Giriş
(4)

Tem kullanırsam kaç para öderim? (istanbul)

Cesario
Arkadaşlar google ve yandex mapste rota oluşturuyorum, paralı yolu seçiyorum ama ücret yazmıyor.Beylikdüzü'nden Göktürk'e gideceğim. Esenyurt üzerinden Tem'e bağlanıp Mall of İstanbul tarafından tem'den devam edip gideceğim.Tahmini kaç gişeden geçerim ve ne kadar öderim? Ona göre hgs'ye para yükleye
Arkadaşlar google ve yandex mapste rota oluşturuyorum, paralı yolu seçiyorum ama ücret yazmıyor.

Beylikdüzü'nden Göktürk'e gideceğim. Esenyurt üzerinden Tem'e bağlanıp Mall of İstanbul tarafından tem'den devam edip gideceğim.

Tahmini kaç gişeden geçerim ve ne kadar öderim?

Ona göre hgs'ye para yükleyeyim. Kredi kartı otomatik bağlı değil çünkü.
0
Cesario
(13.02.22)
www.kgm.gov.tr

Buradan hesaplayabilirsin.

Esenyurt - Mahmutbey arası 6,5 TL

Mahmutbey sonrası bedava zaten.
0
himmet dayi
(13.02.22)
@himmet

Mahmutbey'den sonra bir gişe daha yok mu? Mahmutbey'den Odayeri kavşağına kadar sürücem. Esenyurt ile Mahmutbey arasında da gişe var diye biliyorum.

Nasıl 6.5 TL olacak %48 enflasyonla bu mümkün mü?

40 TL var HGS'de ona göre 50 papel daha atacağım.
0
🌸Cesario
(13.02.22)
geçişten sonra ödeme yapılabiliyor bildiğim kadarıyla.
0
sparkle kiddle
(13.02.22)
Odayeri kavşağı kuzey marmara ile ilgili, tem mahmutbeyden sonra ücretsiz. Temde giriş - çıkış ücreti var, esenyurttan sonra ıspartakule gişeleri var ama sizle ilgili değil o siz yolunuza devam ediyorsunuz. Rotanız esenyurt - mahmutbey; ücreti de 6,5tl.

Mahmutbey gişelerden çıkınca, mahmutbey kavşağından O7 mahmutbey odayeri bağlantı yoluna bağlanıyorsunuz. Burada İstoç, ikitelli, başakşehir kuzey, fenertepe SGS'leri var aynı yol üzerinde. Hepsinden geçtikten sonra Fenertepe gişelerine varıyorsunuz. Birkaç yüz metre gittikten sonra da Işıklar'da çıkış gişeleri var. Oradan çıkınca göktürk kemerburgaz hasdal için yol ayrılıyor d-20'ye bağlanıyorsunuz.

Şuradan bakın; www.kuzeymarmaraotoyolu.com

6,5 tl tem ücretine kuzey marmara yolunu dahil ettiğiniz için ortalama 30 lira civarı daha ekleyin.
0
akhenaten
(13.02.22)
(6)

arapca okumayi bilenler

lamartin
sizce kendi basima arap afabesini ogrenebilir miyim?isim geregi fazlaca arapca/farsca dokumanla muhattap oluyorum. surekli tercumanla calisiyo olsam da, isim, sehir, ulke adlari gibi basit yazilari tek basima okuyabilmek isimi cok kolaylastiracak. transliteration yapacak kadar iyi ogrenmeme gerek yo
sizce kendi basima arap afabesini ogrenebilir miyim?

isim geregi fazlaca arapca/farsca dokumanla muhattap oluyorum. surekli tercumanla calisiyo olsam da, isim, sehir, ulke adlari gibi basit yazilari tek basima okuyabilmek isimi cok kolaylastiracak. transliteration yapacak kadar iyi ogrenmeme gerek yok, ama evrakta bagdat mi, basra mi ya da fatima mi, bushra mu yazdigini anlayacak kadar ogrensem yeter.

velakin, bunu tek basima ogrenebilir miyim bilemiyorum. haftada en fazla 3 - 4 saatimi buna ayirabilirim. ne dersiniz?

kaynak verebilirseniz pek sukela olur
0
lamartin
(13.02.22)
Youtube’da Learn Arabic With Maha
İngilizce olarak çok güzel anlatıyor. Hem okumayı hem de ardından temel Arapçayı öğrenebilirsiniz.

Bir haftada Kuran harflerini okumayı öğreniyor insanlar ki bu daha kolay rahatlıkla öğrenirsiniz.
0
cilekli pasta
(13.02.22)
ogrenebilirsiniz. youtube'da bircok arap alfabesi ogreten kanal, video var. esim 1 ayda falan kendi kendine ogrendi, su an arap ulkesinde reklamlari, evraklari vs yavas yavas okuyabiliyor. yavas yavas okumasinin sebebi de uzerine gidip daha cok pratik yapmamasi.
kuran okumak cok farkli bir sey, onu kimi native araplar da yapamiyor, cok fazla hereke vs var.
lubnanli veya filistinli bir youtuber videosundan gunluk arapca yazimi ve okumasi ogrenebilirsiniz. ben bile marka isimlerinden veya arada insanlara sorarak cogu harfi ogrendim, esim kadar olmasa da cook yavas bi sekilde kimi kelimeleri okuyabiliyorum.
duolingo'ya da bakin, pratik yaparsiniz.
0
orange coffee
(13.02.22)
Öğrenmeniz birkaç saat alır. Okuma hızınızı geliştirmeniz birkaç hafta. Kendi başınıza rahatça öğrenebilirsiniz, zaten eğitmenin yapacağı bir şey pek yok size okumayı öğretmek için.
0
akhenaten
(13.02.22)
öğrenmen birkaç saat almaz da değil, o kadar da değil. önceden eğilmişliğin yoksa bambaşka bir alfabe arapça. almanca öğrenmiyorsun nihayetinde. kiril alfabesi gibi alışık olmadığın bir coğrafyanın harfleri. sağdan sola okuma, şeddeler, esreler, ötreler.. tecvid giriyor ileri seviyede misal. buna, bunlara biraz istidad gerekir.

kaynak veremeyebilirim ama az çok osmanlıca ve arapça bildiğim için bunu söyleyebilirim, öyle çok kolay bir alfabe değil. hele hele matbu değil de rika okumaya çalışırsan iş iyice çığırından çıkar. çok zorlanmazsın ama öyle günde 1-2 saatle öğrenilebilecek bir dil olduğunu düşünmüyorum naçizane. latin dili değil çünkü.
0
mermize
(13.02.22)
Biraz önyargı, biraz da alfabe alıştığımızdan farklı göründüğünden Arapça'nın zor olduğu düşünülüyor ama o kadar zor olmadığını düşünüyorum. Uzman değilim, acemi bile değilim, Arapça konuşamıyorum ama bahsettiğiniz şekilde özel isimleri okuyabilirim, basit kelimeleri tanıyabilirim.

Alfabe kolay, 1-2 günde öğrenirsiniz. Sonrasında da kısa zaman içinde istediğiniz seviyeye gelirsiniz. Youtube ve Duolingo'dan faydalanabilirsiniz.
0
kaptankedi
(13.02.22)
sadece alfabe ise evet, maksimum birkaç günde öğrenmiş olursunuz
0
Mossy
(13.02.22)
(4)

Hangi durumlarda was/were, hangi durumlarda did kullanıyoruz

anladespina
Şu sitedeki açıklamayı okuyarak öğrenmeye çalıştım, yine yanlış oldu: https://ingilizceyi-ogrenmek.blogspot.com/2020/03/was-were-did-arasindaki-farklar-nedir-nerelerde-kullanilir-konu-anlatimi.html
Şu sitedeki açıklamayı okuyarak öğrenmeye çalıştım, yine yanlış oldu: ingilizceyi-ogrenmek.blogspot.com
0
anladespina
(10.02.22)
Daha iyi açıklayanlar olacaktır ama kısaca:

Eylem geçmişte olup bitmişse; did ("sürdü" oldu bitti)
Geçmişte bir süre devam eden bir eylemse was/were ("sürüyordu" geçmişte bir süre devam eden)

simple past'ta fiil ing almaz
past continious'da fiil ing alır.

sorunun cevabı A muhtemelen de ben C diyeni de anlardım. Yol çok uzun ve bir kaç kişi arabayı kullandıysa "Arabayı sürenler kimlerdi?" Demenin nesi yanlış acaba, neyse daha iyi bilen birileri belki açıklar ben de öğrenmiş olurum.
0
bartholomew87
(10.02.22)
Sorunun cevabının c olmama nedeni şu:
In questions about the subject, who is always followed by a singular verb.

Bu present continuous tense için de böyle, who are driving the car? Who are playing the game? Bunlar hep yanlış.
0
kobuzchu kiz
(10.02.22)
Was/were "to be" fiilinin geçmiş zaman çekimi. Did ise "to do" fiilinin geçmiş zaman çekimi.

Haliyle "Who is driving the car" cümlesinin geçmiş zaman biçimi "Who was driving the car" oluyor.
0
akhenaten
(10.02.22)
Burada olay was driving / drove değil aslında. Seçeneklerde, gramer olarak tek doğru seçenek, "who was driving the car?" "arabayı kim kullanıyordu?" ama orada "who did drive the car?" deseler de doğru olurdu (arabayı kim kullandı?) Burada sorun, did'den sonra ing eki gelmez.
0
PhoenixRising
(10.02.22)
(9)

açık lise tam olarak nedir acaba? kardeşim kaydolmuş, delircem

der meister
konuya vakıf değilim, bilen birisi varsa sistemi açıklayabilir mi?erkek kardeşim lise son sınıf öğrencisi. son dönemi. çok tembel. online derslerle zaten hiç işi olmadı, açıldığından beri de annem zorla gönderiyor okula. anca cips yiyip lol izlesin. okula dair hiçbir isteği, hedefi yok. dil okuyor,
konuya vakıf değilim, bilen birisi varsa sistemi açıklayabilir mi?

erkek kardeşim lise son sınıf öğrencisi. son dönemi. çok tembel. online derslerle zaten hiç işi olmadı, açıldığından beri de annem zorla gönderiyor okula. anca cips yiyip lol izlesin. okula dair hiçbir isteği, hedefi yok. dil okuyor, kazanmak istediği yerler/bölümler var ama sıfır çaba; ayrıca ingilizcesi sandığı kadar iyi değil.

birkaç arkadaşı açık liseye kaydolmuş, bizim eleman zaten ısrar ediyordu, "burda kalırsam kafayı yicem" filan diye aramış annemi sanki hapis hayatı yaşıyor hıyar. annem de iyi ne halin varsa gör dedi, çok üstelemedi ama üzülüyor hiç değilse okula gidiyordu şimdi yatacak akşama kadar diye.

bunun bir avantajı, dezavantajı var mı? çocuklar niye böyle hevesle açığa geçmeye çalışıyorlar, okula gitme zorunluluğu ortadan kalkacağı için mi? diplomayı nereden alacak mesela şimdi bizim oğlan, mis gibi ilçenin anadolu lisesi dururken açıktan mı alacak? annem ona kızıyor zaten, "oğlum ben okuyamadım, açık liseyi 40 yaşında bitirdim, sen niye efendi gibi kendi okuluna gidip lisenden mezun olmuyorsun da benimle aynı diplomayı alıyorsun" diye.

bunun haricinde biraderimle neler yapabileceğimize dair fikriniz varsa onları da seve seve alırım. geçenlerde ankara'ya geldi yanıma. behzat ç'den dolayı çok seviyor ankara'yı. e ben de oradayım. kaleye gittik, müzeye gittik, kızılay'da takıldık, gençlerbirliği maçına gittik... dedim belki biraz heveslenir, ankara'da okul kazanayım der.

yok abi yok. sıfır. adam sabah yataktan kalkıp okula gitmiyor ya. depresyonda filan olduğunu düşünmüyorum. güzel bir arkadaş grubu var. her türlü etkinliği de sever, benim gibi sessiz sakin bir çocuk filan olmadı hiçbir zaman. okulda zorbalığa maruz kaldı ondan mı istemiyor diyorum ama hiç sanmam, tam aksine öyle bir durum varsa bu zırtapoz "bully tayfa"dandır kesin, hem aramız iyidir öyle bir şey olsa paylaşırdı diye düşünüyorum.

kendi haline bıraksak iyice mal olacak, bu sene kazanamayan adam daha hiç kazanamaz. ne yapacağımızı şaşırdık. en çok üzüldüğüm şey de boş çocuk olmaması. yani ne bileyim tarihi çok sever mesela. çoğu konuda az buçuk bilgisi vardır, iyi kötü bir ergen için vizyonu olan, düzgün eğitilse ve bir şeylerin üstüne düşse iyi işler başarabilecek, mutlu olabilecek birisi ama adam herhangi bir şey için ekstra bir nefes dahi almak istemiyor. yıldık cidden.
0
der meister
(10.02.22)
bu aralar ben de çok sık duyuyorum bu tür şeyleri. hatta baldızın oğlu da aynı macera peşinde. benim konuşup ikna etmemi istiyorlar. dayısı ile ticaret işlerine takılıyor bir yandan. para da tatlı gelince okuma hevesi hepten kaçtı. son sınıfı açıktan okuyacağım diye baldızın kafasını şişiriyor her gün. okumaya gönlü olmayanlar için fırsat kapısı. çocuklar birbirinden duyuyor muhtemelen.

diğer yandan okuyup işsiz kalanların halini de kendilerine dayanak yapıyorlar.
bizim zamanımızda okumak level atlamanın birinci koşuluydu. şimdi çok zorlaştı.
0
lazpalle
(10.02.22)
Konuya hakimim. Meslek lisesi mudur yardimcisiyim. Acik liseye çok ogrenci gönderiyoruz. Söyle ki, bu dönem zaten açık liseye kayıt yaptıramaz. Kayit donemi geçti. E zaten son sinif. Su an okuduğu okulda bitirmekten başka alternatifi yok zaten.
0
wilhelmwasmuss
(10.02.22)
köy den mezun ol açık liseden olma. cv sini ortaya koyduğunda açık lise diye burun kıvıran yöneticileri görünce ileride çok pişmanlık duyar.
0
jamswety
(10.02.22)
üniversitedeki açıköğretimin lise versiyonu. yılda iki defa gidip sınavlara girer o kadar.
anlattığın durum pek iç açıcı değil. benzer hedefsizlikte öğrencilerim oldu. aile için gerçekten zor bir durum.
pedagog veya artık yaş gereği normal psikolog ile görüşülmesini ısrarla tavsiye ederim.
o kadar amaçsızlık hiçbir zaman sağlıklı bir durum değil.
sabır diliyorum.
0
d e j i n
(10.02.22)
Yukarıda artık geçemez denmiş ama yanlış bilgi, 11 şubat mesai bitimi itibari ile örgünden açığa geçiş sonlanıyor. Yani eğer isterse geçebilir. Ara dönemde de geçiş mümkün, geçen öğrencilerim var.

Benim öğrencilerimden bahsettiğim gibi (12. sınıf) bu sene başında ve bu ara dönemde geçenler oldu, fakat bu öğrenciler halihazırda sınava hazırlanan dershaneye kayıtlı devam eden başarılı öğrencilerdi, ve argümanları da okulda farklı branş derslerinin sınavları ve okul yoğunluğunun yorgunluğu ile verim alamayacak olmalarıydı. Bence mantıklıydı da, eğer çalışan, disiplinli bir öğrenci olsa idi kardeşiniz ya da devam ettiği bir dershanesi/ kursu vs. olsaydı üzerine düşünülebilirdi. ( fakat sizin söyledikleriniz tam aksini işaret ediyor.)

Açık liseye geçtiklerinde almaları gereken kredi çok çok daha az oluyormuş, sadece zorunlu ortak dersleri alıp bitirecekler, hatta bu sene başında geçen öğrencim kendisinin mezun olma kredisini bile doldurduğunu söylemişti, sadece bu yıldaki zorunlu ortak dersler ( TDE, Mat, ing, anımsayamadığım bir kaç ders daha) sınavlarını verecekti. Ki bunlarda okul sınavlarına kıyasla daha az zorlayıcı. (hatta bu sene online sanırım)

Yanlış bilgi vermiş olmayayım ama sanırım diplomasını da Halk Eğitim Merkezinden alacak, orada gerekli bilgiyi verirler diye düşünmekteyim.
0
kucukne
(10.02.22)
yazar başlıkta "kaydolmuş" demiş. Altta kaydolabilir mi tartışması dönüyor.
Konuya dönersek, öğrencilerde moda oldu açık liseye geçme hadisesi. En başta başarılı öğrencilerin sınava daha çok vakit ayırabilmek amacıyla başlattıkları bir akımdı. Fakat gördüğünüz üzere evde yatayım, kim gitçek sabahın köründe tayfası da akıma dahil oldu.
Bence bu saatten sonra sizin müdahaleniz yeterli olmaz. Yaratılış, yetiştirilme tarzı ve çevre faktörü buraya getirmiştir. Gerekirse sene kaybeder, arkadaşları üniversite kazanır, gruptan elenir; o da yeni bir yol çizmek için motive olur. Bu durumun daha az enerji ve emek harcamalı varyasyonu ise özel üniversite talebi olacaktır.
0
adivar
(10.02.22)
Lise diplomasının kendisi pek etkili değil artık biliyorsunuz. Onun için nereden alındığının pek bir önemi olmasa gerekir. Robert ve Galatasaray gibi diplomalara değer veren özel sektör firmaları belki vardır, ancak geri kalanının sizce bir önemi var mı? CV'sine okuduğu liseyi zaten yazmayacaktır bile.

Ancak esas problem kardeşinizin eğitim hevesindeki kırılmada sanırım. Bence lisesinden çok bu konuya eğilseniz daha iyi gibi. Evet iyi bir eğitim görmüş kimseler şu sıralar hak ettiği değeri hissedemiyor olabilir, ancak bu bir kriz durumu. Normal şartlarda bu böyle olmamalıydı. Gelecekte de bu böyle kalmayacaktır, kalamaz. Bunu anlamasını sağlayın bence.

Eğitim hevesi yerindeyse, açık ya da örgün çok fark edeceğini sanmıyorum ben.
0
akhenaten
(10.02.22)
Acik lise 2.donem ilk kayıt basvuru suresi bitti. İsteyen herhangi bir halk eğitim merkezi müdürlüğünü arayıp kolaylıkla teyit edebilir.
0
wilhelmwasmuss
(10.02.22)
arkadaşlar kaydolmuş yazmışım ama kaydolmamış daha. onu düzelteyim. okuldan transkript almış. yarın halk eğitim merkezine gidecek. bu duyuruyu gösterdim, bak dedim süresi geçmiş diyorlar, "yoo bizimkiler hala gidiyo" dedi. bilmiyorum artık nasıl olacak ya da olacak mı...

ama sanırım üç aylığına da olsa dershaneye yazdıracak annemler. arkadaşları da orada olduğu için biraz heveslenmiş görünüyor. bugün eve gelince kendisi direkt gelip bana çalışacağını söyledi. hatta bizim okula girmek için kaç net gerektiğini hesaplamış; aslında çok uzak olmadığını, çalışsa yapacağını anlayınca gaza gelmiş gibi biraz... hadi inşallah.
0
🌸der meister
(10.02.22)
(2)

hastalık geçirdim/3.doz aşı olursam bünyeme negatif yönde etki eder mi?

neoluyokardesimnebutantantana
2 hafta önce hasta oldum.covid 19 geçirdiğimi düşünüyorum,tüm semptomları yaşadım neredeyse.ateş,boğaz ağrısı,hapşırık,burun akıntısı fln her sey vardı.final dönemi olduğu için pcr testi olamadım.yoksa finallere giremeyecektim.finaller bittikten sonra iyileştim.kendimi sağlıklı hissediyordum.ama yin
2 hafta önce hasta oldum.
covid 19 geçirdiğimi düşünüyorum,tüm semptomları yaşadım neredeyse.
ateş,boğaz ağrısı,hapşırık,burun akıntısı fln her sey vardı.

final dönemi olduğu için pcr testi olamadım.
yoksa finallere giremeyecektim.
finaller bittikten sonra iyileştim.kendimi sağlıklı hissediyordum.
ama yine de pcr testi olayım dedim,negatif çıktı.

yani sistemde 2 doz biontech aşılıyım ve hastalık daha önce hiç geçirmedim.
ama ben gecirdigimi düsünüyorum.
şimdi ben 3.doz aşıyı olursam eğer bünyeme negatif anlamda çok büyük etki eder mi,onun korkusu var.
bünyemi sarsar mı?

yoksa ''covid 19 geçirmiş olsan dahi 3.dozu rahatlıkla olabilirsin'' diyebiliyor musunuz?

teşekkürler şimdiden.
0
neoluyokardesimnebutantantana
(10.02.22)
gecmis olsun.

2,5 ay kadar once 2 doz asim varken (3.dozu beklerken), 2. dozunu 3 gun once olmus erkek arkadasimdan covid kaptim.

oncelikle sunu soylemeliyim ki covid'in esas belirtileri "vucut agrisi, yorgunluk, siddetli bas agrisi ve oksuruk" tabii her turlu sey covide yorulabilir durumda su an ama ben etrafimda covid geciren herkesten bu sikayetleri duyuyorum.
ha bir de koku gitti, cok enteresan bi duyguydu ama benimki hastalik bittikten bir sure sonra geldi geri yavas yavas. erkek arkadasiminki hala geri gelmedi.

yani bir ihtimal gecirdiginiz sey covid olmayabilir.

ha peki ya covid ise?

arastirmalarima gore (yabanci kaynaklarda buldum) covid gecirdikten 1 ay sonra asi olunabiliyor. ben oldum. hatta olmaya gittigimde covid gecirdim mi sordular, evet dedim umurlarinda olmadi (yer Avrupa). asidan da 1 ay gecti bir sorun yasamadim.

erkek arkadasimda hastaligin agir etkileri gecmesinden sonra nabiz problemi bas gosterdi, ilac kullaniyor. (2 aydan fazla gecti) doktor asidan hemen sonra covid oldugu icin olabilecegini soylemis ama tabii ki bu da kesin degil.

yani covid olma ihtimaliniz varsa bence 2-3 hafta bekleyip asi olmanizda fayda var.
0
supergirl
(10.02.22)
Covid geçirmek aşı olmada bir etken olsaydı hastalık geçirip geçirmediğiniz teyit edilirdi örneğin test yaparlardı zaten merak etmeyin.

Milyonlarca insan aşılanıyor, aralarında covid geçirip de hastalığının farkında olmayan kişi sayısı inanın fazladır.
0
akhenaten
(10.02.22)
(8)

24 yaşındayım bugüne kadar bütün sevgililerimi aldattım

schneeflocke33
hiçbirine de söylemedim. ama inanılmaz yük olmaya başladı. benim annemin mental bir hastalığı var ve bana da biraz yansıdı sanırım. kendime hiç güvenim yok, duygularımı ifade etmekte çok zorlanıyorum ve yanında rahat hissedemediğim biriyleysem yanımdaki insanın olmamı istediğini düşündüğüm gibi yaşa
hiçbirine de söylemedim. ama inanılmaz yük olmaya başladı. benim annemin mental bir hastalığı var ve bana da biraz yansıdı sanırım. kendime hiç güvenim yok, duygularımı ifade etmekte çok zorlanıyorum ve yanında rahat hissedemediğim biriyleysem yanımdaki insanın olmamı istediğini düşündüğüm gibi yaşamaya çalışıyorum, sürekli kaygılıyım. o insanla olmamam gerektiğini sonradan anlıyorum ve zamanımı çarçur ediyorum. sonra ilişkimde olmadığını ve olsa her şeyi düzelteceğini düşündüğüm şeyin peşinden gidip aldatıyorum sevgilimi. ve kısa süreler de değil. şuanki sevgilim ve eski sevgilimle neredeyse 1 yıl aynı anda beraberdim. hayatımın diğer alanları böyle değil ama buralarda sıçıp batırıyorum. allah kahretsin ki insanlar beni seviyor, nefret ediyorum bu durumdan kendimi sevemediğim için. şuanki sevgilim benden 10 yaş büyük ve onu sevmiyorum. ama sırf o beni sevdiği için onunla bir araya geldim. çünkü eski sevgilimin beni sevdiğine bir türlü inanamıyordum. off bilmiyorum. sizce napabilirim? şimdikinden ayrılmak çok zor geliyor çünkü bana çok aşık ve depresyon hastası, ve zaten ona çok acı çektirdim bugüne kadar. o da bir türlü bırakamadı beni. onun da pek özgüveni yok. o yüzden nasıl ayrılmalıyım? tavsiyesi olan varsa lütfen yazsın.
0
schneeflocke33
(07.02.22)
durumunuz müsaitse profesyonel yardım almanızı tavsiye ederim.

annenizin mental hastalığına göre değişir tabii ama genelde size yansımaz da, siz bir şekilde aynalar ya da üstünüze alırsınız.
zaten bu tip durumlarda çocuk ya da birinci dereceden yakın gibi kişilerin koruyucu amaçlarla terapi görmesi istenir.
o yüzden hemen araştırıp bir şekilde yardım almaya çalışın.
0
blatta hiberna
(07.02.22)
Terapiye gidiyorum zaten, teşekkür ederim :)
0
🌸schneeflocke33
(07.02.22)
İngilizce yazsaydınız ve yaşınızda tutsaydı, ev arkadaşımın yazdığını düşünürdüm. Aldattığın kişilerin ahı çıktığı için de mutlu olurdum. İlişkinden memnun değilsen, karşındaki insana söyle zahmet olmazsa.
0
barguzhale
(07.02.22)
ne kadar zamandır gidiyorsunuz bilmiyorum ama madem gidiyorsunuz, kendinize zaman verin.

anlattıklarınızın temelinde öz değersizlik ve sizin de dediğiniz gibi öz güvensizlik ve sevgisizlik var.
dolayısıyla konfor alanlarınızı terk etmek size normalde olduğundan daha zor gelebilir ve sizi hastalıklı da olsa sevenlere daha çok çekilirsiniz.

ayrılmanızın bir yöntemi yok, yani bir şekilde ayrılmanız gerekiyorsa ayrılacaksınız ama eğer tekrar geri dönecekseniz veya onun ısrarlarına dayanamayacaksanız belki de bir süre pasif kalmanız daha iyi olabilir.
0
blatta hiberna
(07.02.22)
(bkz: sahici bir sarsıntı sahte bir dengeden iyidir )

Sadece sevildiğiniz için bulunduğunuz ilişki size güven ve konfor alanı sağlıyor. Ancak ilişkide heyecan ve tutku hissetmiyorsunuz muhtemelen, bunları da dışardan ikame etme ihtiyacı duyuyor olabilirsiniz.

Kendinize ve çevrenizdeki insanlara karşı dürüst olun. Evet, kolay olmayacak. Evet, insanların üzüldüğünü gördüğünüz için bok gibi hissedeceksiniz. Ancak sorunlarla yüzleşmek yerine sorunlarınızdan kaçarak bir yere varamayacak daha çok yorulacaksınız.

Prof. Dr. Acar baltaş'ın çok sevdiğim bir sözü var: "Her sorunun hızlı, kolay, ucuz ve yanlış bir çözümü vardır. O çözümde daha sonraki bir sorunun ana sebebini oluşturur" diyor.

Kendinize bir iyilik yapın, her ne için olursa olsun başkasını mutlu etmek için, başkalarının doğrularıyla yaşamaktan vazgeçin.

Kendinize, hayatınızdaki insanlara, değerlerinize ve hayatınıza aldığınız insanların değerlerine saygı duyun ama hiç kimse için değil kendiniz kendinize değer verdiğiniz, kendinizi değer verilmeyi hak eden bir insan olarak gördüğünüz için yapın bunu.

Öncelikle kendinizi sevin, kişisel gelişim kitapları goygoyu gibi değil. Yaşınız çok genç kendi değerlerinizi bulun, neler istediğinizi, nasıl biri olarak yaşamak istediğinizi ve olmak istediğiniz insana dönüşün.

Her ne olursa olsun başınızı yastığınıza koyduğunuzda huzurlu olarak uyuyabileceğiniz bir hayatınız olsun. Zor olabilir ama erişilemez değil.

Sonuç olarak ayrılmanın kolay yolu yok. Elbet üzecek veya üzüleceksiniz. Kendinizi ve durumu kabul edin. Dürüst, içten, samimi bir şekilde karşı tarafa ne yapmak istediğinizi açıklayın. Dirençle karşılaşabilirsiniz ancak eğer gerçekten karar vermiş iseniz arkasında durursunuz. Yolunuza devam edin. Sevmediğiniz bir insanın hayatında kalarak/kalmaya çalışarak ona kötülük yaptığınızı unutmayın.
0
elvan abeyiylegezse
(08.02.22)
Oncelikle sunu kendinize yalan soylemeden analiz etmeniz gerekiyor: Icinizden gelen istek birini aldatmak mi yoksa sadece baska biri ile baska heyecanlar yasamak mi?

Eger pesinden kostugunuz his birini aldatmanin, arkadan is cevirmenin ve yasak elmayi isirmanin tadi ise size bu noktadan itibaren yardim etmem zor. (Ki anlattiklariniz buna benzemiyor)

Eger cevap digeri ise monogamiyi birakip etik poligamiye de gecebilirsiniz. Iliskilerinize baslamadan once poligamik oldugunuzu duzgunce anlatirsiniz ve isteyen kabul eder isteyen etmez. Evet bunu kabul edecek cok insan yok ama insanlari aldatmaktan iyidir. Gecis sureci cok sancilidir uyarayim. (ama su an yasadiginiz sancidan iyidir)
0
cleric
(08.02.22)
bu gidişle karma sizi bir ömür vuracak. ki vurmuş da zaten depresyonlar terapiler uğraşıp duruyorsunuz. o insanlardan tek tek özür dileyip helallik alana kadar mutsuzluk ve bela yakanızı bırakmaz, üzgünüm.
0
adse
(08.02.22)
İnsanlar sizden çok yansıttığınız imajı seviyor olmasın? Kendiniz gibi olursanız kimsenin sizinle birlikte olmayacağından mı endişe ediyorsunuz? Gerçek sorun nedir bilmiyorum, ancak anlattıklarınız değil gibi.

Bence kendinizi insanlara tanıtmadan sizi sevip sevmedikleri hakkında bir kanıya varmanız yanlış.

"İlişkimde olmadığını, olsa her şeyin düzeleceğini düşündüğüm şeyin peşinden gidiyorum" demişsiniz. O ilişki tekil olarak "senin" değil. Birlikte olduğunuz kişiyle birlikte "sizin." Eğer bir şeyden hoşnut değilseniz bunun konusunu ilişkide olduğunuz kişiye açarsınız. Onun haberi bile olmadan, onun da taraf olduğu bir ilişkide kendi başınıza karar alıp sırf kendinizi memnun edecek şekilde işlere girişmezsiniz.

Durumunuz kanun kaçaklarına benziyor. Yani yakalanmadıkları için rüşvet yiyen ya da zimmetine para geçirmeye devam edip sonunda bunu normalleştirmiş ve hatta gelecek ay zimmetine geçireceği para üzerinden aylık gelirini planlayan birine. Size göre yaptığınız her şey normalleşmiş olabilir, ancak insanları kandırmak normal değildir.
0
akhenaten
(08.02.22)
(7)

Yeni bir diziye şans veriş süreniz ne kadar oluyor?

norules
Dijital bir platformdan yeni bir diziyi açıyorsunuz. Devam edip etmeme fikriniz yaklaşık ne kadarlık bir izleme süresinde şekilleniyor?Eskiden bu süre benim için 20 dakikaydı. İlk bölümünün ilk 20 dakikasında bir kanaate varıp tamam veya devam diyordum. Ama bu şekilde izlemeyi bıraktığım bir dizinin
Dijital bir platformdan yeni bir diziyi açıyorsunuz. Devam edip etmeme fikriniz yaklaşık ne kadarlık bir izleme süresinde şekilleniyor?

Eskiden bu süre benim için 20 dakikaydı. İlk bölümünün ilk 20 dakikasında bir kanaate varıp tamam veya devam diyordum. Ama bu şekilde izlemeyi bıraktığım bir dizinin, bolca boş vaktim olan bir günümde ilk 2 bölümünü tamamlayınca muazzam içine girmiştim ve çok sevmiştim. O günden beridir açtığım yeni dizilere temiz bir 2 bölüm şans veriyorum şahsen.

Siz nasıl yapıyorsunuz peki?
0
norules
(06.02.22)
ben 1 bölüm şans veriyorum
0
sizofren06
(06.02.22)
Valla net bir süresi yok bende. Kimisine yemek süresince şans veriyorum sadece, yemek bitince kapatıp geçiyorum. Sonra aklıma bile gelmiyor açmak. Kimisinin konusu çok ilgi çekiciyse ve işleyiş de insanı kanser etmiyorsa daha uzun süre şans veriyorum. Kimisinde saçma sapan bir hata farkettiğim anda kapatabiliyorum falan filan.
0
j r r tolkien hayrani
(06.02.22)
Değişiyor, örneğin Seinfeld'in 3. sezon 5. bölümündeyim ve ne zaman güzelleşecek diye merak ediyorum. Friends'i yıllarca 1-2 bölüm izleyip bırakmıştım. Sonra birgün çok sevdim ve bitirdim.

İlk bölümü izleyip beğenmedikten aylar sonra ikinci ve bundan birkaç ay sonra üçüncü bölümü izleyip beğenerek bir solukta bitirdiğim diziler de oldu (santa clarita diet, ne yazık ki iptal edildi evet)

Bazılarını ilk bölümün yarısında terk edip bir daha geri dönmedim, bazılarını 3-4 bölüm izledim...
0
akhenaten
(06.02.22)
Six feet under'ın ilk 7-8 bölümünü kelimenin tam anlamıyla zorla izlemiştim; üzerinden seneler geçti, en sevdiğin dizi nedir sorusuna hiç düşünmeden 'six feet inder' diyorum şimdi.

O gün bugündür eğer uzun soluklu bir diziyse ve çevremden özellikle de benzer zevklerim olan kişilerden olumlu yorumlar aldıysa 5-6 bölüm şans veririm. Kendi bulduğum bir dizide ise 2 bölüm kadar.
0
fraise
(06.02.22)
imdb puanı 8 üzeriyse 3-4 bölüm izlerim. the expanse hariç tüm dizilerde memnun kaldım. arkadaş tavsiyesi ise ve 7.5 puan üzeriyse 1-2 bölüm şans veririm. 8 üzeriyse 1 sezon bile şans verilebilir. e.g. the office.
0
gabe h coud
(06.02.22)
İlk bolum kadar.
0
stavro
(06.02.22)
eger cok begenilen bir diziyse 2-3 bolum zorlarim. Ilk sezonun ortasinda arap ati gibi acilan cok dizi var.
0
congratulationsyouwon
(07.02.22)
(1)

smoothie önerisi

panamera
Merhaba,şu malzemelerden nasıl bir smoothie yapmayı önerirsiniz? ananasportakalmandalinamuzkivilimoncevizyulaf
Merhaba,
şu malzemelerden nasıl bir smoothie yapmayı önerirsiniz?

ananas
portakal
mandalina
muz
kivi
limon
ceviz
yulaf
0
panamera
(06.02.22)
Muz ve cevize eğer varsa istediğiniz kadar bal da ekleyerek yapabilirsiniz.

Diğer malzemeleri ben pek tercih etmiyorum, belki kivi ve elma olabilir ama elma yazmamışsınız.
0
akhenaten
(06.02.22)
(10)

Öleceğiniz zamanı bilseniz şu an yapmadığınız neyi yapardınız

heathen
Mesela sigara içmek isteyip uzun dönemli zararlarından dolayı içmeyen biriyim ama yakında öleceğimi bilsem içerdim. Belki yarın bir gün öleceğim ama bunu bilmediğimden istediğimi yaşayamıyorum. Bu benim sinirimi bozan bir örnekti. Sizde ne var?
Mesela sigara içmek isteyip uzun dönemli zararlarından dolayı içmeyen biriyim ama yakında öleceğimi bilsem içerdim. Belki yarın bir gün öleceğim ama bunu bilmediğimden istediğimi yaşayamıyorum. Bu benim sinirimi bozan bir örnekti. Sizde ne var?
0
heathen
(06.02.22)
Zamanı biliyoruz ama yakında mı ölüyoruz yoksa daha çok mu var o da önemli.
Ben prezervatifsiz seks yapardım, hastalığıydı çocuğuydu dert etmeden.
0
baba jo
(06.02.22)
iste tam da o yuzden hayati dolu dolu yasamaya bak, erteleme hicbir seyi. ana odaklan. bununla ilgili okumalar yapmak istiyorsan sunlara bak:

(bkz: mihaly csikszentmihalyi) - (bkz: flow)
(bkz: Thich Nhat Hanh)

soruna cevap olarak: kesinlikle gezebildigim kadar ulkeyi gezerdim.
0
baldur69
(06.02.22)
2-3 yılım kaldıysa her şeyi satıp turist vizesiyle ABD'ye gider kalan ömrümü orda geçirirmeye çalışırdım. 6 ay bir şey diyemiyorlar zaten. Sonrasında yakalanıp sınır dışı edilmek (o da kolay değil gerçi) umrumda olmaz. Bu kez başka bir ülkeye gidip orda devam etmeyi düşünürdüm yakalanırsam.
0
himmet dayi
(06.02.22)
Çok saçma ama öleceğimi bildiğim için yapacağım hiç bi şeyin tadını çıkaramazdım gibi geliyor, bir de ‘ulan bir de ölmezsem’ düşüncesi de olurdu, o sebeple himmet dayı gibi kaçak olmayı ya da ne bileyim çılgınca harcama yapmayı falan göze alamazdım sanki. Oldum olası ne zaman öleceğimizi bilmiyor olmanın süper olduğunu düşünmüşümdür:)
0
(06.02.22)
başka yerleri gezmeye para yok ama olabildiğince adrenalin salgılatan sporlar denerdim.
önüme gelen her beğendiğim kişiye açılırdım, yatardım. sevdiğim tüm herkese onların en sevdiğim özelliklerini sıraladığım ve iyi dileklerimi sunduğum mesajlar atardım...

bonus: linkedindeki tüm "öv beni" temalı postlara "nobody cares" yazardım.
0
rallied
(06.02.22)
Ne yapacagimi sasirir bunalima girer oylece kalakalir olumu beklerdim. Olecegim zamani bilecekken hicbir seyden tat alamam.
0
stavro
(06.02.22)
Daha çok ibadet ederdim sanırım
0
etna
(06.02.22)
Şu an yapmadığım şeyler ne zaman öleceğimi bilmemekten çok maddi yetersizlikle alakalı. O yüzden hiçbir şey değişmezdi. Ölüm sebepli ertelediğim ya da yapmadığım bir şeyim yok.
0
akhenaten
(06.02.22)
bir suru sey var aklima gelen ama ilk once istifa ederdim sanirim. bi de profesyonellikten cikip yillardir icimde biriktirdigim heerr seyi rahatca soylerdim patronla ekurisinin yuzlerine.
0
in vino veritas
(06.02.22)
Valla cidden ne kadar vaktin kaldığı da önemli. Atıyorum hemen bu gece öleceğimi biliyorsam öyle gerilimli gerilimli beklemek yerine hayatta yapmam dediğim şeyi yapar intihar ederdim. Gerek yok öyle birkaç saat daha işi uzatıp, tat almadan beklemenin.

Yok 50 yıl sonra öleceksem de aynen devam ederdim. 2-3 yıl varsa da her şeyi bırakıp gider bir dünya turuna çıkardım.
0
j r r tolkien hayrani
(06.02.22)
(3)

sürahiler neden kirleniyor

rewlack
sizin sürahiler de kirleniyor mu?içinden bahsediyorumdamacana veya 5lt erikli tüketiyorum genelde.uzun kullanımda içinde beyaz, krecimsi, soluk bir tortu kalıyor. e peki bunun aynısı aldığım sularda neden görünmüyor? belli mi olmuyor? damacana hadi neyse, 5lt petlerde görünürdü en azından. ayrıca ma
sizin sürahiler de kirleniyor mu?
içinden bahsediyorum
damacana veya 5lt erikli tüketiyorum genelde.

uzun kullanımda içinde beyaz, krecimsi, soluk bir tortu kalıyor. e peki bunun aynısı aldığım sularda neden görünmüyor? belli mi olmuyor? damacana hadi neyse, 5lt petlerde görünürdü en azından.

ayrıca markadan bağımsız böyle bir durum var.
0
rewlack
(05.02.22)
Ben bu zamana kadar hiç rastlamadım, ama uzun süreli kullanım derken yıkıyorsunuz sürahinizi değil mi? sonuçta oda sıcaklığında nemli ortam her çeşit mikroorganizma için bulunmaz nimet. Kireç olması pek muhtemel değil, çünkü içme sularında cam sürahiyi kireç bağlatacak kadar bir kireç olmasa gerekir. Dediğim gibi, ben de hiç rastlamadım.
0
akhenaten
(05.02.22)
Yosun oluşuyor.
0
Mistyimage
(05.02.22)
Yosun ya da pas onlar.
0
garylineker
(05.02.22)
(5)

Covid test sonucu kaç saatte çıkar

aslil
Merhaba. İlk defa test verdim ama altı saat oldu hala sonuç e nabizda yok. Kac saatte çıkıyor ortalama bu sonuç?
Merhaba. İlk defa test verdim ama altı saat oldu hala sonuç e nabizda yok. Kac saatte çıkıyor ortalama bu sonuç?
0
aslil
(05.02.22)
12 saati buldu bizimki..
0
yitik yazar
(05.02.22)
Ortalama 24-48 saat deniyor ama 24 saatten kısa sürüyor genelde.
0
uvbray
(05.02.22)
Benim 2020'de 3 saat falan sıra bekleyip yaptırdığım testin sonucu hala gelmedi mesela, böyle de olabiliyor.
0
akhenaten
(05.02.22)
Ben dün yaptırdım 1 saatte çıktı
0
materyalist imam
(05.02.22)
Preşöbe 10da yaptırdım 15.30da cıktı
0
condom kurşunu
(05.02.22)
(5)

Amazon Kindle Paperwhite 4 mü, Kobo Clara HD mi?

taçsız kral pele
soru başlıkta.ayrıca bu cihazları kullanana varsa deneyimlerini de paylaşırsa sevinirim.
soru başlıkta.


ayrıca bu cihazları kullanana varsa deneyimlerini de paylaşırsa sevinirim.
0
taçsız kral pele
(05.02.22)
Paperwhite 2 ile kobo clara yi karşılaştırıp clara almıştım. Üç sene oldu, çok memnunum.
0
aslil
(05.02.22)
Clara HD kullandım, gayet memnundum.
Paperwhite 4'ü de birkaç saat kurcalayacak kadar kullandım. Hatta o sıralar Kindle'a mı geçsem diyordum ama vazgeçmiştim.

Kindle bi tık daha hızlıydı yanlış hatırlamıyorsam. Ama Kobo daha kullanışlı. Sayfa ayarları vs daha kapsamlı.
0
anatomik
(05.02.22)
Ben Kindle'dan şaşmam. Hele pw4 ile karşılaştırılabilecek bir cihaz değil clara hd.
0
lancelot du lac
(05.02.22)
Kobo clara hd kullanıyorum memnunum, kindle kullanmadığım icin karsilastirma yapamam.
0
passive aggressive
(05.02.22)
Ben kobo kullanıyorum, aura h2o. Kindle kullanan arkadaşlarım var, arada onlardan bir şeyler okuduğumda bir iki saat aldığım oluyor.

Neticede birini diğerine üstün kılan bir fark bence yok. Sonuçta elinizde tutarken biri diğeri değil, bunu anlıyorsunuz. Ama ne önemi var ki? İkisi de işlevini gayet güzel yerine getiriyor. Birini seçip alın gitsin.
0
akhenaten
(05.02.22)
(5)

İnstagram storyleri, (sosyokültürel açıdan bi soru)(uzayliya anlatir gibi)

stevie
Selamlar,Sorma amacım şu olacak, asagida ornegini verecegim ornek çok var..bu sekilde paylasilinca, paylasan tarafın tusa basmadan önceki beklentisi nedir? Begeni de almiyor story lerDün bir sey gordum. Önce gördüğümü anlatacagim ki siz de genelleyip fikir verebilin.(sanane demeyin lütfen, karismak
Selamlar,

Sorma amacım şu olacak, asagida ornegini verecegim ornek çok var..bu sekilde paylasilinca, paylasan tarafın tusa basmadan önceki beklentisi nedir? Begeni de almiyor story ler

Dün bir sey gordum. Önce gördüğümü anlatacagim ki siz de genelleyip fikir verebilin.(sanane demeyin lütfen, karismak elestirmek degil amacim. Biraz siradan duygulari anlamakta güçlük çeken bi insanim.)

Bir kadin arkadasim, bir baska şehre bir arkadaşına gitmişti. Story ler gelmeye basladi. Bi kac saatte 5-6 tane ki bunlar çok dogal artik.

*Birbirlerini etiketleyip birbirlerinin hikayesinde paylasmak.
S1- Baskasi tarafindan paylasilmak midir burada ana tema yoksa sadece kolaylik mi?

*Erkeklerin karsi cins ile daha fazla paylaşıma yönelmesi.
S2-erkekler kendi icinde daha az yaparken karsi cins ile daha fazla yapiyor. Karsi cinsi etiketleyip kendi arkadaslarinin arasinda bu sekilde paylasmak nedendir peki? Bir tür üstünlük hissi midir? Onceden daha kapalı bir toplumdu. Dogru diye bir sey yok. Deger verdigini yayınlamak yerine saklamak daha baskindi. Bakis açisi su an nedir?

*Cocuk habersiz fotografini çekmiş "su hale bak" gibi bisey demis.. story de paylasmis.. kadin bu stroyi story de paylasmis. Bu espiri oldugunu gördüğümüz şeylerin herkese yapilmasindaki beklenti nedir? Herkesin gülmesi midir?
0
stevie
(05.02.22)
Boyle bir başlığın altında kameraya poposunu dönüp, bunu hikayesinde paylasanlarin soruldugunu gormeyi beklerdim. En masum hallerini sormussun instagramin.

Ben de yeniyim ama böyle minnos sorulari cevaplayabilirim bence

S1) sanırım hikaye olarak kullanmanin kolayligi

S2)bunu gozlemlicek kadar vakit gecirmedim henüz ama bu tarz şeyler gorseydim "popilik" olarak yorumlardim

S3)ya işte ordan biri hikayeye laf aticak, üstüne muhabbet baslicak, kafa dagitilicak fln. Böyledir diye tahmin ediyorum
0
abuzer
(05.02.22)
Bence sorun sizin bu konu üzerine düşünüş şekliniz.

Birini etiketlemenin ya da bir story'de etiketlenmenin aynı anda geçerli birden fazla sebebi olabilir. Burada etiketlemenin işlevi "bu yanımdaki kişi şudur" diyerek o kişiyi ulaşılabilir ve bilinebilir hale getirmek.

Birisi bunu saygıdan yaptığına inanır, birisi arkadaşına birilerini ayarlamaya çalışıyordur ona ulaşsınlar diye etiketler atıyorum story'de onu övüp, birisi biriyle çok yakın olduğunu herkese göstermek istiyordur. Sizin varsaydığınız şeyler için yapan da vardır. Vardır yani...

Neden tek bir sebebe bağlı olması gerek gibi düşünüyorsunuz?

Erkeklerin kadınlarla daha çok paylaşım yapması anlaşılır bir durum çünkü erkekler arasında ve genel olarak "sap" tabir edilen durum insanların kafasında çok da iyi bir yere sahip değil. İnsanlar bir sebepten ötürü "sap" olmadıklarını göstermek istiyordur çünkü akranların beklentisi bu yönde eğilim olarak. Başka sebepleri de olabilir, bilemeyiz.

Bunların hiçbirinin öyleyse böyle diye belli bir mantık patterni yok. Birisi aşağılık kompleksini tatmin eder, birisi zaten daha açık yaşayan biridir. Başkası sadece kendi çevresinden kopuk hareket etmek istemiyordur vs.

Neticede sosyal medya araçları bu dönemin bir parçası. Herkes kot giyerken siz bol kumaş pantolonla dolaşıyorsanız ya moda anlayışınız çok farklıdır ya da başka bir gruba aidiyetiniz vardır. İnsanlığın başından beri falan bu işler böyle heralde.
0
akhenaten
(05.02.22)
@akhenaten : aslında düşünüş şeklim yok :( anlatsam inanamazsın ama görünce bir boşluğa ulaşıyor. arkadaşım paylaşınca, sonuçta ben de göreyim diye atmış oluyor. gördüm.. şimdi nasıl düşünmem / hissetmem gerektiğini anlamıyorum.

şu sahnedeki zürafa gibi oluyorum. bişey hissetmem gerekli. ama herşey donuk benim tarafta.
www.youtube.com (belgesel sahnesi. kan yok ama aslan zürafa yakalamaya çalışıyor)
0
🌸stevie
(05.02.22)
İnsanımız mutlu değil
0
olaylar olaylar
(05.02.22)
1) fotoğrafı bir kişi çekiyor değil mi? örneğin sen ben yanyanayız ve senin telefonun kamerası daha iyi, bu yüzden fotoğrafıda sen çekiyorsun, süsleyip püsleyip story atıyorsun, eğer fotoğrafı senden isteyip kendime göre süsleyip püsler ve öyle atarsam bu sefer senin yaptığını beğenmemiş oluyorum, ben senden daha iyisini yaparım diyorum, rekabete girmiş oluyoruz, bu nedenle biraz ayıp olmasın, biraz kolaylık olsun diye başkasının story'sini paylaşıyorum. etiketlendiğim de instagramdan bildirim geliyor bunu kendi story'ine de ekle diye, basıyorum düğmeye oldu bitti. sen kendini ve beni story'inde paylaşıyorsun ve onu sadece senin arkadaşların görüyor, benim arkadaşlarımın konudan haberi yok birazda o var.

2) erkeğin yanında bir kadın varsa diğer kadınlarında ilgisini çekiyor, bu biraz kadınların psikolojisi ile ilgili, eğer bu adamı bir kadın seçmişse değerlidir bakışı, biraz kör ölür badem gözlü olur atasözüne yakın. ona ilgi duyan biri varsa elini çabuk tutmalı kuş uçacak yoksa. ve tabii ki diğer erkeklere de ben sizin gibi abazan diilim bakın kadınlarla aram ne kadar iyi demesi.

3 ) flörtün parçası, o espriye sadece bir kaç kişi gülüyor. hoşlandığım/beğendiğim bir kadına çok güzelsin demek yerine biraz dalga geçmek "senin güzelliğin beni etkilemeye yetmez, başka maharetlerinde olması gerekir" mesajını veriyor ve o kişininde bana ilgisi varsa kendisini ispatlamaya çalışmasına yarıyor, sadece güzel değilim, çok güzel dans ederim, yemek yaparım, akıllıyım, zekiyim diye kendini bana ispatlamaya çalışıyor buna ne kadar mesai harcarsa o kadar hoşlanmaya başlıyor falan. eğer er kişi dişi kişisinde hoşlanmıyor ancak yine böyle yapıyorsa etrafındaki diğer kadınlara bu mesajı vermiş oluyor, "güzellikten etkilenmem, daha fazlası lazım, kim beni etkileyebilir?".
0
selam
(05.02.22)
(9)

Dinler ve Mezhepler

Zaman Tamircisi
Bu konuda net bir bilgim olmadığı için sormak istedim. Dinler arası geçişte bir sorun yokken mezhepler arası geçişi kısıtlayan engelleyen nedir? Yani ben normalde ateistim ama hadi diyelim Müslümanım, yarın desem ki ben Hristiyan oluyorum Budist oluyorum ne bileyim Yahudilik biraz daha karışık ama g
Bu konuda net bir bilgim olmadığı için sormak istedim. Dinler arası geçişte bir sorun yokken mezhepler arası geçişi kısıtlayan engelleyen nedir? Yani ben normalde ateistim ama hadi diyelim Müslümanım, yarın desem ki ben Hristiyan oluyorum Budist oluyorum ne bileyim Yahudilik biraz daha karışık ama gerekli şartlar oluşursa Yahudi de olabiliyorum Müslüman değilsem Müslüman da olabiliyorum kimse de niye oldun seni kabul etmiyoruz demiyor ama mesela halihazırda Sünni bir Müslümanken neden Alevi olamıyorum ya da Aleviysem neden Sünni olamıyorum bu neden engelleniyor? Yani ben kendi kendime Alevi/Sünni oldum derim de kabul olmaz muhtemel bu cemaatler tarafından. Hadi Yahudilerde olduğu gibi kan yoluyla soy yoluyla oluyor bu işler diyelim e biz Arap da değiliz ki kan yoluyla soy yoluyla nasıl bi aktarım zorunluluğu olacak. Nedir sizce? Teşekkür ederim.
0
Zaman Tamircisi
(04.02.22)
İlk önce Yahudi olamıyoruz zaten, yanlışım yoksa anneden geçen ırk kavramı Yahudilik. Musevi olunabilir ama Yahudi'lerin dinine mensup olmak için.

Mezhepler arası da geçişe kimse bir şey demez ya hu!

Bir alevi ben artık sünni mezheplere göre ibadet edeceğim derse seve seve kabul eder ve öğretir cemaatler.

Aynı şekilde bir sünni de ben artık Alevi öğretiye göre yaşayacağım dese ve cem evine gitse seve seve kabul ederler.

Ha başta bi kıllanır insanlar elbette ki, lan provakatör ya da ajan filan mı diye.
0
John Bloor
(04.02.22)
geçiliyor? hatta günlük ihtiyaca göre geçilmesi bile söz konusu. alevi mezhebi başka bir tarafa (bunu kendi fikrim olduğu için söylemiyorum durum tespiti yapıyorum) çünkü aleviliği mezhep olarak kabul etmeyen bir sürü insan var.

ama genel kabul görmüş mezheplerde durum farklı. hanefi olanlar mesela, kırsal alanlara gittiklerinde geçici olarak şafi mezhebine geçip, onun uygulamalarıyla hayatına devam edebiliyor. şehir hayatına döndüğünde tekrar kendi mezhebine dönüyor vs.
0
syozkn
(04.02.22)
yoo istediğiniz mezhebe geçebilirsiniz gayet, bir sıkıntı olmuyor.
insanlar niye sık sık değiştirmiyorlar derseniz de dinle aynı sebep. aileden ne geldiyse kişi de onu devam ettirme eğiliminde oluyor. ailenin zıttında düşünen insanlar nadirdir zaten.

genel konuşuyorum;
sünni bir aileden, o çevreden gelen birisi "aleviler dinin kurallarına genel olarak uymuyorlar" diyor. hatta dinsiz olarak görüyor. niye aleviliğe geçsin ki?

aynı şekilde alevi bir aileden gelen de "sünniler de çok muhafazakar, yobazlık derecesinde" diyor. bu kadar kendini sıkmaya ne gerek var diyor. niye sünniliğe geçsin ki?
0
rose parks
(04.02.22)
Tamam ikna oldum ben önyargılı girişmişim olaya haklısınız. Teşekkür ederim. Konuyla ilgili bilgisizliğimin bir nişanesi olarak duyuruyu da silmeyeyim ki herkes görsün :)
0
🌸Zaman Tamircisi
(04.02.22)
Bahsettiginiz seyi daha guzel sekilde aciklamaya calisayim:

Belli din ve mezheplere (+cemaatlere) gecme iradenizi belirtseniz bile o din/mezhep toplumunun sizi arasina kabul etmemesi.

Dunya uzerindeki din ve mezheplerin ciddi kismi yeni insanlari arasina katmaya calisan veya en azindan katilmasindan mutluluk duyan topluluklara sahip zaten. Mesele belli gruplara katilmak istemeniz durumunda kabul gormemeniz.

Musevilik gibi dinler ve Alevilik gibi mezhepler dini aidiyet disinda kulturel ve ailesel baglari da barindirirlar. Bunlara katilmak teknik olarak mumkun olsa da "gercekten onlardan olmadiginiz icin" kabul gormemeniz olasidir.
0
cleric
(04.02.22)
Aynen anlatmak istediğim daha çok buydu yani geçip geçmemek sorun değil anladığım kadarı ile ama kabul görmek aşamasında biraz problem var gibi ama bu da hepsinde değil sanırım daha kısıtlı topluluklar için böyle.
0
🌸Zaman Tamircisi
(04.02.22)
Bu arada Yahudi de olabilirsiniz. Musevi sözcüğü Türkçe'de olan bir şey. (belki bir de Arapça Farsça'da yeri vardır bilmiyorum) belki başka dillerde de Musevi gibi farklı adlandırmalar vardır ancak bu Musevi sözcüğünden bağımsız olur. Bu ayrım sadece Hristiyan demek yerine İsevi demek gibi (evet İsevi de gerçek bir sözcük) Örneğin İngilizce'de böyle bir ayrım yok.

Judaism dinine mensup olan kişiye Jew ya da Jewish denir. Bunun ırksal karşılığı ise Hebrew'dir ki bunun Türkçesi de İbrani.

Yahudi olmak istediğinizi beyan ettikten sonra bir oryantasyon, eğitim sürecinden geçersiniz. Sonuçta Beth Din sizi Yahudi olarak kabul eder ve biter. Ayrıca Dini bir kural olarak, sonradan Yahudi olmuş kişilerin eski aidiyetleri gündeme getirilmez, her zaman yahudiymişler gibi kabul edilir. Bunla ilgili açık bir pasaj vardı tevratta şimdi hatırlayamayacağım.

Kabul görmek biraz yaşla da alakalı. 30'lu yaşlardan sonra nasıl ki daha zor arkadaş ediniyorsunuz, bu da bundan bağımsız değil. Bir sosyal çevreye yerleşmek çekirdekten gerçekleşen bir olay daha çok. Neticede dinler kültürel şeyler, ben şu dindenim deyip kendinizi o dinden sayabilirsiniz, ancak bunun temelde ben evimin kralıyım demekten bir farkı yok.
0
akhenaten
(04.02.22)
Kabul gorme konusu o toplulugun dunyaya ve diger topluluklara bakis acisindan da cok etkilenir.

Mesela 90li yillarda Hans/Helga musluman oldu haberleri cok yaygindi ve ilgi cekiyordu.

O sirada toplum bati ile arasindaki teknolojik ucurumun icten ice farkinda oldugu icin bu tarz ufak ideolojik zaferlerle mutlu oluyordu. (Gerci dusununce hala oyle)

Bunun disinda bazi din/mezhep/cemaat/tarikatlar yayilmak icin buyuk efor harcarlar ve bunlarin amaci yayilmak oldugu icin yeni gelenleri iyi hissettirmek icin ellerinden geleni yaparlar.

Bazilarinin ise amaci kendi toplumlarinin kulturunu, ahlakini, duzenini ve toplumu uzerindeki gucunu korumaktir. Genelde defansta olan dinin takipcileri yeni gelenlere kuskuyla bakarlar.
0
cleric
(04.02.22)
Bir hatayı düzeltmek isterim, alevilik mezhep değildir.
Ne olduğunu açıklamak konusu bence öncelikle alevilerin görevidir, o yüzden kendi adıma şudur budur şeklinde bir tanımlama yapamam ancak mezhep olmadığı bilgisini düzeltmeliyim.

Onun haricinde belirtmek gerekirse mezhepler ya da inançlar arasında geçiş her zaman mümkündür.

Sünni ve alevilik özelinde bakarsak buradaki geçiş dediğiniz mevzu biraz karışık. Çünkü inanç farkı mevcut.

Örneğin kek yaptınız biri yoğurt kattı diğeri süt. Nihayetinde ikisi de kektir. Ancak biri kek diğeri börekse farklı şeyleri kıyaslıyoruz demektir. Alevilikle sünnilik arasında böyle bir durum vardır. (Ne biçim örnek verdiysem, acıktıysam demek)
0
epitaf
(04.02.22)
(7)

Hava durumunu nerden takip ediyorsunuz?

levent bilgen
Tahminleri ne kadar doğru çıkıyor ortalama?
Tahminleri ne kadar doğru çıkıyor ortalama?
0
levent bilgen
(02.02.22)
Twitter'da hava forum hesabı iyi bence.
0
msb
(02.02.22)
Meteorolojinin kendi uygulaması İstanbul için tam tıkırında çalışıyor, özellikle radarı uluslararası çapta servis verenlere göre çok daha doğru bilgi veriyor.
0
akhenaten
(02.02.22)
Huawei telefonumda yüklü uygulama verileri Accuweather'den alıyor. Çok isabetli. Özel bir adı yok, sanırım Huawei'e özgü.
0
pro9it9is9
(02.02.22)
weather.com ve accuweather'den alıyor kullandığım widget'ler bu ne be dedirtmedi.

Spesifik olarak yağmur rüzgar takip etmem gerekirse posedion system'den bakıyorum saatlik olarak.
0
hedep
(02.02.22)
Meteoroloji genel müdürlüğünün kendi uygulaması +1
0
kobuzchu kiz
(03.02.22)
Meteoroloji kesinlikle +1

Saatlik bile tutuyor, 5 günden fazla tahmin vermiyor, zaten verenlere de kulak asmayın pek bilimsel değil 5 günden fazlası.
0
John Bloor
(03.02.22)
www.yr.no

havayla bağlantılı bütün programları buna göre düzenliyoruz.
0
amelie poulain
(03.02.22)
(7)

Hocaya hitap

mezarkabul
Üniversite öğrencilerine soruyorum, mesaj, mail atarken nasıl hitap ediyorsunuz? Hocam ideali bence. Merhaba hocam, şu konuda bir şey danışmak istiyorum size vs normal geliyor bana ama merhaba x hocam ..... garip geliyor. Ben takıntılı biri olduğum için de garip geliyor olabilir. Sizce de garip mi?
Üniversite öğrencilerine soruyorum, mesaj, mail atarken nasıl hitap ediyorsunuz?

Hocam ideali bence. Merhaba hocam, şu konuda bir şey danışmak istiyorum size vs normal geliyor bana ama merhaba x hocam ..... garip geliyor. Ben takıntılı biri olduğum için de garip geliyor olabilir. Sizce de garip mi?
0
mezarkabul
(31.01.22)
merhaba hocam diyen var, x hocam diyen de var. sorun olmaz öyle şeyler.

direk konuya girip mail konusunda tüm derdini yazanlar var mesela, öyle yapma bak. gerçi sen de akademidesin herhalde, öyle yapsalar da tersleme bak. :D
0
passion rules the game
(31.01.22)
Hocayla iletişime göre değişiyor ya. Samimiyet yoksa hocam ideal.
0
invictae
(31.01.22)
@passion+1
Bi ara arkadaş gelen bir maili gösterdi öğrenci cidden her şeyi direkt konuya yazmıştı. Mesaj bölümüne SB yazsa sırıtmazdı o derece. O yüzden o tür bir mesaj atılmadığı müddetçe hocam, X hocam vs pek farketmez.

Yok illa birini sececeksek "hocam" şeklinde bir hitap "X hocam" şeklindeki bir hitaptan daha doğal geliyor bana da.
0
j r r tolkien hayrani
(31.01.22)
Benimki standarttı

Merhabalar Hocam,

bıdı bıdı bıdı bıdı bıdı bıdı bıdı bıdı bıdı bıdı bıdı bıdı bıdı bıdı

İyi çalışmalar dilerim.

İmza
0
akhenaten
(31.01.22)
@tolkien hayranı, valla bana da çok geliyor öyle. Okuması aşırı zor oluyor çoğu zaman ben de uyarıyorum öyle durumlarda; konu kısmına kısaca genel bir şey yazın, asıl yazmak istediğinizi alt kısıma yazmalısınız vs diye :)
0
🌸mezarkabul
(31.01.22)
ikisi de okey.
0
rewlack
(31.01.22)
İyi çalışmalar vs dileyerek kapanış yapmalarında sorun yok. Onları takan hocalar sıyırmış bence. Lakin, sıfır ego olan hocaları da çileden çıkaran çok hoca gördüm, saçma sapan sorulara cevap verdikçe iki saniyede bulacakları bilgileri sormaya başlıyorlar. Ben de let me Google that for you sitesiyle cevap veriyorum bazen öğrencilere :)
0
🌸mezarkabul
(31.01.22)
(8)

Edebiyat klasikleri ve günümüz cinsiyet tartışmaları

amsterdam otlu sigarası
Merhaba,Henüz 20 sene önce çıkmış filmlerde dizilerde bile bazı sahnelere bakıp “bu kadar ayrımcılık, cinsiyetçilik de olmaz” deyip soğuyabiliyoruz. Hal böyle olunca 20. Yüzyılın ortasından, başından ve daha da eski yüzyıllardan kalma kitaplarda, 20. Yüzyıldan kalma filmlerde, hele de kadın erkek il
Merhaba,

Henüz 20 sene önce çıkmış filmlerde dizilerde bile bazı sahnelere bakıp “bu kadar ayrımcılık, cinsiyetçilik de olmaz” deyip soğuyabiliyoruz. Hal böyle olunca 20. Yüzyılın ortasından, başından ve daha da eski yüzyıllardan kalma kitaplarda, 20. Yüzyıldan kalma filmlerde, hele de kadın erkek ilişkileri tahlil edilen kısımları okur izlerken içimden “öff seni cinsiyetçi homofobik dayı valla iyi saçmalamışsın” falan deyip koca koca yazarlardan yönetmenlerden soğumaya başladım. Tabii ki bu eserleri dönemin şartlarına göre değerlendirmek lazım da yine de bu hislerden kurtulamadığımı fark ettim. Acaba fazla netflix izlemekten mi böyle oluyor? Size de benzer şeyler oluyor mu?
0
amsterdam otlu sigarası
(27.01.22)
Diziler filmler hayatın bir parçasıdır, sadece cinsiyetçilik üzerine değil ırkçılık da olsa eğer bir dayatma, manipüle etme yoksa ve o yapının bir gerçekliği olarak ele alındıysa rahatsız olmuyorum.
0
olaylar olaylar
(27.01.22)
İngiltere'de 100 sene önce kadınlar insan mıdır diye konferanslar düzenleniyordu, o dönem çıkan eserlerde böyle şeyler olması normal ama günümüzde ulaşılan zeka seviyesi nedeniyle bunları garipsemek de normal.
0
Zaman Tamircisi
(27.01.22)
Öyle şeyler olabiliyor, ben o dönemlerin feminist sayılabilir eserlerine de "çocuğa anlatır gibi, bu ne be" diyebiliyorum ama bu o dönemin yazarlarının suçu değil tabii, onun farkında olmak lazım. Bir de geçmiş dönemler yerine daha çok çağdaş yazar okumaya başladım, nedenlerinden biri de bu.

Filmlerde dizilerde bu kadar olmuyor, nedense kitaplarda daha çok gıcık oluyorum ama bir şeyler izlerken çok takılmıyorum.
0
kobuzchu kiz
(27.01.22)
Bana olmuyor. Çünkü bugun bakip da aa ne cinsiyetci denen seylerin cogu da aslında bugunun asiri hassas bakis acisiyla bakınca cinsiyetçi geliyor, gercekten cinsiyetci olduğundan değil.

Bir de zamaninda yazılan cizilenler cekilen filmler hepsi hayatın bir parçasıydı, gercek dunyayi yansitiyordu genel olarak. Bugun de oyle. Dolasiyla beni rahatsiz eden bir sey olmuyor.
0
stavro
(27.01.22)
e gayet normal.
shakespeare de cinsiyetçi nazım da. bunu tamamen bilinçli veya o dönemin yargılarıyla hareket ettiklerinden de yapıyor olabilirler, taa o zamanlarda bile sorsak karşı duracakları halde bilmeden/içselleştirdiklerinden de böyle yapıyor olabilirler. elbette dönemin koşullarına -yani hangi dönemlerde cinsiyetçilik veya patriarka etkisi artmış, azalmış, pik yapmış bunları da fark ederek- göre bakmak lazım.
napalm tüm dünyadan nefret mi edelim ? : )
0
rewlack
(27.01.22)
Hayır yaşadığınız hisler normal, okuduğunuz kitaplardaki düşünceler hala hayatta ve zaman zaman karşılaşabileceğiniz hatta bizzat öznesi olabileceğiniz yaşayan bir kültüre ait şeyler.

Antik Mısır'daki kölelikle ilgili şeyleri okurken ya da izlerken aynı hisleri, aynı şiddette hissetmezsiniz çünkü bunlar ölü bir kültüre aittir. Hayatınız boyunca kimsenin sizi kırbaçlayıp ölümüne çalıştıracağı endişesi taşımıyorsunuz, gerçek dışı geliyor bu düşünce.

Ancak hayatınız süresince kendinizin ya da sevdiğiniz kişilerin cinsiyet ayrımcılığına o ya da bu sebepten maruz kalma ihtimali çok yüksek.
0
akhenaten
(27.01.22)
Benzer şeyleri kalabalık insan grubu görünce de hissediyorum pandemiden öncesi nasılmış vay anasını diye.

Kitapları ise yazıldığı döneme göre okumaya dikkat eder tanrıya her gece yatmadan sjw olmamak için de dua ederim.
0
nickimin hakkini veremedim
(27.01.22)
Böyle şeylere takılmıyorum, çünkü sanat daha ağır basıyor. Ama John Fowles’dan Fransız Teğmenin Kadını’nı okurken şuna benzer bir ifade görmüştüm. Kaç yıl geçmiş unutmamışım bak.

“… önümde ilerlerken yol dikleşmişti ve her adımında eteği bileğinin birkaç santim üzerine kadar çıkıyordu, iç çamaşırı görünüyordu…”

Tabii bire bir böyle değildi ama kadının giydiği paçalı donun ayak bileğinden itibaren görünebileceğini vurgulayan, erotik bir anlatımdı :(
0
ruhen hastayim ben
(27.01.22)
(14)

Nasil filmler seviyorsunuz?

stavro
Sb
Sb
0
stavro
(26.01.22)
bilimkurgu, fantastik dışında her şeyi severim.
0
rose parks
(26.01.22)
Gerçekçi. Hayata dair somut şeyler söyleyen, insana bir bakış açısı katan.
0
asaf
(26.01.22)
önceden ağır sanatsal filmler sever ve izlerdim. birkaç yıldır komedi ve bilim kurgu izliyorum sadece. insana dair derin akıl yürütmeleri içim almıyor artık, istemediğim kadar gerçekçilik görüyorum gün boyu. hatta arkadaş çevrem de buna göre değişti, somurtkan insanlara tahammül edemiyorum artık.
0
akhenaten
(26.01.22)
Asaf +689987554
0
abuzer
(26.01.22)
Bilimkurgu ama Netflix bilimkurgusu değil doksanlı yıllar Event Horizon tadında filmler.
0
Zaman Tamircisi
(26.01.22)
Kemal Sunal ve Şener Şen filmlerini.
0
j r r tolkien hayrani
(26.01.22)
animasyon sevmiyorum. wall-e ve nemo hariç.

keyfime ve zamana göre, her türün ayrı zamanı var. aralık sonuna doğru home alone izlerim, harry potta izlerim ama yazın ortasında izlenmez, gibi.

bilim kurgu çok severim. moon, 2001 a space odyssey, contact her zaman izlenir. marvel filmleri tekrar izlenmez, dc filmleri tekrar tekrar izlenir.

korku filmlerine bayılırım. izlemediğim korku filmi yoktur, o derece. bir çırpıda 50 tane kaliteli korku filmi sayarım.

bir de bazı oyuncuları seviyorum, özellikle filmlerini izlerim, ne olursa olsun, düşünmeden izlerim. genelde yanıltmaz.

sandra bullock'tan nefret ederim, büyük bir yapım bile olsa izlemem. tom hanks imdb 5 almış filmde oynasa izlerim. zaten almaz da.

tom hardy, gary oldman, matt damon, john hamm, george clooney, henry cavill, ben affleck, casey affleck, cate blanchett, mark ruffalo, steve buscemi, ryan gosling, carey mulligan, sam rockwell, christian bale, hugh jackman, kevin spacey, gyllenhaal kardeşler, javier bardem, sean penn, leo, james mcavoy vs. bunlar ne yapsa izlenir.
0
gabe h coud
(26.01.22)
sanatsal olarak doyurmasi lazim. hikaye hitap etmese de "iyi is" demem lazim. artik agir gercekli trajediye zaman ayirmak istemiyorum daha hafif hissettirecek eglenceli, komik veya bilimkurgu ihtiyacim artti:/ izledikten sonra bana bir sey katip katmadigina bakarim. guncel sevdigim memnun kaldigim sinemaya gittigime mutlu oldugum bi film ornegi= last duel. trajedi olsa da suruleyici bi heyecani var ve uzerine cok konusacak sey birakiyor. yorucu gibi degil de heyecanlandiran tarzda bi dramdi
0
ala09
(26.01.22)
post-apocalyptic / distopya tarzı izlemediğim film yoktur. psikolojik filmleri ve korku sinemasını severim. bunlar haricinde de farklı janrlarda çok film izlerim ama hepsini pür dikkat izlemiyorum. bilim kurgu filmlerini de takip ediyorum. komedi, dc-marvel evreni ve bilumum animasyonlar hiç ilgimi çekmiyor yanından yöresinden geçmem.

eklemeyi unutmuşum: iran ve fransız sineması özel olarak ilgimi çekiyor. fransızların korku filmlerini, iran sinemasının bir şeyler anlatma derdini seviyorum.
0
coldegezenkutupayisi
(26.01.22)
Komedi. Özellikle absürd ve parodi. Hayat zaten hüzünlü, bir de film seyrederken üzülmeyelim.
0
d max
(26.01.22)
Korku ve sadece aşk odaklı olanlar dışında hepsi.

Yoğun olarak bilim-kurgu ve biyografi
0
ananiyimioguz
(26.01.22)
konusuz
0
do you remember me
(26.01.22)
sirf aksiyon filmleri disindaki hemen hemen tum filmleri severim moduma gore. bi de animasyon cok sevmiyorum. ama en cok tercih ettiklerim komedi, romantik komedi ve gerilim filmleri oluyor. bir de feel good movie'lere ne modda olursam olayim asla hayir diyemiyorum.
0
in vino veritas
(27.01.22)
çogunlukla gerilim ya da casuslu dedektifli aksiyon filmleri ''ajan salt'' gibi mesela.
0
gunbatimi
(30.01.22)
(19)

Yaptığınız yemekte bulyon ?

mimetorg
Selamlar değerli aşçılar,Yaptığınız yemeklerde et suyu veya tavuk suyu yerine, bunların yerine geçen bulyonlardan kullanıyor musunuz ? Kullanmak mantıklı mı değil mi ? Siz tercih ediyor musunuz ?İnternette zararlarına ilişkin çok net olmayan yazılar var, deneyimli yemek yapan insanların fikrini alma
Selamlar değerli aşçılar,
Yaptığınız yemeklerde et suyu veya tavuk suyu yerine, bunların yerine geçen bulyonlardan kullanıyor musunuz ? Kullanmak mantıklı mı değil mi ? Siz tercih ediyor musunuz ?
İnternette zararlarına ilişkin çok net olmayan yazılar var, deneyimli yemek yapan insanların fikrini almak istedim.
İyi günler dilerim.
0
mimetorg
(26.01.22)
hiç kullanmıyorum. zararlı olduğunu düşünüyorum. msg var içinde en basitinden. diğer katkılarını bilmiyorum detaylı fakat tavuk eti oranı da çok düşük ve bolca tuz var.
0
veritaslibertas
(26.01.22)
Kullanmıyorum, hem içeriğini hem tadını beğenmiyorum.
0
fotrsapka
(26.01.22)
Kullanmıyorum hem tadı kötü hem de aşırı tuzlu.
0
ekaterina
(26.01.22)
asla.
90larda bıraktık. zaten her şey zararlı koşarak kansere gitmeye gerek yok.
kullanmak mantıksız.
stok yapıyorum bazen keyfim yerindeyse. bknz stok: www.youtube.com
0
rewlack
(26.01.22)
bulyon ve margarin eve sokmayın.
0
jelly bear
(26.01.22)
bulyon katki maddelerinin zirvesi. evet yemegin tadini cok guzellestirir ama olmaz olsun. marketlerde kavanozlarda et suyu tavuk suyu vs. de satiliyor. onlarda da katki maddesi vardir ama dogala daha yakin gibi. onlari ara sira tercih edebilirsiniz. tuzot, knorr bulyon falan eve giremez
0
exlibris
(26.01.22)
bizim ailede en az 20 yıldır falan kullanılmıyor. öncesini de hatırlamıyorum.
0
paintov
(26.01.22)
bulyon zararlı bir şey içeriğine bakabilirsiniz.
0
mikahakkinen
(26.01.22)
Gerçek et/tavuk suyunun kokusu ağır geliyor, hele kemik suyuna hiç katlanamıyorum. Yemek yaparken kalan havuç tepesi, soğan kabuğu, pörsümüş biber vs sebze artıklarını buzlukta biriktirip sebze suyu yapıyorum bazen.
www.thekitchn.com

KFC usulü gravy yapmak için 1-2 küp bulyon, bol sulu noodle yapmak için de 1/4 ya da daha az küp bulyon kullanıyorum. MSG'nin zararlı olduğu inancı aşının otizme yol açması mevzusu gibi bir tane doktorun iddiasından kaynaklanıyor ve uzak doğuda 100 yıldır insanlar evde yemek yaparken tuz yerine MSG kullanıyor. Tükettiğim (tüketmemem gereken) şeker ve karbonhidrat miktarına bakınca makul miktarlarda MSG ya da kırk yılda bir bulyon tüketmekte zarar görmüyorum.
www.healthline.com
0
kobuzchu kiz
(26.01.22)
Valla ben kullanıyorum verdiği tadı da acayip seviyorum.
40 yaşındayım 20 senedir kullanıyorum desek henüz ölmedim.
0
etna
(26.01.22)
tavuk/kemik suyum olmadiginda arada kullaniyorum.
0
65 derece
(26.01.22)
tadını çok sevsem de kullanmıyorum uzun süredir. onun yerine tavuk suyunu kendim taze hazırlıyorum.
0
nolmus yani
(26.01.22)
Çok sık olmasa da kullanıyorum. Özellikle mantı suyuna 1 tane et bulyon atınca tadı şahane oluyor.
0
matilda
(26.01.22)
arkadaşlar msg yani monosodyum glutamat'ın bilinen bir zararı yok. şu an üşendim ekşi şeyler de bununla alakalı uzun bir kaynak var.
0
beter mi
(26.01.22)
Msg’nin bilinen kanitli bir zarari guncel meta analizlere gore yok. Eskiden one surulen pek cok advers reaksiyon daha guncel calismalarla curutulmus veya bulgular tekrarlanamamis, meta analizler de kesin bir zarari olduguna dair delil yok sonucunu cikarmis. Konu ile ilgili wiki makalesini birakayim; yeterli gelmezse pubmed veya google scholardan msg meta analysis vs diye aratip arastirabilirsiniz

en.m.wikipedia.org

Soruya cevap: bazen kullaniyorum; tavuk suyunu kendim yapiyorum ama iyi bir et suyu yapmak epey zahmetli o yuzden ozellikle onu kullanirim knorr marka. Zarari yok diyemem her seyini incelemis degilim, ama msg konusunda yukaridaki gorusum sabit.
0
gibicibicis
(26.01.22)
bulyonun tadı çok karakteristik, bir yemekte olunca hemen alıyorum tadını o yüzden evde kullanmıyorum. hoş çağrışımlar yapmıyor. sanki alelade hazır bir şey yemişim gibi geliyor.

onun yerine tavuk ya da et suyu olduğu günler onu kullanıyorum, fazlasını da buz kalıplarında dondurup ihtiyaç haline ikişer üçer atıyorum yemek pişerken.
0
akhenaten
(26.01.22)
tavuk et degil ama pilavda sebze bulyon kullaniyorum mutlaka, tuz atmiyorum ekstra. bulyon olmayinca tuzu ayarlayamiyorum :)

MSG'nin tuzdan daha fazla bir zarari yok fikrini savunanlardanim.
0
supergirl
(26.01.22)
Full kimyasal olduğu için almıyoruz
0
alicek
(27.01.22)
Kullanmıyorum.
0
ruhen hastayim ben
(27.01.22)
(9)

Diş teli metal mi olmalı porselen mi?

olimpia
Metal taktırdım ama çirkin duruyor. Görüntüsüne alışmakta zorlanıyorum. Porselen mi seçseydim? Ama porselen hem daha pahalı hem de diş çürüğüne sebep oluyor diye okudum. Diş teli hakkında bilgisi olan yazabilir mi?
Metal taktırdım ama çirkin duruyor. Görüntüsüne alışmakta zorlanıyorum. Porselen mi seçseydim? Ama porselen hem daha pahalı hem de diş çürüğüne sebep oluyor diye okudum. Diş teli hakkında bilgisi olan yazabilir mi?
0
olimpia
(25.01.22)
Dişinizin her yanında braketler ve telleri dolanıyorken metal ya da porselen olması öyle muazzam bir fark yaratmıyor emin olun. Ben 4 sene kullandım, bir aşamadan sonra alışıyorsunuz ve siz alıştıktan sonra artık sizde çirkin durmamaya başlıyor. Hayatımın en hızlı zamanlarında hep diş tellerim vardı, hatta çıkarılırken kendimden bir parça gidiyor gibi hissetmiştim.

Demek istediğim, gerek yok bence. Sonuçta porselen ya da başka bir maddeden de olsa ağzınızda bir dolu şey var. Öncekinden farklı hissetmeniz doğal.
0
akhenaten
(25.01.22)
1 haftaya alışırsın. görüntüsü kimsenin umrunda değil rahat ol.
0
mattiadestro
(25.01.22)
Lisede 4 sene boyunca taktim. (2002-2006) bizim zamanimizda porselenler cok cabuk sarardigi icin hic bir hekim onermiyordu. Taktigim surece hic umursamadim. Agiz dolusu guler, kahkaha atardim. Ben utanilacak bisey olmadigini aksettirdigim icin hocalarim, arkadaslarim hep destekci olmustu. Rengarenk lastikler almistim bir de, normalde ayda bir hekimim degistiriyordu bi sure onu izleyip asil degistirilecegini ogrendim sonra her brakete ayri renk takarak kendim degistiriyordum. Ergenligim cirkin Betty gibi gecmesine ragmen hicbirini onemsemedim cunku sagligim soz konusuydu.
0
dedim ben sana
(25.01.22)
Ben lisedeyken gözüken dişlerime porselen taktırmıştım çok memnundum. Sonucta aynaya bakan sizsiniz eğer porselen ile daha rahat hissedecekseniz porselen isteyin.
0
jazzabel
(25.01.22)
Ben metal ile gezdim zamanında. Alışıyor insan zaten bir yerden sonra. Bence porselen daha kötü. Birinde tel olduğu belli. Tamam tedavi görüyor falan işte. Porselen olanda dişlerde tuhaflık varmış gibi. Böyle fantastik diyar canlısı dişi...

(bkz: invisalign)
0
nawar
(25.01.22)
2 yıldır takıyorum nedense kimse umursamıyor gibi geliyor.

Sonunda ortodontik tedavinin normalleştiği gelişmişlik düzeyine geldik. Bu kadar kasmaya gerek yok.
0
denizgonen
(25.01.22)
cevaplara teşekkür ederim, rahatladım
0
🌸olimpia
(26.01.22)
Seramik de olsa, metal de olsa gözüküyor ve belli oluyor zaten.
Bir yerden sonra alışıyorsunuz.

Aksine seramik olanlar, bir şey saklamaya çalışıp da saklayamamış görüntüsü verdiğinde bence kendine güven eksikliği varmış duruyor.
0
burfak
(26.01.22)
benim dişler, dil ve çene çok güçlü, dilinle bile koparırsın, porselen dayanmaz dedi doktor :) sizin de öyleyse, metal daha iyi sonuç verir.
0
gabe h coud
(26.01.22)
(7)

AB'nin demokrasi ve insan hakları misyonunun nedeni?

ya ben lan neyse
neden ab gibi büyük bir organizasyon başka ülkeler için her alanda ve fırsatta demokrasi ve insan hakları çağrısı yapar, yeri gelir yaptırım bile uygular? kendi çıkarı nedir? bu misyonunun saikinin salt iyilik olduğuna inanmak ne kadar gerçekçidir?
neden ab gibi büyük bir organizasyon başka ülkeler için her alanda ve fırsatta demokrasi ve insan hakları çağrısı yapar, yeri gelir yaptırım bile uygular? kendi çıkarı nedir? bu misyonunun saikinin salt iyilik olduğuna inanmak ne kadar gerçekçidir?
0
ya ben lan neyse
(23.01.22)
Ortadoğu'dan bakınca, herkesin şeytani planlar yaptığını düşünebiliriz fakat gerçek öyle değil.

Koskoca bir ülkeler birliğini 'salt' iyidir-kötüdür diye sınıflandıramayız.
0
kapitalist gerilla
(23.01.22)
bunun kısa bir cevabı yok maalesef. tarih, kapitalizm, sosyalizm, refah devleti vs. vs. bir sürü konu var.

kısaca ve bildiğim kadarıyla şunları söyleyebilirim: ab'nin kendi içindeki misyonu kapitalist refah devletleri. yaşasın sermaye diyorlar ama insanları da hem ekonomik hem sosyal açıdan çok kötü durumda bırakmamak lazım ki bir daha ayaklanmalar vs. olmasın, sistem tehlikeye girmesin, her geçen gün sistemi sağlamlaştıralım istiyorlar. kendi içindeki misyonu bu iken dış işlere karışma meselesi daha zor sanırım. benim tahminim, kendilerinin böyle bir misyonu varken bunu yaparak kendi sistemlerini dünyaya da yaymaya çalışıyorlar. hem de artı bir sempati puanı kendileri için.
0
hlot
(23.01.22)
Cevredeki ulkelerin de bu düzende yonetiliyor olmasi işleri kolaylastiyor cunku. AB iyilik melegi falan değil yani evet. Hicbir uluslararası aktor dunyaya iyilik guzelik getirmek icin çabalamaz.
Yani bir suru sebebi vardir ve illa ki cikarlar soz konusudur ama en basitinden diktatorluk ile yonelitmeyen demokrasi ile yonetilen ulkeler ile ticaret yapmak da diplomatik iliskiler yurutmek de daha kolay ve daha guvenilir olacaktir.

Ayrica uluslararası aktorlerin eylemleri ve politikalri dis dunyaya karsi mesru gorunmek zorundadir. Mesru ve kabul goren davalar gutmen gerekir ki uluslararası alanda kabul gorebilesin. Yoksa sikintilsrin sonu gelmez. Yani imaj cok onemli.
Her seyden once vatandasi karsisinda bir mesruiyeti olması lazim zaten. Senin hakkini korumayan bir devlet ustu otoriteyi neden destekleyesin? Ab yivde bir devlet gibi dusunmek lazım bu noktada.
0
stavro
(23.01.22)
Halkın eğilimi hükümetin ağzını şekillendirir. Siz belli bir imaj çizerek başa geçtiyseniz örneğin eşitlikçi ve çoğulcu bir anlayış vaadiniz varsa ya da ait olduğunuz siyasi kimlik bu kavramlarla bütünleşikse izlediğiniz politika da bununla paralel olmalı. Eğer olmazsa, nasıl olacak? İnsanların sizden beklentileri var.

Şimdi atıyorum ak parti hükümeti lgbti yanlısı bir tutumla evlilik eşitliği için hamleler yapsa kendi tabanına bunu açıklayabilir mi?

Sihirli bir durum değil aslında, arz talep meselesi.

Halkın eğilimi değişir mi? Değişir, ancal bir motivasyon, bir sebep gerekir. Uzun vadeli politikaların ya da diğer ülkelerle girilen ilişkiler sonucu bu eğilimler değişebilir. Bugün avrupa insanı ağırlıklı olarak kendisini ifade özgürlüğü ve şitlik kavramlarıyla özdeşleştiriyor bunları kendi kültürleri olarak görüyorlar. Bunun tarihi altyapısı da var.

Avrupa'da soylu sınıf kendi keyfi istediği için kendilerini yok etmediler sonuçta. Haklar bildirgesi kralın "aa ne güzel şey bu" demesiyle imzalanmadı. 30 yıl savaşlarının bıraktığı izler var kültürde.

Diğer taraftan bu davranış modelinin kendi içinde kazanımları da var. Çünkü bu ülkelerin insanları bu dilden anlıyor, bir isveç örneğin biriyle silahlarla savaşmak yerine ekonomik olarak savaşmayı tercih eder. İkisi arasından silahları ve ekonomik savaşı seçecek ülkelerin insan stereotipleri de tamamen farklıdır.
0
akhenaten
(24.01.22)
En basit tanımıyla “huzursuzluk” yaşamamak için. Apartmanda haşere ve toksik bir çocuk varsa yan apartmandaki biri onların çocuklarına da zarar verme olasılığına karşı uyarabilir.

Savaş çıkarsa ucu kendine dokunabilir -ki suriyeden mülteci akınında gördük.

Ve diğer önemli bir husus da eski tip sömürü sistemi bırakıldı, köleleştirme yerini kontrat gibi “daha medeni” bağlayıcılarla yapılıyor. Bu yüzden menfaatlerine dolunulmadığı sürece (saddamın diğer ülkelerin petrol kaynaklarına saldırması gibi) huzursuzluk istenmiyor.
0
Unde bach canim
(24.01.22)
Avrupalı devletler, ABD'ye göre daha liberal/idealisttir (ekonomi/piyasa anlamında değil de uluslararası ilişkiler teorileri anlamında), realist değildir. yani işbirliği, demokrasi ve karşılıklı bağımlılığı amaç olarak görürler. Bunun yansıması da sadece kendileri değil tüm dünya demokrasi olursa dünyanın daha barışçıl bir yer olacağına duyulan inançtır. bkz: demokratik barış teorisi

anti-demokratik rejimlerde genellikle yoksuluk, gelir dağılımında adaletsizlik, kamu düzenini sağlamada sorunlar da vardır. bu yüzden anti-demokratik ülkelerde iç savaş, isyan, protesto, ayaklanma, darbe çıkması daha yüksek olasılıktır. bu sadece o ülkenin kendi içini etkilemez, dışarıya da terör, mülteci sorunu vs olarak yansır. bkz. arap baharı, libya ve suriye. yani AB'nin kendi güvenliğini sağlamak için diğer ülkelerin demokratikleş(tiril)mesi de bir ulusal güvenlik sorunudur.
0
halanne
(24.01.22)
işine öyle geldiği için. en son polonya belarus sınır mevzusuna bakınca, ab'nin insan haklarını kendi çıkarlarından önce tutmadığını anlayabilirsin. polonya sınırında mülteciler geçmesin diye insanları ölüme terk etti. çoluk çocuk bir sürü kişi öldü. benzerini yunanistan ege'de yapıyor. mülteci botları batırmaktan, mültecileri ıssız adaya bırakmaya kadar türlü insan hakları ihlalleri yapıyor. ama mevzu türkiye olunca, türkiye'nin tamamen uluslararası mevzuatlara uygun bir takım hareketlerine insan haklarına uygun değil diye beyanda bulunuyorlar.

işin özü politika gerektirdikçe dünyanın en hümanisti olabilirler. yeter ki kendi düzenleri bozulmasın o zaman da hitler'den farksız işler yaparlar.
0
paintov
(24.01.22)
(5)

Sırf anime seviliyor diye Japonya'ya gidilir mi?

ya ben lan neyse
animeleri hobi edinmiş biri turistik amaçlı giderse hayal kırıklığına uğrar mı?
animeleri hobi edinmiş biri turistik amaçlı giderse hayal kırıklığına uğrar mı?
0
ya ben lan neyse
(23.01.22)
Mevzuyu yalnızca animeye bağlayacaksak. Hangi animeleri sevdiğine bağlı, ormanda uçup dövüşmeleri seviyorsa yalnızca bilemem ama bazı animelerde japon kültürü çok güzel gözlemlenebiliyor bunları seven de gidip görmeyi ilginç bulacaktır sanki.
0
hedep
(23.01.22)
Gidilir gittim mutlu döndüm
0
basond
(23.01.22)
Neden hayal kırıklığına uğrayabileceğinizi düşünüyorsunuz? Yani ne beklediğinize bağlı biraz. Özel bir etkinliğe denk getirebilirsiniz ziyaretinizi, yok o olmazsa gidip restoranlarda ramen, onigiri gibi animelerde sıkça tüketilen şeyleri yiyebilir, kendinize geleneksel giysi ve aksesuarlar, mangalar ya da beğendiğiniz animelerin hatıra eşyalarından alabilirsiniz.

Yani gezileri buna göre yaparsınız zaten, sonuçta japonyaya ait bir şeyleri hali hazırda severken neden hiçbir fikrinizin olmadığı bir yere gidesiniz mesela? orayı japonyadan daha çok seveceğiniz kesin mi? eğer kesinse oraya gidin. Japonya'ya gidip dönmeyi karşılayabiliyorsanız dünyanın birçok yerine gidebilirsiniz sanırım.
0
akhenaten
(23.01.22)
gidilir.
0
janderzel zartanyan
(23.01.22)
Japonya'ya anime sevilmese de gidilir ama parasiz veya sinirli butceyle gidilmez. Hem cok pahali bir yer, hem de degisik oldugu icin gidince biraz kalmak lazim anlamak icin. Yoksa o zaman hayal kirikligi olur.
0
hot potato
(23.01.22)
(3)

Museum Pass Türkiye İle Muzekart Farkları

tum haklari saklidir
Anadolu'da 4-5 farklı şehirde müze ziyaretleri yapmayı planlıyorum. Muzekart alacağım ama Museum Pass diye birşey de var ve pek açıklama yapılmamış tam olarak farkı nedir acaba?
Anadolu'da 4-5 farklı şehirde müze ziyaretleri yapmayı planlıyorum. Muzekart alacağım ama Museum Pass diye birşey de var ve pek açıklama yapılmamış tam olarak farkı nedir acaba?
0
tum haklari saklidir
(23.01.22)
Museum Pass turistler için sanırım. Müzekart alman yeterli olucaktır.
0
clones
(23.01.22)
Benim bildiğim de müze kart tc vatandaşları için
0
senolll
(23.01.22)
Ufak farklılıklar var, örneğin İstanbul için museum pass ile aya irini müzesine girebiliyorsunuz, müzekartla girilmiyor. Ancak müzekartla da museumpass'le giremediğiniz aynalıkavak kasrına girebiliyorsunuz mesela. İzmir için de museumpass diğerinin aksine yamaç evlere girebiliyor efeste.

Böyle. internet sitesinde harita üzerinde görülüyor nerelere girebileceğiniz. Bir de museumpass 15 gün geçerli, müzekart bir yıl ve fiyat farkı çok yüksek pass için.
0
akhenaten
(23.01.22)
(9)

bana oyun önerebilir misiniz?

durme
oyunlar konusunda çok cahilim. en son oynadığım oyun outlaws. içinde adam öldürme, şiddet olmayan ve şehir filan inşa etmediğimiz bir oyun önerebilir misiniz? bilgisayarımı da çok yormayacak bir oyun olursa mutlu olurum :)teşekkürler
oyunlar konusunda çok cahilim. en son oynadığım oyun outlaws. içinde adam öldürme, şiddet olmayan ve şehir filan inşa etmediğimiz bir oyun önerebilir misiniz? bilgisayarımı da çok yormayacak bir oyun olursa mutlu olurum :)

teşekkürler
0
durme
(22.01.22)
Shapeshifting Detective
Her Story
0
heritage
(22.01.22)
oyun sektörünün ürettiği ürünlerin %99'undan fazlasını elediniz zaten öldürme ve inşa olmasın diyerek : )

Raft diye bir oyun var, denizin ortasında ufak bir salda başlayıp topladığınız çer çöple salınızı büyütüp geliştirip yeterince sabrınız varsa yüzen bir malikaneye çevirebiliyorsunuz. Gizli bir hikayesi de var içinde.

Piksel oyunlar içinde Graveyard Keeper var, mezarlık bekçisi olarak garip bir şehirde başlıyorsunuz, çok tuhaf işlere girişiyorsunuz. Oldukça geniş bir içeriği var.

Mantık ve makina öğrenimi üzerine kurulu iki oyun var biri "while True: learn()" bunda size oyun adı altında makina öğrenimini anlatıyorlar, diğeri de human resource machine; bunda da programlama mantığını kavrıyorsunuz.

daha sofistike bir şey olsun derseniz Kerbal Space Program var, bir roket yapıp yörüngeye, aya ya da diğer gezegenlere falan yolluyorsunuz. oldukça gerçekçi ve detaylı hazırlanmış bir oyun, olayın mantığını kavramanızı sağlıyor.

sims 4 her zaman bir seçenek.

eğer oynamadıysanız stardew valley ve terraria sayfalarına bir bakın.
0
akhenaten
(22.01.22)
-What Remains of Edith Finch
-To the moon
-Twelve Minutes
-Portal 1-2
0
lüzumsuz adam
(23.01.22)
Stardew Valley bi bakın oyun videolarına severseniz 100 saat oynarsınız sevmezseniz koşarak kaçarsınız öyle bir oyun.

Ben 100 saat oynadım :)
0
hedep
(23.01.22)
gris
0
late viper
(23.01.22)
Unravel
0
chavezding
(23.01.22)
Life is Strange serisi
0
İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(23.01.22)
Timelie diye bağımsız oyunu tavsiye ederim. Hak ettiği değeri göremeyen efsanevi bir oyun.
0
put it in your appropriate place
(23.01.22)
heroes of might and magic 2 ve 3
bigisayarını yormaz strateji
0
hitsumo
(23.01.22)
(6)

Osmanlı zamanında alışveriş poşeti

vatanperver
Mesela sene 1650, şehir Bursa. Aktardan çay ve karabiber alacağız. Yanımızda kap kacak mı götürüyoruz, genelde neye koyuyoruz? Aktarda kese kağıdı diye bir şey yoktur herhalde? Yanımızda topraktan yapılma birer kap mı götürüyoruz, birisi çay diğer karabiber için? Çuval gibi bir şeye belki çay girer
Mesela sene 1650, şehir Bursa. Aktardan çay ve karabiber alacağız. Yanımızda kap kacak mı götürüyoruz, genelde neye koyuyoruz? Aktarda kese kağıdı diye bir şey yoktur herhalde? Yanımızda topraktan yapılma birer kap mı götürüyoruz, birisi çay diğer karabiber için? Çuval gibi bir şeye belki çay girer de karabiber olmaz.
0
vatanperver
(22.01.22)
Kese?
0
Zaman Tamircisi
(22.01.22)
kumastan yapilan kucuk torbalar, heybeler gibi esyalar kullaniliyordu muhtemelen. simdi dusundum de cop diye hic bir sey yok etrafta ne guzel, ne plastik ambalaj atigi, ne kagit, ne yumurta kartonu etraf tertemiz vay be
0
exlibris
(22.01.22)
baharat ya da şu an toz olarak kullandığımız diğer şeyler belki toz olarak satılmıyordu, örneğin karabiber top şeklinde tarçın çubuk şeklinde, insanlar evde havan gibi birşeyle taşla vurarak öğütüyor olabilirler kullanmak için

yine bunları da kumaş keselere koyuyorlardır diye düşünüyorum ben de
0
freebird5406_2
(22.01.22)
File gibi bir şey olabilir mi o zamanlar acaba? Bu arada örnek olsun diye yazmışsınız ama o dönemler çay yoktu ülkemizde.
0
mezarkabul
(22.01.22)
1650 bol keseden kesekagidi uretimi icin fazla erken. kitap/mektup gibi amaclar icin kagit uretilirse anca.

cevabim: bez torba ve kap kacak.
0
hot potato
(22.01.22)
bez torba ve file gibi örülen taşıma aksesuarlarının yanında yine örme sepetler ve daha geniş alışverişler için hamalların taşıdığı küfeler kullanılıyor. aynı şekilde tablalı at arabaları da başka bir taşıma aracı.
0
akhenaten
(22.01.22)
(6)

ilkel insanın sosyal ihtiyaçları nelerdi?

duyurukullanıcısı
baya mağada yaşayan 20 kişilik topluluktan bahsediyorum. yani yemek, barınma, kıyafet, güvenlik fiziki ihtiyaçlar onu anlıyoruzsosyal ihtiyaçları nelerdi peki?ben insanları güldüreyim, bu 20 kişinin lideri olayım, iki muhabbet edelim, şu dereye yürüyüp bi gelelimvar mıydı?
baya mağada yaşayan 20 kişilik topluluktan bahsediyorum. yani yemek, barınma, kıyafet, güvenlik fiziki ihtiyaçlar onu anlıyoruz

sosyal ihtiyaçları nelerdi peki?

ben insanları güldüreyim, bu 20 kişinin lideri olayım, iki muhabbet edelim, şu dereye yürüyüp bi gelelim

var mıydı?
0
duyurukullanıcısı
(18.01.22)
Kesin vardır. Dağa taşa resim çizmişler hep
0
birmilyonunvarmi
(18.01.22)
Gayet tabi ki, insan topluluk halinde yaşayan bir canlı. Grup içi etkileşim her zaman vardı.

Güzellik ve estetik olarak öne çıkmak da bu sosyal ihtiyaçlar içerisinde sayılabilir hatta, bunu özellikle belirtmek istedim çünkü kafanızda paleolitik insanı, insan doğasından çok soyutlamışsınız gibi geldi. Ne var ki, örneğin takı tasarımları paleolitiğe kadar gidiyor.

İnsan yine insan. Sadece şartlar farklı.
0
akhenaten
(18.01.22)
bir kaç gün önce aynı meraklarla dizi film belgesel arayışına çıktım ama bulamadım. çok dramatikleştirmiş eserler ya da tarih dersi videolarından fazlasına rastlamadım. çoğu kaliteliydi tabi ama bir insanın gözünden anlatılan bir film olsa şahane olurmuş mesela.

biraz makale bakındım bir yerde şöyle bişeyler geçiyor mesela;

"Bazı yorumlara göre mağaralar yaşam alanları olduğu kadar toplanma alanlarıdır da. Margaret Conkey’e göre Altamira Mağarası, komşu grupların sonbaharda bir araya geldikleri toplantı yeri olmuş olabilir. Toplanmaların nedeni, toplumsal ve siyasal olduğu kadar ekonomik de olabilir. Örneğin Güney Afrika’da Kalahari yöresinde Kung San halkı yılın çoğunu, çekirdek ailelerden oluşan yaklaşık 25 kişilik küçük gruplar halinde geçirmektedirler. Ancak kurak mevsimlerde, birkaç grup, sürekli su kaynaklarının çevresine, birbirine nisbeten yakın konumda toplanır. Böylelikle de yüzü aşkın insan bir arada barınır ve beslenir. Bu toplanmaların nedeni ekonomik zorunluluklara, güvenli su kaynaklarına yakınlığa bağlanıyorsa da, evlenmelerle, siyasal birliklerle de güçlenip gelişen toplumlar arası ilişkiler yoğundur."

tabi bireysel yaşama dair pek bişey bulamadım. Everyday life in prehistoric times adında 100 küsür sene önce yazılmış bir eser'in adını çok gördüm sanırım ona bir göz atmakta fayda var. bilglendiren arkadaşlar olursa ben de faydalanmış olurum böylelikle buradan
0
avatar is back
(18.01.22)
Şimdiyle hiçbir farkı yok. Günümüzdeki köy hayatından çokfarklı sayılmaz bence. Yoğun bir sosyal baskı gerçeği olduğuna da yemin edebilirim ama ispatlayamam.
0
psmstc
(18.01.22)
Kimdi şimdi çıkaramadım ama, "sadece canavarlar ve tanrı yalnız yaşar" diyordu.
Dolayısıyla insan sosyalleşme zarureti olan bir varlık olarak önümüzde duruyor öteden beri.
0
fempusay
(18.01.22)
Bence güreşiyorlardır.
Hayvan yavrularına bakınca hep boğuşuyorlar. İnsan da öyle yapmıştır.
0
d e j i n
(18.01.22)
(16)

İlişkilerde çok kavga etmek normal mi

abuzer
Sıkı bir ilişki testi izleyicisiyim. Kavga kısmına geçince çiftler hep "ouu biz çok kavga ederiz. Sesler yükselir, küfür ederiz o anlarda ama birbirimize değil, ortaya" vs diyorlar. Daha önce de etraftan "kavga edilmeyen iliskide bir gariplik vardır" diye çok duydum. Bu cidden böyle mi? Neden? Sağlı
Sıkı bir ilişki testi izleyicisiyim. Kavga kısmına geçince çiftler hep "ouu biz çok kavga ederiz. Sesler yükselir, küfür ederiz o anlarda ama birbirimize değil, ortaya" vs diyorlar. Daha önce de etraftan "kavga edilmeyen iliskide bir gariplik vardır" diye çok duydum. Bu cidden böyle mi? Neden? Sağlıklı iletişim kuramıyor olmak neden bu kadar normallesmis?

Karşılıklı sevgi/saygı olan ilişkinizde sürekli kavga ediyor muydunuz?
0
abuzer
(17.01.22)
eşimle tartışmalarımız çok olmuştur ama soruda tanımlanan seviyede kavgalarımız olmadı.
kavga ile canlı tutulmaya çalışılan ilişki sığ bir ilişkidir.
0
lazpalle
(17.01.22)
bana göre kavga etmek ilişkinin zayıfladığına işaret. ilişkilerim genelde 4-5 sene gibi uzun sürelidir ve hiç kavga etmem, bir kere bile.
0
gabe h coud
(17.01.22)
Kavga, kaostan beslenen insanlar için bir ihtiyaç. Kavga etmeyince eksiklik hissediyorlar bunu normal görüyorlar.
Ben ilişkilerimde kavga etmem. Kavga edeceğim, hakaret edeceğim insanla aynı ortamda bile bulunmak istemem. Saygı duymadığın biriyle ne kadar sağlıklı bir ilişki kurulabilir ki.
0
kaptan maydanoz
(17.01.22)
karakter mevzusu, annem babam sürekli her halttan kavga eder ama birbirlerini de çok severler. ben, ses yükseldiği an koparım, hiç kavga edemem.
0
lcha
(17.01.22)
Kavgaların sıklaştığı, seslerin yükseldiği ve küfürlerin başladığı ilişki sona yaklaşmış demektir. Birçok kişi itiraz edecek ama gözlemlerim bu şekilde.
0
ruhen hastayim ben
(17.01.22)
Kavga edilmeyen ilişkide anormallik vardır evet, çünkü siz iki bireysiniz. Farklı ailelerce yetiştirilip farklı deneyimlerden geçtiniz ve farklı fikirleriniz var. İnsan zaman zaman gergin olabilir ve fikir çatışmaları, anlaşmazlıklar yaşanması kaçınılmaz. Eğer yaşanmıyorsa ortada kendini yok sayan biri var demektir ve bunun sonumda da ya bir taraf sıkılır gider ya da ses etmeyen taraf artık patlar gider. Kimse kimse için biçilmiş kaftan değil, herkes büyük ya da küçük tavizler verip ortaklaşmalı.

Ancak bu çok kavga edilmesi normal demek değil. Bu adeta "ölmek mi istersin, ölene kadar 18 saat çalışmak mı" gibi bir soru. İkisinden birisi normal olmak zorunda değil.

İki yetişkin insan arasında tartışmalar yaşanması doğal, ancak bu saygı sınırlarının aşılmasını gerektirmiyor, uzlaşma yolları aramayı gözardı etmeyi, herkesin kendini düşünmesini gerektirmiyor. Eğer çözümsüzlük varsa ilişkiyi devam ettirip birbirinizi yiyip bitirmenizi gerektirmiyor.
0
akhenaten
(17.01.22)
@akh, "ilişkilerde anlasmazlik olmamali" diyen kimse gormuyorum bu duyuruda. Anlasmazliklarimi saglikli bir şekilde iletisim kurarak cozuyorsam neden birey olamiyorum bunu anlamadim
0
🌸abuzer
(17.01.22)
İlişkilerde ilk başlarda sık, sonrasında da aralıklarla kavga iyidir.

Kavga = arada iletişim var demek + taraflar kavgada olsa, aralarındaki sorunu çözme iradesi gösteriyor demek.

Ancak kuru kavgalar çoğunluktaysa ve sürekli kavga ediliyorsa, bu artık kötü bence. Sorunları çözmeye yönelik değil de, birbirine hakaret etme, yıpratma, ego tatminine yönelik kavgalar ise kötü.


.
0
kartallar yuksek ucar
(17.01.22)
Kavga var, kavga var. Öyle küfürlü hakaretli kavga varsa zaten saygı olmaz. İki kişi kavga ederken de ortaya küfür diye bir şey olamaz. Duvarı yumruklasan da mesela o karşı tarafa yaptığın bir harekettir. Dolayısıyla mesela sesler yükselebilir zaman zaman ama, bu bir tarafın diğer tarafı bastırmak için kullandığı bir araca dönüşünce şiddet oluyor. Küfür ve hakaret etmek de öyle.

Bana göre arada bir kavga edilebilir. Sonra da anlaşıp mesele çözülebiliyorsa bu sağlıklıdır zaten, olması gerekir. Kavga etmeyelim diye içine atarsan sürekli sonrasında daha büyük sorunlar çıkar ilişkide. Ama öyle düzenli ve psikolojik şiddet içeren kavgalar olmamalı elbette.
0
gmzo
(17.01.22)
cok kavga hic de normal bir sey degil. kavgaci biri olarak soyluyorum bunu benim kavgam sevgilimle degil ki. bi taraf yukseldigi anda digeri duser kavgaya donusmeden de gecebiliyo o hararet. ama karsilikli bagrisma bence asiri yipratici bir durum ve zedeler
0
ala09
(17.01.22)
Her ilişki kendine özel diye bir başlangıç yapayım. Benim ilişki tanımıma göre böyle kavga normal değil. Tamam, işyeri tartışması gibi olmuyor, bazen ses tonu biraz daha artıyor (ki bunu da kontrol etmeye çalışıyoruz), bazen gözyaşları giriyor ama küfür hakaret olmaz. Ki bence bu tartışmalar bile sık olmamalı, olmayacak hale döndürmek lazım ilişkiyi. Daha sonra aynı yatağa gireceğin adama/ kadına hakaret hiç olmaz.

20+ yıllık evli kadın olarak yazıyorum
0
SiyamkedisiZorro
(17.01.22)
tartışma elbet ki oluyor. ama kavga halinde çok sinirlendiğinde genelde hemen susarım, sakinleşmesini beklerim, konuyu değiştiririm. sakinleştikten sonra belki 3-4 saat sonra minnoş halimle yaptığının yanlış olduğunu fikrine katılmadığımı kızmasını istemediğini söylerim. o da birkaç kelam eder anlaşırız konu kapanır.

ben sinirlendiğim zaman da o konuşmaz, bana sarılır ya da sakinleşmemi bekler. çok uzun süre devam edersem kızar bi, ikimizde susarız mesela ama bu arada da el ele tutuşup yürümeye devam ederiz mesela. sonra da tekrar sakinleşip konuşup devam ederiz.

bu arada hiç birbirimize küfretmedik hakaret etmedik.

genelde bizde böyle devam ediyor. benim annemle babam çok zıtlaşır ve asla alttan almaz bir taraf. bu beni çok yordu. asla susmazlar kavga zamanında. böyle olmak istemiyorum çocuğum olduğunda da ileride bu hallerimizi görmesini istemiyorum. dolayısıyla susmak bence en iyi çözüm.
0
Hallegadola
(17.01.22)
@abuzer olamazsınız demedim ki, sanırım tanım farklılıklarından dolayı yanlış anladınız. Ben kavgayı daha kapsayıcı anlamda kullandım, tekme tokat ve küfürlerin olduğu bir anlamda değil. onun için aşağıda kavga ederken saygı sınırlarının korunması gerektiğinden bahsettim.

Yani sizin anlaşmazlık veya tartışma dediğiniz şeyle benim kavga dediğim şey aynı. Aynı şeyi söylüyoruz.

Eğer kavga ve tartışmayı şiddet dozu farklı iki ayrı şey olarak ayrırsak evet, "kavga" etmemeniz gerekir sağlıklı bir ilişkide.
0
akhenaten
(17.01.22)
normal şartlarda hiç kavga edilmemesi sıkıntılı bir sürece işaret ediyor aslında. "eeeh sikerler" eşiği var. onu geçmiş olabilirsin çünkü.

ayda yılda bir kavga olabilir de bundan fazla kavga ediliyorsa kendini tamamlayamamış, kaostan beslenen, toksik kişilerin ilişkisi olabilir o. hele evli falan değillerse "kurulu düzen" bahanesi de yok. o kadar kavga etmenin ne getirisi olabilir ki? kimsenin birbirini yıpratmaya hakkı yok.

böyle bir kalitesizlik var ama iş yerinde mobbing, ilişkilerde kavga her yerde aynısı var zaten diye normalleştiriliyor. bu çok saçma.
0
nawar
(17.01.22)
ben sana katılıyorum. sürekli kavga edilip didişilen ilişkiler kesinlikle huzursuz ve mutsuz bir aile ortamı doğuruyor. böyle bir çiftle aynı ortamda dahi bulunmak istemem, bu tarz arkadaşlarım vardı bizim yanımızda kavga eden ciddi ciddi görüşmeyi kestim. çevremde de var böyle paso kavga edip bunu birbirimizi çok seviyoruz diye normalleştiren, bence ciddi bir psikolojik problem bu. insan sürekli gergin yaşarken kendi duygularını zaten gösteremez ki.

benim de eşimle uyuşmadığım noktalar var ama çok seyrek kavga ederiz. birbirimizi kırana kadar devam ettirmek genellikle anlamsız. hele hakaret falan benim kırmızı çizgimdir. yani anlaşmazlık yok değil var, ama kavga yok. insan gibi medeni olarak tartışır, ya anlaşırız ya da agree to disagree olarak devam eder. ses yükseltmek falan dahi benim için çok aşırı şeyler.
0
roket adam
(17.01.22)
sağlıklı iletişimin tam olarak ne olduğuna dair ahkam kesemem, çünkü herkesin normali ve sağlıklısı kendine. sağlıklı tanımını da kişinin fonksiyonalitesini bozmayan şekilde yapmaya gayret ediyorum. benim etrafımda gördüğüm sürekli kavga eden o çiftler beni aşırı yoruyor ve geriyor. gerçekten negatif yükleniyorum, mümkünse o çiftlerle vakit geçirmemeye çalışıyorum. mesela kardeşim ve eşi sürekli kavga eden bir çift oldum olası, bayağı üzülüyordum bunlar ayrılacak yeğen başa kalacak diye en başlarda ama ayrılık falan yok iletişim tarzları öyleymiş meğer. manyaklar mı ne evet ama fonksiyonları devam ediyor, herhalde sağlıklı sınırlar içinde hala diyorum devam ediyorum.

yüz yıldır aynı adamlayım; dört senedir de evliyiz. küfürü hakareti konuşmuyorum, öyle bir şey söz konusu bile olmamalı normal şartlar altında ama birbirimize sesimizi yükselttiğimiz kavga sayısı bile gerçekten bir elin parmaklarını geçmez. sürekli kavga etsem yorulurum, motivasyonum düşer, ne bileyim o insanla paylaşımım doğal olarak azalır. hayata karşı bir hıncım varsa muhattabı kim ise ondan çıkarırım, çıkaramıyorsam da eşime anlatırım biraz yükümü alır rahatlarım. ben de bu şekilde fonksiyonlarımı koruyabiliyorum.
gerçi kavga var kavga var, misal ya bu mutfağı yine mi toplamadın o kadar yemek yaptım aşkolsun insan bari toplamaya yardım eder sitemini de kavga göreceksek işimiz iş :)
0
evde liyakat kalmamis
(17.01.22)
(13)

Gelirinizin ne kadarı ile birikim yapabiliyorsunuz?

her seye atarlanan adam
Mesela aylık gelirinin %50'sini kenara ayırabilen biri sizce başarılı mıdır bu konuda?
Mesela aylık gelirinin %50'sini kenara ayırabilen biri sizce başarılı mıdır bu konuda?
0
her seye atarlanan adam
(16.01.22)
Yüzde olarak değil psikolojik olarak bakıyorum bu olaya. Sadece kendine gerekeni alan, harcama konusunda temkinli olan (cimrilikle karıştırmayalım) başarılıdır. Tanıdıklarım var mesela avm'ye girdikleri an yer/yön ve kendini kontrol etme duyguları bir anda kayboluyor.
0
Erva
(16.01.22)
başarılıdır
0
ala09
(16.01.22)
Burada maaş tutarı çok önemli sanırım, asgari ücretin yarısını birikime ayıran biriyle 20 bin maaşın yarısını ayırabilen biri aynı eforu sarf etmiyor çünkü temel ihtiyaçlardan feragat etmeleri anlamında.

Bugün İstanbul'da orta halli bir muhitte yalnız yaşayan ve 9 bin maaş alan biri %50 tasarruf yapabiliyorsa bu bence başarıdır. Eğer asgari ücretin yarısını tasarruf edebiliyorsa bu sihirbazlık falandır artık ya da bu kişi sadece nefes alarak yaşıyordur.
0
akhenaten
(16.01.22)
10bin altı maaş ise çok başarılıdır. 15-20bin üstü ise başarılı bulduğumu pek söyleyemem. evi arabası olmayan ve bu bantta maaş alansa çok başarısızdır
0
avatar is back
(16.01.22)
Muhtemelen ac geziyordur derim ve bunu basari olarak gormem.

Cünkü ne kadar kazanirsan, o kadar da artiyor gider.

20k alip, 10k biriktiriyorsa, "20k kazaniyor" sartlarinda yasayamaz bu kadar birikimle.
0
buf-e kür
(16.01.22)
10k istanbul. sıfır. biriktirdiğin de ekstra bi durumda gidiyor. pazardan atık toplasan da birikmez.
0
çih
(16.01.22)
%30-40 civarı birikim yapmak tr standartlarında çok iyi bir rakam. ancak hiç bir aktivite yapmayıp sadece birikim yapan bir insana da ne kadar yaşıyor denebilir orası tartışılır. hem hayatı yaşamak hem de birikim yapmak arasında bir denge olmalı, yoksa varyemez hacı amcalar gibi yaşamak da bi seçenek yani
0
roket adam
(16.01.22)
gelirimin yüzde 60'ıyla araç kredisi ödüyorum. malum özellikle son 3 aydır iğrenç bir ekonomik düzen olduğu için mecburen biraz kredi kartı borcum oldu. bu nedenle sıfır birikimle yaşıyorum. kredim yazın bitecek. kredi bittikten sonra tahminim yüzde 30-40 birikim yapabilirim.

%50 büyük başarı bence.
0
golgi aygıtı
(16.01.22)
Bu ay maaşlara zam gelince %40 koymuşuz kenara (çift maaş). Araç kredisini de dahil edersek %50 yapıyor. Bu enflasyonla iki aya maaşlar kuşa döner, kenara bir şey kalmaz yine..

NŞA ülke ekonomisi biraz daha iyiyken, toplam gelirin yarısıyla geçinir (kira fatura yeme içme üst baş kozmetik vs.), %30'unu birikim için kenara koyar, %20'sini de tatile ve keyfimize harcardık. Bence ideal şartlarda makul olan budur, yani harcamaları bu hesaba göre ayarlayınca hem ayağını yorganına göre uzatmış oluyorsun hem de düzgünce yaşamış oluyorsun. Hayattan keyif almadan, BİM çiğ köftesi yiyerek %50 biriktirmek başarı değil.
0
gmzo
(17.01.22)
yuzde 50 cok iyi bir oran.
0
baldur2
(17.01.22)
%50 çok iyi. Benim %50’den fazla ama genel olarak Türkiye ve Dünya’da tasarruf oranları çok düşük.
0
gabe h coud
(17.01.22)
%20 ve üstü birikim yapabiliyorsanız iyidir. tabi bunun sürekli olması önemli yoksa bir ay %50 atıp kalan aylar cepten yiyorsanız bi anlamı yok.
0
nuisance
(17.01.22)
yüzde 50 çok iyi bir oran.

ben ortalama kira giderim kadar kenara koyabiliyorum.

kira > kenara para koymak > fatura > kredi kartı şeklinde bir önceliğim var. bazen kenara koyduğum para daha az olabiliyor sıkışık durumdaysam. ama gerekirse kredi kartını az ödüyor, harcamalarımdan kısıyor yine de kenara atıyorum.
0
dahinnotha
(17.01.22)
(3)

tavada yumurta pişirme

ismailond
iki tarafı da kızarsın ama çok pişmiş olmasın istiyorum. bunu ben yapınca fazla pişiyor ve yenecek hali kalmıyor katılıktan. yağı da bol koyuyorum tereyağı ve ayçiçek yağı olarak. tavayı geniş seçip maksimum ateşte mi pişirmek lazım acaba iki tarafı da? tava boyutu, ateş, süre gibi faktörler nasıl s
iki tarafı da kızarsın ama çok pişmiş olmasın istiyorum. bunu ben yapınca fazla pişiyor ve yenecek hali kalmıyor katılıktan. yağı da bol koyuyorum tereyağı ve ayçiçek yağı olarak. tavayı geniş seçip maksimum ateşte mi pişirmek lazım acaba iki tarafı da? tava boyutu, ateş, süre gibi faktörler nasıl seçilmeli?
0
ismailond
(15.01.22)
Orta ateşte zeytinyağı ya da tereyağını ısıtın.
Kase içine kırdığınız yumurtaları, sarısını dağıtmadan tavaya geçirin.
Beyazları daha hızlı pişecektir, pişen beyaz kısımları sarı kısım üstüne katlayın ve tamamını ters çevirin.
Yumurta sarısının tavaya teması olmadan çevirmiş olursunuz.
0
archmage mahmut
(15.01.22)
orta sıcaklıkta veya yüksek, karıştıracaksın böylece iki tarafı da pişer ama karıştırmış olursun. çok karıştırmazsan beyaz ve sarı kısımları belirgin olur. orta karar karıştır, gözlemliceksin pişirirken.

altını kapattıktan sonra da pişmeye devam eder, onun için de 1 dakika da onu hesap ederek erken kapat.

afiyet olsun.

karıştırmak istemiyorsan düşük ısıda pişir alt tarad tam pişer üst kaysı kıvamı olur.
0
çih
(15.01.22)
Yüksek ısıda yapmanız lazım, ben şöyle yapıyorum;

yumurtayı bir kasede güzelce çırpın, zevkinize göre tuzunu ve karabiberini atın. yağladığınız (bol yağlı olmasına gerek yok, tereyağı sahanda yumurta için uygun sıvı yağ kullanın yoksa yanabilir yağ tava ısınırken) ve önceden yaklaşık 60-70 saniye ısınmış yapışmaz tavaya yumurtayı dökün ve izleyin. tava yumurtanın sıkışmadan dağılacağı kadar büyük olmalı ve tabanı düz olmalı. ortası yüksek tavalar yumurtanın orta kısmını incelttiği için çevirirken yırtılıyor.

kenarları hemen opaklaşıp pişmiş görüntüsü almaya başlayacak bundan 3-4 saniye sonra tavaya temas eden yüzeyin tamamı katılaşmış ve çevirmeye uygun hale gelmiş olacak ancak üst kısmı hala cıvık olacak. işte bu aşamada genişçe bir spatulayla yumurtayı çevirin ve hafifçe rengi koyulaşana kadar (ya da zevkinize göre) bekletip yine spatulayla ocaktan alın.

Ben genelde çevirme olayına hiç girmeden üstünün cıvık ama altının katılaştığı o aşamada peynir rendesiyle birlikte jambon, mantar ya da kavurma koyup içi tam pişmeden rulo yapıp öyle alıyorum ocaktan.
0
akhenaten
(15.01.22)
(1)

APA gönderme yapma

birbuket
Merhaba ben de bir APA 101 sorusu sorayım. Metinlerde gördüğümüz parantez içi isim, sadece bir cümle için geçerli değil mi? Mesela beş cümleli bir paragraf sonundaki parantez, sadece sondaki cümleye ait. Diğer dört cümle makalenin yazarına ait oluyor. Bazı metinlerde bunu ayırt edemiyorum, ipucu olm
Merhaba ben de bir APA 101 sorusu sorayım. Metinlerde gördüğümüz parantez içi isim, sadece bir cümle için geçerli değil mi? Mesela beş cümleli bir paragraf sonundaki parantez, sadece sondaki cümleye ait. Diğer dört cümle makalenin yazarına ait oluyor. Bazı metinlerde bunu ayırt edemiyorum, ipucu olmuyor.
APA'da şöyle yazıyor da:
Eğer bir paragraf içerisinde belli bir çalışmaya gönderme yapılmış ve aynı paragraf
içerisinde tekrar bu çalışmadan bahsetmek gerekiyorsa yazar soyadını vermek
yeterlidir, tarih bilgisini eklemeye gerek yoktur.
0
birbuket
(12.01.22)
Hayır son cümle için değil, tek yargı için geçerli.

Şöyle ki, eğer bir konuda 4 örnek veriyorsanız ve hepsi farklı kaynaklardan geliyorsa her örneğin sonuna bir referans vermelisiniz.

Eğer yazdığınız paragrafın bütünü başka bir kişinin makalesini baz alarak yaptığınız çıkarımdan ibaretse paragraf sonunda referans verirsiniz.

Metin içi referans verdiğiniz yer cümlelerin bizzat kendisiyle ilgili değildir, eğer doğrudan alıntılama yapacaksanız bunların kuralları farklı. Paragrafta fazladan girinti bırakmak, italik yazmak ya da tırnak içinde kullanmak gibi çeşitli yerlere göre farklılık gösteren kuralları var.
0
akhenaten
(12.01.22)
(15)

Kadınlar hakkında

bbb_1
Bugünkü sorum abim ile ilgili.Abim 35 yaşında birkaç aydır bir kadın ile görüşüyor. Kadın da 30 lu yaşların başında.Çalıştıkları şirket birbiri ile iş yapıyor bu şekilde tanıştılar. resmiyette tam sevgili gibi değiller ancak buluşuyorlar , kahve içmeye ,içki içmeye gidiyorlar sinemaya gidiyorlar anc
Bugünkü sorum abim ile ilgili.Abim 35 yaşında birkaç aydır bir kadın ile görüşüyor. Kadın da 30 lu yaşların başında.Çalıştıkları şirket birbiri ile iş yapıyor bu şekilde tanıştılar. resmiyette tam sevgili gibi değiller ancak buluşuyorlar , kahve içmeye ,içki içmeye gidiyorlar sinemaya gidiyorlar ancak çok yakın iki arkadaş gibi diyebiliriz .Kadın tarafı abimle çok yakın iletişim kuruyor.Bir keresinde üçümüz buluşmuştuk , tavırları sohbeti çok keyifliydi.Yürürken abimin koluna girdi. Birçok defa abimle sarıldı vs. Fakat sorun şu ki kadın tarafının değişik bir iletişim şekli var.Örneğin abim mesaj atıyor herhangi bir konu hakkında bir mesaj olabilir bu, ancak karşı taraf 2 gün hiç cevap yazmıyor .sonra buluştuklarında ya kafam dalgındı , çok yoğundum vs diyor. Abim bazen gün içinde aradığında açmıyor,aradan 2 gün geçince kendisi arıyor .Hiç fark etmedim aradığını ne zaman aramıştın vs yapıyor. Geçenlerde buluştuklarında geç saate kadar dışardalardı, kadın da geç saatte araba ile evine döndüğü için abim eve varınca mesaj atar mısın demiş.Tabi bizimki yine yazmamış , abım de aradı bir sorun var mı diye.Yok ya eve vardım yorulmuşum hiç telefonu elime almadım falan demiş.Bu nasıl bir durum ,biz anlayamadık.Abim de kardeşi gibi kadınlar konusunda şanssız sanırım :)
0
bbb_1
(12.01.22)
Abin sevgili olmak istiyor, kadın takılmak. Abin takılmak istemiyorsa muhabbeti çok uzatmasın ya da sadece takılsın beklentiye girmesin.
0
Bruce
(12.01.22)
Kadın sevgilisini abinizle aldatıyor olabilir. İşin içinde sürekli iletişim olmadığı için yakalanmaktan kurtuluyor. Hem de tam adı olmadığı için istediği zaman arkadaş deyip geçebilir.
0
dissendium
(12.01.22)
Kadin kocasindan cekiniyor sanirim.
0
brkylmz
(12.01.22)
Kadın evli olabilir veya sevgilisi olabilir.
0
pembe mezarlık
(12.01.22)
Klasik evli cocuklu kadin hareketleri.
0
divit
(12.01.22)
Duzenli olarak etrafinda olmayan biriyle iliski yasiyor olabilir, mesela kocasi/sevgilisi kabin memuru veya pilottur hep uzaktadir, memurdur uzakta yasiyordur arada sirada iki uc gunlugune geliyordur, baska bir ulkede yasiyordur iletisimleri online olarak devam ediyordur gece gec saatte zoom yapiyorlardir falan filan boylece duzenli olarak abinizle sosyallesebilen, ama belirsiz bir pattern'da uzaklasmasini gerektiren kosullari vardir?
0
sopiro
(12.01.22)
kadın erkek farketmez.
klasik, sevdiğim başka sevenim başka olayı.
kadın takılıyor öylesine.
0
vizivozo
(12.01.22)
belki altinda baska birsey vardir ama bence sevmiyor, takiliyor veya kullaniyor iste.
0
wishmaythşngs
(12.01.22)
abiniz kendine gelmezse çekeceği var, sevgiler.
0
WithWorth
(12.01.22)
2 ihtimal gördüm. İlki kadın eşini aldatıyor olabilir.
2. Kadın arkadaş canlısı bir tip ve cidden arkadaşı olarak görüşüyor. Bu nedenle akşam eve vardınmı muhabbetlerine falan gelemiyor.
0
poliamid
(12.01.22)
Bruce +1

Kadın evli midir değil midir bilemem de, sevgili olmak istemiyor bu çok net. Abin ciddi düşünüyorsa vazgeçsin.
0
himmet dayi
(12.01.22)
Kadın tarafı evli/sevgilisi akıl yürütmesine hiç girmeden, çok bariz bir gerçek mevcut; hanım ablamız bu ilişkiye bir mesafe koyup sınır çiziyor ve bu sınırın geçilmesine izin vermiyor. Bunun sebebi, başkasıyla ilişkisi midir, abinin ilgisini bunaltıcı bulup geride tutmak istediği için midir başka bir şey midir bilemiyoruz. Bunlar hep varsayım ancak elimizde somut bir de gerçek var ki, kadın tarafı çizgiyi çekmiş.

Kadın ya da erkeğin birbirlerine ilgisi varsa, çizilen çizgi bir çember şeklinde olur ve her ikisi de çemberin içinde kalır. Ama taraflardan biri diğeri ile aynı şeyi düşünmüyorsa, o çizgi iki kişinin arasından geçecek şekilde çizilir. Her iki çizgiyi de anlamak çok kolay aslında ama çoğu zaman görmek istenmediği için bunun başkalarından duyulması gerekiyor.
0
thracia
(12.01.22)
Evet şimdi günah almayalım fakat en iyi ihtimalle kadının yaşantısı ile sizin yaşantınız arasındaki farklılıklar, sizin kadının hareketlerini yanlış yorumlamanıza sebebiyet vermiş olabilir.

Diğer bütün yorumlara katılmakla beraber, dediğim gibi en masum ihtimalle çoğu insan yanlış yorumlasa da kadın sevdiği, yakın gördüğü bir erkek arkadaşı ile kol kola girebilir, sarılabilir, eğlenebilir.

Abin sevgili gibi yaklaştığında da

"ööf bu da ne yapmaya çalışıyor" diyerek anlam veremeyip soğuk yapmaya çalışıyor olabilir. Yani ben aslında normal davranıyorum, bu neden sevgililik triplerine girdi diyerek o triplere girmesini engellemek için öyle davranıyor olabilir.

veya

"hmm kolay elde edebileceğim bir erkek, hemen yola geldi", diyerek sevgililik düşünse bile abin çabalamadan elde edebileceği bir insan olduğu için kıymetli gelmiyor olabilir. Yani taktik kasmak hoş değil ama abin cool davransa belki ileriki vakitlerde kadın bile yürüyebilir. Veya abini öyle görmüyordur, çok net.

En güzeli triplere girmeden ya o tarz bir arkadaşlığı sürdürmek, beklemek.
Beklenti içine girmeden devam da edilebilir tabi. O zaman hiç kafa yormanıza gerek kalmaz.
Ya da ben böyle yapamam, bu tarz şeyler olunca bir şeyler besliyorum diyerek duyguları açık etmek.
0
ananiyimioguz
(12.01.22)
bu kesintili iletişimin bir sürü nedeni olabilir, evlidir, duyarsızdır, saygısızdır, bencildir, takılmak istiyordur vesaire vesaire. ama nedeni ne olursa olsun sağlıklı bir ilişki (arkadaşlık veya sevgililik fark etmez) yürütülmez böyle insanlarla. ne gerek var ki bu stresi yaşamasına abinizin? hele ki bir kaç aydır görüşüyorlar diyorsunuz, her şeyi geçtim bu saygısızlığı neden sineye çekiyor abiniz?
0
Phoebe
(12.01.22)
Ortada konuşulması gereken bir iey var bu kesin.

Abiniz "ben senle daha samimi bir şeyler düşünüyordum, senin de bunu denemek isteyenileceğin izlenimi aldım ama yanlış mı anladım?" Konuşması yapmalı.

Ya da kadın karşısındaki kişinin cevap beklediğini bildiği halde aptala yatmayı bıralıp (her şeyin farkında çünkü) bir açıklama yapmalı.

Bizim ülkede bu iş böyle, her şeyi ima yoluyla anlatmayı ya da herkesin anlayacağı şeyi kendi anlamasını bekliyoruz. Hiç tahammül edemiyorum buna, o yüzden flörtleştiğim dönemlerde düzenli olarak insanlardan soğurdum.

Demem o ki, ne kadar düşünseniz de boş. Abinizden taraf yapılacak iki şey var; ya kadını kendi bilinmezliğiyle baş başa bırakıp hayatına bakacak ya da gönlünden geçen neyse açılacak ve kadının istediğiyle kendi beklentisinin uyuşup uyuşmadığını görecek.
0
akhenaten
(12.01.22)
(11)

Başkasının kullandığı arabada kendini güvende hissedememek

Berck
Merhaba. Kendi kullanmadığım araçta kendimi güvende hissetmemek, haliyle kontrolümün dışında olacak bir şekilde ölümcül bir kaza hadisesi yaşamak gibi gideremediğim bir kaygım var. Mesleği taksici gibi şoförlük olanlar veya şoförlüğüne kendim kadar güvendiğim yakın birkaç arkadaşım hariç geri kalanl
Merhaba.

Kendi kullanmadığım araçta kendimi güvende hissetmemek, haliyle kontrolümün dışında olacak bir şekilde ölümcül bir kaza hadisesi yaşamak gibi gideremediğim bir kaygım var. Mesleği taksici gibi şoförlük olanlar veya şoförlüğüne kendim kadar güvendiğim yakın birkaç arkadaşım hariç geri kalanlar için bu durumdayım.

Pandemide arabamı sattım, şu an arabam yok ama mevcut kız arkadaşımın arabası var. Onun arabasıyla şehiriçinde bir yerlere gidip geliyoruz, o konuda kısmen sakin kalabilmeyi başardım. Ama şu günlerde arabasıyla şehirlerarası haftasonu bir yerlere kaçalım diyor. Uzun mesafeler söz konusu ve işte bu nokta sıkıntı, bu bana fazla gelen kısım. "Sen arabanı bana ver, ben kullanırım" gibi bir şey demek de istemiyorum, o pek hoş kaçmaz bence. Neticede araba onun arabası, o teklif etmedikçe ben demem.

Sizce durumumu açıkça böyle böyle, senin kullandığın araçta uzun yolda ben kendimi rahat hissetmem diye söylemem mi lazım? Böyle dersem de bir bozulur sanki. Bugün milli futbolcu Ahmet Çalık'ın trafik kazasında vefat ettiğini öğrenince kaygım daha da bir hortladı.
0
Berck
(11.01.22)
Bence dürüst olmak iyidir. Alınacak bir şey yok ama alınırsa da yapacak bir şey yok. Ben kendi adıma pek umursamazdım.
0
lcha
(11.01.22)
"Sadece seninle ilgili değil, arabayı kullanan ben olmadığım zaman ben kendimi rahat hissetmiyorum, sürekli sağ koltukta diken üstünde oturuyorum, sorun sende değil bende :)" derdim ben olsam.
0
pispinti
(11.01.22)
Sizin kadar yoğun hissetmiyorum bunu ama henüz acemi şoför olmama rağmen ehliyet almadan öncesi ve sonrası tutumum arasında fark çok büyük.

Önceden sadece yolcuydum, hiçbir şey anlamıyordum. Ehliyet alıp bir süre kullandıktan sonra insanların ne kadar emniyetsiz şerit değiştirdiklerini, trafiğin ne kadar öngörülemez olabileceğini anladığımdan beri dikenüstüyüm.

Sizin deneyiminiz de fazla olduğundan çok fazla nadir yaşanabilecek olay görmüş olmalısınız, haliyle normal bence temkinli olmak. Ama "asla başkasının arabasına binmem" düşüncesi insanın hayatını baltalayan bir düşünce. O açıdan sağlıklı görünmüyor. Sonuçta milyonlarca insan trafiğe çıkıyor ama milyonlarca kaza olmuyor.
0
akhenaten
(11.01.22)
mesleği taksicilik olan kişiler de dahil olmak üzere böyle bir kaygım var, o yüzden sizi çok iyi anlıyorum. taksicileri ikaz etmekten bıkıp araç kullanmaya başladım öyle söyleyeyim.

arabayı ben kullanmıyorsam genelde arka koltuğa oturup kemeri bağlayıp kendimi yoldan soyutluyorum ama sizin durumunuzda bu çok olası bir çözümmüş gibi görünmüyor. bence dürüst olmanızda bir sakınca yok ama bu kadar düz bir dürüstlük için ilişkinizde hala biraz vakte ihtiyacınız olduğunu düşünüyorsanız arabayı ben kullanmıyorsam beni araba tutuyor gibi bir söylemle de olayı yumuşatabilirsiniz sanki.
0
evde liyakat kalmamis
(11.01.22)
Açıkça dersen bozulabilir de, o sana açıkça "binme o zaman" derse sen bozulmaz mısın? Kaygınız çok yüksek düzeyde değilse bence paylaşmanıza gerek yok.
0
dissendium
(11.01.22)
Arabayi ben kullanayim diye teklif etmekte ne sakinca var ki? Arabayi erkek kullnlanir zaten genelde yolculuklarda. Kizi oturtursun yolcu koltuğuna, arabayı sen kullanırsin erkek olarak. Kadina kapiyi tutmak veya kapi girisinde yol vermek gibi.
0
stavro
(11.01.22)
Bu kaygı durumunuzu bilmiyor mu kız arkadaşınız? Yani hiç bahsetmediniz mi daha önce? Bahsetmediyseniz eğer genel anlamda böyle bir sorununuz olduğundan bahsetseniz belki de kendisi teklif eder?
0
hrvl
(11.01.22)
Ben de aynı fikirdeyim, evet kız bozulur ama gerçek bu. Bence idare etmeye çalış kendini zorla derim. Ben taksiye bile binince ateşim çıkıyor resmen.
0
roket adam
(11.01.22)
@stavro Kendi arabam değilken kıza direksiyonu bana ver demem. Benim tercihim bu olmaz yani, başkası diyebilir tabii. Bana "Sen sürsene biraz da" demedi hiç, kendi teklif etmezse ben demem.

@hrvl Yok henüz hiç bahsetmedim.
0
🌸Berck
(11.01.22)
Trafikten ve araba kullanmaktan çok korkan biri olarak alternatif önereceğim.

1. Yol uzunsa "yolun yarısında yer değiştirelim istersen, sen de çok yorulma" diye önerebilirsiniz bence.

2. Copilot olma konumunu benimseyin, yola çıkmadan önce sandviçler alın, içecekler alın. Yolda yiyecek içecekle ilgilenerek, telefonunuzdan gideceğiniz yerle ilgili ilginç bilgiler bulup yüksek sesle okuyarak, "bak şöyle bir restoran varmış, mutlaka gitmek lazımmış" gibi planlar yaparak, yola özel müzikler seçip dj'lik yaparak vs... dikkatinizi yoldan başka bir şeylere yönlendirin.
0
kobuzchu kiz
(12.01.22)
Bu kaygı sadece araba için mi geçerli yoksa başka alanlarda da benzer durumlar mevcut mu? Yani mesela belli bir zamanda yetişmesi gereken bir işi, ekip arkadaşına anlatıp işi birlikte yapmak mı, yoksa ona anlatana kadar ben zaten işi yaparım hem onun hata yapıp yapmayacağı riskini de almak istemem mi?

Kontrolcü bir yapınız olabilir ve bu kaygı da onun bir sonucu olabilir gibi de duruyor sanki.

Yoksa sizin de bildiğiniz gibi kimse anasının karnından Michael Schumacher olarak doğmuyor. Sizin kadar iyi kullanabilmesi için sizin kadar tecrübe sahibi olması gerek. Eh bu tecrübe edinmenin yolu da araba kullanmaktan geçiyor. Bence bu gerçeğin farkındasınız ama buna rağmen kaygınızı engelleyemiyorsanız, travmatik başka bir sebebi de olabilir bu kaygının ve bu durumda belki bir psikologla da görüşmek iyi olabilir.
0
thracia
(12.01.22)
(5)

Yemekten sonra karbonat içmek?

hadi ya la
Bir yakınım nereden duymuşsa her akşam yemeğinden sonra bir bardak suya karbonat ekleyip içiyor.Bu felaket değil midir? Mide ortamı aşırı derecede asidik olmak zorundadır. Bazik olduğu sürece gıdadaki makro besinler, vitamin ve mineraller sindirilemez, hatta sonradan reflüye sebep olabilir.İşin uzma
Bir yakınım nereden duymuşsa her akşam yemeğinden sonra bir bardak suya karbonat ekleyip içiyor.

Bu felaket değil midir? Mide ortamı aşırı derecede asidik olmak zorundadır. Bazik olduğu sürece gıdadaki makro besinler, vitamin ve mineraller sindirilemez, hatta sonradan reflüye sebep olabilir.

İşin uzmanı değilim ama yıllardır beslenmeyle ilgili tıbbi makaleler okuyorum, yabancı kaynaklar takip ediyorum. Bu kişiye durumu aynı bu şekilde anlattıktan sonra tamam dedi ve her gün yapmaya devam ediyor.

Ne yapabilirim? Bu kişi aileden biri, ne halin varsa gör diyemiyorum.
0
hadi ya la
(10.01.22)
yillardir bir bardak degil butun tukettigim su karbonatli. alkali seviyeye getirmek icin yapiyorum, duz satilan sulari icemiyorum ya sparkling water ya karbonatli su. felaket falan oldugunu dusunmuyorum sonrasinda yazdiginiz bilgiler de bir sey ifade etmedi benim icin. aksina midemi daha rahat hissediyorum düz su sindirmek daha kotu hissettiriyor.
0
ala09
(10.01.22)
Söylediklerin pek gerçekçi değil, kan dahil vücut sıvılarının ph derecesini alkali seviyede tutmak için kullanılan klasik bir yöntem bu, sağlık için tehdit oluşturmaz aksine faydalıdır. Ayrıca bir ölçek karbonat mide asidine etki etmez.
0
Zaman Tamircisi
(10.01.22)
Daha ziyade sindirim süresini uzatıyor. Sonuçta o besinler sindirilmeden mideden çıkmıyor, ancak asidite düştüğü zaman sindirim süresi de uzuyor. İnsanlar bunu tokluk hissini uzatmak için de yapıyorlar.

Akşam yemeklerinden sonra bunu yaptığı için de muhtemelen uyurken sindirim süreci hala devam ediyor. Bu da nihayetinde ihtiyaç fazlası besin depolanmasına yol açar, bunun da kendi çapında yarattığı bir sorunlar zinciri var.

Ne yapılabilir, genellikle hiçbir şey. İnsanlar güvendikleri kaynaklardan gelen sağlık tavsiyelerini uygulamak konusunda çok ısrarcı oluyor kaynağın kim olduğunun önemi yok.
0
akhenaten
(10.01.22)
Gida zehirlenmesi gecirince birakir, mide asidi bakterileri oldurmek icin var.
Cig et yesen bile bu sayede dayaniyorsun.

House md bolumu vardi onu gonder izlesin. Peynir yiyip anti asit kullanan birisi brusella kapiyordu. Meshur peynir hastaligi, tedavisi de cok zor.
0
divit
(10.01.22)
Çok uzun yıllardır mide problemi olan biri olarak söylüyorum. Hem besin emilimini engeller hem kemik yapısını bozar hem de böbrekte taş oluşmasına neden olur. Proton pompalar bile vitamin emilimini azaltıp kemik eklem yerlerinde bozulmalar meydana getiriyor.
0
dakota
(11.01.22)
(8)

Granül kahve

mg3929
Günde 2-3 kupa aşağıdaki itemi tüketiyorum. Ölümümü hızlandırır mı? https://www.migros.com.tr/jacobs-monarch-gold-100-g-p-314eb0
Günde 2-3 kupa aşağıdaki itemi tüketiyorum. Ölümümü hızlandırır mı?

www.migros.com.tr
0
mg3929
(10.01.22)
Konu hakkında yapılmış bilimsel makaleler daha iyi fikir verir ama ben birşey yazıp çıkayım.

İş yerinde bir arkadaş 1 karton bardak çözünebilir kahve getirmiş. Biz de 5 gün çekmecede unuttuk. 5.günün şafağında bardakta kahveden ziyade simsiyah, pasparlak, zift gibi gözüken, zift gibi kokan birşeyler vardı. ve kaskatıydı.

öğütülmüş doğal bir kahveyi bir karton bardakta 5 gün bekletsen en fazla bayatlar, tadı sönük olur diye düşünüyorum.

söyleyeceklerim bu kadar.
0
onemoremile
(10.01.22)
gercek kahveyi henuz kesfetmedigim genclik yillarimda cok iciyordum bu cozunebilir kahveleri. ikinci kupada kalp carpintisi yapmaya baslamisti en son. sonra bir seyler oldu gercek kahveye gectim hic karp carpintisi yasamadim daha. olumu hizlandirsa devam ederdim ama. :)))
0
nibba
(10.01.22)
Ölümü hızlandırmaz ama süründürme sürecini zenginleştirir.

Böyle zıkkımın kökü tatlardan uzak durup sağlıklı şeyler yiyip içmenin önemini insan yaşlılık etkilerini görmeye başladığı zaman anlıyor. Sağlıktan iyi şey yok.
0
Kayzer1919
(10.01.22)
bende nescafe makinesinden var bi de. mis gibi gidiyor, iç gitsin :)

www.trendyol.com
0
nasil olacak bazi seyler
(10.01.22)
Granül kahve kabaca çekirdekten demlenmiş olan kahvenin suyunun alınıp pudra haline getirilmesiyle elde ediliyor.

O yüzden suda hızla çözünüyor ve geride tortu bırakmıyor. Nemli sıcak ortamda da aynı şekilde yumuşayıp kristalize oluyor içerisindeki bütün su çekildiği için de yoğunluğu ve dolayısıyla kokusu çok daha yoğun çekirdeğe göre.

Demem o ki sihirli ya da hikmetinden sual olunmaz bir şey değil granül kahve. Bir çeşit ön ayarlı filtre kahve temelde.
0
akhenaten
(10.01.22)
Beyazlatıcı denen kimyevi maddeyi kullanmıyorsan o kadar korkulacak birşey değil. Zaten 2. Dünya Savaşı sırasında askerlere daha pratik bir şekilde kahve ulaştırmak için geliştirmişler.

Benim asıl takıldığım kilosu 350 liraya geliyor. Bir tane french press ile en baba sumatra kahvesinden alsan 250 TL kilosu yaklaşık. Daha ucuza gelir hem.
0
robin one persie
(10.01.22)
ya 90larda-2000lerde deli gibi içtik bunları.
mutlaka zararlı, mutlaka ömrü kısaltır da yani sigara kadar değil mesela.

bir de artık filtre kahveler -bu seneki krize rağmen- ucuzladı. bunlardan daha uygun oluyor.
değmez yani.
0
rewlack
(10.01.22)
yukarıda bahsettiğim görüntü asfdsda:

www.hizliresim.com
0
onemoremile
(17.01.22)
(5)

Sevgiliyle pandemide yaşam tarzı farklılıklarına sahip olmak

norules
Ben pandemide restoran, cafe gibi toplu bulunulan yerlere gitmeyi tercih etmiyorum şahsen. Yani şöyle; bu anlamda bir ara dönemim olmuştu, gitmeye başlamıştım ama kendimi gerçekten hiç rahat hissetmediğimi fark ettim ve rahatsız hissettiğim bir ortamda bulunmanın da manası olmadığı fikrine vardım, g
Ben pandemide restoran, cafe gibi toplu bulunulan yerlere gitmeyi tercih etmiyorum şahsen. Yani şöyle; bu anlamda bir ara dönemim olmuştu, gitmeye başlamıştım ama kendimi gerçekten hiç rahat hissetmediğimi fark ettim ve rahatsız hissettiğim bir ortamda bulunmanın da manası olmadığı fikrine vardım, gitmiyorum. Omicron falan bu derece patladıktan sonra gideceğim varsa da gitmem zaten.

Şu an kız arkadaşım olan kişi benim gibi değil, o daha rahat bir insan. Gezip tozmak, mekanlarda yiyip içmek istiyor. İlk aylarda durumuma anlayış gösterdi ama artık "Nereye kadar bu böyle gidecek" noktasında, memnuniyetsizliğini dile getirmekten geri durmuyor.

Benim önceliğim; sağlığım. Onun önceliği hayatın keyfini daha yüksek viteste çıkarabilmek olabilir elbette. Şayet günün sonunda bir çıkar yol bulamazsak, ikimiz de birbirinin pandemiyi yaşayış tarzlarına saygı duyup gereken finali yaparız. Ama akıl akıldan üstündür diyerek buraya yazmak istedim; aklınıza gelen bir çıkar yol var mı? İki tarafı da iyi hissettirebilecek bir formül?
0
norules
(08.01.22)
Ruhen+1

Açık havalı yerleri deneyebilirsiniz. Her yerde ısıtıcı var artık..dipdibe olmamak baya riski azaltan bir şey.
0
kisa
(08.01.22)
Biz açık hava restoranlarında yiyip içiyoruz artık. Geçenlerde bir ingiliz üniversitesinin yaptığı araştırmaya denk gelmiştim; en az riskli yerler olarak açık hava restoranlari gösterilmişti (AVM, sinema, konser, kapalı alan restoranlari gibi yerler vardı). Aşırı kalabalık olmayan, açık havadaki yerlerde risk o kadar yüksek değil muhtemelen. Bulursam eklerim buraya.

He avmlere gidin, tıklım tıkis yerlerde oturun demiyorum tabii ama kız arkadaşınızla ortak bir noktada bulusabilirsiniz zira evli olmayan ya da aynı evde yaşamayan bir cift için hele bir de aile evlerinde yasiyorlarsa bulusabilecekleri yerler sınırlı zaten.


Virüsü hafife alin demiyorum, bulaşmaz demiyorum asla yanlış anlaşılmasın. Sadece konuşarak ortak nokta bulabilirsiniz.
0
fraise
(08.01.22)
"Pandemiyi yaşayış tarzı" bir kırmızı çizgi haline getirilecek bir şey mi sizce? Şu açık ki cafe ve restoranlara gitmediği halde hasta olan çok kişi var. Birçok kişi hayatta kalmak için çalışmak ve bunun için de toplu taşıma kullanmak zorunda. Bu kişi siz de olabilirdiniz, hala olabilirsiniz. Eğer çalışma şekliniz bunu gerektirirse bunu yapacaksınızdır da. Çünkü para kazanmalısınız. Kız arkadaşınız toplu taşıma kullanmak zorunda kalacağı bir işte çalışıyor olabilirdi, bu durumda onunla görüşmeyecek miydiniz iki yıl? Görüşüyorsanız risk anlamında bunun restoranda oturmaktan çok da bir farkı yok açıkçası.

Böyle bir konunun kişisel alanınıza saldırı olarak gördüğünüz bir hale dönüşmesine göz yumarsanız işiniz zor bence.

İki tarafın mutlu olacağı bir senaryo mümkün görünmüyor çünkü anlattığınız göre siz tamamen kırmızı çizgi çekmişsiniz burada. Kız arkadaşınız sizinle bu zamana kadar ortaklaşmış görünüyor, şimdi bundan sonra cevap sizde; ortaklaşmak için siz ne yapabilirsiniz? Gitmeye başladınız ve sonra bundan vazgeçip artık bunu yapmamaya karar verdiniz, peki sonra? Yani iki yıl geçmiş, belki bir bu kadar daha zaman geçecek bu belirsiz bırakmak için çok uzun bir süre ve bu kişi sizinle birlikte durmuş.

Tabi ki sağlığınız önemli, ancak şunun farkında olmanız da bence önemli; kovid hayatımızda kalıcı. Bir aşamada evde kalmaktan vazgeçeceksiniz, bence bunu değer verdiğiniz bir ilişkinizi kaybettikten sonra yapmayın.

Kız arkadaşınız haklı görünüyor.

Benim erkek arkadaşım sizin gibiydi, ben de sizin kız arkadaşınız gibiydim. yazımdaki dilden anlamışsınızdır zaten. neticede o covid geçirdi, bense hasta bile olmadım iki yıldır. hastalık aile arasında çok daha rahat bulaşıyor. ailenizde dikkatsiz tek bir kişi olması yeter. dışarda sosyal mesafeye ve sosyal mesafenin korunamadığı yerde maske kullanımına dikkat ederseniz sorun olmuyor. elimizden tek gelen bu.
0
akhenaten
(08.01.22)
ben işim gereği zaten genelde evde bulunduğum için bundan faydalanıp çaktırmadan karantina uyguluyorum bu tip pik dönemlerinde.

görüş farklılıkları olabilir tabii ki, yani "ne olacaksa olsun" falan da diyebilir insan ama mesela şu andaki gibi istanbul'da her şey kıpkırmızıyken hâlâ "nereye kadar?" falan demek de biraz cehalet bence.
sizin yerinizde olsam, benim için asıl mesele bu olurdu.

yani bu süreçte salgının seyrine göre sosyalliği arttırıp azaltacağız mecburen.
herkesin dediği gibi açık hava ve buna uygun restoranlar diyorum ama sabah orada, akşam burada bulunup sonra sizinle açık havada otururken gelip sarılıp öpecekse, o da anlamsız.
0
blatta hiberna
(08.01.22)
Biraz daha detay gerekiyor bence tam anlamak icin. Yani dısarı cıkmak istememeniz sevgilinizle gorusmeyi de reddettiğniz anlamına mı geliyor? Bu bir problem. Ya da gorusuyorsunuz ama evde oturuyorsunuz ve yemegı yapmak, kahveyi hazırlamak falan onun ustune mi kalıyor? Bu da bir problem. Evde takılıyorsunuz ama her gorusmeniz birbirinin aynısı bir “yemek/netflix” tarzı döngü mü? Bu da buyuk bir problem.

Siz de haklısınız ama yaklaşım ve yaratıcılık önemli burda. Kız arkadaşınız suslenip hazırlanıp dışarı çıkmayı özlüyor olabilir. Çözüm - açık havalı teraslı bahçeli restoranlar mesela.
Sürekli yemek ve is yapmaktan bunalmış olabilir. Çözüm - sizin bunları devralmanız veya başka şekillerde çözmeniz olabilir.
Sürekli evde oturmaktan bıkmış olabilir. Çözüm park, bahçe, orman, kahvenizi alıp deniz kenarında yürüyüş gibi şeylerin her buluşmaya yedirilmesi olabilir.
Yani tamamen uzlaşma isteğinize kalmış bir şey.
0
sopiro
(09.01.22)
(1)

Sigarayı azalttım dişlerim acıyor

mg3929
Son zamlardan sonra uzun zamandır planladığım sigara bırakmayı gerçekleştiremesem de azalttım. 9-10 tane içiyorum günde, normalde 1 paketti. Uzun süre sigara içmeyip temiz havaya çıkınca falan dişlerim sızlıyor böyle tam dişle damağın birleştiği nokta sızlıyor gibi. Acaba vücudum bir süre sigara içm
Son zamlardan sonra uzun zamandır planladığım sigara bırakmayı gerçekleştiremesem de azalttım. 9-10 tane içiyorum günde, normalde 1 paketti. Uzun süre sigara içmeyip temiz havaya çıkınca falan dişlerim sızlıyor böyle tam dişle damağın birleştiği nokta sızlıyor gibi. Acaba vücudum bir süre sigara içmeyince kendini düzeltmeye mi çalışıyor?
0
mg3929
(08.01.22)
Hayır, sigarayı bıraktığınız veya azalttığınız zaman sigara içtiğiniz ya da daha fazla kullandığınız zamana göre ağız bakımınıza daha çok özen göstermelisiniz çünkü bakteriler daha rahat üremeye başlar. Dişlerinizi düzenli (ve düzgün) fırçalamıyorduysanız günde iki kere fırçalamaya başlamanız iyi olur. Eğer dişlerinizi fırçalarken diş eti kanamanız oluyorsa ağzınızda diş taşı oluşumu çoğalmıştır (ki sigara da içiyorsunuz zaten) bunları gidip temizletmeniz lazım yoksa diş etleriniz zor zamanlar yaşayacak.
0
akhenaten
(08.01.22)
(4)

Öksürük için acile gitmek istemiyorum

mezarkabul
Eczaneden ne alayım? Öksürük ilacının placebo olduğunu okumuştum bir yerde. Soğuk algınlığı için ilaç alsam yeter mi? Doktor ne yazacak acile gitsem? Covid testim negatif
Eczaneden ne alayım? Öksürük ilacının placebo olduğunu okumuştum bir yerde. Soğuk algınlığı için ilaç alsam yeter mi? Doktor ne yazacak acile gitsem? Covid testim negatif
0
mezarkabul
(08.01.22)
pastil alın. soğuk algınlığı ilaçları daha ziyade ağrı kesici ve ateş düşürücü. eğer ciğerleriniz dolu değilse öksürük genel olarak boğazınızdaki fiziksel irritasyondan dolayı ortaya çıkıyor bunun için de boğazınızı rahatlatmalısınız. hala satılıyor mu bilmiyorum ama tylol hot gibi şeyler de olur.
0
akhenaten
(08.01.22)
Bence git acile çünkü gece artar öksürük atakları.
0
komando kani var bende
(08.01.22)
Evet geceleri uykudan uyandırıyor resmen. Sadece boğaz sıkıntılı değil, ciğerler dolu sanırım. Doktora gitsem antibiyotik verir muhtemelen
0
🌸mezarkabul
(08.01.22)
Aile hekiminize gidin
0
kaset
(09.01.22)
(5)

Günlük vitamin takviyesi kullanıyor musunuz?

kablelvuku
Sağlık problemi hariç kullandığınız takviyeler var mı? Evetse bunlar nelerdir?
Sağlık problemi hariç kullandığınız takviyeler var mı? Evetse bunlar nelerdir?
0
kablelvuku
(08.01.22)
Valla kullaniyorum ancak duzenli degil. Ne zaman aklima gelirse o zaman aliyorum. A-E vitaminleri.
0
j r r tolkien hayrani
(08.01.22)
D vitamini ve bazen magnezyum kullanıyorum.

Supradyn vs gibi multivitaminlerin pek yararlı olmadığını okumuştum.
0
aslil
(08.01.22)
d+c+magnezyum+kalsiyum+multi
0
ismailond
(08.01.22)
A vitamini gibi bazı vitaminler uzun süreli kullanıma uygun değil karaciğerde birikiyor. B vitamininin de fazlası idrarla atılıyor faydası olmuyor boşuna para veriyorsunuz. O bakımdan bence en güzeli 2-3 ayda bir sağlık ocağına tahlil verip doktor önerisiyle takviye kulanmak.
Ben sadece b12 iğnesi oluyorum emilim sorunum yüzünden. Dediğim gibi tahlilde düşük çıktığı zamanlar alıyorum.
0
eatpraylaw
(08.01.22)
Senelik yayıyorum, kışa girerken bir kutu multivitamin kullanıyorum (solgar vm2000) kışın kullanmıyorum mandalina ve portakal yiyorum hergün c vitamini için, beta karoten için kabak tüketiyorum sık sık.

Yazın demir kullanıyorum (solgar gentle iron 17mg)

Kendimi halsiz hissettiğim dönemlerde de herhangi bir c vitamini efervesan tableti alıyorum.
0
akhenaten
(08.01.22)
(2)

MacFit'lerde PT ücretleri ne civarda?

michael_knight
Selamlar,MacFit'lerde PT ücretleri ne civarda biliyor musunuz?Eskiden yazıyormuş sanırım PT'lerin sayfalarında ama şimdi yazmıyor.
Selamlar,
MacFit'lerde PT ücretleri ne civarda biliyor musunuz?
Eskiden yazıyormuş sanırım PT'lerin sayfalarında ama şimdi yazmıyor.
0
michael_knight
(08.01.22)
Normal üyeler 150TL, Gold üyeler 120TL
0
Northern Mariner
(08.01.22)
PT'den kastınız personal trainer ise 10 ders ücreti 1600-2500 arası, 50 ders ücreti 5500-7500 arası görünüyor. Uygulamada var ücret tarifesi.
0
akhenaten
(08.01.22)
(8)

basit ingilizce sorusu - gözden kaçırdığımız bir şey mi var?

der meister
merhaba,erkek kardeşim lise son sınıf öğrencisi. deneme sınavında karşılarına altta yazacağım soru çıkmış, hocaları cevabın "anybody" olduğu konusunda ısrarcıymış. ben yabancı dil mezunuyum, yıllardır aktif olarak da kullanırım ingilizceyi; dolayısıyla hiçbir şekilde kafamda oturtamıyorum ama diğer
merhaba,

erkek kardeşim lise son sınıf öğrencisi. deneme sınavında karşılarına altta yazacağım soru çıkmış, hocaları cevabın "anybody" olduğu konusunda ısrarcıymış. ben yabancı dil mezunuyum, yıllardır aktif olarak da kullanırım ingilizceyi; dolayısıyla hiçbir şekilde kafamda oturtamıyorum ama diğer yandan bu işi meslek olarak yapan birinin bu soruya "anybody" demesi de acaba gözden kaçırdığım bir nokta mı var diye düşündürdü. çocuklar daha sonra diğer hocalarına sormuşlar, o da "nobody" demiş.

soru şu,

You can trust me with your secret, i will share it with...........

a) anybody
b) nobody

***

bebeler isyan ettiler, bana danıştılar. bence bu sorunun cevabı açık ve net biçimde nobody. anybody olamaz, olursa "kafama göre istediğimle paylaşırım" anlamı çıkmaz mı? ama işte hocalardan biri de bu kadar emin olunca (ki kardeşim kendisini çok sever, iyi bir öğretmen olduğunu düşünür) kafam karıştı.

o yüzden size soruyorum, burada herhangi bir evrende doğru cevabın anybody olması mümkün mü?
0
der meister
(07.01.22)
Kesinlikle haklısınız. Won't olsaydı anybody olabilirdi ama bu haliyle nobody olmalı bence de.
0
art pepper
(07.01.22)
ya hoca gerizekalı ya da kardeşin yanlış anlamış.

art +1
0
jelly bear
(07.01.22)
Bence hoca "yaa bu ikisini hep karıştırırım" durumu yaşayıp anlamlarını karıştırmış. Haklısınız.

Nobody olmalı.
0
akhenaten
(07.01.22)
art pepper'ın dediği gibi. "won't" olsaydı, anybody olacaktı.

bu halde, nobody olacak. tereddüt yok.
0
kaptankedi
(07.01.22)
Okul hangi okul bilmiyorum ama "hoca yanlış bilmez ya" kafasına girmeyin hiç, her meslekte bu böyle :)

Ortalık bilgisiz "profesyonel"lerle dolu. Kesinlikle nobody cevap.
0
savidan
(07.01.22)
Yalnız şöyle bir şey var. Can't olursa anybody olabilir. Belki öğretmen can't yazdığını düşünüyordur ama can yazmıştır. Çocuklar deftere can diye yazmıştır. Böyle bir ihtimal de var.
0
dissendium
(07.01.22)
deftere yazmalık bir şey yok, deneme sınavı bu.
0
🌸der meister
(07.01.22)
Bu şekliyle net nobody. İngilizce öğretmenlerini çok iyi bilen biri olarak (ELT mezunuyum) o öğretmenlerin çoğu İngilizce bilmiyor.
0
hadi ya la
(07.01.22)
(2)

Diğeri ile aramızdaki korkunç kopukluk?

Piukh
Oturmuş hayaller kurarken birden bunu hissettim. Kimse kimseyi anlamıyor ergenliği değil bahsettiğim müsaadenizle açıklayayım:Eşinizle birbirinizi anlayabilirsiniz, seneleri devirmiş olabilirsiniz, artık ifadeleriniz tepkileriniz birbirine benziyor bile olabilir vesaire vesaire ama yine de diğeri ço
Oturmuş hayaller kurarken birden bunu hissettim. Kimse kimseyi anlamıyor ergenliği değil bahsettiğim müsaadenizle açıklayayım:

Eşinizle birbirinizi anlayabilirsiniz, seneleri devirmiş olabilirsiniz, artık ifadeleriniz tepkileriniz birbirine benziyor bile olabilir vesaire vesaire ama yine de diğeri çok öngörülemez bir şey değil mi? Birine aşık olması ya da ayrılmak istemesi değil mesele, bunlar vakit ve zaman isteyen bir anda olmayan şeyler çoğu zaman, benim bahsettiğim mesela eşinizin bir sabah kalkıp intihar etmesi ya da uçağa atlayıp bambaşka bir hayat kurmaya yola çıkması.

Bunlar bana olmayacak şeyler gibi gelmiyor. Bence kimse bunu yapmayacağının taahhütünü de veremez. Başıma gelse çok üzülürdüm ama bir şey diyemezdim mesela, böyle bir şeyi asla yapmam da diyemiyorum kendi adıma. Çok düşük ama düşük olduğu kadar boktan bir ihtimal ama araba kazası gibi bir şey de değil; muallak var, boşluk var, kopukluk var ve suç yok.

Hiç böyle bir olay duydunuz mu daha önce?
Siz ne düşünüyorsunuz, benzer bir şeyi hissettiğiniz oldu mu?
İç bayan bir fransız filmi tadı da veriyor bu hissiyat, filmi çekilmiştir kesin, aklına gelen?
0
Piukh
(06.01.22)
Birisyile sevgili olunca, hel hele evlikik olunca, karşı kişiye aslında bşr taahhüt vermek oluyor bennce. Sevgililik sözlü, evlilik ise resmi bildiğimiz kanunda karşılığı olan. Ben böyle bakıyorum bu duruma.

İntihar etmek psikolojik bir durum olduğu için onu geçiyorum. Ama eşinizin bir sabah uçağa atlayıp gitmesi ve sizi terketmesi durumunda üzülmekten başka şeyler de yapmak lazım bence. Çünkü olrtada resmi bir anlaşma bir karı koca olma durumu var. Sevgiliktw yapamayız ama evlilik başka.

Bunun haricinde sizin düşünceniz bana biraz sağlıksız geldi. Paranoyaklık gibi. Hayatta 5 dk sonra bile ne olacağını bilmiyoruz. Ama sırf bu yüzden 'ya bunlar olursa' korkusuyla nasıl yaşanır ki.

Bu soruya bunkadar uzun cvp yazma sebebim ise, bugun bunu yaşamam. İstersen özel msjdan ispatlayabilirim. kız arkadaşım bi msj ile benden ayrıldı. Durup duruken. Ergen de değiliz. Kendisi 30 yaşında. Şimdi beni düşün. Ne haldeyim tarif edemem.
0
saturn
(06.01.22)
Evet hayatın gerçekleri bunlar. Anne babalar var çocuklarını terk edip arayıp sormayan.

Bir tek kendi kendimizi terk edemiyoruz. "İnsanlar hiçbir şeye değmez" ya da "tek özel olan benim" veya "herkes kendini bana ispatlamalı" gibi insanların meseleyi tersinden anladığı popüler ruh hallerine girmeden nihayetinde kendiniz dışında herkesin geçici olabileceği gerçeğini aklınızın bir köşesinde tutup kafanızdaki gerçeklik algısını buna göre şekillendirmek faydanıza olacaktır.

Yalnız şu da bir gerçek ki eğer çizgiyi aşıp "zaten herkes bir gün terk edecek" şeklinde hatalı bir fikre saplanırsanız fark etmeden davranışlarınız da bununla senkronize olacağından gerçekten de herkes bir gün sizi terk eder.

Aslında en iyisi insanın bu kadar derinlere hiç el sürmemesi. Bazı şeyler otopilotta kalmalı.

İnsanların size verdiği sözler o sözü verdikleri zamanki samimi temennileri olarak değerlendirildiğinde güzeldir. Aynı zamanda bu sözler bağları da sıkılaştırır. Kişi sizin aleyhinize karar verecekse bunu iki, üç kez düşünür belki sizin için bir şeylerden feragat eder, bilemeyiz.

Neticede sözlere söz olmalarından öte ilahi bir anlam yüklemek hatalı, söz vermek değil.
0
akhenaten
(06.01.22)
(2)

erkek sporcu atleti

sidd79
Günlük kullanımda giyen var mı , giyilir mi ?
Günlük kullanımda giyen var mı , giyilir mi ?
0
sidd79
(06.01.22)
nasıl yani? yazın bir dolu insan giyiyor zaten. günlük kullanımdan kasıt iş yerinde falansa uygun olacağını sanmam, belki tiyatroda sinemada da aykırı kaçar ama cafelerde ya da öyle bir çıkıp parkta sahilde oturmak veya alışverişte giymek için tabi ki uygun.

spor giyinmenin uygun olduğu her yerde giyilebilir bence.
0
akhenaten
(06.01.22)
İçimize giymeyi kastetmiştim ama :)
0
🌸sidd79
(06.01.22)
(1)

c vitamini ve b vitamini

2oda1salon
C vitamini ve B vitamini karisimi olarak iki ayri vitamin hapi aliyorum. Bir yerde C vitaminini ictikten 2 saat sonra B vitaminlerinin icilmesi oneriliyordu cunku C vitamini B vitamini emilimini onluyormus. Su an ben oyle yapiyorum, sabah ac karnina (yine onerilen birsey) suyla c vitamini alip 2 saa
C vitamini ve B vitamini karisimi olarak iki ayri vitamin hapi aliyorum. Bir yerde C vitaminini ictikten 2 saat sonra B vitaminlerinin icilmesi oneriliyordu cunku C vitamini B vitamini emilimini onluyormus. Su an ben oyle yapiyorum, sabah ac karnina (yine onerilen birsey) suyla c vitamini alip 2 saat sonra kahvaltiyla b vitamini aliyorum.

Fakat anlamiyorum cogu vitaminler ozellikle multivitamin tarzi karisim haplar b vitamini icerirken c vitamini de iceriyorlar. o zaman bu durum emilimi onlemiyor mu? yoksa onlar cop urun mu?
0
2oda1salon
(06.01.22)
Eğer bir mineral ya da vitamin eksikliğinden mustarip değilseniz çok da mühim bir etkisi yok. Neticede bu multi-vitaminler basit "besin takviyeleri" olarak alınıyor. Neticede çok basit bir şekilde birçok vitamin ve minerali bünyenize almış oluyorsunuz, zaten bir eksikliğiniz de olmadığı için artı fayda sağlıyor.

Eğer bir mineral ya da vitamin eksikliğiniz varsa da zaten hepsinin izole hali mevcut, gerekli hallerde doktorunuz uygun takviyeyi öneriyor.
0
akhenaten
(06.01.22)
(8)

Youtube'ta önerdiginiz

Ley
programlar, belgeseller var mı?tamir videosu da olur, ilginc dediginiz, eglenceli veya bilgilendirici, izlemeye deger bulduklarinizi yazarsaniz sevinirim..aynı şeyleri izlemekten bıktım. Duyurucular ne izliyor acaba?Tesekkürler.Ben düsündüm, suna karar verdim (inci kefali, tedx), diger izlediklerim
programlar, belgeseller var mı?

tamir videosu da olur, ilginc dediginiz, eglenceli veya bilgilendirici, izlemeye deger bulduklarinizi yazarsaniz sevinirim..
aynı şeyleri izlemekten bıktım.
Duyurucular ne izliyor acaba?

Tesekkürler.


Ben düsündüm, suna karar verdim (inci kefali, tedx), diger izlediklerim politik seyler.
www.youtube.com
0
Ley
(05.01.22)
phone repair guru.
0
aeroknight
(05.01.22)
ben afrika ile ilgili çekilmiş belgeselleri çok izliyordum bir ara.

Vice'ın eski videoları, Unreported World, RT Documentary benim sevdiğim kanallar.

Liberya'daki iç savaşa ilgili olan;

www.youtube.com

Moritanya'da kız çocuklarını evlilik için zorla şişmanlatan aileler;

www.youtube.com

edit: Tanzanya'daki Cadı Avı;

www.youtube.com
0
rahip janick
(05.01.22)
elorelia
(05.01.22)
Journey to the microcosmos, yüksek kaliteli mikroskop altında çekilmiş videolar yayınlıyorlar. Baya güzel.
0
akhenaten
(05.01.22)
Otomobil restorasyon videoları izliyordum bir ara. Cok fazla var. Artik sıkıldım izlemiyorum ama ilgini ceker belki.
0
stavro
(05.01.22)
100 yıllık eşyaları buluyor ve yeniliyor, özellikle mekanik tornavida ve ütü muhteşem.

www.youtube.com
0
anten
(05.01.22)
since1907
(05.01.22)
melancholia
(05.01.22)
(5)

İlgili olduğunuz konular- olaylar

gunbatimi
Spesifik olarak merak ettiğiniz ilginizi çeken konu ya da olaylar var mı. Mesela tarih ya da daha spesifik; İtalya tarihi-Ortacağ İtalyas'sı ordan da daha spesifik bir konu olabilir. Bir de bu tarz kitapları okurken ya da nette araştırırken notlar alır mısınız. Belli bir okuma- araştırma sistematiği
Spesifik olarak merak ettiğiniz ilginizi çeken konu ya da olaylar var mı.

Mesela tarih ya da daha spesifik; İtalya tarihi-Ortacağ İtalyas'sı ordan da daha spesifik bir konu olabilir. Bir de bu tarz kitapları okurken ya da nette araştırırken notlar alır mısınız. Belli bir okuma- araştırma sistematiği olan var mı.
0
gunbatimi
(04.01.22)
Çok var. Zamanla değişiyor. En son yıldızlara takmıştım. Kara delikleri de araştırdığım oluyor zaman zaman. Canlılığın ortaya çıkışıyla ilgili şeyler de okuyorum. Jeolojik zamanlar da ilgimi çekiyor. Jeolojik zaman deyince dinozorlar da aklıma geldi.

Tarihte Bizans ilgimi çekiyor ama ben daha da eski dönemleri merak ederim genelde. Yontma Taş Devri gibi. Buzul Çağı gibi.

Planlı olarak araştırmıyorum çünkü alanım dışında çoğu (mühendisim). Keyif almak için okurum. Not almam ama önemli bulduğum makalelerin adlarını, linklerini not alıyorum.
0
dissendium
(04.01.22)
Çok uzun seneler ilgili olduğum konu Eski Mısır mitolojisiydi. Artık üzerine okuma yapmıyorum, ama 10 yaşımdan beri ilgilendiğim için, konu hakkında spesifik bilgilere sahibim.

Şarap ile yoğun olarak ilgilenmeye başlayalı herhalde 3 yıl kadar oluyor. Hakkında yazılmış ansiklopedik kitapları yutarak okuyorum. Ansiklopedi okumayı çocukken severdim, şarap ile yeniden başladı. 2 senedir devamlı okuma yapıyorum. Evet, sürekli not alıyorum. Kitaplarda, aynı akademide yaptığım gibi, çok önemli bulduklarımı pembe post-it ile, ara sıra bakmak istediğim bilgileri sarı post-it ile işaretliyorum. Bir okuma defterim var. Orada alıntılamaya değer bulduğum notlar var. Bir iki sene sonra da konu hakkında bazı sınavlara girmek istiyorum, bunların bana yardımcı olacağını biliyorum. O nedenle, sistematik öğrenmeye motiveyim.

Bi' de şarap için tuttuğum ayrı bir defter daha var, neleri içmek istediğimi, alınacakları ve ziyaret etmek istediğim üreticileri oraya yazıyorum. Tadım notları da orada. O defter hep yanımda.
0
buf-e kür
(04.01.22)
mantarlar ve ağaçlar genel olarak ilgimi çekiyor. bunlarla ilgili excel'de taksonomik ağaçlar falan hazırlayıp, güzel yapılmış çizimlerini buluyor, videoları takip ediyor, not kağıtları oluşturuyorum. hemen hemen gördüğüm tüm ağaçları ve marmara'daki birçok mantarı tanıyabiliyorum.

geç antik çağ, yani roma'nın yıkılış süreciyle avrupa'nın şekillenmeye başladığı erken ortaçağ ile birlikte hristiyanlık tarihi ilgimi çekiyor. bunlarla ilgili kitaplar okuyup birçok anlaşma ve önemli yasaların orjinal textlerini indirip okuyup saklıyorum. excel'de belli dönemlerle ilgili tarihsel cetveller hazırlıyorum. kişilerin ve olayların paralel kronolojilerini çıkarıyorum vs.

hristiyanlık tarihinin bir uzantısı olarak reformasyon ve abd tarihi de ilgi alanım. reformasyon sonrası şekillenen denominasyonlar ve bunların avrupa ve abd'deki gelişim aşamaları, birleşmeleri, dağılmaları gibi şeyleri takip ediyorum. olayları google earth üzerinden işaretleyip, göç yollarını çiziyorum vesaire...

daha farklı birçok şey var... genel olarak bilmediğim bir şeylerle uğraşmayı seviyorum ve uğraştığım her şeyi kayıt altına alıyorum.
0
akhenaten
(04.01.22)
Valla dusundum de oyle spesifik olarak ilgimi ceken bisey yok sanirim. Daha cok 'her seyden biraz' adamiyim ben. Bir de cabuk sikilip, baska seylere de kolaylikla kayabildigim icin bisey uzerine uzun uzun arastirma yaptigim pek olmuyor.
0
j r r tolkien hayrani
(04.01.22)
2. Dunya savasi. Her cephesi, her olayı her tarafi her şeyiyle ilgimi çeker. Hatta zaman makinesi ile gecmisi gormek mumkun olsa savas boyunca tum cepheleri tum carpismalari gidip ani anina tanıklık etmek isterdim.
Eskisi kadar ilgilenmiyorum artik ama.
0
stavro
(04.01.22)
(12)

davranış şekline denk geldiniz mi

tuborg yesili
ben daha önce de denk geldim belli belirsiz ama bu çok belliydi. konu ortama yeni gelen kadın kişisinin kadınları görmezden gelmeye çalışıp erkeklerle daha iyi anlaşmaya çalışması durumu. daha önce de belli belirsiz böyle bişey gözlemlemiştim( başka ortam başka kişi) ama yılbaşında çok net bir gözl
ben daha önce de denk geldim belli belirsiz ama bu çok belliydi. konu ortama yeni gelen kadın kişisinin kadınları görmezden gelmeye çalışıp erkeklerle daha iyi anlaşmaya çalışması durumu. daha önce de belli belirsiz böyle bişey gözlemlemiştim( başka ortam başka kişi) ama yılbaşında çok net bir gözlemim oldu ve bu yaygın mı yoksa ben mi boyle dusunup abartıyorum bilmek istiyorum.
bir arkadaş grubu düşünün kadınlı erkekli. yıllardır tanışıyorlar. içerde bazıları çift zaten evli. bu ortama bir kişi yeni kız arkadaşını da getiriyor.
yeni gelen kız ortamda tüm erkeklerle muhabbete giriyor çok çok samimi ama kadınlarla mutfakta dahi karşılaşsa muhabbet etmiyor. sadece herkesin içinde birkaç cümle kuruyor kadınlarla.
bu kadar sıcakkanlı samimiyet içinde olan birinin bunu cinsiyet gözeterek yapması neden olabilir?
ortam zaten çift ağırlıklı, kendisi de bir partner olarak gelmiş. bir amac uğruna olamaz o nedenle.
0
tuborg yesili
(04.01.22)
Böyle bir şey kesin var ya. Sebebini tam bilmiyorum ama ben de denk geldim.
0
basubadelmevt
(04.01.22)
insanları ve insan davranışlarını bu şekilde kategorize etmek doğru dğeil diye düşünüyorum. bunun cinsiyetle bir ilgisi neden olsun? belki o insanlar rahat hissettirmedi onu, diğerleri daha iyi anlaştı vs vs. veya tam tersi o, ortamdaki kadınlara konforsuzluk verdiğini düşünüp mesafeli davranıyordur, size soğuk yapıyor gibi yansıyordur.
sadece iyi anlaşamamış veya kendini iyi ifade edememiş olabilir. sevmemiş der geçerdim, abartacak bir durum yok.
insanların hele bir de kadınların bu şekilde ("şöyle mi, böyle mi") düşünülmesi çok yorucu ve demode.
0
rewlack
(04.01.22)
Bu ben olabilirim:) ama şöyle; bazen kadinlar kendi hemcinslerine selamsiz sabahsiz olabiliyor. Erkekler de daha kibar oluyor. Diger kadinlarda bu duruma sinir oluyor.

Diger bir olasılık da, kadinin kendini diger hemcinslerinden ustun gormesi, erkeklerin ilgisinden hoslanmasi. Bu kasitli bir sey ve normal degil. Neyse ki, ben 2.cisi degilim.
0
geçerkenugradım
(04.01.22)
şöyle aslında bana hep tam senin kafa dengin çok iyi anlaşırsınız dendi ondan ben de çok tanışmak istiyordum. hatta kendisine ve diğer kadın arkadaşa ayrı bir hediye almıştım. ama bana o kadar mesafeli ve soğuk davrandı ki iletişim kuramadım ve zorlamadım. hediye için de diğer arkadaş teşekkür etmesine rağmen o sadece hımmm sagol diye tepki verdi.
0
🌸tuborg yesili
(04.01.22)
içgüdüsel davranış olabilir ya da ortamın çift çift olması sebebiyle, ortama da yeni gelinmiş, erkeklerin beğenisini kazanıp, bu beğeniyle kadınların arasında kendine üstlerde yer bulma vs. aman yoruldum yazarken.

içgüdüsel, bilinçaltının yönlendirdiği davranış diyorum.
0
gabe h coud
(04.01.22)
bi tür savunma mekanizması geliştirmiş de olabilir(olumlu taraftan bakarsak çünkü olumsuz taraftan bakma yapılmış)

genelde ortamlarda kadınlar birbirlerine aşşşşırı samimiyetsiz davranır. bu böyledir genellikle. o tavırdan çok bıktıysa kendi çevresinde, yeni ortama girince oh be erkek deyip daha "harbi" bir sohbet için onlara yanlamış olabilir.
0
floydian
(04.01.22)
benim denk geldiklerim, sadece erkeklere karsi degildi, onlari yeni biriyle tanistirdigimda da ayni seyi yapiyor ya da daha iyi konumda olan insanlar varsa onlara daha yakinmis gibi davraniyorlar.
ben, asagilik kompleksi var galiba diye düsünüp yol veriyorum.
0
Coma
(04.01.22)
Ortamdaki erkeklerin gözüne girmek istiyor. Çok kafa kızım gibi kendilerini beğendirme çabaları oluyor.
0
anais
(04.01.22)
pick me girl deniyor bunlara. erkeklerle kanka olurum, kadinlarla olamam tarzinda muhabbetlerinin yarisi diger kadinlari gommek olan kadinlara deniyor.
0
2oda1salon
(05.01.22)
ben bunun çiftsiz olan versiyonuna çok denk geldim, "şu kız da sadece erkeklerle muhabbet ediyor" gibisinden ama çiftli ortamda dikkatimi çekmedi. garip sanki ama erkeklerin de hoşuna gidebilir.
0
hlot
(05.01.22)
2oda1salon +1

Tipik bir "pick me" hareketi. En belirgin özellikleri, başka kızlar gibi olmadıklarını düşünmeleridir ve hemcinsleriyle hep kendilerini kıyaslarlar. Ben kadınlarla hiç anlaşamam abi hep erkekler en yakınımdır yaa ben diğer kadınlar gibi değilim... böyle uzar gider.
0
kostüm çok güzel prenses misiniz
(05.01.22)
Sadece kadınlar için böyle değil bu, yeni bir ortama ilk gittiğinde herkes flört potansiyeli taşıyan gruptan kişilerle taşımadığı kişilere göre daha farklı bir ilişki geliştiriyor.

Bu bazen onların ağzının içine düşerek bazen tam tersi, hiç yüz vermeyerek oluyor ama hep oluyor. Siz de yapıyorsunuzdur emin olun. Sonra kişiler tanışıp ilk heyecanı, o yabancılık dönemini attıkları halde aralarında bir şey olmadıysa orası sizin "arkadaş ortamınıza" dönüşüyor.

Ayrıca ülkemizdeki kadın-erkek ilişkileri buna çok müsait. Erkekler kadınlara karşı belli davranış pratiklerini uygulamak konusunda şartlanmış halde. Haliyle ortama yeni gelen bir kadın genel olarak kendisine erkeklerin kabalık edemeyeceğini, kadınların ise böyle bir kaygısının olmadığının farkında. Haliyle ortama alışırken ters tepki almayacağı yerde kalmak istiyor, burayı daha güvenli buluyor. Normal bir şey bu bence.
0
akhenaten
(07.01.22)
(20)

Sosyal medya gizliliğini çok mu abartıyorum?

ceann deas
Kendimi bildim bileli sosyal medyada gerçek adımı kullanmıyorum, fotoğraflarımı paylaşmıyorum. Bir ara üniversitenin verdiği gazla kendi adım ile Instagram hesabı açıp bir kaç fotoğraf koydum, arkadaşlarımı falan ekledim, kendi fotoğraflarım ile storyler attım ama o gaz bitince hepsini sildim. Arkad
Kendimi bildim bileli sosyal medyada gerçek adımı kullanmıyorum, fotoğraflarımı paylaşmıyorum. Bir ara üniversitenin verdiği gazla kendi adım ile Instagram hesabı açıp bir kaç fotoğraf koydum, arkadaşlarımı falan ekledim, kendi fotoğraflarım ile storyler attım ama o gaz bitince hepsini sildim. Arkadaşlarım toplu fotoğraflarımızı paylaştığında bile geriliyorum kim bilir nasıl tiplerle takipleşiyor ya başıma bela olursa korkusu basıyor.

Dediğim gibi kendimi bildim bileli böyleydim ama bi kızın sosyal medya fotoğraflarının alınıp başka birinin bedenine shoplandığı ve kızın hayatının karardığı konulu gerçek hayattan uyarlanmış bir film izlediğimden beri daha da arttı sanki. Belki ego diyeceksiniz kendini o kadar önemseme diyeceksiniz ama televizyonda ayda 2-3 tane reddedildiği için öldürülen kadın haberi çıkıyor hangi takıntılı psikopatın hayatımı kaydıracağını bilemiyorum. Evimi, odamdaki eşyaları paylaşırken bile geriliyorum.

Sizde çok mu abartıyorum yoksa korkularımda haklı mıyım?
0
ceann deas
(04.01.22)
Instagram’ı gizli yapabilirsin. Tanımadığın kimseyi eklemez, mesaj kabul etmezsin. Senin tercihin tabii ama sanki biraz abartıyorsun.
0
gabe h coud
(04.01.22)
Psikopatın hayatını kaydıracağı alan sosyal medya olmadığı için evet, abartıyorsun. Başka sebeplerden kullanmamayı anlarım ama takıntılı psikopat fotonu beğenip de peşine mi düşücek ki.

Ki öyleyse sokağa çıkmaman, işe okula gitmemen lazım. Yolda kafana saksı düşüp ölme ihtimalin bahsettiğin ihtimalden daha fazla.
0
Bruce
(04.01.22)
Çok kelimesi az olmuş. Çok çok abartılı. Açıkçası biraz da garip.
0
dissendium
(04.01.22)
internete gercek ismimizi ve fotolarimizi vermezdik zaten.
2007'ye kadar boyle gitti sonra facebook isim vermeye zorladi.

Bu ama paranoyadan degildi, niye verelim kafasiydi.
Benim hala oyle mesela.
Ne foto yuklerim ne ismim var dogru duzgun.

O dedigin manyakligi sen bir yere uye olmasan da yapabilir zaten.
0
divit
(04.01.22)
Instagram'ı gizli yapsan bile bazı uygulamalar ile hesap içeriğini görebiliyorsun. Bilmiyorum sosyal medya inanılmaz korkutucu bir yer gibi geliyor.
0
🌸ceann deas
(04.01.22)
korkularında haklısın ancak korunma yöntemin çok işe yarayacak bir yöntem değil. siparişini getiren de manyak olabilir marketteki görevlide. tehlike her yerde ve her an var. eğer vaktin ve enerjin varsa savunma sanatları ile ilgilen bu daha etkili bir yöntem olur.
0
selam
(04.01.22)
instagramı gizli yapar da, instagramdaki arkadaşın seni yanındaki arkadaşına gösteriyor, birlikte tartıyorlar senin profilini o nasıl olacak

ayrıca evet evinin cephesini, sokağını, konum içeren fotoğraflarını atarsan, sapık olmasa da hırsızın biri dadanabilir.
0
comp
(04.01.22)
Abartmıyorsun ülkenin manyağı çok, yani evet sokakta başına bir şey de gelebilir bu ülkede, ona da bir şey yapamazsın, sen sadece olasılıklardan birine karşı önlem almışsın, bir de başına sosyal medya sorunu çıkmasın diyerek
0
freebird5406_2
(04.01.22)
Olması gereken bu aslında. En basitinden her gittiğiniz yeri herkese açık şekilde paylaşırsanız bir nevi izlenmiş oluyorsunuz. Sizi sevmeyen ve hakkınızda bilgi edinmek isteyen insanlara da bu fırsatı vermiş oluyorsnuz.

Yaptığınız %100 doğru.
0
garylineker
(04.01.22)
Kendinizi onemsemeyip de kimi onemseyeceksiniz ki? Tabii ki koruma ihtiyacı hissetmeniz cok normal.

Ben de neredeyse hic kendi fotografımı paylasmadan kullanıyorum sosyal medyayı. Sadece Instagramda hesabım var, onda da bir sekilde iliskim olmayan insanları eklemiyorum.
Biz okulda cocukları bu tarz konularda egitmek icin o kadar cok korkutucu vaka duyuyoruz ki her turlu onlem mantıklı gelıyor. Isminizi, calıstıgınız yerı ve evinizi net sekilde belli olmayacak sekilde paylasımlar yapmanız onemli. Bazı insanlar garip bir sekilde kapısının onunde poz veriyor “atasehir doga sitesi” diye de lokasyon ekliyor, aklım almıyor.

Ben Istanbulda yasarken soyle bir olay basıma geldi: ben bir performans aktivitesine katıldım. Bu aktivitede biri ufak bir video cekip story atmıs. Bu kısıyı tanımıyorum, seyircilerden biri. Storyde de olumlu birsey soylemis, atıyorum “haha bu kız komik” falan gibi. Bu tanımadıgım kisinin tanımadıgım bir arkadası bu storyı gorup ilgilenip bana mesajlar attı, tanısmak istedi. Ilgilenmedigimi soyledim, bu biraz surdu. Bir gun evime yakın oldugu icin hep gittiğim kafede yanıma yaklasıp merhaba dedi biri. O adam! Cunku bakın, zamanında postlarımda kafeyi etiketlemisim, etiketlemesem de bardakta falan adı yazıyor. Sonra kafeden “evime yakın oldugu icin sık sık okuma yapmak icin geldiğimi” vs soylemisim. Semti belli.

Siz bir kadınsanız eger durum biraz daha hassas bariz guvenlik sebepleriyle. Paranoyak olmaya gerek yok da tedbirli olmaya gerek var.
0
sopiro
(04.01.22)
Tedbir güzel paranoya normal değil. Bu mevzu biraz tedbiri de aşmış paranoyaya ilerlemiş.
Bununla birlikte, malesef günümüzde sosyal medya çoğu arkadaşla iletişim kurma platformu oldu. Uzak durunca bağ da kopuyor. Bu endişe bir diğer yandan seni yalnızlaştırabilir - ki fotoğraf koymaktan endişe ediyorsan sokakta yürürken ne kadar rahatsın?Belki profesyonel bir destek yardımcı olabilir.
0
lcha
(04.01.22)
Sokakta yürürken de başıma bir şey tabiki gelebilir ama insanlar artık sokaktan daha çok sosyal medyada. Ayrıca sokakta tipinden kıllandığın insandan uzaklaşabiliyorsun fakat sosyal medyada öyle bir şansın yok engellesen bile seni buluyor.
0
🌸ceann deas
(04.01.22)
Yaşadığınız durum sıradan değil. Sosyal medya kullanmamayı seçmek ile bundan bu derece korkmak farklı şeyler.
Sokakta birinden uzaklaşıp sosyal medyada uzaklaşamayacağınızı söylüyorsunuz. Yani tehditleri artık normal değerlendiremiyorsunuz belli ki. Yüksek bir kaygı duyuyorsunuz öyle anlaşılıyor. Destek almakta fayda var.
0
kullanıcıadımbuolsun
(04.01.22)
Gereksiz ve aşırı evham. Bence de destek almalısınız.
0
himmet dayi
(04.01.22)
Yani evet biraz abarti da geriliyorsan icin rahat etmiyorsa kullanma zaten kendini niye sikintiya sokasin? Cok elzem bir şey değil sosyal medya, kullanmasan veya ismini esgalini vermesen bir sey kaybetmezsin.

Ama korkun gereksiz herhangi bir sapigin manyagin sana ulasmasi icin senle iletisime gecmesi lazim, fitograftaki suratina bakarak adresini tespit edemezler.
0
stavro
(04.01.22)
Paranoyaklık ile gerçeklik arasında müthiş bir yerdesiniz bence; o yüzden net bir cevabı yok. Abartıyor mu acaba dedim ama kesinlikle abartmıyorsunuz. Saçma sapan tipler, her olasılığa açık saçma toplum üyelerimiz.. Yapınız bunları görmezden gelmenize izin veriyor mu vermiyor mu?
0
lüzumsuz adam
(04.01.22)
Çok abartıyorsunız. Neden diye soracak olursanız herkesin günlük yaşamında yer etmiş bir konuyla alakalı kaygı oranınız çok yüksek.

Gerçekten birisi sizin fotoğraflarınızla bir şeyler yapmaya çalışabilir mi? Evet. Teknik olarak imkanlı ve mümkün bir şey bu.

Ancak yolda yürürken kılıçla öldürülebilmeniz de mümkün, bunu gördük değil mi? Peki ne yapalım, evden dışarı çıkmayalım mı? Eğlenmek için öylesine gittiğiniz bir cafe'de kredi kartınız kopyalanabilir mesela, ne olacak?

Kişisel bilgilerimizi ortalığa yaymamız kötü bir şey çünkü firmalar bu bilgilerle bizim üstümüzden kar elde ediyor. Ama hayatım altüst olacak düşüncesi sadece size zarar. Hiç sosyal medyada bulunma amacı hissetmiyor olsanız aman da illa kullan demem, ama cafe örneği gibi; eğer orada fotoğraf paylaşmak sizi eğlendiriyorsa ve bundan sırf başıma iş gelir korkusuyla uzak duruyorsanız bu normal değil.
0
akhenaten
(04.01.22)
sosyal medyada pek aktif olmayan, fotoğraf paylaşmayan biriyim ama kendi adımı kullanıyorum.
bunun nedeni tamamen mahremiyet ve önüme gelen yemeği yemeden önce fotoğrafını çekmeyi akıl edemiyor oluşum.

yani instagram'ı, sürekli öz çekim yapmayı falan sağlıklı bulmuyorum.
diğer yandan da, ayak uyduramıyorum gerçekten.
ama arkadaşlarımla falan paylaşımlar yapıyorum yeri gelince.

fakat sizin bahsettiğiniz tamamen ayrı bir şey.
fotoğrafların farklı şekilde kullanılmasından korkmak, kendi adını kullanmamak, eşya paylaşırken bile gerilmek falan.

evet internet tehlikeli olabilecek bir ortam ama diğer yandan da, kimse sizin peşinizde koşmuyor, kimse varlığınızın farkında değil genel olarak.
hesap gizliliği ayarlarınızı ona göre düzenleyip en azından arkadaşlarınızla belli şeyleri paylaşmak gayet normal bir şey.

ne tür bir korku olursa olsun, sürekli korkularla, olabilecek kötü senaryolarla yaşamak ve bunları düşünerek hayatı düzenlemek psikolojik destek almayı gerektiren bir şey.
0
blatta hiberna
(04.01.22)
Bence de abartı geldi. belki destek alman gerekebilir. kullanmamak ayrı korkmak evham yapmak apayrı şeyler
0
all girls dream
(04.01.22)
Abartiyorsun net
0
lost aci soyler
(06.01.22)
(9)

İlişkinin ilk haftasında sevgiliyi aileyle tanıştırmak

vestasy
Bir erkeğin bu davranışı sizce garip mi, yoksa gayet normal mi? Çevremde bunun olması gereken bir hareket olduğunu, erkeğin ilişkiye ciddi baktığının belirtisi olarak yorumlanacağını söyleyenler oldu da biraz garipsedim açıkçası. Önemliyse bahsi geçen şahıs kırk yaş üstü. İlişkilerinin beşinci günü,
Bir erkeğin bu davranışı sizce garip mi, yoksa gayet normal mi?

Çevremde bunun olması gereken bir hareket olduğunu, erkeğin ilişkiye ciddi baktığının belirtisi olarak yorumlanacağını söyleyenler oldu da biraz garipsedim açıkçası.

Önemliyse bahsi geçen şahıs kırk yaş üstü. İlişkilerinin beşinci günü, kadınla tanışmasının da üçüncü haftasıymış kadını ailesiyle tanıştırmaya götürdüğünde.
0
vestasy
(02.01.22)
Biri götürmek istemiş öbürü de gitmiş. Bize laf düşmez :)
0
naksidil
(02.01.22)
hayir ben tanismayi kabul eden kisiyi de garipserim.
0
ala09
(02.01.22)
Bana da garip geldi. Tesadüfen denk gelince tanıştırılır da 5. günden tutup aileye götürmek tuhaf yani.

Totalde 3 hafta falan görüştüğüm biri daha 2. görüşmemizde ailesine benden bahsettiğini söylemişti ve çok saçma bulmuştum o zaman da. Bahsetmeyi de geçip aileyle tanıştırmak aşırı saçma geldi bana.
0
ms brownstone
(02.01.22)
Valla her iliski farkli. Bazisinin 1 yil sonra bile ailesiyle tanisasin gelmez bazisiyla cart diye olur.
0
hot potato
(02.01.22)
Adam ailesinden “evlen artık” diye ciddi baskı görmekte ve kendince uygun bulduğu ilk kadını hemen “aha buldum sizce de münasip midir?” —diye ailesinin önüne çıkarmış. %97.5 olay böyle.
0
kaptankedi
(02.01.22)
Tek başına olayın kendisi üzerinden bir şey söylemek zor, ancak beş günde birini ailesiyle tanıştıran birisi büyük ihtimalle fevri davranmaya yatkın biridir.

Benim gördüğüm hızlı gelişen ilişkiler genellikle bir o kadar da hızlı bitiyor. Aşırı ağırdan alınan ilişkiler de nihayetinde bir yere ulaşmıyor. Ortasını bulmak gerek. Zaten olağan davranış da bu değil mi? Yani bir insanın tüm yönlerini tanıyacak kadar süre geçirip, eğer uyuştuysanız hayatınıza buna göre yön verecek kararları alabilmeli, uyuşmadıysanız da sakız etmeden kendi yollarınıza gidebilmelisiniz. 1 ayda kimse kimseyi tanımaz. Belki tanıdıkça sever, ama tanıdığını iddia edemez. Ben şahsen tanımadığım insanları ailemle tanıştırma eğilimi olan biri değilim. Böyle biriyle de gerilirim. Dolayısıyla bu ilişki benim için yürümezdi.

Ama herkes ben değil sonuçta. Herkes farklı bir şey bekliyor. Onun için uyuştuğumuz birini bulabilmek için yıllar harcıyoruz.
0
akhenaten
(02.01.22)
kırk yaş üstünden bildiriyorum, hiç normal değil.kırk yaş üstü yetişkin olmaları beklenen iki kişi bu yollara sapıyorlarsa kendi içlerinde çok ciddi sıkıntılar var demektir. bunun ciddiyetle falan alakası yok. o yaşta iki kişi birbirlerinin ciddiyetini zaten anlar karşılıklı. bunun için aile bireylerine ilişkiyi meşrulaştırma derdine düşüyorlarsa yaşlarının insanları değiller.

bu arada kadın tarafı kendisini manipülatif bir erkeğe hazırlasın. önce love bombing, ardından gaslighting ve mansplaining, hemen arkasından da ghosting gelecek. etrafımda böyle üst perdeden başlayan erkeklerde bir defa bile şaşmadı bu sıralama, hiç istisna görmedim şahsen.
0
Phoebe
(03.01.22)
iyi işler uzatmaya gelmez. böyle zeytinyağı gibi akar o işler.. bu kişiler de bunu hissetmiş olmalılar.. allah mutlu etsin. ben de garip bulmuyorum. insana dair konular formüle edilmeye gelmez..
0
füt
(03.01.22)
ikisi de belli bir yaşın üstündeyse kendilerini tanıtmak konusunda önemli noktaları dikkate alacak tecrübedelerdir
bu yüzden hızlı ilerler, hayatları, işleri oturmuştur

ikisi arasındaki uyumla alakalı
0
bir soru sorcam
(03.01.22)
(4)

Kitap Listesi Çıkarmak

kullanıcıadımbuolsun
Sahip olduğum kitapların listesini çıkarmak istiyorum, sayıca fazla kitabım var ve iş ile ilgili onları taramak güç oluyor bazen bu bende var mıydı diye düşünürken. Aynı kitabın ikincisini aldım geçen ay karıştırıp. Bazı kitapları ödünç alıp ödünç veriyorum, sonra karışıyor ipin ucu kaçtı. Nasıl bir
Sahip olduğum kitapların listesini çıkarmak istiyorum, sayıca fazla kitabım var ve iş ile ilgili onları taramak güç oluyor bazen bu bende var mıydı diye düşünürken. Aynı kitabın ikincisini aldım geçen ay karıştırıp. Bazı kitapları ödünç alıp ödünç veriyorum, sonra karışıyor ipin ucu kaçtı.
Nasıl bir sistem önerirsiniz? Buna dair hazır excel dosyaları vs. var mıdır?
0
kullanıcıadımbuolsun
(01.01.22)
Goodreads hesabı açarsanız mobil uygulamasında kitabın barkodunu/kapağını taratıp hesabınıza hızlı hızlı ekleyebilirsiniz. Bazı kitapları bulamadığı oluyor tabii.
0
kobuzchu kiz
(02.01.22)
Bir ara shelfari vardı ben de üniversitedeyken kütüphaneden alıp okuduğum kitapları hatırlayayım diye oraya kaydediyordum "kitap bende var", "istek listemde", "ödünç alarak okudum" gibi seçenekleri vardı yanlış hatırlamıyorsam. şimdi goodreads oldu ama değişince hiç kullanmadım siteyi.
0
bartholomew87
(02.01.22)
Ben access tabanlı basit bir kütüphane programı indirmiştim zamanında, kitabı kaydediyorsunuz sonra adını, yazarını vesaire yazınca önünüze geliyor. kütüphane programı olduğu için ödünç verme ile ilgili özellikleri de açık, eğer birine kitap veriyorsam kullanıyorum :) zamanı geçince uyarı da gönderiyor.

google'da aratın, size uygun basit bir programı mutlaka bulursunuz adları sanları yok genelde. goodreads bakıp "aman da ne güzel kitaplar okumuşum" demek için hoş ama bu tarz bir kullanım için çok da pratik değil.
0
akhenaten
(02.01.22)
Goodreads işe yaramıyor zaten çoğunlukla işe dair kitaplar için acess kısmına eğileceğim teşekkürler @akhenaten
0
🌸kullanıcıadımbuolsun
(02.01.22)
(20)

Arkadaşlık ilişkileri sorusu

abuzer
Diyelim ki iş yerine giderken arabanizla goturdugunuz karşı cins bir iş arkadasiniz var. Hatta yani arkadaslarinizdan kim denk gelirse birlikte gidip geliyorsunuz. Sonra bu karşı cins arkadasinizin bir sevgilisi oluyor (sonra nisanlaniyor) ve sevgilisi kiskandigi için artık sizin ve diğer iş arkadas
Diyelim ki iş yerine giderken arabanizla goturdugunuz karşı cins bir iş arkadasiniz var. Hatta yani arkadaslarinizdan kim denk gelirse birlikte gidip geliyorsunuz. Sonra bu karşı cins arkadasinizin bir sevgilisi oluyor (sonra nisanlaniyor) ve sevgilisi kiskandigi için artık sizin ve diğer iş arkadaslarinin arabasina binmiyor. Yürüyor iş yerine. İş yeri de 15 dk yürüme mesafesinde. Ayrıca arabaya binmemekle kalmayip karşı cins arkadaslariyla iletisimi de minimuma indiriyor. Bu kisinin yaşı da 27-28.

Ek olarak iş yerinde de bencil bir tip. zaman zaman yakindiginiz bencil davranislari var.

Gel zaman git zaman sevgilisinden ayrılıyor ve iş yerine gitmek için sizi arayip "kaçta cikiyorsun?" gibi bir soru soruyor. Bu durumda tavriniz ne olur?
0
abuzer
(01.01.22)
Almam.
0
himmet dayi
(01.01.22)
Ne kadar sevdiğime göre değişir. Genelde bu tip davranışları pek umursamam ama almayana da alndemem.
Coknsinir bozucu bir tavır. sopa atılsa müdahale etmem
0
kisa
(01.01.22)
Almam ve nedenini açıkça söylerim. Kişiliğine göre laf sokarak dalga geçerek söylerim ya da ciddi ciddi açıklarım. Bi şekilde söylemeden duramam, öyle bahane üretmeye falan gerek yok, alma ve direkt söyle.
0
Bruce
(01.01.22)
@bruce, bunu ben yasamadim. Ama yasasaydim o kisiyi asla tekrar arabama almayacagimi, karaktersizce davrandigini belirtecegimi soyledim. Bunu yasayan kisilerden birinden "sinirlarimin çok keskin oldugu" şeklinde yorum aldim.

O yüzden diger insanlar ne düşünüyor merak ettim
0
🌸abuzer
(01.01.22)
Erkek arkadaşına saygı duymuş, ne var bunda? Yukarıda olumsuz yorum düşünenler şunu düşünmüş muhtemelen, ''ben sapık mıyım, bana güvenmiyor mu''.

Beni iş çıkışı bekar, evli iş arkadaşlarım bırakırdı. Güvendiğim insanlardı, eşleri de beni bilirdi ama bir süre sonra bu insanlar farklı tekliflerde bulunmaya başladılar. Herkes böyle değildir ama erkek arkadaşıyla tartışmak istememiştir.
0
geçerkenugradım
(01.01.22)
Yahu çok keskin olucak tabii, manitası istemiyor diye 15 dk araba yolculuğunu bile kesen karaktersize keskin yaklaşmayıp napıcan.
0
Bruce
(01.01.22)
Sınırların keskin olabilir ne var ki bunda?
0
kisa
(01.01.22)
Ters yapmam bahane uydururum işim var farklı bir yere uğrayacağım şeklinde kesinlikle almam iş yerinde pas vermem
0
shredd
(01.01.22)
@gecerken, soylediklerine katilmamakla birlikte; o zaman sevgilisinden ayrilinca da donmeyecek o arabaya? Yurumeye devam etsin. Belediye otobüsü mu bu? İstediginde binicen, istemediginde selam vermicen
0
🌸abuzer
(01.01.22)
Almam. Sevgilisi kıskanç olabilir, kız dedikodu çıkarabilir. Bunlar işyerinde problem çıkarır işinden olursun. Bi bahane bulup kızı sepetlemek gerekir
0
komando kani var bende
(01.01.22)
@geçerkenugradım

Yoo ''ben sapık mıyım, bana güvenmiyor mu'' diye düşünmekle alakası yok. Aramızdaki arkadaşlığı sevgilisi istemiyor diye rahatça bitirme noktasına geliyorsa toplu ulaşımı kullanmaya devam edebilir. Sevgilisi istemiyor diye arabama binmemesi bir derece kabul edilebilir ama hiçbir şey yokmuş gibi "yarın kaçta çıkıyorsun" derse cevap bile vermem.
0
himmet dayi
(01.01.22)
Neden soruyorsun?

- beni de alsana diyecektim, keh keh.

Alamıyorum kusura bakma.
0
gabe h coud
(01.01.22)
alırım, hatta derim ki "yeni sevgili yapınca arabayı sen sür ben yürüyerek gidip gelirim." gerçek kerizlik ay pardon arkadaşlık bunu gerektirir.
0
erenderk
(01.01.22)
Birlikte olduğum kişi istedi diye, eğer ilişkiye değer veriyorsam bazı şeyleri yapabilirim. Bu yaptığım şeyin kabalık olduğu gerçeğini değiştirmez, çünkü birlikte olduğum kişiye bunu anlatıp bana hak vermesini beklemek ya da yapamayacaksa kendi yoluna gitmesini izlemek yerine başka biriyle olan ilişkimi kesmeyi ben seçmişimdir. Ne var ki eğer bir şeyleri göze alıp yaptıysam ve sonra da o ilişkim biterse hiçbir şey olmamış gibi davranamam. Karakter paket halindedir. Bunu yapan, atıyorum kendisi zor durumda kalmamak için beni hedefe de koyar yeri gelir.

Kişi sizle olan ilişkisini kendi hür iradesiyle bitirmiş. Hiçbir şey için çaba harcamadan ne zaman çıkıyorsun diye sorması beni hepten soğuturdu bu kişiye karşı. Ben kendi adıma kaçta çıkıyorsam söyler, beni alır mısın diye sorarsa "ciddi misin?" yazar bırakırdım. Diretecek kadar da yüzsüzse kafa rahatlığını sevdiğimi söyler, bu kadar karmaşık işlere gelemediğimi belirtip bitirirdim konuşmayı.
0
akhenaten
(01.01.22)
bu kızın yerine aynı şeyi bir erkek aynı şeyi yapsa sevgilisi istemiyor diye senin araca binmeyi bıraksa. daha sonra tekrar binmek istese bu soruyu sorar mıydın? bence senin yerinde olan çoğu erkek bu durumu normal karşılardı.
0
kelepir
(01.01.22)
@kelepir, erkek değilim ama hemcinsim uzerinden dusuneyim. Hemcinsim, sevgilisi istemedigi için arabama binmiyosa o daha da cehennemin dibine gidebilir. Karakteri oturmamis insanlarla iletişim sürdürmek istemem, ki bu iletisimin de ötesinde bir "hizmet" :)
0
🌸abuzer
(01.01.22)
bir kere arabayla yolculuğu iyilik olarak yapıyorsunuz, bi bekletiniz yok?

bi insan bekarken farklı, ilişkideyken-evliyken farklı davranabilir
nakliyat ve muhabbet farklı konular
eskiden karşı cins arkadaşlarıyla sadece iş konuşuyorsa, flört yoksa yine tutarlı

yani burada seni taşıdım bana sadakat göstermelisin, ömrün boyunca x turizmi tercih edeceksin tribi yanlış

tabi bu davranış değişimininin çok tutarlı olduğu söylenemez ve yazdığın gibiyse uslubu da hoş değil
0
bir soru sorcam
(01.01.22)
"Ayrıca arabaya binmemekle kalmayip karşı cins arkadaslariyla iletisimi de minimuma indiriyor. Bu kisinin yaşı da 27-28."

bunu yapmasa belki yine alırdım fakat böyle bir davranıştan sonra. kaçta çıkıyorsuna çıktığım saati cevap olarak atardım beni alır mısın derse de kusura bakma derdim.
0
belkider
(02.01.22)
ciktigim saati söylerdim,
beni de birakir misin falan derse,
sevgilim olsun olmasin, sevgilim kiskaniyor kusura bakma derdim.
0
wishmaythşngs
(02.01.22)
Sevgilisiyle arası bozulmasın diye arabama binmiyorsa bana bir zahmet bunu efendice anlatsın. Diyeceğim tek şey "hayırlısı olsun"dur. Ama onun ötesinde iletişimini minimuma indirmişse, bencilse bence bu durumu değiştirir. Hele bir de sanki bir gün önce bu olaylar olup bitmiş de ertesi günü hiçbir şey olmamış gibi "yarın kaçta çıkıyorsun" diye arasa önce dalgamı geçer sonra da onu almayacağımı belirtirim. 15 dk. yürüyüversin. Düşünmek için vakte ihtiyacımız var hepimizin.
0
SiyamkedisiZorro
(03.01.22)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.