Giriş
(12)

Tecavüz ve Linç

Frederick Co
Yahu kardeşlerim akıl selim sahibi bir insan kalmadı mı ülkemizde? Bir kızcağız intihar etmiş. Işığı bol olsun. Bir öğretmen var sanırım taciz etmiş. Her yerde paylaşıyorlar. Bu adamı asalım bu adamı keselim hadım edelim vs. Linç kültürü yargısız infaz artık her yerde. Bu ilkel Ortaçağ düşüncesini g
Yahu kardeşlerim akıl selim sahibi bir insan kalmadı mı ülkemizde? Bir kızcağız intihar etmiş. Işığı bol olsun. Bir öğretmen var sanırım taciz etmiş. Her yerde paylaşıyorlar. Bu adamı asalım bu adamı keselim hadım edelim vs. Linç kültürü yargısız infaz artık her yerde. Bu ilkel Ortaçağ düşüncesini göğsünü gere gere dile getirmek kara cahillik. Ne hale geldi bu toplum?
0
Frederick Co
(25.02.16)
hırsızların da kolunu keselim madem deyince hepsi susuyorlar
0
Kovacic
(25.02.16)
sürü psikolojisi.
0
masa penisi
(25.02.16)
Bu olay ozelinde ifsaya karsi degilim. Fiziksel linc olmadikca ona da karsi drgilim. Cunku artik sikildim. Ota boka tecavuz etmek icin bahane bulunmasindan, turlu turlu dalabeverelerle tecavuzculerin serbest kalmasindan ve tum bunlarin kadinin sucu olmasindan sikildim

Biraz toplumsal baskiyo hissetmeli sapik ruhlu kisiler cunku mahkemeler onlardan yana

Ayrica evli bi ogretmenin ogrencisiyle her turlu iliskisi icin de ifsaya varim
0
la noix
(25.02.16)
hukukun islemedigi bir yerde yasayinca insanlar buna yoneliyor. bunu cok da yadirgayamiyorum maalesef. insanlar ceza hafifletme olayindan bikmis durumda.
0
bohr atom modeli
(25.02.16)
Ben de ifşaya karşı değilim. Ancak; karşı olduğum ve toplumlardaki 'cahillik' olarak gördüğüm şey ifşa sırasında cinsiyetçi söylemlerin (şiddet, linç, cinsiyetçi küfür vb.) yeniden üretilmesi. Mesela evde eşine ya da annesine uyguladığı şiddete (şiddet ile kastım hem sözlü hem de fiziksel eylemleri içeriyor) ve bir toplumsal grup içinde (okul, iş, arkadaş grubu vb.) çeşitli kimseleri 'kadınlaştırarak' (kadınlaşmak bu söylem içinde kötü olduğu için, ezmek istediği hemcinslerine de kadınlaştırma yoluyla şiddet uyguluyor. Hatta 'kadınlaştırılmayı' reddeden feministlere, transeksüellere ve eşcinsel erkeklere daha büyük şiddet uygulamaya çalışıyor.) uyguladığı şiddete devam ederken böyle olaylara aşırı bir reaksiyon gösteren kişiler; yeniden üretimin baş aktörleri. Aslında bu olayları normal ve düşünülebilir kılan her şeyi kendisi de eyliyor (tehdit, şiddet); üstelik bu olayları eleştirirken bile uygulamaya devam ediyor. İşte bu can sıkıcı ve bizi bir çıkmaza sokuyor. Bu türkiye toplumuna has da değil (ama daha fazla ve yoğun olarak görülüyor gibi), sonradan olmuş bir şey de değil. Bence, insanın karanlık potansiyeline işaret eden bir insanlık hali sadece.

İfşaya neden karşı olmadığıma en sonda döneyim. Doğrudan kişiyi değil de, bu eril söylemi ifşa etmeye yarıyor asıl olarak. Aslında çok görünür olan ama günlük hayat içerisinde unutma/görmeme eğilimine girdiğimiz bir söylemi ifşa ediyor. Hanginiz kız arkadaşını tehdit eden (en basitinden kıyafete karışma bile tehdit unsuru içeriyor) veya hareketlerinde farklılık gördüğü için hemcinslerini ezen bir kişiye denk gelmediniz [sanki bazı kadınlar da bu eril söylemin devamını sağlamıyormuş gibi anlaşılmasın, konumuz erkekle alakalı diye hep bu şekilde örnekler verdim]? Hatta bu denk gelmeler esnasında, hanginiz birçok kişinin bunla eğlendiğini ve destek olduğunu fark etmediniz? İşte ifşa bunun ifşası.
0
protector
(25.02.16)
Toplumun algı yapısını ve eğitim seviyesini göz önüne alarak söyler misin, bu insanlardan rehabilitasyon talep etmelerini bekleyebiliyor musun? Bu vakaların rehabilitesinin hiç de kolay olmadığının farkında mısın peki? Ayrıca herkes aynı düşüncelerde olabilir mi ki toplumdan yükselen ses tek mesaj versin ve o da olabildiğince insanca olsun?

Ben de şahsen hadım edilmelerini talep ediyorum. Çünkü ceza dediğin en cahili de en aydını da caydırmalı. Minicik çocuklara, hayvancıklara bile tecavüzün tedavi edilecek bir yanı varsa dahi, o sapıkların ortaya çıkması gerçekleştiyse de tedavi edilebilmesi gerçekleşmeyeceğinden, o sapıkların ceza olarak fiziksel zarar görmelerinden yanayım.
0
muhayyer divan
(25.02.16)
MAhkemelerin tecavuzculerden yana oldugundan pek emin degilim ben acikcasi. Cunku tecavuz sucu isleyip de mahkemece agir cezaya carptirilan bir adami gazetelerde ya da haber sitelerinde goremezsiniz. Sadece tecavuz sucu isleyip/isledigi iddaa edilip cok az ceza alan ya da beraat edenlerin haberlerini gorursunuz. Bu haberleden 3-4 tane gormeniz de "mahkemeler hep tecavuzculerden yana" diye dusunmeye baslamaniza yeter. Ama tecaviz sucu isleyip ceza alanlarin sayisini hicbir zaman bilmeyiz.

Bir de bizim milletimiz tecavuz sucu isledigi iddaa edilen birinin tecavuzu isledigini kanitlayacak bir sey bulunamayip serbest birakildiginda mansette yazana bakip "vay serefsiz hakim, tecavuzcuyu serbest birakmis!" diyip oturdugu yerden adamin tecavuz sucunu gercekten islemis olduguna hukmediyor. Aziz milletimiz, izledikleri yarisma ve diziden, okuduklari da romanlardan ibaret olup evinin kosesindeki laptopun klavyesinden aninda davalinin almasi gereken cezaya hukmedebiliyorken neden haybeye universitelerde hukuk fakultesi falan acip, bilmem hakim savci sinavlari yapip, bilmemkacyuz sayfayi adamlara hatmettirip mulakata bilmemneye sokarlar, cuppe muppe giydiriler ki...?
0
stavro
(25.02.16)
@stavro o birkaç örnek bile yeter "mahkemeler tecavüzcülerden yana" dememe. hatta sadece 1 tanesi bile yeter.

ayrıca toplumsal bilicin oluşturulması isteniyorsa senin dediğin gibi yüksek ceza alanların haberi yapılır. kapkaççılara yüksek ceza verilerek, bu gösterilerek önüne geçildi. ben tecavüzde aynı "duyar"ı göremiyorum. bu da yine beni tepki vermeye itiyor

yani "yaa haberi yapılmıyor ondan bilmiyorsun" bile bir sorun sistemde.
0
la noix
(25.02.16)
yalnız frederick her tecavüzden sonra aynı şekil duyuruları açacaksan haber ver de, saklayalım cevaplarımızı

hoşuna gitmeyenleri tiklememek de senin hakkında pek güzel düşündürüyor
0
la noix
(25.02.16)
insanlar artık adalet sistemine güvenmedikleri için durum şu anda böyle. tecavüzcülere sürekli cezada indirim uygulanıyor ve insanlar adaleti kendileri sağlamaya ya da kamuoyu oluşturmaya çalışıyorlar. secret in their eyes diye bir film var.

----spoiler- secret in their eyes----
filmde mahkeme ve devlet adaleti sağlayamadığı için adam öldürülen karısı için kendisi adalet yaratmaya çalışıyor.
0
cilekli krep
(25.02.16)
Bakin, "mahkemeler gayet adatletli, siz oyle saniyorsunuz" demiyorum. Dogru mu bilmiyorum ama takim elbise giydigi icin cezasi indirilen tecavuzculer oldugu soyleniyor, ve daha bir suru sey. Zaten kalkip da Turkiye'de adalet sistemi oturmus, hukuk sistemi tikir tikir isliyor, kimsenin hakki kimsede kalmiyor diyene gulerler. Olay sadece tecavuz de degil, genel olarak adaletten eser olmayan yargi sistemimiz oldugu asikar.

Yalniz bazi durumlar var ki mahkeme beraat karari veriyor, insanlar da diyor ki "vay anasini tevavuzcuyu serbest biraktilar!". E mahkeme diyor ki bu adamin tecavuz sucu isledigini ortaya koyan bir sey yok, ben buna tecavuzcu muamelesi yapamam, tecavuzcu olmadigi icin (en azindan tecavuz ettigini bilmedigimiz icin) ben bu adami serbest birakiyorum. Ama millet diyor ki tecavuzcuyu serbest biraktilar. Yahu adam tecavuz etti diyen sensin, mahkeme degil ki? Mahkeme diyor ki bu adama tecavuzcu diyebilmek icin gerekli delillere sahip degiliz, ama insanlar oturdugu yerden tecavuzcu diyor.
Bakin bir insanin bir sucu isledigininden eminseniz, bir sahis olarak siz hic cekinmeden o insani kendinizce ama kinayarak, ama dislayarak, ama hakaret ederek cezalandirirsiniz, cunku adiniz gibi eminsiniz o insanin suclu oldugundan. Ama hukucu sahsi duygu ve dusunceleri ne olursa olsun once hukuk kurallarini goz onunde bulundurmak zorundadir. Bir mahkemedeki uyelerin tamami bir zanlinin sucu gercekten isledigine kendince emin olsa bile hukuk kurallari nezdinde suclu degilse, yani hukuk kurallarinca suclu denileniyorsa o mahkeme o insana suclu demez, diyemez.
Benim bahsettigim buydu, umarim anlatabilmisimdir.
0
stavro
(25.02.16)
konu aslında linç değil.Artık insanların canına tak eden konu, cezaların caydırıcı olmaması. Ölüm cezası başlı başına bir münazara konusudur. Ceza kavramının mantığını düşündüğümüzde insan öldürmenin cezası ölüm olmalıdır diyebiliriz. Ama o öğretmen kızcağızı doğrudan öldürmemiş.Ve maalesef o öğretmen bir kaç ay hapis yatıp çıkacak.En iyi ihtimalle hapiste tecavüze uğrayacak, öldürülecek veya intihara mecbur bırakılacak, ilgiyle bekliyoruz. Eğer o kızcağızı yetiştiren kültür sağlıklı bir kültür olsaydı, o kız annesine babasına durumu anlatabilseydi, psikolojik destek alsaydı belki kurtarılabilirdi.mekanı cennet olsun.
cezanın caydırıcı olmaması böyle bir şey işte.bir başka vakada kadın kendisine tecavüz eden adamın kafasını kesip köyün meydanına atar, müebbet hapis yer.insanları kendi kanunlarını uygulamaya iten şey nedir?
0
AWD
(26.02.16)
(8)

das kapitali okumak için

lorne malvo
das kapitali anlamak için ondan önce hangi kitaplar okunmalı? sırayla mesela önce x sonra y sonra z en son kapital
das kapitali anlamak için ondan önce hangi kitaplar okunmalı? sırayla mesela önce x sonra y sonra z en son kapital
0
lorne malvo
(25.02.16)
direk aç oku. öyle kasacak bir kitap değil.

elinin altında bi kalem kağıt olsun ama. bazen takip etmek zorlaşabiliyor.
0
eksi sozluk e bir daha geldim
(25.02.16)
das kapitali okumak diye bir kitap vardı yanlış hatırlamıyor isem
0
rakicandir
(25.02.16)
das kapital'in aciklamalarini iceren kitaplar var.
0
bohr atom modeli
(25.02.16)
çok istersen alaatin bilgi'nin kapital hakkında yazılmış kitabı var. kendisi kapital'in ilk türkçe çevirisini yapan adam.
0
eksi sozluk e bir daha geldim
(25.02.16)
İthaki'den çıkmış, kapital'i okumak isimli büyük bir derleme var. Ne kapitali ne de [çok eleştirilen] Althusser ile Balibar'ın kapital yorumlarını okudum. Ancak, bu iki yorumu da içeren (hatta Althusser'in üstünde yükselen) bu derleme, belki işe yarar.

Onun dışında kapital'in hafif bir kitap olduğunu sanmıyorum, iyi bir ekonomi-politik bilgisi gerektiriyordur muhtemelen. Bir de 3 cildi okuyup grundrisse'yi okumamak olmaz (500-600 sayfalık ve kapital'e giriş gibi bir şey; ancak alıntılandığına çok şahit oldum).
0
protector
(25.02.16)
1844 el yazmaları
ücret, fiyat, kar
kapital'e giriş tadında bir kitap ya da david harvey'in videoları
kapital'e başlamadan önce 7. bölüm yeniden-üretim'i okuyun sonra 1. bölümden başlayın derim.
0
solskjaer
(25.02.16)
iktisadi terminolojiye hakimsen çok çok çok zorlanmazsın. ama yine de okumasını yapmak kolay değil, hatta okumak için atölyeler falan kuruluyor bazı bazı yerlerde.

ben de okuyorum yaklaşık 1 senedir. Ama roman okur gibi değil, not alarak ve istediğim bölümleri seçerek. başucu kitabı gibi düşün :) daha rahat oluyor.
0
mrtkbl
(25.02.16)
das kapital'in manga olan versiyonu var, onu oku, çok eğlecenli.
0
gezegen olan pluton
(25.02.16)
(9)

kant mı nietzsche mi?

anonymice
yoksa şopınhauer mi? peki ya comte ya weber? hangisi? neden?
yoksa şopınhauer mi? peki ya comte ya weber? hangisi? neden?
0
anonymice
(18.02.16)
nietzsche felsefesini sistemli bir şekilde yazmayıp genel olarak aforizmalarla işini gördüğünden dolayı schopenhauer diyorum.

hepsini geçtim de weber kim lan?
0
kljgslsdkjsd
(18.02.16)
al sana hegel
0
lifeframe
(18.02.16)
schopenhauer
0
silver apple
(18.02.16)
kant. bilime ve bilimsel düşünceye bakışını diğerlerinden daha çok beğeniyorum, kendime yakın görüyorum.
0
makarnavodka
(18.02.16)
Orada bir nietzsche felsefesini sistemli biçimde yazmamıştır yazısı görmemle şok oldum (güç istenci notlarının birleşimi derseniz; tragedya'nın doğuşu, iyi ve kötünün ötesinde ve ahlakın soykütüğü -en temel 4 metni- sonucu çarpılır insan).

Ben nietzsche diyorum; yöntemsel olarak ondan çok fazla şey öğrenen bir gelenek içinden çalıştığımdan ayıp olmasın. Sebebi de soykütük yönteminin kendisinde yatıyor. Kısaca açıklarsak: her var oluşun kökeninde evrensel bir olgu değil de değerler yatar. Önemli olan bir şeyi oluşturan değerlerin keşfidir.
0
protector
(18.02.16)
kierkegaard, wittgenstein ve heidegger diyorum.
0
fever
(18.02.16)
haggard, rammstein ve metalica diyeyim bari bende.
0
🌸anonymice
(18.02.16)
j.m. keynes, a. smith, m. friedman diyeyim ben de ortaya karışık şlksaşlckd
0
sen de git sen de unut
(18.02.16)
Yuh. Kant tabii ki.
0
sen git ben geliyorum
(18.02.16)
(4)

carl gustav jung nasıl okunur?

exaggeration
sormak istediğim c.g. jung'ın nasıl telaffuz edildiği.ilk bakışta "karl gustav cang" şeklinde okunur gibi geliyor; ama bütün okumalarımda "jung'un" şeklinde bir yazım görüyorum. "-un" ekinden dolayı "jung" ya da "yung" şeklinde okunuyordur diye tahmin ediyorum ama hangisi bilemiyorum.aydınlatırsanız
sormak istediğim c.g. jung'ın nasıl telaffuz edildiği.

ilk bakışta "karl gustav cang" şeklinde okunur gibi geliyor; ama bütün okumalarımda "jung'un" şeklinde bir yazım görüyorum. "-un" ekinden dolayı "jung" ya da "yung" şeklinde okunuyordur diye tahmin ediyorum ama hangisi bilemiyorum.

aydınlatırsanız mutlu olurum.
0
exaggeration
(13.02.16)
Ben hep yung diye duydum. Eğer İngilizler garip bir takıntı içine girmemişlerse (mesele heygıl diyorlar), bu şekildedir.
0
protector
(13.02.16)
yung
0
red g
(13.02.16)
özel isimler anadillerinde nasıl okunuyormuş diye bakmak için forvo şahane.
tr.forvo.com
0
kobuzchu kiz
(13.02.16)
adam isvicreli, yani isim almanca. dolayisiysa almanca telaffuz edilir, "yung" denir. hatta bir de ek bilgi, jung genc demektir.
0
letheavendangered
(13.02.16)
(4)

Stalker benzeri varoluşçu film önerisi?

zenithgeist
andrey tarkovski'nin kült yapımına benzer bir film arıyorum, tikler benden hadi bakalım.
andrey tarkovski'nin kült yapımına benzer bir film arıyorum, tikler benden hadi bakalım.
0
zenithgeist
(10.02.16)
zerkalo, offret, solyaris, nostalghia (tarkovsky)

persona, det sjunde inseglet, smultronstallet (bergman)

la strada, 8 1/2 (fellini)

ordet (dreyer)

Yalnız teknik olarak sinemada varoluşçuluk nasıl ayırt edilir bilmem. Sadece felsefi anlamda varoluşçu sorgulamalara benzer, aklıma gelen filmleri ekledim.
0
protector
(10.02.16)
@protector belirttiği gibi tarkovski ve bergman filmleri genel anlamda varoluşçu felsefe çevresinde gelişir.

türkiye'de de pek çok yönetmende var varoluşçu meseleler. reha erdem, demirkubuz'un bazı filmleri, nuri bilge, semih kaplanoğlu'nun üçlemesini izleyebilirsin.

+ eraserhead, ida, ordet (ve diğer dreyer filmleri) izleyebilirsin. özellikle "ordet" birebir kierkegaard felsefesinin anlatıldığı harika bir filmdir.
0
lesmiserables
(10.02.16)
blade runner.
dark city.

protector'un önerdiği filmlerin yanında biraz "kof" kalabilirler elbette; ama yine iyi filmlerdir.
0
pangea
(10.02.16)
the man who from earth

(git:www.imdb.com )

sevimli ve sorgulatan tarzda bir filmdir.
0
edebi degil ebedi olandir felsefe
(11.02.16)
(2)

Kitap adı

nickimin hakkini veremedim
Türkiye'de modernleşme üzerine yabanci bir yazarın kitabı vardı iletişim ya da iş bankası yayınlarından neydi adı çıkaramadım? Teşekkürler
Türkiye'de modernleşme üzerine yabanci bir yazarın kitabı vardı iletişim ya da iş bankası yayınlarından neydi adı çıkaramadım?

Teşekkürler
0
nickimin hakkini veremedim
(08.02.16)
feroz ahmad ya da erik jan zürcher'dir (ikisinin de bu ada benzer kitabı var). İkisi de, erken cumhuriyet tarihine giriş için vazgeçilmez nitelikte.
0
protector
(08.02.16)
bernard lewis'nin akıllara gelmemesine üzüldüm....... neyse bulmuş duyuru sahibi zaten. ne inkar ne itiraf bu yalnızca sitem...
0
ekonometri okuyan adam
(08.02.16)
(2)

sokrates'in öğretisi

dahinnotha
merhaba,sokrates'in bir kitap yazmadığını, tüm öğretisini öğrenci platon yoluyla aldığımızı biliyorum. sokrates'in felsefesi hakkında biraz bilgi sahibi olmak istiyorum. nereden nasıl başlamalıyım?not: din, dünya ötesi, ölüm-ruh gibi konularda ne düşündüğünü merak ediyorum özellikle. platon devlet v
merhaba,

sokrates'in bir kitap yazmadığını, tüm öğretisini öğrenci platon yoluyla aldığımızı biliyorum. sokrates'in felsefesi hakkında biraz bilgi sahibi olmak istiyorum. nereden nasıl başlamalıyım?

not: din, dünya ötesi, ölüm-ruh gibi konularda ne düşündüğünü merak ediyorum özellikle. platon devlet ve sokrates'in savunması kitaplarını okudum.
0
dahinnotha
(27.01.16)
(bkz: sokrates'in savunması)

en sağlam kaynak benim için budur. her yerde olan bir kitap. ama en kapsamlı olanını alın. bazı yerlerde özeti satılıyor.

tam kapsamlı kitap 4 bölümden oluşuyor:

- euthyphron
- apologia
- kriton
- phaidon

iş bankası kültür yayınlarında kapsamlı kitabı bulabilirsiniz.
0
beyazfil
(27.01.16)
platon'un bütün diyaloglarında az çok sokrates ögeleri var. Ancak erken dönem diyaloglarda (apology, phaidon, euthyphron, hippias gibi) sokrates'in izi çok daha kuvvetli. Platon dışında da sokrates'in ünlü öğrencileri var. Mesela Ksenephon'un da sokratik diyaloglarından bazıları günümüze kalabilmiş durumda (symposium, apology, memorabilia).

Bunlar dışında diogenes laertius'un 'filozofların yaşamları ve düşünceleri' gibi çevrilmiş olması muhtemel bir kitabı kaldı günümüze. Ondan da çok yararlanılıyor.
0
protector
(27.01.16)
(3)

sosyoloji bölümü hk.

burty
daha önce gümrük işletme bitirdim ve işletmeden lisans tamamladım. halihazırda iyi bir işim var. tamamen hayat görüşlerim şekillensin diye de aöf sosyoloji okuyorum. bu sene ilk senem. bu haftasonu sınavlar var ve ben sadece bir hafta öylece bakındım derslere. şuan ders çalışmakla meşgulüm fena kası
daha önce gümrük işletme bitirdim ve işletmeden lisans tamamladım. halihazırda iyi bir işim var.

tamamen hayat görüşlerim şekillensin diye de aöf sosyoloji okuyorum. bu sene ilk senem.

bu haftasonu sınavlar var ve ben sadece bir hafta öylece bakındım derslere. şuan ders çalışmakla meşgulüm fena kasıyor beni. vizelerden 70 ve 40 arası notlar aldım.

ne düşünüyorsunuz? tavsiye, eleştiri, goygoy vs buyurun...
0
burty
(22.01.16)
hayat görüşlerin şekillensin diye sosyolojinin okulunu okumak mı gerekli :D araştırsan aynı şeyleri öğrenirsin. en kötü git kitaplarını al öyle aç bak araştır falan. halihazırda işin varmış zaten. hobin olsun bunlarda. ben de lisede ilgilenmediğim kadar felsefe ve edebiyatla ilgileniyorum ama okulunu okumuyorum :D
0
freetakilir
(22.01.16)
Aöf sosyoloji okuma sebebini anladım, değil aöf türkiye'deki birçok üniversitede bile sosyal bilimler okuman; genel kültür, teori bilgisi yani genel olarak hayat görüşlerini etkilemez. Hatta hatalı/eksik okuma sebebiyle sana daha fazla zararı da bulunabilir. Zarara örnek: 2-3 kitap karıştırıp; bütün teorileri, yöntemleri, isimleri birbirine karıştıran ancak inatla bunları savunan sayısız kişi var.

Bence vize/final/saçma okumalar yerine oturup kendin oku. Çünkü kendin adım atmadığın sürece bir şey olmaz. Toplumsal teori tarihi anlatan kitaplarla başla, klasik sosyoloji eserlerini oku, 20-21.yy'ın en ünlü isimlerini oku en son da uzmanlaşacağın alanla ilgili okumaları derinleştir. Ancak bu işe yarar. Kaynak istersen, yardımcı olmaya çalışırım.
0
protector
(22.01.16)
Bence hayat görüşü için bu bölümü okumak -hem de açıköğretimden- gereksiz. Zaten her şeyi kendi kendine yapacaksan kendini baskı altına almana gerek yok. Araştırarak daha iyi yönelimler(müfredata bağlı kalmadan) kazanabilirsin. Ha diyorsan zorunluluk yaratmazsam bakmam ki, o zaman diyecek bir şeyim yok.
0
filipis
(23.01.16)
(3)

kitap sorusu?

pikap
grimm kardeşlerin masallarının orijinal versiyonlarının yayınlandığı bi kitap var mı acaba, bilginiz var mı bu konuda?
grimm kardeşlerin masallarının orijinal versiyonlarının yayınlandığı bi kitap var mı acaba, bilginiz var mı bu konuda?
0
pikap
(16.01.16)
Türkçe'de yoktur diye tahmin ediyorum, ingilizce çeviri olarak birden fazla varmış: bir örnek press.princeton.edu
0
protector
(16.01.16)
evet sözlükte araştırırken ben de o kitabı gördüm de dediğin gibi türkçe yok sanırım.
0
🌸pikap
(16.01.16)
Pinhan ya da yky edisyonlarına bakabilirsiniz
0
mutlusismankedi2015
(16.01.16)
(11)

Demagoji Fahişesi !!

voyage
Terminoloji bilimine yeni bir ''Kavram'' kazandırdım. Fikirsel katkı yapmak isteyen var mı? ''çok laf yapar. hep üstün gelmek için uğraşır. insani değerler onun için çok önemsizdir. Etik değerleri yoktur. zorda kalırsa mağduriyeti oynayarak, içinde bulunduğu durumdan kurtulmaya çalışır. Acındırır!
Terminoloji bilimine yeni bir ''Kavram'' kazandırdım.

Fikirsel katkı yapmak isteyen var mı?



''çok laf yapar. hep üstün gelmek için uğraşır. insani değerler onun için çok önemsizdir. Etik değerleri yoktur. zorda kalırsa mağduriyeti oynayarak, içinde bulunduğu durumdan kurtulmaya çalışır. Acındırır! Kurtulduğu zaman intikam içgüdüsü ile demagojiye devam ederek süründürmeyi hedefler.''




Edit;

Kadınlarla hiçbir alakası yok!

Son zamanlarda, Türkiye'nin içinde bulunduğu Sosyo-Psikolojik durumu ve oluşturulan kötü imajı görmezden gelerek,Sürekli savunan koyunumsu varlıkların ruh halini tanımlamak istedim.
0
voyage
(14.01.16)
beynine sağlık kardeşim.
0
basond
(14.01.16)
kardeş adresini verirsen bir hafta içinde nobel ödülünü gönderelim.
0
der meister
(14.01.16)
Güzelmiş ben beğendim. En kısa zamanda cümle içinde kullanacağım.
0
ofelia
(14.01.16)
demagojinin ne olduğunu bildiğinden şüpheliyim.
0
air
(14.01.16)
Başarılı
0
empty man
(14.01.16)
@der meister

Ödülü alacak ''demagog'' arkadaş belli oldu.

@air

''Der meister'' Sana ödül gönderecekmiş. :)
0
🌸voyage
(14.01.16)
Fikirsel katkıyı şöyle yapsak; tanımladığın şeylerin tıpatıp aynısı (etik değerleri olmayan, mağdur, nefret dolu, demagoji yapan vb.) kullanarak üretilmiş bir kavram seti var: köle ahlakı, köle, tek tanrılı din rahibi vs. olarak. Nietzsche 'ahlakın soykütüğü üstüne' içinde.
0
protector
(14.01.16)
sacma.
0
e haliyle
(14.01.16)
@e haliyle

Katkısız, katkın için saol kardeş.
0
🌸voyage
(14.01.16)
@Brk37

bildiğim kadarıyla,

Fahişeliğin cinsiyeti olmaz ve sadece Fiziksel olarak ta yapılmaz.
0
🌸voyage
(14.01.16)
@protector

nietzsche'nin felsefesinden etkilenen bir kimseyim,

tüm ahlaki değerlerin yıkıldığı, postmodern felsefenin babası nietzsche'nin başyapıtı olan ''ahlakın soykütüğü üstüne'' adlı kitabı önemli bir kaynak olarak kullanmak iyi fikir.
Kitabı henüz okumadım. Ancak hatırlattığın için teşekkür ederim.

İlk fırsatta okumayı düşünüyorum.
0
🌸voyage
(15.01.16)
(25)

Akademisyenlere Neden Yükleniliyor?

Frederick Co
Adamlar "barış" gelsin demiş.Bunu her insan evladı diyebilir ne var bunda?Nereyi atlıyorum?
Adamlar "barış" gelsin demiş.
Bunu her insan evladı diyebilir ne var bunda?
Nereyi atlıyorum?
0
Frederick Co
(14.01.16)
Çocuklar ölmesin dersen de terör örgütü propagandası oluyor.
Manyağız komple.
0
nedendir bilinmez
(14.01.16)
hee canım hee.

sözde bildiride bir kere "pkk" "terör" geçiyor mu? ona bakalım.
0
teknikekip
(14.01.16)
neyi söylediğin kadar nasıl söylediğin de önemli bence. sadece devlete suç atılıyor bildiride, pkk namına geçen bir şey yok.
0
buffy de vampir sayılır
(14.01.16)
teröre karşı çıktılar bildiride. ama akp'yi desteklemediler. yani hükümetin politikalarının yanında durmadılar diye bu yüklenme..
0
burya
(14.01.16)
anlamadım, koskoca akademisyenler pkk'yı mı muhatap alsın? akademisyenler ve barış isteyen herkes devleti muhatap alacak. pkk adı üzerinde bir terör örgütü ve erdeme ihtiyaç duymaz. ama devlet öyle değil. devletin yurttaşlar için belirli görev ve yükümlülükleri var.

barış çağrısını ve barışı getirebilecek güç de devlettedir (iktidarı kastetmiyorum). tüm bu çağrıların muhatabı ve hedefinin devlet olmasında şoka uğrayacak veya hee hee diye geçiştirilecek bir şey yok.

kaldı ki pkk adı geçmemesi bu işin arka planında bir propaganda malzemesi olmamasını da sağlıyor. akademisyenlerin pkk'ya çağrısı, sanatçılardan pkk'ya bildiri falan filan diye çıkan haberler sadece pkk'nın politik düzeyde ne kadar ciddiye alındığını gösterir ve alt metinde pkk kendisini bir bk zanneder. işe bir de bu tarafından bakın.
0
uuth
(14.01.16)
tarafsız olmak isteniyorsa hem devletin hem de pkk nın yaptıklarından bahsedilmeliydi.

açıklamayı okuyan; pkk'nın pasif direnişe geçtiğini ya da kendini savunmak için çırpındığını sanıyor.

ayrıca 30 yıllık pkk eylemlerinde bu akademisyenler hiçbir zaman pkk eylemlerinin durması için çağrıda bulunmadı.
0
kupigometa
(14.01.16)
devlet deli mi ki kendi kendine çatışsın? bugün bebeleri, kendi vatandaşını bombayla havaya uçuran devlet mi? devleti muhatap olarak alıyorsa hem eleştirecek hem de destek olacak. yakalanan terörist ifadesinde adres göstererek evden dışarı çıkmalarına izin vermedikleri yaşlı çiftin kurtulmasını sağladı. onları oradan sırtında taşıyan bu devletin polisiydi, askeriydi.

şu arkadaş çok güzel özetlemiş: (bkz: #57713825)
0
teknikekip
(14.01.16)
@uuth evet muhatap alacaklar. koskoca devlet muhatap aldı da onlar mı almayacak? laf ebeliği yapmayın.
0
kupigometa
(14.01.16)
Bildiri: www.diken.com.tr

Bu bildiride Türkiye İçin Akademisyenler'den: turkiyeicinakademisyenler.com
0
teknikekip
(14.01.16)
@kupigometa bunun laf ebeliğiyle ne alakası var? hayır elbette almayacaklar. devlet muhatap alır, akademisyenlerin devlet gibi karşısına terör örgütünü alıp konuşacak hali yok. bu sadece terör örgütünü kendi içerisinde yüceltir. terör örgütünün tek bir zerresi samimi olsa politik kanadını tüm bu süreçte ayaklar altına aldırmazdı.
0
uuth
(14.01.16)
ya arkadaş pkk çarşıda gezen askerin kafasına sıkıp öldürdüğünde (hem de hamile eşinin yanında) hükümet tepki bile vermemişti. bunu hatırlıyor musunuz? niye? çünkü iyi kötü işleyen bir süreç vardı. e şimdi süreç bitti, malum. hükümet tam bir savaş politikası izlemeye başladı. o gün barışsever olan ak gençler bugün faşolaşmaya başladılar.

omurga diyorum başka bir şey demiyorum. barış her zaman lazım. sadece siyaseten işimize geldiği zaman değil. pkk insan öldürüyorsa her ölüme karşı çıktığımız gibi ona da karşı çıkarız. ancak bunu yaparken ille de hükümetin yanında yer almamız gerekmez.

çünkü bu hükümetin dünü ve yarınının ne olduğu belli değil. rüzgara göre ayarlıyor yelkenleri. biraz da başkanlık sistemine göre.
0
burya
(14.01.16)
demokrasi, barış

bir de orwell'in newspeak'i.

bacak açan aşüfteye gelen çok olur. tapınmayı kessek artık. koskoca cumhurbaşkanı ve koskoca akademisyen aynı aklın diline gelen ifadeler.

ne olmuş yani? adam mı olunuyor öylelikle?


barış istiyoruz savaş çıkaralım, barış istiyoruz "esed"i indirelim, barış istiyoruz savaş çıkararak veya anayasa çiğneyerek hatta uygun anayasa düzenleyerek ülkeleri bölelim, barış istiyoruz demokrasi getirelim arap ülkelerine öyle ki dün laik olan bugün şeriatla yönetilsin...

barışın tanımını bu adamlar mı yaptı nedir? sizin tekelinizde mi abi bu kelime?


bu bence ortalığı ajite etmek için sorulmuş bir soru ama ciddi cevaplar almış. o zaman benim cevabım da bu.
0
godoşu beklerken
(14.01.16)
Devleti elestirebilirsin, sevmeyebilirsin. hatta bu sonuca gelinmesinde plansiz, esirikli halleriyle en buyuk payın devlette oldugunu dusunebilirsin. Ama bildiriyi dikkatli okursan, insanlarin evlerini bombalayan, kafalarina sıkan pkk degil de sadece devletmis gibi gosteriliyor.

Pkk lafi gecmesine gerek yok illa. Ama olay o kadar tek yonlu yazilmis ki bu olayin karsi tarafi yok sanki.
0
rayde
(14.01.16)
Kaçırdığın şeyler toplumsal histeriyle toplumsal şizofreni sebebiyle yaratılan straw man fallacies.

Yani toplum içindeki insanlar, o kadar vahşi olaylara ve söylemlere şahit oluyorlar ki (hem yapanı hem de yapılanı etkiler. Aynı durum, mesela, bireysel olarak, işkencede söz konusu) gerçeklik ilkesini kaybediyorlar. Buna toplumsal şizofreni deniyor. Bu durumdayken de, insanlar söylenmek isteneni değil, kendi istediğini gerçek kabul ediyor. Diyalog bı yüzden imkansız hal alır. Gerçeklik ilkesini sağlıklı bir hale getirmek en az 1 nesil alır. Ama her geçen gün yeni bir şok edici olay yaşandığından (mesela dün gece), toplumsal histeri giderek büyüyor. Bu yüzden, akıl oyunları filmindeki gibi metin okuması yapabiliyorlar. O niye yok, bu niye var gibi sorulara defalarca cevap verilmesi bir anlam ifade etmiyor.
0
protector
(14.01.16)
ortada bir paranoya ve ona dayanan bir fallacy falan yok, bunu diye diye toplumda bağışıklık mekanizması bırakmayacaklar. bunun neden paranoya olduğunu anlatmaya çalışmadan, kendi görüşünüzü ve tercihinizi tarihsel verilerle desteklemeden sosyolojik bir olguymuş gibi sunmaya, isim koymaya kalkmayın; iyi değil, itici.

*"there are times, when all the world's asleep, the questions run too deep, for such a simple man. won't you please tell me what we've learned, i know it sounds absurd, please tell me who i am"*
0
godoşu beklerken
(14.01.16)
Tarihsel verilere de dayanalım, çok sever insanlar okumadan karşısındaki edebiyat yapmakla suçlamayı: The Authoritarian Personality'de alman toplumundaki toplumsal şizofreniyi ve Sartre ile Camus'nün gazete yazılarından fransız toplumundaki toplumsal şizofreniyi okuyabiliriz. Daha yakın dönemde olan 11 eylül sonrası abd'deki toplumsal şizofreni aşikar ve kuzey irlanda sorununda oluşan ingiliz toplumsal şizofrenisi de incelenebilir. Bu son ikisi için spesifik kaynak aklıma gelmiyor. Bir de doğu toplumu için örnek verelim: Dariush Shayegan'dan islam coğrafyasındaki toplumsal şizofreniyi okuyabilirsin (Cultural Schizophrenia iyi bir başlangıç). Türkiye için murat paker'in psikopolitik yüzleşmeler kitabı güzel bir başlangıç olabilir. Teorik başlangıç istenirse Freud'un Group Psychology and the Analysis of the Ego kitabı çok rahat okunabilecek bir başlangıç olacaktır.

Yani şimdi konu hakkında en ufak bir okuma yapmadan, karşı tarafı tarihsellikten kopuklukla suçlamak ne kadar kolay. Hakkında aşırı büyük bir literatür var (çatışmalar, tartışmalar vb. yani bir bütün değil bu literatür). Sayısız vaka incelemesi var (türkiye dahil). Bunlardan haberinin olamaması, benim bu tartışmalara dayanarak bir şeyler söylememi engelleyemez. Zaten toplumdaki savunma mekanizmalarının, aynı bireylerdeki bazı savunma mekanizmaları gibi şizofreniye sebep olduğu söyleniyor. Aynı bireylerdeki gibi, hatalı savunma mekanizmaları 'hastalık' denen şeye yol açıyor. Gelip bütün savunma mekanizmaları gereklidir, onlardan kurtulmaya çalışıyorlar vb. demek abes. Terör, iç savaş vb. gibi; histeri ve şizofreniye sebep olabilecek toplumsal olaylardan geçen bazı ülkeler (almanya, bazı latin amerika ülkeleri vb.), sırf bu tartışmalara dayanarak yüzleştirme komisyonları kuruyorlar (benzer bir örnek twitter.com). Amaç, savunma mekanizmalarını engelleyip gerçeklik ilkesinin zarar görmemesini sağlamak.
0
protector
(14.01.16)
açıklamada beni rahatsız eden laflardan biri "başta kürt halkı..." denilen kısım, o nasıl olacak, böyle bir konuda bu laf yazılır mı cidden, ayrımcılık yapılan yere bak hele.

ayrıca yazıda rahatsız edici laflardan bir diğeri de "kasıtlı ve planlı kıyım.." kısmı, pardon? bunlar memuru olduğun devlete nasıl laflar canım, bu kadar rahatsız olduğun bir oluşum içerisinde hala çalışmak neden ya da, böyle sorsam daha iyi anlaşılır. katil ile işbirliğinde görebilirim o zaman bu yazıyı yazanların düz mantığı ile. çok komik laflar bunlar gerçekten, bana hiç ciddi ve tamimiyle ele alınmış bir yazı gibi gelmedi. muhatap devlet olacak tabi ama bir akademisyenin bu kadar boş konuşmasını da kaldıramıyor insan.

diğer yandan bu yazı devlete yazılmış bir yazı bu yüzden pkkya suç atmaması ve lafını geçirmemesi abes değil. geçirse de abes olmazdı ama.
0
omer haybo
(14.01.16)
akademisyen olmuşlar ama ezber konuşmayı bırakamamışlar
(bkz: #57637849)
0
la noix
(14.01.16)
isteyen istediğini söyler, bu kadar basit.

tarihsel örnekleri, farklı şartlarda farklı şekilde tezahür etmelerine rağmen her istenilen duruma empoze etmek yaygın bir teknik. hiçbir bilimselliği yok.

toplumlarda belli dönemlerde patlak veren tepki şekilleri için bir kere o toplumların içinde çok fazla tartışma dönmüştür. bunları üzerinde uzlaşıya varılmış birer teşhismiş gibi, 2 artı 2'nin 4 etmesi deterministliğinde her yere serpmek, okumayı bunları bir araç gibi kullanmak adına yapmak üzücü gerçekten.

toplum bir su değil, siz de falan basınçta şu kadar su şu kadar derecede kaynar der gibi konuşamazsınız.


uluslararası politikanın, global çıkar ilişkilerinin ülke siyasetlerini değiştirdiği yerlerde toplumlardan özerk oluşumlar gibi bahsetmek zaten çok komik. hatta olayı freud'a kadar indirmek daha da komik.


bir kere zaten uzun-dönem kısa-dönem karşılaştırmaları birbiri içerisinde girmiş. camus veya sartre'ın fransız toplumu üzerine düşüncelerini okuyup okumadığım hakkında varsayımda bulunmadan önce sosyolojinin tarihi/belgesel nitelikte olaylar ve paternlerden, çıkarımlardan yararlanmadan önce idiopatik teşhisler koymasının ne kadar mantıklı olduğunu kendinize sormanız daha iyi olur.

yoksa dün çok anlamlı olan ve bilim muamelesi gören astroloji bugün güldürü malzemesi, ne olacak.

tarihi neyi yönettiğine bakmadan, büyük resimleri dıştalayarak ayrıntılara inmek baktığınız olayı, nereden bakıyorsanız o şekilde etiketlemenize zaten cevaz verir.

burada bu akademik beyanatı bir kere politik olmayan bir olay gibi izole edebildikten sonra bunları söyleseniz hadi neyse. ünlü insanlar ve durumlara taktıkları isimler değil bunların konuşulan konudaki geçerliliği önemli olan. ne yani ben de şimdi edward said'den, samir amin'e, marx ve engels'den huntington'a isimler mi vereyim -ki kesinlikle daha fazla otoritesi olan kimseler, bir kere ekonomipolitikten muaf yorumlara girmiyorlar-. hoş verdiğim zaman da oldu ama böyle saçma sapan artistlik yapmak için değil, kaynak paylaşmak için. istediğinizi yazmanız zaten güzel bir şey ama bunları söylemeye engel değil.

son bir şey: "just because you're paranoid doesn't mean they're not after you" bu da bir edebiyatçıdan. dediğim çoğu şeyin özeti ve sosyolojik yaklaşımın neden eksik kaldığını düşündüğüme kısa bir özet. kaldı ki, önceden de belirttiğim üzere, kendi içerisinde ekoller olan bir sosyal bilim demeyeyim de bilgi alanından, olaya tek otoriteymiş gibi teşhis koymasını beklemek epey abes. size tepkim aslında duymaktan sıtkımın sıyrılmasına neden olan bir "sapatama"ya olan tepkim. 10 küsur yıldır toplumsal paranoya bunlar diye konuşanlar sayesinde bugünlere çok daha kolay gelindi. kısacası size, böyle yapanlara, karşıyım. ve bunu söylemek istiyorum.
0
godoşu beklerken
(14.01.16)
Sadece şuna itiraz yapayım, yaptığım açıklamada ve ya verdiğim örneklerin hiçbirinde tarihsel ya da toplumsal determinizm ileri sürmedim. Verdiğim örnekler çoğu zaman birbirleriyle uyuşmayan farklı teorik saptamalarla sonuçlanıyor. Yani topluma bilimsel bile yaklaşmadım. Sadece tartışmaların hangi kavramlar üstüne olduğunu göstermeye çalışıyorum. 'Hastalı' sözcüğünü tırnak işaretine almam ve savunma mekanizmalarının eksikliğinden bahsetmem tartışmanın benim yer aldığım tarafı. %100 gerçek, genel-geçer ve evrensel değil. Çünkü bu evrenselliğin değil sosyal bilimlerde, pozitif bilimlerde bile olmadığını düşünen birisiyim. Yapmadığım bir determinizm tanımı üzerinden vurmaya çalışıyorsun. Al sana bir örnek daha.

Burada türkiye'nin ve dünya'nın bu olaydaki spesifik konumlarını anlatmama gerek yok sanırım. Bunca ismi sıralamamın sebebi de, bu tip yazılarda tartışılmış olması. Okursun, öğrenirsin, akıl yürütürsün. Kaynak, karşıt görüşler ve tartışma oldukça bol bu konuda. Benden özetini çıkartmamı ve bütün kaynakları buraya sıralamamı bekleme. Fark ettiysen sadece isim sayıp bırakmadım, kaynak verdim. Daha da arttırılabilir, başlangıç tartışmaları muhtemelen bu kaynaklar. Freud'a gülünmesinin sebebini pek anlayamadım tabii.

Onun dışında eleştirinde bir karara da varman gerekiyor: başında söylediğin gibi tekil durumları genellemeyelim mi? yoksa, sonunda söylediğin gibi patternler bularak tekil durumları genelleyelim mi? Tümevarım eleştirisyle başlayıp, cevabın tümevarım olduğunu söylemişsin de. Beni determinizmle suçlayıp, tarihteki büyük resimlerden bahsetmeni söylüyorum.
0
protector
(14.01.16)
sizden özet çıkarmanızı istemiyorum. bir olayı, demek ki size değil bana öyle geliyor, paranoya olarak yorumlayabilmeniz için hiçbir kriterinizi göremedim. sebep olmadan sonuca varmak, nedensellik olmadan kesinlik iddia edebilme rahatlığına eşdeğer nazarımda. çünkü, burada örneğe dönmek zorundayım, "toplumsal paranoya dünyada olmayan bir şeydir" gibi bir cümle kullanmadım ben zaten. bu durumun nasıl böyle bir örnek teşkil ettiğini görmek istedim, zira yorumunuz o yönde. siz buna zaman vermeye uğraşamam dersiniz, tamam. ama o zaman ben de zaman vermeden karşı olduğumu söyleyip geçmek istiyorum.

duyuruda böyle şeyler konuşulduğu ve bu yapılmadığı zaman duyurunun özelliğini yanlış anladığıma dair hisler ediniyorum. özellikle birisi özel ilgisini bu yönde yargı vermek için kullandığı zaman. bunun anketten farkı kalmıyor.


edite karşılık edit: tekil durumlar genellenmez ki. genel durumdan patern çıkarılıp tekil durumun o genel duruma örnek teşkil edip etmediği anlaşılır. ikisi birbirinin tam zıddı. yani tutarsızlık yok. son bir şey daha: determinizm önemli bir şey ve ben sizi bununla suçlamıyorum, determinizme has bir iddiayla genelleme yapmanızı eleştiriyorum. farklı örneklerden farklı olmaları hatrına bahsedilmez ki; toplumsal paranoya yaratılmış bir kavram diyen yok ki, bu alakasız durumlara gerek yok zaten, bu neden yanlış cevap diye sorsam, öğretmenim olsanız "dünyada ilk yanlış cevap veren sen değilsin" mi diyeceksiniz. bu teğet geçmektir; konu sapar. (siz bana ben soruyorum diye kendinizi anlatmak zorunda değilsiniz, konuşmayın derken kastım o değildi, öyle anlattıysam benim hatam, amacım eleştiri yapmak)
0
godoşu beklerken
(14.01.16)
Toplumsal paranoyanın neden olduğuna ilişkin bir örnek vermiştim. Daha da açayım, çünkü eleştirinizi iyi anladım. Toplumsal şizofreni derken, kendimi daha fazla ifade etmem gerekiyor. Dış mihrak (elbette çeşitli çıkar grupları ve dış aktörlerin rolleri söz konusu; ancak ben dış mihrakın fetişleştirilmesi, tanrılaştırılmasını eleştiriyorum), büyük oyun, arkadaki güçler, faiz lobisi, yahudiler, çapulcular vb. gibi sadece boş gösteren olan, yani bir anlamı olmayan sözcüklerin arkasına sığınarak hedef göstermek, ideolojik yöneltme yapmak ve bunların işe yaraması toplumsal şizofreni örneğidir. Çünkü gerçeklik ilkesi bu tip durumlarda sapmıştır.Yani gerçek ile olmayan arasındaki konsensus bozulmuştur.

Akademisyenlerle ilgili örnekte şöyle bir açıklama yapabilirim toplumsal şizofreniye. Pkk sempatizanı olup, devlet görevlileri ya da sivillerin ölümüne sevinen kişiler var. Bir de, doğu'da siviller öldüğü zaman sevinenler var. Bu iki grup dışında üçüncü bir oluşum var (ingilizlerin silahları betona gömenler deyiminin de kapsadığı): sadece insanların ölmesine karşılar. Her ölümde ses çıkartıyorlar (dün geceki olaya da ses çıkarttıkları gibi). Ancak bu topluluk görülmüyor (mesela dünkü saldırıyla ilgili ekşi başlığına bak. Nerede o akademisyenler diye bir sürü entry var. Halbuki o akademisyenleri desteklediğini iddia edip, olayla ilgili açıklama yapan bir sürü entry var başlık içinde. Yani görülmüyorlar, yok sayılıyorlar, gerçekliğin dışına atılıyorlar). Ya terörist ya da devlete şirin gözükmeye çalışan 'sevgi pıtırcıkları' olarak kodlanıyorlar. Bu topluluğun söylemleri de, sırf bu yüzden bu iki kodlanmaya uygun şekilde okunuyor. Mesela metinde pkk eleştirisi olmamasını, bu insanların pkk'yı eleştirmemesi olarak okuyorlar. Halbuki, aralarından bireysel olarak tanıdığım (doğal olarak, listenin içinde yer alan en ünlü isimler tanınıyor genelde) 15-20 tanesine bakarak, bu insanların pkk eleştirisi yaptığına defalarca tanık oluyorum. Ancak silahlı, hukuki düzeni olmayan, uluslararası normlarla denetlenmeyen pkk'ya nasıl bir eleştiri yapılabilir ki? Pkk'ya ya da ışid'e, insanların tartışarak ve fikirlerini yarıştırarak sorunları çözebileceğine inanan bir kişi ne diyebilir?

Umarım bu olayda toplumsal şizofreninin ne demek olduğunu anlatabilmişimdir. İlk cevabımda da "insanlar söylenmek isteneni değil, kendi istediğini gerçek kabul ediyor. Diyalog bı yüzden imkansız hal alır" diyerek, bundan bahsetmiştim. Yani toplumsal şizofreni, karşı tarafın söylem ve eylemlerini, kendi istediğin gibi kurman ve karşı tarafı hiçe sayman ile açığa çıkar.
0
protector
(14.01.16)
tamam, çok teşekkür ederim, dediklerinizi anladım. ama katılmıyorum. buna zaman vermek ister misiniz, bilmiyorum. ben yine de sıralayayım:

*gerçeklik ilkesiyle kastınız freud'un tanımı ise bireyin tekil algısına yönelik bir tanımın gruplara genellenmesinde sorun görüyorum. bir kere tanım nörokognitif bile değil.

*gerçeklik ilkesine karşılık baudrillard'ın gerçeklik algısı üzerine söylediklerinden ve hyperreality'den, simulacra'lardan bahsedebilirim. bu durumda gerçeklik artık ortak algının -her zaman kontrol altında olmayan, bilinç tarafından varlığı henüz takdir edilmemiş olguların istemli veya istemsiz manipülasyonu eşliğinde- kendi gerçeğini yaratmaya başladığı bir hal alıyor; adeta bir matruşka gibi.

buna ek olarak okuduğum bir iki şeyden dilin, semantiğin bu gerçekliğin yaratımı sürecinde, olmayanın dil pratiği ile beyne hatıra olarak asimile olmasından,

reconstructive memory gibi kavramlardan bahsedebilirim.

* bunlardan konuşuyor olsaydık bahsettiğiniz yaftalama durumlarının gerçekten de hangi ortak algıya veya bundan farklı olarak yaratılmış ortak algıya girdiğini tartışabilirdik.

ama buna girmeye lüzum bile kalmadan, bu akademisyenlerin tekstlerinde benzer klişelerin, yaftaların, sloganlarla düşünmeye teşvikin çokça kullanımını görüyorum.

bu durumda yakın dönem gelişmeleri de aklıma getirmek durumundayım. neden bu grup bu bildiriyi suriye'ye girilirken ancak daha ışid ortada yokken, hatta el nusra, el kaide yokken ancak suk ve öso varken yayınlamadı? neden suriye halkı adına bir eleştiri yok; orada oluşmasını fişteklediğimiz vahşet çok daha büyükken?

neden, ölüme her halükarda karşı olmak bu bildirinin ortaya çıkmasındaki temel motivasyon ise, pkk'nın tüzel bir varlık olmayışının bir önemi olsun? "kürt halkı" derken hangi tüzel varlığa gereksinim duyulmuş? dahası buradaki temsil hakkı nereden geliyor? siz 20 tane haksızca yaftalanmış tanıdık akademisyen görüyorsunuz, ben de istemediği tarafından temsil edilen 20'yi aşkın kürt kökenli türk görüyorum. bunların bahsettiğiniz sonuca varmanızda kriter olması, bu haliyle, bana yanıltıcı ve yönlendirici geliyor. istemli veya istemsiz, bir imada bulunmuyorum yani.

* bildiride yapıldığı sayılıp dökülen işlerde ardı sıra iddia olması, daha olan olayın failinin bile tartışıldığı, bu dönem özellikle belge üretmek/belge gömmekle ünlenmiş bir ülkede, ne gibi bir ehemmiyet taşıyor? dünyadaki pek çok hükumetin hamasi söylemlerinden karakterce farkı nedir?

* gerçeklik ilkesini kaale alıyor olsaydık, sizin bu insanların kimisini özel olarak tanıyor oluşunuz ve "öyle ya da böyle" olmadıklarını bilmeniz diğer bireylerin gerçeklik ilkesindeki konumlarını nasıl değiştiriyor? bu genelleme sakat değil mi? gerçeklik algısının gerektirdiği, bu insanların temellerinin ne olduğunu bilmeden, ne dediklerine bakmak da olabilir pekala? herkesin biyografisini okuyarak, sonra o biyografiyi -o da yazılmışsa- yazanın nasıl biri olduğuna bakarak, mesela yanlı mı, yansız mı olduğunu anlamaya çalışarak kararlarımız alamayız. bu insanlar kendilerini böyle temsil etmeyi seçmiş oldular.

* "kürt halkı" ifadesi bile "elma sebzedir" gibi bir kabul içeriyor. ulus-devletler tanımında devleti oluşturan halk ile etnik kimlikler arasında net bir ayrım var. daha konuşurken bile yönlendirilen bir algı söz konusu. ben bunu bilmiyorsam, hiç düşünmemişsem, belki de kolay yönlendirilirim.

(toplum burada bir paranoya yaşıyorsa, söylediğim nedenlerden ötürü bu bildiriyi yayınlayanlar da yaşıyor demektir. eğer paranoya olmasından bağımsız olarak eleştiri yapılabilecek bir şey varsa bu bildiri neden eleştirilemesin? bir şeyin yaygılaşması ve içinin koflaştırılması onu her zaman geçersiz yapmadığı gibi yersiz olmayan şüpheye paranoya denebilir mi? bir sürü soru sorulabilir)

yani bu insanların beyanatlarını üzerinde konsensus oluşmuş bir gerçekliğe, olgular bütününe, diğerini de dayanaksız sanrılar içerisine sokan nedir diye soracak olsam hayli sübjektif cevaplar alacağım belli gibi.

işte bu nedenlerle söylediklerinize katılmıyorum, ancak cevap verdiğiniz için samimiyetle teşekkür ederim.

@protector: ben yazdığınızdaki içeriğe göre yorum yaptım. sanrıdan kastım geçersizlik, deyiminizle "kofluk, boşluk", yani ezberden ve dayanaksızca konuşmak. kısacası o bölüm neye göre, kime göre demek için var, yazıyı oraya doğru inşa ettim.
0
godoşu beklerken
(14.01.16)
İlk olarak toplumsal şizofreni hastalık değildir zaten. Öyle diyormuşum gibi bir algı oluşmuş. İkinci olarak madde madde cevapları pm olarak atıyorum.
0
protector
(14.01.16)
burada yazın ki biz de bilgilenelim.
0
🌸Frederick Co
(15.01.16)
(3)

peru cumhurbaskani

exlibris
bu perunun cumhurbaskani neden baskanlik sisteminde israr ediyor? yani su an gelebilecegi en yuksek yerde degil mi? bir cikar kavgasi mi bu, ya da baskanlik sistemi cok iyi de bize mi duzgun anlatilmadi? yorumlari alayim. perudan bahsediyorum baska ulke akliniza gelmesin :/
bu perunun cumhurbaskani neden baskanlik sisteminde israr ediyor? yani su an gelebilecegi en yuksek yerde degil mi? bir cikar kavgasi mi bu, ya da baskanlik sistemi cok iyi de bize mi duzgun anlatilmadi? yorumlari alayim. perudan bahsediyorum baska ulke akliniza gelmesin :/
0
exlibris
(07.01.16)
Diyelim ki Peru'da elde edebileceğin tüm zenginlik, halkın sevgisi... elde ettin. Ama nasıl ölümsüzleşeceksin? Peru'da devlet kuran herkes tarih kitaplarına adını yazdırır, neden o da olmasın.

Üstelik bir kişinin elde edebileceklerinin sınırı yok. Hitler'i düşün, Almanya'nın lideri geç Peru'yu. Bir düşüncesi var, kendi gibi olmayanı yok etmek!
0
Traveller
(07.01.16)
(bkz: perudan adam cikmaz) onun icin olabilir
0
lauma
(07.01.16)
Peru'da başkanlık sistemi var :/

Başkanlık sistemi bütün yürütme gücünün tek elde toplanması anlamına geliyor. Eğer parti içi disiplinin esas kabul edildiği bir ülkede toplanırsa yasama+yürütme tek elde toplanır. Eğer yargı mensuplarının hakları, seçimi ve gelecekleri de halihazırda yürütme organı tarafından kontrol ediliyorsa yasama+yürütme+yargı tek elde toplanır.

Bakanların meclise karşı sorumluluğu, koalisyon ihtimali vb. gibi kurumlar; partilerin sect halini aldığı ülkelerde demokrasi adına önemli dayanaklardır. Hatta bir ülkedeki tekele karşı son dayanak noktalarındandır. Fazla açmadım konuyu; stk'ları, medyası, bağımsız üst kurulları, yasama-yürütme arasında görev paylaşımı vb. bir sürü teknik noktası var.

Felsefi olarak ayrım; cumhuriyet vs. devlet tartışmalarında yatıyor. Türkiye bir cumhuriyetten ziyade bir devlet. Yani legal olarak başkanlı sistemi gözükmese de, türkiye tarihinin önemli bir kısmında sadece 'başkanlar' vardı. Başkanlığı 'hak ediyor' ama hiç işine yaramaz.
0
protector
(07.01.16)
(2)

Uluslararası İlişkiler - AB öğrencisi olan - bu işlerden anlayanlar

saving private haydar
Şu konu hakkında yardımcı olursanız çok sevinirim.1-2 cümle yazmanız yeterlidir.Teşekkürler.Please discuss the feasibility of the emergence of a political identity at the Europeanlevel, i.e. post-national identity, through the subsidiarity principle. What are the opportunities and impediments before
Şu konu hakkında yardımcı olursanız çok sevinirim.

1-2 cümle yazmanız yeterlidir.

Teşekkürler.

Please discuss the feasibility of the emergence of a political identity at the Europeanlevel, i.e. post-national identity, through the subsidiarity principle. What are the opportunities and impediments before the post-national European identity?

subsidiarity ilkesi ile - post-national kimlik oluşumu arasındaki ilişki yani.

Teşekkürler tekrardan.
0
saving private haydar
(04.01.16)
Yurttaşlık tanımının değişimiyle ve nation-state mantığının güçsüzleşmesiyle ilgili bir durum.

İlk olarak yurttaşların yükümlülükleri temsil mekanizmasından ziyade, yönetme/yönetilme (Antik cumhuriyetçi anlayış) üzerinden şekilleniyor. Subsidiarity, yerel karar alma mekanizmalarını güçlendiriyordu. Yani yurttaşlar, kendilerini ilgilendiren konularda görev alabilecekler. Subsidiarite bu şekilde yurttaşlık görevlerinde bir değişime işaret ederken; demokrasi, insan hakları vb. gibi çeşitli ilkelere de dayanıyor. İşte bu ilkelere bağlılık üzerinden bir de üst-kimlik belirleniyor: avrupa vatandaşı.

Yani ikinci olarak yurttaşlığın kökeni değişiyor. Nation (kökeni latince nascare) yani doğum üzerinden yapılan bir yurttaşlık tanımından ziyade, yukarıdaki ilkelere bağlılık üzerinden bir tanım söz konusu oluyor.

Şimdilik bunları söyleyebildim. Uyarılarımı da şöyle yapayım, uluslararası ilişkiler üzerinden değil de, Arendt'in siyaset tanımı üzerinden yaptım yukarıdaki yorumu.
0
protector
(04.01.16)
hocam pm attım.
0
🌸saving private haydar
(04.01.16)
(31)

hakkım haram olsun mu?

devilred
yıllarımı verdiğim, her bir haltını kendi kendime uğraşarak bulduğum ve millete öğrettiğim konuda hazırlanan ortak makale tamamlandı ve eski hocamın şu anda da onunla devam eden öğrencisi ilk yazar olarak yazılmış durumda. böyle olacağı belliydi zaten ve daha öncesinde bu konuda o öğrenciyle konuştu
yıllarımı verdiğim, her bir haltını kendi kendime uğraşarak bulduğum ve millete öğrettiğim konuda hazırlanan ortak makale tamamlandı ve eski hocamın şu anda da onunla devam eden öğrencisi ilk yazar olarak yazılmış durumda. böyle olacağı belliydi zaten ve daha öncesinde bu konuda o öğrenciyle konuştuğumda "öyle bir şey olursa ben izin vermem zaten, senin hakkın" dediği halde sonuç bu. şimdi hakkım ikisine de haram olsun mu? nasıl bu kadar utanmaz olunabiliyor?

içime oturdu.
0
devilred
(29.12.15)
olsun
0
basond
(29.12.15)
En büyük korkum. Olsun. Peki, bu nasıl oluyor? Tecrübeli birisinden gelecek uyarı güzel olur. Yazdığın metinleri, sunumları paylaşmamak; sunumlarda, bilerek çok ağdalı bir dil kullanmak işe yarar mı ki? Ben öyle yapıyorum ama.
0
protector
(29.12.15)
O kişi güzel ve yalakadır. Kişisel bakımına özen göster ve kibar ol
0
roe
(29.12.15)
olsun. Peki cidden nasıl engellenebilir ki bu?
0
rodriguez2
(29.12.15)
Tipik Türk akademisyeni. En güzeli yalnız çalışmak her daim.
0
ursa major
(29.12.15)
Kesinlikle olsun!
0
aychovsky
(29.12.15)
hakkın haram olması az kalır.
0
tosunpasa
(29.12.15)
tabii ki olsun.
0
oxibrinth
(29.12.15)
olsun duble olsun hatta.
0
indescribable
(29.12.15)
eski hocan daha da suçlu. sen haram etme yine de biz kötü enerji yollayalım bol bol ona ders anlatırken osursunlar yıllarca unutulmasın ileride yazdıkları makale çalıntı çıksın saatlerce yazdıkları dosyayı kaydetmeden elektrikler kesilsin
0
omnella
(29.12.15)
haram zıkkım olsun. hatta varsa benimki de olsun.
0
ufukcel
(29.12.15)
Ufuk
(29.12.15)
zehir zıkkım olsun inş
evlerine ateş salınsın onların
0
limoncello
(29.12.15)
sahiden, söylesenize bana, nasıl bu kadar utanmaz olunabiliyor? nasıl rahat rahat hayatlarına devam edecek bu insanlar? neden incinen ben oluyorum onların yaptığından? bunları burada soruyorum ama gerçekten sinirlerim çok bozuk, yazarak da olsa bir şekilde içimdeki zehri atmam gerekli.
0
🌸devilred
(29.12.15)
Haram olsun tabi ki. Baska sekilde cikar ins.
0
eksi sozlukte eksiyen adam
(29.12.15)
türkiye'nin en büyük sorunu işte bu. sorunların çözümünü hep allah'a bırakmak. kardeşim hakkın yendiyse savunmalısın, hakkını aramalısın. her işimiz allah'a mı kaldı mübarek.
0
burya
(29.12.15)
Olsun. Bence hocaya hesap sorun ama ek olarak. Sebebi nedir hocam? Hayırdır? Gibi sorun bence. Eski hocam demişsiniz bu arada. Eski tez danışmanınız mı? O kısmı anlayamadım tam.
0
buffy de vampir sayılır
(29.12.15)
eski tez danışmanım, evet. olmaz olasıca.
0
🌸devilred
(29.12.15)
içine oturduysa ara konuş bence.
0
cikolata selalesi
(29.12.15)
olsun desen de oldu, olmasın desen de. maalesef akademik seviyemiz bu. hocaların cogu bi bok yapmadan doktora master ogrencilerini eşek gibi calıstırıp bas yazar kendini yazıyor.
0
galandar kostumu
(29.12.15)
hangi okul/bölüm?
0
ursa major
(29.12.15)
hakkın haram olursa ne olacakki? bence olmasın.
0
etna
(29.12.15)
haram olsun diyip geçme. bi şekilde hakkını al. haram olmasın o yüzden, daha materyal bişeyler olsun.
0
ghilleinthemist
(30.12.15)
dava açamıyor musun?
0
ya ben lan neyse
(30.12.15)
Intihal, calinti vb diye dava et, surundur emek hirsizlarini!
Gecirdigin vakitlere yazik gunah! Sakin durma, hakkini ara.
Olur mu haram etmekle? Mutlu mesut yasayacaklar, sen enayiliginle(onlar oyle diyordur simdi!!) kalacaksin :(
0
kuehles blondes
(30.12.15)
davayla uğraşamam, o kadar enerjim yok. olsa da hukuk güçlüden yana zaten, gerek yok.
0
🌸devilred
(30.12.15)
ne yanlışı yahu, onlara göre yanlış bir şey yok ki. hak yemek, emek sömürmek, adam kayırmak filan hep normal şeyler onlar için. bu olayda zarar gören sadece benim kısacası, diğer herkesin keyfi yerinde ve ben ne yapmaya teşebbüs edersem edeyim öyle de kalmaya devam edecek. gerek yok.
0
🌸devilred
(30.12.15)
Olsun. En azından çabala bir şey yap da için soğusun. Uğraşamam deyip yanlarına bırakırsan tepene basan çok olur.
0
Lim5
(30.12.15)
Dava açılamıyorsa bile hukuki sınırlar çerçevesinde yapılacak bir ifşa içinizi rahatlatacaktır. En azından insanlar bu kişilerin ne mal olduklarını görürler.
0
sevgikusunkanadinda
(30.12.15)
Hakkını haram eden akademisyen.
Bu ne yaman çelişki. Çok üzücü :(
0
desman
(30.12.15)
bi anlaşmazlık vs oldu da ondan dolayı mı başka bir danışman seçtiniz? yoksa konuya daha hakim başka bir hoca ile mi çalışmak istediniz?

eski hocanız, başka bir hocayı tercih ettiğiniz için size takmış olabilir mi?
0
buffy de vampir sayılır
(30.12.15)
(4)

kitap tavsiyesi

Alt4y
okuması keyifli biraz tarihi böyle ihsan oktay anar tarzı kitaplar önerir misiniz?ihsan oktay anarın galiz kahraman hariç kitaplarını okudum.
okuması keyifli biraz tarihi böyle ihsan oktay anar tarzı kitaplar önerir misiniz?

ihsan oktay anarın galiz kahraman hariç kitaplarını okudum.
0
Alt4y
(22.12.15)
En yakın ve edebi anlamda güçlü olarak aklıma gelen; haldun çubukçu ve ezel akay'ın yargu kitabı.
0
protector
(22.12.15)
keml tahir olur bence..
0
unique hint kumasi
(22.12.15)
Anar'ın üslubunu bilmiyorum ama tarihi roman deyince Halil Babilli geldi aklıma, basılmamış yazıları da var. Ahmet Ümit'in de Ninatta'nın Bileziği ve Patasana kitapları tarihi.
0
uepuey
(22.12.15)
Okumadıysan Murat Uyurkulak tabii.
0
noluyo yaa
(22.12.15)
(6)

Belirsizlik ilkesi değil, Kesinsizlik ilkesi

eksi sozluk e bir daha geldim
diyeceksiniz hayvan herifler!Ulan delirttiniz beni!Kim çevirdiyse ağzına sıçayım. Kuantum mekaniğinde "uncertainty principle" diye bişey var. certain -> kesincertainity -> kesinlikuncertainity -> kesinsizlikŞimdi ayının biri gelmiş demiş ki, bu belirsizlik ilkesi olsun.Olm mal mısınız, millet Kuantu
diyeceksiniz hayvan herifler!

Ulan delirttiniz beni!

Kim çevirdiyse ağzına sıçayım. Kuantum mekaniğinde "uncertainty principle" diye bişey var.

certain -> kesin
certainity -> kesinlik
uncertainity -> kesinsizlik

Şimdi ayının biri gelmiş demiş ki, bu belirsizlik ilkesi olsun.

Olm mal mısınız, millet Kuantum mekaniğine göre alet edevat yapıyor, bu prensipleri kullanarak yapılan birsürü ticari işe yarayan ürün var. Adamlar "abi tam belli değil ama koy bakalım" diye yapıyor olabilirler mi?

Bir meselenin ölçülmesi, ama hata payı ile ölçülmesi olarak ifade eden sözcük, kesinsizlik. Yani ölçüm yapabiliyor, ama hata payı var.

Belirsizlik dendiğinde, millet de sanıyor ki ortada belli bişey yok, kafamıza göre sallıyoruz alettronları protokları.

Ondan sonra gelsin saçma sapan yorumlar, gelsin abuk sabuk bağdaştırmalar.

Bak ilk denklem daha ne diyor? Deviasyonların çarpımı diyor, belli bir sabitten büyüktür. Yani belli bir değer var, sen onu ölçüyorsun, ama ölçümlerinde yaptığın hata payları belli bir değerin altında olamıyor. Lan belli bir ölçüm var ki hata payından bahsediyoruz işte!

Adam olun efendi olun, sinirlendirmeyin beni.

Kusura bakmayın lan Galyalılar, içimi döktüm. Yetti lan!
0
eksi sozluk e bir daha geldim
(21.12.15)
Aslında "belirsiz" demek pek yanlış olmuyor. Çünkü teoriye göre o pozisyon/hız gerçekten de belirlenemez. Yani "ölçüm biçiminden dolayı kesin olarak bilemiyoruz" değil de "gerçekten belirlenemez olduğu için kesin olarak bilemiyoruz" şeklinde bir durum var.

Ayrıca aynı zamanda:

certain -> belirli
certainty -> belirlilik
uncertainty -> belirsizlik

anlamına da gelir bizzat kelime anlamı olarak.
0
long live rock n roll
(21.12.15)
ambiguity de kullanılıyor bolca, yani belirsizlik de denebilir. Belirsizlik sözcüğü nihilistik bir imkansızlığa işaret etmez. Bir şeyin belirsiz olması onun ölçülemeyeceği anlamına gelmez. 20.yy fiziğini de etkilemiş (fizikçiler ne diyor isim olarak bilmiyorum bu döneme) kavramlar (duree, historicism, genealogy vb.) üzerinden düşününce (ki belirsizliği ilk onlar sistemli bir düşünceye dönüştürmüşlerdir); bütün anlamlar belirsiz olsa bile cümle kurabiliyoruz. Yani belirslizlik sözcüğünün, tahmin ettiğiniz şekilde anlaşılmaması lazım. Bu kadar kızmaya gerek yok 'swh'.

Felsefe ve diğer sosyal bilimler bolca çekiyor bu 'kafadan sallama' eleştirilerini. Biraz empati 'swh'.
0
protector
(21.12.15)
@long live: işte o öyle değil. "Çünkü teoriye göre o pozisyon/hız gerçekten de belirlenemez." cümlesi doğru değil. Eğer öyle biliyorsan, bir kaynak rica edeyim.

@protector: ya son günlerde o kadar sık görür oldum ki, canıma tak dedi ya. arkadaş, bi delta bu kadar mı zor anlaşılır? delta lan işte, bildiğin delta. hata payı manasındaki delta. sosyal bilim konusunu bilmiyorum, nasıl işlediği konusunda da hiç fikrim yok. o camiada nasıl etkiliyor?
0
🌸eksi sozluk e bir daha geldim
(21.12.15)
Evladım gidin evinizin önünde oynayın
0
delicevat
(21.12.15)
Wikipedia'da bile var bu dediğim: "the uncertainty principle actually states a fundamental property of quantum systems, and is not a statement about the observational success of current technology"

Yani kuantum sistemlerinin tanımı gereği belirsiz olmak zorunda. Gözlemcinin yöntemi ve gözlem teknolojisi ile alakalı değil.

Wikipedia'yı güvenilir bulmuyorsan, orada bu cümlenin referans verildiği videoyu da kopyalayayım:
www.youtube.com
0
long live rock n roll
(21.12.15)
@long live: Hata payının ölçümle ilgili olduğunu iddia etmiyorum ki, hata payı olduğunu iddia ediyorum. Dur ben buna bi daha bakayım, Dirac abiyle Feynman abi ne demiş.
0
🌸eksi sozluk e bir daha geldim
(30.12.15)
(29)

okuduğunuz kitaplarda cümlelerin altlarını çiziyor musunuz?

fraise
Ben aslında çizmeyı seviyorum ama bir yandan da kitaba zarar veriyormusum gibi geliyor, o yüzden ders kitabı haricinde çizmiyorum. Siz çiziyor musunuz? Not alıyor musunuz?
Ben aslında çizmeyı seviyorum ama bir yandan da kitaba zarar veriyormusum gibi geliyor, o yüzden ders kitabı haricinde çizmiyorum. Siz çiziyor musunuz? Not alıyor musunuz?
0
fraise
(20.12.15)
Eskiden senin gibi düşünüp çizmezdim ama sonra kitapları daha da kendime göre özelleştirdiğimi düşündüm. Çiziyorum sen de çiz
0
nuvomed
(20.12.15)
Basılı kitapta altını çizmem ama Kindle'da okurken yapıyorum sadece. Çizili kitap hiç hoş gelmiyor gözüme.
0
doxanikee
(20.12.15)
şu zamana kadar yapmıyordum da en son okuduğum kitapta ilgimi çeken yerler oldu 3-5 cümlenin altını çizdim
0
masa penisi
(20.12.15)
Kindle aldığımdan beri evet. Eskiden kitaba zarar vermekten çok üşendiğim için yapmazdım, kindle ile çok kolay.
0
noluyo yaa
(20.12.15)
çok çok elzem birşey değilse çizmem, ama kindle'da çılgınlar gibi çizer ve not alırım.
0
kuzey li
(20.12.15)
cümlenin kenarına bir işaret koyup sayfayı kıvırıyorum
0
gazozailacatmauzmani
(20.12.15)
Su fosforlu kalemlerle uzerini ciziyorum hatta cayir cayir. Kindle'da da ciziyorum.
Ciziyorum yani acimam. Kitap benim. Kitap degis tokus yapma, verme huyum yok. Vermissem de çizdiğim yerler onda ne uyandiracak merak ederim.
0
rayde
(20.12.15)
@doxanikee +1
Sadece e-reader'da çiziyorum, basılı kitaba çizmek benim de içime sinmiyor.
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(20.12.15)
çizmek sorun değil de çizip ikinci el olarak satmaya çalışmayın o kitapları sahafçılara. hele hele çizik kitaplara teklif edilen fiyatları beğenmeyip can sıkmayın. çok küfür yersiniz. kendi kütüphanem kitapları kesinlikle vermem kimseye diyorsanız çizmek sorun değil bence.
0
sarhosken alinan hesap
(20.12.15)
ders kitabını bile cizmedim kiyamadigim için. pişmanım şimdi, nedir yani cizsem ne olacakti
0
fallopian
(20.12.15)
Acemi, mesela sevdiğin bir cümle kuruluyor ya da ne bileyim önemli bir bilgi oluyor ciziveriyorsun. İlerde baktığında da 'aaa burada bu yazıyordu diyorsun.' yazdığın kağıdı kaybedersen olacak? Her şeyi ozentilik olarak algılamasak daha iyi sanki.


Tercih etmeme ya da benim gibi sebeklerden çizmeme kısmına bir şey diyemem tabii.
0
🌸fraise
(20.12.15)
Kitabi bozmak istemiyorum, o yuzden onemli kismin oldugu sayfanin koseni katlarim.
Ama tam 45 derece olmali katladigim yerin acisi:)
0
stavro
(20.12.15)
hayir.
0
e haliyle
(20.12.15)
Asla ve kat'a. Begendigim bir yer oldugunda telefonla fotografini cekip o kismi kirpiyorum.

Kitaba zeval gelmesin diye neredeyse kapagini bile tam acmiyorum ben. O derece titizim bu konuda. Lutfen.

Ders kitabini hunharca cizerim ama. Hic affetmem. Kiymet vermiyorum cunku. Ama bir roman/siir kitabi oyle mi? Canini yerim onun ya, kokusunu sevdigim.
0
papillon7
(20.12.15)
kindle ı herkes söylemiş zaten ben de orda okuyorsam yapıyorum. Normal kitaplarda da bu senelere kadar hiç çizmezdim, artık cümlelerin başına kurşun kalemle hafif nokta, çizgi ya da minicik çarpı atıyorum.

bundan önce sayfa ve sırasını not ederdim ama bu notlar hangi kitaba ait yazmadığım olmuş, hiç bir işe yaramıyor, karışıyor gidiyor.
0
a perfect lie
(20.12.15)
elektronikse çiziyorum tabi ki, basılıysa fotoğrafını çekiyor veya not alıyorum. basılıya kıyamıyorum.
0
saçdemeti
(20.12.15)
asla çizmem
0
basond
(20.12.15)
romanları çizmem -yani gerek duymadım şu zamana kadar, ondan sanırım. bir de romanlarıma mümkün mertebe özen göstermeye çalışıyorum okurken diyeceğim ama, üstünde mandalina/portakal suyu lekesi olan varrr, çikolata lekesi olan varrrr, ne bileyim çay/kahve lekesi varrr, çoğu yırtılmışşş.. vs. vs. yani okuduğun kitap bir şekilde senden bir parça alıyor :) bu da çok kötü bir şey değil, sen de çizerek yapıyorsun işte :)

ama ders kitaplarını ya da makaleleri çiziyorum. ve özentilik olarak da görmüyorum zira benim ders kitaplarım genelde fotokopi olduğu için başka türlü göremiyorum, zaten görme ve algılamada bir sürü sorunum var, zaten çizme işi bu nedenle yapılır?? ek olarak, çoğu makale de zaten çıktı alındığında korkunç oluyor, artı her tarafı bazen bana yaramıyor oluyor -mesela şu anda yüzey karakterizasyonu ile ilgili bir ödev yapıyorum ve okuduğum makalelerin ödev konusu dışında ele aldığı diğer karakterizasyon yöntemleri umrumda değil, zira onlarla alakalı olmayacak ödev, altı üstü kim nerede hangi amaçla kullanmış onu anlatacağım, kalkıp da zaten karınca duası gibi yazılmış bir makalede işaretlemem gereken yeri işaretlemezsem, işimi uzatmış olurum. ki bilgisayardan okumak zorunda kalıyorsam onda bile hunharca adobe'un işaretleyicisini kullanıyorum, hatta firefox üzerinde kullanılan işaretleyici var, kimi internet sayfalarında onu bile kullanıyorum. işaretle gitsin yani.
0
pasp
(20.12.15)
rayde+1

çiziyorum. yıllar sonra okuduğun satırları çizilmiş görmek bile güzel. ki bence gayet iyi oluyor. geleceğe yatırım. ayrıca her kitabı zeval gelmesin diye çizmeyenleri de anlamıyorum.
0
pompeininkulleri
(20.12.15)
Şimdi yapmıyorum. Eskiden çizerdim, şimdi bakıyorum o zamanki etkiyi uyandırmıyor bende.
0
bigbadabum
(20.12.15)
romanlarda çizmem genelde de çizmem en fazla sayfayı kıvırırım.
0
her gece aç
(20.12.15)
Çizmesi önemli değil de, herhangi bir işaret eklemeyen (köşeli parantez) ve notlar almayan kişi kitabı okumuyordur. Elbette bu yorum akademik eserler için geçerli. Çünkü kitapla uğraşmazsa 1 seneye kalmadan (en fazla 2 sene) ne varsa unutacaktır.

Romanda daha az gerekli oluyor tabii ki çizim. Ancak yine notlar almazsa, önemli yerleri işaretlemezse; 5-6 sene içinde o romanı okurken girdiği düşünsel üretimi unutacaktır.

Şekilci olacağız derken; yazma ve düşünsel üretim alışkanlığını kaybediyor insanlar. Ki bu kitap okuma alışkanlığından daha önemli bir alışkanlık, onsuz kitap okumanın değeri oldukça düşüyor. Kitap okumak basit; sistemli düşünsel/yazınsal üretim zor.

ek: en önemli edebiyat eleştirmenlerinden susan sontag'dan roman nasıl okunur/çözümlenir örneği: pbs.twimg.com :large
0
protector
(20.12.15)
Ders kitapları, akademik yayınlar vs. dışında dokunmuyorum. Kitabın cilt kısmının aşınması, biraz kabarması vs. hoşuma gidiyor biraz ama çizmek, sayfa kıvırmak falan aşırı geliyor. aslında yapmak lazım. hem tekrar okuduğun zaman için hem de bazen gerçekten güzel cümleler oluyor not tutmak için vs. ama sonuç olarak yapmıyorum :D
0
nawar
(20.12.15)
Ders amaçlı okuduğum kitapları çizerim not alırım yazarim. Aynen @protector arkadaşımızın verdiği örnek gibi olur hatta. Bundan zevk de alırım. Bana aitmiş hissi veriyor galiba o.
Ama ders dışındaki kitapları çizmem karalamam. Cizilmesini de istemem.
0
uzunuzunilgi
(20.12.15)
sontag'ın örneğini göze sokmak için verdim. Elbette herkes o kadar çizmeyecek ve her roman o kadar çizilmeyi hak etmiyor (resimdeki finnegans wake, apayrı bir roman). Ancak bir kitabı okuyorsan ve 5 yıl sonra hala o kitabı okumuş olmak istiyorsan; belli bir miktar çizim ve karalama yapman gerekiyor.

Kitap okuyucusu bir program kullanıcısı değil; kitap okuyucusu kitabı ikinci olarak zihninde parçalayıp tekrar kurar. Bunu yapmıyorsa, zaten kitabı okumamış, televizyon reklamı izler gibi göz gezdirmiştir. Belli bir süre sonra unutacaktır. Bu sebeple gerçekten okumuş olması için, kendi bağlamını unutmaması lazım.

Neden bu 'nasıl okunur' muhabbetine taktığımı da söyleyeyim; yoksa çok gereksiz duruyor yaptığım açıklama. Türkiye'de bu kadar roman basılıyor ve satılıyor. En önemli isimler hem de. Selim ileri de demişti bir keresinde "bu kadar ulysses baskısı var ve satılıyor, o zaman insanlar nasıl hala bu halde?" diye. İşte bundan dolayı; herkes okuduğunu iddia ediyor ama tahammülsüzlük, araştırma eksikliği ve ideolojik çağırmalara kapılıp gitme son sürat devam ediyor. Demek ki insanların okuma eyleminden anladıkları şey yanlış. İnsanlara kitap okuyun demekten ziyade, nasıl okuyacaklarını göstermek gerekiyor.
0
protector
(20.12.15)
Her tarafını çiziyorum çizmeden anlayamam
0
limoncello
(20.12.15)
çiziyorum, soru işaterleri, ünlemler vs. koyuyorum, yanlarına notlar alıyorum. yetmiyor arka sayfaya notlar alıyorum. kalemsiz kitap okuduğum nadirdir. romanları kalem olmadan okuyorum.
kitap başvuru kitabı gibiyse notlar kolaylık sağlıyor. hımm şu bölümde şu konu vardı filan diyorsun. veya şimdi yaptığım gibi aradan uzun zaman geçip tekrar okuyunca eski senle yeni seni karşılaştırabiliyorsun. iki üç gündür 21 yıl önce okuduğum bi kitabı okuyorum, o zaman aldığım notları görüyorum. bazı notları şimdi almazdım, bazılarını alırdım, yeni notlar ekliyorum.
kitabın sayfaları sararmış, yaprakları gevremiş... duygular şelale:)
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(20.12.15)
0
filipis
(20.12.15)
çizerim, çok da severim. kitabın okunmuş olduğunu hatırlatıyor bana. bir de aylar sonra kitabı karıştırıp neresini çizmişim acaba diye bakarım. altını çizdiğim yerleri okurum, o an ne düşünüyordum acaba diye düşünürüm filan. sırf çizemiyorum diye arkadaşlardan ödünç kitap almayı sevmiyorum.
0
şubatsonrası
(20.12.15)
(4)

Politik film veya Savaş filmi/belgesel

odinin sakali
Tercihen sosyalizm ile ilgili ( ikinci dünya savaşı da olabilir fakat onla ilgili çoğu filmi izledim ) bir belgesel veya film tavsiyeniz varsa süper olur.
Tercihen sosyalizm ile ilgili ( ikinci dünya savaşı da olabilir fakat onla ilgili çoğu filmi izledim ) bir belgesel veya film tavsiyeniz varsa süper olur.
0
odinin sakali
(19.12.15)
Brest kalesi? İkinci dünya savaşı'nı klasik Amerikan bakış açısıyla yansıtmaması bakımından güzel bence. :)
0
love my way
(19.12.15)
land and freedom
united red army
ten days that shocked the world
reds
1900
libertarias
good bye lenin
0
protector
(19.12.15)
Belgesel olarak The Century: America's Time
www.imdb.com

Basliktan da anlasilacagi uzere tarihi olaylara Amerika acisindan bakan bir belgesel. Amerika 2. dunya savasi sonrasi soguk savas donemlerinde Sosyalist ulkelerle sicak iliskiler yasadigi icin ilgini cekebilir.
Youtube'da bolumleri bulabilirsin.

Film (sosyalizm ile ilgili degil ama izlemediklerin varsa ilgini cekebilir diye yaziyorum):
The Butler
Selma
All the President's Men
JFK
Frost/Nixon
Hunger
The Ides Of March
0
perkele
(19.12.15)
www.imdb.com
www.imdb.com
buradan yürüyebilrisin
0
tasliyol
(22.12.15)
(9)

Birleşik Krallıkta Londra harici gezmeye değecek yerler ?

darkknight
Arkadaşlar önümüzdeki 10 gün İngilterede olacagım , Londrada baya bi gezdim müzelerinden publarına camden townundan ,hackney'ine chelse arsenal maçından rugby maçına her yerine gittim. Şimdi londra hariç sizce görmeye değer nereler var ilginç önerilerinizi beklıyorum....
Arkadaşlar önümüzdeki 10 gün İngilterede olacagım , Londrada baya bi gezdim müzelerinden publarına camden townundan ,hackney'ine chelse arsenal maçından rugby maçına her yerine gittim. Şimdi londra hariç sizce görmeye değer nereler var ilginç önerilerinizi beklıyorum....
0
darkknight
(19.12.15)
edinburgh, brighton, bristol belki.
0
hayley williams ile evlenecek genc
(19.12.15)
oxford cambridge southampton
0
limoncello
(19.12.15)
Oxford, brighton, edinburgh, liverpool-manchester, dorset vs vs.
gezecek cok fazla yer var birlesik krallikta :)
0
kuehles blondes
(19.12.15)
Yukarıdakilere ek olarak windsor (meşhur windsor kalesi burada), bath (stonehenge ve antik roma şehri), york
0
protector
(19.12.15)
Edinburgh!!
0
koola
(19.12.15)
brighton kesinlikle. bath da güzel bi tercih olabilir, italyan şehrini andıran farklı bi mimarisi ve tarihi var.
0
nathanieltroy
(19.12.15)
Cardiff, edinburgh, cambridge, york
0
napoli
(19.12.15)
Turk pasaportu ve uk vizesi ile gidiyorsan dublini de oneririm. Cok cok guzeldir.
0
in vino veritas
(19.12.15)
edinburgh <3
bath
oxford
york
0
mesgul ve huzursuz
(19.12.15)
(2)

kitap önerisi

sarajevo fatihi
Cumhuriyet dönemi siyasi tarihi ile ilgili kitap önerisine ihtiyacım var, yardımcı olursanız sevinirim.
Cumhuriyet dönemi siyasi tarihi ile ilgili kitap önerisine ihtiyacım var, yardımcı olursanız sevinirim.
0
sarajevo fatihi
(19.12.15)
erik jan zürcher - modernleşen türkiye'nin tarihi
belki feroz ahmad - modern türkiye'nin oluşumu da olabilir
0
protector
(19.12.15)
mete tunçay - türkiye cumhuriyeti'nde tek parti yönetiminin kurulması 1923-1931

www.kitapyurdu.com
0
bu nick tam yirmi alti karakter
(19.12.15)
(3)

doğuda gerçekten neler oluyor?

kupigometa
nusaybin, cizre ve silopi'de gerçekten neler olduğunu nasıl öğreneceğiz?ana akım'dan değil elbette fakat imc, sol haber, birgün'ün de onlardan farkı yok. yani onlar da taraftar.-bir tarafta kaçan öğretmenler, diğer tarafta kalıp, gitmeyen öğretmenler-bazı haberlerde şehri terk eden halk...-bazı habe
nusaybin, cizre ve silopi'de gerçekten neler olduğunu nasıl öğreneceğiz?

ana akım'dan değil elbette fakat imc, sol haber, birgün'ün de onlardan farkı yok. yani onlar da taraftar.

-bir tarafta kaçan öğretmenler, diğer tarafta kalıp, gitmeyen öğretmenler
-bazı haberlerde şehri terk eden halk...
-bazı haberlerde masumlarım öldürülmesi, bazılarında ise halka ekmek dağıtan özel harekatçılar.

eminim ki yansız yayın yapan bir yayın organı yok ama siz kime daha çok inanıyorsunuz? kim daha adil?
0
kupigometa
(18.12.15)
kimse. bu meselede herkes taraf. hem de sert bir biçimde.

gerçekleri tarafsız insanlardan öğrenmenin tek yolu var; olaylar sona erdikten sonra olayların içindeki insanlarla konuşmak.

bulursanız oralardan gelen sıradan insanlar, anlatacaklardır tane tane.
0
eksi sozluk e bir daha geldim
(18.12.15)
Dünyada ilk olan bir olay değil. O sebeple ne olduğunu anlamamız imkansız gibi bir ruh haline bürünmememiz lazım. Ne olduğunu anlamak ve tartışabilmek için, etik bir soruşturmadan 1-2 dakikalığına çıkmamız gerekiyor. Yani 'iyi' ve 'kötü'ye denk düşen bir şekilde düşünmemek lazım. Sadece kısa bir süreliğine 'olan üzerine' yorum yapmak lazım (biraz sonra, yeniden, boş boş konuşmam ve laf ebeliğim üzerine bir sürü hakaret mesajı alacağım ama elimden geldiğince düşünmeye değer verenlere düşünsel eksenler olduğunu hatırlatmak için 'boş boş konuşmam' lazım).

Pkk stratejisini değiştirip kırsalda değil kent içinde çatışma peşinde koşuyor. Bunun askeri olarak ne anlama geldiğini hiç bilmiyorum. Ama politik açıdan, Batı kamuoyunda kendini meşrulaştırmaya yarayacağına inanıyor. Çünkü kent içinde kim terörist kim sivil ayrımı çok muğlak ve belirsiz. Bir taraftan en küçük eleştiri, tepki ve gösteriler; yaşam hakkına son verilmesi suretiyle bastırılıp, ilgililer terörist olarak gösterilebilir. Buna ilişkin ihtimaler Batı medyalarında (özellikle alternatif medyada) çok fazla yayınlanıyor. Bence pkk, bunu gösterip Türkiye üzerinde uluslararası yaptırımlar peşinde koşuyor. Bu yüzden sivillerin oraları terk etmesine izin vermiyor gibi. Öte yandan, muğlaklıktan yararlanarak bir teröristin de sivil gibi gösterilebileceğini kabul ediyorum. Ancak bu iki durumun ağırlıkları farklı olabilir. Farklı tarihlerdeki benzer olaylardan yola çıkarak yapıyorum bu yorumu (batı kamuoyu da doğal olarak o şekilde yapacak. Kürt direnişi, Türkiye'nin bölünmez bütünlüğü vb. gibi kavramlar onlara bir şey ifade etmiyor tabii ki).

Sonuç olarak hiçbir etik (doğru/yanlış ya da iyi/kötü) yorum yapmadan bunları söyleyebilirim.
0
protector
(18.12.15)
Neden sehre indiler bilmem ama sinek gibi avlaniyorlar sehir icinde teker teker. Yani pek ise yarar bir hamle degil gibi sehre inmek.

Bir de sokaga cikmaya yasagi olan yerde "siviller vuruldu" diye bir sey olmaz. Catisma sirasinda seken kursun camdan iceri girer, yanlislikla evinde oturani vurur anlarim. Onun disinda zaten disarida olmaman gerekir sokaga cikma yasagi varsa. Ve bir sehri teroristler doldurduysa siviller haybeye olmesin diye sokaga cikma yasagi ilan edersin cildirmis falan degilsen.

Tarafsiz haber kanali diye bir sey yok. Bir tarafli medya var bir de asiri komik durumua dusecek kadar tarafli medya var sadece.
Bilinen bir sey varsa o da soz konusu sehirlere eli silahli teroristlerin indigi ve amaclarinin baklavasina mac yapmak olmadigi.
0
stavro
(18.12.15)
(6)

genel kültüre katkısı en büyük olan ünv bölümü hangisi sizce?

pikap
saçma bi soru gibi gelecek belki ama durup dururken aklıma takıldı. acaba hangi bölüm insana bilgi ve kültür patlaması yaşatır? yalnız, insan kendi kendini yetiştirir görüşünden bağımsız olarak fikirlerinizi belirtirseniz sevinirim.
saçma bi soru gibi gelecek belki ama durup dururken aklıma takıldı. acaba hangi bölüm insana bilgi ve kültür patlaması yaşatır? yalnız, insan kendi kendini yetiştirir görüşünden bağımsız olarak fikirlerinizi belirtirseniz sevinirim.
0
pikap
(09.12.15)
genel kültürün çok da genel bir şey olduğuna inanmıyorum. her bölümün katacağı bilgi birikimi ayrıdır ve karşılaştırılamaz. sen "kamboçya'nın başkentini bilsin ama" dersin, ben "protein yapısı şart" derim; görüldüğü üzere birbirinden çok farklı alanlar.
0
devilred
(09.12.15)
çok vardır ama aklıma ilk gelenler felsefe, sosyoloji, edebiyat (türk, ingiliz, fransız vs) gibi disiplinlerarasılığa açık olan bölümler. tiyatro bölümlerini de sayabiliriz mesela.
0
mutlusismankedi2015
(09.12.15)
Belki de hiç bilmediğim, alakamın olmadığı ve aklımda tutamadığım bir alan olsa gerek edebiyat hakkında bir şeyler bilenlere üstün zekalı muamelesi yapıyorum. Tarih geliyor genelde akla bir de, ama o daha çok hobi gibi kalıyor.

Yine de illa patlama yaşayayım diyorsan ben sayısal bir bölüm derim. İnternette felaket bilgi kirliliği var bu konularda, az biraz bir şey biliyorsan, bir de yanlış şekilde anlatıldığı versiyonlarını da biliyorsan ortamlarda bildiğin kral oluyorsun. Sözel kısımlar (edebiyat tarih felsefe) hobi niyetine gelişiyor yine bir yere kadar da olsa.
0
gunde 3 litre kola icen adam
(09.12.15)
turizm rehberliği
0
iticisin
(09.12.15)
@mutlusismankedi'nin dediği gibi disiplinlerarasılığa açık olan bölümler. Gördüğüm en geniş programlar da critical theory doktora programları. Bir örnek atayım Berkeley Critical Theory programından (elbette hepsini almıyorsun, aralarından 4-5 tanesini seçiyorsun):

"Anthropology, Comparative Literature, Education, English, Ethnic Studies, Film and Media Studies, French, Gender and Women’s Studies, Geography, German, History, History of Art, Interdisciplinary Studies, Italian, Law, Music, Performance Studies, Philosophy, Political Science, Public Health, Rhetoric, Spanish and Portuguese, Sociology, and South and Southeast Asian Studies, among others."
0
protector
(09.12.15)
Tarih, dil, felsefe, sosyoloji
0
i ve been mistreated
(09.12.15)
(9)

yaşamı ve yaşamayı sorgulatan şarkılar

yuvarlanantencereninkapagi
var mı böyle dinlerken bir durduğunuz?
var mı böyle dinlerken bir durduğunuz?
0
yuvarlanantencereninkapagi
(07.12.15)
Allah 'im neydi günahım
0
cetoxim
(07.12.15)
Sultan süleyman
0
neferkitty
(07.12.15)
radiohead var.

www.youtube.com
0
juninho77
(07.12.15)
high hopes. ötesi yok.
0
rivulet
(07.12.15)
koyaanisqatsi: www.youtube.com

Sanırım belgeseliyle birlikte izlemek etkisini daha da arttırır.
0
protector
(07.12.15)
slow day. www.youtube.com

factotum'da çalmıştı. hala ünlenmemiş ama çok iyidir bu albüm.

www.youtube.com

bi de dhafer youssef'tan yabay;
www.youtube.com

ve 27th century var www.youtube.com

ayrıca mfö; adımız miskindir bizim ; www.youtube.com

ve mevsimler; www.youtube.com
0
kupigometa
(07.12.15)
aşk her şeyi affeder mi?
cacık - barış manço
0
kaledekiyalnizlik
(07.12.15)
welcome to the machine - pink floyd
yaşamak istemem - yavuz çetin
time - pink floyd
wasted years - iron maiden,

Edit gelecek.
0
selam
(07.12.15)
www.youtube.com
h2g2 faktörü tabii.
0
kargn
(07.12.15)
(3)

Introduction to Marxism

cari kacik
Marksist teoriye ilişkin giriş seviyesi (y.lisans öğrencisi) hangi kaynakları önerirsiniz?Manifesto'yu okuyacağız, merak ettiğim marksizmi "anlatan" ikincil ve kolay tüketilebilen akademik kaynaklar. Türkçe(leştirilmiş) Kitap ya da makale kabulümdür.teşekkürler.
Marksist teoriye ilişkin giriş seviyesi (y.lisans öğrencisi) hangi kaynakları önerirsiniz?

Manifesto'yu okuyacağız, merak ettiğim marksizmi "anlatan" ikincil ve kolay tüketilebilen akademik kaynaklar. Türkçe(leştirilmiş) Kitap ya da makale kabulümdür.

teşekkürler.
0
cari kacik
(06.12.15)
Bence en önemli ve anlaşılır girişlerden biri Manifesto. Bunun dışında Alex Callinicos'un social theory kitabı içindeki marx bölümü ve bottomore&nisbet a history of social analysis içindeki marx bölümü okunabilir. Buradaki 3 kitap da türkçe'ye çevrilmişti.

Ancak sorduğun soru çok geniş. Marksizmin doğuşu mu, felsefesi mi(tarihsel materyalizm), devlet tartışmaları(araçsallık, otonomi), sınıf tartışmaları, ekonomik anlayışı mı vb. hangisi konunuzla ilgili?
0
protector
(06.12.15)
teşekkür ederim. bir okuma grubu planlıyoruz. daha ziyade devlet ve sınıf tartışmaları eksenli okumalar yapmak niyetindeyiz. siyaset bilimi öğrencileri için marx'a giriş tadında olacak. Marksizm'in felsefi temeli ve tarihselliği üzerine okumaları ikinci bir grupta düşünüyoruz.
0
🌸cari kacik
(06.12.15)
Okuma gruplarında birinci ağızdan metinlerle gitmek daha iyi olur bence. Tartışarak metni çözersiniz hem de Marx'ın dilini kavrarsınız. Tartışma grubu olduğundan, metinde bir noktayı atlama ihtimaliniz düşük. Devlet ve sınıf tartışmaları için, Komünist Manifesto'nun ardından, Louis Napoleon'un 18 Brumaire'i ve Fransa'da Sınıf Savaşları metinlerini tavsiye ederim. Belki Feuerbach üzerine tezler de okunabilir.
0
protector
(06.12.15)
(1)

antik çağda eğitim yerleri

sack jparrow
Antik çağda kurulmuş mısır çin yunan roma medeniyetlerindeki eğitim yerlerinin isimleri nelerdir? Örneğin antik yunan medeniyetinde akademi gibi. Herhangi felsefik öğretiyi esas alan okulların isimleri de olabilir.
Antik çağda kurulmuş mısır çin yunan roma medeniyetlerindeki eğitim yerlerinin isimleri nelerdir? Örneğin antik yunan medeniyetinde akademi gibi. Herhangi felsefik öğretiyi esas alan okulların isimleri de olabilir.
0
sack jparrow
(05.12.15)
Hint coğrafyasında birkaç tane var. Çin'de de meşhur konfüçyusçu okul var. Ancak bu iki coğrafyaya pek hakim olmadığımdan bir şey söyleyemeyeceğim (ancak akdeniz/yakın doğu mantığında bir dinleri yok sadece metafizikleri/felsefeleri var).

Akdeniz ve yakın doğu için konuşursak, Antik yunan düşüncesinin söz konusu olduğu okullar dışında ismi günümüze kalanı yok. Antik mısır'da old kingdom ile middle kingdom arasındaki dönemde, soylu saraylarında önemli düşünürler yetiştiği tahmin ediliyor ancak elimizde hiçbir belge yok.

edit: roma'yı da sormuşsun. Roma antik yunanın devamı. aynı okullar onun içinde yaşamaya devam etti. antik yunandan alırsak en ünlü okullar: milet, elea, sophistler, akademia (platon), lykeion (aristotle), kinikler, kirene okulu, epikürosçular, stoacılar, alexandria okulu (ve diğer helenistik okullar). bunlar aklıma geldi şimdilik
0
protector
(06.12.15)
(2)

Düşünce, Felsefe, İnsanlık, Uygarlık ve Dünya Tarihleri Üzerine Okumalar

hem fakir hem seyi buyuk
Kendime bir okuma listesi çıkarmaktayım. Dünya ve insanlık tarihine dair genel bir çerçeve çizmek istiyorum. Bu amaçla da aşağıda paylaşacağım kitapları tespit ettim. Sorularım şunlar. 1-)Bu kitaplardan okuduklarınız varsa eğer, birbirlerini kapsayan, dolayısı ile şunu okuyorsan şunu okumasan da
Kendime bir okuma listesi çıkarmaktayım. Dünya ve insanlık tarihine dair genel bir çerçeve çizmek istiyorum. Bu amaçla da aşağıda paylaşacağım kitapları tespit ettim. Sorularım şunlar.

1-)Bu kitaplardan okuduklarınız varsa eğer, birbirlerini kapsayan, dolayısı ile şunu okuyorsan şunu okumasan da olur diyebileceğiniz kitap ya da kitaplar var mı?
2-) Nasıl bir sırayı takip ederek okumamı önerirsiniz?

Kitaplar şunlar;
1-) Dünya Tarihi (William McNeill)
2-) Dünya Tarihi (Clive Ponting)
3-) Kemirgenlerden Sömürgenlere İnsanlık Tarihi (Aleaddin Şenel)
4-) Uygarlık Tarihi (Server Tanili)
5-) Yaratıcı Aklın Sentezi (Server Tanili)
6-) Düşünce Tarihi(Osman Hançerlioğu)
7-) Antik Yunandan Modern Döneme Felsefe Tarihi
8-) İnsan Nasıl İnsan Oldu (M. İlin)
9-) Yitik Paradigma-İnsan Doğası (Edgar Morin)
10-) Kendini Yaratan İnsan (Gordon Childe)
0
hem fakir hem seyi buyuk
(05.12.15)
çoğunu okudum ya da haberim var. Şöyle bir düzenleme yapalım; ilk olarak en basit olan siyasi tarihi çözmen gerekir daha sonra dönemsel okumalar ve kültür tarihine geçersin. Mcneill dünya tarihi ile başlayabilirsin. Sonra gordon childe kendini yaratan insan'a bakabilirsin. Sürekli aynı tip kitapları tekrar tekrar okumana gerek yok. Ben olsam sonra antik dönem üzerine bir şeyler okurum; fernand braudel'in bellek ve akdeniz'i ile egon friedell'in 2 kitabına (sadece ikisi var türkçe'de isimleri uzun) geçerim. Böylelikle siyasi tarihten biraz uzaklaşıp günlük yaşamın tarihine girmiş olurum. Bunun ardından ortaçağı istiyorsan henri pirenne ile bir giriş yapılıp marc bloch'tan feodal toplum okunabilir. aydınlanmaya geçiş aşamasında norbert elias'tan uygarlık süreci cilt 1'e bakılabilir. En son da eric hobsbawn'ın 19. ve 20.yy'ları anlattığı 4 ciltlik eserine bakılabilir.

felsefe tarihi için ayrı bir şey istersen bryan magee'den okumanı tavsiye ederim. Eğer dinleri de merak ediyorsan mircea eliade'nin 3 ciltlik bir eseri var ona bakabilirsin.
0
protector
(05.12.15)
bir üstteki arkadaşın dediği gibi, aynı tip şeyleri okumuş olursun. "hayvanlardan tanrılara sapiens"a da göz atabilirsin, eğer içeriği ilgini çekerse, listeye eklemelisin. onun dışında liste güzel gözüküyor.
0
herseysoyledigimgibioldu
(05.12.15)
(12)

Favori rusca sarkilarinizi paylasir misiniz?

stavro
Sb
Sb
0
stavro
(03.12.15)
sanquis
(03.12.15)
Katyuşa - www.youtube.com
Yeteneksizsiniz rusya versiyonu da guzel - www.youtube.com

Vina vata li ya (Şahane pazar versiyonu) - www.youtube.com
0
Haldamir
(03.12.15)
allanpoe
(03.12.15)
ermeni var bi tane
www.youtube.com

bizim dandik poplara benziyi
0
difdiringi
(03.12.15)
lazarus
(03.12.15)
katusha +1 ama red army choir'den tavsiye ederim: www.youtube.com

bir de dark eyes güzeldir: www.youtube.com
0
protector
(03.12.15)
Yanka Dyagileva - Ot bol'shogo uma www.youtube.com
0
peki madem
(03.12.15)
dj smash
volna

www.youtube.com
0
otopsicocugu
(03.12.15)
kalevala.bandcamp.com

kalevala'nın tüm şarkıları.
0
morcivert
(03.12.15)
birde bu var:

eksisozluk.com
0
morcivert
(03.12.15)
www.youtube.com
весь день ежедневно
0
kargn
(03.12.15)
seferoglu suphi
(03.12.15)
(1)

ingilizce lisans ve yüksel lisans terimleri için yardım

alm est
ben şu üniversitenin x bölümünden lisans mezunuyum. üniversitenizde yüksek lisans yapabileceğim programlar var mı demek istiyorum.çok teşekkürler şimdiden
ben şu üniversitenin x bölümünden lisans mezunuyum. üniversitenizde yüksek lisans yapabileceğim programlar var mı demek istiyorum.

çok teşekkürler şimdiden
0
alm est
(03.12.15)
I graduated from "x" university with bachelor degree in "y". I would like to know if there is any graduate program which related to my major at your university?

Bu olur sanırım. Ama bunu mail atmak yerine kendin öğrensen daha iyi olur bence. Üniversitelerin sitelerinde graduate courses kısmında yazar bütün programlar
0
protector
(03.12.15)
(1)

cover letter-kapak yazısı

konskenkova
özellikle ingilizce yazarken yazarken "I"-ben öznesini mi kullanmak lazım. yoksa "xxx works as....." sonrasında "he" şeklinde mi devam etmek lazım.
özellikle ingilizce yazarken yazarken "I"-ben öznesini mi kullanmak lazım. yoksa "xxx works as....." sonrasında "he" şeklinde mi devam etmek lazım.
0
konskenkova
(03.12.15)
passive voice kullanmaya çalış, ciddi bir yazıysa. Örneğini pek anlayamadığımdan ben bir örnek veremedim.
0
protector
(03.12.15)
(1)

Soyut akademik kitap nasıl çalışılmalı?

psmstc
Tanımlar, Kuramlar kavramlar dolu
Tanımlar, Kuramlar kavramlar dolu
0
psmstc
(02.12.15)
Kitabın her tarafını notlarla, işaretlenmiş pasajlarla ve altı çizili sözcüklerle doldurarak. Ciddi bir akademik eserse belli bir kavramsal bütünlüğü vardır ve kitabı tam anlamıyla kavramak için kavramlarının ne olduğunu çözmek ve sürekli hatırlamak gerekir. O yüzden bunlara ihtiyacın var.

Tabii buna ek olarak, kitabın içinde yer aldığı kuramsal düzlemle ilgili bilgi sahibi olmak da gerekiyor. Yani benzer konuyla ilgili daha fazla kitap/makale okumuş olmak anlamanı kolaylaştırıyor.
0
protector
(02.12.15)
(4)

Işid'in suriye iç savaşı ve arap baharı ile ilişkisi nedir?

lampetia
Merhaba, bu konuyla ilgili bir ödev hazırlamam gerek, neler yazabilirim? arap baharı ve suriyedeki iç savaş ışid'in çıkışına hangi yollardan zemin hazırlamıs olabilir? otorite bosluğu dısında neler diyebilirim? Çok teşekkürler
Merhaba, bu konuyla ilgili bir ödev hazırlamam gerek, neler yazabilirim? arap baharı ve suriyedeki iç savaş ışid'in çıkışına hangi yollardan zemin hazırlamıs olabilir? otorite bosluğu dısında neler diyebilirim? Çok teşekkürler
0
lampetia
(01.12.15)
Solun baş gösterdiği yerde; uluslararası sistem ve içteki 'gerici' ittifak bir anda el birliğiyle karşı saldırıya geçiyor. Böylelikle sola karşı geliştirilen gericilik bir anda tek çare oluyor. Özgürlükçü sanılan (neo) liberaller de bir anda doğan kötülüğe şaşkın şaşkın bakıyorlar. Halbuki radikalizmi sağa çekince elde bu oluyor. Tarihsel örnekler: alman spartakist ve sonra sosyal demokrat hareketinin çöküşü nazileri; iran'da şahı deviren ittifakın bastırılıp mollaların doğurulması ve en son olarak da arap baharı sonrası özgürlük/çoğulculuk sözlerinin kesilip radikal islamın yükseltilmesi.

Ya marksist kavramları pek sevmem, elimden geldiğince onun dışında açıklamaya çalıştım ama bu olay marksist kavramlarla oldukça güzel açıklanabilir (burjuvazinin, kendi yıkılışını önlemek adına, iktidarını gerici ve paramiliter kuvvetlere emanet etmesi; bonarpartizm ve kontrgerilla tartışmaları).
0
protector
(01.12.15)
@burya; marksizmden devam edersek, burjuvazi ulusallığının yanı sıra uluslararası bir ittifaka da işaret ediyor. İlk cümlenin başındaki 'uluslararası sistem' sözcüğünü, suriye burjuvazisi yanlış anlaşılmasına karşı yerleştirmiştim.
0
protector
(01.12.15)
abilerim ablalarım daha basit bilal'e anlatır gibi anlatabilir misiniz :(
0
🌸lampetia
(01.12.15)
Irakta ezilen sünniler

Sii baskıcı yönetimler irak ve suriyede

Saddam 'ın eski ordu komutanları iside katıldı

Yükselen selefi akımlar
0
intern in the house
(02.12.15)
(6)

Dünya Siyaseti Hakkında Yazanlar

Tyler89
mesela "baranba" bu tarz yazan ve takip ettiğim yazarlardan biri.sizin bu tarzda takip ettiğiniz yazarlar var mı?blog da olabilir aslında.
mesela "baranba" bu tarz yazan ve takip ettiğim yazarlardan biri.

sizin bu tarzda takip ettiğiniz yazarlar var mı?
blog da olabilir aslında.
0
Tyler89
(28.11.15)
baranba tarzı diyorsan fox'u tavsiye ederim (not: yabancı olanı; çünkü türkiye'dekini bilmiyorum). Yani yalan habercilik, conspiracy theory vb. 9gag.com

Ciddili cevap; eğer spesifik bir alan değilse aradığın, ünlü haber ajanslarını ve gazeteleri takip edeceksin. bbc, reuters, f24, nyt vb. r/worldnews ile de başlayabilirsin.
0
protector
(28.11.15)
her kaynak belli miktar yalanla karıştırıp verir gerçekleri.
0
kargn
(28.11.15)
Noam Chomsky
0
Traveller
(28.11.15)
noam chomsky mutlaka yenişafak çevirilerinden okunması gereken bir düşünür mesela.
0
kargn
(28.11.15)
Ben orijinalini okuyorum. Noam Chomsky'yi universite yillarinda ders kitaplarinda da simdi ilgi cekici yazilarinda da ceviri okumadim.

Chomsky gibi Bernie Sanders'i da takip ediyorum.
0
Traveller
(28.11.15)
Sanver, realsanto, d k a, shinigami ryuk
0
i ve been mistreated
(28.11.15)
(9)

Varoluşçuluk teması etrafında şekillenen filmler tavsiye edebilir misiniz?

lafıolmaz
sb
sb
0
lafıolmaz
(26.11.15)
the hours
0
biraz daha tanisam seni bu gece
(26.11.15)
ordet
demirkubuz filmleri
stalker
0
lesmiserables
(26.11.15)
bela tarr filmlerini izleyebilirsin.
0
nice tnetennba
(26.11.15)
Bence: ingmar bergman'ın, akira kurosowa'nın ve andrey tarkovsky'nin bütün filmleri
0
protector
(26.11.15)
Varoluscu diyebilmemiz icin filmdeki karaktere asiri odaklanmis, yaptigi tum aksiyona gore karakter tahlillerine bulasmamiz falan mi gerekiyor?
0
sameidiot
(26.11.15)
(bkz: vivre sa vie)
0
tepedeki psychedelic adam
(26.11.15)
naked 1993
0
partizan
(26.11.15)
Waking life da olabilir gibi
0
passive aggressive
(26.11.15)
oslo 31 ağustos
0
docrivers
(26.11.15)
(3)

ingilizce okuduğunu anlamamak

mula
şimdi bir dilde bir cümleyi niye okuyamazsın? kelimelerin anlamını bilmiyosundur. anlamını bilmek yetmez zamanları da bilmek gerekir. ama en azından kelime ve zaman bilgisi olan biri en azından komplike olmayan cümleleri okuduğunda anlaması beklenir, değil mi? ne zaman ingilizce bi kitap alsam ilk s
şimdi bir dilde bir cümleyi niye okuyamazsın? kelimelerin anlamını bilmiyosundur. anlamını bilmek yetmez zamanları da bilmek gerekir. ama en azından kelime ve zaman bilgisi olan biri en azından komplike olmayan cümleleri okuduğunda anlaması beklenir, değil mi?

ne zaman ingilizce bi kitap alsam ilk sayfasını okuyorum hızlıca hmm anladım diyorum birkaç bilmediğim kelimeye takılmıyorum zaten her seferinde anlam çıkıyo bi şekilde.

neyse eve geliyorum kitabı açıyorum, tek kelime okuduğumu anlamıyorum! suyu mu eksik yemi mi. deli olacağım. napıcam ben. nereyi anlamıyor olabilirim.
0
mula
(23.11.15)
Anadilde dusunuyorsun cunku. Filmlere agirlik verirsen cumleleri olaylariyla birlikte gorecegin icin bir sifreleme yontemi olarak degil de bir dil olarak yerlesmeye baslar beynine.
0
stavro
(23.11.15)
aynısı başıma geldi bir dönem.

anladığım kadarıyla ilk aldığında eline ayaküstü okuyosun doğal olarak, o yüzden çok irdelemeyip anlamını kavrayıp geçiyorsun ama eve geçip koltuğa oturduğunda tabi daha rahat bir ortamda olduğun ve zaman kısıtın olmadığı için ister istemez anlamını kendi içinde çözsen de cümleyi irdelemeye başlıyorsun, bu seni sıkıyor ve öff deyip bırakıyorsun.

fazla takılmadan devam etmen gerekiyor. her kelimeye her kalıba takılma. nasıl film izlerken cümle yapısını kafanda her cümlede çözmüyorsun, bunda da yapma.
0
cokponcik
(23.11.15)
Asıl eksiklik, geniş anlamıyla 'grammar'dan kaynaklanıyor. Diller sözcüklerin sıralanmasından ziyade, o sözcükleri sıralayan kurallar üzerinden anlaşılıyor(grammar). Bu ise bir yerden öğrenerek değil; tekrar ve taklit etme ile kazanılıyor. O yüzden ingilizce okudukça, belli bir süre sonra, sorun geçmeye başlıyor.
0
protector
(23.11.15)
(13)

kitaplardaki iz bırakan kadınlar

harvey
Sıradışı, ilgi çekici olanları da olur fakat daha çok sizin "güzel" tanımınıza uyanları soruyorum. Genç Werther'in Acılarındaki Lotte'yi başa koyarım ben.Sizin var mı? Hangi kitap, hangi kadın?
Sıradışı, ilgi çekici olanları da olur fakat daha çok sizin "güzel" tanımınıza uyanları soruyorum. Genç Werther'in Acılarındaki Lotte'yi başa koyarım ben.

Sizin var mı? Hangi kitap, hangi kadın?
0
harvey
(21.11.15)
Galadriel, yüzüklerin efendisi.
0
denne
(21.11.15)
Betimlenişini hatırlamıyorum ancak beyaz gecelerden nastenka oldukça iz bırakıcı.
0
protector
(21.11.15)
peyami safa - mahşer romanındaki kadın.
0
güneyli çocuk
(21.11.15)
sabahattin ali. kürk mantolu madonna..Biliyosunuz kim oldugunu.
0
anonymice
(21.11.15)
Vadideki Zambak-Madame de Mortsauf
0
angelus
(21.11.15)
nietzsche agladiginda - lou salome
serguzest - dilber
0
baldur2
(21.11.15)
Kosinski, boyalı kuş. Bütün köyün erkeklerinin üstünden geçtiği ve köyün kadınları tarafından cinsel organına şişe sokularak öldürülen, akli dengesi yerinde olmayan masum karakter. Ludmilla.
0
bigbadabum
(21.11.15)
nastasya filippovna - budala
0
leadzeppelin
(21.11.15)
budala'daki nastasya filipovna. kitap ayracı olarak para kullanıyorum, alır da evleniriz diye.

edit: leadzeppelin, ben mişkin'e de rogojin'e de benzemem. çekil kenara...
0
der meister
(21.11.15)
nastasya fillipovna - budala, dostoyevski

(ben yazarken 4 mesaj vardı :P)
0
mesgul ve huzursuz
(21.11.15)
José saramago'nun körlük kitabındaki doktorun eşi olan kadın. Güzel okduğu için değil, etkileyici olduğu için.
0
a perfect lie
(21.11.15)
Lolita
0
6 yasimdan beri metal dinliyorum
(21.11.15)
Katya'nın Yazı, Katya
0
kitabindan gemiler dusen
(22.11.15)
(24)

şu tavırlar sizi de utandırmıyor mu?

devilred
şu tavırlar mesela:https://www.facebook.com/BeytepeFKF/videos/1038486156213882/ya da bu tavırlar:https://eksisozluk.com/entry/56310707(bkz: sözlükteki kadın düşmanlarının ifşa edilmesi)en çok kadın sizsiniz denmeyi mi bekliyorlar? kadın düşmanı olmak bu kadardan ibaret mi? hemcinsiz diye kadınların
şu tavırlar mesela:

www.facebook.com

ya da bu tavırlar:

eksisozluk.com

(bkz: sözlükteki kadın düşmanlarının ifşa edilmesi)

en çok kadın sizsiniz denmeyi mi bekliyorlar? kadın düşmanı olmak bu kadardan ibaret mi? hemcinsiz diye kadınların her hareketini haklı mı görelim? bu tacizse diğerleri ne? olayı yeni gördüm, kafamda bi ton soru işareti oluştu ama en çok da utandım yahu!
0
devilred
(17.11.15)
Turkiyedeki feministler kafayı yemişler.
0
dafuq
(17.11.15)
Bu videoyu izlemedim, entry'i de şimdi gördüm..
Önceki Akdeniz Üniversitesi'ndeki olay için yorum yapayım.

İntihar eden gencin yaptığı şey direkt mağduriyete oynamak. 4 bıçak darbesi ile hastaneden yürüyerek çıkmak demek az biraz şov yapayım, mağdur olayım, üzerimdeki yaftayı kaldırayım çabasıdır. Önceki videoda pişkin, pişkin kabul ediyordu.
Kadın kısmısının da sadece dersi basmasını doğru bulmuyorum. Taciz konusunda "eminlerse" teşhir çok da sıkıntı değil.


Bu videoda da okuduklarımdan anladığım kadarıyla, kitap standındaki erkekler kadınları taciz ediyorlar ve kadınlar da onları kovuyor (izlemicem, gerginlik içeren videolar pek rahatsız ediyor). Kitap standında duran erkekleri de biliyorum, öğrenciyken çalışmıştım kitap satışı işinde.. Nasıl tipler olduğunu söylememe gerek yok.


Sorun şu ki, kadınların taciz konusunda hemcinslerini bile ikna edememeleri.. O başlıkta kadınlara sayıp döken bir sürü de kadın vardır eminim.. Sizin şu an yaptığınız gibi..
Eril dilin ifşa edilmesi, tacizin - tecavüzün ortaya çıkarılması bu ve bunun gibi eylemlerle mümkün.

Erkek olarak kadın kısmısının yanında duruyorum. Kadınların daha çok durması gerek. Feministlerin, özellikle core feministlerin işi bazen abarttığı kesin, ama bu kadınların haksız olduğu anlamına gelmez.
0
hayal bilgisi
(17.11.15)
utandırmayıp sinirlendiriyor, ruh hastası ve aptal bunlar. utanmam için iyi kötü empati yapabilmem lazım. bu kadar gerzekliği bünyem kaldırmıyor, anlayamıyorum. sadece sinirlenebiliyorum.

taciz/tecavüz olaylarında ifşanın ve lincin doğru olduğunu düşünen varsa, yarın bir halt yediğinde karşı taraf gelip ağzını burnunu kırdığı zaman ağlamasın.
0
der meister
(17.11.15)
@hayal bilgisi

bu video haricinde bir olaydan haberim yok, birileri link verirse ona da bakarım ama bu videoyu izlemeden, yazılanlardan bir şeyler çıkarıp da yorum yapmak, üstüne bir de beni halden anlamaz konumuna düşürmeye çalışmak hiç yakışmadı.
0
🌸devilred
(17.11.15)
Belki de haklıyken haksız duruma düşmek, salaklık.

Cezayı kendileri vermeye kalkıyor.

Oradaki adamlar suçsuz değil demiyorum ama umarım, özellikle o sesi çok çıkan kız haksız yere bir suçla itham edilir ya da günün birinde bir suç işler ve o an orada karşı taraf tarafından cezalandırılır. Başına gelmeden anlamayacak gibi duruyor.
0
otonom
(17.11.15)
kendi yaptiklari taciz degil mi? biri bunlara kadin beyani esas falan demis bunlar da cete kurmus.
0
partizan
(17.11.15)
aslında feminizm iyi bir şey de millet radikalleşince saçmalıyor böyle. bi de cahiller. ana baba eğitmeden salmış. türkiyede normal. şaşırmadım.

feminizmi böyle tiplerle ilişkilendirmeyin. feminizm kadının ezilmesine, erkeğin insafına bırakılmasına karşı olmaktır, kendi ayakları üzerinde durabilmesini, özgürlüğünü savunmaktır.

izlediğiniz şey feminizm falan değildir.

ayrıca otonom +1
0
i ve been mistreated
(17.11.15)
türkiye'de toplumun her kesimi gibi orgutlu-orgutsuz, bilincli-bilincsiz herkes, istisnasiz herkes kalitesiz.

bu da onun gostergesi. yani bu olaya taraf olan tipler kadar bunu yorumlayanlar da kalitesiz.
0
uuth
(17.11.15)
@devilred

Özür dilerim. Seni halden anlamaz konuma düşürmek gibi bir derdim yok.
Sadece belli bir olgudan bahsetmeye çalışıyorum. Kadınların bu gibi şeyleri ortaya dökmesine engel olan en büyük etkenlerden birisi de yine kadınlar. Yapma, etme, adın çıkar, çok ayıp vs. şeylerle bir sürü şeyin gizli kalmasına neden oluyorlar aslında.

Her gün bir taciz olayının ifşa edilmesiyle karşılaşsa erkekler, sizce kolayca bu işi yapabilirler mi? Ve tabi bunun da doğru düzgün bir hukuk ile desteklenmesi gerekiyor.

"Kadın beyanı esastır" bizim gibi ülkelerde üzerinde en az tartışılması gereken şey..

Her şeyi geçtim, örneğin, Kemal Ördek vakasını düşünün.. Eşcinsel olması bile tacizi, tecavüzü hak etmesine neden oluyor. Bunu ortaya çıkardığında başına neler geldiğini küçük bir araştırma ile bulabilirsiniz.

Feministler kafayı yemediler henüz, ama bu kadar engel varken yememiş olmaları bir başarı.
(Ha kafayı yiyen küçük bir kısmı da onlara dahil etmeyiverin.)
0
hayal bilgisi
(17.11.15)
insanların içinde bulundukları yerin, anın, eylemin getirdiği davranışlarını, cinsiyetleri üzerine çeken insanların geri zekalı olduğunu düşünüyorum şahsen. hele ki "sizden bir öncekilere kinimiz vardı, bari şimdi sizden çıkaralım" diyenler duble geri zekalıdır nazarımda.
0
🌸devilred
(17.11.15)
dincilerden ve faşistlerden zaten nefret ediyorum, ama bu ülkedeki feministlerin, hayvanseverlerin, devrimcilerin falan yaptıkları angutluklar beni iyice çileden çıkarıyor, bu ülkeye dair ümidimi sıfırlıyor. hadi ilk bahsettiğim grup eğitimsiz ve cahil, ama üniversite okumuş eğitimli kesimin bile bu kadar agresif, yargılayıcı, önyargılı falan olması hakikaten delirtiyor. Türkiye'den siktir olup gitmeli diyen kitleye artık sonuna kadar hak veriyorum, bu ülkeden bi bok olmaz.
0
gezgin rocker
(17.11.15)
bence tacizcinin ifşa edilmesi ve linç edilmesi "bu ülkede" normal. maalesef yargı ve adalet tecavüzcülerin yanında.
kadınlar da madem öyle, cezasını biz verelim diyorlar.

tamam antipatik görünüyor ama gerçekçi olalım, anneniz, kız kardeşiniz, eşiniz bir adam tarafından tacize/tecavüze uğrasa "ben bu ülkenin adaletine güveniyorum, adam cezasını çekecektir, hem kanıtlanmadığı için adam masum olabilir, dur bakalım" deyip polise mi şikayet edersiniz, yoksa cezasını kendiniz mi vermek istersiniz?

bunun dışında ekşi sözlükte zaten eskiden beri süregelen bir kadın düşmanlığı ve homofobi var. yani hiç tanımadıkları insanlara söyledikleri laflara bakar mısınız? ayıp her şeyden önce ya. ortadoğu zihniyeti işte.
0
peggy
(17.11.15)
@peggy

kadınım ben. soruyu da söz konusu video ve devamı özelinde sorduğum ortada, oraya buraya çekmeye gerek yok boş yere.
0
🌸devilred
(17.11.15)
@ devilred, bir yere çekmeye çalışmıyorum. ekşi sözlükteki erkeklerin o video üzerinden kadın düşmanlığı yaptıklarını ve bu konuda ikiyüzlü davrandıklarını düşünüyorum, bunu belirtmek istedim.
0
peggy
(17.11.15)
Sözlükteki kadın düşmanlarının ifşa edilmesi çok güzel bir hareket olmuş. Daha geniş biçimde yapılması gerekir zannımca. Taciz olduğunu sanmıyorum. Bu meseleyi daha açığa çıkarmak için çeşitli örnekler verelim(radikalden normale gidelim ki ne demeye çalıştığımız daha açık olsun): Işid ifade özgürlüğü kapsamına giriyor mu; pegida toplantıları gösteri hürriyeti kapsamında mı; tecavüz zanlısı iyi hal indiriminden yararlanabilir mi; bir kavgada karşı tarafı hastanelik eden kişinin kaşı yarıldıysa vücut bütünlüğü zarar görmüş olur mu vb... Yukarıda ifade özgürlüğü, gösteri hürriyeti, iyi hal indirimi, vücut bütünlüğü gibi tamamen insan haklarını ilgilendiren kavramları saydık. Buna rağmen bu sorulara olumlu yanıt vermek neredeyse imkansız.

Demek ki sözcüklerden, kavramlardan ziyade; bu sözcük ile kavramların dahil oldukları ilişki önemli. Yukarıda verdiğin iki örneği ele alırsak; ilki taciz olarak kodlanabilirken, ikincisi kodlanamaz. Yani kadın olmaları yaptıkları bir hareketin taciz olmayacağı anlamına gelmiyor(ilk olay). İkincisinde ise, kadına olan nefretini kusmak için hazırda bekleyen bir kitle var. Bir şey olsa da, biraz daha kadın ezip kendimizi tatmin etsek diye bekliyorlar. İşte onları utandıra utandıra, kullandıkları söylemi hiç kullanamaz hale getirmek için; bu tip ifşalar kullanılmalıdır.

Toparlarsak kadının bir erkeği ifşa etmesi kesinlikle taciz olamaz demiyorum. Elbette kadının da taciz etme ihtimali var. Ancak aşağılamalar ve 'kadına' hak ettiği konumu alttan alta hatırlatmalar bu kadar açıksa ifşa edilmeli. Bu tiplerin aşırı islamcılardan bir farkları yok. Bunlar da kadının haddini bilmesi gerektiğini söylüyorlar metin altında.
0
protector
(17.11.15)
@peggy kimsenin kadın düşmanlığı yaptıgı falan yok. "çirkef kadın" düşmalığı yapmaya ise herkesin hakkı var. kafasına göre adamın tezgahını dağıtırsa herkes ona düşman olur. olayı çarpıtıp senin anana bacına yapsalar lafına getirip feminizm savunmak da komik.
0
dafuq
(17.11.15)
Bu Türkiye'ye özgü bir şey değil ki bu feministlik de değil. Feminazi dediğimiz insan tipleri her yerde mevcut. Mesela video oyunu dünyasının başına gelmiş en kötü şey feminaziler ve onların "white knight" destekçileridir. Her bir köşesinden rezillik akıyor.

www.youtube.com

Dünyanın en akıllı adamlarından biri ve grubu devrim niteliğindeki bir teknoloji geliştiriyor; gerizekalının sorduğu soru "grubunuzda niye kadın yok?" Adamların diyecek bir şey bulamamaları ve yüz ifadeleri her şeyi anlatıyor.
0
sesee
(17.11.15)
@dafuq, feminist değilim ve antipatik göründüğünü söyledim, diğer yandan hak verdiğim noktalar da var.

ama tamam sustum, sakin:)

size iyi tartışmalar.
0
peggy
(17.11.15)
hayal bilgisi, kestir kurtul kanka.

protector, senin de kestirmen için özel istek geldi.
0
tescillimarka
(17.11.15)
abartmak istemiyorum ama nevin yıldırım diye bir kadın var ve bence boşuna hapis yatıyor.
nazlıgül daştanoğlu diye bir kadın vardı ve artık yaşamıyor çünkü ölmeyi seçti.
daha detaya girmek istemiyorum ama ahmet yıldız diye bir adamcağız vardı ama artık o da yok.
ben bunlar için zamanında utandım yeterince. lam mim eklemeden rahatça söyleyebiliyorum, mazlum kadın, gay, translardansa baskıcı bütün piçlerin öldüğünü, öldürüldüğünü, intihara teşebbüs ettiğini ve teşebbüslerinde başarılı olduklarını görmeyi tercih ederim.
0
kargn
(17.11.15)
komikmiş
0
eksimeksi
(17.11.15)
ortaçağda elinde tırpan ve meşalelerle insan öldürmeye giden halktan farkları yok. yani verdikleri tepki kesinlikle ilkelliğin dik alası.

feminist olmak tabi ki kötü bir şey değil ama bu şekildeki toplu psikozlar fanatizm ile ilgili kanımca.
0
zgrydn
(17.11.15)
hayal bilgisi ve kargn benim de katilacagim seyleri söylemisler zaten. ben söyle bir noktaya dikkat cekmek istiyorum.

bu tur eylemler birbirini tetikliyor, iyi hoş oluyor, bence erkek terörü esecegine, biraz da kadin terörü essin. erkekler biraz "noluyo lan" desinler. ben isin orasinda degilim. ama o kamera ve facebook olmasa bu eylem olur muydu, yani kameraya alınamasa bir eylem, eylem olur muydu? bunu düsünmek lazim. bu işin sonu suraya gider. eline bir cep telefonu kamerasi alan bir arkadas ve 10 kisilik bir kalabalik eylem yapiyoruz diye giderler, eylemlerini görüntüye alir ve sosyal medya üzerinden paylasirlar. o eylemin amaci nedir, hedefi nedir, tam olarak nasil bir sonuc ve etki bekleniyor, eylem "televised" olduktan sonra bunlar giderek önemini kaybediyor. kameranin gücü, kamerayi kullananın faşizmi giderek eylemin hakikiliğinin önüne gecer. bu sebeple, bence bu eylem ve akdeniz de ve diger yerlerde olanlar da bir tiyatoradir, bir spectacle olarak medyanın dayattigi diger "gercek görüntülerden" farki yoktur. hanım kizimiz önce "buradan bayanlar geciyor" diyor sonra "kadınlar" diye düzeltiyor. henüz olgunlaşmamiş eylemcilerin eylemi ancak bir "gösteri" olabiliyor.
0
thewizardofearthsea
(17.11.15)
belki bin kere söyledim böyle davranışlar, sözler, yazılar ne bilim basit, aptalca ama bu ülkede kadın olmak sana hakaret edebilirler, dayak yiyebilirsin, davranışlarınla hem karşı cins hem hemcinslerin istediği gibi dalga geçebilirler, yolda, otobüste atm kuyruğunda heryerde sizi sıkıştırabilirler, taciz edebilirler şikayet etmek için gittiğiniz polis gülüp kıçınızı rahatça elleyebilir demek. bu ülkede yaşayıp, tacize uğramamış kadın varsa hala anlamayabilir ama ben duyduğum her lafta, her tacizde o kişiyi öldürmek istiyorum. bişey yapamamak beni delirtiyo. sonuç olarak yaşananlar kadınları delirtiyo olabilir, karşılığında böyle anlamsız haraketler çıkabilir belki ama taciz etmekten daha utanılası değil yapmayın.
0
pamuk helvalar cebe
(17.11.15)
(4)

Aristo’ya göre dil tabii değil itibaridir.cümlesinden ne anlıyorsunuz?

buffy de vampir sayılır
bağlam içinde şöyle:Yunanlılarda Eflatun’a göre fikir dilden değil dil fikirden doğar, çünkü eşyaya ad vermek için önce onu bilmek gerekir. Aristo’ya göre dil tabii değil itibaridir. Sesler tabii ve ilahi olsa da onların kullanılışı beşeri ve ihtiyaridir. Epikür ise dillerin tabiiliğini kabul etmekl
bağlam içinde şöyle:

Yunanlılarda Eflatun’a göre fikir dilden değil dil fikirden doğar, çünkü eşyaya ad vermek için önce onu bilmek gerekir. Aristo’ya göre dil tabii değil itibaridir. Sesler tabii ve ilahi olsa da onların kullanılışı beşeri ve ihtiyaridir. Epikür ise dillerin tabiiliğini kabul etmekle birlikte dünyadaki insanların farklı diller konuşmalarını psikolojik unsurlarla açıklamıştır.

malum, saat geç olduğu için beyin durdu. yardımcı olursanız sevinirim
0
buffy de vampir sayılır
(17.11.15)
Hiçbir şey anlamadım bu cümleden. Türkçe çok değişmiş(metnin ingilizcesi varsa oradan daha rahat anlaşılır) :) Ancak sanırım şunu kast ediyor: Plato'ya göre idea önce gelir. Yani bir şeyin ideası vardır ve o ideayı bilerek gördüğümüz, dünyaya ait nesneyi adlandırırız. Aristotle'da ise bu ayrım form/madde ayrımıyla açıklanıyor. Bu doğaüstü bir öze bağlanmıyor; şeye içkin. O halde Plato'da dilden önce(harflerin rastgele dizilişi) ona tamamen dışsal bir fikir(idea) varken, Aristotle'da dilin içinde yer alan bir öz(potansiyel) vardır.

Bir örnek verelim: Plato'ya göre kırmızı sözcüğünün doğuş kaynağı, doğaüstü bir Kırmızı İdeası olması. Aristotle'a göre ise kırmızılık gökyüzünde ya da başka bir yerde değil, kırmızı olan şeyin içinde.

Şu meşhur resimde Plato gökyüzünü, öteki de yeryüzünü işaret ediyor: upload.wikimedia.org
0
protector
(17.11.15)
Bana nedense acik geldi. Aristo dili itibari, yani insan kabulune dayali, yani beseri ve insan adlandirmasi olarak goruyormus. Cunku dil dogal nesneleri adlandirmak icin kullaniliyormus. Dilin kendisi dogal degilmis, nominalmis. (ayni seyleri dondurup dondurup yazdim)
Epikur ise dili dogal/nesnel buluyormus. Ama madem dogal neden farkli diller var sorusuna ise kendince cevap uydurmus.
0
f_d
(17.11.15)
şair burda bayrağa seslenmiş deyip sıkıyorum ben de:

platon demiş ki "varlığından haberin olmadığı bir nesneye ad veremezsin." hayatında hiç yılan görmemiş biri yılan kelimesini kullanamaz.

aristo demiş ki "hayır dil doğal değil, dil uydurmacadır. yılan diye bir varlık olmasa bile birisi sürünen birşey hayal etse ona yılan diyebilir."

epikür'de demiş ki dil doğamızın bir bütündür. yılanı da biliriz kaplanı da. sen kaplan dersin ingiliz tiger der. bunlar hep psikanaliz :D

epikür sen haksızsın ibne. aristo ve platon ikisi de haklılar. platon'un dediğine göre eski çağa cep telefonu götürsek bir ad veremezdi. ama aynı şekilde aristo'ya göre de ejderha diye bir kelimenin dilimizde var olması hayal gücünün de dile etkisinin kanıtı.
0
ayiadam
(17.11.15)
TDK'ya göre itibari: Gerçekten öyle olmadığı hâlde öyle sayılan, saymaca, fiktif
"Kâğıt paranın değeri itibaridir."
0
burya
(17.11.15)
(3)

fular etkisinden kurtaracak film önerisi.

devorgilla the gunslinger
üzerinize afiyet dün corn island izledik, bir şey anlamadık, öyle derinlik de inemedim ben, "ee ne oldu şimdi?" dedik ve film bitti, biraz üzerine düşündük ve "ya ne mısırmış, başlarım mısıra, git abi işte hava bozuyor" sığlığından öteye gidemedik, şimdi bize bir film lazım, bu fular ve demirkubuz e
üzerinize afiyet dün corn island izledik, bir şey anlamadık, öyle derinlik de inemedim ben, "ee ne oldu şimdi?" dedik ve film bitti, biraz üzerine düşündük ve "ya ne mısırmış, başlarım mısıra, git abi işte hava bozuyor" sığlığından öteye gidemedik, şimdi bize bir film lazım, bu fular ve demirkubuz etkisinden kurtaracak, "izle rahatla, eğlen" tadında.

teşekkür ederim yazacaklara.
0
devorgilla the gunslinger
(16.11.15)
protector
(16.11.15)
the other guys
www.imdb.com
0
whimsical
(16.11.15)
harvey
(16.11.15)
(5)

gözetim toplumu-fabrikalar (surveillance on working place)

damba
arkadaşlar merhaba,fabrikadaki insanlar üzerinde yapılan gözetim ve bunun politik ekonomi, sosyoloji, güvenlik, verim, kapitalizm, psikoloji bağlamında inceleyeceğim. bu kadar geniş tutuyorum ama duruma göre bir konsept çıkaracağım.Bildiğiniz makaleleri, kitapları veya bilgileri benimle paylaşırsanı
arkadaşlar merhaba,
fabrikadaki insanlar üzerinde yapılan gözetim ve bunun politik ekonomi, sosyoloji, güvenlik, verim, kapitalizm, psikoloji bağlamında inceleyeceğim. bu kadar geniş tutuyorum ama duruma göre bir konsept çıkaracağım.
Bildiğiniz makaleleri, kitapları veya bilgileri benimle paylaşırsanız, minnettar olurum. ya da yol gösterebilirsiniz.

teşekkürler şimdiden.
0
damba
(15.11.15)
panopticon bentham, foucault, gramsci bunlar yardımcı olur
0
cimmiwhite
(15.11.15)
Bu konunun efendisi Foucault bile, bu değişimleri 20-30 yılda binlerce sayfalık bir sonuçla inceleyebildi. Konuyu daralt, yoksa yapmaya çalışırken bütün umudunu kaybedersin. Ardından da o umutsuzlukla hiçbir şey yazamazsın. Örnek olay ya da bir değişimi seç. Bir de tez mi, makale mi, ödev mi bu?

Tabii bu bir ödev ise, discipline and punish'i oku, yorumla ver. Ödev önemli değil.
0
protector
(15.11.15)
ben aslında direkt modern toplumda surveillance'ın toplumun identitysini, özel hayatını, davranışlarını, tüketimlerini nasıl etkilediğini inceleyecektim. ama dersimiz sosyal değişim ve gelişimler ve biraz da ekonomiyle ilgili olduğu için, hocam fabrikalardaki gözetimii inceleyebileceğimi söyledi, fakat ben de bilmiyorum nereden başlasam. paper yazacağım 5 sayfalık yaklaşık. şimdilik bir protonsak yazacağım onun için konsepti belirlemem gerekiyor.

sizin bir öneriniz var mı?
0
🌸damba
(15.11.15)
panopticon işte, bu işin babası bentham foucault değil
0
cimmiwhite
(15.11.15)
Fabrikada, okulda, kışlada vb. yerlerde doğan disiplini ve bu disiplinin toplumda nasıl değiştiğini discipline and punish'te anlatıyor(türkçeye hapishanenin doğuşu olarak çevrilmiş). Aslında tam aradığın şey o. Onu okuyunca genel süreç kafanda canlanacaktır. Ödevin için hayli hayli yeter diye umuyorum.

Ek olarak boşuna Bentham'a bakmana gerek yok. Kavramı o bulmuş olsa da, disipline, gözetlemeye ilişkin hiçbir şey söylemez. Disiplin ve gözetim ile ilgili fikirleri Foucault; Bentham gibi 18.-19. düşünürlerini(çok fazla var, çoğu çoktan unutulmuş) yorumlarak(discursive methodology) geliştirir.

Daha ayrıntılı olanı mesaj olarak attım.
0
protector
(15.11.15)
(3)

vatikan neden kutsal toprak?

tepedeki psychedelic adam
vatikan neden katoliklerin merkezi, orayı kutsal yapan ne, zamanında neden orası seçilmiş? sonuçta isa'nın da orayla bir ilgisi yok. nedir?
vatikan neden katoliklerin merkezi, orayı kutsal yapan ne, zamanında neden orası seçilmiş? sonuçta isa'nın da orayla bir ilgisi yok. nedir?
0
tepedeki psychedelic adam
(15.11.15)
Roma imparatorluğunun başkenti olması ve bu sebeple oldukça güçlü ailelere ve kalabalık bir nüfusa sahip olması bunun sebebi. Yoksa sadece bir psikoposluktu. Batı Roma'nın mirasını, Konstantinapolis'e karşı korumayı başardılar(papaların büyük bir kısmı Roma halkı tarafından romalılar arasından seçiliyordu)(hatta yunanca yerine latincenin kutsallaşması bile bunun bir göstergesi). İnsanların itaatini sağlamak için ideolojik bir kılıf o kutsallık(aziz petrus ve kaya hikayesi buradan geliyor).
0
protector
(15.11.15)
Secilmesinin Isa ya da Hiristiyanlikla bir ilgisi yok. Milattan once donemlerden beri Vatikan kutsal ve onemli bir sehir Roma Imparatorlugu icin. Imparatorluk Hiristiyan olunca da konsepti degismis.
0
crown
(15.11.15)
Eyup neden birilerine gore kutsal toprak? Cunku onemli Islam sahsiyetleri orada dogmus, olmus... Vatikan da dini yonden onemli ama kutsal toprak daha cok Kudus'tur.
0
Traveller
(15.11.15)
(5)

Fransa'ya kaçan aydınlar Müslüman ülkeden geldikleri için Deport Edilirse

vapurlarfalan
bir iki hafta sonra yapılacak seçimde Le Pen'in iktidara gelmesi kesin gibi. Le Le Pen ile müslüman ülkeden gelenlerin kovulacağına kimse şüphe etmiyor. Bizim ülkeden kaçıp Fransa'ya sığınan entellektüellerimizin gidecekleri ülke hangisi olur?
bir iki hafta sonra yapılacak seçimde Le Pen'in iktidara gelmesi kesin gibi. Le Le Pen ile müslüman ülkeden gelenlerin kovulacağına kimse şüphe etmiyor. Bizim ülkeden kaçıp Fransa'ya sığınan entellektüellerimizin gidecekleri ülke hangisi olur?
0
vapurlarfalan
(15.11.15)
ulusal meclis ile alakalı bir seçim değil, regional elections önümüzdeki. Bu seçimlerin galibinin deport gibi bir yetkisi olmayacak. Zaten 2015 ilkbaharında yapılan yerel seçimlerde Front National birinci gelmişti. Gördüğün gibi kimse sınırdışı edilmedi. 2017'deki seçimler ile o gücü bulabilirler.

Kaçıp gidebilecekleri çok fazla ülke var. Kendi tercihleri ne yönde olur bilemem.
0
protector
(15.11.15)
Yahu orası herhangi bir Ortadoğu ülkesi değil. Öyle adamı kolay kolay deport edemezsin. Kanun var hukuk var nizam var. Hele fransa vatandaşi ise hiç edemezsin
0
bu nick tam yirmi alti karakter
(15.11.15)
Kim var Fransa'da?
0
Traveller
(15.11.15)
kimler sigindi ki fransa'ya. 1 kisi icin mi bu basligi actin? goren de sanacak 2500 aydin fransaya kacti gecen ay.
0
baldur2
(15.11.15)
@baldur2

#1015714
0
🌸vapurlarfalan
(15.11.15)
(5)

paris terör saldırıları ile ilgili bazı noktalar

demirr
1. Bu terör neden fransa'da olunca dünya ayaga kalkiyor? Ayni ışid daha gecen gün bizi vurdu ve o kadar insanimiz öldü, kimsenin umrunda olmadı.bu algı yönetimine bizim medya da katiliyor. Bizdeki saldiriya yaabanci medya sagır ve kör iken ntv nerdeyse 24 saattir canli yayin yapiyor. Tam olarak nedi
1. Bu terör neden fransa'da olunca dünya ayaga kalkiyor? Ayni ışid daha gecen gün bizi vurdu ve o kadar insanimiz öldü, kimsenin umrunda olmadı.bu algı yönetimine bizim medya da katiliyor. Bizdeki saldiriya yaabanci medya sagır ve kör iken ntv nerdeyse 24 saattir canli yayin yapiyor. Tam olarak nedir bu pisligin sebebi?

2. Bu olay Fransiz istihbaratinin yetersiz kaldiginin isareti midir?

3. Ben g20 den hemen sonra türkiyenin de katildigi cok buyuk bir ışid harekatı bekliyorum. Sonucta işin ucu fransa yani avrupaya dokundu. Sizce?
0
demirr
(14.11.15)
1. Bizimkilere nasin yasagi geliyor. Gelene kadar 24 saat yayin vardi
0
la noix
(14.11.15)
1- Sabahtan beri ben de ayni soruyu soruyorum. Dunya genelinde muthis bir sosyal medya dayanismasi da basladi bugun. Ankara patlamasinda sadece turklerin tepkilerini goruyordum facebook'ta.

2- Hic sanmiyorum yetersiz falan olduklarini. Bunlar danisikli dovusler bana sorarsaniz.

3- Isid'i bitirecek kapsamli bir hareket hic beklemiyorum. Bir Suriye macerasi olur ama Isid'in yok edilecegini kesinlikle dusunmuyorum. Kimi bombalarlar, kimne ates acarlar bilmiyorum ama Isid kalacak diyorum. Tv'de Isid bombalaniyor diye bol bol haber goruruz ama.
0
stavro
(14.11.15)
victor hugo cevaplasın sorunu

pariste bir adam öldürürse bu bir cinayettir doguda elli bin insan bogazlanırsa bu sadece bir meseledir.

emin ol fransızların büyük kısmı tr deki işid patlamasına mutlu bile oldu, şahid oldugum cokk cırkın olay oldu bu sene fransada ınanılmaz dusmanlıkları var turklere ve muslumanlara
0
speranza
(14.11.15)
1. Toplumların genel kesimlerine(çoğunluğa) baktığımızda, 'bazılarının daha eşit' olduğunu görüyoruz. Bununla beraber, insan beklenmedik olaylar karşısında da şaşırıp daha çok tepki gösteriyor. Sebebi bu ikisinin birleşimi bence. Ancak dünyanın pek çok yerindeki, farklı ideolojilerden sol hareketler hepsine tepki gösteriyor ellerinden geldiğince. Oldukça azınlık ama.

Ek olarak acıları yarıştırmaya kalkmak da ayrı bir tehlikeli yol.

Son olarak da, ortadoğudaki ölümler, göçmenler için herhangi bir şey yaptın mı? Eğer yapmadıysan çoğunluğa(mainstream'e) kızamazsın, neden tek tarafı düşünüyorsunuz diye. Önce kişinin kendisinin harekete geçmesi gerekiyor, etrafta suç bulacağına.

2. Evet, iki olayda da(charlie hebdo) zafiyet çok belli.

3. Bugün Viyana'dan anlaşma çıktı. Ancak zannımca kuzeyden Suriye Demokratik Güçleri ve güneyden Suriye silahlandırılıp paylaşım yapılacak. Doğrudan asker gönderilmez diye tahmin ediyorum. Elbette bu konuların uzmanı sayılmam, rastgele bir düşünce benimki.
0
protector
(14.11.15)
1-) ingilizcem gelişsin diye lbc dinliyorum. patlamadan sonra sürekli bu olay konuşuldu. her aradan sonra direk bu konuyu değerlendiriyorlardı ki hatta canlı bağlantı falan yaptılar.
bizim medya konusunda ise katılıyorum. evet genelde bizimle ilgili bir olay olunca yayın yasağı olmasa bile konuşulmuyor. şehit haberlerinin köşelere iliştirildiğini unutmayalım.

2-) bilemiyorum beni aşar.

3-) cumhurbaşkanları savaş geliyor dedi zaten. olağanüstü hal ilan edildi.
0
yuz kiloluk bir zenci
(14.11.15)
(6)

Kitap önerisi

meyve parcacikli kadin
Konusu özgürlük, yollar falan bu tip şeyler olan ne önerebilirsiniz?
Konusu özgürlük, yollar falan bu tip şeyler olan ne önerebilirsiniz?
0
meyve parcacikli kadin
(14.11.15)
Yol ve özgürlükten aynı şeyi mi anlıyoruz bilmiyorum ama, aklıma 'gazap üzümleri' geldi hemen. Aslında tanıma beat kuşağına ait eserler de uyuyor ama ben pek sevmiyorum, önermem.
0
protector
(14.11.15)
Paul Auster - Ay Sarayı (Kitaptaki karakterin hayatı her şeyi kaybedip sokakta kalınca değişiyor)

John Fante- Roma'nın Batısı (Çocuklarının birer birer evden ayrılmasından sonra sorumluluk duyduğu şeyler azaldığı için özgürleşen bir baba var)

Henry David Thoreau - Nerede ve Niçin Yaşadım? (Arkadaşı Emerson'un arazisinde para kullanmadan bir kulübe inşa eden adam Walden Gölü'nün kenarında bir yıl yaşar ve medeniyetten uzakta, hayatın anlamını kavrar. Daha sonra bunu filme de çektiler.)

Murakami - Sahilde Kafka (Evden kaçmış olan Kafka Tamura'nın başından geçen maceralar anlatılıyor)

Allesandro Baricco - Öfke Şatoları (Bir adam dünyayı dümdüz dolaşan bir tren yolu inşa etmek istiyor.)

Henry Charier - Kelebek (Papillon adıyla Steve Mcqueen'ın ve Dustin Hoffman'ın oynadığı bir filmi de var, hapishanede geçiyor.)

Jean Paul Sartre - Altona Mahpusları (Oyun, evde geçiyor ama insan algısının onu nasıl sınırladığını, korkunun ve varoluş sancısının nasıl iç içe geçebileceğini gösteriyor.)

Coetzee- Düşman (Robinson'un adasına bu kez bir kadın düşüyor ve Robinson öldükten sonra Cuma'yı alıp medeniyete getiriyor.)

Herman Melville- MobyDick (Bunu biliyorsunuz)

Eugene O'neil - Yağ (Bunu üstteki kitapla beraber okuyabilir insan, çok kısacık bir oyun, muhteşem bir oyun metni. Balina avcısı eşiyle beraber denize açılan ve buzların arasında donmuş gemide çıldıran bir kadını anlatıyor.)
0
kalemdefter
(14.11.15)
*Yolda - Jack Kerouac (Klasik. Tuvalet kağıdına yazmış bunu.)
*Yabana Doğru - Jon Krakauer (Filmini de yaptılar hani.)
*Beyaz Zenciler - İngvar Ambjörnsen (Kitabın felsefesi de iyi.)
*Yol- Jack London (Hoboluk günlerini anlatıyor.)
*Paris ve Londra'da Beş Parasız - George Orwell (Bu da yolların ve özgürlüğün acıklı kısımları daha çok.)
0
o my god they killed kenny
(14.11.15)
yolda - jack kerouac +1
0
rachel
(15.11.15)
Paul Theroux - Sivrisinek Sahili
0
oldtimer
(15.11.15)
Robert M. Pirsig - Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı
0
oldtimer
(15.11.15)
(5)

paristeki patlamadan canlı yayın

sırtçantalı
türkçe veya ingilizce link atabilir misiniz
türkçe veya ingilizce link atabilir misiniz
0
sırtçantalı
(14.11.15)
protector
(14.11.15)
onu izliyorum da zaten hiçbir şey anlamıyorum
0
🌸sırtçantalı
(14.11.15)
sporty
(14.11.15)
ack3000
(14.11.15)
Wilhelm
(14.11.15)
(2)

Fransa'da ki saldırı..

keegan
Arkadaşlar malesef Fransa'da bir saldırı oldu çok sayıda ölünün olduğundan bahsediliyor.Bu saldırı İrlanda,İngiltere ülkelerinde öğrenci vizesinin alınmasını nasıl etkiler?
Arkadaşlar malesef Fransa'da bir saldırı oldu çok sayıda ölünün olduğundan bahsediliyor.Bu saldırı İrlanda,İngiltere ülkelerinde öğrenci vizesinin alınmasını nasıl etkiler?
0
keegan
(14.11.15)
Okulun hazırsa ve geçmişinde bir problem yoksa etkilemez. Ancak havaalanında 'rastgele' valiz aramasında seçilme olasılığın yüksek. Ülke içindeyken pasaportunu hep yanında taşı.
0
protector
(14.11.15)
Bence ogrenciler (ozellikle universiteliler) 12 yil Turkce dersi alip hala -ki nasil yazilir ogrenemediklerinden vizeler yerine baska sorunlara odaklanmalilar.
0
Traveller
(14.11.15)
(6)

sartre seven birisi camus sever mi?

masa penisi
camus kitabı okumadım hiç, ben hoşuma gitmeyince kitabı yarım bırakıp kenara atıyorum. sartre nedense ilgimi çok çekiyor. camusu da denemek istiyorum.
camus kitabı okumadım hiç, ben hoşuma gitmeyince kitabı yarım bırakıp kenara atıyorum. sartre nedense ilgimi çok çekiyor. camusu da denemek istiyorum.
0
masa penisi
(13.11.15)
Muhtemelen sever. 'Düşüş'ü çok severim, ilk onu önereyim.
0
protector
(13.11.15)
Sever. Camus candır. Veba, yabancı, sisifos söyleni... Modern dünyada varlığını sorgulayanı biraz kendine getirir. Alber kamuvicdanı güzel adamdır. Absürdü yazmış, absürd ölmüştür.
0
i ve been mistreated
(13.11.15)
Bi' Sartre sever olarak Camus'nün Yabancı'sını hiç beğenmezken, Sisifos Söyleni'ne bayıldım. Bana sorarsanız okumayı denemeye kesinlikle değer Sisifos Söyleni.
0
o my god they killed kenny
(13.11.15)
bulantı'yı sevdiysen yabancı'yı da seversin bence.
0
red g
(13.11.15)
camus'un yabancı'sını tahsin yücel çevirisiyle okuduysanız sevmezsiniz. çok kötü bir çeviri, bilginiz olsun.
0
acukali ekmek
(13.11.15)
bir to do listesi yapmıştım düşüş en üstte ben de onla bir başlayayayım o zaman :)
0
🌸masa penisi
(13.11.15)
(12)

Rte muhtarlardan ne istiyo?

pshasha
Cidden anlamıyorum. Muhtar ne Allah aşkına? 14. Muhtarlar buluşmasını yapmış yine. Yani herkes bitti her şey bitti muhtarlar mı ülkenin sıkıntılarını çözecek? Bilmediğim bir şey mi var? Yoksa zeka seviyesiylr mi alakalı? Yanlışım varsa düzeltilsin. Ben bi başhekimlerle buluşma eğiyim uzmanlarıyla bu
Cidden anlamıyorum. Muhtar ne Allah aşkına? 14. Muhtarlar buluşmasını yapmış yine. Yani herkes bitti her şey bitti muhtarlar mı ülkenin sıkıntılarını çözecek? Bilmediğim bir şey mi var? Yoksa zeka seviyesiylr mi alakalı? Yanlışım varsa düzeltilsin. Ben bi başhekimlerle buluşma eğiyim uzmanlarıyla buluşma falan hatırlamıyorum. Kafam muhtarları 14. Kez almıyor allaaşkına aydınlatın?!?!??
0
pshasha
(04.11.15)
insanları fişlemenin en kolay yolu o mahallenin muhtarına sormak. muhtar oranın esnafıdır, etraftaki çoğu şey hakkında bilgisi vardır, bilginin kaynağı olarak kullanılabilecek en temel adamlardandır. senin o başhekimlerin eğitim uzmanların tamamiyle önüne ne koyarsan ona göre bir teorik fikir yürütür, muhtarlar gerçeğin içinde yetişen adamlar.
0
masa penisi
(04.11.15)
Yav iyi de insanları muhtarlar aracılığıyla fişleme işi koskoca cumhurbaşkanına mı kaldı? Adamlarına fişletsin. Oturup 14 kez buluşmanın anlamı ne? Çok mu işsiz kaldı?
0
🌸pshasha
(04.11.15)
akp teşkilatının giremediği yerlere muhtar girer. o yüzden muhtarlar çok önemli. muhalefet hala muhtarın önemini algılayamadı. köylerde muhtarlarla işler yürür. muhtarı tavladın mı köylüyü tavlarsın. bütün köyü tek tek dolaşıp ikna etmek yerine sadece muhtarı ikna edersen köylüyü ikna edersin. muhalefet bunun önemini bilmediği için muhtarları almış karşısına konuşuyor nihohhoa muhabbeti yapıyor...
0
gotic
(04.11.15)
adam temelden oyları topladı. muhtarları kendine yakın tutarak halletti işte
0
la noix
(04.11.15)
akp'nin temel taktiği :
normal bir dünyada bir mevkiye asla gelemiyecek bir insana o mevkiyi ver.. iyice benimsemesini sağla sonra verdiğin mevkiyi yavaş yavaş elinden çekmeye başla.. o mevkiyi tekrar kazanmak veya mevkisini korumak için yapmayacağı şey yok..

göreceğin gibi bu taktik kendini yetiştirmiş mühendis,doktor,akademisyen,hukukçu üzerinde çalışmaz.. ama tabi o meslek grubunda mutlaka bu tip insanlar bulabilirsin..

muhtarlar güzel bir örnek buna..tabi her muhtar değil..
0
dedim dedim de kime dedim
(04.11.15)
büyük yerleşim bölgelerinde değil ama küçük yerleşim bölgelerinde özellikle köylerde muhtarın fonksiyonu çok fazladır.
imam, muhtar, öğretmen o köyü bi yere de götürebilir, yerinde de saydırabilir, geri de götürebilir.

akp nin en büyük olayı toplantılardır. bunu defalarca dile getirdim, yine söylüyorum. bu biat nasıl sağlanacak başka türlü. büyük kentlerde hemen her mahallede, sitede haftada 2- 3 gün toplantılar yapılıyor. göç almış bölgelerde hafta içi dolmuşa bin, elinde torbası yanında çocuğu/ torunu toplantıya giden en az bir kadına denk gelirsin. siz pek sohpet etmiyorsunuz insanlarla sanıyorum.
köylerde de imamlar var muhtarlar var. izmir gibi bir yerde bir köyde ev alan bi arkadaşım köylü kadınların birşeyler üretmeleri, ürettiklerini satabilmeleri için ne çok emek harcadı. köye tiyatro ekibi getirilmesine ön ayak oldu, çocuklara tiyatro çalıştırmak istendi. bunların hepsi tanıdıklara ricayla oldu. tiyatro ekibi bi stk'nın desteğiyle oyun sergiledi, herkes cebinden yol parası vererek köye gitti, kadınlardan ürettiklerini aldı.bunlar köy kalkınsın, kadınlar kendi ayakları üzerinde durabilsin, çocuklar sanatla tanışsın diye yapıldı. köyün akp'li muhtarı muhalefet etti, köylüleri organize etti, köy ikiye bölündü.
bademler bademler olduysa muhtarı muhtar gibi muhtar olduğu için oldu. izmir'den milletvekili çıkarılan kişi hanidir o bölgede arazi alıyormuş. bakalım daha neler olacak...
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(04.11.15)
Ben hep sebebinin bu olduğunu düşünmüşümdür: eksisozluk.com

Bu tip takıntılar bazı kişilerde çok oluyor.
0
protector
(04.11.15)
bi ton gereksiz açıklama yapmışsınız ne fişlemesi ne muhtarın her boku bilmesi kalmış. şu çağda fişleme için muhtarın fonksiyonu nedir arkadaş.

tamamen popülist, "biz halkı temelden tepeye kadar gözetiyoruz, herkesle birebir ilgileniyoruz, çiftçimizin, köylümüzün, semtlimizin ihtiyacını gözetiyoruz" algısı işte.

muhafazakar kadroda sohbetler toplantılar falan önemlidir. buna benzer bir şey işte. tek fonksiyonu "bizimle ilgileniyorlar" dedirtmek.
0
calligrapher
(04.11.15)
@hayat aklini... He ben insanlarla sohpet etmiyorum, minibüse de binmiyorum yaşadığım yerde minibüs de yok. Olsa da binmem özel arabamdan inmiyorum. Anlatacak bi şeyleriniz varsa da tavrınız itici.
0
🌸pshasha
(04.11.15)
Yığınla muhtar var, parça parça çağırıp konuşma yapıyor adına da etkinlik diyor işte. Sürekli zaten açık olan yerlerin açılışlarını tekrar tekrar yapmak yerine yeni bahane ile konuşuyor miting tadında geçiyor zaten buluşmaları. Ayrıca halkın sarayı bu imajı çiziliyor.
0
nickimin hakkini veremedim
(04.11.15)
@calligrapher doğrudur ancak 14. Kez biraz astronomik geliyor bana yine de. Salt dediğiniz şey değil bence bi şeyler daha var. Fişleme konusunda arkadaşları gömmüşsünüz ama açıkça söylendi "benim muhtarım evlerde neler oluyo bilecek" gibisinden.
0
🌸pshasha
(04.11.15)
pshasha,
o cümleyi sana yönelik kurmamıştım ama sorunun cevabında yazdığım için eleştrinde haklısın.
sürekli bu kadar şey varken akp bu kadar oyu nasıl aldı soruları sorulup duruyor. ben de sürekli diyorum ki bu iş yüzeyde görünenden çok çok derin bi çalışmanın ürünü. aynı şeyi defalarca dile getirmenin bezmişliği buraya denk geldi.

doğru soruları soran birine denk gelmesi beni de üzdü açıkçası. kusura bakma.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(04.11.15)
(36)

Akp iktidar olunca direkt ülkeden gitmek isteyenler

cenkist
Niye böyle yorumlar yapıyorsunuz ? Dün akp iktidar değil miydi ? Akp sizin gibi sıradan insanlara ne yapacak ki ?
Niye böyle yorumlar yapıyorsunuz ? Dün akp iktidar değil miydi ? Akp sizin gibi sıradan insanlara ne yapacak ki ?
0
cenkist
(01.11.15)
mal onlar ya bırakın dünyayı kurtarsınlar.
0
masa penisi
(01.11.15)
mp+1
0
all girls dream
(01.11.15)
valla ben 6 yaşımdan beri, ülkemi falan sevmeme rağmen "yaşanılır " bulmadığım için terk etmek istiyorum. buna rağmen bu her seçimden sonra türkiye'den siktir olup gitmek başlığına yazanlardan nefret ediyorum.

kıçımın kenarları, bunun acısını çeken bi onlar sanki. bi de sanki gidebileceklermiş gibi yazıyorlar. e yrrağım 10 yıldan fazla oldu, yeni mi geldi aklına gitmek? e gidebiliyorsan git hadi? sanki iskandinavya, almanya kucağını açmış da bunu bekliyor.
0
der meister
(01.11.15)
Sen böyle şeyleri düşünme.karı kız düşün.yatağa nasıl atarımlı sorular sor.
0
high hopes of the sozluk
(01.11.15)
İlk sorunun cevabı; muhtemelen hayal kırıklığı ve reaksiyoner kitle tarafından boğulmaktan bıkmanın tepkisi. İkinci sorunun cevabı; dün akp tek başına iktidar değildi. Üçüncü sorunun cevabı; hadi aktivizmi önemsemezsin, neyse sürü işte derim; ancak sıradan insanlara bir şey olmadığını dünya çapında işçi ölümlerinde 3. sırada olan bir ülkenin vatandaşının söylemesi komik.
0
protector
(01.11.15)
Direkt gitmek istemiyorum ama sonunda gidesim var.
-Uzun zamandır iktidardı, "Bu sefer biraz daha güçleri düşer" umudum vardı. Özellikle, 7 Haziran'dan sonra. Yavaş yavaş giderler umudum vardı.
-Asıl bizim gibi sıradan insanlara oluyor olan. Hem doğrudan hem dolaylı. Doğrudan, çünkü göz göre göre bir ton yolsuzluk yapıldı. Tapeleri çıktı, millet inanmadı. O paralar senin benim paralarımız. Parayı geçtim, "Kadın mıdır, kız mıdır, bilemem" dedi, "Her kürtaj bir Uludere'dir". Daha fenası, Berkin Elvan, Ethem Sarısülük, vb. hep sıradan insanlardı. Örnekleri milyona çıkarmak mümkün. Dolaylı, çünkü plansız bir şekilde sığınmacı alma politikası ile düzensizce Suriyelileri getirdi ve sokakta dileniyorlar. O dilenci geçen gün çantama asıldı, boynumu zedeledi. Sığınmacıların alınmasına karşı değilim ama bunun plansız, programsız, altyapısız yapılmasına karşıyım. Işid'i beslediler, adamların şu an nerede ne yapacağı belli değil.
0
aychovsky
(01.11.15)
(bkz: Bi sttirgit dedirten cenkist zirvalari)

Artik basligini acicam.
0
floydian
(01.11.15)
Dünyanın en saçma sorusu. Norveç'te yaşayıp AKP'ye oy veren adam benim hayatımı zindan ederken (küfürlü kısmı sildim) benim buradan gitmem/gitmek istemem mi dert?

İkinci ve üçüncü soruna da tek seferde cevap vereyim, benim gibi sıradan insana ne yapacağını anlarsın (bak Ankara patlaması falan yazmayacağım, iyi oku). 2 sene önce Gezi olayları Kadıköy'de yaşanırken Süreyya Sinemasının yanındaki kat otoparkındaki arabama gidiyordum eşimle. Kadıköy'lüyüm ben doğduğumdan beri. Bir anda polis saldırdı, eşimden aldığım eşarbı ağzıma kaapattım gaz yememek için. Moda Sahnesi'nin olduğu pasaja sığınmışken polis aldı bizi 20 kişi ile birlikte. Eve gidiyorum dediğimde eşarbı gösterip "poşu bu, sen teröristsin" dedi. 20 yaşında 2 ay önce polis olmuş adam bana terörist dedi. Gece 3'e kadar merkezde süründük, hakaret ettiler. Tarih 11 Eylül'ü 12 Eylül'e bağlayan geceydi (ironik değil mi?).

AKP benim gibi sıradan insanlara her şeyi yapıyor zaten. Olay senin "ne yapacak ki?" eşiğinin düşük olması.
0
polifonik osuruk
(01.11.15)
açıkçası hiç gitmek istemiyorum, gitme fikri aklımda bile yok ama artık buraya da dayanamıyorum. gittikçe muhafazakarlaşan ülke bana zarar değil de kime zarar? giydiğime, sürdüğüme, içtiğime, yediğime, gittiğime, okuduğuma, izlediğime, dinlediğime nefretle bakan insanlar görmekten yoruldum.
0
devilred
(01.11.15)
kimse onları almıyo ki gidebilsinler. üç günlük ab gezisi için bile vize kuyruklarında heba oluyorlar, abd bana 1 ay vize verdi diye havalara uçuyorlar.

ek olarak akp'nin sıradan insanların hayatları üzerinde etkisi var tabii. ama tam tersi durumunda da yine bir kesime özgürlük olucakken diğer kesime eziyet olucaktı. bir şey fark etmiyor bence.
0
sayns
(01.11.15)
alım gücü inanılmaz düşük, her yerde sansür var, her şeyin vergisi var ve yüksek haliyle elde avuçta kalan 3-5 kuruş da oraya gidiyor, insanların hayatlarına karışılıyor (sunni müslüman akp'liler hissetmiyor tabii) akp sıradan insanlara daha ne yapsın?

ben ülkeden kaçmak isteyenleri anlıyorum ama gelin gerçekçi olalım. gitmek isteyen her 20 kişiden 1'i anca gidebilecek. böyle bir ülkeden neden vatandaş almak istesinler? sen suriye'den, ırak'tan vatandaş almak istiyor musun? aynısı işte.
0
nawar
(01.11.15)
tek derdi tinderdan hatun düşürüp ..mek olan sıradan insanlar olmadığımız için olabilir mi?
0
niye ama
(01.11.15)
lan daha ne yapsın. üzüm gibi eziliyoruz.

şehirlerimiz bok gibi, vergilerimiz yüksek, çevremizde bombalar patlıyor, ülkede cehalet körükleniyor her gün, onlara benzemeyenler hapislere atılıyor, devlet kurumları felç olmuş.

kendimiz için bir şey istediğimizi mi sanıyorsunuz?
0
zawisza
(01.11.15)
sıradan insanlar derken ?
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(01.11.15)
Hükümetin her politikası sokaktaki insanı etkiler, yukarda demiş, et yiyememene kadar etkiler. Ama özellikle kadınlar için tehlikeli bir ülke oldu burası.
Başka bir hükümet görmediğiniz, için bir zamanlar nefesimizi özgürce aldığımızın bile farkında değilsiniz.
Ben artık böyle öleceğimi kanıksadım. Hani kürek mahkumusunuzdur esir gemisinde ve esaretiniz bitmeden ölürsünüz o şekilde. onun gibi...
0
firez
(01.11.15)
Arkadaşlar dedikleriniz akp olmadan önce de vardı.Ben de ülkenin iyi yere gelmesini istiyorum ama tüm yöneticilkerimiz chp mhp de dahil sıkıntılı ..
0
🌸cenkist
(01.11.15)
bence asıl sıkıntılı olan sensin. sen o güzel beynini böyle küçük meseleler için yorma istersen.
0
devilred
(01.11.15)
@devilred bence sıkıntılı olan sensin baskalarının nasıl düsünceğine sen karar vermezsin.Faşist diye itham ettiğin parti gibi davranıyorsun.Kendine demokrat şey seni...
0
🌸cenkist
(01.11.15)
Artık insanların; "bundan önce de böyleydi, hep böyle olacak" sloganlarına kanmayacak kadar büyümeleri gerektiğini düşünüyorum. Sırf bu söylemler sebebiyle dünya 2 soykırıma şahit oldu(rwanda ve bosna)(çünkü geç müdahale edildi). Yani hareketsizlik, böyle gelmiş gidercilik zaten kölevari bir söz.

Hayır efendim başka bir seçenekte böyle olmayacak. Akp'nin dahil olduğu neo-muhafazakar ve reaksiyoner partiler hep egemendi zaten. Hangi farklı denemeye izin verdi bu toplum şimdiye kadar? Sanki 80'lerde 90'larda sosyalist ya da liberal bir hükümet(yani dışlanmış kesimlerin sözü olmaya çalışan) kurulmuş da hepsi aynı diyorsunuz. Bugüne kadar hangi liberal, özgürlükçü bir atatürkçü ya da radikal sol görüş iktidara geldi? Nasıl diğerleri de gelse böyle olacaktı diyorsunuz?
0
protector
(01.11.15)
@protector dsp iktidarı 2002 den önce vardı.Geçmiş hükümetlere bakarsan ecevitn de bir çok başbakan olduğunu görebilirsin.
Ama ilk paragrafına katılyıorum.
0
🌸cenkist
(01.11.15)
99'da dsp'nin lideri olduğu koalisyon sol ya da liberal bir hükümet mi? Lafı çevirmeye gerek yok, aynı hattın üyesiydi(akp'ye uzanan hat). Bir hükümetin niteliği partilerin isminde yer alan ifadelerle belirlenmez. Evet Ecevit'in oldukça kısa süren 70'li yıllardaki iktidarları özgürlükçü bir hükümet ihtimali taşıyordu. Ancak düzlem çok farklı ve onun hakkında konuşmak konuyu saptıracak.
0
protector
(01.11.15)
Patron gecen ay maaslari gec odemisti. bu ay gec odemesine neden itiraz ediyorum.

Elektrikler gecen ay kesintiye ugradi. So bu ay da ugrayabilir. Sasirmamaliyim.

Haksiz yere park cezasi yemistim. Tekrarlanmasi gayet normal karsilanmali.

Babam beni kucukken doverdi. Simdi neden karsi cikayim.

...
0
yons
(01.11.15)
Gitmek isteyen ittirsin gitsin yahu. nedir bu havalar avrupada amerikada it mualemesi görünce anlarlar dünya kaç bucakmış.

madem memnun degılsın elini tasın altına koy, kim sosyal sorumluluk ustlenır, kim gonullu iş yapar devlet icin, anca söyensinler
0
hopp
(01.11.15)
ben siktir olup gittim, kimseden it muamelesi görmedim, tam aksini yaşadım, türkiye'dekinden çok daha fazla saygı görüyorum. bu tip söylemlerde bulunanlar kim bilir nasıl insanlarsa it muamelesi görmüşler sanırım. herkes aynı değildir dostlar.

sözlüğe yazanlarsa yardımlaşma açısından da yazıyor. birisi oraya yazar, bir başkası mesajla ulaşır, nedir ne değildir öğrenir. imkanı varsa koyulur işe, imkanı yoksa imkan yaratmaya çalışır, sorar sorgular. en azından milletin ne yazdığına kafa yormak yerine kendi hayatına odaklanır.
0
soso
(01.11.15)
ben gitmek istiyorum ama akp'den dolayı falan değil, ülke insanı yüzünden. $imdi gelip "sen sanki parizyen misin?" diyecekler için pe$inen söylüyorum, parizyeni s..eyim sana bi$ey olmasın. milletimiz duyarsız, insanlığımızı artık çıkarıp attık. bir ingiliz'den çok daha sömürgeci olduk. akp'lisi chp'lisi herkes bi kontrol delisi hâline gelmi$. biri öbürüne anadolu çomarı diyor, öteki berikine plaza ka$arı diyor ama gerçek $u ki parti farketmeksizin herkes birbirinin aynısı. maalesef bu ülkede en doğru, en dürüst partiler yüzde 0,25'lerde geziniyorlar.
0
nohut
(02.11.15)
o kadar yıpratıldım ki artık normal bi insan olmanın, hatta insan olmanın ne demek olduğunu unuttum, gidebilsem bile bilmiyorum adapte olabilir miyim.

geri dönüşü olmayacak derecede büyük hasar aldım ben bu ülkede yaşama suçunu işleyerek.

neden umrumda olasınız ki?
0
Kykeon
(02.11.15)
@soso

bekle zaman geçsin sende yaşarsın.
insan kendi vatanı dısında hor gorulmeden yaşayamaz. en sevdıgın dostlarından biri gün gelir göçmen muamelesi yapar
0
hopp
(02.11.15)
@want2die +10000000000000000

baskı var kanzim hissetmiyo musun? hülya avşar gibi sürekli ekranda görünmelerinden sıkıldık. bu ülkede köprü ve üstgeçit açılışları yapan egoistleri görmek istemiyorum. komplekslerini görünce moralim bozuluyo lan.

bunlar en basit şeyler. derinlere girmiyorum. @want girmiş zaten.
0
kupigometa
(02.11.15)
ahaha adam sorduğu soruya cevap verenlere ve soruyu yönelttiği kişilerin cevaplarına tik vermemiş, hala partizanlık peşinde. biz de mal gibi adamı ciddiye alıp, gerçekten bir şey öğrenmek istediğini sanıp cevap veriyoruz.
0
nawar
(02.11.15)
hiç memnun değilim bu ülkeden ama.

bu ülkede benim gibi düşünen benzer endişe ve kaygıdaki insanlar var. onları bırakıp gitmek doğru olmaz. hep beraber bu islamofaşistlere direnmek gerek.
0
zvonimir
(02.11.15)
@cenkist: daha önceki duyurularına falan da baktım. ya aşırı iyi bir trolsün ya da henüz hayata atılmamış, bir şey yaşamamış bir adamsın. evime giderken başıma gelenleri anlatıyorum, hala "onlar akp'den önce de vardı" diyorsun. yaşın akp öncesine ne kadar yetiyor da bundan bu kadar emin konuşuyorsun? bu ülkede hep istikrarsızlık vardı, ama ben hiçbir zaman "acaba bugün metrobüste ölür müyüm lan" korkusu yaşamadım. bombasından değil, kadrolaşma adına aldıkları, ehliyetinin olup olmadığı bile şüpheli metrobüs şöförleri yüzünden.

ülkeden gitmek isteyenleri de mal olarak değerlendirip "zaten kimse almazki onları" diyenlerin zaten bir boktan haberi yok. oturup insan gibi araştırsan en az 10 farklı yol bulursun ülkeden gidebilmek adına.

senin duymak istediğin ülkeden gitmek isteyenlerin mal olduğu. tiklediğin cevaplar da bunu doğruluyor zaten. ama sen burada ülkeden gidenleri mal beyanı olarak nitelerken Belçika'da Gent'de yaşayıp metrobüs öven adam Belçika'dan sınır dışı edilmemek adına orada sola oy verirken Türkiye'de AKP'ye oy atıp senin hayatını yönlendiriyor. evet gitmek isteyenler mal, ama bugüne kadar gitmedikleri için.
0
polifonik osuruk
(02.11.15)
yahu ben yanlış biliyorsam aydınlatın lütfen ama benim bildiğim şudur.

solculuğun ruhunda direniş vardır. hani direnmeniz. bunların müsebbibi hep o memoli mi ne zıkkımdır o çocuk işte. geziden sonra iki soruşturma yiyince kaçıp gitti memleketten. şimdi alayı kaçmak istiyor. eğer ki akp karşıtı insanlarsanız direnmeyi öğrenin güzel yavrularım. direnemiyorsanız da kendinize solcuyum falan demeyin hakketten gidiniz.

edit: @polifonik osuruk nickli arkadaşımızı incitmiş olduğumdan dolayı hakaret ettiğim yeri sildim, kendisinden tekrar özür dilerim.
0
jesues
(02.11.15)
@jesues: sen hakaret etmişsin, ama ben hakaret etmeden yazmaya çalışacağım. senin karşında "gözünüzü sileceğim" dese eyvallah diyip oyunu verecek 40% var. kendi ülkemde azınlığım ben. kaldı ki hayatımda kendimi solcu olarak nitelendirmedim. oy verdiğim parti sebebi ile sen beni solcu olarak nitelendirip ondan sonra "hadi git" diyebilecek hakka sahipsen o ayrı hikaye. AKP'yi özgürlük kısıtlıyor diye eleştirip, kendi hayatını başka yerde sürdürmek isteyen adamlara hadi git demek AKP kafasından farklı değil. sen kimsin benim kararımı eleştiriyorsun? Hollanda'dan 73% AKP oyu çıkınca bunu Ekşi Sözlük'e yazmak mı marifet? ya da senin hayatın boyunca hayalini bile kuramayacağın ülkeyi terk etmek konusunu düşünenlere hadi git demek mi? ülkede kalıp eskaza bir bomba patlaması ile öleceğime giderim, Hollanda'daki 27% olurum; kimseyi de ilgilendirmez.

25 yaşındaki hayalperestlerin ona buna "hadi git", "zaten dal onlar", "hepsi kavşak" demelerinden de gına geldi.

edit: yumuşadı.
0
polifonik osuruk
(02.11.15)
@polifonik osuruk: öncelikle hakaretramis söz için özürlerimi kabul etmeni istiyorum. hakaret kastım kati'yen yok. bunu sinir anında yazılmış bir kelime olarak atfetmeni ve özrümü kabul etmeni isterim.

öncelikle, yorumum kesinlikle seninle ilgili değildi genel olarak bunu söyleyen kesime atıfta bulundum. senin yorumunu okumamıştım bile. bu yüzden seni solcu veya sağcı diye gruplandırmadım. zira böyle bir gruplandırma bile yanlış ancak bu başka bir tartışma konusu.

dostum sorun şu; bu ülkede kalıp bir bomba patlamasında ölmek meselesine değinmek istiyorum. egemenlerin çıkarttığı bir savaşta 30 yıldır ölen 40000 insan var, bomba patladı ve 100 kişi öldü.
zinhar benim görüşüm şudur; bu kadar ölen insanın anısına, saygısına hürmeten burada kalıp birşeylerin değişmesine engel olmak. gitmek işin kolay kısmı geliyor bana. bakıyorum yılmaz odabaşı bile gitmiş. gidince neyi değişteribileceğin konusunda bir alternatifin var mı bunu gerçekten merak ediyorum. eğer stabil bir hayat yaşamayı düşünüyorsan zaten bomba atılan bir eyleme katılmayıp burada da ölmeyebilirsin.

ancak direnme noktasında noksanız bunu söylemek isterim. dediğim gibi özür dilerim tekrar hakaretramis sözüm için.
0
jesues
(02.11.15)
her çıkıp konuştuklarında midem bulanıyor.

kadın düşmanı, doğa düşmanı, insan düşmanı, din düşmanı, hukuk düşmanı, para aşığı adamların yönettiği ülkede, onların kurallarına göre yaşamak istemiyorum. fırsatım olsa 1 saniye durmam bu ülkede.
0
peggy
(02.11.15)
sinir kötü bir şey. o çok net.

ortak payda bulamadığımız nokta şu, direnmek için burada olmana gerek yok. ben 32 yaşındayım. bir gün çocuğum olsun isterim. ama bu ülkede değil. çocuk yapıp hangi imam hatip'e göndersem diye düşünmeyeceğim, sokağa çıktığında üzerinden tesisatlı bir şahin'in geçmeyeceğini bileceğim, yarın öbür gün kendi kararı ile bir şekilde "allah'a inanmıyorum" derse linç edilmeyeceği, hatta en basidinden saçma sapan adamların kendi çıkarları için patlatacağı bombalara kurban gitme ihtimalini düşünmeyeceğim bir ülkeye gitmek en büyük hakkım bence. gidip orada oyumu verdikten sonra da kimse bana direnmedin diyemez.

tekrar söylüyorum, Gent'de yaşayıp ülkesinde sola, Türkiye'de AKP'ye oy veren adam benim geleceğimde söz sahibiyken ben bundan kaçabiliyorsam neden kaçmayayım? direnmek illa ki sokak demek değil. kaldı ki artık -kendi adıma konuşuyorum- benim gibi evli, kendisi dışında düşünmek zorunda olduğu kişilere sahip olanlar için hiç değil. ben artık sokakta direnemem. çünkü ben çıkarsam eşim de çıkar. ben orada kendi ideallerim için başkasının canını tehlikeye atamam. daha önce yazdım, ben kendi mahallemde evime gitmek üzere arabama giderken tutuklandım. 20 yaşındaki çeviğin tek gerekçesi attığı gazı solumamak için eşimden aldığım eşarptı. sürekli yurt dışına gidip geliyoruz, oradaki hayatı görüyoruz. özenmek değil bu, imkan sahibi olmak. global bir mesleğim varsa giderim. umut sarıkaya karikatürü gibi sürekli "aslında gitmek lazım, ama iyi gittik" diyen adamları koy bir kenara. onlar hafta sonu bursa'ya iskender yemeye bile gitmeye üşenen kesim. herkesi kendiniz gibi sanmayın, herkesin hayatları farklı, herkesin şartları farklı.

bak insanlar gidecek sebepleri yazmış yukarıda; alım gücü, sansür, baskı demiş. millet bunlarla dalga geçmiş aklınca, bunları geçtim; gerçekten 6,5 milyar yıllık zaman diliminde AKP'ye denk gelmiş bir Y neslinden bahsediyorum. avrupalıların 40'larda yaşadıklarını biz şimdi yaşıyoruz. geçen hafta nat geo'da izlediğim nazi belgeselini ben neden yaşayayım?

tekrar yazıyorum; gidebilmek için en az 10 farklı program var. "gidebilecek gibi yazmak" değil bu; araştırmamak, bilmemek.

son söz olarak "ilk 3 ay ben de direndim ama..."; artık olmuyor hacım. gandalf da değiliz, her zaman umut olmuyor.
0
polifonik osuruk
(02.11.15)
(13)

ataturku cok "da" sevmeyen sosyalist devrimciler

proletarier aller lander vereinigt euch
Ben bunlara uyuz oluyom. sevmiyoz ataturku diyemiyorlar bir de boyle kem kum iste severiz "de"(illa bu meshur de yi de kullanirlar) sonrasinda da birkac sey sacmalarlar ezbere soylenmis. Lan ulkenizden ataturk gibi bi devrimci cikmis hala agiz burun bukuyorsunuz niye boyle yapiyorsunuz? Marx demiyor
Ben bunlara uyuz oluyom. sevmiyoz ataturku diyemiyorlar bir de boyle kem kum iste severiz "de"(illa bu meshur de yi de kullanirlar) sonrasinda da birkac sey sacmalarlar ezbere soylenmis. Lan ulkenizden ataturk gibi bi devrimci cikmis hala agiz burun bukuyorsunuz niye boyle yapiyorsunuz? Marx demiyor mu her tur devrimsel hareket ne kadar ufak olursa olsun cok degerlidir ve dikkatlice analiz edilmelidir diye e dev gibi ornegi var neden bu devrime ve liderine hic saygi gosterip sahip cikmiyorsunuz. siz hala halay cekmek sanin sosyalizmi mnkym.

Bu da boyle bir ic dokmeyle karisik soru sormamdir iste.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(30.10.15)
Bunun sebebi Türkiye'de sol hareketin, ülkesel şartlar sebebiyle kürt hareketine eklemlenmesi. Atatürk ve kürt hareketi arasındaki çatışma(isyanlar, katliamlar, 1921'den 24 anayasası'na geçerken unutulan sözler vb.) buna sebep oluyor.
0
protector
(30.10.15)
sosyalistlerin atatürk veya devrimlerle ilgili bir sorunu yok. bir çok sosyalist, bu devrimleri yerinde görür ve takdir eder. sosyalistlerin eleştirdiği iki konu vardır: kemalizm ve yukarıdaki arkadaşın söylediği gibi 24 anayasasına geçerkenki unutulan sözler.
0
uuth
(30.10.15)
Gerçekten sosyalist teori okudun mu abi, en azından genel hatlarıyla?
0
sevgikusunkanadinda
(30.10.15)
Bunu 14 yaşındaki ergen üslubuyla ifade ettiğinden ben de seni sevmedim.

Tarihsel şahsiyetleri, özellikle de asker ve politikacıları biraz derinden incelersen çok sevemezsin. Biraz seversin işte. Bunun için sosyalist olmaya da gerek yok. Biraz geniş kaynaklara bakmak yeterli.
0
i ve been mistreated
(30.10.15)
17 yasindayim zaten de ne var ki uslubumda illa gosterisli bir sekilde mi yazmam lazim sonucta sen olayi anladin.

Sosyalist teori nedir anlamadim birkac farkli teorisyenin kitaplarini okudum evet de "sosyalist teori" denen sey tam olarak nedir ben bilmiyorum aydinlatirsan sevinirim.
0
🌸proletarier aller lander vereinigt euch
(30.10.15)
Ya iyi bi üniversite kazan atatürk inkılap dersini iyi bi hocadan al sonra konuşalım bunları. Buradan ne öğrensen yarım yamalak öğrenirsin. Burada gördüğün insanların çoğunun kendine faydası yok :))

O dönemi merak ediyorsan. Erik jan zürcher ve andrew mango okuyabilirsin. Faroz ahmad de iyidir. Tek adam da fena değildir.
0
i ve been mistreated
(30.10.15)
"bikaç şey saçmalarlar ezbere söylenmiş."

mantıksız bir cümle olsa da dediğin şeyi anladım. Aslında bu "yüce türk Atatürk" söylemleri için geçerli. İnsanlara 1. sınıftan beri Atatürk öğretiliyor bunu sevmelisiniz bu adam muhteşemdir süperdir überdir deniyor. "Ezberletiliyor".

Sevmelisiniz sevmek zorundasınız deniyor, daha okuma yazma bilmeyen cocuklara 1881 yılında Selanik'te doğmuştur girişiyle hayatı ezberletiliyor. Asıl saçmalık bu aslında.

Ben de şahsen Atatürk'ü sevmiyor denebilecek birisi değilim ama kendi edindiğim bilgilerden yola çıkarak yeniden gözden geçirdim kendisini. Nedir ne değildir diye, ırkçı yanının olması soğutuyor genelde sol görüşlü insanları.

Ha bir de 17 yaşındasın daha önünde uzuun yollar var birine sırf Atatürk'ü sevmiyor diye sinir olma, olmamalısın. İnsanların içine yerleştirilen asıl nefret ettiğim şey işte bu. Bi kişiyi ilahlaştırmak.
0
Wilhelm
(30.10.15)
Yok kesinlikle sebebi sevmemeleri degil. Isteyen sevmesin hic umrumda degil hatta. benim takildigim nokta hep bos argumanlari bozuk plak gibi tekrarliyor oluslari. Yoksa zaten koru korune sevip tapinan insanlarin da onlardan farki yok gozumde acikcasi. Ben devrimlerinin incelemeye ve ders cikarmaya cok musait bu yuzden de buyuk nimet oldugunu dusunuyorum. Konu aslinda ozetle su. Devrim denen sey nerede nasil yapilirsa yapilsin degerlidir sosyalistler icin pratik eksikliginden dolayi sosyalist tarihteki dolayisiyla es gecen insanlara kiziyorum yani sevmek demisim ama mesele sevmek degil ozunde. Onun disinda irkci yani nedir acaba biraz anlatir misin?
0
🌸proletarier aller lander vereinigt euch
(30.10.15)
"Marx demiyor mu her tur devrimsel hareket ne kadar ufak olursa olsun cok degerlidir ve dikkatlice analiz edilmelidir diye" demişsin, ona istinaden Kaypakkaya'nın Seçme Yazılar ve Mahir Çayan'ın Toplu Yazılar kitaplarını önerebilirim. Mahir Kemalizme ihtiyatlı bir şekilde yaklaşırken, Kaypakkaya sert bir dille eleştirir ve Kemalizmle bağlarını koparttıklarını söyler. O dönemin havasını göz önünde bulunduracak olursak, oldukça cesur bir karşı çıkış.

1925 tutuklamaları esnasında Nazım ile birlikte hapis yatmış olan Dr. Hikmet Kıvılcımlı da bir başka kaynak. Kendisinin eser miktarda orducu yönlerinin bulunması sebebiyle onun da olumlu baktığı yerler olduğunu söyleyebiliriz.

20'lere ve 30'lara dair yazılmış pek çok kitap var: Dersim, Zilan Deresi, 25 tutuklamaları, madenlerin CHP'li vekiller lehine özelleştirilerek peşkeş çekilmesi, Mustafa Suphi'lerin katli vs. gibi çok farklı unsurlar değerlendirilebilir. Yalçın Küçük şu sıralarda kafayı kırmış olsa da yaklaşık 30 yıl önceki kitapları gerçekten bu konulara dair ciddi tespitler içeriyor.

Sonuç olarak: ben bir sosyalist olarak Mustafa Kemal'i ve devrimlerini herhangi bir şekilde sahiplenmiyorum. Olumlu yanları var mıdır? Kuşkusuz ki vardır ve bunlar değerlidir. Ancak 20'lerde ve 30'larda yaşananlar, sonrasında yine devlet geleneği şeklinde vücut bulmuş olan uygulamalar benim Kemalizmin yanında durmamı engelleyen faktörler arasındadır. Ve bunlar maalesef ki konuşularak çözülecek, ufak tefek meseleler değildir.

Fakat bir ince çizgi var bu noktada, ben bir sosyalist olarak temel çelişkimi (yani uğruna savaş vereceğim esas çizgiyi) Kemalizm karşıtlığı ile sınırlamam, böyle bir yanılgıya düşmemeye çalışırım. Bunu liberalizme savrulmak olarak nitelendiriyorum. Kemalizmi kendi bağlamında değerlendirmek, eleştirmek ve bu şekilde bir duruş sergilemek gerekmektedir. O yüzden günümün 24 saatini CHP ya da Kemalizm eleştirisi (ya da düşmanlığı) yaparak geçirmem batan bir gemiye resim yapmama benzer ki, bu gerçekten komik olur.

Benim baş çelişkim devleti elinde tutan mekanizma, sömürü sistemi, bunların özelinde de şu an için AKP'dir. Bunun teşhirini yapmayı doğru bulan solcular arasındayım.

Bu kadar yazdım, gözünü seveyim 2 gün sonra duyuruyu zart diye silme.
0
sevgikusunkanadinda
(30.10.15)
Atatürk solcu da değil, devrimci de, birazcık okuyun araştırın lütfen bazı kavramları. Sosyalistler ülkenin kurtarıcısı olduğu için saygı duyabilirler ama neden Atatürkçü olsunlar ki fikirleri birçok konuda zıt?

Adettendir: CHP seçmeniyim.
0
zawisza
(30.10.15)
Kemalizm faşizmdir. Atatürk de devrimci falan değildir.

Az bi ibrahim kaypakkaya okusan anlarsın da neyse.
0
kljgslsdkjsd
(30.10.15)
Yalçın Küçük'ün bir lafı var,
"Kemalizm bizi ileri götürmez, biz Kemalizm'den geriye düşmeyiz." diye.
Biz dediği solcular, sosyalistler tabii ki. Yani kemalizm eskiye göre bir ilerlemedir, ama solculuk, sosyalistlik, daha ileriyi hedeflemelidir diye düşünüyor sosyalistler.

Kimseyi çok da sevmek gerekmiyor, hatta kimseyi insanüstü bir konuma koymamak gerekiyor.

Bizim ülkemizde, benim okuduğum zamanda okullarda saçma sapan bir resmi ideoloji ile büyütüldük. Çarpık bir tarih anlatımı, yakın tarihin, cumhuriyet döneminin yok sayılması, tü kaka bir osmanlı ve osmanlı aydını, bürokratı, askeri.

sanki osmanlı zamanında hiçbir ilerleme hareketi, çabası yokmuş da, Mustafa Kemal birden tarih sahnesine ilahi bir şekilde gönderilmiş ve ülkeyi kurtarmış, ilerletmiş gibi gösterilmesi ne yazık ki bizi kemalizmden soğutuyor. Çünkü bu hakikat değil ve böyle düşünmek doğru da değil. Tarih böyle işlemiyor, tarihimiz de söylendiği gibi değil.

Cumhuriyet ve kemalizm, 2. mahmut'tan , tanzimattan beri süregelen bir hareketin sonucu. Cumhuriyet öncesi ilerleme hareketine katkıda bulunan onca insanın yok sayılması beni ( bizi ) rahatsız ediyor.

Ayrıca kemalist tarih yazımı bir sürü falsifikasyonla dolu.
kazım karabekir'in anılarını okumanı ( benim de okumam lazım, ikinci kaynaklardan bildiğim şeyler var şu an) öneririm.
Mesela kazım karabekir kurtuluş savaşı'ndan sonra neredeyse ev hapsine alınmış ve anılarını yazması engellenmiş bir komutan. hatta evi bir çok kere basılmış, yazdıklarına el konulmuş ( iki kopya yazıp, birisini saklamış) . İşte bunlar hep bir tek adam rejimi oluşturmak için yapılan baskılar. Amaç ise yine aynı, her şeyi tek kişinin başarısı gibi göstermek.

her neyse, konu dağılıyor ama, ne Mustafa Kemal sandığımız ve bize öğretilen kişi, ne de tarihimiz sandığımız gibi. Herkese tarihsel bir kişilik olarak bakmak daha sağlıklı. Türk tarihinde çok önemli bir insan olarak bakıp böyle değerlendirmeyi doğru buluyorum.
0
primusinterpares
(30.10.15)
primusinterpares söyleyince aklıma geldi: Sevan Nişanyan'ın Yanlış Cumhuriyet kitabı da gayet aydınlatıcıdır. Sevan koyu bir liberal ve kitabın bazı yerleri bana göre bu yüzden kusurlu, ama okunmaya değer.
0
sevgikusunkanadinda
(30.10.15)
(2)

Dil felsefesi hk

sen olmayan cocuk benim
Dil felsefesinin konuları hakkında türkçe kaynak tavsiyelerinizi bekliyorum.Ek olarak dil felsefesi kuramlarındanFikir teorileriGerçek-durumsal teoriler hk da da kaynak önerirseniz sevinirim. Tikler sonra gelecek teşekkür ederim
Dil felsefesinin konuları hakkında türkçe kaynak tavsiyelerinizi bekliyorum.

Ek olarak dil felsefesi kuramlarından

Fikir teorileri
Gerçek-durumsal teoriler hk da da kaynak önerirseniz sevinirim. Tikler sonra gelecek teşekkür ederim
0
sen olmayan cocuk benim
(26.10.15)
Saussure - genel dilbilim yazıları
Mikhail bakhtin - karnavaldan romana
Roland barthes - göstergebilimsel serüven
Noam chomsky - dilin mimarisi
Foucault - kelimeler ve şeyler

Yapısalcılık, göstergebilim, rus biçimciliği gibi kavramları aratabilirsin. Dil felsefesi hakkında sadece belli teoriler hakkında fikrim olduğundan genel çerçevesiyle ilgili bir şey öneremeyeceğim. Aklıma şimdilik bunlar geldi.
0
protector
(26.10.15)
Ludwig Wittgenstein kitaplarina da bak.
0
1adam
(26.10.15)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.