Giriş
(5)

şu felsefenin siyasi karşılığı neydi?

derdim büyük
kendimden örnek vereyim, kesinlikle cimri biri değilim, hatta iyi diyebileceğim bir maaşım var ve giderim yok dolayısıyla rahatça para harcayabiliyorum fakat karşı olduğum husus şu, atıyorum esenler'de 10 liraya satılan terliğin, deniz kıyısında bir yerde 25 liraya satılması. yani aynı terlik ve ayn
kendimden örnek vereyim, kesinlikle cimri biri değilim, hatta iyi diyebileceğim bir maaşım var ve giderim yok dolayısıyla rahatça para harcayabiliyorum fakat karşı olduğum husus şu, atıyorum esenler'de 10 liraya satılan terliğin, deniz kıyısında bir yerde 25 liraya satılması. yani aynı terlik ve aynı kalite, nasılsa bizden başka dükkan yok s.ke s.ke alacak diye dayıyorlar fiyatı.

aynı şekilde bostancı'da 8 lira olan kumpirin ortaköy'de 15 lira olması. aynı lezzet, aynı malzeme, aynı kalite. insanlar nasılsa buraya kumpir yemeye geliyor diye s.kiyorlar resmen.

giyim kuşama gelince koton, lcw, colin's, flo'dan falan giyinirim, onlarla bi alıp veremediğim yok. kaliteli olduktan sonra aşırı pahalı olmadıkça alırım. onlara karşı değilim yani.

mesela mc donald's sırf adı var diye küçücük menülere 15-16 lira istiyor, tamam ürünleri kaliteli ve güvenilir ama 16 lira verip de masadan aç kalkmak mantık dışı geliyor bana. hele pizza olayına hiç girmiyorum, küçük boy pizza'ya 20 lira fiyat istemek düpedüz şerefsizlik. zaten içindeki malzeme ne ki, maliyeti nedir yani? neden insanları s.kiyonuz bu kadar? pizza yiyip aç kalacağıma 10 liraya pide yerim döner yerim lahmacun yerim doyarım. benim için budur mantıklı olan (istisnalar olur elbet, arkadaşlarınla falan ayda yıl bir gidersin o başka tabi).

yani sırf insanlar almaya mecbur diye fahiş fiyata satılan şeylerden haz etmiyorum.

bunun siyasette bir terimi vardı, neydi? kapitalizm, komünizm, sosyalizm gibi.bildiğim terimleri araştırdım ama kafam iyice karıştı, buradan sorayım dedim.

bu arada gereğinden fazla uzun oldu okuduğunuz için teşekkür ederim.
0
derdim büyük
(18.06.15)
Bu bir felsefe değil zaten. Ek olarak kalite de aynı olmuyor. Özellikle yemeklerde kalite farkı çok yüksek(bu aşırı fahiş fiyatların normal olduğunu savunmak değil tabii ki). Son olarak da mcdonalds ve muadilleri kesinlikle güvenilir ve kaliteli değil.

Anlattığın durum ise, kapitalizmin serbest piyasa ilkesiyle uyumlu. Yani özgür ve serbest bir ortamda, alıcı ile satıcı belli bir fiyat üzerinde uzlaşıyorlarsa, o fiyatın ne olduğu önemsiz. Yani satıcı o fiyata malını satabiliyorsa, ortada bir sorun yok.
0
protector
(18.06.15)
Senin beğenmedin şey serbest piyasa ekonomisi bu da kapitilizmin can damarlarından biri. Alternatifi devletin tavan ve taban fiyat belirlediği karma sistem veya fiyatların tamamen devlet tarafından belirlenmesi.
0
zombi
(18.06.15)
siyasi değil ama kısmen karşılayan ekonomik karşılığı var: fiyat farklılaştırması, özellikle 2-3. derece fiyat farklılaştırması dediğine giriyor. eksisozluk.com

çok katı düşünüyorsun ayrıca, yediğin-giydiğinin farklı açılardan kaliteli-iyi vs. olması senşn için olmasa da bir başkası için anlamlı olabiliyor. Yemekten örnek verecek olursam MC Donalds a çatmışsın, ben de adımımı atmam zaten ama benim severek yediğim dönerin porsiyonu 15-16 lira ve ben 2 porsiyonla yani toplamda 200-250 gr dönerle doyuyorum, biraz pahalıya geliyor ve ben daha uygun yerlerin var olduğunu da biliyorum ama tercihim bu yönde oluyor, kazıklandığımı da düşünmüyorum.
0
candanag
(18.06.15)
mc donald's güvenilir derken etin nereden geldiği belli, ayran'ın markası belli, diğer ürünlerde keza bu şekilde. hani merdiven altı ürünler kullanılmıyor demek istedim yoksa sağlıklı olduğundan değil.

ayrıca kendimi ifade etme sorunum var, @sour kesinlikle beni benden daha iyi anlatmış. yazdıkları %100 oranında beni temsil ediyor. arkadaş olalım mı? :)

bu düşüncemi çevreme bir türlü aktaramıyorum, herkes cimri olduğumu düşünüyor. "cimri" kelimesinden ise ciddi anlamda nefret eden biriyim, kafayı sıyırıcam yakında.

maaşımı aldığım gün bitirmek yerine onu bir aya bölüyorum veya biriktirip toptan harcıyorum adım cimriye çıkıyor.
0
🌸derdim büyük
(18.06.15)
(bkz: donanımhaber ölücüleri)

işin şakası bi yana, sanırım anarko kapitalizm veya bir ihtimal consumerism gibi bişey aradığın.
0
esenboga
(18.06.15)
(6)

mitolojik hikayeler, kahramanlar?

bir fincan kahve ile film izlemek
gerçek oldukların nasıl varsayılabiliyor?yani demek istediğim; örneğin truva savaşı ve o savaşın kahramanları.akhilleus olsun, hector olsun, hatta savaşın kendisi olsun, ne kadarı gerçek?o dönemden sonuçta günümüze kadar kanıtlarının ulaşması oldukça zor değil mi?bildiğim kadarıyla somut olarak sade
gerçek oldukların nasıl varsayılabiliyor?

yani demek istediğim; örneğin truva savaşı ve o savaşın kahramanları.
akhilleus olsun, hector olsun, hatta savaşın kendisi olsun, ne kadarı gerçek?

o dönemden sonuçta günümüze kadar kanıtlarının ulaşması oldukça zor değil mi?
bildiğim kadarıyla somut olarak sadece çanakkale'de yapılan kazılardan elde edilen sonuçlar var.

hikayenin ana yapısı tamamen homeros'un ilyada destanına ait. (yanlışım varsa düzeltin)

akhilleus'un, paris'in, hector'un varlığına, hatta savaşın çıkış nedeninine dair bilgiler neye dayanılarak doğru kabul edilmiş? tek kaynak homeros mu?

bir de son olarak araya bir kocakarı efsanesi sokmuş gibi olacağım ama mitolojik tanrılar hakkında; o dönem insanlarının aslında gördükleri cinleri, metafizik varlıkları kafalarında tanrı olarak tanımladıkları için onlara böyle bir kutsaliyet yüklemiş olabilecekleri gibi bir ihtimal duydum. bir nevi ateş olmayan yerden duman çıkmaz hesabı. siz ne düşünüyorsunuz zeus, apollon vs. gibi mitolojik tanrılar hakkında?
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(17.06.15)
ben uzaylıları düşünüyorum o tanrı figürleri olarak pnp daha makul bir açıklama gibi geliyor böyle düşününce. hem medeniyetin gelişimine de katkıda bulunmuşlardır vs.
0
neseranni
(18.06.15)
Kahramanların gerçek olduğunu ileri süren tarihçi yok ki. Peki neden bu kadar fazla bahsediliyor diyeceksen cevabı şu; kurgu olsalar da olmasalar da o dönemin insanlarının kültürlerine, yaşamlarına ve düşüncelerine ışık tutuyorlar. Sonuçta doğru kabul ettikleri şeyler, kırmızı çizgileri ve dünyayı(nehirler, insanlar, denizler vb. her şeyi) algılayış biçimleri bugünden farklıydı. Bu farklara rağmen onları anlayabilmenin tek yolu, bıraktıkları düşünsel ögeler.

Tanrıların oluşumu için farklı teoriler var ancak 'gördükleri metafizik varlıkları adlandırmaları' söz konusu değil. Çünkü metafizik varlıklar da bir varsayım. Genelde ata ruhlara ve ilk kahramanlara duyulan inancın(ilkel ruh inancı için antropolojik bir okuma yapman lazım; koruyucu ruhlar, totemler vb. anahtar kelimeler ) tanrısallaşması var. Antik yunana ilişkin teoriler, bugün karanlık kalan erken dor döneminin kahramanlık inancının, olimpos tanrılarını oluşturduğuna ilişkin. Kahramanlar küçük toplulukların önemli kabul ettiği ruhlardı. Tanrı pantheonu ise farklı topluluklar etkileşime girdikçe oluşur. Mesela Antik Yunan'da Olimposluların titanları kovma hikayesi, dorların miken uygarlığına karşı savaşının kültür/teoloji alanındaki yansımasıdır. Tanrılar arası hiyerarşi ve hikayeler de, çeşitli ruhları kabile ruhu kabul eden kabilelerarası ilişkiler ile oluşmakta.
0
protector
(18.06.15)
Sorunuza kaynak yapmak istiyorum ozur dileyerek;

Bence sfenks'in hem yunan hem de misir tarihinde sekil ve semal, efsane olarak tutarli olmasi cok ilginc, bu nasil oluyor peki? Aslan penceli devasa bir kadin?
tr.m.wikipedia.org
0
neferkitty
(18.06.15)
evet homeros, hatta çanakkale'de truva bulunana kadar efsane olarak adlandırılıyormuş, doğru olduğu hala kesin değil. Ama ilyada'da anlatılan şehirdeki su kanalları truva şehrinde bulundu. aa böyle bir savaşın olma ihtimali olabilir dendi.

bir belgeselde izledim ama hangisi hatırlamıyorum bir araştırmacı truva savasındaki at'ın deprem metaforu olabileceğini söylüyordu. at poseidon'un simgesiymiş, depremlerden de poseidon sorumlymuş.
0
kuzey li
(18.06.15)
@neferkitty, antik dönem akdeniz toplulukları birbirleriyle oldukça bağlantılı ve etkileşim içinde olan topluluklardı. Kültürel olarak birbirlerini düşman görmez ve birbirlerinin tanrılarının farklı olmasını normal kabul ederlerdi(bu tek tanrılı inancın sert evrenselliğine aşina olmamalarından kaynaklanıyor olabilir)(elbette huzur içinde ve şiddeti dışlayarak yaşayan topluluklar demek istemiyorum burada). Bu sebeple kültürel etkileşim ve imitasyonlar oldukça fazlaydı.

Sfenks'in ortaklığını ise Minoan uygarlığında bulabiliriz. Mısır'la bolca kültür alışverişi yapmış Girit uygarlığıdır. Tamamı olmasa da, Minoan kültürünün devam ettiricisi Antik Yunandır. Birçok kültürel ögeyi imitasyon yoluyla almıştır. Muhtemelen sfenks bu kanal aracılığıyla iletildi.
0
protector
(18.06.15)
@protector +1

mitoloji adı üzerinde (vikipediden alıntı) "Çağdaş kullanımda, mitoloji ya belirli bir din veya kültürdeki mitlerin bütününü tanımlar (örneğin: Kelt mitolojisi) ya da mitlerin incelenmesi, yorumlanması bilimini. Mit sözcüğü gerçekte doğru olmayan bir hikâye veya anlatı için tercih edilir ve çoğunlukla bir yanlışlık, doğru olmayan unsur vurgusu barındırır."

yani kimse bu hikayelerin gerçekliğinden bahsetmiyor, bu bilgiler de doğru olarak kabul edilmemiş zaten. bu kadar yoğun biliniyor olmasının sebebi, insanlık tarihinin, edebiyatının, ve kültürünün bize ulaşabilen uzantıları olması. herhangi bir ülkenin edebiyatından bahsedilirken, ilk önce o toprakların mitleri öğretilir ki mesela, ileride o mitlere yapılan göndermeler anlaşılabilsin. ya da bu mitlerdeki tanrıları bir kenara ayırınca o zamanki yaşayıs ve kültür hakkında çok açık referanslar bulabiliyoruz vesaire.
0
freya
(18.06.15)
(1)

Osmanlı Tarihi

dugili
Merhaba,Osmanlının sosyal,ailevi,kültürel tarihini anlatan bir kitap okumak istiyorum.Ama savaşların,anlaşmaların olduğu politik tarih kitabı istemiyorum.Önerilerinizi bekliyorum
Merhaba,

Osmanlının sosyal,ailevi,kültürel tarihini anlatan bir kitap okumak istiyorum.
Ama savaşların,anlaşmaların olduğu politik tarih kitabı istemiyorum.
Önerilerinizi bekliyorum
0
dugili
(16.06.15)
Türkiye'de tarih bilimi(ya da teorisi) olmadığına yönelik eleştiriler, zaten sorduğun bu alanda büyük bir eksiklik olmasından doğuyor. Sanırım bu alanla ilgili Donald Quataert ve Halil İnalcık'ın editörlüğünü yaptığı 2 ciltlik Osmanlı İmp. Ekonomik ve Sosyal Tarihi var.

Çok uzman olduğum bir alan değil. Sadece eleştirilerden haberdarım ve bu alanda kaliteli çalışmanın neredeyse hiç olmadığının. Belki, seni tatmin edecek başka eserler de önerebilecekler vardır.
0
protector
(16.06.15)
(11)

kötü yazılan master tezlerinin şikayet edildiği bir birim var mı?

kupigometa
yoksa 4-5 kişinin olur verdiği her tez artık bilimsel bir şey olarak mı nitelendirilecek?yazık amk ya! 50 sayfa master, 90 sayfa doktora tezi mi olur? hadi oldu diyelim, liseli gibi mi yazılır?
yoksa 4-5 kişinin olur verdiği her tez artık bilimsel bir şey olarak mı nitelendirilecek?

yazık amk ya! 50 sayfa master, 90 sayfa doktora tezi mi olur? hadi oldu diyelim, liseli gibi mi yazılır?
0
kupigometa
(15.06.15)
Yazan yazıyor, onaylayan onaylıyor. Bir arkadaşımın tezini inceledim, utandım, adam imlaya hiç dikkat etmemiş, komple kopyala yapıştır, ki onu bile düzgün yapamamış, sanırsın fotokopiçiden alınmış sınav notu. Nasıl kuruldan geçmiş anlamış değilim. Ama zaten yazan rahat ediyorsa sorun yok, o teze kimse değer vermez, adı yüksek lisans/ doktora yaptım olur.
0
elikası
(15.06.15)
yüksek lisans/doktora tezlerinin değerliliği sayfa sayısına bağlı değil.cahit arf'in de yanlış hatırlamıyorsam 50 sayfa idi doktora tezi.
ama liseli kısmına birşey diyemem elbette.
0
rakicandir
(15.06.15)
Benim tezim 50 sayfaydı ama gayet düzgün bir çalışmaydı. Liseliliği bilemem.

Şikayet olayı ise yalan, kopya çektiği kanıtlanan kaç hoca var kimse kılını kıpırdatmadı.
0
cleric
(15.06.15)
evet syf sayısına göre değerlendirme yapılamaz pek. bakın bu cümleler o tezden örnek;

fazla detay vermek istemiyorum, başım belaya girmesin. hatta alıp cümleyi buraya koyacaktım ama google da hemen bulunuyor.

mesela bir yerde şundan bahsediyor. ''çalışmalarımda ana temam insandır çünkü insan evrende yaşayan canlılar arasında en güzel olanıdır.''

kime göre söyleyebilirsin bunu yahu? üstelik tr nin en bilindik okullarından birisi bu. neyse...

evet kimse değer vermez ama bunlar hoca oluyor @elikası
0
🌸kupigometa
(15.06.15)
benim danışmanım yüksek lisans tezi bir öneri doktora tezi onun kanıtıdır derdi. yüksek lisans tezi içerikten bağımsız olarak söz konusu kişinin bilimsel araştırma yapabildiğinin kanıtıdır. zaten danışmanlar bu tür tezleri sonuçlarını aşağı yukarı tahmin ettikleri konularda verirler. doktora tezi konusunda ise önemli olan içeriktir. kimse sayfa sayısına bakmaz.
0
tururo
(15.06.15)
Master tezini kim umursuyor ve kaç sf yazılıyor onu araştırarak başla. Eğer sosyal bilimlerse(tarih hariç) 50 sayfa olur, daha az da olur. Ayrıca master tezi bu, ne bekliyorsun? Liseli gibi yazmaktan ve bilimsellikten kastın ne bilemiyorum, açık ifadeler değil bunlar. Sonuç olarak sorduğun soru, garip ve gereksiz bir tatmin duygusu içeriyor.
0
protector
(15.06.15)
sayfa sayısıyla ilgili bir anektod da benden: john nash'in oyun teorisinin temellerini kurduğu doktora tezi 32 sayfaydı ve yalnızca iki tane referans içeriyordu.
0
sagopa kajmer mahlas kafkef
(15.06.15)
verdiğin örneğe bakarak demek istediğini anlıyorum, çok öznel, süslü cümlelerle dolu ve bilimsellikten uzak bir metin olduğunu söylemeye çalışıyorsun. sana katılıyorum. kendi master tezimi yazarken bırak bir şeyi övmeyi, taraf tutmayı, herhangi bir konuda 'en' ile başlayan bir sıfat kullansam hocam hemen 'aman dikkat' diye üstünü çizerdi.

eğer bu tezi veren kişi arkadaşın falansa şikayet etmek falan çok gereksiz. yüksek lisans tezinin bilimsel yayınlarda çıkmadığı sürece pek değeri yok, bakan eden olmaz.

burada sorumluluk öğrencide gibi görünebilir ama değil, o tezi geçirenler işini düzgün yapmayan insanlar.
0
lily briscoe
(15.06.15)
@kupigometa yalnızca üniversitelerdeki öğretim görevlileri için geçerli değil ki bu durum, eğer adamın varsa elde edemeyeceğin hiç bir kadro yok. Kamu ya da özel sektör fark etmez, bulunduğu konumu zerre hak etmeyen adamlarla dolu etrafımız. Yalnızca teze takılma, tez yazdığı için almıyorlar onu, herkes biliyor zaten üniversitelerde kişiye özel kadro oluşturuluyor, sonra ona göre ilan veriliyor. Hoca olmanın tezle pek alakası yok yani.
0
elikası
(15.06.15)
sayfa sayısının az olmasına verdiğim tepkiye takılmayın. zaten daha sonra ekleme yaptım diğer mesajlara.

büyük şehirlerden birindeki bir okulun güzel sanatlar fak. öğrencilerinin tezlerine karşı böyle sitem etmiştim. neyse anlayan anlamayan herkese teşekkürler. kendimi gereksiz yere tatmin etmiyorum @protector benden başka bir okulda babalar gibi bir şeyler beklerlerken dengi bir okulun rapor benzeri kıytırık bir şey istemesi canımı sıktı. 1 hafta max 2 haftada yazılabilen şeylerle bizim 3-4 ayda yapmaya çalıştığımız bir tutulacak. bunaydı sitemim.

teşekkürler.
0
🌸kupigometa
(15.06.15)
yazan kişi arkadaşım değil. şikayet edilecek yer olsa ederdim hakikaten.

evet gerçekten hoca olacak bunlar. ve alanlarında başarılı olmalarına da gerek yok. ales ve yds yetiyor. sağlam bi dövmek istiyorum hepsini yahu. işini iyi yapmadan oturan aylak insanları dövmek, ardından görevden uzaklaştırmak istiyorum.

alanında başarılı bir sürü arkadaşım boştayken bu beceriksizlerin nefes alması bile zarar ziyan.
0
🌸kupigometa
(15.06.15)
(1)

Frank Sinatra Şarkıları olan film

kelbukel
Sinatra'nın kendi filmleri dışında, soundtrack'inde Sinatra şarkıları bulunduran hangi filmler var?
Sinatra'nın kendi filmleri dışında, soundtrack'inde Sinatra şarkıları bulunduran hangi filmler var?
0
kelbukel
(14.06.15)
protector
(14.06.15)
(2)

history of western civilization

Sarix
bu konuda en iyi kitap hangisi? bilkent'te şunu okutuyorlar sanırım:http://www.amazon.com/Civilization-West-Combined-Mark-Kishlansky/dp/0205556841/ref=sr_1_4?ie=UTF8&qid=1434272194&sr=8-4&keywords=Kishlanskygenel kültürümü artıracak en iyi kitap hangisi olur? ingilizce olsun.
bu konuda en iyi kitap hangisi? bilkent'te şunu okutuyorlar sanırım:www.amazon.com

genel kültürümü artıracak en iyi kitap hangisi olur? ingilizce olsun.
0
Sarix
(14.06.15)
sorunuza cevap olmuyacak ama bbc nin history of world belgeseli vardi. bana gayet akici ve bilgilendirici gelmisti.
0
oharro
(14.06.15)
Norman Davies - Europe: A History

Bu konuya genel ve doyurucu bir giris.
0
protector
(14.06.15)
(2)

Hangi Irish/Scotch viskileri denediniz ve favori viskiniz hangisidir?

losev bagiscisi
Viski çok başka...
Viski çok başka...
0
losev bagiscisi
(12.06.15)
macellan iyi. glenfiddich, glenmorangie var. highlands üretimlilere bakmanı tavsiye ederim. bölgesel olarak tad farkları oluyor.
0
pasifaktivist
(12.06.15)
Black Bull 40 ve Lagavulin 16 denedim ünlü olanlardan. Çok anlamam ama ağızda ilginç bir tat bırakıyorlardı ve insanların neden filmlerde 'neat scotch' içtiklerini anlamıştım. Buz, çikolata vb. bozmamalı tadı.
0
protector
(12.06.15)
(14)

Kazaklar simdi ne tam olarak?

we miss freddie mercury
Ciddi soruyorum ve konuya uzagim. Maci az once actim ufak ufak seyrederken tribunleri gordum. Turk bayragi cok azdi. Benim bildigim bu arkadaslar Turk kokenli degil miydi, yada kendilerini Turk kokene ait gormuyorlar mi artik?
Ciddi soruyorum ve konuya uzagim. Maci az once actim ufak ufak seyrederken tribunleri gordum. Turk bayragi cok azdi. Benim bildigim bu arkadaslar Turk kokenli degil miydi, yada kendilerini Turk kokene ait gormuyorlar mi artik?
0
we miss freddie mercury
(12.06.15)
hayırlı olsun kardeş kavimler göçü yapmışsın :(

stratejik dehamız sağolsun, türki cumhuriyetlerin sanırım hiçbiriyle yakın ilişkimiz yok. arap yalakalığı yapıyoruz biz, allah kitap edebiyatı daha çok işimize geliyor. kültür olarak falan da bayağı kopmuşuz bildiğim kadarıyla. kazaklara sorarsan onlar kendilerini en yakın ruslara benzetir diye düşünüyorum, hatta okuduğum kadarıyla türkleri pek sevmezlermiş.

artık pek bir bağımız yok yani. bosna hersek'e, sırbistan'a, yunanistan'a gitsen "bizden" çok şey bulursun ama kazakistan'da bulamazsın diye tahmin ediyorum. yine de trakyalı olmama rağmen kendimi orta asya halklarına daima çok yakın hissetmişimdir, böyle işte kazak olsun kırgız olsun hafif çekik gördüğüm zaman kanım kaynıyor direkt, anamı babam görmüş gibi oluyorum. göktürklerde falan kalsaymışız lan öyle türk olmak ne güzelmiş, islam yok kadın hakları var ne tatlı milletmişiz aslında.
0
der meister
(12.06.15)
Kavimler göçünde Avrupa'yı saran bütün halklara germanic dendiği gibi, orta asya halklarına da turkic deniyor. Bu onların Türk olduğu anlamına gelmiyor. Türkler de turkic kavimlerin içinde yer alan bir alt başlık(almanlar ve cermenler ayrımı çok benziyor bu olaya).

Bunun dışında Kazakların Rusya ile olan toplumsal, siyasal ve hatta kültürel bağları daha kuvvetli. Devlet'te çalışmış bir Kazak doktora öğrencisiyle tanışmıştım. Ona buna benzer bir soru sorduğumda şaşırmıştı. Tabii ki Ruslarla bağlarımız daha kuvvetli gibi bir cevap vermişti. Şimdi baktım ülke nüfusunun %23'ü Rus imiş zaten.
0
protector
(12.06.15)
sizin rusya ile bağı olan dediğiniz kazaklar, ukrayna kozakları.

bu kazakların eski sovyet ülkesi olmasından başka ruslarla bir alakaları yok. ama ülkelerinde rus nüfusu var. kendilerini Türk kökenli olarak görürler. Başka ne olarak görecekler. ha rus sevicileri de çok fazladır. her sömürge milletinde olduğu gibi kendisini sömürene nefretle karışık bir hayranlık beslerler.

@der meister.

islam'ı daha heterodoks yaşamaları güzel bir şey lakin oralarda kalsaydık bugün 3. sınıf afrikadan hallice bir ex-sovyet sömürgesi olarak bozkırın ortasında yaşardık.

diğer konularda katılıyorum yugoslavya, yunanistan, arabistan bize kültür olarak daha yakın onlardan.
0
dios
(12.06.15)
türkiye türklerinden daha türktür kazaklar ama çok uzun yıllar rus hakimiyetinde yaşadıklarını da unutmamak lazım.
0
g7mor
(12.06.15)
Azerbaycanla ve Türkmenistanla aynı ailedeniz.Kazakmış Kırgızmış Özbekmiş geç bunları.
0
mungojerry
(12.06.15)
türk kökenli olmak, kendini türk kökene ait görmek ne demek sorusu üzerine biraz düşünürseniz cevapları kendiniz bulursunuz. türk, türki denince tek akla gelen türkiye türkleri ve onların kültürü olmak zorunda değil. biz türküz onlar kazak bu kadar.
0
mistreated
(12.06.15)
Bi zaman Kazak işçilerin ülkelerinde çalışan Türk işçilerine saldırdıkları haberi vardı. Bu saldırma çok caniceydi. Unutmamışım, aklımda öyle kalmış. Bence çok da bi alakamız yok.
0
wibbly wobbly timey wimey stuff
(12.06.15)
@wibbly wobbly, o konuda kazakistan'da yaşamış bir sözlük yazarının entry'sini okumanı tavsiye ederim,

eksisozluk.com

kazakistan konusunda diğer entry'leri de şahanedir. gerçekten bu adamın yazdığı gibi bir ortam söz konusuysa, kazaklar az bile yapmış.
0
der meister
(12.06.15)
Kazaklarla dil bağı var. Ama bir azeri ya da türkmen kadar sıcak davranmıyorlar.

Ama özbeklerdeki kendini üstün görme olayını da sezmedim pek.
0
bialo czerwoni
(12.06.15)
5.5 senedir kazakistan'da calisan biri olarak acik soyleyeyim: kazaklar kendilerini turk olarak gormezler. siz de turksunuz dediniz mi alinirlar, terslerler filan. kazak kazaktir diyorlar. bizi bu diyarlari terkedip gitmis, uzakta da soyunu sopunu yitirmis, bozulmus bir kavim olarak goruyorlar.

dil bagimiz vardir ama azerice gibi %85lik benzerlik yok, konusmalar anlasilmaz pek ama okudugunuzda iyi kotu benzetebilirsiniz. turkce'den cok tatarca'yla cok yakin kazakca.

su iscilerin birbirine girmesi olayi 2007de bati kazakistandaki en buyuk santiyelrden birinde olmustu. o zamanlar turk isci ile kazak isci arasinda ayni isi yapmalarina ragmen 10-15 kat maas farki oldugundan dolayi ve turklerin kazaklari surekli kucuk goruyor olmasindan dolayi olusan birikim sonucunda gerceklesmisti. ayni bolgede bir projesi var calistigim sirketin, artik durum bu kadar degil hatta maaslar ciddi sekilde duzelmis durumda ancak halen can ciger kuzu sarmasi bir durum yok, gruplasmalar var. santiye'de turklerin ust pozisyonlarda fazlaca bulunmasi, ayni departmanda bir cok turk bulunmasi falan hep rahatsizlik ve dedikodu yaratan etmenler.

benim bulundugum bati kazakistan bolgesinde genelde devamli bir gotu kollama gereksinimi var yani. oyle kardes ulke falan rahatligi yok kesinlikle. ama astana ve almaty gibi buyuk sehirler daha rahat, modern ve medeni diyorlar. gorme sansim henuz olmadi. izinlerimde memlekete kacmayi tercih ediyorum.
0
jupiterianvibe
(13.06.15)
Okudum. :o @der meister
0
wibbly wobbly timey wimey stuff
(13.06.15)
kokenleri turk degil diyorlar ama, bu adamlar bizim dili konusmuyor mu. turkce sonucta. ben mi yanlis biliyorum. turk kenesi uyesi degil mi bu adamlar, kokenleri turk gayet.

turkiye turkleri baska, uygur turkleri baska, kazakistan turkleri baska. hepimiz turk irkindan geliyoruz. turkic dedigimiz olay konusunda yorum yapan arkadastan ek bilgi rica ediyorum :)
0
sage
(13.06.15)
%33 yün %66 polyester huhsdfffgnhlşgdsdfgklnşmdfshj
0
mistreated
(14.06.15)
İrlandalıların bile Türk olma ihtimalinin konuşulduğu bir dünyada Kazakların Türk olması yadırganmamalı.
0
angelus
(14.06.15)
(1)

Sözlü Tarih Çalışmaları

gmzo
Leyla Neyzi'nin ''Nasıl Hatırlıyoruz?'' kitabına benzer, bellek çalışmaları içeren kitaplar var mı aklınıza gelen?
Leyla Neyzi'nin ''Nasıl Hatırlıyoruz?'' kitabına benzer, bellek çalışmaları içeren kitaplar var mı aklınıza gelen?
0
gmzo
(12.06.15)
Ornek gosterdigin kitabi bilmedigimden, nasil bir kitap aradigini cikartamiyorum. Ama enzo traverso var, bellek/tarih ekseninde calisan.

Aradigin teoriden ziyade, tekil calismalarsa(vaka incelemesi vb.) Mikrotarihcileri arastirabilirsin. En unlulerden olarak aklima carlo ginzburg geliyor.
0
protector
(12.06.15)
(7)

seçim cahili

shubulubapshubaptishaluva
şimdi benim anladığım hükümet belirli bir süre içinde kurulmazsa, minimum vekil sayısı şartı varmış, erken seçime gidilecek.1- erken seçime barajı aşan bu 4 parti mi katılıyor yalnızca yoksa sıfırdan aynı seçim mi tekrarlanacak?2- mhp-chp koalisyonu ve hdp desteği deniyor. ne demek bu?3- erken seçim
şimdi benim anladığım hükümet belirli bir süre içinde kurulmazsa, minimum vekil sayısı şartı varmış, erken seçime gidilecek.

1- erken seçime barajı aşan bu 4 parti mi katılıyor yalnızca yoksa sıfırdan aynı seçim mi tekrarlanacak?
2- mhp-chp koalisyonu ve hdp desteği deniyor. ne demek bu?
3- erken seçim kime yarar sizce?
benim kanaatim insanların erken sevindiği ve akp'nin bu karmaşıklıktan yararlanarak oylarını arttırabileceği yolunda.
4-erken seçim olması durumunda haziran ya da temmuza denk geleceği için milletin (özellikle chp tabanı ve üniversiteyi memleketleri dışında okuyan geç vatandaşların) tatilden dönmeyip yeniden seçime katılımın azalacağı korkusu yalnızca bende mi var?
0
shubulubapshubaptishaluva
(08.06.15)
1-sıfırdan
2-bakanlıklar bu iki parti arasında paylaştırılacak. hdp hükümete güvenoyu verecek(zımni ya da açık).
3-akp. çünkü ekonomik ve politik kriz varken, buna uzun dönemde akp sebep olmuş olsa bile, 13 yıllık iktidarda 'düzen' yanılsaması yaşatmış akp'ye kayma olacaktır. Türkiye'nin siyasi görüş olarak reaksiyonerliğe yakın çoğunluğu, hep düzen taraftarıdır. Bence bu seçimde de akp'ye ve otoriterliğe bir mesaj verilmedi. Muhafazakar kürt aşiretlerinin hdp'ye kayması, bazı milliyetçilerin mhp'ye kayması vemilli ittifak'ın küçük bir fark yaratmasısöz konusu.akp yine %40 aldı.
4-eylül gibi olur muhtemelen. ama bir bıkkınlık olacaktır.
0
protector
(08.06.15)
1: Erken seçim olursa sıfırdan yeni bir seçim olacak herkes katılacak.

2: CHP MHP koalisyonu 276 milletvekili olan hükümet kurma sınırını geçemiyor. Fakat HDP güvenoyu verirse azınlık hükümeti kurulabiliyor.

3: Erken seçim olursa AKP'nin milletvekili sayısı daha da düşer, zira seçim sonuçlarına göre 3 şekilde hükümet kurulabiliyor. Buna rağmen kurulamıyorsa eğer işin içine yine bir ibnelik girecek demektir. Bu da 5 milyon olan HDP oyunun biraz daha artmasına neden olacaktır.

4: Erken seçim olursa 2015'in sonu gibi olur, yaza denk gelmez. O zamana kadar da geçici hükümet olur.
0
angelus
(08.06.15)
1.tabiiki de tüm partiler katılacak
2.hdp hükümette olmayacak. yani bakan olmayacak. güvenoyunda evet diyecek. güvenoyu ne demek biliyorsun dimi
3.akp daha da düşer
4.seçime katılım daha az olur
0
dafuq
(08.06.15)
geçici hükümet nasıl kuruluyor. kimler kuruyor?
eskisi ne zaman feshediliyor?
0
🌸shubulubapshubaptishaluva
(08.06.15)
1- hayır herkes

2- erken seçim ekim -kasımdan önce olmaz. öyle ha deyince seçim yapılmıyor. seçim hazırlık, propaganda süresi vs. var.
0
jugador
(08.06.15)
4- erken seçim en erken kasımda olur demişlerdi tvde
gerisini arkadaşlar açıklamışlar Hükümetin tam olarak oturması ve işlevini yerine getirmesi de en erken 2016 çeyreğinde olur yani nerden baksan 1 yıl sonra dediler tvde. Çok sıkıntılı bir durum ülke için
0
limoncello
(08.06.15)
Koalisyon ve azınlık hükümeti seçenekleri iş yapmadığında, milletvekili sayısına bakılarak bir Bakanlık Kurulu oluşturulur. Bu bakanlık ülkeyi erken seçime götürür. Bakanlık Kurulu için güvenoyu alması gibi bir şart olmadığı için kabul edilmeme gibi bir durumu olmuyor. Geçici Hükümet bu şekilde kuruluyor.
0
angelus
(08.06.15)
(6)

Bir ne olacak sorusu da benden

acccra
Bahçeli'nin açıklamasından sonra akp rte'yi tasfiye etmeyeceğine göre ve diğer partiler akp ile koalisyona hayır dediğine göre erken seçime gideceğiz. Şimdi erken seçimde ne olacak, hdp zaten fazla almış diyenler yüzünden bu sefer baraj altı mı kalacak? bahçeli oylarını arttırıp chp'yle koalisyon ku
Bahçeli'nin açıklamasından sonra akp rte'yi tasfiye etmeyeceğine göre ve diğer partiler akp ile koalisyona hayır dediğine göre erken seçime gideceğiz. Şimdi erken seçimde ne olacak, hdp zaten fazla almış diyenler yüzünden bu sefer baraj altı mı kalacak? bahçeli oylarını arttırıp chp'yle koalisyon kurmaya mı çalışacak ne olacak?
0
acccra
(08.06.15)
Bazi beyinsizler bahceliye saldiracagina akpye saldirsa daha guzel olaccak
0
alp9900
(08.06.15)
benim anladığım kadarıyla bahçeli "alayına gider" diyerek kendi oylarını arttırmak ve etkin güç olmak istiyor. erken seçime giden belirsizlik sürecinde ekonominin bozulması, milletin "ee nolcak şimdi?" tedirginliği ve akp'nin "bakın bizsiz yapamıyonuz xD" propagandası tabloyu değiştirebilir. sırf barajı aşsın diye hdp'ye içine sinmediği halde oy veren bir sürü insan var. aynı şekilde mhp'nin oylarında da ciddi sayılabilecek bir artış oldu.

devlet bahçeli neyin peşinde bilmiyorum ama erken seçim olursa fena g*t oluruz gibime geliyor. istikrardı, şuydu buydu diye %1-2'lik kaydırmayla bile akp'yi yine başımıza sarabilirler. hdp %9'a düşerse zaten bitmiştir bu iş, hiç yüzde hesabına bile gerek yok.
0
der meister
(08.06.15)
Klasik Türkiye seçmeni o kadar düzen meraklısıdır ki, programlı olduktan sonra gaz odasına gidip gitmediğini önemsemez. Siyasal tercihlerini de çoğunlukla bu yönde yapar. Ekonomi tepetaklak giderken, bir de siyasi kriz çıkacaksa; bir sonraki seçimlerde 'düzeni' temsil eden akp'nin oylarını arttıracağını düşünüyorum. akp'nin halihazırda %40 oy aldığı ve seçimde hezimete uğramadığı gözden çıkarılmamalı.

Zannımca şans eseri gelen bir fırsat elden kaçıyor. Rastgele düşünceler tabii bunlar. Emin de değilim.
0
protector
(08.06.15)
bahçeli, kendileri dışındaki tüm koalisyon ihtimallerini sıraladı ve kendilerinin hiçbir parti ile koalisyona girmeyeceklerini, muhalefette olacaklarını söyledi. sıraladığı koalisyon ihtimallerinin gerçekleşmemesi halinde de erken genel seçimin yolunu gösterdi. netice ise;

erken genel seçim yakın, bayrakları çıkartın.

sonradan gelen ekleme 1: mhp'nin, hdp'nin içinde olduğu ya da dışarıdan destek verdiği koalisyona ortak olma ihtimalleri bahçeli'nin siyasi intiharı ve mhp'nin bir daha zor ayağa kalkacak şekilde düşüşü olacaktır. böyle bir koalisyon ihtimali halinde bugün mhp'ye oy veren kemik kitle ve bu seçimlerdeki aldığı yüzer gezer oylar gelecek seçimlerde bir daha asla mhp'ye atılmayacaktır. bahçeli bu durumu çok net farketti ve siyasi intiharı seçmedi.

erken seçim olması halinde de, bu seçimde mhp'ye giden yüzer gezer oylar kesin akp'ye geri döner. siyasi istikrarsızlığı istemeyecektir o kitle, aynen şöyle düşünecektir.

eksisozluk.com

sonradan gelen ekleme 2: davutoğlu, hükümeti kurma görevini aldıktan sonra oylarını alabileceği, yakın tabana sahip oldukları mhp'ye koalisyon teklifi ile gider. bahçeli bu teklifi kabul etmez. erken genel seçim kararı alınır. davutoğlu seçim meydanlarında mhp'yi koalisyon tekliflerini kabul etmeyerek ülkeyi hükümetsiz bırakmakla, kaosa sürüklemekle suçlar ve mhp'ye oy veren taban üzerinde etkileyici olur.
0
kayipkentindelisi
(08.06.15)
olum bahçeli en son erken seçim diye tutturduğunda 3 kasım 2012 seçimleri oldu. akp belasını sardı başımıza. kendisi de baraj altında kaldı.
biri şunu uyarsın alllaaşkına ya
:(
0
nymphe
(08.06.15)
@nymphe farkındadır merak etme, en son koalisyon yaptığında olanları da hatırlıyordur :{
0
neseranni
(08.06.15)
(5)

katilim orani

baldur2
aga yuzde 85 cok iyi degil mi? ne bu akpli zirzoplar katilim orani katilim orani diye sayikliyor. butun dunyada goruyoruz, secime katilim yuzde 50, yuzde 60 diye? bu oran gayet iyi degil mi? yuzde 100 mu bekleniyor nedir yani?
aga yuzde 85 cok iyi degil mi? ne bu akpli zirzoplar katilim orani katilim orani diye sayikliyor. butun dunyada goruyoruz, secime katilim yuzde 50, yuzde 60 diye? bu oran gayet iyi degil mi? yuzde 100 mu bekleniyor nedir yani?
0
baldur2
(07.06.15)
güzel. gayet güzel; özellikle bu ülke için süper.
0
yollarbenibekler
(07.06.15)
diğer ülkelerde katılmayanlar eşit olarak bölüşülüyor genelde. bizde katılmayanların hepsi akp'ye oy vermeyecek tipler. akp kendi seçmenini götürüyor bir şekilde.
0
gaborit
(07.06.15)
yüzde 85 gayet iyi bir oran,

avrupa'da çok daha düşük oluyor. ki zaten yüzde 85 gayet iyi daha ne olsun. dünya ortalamasının üstünde.
0
wilhelmwasmuss
(07.06.15)
Maalesef katılım oranı halkın siyasi bilincini ve otorite karşısındaki konumunu yansıtmıyor. Türkiye'de siyaset oy vermeye indirgendiği için, katılım oranının bir şey ifade ettiğini sanmıyorum. Fransa'da son cb seçimlerinde(2012) katılım %55 civarında. Birleşik Krallıkta ise %60 civarında(2015). Yurttaşların bilinç seviyesi ise Türkiye'dekine oranla, hesaplanamayacak ölçüde yüksek.

Bu ülkede baskıcı iktidar kavramına karşı gerçek bir mücadele(ki türkiye tarihinde çok ender gözüken bir durum, çünkü her mücadele yeni bir baskı kurma mücadelesi olarak şekilleniyor), insanların artık 20.yy'ın başlarında yaşamadıklarını ve direniş konseptinin değiştiğini fark ettikleri an başlar diye tahmin ediyorum.
0
protector
(07.06.15)
%88 civarı efsane bir oran daha nolsun.

Bunun yurt dışında olan erasmus öğrencileri var,
Sağlığı el vermeyen,bilincini yitirmiş,hasta yatağında yatan yaşlı insanları var.
Yök'ün final tarihleri kararsızlığından dolayı bilet bulamamış bulsa da pahalıya bulmuş durumu olmayan gençleri var.
Polisten kaçan oy kullanmaya gidemeyecek kaçakları falan var :p böyle düşününce keyfi olarak oy kullanmayan anca %3 falandır.
0
bialo czerwoni
(07.06.15)
(4)

ne biçim anayasa bu böyle?

iste o bendim
yani zamanında bu anayasayı yaparlarken hiç mi kimsenin aklına gelmemiş bir gün bir cumhurbaşkanının çıkıp miting yapma olasılığı.neden böyle bir açık verilmiş?şuan ki kullandığımız anayasa 1982 darbe anayasası.yarın öbür gün belki bizim de meydanlara inip miting yapma olasılığımız doğabilir diye mi
yani zamanında bu anayasayı yaparlarken hiç mi kimsenin aklına gelmemiş bir gün bir cumhurbaşkanının çıkıp miting yapma olasılığı.neden böyle bir açık verilmiş?şuan ki kullandığımız anayasa 1982 darbe anayasası.yarın öbür gün belki bizim de meydanlara inip miting yapma olasılığımız doğabilir diye mi böyle bir madde koymamış bu askerler.

delirecem yaaaaa.2015 yılında tarafsız olması gereken cb meydanlara inip muhalefeti eleştirip iktidara oy istiyor ve kimse bir şey yapamıyor,bununla ilgili yasa yok.nasıl olmaz lan nasıl olmaz? ne demek yok?

başka ülkelerin anayasasında var mı böyle bir yasak,engelleyici düzenleme falan?
0
iste o bendim
(31.05.15)
"tarafsızlık" ilkesine miting yapmamak da dahil olduğundan cahil gibi "miting yapamaz" yazmazlar haliyle. bu arada liberal ülkelerin hepsinde devlet başkanlarının geniş bir sorumsuzluk alanı vardır zaten. devlet başkanları temsilidir. anayasamızı cb yaptı kendini sorumsuz bıraktı :((( falan değil mevzu. oradan burdan duyduklarınızı bilgi diye satacağınıza açın biraz kitap okuyun.
0
littlejack
(31.05.15)
öyle bir madde olsaydı da miting yapsaydı kim nasıl yargılayacaktı?
tarafsızlık ilkesine karşı "biz" diye akp'yi kastederek açıklama yaptığında kim yargılıyor?
madde olsaydı ve yargılanacak olsaydı önce o maddeyi kaldıramaz mıydı?

2015 yılında olmamız 2015 yılında gibi yaşamamıza yetmiyor burada...
0
ucan spagetticanavari
(31.05.15)
Bence sorun anayasada değil. Anayasa sadece bir şekil ve hukukun kendisi de bir sistem. Önemli olan etik bir bilince sahip olmak. İngiltere'de yasalar çoğunlukla iptal edilmez. Hala Kraliçe'nin bir bakanı impeachment ederek idama gönderme yetkisi vardır, kanun olarak. Ama bunu yapmaz, aklına bile getirmez. Şekilden ziyade etik bir bilinçle yönetilmek böyle bir şey.
0
protector
(31.05.15)
salt Anayasa kaynaklı sorunlar olmamakla beraber 1982 Anayasası da zemin hazırlama ve muğlak noktalar içerme açısından sıkıntılı elbette. Ve malumlarınız üzerine cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmeye başlaması ile beraber daha da görünür oldu, garip bir sözde Anayasa altında parlamentarimsi başkanlık sistemi bence şu an var olan. Başka ülkelerin anayasalarında doğrudan bu şekilde spesifik hükümler bulabileceğini sanmıyorum, daha çok hükümet sisteminin niteliğine göre yasama-yürütme arası ilişkiler ve elbette teamüller çerçevesinde şekilleniyor.
0
candanag
(31.05.15)
(1)

bir belgesel

memetemmiyirahatbirakin
çölde çadırda yaşayan kadınlar vardı. durmadan deve sütü içip zeytinyağlı ekmek tıkınıyorlardı kilo almak için. amerikalı bir adama da zorla yediriyorlardı. adam 1 haftada 4 kilo almıştı. ne yapıp ettiysem bulamadım belgeselin adını.
çölde çadırda yaşayan kadınlar vardı. durmadan deve sütü içip zeytinyağlı ekmek tıkınıyorlardı kilo almak için. amerikalı bir adama da zorla yediriyorlardı. adam 1 haftada 4 kilo almıştı. ne yapıp ettiysem bulamadım belgeselin adını.
0
memetemmiyirahatbirakin
(31.05.15)
rt.com

bu mu ki? Dediğin olay leblouh olarak geçiyormuş, öyle aratırsan belki bulabilirsin.
0
protector
(31.05.15)
(20)

karşı cinste sizi en etkileyen şey

limoncello
nedir?
nedir?
0
limoncello
(30.05.15)
meme
0
Euxinos007
(30.05.15)
zeka
0
sta
(30.05.15)
güven vermesi
0
neferkitty
(30.05.15)
ayak.
0
der meister
(30.05.15)
yere sağlam basması, espri anlayışı. ne bilim aklıma bunlar geliyor şimdi.
0
bigbadabum
(30.05.15)
hicbir sey, karsi cinsten etkilenmiyorum ;_;
0
shotgunwoman
(30.05.15)
entelektüel birikim
0
protector
(30.05.15)
1- yüz
2- vücudun orantılı olması -ne çok zayıf ne de kilolu-
3- gamze
4- düzgün dişler ve gülüş
5- saçlar

fiziksel kriterlerimin dışında; oturup-kalkmayı, nerede nasıl konuşacağını bilmesi, olgun olması.
0
scent of a pastrami
(30.05.15)
Ayak.
0
excespeace
(30.05.15)
Meme..
0
bilmemkacincinick
(30.05.15)
Özgüven.
0
Tears of Devil
(30.05.15)
şefkat ve mantık birlikteliği.

bu da sanırım duygusal zeka oluyor.
0
whimsical
(30.05.15)
Giyimi. Evet.
Bence çirkin kadın yoktur, kötü giyinen kadın vardır.
0
etna
(30.05.15)
got ve bacaklar. hele guzel bir got için olurum.
0
no christ requires
(30.05.15)
ses tonu ve zeka kokan cümleleri, esprileri vs
0
bruceandwayne
(30.05.15)
İnsancıllığı, başka insanlara nasıl davrandığı.
0
aychovsky
(30.05.15)
nefes
0
SPQR
(30.05.15)
gülümsemesi.
0
cetoxim
(31.05.15)
Kesinlikle ayak bilegi.
0
evrenos gazi
(31.05.15)
zeka harici her şey.
0
mermize
(31.05.15)
(7)

Doğal seçilim hk.

kamera motor
selam arkadaşlar sorum net:aptallar, kafasızlar ve cahiller en az 3-4 çocuk yapıyorken (dünya genelinde),eğitimli, ne yaptığını bilen, plan yapan kişiler en fazla 2 çocuk yapıyorken.kısaca eğitimsiz, cahil ve kafasızlar 4x hızla çoğalıp, eğitimli ve düzgün çcuk yetiştiren insanlar 1.5x hızla çoğalıy
selam arkadaşlar sorum net:

aptallar, kafasızlar ve cahiller en az 3-4 çocuk yapıyorken (dünya genelinde),
eğitimli, ne yaptığını bilen, plan yapan kişiler en fazla 2 çocuk yapıyorken.

kısaca eğitimsiz, cahil ve kafasızlar 4x hızla çoğalıp, eğitimli ve düzgün çcuk yetiştiren insanlar 1.5x hızla çoğalıyorken dünyanın önümüzdeki 100 senesi nasıl olacak?

bunu cidden merak ediyorum.
0
kamera motor
(30.05.15)
Şimdiki gibi.
0
dokuz numara dort yildiz
(30.05.15)
(bkz: idiocracy)
0
cern de cayci olmak vardi
(30.05.15)
bu yüzden öyle insanların çocuklarını eğitimli, ne yaptığını bilen, plan yapan insanlar haline getirecek eğitim sistemine ihtiyacımız var. yoksa cahillik kalıtsal bir şey değil.
0
empat
(30.05.15)
insanların çocuk yapma haklarına karışamazsın arkadaşım 4-5 çocuk yapıyor diye illa ona bir damga vurmak zorunda mısın? belki senin fikrine göre çok zeki biri de 4-5 çocuk sahibi oluyordur bunu bilemezsin ya da cahillik yerine bunun başka bir düşüncesi vardır mesela doğu toplumlarında insanlar iki türlü çok çocuk yapıyor birincisi uluslarının yok olmasına engel olmak, ikincisi maalesef erkek çocuk sahibi olmak bu yüzden erkek çocuk olana kadar deniyorlar sen insanlara damga vurmak yerine düzenli eğitim/ onlara batıdaki gibi kötünün iyisi olan eğitimi vermek ve eşit haklar için sistem karşısında ol belki böylece 100 sene düzelir. burada senin kastettiğin şey eğer fiziki unsurlar ise sen zekadan bahsetmişsin o yüzden zekaya girdim direkt neyse.. eğer fiziki özellik ise bence yine ABD gibi atom bombası üreten ve savunma adında tehlike saçan devletlere karşı savaş vermek doğru olacak neticede bu çirkin, sağlıksız gibi terimleri iki insanın evlenmesinden daha çok atom bombası gibi kimyasallar neden oluyor, örnek (bkz: hiroşima )ve (bkz: nagasaki) 100 yıl sonra bile hasta doğan çok zeki insanlar var. japonlar çok zekilerdir ama onlarda da nufüs artırıcı politikalar güdülüyor... ve o insanlar yine çok zeki olabiliyor.. demek ki burada önemli olan çok çocuk değil düzenli ve düzgün bir eğitim ve düşünme ortamı sunmak halkımıza...

edit : nagasaki'ymiş..
0
le fantome de l opera
(30.05.15)
@le fontame,

ne dediğimi anla önce.
doğuranlar aptaldır demiyorum.

aptallar daha çok doğuruyor, aptal olmayanlar daha az doğuruyor.
haliyle aptallar çoğunluk, aptal olmayanlar giderek daha da azınlık oluyor. ve yeterli vakit geçince aptalların genleri, daha çok yayılarak aptal olmayanları baskılayacak.

bahsettiğim şey bu.

aklı başında eğitimli insanlar daha az doğuruyor: çünkü bir çocuk yapmak için plan yapıyorlar.

aptallar daha çok doğuruyor: çünkü hayatlarında plan yok, plan yapacak beyinleri de yok. ve doğuruyorlar sürekli olrak.

sikimden götümden attığım veriler değil bunlar. günümüzde aptal, eğitimsiz insanlar daha hızlı ürüyorlar.
0
🌸kamera motor
(30.05.15)
sevgili, @kamera motor insanlara damga vurup onları ötekileştirmek yerine dediklerimi uygularsan ve uygulamaya çalışırsın güzel bir sonuca varırsın. teşekkürler.
0
le fantome de l opera
(30.05.15)
idiocracy gibi saçma bir filmi izleyip aydınlandığına inanmak gibi bir yanılsamaya uğramışsın sanırım. Bana tarihte düşünsel açıdan daha yukarıda yer alan kişilerin çoğunlukta olduğu bir dönem göster. Sen araştıra dur, ben cevabı vereyim o sırada: yok öyle bir dönem. Ek olarak; Günümüzde eğitim alan(üniversite okumuş), birkaç kitap okuyup film izlemiş kişiler de, o düşünsel açıdan yukarıda yer alan kişilerin arasına giremiyor. O sebeple eğitimli/cahil ayrımı da gereksiz. Üstelik pedagojik sistemin nasıl, 'biliyormuş gibi gözüken cahiller' yarattığına ilişkin bir sürü çalışma varken.

Sonuç olarak merakın, sana ait olan ve gelecek için sorun teşkil etmeyen bir merak. Nüfus patlamasından söz ediyor olsaydın tehlike üzerine konuşulabilirdi. Ancak toplumun doğal akışına yönelik bir saptamayı, üstelik eğitimli/cahil gibi yanlış bir ikileme kullanarak, sorun varmış gibi yansıtmışsın. Dediğim gibi, her tarihsel toplumda görülen doğal ve normal bir süreç.
0
protector
(30.05.15)
(10)

disiplinler arası yüksek lisans

tepedeki psychedelic adam
bilgisiyar mühendisliği bitirimiş biri sosyal alanlardan hangi bölümde yüksek lisans yapabilir? felsefe, linguistik, antropoloji, psikoloji alanlarıyla alakalı ya da aklınıza gelen başka şeyler olabilir.
bilgisiyar mühendisliği bitirimiş biri sosyal alanlardan hangi bölümde yüksek lisans yapabilir? felsefe, linguistik, antropoloji, psikoloji alanlarıyla alakalı ya da aklınıza gelen başka şeyler olabilir.
0
tepedeki psychedelic adam
(26.05.15)
Bilgisayar mühendisliği ile bağı kurmaya devam edeceksen: Mantık doğal olarak anglosakson geleneği çerçevesinde felsefe eğitimi veren kurumlar. Bunun dışında yine anglosakson geleneği çerçevesinde sosyoloji olabilir(niceliksel araştırma yöntemleriyle bağlantılı diye)
0
protector
(26.05.15)
Türkiye'de biraz daha zor olabilir ama yurtdışında bilgisayar mühendisleri arasında psikoloji doktorası yapan çok kişi var, yapay zeka gibi konularda özellikle.
0
fotrsapka
(26.05.15)
bilişim hukuku güzel alan. hem teknik dersler (bilgisayar mühendisi olmanız avantaj), hem de hukuk dersleri var.
0
miranda
(27.05.15)
alt yapısını bilmem ama bilgisayar mühendisliği bitirip felsefede öğretim görevlisi olan bile var.
0
john lee hooker
(27.05.15)
bilişsel bilim (cognitive science).
0
e haliyle
(27.05.15)
e haliyle + 1. Bilişsel bilimlere ek olarak alt unsurları da olabilir, ki bazılarını yazmışsın zaten.

ben son yılımda cs den felseye geçtim. mantık ve yapay zekaydı ilgilerim. sonradan bilişsel bilimler/sinirbilime kaydı olay. belli olmuyor vesselam; ama master'dan bahsediyorsan zaten bu bölümlerin hiçbiri önünü kapatmaz, doktorada yine bir revizyon yapabilirsin.
0
negatype
(27.05.15)
evet bilişsel bilim de var. bu yüksek lisans programı boğaziçi ve yeditepe'de var sadece sanırım. bilginiz var mı başka yerde olup olmadığı hakkında?
0
🌸tepedeki psychedelic adam
(27.05.15)
e haliyle
(27.05.15)
Neuroscience programı ama bilginiz olsun: neuro.bilkent.edu.tr
0
fotrsapka
(27.05.15)
@fotrsapka

evet aslında geçen gün bunu görünce tekrar aklıma takılmıştı :)
0
🌸tepedeki psychedelic adam
(27.05.15)
(5)

Almanya'da İngilizce Yüksek Lisans bitti mi?

karabasun
Bir danismanlik sirketi Almanya'nin İngilizce egitim veren Yüksek Lisans bölümlerine Türkiyeden artık kabul almadigini soyledi. Var mi aslı astarı?
Bir danismanlik sirketi Almanya'nin İngilizce egitim veren Yüksek Lisans bölümlerine Türkiyeden artık kabul almadigini soyledi. Var mi aslı astarı?
0
karabasun
(26.05.15)
Yalan sanırım. Daha bu sene başvurmuştum ancak daha çok istediğim bir yer olunca geri çektim.
0
protector
(26.05.15)
Tipik danışmanlık şirketi yalanına çok benziyor, Neden Türkiye'den kabul almasın? Bir sürü insan başvuruyor hala.
0
christopher nolan
(26.05.15)
Bence külliyen yalan.
0
mi nombre es mayo
(26.05.15)
zirva.
0
baldur2
(26.05.15)
üniversitelerin herhangi birinin graduate bölümünde toefl'dan ne istediğine bakarak kendin karar verebilirsin
0
rakicandir
(26.05.15)
(1)

film adı soruyorum

bacardicola
adam adada yalnız kalıyordu, kendisine bir top yapıyordu topa da bir isim veriyordu onunla konuşuyordu sürekli. var mı hatırlayan?
adam adada yalnız kalıyordu, kendisine bir top yapıyordu topa da bir isim veriyordu onunla konuşuyordu sürekli. var mı hatırlayan?
0
bacardicola
(26.05.15)
cast away
0
protector
(26.05.15)
(1)

count the angels on the head of a pin

disfori
bu deyim ne anlama gelmektedir? nette bakındım biraz ama uzun uzun kökenini filan anlatmışlar. işte felsefi bir kavrammış sanırım onları anlatmışlar filan ama günlük konuşma dilinde tam olarak ne manaya geldiğini anlayamadım. bilen var mı?
bu deyim ne anlama gelmektedir? nette bakındım biraz ama uzun uzun kökenini filan anlatmışlar. işte felsefi bir kavrammış sanırım onları anlatmışlar filan ama günlük konuşma dilinde tam olarak ne manaya geldiğini anlayamadım. bilen var mı?
0
disfori
(25.05.15)
Günlük dilde kullanılan bir şey değil. Skolastik düşüncesinde, tahminimce nominalizmin önem kazanmasından sonra, yapılan tartışmaların boş ve anlamsız olduğunu ifade etmek için kullanılan bir deyimmiş.
0
protector
(25.05.15)
(4)

şarkı

meyve parcacikli kadin
böyle lunatik, creepy, dark şarkılarınız var mı?
böyle lunatik, creepy, dark şarkılarınız var mı?
0
meyve parcacikli kadin
(25.05.15)
David Lynch'in soundtrack'lerine bakmalısın. David Bowie'den I'm deranged güzel bir başlangıç olur. www.youtube.com
0
protector
(25.05.15)
shotgunwoman
(25.05.15)
baal
(26.05.15)
jangling jack
(26.05.15)
(1)

deleuze?

narudocko
deleuze okumak istiyorum birçok kitabı var hepsi de nefis gözüküyor alanım gereği sinemada hareket ve imge'den mi başlasam bilemiyorum, deleuze okumak için ne yapmalıyım, nereden başlamalıyım?
deleuze okumak istiyorum birçok kitabı var hepsi de nefis gözüküyor alanım gereği sinemada hareket ve imge'den mi başlasam bilemiyorum, deleuze okumak için ne yapmalıyım, nereden başlamalıyım?
0
narudocko
(25.05.15)
İyi bir felsefe ve psikanaliz bilgisi ister deleuze okumak. Çünkü kavram yaratmayı ve kavramlar üzerine tartışmayı çok sever. Ben, felsefe tarihindeki belli figürleri anlamaya çalışırken(Nietzsche ve Spinoza mesela), Deleuze'ün bu kişiler hakkındaki yorumlarıyla başladım, Deleuze okumaya. Çünkü ilk olarak felsefe tarihçisi olan Deleuze, özellikle bu iki düşünürü yorumlama üzerinden kendi düşüncesini oluşturuyor.

edit: Sinema konusundaki düşünceleri de felsefe ile iç içe. Ben felsefe tarihiyle uğraşmak istemiyorum, hemen kısa yoldan gireyim diyorsan 'Diyaloglar' ve 'Müzakereler' kitapları ile başla. Bunlar daha hafif ve genel kavgasını yansıtan metinlere sahipler. Bunlar da ağır gelirse, internetten iyi bir Deleuze yorumu kitabı araştırıp onu oku.
0
protector
(25.05.15)
(8)

Imc

tsubasacandy
Imc tv diye bir kanala rast geldim ve suanda da devam eden programda sirnak, diyarbakir in koyleri yakilan insanlarla roportaj yapiyorlar. 90li yillarda gercekten dogudaki koyler askerler tarafindan yakildi mi?
Imc tv diye bir kanala rast geldim ve suanda da devam eden programda sirnak, diyarbakir in koyleri yakilan insanlarla roportaj yapiyorlar. 90li yillarda gercekten dogudaki koyler askerler tarafindan yakildi mi?
0
tsubasacandy
(24.05.15)
yakıldı.
0
tiarwain
(24.05.15)
helikopterden adam atma gibi olaylar da rivayet edilir köy boşaltmalar esnasında.
tabii münferittir böyle şeyler muhtemelen.
0
kargn
(24.05.15)
80'li yıllarda insanlara dışkı yedirildi, 90'larda köyleri yakıldı, bir kısmı da korucu olmaya zorlandı. Korucu olmayı reddeden ailelerin evlerinin önüne beyaz Toros'ların geldiği, o arabalara bindirilenlerden bir daha haber alınamadığı da çok olmuştur.
0
sevgikusunkanadinda
(24.05.15)
(bkz: mazlum doğan)
bu da dursun bi kenarda.
0
kargn
(24.05.15)
pkk'nın ülkeyi bölme adına kendine bir sebep yaratmak için o köylere yaptığı katliamlar da var asker kılığına girip. imc tv'nin devlet yanlısı bir açıklama yapmasını bekleyemezsin zaten. hep onlar mağdur zaten anasını sattığımın memleketinde... pkk sütten çıkmış ak kaşık.
0
kemence
(24.05.15)
AİHM'nin bu konuda çeşitli incelemeleri ve Türkiye'yi mahkum ettiği bir dava da söz konusu. Söz konusu dava BENZER AND OTHERS vs. TURKEY olarak geçiyor, araştırabilirsin.

"In this case, the ECHR sentenced Turkey to pay the plaintiffs 2,305,000 euros ($3,103,700) as compensation. The court also asked Turkey to find those responsible for this gruesome crime and punish them. Immediately after the ruling, Justice Minister Sadullah Ergin said there would be a new investigation into the bombing." www.al-monitor.com
www.todayszaman.com
0
protector
(24.05.15)
pkk'nın/pkk'nin çıktığı yer diyarbakır askeri cezaevi.
pek süt kasesine benzemiyor aslında. daha çok bok çukurlarıyla dolu bir zindan.
0
kargn
(24.05.15)
@protector tesekkurler kaynaklar icin
0
🌸tsubasacandy
(24.05.15)
(10)

Dünya tarihinde neden hep anadolu ve çevresi var?

silver apple
sb
sb
0
silver apple
(20.05.15)
ortaokulda öğretiyorlar mezopotamyayı.
0
bigbadabum
(20.05.15)
diğer bölgeler yazıyı bulamadığı için tarih öncesinde kalmış :(
0
mistreated
(20.05.15)
ilk insan hz. adem'in mezopotamya denilen bölgeye indiği söylenir.

buradan çoğalarak diğer bölgelere göç etmişler, öyle işte :)
0
livaneli kadir
(20.05.15)
biraz daha açar mısın soruyu? okulda öğretilenler biraz da tabii ki bizim bulunduğumuz topraklar baz alınarak yazılan şeyler. ama diğer yandan anadolu, özellikle güneydoğu bölgesi işte mezopotamya'nın başlangıcı gerçekten de medeniyetin tohumlarının atıldığı yerlerden birisi. diğer taraftan antik yunan geliyor filan. önemli bi yer yani gerçekten.
0
tepedeki psychedelic adam
(20.05.15)
Hep değil sadece başlangıcında var(bkz: Bereketli Hilal). Bu da, Çin'de araştırma yapmanın zor olması ve Hindistan'daki İndus uygarlığından hiçbir şeyin kalmamış olmasından kaynaklanıyor.(Benzer biçimde Amerikan uygarlıklarından da pek bir şey kaldığı söylenemez)

Başlangıcı dışında da, sürekli anadolu çevresinde döndüğünü sanıyorsan eksik okuma yapmış olabilirsin.
0
protector
(20.05.15)
Toprakları verimli, iklimi güzel. Yaşamak için güzel bir yer. Sürekli göç almış bu şekilde medeniyetler kurulmuş gelişmiş tarih yazılmış. Tabii şimdi oralara bakıp "Burası mı güzel amk" dememek lazım. 4 bin 5 bin yıl öncesinden bahsediyoruz.
0
angelus
(20.05.15)
Cunku insanoglu kendini onemli hissetmeye yatkin bir zihniyette.

Ozetle bu sorunun, ABD'li birisinin "Dunyadaki medeniyet neden sadece ABD'den ibaret" sorusundan cok da farki yok.

alphadesigner.com
0
crown
(21.05.15)
çorum anadolu da olduğu icin
0
partizan
(21.05.15)
öyle bir olay yok biz bu coğrafyada yaşadığımız için bize öyle geliyor,

çin hindistan mısır aztek maya hepsi ayrı bir beşik,

ama biz hep dünya bizim etrafımızda dönüyor sanıyoruz
0
basond
(21.05.15)
bildiğim kadarıyla anadolu son buzul çağını yaşamamış bu yüzden çoğu tarih öncesi medeniyet anadoluda kurulmuş.
0
aksimetre
(21.05.15)
(4)

solculuk ve homo homini lupus

baba jo
maarri'nin solculuk üzerine düşüncelerini okuyordum ve aklıma geldi, genel sol kavramının onunkinden farklı olduğunu düşünen var mı? solun fraksiyonları malum, hepsinin temel düşüncesi bu şekilde mi yoksa olaya demokrasi penceresinden bakan var mı? yoksa, demokrasinin devletten tamamen bağımsız oldu
maarri'nin solculuk üzerine düşüncelerini okuyordum ve aklıma geldi, genel sol kavramının onunkinden farklı olduğunu düşünen var mı? solun fraksiyonları malum, hepsinin temel düşüncesi bu şekilde mi yoksa olaya demokrasi penceresinden bakan var mı? yoksa, demokrasinin devletten tamamen bağımsız olduğunu mu düşünüyorsunuz? ya da, demokrasinin gereksizliğini bu şekilde mi desteklersiniz?

"oğlum. evladım. güzel kardeşim. sol, sizin sandığınız gibi güzel bir şey değil lan? valla bak, emin olun değil. siz solu güzel bir şey zannediyosunuz ama, sol dediğin bildiğin vatan millet devlet düşmanlığıdır, enternasyonalisttir, bütün tarihsel pratiği devlete karşı savaşmak üzerine kuruludur. sol hakkında en ufak bir fikriniz olmadığı için, solculuğu atatürkçülük, türk milliyetçiliği sandığınız için, solcu dendiği zaman aklınıza böyle vatanını milletini seven, çalışıp ekmeğini kazanan, vefakar, cefakar yurdum insanı gibi bir şey geliyor, ama emin olun solcu öyle bir şey değil. size yanlış belletmişler hep. solcu dediğin insan bildiğin bölücüdür. mesela marx diye bir adam vardır, bilmem bilir misiniz, epey solcu bir adamdır. onun bir de komünist manifesto adında bir eseri vardır. orada der ki, "işçinin vatanı yoktur."
demiş mesela, solcuların bu konuda fikirlerini merak ediyorum.

insan insanın kurdudur lafı için neler demek istersiniz mesela? böyle olduğunu düşünenlerin devletin gereksizliği konusunda söylemek istedikleri nelerdir?
0
baba jo
(20.05.15)
Demokrasi penceresinden solun içinde yer alan düşünceler var. En meşhuru sosyal demokrasi. Bunun dışında oldukça güncel olan radikal demokrasiye ve Ranciere'in demos'una da bakılabilir.

Alıntıladığın metin kime ait bilmiyorum ama aşağı yukarı, ironi dolu bir dille solu tarif etmiş. Sol sürekli bir değişimi ve mevcut düşünsel mekanizmaların yıkımını içerir. Bu sebeple solcudan muhalif olması ve yeniliklere açık olması beklenmeli. Bugün için solda yer alan bir akım yarın için muhafazakar bir akıma dönüşebilir. Çünkü solun mantığı belli bir kavram ve teorinin arkasına yaslanmamak ve kavramsal hazineyi sürekli değiştirmektir.

Demokrasi, devlet ve bağımsızlığı üzerine sorduğun soruyu anlamadım.

İnsan insanın kurdudur lafı devleti meşrulaştıran bir söylem(Hobbes'a ait). 'böyle düşünenlerin devletin gereksizliği konusunda' gibi bir cümle kurmuşsun. Bu nedenle bu cümleyi de anlamadım.
0
protector
(20.05.15)
maarri'nin yazdığı kısım orası, başta adını verince ne yazdığını da ekleyeyim dedim. demokrasi için; devlet olmadan demokrasi olabilir mi, yoksa demokrasi de devlet gibi gereksizdir mi dersiniz demek istedim. öyle olduğunu düşünmek kısmı için; eğer insan insanın kurduysa, bu düşünceyi kabul ediyorsanız devletin yokluğunda insanların birbirlerini "yemelerinin" nasıl engelleneceğini düşünüyorsunuz demek istedim.
0
🌸baba jo
(20.05.15)
Devlet olmadan demokrasi olabilir. Kavramsal hataya yani anakronizme düşmek istemiyorsak, devlet 17.yy'dan sonra ortaya çıkmış; iktidarın hukuki ve teritoryal olarak düzenlenmesidir. Demokrasi daha devlet kavramı ortada yokken Yunan kent devletlerinde ortaya çıkmış bir yönetim biçimidir.

İnsan insanın kurdudur düşüncesini savunan kişi, otoriter bir yapı çerçevesinde kontrol mekanizmaları öngörür. Bu devlet olmak zorunda değildir. İlkellerdeki kabilede, malikane(şato) çevresinde yükselen feodallikte, imparatorlukta vb. farklı iktidar düzenlerinde bu otoriterliğe rastlanabilir. Katı bir geleneğe bağlı bir sistem olması gerekir şeklinde düşünülüyor yani.

Sol açısından bu duruma bakarsak, olması gereken, sürekli esnek ve kapsayıcı hale getirilebilecek evrensel bir etiğin olması gerektiğidir. Bu yeme işleminin bu etik tarafından önleneceği düşünülür. Ayırt eden noktalar: esneklik, değişim ve katılım.

edit: elbette tartışmaların karikatürize edilmiş küçük bir bölümü bu. Yoksa 1-2 paragrafla anlatılabilecek bir tartışma değil.
0
protector
(20.05.15)
öncelikle protector un anlattığı devlet "modern devlet" olarak adlandırılıyor. bunun da ortaya çıkışı dediği gibi 17.yy ve sonrası. sol ve demokrasi bir arada olabilir mi? neden olmasın sosyal demokratlar bunun var olabileceğini idda ederler. kaldı ki demokrasinin nasıl tanımlandığı da önemli. eğer sandıkla yapılan seçimden (erdoğan ın anladığı) bahsediyorsan iran da demokrasi, suriye de hatta bilimum diktatörler de meşru ve demokrat liderler olarak adlandırılıabilir. onun dışında antik yunandaki sistemi bugün uyguluyor olsak emin ol ona demokrasi demeyiz. günümüzde demokrasi dendiğinde insanların eşitliği, adil seçimler bla bla gelir akla. şimdi insanların eşitliği ve özgürlüğü dendiğinde liberaller bunun sadece politik haklar üzerinden tanımlanması gerektiğini söyler. herkes yasa önünde eşit olmalı. herkesin seçme ve seçilme hakkı olmalı vs. sosyal demokratlar ise politik hakların hatta basit insan haklarının bile korunabilmesi için sosyal ve ekonomik hakların da garantiye alınması gerektiğini söyler. sonuç olarak sol ve demokrasi bir arada olabilir lakin senin bu kavramlardan ne anladığın önemlidir.
0
vartuhi
(20.05.15)
(5)

küpe enfeksiyon

chicha
2 gün önce ilk kez küpe takmak için kulağımı deldirdim. şuanda sızlıyor, kızardı ve biraz şişti. ne yapmamı önerirsiniz. bir arkadaşım antibiyotikli krem kullanmamı söyledi. bunun dışında ne zaman doktora gitmeliyim?
2 gün önce ilk kez küpe takmak için kulağımı deldirdim. şuanda sızlıyor, kızardı ve biraz şişti. ne yapmamı önerirsiniz. bir arkadaşım antibiyotikli krem kullanmamı söyledi. bunun dışında ne zaman doktora gitmeliyim?
0
chicha
(20.05.15)
Sızlama-kızarıklık gayet normal. Hatta şişlik bile çok değilse normal. doktora en azından şu an gitmeniz gerektiğini sanmıyorum. Antibiyotikli krem kullanın, geçmezse gidersiniz.
0
kaffle
(20.05.15)
fucidin surebilirsin kulak pamuguyla arkadan onden. morarmaya basladigini fark edersen kos doktora
0
shotgunwoman
(20.05.15)
eyvallah arkadaşlar dediklerinizi uygulayacağım :)
0
🌸chicha
(20.05.15)
Bende 5 yıldır falan 3-4 küpe var. Hepsini gümüş almama rağmen bir tanesinin hafif şişliği hiçbir zaman geçmiyor. Doktor önemli bir şey değil demişti. Ama derin hassas ise gümüş takmak önemli
0
protector
(20.05.15)
Artık Bepanthene üretilmiyor, Bepanthene'e benzer bir krem sorup al eczaneden, onu sür. Taktığın küpenin malzemesine alerjik bir tepki de veriyor olabilirsin, varsa altın küpe tak.
0
iamelf
(22.05.15)
(3)

post-vestfalyan sistem nedir?

lampetia
merhaba, soru baslıkta.
merhaba, soru baslıkta.
0
lampetia
(19.05.15)
Westphalia anlaşmasının ardından, egemen devletlerin eşitliğine ve teritoryalliğine dayanan bir sistem. 2. Dünya savaşına kadar egemen bir sistemdi(uluslararası ilişkilerde). Ancak ulus devletin çökmesi ve kutsal savaşların(mesela demokrasi ve insan hakları adına savaşlar) dönmesiyle çöküş dönemine girdi diyebiliriz.

edit: aslında başlığı tekrar okuyunca şöyle bir ikileme düştüm. Westphalia Sonrası Sistem mi, yoksa Westphalia Sistemi Sonrası mı demek istenmiş? Benim anlattığım Westphalia Sonrası Sistem.
0
protector
(19.05.15)
protectora ek westphelia sistemi sonrası kastediliyor aslında. küreselleşme ile egemen devletin (sovereign state) işinin azalması, Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği gibi toplululukların devletin gücünü sınırlamasıdır kısaca.
0
sporty
(20.05.15)
sporty +1

Westphalia sisteminin ardından gelen düzen kastediliyor. Kısaca eşit egemenliklere dayalı devletler sisteminin sonlanması ve küreselleşme ile birlikte Westphalian değerlerin yani temelde teritoryal devlet egemenliğinin zayıflaması anlamına gelir. Post-Westphalian sistemi tartışmasız bir şekilde ortaya çıkaran gelişme de Avrupa Birliği'nin kuruluşudur.
0
adukyuedines
(20.05.15)
(4)

karma

meyve parcacikli kadin
karmaya inanıyor musunuz ve başınıza karma var dedirtecek olaylar geldi mi?
karmaya inanıyor musunuz ve başınıza karma var dedirtecek olaylar geldi mi?
0
meyve parcacikli kadin
(19.05.15)
Tarihe baktığımızda imkansız gibi geliyor. Kendi başıma gelenlerden ziyade tarihi dinamiklerden çıkarım yapmayı daha doğru buluyorum. Gerçi karmaya ilişkin bir olayla da hiç karşılaşmadım.
0
protector
(19.05.15)
0
ron dennis
(19.05.15)
hayır. tam tersi daha çok iyilik yaptıkca daha çok olumsuzluk geliyor
0
false pretension
(19.05.15)
bu konuda agnostik kalmayı yeğliyorum, karmanın bir şekilde kızgınlığı beslediğini düşünüyorum. o yüzden ipleri salıp ne olduğunu önemsemek daha huzurlu.
0
neferkitty
(19.05.15)
(4)

hardcore nietzsche okuyucularina bir sorum olacakti

an isolated homo sapiens sapiens
Nietzsche okumaya baslamam gerek ve elimde iki farkli yayimevinden cikan iki basimi mevcut Boyle Buyurdu Zerdust'un. Birisi Hasan Ali Yucel Klasikler Dizisi'nden ve cevirmeni Mustafa Tuzel, digeri ise ASA Kitabevi'nden ve cevirmeni A.Turan Oflazoglu. Tum eserlerini okumak istiyorum ayrica. Boyle Buy
Nietzsche okumaya baslamam gerek ve elimde iki farkli yayimevinden cikan iki basimi mevcut Boyle Buyurdu Zerdust'un. Birisi Hasan Ali Yucel Klasikler Dizisi'nden ve cevirmeni Mustafa Tuzel, digeri ise ASA Kitabevi'nden ve cevirmeni A.Turan Oflazoglu. Tum eserlerini okumak istiyorum ayrica. Boyle Buyurdu Zerdust baslamak icin uygun bir eser midir? oyleyse hangi basimi ve cevirisi daha tercih edilesidir? yok oyle degilse neyden baslanmali? bir tur iz ariyorum, tesekkurler simdiden.
0
an isolated homo sapiens sapiens
(19.05.15)
En iyi yayınları SAY tarafından çevrilenler. Burası kesin. Ama Nietzsche, 'hadi okumaya başlıyorum' şeklinde okunacak bir yazar değil. Hegel ve Kant ile yani diyalektik ve evrensel maksimlerin ahlakı ile kavgasını bilmek gerekiyor. Schopenhauer ve Spinoza getirdiği amor fati ve oluşun egemenliğini anlayabilmek gerekiyor. En önemlisi de Stirner'den etkilendiği 'ego' kavramını çözmek gerekiyor. Bu kavgalarının hepsi bütün eserlerine ve düşüncelerine sinmiş durumda. Maalesef felsefe bilgisi olmadan yapılacak bir okuma boşuna. Nietzsche bir edebiyatçı değil filozoftur; bu sebeple hadi okuyayım diye oturmak bir işe yaramayacak.

Gerçi bir yönüyle popüler kültürün içine girdi. İnsanlar anlamadan, metodolojisini fark etmeden, 1-2 tane 'twitter'lık aforizma çıkartırım diye okuyor. Bu soruyu sorduğuna göre, muhtemelen aynı okuma geleneğinin içinde yer alacaksın. O sebeple hangi yayınevinden okuduğun önemsiz.
0
protector
(19.05.15)
aksine, felsefeye ilgimden ve yine nietzsche'nin felsefeye verdigi yonden oturu bu konu ilgimi cekiyor. Schopenhauer'in gerek Nietzsche gerek felsefe dunyasi icin oneminin farkindayim. Ayni sekilde Hegel ve diyalektiginin de. Meseleyi kavrayisimi genisletmek cabasindayim ve bunun nihai yolunun Nietzsche'den gectigi dusuncesi icerisindeyim. Ancak baska bir oneriniz var ise kesinlikle duymak isterim.

Diger bir konu, gerek sozluk gerek populer kulturden usandiginizi kelimelerinizden ve bir Nietzsche okuyucusu olmanizdan cikarabiliyorum. Fakat bununla birlikte buraya yazmak ihtiyaci hissettiginiz de asikar. Neler dusunuyorsunuz, inanclariniz var ise ne yondedir bilmiyorum fakat davranisiniza minnettar oldugumu belirtmek isterim. Sag olun.
0
🌸an isolated homo sapiens sapiens
(19.05.15)
tüm çevirenlerin kitaplarını kıyaslamamakla beraber Ahmet Cemal çevirisinin çoğu bölümünü Almanca-Türkçe karşılıklı olarak incelemişliğim var ve gerçekten sağlıklı bir çeviri olarak değerlendirmiştim.
0
candanag
(19.05.15)
Madem öyle, o zaman öneri vermeden de konuyu bitirmeyeyim. Zannımca Ahlakın Soykütüğü Üzerine'den başlamak ve peşinden İyi ve Kötü'nün Ötesinde'yi okumak; genel fikri verecektir. Daha sonra ise Güç İstenci okunabilir. Uyarılarım; Zerdüşt'ün alegorilerle dolu olması sebebiyle anlamanın gerçekten zor olması ve bu sebeple sonlara bırakılması. Ek olarak İnsanca, Pek İnsanca da Nietzsche eserleri arasında ayrıksı bir konuma sahip olduğundan ötürü sonlara bırakılmalıdır.

Bunlar dışında, bir düşünürü anlamak için onun yorumlarına bakmak da yararlıdır. Üç temel yorumu var, biriyle ilgili(Heidegger'in yorumu) zaten Türkçe'de hiçbir eser yok. Ancak Deleuze'ün Nietzsche ile ilgili kitaplarını okumak, çok büyük bir adım attıracaktır.
0
protector
(19.05.15)
(18)

Ev içi şiddetin sorumlusu biraz da kadın değil mi?

mistreated
Özetle bu hödüklere aşık olup veya olmayıp evleniyorlar, sonra da dayak yıyıp ölüp gidiyorlar diyecektim. Biraz genelleme olacak ama hangi adamın kadın dövüp dövmeyeceği üç beş gün vakit geçirsen anlaşılır az çok konuşmasından bakışından davranışından. Zorla evlendirilenler harici soruyorum, kızl
Özetle bu hödüklere aşık olup veya olmayıp evleniyorlar, sonra da dayak yıyıp ölüp gidiyorlar diyecektim. Biraz genelleme olacak ama hangi adamın kadın dövüp dövmeyeceği üç beş gün vakit geçirsen anlaşılır az çok konuşmasından bakışından davranışından. Zorla evlendirilenler harici soruyorum, kızlar niye böyle hayvanlara prim verip peşinden gidiyor? Erkeğin üstün olması gerektiğini o kadar kanıksamış bir kadınlık anlayışı var ki dayak yerken bile kocam haklı diyen hatta zevk alan kadınlar olduğunu düşünüyorum.
0
mistreated
(19.05.15)
o öyle söylenmez, bu dayak atan herifleri yetiştiren annelerin sorumluluğunu atlamamalıyız şeklinde söylenir.
0
zgrydn
(19.05.15)
Bu kadın da hayatta kalırsa öylesini yetiştirecek zaten, oldu mu
0
🌸mistreated
(19.05.15)
Bence kadın denilen varlık olmasaydı kadına şiddet diye bi'şey de olmazdı. Beyin bedava. Bunu yazin bi kenara. Kips.
0
elorelia
(19.05.15)
Alman, gayet böyle sarışın mavi gözlü, çıtı pıtı fıstık gibi kız -ve benzerlerini- biliyorum ki Türk sevgililerinden dayak yiyip oturuyorlardı.
"kızlar niye böyle hayvanlara prim verip peşinden gidiyor?" vallahi hiçbir fikrim yok. herif o sevgiliye rağmen bi de benim peşimde koşuyordu...ben çemkirdikçe daha bi gaza geliyordu
bu çiftlerin kadını da erkeği de manyak diye düşünüyorum.
0
niye ama
(19.05.15)
Bu durum hassas biçimde tartışılmalı çünkü erkeğin şiddetini arka plana itme tehlikesi taşıyor. Erkeğin uyguladığı şiddetin en tepede yer aldığını düşünerek şöyle bir iki çıkarım yapılabilir:

Malum Freudyen bir teori vardır(her teori gibi sadece belli başlı durumları kapsar, genel geçer değildir). Bu Baba'nın Yasası ile özdeşleşmedir. Otoriter ve hazza ket vurucu toplumsal yasa(süper ego) ile özdeşleşme ve onu özümsemek demektir bu. Türk kadını bu özdeşleşmeyi sürekli hissetmek istiyor olabilir. Buna bilinçdışından kaynaklanan sebep diyebiliriz.

İkinci çıkarımım da, Türk kadınının toplumsal konumundan kaynaklanıyor. Kadınlık, kutsal olanın müphemliğine uğruyor. Yani bir yandan kutsal bir yandan da iğrenç bir şey olarak(atasözlerinde her ikisini de görebilirsin) yer alıyor. Bu durumda, kadının dışlanmışlığını özümseyen bir sürü kadın ortaya çıkıyor(feminizmin ana mücadelesi bu kadınlara karşıdır). Etrafına baktığında, kapatılmış ve hapsedilmiş rolü oynamaya can atan binlerce kadın görebilirsin. Bu toplumsal rolün tam karşısında da erkeğin toplumsal rolü yani kadını gütme işlevi ortaya çıkıyor. Buna da kadının toplumsal rolü kabullenişinden kaynaklı sosyal sebep diyebiliriz.

İşte bu iki durumu önlemek için feminizm önemlidir. Çünkü kadının suçu ve isteği gibi gözüken şey; zaten kadının sosyal bir role hapsedilmesinden oluşuyor. Yani suçlu yine en başta duran olgumuza denk geliyor. Hem toplumsal kodları hem de egoyu şekillendiren süper ego(yasa) düzeneklerini yıkmak gerekmektedir. Bana bu sebeple feminizme karşı olan kadın iğrenç gelmekte; Sartre'ın dediği gibi "celladına saygı duyan kurbanlardan nefret ederim".
0
protector
(19.05.15)
dediğinle beraber şunlar da var:
- o erkeğin annesi de bir kadın, teyzesi var ablası var bacısı var...
- sonra fiziksel şiddetin yanında şu soru da var: "sözel şiddet uygulayan birine (amiyane tabirle gereksiz yere kafa siken) fiziksel olarak karşılık vermek çok mu absürd bir durum?"
- üçüncüsü, çalışma sistemi, endüstri falan bunlar ataerkil yapıdalar, yani bir işletmenin yöneticisinin sahibinin erkek veya kadın oluşundan bahsetmiyorum, o konumda (yönetici, patron, amir) olan kadın da erilleşmeye mecbur kalıyor belki bir parça belki tamamen. zaten feminizmi doğuran şey de modernizmin eril-ataerkil bir temelinin ve yapısının olması, ve ona bir "anti" bir tepki ihtiyacı doğması...
- hal böyle olunca, şöyle bir soru da sorulacak ister istemez: pop-feminizmin sürekli vurguladığı "ekonomik özgürlüğünü kazanmak" "geleneksel ataerkil toplumu modernize etmek" falan filan kadını sistemin bu eril şiddetine maruz kalmaktan koruyabilir mi? yoksa daha boktan bir durum içerisine mi sokar? elbette daha boktan bir duruma sokar.
0
dafaiss
(19.05.15)
çünkü birbirlerine saygıları yok sevgileri var. sevgi yok olunca da ortada bir şey kalmıyor.
0
yapma volkan
(19.05.15)
üç beş gün içinde kjimin ne olduğunu anlamana imkan yok. üç aylık acemi birliğinde efendi takılan asker, usta birliğinde orospu çocuğu kesiliyor.

not: askerlik gibi beraber yenilip içilen, beraber eğitim görülen, aynı yerde yatılan insanlarda bile durum bu. günde iki saat gördüğün adamı üç beş gün içinde nası tanıyosun? nereye anlıyosun?
0
sinek kral
(19.05.15)
o hödüklerin çoğu sevgiliyken o kadar da hödük değil. günde iki saat canım cicim oturduğun adamla 24 saat geçirince gerçek kimliğini görüyorsun.
genelde evlendikten sonra ortaya çıkıyor yani durum. bir çok kesimde hala boşanmak çok ayıp olarak görüldüğü için restiçekip geri de dönemiyor, veya dayak yediği için boşandı denmesinden utanıyor. birde genelde fiziksel şiddetten önce psikolojik siddet uygulanıyor kadına, kadın bir süre sonra bu adamdan kurtulup boşanabileceğine inanmıyor, inanamıyor.
birde olayı kabul edenlerin çoğu aileden böyle görmüş annesini babası gözünün önünde defalarca dövmüş veya annesinin mor gözüne pansuman yapmış. bu kişi istediği kadar okusun, çevresinde kadına şiddet çok rererö densin onun için o kadar da sıradışı değil bu dayak olayı.
0
kuzey li
(19.05.15)
kişisel yaklaşımım:

hiçbir şey ama hiçbir şey şiddeti haklı çıkarmamalı. hele de hukuk dediğimiz oluşumun içinde yaşadığımız toplumlarda...

ama diğer taraftan kadınlar anormal erkekleri seviyor evet. hatunların efendi adam yerine piç tercihinin farklı bir boyutu...
0
siradisi00
(19.05.15)
Dafaiss, hastalıkli düşüncelerin var.
Soruya cevap:hayir degil.
0
anneboleyn
(19.05.15)
hah buyurun işte

www.cumhuriyet.com.tr

veriler:

-adam internet kafe işletiyor. az çok nasıl bir ortamda yaşadığı ve çevresi tahmin edilebilir.
-biri eski eşinden iki çocuğu var. öldürdüğü kızla henüz başka bi kadınla evliyken beraber olmaya başlıyor, karısı evi terk ediyor, ikna olup geri dönüyor, bi daha terk ediyor.
-tabancası var

kız bütün bu olaylara şahit olmuş ve adamla devam etmiş, bir de muhtemelen içinden "oh oh karısını benim için terk etti, borsadaki değerim o kadına oranla yüksek" diye düşünüp mutlu olmuştur.

adamın tişörtünden çılgın sedat türü aşık olduğunu anlamak zor değil

bonus: aynı haberi her hafta gazetelerde okuyoruz. tv seyredenler tv'de de izliyordur. ders çıkarmamış.

bence bu cinayet doğal seleksiyondan başka bir şeyle açıklanamaz. şahsen üzülmedim, müstehaktır.
0
🌸mistreated
(19.05.15)
Bu konuda da kadın haksız yani?? Öte yandan toplum geri kalmış bir toplum olduğu için, kadını erkeği farketmeksizin herkes bu dayak kültürüne sahip. Neticede kadın da çocuğunu dövüyor. Tam bir 3. dünya ülkesiyiz.
0
african rain
(19.05.15)
bu konuda anlaşmaya varmak imkansız. son yıllarda sadece türkiye'de değil, dünyada bile bir erkek-kadın kavgası var ki benim aklım almıyor bunu. belki eskiden de vardı ama dünya küçüldükçe daha rahat tanık olur hale geldik, bilemiyorum. kadına şiddetin sorumlusu direkt olarak "kadın" cinsi olmadığı gibi, erkek de değildir. bu toplumsal bir sorun. temel olarak, "kadına ve erkeğe biçilen rol" diyelim, ki bu kültürden beslenen bir kavram. peki bunun sorumlusu sen misin ya da benim annem mi? kısmen evet, kısmen hayır. bunun bir parçası olduğum için, evet benim. buna karşı olmaya gayret ettiğim, kadına (ya da erkeğe) şiddet uygulamadığım için değilim. gibi.

biz tüm bu olanlardan dolayı toplum olarak suçluyuz. bu öteki erkek, beriki kadın meselesi değil. mistreated çok düzgün bir adam ama erkekler genelde şerefsiz veya ne bileyim "bazı kadınlar hak ediyor" tavrı bence yanlış. bu kendimizi bir kenara çekerek ya da hedef arayarak, birilerini parmakla göstererek çözebileceğimiz bir şey değil.

anlayış meselesi bu. eşini bıçaklayan adamlar ne diyor? namusumu temizledim diyor, kıskandım diyor. hiçbirisi "insan doğramak çok güzel bi şey, o yüzden ben de en yakınımdaki insan olan eşimi doğradım" demiyor. bunları bu manyaklığa iten ne? bir kadının, yaptığı herhangi bir şey yüzünden bıçaklanmasını makul karşılayabilecek ahlak anlayışı kendiliğinden mi oluşuyor?

burada "şiddet uygulayan suçsuzdur" demiyorum. ben de aynı toplumun parçasıyım ama gidip sevgilimi dövmüyorum. o da bunu yapabilir elbette. ama işte diyorum ya, bu başkalarını hedef göstererek kaçabileceğimiz bir sorun değil. o annesinden, babasından böyle görüyor. büyüdüğü çevrede zihni bu şekilde gelişiyor, algısı böyle şekilleniyor.

bu toplumsal bir sorundur ve BENCE ancak eğitimle, çağdaşlaşmayla çözülür. peki bu ülkede o olur mu? bence olmaz. böyle ahlaksız ve iğrenç bir ülkede tüm insanları belli bir seviyenin üzerine çıkarmak, yerleşmiş algıyı ve kültürü değiştirmek inanılmaz zor. islam bu ülkenin başına gelmiş en kötü şeydir dediğim zaman kötü oluyorum ama bu fikrim hiçbir zaman değişmeyecek.

özetle, ev içi şiddet ya da genel olarak kadına/erkeğe/hayvana/damacanaya şiddet tamamen toplumsal bir sorun. senden ya da benden kaynaklanmıyor, bizden kaynaklanıyor. dolayısıyla bireysel değil toplumsal bir gelişimle, rehabilitasyonla, aşama aşama ortadan kaldırılabilir. islam'ın egemen olduğu hiçbir ülkede de böyle bir reform yapamazsın.
0
der meister
(19.05.15)
@dafaiss "sonra fiziksel şiddetin yanında şu soru da var: "sözel şiddet uygulayan birine (amiyane tabirle gereksiz yere kafa siken) fiziksel olarak karşılık vermek çok mu absürd bir durum?"

evet çok absürt bir durum, üçgenin içinden yuvarlak geçirmeye çalışmak gibi.

"hal böyle olunca, şöyle bir soru da sorulacak ister istemez: pop-feminizmin sürekli vurguladığı "ekonomik özgürlüğünü kazanmak" "geleneksel ataerkil toplumu modernize etmek" falan filan kadını sistemin bu eril şiddetine maruz kalmaktan koruyabilir mi?"

koruyabilir evet, göz var izan var ekonomik özgürlüğünü kazanmış kadınlar daha çok mu şiddet görüyor daha az şiddet mi? neye dayanarak daha boktan hale geleceğini söylüyorsun anlayamadım
0
neseranni
(19.05.15)
herifin suçlu olduğu zaten bariz, başlıca suçlu o, bunu söylemeye gerek var mı? bir diğer yandan da insanın bir numaralı güdüsü hayatta kalmak değil midir? ama yaşanmış bir sürü örneğe rağmen pişman olmayan bu türden kadınlar bu öküzlere prim vererek yaşama güdüsünün tam tersine gidiyorlar. cehenneme giden yol iyi niyet taşlarıyla döşelidir lafı herhalde bu cinayetler için söylenmiş. herifin ne mal olduğu belli. zorla birini bulman gerekiyorsa bari git mülayim hatta ayol falan diyen bi adam bul, en azından canını kaybetmemiş olursun. yaşanmış örneklere rağmen böyle davranmak salaklıktır. hak etmişliktir. daha ne diyeyim ya. savunanlarınki de aynen şuna benziyor

adamın biri ülkedeki tarihi zenginlikleri görmek için kalktı iç savaşın ortasında suriyeye gitti. haberlerde kafası kesilen insanlar, kan revan yıkıntı bomba... çevresi dur dedi etme dedi, adam dedi yok ben tarihi, mimariyi seviyorum. görmem lazım. girer girmez ışidciler bunu tuttu, oku bakalım kureyş suresini dediler. bu da ben onu bilmiyorum ihlas versek derken hoop kelleyi kaybetti.

şimdi kim salak burda... ayrıca kim ışidi suçsuz gösteriyorsun diyebilir ki? zaten ışidin suçluluğu genel kabul gören realite haline dönüşmüş. bunu ortadan kaldırmak için çaba gösterilmesi ya da en azından uzak durulması gereken yerde işin içine içine inatla gidiliyorsa bir sıkıntı var demektir.
0
🌸mistreated
(19.05.15)
değil.

insanlar eşittir, eşit olmalıdır. kadın erkek eşittir.

ama bu eşitliği sağlamak için bu ülkede istisnasız her alanda kadına pozitif ayrımcılık yapılmalıdır.
0
brad pitt
(19.05.15)
tayyip televizyondan öğrenci evlerinde kızlı erkekli kalanlar görürseniz mimlemek ve komşu olarak bunların ailelerine haber vermek görevinizdir diye çığırtkanlık yapacağına aile içi şiddete tanık olursanız bunu bildirmek vatandaşlık görevinizdir gibisinden bir çağrı yapsa belki bir şeyler olurdu... bu tarz şeylerin kendi halinde çözülmesini beklemek nafile bir bekleyiş olur. bu doğal ve tercih edilebilir bir şeymiş olarak görüldüğü sürece maruz kalanlar da aynı şekilde boyun eğiyorlar, taviz vermemek lazım.

ayrıca kadının gidebilecek neresi var ki, bir kere şikayet eder karakola gider, kocası çağrılır uyarıp gönderirler geri. e sonra ne olacak? eğitimsiz, işi gücü olmayan, muhtemelen ailesinin de evlendirdikten sonra kocasının malıymış gibi terk eylediği bu kadınların nasıl bir vizyona sahip olması bekleniyor ki?
0
neseranni
(19.05.15)
(5)

kusmadan yiyebileceğim yemekler nelerdir?

masa penisi
iki üç gündür mide problemim var, bazı yemekleri yiyince anında çıkarıyorum. şehriye çorbası buna örnek. aç durmakta bi yere kadar, dayanılmaz olmaya başladı iyice..
iki üç gündür mide problemim var, bazı yemekleri yiyince anında çıkarıyorum. şehriye çorbası buna örnek. aç durmakta bi yere kadar, dayanılmaz olmaya başladı iyice..
0
masa penisi
(19.05.15)
Bolca mide problemleri olan birisi olarak; haşlanmış tavuk göğsü ve haşlanmış patates midemi bozmaz diyebilirim. Aç kalmak da midenin problem çıkarmasına yol açar.
0
protector
(19.05.15)
Haşlanmış patates, Peynirli makarna. Olabildiğince yağsız yiyecekler.
Yemekten yarım saat önce metpamid mide koruyucu, yemekten sonra da gaviscon şurup ile atlattım ben bir hafta önce aynı problemler vardı.
0
hatsatse
(19.05.15)
peynirli makarnayı normalde de sevmiyorum kesin çıkarırım onu, tadı aklıma gelince bile kötü oldum :)), haşlanmış patatesi bi deniyeyim, az önce kızarmış ekmek yedim yağsız, hiç sıkıntı olmadı.
0
🌸masa penisi
(19.05.15)
ben daha çok simit Ve salatalıkla beslenmiştim. Yoğurt Çorbası da olabilir belki daha hafif olduğu için.
0
hatsatse
(19.05.15)
ağır yağlı yemeklerden veya mideyi bozabilecek veya dengesini bozabilecek şeylerden uzak durmanı tavsiye ederim. genellikle vejetaryen beslenme şekli biraz daha mantıklı ve sağlıklı olabilir bu süreçte. olabildiğince yağdan ve baklagillerden uzak dur derim. kolay hazım sorunsuz midedir ama ben olsam uzmana danışırdım.
0
hepimiz uzun vadede oluyuz
(19.05.15)
(2)

Master - Statement of Purpose

reactor4
Merhaba millet. Statement of purpose yazmaya çalışıyorum master için ve gpa konulur mu konulmaz mı hiçbir fikrim yok. Bunun yanında biçem bağlamında yardımcı fikri olabilecek herkese çağırıda bulunuyorum.
Merhaba millet. Statement of purpose yazmaya çalışıyorum master için ve gpa konulur mu konulmaz mı hiçbir fikrim yok. Bunun yanında biçem bağlamında yardımcı fikri olabilecek herkese çağırıda bulunuyorum.
0
reactor4
(19.05.15)
gpa konmaz, zaten transkript verilmiyor mu başvuruda?
0
ron dennis
(19.05.15)
Ben ilk paragrafta lisans serüvenimden ve hobilerimden; ikinci ve üçüncü paragraflarda çalışmak istediğim konu ve sorunsal üzerine düşüncelerimden; dördüncü paragrafta da başvurduğum okula başvurma sebeplerimden bahsetmiştim. Çok beğendiklerini söylemişlerdi.

GPA eklemene gerek yok.
0
protector
(19.05.15)
(4)

Bir dizi varmış, oyuncular farklı roller oynuyormuş

kulkke
muşlar her bölümde. falan. merak ettim, hangi dizi o, var mı bilen ki?
muşlar her bölümde. falan. merak ettim, hangi dizi o, var mı bilen ki?
0
kulkke
(19.05.15)
American Horror Story var ama her bölümde farklı rolde değil oyuncular. Her sezon yeni bir konu oluyor, yepyeni bir senaryo ama hep aynı oyuncular kullanılıyor.
0
pike
(19.05.15)
Black mirror olabilir mi?
0
protector
(19.05.15)
Orphan black. Tatiana mansley dört farklı karakteri oynuyor.
0
yahveyire
(19.05.15)
Haven?
0
wermillion
(24.05.15)
(1)

alıntı yaparken isimden hemen sonra mı iyelik eki gelir yoksa tarihten

sen olmayan cocuk benim
sonra mı gelmeli ?Aksan'ın (1969) belirttiği gibi.... Aksan (1969)'ın belirttiği gibi....hangisi doğru ifadedir? teşekkür ederim.
sonra mı gelmeli ?

Aksan'ın (1969) belirttiği gibi....
Aksan (1969)'ın belirttiği gibi....

hangisi doğru ifadedir?

teşekkür ederim.
0
sen olmayan cocuk benim
(18.05.15)
Aksan'ın belirttiği gibi(1969)
Aksan'ın belirttiği gibi; "..."(1969)

bunlar bile olabilir. O kadar önemli değil, istediğini seçebilirsin; eğer ilgili yazma yönergesinde bir şey belirtilmemişse tabii.
0
protector
(18.05.15)
(1)

avrupa'da akademisyenlik

exaggeration
rkadaşlar hukuk fakültesi öğrencisiyim. ahım şahım bir ortalamam yok, ama bir orta avrupa ülkesinde (misal çek cumhuriyeti) bir üniversitede veya batı avrupa'nın en iyi olmayan bir üniversitesinde lisans üstü eğitimine kabul edilebilmeye yeter.istediğim branş hukuk felsefesi ve sosyolojisi, bu arada
rkadaşlar hukuk fakültesi öğrencisiyim. ahım şahım bir ortalamam yok, ama bir orta avrupa ülkesinde (misal çek cumhuriyeti) bir üniversitede veya batı avrupa'nın en iyi olmayan bir üniversitesinde lisans üstü eğitimine kabul edilebilmeye yeter.

istediğim branş hukuk felsefesi ve sosyolojisi, bu arada. İngilizcem de gayet yeterli ve üstelik başlangıç seviyesinde almanca da biliyorum.

amacım da iltica etmek; yani akademisyen olarak avrupa'da kalmak istiyorum.

bu hangi koşullar altında mümkündür? avrupa'da akademisyen olmak için ne yapmak gerekir?

cevaplarınızı bekliyorum.
teşekkürler.
0
exaggeration
(18.05.15)
Avustralya, yeni zelanda, kanada ve abd'yi arastirmani oneririm. Avrupa'da kadro bulmak gercekten cok zor.
0
protector
(18.05.15)
(16)

tıp okumayı bırakmak

yuvarlanantencereninkapagi
şu an birinci sınıfım. daha önce de iü- moleküler biyoloji ve genetik bölümünü bıraktım. onu bırakma sebebim çalışma şartlarının günden güne kötüye gidişi ve türkiye şartlarında bilimsel çalışma yapmanın çok zor oluşuydu. aynı şeyi tıpta daha kısa yollardan yapabilirim diye düşünmüştüm. keşke biri A
şu an birinci sınıfım. daha önce de iü- moleküler biyoloji ve genetik bölümünü bıraktım. onu bırakma sebebim çalışma şartlarının günden güne kötüye gidişi ve türkiye şartlarında bilimsel çalışma yapmanın çok zor oluşuydu. aynı şeyi tıpta daha kısa yollardan yapabilirim diye düşünmüştüm. keşke biri ASLA OKUNAMAYACAĞINI söyleseydi. notlarım kötü, kalmak üzereyim. önümde bir kurul var. finale çalışmayı düşündükçe çıldırıyorum.
mühendislik vb tercih etmeme sebebim bana uygun olmadıgını düşünmemdi. sistemin döngüsünde baş eleman olan " plaza çalışanı" olamam. olmak istemiyorum değil, olamam. sistemden en bağımsız olabileceğim bir şey arıyorum. galiba böyle bir şey yok.
bırakılır mı, napılır, bana ne söylemek istersiniz bu konuda? bırakılırsa napılır vb......
ya da güç bela, çürüye çürüye bu okulu bitirdim diyelim ben, sonraki hayatımı isteklerim doğrultusunda şekillendirmek için doktorluk mesleği dahilinde ne gibi şeyler yapılabilir, yani bunu yaşanabilir kılacak, yurtdışı vb.
birtakım fikirler oluşturursanız minnettar kalırım.
0
yuvarlanantencereninkapagi
(18.05.15)
Bilimsel çalışma yapmak istiyorsan bence HAYVAN GİBİ ÇALIŞIP yurtdışına gittikten sonra orada takılmak. Yani bi' nevi geçiş için 5-6 yılını veya daha fazlasını heba edeceksin. Öyle ha demeden önemli şeyler yapmak zor :)
0
storax
(18.05.15)
bilimsel çalışma yapmak gibi bir isteğim- en azından şu an için öngöremiyorum- yok. genetik okurken düşünüyordum, ve evet bu sebeple bırakmıştım fakat şu an düşünmüyorum.
0
🌸yuvarlanantencereninkapagi
(18.05.15)
Gerekirse cüruyerek okunur, doktorayla temel bilimlerden yurtdışına kapak atılır. Klinisyen olacak gibi durmuyorsun, zaten o şekilde sistemden bağımsız da olamazsın. Kalsan 1 sene, bıraksan 2 sene okulu uzatacaksin. Anlamaya çalış, ezber yığma. Nasıl çalıştığını bilmiyorum ama okunmayacak gibi değil. Kimler kimler mezun oluyor.

Edit: Yurtdışında hasta bakma kısmı daha zor dedikleri gibi. Sınavları var. Bilimsel çalışma yapma gibi amacın yoksa son sene Tus'a abanıp mikrobiyoloji, patoloji, parazitoloji vb. branşlar seçebilirsin. Önce ne istediğine karar ver tabi. Eğer bu planlarının hiçbiri tutmazsa 5 sene sonra seni mecburi hizmet bekleyecek.
0
Lim5
(18.05.15)
akademisyenlik cok iyi olabilir sizin icin. calismak istediginiz bolume yogunlasarak, profesorluge kadar gidebilirsiniz. sistem icinde mi disinda mi orasini tartisamayacagim; ama plaza insanlarindan cok daha huzurlu olacaginiz kesin.
bol sans.
0
heygidim
(18.05.15)
bu kadar takmayın kafanıza herşeyi..daha birinci sınıftan türkiye şartlarında bilimsel çalışma yapmanın çok zor olduğunu nereden öğrendin hemen? kimden duydun hemen birinden duyup 'abi bu diyorsa kesin doğrudur' diyip saldın mı kendini?

''mühendislik vb tercih etmeme sebebim bana uygun olmadıgını düşünmemdi. sistemin döngüsünde baş eleman olan " plaza çalışanı" olamam.''
olma kardeşim o zaman..sanki koskoca dünya memuriyetle yönetiliyor hemen bitirip y kısmına veriyorlar seni..ya bu kadar basit olabilir mi herşey sence? bu kadar düz olabilir mi? nasıl hemen bu kanılara 'tamam bu böyledir' diyerek inanabiliyorsunuz? kendinizce hemen karar verip bu budur diyorsunuz..dünyayı yaşamamış görmüş eleman sanki..

bırakma baboli..üniversite bu.. 1 yıl kötü gider diğer yıllar toparlarsın..1 yıl zoraki geçer diğer yıllar rahatlarsın..

1. sınıf ve 20'li yaşlarda olduğunu düşünerek,
öyle hemen herşeye karar vermeyin..öyle ben anladın bu işin döngüsünü bu böyledir diye kendinizce algoritmalar da cizmeyin..kendini yeterli bir yere kadar getireceksin ondan sonra bu tür şeyleri düşüneceksin.. abc diyemeden latince çok rererö demeye kalkıyorsunuz..demeyin..kendinizi geliştirin..bir yola girdiyseniz o yolun sonuna kadar gidin..
0
dedim dedim de kime dedim
(18.05.15)
Sistemden bagimsiz olacagini dusunup tip okuman komik olmus. Turkiye'nin butun egitim sistemi kendi tip egitimi temelinde yukseliyor. Yani ezber, yaraticiligi yok etme, asosyallik(bu 3-5 kisi bir bara gidip icmek degil), sig bir dunya gorusu. Hayal ettigin seye buradan ulasman zor ya da hayal ettigini dusundugun sey gercek hayalin degil.
0
protector
(18.05.15)
ne istediğine karar vermen lazım. anladığım kadarıyla ne istediğini daha bilmiyorsun. ikinci olarak da gerçekçi hedefler koyman lazım.

istediğin bilimsellikse genetik+yüksek lisans+doktora, tıp+doktoradan çok daha kolay ve sancısız olurdu. ayrıca bilimadamı olduğunda sisteme yan cebime geç sen yapamıyorsun, sistemin yine içindesin.

bi kere bırakmak aklına gelmişse tıptan sana hayır gelmez. nerede okuyorsun bilmiyorum ama üç aşağı beş yukarı her fakültede durum aynıdır. gittkçe zorlaşan seneler seni bekliyor. okul bitince de kurtulmuyorsun, mecburisi var tus'u var daha bu işin. yurdışına giderim mecburi yapmadan diyorsan, sevmediğin bi fakültede nasıl yüksek ortalama yapacaksın da hangi yurtdışı seni kabul edecek?

bilmiyorum buraya sordun mu hiç okul değiştircein zaman ama eğer "tıp okuyayım mı?" diye bir soru soruluyorsa onun cevabı "hayır okuma" olur. ittir kaktır okunacak, yapılacak bir şey değil bu.

imza: temel bilimlerde doktora yapan bir doktor.
0
la noix
(18.05.15)
Tıp bırakılır mı hiç , mantıklı düşün , senin yerinde olmak isteyen binlerce insan varken , yazık etme bölümünü bitir
0
lilidance
(18.05.15)
sistem dediğin ne? doktor olursan geleceğin yerler belli mecburi hizmet sonrasında uzmanlık muhtemelen iyi paralar.. diş hekimi olsan yine memurluk ya da özel. kafan basıyor anladğım kadarıyla sınav işlerine.. iyi bir üniversitede mühendislik okumayı deneyebilirisin.. otomotiv ya da uçak mühendisliğinde plaza çalışanı olmazsın muhtemelen. plazada çalışmayacağın mühendislik dalları var. ben elektrik elektronik mühendisiyim 3 yıl fabrikada çalıştım sıkıldım şimdi mesaimim yüzde 60'ı ofiste %40 ı sahada geçen bir işe girdim. canım sıkılınca atlıyorum arabaya şantiyeleri geziyorum. böyle birşey istiyordum zaten masa başında sıkıldığım için. sözün özü genelleme bence tek tip düşünme tüm meslekleri.
0
Golgi
(18.05.15)
En iyi üniversitelerde genetiğe yatay geçiş yapabilirsiniz. İstanbul üniversitesinde tamamen ingilizce olmaması, yurt dışı ilişkilerinin yeterince iyi olmaması sıkıntı olabilirdi ama bu iyi üniversitelerde istediğiniz bilimsel araştırmaları yurtdışında bile rahatlıkla yapabilirsiniz. Not:Bunlardan birinde genetik okuyorum.
0
meyve parcacikli kadin
(18.05.15)
dedim dedim de kime dedim +1500
genetik bölümünü bırakman çok saçma bir bahaneyle olmuş gerçekten. bölümü sevmedim desen daha iyiydi. üstelik onu bırakıp seni daha da sistemin içine çeken bir bölüme geçmişsin. okulu bitirmen yetmeyecek uyuz uyuz sınavlara gireceksin. kendi özel muayenehaneni açıyım diye düşünsen alanında isim yapana kadar o beğenmediğin plaza insanından daha verici davranman gerekecek hastalarına. akademisyen olmaya kassan o finalin bin biteri sınavlara hazırlanacaksın yeterlilik vb.
0
yue
(18.05.15)
öncelikle dedim dedim de kime dedim+1
esas bu gidişiniz tam orta seviyeli beyaz yakalı kafasına doğru farkında değilsiniz.
tıp olmadı başka bir bölüm derken bundan 1-2 sene sonra yaş geçiyor bari bir bölüm bitireyim de sonrasına bakarım kafasına gireceksiniz. istemediğin bir okul ve bölümden mezun olup kendini 1500 tl maaşla junior bilmem ne kartvizitiyle maslaktaki sikindirik plazalarda bulursun.
istediklerini gerçekleştirebilmen için zorluk çekmen gerekiyor, oturup varsayım yaparak bir yere varamazsın. dedim dedim de kime dedim'in yazısının çıktısını al cüzdanında taşı hocam.
0
yimirta
(18.05.15)
dedim dedim de kime dedim +1

bilimsel çalışma yapmanın zor olması genetiği bırakman için bahane olmuş. bu tip bölümlerin hiçbiri kolay değil ve devam ettikçe daha da zorlaşır. neyse sistemden kaçmak istiyorsan en son olman gereken şey doktor olmaktı. hevesini kaybetmişsin, tıpta yapabileceğini düşünmüyorum. yatay geçişle genetiğe geri dön, kendini bilime ada. bir tanıdığım bilkent genetikten mezun. british columbia'da master veya doktora yapıyor, daha lisans öğrencisiyken profesörlerle çalışıyor makalelerde adı geçiyordu. yani gördüğün gibi imkansız değil.

çok detaylı düşünme, şu an yapman gereken kendine uygun bir bölüm seçip okuman. idealist bir insan olabilirsin, dünyayı değiştirmek isteyebilirsin, ama önce bölümünü bitirmen lazım. belki sonrasında fikrin değişecek, gelecek 10-20 yılını şu an planlamana gerek yok. adım adım ilerle.
0
hayley williams ile evlenecek genc
(18.05.15)
sanki tıp okuyan herkes de kalp nakli yapıyor..Tıp bitirir gider ilaç şirketinde çalışırsın, aile hekimi olur sabahtan akşama kadar reçete yazar gebe takibi yaparsın. Akademide kalırsın uzmanlık payarsan patolojide filan yaparsın hiç hasta görülmeyen başka bi dolu bölüm var.
bu kafayla tıp okuyarak yurtdışına çok zor gidersin. zira ABDye gidecek olsan oranı sınavı var Avrupa kendi dil ve meselk sınavlarını yapıyor 3-4 sene sırf orada mesleğini yapmak için stajer gibi çalışırsın daha 6 sene tıp bitireceksin 4 sene de öyle geçireceksin ve henüz uzman da olmayacaksın. İngilizce okunmayan bir bölümdeysen daha da zor.
Sana demek istediğim şey "illa tıp oku veya okuma" değil. ben her okulda okuyabilecekken, yurtdışında okuyabilecekken okumadım, genetik okudum ama sonra tıptan da bi dolu ders aldım. şimdi de tıp ağırlıklı bir sektörde çalışıyorum. Uzaktan da yakından da bakabiliyorum, okuması zor, farkındayım. Ancak senin sorunun hadi tıbbı da bıraktın. Ne okuyacaksın??? Kafan karışık madem, bitirince en fazla farklı alana yönelebileceğin ve alternatifin olacak alan yine tıp.
0
niye ama
(18.05.15)
tıp bırakılır mı diyenlere bakma. 35 sene o mesleği sen yapacaksın onlar değil.
ne istediğini bulamadıysan devam edeceksin, ha bulduysan da bırak onun için çabala, işkence etme kendine.
0
danica maupoissant
(18.05.15)
eğer daha tıp fakültesini bitiremiyorsanız bilimsel çalışma yapmayı falan düşünmeyin bile. kolay işler değil onlar.

onun haricinde yine eğer daha birinci sınıfta bu kadar su koyverdiyseniz bence de hiç girmeyin tıp olayına. hiç bitmiyor çünkü o iş. ömür boyu okumak gerekiyor geyiği şaka değil. 10 sene önce girdim ben tıp fakültesine, bitirdim, uzmanlığa başladım vs, sonuç olarak önümde yine binlerce sayfalık kitaplar duruyor. birinci sınıftakileri hatırlıyorum da, hiçbir şeylerdi.

göründüğü kadarıyla belli bir potansiyeliniz, zekanız var. istediğiniz bölümü kazanabilecek kapasiteniz de var. o yüzden ne olmak istediğinize adam gibi karar verin, onu olun. ben yurt dışında çalışıyorum şuanda ama tıp okuyup yurtdışında çalışmak çoooooooook zor. zaten bizim dönemdeki yaklaşık 150 kişi içinde benden başka yurtdışında çalışan da yok.
0
fayfim
(18.05.15)
(2)

yabancı türkiye / osmanlı tarihi kitapları

oddyseus
türkiye ile hiçbir bağlantısı olmayan yabancı bir yazarın duygusal yaklaşmadan olayları yalın bi dille yorumladığı kitap önerilerinizi alayım. objektiflik için yunan ve ermeni kaynağı olmazsa daha iyi olur.
türkiye ile hiçbir bağlantısı olmayan yabancı bir yazarın duygusal yaklaşmadan olayları yalın bi dille yorumladığı kitap önerilerinizi alayım. objektiflik için yunan ve ermeni kaynağı olmazsa daha iyi olur.
0
oddyseus
(16.05.15)
eric jan zürcher- modernleşen türkiye'nin tarihi
andrew mango- atatürk
uriel heyd- fondations of turkish nationalism

daniel goffman

feroz ahmad i yazmadım zira türkiye ile bağlantısı hiç olmayan birini istediğin için.fakat oldukça önemlidir eserleri.
0
gis
(16.05.15)
donald quataert, erik jan zürcher, feroz ahmad şu an aklıma gelenler. Yabancı olduklarına bakma Osmanlı ve Türkiye tarihi üzerine en önemli kişiler.
0
protector
(16.05.15)
(4)

Psikologlar ve psikiyatristler

anarkokombi
Bugün bir hocanın konuşmasına denk geldim de şöyle bir şey söyledi. Almanların 1940 li yıllarda Türkiyede yaşlı kişilerden 1 dolar karşılığında rüyaların dinleyip Türk milletinin psikanalitik durumunu araştırıyorlar dedi. Bu konu hakkında bi fikri olan yahut okumuslugu olan var mı? Yesillendirmeni
Bugün bir hocanın konuşmasına denk geldim de şöyle bir şey söyledi. Almanların 1940 li yıllarda Türkiyede yaşlı kişilerden 1 dolar karşılığında rüyaların dinleyip Türk milletinin psikanalitik durumunu araştırıyorlar dedi. Bu konu hakkında bi fikri olan yahut okumuslugu olan var mı?

Yesillendirmenizi bekler, herkeze iyi geceler dilerim
0
anarkokombi
(16.05.15)
Arastirsalar ne olurki. En fazla bilim adina faydali sonuclar dogurur. Neden bu kadar dikkat kesildin?
0
2006
(16.05.15)
ben de takipteyim. böyle bir araştırma varsa okumak isterim.
0
kanzuk seni yiyeceğim arslanım
(16.05.15)
kişilerin psikanalitik durumunu psikolog ya da psikiyatristler çıkartamaz. Psikanalistler çıkartabilir. Psikanalistler de, özellikle o tarihlerde oldukça dar bir çevre olduğundan hiçbirinin Türkiye'ye uğramadığını saptamak kolay.

İnternetten bakındım, alman psikolog sadece Georg Anschitz bulunmuş Türkiye'de. O da 1915'te gelip 1918'de gitmiş. Darülfünun'da psikoloji bölümünü kurmuş. Belki aradığın budur. İnternetten araştırabilirsin.
0
protector
(16.05.15)
O yıllarda Amerika'da bu tür araştırmaların bilim adına değil de pazarlama adına yapıldığını okumuştum. Reklamları geliştirmek vs gibi.
0
buhurumeryem
(16.05.15)
(1)

yandal

meyve parcacikli kadin
Bu yandan ufkumuzu genişletmekten başka ne işlere yarar? Bölümüm genetik, düşündüğüm yandan alanı psikoloji.
Bu yandan ufkumuzu genişletmekten başka ne işlere yarar? Bölümüm genetik, düşündüğüm yandan alanı psikoloji.
0
meyve parcacikli kadin
(15.05.15)
Türkiye'de yaşıyorsan, psikoloji ilgi alanınsa, herhangi bir üniversiteden ziyade kitaplardan çok daha rahat fikir sahibi olabilirsin bu alan hakkında. Ek olarak psikoloji yandalı yapmanın genetik konusunda bir işe yarama olasılığı zor. Belki 'genetik olarak geçen şizofreniyi inceleyeceğim ben' dersen durum farklı tabii.
0
protector
(15.05.15)
(3)

1500-1800 fransa sosyal veya politik farkları

maredux
hanımlar beyler, bir ödev üzerine çalışıyorum da, 1500-1800 fransa'nın, yani ancien rejimini sosyal veya** politik olarak farklı kılan unsurları istedi hoca. ne tarz şeylerden bahsedebilirim? veya doğrudan bunlardan bahseden kaynak var mı internet üzerinde?o döneme dair bilgi çok da o dönemi ayrı kı
hanımlar beyler, bir ödev üzerine çalışıyorum da, 1500-1800 fransa'nın, yani ancien rejimini sosyal veya** politik olarak farklı kılan unsurları istedi hoca. ne tarz şeylerden bahsedebilirim? veya doğrudan bunlardan bahseden kaynak var mı internet üzerinde?

o döneme dair bilgi çok da o dönemi ayrı kılan şeyler olarak yazmam oldukça önemli. bu şekilde bulamadım
0
maredux
(14.05.15)
dini, sınıfsal ve kurumsal 5-10 fark direk aklıma geliyor. Aklına gelmediğine göre, daha çok bilgiye ihtiyacın var demek ki. Barrington Moore Jr'ın Diktatörlük ve Demokrasinin Toplumsal Kökenleri kitabının Fransa bölümüne bakman işine yarayacaktır.
0
protector
(15.05.15)
1560lara kadar olan dönem doğrudan osmanlı ile bağlantılı. habsburgların avrupa egemenliğini ele geçirmek için çabaları karşısında fransanın kendini koruma içgüdüsü ve bunun zorunluk hale getirdiği osmanlı fransız ilişkilerini irdeleyebilirsin. ı. süleymanın avrupayı istikrarsız hale getirerek avrupada egemenliğini artırma çabalarını bizim açımızdan ele alabilirsin.

şarlken yani 5. charles'ın i. fransua'yı esir etmesi, fransuanın anasının süleymana mektup gönderip yardım istemesi ve süleymanın yardım maksatlı macaristan seferine çıkaran mohaç savaşını yapması avrupa siyasi dengesini çok ciddi etkiledi. bu dönemde fransa ile osmanlının ciddi yakınlaşması var. hatta yanlış hatırlamıyorsam hayreddin paşa 6 ay fransada bir kıyı şehrinde ikamet etmiş ve avrupaya karadan ve denizden büyük bir operasyona hazırlanmıştı.

sadece 1520-1560 arasına yarım yamalak değindim. 300 yıl ise korkunç bir bilgi yumağı demektir. hocanla konuşup konuyu daha kısa bir zaman dilimine indirmeni tavsiye ederim.
0
kallesnikof
(15.05.15)
tam emin değilim ama sosyoloji dersinden hatırladığım kadarıyla devlet baba yaklaşımı dünyada ilk kez Napolyon Bonapart döneminde uygulanıyordu. ücretsiz eğitim, sağlık hizmetleri, güvenlik, adalet gibi konular için konuşuyorum. bi' bakmanda fayda var.
0
surdan burdan
(15.05.15)
(8)

Tez konusu

wibbly wobbly timey wimey stuff
Sosyoloji okuyorum. Seneye tezle mezun olacağız. Bir anda bizden tez konumuzu bildirmenizi istediler. Herkes sudan çıkmış balığa döndü. Ben de döndüm. Benim aklımda bir iki konu var. Çok detaylı giremeyeceğim belki mesaj kanalıyla konuları yazarım. Perşembe günü hocalarla konuşulacak ama 3-5 fikirle
Sosyoloji okuyorum. Seneye tezle mezun olacağız. Bir anda bizden tez konumuzu bildirmenizi istediler. Herkes sudan çıkmış balığa döndü. Ben de döndüm. Benim aklımda bir iki konu var. Çok detaylı giremeyeceğim belki mesaj kanalıyla konuları yazarım. Perşembe günü hocalarla konuşulacak ama 3-5 fikirle gidip hocalardan iyi dönüt alamamak var. Kimse bunu yap işine yarar demiyor yani. Teze bulaşmış, benden daha birikimliler cevap verirse çok memnun olurum.

Suç sosyolojisi'yle alakalı bir konum var, ama bu alan pek gelişmemiş ve istatistiğe başvurmalı bir konu; yani beni çok zorlayacak.

Bir diğeri sağlık sosyolojisi, bu alanda hiç çalışma yapılmaması çok cazip geldi ama bunda henüz bir konu, sav aramadım- bulmadım.

Son olarak eğitim sosyolojisi var, yine Türkiye'de hiç araştırılmamış, yurt dışında ilgilenilmiş bir konu var aklımda ama... Ama sorun şu, bu üç alandan hangisi cazip? Hangisi üzerine gitmek iyi olur hangisi beyhude? Umarım bir bilene denk gelirim. Şimdiden teşekkür ederim. :)
0
wibbly wobbly timey wimey stuff
(12.05.15)
Türkiye'de mi yapıyorsun? Öyleyse Türkiye akademisi ve öğretmen kitlesinin kutsal bir iş yapmadıklarını fark etmesine bir katkı için eğitim sosyolojisi çalışmak çok güzel olacaktır. Ranciere'in bununla ilgili çok da uzun olmayan bir kitabı vardı 'cahil hoca' diye türkçe'ye çevrilmişti. Bir ona bak istiyorsan, konu seçmene daha varsa. Tabii bu eğitim felsefesi mi yoksa sosyolojisi mi oluyor tam bilmiyorum.

Suç sosyolojisi aralarında en gelişmişidir diye tahmin ediyorum çünkü hepsinden daha eski bir tarihe uzanıyor, sanırım. Ama bu alanda çalışırsan, çalışma hayatı için amerika'da bolca fırsatla karşılaşırsın. Suç sosyolojisi ve etnisiteyi birleştirirsen, bütün abd üniversiteleri kapıyı(bursla beraber) sana açar.

Sağlık sosyolojisi nedir, ne değildir hiçbir fikrim yok.
0
protector
(12.05.15)
Öncelikle mezuniyet sonrası ne yapmak istediğine karar verirsen o alana yakın bir konu seçmen iyi olabilir. En azından alandan birileriyle tanışman, işleyişi anlaman anlamında işine yarayacaktır.
Sağlık sosyolojisi alanında çalışmak istersen bana bi çıtlat. Elimde cillop gibi konu ve bonus olarak aranızı yapabileceğim örneklem grubu var.
0
buraya yalniz uyanmak icin geldim
(12.05.15)
Mezuniyet sonrası ne yaparım bilmiyorum. Akademisyenlikten hiç hazzetmiyorum, fazla ders çalışan, hırslı biri de değilim. Ama her sınavı denerim herhalde. Yine de bölümümle alakalı bi iş yapmayı istediğimden sağlık sosyolojisi işime yarar mı? Gerçekten evet işine yarar diyebiliyor musun? Örneklem için çok teşekkür ederim örneklemleri severim evrenden ötürü. <3 ama daha örneklem işleri için bir yılım var.
0
🌸wibbly wobbly timey wimey stuff
(14.05.15)
sosyoloji bitince bu ülkede sosyologluk yapılmadığını öğrenmiştim çok zoruma gitmişti. Çok zaman geçti ama değişen bir şey yok sanırım. Mevcut düzende hastaneler mesleğin ideal tanımına en yakın çalışma alanları aslında. Hele ki devlet düşünüyorsan.. ben olsam denerdim. Ki lisans tezini çok çok da ciddiye almamak lazım. Ders notu bir yerde. Ama iyi yaparsan iyi olur. Özel bir konuda yazıp, bir konferansta sunup, kendine farklı çevreler edinebilirsin. Ama belki de sadece bir ders notu olarak kalır. Bilemem. Bazı şeyler tamamen şans.
0
buraya yalniz uyanmak icin geldim
(15.05.15)
Anladım. Ben de cok yormamaya karar verdim kendimi. Filmlerde yaşlılık gibi bi şey düşünüyorum su an. Merak ettim de sen su an sosyoloji ile alakalı bi iş yapıyor musun? ( yapıyorum de... ) :,)
0
🌸wibbly wobbly timey wimey stuff
(16.05.15)
hangi okulda okuyorsun ve hocalarının bitirme tezine bakışları nedir bilmiyorum ama o kadar önemseyeceklerini sanmıyorum. dolayısıyla, araştırmada zorlanmayacağın ve mezuniyetini etkilemeyecek bir konu bulman senin yararına olur.

yüksek lisans düşünüyorsan eğer katkısı olacaktır ve sana söylediklerimden kopyala/yapıştır yap gitsin gibi bir anlam çıkmasın.
0
dead and broken
(16.05.15)
Duyuru amacından sapmasın. Ben sana bilahare anlatayım.
0
buraya yalniz uyanmak icin geldim
(16.05.15)
@dead and broken evet basta cok önemsedim ama fazla uğraşmadan üstesinden geleceğim bi konu sececeğim. Ben tezle mezun olacaksınız sözünü duyduğumdan beri zor şeylere bakındım durdum. Tez için değmezmiş ki hocalarla da konustum. Su an tam olarak konu bulmuş sayılmam ama o endişem gitti. Teşekkür ederim.
0
🌸wibbly wobbly timey wimey stuff
(16.05.15)
(11)

en gaz rammstein şarkıları

leni 09
telefona 3-5 tane gaz denebilecek rammstein şarkısı atayım sizce? - du hast hariç -
telefona 3-5 tane gaz denebilecek rammstein şarkısı atayım sizce?

- du hast hariç -
0
leni 09
(10.05.15)
(bkz: benzin)

(bkz: mein land)
0
ron dennis
(10.05.15)
Zwitter.
0
angelus
(10.05.15)
herzeleid albümünden herhangi bir şarkı.

-herzeleid
-du reich so gud
-rammstein
gibi.
0
rumuz nickname
(10.05.15)
Moskau
Ich tu dir weh
Rosenrot (klipteki kırbaç sahnesi önceden izlenmeli)
0
protector
(10.05.15)
mein herz brennt kesinlikle
0
masa penisi
(10.05.15)
asche zu asche
sehnsucht
waidmans heil
benzin
mann gegen mann
du riecht so gut
wollt ihr das bett in flemmen sehen

bunları indirdim.

teşekkürler hepinize.
0
🌸leni 09
(10.05.15)
nedense keine lust çok gaza getirir beni. reise reise de öyle
0
metalika
(11.05.15)
Keine Lust + 1
0
aychovsky
(11.05.15)
Alter mann
Ich tu dir weh +1
0
stavro
(11.05.15)
penis+1
0
kargn
(11.05.15)
waidmans heil
mehr
ich tu dir weh

önceki albümlerden söylenebilecekler söylenmiş bunlar da benim son albümden ekim olsun
0
Octavarium
(11.05.15)
(10)

cinsellik uzerine cesurca yazilmis roman

bluewhale
acik sacik belki pornografik ama edebi bir eser ariyorum. yani cesurca yazilmis lafini sakinmamis olmali.
acik sacik belki pornografik ama edebi bir eser ariyorum. yani cesurca yazilmis lafini sakinmamis olmali.
0
bluewhale
(10.05.15)
www.idefix.com

dönemin burjuva çevresini ve cinsel hayatını anlatıyor, okudum ama beğenmedim, açıkçası yatmadan önce yüz fırça darbesi gibi kitap
0
freebird5406_2
(10.05.15)
Marguerite Duras - L'amant (Sevgili) ?
0
peki madem
(10.05.15)
Marquis de Sade'ın bütün eserleri.
0
protector
(10.05.15)
gözün öyküsü, georges bataille.
0
yalnux
(10.05.15)
itaatkar - karolin fişekçi.
0
pangea
(10.05.15)
çirkinin aşığı-yazarını hatırlamıyorum. adamin seyini bile 3 sayfa tasvirlemislerdi o derece bir kitap.
0
shotgunwoman
(10.05.15)
kürklü venüs - leopold von sacher masoch
tehlikeli masallar - ahmet altan
0
mermize
(10.05.15)
Bir kişi bile yazmamış:

(bkz: Henry Miller) - (bkz: Yengeç Dönencesi)/(bkz: Oğlak Dönencesi)
(bkz: Erica Jong) - (bkz: Uçuş Korkusu)
(bkz: Anais Nin) - (bkz: venüs deltası)

Edebiyat dedigin bunlar azizim.
0
the man who hears deepest inquisitions
(11.05.15)
microfiction
(11.05.15)
Kemik, Yatak Odasında Felsefe
0
rakidabalikolsa
(11.05.15)
(2)

Vatan Partisi'nin 152 adanın işgali üzerinden siyaseti

candanag
bu konuda detaylı bakamadım ama google da aratınca genelde Vatan Partisi ve onun yayın organları Aydınlık-Ulusal Kanal üzerinden haberler geliyor, objektif olmayabilir diye açıp okumadım ama bu konuda başka yayın organlarında da bir habere rastlamadım, çapraz sorgulama yapabileceğimiz Türkiye'nin dı
bu konuda detaylı bakamadım ama google da aratınca genelde Vatan Partisi ve onun yayın organları Aydınlık-Ulusal Kanal üzerinden haberler geliyor, objektif olmayabilir diye açıp okumadım ama bu konuda başka yayın organlarında da bir habere rastlamadım, çapraz sorgulama yapabileceğimiz Türkiye'nin dış politikasında bu konuya yer veren akademisyenlerin ya da farklı kuruluşların, o da olmadı ben bu konuyu iyi biliyorum diyorsanız kendi görüşünüzü de sunabilirsiniz, görüşlerini palaşabilir misiniz? Aslında beni bu Partinin seçim kampanyasından ziyade ilk bakışta büyük öneme sahip görünen bu işgal olayının neden farklı yayın organları tarafından verilmediği, belki de benim takip ettiklerim arasında yok ya da gözden kaçırmışım.
0
candanag
(10.05.15)
sadfasdgfdsagasdf çok komik bu perinçek.
12 adalar denilen yer ege adalarının bir bölümüdür. mesela midilli 12 adalarda değildir. güneydoğu ege adaları 12 adalardır ve 12 adalar da aslında 12 adadan çok fazladır ama 12 büyük ada olduğundan 12 ada denilir.
bu ön bilgiden sonra 12 adalar trablus savaşında italya işgaline uğrar ve uşi anlaşmasıyla italyanlara bırakılır. sene 1911. adalar 1945 yılına kadar italyanın kendi öz malıdır. nasıl ki kıbrıs 1960 yılına kadar ingiliz malı olduysa bunlar da öyleydi. 1945 yılında yunanistan 2. dünya savaşının galip bir devleti olarak mağlup taraf italyadan 12 adaları istedi. onlar da zaten bize uzak al senin olsun diyerek yunanistan'a verdi.
yani vatan toprağı geyiğinin en son yapılacağı yerlerden biri. batum veya musul için ağlasan anlarım da 12 adalar olmaz moruk.
bu saçmalığa diğer yayın organlarında neden yer verilmediğini anlamış olman gerek değil mi?
0
cekilmis gayfe
(10.05.15)
İnternetten bakındım şimdi, bahsedilen 2004 sonrasında belli başlı kayalık sorunlarıymış. Ada(island) değil islet olarak literatürde geçiyorlar ve 16 adetmiş. Türkiye muhalefeti, bu de facto işgale ses etmeyen hükümeti eleştiriyor şeklinde haberler.

greece.greekreporter.com

www.todayszaman.com
0
protector
(10.05.15)
(2)

eski bir film

allahsiz kitapsiz bir kulum iste
Cok eskiden bir film seyretmistim en az 20 sene var. Film daha da eski olabilir. Hatirladigim kadariyla avrupa filmiydi. Bir adam vardi tren istasyonunda nobetci gibi iste ne diyorlar bilmiyorum. Cok issiz bir yer. Adamin cok cani sikiliyor kapi gicirdamalari, saat tikaklari sayarak vakit geciriyor.
Cok eskiden bir film seyretmistim en az 20 sene var. Film daha da eski olabilir. Hatirladigim kadariyla avrupa filmiydi. Bir adam vardi tren istasyonunda nobetci gibi iste ne diyorlar bilmiyorum. Cok issiz bir yer. Adamin cok cani sikiliyor kapi gicirdamalari, saat tikaklari sayarak vakit geciriyor. Sonra yalniz bir kadin geliyor muhabbet filan ediyorlar. daha sonra uc dort adam bu kadini ariyorlar, adam kadini sakliyor iste. Bu kadar hatirlayabildim. Bu filmi cikarana yuuuuh diyorum baska da bir sey demiyorum.
0
allahsiz kitapsiz bir kulum iste
(08.05.15)
Ostře sledované vlaky (closely watched trains) olabilir mi?
0
protector
(08.05.15)
Benzer bir fil ama o degil. Yalniz senin boyle bir filmi bulup gosterebilmen gercekten muthis. Tesekkur ederim.
0
🌸allahsiz kitapsiz bir kulum iste
(24.06.15)
(11)

dünya kadar boş zamanım var

Sskywalkeremre
ve monotona bağlamış sıkıcı bi hayatım.kendimi evde otururken nasıl geliştirebilirim? Bi şeyler öğrenmek, ingilizce seviyesini geliştirmek, almancayı bi tık yukarı taşımak vs. vs.aklınıza ne gelirse yazın lütfen. Ama yol da göstermeye üşenmeyin.teşekkür eder, esenlikler diler gıdılarınızdan makas al
ve monotona bağlamış sıkıcı bi hayatım.

kendimi evde otururken nasıl geliştirebilirim?

Bi şeyler öğrenmek, ingilizce seviyesini geliştirmek, almancayı bi tık yukarı taşımak vs. vs.

aklınıza ne gelirse yazın lütfen. Ama yol da göstermeye üşenmeyin.

teşekkür eder, esenlikler diler gıdılarınızdan makas alırım.
0
Sskywalkeremre
(08.05.15)
coursera.org'da derslere yazılabilirsin ya da khanacademy.org'da öğretici video izleyebilirsin. Hem ingilizce seviyeni geliştirir hem de herhangi bir alan hakkındaki birikimini.
0
protector
(08.05.15)
maket. en guzel bos vakit hedesi bence. cok titiz olursan inanilmaz vakit aliyor. parcalanmis parmak uclari gibi bir detay olsa da cok guzeldir zevklidir
0
shotgunwoman
(08.05.15)
maketle uğraşacak sabır bende mevcut değil maalesef 4 yıldır bi puzzle bile bitirememiş adamım
0
🌸Sskywalkeremre
(08.05.15)
ben de puzzle a karsi cok tahammulsuzum ama maketi siddetle tavsiye ediyorum.
0
shotgunwoman
(08.05.15)
Bir an soruyu ben sordum zannettim. Neyse www.memrise.com'dan her şeyi soru cevaplayarak öğrenebilirsin. Mesela rubik küp yapma, linux kodları öğrenme vs vs. Maket, resim gibi alternatifler sizi geliştirebilir. Bunun yanında origami öğrenebilirsin. Bunun da bir sürü videosu var. hiç olmadı hayattan çok sıkılıyorsan yardım kuruluşlarında sorumluluk al. insanı en azından mutlu ediyor.
0
kırıkkalpleryolcusu
(08.05.15)
Evden çıkma şansı yok mu? Evin içinde yapılacak etkinlik düşündüm.

Kitap okuyabilirsiniz. (Kişisel gelişim kitapları değil tabi ki.)

Ya da Youtube'daki videolar rehberliğinde spor yapabilirsiniz.
0
innatedesire
(08.05.15)
evden çıkma şansı var da ben böyle bilgisayar başında boşa zaman öldürmek yerine öldürdüğüm zamana biraz değer katayım istiyorum.

Mesela evde oturarak resim yapmayı öğrenebilir miyim? Yani derdimi anlatacak kadar kağıda bişiler çizecek kıvama gelebilir miyim?
0
🌸Sskywalkeremre
(08.05.15)
Yazmayı seviyorsan bana ulaş. Editorluk benzeri bir pozisyon var. 19-20 arkadaş çok eğleniyoruz. Proje bir yerlere gelirse şirketleşeceğiz ve herkesi kar payına dahil etmek istiyoruz
0
sekol
(08.05.15)
Kitap oku..
Ayrıca böyle boşum, vaktim çok, ne yapayım sorularına ayar oluyorum. Evde oturan (hastalık falan değil demek ki) insan boş insandır benim için. Evde boş boş oturup bir de gelip ne yapması gerektiğiyle ilgili fikir isteyen daha da boş bir insandır. Nacizane düşüncem bu yönde.
0
bigbadabum
(08.05.15)
yabanci dilde e-kitap okuyup, yine film belgesel vb izleyebilirsin.
0
eick
(08.05.15)
Coursera & EDX

Takıl buralara, iyi gelir.
0
roboute guilliman
(09.05.15)
(4)

inek bayraminda çanlari nereden aliyorsunuz

signore
Koca kampuste bi bende can yok. Nereden aliniyor bu can ya? siyasalin onunde dolandim bulamadim.
Koca kampuste bi bende can yok. Nereden aliniyor bu can ya? siyasalin onunde dolandim bulamadim.
0
signore
(07.05.15)
Sabah çok erken gitmen lazımdı, bitiyordu hemen sabah. Hala öyledir sanırım.
0
protector
(07.05.15)
murat kpss dagıtıyor.

ben geçen sene oradan almıştım .

arabada asılı , bulamazsan vereyim ayıp ettin :D
0
MiraTaurus
(07.05.15)
İnek bayramı ne ya
0
indescribable
(07.05.15)
@indescribable google.com/search/inek bayramı

Mülkiyeliler'in her yıl kutladığı bir bayram.
(bkz: Ankara üniversitesi siyasal bilgiler fakültesi)

Cevap: Kampüste bulunuyordu oradan alabiliyordun eskiden...
0
arockm
(07.05.15)
(2)

Wilson & Milletler Cemiyeti

PearlJam
Wison Milletler Cemiyeti'nin kurulmasını savunduysa ve her yerde bunun gerekliliğinden bahsettiyse hatta prensipleri, Milletler Cemiyeti tarafından benimsendiyse,Amerika neden Milletler Cemiyeti'ne katılmadı o zaman?
Wison Milletler Cemiyeti'nin kurulmasını savunduysa ve her yerde bunun gerekliliğinden bahsettiyse hatta prensipleri, Milletler Cemiyeti tarafından benimsendiyse,

Amerika neden Milletler Cemiyeti'ne katılmadı o zaman?
0
PearlJam
(30.04.15)
amerika kendi kıtasına kapanma politikasına döndüğü için. yani bir nevi, aman ağzımızın tadı kaçmasın ali rıza bey politikası izlemeye başlaması.
0
wilhelmwasmuss
(30.04.15)
Tamamen akıl yürütüyorum: ABD'nin uluslararası anlaşmayı onaylaması için Senato'nun onayına ihtiyacı var. Muhtemelen Wilson'ın dünya açılma isteğinin aksine, Senato amerika kıtası içinde kalma doktrinini(monroe) benimsiyordu. Abd barış konferanslarına bile katılamadı. Zaten milletler cemiyeti kurulduktan bir yıl sonra wilson'ın başkanlığı son buluyor.
0
protector
(30.04.15)
(2)

ingilizce

i am cookie monsters nipple
selamlar,"Each customer have to be seen with his individual combination of relations to the group"bi' arkadaşımın şu cümleyi çevirmesi gerekiyor lakin konu nedir ne değildir bilmiyorum o yüzden "her müşteri grupla ilgili bireysel kombinasyonuyla görülmelidir" gibi saçma bi' cümle çıkardım ortaya ben
selamlar,

"Each customer have to be seen with his individual combination of relations to the group"

bi' arkadaşımın şu cümleyi çevirmesi gerekiyor lakin konu nedir ne değildir bilmiyorum o yüzden "her müşteri grupla ilgili bireysel kombinasyonuyla görülmelidir" gibi saçma bi' cümle çıkardım ortaya ben. daha düzgününü yapabilecek olan var mı rica etsem?

teşekkürler şimdiden.
0
i am cookie monsters nipple
(28.04.15)
Her müşteri, grupla(toplulukla, zümreyle vb.) bireysel olarak girdiği birleşme(özdeşleşme, kaynaşma vb.) ilişkileri çerçevesinde dikkate alınmalıdır(göz önünde bulundurulmalıdır, tanımlanmalıdır vb.).
0
protector
(28.04.15)
teşekkürler hocam.
0
🌸i am cookie monsters nipple
(28.04.15)
(17)

friends karakter sıralaması

antikadimag
en sevdiğinizden en sevmediğinize bir sıra yaparsanız nasıl olurdu?not: bir de sözlükte böyle bir başlık görmüştüm sanırım ama şimdi bulamıyorum. bi buldurun be?
en sevdiğinizden en sevmediğinize bir sıra yaparsanız nasıl olurdu?

not: bir de sözlükte böyle bir başlık görmüştüm sanırım ama şimdi bulamıyorum. bi buldurun be?
0
antikadimag
(27.04.15)
1. chandler, 1. joey, 1. monica, 1. phoebe, 1. rachel, 1. ross

seven biri ayıramaz :(
0
komsu komsunun nickine muhtactir
(27.04.15)
joey <3
chandler
ross
pheobe
monica
rachel
0
m murphy
(27.04.15)
chandler - monica - ross - joey - phoebe- rachel

Edit: "I hate Rachel club"a ben de girebilirim. Diğerlerini eşit seviyorum gibi.
0
aychovsky
(27.04.15)
Chandler, joey, ross, rachel, monica, pheobe
0
ekaterina
(27.04.15)
Pheobe
Joey
Chandler
Monica
Rachel
Ross
0
a perfect lie
(27.04.15)
Ross ve phoebe(birine davranis olarak cok benziyorum, digeri de hayallerimin kadini, ayiramam 'swh')
Chandler
Monica
Joey
Rachel
0
protector
(27.04.15)
Sevdiklerim:
1. Chandler
2. Monica
3. Joey
4. Ross
5. Rachel

Tiksindiklerim/Nefret ettiklerim:
1.Pheobe
0
sta
(27.04.15)
1. Joey
2. Chandler
3. Ross = rachel
4. Pheobe = monica
0
elorelia
(27.04.15)
joey
chandler
phoebe
ross
rachel
monica
0
nawar
(27.04.15)
chandler
phoebe
monica, joey
rachel,
ross (hatta ross olmasa da olur sevmediğim değil nefret ettiğim kişi)
0
kuzey li
(27.04.15)
1- chandler
2,3 - phoebe,regina falange
4- monica
5- joey
6- ross
7- rachel
0
kahin ahtapot paul
(27.04.15)
Kiz arkadasima gore:

Ross
Monica
Joey
Phoebe
Chandler
Rachel

Bana gore:
Ross
Chandler
Joey
Phoebe
Monica
Rachel
0
only alcoholica
(27.04.15)
Rachel'i nefret derecesinde sevmiyorum.

Ross
Chandler=Joey
Monica
Phoebe
Rachel
0
anneboleyn
(27.04.15)
Chandler-Joey-Phoebe-Monica-Ross-Rachel(siralamaya koymak istemezdim aslinda)

edit: cevap yazdiktan sonra digerlerini okudum.. Evet topluca Rachel'i sevmiyoruz :D
0
mushtopus
(27.04.15)
phoebe
chandler
joey
monica
ross
rachel
"they were on a break!"
0
stereoseyfi
(27.04.15)
joey
chandler
ross
pheobe
rachel
monica
0
whimsical
(27.04.15)
Aksine Rachel'a tapanlar kismindayim.
Joey
Rachel
Chandler
Ross
Monica
Pheobe( bir türlü sevemedim.)
0
yesimright
(28.04.15)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.