Ekşi Duyuru

Öyle bir özellik yok. Mantıken de olmaması gerekiyor zaten

Ev fiyatlarının uçuk olmadığı sahil yeri var mı?

Kuşadası en azından aydına izmire yakın.

Bende 7 senedir bodrumdayım İstanbul'dan gelmiştim valla su kesintileri depo varsa o kadar problem yaratmadı bende hatta hiç susuz kalmadım depodan dolayı. ev sizinse kalın eski kıracıysanız yine kalın bende kiradan problem cektıgım ıcın gitmeyi dusunuyorum fakat ucuz yer bulamadım halen :) karar yine sizin daha iyi yer bulunursa bende bileyim

Manavgat bence sıfır değil ama denize çok yakın

Amazon

n11 veya trendyol'da bazı satıcılara soru kısmından ulaşırsanız hediye paketi yapıyorlardı diye hatırladım.

hipicon

w collectioni beymen yargıcı

Guzel kelimeler dukkanı

yani org gecmisiniz de oldugundan dolayi, ister sifir ister ikinci el bir dijital piyanoyu dilerseniz ses kisarak, dilerseniz kulaklikla yuksek sesle, istediginiz saatte calisabilirsiniz.

saydiginiz tum enstrumanlar bir sekilde insanlari rahatsiz edebilir.

ha şu var ki, ukulele çok büyük sesler cikartan bir enstrüman degil. üstelik piyanoya gore daha ucuz ve tasinabilir bir sey.

gonlunuzden hangisi geciyorsa ona baslamalisiniz bence ama bu iki secenek guzel duruyor.

saksafon için susturucular var ne kadar işe yarar bilmiyorum ama ben gece 4 e kadar trompet çalabiliyorum. Öğrenim kolaylığı açısından ukulele derim ben de.

çok teşekkürler fikirler için. öyleyse oy birliğiyle ukuleleye başlıyorum, güç benimle olsun :)

artık evde kalınan sürenin uzunluğuna bağlı olarak dijital piyanoyu da ekleyebilirim yanına, dediğiniz gibi kulaklık iyi çözüm olur.

beyaz, tulum ve eski kaşarı butikkahvalti'dan alıyorum. asıl yerleri eminönü'nde. oraya gidemediğim için internetten sipariş veriyorum.

Makarnalutfen'in eristelerini, çorba karışımlarıni, kıtır/ kuru meyvelerini öneririm. Hepsinden ara ara alıyorum; çok memnunum.

www.2n14.com

siyez ekmeği alıyordum burdan.

4500tlye yarin Paris’e de uculabilir, 6 ay sonra cape town’a da uculabilir.

Genel olarak:
Tayland
Sri Lanka
Hindistan
Kenya
Guney Afrika
Kambocya
Vietnam

Hem 4500tllik bileti iyi degerlendirmis olursunuz (sonucta tamam paris’e her dk 100-200€luk biletler bulunuyor, degmez oyle harcamaya) hem de -afrika ulkelerini bilmiuorum ama digerleri hala gorece uygun fiyatli yerler.

Güney Asya tabiiki. Ucuz ama gitmesi pahalı

Japonya.

purina iyidir. şimdi bir de pro performance çıktı. o da sağlamdır.

Kopek mamasi fast food benim gozumde. Hicbiri ozenle hazirlanmis evde yapilandan ustun olamaz. Ozenle hazirlanmis derken, kopegin yas-kilosu ve hatta cinsine gore degisen besin ihtiyaci var. En azindan, veterinerlerin ideal dedigi vitamin-mineral degerleri var. Bunlara uyan bir beslenme sekli en iyisi benim gozumde.

Hazir mama da aliyorum, cunku tasinmasi kolay egitimde. Ulkemde olan ureticeden, sorumu sordugumda yanitlayan musteri temsilcesi olan bir markadan ve de kesinlikle organik sertifikali hazir mama alirim. Taurin ve kalsiyum degerlerine ekstra bakarim.

orijen > acana > diğerleri

orijen’e denk mama çıkmıştır da piyasada ilk yayılmanın avantajı var

Bence Orijen'in protein orani cok yuksek. Onu da surdan biliyorum, metabolize edilmeyen protein idrarla atiliyormus. O da cimlerin sararmasina sebep oluyor. Cimler umrumda degil de, neden gereksiz yere protein yuklemesi yapayim.
Turkiye'de degilim o yuzden mama oneremiyorum ama Almanya'daki zooplus'tan GreenPet'in FarmDog ya da InsektDog mamasini aliyorum.

merhaba. insan sağlığını ilgilendiren bölümler (beslenme ve diyetetik, fizyoterapi ve rehabilitasyon, tıp eğitimi) uzaktan eğitim veya açık öğretim ile okunamazlar.

bu tür eğitimlerin dersleri teorikten ziyade pratik ağırlıklıdır. laboratuvar derslerini almadan ve stajlara çıkmadan bu tür meslekleri yapamazsınız.

Çocuk gelişimi gibi bölümler açık öğretim ile okunabiliyor ve hatta zorunlu staj da yapılıp ondan sonra mezun ediliyor.
Veterinerlik de aynı şekilde açık öğretim var, staj var mı bilemiyorum da..

Neyi referans alarak okunamaz dediniz, bu sizin fikriniz mi yoksa gerçekten hiçbir üniversitede bu şekilde bölüm yok mu merak ettim..

Veterinerlik açıktan okunmuyor; veteriner teknisyenligi gibi bir bölüm uzaktan okunuyor. O bölümü bitirince veteriner olmuyorsunuz yani. Keza çocuk gelişimi bölümu için de son yıllarda açık öğretim kaydı yok bildiğim kadarıyla varsa da çok sinirli sayıda. İkinci universite kapsamında vs yok.

Acikogretim fakültelerinde diyetistenlik bölümü yok ki olmasın da zaten. Sağlık ile ilgili hiçbir bölümün açıktan okunmaması gerekiyor.

muhtemelen tum eksiklerini almislardir ama eger sorma durumun varsa, ve biberonlari yoksa kaliteli cam biberon alabilirsin. linkte iki boy var ikisinden birer tane aldin mi guzel bir hediye olabilir.

www.e-bebek.com

Muslin
Sling kanguru
Puset örtüsü
Bioderma veya muslera'nin bebek bakım setleri
Emzik askısı
Bez
Daha çok bez
Biraz daha müslin

begonvil çiçeklerini döküp döküp tekrar açar.
sadece sararması enteresan, neden sarardı acaba?
sararanları toplayın, zaten toplamak lazım.

bol ve direkt güneş sever, onun dışında çiçekli bitkiler için olan sıvı gübrelerden verebilirsiniz.
çok fazla sulamayın.

teli düz yaparsanız tırmanırlar. 45 derece dışa doğru dönük yaparsanız giremezler, zıplayamazlar. tam nasıl bir yer bakmak lazım tabii.

gözümde çok güzel bir teras olarak canlandı o kadar hayvan olunca. bizim alt komşu var apartmanda. kuyu suyu veriliyor akşam 6 gibi. bu zabıta emeklisi de bahçedeki çalıları ve iki tane ağacı suluyor. milletin bahçeleri amazon ormanı gibiyken bizimkinde hiç bişey yok. gittim iki tane ağaç fidanı aldım. yeşil elma iki tane. dedim çocuklar da yer büyüyünce. zabıtaya söyledim, dedim sen haber sal bahçıvanla birlikte dikin. manzaram kapanır istemiyorum dedi. sonrasını söylemeyim. ağaçlar dikildi. şimdi suluyor gayet mutlu. bence bi sevmeyi deneyin kedileri. siz de mutlu olursunuz. gene olmazsanız terasa dışa dönük demir 45 drece demir ve bunlara gerilmiş balıkçı ağı gibi dandik bir file bile iş görecektir. ama bi deneyin. hayvan iyidir.

45 derece dışa dönük teli deneyeyim teşekkürler, bir de naftalin konusu olan yere gelmez falan diye duydum ama doğru mudur acaba?

@hasmetizm; hayvan tabii ki iyidir, benim de köpeğim var. Köpek eğitilebilir bir tür olduğundan koltukların üzerine çıkmıyor, bahçedeki yeri haricinde tuvaletini ortalık yere yapmıyor mesela..

Kedi böyle değil. Bayaaa koltuk minderi yıkamak gerekiyor hergün, ya da minderleri sürekli içeri dışarı taşımak.. Seviyorum ama bahçede sevmek istiyorum:)

2 metrelik bir piton yilani evlat edinebilirsiniz birkac haftaligina, kedi de derdi kalmaz <3

bu arada, kedi-kopek nufusu cok artti su siralarda sehirlerde, boku cikti. diger hayvanlarin nufusunu tehdit etmeye basladilar. bu kedi hayvanlarinin yuzunden, kuslar agaclara yuva yapmayi birakti balkonlara yoneldiler. evlerin pencereleri bk icinde.

Sığacık

Atla gel izmir'e. urla-seferihisar-kuşadası

kuşadasında iğne yere düşmez.

Seferihisar ve Sığacık tan çok güzel rota olur gibi geliyor, teşekkürler:)

Döviz kuru artinca yurticinde de fiyatlar artmiyor mu?

Yurtici tatil de gayet pahali zaten.

Eğlencenin bedeli olmaz. Yurtiçinde de "nasılsa gidemiyorsunuz bir de biz geçirelim" mantığı ile hareket edecek herkes. O nedenle gitmeyi tercih ederim.

en azından yunanistan'a gitmeyi düşünüyorum. bundan sonra uzun süre böyle. her şeyi askıya alamam bir yolunu bulurum diye ümit ediyorum.

Biz vizemiz varken gidelim dedik ve haziran için uçak biletlerimizi aldık. Zaten eskiden aldığımız euro'lar da varken çok da koymayacak diye düşünüyorum. Yurt içi oteller de yeterince pahalı çünkü.

motosikletimle yunana giderim, kamp atarim. benzin farki amorti eder kalan masrafi.

Planlarımı bozmadan geri sayıma devam ediyorum.

Plan yapan ama henüz vize almamış olanlardan iptal eden var mı ki?

İptal etmenin eşiğindeyim.
4 gece yunan adaları bütçesiyle 8 gece Karadeniz turu yapılıyor şu an itibariyle.
Haziran'a bu oran 3-8 olur muhtemelen :(

yaşlanıyorsunuz, hepimiz gibi
aynı yaştayız benzer dönüşümleri ben de tecrübe ediyorum

Yaşlanma kanıksaması

Biraz ruhun yaşlanmış, biraz da bunalımdasın gibi

Bıkkınlık + bunalım, bazı hayallerinin gerçekleşmemiş olması bence.

Kısmen olgunlaşma denebilir ama daha çok yaşam sevincin kalmamış gibi geldi bana.

Karışmışın

Bence buyumussun, burada "kaniksamak", "yorulmak" ya da "yaslanmak" benzeri negatif kelimelerle ifade edilmesine bakma, senin su anda yadirgadigin cogu yeni aliskanligin insanlarin (senden daha az hirsli, daha az duygusal zekaya sahip ve daha az ahlakli olanlarin) cogunun normal rutini. Bence sen etrafinda hic bir seyin degismeyecegini ve insanlarin da enerjini hak etmedigini fark etmissin ve buyumussun, ve bu hic de kotu bir sey degil. Enerjini kendine harcamalisin bence, ve butun gun denize bakip oturmak da gayet güzel. Ben bu noktaya yirmilerimde geldim ve hirsimla beraber ofkemi de kaybettigim icin mutluyum.

yaşlanmamışsın büyümüşsün.

eldiven alırsanız faydalı olur diye düşünüyorum, hem teri alır hem kayganlığı daha az olur.

Magnezyum tozu alabilirsin. Halterciler, tırmanışçılar falan da kullanıyor. Decathlonda var bildiğim kadarıyla

Aaa hiç duymamıştım, bakıyorum hemen.

Saolun

Böyle app'lerde süreklilik yok. zamanla ortadan kaldırıyorlar. çünkü youtube içerik download edip offline izlemene izin vermiyor normalde.

readdle documents app'in tarayıcısından webdeki herhangi mp3-video indirme sitelerine girip webden indiriyor gibi link yapıştırıp download edebiliyorum. inen dosyayı uygulamanın içinden telefona veya cloud vb.ye aktarabiliyorum. readdle.com

snaptube

Hocam bütçe biraz düşük değil mi? Philips marathon veya dyson forumlarda epey öneriliyor.

Hocam tamamen "2 senede 1 makine değiştirmek gerekecek bu gidişle" mantığındaki hareketle düşük tuttuk bütçeyi.

Ha derseniz "benim köpeğim var 6 senedir şunu kullanıyorum, canavar gibi çalışıyor", o model neyse onu alalım:)

Miele C3 Cat&Dog isimli toz torbalı arkadaş çok başarılıymış lakin fiyatı altından dolardan hızlı artıyor, bir yılda iki katına çıktı neredeyse.

Ben fırsat kovalıyorum iki kediyle yaşayan biri olarak, biraz indirime girsin bi süpürgeye bu kadar para verilir mi falan demeyip alacağım.

Sizin bütçeye öyle köpek tüyü çekecek makine biraz zor ama söyleyeyim, ikinci el falan bile zor gibi.

www.hepsiburada.com test edildi onaylandı

Haberlerde izlemedin mi tur sirketi ayni güne 7-8 aileye satmis biletleri perisan oldular. Nette gördüm ben. 30 gün sonrasina aciliyor bilet satislari ama kimi gece 02.13 de denk gelip acilmis kimi 01.34 de. Gece 12 den sonra ekran basina oturup surekli f5 e basip ekran yenilemisler. Ufak cocuk yegen vs varsa bi hafta sonu ver eline pc yi yenileyip dursun her 10 saniyede bir. 20 lira da harclik atarsin. :-) Başka turlu yolu yok diye biliyorum.

Neden belli saatte degil de her gun baska saatte biletleri satisa cikariyolar onu bilemiyorum işte. Bir de bazen iptal edenler oluyormuş. Ona da denk gelebilirsin nasibin varsa.

Van gölü ekspresine de göz atın derim.

assimil

Grammaire progressive/Vocabulaire progressif du français serisinin pek faydasını görmüştüm öğrenirken. Direkt Fransız yayınevlerinin çıkardığı kitaplara bakın. Euro uçmasa gidin Efy'den alın diyorum da şu anda değmez.

Tahsin Saraç dışındaki sözlükler berbattı; onun da Tr-Fr kısmı yok tabii :) Şimdi daha düzgün sözlükler çıktıysa bilemem.

Bir de Fransızca'ya günlük hayatta hiç maruz kalmadığımız için en azından Fransızca müzik dinlemeye falan başlayabilirsiniz. O kulak dolgunluğu zor yakalanıyor.

tam olarak hasvik komününe yerleşirdim.

şu an yaptığım işi yapardım, şu an geçirdiğim gibi bir gün geçirirdim.

Valla kuzey ülkelerinden biri olabilir, Asya'da Moğolistan civarı olabilir Güney afrika ve Tierre del fuego da olabilir. Yaşamak için çalışmak zorunda değilsem toprakla bahce ile ilgilenir, kitap dizi film gezmece filan takilirdim galiba.

Eski hayatim ABD'de az cok boyleydi. Maslow'un pramidinde yukselmek kisaca

Derslerime daha cok odaklandim.
Isimde daha basarili oldum.
Daha saglikli beslendim.
Az cok spor yaptim.
Arkadaslarim icin daha fazla zamanim oldu.

Tum bunlari tekrar isterdim.

çalışmadığım zaman kalan zamanı dolduracak kadar hobileri olan bir insan değilim. bu yüzden kurumsal bir firmada çalışmamak yerine, şu anda aklıma gelmeyen daha eğlenceli olabileceğini düşündüğüm işleri tercih edebilirdim.

temel ihtiyaçların karşılanması ve bütün günün benim olması benim için işi bırakmak için yeterli değil.

Bir yere yerleşmem. Bir arazi aracı satın alır geniş geniş dünyayı gezerim.

hiç bilmiyorum ya. aklımda birden fazla yer var. hamburg, düsseldorf, berlin, leipzig ya da dresden'e yerleşmek isterdim galiba. bunlardan birinde yaşardım. hiç antin kuntin "üretken yaşam" geyiği yapmayacağım, sığır gibi yaşardım. psikolojimi bozmamak adına haftada 2-3 gün katılacağım bir etkinlik bulurdum. dil kursu ya da yılan dansı falan gibi. maksat insan tanımak, "bugün x'im var" diyebilmek. sabah akşam köpek gibi maç izlerdim valla. öğlen-akşam avrupa futbolu basketi hokeyi, gece amerikan hokeyi basketi vs... nisan-haziran arası zaten playoff zamanı, "keşke işim, okulum olmasa, aç kalsam ama maç izleyebilsem" diye mızmızlandığım bir dönem sjfsj.

müreffeh bir evropa ülkesinde part-time çalışırdım gerçi sanırım. çünkü gezebilmek isterdim. çünkü sadece ev, yemek, ısınma gibi temel ihtiyaçların karşılandığından bahsetmişsin. ben kışın rovaniemi'ye kadar çıkıp kuzey ışıklarını görmek, lulea'da hokey maçı izlemek, beyaz gecelerde petersburg'da olmak, arjantin'de kusana kadar et yemek vs. isterim mesela. "dünyayı gezeyim" hippiliğim yok ama düzenli olarak görmeyi isteyebileceğim çok yer var. cafer reyiz gibi TATİLLERİMİ NAMAZGAH DAĞLARINDA GEÇİRİRİM diyebilmeyi isterdim.

çok spesifik bir şey yok yani, şu an yaptıklarımı daha az vicdan azabı duyarak yapardım.

Hayvanlara bakardım. Çok param olursa da dünyanın en güzel hayvan bakım evini açardım. Olmazsa da olduğu kadar...

Bir ömür kalacaksam sıcak iklimi olan ve istediğim herhangi bir hobi, sanat, eğlence vb şeylere kolay ulaşabileceğim bir yer olmalı. Ben LA diyorum.(los angeles)

Günlerim şöyle geçsin isterim;
-sabah kumsalda koşu.
-ailemle güzel bir kahvaltı
-bebeleri okula bırakıp atölyeme/stüdyoma geçip sanatımı icra ederim. Heykel mi yapıyorum resim mi yapıyorum yoksa tasarımcı mıyım bilmiyorum. Hatta hepsi.
-öğleden sonra bir arkadaşla dışarda takılmaca(yemek veya içki)
-sonra bebeleri okuldan al
-bebelerle evinin bahçesinde top oyna havuza gir vb
-hanımla beraber arkadaşlarla görüşmece veya sinema-tiyatro-sergi gezmece
-haftasonları tekneyle veya sahilden balık tutmak
-arada surf veya hanggliding gibi manyaklıklar yapmak motorla gezmek(çocuklarım olursa bunları yapmam herhalde)

Tabi bunların hepsi bir günde değil hayatımın içinde olsun isterim.

Düşük faiz varsa kredi çekilebilir zira bu faizi şu an operasyonel zarar ederek veriyorlar, sürdürülebilir bir oran değil. Yatırımlık düşünmeyin ama oturumluk olabilir.

alınabilir, ama burada sana alma yazacaklar
örnek daire atar mısın bi inceliyeyim bende

1. Kas kütlesini arttırmak lazım, durduğun yerde yağ yakmaya başlıyorsun.
2. Yağlı olanları tercih ediyordum. Zaten yoğurt da olsa süt de olsa yüzde 3 - 5 arası bir yağ var. Bir kademe daha fazla işlenmiş ve daha pahalı ürüne yönelmeyi süt ürünlerinde anlamsız buluyorum.
3. Bunları kesme, aralarda yemen metabolizmanı hızlı tutacaktır. Ayrıca bu ürünlerden alacağın faydalı yağlara da ihtiyacın var. günde 30-50 gr yediğin kavrulmamış kuruyemiş çok faydalı aynı zamanda karbonhidrat ve tatlı düşkünlüğün varsa tatlıya olan ihtiyacını ve iştahını da azaltır.

aldığından fazla kalori harcarsan yağ yakarsın, fakat senin de sorduğun gibi "yağ oranı" farklı bir şey. bunun için kas kütlesini arttırman gerek ki "oran" düşsün
diyet kısmına gelirsek yağsız yemek = yağsız vücut demek değildir. sağlıklı yağın yerini hiçbir şey tutmaz. light ürünler tam bir pazarlama harikası. ürünlerin en değerleri yerlerini alıp daha fazla fiyata satıyorlar
kesmen gereken şey yağ değil karbonhidrat/şeker

Bence çok masraf çıkartabilir. Model yılı ve km yi önemsiyorum.

maalesef Mercedes çok masraflı olacaktır.

o mercedes yollarda gecirecegi sureden daha fazlasini sanayide gecirir.

330.000'de tuplu nerdeyse 20 yasinda mercedes :)
bence cevap zaten belli

mersoyu unut, yaris iyidir ilk araba olarak.

Irmak olabilir.

Türkçe karakter barındırmayıp söylediklerinizi barındıran ve tanıdığım birine ait olması sebebiyle tek bir isim geldi aklıma * Pırıl

Nehir ya da Deniz. Nil de çok güzel bir isim.

Deniz

bahar defne

edit: defne bahar daha mı güzel acaba :)

Sihir

Nil +1
Sahra

Meltem.

Kanije.

defne ada

Sude

youtu.be

kendi adımı söylerdim ama hali hazırda 40 kişiyiz ne kadar az o kadar iyi hehe

Günseli :) Vedat Türkali'nin Bir Gün Tek Başına romanında böyle bir karakter vardı.

gece isimli küçük bir kızla tanışmıştım. o kadar yüksek enerjisi vardı ki. ismini de beğenmiştim.

Asu

Gece +1

Kumru da güzel. :)

su.

Ada yı çok beğendiler ama ailede ada ismi var, kullanmayalım dediler. Deniz, Bahar ve Nil de aynı şekilde.
Gece, Günseli, Kumru da güzel..

Duru için ne diyorsunuz peki?

Biz "inci" koyduk. Annesinin fikriydi ama zamanla benim de çok hoşuma gitti.

Duru güzel bi isim ama Fi'yi okuyanlar ve izleyenler yüzünden çocuğuna bu ismi veren çok olur mu acaba diye bi soru işaretim var.
Tam olarak istediğiniz kriterleri karşılamıyor galiba ama ben Hazan ve Toprak isimlerini çok beğeniyorum.

Ne mi olur? İltihap, enfeksiyon vs...

Yarardan çok zarar verirsiniz.

Bende hiç enfeksiyon ve iltihap yaratmamışsa peki? Ve çok güvenilir bir yerde delinmişse?

Pekiyi neden uluslararası standartlar sebebiyle getirilmiş kontrolleri "Bir şey olmaz." diye düşünerek aşmak istiyorsunuz ki? Bir gereği varmış ki getirmişler.

Bize bir şey olmaz, düşüncesi mi bu?

Ek: Kulak deldirmesi için 12 ay şartı var mı bilmiyorum. Ama bu durumlarda doktor karar veriyor kan bağışına uygun olup olmadığınıza.

www.ctf.edu.tr

Burada sizi rahatlatacak bir şeyler de söylüyor.

"Kulak deldirme Eğer bir kullanımlık malzeme ile aseptik koşullarda yapılmışsa kabul edilir. Yoksa 12 ay donör olamaz."

çok güvenilir dediğin yer neresi yahu tıp fakültesinde profesör eşliğinde mi deldirdin?

bi bildikleri var ki yapamazsın demişler.

durum şöyle;

Şimdi sen kulak deldirdiğin zaman bir aparat senin kucağını delip geçerken bazı bakteri veya virüsleri vücuduna bırakabiliyor. Bunlar da vücudunda bir belirti vermeden, sana çaktırmadan belli bir süre yaşayabilirler. Bunlar eğer varsa bir yıl içinde çıkabiliyor, yani kulak delinmesi sırasında aldığın bir virüs 9 ay sonra belirti verebilir, aradaki süreye de kuluçka süresi deniyor.

Bir belirti olmamasının bir anlamı yok. Eğer kuluçka durumunda bir virüs taşıyorsan, bunu kan verdiğin kişiye de bulaştırma ihtimalin var.

Bu durumlarda genellikle durumun aciliyeti varsa kurallar esnetilebiliyor. Bir savaş, deprem vb. durumunda böyle bir virüs riski alınabilir mesela.

Ama normal şartlar altında bir 7 ay sonra kan bağışında bulunsanız kan verdiğiniz kişi için daha sağlıklı olur. Şimdi yapmanız pek mümkün değil.

Kan merkezinde "kulak deldirdikten sonra 12 ay içinde kan veremeyeceğimi" söylediler ve bağış yapamadım biraz önce.

Eşimle bebek planladığımız için önümüzdeki en az 1 yıl süreyle kan veremeyeceğim için şimdiden vermek istemiştim çok. Bu yüzden.. üzüldüm gerçekten..

Bazı mikroplar kuluçka döneminde tahlilde anlaşılmıyor altı aylık bir süre vs bu ondan sonra anlaşılıyor.

benim bildiğim 21 Nisan tarihi, internette de hep 21 nisan yazıyor.

Ortodoks mu Katolik mi olduğuna göre değişir.

Ukrayna için soruyorsanız 28 Nisan.

ortodokslar 28 nisan
rusların takvimi farklı ama onların da 28 nisanmış

Kaç gün sürüyor peki net bir bilgi var mı?

Yani ayın kaçıyla kaçı arası?

paskalya tek gün kutlanır. isa çarmıha gerildikten sonra 3. gün dirilmiştir. paskalya o diriliş günü kutlanır. isa dirildikten sonra 40 gün daha insanlara görünmüştür. bunun için bayramın artçıları 40 gün daha devam eder. ama asıl bayram tek gündür.

nasıl bir şey anlamadım. ss var mı?

Hoca dirsek yerine omzuna yük binsin istemiş. Kol döner öyle. Normal

Benim kollarım da terse dönme potansiyeline sahip, bana da yoga hocası kollarımı hiçbir hareket için dümdüz tutmamam, hep hafif bükük kullanmam gerektiğini söylemişti; sonra ileride eklem problemleri yaşanıyormuş. Şimdi spor yaparken bir personal trainer ile birlikte çalışıyorum, dikkat ediyoruz buna ama bir dezavantajını görmedim.
(Benim kollarım çok uzun ama, sizin de öyle mi bilemedim.)

Benimki de böyle. Ben de herkesin öyle sanıyordum :) Hiçbir artısını veya eksisini de görmedim:D

@diffarent; ss yok ama şöyle bişi:
www.google.com.tr

Kedi duruşunda dirsekler dışarı bakıyor ya, benimkiler bacaklarıma bakıyor. Yani aynı zamanda sağ ve sol kollarımın iç tarafları birbirine bakması gerekirken, benimkiler yüzümün baktığı yere yani karşıya bakıyor.

Farkına varınca hemen hooop diye döndürüyorum dokunmadan.

Hocamız "her şey normal, süpersiniz" kıvamında tatlı olduğu için sorsam kesin normal diyecek ama ben kıllanmadım diil:)

@sopiro; evet benim de kollarım uzun ondan mı acep:)

@delay fuze, yani herkeste mi öyle bilemedim. Diğerleri tekseferde normal yapıyor. Ben her seferinde tekrar döndürmek durumunda kalıyorum:D

Madem sahil var koşu bandı kullanmayın koşun mis gibi deniz havası ala ala :)

1 ay sporla zayıflama, sonra da sporu bırakma düşüncesindeysen vazgeç. Sporu bırakınca verdiğinden fazlasını alırsın.
Maksimum zayıflama kısmı yediğinle ilgilidir, yeme alışkanlığını düzenle öncelikle.
Yine de spor diyorsan maksimum kas mı maksimum zayıflama mı sorusuna cevap vermelisin önce.
Maksimum zayıflama diyorsan, yürüyüş parkurunda, koşu bandında da olur gerçi hiit çalış, sonra da havuzda ya da denizde serinle.
Haftada üç gün uygun olur gibi. Diğer günler havuzda ve denizde serinlemeye devam.
İyi tatiller.

cinsiyetiniz nedir?

Kadın

bu islerin en hizli cozumu ankara, pasaportsuz gidip ayni gun pasaportunu alan arkadasim var.

randevusuz gidip rica edersen yaparlar.

yalova dan alınabiliniyor. Eğer anadolu yakasındaysan yalova yı dene. istanbul için veriyor.

@ahoy kaptan, ankara ya yolum düşmez de istanbul içi gidip emniyet basıp pasaport çıkartan bir arkadaş yok mu ki :)

Iki sene once randevusuz besiktas emniyetten pasaport cikarttim. Sansini dene bence

saolun varolun,bu gazla yarın emniyette alıyorum soluğu ozman :)

Kuzenim olmuştu geçen sene, aynı şekilde dilinde uyuşma/hissizlik meydana geldi ancak 1 ay sonra uyuşma geçmişti. Normal bir şey demişti doktoru. Kişiye bağlı olarak değişebilir bu süre elbette. Normal bir şey hissizlik yani, çok sıkmayın canınızı.

En fazla 6 aya kadar geçer.

Ya ağlamaya falan gerek yok yapma öyle şeyler. Benim de yakın bir arkadaşım daha 1 hafta önce çektirdi dişini, hala ağzımın yarısı var mı yok mu anlamıyorum falan diyor. Belli ki çok yaşanan bişey hadi keyiflen. Geçmiş olsun

teşekkürler destek için..
2 gün rapor vermişti dişçi. bu yüzümün yarısı şiş ve konuşamayan halimle yarın işe nasıl gideceğimi bilmiyorum :(

benim çekimde de sinirim zedelenmişti. o sırada dilinde elektriklenme hissettin mi ? dktor bana onu sormuştu, küçükken dilini pile değdirirdin ya öyle bir his.

bana b12 vitamini vermişti 10 günde geçti o sayede. b12 sinir tahribatlarını tamir ediyormuş

doktorunla konuş bence

1 haftada geçti merak etme

zaman ilerliyor :(

bence rodos'a gidin.

1.hayır.
2.evet, ekim gibi olur kayıtlar..

olduğu kadar cevaplayalım.

1. hayır artık öğrenci alımı yok o yüzden burada okumanız imkansız. hala alım olduğunu söyleyenler yanlış bilgi veriyorlar.

2. açıköğretim belli bölümlere 2. üniversite için sınavsız alıyor. okul öncesi öğrenci alıyor dahi olsa sınavsız girebileceğinizi sanmıyorum.

3. memur alımlar eğer yanlış bilmiyorsam 35 yaşında son buluyor.

4. iktisattan formasyon alıp öğretmen olan hiç kimseyi ne duydum ne de gördüm ama yine de bunu daha iyi bilen birine sorun.

mecbur bekleyeceksin artık yaraları düzelip kendi haline gelene kadar. bu süre içinde bol bol nemlendir. ben de şanslı kesimdenim. tırnak eti, kütikül sorunlarım yok bakımımı da kendim yapıyorum. sürekli oje kullandığım için dönem dönem sağlıksızlaşabiliyor ama genel olarak iyi durumda. dışarıda mecbur kalmadıkça da manikür yaptırmıyorum, en temiz yer de olsa tiksiniyorum. bir dönem vaktim olmadığından üst üste sürekli manikürcüye yaptırmak zorunda kalmıştım tırnaklarım en kötü dönemlerini yaşadı resmen. kendim bakmaya başlayınca yine bir süre sonra toparladı.

Ben kendim yapıyorum hep, güvenemiyorum hijyen açısından kuaförlere. Hatta dün yaptım biraz derinden girdim sanırım sizinkiler gibi oldu. kızarık ve hafif şiş şu an, bastırınca canım yanıyor. Bir iki güne geçer sanırım. İlaç falan bir şey sürmüyorum.

ben de 26 senelik hayatımda 1 kez yaptırdım. benim de aynı şekilde kanayıp kızarmıştı ama sonra düzeldi. Benim ilkti gerçi senin 3 4 kez olmus ama yapısının hemen değişeceğini sanmam, nemli tut sürekli nemlendirici falan sür tırnak diplerine.

ben de hayatımda hiç manikür yaptırmadım. arada etleri düzeltiyorum. kesik falan olursa da önce baticon, sterilize etmek için, ardından da evicap e vitamini sürüyorum. çok kötü yaralandığımda izleri geçirmesi için doktor vermişti. şimdi de ufak yaraları çabuk geçirmesi için, bir kapsüle iğne batırıp içini sıkıyorum. hücreler biraz daha hızlı yenileniyormuş.

size tavsiyem manikürü sadece kendi malzemelerinizle yaptırmanız. o aletlerin hiç biri dezenfekte edilmiyor. hepatitin en çok bulaştığı yerlerden biri

Ben ayda bir, manikurcu kizin kendi sectigi, benim satin aldigim ve sadece bana kullanilan aletlerle yaptiriyorum. Bazen evde banyodam sonra etler yumusayinca kendim ittiriyorum ve hemen 30.gun kosmuyorum kuafore ama yine de eskiye oranla daha profesyonel bakim istiyor. Alisiyor. Ama 3-4 kerede alismaz merak etmeyin.
Sislik, kizariklik icin de ben aksamlari bepantol surmenizi oneririm. Tirnak cevresindeki etlere iyice yedirin ama.
Bu arada bu acinin en onemli nedeni uzun sure etler alinmadigi icin siz ne kadar az da gir deseniz, manikur yapildigi belli olsun diye sertlesmis etleri almaya calisan manikurcunuzdur. Beceriksizlikten degil yani. Sertlesmis et ve deriyi temizlemek cidden zor is.

Losev iyidir, zamaninda gitmistim, zamanim olsa tekrar giderdim.

greenpeace ve unicef gönüllüsüydüm. toplum gönüllülerine kardeşim geçen hafta gönüllü olmak için gitti ama grup dağılmış mı bir şey olmuş. ya da sadece liselileri ilgilendiren kısımla alakalı bir eylemsizlik de olabilir bilemiyorum. bence nerede gönüllü olursan ol oldukça zevkli bir iş. bir de benim çocukluktan kalma bir akut gönüllüsü olma hevesim vardı. hala durur öyle.

o kadar çok yer var ki, hangisini saysam:))

çocuklarla origami çalışmak istiyorsanız;
zihinsel engelliler için çalışan akadaşlar var, çocuklar plastik şişe gibi atık malzemeler, kağıt seramik çamuru vb şeylerle bir şeyler üretiyorlar, sonra onlar satılıyor, emeklerinin karşılıklarını alıyorlar. çok güzel.
çydd nin eğitimevleri projesi var, genç yaşlı herkes bilgisine becerisine göre katkıda bulunuyor. el becerileri sınıfı her eğitimevinde var.
bağlı bulunduğunuz belediyenin sosyal işler servisiyle görüşebilirsiniz. belediyelerin bir çoğu benzer çalışmalar yapıyorlar stk gönüllüleriyle ortaklaşa. siz de el verirsiniz.
hastanelerin onkoloji servisinde yatan çocuklarla yapılan çalışmalar var.
ben izmir'deki çalışmaları biliyorum, istanbul için şuraya git diyemem ama orada da olduğunu duyuyorum.
origami dışına da taşarım derseniz;
görme özürlüler için sesli kitap projesine katkıda bulunbilirsiniz, işitme engellilerin toplumda günlük yaşamlarını kolaylaştırmak için işaret dili öğrenip öğretilmesine katkıda bulunabilirsiniz.
açev bu sene ara verdi ama önümüzdeki yıl tekrar eğitmen yetiştirecek sanıyorum. açev eğitimlerine katılıp okuma yazma bilmeyen kadınlara okuma yazma öğretebilrsiniz.

ücretsiz programlama dersi için gönüllü olmak isterdim.

KAÇUV iyidir.

bulunduğunuz ilçede kent konseyi varsa gidin katılın gönüllü olarak. kent konseyleri salon insanlarına bırakılmaması gereken yerler, çok net söylüyorum. daha genç, daha farklı bakış açısı için oralarda kararlılıkla bulunmak lazım. şu verdiğiniz etkinlik örneği bile onların düşünmeyeceği bir şey.

tegv e git kesinlikle. hem bir şeye katkıda bulunuyosun hem de sana katkıda bulunulduğunu hissediyosun.ortam da iyi

Ben 2 sene UTOG( Uludağ Ünv. Toplum Gönüllüleri) ' da çalıştım. Neredeyse her bölgede örgütlenmesi var. Merkezi Eminönü'nde.
Ama TEGV isteklerinize cevap verebilecek düzeyde. Ama TOG'da fena değil. Çocuklarla çalışabildiğimiz 3 proje vardı biri Küçük Melekler lösemili çocuklarla çalışıyorduk. Aynı Gökyüzüne Bakıyoruz projesinde de ceza evinde yetişen çocuklarla çalışıyorduk. Bir de Rüzgar Gülleri var. O da otizmli çocuklarla çalışan bir projeydi. İllerde isim farklı olabilir ama temelde amaç aynıdır.

trello, asana

wunderlist, todoist, any.do.

Cenix +1

o para bi şekilde uçup gidecek bari böyle bi ihtimal var :)

tanesi 5 liradan 100 çeyrek alabilirsin. seri bilet aldığın zaman;

son 2den 8 adet ; 8x10=80 TL
son 1 yani amortiden; 2x10x5=100 TL

yani 180 TL garanti olarak kazanacaksın.

bence en doğrusu geçmiş haftaların sonuçlarından birkaç tanesine seri 100 bilet rakamını gir tek tek. sonra ortalamana bak. 500 liranın üstüne çıkıyor yada yaklaşıyorsan denemekte fayda var. ama yılbaşında daha çok bilet oynandığından ihtimal azalır

@emekli intihar komandosu; çok teşekkürler

tek tek seri girdim en fazla son 3 çıktı toplamda 195 tl :)

bikaç kere daha deneyip bakayım..

Hepsini milli piyangoya yatırma biraz iddaa oyna bence xD

@ekaterina; tek alanda uzmanlaşmak istiyorum yoksa iddiadan anlamadığımdan diil :P

Kazı kazan al

bilyonerden al biletini belki piyango çıkmayabilir ama 6 kişiye el clasiccoo hediye ediyorlar

10 numara oynardım ben ikramiyesi az ama olasışığı daha yüksek. milli piyango oynayacaksam da yılbaşında oynamazdım.

edit: bu akşamki garip gelişme:

tam ışıklardan geçip evime gidiyorum. yokun ortasında milli piyangocu bir abi "piyango piyango" diye seslenmeye başladı. oralı olmadım. sonra ışıkta bekleyen 3 kişiyiz yanımıza geldi "size de çıkabilir" dedi ben yine kafamı bile kaldırıp bakmadım. bir yandan da ulan adam ayağıma geldi, alsam mı bari aklımdan çıksa, neyse yeşil yandı diyorum.

neyse yine hiç bakmadan karşıya geçtim. ara sokağa girdim para çektim atm.den. yola devam ettim. aynı abi yol üstündeki kahve dünyasında masaları dolaşıyor yine piyango diye. bakmadan geçtim ilerde atm ye para yatırdım bi baktım abi dibimde "size de çıkabilir" diyor :D

"abi dur senle bugün çok karşılaştık 1 dk işimi bitireyim bi çeyrek alayım" dedim. abi bekledi beni o arada size de çıkabilir diyip duruyor.. bir çeyrek alacakken "burada çeyrek seri var ondan al" dedi. baktım biletlere böyle deste yapmış zımbalamış birbirine kenardan hepsi karışık sıralı değil ama son rakamlar sıralı değil mantıklı geldi. 125 tan toplam 15 tl. tam alıyorum "yok sen bundan al, bundan al diye yarım seriyi tutuşturdu elime. yok diyorum diğerini alıcam diyorum, tutturdu buna çıkacak abla, bunu al sen diyor. koptum orada abi yapma diyorum, ve evet tarihimin en saftirikliğini yapıp hem yarımı aldım hem de çeyreği aldım, toplam 375 tl verdim "abi hadi sen de erkenden eve git" dedim abi de mutlu mutlu gitti "sana çıkacak" diyerekten..

eskilerin iktisatçısı şimdinin pazarlamacısı olarak tufaya mı düştüm bilemedim :D abiye inanmak istiyormuşsam demek :))

neyse bişekilde alacaktım ona kısmetmiş diyerekten kafamdaki sorularımı sorayım hala azimle okuyan arkadaşlar için:)

1. bu biletler zımbalı kenardan bunları hiç ayırmayacağım bir yırtılma vs olmasın diye de ama zımbalı haliyle ödeme alabilir miyim?(bana çıkacak ya:)

2.biletler gerçek mi nereden öğrenebilirim? böyle sokaktan pek bilet almam,bayiye falan giderim..kıllandım şimdi nasıl emin olsam?

3.bütün biletleri çeyrek almak istiyodum, yarımlık seri elimde patladı gibi oldu aslında. başka bir yerde onun yerine 2 çeyrek seri ile değiştirebilir miyim? nasıl oluyor bu işler? ha bi de abi mutlaka bunu al dedi, değiştirirsem içime dert olur mu bilemedim..


EDIT THE LAST: Hocam çıkmadı yine çıkmadı. Amorti ve son 2 rakamdan toplam 175 tl çıktı. Yani günün sonunda 200 tl içerdeyim. 55 trilyondan 250 bine kadar çeşitli alternatifler üzerine gül gibi planlarım elimde patladı :( kısfmet

1 bırak zımbalı kalsın. ikramiyeyi oyle de verirler.

2 arkasında müdür var mı hepsinin bayi adını gösteren!!? bir de biletleri ışığa tut para gibi filigran vardır mp nin

3 değişmezler sanmıyorum.

İmkanın varsa amerikada doğur :) amerikan vatandaşı olsun çocuğun

Amerika'li oldugu icin vergiden de sorumlu oluyor, durup duruken USa'ya vergi borclaniyor. Burada yasayacaksa anlamsiz olabilir.

Ben detay bilmem vergi falan ama amerikan vatandasi olacak kim istemez ki.

burda yaşayan abd vatandaşları yani çifte vatandaşsa şayet vergi vermiyo diye biliyorum ben bi hocam böyle, vergi vermiyo hatta gittiğimde memur ne geldin gibisinden bakıyo demişti.

daha var olmayan çocuklarımız için bu tartışmayı yapıyoruz eşimle (bkz: doğmamış çocuğa don biçmek). ben istiyorum o asla olmaz diyor. vergi konusunu bi kenara bırakıp diğer artılarını düşününce bence çok avantajlı. en basitinden en.wikipedia.org

Sadece dogurtmayin, imkaniniz varsa orda yasayin. Biz kurtulamiyoz buralardan bari imkani olanlar kurtarsin kendini.

teşekkürler herkese, biz de aynen henüz varolmayan çocuğumuz için düşünüyoruz:) konu açıldı, saatlerdi olurdu olmazdı derken resmen tartışma konusu oldu :D

bir de başka soru: askerlik yapmama adına bir avanta sağlar mı tabii 20 küsur sene sonrası için konuşuyoruz değişir mi durum, değişirse nasıl değişir acaba?

Arkadaş eşini yurt dışı doğumu kapsayan sağlık sigortası yaptırmıştı vaktinde. Eşi hamile kalınca Amerika'da bulunan abisinin yanına gidip orada doğum yaptı.

Ben olsam bunu yapmazdım. Yapsam orada yaşamak isterdim. Mirasınız çocuğunuzun yanında Amerika'ya kalacak. Bunu unutmayın. Vergi konusunda affetmiyorlar artık.

amerika'da doğum yapmak istemezdim. her ne kadar vize avantajı var gibi görünse de ordaki sağlık sistemini bilmeyene avantaj gibi geliyor. hem anne hem bebek açısından özellikle burada yaşayacaksa riskli bir süreç.

gerçi benim tuzum kuru, eşim ispanyol olduğundan oğlumun doğrudan hakkı var. 150 ülkeye mi ne vize gerekmiyor, geri kalan yerler de havaalanında alabiliyor vizeyi.

askerlik ve eğitim açısından ise başka ülkenin vatandaşı olmak türkiye'de çok ayrıcalıklı. sınavları daha kolay oluyor en basitinden. kontejanda sıkınıtı yaşayan duymadım (ha belki suriyelilerden sonra olabilir, bilemedim şimdi)

bu yüzden burada doğurup başka ülke vatandaşlığını başka bi şekilde alabiliyor mu diye bakardım. benim için sağlık > vize

Turk vatandasligi da aldiracaksaniz askerlik yapmak zorunda kalir. Cifte vatandaslara o konuda bi fark yok. (O zamana kadar zorunlu askerlikle ilgili her seyin ayni kalacagini varsayarsak) onun disinda illa tr vatandasligi aldiracam derseniz 22 yasindan sonra vatandasliga gecerse askerlik yapmak zorunda kalmaz.

ben olsam amerikada doğurmam.
eşim bulgaristan vatandaşı olduğu için çocuk da avrupa birliği vatandaşı olucak. bizim için ab vatandaşlığı yeter. ben de sizin yerinizde olsam o kadar uzağa gitmem hemen yakındaki bulgaristanı düşünürüm.
ama askerlik konusunda çifte vatandaş olunca dendiği gibi türkiyede yine de askerlik yapıyor. daha doğrusu iki ülkeden birinde askerlik yapıyor yani diğer vatandaşı olduğu ülkenin askerliği türkiyedekinden daha kısaysa türkiyede de yapmak zorunda.

www.loplopculer.com
www.loplopculer.com

Su ikisini bastan sona okumustum, ben epey bilgilendirici bulmustum. Bir goz atin, artilarini eksilerini kendinize gore degerlendirirsiniz.

@sta, anne ya da baba bulgar vatandaşı değilse o çocuk nasıl pasaport alacak? amerika'yı bu sebeple düşünüor insanlar.
(bkz: jus soli)

@sayns doğum belgesiyle?
orda doğunca bulgaristan vatandaşı oluyor işte.

@sta, "Birth within the territory of Bulgaria does not automatically confer citizenship"

doğumla vatandaşlık vermiyor bulgaristan. ebeveynlerden biri bulgar vatandaşı olmalı. değilse 5 yıl ikamet ediyor olmalı, bununla da bitmiyor sonrasında da ikamet şartı isteniyor.

@sayns bulgaristandan vatandaşlık almak şu aralar kolaylaşmış durumda. mesela ben eşimden dolayı 6 sene sonra vatandaş olucam. normalde 1 senenin yarısından fazlasında orda oturmam lazım oturma izniyle ama şu anda sadece oturum iznini alıyorum senede 1 gün kalmam yetiyor. çocukta da benim bildiğim türkiye vatandaşlığı almadan ordan ilk vatandaşlığını alınca oluyor.

kesinlikle doğur abd de. askerlik 20 seneye kalkar :)

@sta ve diğerleri bildiğim kadarı ile abd dışında o ülkede doğmak ile vatandaş oluyorsun bu sadece abd de var.

abd de doğum yapan arkadaşlarım var çocuğu hem abd hem Türkiye vatandaşı türk vatandaşlığından çıkarsa askerlik yapmaz. Ama vatandaşlıktan çıkmazsa askerlik yapacaktır bugünkü kanunlarca.

düşünme git orada doğur.

ben de amerika'da dogum yapacagim, henuz cocuk yok ama o sekilde planliyoruz. aslinda ben cok taraftari degilim ama esim amerika master yapmis, cocugumuz daha kolay yapabilsin, istediginde gidebilsin, daha geniz imkanlari olsun, seyahat ozgurlugu olsun diye o sekilde yapacagiz.

Outdry günlük kullanımda ayağı pişirir tavsiye etmem o nedenle. Tavsiyem diğeri: www.columbia.com.tr

@teknikekip hocam bu outdry tam olarak nedir, ıslak alanları kurutma özelliği mi var, neden ayak pişirir?

www.gore-tex.com

su gecırmelzik su sekilde, bellı bı mıktar su basıncına gore gecırmez denıyor. outdry bunun hafif olanı. yaz yagmuru gibi. waterproof ise sonbahar yagmuru. goretex ise bildigin muson yagmuru gibi.

bilinen en ıyı su gecırmezlik gore tex denılen kumasla oluyor. onun ıcınde yukardkai linkte filtreledim ayakkabı tipine gore. ordaki cogu marka tr de bulunuyor. illa columbia olmayacaksa ordan begenip kontrol et.

Outdry nedir? www.columbia.com.tr
OutDry teknolojideki ayakkabılar ile ekstradan su geçirmez membrana gerek kalmaz. Gelişmiş fit ve konfor sağlar. İzolasyon ile sağlanan performansı artar. Kir ve terin birikmesini önler. Dikiş ile gelen ağırlık azalır. Dayanıklılık artar. Müthiş derecede azalmış ağırlık sunar kullanıcıya.

Waterproof suya dayanıklı olan yapıya sahip ayakkabı demek.

@bryan fury; çok teşekkürler aydınlanmış oldum. bir columbia hastalığı var evet ama bayıldım siteye ben buradan kendime de bakarım ki :)

okumadım sadece fotoğraflara baktım. siyah-sarı daha şık. :)

rica ederim;

sadece ayakkabı degil bılımum kar ksı ekipmanı var orada, filtreleri kurcalayıp bakabılırsın.

CONSPIRACY RAZOR OUTDRY-Ayakkabı

kesinlikle

@zaman öğütücü; tam outdry yerine waterproofun yazlık kışlık olduğuna ikna olup diğerini almak üzereydim. outdry ayak pişirir diyolla.. neden peki kesinlikle outdry?

Sana 10% luk bir kıyak yapayım mı ha? Ne dersin.

@battal gemalmaz; herkes mi rotasız seyyah takipçisi nedir :)

dur herkese bir kıyak yapalım:
www.facebook.com

Ee, kendimiz o kadar gezemesek de, rotasız abi sağolsun yardırıyor, biz de hastasıyız. Takipteyiz.
Sağolsun biz takipçilerine de bi kıyak yaptı. Benim baya işime yaradı açıkçası :)

primolut +1

sorun büyük ölçüde deniz diyebiliriz. ama tampon kullanmak gereksiz zahmetli bişey gibi geliyor.
primolut için de şimdi sözlükte okuduğum yorumlara bakarak korktum, sonraki 2-3 ay dayanılmaz adet sancıları oluyormuş. hayatımda pek regl sancım olmadı, bir de hep düzenliydi her ay. şimdi bunu alarak tüm düzenin içinde etmiş olur muyum bilemedim..

tamponun hiçbir zahmeti neyin yok ya. tam tersi çok da rahat. boşuna alt üst etme düzenini bence

Tampon zahmetli falan değil ya. Kadınlar için yapılmış en faydali şey bence. Primoluttansa tampon tabi ki. Primolut sonrası biraz eziyetli oluyor. Çok mecbur degilseniz değmez o eziyeti çekmeye.

sorun denizse hiç çekinme gir bence.. sadece bel ağrısı yapıyor tecrübe ile sabittir :)

bir de denizden çıkınca hemen üstünü değiştirmen lazım. ama denizden önce güneşlenme imkanın var şöle ki; iki bikini üst üste yöntemi, alttakine pet yapışyırıyorsun.. tabi üstteki biraz kapalı bikini olmalı..

Primolut 3 kez kullandım , sonrasında ağrı sancı vs hiçbirşey yapmadı .

Hiç bulamazsanız Über'e bakmanızı tavsiye ederim ardından ordaki sürücüye aynı bu durumu anlatın size bi fiyat biçecektir. Geçmiş olsun.

@Mcfly, teşekkrler. ber aklımıza gelmedi hiç, oraya da bakalım..

Saatleri belli mi acaba? Saat kac ile arasi?

@balpolen; saatler belirsiz doktorlar ertesi güne saat kaça randevu verirlerse.
ama genel olarak saat 16:00 yı geçmeyecek bir saat olur.

ozel servislerle konusun kesinlikle. Sabah servisinden sonra aksam servisine kadar kahvelerde orada burada oturuyorlar ve ara saatler icin deli gibi is ariyorlar. istanbul servis dolu ozellikle kendi sitelerine gelen kurumsal yerlerde calisan servislere bakin

Shelale otel

@brk37; kendim yıkayınca çıkacak gibi değil. bilek hizası itibariyle tüm kuyruk dediğim gibi toz içinde kaldı, grileşti yollarda yürümekten. bir de dondurma lekesi var.

bunları kim çıkarır bilemedim..

belki bugün aradığım cevap gelir :)

bendeki tozlar çktı da çimen lekesi çıkmadı :)
şu şehirfırsatı zımbırtılarından 60 liraya yaptırmıştım kuru temizlemeyi

3 hafta önce geçti. aynen dediğin gibi 1 ay kadar sürdü. tam süreyi kestiremiyorum. bilgisayar ve strese karşı vücudun tepkisi bence. 1 hafta boyunca akşamları daha az bilgisayar ve daha az cep telefonu kullandım, geçti.

benim bir seneye yakın sağ dirseğim seğirdi. dirsekten başlayıp bacaklara filan yayılıyordu. bi ara sırtıma kadar geçti. baktım olmayacak doktora gittim, kan tahlili yaptılar, vitamin eksikliğinden olabiliyormuş, sağlam çıktı. emg çekildim, vücuda elektrik veriyorlar, yine sonuçsuz. boyun fıtığı olabilir dedi. de o da değil :) tamamen yorgunlukla alakalıydı benimkisi. son 2-3 aydır neredeyse hiç seğirmiyorum.

Bende de olmuştu, göz doktoruna gidince astigmat çıktı. Gözdeki yorgunluktan kaynaklı olduğunu söylemişti.

krem peynirden kasit: ecx.images-amazon.com

@fortisvita; teşekkürler aydınlandım :)

Türkiye şartlarında bunu hangi peynirle yapabiliriz en yakın, şimdi de onun linki lazım :)

çok taze süzme yogurtla dene

mascarpone kullanabilirsin.

bir de sanırım karfur veya migrosta görmüştüm "krema peynir" diye, asıl alınması gereken o aslında. ama mascarpone bas geç derim ben.

ayrıca yoklukta gitmesi açısından labne uygundur bence. şekerini biraz daha az koyarsın. pudra şekerinin kıvam veya yoğunlukla alakası yok ki yanlış düşünüyorsun. kıvamını tereyağı tutturur. katı yağ buzdolabında donacağı için doğru yağ/peynir dengesini tutturduğun anda olay biter. dolapta geçen 45 dakika yeterli olur.

500 metrekare baya ufakmış. imarı var mıı arsanın?
emsali ne?
emsali eğer 1 bile olsa oraya anca 2 tane villa sığar ya da 5 daire falan. site olmaz o kadarcık yere. pek değerli olacağını sanmıyorum.

@sta; alındığında çocuktum, sonra da emlakçıyla görüşemedim, çok detaylı bilgim yok o sebeple. ama alınırken bu emlakçının alkent 2000'in yakınındaki geniş araziyi parça parça sattığını biliyorum. zaten bu alanın site olması o zamandan planlanan bir şey, dolayısıyla kaç kata izin var şu an bilmiyorum ama bir sordurmaya çalışırım. birkaç dönüm yanyana alanlar varmış, bizimkiler de 500 m2 ama on sıralarda bir yer almışlar. arsanın imarı var.

Kardeşim dayım mutahit kat karşılığı daire yapıp satıyor dusunurseniz bana özelden yaz konusuruz

Film izlemek ister mi bilmem ama sevdiği türden filmler alıp gidebilirsin. Birlikte izlersiniz.

canli cicek goturebilirsin. canli cicekle ilgilenmek hosuna gidebilir.

www.ciceksepeti.com
tabilinkteki cok pahali cicekcilerde ya da bazimarketlerde daha ucuza bulursun.

kemoterapi alan hastaya canlı çiçek götürmek sakıncalı olabilir, kemoterapinin hangi evresinde olduğuna göre değişmekle beraber. daha mikrop tutmaz hobilerden gidin seçin bence siz

hacı %25 kar getirsin diyorsun..zor o iş bence bir de taksit taksit..yani ihtiyaç 4000tl ise..4000/8 500tl de at kenara..senin istediğin paraya çıkması için altının mesela 25tl artması lazım..dişini sıkıcan biraz hacı o kadar gitmek istiyorsan..en iyi yöntem..maaşta ocak 4100 aralık 3500..azalıyor işte..

hiçbir yatrım risksiz değildri. canlı bahis yap gitsin.

real madrid'in iç saha maçlarına handikaplı oyna

Dolar 2.66 altına düşerse dolar alabilirsin. Ben bekliyorm mesela.

parayı arttırmak için tek garanti yol mevduat ya da tahvil/bono getirisidir. Onun dışında altın, dolar, euro anaparanın artacağına dair hiçbir garanti vermeyeceği için sana uygun olmaz. Sen o parayı enpara gibi yüksek mevduat faizi veren bir yere koy, o da sana yıllık en fazla %11 civarı para verecektir.

Sonuçta risksiz olarak 8 ayda %25 kazandıracak bir yatırım aracı yok. hatta sana bu kadar kısa sürede %25 kazandıracak riskli yatırım aracı bile pek yok, olanlar da daha profesyonel yatırımcılara yönelik. Sen kenara biraz daha fazla atmaya bak kısacası :)

hepinize teşekkürler. evet ben de bi hesap yaptım da dolar ya da euro risk/getiri oranı pek mantıklı gelmiyor. altın da orta vadede pek kazandıracak gibi değil.

enpara hesabım var, evet vadeli ye koysam daha mantıklı olacak gibi.

ya da bi çılgınlık yapıp douchebag neresi diyorsa oraya yatırıcaz paraları :))
1 gün içinde mi %10 artıyor douchebag, ceketime kadar satıp borsaya gireyim en iyisi :)

bence garanti e-vadeli'ye yatir. tazminat falan gerisini de tamamlarsin bir sekilde. msa hakkinda sorman istedigin bir sey olursa da sozlukten mesaj atabilirsin.

www.bigpara.com
www.bigpara.com

grafiğin üstünden istediğin gündeki fiyattan ne kadar dolar alabiliyordun hesaplayıp şimdiki kura göre dönüşüm yapabilirsin. manuel hesaplama ama ilkokul matematiği. kolay gelsin.

www.tcmb.gov.tr

8 ay öncenin kur bilgisine bak.
8000 / 8 ay önceki satış kuru kadar döviz alırdın.
Bugünkü alış kuru * aldığın döviz kadar da paran olurdu.
Yaklaşık %1-1,5 da faiz kazanırdın 8 ayda.

Elbette görürler

evet,görüyoruz :)

göremiyorsunuz diyen arkadaşlar ikcı değil normal personel sanırım. işveren girişi diye birşey mevcut.

hayır birkaç aydır göremiyorsunuz.

bakınız: www.sgk.gov.tr

görüyoruz diyen nereden görüyor acaba?

ben de kibritsuyunun dediği gibi artık görülemiyor diye biliyorum şu son bikaç aydır. gören nereden görüyor hakkaten, ayrı bir firma girişi vs mi var ki?

benim bildiğim artık e devlet şifresiyle girilebildiği için, onun yerine "çalışma belgesi" istiyor musunuz peki, son iş yerinde hangi tarihler arasında çalışıldığı ile ilgili? benden bu zamana kadar istenmedi de, artık görülemiyor diye kesin belge isteme olayına geçildi mi ki acep?

ayrı bir firma girişi yok. yani e-bildirge girişi var ama oradan her firma kendi giriş çıkışını görebilir. kendi çalışanı bile olsa çalışanın geçmişini göremez.

birkaç ay önce verdiğim link açıktı, sadece tc kimlik değil, nüfus cüzdanı bilgileri (doğum yılı, cilt no) ile hizmet dökümü görülebiliyordu.

önce site hata vermeye başladı, sorgulama yapınca "sistemde bir hata oldu sonra deneyin" demeye başladı, sonra komple kapandı.

göremeyen kişi normal personel değil, mali müşavir. bütün mükelleflerinin işe giriş çıkışlarını yapan kişi.

görüyorum diyen kişi işvren şifresi ile girilen e-bildirge sisteminden bahsediyor sanırım ama dediğim gibi oradan kendi personeliniz bile olsa personelin geçmişini göremiyorsunuz.

peki "çalışma belgesi" hakkında fikri olan? her iş yerine girişte veriyor musunuz bunu mesela? istanbul için, yarı kurumsal firmalar için sormuş olayım..

club sporium'Un üst katında bi restoran var (cuisine bar), kınamı orda yapmıştık. mekanı da kapatmıştık, canlı müzik vardı. baya eğlenmiştik