yanlış mı anladım yoksa 40 tl için bununla mı uğraşacaksınız?

aynı tarihte bitecekse ne gerek var hocam bu aksiyona anlamadım? 40 tl'den ziyade biri 3-5 ay erken bitiren bir kredi olsaydı al kurtul derdim de avantajı yok ki bunun?

yok doğru anladınız :) o yüzden dedim ya ''fantezi bunlar'' mı diyeceksiniz diye :)

kredi çekince ek masraf yok mu?

Yapi kredi sana onu 3600 olarak vermez dosya masrafi, belki zorunlu sigorta falan masraflar keser, zarar edersin. Velev ki hesabin dogru hakkaten değmez.

Kapatmamalısın

maltepe park'ın otoparkına bırakmıştım ama o zaman ücretsizdi. sıkıntı olmamıştı.

kapalı otoparkta muhtemelen ceza yersin

avm otopark girişlerinde uyarı olur genelde şu saatten sonra araç bırakılması yasaktır diye.

değişiyor. paralıysa kimse bir şey demez. parasızsa gece kalan araçları çektiriyor bazı avmler. yönetimle konuşmanız daha mantıklı. istanbulda havalimanı yakınlarında servisli otoparklar var günlük 10tl falan. biz onlara bırakıyoruz

tavsiye etmiyorum. geceleri avm'lerde güvenlikler kalan araçların plakalarını alır güvenlik gerekçesiyle. bir gece belki sorun olmayabilir ama dört gece kalan araçtan her türlü kıllanırlar.

Sabiha gökçense eğer oraya 3 dk meaafede kapalı özel bir otoparka bırakıyoruz biz gayet de güvenli oluyor bence avm otoparkına bırakmayın ne olur ne olmaz

sabiha gökçen ise zaten yakında olan atlantis avm, otoparkını hava alanı yolcularına günlük 10 tl den kiralıyor. Ama sabihanın çevresinde böyle 10 tane otopark var hepsinin de servisi de var havaalanına ve havalanından otoparka.

Bazi avmler bombali arac vs guvenlik endisesi ile cektiriyor

Çekerler

arkadaşın saçmalamış.

izlenmeyecek dizi değil, bence izlenir. spoiler yememiş olman da büyük başarı.

8 diğer sezonlara göre kötü diye öyle demiştir, 8 kötü doğru ama diğer sezonlardan aldığım zevki çok az şeyden aldım iyi dizi

bir diziyi baştan sona seri halinde izlemek zaman sorunu. zaman sorunu yaşamıyorsan izle tabi. yok kıymetliyse izlemesen de olur.

Elo+1 saçmalamış.

Bence güzel dizi. İzlenir. Salaklık derecesinde fan olmayı gerektiren bir şey yok dünyada. Abartılıyor diye düşünerek izle daha çok zevk alırsın.

İzle+1 beklentiyi çok yüksek tutmadan izle bence gayet güzel dizi

Bence 8. sezon da bahsedildiği kadar kötü değil bu arada. Ki ilk 5 sezon falan cidden efsane yani. Spoiler aldıysan da izle derdim bence spoiler seyir zevkini artırıyor ama almadıysan mutlaka izle tabi. Çünkü popüler kültürümüzün önemli bi yapı taşı ve sırf internette bunun geyiğinde uzak kalmak bile üzücü

geçen yıla kadar ben de izlememiştim. 2 hafta kadar boş zamanım vardı öyle izledim.

İzle ve Sadece 8i izle diyen arkadasina supheyle bak, bu ay duydugum en sacma sey.

Erken odemede tutar duser, bankaya sorup onu ogrenin.

Degil. Erken oderse elinize 10 bin kalir min.

Oturup kalem kalem hesaplamak lazım. Ben de yüksek ihtimalle aynı şeyi yapmayı düşünürdüm.

e ya peki 36 ay boyunca kredinin yarısını maaştan öderken cebinizden çıkacak para? boş yere niye faiz ödeyesiniz? zaten uçmuş faizler.

Tl faiz ile kesinlikle mantikli degil erken kapatip faizden kurtulabilirsin ki ilgili faiz bankanin senin mevduatina verecegi faizden yuksektir, bankalar da bu sekilde kar eder. Ama ben ele gecen parayi dolar alicam, bitcoin alicam falan dersen o baska riskli ama karli olabilir.

Tahminen erken ödeyeceğiniz için 35 bin TL'ye tüm bakiyeyi kapatırsınız. 15 bin de kalır. Dediğiniz mantıklı değil çünkü 36 ay boyunca 50 bin TL anaparam kalacak diyorsunuz ama faiz ödüyorsunuz Bankaya gereksiz yere. Aylık 1.402 TL taksit ödemeyi göze alacaksınız madem. 35 bine krediyi kapatın. Siz yine Bankaya ödeyecekmiş gibi kenara 689 TL faizin üzerine koyacağınız 713 TL'yi bir kenara atın. Bu durumda kapama sonrası vade için 713*32 = 22.816 TL yapar. 15 bini 3 yıl vadeye koysanız tahmini getirisi ile birlikte faizin %20 bandında kalacağını düşünseniz 25-26 bin yapar. Aylık biriktirdiğinizin hesabına girmedim.

Diğer türlü yaparsanız ve yarın bir gün aylık taksidi ödemek (maaştan artırmak) sorun olursa ve eldeki ile kapatmaya çalışırsanız uzunca bir süre faiz ödediğiniz için zararlı çıkarsınız. Bu şekilde kontrol sizin elinizde olur. Döviz vs farklı yatırımlara da girebilirsiniz.

Herkese fikri için çok teşekkür ederim, sanırım borcu toptan kapatacağız ve geriye kalan parayı da faize koyacağız, her ay gelen faizi de çekip artık ne kadar olursa dolar alacağız.

Ayni firma ayni basvuruyu 4 5 kere goruntuleyip donmeyebiliyor.

Bizzat kendim tarafindan 2 3 kere yasadim bunu.

"90 gün içinde 234 firma" ???
bu rakam doğruysa ve kimse aramadıysa özgeçmişinde düzeltmen gereken yerler var demektir.

muhtemelen cv'de çok aranan bir keyword vs var ancak genel olarak etkileyici veya inandırıcı bir cv değil (etkileyici olmaması deneyimin az olmasına bağlı olabilir)

Goruntulenmelerde hile yok cok basvurun varsa cok goruntulenme normaldir geri donusler de olur umarim yakinda :)

şu halimle hayır ama aşırıcı olsam ederdim.

Hayır

Etmem.
Ama sevgilim ailesini sürekli benle kendisi arasına koyarsa ederim.

Hayır. Ama özellikle annesinin fitneliğini yakalarsam (benden vazgeçmesi yönünde) o kadınla bir daha muhatap olmam (olmadım). Çünkü annesinin menfaatine konuştuğum halde (Git anneni gör vs) kadın ise tam aksi olarak aleyhime konuştuğu için kadından soğudum. Dolayısıyla oğlundan da soğudum ve o ilişki bitti.

etmezsin ama kafanda soru işaretleri oluşunca bilinç altında başka sebepler bulursun.

Beni sadece sevgili olduğum kişinin düşüncesi ilgilendirir. Ailesinin görüşüne göre fikrim değişmez.

işin içinde evlilik varsa edebilirim ama sevgiliyken sırf ailesinin yaptığı bir şey yüzünden etmem.

iş ciddiyse ve ailesinin etkisinden kurtulamıyorsa terk ederim. özellikle evlilik durumunda benim ailemle asla anlaşamazlar. benle de anlaşamazlar. tartışma eksik olmaz.

Evleneceksem ayrılırım yoksa umrumda olmaz

Soru guzel baslayip sacma bitmis, ciddi iliskisini ailenin siyasi gorusu yuzunden bitirmez insan, baska konular vardir bahane ariyordur

Akpli olmasi bir tercihtir. Boyle bir sebeple ciddi bir iliski bitmez. Geldiklerinde siyaset konusmazsiniz, olur biter. Ancak cocuklari arasinda ayrim yapan, cahil, yobaz, gorgusuz bir aile icin iliski gozden gecirebilir.

siyasi konudan niye tartışıyoruz ki? hayatta anlam veremediğim tartışma bir siyaset iki maç. herkes saygı gösteriyorsa birbirine hiç sorun yok. göstermeyeceklerse de bir orta yol bulunmaya çalışılır. gerçi benim için kemalist yobazlarla dinci yobazlar aynı kefededir.

ailesinin görüşü veya düşünceleri yüzünden terk etmem ama, ailesinden etkileniyorsa (ailesinin düşüncelerine göre yaşıyorsa, ailesinin onayına ihtiyaç duyuyorsa, karar verirken ailesinin ağzının içine bakıyorsa) terk ederim. yoksa ailesinden etkilenip o beni terk eder zaten.
not: yaşanmıştır

Hayır

ailesiyle ilişkisine bağlı. insan ailesini seçemiyor evet ama onlar içinde büyüyoruz sonuçta, illaki etkilendiğimiz taraflar vardır. ailesinin sözünden çıkmayan veya beraberken sürekli onların her söylediğini savunuyor veya davranışlarına mazeret üretiyorsa büyük sorun var demektir.

Evet ayrılırım. Ailesi aşırı dindar (sofu) ise ayrılırım. Ailesi herhangi bir şeyin aşırısına meyilliyse yine ayrılırım.

kız arkadaşımın ailesi koyu katolik ve türklerden nefret ediyorlar.
Beni ne zaman görseler, içimden sinsice gülüyorum onlara. ayrılmadım ayrılmam.

Ama akpli olsa ve kızı bu yönde yönlendirirlerse ayrılırdım.

çanakkale
tekirdağ, çorlu, çatalca
edirne
bandırma

Çanakkale ya da ilçeleri.

değirmendere.

istanbul bostancı-küçükyalı arasında 1000-1500 kira arası 1+1 çok kıyak evler var.

izmir ilçeleri. izban ile şehire ulaşım da kolay. kiralar 500-1000tl arası. ancak o kadar uzak (40km) olmasın derseniz şehir içi / izmir hatay göztepe vs civarı küçük evler bulabilirsiniz. 1000tl civarı. (biraz şans işidir ve evler eskidir. iyisine denk gelmek lazım)
ilçeleri bilmem ama benim semtte (hatay/konak çankaya mh) elektrik pek kesilmiyor. upsim var. evden çalışıyorum. ısınma için ist. dan daha az harcasın. metro + bisiklet ikilisi ile ulaşım da ucuz olur.

Adana'yı dene seveceksin.

İzmir,İzmit,Yalova, Eskişehir Demek isterim. Eskişehir Tren veya araçla 3-4 saate İstanbul'da oluyorsun. Kocaeli ve Yalova hemen İstanbul'un yanında.

internet ve elektrik ne ölçüde stabil bilmiyorum ama Gökçeada uygun diğer özelliklerde size, bunun dışında Trakya ya da Çanakkale deki ilçeler de rahat olur.

silivri neden olmasın

33 yaş kilit yaş sanırım. Geçen başka bir arkadaş bu tarz bir şey sormuştu.(git: 1336515)
Size de aynı cevabı vereceğim. Büyükşehre alışkın kişi kasabada sıkılır, daralır. İzmir'e gidin, daha sakin daha medeni.

çanakkale civarını düşün.

erdek

çanakkale'de yaşamayanlar çanakkale diye saydırmış. elektrik zırt pırt kesilir. internet de rezildir. şehir güzel de, alt yapısı çöp.

eskişehir, sakarya.

eskişehir olabilir, kiralar uygundur

Çanakkale'de kışın rüzgardan dışarı çıkamazsın önermem.

Eskişehir tüm bu nitelikleri sağlıyor. 7 yıl orada yaşadım. Bir süredir istanbul'dayım. Yakın zamanda ziyarete gittiğimde orada yaşarken buraya kıyasla çok daha mutlu olduğumu farkettim.

Fiber (sanırım hala) yok eskişehir'de. 16mbit adsl internet kullanabilirsiniz.
Bir baştan diğerine yürünebilecek büyüklükte. Bunaltmayacak ve aynı zamanda sıkmayacak kadar kalabalık.

Orada 3.5k ile güzel yaşanır. Benim balkonlu, geniş, yeni, temiz ve merkeze yürüyerek 15dk'lık evimin kirası 500dü, şimdi 650 olsun. Yalnız yaşayan biri için de verilecek en fazla kira bu olur.

Balıkesir - Ayvalik.
Hiç gitmedim.

Eskisehir

eskişehirli olarak eskişehir demeye geldim.

izmir değildir.

ipini koparan izmir'e gitti gidiyor.

geçen yıl yurt dışından ev alanların en çok rağbet ettiği yermiş bu yüzden fiyatlar roket olmuş.

sadece yerli değil yabancı dahi içine sıçmaya gidiyorsa orası bitecektir.

Bence hem medeni hem kucuk hem buyuk sehir edirne merkez olabilir. Kasaba belde falan bayar zamanla.

Şile

eskişehir aşırı dandik ya bu eskişehir romantizmini anlamıyorum. ben çanakkale ya da edirne diyorum. edirneyi de canın sıkılınca yunan bulgara gidersin diye dedim :)

Aynı miktarda gelirle antalyada yaşıyorum, öneririm.

yahu lise mi bu? düz lisans mezunu nedir? ağrıda işletme okursun 5 sene iş bulamazsın. boğaziçinde mühendislik okursun havada kaparlar.

İş bulma hızı bölüme, üniversiteye ve kalifikasyona göre değişir. Lisans mezunu olup girdiği ilk işte bahsettiğiniz maaştan daha fazlasını alan insanlar var. İş bulmak için yüksek lisans şart denemez her bölüm için.

Üniversite, yl, doktora falan bunlar güzel şeyler de son tahlilde önemli olan ne mezunu olduğun ya da ne kadar okuduğun değil ne işe yaradığın.

Meslek lisansa göre daha zor

Bilkent bilgisayar mezunu (orta halli) arkadaş savunma sanayide 5.500 lira ile iş buldu. Okul ve bölüm çok önemli. Bırakmasam ben de o civarda çalışıyordum :(

Akla gelen ilk 10 civari okuldan birinde okuyorsan degil. Yuksek lisansin is bulmaya etkisi az. İse girip isinde uzmanlastigin alana gore yuksek yapmak daha evla.

Düz bir sekilde mezun olduysa zor. Okulu iyidir, daha az zordur falan.
Yuksek lisansa da guvenme, 20, 30 kisilik kontenjanlar aciliyor lisans gibi, herkes y.lisans mezunu. Ben kac kisi biliyorum derse bile gelmediler ve ayni tezin farkli versiyonlariyla mezun oldular. Sorsan master degree.
Yuksek lisans biraz ara donem gibi, ben yuksek bittikten 1 yil sonra is buldum. Arkadasim doktora 3. Sinifta. Ama proje falan oldu, burs aldim. Cevrem oldu. Bos gececegine, bu sekilde gecti.

Toefldan 80 almak ielts'den 6.5 almaktan daha kolay benim gozlemim. Yds'den 75 alan toefldan 80 alabilir dinleme ve konusmada sicmazsa ki bir cok kisi konusmada siciyor.

Bir 5 yil once
Yds 50
Toefl 60

Gecen sene
Ielts 6
Yds 75
Yokdil 80
Ieltse sinava gore calisirsan cok rahat 6.5 alirsin, ben sehir disindan geldigim icin uykusuzdum ve panik yaptim konusurken de.
Bir de calisirken yds calisir gibi gramer falan calistim. Ieltse yonelik calismamistim.

Ielts: 7.5
Fce: A
Yds: 65
Toelf bizim zamanımızda başka türlüydü 520 almıştım

Yds denen sınav ingilizceyle alakası olmayan tamamen türkçe düşünme üzerine kurulmuş bir sınav. İngiliz girse o da 70 falan alır bence.

İelts toefl'ım yok
Yökdil 98.75
Yds 88.75

Toelf ielts'tan biraz daha makul gibi geldi bana. Listening ielts ta iyi bir konstantrasyon gerektiriyor, ingilizce dinledigini anlamak asla yetmiyor. Toelf'da olay dinledigini anlayip anlamadigina bagli.

Toefl 97 yds yarın. Sınav formatına yönelik çalışın ielts ve toefl için.

YDS İngilizce ile alakası yok, söyle böyle diyenleri hiç ciddiye bile alma. İngilizce ölçen bir sınav olmayabilir ancak İngilizce bile birinin yapamaması imkansız bir şey.

Kendi puanlarım
YDS: 95
IELTS: 8

Yds’deki puani taktik kasarak aldiysaniz hedefleriniz zor, bir kac gun calisip girdiyseniz 1 aylik calismayla hedefe ulasirsiniz. Hem ydsm hem toeflm 80-85 bandinda.

çok muallaktayım ben. fakat ileride ailevi sebeplerden dolayı 5.5 ayın problem yaratmaması için gideceğim galiba.

Ben yapacagim bu arada durumunuzla alakali olarak 3 ay basvuru suresi olacak, son gunlerde basvursaniz en erken 2019da gidersiniz

Ben de gitmeme tarafı ağır basmakla birlikte kararsızım. Ha, önümüzdeki yıllarda zorlar mı? Evet, zorlar. Ama diğer taraftan, son bedelli olacaksa bile o zaman askerliği kısaltacaklar demektir ki işte o zaman giderim, param da cebimde kalır diye düşünüyorum.

Gerçi tecil için yüksek lisans parası vereceksin her türlü ama, bakalım bir netleşsin önce şartlar, detaylar.

yapın aradan çıkarın gençler.
3 hafta nedir.
her zaman olmuyor böyle imkan.

2 yıldır bakayayım. değil 21 gün; 1 gün bile olsa gitmeyeceğim.

Valla aradan çıkarıcam evliyim. Olmasa daha iyi olurdu ama kisa doneme göre çok iyi bence. Tabi özelde çalışanlar için biraz sıkıntılı bir süreç

bilgi güvenliğinin hangi alanı? governance tarafı ise cissp, beyaz şapka tarafı ise ceh, hatta sans'ın sertifika setleri, çok geniş bir daldan bahsediyoruz.

cissp cok daha kiymetlidir, cism de isodan iyidir

Enjektorunun nesi varmis. Iseme mi yapiyomus?

Ne kadar suredir oyle kullaniyomus?

Araba kac bin de imis?

Ekspertiz ona ne yapabilir ki? Diyelim iseme yapti silindir kafasina zarar verdi bunu nasil anlayacak? O raddeye gelmisse zaten..

ekspertize sokmaya değer mi derken; siz neden ekspertiz ücreti ödüyorsunuz ki? satıcı ödemesi gerekiyor.

ilk arabam olacak, rajonu bilmiyorum

bana da ilk kiralık evimde dask'ı bana kitlemişlerdi. haliyle size de ekspertizi kitlemeye calısırlar. ekspertiz satıcıya aittir. alıyorsan al gardaşım yoksa bekleme yapma derse bekleme yapmayın başka araç arayın. o satıcıdan hayır gelmez. keza bana o ev sahibimden hiç hayır gelmemişti.

Ekspertizi alıcı oder.

O araçtan uzak dur.
Enjektör arızası demek büyük masraf ve uğraş demek dizel araçta. Senelik 30 bin km üstü yapmayacaksan zaten dizel alma. İkinci el dizel sıkıntılı bir durum.

racon şöyle olması lazım;
eğer satıcının belirttiği gibiyse alıcı öder. değilse, başka şeyler çıkarsa satıcı öder.
ekspertize sokmadan araç almayın. hatta servis vs. kayıtlarını da sorgulayın.

Dizel ve enjektör problemi var ise ciddi uzak durun derim. Masrafı az buz değildir.

muhtelemen 1.6hdi motor, özellikle 2009-2012 arası yıllara ait ise, enjektör bunlarda kronik bir sorun. eğer piyasa fiyatından 2-3 bin lira düşükse alınabilir. alıp herhangi bir sorun çıkmadan enjektör değişimi yapabilirsiniz.

1 enjektörde sorun var mutlaka diğerleride sorun çıkaracaktır, fiyatta ona göre pazarlık yap. Ben olsam peugeot almam sürekli başını ağrıtır.

Bazen enjektor sorunu zannediliyor. Pompa cikiyor. İksii de elden geciriliyor bakiyosun sorun daha derinmis.

Enhektor sorununu Nasil tespit etmisler? Enjektoru sokup test mi yaptirmislar? Oyle ise yerine yeni yada revizyonlu bir sey takip aracim sorunsuz diye satmak varken bu mide bulandirma niye? Tersten dusunun. Sorun kucuk degil.

enjektör, common rail hattı, yakıt pompası, turbo, motor, şanzıman

bu sorunlar aşırı pahalı sorunlar.

sen ha komple motor yaptırmışın, ha yakıt pompası turbo, değiştirmişsin.

acayip kazık :)

Bu haliyle satilmasi beni suphelendirirdi.

Özgüven eksikliğidir.

Bana da oluyor.Eskiden fikri alınan biri olarak hissederdim şimdi en son haberim oluyor konulardan. Özgüven eksikliğim var ama biraz.her gece aç +1. Dikkatsizlik de çok. Çözüm olarak ben çok takmıyorum moralimi ne bozucam diyip gülüyorum kendime.Daha çok oku. daha çok gez,unutkanlıkvari bir şey varsa doktora git badem ceviz ye.

Eskisi kadar akıllı olmamak benim de hissettiğim bir şey ama başlığı açarken böyle semptomlar ileri süreceğini düşünmemiştim. Saçma olmamış mı? Akıllı olmak = onay almak mı?

Dedigini hissediyorum ama olaylari analiz etme veya genel kultur noktasindan ziyade matematisel hesap kitap veya ales tipi mantik sorularinin cozumunde cok geriledim

Nöronların ölümü 23 yaşından sonra hızlanıyor ve eskisi kadar zeki, çevik ve atletik olamıyoruz.

Çocuk psikiyatristine götürün. Teknoloji bağımlılığıyla da ilgileniyorlar. Komple değerlendirilmiş olur.

ya bence önce dandik bir özel üniversite binasına götürün. birde güzel bir kampüse götürün. görsün yani. bak diyin 5 yılın ya burda geçicek yada burada.

bi lokantaya komi olarak verin, bi hafta çalışsın.

erkek diye düşünüverdim ama cinsiyet belirtmemişsiniz satır arasında kaçırmadıysam. ilişkileri ne düzeyde bilemiyorum ama babası ders çalışma konusu dışında babası ilgilensin bilhassa, dışarı çıkarsın muhabbet etsinler vs. mümkünse tabii.

o yaşlarda sadece boşanma durumunda da değil; sağlam örneklik teşkil edecek bir baba figürünün gözünün önünde olmaması pekala böyle sonuçlanabiliyor. olmadı eksiği siz gidermeye çalışın. yani asosyallik demişsiniz, nasıl sosyal ilişki kuracağına dair kafasında boşluklar varsa böyle kaçınması gayet doğal. ha kız ise de anne ile ilişkideki değişmeler aynı telafiyi sağlayabilir ancak.

sınava hazırlanmaması falan bir sonuç sadece. vakit az falan ama bir süre -hadi ders çalış'ı ertelemeniz, görmezden gelmeniz lazım.

psikolog/psikiyatrist görsün derseniz de kendisine sorun, çocuk pekala şu durumdayken "sırf ders çalışmadığım için bana deli mi demeye çalışıyolar" gibi bile algılayabilir, sadece teklif etseniz bile.

bazı üniversitelerin online oyun kulüpleri falan oluyor, onları araştırıp ders çalışma fikrini biraz daha cezbedici kılacak bir şey çıtlatmayı da deneyebilirsiniz.

yakınımda 2 benzer vaka oldu, üniversiteyi kazanınca akşamdan sabaha değişmiyorlar, muhtemelen daha iyi veya kötü bir okula gitme gibi bir kaygısı da yoktur. burdaki temel motivasyon eksikliği kendini kanıtlayacak aile ve arkadaş olmanası. zoraki sosyalleşebileceği bir çevreye sokmak lazımken okulsuz, dershanesiz bırakıp bu işe zemin hazırlamışsınız. bunu düzelteblirsiniz.

Bilgisayari ortadan kaldir. Onun insafina birakirsan asla bilgisayardan vazgecmeyecek.
Vay efendim cezalandirmayin, soyle yaklasin boyle yumusak davranin falan bu argumanlara takilma. Ise yaramaz. Cezalandirin. Dovun demiyorum, cezalandirin. Izin vermeyin oynamasina.
Elinizden geliyorsa arkadas cevresine de mudahale edin ama pek olasi degil bu. Eger mumkunse bos adamlarla arkadaslik yapmasini engelleyin. Etrafindaki ornekleri iyi orneklerle degistirin yapabiliyorsaniz.

Çocuk dediğimiz de "çocuk" değil artık ne yazıkki arkadaşlar neredeyse yetişkin sayılacak yaşta. Küçük ödüller vs ile ikna etmek mümkün değil.
Cinsiyet erkek. Ama uzun hep anneyle kaldığı için baba figürü çok etken değil. Yani haklısınız ama oek olası değil şu anda babayla çok vakit geçirmesi vs.
Tüm aile akademisyen, bu durum belki hem psikolojik bi baskı yaratıyor olabilir hem de " amaaan üniv. yi de duyuyoruz bunlardan, hiç cezbetmiyor" algısı yaratıyor olabilir, bilemiyorum.
Çocuğun sosyal zekası akranlarından ileri fakat bu onun sosyal yaşamına bir katkı sağlamıyor şu anda.

İnternette falan da nasıl platformlarda vakit geçiriyor bunu da bilmiyoruz haliyle.
Etrafta bir "abi" figürü de ne yazıkki yok zira ben de "abla" olarak ne yapabilirim derdindeyim.

İnterneti kestir, al elinden bütün dokunmatik eşyaları ve bilgisayarları. Ver eline bir nokia 1100 asker telefonu takılsın dursun.

Amcamın lafı; Üniversite okudun okudun sen bilin. Okumazsan veririz bir kaportacıya, harçlık falan bekleme boş yere. Sabahtan akşama kadar anana küfür yersin üç kuruş kazanmak için. Aynen iletin.

bilgisayar ve akilli telefon ile iliskisi kesilmeli. bende lisede oldukça ise yarayan bir sistem bu. babaannemin kulustur Nokia telefonunu kullanıyordum. sarki dinlemek icin de sabahleyin Turkcell 8060'i arar, sabah müziğimi alir oyle yola koyulurdum.

eve geldigimde de ders ve kitaplardan baska yapabilcegim hiçbir şey yoktu. bu sebeple sıkılmamak icin onlarla vakit geçirirdim. oyle ki okul benim icin dinlenme ve sosyalleşme yeri ev de okula dondu bi yerden sonra. güzel bir üniversite kazandık, yaşıyoruz.

tabii her bünyeye bu gider mi bilmem ama bende gayet ise yaradı.

Yani böyle "tamamen yasak" ların bir çözüm olmayacağına inanıyoruz.
Zaten şu anda en ufak bir yaptırım da herşeyi geri itme modunda.

Üniversiteye hiç gitmem kafasında değil zaten ama elde edebileceğinden daha kötsüne gidecek ayrıca böyle giderse lisansta da ya da zorluk çekecek.

e-spora yönlendirin. kendi gibi insanlar bulursa onlarla sosyalleşebilirde.
ilgi duyduğu alanda daha hevesli ilerleyip mutlu yaşayacaktır diye düşünüyorum

Hani yarış atı çocuklardan biri olarak söyleyeyim, tatlı tatlı konuşmayla falan olacak şeyler değil.

Bilgisayarı limitleyin hatta kaldırın gerekliyse.

Şehrinizde varsa en yakın nazi dersanesine yazdırın. (Nesibe Aydın dersanesi mesela. Herkesi zorladıkları pushladıkları için, diğer öğrencilerde de psikolojik baskı oluyor kendileri çalışıyor (bkz. ben) çünkü tüm arkadaşları da çalışıyor vs.)

Ben de asosyal ve bilgisayar bağımlısıydım ama dersimi de çalışırdım. Yani olacağı varsa olur çok da zorlamayın. Anlaşılan sınavda 6 haneli bir sıralama yapacak. Özel hocaya da yollamayın, para israfı.

Kıdem tazminatı alamaz.
6 ay geçmekle beraber işe iade davası açmaya hak kazanılır,30 ve üstünde işçi çalıştıran bir işyeri ise.

www.verginet.net

bu siteden net rakam hesaplayabilir, 1 maaş ihbar tazminatı alır sadece.

Brüt maaş üstünden ihbar alır yani sadece değil mi?
Biraz ya sen çıkarsın ya biz çıkartırız, performans düşüklüğünden çıkartırsak da iş bulamazsın demeye getirmişler arkadaşı satış yapamıyor diye.

paylaştığım siteden eline geçecek net rakama bakabilirsin. biz kovarsak iş bulamazsın olayları hikaye, tazminatını alsın, uğraşmaya enerjisi varsa işe iade davası da açsın.

Bu arada arkadaşıma da sordum iş görüşmesinde lafı bile geçmemiş.

İk verilen bilgilerin dogrulugunu kontrol eder bir cok yerde. O mantikla harvard yazip, kibris diplomasi da getirilebilir. Burs icin okullardan ogrenciler bir belge alabiliyor, kurum bu hususu onemsiyorsa ise giris belgeleri arasinda isteyebiliyor. Gorusmelerde bahsinin gecmemis olmasi, belge istenmeyecek demek degil.

genellikle mülakatlarda aday kendisi burslu mu burssuz mu olduğunu söylüyor. sessiz kalıyorsa burssuz, söylüyorsa burslu gibi düşünülebilir. :)

ama özü itibarıyla çok da önemli değil. önemli olan 5-6 sene önce kaç puan alıp üniversiteye girdiğinizden çok, nasıl bir eğitim aldığınız ve bundan da önce kendinizi nasıl geliştirdiniz.

iş hayatı çok iyi okullardan mezun çok kötü çalışanların da, ortalama okullardan çıkan iyi performanslı çalışanların da olduğu bir ortam.

şirketin bakış açısıyla adayınki aynı olmayabilir. aday için çok önemli görünen bu tip bir konu şirketler için sıradan bir detay olabilir yani.

Diplomada yaziyordu galiba emin degilim ama e devlet ciktisinda kesin var onu biliyorum. İKci uğraşmak istiyorsa öyle kontrol edebilir.

Düzeltme: ikisinde de yazmıyormuş.

Benim ne diplomada ne de e-devlette yazmıyor. Belki son dönemlerde mezun olanlarda durum farklıdır. IK'cının da kasıp bunu kontrol edeceğini zannetmiyorum. İşe girişlerde mezuniyet notu bile pek önemli değil. Üniversiteye kaç puanla girdiğinizin pek de belirleyici olduğunu düşünmüyorum. Sonuçta burslu da olsanız, burssuz da olsanız, alacağınız eğitim aynı.

beşiktaş'ta iş yapmaz çünkü oranın halkı nispeten eğitimli insanlar, sorgulayacaklardır.
bağcılar, zeytinburnu gibi yerlerde ise güzel yürür.

Dükkan kirası ve diğer giderler olmasa hobi amaçlı yapılacak bir iş olur ancak, kusura bakma pek mantıklı değil.

Onun yerine blog aç bence.

Kar marji yuksek urunleri koymadigini nerden bilicem? Ikna etmen lazim beni.

1 ay okuyup inceleyen tayfadanim.

hacılar biz kadıköy yazıcıoğlu'nda falan terör estiren insanlarız, mecidiyeköy'de falan biz yürürken millet kepenk kapatıyor
bizim lafımızın üzerine mouse, sözümüzün üzerine ekran kartı olmaz, olamaz
ya işte hedef kitle o sorgulayan kitle zaten, gidip zortingen bilgisayardan alayım kafam ağrımasın kafaları genel motto.

Hastayim bu is kurma fikri olanlarin iyimser cehaletine. Ticari gelecegini sempatiklik ustune kurmak ancak bizim zeka kupu fularli sozlukculerimize yakisir. Hic mi sokaga cikip ticareti gercekten nasil insanlar hangi mantikla yapiyor ve para aslinda hangi islerde nasil kazaniliyor diye bakmiyorsunuz? Eger ben de cevremde ticaretle ugrasan diger insanlar da yola boyle gercek hayattan kopuk romantik fikirlerle ciksaydik omrumuz icra dairelerinde gecer burnumuz boktan kurtulmazdi. Yanlis fikir bulabilirsin hadi ona bisey demeyelim de kendinizi kandirmak icin bu kadar ugrasmayin sonra hayalkirikligi cok sert vuruyor adami.

Kesin insaat bilgisayar ya da makine muhendisisindir sen.boyle parlak gorunen ama hayatta hicbir karsiligi olmayan fikirler genelde onlardan cikiyor da. Olmaz kardesim o is. Besiktas gibi oynak bi yerde para basilacak elli is varken boyle spesifik seylere gerek yok.

lol summer lol
hastayım hemen tüm insanları aynı kefeye koyan insan zihniyetine
ilk firmayı 24 yaşında kurdum onunla devam ediyorum. daha yazılmış bir cv'im yok. merak etme ne getirir ne götürür çok iyi biliyorum.
yorum yapacaksan fikre yap insanlara değil.

sizin bu kafaları şurada listeledim ayrıca,
www.eksiduyuru.com

helal olsun sana. girişimcilik demek bazen de batmayı göze almak demektir. fikir çok güzel bence ama ticari anlamda güzel mi bilemedim. aslında bir blog ya da blog mu kaldı youtube kanalı olsan bu tip ürünleri tanıtsan ve daha sonra sponsorlukla yürüsen gideri var gibi. yapılmışı vardır bunun kesin bir araştır istersen.
artısı: iyi gelir imkanı. youtube geliri dışında sponsor gelirleri.
eksisi: güven kazanman lazım. yanlış bir ürün sana sponsor olursa sonun kötü olabilir. o yüzden en iyisi bu yerine abicim burda böyle bişi var ne güzel di mi tadında incelemeler yapmak iş modeli açısından daha doğru duruyor.
potansiyel: potansiyel metrem patladı o derece. düzgün yapılırsa ve tutarsa evin ny'da araban ise minimum lamborghini olur. hadi inşallah.

kulaga cok kotu gelmiyor ama bizim uyanık insanımız sende görüp beğendiği ürünü
internetten neresi ucuz veriyorsa oradan alacaktır.
internetteki devlerle de fiyatta yarışamazsın gibime geliyor.

Bu ne lan derim. Hatta bir daha girmem o dükkana. Alışverişte insanların gözünü doyurmak önemlidir. Bir reyona 100 tane yazıyı koyarsan, müşteri orada çok fazla satış yapıldığını düşünür ve o mağazaya güvenir. Sen bir reyona iki tane ürün koyarsan, o ürün istediği kadar kaliteli olsun, müşteri o ürünlerin yetersiz olduğunu, hatta o mağazanın batmak üzere olduğunu bile düşünebilir. Alışverişte insanların psikolojisini göz ardı etmemek gerek. Çeşitlilik sempatik olmaktan daha önemli bir konu. Çeşitlilik olan bir mağazada hiçbir şeye ihtiyacı olmayan bir insan bile bir anda ilgisini çeken bir ürünü almaya karar verebilir.

güven vermen lazım, güven versen olabilir. yoksa ben bu markadan belki daha çok kazanıyor diye düşünüürm. çünkü bixde ticaret şöyle yürüyor; elinde olmayan mal hep en kötüdür, çalışmadığın marka hep en kötüdür. dükkana gir elindekini satmaya çalışır hep adam

bence int sitesiyle başlamak en mantıklısı, orada videolar çekip incelemeler yapıp önerdiğin üürnü satarsın

benim gibi geekler gelir. yalnız bizim gibi adamlar feci fiyat arastırması yaptıgı icin o dukkan kar etmez, edemez.

Kimse sana is kurma ticaret yapma demiyor ki. Fikrin sacma da demiyorum. Fikrini dayandirdigin noktalar cocukca ve ticari hayatin gercegine aykiri.kendini gaza getirme diyorum. Bu mottolarla yola cikilmaz diyorum.yoksa ben de 20 senedir ticaret yapiyorum. O listeledigin olumsuz tiplerden ben de cektim. Lafim sanaydi ama daha cok pembe ruya goren girisimci adaylarinaydi.

Parca urun olarak tutar gibi geldi bana, mouse, ekran kart, kasa vs. Ama laptop halinde gelip oyle bir dukkan tercih eden az olur

Fiyat performans olayına girersen yelpaze çok genişler, iki seçenek az kalır. Belki benim 1000 tl param var ama bu paraya göre en iyisini almak istiyorum. Ha yelpazeyi genişletirsen olur ama konsepte uygun bir isim ve iyi bir reklam çalışması lazım.

ben gelmem, ama bence tutabilir. mesela teknoloji ile arası olmayıp parası olan bir grup var, onlara hitap etmesi muhtemel.

ama diğer yandan, aynı işi yapan apple store var. 2-3 tablet, 2-3 bilgisayar, 2-3 telefon, az sayıda aksesuar, al sana apple store.

bence böyle bir yer olursa kendini geek/pasaj içinde değil, zengin muhitinde tanımlamalı. O zaman daha efektif olabilir.

Ben o dükkana girsem, "aaa negzel seçmişler, dur aynısını hepsiburada'dan alayım" derim.

fenerbahce gibi köklü dev bir klubü karanlık tiplere birakmaya gonlu elvermiyor.

futbol sikko olabilir ama soz konusu 15-20 milyon seveni olan devasa bi klup.

ben destekliyorum.iyi yapiyor

Hayatta her şey para değil.

Futbolun varos eglencesi oldugu varsayimin dogru degilse ya, bir de boyle dusun. Futbol sevmiyorum cok elitim hala prim yapiyor mu ?

parasiyla alamayacagi bir seyin basina geciyor. adamin universitesi bile var, ama fb gibi bir kulubu yok

futbolun varoş eğlencesi olduğu varsayımımın doğru olmama ihtimali yok.

Abramoviç de mi varoş? Anlamadığın şey şu, ben de futbol izlemeyi bırakalı seneler oldu ama mesela hâlâ NBA izliyorum, açıp oyununu oynuyorum. Benim oyununu oynadığım şeyin adamlar (takım sahipleri) gerçeğini oynuyor. Oyun dediğin küçük çocuk için de koca insan için de zevkli bir şey ve bunu en üst seviyede yapabiliyorlar. Şimdi Ali Koç Türkiye'de yaşıyor, gidip de İngiltere liginden takım alamaz, yani alır da başında duramaz. Zaten kişisel serveti de Abramoviç seviyesinde falan değil. E adam zaten Fenerbahçeli, bu takım da boru değil 110 senelik takım. Bu takımın başkanı olmak da parayla satın alamayacağın bir şey.

Öncelikle hiçbir takımı tutmuyorum, genel olarak da sporları severim, fırsat buldukça izlerim.

Sonra Fenerbahçe Spor Kulübü sadece futboldan ibaret değil. Türkiye'deki hayran kitle koşullarında futbol en çok parayı getiriyor, en çok seyirciyi getiriyor diye o en öne çıkıyor. Olan bu.

Ali Koç neden bu kulübe ilgili onu da kendisine bizzat sormak lazım, fakat şu ülkede bir işlerin ucundan doğru dürüst adamlar tutup uğraştıkları alanları biraz temizlese fena olmaz. Bunu tek başına ne Ali Koç becerebilir ne başkası tabi. O yüzden tabanı dönüştürücü hareketler başlatmaları, birkaç başka kuruma örnek ve lider olmaları, tembel toplumu özendirmeleri, öğrenmelerine fırsat yaratmaları gerek.

Futbolsa uzun zaman önce sporluktan çıktı, kumara döndü. Bu da ayrı bir tartışma konusu.

Pr

www.twitter.com

Millet kuşum yumurtlasın diye uğraşır :)

Alın bir erkek, anlaşırlarsa ne güzel yavrularınız olur.

Erkek alamayiz.

Kafeste degil, serbest yasiyor. "Tülde yuva gibi bir yer yaptik" diye yazmisim, duyuruyu tam okuyunuz.

Ahaha kuslari 1+1 heveslisi 21. yuzyil insani sanan var. Bir arkadas alin, tek kus beslemek hayvana iskencedir.

Yaninda arkadasi olunca kendisini avustralya ormanlarinda saniyor yani?

Cok yardiminiz dokundu, tesekkurler.

iphone se seçerdim. çünkü ios.

iphone SE. seni yarı yolda bırakmaz.

Se’nin boyutuna okeyseniz tartismasiz Se.

se aldim memnunum. a3 alanlar pişman oldular.

a3 samsungun orta segment modellerinden biri. ki şu an samsungun amiral gemileri bile maksimum 3 sene kullanılıyor adam akıllı. iphone SE yapıştır en az 3 sene format mormat uğraşmadan kullanırsın. samsungu alıp her sene bi dünya angaryayla uğraşıcana, format at, temizle vb...

iphone se

2016 temmuz'dan beri ios 9.3.3 ile kullanıyorum. şarjı aktif kullanımda 7 saat gidiyor. her 24 saatte bir şarja takıyorum. bunun dışında ekran boyutu ve pratikliği şahane bence.

samsung a3 ün özellikleri daha iyi değil mi ama?
mesela ön kamerası 8 megapixel. iphonunki 1.2 megapixel

SE. Kameralarını gidin deneyin, hangisi daha iyi siz karar verirsiniz.

versus.com


biraz sebep sayın bana? yapıştırayım :)

bir de taksitli alma şansım var mı? 3 taksitle?

bozulmaz.

Bozmaz arti tecil kazandirir.

ben de tek takılma taraftarıyım.

bence de tek daha iyi. genelde bedava yürüme turları oluyor onlara katılıyorum ben, biraz bir şeyler öğrenip sonra kendim taklıyorum

ben de her zaman tek daha güzel vakit geçiriyorum.
Free walking tour +1

Dil ve enerji varsa, bireysel.

Dil bilmiyor ve yaşın biraz geçmiş "e ben de bir yurtdisi goreyim" kafasi varsa tur.

güzel bir planla tek+1

bazen turla gidildiğinde uçak bileti vs. daha uygun olabiliyor, onun dışında ben de tek severim.

Evdekilerden ayri dusmeye degecek bir fark yok bence.

Bence tek

Ama ailemle gideceksem tur. Benim annem garantici insan. Kadın tur seviyor napayım. Yılda 2 defa turla geziyoruz içi rahat ediyor. Arabayla gidebileceğimiz yere bile turla gittik :)

uçak otel falan ugrasmak istemiyorsaniz tur arti bireysel takilma diyorum. ekstralari almak zorunda degilsiniz, kendiniz gezersiniz.

Ayrı gitmeye değecek bir fark yok +1

Tura katılmak demek sürekli kafile ile hareket etmek anlamına gelmiyor. Zaten turdan ayrı da takılabilirsiniz, ekstra gezileri satın almayın kendi ailenizle birlikte gezin oldu bitti işte.

Ben turu çok severim, adamlar her şeyi senin yerine ayarlıyor. Otel, uçak biletleri, şehir içi ulaşım, şehir konusunda çeşitli tavsiyeler vs. Tam tembel insan işi oh.

tek gitmek

Yan aynaları kullanmayı öğrenmelisiniz, anlamıyorsanız ayna ayarlarınız tam yapılmamış olabilir. Yola çıkmadan aynaları mutlaka kontrol edin, dikiz aynası aldatıcı olabilir, kör noktalar var ya da daha yakın bir aracı daha uzak sanabilirsiniz. Yan şeritin müsait olduğundan iyice emin olup öyle şerit değiştirmelisiniz. Alışana kadar orta şeritleri kullanın, zamanla pratik yaptıkça geliştirirsiniz kendinizi.

Şerit değiştirirken veya kenardan katılırken gaza bas. Şeridin gerektirdiği hızla çık. Arkandaki senin yüzünden ani fren yapmak zorunda kalmasın. Sinyalini ver. Yan aynadan mesafeyi tahmin etmeye çalış. Orta aynaya bakmayı unutma. Yan aynada görünenler gerçekte daha yakın oluyor. Kullanarak öğreneceksin. Birisi kornaya basarsa çıkma. Uzunları yakıp söndürürse çıkma. Bir de üstte orta şeritten git öğrenene kadar demişler. Kesinlikle yapma. Sağdan sağdan git. Orta şerit hızlı gitmesi gereken şerit. Sol şerit sollama için kullanılması gereken ve boş olması gereken şerit. Orta yavaş olursa ne sola çıkabiliyorsun ne sollayınca geri ortaya geçebiliyorsun. Soldakiler 120-130 gidiyor. Ortada birisi tıngır mıngır gidince bütün şeridi kilitliyor. Sağda takıl.

şerit değiştirmeden yeterli süre önce sinyalinizi verin ( yan dikiz aynalarından ve orta dikiz aynasından kontrol edin)

tali yoldan ana yola çıkarken de, sinyalinizi verip, güvenli mesafe varsa yola bağlanın. sık sık dikiz aynasını kontrol edip, yeterli süre önce sinyal verirseniz ve yeterli mesafe aralığı varsa geçişinizi yaparsınız. size yol verip vermediğini ölçmeniz gerekmiyor. sinyal önceden verirseniz ve güvenli mesafe varsa, o yol verdi mi vermedi mi diye düşünmenize gerek yok.

siz geçişe başladığınızda, arkadaki vatandaş dur şunla çarpışalım diye hızını artıracak değil sonuçta.

Aynalarını biraz yanlara doğru aç. Yani normal oturur pozisyonunda kendi aracın gözükmesin. Hafif aynaya doğru eğilince arka kapılarını görebil. Bu şekilde çaprazındaki araçları görebilirsin, kaçırmazsın.
Şeride uygun hızla girmen lazım, bu sayede arkandakiyle arandaki mesafe kapanmaz sen de daha rahat olursun.
İstanbulda ne yazık ki yıl vermelerini beklemekten ziyade, trafiği tehlikeye atmadan sen yolu alıyorsun.
Tali yoldan ana yolu dahil olurken arada omuz üstünden bakış atıp, yolun müsaitliğini kontrol edip, hızını ayarlayarak yola katılıyorsun.

Edit:sinyali önceden vereceksin tabiki

şu aşamada sağ şerit daha hızlı akıyor gibi opsiyonel sebeplerle şerit değişirme.
aynaların ayarı önemli, göremiyor olmanın başka bir izahı yok.

Daha çok bak, anlarsın. Yenisin ya sana öyle geliyor.

Ben de ilk başladığımda en çok bu konuda zorluk yaşıyodum. Ulan araba geliyo ama ne kadar hızlı geliyo geçebilir miyim acaba diye tereddüt ediyodum. O yüzden hep garanti olduğunu düşünene kadar hareket etmedim. Sende öyle yap, zamanla alışırsın yolda mesai harcadıkça. Bi de yeniysen baskı altında kalmamaya çalış. Arkadan gelen selektör yapmış korna basmış falan takılma iki söver ama gider. O baskıyla kontrol edemeyeceğin hareket yapma ya da hızlanma.

Yav ehliyet almadın mı ?bunları öğretmediler mi?

Şaka bi yana , istediğin herşeyi yapmakta özgürsün ,

kural 1, kural yok.

Bayiden bayiye, 70.000 liralık bir araba için 6.000 lira fark olduğunu yakın zamanda gördüm. Pazarlık mutlaka yapın. Oturduğunuz yerden bayileri arayarak "son fiyat ne olur" diye sorun. X bayi 52.000liraya veriyor, siz ne dersiniz gibi yöntemlerle pazarlığa sert başlayın. Farklı illerden de bayileri arayıp aynı yöntemle fiyat sorun, kısacası afedersiniz ama iti ite kırdırın. :)

Makul oranlarda indirim isterseniz "ben bir müdürümle konuşup size döneyim" sözünü duyarsınız. Ve döndüklerinde genelde istediginiz fiyata olur verirler. Hele ki nakit karşılığında alacaksanız 3-4 bin lira düşürmeniz mümkün.

bireysel kiralama başladı öneririm

otomatik değil, otomatikler listede multidrive s yazanlar. otomatik olacaksa bu şanzımanı tavsiye etmem. 62'ye sıfır micra öneririm. kullanımı çok pratik keyifli bir arabadır. o da toyota gibi japon ve sorunsuz. bir nebze daha fazla yakar ama şehir dışına çıkmayacaksa konforuna değer.

bireysel kiralamacılar her başlığa yazıyor, bir mal edinimi ile hizmet alımının farkını ayırmak bu kadar zor olmamalı.

bir de tebrikler gs hukuk gerçekten böyle bir hediyeyi hak ediyor :)

Bu konuda en çok Çorum'un ününü duymuştum. Çok da güzel araba bence :) Ayrıca kardeşinizi tebrik ederim.

kardeşinin istanbul'da yaşayacağını varsayıyorum, bazı kadınlar özellikle istanbul içinde düz vites külfetli geldiği için arabalarına dokunmamayı tercih edebiliyor, düz vites alıp da kenarda yatmasına sebebiyet olan çok duydum. trafik deneyimi var mı bilmiyoruz ama bi ihtimal sıkıntı çekebilir.

model olarak micra +1 diyorum, otomatiği de muadillerinden 10 bin lira daha ucuz.

Skoda Fabiá GreenTec 1000 cc olan otomatiğine bir bakın derim. Multimedia vs full bir araç. 1000 cc olduğuna bakmayın 115 beygir olması lazım. 68 e full otomatik vites sıfırını veriyorlar.

7 yıllık dizel nasıl 140 bin km oluyor abicim yapmayın ya.

niye olmasın, benim 9 yıllık dizel aracım 95000km'de

Bir önceki kasasını 2 sene kadar kullanan birisi olarak. Hasarın detayını bilmeden, kilometresinin doğru olup olmadığını bilmeden bu araç sadece "kupon" olur. Turbosu, enjektörü vs sıkıntısı varsa iyi masraf çıkartır. Bu araçlardan anlayan ustanız yoksa uğraşır durursunuz, parçasını sökmesini takmasını bilmezler.
Dizelleri performanslı değil, azda yakmaz ama karda, arazide de üzmez.

3270 tl mtv si var.

kasko ve vergisine bak

3200 mtv, şehir içi 13-14 mazot maliyeti canınızı sıkmazsa, güzel araba, fiyat normal.

galeriden araç alınmaz, ismi kupon olan bir galericiden ise hiç alınmaz :)

Yazik edersiniz paranıza.

iyi niyetin ustunde bir sey var ama kotu niyet degil. piyasadaki nitelikli programci ihtiyaci nitelikli programci sayisindan cok fazla. su anda programcilik ve otomasyon deger uretmenin en en en verimli yolu, hem kisisel, hem sirket bazinda hem ulke ekonomisi bazinda hem de global ekonomi bazinda. o yuzden programci sayisini arttirmaya calisiyorlar iste ama biraz geri tepmiyor da degil - bir suru kisi programciligi sevmedigini ve sevemeyecegini kesfediyor.

7 yaşındaki çocuğa okuma yazma öğretilmesinde de bir şey seziyor musun? Ben benzer şeyler olduğunu düşünüyorum.

biraz moda bu, biraz da yeni yıldızlar oluşturma hevesi. 5/10 milyon $ harcayabilirsiniz nedir ki, bir sonraki rock star size milyar dolar kazandırabilir.

zamanı gelecek bu konu donanım içinde oluşacak.

matematik'in gerçek hayattaki karşılığı analitik düşünce yetisini geliştirmektir malum bu sebeple öğretilir. kodlama bu konuda başarılı ve pratik bir çözüm sunacağı için çocukların yazılımcı olmayacaksalar bile öğrenmesi faydalı.

not: matematik alternatifi değil elbette, yancısı, destekcisi gibi.

sezgine katılıyorum ancak; ağır sanayi altyapısı yatırımı yapmadan daha yüksek katma değer yaratma potansiyeli olan bir kavram.

fakat acemi'nin de dedigi gibi bir durum mevcut.

Eskiden ucuz işçi gücüne ihtiyaç vardı. Şimdi yok, her işi makinalar yapıyor, daha fazlasını da makinalar yapacak.

E bu makinaları akıllı hale getirecek iş gücü lazım. Yazılımcılar uzun dönemde geleceğin işçisi olacak, biz normal insanlar da zaten gereksiz hale geleceğiz.

temel düzeyde kodlama bilmek çok faydalı olabilir hayatınızda. illa bu işin uzmanı olmaya gerek yok.

www.wired.com

acemi +1

baska nedenleri de vardir belki ama oncelikli olarak bu

kodlama ama nasıl kodlama? çok açık uçlu olmuş soru.

kod yazıp bir site yapan da var, kod yazıp uzaktan yönetilebilir bir cihazı farklı gezegene indirip inşaat yapmayı planlayan da var.

isteklerimiz artıyor ama buna karşın yapabildiklerimiz sınırlı. bu yüzden bizim yapamayacaklarımızı yapan robotlara, yazılımlara ihtiyacımız var ve sektör her geçen gün hız kesmeden büyüyor. bu yüzden gelecekte kod yazmanın kaçınılmaz olması gayet normaldir. şimdiden bile birçok teknoloji programlamanın belki de temelinde yatan "eğer, değilse" mantığıyla size özel şeyler yapabilmenizi sağlıyor. aklıma örnek gelmedi ve ifttt servisi örneğini vereceğim bu yüzden ama pek sağlıklı bir örnek değil.

Milyonlarca yazılım geliştirici lazım ama yeteri kadar yok. Olanların arasındaki en iyiler ucuza çalışmıyor, sorun genel olarak bu.

çünkü yazılım ölçeklenebilir birşey. sen bir tekstil makinesi üretebilirsin ama 2 yılda 1000 kat büyüyemezsin 5 yılda anca 2 kat büyürsün. güzel bir araba üretebilirsin ama dünyaya yayılman en az 20 yılını alır. güzel bir gıda zinciri bile en az 5-6 yılda yayılmasını gerçekleştirir.
ama yazılım hemen her yere girebilen kolayca modifiye edilip istenilen dillerde veya amaçlarda hizmet edebilen bir araç.
şimdi sığır insanlar bunun istatiksel olduğunu düşünüyor yani 1milyon kişi rastgele website veya app yapsa 2si tutsa mesela whatsapp veya angrybirds gibi oradan yürünür diye düşünüyorlar o sebeple herkese yazılım yaptırmayı amaçlıyorlar.
halbuki para getiricek yazılımı veya bir işi sadece kalifiye eleman yapabilir. sen nasıl global veya yerel pazarda ağırlığı olan yazılım yapılır semineri, dersi, öğretisini vermez isen zaten herşey şans oyunu gibi istatistiklere kalır onda da tutmayınca tutmaz.

diğer bir yandan en azından bir yazılım nasıl çalışır bence normal bir insanın bilmesi lazım. basit düzeyde. mesela araba motoru nasıl çalışır, ev elektriği nasıl gelir gibi.

1/1000*99/100

%99 ilk datanın hiç bir manası yok.

pofuduk arti 1. alakasiz olaylar cunku.

Üç cevap da yanlış. %50 de değil %99 da değil.

Edit: %10 da değil. :)

test yaptırdım ve pozitif çıktı. e testin güvenilirliği de %99 ise benim hasta olma ihtimalim de %99'dur.

ya ne olacağıdı?

sorunun "%X'ini hasta olmasına rağmen hatalı bir şekilde sağlıklı buluyor" kısmı olsaydı ilk verdiğin data kullanılabilirdi. Soruyu emin olmak için tekrar bir gözden geçir, olayı da kişiselleştirme. neyse merakla bekliyorum.

Bayesian statistics. Mobilden link atamadım akşam düzenlerim

gelen cevap yanlış bayasian koşullu olaylarda kullanılır.

Yanlış değil, Youtube yorumlarında da senin gibi anlamayanlar var, biri açıklamış al belki yardımcı olur.

Your problem is with the data given by the doctor: "among those who are positive on the test, just 1% are falsely diagnosed." This is not the information given by the doctor, though I also thought this at first, and I've seen this mistake in other comments. In fact, I think this is the misstep that Derek is trying to highlight.

The doctor actually gives two Separate pieces of data: 1: "the test will Correctly identify 99% of the people that Have the disease," and 2: "it will only Incorrectly identify 1% of those who Don't have the disease."

This sounds like he's addressing two halves of a population, first those with accurate results, and then those with inaccurate; and, you would expect the two halves to add up to 100% (99%+1%=100% Yay!).

Except these statistics are actually about two different populations, those With the disease and those Without. First, of those With the disease, 99% will get a True Positive. Second, of those Without the disease, 1% will get a False Positive, meaning 99% of those Without will get a True Negative. Each statistic gives 99% accuracy for its population, together providing the overall 99% accuracy of the test, which is what Derek says most people will use as the accuracy of their Positive Result. Except the accuracy of the Test is not the same as the accuracy of the Positive Results, because the rate of Sick people getting Positive results(99%) is not the same as the rate that Positive results go to Sick people(Because some go to Healthy people as False Positives)...

Where are the positives going: 99% of the Sick people get True Positives and 1% of the Healthy people get False Positives. But, there are 999 times more Healthy people than Sick people. So, from 1000 people, you would expect (1person)(0.99accuracy)=0.99~1 True Positive and (999people)(0.01inaccuracy)=9.99~10 False Positives. So, while 99% of Sick people get Positive results, only 1/(1+10)~9% of Positive results go to Sick people.

Bence soru soyle sorulmali. Test yaptirdiginizda pozitif ciktiginiz zaman hasta olma ihtimaliniz nedir? Bu durumda bayes theorem ile direkt cozebilirsiniz. Videonun linkini buraya koyabilirseniz daha detayli bilgi paylasimi yapabiliriz.

kavga etmeye gerek yok gençler, sakin.

bayes'e göre asıl soru bu testin güvenli olup olmadığı. şurada açıklanmış bak: (git: eksisozluk.com)

test yaptırmadan önceki hasta olup olmama olasılığından söz ediyor.

@meteonur doğru söylemiş.

P( Hasta | Test Pozitif) = P(Test Pozitif | Hasta) * P(Hasta) / (P(Test Pozitif | Hasta) * P(Hasta) + P(Test Pozitif | Saglikli) * P(Saglikli))

P(Hasta | Test Pozitif) = 0.99 * 0.001 / (0.99 * 0.001 + 0.01 * 0.999) = 0.09

Yani test pozitif ciksa bile sizin hastaliga sahip olma ihtimaliniz yuzde 9 cunku bu hastalik cok nadir gorulen bir hastalik

@meteonur doğru söylemiş dedim, o da cıvıttı.

aynı dili konuşmuyoruz galiba, bir kez daha açıklayım:
testi yaptırmış olsam olasılık testin güvenilirlik sınırında kalır.
testi yaptırmamış isem bayes'in yaklaşımı doğru.

hatta asıl soru şu olmalı aradığınız cevap için: "eğer şimdi ben bu testi yaptırırsam sonucun pozitif çıkma ihtimali nedir?"

Normal şartlarda hayır.% 60-70'den fazlasını vermiyorlar. Ancak maaşın 10 bin falansa 48 ay vade ile mümkün olabilir.

mümkün ben almıştım

bu kredileri ödemek için çekmene izin veriyorlar sanırım,

ihtiyacın olduğunu belli edersen vermezler, ihtiyacın yokmuş hissi verirsen bir yolunu bulur verirler.

Maas bankasi verir bence 25k nin 48 aydaki taksidi tolere edilebilir bir rakam

Dediklerin de olabilir ama daha once denk geldim:
-acil para ihtiyaci
-arabadan memnun kalmama(hediye falan oluyor)
-şımarıklık da bi seçenek, satayim baska alayim. Bunlar genelde zengindir

Spesifik arabalar kalmamis oluyor. Bi sebep de. Diyelim ki 2017 fpcux dizel otomatik x renk y donanim bi arac var. Cok tutulmus ve 2017 sonu oldugu icin kqlmamis bayilerde. Galerici bastan satin alip satiyor bunu.

pertten toplama olabilir. her şey olur. ucuz almayın diyebilirim gönül rahatlığıyla. sahibinden alın ve ekspertize mutlaka sokun yetkili serviste.

Diğer cevaplara ek
10bin/yıllık bakımı gelince satanlar gördüm, onlardan olabilir.
Filo arabası olabilir rahat satılsın diye 10binde elden çıkarıyor şirketler

çoğunluk filo, diğer arkadaşların söylediği sebepler de var.

bende daha iyileri var.

bi dönem bende böyle bi grup vardı. kavak yellerine dönecek gibiyken dağıldık allahtan.

%1. O da bize denk gelmez.

hiç denk gelmedim

kavak yelleri kaçınılmaz son oluyor, ki friends ve himym'da da çeşitli kombinasyonlarda gönül ilişkisi oluyor ama gerçek hayattaki etkileri dizideki kadar iyi bitmeyebiliyor.

örneğin, rachel-rose, rachel-joey, barney-robin, ted-robin bu olaylar yaşandıktan sonra hala çok iyi arkadaş mümkün mü rose-joey veya barney-ted için ?

hemcins gruplar için de üniversite sonrasında sürdürülebilir olmuyor.

bende de daha iyileri varDI. abartısız her günümüzün beraber geçtiği, her akşam iş çıkışı birimizin evinde takıldığımız, sürekli gittiğimiz fiks bir mekanımız olan bir arkadaş grubumuz vardı. 12 kişiydik. arada birilerinin yeni sevgilileri, sevgililerinin arkadaşları falan oldukça bu sayı 15-20'leri buluyordu. istanbul gibi bir şehirde hepimiz aynı mahallede oturunca bunu sürdürmek çok kolay oluyor tabi.

ama son bir senedir ben ve birkaçımız onlardan koptuk. ne yalan söyleyeyim, o tempoyu daha fazla devam ettiremedim ben. onlar gene 6-7 kişi himym tadında devam ediyorlar.

bizim memlekette tutmuyor. tespitin doğru.

o dizilerde arkadaşlık yok ki. kimin eli kimin cebinde belli değil.

friends ve himym'in dizi olduğunu biliyosun di mi? hadi friends'e saygım var da himym denen garabet saçmalıktan başka bi şey değil.

uzun ömürlü olması mümkün değil. herkez gibi benimde üniversite öğrenciliği zamanında vardı böyle bir grubum. zaman içinde yakınlaşıp duygusal ve tensel ilişkiler başlayınca haliyle olayında boku çıkıyor. velev ki çıkmasa bile okul bitip yaşam gailesi başlayınca dağılıyorsun

Üniversite yıllarında oluyor. ama sonrası sürmüyor benim gördüğüm.

Bir de kafan rahat olacak. İş-okul sonrası tamamen sana kalacak. O dizilerde insanlar neredeyse hiç işleri güçleri yokmuş gibi birbirlerine vakit ayırabiliyor.

Ha daha az görüşürsün ama daha iyisi olur. o da var.

Öyle bir grubum vardı ama şu anda dünyanın farklı yerlerindeyiz.

kredi kartı neden seçenek dışı 500 lirada nakit avans faizi ile ihtiyaç kredisi faizi arasında 5 lira falan oynar. gelir belgelemeden ihtiyaç kredisi zor o yüzden söylüyorum.

enpara veriyor diyorlardı.

ben kredi kartına başvurdum mezun olarak. 2000 tl limitli kart verdiler

en para min. 1000 tl

Mediamarket denizbank masasına bi başvur derim.

bölgesine göre değişiyor olabilir ama ben gayet memnunum.
20 megabit, 50 GB kotalı internetim var ve gerçekten de söylediği hızda genelde,
Beşiktaş'ta oturuyorum, buralardaysan bence direkt bunu al,
Kablosuz modemi çok dandik, mecburen onu almak zorundasın, ben aynı odada olduğum için sorun yok ama diğer odada cepten zor çekiyor,

Asıl diyeceğim şu ki almaya karar verisen taahhüt yapmış ama şimdi devretmeye çalışanlar var, onlardan birinden al, hem ucuza gelsin, hem taahhütün kısa olsun vs. (forumlarda vs. oluyor ilanlar)

şu an evinde ikamet ettiğim arkadaşım uydunet kullanıyor. misafir olarak geldiğim dönemde hiç sorun yaşamadığım gibi, kendisinin de problem yaşadığını duymadım. ben yerleşeli de yaklaşık bir hafta oldu, kesilme falan yaşamadım. taş gibi. gayet memnunum şimdilik.

Bölgeye göre değişmekle birlikte ben uzun bir süredir sorun yaşamadım. Fakat sorun yaşadığım dönemlerde -ki hiç de kısa bir süre değildi- pek bir şey yap(a)mamışlardı.

ben 1 yıldır kullanıyom

2 sene kullandım çok memnun kaldım, ligtv kampanyası yüzünden superonline fiber'e geçtim. uydunet'in hizmet kalitesi daha iyi. sabah arıza olunca öğlen geliyorlardı. superonline berbat o konuda. telefonda da ilgileniyorlar evet

ben 8-9 aydır kullanıyorum. ilk kullanmaya başladığım dönem neredeyse dakikada bir kesiliyordu. haftada bir mutlaka teknik servis çağırıyordum ki teknik servisleri geldik deyip gelmeyebiliyor bile. modemleri rezalet, iki modemi birbirine bağlayarak kullanıyorum. şu anda çok bir sorunum kaldı denemez ama bu kadar uğraşa değer miydi? bence değmezdi.

5 sene oldu heralde. sıkıntı yok.

modeminde bi sıkıntı yok. fakat teknik elemanları ne modem ne de kablo sistemi hakkında bilgi sahibi olmadıkları için son kullanıcının sorunlarını çözemiyorlar.

sorunları kendi çözebilmen gerekiyor.

çözünce de zaten hem ucuz hem sorunsuz internet kullanmış oluyorsun.

25 mbit 50 gb akk uydunet kullanıyorum, memnunum. Ama denildiği gibi modem berbat, oda kapısının dışında çekmiyor. Diğer odaya access point/repeater aldım, onunla dağıtıyorum.

sorun olunca (sadece bir kere oldu) telefonla aradık. 10dk içinde gelip düzeltip gittiler. Mersin

60 bin lira kredi çekip düğün yapılmaz.- illa fikir istiyorsanız en birinci fikrim bu.
daha yeni kredi çektim. Ve maalesef son 1 ayda kredi faizleri müthiş yükseldi :/ uygun bir kredi kampanyası kalmadı neredeyse.
halkbankın kamu çalışanları için olan bir kampanyası var ona bakabilirsiniz. bir de enpara müşterisi iseniz dosya masrafı filan yok daha kolay çıkıyor, denemeye değer.

60bin tl kredi borcuyla evlenmeyin. yalvarıyorum.
çok çok pişman olursunuz. durumunuzu düzeltseniz dahi her ay bunlara para ödemek aşırı koyar.

Oha "Lütfen kredi alıp düğün yapmayın, yalvarırım" yazacaktım.
Yazmışlar..
Başka sözüm yok hakim bey.

neden ailelerinizin hiç görmediğin, görmeyeceğin üyeleri için kredi çekip, borçlanıp onlara yemek ısmarlamaya çalışıyorsun?

düğün yapmayın +1

kredi çekmek yapılacak en aptalca şey olur düğün için. sakın ama sakın çekmeyin. lütfen...

arkadaşlar cidden korktum nasıl bi kredi korku hikayeniz varsa artık.. e ne yapıcz kredisiz?

hayatımda belki(!) 2-3 sefer daha görebileceğim kişilerin eğlenmesi için deliler gibi para saçma olayına oldum olası karşıyım.

arkadaşım, evlenecek olan benim, yeni yuva kuracak, yeni hayat düzeni sağlayacak olan benim. ben sizi değil siz beni eğlendireceksiniz!!! Sizleri eğlendirmek için harcayacağım 60k TL'nin üzerine biraz daha çeker evimi alırım ya da uzun süreli bir balayına kaçarım.

Her daim yanımda olan kötü gün dostlarım ve sayılı aile bireylerimle de güzel bir yemek, sonra eğlence mabadımı yırtsam 3k TL mal olur. kalan ? keyfim bilir.

Kısacası yapma güzel kardeşim, yapma... Yazık etme emeğine. yıllarca o eğlendirdiğin millet için çalışacaksın.

düğün derken ev kurma vs. hepsi içinde bu arada..

düğün için çekmeyin denmiş. ev kurmak için tabi ki çekeceksiniz. ancak krediyi herşeyi istediğiniz gibi yapmak için bir yol olarak görmeyin.

zaruri olduğu için çektiğinizi bilin.

60 bin kredi çıkıcakmıki sana? Benim kredi limitim 120-150 bin arası onunda 80 i ev için çekilmişti.60 bin ihtiyaç biraz zor gibi.
durumunu zenginliğini bilmiyorum 60 bin çekip düğün yapmayı düşünücek haldeysen çokta iç acıcı olmamalı?
1.Bir kere faizler çok yüksek.
2.Bu parayı nasıl geri ödeyeceksiniz?
3.Bunun krizi var işsiz kalması var her türlü kötü hali var.
4.Gelin hanım ne iş yapıyor?

5 tane kredi çekmiş ödemiş hala ödeyen 27 yaşında evlenme arifesinde biri olarak son önerim
Kredi çekip evlenmeyin.

düğün yapma diyenlere aldırma. düğün yap da 60.000 lira çok fazla.
borç ile iş yapıyorsan düşür onu hacı.
20-30 bin lira bir şey yaw hepsi.

Yahu kızın ailesi sormuyormu madem bizim kızı banka alıcak düğünüde onlar yapıcak sen ne diye varsın diye :)

60 bin lira çektim, üstüne daha da elden borcum var bak çekme diyorum, çekmeeee
ne yapacaksınız kredisiz
nerede oturacaksanız önce mantıklı bir ev bakacaksınız, ardından mobilya eşya bakıp alacağınız yerlerle senetti, kredi kartına taksitti filan pazarlık yapacaksınız. gerekirse yatak odası ve mutfak eşyası alıp gerisini daha sonraya bırakacaksınız.
illa altın takmak şart ise kuyumcuyla anlaşıp göstermelik takacaksınız --evet bence de iğrenç ama bazı yerlerde kaçarınız yok
nikahla kurtarabiliyor musunuz yoksa zinhar salon tutulmak zorunda mı buna bakıp strateji geliştireceksiniz. salon ,gelinlik, kuaför şeklinde paket hizmeti olan yerlere bakmaya çalışın mesela. gelin buketine 200 lira da vermeyin.
gibi gibi yapabileceğiniz o kadar çok şey var ki...
o değil de madem paranız yok ne diye düğüne kalkışıyorsunuz?

Betfair haklı. Ayağınızı yorganınıza göre uzatın. 60 bin lira kredi çekmek ne demek abicim naptınız ya.

düğün yapmayın +1

ekonomi kötüye gidiyor. illa kredi çekecekseniz çamaşır makinası, buzdolabı gibi elzem şeyler için miminmum miktarda kredi çekin. sonra borç ödemekten bunalır birbirinizi yersiniz.

düğün dediğin altınla kendini fitler zaten. arkadaşın dediği de 60000 tlye salon tutacam vuracam kırbacı değil herhalde. eşyalar düğün hazırlıkları ıvır zıvır.


ilk olarak 60000 tl kredi çekmek biraz fazla gibi. 20k falan işinizi görür. sonrasını da senetle sepetle, gelen altınlarla falan halledersiniz.

60k kredi demek çok fazla faiz demek. gerenk yok.

sacma isler... yapmayin.

kredi çekme, 60 bin liralık nasıl bir düğün yapıyorsun? o kadar paran yoksa neden o kadar paran varmış gibi davranmaya çalışıyorsun?
çekeceksen de 10bin falan çek maksimum. düğün de yaparsın o paraya, evi de kısmen döşersin. dört dörtlük olmaz belki ama yavaş yavaş eksikleri gidere gidere devam edersin.

arkadaşım, düğünde takılan altınlara falan kız tarafı mardinli vs değilse güvenme. 500 kişilik bir düğünde 50bin tl'lik takı takıldı. üstelik düğün önces kredi borcumuz olmamasına ve eşyaları falan düğünden önce almış olmamıza rağmen 20bin tlsi hiç aklımızda olmayan masraflara gitti.

oturup tek tek hesaplayıp, 60bin tl'ye ihtiyacım var diyerek hesapladıysan yanlış hesapladın. daha hiç aklına gelmeyen zilyon şey çıkacak. baştan aşağı pür borç ile bunlara girişmemelisin.

ortalama bir ailen varsa zaten minimum 40 bin tl lik takı gelir (bilezik çeyrek altın para dahil) düğün için ev kurma düğün salonu suydu buydu derken baya para gidiyor. kredi işi sıkıntılı iş öde de seni rahatsız eder. bence önce borçlan sonra takılarla tüm borçlarını kapat. gelecek takıya göre evini düğününü yaparsan sıkıntı olmaz. 2 ay önce düğün yapmış biri olarak dikkate al söylediklerimi :)

(Bkz:çekme)

60bin lira ihtiyaç kredisi vermez hocam hiç bir banka. ev kredisi, taşıt kredisi dediğin zaman bankanın ipotekte güvencesi olduğundan verebiliyor. ama şu ekonomik şartlarda yani bankaların şube çalışanlarına her gün "ayık olun, batacak kredi vermeyin" diye mail attığı günlerde işin zor. 15 bin lira falan alabilirsen öp başına koy.

verecek ipoteğin varsa ayrı.

aklını mı kaçırdın babo. sakın çekme

sen hangi alanda calismak istiyorsun

Özel sektör hocam

Up

oyle degil, uluslararasi iliskiler alaninda mi calismak istiyorsun, iktisat mi? is bulma konusu sektorden bagimsiz genelde. o yuzden tam olarak ne isi yapmak istedigine karar verip onu oku. ozel sektor ise bilkent isminin de faydasi olur.

Asla gazi değil.
Bilkente kas.
Burslu olacaksan bursun kesilme durumlarını araştır
Maddi sorun yoksa tabi ki bilkent

Neden asla gazi değil hocam Gazi'nin iibfsi güzel diye duydum ben?

gazi'nin diploması istanbul'da geçmez, bikent'in her yerde geçer. özel sektörden bildirdim.

Birkaç fikir için daha up

Tahmin ettiği enflasyonun 2 katı kadar bir faiz oranıyla veriyor krediyi. Kısacası zarar etmesi pek mümkün değil...

hocalarım peki bankanın krediyi en başta verirken "enflasyon faizi geçerse faizi artırırım." deme hakkı var mı?

yok.

Nominal Faiz Oranı (bankanın sana söylediği faiz) = beklenen enflasyon oranı + gerçek faiz oranı (bankanın cukkası) şeklinde hesaplanır.

geçen sene enflasyon yüzde 8-9 iken bankalar senelik 16'lardan kredi veriyordu. aradaki fark kar oluyor.

beklenenden çok yüksek gelirse enflasyon banka zarar da edebilir ama beklenenden sapmalar 1-2 puan düzeyinde olur savaş falan çıkmazsa :)

Genelde yuzde 15civarinda diyelim suan kredi faizi. Bankalar mevduat da topluyor. Mevduat faizini de yuzde 11 desek arada marj olusuyor. Ama bunun riski var mevduat ortalama turkiyede 3ay ise kredilerin vadesi 3yil gibi. Bu riski genelde hedge etmek icin degisik seyler yapiyorlar, kredinin tersini yabanci bir bankayla yapmak gibi tabi senin cektigin 1000tlyi degil tek basina min. 10-20mio dolarlar gibi:)

Banka direk enflasyon kadar faiz alsa zaten hic kar etmemis olacakti, enflasyonun ustune cikarlar zaten. Beklenenden yuksek cikarsa beklenen karindan biraz gider. Zarar etmesi icin olaganustu bir sey olmasi lazim.

ipotek edecegin evin varsa dd mortage bddk onaylı 120 aya varan ihtiyaç kredisi veriyor.

iddaa var
sayısal loto var
milli piyango var (9unda çekilecek)

var da var yani

mevcut gelirle 80bin ihtiyaç kredisine pek ihtimal vermiyorum, bankaya bir güvence vermen lazım ipotek, sağlam kefil vs.

banka dışında başına iş almadan zor bulursun

130 gayet iyi teklif bin lira vadeyle

karşıdakinin rızası olmadığı için. adı üstünde "özel" olan şey özelde kalır.

Büyük ihtimal "özel" olduğu için değildir. Bence de çok ilginç.

özel olduğu için :)

yav yok aykırı falan değil niye aykırı olsun ki? hakaret barındıran bir özel mesajın ifşası bence kanunlara aykırı falan olamaz. o aykırı bu aykırı diye diye bu hale geliyoruz zaten. et ifşa ibreti alem olsun.

Sözlükte özel mesajlaşmaların tamamını olmamakla birlikte varsa eğer hakaret içeren bölümlerini ifşa edebiliyorsunuz, o konuda bir sıkıntı yok. Sakat bir olay olsaydı Kanzuk izin vermezdi sanırım.

ortada apaçık kanun olmasına rağmen hala "bence değildir niye yasak olsun" diyenler var :)

mesajın içeriğinin hiçbir önemi yok. hakaret olsa da olmasa da iki kişi arasındaki iletişimin karşı tarafın izni olmadan ifşa edilmesi her türlü suçtur.

bunun muhakemesini yapmak çok mu zor, taraflardan birisi sadece senin görmen bir mesaj yazıyor, sen ise bunu amacının dışında kamuya açıyorsun. adam öldürmek neden kanunlara aykırı demek gibi bir şey.

olumlu olumsuz geri dönüş olacak dedilerse olacaktır onların aramasını beklemen daha uygun olur, bunun için belli bir süre de vermişlerdir 1 hafta içinde olumlu olumsuz geri dönüş olacak gibi, o süreyi geçmeden arama

hemen aramanı değil, mantıklı bir süre geçtikten sonra örneğin 1 hafta, aramanı öneririm. stajı gerçekten istediğini, işini takip eden bir insan olduğunu gösterir. hemen aramak ise amatörlük göstergesidir evet.

arama tabiki tıpkı mail atıp sonradan mailim ulaştı mı diye tekrar mail atmak gibi :)

arama. hele hele daha yeni görüşmüşsün, bir hafta kesin arama. adamlar yatıp kalkıp seni işe alsak mı diye düşünmüyor ki, sıran gelir elbet. bir hafta en az.

emin misin ya? bak gerçekten o leydiler çok iyi. annemler de hala leydi kullanıyor. sepeti bozuldu geçen, te antalya'dan sepet getirttik.

bi de eğer ankastre ise sen gider alırsın iyilik ettim zannedersin ama tüm tezgahı değiştirmeniz gerekebilir. ben şu andaki evime taşınırken öyle oldu.

Bulaşık makinasında çok fazla program kullanılmıyor. Kısa, ekonomik, yoğun gibi 3-4 temel program yeterli bence. Yani boş yere 10-15 programlı makinaya para vermeyin.

regal vestel'in alt segmenti vestel zaten pek kayda değer bir marka değil.

altus arçelik'in alt segmenti, arçelik makine 9 programlı, dijital erkan falan cix özellikleri varken altus 4 programlı ve sadedir. dayanıklılığı kalitesi aynıdır.

annemler halen leydi kullanıyorlar. taş gibi aletmiş cidden.

ben iki adet beyaz eşyayı hizlial'dan almıştım, daireye kadar çıkarttılar. sadece telefonla irtibat kurmanız iyi olabilir. beni arayıp -abi sizin teslimatı en son yapacağız- demişlerdi.

ben olsam alırım vestel, bakarım işime.

benim bulaşık makinam horoz nakliyat ile geldi, kapıya getirdiler. (kliksa)
bence çalışıyorsa almayın, o parayı vadeye koyun bozulduğunda alırsınız.

Arkadaşınız sizi pek bahsettiği yola sokmamış. İlk önce java ve javascript ayrımını yapalım, java bir programlama dilidir, derlenmesi gerekir. Javascript ise web sayfaları üzerinde vs. kullanılabilen bir script dilidir, derleme gerektirmez.

Html, css, jquery, php, laravel hepsi web programlama ile alakalı ve size java öğrenmenizde tek katkısı programlama alt yapısı oluşturmak olur ama bunun için çok daha kolay yollar varken epey uzun ve gereksiz bir yol. Eğer arkadaşınızın bahsettiği masaüstü programcılık ve java ise python gibi basit dillerle kurun altyapınızı.

java konusuna eyilmekle dogru karar almışsın. html+css+jquery+java frameworklerinden birini secip işe başlayabilirsin. DB içinde yanına bir hibernate atarsın kralsın. tabi bu surecte bolca emek.. ve sabırlı olman gerekmekte.

Yazilim piyasasinda oyle deli bir eleman acigi yok, hatta fazlaligi var. Ilgili Bolumden mezun degilseniz, zaten 4-5 yil burnunuzu surterler, sonra sizi ciddiye alirlar ki deli paralar kazanan da cok istisnadir. "Futbolcular deli para kazaniyor, e ben de topa vurabiliyorum, neyim eksik?" Demek gibi bir sey bu yaptigin.

@mindwars,

heh hocam işte o ayrımı yapmıştı ama ben konuya baya fransızım. zaten "abi ben daha nerde büyük nerde küçük harfle yazıyoruz onu bile bilmiyorum" dediğimde önce bir altyapı oluşturmak için o html, jquery vs'yi öğrenmemi tavsiye etmişti. ayrıca yolun uzun olduğundan ve hemen sonuç beklememek gerektiğinden de...

ha sizin bahsettiğiniz çok daha kolay yolları da bilmek isteriz pek tabi ki :) yani o yolları nasıl takip etmek gerektiğinden falan bahisler açabilirsiniz belki :)

@dimia, işte duymak istediğim cümleler bunlar ! :)

@comptrol, hocam tabi haklısınız da bir taraftan devlet babanın çatısı altında çalışırken diğer yandan zamanın kalan kısmını bununla değerlendirmenin mahzuru yoktur diye düşündüm.

bu arada bahsini ettiğim 35'lik abi, bu işe 50 yaşlarında başlayan tanıdıklarından da bahsetti vs vs.

@kuul, hobi olarak yaparsin ama bir gelir kazanabilecegini dusunmuyorum acikcasi. Yapsan bile giris seviyesindeki firmalara belki verebilirsin onu da basini agrittigina degmez. 50 yasinda baslayanlar ne yapiyormus? Oyle kolaysa, insanlar 4 sene bosuna mi egitimini aliyor bunun? Bu adami ne kadar iyi taniyorsun ayrica, senden bir menfaat elde etmeye calismasin.

1- Önce gitmek istediğin yolu seç, web programcılığı mı masaüstü programcılığı mı? (Evet ikisi birden olabilirsin tabiki ama hangisini ilk öğrenmek istediğin / odaklanmak istediğin önemli çünkü ikisi epey farklı mantık üzerinden ilerliyor)

2- (1) Numarada seçtiğin yola göre öğrenebileceğin dilleri araştır, abin java dediği için hemen java öğreneyim demek yerine önce java nedir neler yapılır onu öğren sonra diğer alternatiflerini incele.

3- Dilini seçtikten sonra onu kenara bırak ve oturup algoritma öğren, ilgili keywordlerle gerekli kaynaklara erişebilirsin zaten.

4- Zaten algoritma öğrenip araştırmalarını yaptıktan sonra hangi dili nasıl öğreneceğini kendin bulabilecek kapasitede olursun, olamazsan tekrar sorarsın.

Edit: Ayrıca @comptrol arkadaşın dediği her şeye katılıyorum.

@mindwars, tekrardan teşekkürler hocam.

şimdi comptrol gerçekleri acı şekilde yüzüme vurmuş. ben de şu sıralar henüz yapma demiyorum hobi olarak yine yap kafasındayım zaten. bu iş için yaptığım masraf da öyle aman aman bir şey sayılmaz. mesela mimar aslan'dan aldığımız o setin fiyatı bugünkü kurla 800+ lira falan. ben ona 300 lira verdim. tek masrafım bu. diğer taraftan bunları aldım ve tek başıma debelenmiycem. bahsini ettiğim abiyle ortak mesai yapıcaz. ikimiz de aynı devlet dairesinde çalışıyoruz öyle diyeyim. ayrıca konuyu bilgisayar mühendisi başka bir arkadaşa da danıştım. yaptığım işin makul olduğundan falan bahsedip beni cesaretlendirdi. yani bugünden yarında bir şey olmayı hemen beklemiyorum tabi ama nisbeten makul bir bedelle, yaş sınırı gibi bir şeye kafayı takmadan, bir gün işime yarayabilecek böyle bir teşebbüste bulunmanın zarardan çok yararı olacağını düşündüm.

yazilimda en iyi para egitiminde/kurslarinda var. adamlara bu isin cok kolay oldugunu, deli paralar dondugunu ve istihdam acigi oldugunu soyluyorsun, adam da gaza gelip kurslara gidiyor ve o kurslar koseyi donuyor :)

ayrica, memurluktan oyle bahsetmissin ki, nice bilgisayar muhendisleri devlet memuru olmak icin nerelerini yirtiyor bir bilsen.

yazilim sirketine girmeyeceksen ciddi soyluyorum ogrenmen hayal, videolari yala yut bi yere kadar.. junior olarak bi yere kapak atabilirsen guzel olur ilk basta surunursun ama elbet guzel pozisyonlara gelirsin yok mevcut sirketinin yazilimla alakasi yoksa hobi seviyesinde anca 4 islem yaparsin ileri gitmez.

İlk önce rica ederim. İkinci olarak elbette kendine bir şeyler katmak, yeni şeyler öğrenmek, para kazanmayı kenara bırakırsak özel hayatta iki satır kod yazabilmek epey işe yarar bir konudur.

İlgili eğitim setini bilmiyorum, ne kadar beginner'dır vs bilgim yok ama izleyerek başlayın madem o kadar java java diye ısrar ettiniz ama sonra "ben hiç bir şey anlamıyorum" "bu çok karışık" "başlarım programlamasına" diyerek kenara atarsınız kanımca.

Bir önceki mesajımda kendimce izlemeniz gereken yolu anlattım, eğer onları uygulayıp yine java üstünde karar kılarsanız 4. adımda seti izleyerek başlarsınız. Yine de hemen java ile başlamak yerine algoritma öğrenirken python'a giriş yapın derim.

@kuul, vakit kaybi olmayacagini dusunuyorsan devam edebilirsin; ama bu harcadigin aylarin/yillarin sana gelir getirmeyebilecegini de goz onunde bulundur. Ayrica ingilizcen iyi degilse bu ise hic girme.

@comptrol,

hocam maalesef benim gibi 4001 memuru olmakla bir bilgisayar mühendisi olarak memur olmak aynı şeyler değil. hayatın istanbul'da devam ettiğini düşünürsen ekstra yollar aramanın çok da anlamsız olmadığını görürsün. şu kira-fatura vermeyen (zira ailemleyim ) halimle bile durum ortada. o zaman hiçbir şey olamasak bile en azından 300 lira kaybederek boş hayaller peşine düşmememiz gerektiğini anlamış oluruz. kursa 5000+ lira bayılıp bi bok olmayacağını anlamaktan iyidir bence.

yanlışsam yanlışsın de :)

edit: ingilizcem yeterince iyi. upper intermediate-advanced arasında sayılırım.

@acemi,

abi geçenlerde de bankacı ve 4000+ kazanan birisi bu cümlenin ikizini kurmuştu. o kadar mı yav ? :/ yaşım ufak sayılmaz ama "resmi" iş hayatında yeniyim. ürkütüyorsunuz beni böyle :/

tamam sizi mi kırcam hobi olarak yapayım be !

:'(

ayriyeten ingilizcen varsa cok saglam bi tutorial sitesi vereyim sana neredeyse tum yazilim dilleri var bosuna set alma.

suradan pay bic. eksiduyuru yaklasik 10 senedir var, deli gibi hit aliyor ve ancak kendi masraflarini cikaracak bir gelir sagliyor compumaster'a.

@comptrol,

"ancak kendi masrafları" tartışmaya açık bir kavram olabilir hocam. hiç bilmem ama sitenin aylık masrafı 10bin tl ise ve compu 15bin kazanıyorsa benim diyeceğim tek şey "iyi, valla iyi !" olur :D

ya sayı saymayı bilmiyorum ya da sopa yemedim o da olabilir tabi bilemedim de :D

Ancak kendi masrafından kasıt $1000 hosting masrafı varsa $900 para kazanıyor, $100 da cebinden ödüyor demektir :P Web programcısıyım bu arada ben, belirtmek istedim :D

@mindwars,

hocam onu tahmin ettim zaten az çok :) ama çok karamsar tablo çiziyorsunuz ya. bence bahsettiğiniz kadar komik bir geliri olmamalıdır yav.

olmalı mıdır yoksa o_0

herkeş mi gazozuna iş yapıyor bu memlekette ha ! :/

@kuul, tabiki gazozuna yapılmıyor, kendi projeni yapıp para kazanmak zor ben onun için yorum yaptım. Yoksa web sektöründe bir çok freelancer çalışan vardır, dışarıdan iş gören. Özellikle e-ticaret sitesi yapmak iyi para bırakır, sağlam paralardan bahsediyoruz.

Tabi o müşteriyi bulmak kafalamak vs zorluklar, eğer iş yerinde çalışıyorsan devamlı üzerine iş atmaları... Bu işin pek gecesi gündüzü yoktur, memurluk sabit ve rahattır bu yüzden herkes sana özeniyor :D

otomasyonda java kullanılmaz, mühendis değilsen otomasyon alanında çalışman da pek mümkün olmaz ama onun dışında: özel sektörde mühendislik kıvranıyor şu an emeklerinin ziyan olması büyük ihtimal, daha kolay ama getirisi daha yüksek ihtimaller var.

sektör dışından biri olarak kendi düşüncelerimi yazayım.

türkiye'de genel olarak her sektörde eleman bolluğu var.
bunun sebebi iş azlığı.

özellikle mobil yazılım sektörü, krizdeki ülkelerde bile büyüyen bir sektör.
ama mesele program yazmakta değil.
mesele iş yapmakta.

A) sitenin yazılım/tasarım mevzusu sizin için bin lira ise paranızı alıp işinize bakın.
B) site üzerinden satılan malzeme nedir? ürünlerin satış rakamı nedir? bu işler için fatura kesilecek paket yapılacak zart zurt bu işleri biliyor musun?

adam senden 1000 liralık siteyi alacak, sen o 1000 lirayı diğer seçenekte 3 ayda bu işlerin tamamını çekerek kazanacaksan çok büyük salaklık olur. 1000 lirayı adamın ortalama sirkülasyonuna bakarak 1 ayda çıkartabileceksen çok mantıklı. yani adam 10bin liraya iş makinası kiralayıp %10unu sana veriyorsa ve ayda 10 defa kiraya verebiliyorsa elbette onu yap

mrvengeance, cevabın için sağol. biraz daha net bir şekilde açıklayabilir misin acaba: siteyi teslim edersemki ücret olan diyelim ki bin lirayı, %10 pay alarak 3 ayda alabileceksem mi zararda olurum? Sonuçta site iş yaptığı sürece bana pay vereceğinden daha kârlı olmaz mıyım? Demek istediğin şey "harcayacağın emeğe/iş yüküne değmez" mi?

Fatura/kargo vs. işleri X kişisine ait. Ürünler ayakkabı, 80-150tl civarı falan olması lazım satış fiyatları.

yani şunu demek istiyorum, 1000 lirayı adamın %10 hesabı ile 2-3 ayda çıkartacaksan bence çok mantıklı değil. senden 'siteyle sen ilgilen' kısmındaki iş nedir? zaten adamlarla aynı yerde olmadan iş nasıl yürüyecek? müşteri stok sorunca sen cevap verebilecek misin? kargo takip işleri nasıl olacak?

yani sen soruyu biraz daha net anlatırsan daha iyi olur. ha her şeyi bir kenara ayırıp, işim gücüm yok evde de izdivaç izlemekten bezdim az aksiyon olsun dersen denenebilir elbette

piyasayı araştır. ayakkabı konusunda çok kampanya oluyor. haliyle esnaflarda bu kafa yok. indirim yapmaz veya piyasadan pahalı satarsa, aylarca hiç satamayabilirsin.

eğer piyasaya göre uygunsa değerlendir derim

@mrvengeance "siteyle sen ilgilen" derken SEO'sudur, Facebook'a reklam vermesidir, sitedeki yazılımı güncel tutmaktır vb. Müşteri desteğine falan zaten o bakacak.

@ceycey evet öyle bi durum da var. Site sonuçta yeni açılmış olacağından potansiyel müşteri kovalama, reklam vs. derken ilk satışı yapmak için aylarca beklememiz gerekebilir.

duyuruyu açana kadar ortaklıktan yanaydım şu an trink paraya doğru kayıyorum. hadi bakalım.

-Esnaf dediğin kişi güvenilir mi?
-satılacak mallar nedir,piyasada gidiş hızı nedir?
-trink para yerine ; yukarıdaki sorumlulukları kabul ettin diyelim bir kere düzeni oturttuğunda aylarca düzenli satış yapabilecek misin? (küçük rütuşlar illa ki olacaktır)

online satış'da iyi para var gerçekten,altından kalkabiliyorsan ve trink alabilceğin para +5binden fazla değilse denemeye değer.
Ama dikkatli de olman lazım; bir iki ay sonra adam tam sistem kurulmuşken sana "şöyle böyle yap" diye yeni şartlarla gelip seni zor durumda bırakabilir.

atıyorum 5000 tl trink para alacak iken işe girip ilk 1 ayda 2500 tl kazanıp adamın ekstra istekleri yüzünden rest çekip gidersen aslında zarar etmiş olursun ;)

yeniliklerini tek seferde yapıp bitirme o yüzden. Adamı kendine bağımlı kıl,esnaf kısmına güven olmaz.

aslında yapılan teklifi şu şekilde düşürsen daha akılcı olur. sen siteyi yaptın adam sana 1000 liranı ödedi, cebinde 1000 TL var. Diyor ki: sen o 1000 lirayı bana ver, site üstüne emek harcamaya devam et cirodan yüzde 10 ortağım ol. İnternet sitesi üzerinden 10000 liralık satış yapıldığı zaman sen koyduğun parayı geri alıyorsun. 10000 ciroyu 3-4 ayda yapar ve gelecekte aylık 5000 liralara çıkıp bana 500 lira ek gelir sağlar diyorsan güzel iş.

bence trink parayı al.
öteki türlü adam çeşit çeşit bahanelerle seni başından savabilir, ortaklık için sözleşme yapmayacağınız için sıkıntı olabilir
mesela baktı ki satışlar iyi 6 ay sonra xsoft firmasıyla anlaşıp sistemi oraya taşı sana da kratercim sistemi xsofta taşıdık kar ortaklığı bitti der sende 1000 liranı almış olursun ama parça parça aldığın için para piç olur bir de paranın tamamını çıkarana kadar satıldı satılmadı payım gelecek mi stresiyle yaşamış olursun

ha tabi satışlar müthiş gider %10 pay ile normalde alacağından daha fazlasını almış olursun ama yine de emeğini alamamış olursun, niye?

sen siteyi yapıp teslim ettikten sonra SEO, Facebook'a reklam verme, sitedeki yazılımı güncel tutmak vb işleri kendisi yapmalı veya bu iş için bir adam tutmalı
bu işleri yapacak adamı asgari ücretten aşağı çalıştıramaz, dışardan destek alıp yaptırmak istese verimli olmaz ve -bence- pahalı olur.

bu işleri sen yapacaksan o aldığın %10 pay sana her ay minimum asgari ücret getirmeli ki normalde asgari ücrete o iş gel yap dese yapar mısın bilmiyorum

yani sen bu teklifi kabul ettiğin anda yaptığın sitenin ve verdiğin emeğin karşılığını alabilmek için satış yapmak zorunda olacaksın ki yanlış hesaplamadıysam %10 pay ile ayda +900 lira kazanabilmek için 9000 lira ciro yapman lazım ayda ortalama 60 çift ayakkabı eder.

tezgahtar olsan en kötü durumda satmıyorum amına koyim sikerim yapacağın işi deyip çıkıp gidebilecekken içeride paran olacağı için mecbur çalışacaksın ve onun için yeni müşteri bulmak için kendi işin gibi çalışacaksın

e güzel kardeşim madem bunu yapabileceğine inanıyorsun o zaman kur bi şirket, bir site de kendine kur sonra da bir arkadaşına bu site yaptığın adamı aratıp konuştur fiyat al o ayakkabıları alıp satmak istediğini söylesin fiyat alsın xml ile ürünleri çek sat?

adam derse ki al sana 1000 lira sitenin parası ama ben aynı zamanda bu site için bana destek vermeni istiyorum fakat bu iş için bütçem yok o yüzden sana site satışından %10 verebilirim, böylece site ne kadar gelişirse sen de o kadar alırsın beraber kazanırız

işte o zaman mantıklı hale gelir.

edit: hızlı hızlı bölük pörçük yazdım ama idare et, umarım anlatabilmişimdir

eksisozluk.com

Çıkartır. Alma sakın.

öyle bir alınır ki, ben 3-5 ay 1.6 scoda rapid kullandım. kiralık araç olmasına rağmen en ufak bir sıkıntı yaşamadım.

volkswagen ürünü sonuçta, bir yamuk olacağını düşünmüyorum. hele 2013 ve sonrasında

ikinci el alma. sıfır alıyorsan garantisini uzattırarak al.