greatviolinist
Neden eşit olmaktan korkuyoruz bu kadar?İnsanların ihtiyaçları bu kadar belli ve basitken, neden fazlasını istiyoruz?15 yıl önce insanlarla fikirlerimi paylaştığım zaman;-Şimdi yaşın küçük. -Büyüyünce anlarsın.gibi cümlelerle beni geçiştiriyorlardı.Neredeyse 30'a geldi yaş. Ama bu konuda görüşüm değ
Neden eşit olmaktan korkuyoruz bu kadar?
İnsanların ihtiyaçları bu kadar belli ve basitken, neden fazlasını istiyoruz?
15 yıl önce insanlarla fikirlerimi paylaştığım zaman;
-Şimdi yaşın küçük.
-Büyüyünce anlarsın.
gibi cümlelerle beni geçiştiriyorlardı.
Neredeyse 30'a geldi yaş. Ama bu konuda görüşüm değişmedi.
Eşit olmak neden bu kadar korkutucu.
"Ben daha çok çalışıyorum. Daha çok kazanmalıyım. X'den y'den yaşantım daha iyi olmalı" mantığı neden aşılamıyor.
Açık büfede ödediği parayı çıkarmaya çalışan amca mantığının önünde ne gibi engeller var.
Mesela Araba olayı..
Bence herkesin araba sahibi olması çok saçma!
Ben yıllardır bisiklete biniyorum. Genelde Asfaltta tek ben bindiğim için sıkıntı yaşıyorum. Herkes bisiklet sürse, toplu taşıma orgazmik seviyede olsa mesela...
Şimdi diyeceksiniz sen İstanbul'da Anakara'da otobüse bindin mi? Hem de en berbat olduğu zamanlarda bindim.
Sürekli daha erken çıktım. 5 dakika geç çıkınca evden 1 saat okuluma geç gittiğim de oldu.
Ama arzdır talebi yaratan.
Arz etmedik.
Arkasında duramadık. Araba alarak kendilerini kurtardı insanlar güya. Bir süre sonra o yol da kapandı.
Bu ülkenin yönetim şekline bakıyorum. Yönetimi yargılayan insanlara bakıyorum bir de..
Neden şikayet ediyorsunuz?
Siz bu yönetim tipine layık değil misiniz?
(siz derken ben de öyle. Sizleri suçlamıyorum)
Her şeyin en son modeline sahip olma arzusu vs..
Bence devrim birilerinin ölmesiyle, Öldürülmesiyle değil, kendindeki temel uyuşmazsızlıkları çözmekle başlar..
Bence sorun Tayyip değil.
Bence sorun bu ülkede yaşayan her birey.
E diyeceksin Amerikan oyunu, Yahudi Lobisi...
Geç arkadaşım geç...
Hepimiz zevk alıyoruz bu tarzdan...
Herkes yurtdışına gitme hayaliyle yanıp tutuşuyor. Türkiye'deki adaletsizlikten dem vurup Amerika'ya, Avrupa'ya yerleşmek ne kadar mantıklı...
Neden inadına İstanbul'da yaşıyorsun mesela?
İlçede çalışıyorum ben. Memuriyet muhabbetiyle geldim. İki yıl oldu. Bisiklet turu yaparak bir arkadaşla dağlara vurduk.
Bu anlattığım konular hakkında sohbet ediyorduk.
Tam üzerine dağların ardından bi çoban belirdi.Önüne katmış onlarca koyunu kuzuyu keçiyi... Sırtında; ince çalı çırpı,kurumuş ağaç dallar onları kötü bir iple sarmış, koca bir tomar haline getirmiş, keloğlan gibi tomara daha sağlam bir ağaç dalı tutturmuş, sırtına atmış yürüyor.
-Selamun Aleyküm.
-Aleyküm Selam.
"Yav" dedim. Direk konuya daldım;
-Mutlu musun köyde yaşamaktan?
-Hepimiz mutluyuz
-Nasıl mutlu olabiliyorsun bu kadar köylüyü koruyan yasa vs. bir şey yokken..
-Sen spor yapıyosun ya böyle hafta sonları(bisikletleri göstererek), ben her gün spor yapıyorum. Sabahın köründe çıkıyorum akşama kadar spor yapıyorum. Her şeyimizi kendimiz üretiyoruz. Hatta senden daha çok et yiyorumdur.
-Akşam napıyorsunuz peki.
-Televizyon izliyoruz.
-Yani bu tarz hayatın hiç zorluğu yok mu?
-Var tabi. Bence en zoru kız istemeye gidince oluyor.
-Neden?
-Kızın babası soruyor hemen; ne iş yapıyorsun? diye. Ulan bir iş yapsam senin kızını istemeye gelmem. Amir memur olsam, amir memur kızla evlenirim (Çok ilginçtir geçen aynı cümleleri ortopedi doktoru olmuş bir abim de kurmuştu. Mantık aynı kelimeler farklı)
-Düşünmüyor musun büyük bir şehire falan gitmeyi.
-Yooo. Orada sokağa çıkmak parayla. Adım atmak parayla. Burada acıkınca yerden cacık(bir otmuş) yolup, ekmeğin arasına(lavaş ekmek) dürer yerim. Karnımı doyururum. Şehirde öyle değil.
-Hastane işi falan olduğunda?
-İyi kötü bir arabamız var. İlçe hastanesine gideriz. Daha sıkıntı olursa Şehir merkezine bir saat bile sürmez.
Aysun Kayacı muhabbetinden sonra bir çoban yaptığım tüm felsefenin ebesine atlamıştı.
Yani şehirde yaşayan tanıdığım bir çok insan o adam kadar çözmemişti olayı. Bence vakti olmadığından.
Çok kasıyoruz kendimizi.
Mesela sorguluyorum. Takım elbise neden giyinmek zorundayız, işe daha rahat kıyafetle gitse insanlar belki verim daha çok artacak.
Ya da saçlarımızda beyazlar belirdiği zaman neden boyatma ihtiyacı duyuyoruz?
Ya da başkalarını neden sürekli abuk subuk şeylerden dolayı yargılıyoruz.
Yav neden akıllanmıyoruz?
İhtiyaçlarımıza erişmek çok zor değil.
Ama Avrupa'nın efendi insanı güzel yaşasın diye neden Afrika'da ki insan açlık çeksin. Neden zengin Amerikalılar iyi yaşasın diye, garibanlar ezilsin..
Aynı şekilde ülkemizde...
Düşünsene severek yaptığın bir iş olduğunu dünyada..
O işi para için değil de gerçekten sevdiğin için..
Ne cevherler harcanıyor bu memlekette her gün.Örneğin;
Adam canını dişine takmış. Tıp kazanmış. Altı yıl götünden ter akmış bitirmiş. Neyse Tus'u kazanmış. Uzmanlığı yapmış. İşine vakıf bir adamı üniversiteden uzaklaştırıyorsun mesela "zorunlu hizmet" adı altında. Ya tabi ki her yere hizmet gitmeli bunu yargılamıyorum ama işinde çığır açacak adamları kısırlaştırıyor bu olaylar. İki yıl bir ilçede yaşayan adam köreliyor yalan yok. Çok kişinin tecrübesiyle sabit.
Biyoloji mezunu aslan gibi bir arkadaşım var. Dünyanın en iyi insanı. Yeminle her şeyimi düşünmeden emanet edebileceğim kalitede bir adam. On iki yıl boyunca en ufak bir yamuğunu görmediğim bir adam. İş aradı durdu. Bulamadı.
Onun gibi nice fen fakültesi mezunu örneğin...
Yani bu adamlar neden kpss'ye girmek zorunda. Neden yükselemiyor işinde. Yüksek lisans demeyin ablalar abiler...
Bilimin olmadığı yer de demeyin..
Nice hukuk mezunu arkadaşımın halinden bahsetmiyorum. Adam 4 yıl hukuk okuyor bir yıl staj. Azıcık bir maaş hukuk bürosunda sürünmece. Emek sömürüsü...
Öğretmenlik.. Apayrı bir konu. Hiç girmek istemiyorum. Bir meslek bu kadar değersizleştirilebilir.
Bazen düşünüyorum. Herkese üzülüyorum. Nice potansiyeller orta okul sıralarında düzensiz bir şekilde yaprak misali savruluyor.
Başka bir konuya geçip toparlayacağım.
Yaklaşık 20,21 yıl önce ailemin durumu oldukça iyiydi. Ankara'da Bilkent Üniversitesi sahne sanatları fakültesinde, erken müzik eğitimi diye bir program vardı. Biraz yetenek, biraz masraf okula girdik.
Sadece haftasonalarında harika müzik eğitimi alıyordum. Kemana o dönem başladım. Bir kaç yıl o okulun öğrencisiydim anlayacağınız. Ama bundan daha güzeli, şu anda istesem bile tecrübe edemeyeceğim çok şeye şahit olmuştum.
O dönem Bilkent Üniversitesi yönetimi akıllılık yapıp Bilkent Senfoni Orkestrasını; Sosyalizmin bitmesiyle dağılmış Rusya'dan, Azerbaycan'dan, Özbekistan'dan müthiş yetenekleri toplayarak kurdu. Çok bilinen bir bilgi değildir aslında. Çok büyük maaşlar vermediler onlara. Lojman sağladılar kendilerine mesela, orta seviye bir ücret. Ankara'nın oksijen açısından en bol bölgesi. Hocalarımıza ilaç gibi gelmişti eminim bu teklif ki rahatlıkla geldiler.
O insanlar Müzik bölümünde okuyan insanların da hocalıklarını yaptılar. Resmen muhteşem adamlar yetişti müzik konusunda. Bugün bilenler bilir süper yetenekler hep avrupa ülkelerinde üniversite de eğitimlerine devam ettiler. Öğretim görevlisi vs. oldular.
Konuyu çok dallandırıp budaklandırmak istemiyorum ama hayatımda bir çok eğitim aldım. Paralı, parasız. Hala nette bir çok alanda eğitim videolarını vs. takip ediyorum ama. O dönem yabancı hocalardan aldığım müzik eğitiminin kalitesini hiç bir yerde bulamadım.
Kapitalist mantık yüzünden.
Öğrenirsiniz. Parasını verseniz bile hakkıyla öğrenemezsiniz. Çünkü nesne ders değil. Paradır.
Herkesin sadece işini en güzel şekilde yapacağı bir dünya çok mu uzak bilmiyorum..
Ama sürekli bizi başkalarından muhteşem hissettiren şey nedir? Neden hep bu yarışın içinde oluyoruz? gerçekten anlamıyorum.
Benim sorunum ülkemizle değil. Dünyadaki bu sistemle ilgili. Kontrolsüz bir gelişme söz konusu. Teknolojide bile güvensizlik, yediğimiz içtiğimizde bir şüphe vs..
Dünyada örnek yaşam alanları kurulabilir.(Zeitgeist deniyordu en son böyle bir şey)
Sınırların olmadığı, savaşların olmadığı, hırsın olmadığı bir dünya...
Eşit olsak çok mu kötü olur?
Okuduğunuz için çok teşekkür ederim...
not: Şahsınıza yönelik almayın yazdıklarımı. Kendimi de dahil ediyorum bu gürüha...
İnsanların ihtiyaçları bu kadar belli ve basitken, neden fazlasını istiyoruz?
15 yıl önce insanlarla fikirlerimi paylaştığım zaman;
-Şimdi yaşın küçük.
-Büyüyünce anlarsın.
gibi cümlelerle beni geçiştiriyorlardı.
Neredeyse 30'a geldi yaş. Ama bu konuda görüşüm değişmedi.
Eşit olmak neden bu kadar korkutucu.
"Ben daha çok çalışıyorum. Daha çok kazanmalıyım. X'den y'den yaşantım daha iyi olmalı" mantığı neden aşılamıyor.
Açık büfede ödediği parayı çıkarmaya çalışan amca mantığının önünde ne gibi engeller var.
Mesela Araba olayı..
Bence herkesin araba sahibi olması çok saçma!
Ben yıllardır bisiklete biniyorum. Genelde Asfaltta tek ben bindiğim için sıkıntı yaşıyorum. Herkes bisiklet sürse, toplu taşıma orgazmik seviyede olsa mesela...
Şimdi diyeceksiniz sen İstanbul'da Anakara'da otobüse bindin mi? Hem de en berbat olduğu zamanlarda bindim.
Sürekli daha erken çıktım. 5 dakika geç çıkınca evden 1 saat okuluma geç gittiğim de oldu.
Ama arzdır talebi yaratan.
Arz etmedik.
Arkasında duramadık. Araba alarak kendilerini kurtardı insanlar güya. Bir süre sonra o yol da kapandı.
Bu ülkenin yönetim şekline bakıyorum. Yönetimi yargılayan insanlara bakıyorum bir de..
Neden şikayet ediyorsunuz?
Siz bu yönetim tipine layık değil misiniz?
(siz derken ben de öyle. Sizleri suçlamıyorum)
Her şeyin en son modeline sahip olma arzusu vs..
Bence devrim birilerinin ölmesiyle, Öldürülmesiyle değil, kendindeki temel uyuşmazsızlıkları çözmekle başlar..
Bence sorun Tayyip değil.
Bence sorun bu ülkede yaşayan her birey.
E diyeceksin Amerikan oyunu, Yahudi Lobisi...
Geç arkadaşım geç...
Hepimiz zevk alıyoruz bu tarzdan...
Herkes yurtdışına gitme hayaliyle yanıp tutuşuyor. Türkiye'deki adaletsizlikten dem vurup Amerika'ya, Avrupa'ya yerleşmek ne kadar mantıklı...
Neden inadına İstanbul'da yaşıyorsun mesela?
İlçede çalışıyorum ben. Memuriyet muhabbetiyle geldim. İki yıl oldu. Bisiklet turu yaparak bir arkadaşla dağlara vurduk.
Bu anlattığım konular hakkında sohbet ediyorduk.
Tam üzerine dağların ardından bi çoban belirdi.Önüne katmış onlarca koyunu kuzuyu keçiyi... Sırtında; ince çalı çırpı,kurumuş ağaç dallar onları kötü bir iple sarmış, koca bir tomar haline getirmiş, keloğlan gibi tomara daha sağlam bir ağaç dalı tutturmuş, sırtına atmış yürüyor.
-Selamun Aleyküm.
-Aleyküm Selam.
"Yav" dedim. Direk konuya daldım;
-Mutlu musun köyde yaşamaktan?
-Hepimiz mutluyuz
-Nasıl mutlu olabiliyorsun bu kadar köylüyü koruyan yasa vs. bir şey yokken..
-Sen spor yapıyosun ya böyle hafta sonları(bisikletleri göstererek), ben her gün spor yapıyorum. Sabahın köründe çıkıyorum akşama kadar spor yapıyorum. Her şeyimizi kendimiz üretiyoruz. Hatta senden daha çok et yiyorumdur.
-Akşam napıyorsunuz peki.
-Televizyon izliyoruz.
-Yani bu tarz hayatın hiç zorluğu yok mu?
-Var tabi. Bence en zoru kız istemeye gidince oluyor.
-Neden?
-Kızın babası soruyor hemen; ne iş yapıyorsun? diye. Ulan bir iş yapsam senin kızını istemeye gelmem. Amir memur olsam, amir memur kızla evlenirim (Çok ilginçtir geçen aynı cümleleri ortopedi doktoru olmuş bir abim de kurmuştu. Mantık aynı kelimeler farklı)
-Düşünmüyor musun büyük bir şehire falan gitmeyi.
-Yooo. Orada sokağa çıkmak parayla. Adım atmak parayla. Burada acıkınca yerden cacık(bir otmuş) yolup, ekmeğin arasına(lavaş ekmek) dürer yerim. Karnımı doyururum. Şehirde öyle değil.
-Hastane işi falan olduğunda?
-İyi kötü bir arabamız var. İlçe hastanesine gideriz. Daha sıkıntı olursa Şehir merkezine bir saat bile sürmez.
Aysun Kayacı muhabbetinden sonra bir çoban yaptığım tüm felsefenin ebesine atlamıştı.
Yani şehirde yaşayan tanıdığım bir çok insan o adam kadar çözmemişti olayı. Bence vakti olmadığından.
Çok kasıyoruz kendimizi.
Mesela sorguluyorum. Takım elbise neden giyinmek zorundayız, işe daha rahat kıyafetle gitse insanlar belki verim daha çok artacak.
Ya da saçlarımızda beyazlar belirdiği zaman neden boyatma ihtiyacı duyuyoruz?
Ya da başkalarını neden sürekli abuk subuk şeylerden dolayı yargılıyoruz.
Yav neden akıllanmıyoruz?
İhtiyaçlarımıza erişmek çok zor değil.
Ama Avrupa'nın efendi insanı güzel yaşasın diye neden Afrika'da ki insan açlık çeksin. Neden zengin Amerikalılar iyi yaşasın diye, garibanlar ezilsin..
Aynı şekilde ülkemizde...
Düşünsene severek yaptığın bir iş olduğunu dünyada..
O işi para için değil de gerçekten sevdiğin için..
Ne cevherler harcanıyor bu memlekette her gün.Örneğin;
Adam canını dişine takmış. Tıp kazanmış. Altı yıl götünden ter akmış bitirmiş. Neyse Tus'u kazanmış. Uzmanlığı yapmış. İşine vakıf bir adamı üniversiteden uzaklaştırıyorsun mesela "zorunlu hizmet" adı altında. Ya tabi ki her yere hizmet gitmeli bunu yargılamıyorum ama işinde çığır açacak adamları kısırlaştırıyor bu olaylar. İki yıl bir ilçede yaşayan adam köreliyor yalan yok. Çok kişinin tecrübesiyle sabit.
Biyoloji mezunu aslan gibi bir arkadaşım var. Dünyanın en iyi insanı. Yeminle her şeyimi düşünmeden emanet edebileceğim kalitede bir adam. On iki yıl boyunca en ufak bir yamuğunu görmediğim bir adam. İş aradı durdu. Bulamadı.
Onun gibi nice fen fakültesi mezunu örneğin...
Yani bu adamlar neden kpss'ye girmek zorunda. Neden yükselemiyor işinde. Yüksek lisans demeyin ablalar abiler...
Bilimin olmadığı yer de demeyin..
Nice hukuk mezunu arkadaşımın halinden bahsetmiyorum. Adam 4 yıl hukuk okuyor bir yıl staj. Azıcık bir maaş hukuk bürosunda sürünmece. Emek sömürüsü...
Öğretmenlik.. Apayrı bir konu. Hiç girmek istemiyorum. Bir meslek bu kadar değersizleştirilebilir.
Bazen düşünüyorum. Herkese üzülüyorum. Nice potansiyeller orta okul sıralarında düzensiz bir şekilde yaprak misali savruluyor.
Başka bir konuya geçip toparlayacağım.
Yaklaşık 20,21 yıl önce ailemin durumu oldukça iyiydi. Ankara'da Bilkent Üniversitesi sahne sanatları fakültesinde, erken müzik eğitimi diye bir program vardı. Biraz yetenek, biraz masraf okula girdik.
Sadece haftasonalarında harika müzik eğitimi alıyordum. Kemana o dönem başladım. Bir kaç yıl o okulun öğrencisiydim anlayacağınız. Ama bundan daha güzeli, şu anda istesem bile tecrübe edemeyeceğim çok şeye şahit olmuştum.
O dönem Bilkent Üniversitesi yönetimi akıllılık yapıp Bilkent Senfoni Orkestrasını; Sosyalizmin bitmesiyle dağılmış Rusya'dan, Azerbaycan'dan, Özbekistan'dan müthiş yetenekleri toplayarak kurdu. Çok bilinen bir bilgi değildir aslında. Çok büyük maaşlar vermediler onlara. Lojman sağladılar kendilerine mesela, orta seviye bir ücret. Ankara'nın oksijen açısından en bol bölgesi. Hocalarımıza ilaç gibi gelmişti eminim bu teklif ki rahatlıkla geldiler.
O insanlar Müzik bölümünde okuyan insanların da hocalıklarını yaptılar. Resmen muhteşem adamlar yetişti müzik konusunda. Bugün bilenler bilir süper yetenekler hep avrupa ülkelerinde üniversite de eğitimlerine devam ettiler. Öğretim görevlisi vs. oldular.
Konuyu çok dallandırıp budaklandırmak istemiyorum ama hayatımda bir çok eğitim aldım. Paralı, parasız. Hala nette bir çok alanda eğitim videolarını vs. takip ediyorum ama. O dönem yabancı hocalardan aldığım müzik eğitiminin kalitesini hiç bir yerde bulamadım.
Kapitalist mantık yüzünden.
Öğrenirsiniz. Parasını verseniz bile hakkıyla öğrenemezsiniz. Çünkü nesne ders değil. Paradır.
Herkesin sadece işini en güzel şekilde yapacağı bir dünya çok mu uzak bilmiyorum..
Ama sürekli bizi başkalarından muhteşem hissettiren şey nedir? Neden hep bu yarışın içinde oluyoruz? gerçekten anlamıyorum.
Benim sorunum ülkemizle değil. Dünyadaki bu sistemle ilgili. Kontrolsüz bir gelişme söz konusu. Teknolojide bile güvensizlik, yediğimiz içtiğimizde bir şüphe vs..
Dünyada örnek yaşam alanları kurulabilir.(Zeitgeist deniyordu en son böyle bir şey)
Sınırların olmadığı, savaşların olmadığı, hırsın olmadığı bir dünya...
Eşit olsak çok mu kötü olur?
Okuduğunuz için çok teşekkür ederim...
not: Şahsınıza yönelik almayın yazdıklarımı. Kendimi de dahil ediyorum bu gürüha...
0
okumadım, çünkü yapmam gereken bir sürü iş var. Ancak eşitlikle ilgili ana soruyu söyleyeyim: eşitlikten anlaşılan ne? Çünkü işin içine hakkaniyet, etik, adalet, potansiyel gibi kavramlar da giriyor. Üstelik bunların hepsi birer kavram ve çeşitli sosyal mücadeleler ile ne anlama geldikleri belirleniyor. Bu sorunun gerçekten zor bir soru olduğunu antik yunan filozoflarını okuyarak anlayabilirsin(onlar bu soruya baya kafa yormuşlar. bir de aydınlanma düşünürleri gibi "insan eşittir" soyut düşüncesini sunarak düşünmekten kaçmamışlar).
Maalesef, hadi eşit olalım gibi kolay bir şey söz konusu değil.
Maalesef, hadi eşit olalım gibi kolay bir şey söz konusu değil.
0
Kötü olmak bir yana, ideal dünya olur. Ama çoğunluğun işine gelmeyeceğinden gerçekleşmez.
Aslında herkesin sorgulaması gereken bi' konu bu ama sizin de belirttiğiniz ''büyüyünce anlarsın.'' olayının altında yatan şey şu: kabullenmek. Ama kabullenmek zorunda mıyız? Çoğunluğa bakarsak: evet!
Bugün, 2015 yılında, çıkarcı çoğunluğun hüküm sürdüğü ve algıları yönettiği bir dünyada yaşıyoruz. Toplum yargılarını reddedenlerin, paraya değer vermeyenlerin, sorgulayanların, hayalperestlerin, lükse/tüketime burun kıvıranların ve yaşamak için yalnızca mütevazı bir hayata ihtiyacı olanların, tek bir insanı dünyanın bütün topraklarına değişmeyeceklerin, yani kısaca modern/kapitalist topluma tutunamayanların mevcut düzen üzerinde hiçbir etkisi yok; olamıyor. Bu insanlar kalabalığın arasında kaynayıp giderken, diğerlerinin[mevcut düzenden şikayet etmeyi reddedenlerin] hepimizin eşit ve çıkardan bağımsız yaşayabileceğine dair umudu yok.
Eşitliğin mümkün olmayacağını çünkü insanın özünde çıkar/para/mevki/menfaat olduğunu savunanlar, tutumlarından vazgeçip hırslarını bir kenara bırakabilselerdi şuan çok daha iyi bir dünyada yaşar, en azından kendimize küçük de olsa masum bir dünya yaratabilirdik.
Ama maalesef realite öyle değil.
Bahsettiğimiz 'masum dünya'yı yaratmak için 'iyi' insanlara ihtiyaç var ve insanın doğuştan mı iyi olduğu yoksa sonradan öğrenilen bir şey mi olduğu sorunuyla birlikte tamamen derin felsefeye dalmış oluyoruz.
Bana göre, Ahmet'e, Mehmet'e, Ayşe'ye göre başka bir dünyanın mümkün olması o başka dünyayı yaratma gücüne sahip olmuyor maalesef.
Kolektif bir bilince, eyleme ihtiyacımız var. Bu konuda ne yapabiliriz peki? Hiçbir fikrim yok.
Aslında herkesin sorgulaması gereken bi' konu bu ama sizin de belirttiğiniz ''büyüyünce anlarsın.'' olayının altında yatan şey şu: kabullenmek. Ama kabullenmek zorunda mıyız? Çoğunluğa bakarsak: evet!
Bugün, 2015 yılında, çıkarcı çoğunluğun hüküm sürdüğü ve algıları yönettiği bir dünyada yaşıyoruz. Toplum yargılarını reddedenlerin, paraya değer vermeyenlerin, sorgulayanların, hayalperestlerin, lükse/tüketime burun kıvıranların ve yaşamak için yalnızca mütevazı bir hayata ihtiyacı olanların, tek bir insanı dünyanın bütün topraklarına değişmeyeceklerin, yani kısaca modern/kapitalist topluma tutunamayanların mevcut düzen üzerinde hiçbir etkisi yok; olamıyor. Bu insanlar kalabalığın arasında kaynayıp giderken, diğerlerinin[mevcut düzenden şikayet etmeyi reddedenlerin] hepimizin eşit ve çıkardan bağımsız yaşayabileceğine dair umudu yok.
Eşitliğin mümkün olmayacağını çünkü insanın özünde çıkar/para/mevki/menfaat olduğunu savunanlar, tutumlarından vazgeçip hırslarını bir kenara bırakabilselerdi şuan çok daha iyi bir dünyada yaşar, en azından kendimize küçük de olsa masum bir dünya yaratabilirdik.
Ama maalesef realite öyle değil.
Bahsettiğimiz 'masum dünya'yı yaratmak için 'iyi' insanlara ihtiyaç var ve insanın doğuştan mı iyi olduğu yoksa sonradan öğrenilen bir şey mi olduğu sorunuyla birlikte tamamen derin felsefeye dalmış oluyoruz.
Bana göre, Ahmet'e, Mehmet'e, Ayşe'ye göre başka bir dünyanın mümkün olması o başka dünyayı yaratma gücüne sahip olmuyor maalesef.
Kolektif bir bilince, eyleme ihtiyacımız var. Bu konuda ne yapabiliriz peki? Hiçbir fikrim yok.
0
okudum yazdıklarınızı.bu kavram karmaşalarını eşit olup olmama ya da olsak kötü mü olur sorusuna cevap vermekle çözemeyiz.eşitlikten kastınız aynı durumda olan insanların aynı muamele görmesi mi?farklı durumda olsalar bile aynı muamele görmesi mi?yoksa temel ihtiyaçlar baz alınarak lüks olmadan kurulan ütopyalarda zaten eşitlik sağlanacaktır düşüncesinden mi yola çıkıyorsunuz?
sorunuza cevap vereyim hiç de kötü olmaz.ama insanların eşitlik konusunda ortak bir kanıya varmaları lazım,yoksa eşit olduğunu düşünmeyen insanlardan oluşan bir toplumda yine sakatlıklar olur.şimdiki gibi.
sorunuza cevap vereyim hiç de kötü olmaz.ama insanların eşitlik konusunda ortak bir kanıya varmaları lazım,yoksa eşit olduğunu düşünmeyen insanlardan oluşan bir toplumda yine sakatlıklar olur.şimdiki gibi.
0
eşitlik iyi de kardeş. ırklar olunca işin içinde iş değişiyor. sosyal eşitlik için sosyal devlet lazım. para kazanma yarışı ve aç gözlülük, yani benimki onunkinden bir fazla olsun isteği oldukça eşit falan olamayız. ben de istiyorum eşitlik ama olmuyo. bana yumruk atan polisi şikayet ettiğim zaman bana ceza verildi. nasıl eşit olucaz. mantıksal ve ırksal olarak türkiye halklarının çoğu eşitliğe asla müsait değil.
0
çok dolmuşsun sen.
Başkalarını kontrol edemezsin, işin özü bu sadece kendini kontrol edebilirsin. o açıdan relax.
Başkalarını kontrol edemezsin, işin özü bu sadece kendini kontrol edebilirsin. o açıdan relax.
0
siradisi00
Şimdi şu ara tv'yi açınca gördüğümüz; kırgızistan'da nevruz kutlamaları, türkmenistan'da kutlamalar, azerbaycan'da...1. nevruz gerçekten türk bayramı mıydı? 2. PKK 80'lerde ortaya çıkmış bir oluşum. atıyorum 1960'ta da türkler nevruzu kutlar mıydı? Türkiye / Azerbaycan falan?3. Kürtler ne zamandan b
Şimdi şu ara tv'yi açınca gördüğümüz; kırgızistan'da nevruz kutlamaları, türkmenistan'da kutlamalar, azerbaycan'da...
1. nevruz gerçekten türk bayramı mıydı?
2. PKK 80'lerde ortaya çıkmış bir oluşum. atıyorum 1960'ta da türkler nevruzu kutlar mıydı? Türkiye / Azerbaycan falan?
3. Kürtler ne zamandan beri nevruz kutluyor? Mesela 1930'larda kürtler nevruz kutlar mıydı? Türkiye'de ya da İran'da?
Kimin bayramıydı lan bu nevruz? :D
1. nevruz gerçekten türk bayramı mıydı?
2. PKK 80'lerde ortaya çıkmış bir oluşum. atıyorum 1960'ta da türkler nevruzu kutlar mıydı? Türkiye / Azerbaycan falan?
3. Kürtler ne zamandan beri nevruz kutluyor? Mesela 1930'larda kürtler nevruz kutlar mıydı? Türkiye'de ya da İran'da?
Kimin bayramıydı lan bu nevruz? :D
0
"Kâşgarlı Mahmud’un verdiği bilgiye göre Türklerin on iki hayvanlı takvimi bugün kullanmakta olduğumuz takvimdeki 21 Mart günü ile başlamaktadır. En eski dönemlerden bu yana Türklerin kutladığı Nevruz, on iki hayvanlı Türk takvimine göre yeni yılın başlangıcıdır. Bugün de Türk dünyasında ve içinde bulunduğumuz coğrafyada Türkler ve çeşitli topluluklar tarafından Nevruz’un kutlanması devam etmektedir. Farsça kökenli Nevruz nev ‘yeni’ ve ruz ‘gün’ sözlerinden oluşmaktadır. Türk dünyasında Nevruz adının ve bu adın çeşitli biçimlerinin yanı sıra yanı kün, yeni gün, ergene kün, ulustun ulu küni gibi karşılıkları da bulunmaktadır. Türkiye Türkçesinde de halk ağzında sultan nevruz, navrız, gün dönümü gibi sözler kullanılmaktadır.
Kâşgarlı Mahmud’un Divanü Lugati’t-Türk’te nayruz diye yazdığı sözcük Nevruz’dan başka bir şey değildir. Bu kayıt Türklerin kendi takvimlerine göre yeni yılın başlangıcı olan 21 Mart gününü binlerce yıldır kutladığını göstermektedir."
Kâşgarlı Mahmud’un Divanü Lugati’t-Türk’te nayruz diye yazdığı sözcük Nevruz’dan başka bir şey değildir. Bu kayıt Türklerin kendi takvimlerine göre yeni yılın başlangıcı olan 21 Mart gününü binlerce yıldır kutladığını göstermektedir."
0
1) nevruz, nowruz arkaik Pers bayramı asıl olarak.
Pers kültürel alanı etrafındakiler bir şekilde bu geleneğe dahil olmuşlar, sahiplenmişler ve kendilerine alırken üzerinde oynamalar, katkılar da yapmışlar.
2) evet.
3) newroz (Kürtler'in nowruz türevlendirmesi) yüzyıllar öncesinde de vardı. 1940ların sonu ile birlikte, Kürt ulusunun ve onun kültürünün inşasının parçası olmaya başladı.
Pers kültürel alanı etrafındakiler bir şekilde bu geleneğe dahil olmuşlar, sahiplenmişler ve kendilerine alırken üzerinde oynamalar, katkılar da yapmışlar.
2) evet.
3) newroz (Kürtler'in nowruz türevlendirmesi) yüzyıllar öncesinde de vardı. 1940ların sonu ile birlikte, Kürt ulusunun ve onun kültürünün inşasının parçası olmaya başladı.
0
Nevruz, her toplumda yer alan baharı kutlama şenliklerine bir örnektir. Birbirlerinden haberleri dahi olmayan topluluklar bile kutlamaktadır. Elbette ismi farklılık gösterir. En ilkel insan topluluklarında bile bulunur. Herhangi bir topluma ait sanmak bilgisizlik ve araştırmama örneğidir.
0
Sellim
Ben türk vatandaşlığından çıkıp örneğin ingiltere ya da yunanistan vatandaşı olabiliyor muyum? Ya da çifte vatandaşlık mümkün müdür? Bunlarla ilgili nerden bilgi alabilirim? Çifte vatandaşlık şartları nelerdir?
Ben türk vatandaşlığından çıkıp örneğin ingiltere ya da yunanistan vatandaşı olabiliyor muyum? Ya da çifte vatandaşlık mümkün müdür? Bunlarla ilgili nerden bilgi alabilirim? Çifte vatandaşlık şartları nelerdir?
0
sorduğunuz soru o kadar geniş ki, hangi ülkede ne süredir hangi sebeple yaşıyorsunuz vs. bir sürü etken var. genel anlamda türkiye çifte vatandaşlığa izin veriyor, vatandaşı olacağınız ülke de izin veriyorsa çifte vatandaş olabilirsiniz.
yukarıdaki arama kısmına çifte vatandaşlık yazarsanız sürüsüyle soru ve cevap çıkıyor, duyuruya sormadan önce oraya göz atarsanız çok daha aydınlatıcı olur.
yukarıdaki arama kısmına çifte vatandaşlık yazarsanız sürüsüyle soru ve cevap çıkıyor, duyuruya sormadan önce oraya göz atarsanız çok daha aydınlatıcı olur.
0
Turkiye cifte vatandasligi kabul etmiyor. En iyi ihtimalle mavi kartli olabilirsin ancak bunun icin gecerli bir sebebin olmasi lazim. Cikarken gecerli bir sebep sunmazsan; cikmak yerine atilmis olursun ve tc vatandisligina dair butun haklarini kaybedersin.
Bircok ulkede, vatandas olabilmen icin o ulkede dogmus olman ya da anne/babanin o ulke vatandasi olmasi gerekiyor.
İzleyebilecegin tek yol gocmenlik basvurusu
Bircok ulkede, vatandas olabilmen icin o ulkede dogmus olman ya da anne/babanin o ulke vatandasi olmasi gerekiyor.
İzleyebilecegin tek yol gocmenlik basvurusu
0
türkiye çifte vatandaşlığı kabul ediyor gayet. bir sürü çifte vatandaşlığı olan insan tanıyorum.
www.nvi.gov.tr
www.nvi.gov.tr
0
çok nitelikli bir adam değilsen veya çok paran yoksa kimse almaz seni vatandaş matandaş. ayrıca ingiltere de gerçekten kollarını açmış bir başka türk vatandaşını bekliyodu.
umarım defolur gidersiniz şu ülkeden de biter şu tatava.
umarım defolur gidersiniz şu ülkeden de biter şu tatava.
0
çifte vatandaşlık durumlarını araştır. yoksa başka bir ülke vatandaşı değilken tc vatandaşlığından çıkamazsın. bir başka ülkeye vatandaşlığın olması lazım ve bunun için de o ülkeye gidip biraz masraf yapman gerekiyor. nüfus müdürlüğüne gidip bakabilirsin
0
türkiye çifte vatandaşlığı destekliyor elbette. çünkü belirli bir süre sonra gurbetçilerin ister istemez avrupa ülkelerinden yana seçimlerini yapacakları kesin. bu da türkiye'nin işine gelmiyor doğal olarak.
0
she was my baby
Hanım koş anket var.
Hanım koş anket var.
0
ankara ve van kedisini tek geçerim. Hem karakterleri güzel, hem de çok sevimli pçler.
0
kedileri dış görünüşlerine göre değerlendirmiyorum ama öyle bir seçim yap, dış görünüş olarak en beğendiğin hangisi derseniz bengal kedisi
www.google.com.tr
www.google.com.tr
0
hayaletin garip huylari
efendim mağarada olur, karlı tepelerde olur, klostrofobik mekanlarda olur. böyle filmler var mı bildiğiniz? aksiyon değil ama gerilim olsun. on iki kızgın adam'daki gibi tartışmalı falan. birbirine girmeli. size güveniyorum.
efendim mağarada olur, karlı tepelerde olur, klostrofobik mekanlarda olur. böyle filmler var mı bildiğiniz? aksiyon değil ama gerilim olsun. on iki kızgın adam'daki gibi tartışmalı falan. birbirine girmeli.
size güveniyorum.
size güveniyorum.
0
0
buried ve fermat's room dışındakileri de izledim sağ olun.
abi speys odisey'i bu kategoriye soktun ya helal olsun.
abi speys odisey'i bu kategoriye soktun ya helal olsun.
0
scream serisi
www.imdb.com
the texas chainsaw massacre
www.imdb.com
the people under the stairs
www.imdb.com
annecim.
www.imdb.com
the texas chainsaw massacre
www.imdb.com
the people under the stairs
www.imdb.com
annecim.
0
0
İlk 2 sezon içerisindeki bölümlerden birinde kyle koşarken iki spikerden biri şöyle bir sunum yapıyodu: 2. Dünya savaşundan bu yana böylesine koşan bir yahudi görmemiştim. (gibi birşeydi.) bölüm numarasını hatırlayan var mı?
İlk 2 sezon içerisindeki bölümlerden birinde kyle koşarken iki spikerden biri şöyle bir sunum yapıyodu:
2. Dünya savaşundan bu yana böylesine koşan bir yahudi görmemiştim. (gibi birşeydi.) bölüm numarasını hatırlayan var mı?
2. Dünya savaşundan bu yana böylesine koşan bir yahudi görmemiştim. (gibi birşeydi.) bölüm numarasını hatırlayan var mı?
0
comptrol
Siyahiler ne yapiyor da toplum disliyor?Mesela soyle tatsiz bir video var, bu tur saldirilari sadece (cogunlukla) siyahiler mi yapiyor?http://www.liveleak.com/view?i=b10_1426395873Ya da onuargi yok da, bu siyahiler "magdurum da magdurum" ayagi mi yapiyorlar?
Siyahiler ne yapiyor da toplum disliyor?
Mesela soyle tatsiz bir video var, bu tur saldirilari sadece (cogunlukla) siyahiler mi yapiyor?
www.liveleak.com
Ya da onuargi yok da, bu siyahiler "magdurum da magdurum" ayagi mi yapiyorlar?
Mesela soyle tatsiz bir video var, bu tur saldirilari sadece (cogunlukla) siyahiler mi yapiyor?
www.liveleak.com
Ya da onuargi yok da, bu siyahiler "magdurum da magdurum" ayagi mi yapiyorlar?
0
şöyle komik bir videoyla cevap vereyim :)
vine.co
ama esasen kafatasçı zihniyetin kendisinden farklı olanları dışlamasından kaynaklanan bir durum.
vine.co
ama esasen kafatasçı zihniyetin kendisinden farklı olanları dışlamasından kaynaklanan bir durum.
0
Sour, bir kere de sorumun icine etmesen? Siyahiler siyah eenge sahip olmak disinda ne yapmis? Bu gosterilen siddet egilimi olculmus mu? Ayrica siyahiler gunumuzde hala ayrimciliga ugruyor mu yoksa sozde bir soylem mi?
0
Siyahların, en baştaki tek suçu siyah olmaktır. İnsanların dış görünüş ve kıyafetlerine göre kodlanması ayrımcılığın ilk hareketidir. Bir toplulukta ayrımcılığa uğramak için siyah olmaları yeterlidir bu nedenle.
Günümüzde Abd'de siyahlar arasındaki suç oranı çok yüksek. Ama iş bu kadar basit değil. Bunun iki sebebi var. İlk olarak, Kafka'nın gösterdiği gibi, bir suçu yaratan suçun maddi varlığından ziyade kişinin suçlu olduğuna inanılmasıdır. İkinci olarak da maruz kaldıkları gettolaşma ve şehir merkezinin nimetleriden dışlanmaları bu oranı yükseltmekte.
Siyahiler abd'de hala büyük bir ayrımcılığa uğruyor. Abd Türkiye gibi bir ülke değil. Başkan siyahi olduğu için herkesin siyahlara eşit davranmasını sağlamak gibi bir gücü yok.
Günümüzde Abd'de siyahlar arasındaki suç oranı çok yüksek. Ama iş bu kadar basit değil. Bunun iki sebebi var. İlk olarak, Kafka'nın gösterdiği gibi, bir suçu yaratan suçun maddi varlığından ziyade kişinin suçlu olduğuna inanılmasıdır. İkinci olarak da maruz kaldıkları gettolaşma ve şehir merkezinin nimetleriden dışlanmaları bu oranı yükseltmekte.
Siyahiler abd'de hala büyük bir ayrımcılığa uğruyor. Abd Türkiye gibi bir ülke değil. Başkan siyahi olduğu için herkesin siyahlara eşit davranmasını sağlamak gibi bir gücü yok.
0
türkiye'de kürtlere niye varsa abd'de de o yüzden var. hırsızlık, adam öldürmek, yaralamak, taciz, tecavüz, dolandırıcılık hepsi var adamlarda.
0
Sour, ilk video framing yapmis. Beyaz cocuk sohbete giriyor, digeri dogruca para istiyor, Ki sample sayisi da az, 1 kisi.
Diger video da yine sadece ovservational study yapilmis, yani neden cocuklarin o secimleri yaptigi soylenemez. Mesela, neden siyahi cocuk kotu diye sorsalardi ve denek de "cunku onlar daha saldirgan oluyorlar, bully yapiyorlar" filan deseydi, bu secimin sebebini siyah ailelerdeki cocuklarin siddet gormesi/siddete tesvik edilmesi filan diye yorumlayabilirdik.
Ki o deneyin benzerinde bir cocuk oyle diyor:
youtu.be
burada basinin da cizdigi kotu siyahi profili olabilir ama o video association disinda bir sey kanitlamaz. Her siddetin sebebinin de yoksulluk oldugunu soylemek yanlis, belki kulturleri bunu tetikliyordur, zengin oslalar bile yine hircin davranmaya devam edebiliyorlardir vs.
Diger video da yine sadece ovservational study yapilmis, yani neden cocuklarin o secimleri yaptigi soylenemez. Mesela, neden siyahi cocuk kotu diye sorsalardi ve denek de "cunku onlar daha saldirgan oluyorlar, bully yapiyorlar" filan deseydi, bu secimin sebebini siyah ailelerdeki cocuklarin siddet gormesi/siddete tesvik edilmesi filan diye yorumlayabilirdik.
Ki o deneyin benzerinde bir cocuk oyle diyor:
youtu.be
burada basinin da cizdigi kotu siyahi profili olabilir ama o video association disinda bir sey kanitlamaz. Her siddetin sebebinin de yoksulluk oldugunu soylemek yanlis, belki kulturleri bunu tetikliyordur, zengin oslalar bile yine hircin davranmaya devam edebiliyorlardir vs.
0
mesglsn sanirm bn yatiyrm
renkliden kastım yeşil, kırmızı, sarı falan işte. neden önyargı var bu pantolonlara karşı? sözlükte falan da ayrı başlık açılmış, millet döktürmüş: https://eksisozluk.com/renkli-pantolon-giyen-erkek--3359498aynı şey küpe takan erkek için de geçerli: https://eksisozluk.com/kupe-takan-erkek--2368258bu
renkliden kastım yeşil, kırmızı, sarı falan işte. neden önyargı var bu pantolonlara karşı? sözlükte falan da ayrı başlık açılmış, millet döktürmüş: eksisozluk.com
aynı şey küpe takan erkek için de geçerli: eksisozluk.com
bu önyargılar neden var? neden ha?
aynı şey küpe takan erkek için de geçerli: eksisozluk.com
bu önyargılar neden var? neden ha?
0
Cunku elestirenler o kadar cesur degil. O pantolonu giyecek o kupeyi takacak kadar guvenmiyor kendine.
Elalem ne der es dost ne dusunur toplumun bakis acisi ne olur hep kafasinda bunlar oldugundan kendisi yapamiyor yapana da bok atiyor.
Geneli boyle diyelim farkli nedenlerle onyargili olanlar da vardir mutlaka.
Elalem ne der es dost ne dusunur toplumun bakis acisi ne olur hep kafasinda bunlar oldugundan kendisi yapamiyor yapana da bok atiyor.
Geneli boyle diyelim farkli nedenlerle onyargili olanlar da vardir mutlaka.
0
sana yakışmamış küpe" veya "kırmızı pantolon pek olmamış gibi sana" dese sıkıntı yok. "erkek adam küpe takar mı", "erkek adam renkli pantolon giyer mi" moduna girmelerinin sebebini çözemiyorum. nedir bu erkek adam? ne yapması, ne yapmaması gerekiyor, bir kitabı var mı bunun? standartları kim belirliyor? küpe ve renkli pantolon ne zamandan beri kadın standardı mesela? bir pembe tişörtten ne farkı var mesela kırmızı pantolonun? çok merak ediyorum gerçekten.
0
Hem birkaç küpem var hem de renkli pantolon sık giyerim. Şimdiye kadar hiç ters bir yorumla karşılaşmadım. Attığın linklere bakmasam, bu önyargı geçmişte kaldı derdim. Görünce şaşırdım.
0
ya yapmayın abi, gerçekten çok komik duruyor. küpe takanda sorun yok ama özellikle kırmızı, sarı pantoln falan, hakikaten komik duruyor ya.
0
ben karşı cinsiniz olarak kadın gözüyle söyleyeyim baylar,
hepimiz icgudusel olarak hormonlarimizi ayaga kaldiran, "ciftlessek" birlikte en guzel bebeleri yapacagimiz adamlara yoneliriz. bu adam da evrimin gerektirdigi sekilde erkeksi kaliplara uygun olmalidir, dimi?
mesela siz erkeklerin buyuk gogus genis kalca sevmesi bundan.
mesela erkek gibi giyinen kadin sevmemeniz, cilveli disilere gonlunuzu vermeniz yine bundan
biz de ister istemez en erkek gibi görünene yönelmek eğilimindeyiz. kafamızdaki ideal güçlü erkek şemasında da renkli pantolon giyen erkek yok, çünkü bu günümüz anlayışıyla kadına mahsus bişey, kadının yaptığı şeyi erkek yapınca biz error veriyoruz
ha mesela tarihteki güçlü erkekler kırmızı pantolonla gezmeleriyle ünlü olsalardı, kırmızı pantolonu seksi bulacak siyah giyene "ıyy" diyecektik
hep içgüdü işte
siz bol pantolon bol gömlekli spor ayakkabılı kadınları beğeniyo musunuz? onun gibi.
hepimiz icgudusel olarak hormonlarimizi ayaga kaldiran, "ciftlessek" birlikte en guzel bebeleri yapacagimiz adamlara yoneliriz. bu adam da evrimin gerektirdigi sekilde erkeksi kaliplara uygun olmalidir, dimi?
mesela siz erkeklerin buyuk gogus genis kalca sevmesi bundan.
mesela erkek gibi giyinen kadin sevmemeniz, cilveli disilere gonlunuzu vermeniz yine bundan
biz de ister istemez en erkek gibi görünene yönelmek eğilimindeyiz. kafamızdaki ideal güçlü erkek şemasında da renkli pantolon giyen erkek yok, çünkü bu günümüz anlayışıyla kadına mahsus bişey, kadının yaptığı şeyi erkek yapınca biz error veriyoruz
ha mesela tarihteki güçlü erkekler kırmızı pantolonla gezmeleriyle ünlü olsalardı, kırmızı pantolonu seksi bulacak siyah giyene "ıyy" diyecektik
hep içgüdü işte
siz bol pantolon bol gömlekli spor ayakkabılı kadınları beğeniyo musunuz? onun gibi.
0
Bu eklemeyi yapmak farz oldu.
Çeşitli kıyafetlerin kimlik yaratımında katı rol teşkil etmediğine inanan bir kişi olarak şunu söyleyeyim: yaptığınız kıyafet ve renk ayrımları kadın-erkek eşitsizliğini sürekli yeniden üretmekte. Hani soruyorlar ya; Türkiye neden bu kadar ayrımcı ve şiddet içeriyor? En büyük sebebi insanları belli başlı kıyafet kodları içine sokup, o kodların içinde kalana 'hak ettiği' gibi davranma çabası. Eğlenerek savunduğunuz bu düşüncenin, toplumun temel yapı taşlarından birisi olduğunda sebep olduğu taciz, tecavüz ve şiddeti görmekten acizsiniz. Bu eleştirilerin kadınlardan gelmesi de, kadınlar adına üzücü bir durum. Tamam, toplum içinde gücüyle ön plana çıkmaya(bodycileri kastetmiyorum kesinlikle) yani şiddeti hayatının merkezi yapmış kişiyle birlikte ol o zaman. Evrim gereği böyle olması gerekiyormuş ya, onun altında hem psikolojik hem de fiziki olarak ezilirsin bir güzel. Eee, evrim bunu gerektiriyor.
İkinci olarak şunu söyleyeyim. Birisi gelmiş evrimden yola çıkmış. Sanırım 'dil felsefesi' denen kavramdan bir haber. Dilin kullanımı ile Kültür alanına girmiş bir insandan, salt biçimde evrimsel içgüdüleri beklemek çok komik oluyor. Bilinçdışının olduğu ortamda, evrimsel içgüdüler bir tık geri planda kalmakta. Anlamlandırmadan kaynaklanan gözlük ile dünyaya bakıldığında, evrimsel 'gerçeklerin' esamesi okunmamakta. Dikkatli bir gözlemle bu fark edilebilir. Erkeklerin ve kadınların hoşlandığı biçimler kültürel olarak zaman-mekan içinde değişmektedir.
Çeşitli kıyafetlerin kimlik yaratımında katı rol teşkil etmediğine inanan bir kişi olarak şunu söyleyeyim: yaptığınız kıyafet ve renk ayrımları kadın-erkek eşitsizliğini sürekli yeniden üretmekte. Hani soruyorlar ya; Türkiye neden bu kadar ayrımcı ve şiddet içeriyor? En büyük sebebi insanları belli başlı kıyafet kodları içine sokup, o kodların içinde kalana 'hak ettiği' gibi davranma çabası. Eğlenerek savunduğunuz bu düşüncenin, toplumun temel yapı taşlarından birisi olduğunda sebep olduğu taciz, tecavüz ve şiddeti görmekten acizsiniz. Bu eleştirilerin kadınlardan gelmesi de, kadınlar adına üzücü bir durum. Tamam, toplum içinde gücüyle ön plana çıkmaya(bodycileri kastetmiyorum kesinlikle) yani şiddeti hayatının merkezi yapmış kişiyle birlikte ol o zaman. Evrim gereği böyle olması gerekiyormuş ya, onun altında hem psikolojik hem de fiziki olarak ezilirsin bir güzel. Eee, evrim bunu gerektiriyor.
İkinci olarak şunu söyleyeyim. Birisi gelmiş evrimden yola çıkmış. Sanırım 'dil felsefesi' denen kavramdan bir haber. Dilin kullanımı ile Kültür alanına girmiş bir insandan, salt biçimde evrimsel içgüdüleri beklemek çok komik oluyor. Bilinçdışının olduğu ortamda, evrimsel içgüdüler bir tık geri planda kalmakta. Anlamlandırmadan kaynaklanan gözlük ile dünyaya bakıldığında, evrimsel 'gerçeklerin' esamesi okunmamakta. Dikkatli bir gözlemle bu fark edilebilir. Erkeklerin ve kadınların hoşlandığı biçimler kültürel olarak zaman-mekan içinde değişmektedir.
0
@littlejack,
vücut tipi ile tam bir bağ kuramadım. evet erkekler geniş kalça ve vücuduna göre orantılı göğüslü kadınlara yöneliyor ama bu kadının giyimine göre onu kalıplara sokmuyoruz. ben sokmuyorum en azından.
bol pantolon, bol gömlek, spor ayakkabı giyen bir kadın benim için yine kadındır yani. ki çevremde de böyle giyinen kadınlar mevcut. öyle rahat hissetmiş, öyle giymiş derim. ama erkek tarafında durum değişik. erkek sarı renkli bir pantolon giydiği anda "kız gibi giyinme oğlum" tepkisini görüyor. küpe taktığı zaman "karı gibi küpe takma" deniyor. bu hem kadınlar açısından, hem erkekler açısından kötü bir şey. hem kadın-erkek arasındaki uçurumu daha da büyütüyor, hem de kadınlık küçümseniyor "kız gibi" kalıbıyla.
insanlar kalıp manyağı oldukları için, daha çocuk doğar doğmaz cinsiyetine göre renklere ayırıyorlar. erkekler mavi, kadınlar pembe. bunun evrimle hiçbir alakası yok, sadece kalıplaşmışlar ve bu kalıbın dışına çıkamıyorlar. daha 150-200 yıl önce erkeklerin giydiği, taktığı şeylere bakın. ne kadar farklı. o dönem de insanın bilinçaltı devredeydi, o zaman da evrim etkiliyordu insanların hayatlarını ama renklere, takılara bu denli anlamlar yüklenmemişti. şimdilerde bu anlamlar yüklendiği için, insanlar kalıp kalıp ayrılıyorlar.
dediğim gibi kırmızı renkli pantolon yakışmamış, açmamış seni demek garip değil ama erkek adam kırmızı giymez demek çok garip.
vücut tipi ile tam bir bağ kuramadım. evet erkekler geniş kalça ve vücuduna göre orantılı göğüslü kadınlara yöneliyor ama bu kadının giyimine göre onu kalıplara sokmuyoruz. ben sokmuyorum en azından.
bol pantolon, bol gömlek, spor ayakkabı giyen bir kadın benim için yine kadındır yani. ki çevremde de böyle giyinen kadınlar mevcut. öyle rahat hissetmiş, öyle giymiş derim. ama erkek tarafında durum değişik. erkek sarı renkli bir pantolon giydiği anda "kız gibi giyinme oğlum" tepkisini görüyor. küpe taktığı zaman "karı gibi küpe takma" deniyor. bu hem kadınlar açısından, hem erkekler açısından kötü bir şey. hem kadın-erkek arasındaki uçurumu daha da büyütüyor, hem de kadınlık küçümseniyor "kız gibi" kalıbıyla.
insanlar kalıp manyağı oldukları için, daha çocuk doğar doğmaz cinsiyetine göre renklere ayırıyorlar. erkekler mavi, kadınlar pembe. bunun evrimle hiçbir alakası yok, sadece kalıplaşmışlar ve bu kalıbın dışına çıkamıyorlar. daha 150-200 yıl önce erkeklerin giydiği, taktığı şeylere bakın. ne kadar farklı. o dönem de insanın bilinçaltı devredeydi, o zaman da evrim etkiliyordu insanların hayatlarını ama renklere, takılara bu denli anlamlar yüklenmemişti. şimdilerde bu anlamlar yüklendiği için, insanlar kalıp kalıp ayrılıyorlar.
dediğim gibi kırmızı renkli pantolon yakışmamış, açmamış seni demek garip değil ama erkek adam kırmızı giymez demek çok garip.
0
nawar
işaret dili evrensel bir dil mi? değil, değil mi? yani işaret dili öğrensem, atıyorum bir ingiliz ya da başka ülkeden kişi ile konuştuğumda "ben var gelmek istanbul" gibi mi olur karşı taraf için yoksa anlaşılır olur mu? bir de işaret dili öğrenmek kolay bir şey mi?
işaret dili evrensel bir dil mi? değil, değil mi? yani işaret dili öğrensem, atıyorum bir ingiliz ya da başka ülkeden kişi ile konuştuğumda "ben var gelmek istanbul" gibi mi olur karşı taraf için yoksa anlaşılır olur mu?
bir de işaret dili öğrenmek kolay bir şey mi?
bir de işaret dili öğrenmek kolay bir şey mi?
0
peki en azından "ben var gelmek istanbul" modunda bir yakınlık olur mu?
@yadigar tıkladım bakalım yükleyecek umarım :)
açtım. bu böyle zor tabii. işte ben de bu yüzden dedim. hani her hareket bir kelime diye.
@yadigar tıkladım bakalım yükleyecek umarım :)
açtım. bu böyle zor tabii. işte ben de bu yüzden dedim. hani her hareket bir kelime diye.
0
evet baya farklı. bunu evrensel bir şekilde ayarlamak çok daha güzel olmaz mıydı? hani rahatça herkes ile iletişim kurmayı geçtim, iki kişi konuştuğunda farklı dilde olduğunu anlayabiliyor ama işaret konusunda biraz kaos olur gibi geliyor.
0
her dilin, standartize edilmiş yahut edilmemiş de olsa, kendi işaret dili de var eğer ki oluşturuldu ise. birbirleri ile de alakaları, dillerin birbirleri ile alakaları olduğu kadar.
0
evren değildir, hatta türkçe bile mesela üzerinde tam anlamıyla anlaşılmamış bir dildir.
uluslararası işaret dili var, bu kullanılıyor dünyada daha çok, ama türkiye'de bileni de öğretmek için çaba harcayanlara yardım edeni de çok az. ki bunun sebeplerinden birisi de daha türkçe işaret dilinin oturmamış olması.
uluslararası işaret dili var, bu kullanılıyor dünyada daha çok, ama türkiye'de bileni de öğretmek için çaba harcayanlara yardım edeni de çok az. ki bunun sebeplerinden birisi de daha türkçe işaret dilinin oturmamış olması.
0
Türkiye'de, standartizasyonu hala yoktu en son - hala da yoktur herhalde. değişmesi ondan kaynaklanıyor - yoksa başka işaret dilleri oldukça standartize edilmiş halde.
işaret diline aşina olanlar bu arada, bazı şeyleri anlatmanın daha zor, bazı şeyleri ise daha kolay olduğunu söylerler; normal dilden farklı işte. kötü yahut iyi denilebilinir mi, ben sanmıyorum en azından. farklı işte.
işaret diline aşina olanlar bu arada, bazı şeyleri anlatmanın daha zor, bazı şeyleri ise daha kolay olduğunu söylerler; normal dilden farklı işte. kötü yahut iyi denilebilinir mi, ben sanmıyorum en azından. farklı işte.
0
yani sonuç olarak, uğraşıp öğrenmenin pek bir faydası yok gibi diyorsunuz. hani başka ülkeler için tekrar öğrenmeyi geçtim, türkiye içinde bile iletişim sorunu yaşanacaksa kötü değil mi?
0
Türkiye içerisindeki sorun, standartize edilmemesinden ileri geliyor ama yaygın olarak pek sorun yaşamazsın Türk işaret dilini bilenlerle, Türk işaret dilini konuşursan. ancak işaret dili Esperanto değil, evet.
0
bir arkadasimin yegeni bankadaki isini birakip, isaret dili kursuna gitmis bitirmis, simdi de bu alanda calisiyor. ismek'de ders veriyor, universitelere gidip ders veriyor vs.
dilin evrensel oldugunu soylemisti. cok zor degil ogrenmek. dusun, cocuklara ogretiyorsun bir de. ama isaret dilini cogu zaman dudak okumayla birlestiriyorlar. orada dil farki giriyor devreye. bir de harfler var mesela, elizabet de yazarsin, husamettin de.. ama gelmek, gitmek, dusunmek vs. icin ayni isaret kullaniliyor.
dilin evrensel oldugunu soylemisti. cok zor degil ogrenmek. dusun, cocuklara ogretiyorsun bir de. ama isaret dilini cogu zaman dudak okumayla birlestiriyorlar. orada dil farki giriyor devreye. bir de harfler var mesela, elizabet de yazarsin, husamettin de.. ama gelmek, gitmek, dusunmek vs. icin ayni isaret kullaniliyor.
0
maviyesilalgler
https://yarnbox.com/yarnbox-blog/?p=167bu makalede gri-mor cilt tonu olabileceği yazıyor, doğru mudur? beyaz ırkta ender görülen bir tonmuş ve nötre tekabül ediyormuş.
yarnbox.com
bu makalede gri-mor cilt tonu olabileceği yazıyor, doğru mudur? beyaz ırkta ender görülen bir tonmuş ve nötre tekabül ediyormuş.
bu makalede gri-mor cilt tonu olabileceği yazıyor, doğru mudur? beyaz ırkta ender görülen bir tonmuş ve nötre tekabül ediyormuş.
0
direk gri ve mor renklerinden bahsetmiyor. Kendisi bir renk skalası oluşturmuş, daha üstteki ve ortada olan beyaz kadınının tonu gri-mor olarak adlandırılmış.
0
wibbly wobbly timey wimey stuff
Yarın kütüphaneye gideceğim ama bulamazsam yine duyuru açacağım. Şimdi bana söyleyin, postmodern zamanı yani 80'ler sonrası filan diyelim dünyada evlilik kurumunun geldiği durum, efenime söyliyim eşcinsel evlilikler vs... Bununla alakalı güzel bir link var mi kaynak olarak araç çubuğunu kullanabile
Yarın kütüphaneye gideceğim ama bulamazsam yine duyuru açacağım. Şimdi bana söyleyin, postmodern zamanı yani 80'ler sonrası filan diyelim dünyada evlilik kurumunun geldiği durum, efenime söyliyim eşcinsel evlilikler vs... Bununla alakalı güzel bir link var mi kaynak olarak araç çubuğunu kullanabileceğimizi söyledi hoca. <3 var mı bi site, bi link ya da kitap ya da yazar?
0
Postmodernizme tamamen karşı olan Anthony Giddens'ın bir kitabı var konuyla alakalı: The Transformation of Intimacy: Sexuality, Love, and Eroticism in Modern Societies
Eşcinsel evlilikler ve güncel feminizmin evliliğe bakışı için queer theory incelenebilir.
çok hakim olduğum bir alan değil, daha fazla yardımcı olmam zor :/
Eşcinsel evlilikler ve güncel feminizmin evliliğe bakışı için queer theory incelenebilir.
çok hakim olduğum bir alan değil, daha fazla yardımcı olmam zor :/
0
Giddens, nefretim... Ama bakıcam. "İbne" teori, biliyorum onu evet bilmemek ayıp olurdu. Ama konu direkt önüme geldi ve hiçbi isim aklıma gelmedi. Butler'a bakıyım yarın. Fuko'ya da bakarım aslında da o çok zaman alıyor. Neyse... Şu an çorba gibi ama yardımcı oldun gerçekten. Teşekkür ederim. Teorinin yanında bilgi, araştırma verileri istedi hoca. Mesela şu kadarı evlenmiş şu kadarı poliandri gibi. Aslında konu dallanıp budaklanmaya müsait. Neyse. Bi yol haritası hazırlayacağım bu akşam.
0
Geçtiğimiz günlerde sosyoloji öğrencisi bir arkadaşım evlilik ve yalnız yaşama trendleri üzerine bir kitap okuyordu, şöyle bir göz attığımda bol bol istatistik bilgisi olduğunu görmüştüm içinde, belki faydası olur. Kitap şöyle geçiyor: "Women as single parents : confronting institutional barriers in the courts, the workplace, and the housing market / edited by Elizabeth A. Mulroy." Türkçesi var mı bilmiyorum maalesef.
Bir de şunu buldum ancak ücretli. Sözlük'te makale aranıyor duyuruları kısmından ulaşan birisi yollayabilir sanırım: www.jstor.org
Bir de şunu buldum ancak ücretli. Sözlük'te makale aranıyor duyuruları kısmından ulaşan birisi yollayabilir sanırım: www.jstor.org
0
tebelles
erasmus sorularının başladığını ilan ediyor ve baharı müjdeliyorum.newcastle university okulumun anlaşmalı olduğu okullar arasında. üniversite baya köklü, verecekleri eğitimin iyinin üstünde olacağı kesin (benim bölümümle alakalı uyduruk üç-dört ders olsa da). kuzeydoğu ingiltere'nin kışı çetin oluy
erasmus sorularının başladığını ilan ediyor ve baharı müjdeliyorum.
newcastle university okulumun anlaşmalı olduğu okullar arasında. üniversite baya köklü, verecekleri eğitimin iyinin üstünde olacağı kesin (benim bölümümle alakalı uyduruk üç-dört ders olsa da). kuzeydoğu ingiltere'nin kışı çetin oluyormuş, bir de gideceğim tarihi göz önünde bulundurarak (eylül-şubat arası) bilek kesen rüzgara, yağmura, kışa göğüs gerebilmek için bazı motivasyonlar arıyorum:
1. yerel halkının ırkçılıkla, hoşgörüyle arası nasıl?
2. nispeten ucuz olduğu söylenmiş, kıyaslamalar yapabilir misiniz?
3. araba ya da bisiklet kiralayıp edinburgh'a oradan tekrar aşağıya yeşillikler arasında yata yata sürebilir miyim? ya da otostop?
4. ken loach'un herhangi bir filmi newcastle'da geçiyor muydu? ona göre gitmeyeceğim. duyduğum en zor aksanlar.
istediğim, ingilizcede girmediğim herhangi bir dehlizin kalmaması. hemingway kitaplarını rahat rahat okuma seviyesindeyim şu an. orada sabah newcastle lokaliyle küfürleşip akşam shakespeare'i eski orijinalinden okumak istiyorum (karikatürize ama buna yakın), çok partileme ihtiyacı çekmiyorum, ama sanıyorum ki o konuda herhangi bir eksiği yok. ekstradan sonrası için akademik olarak ne yapabilirim, onu da gözlemek istiyorum.
newcastle tecrübesi geçirmiş olanları bekliyorum.
newcastle university okulumun anlaşmalı olduğu okullar arasında. üniversite baya köklü, verecekleri eğitimin iyinin üstünde olacağı kesin (benim bölümümle alakalı uyduruk üç-dört ders olsa da). kuzeydoğu ingiltere'nin kışı çetin oluyormuş, bir de gideceğim tarihi göz önünde bulundurarak (eylül-şubat arası) bilek kesen rüzgara, yağmura, kışa göğüs gerebilmek için bazı motivasyonlar arıyorum:
1. yerel halkının ırkçılıkla, hoşgörüyle arası nasıl?
2. nispeten ucuz olduğu söylenmiş, kıyaslamalar yapabilir misiniz?
3. araba ya da bisiklet kiralayıp edinburgh'a oradan tekrar aşağıya yeşillikler arasında yata yata sürebilir miyim? ya da otostop?
4. ken loach'un herhangi bir filmi newcastle'da geçiyor muydu? ona göre gitmeyeceğim. duyduğum en zor aksanlar.
istediğim, ingilizcede girmediğim herhangi bir dehlizin kalmaması. hemingway kitaplarını rahat rahat okuma seviyesindeyim şu an. orada sabah newcastle lokaliyle küfürleşip akşam shakespeare'i eski orijinalinden okumak istiyorum (karikatürize ama buna yakın), çok partileme ihtiyacı çekmiyorum, ama sanıyorum ki o konuda herhangi bir eksiği yok. ekstradan sonrası için akademik olarak ne yapabilirim, onu da gözlemek istiyorum.
newcastle tecrübesi geçirmiş olanları bekliyorum.
0
1. Türkiye'de ırkçılık daha yüksek
2. Pound 4 tl olduğu için pahalı gelecektir. Ancak pub'larda alkol, buna rağmen, tr'den ucuz. Yemeği de marketlerden hazır gıdayla alırsın. Çok pahalıya denk gelmez.
3. Bisikletle gidilebilecek kadar yakın değil. Yeşillik arıyorsan her yer yeşillik.
4. Bilmiyorum Ama ingilizlerin aksanı, abd aksanıyla yetişmiş kişiler için zor geliyor.
2. Pound 4 tl olduğu için pahalı gelecektir. Ancak pub'larda alkol, buna rağmen, tr'den ucuz. Yemeği de marketlerden hazır gıdayla alırsın. Çok pahalıya denk gelmez.
3. Bisikletle gidilebilecek kadar yakın değil. Yeşillik arıyorsan her yer yeşillik.
4. Bilmiyorum Ama ingilizlerin aksanı, abd aksanıyla yetişmiş kişiler için zor geliyor.
0
utungan
Ben size son zamanlarda en çok dinlediğim şarkılardan 5'ini yazayım siz de alakalı/alakasız yeni şarkılar önerin. :)Ben Howard - Black FliesRammstein - AmourMad World (Donnie Darko)Stromae - FormidableTeoman - Kelimeler
Ben size son zamanlarda en çok dinlediğim şarkılardan 5'ini yazayım siz de alakalı/alakasız yeni şarkılar önerin. :)
Ben Howard - Black Flies
Rammstein - Amour
Mad World (Donnie Darko)
Stromae - Formidable
Teoman - Kelimeler
Ben Howard - Black Flies
Rammstein - Amour
Mad World (Donnie Darko)
Stromae - Formidable
Teoman - Kelimeler
0
biraz bunalım, her şarkıcıdan bir şarkı:
joy division - new dawn fades
david bowie - i'm deranged
leonard cohen - famous blue raincoat
bruce springsteen - the ghost of tom joad
white buffalo - house of the rising sun
tango with lions - in a bar
lou reed - perfect day
moddi - smoke
joy division - new dawn fades
david bowie - i'm deranged
leonard cohen - famous blue raincoat
bruce springsteen - the ghost of tom joad
white buffalo - house of the rising sun
tango with lions - in a bar
lou reed - perfect day
moddi - smoke
0
depeche mode - walking in my shoes, higher love
alan parsons project - prime time
sertab erener - yanarım
israel - somewhere over the rainbow
queen - mother love
camouflage - perfect
martin l.gore - oh my love
pati yang - all that is thirst (ekşisözlükten keşif)
sorry seems to be şaka şaka .)
alan parsons project - prime time
sertab erener - yanarım
israel - somewhere over the rainbow
queen - mother love
camouflage - perfect
martin l.gore - oh my love
pati yang - all that is thirst (ekşisözlükten keşif)
sorry seems to be şaka şaka .)
0
Aklıma ilk gelen 10 şarkıyı yazacağım. Bakalım neler çıkacak.
Tom Petty and Heartbreakers - Mary Jane's Last Dance
Beatles - While My Guitar Gently Weeps
George Baker - Little Green Bag
Ennio Morricone - Man with a Harmonica
Isaac Hayes - Walk on by
Pink Floyd - Set the Controls for the Heart of the Sun
Korn - Evolution
Tori Amos - Cornflake Girl
Stewie Wonder - Higher Ground (RHCP versiyonu da çok iyi)
George Harrison - Within You Without You
Tom Petty and Heartbreakers - Mary Jane's Last Dance
Beatles - While My Guitar Gently Weeps
George Baker - Little Green Bag
Ennio Morricone - Man with a Harmonica
Isaac Hayes - Walk on by
Pink Floyd - Set the Controls for the Heart of the Sun
Korn - Evolution
Tori Amos - Cornflake Girl
Stewie Wonder - Higher Ground (RHCP versiyonu da çok iyi)
George Harrison - Within You Without You
0
Ben howard'in diger sarkilarini oneririm. Barcelona diye bir grup var seversin muhtemelen, ac kafana gore dinle
0
son zamanlarda mad world -ama tears for fears versiyonu- ve hozier'ın yeni albümüne takılmış durumdayım.
hozier-someone new
hozier-foreigner's god
hozier-someone new
hozier-foreigner's god
0
passion rules the game
maalesef köpek seçenek dışı.şu an evde; 2 kedi, 1 tatlı su akvaryumu, 1 tuzlu su akvaryumu ve 1 papağan var. artık yıllardır bendeler ve bu işlerin ıcığını cıcığını öğrendim. şimdi yine doğal eko sisteme yakın kurabileceğim, en azından beslerken ve hakkında öğrenirken öğretecek, keyifli vakit geçirt
maalesef köpek seçenek dışı.
şu an evde; 2 kedi, 1 tatlı su akvaryumu, 1 tuzlu su akvaryumu ve 1 papağan var. artık yıllardır bendeler ve bu işlerin ıcığını cıcığını öğrendim. şimdi yine doğal eko sisteme yakın kurabileceğim, en azından beslerken ve hakkında öğrenirken öğretecek, keyifli vakit geçirtecek ev hayvanı arıyorum.
aşağıda teraryumla ilgili duyuru gördüm, aklıma düştü. böyle bir şey mi yapsam? yoksa değişik balıkların olduğu bir akvaryum daha mı kursam? iguana, hamster, guinea pig falan sevmem. muhabbet kuşu gibi küçük kuşlar evde kediler olduğundan ihtimal dışı. geriye pek bir şey kalmıyor ama böyle ilginç hobisi olanlar falan vardır belki, fikir verir.
danke.
şu an evde; 2 kedi, 1 tatlı su akvaryumu, 1 tuzlu su akvaryumu ve 1 papağan var. artık yıllardır bendeler ve bu işlerin ıcığını cıcığını öğrendim. şimdi yine doğal eko sisteme yakın kurabileceğim, en azından beslerken ve hakkında öğrenirken öğretecek, keyifli vakit geçirtecek ev hayvanı arıyorum.
aşağıda teraryumla ilgili duyuru gördüm, aklıma düştü. böyle bir şey mi yapsam? yoksa değişik balıkların olduğu bir akvaryum daha mı kursam? iguana, hamster, guinea pig falan sevmem. muhabbet kuşu gibi küçük kuşlar evde kediler olduğundan ihtimal dışı. geriye pek bir şey kalmıyor ama böyle ilginç hobisi olanlar falan vardır belki, fikir verir.
danke.
0
Örümcek maymun. En kısa zamanda ben alacağım :)
edit: babun demişim. kelime bilgisizliğimi bağışlayın. Bahsetmeye çalıştığım örümcek maymunmuş.
edit: babun demişim. kelime bilgisizliğimi bağışlayın. Bahsetmeye çalıştığım örümcek maymunmuş.
0
cenkist
Var mı böyle bi dünya toprağı ?
Var mı böyle bi dünya toprağı ?
0
ilahi din dediklerin İbrahimi dinler ise, var hali ile. Amazonlarda yaşayan kabileler var yahu hala ya da bilseler de umurlarında olmayan Afrika yarı-göçebe kabileleri var. ulaşmaktan bahsettiğin bu arada ne gerçi, onu da tam bilemedim ama. eğer ki çoğunluğu sağlayamadıkları yerler için soruyorsan, çok cılız kaldıkları ya da kimsenin bilip de umursamadığı, çok yer var.
4üncüsünü söylerken bu arada Bahailik'ten bahsediyorsun değil mi?
4üncüsünü söylerken bu arada Bahailik'ten bahsediyorsun değil mi?
0
kuzey sentinel adası.
amazon ormanları'ndaki bazı bölgelerindeki yerliler. teknoloji ve bugünkü medeniyetten bihaber topluluklardan.
amazon ormanları'ndaki bazı bölgelerindeki yerliler. teknoloji ve bugünkü medeniyetten bihaber topluluklardan.
0
Amazon kabileleri var ama onlar da uçak falan görüyorlar onu ilahi bir şey zannedip ona tapınıyorlar. Onların durumu da dandik.
0
İlahi dinler denilen tek tanrılı dinler sadece ortadoğu'ya inmişlerdir. Roma sömürgeciliği ile Hristiyanlık Avrupa'ya, Arap sömürgeciliğiyle İslamiyet Asya ve Afrika'ya ve son olarak Batı sömürgeciliğiyle Hristiyanlık dünyaya yayılmıştır.
Sömürgecilik faaliyetlerini göz ardı edersek, ilahi dinlerin dünyanın geri kalanıyla bir alakası yok(ortadoğu hariç).
Sömürgecilik faaliyetlerini göz ardı edersek, ilahi dinlerin dünyanın geri kalanıyla bir alakası yok(ortadoğu hariç).
0
Dinin ulasmadigi yer yok. daha dogru soylemek gerekirse Peygamber ugramayan yer yok diyelim.
Islamiyet, Hristiyanlik, Musevilik gibi cok inanani olan dinlerin ulasma konusunda ise ulasmayan sayica cok yer vardir. Afrika'da, Amerika'da dunya ile iliskisi olmayan kabileler var, onlara ulasmamistir.
Islamiyet, Hristiyanlik, Musevilik gibi cok inanani olan dinlerin ulasma konusunda ise ulasmayan sayica cok yer vardir. Afrika'da, Amerika'da dunya ile iliskisi olmayan kabileler var, onlara ulasmamistir.
0
en.wikipedia.org
bu kadar uzun süreli, kanlı ve kültürel açıdan baskı kuran sömürgecilik faaliyetlerine rağmen, insanlığın neredeyse yarısının tek tanrılı dinlere inanmamasında yola çıkıyoruz. Bunun dışında antropolojik ve tarihsel ögeler ışığında, dinlerin oluşumunu açıklayabiliyoruz. Hem mitlerden hem de toplumsal ilişkilerden yola çıkarak.
edit: biraz önce biri sormuştu da, nasıl ulaştınız buna diye. Ama silinmiş sanırım.
bu kadar uzun süreli, kanlı ve kültürel açıdan baskı kuran sömürgecilik faaliyetlerine rağmen, insanlığın neredeyse yarısının tek tanrılı dinlere inanmamasında yola çıkıyoruz. Bunun dışında antropolojik ve tarihsel ögeler ışığında, dinlerin oluşumunu açıklayabiliyoruz. Hem mitlerden hem de toplumsal ilişkilerden yola çıkarak.
edit: biraz önce biri sormuştu da, nasıl ulaştınız buna diye. Ama silinmiş sanırım.
0
@protector, ben sormuştum nasıl ulaştınız her topluma "peygamber" uğradığına yahut her toplumda sistematik dini inanışların olduğuna dair verilere diye da soru sana değildi. sonra silmiştim ne gereği var şimdi diye; şimdi söyleyince sen, açıklayayım dedim.
bu arada, tek tanrılı dinler sadece yakındoğu'ya özgü değiller, öyle ekleyip kaçmak istedim.
bu arada, tek tanrılı dinler sadece yakındoğu'ya özgü değiller, öyle ekleyip kaçmak istedim.
0
cenkist
Bana öyle bir cümle söyleyin ki karşı cinse soylediğimde tepkisi tamamdır bu kız benden hoşlanıyo diyeyim ?
Bana öyle bir cümle söyleyin ki karşı cinse soylediğimde tepkisi tamamdır bu kız benden hoşlanıyo diyeyim ?
0
arkadaşsanız, açılmak istiyorsan ama emin olamıyorsan "bir ara görüştüğüm, benimle halen ilgilenen bir kız var. buluşmak istiyor. buluşayım mı sence onunla?" diye sorabilirsin. kıskanırsa, bozulursa kesin hoşlanıyordur. umrunda olmazsa hoşlanmıyordur. kıskanıp bozulsa da buluş diyebilir, o yüzden yüz yüze olmak önemli.
arkadaş değilseniz, yüzeysel bir ilişkiniz varsa "olur olmaz aklıma geliyorsun" diyebilirsin. gülerse hoşlanıyor, gergin bir sessizlik olursa hoşlanmıyor.
arkadaş değilseniz, yüzeysel bir ilişkiniz varsa "olur olmaz aklıma geliyorsun" diyebilirsin. gülerse hoşlanıyor, gergin bir sessizlik olursa hoşlanmıyor.
0
"benden hoşlanıyor musun?" eğer evet derse müjdemi isterim. Bu kız senden hoşlanmış. Hayır derse seneye tekrar denersin.
Fazla oyalama diyorum yani. Bir şeyler içmeye çıkart.
Fazla oyalama diyorum yani. Bir şeyler içmeye çıkart.
0
"msn var mı?" asşdjasd
maalesef kadınlarda bunu anlamanın spesifik bir yolu yok. kendisi söylese bile net değildir yani, o anki duygudurumu veya bir sonraki günkü duygudurumu değişir, apışır kalırsınız. sürekli aynı ortamda bulunmuyorsanız bir şekilde siz ondan hoşlandığınızı belli edin. aradığınız cevabı kısa süre içerisinde bulacaksınız.
maalesef kadınlarda bunu anlamanın spesifik bir yolu yok. kendisi söylese bile net değildir yani, o anki duygudurumu veya bir sonraki günkü duygudurumu değişir, apışır kalırsınız. sürekli aynı ortamda bulunmuyorsanız bir şekilde siz ondan hoşlandığınızı belli edin. aradığınız cevabı kısa süre içerisinde bulacaksınız.
0
ermanen
neler?`bir demet tiyatro` hariç.
0
robin sparkles
arkadaşımın bir sorusu var, copy paste olarak iletiyorum;"farklılığın incelenişi diyebileceğimiz "diaphora-analizi", "diaphoranalysis" gibi bir kavram üretilebilir mi?"
arkadaşımın bir sorusu var, copy paste olarak iletiyorum;
"farklılığın incelenişi diyebileceğimiz "diaphora-analizi", "diaphoranalysis" gibi bir kavram üretilebilir mi?"
"farklılığın incelenişi diyebileceğimiz "diaphora-analizi", "diaphoranalysis" gibi bir kavram üretilebilir mi?"
0
darkknight
arkadslar selamlar . ingiltereye vize basvurusunda bulunacagim. ingilterede yasayan kiz arkdasim bana sponsor olacak. su anda sigortali bi iste calismiyorum ancak hesabimda yuklu bi para gosterebilrim basvurunda nelere dikkat etmeliyim ve ne bigi belgeler toplamaliyim
arkadslar selamlar . ingiltereye vize basvurusunda bulunacagim. ingilterede yasayan kiz arkdasim bana sponsor olacak. su anda sigortali bi iste calismiyorum ancak hesabimda yuklu bi para gosterebilrim basvurunda nelere dikkat etmeliyim ve ne bigi belgeler toplamaliyim
0
İngiltere'de yaşayan kız arkadaşınız yerine burada anne-baba-amca-hala gibi birini bulsanız daha iyi, en azından "kalır bu" imajını azaltır.
0
Turistik vize mi? Bir sorun olmaz onda. Banka hesabındaki para ve varsa gayrimenkuller yeter. Uzun süreliyse zorluklar başlar. Kız arkadaşının sponsorluğunun bu durumda çok işe yarayacağını sanmıyorum.
0
turistik vizeyse sponsora bile ihtiyacın yok, nereye gideceğini nerede kalacağını ve gidiş geliş uçak biletini mutlaka ekle, onunu dışında işte banka hesabın ıvır zıvır standart şeylerle alırsnı vizeni.
0
seni ingiltere'de kalmayacamış gibi gösteren her şeyi toparla. dünyanın vize alması en zor ülkesi ingiltere sanırım.
0
valla kardeşim en zor vize ingiltere oradaki arkadaşının sponsor olması ile zor buradada sağlam bir sponsorun olması gerekir yinede şansını deneyeceksen ingilterekonsoloslugu.gen.tr adresine bir göz atmanı öneririm
0
lehim ve havya ile mikrocip yapan adam
Selam sevgili Erasmus'lar, Jean Monet'ler,Avrupa'da doktora için burs nasıl bulunur? Okullarla mı iletişime geçmek lazım yoksa vakıflara mı başvurmak lazım? Sizin bildiğiniz bir burs var mıdır?Bölüm: Şehir ve Bölge Planlama
Selam sevgili Erasmus'lar, Jean Monet'ler,
Avrupa'da doktora için burs nasıl bulunur? Okullarla mı iletişime geçmek lazım yoksa vakıflara mı başvurmak lazım? Sizin bildiğiniz bir burs var mıdır?
Bölüm: Şehir ve Bölge Planlama
Avrupa'da doktora için burs nasıl bulunur? Okullarla mı iletişime geçmek lazım yoksa vakıflara mı başvurmak lazım? Sizin bildiğiniz bir burs var mıdır?
Bölüm: Şehir ve Bölge Planlama
0
istambul
İngilizcesi şöyle geçiyor: "The centuries rarely produce a genius. It is our bad luck that the great genius of our era was granted to the Turkish nation. We could not beat Mustafa Kemal."Türkçe kaynaklarda: “Arkadaşlar! Yüzyıllardır nâdir olarak dâhi, çağımızda Türk ulusuna nasip oldu ve bizim karsı
İngilizcesi şöyle geçiyor: "The centuries rarely produce a genius. It is our bad luck that the great genius of our era was granted to the Turkish nation. We could not beat Mustafa Kemal."
Türkçe kaynaklarda: “Arkadaşlar! Yüzyıllardır nâdir olarak dâhi, çağımızda Türk ulusuna nasip oldu ve bizim karsımıza çıktı; Mustafa Kemal’in dehasına karsı elden ne gelirdi!” (19 Ekim 1922)
Yok denecek kadar az İngilizcemle biraz internet araştırması yaptım bulamadım. Kurtuluş dizisinin tanıtım notlarında geçiyor genellikle. O dizinin senaryosu da Turgut Özakman'ın Şu Çılgın Türkler'inden uyarlandı.
Özakman'ın kitabında o sözün kaynağı olarak Atatürk Araştırma Merkezi dergisinin 14. sayısında Prof. İsmet Giritli'nin yazısı gösteriliyor.
Giritli'nin yazdığı kısım şöyle:
"İngiliz İşçi Partisi Lideri Mac Donald, İngiliz Parlamentosunda Başbakan Lloyd George’tan hesap isteyince, kürsüye gelen Lloyd George özet ile; 'Asırlar nadir olarak dahi yetiştirir. Şu talihsizliğe bakınız ki, o büyük dahiyi asrımızda Türk Ulusu yetiştirdi. Mustafa Kemal’in dehasına karşı elimizden ne gelir?' diyor."
İngiliz Meclisinin arşivinden 19 Ekim 1922 tutanaklarına ulaşmaya çalıştım ama olmadı. İşin aslını çözebilecek olan var mı?
Türkçe kaynaklarda: “Arkadaşlar! Yüzyıllardır nâdir olarak dâhi, çağımızda Türk ulusuna nasip oldu ve bizim karsımıza çıktı; Mustafa Kemal’in dehasına karsı elden ne gelirdi!” (19 Ekim 1922)
Yok denecek kadar az İngilizcemle biraz internet araştırması yaptım bulamadım. Kurtuluş dizisinin tanıtım notlarında geçiyor genellikle. O dizinin senaryosu da Turgut Özakman'ın Şu Çılgın Türkler'inden uyarlandı.
Özakman'ın kitabında o sözün kaynağı olarak Atatürk Araştırma Merkezi dergisinin 14. sayısında Prof. İsmet Giritli'nin yazısı gösteriliyor.
Giritli'nin yazdığı kısım şöyle:
"İngiliz İşçi Partisi Lideri Mac Donald, İngiliz Parlamentosunda Başbakan Lloyd George’tan hesap isteyince, kürsüye gelen Lloyd George özet ile; 'Asırlar nadir olarak dahi yetiştirir. Şu talihsizliğe bakınız ki, o büyük dahiyi asrımızda Türk Ulusu yetiştirdi. Mustafa Kemal’in dehasına karşı elimizden ne gelir?' diyor."
İngiliz Meclisinin arşivinden 19 Ekim 1922 tutanaklarına ulaşmaya çalıştım ama olmadı. İşin aslını çözebilecek olan var mı?
0
Turgut Özakman naklettiğine göre, kesin gerçek değildir gibi bir izlenim söz konusu. Onun dışında Birleşik Krallık 19.yy tarihini düşündüm ve geçen yüzyılda Mustafa Kemal'den dahisinin yetişmediği düşüncesi güldürdü. Şimdi, en son olarak, internetten baktım. Hakkında hiçbir kanıt olmadığına ilişkin ibarelerle karşılaştım.
0
Uydurma bir soz gibi.
"Lloyd George is portrayed as saying this, as George Nathaniel Curzon was making a complaint against Raymond Poincaré in the Turkish TV series, Kurtulus (1994), but no prior citation of such a statement has yet been found."
en.wikiquote.org
"Lloyd George is portrayed as saying this, as George Nathaniel Curzon was making a complaint against Raymond Poincaré in the Turkish TV series, Kurtulus (1994), but no prior citation of such a statement has yet been found."
en.wikiquote.org
0
basond
Her kadın eşinde biraz babasını görmek ister.Her erkek eşinde biraz annesini görmek ister.Sözlerine katılıyor musunuz?Hemen sapıkça şeyler getirmeyin aklınıza.
Her kadın eşinde biraz babasını görmek ister.
Her erkek eşinde biraz annesini görmek ister.
Sözlerine katılıyor musunuz?
Hemen sapıkça şeyler getirmeyin aklınıza.
Her erkek eşinde biraz annesini görmek ister.
Sözlerine katılıyor musunuz?
Hemen sapıkça şeyler getirmeyin aklınıza.
0
(bkz: kör saatçi) isimli kitabın "Patlamalar ve Sarmallar" kısmını okuyun. Evrimsel açıklaması var. (bkz: feedforward)
0
a)electra complex
b)oedipus complex
Eksik buluyorum. Bu psikolojik ilişkilerin tamamen rastlantısal ve olumsal olduğunu savunan geleneğe daha yakınım(mesela Deleuze, Guattari vd.). Karşı tarafın anne ya da babayla ortak özellikleri ele alınıp, farklılıkları tamamen göz ardı edilerek; totalleştirici bir yorumlama söz konusu burada. Benzerliklere yol açan aynı toplum içinde yetişme ve bundan kaynaklanan alışkanlıklar.
b)oedipus complex
Eksik buluyorum. Bu psikolojik ilişkilerin tamamen rastlantısal ve olumsal olduğunu savunan geleneğe daha yakınım(mesela Deleuze, Guattari vd.). Karşı tarafın anne ya da babayla ortak özellikleri ele alınıp, farklılıkları tamamen göz ardı edilerek; totalleştirici bir yorumlama söz konusu burada. Benzerliklere yol açan aynı toplum içinde yetişme ve bundan kaynaklanan alışkanlıklar.
0
ben eşimin babam gibi biri olmasını istemem açıkçası. baba ile alakalı bi durum.
0
Elorelia +1 hatta babamin bazi özellikleri yuzunden korkulu ruyam bile olabilir bu durum.
0
katılmıyorum.
'biraz' kelimesi zaten kendini ele veriyor, protector +1.
ayrıca bütün babaların/annelerin ideal olduğu bir dünyada yaşamıyoruz. ben babamı sevmiyorsam, eşine karşı davranışlarını onaylamıyorsam neden onun gibi bir eş görmek isteyeyim ki hayatımda? rastlantı sonucu bazı özellikleri aynı diye de 'babam gibi bir adamı beğenmiş' sayılmıyorum.
'biraz' kelimesi zaten kendini ele veriyor, protector +1.
ayrıca bütün babaların/annelerin ideal olduğu bir dünyada yaşamıyoruz. ben babamı sevmiyorsam, eşine karşı davranışlarını onaylamıyorsam neden onun gibi bir eş görmek isteyeyim ki hayatımda? rastlantı sonucu bazı özellikleri aynı diye de 'babam gibi bir adamı beğenmiş' sayılmıyorum.
0
babamı çok severim, harika bir babadır.
ancak eş/sevgili idealimde yeri yoktur
-bence- bunun sebebi, anne-babamın akraba evliliği yapmış olması, görücü usulü.
aralarındak iilişkide "romantik" anlamda özenilecek, idealize edilecek bir şey yok ki...
ha eşim olsa çocuklarına düşkün bir baba olmasını isterim, sigarayı içiyorsa evlenince bıraksın isterim filan mesela ,babam gibi evet, ama bunlar bir sevgili olarak değil bir baba olarak yapılan şeyler yine :))
belki bu tezi, her kadın eşinde babası gibi bir baba görmek ister olarak değiştirirsek, babası da iyi bir baba figürüyse o zaman katılabilirim.
ancak eş/sevgili idealimde yeri yoktur
-bence- bunun sebebi, anne-babamın akraba evliliği yapmış olması, görücü usulü.
aralarındak iilişkide "romantik" anlamda özenilecek, idealize edilecek bir şey yok ki...
ha eşim olsa çocuklarına düşkün bir baba olmasını isterim, sigarayı içiyorsa evlenince bıraksın isterim filan mesela ,babam gibi evet, ama bunlar bir sevgili olarak değil bir baba olarak yapılan şeyler yine :))
belki bu tezi, her kadın eşinde babası gibi bir baba görmek ister olarak değiştirirsek, babası da iyi bir baba figürüyse o zaman katılabilirim.
0
İnsan eşinde annesini / babasını görmek ister önermesine katılmıyorum.
Ama karşı cinsle ilişkileri, eş seçimi anne/baba etkisinde şekillenir dersek katılırım.
Ama karşı cinsle ilişkileri, eş seçimi anne/baba etkisinde şekillenir dersek katılırım.
0
Annem olmadığı için kişisel yorum yapamayacağım. Ama olabilir böyle bir şey.
Önce babasına bakıyorum, bana benziyorsa şansım yüksek diye düşünüyorum.
Önce babasına bakıyorum, bana benziyorsa şansım yüksek diye düşünüyorum.
0
Tamamen reddetmiyorum ama Oedipus ve Electra komplekslerinin gerçekleşebilmesi için bazı şartlar gerekiyor sanırım. Bu şartlar sağlanmadan insana iğne batmış gibi olup, kaçabilirler bazı şeylerden. Örneğin, aile mutlu değilse ve karşı cinsteki ebeveyn mutsuzluk kaynağı ise bilinaltı pek de eşinde o kişiyi görmek istemiyor. Hatta bilinçle tersini arayabilir. Bundan başka şeyler de olabilir. ya da kendini aynı cinsteki ebeveyninin kopyası olarak algılaması da gerekebilir belki. (Bilmiyorum) Ailesindeki ortamı, çocuklar için kendisi de yaratmak isteyerek bilinçsizce böyle birine yönelebilir de ama sanki o süreçte ona iğne batırıp gözünü açacak bir şey olmaması gerek.
0
humblebirth
Şimdi, felsefe tarihi üzerine yaptığım okumada Descartes, Kant, Hegel, Darwin, Marx ve Freud ilgimi çekti. Sırasıyla okumak istiyorum, dolayısı ile Descartes ile başlama planım var.1) Descartes'ın hangi kitabını okumalıyım?2) Descartes ve empiristleri (Hume, Locke vs) atlayıp bunları birleştiren Kan
Şimdi, felsefe tarihi üzerine yaptığım okumada Descartes, Kant, Hegel, Darwin, Marx ve Freud ilgimi çekti. Sırasıyla okumak istiyorum, dolayısı ile Descartes ile başlama planım var.
1) Descartes'ın hangi kitabını okumalıyım?
2) Descartes ve empiristleri (Hume, Locke vs) atlayıp bunları birleştiren Kant'a geçsem nasıl olur?
3)Kant'a geçersem onun hangi kitabını okumalıyım?
Şimdiden teşekkürler.
Edit: Yapmak istediğim bu kişilerin düşünceleri hakkında biraz daha fazla bilgi sahibi olmak.
1) Descartes'ın hangi kitabını okumalıyım?
2) Descartes ve empiristleri (Hume, Locke vs) atlayıp bunları birleştiren Kant'a geçsem nasıl olur?
3)Kant'a geçersem onun hangi kitabını okumalıyım?
Şimdiden teşekkürler.
Edit: Yapmak istediğim bu kişilerin düşünceleri hakkında biraz daha fazla bilgi sahibi olmak.
0
Felsefe hakkında genel bilgin yoksa birinci ağızdan kitapları okuman hiçbir işe yaramayacaktır. Oldukça iyi bir altyapı ile geçmeni öneririm.
Ek olarak belli bir disiplin dahilinde okuma yapmaman da bir işe yaramayacaktır. Saydığın isimler çok bağlantılı değil.
Ek olarak belli bir disiplin dahilinde okuma yapmaman da bir işe yaramayacaktır. Saydığın isimler çok bağlantılı değil.
0
1 - metafizik üzerine düşünceler
2 - bir şey olmaz.
3 - saf aklın kritiği (kant ağırdır, bu nedenle kant'ı anlatan kitapları da okuyabilirsin)
2 - bir şey olmaz.
3 - saf aklın kritiği (kant ağırdır, bu nedenle kant'ı anlatan kitapları da okuyabilirsin)
0
1) Tartışmasız ve kesin olarak: Meditasyonlar.
2) Cık, olmaz. 1) Kant'ın niye bu kadar tatava yaptığını anlayamazsın, 2) Kant'ın niye bu kadar tatavasının yapıldığını anlayamazsın, En azından Hume'u okumaya çalış.
3) Kant'ın olayı Saf Aklın Eleştirisi, dolayısıyla önce onu oku. Pratik felsefe tarafı için de Ahlak Metafiziğinin Temellendirilmesi'ni okuyabilirsin. Pratik Aklın Eleştirisi'nden uzun bir süre uzak dur derim.
Tüm bu süreç için de yardımcı bir kaynak da takip edersen okuma işin büyük ölçüde kolaylaşır. Yani demem o ki, diyelim Kant okuyorsun, bir de Kant üzerine yardımcı bir kaynak oku paralel olarak. Son olarak felsefe detay meselesi, kitapları hızlı bitirmeye çalışma o yüzden, üzerine düşüne düşüne ilerlersen tad alabilirsin.
Kolay gelsin.
2) Cık, olmaz. 1) Kant'ın niye bu kadar tatava yaptığını anlayamazsın, 2) Kant'ın niye bu kadar tatavasının yapıldığını anlayamazsın, En azından Hume'u okumaya çalış.
3) Kant'ın olayı Saf Aklın Eleştirisi, dolayısıyla önce onu oku. Pratik felsefe tarafı için de Ahlak Metafiziğinin Temellendirilmesi'ni okuyabilirsin. Pratik Aklın Eleştirisi'nden uzun bir süre uzak dur derim.
Tüm bu süreç için de yardımcı bir kaynak da takip edersen okuma işin büyük ölçüde kolaylaşır. Yani demem o ki, diyelim Kant okuyorsun, bir de Kant üzerine yardımcı bir kaynak oku paralel olarak. Son olarak felsefe detay meselesi, kitapları hızlı bitirmeye çalışma o yüzden, üzerine düşüne düşüne ilerlersen tad alabilirsin.
Kolay gelsin.
0
Ama bence bunlardan önce Russell'ın Batı Felsefesi Tarihi'ni okusan çok daha hayırlı olur..
0
Platon/Eflatun ve Aristoteles'ten başla bence.
En azından Devlet (Eflatun), Metafizik (Aristo) ve Aristo'nun başka eserlerinde Sokrates'ten alınıtladıklarına dair de bir şeyler okuman iyi olur. Sonra Rendekar/Kant geçişleri yap derim ben nacizane.
En azından Devlet (Eflatun), Metafizik (Aristo) ve Aristo'nun başka eserlerinde Sokrates'ten alınıtladıklarına dair de bir şeyler okuman iyi olur. Sonra Rendekar/Kant geçişleri yap derim ben nacizane.
0
holdencaulfieldd
bana mcdonaldlaşma örneği lazım bir kaç tane ama böyle farklı bir şeyler olsa iyi olur. ilk akla gelen hastaneler filan zaten cepte. bir el attın şöyle güzel bir şeyler yazabileyim üstüne..
bana mcdonaldlaşma örneği lazım bir kaç tane ama böyle farklı bir şeyler olsa iyi olur. ilk akla gelen hastaneler filan zaten cepte. bir el attın şöyle güzel bir şeyler yazabileyim üstüne..
0
George Ritzer - Toplumun Mcdonaldlaştırılması
Üniversiteler aklıma gelen ilk örnek. @Rygard belirtmiş zaten. Bürokrasi'yi ekleyeyim ben de.
Üniversiteler aklıma gelen ilk örnek. @Rygard belirtmiş zaten. Bürokrasi'yi ekleyeyim ben de.
0
evet üniversiteler ve bürokrasi benimde aklımda. daha orijinal bir şeyler yok mu? şöyle akla direkt gelmeyen.
0
tamam o zaman, organik tarım/gıda üreticiliği. hem ironik olduğundan üzerine yazmak da eğlenceli olur.
0
Şöyle kabaca;
*Kavram ortaya atılıyor ve girişimci tarafından uygulanmaya başlanıyor.
*Girişimcinin yoğun maddi geri dönüş alması ile üretim biçimi popülarite kazanıyor ve daha fazla üretici pazara giriyor.
*Daha fazla üreticinin pazara girmesi ile formalizasyon süreci başlıyor ve büyük üretici öncelikle üretim kalite süreçlerini gözden geçirip esnetiyor, ardından lokal dağıtım gibi olmazsa olmaz temel ilkeler yıkılıyor.
*Sonuç itibariyle geldiği noktada piyasa tekeli tarafından kontrol edilen limit pozitif sonsuz sayıda üretici, sadece karlılık odaklı bir üretim formunu uygulayarak tekelin dayatması yönünde evriliyor ve niteliksiz ürün sadece dağıtıcıya para kazandıracak fiyatlandırma ile, alternatifi olan ürünün şartlarına birebir uygun ancak fiyatlandırma farkıyla pazara sunuluyor.
*Kavram ortaya atılıyor ve girişimci tarafından uygulanmaya başlanıyor.
*Girişimcinin yoğun maddi geri dönüş alması ile üretim biçimi popülarite kazanıyor ve daha fazla üretici pazara giriyor.
*Daha fazla üreticinin pazara girmesi ile formalizasyon süreci başlıyor ve büyük üretici öncelikle üretim kalite süreçlerini gözden geçirip esnetiyor, ardından lokal dağıtım gibi olmazsa olmaz temel ilkeler yıkılıyor.
*Sonuç itibariyle geldiği noktada piyasa tekeli tarafından kontrol edilen limit pozitif sonsuz sayıda üretici, sadece karlılık odaklı bir üretim formunu uygulayarak tekelin dayatması yönünde evriliyor ve niteliksiz ürün sadece dağıtıcıya para kazandıracak fiyatlandırma ile, alternatifi olan ürünün şartlarına birebir uygun ancak fiyatlandırma farkıyla pazara sunuluyor.
0
gıda cesitlerinin tek tipleşmesi. yerel yiyeceklerin ve tarım ürünlerinin giderek yok olmasi.
dilde mcdonaldslaşma da var. kavramlarının yerel karşılıklarının kaybolmasını örnek verirsin.
dilde mcdonaldslaşma da var. kavramlarının yerel karşılıklarının kaybolmasını örnek verirsin.
0
empati kuramayan psikolog
bu konuyla ilgili kitap öneriniz var mı ?
bu konuyla ilgili kitap öneriniz var mı ?
0
ESKİ YUNANDA EŞİTLİK VE EŞİTSİZLİK ÜSTÜNE
ESKİ YUNAN'DA SİYASAL DÜŞÜNÜŞ
yazar Alaeddin Şenel. 2. ellerini arasan bulabilirsin
ESKİ YUNAN'DA SİYASAL DÜŞÜNÜŞ
yazar Alaeddin Şenel. 2. ellerini arasan bulabilirsin
0
Hannah arendt oldukça cennetvari anlatımla sunar. Tam karşısına Jacques Ranciere'i yerleştirebiliriz. Ranciere daha gerçekçidir. Onun anlatımıyla okuma yapılabilir.
Mehmet Ali Ağaoğulları'nın kitaplarına bakılabilir.
Dönemsel bir araştırma için Aristoteles'in Atinalıların Yasası iyi bir kaynak.
Mehmet Ali Ağaoğulları'nın kitaplarına bakılabilir.
Dönemsel bir araştırma için Aristoteles'in Atinalıların Yasası iyi bir kaynak.
0
contavolta
çevreyle ilgili kuzenimin yapmış olduğu afişe slogan arıyoruz. Lisede gazetecelik okuyor. Yaratıcı bişey olursa iyi olur. Afişi ekledim.
çevreyle ilgili kuzenimin yapmış olduğu afişe slogan arıyoruz. Lisede gazetecelik okuyor. Yaratıcı bişey olursa iyi olur. Afişi ekledim.
0
inawen
Ofisteki servera virus bulasti. Bu olduktan sonra ben de hangi akla hizmetse hard diskimi taktim biseye bakmak icin. Ama sonra aklim basima geldi ve hemen cikardim. Sindi bu virus benim hard diske de bulasmis midir?
Ofisteki servera virus bulasti. Bu olduktan sonra ben de hangi akla hizmetse hard diskimi taktim biseye bakmak icin. Ama sonra aklim basima geldi ve hemen cikardim. Sindi bu virus benim hard diske de bulasmis midir?
0
Olabilir tabi,tavsiyem Avas'ın ücretsiz versiyonu var onu indirim full-scan seçimi yaparak taratmanız.
0
@ecos
taratirim o sorun degil de evdeki bilgisayara takinca bu sefer de o bilgisayara bulasacak? Nerelere gidem : /
taratirim o sorun degil de evdeki bilgisayara takinca bu sefer de o bilgisayara bulasacak? Nerelere gidem : /
0
o degil de insan serverda nasil virus tutar, elinizden tutan bir ITci de mi yok.
0
fadetoreality
Legal ve illegal örgütler, partiler, cepheler nelerdir? Hangisi neyi savunur, kime yakındır, ne tür eylem yapar? Kısa ve derli toplu bilgiye ihtiyacım var. Nasıl öğrenirim?
Legal ve illegal örgütler, partiler, cepheler nelerdir? Hangisi neyi savunur, kime yakındır, ne tür eylem yapar? Kısa ve derli toplu bilgiye ihtiyacım var. Nasıl öğrenirim?
0
awelley
Merhaba,Avrupa Birliği hakkında geniş çaplı bilgisi olanlara bir sorum var. Şimdi bildiğiniz gibi Schengen alanı ile bir Fransız vizesiz rahatça İspanya'ya, Almanya'ya, Belçika'ya, Lüksemburg'a gidebiliyor. Fakat Avrupa Birliği'nin "İç Pazar" sebebiyle yarattığı 4 temel özgürlükten biri de İnsanları
Merhaba,
Avrupa Birliği hakkında geniş çaplı bilgisi olanlara bir sorum var. Şimdi bildiğiniz gibi Schengen alanı ile bir Fransız vizesiz rahatça İspanya'ya, Almanya'ya, Belçika'ya, Lüksemburg'a gidebiliyor. Fakat Avrupa Birliği'nin "İç Pazar" sebebiyle yarattığı 4 temel özgürlükten biri de İnsanların hareket özgürlüğü de var. (Böyle mi çevriliyor Türkçeye emin değilim; İngilizce orijinali "free movement of people")
Şimdi bu insanların hareket özgürlüğü sebebiyle bir Bulgar'ın rahatça Fransa'ya girme hakkı var, bir Hollandalı'nın Birleşik Krallık'a girme hakkı var. Madem böyle bir özgürlük var, Birleşik Krallık ve Bulgaristan'ın Schengen alanında olmasının ne anlamı var? Schengen sadece İsviçre, Norveç gibi AB üyesi olmayan Avrupa ülkelerini de vizesiz seyahate katma amaçlı bir olay mı? Free movement of people ve Schengen arasındaki farklar neler? Biri bana bunları açıklayabilir mi?
Şimdiden teşekkürler.
Avrupa Birliği hakkında geniş çaplı bilgisi olanlara bir sorum var. Şimdi bildiğiniz gibi Schengen alanı ile bir Fransız vizesiz rahatça İspanya'ya, Almanya'ya, Belçika'ya, Lüksemburg'a gidebiliyor. Fakat Avrupa Birliği'nin "İç Pazar" sebebiyle yarattığı 4 temel özgürlükten biri de İnsanların hareket özgürlüğü de var. (Böyle mi çevriliyor Türkçeye emin değilim; İngilizce orijinali "free movement of people")
Şimdi bu insanların hareket özgürlüğü sebebiyle bir Bulgar'ın rahatça Fransa'ya girme hakkı var, bir Hollandalı'nın Birleşik Krallık'a girme hakkı var. Madem böyle bir özgürlük var, Birleşik Krallık ve Bulgaristan'ın Schengen alanında olmasının ne anlamı var? Schengen sadece İsviçre, Norveç gibi AB üyesi olmayan Avrupa ülkelerini de vizesiz seyahate katma amaçlı bir olay mı? Free movement of people ve Schengen arasındaki farklar neler? Biri bana bunları açıklayabilir mi?
Şimdiden teşekkürler.
0
"free movement of people" AB'nin kuruluş felsefelerinden biri. Herhangi bir düzenleme olmadan bir anlamı yok. Düzenlemesi de Schengen.
0
schengen ab vatandaşı olmayanlar için bir düzenleme daha çok. isviçre ab üyesi olmayıp şengene tabidir. bu nedenle şengen vizesi olan isviçreye giriş yapabilir. ama şengen vizesiyle bulgaristana giremezsin. romanya'dan transit geçiş yapabiliyorsun sanırım.
ha ab vatandaşları kimlikleri ile tüm ab ülkelerinde gezebiliyor zaten. onlar için şengenin bir önemi yok.
ha ab vatandaşları kimlikleri ile tüm ab ülkelerinde gezebiliyor zaten. onlar için şengenin bir önemi yok.
0
siradisi00, schengen vizesiyle bulgaristana girebilirsin. Ayni sekilde cek cumhuriyetine de girebilirsin.
Schengen vizesi verememelerine ragmen, schengen vizesi kabul ediyorlar. schengen tam uyeligi gibi dusunebilirsin. UK schengen dolasim alaninda degil, avrupa birligi gumruk, ticari vb anlasmalarina tabi.
www.schengenvisainfo.com
Schengen vizesi verememelerine ragmen, schengen vizesi kabul ediyorlar. schengen tam uyeligi gibi dusunebilirsin. UK schengen dolasim alaninda degil, avrupa birligi gumruk, ticari vb anlasmalarina tabi.
www.schengenvisainfo.com
0
çaykovski
merhaba ya iki saattir kitliyorum burayı ieltsle ilgili. yanlış yapmaktan korkan bir yapım var kusura bakmayın.. şimdi ben kimliğimi taradım yükleyeceğim fakat not olarak şunların olduğuna emin olun diyor:your ID numberyour signatureyour date of birthyour photographyour ID expiry dateid ok. date of
merhaba ya iki saattir kitliyorum burayı ieltsle ilgili. yanlış yapmaktan korkan bir yapım var kusura bakmayın.. şimdi ben kimliğimi taradım yükleyeceğim fakat not olarak şunların olduğuna emin olun diyor:
your ID number
your signature
your date of birth
your photograph
your ID expiry date
id ok. date of birth ok.
-doğal olarak id'de benim imzam yok, ayrıca imzamı atıp taratmalı mıyım?
-expiry date dediği bizi bağlamıyor değil mi biz de öyle kimliğin son kullanma tarihi falan yok?
-kimlikteki fotoğrafım yeterli mi?
your ID number
your signature
your date of birth
your photograph
your ID expiry date
id ok. date of birth ok.
-doğal olarak id'de benim imzam yok, ayrıca imzamı atıp taratmalı mıyım?
-expiry date dediği bizi bağlamıyor değil mi biz de öyle kimliğin son kullanma tarihi falan yok?
-kimlikteki fotoğrafım yeterli mi?
0
- ben imza atmamıştım
- t.c. kimliklerinde son kullanma tarihi yok
- kimlikteki foto yeterli
- t.c. kimliklerinde son kullanma tarihi yok
- kimlikteki foto yeterli
0
@protector teşekkür ederim soruların seviye ilkokul ama korku işte :)
şu imzadan emin olamıyorum ama bir türlü. bir kaç onay daha alsam rahatlicim.
şu imzadan emin olamıyorum ama bir türlü. bir kaç onay daha alsam rahatlicim.
0
Bu istedikleri kimliğe ilişkin olarak not düşüldüyse, kimliklerde imza da yok. Bir sorun olmaz.
0
o my god they killed kenny
Spinoza'nın panteizmiyle paralel olan doğu literatürüne ait: tasavvuf olur, vahdet-i vücut olur, tavsiye ettiğiniz bi' kitap var mı?Aslında bayağı araştırdım ama genelde kuran/din ekseninde gittiği için sevmedim; daha çok felsefe bağlamında olanları arıyorum.
Spinoza'nın panteizmiyle paralel olan doğu literatürüne ait: tasavvuf olur, vahdet-i vücut olur, tavsiye ettiğiniz bi' kitap var mı?
Aslında bayağı araştırdım ama genelde kuran/din ekseninde gittiği için sevmedim; daha çok felsefe bağlamında olanları arıyorum.
Aslında bayağı araştırdım ama genelde kuran/din ekseninde gittiği için sevmedim; daha çok felsefe bağlamında olanları arıyorum.
0
farrytikki2
migros, kipa tarzı marketler olabilir.(herhangi bir, içinde manav reyonu bulunduran bir market olsa da olur)ingilterede tesco var bildiğim bir tek.diğer avrupa ülkelerinde neler var? rusya, azerbeycan, türki cumhuriyetler vs de olur...
migros, kipa tarzı marketler olabilir.(herhangi bir, içinde manav reyonu bulunduran bir market olsa da olur)
ingilterede tesco var bildiğim bir tek.
diğer avrupa ülkelerinde neler var? rusya, azerbeycan, türki cumhuriyetler vs de olur...
ingilterede tesco var bildiğim bir tek.
diğer avrupa ülkelerinde neler var? rusya, azerbeycan, türki cumhuriyetler vs de olur...
0
aldi, netto, irma, 7-eleven, dm, fakta, alepa, lidl, prisma, sale, siwa, prisXtra, spar, k-extra, k-market.
0
polonya'da biedronka küçük oluyor şubeleri. tesco da var.
piotr i paweł var kazıkçı herifler.
Żabka var bu da şok falan tadında bizim.
piotr i paweł var kazıkçı herifler.
Żabka var bu da şok falan tadında bizim.
0
İsveç'te Hemköp, ICA, Netto, Willys, Lidl mevcut. Ayrıca tüm ülke geneline yayılmış Pressbyrån denilen marketler var. Tam olarak süpermarket kavramına uymasa da mini market hesabı.
0
ingiltere
en buyuk ikisi,
Tesco, Sainsburry's
Sonra,
Waitrose, Marks & Sepencer falan
en buyuk ikisi,
Tesco, Sainsburry's
Sonra,
Waitrose, Marks & Sepencer falan
0
hafızamı zorladım ama sadece italya'da carrefour ve türkilerde rammar (migros muadili, koç'un sanırım) olduğunu hatırlayabildim.
0
milano, italya: esselunga, carrefour, billa, lidl, pam, iper, coop
verona, italya: migross
roma: gc
* her sehrin marketleri farkli neredeyse
verona, italya: migross
roma: gc
* her sehrin marketleri farkli neredeyse
0
Fransa: Carrefour, uexpress, casino, simply, monoprix, dia, lidl
İsviçre: Migros
Belçika: Aldi
Bunlar bildiklerim.
İsviçre: Migros
Belçika: Aldi
Bunlar bildiklerim.
0
la noix
youth counselling center diye arattım, amerikadan bikaç örnek çıktı non-governmental non-profit olanlarözellikle devlet destekli danışma merkezi bildiğiniz nereler var dünyada?
youth counselling center diye arattım, amerikadan bikaç örnek çıktı non-governmental non-profit olanlar
özellikle devlet destekli danışma merkezi bildiğiniz nereler var dünyada?
özellikle devlet destekli danışma merkezi bildiğiniz nereler var dünyada?
0
hailtothethief
Bu ara orta dünya ile bozdum. Kafama takıldı bir anket çakayım dedim. Bu elflerin YAŞAYAN ve ERKEK olanlarından en daşşaklısı en papazı en kodum mu oturtanı kim sizce?Adaylar: Elrond, Legolas, Celeborn, Glorfindel, Cirdan, Haldir(?), Thranduil (a.k.a reyiz), Elledan-Elrohir bradırs.Ben oyumu Glorfin
Bu ara orta dünya ile bozdum. Kafama takıldı bir anket çakayım dedim. Bu elflerin YAŞAYAN ve ERKEK olanlarından en daşşaklısı en papazı en kodum mu oturtanı kim sizce?
Adaylar: Elrond, Legolas, Celeborn, Glorfindel, Cirdan, Haldir(?), Thranduil (a.k.a reyiz), Elledan-Elrohir bradırs.
Ben oyumu Glorfindel reyizden yana kullanıyorum. Adam balrog dövmüş sonuçta. Thranduil'e de gizli hislerim var. Ne diyonuz?
Adaylar: Elrond, Legolas, Celeborn, Glorfindel, Cirdan, Haldir(?), Thranduil (a.k.a reyiz), Elledan-Elrohir bradırs.
Ben oyumu Glorfindel reyizden yana kullanıyorum. Adam balrog dövmüş sonuçta. Thranduil'e de gizli hislerim var. Ne diyonuz?
0
bir kere legolası geç. haldir zaten kuzeyli. elf değil.
bana galadriel gibi geliyor. kadın harbi sağlam.
edit: haldir'i hurin ile karıştırdım ya la.
eskilerden fingolfin ve feanor var. onlar da fena.
not: 3 yüzükten biri galadriel'de. sanırım nenya.
bana galadriel gibi geliyor. kadın harbi sağlam.
edit: haldir'i hurin ile karıştırdım ya la.
eskilerden fingolfin ve feanor var. onlar da fena.
not: 3 yüzükten biri galadriel'de. sanırım nenya.
0
galadriel niye yok listede?
edit: "erkek olan" kismini fark etmemisim. bildiklerimden haldir.
edit: "erkek olan" kismini fark etmemisim. bildiklerimden haldir.
0
Galadriel en yaşlıları ve muhtemelen en güçlüleri. Daha güneş ve ay yokken o yaşıyordu. Orta dünya'ya Feanor'un peşi sıra gelen o güçlü elf kalabalığından geriye kalan tek kişi.
edit: ben de erkek olanı yeni fark ettim. O halde onun eşi olan Celeborn'u seçiyorum. Batı'dan gelmese de, Galadriel onla evlendiğine göre vardır bir şey :)
edit: ben de erkek olanı yeni fark ettim. O halde onun eşi olan Celeborn'u seçiyorum. Batı'dan gelmese de, Galadriel onla evlendiğine göre vardır bir şey :)
0
bu verdiğin listede tabi ki Glorfindel ancak ne yazık ki reyiz Gondolin'de gizli geçitte balgrog ile yaptığı mücadelede balrog ile birlikte uçurumdan düşerek can verdi. O yüzden yaşayanlar kriterine uymadığı için listeden çıkarmak durumundayız.
o yüzden liste de başı Beren'in torunu Earendil'in oğlu olan Elrond çekiyor. ardından Cirdan, Celeborn ve son olarak Legolas geliyor.
Haldir dediğin filmde bahsedilen Haldir herhalde. Silmarillionda bahsedilen Haldir insan.
edit: thrandueil'i atlamışım, sevmem onu. babasını da sevmezdim. başına buyruk ve tuhaf bir adamdı. zaten o yüzden katledildi. neyse konumuz o değil. ama illa listeye koyarsak Celeborndan sonra gelir.
o yüzden liste de başı Beren'in torunu Earendil'in oğlu olan Elrond çekiyor. ardından Cirdan, Celeborn ve son olarak Legolas geliyor.
Haldir dediğin filmde bahsedilen Haldir herhalde. Silmarillionda bahsedilen Haldir insan.
edit: thrandueil'i atlamışım, sevmem onu. babasını da sevmezdim. başına buyruk ve tuhaf bir adamdı. zaten o yüzden katledildi. neyse konumuz o değil. ama illa listeye koyarsak Celeborndan sonra gelir.
0
@air
Glorfindel geri gönderilmemiş miydi ya? Dövüşten sonra düşüp ikisinin de öldüğünü biliyorum, fakat yanlış hatırlamıyorsam bu frodo tayflardan kaçarken Glorfindel kurtarıyor elemanı tayflarla dövüşüp. Hatta frodo yüzük parmağındayken tayfları simsiyah gördüğü suret gibi Glorfindel'i de bembeyaz surette görüyor, noluyoz falan diyordu :/ ben mi karıştırdım. Kitapta tabi bu bahsettiğim ayrıntılar
Glorfindel geri gönderilmemiş miydi ya? Dövüşten sonra düşüp ikisinin de öldüğünü biliyorum, fakat yanlış hatırlamıyorsam bu frodo tayflardan kaçarken Glorfindel kurtarıyor elemanı tayflarla dövüşüp. Hatta frodo yüzük parmağındayken tayfları simsiyah gördüğü suret gibi Glorfindel'i de bembeyaz surette görüyor, noluyoz falan diyordu :/ ben mi karıştırdım. Kitapta tabi bu bahsettiğim ayrıntılar
0
Silmarillion ve LOTR kitaplarındaki Glorfindel'ler farklı. Meşhur olanı @air'in yazdığı gibi öldü. Diğeri ise normal bir elf beyi. Bütün elfler gibi o da gölgeler boyutundan bakıldığında beyaz görünüyordu.
0
@ air: Haldir yüzüklerin efendisinde de var ve elf. Ama filmdeki gibi efendi değil biraz kıl bir tipti.
Kitaplara göre de filme göre de sıralamanın arkalarında tabii.
Kitaplara göre de filme göre de sıralamanın arkalarında tabii.
0
@protector
ya ben onu büyük ihtimal chris tolkien'in bir yazısında mı ne okumuştum ama net 7 8 yıl olmuştur ikisinin aynı kişi olduğuna dair. kitaplarda iki glorfindel var haklısın da işte ikisi aynı kişi demişti eleman iyi hatırlıyorum.
ya ben onu büyük ihtimal chris tolkien'in bir yazısında mı ne okumuştum ama net 7 8 yıl olmuştur ikisinin aynı kişi olduğuna dair. kitaplarda iki glorfindel var haklısın da işte ikisi aynı kişi demişti eleman iyi hatırlıyorum.
0
noro lim, noro lim, Asfaloth!
okuyalı çok oldu kitapları, karıştırdım. geri geliyor. Büyük Kartal Thorondor Glorfindel’in cansız bedenini uçurumdan çıkartıp, geçit yanına koyup mezar yapıyorlar ona ama sonra geri gönderiliyor. ne zaman ve nasıl olduğu çok açık değil ama geliyor evet. hatta frodoyu nehrin karşısına geçirende o.
okuyalı çok oldu kitapları, karıştırdım. geri geliyor. Büyük Kartal Thorondor Glorfindel’in cansız bedenini uçurumdan çıkartıp, geçit yanına koyup mezar yapıyorlar ona ama sonra geri gönderiliyor. ne zaman ve nasıl olduğu çok açık değil ama geliyor evet. hatta frodoyu nehrin karşısına geçirende o.
0
en son Arwen ve Aragorn’un düğünü için Minas Tirith'e geliyor, ondan sonra da bir daha haber alınmyor. ölümsüz diyarlara gidip gitmediği meçhul.
0
@air aynen ya bi an tereddüte düştüm bende yanlış mı hatırlıyorum diye çok oldu kitapları okuyalı. adam bfme 2 de mi ne (oyun) upgradeleri alıp asfaloth bide kırmızı bi dalgası vardı onu açınca aragorn'a 3 vuruyordu :D
Glorfindel <3<3
Glorfindel <3<3
0
Bu arada siz yetkili abilere benziyonuz, dün açtığım şu duyuruya cevap alamadım (git: 906291) gugıl da aratamıyorum bir türlü doğru kelimelerle saçma sapan bin tane site geliyor bulamadım bir türlü. Savaş başlamadan önce cüceler ne diye çığırıyor? anlamları ne bilen var mı acaba?
0
yaşayanları sormuştum ama. yine de fingolfin'in kardinal hatta papa olduğunu düşünüyorum ben de :) feanor yavşağına değinmek istemiyorum.
0
Elfler ölümsüzlerdir ancak öldürülebilirler. Yani sadece doğal nedenlerle ölmezler. Örneğin bir Celebrimbor ya da bir Oropher gibi gayet katledilenilirler (ya da daha yakın örnekler, yüzük savaşlarında ve beş ordunun savaşında ölen elfler).
Feanor: Gothmog tarafından ağır yaralanıyor ve sonucunda, dönüş yolculuğunda hayatını kaybediyor.
Fingolfin: Morgoth ile yaptığı düelloda Morgoth tarafında katlediliyor. Morgoth onu ayağıyla ezip, bedenini elleriyle belinden ikiye katlıyor.
Ancak saydığımız isimler Ölümsüz diyarlara ulaşabilmiş isimler (Bir tek Glorfindel ve Thranduil'in Ölümsüz diyarlara geçip geçmediği ile ilgili net bir bilgi yok.)
Feanor: Gothmog tarafından ağır yaralanıyor ve sonucunda, dönüş yolculuğunda hayatını kaybediyor.
Fingolfin: Morgoth ile yaptığı düelloda Morgoth tarafında katlediliyor. Morgoth onu ayağıyla ezip, bedenini elleriyle belinden ikiye katlıyor.
Ancak saydığımız isimler Ölümsüz diyarlara ulaşabilmiş isimler (Bir tek Glorfindel ve Thranduil'in Ölümsüz diyarlara geçip geçmediği ile ilgili net bir bilgi yok.)
0
kitapları okudum ama bayağı unutmuşum.
tr.wikipedia.org
1. glorfindel oldu şu durumda
2. elrond - thranduil
tr.wikipedia.org
1. glorfindel oldu şu durumda
2. elrond - thranduil
0
yazdıkların arasından en kodu mu oturtanı glorfindelle elrond. cirdan da büyük elflerden ama kişiliği savaşçılığı hakkında pek şey aklımda kalmamış, daha çok bilgeliğiyle biliniyo galiba.
tüm elfler arasından da feanorla fingolfin. fingolfin morgothun karşısına çıkma cesaretini gösteriyo sonuçta.
kadınları katarsak da luthienle galadriel. bitmemiş öyküleri okuyanlar daha iyi bilir galadriel çok büyük bi hatun. luthien de zaten ortada, feanorun çocukları yeminlerini askıya almışlar resmen silmaril luthienle berendeyken.
tüm elfler arasından da feanorla fingolfin. fingolfin morgothun karşısına çıkma cesaretini gösteriyo sonuçta.
kadınları katarsak da luthienle galadriel. bitmemiş öyküleri okuyanlar daha iyi bilir galadriel çok büyük bi hatun. luthien de zaten ortada, feanorun çocukları yeminlerini askıya almışlar resmen silmaril luthienle berendeyken.
0
Mesele kötülükle savaşmaksa Cirdan'dır. Morgoth tüm Noldor'a kan kustururken Cirdan'ın toprakları güneyde korunaklı bölge görevi yaptı yüzyıllar boyunca bence bilgelik budur, herkes çökerken ayakta kalabilmektir.
Celeborn'un geriye kalanlardan kuvvetli olması gerekmekte. Çünkü Bitmemiş Öyküler'de Galadriel ve Celeborn'un hikayesinde Doriath'lı bir elf beyi olduğu anlatılıyordu sanırım. Bu aralar hafızam pek iyi değil yeni okumama rağmen hem de. Yani geriye kalan elfler Beleriand'ın çoktan suların altında yok olduğu zamanlarda yetişkin olmaları vs.. düşünülünce,
ya da s. edin, lotro'da bi tek glorfindel'in yanına gittin mi +10 hope veriyor beyler, ekrana nur iniyor işte çok kafam karıştı yatıyorum.
Celeborn'un geriye kalanlardan kuvvetli olması gerekmekte. Çünkü Bitmemiş Öyküler'de Galadriel ve Celeborn'un hikayesinde Doriath'lı bir elf beyi olduğu anlatılıyordu sanırım. Bu aralar hafızam pek iyi değil yeni okumama rağmen hem de. Yani geriye kalan elfler Beleriand'ın çoktan suların altında yok olduğu zamanlarda yetişkin olmaları vs.. düşünülünce,
ya da s. edin, lotro'da bi tek glorfindel'in yanına gittin mi +10 hope veriyor beyler, ekrana nur iniyor işte çok kafam karıştı yatıyorum.
0
Bence glorfindel dir çünkü silmarillion da bir balrogu 1v1 de yenmiştir son anda balrog yanına çeker ama yaptıgı şeyler ve fingolfin ve hanedanına olan bağlılığı ve akraba kıyımına katılmamasından dolayı valar onu kutsar ve ona bi maia gücüne yakın bir güç verip orta dünyaya gönderir yani silmarillion daki glorfindel ile lotr daki aynı elfdir hatta daha güçlüsü ama iş büyü gücüne gelirse celeborn ve galadriel tokatlar elrond da baya soylu ve güçlüdür ama aynı zamanda yarı elf dir cirdan limanların koruyucusu idir ve en yaşlı elf idir ilk doğanlardan yani anne babası yoldur cirdanın 4. Çağa kadar da orta dünyada yaşar ancak her gitmek isteyen elf gidince o da son gemiyle valinora gider cirdan şüphesiz aralarında en bilgidir gil galad bile hep ona danışır elrond ve elros u nerede ise o büyütmüştür ve valar ın ona bahşettiği bir görme gücüne sahiptir ve sakalı olan tek elf dir elflerin sakalı cıkması için coook uzun yaşaması lazım ve cirdanda en uzun yaşayan dır ancak onun yapıtıgı gemiler ile valinora gidilebilir 3. Çağ da bilgelik açısından en biledir thranduil o da 1. Çağ da doğmuştur ama öbür saydıklarıma yetişemez ben glorfindel demek isterim sorunun cevabı olarak çünkü ağaçların ışığını görmüştür hemde valar onu kutsayıp ona maia ya yakın bi güç bahşetmiştir güç olarak ve koduğunu oturtan elf o dur ama iş büyü gücü ise celeborn dur
0
lafıolmaz
türkiye'de roman ya da sanat sosyolojisi çalışmaları hakkında ne biliyorsunuz? roman ya da sanat sosyolojisi üzerine çalışması olan birileri varsa isimlerini ve çalışmalarını söyleyebilir misiniz?
türkiye'de roman ya da sanat sosyolojisi çalışmaları hakkında ne biliyorsunuz? roman ya da sanat sosyolojisi üzerine çalışması olan birileri varsa isimlerini ve çalışmalarını söyleyebilir misiniz?
0
jale parla - babalar ve oğullar: tanzimat romanının epistemolojik temelleri
çok ilgili olduğum bir alan değil, o sebeple bildiğim tek örnek bu.
çok ilgili olduğum bir alan değil, o sebeple bildiğim tek örnek bu.
0
Olgun gündüz'ün likedin hesabına bakmak işine yarar. Olgun hocanın Kemal Tahir'i, Tanpınar'ı incelediğini diye hatırlıyorum.
0
kayranin kedisi
Sosyal medya üzerine doktora yapmayı düşünüyorum (muhtemelen media studies ya da communication programlarının altında). Epey bir araştırdım ve King's College ya da Leeds University seçeneklerinden birisi olacak gibi ama İngiltere'de tek yaşama düşüncesi beni başka seçenekler aramaya itiyor (insanlar
Sosyal medya üzerine doktora yapmayı düşünüyorum (muhtemelen media studies ya da communication programlarının altında). Epey bir araştırdım ve King's College ya da Leeds University seçeneklerinden birisi olacak gibi ama İngiltere'de tek yaşama düşüncesi beni başka seçenekler aramaya itiyor (insanları, iklimi, kiralar, vb. sebeplerle). İletişim ya da Medya çalışan arkadaşlar varsa şurayı da gözden geçir dedikleri bir seçene var mıdır acaba?
0
andy kaufman
Selamlar simdi ben Turkcelliyim burada o2 uk ye gecti. İngilteredeki arkadaslarimi arayabiliyorum ama turkiyeden kimseyi arayamiyorum hat dusuyor. +90 girmeme ragmen basina. telefonum iphone 4.
Selamlar simdi ben Turkcelliyim burada o2 uk ye gecti. İngilteredeki arkadaslarimi arayabiliyorum ama turkiyeden kimseyi arayamiyorum hat dusuyor. +90 girmeme ragmen basina. telefonum iphone 4.
0
Yanlış anlamadıysam, Turkcell hattın takılı hala. Sürekli ana bağlantıyı değiştirmek zorunda kaldığı için(turkcell'e direk bağlanamıyor çünkü) hem internette hem de bazı aramalarda sorun çıkartıyordu. En yakın yerden bir hat al, onunla daha rahat edersin.
0
bi sey dicem
Boyle bir sey okumustum ama ne oldugunu hatirlayamadim. Hani bir ogretmen genel olarak baskici davraniyordur, ondan kurtulmak istersiniz ama mesela tatil icin okuldan ayrildiginizda adami tekrar gormek istersiniz. Neydi bu his?
Boyle bir sey okumustum ama ne oldugunu hatirlayamadim. Hani bir ogretmen genel olarak baskici davraniyordur, ondan kurtulmak istersiniz ama mesela tatil icin okuldan ayrildiginizda adami tekrar gormek istersiniz. Neydi bu his?
0
Muhtemelen stockholm sendromunu soruyorsun.
Ancak liderle özdeşleşme, liderin "Baba figürü" olarak kodlanışı, lider ile kitle arasındaki libidinal bağ gibi birçok tanım yapılabilir.
Ancak liderle özdeşleşme, liderin "Baba figürü" olarak kodlanışı, lider ile kitle arasındaki libidinal bağ gibi birçok tanım yapılabilir.
0
ddenizz
Kristy kruger'in little pollyanna şarkısının sözlerinin türkçe çevirisini isteyecektim?? (Hiç olmadı sadece nakarati da olur)sözler; i wish i could find something to make me feel bettera drug or a drink something that would make me think its all okmaybe it could fill meor give me a ride of somethin
Kristy kruger'in little pollyanna şarkısının sözlerinin türkçe çevirisini isteyecektim?? (Hiç olmadı sadece nakarati da olur)
sözler; i wish i could find something
to make me feel better
a drug or a drink
something that would make me think its all ok
maybe it could fill me
or give me a ride of something that i haven't tried
no i don't care if it shows anymore
i don't really know what i should smile for
too late for me
i've made up my mind
and i don't wanna see no sunshine
don't wanna go outside
why should i
the sun is a cover up
the sun is a lie
if you could look into it
you'd see straight through it
a happy disguise
smiling while it burns your eyes...
sözler; i wish i could find something
to make me feel better
a drug or a drink
something that would make me think its all ok
maybe it could fill me
or give me a ride of something that i haven't tried
no i don't care if it shows anymore
i don't really know what i should smile for
too late for me
i've made up my mind
and i don't wanna see no sunshine
don't wanna go outside
why should i
the sun is a cover up
the sun is a lie
if you could look into it
you'd see straight through it
a happy disguise
smiling while it burns your eyes...
0
bir şey bulmayı dilerdim
kendimi daha iyi hissetmek için
bir hap ya da bir içki
her şey normal gibi hissettirecek bir şey
belki beni doyurur
ya da bana hiç denemediğim bir yolculuk verir.
Hayır, ne gösterse de umurumda değil
Gerçekten bilmiyorum ne için güleceğimi
benim için çok geç
ben kararımı verdim
ve artık gün ışığı görmek istemiyorum
dışarı çıkmak istemiyorum
niye çıkayım ki
güneş saklanmış
güneş bir yalan
eğer onu incelersen
onun içini görebilirsin
bir mutluluk maskesi
Gözlerini yakarken gülümseyen
kendimi daha iyi hissetmek için
bir hap ya da bir içki
her şey normal gibi hissettirecek bir şey
belki beni doyurur
ya da bana hiç denemediğim bir yolculuk verir.
Hayır, ne gösterse de umurumda değil
Gerçekten bilmiyorum ne için güleceğimi
benim için çok geç
ben kararımı verdim
ve artık gün ışığı görmek istemiyorum
dışarı çıkmak istemiyorum
niye çıkayım ki
güneş saklanmış
güneş bir yalan
eğer onu incelersen
onun içini görebilirsin
bir mutluluk maskesi
Gözlerini yakarken gülümseyen
0
coralblush
Realised ile have realised arasında ne fark var? Fark etmeleri bir anda değil de bir süre alınca mı have deniyo
Realised ile have realised arasında ne fark var? Fark etmeleri bir anda değil de bir süre alınca mı have deniyo
0
tense farkı var. present perfect ikincisi, söz konusu farkındalığın kişiye etkisinin hala devam ettiğini anlatıyor.
0
acccra
leks sipekialis/sipesiyalis/sipeşiyalis/sipeçiyalis?. hepsini de duydum valla. kontekst: Maxim Lex Specialis Derogat Legi Generali
leks sipekialis/sipesiyalis/sipeşiyalis/sipeçiyalis?. hepsini de duydum valla.
kontekst: Maxim Lex Specialis Derogat Legi Generali
kontekst: Maxim Lex Specialis Derogat Legi Generali
0
gijilti
Bir yabancı modernist roman,Bir yabancı postmodern roman,Bir modernist Türk romanı,Bir postmodern Türk romanörneği okumak istiyorum. Akımlara en iyi örnek ne ise onları okumak istiyorum. Öneriniz.
Bir yabancı modernist roman,
Bir yabancı postmodern roman,
Bir modernist Türk romanı,
Bir postmodern Türk roman
örneği okumak istiyorum. Akımlara en iyi örnek ne ise onları okumak istiyorum. Öneriniz.
Bir yabancı postmodern roman,
Bir modernist Türk romanı,
Bir postmodern Türk roman
örneği okumak istiyorum. Akımlara en iyi örnek ne ise onları okumak istiyorum. Öneriniz.
0
yabancı m.: james joyce - ulysses
yabancı p.m.: john fowles - fransız teğmenin kadını (bu türün çok tipik bir örneği)
yerli p.m. : orhan pamuk - benim adım kırmızı
yabancı p.m.: john fowles - fransız teğmenin kadını (bu türün çok tipik bir örneği)
yerli p.m. : orhan pamuk - benim adım kırmızı
0
Joseph Heller madde 22 yi yabancı post modern romana örnek verebilirim. İroni çok vardı.
0
bu soruyu sorduğuna göre, okuduğun kitabın modern ya da postmodern olması sende bir farklılık hissettirmeyecektir. Ek olarak, akımların en iyi örneklerini anlamakta da zorluk çekeceğini tahmin ediyorum.
Modern roman için 19.yy'dan başlayıp James Joyce ile doruğuna ulaşan bütün eserleri okuyabilirsin. Ama, modern olanın başlarındaki iki örnek hep ilgimi çekmiştir: Mandeville'nin the fable of the bees eseri ile cervantes'in don quixote'si.
Postmodern roman için 1950 sonrasına bakman gerekir. Felsefedeki, psikanalizdeki ve görüngübilimdeki gelişmelerden oldukça etkilendiğinden; yapıtları anlayıp irdelemek çok daha zor. Umberto Eco, Samuel Beckett ve Nabokov'un bazı eserleri daha kolay anlaşılabilir örnekleri oluşturabilir. Belki varoluşçuları da işin içine katabiliriz. Bu işin ağır topu ise açık ara Barthes'dır kanımca.
Modern roman için 19.yy'dan başlayıp James Joyce ile doruğuna ulaşan bütün eserleri okuyabilirsin. Ama, modern olanın başlarındaki iki örnek hep ilgimi çekmiştir: Mandeville'nin the fable of the bees eseri ile cervantes'in don quixote'si.
Postmodern roman için 1950 sonrasına bakman gerekir. Felsefedeki, psikanalizdeki ve görüngübilimdeki gelişmelerden oldukça etkilendiğinden; yapıtları anlayıp irdelemek çok daha zor. Umberto Eco, Samuel Beckett ve Nabokov'un bazı eserleri daha kolay anlaşılabilir örnekleri oluşturabilir. Belki varoluşçuları da işin içine katabiliriz. Bu işin ağır topu ise açık ara Barthes'dır kanımca.
0
modernist ve postmodernist öğeler birlikte kullanılıyor genel olarak modernist romanlarda. postmodernist romanlarda da modernist öğeler kullanılabiliyor. sıkı sıkı çizgilerle ikisini ayırmak çok doğru değil o yüzden, onu belirteyim öncelikle.
james joyce, ulysses
umberto eco, gülün adı
modernist öğelerin ağır bastığı türk romanı olarak: oğuz atay, tehlikeli oyunlar, tutunamayanlar
orhan pamuk, kara kitap
yusuf atılgan, aylak adam, anayurt oteli
postmodernist olarak: orhan pamuk, benim adım kırmızı
hasan ali toptaş, bin hüzünlü haz, gölgesizler
nedim gürsel, boğazkesen
james joyce, ulysses
umberto eco, gülün adı
modernist öğelerin ağır bastığı türk romanı olarak: oğuz atay, tehlikeli oyunlar, tutunamayanlar
orhan pamuk, kara kitap
yusuf atılgan, aylak adam, anayurt oteli
postmodernist olarak: orhan pamuk, benim adım kırmızı
hasan ali toptaş, bin hüzünlü haz, gölgesizler
nedim gürsel, boğazkesen
0
biz okulda postmodern türk roman olarak orham pamuk - beyaz kale'yi okumuştuk.
ne yazıkki hala bilmiyorum neden postmodern.
ne yazıkki hala bilmiyorum neden postmodern.
0
yukarıda yanıt verdim ama king lizard ve protector önemli noktalara temas etmişler. m. veya pm. romanlardan birer örnek okumak sizin modernist romanı veya postmodern romanı tek başına anlamınızı sağlamayacaktır. hatta tam tersine örnek olarak okuduğunu kitabın kendine özgü özelliklerie bakıp modernist ve postmodern romanları yanlış da anlayabilirsiniz. öncesinde bu türlerin ne olduğunu anlatan kurgu-dışı bir kitap okumanız daha yerinde olacaktır.
0
soruya cevap veren arkadaşların bazısının ne yazık ki konuyu bilmedikleri görüyorum.
Modernist roman olarak Tutunamayanlar örnek verilmiş.
Tutunamayanları size kesinlikle tavsiye etmiyorum. Neden?
Çünkü Tutunamayanlarda hem modernist hem de postmodern ögeler içiçedir. Oğuz Atay Türk edebiyatında daha modernizm gelmeden postmodernizmi getiren bir roman yazmıştır.
bu akımların ne olduğunu, özelliklerini bilmeden Tutunamayanları okursanız kafanız çok feci karışır.
İtalo Calvino'nun Bir kış gecesi eğer bir yolcu romanı postmodernizm için çok öğreticidir.
modernizm için Thomas Mann, Robert Musil, Hermann Broch okursanız daha faydalı olabilir.
Yine Orhan Pamuk'tan Kara Kitap "postmodernizm" için mükemmel bir örnektir.
yine cevaplar arasında modern ve modernist karmaşası var :(
ne desem bilemedim.
Türk eğitim sisteminden çıkma birisi olarak modernizm ve postmodernizmi özellikle bir edebiyat altyapınız yoksa anlamanız çok zor. bir adet romanı hap gibi okuyup edebi akımını anlamak imkansızdır.
benim tavsiye önce klasisizm okuyun, iyice sindirdikten sonra modernizm ve postmodernizme geçin.
biraz edebiyat teorisi ve edebiyat tarihi okumanız da işe yarayabilir.
Modernist roman olarak Tutunamayanlar örnek verilmiş.
Tutunamayanları size kesinlikle tavsiye etmiyorum. Neden?
Çünkü Tutunamayanlarda hem modernist hem de postmodern ögeler içiçedir. Oğuz Atay Türk edebiyatında daha modernizm gelmeden postmodernizmi getiren bir roman yazmıştır.
bu akımların ne olduğunu, özelliklerini bilmeden Tutunamayanları okursanız kafanız çok feci karışır.
İtalo Calvino'nun Bir kış gecesi eğer bir yolcu romanı postmodernizm için çok öğreticidir.
modernizm için Thomas Mann, Robert Musil, Hermann Broch okursanız daha faydalı olabilir.
Yine Orhan Pamuk'tan Kara Kitap "postmodernizm" için mükemmel bir örnektir.
yine cevaplar arasında modern ve modernist karmaşası var :(
ne desem bilemedim.
Türk eğitim sisteminden çıkma birisi olarak modernizm ve postmodernizmi özellikle bir edebiyat altyapınız yoksa anlamanız çok zor. bir adet romanı hap gibi okuyup edebi akımını anlamak imkansızdır.
benim tavsiye önce klasisizm okuyun, iyice sindirdikten sonra modernizm ve postmodernizme geçin.
biraz edebiyat teorisi ve edebiyat tarihi okumanız da işe yarayabilir.
0
puc
araf bölümünde vergilius'un cehennemin birinci dairesinde olduğu söyleniyor (oğlak yay., sf453, satır 103). önceki sayfalarda bunun nedeni ile ilgili bir açıklama var mıydı? açıkçası cehennemde olduğunu hiç düşünmemiştim.
araf bölümünde vergilius'un cehennemin birinci dairesinde olduğu söyleniyor (oğlak yay., sf453, satır 103). önceki sayfalarda bunun nedeni ile ilgili bir açıklama var mıydı? açıkçası cehennemde olduğunu hiç düşünmemiştim.
0
@greyfurt: yok, araf ortalardayım, 5. p silindi. başka bir ozanla konuşurken:- ben, şunlar şunlar halen karanlık zindanın birinci dairesindeyiz diyor.
0
Hatırladığım kadarıyla dini sebebiyle yada hristiyan olmadığı için. Şimdi diyeceksin ki vergilius ısa öncesi yasadi nasil hristiyan olsun, bende haklısın diyeceğim. Ama mevzu mensubu olduğu din. Hatta hatırladığım kadarıyla dante vergiliusu sevdiği için cehennemin nispeten iyi dairesine koymuştu.
0
hristiyan olmayan alimler, şairler, devlet adamları, büyük insanlar cehennemin birinci dairesinde kendilerine tahsis edilmiş olan şatoda yaşıyorlar bildiğim kadarıyla.
0
eldfell
ilgili arkadaşlara sorum var, daha önce şu kitapları okudum, oğuz tekin ve freeman baya yararlıydı ama diğer iki kitap özellikle üç ciltlik olan avrupa merkezli "grekler dünyanın en güzel en muhteşem bilmem ne insanları, müthiş akılları, doğu dünyasını da şöyle etkilemiş böyle etkilemiş" kültür tari
ilgili arkadaşlara sorum var, daha önce şu kitapları okudum, oğuz tekin ve freeman baya yararlıydı ama diğer iki kitap özellikle üç ciltlik olan avrupa merkezli "grekler dünyanın en güzel en muhteşem bilmem ne insanları, müthiş akılları, doğu dünyasını da şöyle etkilemiş böyle etkilemiş" kültür tarihi kitabı zaten tam olarak tarihi değil yani kültür tarihini anlatıyor işte, fakat aradığımı bulamadım, var mı başka önerisi olan?
www.kitapyurdu.com
www.kitapyurdu.com 3 cildi
www.kitapyurdu.com
www.kitapyurdu.com
www.kitapyurdu.com
www.kitapyurdu.com 3 cildi
www.kitapyurdu.com
www.kitapyurdu.com
0
Herodotus, Hesiodos, Thucydides ve Xenophon'un kitaplarını okumaya başlasana. Tahmin ediyorum ki, kültür ya da mikro-tarih yerine siyasi tarihe ilişkin kaynak arıyorsun. Bu yüzden ikinci ağızdan kaynaklarla fazla zaman kaybetmene gerek yok.
ek: Siyasi tarih, tarihe ilişkin en sığ ve en yanlış metodu içerir: liderler ve savaşlar üzerinden tarih yazımı. Tarih zirvelerin değil, eteklerin tarihidir.
ek: Siyasi tarih, tarihe ilişkin en sığ ve en yanlış metodu içerir: liderler ve savaşlar üzerinden tarih yazımı. Tarih zirvelerin değil, eteklerin tarihidir.
0
arockm
Sizce arkadaşlar hangisi?
Sizce arkadaşlar hangisi?
0
Sanat toplum içindir bana göre. Ama zaten bu üretilenin sanat olabilmesi için sanat yapma kaygısı da olması gerekir.
0
sanat hiçbir şey için değildir. Sanat araçsallık değil, göstergelerin yaratım biçimidir.
0
Bunların ikisinin birbiri içinde o kadar ayrı olduklarını düşünmüyorum. Örneğin blues, tarlalarda çıkmış bir müzik, halk için çıkmış bir müzik ama kısa zamanda "sanat için sanat" olarak gelişmeye devam etmiş şey. Ya da tam tersi eskinin saray müziği, şimdi halkın rakı masasını şenlendirebiliyor. Herhangi bir akımı iki şekilde de kullanmak; hatta son 40-50 yılın yeni çıkardığı uç olan "Endüstri için sanat" olarak değerlendirmek de mümkün. Herhangi bir akımın sınırı olduğuna inanmıyorum. Sanatçının o anki niyetine göre değişebilir. Aynısı bilim için de geçerlidir. Niyetin "toplum" olmasından yanayım.
Edit: Resmen sınavlardaki "Yukarıdaki paragrafta aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir" sorusu gibi yazmışım.
Edit: Resmen sınavlardaki "Yukarıdaki paragrafta aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir" sorusu gibi yazmışım.
0
sanat, benim için yapılır.
bencilce gelebilir ama öyle değil. işin özü bu.
bencilce gelebilir ama öyle değil. işin özü bu.
0
thracian
yabancı ülkede pastırma benzeri, pastırma tadına en yakın ne var? kuru etten bahsetmiyorum ama. kara lastik gibi tadı var onların yiyemiyorum.bacon falan tadı pastırmaya benzer mi? orta asya normalde hayvancılık cennetidir fakat pastırmayı akıl edememişler.
yabancı ülkede pastırma benzeri, pastırma tadına en yakın ne var? kuru etten bahsetmiyorum ama. kara lastik gibi tadı var onların yiyemiyorum.
bacon falan tadı pastırmaya benzer mi?
orta asya normalde hayvancılık cennetidir fakat pastırmayı akıl edememişler.
bacon falan tadı pastırmaya benzer mi?
orta asya normalde hayvancılık cennetidir fakat pastırmayı akıl edememişler.
0
bacon = domuz pastırması
Gerçi türkiye'de hiç pastırma yemedim, ancak yukarıda söylenen lafı çok duydum.
Gerçi türkiye'de hiç pastırma yemedim, ancak yukarıda söylenen lafı çok duydum.
0
@protector
peki bu bacon yine bizdeki pastırma gibi tuzlanarak mı yapılıyor? yoksa yine isli mi?
peki bu bacon yine bizdeki pastırma gibi tuzlanarak mı yapılıyor? yoksa yine isli mi?
0
@namus ninjası
olmaz çünkü tuzda bekletiliyor ve iyice suyu çıkartılıyor etin.
olmaz çünkü tuzda bekletiliyor ve iyice suyu çıkartılıyor etin.
0
@thracian; dediğim gibi pastırma yemedim, bilmiyorum. Ancak pastırma tarihsel olarak, türklerin yemeği. Ne kadar benziyordur hiçbir fikrim yok.
0
prosciutto di parma
Bu da domuzdan yapılıyor ama çemen tarafı hariç pastırmaya en benzer şey bu. Bacon ise bence pastırmadan çok farklı
Bu da domuzdan yapılıyor ama çemen tarafı hariç pastırmaya en benzer şey bu. Bacon ise bence pastırmadan çok farklı
0
ben fransa'da öğrenciyken ''viande sechée'' dedikleri şeyle pastırma olayını halletmeye calısıyordum. süper yakın değil ama idare ediyor.
edit: domuzdan olanı var ama biraz daha paraya kıyarsan normal bildiğin etle yapılanı da var. ben domuzla yapılanı yiyordum sırtımda kolumda sivilceler cıkmaya baslıyınca paraya kıyıp etli olanı almaya basladım geçti. domuzla yapılanı alma vücut alıskın olmayınca ters tepebiliyor.
edit: domuzdan olanı var ama biraz daha paraya kıyarsan normal bildiğin etle yapılanı da var. ben domuzla yapılanı yiyordum sırtımda kolumda sivilceler cıkmaya baslıyınca paraya kıyıp etli olanı almaya basladım geçti. domuzla yapılanı alma vücut alıskın olmayınca ters tepebiliyor.
0
vedat milor gibi sağlam bir gurme dahi pastırmayı dünyadaki en iyi şarküteri ürünü ilan etmiştir. Bence de öyle ama onun dışında da hiç şarküteri ürünümüz yok malesef :)
Yurtdışında envayi çeşit şarküteri ürünü bulacaksın fakat pastırmaya benzeyen hiçbir şey yok benim bildiğim. Ayrıca bacon domuz pastırması falan değildir. sadece şekli benziyor tadının alakası yok.
Yurtdışında envayi çeşit şarküteri ürünü bulacaksın fakat pastırmaya benzeyen hiçbir şey yok benim bildiğim. Ayrıca bacon domuz pastırması falan değildir. sadece şekli benziyor tadının alakası yok.
0
yav kınamayın ama hayat çok kısa. tek bir et ürününe saplanıp kalmamalı. hepsi güzel. sonuçta yağ iyidir, hayvansal yağ daha iyidir. bunun esansiyel aminoasitleri var daha.
www.quickmeme.com
www.quickmeme.com
0
Bacon in tadi pastirmadan ziyade fume et gibi veya bir takim jambonlar gibi
0
helios
cinsiyet, yaş, tercihe göre şehir/üniversite ve ekonomik durum belirtirseniz sevinirim.1 - neden yüksek lisans yapıyor/yapmayı düşünüyorsunuz? 2 - hangi bölümde yüksek lisans yapıyor/yapmayı düşünüyorsunuz?3 - bitirdikten sonra akademik olarak devam etmeyi düşünüyor musunuz? devam edemezseniz ne yap
cinsiyet, yaş, tercihe göre şehir/üniversite ve ekonomik durum belirtirseniz sevinirim.
1 - neden yüksek lisans yapıyor/yapmayı düşünüyorsunuz?
2 - hangi bölümde yüksek lisans yapıyor/yapmayı düşünüyorsunuz?
3 - bitirdikten sonra akademik olarak devam etmeyi düşünüyor musunuz? devam edemezseniz ne yapacaksınız?
1 - neden yüksek lisans yapıyor/yapmayı düşünüyorsunuz?
2 - hangi bölümde yüksek lisans yapıyor/yapmayı düşünüyorsunuz?
3 - bitirdikten sonra akademik olarak devam etmeyi düşünüyor musunuz? devam edemezseniz ne yapacaksınız?
0
k, 28, Ankara
1. lisans bölümümle çalıştığım alan farklıydı. çalışma alanıma uygun bölümde master yaptım (tezimi de bitirdim. 2 hactaya mezunun. yehuuu)
2. uluslararası ilişkiler
3. önümüzdeki yıl doktoraya başlamayı planlıyorum. ama akademisyen olmak gibi bir hayalim yok. think tanklerde çalıştım/çalışacağım.
1. lisans bölümümle çalıştığım alan farklıydı. çalışma alanıma uygun bölümde master yaptım (tezimi de bitirdim. 2 hactaya mezunun. yehuuu)
2. uluslararası ilişkiler
3. önümüzdeki yıl doktoraya başlamayı planlıyorum. ama akademisyen olmak gibi bir hayalim yok. think tanklerde çalıştım/çalışacağım.
0
k, 31, İstanbul, başvururken yeni mezundum
1. Akademisyenlik istiyordum, 2 yıl önceden karar vermiştim.
2. Kendi alanımda, Endüstri Mühendisliği'nde yaptım.
3. Düşündüm, yaptım.
1. Akademisyenlik istiyordum, 2 yıl önceden karar vermiştim.
2. Kendi alanımda, Endüstri Mühendisliği'nde yaptım.
3. Düşündüm, yaptım.
0
k, 31, ankara,
1- bölümüm (genetik) itibariyle ben zaten bilim alanında çalışmalıyım ki zaten master-doktora şeklinde de wet-lab çalıştım zamanında 5 yıl önce bıraktım. şimdi biraz değişiklik olsun, biraz eğitimimle alakalı birşeyler yapayım, biraz bişeyler öğreneyim vb. sebeplerle tekrar istiyorum
2- sağlık bilimleri/fen bilimleri/adli bilimler ve belki sosyal bilimlerin de olabileceği disiplinler arası programları veya olmadı biyoinformatik filan :) laboratuvarı olmayan herhangi birşey.
3- sanmam akademiye devam edeceğimi. zaten kendi işim var. bazı bölümler kendi işimde de ufkumu açabilir yalnız.
1- bölümüm (genetik) itibariyle ben zaten bilim alanında çalışmalıyım ki zaten master-doktora şeklinde de wet-lab çalıştım zamanında 5 yıl önce bıraktım. şimdi biraz değişiklik olsun, biraz eğitimimle alakalı birşeyler yapayım, biraz bişeyler öğreneyim vb. sebeplerle tekrar istiyorum
2- sağlık bilimleri/fen bilimleri/adli bilimler ve belki sosyal bilimlerin de olabileceği disiplinler arası programları veya olmadı biyoinformatik filan :) laboratuvarı olmayan herhangi birşey.
3- sanmam akademiye devam edeceğimi. zaten kendi işim var. bazı bölümler kendi işimde de ufkumu açabilir yalnız.
0
e,24, Londra/Ankara
günlük hayatın "hız" ve "verimlilik" altındaki baskısından kaçmanın ve düşünme eylemini gerçekleştirmenin en rahat yeri akademi
Siyaset Felsefesi
Evet
günlük hayatın "hız" ve "verimlilik" altındaki baskısından kaçmanın ve düşünme eylemini gerçekleştirmenin en rahat yeri akademi
Siyaset Felsefesi
Evet
0
k, 29, istanbul
1. fikri mülkiyet hukuku alanında uzmanlaşmak amacıyla
2. ekonomi hukuku
3. hayır
1. fikri mülkiyet hukuku alanında uzmanlaşmak amacıyla
2. ekonomi hukuku
3. hayır
0
e, 26, Ankara
1) Üniversiteye girdiğimde iki seçenek belirlemiştim kendime, ya öğretmen olacaktım ya da akademisyen, zaman geçtikçe akademisyenliği daha çok ister oldum. Çünkü her şeye rağmen güzel bir hayat tarzı [meslek demiyorum dikkat ederseniz :)]
2) Yabancı Dil Eğitimi
3)Mezun olduktan sonra yüksek lisansa başladım, yüksek lisansa başladıktan üç ay sonra da bir devlet üniversitesinde araştırma görevliliğine başladım.
1) Üniversiteye girdiğimde iki seçenek belirlemiştim kendime, ya öğretmen olacaktım ya da akademisyen, zaman geçtikçe akademisyenliği daha çok ister oldum. Çünkü her şeye rağmen güzel bir hayat tarzı [meslek demiyorum dikkat ederseniz :)]
2) Yabancı Dil Eğitimi
3)Mezun olduktan sonra yüksek lisansa başladım, yüksek lisansa başladıktan üç ay sonra da bir devlet üniversitesinde araştırma görevliliğine başladım.
0
k, 27, izmir, ege üni., 4,5 senedir çalışıyorum
1. müdürüm çok ısrar etti. arge mühendisisin, akademik derecen olsun dedi. bana da rahatlık batıyordu herhalde o ara, kabul ettim.
2. kimya mühendisliği (kendi alanım)
3. hayır!
1. müdürüm çok ısrar etti. arge mühendisisin, akademik derecen olsun dedi. bana da rahatlık batıyordu herhalde o ara, kabul ettim.
2. kimya mühendisliği (kendi alanım)
3. hayır!
0
kendi ekseni etrafinda donen insan
sosyoloji okumus ya da hakkinda bilgisi olan birisi bana bir giris kitabi onerebilir mi ? Icerisinde butun kuramlarin, sosyolojiye baslandiginda bilinmesi gereknleri iceren bir sey.
sosyoloji okumus ya da hakkinda bilgisi olan birisi bana bir giris kitabi onerebilir mi ? Icerisinde butun kuramlarin, sosyolojiye baslandiginda bilinmesi gereknleri iceren bir sey.
0
Anthony Giddens - Sosyoloji
Alex Callinicos - Toplum Kuramı Tarihsel Bir Bakış
Robert Nisbet&Tom Bottomore - Sosyolojik Çözümlemenin Tarihi
Alex Callinicos - Toplum Kuramı Tarihsel Bir Bakış
Robert Nisbet&Tom Bottomore - Sosyolojik Çözümlemenin Tarihi
0
poison pill
https://www.youtube.com/watch?v=BN7hWAfbI28belki sonra şunu da dinleriz; https://www.youtube.com/watch?v=qYBg4VvCPmEsonra da şunu, https://www.youtube.com/watch?v=8BvV9arABLs
0
0
@nathanieltroy, attım izleneceklere bilhare dinleyeceğim :)
@protector,görüyor ve artırıyorum; www.youtube.com
@protector,görüyor ve artırıyorum; www.youtube.com
0
0
Sskywalkeremre
kafamı karıştıran bi durum var;literatürde ego kısaca yaklaşık olarak Ego insanoğlunun dış dünya ile uyum içerisinde yaşamasını sağlayan zihinsel işlevler bütünüdür şeklinde yer alıyor.Fakat bir de biz egoyu ego tatmini, ego şişirmek vb. anlamlarda kullanıyoruz. şimdi fena halde kafam karıştı. bu ik
kafamı karıştıran bi durum var;
literatürde ego kısaca yaklaşık olarak Ego insanoğlunun dış dünya ile uyum içerisinde yaşamasını sağlayan zihinsel işlevler bütünüdür şeklinde yer alıyor.
Fakat bir de biz egoyu ego tatmini, ego şişirmek vb. anlamlarda kullanıyoruz.
şimdi fena halde kafam karıştı. bu iki kavram arasında nasıl bi bağ var ki? acaba ikincisi egoizmin kısaltması olan ego mu?
örneğin; ego tatmini, bana güzel bir şeyler söyle, bir şeyi başardığında duyulan haz, ben tekim vb. kavramlar tam olarak hangisine giriyor?
çok aptalca anlattım ama anlayacağınıza eminim. yani freudun tanımladığı id ego super ego ile bu örneklerde yer alan kavramlar arasında nasıl bir bağ var?
literatürde ego kısaca yaklaşık olarak Ego insanoğlunun dış dünya ile uyum içerisinde yaşamasını sağlayan zihinsel işlevler bütünüdür şeklinde yer alıyor.
Fakat bir de biz egoyu ego tatmini, ego şişirmek vb. anlamlarda kullanıyoruz.
şimdi fena halde kafam karıştı. bu iki kavram arasında nasıl bi bağ var ki? acaba ikincisi egoizmin kısaltması olan ego mu?
örneğin; ego tatmini, bana güzel bir şeyler söyle, bir şeyi başardığında duyulan haz, ben tekim vb. kavramlar tam olarak hangisine giriyor?
çok aptalca anlattım ama anlayacağınıza eminim. yani freudun tanımladığı id ego super ego ile bu örneklerde yer alan kavramlar arasında nasıl bir bağ var?
0
Ego, bir insanın, gerçeklik algısıyla oluşturulmuş benliğidir. Yani ego dediğimiz şey, kişinin içgüdülerinin toplum tarafından sınırlanmasıyla(Baba'nın Yasası ya da süperego) oluşmuş bir denge alanı, bir çatlaktır. Dış dünya ile uyum diye kastedilen bu. Yani bu çatlağın kendisi bir uyumsuzluk olsa da, dış dünya ile bağlantıyla oluştuğundan, uyum sözcüğü kullanılıyor. "Öteki" ile ilişki içindeki bir bireyden bahsediyorsak, o bireyin egosundan bahsediyoruzdur. O halde "ego tatmini" doğru bir kullanımdır. Ego tatmini ile kastedilen, kişinin kendisine toplum içinde biçtiği rolün, "öteki" tarafından kabulüdür.
0
aslında dediğiniz gibi terim olarak ego ile günlük hayatta kullanılan egosu çok büyük vs gibi kullanımlardaki ego anlamları aynı değil. ama tanımını nasıl yapayım asıl anlamının bilemedim. ego id'in isteklerini yerine getirirken toplumsal kurallara uyum sağlayarak yaşamamızı sağlayan mekanizma. yani freudun kavramından benim çıkardığım bu.
0
