Giriş
(3)

Ses Kaydinin hukuki durumu - Ozel hayati ihlal etmiyor

gavurun tohumu
Sirket olarak vergi/fatura islerine dair uyusmazlik yasadigimiz bir firma var. Maille olan yazismalara israrla cevap vermeyip telefon uzerinden bilgilendirme yapiyorlar. Dava surecinde delil olmasi acisindan, karsi tarafa ses kaydi aldigimiza dair bilgilendirme yaparak toplayacagimiz veriler mahkeme
Sirket olarak vergi/fatura islerine dair uyusmazlik yasadigimiz bir firma var. Maille olan yazismalara israrla cevap vermeyip telefon uzerinden bilgilendirme yapiyorlar. Dava surecinde delil olmasi acisindan, karsi tarafa ses kaydi aldigimiza dair bilgilendirme yaparak toplayacagimiz veriler mahkemede delil olarak kullanilabilir mi?
0
gavurun tohumu
(11.04.22)
Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 199. maddesi der ki,

"Uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli yazılı veya basılı metin, senet, çizim, plan, kroki, fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ile elektronik ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları bu Kanuna göre belgedir."

elbette kullanabilirsiniz.
0
gottacatchemall
(11.04.22)
karşı tarafın rızası hukuka uygunluk sebebidir. delil yerine de geçer. hatta karşı taraftan rıza almasaydınız dahi başka türlü bir ispat şansı kalmadığı açıksa, mahkemeler yine delil olarak kabul etme eğiliminde (her ne kadar kanunda hukuka uygun toplanmayan deliller yargılamaya esas alınamaz dese de)
0
kel aynak kusu
(11.04.22)
Evet, ancak bilgilendirmenin ilgili ses kaydında bulunması gerekir. Dolayısıyla her aramada ses kaydı aldığınızı belirtmelisiniz, zaten kurumsal şirketlerin müşteri ilişkileri departmanlarında yapılan da bu.
0
akhenaten
(11.04.22)
(5)

kışlıklarınızı nasıl kaldırıyorsunuz?

tuborg yesili
Naftalin yerine sabun koymak olur mu?
Naftalin yerine sabun koymak olur mu?
0
tuborg yesili
(10.04.22)
Lavanta da koyabilirsiniz.
0
kuehles blondes
(10.04.22)
Ben sabun ve lavanta kesesi karışık koyuyorum. Bir de son zamanlarda koku keseleri çıktı; bu sene onlardan koymayı planlıyorum.
0
fraise
(10.04.22)
Yumuşatıcısı bol bir şekilde yıkayıp az durulayıp öyle kaldırıyorum.
0
Bruce
(10.04.22)
naftalin, sabun vs herhangi bir sey koymuyorum. herhangi bir sorun yasamadim. mont kaban vs her zaman asili oldugu dolapta asili duruyor. gomlekler de gene askida. kazak vs giymem kolay kolay ama olanlari katlayip gene ayni cekmecesine koyuyorum.
0
hot potato
(11.04.22)
Ekstra bir şey koymuyorum, bir sorun yaşamadım. Yazın kapı pencere açık olsa da hurçları koyduğum dolabın yalıtımı da iyi olduğu için odaya böcek girse bile dolaptan içeriye girmesi pek mümkün değil gibi.
0
akhenaten
(11.04.22)
(3)

Bazı şeyleri itici bulmak ondan zaman zaman soğumak?

Piukh
Ekşide sevilen kişinin kusurları gözünüze batmaz minvalinde bir yazı okudum ve beni düşündürdü. Sizlere de sormak istiyorum.Mesela bazen bir hareket, bir cevap, bir tavır bende soğuma/itki yaratabiliyor. Ona olan sevgim azalmıyor ama itici buluyorum ve bu araya mesafe koymaya bile varabiliyor sevgim
Ekşide sevilen kişinin kusurları gözünüze batmaz minvalinde bir yazı okudum ve beni düşündürdü. Sizlere de sormak istiyorum.

Mesela bazen bir hareket, bir cevap, bir tavır bende soğuma/itki yaratabiliyor. Ona olan sevgim azalmıyor ama itici buluyorum ve bu araya mesafe koymaya bile varabiliyor sevgim azalmasa dahi. Sevgim azalmıyor çünkü kötü niyeti olmadığını bilirim ama sonuçta benim hoşuma gitmeyen bir şey olmuş, kırılmışım belki ve uzaklaşmak istiyorum vesaire vesaire. Ayrıca böyle şeyleri açıkça da söylerim ben, kırıcı mı sizce?

Gerçek sevgi diye karşısındakini altın görmekten bahsedince biri acaba benim varamadığım bir sevgi derinliği mi bu diye düşündüm, sizde nedir durumlar?
0
Piukh
(10.04.22)
Haklısınız, bir insanı çeşitli kriterlere göre severiz. Sonuçta dünyadaki herkesi sevmiyoruz değil mi? Eğer sevdiğim kişi benim için hoş olmayan bir şey yaparsa o zaman "acaba onu yanlış mı tanıdım, acaba kendini bana farklı mı tanıttı" endişesi uyanıyor içimde.

Gerçekten sevip sevmemekle alakası yok bu hissin. Tabi bu da bir sebep olabilir, ama tek sebep olamaz. İnsanlara bakmayın, herkes ezberden konuşuyor.
0
akhenaten
(10.04.22)
doğal bir şey. hiçbir şey yokken tek bir hareketten ya da sözden bir anda soğuduğum daha olmadı bugüne kadar ama özellikle ilişkinin uzun süredir devam ettiği ve benzer şeylerin sürekli benzer sorunlar yarattığı durumlarda ben de yaşıyorum bunu. böyle durumlarda sevgim de azalabiliyor hatta.

hatta hatta ne yalan söyleyeyim o yazıda bahsedildiği gibi bir sevgi çeşidinin olduğunu da düşünmüyorum. bir arada yaşayabilelim diye üzerinde anlaştığımız belli yazılı-yazısız/sözlü-sözsüz kavramlar var, bunlardan biri de sevgi. insanlar ortak paydada birleşebilsin de olabilecek en az sorunla sosyal, duygusal, psikolojik, fiziksel ihtiyaçlarını karşılasınlar diye üretilmiş bir kavram. insanların gerçek sevgi diye yaşadığı saplantılı tuhaf ilişkiler için belki kusurların göze batmaması falan mümkün olabilir, bilmiyorum.
0
Mossy
(10.04.22)
Bunlar birbirinden farklı konular. Sizi üzecek, kıracak soğutacak bir şey yapması başka şey, genel bi hareketine gıcık olmak başka.

Mesela ağzını şapırdatıyordur yemek yerden size hiç batmaz çünkü seviyorsunuzdur.

Ama stresliyken ters biri olması tabi ki batar. Çünkü size karşı da kırıcı oluyordur.

Sevdiğiniz kişinin 1. Örnekteki gibi kötü yönlerini görmezsiniz. 2. Örnekteki gibi kırıcı olan kötü yönlerini ise asıl olduğundan çok daha fazla görürsünüz.

Yazıyı okumadım bu arada.
0
zimbirik
(11.04.22)
(9)

Belediyeler park ve bahçelere neden meyve ağacı dikmiyor

neymis
Yıllardır merak ederim, Belediyeler park ve bahçelere neden meyve ağacı dikiyor.
Yıllardır merak ederim, Belediyeler park ve bahçelere neden meyve ağacı dikiyor.
0
neymis
(09.04.22)
Çünkü çok bakım istiyor, nazik, hassas ağaçlar. Parklardaki yol kenarlarındaki gibi dayanıklı ağaçlar değiller.

Bir de meyve ağacı olsa ve bakılsa da daha meyveler olgunlaşmadan çoluk çocuk ve eğitimsiz yetişkinler o ham meyveleri bile toplamak için dalını malını kırar ağacın.
0
John Bloor
(09.04.22)
Çok yere dikilse insanlar alışır, neden kırsınlsr.
0
🌸neymis
(09.04.22)
bakımı zor ağaç bu kendi kendine büyüyor zaten gibi değil
0
freebird5406_2
(09.04.22)
Sinek, bakım, çürük, koku, yapışak yapması.
0
westblack
(09.04.22)
Düzenli gübreleme, ilaçlama, çapalama, budama istiyor. Meyve sebze yetiştirmek gerçekten zor iş.

Hadi belediye bütçe ve eleman ayırdı diyelim, dediğim insan faktörünü göz ardı edemeyiz.

Hangi insan alışacak? Piknikte tüm çöpünü, pisliğini hatta çocuk bezini ormana bırakan insanlar mı?

Arabada giderken camdan su şişesini, sigara izmaritini yola atan insanlar mı?
0
John Bloor
(09.04.22)
Geçen Adana'da refüjlerdeki trunçları toplarken araba çarparak 3 kişi öldü, bizim milletimiz sırf o meyveleri toplamak için telef olur.

www.haberturk.com
0
solo
(09.04.22)
limon cok hassas.
dut ve incir kaldirimlari pisletir.
portakal mandalina belki olabalir bilmiyorum,
turunc oluyor, ama onu da napican yani
0
spherical
(09.04.22)
Bizim burada incir var her sene bi kere yanlislikla basarim bir saat ayakkabi temizlerim.
Onemli davete giderken bile basmistim.
Arabanin motorun ustune akittigi recinesi zaten ayri dert.

Sinegi bocegi ayri dert zaten.
0
divit
(09.04.22)
Esasen yol kenarında yetişen ağacın meyvesini yememeniz gerekir. Toplum sağlığı için iyi olmaz.

Diğer taraftan meyve ağaçlarının meyveleri genelde hamken toplanıyor, ağaçlar da zarar görüp ölüyor.

Eğer meyve ağacında bolluk varsa ve insanlar meyvelere tenezzül etmiyorsa da meyveler düşüp yerde çürüyor, yapış yapış olup koku yapıyor. Dut ağaçları bu yüzden pek istenmez örneğin.

Her halükarda çok iyi bir seçim değiller.
0
akhenaten
(09.04.22)
(2)

Sizce şu deri ceket nasıl?

kukuleta
Mankendeki fiziğe benzer fizikteki biri için 10 üzerinden kaç puan alır?https://www.derimod.com.tr/siyah-bosh-x-erkek-deri-ceket-20wgd6384cy/
Mankendeki fiziğe benzer fizikteki biri için 10 üzerinden kaç puan alır?

www.derimod.com.tr
0
kukuleta
(09.04.22)
2-3
0
duyurukullanıcısı
(09.04.22)
Sizin tarzınız nasıl bilmiyorum ama model gayet yakışıklı ve kalıplı biriyken bu ceketi giyince çok zevksiz durmuş. Bence sorun cekette.
0
akhenaten
(09.04.22)
(7)

Kredi cekmek/kredi kartı kullanmak

bedrozan
Bir ürün alacağım. 10000 TL kredi çekmek(6 ay) ve 10000 TL kredi kartından (6 taksit) cektirmek Hangisi daha uygun olur sizce, ona göre işlem yapacağım.
Bir ürün alacağım. 10000 TL kredi çekmek(6 ay) ve 10000 TL kredi kartından (6 taksit) cektirmek

Hangisi daha uygun olur sizce, ona göre işlem yapacağım.
0
bedrozan
(08.04.22)
Kredi kart limitinizi zorlamayacaksa karta böldürün. Limit sorunu olacaksa kredi çekin.
0
nundu
(08.04.22)
kredinin faizi var. taksidin faizi olmaz genelde.
0
jelly bear
(08.04.22)
Taksit her türlü avantajlı olur.
0
neymis
(08.04.22)
Vade sayıları aynıyken hangisine ne kadar faiz ödeyeceğiniz önemli. Dolayısıyla cevabınız; "hangisine daha az faiz ödeyecekseniz o" haliyle.
0
akhenaten
(08.04.22)
Kredi çekmek genelde çok net bir şekilde çok daha pahalıya gelir.
Sadece faizi değil, belge masrafı, hayat sigortası gibi masrafları da olacak.

Faiz ve ödeme koşullarını öğrenince kredi kartınızdaki "taksitli nakit avans" kısmına da bir sorun. Kredi çekmeye göre daha ucuz oluyor genelde.
0
michael_knight
(08.04.22)
Kredinin daha uyguna gelebileceği fikrini nasıl edindiniz? Sonuçta aldığınız tutardan fazlasını ödeyeceğinizi biliyorsunuzdur herhalde? :)
0
baal
(08.04.22)
Faiz oranini ve nasil hesaplandigini anlayip ona gore karar vermen lazim, bunlar net bilgiler. Ama sallamak gerekirse cevap kredi karti taksidi zira kartlarin olayi bu, yoksa kimse kullanmazdi.
0
hot potato
(08.04.22)
(6)

spor yapmadan protein tozu kullanılır mı

birmilyonunvarmi
kullanacağımdan değil de aklıma geldi. spor yapmayan biri protein tozu kullansa kaslanır mı?
kullanacağımdan değil de aklıma geldi. spor yapmayan biri protein tozu kullansa kaslanır mı?
0
birmilyonunvarmi
(06.04.22)
Protein ihtiyacı sadece spor yapanlara özel bir durum olmadığı için haliyle alınır, protein tozu normal protein kaynaklarının pratikleştirilmiş hali sadece. Hatta yumurta ile birlikte vücutta kullanılabilirliği en yüksek olan protein kaynağıdır whey. Protein tozunu sadece sporcular kullanır algısı çok doğru değil.

Ha bununla birlikte diğer soruna gelecek olarak kaslanmazsın, o çok alakasız bir konu. Kas inşası için çok başka süreçler var.
0
Kaleci Saçlı Forvet
(06.04.22)
Protein tozu kas yapan bir şey değil, bol bol et, yumurta tüketerek durduk yere kaslanamayacağınız gibi protein tozu tüketerek de kaslanamazsınız.

Ama ihtiyacınız olandan fazla protein alırsanız bunlar yağa çevrilip depolanacağı için yağlanarak kilo alırsınız.
0
akhenaten
(06.04.22)
felclilere, ameliyatlilara falan da yazar doktor hatta. bildigin besin iste. neskuik’in faydali olani.
0
alperz
(06.04.22)
eğer gün içinde aldığın protein miktarını az olduğunu düşünüyorsan spor yapmasan da alabilirsin. eğer masa başı bir iş yapıyorsan kaslanmazsın. spor yapmıyorsan protein tozu kas yaptıran mucizevi bir ürün değil.
0
false pretension
(06.04.22)
Üstteki cevaplara ek olarak, fazlası karaciğeri yorar diye hatırlıyorum. Spor yapmayan biri fazla et yerse, yumurta yerse, protein kaynaklı besin tüketirse göbeklenir, kaslanmaz +1
0
John Bloor
(07.04.22)
kilo almak isteyen zayıf insanlara kullanılması tavsiye ediliyor çoğunlukla.
0
ravenudon
(07.04.22)
(6)

Uykuya dalarken irkilmek?

hadi ya la
Bildiğimiz ağaçtan düşer gibi irkilmek değil ama. O çok nadiren oluyor, benim hissettiğim saliseler içinde çok heyecanlanmak. Durduk yere nabzım yükseliyor, bir tehlikenin oluştuğunu hissediyorum ve bir saniye sonra geçiyor.2 sene önce iki ay boyunca nefes alamadığımı hissediyordum, gündüzleri bile
Bildiğimiz ağaçtan düşer gibi irkilmek değil ama. O çok nadiren oluyor, benim hissettiğim saliseler içinde çok heyecanlanmak. Durduk yere nabzım yükseliyor, bir tehlikenin oluştuğunu hissediyorum ve bir saniye sonra geçiyor.

2 sene önce iki ay boyunca nefes alamadığımı hissediyordum, gündüzleri bile ellerim uyuşuyor, nabzım yükseliyordu. Telkin ve meditasyonla doktora gitmeden çözdüm. (belirtilerim anksiyete bozukluğunu gösteriyordu.)

Fakat son iki üç aydır uykuya dalarken bahsettiğim şekilde irkiliyorum, ne olduğunu bildiğim için telaş yapmıyorum ve bir saniye sonra geçiyor zaten.

Sizce bunun adı ne?
Doktora gitmeli miyim?
0
hadi ya la
(06.04.22)
Aynısı bende de oluyor. Çok ciddi bir korkuyla bir anda sıçrıyorum tam dalma esnasında. Bence normal bir durum aynı ağaçtan düşmek gibi. Belki psikolojik açıklaması vardır, ben çok kaygılı biriyim uyurken diş de sıkıyorum stresliyken. Stresle ilişkili olabilir bence.(yalnızca tahmin)

www.google.com.tr
0
Josephine.
(06.04.22)
avicennaint.com

buna benzer bir şey yaşıyor olabilir misiniz?
0
reversal of fortune
(06.04.22)
phonex
(06.04.22)
arada oluyor bende de, burnum tıkandığında nefes alamayınca ya da kan dolaşımı engellenince oluyor. vücut ölmememiz için kalk lan nefes alamıyorsun uyarısı veriyor.
0
bohr atom modeli
(06.04.22)
Birçok sebebi olabilir, nokturnal panik yaşıyor olmanız da olası.

Panik atağın uykuya geçiş sürecini aksatan bir biçimi. Uykuya dalış sırasında aniden gelen ölüyorum hissi, kalbiniz duracakmış gibi olması ve ardından heyecanla gelen nabız yükselmesi gibi bir şekilde kendini gösteriyor.

Tanım size uyuyorsa doktora gitmeyi düşünebilirsiniz.
0
akhenaten
(06.04.22)
bana da oluyor, sözlükte bununla ilgili mantıklı bir entry vardı ama unuttum. beyin sanırım uyurken ölüyorum zannediyormuş o yüzden o tepkiyi verddiriyormuş sahibine. manyak lan bu beyin yazıyordu en sonda. ama yazıyı bulamadım.
0
dandiş
(06.04.22)
(8)

Majör depresyondan nasıl çıkılır?

sadecesu
İlaçsız. Hayattan hiç keyif almıyorum. Yiyorum, içiyorum. O kadar.
İlaçsız. Hayattan hiç keyif almıyorum. Yiyorum, içiyorum. O kadar.
0
sadecesu
(05.04.22)
Terapiyle.
0
Bruce
(05.04.22)
Kendi kendine teşhis koymayı bırakarak.
0
Kaleci Saçlı Forvet
(05.04.22)
ilaçsız çok zor. Bu da bir hastalık. nasıl ki vücudunuzda enfeksiyon olunca antibiyotik kullanıyorsanız beyin kimyanız bozulduğunda da ilaç kullanabilirsiniz bir farkı yok.bundan çekinmek çok yanlış bence. bir an önce doktora görünmenizi tavsiye ederim.
0
sta
(05.04.22)
uzmana danışarak, başka türlü zor.
0
passion rules the game
(05.04.22)
Bisiklet belki
0
divit
(05.04.22)
İlaç +psikoterapi. Psikoterapi mümkün değilse "İyi Hissetmek" adlı kitap okunup söylenenler uygulanabilir. Biblioterapi,okuma terapisi diyorlar.
0
crimson man
(05.04.22)
kırık bir bacak üzerinde yürümeye çalışmaktan vazgeçin.
0
aegina
(06.04.22)
Majör depresyon tanısını doktor mu koydu? Majör depresyon kronikleşmiş depresyondur, basitçe, beyninizdeki birçok salgının olması gerektiği gibi işlemediği bir süreçtir. İlaç tedavisi ve çoğunlukla buna ek olarak psikoterapi gerektirir.

Hayattan az keyif almıyorken depresyondayım, çok keyif almıyorken majör depresyondayım gibi bir şey yok. Lütfen bir doktora gidin ve size önereceği tedaviyi harfiyen uygulayın.
0
akhenaten
(06.04.22)
(7)

Bir konuda fikir danışmaca-Beslenme alışkanlığı

demirr
Merhabalar. Şimdi konuyu fazla uzatmadan kısa ve öz şekilde yazmaya çalışacağım.zira sizin fikirleriniz benim için her zaman önemli olmuştur. Bir çok sıkıntıyı sizin goruslerinizle astım. İmdi2 yıldır beraber çalıştığım hemcinsim olan bir mesai arkadaşım var. Gayet de samimiyiz. Geçenlerde evimize z
Merhabalar. Şimdi konuyu fazla uzatmadan kısa ve öz şekilde yazmaya çalışacağım.zira sizin fikirleriniz benim için her zaman önemli olmuştur. Bir çok sıkıntıyı sizin goruslerinizle astım. İmdi

2 yıldır beraber çalıştığım hemcinsim olan bir mesai arkadaşım var. Gayet de samimiyiz. Geçenlerde evimize ziyarete geldiler ailecek. Biz de iade-i ziyarette bulunduk bugün. Arkadaşın 3 yasında çok tatlı bi oğlu var. Çocuk çok tatlı ama bazı alışkanlıkları pek hoş değil. Mesela hoşuna gitmeyen en ufak şeyde yaninda kim olursa olsun vuruyor. Bize geldiklerinde eşim eğildi ve seni öpebilir miyim dedi. Çocuk çat vurdu tokadı. Bugün babasına da 2-3 defa vurdu bizim yanımızda. Çocuk bilmiyor tabi kotu bir davranış olduğunu ama ne annesi ne babası da en ufak bir tepki vermiyor. Hemen suyuna gidiyorlar daha fazla mızmızlanmasin diye. Aynı şekilde memnun olmadığı her şeyde ağlayarak küsüyor. Küsmesin diye hemen istediğini yapıyorlar.

Son olarak arkadaş her gün iş çıkışı eve giderken çocuğa mutlaka bisküvi,seker,çikolata falan birşey alıyor. Almayınca küsüyor diyo. Fakat sıkıntı surda ki çocuk baya bir kilolu. Yani obez seviyesinde kilolu.

Benzer sıkıntılar bu yaslarda benim oglumda da oldu fakat biz bunları basit tedbirlerle hemen hallettik. Bizim arkadaş ve esi de bu sıkıntıların ileride daha büyük sıkıntılara sebep olabileceğinin pek farkında değiller. Günü kurtarma derdindeler.

Simdi gelelim soruya. Ben bu arkadaşı çok sevdiğim için çocuktaki bu sıkıntıları kendi çocuğumu ornek göstererek nasıl halledebileceğini anlatmak istiyorum fakat nasıl bir tepki vereceğinden emin olamiyorum. Kendisi biraz değişiktir. Neye nasıl tepki vereceğini pek kestiremiyorum. Bir tarafim hic karisma dese de bir taraftan da içim rahat etmiyor. Kendisini de çocuğunu da seviyorum.

El soru: siz olsanız ne yapardınız?

Tesekkurler
0
demirr
(03.04.22)
Problem çocukta değil arkadaşınızda aslında. Sende bir problem var demezdim ben olsam. Ne yapayım küsüyor tavrının yerime destek de isteyebilirdi ya da sadece şikayet bile etseydi yardım edin derdim. Karışmayın.
0
kullanıcıadımbuolsun
(03.04.22)
Karışmazdım.
0
himmet dayi
(03.04.22)
Böyle şeyler kişide bir paket halinde bulunuyor. Siz arkadaşınıza çocuğa her istediğini almaması gerektiğini anlatırsınız, başka zaman arkadaşınız "küfret bakayım oğlum abi duysun" diye çıkar gelir.

Çocuklar ailelerinin etkisi altında yetişiyor, yapacağınız bir şey yok.

Kendisinin istemesi gerekiyor buna kafa yormayı. Bu da bir ihtimal sizi örnek alabileceğini düşündüğü bir davranış görürse gerçekleşebilir. Örneğin onun karşısında, çocuğunuzla olan bir sorunu (özellikle onun da mustarip olduğu bir sorunu) profesyonelce çözdüğünüzü görürse bu onu harekete geçirebilir.
0
akhenaten
(03.04.22)
hiç bulaşma sen kötü olursun. onlar çocuğu sürekli şımartacaklar bu şekilde yaşayacaklar ve bunun iyi bir şey olduğunu düşünecekler

ve bu konuda yapabileceğin hiçbir şey yok.
0
duyurukullanıcısı
(03.04.22)
işte bu yüzden herkes üremesin diyoruz. herkes anne baba olamaz, düzgün çocuk yetiştiremez.

hiç karışmayın, zaten dinleyip dikkate alacak birisi olsa çocuk bu hale gelmezdi.
0
rose parks
(03.04.22)
Diğer arkadaşların da dediği gibi böyle durumlarda müdahale edene geri teper genellikle. Ama illa ki müdahale etmek istiyorsanız o zaman obezite konusu üzerinden girebilirsiniz. Eğer çocuk gerçekten sağlıksız derecede kiloluysa bu yaşta, böyle gittiği taktirde 20'lerinin ortasını bile zor görür. O nedenle obeziteyle ilgili bir belgesel birşey izleterek başlayıp sonra "senin çouk da böyle bak, şimdi müdahale etmezsek ileride kötü olur, benim de böyleydi, bunu yaptık düzeldi" diye müdahalenizi yaparsınız. Çocuğun ölümcül bir problemle karşı karşıya olduğunun net bir şekilde söylenmesi şart yalnız. İlk başta sert tepki verirler belki ama sonra sindirir ve içinde bulundukları durumu anlarlar. Sonrasında da rayına girer yavaş yavaş. Hatta belki doğrudan bir uzmanla randevu alıp oraya habersizce bir şekilde arkadaşınızı götürüp Amerikalıların "intervention" dediği şekilde uzman desteğiyle direk yüzüne vurarak da yapılabilir.

Oradan sonrası zaten karakterine de etki eder, her istediğinin önüne koyulması durumu ortadan kalkacağı için şımarıklık da azalarak bitecektir.
0
drkayzer
(03.04.22)
Maalesef bu konularda bir öneri verdiğinizde sizi ukala bulacak ve bir süre sonra sizden bile soğuyacaklardır. Hele ki kendi çocuğunuzu örnek göstererek anlatmaya başladığınızda olay çok tatsız yerlere gider.

Herkesin kendine göre bir doğrusu var hayatta ve onun dışına çıkamaz kolay kolay. Zaten çıkmak istese gelir size sorardı sizinki abur cubur istemiyor nasıl çözdünüz diye. Adam halinden memnun demek ki.

Şöyle örnek vereyim, atıyorum sizle aynı maaşı alan bir arkadaşınız gelse dese ki abi bak sen çok yanlış harcamalardasın. Ben 2 yılda şu kadar yatırıma ulaştım sende tık yok böyle olur mu gel şu hayatını değiştir dese söyledikleri çok mantıklı da gelse dediklerinin %90'ını dinlemez uygulamazsınız. bunun ondan hiç farkı yok.

salın gitsin.
0
anten
(03.04.22)
(5)

kıl dönmesi muayene

Topalordek
merhaba, kıl dönmesi olduğundan şüphelendiğim bir kitle var popomda, maaledef vucudumdaki kıl yoğunluğundan da ayrı şikayetçiyim. sormaya utanıyorum ama muayeneye giderken popo ve civarını jiletle sinek kaydı yapıp gitmem mi gerekiyor doktora? doktor hem iğrenmesin diye düşünürken aklına farklı terc
merhaba, kıl dönmesi olduğundan şüphelendiğim bir kitle var popomda, maaledef vucudumdaki kıl yoğunluğundan da ayrı şikayetçiyim. sormaya utanıyorum ama muayeneye giderken popo ve civarını jiletle sinek kaydı yapıp gitmem mi gerekiyor doktora? doktor hem iğrenmesin diye düşünürken aklına farklı tercihler gelmesin diye de tırstım hafif. kimseye laf sokma iğneleme derdim yok yanlış anlaşılmasın lütfen. birde kıl dönmesi ameliyatı olsam oruç tutamayack kadar kötü mü devam ediyor ameliyat sonrası süreç? şimdiden teşekkürler, özelden de mesaj atablirsiniz.
0
Topalordek
(02.04.22)
Kıl dönmesine bakan doktor iğrenmez rahat olabilirsin. Şu an açık ameliyat çok yapılmıyor, küçük vakalarda bölgeyi bi sıvıyla dolduruyorlar o sıvı yakıyor. Yine hiç olmasa birkaç gün oruç tutmaman gerekebilir.
0
mg3929
(02.04.22)
oruç açısından sıkıntı doğuracak bir ameliyat değil. ama ilaç kullanman gerekecek o yüzden 1 hafta falan tutamazsın sanırım.

doktor hakkında kötü şeyler düşünmez merak etme. kılları almana gerek yok alsan da bi şey olmaz.
0
jelly bear
(02.04.22)
ultrason ile bakıyorlar, bir jel sürüp aleti gezdiriyor o bölgede.

kıl olsun olmasın gözüküyor zaten diye biliyorum. Kılları kesebiliyorsan iyi olur. Görüntü açısından kimler kimler gidiyordur, bişey demezler.

zaten operasyon için o bölgeyi komple traşlaman gerekecek veya onlar traşlıyor zaten.
0
ananiyimioguz
(02.04.22)
Doktor eşcinsel olduğunuzu düşünmez, zira poposunu tıraşlamak isteyen hiçbir eşcinsel kişi gidip de her yeri kıllıyken tek bir bölgeyi kesmez, estetik değil en başta neden böyle bir şey yapasınız?

Bence çok fazla düşünüyorsunuz.
0
akhenaten
(02.04.22)
öncelikle geçmiş olsun. bence jiletle tıraş etmeyin. zaten malum bölgede bir şikayetiniz var ve jilet ile bölgeyi daha da tahriş etme ihtimaliniz var. yani çok aşırı derecede uzunsa bir makine yardımı kısaltabilirsiniz belki. onun dışında bence hiçbir şey yapmanıza gerek yok. utanılacak bir durum yok.

cerrahi müdahale yapılırsa sonrasındaki 1 hafta 10 gün ilaç kullanmanız gerekir tahminen. bu sürede oruç mümkün olmayabilir. ancak kıl dönmesinde ameliyatsız bir çok tedavi şekli de mevcut. hastalığın sizdeki seyrine ve durumuna göre bu değişir elbette. bu alanda deneyimli iyi bir hekime görünmemiz faydalı olacaktır.
0
pardus
(02.04.22)
(5)

sizce bu etik mi? siz olsaniz ne yapardiniz? (Is Basvurusu)

sorusuolaninsanmodeli
Selamlar herkese,Soyle bi durum var, iki hafta once cok istedigim bir sirketten ama turkiyedeki subesinden bir is teklifi aldim ve teklifi hemen kabul ettim ve sozlesmeyi imzaladim.Ancak sozlesmeyi imzaladiktan sonra daha oncesinde basvurdugum hollandali bir sirket de bana donus yapti ve onlarla da
Selamlar herkese,

Soyle bi durum var, iki hafta once cok istedigim bir sirketten ama turkiyedeki subesinden bir is teklifi aldim ve teklifi hemen kabul ettim ve sozlesmeyi imzaladim.

Ancak sozlesmeyi imzaladiktan sonra daha oncesinde basvurdugum hollandali bir sirket de bana donus yapti ve onlarla da sansimi denemek istedim.

sorun su ki hollandali sirketle de gorusmeler iyi gitti ve sanirim teklif iletecekler.

Bu durumda ise baslamadan istifa etmek etik olur mu? yoksa diger tarafi geri cevirmeli miyim? hic daha once basina benzer durum gelmis olan var mi aramizda?
0
sorusuolaninsanmodeli
(30.03.22)
benzer durumlar yaşadım. profesyonel düşünmek gerekiyor. Birincisi sonsuz bağlılık yemini etmedeniz hiçbir firmaya, dilediğinizde ayrılabilirsiniz. Sözleşmeyi imzalamanız işe başladığınız anlamına gelmiyor, o yüzden istifa etmiş de olmayacaksınız. İki şirketin tekliflerini yanyana koyup sizin için hangisi iyiyse onu seçin, gerisini çok düşünmeyin.
0
yonge and bloor
(30.03.22)
İşe başlamış olsanız bile ilk ay deneme süreniz olacak, siz ya da işvereniniz "yok, ben vazgeçtim" diyebileceksiniz. Sizin için hangisi iyiyse onu seçin +1
0
kobuzchu kiz
(30.03.22)
cok tesekkur ederim, vicdanim biraz rahatladi sayenizde :)
0
🌸sorusuolaninsanmodeli
(30.03.22)
Hocam kimse vazgeçilmez değil, çıkarınıza göre hareket edin. Hayrına çalışmıyoruz sonuçta :)
0
lcha
(30.03.22)
Çalıştığınız şirketle aranızdaki ilişki iş ilişkisidir. İş ilişkisi içerisinde firma size bir ücret öder ve sizden bir hizmet alır. Siz alacağınız ücret için orada bulunursunuz, çünkü hayatta kalmanız için para kazanmanız gerekiyor.

Bir arkadaşlığı çok fazla maddiyata vurmak ne kadar yanlış ve hasar vericiyse bir iş ilişkisini de maneyata vurmak aynı oranda zarar verici.

Sizin üstünüze düşen bulduğunuz fırsatı değerlendirmek. Bu aynı zamanda meslektaşlarınız için de dolaylı yoldan şartların iyileşmesi demek, çünkü ayrıldığınız firma da rakiplerine eleman kaptırmamak için yöntemler üretecek.

Siz ayrılmak istediğinizi söylediğinizde arkanızdan tek diyecekleri "ona başka yer teklif vermiş, ilanı tekrar açalım"
0
akhenaten
(30.03.22)
(3)

basit ingilizce sorusu 3

0zlem
there aren't any photos in living roomthere isn't any sugar in the kitchenizlediğim videoda belirli bir mutfakta olduğu için başına "the" getiriyoruz diyor peki living room neden belirli değil? o da bizim oturma odamız değil mi?yoksa bir yanlışlık mı var? neye göre belirli anlayamadım :)
there aren't any photos in living room

there isn't any sugar in the kitchen

izlediğim videoda belirli bir mutfakta olduğu için başına "the" getiriyoruz diyor peki living room neden belirli değil?

o da bizim oturma odamız değil mi?

yoksa bir yanlışlık mı var? neye göre belirli anlayamadım :)
0
0zlem
(29.03.22)
the living room olmalı. yanlışlık var.
0
himmet dayi
(29.03.22)
The living room olmalı +1 Türkçe üzerinden mi izliyorsunuz videoları?

Bence konu adıyla youtube'da anadili ingilizce olan kişilerin videolarından öğrenin. Çok kolay anlaşılır başlangıç videoları var, tahmin ettiğinizden daha kolay olacaktır emin olun.
0
akhenaten
(29.03.22)
the olmalı +1
eğitimci falan olmayacaksanız bu tarz şeyler önemsiz kalıyor günlük hayatın içindeki konuşmalar için. yabancı dil öğrenirken kurallara çok takılıyoruz denir ya, bazen hak veriyorum.
0
gkhncnzdgn
(29.03.22)
(12)

Okuduğunuz kitaplarını tutuyor musunuz yoksa hibe mi ediyorsunuz?

put it in your appropriate place
Kütüphanemi, düzenleyip ihya etmeye çalışıyorum. Çoğu kitapları elimden çıkaracağım.Pandemi öncesinde senede 60 kitabı buluyordu sene içerisinde okuduklarım. Dolasıyla dandik kitaplara geliyordum baya. Topluca çıkartıyorum zamanı gelince.Pandemi ile birlikte daha seçici oluyorum tabii. Şimdi şöyle b
Kütüphanemi, düzenleyip ihya etmeye çalışıyorum. Çoğu kitapları elimden çıkaracağım.

Pandemi öncesinde senede 60 kitabı buluyordu sene içerisinde okuduklarım. Dolasıyla dandik kitaplara geliyordum baya. Topluca çıkartıyorum zamanı gelince.

Pandemi ile birlikte daha seçici oluyorum tabii. Şimdi şöyle bir şey var, kitabı okuyorum. Kitap iyi güzel. Baya bilgileniyorum filan, cahil kalmışım cahilliğim gitmiş dediğim oluyor ama biliyorum ki ikinci kez okumayacağım.

Ne bileyim, bir başkasının da okumayacağını biliyorum ama elim gitmiyor. Mesela Keşifler Ve Coğrafya; 15. ve 16. Yüzyıl Keşifleri diye bir kitap okudum. 2015 senesinde okumuştum. Ulan cahilmişim cidden, iyi oldu okuduğum cahilliğim gitti diyecek kadar faydası oldu kitabın ama içerik hakkında hiçbir şey kalmadı haliyle.

Siz ne yapıyorsunuz kitaplarınızı? Tutuyor musunuz, yoksa sağa sola hibe mi?
0
put it in your appropriate place
(26.03.22)
Tekrar bakma ihtimalim varsa tutuyorum. Yoksa elden çıkarıyorum.
0
babilfish
(26.03.22)
bazilarini halk kütüphanesine veriyorum bazilarini tutuyorum.
0
Coma
(26.03.22)
Elden çıkardığım/hibe ettiğim ancak sonra ihtiyaç duyup yeniden satın aldığım kitaplarım oldu. :)
0
durme
(26.03.22)
Kitaplar ucuz değil artık. Ben sayfaların fotoğrafını çekerim. Bir kopyası bende kalır. Ondan sonra dağıtabilirim. Basılı kitap almıyorum uzun süredir. Pdf olarak bulup okuyorum. Bu şekilde de çözebilirsiniz. Değerli kitapları dağıtmam.
0
dissendium
(26.03.22)
Valla benim olay cok degisik asamalardan gecti. Cok onceden tanidigim birkac iyi sahaf vardi, o sekilde kendime bir takas zinciri olusturmustum. Bu sayede hem evde hic kitap tutmuyordum hem de kitaplara ya hic ya da cok cok az para veriyordum.

Daha sonra zincirden en saglam sahaf ayrilinca sistem bir anda coktu. Ondan sonra yine bisekil sahaflarla is yaptim ancak pek istedigim gibi olmadi. Sonradan mecburi internetten falan kitap satin almaya gectim,kitaplar birikmeye baslayinca da en son careyi e-booklara gecmekte buldum. Simdi ise yavastan yavastan sesli kitaplara gecis yapiyorum.
0
j r r tolkien hayrani
(26.03.22)
Başyapıt olarak gördüğüm yahut çok etkilendiğim kitapları asla bırakmam, 50 sene sonra bile yaşıyorsam eğer başucumda kalmalı…
0
siyah giyen adam
(26.03.22)
çok hoş değil ama kitaplığımı bozmam ve kitaplarımı (eğer fazlası yoksa) kolay kolay vermem.

bir yere bağış hibe yapacaksam gider toplu satın alır veririm ama kendi kitaplarımı vermem.

evimde en çok sevdiğim şey kitapılığım.
0
AlsterWasser
(26.03.22)
bazen çok saçma kitaplar almış olabiliyorum yeterince okumadan veya internetten aldığım ve bu muymuş yaa ne gereksiz dediğim kitaplar var ne yazık ki.
onları dağıtıyorum sadece.
0
photo85
(26.03.22)
neden vereyim ki para verdiğim şeyi başkasına, çok okuma heveslisi olan kütüphaneden alıp yine okur.
0
bohr atom modeli
(26.03.22)
Ben tutuyorum, kitap okumaya ailemin çocukluklarında okuduklarıyla başladım. Ben de çocuklarımın benim kitapalrımı karıştırmasını isterim. Çocukken o kitaplığı karıştırmak çok hoşuma giderdi.

Bağışlanacak daha işlevsel şeyler var. Gerçek şu ki kitap bağışına muhtaç birisinin zaten çok kitap düşünecek vakti olmuyor. İhtiyaç hiyerarşisinde kafa yoracakları daha önemli şeyler oluyor. Ayrıca insanların ücretsiz kitap okuyabilecekleri birçok yer var.
0
akhenaten
(26.03.22)
tutuyorum. küçükken evdeki kitaplıktan rastgele çok kitap okudum. kendi çocuklarım da aynısını yapsın istiyorum.
0
roket adam
(26.03.22)
Abi kitap bi kere alayım okuyayım sonra vereyim başkasına başkası okusun gibi bir tüketim aracı değil ki niye vereyim bu çok mantıksız tabii ki tutuyorum, bırak hibeyi ödünç bile vermem ben açıkçası elimde babadan kalma 40-50 senelik kitaplar var bunlar manevi anlamda hazine sayılır.
0
Kaleci Saçlı Forvet
(26.03.22)
(10)

Tanışma Yıldönümü'nü önemser misiniz?

jonas
Sevgilinizle tanışma yıldönümünde özel plan yapıyor musunuz, o güne anlam yüklüyor musunuz?
Sevgilinizle tanışma yıldönümünde özel plan yapıyor musunuz, o güne anlam yüklüyor musunuz?
0
jonas
(25.03.22)
Evlilik de dahil bütün yıldönümlerinden daha önemlidir bizim için.
0
teritori
(25.03.22)
Önemserim, özel bir gün çünkü. Nasıl tanıştığınız da önemli tabi, uzun süre arkadaş olarak kalıp sonra işler değiştiyse ne önemi var ki tanıştığınız günün? Ama tanışılır tanışılmaz etkilenip, daha en baştan romantik bir yolda ilerlediğiniz birinden de o günü hatırlamasını beklersiniz ne bileyim.

Bu kadar anlattım ama öyle çok özel bir plan da yapmıyoruz. Genelde o zamanki anılardan falan konuşuyoruz. Ama hatırlamak önemli.
0
akhenaten
(25.03.22)
önemseriz.
0
gabe h coud
(25.03.22)
Hiç bir sevgilimle bunun muhabbeti geçmedi, ne kutladık ne de günü hatırladık diye düşünüyorum çünkü bunun bir tribini de yediğimi hatırlamıyorum.
0
Bruce
(25.03.22)
Simdiye kadar, hatirlayabildigim bir tanisma yil donumu olmadi.
0
buf-e kür
(25.03.22)
Tanışılan gün sevgili olduysak kutlarım ama sonradan sevgili olduysak o kadar değil. Her anın gününü kutlamak, özel gün üretmek çok yoruyor.
0
jazzabel
(25.03.22)
Gün sayısının fazlalığı sadece kapitalizme hizmet eder deyip aramızda bir anlaşma yaptık. Doğum günlerimiz haricindekileri önemsemiyoruz.
0
Mirket
(25.03.22)
tabiki
0
all girls dream
(25.03.22)
Onemsemem.
0
j r r tolkien hayrani
(25.03.22)
önemsiyorum ama hiç önemsenmediği için önemsemiyormuş gibi yaptım yıllarca.
0
deartheodosia
(26.03.22)
(1)

Sanatın gerçekten birleştirici olduğunu düşünüyor musunuz?

skzr
Sb. Ben mesela daha bir kaç sene evveline kadar bu sanatın birleştirici özelliğine güler geçerdim. Ama son senelerde gerek siyasi olarak, gerek hayata çok farklı baktığım kişilerin icra ettiği eserleri (müzik, şiir, resim, tiyatro vs) zevkle takip ediyorum. Hatta daha somut olması adına direkt örnek
Sb.

Ben mesela daha bir kaç sene evveline kadar bu sanatın birleştirici özelliğine güler geçerdim. Ama son senelerde gerek siyasi olarak, gerek hayata çok farklı baktığım kişilerin icra ettiği eserleri (müzik, şiir, resim, tiyatro vs) zevkle takip ediyorum. Hatta daha somut olması adına direkt örnek vereyim. Yılmaz Erdoğan mesela, ben bu ustayı şimdilerde görsem sıkıca sarılır teşekkür etmek isterdim sanatçı kişiliğine. Sizin de böyle düşünceleriniz var mı?
0
skzr
(25.03.22)
Sanatın salt kendisi değil, ancak toplumun geneliyle aynı sorunları ya da mutlulukları yaşayan bir sanatçının, kendisini sanatı yoluyla gerçekten iyi ifade edebildiği bir durum olursa bu ortaya çıkan eser insanlarda "birileri beni anlıyor" hissiyatı uyandırıyor.

Çok fazla şey hissediyoruz, ancak ifade edemiyoruz. Haliyle birilerine gösterip, "işte bak bu benim hissedip anlatamadığım şey" diyebildiğimiz eserler bizde hayranlık uyandırıyor. Söz konusu bu eserin ele aldığı konu ne kadar insanın özüyle ilgiliyse o kadar geniş yelpazede insanı birbirine bağlıyor. İçinde kendimizden bir parça bulduğumuz şeyleri beğenen diğer insanlar da bizde sempati uyandırır. Bu da birleştirici bir özellik.

Burada kritik nokta kapsayıcılık. Örneğin siyasi ya da dini olarak çok farklı olduğunuz bir kişiyle aynı şarkıyı duyunca heyecanlandığınızı fark ederseniz, bu, geçici bile olsa buzları bir nebze eritecektir.
0
akhenaten
(25.03.22)
(9)

mekanik saat almak delilik mi?

duyurukullanıcısı
digital saatler 2500 civarı iken benim beğendiğim mekanik saat 4k veya 6k.şimdi bu paraya hem kendime hem kardeşime iki digital yapıştırırım ama mekanik saatler çok hoşuma gidiyor bu mekanizmayı gösterenler. bu arada kardeşe bi şe alma zorunluluğu yok yani.sanki enayilik gibi geliyor mekanik saat al
digital saatler 2500 civarı iken benim beğendiğim mekanik saat 4k veya 6k.

şimdi bu paraya hem kendime hem kardeşime iki digital yapıştırırım ama mekanik saatler çok hoşuma gidiyor bu mekanizmayı gösterenler. bu arada kardeşe bi şe alma zorunluluğu yok yani.

sanki enayilik gibi geliyor mekanik saat almak bu paralara.
0
duyurukullanıcısı
(24.03.22)
Enayilik degil de zevkine para harcamak gibi dusun.

Amacin saati dogru ogrenmek ise mekanik saat bunu sana veremez.
Devamli ayarlayip takip etmen gerekiyor.
0
divit
(24.03.22)
İşlevsel düşünüyorsanız ve amacınız sadece zamanı öğrenmekse herhangi bir saat almanın kendisi enayilik. Ancak saat bir akseuar, bir giyim ürünü, bir stil nesnesi. Parayı verdiğiniz şey bu, zamanı öğrenmek için bir alet değil. O olay geçeli çok oldu, artık telefonlar var. Bence rahat olun, sevdiğiniz şeyi alın.
0
akhenaten
(24.03.22)
4 5 tane saatm var 1i mekanik diğerleri otomatij
yine saat alacak olsam otomatik ya da mekanik alırım

mekanik saatler gerek iscilik gerek evladiyelik olmsindan ötürü o fiyatlar


divitin hakli olduğu yer var bu saatlerde sapma payı olur. günde 5 10 saniye gibi.
0
all girls dream
(24.03.22)
Bu arada mekanik saat başka otomatik saat başka
seiko lar falan otomatik.
Mekanık değil ikisi farklı
0
all girls dream
(24.03.22)
@shadowfollower ustte yazmislar zaten gunde birkac saniye ayda birkac dakika sapiyor.
O da en iyi ihtimalle, kurmazsan elini oynatmazsan zaten komple gidiyor cogu.

Calisma prensibinden dolayi dakik olmasi imkansiz bir alet.
En babasi bile 100 liralik quartz saatle kapisamaz.
0
divit
(25.03.22)
biliyorsundur ama yine de hatırlatmak için yazayım; dijital saatlere mekanik kadran görüntüsü eklenebiliyor. yeni dijital saatlerin çözünürlükleri yüksek olduğu için tahmin ettiğinden daha gerçekçi durabiliyor.

ben dijitalden yanayım.
0
durbidakka
(25.03.22)
@divit dogru soylemis. en babasi bile saati mukemmel olarak tutamiyor. he 15-20 saniye farktan bir sey olmaz diyorsan sorun degildir zaten senin icin.

dostum seni mutlu edecekse yap. benim de saatlere ilgim var, pisman degilim.
0
baldur2
(25.03.22)
Saat bir aksesuar. Benim de 5 saatim var. Bir tanesi otomatik, diğerleri mekanik. İki tanesi antika - anneden yadigar. Dijital saat sevmiyorum ben. Rahat harcayacak param olsa yine gider mekanik saat alırdım. Saatlerimin çoğunun dakika ayrımı bile yok. O yüzden o dijital hassasiyete ihtiyaç duysam telefonun saatine bakarım.
0
SiyamkedisiZorro
(25.03.22)
Akıllı saat fonksiyonel bir alet, özellikle spor yapıyorsan.

Mekanik ya da otomatik saatlerse birer sanat eseri. ;Hem akıllı saatim var, hem mekanik. İkisinin yeri ayrı.
0
kaptankedi
(25.03.22)
(6)

uçak kelimesinin ingilizcesi nedir?

avatar is back
aircraft makalelerde, ingilizce metinlerde en çok gördüğüm. ama günlükte karşılığı nedir? "uçuşum var", "yarın uçağım var" daki günlük kelime "flight" mı oluyor?aeroplaneairplaneaircraftplaneflightyerine göre hangileri nerelerde kullanılmalı?
aircraft makalelerde, ingilizce metinlerde en çok gördüğüm. ama günlükte karşılığı nedir? "uçuşum var", "yarın uçağım var" daki günlük kelime "flight" mı oluyor?

aeroplane
airplane
aircraft
plane
flight

yerine göre hangileri nerelerde kullanılmalı?
0
avatar is back
(24.03.22)
uçuşum var vs için i have a flight kullanılır.
0
south park in kapusonlu uyesi
(24.03.22)
flight ucus demek. evet flight diyeceksin.
airplane ile plane ayni. birinden air'i atmislar sadece, kisaltma hesabi. ucak demek.
aircraft, hava araci demek. daha genel bir kavram. vehicle gibi dusun.
0
baldur2
(24.03.22)
I have a plane tomorrow da denebilir.

ama
I have an airplane/aircraft(bu mühendislikte kullanılıyor)/aeroplane(hiç duymadım) tomorrow denemez.
0
bohr atom modeli
(24.03.22)
Aircraft genel. Helikopter de bir aircraft. Uçak gemisine aircraft carrier deniyor. Uçak gemileri helikopter de taşıyor.
0
dissendium
(24.03.22)
Gayet güzel açıklanmış. Günlük kullanımda plane/flight ikilisi kapışır, diğerlerini boşver. Bu ikisi arasındaki fark da şöyle:

Yarın (bizim tabirimizle) uçağım var (ama aslında uçuşum var): I have a flight tomorrow
Uçak indi: The plane has landed.
0
pandispanya
(24.03.22)
aeroplane ve airplane aynı şey bölgesel olarak farklı kullanımlar tercih ediliyor, plane de ikisinin kısa hali olarak bu ikisiyle aynı şey. (hepsi uçak demek)

cell phone ve mobile phone gibi, bunlar da aynı şey, bölgesel olarak kullanımlardan biri tercih ediliyor. Bizdeki çiğdem ve çekirdek ya da simit ve gevrek olayı gibi düşünün.
0
akhenaten
(24.03.22)
(14)

Şu filmler neden çekiliyor?

Kaleci Saçlı Forvet
Mesela 35 Başlı Köpekbalığı gibi sabaha karşı 3'te Kanal D'de yayınlanan filmler var ya, Imdb puanları genelde 0-1 arası oluyor, bu filmler neden çekiliyor? Yani bunların özel bi seyircisi var diyecem ama yok yani böyle bir kitlesi de yoktur bence karapara mı aklıyorlar acaba çekerken harcanan elekt
Mesela 35 Başlı Köpekbalığı gibi sabaha karşı 3'te Kanal D'de yayınlanan filmler var ya, Imdb puanları genelde 0-1 arası oluyor, bu filmler neden çekiliyor? Yani bunların özel bi seyircisi var diyecem ama yok yani böyle bir kitlesi de yoktur bence karapara mı aklıyorlar acaba çekerken harcanan elektriğe bile yazık yani bilemedim. Sizin fikriniz nedir? Teşekkür ederim.
0
Kaleci Saçlı Forvet
(22.03.22)
tam da dediğin gibi dandik saatlerde dandik kanallarda yayınlansın, akış dolsun diye çekiliyor o filmler. zaten sinema filmi ve tv filmi diye iki ayrı sektör var.
0
duster
(22.03.22)
özel seyircisi var, b movie diye geçiyorlar, neticede bu da bir sektör hollywood süper lig ise bunlar da PTT 1. lig, sektöre set işçisi kameraman özel efekt uzmanı 3d tasarımcısı görüntü yönetmeni insan kaynağı vs yetiştiriyor
0
freebird5406_2
(22.03.22)
bazı filmler büyük ölçekli, karı da ona göre büyük. bunların riski de büyük. bu filmleri yapmak için sermaye gerekiyor.

bazı filmler de düşük bütçeli ve geliri de düşük. ciddi bir sermaye gerekmiyor. aldığı risk de düşük. ama kar marjına bakarsan, 10 tane küçük film yapmak daha karlı belki.

ürün olarak düşünmek lazım. ciro, karlılık. birim karlılık. yapımcı için bunlar daha önemli.
0
gabe h coud
(22.03.22)
ben izliyom o filmleri, güzel bence dev karıncalar, katil sinekler, öldürücü yarasalar falan. yani çok uzun zamandır aktif izleyemiyorum tabi artık iş güç olduğu için de televizyona bakarken karşıma çıksa kapamam aaa du bakıyım bunda hangi mahlukat insan ırkının varlığını tehlikeye atıyo derim. keyiflenir mısır bile patlatırım, o derece.
0
evde liyakat kalmamis
(22.03.22)
Bir kısmı öğrenci projesi oluyor. Sinema okulundan mezun olmak için bi tane derli toplu film çekmeleri gerekiyor öğrencilerin, başarabilenler satıyor mezuniyet sonrası. Bu filmler de o filmler işte.
0
plutongezegendegilmi
(22.03.22)
Ya yalan yok denk gelirsem ben de izliyorum insanlar da genelde denk gelip izliyor ama bu denk gelişlerde izlemek için film çekmek pek mantıklı gelmedi ama gabe'in dediği gibi çok çekip sürümden kazanmak da mantıklı olabilir. Hımm.
0
🌸Kaleci Saçlı Forvet
(22.03.22)
Kalite bir seçim, her ürün yelpazesinin kendi içinde segmentleri var. Eğlence sektöründe de bu böyle.

Tüm filmleri WB, Paramount, 20th century fox gibi şirketler çekmiyor. Haliyle düşük bütçeli ya da yeni oluşan şirketler de var. Tüm filmlerin yönetmenleri artık yıldızlaşmış ünlü isimler değil, yeni yeni ortaya çıkan kimseler var. Sadece elindeki parasıyla böyle bir işe girişip nitelikli bir sonuca ulaşamamış kimseler var. Bunları çok daha detaylandırabiliriz.

Bir tablo mona lisa gibi olmayacaksa neden yapılıyor ki? diye sormak gibi biraz bu.

İlk olarak yapımcı ve yönetmen ortaya bir sanat harikası çıkarma amacıyla bir işe girişse bile yetenekleri düşük kalabilir, bütçeleri işlerini kısıtlıyor olabilir, oyuncu seçimleri talihsiz olabilir. İkinci olarak, en başta zaten çok harika bir film yapmak gibi bir kaygıları olmayabilir, bunun olası sebeplerini @gabe açıklamış yukarda.

Diğer taraftan sinema bir sanat ve her sanat dalında olduğu gibi çeşitli akımlar barındırıyor ve beğeni konusunda görecelilik içeriyor.
0
akhenaten
(22.03.22)
akhenaten hocam aslında benim sorduğum tam olarak bu değil. Yani bi film yaparsın mesela bi şekilde elde edilen sonuç kötü olabilir; oyuncular kötüdür senaryo kötüdür bütçe düşüktür pek para ayrılmamıştır sonuçta kötü bir iş ortaya çıkmıştır, bu olabilir. Hatta tersi de olabilir düşük bütçeyle tanınmamış oyuncularla milyon dolarlık hasılat yapan filmler de var ama benim bahsettiğim bu filmler özellikle kötü bir film çekmek için çekilmiş filmler. Yani ben iyi bi film yapayım düşüncesiyle yola çıkılmayan bizzat bilinçli olarak kötü çekilen filmler, bunların neden çekildiğini merak etmiştim. Yoksa 10 bin dolarlık bütçeyle ortaya çıkan buluntu filmler mesela harika işler çıkıyor, bahsettiğim böyle şeyler değil.
0
🌸Kaleci Saçlı Forvet
(22.03.22)
Tamamen farklı bir klasman hollywood için, yukarıda futbol ligi benzetmesi cuk oturmuş. Bu konuyu güzel ve uzunca anlatan bir entry vardı sözlükte, bu köpekbalığı filmlerinin yayınlandığı tarihte ilgili bir başlıkta yazılmıştı.

Çok açıklayıcı bir entryiydi, bulmak lazım onu. Çok ciddi paralar kazandığını ve ciddi cirolar döndüğü yazılmıştı.
0
John Bloor
(22.03.22)
ben severim o filmleri ama hep seyredemem
0
ShadowOfMoon
(22.03.22)
yazilmis zaten bir kismi, bu filmler aslinda cok karli.

zaten asiri düsük bütce ile cekiliyor. asiridan kasit 1-5 milyon arasi. 1-2 veteran hollywood ünlüsü, model, pornstar yerlestiriliyor araya her biri kendi seyircisini cekiyor.

ek olarak bu filmleri seven ciddi bir kesim var amerikada. simdi tam nasildir bilemiyorum ama gencler mesela tamamen aktivite olsun diye giderlermis bu filmlere. bazi sinemalar yine hollywood filmi getiremiyor amerikada maliyetinden ötürü, iste büyük salonlar 25$ ise bu kücükler sharknadolari getiriyor 7-10 dolara. izleyicisi ona göre zaten.
0
bora benim lan aslında
(22.03.22)
Cook eskiden anlasmalar vardi belki hala devam ediyordur.

Sen atiyorum sony'den guzel film istiyorsun, tv kanalisin ya da sinemasin. adam diyor ki veririm ama yanina 100 tane daha film itelerim.
Paket olarak hepsini aliyorsun.

Ha yayincinin da isine geliyor, netflixte 10 tane iyi film varsa 90 tane de cop film var.
Listeyi dolduruyor kalabalik yapiyor.

Diger turlu imdp top 500 disinda koyacak film yok zaten.
0
divit
(22.03.22)
Kerem Bursin bor roportajinda bahsetmisti bundan. Kendisi de Amerika'dayken bu tarz filmde rol aldi. Bu filmlerin ozel bir izleyicisi oldugundan ve talep oldugundan bahsetmisti. Hatta yonetmeni de Hollywood camiasinda cok saygi duyulan bir adammis ama ozellikle bu tarz film cekiyormus.
0
congratulationsyouwon
(22.03.22)
Merak edip bi bakındım ama bahsettiğim entryi bulamadım, ama bu tarz filmlere "B Movie" deniliyormuş.

Araştırırken şeyi hatırladım, sadece böyle B movie filmler değil amerikada bir de taklit film furyası vardır.

Asıl beklenen büyük film vizyona girmeden hızlıca çekilen taklit bir film dandik salonlarda gösterime sokulurmuş, dava mava yayından kaldırma vs olana kadar güzel paralar cukkalalarmış.

Örnek filmler vs de vardı, sanırım aynı entry idi.
0
John Bloor
(23.03.22)
(10)

Disarida ne yiyorsunuz genelde?

stavro
Sb
Sb
0
stavro
(20.03.22)
yememeye çalışıyorum da mecbur kalırsam elden geldiğince sağlıklı olan şeyler. ama nihayetinde eninde sonunda iş kfc ye varıyor :)
0
iyi olmayan gececi
(20.03.22)
Suşi, pizza ve genel olarak yabancı mutfaklara özgü yemekler. Arada özel olarak yediğim menemen ve kavurma-pilavcım da var.
0
Bruce
(20.03.22)
wrap genelde
0
perfectlysplendid
(20.03.22)
genelde hamburger
0
jackyr
(20.03.22)
eğer diyet ya da sağlıklı beslenmek aklımda yoksa, gittiğim mekanın en fazla satılan ürününü ya da kendi ismiyle anılan ürününü alırım. hayal kırıklığı yaşatmaz.

son zamanlarda sağlıklı yemeye dikkat ediyorum. sebze çorbası, balık, salata, ızgara et-tavuk, protein bowl'lar. ekmek, pizza, burger, tatlı yemiyorum.
0
gabe h coud
(20.03.22)
şnitzel yiyorum urbanda, çok güzel yapıyorlar
0
kimwexler
(20.03.22)
Fiyat performans için esnaf lokantası. Ayrıca sağlıklı da. Zaman zaman hamburger, lahmacun, kebap.
0
mark2244
(20.03.22)
Valla canim ne isterse. Cok da temiz mi diye de irdelemem cok temiz gorunen yerlerin bile mutfagini cok bilemiyoruz sonucta. Lezzetliyse sorun yok :)
Döner, mantı, kebap, hamburger, makarna vs en cok yediklerim
0
matilda
(20.03.22)
Eğer avm'deysem genelde fastfood veya tavuk dünyası menüsüne yakın tavuk yemekleri.

Eğer özellikle yemek için çıktıysam sadece belli, güzel, uzman yerlerde pizza, makarna, burger üçlüsünden birini yiyor olma ihtimalim %80.

Eğer arkadaşlarlayken "hadi bir şeyler yiyelim" aşamasına geldiysek genelde klasik cafe mutfağı oluyor, işte kızartma tabağı olsun ne bileyim schnitzel falan.
0
akhenaten
(20.03.22)
lahmacun, döner, dürüm.
bildiğim ve güvendiğim yerlerden bütçeme bunlar uyuyor artık.
0
barankovan
(21.03.22)
(3)

tezin literatür kısmına hem tez hem de makale yazılabilir di mi?

buffy de vampir sayılır
Peki kitap yazılabilir mi? (sanmıyorum ama sormak istedim yine de)Kitaptan kastım ders kitabı gibi değil bilimsel bir kitap işte :( :)
Peki kitap yazılabilir mi? (sanmıyorum ama sormak istedim yine de)

Kitaptan kastım ders kitabı gibi değil bilimsel bir kitap işte :( :)
0
buffy de vampir sayılır
(20.03.22)
Yazılabilir
0
ceketimi alip cikcam
(20.03.22)
Literatür kısmından kasıt kaynakça mı?

Eğer öyleyse kitap, süreli yayın (dergi, hakemli dergi, yıllık toplantı yayınları vs.), tez, makale, gazete köşe yazısı, internet sitesi gibi her türlü yayını ekleyebilirsiniz. İnternet sitesi olarak güvenilir ve geçerli veritabanları sorun olmazken tutup bir forum sitesi eklemeniz çok anlamsız olur, kaynağın yetkin olması önemli.

Hepsi için ayrı kurallar mevcut, kitabın tek yazarlı mı, iki yazarlı mı, çok yazarlı mı olduğuna göre farklı şekillerde çapraz referanslar da göstermeniz gerekir. Makalede/tezde dipnot olarak kullandığınız her kitabın kaynakçada bulunması, kaynakçada geçen her kitabın da makalede/tezde referans olarak verilmiş olması gerekir.

APA-6 kılavuzları var internette ücretsiz olarak. Onlardan birini indirip nasıl göstereceğinizi öğrenebilirsiniz.
0
akhenaten
(20.03.22)
Kaynakça değil hocam, ilgili araştırmalar kısmını kastediyorum.
0
🌸buffy de vampir sayılır
(20.03.22)
(13)

Bir erkek kolayca gözden çıkarabileceği bir kadının peşinden neden koşar?

vestasy
Elimden geldiğince kısa anlatmaya çalışacağım. Sorunun doğrudan benimle bir ilgisi yok ama fikrinizi almak istiyorum.Ayşe ve Ali'nin uzun süren bir ilişkisi var diyelim, yaklaşık 10 yıllık. Ayşe, Ali'nin çevresinde olan (iş yeri, aile dostu vs.) bazı kadınlardan rahatsız oluyor ve Ali'den araya mesa
Elimden geldiğince kısa anlatmaya çalışacağım. Sorunun doğrudan benimle bir ilgisi yok ama fikrinizi almak istiyorum.

Ayşe ve Ali'nin uzun süren bir ilişkisi var diyelim, yaklaşık 10 yıllık. Ayşe, Ali'nin çevresinde olan (iş yeri, aile dostu vs.) bazı kadınlardan rahatsız oluyor ve Ali'den araya mesafe koymasını istiyor. Bunu isteme sebebi de o kadınların Ali'den hoşlandığını hissetmesi. Ali ise bunu reddediyor ve o kadınlarla sık sık görüşmeye devam ediyor. Bu tabii ki büyük kavgalara sebep oluyor ama bir şekilde bastırılıyor ve Ayşe yola devam ediyor.

Son yıllarda özellikle bir kadın daha yakın olmaya başlıyor Ali'ye. Kendisi evli ve İngiltere'de yaşıyor, kocasıyla sorunları olduğundan bahsediyor Ali'ye sürekli. Aynı zamanda Ali'nin ailesinin aile dostu, onun kız kardeşleriyle ve annesiyle çok yakın. Ali de onun kendisine anlattıklarına Ayşe anlatıyor, aralarında gizli saklı yok hiç. Ayşe elbette rahatsız oluyor ama bazı sebeplerden çok büyük tepki gösteremiyor.

Bir gün Ali, Ayşe'ye, Ayşe iş için şehir dışındayken, bu kadının Türkiye'ye geldiğini ve o gece saatlerce eğlendiklerini, sonra da birlikte uyuduklarını ama asla öpüşmediklerini veya sevişmediklerini söylüyor. Ayşe, Ali'nin kendisine asla yalan söylemeyeceğini biliyor çünkü birbirlerine karşı her zaman çok açık sözlü olmuşlar ve onun dediklerine inanıyor; ama bu durumu da artık kabullenemiyor ve ayrılıyorlar.

Ayrılıktan sonra Ali bir yıl boyunca perişan bir halde Ayşe'yi geri kazanmaya çalışıyor, zaman zaman çok içip Ayşe'nin evine gelerek ağlıyor, bir daha onun kalbini kıracak hiçbir şey yapmayacağını söylüyor. Bir yılın sonunda yeniden deneme karar veriyor Ayşe ve tekrar ilişkiye başlıyorlar.

Daha üçüncü gün Ayşe, Ali'nin telefonuna geçen sefer ayrılmalarına sebep olan kadından gelen ''Kokunu özledim.'' tarzından bir mesaj geldiğini görüyor. Ali'nin gizlemeye çalıştığı bir şey değil bu arada bu, zaten telefonunu bazen Ayşe de kullanıyor.

Ali, kadının Ayşe'yle tekrar başladığınından haberinin olmadığını ve bu yüzden mesaj atmaya devam ettiğini söylüyor. Ayşe de şimdi haber ver o zaman diyor, Ali bir ara söylerim diyor. Tam bu sırada ikinci bir mesaj geliyor ''Haftaya yanına geliyorum.'' diye. Ayşe ya ona hemen söylersin ya da ben şimdi giderim diyor, Ali de git o zaman diyor. Ayşe gidiyor ve tekrar ayrılıyorlar.

Ek bilgiler:

Bu ayrılıktan sonra Ali ciddi anlamda dağılıyor, ailesi de bu dönemde onun yüzünden çok yıpranıyor.

Bir yıl önceki ayrılıklarında da şimdi de Instagram'da birlikte olduklarını fotoğrafları silmiyor Ali. O kadınla da takipleşiyorlar, kadının bilmemesi imkansız yani.

1- Ali fotoğrafları bile silmeyecek kadar ayrılmalarını kabullenemiyorsa, bir yıl boyunca barışmak için Ayşe'nin peşinde koşuyorsa onu neden hemen gözden çıkarıyor? Neredeyse on yıldır hayatında olan bir kadına ilişki içinde bile olmadığı, uzaktaki evli bir kadını tercih ediyor?

2- O kadını tercih ediyorsa Ayşe'yle ayrıldıktan sonra neden dağıtıyor kendisini? Ali'nin amacı ne, Ali ne yapmak istemekte?

Bu arada 25 yaşındaki bir çocuktan bahsetmiyoruz, 48 yaşında kendisi.
0
vestasy
(20.03.22)
Biri metres diğeri eş bu zeminde bakmak lazım
0
olaylar olaylar
(20.03.22)
ali'nin bi amacı falan yok. ali ilgiye tav olan egosunun yelpazelenmesinden hoşlanan bir tip. böyle durumlarda hep şunu düşünürüm, çatlak yoksa su sızamaz içeri. kaldı ki kokunu özledim, yanına geliyorum mesajları varsa sizin dediğiniz gibi ortada ilişki içinde bile olmadığı bir durum olamaz bu. durum zaten almış başını yürümüş. alinin kapılara gelip ağlaması, kendini dağıtması vesaire sadece konfor alanını kaybetme korkusu. o kadın bugün yaktım tüm gemileri gel boşanıyorum dese ali anında size sırtını döner.

bir süre sonra işler iyice sarpa sardıkça durum uyuduk demiştim, mesajları da yakalamıştın, ayrılmadın, ayrılsaydın kızım'a kadar dönmezse bende phoebe değilim :).
0
Phoebe
(20.03.22)
Her iki kadına da bağımlı, zayıf kişilikli bir Ali'den bahsediyoruz.
Dördüncü paragraftan sonrasını yaşayan Ayşe'ye Allah akıl fikir versin diyoruz.
Başka paragraflar da (düşünme, kafa yorma boyutunda dahi olsa) yaşanacaksa Tencere yuvarlanmış, kapağını bulmuş diyoruz.
0
Mirket
(20.03.22)
@Phoebe +1
Ali istiyor ki Ayşe yanında olsun, kıskansın, diğer kadın da onu istesin. Çünkü Ali mükemmel bir insan, kadınlar onu paylaşamıyor, bak nasıl kıskanıyorlar, biraz ilgi göstermesi için neler yapıyorlar.

Fakat en başta sevgilisinin başkalarıyla ilişkisini kısıtlamaya çalışan kadın, adamı değiştirmeye uğraşmak yerine ilişkiyi bitirmeliydi. Sonrası çığ gibi dökülmüş.
0
kobuzchu kiz
(20.03.22)
Ali ilgiye aç ve karaktersiz, Ayşe'de fazla iyi niyetli.

Yukarıdakilerin hepsi +1
0
komando kani var bende
(20.03.22)
Ali metreslik yapıyor. Ayşe cinsel yolla bulaşan hastalık kapmamak ve yukarıda bahsedilen diğer tüm sebepler için Ali’ye tekmeyi basmalı.
0
Hallegadola
(20.03.22)
Ben Ali'yi çok iyi niyetli görmedim. Bu yargıya özellikle Ayşe'nin istemediği bu kişilerin kendisine anlattığı evlilik içi sorunlarını Ayşe'ye iletmesinden vardım. Bu hiç normal bir davranış değil, açıkça kışkırtmaya ve kıskandırmaya çalışıyor.

İlk olarak arkadaş olan iki evli insanın kendi evlilik sorunlarını birbirlerine anlatması bence tuhaf. Bunun üstüne alinin, ayşenin rahatsız olduğunu bile bile bu sorunları ona iletmesi daha büyük bir problem çünkü Ayşe zaten söz konusu kadının Ali'ye romantik ilgi duymasından rahatsız. Evliliğindeki problem bu şüphesini artırıyor. Ali'nin yaptığı şey çok anlamsız ve manipülatif. Hiç sevmedim kendisini, çevresindekilere sabır diliyorum.

Ali'nin bu durumu "birlikte uyuma" mevzusuyla perçinleniyor. Yapsın da anlatmasın demiyorum, ancak anlatamayacağı şeyi en başta hiç yapmamalı. Belli ki ilişkileri bunu kaldırmıyor. Eğer Ali gidip birileriyle "sevişmeden sadece uyuyabilmek" istiyorsa Ayşe'den ayrılıp bunu sorun etmeyecek birini bulmalı.

Bu olayı bu kadar dram haline getiren şey tamamen Ali. Ayşe klasik bir tek eşli ilişki sürmek istemiş. Büyük ihtimalle de 10 yıllık ilişkisi boyunca çeşitli şekillerde manipüle edilmiş. Arkasına bakmadan kaçmalı bu adamdan.
0
akhenaten
(20.03.22)
Ali bence narsist herifin teki.

Ayşe arkasına bakmadan kaçmalı, kaçarsa birkaç ay sonra çok mutlu olacak :)
0
buffy de vampir sayılır
(20.03.22)
Adam 50 yasina gelmis, bu yastan sonra ne toplum ne ahlak normlarina uymak zorunda degil.
Haliyle de uymuyor.

Unlu bir teknik direktorun de 2 karisi var bundan rahatsiz olmuyor.
O yasa gelsem ben de sallamam.
0
divit
(20.03.22)
Ali guvenilmez ve toksik bir insan. Ben olsam fotograflari kaldirmasi konusunda baski yapardim. Bu 'neden' diye mantikla aciklanabilecek bir durum degil, Ali karaktersiz biri.

Ayse de tekrar bu adamla sevgili olmayi biraktim iletisimini bile surdururse basina gelenleri hakediyor olur. Bu birebir 'ben salagim, dur ben yere yatayim sen benim ustume bas gec ayaklarin kirlenmesin' demektir artik. Ilk defa da sucu yok, guvenmeyi tercih etmis. Su noktadan sonra hala Ali'nin pesinden gitmek sacmaliktir. No contact yapilmali. Dunyada erkek mi yok yahu.
0
sopiro
(21.03.22)
Hep pastam dursun, hem karnım doysun.
0
2027
(21.03.22)
Ali karaktersiz ve yaptığı herhangi bir şeyde anlam aramak anca arayanı yorar diye yorumladım. Uzay boşluğuna salar gibi salmak lazım.
0
Mossy
(21.03.22)
ali'ye bir noktaya kadar da normal dedim, şuu yapmasaymış iyiymiş dedim. başkaları ile olan muhabbetlerini evde anlatmamalıymış dedim. ama beraber uyuduk'a kadar. işte o noktada oha dedim.

Ali alışmış olduğu hayattan çıkmaya korkuyor, ayşe ile yaşayabileceği bir macera düşünemiyor ancak diğer kadının da heyacanını, ilgisini seviyor ve bunun için bir plan yapmasına, harcama yapmasına, zaman ayırmasına da gerek yok. Kadının varlığı be attığı mesajlar ali'yi heyecanlandırmaya yetiyor.

Diğer kadın ise ali'yi heyecanlandırdığı için hala beğenildiğini hissetmek istiyor zira o da eşi ile artık bir macera yaşamıyor, onunda eşi ali gibi. ikisi de birbirini heyecanlandırıyor.

1 - burada çok soru var, son soruya cevap verebilirim, ali kadın'ı değil, kadın'ın oluşturduğu heyecanı tercih ediyor.

2) konfor alanının, alışkanlıklarının değişmesine karşı korku, kendine güvensizlik (diğer başka kadınlara yönelmiyor, kimse beni beğenmez diyor) nedeni ile saçma sapan davranışlar sergiliyor, tam bir amacı yok.

ve son olarak kobuzchu kiz'in son pragrafı +1
0
selam
(21.03.22)
(10)

Ayakkabı

Arthur Dayne
Kaç tane aktif olarak kullandığınız ayakkabınız var? Kenara atıp aylardır kullanmadıklarınız hariç.
Kaç tane aktif olarak kullandığınız ayakkabınız var? Kenara atıp aylardır kullanmadıklarınız hariç.
0
Arthur Dayne
(19.03.22)
1 bot 1 spor
0
basond
(19.03.22)
kullanmadıklarımı sayarsam dayak yiyebilirim (sadece özel zamanlarda falan giyiyorum eskimesinler diye de ödüm kopuyo)
ama sürekli kullandıklarım
1 kar botu
1 kısa normal bot kış için.
baharda normal bot ile deri sneaker dönüşümlü.
yazın da yine yukarıdaki sneaker ile babet dönüşümlü
toplamda 4 ayakkabım aktif
0
photo85
(19.03.22)
8
0
Bruce
(19.03.22)
1 bot 1 normal zamanda giymelik sneaker 1 spor ayakkabisi
0
hot potato
(19.03.22)
2 spor, 1 bot.
0
dissendium
(19.03.22)
20'den fazladır. 30 civarı sanırım, saymadım. koşu, spor, bot, yarım bot, takım ayakkabısı, süet, deri

hepsini aktif kullanıyorum. iki gün üst üste aynı ayakkabıyı giymem.

her sene en az 1-2'şer tane aldığım için sayı olarak en çok adidas ultra boost ve aşağıdaki ayakkabılardan ve yine bu markanın başka modellerinden var.

www.massimodutti.com
www.massimodutti.com
www.massimodutti.com
www.massimodutti.com
www.massimodutti.com

www.adidas.com.tr
0
gabe h coud
(19.03.22)
3-4 çift kadar var.
0
d max
(20.03.22)
2 bot, 3 sneaker, 2 tane de klasik; derby ve oxford.
0
akhenaten
(20.03.22)
3-4 tane. biri spor icin, biri gunluk, biri disari cikmalik, biri de isyeri icin. 15 tane de kenarda duruyor oyle.
0
baldur2
(20.03.22)
2 bot 3 spor
0
Unde bach canim
(20.03.22)
(7)

boş kalan dişler için ne yapmalıyım?

super gazi
selamun aleyküm millet! geçen gün çektirmiş olduğum dişle birlikte iki tane boş dişim oldu.bunlara diş yaptırmak istiyorum,fakat implant istemiyorum,onun acısını yapımını ve ücretini falan kaldıramam zaten,köprü diş yapımı da aklıma yatmadı,sağlam dişlerde kesilip törpüleniyormuş,olmaz benim için..b
selamun aleyküm millet! geçen gün çektirmiş olduğum dişle birlikte iki tane boş dişim oldu.bunlara diş yaptırmak istiyorum,fakat implant istemiyorum,onun acısını yapımını ve ücretini falan kaldıramam zaten,köprü diş yapımı da aklıma yatmadı,sağlam dişlerde kesilip törpüleniyormuş,olmaz benim için..bunun bir üçüncü yolu yok mu hiç?.ne yapabilirim implant ve köprü hariç..eğer bunlar hariç bir yol varsa nedir?nasıl olur,bunlar hariç dişlerine bir şey yaptırmış arkadaşlar yazabilirler.tabii diş hekimi tavsiyesi de olur anadolu yakası için.

herkese sağlıklı günler.
0
super gazi
(19.03.22)
Aleykümselam,
Bunu bende merak ediyorum diyerek gelecek cevaplar için yazıyorum.
Geçmiş olsun.
0
halboyle
(19.03.22)
implant istemiyorsan protez diş yaptıracaksın.

ankerli protezi araştır.
0
gabe h coud
(19.03.22)
Masrafına bir şey diyemem ama diş hekimi fobisi olan (ve dişçimin kapısından içeri girerken ağlamaya başlayan) biri olarak söylüyorum, implantın acısı yok. Diş çektirmekten çok daha kolay. 4-5 ay önce dişimi kırıp çektirmek zorunda kaldım, yerine implant yapıldı. Yani gayet taze bilgi :)

Bütçe olarak da yerli üretim implantlar daha uygun, yerli ürün kullanan bir doktor arayabilirsiniz.
0
kobuzchu kiz
(19.03.22)
Ben implant yaptıralı bir hafta oldu daha hiçbir acı olmadı esas kanal tedavisinden korkun :(
0
mirty
(19.03.22)
ortodontik tedavi de diğer bir yöntem, ancak tabi çok daha uzun sürüyor takdir edersiniz ki.

Ben tedaviye başladığımda 4 tane dişim çekilmişti, zamanla diğer dişlerim o boşlukları doldurdu. Şimdi dişlerim hem düzgün, hem de hepsi kendi dişim.
0
akhenaten
(19.03.22)
Kesin çözüm implant. Acı duymazsınız, fakat pahalı. En son tanesi 10bin gibi bir şeydi.
0
malheiros
(19.03.22)
3. Secenek var. hareketli protez. Parsiyel hareketli protez diye aratin.

Butce olarak beklemek isteyebilirsiniz, o mantikli bir sebep ama kalan sebepler implant disi secenekleri makul kilmiyor.

Eger su an paraniz yetmeyecekse iki secenek var. devlete gidecek zaman ve sabriniz varsa bedavadan hareketli protez yaptirin ki dislerin yerleri kapanmasin, siz beklerken.

Ya da devlette implant yaptirin, cok daha ucuza yaptirirsiniz. Ama protezi disarda ozelde yaptirin.

Yerli implantlar daha ucuz evet. Onu da Nukleoss markadan baska marka yaptirmayin.

Kopru de aman diyim. Uzak durun.
0
bir ileti paylastim
(20.03.22)
(7)

Yatılı misafire git der misiniz?

garylineker
Yatılı misafir konusunda gün üst limitiniz nedir? Fazla kalırsa git der misiniz?
Yatılı misafir konusunda gün üst limitiniz nedir? Fazla kalırsa git der misiniz?
0
garylineker
(19.03.22)
Bazen annem geliyor ona bile bi süre sonra "sen yavaş yavaş eve mi gitsen acaba" diyorum, misafirin hiç şansı yok ama gelen de çok kalmaz zaten salonun ortasında 200 kiloluk halter oluyor bazen elini ayağını çarpabiliyor bi ton tatsızlık.
0
Kaleci Saçlı Forvet
(19.03.22)
annem, babam ve kardeşlerim istedikleri kadar kalabilirler. yıllardır görmediğim yurt dışındaki arkadaşım gelirse 2 hafta kalabilir. onlar dışında evimde misafir ağırlamam. kimseye misafirliğe de gitmem bu arada, evim dışında bi yerde katiyen kalamam. çok rahatsız hissederim. 1. akraba 2. misafir kültürüm yok.
0
kimwexler
(19.03.22)
Evime yatılı davet edecek kadar yakın biriyse istediği kadar kalabilir, zaten öyle biri rahatsızlık vermeyecek kadar kalmayi akıl eder. Ama anneme fln şakayla karisik "artık git" imasinda bulunurum.

Misafirperver olma kaygisiyla zorlanıyorum misafir agirlamakta. Ona rağmen istendiği kadar kalınır
0
abuzer
(19.03.22)
Ben zaten daha gelmeden soruyorum "aa gelin gelin tabi, ne kadar kalacaksınız ona göre plan yapayım bari ben de" diye.

Eğer o dedikleri süreyi geçen olursa ne yaparım bilmiyorum, ama hiç olmadı.
0
akhenaten
(19.03.22)
Demem, kendileri makul bir surede gider. Makul sureyi asacak bir misafirim olmuyor hic. Boyle biri yok cevremde.
0
stavro
(19.03.22)
Hanimin arkadaşı bize geldi, yaşadığımız sehirde is arayacak vs diye. O sira covid başladı, onun çalıştığı is yerleri calismiyordu.

Böyle böyle derken yaklaşık 3-4 ay kaldı bizde. Ve daha da kalırdı. Ben artık hanima dedim yani konuşmak lazim diye ve söyledik. Ha iyiki de demisiz oradan kiz kardesinin olduğu şehre geçti, is buldu vs.

Kısacası derim.
0
logisticsmanager
(19.03.22)
gelmeden önce herkesin ne kadar kalacağı bellidir. bir an önce gitmeleri için de ellerinden geleni yaparım. annem babam dahil. 1 günden fazlası zarar.
0
roket adam
(20.03.22)
(3)

Kişilik ile karakter aynı şey mi? Değilse fark ne?

sonhakan
...
...
0
sonhakan
(16.03.22)
Valla benim dusumceme gore kisilik cok daha ozel ve ozgun biseyi temsil ediyor. Karakter ise bir anlamda kisiligin alt kumesi gibi. Bir kisi sonucta gunluk hayatta bircok farkli karaktere burunebilir ancak gunun sonunda hangi karakterlere burundugunu ya da burunecegini belirleyen sey senin kisiligin oluyor.

Misal dusununce seyi farkettim, oyunlarda filmlerde falan hep karakter tanimini kullaniyoruz. Yani oyuncular, aktorler falan hep bir karaktere burunuyorlar, kisilige degil. Bizler de oyunlarda karakter seciyoruz kisilik degil. Bu sekilde bir ayrim bile dile oturmus durumda. Bu anlamda dusununce de yine bir kisilik birden fazla karaktere burunebilir anlami cikiyor. Birden fazla kisilige burundugu zaman ise ortaya psikolojik sikintilar tarzi seyler cikiyor.

Coklu kisilik bozuklugu mesela, direkt kelime manasi olarak dusunuldugu zaman kisinin tek bir kisiligi olmasi gerektigi manasi cikiyor zaten.
0
j r r tolkien hayrani
(16.03.22)
Kişilik en genel karakter özelliğidir, çok çeşitli davranış kalıplarından söz edilebilir; sinirli, alçalgönüllü, hırslı, elitist, uyumlu, çıkarcı, dürüst vs.

Bu davranış kalıplarından biri bir insanın diğer tüm davranışlarını yansıtış biçimini etkileyen şekilde merkezde yer alır, bu bir kimsenin kişiliğidir.

Sahip olduğumuz kişiliği ise dışarıya çeşitli davranış kalıplarıyla yansıtırız, bu da bizim karakterimizdir.

Karakter özellikleri kişilik ekseninde zamana, duygu duruma ve dış etkenlere bağlı değişebilir ama özlerindeki kişilik aynıdır. Kişilik de değişebilir, ancak bu uzun süreli aktif bir çaba ya da uzun süreli maruz kalınan deneyimler gerektirir.

Örneğin kişilik olarak hırslı iki kişinin haksızlığa uğradıkları bir durumda bunlardan birisi daha sinirli bir şekilde hakkını elde etmeye yönelirken, diğeri daha uzlaşmacı bir tavırla kendisini esas amacından saptırmayacak tavizler verme yoluna gidebilir. Bu iki kişi sinirli ya da taviz veren hallerini patronlarıyla ya da arkadaşlarıyla konuştukları senaryolarda başka davranış kalıplarıyla değiştirebilirler yani başka karakter özellikleri sergileyebilirler, ancak asıl olan her seferinde belirledikleri amaçlara ulaşmak için hırslı oluşlarıdır.
0
akhenaten
(17.03.22)
Karakter amaç, kişilik araç.
0
onemoremile
(17.03.22)
(6)

alkolsüz bira

zalbarath
her açıdan alkollü biradan daha mı üstün?bir de her gün 0.5 lt tüketmenin herhangi bir zararı olur mu?
her açıdan alkollü biradan daha mı üstün?

bir de her gün 0.5 lt tüketmenin herhangi bir zararı olur mu?
0
zalbarath
(16.03.22)
hem kafa yapmıyor hem kilo aldırıyor şişkinlik yapıyor. bana çok anlamsız gelen bi içecek ama zevk meselesi.
0
roket adam
(16.03.22)
Normal biranın eline su dökemez bence.
0
j r r tolkien hayrani
(16.03.22)
Tam aksine hiçbir açıdan alkollü biradan üstün değil.
0
himmet dayi
(16.03.22)
bana çok manasız geliyor ama arkadaşım içiyordu. geçen markette gordon's'un alkolsüz cinini görünce yargılamayı bıraktım.
0
bohr atom modeli
(16.03.22)
Açılın alkolsüz bira seveni geldi.

+ Her açıdan alkollü biradan daha mı üstün?
- Hayır değil ama kola gibi içecekleri rahat tokatlar. Alkolsüz bira anlamsız değil ama Normal biranın eline su dökemez tabii. Eğer normal bira ile sorunlarınız varsa alkolik olma gibi, biranın tadı alabileceğiniz tek unsur alkolsüz bira. Bunun yanında epey serinletici.

+ bir de her gün 0.5 lt tüketmenin herhangi bir zararı olur mu?
- Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olacak ama sanmıyorum olacağını fakat yine de içmeyin ya her gün.
0
put it in your appropriate place
(16.03.22)
Birayı ne için içtiğinize bağlı, bence çok açık değil mi bu?

Yani sizin bira içmekteki amacınız alkolün verdiği etkiyle gevşemek isteyişinizle alakalıyla alkolsüz bira ne gibi bir üstünlüğe sahip olabilir bu konuda bir açıklama getirebilir miyiz bu konuda?

Ancak birayı sadece tadı için içiyorsanız ve örneğin işyerinde de "keşke sarhoş olmayacak olsam da bir bira içsem şimdi" diye düşünüyorsanız o halde tabi ki alkollü bira yerine tercih sebebi olabilir.
0
akhenaten
(17.03.22)
(14)

Sezaryen doğuma babanın katıl(ama)ması

gmzo
Kendimi hep normal doğum fikrine alıştırmışken, bıcırık pozisyon almadığı için %90 önümüzdeki hafta sezaryen ile dünyaya gelecek. Tam bu yeni düşünceye kendimi alıştırmaya çalışırken, doğum yapacağım hastanede (Kadıköy Medicana) anestezi doktorlarının babayı sezaryene almadığını öğrendim. Kadın doğu
Kendimi hep normal doğum fikrine alıştırmışken, bıcırık pozisyon almadığı için %90 önümüzdeki hafta sezaryen ile dünyaya gelecek. Tam bu yeni düşünceye kendimi alıştırmaya çalışırken, doğum yapacağım hastanede (Kadıköy Medicana) anestezi doktorlarının babayı sezaryene almadığını öğrendim. Kadın doğum uzmanımız, anestezi uzmanıyla konuşuruz yine dedi ama, Youtube'da izlediğim (pandemi öncesi bu hastanede çekilmiş) doğum videolarının hiçbirinde baba yok hakikaten.

Fotoğrafçının alınıp babanın alınmaması çok saçma geldi bana, öyle değil mi? Bizim zaten öyle fotoğrafçı tutma, video çektirme gibi bir niyetimiz yok. Araştırdığım kadarıyla yurtdışında spinal veya epidural anestezi oldukça, yani genel anestezi olmadıkça babalar da alınıyor. Bizim için çok özel olan bu anı paylaşmak istiyoruz açıkçası, o yüzden tecrübeli olanlarınızdan duruma nasıl yaklaşmalı fikir edinmek istedim. Teşekkürler şimdiden.
0
gmzo
(15.03.22)
fotoğrafçının alınıp babanın alınmaması çok saçma evet haklısınız. medicana hastanelerinde ameliyathaneye hasta dışında kimse alınmıyor sanırım sağlık görevlisi değilse. iki arkadaşımın sezaryen doğumuna eşleri girememişti. birinin ablası bir başka hastanede hemşireydi, onu almışlardı.

sizin için eşinizin o sırada orada olmasının ne kadar önemli olduğunu doktorunuzla paylaşın, ben olsam bir istisna yapılabilir mi veya bir başka yolu var mıdır mutlaka doğum öncesi öğrenirdim. hayırlı olsun bu arada, mutlulukla güzelliklerle büyütün bebeğinizi :)
0
evde liyakat kalmamis
(15.03.22)
Kurtköydeki Ersoy Hastanesinde bana da izin vermemişlerdi. Sezaryen doğum bir çeşit ameliyat, cerrahi operasyon olduğu için annenin güvenliği açısından almamalarını anlayışla karşıladım. Normal doğum neyse ama sezaryende kesip biçme işi olduğundan belki de o şekilde görmek iyi gelmezdi diye düşünüyorum şimdi. Fotoğrafçı kısmına bişey diyemiyorum tabi, bana kalırsa sezaryen doğuma fotoğrafçı da alınmamalı.
Şimdiden gözünüz aydın, Allah sağlıkla kucağınıza almayı nasip etsin.
0
mustafakesekci
(15.03.22)
Abi deneyimim yok ama o kadar kanlı bıçaklı ortamda olmak gerçekten iyi gelecek mi babaya? Bir de en sevdiklerini o halde görmek falan. 3 dakika sonra kavuşacak zaten, bilemedim anne veya baba değilim belki o yüzden gereksiz geliyor. Ama o anda panik hali, psikolojik ve olası fiziksel riskleri (bayılma düşme vs) gözetiyor olabilirler.
0
rewlack
(15.03.22)
ben de 3 hafta sonra doğuracağım, babayı pcr testi ile alıyorlar. (ataşehir memorial)
tabi planlı doğum olmaz ise pcr sonucu gelmeyeceğinden almayacaklardır.
daha önce de aynı yerde epidural doğum yaptım, genel anestezi yoksa hep babayı ve fotoğrafçıyı alıyorlardı.
ancak bu durumu neden bu kadar umursadınız ki?
baba zaten baştan yok. yani sizin ameliyathanede epidural iğnesi olma aşamalarında yok.
bebek çıktıktan sonra da yok.
yani totalde 5 dakika olacak, sonra bebeği ona verecekler gidecekti zaten. o 5 dakikada da canınızla ve bebeğinizin iyi olup olmadığı ile uğraştığınızdan çok da baba görecek bir gözünüz olmuyor. yani öyle her dakikaya eşlik edilen, el ele tüm sürecin birlikte yaşandığı romantik ve paylaşımlı bir ortam yok. kısa bir karambol ve kapanış.
hastanenin yaptığı saçmaymış ama baba da çok gereksiz bence.
ha ben yine çağırdım babasını o ayrı. girebiliyorsa girsin, neler çektiğimi görsün :)

edit: sizi şimdi hatırladım. şeker yüklemesi fazla çıkan kadınsınız daha önce konuşmuştuk. bir siz bir ben bir doğuramadık şu bebekleri :)
0
kenarortay
(15.03.22)
@rewlack hocam baba kaldıramayacak olsa söyler, sorduğum da bu değildi ama görüşünüz için teşekkürler yine de :)

@kenarortay "baba da çok gereksiz bence" demişsiniz, bu da sizin görüşünüz elbette ama bana da bu ve "neler çektiğimi görsün" yaklaşımları çok ters :) tam doğru ifade edememiş olabilirim kendimi ama, mesele zaten benim babayı görmemden çok, babanın çocuğunun dünyayla ilk temasını, ilk ağlamasını deneyimleyebilmesi. vajinal veya sezaryen önemli değil, karambol olsun olmasın bu anları paylaşmak hem baba-bebek, hem anne-baba bağları için değerli. eşim hamilelik boyunca ne çektiğimi ve bundan sonra ne çekeceğimi anlayacak kadar empati becerisi yüksek ve duyarlı bir insan. tüm kontrollere birlikte gittik zaten, bana hamileliği kolaylaştırabilmek için hayatımızla ilgili sorumlulukları aylardır büyük oranda kendisi yüklendi. fakat ben de tüm bu süreçte babanın hem toplum, hem düzen tarafından sürekli dışlandığını düşünüyorum. babalar da hayatlarında oldukça önemli bir değişim geçiriyorlar, ama nasıl olduklarını soran yok, 1 hafta - 10 gün sonra işe dönmek zorundalar babalık izni diye bir şey yok, sezaryen doğuma alınmaları kolaylıkla engellenebiliyor. sonra bu adamlar çocuklarına neden mesafeli, neden eşit sorumluluk üstlenmiyorlar, neden anne kadar bağ geliştirmiyorlar?
0
🌸gmzo
(15.03.22)
eğer babanın doğuma girmesi sizin için önemliyse hastane değiştirin. ben doğumda tektim, şu an olsam yine tek olmayı seçerim (sezaryen).
0
deartheodosia
(15.03.22)
@deartheodosia doktoruma çok güvendiğim için hastane değişimi seçenek dahilinde değil maalesef.
0
🌸gmzo
(15.03.22)
ben gecen sene pandeminin gobeginde daha asilar filan piyasada yokken yaptim dogumu fulya acibadem'de. pcr testiyle girdi baba da doguma. planli bir sezaryendi ve genel anestezi degildi. kanli bicakli bir ortam gormuyor bu arada baba. anne ne kadar goruyorsa baba da o kadar goruyor dogum kismini. ben esimin de olmasini cok istemistim hem kendimi iyi hissetmek icin onun yanimda olmasini istedigimden, hem de bence cok guzel bir an olan bebegin ilk dogdugu anlara onun da sahitlik edebilmesini istedigimden. esimin oyle ozel bi istegi yoktu ama sen istiyorsan gelirim dedi, oyle geldi. dogum sonrasi hep iyi ki gelmisim mucizevi bi hismis dedi hala guzel hatirliyor o anlari. bebek dogdugunda annenin kucagina veriliyor hemen ve baba da o sirada orada oluyor, guzel ve ender yasanan bir an bence. doktorunuzla konusun, doktor inisiyatifinde alinabiliyor baba da doguma.
0
in vino veritas
(15.03.22)
bu durum hastaneden hastaneye değişiyor. ben geçtiğimiz şubatta acıbadem altunizade' de doğum yapmıştım (sezaryen), eşim de, fotoğrafçı da doğumda yanımdaydı. ama hamileliğimin ilk ayları pandemi koşulları ile ilgili uygulamaları daha ağırdı o zamanlar doğuma baba alınmıyordu. hatta muayeneye de alınmıyordu. doğumdan önce eşimden pcr testi istenmişti. her hastane farklı uygulama yapıyor bu konuda. açıkçası benim doğum yaptığım hastane de olmaz deseydi ille de olsun demezdim. size kalmış çok istiyorsanız doktorunuz tekrar şansını deneyebilir. şimdiden tebrik ederim, sağlıkla gelsin bebişiniz :)
0
isyankar tosbaga
(15.03.22)
Fotocu dedigimiz kisi belki bu olaya 500 kere sahit olmus hemsire kadar bilincli birisi.
Baba dedigin cat diye dusup bayilsa bayilirken 3-5 hortum koparsa 2 kisiyi kendine bakmak zorunda biraksa daha mi iyi?

Babalar bu olaya girmek istemiyor zaten, sirf olay cikmasin diye tamam diyorlar.
Benim arkadasimi doktor almadi, adam sevincten koridorda halay cekti.
Karisini o halde gorunce bir daha sevismeyen adamlar falan var.
0
divit
(15.03.22)
Yazmışsınız zaten sezeryan olacak diye. Yani anestezi alacaksınız, ortamda açık yara ve kanlar olacak. Epiduralle yapılan vajinal doğum gibi birsey değil bu zaten, bildiğiniz açık ameliyat bu. Fotoğrafçının da alınmaması lazım buna. Vajinal doğuma baba, fotografçı ve kaynana da girebilir.
0
sumuklu asilzade
(15.03.22)
Biraz tuhaf bir öneri ama babayı fotoğrafçı olarak gösterseniz, bir makine ödünç alırsınız elbet bir tanıdıktan diye düşündüm. Genel anestezi ise alınmaması oldukça normal, ama epiduralde olmamasının manası yok bu hiçbir pandemi önlemi kalmamışken.
0
kullanıcıadımbuolsun
(15.03.22)
Sezaryen bir operasyon, normal doğum doğal bir süreç.

Bir operasyon sırasında sizi travmaya uğratacak, ameliyatın seyirini etkileyecek, sizin istemeden doktorları strese sokup hata yapmalarına sebebiyet vermenize yol açacak birçok olay yaşanabilir.

Örneğin eşinizin kalbi durabilir. Bu durum karşısında insanların ne yapacağını kestirmek güç ve doktorlar için siz herhangi birisiniz, sizi tanımıyorlar. Siz olsanız içeri alır mısınız?

Kalp durması örneğini olayı anlatan siyah beyaz bir durum olduğu için verdim, ancak birçok farklı senaryo düşünülebilir.

Her şey sizin ameliyatı kaldırıp kaldıramamanızla ilgili değil.
0
akhenaten
(15.03.22)
Sezaryen sırasında bebeği kanlı kanlı çıkınca düşüp bayılıp kafasını yere çarpan bir baba tanıyorum. Muhtemelen bu sebeple almıyorlar.
0
physcos physcos
(16.03.22)
(11)

Favori abur cuburlarınız nelerdir?

duchess jessamine
sb
sb
0
duchess jessamine
(15.03.22)
tadelle, amigo cips, peynirli çubuk kraker
0
birmilyonunvarmi
(15.03.22)
lays fırından, tadım fıstıx taco, züber lokma antep fıstıklı, probis, torku tam çikolatam(çok underrated bir şey bu)
0
veritaslibertas
(15.03.22)
Cips olarak; Doritos alaturka, lays fırından haşhaşlı, cipso deniz tuzlu.

Çikolata; fıstıklı damak, milka çilekli, genel olarak kinder

Bisküvi; hanımeller damla çikolatalı, negro

Kraker; bumbo, balık kraker, krispi peynirli

Diğer: rulokat, browni intense, magnum bademli, haribo (özellikle ekşli olanlar)
0
akhenaten
(15.03.22)
Lindt deniz tuzlu bitter çikolata, m&ms tuzlu ve karamel.
0
emininsel
(15.03.22)
Eti Cicibebe, Kinder Bueno White, Lindt Lindor sütlü (ama fiyatına bakıp bakıp vazgeçiyorum artık), Kahve Dünyası Bonte, her türlü tuzlu karamelli çikolata, patlamış mısır + cranberry kurusu, çiğ kaju + dut kurusu, çıtır çilek kurusu, ekşi jelibon türevleri. Tuzlu abur cubur aramıyorum, favori cipslerim Lays fırından ve Pringles klasik.
0
kobuzchu kiz
(15.03.22)
Yeşillikli Lays, Doritos Turca, limonlu Lipton, Kinder süt dilimi ya da Milkten, kakaolu Eti Puf, Caramio, Laviva
0
dissendium
(15.03.22)
patlamis misir,
eti bi dolu
0
Coma
(15.03.22)
züber atep fıstıklı, eti form ekşi mayalı, patos acılı.
0
mikahakkinen
(15.03.22)
Dido Gold
0
mamihlapinatapai
(15.03.22)
vişneli hoşbeş
limonlu popkek
beyaz çikolatalı gofret
0
onemoremile
(15.03.22)
Kahve Dünyası Gofrik.


Başka da abur cubur yemem Türkiye'de.
0
ırene adler
(15.03.22)
(4)

Şu hırka/mont alınır mı?

anladespina
https://www.lcwaikiki.com/tr-TR/TR/urun/LC-WAIKIKI/erkek/Spor-Hirka/5523021/2280725
0
anladespina
(11.03.22)
Kadın gözünden, hayır hayır hayır siyahı bile çok çirkin bence :((
0
art pepper
(11.03.22)
Kişisel olarak enine içi dolgulu şeritleri olan hiçbir şeyi almıyorum çünkü herkesin üstündeki mont/hırka/yelek bu şekilde. Nasıl bu kadar virüs gibi yayıldı her yere bu tarz anlamadım ama herkeste olması cidden hayret uyandırıcı.

Jack Wolfskin'den Waikiki'sine kadar herkes bunlardan üretiyor. Almayın lütfen.
0
akhenaten
(11.03.22)
ben beğendim, kurtarıcı bir parça en azından. bej rengi de güzelmiş.
0
elma
(11.03.22)
80% polyester, 20% pamuk. arada ruzgarlik gibi is gorur; tisort ustune filan. bence magazada da gorun, rengi cok acik olabilir.
0
e haliyle
(11.03.22)
(31)

Bugun McDonald's tr'den cekilecek olsa son kez gidip yemek icin

stavro
Kapisina dayanir misiniz? Kuyruga girer misiniz?Rusya'da bu olunca cok asiri tuhaf geldi de insanlara sorayim dedim. McDonald's insanların sirf karın doyurayim diye gittigi yer gibi geliyor bana, oyle lezzetli bir şeyi falan yok, bu kadar seveni var miymis diye dusundum.Milletin McDonald's'a bu kada
Kapisina dayanir misiniz? Kuyruga girer misiniz?

Rusya'da bu olunca cok asiri tuhaf geldi de insanlara sorayim dedim. McDonald's insanların sirf karın doyurayim diye gittigi yer gibi geliyor bana, oyle lezzetli bir şeyi falan yok, bu kadar seveni var miymis diye dusundum.

Milletin McDonald's'a bu kadar duskun olmasini tahayyul edemedim. McDonald's Rusyaya ilk girdiginde de böyle olmuştu.
Lezzetli mi geliyor bu millete bu kadar yoksa o kulture duskun olduklarından mi?
Lezzetli geldiginden degildir diye düşünüyorum. Ne bileyim burgerci mi kalmadi ulkede?

Siz McDonald's seviyor musunuz, kapıda kuyruga girer misiniz son kez yemek için?
0
stavro
(11.03.22)
Ruslar bunun için Sovyetler Birliği'ni yıktı abi nesi garip geliyor, adamlar seviyor.
0
Kaleci Saçlı Forvet
(11.03.22)
Gider bi Double Köfteburger bir de Big Mac yerim ama çok sıra varsa işim olmaz. Bence lezzetli. Homemade burgerler ile alakası yok tabii ama spesifik bir tadı var. Ben beğeniyorum.
0
himmet dayi
(11.03.22)
Bunun icin sovyetler birligini yikmalari tuhaf geliyor zaten abi iste.
Bu kadar lezzetli mi geliyor bigmac falan?
0
🌸stavro
(11.03.22)
15-20 yaş aralığında olsam kesin girerdim.
asla tüketmiyorum bu arada*

bir eklemek istediğim önemli bir şey var, evet junk food içeriği kötü, çöp gıda falan ama ülkeden ülkeye içerik ve kullanılan ürünler değişiyor. bizdeki kötünün de kötüsü olduğu için buradan kıyaslama yapıp rusları anlamamız zor olabilir.
0
rewlack
(11.03.22)
Eskiden guzeldi ozellikle mcdonaldsa ailece gidiyorduk.
Taksimde ilk acildiginda da kuyruk olmustu.
Sirayla anadoluya acildiginda da kuyruk yapiyordu.

Simdi kalitesi asiri dustu, lezzetsiz baya.
ulkeden cekilse haberim olmaz.

Belki ruslarda hala iyi kalitede urun satiyordur.
0
divit
(11.03.22)
Ben yıllardır yemiyorum, ne mc ne burgerking, çünkü aşırı lezzetsiz. köfteler köfte gibi değil. eskiden nasıl yemişim anlayamamıştım son yediğimde, ya da sonradan mı bozdu bilmiyorum. yüksek fiyat ve kalitesiz ürün sunuyorlar.
butik bugercilerden yiyorum.
cevap: kuyruğa girmem.
0
veritaslibertas
(11.03.22)
@rewlax
10-15 farkli ulkede McDonald's denemiskmdir. Hepsi vasat. Bu sahsi düşüncem tabii ama.
0
🌸stavro
(11.03.22)
Yok abi lezzetinden değil, sen yıllarca bi halkı bir şeylerden mahrum edersen halk haliyle ona daha çok bağlanır, bu da onun gibi bir şey kaybetme korkusu işte. Elde etmek için her şeyi yaparlar ülkeyi de dağıtırlar. Sen bunu fark etmişsen bu zayıflığı kullanmak istersin, bunları ülkeden çekip halkı mevcut yönetime karşı ayaklandırmak istersin. Yani sevip sevmemekle pek ilgisi yok daha çok sosyolojik bir konu.
0
Kaleci Saçlı Forvet
(11.03.22)
Kılımı bile kıpırdatmam. Önünden geçiyor olsam, sıra olmasa bile girmem.
0
Fusha
(11.03.22)
Giderim ama çok kalabalık varsa gitmem.
Burger King duruyorsa gitmem. İkisinin farkı yok benim için.
0
sevilen progressive türkücü
(11.03.22)
bunun icin sovyetler birligini yikmadilar. komunizm insan dogasina aykiri sacma sapan bir sistem oldugu icin cok bile dayandi.

soruna cevap: gitmem, evde yaptigim hamburger 50 kat daha lezzetli oluyor.
0
baldur2
(11.03.22)
hayatta gitmem abi
0
sizofren06
(11.03.22)
çok fazla sıra varsa girmem ama az sıra varsa sıraya girerim ve ağlayarak bigmac yerim muhtemelen. birkaç tane de fazla alırım.

28 yaşımdayım. :(
0
Hallegadola
(11.03.22)
mcdonalds yemem ama belki gidecek bi restorana giderim ben de. ruslar büyük ihtimalle çok uzun süre modern dünyanın nimetlerinden uzak kalacaklarını bildikleri için yükleniyor olabilirler.
0
roket adam
(11.03.22)
Gitmem ama gideni de anlarım. Tadını sever, yurtdışına çıkma imkanı da yoktur son kez yiyeceğini bildiği için yer, bir gariplik göremiyorum.
0
uvcray
(11.03.22)
Çocukken happy meal'larını ve verdiği oyuncakları severdim. Birçok insanın iyi kötü üniversite ve çocukluk zamanlarından anısı var bu tip mekanlarda. Sonuçta marka kimliğini çok öne çıkaran bir şirket mc donald's bir şekilde gıda dünyasının "ünlüsü." sırf ünlü birini yolcu etme anlamında dahi birçok kişi gidip bir son yemek yiyebilir.

Neyini anlayamadınız ki? Sizin için bir anlamı olmayan şeyin birçok insan için olabilir. Yani insanların bir şeylere anlam yüklemesi çok olağan bir davranış. Ben şahsen buna şaşırmanıza şaşırdım. Lezzetle falan da bir alakası olması gerekmiyor bunun.
0
akhenaten
(11.03.22)
Ben bayadır yemedim, ama bu aralar rejim gibi bişey yapıyorum fast food yemem yasak. Şimdi bunu okuyunca canım çekti. Kimseye çaktırmadan gidip yesem mi diye düşünüyorum. Son günleri olsa yine gider yerdim. Doublecheesespor.
0
condom kurşunu
(11.03.22)
Gitmem, zaten normalde de yemiyorum çok dandik bence ürünleri. Rusyayı bilmiyorum ama Ukrayna’da mcdonalds çok popülerdi, baya insanlar süslenerek lüks restorana gider gibi gidip uzun uzun oturuyorlardı. Algılar farklı yani. Starbucks da benzer muameleyi Türkiye’de görüyor mesela öyle düşün
0
zikardo
(11.03.22)
En son 5-6 yıl önce mi yedim ne zaman yedim hatırlamıyorum.

O zaman da kötüydü şimdi bu maliyetlerle iyice kötü olduğuna eminim.

Bir tek patatesleri güzeldi çok sıra yoksa son bi patateslerini yerim belki. Onun harici hamburger için falan sıraya girmem. Beşiktaş'taki herhangi bir hamburgerci daha iyidir MCD ve BK'den.
0
chicha_v2
(11.03.22)
@akhenaten
Anlayamamis olmamin nesini anlamadiniz ki:)
Bayagi dandik tatsız tuzduz 2dk da hazirlanmis fastfood sattiklari icin insanlarin boyle duskun olmasina sasirdim iste.

Bir hamburgerci oldugu icin de lezzetle iliskilendirdim haliyle. Tema parkı falan degil nihayetinde, burger restorani oldugu icin lezzetle iliskilendirdim.
Baska insanlara lezzetli mi geliyor diye merak ettim bana lezzetsiz gelen sey.

Hani McDonald's dusuk kalite bir şey, ogrenci isi yemek satiyor, bir ozelligi yok hani, o yuzden şaşırdım. Yani Newyorkta meşhur bir steakhouse kapanacagini açıklasa, insanlar son kez yemek icin akin etse tuhaf gelmez.
İyyy McDonald's tan yemek mi yenir falan demiyorum, yersin gayet de bu duskunluk tuhaf geldi ikamesi olan, ekstra bir ozelligi veya yuksek kalitesi bir ayricalogi olmayan ucuz fastfood restoranina bu duskunluk, anlatabildim mi bilmiyorum. Yoksa kendim de defalsrca yemisomdir McDonald'stan
Neden sasirmama sasirdiniz anlamadim:)


Hani bir kebabci vardir efsane kebabi vardir, insanlar kalkar şehrin dort tarafindan gider mesela. Burasi kapanacak olsa insanlsrdaki tepkiyi anlarsin. McDonald's olayinin neden tuahf geldini, aradaki farkı anlatmaya çalıştım.
0
🌸stavro
(11.03.22)
Valla ben fast food severim (30 E). Normalde de basic tatları severim. Yeni şeyler tadıyım diye düşünmem ama denk gelirse ya da arkadaşlar giderse denerim.
Damak tadım öyle elimden bişey gelmiyor.
Pizzaya ketçap falan sıkarım (belki dandik pizza yiyor da olabilirim)
Akşamları neredeyse her gün dışardan yemek söylerim.
Büfelerin tavuk burgerleri hoşuma gider.
Ön bilgiden sonra;

Mc kapancak olsa sıra çok yoksa son kez bir big mc yerim.
O tadı bir daha bulamayacağım çünkü (sosu falan yapılır tabi de). Bana lezzetli geliyor ve yerken ciddi ciddi keyif alıyorum.
0
ceketimi alip cikcam
(11.03.22)
Demek istediğim, insanların mc donald's ülkeden çekiliyor diye oraya gitmesindeki en büyük etkeni lezzetle ilişkili görmenizin sizi yanıltıyor olabileceği. Mc Donald's bir fast food markası; buna lüks bir restoran muamelesi yapamayız. En başta kendisinin böyle bir iddiası yok zaten.

Ama mc donalds birçok kimsenin geçmişinde yeri olan, dünyaca bilinen ve üzerinden big mac endeksi gibi fiyat endeksleri çıkarılan son derece ünlü bir marka. French fries olayının geniş çapta yaygınlaşmasını sağlamış ve hamburger kültürünü dünyada yayıp insanların diyetlerine katarak çeşitli gurme burgercilerin gelişmesinin önünü açmış tarihi değeri olan da bir marka. Aynı zamanda fast food denilen başlı başına bir konseptin kilometre taşlarından. Müzelik bir marka yani.

Mc donald's'ın bir ülkeden çekilmesi onun bilinirliğiyle de birleşince büyük bir olay oluyor ve insanlar da bunun bir yerinde bulunmak isteyebilirler. Berlin duvarı da sadece bir duvardı örneğin, ancak bizim evde dahi bir parçası duruyor.

Söylemeye çalıştığım şey, bu bir gıda markası diye bu olayın yarattığı etkinin sebebini sadece ürettiği ürünlerin lezzetinde ararsanız bu sizi bir sonuca götürmez. Zannetmiyorum ki kimse mc donald's'ın çok harika burgerler yaptığını iddia etsin. Böyle bir şey yok. Olmasına da gerek yok.

Kötü bir markadan aldığınız düşük kaliteli bir gündelik kıyafet de sizin için çok daha büyük bir anlam ifade ediyor olabilir. Her zaman "ne kadar kaliteli ki sanki bir değeri olsun" deyip kestirip atamayız ki. Yumiyum görünce heyecandan zıplayan insanlar var ve bunun sebebi yumiyumun harika bir şeker olması değil kesinlikle.
0
akhenaten
(11.03.22)
Keşke toplumun sağlığıyla oynayan her firma gitse. Hamburger zaman zaman güzel bir yiyecek olabilir ama daha başarılı yapan butik firmalar var artık. Cevabımdan da anlaşılacağı gibi kılımı kıpırdatmam.
0
guitarissimo
(11.03.22)
Çok kötü. O berbat şeyleri yiyip bir de üstüne asla para vermem. Ülkeden cekilseler umrumda olmaz.

Kendi hamburgerimi, mayonezimi, hardalımı kendim yapıyorumspor.
0
old possum
(11.03.22)
Yani şehirden gidiyor diye son kez yerdim aşırı lezzetli olmasına gerek yok. Ki zaten bazı ürünlerini seviyorum ben.
0
zimbirik
(11.03.22)
son kez yemek için kapısına dayanırım ama kuyruk varsa girmem. o kadar değil. elli çeşit alternatif var.
0
tabudeviren
(11.03.22)
Bizim icin McDonalds onemli degil. Yüz tane alternatif burgerci var. Bunlarin yaninda yerli ve milli Amerikan alternatifi de var. McDonalds bu gün Almanya´da, Hollanda´da ya da Türkiye´de is yapamaz batar ise bu kimsenin ozel hayatini yerle bir etmez. Bu o ülkenin rejim degisikligine gideceginin, tekrar ice kapanacaginin, tarihinde korkulacak yerlere gideceginin gostergesi degildir. Marka basarisizliga ugramististir, batacak duruma gelmistir, o pazardan cekilmistir. Hikaye burada biter.

Bizim batili kimligimizi koruyacak mihenk taslari cok. Biz McDonalds´a kalmadik. Amerikan kültürü biz yas alirken cok buyuk bir rol oynadi. Bizim hep alternatifimiz olur.

Rusya icin isler cok farkli. Hayatla, yasayan seylerle, dünya ile iliski demek bu markalar.
0
buf-e kür
(11.03.22)
Burada canımı çektirdiniz gittim mcdonaldsa. İki bigmac ekstra sosa 98 TL verdim. Sanırım kapansa özlemeyeceğim artık. Her şey çok pahalı. :(
0
Hallegadola
(11.03.22)
McDonalds tavukburgerini severim. senede 2-3 defa gider yerim.

kapaniyoruz dese uzulurum ama kuyruga filan girmem. artik baska ulkeye gidince yenecek bir sey olarak kalir o benim icin.
0
supergirl
(13.03.22)
Şimdi aklıma geldi, kochlöffel vardı mesela türkiye'de. Kaç yıl durdu bilmiyorum ama kapandı. Tutunamadı heralde. kimse de sıra olmadı, belki de geç gelip erken gittiği için. İnsanlar benimseyememiş olabilir.
0
ceketimi alip cikcam
(13.03.22)
McDonalds global ve çok ünlü bi marka, illa çok lezzetli olmasına gerek yok.

Zamanında Işid lideri miydi birini McDonalds ısmarlayarak konuşturmuşlardı diye hatırlıyorum. Ortadoğuda Rusya'da vs. bunlardan uzak kalan tipler için büyük şey bu. Düşünsene Türkiye'de bu markaların hiçbir yok ama tvde filmlerde sürekli görüyorsun, markette le cola ve pınar hamburger var. McDonalds açılmış deseler koşarak gider denersin. Zaten reklamlarda dikkat edersen diş macununa bile "Amerikanın bir numaralı X'i artık Türkiye'de" diyorlar. Bizde bile yiyor bu. Sanki batıda yıllardır müthiş şeylerle yaşıyorlar bize ilk defa geldi kafası. Rusya da bunu yaşıyor ve kaybetmek istemiyor.

Özetle, bu lezzetten çok marka algısı bence. Türkiye'de Starbucks biraz bu konumda mesela.
0
nhk ni youkosu
(13.03.22)
(17)

Tiyatronun elektriği kesilir mi hakkında ne düşünüyorsunuz ?

ceketimi alip cikcam
Moda sahnesinin artan fiyatlara tepki olarak / ya da bütçeleri olmadığı için faturalarını ödemeyecekleri açıklamasını duymuşsunuzdur.Bugün de elektriklerinin kesildiği haberini gördüm.https://twitter.com/BirGun_Gazetesi/status/1501842297536884738Bunun sorumlusu enerjisa mı ? sabancı mı ? da sabancıl
Moda sahnesinin artan fiyatlara tepki olarak / ya da bütçeleri olmadığı için faturalarını ödemeyecekleri açıklamasını duymuşsunuzdur.

Bugün de elektriklerinin kesildiği haberini gördüm.

twitter.com

Bunun sorumlusu enerjisa mı ? sabancı mı ? da sabancılar tiyatroyu karartıyor, tiyatro salonunun elektriği kesilir mi ? tarzında tepkiler veriyorlar. Sonuçta bir fatura gelmiş ödenemezse elbet kesecekler ? Sonuçta faturayı ödemekte zorlanan tek işletme onlar değiller. Tek onlar ödeyemiyorlar gibi davranıyorlar. Tamam sanat olduğu için öyle diyorlar da bana biraz fazla geliyor o tepkiler açıkcası.

Yanlış mı düşünüyorum, siz neler düşünüyorsunuz ?
0
ceketimi alip cikcam
(10.03.22)
abi hayat o kadar analitik değil.
aksanata veya benzer başka sanat etkinliklerine gırla para döküp reklam yapmaya çalışan bir ticari dev kurum, standart bir kobi/dükkan kadar masraf yapan ama tek başına tiyatro dünyasında epey önemli bir yere sahip kuruma bunu yaparsa kaşıkla kazandığı itibarı kamyonla kaybeder. kaldı ki sanat desteği vs altında zaten destek olan kurumun vergilerinden düşülüyor, hanelerine aynı oranda eksi bile yazılmayacaktı.

ha devamının geleceğinden, bunun suistimal edileceğinden korkumuş(!) olabilirler ama başka bir açından da şans kapılarına gelmiş ama görememişler. deseydiler ya %50sine (en azından) biz enerjisa olarak sponsor oluyoruz. biletlerde de adımız basılsın vs.


ad hominem yapacağım ama taşradan çıkıp holding olunca vizyon bu kadar oluyor.
ad hominem 2: sabancı, sanat yatırım diye evren'in tablolarını alıyordu, bir sahnenin faturasını mı ödeyemecek?

artigercek.com
0
rewlack
(10.03.22)
Faturaların yüksek olduğu bir gerçek, buna tepki verilmesi beklenen bir davranış. Tepki veren kişi ve kurumların bunu bir olay haline getirip kamuoyu yaratma çabası da beklenen ve olağan bir durum. Haliyle elektrik sağlayıcısının elektrik kesmesi de yine beklendik ve olağan bir durum.

Bu ve benzeri olaylar sonucunda olası iki şey yaşanacak; ya yeterli kamuoyu oluşturulup elektrik faturalarında düzenlemeye gidilecek ya da tepki veren taraf(lar) durumu kabullenip ya faturaları ödeyecek ya da işyerlerini kapatacak.

Yani ben anormal hiçbir taraf göremedim bütün bu olup bitenlerde.
0
akhenaten
(10.03.22)
Evet tepki göstermek normal, ben biraz , tiyatromuzu karartıyorsunuz gibi söylemlere ve bunun elektrik dağıtıcısının tasarrufundaymış gibi kısmına takılmıştım.

Sonuçta hükümet sorumlusu.

@rewlack dediklerin mantıklı.

ön not: bir art niyetim yok, karanlıkta otursunlar demiyorum sadece olaya farklı açılardan bakmak için fikirlerinizi merak ettim.
0
🌸ceketimi alip cikcam
(10.03.22)
Aslında konuyu etraflıca anlattılar tiyatro olarak, insanlar faturayı dayanışmayla ödeyelim dediler, tiyatro da bu tek aylık bir çözüm olur sorun burada daha sistematik, sadece bizim değil kültür sanat sektörünün devlet işbirliğiyle kalıcı çözüm bulunmalı diye

Tiyatrolar özel de olsa bunlar da birer kamu hizmeti görüyor, ben tiyatro sevmem fakat kültürel etkinlikler insanların ihtiyacı olan şeyler, yukarıda arkadaşın dediği gibi her şey analitik değil, ne gerek var diye başlayınca okulları da kapatalım hep masrafa kadar gider
0
freebird5406_2
(10.03.22)
moda sahnesi, faturaları ödememe kararı aldığında ne düşündü acaba? elektriklerin kesileceğini düşünmediler mi? ya da kesemezler, sosyal medyada linç başlatırız falan diye mi düşündüler?
0
co2s2
(10.03.22)
Cok guzel yapmislar, elektrigin bu kadar artma sebebi tam olarak sabanci sirketi zaten.
Ozellestirip sattiklari icin boyle oldu.

ilk defa insanlar dogru yerleri protesto etmeye basladi.
0
divit
(10.03.22)
rewlack+1
co2s2+1


bir tiyatro kurumu sadece bir ticari işletme olarak görülmemeli. kamusal bir hizmet var, hatta devletin yeterince sağlamadığı/sağlayamadığı bir kamu hizmetini üstleniyorlar. kaldı ki aynı emek, sermayeyle çok daha karlı iş yapabilecekken özel teşebbüsle bu işe kalkışmışlar neblim mandal satan bir dükkan muamelesi görmemeli.
0
jimjim
(10.03.22)
Kesilir niye kesilmesin? Faturasi odenmezse kesilir, bunda anormal bir durum yok. Burada sanat icra ediliyor buranin faturasoni biz karşılayalim dersen bunun sonu gelmez. Mutlaka bir nokta "o tiyatroya kiyak gectiler de buraya niye yapmadilar" elestirisi gelir.

Falanca kisinin tablolarını aldilar, efendim su kadar sanata destek yaptılar da bunu mu yapamiyorlar kiyaslamasi dogru degil. Nihayetinde bu ticari kuruluslarin sanata destek harcamalari da vergi avantaji ve prestij ile pasif getiri saglamasindan dolayi yapiliyor, duygusal bakmaya gerek yok.
Bu elestrileri gereksiz buluyorum.

Faturalarin yuksekliginin elestrilmesi lazım.
0
stavro
(10.03.22)
Tiyatroların "biz sanat yapıyoruz, herkes bize destek olmalı" düşüncesini hiçbir zaman anlayamadım.
Benim gözümde kebapçı, çilingir, terzi neyse tiyatro da odur. Para kazanma amaçlı kurulmuş bir şirket.

Bunda da ayıp bir şey yok. Her sabah neredeyse hepimiz uyanıp para kazanmak için bir şeyler yapıyoruz.

Eminim ki çok daha karmaşık bir hesap vardır ama salon yaklaşık 200 kişilik. Bilet fiyatları yaklaşık 100 lira.
Salonun tamamen dolduğu 2 saatlik bir oyun bu aşırı zamlı elektrik faturasını ödemeye yetiyor.

Hayırlısı olsun,
0
michael_knight
(10.03.22)
fırıncı,bakkal,manav,restoran,esnaf,halk paşa paşa ödesin ama tiyatro sanat yapıyor diye ödemesin yok öyle şey. keserler gözünün yaşına bakmazlar.
işin doğrusu önce ödersin sonra tepkini koyarsın .
0
jamswety
(10.03.22)
yukarıdaki yorumlardan da anlaşılacağı gibi -yorumum saygısızlık olarak anlaşılmasın-
tiyatro gibi kültür sanat aktiviteleri normal düz şirket işleyişi gibi algılanıyor. benim de dahil olduğum bir grup da diyor ki; hayır sağlık gibi eğitim gibi gerekli, şart bir kamu hizmetidir.

okuma yazma bilmeyen birinin niye ihtiyacım olsunki demesi gibi; toplumsal olarak neye ne için ihtiyacımız olduğunu bilmediğimizden ne olacak orası da bir işletme diyoruz. olmasa da ölmeyiz gibi algılıyoruz ama olmasa ölürüz aslında orası kaçırılıyor.

özetle, kesilmesi teorik olarak doğal, pratikte olmaması gereken birşey, tepki vermekte haklılar.
0
jimjim
(10.03.22)
Elektriği açmışlar bu arada.

twitter.com
0
🌸ceketimi alip cikcam
(10.03.22)
kamunun faydasına olmayan tek bir iş yok.
kamu faydası orada kalkarsa başkası temin eder.
tiyatro da -şart, elzem- bir kamu hizmeti değil,
ekmek fırını elzem mesela. su elzem. çöp toplamak elzem. kanalizasyon altyapı doğalgaz elektrik elzem. bunlar tiyatrodan daha kutsal.
üstünlük atfedip de hak aramanın Modası geçti
0
comp
(10.03.22)
Bilet fiyatları çok yüksek o yüzden ben de bilet almadan gelip tiyatrolarınızı izleyeceğim, para da vermeyeceğim diyenler gidip tiyatroyu izleyebiliyorsa buna hakları var.
0
syabk
(10.03.22)
Polemik olması için değil de merak ettiğimden sormak istiyorum: Bu işletme, yani Moda Sahnesi, (sevdiğim de bir yer bu arada) kar amacı gütmeyen bir işletme midir?

Hasılattan oyuncular ve masraflar için ödeme yapıldıktan sonra kalan kısım işletmecinin cebine gitmiyor mu? Vakıf ya da dernek statüsünde midir? Bugüne kadar hep zararına ya da ucu ucuna mı iş yapmıştır?

Eğer kamu yararına çalışan vakıf ya da dernek statüsündeyse, evet, yanlış bir iş yapılmıştır. Elektriği kesilmesin. Yok efendim ticari işletmeyse, ödesin faturasını.
0
kaptankedi
(10.03.22)
Elektrik dagitim sirketleri tekel olduklari icin eger protesto kanali da olmazsa fiyatlar maliyetlerden bagimsiz olarak mutlaka halkin dezavantajina olur. Ses cikardiklari icin bu acidan tebrik ederim kendilerini.
0
dunal
(10.03.22)
burada onemli olan ses cikaran biri olmasi.
Tiyatro falan sevmem ama bu adamlar olmasa herkes kuzu kuzu odemeye devam eder bunun sonu yok sonsuza kadar devam eder zamlar.

Bak adam sak diye dikkati cekti.
istese bagis yapin odeyemiyoruz da diyebilirdi.

Bunun gibi 3-5 kurum ciksa sirketler geri adim atar.

Les gibi internete 100 tl oduyoruz kimse sallamiyor.
Bu zamlari fransada yapsan internet sirketini yakarlar.
0
divit
(10.03.22)
(4)

basit ingilizce sorusu 2

0zlem
fotodaki gibi örnek soru cümlelerinde hangisi geleceğini hep karıştırıyorum.mesela bu soruda are gelse de anlamlı olmuyor mu?bunun mantığı tam olarak nedir?bir formülü falan mı var?https://i.hizliresim.com/evnb527.JPGçok vurmayın yeni öğreniyorum.
fotodaki gibi örnek soru cümlelerinde hangisi geleceğini hep karıştırıyorum.

mesela bu soruda are gelse de anlamlı olmuyor mu?

bunun mantığı tam olarak nedir?

bir formülü falan mı var?

i.hizliresim.com

çok vurmayın yeni öğreniyorum.
0
0zlem
(08.03.22)
çok yetkin değilim, daha güzel açıklayan birisi çıkacaktır, ama çıkana kadar benim cevapla idare edin :D

bu aslında türkçe düşünmekten kaynaklı bir sorun. bol pratikle dinlemeyle bu tip şeyler kendiliğinden kaybolur.
bu noktada problem do ve are arasında sanırım. yoksa is ve does için bir şüphgeniz yok değil mi?

türkçede yaşıyorsun diye soruyoruz ya, bu tip şeyleri biz şimdiki zamanda kullanıyoruz ama ingilizcede hep geniş zamanda ifade ediliyor.

formül bilemeyeceğim ama bu tip soruların geniş zamanlı olduğunu bilerek cevaba ulaşmayı deneyebilirsiniz.

sen nerede yaşarsın?
are ise sanki daha anlık bir şey. şu an nerede yaşıyorsun (ayak bastığım noktada) pek şimdi? (bir adım ötede) ya şimdi? (bir adım daha attım)
sen nerede yaşarsın? (adım adım söylenmez, istanbul da yaşıyorum işte)
gibi bir düşünce yardımcı olabilir mi=?
0
kisa
(08.03.22)
is ve are için fiilde kesin -ing olmalı eğer yoksa
do does'dır. peki hangisidir? kişiye göre karar vereceksiniz.
0
rewlack
(08.03.22)
@kisa

Evet, do does de sıkıntı yaşamıyorum onu öğrendik çok şükür :)

sıkıntı do mu are mı kısmında ama dediğiniz yöntem mantıklı teşekkürler

@rewlack

Do does onda sıkıntı yaşamıyorum diğer söylediğinizi dikkate alıcam teşekkürler
0
🌸0zlem
(08.03.22)
Where do you live? Nerede "yaşıyorsun" yaşamak sizin yaptığınız bir şey, olduğunuz değil. Bu yüzden yapmak fiiliyle etkileşime giriyor, olmak fiiliyle değil.

Where are you from? Nerede"sin." bir yerde olursunuz, bir yerde bulunma halini yapmak fiiliyle açıklayamazsınız. Olduğunuz yeri de olmak fiiliyle tanımlarsınız, yapmak değil.

Çok zor değil aslında.

Are kullandığınız cümleler bizzat sizin ya da özne kimse onun olduğu şeylerdir. Bizzat öznenin kendi özüyle ilgilidir. Yapmak fiilinin kullanıldığı cümlelerse öznenin fiiliyle, hareketiyle, bir eylemi yapıyor oluşuyla alakalıdır.

Ben şuyum, buyum, ben mutluyum derken bir oluştan bahsediyorsunuz. Ben uçuyorum, yaşıyorum, gidiyorum derken "yaptığınız" fiillerden bahsediyorsunuz.

Nerede yaşıyorsun derken aslında yaşamak işini nerede gerçekleştiriyorsun, nerede yaşamak olayını yapıyorsun diye soruyorsunuz. Bu yüzden do kullanıyorsunuz. "Yaşamak" sizin yaptığınız şeyin adı, olduğunuz şeyin adı değil.
0
akhenaten
(08.03.22)
(2)

kyk geri ödeme

kulagima guzel gelen her seyi dinlerim
kyk kredisi borcu taksitlerini başından beri 8 aydır bu zamana kadar vadesi içinde ödedim, herhangi bir yapılandırma işlemim yok. askerlik tecil işlemleriyle uğraşırken unutkanlıktan şubat taksidini ödememişim. 2,6 lira gecikme zammı işlenmiş sadece. bugün şubat ve mart taksitlerini ziraat mobilden
kyk kredisi borcu taksitlerini başından beri 8 aydır bu zamana kadar vadesi içinde ödedim, herhangi bir yapılandırma işlemim yok. askerlik tecil işlemleriyle uğraşırken unutkanlıktan şubat taksidini ödememişim. 2,6 lira gecikme zammı işlenmiş sadece. bugün şubat ve mart taksitlerini ziraat mobilden ödedim. e-devlette hala ziraat bankasından ödeyebilirsiniz açıklaması var. vergi dairesine düşer mi, ziraat bankasına ödemeye devam mı?
0
kulagima guzel gelen her seyi dinlerim
(07.03.22)
Ödemeler e devlete geç düşüyor. Her ayın 15 imden sonra işleniyor diye biliyorum
0
kablelvuku
(07.03.22)
3687 sayılı "Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurt Hizmetleri Kanunu" Madde 17'ye göre;

"Borç taksitlerini zamanında ödemiyenlerin birinci defada borçlarının bir
seneliği, tekrarında ise tamamı ivedilik kazanır. Bu tarihten itibaren borç 6183 sayılı kanun hükümlerine göre malsandıklarınca tahsil olunarak Gençlik ve Spor Bakanlığına ödenir."

www.mevzuat.gov.tr
0
akhenaten
(07.03.22)
(9)

spor ve diyet yapacak motivasyonu nasıl buluyorsunuz?

ted
özellikle çalışan kişilere soruyorum bunu.pandemi ile birlikte çok ciddi bir kilo aldım. pandemi başlangıcında 90 kilo civarlarındayken 110-115 arasına kadar çıktım. son 10-15 kiloyu da son 5 ayda aldığımı söylemem lazım. son 5 aydır çalışıyorum. (evde yemek yapmıyorum genelde, dışarıdan yiyorum ve
özellikle çalışan kişilere soruyorum bunu.
pandemi ile birlikte çok ciddi bir kilo aldım. pandemi başlangıcında 90 kilo civarlarındayken 110-115 arasına kadar çıktım. son 10-15 kiloyu da son 5 ayda aldığımı söylemem lazım. son 5 aydır çalışıyorum. (evde yemek yapmıyorum genelde, dışarıdan yiyorum ve genelde de fastfood maalesef) boyum da 182-183 gibi.
sorum şu, diyet ve spor yapacak motivasyonu nasıl buluyorsunuz?
tabii en iyisi diyetisyen ile çalışmak, spor salonuna gitmek. bunun farkındayım. ancak şu anda tez yazıyorum ve son birkaç ay kaldı. spor salonuna gidecek pek vaktim yok. evime yürüme mesafesinde güzel bir spor salonu da bulamadım.
yani aklımda tez bitsin, diyetisyen ile çalışayım, spor salonuna gideyim var ancak bunu da birkaç ay yapma şansım yok.
ama direkt diyet yapacak motivasyonu da bulamıyorum, diyetin faydasını görmeye başlamak için birkaç hafta yapmam lazım, o noktadan itibaren devam etmek daha kolay olur diye düşünüyorum ancak o ilk birkaç hafta için motivasyonu bulamıyorum.
Siz kendinizi nasıl motive ediyorsunuz?
0
ted
(07.03.22)
Ben de senin gibiydim, sonra bi arkadaşım bana bu işin motivasyonla değil disiplinle ilerleyeceğini anlattı hayatım değişti. Motive olmayı beklersen gelmez, gelirse 2 gün sonra tekrar gider ama kendini bu konuda disipline edersen ömür boyu seninle kalır.
0
Kaleci Saçlı Forvet
(07.03.22)
Benzer durumdayım. Her şeyi teze endekslemekten oluyor biraz da. O süreç de inadına uzadıkça uzuyor. Tez bitsin taşınayım, tez bitsin tatil yapayım, bitsin şu kitapları okuyayım diyip duruyordum. En sonunda sağlığımı etkilediğini görünce online diyetisyene başvurdum - hayatımda ilk defa- Bana bir program yazıldı ve harfiyen uydum. İlk haftada 1 kg kaybettim. Kilo verebildiğmi görünce diyete daha sıkı sarıldım. Şu an 3.5 kg kadar verdim. 3 haftada. Geri dönüp başladığım tarihe bakıyorum 3 hafta önceki benle şu anki halim arasında bile bariz fark var ve güzel hafifledim. Kısacası en iyi motivasyon başlamak. Benim diyetim 1 aylık planlandı ama ben devam edeceğim. Ben diyete cuma günü başlamıştım öyle pazartesi olsun da başlayayım diye beklemedim bile. Siz bunları burayq yazdıysanız diyeti de sporu da yaparsınız. Hemen başlayın.
0
buzbebek
(07.03.22)
Başlarda spora gidene kadar mırın kırın edip salon çıkışı "oh be iyi ki gelmişim" hissiyatlarını biriktirerek devam ediyordum. Çünkü siz sporun sizi yoracağını düşünseniz de aksine yoğun tempoda tükenmeden çalışabileceğiniz enerjiyi kazandırıyor.

Artık sporu bıraksam bitkin düşüp depresyona gireceğimin farkındayım. Onun için eskisi kadar zor gelmiyor gitmek. Gittikten sonra gelen enerji ve rahatlık hissiyse zaten paha biçilemez.

Bu mırın kırın etmeden spora gitme alışkanlığını edinmem düzenli devam ederek 3 ayımı almıştı. Böyle şeyler tamamen rutn ve alışkanlıkla alakalı. Rutini oturttuktan sonra çok yoğunum gibi bahanelerin anlamsız olduğunu fark ediyorsunuz. Ben eve akşam 7'de geliyorum örneğin. Sabah 6:30'da çıkıyorum. Buna göre pratik yemekler belirledim, yemeklerimi de kendim yapıyorum. Artık bunları düşünmeden yaptığım için de her şey gayet sürdürülebilir.
0
akhenaten
(07.03.22)
Motivasyon gerektigini dusunmek en buyuk yanilgi bence.
Yani ise gitmek icin motivasyon bulmuyorsunuz mesela, ooof lanet olsun ya deseniz de gidiyorsunuz cunku 1) tartismaya acik degil, 2) sorgulamayacaginiz kadar rutin.

Ben spora vs ilk basladigimda en faydasini gordugum sey karar verme kismini ortadan kaldirmakti. Yemekle ilgili mesela, ay ne pisirsem aksam falan derseniz yorgunlukla falan basa cikmak zor olur. Benim verdigim kararlari elimine etme taktigim suydu: ne zaman ne yiyecegime karar veremezsem omlet ve salata yiyordum. Yemekle ne icsem diye dusunmemek icin hep su veya soda iciyordum. Boylece otomatik olarak fast food, sekerli icecek gibi seyleri eliyorsunuz beslenmenizden.

Vaktiniz oldugu zamanda biraz fazlaca yapip stoklayabilirsiniz. Mesela soslamadan agzi kapali kapali kaplarda sakladiginiz salata bir kac gun rahatlikla durur. Icine tavuk, balik, yumurta, mercimek vs gibi seyler ekleyerek hem tadini degistirirsiniz hem de protein oranini arttirirsiniz.

Sabah yogurda kattiginiz protein tozu ve musliye seker orani yuksek olmayan bir meyve ekleyerek ekmek, pogaca yemekten daha guzel bir kahvalti etmis olabilirsiniz falan filan.

Neyse uzatmayayim, demem o ki spor saatinizi de takviminize ekleyin. Youtube'da bir suru video var, onlari yaparak baslayin. Hergun 7-10 bin adim atin. Hayatinizin %80ini duzgun beslenerek, mumkun oldugunca aktif olarak gecirmeye calisin. %20lik hata payi normal. Caniniz istemese de mutsuz mutsuz yapin yani nolacak, kol kasiniz bunun farkinda degil ki. Motivasyona gerek yok yani.
0
sopiro
(07.03.22)
motivasyon konusunda şöyle bir yanılgı oluyor genelde, bir şeyi yapmak için önce motivasyonun geleceğini sonra harekete gececeğimizi düşünüyoruz ancak işleyişte tam tersi oluyor. yani önce harekete geçiyoruz sonra yaptıkça motivasyonumuz oluşuyor. yani ünlü spor markasının sloganı gibi bazen sadece yap gitsin (just do it) demek gerekiyor.

@Kaleci Saçlı Forvet'in de bahsettiği gibi motivasyonu oluşturmak ile motivasyonu korumak farklı şeyler. Ne yaparsanız yapın bir şeyi ritüel haline getirdiğinizde o size bir süre mutluluk verir ve hayat enerjinizi yükseltir, çünkü hayatınızı kontrol edebildiğinize dair bir izlenim oluşturur. Bu noktadan sonra motivasyonun korunması için disiplin gerekiyor.

Yapılan uzun dönem araştırmalara göre en uzun süre motivasyonu koruyanlar, içsel motivasyona sahip ve bunu hayatlarındaki kısa geri dönüş alabilecekleri bir döngüye bağlayanlar. Yani demek istediğim spor yapmanın, iyi beslenmenin sağlıklı bir hayat yaşamını herkes bilir ama geri dönüşü çok zor görülebilirdir, ya da karı kız tavlamak için spora başlayan karı kız bulduğunda veya bu yolla bulamayacağını düşündüğünde vazgeçecektir. En uzun soluklu spora devam edenlerin hayatlarındaki stresi atmayı spor ile ilişkilendirenler olduğu görülüyor. Yani hem hayatlarındaki stresi belirli bir zamana sıkıştırmış hem de yaptıkları sporun sonucunda salgılanan endorfin ile yaptıklarının geridönüşünü hemen almış oluyorlar ve bu beynin ödül mekanızmasını çalıştırdığı için daha uzun soluklu bir döngü, bir alışkanlık yaratmaya fayda sağlıyor.

Alışkanlık oluşturma ile ilgili faydalı olacağını düşündüğüm popüler 2 kaynak önereyim.
(bkz: iyileştiren alışkanlıklar)
(bkz: alışkanlıkların gücü)

Umarım faydası olur.
0
elvan abeyiylegezse
(07.03.22)
disiplin anahtar, motivasyon ise o disiplini sürdürmek, arada aynada kendine bakmak ile oluyor.

illaki yapmak istiyorsan da hiç bir şey sana engel olamaz, ofiste bir arkadaş, öğlen yemek arasında gidiyordu salona mesela. günde kendine ayıracak bir iki saatin olması lazım.
0
selam
(07.03.22)
bulamıyorum. söve söve aynı işe gider gibi gidiyorum. spora bayıla bayıla giden insan sayısı azdır zaten tahminim.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(07.03.22)
Bende yoktu motivasyon. Cok yemeye başlayınca fizyolojim degisti. Eskisine gore cok yiyorum son bir aydir, cok yiyince de enerjik ve dinc oluyorum. Enerjik olunca da spora gidip agirlik basasim geliyor, bu sekilde cok iyiyim. Umarim boyle gider. Yemeyi bir tik dsha arttirmayi düşünüyorum.

Tabii benim kilo fazlam olmadigi icin yemeyi arttirmaktan cekinmiyorum. Yemegi arttirdigim kadar antrenmani da arttiriyorum zaten. Cok yemek + çok antrenman muthis bir moral ve motivasyon veriyor bana.
Spora gitmezsem kotu hissediyorum.
0
stavro
(07.03.22)
Sporda bir hedefim var; daha ağır kaldirmak.
Misal pandemi sonrası squat 120 kglara düşürdüm çünkü 1.5 senedir bara degmemistim. Şu an geçen 1 maksimum 180.
Ama spora sadece yürümek, iki ağırlık kaldirmak için gitsem motive olmazdim. Neyse kısacası bir hedefim var spor yaparken.

Diyet konusunda da kalori takibi dışında bir şey yapmıyorum pek.

Ben cuma aksam, pazar ve sali aksam gidiyorum. O yüzden çok is saatinden etkilenmiyorum.
0
logisticsmanager
(07.03.22)
(8)

Rahmetli annemin adını düğün davetiyesine nasıl yazmalı?

i m cool with that
Bazıları merhum diye belirtiyormuş, ben belirtmeme taraftarıyım ama bilmedim. Siz olsanız nasıl yapardınız? Veyahut aynı durumda olanlar nasıl yaptınız? Çevrenizden nasıl gördünüz?
Bazıları merhum diye belirtiyormuş, ben belirtmeme taraftarıyım ama bilmedim. Siz olsanız nasıl yapardınız? Veyahut aynı durumda olanlar nasıl yaptınız? Çevrenizden nasıl gördünüz?
0
i m cool with that
(06.03.22)
Dini hassasiyetlerden bağımsız olarak "Merhum" uygun bence.
0
Kaleci Saçlı Forvet
(06.03.22)
6 ay önce yaptım
4 ebeveynden üçü hayatta değildi.
düğün işi genelde "aileler için", "aileler tarafından" yapıldığı için ebevynlerin isimlerini yazdık. normal şekilde yazdık.
solda kızın anne baba isimleri ve altında soyadı
sağda erkekğin anne baba isimleri ve altında soyadı.
merhum yazmadık. belirtmeye gerek de yoktu.
0
etna
(06.03.22)
Özellikle belirtmenize bence de gerek yok, en fazla olacak şey, belki, annenizle tanışmak isteyen bir iki kişiye açıklama yapmanız gerekebilir. Hepsi bu. Ama o davetiyeyi hep saklayacaksınız. İnsanları davet etmekten çok, sizin için bir hatıra eşyası olarak önemli bu davetiye. Nasıl istiyorsanız öyle yaptırın.

Merhum yazmak istemezseniz alternatif olarak belki adının başına küçük bir siyah kurdele (veya yazılı olmayan başka bir işaret) koymayı düşünebilirsiniz davetiyenin tasarımıyla uyumlu olacak bir şekilde.
0
akhenaten
(06.03.22)
Biz yazmistik esimin babasinin adini. Ama keske. Merhum yazdaydik cunku karsi aileyi tanimayanlar esimin babasini soruyolardi. Öyle bi an da hos olmuyor.
0
c1b2k3
(06.03.22)
Rahmetli babamin adini, merhum vs kullanmadan yazdirmistim. Bir arkadasimin annesinin adi saniye'ydi. Annesi hayatta olmadigi icin, i'nin uzerindeki noktayi kalp seklinde yazdirmislardi.
0
marcelorios
(06.03.22)
C1b2k3 ün dediği gibi illa ki tebrik etmek için soranlar olacak her seferinde açıklamaktansa bu sebeple belirtilir
0
freebird5406_2
(06.03.22)
Kankacim öncelikle Allah rahmet eylesin. Aynı zamanda da Allah Mesud etsin. Ancak merhum değil "merhume" dır doğrusu.
0
allah yazdiysa bozsun
(06.03.22)
biz soyisimleri yazdık. xxxx ve yyy aileleri gibi. merhum vs yazmak bana garip geldi.
0
scudman1
(06.03.22)
(4)

burasi neresi (izmir?)

hot potato
https://www.reddit.com/r/UrbanHell/comments/t6r9sw/lived_in_and_abandoned_apartments_in_izmir_turkey/ bunun izmir'de nerede boldugunu bilen var mi? avrupada vs terk edilmis yerler gormek mumkun ama turkiye'deki sehirlerde fakir yer gordum ama terkedilmis yer hic gormedim, o yuzden garibime gitti.
www.reddit.com

bunun izmir'de nerede boldugunu bilen var mi? avrupada vs terk edilmis yerler gormek mumkun ama turkiye'deki sehirlerde fakir yer gordum ama terkedilmis yer hic gormedim, o yuzden garibime gitti.
0
hot potato
(05.03.22)
Ya adliye çevresi.

Ya da kahramanlar tarafı.

Edit: yineiyisinoxford haklı Kemeraltindaki yer. Ama kahramanlardan halkapinara giderken bu tarz terketti binalardan çok var. Tehlikeli bölge. Sakın gitme.
0
westblack
(05.03.22)
Sorudan bağımsız, tam olarak terk edilmiş sayılmaz sanırım, hatrı sayılır miktarda pencerede perde ya da panjur görünüyor ve çoğu hanede klima takılı. Terk edilmiş olsa sırf hurdacıya satmak için yine sökerlerdi klimaları. Filtre ve fotoğraf açısından kaynaklı bir etki gibi geldi bana. Terk edilmişlik için kriterlerimiz ne ki mesela? Fakir bir semtte %40-60'ı boş bir bina terk edilmiştir diyebilir miyiz?
0
akhenaten
(05.03.22)
Kemeraltı'nın girişinde.
goo.gl
www.gercekizmir.com
0
yineiyisinoxford
(05.03.22)
arkadaşlar orası öyle terkedilmiş falan bir yer değil. sizi böyle düşünmeye iten şey bakımsızlığı mı onu anlamadım? basmışlar siyah beyaz filtreyi saçma sapan bir algı olmuş.

yer muhit olarak izmirin en işlek yerlerinden biri. Saat kulesi tarafındaki kemeraltı girişi.

orada bitişik nizam bir apartman yıkılmış yıllar önce hafriyatı da duruyor zaten dikkat ederseniz. o nedenle zaten kalan binaların dış cepheleri leş gibi. belki onlar da dönüşüm gibi bir şeye girecek veya davalık falan ama terkedilmiş veya girmemen gereken bir yer değil zira milyon tane insan geçiyor o sokaktan ama gece vakti tabi dükkanlar kapandığı için hiçbir yerde olduğu gibi tavsiye edilmez.
0
biseysorucam
(06.03.22)
(4)

north face mont

omonia
merhaba arkadaşlarsoğuk ankara havalarıda giyilcek month arayışındayım. aslında biraz uzun düşünüyrdum... sizce şu parasının karşılığını verir mi?yoksa north face in diğer teknolojik montlarına mı bakmalıyım..https://www.morhipo.com/the-north-face-dogal-tuy-dolgulu-mont/22833325/detay?magaza=3120004
merhaba arkadaşlar

soğuk ankara havalarıda giyilcek month arayışındayım. aslında biraz uzun düşünüyrdum... sizce şu parasının karşılığını verir mi?
yoksa north face in diğer teknolojik montlarına mı bakmalıyım..

www.morhipo.com
0
omonia
(02.03.22)
ben olsam 2-3 katmanlı dağcı montlarından alırdım ama onlar herkesin tarzına göre değil tabii.

mesela: www.ersinoutdoor.com
www.decathlon.com.tr

alternatif: www.atlaskamp.com
www.atlaskamp.com
0
motosiklet burclu adam
(02.03.22)
www.amazon.com

Eşime bundan aldık. Gümüşhane’de. Çok memnun. Amazon dan aldık ona da. Outdoor kıyafetlerde falan ekstra vergi oluğundan tr fiyatları yüksek. Benzer performans montlar yurtdışında daha uygun. Son kur artışlarıyla ve kampanyalarla hala tr daha mantıklı olabilir denk gelirse
0
bir ileti paylastim
(02.03.22)
motosiklet burclu adam'in decathlon'dan onerdigi montu giydim butun kis, asiri memnunum, oneririm.
0
la lykia
(02.03.22)
Mango Man'de baya kalın, eskimo montu gibi kalın, yakası ve kapüşon içi yün, içi de kaz tüyü dolgulu olan montlardan aldım geçenlerde, 900 liraya düşmüştü.

North Face'ın marka değeri o kadar yükseldi ki kesinlikle hak etmiyor bence artık bu fiyatları. En azından benim için öyle, siz bilirsiniz ama eğer sadece evden çıkıp, arabaya ya da servise atlayıp ofis ortamına gittiğiniz bir hayatınız varsa alın bu montu. İnşaat mühendisi falansanız hiç bakmayın bile.

Çünkü North Face'in kalın şişme montları da var dışarda uzun süre geçirenler için ama fiyatları tamamen saçmalık.
0
akhenaten
(03.03.22)
(10)

2. Dünya Savaşı-Türkiye

Kaleci Saçlı Forvet
Kimsenin bize bulaşmaması enteresan değil mi? Yani şu tabloya göre birinin "lan zaten ortam karışık 2 bomba da şuraya gönderelim" dememiş olması bana çok ütopik geliyor sizin için de öyle mi? Teşekkür ederim.
Kimsenin bize bulaşmaması enteresan değil mi? Yani şu tabloya göre birinin "lan zaten ortam karışık 2 bomba da şuraya gönderelim" dememiş olması bana çok ütopik geliyor sizin için de öyle mi? Teşekkür ederim.
0
Kaleci Saçlı Forvet
(02.03.22)
Almanlar zaten uğraşacak durumda değillerdi Türkiye ile, diğer tarafta durduk yere neden böyle bir şey yapsın.
0
bartholomew87
(02.03.22)
o dönemde savaşa girmemek için ne gerekiyorsa yapılmıştı, bir o yana bir bu yana göz kırparak neredeyse bitime kadar iki tarafı da idare etmek müthiş bir siyaset/uluslararası ilişkiler başarısıydı. zaten artık savaş bitmek üzereyken biz de tarafımızı seçmiştik dostlar alışverişte görsün hesabı.
0
reanarchy
(02.03.22)
Abi bi fikrim yok sadece enteresan geliyor, misal "bunlar da Almanların müttefikiydi ilk savaşta" deyip arada bize de sallayabilirlerdi belki. Yani Osmanlı ilk savaşın "ağır" bir tarafıyken ikinci savaş da neredeyse Hitler'in ilk savaşın sonuçları nedeniyle sağa sola saldırmasıyla çıkmışken bizim böyle tarafsız kalmamız kimsenin de bize bulaşmaması bana çok değişik geliyor.
0
🌸Kaleci Saçlı Forvet
(02.03.22)
Bence esas ilginç olan İsviçre'nin tarafsız kalabilmesi.

Ama garip değil, çünkü tarafsız kalmak anlamında bir savaş verdik sayılır biz de. Hiç öyle kolay olmadı.

Bugün de bir süredir Ukrayna sosyal medya üzerinden bize övgüler yağdırıyor mesela, muhtemelen amaçları Rusları bize karşı kışkırtmak, böyle bir şey olursa şu hali hazırda akan savaş ortamında bir anda batıyla tüm ilişkimizi kesip Rusya yanında duramayız. Bunun hem altyapısı yok, hem de Rusya'yla ticaret dışında doğru düzgün hiçbir uluslararası bağımız yok. Avrupa'yla ise çok bağımız var. Dolayısıyla Ukrayna'da, Rusya bize "ya bendensin ya onlardan" dediğinde Ukrayna tarafında savaşa girmek zorunda kalacağımızın farkında.

Türkiye savaşa girmek istemiyorsa dengeyi güzel ayarlamalı.

Bu durum 2. Dünya savaşında çok daha vahimdi. Yani öyle kolay olmadı o füzeleri üstümüze çekmemek.
0
akhenaten
(02.03.22)
Mesela İngiliz uçakları "yanlışlıkla" Alman kontrolündeki Rodos yerine Muğlayı bombalamış bi kere. Asıl amaç Türkiye'yi savaşa çekmek muhtemelen. Almanya yanında savaşa girecek bir Türkiye Müttefik devletler için çok fazla bir zorluk çıkarmayacak ama sonuç olarak Ortadoğu bağlantılarını güçlendirecekti
0
nundu
(02.03.22)
Evet ve bu kadar uzun bir süreç içinde bunun gerçekleşmemesi mucize sayılır aslında.
0
🌸Kaleci Saçlı Forvet
(02.03.22)
Bu ne haritası?
0
herzan
(02.03.22)
2. Dünya Savaşı olurken o esnada Türkiye haritası.
0
🌸Kaleci Saçlı Forvet
(02.03.22)
Almanlar, İngiltere’yi bombalayıp iyice köşeye sıkıştırınca, Chirchill Almanları oyalamak için Ortadoğu’da cephe açıyor. Yani bu harita eksik aslında ve gerçekten Türkiye ortada kalmayı beceriyor. Eskiden bunu da kuru bi hamaset sanırdım, ama gerçek, Trnin diploması başarısı. Almanlar en başından Ortadoğu’yu hedefleseydi yada trde Norveç’te ki gibi aktif maden falan olsaydı belki tr yi de işgal ederlerdi.
0
ya volna
(02.03.22)
Bu biraz da savasin seyri ile alakali.
Nazi almanyasinin olasi İstanbul'u isgal plani bile hazırdı. Harita urerinde kamp kurulacak yerler bile belirlenmiştir hatta. Sutlucede bir toplama kampi planlanmistir. Ama is o noktsya gelmedi.
Yani kimse dur bir bomba da sursya sallayim demez. Savaş cok sikintili bir surectir, kimse mecbur kalmadıkça buna kalkismaz. Cikarlsro dogrultusunda hareket ederler ulkeler, cikarlar savasa girmeyi zorunlu kiliyorsa girerler, savasmis olmsk için değil.

Bugün Rusya da keyfinden girmedi savasa ayni sekilde. Putin bir sabah kalkıp dur ulan bir kac Ukraynali sivil avlayalim da batı bizden korksun demedi.
0
stavro
(02.03.22)
(2)

Seramikle uğraşmış olanlara bir sorum var da

freebird5406_2
Fabrikasyon olmayan el yapımı seramik kupaların ağız kısımları neden genelde kalın oluyor, elde üretirken çeperi inceltmek çatlaklaklara mı sebep oluyor merak ettim bilgisi olan varsa :)
Fabrikasyon olmayan el yapımı seramik kupaların ağız kısımları neden genelde kalın oluyor, elde üretirken çeperi inceltmek çatlaklaklara mı sebep oluyor merak ettim bilgisi olan varsa :)
0
freebird5406_2
(01.03.22)
Eşim uğraşıyor, oradan yorum yapacağım ana cahilliğim baki.

Seramik çamuru porselen kadar dayanıklı değil, o yüzden çok inceltilemiyor.

Diş hekimi bilgilerime dayanarak da , porselenin pişme sıcaklığı seramiğe göre çok daha yüksek olduğu için daha dayanıklı olduğunu söyleyebilirim.
0
bir ileti paylastim
(02.03.22)
Kendim seramik yapmadım ama mö.3000'lerden 50-100 sene öncesine kadarki her dönemden çok sayıda seramik kapla içli dışlı biri olarak ağız profili gayet ince seramikleri de çokça gördüm, hatta yunan seramiklerinde yumurtakabuğu olarak adlandırılan tipte örnekler var. Böyle adlandırılıyor çünkü bildiğiniz yumurtakağu kadar ince cidarlılar, bunların da ağız profilleri düz.

Büyük ihtimalle dönemsel bir alışkanlıktır. Kapların tarihlendirmesi bile çoğunlukla tipolojik sınıflandırmayla yapılıyor zaten, bir dönem bir ekol başlıyor, herkes ustasından ne gördüyse onu yapıyor.

Atıyorum el yapımı kabın ağzındaki o profil, o ürünün fabrikasyon olmadığının bir ifadesi de olabilir.
0
akhenaten
(02.03.22)
(5)

peynir buzluğa atılır mı?

kimwexler
öncelikle, zaten çoktan attım, ama gugıl hazretlerine sorunca atılmaz gibi paylaşımlar da gördüm. atılır diyen de var. gün gelip de buzluktan çıkardığımda peynirim yaşayacak mı? tulum peyniri: not
öncelikle, zaten çoktan attım, ama gugıl hazretlerine sorunca atılmaz gibi paylaşımlar da gördüm. atılır diyen de var. gün gelip de buzluktan çıkardığımda peynirim yaşayacak mı?

tulum peyniri: not
0
kimwexler
(28.02.22)
Tulumsa bir sey olmaz. Beyaz peynir buzluktan cikinca sekli semali kayiyor, anca borege konuyor.
0
fakyoras
(28.02.22)
fakyoras +1
0
lemmiwinks
(28.02.22)
Tulum, lor, çökelek, dil peyniri ya da diğer kuru peynir çeşitleri için hiçbir sorun olmuyor. Eğer taze ve özellikle suda bekletilen tipte ve yumuşak kıvamlı bir peyniri dondurursanız da kıvamı yumuşuyor, ama kimisi de böyle seviyor zaten.

Neticede peynirin yenebilirliğini etkileyen bir sorun olmuyor.
0
akhenaten
(28.02.22)
sulu peynirlerin yapısı buzlukta bozulduğu için atılmaz ama lor peyniri atılır veya beyaz peyniri böreklik çatala güzelce ezip yufkaya da sararsan atılır.
0
neira
(28.02.22)
ben tüm peynirleri atıyorum buzluğa ama tadı çıkarınca buzluğa atmadanki lezzetinde olmuyor tabii özellilke yağsız tuzsuz olanların tadı iyice su gibi oluyor, onu bil de at :) bozulma açısındansa 1 senedir tuttuğum peynirler var hiçbir şey olmadı, peynirin yaşar :)
0
e mice
(28.02.22)
(10)

Allah ve inanç ile ilgili filmler

levent bilgen
İlk aklıma gelen örnekler 21 Grams, Leviathan, Pi'nin Yaşamı, Şeytanın Avukatı...İnsanın Allah'la, inançla ve varoşsal referanslarla ilişkisini ve sorgulamalarını içeren, dini kavramları irdeleyen, kendince tanımlayan film önerilerinizi bekliyorum.
İlk aklıma gelen örnekler 21 Grams, Leviathan, Pi'nin Yaşamı, Şeytanın Avukatı...

İnsanın Allah'la, inançla ve varoşsal referanslarla ilişkisini ve sorgulamalarını içeren, dini kavramları irdeleyen, kendince tanımlayan film önerilerinizi bekliyorum.
0
levent bilgen
(26.02.22)
The Man from Earth
0
bahçedekisandal
(26.02.22)
The Invention of Lying
0
lancelot du lac
(26.02.22)
Dogma www.imdb.com
0
kobuzchu kiz
(26.02.22)
The Sunset Limited.
0
anatomik
(26.02.22)
meetings with remarkable man
0
diyojenimtırak
(26.02.22)
The Man from Earth +1

Ek olarak biraz daha hicivsel yaklasimla PK www.imdb.com
0
sertac akin
(26.02.22)
Hristiyanlık özelinde the two popes var.
0
akhenaten
(27.02.22)
Winter Light + 1 çok iyi filmdir.
The Sacrifice - 1986 - Andrei Tarkovsky
0
fobfilm
(27.02.22)
Life of brian
Luther(2003)
The Twilight Zone: Season 1, Episode 28 (A Nice Place to Visit)
0
sorucu
(27.02.22)
Takva, Book of Eli
0
congratulationsyouwon
(08.03.22)
(11)

Osmanlı Hristiyan olsaydı

Kaleci Saçlı Forvet
Bu konu hep aklıma takılmıştır. Bi anektod vardı Papa Fatih Sultan Mehmet'i Hristiyan olmayan davet etmişti, gerçektir değildir bilmiyorum ama gerçek olsaydı ve kabul edilseydi, Osmanlının Katolik bir Hristiyan olması sonrası için ne kazandırırdı? Bunu sorarken Hristiyanlık süper bir din demiyorum a
Bu konu hep aklıma takılmıştır. Bi anektod vardı Papa Fatih Sultan Mehmet'i Hristiyan olmayan davet etmişti, gerçektir değildir bilmiyorum ama gerçek olsaydı ve kabul edilseydi, Osmanlının Katolik bir Hristiyan olması sonrası için ne kazandırırdı? Bunu sorarken Hristiyanlık süper bir din demiyorum ama bugün Avrupa aynı zamanda dini bir birliktelik üzerine de kurulu, Osmanlının yeri ne olurdu bu birlik içinde Avrupa'nın ABD'si mi olurduk yoksa alelade bi Avrupa ülkesi mi olurduk. Ekonomik ve sosyolojik olarak bugünkü durumumuzdan daha iyi olurduk gibi geliyor bana her halükarda ama nihai sonuç ne olurdu acaba. Tabii bunu sorarken ben Osmanlının yine çağdaşları gibi yıkılacağını düiünüyorum ama siz yıkılmamış olduğu bir senaryo üstünden de gidebilirsiniz. Teşekkür ederim.

Edit: Bu arada hiçbir dine mensup değilim dinlere karşı bi sevgim de yok düşmanlığım da, sadece alternatif bir sonuçta ne olurdu diye merak ediyorum.
0
Kaleci Saçlı Forvet
(26.02.22)
osmanlı teknik olarak katolik olamazdı. olsa olsa ortodoks olurdu. bizi arap ülkelerinden ve kültüründen olabildiğince uzak tutacağı gerçeğinden hareketle çok daha iyi durumda olurduk muhtemelen.

başımıza gelen kötü şeylerin çoğu ortadoğu kültürü ve dini etkisi altındaki insanlardan kaynaklanıyor.
bir fransa-almanya olmazdık belki ama birçok konuda ispanya ve italya seviyelerinde olurduk en azından.
0
bohr atom modeli
(26.02.22)
Osmanlı Hristiyan olsaydı Osmanlı diye bir imparatorluk olmazdı. Osmanlı Devleti gaza politikasıyla hareket etmiş bir Türk devletidir. Yani amaç İslam'ı yaymaktır. Amaç İslam'ı yaymak olduğu için yapılan savaşların amacı budur. Bu nedenle ordu Viyana'ya kadar gidecek motivasyonu bulmuştur. Hristiyanlığı kabul etmesi Osmanlı'nın var oluş amacına terstir. Doğal olarak yayılma duracağı için Osmanlı denen devlet Marmara Bölgesi'nin ötesine geçemezdi. Avuç kadar bir beylik olarak kalırdı ve yok olurdu. İslam'ın Osmanlı'ya en büyük katkısı gaza için yapılan savaşlar sonucunda büyük toprak kazanmasıdır. Hristiyanlığın ise Osmanlı'ya hiçbir katkısı olmazdı. Çünkü Hristiyanlık Orta Çağ'da cennetten yer satılan, bilimin engellendiği bir ortamda yer alıyordu. İslam ise bilginler sayesinde daha zengin bir durumdaydı. Fatih ile Hristiyanlık arasında sürekli zorlama bir bağ kurulmaya çalışılıyor. Fatih bunu kabul etseydi ki etmesi imkânsız, gavur padişah diye kendisini asarlardı.

En fazla Sırbistan düzeyinde bir devlet olurdu. Dünyada hiçbir etkisi olmazdı.
0
dissendium
(26.02.22)
Abi dediğine çok katılmıyorum Hristiyanlar da 1500 yıldır falan kendi aralarında ya da Müslümanlarla savaşıyor, yani Hristiyanlığı kabul etselerdi de savaşmak için, özellikle o dönem için yine bi motivasyonları olurdu muhtemelen, bu yine toprak kazanılmasını sağlayabilirdi. Biz Hristiyan olduk hadi oturup çayımızı kahvemizi içelim demezlerdi sanırım.
0
🌸Kaleci Saçlı Forvet
(26.02.22)
tarihsel olarak, kusatma olarak ne degisirdi bilmiyorum ama arap kulturunden uzak kalirdik. din kardesligi adi altinda su anki multeci sorunumuz da olmazdi mesela. ab'ye de daha kolay girerdik. en kotu kucuk, etliye sutluye dokunmayan bir avrupa ulkesi olurduk. asyada topragimiz da olsa sirf dinden sade avrupa kitasindan sayilirdik otekilestirilmezdik.
0
Kittie
(26.02.22)
Valla Osmanlı değil ama, tarihte Türkler kadar çok din değiştiren başka bir millet yok sanırım, Musevi, Hıristiyan, Budist vs olan bir sürü Türk topluluğu / askeri / komutanı / devleti var tarihte.

İlginç bir şekilde İslam hariç hiçbir din "tutmamış". Tabi başka milyon tane sebep de vardır da, Türklerin asıl olayı askerlik olması ve İslam'daki cihat anlayışı güzel bi sinerji yakalamış gibi görünüyor.

Yani üretimden, ticaretten, sanattan anlamayan bir topluluk var elinde. Asıl meslekleri sağa sola saldırıp yağma yapmak. Zamanın en yeni ve cool ideolojisi de senin yeteneklerinle uyumluysa ona yönelmek en mantıklısı.

Demek istediğim, eğer Türkler Müslüman olmasalardı zaten Osmanlı olmazdı büyük ihtimal. O saatten sonra da tüm ordu Müslüman, Fatih din değiştirse onu takip edip etmeyecekleri şaibeli.

Bi de işte Müslüman olmayan Türklerin, günümüzde istisnasız hepsinin asimile olmuş olması durumu da var. "Alelade bir Avrupa ülkesi" olmak, başımıza gelebilecek en iyi şey olurdu diye düşünüyorum. Gagavuz Türkleri, Karaylar, Uygurların hali ortada.

Edit: bu arada fun fact, Fatih'in oğlu Cem Sultan Vatikan'a kaçıyor, en son da torunları falan Hıristiyan oluyor diye hatırlıyorum.
0
plutongezegendegilmi
(26.02.22)
osmanlı hristiyan olsaydı bizans olurdu. bizans osmanlı aynı şey.

fark yok.
0
duyurukullanıcısı
(26.02.22)
İslâm olmasa da o dönem zaten gaza akımları her yerde var. Sürekli sınırları zorlamak, gasp etmek, Sümer döneminde bile mevcut. Yani Osmanlı Müslüman olmasaydı olmazdı söylemi safsata ki Fatih Sultan Mehmed'e değin Hristiyanlar devlet yönetiminde etkin görev alıyor. Fatih Mehmed bunları yollayıp devlet yönetiminde tamamen ele geçiren ilk padişahdır. Bu yüzden ki Halil İnalcık Osmanlının gerçek kurucusuna Fatih der.
0
kullanilamayan ruhumuzlar
(26.02.22)
bence en önemlisi anadolunun türk oldugu değil grek ve ermeni oldugu kabul edilirdi.
osmanlı hristiyan yani ortodoks olsaydı yine rusya ile çekişirdi.
ortodoks hristiyan dünyasının lideri kim olacak diye.
ruslar slav nüfus desteğine, yükselen ivmesine ve kuzey asyadaki sınırsız topraklarına dayanarak yine avantajlı olurdu.
osmanlı avrupada islamiyeti yaymak motivasyonunu kaybederdi, aksine ortadoğu ve afrikadaki müslüman halkları sömürgeleştirmek motivasyonuna sahip olurdu.
abd gibi olması imkansız çünkü bir akdeniz ülkesi. avrupanın lideri yine okyanusa kıyısı olan ingiltere almanya fransa olurdu.
hristiyan oldugu için avrupadaki olumlu ve olumsuz gelişmelere daha çok dahil olurdu.
fransız ihtilali ve napolyon savaşlarında daha aktif olurdu.
monarşi eninde sonunda yine yıkılırdı en geç 2.dünya savaşında veya sonraki darbe dönemlerinde.
yıkıldıktan sonra kurulacak cumhuriyet yunanistana çok yakın olurdu hatta birleşme bile gündeme gelebilirdi. hatta yunan ayaklanması olmazdı bile. bizans gibi bir ülke olunurdu ve yunanlar ayrılmak istemezdi.
0
dafuq
(26.02.22)
önceki cevabın silinmesi sonrası edit'lenmiş cevap:

II. mehmet papa'nın teklifini kabul etseydi devletin başında 2 gün kalamazdı. o zamanın eşrafı ona göre bir alternatifi başa getirir, sistem aynen devam ederdi.

takvimi geriye sarıp islam'ın yayılışının kısıtlı kaldığı bir senaryo üzerinden gidelim:

ortadoğuya yakın oluşumuz dolayısı ile müslümanların azınlık olduğu bir durumda, zamanımızın ve kaynaklarımızın büyük kısmı din temelli çatışmalar ile harcanırdı.

protestanlık sonradan bunu değiştirse de hristiyanlık, islam'a göre ekonomik ve sosyolojik açıdan daha kısıtlayıcı, tutucu bir din idi. bundan dolayı endüstri devrimi öncesinde ekonomik ve sosyolojik olarak kesinlikle daha iyi durumda olmazdık. protestanlığı benimsediğimiz ölçüde erken kapitalist dönemde bazı sistemleri oturtma şansımız olabilirdi. ancak rusya ve dinen karşıtımız olan doğudaki komşularımız karşısında, oluşturduğumuz ekonomik yapıyı bozmadan pek fazla dayanamazdık. 1. dünya savaşı sonrası dünyada olduğu gibi bizde de imparatorluk konsepti yıkılırdı.

refah açısından geri kalmamızda avrupa'daki dini birliktelik elbette bir yere kadar geçerli ancak bizim muhafazakar akademik tayfanın iddia ettiği kadar büyük bir faktör değil. zira dünyanın gördüğü en büyük iki savaş da hristiyanların kendi arasında patlak verdi.
0
zgrydn
(26.02.22)
ingiliz fransız alman ortadoğuda yaşamıyor, din de yok, yüzlerce yıl olmuş dinini unutalı, dünyanın en kanlı savaşını başlattılar 2 kere, milyonlarcası birbirlerini boğazladılar

tarihi eğer şöyle olsaydı diyerek baştan kurgulamak imkansız
0
comp
(26.02.22)
Avrupa dini bir birliktelik üzerine kurulu değil aslına bakarsanız. Bizim ülkenin bakış açısından böyle bu. Avrupa soy bağları üzerine kurulu. Batı, orta ve doğu Avrupa içerisinde teknik olarak aynı dine mensup olmalarına rağmen derin ayrılıklar var.

Bunu anlamak için geç antik çağ tarihine bakmanız gerekiyor, Roma'nın yıkılış sürecinde germen kabilelerinin toprak bölüşümleri kritik öneme sahip. Yüzyıllar boyu karolenj ve merovenj hanedanları daha geç dönemlerde capetler, bourbonlar, plantagenet, tudor, hanoverlar gibi belli başlı aileler arasında miras olarak parçalanıp birleşen topraklarda kurulu bu ülkeler. Bizim "Türki cumhuriyetler" dediğimiz yapıdan çok daha sıkı fıkı bir ortak geçmiş var aralarında. "Aynılık" hissiyatı dini yakınlığın çok ötesinde. Dini aynılığın sebebi dahi bu ailelere mensup monarkların din değiştirmiş olması. Avrupa'nın hristiyanlaşma süreci çok ilgi çekici bir konu ama bizim ülkede ne ilginç ki Avrupa tarihi ile ilgili yazılmış çevrilmiş kitapların sayısı çok az. Özellikle de geç antik çağ ve orta çağı konu edinen kitaplar daha da az.

Osmanlı hristiyan da olsa balkan ülkelerinden ya da ermenilerden çok da farklı olamazdı.

Türkiye'deki Müslümanlar Avrupayı "Hristiyan devletler birliği" olarak görüyor. Bundan daha yanlış bir tanımlama çok zor yapılır sanırım. Zaten bugünkü Avrupa'nın Hristiyanlıkla pek bir ilgisi alakası da kalmadı.

Hristiyan olmamızın bize tek artısı bugün yaşadığımız kimlik bunalımını yaşamıyor olmamız olurdu. Bugün İslami kaygılarla ne batı ne de doğu bloğuna ait hissedemiyoruz, ancak dünyanın güç dengesi bu bloklar arasında kurulu.
0
akhenaten
(26.02.22)
(8)

Günlük protein ihtiyacınızı ne şekilde karşılıyorsunuz?

msb
Fitness ve B. Building'le ilgilenenlere sorum.Protein alma yöntemleriniz/miktarlarınız nedir?
Fitness ve B. Building'le ilgilenenlere sorum.

Protein alma yöntemleriniz/miktarlarınız nedir?
0
msb
(23.02.22)
120 gram civarı alıyorum bunu 2 kaşık şeklinde protein tozundan kalanını yemeklerden alıyorum. Yemekte de genelde tavuk hindi falan yiyorum 2-3 öğün olarak.
0
Kaleci Saçlı Forvet
(23.02.22)
ben de 120 gramı görüyorum. 30'u protein tozundan kalanının ağırlığı tavuk ve kontrafile. nohut mercimek falan da çok yiyorum hafta bi nohutlu yemek yapar, birkaç gün yerim.
genelde 1 gün tavuk 1 gün baklagil/sebze 1 gün kırmızı et döngüsünde.

yetişemezsem protein barlar ve Bigjoy'un proteinli çorbası da yedek kulübesinde bekliyor.
0
patronaj1
(23.02.22)
yumurta, 30gr protein takviyesi, porsiyonlara bölünüp dondurucuya atılmış tavuk göğüsleri, yağsız mercimek haşlaması (genelde içine bir de yumurta kırarım) ekseninde gidip geliyor ağırlıklı olarak.

O döngüden çıkmak istediğimde arada bir değişiklik yapıp kullanmak için soya kıyması bulunduruyorum, kırmızı eti düzenli karşılayamadığım için yine arada bir kullanıyorum.

90-100gr aralığında tutuyorum günlük alımı.
0
akhenaten
(23.02.22)
Kg*1.5-2
Sabahları protein süt (25gr) ya da proteinli yogurt(15gr)

Öğlen genelde 250-300 gr arası et

Akşam gene benzer

Şimdi sabahki yogurt/süt olayının yerini kendi myprotein(aromasia) ile yapacağım tarifler alacak.
0
logisticsmanager
(23.02.22)
Karsilayamiyirum. Gunluk ihtiyacim 120-150gr arasi ve bu oyle az buz bir rakam değil. Gunde 120-150gr proteini ortlama bir insan kolay kolay alamaz. Hayvan gibi et tavuk yumurta yemen lazim.

Bana sorarsan protein tozu sart. Ki protein tozu kullansan da cok kolay degil gunluk ihtiyaci karşılamak.
Ben zaten protein ihtiyacımi tutarli bi sekilde devamlı karşılayacağımi bildigim icin kasmiyorum. Ama bugunden itibaren ihtyaci karsilamaya baskayacak olsam rahat yarisini protein tozundan karsilarim. Obur turlu hem maliyet açısından hem de midenin almasi acisindan zor. Gercekten 120gr protein dediğin az buz bir rakam degil ve bu benim gibi 70kg civari bir adamin "minimum" ihtiyaci. Agirligin fazlaysa ve kas orani da fazkaysa bu rakam daha da yüksek olacak. Tavuk ve etin agirliginin yaklasik %22sinin protein oldugunu dusunursek kolay degil o kadar protein almak. Bayağı gommen lazim yani.

Protein ihtiysci hesabı:
Yag orani cikarilmis vücut agirligi*2.70(minimum 1.50)
0
stavro
(23.02.22)
sabahları mutlaka yumurta (1-3 arası)+peynir+süt
bazen hindi füme, yulaf proteini

öğlen ve akşam mutlaka et, tavuk, balık.
dönüşümlü bunları yiyorum. köfte, steak, kavurma, kuşbaşı, kıymalı yemek, tavuk haşlama, tavuk sote, vs ne olursa

yukarıdakileri yiyemediğim günlerde protein tozu

ki ben 100-120 gr arası alıyorum. 150gr falan almıyorum yani.
0
dafuq
(23.02.22)
Azını etten, çoğunu kuru baklagillerden
0
abbabaabbaababbabaababbaabbabaab
(24.02.22)
Ne kadar kütle kazanmak istediğinize ve antrenmanınızın ağırlığına göre protein ihtiyacınız değişir. Antrenman yaptığım günler 5-6, yapmadığım günler 4 öğün yiyorum. Bitkisel ve hayvansal protein kaynaklarını öğünlere istediğiniz gibi dağıtabilirsiniz. Ben her öğün en az 30 gram almaya dikkat ediyorum. Yukarıda bahsedilenlere ek olarak lor peynirini de tavsiye ederim. Bir de süt içecekseniz yatmaya yakın için. Uykudayken vücut o proteini kullansın.
0
schopenhauerin kedisi
(25.02.22)
(1)

yurtdışı yüksek lisans kyk erteletme

Nickbulamadım
Yurtdışında yüksek lisans yapıyorum. kyk kredi borcumun ödemesi bu haziranda başlayacak, bunu nasıl erteletebilirim?
Yurtdışında yüksek lisans yapıyorum. kyk kredi borcumun ödemesi bu haziranda başlayacak, bunu nasıl erteletebilirim?
0
Nickbulamadım
(23.02.22)
buradan "Yüksek Lisans / Doktora Sebebiyle" erteleme seçeneğini seçip ilgili adımları izleyebilirsiniz ancak bir ay kala erteleme işlemlerini başlatabiliyorsunuz diye hatırlıyorum, daha önce olmuyordu. bir de erteleme cevabının gelmesi vade başlangıcını geçerse vadesi gelen taksiti ödemeniz gerekiyor. Ayrıca ertelettiğiniz zaman borcunuz mevcut yurt içi üfe'ye göre yeniden hesaplanıyor ve bu da baya bir artış demek. bu yüzden çoğu kişi gecikme faizi ödemeyi tercih ediyor erteleme yerine.

evet saçma, ama öyle.

www.turkiye.gov.tr
0
akhenaten
(23.02.22)
(12)

Köpeğim ısırdı

euteamo
SlmlarKendi köpeğim benı ısırdı. İki tane kocaman diş izi Acayip de sızlıyo elimYakın Bi özel hastaneye geldimBiz bakamayız hasekiye gidin dediDikiş falan lazım değil, sarar ağrı kesici verir diye gelmiştimYaklaşık Bi buçuk yaşında Bi kere kuduz aşısı olduBu ay ikinciyi yaptıracaktımNe yapsam?
Slmlar
Kendi köpeğim benı ısırdı.

İki tane kocaman diş izi
Acayip de sızlıyo elim
Yakın Bi özel hastaneye geldim
Biz bakamayız hasekiye gidin dedi

Dikiş falan lazım değil, sarar ağrı kesici verir diye gelmiştim

Yaklaşık Bi buçuk yaşında Bi kere kuduz aşısı oldu
Bu ay ikinciyi yaptıracaktım
Ne yapsam?
0
euteamo
(21.02.22)
Hasekiye gidin
0
kuehles blondes
(21.02.22)
Doktora gidin, kimse size kuduz olmama garantisi veremez. Malumunuz kuduz tedavisi bulunmayan ve mortalitesi %100'e yakın bir hastalık. Bir aşıyla geçip gidecek bir şey için canı riske atmaya değmez.
0
akhenaten
(21.02.22)
Ya ama kendi köpeğim
0
🌸euteamo
(21.02.22)
Eğer hayvanı takip edebiliyorsanız aşı olmanıza gerek olmuyor. Çünkü hayvan kudurduğunda siz aşı olmaya giderseniz kuduz olmadan atlatabiliyorsunuz.

Yani sokakta ısırılsanız aşı olun derdim çünkü hayvanı tekrar bulamama sağlıklı olduğunu teyit edememe ihtimaliniz var. Ama evinizde köpeği gözlemleyebilirsiniz ve hastalanırsa aşıya gidebilirsiniz.

Kuduz vakası artık görülmüyor diye biliyorum ama bi araştırmanızda fayda var.

edit: hayvanı da 10 gün takip etmeniz gerekiyordu yanlış hatırlamıyorsam. Sonrasında risk kalmıyor.
0
zimbirik
(21.02.22)
@zimbirik: kuduz görülmüyor diye bir şey çok yok. özellikle köpek ısırıklarında takip mümkün değilse mutlaka aşı öneriliyor. şansa bırakamayacağınız bir sonuç söz konusu. görülmeme sebebi aşılama.

@euteamo bi bilen sizi şikayet etse kolluk kuvvetleri gelir zorla aşıya götürür. haberiniz olsun. ha köpek sahipli / kendinizin diye farklı bir uygulama söz konusu mu bilmiyorum. ama gerçekten tatavasız bir aşı, galiba 4 taneydi (olay günü ve 3-7-14. günler) olun kurtulun. her hastane yapmıyor. ama kuduz birimi ayrı oluyor yapanların 2 dk sürmüyor tüm işiniz.
0
vital
(21.02.22)
Evet kendi köpeğim, antibiyotik alıcam, ve köpek zaten benimle uyuyor, kuduz olduğunu sanmıyorum.

10 ikimizi de gözlemlicem, teşekkürler
0
🌸euteamo
(21.02.22)
bir buçuk yaşında, kendi köpeğiniz nasıl kuduz olabilir?
eğer bütün gün sokakta tek başına dolaşıp, 2-3 günde bir size görünüyorsa mantıken "belki" olabilir.

"kuduz görülmüyor" ya da "olmama garantisi verilebilir" diye bir şey var ayrıca.
bir tane hayvanın kuduz olması o bölgenin karantinaya alınmasına neden olan bir şey.
sağda solda tesadüfen görülen bir hastalık değil, toplum sağlığını riske atacak düzeyde tehlikeli.
üstelik havadan da bulaşmıyor kuduz, tükürükle bulaşıyor.
yani köpeğinizin ısırılmış olması lazım.

son derece lüzumsuz ama aklınıza takılacaksa olun geçin.

geçmiş olsun.
0
blatta hiberna
(21.02.22)
sahipli ve asili ise sorun olmuyor.
eger sahipsiz ve takip edemeyeceginiz bir kopek/kedi ise 5 doz
sahipsiz ama takip edebileceginiz bir kopek/kedi ise 3 doz yapiliyor (10.gune denk geliyor)
siz veterinerize bir sorun. ilk doz kuduz yapildi, ikiciyi de yakinda olacak; benim kendi kopegim/kedim olsa dert etmem. yara yerini iyice sabunlu suyla yikar, baticonlarim. bazi yaralar iltihaplanabiliyor, bu nedenle veterineriniz arayip hangi kremi kullanabileceginizi sorabilirsiniz, mutlaka yonlendirecektir.

ha eger ki kopegim genel olarak disarda kendi halinde dolaniyorsa, kirsalda yasiyorsaniz gibi gibi durumlar varsa gider asimi olurum, kopegime de yan yan bakip takip ederim :)

mardin kirsalda kuduz vakasi goruldu gecenlerde, artik gorulmuyor denilmiyor malesef.

doktor degilim 3 kere kuduz asisi oldum kedi/kopek sevdam yuzunden
0
65 derece
(21.02.22)
Ben başka taraftan bakacağım; köpeğiniz sizi neden ısırdı?
Kendi sahibine dönen agresyon sıkıntılı. Kendi köpeğim reaktif ama bize dönük bir agresyonu olsa bilmiyorum nasıl olurdu.

Sizi isirdiysa davranış eğitmeni bulmanizi tavsiye ederim (bakın eğitmen değil, davranış egitmeni).
Hatta sıkıntı varsa davranış veterineri de olabilir.

Bir de belirtisiz mi ısırdı? Yani hirlama vs olmadan?
0
logisticsmanager
(21.02.22)
@logictics uyardi, patisini silmeye calisiyordum

Evde benimle yasiyor, hic isirilmadi, kendi halinde gezmiyor
Antibiotikli krem surdum, bi de antibiotic aldim :-) Cok tesekkurler
0
🌸euteamo
(21.02.22)
Daha dün haberlerde gördüm, 7 kişiyi ısıran köpek kuduz çıkmış. Her ihtimale karşı gidin. Bir de kuduz aşısı her yerde olmuyor, o yüzden hasekiye gitmeniz şart.
0
candide
(21.02.22)
Dışarıda başka hayvanlarla iletişim kurmuyorsa evdeki köpek kendi kendine kuduz mikrobu üretemez elbette ki, hele ki aşılı hayvan.

Ama mesela bahçede bakılan bir köpekse yine riskli, bir fareden, sincaptan, kediden vs de kapabilir virüsü.

Devlet hastanesine gittiğinizde kedi bile tırmaladı deseniz basıyolar kuduzu ve tetanozu, riske atılacak bir şey değil çünkü.
0
John Bloor
(22.02.22)
(9)

Uzun dönem askere giden var mı?

adwokat
Tavsiye ediyor musunuz? Yoksa şimdiki aklınız olsa borçla bedelli vs. mi yapardınız?
Tavsiye ediyor musunuz? Yoksa şimdiki aklınız olsa borçla bedelli vs. mi yapardınız?
0
adwokat
(19.02.22)
347 kd olarak yapmıştım. Param da cebimde kald. Güzel anılar biriktirdim geldim, 33 yaşındayım hala anıları anlatıyorum. borç alıp bedelli yapmak mantıksız.
0
kanlakarisikyagmur
(19.02.22)
Benim zamanında yoktu bedelli ama olsaydı her tülü kullanırdım, bir günümü bile askerlik için harcamazdım.
0
Kaleci Saçlı Forvet
(19.02.22)
Ben gittim geldim. Gitmeseydim 6 ayda hayatım harika olur muydu? sanmıyorum. Eğer elimde işim gücüm olsaydı 6 ay gider miydim, sanmıyorum.

Çok büyütülüyor askerlik olayı. Şartlarınıza göre düşünün bence. Ne yapıyorsunuz şimdi? Aktif olarak iş arayıp mülakatlara giriyor musunuz mesela? Oldu olacak mı işiniz? 6 ay sizi çok mu koparacak sektörden? Gitmeyin o zaman, bedelli yapın. Evde oturup oyun mu oynuyorsunuz? O zaman gerek yok, gidin gelin neden para harcayasınız?
0
akhenaten
(19.02.22)
akhenaten +1

Şartlara göre düşünmek mantıklı. aylık kaç para kazancınız var? 6 ay gitseniz ne kadar para kaybedersiniz.

Askerliğin güzel yanı sabır etmeyi ve sivil hayatın ne kadar güzel olduğunu anlamana yarıyor. Birde askerlik ortamı önemli. Asker arkadaşların kimisinin askerliği güzel geçiyor kimisinin berbat.
0
komando kani var bende
(19.02.22)
366 kd olarak yaptım. devletin 6 aylık tatil kampına katıldım :) çok güzel zamanlar geçirdim.

Bu arada benim yaptığım yerde küfür ederek bitmesini bekleyenler de vardı. bu tamamen sizin yeteneklerinizle alakalı bir durum. tek kd olmam büyük avantaj sağladı bana. terhisleri, bina giderleri vb işleri ben yapıyordum.
0
fernandoenes
(19.02.22)
bedellinin olmadığı dönemde 6 ay kısa dönem askerlik yaptım.

bana çok şey kattı mı? evet
ama kaybettiğim zamana ve çektiğim eziyete değer mi? hayır

rahat bir askerlik yaptım ama yine de imkanım olsa bedelli yapardım.

bana göre bir insanın bedelli yapmayıp askerlik yapması için
* ya maddi durumu kötü olmalı
* ya askerliğe çok hevesli olmalı
* ya da sivil hayatta yaşadığı ortamdan kurtulmak için sebep arıyor olmalı (sıkıcı hayat, iş yeri tazminatı almak, macera arayışı, belalı birilerinden veya aile ortamından kaçma için sebep gibi.)
0
dafuq
(19.02.22)
geçmişte doktora kaydı döneminde 1 gün bakaya kaldığım için sistem bedelli yapmama imkan tanımıyor. bu sebeple 3 martta askerim.

bugun bedelli imkanı taninsa 250.000 tl de verir bedelli yaparım.
0
a darkness coming
(19.02.22)
Uzun dönem derken 6 ay yaptım. Ben o parayı askerliğe vermezdim ya.
0
dissendium
(19.02.22)
369 kd yaptım, çok güzel günler geçirmedim, yine de iyi ki bedelliye girmemişim diyorum. kardeşim evli iken gitti, o bedelli yaptı. uzun dönem yapması çok zor olacaktı. şartlarına göre karar ver derim.
0
gazozailacatmauzmani
(19.02.22)
(6)

Sevgilinin ailesiyle tanışma eşiği

Berck
Bu mevzuya dair iki sorum olacak;1. Şimdiye kadarki ilişkilerinizde sevgililerinizin ailesiyle tanışma sıklığınız ne seviyelerde oldu? Sizden bu tür bir talepte her bulunana tamamdır dediniz mi?2. Bu tür bir aksiyonu ilişkinin mevcut zamanı itibariyle çok da gerekli görmediğinizde kırmadan nasıl iz
Bu mevzuya dair iki sorum olacak;

1. Şimdiye kadarki ilişkilerinizde sevgililerinizin ailesiyle tanışma sıklığınız ne seviyelerde oldu? Sizden bu tür bir talepte her bulunana tamamdır dediniz mi?

2. Bu tür bir aksiyonu ilişkinin mevcut zamanı itibariyle çok da gerekli görmediğinizde kırmadan nasıl izah edilebilir bu?
0
Berck
(19.02.22)
Ben istemem ama mecbur birakildigim oldu. evlilik mevzusu isin icine girmedikce ailelerle isim
olmaz. bunu kirmadan soylerim iste napcam aileyi durduk yere basa bela. evlenirken bile tanismak istemem asiri karsiyim bu islere.....
0
ala09
(19.02.22)
Hiçbirininki ile tanışmadım. Bir tanesi ile ayrılık getiren sebeplerden bir tanesi de buydu hatta.

İşleri gereksiz yere karışık hale getiren bir mevzu bu. Aile çok medeni, sevgili muhteşem bile olsa bir noktada hayatı zorlaştırıcı hale gelebilecek bir mevzu. Öte yandan tanıştırmanın getirdiği bir katkı da yok.

Evlenme yoluna girmediğim sürece tanıştırmam ben. Sevgiliye ve ailesine bağlı olarak talebini değerlendiririm, neden gereği olmadığını anlatırım. İlişkimi kötü etkileyecekse tanışmamak(sevgiliye zorluk çıkartan aile vs) tanışabilirim.

İzah etmek çok zor veya kolay olabilir ama bu tamamen sevgili ile ilgili bir durum. Bazısı için bunu yaparsak gereksiz erken evlilik baskı kurarlar diyip ikna edersin, bazısı bunu duyarsa ayrılır. Sen bilicen onu.
0
Jux
(19.02.22)
Açıkçası sevgilimin tavrına göre değişiklik gösteriyor. Eğer açık görüşlü bir aileyse ve sevgilim de "beni evden alsana ya, ben hazırlanırken sen de içerde oturursun bekleme dışarda boş yere" kafasındaysa ilk günü de olur, fark etmez.

Ancak bunun altında evlilik iması varsa bu durumda kendimi sıkıştırılmış hissederim, önce açıkça ilişkimiz üzerine konuşup ortak bir noktada mıyız diye emin olduktan sonra planlı programlı ucunun nereye çıkacağını bilerek bunu yapmak isterim.

Sizin durumunuz nedir bilemem tabi.
0
akhenaten
(19.02.22)
1. Evlenmek üzere değilsek ve hayatın akisindan kaynaklı bir mecburiyet olusmadiysa tanismak istemem/tanıştırmam

2. Evlenme durumu yokken bu tarz şeyleri doğru bulmuyorum diyerek reddederim
0
abuzer
(19.02.22)
1) eski esimle islerin resmiyete dokulmesi zamaninda gitmistim ailesine. Baska kimsenin ailesiyle tanismadim, tanismak da istemem. Ben kendi sevgililerimi ailemle tanistirirken de hic resmi bir sekilde olmadi. Mesela o arabada beni beklerken balkondaki anneme “merhaba x teyze” demistir, annem de “merhaba oglum, nasilsin” demistir veya arabayla bir yere birakmisizdir, biz kahve iciyorken o da ugramistir falan gibi ortamlarda tanistilar. Boyle bir talepte bulunan olmadi. Ben de talep etmedim.

2) yukarida bahsettigim sekillerde bir tanisma hali bence cok uygun ve normal. Ailemin onayi icin degil ama yarin obur gun basima bir sey gelirse nerede kimle oldugumu bilsinler diye hayatim hakkinda fikir sahibi olsunlar isterim tabii. Kadinlar guvenlik sebebiyle daha ilk bulusmada bile sosyal medya profili, bulusulan adres, kisi hakkinda bazi detaylar falan paylasirlae cevrelerindekilerle.

Ama dedigim gibi boyle hayatin normal akisi icinde degil de, ozel olarak planlanan bir ziyaret ve yemek falan gibi resmi bir organizasyonla tanisma halini kabul etmezdim.
0
sopiro
(20.02.22)
Açıkçası sadece bir sevgilimin ailesiyle tanıştım. Evlilik düşünmediğim, ciddi olarak ilerlemeyen kimsenin ailesiyle tanışmam. Ama bu konuda çok da keskin değilim. Mesela bir yere gidilecektir, onu ailesinin yanından alıp bir yere gideceğizdir vs ayak üstü şeyler olabilir tabii. Ben yemekli sohbetli tanışmadan bahsediyorum.
Talep gelmemişti, sevgilimin abisinin düğününe gittim orda tüm sülaleyle tanıştım. Sonrasında ailesi benimle ayrıca tanışmak istemiş, bir yemek yiyelim konuşalım demişler, sevgilim de sırası değil ilerde olur demiş.

Evlenirsek bir gün tanışırız o zaman, aceleye gerek yok derdim herhalde.
0
jazzabel
(20.02.22)
(16)

Arkadaş olacağınız kişinin siyasi görüşleri sizin için önemli midir?

norules
Sizinle tamamen zıt siyasi görüşlere sahip olan, bu görüşlerini dile getiren, savunan biriyle yakın arkadaşlık ilişkisi kurmayı tercih ediyor musunuz? Arkadaşlık yürüteceğiniz kişide etkiliyor mu sizi böyle detaylar, yoksa umurumda olmaz noktasında mı olursunuz?
Sizinle tamamen zıt siyasi görüşlere sahip olan, bu görüşlerini dile getiren, savunan biriyle yakın arkadaşlık ilişkisi kurmayı tercih ediyor musunuz?

Arkadaşlık yürüteceğiniz kişide etkiliyor mu sizi böyle detaylar, yoksa umurumda olmaz noktasında mı olursunuz?
0
norules
(17.02.22)
Etkiler. Umrumda olur. Manasız, takım tutar gibi fikir savunsa canımı sıkar sadece siyaseten değil.
0
karacigerim vur kadehlere
(17.02.22)
Siyasi görüş bir manada yaşama bakış açısını gösterdiği için aynı pencereden bakamadığım biriyle yakınlık kurmam çok düşük ihtimal. Fakat Siyasi görüşünden de önemlisi, siyasi fanatizm ve bağnazlık düzeyi benim için.
0
tamam sakinim
(17.02.22)
benim için önemli ya. etkiliyor. şöyle tabii fikir ayrılığımız olmasın, aynen benim gibi birisi olsun filan değil bahsettiğim. çok zıtsak, hele ki bazı konularda keskin fikirlerimiz varsa pek anlaşamayız diye düşünüyorum. bi de bu maalesef biraz türkiye'yle ilgili... şimdi açık konuşayım ben akp'yi seven biriyle mecburiyet haricinde muhatap olmak istemem ama almanya vatandaşı olsam (şimdi olmaktan bahsediyorum, sonradan) ve atıyorum yeşillere oy versem, başka partiye oy veren biriyle daha rahat anlaşabilirim.

çünkü orada her şey verdiğin oya bağlı değil, siyasetin etkileri buradaki gibi yıkıcı ve çok büyük olmuyor. haliyle aynı ölçüde kutuplaşma söz konusu değil. burda ben tartışmaya dahi girmiyorum çünkü kavga çıkarmaktan, birilerine zarar vermekten korkuyorum. orda arkadaşımla "yaaa oğlum hadi ordan, yanlış düşünüyon" vs. diye efendi gibi tartışıp arkadaşlığımı da koruyabilirim. çünkü o kadar agresif ve keskin olmaya gerek yok.
0
der meister
(17.02.22)
Siyasi görüş hayata bakış açısıdır. Hayata bakış açısı da yaşantıyı etkiler. Önemsiz diyen insanlar genel olarak sadece kafalarında kendilerine alternatif gördükleri ana akım bir iki görüş üzerinden düşünüyor bunu sanırım. Ya da kafalarında hayali, zıt siyasi görüşe sahip olmasına rağmen kendileriyle iyi anlaşma niyeti taşıyan insanlar yaratıyorlar.

Gerçekte siyasi görüşü farklı olan insanlarla çoğu zaman arkadaş dahi olmayız. Çoğu zaman ilgi alanları uyuşmaz çünkü. Siyasi görüşü farklı insanlarla genelde iş ortamında karşılaşırız ve malum, zoraki katlanırız bu kişilere.
0
akhenaten
(17.02.22)
Hiç umrumda değil.
Ne yapabileceğimize bakarim tamamen.
Ancak toplumda gördüğüm herkesin bunu umursadigi veya bir şekilde referans aldığıdir. Misal birlikte çalıştığım arkadaşlara hiç hesapsız onca iyilik yapar hic adaletten, hakkaniyetten sapmam ama onlar bana hep bir rezerv koyarlar. Bu benimle veya benim herhangi bir zaafimla ilgili değil tamamen onlarin gecmis deneyimlerinden kaynaklaniyor. Bizatihi itiraf ediyorlar bunu doğrusu.
0
fempusay
(17.02.22)
evet, benim için önemlidir. ha direkt olarak muhabbeti kesmem belki ama mesafeyi hep belli bir seviyede tutarım.
0
taçsız kral pele
(17.02.22)
Etkiliyor evet. Siyasi görüş birçok konuda fikir veriyor. Zıt görüşte biriyle farklı pencerelerden bakıyoruzdur. Arkadaşlık kurabileceğimi düşünmüyorum.
0
pink cadillac
(17.02.22)
Boyle bir arkadasim vardı. Hiçbir zaman politik konulara girmezdik. Birbirimizin siyasi gorusunu biliyorduk ve hic o konulara girmiyorduk.
0
stavro
(17.02.22)
türkiye'de yaşıyorsam %100 etkiler.
0
kanasla intihar eden adam
(17.02.22)
turkiyede etkiler+1 ama cogu arkadasim ozellikle is arkadaslarim. asiri terso olanlari hafiften fitliyorum dogru yolu gosterme gorevi... sadece siyasi gorus degil butun hayat tarzi bana ters olan ama hayvan gibi eglendigim bi arkadasim var. arada tartisitken ikileme dussem de vazgecemiyorum kendisinden. etkilemesi ilisigimi kesmesine neden olmuyor
0
ala09
(17.02.22)
siyaseten uç fikirlere sahipse ve her konuyu siyasete bağlayan bir tipse hiç istemem.
0
dafuq
(17.02.22)
Türkiye'deyse doğrudan etkiler. Türkiye'de siyaset çok keskin, hayatın her alanına yansıyor. Yabancı arkadaşlarımın çoğunun siyasi görüşünü bilmiyorum, ilişkimizi etkileyen bir durum olmuyor.
0
asteriks
(17.02.22)
akp'liyse ve hala akp'yi savunuyorsa yakını geç, arkadaşlık bile kurmam. tanıdık biri olarak kalır sadece.
0
himmet dayi
(17.02.22)
Siyasi görüşleri arkadaş olacağım kişiden daha önemli valla, siyasi görüşünü anladığım turşucuya bile gitmiyorum ben. Kutuplaşmanın merkezinden iyi akşamlar diliyorum.
0
turk kizi
(17.02.22)
Selamini bile almam
0
zimbirik
(18.02.22)
eskiden onemli degildi; ama artik ozellikle akp ve mhpli tayfanin kendinden olmayanlara neler yapabilecegini gordukten sonra, bunlarla arkadasligi kestim. hicbir akp ve mhp secmeniyle arkadas olmam, selam vermem, yardim etmem..benden uzak allah'a yakin olsunlar..
0
ubi dubium ibi libertas
(18.02.22)
(13)

"Sen" diye hitap edene "Siz" hitabıyla devam ediyor musunuz?

jonas
Sizden 10 yaş civarları daha büyük bir karşı cins. Belirli aralıklarla denk gelip konuştuğunuz durumlar oluyor. Samimiyetiniz yok. Abla/abi diyecek bir mevzunuz da yok.O kişi size "sen" formatıyla konuşuyorsa bu durumda karşı hitap tarzınız ne şekilde oluyor?
Sizden 10 yaş civarları daha büyük bir karşı cins. Belirli aralıklarla denk gelip konuştuğunuz durumlar oluyor. Samimiyetiniz yok. Abla/abi diyecek bir mevzunuz da yok.

O kişi size "sen" formatıyla konuşuyorsa bu durumda karşı hitap tarzınız ne şekilde oluyor?
0
jonas
(16.02.22)
Belli belirsiz, çok agresif olmayan bir "pardon tam ne dediğinizi anlamadım?" bakışı atıp bir kere vurgulu şekilde siz diye devam ediyorum konuşmaya. Sonrasında kendini düzeltmeyen birine henüz rastlamadım.
0
akhenaten
(16.02.22)
gözünün içine dik dik baka baka siz demeye devam ediyorum.
inadına daha da resmileşiyorum, samimi olmadığımızı hissettiriyorum.
0
leper messiah
(16.02.22)
Siz diye devam ederim.
0
asteriks
(16.02.22)
Bu arada biraz daha detaylandırayım; benim örnekte bahsettiğim kişi şu an apartman komşum oluyor mesela.

Kadın yeni taşındı, 1 aydır bizim apartmanda oturuyor. Ne zaman denk gelsek laflayacak bir şeyler buluyor ve hep "sen" diye hitap ediyor. Ben ısrarla "siz" diyorum, o ısrarla "sen" diyor :D

Benden minimum 10 yaş civarları daha büyük ve öyle yürüme niyetinde falan olmadığım sınıfta bir kadına hiçbir samimiyetimiz de yokken senli benli konuşmak benim içime sinmiyor doğrusu. Ama bu şekilde de biraz tuhaf bir durum oluştuğunu fark ettiğim için bir duyuru açıp fikirler görebilmek istedim.
0
🌸jonas
(16.02.22)
Oncelikle abla deme isin duser +1.

Senden yasca net buyuk kadinin sana sen demesi normal bence. Ki biraz daha zorlasan oglu yasindasin... Sen de siz demeye devam et. Hem "siz" mesafe barindirir. Mesafeni koru.
0
hot potato
(16.02.22)
yaşça büyüklere "siz" diye hitap edilir diye öğretildi ya küçükken ve büyükler için sen/siz fark etmez diye.. belki onunla alakalıdır yaklaşımı :) hatta yaşça/statüce büyük kişi sana "sen" diye hitap edene kadar sen, "siz" demeye devam etmelisin diye de dayatılmıştı bize küçükken görgü kuralı olarak. o nedenle tutumu çok tuhaf gelmedi.

şahsen bana "sen kendini ne sanıyosun lan??!" diye hitap edilmediği müddetçe senli benli muhabbet daha samimi geliyor :D amca, teyze, abla, abi vs gibi sıfatlar hariç tabii :D
0
e mice
(16.02.22)
Bana nasıl hitap ediyorsa öyle hitap ederim. Senli konuşmadan rahatsız oluyorsan o başka, ben olmuyorum.
0
sckxyss
(16.02.22)
Senli benliye bagliyorum ben de.
0
stavro
(16.02.22)
eğer ben de sen demeyi istersem sen-sen devam eder ancak samimiyeti olmayan biriyse,

sen dediği anda; -"siz derseniz sevinirim" der lafı ağzına tıkar doğru yere çekerim.
0
renegade
(16.02.22)
Bu bahsettiğiniz olay özelinde, aynı apartmandaki 'denk' mukimlersiniz. O halde sen demekte bir zarar yok sanki.
0
kaptankedi
(16.02.22)
Benden yaş ve statü olarak üst biriyse o bana sen dese bile ben ona sen demem. Örneğin müşavir avukatla konuşuyorsam o bana küçük olduğum için adımla hitap eder bense "x bey şu dosyada şöyle oldu"diye devam ederim. Ama aynı işte çalıştığım ve şakalaştığım biriyse yaşça büyük bile olsa adıyla hitap ederim. Samimiyet ve statü meselesi benim için.
0
turuncu tonlarda
(16.02.22)
patron, yonetici, samimi olmak istemedigim insan kaynaklari ve musteri disinda sen diyen herkese sen diye hitap ederim. hatta 80 yasinda bir teyze var rastgeldikce konusuyoruz. abla diyorum kirilmasin diye :))))))
0
nibba
(16.02.22)
sen diyince yürüme mi oluyor?
0
selam
(17.02.22)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.