaldı, maaşları yüksek olan, kontrat parası olan, dolarla maaş veren, maaşı zamanında yatıran.
ee bu kadar deniz personeli işsiz, arkadaşlarımın da çoğu işsiz, öyle olunca da torpil faktörü giriyor işin içine.
yok 2000 tl lere çalışırım dersen iş var.
0
@Photographer: Süreç tam da tahmin ettiğim gibiymiş. Yine de insan bu kadar kolay şekilde böyle karaktersizlik yapılacağına inanmak istemiyor. Teşekkür ederim detaylar için.
0
Photographer sektoru guzel ozetlemis cidden.
"adam afedersin vandan gelmiş" dedigi kisimda kahkaha patlattim ama :D
"adam afedersin vandan gelmiş" dedigi kisimda kahkaha patlattim ama :D
0
işverenler bakar insana, deniz kıyısı olmayan yerden pek personel istemezler, bir de trakya bölgesi kabuldur bu duruma.
0
bilmemkaç kuşaktır denizci bir ailenin üyesi olarak söylüyorum.
Kaptan'dan mühendise, uzakyolundan tankercisine kadar bir sürü gemide çalışan yeni yeni kendi işlerini kuran amcalarım ve babamdan edindiğim tecrübeyle söylüyorum:
Türk denizcilik sektörü rezalet durumda.
O ilanları verenler genelde gemilere personel bulan simsarlar oluyor. İnsanlar artık deniz sektöründen kaçtığı için adam bulmak zorlaştı. Simsarlar da işsiz adamları böyle bir alternatifle sektöre çekmeye çalışıyor. Niyet iyi ama pratik rezalet.
-Bu kurslar biraz para tuzağı. İşsizlikten kırılan insanlara umut satarak ceplerindeki son kuruşları tırtıklamaya çalışıyorlar. İş buluyor bulmasına ama bulana kadar cart parası curt parası.
-Diyelim ki kursu tamamladınız. İyi kötü sertifikaları aldınız. 2-3 büyük şirket dışında tüm denizcilik firmaları merdiven altı işletmelere dönmüş halde. Bu şirketlerde iş bulursanız iyi. Ama onlar da genelde bu alanda ilgili okullardan mezun gençleri alırlar. Yani kaldınız küçük şirketlere.
-Türkiye'de babadan kalma toprağı, evi apartmanı satıp 2 tane eski orta ölçekli gemi alıp armatör olan çok adam var. Sektör de bunlardan çekiyor.
-Size işi simsar bulur genelde. İlk maaşınız kadar bir ödeme talep eder komisyon olarak. Dananın kuyruğu da işi bulunca kopuyor.
-İş ilanlarında herkes bol keseden sıkıyor, şu kadar dolar maaş, bu kadar ikramiye diyerek. Ama iş ödemeye gelince ara ki bulasın.
-Vadedilen maaşlar 10 taksitte falan zar zor ödenir. Ödenirse iyi.
Personel nasılsa gemide, uzakta. Kimse şirkete uğrayamadığı için maaşlar geciktirilir.
-Çoğu zaman personel sözleşmesi bittiğinde parasının bir kısmını şirketten alamaz. 6 ay çalıştıysa, maaşlar taksit taksit 2 aya bölünerek ödenmiş olur. "Ödeme alamadık, borç vardı, yük gelmedi" gibi bahanelerle ertelenir. Sonra sözleşme biter. Personel gemiden ayrılır. Kalan parayı kurtarabilirse kurtarır.
-Denizcilik de havayolu işletmeciliği gibidir. Titizlik ister. Çünkü çok fazla maliyet değişkeni vardır.
Mesela yakıt maliyetleri (petrol fiyatlarına bağlı değişiklikler, döviz kurlarına bağlı değişiklikler, gemi sürekli hareket ettiği için yakıt alınan ülkedeki vergiye bağlı değişiklikler), mesela yanaşılan limanların maliyetleri, geminin yedek parça ve bakım maliyetleri vb. Bunların çoğu öngörmesi zor ya da beklenmedik artışlar gösterebilecek mevzular. Çok iyi finansal planlama gerektirir.
Ama yerli şirketler esnaf mantığından aldım verdim şeklinde yönetildiğinden hep borçla döner. Sürekli borçtadır. Gününde ödeme yapamazlar.
İmkanınız varsa yurtdışında denizciliğin güçlü olduğu ülkelerde eğitim alın, ve o ülkelerin şirketlerinde çalışın.
Kaptan'dan mühendise, uzakyolundan tankercisine kadar bir sürü gemide çalışan yeni yeni kendi işlerini kuran amcalarım ve babamdan edindiğim tecrübeyle söylüyorum:
Türk denizcilik sektörü rezalet durumda.
O ilanları verenler genelde gemilere personel bulan simsarlar oluyor. İnsanlar artık deniz sektöründen kaçtığı için adam bulmak zorlaştı. Simsarlar da işsiz adamları böyle bir alternatifle sektöre çekmeye çalışıyor. Niyet iyi ama pratik rezalet.
-Bu kurslar biraz para tuzağı. İşsizlikten kırılan insanlara umut satarak ceplerindeki son kuruşları tırtıklamaya çalışıyorlar. İş buluyor bulmasına ama bulana kadar cart parası curt parası.
-Diyelim ki kursu tamamladınız. İyi kötü sertifikaları aldınız. 2-3 büyük şirket dışında tüm denizcilik firmaları merdiven altı işletmelere dönmüş halde. Bu şirketlerde iş bulursanız iyi. Ama onlar da genelde bu alanda ilgili okullardan mezun gençleri alırlar. Yani kaldınız küçük şirketlere.
-Türkiye'de babadan kalma toprağı, evi apartmanı satıp 2 tane eski orta ölçekli gemi alıp armatör olan çok adam var. Sektör de bunlardan çekiyor.
-Size işi simsar bulur genelde. İlk maaşınız kadar bir ödeme talep eder komisyon olarak. Dananın kuyruğu da işi bulunca kopuyor.
-İş ilanlarında herkes bol keseden sıkıyor, şu kadar dolar maaş, bu kadar ikramiye diyerek. Ama iş ödemeye gelince ara ki bulasın.
-Vadedilen maaşlar 10 taksitte falan zar zor ödenir. Ödenirse iyi.
Personel nasılsa gemide, uzakta. Kimse şirkete uğrayamadığı için maaşlar geciktirilir.
-Çoğu zaman personel sözleşmesi bittiğinde parasının bir kısmını şirketten alamaz. 6 ay çalıştıysa, maaşlar taksit taksit 2 aya bölünerek ödenmiş olur. "Ödeme alamadık, borç vardı, yük gelmedi" gibi bahanelerle ertelenir. Sonra sözleşme biter. Personel gemiden ayrılır. Kalan parayı kurtarabilirse kurtarır.
-Denizcilik de havayolu işletmeciliği gibidir. Titizlik ister. Çünkü çok fazla maliyet değişkeni vardır.
Mesela yakıt maliyetleri (petrol fiyatlarına bağlı değişiklikler, döviz kurlarına bağlı değişiklikler, gemi sürekli hareket ettiği için yakıt alınan ülkedeki vergiye bağlı değişiklikler), mesela yanaşılan limanların maliyetleri, geminin yedek parça ve bakım maliyetleri vb. Bunların çoğu öngörmesi zor ya da beklenmedik artışlar gösterebilecek mevzular. Çok iyi finansal planlama gerektirir.
Ama yerli şirketler esnaf mantığından aldım verdim şeklinde yönetildiğinden hep borçla döner. Sürekli borçtadır. Gününde ödeme yapamazlar.
İmkanınız varsa yurtdışında denizciliğin güçlü olduğu ülkelerde eğitim alın, ve o ülkelerin şirketlerinde çalışın.
0
kafkef
yakın zamanda istanbula taşınacağım, işyeri gayrettepede olacak, göztepe oyak sitesini önerdiler, hem konum hem de ortam olarak.Bu site nasıldır, çocuklu bir aile memnun kalır mı?
yakın zamanda istanbula taşınacağım, işyeri gayrettepede olacak, göztepe oyak sitesini önerdiler, hem konum hem de ortam olarak.
Bu site nasıldır, çocuklu bir aile memnun kalır mı?
Bu site nasıldır, çocuklu bir aile memnun kalır mı?
0
elit bir site, çocuklu aileye uygun. metroya da yakın, merkezi.
ancak evler çok eskidi, çoğu kokuyor, içi yenilenmiş olsa dahi altyapıları problemlidir sanıyorum.
inanılmaz bir park yeri problemi var.
kiraları düşük değil, daha yeni farklı alternatifler bulunabilir ama dediğim gibi; düzgün bir site.
ancak evler çok eskidi, çoğu kokuyor, içi yenilenmiş olsa dahi altyapıları problemlidir sanıyorum.
inanılmaz bir park yeri problemi var.
kiraları düşük değil, daha yeni farklı alternatifler bulunabilir ama dediğim gibi; düzgün bir site.
0
bence siz maslak oyak sitesine bakın. avrupa yakasında işiniz anadolu yakasına geçmeyin. masşak gayrettepe metro da var. maslak da onlarca site var
0
Farklı ilden istanbula gelen için anadolu yakası daha cazip geliyor. Farklı bildiğiniz alternatifler varsa onları da belirtebilirseniz sevinirim.
0
gayrettepe'de calisacaksaniz karsidan ev bakmayin bence. henuz Istanbul trafigi ile tanismamissiniz belli ki. gerci gayrettepe'de metro var, metrobuse de yakin ama gene de o et yigini bogar insani.
0
ben gayrettepe'te çalışıyorum ve anadolu yakası'nda oturuyorum. göztepe soyak da evime çok yakın. trafik tabii ki problem ama metrobüs hem bir sefa hem bir cefa... hızlı ama kalabalık. 24 saat var ama yorucu. karar sizin.
göztepe soyak hakkında yorumlara katılıyorum, ama yine de güzel bir sitedir (çevresine göre).
derseniz ki "ben sitede yaşama çok takılmam, laz mütahitin yaptığı evin içini cennet gibi yaparım çocuklarım da gül gibi yaşar" dersen benim gibi üsküdar (çamlıca bulgurlu) civarını da düşünebilirsiniz - kira fiyatları bir tık daha uygun olacaktır. ayrıca bu bölgeye metro geldi. üsküdar'a kadar gidiyor bu metro, oradan ver elini marmaray, ver elini kartal metrosu, ver elini vapur.
ama çocuklu bir aile olarak göztepe soyak'ın karşısında kalan bölge daha uygun. yani kadıköy ilçesi içinde yer alan göztepe - merdivenköy tarafı.
vallahi alternatif çok, ama siz yine aklınıza gelenleri sorun. mutlaka buradan bir yanıt çıkar.
göztepe soyak hakkında yorumlara katılıyorum, ama yine de güzel bir sitedir (çevresine göre).
derseniz ki "ben sitede yaşama çok takılmam, laz mütahitin yaptığı evin içini cennet gibi yaparım çocuklarım da gül gibi yaşar" dersen benim gibi üsküdar (çamlıca bulgurlu) civarını da düşünebilirsiniz - kira fiyatları bir tık daha uygun olacaktır. ayrıca bu bölgeye metro geldi. üsküdar'a kadar gidiyor bu metro, oradan ver elini marmaray, ver elini kartal metrosu, ver elini vapur.
ama çocuklu bir aile olarak göztepe soyak'ın karşısında kalan bölge daha uygun. yani kadıköy ilçesi içinde yer alan göztepe - merdivenköy tarafı.
vallahi alternatif çok, ama siz yine aklınıza gelenleri sorun. mutlaka buradan bir yanıt çıkar.
0
aradaki uzaklik
Arkadaşlar merhabalar.Hiç bilmediğimiz bir muhitten ev alırken nasıl kazıklanmayız? Yani bahçeli 2+1 giriş katına 350.000TL para istiyorlar, biz de evi beğendik. Ama Sahibinden'de çevredeki ilanlara bakıyorum, aynı özelliklerde, metrekarede ve 2+1 230.000TL'ye de var, 380.000TL'ye de.Neye göre karşı
Arkadaşlar merhabalar.
Hiç bilmediğimiz bir muhitten ev alırken nasıl kazıklanmayız? Yani bahçeli 2+1 giriş katına 350.000TL para istiyorlar, biz de evi beğendik. Ama Sahibinden'de çevredeki ilanlara bakıyorum, aynı özelliklerde, metrekarede ve 2+1 230.000TL'ye de var, 380.000TL'ye de.
Neye göre karşılaştırmak mantıklı? Başka bir emlakçıyla mı konuşmalı, komşulara mı danışmalı?
Fikriniz var mı?
Hiç bilmediğimiz bir muhitten ev alırken nasıl kazıklanmayız? Yani bahçeli 2+1 giriş katına 350.000TL para istiyorlar, biz de evi beğendik. Ama Sahibinden'de çevredeki ilanlara bakıyorum, aynı özelliklerde, metrekarede ve 2+1 230.000TL'ye de var, 380.000TL'ye de.
Neye göre karşılaştırmak mantıklı? Başka bir emlakçıyla mı konuşmalı, komşulara mı danışmalı?
Fikriniz var mı?
0
Hic tanimadiginiz bir muhitten giris kat daire almaktaki mantiginiz 350 var bosa gitmesin yatirim olsunsa bence buyuk risk.illa alinacaksada gidin takilin oralarda,kahvede falan dayilarla sohbet edin.berbere gidin tras olun ya burada bir eve bakmaya geldim diyin o kaptirir anlatir zaten.
Mutlaka iyi pazarlik edin.kendisini sevmem ama kuzenime alinacak ev icin ben gorustum 380 istenen daireyle.mahalle arasi bir yer,310 da bitti.dahada indirirdim ama ikide bir ama kacmasin falan diyorlardi,sistim orada biraktim.
Son nokta bankaya ekspertiz yaptirin,degerleme firmasi ne edecegini size soyler.
Mutlaka iyi pazarlik edin.kendisini sevmem ama kuzenime alinacak ev icin ben gorustum 380 istenen daireyle.mahalle arasi bir yer,310 da bitti.dahada indirirdim ama ikide bir ama kacmasin falan diyorlardi,sistim orada biraktim.
Son nokta bankaya ekspertiz yaptirin,degerleme firmasi ne edecegini size soyler.
0
@duptıs ve @camussar
Hiç bilmediğimiz muhitten giriş katı ev alınmaz cümlesindeki mantık hırsız girer midir? Güvenlik endişesi midir? Tam anlamadım, açıklayabilir misiniz?
Hiç bilmediğimiz muhitten giriş katı ev alınmaz cümlesindeki mantık hırsız girer midir? Güvenlik endişesi midir? Tam anlamadım, açıklayabilir misiniz?
0
oturmak için alıyorsan mutlaka komşularla konuş,
bazısı art niyetli olabilir ama yine de bilgi almak iyidir.
büyük sürprizler çıkabiliyor.
bazısı art niyetli olabilir ama yine de bilgi almak iyidir.
büyük sürprizler çıkabiliyor.
0
Gidip 230 binlik evi görün, beğenirseniz onu alın. Ha yok 350 binlik beğendiğiniz ev bundan daha farklıysa, 230 bin olan evi beğenmediyseniz aralarındaki fiyat farkının nedenini kendiniz anlayacaksınız zaten.
Eğer muhit çok elit bir muhit değilse, ya da güvenlikli site değilse giriş katına o parayı vermeyin.
Bölge bilgisi de paylaşsanız buralardan bilenler yardımcı olur belki.
Eğer muhit çok elit bir muhit değilse, ya da güvenlikli site değilse giriş katına o parayı vermeyin.
Bölge bilgisi de paylaşsanız buralardan bilenler yardımcı olur belki.
0
muhiti bilmek cok onemli. arkadasim tophaneden almisti uygun bir kot alti daire. basladilar oturmaya. ama 1 yil sonra satti evi. anlasamadi o tophane yerlisi eli satirlilarla. cok ciddi baski ve taciz gorduler.
bu veya benzeri bir cok durum yasanabilir. o yuzden bir yil kiraci olmak mantikli. alim satim masrafi, tasinma vs. dert sonucta.
bu veya benzeri bir cok durum yasanabilir. o yuzden bir yil kiraci olmak mantikli. alim satim masrafi, tasinma vs. dert sonucta.
0
bana göre ilk tecrübelerde kazıklanmamak tamamen şans.
İlk ev, ilk araba vs. gibi büyük yatırımlar tecrübe işi. İlkinde biraz kazıklanmayı göze alacaksın.
İlk ev, ilk araba vs. gibi büyük yatırımlar tecrübe işi. İlkinde biraz kazıklanmayı göze alacaksın.
0
shenergy
Neden?
Neden?
0
Ace
Senin örnek beste güfte yazarlığına giriyor. Ben söylemekten bahsediyorum.
Senin örnek beste güfte yazarlığına giriyor. Ben söylemekten bahsediyorum.
0
nasil sarki soylenecegini bilmiyosundur. her isin teknigi var, cok umitliyse otur calis ya da san dersi al
0
xu
markası nike,adidas filan ama fiyat 110 tl sebebi nedir bunların?
markası nike,adidas filan ama fiyat 110 tl sebebi nedir bunların?
0
nike ve adidasın kendi mağazlarında da 100-120 tl'ye ayakkabıları var. önemli olan modeli(üretim yılı, modelin özellikleri kakitesi vs) ve ne kadardır rafta/stokta beklediği vs.
0
sezon sonu olabilir. Ayrıca adidas'ın ve nike'ın o fiyat aralığında görece düz sayılabilecek modelleri mevcut. Nike'ın airmax, adidas'ın da originals serileri çok pahalı olur genelde. Onun dışında daha düşük fiyat aralığında ayakkabıları var.
0
dedi ayca
selams. sonunda e-devlet'e bakabildim. annemin dedesinin babası yanbolu/bulgaristan'dan göçmüş 1875 doğumlu. bu şekilde vatandaşlık kovalayabilir miyim? bir şey çıkar mı? Babaannemin dedesinin annesi de girit doğumlu mesela, hangisi daha kolay olursa onu denerim diye düşünüyorum.bir de şimdi bu belg
selams. sonunda e-devlet'e bakabildim.
annemin dedesinin babası yanbolu/bulgaristan'dan göçmüş 1875 doğumlu. bu şekilde vatandaşlık kovalayabilir miyim? bir şey çıkar mı? Babaannemin dedesinin annesi de girit doğumlu mesela, hangisi daha kolay olursa onu denerim diye düşünüyorum.
bir de şimdi bu belgenin altında "herhangi bir resmi işlemde kullanılamaz" yazıyor bunun sebebi, bunu kaynak göstererek vatandaşlık kovalamayalım diye mi? sonuçta resmi olarak kayıtlarda dedemin dedesi de olsa biraz bulgarlık var. hiçbir şey çıkmaz mı?
annemin dedesinin babası yanbolu/bulgaristan'dan göçmüş 1875 doğumlu. bu şekilde vatandaşlık kovalayabilir miyim? bir şey çıkar mı? Babaannemin dedesinin annesi de girit doğumlu mesela, hangisi daha kolay olursa onu denerim diye düşünüyorum.
bir de şimdi bu belgenin altında "herhangi bir resmi işlemde kullanılamaz" yazıyor bunun sebebi, bunu kaynak göstererek vatandaşlık kovalamayalım diye mi? sonuçta resmi olarak kayıtlarda dedemin dedesi de olsa biraz bulgarlık var. hiçbir şey çıkmaz mı?
0
Belge resmi belge değil, mühür, daha doğrusu barkod yok. Oturup excelde yapabilirsin aynısını.
Vatandaşlık kovalayabilir misin? Mümkün değil. Dedenin Bulgar vatandaşlığı yoktur diye tahmin ediyorum. Dedenin yoksa annenin hiç yoktur, senin de olamaz.
Deden vatandaşsa ve hayattaysa mümkün olabilir, önce annenin alması gerekir tabii.
Vatandaşlık kovalayabilir misin? Mümkün değil. Dedenin Bulgar vatandaşlığı yoktur diye tahmin ediyorum. Dedenin yoksa annenin hiç yoktur, senin de olamaz.
Deden vatandaşsa ve hayattaysa mümkün olabilir, önce annenin alması gerekir tabii.
0
Önce dede, anne alma işi kalktı. Arkadaşımdan sürece bizzat şahit oldum. Ne annesi ne babası vatandaşlık almadan başvurdu ve aldı.
0
ben de en çok bulgaristan / yunanistan vatandaşlığı alsanız ne yapacaksınız onu merak ediyorum. yurtdışına gitme/yerleşme niyetiniz varsa türk pasaportuyla da bunu yapabilirsiniz gayet.
0
@rurouni daha kolay olacak? avrupa en az 7-8 sene ikamet istiyor. iş bulmak lazım ama iş ilanlarına başvurunca çalışma izni soruyorlar. çalışma izni de zıp diye buradaki dedi ayca'ya çıkmıyor. dünya para harcamak lazım. ayrıca daha medeni ve avrupa birliği üyesi olan bir ülkenin vatandaşı olacağım.
0
Grit'i , Yunanistan işini unut. Yunanistan bu şekilde vatandaşlık vermiyor. Benim de bütün soyum Grit Yanya'lı çıktı ki zaten annemin dede ve annanesi Türkçe bile bilmezedi.
Bulgaristan işini kovala.
Bulgaristan işini kovala.
0
@rurouni avrupa birliğinde vizesiz gezebilecek, vize derdi olmayacak.
kompisko o iş kalktı demiş ama benim bildiğim hala sağ olması gerekiyor, geçenlerde arkadaş bu şekilde almayı denedi dedesi sağ olmadığı için alamadı.
kompisko o iş kalktı demiş ama benim bildiğim hala sağ olması gerekiyor, geçenlerde arkadaş bu şekilde almayı denedi dedesi sağ olmadığı için alamadı.
0
avrupa'ya ilk etapta yerleşmese bile vizesiz avrupa gezecek, iş ve okul başvurularını süper kolay yapacak daha ne olsun.
0
Osmanlı fethettiği yerleri türkleştirmek için anadoludaki aileleri oralara yerleştirdi. Oradaki bulgar/yunanları da anadolu'ya dağıttı.
Savaştan sonra da oradaki türkler buraya, buradaki bulgar&yunan vatandaşların bir kısmı da oraya gönderildi.
Bu şartlar altında zor olabilir. Kaldı ki zaten elde kalan türk nüfusa bile çok zorluk yaşatıyorlar, bir de yenilerine bu kadar kolay vatandaşlık vermeyebilirler.
Savaştan sonra da oradaki türkler buraya, buradaki bulgar&yunan vatandaşların bir kısmı da oraya gönderildi.
Bu şartlar altında zor olabilir. Kaldı ki zaten elde kalan türk nüfusa bile çok zorluk yaşatıyorlar, bir de yenilerine bu kadar kolay vatandaşlık vermeyebilirler.
0
cedex
şarkı:Khaled / hafla albümü / abdel kader livehttps://open.spotify.com/track/3zCU6yv1XiPoPE9yw70fN9?si=Zi-yiqFBRYSg6mjVRPN5fA1:57'deki ve 4:15'teki ana melodiler hangi enstrümanla çalınmış?
şarkı:
Khaled / hafla albümü / abdel kader live
open.spotify.com
1:57'deki ve 4:15'teki ana melodiler hangi enstrümanla çalınmış?
Khaled / hafla albümü / abdel kader live
open.spotify.com
1:57'deki ve 4:15'teki ana melodiler hangi enstrümanla çalınmış?
0
sorunvar
alayım önerilerinizi ..
alayım önerilerinizi ..
0
0
anten
Bir iş seyahati için schengen aldım. Ama iş planı iptal oldu. İşyerinde bu süreçle ilgilenen kişi "süre bitmeden bir kere Avrupa'ya giriş çıkış yapman lazım yoksa bir daha vizeye başvurunca zor alırsın" dedi.Bana çok saçma geldi ama var mı böyle bir durum?
Bir iş seyahati için schengen aldım.
Ama iş planı iptal oldu.
İşyerinde bu süreçle ilgilenen kişi "süre bitmeden bir kere Avrupa'ya giriş çıkış yapman lazım yoksa bir daha vizeye başvurunca zor alırsın" dedi.
Bana çok saçma geldi ama var mı böyle bir durum?
Ama iş planı iptal oldu.
İşyerinde bu süreçle ilgilenen kişi "süre bitmeden bir kere Avrupa'ya giriş çıkış yapman lazım yoksa bir daha vizeye başvurunca zor alırsın" dedi.
Bana çok saçma geldi ama var mı böyle bir durum?
0
Aynı durumla karşı karşıyayım.
İş yeri tarafından alınan vize toplantının iptali nedeniyle çöp oldu.
Sorun çıkacağını sanmıyorum, kurallar arasında vize alıp kullanmamak gibi bir madde olduğunu düşünmüyorum.
İş yeri tarafından alınan vize toplantının iptali nedeniyle çöp oldu.
Sorun çıkacağını sanmıyorum, kurallar arasında vize alıp kullanmamak gibi bir madde olduğunu düşünmüyorum.
0
ilk aldığım vizeyi ben de iş nedeniyle kullanamamıştım, daha sonra 2 kere daha aldım, problem olmaz.
0
gir çık yap bence. eğer istanbulda yaşıyorsan dedeağaça otobüsle gidip gelebilirsin. gidiş geliş 100 lira civarı tutuyor otobüs bileti. gelirken alacağın alkol-sigara çıkarıyor zaten o parayı.
0
hollanda vizesi ile hiç hollanda'ya girmeyip sadece yunanistan'a girersen daha da sıkıntı.
0
brad pitt
Ayakkabi boynerde yalisporda 275.Hepsiburadada 205Koraysporda 160Koraysporda ekside korkunc yorumlar var. Sahte diyen bile olmus.Lan bosver hepsiburadada satilan guvenilirdir mi dersiniz. Remspor satici hepsibutadada.
Ayakkabi boynerde yalisporda 275.
Hepsiburadada 205
Koraysporda 160
Koraysporda ekside korkunc yorumlar var. Sahte diyen bile olmus.
Lan bosver hepsiburadada satilan guvenilirdir mi dersiniz. Remspor satici hepsibutadada.
Hepsiburadada 205
Koraysporda 160
Koraysporda ekside korkunc yorumlar var. Sahte diyen bile olmus.
Lan bosver hepsiburadada satilan guvenilirdir mi dersiniz. Remspor satici hepsibutadada.
0
Alanlar sahte diyorsa öyledir muhtemelen. İadede arıza çıkarıyorlarsa hiç girme. Trendyoldan iki kez sahte ayakkabı gönderdiler mesela.
0
korayspor'dan daha önce vans falan aldım gayet memnunum. Müşteri ilişkileri de iyiydi.
0
bende aldım 2-3 hafta önce hiç bi sorun göremedim, 2 güne de elime ulaşmıştı.
0
fuckerlove
Arkadaslarim merhaba:)Evde spor ve takviye gida ile once kilo eksigini kapatip(yaklasik 8-10 kilo) sonrasinda da kas yapmak icin ne onerirsiniz? Protein tozu aldik, bunu spordan once mi sonra mi kullanmak gerekiyor? Baska ne tavsiye edersiniz er kisi icin? Tesekkur ederiz:)
Arkadaslarim merhaba:)
Evde spor ve takviye gida ile once kilo eksigini kapatip(yaklasik 8-10 kilo) sonrasinda da kas yapmak icin ne onerirsiniz? Protein tozu aldik, bunu spordan once mi sonra mi kullanmak gerekiyor? Baska ne tavsiye edersiniz er kisi icin?
Tesekkur ederiz:)
Evde spor ve takviye gida ile once kilo eksigini kapatip(yaklasik 8-10 kilo) sonrasinda da kas yapmak icin ne onerirsiniz? Protein tozu aldik, bunu spordan once mi sonra mi kullanmak gerekiyor? Baska ne tavsiye edersiniz er kisi icin?
Tesekkur ederiz:)
0
Merhaba, protein tozu kullanımı diye aratırsan gerekli bilgiyi bulabilirsin.
Geçenlerde şöyle gördüm diye hatırlıyorum: yeni başlayanlar spordan sonra vücüt ağırlığının iki katı gram kadar, orta seviyedekiler spordan önce ve sonra yine kendi ağırlığının iki katı kadar.
Kilo alma ise sporla birlikte olmalı, spor yapmadan kilo alırsan yağ olarak alırsın.
Geçenlerde şöyle gördüm diye hatırlıyorum: yeni başlayanlar spordan sonra vücüt ağırlığının iki katı gram kadar, orta seviyedekiler spordan önce ve sonra yine kendi ağırlığının iki katı kadar.
Kilo alma ise sporla birlikte olmalı, spor yapmadan kilo alırsan yağ olarak alırsın.
0
@apdulera tesekur ederim:) net bir bilgiye ulasamamistik internette, tekrar bakariz.
0
rica ederim. yotube'da cenk hoca diye biri var, ona sor istersen. cevap verir büyük ihtimal
0
Arnold gelir birazdan ama gelmeden; once o protein tozunu sakince yere birak simdi ve ilk 3-4 ay uzak dur. Protein tozunun doğal olanı yok mümkünse onu kullanma ve doğal vücut yapmaya çalış. Sabahları yumurta ve diğer öğünlerde hayvansal yağlar içeren besinleri almanı öneririrm. Sadece kilo alacağım diye her önüne geleni yeme.
0
@herseysgo ahaha:) iletirim er kisisine ama dinler mi bilmem. Ben de senin ayni fikirdeyim fakat arkadas epey arastirmis ve kullandigi toz suan en kalitelisiymis(tamamen cahilim bu konuda). Varsa, bu yonde onerilerinizi alabilirim. Tesekkur ederim:)
0
Dostum ben Karbonhidrat tozu kullanıyorum.
6 kilo daha almam gerekiyor doğal yollardan kilo alabilen biri değilim.
Bir de dambıl ve halter seti var. Evde kullanım için ideal bence. Sabah ant. Öncesi ve gece yatarken içiyorum tozu.
6 kilo daha almam gerekiyor doğal yollardan kilo alabilen biri değilim.
Bir de dambıl ve halter seti var. Evde kullanım için ideal bence. Sabah ant. Öncesi ve gece yatarken içiyorum tozu.
0
@sanri nickin cok guzelmis oncelikle:) tesekkur ederim tavsiyen icin. Karbonhidratla ideal kiloya ulasip sonra proteine mi baskayacaksin? Cunku kas icin protein gerek diye biliyorum. Kolay gelsin.
0
Başlangıç seviyesi için protein tozu genelde gereksizdir. Kilon x 1.5 gram kadar günlük protein tüketimin varsa ihtiyacını hayli hayli karşılıyorsun demektir. Kilona göre makrolarını hesaplayıp ana öğünlerle onları karşılamaya çalış.
0
ağirsağlam youtube kanalına bir göz at istersen.
Protein hesabı için şuraya bakabilirsin.
www.bodybuilding.com
Bir de ben bir tane smoothie makinesi aldım vestel'den 90 tl'ye.
Onunla lor peyniri süt ve kakao/nesquik karıştırarak protein takviyesi yapıyorum.
Protein tozu tartışmasına girmek istemem ama birçok arkadaşın dediği gibi doğal beslenmeyle öncelikle doğal beslenmeyi denemek lazım.
Açıkcası müsabık sporcu olma derdin yoksa düzgün beslenme gayet yeterli.
Sonuçta antik yunan'da da millet vücut yapıyordu, ne protein tozu var ne bişey.
Protein hesabı için şuraya bakabilirsin.
www.bodybuilding.com
Bir de ben bir tane smoothie makinesi aldım vestel'den 90 tl'ye.
Onunla lor peyniri süt ve kakao/nesquik karıştırarak protein takviyesi yapıyorum.
Protein tozu tartışmasına girmek istemem ama birçok arkadaşın dediği gibi doğal beslenmeyle öncelikle doğal beslenmeyi denemek lazım.
Açıkcası müsabık sporcu olma derdin yoksa düzgün beslenme gayet yeterli.
Sonuçta antik yunan'da da millet vücut yapıyordu, ne protein tozu var ne bişey.
0
bu arada evde vücut geliştirmek mümkün ama zor ve disiplin istiyor. Bir göz at:
www.aworkoutroutine.com
www.aworkoutroutine.com
0
Ben protein tozu kullanmayı düşünmüyorum.
Biraz kilo alabilmek için karbonhidrat tozunu tercih ettim. Bunu da en fazla 2 ay kullanırım.
Spor yapmazsam saçma sapan bi vücut olucak kilo alınca. O sebepten evde kol ve göğüs çalışıcam sadece.
Duyuruyu silme 2 ay sonra editlerim burayı.
Şu anda 184, 76 kiloyum.
Biraz kilo alabilmek için karbonhidrat tozunu tercih ettim. Bunu da en fazla 2 ay kullanırım.
Spor yapmazsam saçma sapan bi vücut olucak kilo alınca. O sebepten evde kol ve göğüs çalışıcam sadece.
Duyuruyu silme 2 ay sonra editlerim burayı.
Şu anda 184, 76 kiloyum.
0
legalize marijuana
Linkteki https://i.hizliresim.com/LnlQE1.jpg bölümler tutuyor. Aslında diyetisyenlik fena olmazdı ama 54000'de kaldım.Ekteki bölümlerden işe yarayanlar var mı dersiniz? Odtü'de her türlü yolunu bulursun diyenler var (biyoloji), kadınlar için en iyisi öğretmenlik; matematik öğretmenliğinde özel derst
Linkteki i.hizliresim.com bölümler tutuyor. Aslında diyetisyenlik fena olmazdı ama 54000'de kaldım.
Ekteki bölümlerden işe yarayanlar var mı dersiniz? Odtü'de her türlü yolunu bulursun diyenler var (biyoloji), kadınlar için en iyisi öğretmenlik; matematik öğretmenliğinde özel dersten karnını doyurursun diyenler var, bi sene bekle mimarlığa gir diyenler var. Siz ne dersiniz? Fazla bir idealim yok aslında iyi kazanayım yeter.
bölümler tutuyor. Aslında diyetisyenlik fena olmazdı ama 54000'de kaldım.Ekteki bölümlerden işe yarayanlar var mı dersiniz? Odtü'de her türlü yolunu bulursun diyenler var (biyoloji), kadınlar için en iyisi öğretmenlik; matematik öğretmenliğinde özel dersten karnını doyurursun diyenler var, bi sene bekle mimarlığa gir diyenler var. Siz ne dersiniz? Fazla bir idealim yok aslında iyi kazanayım yeter.
0
binbir meslek vara burada, aralarından sana daha yakın geleni en azından kafanda belirlemiş olman lazım değil mi?
fazla idealinin olmasından bağımsız bir şey bu; mezun olunca anında iş bulman mı lazım, kazanacağın parayla bakacağın bir ailen var mı, iş bulana kadar sana destek olacak bir ailen var mı, ilgili olduğun konular nelerdir, başarılı olduğun konular nelerdir, fiziki olarak yoğun çalışmaya uygun musun, teorik bilime yatkın mısın, sosyal bir insan mısın, büyükşehirden mi geliyorsun...
bu soruları düşünmüş olman gerekmez mi? ya da bunların hiçbiri önemli değil, meslek garantisi olsun ne iş olsa yaparım mı diyorsun? elbet birkaçına verecek cevabın vardır ya, bu kadar bilinçsiz olmaz ki bi insan geleceği hakkında.
fazla idealinin olmasından bağımsız bir şey bu; mezun olunca anında iş bulman mı lazım, kazanacağın parayla bakacağın bir ailen var mı, iş bulana kadar sana destek olacak bir ailen var mı, ilgili olduğun konular nelerdir, başarılı olduğun konular nelerdir, fiziki olarak yoğun çalışmaya uygun musun, teorik bilime yatkın mısın, sosyal bir insan mısın, büyükşehirden mi geliyorsun...
bu soruları düşünmüş olman gerekmez mi? ya da bunların hiçbiri önemli değil, meslek garantisi olsun ne iş olsa yaparım mı diyorsun? elbet birkaçına verecek cevabın vardır ya, bu kadar bilinçsiz olmaz ki bi insan geleceği hakkında.
0
@Bruce haklısın. Ankara'dayım bu arada, odtü için bir sebep daha. Bakmam gereken bi ailem yok ama işsizler ordusuna katılmak istemiyorum. Beslenme ve diyet konusunda aslında sınavdan çıkana kadar hiç düşünmemiştim ama bu konularda asla okumaktan sıkılmadığımı fark ettim.
@chunksia kendimi yıllar sürecek öğrenciliğe maddi/manevi hazır hissetmiyorum akademi konusunda. Biyoloji aşkıyla yazmayacağım zaten bu bölümü, öte yandan özel bi hastanede dışkı analiz etmek de istemiyorum. Tamamen network'e bel bağlarım odtü yazarsam.
@chunksia kendimi yıllar sürecek öğrenciliğe maddi/manevi hazır hissetmiyorum akademi konusunda. Biyoloji aşkıyla yazmayacağım zaten bu bölümü, öte yandan özel bi hastanede dışkı analiz etmek de istemiyorum. Tamamen network'e bel bağlarım odtü yazarsam.
0
kısa ve hızlı yolda para için hemşirelik yaz. sabit mesai, düşük kpss ile atanma, ilk çıktığından atanamasan bile sözleşmeli olarak pek çok kuruma girebilme, maaşı da fena sayılmaz.
0
Teknoloji Fakültelerindeki mühendislik bölümlerini listeden çıkarmanı öneririm. Ayrıca hemşirelik çok da kebap bir meslek değil izinleri sıkıntılı ve nöbetleri çok oluyor. Öğretmenlik yazma +1, atanamazsan ne kadar mesleğinde iyi olursan ol kendi ispatlaman ve para kazanma şansın sıfır. Odtülü de olsan yurtdışı için biraz fazla çaba göstermen gerekecektir dolayısıyla hangi konuda fazla çabalayabileceğini düşünüyorsan onu yaz.
0
En üste makine mühendisliği yazdığın için bir yorum yapayım. Eğer bu bölümü istiyorsan en aşağılara yazdığın Anadolu Üniversitesinin ve Dokuz Eylül Üniversitesinin, Yıldırım Beyazıt Üniversitesinden daha iyi olduğunu bilmen gerek. Bunları üste al. Tercih listen çok kötü. Bunun sonucunda büyük ihtimalle pişman olursun. Bir yıl az değil. Bazı şeyleri bu kadar kolay gözden çıkarma.
0
O zaman genel olarak bir yorum yapayım. Matematik bölümünü bırakıp makine mühendisliği kazandım üç yıl önce. Matematik bölümü mezunları da öğretmen olabiliyor. İlköğretim matematik öğretmenliği bu açıdan bakıldığında matematik bölümünden farksız. Öğretmen olmak istiyorsan yolun KPSS'ye düşecek ve KPSS çok kötü bir sınav. Özel dersten karnını doyurursun ifadesi gerçekçi bir yorum değil. Daha 1. sınıftayken bir etüt merkezinde çalışıp özel ders verdim birçok öğrenciye ve özel ders, öğretmenin performansının her an yüksek olması gereken bir iş. En önemlisi düzenli bir gelir kaynağı değil, aynı zamanda ücretler çok fazla değişkenlik gösterebiliyor. Çok istiyorsan bilemem ama öğretmenlik sanıldığı kadar avantajlı bir meslek değil. Makine mühendisliği hakkında soruların varsa sorabilirsin. Sıralama yapmamış olmana rağmen hala kötü bir liste. Meslekleri kendin araştır ve bölüm sayısını ikiye üçe düşürmeye çalış.
0
Şehir takıntın yoksa, illa şu bölümü okuyayım kafasında değilsen endüstri mühendisliği, biyomedikal mühendisliği ya da hemşirelik yaz. Kadın olduğun için bunları öneriyorum. Bu bölümlerden işsiz kalmazsın ama çok zengin de olmazsın.
Biyoloji, jeoloji, öğretmenlikler, kimya müh. uzak dur.
Ben erkek fatoyum her işi yaparım okurken bölümün zorluğu umrumda değil dersen elektrik elektronik ve makine de yazılabilir.
Ama sanki en rahat iş bulunan ve okuması kolay mühendislik endüstri mühendisliği.
Kimsenin gazına gelip de odtü'de dandik bölüme girme. Sonra 4 sene gece gündüz ortalama kasmak zorunda kalırsın. Çünkü herkes dandik bölümlerde master kovalıyor.
Biyoloji, jeoloji, öğretmenlikler, kimya müh. uzak dur.
Ben erkek fatoyum her işi yaparım okurken bölümün zorluğu umrumda değil dersen elektrik elektronik ve makine de yazılabilir.
Ama sanki en rahat iş bulunan ve okuması kolay mühendislik endüstri mühendisliği.
Kimsenin gazına gelip de odtü'de dandik bölüme girme. Sonra 4 sene gece gündüz ortalama kasmak zorunda kalırsın. Çünkü herkes dandik bölümlerde master kovalıyor.
0
Ukalalık etmek istemem ama "idealim yok, iyi kazanayım yeter" deyip de iyi kazanana çok rastlamadım.
Ne kadar kazanacağın biraz senin ilgi alakan ve becerinle alakalı.
Sosyoloji gibi kimsenin takmayacağı bir bölümü bitirip, ilgileri sayesinde reklam ajansına girip çok para kazanan insanlar da tanıyorum.
Sırf "iyi kazanıyor" diye sağlam bir okulda mühendislik bitirip, mesleğinden de kazancından da tiksinenler de biliyorum.
Puanım bunlara yetiyor diye paylaştığın listeden bir kısa liste yapsaydın en azıdan.
Gözün açık bir insansan öğretmenlik de bitirsen, mühendislik de bitirsen fark etmez. Bir şekilde fırsatları görüo yürürsün.
Ne kadar kazanacağın biraz senin ilgi alakan ve becerinle alakalı.
Sosyoloji gibi kimsenin takmayacağı bir bölümü bitirip, ilgileri sayesinde reklam ajansına girip çok para kazanan insanlar da tanıyorum.
Sırf "iyi kazanıyor" diye sağlam bir okulda mühendislik bitirip, mesleğinden de kazancından da tiksinenler de biliyorum.
Puanım bunlara yetiyor diye paylaştığın listeden bir kısa liste yapsaydın en azıdan.
Gözün açık bir insansan öğretmenlik de bitirsen, mühendislik de bitirsen fark etmez. Bir şekilde fırsatları görüo yürürsün.
0
kozm
110.000 ~ 150.000 fiyat arasında türkiyenin ege,anadolu,akdeniz bölgelerinde, bina yaşı eski fakat kira getirisi, daire konumundan dolayı 900 ~ 1.000 olan bölgeler hakkında bilgi verebilecek var mı?
110.000 ~ 150.000 fiyat arasında türkiyenin ege,anadolu,akdeniz bölgelerinde, bina yaşı eski fakat kira getirisi, daire konumundan dolayı 900 ~ 1.000 olan bölgeler hakkında bilgi verebilecek var mı?
0
pendik kurtköy tarafında o fiyatlara güzel daireler bulabilirsin.
Gidip gezmek lazım ama müteahhit projelerine bakman lazım.
Gidip gezmek lazım ama müteahhit projelerine bakman lazım.
0
basubadelmevt
Selam kardeşler, ben zayıflama sürecindeyim. Diyetim güzel gidiyor, kilo verebiliyorum. Fakat sporla biraz hızlandırmam lazım.*Şu an hali hazırda bir saat yürüyüş ve koşu arası bir şey yapıyorum ama yeterli değil. Bütün yaz boyunca havuz imkanım var. Orda planım şu: Bir saat kulvarda gidip gelmeli a
Selam kardeşler, ben zayıflama sürecindeyim. Diyetim güzel gidiyor, kilo verebiliyorum. Fakat sporla biraz hızlandırmam lazım.
*Şu an hali hazırda bir saat yürüyüş ve koşu arası bir şey yapıyorum ama yeterli değil. Bütün yaz boyunca havuz imkanım var. Orda planım şu: Bir saat kulvarda gidip gelmeli antreman sonra yarım saat veya 1 saat dinlenme böyle böyle saat 11den akşam 6' ya kadar geçirmeyi planlıyorum haftaiçleri.
*Sizce bu iyi bir yöntem mi? Sadece zayıflama için değil havuzda olmak keyifte vericek, şezlongta kitap okumaca filan. Yüzmekten kastım da öyle köpek tarzı filan değil.Baya baya kulacla tempolu bir saat özel kulvarda yüzme.
*Bu sekilde bir hareketlilik hali - diyet devam edecek şekilde- beni başarıya ulaştır mı? 10 kilo verdim hali hazırda.Kaldı 15 kg.Eylül 15'e kadar gidebilirse çok iyi olcak.
*1 saat yüz sonra çık evine git mi dersiniz? Onu da yapabilirim de valla yapacak hiç bir şeyim yok gündüzleri. Maksimum eforla geçirsem günü böyle yaparak daha iyi gibi.
*Şu an hali hazırda bir saat yürüyüş ve koşu arası bir şey yapıyorum ama yeterli değil. Bütün yaz boyunca havuz imkanım var. Orda planım şu: Bir saat kulvarda gidip gelmeli antreman sonra yarım saat veya 1 saat dinlenme böyle böyle saat 11den akşam 6' ya kadar geçirmeyi planlıyorum haftaiçleri.
*Sizce bu iyi bir yöntem mi? Sadece zayıflama için değil havuzda olmak keyifte vericek, şezlongta kitap okumaca filan. Yüzmekten kastım da öyle köpek tarzı filan değil.Baya baya kulacla tempolu bir saat özel kulvarda yüzme.
*Bu sekilde bir hareketlilik hali - diyet devam edecek şekilde- beni başarıya ulaştır mı? 10 kilo verdim hali hazırda.Kaldı 15 kg.Eylül 15'e kadar gidebilirse çok iyi olcak.
*1 saat yüz sonra çık evine git mi dersiniz? Onu da yapabilirim de valla yapacak hiç bir şeyim yok gündüzleri. Maksimum eforla geçirsem günü böyle yaparak daha iyi gibi.
0
Aldığın kalori harcadığından az olursa kilo verirsin. Spor sadece harcadığın enerjiyi artırır. Yöntemi, başarısı falan hikaye bu kadar detaya inip karmaşık hale getirme kilo vermeyi.
0
Spor yapmanın yağ yakımına etkisi %10 ya vardır ya yoktur, yağ yakımı tamamen hormonlarla alakalı bir durum, spor yapmak bu hormonların salınımını etkiler biraz o kadar. Yoksa spor yaptım kalori yaktım gibi bir şey gerçekçi değil bu anlamda. Yani 500 kalori yakarsın ama bunun ne kadarı yağ ne kadarı şeker ne kadarı protein bilemezsin ama genelde düşük bir miktarı yağ olur. Ama IF gibi bir beslenme programıyla 16 saat durmadan yağ da yakabilirsin, önemli olan beslenme rutinin. Beslenme programın iyiyse hedeflerine ulaşabilirsin ya da ulaşamazsın, bunu denemeden bilemeyiz. Onun dışında, havuz olayları biraz riskli bir uygulama kilo verme programı için. Yüzerken genelde anaerobik moda çok geçildiği için bol miktarda şeker yakıyorsun, fazladan yakılan şeker kan şekerinin düşmesine neden olduğu için insanlar genelde çok acıkıp yemeğe gömülüyorlar, o da başladıkları noktaya dönmelerine neden oluyor. Ben koşu- yürüyüş tarzı devam etmeni, arada da yüzmeni öneririm.
0
blue eyes white dragon
televizyonlarda sıklıkla gördüğüm ve anlamadığım için soruyorum.şimdi şarkıcı arkadaşımız, bir şarkıyı icra edecek. diyelim ki demet sağıroğlu'ndan arnavut kaldırımlarını söyleyecek. fakat orkestraya şarkının adını değil de ''bi sol alayım'', ''bi fa alayım'' gibi müzik terimlerinden birini kullanıy
televizyonlarda sıklıkla gördüğüm ve anlamadığım için soruyorum.
şimdi şarkıcı arkadaşımız, bir şarkıyı icra edecek. diyelim ki demet sağıroğlu'ndan arnavut kaldırımlarını söyleyecek. fakat orkestraya şarkının adını değil de ''bi sol alayım'', ''bi fa alayım'' gibi müzik terimlerinden birini kullanıyor.
buradaki sol alayım, fa alayım ne anlama geliyor?
bu şarkının tek bir nota mantığı yok mu?
şimdi şarkıcı arkadaşımız, bir şarkıyı icra edecek. diyelim ki demet sağıroğlu'ndan arnavut kaldırımlarını söyleyecek. fakat orkestraya şarkının adını değil de ''bi sol alayım'', ''bi fa alayım'' gibi müzik terimlerinden birini kullanıyor.
buradaki sol alayım, fa alayım ne anlama geliyor?
bu şarkının tek bir nota mantığı yok mu?
0
ama şarkıda zaten önce enstrümanlar giriş yapıyor? sesi bu enstrüman seslerine (notalarına) göre ayarlamak olmuyor mu?
0
burada amaç şu. şimdi eseri söyleyen kişinin sesi, eserin bulunduğu notaya ve aralıklara uygun değilse, (örneğin fazla tiz ise ve oraya çıkamıyorsa söyleyen) eseri transpoze etmek adına bunu söyler. yani orjinali mi olan bir parçayı, re ye alarak kendi sesine uygun bir halde çalınmasını isteyebilir. orada söylediği nota da eserin karar sesi.
bunun da bir kaç farklı çeşidi var. örneğin tonaliteyi koruyarak da yapılabilir, tonaliteyi değiştirerek de yapılabilir.
tabi transpozisyon sadece bunun için kullanılmaz. fakat sizin bahsettiğiniz bu.
bunun da bir kaç farklı çeşidi var. örneğin tonaliteyi koruyarak da yapılabilir, tonaliteyi değiştirerek de yapılabilir.
tabi transpozisyon sadece bunun için kullanılmaz. fakat sizin bahsettiğiniz bu.
0
Notaların karakteri olduğu düşünülüyor.
Örneğin Mi notası mutluluk ile ilişkili. Televizyon programında mutlu bir hava hakimse söylenecek şarkıya Mi notası ile başlanabilir.
Burada açıklanmış:
www.spidervis.com
Hababam Sınıfı filminin müziği, yavaş çalındığı zaman ortama duygusallık katıyor, ancak hızlı çalındığı zaman ortama neşe katıyor. Müziğin hızı da önemli bir etken.
Bu sanatçının sesiyle de ilgili. Sanatçı ile enstrüman uyumlu olmak zorunda. Bir televizyon programında bir tane sanatçı olmuyor. Müzik ekibi her sanatçı için aynı tonu kullanamaz. Benim sesime uygun ton, başka birinin sesine uygun olmayabilir. Bu durumda söylenen şarkı ile müzik uyumsuz olur. Bunu önlemek için her sanatçıya göre bir ton belirlenmesi normal bir şey.
Hatta burada örneği var, Eyvah Eyvah filminden:
www.youtube.com
Nota değişince daha iyi bir uyum olduğu görülüyor.
Örneğin Mi notası mutluluk ile ilişkili. Televizyon programında mutlu bir hava hakimse söylenecek şarkıya Mi notası ile başlanabilir.
Burada açıklanmış:
www.spidervis.com
Hababam Sınıfı filminin müziği, yavaş çalındığı zaman ortama duygusallık katıyor, ancak hızlı çalındığı zaman ortama neşe katıyor. Müziğin hızı da önemli bir etken.
Bu sanatçının sesiyle de ilgili. Sanatçı ile enstrüman uyumlu olmak zorunda. Bir televizyon programında bir tane sanatçı olmuyor. Müzik ekibi her sanatçı için aynı tonu kullanamaz. Benim sesime uygun ton, başka birinin sesine uygun olmayabilir. Bu durumda söylenen şarkı ile müzik uyumsuz olur. Bunu önlemek için her sanatçıya göre bir ton belirlenmesi normal bir şey.
Hatta burada örneği var, Eyvah Eyvah filminden:
www.youtube.com
Nota değişince daha iyi bir uyum olduğu görülüyor.
0
o hareket vokal abimizin ablamızın sesini akort etmesi.
tek bir nota mantığı da yok. yukarıda da söylenmiş, bir şarkıyı farklı seslerden çalmak mümkün. atıyorum şarkıyı söyleyecek eleman camları aynaları kıracak tizlerde gezmek istiyordur, yukarıdan çalınır. yok efendim benim tokmak gibi sesim var, küçüklükte de hep 0.9 uç kullanırdım der, aşağıdan çalınır.
tek bir nota mantığı da yok. yukarıda da söylenmiş, bir şarkıyı farklı seslerden çalmak mümkün. atıyorum şarkıyı söyleyecek eleman camları aynaları kıracak tizlerde gezmek istiyordur, yukarıdan çalınır. yok efendim benim tokmak gibi sesim var, küçüklükte de hep 0.9 uç kullanırdım der, aşağıdan çalınır.
0
dissendium'un cevabinin konuyla alakasi yok. windowsguvenlikduvari'nin dedigi gibi asil amac transpozisyon.
0
arkadaşlar izah etmiş gerçi ama, oktav meselesi var bi yerde. şöyle izah edicem daha anlaşılır olması için..
örn; 1.5 oktav sesiniz var.. şarkıdan şarkıya değişmekle birlikte, karar sesiniz sol diyelim.
1. oktav:(sol, la, si, do, re, mi, fa, sol)
2. oktav:(la, si, do, re)
bu aralıkta şarkı söyleyebilirsiniz sadece, ikinci oktav re sese geçince çatallaşma başlar.
mesela sıradan bir türk halk müziği bir oktav için yeterli olabiliyor, bu nedenle sesinizin aralığında bir yerde okumanız yeterli olabilir.
ancak ahu gözlerini sevdiğim dilber diye bir türkü var mesela veya neden geldim istanbula... bu türküler birden tizlere çıktığı için oktavın en kalın sesinden başlamanız daha yararlı olur.
hepimiz bi ibrahim tatlıses, bi haktan veya dodan özer değiliz maalesef?
örn; 1.5 oktav sesiniz var.. şarkıdan şarkıya değişmekle birlikte, karar sesiniz sol diyelim.
1. oktav:(sol, la, si, do, re, mi, fa, sol)
2. oktav:(la, si, do, re)
bu aralıkta şarkı söyleyebilirsiniz sadece, ikinci oktav re sese geçince çatallaşma başlar.
mesela sıradan bir türk halk müziği bir oktav için yeterli olabiliyor, bu nedenle sesinizin aralığında bir yerde okumanız yeterli olabilir.
ancak ahu gözlerini sevdiğim dilber diye bir türkü var mesela veya neden geldim istanbula... bu türküler birden tizlere çıktığı için oktavın en kalın sesinden başlamanız daha yararlı olur.
hepimiz bi ibrahim tatlıses, bi haktan veya dodan özer değiliz maalesef?
0
Şöyle tarif etmeyi deneyeyim; önünüzdeki kağıda düz bir çizgi çizin. Bu çizginin bir ucu sizin en kalın çıkarabildiğiniz ses, diğer ucu da en ince çıkarabildiğiniz ses. Bu seslerin bir de nota karşılığı var. İşte bu da sizin sesinizin aralığı oluyor. Bu cepte.
Bildiğiniz üzere 7 tane meşhur nota var. Do-re-mi-fa-sol-la-si-do. işte bu iki do sesi arası bir oktav diye tabir edilen ses aralığını ifade ediyor. İlk nota do ile son nota do aslında birbirlerinin oktavı. Aynı notalar. Sadece biri daha kalın, diğeri daha ince.
Şimdi sizi ele alalım. Diyelim ki sizin çıkardığınız en kalın ses, Fa notasına karşılık geliyor. Ve en kalın fa sesini çıkardıktan sonra fa-sol-la-si-do-re-mi-fa-sol-la-si-do-re seslerini de çıkarabiliyorsunuz. En ince çıkardığınız ses de bu durumda re notasına denk geldi.
Bu durumda söyleyeceğiniz şarkıları, kendi ses aralığınıza uygun notalardan başlayarak söylemeniz gerek. Eğer kendi aralığınızın dışına çıkacak bir nota ile şarkıya başlarsınız, şarkı sizin çıkaramayacağınız tiz notalara tırmandığında kıpkırmızı kesilir, çiftleşme mevsimindeki kargaların çıkardığı seslere benzer sesler çıkarmaya başlarsınız. Bu duruma düşmemek için bu şarkıyı kendi ses aralığınıza çekmeniz gerekiyor. Yani orada şarkıcı orkestraya dönüp, ver ordan bir fa dediğinde anlamı, hacım sen şu şarkının notalarını benim ses aralığıma göre bir transpoze et de götümüz yırtılmasın anlamına gelir.
Şarkıların notaları da, az önce bahsettiğim oktav mantığına sizin ses aralığınıza göre ayarlanabilir. Böylece şarkı aynı kalır ancak sizin söyleyebileceğiniz notalara göre ayarlanmış olur. Buna da arkadaşların bahsettiği şarkıyı transpoze etme deniyor.
Bildiğiniz üzere 7 tane meşhur nota var. Do-re-mi-fa-sol-la-si-do. işte bu iki do sesi arası bir oktav diye tabir edilen ses aralığını ifade ediyor. İlk nota do ile son nota do aslında birbirlerinin oktavı. Aynı notalar. Sadece biri daha kalın, diğeri daha ince.
Şimdi sizi ele alalım. Diyelim ki sizin çıkardığınız en kalın ses, Fa notasına karşılık geliyor. Ve en kalın fa sesini çıkardıktan sonra fa-sol-la-si-do-re-mi-fa-sol-la-si-do-re seslerini de çıkarabiliyorsunuz. En ince çıkardığınız ses de bu durumda re notasına denk geldi.
Bu durumda söyleyeceğiniz şarkıları, kendi ses aralığınıza uygun notalardan başlayarak söylemeniz gerek. Eğer kendi aralığınızın dışına çıkacak bir nota ile şarkıya başlarsınız, şarkı sizin çıkaramayacağınız tiz notalara tırmandığında kıpkırmızı kesilir, çiftleşme mevsimindeki kargaların çıkardığı seslere benzer sesler çıkarmaya başlarsınız. Bu duruma düşmemek için bu şarkıyı kendi ses aralığınıza çekmeniz gerekiyor. Yani orada şarkıcı orkestraya dönüp, ver ordan bir fa dediğinde anlamı, hacım sen şu şarkının notalarını benim ses aralığıma göre bir transpoze et de götümüz yırtılmasın anlamına gelir.
Şarkıların notaları da, az önce bahsettiğim oktav mantığına sizin ses aralığınıza göre ayarlanabilir. Böylece şarkı aynı kalır ancak sizin söyleyebileceğiniz notalara göre ayarlanmış olur. Buna da arkadaşların bahsettiği şarkıyı transpoze etme deniyor.
0
Bir tanım da ben den gelsin. Notaları falan kenara bırakalım. Temel ilkokul bilgisiyle 7 temel nota olduğu bilgisini düşün.
1 2 3 4 5 6 7 diye gider.
1 2 3 4 5 6 7 tamamlanınca tekrar 1 2 3 4 5 6 7 diye başlar ama bir ince tondan. bu böyle incele incele gider.
1 2 3 4 5 6 7 1 olduğu anda bu bir gam demektir.
yani şöyle anlatayım.
(EN KALIN) 1 2 3 4 5 6 7 (Bitti) (AZ KALIN) 1 2 3 4 5 6 7 (bitti) (ORTA) 1 2 3 4 5 6 7 (bitti) (İNCE) 1 2 3 4 5 6 7
böyle gittikçe gider.
1'den başlayıp tekrar bire vardığın yer 1 gamı olsun (müzikal karşılığı do majör gibi. Do dan başladım tekrar bir ince do ya geldim.)
ben aynı diziyi üçle başlayıp 3 4 5 6 7 1 2 3 diye de kurabilirim. Bu da 3 gamı olur. (Müzikal karşılığı Mi majör gibi)
Şarkıcıların da ses aralıkları farklılık gösterir genelde.
Mesela bir şarkıcının ses aralığı en kalın 1'den başlar az kalın 5'te biter. Bundan sonraki notaları çıkaramaz düzgün şekilde.
Bir diğer şarkıcı Orta kalın 1'den başlar. İnce 2'de biter.
Her şarkının bir karar sesi vardır. Çünkü müzik'te bir de ara sesler vardır.
Hani bir sürü gam dizi vb var ya. İşte onlar bu ara seslerin nasıl dağıldığını belirler.
Majör gamlar şu aralıklarla ilerler.
Tam tam yarım tam tam tam yarım.
Yani ben şarkımda 1 majör gam kullanıyorsam şu notaları kullanabilirim.
1- 2 - 3 - 3,5 - 4,5 - 5,5 - 6,5 - 7 (tekrardan)1.....
eğer 3 majör gamını kullanıyorsam
3 - 4 - 5 - 5,5 -6,5 - 7,5 - 1,5 - 2 (tekrardan) 3.....
Gördüğün gibi başı sonu değişti ama bucukların yerleri aynı kaldı.
Hah işte o mevzu burada işe yarıyor.
Şarkıcı diyor ki ya dostlar bu şarkı 3 gamında yazılmış. Ama ben bunun incesine geçince 5'ten sonra çatlıyorum.
Gel bunu 1'den söyleyeyim. Daha rahat söylerim diyor.
Bucuklar aynı yerde duruyor. Ama adamın söyleyebildiği bir aralıktan.
1 2 3 4 5 6 7 diye gider.
1 2 3 4 5 6 7 tamamlanınca tekrar 1 2 3 4 5 6 7 diye başlar ama bir ince tondan. bu böyle incele incele gider.
1 2 3 4 5 6 7 1 olduğu anda bu bir gam demektir.
yani şöyle anlatayım.
(EN KALIN) 1 2 3 4 5 6 7 (Bitti) (AZ KALIN) 1 2 3 4 5 6 7 (bitti) (ORTA) 1 2 3 4 5 6 7 (bitti) (İNCE) 1 2 3 4 5 6 7
böyle gittikçe gider.
1'den başlayıp tekrar bire vardığın yer 1 gamı olsun (müzikal karşılığı do majör gibi. Do dan başladım tekrar bir ince do ya geldim.)
ben aynı diziyi üçle başlayıp 3 4 5 6 7 1 2 3 diye de kurabilirim. Bu da 3 gamı olur. (Müzikal karşılığı Mi majör gibi)
Şarkıcıların da ses aralıkları farklılık gösterir genelde.
Mesela bir şarkıcının ses aralığı en kalın 1'den başlar az kalın 5'te biter. Bundan sonraki notaları çıkaramaz düzgün şekilde.
Bir diğer şarkıcı Orta kalın 1'den başlar. İnce 2'de biter.
Her şarkının bir karar sesi vardır. Çünkü müzik'te bir de ara sesler vardır.
Hani bir sürü gam dizi vb var ya. İşte onlar bu ara seslerin nasıl dağıldığını belirler.
Majör gamlar şu aralıklarla ilerler.
Tam tam yarım tam tam tam yarım.
Yani ben şarkımda 1 majör gam kullanıyorsam şu notaları kullanabilirim.
1- 2 - 3 - 3,5 - 4,5 - 5,5 - 6,5 - 7 (tekrardan)1.....
eğer 3 majör gamını kullanıyorsam
3 - 4 - 5 - 5,5 -6,5 - 7,5 - 1,5 - 2 (tekrardan) 3.....
Gördüğün gibi başı sonu değişti ama bucukların yerleri aynı kaldı.
Hah işte o mevzu burada işe yarıyor.
Şarkıcı diyor ki ya dostlar bu şarkı 3 gamında yazılmış. Ama ben bunun incesine geçince 5'ten sonra çatlıyorum.
Gel bunu 1'den söyleyeyim. Daha rahat söylerim diyor.
Bucuklar aynı yerde duruyor. Ama adamın söyleyebildiği bir aralıktan.
0
efreet sultan
Bir arkadaşım yıllardır amatör olarak müzik yapıyordu. Şimdi kendi işinden sıkılıp, reklam jingle'ları yapmaya karar verdi. Birkaç aydır hazırlık yapıyordu ve sonunda birkaç ajanstan görüşme ayarlamış. Fakat piyasayı hiç bilmiyor.30 saniye - 1 dakikalık bir müzik için kaç para demeli?
Bir arkadaşım yıllardır amatör olarak müzik yapıyordu. Şimdi kendi işinden sıkılıp, reklam jingle'ları yapmaya karar verdi. Birkaç aydır hazırlık yapıyordu ve sonunda birkaç ajanstan görüşme ayarlamış. Fakat piyasayı hiç bilmiyor.
30 saniye - 1 dakikalık bir müzik için kaç para demeli?
30 saniye - 1 dakikalık bir müzik için kaç para demeli?
0
Bu birçok değişkene bağlı. Reklamın büyüklüğü, bütçesi, saniyesi, görüştüğü ajanslar vs. Ama işlerine güveniyorsa, istenilen müziği tam olarak anlayıp, istedikleri gibi yapabileceğine inanıyorsa 4-5 bin liranın altında almasın reklam başına. Ancak tabii eskiden yaptığı işlerden bir şeyler sunamıyorsa ve amatör gözüküyorsa gözlerinde o kadar vermeyebilirler. Piyasada reklam jingle'ları yapan büyük şirketler var, onlarla da maaşlı anlaşıp çalışabilir belki. Jingle House, Jingle Jackson gibi...
0
Piyasada büyük oyuncular var. O yüzden görüşme ayarlaması bile şans.
Bu piyasada çok değişken var ama yeni olduğu için, projenin büyüklüğüne göre de yukardaki yorumdaki gibi bütçeler normal.
Tabi küçük ir işse altına da inmek zorunda kalabilir. Tabii bir de piyasadaki müzisyenler/stüdyolar beste+düzenleme+mix&mastering yapılmış ve uzun orta kısa gibi farklı versiyonları hazır halde teslim edip bu paraları alıyorlar.
Yani arkadaşının elinde yayınlanabilecek kalitede düzenlemeler yapabileceği bir stüdyo ortamının da olması iyi olur.
Bence bir yerde maaşlı anlaşıp çalışmak yerine kendi adına çalışsın. Niye kendi başarıları başkasının künyesine yazsın ki:)
Kendine portfolyo oluşturmak ufaktan para kazanmak için premiumbeats, pond5 gibi müzik arşivlerine de parçalar hazırlayabilir.
Bu piyasada çok değişken var ama yeni olduğu için, projenin büyüklüğüne göre de yukardaki yorumdaki gibi bütçeler normal.
Tabi küçük ir işse altına da inmek zorunda kalabilir. Tabii bir de piyasadaki müzisyenler/stüdyolar beste+düzenleme+mix&mastering yapılmış ve uzun orta kısa gibi farklı versiyonları hazır halde teslim edip bu paraları alıyorlar.
Yani arkadaşının elinde yayınlanabilecek kalitede düzenlemeler yapabileceği bir stüdyo ortamının da olması iyi olur.
Bence bir yerde maaşlı anlaşıp çalışmak yerine kendi adına çalışsın. Niye kendi başarıları başkasının künyesine yazsın ki:)
Kendine portfolyo oluşturmak ufaktan para kazanmak için premiumbeats, pond5 gibi müzik arşivlerine de parçalar hazırlayabilir.
0
mete kudur
Okulda 2 dönem, klasik müzik dersi almıştım, onun gibi, klasik müzik nedirden başlayıp da bestecilerin ve dönemlerinin özelliklerini anlatacak, eserlerin ayırt edici nüanslarından bahsedecek bir anlatı arıyorum.
Okulda 2 dönem, klasik müzik dersi almıştım, onun gibi, klasik müzik nedirden başlayıp da bestecilerin ve dönemlerinin özelliklerini anlatacak, eserlerin ayırt edici nüanslarından bahsedecek bir anlatı arıyorum.
0
İsteğinle tam olarak örtüşmesede bağlantılı olarak "Opera Italia(2010)" var. www.turkcealtyazi.org
0
freetakilir
divi nasıl içine bir şey eklendikçe büyür hale getiriyoruz? menü yapıcam da. yukarıdan aşağı açılıcak ama boş yer kalmasın menü ekleyince de uğraşmiyim kendi büyüyüp küçülsün kendi evrenini kursun orda.
divi nasıl içine bir şey eklendikçe büyür hale getiriyoruz? menü yapıcam da. yukarıdan aşağı açılıcak ama boş yer kalmasın menü ekleyince de uğraşmiyim kendi büyüyüp küçülsün kendi evrenini kursun orda.
0
css-tricks clearfix diye aratırsan cevabı bulabilirsin.
Bir de menü için kafanda ne var bilmiyorum ama div kullanmana gerek yok.
şu örneklere biraz bak
www.w3schools.com
Bir de menü için kafanda ne var bilmiyorum ama div kullanmana gerek yok.
şu örneklere biraz bak
www.w3schools.com
0
goodyes
Bir üniversite öğrencisi 2-3 gün kafa dinlemek stres atmak için hangisine gitse sizce? Çok kararsız kaldım
Bir üniversite öğrencisi 2-3 gün kafa dinlemek stres atmak için hangisine gitse sizce? Çok kararsız kaldım
0
datça fazla sakin bildiğim kadarıyla yani daha ziyade emekli memleketi.
0
drahomaturg
Ben bu uygulamada bütün kontrol noktalarını geçtim. Ağaç tamamlandı. Zaten kısa sürdü. Daha nasıl ilerleyeceğim? Güçlendirici diye bir şey var ama onda da çok basit sorular çıkıyor hala. Bu mudur yani bu programın olayı?
Ben bu uygulamada bütün kontrol noktalarını geçtim. Ağaç tamamlandı. Zaten kısa sürdü. Daha nasıl ilerleyeceğim? Güçlendirici diye bir şey var ama onda da çok basit sorular çıkıyor hala. Bu mudur yani bu programın olayı?
0
evet programın olayı o zaten.
o programın olayı dil öğreniyormuş yapıp kendini tatmin etmek zaten. ağacın oldu ne güzel işte.
bu programlardan dil mil öğrenilmez.
o programın olayı dil öğreniyormuş yapıp kendini tatmin etmek zaten. ağacın oldu ne güzel işte.
bu programlardan dil mil öğrenilmez.
0
İngilizce'yi bitirdim. Bilmem kaç günlük seri yaptım diyenler var başlıkta. Nasıl oluyor o? Ben de 2 günlük seri gözüküyor ama beceriler bitti. Nasıl ilerliyor millet? Ya da ilerliyor mu?
0
o kadar da kısa sürmez, mümkün değil. şu an arayüzü tam hatırlamıyorum, baya oldu kullanalı ama ilerliyor o. ben de ilk bir iki gün ''bu kadar mı ya'' demiştim ama kurcalaya kurcalaya ilerledim sonra.
0
@droh
program bomboş değil aslında, sistem bomboş. dil öğrenme işlemi app ile olacak şey değil.
sen dil öğmek istiyorsun ama buna oturup gramer çalışıp, kitap okuyup, özel ders alıp yapmak yerine öğrenmiş gibi yapıyorsun. içini rahatlatıyorsun. bu şuna benziyor, sen shrek animasyon filmini hazırlamak istiyorsun, amacın o filmi çizmek, ama bunu doğru olmayan bir program ile yapmaya çalışıyorsun, paintte shrek filmini çekmeye çalışıyorsun, bu olmaz, işe yaramaz, teoride evet olabilir 150 senede biter film. ama pratikte işe yaramaz.
diyelim almanca ingilzice biliyorsun çok çok iyi, hollandaca öğrenmek istiyorsun, belki daha faydalı olabilir, nasıl dil öğrenileceğini biliyorsun bu durumda, ama en az 2-3 dil bilmeden bu programlar anca iç rahatlatma, dil öğreniyormuş gibi yapma programları.
program bomboş değil aslında, sistem bomboş. dil öğrenme işlemi app ile olacak şey değil.
sen dil öğmek istiyorsun ama buna oturup gramer çalışıp, kitap okuyup, özel ders alıp yapmak yerine öğrenmiş gibi yapıyorsun. içini rahatlatıyorsun. bu şuna benziyor, sen shrek animasyon filmini hazırlamak istiyorsun, amacın o filmi çizmek, ama bunu doğru olmayan bir program ile yapmaya çalışıyorsun, paintte shrek filmini çekmeye çalışıyorsun, bu olmaz, işe yaramaz, teoride evet olabilir 150 senede biter film. ama pratikte işe yaramaz.
diyelim almanca ingilzice biliyorsun çok çok iyi, hollandaca öğrenmek istiyorsun, belki daha faydalı olabilir, nasıl dil öğrenileceğini biliyorsun bu durumda, ama en az 2-3 dil bilmeden bu programlar anca iç rahatlatma, dil öğreniyormuş gibi yapma programları.
0
@bir fincan kahve
Hocam önce seviye sınavı yaptım. Sonra belli bir yerden başlattı beni. O da bitti. zafer pozu veren bir kuş çıktı en son. Dün yüklemiştim programı. Yani ben bir şeyi mi kaçırıyorum? Sanki bu kadar dar bir uygulama olmamalı diye düşünüyorum ama anlamadım.
Hocam önce seviye sınavı yaptım. Sonra belli bir yerden başlattı beni. O da bitti. zafer pozu veren bir kuş çıktı en son. Dün yüklemiştim programı. Yani ben bir şeyi mi kaçırıyorum? Sanki bu kadar dar bir uygulama olmamalı diye düşünüyorum ama anlamadım.
0
@kurnaz yok
Zaten öyle bir beklentiyle yüklemedim. Tabii ki böyle gelişmez ingilizce ama uygulamanın da bu kadar basit olması saçma geldi.
Zaten öyle bir beklentiyle yüklemedim. Tabii ki böyle gelişmez ingilizce ama uygulamanın da bu kadar basit olması saçma geldi.
0
her gün günlük hedefiniz veya üzerinde alıştırma yaparak seri yakalayabilirsiniz. ağacı bitirdiyseniz, tüm konuları altın yapmaya/tutmaya çalışabilirsiniz.
duolingo harika bir motivasyon kaynağı ve tekrar aracı. amacı çok iyi düzeyde ingilizce (ya da diğer bir dil) öğretmek değil. dile aşinalığı sağlamak, tüm kullanıcılara belirli bir seviyede dil eğitimi imkanı sunmak. duolingo sizi b1 seviyesine kadar getirir. sonrası size kalmış.
duolingo'da önce ingilizce-almanca ağacını bitirdim. türkçe-almanca kursu açıldığında seviye belirlemeyi seçtim*, kursu da 24 saat içinde bitirdim. demek ki sizin de seviyeniz duolingo'da çalışmak için yüksek. birkaç ay önce çeviri bölümü de kaldırıldı. bu durumda sizin bu site/uygulamadan çok fazla bir yarar sağlayabileceğinizi düşünmüyorum.
*caps or didn't happen: hizliresim.com
ek: @ruhen hastayim ben +1 lingualeo orta-üst seviyeye de hitap eder. çok daha fazla kaynak ve alıştırma imkanı var.
duolingo harika bir motivasyon kaynağı ve tekrar aracı. amacı çok iyi düzeyde ingilizce (ya da diğer bir dil) öğretmek değil. dile aşinalığı sağlamak, tüm kullanıcılara belirli bir seviyede dil eğitimi imkanı sunmak. duolingo sizi b1 seviyesine kadar getirir. sonrası size kalmış.
duolingo'da önce ingilizce-almanca ağacını bitirdim. türkçe-almanca kursu açıldığında seviye belirlemeyi seçtim*, kursu da 24 saat içinde bitirdim. demek ki sizin de seviyeniz duolingo'da çalışmak için yüksek. birkaç ay önce çeviri bölümü de kaldırıldı. bu durumda sizin bu site/uygulamadan çok fazla bir yarar sağlayabileceğinizi düşünmüyorum.
*caps or didn't happen: hizliresim.com
ek: @ruhen hastayim ben +1 lingualeo orta-üst seviyeye de hitap eder. çok daha fazla kaynak ve alıştırma imkanı var.
0
Duolingo başlangıç seviyesi için işe yarar bir site. Ama zaten orta veya üst seviyeyseniz lingualeo daha işe yarar. Kaynak bakımından en zengin dil sitesi kendisi.
0
main_function
Yurtdışına ihraç edilebilecek ürünler nelerdir mesela? Özellikle doğu anadolu bölgesinde olan niş kalan alanlar mesela. Kosgeb'in 100.00TL lik hibesini almamız kesin fakat tek sıkıntımız nasıl birin ürünle başlasak. Kuru incir, ceviz, ceviz reçeli, peynir, pestil vs gibi. Bir de yurtdışında talep gö
Yurtdışına ihraç edilebilecek ürünler nelerdir mesela? Özellikle doğu anadolu bölgesinde olan niş kalan alanlar mesela. Kosgeb'in 100.00TL lik hibesini almamız kesin fakat tek sıkıntımız nasıl birin ürünle başlasak. Kuru incir, ceviz, ceviz reçeli, peynir, pestil vs gibi. Bir de yurtdışında talep gören, gideri olan bir ürün olması elzem tabii ki. Aklımıza restorant ve oteller geldi ilk olarak fakat var mı alternatifler sizce?
Teşekkürler
Teşekkürler
0
bu ürünleri öyle direk gönderemezsiniz. testlerden geçmesi gerek kullanılan ilaç miktarına kadar ölçülüyorlar uygun sınırda değilse ihraç edemiyorsunuz. ben olsam akmaz kokmaz kolay bozulmaz ürünler üzerinde dururdum. peynir fln soğuk zinciri bozmamanız lasım buda ek maliyet getirir.
0
Öncelikle Kosgeb'in hibesi 50.000 TL'ye kadar.
O da hiçbir zaman garanti değil. Niyesini anlatacağım.
Ha tanıdık bulduk her türlü parayı verecek derseniz o da vicdanınıza kalmış.
Kosgeb son yıllarda bu ülkede yapılan en güzel sistem. Faydası çok. Sömürmek istiyorsanız size kalmış.
Mesela ilk başlarda yanılmıyorsam taşıt desteği de vardı. Adam restoran açıyordu, servis elemanına motor alabiliyordu. Sonra bunu millet eşine, çocuğuna araba almak için sömürünce bu durdu. Güzel bir imkan heba edildi. Şimdi ihtiyacı olanlar alamıyor.
Neyse sistemin 100.000 TL de faizsiz kredi imkanı var.
Sistemi tam anlamamşıssınız galiba.
Önce bir aylık eğitime gidiliyor.
Gerçekten çok sıkı denetleniyor.
Sonra işi kuruyorsunuz.
hibe 50bin'e kadar dedim çünkü önce işi kuruyorsunuz. İşletmeye başlıyorsunuz.
Sonra kosgeb yetkilisi geliyor. İşletmeyi inceliyor. Yaptığınız masrafları inceliyor. Kurulum maliyetinin 50.000'e kadar olan kısmını size ödeyebilir. Yani siz dükkana 40.000 masraf yaparsınız Kosgeb der ki ben 10.000 öderim gerisine karışmam.
Nasıl oluyor bu?
Yurdum girişçimcisi "nasılsa 50bin ödeyecekler bize" diye masrafı bol tutuyor. Gidiyor macbook pro alıyor, küçük dükkana 120 ekran smart tv alıyor. Sonra kosgeb'ten ödemesini istiyor. 7binlik bilgisayarla napcaksın diyorlar. Mali işleri takip edeceğim diyor. Bu TV ne diyorsun. Müşteri sıkılmasın diye diyor. Kosgeb tabii ki bunları ödemiyor.
Kurduğunuzu işi azami olarak döndürecek ekipmanı öder. Atıyorum restoran açtın, orta ölçek bi markadan buzdolabı, fırın, ocak vb. alırsın makul fiyatlarda öderse öder.
Çünkü kosgeb hangi işi yapacaksanız o işi layığıyla yapmanızı ve gereksiz masrafla batmamanızı sağlamaya çalışıyor. KOBİ'ler ülkenin önemli vergi kaynağı. Haliyle sağlıklı büyümeleri lazım.
Size yurt dışında talep gören yığınla ürün yazayım ama
daha devlet desteğinin miktarını bile tam bilmiyorsunuz.
"tek sıkıntımız ne iş yapsak" diye internet forumlarında iş fikri arıyorsunuz.
Sizce ticaret için yeterli misiniz? Bence bu işe girmeyin.
En azından şu an girmeyin. Biraz araştırın, öğrenin.
İş kurmak, yönetmek öyle kolay değil. Bir anda para da akmayacak.
Çevreniz var mı? Ürünlerinizi kime satacaksınız? Hangi toptancıya gideceksiniz.
Hangi aracılarla çalışacaksınız?
Daha dün kurulmuş bir üreticiden millet niye mal alsın?
Hadi diyelim bir aracı bağladınız?
2 ay sonra o adam sizden ürün almayı keserse ne olacak?
Gıda diyorsunuz mesela.
Gıda üretimi için sertifikaları ve eğitimleri alacak zamanınız ve paranız var mı?
4-5 ay nakit akışı olmasa bile yanınızda çalışacak adamların masraflarını & maaşlarını karşılayabilecek misiniz?
İş kurmak kolay, yürütmek zor. İyi düşünün.
Ha bu arada kosgeb desteği aldığınız işi batırmak gerçekten uğraşmak istemeyeceğiniz bir süreç. Bu desteği aldıktan sonra 3 yıl hiçbir şekilde sigortalı bir işte çalışamazsınız. Bunu da unutmayın. Ola ki istediğiniz gibi gitmedi, maaşlı bir iş bakayım derseniz geçmiş olsun.
O da hiçbir zaman garanti değil. Niyesini anlatacağım.
Ha tanıdık bulduk her türlü parayı verecek derseniz o da vicdanınıza kalmış.
Kosgeb son yıllarda bu ülkede yapılan en güzel sistem. Faydası çok. Sömürmek istiyorsanız size kalmış.
Mesela ilk başlarda yanılmıyorsam taşıt desteği de vardı. Adam restoran açıyordu, servis elemanına motor alabiliyordu. Sonra bunu millet eşine, çocuğuna araba almak için sömürünce bu durdu. Güzel bir imkan heba edildi. Şimdi ihtiyacı olanlar alamıyor.
Neyse sistemin 100.000 TL de faizsiz kredi imkanı var.
Sistemi tam anlamamşıssınız galiba.
Önce bir aylık eğitime gidiliyor.
Gerçekten çok sıkı denetleniyor.
Sonra işi kuruyorsunuz.
hibe 50bin'e kadar dedim çünkü önce işi kuruyorsunuz. İşletmeye başlıyorsunuz.
Sonra kosgeb yetkilisi geliyor. İşletmeyi inceliyor. Yaptığınız masrafları inceliyor. Kurulum maliyetinin 50.000'e kadar olan kısmını size ödeyebilir. Yani siz dükkana 40.000 masraf yaparsınız Kosgeb der ki ben 10.000 öderim gerisine karışmam.
Nasıl oluyor bu?
Yurdum girişçimcisi "nasılsa 50bin ödeyecekler bize" diye masrafı bol tutuyor. Gidiyor macbook pro alıyor, küçük dükkana 120 ekran smart tv alıyor. Sonra kosgeb'ten ödemesini istiyor. 7binlik bilgisayarla napcaksın diyorlar. Mali işleri takip edeceğim diyor. Bu TV ne diyorsun. Müşteri sıkılmasın diye diyor. Kosgeb tabii ki bunları ödemiyor.
Kurduğunuzu işi azami olarak döndürecek ekipmanı öder. Atıyorum restoran açtın, orta ölçek bi markadan buzdolabı, fırın, ocak vb. alırsın makul fiyatlarda öderse öder.
Çünkü kosgeb hangi işi yapacaksanız o işi layığıyla yapmanızı ve gereksiz masrafla batmamanızı sağlamaya çalışıyor. KOBİ'ler ülkenin önemli vergi kaynağı. Haliyle sağlıklı büyümeleri lazım.
Size yurt dışında talep gören yığınla ürün yazayım ama
daha devlet desteğinin miktarını bile tam bilmiyorsunuz.
"tek sıkıntımız ne iş yapsak" diye internet forumlarında iş fikri arıyorsunuz.
Sizce ticaret için yeterli misiniz? Bence bu işe girmeyin.
En azından şu an girmeyin. Biraz araştırın, öğrenin.
İş kurmak, yönetmek öyle kolay değil. Bir anda para da akmayacak.
Çevreniz var mı? Ürünlerinizi kime satacaksınız? Hangi toptancıya gideceksiniz.
Hangi aracılarla çalışacaksınız?
Daha dün kurulmuş bir üreticiden millet niye mal alsın?
Hadi diyelim bir aracı bağladınız?
2 ay sonra o adam sizden ürün almayı keserse ne olacak?
Gıda diyorsunuz mesela.
Gıda üretimi için sertifikaları ve eğitimleri alacak zamanınız ve paranız var mı?
4-5 ay nakit akışı olmasa bile yanınızda çalışacak adamların masraflarını & maaşlarını karşılayabilecek misiniz?
İş kurmak kolay, yürütmek zor. İyi düşünün.
Ha bu arada kosgeb desteği aldığınız işi batırmak gerçekten uğraşmak istemeyeceğiniz bir süreç. Bu desteği aldıktan sonra 3 yıl hiçbir şekilde sigortalı bir işte çalışamazsınız. Bunu da unutmayın. Ola ki istediğiniz gibi gitmedi, maaşlı bir iş bakayım derseniz geçmiş olsun.
0
cevaplarınız için teşekkür ederim. Girişimcilik sertifikasının yeterli olduğu söylendi bir de bulunduğum ilin kosgeb müdürüyle ortak olacağız. O yüzden hibe konusu bende dedi. Siz sadece ürün bulun ve yurtdışına pazarlayabileceğinizi, birkaç işyeriyle anlaşarak ispatlayın yeter dedi. Prosedür kısmını ve proje detaylandırmasını o yapacağı için henüz hakim değilim o konuda.
0
İhracata yeni başlıyorsan önce pazarı değil, ödeme yöntemini öğren. peşin alabiliyorsan kral sensin, akreditifle çalışabiliyorsan şanslısın. navlun fiyatlarını haftalık kontrol et, çünkü bugün aldığın teklif yarın çöp olabilir. Müşteri ne kadar tatlıysa, sorun çıkma ihtimali o kadar yüksektir. üreticiyle sözleşmeni net yap, yoksa yüklemede “abi elimde kalmadı” muhabbeti gelir. Ve en önemlisi: ihracat sabır işidir, sabrın yoksa başlama.
0
Ortada değerli tl politikası devam ediyorken, ihracat işine bu ortamda ben olsam girmem. .
Malum aldığınız ürünlerin fiyatları sürekli artacak, ama kur baskılandığı için kar marjınız yada rekabet gücünüz düşecek.
Ama yok, ben erkenden gireyim, sabrederim diyorsanız o başka.
Gıda yerine , hediyelik ve el işi tarzı nish olan ürünlere odaklanmayı düşünebillisiniz.
Malum aldığınız ürünlerin fiyatları sürekli artacak, ama kur baskılandığı için kar marjınız yada rekabet gücünüz düşecek.
Ama yok, ben erkenden gireyim, sabrederim diyorsanız o başka.
Gıda yerine , hediyelik ve el işi tarzı nish olan ürünlere odaklanmayı düşünebillisiniz.
0
kilisenin imami
Bir ürün indirime girmiş görünüyor, bu ürün mağazada da indirime girmiş midir?
Bir ürün indirime girmiş görünüyor, bu ürün mağazada da indirime girmiş midir?
0
geçerlidir muhtemelen.
edit: zara`nın kendi internet sitesine özel kampanyasına hiç denk gelmedim. bende hep ordan takip ederim. sitede girdiyse mağazada da girmiştir yani.
edit: zara`nın kendi internet sitesine özel kampanyasına hiç denk gelmedim. bende hep ordan takip ederim. sitede girdiyse mağazada da girmiştir yani.
0
İnternete özel ibaresi yoksa kesinlikle aynıdır fiyat. Aynı değilse bile gidin gösterin sitede bu fiyat diye. O fiyattanedenle verirler. Hayır zaten zara'nin site ve mağazalar birbirine bağlı.
0
xiii
ingilizce öğretmenliği mi?iki yıllık bir sağlık bölümü mü?
ingilizce öğretmenliği mi?
iki yıllık bir sağlık bölümü mü?
iki yıllık bir sağlık bölümü mü?
0
hangisini severek yapacağını düşünüyorsun ikisinde bambaşka zorlukları artıları eksileri var.
0
yani ciddi bir soru mu bu allah aşkınıza? portakal mı yesem, kartonpiyer mi gibi bir şey, hiçbir kıyaslama götürmeyen bir durum.
öğretmenlik %65 berbat bir iş. özel okulda yapsanız dünyanın en şımarık nesliyle uğraşacaksınız ve hiçbir şey sizin avantajınıza olmayacak. devlet okulunda yapsanız.. bu cümleyi tamamlamaya bile gerek yok. üniversiteler de ayrı bir alem ve çok şahane para kazanılmıyor. ancak bu işi hakkıyla yapmayı kafanıza koyacaksınız, bir kere kendiniz doğru düzgün öğreneceksiniz de celtanızı, deltanızı, ne bileyim ib öğretmenliği sertifikanızı falan edineceksiniz, belki uluslararası bir okulda ya da nispeten köklü bir okulda çalışacaksınız ki yaptığınız iş zevk verir bir hale gelsin, parası da iyi olsun.
sağlık bölümünü bilmiyorum.
öğretmenlik %65 berbat bir iş. özel okulda yapsanız dünyanın en şımarık nesliyle uğraşacaksınız ve hiçbir şey sizin avantajınıza olmayacak. devlet okulunda yapsanız.. bu cümleyi tamamlamaya bile gerek yok. üniversiteler de ayrı bir alem ve çok şahane para kazanılmıyor. ancak bu işi hakkıyla yapmayı kafanıza koyacaksınız, bir kere kendiniz doğru düzgün öğreneceksiniz de celtanızı, deltanızı, ne bileyim ib öğretmenliği sertifikanızı falan edineceksiniz, belki uluslararası bir okulda ya da nispeten köklü bir okulda çalışacaksınız ki yaptığınız iş zevk verir bir hale gelsin, parası da iyi olsun.
sağlık bölümünü bilmiyorum.
0
ben de sağlık demeye geldim iki ablam var biri sağlıkçı biri öğretmen işsiz olanı tahmin etmeyi size bırakıyorum
gerçi sağlıkta zordur bire bir insanla uğraşacağın bir dal ise ona da kolaylıklar dilerim
gerçi sağlıkta zordur bire bir insanla uğraşacağın bir dal ise ona da kolaylıklar dilerim
0
kişiliği hangisine yatkınsa o.
öğretmeyi seviyor mu? teknik şeylere mi ilgisi var? yardım etmeyi seviyor mu? ...
sorular genişletilebilir, genişletildikçe karar kolaylaşır ve iyileşir.
meslek seçerken çalışma koşulları, çalışılan yer, çalışma arkadaşları, muhatap olacağı insanlar, emeklilik, özel hayatına ayıracağın vakit... hepsini değerlendirmekte fayda var.
öğretmeyi seviyor mu? teknik şeylere mi ilgisi var? yardım etmeyi seviyor mu? ...
sorular genişletilebilir, genişletildikçe karar kolaylaşır ve iyileşir.
meslek seçerken çalışma koşulları, çalışılan yer, çalışma arkadaşları, muhatap olacağı insanlar, emeklilik, özel hayatına ayıracağın vakit... hepsini değerlendirmekte fayda var.
0
cevaplarken aklıma gelmedi, ekşiye ayrıntılı bişiler yazmıştım, başlıkta güzel bilgiler, deneyimler var, bi bakın isterseniz. :
eksisozluk.com
eksisozluk.com
0
Böyle sorular görünce bu ülke insanı için üzülüyorum.
Neden bu ikisi arasında kaldın mesela. Nasıl bir ikilem bu?
Ülkede öğretmen olarak atanmak giderek zorlaşıyor. Sözleşmeli öğretmenlik diye bir şey de çıktı iyice zorlaştı. Özel okul ya da kurslara git desem orada da anadili ingilizce olan amerika ya da ingilitere'den gelen hocalar çalışıyor artık. İngilizce öğretmenliği bitiren arkadaşlarımın çoğu tercümanlık yapıyor. İyi bir büroda çalışıyorsan geçinecek kadar para kazanırsın. YAbancı dile yatkın biriysen bu alanda çalışabilirsin.
Sağlık türkiye'de büyüyen bir sektör. İki yıllık hangi bölümü düşünüyorsun bilmiyorum ama dgs ile geçiş yapabileceğin bir bölüm seç derim.
TEk derdin para kazanmaksa bu konuda daha başka birsürü alternatifin var. Bölüm çok. Önemli olan ilgin alakan yeteneğin.
Memlekette sırf parası diye bilgisayar mühendisliği okuyup pişman olan çok adam var. HErkesin burun kıvırdığı su ürünleri mühendisliğini okuyup balık çiftliği kurup köşeyi dönen de çok adam var. Mevzu senin ilginde yani.
Neden bu ikisi arasında kaldın mesela. Nasıl bir ikilem bu?
Ülkede öğretmen olarak atanmak giderek zorlaşıyor. Sözleşmeli öğretmenlik diye bir şey de çıktı iyice zorlaştı. Özel okul ya da kurslara git desem orada da anadili ingilizce olan amerika ya da ingilitere'den gelen hocalar çalışıyor artık. İngilizce öğretmenliği bitiren arkadaşlarımın çoğu tercümanlık yapıyor. İyi bir büroda çalışıyorsan geçinecek kadar para kazanırsın. YAbancı dile yatkın biriysen bu alanda çalışabilirsin.
Sağlık türkiye'de büyüyen bir sektör. İki yıllık hangi bölümü düşünüyorsun bilmiyorum ama dgs ile geçiş yapabileceğin bir bölüm seç derim.
TEk derdin para kazanmaksa bu konuda daha başka birsürü alternatifin var. Bölüm çok. Önemli olan ilgin alakan yeteneğin.
Memlekette sırf parası diye bilgisayar mühendisliği okuyup pişman olan çok adam var. HErkesin burun kıvırdığı su ürünleri mühendisliğini okuyup balık çiftliği kurup köşeyi dönen de çok adam var. Mevzu senin ilginde yani.
0
tthet
merhaba arkadaşlar.böyle oynamaktan kendinizi alamadığınız, allah belasını versin seni programlayanın işime gücüme konsantre olamıyorum dediğiniz ios uygulaması olan oyun önerebilir misiniz.?
merhaba arkadaşlar.
böyle oynamaktan kendinizi alamadığınız, allah belasını versin seni programlayanın işime gücüme konsantre olamıyorum dediğiniz ios uygulaması olan oyun önerebilir misiniz.?
böyle oynamaktan kendinizi alamadığınız, allah belasını versin seni programlayanın işime gücüme konsantre olamıyorum dediğiniz ios uygulaması olan oyun önerebilir misiniz.?
0
Kendim oynamadım hiç ama oynayan arkadaşlarım yüzünden ortak platformda muhabbeti tamamen bitirme özelliği olduğunu düşündüğüm Marvel'ın dövüş oyunu var. Oldukça organize ve detaylı bir oyun sanıyorum. Hayatlarının büyük bölümünü bu oyuna adamışlar gibi. Hoş değil ama istediniz diye söyleyeyim dedim :)
0
cekilmis gayfe
araç sahibi de olmalı mı mutlaka? mesela ben yunanistandan yunan vatandaşı arkadaş üzerinden araba alsam, kendim onu yurda sokabilir miyim? kendi üstüme alamadığımı varsayıyorum.türkiyeye girdim diyelim 6 ay ya da 2 yılda bir çıkıp girmem mi gerek? nasıl işliyor süreç? bu sürede çıkmazsam başıma nel
araç sahibi de olmalı mı mutlaka? mesela ben yunanistandan yunan vatandaşı arkadaş üzerinden araba alsam, kendim onu yurda sokabilir miyim? kendi üstüme alamadığımı varsayıyorum.
türkiyeye girdim diyelim 6 ay ya da 2 yılda bir çıkıp girmem mi gerek? nasıl işliyor süreç? bu sürede çıkmazsam başıma neler gelir?
teşekkürler
türkiyeye girdim diyelim 6 ay ya da 2 yılda bir çıkıp girmem mi gerek? nasıl işliyor süreç? bu sürede çıkmazsam başıma neler gelir?
teşekkürler
0
yabancı plakalı araçla türkiye'ye girmek için en az 185 gün yurtdışında bulunmuş olman gerekir. Araç Türkiye'ye giriş yapınca 2 yıl gezme hakkı var. 2 yıl sonunda ülkeden çıkmak zorunda. Çıkınca da yine 185 gün bekleyip öyle gelebilir. Yani vergisini paşa paşa ödeyip yerli plaka almadan araç sahibi olamazsın.
0
"Vekaletle yutdışından kişisel kullanıma mahsus yabancı plakalı araç getirilmesi halinde; hem vekalet verenler için, hem vekaleten aracı getirenler için, hem de aracın kendisi için, araçla Türkiye'ye giriş yapıldığı tarihten itibaren geriye doğru son 1 yıl içinde kesintili veya kesintisiz toplam 185 gün veya daha fazla süre ile yurtdışında bulunmuş olma şartı aranır."
Aracı başkası kullanamaz bu arada
Aracı başkası kullanamaz bu arada
0
gürcü plakalar cirit atıyo trafikte bunlar hep kendi arabaları mı yani :/
0
proletarier aller lander vereinigt euch
böyle noodle falan diyorum temelde. resmen boş bir tuval ve ister uzak doğu tarzına uygun istenirse de türk damak tadına uygun şekilde hazırlanabilir ve maliyeti konan malzemelere göre farklılık gösterse de tuval'in fiyatı aslında çok ucuz olabilir(ki öyle). ancak neden uzak doğu konseptli mekanlar
böyle noodle falan diyorum temelde. resmen boş bir tuval ve ister uzak doğu tarzına uygun istenirse de türk damak tadına uygun şekilde hazırlanabilir ve maliyeti konan malzemelere göre farklılık gösterse de tuval'in fiyatı aslında çok ucuz olabilir(ki öyle). ancak neden uzak doğu konseptli mekanlar sürekli bir lüks talebin peşinde koşuyor anlamıyorum. leş gibi köhne mekanda leş gibi kebapsal ürünler yapıp her tarafa sipariş gönderen mekanlar gibi sen de aç bir tane, doldur noodle'ı bas içine biraz tavuk soya sosu falan ver 10 liradan bütün şehri doyurursun üstelik taşıması vs de çok kolay kurye için çünkü kebap veya dürüm gibi şeklinin bozulmaması için ekstra geniş şeylere koymaya da gerek yok oldukça düzenli ver gitsin motor kuryene şehri ele geçir. yok mu lan parası olup böyle bi işe girecek, biz de biraz farklı bir şeyler yesek.
tuğla için kusura bakmayın öyle dertlendim bir anda da yazayım dedim.
tuğla için kusura bakmayın öyle dertlendim bir anda da yazayım dedim.
0
ankarada vardı bir tane bahçelide kapatılıp dönerci yapılmıştı 6 ay falan anca açık kaldı.
0
Uzak doğu mutfağı lüks tüketimden çıkalı çok oldu ya.
İstanbul'un birçok semtinde dediğin gibi hafiften türk usulu de yapan mekanlar var. 10 liradan noodle satıyor.
Mesele damak zevki. Uzak doğu mutfağı hala çoooooook yeni Türkler için.
Orta segment fast food'u özümseyeli kaç sene oldu ki?
İstanbul'un birçok semtinde dediğin gibi hafiften türk usulu de yapan mekanlar var. 10 liradan noodle satıyor.
Mesele damak zevki. Uzak doğu mutfağı hala çoooooook yeni Türkler için.
Orta segment fast food'u özümseyeli kaç sene oldu ki?
0
iyi düşünmüşsünüz de pratikte yenilen şey soslu makarna eğer düzgün bir yerde yemiyorsanız. yani bahsettiğiniz şeyi halihazırda istanbul'da uygun fiyatlı yapan yer var, ve bence gerçekten başarısız yapıyor bu yerler. beş lirayı, on lirayı geç. insan buna neden para versin ki? ben vermem, evimde makarnamı haşlar içine mis gibi sosunu katar yerim. zaten türkiye'de yaşıyoruz, mutfağı oldukça zengin ve leziz bana göre; gidip keko gibi soya sosu filan tüketmem. belki de vizyonsuz biriyim, bilemiyorum.
0
belki de ben ankara'da olduğum içindir en azından burada bilmiyorum hiç böyle bi yer. istanbul'da durum farklı olabilir tabii.
0
Sebebi gocmen eksikligi.
Biraz gocmen olmali, uzakdogulu gocmen olsa kendi kendine gelisir bunlar zaten. Cin yemeginin luks olmadigi yerlerde hep gocmenler var mesela.
Biraz gocmen olmali, uzakdogulu gocmen olsa kendi kendine gelisir bunlar zaten. Cin yemeginin luks olmadigi yerlerde hep gocmenler var mesela.
0
Turkiyr'de tutmaz Cin mutfagi falan. Gayet zengin mutfagimiz var, boyle seyler tutmaz o yuzden.
0
Ben de stavro'ya katılıyorum. Bizim mutfağımız kendi içinde zaten oldukça kozmopolit
0
Lüks değil bence. Lüks gibi görünmesinin temelinde kötü ve rezalet olması dolayısıyla damak tadımızla uyuşmamış olması yatmaktadır. Yani insanlar o yemekleri yemektense gidip aynı fiyata kebap yemeyi tercih ediyorlar. Ayda yılda bir kere meraktan gidince de sanki lüksmüş ve yılda bir kere gelinebiliyorumuş algısı oluyor.
0
Ankara'da Kumrular sokakta tam dedigin vardı. 5-6 liraya kutu icinde noodle veriyordu. Bahceli'de vardı gayet de guzel yapıyordu. Ankamall'de vardı -1.katta.
Bunların hepsi battı.
Bunların hepsi battı.
0
füt
merhaba duyuru ahalisi,ofiste dinlemelik müzik önerileriniz nelerdir? çok fazla duygu vermesin, türkçe olmasın, (sözsüz olabilir) ve fresh bir etkisi olsun :Dreferans olması bakımından mesela çalışırken moby dinlemeye bayılırım. aynı şekilde air dinlemeye bayılırım, buna benzer önerileriniz nelerdir
merhaba duyuru ahalisi,
ofiste dinlemelik müzik önerileriniz nelerdir? çok fazla duygu vermesin, türkçe olmasın, (sözsüz olabilir) ve fresh bir etkisi olsun :D
referans olması bakımından mesela çalışırken moby dinlemeye bayılırım. aynı şekilde air dinlemeye bayılırım, buna benzer önerileriniz nelerdir?
ofiste dinlemelik müzik önerileriniz nelerdir? çok fazla duygu vermesin, türkçe olmasın, (sözsüz olabilir) ve fresh bir etkisi olsun :D
referans olması bakımından mesela çalışırken moby dinlemeye bayılırım. aynı şekilde air dinlemeye bayılırım, buna benzer önerileriniz nelerdir?
0
çok düz bir cevap veriyorum; youtube' da "office musix mix" diye yaziyorsun, arama ayarlarindan "playlist"i seciyorsun. istedigin muzik tarzina gore onlarca playlistten birine basliyorsun.
0
sözsüzlerden explosions in the sky, thycho, board of canada ve hammock ve moonlit sailor ofis için favorimdir.
sözlülerden massive attack olabilir, sakin bir şeyler istersen asgair, band of horses, olafur arnalds veya jonsi ve alex tercihim.
eğer sakin istemiyorsan en favorilerim röyksopp ve hercules and love affair.
dene hangisini seversen ondan devam edersin.
sözlülerden massive attack olabilir, sakin bir şeyler istersen asgair, band of horses, olafur arnalds veya jonsi ve alex tercihim.
eğer sakin istemiyorsan en favorilerim röyksopp ve hercules and love affair.
dene hangisini seversen ondan devam edersin.
0
maalesef ofiste muzik olmamalı
eger dikkat gerektiren bir iş yapıyorsanız emin olun muziksiz daha iyi.
muziksiz yapamam derseniz tek kulaklıkla dinleyin gecin.
eger dikkat gerektiren bir iş yapıyorsanız emin olun muziksiz daha iyi.
muziksiz yapamam derseniz tek kulaklıkla dinleyin gecin.
0
cedex
org'dan piyanoya geçiş yapmayı düşünüyorum. dijital piyanoları önerir misiniz?duvar piyanosu olarak param ancak pearl river'a filan yetiyor. kalitesiz bir akustik duvar yerine kaliteli bir dijital piyano mu alsam?
org'dan piyanoya geçiş yapmayı düşünüyorum. dijital piyanoları önerir misiniz?
duvar piyanosu olarak param ancak pearl river'a filan yetiyor. kalitesiz bir akustik duvar yerine kaliteli bir dijital piyano mu alsam?
duvar piyanosu olarak param ancak pearl river'a filan yetiyor. kalitesiz bir akustik duvar yerine kaliteli bir dijital piyano mu alsam?
0
Hayır apartmanda yaşamıyorsan veya sesin sorun olmayacağı bir apartmansa mutlaka akustik al. Evimde yamaha clavinova var ama ben kurstaki pearl river'ı tercih ederim. Bi do-re müziğe git kendin de deneyince farkı göreceksin.
0
apartmanda yaşıyorsan duvar piyanosundan hiç tat alamayacaksın. Yok çok ses çıktı, vay komşu rahatsız oldu gece çalamadım sabah çalamadım... Komşular şu an ses etmese bile ilerde edecektir. Gönül tabii ki akustikten yana ama mümkün değilse dijital:)
Dijitaller tabii ki bir akustik değil. Ama çalışmak için iyidir. Ayrıca o fiyata alacağın dijital piyanolar profesyonel seviyede aletler olacaktır. gayet verimli olur. Üzmez yani. Bir de takarsın kulaklığını gece çalarsın. Dijital piyanoların bir diğer avantajı, midi çıkışı da olduğundan bilgisayar desteğiyle yapabileceklerini çeşitlendirebilirsin. Bu arada ben dijital duvar piyanosu yerine, bir stage piano ya da iyi tuşesi olan bir workstation öneririm. Hem mobilite açısından, hem de zamanla daha farklı şeyler denemene de imkan tanır. Klasik piyanist bile olsan farklı seçeneklere imkan tanıyan bir enstrümanla daha zengin müzikler yapabilirsin.
tabii çalacağın tarzlar önemli. Zaten bu aletlerin hepsi, o markanın en sağlam piyano seslerini de içerir. Şöyle şeyler önereyim. Ama dediğim gibi tarzınızı söylerseniz daha net bir önerim olur:
-Nord Stage 2. Piyasada bulabileceğin en gerçekçi piyano tonları. İsveç üretimi, synth motoru falan da var. Böyle olması avantaj. Şöyle bir şey:
Bu sadece piyano:
www.youtube.com
Bunlar da neler yapabilirsine örnekler:
www.youtube.com
www.youtube.com
Roland RD-800 ikinci bir alternatif olabilir. Bu sadece dijital piyano. Rolandların tınısı biraz farklıdır. Çok gerçekçi değildir ama onun da kendine özgü bir roland piyano sesi var. Onun da kendi fanatikleri mevcut.
www.youtube.com
İkinci bir roland alternatifi Roland FA-08. Bu bir workstation. Ama bildiğim kadarıyla aynı piyano motoruna sahip.
www.youtube.com
Korg SV1 de vintage keyboard diye geçer. Ama piyano olarak da iyidir.
www.youtube.com
KORG KRONOS her anlamda çok iyi bir alet. Her müziği yapabilirsiniz.
www.youtube.com
Eğer sadece piyano çalacağım derseniz kawaiilerin üst modelleri çok iyi dijital piyanolardır.
Dijitaller tabii ki bir akustik değil. Ama çalışmak için iyidir. Ayrıca o fiyata alacağın dijital piyanolar profesyonel seviyede aletler olacaktır. gayet verimli olur. Üzmez yani. Bir de takarsın kulaklığını gece çalarsın. Dijital piyanoların bir diğer avantajı, midi çıkışı da olduğundan bilgisayar desteğiyle yapabileceklerini çeşitlendirebilirsin. Bu arada ben dijital duvar piyanosu yerine, bir stage piano ya da iyi tuşesi olan bir workstation öneririm. Hem mobilite açısından, hem de zamanla daha farklı şeyler denemene de imkan tanır. Klasik piyanist bile olsan farklı seçeneklere imkan tanıyan bir enstrümanla daha zengin müzikler yapabilirsin.
tabii çalacağın tarzlar önemli. Zaten bu aletlerin hepsi, o markanın en sağlam piyano seslerini de içerir. Şöyle şeyler önereyim. Ama dediğim gibi tarzınızı söylerseniz daha net bir önerim olur:
-Nord Stage 2. Piyasada bulabileceğin en gerçekçi piyano tonları. İsveç üretimi, synth motoru falan da var. Böyle olması avantaj. Şöyle bir şey:
Bu sadece piyano:
www.youtube.com
Bunlar da neler yapabilirsine örnekler:
www.youtube.com
www.youtube.com
Roland RD-800 ikinci bir alternatif olabilir. Bu sadece dijital piyano. Rolandların tınısı biraz farklıdır. Çok gerçekçi değildir ama onun da kendine özgü bir roland piyano sesi var. Onun da kendi fanatikleri mevcut.
www.youtube.com
İkinci bir roland alternatifi Roland FA-08. Bu bir workstation. Ama bildiğim kadarıyla aynı piyano motoruna sahip.
www.youtube.com
Korg SV1 de vintage keyboard diye geçer. Ama piyano olarak da iyidir.
www.youtube.com
KORG KRONOS her anlamda çok iyi bir alet. Her müziği yapabilirsiniz.
www.youtube.com
Eğer sadece piyano çalacağım derseniz kawaiilerin üst modelleri çok iyi dijital piyanolardır.
0
gezegen olan pluton
Özellikle kadın şarkıcılardan, müzik türü fark etmez sadece güzel eserleri olsun yeter.
Özellikle kadın şarkıcılardan, müzik türü fark etmez sadece güzel eserleri olsun yeter.
0
tepedeki psychedelic adam
diyelim ki zamanında 1 aralıkta işe gitmiştiniz. bu sene 1 aralıkta 3. yılınız dolmuş olacak. ve fakat iş bulup istifa etmeye karar verdiniz. 2 kasımda yeni işinizle anlaştınız ve şu anda çalışmakta olduğunuz yere durumu bildirdiniz. çıkmadan önce 1 ay daha devam etmeniz gerektiğini söylediler. bu d
diyelim ki zamanında 1 aralıkta işe gitmiştiniz. bu sene 1 aralıkta 3. yılınız dolmuş olacak. ve fakat iş bulup istifa etmeye karar verdiniz. 2 kasımda yeni işinizle anlaştınız ve şu anda çalışmakta olduğunuz yere durumu bildirdiniz. çıkmadan önce 1 ay daha devam etmeniz gerektiğini söylediler. bu durumda 1 aralıkta yılınız dolduğu için 14 gün daha elde edince 2 aralıkta çıkarken bunları alma hakkınız var di mi? ama zaten uyanırlar mevzuya o duruma düşmezler herhalde? ya da ben 2 aralıkta yeni iş yeriyle anlaşsam ve durumu şu anda çalıştığım yere bildirsem bu yeni dolan yılın 14 gününü o zaman sorunsuz bir şekilde alabilirim di mi? anlaşılmıştır umarım soru. özel sektör.
0
peki mesela yeni yerle 15 kasımda anlaşıp şu anda çalıştığım yere söylemeden yeni yere 1 ay daha kalmam gerekiyor diyip şu anda çalıştığım yere de 2 aralıkta ayrılacağımı söyleyip en fazla 2 hafta kalabileceğimi söylesem filan oluyor mu böyle şeyler :) patlar mı bi yerlerde.
0
Yıllık izinleri kullandırma insiyatifi şverende. Yani sana hayır iznini bu dönemde kullanamazsın, ben parasını vereceğim diyebilir.
Ama istifa dilekçene yeni iş bulduğunu belirtme. Sadece işten ayrılacağını söyle.
Hangi taraftan olursa olsun, iş anlaşması fesh edilince iş arama iznin var her gün iki saat. Bu yasal hakkın.
Toplu olarak da kullanabiliyorsun. Bu da aşağı yukarı 5 güne tekabül eder senin durumunda. Bunu iste bir hata kazan.
Ama istifa dilekçene yeni iş bulduğunu belirtme. Sadece işten ayrılacağını söyle.
Hangi taraftan olursa olsun, iş anlaşması fesh edilince iş arama iznin var her gün iki saat. Bu yasal hakkın.
Toplu olarak da kullanabiliyorsun. Bu da aşağı yukarı 5 güne tekabül eder senin durumunda. Bunu iste bir hata kazan.
0
basubadelmevt
Hiç beklemediginiz bi yerden para geldi diyelm, 5000 tlsi ile kendinizi sımartacak bir seyler almanız bekleniyor, ne alırsınız?Ya da neler? Tel olabilir, drone olabilir her sey olur ya.Limiti aşmayalım.
Hiç beklemediginiz bi yerden para geldi diyelm, 5000 tlsi ile kendinizi sımartacak bir seyler almanız bekleniyor, ne alırsınız?Ya da neler? Tel olabilir, drone olabilir her sey olur ya.Limiti aşmayalım.
0
Kıyafet alırım bi sürü çünkü ne zamandır bişi almadım kendime. Kışın giyecek kabanım yok yemin ederim. Bir kısmıyla da kedilere oyuncak falan alırım, bi de köpek maması alırım birkaç paket şöyle güzelinden.
0
Türkiye'de olmayan ama amazon'da satışı olan deli gibi pahalı ama hayallerimi süsleyen kitapların birkaçını alırdım.
0
Açıkçası öyle bi' para bekliyorum uzundur. Alacaklarım dahi belli:
*Bilgisayar koltuğu.
*Yeni gözlük.
*Jakuzi (2k falan tutuyor bu)
*Yeni telefon.
*Yeni kulaklık.
Jakuzin yoksa al derim, eski hayatımdan özlediğim en büyük şey.
*Bilgisayar koltuğu.
*Yeni gözlük.
*Jakuzi (2k falan tutuyor bu)
*Yeni telefon.
*Yeni kulaklık.
Jakuzin yoksa al derim, eski hayatımdan özlediğim en büyük şey.
0
Benim kendimi şımartmaktan anladığım şey bazen köpeğime konserve mama alıp sevinçle yemesini izlemek :D
0
kendimden ziyade sevdiklerime bir şeyler almak yapmak daha çok hoşuma gider, kendime bir mouse, birkaç kıyafet, bir de kulaklık alırdım.
0
kıyafet tabii. o parayı elektronik şeylere yatırmazdım. bir de dolabım yok. odaya bir dolap alırdım. almışken de ona uyumlu bir çalışma masası :(
0
en dandik akıllı telefonu kullanıyorum, inanılmaz eski ve 3 sene geçtiği için çöp olmuş durumda, ite kaka çalışıyor. telefon alırdım kendime. kalan parayla da rock smith :D
0
Pahali sanat kitaplari var almak istedigim. Ya onlar ya da odalarin birini ses yalitimi yapmak.
0
şu an almak istediğim hiçbir şey yok ama gitmek istediğim bir yer var. birkaç günlüğüne oraya kaçardım.
0
macbook alırdım muhtemelen
ya da motosiklet
diyorum ama ben kesin bunların hiçbirini almayıp büssürü kitap alırdım :(
ya da motosiklet
diyorum ama ben kesin bunların hiçbirini almayıp büssürü kitap alırdım :(
0
az daha olsa motosiklet alırdım ama yetmez. o yüzden birsürü ayakkabı alırdım 10 çift falan çoğu spor ayakkabı tabi. kıyafet alırdım kalanına da.
0
seyahate çık. Güzel bir yurtdışı tatili yapılır o parayla.
Drone'la ilgili anın olmaz ama 4-5 günlük bir tatil bir ömür aklında kalır.
Eşyalara değil, deneyimlere para yatır:)
Drone'la ilgili anın olmaz ama 4-5 günlük bir tatil bir ömür aklında kalır.
Eşyalara değil, deneyimlere para yatır:)
0
sevgilime drone, kendime gitar, gitar dersi, motor botu, guzel bisiklet, fotosop kursu, biraz da kiyafet, ayakkabi
0
O parayla dolar, altın ya da Euro alırdım. Zor günlerde kendimi şımartmak için :D
Not: Yatırımcı tavsiyesi değildir. :D
Not: Yatırımcı tavsiyesi değildir. :D
0
Kıyafet almam, Sri lanka ve Madagaskar'a uçak bileti alırım mart ayı için önceden. Kalan parayı da oralarda yerim, masaj yaptırırım, resiflerde dalarım, fil yavrularını biberonla beslerim vb.
0
Üzerine biraz daha para ekleme imkanım varsa istediğim foto makinesi ve lenslerini alırdım.
Yoksa seyahat için kullanırdım.
Yoksa seyahat için kullanırdım.
0
yazar yazmaz yazan yazar
yani daha doğrusu yayınlıyorlar ya gerek konserlerde olsun gerek radyo programlarında internette olsun. mesela armin paul van dyk'ın parçalarını çalıyor ya da above&beyond hardwell'in parçasını çalıyor falan. Kimi zaman olduğu gibi kimi zaman remixleyip çalıyorlar. Birbirlerine telif falan veriyorla
yani daha doğrusu yayınlıyorlar ya gerek konserlerde olsun gerek radyo programlarında internette olsun. mesela armin paul van dyk'ın parçalarını çalıyor ya da above&beyond hardwell'in parçasını çalıyor falan. Kimi zaman olduğu gibi kimi zaman remixleyip çalıyorlar. Birbirlerine telif falan veriyorlar mı yoksa bu dj'ler arasında böyle yazısız bir kural mı serbest mi yani bu işler?
0
serbest olduğunu sanmıyorum. yerel kulüplerde bile aynı yerde çalan iki dj'in birbirinin parçasını çalması pek hoş karşılanmıyor. üstelik parçalar onlara ait olmasa bile. ha ama armin ile dyk kankadır, bu hafta çalıyorum seninki bro diye whatsapptan mesaj atmıştır, o da çal kardo canın sağ olsun demiştir, o zaman iş değişir.
0
6 yasimdan beri metal dinliyorum
Merhaba,Aç kalmamak için bir alana yönelmek istiyorum. Dünyanın interneti olan herhangi bi' ücra köşesinde bile para getirebilecek bir şeye.Bunun için gerekli yatırımları da yapacağım tabii... Emek vereceğim, o yüzden öyle bir iş olsa herkes yapar hehe demeyin pls :(Çevirmenlik pek kazandırmıyor gib
Merhaba,
Aç kalmamak için bir alana yönelmek istiyorum. Dünyanın interneti olan herhangi bi' ücra köşesinde bile para getirebilecek bir şeye.
Bunun için gerekli yatırımları da yapacağım tabii... Emek vereceğim, o yüzden öyle bir iş olsa herkes yapar hehe demeyin pls :(
Çevirmenlik pek kazandırmıyor gibi mesela... Ne olabilir?
Tsk
Aç kalmamak için bir alana yönelmek istiyorum. Dünyanın interneti olan herhangi bi' ücra köşesinde bile para getirebilecek bir şeye.
Bunun için gerekli yatırımları da yapacağım tabii... Emek vereceğim, o yüzden öyle bir iş olsa herkes yapar hehe demeyin pls :(
Çevirmenlik pek kazandırmıyor gibi mesela... Ne olabilir?
Tsk
0
yeteneklerinize göre bulabilirsiniz gibi. mesela: az çok programa dili bilen biri misiniz, reklamcılıkla uğraşabilir misiniz, her hangi bir konuda ders verebilir misiniz?
0
Ben de aynı şekilde birkaç yıl üzerinde çalışıp freelance iş yapabileceğim birşey arıyorum.
En popülerleri yazılım ve grafik tasarım sanırım.
En popülerleri yazılım ve grafik tasarım sanırım.
0
sosyal medya yöneticisi olabilirsin.
YAbncı dilin iyiyse yurtdışından da çok iş alabilirsin.
Onun dışında biraz ilgin varsa front-end developer işleri kovlayabilirsin. Büyük işler olmaz ama karnını doyurur.
Müzisyenliğin varsa iyi bir ekipmanla stok müzik yapabilirsin falan.
Stok fotoğrafçılık da iş görür.
Tabii ki bunların hepsi için tahmin ettiğinden çok daha fazla emek sarfetmen lazım haberin olsun:)
YAbncı dilin iyiyse yurtdışından da çok iş alabilirsin.
Onun dışında biraz ilgin varsa front-end developer işleri kovlayabilirsin. Büyük işler olmaz ama karnını doyurur.
Müzisyenliğin varsa iyi bir ekipmanla stok müzik yapabilirsin falan.
Stok fotoğrafçılık da iş görür.
Tabii ki bunların hepsi için tahmin ettiğinden çok daha fazla emek sarfetmen lazım haberin olsun:)
0
gercekten oyle is olsa herkes yapar. boyle islerde sikinti genelde yetkinlik degil is bulabilmek. bos vaktin varsa ve kendini gecindirme gibi bir derdin yoksa freelancer.com tarzi sitelere bak. farkli alanlarda is alabiliyorsun. teklif verip is almaya calismak gerekiyor. belirli bir profil olusturduktan sonra daha kolaylasiyor isler. daha buyuk isler alabiliyorsun.
0
astrid
Merhabalar..gobegim pek yok ama karın bolgesinin sıkılasmasini istiyorum..sadece mekik cekmem yeterli olur mu?baska ne yapmak lazim?
Merhabalar..gobegim pek yok ama karın bolgesinin sıkılasmasini istiyorum..sadece mekik cekmem yeterli olur mu?baska ne yapmak lazim?
0
mekik tek başına sıkılaştırmaz. içeride dağ büyütürsün de haberin olmaz. eritmek için koşuyoruz, sonra mekik çekiyoruz.
0
sadece bölgesel antrenmanlar yapmak sakatlığa sebebiyet verebilir.
Yani karnımı sıkılaştıracağım diye bir şey yok.
Bir de karın egzersizlerinden bahsediyorsun. Sonra bel sakatlıkları...
Bütün vücudun kas kütlesini artırmalısın.
Spora başla:)
Yani karnımı sıkılaştıracağım diye bir şey yok.
Bir de karın egzersizlerinden bahsediyorsun. Sonra bel sakatlıkları...
Bütün vücudun kas kütlesini artırmalısın.
Spora başla:)
0
@cureforlove
Sadece koşarak o istediğin "sıkılaşma" olmaz.
Her antrenmanın farklı getirisi var.
O yüzden her şeyi dengeli ve kararında yapmak lazım.
Spor salonuna giderseniz sizi yönlendirirler.
Ama hocanın dediğini birebir yapmalısın.
Bizde millet spora yazılıyor. her gün kafasına göre 40-50 dk koşu bandında tepinip eve gidiyor. Sonra verim alamadım diye geziyor.
Eğer gidemiyorsan da hiit denen programlara bakabilirsin. Bunları evde kendi başına yapabilirsin. Ama başlarda ne yaptığını neye yaradığını anlaman ve doğru hareketi yapman için freeletics, fitstar, p90 gibi antrenman programlara bir bak. Evde 30-40 dakkanı ayırıp birkaç ayda kilo atabilirsin.
Sadece koşarak o istediğin "sıkılaşma" olmaz.
Her antrenmanın farklı getirisi var.
O yüzden her şeyi dengeli ve kararında yapmak lazım.
Spor salonuna giderseniz sizi yönlendirirler.
Ama hocanın dediğini birebir yapmalısın.
Bizde millet spora yazılıyor. her gün kafasına göre 40-50 dk koşu bandında tepinip eve gidiyor. Sonra verim alamadım diye geziyor.
Eğer gidemiyorsan da hiit denen programlara bakabilirsin. Bunları evde kendi başına yapabilirsin. Ama başlarda ne yaptığını neye yaradığını anlaman ve doğru hareketi yapman için freeletics, fitstar, p90 gibi antrenman programlara bir bak. Evde 30-40 dakkanı ayırıp birkaç ayda kilo atabilirsin.
0
mekik bilinenin aksine karın değil alt sırt kaslarını çalıştırır, mekik bele çok ağırlık bindirdiğinden çok tavsiye edilmeyen bir hareket hatta zararlı denilebilir. gelişmiş karın kası için squat, şınav ve barfiks ideal. Bunların üzerine lounge ve plank çok iyi gelir.
Bir de şöyle bir yanlış anlama var, bölgesel yağ yakma diye bir şey yok, her türlü hareket edip, sağlıklı beslenmeye dikkat etmek gerekiyor, vücuttaki en son giden yağlar bel çevresi, yani çok büyük özveri gerekiyor; yoksa çok güçlü kaslı bir karın kasınız olur ama üzerindeki yağlardan gözükmez.
Bir de şöyle bir yanlış anlama var, bölgesel yağ yakma diye bir şey yok, her türlü hareket edip, sağlıklı beslenmeye dikkat etmek gerekiyor, vücuttaki en son giden yağlar bel çevresi, yani çok büyük özveri gerekiyor; yoksa çok güçlü kaslı bir karın kasınız olur ama üzerindeki yağlardan gözükmez.
0
Suehtemorp
Dostlar selamlar, Son bir haftadır koşmaya çıkıyorum 'freeletics' uygulamasıyla basit koşular (15dk ısınma , 800 m normal koşu) yapıyorum. Ama son iki defadır sol dizimde eklem ağrısı oluyor. Moda sahilde koşu zemininde koşuyorum Nike Air ayakkabılarım var ama artık koşamaz oldum yürürken bile bazen
Dostlar selamlar,
Son bir haftadır koşmaya çıkıyorum 'freeletics' uygulamasıyla basit koşular (15dk ısınma , 800 m normal koşu) yapıyorum. Ama son iki defadır sol dizimde eklem ağrısı oluyor. Moda sahilde koşu zemininde koşuyorum Nike Air ayakkabılarım var ama artık koşamaz oldum yürürken bile bazen ağrı oluyor, bunu nasıl çözeriz? Bir de sol ayağımda aşil tendonunun olduğu yerde bir sızlama oluyor özellikle koşunun başında ısınırken falan buna da bir çözüm varsa bi anlatsanıza..
Ekstra tavsiyeniz de varsa çok iyi olur.
Eyvallah..
Son bir haftadır koşmaya çıkıyorum 'freeletics' uygulamasıyla basit koşular (15dk ısınma , 800 m normal koşu) yapıyorum. Ama son iki defadır sol dizimde eklem ağrısı oluyor. Moda sahilde koşu zemininde koşuyorum Nike Air ayakkabılarım var ama artık koşamaz oldum yürürken bile bazen ağrı oluyor, bunu nasıl çözeriz? Bir de sol ayağımda aşil tendonunun olduğu yerde bir sızlama oluyor özellikle koşunun başında ısınırken falan buna da bir çözüm varsa bi anlatsanıza..
Ekstra tavsiyeniz de varsa çok iyi olur.
Eyvallah..
0
Runner's Knee denen bir şey var, muhtemelen sizinki de bu:
kadınlarda erkeklere nazaran görülme sıklığı daha fazladır. patella adı verilen diz kapağının diz eklemi içerisinde ideal konumlanmamasına bağlı kıkırdak deformasyonu ve sonucunda ağrı gelişir. bunun temel nedenlerinde; konjenital olarak patellanın ideal konumda bulunmaması ile birlikte zayıf harmstring ve quadriseps kaslarının patellayı ideal konumunda tutamaması yer almaktadır. sonuç olarak patella ideal konumunda kalamadıkça kıkırdak deformasyona neden olur ve patellofemoral ağrı denen semptomlar ortaya çıkar. kişi dizini rahatça bükemez, uzun süre oturup ayağa kalktıktan sonra ağrı hisseder, alt bacağını yukarı kaldırırken hafif bir ağrı hissedebilir.
özellikle koşuya yeni başlayanlar ve bilhassa kilo fazlası olanlar böyle bir tablo ile karşılaştıklarında ağrıları geçesiye kadar fazla dizlerine yük bindirmemesi ve iyileşmesini beklemesi tavsiye edilir; sıklıkla da erken dönemde iyileşme görülür. eğer kıkırdak deformasyonu ileri boyutlara varırsa; işin ucu cerrahi operasyona kadar gidebilir.
runner's knee denen bu koşucu dizini önlemek için ise;
kuadriseps ve hamstring, abdüktör ve addüktör kasları düzenli çalıştırarak güçlendirme ve kas dengesi oluşturma hedeflenmeli.
düz tabanlık varsa; ayak tabanındaki kavisi arttıracak ayakkabı tabanlıkları kullanılmalı. (düz tabanlık olmasa bile koşu ayakkabılarının önemi burada devreye giriyor)
bu önlemler en azından dizlere gelen stresi bir nebze azaltıp, patellayı ideal konumda tutmaya yardımcı olacaktır.
(kendi entrymden kopyaladım bu arada başka kaynaktan değil o yüzden link vermedim)
kadınlarda erkeklere nazaran görülme sıklığı daha fazladır. patella adı verilen diz kapağının diz eklemi içerisinde ideal konumlanmamasına bağlı kıkırdak deformasyonu ve sonucunda ağrı gelişir. bunun temel nedenlerinde; konjenital olarak patellanın ideal konumda bulunmaması ile birlikte zayıf harmstring ve quadriseps kaslarının patellayı ideal konumunda tutamaması yer almaktadır. sonuç olarak patella ideal konumunda kalamadıkça kıkırdak deformasyona neden olur ve patellofemoral ağrı denen semptomlar ortaya çıkar. kişi dizini rahatça bükemez, uzun süre oturup ayağa kalktıktan sonra ağrı hisseder, alt bacağını yukarı kaldırırken hafif bir ağrı hissedebilir.
özellikle koşuya yeni başlayanlar ve bilhassa kilo fazlası olanlar böyle bir tablo ile karşılaştıklarında ağrıları geçesiye kadar fazla dizlerine yük bindirmemesi ve iyileşmesini beklemesi tavsiye edilir; sıklıkla da erken dönemde iyileşme görülür. eğer kıkırdak deformasyonu ileri boyutlara varırsa; işin ucu cerrahi operasyona kadar gidebilir.
runner's knee denen bu koşucu dizini önlemek için ise;
kuadriseps ve hamstring, abdüktör ve addüktör kasları düzenli çalıştırarak güçlendirme ve kas dengesi oluşturma hedeflenmeli.
düz tabanlık varsa; ayak tabanındaki kavisi arttıracak ayakkabı tabanlıkları kullanılmalı. (düz tabanlık olmasa bile koşu ayakkabılarının önemi burada devreye giriyor)
bu önlemler en azından dizlere gelen stresi bir nebze azaltıp, patellayı ideal konumda tutmaya yardımcı olacaktır.
(kendi entrymden kopyaladım bu arada başka kaynaktan değil o yüzden link vermedim)
0
Daha herhangi bir eklemin koşmaya hazır değilıen koştuğun için oluyor, birkaç hafta yürü sonra koşarsın. Bir de Nike Air gibi tabanı dengesiz ayakkabılarla koşmak riskli.
0
Agriyorsa birak, devam etme. Sakin zorlama. Aman diyim.
Nike air tam kosu ayakkabisi degil galiba, belki lunarglide, pegasus gibi kosu ayakkabisi alabilirsiniz.
Nike air tam kosu ayakkabisi degil galiba, belki lunarglide, pegasus gibi kosu ayakkabisi alabilirsiniz.
0
Önce yürü +1
Ayrıca ayakkabı tabanı sana uygun olmayabilir şekil açısından. Örneğin sen dışa basıyorsundur ama ayakkabı içe basan bir ayağa göre tasarlanmıştır. Bu da başta diz olmak üzere eklemlerde ağrı yapıyordur.
Teknik bir terimi vardı bunun ama şu an hatırlayamadım. Google'layınca çıkacaktır.
Ayrıca ayakkabı tabanı sana uygun olmayabilir şekil açısından. Örneğin sen dışa basıyorsundur ama ayakkabı içe basan bir ayağa göre tasarlanmıştır. Bu da başta diz olmak üzere eklemlerde ağrı yapıyordur.
Teknik bir terimi vardı bunun ama şu an hatırlayamadım. Google'layınca çıkacaktır.
0
Çok teşekkürler herkese.. ağrı azalana kadar dinlenip tekrar yürüyüşle dönüş yapacağım. Eyvallah
0
Ah işte birkaç yıldır herkese profesyonel sporcuymuşcasına antrenman yapma fikri dayatılıyor.
ÖZellikle koşu konusunda insanlar 30 yaşından sonra maraton koşmaya çalışıyor. Sonra böyle sakatlıklar.
Sadece koşuyor bile olsanız, kaslarınızı güçlendirmeniz lazım. Bunun için de sadece bacakları değil tüm vücuda güç antrenmanları yaptırın. Spor salonuna gidemiyorsanız, freeletics'in hiit egzersizlerini deneyin.
Bu arada bir miktar kilo fazlanız varsa o da dize yük bindirebilir. Bir süre antrenman yapmayın.
ÖZellikle koşu konusunda insanlar 30 yaşından sonra maraton koşmaya çalışıyor. Sonra böyle sakatlıklar.
Sadece koşuyor bile olsanız, kaslarınızı güçlendirmeniz lazım. Bunun için de sadece bacakları değil tüm vücuda güç antrenmanları yaptırın. Spor salonuna gidemiyorsanız, freeletics'in hiit egzersizlerini deneyin.
Bu arada bir miktar kilo fazlanız varsa o da dize yük bindirebilir. Bir süre antrenman yapmayın.
0
"önce yürü" fikrine katılıyorum. "ee çocukluktan beri yürümüyor muyuz" diyebilirsiniz belki ama "hayır, gerçekten yürümüyorsunuz/yürümüyoruz." yürümenin bile doğal hali var ve etraftaki insanları gözlemlediğimde çoğunun bunu doğru şekilde yerine getirmediğini gözlemliyorum. oysa evrim bizi yürümemize doğru geliştirdi. mesela yürürken kırıtmak gerekiyor. :) şaka gibi di mi? ama gerçekten de öyle. beden bir süre gerçek yürüme şekline erişsin. ondan sonra koşmaya doğru gelişecektir o.
0
shenergy
Çalışmakta olduğum şirket geçmeyi planladığım şirkete milyon dolarlar mertebesinde iş yaptırıyor. Sektörleri çok alakasız. Mevcut şirket müdürleri geçeceğim şirketin ceo'suna kadar tanışıklıkları muhabbetleri var. Cuma günü konuştum ben böyle böyle gidiyorum diye. Arada 2,5 kat maaş farkı var. Gerek
Çalışmakta olduğum şirket geçmeyi planladığım şirkete milyon dolarlar mertebesinde iş yaptırıyor.
Sektörleri çok alakasız.
Mevcut şirket müdürleri geçeceğim şirketin ceo'suna kadar tanışıklıkları muhabbetleri var.
Cuma günü konuştum ben böyle böyle gidiyorum diye. Arada 2,5 kat maaş farkı var.
Gerekirse ceo'yu arar seni oraya aldırtmayız otur oturduğun yerde diyorlar.
Ben ne yapayım?
Edit: gideceğim yer iş ilişkisinden dolayı mevcut şirketin olurunu almadan gelme dedi.
Sektörleri çok alakasız.
Mevcut şirket müdürleri geçeceğim şirketin ceo'suna kadar tanışıklıkları muhabbetleri var.
Cuma günü konuştum ben böyle böyle gidiyorum diye. Arada 2,5 kat maaş farkı var.
Gerekirse ceo'yu arar seni oraya aldırtmayız otur oturduğun yerde diyorlar.
Ben ne yapayım?
Edit: gideceğim yer iş ilişkisinden dolayı mevcut şirketin olurunu almadan gelme dedi.
0
söyle 2.5 kat maaş farkı var ya bu parayı verin yada herşkeilde giderim elinizden geleni de ardınıza koymayın diye.
0
Gideceğin yeri söylemeseydin keşke. Yasal olarak böyle bir hakları olamaz. Mobbing kapsamına girebilir. Bir avukat daha iyi aydınlatır. İş yerinin istifayı kabul etmeme gibi bir hakkı yok. Kurallara uygun bir istifa dilekçesi sunarsanız kabul etmek ve işleme almak zorunda. Bizde yapılan en büyük hata istifa sebebini belirtmek. "Şu şirkete gidiyorum" demek. Bunu yapmaya mecbur değilsin. İstifa ediyorum bitti.
Bence kanunen bir avukattan tüm haklarınızı öğrenin. Sonra şu anki patronunuza çok net bir şekilde bunları anlatın ve yürüyün.
Ha ama şu var ortak iş yapılan bir yerse uzun süre gerilim hissedeceksiniz her iki taraftan. Bu arada diğer tarafın cayma ihtimali de var.
İyi bir pazarlık şansı doğabilir ama size akıllı yönetirseniz süreci.
Bence kanunen bir avukattan tüm haklarınızı öğrenin. Sonra şu anki patronunuza çok net bir şekilde bunları anlatın ve yürüyün.
Ha ama şu var ortak iş yapılan bir yerse uzun süre gerilim hissedeceksiniz her iki taraftan. Bu arada diğer tarafın cayma ihtimali de var.
İyi bir pazarlık şansı doğabilir ama size akıllı yönetirseniz süreci.
0
nufuzlu bir patronunuz varsa ve issiz kalmayi goze aliyorsaniz isten ayrilin gitsin.
anlasildigi kadariyla bu kosullarda oteki yerde sizi ise almayabilirler. bu durumda ancak 3. bir is bulmayi deneyebilirsiniz.
bu mafyatiklere karsi da yasadiklarinizi her yerde anlatmaktan baska pek bir sey yapamazsiniz. ben her ihtimalde tehdit edildigim yerde durmazdim ve hatta gerekirse baska bir sektorde ve baska bir firmada bir is bulur ayrilirdim. butun firmalar bu kabadayinin degil ya.
anlasildigi kadariyla bu kosullarda oteki yerde sizi ise almayabilirler. bu durumda ancak 3. bir is bulmayi deneyebilirsiniz.
bu mafyatiklere karsi da yasadiklarinizi her yerde anlatmaktan baska pek bir sey yapamazsiniz. ben her ihtimalde tehdit edildigim yerde durmazdim ve hatta gerekirse baska bir sektorde ve baska bir firmada bir is bulur ayrilirdim. butun firmalar bu kabadayinin degil ya.
0
Bilen bilmeyen yazmış.
Evet hakları var. Sözleşmenizi bilmiyorum ama okursanız bu hakların saklı olduğunu yazarlar.
Çok normal bir durum, rakipler arasında ya da iş ilişkisi olan şirketler arası geçiş yapmanın yasak olması.
Hadi diyelim bu nca kuralını dava ettin, iki şirkette aleyhine döner, o milyon dolarlık işler yanında kimse bi çalışanı takmaz.
Evet hakları var. Sözleşmenizi bilmiyorum ama okursanız bu hakların saklı olduğunu yazarlar.
Çok normal bir durum, rakipler arasında ya da iş ilişkisi olan şirketler arası geçiş yapmanın yasak olması.
Hadi diyelim bu nca kuralını dava ettin, iki şirkette aleyhine döner, o milyon dolarlık işler yanında kimse bi çalışanı takmaz.
0
sıkıntılı bir durummuş ama mevcut patronun da götün tekiymiş.
açık açık konuş adamla, maddi olanaktan bahset ve burası olmazsa başka yerlerle de görüşeceğini söyle. bunun dışında bazı işleri sensiz yürümeyecek konuma getir.
ben yaptım işe yarıyor :)
açık açık konuş adamla, maddi olanaktan bahset ve burası olmazsa başka yerlerle de görüşeceğini söyle. bunun dışında bazı işleri sensiz yürümeyecek konuma getir.
ben yaptım işe yarıyor :)
0
Şirket iş yaptığı yere geçmemeni istememekte haklı. Bazı şirketler ticari sırları dışarı çıkmasın diye aynı sektörde ve iş yaptığı firmalarda 5 sene boyunca çalışmaman için sözleşme imzalatıyorlar.
Bence otur açıkca konuş. Kuşkuları varsa gidermeye çalış. Olmazsa zam koparmaya çalış. Yoksa diğer firmanın, böyle bir kriz ortamında çok iyi bir müşterisini kaybetmesini bekleme.
Daha olmadı farklı bir firmada iş bulup ayrıl.
.
Bence otur açıkca konuş. Kuşkuları varsa gidermeye çalış. Olmazsa zam koparmaya çalış. Yoksa diğer firmanın, böyle bir kriz ortamında çok iyi bir müşterisini kaybetmesini bekleme.
Daha olmadı farklı bir firmada iş bulup ayrıl.
.
0
@kurnaz soylediginize alindigimdan degil fakat soruyu tekrar okursaniz "Sektörleri çok alakasız." iki firmadan bahsediliyor. ayni is kolu olsa anlayabilirim. anlasma da imzalamissaniz haklisiniz. yalniz ben "pizzacidan cikiyorum sandalye satacam" diyen adama otur oturdugun yerde diyemez kimse.
bilen bilmeyen mi yazmis okuyan okumayan mi yazmis takdir sizin.
edit: kola belki yine gida sektoru diye yanlis ornek olabilir. onun yerine sandalye diyelim. dusunun ki bu pizzacilar butun sandalyelerini bu firmadan temin ediyormus...
bilen bilmeyen mi yazmis okuyan okumayan mi yazmis takdir sizin.
edit: kola belki yine gida sektoru diye yanlis ornek olabilir. onun yerine sandalye diyelim. dusunun ki bu pizzacilar butun sandalyelerini bu firmadan temin ediyormus...
0
@shenergy
yazdıklarımı okursan anlarsın, illa bir rakip olmasına gerek yok.
iş ilişkisi yaşayan şirketlere gitmende sıkıntı çıkarabilir. bundan dolayı çoğu yer girişte sözleşmede bunu belirtir.
neden peki? çok basit şirketler iş yaptıkları şirketlerde işi bilen adam almayı isterler kolaydır çünkü, yetişmiş adam etc. mesela sandalyeciye plastik hammadde satan şirketten plastikçiden sandalyeciye geçececeksiniz.
ne olacak? hammadde fiyatlarını, o şirkette kimin ne kadar komisyon aldığını etc biliyorsunuz, dolayısı ile daha iyi bilgiden daha çok indirim zorlayabilirsiniz, o şirketi bilmeniz size çıkar sağlar bu da şirketlerce yasaklanır. o çıkar var ya işte kilit nokta. örnekten bağımsız.
kanunen de geçerli bu, mobbing değil.
he senin patron bunu maço biçimde söylemiş olabilir o başka.
illa rekabet olmasına gerek yok. eğer iki şirkette buna uygun davranıyorsa yasaklama hakkına sahipler. hatta bazı şirketler biz birbirimizden eleman almayacağız diye bile anlaşma imzalarlar. ben böyle 2 sözleşme imzaladım.
yazdıklarımı okursan anlarsın, illa bir rakip olmasına gerek yok.
iş ilişkisi yaşayan şirketlere gitmende sıkıntı çıkarabilir. bundan dolayı çoğu yer girişte sözleşmede bunu belirtir.
neden peki? çok basit şirketler iş yaptıkları şirketlerde işi bilen adam almayı isterler kolaydır çünkü, yetişmiş adam etc. mesela sandalyeciye plastik hammadde satan şirketten plastikçiden sandalyeciye geçececeksiniz.
ne olacak? hammadde fiyatlarını, o şirkette kimin ne kadar komisyon aldığını etc biliyorsunuz, dolayısı ile daha iyi bilgiden daha çok indirim zorlayabilirsiniz, o şirketi bilmeniz size çıkar sağlar bu da şirketlerce yasaklanır. o çıkar var ya işte kilit nokta. örnekten bağımsız.
kanunen de geçerli bu, mobbing değil.
he senin patron bunu maço biçimde söylemiş olabilir o başka.
illa rekabet olmasına gerek yok. eğer iki şirkette buna uygun davranıyorsa yasaklama hakkına sahipler. hatta bazı şirketler biz birbirimizden eleman almayacağız diye bile anlaşma imzalarlar. ben böyle 2 sözleşme imzaladım.
0
doğru anladıysam senin çalıştığın firma, geçeceğin firmaya iş yapıyor. yani örnek olarak siz plastik şişe üretiyorsunuz, geçeceğin firma da meyve suyu. doğru mu? sonra meyve suyunu sizin şişelere koyup satıyor. sen de diyorsun ki, sektörler alakasız.
eğer doğru anladıysam, çalıştığın firma geçeceğin firmanın seni (ve birkaç kişiyi daha alıp) satılan malzemeleri kendi üretmeyi planlamasından endişe ediyor olabilir. yani ekibi alıp firmayı aradan çıkarma mevzuu.
geçmeyi düşündüğün firma da hem ilişkilerinin sıkı olması sebebiyle, hem de (böyle bir aksiyona girecekse dahi) bir anda siparişleri kesmeyeceği için arayı durduk yere bozmak istemediği için senin çalıştığın firmanın olurunu almanı istiyor.
şimdi bence yapabileceğin iki şey var, birincisi ikna. ekmeğini yediğin yere ihanet etmeyeceğini, buradaki bilgilerin asla dışarı çıkmayacağını vb. söyle. çok öyle yemin etme falan olaylarına girme. ikincisi, mevcut firmanda sana teklif edilen maaşı iste, otur oturduğun yerde. maaşın yükselsin, devam.
ya da bambaşka işlere yelken aç. madem biri sana maaşının 2.5 katını veriyor, başkaları da verir.
eğer doğru anladıysam, çalıştığın firma geçeceğin firmanın seni (ve birkaç kişiyi daha alıp) satılan malzemeleri kendi üretmeyi planlamasından endişe ediyor olabilir. yani ekibi alıp firmayı aradan çıkarma mevzuu.
geçmeyi düşündüğün firma da hem ilişkilerinin sıkı olması sebebiyle, hem de (böyle bir aksiyona girecekse dahi) bir anda siparişleri kesmeyeceği için arayı durduk yere bozmak istemediği için senin çalıştığın firmanın olurunu almanı istiyor.
şimdi bence yapabileceğin iki şey var, birincisi ikna. ekmeğini yediğin yere ihanet etmeyeceğini, buradaki bilgilerin asla dışarı çıkmayacağını vb. söyle. çok öyle yemin etme falan olaylarına girme. ikincisi, mevcut firmanda sana teklif edilen maaşı iste, otur oturduğun yerde. maaşın yükselsin, devam.
ya da bambaşka işlere yelken aç. madem biri sana maaşının 2.5 katını veriyor, başkaları da verir.
0
su durumda soruyu soran kisinin "sektorlerin cok alakasiz olmasi" durumunu bir acikliga kavusturmasi lazim. zira benim alakasizdan da ote "cok alakasiz" dan anladigim iliski meyve suyu, karton kutu iliskisi degil. birbirini tamamlayan seyler satmak bambaska bir sey ya da zaten hammadde satmak bambaska bir sey.
duruma birebir uyacak bir ornek verebiliyor musunuz shenergy?
duruma birebir uyacak bir ornek verebiliyor musunuz shenergy?
0
bunun yanında
www.eksiduyuru.com
şunu yazmışsın. burası sanıırm.
yani seni alacak adam önceden önemli değil derken şimdi izin alda gel diyor. harcanırsın matmazel arada.
şimdiki işinden de olma şansın yüksek.
www.eksiduyuru.com
şunu yazmışsın. burası sanıırm.
yani seni alacak adam önceden önemli değil derken şimdi izin alda gel diyor. harcanırsın matmazel arada.
şimdiki işinden de olma şansın yüksek.
0
ornegi editleyerek biraz daha acar misin? yani plastik ureten bir fabrika jenerator mu aliyor bunlardan? boyle bir iliski midir?
edit: zira boyle bir iliskiyse bunlarin mantigina gore A4 kagidi aldiklari kirtasiyede de calisamazsin, vergi verdikleri vergi dairesinde de calisamazsin vs... oyle sacmalik olmaz.
edit: zira boyle bir iliskiyse bunlarin mantigina gore A4 kagidi aldiklari kirtasiyede de calisamazsin, vergi verdikleri vergi dairesinde de calisamazsin vs... oyle sacmalik olmaz.
0
bana kalırsa işin özeti şu. senin patronun seni göndermeye niyetli değil. seni almayı düşünen taraf karşı tarafla olan ilişkisi bozulsun istemiyor. o yüzden çekingen davranıyor. hatta senin patronun da "ulan bana çalışan firmaya bak, benden adam kaldıracak!" diye tribe girmiş vaziyette.
bence sen 3. bir iş bak derim ben. ne karşı taraf o topun altına girer, ne senin patron bu işe olur verir.
sen ancak patronla güzel güzel konuşup ( ya da patrona lafını dinletebilecek biriyle) arada farka falan ihtiyacın olduğunu, geçmeyi gerçekten istediğini anlatır olur alabilirsin.
ama bence sen şu an çalıştığın iş yerinde de kalırsan, bu saatten sonra pek sağlıklı bi iş hayatın olacağını düşünmüyorum o iş yerinde.
bence sen 3. bir iş bak derim ben. ne karşı taraf o topun altına girer, ne senin patron bu işe olur verir.
sen ancak patronla güzel güzel konuşup ( ya da patrona lafını dinletebilecek biriyle) arada farka falan ihtiyacın olduğunu, geçmeyi gerçekten istediğini anlatır olur alabilirsin.
ama bence sen şu an çalıştığın iş yerinde de kalırsan, bu saatten sonra pek sağlıklı bi iş hayatın olacağını düşünmüyorum o iş yerinde.
0
Bildirimlere bakar mısınız bilmem ama ben dediğiniz gibi 3. Bi yere geçtim. 6 ay çalıştım. Sonra bu şirkete geçtim. İlk işim eski firmaya gitmek oldu =D
0
m e b
ingilizce haricinde en sevdiğiniz yabancı şarkı nedir?
ingilizce haricinde en sevdiğiniz yabancı şarkı nedir?
0
almancayı da ayrı tutarsak (orada çok fazla var, karar veremiyorum) son zamanlarda en çok dinlediğim, sevdiğim bu,
www.youtube.com
evet varoşum, evet gopnik wannabe'yim, evet takım elbise giyip gül koklayarak arabayla poz veriyorum. cyka blyat.
www.youtube.com
evet varoşum, evet gopnik wannabe'yim, evet takım elbise giyip gül koklayarak arabayla poz veriyorum. cyka blyat.
0
metal olarak :
orphaned land - el meod na'ala
www.youtube.com
psy trance olarak :
electric universe - the prayer
www.youtube.com
orphaned land - el meod na'ala
www.youtube.com
psy trance olarak :
electric universe - the prayer
www.youtube.com
0
şarkı demişsin ama, bijelo dugme başta olmak üzere dino merlin ve halid beslic
0
Coballo Viejo - Gustavo Dudamel yorumunu bu seneki şarkım seçtim. Şarkı yılkı atlarını anlatıyor.
www.youtube.com
"aşk işte böyle habersiz geliverir
yeniden dirilir kuru çınar
kaktüsler bile çiçeklenir,
bir yerlerde gergin bir ip,
sessizce kopuverir.
şu otlağa saldıkları,
ihtiyar ve yorgun beygir
bir kalbi var, bilmiyorlar
bilmiyorlar, o da atar
atabilen her kalp kadar,
hele bir körpe kısrak gördüğünde
o da ipten kazıktan kurtulur
sağa sola savrulur
aşk ihtiyar kalpleri de
haber vermeden vurur
e, aşk bu: öyle ansızın gelir
bir olunca istekler, olacaklar da olur
suçlayamazsın kimseyi:
aşkın takvimi yoktur
bak şu yılkıya saldıkları,
ihtiyar ve yorgun beygir
bir kez daha görmek istiyor,
o zehirli kısrağı
o yüzden hızla geçiyor
gömüleceği toprağı"
(çeviri sözlükten, otisabi'ye ait)
www.youtube.com
"aşk işte böyle habersiz geliverir
yeniden dirilir kuru çınar
kaktüsler bile çiçeklenir,
bir yerlerde gergin bir ip,
sessizce kopuverir.
şu otlağa saldıkları,
ihtiyar ve yorgun beygir
bir kalbi var, bilmiyorlar
bilmiyorlar, o da atar
atabilen her kalp kadar,
hele bir körpe kısrak gördüğünde
o da ipten kazıktan kurtulur
sağa sola savrulur
aşk ihtiyar kalpleri de
haber vermeden vurur
e, aşk bu: öyle ansızın gelir
bir olunca istekler, olacaklar da olur
suçlayamazsın kimseyi:
aşkın takvimi yoktur
bak şu yılkıya saldıkları,
ihtiyar ve yorgun beygir
bir kez daha görmek istiyor,
o zehirli kısrağı
o yüzden hızla geçiyor
gömüleceği toprağı"
(çeviri sözlükten, otisabi'ye ait)
0
kablelvuku
Bu kot pantolonlarım hep ağ yerinden patlar bir zaman sonra. Bazen 2 ay (lee coper) bazen 1 sene (mavi). Bütçe adet başına en fazla 80 90 tl olabilir. Marka olarak ne önerirsiniz ?
Bu kot pantolonlarım hep ağ yerinden patlar bir zaman sonra. Bazen 2 ay (lee coper) bazen 1 sene (mavi). Bütçe adet başına en fazla 80 90 tl olabilir. Marka olarak ne önerirsiniz ?
0
Kot çok yıkanınca, nemli kalınca (terleme de dahil) bu tarz mevzular olur. Kaçınılmaz.
Levi's deneyebilirsin. Biraz daha sağlamdır.
Bir de bu sıkıntı genelde kilo arttıkça artar.
Levi's deneyebilirsin. Biraz daha sağlamdır.
Bir de bu sıkıntı genelde kilo arttıkça artar.
0
Levis eşime bir ara bunu yırtamazsın diye kot satmıştı, yırtamadı cidden. Outlet mağazalarında, nette falan da güzel fiyatlar bulunuyor. Dene derim.
Bir de varolan kotları korumak için şahsen önerim sık yıkaman. Ter kuruduğunda kumaş sertleşip daha çabuk deforme oluyor. Her iki giymede bir falan yıkıyorum ben, 2 sene kadar dayanıyor kotlar.
Bir de varolan kotları korumak için şahsen önerim sık yıkaman. Ter kuruduğunda kumaş sertleşip daha çabuk deforme oluyor. Her iki giymede bir falan yıkıyorum ben, 2 sene kadar dayanıyor kotlar.
0
Sert kumas alirsaniz daha uzun omurlu olur. Ve soylendigi gibi ikinci giymeden sonra kesinlikle yikanmali. Kumas nefes almali toplanmali. Pantolonun formu bozulur giydikce.
Zara, bershka ve pull and bear markalarindan kalin sert kumas jean alirsan, bir giydigini en erken 4-5 gun sonra giyersen, her iki kullanimda bir yikarsan pantolonu minimum 2,5-3 yil giyersin. 6-7 yillik pantolonlarim ilk gun gibi durur hala.
Giyim tarzinizi bilmiyorum ama bu markalari yazmamim sebebi kesimlerinden dolayi. Cok dar olanlar haric normal dar pantolonlardan 1-2 beden buyuk aldiginizda bel kismi hafif rahat durur bacaklar duzgunce olur. Kilo da yoksa eger ag kismi surtunme yapmaz bu sekilde. Cunku tam oturmaz oraya.
Zara, bershka ve pull and bear markalarindan kalin sert kumas jean alirsan, bir giydigini en erken 4-5 gun sonra giyersen, her iki kullanimda bir yikarsan pantolonu minimum 2,5-3 yil giyersin. 6-7 yillik pantolonlarim ilk gun gibi durur hala.
Giyim tarzinizi bilmiyorum ama bu markalari yazmamim sebebi kesimlerinden dolayi. Cok dar olanlar haric normal dar pantolonlardan 1-2 beden buyuk aldiginizda bel kismi hafif rahat durur bacaklar duzgunce olur. Kilo da yoksa eger ag kismi surtunme yapmaz bu sekilde. Cunku tam oturmaz oraya.
0
anten
Kabin bagajı olarak midi klavye taşımamda sıkıntı olur mu?
Kabin bagajı olarak midi klavye taşımamda sıkıntı olur mu?
0
boyut onemli, benim 37 tuslu synth'i yalvar yakar almislardi THY LA-IST ucusuna
0
@bollocks33 49 tuş. Niye sıkıntı yahu millet koca bavulu sokuyor kabine. Ben sadece elektronik aksamından sıkıntı yaratırlar mı diye bi gerildim ama...
0
dahili meddah
Sözlük ve duyuru başta olmak üzere son dönemlerde sıkca yardım paylaşımı görmeye başladım. " ... İçin ameliyat parası 50.000 toplanması lazım, .... Organ nakli için 200.000 bin lazım" gibi. Gördüğüm kadarıyla da bu paralar bir şekilde toplanıyor. Ne güzel.fakat böyle herkes için ayrı yardım parası t
Sözlük ve duyuru başta olmak üzere son dönemlerde sıkca yardım paylaşımı görmeye başladım. " ... İçin ameliyat parası 50.000 toplanması lazım, .... Organ nakli için 200.000 bin lazım" gibi. Gördüğüm kadarıyla da bu paralar bir şekilde toplanıyor. Ne güzel.
fakat böyle herkes için ayrı yardım parası toplanacağına, bu yardimlarla bir hastane kurulamaz mı? Kastettiğimin örnekleri var mesela lösev gibi, neden böyle bir şey yapılmıyor? Yapılamaz mı? Yapan var mı?
fakat böyle herkes için ayrı yardım parası toplanacağına, bu yardimlarla bir hastane kurulamaz mı? Kastettiğimin örnekleri var mesela lösev gibi, neden böyle bir şey yapılmıyor? Yapılamaz mı? Yapan var mı?
0
1 tane tomografi cihazı 150.000 euro. gerisini sen düşün. nereye topluyon bu parayı :)
0
insanlarin hastane saglik hizmetleri icin devlete vergi ödedigi ülkede yardimlarla saglik hizmeti aliniyor olmasi cok aci. bunun icin türkiyede her vergi mükellefi üzerine düsen görevi yapiyor. bagislarla hastane acilir ama o anda insanlar bu vergilerimiz nereye gidiyor diye sormasi gerekir. devlet kurumu ülkede herkese en azindan egitim, saglik, ve adalet hizmetini esit ve ücretsiz saglamasi gerekir, cünkü insanlar bunun parasini vergileri ile ödüyor, hizmeti de hakediyor.
vergi kacirilmasi ise denetleyemeyenlerin günahidir ve sorumlugudur.
vergi kacirilmasi ise denetleyemeyenlerin günahidir ve sorumlugudur.
0
Lösev hastanesini kurarken ne gibi problemlerle karşılaştığını görürsen Türkiye'de bu işlerin ne kadar zor olduğunu görürsün.Eğer kararlı ise yapamacağınız bir şey yok.
(bkz: lösev hastanesine ruhsat için destek kampanyası )
(bkz: lösev hastanesine ruhsat için destek kampanyası )
0
Hastaneyi kurarsın, sonra insanlar o hastanede tedavi olmak için para toplamaya devam ederler.
0
Ben farklı konuların birbirine karıştırılmasını doğru bulmuyorum. Mesela biri de çıkıp ekşi'de harcadığınız vakitle şu şu işler yapılırdı falan diyebilir. Her şeyin yeri ayrı. Onun dışında diyelim ki hastaneyi yaptık, o organ nakli veya ameliyat için duyulan yardım ihtiyacı azalmayacak, çünkü adamın eksiği hastane değilki, o var zaten, eksik olan tedavi parası.
0
Tamam o zaman devlet tarafından yapılmış personel maaşı devlet tarafında ödenen ve her türlü techizatı olan bir hastane olsun. Ona bağış yapalım durumu kötü olanlar o hastanede tedavi olsun ?
0
amerika'da var bu tarz vakıf hastaneleri. tamamen bağışla dönüyor her şey bedava tabii eğer yardıma muhtaç derecede yoksulsan. Türkiye'de bu tarz vakıfları kurmak demek yığınla bürokrasi demek. Lösev'in başına gelenleri gördün. Vay efendim devlet hastane yapamıyor mu...
Bir de dedikleri gibi mesele hastane değil. ülkedeki gelir adaletsizliği. Hizmet almak için vergi ödeyip yine alamamayı geçiyorum. Bence duyarlı bir toplum değiliz. Yani geçen gün bir arkadaş ortamında bir kızımız övüne övüne düğününe 650.000 harcadığını anlattı. Allah daha çok versin. Kimsenin parasında gözümüz yok. Çevremde daha önce de böyle harcamalar yapan insanlar oldu. Yani sadece tek bir kişiden ibaret değil. Bu aileyi de az çok tanıyorum. Kocası isterse bi 650.000 daha harcardı hiç koymaz.
O an bu hanıma "ablacım 600bin harcasaydın da 50 bini tüle, ordorve vereceğine bi ihtiyaç sahibinin duasını alsaydın" demeyi çok istedim. Ama diyemiyorsun işte. Yani biliyorsun o mekanda, o organizasyon şirketinde bu sene yüze yakın düğün yapılmıştır. her biri 50 kaat az harcasa, o parayla kaç yüz ailenin yüzü güler, belki kaç hayat kurtulur, kaç öğrencinin karnı doyar, kaç çocuk vitamin alır... Ama tek kelime edemiyorsun. Para onun. O havaya saçarken üzülmüyor ama bir adam ameliyat ettirmeye eli titriyor.
Ha bu arada servet düşmanlığı yapmayalım. Meblağ büyük olunca daha vurucu oluyor ama 70 milyonun tamamı böyle. Asgari ücretli misin? zaten geçinemiyorsun 50-100 tl kaybetsen koymaz. Ay başı maaş alınca git bir hastaneye yaşlı birinin o ayki ilacını sen alıver. Bi akşam rakıya çıkma da git bir hastanın bir günlük serum parasını öde.
Ne bileyim mahallende bir öğrencinin cebine 50-100 sıkıştır çocuğun 2 hafta karnı doysun. Yapsan yaparsın. Birileri zaten bu amaçla dernekler de kurmuş. Destek olabilirsin. Ama hiçbirimiz umursamıyoruz.
Bir de dedikleri gibi mesele hastane değil. ülkedeki gelir adaletsizliği. Hizmet almak için vergi ödeyip yine alamamayı geçiyorum. Bence duyarlı bir toplum değiliz. Yani geçen gün bir arkadaş ortamında bir kızımız övüne övüne düğününe 650.000 harcadığını anlattı. Allah daha çok versin. Kimsenin parasında gözümüz yok. Çevremde daha önce de böyle harcamalar yapan insanlar oldu. Yani sadece tek bir kişiden ibaret değil. Bu aileyi de az çok tanıyorum. Kocası isterse bi 650.000 daha harcardı hiç koymaz.
O an bu hanıma "ablacım 600bin harcasaydın da 50 bini tüle, ordorve vereceğine bi ihtiyaç sahibinin duasını alsaydın" demeyi çok istedim. Ama diyemiyorsun işte. Yani biliyorsun o mekanda, o organizasyon şirketinde bu sene yüze yakın düğün yapılmıştır. her biri 50 kaat az harcasa, o parayla kaç yüz ailenin yüzü güler, belki kaç hayat kurtulur, kaç öğrencinin karnı doyar, kaç çocuk vitamin alır... Ama tek kelime edemiyorsun. Para onun. O havaya saçarken üzülmüyor ama bir adam ameliyat ettirmeye eli titriyor.
Ha bu arada servet düşmanlığı yapmayalım. Meblağ büyük olunca daha vurucu oluyor ama 70 milyonun tamamı böyle. Asgari ücretli misin? zaten geçinemiyorsun 50-100 tl kaybetsen koymaz. Ay başı maaş alınca git bir hastaneye yaşlı birinin o ayki ilacını sen alıver. Bi akşam rakıya çıkma da git bir hastanın bir günlük serum parasını öde.
Ne bileyim mahallende bir öğrencinin cebine 50-100 sıkıştır çocuğun 2 hafta karnı doysun. Yapsan yaparsın. Birileri zaten bu amaçla dernekler de kurmuş. Destek olabilirsin. Ama hiçbirimiz umursamıyoruz.
0
Sağlık için bir yılda ne kadar yardım talep ediliyor bilniyor mu?
Sağlık için, yaşayabilmek için yardım toplamak zorunda kalmamanın çözümü bulunmalı esas olarak. Bu devletin işi, biz vergimizi vererek üzerimize düşeni yapıyoruz. Hele de dolaylı vergide başı çeken bir ülke olarak düşük gelirlimiz yani yardım talep etmek zorunda kalan kesim en fazlasıyla yapıyor.
Sağlık için, yaşayabilmek için yardım toplamak zorunda kalmamanın çözümü bulunmalı esas olarak. Bu devletin işi, biz vergimizi vererek üzerimize düşeni yapıyoruz. Hele de dolaylı vergide başı çeken bir ülke olarak düşük gelirlimiz yani yardım talep etmek zorunda kalan kesim en fazlasıyla yapıyor.
0
tchuck
arkadaşlar ön not olarak, gelirimi oranlayarak küfür vs. etmezseniz sevinirim. çünkü biraz detaylı okursnaız, durumun bundan daha fazlası olduğunu anlayacaksınız.hayatım boyunca fakir büyüdüm arkadaşlar.2 sene önce istanbula taşındım ve gerçekten çok ama çok çalışarak biraz şansım döndü. 1 senedir f
arkadaşlar ön not olarak, gelirimi oranlayarak küfür vs. etmezseniz sevinirim. çünkü biraz detaylı okursnaız, durumun bundan daha fazlası olduğunu anlayacaksınız.
hayatım boyunca fakir büyüdüm arkadaşlar.
2 sene önce istanbula taşındım ve gerçekten çok ama çok çalışarak biraz şansım döndü. 1 senedir falan da düzenli olarak güzel para kazanmaya başladım. rahat bir hayat yaşayacağımı düşünüyordum ancak pek öyle olmadı.
şubat ayında evlenme kararı aldık ve ağustos ayında da evlendik.
eşimin geliri şuan 3500-4000 arası, benimki de 4000-6000 arası değişiyor, bazı aylar bunun baya bir üstünde gelirim olmuşluğu var ancak şuan bu bantta tutuyorum, daha az çalışabilmek için.
borç ödüyoruz arkadaşlar.
eski günlerimize ait borçları ödüyoruz,
insan gibi bir evde yaşamak için pahalı ama mecbur kaldığımız bir kirayı ödüyoruz,
evlenmek için çektiğimiz krediyi ödüyoruz (düğün vs. yapmadık, sadece ev kurmak ve aptal adetlerın bazılarına harcadık parayı),
ödüyoruz ödüyoruz sürekli ödüyoruz.
her ay elimize en az 8000tl para geçiyor ancak b iz hiçibr eşy yapamıyoruz.
balayı yapamadık, ramazan bayramında tatil yapamadık, kurban bayramında tatil yapacak paramız yok.
evlenen başka arkadaşlarımız da var, onlar tatil yapıyor, üstüne balayı yapıyor, yetmiyor bir de kurban bayramında ayrı tatil yapıyorlar.
arkadaşına 200bin lira borç takan, 5-6 ay öncesine kadar zar zor geçinen kuzenim, internetten 2-3 şey satıyor, gleiri bizim kadar değil ancak bu yaz 5-6 kez tatile gidiyor.
ben şunu anladım arkadaşlar.
gelriimi ne yaparsam yapayım fakirim. ömrüm hayatım boyunca borç ödemek ıdşında bir şey yapamayacağım.
bu sürekli tatil yapabilen ancak maddi durumları çok iyi olmayan kişilerin hepsinin ortak özelliği var; ailelerinden zamanında para görmüş kişiler.
yani nasıl anlatayım. para parayı çeker derler ya, bu da onun benzeri bir şey.
rahat bir hayat geçirmediyseniz, ne kadar para kazanırsanız kazanın o rahat hayata erişemiyorsunuz.
ama rahat bir hayat geçirdiyseniz, ne kadar fakirleşirseniz fakirleşin bir şekilde o lüks standartları tutturabiliyorsunuz.
farklı bir duygu bu ya.
nerdeyse günün her saati açlışyıorum, yine de zorluk yaşıyoruz.
2000tl kira ödüyoruz,
1500-2000 lira kredi ödüyoruz, (benim istanbula taşınırken çekmek zorunda kaldığım krediden tutun da, geçmişte yaşadığımız borçlardan kurtulmak için olanlara kadar, öğrenim kredileri vs.)
kredi kartlarımız düğün nedeniyle doldu, onları ödüyoruz.
ödüyoruz ödüyoruz ve cebimizde bir kuruş para yok.
ağlıcam artık. gerçekten sinirlerim çok bozuk.
bakın arkadaşlar bu farklı bir durum. "o kadar para kazanıp gelip burda ağlama" demeyin, ben bu parayı kolay koşullarda falan kazanmıyorum. haftanın 4 günü 5 günü, günde 2-3 saat uyuyabiliyorum anca. ve sonuç olarak noluyor? etrafımdaki herkesten daha fakir bir yaşam standardındayım.
çok yoruldum,
çok gerildim, kendmi iğrenç hissediyorum ve geleceğe dair motivasyon besleyemiyorum artık.
çünkü şunu düşünüyorum: seneye kadar bu kredileri eritip bitireceğim, ancak b kredileri bitirirken çektiğim zorluk nedeniyle başka borçlar yapacağım ve ertesi sene onun borcunu ödeyeceğim.
yoruldum ya, cidden omuzlarımı yukarıda tutamıyorum çünkü yapabileceğim en fazla şeyi yapmama rağmen, sadece güzel bir evde fakirlik çekebiliyorum. demek ki ben günün 20 saati çalışmasam, ayda 1 kez ufak tefek tatiller yapsak güzel bir evde değil, gece kondu gbi bir evde fakirlik çekeceğiz.
ama çekeceğiz yani.
sizden tek ricam yorum yaparken aptalca harcamalar yaptığımızı düşünmemeniz. 1senedir üstüme yeni bir giysi almadım, ne içkimiz ne sigaramız var. düşünemeyeceğiniz kadar düşük standartta bir hayat yaşıyoruz kısaca.
ve ben yoruldum.
artık düşündüğüm tek şey var: fakirsen fakir kalıyorsun, yaşamını zenginleştiremiyorsun. sınıf değiştiremiyorsun.
zenginsen de, ne kadar batarsan bat bir şekilde o starndardı tutturuyorsun.
hiçbir şey olmasa, bir yerlerden bir şeyler kalıyor sana.
çok yoruldum ya. çok.
hayatım boyunca fakir büyüdüm arkadaşlar.
2 sene önce istanbula taşındım ve gerçekten çok ama çok çalışarak biraz şansım döndü. 1 senedir falan da düzenli olarak güzel para kazanmaya başladım. rahat bir hayat yaşayacağımı düşünüyordum ancak pek öyle olmadı.
şubat ayında evlenme kararı aldık ve ağustos ayında da evlendik.
eşimin geliri şuan 3500-4000 arası, benimki de 4000-6000 arası değişiyor, bazı aylar bunun baya bir üstünde gelirim olmuşluğu var ancak şuan bu bantta tutuyorum, daha az çalışabilmek için.
borç ödüyoruz arkadaşlar.
eski günlerimize ait borçları ödüyoruz,
insan gibi bir evde yaşamak için pahalı ama mecbur kaldığımız bir kirayı ödüyoruz,
evlenmek için çektiğimiz krediyi ödüyoruz (düğün vs. yapmadık, sadece ev kurmak ve aptal adetlerın bazılarına harcadık parayı),
ödüyoruz ödüyoruz sürekli ödüyoruz.
her ay elimize en az 8000tl para geçiyor ancak b iz hiçibr eşy yapamıyoruz.
balayı yapamadık, ramazan bayramında tatil yapamadık, kurban bayramında tatil yapacak paramız yok.
evlenen başka arkadaşlarımız da var, onlar tatil yapıyor, üstüne balayı yapıyor, yetmiyor bir de kurban bayramında ayrı tatil yapıyorlar.
arkadaşına 200bin lira borç takan, 5-6 ay öncesine kadar zar zor geçinen kuzenim, internetten 2-3 şey satıyor, gleiri bizim kadar değil ancak bu yaz 5-6 kez tatile gidiyor.
ben şunu anladım arkadaşlar.
gelriimi ne yaparsam yapayım fakirim. ömrüm hayatım boyunca borç ödemek ıdşında bir şey yapamayacağım.
bu sürekli tatil yapabilen ancak maddi durumları çok iyi olmayan kişilerin hepsinin ortak özelliği var; ailelerinden zamanında para görmüş kişiler.
yani nasıl anlatayım. para parayı çeker derler ya, bu da onun benzeri bir şey.
rahat bir hayat geçirmediyseniz, ne kadar para kazanırsanız kazanın o rahat hayata erişemiyorsunuz.
ama rahat bir hayat geçirdiyseniz, ne kadar fakirleşirseniz fakirleşin bir şekilde o lüks standartları tutturabiliyorsunuz.
farklı bir duygu bu ya.
nerdeyse günün her saati açlışyıorum, yine de zorluk yaşıyoruz.
2000tl kira ödüyoruz,
1500-2000 lira kredi ödüyoruz, (benim istanbula taşınırken çekmek zorunda kaldığım krediden tutun da, geçmişte yaşadığımız borçlardan kurtulmak için olanlara kadar, öğrenim kredileri vs.)
kredi kartlarımız düğün nedeniyle doldu, onları ödüyoruz.
ödüyoruz ödüyoruz ve cebimizde bir kuruş para yok.
ağlıcam artık. gerçekten sinirlerim çok bozuk.
bakın arkadaşlar bu farklı bir durum. "o kadar para kazanıp gelip burda ağlama" demeyin, ben bu parayı kolay koşullarda falan kazanmıyorum. haftanın 4 günü 5 günü, günde 2-3 saat uyuyabiliyorum anca. ve sonuç olarak noluyor? etrafımdaki herkesten daha fakir bir yaşam standardındayım.
çok yoruldum,
çok gerildim, kendmi iğrenç hissediyorum ve geleceğe dair motivasyon besleyemiyorum artık.
çünkü şunu düşünüyorum: seneye kadar bu kredileri eritip bitireceğim, ancak b kredileri bitirirken çektiğim zorluk nedeniyle başka borçlar yapacağım ve ertesi sene onun borcunu ödeyeceğim.
yoruldum ya, cidden omuzlarımı yukarıda tutamıyorum çünkü yapabileceğim en fazla şeyi yapmama rağmen, sadece güzel bir evde fakirlik çekebiliyorum. demek ki ben günün 20 saati çalışmasam, ayda 1 kez ufak tefek tatiller yapsak güzel bir evde değil, gece kondu gbi bir evde fakirlik çekeceğiz.
ama çekeceğiz yani.
sizden tek ricam yorum yaparken aptalca harcamalar yaptığımızı düşünmemeniz. 1senedir üstüme yeni bir giysi almadım, ne içkimiz ne sigaramız var. düşünemeyeceğiniz kadar düşük standartta bir hayat yaşıyoruz kısaca.
ve ben yoruldum.
artık düşündüğüm tek şey var: fakirsen fakir kalıyorsun, yaşamını zenginleştiremiyorsun. sınıf değiştiremiyorsun.
zenginsen de, ne kadar batarsan bat bir şekilde o starndardı tutturuyorsun.
hiçbir şey olmasa, bir yerlerden bir şeyler kalıyor sana.
çok yoruldum ya. çok.
0
derdini şapayım tchuck.
nolacak olm, fakirsen fakirsindir. hangimiz fakir değiliz ki
nolacak olm, fakirsen fakirsindir. hangimiz fakir değiliz ki
0
Biraz da yaşamasını bilmek lazım önümüzde bayram tatili var mesela üçün beşin hesabını yapmayn tatile gidin. Böyle geçmez ömür deşarj olmanız lazım. Millet kredi kartıyla ya da kredi çekip tatile gidiyor. 8000 lira kazançla tatile gidemiyorsunuz siz 1500 lira kazancı olan adam tatile gidip deşarj oluyor. Hayat görüşünüzü değiştirin biraz. Borç harç hepimizde var.
0
"rahat bir hayat geçirmediyseniz, ne kadar para kazanırsanız kazanın o rahat hayata erişemiyorsunuz.
ama rahat bir hayat geçirdiyseniz, ne kadar fakirleşirseniz fakirleşin bir şekilde o lüks standartları tutturabiliyorsunuz."
imzayı nereye atıyoruz?
biraz sabır eğer yukarıdaki tez çürüyecekse borcunuz bitince rahata ereceksiniz. ama belki vaktinde gelmeyen bir rahatlama olacak. bilinmez ama borçları bitirip hala bu durumda olursanız sıkıntınız büyük.
ama rahat bir hayat geçirdiyseniz, ne kadar fakirleşirseniz fakirleşin bir şekilde o lüks standartları tutturabiliyorsunuz."
imzayı nereye atıyoruz?
biraz sabır eğer yukarıdaki tez çürüyecekse borcunuz bitince rahata ereceksiniz. ama belki vaktinde gelmeyen bir rahatlama olacak. bilinmez ama borçları bitirip hala bu durumda olursanız sıkıntınız büyük.
0
bu öyle bir şey değil ya.
yani fakirsindir ama hep bir umut beslersin bi gün şu kadar kazanırım, şunu yaparım vs. diye.
ben 2 sene önce rahat yaşayabileceğimi düşündüğüm gelir düzeyine geldim bugün ancak yaşam standardımda en ufak bir değişiklik yok. haliyle artık ümidim de yok, ne yaparsam yapayım değişmeyeceğini düşünüyorum.
yani fakirsindir ama hep bir umut beslersin bi gün şu kadar kazanırım, şunu yaparım vs. diye.
ben 2 sene önce rahat yaşayabileceğimi düşündüğüm gelir düzeyine geldim bugün ancak yaşam standardımda en ufak bir değişiklik yok. haliyle artık ümidim de yok, ne yaparsam yapayım değişmeyeceğini düşünüyorum.
0
bir yerde yanlış yaptığınızı düşünüyorum, eşinizin geliri tamamen kira ve krediye gidiyor ve elinizde 5000 tl civarı bir para kalması lazım. bu paranın da 2 kişiye ortalama bir hayat yaşatabilmesi lazım. bir yerde yanlış yapıyorsunuz sanırım. gerçekten anlamadığım için yazıyorum.
ayrıca evlendiğinizde kimse bir şey takmadı mı? onları bozdurup bir kısmını kapatsanız borçlarınızın?
ayrıca evlendiğinizde kimse bir şey takmadı mı? onları bozdurup bir kısmını kapatsanız borçlarınızın?
0
benim eşim çalışmıyor ve sizin üçte biriniz kadar para kazanabiliyorum ve kiradayım. 4000 lira kira artı borçlara verip tatile çıkamıyorsanız burada eleştiri almanız kaçınılmaz. bilmediğimiz başka giderler varsa detayını vermek size kalmış.
0
O dediğin kişilerin durumu paranın parayı çekmesi değil. Ailesinden bir ev kalmış oluyor, ne kira ne eşya masrafına giriyor evlenirse. Fazladan bir evi olan kişinin öğrenciliği de zaten genelde kredisiz ve borçsuz geçmiş oluyor. Şuan ben de evlenecek olsam sizin 10 bin liraya tutturduğunuz standartı 3 bin liraya tutturabilirim.
Krediler bitince düzlüğe çıkarsın hiç bitmeyecek şeyler değiller sonuçta.
Bir de şu var kaç para kazanırsan o kadarlık hayat yaşıyorsun, şimdi bu para ucu ucuna yetiyor yarın bir gün krediler bitince doğal olarak standartını yükseltip yine ucu ucuna yaşarsın. Ben ayda 3 bin liraya (kendi evimde) para arttıramıyorum, babam da ayda 15 bin liraya (kendi evinde) bir kuruş arttıramıyor, tamamen standartla ilgili bir şey, standartı kısarsan artar tabi. Kendi evin varsa değer mi, bence değmez.
Krediler bitince düzlüğe çıkarsın hiç bitmeyecek şeyler değiller sonuçta.
Bir de şu var kaç para kazanırsan o kadarlık hayat yaşıyorsun, şimdi bu para ucu ucuna yetiyor yarın bir gün krediler bitince doğal olarak standartını yükseltip yine ucu ucuna yaşarsın. Ben ayda 3 bin liraya (kendi evimde) para arttıramıyorum, babam da ayda 15 bin liraya (kendi evinde) bir kuruş arttıramıyor, tamamen standartla ilgili bir şey, standartı kısarsan artar tabi. Kendi evin varsa değer mi, bence değmez.
0
hemen evlenerek bir hata yapmışsın, en azından biraz erteleyip para biriktirip evlenebilirdin. bu durum sürekli böyle gitmez, borç harç alma sağdan soldan kredini bitir. 1-2 yıl içerisinde rahat erersin böyle bir maaşla.
dişini sıkmaktan başka çaren yok.
dişini sıkmaktan başka çaren yok.
0
@kassiopedia,
kira ve krediye onun maaşı gidince.
kredi kartı + faturalar + aidat + yol + ev alışverişleri + beklenmeyen giderler kalan paraya gidiyor.
böyle hesapladığında işte neden hiç para kalmadığını görebiliyorsun.
ayda 1-2 kez dışarıda bişeyler yiyebiliyoruz, hepsi bu.
ötesini yapmaya gücümüz yok.
arkadaşımızın düğünü vardı geçen hafta samsunda, ona bile para harcayamadığımız için igdemedik.
kira ve krediye onun maaşı gidince.
kredi kartı + faturalar + aidat + yol + ev alışverişleri + beklenmeyen giderler kalan paraya gidiyor.
böyle hesapladığında işte neden hiç para kalmadığını görebiliyorsun.
ayda 1-2 kez dışarıda bişeyler yiyebiliyoruz, hepsi bu.
ötesini yapmaya gücümüz yok.
arkadaşımızın düğünü vardı geçen hafta samsunda, ona bile para harcayamadığımız için igdemedik.
0
Hepsini itina ile okdum aklıma takılan ilk konu bu kadar kendini fakir olarak görüyorsan neden 2000 TL verip kirada oturuyorsun. Gelirin normal bir insana göre çok çok üstte bizim yanımızda ki işçiler 1600 -2000 arası alıp 800₺ ev taksidi ödeyip yaşıyorlar. Sizin evin muhasebesi kimde ise büyük sıkıntı var.
Ayrıca ödeyip bitmeyecek bir borç yok siz bir yandan öderken diğer yönden borçlanmaya devam ediyorsunuz muhtemelen. Boğazınıza kadar ödeme olduğu için destan yazarken bile hala tatil için para yol diye isyan var içinde. Dediğim gibi size 8000 değil 18000 de gelse aynı pozisyonda olursunuz, para yönetimi yok çünkü.
Ayrıca ödeyip bitmeyecek bir borç yok siz bir yandan öderken diğer yönden borçlanmaya devam ediyorsunuz muhtemelen. Boğazınıza kadar ödeme olduğu için destan yazarken bile hala tatil için para yol diye isyan var içinde. Dediğim gibi size 8000 değil 18000 de gelse aynı pozisyonda olursunuz, para yönetimi yok çünkü.
0
Abi şimdi öncelikle kimsenin kalkıp size "o kadar para kazanıyorsun, gelip burada ağlama" falan diyeceğini sanmıyorum. Dudak uçuklatan bir miktar değil, ortalama elinize geçen para.
Şimdi "o kadar kazanıyoruz ama hiçbir şey yapamıyoruz, sadece borç ödüyoruz" diyorsunuz. Tamam da o borç bir şeyin borcu neticede. Elde edilmiş bir şeyin karşılığı yani. Bir hizmet, bir ürün bişey satın almışsınız, ya da kredi çekip para ödünç almışsınız ve geri ödüyorsunuz. Bu çok sıradan bir şey. Evet çevrenizdeki insanlara kıyasla daha fazla bu tarz ödemeniz olabilir ama bu da zaten bahsettiğiniz geçmişteki sıkıntıların bir getirisi.
"Ailesinden para görmüş" insanların daha iyi durumda olduğu bu noktada doğru. Onların sizin durumunuza gelebilmek için tükettikleri kaynak daha az yani, fark o.
"Fakirsen fakir kalıyorsun" asla doğru değil. Kesinlikle değil yani. Ortaokula gidebilmek için köyden kaçmış, çocukken üstüne başına kıyafet alabilmek için her yaz istanbula gidip inşaatlarda çalışmış bir adamın oğluyum ben. Şimdiki hayatımız bambaşka. Yani demem o ki, oluyor. Gerçekten çaba sarfedersen bir şekilde başarıya ulaşırsın, ulaşan çok etrafta.
Bu kafadan çıkmazsan da sanmıyorum ki herhangi bir şey yapabilesin.
Başarılar, umarım rahata erersiniz yakında.
Şimdi "o kadar kazanıyoruz ama hiçbir şey yapamıyoruz, sadece borç ödüyoruz" diyorsunuz. Tamam da o borç bir şeyin borcu neticede. Elde edilmiş bir şeyin karşılığı yani. Bir hizmet, bir ürün bişey satın almışsınız, ya da kredi çekip para ödünç almışsınız ve geri ödüyorsunuz. Bu çok sıradan bir şey. Evet çevrenizdeki insanlara kıyasla daha fazla bu tarz ödemeniz olabilir ama bu da zaten bahsettiğiniz geçmişteki sıkıntıların bir getirisi.
"Ailesinden para görmüş" insanların daha iyi durumda olduğu bu noktada doğru. Onların sizin durumunuza gelebilmek için tükettikleri kaynak daha az yani, fark o.
"Fakirsen fakir kalıyorsun" asla doğru değil. Kesinlikle değil yani. Ortaokula gidebilmek için köyden kaçmış, çocukken üstüne başına kıyafet alabilmek için her yaz istanbula gidip inşaatlarda çalışmış bir adamın oğluyum ben. Şimdiki hayatımız bambaşka. Yani demem o ki, oluyor. Gerçekten çaba sarfedersen bir şekilde başarıya ulaşırsın, ulaşan çok etrafta.
Bu kafadan çıkmazsan da sanmıyorum ki herhangi bir şey yapabilesin.
Başarılar, umarım rahata erersiniz yakında.
0
aslında evlenmek, yaptığımız mantıklı bir şeydi.
ben eve ayrı para ödüyordum, o eve ayrı para ödüyordu. haliyle para vs. birikmyirodu, üstüne de beraber vakit geçiremiyorduk.
aynı eve çıkıp evlenmesek ve 2 sene sonra evlensek, bu sefer 2 sene çinde boşyere 2 defa ev kurmak zorunda kaalacaktık. sorun o da değil.
ben eve ayrı para ödüyordum, o eve ayrı para ödüyordu. haliyle para vs. birikmyirodu, üstüne de beraber vakit geçiremiyorduk.
aynı eve çıkıp evlenmesek ve 2 sene sonra evlensek, bu sefer 2 sene çinde boşyere 2 defa ev kurmak zorunda kaalacaktık. sorun o da değil.
0
"rahat bir hayat geçirmediyseniz, ne kadar para kazanırsanız kazanın o rahat hayata erişemiyorsunuz.
ama rahat bir hayat geçirdiyseniz, ne kadar fakirleşirseniz fakirleşin bir şekilde o lüks standartları tutturabiliyorsunuz. "
Bu tespite kesinlikle katılıyorum ancak gözardı ettiğiniz şey, o şekilde devam eden çoğu ailenin bir noktada patladığı gerçeği. Borcu çevirebildikleri sürece devam edebiliyorlar, bu yıllar sürebiliyor ve sizden daha güzel yaşıyorlar ama batışları da çok görkemli oluyor. Siz ayağınızı yorganınıza göre uzatıyorsunuz, borçları azaltıp kenara para atabilir hale geldiğinizde istediklerinizi yapmanız gerektiğini unutmadan(biriktirme girdabına kapılıp pis bir cimriye dönüşmekten kaçınarak) böyle devam etmek, doğru yol sizinki.
ama rahat bir hayat geçirdiyseniz, ne kadar fakirleşirseniz fakirleşin bir şekilde o lüks standartları tutturabiliyorsunuz. "
Bu tespite kesinlikle katılıyorum ancak gözardı ettiğiniz şey, o şekilde devam eden çoğu ailenin bir noktada patladığı gerçeği. Borcu çevirebildikleri sürece devam edebiliyorlar, bu yıllar sürebiliyor ve sizden daha güzel yaşıyorlar ama batışları da çok görkemli oluyor. Siz ayağınızı yorganınıza göre uzatıyorsunuz, borçları azaltıp kenara para atabilir hale geldiğinizde istediklerinizi yapmanız gerektiğini unutmadan(biriktirme girdabına kapılıp pis bir cimriye dönüşmekten kaçınarak) böyle devam etmek, doğru yol sizinki.
0
@gözü açık,
keşke ev almamız mümkün olsa da alsak arkadaşlar. o 1600 liraya çalışan işçinin bile, satabileceği bir tarla var.
sen 50-100bin peşinat vermeden nereye ev alıyorsun? memur değilsen şlak diye 400bin krediyi kim veriyor? keşke verseler de alsak. bizim şuan 10bn lira bile peşinat verebilme ihtimalimiz yok.
evet 2000 lira kirada oturuyoruz.
çünkü ben 2 sene boyunca 700 lira kirada oturdum, her sabah işimden evime 1.30 saatte gidip, akşamları 1.30 saatte dönüyordum. eve gidince gözümü açacak halim kalmıyordu ve ben eve gidince gözümü açamazsam, para kazanamam. o 3 saatlik fark, 1300tl farkı karşılıyor. ki artık 800-1000 liraya da gecekondu dışında ev kalmadı. eve 8000 lira para girerken gecekonduda yaşamak çok abes olur.
keşke ev almamız mümkün olsa da alsak arkadaşlar. o 1600 liraya çalışan işçinin bile, satabileceği bir tarla var.
sen 50-100bin peşinat vermeden nereye ev alıyorsun? memur değilsen şlak diye 400bin krediyi kim veriyor? keşke verseler de alsak. bizim şuan 10bn lira bile peşinat verebilme ihtimalimiz yok.
evet 2000 lira kirada oturuyoruz.
çünkü ben 2 sene boyunca 700 lira kirada oturdum, her sabah işimden evime 1.30 saatte gidip, akşamları 1.30 saatte dönüyordum. eve gidince gözümü açacak halim kalmıyordu ve ben eve gidince gözümü açamazsam, para kazanamam. o 3 saatlik fark, 1300tl farkı karşılıyor. ki artık 800-1000 liraya da gecekondu dışında ev kalmadı. eve 8000 lira para girerken gecekonduda yaşamak çok abes olur.
0
@supermatik,
ayağımı yorganıma göre uzatacak bir durum yok.
tatil yapmyıoruz, sigara içki içmyioruz, akşam çıkmalarımız yok.
ayağımı yorganıma göre uzatmak, 8000tl gelirle mezara girmekse, yakında onu da yapıcam bu gidişle.
ayağımı yorganıma göre uzatacak bir durum yok.
tatil yapmyıoruz, sigara içki içmyioruz, akşam çıkmalarımız yok.
ayağımı yorganıma göre uzatmak, 8000tl gelirle mezara girmekse, yakında onu da yapıcam bu gidişle.
0
Rozbif filan arayip insanlari asagilayan kisi degil miydiniz sizin oralardaki marketlerde olmayinca? Hmmh.
Valla herkes bin tane kredi oduyor, krediyi krediyle oduyor ama catir catir tatilini de yapiyor. Borc odeyerek bitmez, bir kisirdongu bu. Borc oderken diger yandan hayati da yasamak, kacirmamak lazim.
Ogrenci halimle arkadasima 500€ borcum varken tatile filan cikiyorum, niye? Oncelik cunku.
Dengeye oturtup bi yandan oderken oteki yandan normal harcamalara ayiramiyorsanjz para yonetiminizde cok ciddi sikinti var. hele 1 yildir kiyafet filan almadiysaniz gercekten cok dikkatli bakmanizi oneririm, cunku normal degil.
Valla herkes bin tane kredi oduyor, krediyi krediyle oduyor ama catir catir tatilini de yapiyor. Borc odeyerek bitmez, bir kisirdongu bu. Borc oderken diger yandan hayati da yasamak, kacirmamak lazim.
Ogrenci halimle arkadasima 500€ borcum varken tatile filan cikiyorum, niye? Oncelik cunku.
Dengeye oturtup bi yandan oderken oteki yandan normal harcamalara ayiramiyorsanjz para yonetiminizde cok ciddi sikinti var. hele 1 yildir kiyafet filan almadiysaniz gercekten cok dikkatli bakmanizi oneririm, cunku normal degil.
0
@kuehles; arkadaşına 500 euro borcun varken ödemeyip tatile çıkıyosanız problem sizde bence. öyle öncelik olmaz olsun:)
ayrıca para yönetimi yapamıyorsunuz, isterseniz ay sonunda gelen parayı ve düzenli ödemelerini yazın, size yardımcı olsun buradakiler.
ayrıca para yönetimi yapamıyorsunuz, isterseniz ay sonunda gelen parayı ve düzenli ödemelerini yazın, size yardımcı olsun buradakiler.
0
Soruyu çok iyi saklamışsınız, ben bulamadım. Daha doğrusu soru değil de anlattığınız hikayede bıkkınlıktan kaynaklı yanlış bir sanı var, ben bir tek onu anladım. Ayda 8bin lira geliriniz var ve bunun bir kısmını(o da çok değilmiş 2 bin kadarını) borçlarınıza ödüyorsunuz; 2 bin kadarını da kiranıza ödüyorsunuz ve yine elinizde 4 bin lira kalıyor. bakın şöyle küçük bir söyleşi yapalım; yeni mezun sayılabilecek bir mühendis aile evinde yaşarken 1500 ile 4500 lira arası bir maaş alabiliyor, aile evinde yaşamasının avantajı -kira ve faturalardan muaf tutulması; devam edelim bir devlet memuru ise 1800 ile 8000 lira arasında maaş alıyor, devlet yapılarında çalışan doktorlar 3000-10000 arasında ücret alıyorlar. Yani durumunuz denkliğinde ötesinde sizin için daha avantajlı; neden bu örnekleri veriyorum çünkü bu meslek sahipleri genel olarak alt gelir grubu aile yapısından gelirler(çokcana araştırmaları mevcuttur) ve ülkemizde sınıf atlamış olarak kabul edilirler. E siz zaten halihazırda bu arkadaşlarla denk bir seviyedesiniz.
Onun dışında evine giren ücret 3binin altında olan ve istanbulda yaşayan tonla aile var ve bu parayla birşekilde borçsuz(burası kıymetli) geçinebiliyorlar, ya da ben ankarada yaşıyorum aynı örneği burada da fazlasıyla verebilirim hiç farketmez.
Ancak para harcamak kültürle alakalı bir durumdur, yani nelere göz koyduğunuzla ve sosyo-külütürel durumunuzla yani(2.kez) temelde doğduğunuz ve büyüdüğünüz coğrafyayla ilgilidir(coğrafya kaderdir). Siz eğer gözünüzü yukarı diktiyseniz ve üst ortasınıf bir hayat arıyorsanız bu teknik olarak rantsız bir hayat sağlamamış bireyler için imkansız zaten. Siz ancak ve ancak küçük burjuva hayatı sürebileceksiniz, ve bu da borçlarınızdan kurtulunca başınıza gelecek. -ki borçlarınızdan da kurtulacaksınız, biraz gayret ve sabır ile.
Onun dışında elbette ki fakirsen, fakir kalacaksın güzel arkadaşım ya ne olacaktı ? hayat zaten bunu emrediyor, doğanın kanunu bu, gerekli olan tek şey alışmak yani intibak etmek. allah'a inanıyor musunuz bilmiyorum ama eğer inanıyorsanız allah'ınızın yarattığı düzen bu. hayvanlar aleminde de aynı, insanlar aleminde de(varsa eğer)
yanlış sanı, fukaranın çok çalışarak güzel günler göreceği inancı. zaten bu inanç o güzel günler gelip geçerken fukaranın farkındasızlığında ziyan olup gitmesine sebep oluyor, yoksa mutluluk dediğiniz kavramla ilgili bi' ton makale var maddi imkanların sınırlılığından bağımsız olduğuna dair. En son ted konuşmasında bir adam köyde ki dedesinin samsung bilmem ne müdüründen daha mutlu ve elit olduğunu anlatıyordu açın bi izleyin. Yine biraz cümleyi geriden iletletmiş olacağın ancak, yine bu insanlarda ki daha iyi anlar için vazgeçtiği anların ekmeğini yediği için instagram, vlog yapıları çok kuvvetlenmiştir.
ve son yaklaşımın zenginsen ne kadar batarsan bat o standartı bir şekilde yakalaman çok doğal, çünkü o adam o coğrafyada yetişti, bakış açısı ve çevresini kaybetmediği müddetçe(-ki hızlı geldiyse kaybedektir, yani en az 2.neslin sonu ve 3. nesil zenginler senin dediğin gibi davranabilir) o zengin imkanlarından ücretsiz faydalanacaktır.
Ama illa kızacak birisini arıyorsnız gidin ananınıza babanıza dedenize kızın, vakti zamanında kendi hayatlarından vazgeçip kısa vadede kazanç getirecek menkul kıymetler yerine gayrimenkul kıymetlere yatırım yapsalardı şimdi sizin durumunuz daha farklı olacaktı. tıpkı sizin torununuzun durumuna olması muhtemel etkiniz gibi. sıkıldım.
Onun dışında evine giren ücret 3binin altında olan ve istanbulda yaşayan tonla aile var ve bu parayla birşekilde borçsuz(burası kıymetli) geçinebiliyorlar, ya da ben ankarada yaşıyorum aynı örneği burada da fazlasıyla verebilirim hiç farketmez.
Ancak para harcamak kültürle alakalı bir durumdur, yani nelere göz koyduğunuzla ve sosyo-külütürel durumunuzla yani(2.kez) temelde doğduğunuz ve büyüdüğünüz coğrafyayla ilgilidir(coğrafya kaderdir). Siz eğer gözünüzü yukarı diktiyseniz ve üst ortasınıf bir hayat arıyorsanız bu teknik olarak rantsız bir hayat sağlamamış bireyler için imkansız zaten. Siz ancak ve ancak küçük burjuva hayatı sürebileceksiniz, ve bu da borçlarınızdan kurtulunca başınıza gelecek. -ki borçlarınızdan da kurtulacaksınız, biraz gayret ve sabır ile.
Onun dışında elbette ki fakirsen, fakir kalacaksın güzel arkadaşım ya ne olacaktı ? hayat zaten bunu emrediyor, doğanın kanunu bu, gerekli olan tek şey alışmak yani intibak etmek. allah'a inanıyor musunuz bilmiyorum ama eğer inanıyorsanız allah'ınızın yarattığı düzen bu. hayvanlar aleminde de aynı, insanlar aleminde de(varsa eğer)
yanlış sanı, fukaranın çok çalışarak güzel günler göreceği inancı. zaten bu inanç o güzel günler gelip geçerken fukaranın farkındasızlığında ziyan olup gitmesine sebep oluyor, yoksa mutluluk dediğiniz kavramla ilgili bi' ton makale var maddi imkanların sınırlılığından bağımsız olduğuna dair. En son ted konuşmasında bir adam köyde ki dedesinin samsung bilmem ne müdüründen daha mutlu ve elit olduğunu anlatıyordu açın bi izleyin. Yine biraz cümleyi geriden iletletmiş olacağın ancak, yine bu insanlarda ki daha iyi anlar için vazgeçtiği anların ekmeğini yediği için instagram, vlog yapıları çok kuvvetlenmiştir.
ve son yaklaşımın zenginsen ne kadar batarsan bat o standartı bir şekilde yakalaman çok doğal, çünkü o adam o coğrafyada yetişti, bakış açısı ve çevresini kaybetmediği müddetçe(-ki hızlı geldiyse kaybedektir, yani en az 2.neslin sonu ve 3. nesil zenginler senin dediğin gibi davranabilir) o zengin imkanlarından ücretsiz faydalanacaktır.
Ama illa kızacak birisini arıyorsnız gidin ananınıza babanıza dedenize kızın, vakti zamanında kendi hayatlarından vazgeçip kısa vadede kazanç getirecek menkul kıymetler yerine gayrimenkul kıymetlere yatırım yapsalardı şimdi sizin durumunuz daha farklı olacaktı. tıpkı sizin torununuzun durumuna olması muhtemel etkiniz gibi. sıkıldım.
0
deme öyle allahın gücüne gider :/
kız başıma 2 kredi ödüyorum, aileme bakıyorum. evimiz kira. ve maaşım seninkinin yarısı bile değil. ama sanırım senden lüks yaşıyorum. kafa yapısını değiştirmen gerek bence.
kız başıma 2 kredi ödüyorum, aileme bakıyorum. evimiz kira. ve maaşım seninkinin yarısı bile değil. ama sanırım senden lüks yaşıyorum. kafa yapısını değiştirmen gerek bence.
0
@tchuck
başkasının borcunu ödemiyorsanız siz harcamıssınız demek.
yeri geldi haftanın 5 günü makarna yedim ama lise yıllarımdan beri hic borc ödemedim.
gelirine göre ayarlamazsan ayda 20 K da kazansan yetmez.
başkasının borcunu ödemiyorsanız siz harcamıssınız demek.
yeri geldi haftanın 5 günü makarna yedim ama lise yıllarımdan beri hic borc ödemedim.
gelirine göre ayarlamazsan ayda 20 K da kazansan yetmez.
0
borc almak, kredi cekmek esasen bir yatirim icin yapilir. siz bunlari tuketim icin yaptiginizdan sikinti cekiyorsunuz. yani birikim yapmayi, yatirim yapmayi, parayi degerlendirmeyi, ayaginizi yorganiniza gore uzatmayi bilmiyorsunuz. oyle de olunca bu duruma dusmeniz normal.
mesele gelir duzeyiniz degil, mesele kafa yapiniz.
mesele gelir duzeyiniz degil, mesele kafa yapiniz.
0
Reyis tatile gidemiyorum demişsin ama nasıl oluyor o iş? 2 kişi öğrenci başımıza 73 model vosvosla 2500 kilometre yaptık, yemek ve yakıt dışında da bir şeye para vermedik. Kemer'i Akyaka'yı albay koyunu Azmak'ı İzmir'i Antalya'yı gördük hemde çok eğlendik. Al bir çadır kafana göre gez tatilini yap. Tatil illa otellerde mi oluyor?
0
@England
Ben dogru oldugunu soylemedim, onceligim farkli dedim. Su anda borcum yok, hatta alacagim var. bekleseydim o tatili yapamicaktim ama borc odeyecegim diye. O borcu o an odeseydim o tatil olmayacakti ve o an odedigim icin yine kisirdongu olacakti. Rahatlayinca kapattim ve su anda o kisirdonguden cok uzagim.
Bunu demeye calistim.
Borc odemekte en onemli seyin zamanlama oldugunu dusunuyorum.
Ben dogru oldugunu soylemedim, onceligim farkli dedim. Su anda borcum yok, hatta alacagim var. bekleseydim o tatili yapamicaktim ama borc odeyecegim diye. O borcu o an odeseydim o tatil olmayacakti ve o an odedigim icin yine kisirdongu olacakti. Rahatlayinca kapattim ve su anda o kisirdonguden cok uzagim.
Bunu demeye calistim.
Borc odemekte en onemli seyin zamanlama oldugunu dusunuyorum.
0
@supermatik,
ya arkadaşım bak şu başlıkta herkes bir şey söylüyor ama en çok şu müthiş düşüncesiz tek pencereli bakışa sahip yorum sinirimi bozuyor.
ne dmeke ulan o?
sen kredileri neden çektiğim ibliyorsun mu da konuşuyorsun?
devletten öğrenim kredisi almasaydım, değil makarna yemek, okula gidecek kentkart parası bulamazdım ok?
istanbula gelirken o krediyi çekmek zorunda kalmasam, sokakta bankta yatardım bankta. anlatabiliyor muyum? her şeyin bir karşılığı var evet ben de ondan bahsediyorum: fakir olduğumz için bu borçları yapmak zorunda kaldık ve ömrümzü boyunca da bu borçların kelebek etkisi şeklinde tetiklemesiyle borç ödeyerek yaşayacağım. anlatabiliyor muyum?
ne yorganı? ne ayağı?
senin bu kafa yapına göre; param olmadığı için kredi çekmemeliydim ve o yüzden üniversite okumamalıydım ÇÜNKÜ ÜNİVERSİTEYE GİDEMEZDim eğer devletten öğrenim kredisi almasaydım, hatta örgün öğretim harcımı devlete ödetmeseydim (kredi karşılığı).
yine ayağımı yorganıma göre uzatıp, istanbuldaki iş fırsatını değerlendirmemeli ve krdi çekip gelmemeliydim haliyle şuan mutsuz bir şekilde asgari ücretle başka şehirde yaşyor olmalıydm.
ne kadar düşüncesiz yazı yazıyorsunuz ya?
benim yzımın temel taşı şu:
- fakir olduğum için, geçmişimden gelen fakirliklerimin diyetini ödüyorum yıllarca. ve onları ödemekten başımı kaldıramadığım için, bu bana yeni diyetler olarak geri dönüyor ve bu döngüden çıkamıyorum.
- fakir büyümeyen ancak durumu kötüleşen insanlarsa bir şekilde milyon kat iyi bir yaşam yaşamya devam ediyor .çünkü geçmişlerinden gelen bir borçları yok. ödedikleri her borç, o an için yaptıkları borç. hatta şanslılarsa çğuna bir şekilde "bir şeyler" de kalıyor miras olarak. evlenirken anneleri koltuğunu, yatağını alıyor vs.
bizim için harcadığımız her x TL aslında x TL değil.
harcadığımız her x TL, geçmişten gelen y TL ile beraber binen yeni bir yük oluyor.
ya arkadaşım bak şu başlıkta herkes bir şey söylüyor ama en çok şu müthiş düşüncesiz tek pencereli bakışa sahip yorum sinirimi bozuyor.
ne dmeke ulan o?
sen kredileri neden çektiğim ibliyorsun mu da konuşuyorsun?
devletten öğrenim kredisi almasaydım, değil makarna yemek, okula gidecek kentkart parası bulamazdım ok?
istanbula gelirken o krediyi çekmek zorunda kalmasam, sokakta bankta yatardım bankta. anlatabiliyor muyum? her şeyin bir karşılığı var evet ben de ondan bahsediyorum: fakir olduğumz için bu borçları yapmak zorunda kaldık ve ömrümzü boyunca da bu borçların kelebek etkisi şeklinde tetiklemesiyle borç ödeyerek yaşayacağım. anlatabiliyor muyum?
ne yorganı? ne ayağı?
senin bu kafa yapına göre; param olmadığı için kredi çekmemeliydim ve o yüzden üniversite okumamalıydım ÇÜNKÜ ÜNİVERSİTEYE GİDEMEZDim eğer devletten öğrenim kredisi almasaydım, hatta örgün öğretim harcımı devlete ödetmeseydim (kredi karşılığı).
yine ayağımı yorganıma göre uzatıp, istanbuldaki iş fırsatını değerlendirmemeli ve krdi çekip gelmemeliydim haliyle şuan mutsuz bir şekilde asgari ücretle başka şehirde yaşyor olmalıydm.
ne kadar düşüncesiz yazı yazıyorsunuz ya?
benim yzımın temel taşı şu:
- fakir olduğum için, geçmişimden gelen fakirliklerimin diyetini ödüyorum yıllarca. ve onları ödemekten başımı kaldıramadığım için, bu bana yeni diyetler olarak geri dönüyor ve bu döngüden çıkamıyorum.
- fakir büyümeyen ancak durumu kötüleşen insanlarsa bir şekilde milyon kat iyi bir yaşam yaşamya devam ediyor .çünkü geçmişlerinden gelen bir borçları yok. ödedikleri her borç, o an için yaptıkları borç. hatta şanslılarsa çğuna bir şekilde "bir şeyler" de kalıyor miras olarak. evlenirken anneleri koltuğunu, yatağını alıyor vs.
bizim için harcadığımız her x TL aslında x TL değil.
harcadığımız her x TL, geçmişten gelen y TL ile beraber binen yeni bir yük oluyor.
0
@utkumon,
2 kişi öğrenci başınıza 2500km yaptığınız için tebrik ederim.
2 kişi çalışan kişi başına da arabayla 2500km yol yapacak boş vakit bulmanızı dilerim. bayram tatilleri dahil olmak üzere.
2 kişi öğrenci başınıza 2500km yaptığınız için tebrik ederim.
2 kişi çalışan kişi başına da arabayla 2500km yol yapacak boş vakit bulmanızı dilerim. bayram tatilleri dahil olmak üzere.
0
öncelikle sen söylemeden bilemem neyin borcunu ödediğini. agresifliğe de gerek yok. sakin ol şampiyon.
ayda evinize 7 K - 10 K arası para giriyor ve sen öğrenim kredisini ödemekte zorlanıyorsun öyle mi?
ayrıca biz de balla börekle okumadık, 2-3 yeri tırmalayıp burs aldım ve çalıştım okurken.
* ayrıca istanbuldaysan hafta sonu git abi adalara, adaların birinde denize girin aksam donersiniz. 4 lira mi ne vapur.
ayda evinize 7 K - 10 K arası para giriyor ve sen öğrenim kredisini ödemekte zorlanıyorsun öyle mi?
ayrıca biz de balla börekle okumadık, 2-3 yeri tırmalayıp burs aldım ve çalıştım okurken.
* ayrıca istanbuldaysan hafta sonu git abi adalara, adaların birinde denize girin aksam donersiniz. 4 lira mi ne vapur.
0
@tchuck
Toplam 8 gün sürdü, yeri geldi arabada yattık yeri geldi 12 saat kesintisiz yollardaydık. Önümüzde de 9 günlük kurban bayramı var, alın size boş zaman.
Toplam 8 gün sürdü, yeri geldi arabada yattık yeri geldi 12 saat kesintisiz yollardaydık. Önümüzde de 9 günlük kurban bayramı var, alın size boş zaman.
0
@tchuck insanlara gereksiz tepki gösteriyorsun.
ayrıca herkes borçsuz yaşamadı bu zamana kadar, belki senden daha kötü berbat bir durumdaydım şu zamana kadar. yıllarca kira ödedik, borç içinde yaşadık peder beyin aldığı 1500 tl maaşla geçindik 2 çocuk okudu bu sayede. bir şekilde dönderdik çarkı.
tatilimi biriktirdiğim 500 tl ile yaptım 2 kişiydik çadır kurduk vs.
sen sadece vaktin olmadığı için yapamıyorsun şu anda. tatil ultra herşey dahil otelde 1 hafta yatmak değildir.
şimdi ortalama en az 40-50 bin tl aylık kazancım oluyor, şans insana dönüyor illa ki sadece çalışmadan rahata eremezsin hiç bir zaman.
bir tek sen okumadın herkes okudu herkesin durumu iyi değildi.
sadece para yönetimini yapıcaksın ve daha rahata ericeksin.
ayrıca herkes borçsuz yaşamadı bu zamana kadar, belki senden daha kötü berbat bir durumdaydım şu zamana kadar. yıllarca kira ödedik, borç içinde yaşadık peder beyin aldığı 1500 tl maaşla geçindik 2 çocuk okudu bu sayede. bir şekilde dönderdik çarkı.
tatilimi biriktirdiğim 500 tl ile yaptım 2 kişiydik çadır kurduk vs.
sen sadece vaktin olmadığı için yapamıyorsun şu anda. tatil ultra herşey dahil otelde 1 hafta yatmak değildir.
şimdi ortalama en az 40-50 bin tl aylık kazancım oluyor, şans insana dönüyor illa ki sadece çalışmadan rahata eremezsin hiç bir zaman.
bir tek sen okumadın herkes okudu herkesin durumu iyi değildi.
sadece para yönetimini yapıcaksın ve daha rahata ericeksin.
0
Hayat standardınız mı yuksek acaba, çok onemli bir meziyettir kendini bilmek dolayısı ile ne yaptığınıda bilmek. 4000 tl direk elinizde kalıyor gibi gözüküyor, bununla gerçekten fakirim diyorsanız burda gerçekten sizde bir sıkıntı var, atıyorum hangi marketten alışveriş yapıyorsunuz kaç kere dışarda yiyorsunuz tiyatro sinema olaylarınız nasıl bunlar hep hayat standardına etmen. etrafınızdaki insanlarla kendinizi kıyaslıyormusunuz acaba bazı şeyleri göz ardı mı ediyorsunuz. farkında olmadığınız önem vermediğiniz kalemler gibi. kıyafet almazsınızda kitap alıyorsunuzdur atıyorum
0
"ne kadar düşüncesiz yazı yazıyorsunuz ya?" hahahh
arkadas gelip aglayan sensin. sebebi de soyledik iste.
ben sana soleyim mesela bizim ailede hediye anlayisi yoktur. dogum gununde, yilbasinda hediye alinmaz, ama ne vardir? birinin bir ihtiyaci oldugu zaman o ihtiyaci alinir, yapilir yardim edilir. dogum gununde gostermelik hediye alacam diye dunyanin bes para etmez en uyduruk seyini alacak adam, adet yerini bulsun diye parayi cope atan adam sonra gercek bir ihtiyacim oldugunda bana yardim edemeyecek durumda kaliyorsa en hafif tabirle: salaktir. oyle dosttan hayir gelmez.
tatil olayi da ayni, bizim hayatimizda "tatil" ya da "yaz tatili" gibi bir anlayis da "ihtiyac" da yoktur. isini, ailesini, cevresini sevmeyen insanlarin kacmasidir o tarz tatiller. bir yere gidiyorsan dana gibi uzanmaya gitmezsin bizim anlayisimizda. gider gorursun, ogrenirsin, birileriyle tanisirsin, iliskilerini gelistirirsin, ama bir amacin vardir.
eger bir isi de buyuk borclar, riskler altina girerek yapacaksan orada da ya riski alacaksin, aglamayacaksin ya da ayagini yorganina gore uzatacaksin, kendi yaginda kavrulacaksin, kendi capinda bir cikis yolu bulacaksin.
"ve ben yoruldum.
artık düşündüğüm tek şey var: fakirsen fakir kalıyorsun, yaşamını zenginleştiremiyorsun. sınıf değiştiremiyorsun.
zenginsen de, ne kadar batarsan bat bir şekilde o starndardı tutturuyorsun.
hiçbir şey olmasa, bir yerlerden bir şeyler kalıyor sana.
çok yoruldum ya. çok."
diyorsun. kafa yapin fakir kafa yapisi diyoruz, birikim yapmayi bilmiyorsun diyoruz. "sen benim neler cektigimi biliyor musun?" diye yine agliyorsun. ben ne bilim? beni ne ilgilendirir? adam sanip durumu acikliyoruz o kadar.
sen hic kredi cekip okuyan, dugun yapan, sonra bunlari odemek icin evden cikamadiginda aglayan zengin gordun mu?
arkadas gelip aglayan sensin. sebebi de soyledik iste.
ben sana soleyim mesela bizim ailede hediye anlayisi yoktur. dogum gununde, yilbasinda hediye alinmaz, ama ne vardir? birinin bir ihtiyaci oldugu zaman o ihtiyaci alinir, yapilir yardim edilir. dogum gununde gostermelik hediye alacam diye dunyanin bes para etmez en uyduruk seyini alacak adam, adet yerini bulsun diye parayi cope atan adam sonra gercek bir ihtiyacim oldugunda bana yardim edemeyecek durumda kaliyorsa en hafif tabirle: salaktir. oyle dosttan hayir gelmez.
tatil olayi da ayni, bizim hayatimizda "tatil" ya da "yaz tatili" gibi bir anlayis da "ihtiyac" da yoktur. isini, ailesini, cevresini sevmeyen insanlarin kacmasidir o tarz tatiller. bir yere gidiyorsan dana gibi uzanmaya gitmezsin bizim anlayisimizda. gider gorursun, ogrenirsin, birileriyle tanisirsin, iliskilerini gelistirirsin, ama bir amacin vardir.
eger bir isi de buyuk borclar, riskler altina girerek yapacaksan orada da ya riski alacaksin, aglamayacaksin ya da ayagini yorganina gore uzatacaksin, kendi yaginda kavrulacaksin, kendi capinda bir cikis yolu bulacaksin.
"ve ben yoruldum.
artık düşündüğüm tek şey var: fakirsen fakir kalıyorsun, yaşamını zenginleştiremiyorsun. sınıf değiştiremiyorsun.
zenginsen de, ne kadar batarsan bat bir şekilde o starndardı tutturuyorsun.
hiçbir şey olmasa, bir yerlerden bir şeyler kalıyor sana.
çok yoruldum ya. çok."
diyorsun. kafa yapin fakir kafa yapisi diyoruz, birikim yapmayi bilmiyorsun diyoruz. "sen benim neler cektigimi biliyor musun?" diye yine agliyorsun. ben ne bilim? beni ne ilgilendirir? adam sanip durumu acikliyoruz o kadar.
sen hic kredi cekip okuyan, dugun yapan, sonra bunlari odemek icin evden cikamadiginda aglayan zengin gordun mu?
0
öyle bir bakış açısı var ki evlenene. Bunlar herkese veriyor bi de bize versin diyorlar sanırım. Gelen geçen geçirmeye çalışıyor. Siz de olmuşken en iyisi olsun deyip keklendiniz muhtemelen. Bir de öncelikler var. Onları gözden geçirin. Evine 40 yerden haciz gelen bir arkadaşım 15 günlüğüne Yalova ya tatile gittiydi sülalesiyle çok şaşırdım sonra düşündüm de; o onu bi ihtiyaç olarak görüyor, lüks değil. Ona lüks gelen şey senin evde kullandığın fırın mesela. Biraz önceliklerinizi gözden geçirin.
0
gelirin ne kadar yükselirse yükselsin, eğer bir ödeme planın yoksa ve kendini belli bir süre için sıkmıyorsan fakirlikten kurtulman mümkün değil.
öncelikle çift olarak 2000 tl kira verecek bir eve çıkmanız baştan hata olmuş, evet istanbulda kiralar deli gibi, ve düzgün semtlerde düzgün evler çok para bunun farkındayım iki ev arkadaşı yaşıyoruz bizim de kiramız 2000. ama biz iki ayrı oda kullanacağımız için ortak alan + herkesin kendi alanı bir ev aradık mesela. siz aynı odada kalan insanlar olarak 2+1 ve merkeze biraz uzak ama güzel semtlerde ev arayarak kirayı en az 300-400 tl indirebilirdiniz.
gelelim ileride neler olabileceğine. bir kere 2000 kredi ödemek de çok abartılı bir şey değil sizin gibi kazanan bir çift için. toplamda 4 k şu an çöp oluyor artık ev değiştirmek size daha masraflı kısa vadede o yüzden onu atlıyorum.
evinize minimum 8k giriyorsa şu durumda açıkta kalan bir 4k daha var. ve bu biiir sürü insanın maaşından çok daha fazla. benim önerim kredi kartlarınızı toplayın, toplamda 30bin gibi bir borç olduğunu var sayıyorum abartarak, sonra bu kartları kesin. sonrasında iki seçenek kalıyor, toplam kart tutarında kredi çekip ödediğiniz kredi tutarını 2500e çıkarmak ama size 3500 nakit kalması ama bu borç ödemeyi uzatır. ya da kartları kestikten sonra her ay her kartın asgarisini yatırmak ama fiziksel kartlarınız da olmadığından hiç harcamamak. ama burda bahsettiğim hiç baya bildiğimiz hiç. sıfır. en az ödeyin hiç harcamayın. bu şekilde 1 seneye kredi kartı zımbırtınız kapanmış olur. kira kredi de hepimizin ödediği şeyler artık ona da çok şeyapmayın.
öncelikle çift olarak 2000 tl kira verecek bir eve çıkmanız baştan hata olmuş, evet istanbulda kiralar deli gibi, ve düzgün semtlerde düzgün evler çok para bunun farkındayım iki ev arkadaşı yaşıyoruz bizim de kiramız 2000. ama biz iki ayrı oda kullanacağımız için ortak alan + herkesin kendi alanı bir ev aradık mesela. siz aynı odada kalan insanlar olarak 2+1 ve merkeze biraz uzak ama güzel semtlerde ev arayarak kirayı en az 300-400 tl indirebilirdiniz.
gelelim ileride neler olabileceğine. bir kere 2000 kredi ödemek de çok abartılı bir şey değil sizin gibi kazanan bir çift için. toplamda 4 k şu an çöp oluyor artık ev değiştirmek size daha masraflı kısa vadede o yüzden onu atlıyorum.
evinize minimum 8k giriyorsa şu durumda açıkta kalan bir 4k daha var. ve bu biiir sürü insanın maaşından çok daha fazla. benim önerim kredi kartlarınızı toplayın, toplamda 30bin gibi bir borç olduğunu var sayıyorum abartarak, sonra bu kartları kesin. sonrasında iki seçenek kalıyor, toplam kart tutarında kredi çekip ödediğiniz kredi tutarını 2500e çıkarmak ama size 3500 nakit kalması ama bu borç ödemeyi uzatır. ya da kartları kestikten sonra her ay her kartın asgarisini yatırmak ama fiziksel kartlarınız da olmadığından hiç harcamamak. ama burda bahsettiğim hiç baya bildiğimiz hiç. sıfır. en az ödeyin hiç harcamayın. bu şekilde 1 seneye kredi kartı zımbırtınız kapanmış olur. kira kredi de hepimizin ödediği şeyler artık ona da çok şeyapmayın.
0
bu tartışmalardan bağımsız ben üstteki yazdığıma ek olarak
gözü açık sevişen yahudi +1 diyorum.
sanırım asıl sıkıntı borcunuzu kapatırken bir yandan kredi kartı ile borç yapıyor olmanız. yani kredi kartı borcunu kapatmak için kredi çekip kredi kartını kapatmayınca aynı çıkmaza düşmek gibi (sizinki kredi kartı için değil biliyorum). kredi kartlarınızı kapatırsanız onların da borcu bittiğinde sadece kira ve kredi borcunuz kalacak, sizin maaşınız da tamamen size kalacak ki o zaman iki üç ay içinde rahatlarmışsınız gibi geldi.
gözü açık sevişen yahudi +1 diyorum.
sanırım asıl sıkıntı borcunuzu kapatırken bir yandan kredi kartı ile borç yapıyor olmanız. yani kredi kartı borcunu kapatmak için kredi çekip kredi kartını kapatmayınca aynı çıkmaza düşmek gibi (sizinki kredi kartı için değil biliyorum). kredi kartlarınızı kapatırsanız onların da borcu bittiğinde sadece kira ve kredi borcunuz kalacak, sizin maaşınız da tamamen size kalacak ki o zaman iki üç ay içinde rahatlarmışsınız gibi geldi.
0
Cevaben neler yazilmis okumadim. Genel itibariyle haklisiniz. Servet aileden gelir. Haksiz oldugunuz nokta ise cevrenizdekilerin tatil yapmasi ya da iyi standartta yasamasi. Tahminen fakat kendime guvenerek soyluyorum, sizinle cevreniz arasindaki tek fark onlarin fakir olduklarinin farkinda olmamasidir. Ayrica borclariniz bitince rahatlarsiniz.
0
aslında 2 kişi kazandığınız paralar hiç de fena değil, tabii birkaç yıl borça harç ödenir o ayrı. Ama galiba sizde kıtlık ve yoksulluk bilinci oluşmuş, o bahsettiğiniz kişilerde de bereket bilinci var. Bence parayla olan ilişkinizi bir gözden geçirin, aslında parayla olumsuz bir ilişkiniz olabilir bilinçaltında, bilinçli olarak zengin olmayı isterken.
0
anladığım kadarıyla en çok "tatil" konusu yüzünden dertlenmişsiniz. onu da başkalarıyla kıyaslayarak yapmışsınız. en başta bu bakış açısının değişmesi lazım. başkaları ölçüt değildir.
ben de senelerdir tatil yapmadım, ayağım denize en son ne zaman girdi onu bile unuttum ama bunu bir eksiklik olarak hissetmiyorum. üzerime negatif bir mod eklemiyor yani.
kıyaslamayla çıkamazsınız bu işin içinden. çünkü herkesin aynı olduğu bir gerçeklikte yaşamıyoruz. sizin kazandığınız paranın 3'te birini "belki" kazanıp, ev geçindirenler var mesela. biraz da hayat "davranışların sonuçları vardır" kaidesi ile yaşanıyor. siz de davranışlarınızın sonuçlarındasınız şu anda. ne bileyim düğüm yapmasaydınız mesela. isteseniz yapmazdınız.
biraz da "istemek" önemli. facebook'ta kamprail gibi gruplar var. oralara bakarsanız yüzlerce insanın nerdeyse 0 TL ile onlarca yer gezmişliği oluyor. otostopla her yere gidiyorlar ve çadırlarda kalıyorlar. mis gibi tatil demek bu da.
siz fakir değilsiniz. sizin sadece masrafınız çok. bugün 46 yaşındaki (ama 35 gösterecek kadar enrjik, sporunu yapan vs.. birisiydi) mayıs ayında evlenmiş olan arkadaşımın öldüğünün haberini aldım. kalp krizi geçirmiş. çok da şeyyapmamak lazım yani.
ben de senelerdir tatil yapmadım, ayağım denize en son ne zaman girdi onu bile unuttum ama bunu bir eksiklik olarak hissetmiyorum. üzerime negatif bir mod eklemiyor yani.
kıyaslamayla çıkamazsınız bu işin içinden. çünkü herkesin aynı olduğu bir gerçeklikte yaşamıyoruz. sizin kazandığınız paranın 3'te birini "belki" kazanıp, ev geçindirenler var mesela. biraz da hayat "davranışların sonuçları vardır" kaidesi ile yaşanıyor. siz de davranışlarınızın sonuçlarındasınız şu anda. ne bileyim düğüm yapmasaydınız mesela. isteseniz yapmazdınız.
biraz da "istemek" önemli. facebook'ta kamprail gibi gruplar var. oralara bakarsanız yüzlerce insanın nerdeyse 0 TL ile onlarca yer gezmişliği oluyor. otostopla her yere gidiyorlar ve çadırlarda kalıyorlar. mis gibi tatil demek bu da.
siz fakir değilsiniz. sizin sadece masrafınız çok. bugün 46 yaşındaki (ama 35 gösterecek kadar enrjik, sporunu yapan vs.. birisiydi) mayıs ayında evlenmiş olan arkadaşımın öldüğünün haberini aldım. kalp krizi geçirmiş. çok da şeyyapmamak lazım yani.
0
Okul biter bitmez bir şantiyede işe girdim. İki haftada bir pazar eve gidiyordum. Bunun haricinde neredeyse sıfır masrafla yaşadım. 3 senenin sonunda peşin parayla ikinci el bir araba aldım. Çevremdeki arkadaşlarımın yıllardır arabası vardı ama ya babaları almıştı ya da ilk taksidini ödemişti. Arabayı kendi paramla almış olmak o zaman için çok iyi gelmişti. Aslında bu senin söylediğin kısır duruma işaret ediyormuş. O zaman anlayamamışım.
Evlendim, düğünü ve balayını’da aileden yardım almadan yaptık oh çok güzel. Tabi bu arada okul arkadaşlarım para biriktirirken ben yiyordum. Onun farkında değildim.
İlerleyen yıllarda okul arkadaşlarımın iş arkadaşlarım aldı. Sonuçta yine benzer okullardan mezun mühendislerden bahsediyorum. Sosyal statu olarak aynı insanlar. İş arkadaşlarım yurt dışında tatil yaparken ben annemin borçlarını ödüyordum. Devamında iş arkadaşlarım ev sahibi olurken, benim kredilerim yeni bittiği için peşinat ödeyemiyordum. "Sen de şurdan bir ev alsana niye kira ödüyorsun?" diyen insanları “Şimdilik ev düşünmüyorum” diye geçiştirmek bir süre sonra hakikaten can sıkıcı oluyor.
Aynı arkadaşlarım konut kredisi öderken zorlanmasın diye çocuklarının bakıcı/ana okulu masraflarını dedeleri öderken, bu sefer niye çocuk yapmıyorsun diye soruyorlardı.
Şimdi o arkadaşlarımın ev borçları bitti. Benimki yeni başlıyor. Evim de yine çevremdeki insanlara göre en kötü konumda. Bu sene oğlumuz dünyaya geldi. Çocuk odası, hastane masrafları vesaire derken bir baktım ki bütün birikimi sıfırlamışım yine. (Niye yaptın o zaman çocuğu demeyin yaş 34 oldu.)
Aslında az buz kazanmıyorum. Toplam gelirimiz senin söylediğinin biraz üzerinde. Yine de aileden gelen bir şey olmayınca. Ne kadar kazanırsan kazan maaşlı çalışıyorsan istediğin hayat standardını tuturamıyorsun. Şöyle söyleyeyim çevrendeki aynı işi yapan beraber çalıştığın insanların sahip olduğu aynı standardı tutturamıyorsun. Bu da insana koyuyor işte.
Sonuç olarak 100% katılıyorum. Aileden gelen bir şeyler yoksa. Fakirsin. Az bir sermayeyle ticarete girip şansı yaver gidenler bunun istisnası olabilir ama maaşla hiç bir şey olmuyor.
Evlendim, düğünü ve balayını’da aileden yardım almadan yaptık oh çok güzel. Tabi bu arada okul arkadaşlarım para biriktirirken ben yiyordum. Onun farkında değildim.
İlerleyen yıllarda okul arkadaşlarımın iş arkadaşlarım aldı. Sonuçta yine benzer okullardan mezun mühendislerden bahsediyorum. Sosyal statu olarak aynı insanlar. İş arkadaşlarım yurt dışında tatil yaparken ben annemin borçlarını ödüyordum. Devamında iş arkadaşlarım ev sahibi olurken, benim kredilerim yeni bittiği için peşinat ödeyemiyordum. "Sen de şurdan bir ev alsana niye kira ödüyorsun?" diyen insanları “Şimdilik ev düşünmüyorum” diye geçiştirmek bir süre sonra hakikaten can sıkıcı oluyor.
Aynı arkadaşlarım konut kredisi öderken zorlanmasın diye çocuklarının bakıcı/ana okulu masraflarını dedeleri öderken, bu sefer niye çocuk yapmıyorsun diye soruyorlardı.
Şimdi o arkadaşlarımın ev borçları bitti. Benimki yeni başlıyor. Evim de yine çevremdeki insanlara göre en kötü konumda. Bu sene oğlumuz dünyaya geldi. Çocuk odası, hastane masrafları vesaire derken bir baktım ki bütün birikimi sıfırlamışım yine. (Niye yaptın o zaman çocuğu demeyin yaş 34 oldu.)
Aslında az buz kazanmıyorum. Toplam gelirimiz senin söylediğinin biraz üzerinde. Yine de aileden gelen bir şey olmayınca. Ne kadar kazanırsan kazan maaşlı çalışıyorsan istediğin hayat standardını tuturamıyorsun. Şöyle söyleyeyim çevrendeki aynı işi yapan beraber çalıştığın insanların sahip olduğu aynı standardı tutturamıyorsun. Bu da insana koyuyor işte.
Sonuç olarak 100% katılıyorum. Aileden gelen bir şeyler yoksa. Fakirsin. Az bir sermayeyle ticarete girip şansı yaver gidenler bunun istisnası olabilir ama maaşla hiç bir şey olmuyor.
0
Bir döngüye sokmuşsunuz kendinizi. Öncelikle rahatlayın, çözülmeyecek bir mesele değil. Çok şükür ikiniz de Türkiye standartlarına göre fena sayılmayacak bir para alıyorsunuz. O borçlar da sonsuza kadar sürmeyecek. Elbet kapatacaksın.
Son paragrafın çok doğru. Çünkü bakış açın mevzuyu çok etkiliyor. Benzer bir süreçten geçiyorum. Çok şükür bir kısmını kapattım. Elim rahatladı biraz daha sabırla kalanı da kapatıp artıya geçeceğim. Çaresizlik hissinden kurtulun, pozitife odaklanın. Ben naçizane kendi uyguladığım yöntemleri sizinle paylaşacağım.
"Fakirsen fakir kalıyorsun" diyorsun ya bu işte bakış açısıyla alakalı. Çok basit bir örnek vereceğim. Mesela paran azsa, alışverişe gittiğinde temizlik malzemesi alacaksın mesela. 1 kilo deterjan 10 tl, 5 kg deterjan 35 tl mesela. Sen cebimde param kalsın "maaşa kadar idare ederim" diye kilosunu 7 TL'ye alabileceğin şeyi 3 TL daha pahalıya almayı seçiyorsun. Ve bu mantığı her yerde uyguluyorsun.
Şimdi bu söylediklerimi madde madde analiz edin eşinizle. Belki bazıları fazla gelebilir. Ama parayı ağaçtan toplamıyorsunuz. Evinizi bir şirket gibi düşünün. Nasıl çalıştığınız şirket bir kuruşu bile hesaplıyorsa siz de hesaplayın. Babamın işi sebebiyle yurt dışında da bulundum. Orada insanlar gerçekten parasının kıymetini biliyor. Ne yazık ki Türk insanı parasını har vurup savurmaya bayılıyor. Tasarrufu cimrilik sanıoyoruz. Halbuki biraz dikkatle çok güzel tasarruf edebilirsiniz. İnanın doğru planlamayla maaşınızı artırmadan harcamalarınızı kısabilirsiniz.
Şimdi sevgili eşinizi de alın madde madde bunların üzerinden geçin:)
1. Öncelikle kendinizi bu döngüden çıkaracağınıza inanın. İnanç çok önemli. Yukarda verdiğim deterjan örneğini unutmayın. Bunu başaracağınıza inanın. Bu bitecek. O borçlar ödenecek. Bu maddeleri eşinizle okumaya başladığınız andan itibaren kararınızı verin ve bu adımı atın.
2. Hepimiz bizi tasalandıran şeyleri görmezden gelme eğilimindeyiz. Ama çözmek için görmeniz lazım. Oturun ve kalem kalem çevrenizde kimlere ya da hangi banka ve kurumlara borcunuz varsa kuruşu kuruşuna yazın. Net tabloyu görmek her zaman iyidir.
3. Tablo muhtemelen korkutucu gelecek. Korkmayın. Şimdi bir aile bütçesi yapın.
4. Aile bütçenizi yıllık yaparsanız evinize giren parayı ve çıkan parayı daha net görürsünüz. 8*12=96k TL. Eğer bir aksilik olmazsa, zamlarınızı vs hariç tutuyorum. Önümümüzdeki eylül ayına kadar evinize en az 96000 TL girecek.
5. Şimdi harcamalarınızı ve borçlarınızı bir göz önüne alın. Atıyorum Mutfak masrafınız aylık 400-500 TL mi... bir yıllık masrafınızı görün. Temizlik masrafınızı, kiranızı görün. Hepsini yıllık görün.
6. Böylece farkında olmadan 5-10 diye harcadığınız kalemlerin ne kadar pahalıya patldığını gördünüz. Sakın moral bozmayın. Şimdi onları düşüreceğiz. Ama önce borçlar.
7. Borçlarınızı planlayın. Yani kredi kartlarınızı, tüketici kredilerinizi, elden aldıklarınızı sırayla kapatmayı planlayın. Eğer imkanınız varsa sağlam bir tüketici kredisi çekip o parayla tüm borçları kapatıp tek bir noktaya borçlanın. Kredi alamıyorsanız güvendiğiniz birinci derece bir yakınınızdan anne baba falan gibi kredi çekmesini rica edebilirsiniz. (hiçbiri olmuyorsa aman sakın eşten dostan, hele hele tefecilerden borç almayın)
8. Borcu tek seferde kapatamıyor musunuz? o zaman sırayla kapatacağız. Bankalarla borç yapılandırmak istediğinizi konuşabilirsiniz. Kredi kartlarınız varsa, artık sadece bir kredi kartınızı kullanın. Diğerlerini sadece ödeyin. Yıllık bütçe yaptık ya hani. Mesela deyin ki ben bu yıl bu 96.000'in 5000 TL'siyle kredi kartlarımı kapatacağım. Bunu da her ay 500 500 ödeyerek 10 ayda yapacağım deyin ve ödeyin. Hala borcunuz kalacak elbet. Ama acelemiz yok. Kendimizi sıkmadan, dara düşmeden hepsini kapayacağız.
9. Kredi kartlarınızı gerçekten kullanmayın kapatın. Ya da bir süreliğine sadece birini kullanın ama diğerlerini kapatın. 1-2 ay sıkın dişinizi sadece makarna yeyin, ama hepsini ödeyin. Kredi kartından kurtulunca göreceksiniz çok daha rahatlayacaksınız. Bu en önemli adımınız olacak. Diğer kartları kapatınca elde kalan son kartı da ödeyin ve kurtulun.
10. Borç ödemek zor ve yorucu bir süreç. Kendi düzeninizi bulmanız zaman alabilir. Ama bir rayına oturtursanız tıkır tıkır ödersiniz.
Borç kısmını şimdi bir kenara koyuyorum. Gelelim masraflara:
11. Yıllık bütçe yapınca gördüğünüz gibi ufak görünen kalemler aslında nasıl da büyüyormuş. O zaman "aslında hiçbir şey harcamıyorum" dediğiniz şeyleri yeniden gözden geçirme zamanı.
12. Öncelikle alışverişten başlayalım. TEmizlik malzemeleri en önemli kalem. Buradaki ufak değişiklikler bütçenizi accayip etkiler. Temizlik malzemesi bozulmaz, saklanabilir, depolanabilir. Ve bu ürünlerde paket büyüdükçe fiyat düşer. O yüzden alışverişlerinizde en uygun fiyatla alabileceğiniz en büyük paketi alın. Markaya çok takılmayın. Gerçekten kötü 3-5 marka dışında deterjanların, yüzey temizleyicilerin vs hepsi aynı. ATıyorum her ay evinize 5 kg deterjan alıyorsanız yılda 60 kg deterjan alıyorsun demektir. O zaman buna göre al. Sen 5kg paketi 30 tlye alıyorsun. 10 kg paket 50 tlyse, 5kg başına 10 tl zarardasın.
13. Markete hesap makinesiyle gitmeye korkmayın. ÖZellikle temizlik ürünlerinde bunun kilosu kaça geliyor diye bölün, çarpın. GErçek örnek vereceğim. Geçen ay markette bulaşık makinesi tabletinin 60lısını alayım dedim. Sonra fark ettim ki 10lu paket alırsan 2.si yarı fiyatınaydı. 100 tane alırsam 60'lı fiyatına geliyordu. 10 tane 10lu paket aldım. herkes garip garip baktı ama ben kar ettim, onlar etmedi.
14. Mümkün mertebe aylık alışverişinizi tek seferde yapın. İstanbul'daysanız metro gross marketten özellikle temizlik ürünlerini aşırı ucuza getirebilirsiniz. Yaklaşık bir senedir oradan alıyorum. Ve bahsettiğim gibi büyük büyük alıyorum. Bu arada onların kendi markaları var aro ve hohneca mı öyle bir şey. Birçok üründe onları tercih edebilirsiniz.
15. Sebze meyveyi tam tersi ihtiyacınız kadar alın. Çünkü aldığınızın %20-%30'unu kullanamadan çürütüyorsunuz. Paranıza yazık. Bu arada sebze meyveyi dolapta poşette değil, nemi alsın diye kağıt havluya sarıp koyun dolaba. Böylece daha uzun dayanır çürümeden. Bu arada gıda alışverişilerinizde şok, bim, a101 gibi ucuzluk marketlerinden yapın. Onların kendi markalarını kullanın. Promosyonları takip edin. Eğer kısa sürede bozulmayacak bir ürün ucuzlamışsa, alabildiğiniz kadar çok alın. Daha sonra pahalıya almaktansa ucuzken bolca alın.
16. Giyim alışverişlerinizi sezon sonu indirimlerinden yapabilirsiniz. Ya da outlet storelardan. Ya da markaların fabrika satış mağazalarından.
17. Markete giderken listeyle ve "şu kadar harcayacağım" kararıyla gidin. Sepete attığınız her şeyi hesaplayın. Limitinizi geçiyorsanız bilinki ihtiyacınız olmayan bir şey almışsınızdır. Tekrar gözden geçirin:)
18. Evinizin yalıtımını gözden geçirin. Pencereler falan. Ciddiyim, farkında olmadan doğalgaza fazla ödemeyin. Mesela perdeler kaloriferleri örterse evin daha zor ısınır. Which means daha fazla para.
19. Araba varsa satın. İstanbul'da aylık akbil kullanırsanız seyahat masrafınız düşer. (Şimdi extreme bir teklifim olacak. Öğrenci pasosu edinin. Tek yapmanız gereken açıköğretime yazılmak. Aylık mavi kart 180 tl, öğrenci kartı 70 tl'ye doluyor. Açıköğretimin yıllık harcına rağmen yılda adam başı 200 TL'ye yakın az ödersiniz. İki kişi 400 TL daha az ödeme demek. Tebrikler, mutevazı bir haftasonu tatili kazandınız)
20. Yukardaki örnek çok ekstrem gelebilir ama mantığı kavramanız lazım. Bu cimrilik değil, fırsatları görmek. Bir şeyi daha ucuza çözme fırsatınız varsa çözün. Etraf ne der diye düşünmeyin. Sonuçta o ödemeyi onlar yapmayacak.
21. TAmam kemerleri sıktık ama bir yere kadar. Yaşamayı da unutmayalım. Ne yapın edin, ayda bir ya da iki akşam eşinizle bütçenizi sarsmayacak bir yemeğe çıkın. bu tarz şeyler gerçekten iyi hissetmek için çok önemli.
22. Bir şeyler yapmak demek illa çok para harcamak demek değil. Bir cumartesi ailenizle gidin modada 2 çay için, 2 sokak dolaşın mis gibi denize bakıp eve dönün. O sıkışmışlık hissinden kurtulmak için çok iyi gelecek.
23. Tatillerinizi tur şirketlerinden değil kendiniz ayarlarsanız çok ucuza gelir. Mesela 7-8 ay önceden başlayın planlamaya. Bir ay uçak/otobüs biletlerini alın. Bir sonraki ay oteli ayırtın. Momondo.com, booking.com vb gibi yerlerde ideal fiyatlar bulabilirsiniz.
24. Telefon, internet, tv, digiturk vb gibi hizmetlerinizi gözden geçirin. BAzen farkında olmadan kullanmadığınız servislere çok ödüyor olabilirsiniz. TArifelerinizin belki daha ucuzları vardır. Onlara geçin.
25. PAra konusunda birbirinizi asla suçlamayın. Birbirinize karşı açık ve dürüst olun. Kötü hissedebilirsiniz ama bu ikinizin de kabahati değil. Birbirinizi çok kolay demotive edebilirsiniz. Ama önemli olan inanıp bu borçlardan birlikte kurtulmak.
26. Lüks harcamayın ama ufak lüksleriniz olsun. Yoklukla yoksunluk karışmasın. Giyim kuşam iyi hissetmek için önemlidir. Ayda 1-2 parça da olsa bir şey alın kendinize. H&M'in Bershka'nın falan fırsat köşelerinde muazzam şeylere denk gelebilirsiniz. 60 TL'lik gömleği sezon sonunda 15 TL'ye alabilirsin mesela. Ve o 15 TL verdiğin gömlek sana ummadığın bir özgüven kazandırabilir.
27. Ufak lükslerden kastım iyi hissettirecek ilgi alanları mesela. Ne kadar borç içinde olsanız da kendinize bir hobi bütçesi yapın. İkinizin de her ay 50 TL harcama hakkı olsun mesela. ATıyorum ben dergi okumayı çok severim ve gidip saçma sapan yabancı dergilere 20-30 euro öderim. Ya da her ay kendine orijinal bir jazz albumu almak gibi şeyler işte. Buna saçmalık bütçesi deyin:)
30. YAşayın. Gerçekten yaşayın. Yaşamanın para harcamak olmadığını kavrayarak. Dediğim gibi gidip bir çay/kahve içip eve dönmek bile eve kapanıp "bu borçlar nasıl ödenecek" diye hayıflanmaktan iyidir.
31. Ev almak zorunda değilsiniz. Ancak 20 yıl sonra senin olacak bir eve her ay kendine eziyet ede ede ödeme yapmak mantıklı değil. İlerde bir gün elbet olabilir. Şu anda evim yok diye üzülmeyin. Bunu dert etmeyin. Gençsiniz. Çocuğun olursa o düşünsün:)
32. Şükredin. Sahip olamadıklarınıza bakıp hayıflanmaktansa sahip olduklarınıza bakıp şükredin. İyi kötü başınız sokacak bir yuvanız var. Birbirinizi seviyorsunuz. GEnç bir ailesiniz. Çok şükür güzel işleriniz var. Türkiye için fena olmayacak bir geliriniz, dostlarınız var. Hepsi için şükredin her gün. Bunu yapmak endişelerinizi azaltır.
Not: Her ay kenara 100 200 para atın. Atarsınız. Hadi 50 TL atın. 8000 TL alıyorsanız 7950 alıyor gibi düşünün. HArcamaya başlamadan önce 50 tl'nizi yatırım hesabınıza atın. 200 lira bile olsa kenarda bir miktar paran olması hissi iyi gelir. Ufak ufak başlar büyütürsünüz. Bugüne kadaar havaya gidenleri düşünün bundan sonra gitmesin işte.
Bu saydıklarım sadece bir mantık sıralaması. Asla ama asla parayı hayatınızın odağı yapmayın. Üzer. Sadece dikkatli kullanın işte. PAranıza tam hakim olun yani.
Uzun uzun yazdım. Çünkü o psikolojiyi o durumu yaşadım. Ne olduğunu biliyorum. Yardımcı olabilirsem ne mutlu. Sorunuz olursa çekinmeden yazın. Elimden geldiğince tavsiye vermeye çalışırım. Özlem denizmen diye bir kadın var onun kitabını okuyun. paratic.com'a da arada bakın.
Bir de tavsiyem bu psikolojiden kurtulmak için uplifers.com'daki makaleleri okuyun.
NOT 2: Kiranız biraz yüksek sanki. Nerede oturuyorsunuz bilmiyorum ama 2000 TL'nin biraz altına inebilirseniz şahane olur. 3+1'se 2+1'e geçin. 2+1'se bir iki sene 1+1'de oturmayı değerlendirin.
Son paragrafın çok doğru. Çünkü bakış açın mevzuyu çok etkiliyor. Benzer bir süreçten geçiyorum. Çok şükür bir kısmını kapattım. Elim rahatladı biraz daha sabırla kalanı da kapatıp artıya geçeceğim. Çaresizlik hissinden kurtulun, pozitife odaklanın. Ben naçizane kendi uyguladığım yöntemleri sizinle paylaşacağım.
"Fakirsen fakir kalıyorsun" diyorsun ya bu işte bakış açısıyla alakalı. Çok basit bir örnek vereceğim. Mesela paran azsa, alışverişe gittiğinde temizlik malzemesi alacaksın mesela. 1 kilo deterjan 10 tl, 5 kg deterjan 35 tl mesela. Sen cebimde param kalsın "maaşa kadar idare ederim" diye kilosunu 7 TL'ye alabileceğin şeyi 3 TL daha pahalıya almayı seçiyorsun. Ve bu mantığı her yerde uyguluyorsun.
Şimdi bu söylediklerimi madde madde analiz edin eşinizle. Belki bazıları fazla gelebilir. Ama parayı ağaçtan toplamıyorsunuz. Evinizi bir şirket gibi düşünün. Nasıl çalıştığınız şirket bir kuruşu bile hesaplıyorsa siz de hesaplayın. Babamın işi sebebiyle yurt dışında da bulundum. Orada insanlar gerçekten parasının kıymetini biliyor. Ne yazık ki Türk insanı parasını har vurup savurmaya bayılıyor. Tasarrufu cimrilik sanıoyoruz. Halbuki biraz dikkatle çok güzel tasarruf edebilirsiniz. İnanın doğru planlamayla maaşınızı artırmadan harcamalarınızı kısabilirsiniz.
Şimdi sevgili eşinizi de alın madde madde bunların üzerinden geçin:)
1. Öncelikle kendinizi bu döngüden çıkaracağınıza inanın. İnanç çok önemli. Yukarda verdiğim deterjan örneğini unutmayın. Bunu başaracağınıza inanın. Bu bitecek. O borçlar ödenecek. Bu maddeleri eşinizle okumaya başladığınız andan itibaren kararınızı verin ve bu adımı atın.
2. Hepimiz bizi tasalandıran şeyleri görmezden gelme eğilimindeyiz. Ama çözmek için görmeniz lazım. Oturun ve kalem kalem çevrenizde kimlere ya da hangi banka ve kurumlara borcunuz varsa kuruşu kuruşuna yazın. Net tabloyu görmek her zaman iyidir.
3. Tablo muhtemelen korkutucu gelecek. Korkmayın. Şimdi bir aile bütçesi yapın.
4. Aile bütçenizi yıllık yaparsanız evinize giren parayı ve çıkan parayı daha net görürsünüz. 8*12=96k TL. Eğer bir aksilik olmazsa, zamlarınızı vs hariç tutuyorum. Önümümüzdeki eylül ayına kadar evinize en az 96000 TL girecek.
5. Şimdi harcamalarınızı ve borçlarınızı bir göz önüne alın. Atıyorum Mutfak masrafınız aylık 400-500 TL mi... bir yıllık masrafınızı görün. Temizlik masrafınızı, kiranızı görün. Hepsini yıllık görün.
6. Böylece farkında olmadan 5-10 diye harcadığınız kalemlerin ne kadar pahalıya patldığını gördünüz. Sakın moral bozmayın. Şimdi onları düşüreceğiz. Ama önce borçlar.
7. Borçlarınızı planlayın. Yani kredi kartlarınızı, tüketici kredilerinizi, elden aldıklarınızı sırayla kapatmayı planlayın. Eğer imkanınız varsa sağlam bir tüketici kredisi çekip o parayla tüm borçları kapatıp tek bir noktaya borçlanın. Kredi alamıyorsanız güvendiğiniz birinci derece bir yakınınızdan anne baba falan gibi kredi çekmesini rica edebilirsiniz. (hiçbiri olmuyorsa aman sakın eşten dostan, hele hele tefecilerden borç almayın)
8. Borcu tek seferde kapatamıyor musunuz? o zaman sırayla kapatacağız. Bankalarla borç yapılandırmak istediğinizi konuşabilirsiniz. Kredi kartlarınız varsa, artık sadece bir kredi kartınızı kullanın. Diğerlerini sadece ödeyin. Yıllık bütçe yaptık ya hani. Mesela deyin ki ben bu yıl bu 96.000'in 5000 TL'siyle kredi kartlarımı kapatacağım. Bunu da her ay 500 500 ödeyerek 10 ayda yapacağım deyin ve ödeyin. Hala borcunuz kalacak elbet. Ama acelemiz yok. Kendimizi sıkmadan, dara düşmeden hepsini kapayacağız.
9. Kredi kartlarınızı gerçekten kullanmayın kapatın. Ya da bir süreliğine sadece birini kullanın ama diğerlerini kapatın. 1-2 ay sıkın dişinizi sadece makarna yeyin, ama hepsini ödeyin. Kredi kartından kurtulunca göreceksiniz çok daha rahatlayacaksınız. Bu en önemli adımınız olacak. Diğer kartları kapatınca elde kalan son kartı da ödeyin ve kurtulun.
10. Borç ödemek zor ve yorucu bir süreç. Kendi düzeninizi bulmanız zaman alabilir. Ama bir rayına oturtursanız tıkır tıkır ödersiniz.
Borç kısmını şimdi bir kenara koyuyorum. Gelelim masraflara:
11. Yıllık bütçe yapınca gördüğünüz gibi ufak görünen kalemler aslında nasıl da büyüyormuş. O zaman "aslında hiçbir şey harcamıyorum" dediğiniz şeyleri yeniden gözden geçirme zamanı.
12. Öncelikle alışverişten başlayalım. TEmizlik malzemeleri en önemli kalem. Buradaki ufak değişiklikler bütçenizi accayip etkiler. Temizlik malzemesi bozulmaz, saklanabilir, depolanabilir. Ve bu ürünlerde paket büyüdükçe fiyat düşer. O yüzden alışverişlerinizde en uygun fiyatla alabileceğiniz en büyük paketi alın. Markaya çok takılmayın. Gerçekten kötü 3-5 marka dışında deterjanların, yüzey temizleyicilerin vs hepsi aynı. ATıyorum her ay evinize 5 kg deterjan alıyorsanız yılda 60 kg deterjan alıyorsun demektir. O zaman buna göre al. Sen 5kg paketi 30 tlye alıyorsun. 10 kg paket 50 tlyse, 5kg başına 10 tl zarardasın.
13. Markete hesap makinesiyle gitmeye korkmayın. ÖZellikle temizlik ürünlerinde bunun kilosu kaça geliyor diye bölün, çarpın. GErçek örnek vereceğim. Geçen ay markette bulaşık makinesi tabletinin 60lısını alayım dedim. Sonra fark ettim ki 10lu paket alırsan 2.si yarı fiyatınaydı. 100 tane alırsam 60'lı fiyatına geliyordu. 10 tane 10lu paket aldım. herkes garip garip baktı ama ben kar ettim, onlar etmedi.
14. Mümkün mertebe aylık alışverişinizi tek seferde yapın. İstanbul'daysanız metro gross marketten özellikle temizlik ürünlerini aşırı ucuza getirebilirsiniz. Yaklaşık bir senedir oradan alıyorum. Ve bahsettiğim gibi büyük büyük alıyorum. Bu arada onların kendi markaları var aro ve hohneca mı öyle bir şey. Birçok üründe onları tercih edebilirsiniz.
15. Sebze meyveyi tam tersi ihtiyacınız kadar alın. Çünkü aldığınızın %20-%30'unu kullanamadan çürütüyorsunuz. Paranıza yazık. Bu arada sebze meyveyi dolapta poşette değil, nemi alsın diye kağıt havluya sarıp koyun dolaba. Böylece daha uzun dayanır çürümeden. Bu arada gıda alışverişilerinizde şok, bim, a101 gibi ucuzluk marketlerinden yapın. Onların kendi markalarını kullanın. Promosyonları takip edin. Eğer kısa sürede bozulmayacak bir ürün ucuzlamışsa, alabildiğiniz kadar çok alın. Daha sonra pahalıya almaktansa ucuzken bolca alın.
16. Giyim alışverişlerinizi sezon sonu indirimlerinden yapabilirsiniz. Ya da outlet storelardan. Ya da markaların fabrika satış mağazalarından.
17. Markete giderken listeyle ve "şu kadar harcayacağım" kararıyla gidin. Sepete attığınız her şeyi hesaplayın. Limitinizi geçiyorsanız bilinki ihtiyacınız olmayan bir şey almışsınızdır. Tekrar gözden geçirin:)
18. Evinizin yalıtımını gözden geçirin. Pencereler falan. Ciddiyim, farkında olmadan doğalgaza fazla ödemeyin. Mesela perdeler kaloriferleri örterse evin daha zor ısınır. Which means daha fazla para.
19. Araba varsa satın. İstanbul'da aylık akbil kullanırsanız seyahat masrafınız düşer. (Şimdi extreme bir teklifim olacak. Öğrenci pasosu edinin. Tek yapmanız gereken açıköğretime yazılmak. Aylık mavi kart 180 tl, öğrenci kartı 70 tl'ye doluyor. Açıköğretimin yıllık harcına rağmen yılda adam başı 200 TL'ye yakın az ödersiniz. İki kişi 400 TL daha az ödeme demek. Tebrikler, mutevazı bir haftasonu tatili kazandınız)
20. Yukardaki örnek çok ekstrem gelebilir ama mantığı kavramanız lazım. Bu cimrilik değil, fırsatları görmek. Bir şeyi daha ucuza çözme fırsatınız varsa çözün. Etraf ne der diye düşünmeyin. Sonuçta o ödemeyi onlar yapmayacak.
21. TAmam kemerleri sıktık ama bir yere kadar. Yaşamayı da unutmayalım. Ne yapın edin, ayda bir ya da iki akşam eşinizle bütçenizi sarsmayacak bir yemeğe çıkın. bu tarz şeyler gerçekten iyi hissetmek için çok önemli.
22. Bir şeyler yapmak demek illa çok para harcamak demek değil. Bir cumartesi ailenizle gidin modada 2 çay için, 2 sokak dolaşın mis gibi denize bakıp eve dönün. O sıkışmışlık hissinden kurtulmak için çok iyi gelecek.
23. Tatillerinizi tur şirketlerinden değil kendiniz ayarlarsanız çok ucuza gelir. Mesela 7-8 ay önceden başlayın planlamaya. Bir ay uçak/otobüs biletlerini alın. Bir sonraki ay oteli ayırtın. Momondo.com, booking.com vb gibi yerlerde ideal fiyatlar bulabilirsiniz.
24. Telefon, internet, tv, digiturk vb gibi hizmetlerinizi gözden geçirin. BAzen farkında olmadan kullanmadığınız servislere çok ödüyor olabilirsiniz. TArifelerinizin belki daha ucuzları vardır. Onlara geçin.
25. PAra konusunda birbirinizi asla suçlamayın. Birbirinize karşı açık ve dürüst olun. Kötü hissedebilirsiniz ama bu ikinizin de kabahati değil. Birbirinizi çok kolay demotive edebilirsiniz. Ama önemli olan inanıp bu borçlardan birlikte kurtulmak.
26. Lüks harcamayın ama ufak lüksleriniz olsun. Yoklukla yoksunluk karışmasın. Giyim kuşam iyi hissetmek için önemlidir. Ayda 1-2 parça da olsa bir şey alın kendinize. H&M'in Bershka'nın falan fırsat köşelerinde muazzam şeylere denk gelebilirsiniz. 60 TL'lik gömleği sezon sonunda 15 TL'ye alabilirsin mesela. Ve o 15 TL verdiğin gömlek sana ummadığın bir özgüven kazandırabilir.
27. Ufak lükslerden kastım iyi hissettirecek ilgi alanları mesela. Ne kadar borç içinde olsanız da kendinize bir hobi bütçesi yapın. İkinizin de her ay 50 TL harcama hakkı olsun mesela. ATıyorum ben dergi okumayı çok severim ve gidip saçma sapan yabancı dergilere 20-30 euro öderim. Ya da her ay kendine orijinal bir jazz albumu almak gibi şeyler işte. Buna saçmalık bütçesi deyin:)
30. YAşayın. Gerçekten yaşayın. Yaşamanın para harcamak olmadığını kavrayarak. Dediğim gibi gidip bir çay/kahve içip eve dönmek bile eve kapanıp "bu borçlar nasıl ödenecek" diye hayıflanmaktan iyidir.
31. Ev almak zorunda değilsiniz. Ancak 20 yıl sonra senin olacak bir eve her ay kendine eziyet ede ede ödeme yapmak mantıklı değil. İlerde bir gün elbet olabilir. Şu anda evim yok diye üzülmeyin. Bunu dert etmeyin. Gençsiniz. Çocuğun olursa o düşünsün:)
32. Şükredin. Sahip olamadıklarınıza bakıp hayıflanmaktansa sahip olduklarınıza bakıp şükredin. İyi kötü başınız sokacak bir yuvanız var. Birbirinizi seviyorsunuz. GEnç bir ailesiniz. Çok şükür güzel işleriniz var. Türkiye için fena olmayacak bir geliriniz, dostlarınız var. Hepsi için şükredin her gün. Bunu yapmak endişelerinizi azaltır.
Not: Her ay kenara 100 200 para atın. Atarsınız. Hadi 50 TL atın. 8000 TL alıyorsanız 7950 alıyor gibi düşünün. HArcamaya başlamadan önce 50 tl'nizi yatırım hesabınıza atın. 200 lira bile olsa kenarda bir miktar paran olması hissi iyi gelir. Ufak ufak başlar büyütürsünüz. Bugüne kadaar havaya gidenleri düşünün bundan sonra gitmesin işte.
Bu saydıklarım sadece bir mantık sıralaması. Asla ama asla parayı hayatınızın odağı yapmayın. Üzer. Sadece dikkatli kullanın işte. PAranıza tam hakim olun yani.
Uzun uzun yazdım. Çünkü o psikolojiyi o durumu yaşadım. Ne olduğunu biliyorum. Yardımcı olabilirsem ne mutlu. Sorunuz olursa çekinmeden yazın. Elimden geldiğince tavsiye vermeye çalışırım. Özlem denizmen diye bir kadın var onun kitabını okuyun. paratic.com'a da arada bakın.
Bir de tavsiyem bu psikolojiden kurtulmak için uplifers.com'daki makaleleri okuyun.
NOT 2: Kiranız biraz yüksek sanki. Nerede oturuyorsunuz bilmiyorum ama 2000 TL'nin biraz altına inebilirseniz şahane olur. 3+1'se 2+1'e geçin. 2+1'se bir iki sene 1+1'de oturmayı değerlendirin.
0
kizil sakalli sari
Selamlar,"pocket"(getpocket.com) websiteleri daha sonra okumak için saklıyor. Yani sanırım Facebook'un Save Post (Gönderiyi Kaydet) fonksiyonunun gelişmişi.Benim istediğim ekşisözlük'te "`az kişinin bildiği muhteşem web siteleri`" veya reddit'te ya da facebook'ta "şu şu websitesi çok güzel" denilere
Selamlar,
"pocket"(getpocket.com) websiteleri daha sonra okumak için saklıyor. Yani sanırım Facebook'un Save Post (Gönderiyi Kaydet) fonksiyonunun gelişmişi.
Benim istediğim ekşisözlük'te "az kişinin bildiği muhteşem web siteleri" veya reddit'te ya da facebook'ta "şu şu websitesi çok güzel" denilerek gördüğüm web sitelerini kaydedebileceğim bir android uygulama/google chrome eklentisi var mıdır? Yani bir nevi Bookmark Bar.
Direk Bookmark Bar da işe yarayabilir tabi; ama yine hepsini bir klasöre koyacağım ve çok gereksiz kalabalık olacak gibi geliyor.
Önerileriniz varsa açığım, teşekkür ederim.
"pocket"(getpocket.com) websiteleri daha sonra okumak için saklıyor. Yani sanırım Facebook'un Save Post (Gönderiyi Kaydet) fonksiyonunun gelişmişi.
Benim istediğim ekşisözlük'te "az kişinin bildiği muhteşem web siteleri" veya reddit'te ya da facebook'ta "şu şu websitesi çok güzel" denilerek gördüğüm web sitelerini kaydedebileceğim bir android uygulama/google chrome eklentisi var mıdır? Yani bir nevi Bookmark Bar.
Direk Bookmark Bar da işe yarayabilir tabi; ama yine hepsini bir klasöre koyacağım ve çok gereksiz kalabalık olacak gibi geliyor.
Önerileriniz varsa açığım, teşekkür ederim.
0
qazedcsrfvtyhngujmkol
arap ve fars diline ilgisi olan her türkün otomatikman edindiği bir kazanım lakin çoğumuzda yok. tekabüle tekamül diyen mi ararsın bir sürü var. arap ve farsçaya fazla girmeden nasıl bu eski kelimelerin anlamını kavrarım kullanmasam bile. hangisinin doğru olduğunu bileyim en azından ya. türk sanat m
arap ve fars diline ilgisi olan her türkün otomatikman edindiği bir kazanım lakin çoğumuzda yok. tekabüle tekamül diyen mi ararsın bir sürü var. arap ve farsçaya fazla girmeden nasıl bu eski kelimelerin anlamını kavrarım kullanmasam bile. hangisinin doğru olduğunu bileyim en azından ya. türk sanat müziği falan dinlesem belki az bişey anlarım başka önerisi olan var mı.
0
elifba öğren, sonra kelimelerin birbirleriyle alakalarını öğren.
mesela
tekamül: kamil, kemal ile alakalı. (kökü kef-mim-lam)
tekabül: kabul, mukabil, makbul, istikbal birbiriyle alakalı. (kökü kaf-be-lam)
yani elifbayı öğrenmesen bile birbirleriyle anlam bağı olanları öğrendin mi karıştırmazsın, öğrenirsen de daha kavi hale gelir.
mesela
tekamül: kamil, kemal ile alakalı. (kökü kef-mim-lam)
tekabül: kabul, mukabil, makbul, istikbal birbiriyle alakalı. (kökü kaf-be-lam)
yani elifbayı öğrenmesen bile birbirleriyle anlam bağı olanları öğrendin mi karıştırmazsın, öğrenirsen de daha kavi hale gelir.
0
Yabancı dil öğrenirken olduğu gibi kitap okuyacaksınız bol bol. Türk sanat müziği dinlemek yetersiz olması yanı sıra yanıltıcı da olabilir. Sözgelimi "Seni ben ellerin olsun diye mi sevdim," diye şarkı var. Halbuki "Seni ben ellerin olasın diye mi sevdim," demek gerekiyor. Edebiyat okuyacaksınız. Bir de zamannında anımsamadığım zatın biri Atatürk'ün Nutuk'u için "Osmanlıcanın son büyük eseri" gibisinden bir söz etmişti. Sadeleştirilmiş değil ama özgün metni (YKY baskısında hatalar falan da düzeltilmişti) okursanız faydasını görürsünüz. Bir de tabii eski şairlerimizin, Yahya Kemal, Tevfik Fikret vb. şiirlerini okursanız büyük faydasını görürsünüz. Okuyacak, anlamını bilmediğiniz şey çıktıkça Osmanlıca sözlüğe bakacaksınız.
0
