Giriş
(2)

Sindirim sistemim aşırı hızlı çalışıyor

kibritsuyu
İnsan yediklerini 5-6 saatte sindirip çıkarabilir mi? Öğlen işyerinde yediğim şeyleri akşam eve gelip çok affedersiniz dışkılıyorum.Şu anda bu duyuruyu tuvalette giriyorum ve akşam yediğim acı biberler şu anda çıkıyor. Daha önceden yediğim bir acı olamaz, zira bundan önceki acıyı en son yılbaşında y
İnsan yediklerini 5-6 saatte sindirip çıkarabilir mi? Öğlen işyerinde yediğim şeyleri akşam eve gelip çok affedersiniz dışkılıyorum.

Şu anda bu duyuruyu tuvalette giriyorum ve akşam yediğim acı biberler şu anda çıkıyor. Daha önceden yediğim bir acı olamaz, zira bundan önceki acıyı en son yılbaşında yedim. Şu anda yandığına göre akşam yemeğinin sindirimini tamamlıyorum.

Bu kadar hızlı çalışması iyi bir şey mi, kötü bir şey mi bilemedim.

Ne dersiniz?
0
kibritsuyu
(11.01.20)
Çok hızlı sayılmaz bence. Bende 1-2 saate kadar düşebiliyor o süre.

Google'ladım, 6-8 saate normal diyor.
0
duseyazar
(11.01.20)
cnn'de oytun hoca'nın katıldığı bir programda akşam yemeği örneği verirken 5 saatte o iş hallolur diye konuşuyorlardı. yani dışkılama kısmı değil de sinidirim kısmı için çok doğalmış.

bu tuvalet olayı da sanırım alışkanlıkla alakalı, eğer acının etkisi, sütün etkisi gibi normal dışı bir gıda aksiyonu yoksa günde 1 aynı saatte ben hep tuvalete giderken yakalıyorum kendimi. ya da mesela o saatte unuttum evden çıktım, tuvalet ihtiyacı hissetmiyorum, akşam döndüğümde ya da tuvaletini rahat bulduğum bir yerde tuvalete gidiyorum. bunun psikolojik bi' aksiyonu olabilir.

o yüzden normaldir bence.
0
mete kudur
(11.01.20)
(2)

ankara'da 8 yaşında çocuk için basketbol okulu

kibritsuyu
8 yaşındaki oğlum için ankara'da düzgün ve çok pahalı olmayan ve evimize (öveçler) nispeten yakın bir adreste basketbol spor okulu bakıyorum.gazi ihtisas'a gidiyorduk, çok da memnunduk ama çalıştıkları bize yakın (emek) salonla anlaşamayıp 20 kilometre öteye (batıkent) taşındılar, bırakmak zorunda k
8 yaşındaki oğlum için ankara'da düzgün ve çok pahalı olmayan ve evimize (öveçler) nispeten yakın bir adreste basketbol spor okulu bakıyorum.

gazi ihtisas'a gidiyorduk, çok da memnunduk ama çalıştıkları bize yakın (emek) salonla anlaşamayıp 20 kilometre öteye (batıkent) taşındılar, bırakmak zorunda kaldık. okulumuzda (gölbaşı) da var ama ondan da hiç memnun değil beyefendi, bir şey öğretmiyorlar, anca koşturup duruyorlar diyor. hafta içi de akşam 8'de turşu gibi geliyor eve.

o yüzden yine bir basketbol okulu arıyorum. bugün armada'da fenerbahçe'nin deneme dersine gideceğiz ama alternatifimiz de olsun.

öveçler'de anadolu birlik var, dikmen caddesi'nde hidayet türkoğlu var, bunlar hakkında bilgisi olan var mı? veya başka bir okul önerebilecek olan?
0
kibritsuyu
(05.01.20)
sadece spor salonunda bilgilendirme tabelasını gördüğüm için yazıyorum. hidayet türkoğlu basketbol okulu varmış. sanırım gölbaşında. internetten bir araştırın isterseniz.
0
helenart
(05.01.20)
basketbol olmasa da iyi bir sporcu olmasını isterseniz Karşıyaka Ankara voleybol spor klübü var. www.kskankara.com
0
mikahakkinen
(05.01.20)
(2)

ankara'da iyi oto ekspertiz

kibritsuyu
tarcanlar ayarında olmasa da, ankara'da ikinci el oto alırken araca baktırabileceğimiz güvenilir, işini düzgün yapan bir ekspertiz önerebilir misiniz?
tarcanlar ayarında olmasa da, ankara'da ikinci el oto alırken araca baktırabileceğimiz güvenilir, işini düzgün yapan bir ekspertiz önerebilir misiniz?
0
kibritsuyu
(05.01.20)
Abi, ben bu işi daha önce (teknik değil de ortak olarak) yaptım. Kime gidersen git, aracın başında dur. Bakanlara sorular sor, şuraya baktınız mi falan gibi. Kapı ve kaput menteşelerine tekrar baktır.
İstanbul yolunda gimat dı sanırım. Orada “garantili arabam”ın merkezi var. Merkez derken bunların çok franchisingi olduğu için diyorum. Orası iyi. Ama sen dediğim gibi yap eğer araç alıcı kişiysen.
0
deadwampir
(05.01.20)
çevik kuvvetin arkasında mega center var. iki kere araç götürdüm. gayet iyi. ama tarcanlar gibi airbag bakmiyor. ankara'da airbag bakan yüce auto var. sanırım yenimahalle'de. ama ben şahsen gidip tecrübe etmedim.
0
helenart
(05.01.20)
(4)

bunun neresi dizi?

kibritsuyu
şimdi bende netflix, blutv falan yok. o yüzden kulaktan dolma duyduklarıma ve okuduklarıma göre soruyorum. yanlış bir şey söylersem cehaletimi çok yüzüme vurmayın."netflix'te atiye dizisinin birinci sezonu yayınlandı" deniyor. "blutv'de behzat ç'nin dördüncü sezonu" deniyor.bütün sezonu koca paket h
şimdi bende netflix, blutv falan yok. o yüzden kulaktan dolma duyduklarıma ve okuduklarıma göre soruyorum. yanlış bir şey söylersem cehaletimi çok yüzüme vurmayın.

"netflix'te atiye dizisinin birinci sezonu yayınlandı" deniyor. "blutv'de behzat ç'nin dördüncü sezonu" deniyor.

bütün sezonu koca paket halince tek seferde platformda yayınlamanın neresi "dizi"? dizi dediğinin her hafta bir bölümü yayınlanır, o bölüm bitince acaba devamında nolacak diye ertesi haftayı beklersin.

hea 5-10 yıldır haftada bir bölüm olarak yayınlanan dizinin tüm bölümleri bitince "toptan indirip izlemek" diye bir zıkkım icat olduğu için pek anlamı kalmadı da, ilk yayınında da hikayeyi 10 bölüm çekip hepsini birden aynı anda yayınlayınca onun adı niye dizi oluyor? bölüm bölüm koyma da tek parça koy film olsun??? en azından ben böleceğim yere kendim karar verip yarım bırakırım?
0
kibritsuyu
(30.12.19)
blutv behzat ç.'nin son sezonunu dediğin şekilde her hafta yeni bölüm olarak yayınladı zaten ama evet netflix tüm sezon şeklinde yayınlıyor dizileri. dizi kelimesinin anlamına bakınca tezatılık yaratan bir durum yok. sıra sıra bölümler işte, dizi. her hafta yayınlanmak diye bir şart yok. her gün yeni bölümü çıkan dizi de var mesela. yayınlanma frekansıyla alakalı bir durum değil yani "dizi" olması. tek parça olunca adı film oluyor.

tüm sezon tek seferde yayınlanınca da istediğin yerde başla bitir bir engel yok. kaldığın yerden devam ediyorsun zaten.
0
nrmnm
(30.12.19)
Türk dizilerine alışık olmaktan kaynaklı sanırım bu kafa karışıklığı.

Dizilerin bölümleri, bir kitabın bölümleri gibidir. Bir hikaye vardır, bunu küçük parçalara bölerek izleyici/okuyucuya aktarılır iki türde de. Eğer anlattığın hikaye kompleks ve uzun olacaksa bu yol her zaman daha mantıklıdır. Çünkü klasik giriş-gelişme-sonuç mantığında bir bütün olarak olguyu anlatmak çok zordur.

Bölümler aslında diziyi yapan ekibin (yazar, yönetmen vs) senin için hikayeyi böldükleri ve hikayeyi sindirimeyi kolaylaştırdıkları küçük parçalardır. Bir bütün hikaye anlatıyorsan atıyorum 10 saatlik dediğin gibi film olarak yayınlandı, izleyicilerin her biri farklı bir noktada bırakacaktır. Bu çeşitli dezavantajlara yol açabilir. önemli bir noktadan hemen önce bırakmış olabilir, merak unsurunu ana hikaye sanıp izleyici bırakabilir, öyle saçma bir noktada bırakır ki izleyici devam etmez izlemeye ama sırf kendi hatası yüzünden hevesi kaçar vs. Her bir bölümün kendi içinde giriş gelişme ve sonucu vardır ana hikayeye ek olarak. Bu sayede daha düzenli bir örüntü olur. Bu sayede yapan insanlar senin izleme deneyiminle benim izleme deneyimimin olabildiğince yakın olmasını sağlıyor. Dışarıdan göründüğünün aksine bu işlerin bir matematiği vardır ve her bir izleyici bu matematiğin çökmesi için karıştırıcı değişken rolü oynar.

Aslında netflix gibi platformlar senin isyanın olan şeyin tam tersini yapıyor. Sen bölünmeyi kendi tercih hakkın elinden alınmış gibi hissediyorsun, fakat 10 bölümü bir arada yüklemek sana bir tercih hakkı sunuyor. En büyük parça dizinin sezonu, en küçük parça dizinin bölümü olarak düşünürsek, dizi bölümlerini bir araya getirerek orta seviye parçalar yaratmana imkan tanıyor. Ana hikayenin temposuna göre dizi bölümlerini toptan yada sırayla izleme şansın oluyor. Eskiden insanlar bu hakka sahip olmak için dizinin sezonunun bitmesini beklerdi ki bu sayede parçalara bölelim. Hatta çevremde sırf bu yüzden final yapmamış diziyi izlemeyen insanlar vardı.
0
ManikD
(30.12.19)
Dizi ardıl olarak gösterilen yayınlar işte, bunu ister her hafta yaparlar ister her gün yaparlar ister yılda bir kere yaparlar, zamanında diziyi yayınlayan kanallar izleyiciyi kendisine bağlamak için bu şekilde bir strateji geliştirmişler böyle yayınlamışlar o da konvansiyonel hale gelmiş, böyle olmuş diye de bunun illa bu şekilde olacağı anlamına gelmez, senin gibi heyecanla beklemek için de bir seçenek sunuyor beklemek istemeyen için de bir seçenek sunuyor, bu yayınlar klasik tv mantığıyla çalışmadığı için sistem olarak ilgi çekici bir hale geliyor bu şejilde. Ha 10 saati komple tek parça halde yayınlansın diyorsan o da dizi olmaz zaten dediğin gibi film olur, kimse de oturup 10 saat film izlemez sanırım.
0
angelus
(30.12.19)
"Dizi dediğinin her haftada bir bölümü yayınlanır" tanımı doğru değil bence. Dizinin 10 bölümünü tek seferde yayınlayınca film de olmaz. Her bölümün kendi içinde bir girişi, gelişmesi ve sonucu var. Filmdeki sonuçtan farklı olarak dizideki sonuç net değil sadece. Ama her bölümün farklı dinamikleri oluyor. Yani 3 saatlik filmi yarımşar saatten 6 bölümlük dizi gibi haftada bir izlesen ne anlarsın o filmden ona bakmak lazım. İkisi farklı şeyler.

Netflix'in bir sezonu bütünüyle yayınlama politikasını anlamlı buluyorum. Netflix yapımları kalite olarak bir HBO kadar olmadığı için bu yapımları haftada bir bölüm olarak yayınlarlarsa çok seyirci kaybederler. Ancak bu haliyle seyirci vasat üstü bir yapım için 'sabretmek' zorunda kalmadığı için bir çırpıda diziyi izleyip bitirebiliyor.
0
himmet dayi
(30.12.19)
(10)

ilkokul öğretmeni var mı? (türkçe)

kibritsuyu
oğlum ilkokul 2. sınıfa gidiyor. özel okul. şimdi hafta sonu ödevini gördüm. bazı kelimeleri yazıp karşılarına eş anlamlılarını sormuşlar. eş anlamlıları sorulan kelimeler de öğrenci (beklenen cevap talebe), öğretmen (beklenen cevap muallim), sınav (beklenen cevap imtihan), görev (beklenen cevap vaz
oğlum ilkokul 2. sınıfa gidiyor. özel okul. şimdi hafta sonu ödevini gördüm. bazı kelimeleri yazıp karşılarına eş anlamlılarını sormuşlar.

eş anlamlıları sorulan kelimeler de öğrenci (beklenen cevap talebe), öğretmen (beklenen cevap muallim), sınav (beklenen cevap imtihan), görev (beklenen cevap vazife) falan filan.

abi muallim kelimesini benim 84 yaşındaki babam kullanmıyor. 8 yaşındaki çocuğa bunu niye öğretiyorlar? imam hatip okulu falan değil burası, medrese de değil. okulun sahipleri arapçı cemaatçi falan da değil.

gözünüzü seveyim müfredatı bilen biri açıklasın bu tarihin tozlu sayfalarından kopmuş kelimeleri tazecik beyinlere niye öğretiyorlar? müfredat dışı ise okula şarlayacağım. müfredatta var ise gidip müdürle dertleşeceğim. ama önce sebebini öğrenmek istiyorum.
0
kibritsuyu
(21.12.19)
Yani eğitimci değil bilakis ameleyim, ama yorum yapmak istedim.

Mesela şunun için olabilir mi?

Bir türküde muallim kelimesini duyunca "bu ne lan" demesin diye, ya da Türk edebiyetına damga vurmuş bir roman okurken talebe kelimesini görünce anlasın diye vs.

Neden aslında çok zengin olan dilimizi iyice sadeleştirerek kullanalım ki?

Bununla ilgili bir anlatım vardı, her şeyde üzgün kelimesini kullanıyoruz ama aslında her hali anlatan bir sürü kelimemiz var dilimizde. Gam, keder, elem, hüzün, tasa, ve daha aklıma gelmeyen kelimeler var mesela.
0
John Bloor
(21.12.19)
işte bunlar hep genel kültür.
0
tabirimekruh
(21.12.19)
İlkokul öğretmeni değilim, işim kitaplarla uğraşmak.

O sözcükler dilin zenginliği, medreseyle cemaatle ilgisi yok. Tazecik beyin öğrenmezse ne zaman öğrenecek? Çocuk Reşat Nuri okuduğunda anlasın, hayatı boyunca beş yüz sözcükle konuşmasın, üniversiteye geldiğinde "ali ata bak"tan daha karmaşık ve güzel cümleler kurabilsin falan hani...

john bloor +1
0
kobuzchu kiz
(21.12.19)
8 yaş, "muallim" kelimesini genel kültür olarak öğrenmesi veya reşat nuri okuması için biraz erken bir yaş değil mi? "ali ata bak"tan daha karmaşık cümleleri, öncelikle güncel kelimelerle kursa olmaz mı? yani her kuşu sevdik bi leylek mi kaldı daha 8 yaşında?

"eş anlamlı" kavramını öğretecek kelime mi kalmadı?
0
🌸kibritsuyu
(21.12.19)
Türkçede -m harfiyle başlayan sözcüklerin azımsanamayacak kısmı Arapçadır. Dilimizden Arapça Farsça sözcükleri söküp atabilme lüksümüz yok. Çocuğunuzun bunları nispeten erken yaşta öğrenmesi 30 yaşına geldiğinde harıl harıl sadeleştirilmiş metin okumasından yeğdir.
0
stoa
(21.12.19)
öncelikle öğretmen değilim. talebe, muallim, imtihan ve vazife gibi kelimelerle imam hatip, medrese, arapçılık ve cemaatçiliğin bağlantısını kuramadım. ben arapçılık ve cemaatçilikten uzak bir birey olarak kendi çocuğumun bu ve bunun gibi, dilimize nispeten daha önceden girmiş ve yerleşmiş olan kelimelerin anlamlarını bilmesi için gerekirse fazladan ücret bile öderdim. bilsin yani ne var bunda, kelime bilgisinden niye rahatsız olduğunuzu bir türlü anlayamadım.
0
Kahir ekseriyet
(21.12.19)
öğretmenim. umarım sizin gibi velilerim olmaz. ya da bu düşüncelerinizi değiştirirsiniz. yoksa yavrunuz eski ile yeni arasında bir bağlantı kuramayacak, eski dile yabancılaşacak, bu durum onu "eski"yi tamamen reddetmesine neden olacak. bu süreçte karşılaşacağı ikilemlerle siz ilgilenirsiniz. (pedogojik cevap)

benim lisede hatta üniversitede "muvaffak" sözcüğünü bilmeyen öğrencilerim var.

filanca savaşta "atatürk muvaffak oldu" diyince sonucun ne olduğunu kestiremiyorlar.

sonuç olarak...

kim 500 milyar ister programına katılıp ilk soruda eleniyorlar.
0
iddaaci
(21.12.19)
arkadaşlar, öğrenmesin demiyorum. 8 yaşındaki tazecik beyine niye öğretiyorlar diyorum. erken değil mi diyorum yahu? yaş 8 dedim onu gördünüz değil mi? kelime mi kalmadı allah aşkına. biriniz reşat nuri okuyunca anlasın diyorsunuz, biriniz lisede bile bilmiyorlar diyorsunuz.

arapçılıkla medreseyle şu ilgisi var, çünkü bu kelimeler arapça veya farsça kökenli ve epey eski ağdalı türkçe. konuşmayı 3 sene, okumayı 1 sene önce öğrenmiş çocuklar için ağır bir dil.

lisede edebiyat dersi geldiğinde öğrensin. ya da ortaokul türkçe dersinde öğrensin. önce bi adam gibi türkçeyi öğrensin, ondan sonra osmanlıca ile eşleştirme kısmına baksın.

ne reşat nuri'si yahu, bu çocuk daha yeni cin ali'den iş bankası yayınları çocuk kitaplarına geçti. ne ara geldik reşat nuri'ye. ben de isterim öğrensin, ama 8 yaşında değil, 15 yaşında öğrensin. atatürk'ün gençliğe hitabesi'ni okuyunca anlasın, istiklal marşı ne diyor bilsin isterim. ama muallim kelimesini, muvaffak kelimesini 8 yaşında öğrenmek ne kazandırır el kadar bebeye? az büyüsün kelimenin köküne kadar öğrensin, ilkokul ikinci sınıfta ne gerek var?

"mektepteki derslerinde muvaffak oluyor musun evladım, muallim tedrisatı iyi eyleyebiliyor mu" şeklinde mi konuşalım evde? 8 yaşındaki bebenin şunların güncel türkçeleri dururken arapça, farsça, eskimiş türkçe eş anlamlılarını ŞU YAŞTA öğrenmesinin doğru mu?

illa öğretilecekse bile 84 yaşındaki babamın bile kullanmadığı muallim, mektep gibi kelimeler yerine biraz daha dilimizde kullanılan eski kelimeleri öğretseler yetmez mi?
"görev-vazife" gibi mesela. 41 yaşındayım, ben hayatımda muallim sözcüğünü cümle içinde kullanmadım, gerek duymadım. şart mı yani bu kadar tozlu bir kelimeyi öğretmek?
0
🌸kibritsuyu
(21.12.19)
Benim oğlum okula yeni basladi.
Günlük konuşmalarımızda uzun süredir bu yöntemi izliyorum. Bir sözcüğün diğer anlamlarını da konuşma sırasında söylüyorum.
Şimdilik zararını görmedim. Uzun vadede de faydasi olacağını deneyimlerimden biliyorum.

Böyle giderse puslu kıtalar atlasini bir iki seneye okur herhalde.

Doğrudan cevap olmadı ama paylaşmak istedim...
0
bumbum
(21.12.19)
23 yaşındayım. İlkokulda aynı saydığınız kelimeleri öğrendiğimizi hatırlıyorum. 2. ya da en geç 3. sınıftaydık bire bir aynı örneklerle eş anlamlı sözcükleri öğrenmiştik.

Bunlar sabit örnekler. Muhtemelen 1980'de de bu örnekler veriliyordu, benim öğrendiğim 2004'te de, 2019'da da ve yine muhtemelen 2030'da da bu örnekler verilecek. Çünkü doğrusu bu.

Demişsiniz ki lisede öğrensin. Liseye kadar hiç eski Türkçe sözcük görmeyecek mi bu çocuk? Liseye geçmiş birine oturup bunları öğretmek de zor. Erken yaşta öğrenmeleri iyidir. Ayrıca Reşat Nuri mi okusun 8 yaşındaki çocuk demişsiniz. Bence hiç okumasın, o dönem Türk edebiyatı'nda okunmaya değer kitap olduğunu düşünmüyorum ama bu sınıflarda Türkçe ders kitaplarında genelde bu tarz kitaplardan okuma parçaları alıp koyuyorlar. Ömer Seyfettin vs. o parçalarda da geçiyor bu sözcükler.
0
nundu
(21.12.19)
(5)

egzersiz salonu adabı

kibritsuyu
arkadaşlar hayatımda hiç şu koşu bantı, bisiklet vs. olan egzersiz salonlarına gitmedim, bilmiyorum.ben yüzerim. 1-2 yıldır ona da gitmiyordum ama şimdi yeniden başlayacağım. ankara üniversitesi'nin havuzuna yeniden kayıt yaptırdım. amacım sabahları gidip yüzmek. ama üyelik paketimin içinde egzersiz
arkadaşlar hayatımda hiç şu koşu bantı, bisiklet vs. olan egzersiz salonlarına gitmedim, bilmiyorum.

ben yüzerim. 1-2 yıldır ona da gitmiyordum ama şimdi yeniden başlayacağım. ankara üniversitesi'nin havuzuna yeniden kayıt yaptırdım. amacım sabahları gidip yüzmek.

ama üyelik paketimin içinde egzersiz salonu ve sauna hakkım da varmış. hani canım belki yüzmek istemez, o gün de salonuna gideyim derim belki.

iyi güzel de ben ne nasıl yapılır hiç bilmiyorum. salonda bir görevli, antrenör falan var mı onu da bilmiyorum. spor kıyafeti tamam, havlu tamam. peki gittim koşu bandına çıktım. nasıl çalıştırıcaz, nasıl hızlandırıp yavaşlatıcaz, biri gelip gösteriyor mu, kendimiz mi kurcalayıp buluyoruz?

ya da boş gördüğümüz cihaza öylece gidip çıkıyor muyuz, internet kafede masa açtırır gibi "3 numaralı bandı açar mısın hamdi abi" falan mı diyoruz nasıl oluyor?

raconu bi anlatır mısınız bana, cahil gibi kalmayım oralarda.
0
kibritsuyu
(19.12.19)
Koşu bantları elektrikle çalışıyor, menüden seçim yapıp hızını ayarlarsın ve motoru dönmeye başlar.

En başta quick modunu seç bas gitsin, inan çok basit seçenekler.

Bisikletler sen çevirmeye başlayınca kendi elektrik üretip ekranı filan açılıyor, açıldıktan sonra onda da zorluk derecesi ve süre filan seçersin.
0
John Bloor
(19.12.19)
normalde bu saydıklarınızın hepsi için biri sizi yönlendiriyor. eskiden salona ilk gittiğinizde görevli birine "ben yeni başladım" dediğinizde o gün kimin ilgilenmesi gerekiyorsa ona yönlendirirlerdi, o sizi dolaştırıp ne yapmak istediğinizle alakalı bilgi verir, program yazardı. şimdilerde bu işin randevuyla yapılanı da var, yeni üyeler belli bir gün ve saatte hocayla buluşup derdini anlattıktan sonra yine yukarıda saydıklarım yapılıyor. sizin orada nasıl yürüyordur emin olamayacağımız için gittiğinizde görüşürseniz bu senaryolardan biri olacaktır diye tahmin ediyorum.
0
bir garip melek
(19.12.19)
bos gordugun cihaza yerlesiyorsun. kalabalik saatlerde kardiyo aletlerinin cok uzun sure isgal edilmesi sevilmez.

kosu bandinda dugmeye basiyorsun donmeye basliyor. hizini filan ayarliyorsun.
bisiklet de aynen dedikleri gibi dondurmeye baslayinca calisiyor ekran. ordan yokusu direnci filan ayarliyorsun. ama acele yok, otomatiklerden birini de secebilirsiniz. biraz alistiktan sonra karsinizda duran paneli de tamamiyle okumus olacaginizdan neye basacaginizi ogreniyotsunuz zaten.

bir de bunlari yaparken hangi alet nasil kullaniliyor ona bakin yapanlardan. agirligi kenardaki agirlik seylerinden ayarliyorsunuz. cok agir yapmayin alisana kadar. bazi aletlerin hafifi cekilmiyor ama.

diger onemli sey, oturma yeri gogus koyma yeri gibi seylerin ayarlanabiliyor olmasi. ama oldugu gibi kullanabilirsiniz, zamanla eliniz alisir o ayarlari degistirmeye. herkes boyle ogreniyor.

ben de bu sene basladim ilk defa.

havlu ve sise su yeterli olur. havluyu aletlerin ustunde birakmayin :)
0
yoggi
(19.12.19)
yukarıdaki cevapta yazanları yapmamanızı öneririm. spordan soğuyup vazgeçmek ve daha da kötüsü sakatlanmak için birebir zira. ağırlık çalışması "başkalarına bakarak" veya koltuk ayarını "eliniz alışana kadar" yanlış kullanarak yapılmaz. herkesin böyle öğrendiği doğru, o yüzden memlekette kimse spor yapmıyor zaten.

kulüpteki işi size bunları öğretmek olan hocalardan hakkınız olduğu şekilde bilgi alın.
0
bir garip melek
(21.12.19)
şimdi burası macfit gibi bir spor salonu kompleksi değil de, üniversite bünyesinde yer alan ufak bir egzersiz salonu olduğu için, orada sırf bu iş için görevli bir antrenör var mı bilmiyorum. ben daha önce de hep havuzuna gittim. havuz tribünlerinin arkasına tek sıra dizmişler cihazları. yüzerken gördüğüm kadarıyla hep biri geliyor, çalışıp gidiyor. herhangi bir hoca görmedim. aynı şekilde yüzerken de kenarda oturan antrenör, cankurtaran falan var da, ne ben, ne bir başkası gidip bir şey söyleme ihtiyacı duymadık, yardım istemedik. ha yüzerken ne yardımı zaten o ayrı da, ekiptekiler de pek öyle teşrifatçılık yapacak gibi değiller. anca su yutarsın, kramp girer, boğulursun falan, koşar kurtarırlar.

o yüzden görevi bana öğretmek olan bir hoca var mı bilmiyorum salonda.
0
🌸kibritsuyu
(21.12.19)
(2)

turşunun suyu

kibritsuyu
teyzem sağolsun çok nefis turşu yapar. kışın başında iki bidon salatalık/biber yaptı verdi. bidonun tekini yedik, ama suyu duruyor. (kazım efendi haklıymış. iyisi limonla oluyormuş).şimdi bu su hala aktif bir yapıda mıdır? yani ben bu bidonda kalan turşu suyuna lahana bassam, o lahanayı da turşuya ç
teyzem sağolsun çok nefis turşu yapar. kışın başında iki bidon salatalık/biber yaptı verdi. bidonun tekini yedik, ama suyu duruyor. (kazım efendi haklıymış. iyisi limonla oluyormuş).

şimdi bu su hala aktif bir yapıda mıdır? yani ben bu bidonda kalan turşu suyuna lahana bassam, o lahanayı da turşuya çevirecek gücü var mıdır? yoksa bütün aktivitesini önceki salatalık ve biberleri turşu etmek için kullanmış, geriye bir etkinliği kalmamış mıdır?
0
kibritsuyu
(04.12.19)
uzun süre sıcak bir ortamda kalmadıysa, küf bozulma vs olmadıysa yeniden kullanabilirsin, belki biraz sirke ve tuz ilavesi ile.
0
rockinside
(04.12.19)
kırmızı pancar veya kırmızı lahana doğrayıp at içine, hem suyu renk alır ve tadı enfes olur hem de turşu olur. biz yapıyoruz oluyor. sonra hoşgeldin reflü.
0
aziz dostum jack
(04.12.19)
(6)

bu ne demek?

kibritsuyu
farklı firmalarda duydum. çağrı merkezini aradığımızda baştaki ses kaydı, yasal zorunluluk gereği bunu söylüyor:"kişisel verileriniz, kişisel verilerin korunması kanunu gereği x şirketince İŞLENECEKTİR.""kişisel verilerimin işlenmesi" ne demek? ne yapacaklar kişisel verilerime? işlenmek ne demek?
farklı firmalarda duydum. çağrı merkezini aradığımızda baştaki ses kaydı, yasal zorunluluk gereği bunu söylüyor:

"kişisel verileriniz, kişisel verilerin korunması kanunu gereği x şirketince İŞLENECEKTİR."

"kişisel verilerimin işlenmesi" ne demek? ne yapacaklar kişisel verilerime? işlenmek ne demek?
0
kibritsuyu
(02.12.19)
Genelde kendi iclerinde istatislik tutuyolar.

Su sebeple su kadar kisi aradi diyip;aylik haftalik tablo olusturuyolar vs. .

Tabi paylastigin bilgileri saklayip baskalarinada satabilirler. Bunu devletimiz yaptiktan sonra x firmasi neden yapamasin
0
bir3iki7
(02.12.19)
Mail, telefon vs bilgilerini ortak şirketlerine ya da 3. şirketlerle paylaşacaklar.

Yani birileri arayıp ya da sms atıp reklam yapacaklar, şikayetçi olursanız "haberiniz varmış, size söylemişler" denecek.
0
John Bloor
(02.12.19)
burada söylenenler kadar kötü bir anlamı yok "işlemenin". kanuna göre, kurum bu kişisel bilgileri hiçbir şey yapmadan veri tabanında tutsa dahi, işlemiş sayılmakta. kanundan dolayı bu ifadeyi kullanıyorlar.

edit: şöyle bir açıklama daha faydalı olur zannedersem.

Kişisel Verilerin İşlenmesi Ne Demektir?

Kişisel verilerin işlenmesi, kişisel verilerin tamamen veya kısmen otomatik olan ya da herhangi bir veri kayıt sisteminin parçası olmak kaydıyla otomatik olmayan yollarla elde edilmesi, kaydedilmesi, depolanması, muhafaza edilmesi, değiştirilmesi, yeniden düzenlenmesi, açıklanması, aktarılması, devralınması, elde edilebilir hale getirilmesi, sınıflandırılması ya da kullanılmasının engellenmesi gibi veriler üzerinde gerçekleştirilen her türlü işlemi ifade eder. Örneğin, kişisel verilerin sadece bir sabit diskte, CD’de, sunucuda depolanması, anılan verilerle başkaca hiçbir işlem yapılmasa da bir veri işleme faaliyetidir. Dolayısıyla veri işleme kapsamına giren eylemler sınırlı sayıda olmayıp, kişisel verilerin ilk defa elde edilmesinden başlayarak veriler üzerinde gerçekleştirilen tüm işlem türlerini ifade etmektedir.
0
givemesomesubstance
(02.12.19)
yani şu mu, doğru anladıysam.

şimdi bana bunu söyleyen bir kargo firması. kargo firmasında benim adım soyadım, tc kimlik numaram, adresim, telefonum, her şeyim var. kayıtlı ve o firmayı her kullandığımda adımı girince otomatik geliyor. ya da bana kargo göndermek isteyen birisi adımı söyleyince sistemde çıkıyor.

şimdi ben çıkıp da "siz ne hakla benim bütün bilgilerimi depolarsınız da her sorgulamada karşınıza çıkarırsınız" demeyeyim diye bu uyarıyı yapıyorlar. yani "biz size bunları saklayacağımızı söyledik işte" diyebilmek için.

doğru mu anladım?
0
🌸kibritsuyu
(02.12.19)
evet, kısmen doğru anladınız. bu izni/bilgilendirmeyi siz ileride bir şekilde hesap sorduğunuzda kendilerini savunmak için yapmıyorlar. yani tek sebebi bu değil. mesela atıyorum, telefon numaranızı verdiğinizde pat diye ekranda adınızı soyadınızı görebilmeleri için bu bilgilerinizi veri tabanlarında tutmak durumunda bir çok firma. hah işte bu kayıt tutma da işlemeye girdiği için sizi bilgilendiriyorlar önden (zorundalar).

yani aslında eskiden bu kanun yokken ne yapıyorlarsa aynısını yapıyorlar. kanun artık ya kişiden izin alacaksın ya da bildirim yapacaksın (ikisinin durumları farklı, açıklanıyor kanunda) dediği için bu bildirimler/izinler zorunlu hale geldi. bu epostayla, sms ile izin istemeler ya da ekrandaki bilgilendirmeler hep bundan.
0
givemesomesubstance
(02.12.19)
www.mevzuat.gov.tr

e) Kişisel verilerin işlenmesi: Kişisel verilerin tamamen veya kısmen otomatik olan ya da herhangi bir veri kayıt sisteminin parçası olmak kaydıyla otomatik olmayan yollarla elde edilmesi, kaydedilmesi, depolanması, muhafaza edilmesi, değiştirilmesi, yeniden düzenlenmesi, açıklanması, aktarılması, devralınması, elde edilebilir hâle getirilmesi, sınıflandırılması ya da kullanılmasının engellenmesi gibi veriler üzerinde gerçekleştirilen her türlü işlemi ifade eder.


Ancak kanunen, size açıkladıkları amaç dışında kullanamazlar.
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(02.12.19)
(2)

ankara'da etli lahana sarma

kibritsuyu
arkadaşlar ankara'da böyle ev yapımı gibi etli lahana sarma nerede yiyebilirim?maalesef 5 yıldır annem yok.
arkadaşlar ankara'da böyle ev yapımı gibi etli lahana sarma nerede yiyebilirim?

maalesef 5 yıldır annem yok.
0
kibritsuyu
(02.12.19)
İkbal (ankamall'deki) ev yemekleri yapıyor. Etli lahana vardı diye hatırlıyorum.
0
kendi helvasını kavuran zombi
(02.12.19)
kablelvuku
(02.12.19)
(4)

formula 1'de çalan milli marşlar

kibritsuyu
podyumda arka arkaya iki ayrı milli marş çalıyor.ilk çalan pilotun memleketinin milli marşı.ikinci çalan neyin milli marşı?"takımın memleketinin milli marşı" dediğinizi duyar gibiyim.takımın nesinin memleketi?yani az önce max verstappen podyuma çıkınca ikinci olarak avusturya milli marşı çaldı.takım
podyumda arka arkaya iki ayrı milli marş çalıyor.

ilk çalan pilotun memleketinin milli marşı.

ikinci çalan neyin milli marşı?

"takımın memleketinin milli marşı" dediğinizi duyar gibiyim.

takımın nesinin memleketi?

yani az önce max verstappen podyuma çıkınca ikinci olarak avusturya milli marşı çaldı.

takımın adı aston martin (ingiliz) redbull (avusturya) racing. motoru da honda (japonya).

hadi aston martin'i boşver. niye içecek firmasının marşı çalınıyor ula? honda'nın japonya'nın marşını çalsanıza.

hakkinen yarışırken takımın adı mclaren mercedes idi, ama milli marş diye ingiliz mclaren'in değil, alman mercedes'in marşı çalınırdı.

evet çok uzattım. niye japonya çalmadı da avusturya çaldı?
0
kibritsuyu
(17.11.19)
Takım redbull takımı çünkü. Honda takımı değil.
0
intihar etsem de kendime gelsem
(17.11.19)
takım redbull'un. o nedenle de avusturya lisansı var.
0
biergarten
(17.11.19)
aston martin sponsor, honda motor sağlayıcısı, red bull racing takımın kendisi.
geçen yıl motor renault'ydu mesela. bu yıl honda oldu.

edit: hakkinen kazandığında takım marşı olarak birleşik krallık marşı çalardı, alman değil.
zaten 'Team Maclaren Mercedes' dönmeinde de takım her zaman olduğu gibi McLaren'dı, motor sağlayıcısı Mercedes'ti. McLaren çok uzun yıllardır var. Eskiden McLaren Honda idi, Mercedes oldu, Honda oldu, şu an Renault, 2021'de tekrar Mercedes olacak. Ama asıl olan McLaren. O yüzden UK marşı çalardı.

Örnek: www.youtube.com
0
himmet dayi
(17.11.19)
honda motor sağlayıcı, takımın adı redbull honda değil. mclarenda takım motor sağlayıcısı mercedesti.
0
mikahakkinen
(18.11.19)
(1)

illuminati kıyafeti

kibritsuyu
https://d.wattpad.com/story_parts/79977324/images/13a405d7f6becc00.jpgşu fotoğraftaki cübbeli illuminati kıyafeti (ya da adı ne haltsa) elbisenin üstüne mi giyiliyor, yoksa çıplakken elbise niyetine mi giyiliyor?
d.wattpad.com

şu fotoğraftaki cübbeli illuminati kıyafeti (ya da adı ne haltsa) elbisenin üstüne mi giyiliyor, yoksa çıplakken elbise niyetine mi giyiliyor?
0
kibritsuyu
(15.11.19)
Elbise niyetine
0
apocalipy
(15.11.19)
(6)

excel sözümü dinlemiyor, dediğimi yapmıyor

kibritsuyu
dış bir programdan aktararak elde ettiğim bir tablo var. bu tablonun ilk sütunu tarih, ikinci sütunu evrak numarası vs.dış programdan aktardığım için midir nedir, excel tarih yazan hücreyi de, evrak numarası yazan hücreyi de metin zannediyor. hücrelerin başında ' işareti de yok halbuki. şekli de exc
dış bir programdan aktararak elde ettiğim bir tablo var. bu tablonun ilk sütunu tarih, ikinci sütunu evrak numarası vs.

dış programdan aktardığım için midir nedir, excel tarih yazan hücreyi de, evrak numarası yazan hücreyi de metin zannediyor. hücrelerin başında ' işareti de yok halbuki. şekli de excel'in beğeneceği gibi, gg.aa.yyyy şeklinde yazılmış ha, abuk bir formatta da değil.

tarih sütununu seçiyorum, sağ tık, hücre özellikleri "tarih" diyorum, olmuyor. evrak numarası sütununu seçip "sayı" diyorum olmuyor.

sayı için kolayı var. excel o kadar akıllı. hücrenin köşesinde yeşil üçgen var, üstüne gelince sarı ünlemle bir uyarı çıkarıyor. "metin denmiş ama içinde yazan şey sayıya benziyor" diye uyarıyor tüm sütunu seçip o ünleme tıklayıp "sayıya dönüştür" diyince yapıyor.

tarih için ne yeşil üçgen var, ne sarı ünlem. demiyor ki "metin denmiş ama bu yazan şey tarihe benziyor" diye.

hücreye gelip F2 tuşuna (düzenle) basıp, hiçbir değişiklik yapmadan enter yaptığımda oluyor. sanki yeni yazmış gibi. e demek ki tanıyor. yazılış şekli doğru, başında boşluk yok, ' yok. otomatik tarihe çevirebiliyor. niye tüm sütunu seçip tarih yap diyince olmuyor peki? 2500 tane satır var. 2500 kere F2 ile hücre içeriğine girip F2 enter F2 enter yapamam ki.

nasıl yapıcaz?
0
kibritsuyu
(09.11.19)
Tarih sutunun yanina yeni bir sutun ekleyin, sonra tarih sutununu komple secip bu yeni olusturdugunuz sutuna yapistirin. Bu sekilde ya kendisi otomatik taih olarak gorur, ya da hepsini secip tarih yap derseniz kabul eder diye tahmin ediyorum.

Ise yararsa eski tarih sutununu silersiniz.
0
crown
(09.11.19)
hücreye gelip f2 enter deyince oluyor ya hani. çözümü şu.

Her biri için yapmayın. belirttiğiniz sütun a olsun, b sütununa yani yanına bir sütun açıp b sütununu number veya tarih olarak biçimlendirin. sonrasında b1'e =1*a1 yapın. sağ alttaki noktaya çift tıklayın aşağıya kadar indirsin sonra b sütununu kopyalayıp a sütununa paste value olarak yapıştırıp b sütununu silin. Eğer başta b sütununu tarih değil de number olarak biçimlendirdiyseniz ora 43948 gibi rakamlar göreceksiniz. o a sütununu seçip tarih olarak biçimlendirin. geçmiş olsun.
0
biseysorucam
(09.11.19)
excel hiçbir zaman aptal değildir.

yorumlarda gereken açıklama yapılmış. eğer oto hesaplama kapalıysa açın.
0
baldan kaymak
(09.11.19)
Bir de şunu deneyin...

Excel’de Metnedönüştür ve Tarih adında iki tane fonksiyon var. Bizim işimize yarayacak olanı Tarih isimli formül.

Başka programdan gelen bir dosyası açarsanız, Excel verilerin içindeki tarihleri tanımayı dener. Ancak bazen tarihler tanınabilir olmaz. Bunun nedeni sayıların tipik bir tarihe benzememesi veya verilerin metin olarak biçimlendirilmiş olması olabilir. Böyle bir durum olduğunda, bilgileri tarihlere dönüştürmek için TARİH işlevini kullanabilirsiniz

Örneğin A2 hücresinde 09112019 yazıyor. Yani GGAAYYYY

B2 hücresine şunu yazın: =TARİH(SOLDAN(A2;2);PARÇAAL(A2;3;2),SAĞDAN(A2;2))

Bunu yazarsanız formül yazarak o hücrenin biçimini de tarih yapmış oluyorsunuz.
0
birdenbire
(09.11.19)
excel aptal değil, ama ortada bir aptallık var. sonuçta yap dediğimi yapmıyor.

otomatik hesaplama açık. açık olmasına rağmen hesaplamıyordur diye F9 (hesapla) yaptığımda da düzelmiyor. demek ki hesaplama ile ilgili bir sorunumuz yok.

excel'in dinlemediği lafı, yukarıda anlatıldığı gibi formülle, kandırıp arkadan dolaşarak falan çözüyoruz.

crown'un dediği şekilde de olmadı.

biseysorucam'ın dediği gibi yaptım. önce açtığım sütunu tarih olarak ayarlayıp sadece "=A1" yazdım, 1 ile çarpmadan bi deneyim dedim. yeni sütunu kopyalayıp sadece değerleri yapıştır diyerek A sütununa yapıştırdım yine olmadı (elbette A sütununu önceden tarih olarak ayarlamıştım).

sonra yeni sütuna =1*A1 yapıp kandırdım. kandırdıktan sonra kopyala, sadece değerleri yapıştır diyip ilk sütuna yapıştırınca oldu.

excel tarih yazan sütunun tarih olduğunu ben söylediğim halde anlamadığı için abuk subuk işler yaptım. aptal değilse de biraz gerzek olduğu kesin.

ya da biri çıkıp desin ki "şurasını şöyle ayarlaman lazım, yoksa anlamaz. ben de diyeyim ki demek ki aptal olan benmişim. çünkü hala aklım ermiyor niye tarih yazan ve metin zannettiği sütunu seçip "tarih bu" diye seçtiğimiz halde tarih olarak göremediğine ve anlasın diye takla attığımıza.

neyse sorun çözüldü sonuçta.
0
🌸kibritsuyu
(10.11.19)
@kibritsuyu'na bu konuda katılıyorum ek olarak. aynen a1'le olmuyor, bir matematiksel işlem yapmak gerekiyor malesef. makrolardan tut en kompleks formüllere, günümün büyük bir kısmı excelde geçiyor işim gereği ve müthiş bir program olmasına rağmen anlam veremediğim birkaç konudan biri bu konu. Neden algılamadığını inanın çözemedim ama en azından çözümünü biraz uğraştıktan sonra buldum, yani ben böyle yapıyorum. Bir de bazı formatların sadece ve sadece text to columns deyip ilerlemeden finish diyerek istediğim formata gelmesini hiç anlamıyorum ama bu başka bir konunun duyurusu. neyse içimi dökeyim dedim.
0
biseysorucam
(11.11.19)
(16)

intermittent fasting

kibritsuyu
arkadaşlar bu konuyla ilgili bana net bir şekilde, böyle aptala anlatır gibi bilgi verecek bir yazı var mı?tekniğiyle, nasıl çalıştığıyla şusuyla busuyla çok ilgilenmiyorum.saat kaçta ne yiyeyim? hangi saatlerde yemek serbest, hangi saatlerde tutucaz, yediğimiz zaman neyi ne kadar yiyecez onu söyles
arkadaşlar bu konuyla ilgili bana net bir şekilde, böyle aptala anlatır gibi bilgi verecek bir yazı var mı?

tekniğiyle, nasıl çalıştığıyla şusuyla busuyla çok ilgilenmiyorum.

saat kaçta ne yiyeyim? hangi saatlerde yemek serbest, hangi saatlerde tutucaz, yediğimiz zaman neyi ne kadar yiyecez onu söylesin yeter.

bin tane yazı okudum, hala o 8 saatlik kısımda istediğimiz gibi yiyebiliyor muyuz, yoksa 8 saatin başında yiyip, sonuna kadar yine aç mı duruyoruz anlamadım. yani akşam 8'de yedik, bıraktık. ertesi gün 12'ye kadar bir şey yemedik. ertesi gün 12'de yiyip akşam 8'e kadar yine bırakıyoz mu, yoksa o arada istediğimiz gibi yiyor muyuz anlamadım mesela.

bende de var biraz aptallık da o yüzden de olabilir.

oturup kendiniz anlatmayın, zahmete gerek yok (anlatanlara teşekkürler). "şunu oku, şu siteye gir" deseniz yeter. ama gözünüzü seveyim bana teknik bilgi anlatmasın, yok vücut şöyle insülin salgılar yok böyle glikojen harcar, yok efendim atp kullanır bilmem ne. bunlara gerek yok.
0
kibritsuyu
(08.11.19)
Senin örneğe göre 12 ile 8 arasında 8 saat boyunca ne istersen yiyorsun.
0
Mirket
(08.11.19)
Anlatayım kısaca

Sabah akşam yemeği diye düşünme.

Yemek yemediğin süre 16 saat olsun.
Günün son yemeğinden sonra iki saat içerisinde uyuma
Yemek yemediğin sürede sadece su, şekersiz çay şekersiz sutsuz kahve ve sade soda tuketebukirsin.
0
kisa
(08.11.19)
saat aralığı olarak 12-8 verdiğin için söylüyorum, öğünlerini 12'yle 8 arasında alıyorsun. yemek yediğin saatler sınırlı olduğu için zaten öğle ve akşam yemeği yiyosun ve doyuyorsun. bu sırada azıcık dikkatli beslenirsen de zaten istemsiz kilo vermiş oluyorsu. örneğin gece 11de gelen ağza çukulata atma isteğini uppps bu saatte yiyemem hiç kusura bakma canım diyip ertesi güne öteliyor ve ertesi gün de o çukulatayı unutuyosun. böyle böyle kilo veriyosun işte, if böyle bişiy.
0
evde liyakat kalmamis
(08.11.19)
Kabaca bu.
O yemek yediğin kısımda çok çok kalori alırsan elbette zayıflatmaz ama yine de çok fayda görürsün.
0
kisa
(08.11.19)
ne istersen yiyorsun falan hikaye hocam öyle saçma şey olmaz zaten. ne istersen yemiyorsun tabi ki. protein ağırlıklı beslenmen lazım ki if bir işe yarasın.

kendim ne istersem yediğim ve protein ağırlıklı beslendiğim iki farklı şeklini tecrübe ettim. protein ağırlıklı if yapınca 1 ayda 7kg zayıfladım.

size tavsiyem diyetisyen kontrolünde yapmanız.
0
ayin yazari
(08.11.19)
yanlış biliyorsam uzmanlar düzeltsin.

IF'nin olayı temelde yemek yeme periyodunu kısıtlamak, geri kalan sürede insülini tetikleyecek hamlelerden kaçınarak vücudun kendini yenilemesine ve yağ yakmasına fırsat tanımaktır. vücudun besin tükettikten sonra geçtiği çeşitli aşamalar var, bu nedenle oruç durumuna geçmenin 12-14 saat sürdüğü kabul edilir (aşağı yukarı). IF'in de farklı çeşitleri var. 16 saat yemeyip 8 saat yemek, 18 saat yemeyip 6 saat yemek, 20 saat yemeyip 4 saat yemek veya OMAD (one meal a day - günde tek öğün) şeklinde de yapılabiliyor. bu tamamen sana kalmış: IF'in kendi mantığı basit: oruç tutmanın avantajlarından yararlanmak, bu yüzden 16 saat aç kalmak.

ne yiyeceğin, ne yapacağın tamamen sana kalmış. IF bir diyet değil, beslenme tarzı sadece. sekiz saatlik aralıkta pekala iskender gömebilirsin ama kilo vermek amacıyla IF yapıyorsan kalori açığını yine bırakmak durumundasın. kalori sayıp detaylı hesaplara girişmeye gerek yok ama biraz daha dikkatli ve temkinli olmak iyi bir fikir; çünkü yakamayacağın kadar kalori alırsan 16 saat yine yetmeyecektir.

velhasıl IF'nin temeli çok basit ve anlaşılır. geri kalanını sen belirleyeceksin. kimse sana 8 saatlik sürende ne yiyeceğini söyleyemez. sadece şu var işte: sağlıklı yağların ve proteinin ağırlıklı olduğu, basit karbların olabildiğince az (mümkünse hiç olmasın) bulunduğu, kompleks karbonhidratların da uygun miktarlarda yer aldığı öğünler IF'i çok kolaylaştırır. özellikle alışma sürecinde uzun süre aç kalmak zor gelebilir, çikolata gofret yersen çok çabuk acıkırsın. o açıdan yediklerini de modifiye ediyor insan zaten yavaş yavaş IF'e geçince... "ben zaten 16 saat aç kalıcam, şimdi dürüm yiyip beş saat sonra karnımı guruldatacağıma oturup ıspanak falan yiyim" diyorsun.

ölçülü beslenmeyle (yeşillik, sebze, sağlıklı yağ, borotein ağırlıklı) birleştirildiğinde şahsen edindiğim kazanımlar şöyle oldu,

* gavur gibi kilo veriyorum. gerçi o benim çok şüşko olmamdan kaynaklı ama olsun, pata küte gidiyor yani.

* sürekli yemek derdi yok, ben öğlen okulda yiyorum, akşam da yarım saatte tavuktur mantardır sebze sotedir vs. bi şeyler yapıyorum.

* ölçtürmedim ama vücut rahat bırakıldığı için özellikle insülin falan rayına giriyor. normalde canı çikolata istiyor diye duvar yumruklayabilen bir hayvanım. IF düzenime sadık kaldığımda canım ne gofret, ne tatlı çekiyor. yemekleri bile "yemezsem vücut ters tepki verir" diye yiyorum, çok acıktığımdan değil. kaldı ki ben kalori alımımı ciddi ölçüde kısıtladım, günlük ihtiyacım ortalama 2500 kadarken ben 1700'ü geçmemeye dikkat ediyorum (kilo vermek için). ona rağmen acıkmıyorum.

* mental olarak biraz mallık var, herhalde karbonhidrat beynim hâlâ alışamadı ama fiziksel olarak kendimi lisedeki gibi hissediyorum, o zamankinden 30-35 kilo daha ağır olmama rağmen... atlayıp zıplayasım, durduk yere markete gidesim falan geliyor. enerji farkını daha 5-6. günde görmek mümkün.
0
der meister
(08.11.19)
if bir nevi niyetsiz oruc,hic kasma,bi yere kadar gidiyor bir yerden sonra hoytt yerim bole diyeti diyorsun.keto rules.elden ayaktan dusmuyorsun.
0
duptıs
(08.11.19)
@duptıs, ya bu durum bana çok tuhaf geliyor. keto yapabilmek için terminatör gibi olmak lazım. çelik irade lazım. yani keto yapabilen bir insanın IF gibi nispeten çok daha kolay uygulanabilir bir yöntemi zor bulması bana çok ilginç geliyor. IF'i canın istiyorsa esnetirsin, çok zor geldiyse bir güncük ara verirsin, canın tatlı istiyorsa 8 saatlik yeme periyodunda gömersin bi' şeyler... keto çok çok katı. dışarıya çıksan yiyebileceğin neredeyse hiçbir şey yok. her öğünü, her şeyi titizlikle hesaplaman lazım. minnak bir karbonhidrat parçası yedin diyelim, hooop, belki üç günlük emek çöp oluyor. bence ketoyu yapan biri IF'in altını üstüne getirir.

onun dışında if+keto ikilisi müthiş olur tabii ama duyuru sahibinin insülin ve glikojen bile duymak istemediği göz önüne alınırsa bence kendisi ilgilenmez ketoyla. keto çok manyak bi şey, yapabilenler beni ürkütüyor. o ne biçim irade öyle yav.
0
der meister
(08.11.19)
şu kısmını bi netleştirelim.

16 saat aç kalmakta problem yok. zaten 8-9 saati uykuda geçiyor. sabah da deli gibi aç uyanmıyorum, öğlene kadar dayanabiliyorum.

asıl sıkıntı öğlen yemeği ile akşam yemeği arasında. sürekli çalıştığım için, sürekli enerji harcadığım için, bi de yaptığım iş sıkıcı olduğu için elim dursa ağzım durmuyor. elbette ki böyle bir sistem yapıyoruz diye yemeğe de abanmıyorum. yine sağlıklı besinler tüketmeye özen gösteriyorum.

peki 12'deki öğle yemeği ile, 8'deki akşam yemeği arasındaki 8 saatlik dilimimde bir şeyler atıştırabilir miyim? 12'de yemeği yedim. akşama kadar fındık fıstık atıştırsam? ne bileyim 1-2 mandalina yesem? çubuk kraker falan yesem? oluyor mu?

yoksa 12'de yemeği yedikten sonra 8'e kadar yine tamamen aç mı durucaz, sadece çaya kahveye mi izin var?

ya da bir yerlerde açlık bölümünde de "yeşillik serbest" demiş biri. akşam tv izlerken çekirdek yer gibi kıvırcık, marul, maydanoz, roka falan yiyebiliyor muyuz?
0
🌸kibritsuyu
(08.11.19)
12-20 arası yiyecek tüketimi serbest. şöyle düşün, 16 saat oruç tutacaksın ya, sen diyorsun ki ben bunu 20-12 arasında yapıyorum. haliyle senin yemek periyodun 12-20 arası oluyor. öğlen yemeğini, akşam yemeğini ve istiyorsan atıştırmalığını, abur cuburunu vs. bu aralıkta yiyebilirsin. o 8 saat içerisinde "oruçlu olmak" beklentisi yok yani, o aralık senin vücudununun yemek göreceği, sindirimle uğraşacağı, "yemek geliyo la tililili" diye coşacağı periyot. bi kere yedim bi sonrakini 8 saat sonra yiyebilirim diye düşünme. sen akşam 20 ile öğlen 12 arası oruçlu musun? tamam, her ne yiyeceksen saat ayrımı yapmaksızın 12-20 arasında yani oruç tutmadığın sürede gömebilirsin. sadece yeme içme işini 20'de bitirdiğinden ve 16 saat geçmeden tekrar bir şey yemediğinden emin ol. olayın özü budur: 16 saat oruç tut, geri kalan 8 saatte serbestsin, ne yiyeceksen o zaman ye.

şimdi sen insülin, glikojen duymak istemiyorum diyorsun ama temelde orucu bozan şey insülinin tetiklenmesi olur. o yüzden vücudun sindirmek zorunda kalacağı bir şey tüketmemek lazım oruç süresince. bazıları 50 kaloriye kadar tüketilebilir deniyor ama ben riske girmiyorum. oruçluyken şekersiz-sütsüz (kısaca kalorisiz) çay, kahve, su, maden suyu vs. tüketilebilir sadece. ben maden suyuna limon da sıkıyorum bazen. interlekte bozmadığı yazıyor. yeşilliklerin kalorisi çok düşük tamam ama insülini tetikliyor olabilirler, emin olamadım. ben yemezdim. sonuçta vücudun "bi şeyler geliyo, bunu hücrelere götürelim" diyebilir.

insülin diyorum çünkü insülin salgılandığı anda oruç bozuluyor olmalı, o yüzden vücudun "bu bi şeyler yiyo" dememesi lazım oruç süresince. su, kahve, çay vs. kalorisiz olduğu için vücut onlara ses etmiyo zaten ama kalori girince çarşı karışır.
0
der meister
(08.11.19)
Abi arkadaşlar net anlatmış der meister özellikle açıklayıcı olmuş; IF bir diyet değil "sadece" beslenme periyodu oluşturan bir program, 8 saatlik bölümde istediğini yiyebilirsin; ister pizza ye ister tavuk ye ister pilav ye bunu ister tek öğünde ye istersen 15 dakikada bir ye bunlar sana kalmış, amacın kilo vermekse her şartta kalori açığı vermen gerekir zaten; IF'i kalori açığı vermeden istediğin kadar katı uygula kilo veremezsin; kalori açığı oluşturup 8 saatlik periyotta 10 öğün de yesen arada atıştırma da yapsan kilo verirsin ama en optimal sonucu, 8 saatlik dönemde alman gereken kaloriyi en az öğünle almak.

Ha ben kalori açığı verdim 2 öğün beslendim arada da 2 mandalina yedim, kilo verir miyim diye soruyorsan kilo verirsin evet. Fakat ana nokta he zaman kalori açığı, kalori açığı verdikten sonra her şekilde kilo verirsin, (bak burası önemli) IF sadece durmadan atıştırmanı engellemek için sana otokontrol sağlamayı amaçlar, en büyük özelliği budur.

Açlık bölümünde bir şey yeme abi sadece kalorisiz sıvılar, programın amacı zaten seni yememeye teşvik etmek, yeşillik yiyerek sistemi abuse etmeye gerek yok.
0
angelus
(08.11.19)
eğer kilo verme amaçlı yapıyorsan ne istersen yemiyorsun tabii ki.
0
xvyz
(08.11.19)
btw
Bu araştırma / bu yöntem'i bulan Japon adam nobel ödülü aldı.
Bu yöntem kilo verme odaklı yöntem değil (kilo da verdirir tabii)
Bu yöntemi adamın bulma / ve adamın uzmanlığı "hücre yenileme"
bu yöntemle beslenirsen, daha geç yaşlanıyorsun ve daha iyi yenileniyor hücreler
0
Corc
(08.11.19)
Bir de, söylemeyi unuttum, IF'i kilo vermek maksadıyla yapacaksan bunu bir diyet programına entegre etmen gerekir, ancak o zaman çalışır. Yani IF+Lov Carb-IF+High Carb-IF+Lov Fat-IF+High Fat vs vs gibi. Önceden de dediğim gibi; IF kendi başına kilo verdirmez, kilo vermeni oluşturacak kalori hesaplaması yaptığın bir diyet programındaki yeme düzenine entegre edip bir beslenme rutini oluşturabilirsin sadece. Sana kilo verdirecek olan IF değil, uyguladığın diyet olacaktır.
0
angelus
(08.11.19)
çok kısa sürede çift haneli kilolar verdim.bunda bilinen, uygulanan yöntemlerden uzak beslenmem de faydalı oldu. her bünye bir değil ve bu meret her bünyede aynı etkiyi sağlamıyor.

öncelikle nasıl bir işte çalışıyorsunuz? masa başı-saha-beden işçiliği vs. eğer çok efor gerektiren bir işte çalışıyorsanız 18-6'dan uzun durun. ben 18-6 yöntemiyle başardım.

sonraki aşama günde kendinize bir saat seçmeniz. benim saatim akşam 7'ydi. yazın 8 oldu bu. gün içinde şekersiz her türlü içeceği içtim. 18-6 (6 saat yediğimiz süre) içerisinde 6 saatin sadece yarım saatinde yemek yedim. geri kalan 5,5 saatte hiç yemek yemedim. krakermiş, meyveymiş, lifli besinlermiş. onlarla kendimi geçiştirdim.

çok sigara ve çok kahve içerim. sabah kalkar kalkmaz kahve içenlerdenseniz kahveyi belli bir orana düşürmeniz lazım. mental olarak çok yıpratıyor bunlar insanı.

hiç ekmek yemedim, hiç ama. 2 tabak yemek yedim ama ekmek yemedim. tatlı falan da öyle.

spor da önemli. günde 10 12 km yürüdüğüm günler de oldu hiç yürümediğim de. ama en az 1 saat tempolu yürüyüş şart. çok daha hızlı ve rafine kilo veriyorsunuz. if'den sonra spor salonunda "lan buram da sarkmış" diye üzülmek yerine sporu önceden yapın ki iki iş birden çıkarmayın.

ben kendime bir ödül günü koydum. kokoreç'i çok severim, tavuk döneri de öyle. ödül günlerinde - mesela 2 haftada 1- yiyebildiğim kadar yedim. sporu da ona göre yaptım. ekmek de var bu aşamada.

en önemlisi de istikrar. arkadaşın doğum günü, kardeşimin mezuniyet kutlaması vs. demeden devam etmeniz lazım. bir kere bozuldu mu hep bozuluyor. denendi onaylandı.

son olarak yulaf ezmesi alın. bulunsun evde. bazen an gelecek ölecekmiş gibi hissedeceksin. 2 kaşıt yoğurt ve 2 kaşık yulaf, tek öğünü bile atlatmanıza yardımcı oluyor.

bol şans.
0
mind mischief
(08.11.19)
Amaç kilo vermekse en önemli şey kalori alımı. Hangi diyeti yaparsan yap, en nihayetinde aldığın kalori harcadığından fazlaysa kilo alırsın.

Intermittent fasting hem insülin direncini kontrol ederek metabolizmanı hızlandırmanı sağlıyor, hem de yağ yakımını hızlandırıyor. Kolestrolu falan azaltabileceği de iddialar arasında.

Ben bunu on/off 2 yıla yakındır yapıyorum ve kalorik alımı biraz kısıtladığımda sıradan diyetlere göre çok daha hızlı kilo veriyorum. Ama cipsleri gömdüğüm zaman o olmuyor tabi.
0
noluyo yaa
(08.11.19)
(9)

uzmanlarına excel sorusu

kibritsuyu
"C sütunundaki hücre boşsa (veya doluysa), o hücrenin olduğu satırı komple sil"dememizin kolay bir yolu var mı?
"C sütunundaki hücre boşsa (veya doluysa), o hücrenin olduğu satırı komple sil"

dememizin kolay bir yolu var mı?
0
kibritsuyu
(07.11.19)
Makro ile mümkün.

Sub sil()
For i = 100 to 1 step -1
If cells(i,3) = "" then rows(i).delete
Next i
End Sub

Bu makro ilk C1:C100 aralığında boş olan hücrelerin satırlarını siler.
If satırındaki = yerine <> koyarsan boş yerine dolu olan satırları siler.
0
cakabo
(07.11.19)
teşekkürler.

"C sütunu" bilgisi burada nerede yazıyor? yani dolu olanları sil diyeceksem C değil D sütunu olacak, ona göre değiştireyim.
0
🌸kibritsuyu
(07.11.19)
A,b,c =1,2,3

Özetle 3 yazan yer
0
bagcivan
(07.11.19)
peki işi zorlaştırayım.

C sütunundaki hücre içeriğinde "HEDE" ifadesi GEÇEN hücrelerin olduğu satırları silmesi için tırnak işaretlerinin içine ne yazmalıyım?

hücre içeriği aynen olmayacak ama, yani C sütunundaki hücrede sadece "HEDE" yazanları değil "GAYDIRIGUBBAK HEDEHEBELE HÜBELE" yazan satırı da silecek.
0
🌸kibritsuyu
(07.11.19)
"*HEDE*"
0
kaiserr76
(07.11.19)
"*HEDE*" olmadı.
0
🌸kibritsuyu
(07.11.19)
"*HEDE*" olayını

daha önce yapmıştım. Geçmiş çalışmalarıma bakmam lazım. bulunca yazarım.
0
kaiserr76
(07.11.19)
Like da olmadı.
0
🌸kibritsuyu
(07.11.19)
Sub sil()
For i = 100 to 1 step -1
If Instr(1,cells(i,3),"HEDE") > 0 then rows(i).delete
Next i
End Sub

Instr fonksiyonu hücre içinde arama yapar ve bulursa aradığın değerin kaçıncı karakterde başladığını söyler. Bulamazsa 0 döner.
0
cakabo
(08.11.19)
(8)

günde 2-3 litre su içmek

kibritsuyu
hani sürekli tavsiye ediliyor ya, günde en az 2 litre su için, 3 litre su için diye.ben günde 2 litre su içtiğim zaman 1.5 litresini işiyorum. 3 litre su içiyorum, 2.5 litre işiyorum.doğrudan yarım litre içsem olmaz mı? hadi toleranslı olsun, 1 litre içeyim. böbrek taşım falan da yok ki böbrekler te
hani sürekli tavsiye ediliyor ya, günde en az 2 litre su için, 3 litre su için diye.

ben günde 2 litre su içtiğim zaman 1.5 litresini işiyorum. 3 litre su içiyorum, 2.5 litre işiyorum.

doğrudan yarım litre içsem olmaz mı? hadi toleranslı olsun, 1 litre içeyim.

böbrek taşım falan da yok ki böbrekler temizlensin diyeyim. temizlenecekse de bulaşık makinesine calgon koymuş gibi ayda yılda bir 3 litre içip temizlik yapayım.

tam tersine olmadık yere böbrekleri yoruyormuşum gibime geliyor. vücutta kalması gereken mineraller falan da fazla suyla gidiyormuş gibime geliyor.

ne zoruma 3 litre içip 2.5 litre işiyorum ki? vücuda lazım değil demek ki. boşu boşuna üstten içip alttan çıkarmanın bana ne faydası var?
0
kibritsuyu
(06.11.19)
Yukaridan su tutuyorsun gibi dusun, az su dokersen kirler akmaz, saril saril dokeceksin ki kiri pasi pisligi aksin :) O hesap :)
0
msb
(06.11.19)
son derece yanlış bir mantık.

kimse bana "sağlık için günde 3 kilo yemek ye" demiyor. bunu dese, ben de 3 kilo yemek yiyip 2.5 kilo çıkarsam onu da gelip sorarım. üstelik tokluk hissim fazla yememi engelliyor. o hissi umursamayıp yediklerim de çıkmayıp götümde göbeğimde birikiyor. dolayısıyla sorduğum soruyla eşdeğer bir kıyas değil bu.

tamam su içmeyeyim demiyorum ki. hücrelerim için yarım litresi yetiyor demek ki. üre dolu sıvıyı çıkarmak için de bi yarım daha içeyim.

3 litre su içip geziyorum, yürüdükçe midem lak lok lukur lokur ediyor. prostatlı dede gibi 15 dakikada bi tuvalete gidip dupduru bembeyaz işiyorum.

niye bu eziyet?

lavabo muyum ulan ben? oldu olacak önden bi bardak da kostik içeyim de bari kireci pası da söksün anasını satayım.
0
🌸kibritsuyu
(06.11.19)
bence bu dediğini yapıp yeterli süre sonunda diyalize başlamalısın. kararını sonuna kadar destekliyorum.
0
tantunizade murat efendi
(06.11.19)
Valla ben susadıkça içiyorum. En fazla 1 litre falan (yaz günü değilse ya da spor yapmıyorsam).
0
orient blue
(06.11.19)
yahu arkadaşlar, gözünüzü seveyim bi soruyu okuyun, bi anlamaya çalışın bu herif ne diyor diye.

"su içmek istemiyorum, su içmezsem ölür müyüm" falan mı demişim acaba? su içmek istemediğimi nereden çıkarıyorsunuz da "haklısın kanka az su iç de diyalize gir" falan diyorsunuz?

lan sorduğum çok açık be. 3 litre içip 2.5 litresini işiyorsam niye 3 litre içiyorum yahu? ihtiyacım yarım litre ise, 1 litre içeyim, yarım litresi vücudun ihtiyacını karşılasın, öbür yarım litresini de işeyeyim, böbrekleri kanı falan temizlesin. niye fazlasını da içip geri işiyorum? bunun mantığını anlatacak olan varsa mantıklı bir şeyler duymaya ihtiyacım var.
0
🌸kibritsuyu
(07.11.19)
Günde 8 saat uyudugunu varsayarsak 16 saat ayaktasin demektir. Günde 3 lt suyu da 16 saate yayman gerekir ki faydasi olsun. Saat basi standart bir su bardagi (200 ml) ile su icersen 5 saatte 1 lt su icmis olursun, uyanik kaldigin 16 saat boyunca da 3 lt su icmis olursun.

Hatta dr lar diyor ki o birdak suyu icerken de 4-5 seferde yudumlayarak için. Agaca bir kova suyu birden dokersen cogu akar gider ama damla sulama yaparaan tamamindan yararlanir.
0
gulbatur birinci sahbatur sondan geliyor
(07.11.19)
tamam da niye lan niyeeee. niye 3 litre? saat başı da içsem, öyle de etsem, böyle de yapsam fazlasını işiyorum yahu.

al işte sabah 7'de kalktım. kaltığımdan beri de 3 saatte 1.5 litrelik pet şişenin yarısı kadar su içtim. 750 ml. yapar. ve kalktığımdan beri 4 kere tuvalete gidip affedersin at gibi şarıl şarıl işedim. neredeyse içtiğimin tamamı çıkmıştır.

e o zaman ben bu kadar suyu niye içtim?
0
🌸kibritsuyu
(07.11.19)
Ben nedenini söyleyeyim. Su lobisi. Tamamen daha fazla su satabilmek için yayılan yanlış bir bilgi. Fazla su içmenin hiçbir yararı olmadığı gibi zararı da var, zira mineral kaybı yaşıyorsun. Zaten kimse 2 litre 3 litre gibi bir standart koyamaz, herkesin ihtiyacı boy kilo, terleme oranı ve yediği şeylerdeki su miktarına bağlı olarak değişiklik gösterir. Sen bol sebze meyve yersin, yarım litre yeter ama başkasının belki 4 litre içmesi gerekir. Yeterli su içip içmediğini idrarının renginden anlayabilirsin. Şeffaf olması gerek diye bir kanı var, doğru değil. Şeffaf olması fazla içtiğini gösterir. Koyu sarı olması da az içtiğini. Açık sarı olacak. Bu arada sabah kalktığında bir şey yemeden en az 20 dakika önce yarım veya bir limonun suyu ve tuz ekleyerek yarım litre civarı su içmenin çok faydalı olduğunu düşünüyorum. Ondan sonra gün içinde yemek saatlerine uzak vakitlerde ara sıra yudum yudum içebilirsin.
0
Psychender
(07.11.19)
(7)

yara izi kalmaması için

kibritsuyu
8 yaşındaki oğlum okulda arkadaşıyla boğuşurken gözlüğünün sapı kırılmış ve menteşesindeki metal kaşından elmacık kemiğine kadar çizmiş.dikişlik bir şey yokmuş. revirin dediğine göre öyle çok da kanamamış. pansuman yapıp kapatmışlar. yarayı göremedim, görsem de yorum yapamam ya.şimdi iz kalır diye k
8 yaşındaki oğlum okulda arkadaşıyla boğuşurken gözlüğünün sapı kırılmış ve menteşesindeki metal kaşından elmacık kemiğine kadar çizmiş.

dikişlik bir şey yokmuş. revirin dediğine göre öyle çok da kanamamış. pansuman yapıp kapatmışlar. yarayı göremedim, görsem de yorum yapamam ya.

şimdi iz kalır diye korkuyorum. iz kalır mı derseniz gözlük sapındaki metalin çizmesiyle? iz kalmaması için ne yapabiliriz, ne sürebiliriz?
0
kibritsuyu
(04.11.19)
domuz yağı.
0
eeb
(04.11.19)
contratubex veya sarı kantoron yağı. ama iz kalmaz diye düşünüyorum.
0
candide
(04.11.19)
madecassol krem yara ve yanıklarda oldukça başarılı. Ama oğlunuz yaş itibariyle kullanabilir mi onu eczacıya danışın.
0
hayvanat
(04.11.19)
daha çok küçük öyle iz kalmaz. ama içinize sinmiyosa candide+1
0
lcha
(04.11.19)
Kantaron yagi tabii. Iz kalacaksa da kalmaz. Gecmis olsun.
0
la.luna
(04.11.19)
Aloe vera. Cilt kekelerim geçti.
0
geçerkenugradım
(04.11.19)
Benim de tavsiyem kantaron yağı. Biz ailecek tüm yaralara kullanıyoruz, hem iz kalmıyor hem de hızlı iyileşme sağlıyor. Tabi tıbbi geçerliliği nedir bilemem.
0
yercekimini kendine ceken adam
(04.11.19)
(2)

günümüzde film izleme yöntemi ne?

kibritsuyu
film vizyondan kalktı, artık sinemalarda oynamıyor.eskiden video kaset vardı, vcd oldu, dvd oldu, bluray oldu. şimdi ne kitapçılarda dvd görüyorum, varsa da dikkatimi çekmiyor, ne teknoloji marketlerde oynatıcısına rastlıyorum.nereden izliyoruz vizyondan kalkan filmleri?illa netflix gibi bir platfor
film vizyondan kalktı, artık sinemalarda oynamıyor.

eskiden video kaset vardı, vcd oldu, dvd oldu, bluray oldu. şimdi ne kitapçılarda dvd görüyorum, varsa da dikkatimi çekmiyor, ne teknoloji marketlerde oynatıcısına rastlıyorum.

nereden izliyoruz vizyondan kalkan filmleri?

illa netflix gibi bir platforma mı üye olunacak? münferit, ben şu filmi izlemek istiyorum diyip izleyebilecek bir yöntem var mı? mesela parasını verip indirebileceğimiz bir site falan?

elbette yasal bir yöntem soruyorum. ötekiler hakkında bilgim var.
0
kibritsuyu
(30.10.19)
amazon prime video ve apple movie gibi sitelerden satın alabilir veya kiralayabilirsiniz
0
superb
(30.10.19)
yazınızdan anladığım kadarıyla kalıcı bir çözüm arayışındasınız. oysaki tek bir sistem üzerinden istediğimiz film veya diziyi izlemek.. pek olası değil. ben kendi adıma, izleyeceğim bir film veya dizi olduğunda, onun ismini yazıp "izle" diye aratıyorum. eğer netflix, blutv. vb. platformlarda varsa 1 aylığına üye oluyorum.

daha sonra başka bir şey izlemem gerektiğinde yine aratıyorum. bakıyorum hangi platformda yer alıyor. tabi bu aşamada görüntü, ses, altyazı kalitesi de değerlendirmede yer alıyor.

özetle, izleme yapacağımız ürüne göre platform arayışı şu an bizi sonuca götürüyor diyebilirim.
0
daglien
(31.10.19)
(10)

"pota" nedir?

kibritsuyu
hani masterchef, survivor gibi yarışma programlarında eleme adaylarının olduğu gruba "pota" deniyor ya. "bu hafta eleme potasında cemre ile açelya var", "yaptığım yemekle potadan çıkacağım", "bu hafta kıvanç'ı potaya göndereceğim" vs.bu pota nedir hacı? basket potası gibi bir şey mi acaba? ne alaka
hani masterchef, survivor gibi yarışma programlarında eleme adaylarının olduğu gruba "pota" deniyor ya. "bu hafta eleme potasında cemre ile açelya var", "yaptığım yemekle potadan çıkacağım", "bu hafta kıvanç'ı potaya göndereceğim" vs.

bu pota nedir hacı? basket potası gibi bir şey mi acaba? ne alakası var?

ciddi soruyorum dalga geçmeyin. pota dedikleri şey ne?
0
kibritsuyu
(26.10.19)
Yok o demir memir eritme potasıyla ilgili bi metafor.
0
angelus
(26.10.19)
Pota (mecaz)
çeşitli şeylerin bir araya getirildiği, kaynaştırıldığı yer.
"Herkesi bir potada birleştiremezsiniz"
0
Northern Mariner
(26.10.19)
(bkz: melting pot)
0
heritage
(26.10.19)
bir metafor, bir mecaz olduğunun farkındayım elbet. o demir eritme potası da aklıma geldi de anlam veremedim.

yani elenecek adayları koyacak kap mı kalmadı? leğen de, kova de, tepsi de, dolap de, kutu de, sandık de, çuval de, torba de, sepet de.

pota niye? yani hangini hayatınızda kaç kere pota gördünüz? nereden çıkmış bu pota?
0
🌸kibritsuyu
(26.10.19)
Abi şimdi metalleri potaya koyduğunda yüksek ateşte eriyip gidiyorlar ya, yarışmacılar da “erimek-elenmek” maksadıyla potaya giriyor, sonra bazıları erimekten kurtulup dışarı çıkabiliyorlar, kendilerini kurtarmış, potadan çıkmış oluyorlar, o manada.
0
angelus
(26.10.19)
Pota ergitilen metalin bulunduğu büyk kaptır. Burdan kalıba dökülür, ergimiş metal kalıbın şeklini alır.
0
[GODDARD]
(26.10.19)
Yarışmanın ABD-İngiltere versiyonunda belli bir durumu tanımlamak için kullandıkları bir kelime, phraseler oluyor, onları dilimize mota mot alıyorlar böyle şeyler çıkıyor sonra. Bir benzeri "transfer window" var mesela gavurun kullandığı, bir kaç spor yorumcusundan duydum transfer penceresi açıldı, kapanıyor diye çalmışlar kullanmaya çalışıyorlar, ne iğrenç duruyor farkında değiller, bu da öyle bir şey işte
0
speedy
(27.10.19)
pota sözcüğünün bu manada kullanılmasının yaygın olduğunu ve kabul gördüğünü düşünüyorum. TDK sözlüğünde de mevcut çünkü.
sozluk.gov.tr
0
fezagezgini
(27.10.19)
Pota kelimesi mantıklı seçim. Potada metal eritilir, sıcaktır yani, potaya düşen yarışmacı zorlu, stresli bir zaman geçirmek zorunda sonuç belli olana kadar. Mecazen gayet sıcaktır potanın içi. Türkçe'de benzer anlamda "ateşten gömlek" diye bir deyim var mesela.
0
mikro patlama
(27.10.19)
Ben bunu basket potası gibi bir şeyden düşerek elenen insanlar olarak gözümde canlandırırdım. Şu görseldeki gibi mesela.

encrypted-tbn0.gstatic.com
0
Lim5
(27.10.19)
(4)

kilo verdiğimde göbeğim toparlar mı

kibritsuyu
tabii görmeden cevap vermek zor olsa gerek.boyum 1.80, kilom 105, yaş 40, cinsiyet erkek.zamanında çok yüzdüğümden olsa gerek (hala da fırsatını buldukça yüzerim), kollarım lömbür lömbür yağlı değil, omuzlarım geniş, bacaklarım da ince, dötüm de küçük denmez ama çamaşır leğeni gibi de değil. asıl bü
tabii görmeden cevap vermek zor olsa gerek.

boyum 1.80, kilom 105, yaş 40, cinsiyet erkek.

zamanında çok yüzdüğümden olsa gerek (hala da fırsatını buldukça yüzerim), kollarım lömbür lömbür yağlı değil, omuzlarım geniş, bacaklarım da ince, dötüm de küçük denmez ama çamaşır leğeni gibi de değil. asıl bütün sorun göbekte.

şimdi ben kilo versem, 80 kiloya düşsem, bu göbek derisi toparlar mı, yoksa sarkar mı?
0
kibritsuyu
(24.10.19)
bende toparladı ancak spor şart bu kütlede 25 kilo aman aman sıkıntı yaratmaz size
0
basond
(24.10.19)
çok hızlı kilo vermenin sarkmalara sebep olabileceğini duydum sağdan soldan ama 100 den 80 e düşen erkek için değil

140 dan 80 e düşen için problem o sarkma olayı.

110dan 90 a düştüm sarkma falan olmadı, aksine göbeğim sarkıyordu kilo verince toparlandı ufaldı :)
0
hem şişko hem deli
(24.10.19)
105ten 80e 1.80 boya hicbir sey olmaz
0
anais
(24.10.19)
40 yaşında toparlanma çok az olacaktır. Konunun kilo verme hızınla alakası yok.
0
arnold schwarzeneger
(24.10.19)
(2)

gözü bozuk f1 pilotu olur mu

kibritsuyu
arkadaşlar saçma olacak bir şey soracağım.gözü bozuk formula 1 pilotu (veya benzer bir yarış pilotu) olur mu? yani lensle falan yapılabilir mi bu spor?
arkadaşlar saçma olacak bir şey soracağım.

gözü bozuk formula 1 pilotu (veya benzer bir yarış pilotu) olur mu? yani lensle falan yapılabilir mi bu spor?
0
kibritsuyu
(13.10.19)
Var. ama çoğu göz ameliyatı oluyor yoksa lens gözünü yarıştayken fazla kırpamadığın için kurutuyor.
www.racefans.net

Hulkenberg gözlük kullanıyormuş lense geçmiş sonra ameliyat olmuş mesela.
0
bahoho
(13.10.19)
gozu bozuk pilotlar var ama belirli ameliyatlar ve belirli dereceye kadar izin veriliyor.

lensle kullaniliyor mi bilmiyorum. yarislarda kevlar ve motor sicakligindan dolayi inanilmaz su kaybi yasaniyor. 2-3 lt terleme yasaniyordu. gozluk buna asla musade etmiyor da lensi bilmiyorum.
0
turbo sadık
(13.10.19)
(5)

dijital saat tavsiyesi (akıllı bileklik tarzı da olur)

kibritsuyu
babam için düşünüyorum.aradığım özellikler çok değil1. saati dijital olarak göstersin2. ışıklı olsun. ama öyle lcd ekranın arkasından ışık verilmiş şeklinde değil, doğrudan rakamların kendisi ışıktan olsun.3. rakamları büyük olsun, yakın gözlüğü olmadan rahatça görebilsin.4. su geçirmez olsun (yüzü
babam için düşünüyorum.

aradığım özellikler çok değil

1. saati dijital olarak göstersin
2. ışıklı olsun. ama öyle lcd ekranın arkasından ışık verilmiş şeklinde değil, doğrudan rakamların kendisi ışıktan olsun.
3. rakamları büyük olsun, yakın gözlüğü olmadan rahatça görebilsin.
4. su geçirmez olsun (yüzülebilsin).

onun dışında akıllı saatlerde bulunan adım sayar, nabız, hede hödö falan lazım değil. tek amaç gece uyandığında gözlük arama derdi olmadan karanlıkta saati görebilmek.

benim mi band 3'ü verdim, al kullan, beğenirsen senin olsun diye. beğendi ama rakamları çok ufak olduğu için işini görmedi.

bütçe de 100 lira civarı diyeyim.
0
kibritsuyu
(09.10.19)
bu özelliklerde 100 liralık saatler çok adi oluyor. Up Watchlar var rakamları gayet büyük ama suya dayanıklılığı iyi değil.

mi fit'de zaman göstergesi ayarı vardı oradan değiştirmeyi denediniz mi?
0
kablelvuku
(09.10.19)
o zaman casio f91w alman lazım.
www.hepsiburada.com

"çocuk saati gibi durur" dersen metal olanını al.
www.hepsiburada.com

istersen nato strap da takarsın.
i.redd.it
0
sinek kral
(09.10.19)
decathlonda aranan ozelliklte hem de 99 liraya saat var.
0
turbo sadık
(09.10.19)
www.amazon.com

aradiginiz boyle bir sey olsa gerek.
0
tabudeviren
(09.10.19)
Yakın görmezler, karanlıkta hele bir de uykudan uyanınca iyice yakın görmez oluyorlar. Dijital ekran yazıları hele hiç göremiyorlar.Olayı kol saati ile çözemezsiniz.

Benim tavsiyem İkea'da el çırpınca ışığı yanan duvar saatleri var. Net çözüm.

İlla ki kol saati diyorsan, boş ekranlı akrep,yelkovanlı, akrebi ve yelkovanı fosforlu bir saat bak.
0
Mirket
(09.10.19)
(2)

xiaomi mi band 4

kibritsuyu
arkadaşlar mi band 3 kullanıyorum, gayet de memnunum.şimdi mi band 4 çıkmış. renkli ekran, yok müzik değiştirme vs. bunların hiçbiri umurumda değil, lazım da değil. ama mi band 4'te yüzme takibi varmış. yani egzersizlere yüzmeyi tanımlamışlar, stilleri tanıyıp kaç kulaç atıldığını, ne kadar mesafe y
arkadaşlar mi band 3 kullanıyorum, gayet de memnunum.

şimdi mi band 4 çıkmış. renkli ekran, yok müzik değiştirme vs. bunların hiçbiri umurumda değil, lazım da değil.

ama mi band 4'te yüzme takibi varmış. yani egzersizlere yüzmeyi tanımlamışlar, stilleri tanıyıp kaç kulaç atıldığını, ne kadar mesafe yüzüldüğünü falan sayıyormuş.

ben yüzen bir insanım. koşu veya fitness yapmadığım için 3'ün egzersiz modları benim işimi görmüyor. yüzerken denedim, nabzım dışında ölçebildiği bir halt yok haliyle.

mi band 4'ü yüzerken deneyen var mı? yüzme mesafesini, kalori hesabını, kulaç sayısını vs. doğru ölçebiliyor mu? ölçebiliyorsa sırf bunun için almak istiyorum, yıllardır aradığım cihaz çünkü.
0
kibritsuyu
(08.10.19)
1 kere denedim. doğru ölçüyor gibi. fakat her gidiş sonrası saatte yönünün değiştiğini belirlemen gerekiyor. saat bunu anlamıyor.

mesela 50 metrelik havuz. 50 metre gidince bileklikte diğer tarafa döndüm diye telefonlardaki açmak için kaydır gibi bir hareket yapıyosun. bu sulu şekilde bazen zor olabiliyor. suda düzgün çalışmıyor çünkü dokunmatiği.
0
tinky winky
(08.10.19)
yüzmede denedim ben de. 25m'lik havuzda 20 kere gidip geliyorum, hatta ara sıra dinlendiğim filan da oluyor. onu algılamıyor. tur atıyormuşsun gibi sayıyor. kullanım kitapçığından/internetten filan bi bak derim. belki ben kullanamadım.
0
reddoggsaysraffraff
(08.10.19)
(1)

samsung telefon - arayan fotoğrafı

kibritsuyu
samsung note 5 kullanıyorum. modeli çok önemli değil, sorum farklı samsung'lar için de geçerli.bazı kişilere profil fotoğrafı ekledim, ararken çıksın diye. eskiden (bu telefonda mıydı, eski telefonumda mıydı tam hatırlamıyorum), fotoğrafı olan biri aradığında ekranda kocaman, neredeyse tam ekran fot
samsung note 5 kullanıyorum. modeli çok önemli değil, sorum farklı samsung'lar için de geçerli.

bazı kişilere profil fotoğrafı ekledim, ararken çıksın diye. eskiden (bu telefonda mıydı, eski telefonumda mıydı tam hatırlamıyorum), fotoğrafı olan biri aradığında ekranda kocaman, neredeyse tam ekran fotoğrafı çıkar, üstünde de adı ve numarası yazardı. ta cehennemin dibinden de baksam koca ekranda arayanı görürdüm.

güncelleme mi geldi ne halt olduysa şimdi koskoca ekran boş, arayanın resmi ortada 5 kuruş boyutunda bir yuvarlak içinde çıkıyor.

olm mal mısınız, o fotoğrafı seçecek kadar yaklaşınca zaten ismini de okuyorum.

babamın gözleri biraz zayıf. o da telefonu ilk aldığında hepimiz resimlerimizi koyduk, aradığımızda kim arıyor diye yazı okumakla uğraşmasın, resmimizi görsün diye. güncelleme mi geldi ne olduysa resim bit kadar oldu. adam da resmi göremez oldu, yazıyı okuyacam diye eziyet çekiyor.

yok mu arayan kişinin fotoğrafı ekranda kocaman çıksın, bunun bir yolu?
0
kibritsuyu
(02.10.19)
ben de ariyorum bunu ama ekstra bir uygulama olmadan tamamen telefondan telefona degisiyor. telefonun stok uygulamasindan baska bir arama uygulamasi deneyebilirsiniz belki.
0
tanaka
(02.10.19)
(5)

pdf'e kaşe imza yapmak

kibritsuyu
her ay mail yolu ile bir sürü pdf uzantılı mutabakat formu gönderiyorlar. mutabıkız yazıp kaşe imza yapıp geri göndermem gerekli.çıktı al, kaşele imzala, sonra tekrar tara, pdf dosyasını bul, mail at zor geliyor artık. boşa kağıt harcıyorum, tarayıcı ağda çalışıyor ve içeri odada, git kağıdı koy, ge
her ay mail yolu ile bir sürü pdf uzantılı mutabakat formu gönderiyorlar. mutabıkız yazıp kaşe imza yapıp geri göndermem gerekli.

çıktı al, kaşele imzala, sonra tekrar tara, pdf dosyasını bul, mail at zor geliyor artık. boşa kağıt harcıyorum, tarayıcı ağda çalışıyor ve içeri odada, git kağıdı koy, gel taramayı başlat, git kağıdı geri al ohooo.

mutabıkız yazısıyla birlikte kaşe ve imzayı tarayıp jpg yapsam, gelen pdf'in üstüne bunu koyup merge etsem yollasam hiç çıktı alıp taramakla uğraşmadan.

neyle yaparım ben bunu? pdf'ler için foxit kullanıyorum. yapıyor mu böyle bir şey? nasıl oluyor?
0
kibritsuyu
(02.10.19)
Macbook’ta bir çaresi var

www.sihirlielma.com
0
her giriste sifresini unutan adam
(02.10.19)
şöyle yapıyorsun. maile yanıt verip, mutabıkız yazıyorsun.
cevap geliyor, kaşe imza diye. tarayıcımız bozuk diyorsun.
tarayıcımız, başka departmana alındı diyorsun. alıştırmıyorsun.

sizinkinde kaşe imza yok, önce istediğiniz gibi, kendiniz gönderin diyorsun.
tabi bunlar biraz öz güven ister. bol şans.
0
ayaklibalik
(02.10.19)
hocam
olur
nitro pdf
ile kase imza yapistirabilirsin
ya da editleyebilirsin

ya da smallpdf ile word e cevirip
yapistirirsin


tarayıcı bozuk felan deme sakın ne yapiyorsun :)
0
kingcyrax
(02.10.19)
en kolayı nitro pdf, 10 sn alır.

az uzunu: pdf sayfasının ekran görüntüsünü al. resim dosyasını paint ile açıp kaşe-imza yapıştır. sonra uygun resim editörüyle pdf olarak kaydet (en kolayı irfanview)
0
507
(02.10.19)
stajyerler tarayıcı bozuk cevabımı neden beğenmediniz.
firmalar artık on-line mutabakata geçti. kim uğraşacak tarayıcı ile.

her ay bu şekilde gönderenlerden önce siz de gönderebilirsiniz.
0
ayaklibalik
(02.10.19)
(3)

Sporcuların çorapları

kibritsuyu
Çoğunlukla görüyorum, hep dizlerine kadar çekilmiş uzun çorap giyiyorlar. Hadi futbolcuları anlıyorum, içine tekmelik koyuyorlar. Tekmeyle işi olmayan adam da dizine kadar çorap giyiyor.Benim için çorabın tek amacı; ayağımın terini emsin, ayak doğrudan ayakkabı ile temas etmesin, ayağım yara olmasın
Çoğunlukla görüyorum, hep dizlerine kadar çekilmiş uzun çorap giyiyorlar. Hadi futbolcuları anlıyorum, içine tekmelik koyuyorlar. Tekmeyle işi olmayan adam da dizine kadar çorap giyiyor.

Benim için çorabın tek amacı; ayağımın terini emsin, ayak doğrudan ayakkabı ile temas etmesin, ayağım yara olmasın vs. Yani ayağımla ayakkabının temasını kessin yeter. Hadi düşüp ayakkabının içine kaçmasın diye bileğe kadar gelsin.

Dize kadar çorabın amacı ne? Şık da durmuyor bence. Kalf'leri falan sıksın kasları tutsun gibi bir amacı mı var?
0
kibritsuyu
(29.09.19)
üsümemek.

terliyorsunuz, ter asagiya dogru akiyor usulca. bu sirada ayaginiz üsüyebilir, konsantrasyonunuzu bozabilir.

bunlar disinda rüzgar eser, bocek konar gibi seyler konsantrasyonu bozacagi icin kullaniliyor.

ek olarak baska bir nedeni ise zamaninda bu islerde sorgu sual olmazdi, ne gördüysen devam eder, zamaninda alismis adam aynisina deva ediyor haliyle.
0
duygusuzromantik
(29.09.19)
Bisikletçiler için, la vuelta izlerken duymuştum, çoraplar hava sürtünmesinin etkisini azaltarak 20 kilometrede 2 saniye avantaj sağlayabiliyor gibi bir şeyler söylemişlerdi, rakamları yanlış hatırlıyor olabilirim ama bu tür bir etki. Baya dizaltına kadar çorap çekme sebepleri sanırım bu. hatta ufak bi aratınca şöyle bişi gördüm mesela:

bikerumor.com
0
nimberjack
(29.09.19)
kan basıncını artırsın diye varis çorabı gibi şeyler giyenler de var.
0
babilbaligi
(30.09.19)
(14)

bu nerenin şivesi (ağızı?)

kibritsuyu
geliyalaa gidiyalaa şeklindeki konuşma hangi yörenin ağzı?
geliyalaa gidiyalaa şeklindeki konuşma hangi yörenin ağzı?
0
kibritsuyu
(19.09.19)
ege koyleri de boyle
0
jimicik
(19.09.19)
Ege değil, geliverin gidiverin, gelipbatır... gibi kullanıyolar.Gelivee derler.

laiklik elden gidiyeah diyen abi nereliydi acaba? onun memleketi işte.
0
lcha
(19.09.19)
batı egenin kırsal kesim şivesi bu. babam ve oğlum'u hiç mi izlemediniz yaw??
0
'
(19.09.19)
afyon olabilir.
0
tabudeviren
(19.09.19)
Afyon değil. Afyon antalya falan: geliyolaa

Bu geliyalaa sinop civarı olabilir.
0
Kahir ekseriyet
(19.09.19)
samsunlu olarak biz de öyle konuşuyoruz.
en azından iç kısımlarda.
0
m e b
(19.09.19)
Laiklik elden gidiyeah diyen amca Sinop veya Kastamonuluydu sanırım
0
burya
(19.09.19)
ordu.
laiklik elden gidiya iltica geliyaaa.
ordu ağzı.
0
turbo sadık
(19.09.19)
Geliyala gidiyala diyorsa kastamonudur.
0
Tears of Devil
(19.09.19)
Kastamonu civarı
0
damla sakızlı dondurma
(19.09.19)
Bilecik'in bazı ilçeleri canlandı gözümde. Gölpazarı ve Yenipazar mesela.
0
siyah noktali film
(19.09.19)
anthemis +1

rahmetli babaanem kastamonuluydu ve böyle konusurdu
0
mamu
(19.09.19)
Kastamonu, Karabük tarafı.
0
aksi kanitlanmadikca cocuktur
(19.09.19)
arkadaşlar aradığım cevap bolu imiş.

bir numaralı örneği de seksenler dizisinde gıcık bi hastabakıcı karakter vardı, tam olarak aradığım o adamın konuşması imiş. o tip aklıma gelince gogılladım, bolu çıktı karşıma.
0
🌸kibritsuyu
(19.09.19)
(5)

wok tava tavsiyesi

kibritsuyu
sadece normal tavanın kenarları yükseltilmişi olmasın, wok tava gibi wok tava olsun. tavayı sallayarak içindekileri çevirebileceğim kadar dengeli olsun. ayı gibi ağır olmasın. dandik tenekeden de olmasın tabi.bu çok şart değil ama mümkünse sapı metal olsun. sapı metal olmayanlar elde sallayarak çevr
sadece normal tavanın kenarları yükseltilmişi olmasın, wok tava gibi wok tava olsun.

tavayı sallayarak içindekileri çevirebileceğim kadar dengeli olsun. ayı gibi ağır olmasın. dandik tenekeden de olmasın tabi.

bu çok şart değil ama mümkünse sapı metal olsun. sapı metal olmayanlar elde sallayarak çevrilmeyecek kadar ağır ve iki sallayışta o sap gevşiyor.

kaplaması da biraz dayanıklı olsun. yani iki kullanımda çizilip kararmasın.

bütçe maksimum 200 lira.
0
kibritsuyu
(12.09.19)
www.morhipo.com

buna çok benzeri ama sanırım eski seri olanı var bende. açık gri. işimi çok görüyor memnunum ama istediğiniz gibi mi emin olamadım. elde çevriliyor ama tüy gibi değil.
0
bir ileti paylastim
(12.09.19)
Ben sunu www.krc.com.tr kullaniyorum, cok guzel
0
somethinginthewayshemoves
(12.09.19)
www.ikea.com.tr

aradığın şey bu olabilir, ben de bu aralar wok tava bakınıyorum, tefal ile kötü bir maceram var o yüzden ikea ürünleri bu aralar favorilerim arasında.
0
blue rebel motorcycle club
(12.09.19)
bütçenizi 12 lira aşıyor ama ben şundan almayı düşünüyorum.
www.hepsiburada.com

bir de şu var:
www.hepsiburada.com

içindekileri sapından tutup değil de, spatulayla çeviririm derseniz gayet iyi bence.
bu markanın saç kavurma tavasını kullanıyorum, memnunum.
0
blatta hiberna
(12.09.19)
blatta hiberna'nın ilk linkteki ürününü kullanıyorum, memnunum. eşek ölüsü gibi değil ağırlığı, rahatça içindekileri sallayarak çevirebiliyorum. bundan önceki ikea idi (blue rebel motorcycle club'ın paylaştığı değil), ama o biraz tenekemsiydi ve çizilen cinstendi.
0
brena
(12.09.19)
(8)

meyve fidanı tavsiyesi

kibritsuyu
bodrum'da bir yazlığımız var. etrafında da ufacık bir bahçesi var işte çiçek falan.buraya genellikle temmuz sonu, ağustos başı gibi gidiyoruz. istiyorum ki oğlumla bahçeye bir veya birden fazla ağaç dikelim, ileride oğlum kendi diktiği ağacın meyvesini yesin.yıllar önce ben çocukken bahçeye malta er
bodrum'da bir yazlığımız var. etrafında da ufacık bir bahçesi var işte çiçek falan.

buraya genellikle temmuz sonu, ağustos başı gibi gidiyoruz. istiyorum ki oğlumla bahçeye bir veya birden fazla ağaç dikelim, ileride oğlum kendi diktiği ağacın meyvesini yesin.

yıllar önce ben çocukken bahçeye malta eriği (yeni dünya) çekirdeği gömmüştüm, filizlendi (bir sürü çekirdek gömmüştüm de bir tek bu çıktı). şimdi koca ağaç ve dalları kırılırcasına meyve veriyor. aşılı falan da değil ha, doğrudan çekirdekten çıktığı haliyle. o benim gözbebeğim. ama maalesef nisan mayıs gibi verdiği için ne biz ne başkası yiyebiliyor. yazın gittim, bütün meyveler ya dökülmüş, ya üstünde kurumuş. fırsat olup baharda gidecez de peey.

şeftali vardı eskiden, önce meyveleri sonra ağacın kendisi kurtlandı, çürüdü, söktük.

şeftaliyi söktüğümüz yere limon diktik, o da 4-5 yıldır bodur kaldı. 1 tane limon vardı üstünde daha yeşil, olgunlaşana kadar tatil bitti, yeşil haliyle kopardım, lime niyetine içkimize kattık.

3 yıl önce çiçekçiden armut fidanı aldım, oğlumla birlikte diktik, can suyu verdik falan. o da yerini mi sevmedi nedir, 3 yıldır ne büyüyor, ne meyve veriyor. bu yıl iki tane armut vermiş, ona da yetişemedik.

temmuz sonu, ağustos başı gibi meyve veren, bodrum iklimine uygun ne ağacı dikelim biz buraya?
0
kibritsuyu
(27.08.19)
Fidanları bölgedeki bir fidanlıktan alın demeye geldim. Başka şehirden kargoyla falan değil. İklime alışık olur böylece
0
kisa
(27.08.19)
Kaktüs olabilir meyve veren cinsi, prickly pear diye geçer türkçesini bilmiyorum. Bodrum'da yetişiyor hem de bitkisi güzel. Meyve Mevsimi ağustos.

İncir de olabilir o da yetişir. Meyve dönemi de sizin dönemler aşağı yukarı.

Bir de badem olabilir o da güzel olur. O daha temmuz başı-ortası gibi olur ağustosa kalmayabilir
0
mirafiori
(27.08.19)
@mirafiori

türkçesi kaynana dili. aslında o kadar da arsız bir şey ki yörede yol kenarlarında bile var bundan. pazarda meyvesi satılıyor. lakin dikenli kabuğu olduğundan soyup yemesi de ayrı eziyet. tadını da sevmedim, oğlum yemedi ama onun da pek seveceğini sanmıyorum.. bi de pek ağaç kategorisine sokamadım onu.

incir iyi fikir. bir de vişne geldi aklıma ama. ya da yine şeftali ile şansımızı deneyebilir miyiz acaba.
0
🌸kibritsuyu
(27.08.19)
Fidan almanıza gerek yok bence. Beğendiğiniz meyvelerin çekirdekleri iş görür.

(bkz: #32739497)
0
komando kani var bende
(27.08.19)
kızılcık/kiren severseniz araştırın. şuan karadenizde olmuş durumda...
0
qobel
(27.08.19)
@komando:

bunu ilkbaharda denedim (limon, portakal, kivi, elma, kiraz, papaz eriği vs), hani yaza kadar azıcık filizlenirlerse götürüp bahçeye dikerim diye. limonlar çekirdeğini patlatıp kök çıkardı ama toprakta filizlenmediler, elimde patladı. beceremedim yani.
0
🌸kibritsuyu
(27.08.19)
Bu zamanda şeftali ve incir oluyor. hatta şeftali bir iki hafta geçti zamanı ama yetişirsiniz belki.
0
kitik
(27.08.19)
üzümü de düşünün derim. hem bu aylarda orda meyve verir, hem de yaprağını toplayıp sarma yaparsınız, yaprakta balık yaparsınız, olur da olgunlaşmamış taneleri olursa koruk ekşisi yaparsınız. olur da hastalık kaparsa kurursa falan yenisini ekip yeniden meyve almanız 2-3 sene sürer en fazla
0
yemrem
(27.08.19)
(3)

whatsapp mesaj editörü / mesaj saklama görüntüleme vs

kibritsuyu
arkadaşlar whatsapp denen uygulama artık çığrından çıktı. arkadaşlar arasında mesajlaşma uygulaması, oldu sana bütün işlerin üerinden yürüdüğü, bütün evrak alışverişinin, yapılması gerekenlerin üzerinden döndüğü bir iş uygulaması.adam kimlik fotosu atıyor, su tarihte işe giriş yap diyor. eskiden bu
arkadaşlar whatsapp denen uygulama artık çığrından çıktı. arkadaşlar arasında mesajlaşma uygulaması, oldu sana bütün işlerin üerinden yürüdüğü, bütün evrak alışverişinin, yapılması gerekenlerin üzerinden döndüğü bir iş uygulaması.

adam kimlik fotosu atıyor, su tarihte işe giriş yap diyor. eskiden bu işler maille olurdu. ya da bir evrak istiyor, whatsapp'tan at diyor. kolayına geliyor herkesin.

telefonum elalemin kimlik çöpüne döndü. resmi indirip arşivlemek işimi görmüyor. önünde berisinde yazılanlar da lazım, gönderildiği tarih lazım. bu yüzden telefonda duruyor hepsi. durması da lazım. 3 yıl sonra bile herif çıkıp "ben sana şu gün göndermiş olmam lazım, sen işe girişi geç yapmışın" falan derse açıp burnuna sokabilmeliyim. silemiyorum telefondan.

tamam drive yedekliyor, ne bileyim ben yedekliyorum da yedeklediğim şey de ancak yine telefonda açılıyor. başka türlü yedekleme de ancak text dosyası ile oluyor.

yok mu şöyle bilgisayara, hariciye, flaşa falan atıp sonra bilgisayarda aynen açabilmemin bir yolu?
0
kibritsuyu
(20.08.19)
sohbeti dışa aktar - medyaları dahil et diyip drive'a veya e-postanıza o kişinin tüm sohbetini medyalar dahil .zip formatında kaydediyor.
0
alwayschargeneverbend
(20.08.19)
peki o zip formatını ne yapıyoruz sonra? drive'da durmaktan gayrı benim ne işime yarıyor?

yani soruda da sorduğum üzere; o dosyayı neyle, hangi programla açıp içine bakıyoruz?

ayrıca 150 tane benzer sohbet var yedeklemem gereken. tek tek mi yapacağım bunu?

toplu olarak bütün vatsap külliyatını alıp, bilgisayarda aynen açıp kullanmak istiyorum. telefonda durmasın, silecem telefondan ama bir yerde de durması ve ulaşılabilmesi lazım.
0
🌸kibritsuyu
(20.08.19)
bu bahsedilen alıştığınız tarzda komple yedek değil, evet her sohbet için teker teker yapmanız gerekecek maalesef.
drive'a şimdi yedekledim denemek için, medyaları dahil ettiğimde mesajların önemli bir kısmını almadı, fakat medyaları eklemediğimde tüm sohbeti yedekledi, ve .txt dosyası olarak. muhtemelen iki farklı defa yedek alıp birinde medyaları eklemek daha mantıklı olur, bu şekilde hem metin hem medya yedeklenmiş olur.
fakat .txt dosyasında medyaların hangisi olduğunu ayırmanın bir yolu yok gibi görünüyor, o satır "29/04/2019, 21:18 - gkhncnzdgn: <Media omitted>" şeklinde yazılı. drive'da hangisi olduğunu bulmanın da bir yolu yok gibi geldi bana.
yani düşündüğünüz kadar kötü değil, ama mükemmel de değil.
0
gkhncnzdgn
(20.08.19)
(5)

doktor yazısı okumaca vol.76

kibritsuyu
şu iki raporda ne yazdığını tercüme edebilecek sümeroloji uzmanı var mı aranızda?https://eksiup.com/p/f766888mcpxshttps://eksiup.com/p/zn66890e78sryahu sevgili doktor arkadaşlarım, hekimler, tabipler. yahu sizin bize gareziniz nedir abicim? yazdığınız yazıyı insan okuyacak. hadi eczacılar alışmış (k
şu iki raporda ne yazdığını tercüme edebilecek sümeroloji uzmanı var mı aranızda?

eksiup.com
eksiup.com

yahu sevgili doktor arkadaşlarım, hekimler, tabipler. yahu sizin bize gareziniz nedir abicim? yazdığınız yazıyı insan okuyacak. hadi eczacılar alışmış (ki onun da okuyamayanını gördüm, ben söyledim glukofen yazdıydı ama o olabilir mi acaba diye), siz niye biraz özen göstermiyorsunuz? tamam acele iş yapıyorsunuz, 4564895 tane hasta bakıyorsunuz da karşınızdaki adama da saygı yahu. sizin yazdığınız yazıyı ben okuyacağım. adam iş kazası geçirmiş, tek bildiğim bu. ama acildeki doktorun yazdığından adama ne olmuş anlamam mümkün değil. bu raporu benim okuyup sisteme girmem lazım personelimiz iş kazası geçirdi diye. iş kazası sistemi de maşallah ıncık cıncık soruyor. illa okumam lazım. inci gibi yazmıyorsanız da azıcık okunaklı olsa ne olur ya, "yazdım benim görevim bitti ehehe" mi diyorsunuz?
0
kibritsuyu
(01.08.19)
2. fotoyu net çeker misin? zaten cidden inanılmaz çirkin bir yazı, arada kelime bile seçmek çok zor net olmayınca :)
0
bir ileti paylastim
(01.08.19)
net çekemem çünkü şantiyedeki kaza geçiren usta çekip yolluyor bunları. keşke kağıt benim elimde olsa. usta tayfasına düzgün resim çektirmek pek mümkün olmuyor. daha önce denedim, yahu net çek, ekrana tam denk getirip çek diye, yapamadı, pes ettim.
0
🌸kibritsuyu
(01.08.19)
1. Kafasına metal düşme sonucunda/şikayetiyle (?) Gelen hasta

2. hiç okunmuyor net değil.

Sizin işçiden hikayenin birazını öğrenme şansınız yok mu? Biraz bilsek bişeylere benzetiriz ama bu şekilde çok zor. Alternatif olarak acil sekreterliği aranıp sistemdeki epikrize ne yazılmış o öğrenilebilir.
0
curukturpkokusu
(01.08.19)
2. Sayfa 2. Paragrafta il cümle şu an için hayati tehlikesi yoktur
0
curukturpkokusu
(01.08.19)
Tam cümleleri tercüme edemiyorum ama basit tıbbi müdahale ile giderilebilir, geçici hekim raporudur, kesin rapor beyin cerrahi tarafından verilmelidir yazıyor.

2. Sayfanın üst kısmında sadece sağ paryetalde diye bir yeri okuyabildim.
0
curukturpkokusu
(01.08.19)
(5)

doktor yazısı okumaca (lens reçetesi)

kibritsuyu
geçen yıl da sormuştum, cevap gelmemişti.ne yazmış şimdi bana? bc değerim neymiş? bütün değerleri yazmış anasını satayım, hepsi uyar mıymış yani? yazdığı markaları da okuyamıyorm. hangi lensi yazmış bana?https://eksiup.com/p/7465905ezd3t
geçen yıl da sormuştum, cevap gelmemişti.

ne yazmış şimdi bana? bc değerim neymiş? bütün değerleri yazmış anasını satayım, hepsi uyar mıymış yani? yazdığı markaları da okuyamıyorm. hangi lensi yazmış bana?

eksiup.com
0
kibritsuyu
(31.07.19)
Gecen yıl da cevap vermiş olabilirim. Lens acuvue oasis günlük lens alttakini okuyamadım.
0
curukturpkokusu
(31.07.19)
evet geçen yılki tek cevap da sizden gelmişti teşekkürler. ama çok faydalı olmamıştı, çünkü eğer şart değilse günlük lens istemiyorum. o yüzden alttakini de okuyabilmek istiyorum.
0
🌸kibritsuyu
(31.07.19)
Hocam, aylık Acuvue Oasys

BC: 8,4
DIA: 14

gayet olur size. 13 yıldır lens kullanıyorum farklı farklı markalar denedim. Esas mevzu, değerlerinize en uyan lensi bulmak, yani doktorun verdiği markaya bu kadar bağlı olmaya gerek yok. BC ve derecenize uyan bulursanız tüm lensler olur zaten.
0
lcha
(31.07.19)
Alta marka yazmamış, aylık veya günlük yazmış
0
curukturpkokusu
(31.07.19)
zaten 2-3 yıldır acuvue oasys 8.4 kullanıyorum. memnundum da. ama son zamanlarda çok da rahat değilim.

doktor acuvue oasys'in 1 günlük lenslerini de tester olarak vermişti bir çift. onu denedim, hoşuma gitti, ama dediğim gibi günlük de kullanmak istemiyorum, çok pahalıya geliyor.

acuvue oasys 15 günlük lens. iki kutu alıyorum (numaralar farklı çünkü), 3 ay gidiyor, 180 lira. hadi 1 şişe de solüsyon koyalım 200 lira olsun.

günlük lens 30'luk 2 kutu alıyorum, 1 ay gidiyor, 220 lira. 3 aylık alsam 660 lira. yazık, neredeyse 4 katı.
0
🌸kibritsuyu
(31.07.19)
(3)

çanakkale/bozcaada civarı uygun otel

kibritsuyu
çanakkale, bozcaada ve o civarda adı aklıma gelmeyen her yer olabilir. bayramdan önceki hafta (1 ağustos-9 ağustos arasında) anne-baba-çocuk şeklinde çekirdek aile için, temiz, uygun fiyatlı, denizi güzel bir otel önerebilir misiniz?not: ankara'dan geleceğiz, aracımız var.
çanakkale, bozcaada ve o civarda adı aklıma gelmeyen her yer olabilir. bayramdan önceki hafta (1 ağustos-9 ağustos arasında) anne-baba-çocuk şeklinde çekirdek aile için, temiz, uygun fiyatlı, denizi güzel bir otel önerebilir misiniz?

not: ankara'dan geleceğiz, aracımız var.
0
kibritsuyu
(22.07.19)
fiyat bilmiyorum. ege otelde kaldık beğendik.
bozcaadaya araçsız girmek daha mantıklı olabilir. aklınızda olsun.
0
kisa
(22.07.19)
ataol tatil çiftliği diye bir yer buldum. yer de uygun, fiyatları da genele göre fena değil. ama yorumlarda kimi çok övüyor, kimi de çok gömüyor.

rezervasyon yaptırdım ama ücretini henüz yollamadım.

fikri olan var mı?
0
🌸kibritsuyu
(22.07.19)
Assos'a yakin Sivrice Rıhtım Motel. bungalovlar yapmislar 8-10 tane onlarda kaliyorsun, restaurantdaki yemekler guzel, plaj sakin, guzel bir koy.
0
cooperr
(22.07.19)
(8)

serdar ortaç'ın bal döküp yalamalı klibi

kibritsuyu
ön not: göbekten zeytin yemeli karabiberim'den bahsetmiyorum.arkadaşlar yıllar önce sormuştum, tekrar soruyorum. 90'lı yılların ikinci yarısında (veya 2000'lerin başında) serdar ortaç'ın bir klibi vardı, klipte birtakım kadınlar birbirinin üzerine bal döküp yalıyordu. son derece erotik bir klipti.ki
ön not: göbekten zeytin yemeli karabiberim'den bahsetmiyorum.

arkadaşlar yıllar önce sormuştum, tekrar soruyorum.

90'lı yılların ikinci yarısında (veya 2000'lerin başında) serdar ortaç'ın bir klibi vardı, klipte birtakım kadınlar birbirinin üzerine bal döküp yalıyordu. son derece erotik bir klipti.

kime sorduysam hatırlamıyor. böyle bir şeyi nasıl hiç hatırlayan çıkmaz. google'da envayi çeşit arama kriteriyle arattım bir şey çıkmadı. sanatçıyı mı yanlış hatırlıyorum diye arattım, yine çıkmadı. rüya mı görmüşüm, bi tarafımdan mı uydurmuşum, böyle bir hayal kurmuş olamam, kendimden şüphe etmeye başladım ama var olduğuna eminim. benim için hugo'da küfür eden çocuk kadar gizemli bir durumdur.

hatta şarkı da ben adam olmam/loco para amar gibi hatırlıyorum ama o şarkının klibi öyle değil, gayet normal.

zaman yolculuğu yapıp klibi mi yok ettiler nedir, biri hatırlasın lan lütfen.
0
kibritsuyu
(20.07.19)
yok öle bişe
0
vladimirdökümov
(20.07.19)
adamın öyle bir klibi yok.
0
tabirimekruh
(20.07.19)
deliricem arkadaş. böyle bir şeyi ben kafamdan uydurmuş olamam. kimse hatırlamıyor, hiçbir şey çıkmıyor. hadi internetten her şeyi sildirdin, kimse nasıl hatırlamıyor?
0
🌸kibritsuyu
(20.07.19)
Metin arolatin vardi yogurtlu idi ama

34. Sn
youtu.be
0
basond
(20.07.19)
O zamanlar zeytinli kliple taşak geçenler vardı. O taşak geçmeli kliplerden biridir yüksek ihtimal. Grup Vitamin ya da benzeri grupların bir klibi olabilir.
0
podrostok
(20.07.19)
serdarın değil de tarkanın oynadığı hazır kart reklam çekimlerinde öyle bir şey vardı ama kadın yoktu. tek başına yalıyordu (bu nasıl cümle be)
0
heidi'nin dedesi
(20.07.19)
değil. hiçbiri değil.

metin arolat değil, onu biliyorum.
vitamin'in vaşak geçmeli klibini de biliyorum, o da değil. zaten öyle bir şey değil.
tek başına falan da değil.

bildiğin bikinili kızların birbirini yaladığı bir klipti. serdar ortaç'tan vazgeçtim, yabancı klip falan da olabilir belki, serdar'ı ben uyduruyorumdur. ama klipten eminim.
0
🌸kibritsuyu
(20.07.19)
aha alın işte yıllarca şizofren muamelesi yaptınız öyle bir şey yok diye:

youtu.be
0
🌸kibritsuyu
(09.02.25)
(2)

Güvenlik / mobese kameraları ses alıyor mu?

kibritsuyu
Haberlerde falan gösterilen mobese kaza videolarında, ya da "fren yerine gaza basıp dükkana daldı" şeklinde dükkanın güvenlik kamerasından alınan görüntüler hep iiihihiiihi dıırrkksssşşffhh diye fren ve çarpma sesiyle gösteriliyor.Kameralar hakikaten kaza sesini mi alıyor, yoksa haberciler hiç üşenm
Haberlerde falan gösterilen mobese kaza videolarında, ya da "fren yerine gaza basıp dükkana daldı" şeklinde dükkanın güvenlik kamerasından alınan görüntüler hep iiihihiiihi dıırrkksssşşffhh diye fren ve çarpma sesiyle gösteriliyor.

Kameralar hakikaten kaza sesini mi alıyor, yoksa haberciler hiç üşenmeden sessiz görüntüye kaza sesi mi montajlıyolar?
0
kibritsuyu
(18.07.19)
iki türlüsü de var, fakat piyasada kullanılan çoğu güvenlik kamerası ses kaydetmez. yeni yeni yaygınlaşıyor IP kameralar ile.
0
gkhncnzdgn
(18.07.19)
Üşenmiyorlar.
0
grgn
(18.07.19)
(4)

araba için bisiklet taşıyıcı (ucuz)

kibritsuyu
arada binerim diye 250 liraya letgo'dan temiz bir bisiklet aldım, bakımlarını falan yaptırdım, tıkır tıkır çalışıyor ama binmeyi de çok iyi bilmem, dolayısıyla çok da fazla bisiklet kullanamam. evin civarı da hem yokuş, hem binecek yer yok. trafiğe çıksam ilk dönemeçte ezilirim. arabaya takıp eymir'
arada binerim diye 250 liraya letgo'dan temiz bir bisiklet aldım, bakımlarını falan yaptırdım, tıkır tıkır çalışıyor ama binmeyi de çok iyi bilmem, dolayısıyla çok da fazla bisiklet kullanamam. evin civarı da hem yokuş, hem binecek yer yok. trafiğe çıksam ilk dönemeçte ezilirim. arabaya takıp eymir'e falan götürmek istiyorum ama bisiklet askıları bisikletten pahalı. bi de oğlanın bisikleti var etti 2 bisiklet.

2 bisikleti arabaya takıp taşıyabileceğim şöyle ucuz bisiklet askısı nereden bulurum? ikinci el kullanmadığınız askılara da talibim. yani 100 liradan fazla veresim yok. 50-60 falan olursa tadından yenmez.

şehir: ankara
0
kibritsuyu
(18.07.19)
ben bunu kullanıyorum, üç bisiklet ile 1500 kilometre yol yapmışlığım da var. bir sıkıntı olmadı.

edit: linki unutmuşum urun.n11.com
0
babilbaligi
(18.07.19)
açıklamasında 2 bisiklet diyor ama üçüncü de takılabiliyor mu? yani şu anda üçüncü bir bisikletimiz yok ama eğer olursa iki yetişkin (26 jant), bir de çocuk (20 jant) bisikleti de taşır mı diyorsun?
0
🌸kibritsuyu
(18.07.19)
n11 de ucuz model çok. 150 ye falan 3 bisiklet taşıyan, ek kayışlı falan modeller var. incele, araba modeline göre de mağazaya sor uyumlu olup olmadığını. uğraşmazsın.
0
hasmetizm 2046
(18.07.19)
ben taktım, taşıyor. fakat çocuk bisikleti 4 tekerli ise, yan tekerleri sökmek gerekiyor, o kadar. o da zaten 2-3 dakikalık iş...
0
babilbaligi
(18.07.19)
(15)

nasıl yavşak bir adam olunur?

kibritsuyu
beyefendilikten, temiz yüzlü çekingen çocuklukta kurtulmamın bir yolu var mı?daha önce de bahsetmiştim, insanların gözünde hatırım olsun istiyorum, yılların hukuku olan kişilerin bana jest yapmasını, hediye almasını falan bekliyorum. ama beni gariban beyefendi falan gördüklerinden herhalde hiç takan
beyefendilikten, temiz yüzlü çekingen çocuklukta kurtulmamın bir yolu var mı?

daha önce de bahsetmiştim, insanların gözünde hatırım olsun istiyorum, yılların hukuku olan kişilerin bana jest yapmasını, hediye almasını falan bekliyorum. ama beni gariban beyefendi falan gördüklerinden herhalde hiç takan olmuyor. onlar takmıyor da ben de taktıramıyorum kendimi.

örneğin ev tekstili satan mükellefim camına indirim yazmış. nevresim takımını gösterip şu takımlar kaça diyorum, "125 lira kampanyada onlar" diyor. hani bana ekstra indirim yapmasını falan geçtim, "ne fiyatı lan al beğendiğini götür" diyiversin istiyorum.

hadi o demiyor, ben çıkıp "bana da mı fiyat söylüyon abi, alıyom ben bunu helal et" diyip alıp gidebilmek istiyorum. böle yapan adamlar var, karşısındaki de "ehe ehe" diyip veriyor. ben bunu diyemiyorum.

yurtdışına gidip gelen mükellef her gelişinde ona buna hediyelik bir şeyler getiriyor (eşine dostuna değil, satıcısına, müşterisine bilmemne). faturasını da bana yolluyor. bir gün de bana bişey getirir mi diyorum, getirmiyor, ama ben de "abi o kadar gidip geliyon bi viskini çikolatanı da göremedik" diyemiyorum.

böyle yavşak bir adama dönüşmem mümkün mü 40 yaşımdan sonra?
0
kibritsuyu
(18.07.19)
Yavşak çok dünyada. Değilsen bence olma. Bir çikolata da eksik olsun. Kendi onurun kendine yeter.
0
Trene çelme atan adam
(18.07.19)
"karşısındaki de "ehe ehe" diyip veriyor"

arkasından da "amkdumun lavuğu" diyor içinden.

o insnlar yalnız, gerçek insan ilişkileri yok ve bok gibi hayatlar yaşamaya mahkum. sosyal sözleşme falan hesabına karşısındakini aptal yerine koyan insanlara nezaket gösteriyoruz, o kadar.
0
celeron 300a
(18.07.19)
evet gerçekten istiyorum. hayır içinden belki amk lavuğu diyor ama yine de benden çok saygı gördüğüne eminim bu tiplerin. sevgi saygı kibarlık insanlık bir yere kadar.

mesela benimle biraz samimi olan, senli benli olduğum herkes adımın sonuna -cım koyarak konuşuyor. niye lan bebe miyim ben? karşısındakini gariban görme ifadesi bu. bilerek değil ama, tipimden, konuşmamdan, davranışımdan karşımdaki beni öyle görüyor, öyle hitap ediyor, daha doğrusu öyle hitap edesi geliyor adamların. öyle olunca da sallanan miklenen bir adam olamıyorum. yavşak bir adam olsam cımlı cimli de konuşamaz, arkamdan "amk lavuğu" dese bile şu anki halimden daha çok saygı görürüm eminim. derdim sırf hediye, jest falan değil. jest mest bunun bir sonucu sadece. olmamasının nedeni.

nasıl kurtulurum bundan?

iyi adam olup gönül kazanarak olmuyor demek ki. olsa 20 yılda olurdu. bi de yavşak olmayı denesek?
0
🌸kibritsuyu
(18.07.19)
yemrem
(18.07.19)
Kendi kendinize saygi duymazsaniz baskasi da size duymaz, kendi degerinizi baskasi uzerinden belirlerseniz bu gecici olur. Acaba biraz icinize mi baksaniz? Bu insanlar size hediye verince saygi mi duymus oluyorlar? Bu insanlarin hediye vermemesi sizi neden degersiz yapiyor? Bence baskalarindan cok icerden bir rahatsizlik var gibi, onu deşseniz aslinda baska seyler cikacak sanki, kafaniza taktiginiz bu yapay sorun da ortadan kalkacak gibi.
0
songforsomeone
(18.07.19)
Bence bu yavşaklık değil de bedavacılık. Esnaf dediğini nadiren yapar. Böyle bir beklentiye girmek seni onlara borçlu yapar. Yarın öbür gün bişey istemelerine açık kapı bırakırsın
0
insomniac
(18.07.19)
bence sizin istediğiniz oradaki nevresim takımını bedavaya getirmek ya da hediye almak değil de, biraz adam yerine koyulmak ve bir tür duruş sergileyebilmek.

insanların sizin için bir şeyleri kendiliğinden yapmasını istiyorsunuz.
"x'e de bir şey almak/yapmak/götürmek gerekir" diye düşünülen insan olmak buradaki asıl amaç sanki.

bu hayata karşı bir tavır aslında.
yumuşak bir insansanız, bunu yapabileceğinizi sanmıyorum.
ancak çok ciddi bir konumda ve/veya saygı duyulması mecburi olan bir pozisyonda olmalısınız.

yani mesela başbakansanız, ne kadar yumuşak olursanız olun, konumunuzdan dolayı zaten saygı görürsünüz.

ama başbakan olmadığınız durumlarda, tamamen karakter, duruş ve davranış meselesi.
kesin ve net çizgileri olan bir insansanız, pek esnek değilseniz ve karşınızdaki insan sizden vazgeçebilecek durumda değilse, mecburi bir "hizaya girme" hali oluşturabilirsiniz.

35'ime yaklaştığım bu yıllarda anladığım bir şey var...
insanların biraz çekindiği, kendisinden olmasa bile tersinin kötü olabileceğinden çekindiği biri olmak iyi bir şey.
yani biraz deli deliden korkar dedikleri şey, biraz "aman şimdi bunu böyle yapmayalım" diye düşündürmek, bunlar iyi oluyor.

ama olmuyorsa da olmuyor :)
0
blatta hiberna
(18.07.19)
@blatta hiberna: anlatmak istediğimi tam olarak sadece siz anladınız.

"bence sizin istediğiniz oradaki nevresim takımını bedavaya getirmek ya da hediye almak değil de, biraz adam yerine koyulmak ve bir tür duruş sergileyebilmek.

insanların sizin için bir şeyleri kendiliğinden yapmasını istiyorsunuz.
"x'e de bir şey almak/yapmak/götürmek gerekir" diye düşünülen insan olmak buradaki asıl amaç sanki."

evet tam olarak amaç bu. nevresimi bedavaya getirmek değil. "bana da mı fiyat söylüyorsun" diyebildiğim zaman "doğru lan, 20 senelik hukukumuz var, adama fiyat söyledik ayıp ettik" diye düşündüren adam olmak.

yahu adam "verecek kimse yok, ben de oynasın diye çocuklarıma götürüyorum" diye elime verip denettiği eşantiyon kalemi bile geri alıyor, vermiyor. vermek aklına gelmiyor. kalemim mi yok benim, kaleme ihtiyacım mı var, beleş kalem diye mi sevineceğim? hayır derdim kalem değil. ama adamın bana "verecek kimse yok ben de çocuklara götürüyorum" diyememesi lazım. diyorsa bile o kalemi geri alamaması lazım. ben bunu diyemeyeceği adam olmak istiyorum.
0
🌸kibritsuyu
(18.07.19)
yirtikca hediye isteyen, yanci adam olmaktansa;sebepsizce hediye verilen, akla gelen biri olmak sanirim asil kastedilen.

bunun olabilmesi icin insanlarin sizden bir cikarinin olmasi ya da size imreniyor olmalari gerekiyor gozlemledigim kadariyla.

illa maddi cikar olmasi gerekmiyor. hatta belki omur boyu o kisiden herhangi bir yardim alamayacagini da biliyor ama "umut" ediyor iste. bunu bilincli de yapmiyor insanlar. tamamen bilincalti. bir gun isim duserse diye hediyelerle muttefik topluyor bilincalti.

bu soylediginiz sebepsiz hediyelesmeyi insanlar imrendikleri/ozendikleri insanlara da yapiyorlar. bir alanda basariliysaniz insanlar da sizin bir parcaniz olmak istiyorlar. (evinde yaptirdigi sarmayi mudurune goturen isci, durumu kotu olan arkadasina goturmuyor). mudurunden bir cikari yok ama ona yakin olabilmek onu mutlu ediyor.

ya da size hediye etmedigi pahali montu, az tanidigi ve dunyayi gezen birine "al giy senin olsun" diyebiliyor insanlar. kendi yapamadigi icin yapan kisiye imreniyor ve onun bir parcasi olmak istiyor.

hep karsi tarafi suclamissiniz ama siz hic bu tarz jestler yaptiniz mi calistiginiz kisilere? onlari onore etmeniz gerekiyor ki onlar da sizi etsinler. (illa maddi hediyelesme degil, bir soz bir tespit de olur). insanlarin aklinda olumlu yer edinirseniz geri donuslerini alirsiniz diye dusunuyorum.

"haci bu kalemi aldim ben" diyen adam olmak sizin sorununuzu cozmez gibi.
0
brkylmz
(18.07.19)
Abi sen salça olucan biraz. Yani laçkalaşırsın ama her insan da buna gelmez. Sen nevresimi alırsın hediye olarak. benim deftere 1000 lira fazla niye 800 değil der. İnsan ilişkileri karşılıklı. Yani senden bir fayda, çıkar yoksa o da sana fayda sağlamaz. 50 kuruş bile vermez. Karşılıklı paslaşma gibi düşün.

Bir de karakter meselesi.
0
caletti
(18.07.19)
Tam olmasak da aynı yönler mevcut. Ama şu var, hayatımda şuan yaptığım her şeyi tek bir şey için yapıyorum, hiçbir şey için kimseye minnet etmeden yaşamak, kimseye muhtaç olmamak... yani o bana onu getirse ne getirmese ne, o kim ki bana bir şey getirip beni mutlu edecek?
0
patos64
(18.07.19)
yavsaklara zerre saygim yok. ustte orneklerle anlatmislar mesela, bende bu tip insanlara karsi igrenme olusuyor. soruya yanit degil ama oldugun gibi yavsak tiplerden cok daha iyisindir. bosver onlari.
0
lilyb
(18.07.19)
Bence bi psikiyatra görğnmekte fayda var , hiç normal değil
0
Yavuşuhlu
(18.07.19)
Sen değil yerleşik kültür bozuk kardeşim. Kendin gibileri bulacaksın onlarla düşüp kalkacaksın, diğer kimseden bir şey beklemeyeceksin. Boşuna kendini yediğinle kalır üzülürsün.

Ha şu var, öyle tiplerin sana işi düştüğünde sallamayacaksın. Veya sallamak zorundaysan gönülsüz yapacaksın. İşin tuhafı bu yavşak abiler senden o tavrı gördüğünde aşırı içerliyor. Ben öyle biri olsam sallamam gibi geliyor ama sallıyorlar. Ben de çözümü böyle buldum, mecbur kalmadıkça bana bulaşmıyorlar bu yüzden. Bulaşmadıktan sonra boşver bence.
0
windows95
(18.07.19)
bahsedilmiş daha önce de fakat yinelemek gerekirse bu coğrafyada mevki, pozisyon sahibi olmayınca maalesef dediğiniz gibi bir etki yaratmak imkansıza yakın.
ya da uzun vadeli de olsa bir çıkar tabanı olması lazım.
yurtdışına giden adam müşterisine satıcısına getirir çünkü onlarla iş yapıyor işi geliştirebilir, jestlerle karşı tarafı yumuşatabilir. ne iş yaptığınızı bilmiyorum ama demek ki sizinle böyle bir iş birliği içerisinde değil. daha doğrusu sizle arasını ekstradan iyi tutmayı düşünmüyor, siz giderseniz başka birisi gelir tadında yani.

ben de öyle çevresinde etki sahibi biri değilim fakat kimseye de al lan canın sağolsun demiyorum, onlar da demiyor en azından nötr bir durumda yaşayıp gidiyorum.
0
ilkot
(18.07.19)
(5)

incecik iki kabloyu birbirine eklemek

kibritsuyu
yeter lan bu herifin şerit led derdinden ya. hepi topu çektiği çekeceği 3 metre led, günlerdir yok trafoyu nasıl yabıştırayım, yok dolabın neresine çekeyim. yetti artık yav di mi.ama son bi sorum var. tamam trafoyu dolabın tepesine konumladım. ledin elektriğini dolabın altına kadar indirdim. ledi de
yeter lan bu herifin şerit led derdinden ya. hepi topu çektiği çekeceği 3 metre led, günlerdir yok trafoyu nasıl yabıştırayım, yok dolabın neresine çekeyim. yetti artık yav di mi.

ama son bi sorum var. tamam trafoyu dolabın tepesine konumladım. ledin elektriğini dolabın altına kadar indirdim.

ledi de duvara yakın değil, öne yakın yapıştırmaya karar verdim.

şimdi elektrik kablosu incecik, şerit ledin ucundaki kablolar incecik. bu ikisini birleştirmem lazım. elimde klemens var ama dana gibiler, hem kaba, hem gereksiz belki de uygunsuz olacak. birbirine dolayıp izole bantla bantlasam sağlam olmayacak, içime sinmeyecek. havyam lehimim de var ama dünyada tek beceremediğim iş galiba lehim yapmak. kesin elime yüzüme bulaştırırım.

var mı böyle incecik kabloları birbirine ekleyecek minik klemensler? ya da başka ne önerirsiniz? yine birbirine burgulayıp ısıtınca daralan makaronla falan mı yapayım?

bir de bonus soru: önce ledi dolabın altına yapıştırıp sonra mı elektriğini bağlamak, yoksa önce elektriğini bağlayıp sonra mı ledi yapıştırmak?

sorup duruyorum ama beceremediğimden değil, özendiğimden soruyorum. haksız mıyım sizce? usta çağırsam yalapşap yapacağından emin olduğum için, elimden de az çok geldiği için kendim yapmaya çalışıyorum bütün bu işleri.
0
kibritsuyu
(15.07.19)
2.5 mm klemens işini görmeli ? www.tekzen.com.tr
ayrıca koctas eğitim videolarına bakarsan www.youtube.com once yapıştırıp sonra bağlaman gerekiyor, ps onlar klemens yerine izole bant kullanmış.
0
akiskan
(15.07.19)
ya o şerit zaten 1-2 sene sonra arıza verecek en güzeli kabloyu uzun tutup bantla gitsin. arıza verince bantlı kısmı keser yine bantlarsın. sonra bir daha.
5-6 yıl götürür. üşengeç adamım. klemens falan tüylerim diken diken oldu.
0
ozdek
(16.07.19)
Havya ve lehim varmış. Aslında lehim pastası da varsa çok kolay hallolur. Yoksa güzelce burup, üstünü bantlarsın. Ledin kablosu kısaysa önce kablolamayı bitirmek daha mantıklı.
0
reactionic
(16.07.19)
bu no.1 klemenslerden var bolca. hatta 220 volt elektriği buattan trafoya alırken bundan kullandım. ama onun kabloları 1 mm ve 1.5 mm idi. şimdi bu incecik kabloları bu klemens hem fazla sıkar, hem de dolabın altında bile olsa kocaman çirkin gözükür. böyle daha kibar, ufak bişey arıyorum.

koçtaş videosunda ledin ucu soketli, adaptörün ucu soketli. lak diye geçirince yanıyor. öyle olsa ben de önce ledi yapıştırırım :) ama benim elektriğin de ucu iki tane çıplak uçlu kablo, ledin de ucu iki tane çıplak uçlu kablo ve bunları birbirine bağlamam gerek.
0
🌸kibritsuyu
(16.07.19)
elle birbirine dolayip ustune isiyla daralan makaron cak gec.
0
alperz
(16.07.19)
(5)

Şerit led'i nereye yapıştırayım?

kibritsuyu
Dün trafoyu fayansa nasıl sabitlerim diye sormuştum. Baca kaplamasının içinde kalan fayansa sabitlemekten vazgeçtim, dolabın üstüne koyacağım.Şimdi sorum farklı. Şeridi mutfak dolabının altında nereye yapıştırayım? Duvara yakın kenara mı, öne yakın kenara mı, yoksa tam ortaya mı? Ne dersiniz, hangis
Dün trafoyu fayansa nasıl sabitlerim diye sormuştum. Baca kaplamasının içinde kalan fayansa sabitlemekten vazgeçtim, dolabın üstüne koyacağım.

Şimdi sorum farklı. Şeridi mutfak dolabının altında nereye yapıştırayım? Duvara yakın kenara mı, öne yakın kenara mı, yoksa tam ortaya mı? Ne dersiniz, hangisi tezgahta çalışan için daha verimli ışık sağlar?
0
kibritsuyu
(13.07.19)
Bence öne yakın kenara. Duvara yaklastirinca duvardan ışık fazla sekiyor, ışık fazla parlak oluyor bence. Işığı biraz kırmak, flu yapmak daha iyi. Keyif meselesi tabii. Geçici olarak bantla falan tutturup deneyin her alternatifi.
0
orient blue
(13.07.19)
One yakin kenara. isikci konusuyor burda.
0
fiyuuuu
(13.07.19)
Orient blue sebebini yazmış. Duvara diyen niye duvara diyor, diğer öne diyen ışıkçı niye öne diyor?

Amaç dekor değil, tezgahta çalışanı aydınlatması. Nedenini ve diğerinin dezavantajını da yazarsanız sevinirim.
0
🌸kibritsuyu
(13.07.19)
One olabildigince yakin. Arkaya takilan led duvari aydinlatir, hem tezgahin asma dolaplarinin onundeki kisimlarını hem de arka tarafini aydinlatmak icin en ideali ortada olmasidir. Mutfakci konusuyor :)
0
lallala
(13.07.19)
@lala guzel aciklamis. Duvara yakin kenara yapistirirsan duvari isikla boyamis olursun ve tezgahi aydinlatma amacina ulasamazsin. ayrica duvardan yansiyacak isik gozunu alabilir. mumkun oldugunca one yapistirman gerek anca direkt gozune vurmamasi icin onunde bir iki cm genisliginde bir engelin olmasi da gerekiyor. yani dolabin tabaninda, one olabildigince yakin, ve led seridi arkasina gizleyebilecegin cita vs birseyin arkasina yapistirmalisin.
0
fiyuuuu
(13.07.19)
(7)

led trafosunu duvara sabitleme

kibritsuyu
şu şekil bir led trafosunu duvara sabitlemem lazım: https://n11scdn4.akamaized.net/a1/1024/elektronik/adaptor-ve-cevirici/serit-led-guvenlik-kamerasi-adaptoru-12v-trafo-metal-kasa__0260658491475709.jpgtrafonun kasası metal, duvar ise fayans, şundan: https://i.ytimg.com/vi/UW6YDhzvNW0/maxresdefault.j
şu şekil bir led trafosunu duvara sabitlemem lazım: n11scdn4.akamaized.net

trafonun kasası metal, duvar ise fayans, şundan: i.ytimg.com

bi de davlumbazın baca kaplamasının içinde kalacağı için öyle yerinden çıkarsa tekrar ulaşıp geri takmam zor.

çift taraflı bant biliyorum ki trafo ısındıkça birkaç haftaya kendini bırakacak. silikonlasam o da ısındıkça bozulacak.

küçücük adaptör için de fayansı matkapla delmek, dübellemek falan istemiyorum.

neyle sabitlerim bunu duvara?
0
kibritsuyu
(11.07.19)
ben evde dolaba yapmıştım bunun sabitlemesini ama nasıl yaptım unuttum (sanırım tel askı yapmıştım).
akşam gidince bakayım. eğer unutursam bana sözlükten bi mesaj çakarsın :)
0
teritori
(11.07.19)
Cok feci guclu cift tarafli bantlar var fayans icin. Bir miktar isiya da dayaniyor olabilir onlar.
0
stavro
(11.07.19)
ilk anda aklıma ikea'daki şu vantuzlu küçük askılar geldi, iki tane yeter gibi sanki ama bilemedim.
images-na.ssl-images-amazon.com
0
gkhncnzdgn
(11.07.19)
Mutfakta olacaksa yağdan dolayı bant iyi bi özüm değil ve trafo da uygun değil laptop adaptörü şeklinde olandan alıp adaptörü bi yere sakla ve kabloyu uzat bence
0
yeliz adeley
(11.07.19)
hocam ben aylardır mutfakta fayansı delmeden kabloları çift taraflı bantla yapıştırdım, vantuzla tutturmaya çalıştım hepsinin sonucu hüsran oldu. En sonunda fayansı deldim.

Eğer fayansın üstte tutturabileceğin bir yer varsa plastik kelepçe ile tutturmayı dene. Ama yoksa çift taraflı bant, vantuz, silikon sonunda kendini bırakacaktır. Bir an önce del gitsin.
0
kraldan cok kralci
(11.07.19)
Anladığım kadarıyla mutfak için yapıyosunuz, öyleyse böyle bir trafoya gerek yok, ucuza 5-10 metrelik ne kadar lazımsa hazır olan kitlerden almanız daha iyi, 12volt adaptör oluyor bir tek, onu da bir şekilde saklarsınız. Koca trafoyla uğraşmaya gerek yok. Aldıysanız yapacak bir şey yok.
0
mirafiori
(11.07.19)
eksiup.com

Ben böyle yapmışım.
0
teritori
(11.07.19)
(3)

cuma hutbesi başlıkları

kibritsuyu
hayatında namaza cumaya gitmemiş bir münafık olarak bu başlıkları merak ediyorum. şu tarihli cuma hutbesi, bu tarihli cuma hutbesi.bu cuma hutbelerini diyanet hazırlayıp bütün türkiye'deki camilere mi gönderiyor bunu okuyacaksınız diye. o caminin imamı çıkıp kendi uygun gördüğü bir konuda vermiyor m
hayatında namaza cumaya gitmemiş bir münafık olarak bu başlıkları merak ediyorum.

şu tarihli cuma hutbesi, bu tarihli cuma hutbesi.

bu cuma hutbelerini diyanet hazırlayıp bütün türkiye'deki camilere mi gönderiyor bunu okuyacaksınız diye. o caminin imamı çıkıp kendi uygun gördüğü bir konuda vermiyor mu hutbeyi?

vay anasını, bütün türkiye'deki imamlar aynı şeyi mi okuyor yani?
0
kibritsuyu
(05.07.19)
bagcivan
(05.07.19)
evet, bütün camilerde aynı hutbe okunuyor, aksini yapamıyor imamlar bildiğim kadarıyla. hatta diyanet önceden sitesinde yayınlıyor.(www2.diyanet.gov.tr)
0
meiyisi
(05.07.19)
hayır bizimki her cuma amerika'ya sallıyor kendi kendine, istisnasız herkes yapıyor diye bir şey yokç
0
candide
(05.07.19)
(5)

tasarım fikri nasıl tescillenir?

kibritsuyu
aklımda gayet yapılabilir, uygulanabilir bir tasarım, bir ürün var. internette de araştırdım biraz, ne yerli, ne yabancı hiçbir sitede benzerini göremedim. bugüne kadar nasıl kimsenin aklına gelmediğini de anlamadım. ne olduğunu burada söylemeyeceğim.iş yapar, yapmaz, ürün tutar tutmaz bilemem. ama
aklımda gayet yapılabilir, uygulanabilir bir tasarım, bir ürün var. internette de araştırdım biraz, ne yerli, ne yabancı hiçbir sitede benzerini göremedim. bugüne kadar nasıl kimsenin aklına gelmediğini de anlamadım. ne olduğunu burada söylemeyeceğim.

iş yapar, yapmaz, ürün tutar tutmaz bilemem. ama ben bu fikrimi tescillemek istiyorum. nasıl yaparım? yani notere gidip" ben şöyle bir şey düşündüm" diyince olmuyordur herhalde. bir teknik çizim, bir proje falan mı hazırlatmak gerekiyor acaba?
0
kibritsuyu
(28.06.19)
bir marka vekili aracılığıyla tasarımınızı tpmk nezdinde tescil ettirebilirsiniz. ayrıca sınai mülkiyet kanunu uyarınca tescilsiz olsa dahi tasarımınız gerekli şartlara sahip olduğu takdirde korunabilecektir.
0
karsiyakaliyiz
(28.06.19)
@izmirbirdeniz

dogru diyor. büyük ihtimalle yapilmistir ya da belli ölcülerde korunma altina alinmistir.

noter degil patent. diyazn mi yoksa faydali model mi bu önemli. dizayn patenti alabilirsiniz ama zerre koorumasi yok bence ufacik degisiklikle cikilabiliyor isin icinden.

burada bir arkadas vardi patent isleri ile ilgilenen onunla bir iletisime gecin dilerseniz. cok yardimci olan bir arkadasti.
0
black fridayde bos kutuya talim eden adam
(28.06.19)
endüstriyel tasarım tescili.

marka vekili bakmaz, patent vekili bakar.

edit: o arkadaş benim, merak ettiğiniz bir şey varsa sorun.
0
babilbaligi
(28.06.19)
süreci maalesef bilmiyorum ama alınmıştır diyenlere bakmayın, teknolojinin sonuna geldik artık keşfedilecek hiç bir şey yok diyen adama benziyor bu.
0
Big bada bum bum
(28.06.19)
fiziksel bir ürünse patent alman gerekir. (türkiyede yazılım patentlenemiyor)

bir de " bugüne kadar nasıl kimsenin aklına gelmediğini de anlamadım" cümlesine ithafen genelde patent alınmış oluyor ama fikrinize ait patent olup olmadığı öyle bir google araması ile çıkmayabiliyor. sitede olup olmaması, şu anda satılıp satılmaması da ürünün patentlenmediği anlamına gelmez.
0
alembic
(28.06.19)
(1)

Dıkşiyn dıkşiyynn

kibritsuyu
Eski western filmi olsun, silah kullanılan yerli film olsun, hepsinde silah sesleri dıkşıyyn dıkşiynn diye çıkıyor. https://youtu.be/-XhQVr0rg6c?t=4308Silahlardan pek anlamam ama bildiğim kadarıyla paat paat diye patlıyor, en azından askerde öyleydi, günümüzdeki film ve dizilerde de öyle.Peki zamanı
Eski western filmi olsun, silah kullanılan yerli film olsun, hepsinde silah sesleri dıkşıyyn dıkşiynn diye çıkıyor.

youtu.be

Silahlardan pek anlamam ama bildiğim kadarıyla paat paat diye patlıyor, en azından askerde öyleydi, günümüzdeki film ve dizilerde de öyle.

Peki zamanında hakikaten böyle dıkşiyyn dıkşiyyn diye patlayan silah var mıydı, yoksa kimse anlamaz nasıl olsa diye saçma bir efekt mi koymuşlar?
0
kibritsuyu
(23.06.19)
aradığınız yanıt şurada olabilir: movies.stackexchange.com
0
calucifer
(23.06.19)
(7)

acid vs. metal

kibritsuyu
seksenlerin sonu doksanların başında çocuk ve genç olanlar hatırlar bu hadiseyi. soruma geçeyim. doksanların başında metal ile kapışmaya hatta kavgaya neden olan ve "acid" ismi verilen müzik türüne günümüzdeki en yakın tür nedir? hiçbir şey hatırlamadığım için kulağımda canlandıramıyorum ama techno/
seksenlerin sonu doksanların başında çocuk ve genç olanlar hatırlar bu hadiseyi.

soruma geçeyim. doksanların başında metal ile kapışmaya hatta kavgaya neden olan ve "acid" ismi verilen müzik türüne günümüzdeki en yakın tür nedir? hiçbir şey hatırlamadığım için kulağımda canlandıramıyorum ama techno/elektronik müzik gibi geliyor bana sanki?
0
kibritsuyu
(22.06.19)
EDM, belki trance, bana yakın geliyor.
0
celeron 300a
(22.06.19)
bende de house kasetleri vardı dolu. bazı dj'ler hala öyle müzik yapıyor. arada denk geliyorum. çok melodik ve hip hop etkili diyeyim.

örnek dinlemek istersen: classic house ya da acid house diye arat youtube'da zibilyon tane çıkar.
0
alperz
(22.06.19)
o müzikleri yapmak istersen de www.rolandcloud.com adresinden bir tane tr303, bir tane tr909, bir tane dancetrax, bir de jv1080 al. bir de studio one al. sonra ortamlara akarsın.
0
alperz
(22.06.19)
Aslında Techno adını verdiğimiz müzik kastediliyordu sanırım o dönem. Ama Türkiye'deki yansıması farklı idi acidciyiz diyenler New Kids On The Block vs gibi pop gruplarının peşinde idi.
0
creepy
(22.06.19)
Bir de dünyada 60'lı yıllarda Acid Rock adında bir kavram vardı, 90'lardaki akım da bu isimden etkilendi sanırım. Pink Floyd, Jefferson Airplane, Grateful Dead, Jimi Hendrix, The Doors vs gibi gruplar bu akımla anılıyordu.
0
creepy
(22.06.19)
acid diye bişey yoktu. hikaye.
0
9
(26.06.19)
1989 gibi bütün elektronik müziklere "asit" denmesi gibi bir durum vardı. 1990'da hepsine rap demeye başladılar (MC Hammer ve Vanilla Ice sağolsun), sonra her sene bunun adı değişti. "Duptıs" ritmli ne varsa asit denirdi o seneler. Halbuki türleri ayrıydı. O dönem "asit-metal savaşının" asit kanadından biri olarak dinlediğim şeyleri gözden geçirdiğimde çoğunun "Hip-house" (rap ve house karışımı) türüne girdiğini öğrendim. Acid house denen şey biraz değişikti. Ondan da sevdiklerim var aslında ama hatırladığım kadarıyla bir miktar sıkılırdım ondan. Şimdinin elektronik janrlarını bilmiyorum, genelde eskilerden dinliyoruz. Ki 40 yaşı geçtik, artık TSM yaşlarındayız.
0
d max
(08.07.19)
(2)

gmail'in pop3 ayarları mı değişti?

kibritsuyu
gmail'i bilgisayardaki mail client'i aracılığıyla kullanıyorum. bir sıkıntı yoktu, fakat birkaç gündür mail kontrol etme aşamasında kullanıcı adı ve şifre soruyor. hesap hacklendi falan zannettim ama aynı kullanıcı adıyla web'den de girebiliyorum, telefondan da girebiliyorum, mail atıp yollayabiliyo
gmail'i bilgisayardaki mail client'i aracılığıyla kullanıyorum. bir sıkıntı yoktu, fakat birkaç gündür mail kontrol etme aşamasında kullanıcı adı ve şifre soruyor. hesap hacklendi falan zannettim ama aynı kullanıcı adıyla web'den de girebiliyorum, telefondan da girebiliyorum, mail atıp yollayabiliyorum. hatta log out yapıp tekrar girdim, sorunsuz giriyor. ama bilgisayardaki mail programı ısrarla kullanıcı adı ve şifre soruyor.

acaba gmail'in pop3 ayarları mı değişti, başka bir şey mi oldu? sitede herhangi bir şey bulamadım, orada yazan pop3 ayarları da doğru görünüyor.

sıkıntı nerede?
0
kibritsuyu
(21.06.19)
pop3 mü kaldı imap kullan
0
nahtoderfahrung
(21.06.19)
hocam
outlook u yabancı uygulama olarak goruyor ya da mail uygulaması ne ise
uygulamaya ozel sifre olayını ac
mail uygulamasında o sifre ile gir
0
kingcyrax
(21.06.19)
(1)

xiaomi mi band 3 uyku ölçümü

kibritsuyu
arkadaşlar 3 hafta önce bu bileklikten aldım. amacım adım saysın, nabız ölçsün falandı, ama aldıktan sonra bildirim göstersin, uykumu analiz etsine döndü.güzel, lakin uykumu neye göre ölçtüğünü pek anlayamadım. tamam neticede altı üstü bir bileklik. black mirror gibi yapay zekalı mekalı analiz edece
arkadaşlar 3 hafta önce bu bileklikten aldım. amacım adım saysın, nabız ölçsün falandı, ama aldıktan sonra bildirim göstersin, uykumu analiz etsine döndü.

güzel, lakin uykumu neye göre ölçtüğünü pek anlayamadım. tamam neticede altı üstü bir bileklik. black mirror gibi yapay zekalı mekalı analiz edecek hali yok elbette.

ama geçen gün sabaha karşı çişe kalktım, elimi yıkarken de çıkarıp aynanın önüne koymuşum. taa saat 9-10 gibi fark ettim. telefondan uygulamaya baktım ki anaa, çişe kalktığım saati 1-2 dakika uyanık gösteriyor, sonra çıkarıp koymamla fark edip almam arasını uyuyor diye yazmış.

dibinde nabız sensörü var, kola takılı mısın değil misin anlamıyor musun, saatlerce sıfır hareket var, sıfır nabız var, adam öldü mü, kolundan mı çıkardı ne oldu demez mi alet?

hadi tamam o kadar akıllı değil diyelim, hareketsiz gördü mü uyuyor sandı. e abi o sürenin de bir kısmını hafif uyku, derin uyku diye ayırmış. lan aynanın önünde duruyor, onu nerenden uydurdun? sıfır hareketi görünce bu herif çok derin uyuyor dese anlarım. başı hafif, ortası derin, sonra yine hafif. kolumda takılı olmayan şey. ee nasıl güveneyim şimdi ben bunun ölçtüğüne?

bazen televizyon karşısında koltukta uyuyorum, bayaa da yatakta yatar gibi güzel güzel uyuyorum yani öyle 5 dakikalık şekerleme değil. onu hiç saymıyor. ne zaman ki kalkıp yatağıma giderim, oradan başlıyor uyku saymaya.

velhasıl uykuyu nasıl ve ne şekilde ölçüyor lan bu alet?
0
kibritsuyu
(17.06.19)
Hem gyro vasıtasıyla hem de nabızla sanırım. Banyoda bıraktığınızda yanlış da olsa nabız okumuş olabilir mi? Bende de amazfit bip var, çok başarılı uyku takibi yapıyor. Bileğimde değilken yapmıyor.
0
orient blue
(18.06.19)
(4)

netflix soruları

kibritsuyu
netflix cahiliyim. yani nedir ne değildir biliyorum da hiç almadım, kullanmadım.televizyonum pek akıllı değil, en azından netflix uygulaması yok. ama ben televizyondan izlemek istiyorum. bilgisayarı bağlayarak film izledik bir kaç sefer ama zor iş bilgisayar yanda parlar, elde mouse falan.böyle ciha
netflix cahiliyim. yani nedir ne değildir biliyorum da hiç almadım, kullanmadım.

televizyonum pek akıllı değil, en azından netflix uygulaması yok. ama ben televizyondan izlemek istiyorum. bilgisayarı bağlayarak film izledik bir kaç sefer ama zor iş bilgisayar yanda parlar, elde mouse falan.

böyle cihazlar var galiba, onlardan alsak olur mu, ne önerirsiniz.

bir de evde turkcell tv+ var. kablo ile internetten yayın alıyor, hdmi ile televizyona bağlanıyor. lan işte aynı amaçlı bir alet bu da zaten. hatta içinde youtube uygulaması var, ordan youtube'a girip izleniyor. e bunun içine netflix de konmuyor mu, ordan uygulamayı seçip izlesek? her boka ayrı cihaz mı takacaz?

bir de netflix'in üç tane paketi var inceledim şimdi. aynı anda birden fazla izleyen olmaz, en düşük paketi alayım dedim ama onda da hdyok diyor. ne yani 2019 yılında hd olmayan çamur gibi yayın mı izliyecez? sırf hd için hiç gerekmediği halde 2 kullanıcılı mı alıcaz? en düşük paket görüntü kalitesi açısından işimizi görmez mi?
0
kibritsuyu
(17.06.19)
Senin ilacın android tv box.
Ya da smartı iyi bir yeni tv.
0
Trene çelme atan adam
(17.06.19)
en düşük paketin görüntü leş değil ama illa cam gibi pikselin dibini göreceğim diyorsan mecburen hd paket alacaksın.
0
orijinal nick bulamadim
(17.06.19)
1 ay sene beğenmezsen iptal edersin
0
westblack
(17.06.19)
Chromecast ya da Amazon tv cihazları var televizyonu akıllı yapıyor. Televizyonun güzel ise bu cihazlardan alarak Netflixi kullanabilirsin.
0
mak
(17.06.19)

Samsung galaxy note 5 google asistan

kibritsuyu
Google asistan denen bir şey var. Siri'nin Google versiyonu.Şimdi ben note 5 kullanıyorum. Ok Google diyince telefon beni dinliyor, sorduğum soruyu google'da arayıp bazen sesli, bazen yazılı cevap veriyor. Ama sohbet etmiyor. Eşimde de note 5 var. Onunki bildiğin sohbet ediyor adamla. Örneğin ben "ş
Google asistan denen bir şey var. Siri'nin Google versiyonu.

Şimdi ben note 5 kullanıyorum. Ok Google diyince telefon beni dinliyor, sorduğum soruyu google'da arayıp bazen sesli, bazen yazılı cevap veriyor. Ama sohbet etmiyor.

Eşimde de note 5 var. Onunki bildiğin sohbet ediyor adamla.

Örneğin ben "şarkı söyle" diyorum, Google'da "şarkı söyle" cümlesini aratıyor.

Eşimin telefonuna "şarkı söyle" diyince bildiğin kadın asistan sesi, gitar mitar eşliğinde şarkı söylüyor.

Babamın kullandığı samsung j7 mi ne, o da sohbet edip cevap veriyor.

Derdimi seveyim evet, benimki de öyle olsun, epey kurcaladım halledemedim.

Nasıl olacak?

Yasal olarak gelen en güncel android sürümü yüklü.
0
kibritsuyu
(13.06.19)
(4)

ezel sorusu ***spoiler içerir***

kibritsuyu
şimdi çok övüldü diye oturdum en baştan izliyorum. anlamadığım bir sahne var.şimdi 39. bölümde kenan ile eyşan lunaparka gidiyorlar. dayı da ali'yi gönderiyor. orası kenan'ın gizli mekanı kimse bilmez falan filan. kenan ile eyşan da konuşuyorlar buranın özelliği ne, niye geldik, ne iş falan diye.böl
şimdi çok övüldü diye oturdum en baştan izliyorum. anlamadığım bir sahne var.

şimdi 39. bölümde kenan ile eyşan lunaparka gidiyorlar. dayı da ali'yi gönderiyor. orası kenan'ın gizli mekanı kimse bilmez falan filan. kenan ile eyşan da konuşuyorlar buranın özelliği ne, niye geldik, ne iş falan diye.

bölümün sonunda geçmiş zamanı görüyoruz, 1971 istanbul yazıyor. lunaparkta ramiz, kenan ve selma, yerde de hayratlı yatıyor kan revan. boynundan nabzına bakıyorlar, hepsinde endişeli bir surat.

aradan 4-5 bölüm geçiyor, kenan'ın ailesinin falan ortaya çıktığı bölümler. yine geçmiş zamanı görüyoruz, bu sefer 1973 istanbul yazıyor. lunapark sahnesinin üstünden 2 sene geçmiş ama hayratlı mayratlı hala gazinonun başında.

e bu herif 1971 istanbul'da lunaparkta ölmedi mi yani? neydi o lunapark sahnesi, aradan 4-5 bölüm geçti, bir şey çıkmadı.

saçmalayıp unutturdular mı o sahneyi, yoksa daha ileride çıkacak mı o 1971'de lunapark'ta ne olduğu? meğersem hayratlı dönme dolaptan düşmüş ehehe falan mı diyecekler?

daha ileride çıkacaksa siz de spoiler vermezseniz sevinirim. sadece ortaya çıkacak veya çıkmayacak diyebilirsiniz.
0
kibritsuyu
(11.06.19)
Daha ileride çıkacak.
0
but that was just a dream
(11.06.19)
peki yılı mı yanlış yazmışlar flashback yaparken acaba? çünkü 1971 denen bölümde lunaparkta hayratlı ölmüş sanki. ama 1973 yazan bölümlerde var. sanki lunaparkta hayratlı'nın yerde yattığı sahnede 1971 değil de 1973 (veya daha sonrası bi tarih) yazacakmış da yanlış yazılmış gibi?

edit:

evet soru açmak yerine 1 saat daha izlesem görecekmişim.

ve yine evet, ilkinde tarihi 1971 diye yanlış yazmışlar, 1973 olacakmış.
0
🌸kibritsuyu
(11.06.19)
71'de jilet ahmet ölüyor, ramiz jilet'in arabasının yanında bıçaklıyor. ilgili sahneyi atabilir misin? merak ettim, baktım da ben bulamadım.
0
not sure if serious
(11.06.19)
bu 39. bölümün sonu. lunaparkta neler olduğunu ilk gördüğümüz teaser sahne. 1971 yazıyor.
eksiup.com

bu 46. bölüm. lunaparkta olanları baştan sonra göreceğimiz sahne. 1973 yazıyor
eksiup.com

bu da yine 46. bölümde, o 39. bölümde gördüğümüz sahne, az öncekinin devamı.
eksiup.com
0
🌸kibritsuyu
(11.06.19)
(7)

ps3 sorunsuz nereden alınır - ankara

kibritsuyu
daha önce de sormuştum, hem 7 yaşındaki oğluma karne hediyesi olarak playstation almayı düşünüyorum diye (daha önce neredeyse hiç oynamadım, çok cahilim bu konuda ama arada kendim de oynarım eheh). (git: 1355561)ps4'lerin oyun masrafına yetişemeyeceğimi kırılmış bir ps3 alırsam oğlanı da eğleyeceği,
daha önce de sormuştum, hem 7 yaşındaki oğluma karne hediyesi olarak playstation almayı düşünüyorum diye (daha önce neredeyse hiç oynamadım, çok cahilim bu konuda ama arada kendim de oynarım eheh). (git: 1355561)

ps4'lerin oyun masrafına yetişemeyeceğimi kırılmış bir ps3 alırsam oğlanı da eğleyeceği, benim de tatmin edeceği tavsiye edildi, benim de aklıma yattı.

şimdi ps3'lerin sıfırı yok. ben bu cihazları sorunsuz sıkıntısız ankara'da nereden bulabilirim? japon oyuncak pazarı falan var kızılay'da üst geçidin içinde, güvenilir mi bunlara? ya da internetten (n11.com, gittigidiyor vs) alırsam güvenebilir miyim? sonra elimizde patlamasın.
0
kibritsuyu
(11.06.19)
üst geçitlerdeki arkadaşlardan uzak duralım, gittigidiyor - n11 en mantıklısı
0
vladimirdökümov
(11.06.19)
Anlayan bir arkadasiniz sahibinden'den uygun fiyatli bir sey bulabilir.
0
brkylmz
(11.06.19)
Edit yok sitede ama xbox 360 da bakabilirsiniz. Kamerali oyunlari falan da var. Kiriliyor zaten tum oyunlar onda da.
0
brkylmz
(11.06.19)
Abi denemeden almayın bu tarz kırık konsolları, mavi ışık hatası veren, kırmızı ışık sorunu, değişik değişik kronik sorunu olan bir sürü konsol var piyasada. Benim tavsiyem PlayStation cafelere gidip sormanız, oradaki bütün konsollar kırık haliyle, aşağı yukarı bir fiyat verirler satacakları varsa da satarlar bence, orada da sorunsuz olduğunu teyit edip alırsınız.
0
Beherit
(11.06.19)
Hocam ps4 jailbreak oldu. İçindeki yazılımın sürümü 5.05 ve altı olanların hepsi korsan oyun çalıştırıyor. Bence 2. el ps4 bakmanız daha mantıklı.
0
chaoslord
(11.06.19)
üst geçittekiler 2 yıl garanti falan diyor. yani ben de internetten yorumu iyi mağazalardan alma taraftarıyım ama herhangi bir arızada uğraşması zor.

bu üst geçittekiler bildim bileli ordalar, işyerime yakın olduğu için yıllardır görürüm dükkanları. çok mu sakattır bunlar? satana kadar bal börek, sattıktan sonra tanımam falan derler mi?
0
🌸kibritsuyu
(11.06.19)
ben bendekini alabilmek için letgo'dur, sahibinden'dir bir süre bakınıp sonuç alamadıktan sonra bir facebook grubu üzerinden kırık olmayan superslim satan bir arkadaşa ulaştım. o zaman ücreti uygun gelmişti. adam bir internet kafe işletiyordu. güvendim, aldım. en az iki sene oluyor. şu güne dek sorun çıkmadı pek.
0
sanat guresi
(11.06.19)
(19)

lgs 2019 fen bilgisi tartışmalı soru

kibritsuyu
fen bilgisi uzmanları. bırakın öğrencileri, öğretmenleri de ikiye bölen bir soru hakkında sizin de fikrinizi almak istiyorum. özellikle sorunun öncüllerine ve soru köküne dikkat ederek cevap verirseniz sevinirim. (a işaretlenmiş ama onu dikkate almayın, şüpheli şık o değil).soru: https://eksiup.com/
fen bilgisi uzmanları. bırakın öğrencileri, öğretmenleri de ikiye bölen bir soru hakkında sizin de fikrinizi almak istiyorum. özellikle sorunun öncüllerine ve soru köküne dikkat ederek cevap verirseniz sevinirim. (a işaretlenmiş ama onu dikkate almayın, şüpheli şık o değil).

soru: eksiup.com
0
kibritsuyu
(02.06.19)
B şıkkı bence. Basit düşünmek lazım.
0
giovanne
(02.06.19)
sorulan soru: "boyanın düzgün dağılmasının sebebi"

çok da basit düşünmeyin. konu ile ilgili akademik bilgisi olanlardan sebebiyle birlikte cevap bekliyorum özellikle.
0
🌸kibritsuyu
(02.06.19)
Fizik alanında doktora yapıyorum :) zaten detaya insek soru baştan sona yanlış yazılmış. Arada kalacak ne var onu anlamadım. Biraz bahseder misin?
0
giovanne
(02.06.19)
direk b işte ya, herşeyi böyle tartışacaksak işin içinden çıkamayız. Fizik profu getirirsen aykırılık olsun diye bir şeyler bulur tabi. Ama çok basit temel fizik bilgisi olan tatava yapmadan basar geçer
0
freedonia
(02.06.19)
Öğretmenler tam olarak nasıl bölündü anlamadım. Bir tane bariz cevap var.(b şıkkı). Aksini düşünen nasıl bir tez öne sürerek farklı şıkkın doğru cevap olabileceğinden bahisle bölünüyor?
0
adwokat
(02.06.19)
çünkü doğru cevap c arkadaşlar.
0
🌸kibritsuyu
(02.06.19)
Wowww ters köşe diye ben buna derim. Açıklaması ney peki?
0
adwokat
(02.06.19)
C olabilmesi için daha fazla veri gerekir bence.
0
giovanne
(02.06.19)
sorulan soru: "boyanın düzgün dağılmasının sebebi"

evet, zıt yüklerin birbirini çekiyor olması, boyanın yüzeye yapışmasının sebebi, ama homojen dağılmasının sebebi o değil.

niye?

ilk denemede yüzey (-) yüklü, tanecikler nötr iken de yüzey boya taneciklerini çeker.
ikinci denemede yüzey (-), tanecikler (+) yüklü iken de yüzey tanecikleri çeker, daha fazla çeker. ama taneciklerin düzgün dağılmasının sebebi, boya taneciklerinin tabancadan çıktığı anda aynı yüklü olduklarından birbirlerini iterek dağılmaları.

yani cevap c.
0
🌸kibritsuyu
(02.06.19)
C ise soru yanlış, c olması için ilk denemede boyanın düzgün olmamasının sebebini sorması lazımdı
0
freedonia
(02.06.19)
siz sadece yüzey ile tanecikler arasındaki ilişkiyi düşünüyorsunuz. herkesin yaptığı hata da bu zaten.

asıl mesele yeğen, ikinci denemede tabancadan çıkan boya taneciklerinin kendi aralarındaki etkileşimi.
0
🌸kibritsuyu
(02.06.19)
Aslında açıklamayı okuyunca C şıkkı çok mantıklı geldi. Bu soruyu bu şekilde düşünerek cevap veren gençlere helal olsun.
0
adwokat
(02.06.19)
Oglumda bugün lgs ye girdi ve sorunuzu görünce baktim oglumda b şıkkını isaretlemis. Ogretmenimizin gönderdiği cevap anahtarindada b şıkkı yazıyor.
0
brnbrs
(02.06.19)
onu düşünecek kişi direk mit'de başlar zaten, trde ne sürünecek. Artı soru art niyetli, tamamen çeldirici olması için kurgulanmış. fetöcülerin sorduğu soru bu kadar olur, femin başarısının sırrı o zaten, en iyi sınıflarına en çeldirici soruları verdiler yılarca
0
freedonia
(02.06.19)
Cevap hiçbir şartta c olamaz. D ya da en olmadı b olabilir ama c olamaz.

Düzeltme: Pardon, soruyu yanlış okumuşum, cevap b.
0
hatun
(02.06.19)
Kibritsuyu'nun kurduğu mantıkla ilk negatif yüklemelerde de itmeler olacaktır ve ikinci durumda da boya homojen dağılmayacaktır. Öyle bir mantık olamaz yani.
0
hatun
(02.06.19)
arkadaşlar bu benim mantığım değil, elektrostatik toz boya mantığı. milli eğitim bakanlığı'nın kazanımı da bu şekilde.

"ilk negatif yüklemelerde de itmeler olacaktır" ne demek? ilk denemede yükleme falan yok, tanecikler nötr.

bakın bu metin, elektrostatik toz boya yapan bir işletmenin "elektrostatik toz boya nedir" başlıklı yazısından:

"-Boya zerrecikleri; zıt kutuplar birbirini çeker prensiplerine göre parça üzerine çekilirler. Ancak kendi aralarında aynı kutupta olduklarından birbirlerini iterek homojen dağılımı sağlarlar.Böylece akıntı ve damlama ihtimalini yok denecek düzeye indirirler."

şimdi kaynağını bulamayacağım ama meb kazanımlarında da bu bilgi mevcut.

edit: aha onu da buldum: eksiup.com

tartışma da bu zaten.
0
🌸kibritsuyu
(02.06.19)
Cevap C olarak açıklandı.

www.meb.gov.tr
0
🌸kibritsuyu
(02.06.19)
Soru da yanıt da hatalı değil; aynı kutuplar birbirini iterler böylece düzgün dağılım olur( itersen dağılma , çekersen yaklaşma olur, Türkçe anlaşılır ifadeyle ). Bu soru okuduğunu anlama, yorumlama, uzaysal algı ve muhakeme açısından sınavın en belirleyici sorusudur,öğrenciyi sınıflandırma açısından amacına uygundur. İlgilenenler MEB resmi internet sayfasında Mayıs 2019 LGS örnek sorularına bakabilirler (Fen bilimleri 8. Soru). Sorunun yanıtı orada.
0
ikinoktadandogrugecer
(06.06.19)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.