Hiçbir şey anlamadım bu cümleden. Türkçe çok değişmiş(metnin ingilizcesi varsa oradan daha rahat anlaşılır) :) Ancak sanırım şunu kast ediyor: Plato'ya göre idea önce gelir. Yani bir şeyin ideası vardır ve o ideayı bilerek gördüğümüz, dünyaya ait nesneyi adlandırırız. Aristotle'da ise bu ayrım form/madde ayrımıyla açıklanıyor. Bu doğaüstü bir öze bağlanmıyor; şeye içkin. O halde Plato'da dilden önce(harflerin rastgele dizilişi) ona tamamen dışsal bir fikir(idea) varken, Aristotle'da dilin içinde yer alan bir öz(potansiyel) vardır.
Bir örnek verelim: Plato'ya göre kırmızı sözcüğünün doğuş kaynağı, doğaüstü bir Kırmızı İdeası olması. Aristotle'a göre ise kırmızılık gökyüzünde ya da başka bir yerde değil, kırmızı olan şeyin içinde.
Şu meşhur resimde Plato gökyüzünü, öteki de yeryüzünü işaret ediyor:
upload.wikimedia.org