Giriş
(1)

"Yurt dışı" vs. "Yurtdışı"

long live rock n roll
Sözlük'te bunlar "yurtdışı" şeklinde geçiyor ama TDK'da "yurt dışı" şeklinde kayıtlı. Ancak başlığı "yurt dışı" şeklinde taşımaya çalıştığımda izin verilmedi. Neden acaba?
Sözlük'te bunlar "yurtdışı" şeklinde geçiyor ama TDK'da "yurt dışı" şeklinde kayıtlı. Ancak başlığı "yurt dışı" şeklinde taşımaya çalıştığımda izin verilmedi. Neden acaba?
0
long live rock n roll
(16.10.11)
şurada açıkladığım gerekçelerden dolayı:

(git: 312270)
0
microfiction
(16.10.11)
(5)

kitap tavsiyesi istiyorum

gurur
hem roman okuyayım hem de bir şeyler öğreneyim istiyorum. istatistik, ekonomi vs. ile ilgili olabilir, yani sadece x y'yi öpmüş, sonra katil bahçıvan çıkmış değil de bunların yanında bilimle ilgili bir şeyler de olsa? roman olmak zorunda değil, akıcı bilim kitabı da olabilir?olasılıksız (adam fawler
hem roman okuyayım hem de bir şeyler öğreneyim istiyorum. istatistik, ekonomi vs. ile ilgili olabilir, yani sadece x y'yi öpmüş, sonra katil bahçıvan çıkmış değil de bunların yanında bilimle ilgili bir şeyler de olsa? roman olmak zorunda değil, akıcı bilim kitabı da olabilir?

olasılıksız (adam fawler) , tercih, görünmez kalp (russel roberts) gibi kitaplar var mıdır bildiğiniz?

var mıdır böyle bildiğiniz kitaplar?
0
gurur
(13.10.11)
ilgini çekebilir
www.idefix.com

çok edebi olmasa da ilginç
www.idefix.com

sonuna doğru biraz aynı şeyleri tekrar etse de ilginç bi kitap
www.idefix.com

roman değil fakat roman gibi akıcı okuyabileceğin uygarlığımızın düşünce gelişimi tarihi kitabı
www.idefix.com
0
freebird5406_2
(13.10.11)
alev alatlı or'da kimse var mı dörtlüsü
0
hoot
(13.10.11)
trevanian'ın kitapları da iyidir arada enteresan bilgiler sıkıştırma konusunda.
0
boshi
(13.10.11)
hakan günday- kinyas ve kayra
0
nobeard
(13.10.11)
allah aşkına, kinyas ve kayra'da bilim, istatistik, ekonomi veya benzeri, bilgiye dayalı ne var? iki seçenek var, ya "yalnızca bir kitap okudum, her yerde onu öneriyorum." ya da "yalnızca başlığı okudum ve hemen taptığım kitabın adını yazdım."

bunu da açıkçası kıllık olsun diye değil, yanıltıcı yanıtları elemede belki bir faydam olur diye yazdım.

onun dışında tübitak'ın popüler bilim kitaplarını öneririm. yani neye el atsanız içinden olur. tüfek, mikrop, çelik'e buradan artı bir yapayım o yüzden. ha, bir de boğaziçi üniversitesinin yayınlarından çıkma özellikle sinirbilimle ilgili çok ilginç kitaplar var, öneririm. bilim deyince akla ilk kalemde fen bilimleri geldiğinden dolayı sosyal bilimlere girmiyorum. sosyal bilimlerle ilgili kitap önerisi de isterseniz yazarım ama.
0
microfiction
(13.10.11)
(10)

internette ne satılmıyor?

barkopasa
muhterem girişimciler,bana bir ürün veya hizmet söyleyin ki internette satılıyor olmasın ve internet üzerinde pazarlayabilelim. korkmayın la fikir çalmıyoruz e-ticaret dersi projesi için lazım öyle inanılmaz çılgın bir şeyler kasmaya gerek yok. sadece orjinal olsun yeter :)fikir bazında yardımınıza
muhterem girişimciler,

bana bir ürün veya hizmet söyleyin ki internette satılıyor olmasın ve internet üzerinde pazarlayabilelim. korkmayın la fikir çalmıyoruz e-ticaret dersi projesi için lazım öyle inanılmaz çılgın bir şeyler kasmaya gerek yok. sadece orjinal olsun yeter :)

fikir bazında yardımınıza ihtiyacım var. teşekkürler.
0
barkopasa
(13.10.11)
hizmet satabilirsiniz. örneğin yan masada calisan adam kokuyordur ancak siz ona soyleyemiyorsunuzdur, siteden 2 TL ye bu hizmeti satin alayim yan masamdaki adama sık sık duş almak, temiz elbiseler giymek, çemenli pastirma yememek, soğan ve sarimsağin sosyal hayata etkileri gibi konulardan olusan mail atsin, mektup gondersin, gelsin yuzune soylesin.
0
mat couthon
(13.10.11)
fikir satılmıyo hacı.
0
seyduna6687
(13.10.11)
internette ev yapımı şeyler satılmaz pek, yani köy mantısı falan, çünkü bunları yaşlı amcalar köylerinde yapar ve getirir ve yol kenarlarında ya da dükkanlarda satar ama bu amcalarda bunu internete taşıyacak bilgi olmadığı için pek yapmazlar bu işi. Aynı şekilde organik sebze meyve
0
bonjurkes
(13.10.11)
araştırma hizmeti sat
ilk alan ben olurum
Örn: buzdolabı alıcam kriterlerimi yazıyım sen kriterlere göre en uygununu ,
en ucuz nerden alabileceğimi bul cıkar rapor halinde sun
sıkıldım lan forum forum şikayet öneri okumaktan
0
magoria
(13.10.11)
silah satışı da yok internetten galiba.
0
cakabo
(13.10.11)
hizmet diyorum ben de.. gazetede şöyle değişik bir şeyin tanıtımını görmüştüm mesela, ilgili ajansı arıyorsun iletişim ve irtibat bilgilerini veriyorsun. sonra yeni tanıştığın bi hatunla diyelim bi şeyler yemek içmek için dışarı çıktın. mekan çıkışında bu anlaştığın adamlar kamerayla mikrofonla ekip halinde gelip seninle röportaj falan yapıyor, "sayın x şu artist sizin için şunu söylemiş ne diyorsunuz?" , "sayın x, x takımıyla yaptığınız transfer anlaşmalarından vazgeçeceğiniz söyleniyor, ne diyorsunuz?" vb.. hatunu güya böyle etkiliyormuşsunuz:) amerikan menşeili bir hizmetmiş. dediklerine göre epey talep te varmış.

böyle değişik hizmetlerin her zaman meraklısı olur diye düşünüyorum..
0
toshiro
(13.10.11)
fakegirlfriend.co
böyle bir hizmet var mesela. bu tip bişiler olabilir. kimsenin aklına gelmeyecek hinlikler filan.
0
kediebesi
(13.10.11)
magoria çok haklı. ben de alırım bunu. tabi eksiduyuru da laptop tavsiyeleri vs yasaklanmalı :P
0
girl in a coma
(13.10.11)
sahaf. eski kitap ve dergiler üzerine yoğunlaşmış bir site yok.
0
locco
(13.10.11)
sahaf değil. dolu sahaf sitesi var.
0
microfiction
(13.10.11)
(1)

istanbulda atölye, seminer vs.?

sakarkral
hacılar istanbulda sinema, fotoğraf, edebiyat vs. gibi uğraşlar üstüne atölye çalışması, semminer gibi olanaklar sunan yerler nerelerdir? tavsiye ettiğiniz herhangi biri var mı? bu tür şeyler nerden araştırılır?bunların bir toplu listesi falan var mıdır acaba mesela? (hani bazen ne bileyim istanbull
hacılar istanbulda sinema, fotoğraf, edebiyat vs. gibi uğraşlar üstüne atölye çalışması, semminer gibi olanaklar sunan yerler nerelerdir? tavsiye ettiğiniz herhangi biri var mı? bu tür şeyler nerden araştırılır?

bunların bir toplu listesi falan var mıdır acaba mesela? (hani bazen ne bileyim istanbullife.com falan gibi siteler oluyo böyle listeler bulunuyo ya)
0
sakarkral
(13.10.11)
yaratıcı yazarlık atölyesi olarak şurada iki tanesinden bahsediyor:

yazarodasi.blogspot.com
yazarodasi.blogspot.com

ayrıca, www.santralatolye.com
0
microfiction
(13.10.11)
(13)

Ajda pekkan neden süperstar?

boz ayı
Arkadaşlar ben anlıyamıyorum. Yok süperstar yok hiperstar. yani kaç şarkısını dinliyoruz veya dinledik bugüne kadar.kaç şarkı yazdı ki dillerden düşmeyen.yani ne yaptı bu kadın benim kaçırdığım.
Arkadaşlar ben anlıyamıyorum. Yok süperstar yok hiperstar. yani kaç şarkısını dinliyoruz veya dinledik bugüne kadar.
kaç şarkı yazdı ki dillerden düşmeyen.
yani ne yaptı bu kadın benim kaçırdığım.
0
boz ayı
(10.10.11)
yaşından dolayıdır o.
0
cro magnon
(10.10.11)
zamanında kendi kendisine taktı bu süperstar adını, çoğu kişi hatırlamaz. ben türkiye'nin süperstarıyım demişti. o günden beri süperstar aşağı,süperstar yukarı.
0
microfiction
(10.10.11)
onun en ünlü olduğu dönemlerde onun gibi takılan başka bi kadın yoktu ortalıkta. madonna da aynı, hiç farkı yok, hatta sesi de yok, o da dünya starı. ben ajda 90 albümünü severim çok mesela. ama o benim tuhaflığım tabi..
www.youtube.com
yok ama bu ses tonu çok ayrı bişi ya bence çok kaliteli sesi var. ayrıca tekniği de çok iyi.
0
kediebesi
(10.10.11)
yaşın küçük anlaşılan. taş plak ve hemen sonrası (ilk kasetler)dönemlerini biraz araştırırsan nedenini görürsün
0
lancelot du lac
(10.10.11)
ne süperstarı ya. bizim millet yüceltmeye ve yermeye bayılır bilmez misin. ortası yok. kadının daha kendi yazdığı şarkısı bile yok. neymiş? yorumcuymuş. hade lan.

medya patronları, toşaklı gazeteciler falan bunun dostları. o yüzden böyle abartılması.
0
ya ben lan neyse
(11.10.11)
@lancelot du lac
nedenini anlayabileceğim bi kaç şarkısını yazar mısın dostum.
neymiş bu kadını hüperstar yapan.
0
🌸boz ayı
(11.10.11)
www.youtube.com
o zamanın kafası ne ayrıymış
ne kadar pesten ne kadar tize çıktığını duymuyo musun hakikaten? :)
0
kediebesi
(11.10.11)
şu an o kadar popüler olmasa da bir zamanlar türkiyenin starı konumundaymış. lancelot du lac'ın da dediği gibi, gidin plak satan bir dükkana mutlaka bi kaç ajda albümüne rastlarsınız. bi de ajda deyince fikret kızılok'uk şu şarkısı geldi aklıma www.youtube.com
0
toshiro
(11.10.11)
ajda pekkan 60'ların sonlarından başlayarak hakim müziğe ve yorumculuğa batı atmosferini getirmiştir. yorumculuktan başka güzellik, bestekarlık vb. hiçbir iddiası olmamıştır. 40 yıldan fazladır şarkı söylemektedir ve kendinden sonra gelen pek çok pop sanatçısının çocukluk idolüdür. bunlardan biri de sezen aksu'dur. ilk kayıtları dinlendiğinde sezen aksu'nun da ajda'yı kendine örnek alarak yorumculuğa başladığını görmek mümkündür. sanatçının ilk 45'liğine bakıldığında bugün halen dinlenen ve çalınan şarkıları 40 yıl önce söylediğini görürüz. bir ajda fan'ı olmasam ve "french" tarzını zaman zaman beğenmesem de diskografisinin iyi bir takipçisiyim. geçen ayki canlı performansını da dinlemiş biri olarak, çağdaşları içinde bu sıfatı en çok hak edenlerden biri olduğunu söyleyebilirim.
0
9kuyruklukedi
(11.10.11)
dinleyene göre öyledir, toplumun genelleme sevdasının güzel bir örneği işte. bana göre ajdar kadar hiperstardır. sana göre john lennon kadar, mj kadar efsanedir.
0
raycharles
(11.10.11)
mesela türkiye'de peşpeşe rekorlar kıran taş plakları

iki yabancı
dünya dönüyor
saklanbaç
üç kalp

atina'da apolonia festivalinde (o zamanların müzik oscarı) iki sene üst üste dünya dördüncüsü olmuştur.
phillips firmasının albüm çıkardığı ilk türk müzisyendir
70lerin dünya starı enrico macias'la birlikte tüm dünyada turneler yaptı.
avrupa'da en çok satılan türk müzisyendir


@microfiction
süperstar lakabını takan erol simavi.dir. ajda kendi kendisine falan takmamıştır.
0
lancelot du lac
(11.10.11)
ek bilgi vereyim, sezen aksu'yu o keşfedip çıkarmış adam gibi piyasaya. beyaz show'da anlatmıştı o zamanları önceki sene.
0
dasher
(11.10.11)
O takma ad "Süperstar" isimli plaktan sonra geliyor diye biliyorum ama tüm zamanların en büyük Ajdaseveri Naim Dilmener'e sormak lazım :)

Diğerlerinden ne farkı var derseniz herkes aynıyken o farklıydı diyebilirim. Televizyona çıktığında filan değişik havası hissedilirdi. Türk popunun her safhasında göz önündeydi, bu da pop müzik türü için büyük bir başarı sayılabilir.
0
sourlemonade
(11.10.11)
(15)

koltuk altı birleşik mi ayrı mı yazılıyor

invicta
selam gurulartdk'ya göre koltuk altı fekat sözlükte koltukaltı şeklinde birleşik kullanımı yaygın, nasıl olacak şimdi.ayrıca biri şu melodiyi nerden bulacağımızı da söylese negzel olur.(git: http://www.youtube.com/watch?v=YXDi409Jvd8))
selam gurular

tdk'ya göre koltuk altı fekat sözlükte koltukaltı şeklinde birleşik kullanımı yaygın, nasıl olacak şimdi.

ayrıca biri şu melodiyi nerden bulacağımızı da söylese negzel olur.

(git: www.youtube.com
0
invicta
(09.10.11)
ayrı yazılıyor.
0
baldur
(09.10.11)
önce bir hususa açıklık getireyim. yazım ile ilgili konularda tdk kesinlikle referans alınmamalıdır; alınmıyor da. sebebi de 1980 darbesinden sonra yapısının değiştirilmesi sonucunda imza attığı bir sürü tutarsız uygulama. sözgelimi birkaç yıl öncesine dek hıristiyan olarak bildiğimiz sözcük için tdk çıkıyor "bundan sonra hristiyan yazacağız" diyor. bu tutum akademide, reklamcılıkta veya yayıncılıkta ciddiye alınmıyor. en çok bileşik sözcüklerin yazımında çıkıyor bu tutarsızlıklar. sözgelimi adamsendecilik sözcüğünü adam sendecilik diye yazmışlar. yahu madem her şeyini ayrı yazıyorsun, adam sen decilik diye yazar insan. buna benzer bir sürü dil mantığına aykırı uygulamaları var.

akademide ve yayıncılıkta tdk yerine ana yazım kılavuzu kullanılıyor. ancak onun da eksik yanları var. ben ana yazım kılavuzuna baktım ama koltuk altı'nı bulamadım. koltukaltı ile kastedilen tek bir sözcüktür - bileşik sözcüktür - diyorsanız birleşik yazılması gerekir. ama "koltuğunun altında" gibi bir kullanım mümkünse ayrı yazılmalıdır. türkçede pekâlâ "koltuğunun altını temizledi" gibi bir kullanım mevcut. dolayısıyla bence ayrı yazılması gerekir. yani tdk burada tutturmuş.
0
microfiction
(09.10.11)
birleşik kelimelerle ilgili şöyle bir kural vardır. ayrı yazıldıklarında başka anlam ifade eder, birleşik yazıldığında başka anlam. koltuk altı dersek berjerin altı gibi olur o yüzden ben oyumu koltukaltından yana kullanıyorum. kelimeye ek koymak gerektiğinde ise tabi bölücez ama sonuçta cümle içinde kullandığımı için anlamında karışıklık olmayacak.
0
kediebesi
(09.10.11)
"al şu tavlayı koltuğunun altına"

bence de ayrı.
0
desdinova
(09.10.11)
@kediebesi bileşik (sonradan bazılarınca birleşik denmeye başladı. birleşik değil, bileşik doğrusu) sözcüklerin oluşmasındaki tek yok anlam değişimi değil.
üç yolla bileşik sözcük oluşur:

1-anlam değişimi yoluyla
2-ses değişimi yoluyla
3-dizimsel kalıplaşma yoluyla

burada üçü de yok. sizin dediğinizi tartışacak olursak, anlamsal değişme yok. çünkü koltuk sizin bildiğiniz anlamda üstüne oturmaya yarayan kolçaklı şeyden başka bir anlama da geliyor. o da omuz başının altında, kolun gövdeyle birleştiği yer. koltuk altı/koltuğun altı da buranın altındaki kısım anlamına geliyor.
0
microfiction
(09.10.11)
microfiction sağol üşenmemiş açıklamışsın. ben kendi mantığımı yazdım. kılavuzlara girmemiş, bi tek netteki bi kılavuzda buldum koltuk altı denmiş.
aklıma arkadaşımın kardeşi geldi, yılbaşında hediye edilen deodorana bu ne diyip, koltuk altı deodoranı cevabını alınca kokuyu kanepelerin altına sıkmıştı. :) bu da böyle bi anı olsun.
0
kediebesi
(09.10.11)
bence kullandığın yere göre değişir. insanın koltukaltı. koltuğun koltuk altı gibi.
0
sndnzr
(09.10.11)
Elbette "koltuk altı" doğrusu.


@microfiction İnsanları yanlış yönlendirmeyin. Hangi akademik çevrede TDK'nın kaale alınmadığını gördünüz? Açıklar mısınız lütfen?
0
greenish
(10.10.11)
Koltuk altı, bitişik yazılmıyor olabilir ama o da bir birleşik kelimedir.


@microfiction Ayrıca, gramer terimi olarak kullanılacaksa, doğru olan kullanım "birleşik" olandır.
0
greenish
(10.10.11)
ayrı yazılan bileşik kelimeler de mi olabiliyor? =)
0
desdinova
(10.10.11)
@greenish insanları yanlış yönlendirdiğim yok. gerçekleri yazdım. "ayrı yazılan bi[r]leşik sözcük" gibi saçmalıklar yüzünden tdk dikkate alınmıyor. tabii bu dediğim durum müfredatı öğretmekle yükümlü türkçe öğretmenlerimiz için geçerli değil. onlar bile ilköğretimde farklı öğrettiklerini lisede farklı öğretiyorlar. böylece bir ikiliğe sebep olunuyor. onlar yılların bileşik sözcüğünü çocuklara birleşik sözcük diye öğretmekle yükümlüler. arzu ederseniz ösym'nin üniversite sınavı için hazırladığı soru kitapçıklarına bakın, bakalım. hangi kılavuz esas alınmış?

1980 darbesinden sonra tasfiye edilen eski tdk başkanı ömer asım aksoy başkanlığında hazırlanan kılavuzda darbe sonrasınaki tdk'nın tutarsızlıkları, çelişkileri, dil mantığına aykırı uygulamaları anlatılmıştır. dilerseniz alıp okuyabilirsiniz.
0
microfiction
(10.10.11)
Bakınız, hala net bilgi vermiyorsunuz. "Hangi akademik çevre TDK'yı ciddiye almıyor? Kaale almıyor?"
Ayrı yazılan birleşik sözcükler de (sizin deyiminizle saçmalık) gramer kuralları dahilindedir ve mantıklıdır. Dil hakimiyeti olan herkes bunu kolayca fark eder. Hatta isterseniz bin dokuz yüz kırk dokuz tarihli sözlüğe bakarsanız orada da bu kelimelere rastlayacaksınız. Bu demek oluyor ki "saçmalık" diye adlandırarak belli bir döneme ait olduklarını iddia ettikleriniz; esasında çok daha eskilere ait ve bağlı olduğunuzu söylediğiniz kurallar dahilinde.
0
greenish
(10.10.11)
akademik çevre demedim, akademi, yayıncılık ve reklamcılık dedim. ayrıntılı bilgi istiyorsanız öss (şimdiki adı ne oldu bilmiyorum ama kimin hazırladığını biliyorsunuz), belli başlı yayınevleri (sözgelimi iletişim, can, metis, yky, everest) ve üniversite yayınlarında tdk'nın esas alınıp alınmadığına bakın. uzun uzadıya liste çıkaracak halim yok.

yukarıda, tdk tutarsız ve mantıksız uygulamalarıyla ilgili bir iki örnek verdim. siz türkçe öğretmeni olarak okullarda tdk'ya uymak zorunda olabilirsiniz ama türkçe okuyan-konuşan-yazan ve türkçeyi bilen diğer insanların böyle bir zorunluluğu yok.

"ayrı yazılan birleşik sözcükler"e esas teşkil eden ve dil hakimiyeti olan herkesin kavrayacağını iddia ettiğiniz 'kural' için mantıklı diyorsunuz ama tamamen tutarsız. bu kurala göre bileşik sözcüğü oluşturan sözcüklerden her biri kendi anlamını koruyorsa ayrı yazılır deniyor. ama ilkbahar, şeşcihar, teyzezade, amcazade, cumhurbaşkanı, yüzyıl gibi sözcüklerde bu geçerli değil. tdk'nın uygulaması diğer pek çok uygulaması gibi tutarsız ve dönemden döneme değişiklik gösteriyor. düzeltme iminin kullanımı bu tutarsızlıklara en güzel örnektir.

p.s. noktalı virgülü yanlış kullanıyorsunuz.
0
microfiction
(10.10.11)
bu arada eskinin tartışması olmuş, ama microfiction'ın terazisine bir tık.

TDK tutarsızlıklarından ve mantıksızlıklarından dolayı pek çok ciddi yayında kale alınmıyor. ki microfiction yeterince net ve açık örnekler vermiş. onu da geçtim "kaale almak" diye bir şey de yok hani. dil mil eleştiriyorsunuz milleti de önce kendinize çeki düzen verin sevgili panpa. ki eklemek de isterim noktalı virgül kullanımız da yanlış azizim panpito.
0
madyb
(16.10.11)
Kullanım alanını tekrar gözden geçirmenizi tavsiye ederim.
0
greenish
(19.10.11)
(5)

matematik mezunu işsizlik sorunu

teritori
Eşim mateamtik mezunu ve kariyerini öğretmen olmak üzere çizmişti. ancak şimdi formasyonlar için hayvan gibi mezunuiyet ortalamaları gerektiğinden önü tıkanmış durumda. dershane öğretmenliğini de istemiyoruz.dediğim gibi kariyerini öğretmenlik üzerine çizmişti, o yüzden bilgisayar bilgisi standart d
Eşim mateamtik mezunu ve kariyerini öğretmen olmak üzere çizmişti. ancak şimdi formasyonlar için hayvan gibi mezunuiyet ortalamaları gerektiğinden önü tıkanmış durumda. dershane öğretmenliğini de istemiyoruz.

dediğim gibi kariyerini öğretmenlik üzerine çizmişti, o yüzden bilgisayar bilgisi standart durumda.

şimdi nasıl bir kariyer oluşturabiliriz sizce? bizim düşüncemiz bir yönetim ve organizasyon ile ilgili sertifika alıp özel şirketlere başvurması yönünde?

ikinci düşüncemiz ise kpss ile memur olmak.

fikirlerinizi bekliyorum. fikirleriniz gerçekten önemlidir.
0
teritori
(09.10.11)
bankacılık düşünmez mi ki hiç? lan bölümümü kabul etseler de bankacı olsaydım diye kafamı duvarlara çok vurmuşluğum var..
0
in vino veritas
(09.10.11)
istatistik sertifikası ya da yüksek lisansı ya da benzeri bir şeyi yapıp özel sektöre atılabilir.
0
santiago nasar
(09.10.11)
özel sektörde, şirketlerde vb. çalışan bir sürü matematik mezunu var. önleri de oldukça açık.
0
microfiction
(09.10.11)
kpss memurluğu ya da özel ders derim ben.
0
sndnzr
(09.10.11)
devlet planlama teşkilatı, maliye ve disk'te matematik mezunlarının başvurabileceği kadrolar var.. ingilizcesi falan da sağlamsa iyi kadrolara yerleşir.
0
toshiro
(09.10.11)
(3)

nigga ya nolmuş böle?

nuribilgeceylan
hocam linkte bulunan resimdeki zenciye nolmuş öyle?http://civilwarinvirginia.wordpress.com/2011/04/06/december-6-1865-the-thirteenth-amendment-to-the-u-s-constitution-is-finally-ratified-and-slavery-abolished/
hocam linkte bulunan resimdeki zenciye nolmuş öyle?

civilwarinvirginia.wordpress.com
0
nuribilgeceylan
(09.10.11)
kölelik döneminde kırbaçlanmaktan böyle olmuş.
0
microfiction
(09.10.11)
Birincisi zenci ve nigga kelimelerini kullanmiyoruz.
Ikincisi, resimdeki vatandasin kirbaclandigini dusunuyorum.
0
bcm
(09.10.11)
kırbaçlanmış..
0
toshiro
(09.10.11)
(5)

Bir kitap fikrim var

ataturkiye
Ne yapsak da bu fikrin çalınmasını önlesek? Notere mi onaylatsak, patent mi alsak, suya mı anlatsak?
Ne yapsak da bu fikrin çalınmasını önlesek? Notere mi onaylatsak, patent mi alsak, suya mı anlatsak?
0
ataturkiye
(08.10.11)
noter onayı gerekiyor diye biliyorum ben. daha önceki benzer duyurulardan öyle kalmış aklımda. arama yap bi istersen belki detaylı bir seyler bulursun.
0
dasher
(08.10.11)
bu işi online olarak ve daha ucuza yapan firmalar vardı sanırım. uzman tv'de denk gelmiştim ama bulamadım şimdi..
0
toshiro
(08.10.11)
1- bu bir buluş olmadığı için patent alamazsınız.
2- noter çok pahalıdır, daha ucuz yolları var. kitabınızın her sayfasını tek tek onaylatmanız gerekir.
3- bu ucuz yollar çevrimiçi olarak yapan tasdix vb. siteler değildir!
4- peki nedir? yapacağınız şey basit. alacaksınız, kitabınız yazdıktan sonra kendi kendinize taahhütlü olarak postalayacaksınız. sonra da zarfı açmayacaksınız. tabii kendi kendinize e-posta olarak da gönderebilirsiniz.
5- peki bunun mantığı ne? mantığı şu. noterden de tasdikletseniz, bu işi çevrimiçi yapan yerlerden de, bunların hiçbiri kesin delil niteliğini taşımaz. yalnızca tasdik ettirdiğiniz tarihte eserin sizin elinizde bulunduğunu kanıtlar. e bunu posta veya e-posta yoluyla da yapabilirsiniz. mesele bundan ibarettir.
0
microfiction
(09.10.11)
Posta yoluyla yollamanın hukuksal dayanağı var mı? Bana kanıt kabul edilemez gibi geliyor?
0
🌸ataturkiye
(09.10.11)
evet, var. yarın bir gün birisi eserinizi çalmaya kalktığında delil olarak kullanabilirsiniz. ama zarfı açmamanız gerekiyor. burada noterden tasdik edilmesi veya tasdix'ten onaylatmak da bir şey değiştirmez. postayla göndermeyle aynı etkidedir. aslında hiçbiri kesin delili niteliğinde değildir, takdirî delil niteliğindedir. önemli olan eserin ne zaman sizin elinizde olduğunu ispatlıyor olmasıdır. tasdix de bunu yapar, gönderdiğiniz belge üstüne elektronik damga yoluyla tarihini kaydeder. noterin de tasdik ettiği yalnızca eserin hangi tarihte sizin elinizde olduğunu gösterir. dolayısıyla siz bir eseri noterden onaylatmış olsanız bile birisi çıkıp da aynı eserin daha önce kendi elinde olduğunu ispat ederse onun iddiası kabul görür. burada kültür bakanlığının uyguladığı yöntem de işe yaramaz. çünkü kültür bakanlığı da içerik denetimi yapmıyor. dolayısıyla aksi her zaman iddia edilebilir.

özet: yapmanız gereken bir eserin, eseri sizden çalandan önce elinizde bulunduğunu ispat etmeniz. posta bunu yapmanızı sağlıyor ve ispat gücü olarak noterden veya çevrimiçi yöntemlerden bir farkı yok.
0
microfiction
(09.10.11)
(8)

yazım kuralları

cmr_sa
şimdi ingilizcedeki ekler kesme ısaretıyle ayrılırkenyazılısa gore mı yoksa okunusa goremı ayırıyoruz? ornegin:lacoste'un mu dıcem yoksa lacoste'nin mi dicem?edit: ornegi çözersenızde sevıncem:)
şimdi ingilizcedeki ekler kesme ısaretıyle ayrılırkenyazılısa gore mı yoksa okunusa goremı ayırıyoruz? ornegin:lacoste'un mu dıcem yoksa lacoste'nin mi dicem?

edit: ornegi çözersenızde sevıncem:)
0
cmr_sa
(07.10.11)
türkçe okunuşuna göre diye biliyorum ama emin değilim, teyit bekleyelim.
0
in vino veritas
(07.10.11)
türkçe okunuşuna göre. lacoste'un. gerçi bunun normalde nasıl okunduğunda emin değilim belki lakoste gibi okunuyour eheh. ben de lakost diye okuyorum gerçi de.
0
tepedeki psychedelic adam
(07.10.11)
lacoste'nin diye biliyorum bn.

edit: google.a lacoste'nin yazdım ukala makine lacoste'un mu d emek istediniz diye sordu.
0
dahinnotha
(07.10.11)
türkçe okunuşuna göre.
0
zanzeita
(07.10.11)
okunuşuna göre kardeşim. yani lacoste'nin diye. hatta oraya lakos yazman lazım. ama bu tarz kurallara pek uyulmuyor nedense.
0
sndnzr
(07.10.11)
okunuşuna göre. yani lacoste'un. kaynak: (bkz: ana yazım kılavuzu)
0
microfiction
(08.10.11)
kafam karıstı hangisi??
0
🌸cmr_sa
(08.10.11)
lacoste'un. lacoste'nin diye bir yazılış yok. çok kafanız karıştıysa ana yazım kılavuzu'nu almanızı öneririm. en güvenilir kılavuzdur. hakkında ekşi sözlük'te de bilgi vardır. yayıncılıkta, akademide vb. de bu kılavuzu kullanıyoruz zaten. ayrıca tdk da aynı şeyi söylüyor bildiğim kadarıyla. her ne kadar 1980 darbesi sonrasında tdk artık güvenilirliğini kaybetmiş olsa da... lacoste'nin yazıp lacoste'un okumak saçmadır zaten.

ayrıca ekşi sözlük'teki başlıklara da bakabilirsiniz. ekşi sözlük'teki başlıklar hacivat adı verilen dilbilgisi denetleyicilerinin elinden geçerler. hepsi ya akademisyen ya editördür. aklınızda bulunsun.
0
microfiction
(08.10.11)
(8)

En iyi kılıç hangisi?

ermanen
Japon kılıçları geliyor akla genelde, mesela katana. Ama katana en iyisi değil sanırım japon kılıçları arasında. Peki sadece Japonlar mı en iyi, daha iyileri yok mu? Yatağan ve Dımışkı mesela, bunlar nedir, ne değildir?İyi olma kriteri; keskinliği, yapıldığı maddeler, kullanım stratejisi ve savaş üs
Japon kılıçları geliyor akla genelde, mesela katana. Ama katana en iyisi değil sanırım japon kılıçları arasında. Peki sadece Japonlar mı en iyi, daha iyileri yok mu? Yatağan ve Dımışkı mesela, bunlar nedir, ne değildir?

İyi olma kriteri; keskinliği, yapıldığı maddeler, kullanım stratejisi ve savaş üstünlüğü gibi şeyler olabilir. Tabi kişinin nasıl kullandığına da bağlı. Kısaca nedir?

şurda da anketi var:
sites.eksiduyuru.com
0
ermanen
(06.10.11)
hintlerin süper kılıçları var. ama keskinlik olarak japonlarınki bir nomero sanırsam. ama o hint kılıçlarına da bir bak , felaket..
0
cedric tweedledee
(06.10.11)
yatağan daha ölümcül bir aerodinamiğe sahipmiş, daha az kuvvetle daha etkili bir darbe indirmek mümkünmüş diye okuduydum..
0
anonimyususer
(06.10.11)
www.youtube.com

bu videoyu izleyip katana derim ben. ayrıntılı bilgi sahibi değilim ama.
0
rurouni
(07.10.11)
kullanım yerine göre değişir bu. Yani at üstünde iken, ya da zırh delmesi amacı ile farklı şekillerde dizayn edilmiş kılıçlar var.
At üstünde kullanım için şekli ve dengesi bakımından en iyi kılıç yatağan diye biliyorum. Yani Türk kılıcı.
0
chaoslord
(07.10.11)
bence katana. katana ile hem kesme hem de saplama hareketleri oldukça etkili oluyor.

discovery channel'da bir programda diğer kılıçlarla yapılan karşılaştırmalarda, verilen puanlamalarda totalde katana birinci olmuştu. ancak katana yapılan denemelerde feodal avrupa zırhları karşısında çok etkili olamıyordu. uzun avrupa kılıçları bu metal zırhlar üzerinde daha çok hasara neden oluyordu. katana kadar keskin olmamaları ve çok çok daha fazla ağır olmaları bu zırhlarda daha fazla hasara neden oluyordu. katananın kullanıldığı coğrafyada ise avrupadaki gibi ağır zırhlar pek kullanılmıyordu. katana ideal kılıçtı yani. bildiğim kadarıyla başka bir tür japon kılıcı yok. uzunluk olarak katananın farklı olan versiyonları var, onlarında isimleri farklı ama tasarım olarak hepsi aşağı yukarı aynı prensipte üretilmiş. bir de japonya'nın feodal döneminda katanalar kutsal birer obje gibi, hayatın çok içinde. bu şekilde kullanımı da katanayı zamanla efsaneleştirmiş olabilir.

yatağan da dönemine göre bir süre savaş alanlarında osmanlıya ciddi avantaj sağlamış bir kılıç. yatağan iyi bir kılıç olmasına rağmen katana gibi bütün coğrafyaya hakim tek tip kılıç olmadığı için pek isim yapamamış olabilir.

bi de her kılıcın farklı bir tekniği oluyor tasarımı itibariyle. katana kesme ve saplama kılıcıdır. hilal kılıçlarda saplamalrdan çok kesme ve biçme öne çıkar. yatağanda hilal kılıçların olumlu yönleri alınmış buna bir de saplama eklenmiştir.
0
toshiro
(07.10.11)
hocam kılıç var kılıç var. duruma ve kullanana göre değişir. eğer roma lejyonları gibi savaşıyorsan katanalar hiçbir halta yaramaz. 2 metrelik öküz gibi bir adamın elinde de türk kılıcı komik durur. ona longsword lazım ki bam güm sallasın.
0
jangbogo
(07.10.11)
national geographic veya discovery channel'de bi programda hepsini karşılaştırıyorlardı sanırım. ama ben roma kılıcı derdim. kısa hızlı ve keskin
0
muratk18
(07.10.11)
bir de bir düzeltmede bulunayım: yatağan ile türk kılıcı (gâvurların kilic/kilij dedikleri) teknik olarak aynı şey değildir.

kılıç (türk kılıcı) şudur: www.cebehane.com
yatağan ise şu: www.cebehane.com
0
microfiction
(07.10.11)
(6)

joseph stalin hakkında

üç ayaklı sandalye
Sevgili tarihçiler, uzun zamandır arkadaşlar arasında tartışıyoruz bunu bir de sizlerin fikrini alayım dedim.Joseph stalin faşist midir?Faşistse hangi özelliği veya davranışıyla faşist olmuştur?Değilse faşizmle hangi açıdan uyuşmaz?
Sevgili tarihçiler, uzun zamandır arkadaşlar arasında tartışıyoruz bunu bir de sizlerin fikrini alayım dedim.

Joseph stalin faşist midir?
Faşistse hangi özelliği veya davranışıyla faşist olmuştur?
Değilse faşizmle hangi açıdan uyuşmaz?
0
üç ayaklı sandalye
(06.10.11)
joseph stalin faşist değildi. konuyla ilgili faşizmin tanımına bakın. (bkz: faşizm) ama eli kanlı bir katil ve diktatördü.
0
microfiction
(06.10.11)
@ mtrksn, "...a policy of belligerent nationalism ve racism" kısmı uymuyor.
0
microfiction
(06.10.11)
her baskıcı ya da diktatöre faşist denmez. Faşist olması için ekonomik politika olarak kapitalizmi savunması, şiddeti de bunun için kullanması gerekir. (sanırım teorik olarak böyle).
0
firez
(06.10.11)
faşizm = ırkçılık dememek gerek aslında, ırkçılığı bir enstrüman olarak kullandığını söylemek daha doğru olur. bu bağlamda içinde bulunduğu konjonktür (bkz: komünist parti) ve etnik kökeni (bkz: gürcü) stalin'in politikalarını ırkçı temel üzerine inşa etmesini önlediyse de faşizmi örnekleyen pratikleri uygulamasına engel olamadı -örn. Çeçenlerin Kazakistan'a sürülmesi-.

Neticede "faşizm" sözcüğünü hangi tanımıyla yorumladığımıza bakmak lazım burada:

tdkterim.gov.tr

ikinci tanımı baz alırsanız faşist değil, ilkini baz alırsanız yes it is.

ayrıca

www.eksisozluk.com
www.eksisozluk.com

edit: bu arada kişileri ve şeyleri astarı-kumaşı belli elbiselerin içine sığdırmaya çalışmanın yersiz olduğundan yanayım. bir insanın zalim olması için faşist olması gerekmez. zalim zalimdir.
0
boshi
(07.10.11)
@boshi ilk tanımı esas alırsak nasıl oluyor da stalin faşist oluyor? ilk tanımda italya'daki faşizmden bahsediyor ki faşizm de asıl itibarı ile zaten bu italya'da mussolini'nin faşist partisinin tarihe kazandırdığı bir yönetim biçimidir. faşizm temelde budur zaten.

@mrtksn nasyonel sosyalizmle sosyalizm aynı şey değil. bir de faşizmle diktatörlüğü, otokrasiyi karıştırmayalım. dediğim gibi faşizm temelde italya kökenli bir kavram. daha ziyade toaliter ve milliyetçi bir nevi solidarizme dayanıyor.
0
microfiction
(07.10.11)
@microfiction, ilk tanımı bölgesel niteliğiyle değil yaklaşım niteliğiyle ele aldım. bu arada faşizmle dikatörlüğü birbirinden ayırmak konusunda sana katılıyorum. "faşist dikta" diye bir tamlamanın mevcut olması dahi bunları birbirinden ayırmak gerektiğine işaret eden bir durum. dikta rejimlerinin tamamı faşist olsaydı bazılarının başına faşist ekleme gereği duymazdık.
0
boshi
(07.10.11)
(3)

ma ve mfa

vital
master of arts ve master of fine arts arasında ne fark var?
master of arts ve master of fine arts arasında ne fark var?
0
vital
(05.10.11)
mesela ben dil mezunuyum ama bachelor of arts aldım yani sözel tüm bölümlere arts diploması verirler. fine arts ise güzel sanatlar için.
0
kediebesi
(05.10.11)
master of arts sosyal bilimler içindir. master of fine arts ise güzel sanatlar yüksek lisansıdır. sözgelimi yaratıcı yazarlık, resim vb.
0
microfiction
(05.10.11)
bir tanesi herhangi bir sosyall bilimler olan 'degree' diğeri güzel sanatlar için.
0
skywalkeremre
(05.10.11)
(3)

Bildiğiniz edebiyat dergileri?

santiago nasar
Takip edip etmediğiniz önemli değil. Nedir onlar?
Takip edip etmediğiniz önemli değil. Nedir onlar?
0
santiago nasar
(02.10.11)
(git: 189839)
0
sourlemonade
(02.10.11)
(bkz: notos) (eski adı notos öykü)
(bkz: varlık)
(bkz: sözcükler)
(bkz: kitap-lık)
(bkz: sıcak nal)
(bkz: yasakmeyve)
(bkz: underground poetix)

ayrıca kapanmışlar arasından
(bkz: adam öykü)
(bkz: eşik cini)
(bkz: hayalet gemi)

internet üstünden yayın yapanlar içinden niteliklileri
(bkz: altzine)
(bkz: sabit fikir)
0
microfiction
(02.10.11)
kapanmış dergilerden argos var, bulmak zordur ama çok iyi dergidir..
0
toshiro
(03.10.11)
(6)

Cafe mi ? Kitap-Cafe mi?

saksel
Kitap-Cafe bana göre değil mi diyorsunuz ? Cafe nin yerini tutmaz mı ? Nedersiniz ? yorumlarınız benim için önemli... Teşekkür ederim
Kitap-Cafe bana göre değil mi diyorsunuz ? Cafe nin yerini tutmaz mı ?
Nedersiniz ?

yorumlarınız benim için önemli...

Teşekkür ederim
0
saksel
(01.10.11)
Kitaplı kafeler özenti işi geliyor bana.
0
sourlemonade
(01.10.11)
kafelerde kitap rafı olmasını, günlük gazetelerin ücretsiz okunabilmesini ve müzik çalmamasını sonuna kadar destekliyorum. ama bu dediklerimin bir araya geldiği bir tane bile kafe istanbul'da yok benim bildiğim.
0
s e
(01.10.11)
kafesine ve kitap-kafesine göre değişir haliyle. benim gördüğüm kadarıyla kitap-kafelerden tutunabilen bir kadıköy'deki khalkedon var.

edit: bu arada s e +1
0
microfiction
(01.10.11)
izmir'de kordon'daki arma.
icerisi kitapevi+kafe disarisi sadece kafe deniz manzarali
otesi?
0
poset
(02.10.11)
Raflarında kitap,fonda müzik,ücretsiz gazete ve kitap okuma ve wireless bunlar benim cefe mi tarif ediyor...
0
🌸saksel
(02.10.11)
benim için her kafe, kitap kafe.
al kitabını, romanını; söyle çayını, kahveni olsun sana "kitap kafe".
evde okumaktansa, kalabalık yerlede birşeyler okumayı tercih ediyorumn.
0
pangea
(02.10.11)
(4)

Amatör yazarların yazılarını yayınlayan edebiyat dergisi??

nobeard
amatör yazarlar için bir köşesi, sayfası olan yada herhangi bi yerinde yayınlayan bir edebiyat-kültür dergisi var mıdır arkadaşlar? yoksa bile yazılarımızı gönderip feedback alabileceğimiz bir editör-yazar var mıdır? teşekkürler.
amatör yazarlar için bir köşesi, sayfası olan yada herhangi bi yerinde yayınlayan bir edebiyat-kültür dergisi var mıdır arkadaşlar? yoksa bile yazılarımızı gönderip feedback alabileceğimiz bir editör-yazar var mıdır? teşekkürler.
0
nobeard
(29.09.11)
radikal genc yayınlıyor. uye olabilirsin diye biliyorum.
0
eksielma
(29.09.11)
notos'ta vardı böyle bir köşe, ama direk gönderilen yazılar değil de eleştrilerinin yayınlanıyor olması lazım..
0
toshiro
(30.09.11)
yazıdan kasıt deneme yada kısa hikaye tarzında.
0
🌸nobeard
(30.09.11)
Şuradaki yazının size yararlı olacağını tahmin ediyorum:

yazarodasi.blogspot.com
0
microfiction
(30.09.11)
(7)

sigarayı bırakma ve ilk darbe

phil_1999
sevgili duyurucular,öncelikle aramaya inanıyorum.biraz araştırdım ama benzer şeyler bulamadığım için ve içimi dökmek için yazmak zorunda kaldım.bugün sigarayı bırakmamın 5. günü. ilk bir kaç gün çok da zor geçti diyemem (günde yarım-1 paket arası içiyordum,10-12 yıldır) ama dün ve bugün canımı sıka
sevgili duyurucular,
öncelikle aramaya inanıyorum.biraz araştırdım ama benzer şeyler bulamadığım için ve içimi dökmek için yazmak zorunda kaldım.bugün sigarayı bırakmamın 5. günü. ilk bir kaç gün çok da zor geçti diyemem (günde yarım-1 paket arası içiyordum,10-12 yıldır) ama dün ve bugün canımı sıkan bir sebepten ötürü epey zorlandım.az önce de olan oldu ve bir sigara yaktım.gerçi müthiş bir pişmanlıkla ancak yarısını içebildim ve bir şey anlamadım ama içim içim yiyor şimdi de.önceden ciddi bir bırakma girişimim olmamıştı ve sigarayı bırakmayı bir süredir de düşünüyordum.hazırlıksız değilim ama bilmiyorum.şimdi her şeyi çöpe mi atmış oldum,ne yapacağım ben?
0
phil_1999
(29.09.11)
Hayır, her şeyi çöpe atmış olmazsınız. Zaten çoğu insan azaltarak başlar. Yarısında sigarayı atmanız da iyiye işaret. Doğru yoldasınız.
0
microfiction
(29.09.11)
sakın çöpe atılmış hissetmeyin emeğinizi.. böyle ataklar olabilir.
"yaptım ama bi daha olmayacak bu" deyin. "tamam ya, kapıyı araladım artık. bırakamadım işte!" diye düşünür ve yeniden başlarsanız, hiçbir işe yaramaz...

ama dediğim gibi "yaptım ama bi daha olmayacak bu" derseniz, gerçekten sürdürebilirsiniz... inanın böyle bırakılıyor...
kolaylıklar..
0
delfina
(29.09.11)
mahnita
(29.09.11)
pes etmeyin sakın, sonuçta bu bir mücadele..
ama arada sırada olur öyle kaçaklar filan da demeyin, tamamen uzaklaşın, unutun.

ben de bırakalı 1 hafta oldu..
çok kararlıyım bu sefer,

haftasonu deniz kenarındaydım, kalamar + bira ; içmedim
gece dışarı çıktım, müzik + alkol: içmedim
geçen akşam rakı masası kurduk: içmedim

sonra anladım ki, sigarayla özdeşleşen yukarıdaki gibi çoğu "an" aslında bizim kafamızda kurduğumuz birşey, kendimizi şartlamamız.. içmeden de oluyor...

aklında sigara olursa, zora düştüğünde de ilk aklına gelen şey yine o olur..

spora yönel bence, ne bileyim koş, kızgınlığını hıncını yollardan çıkar
bisiklete bin, sigara içerken düşüneceklerini pedal çevirirken düşün..
kendini yor, ciğerlerinin günden güne açıldığını hisset..

bir de şu var, bu meretin ömrümüze ömür kattığı yok, ileride sevdiklerini erken yalnız bırakma olayını da hesaba katmak lazım...
0
sli
(29.09.11)
biseycik olmaz. sakin hemen pes etmeyin. gunde 1 paket ictim 10 sene. biraktigim ilk zamanlarda da bikac kere sigarayi yakip icime cekmeden icmisligim vardir. bir sure sonra o da bitti, gerek duymadim. 3 sene oldu ve sigaradan kurtuldugum icin cok mutluyum. sigarayi dusunmeyeceginiz zamanlari dusunun, onsuz bir yasami; yolunuza devam edin.
0
freefroglet
(29.09.11)
içimi rahatlatan duyurucular,sağolun varolun! bu arada o anki pişmanlık da ufak ufak bitti zaten ama sanırım aynı şeyi yapmamak konusunda daha dikkatli olmam gerekiyor.sigarayı bağdaştırdığımız şeyler epey fazla,size katılıyorum.en çok da yemeklerden sonra ve keyifli bir anı yaşarken zorlanıyorum.nikotin sakızı vardı onu da pek kullanmadım.her türlü tavsiyenize ve desteğinize açığım.
0
🌸phil_1999
(29.09.11)
ben hayatımda sigara içmemiş biri olarak yıllarca içen ve aklında bırakmak fikri dahi olmayan ya da bi anda oluşan bi çok kişiden şu kitabı okuyup bıraktıklarını duydum:

www.hicrandergisi.com

biraz okuyun isterseniz, belki bi faydası olur. klasik yöntemlerden oldukça farklı bi bakış açısı varmış. bence bırakırsınız, sigara nedir yahu? hiç yoktan var edilmiş gereksiz bi şey.. kolay gelsin.
0
minguinho
(29.09.11)
(4)

gorbaçov nasıl telaffuz edilir?

neysene
bi arkadaş ısrarla garbaçov şeklinde oduğunu söylüyr. doğru mudur?
bi arkadaş ısrarla garbaçov şeklinde oduğunu söylüyr. doğru mudur?
0
neysene
(27.09.11)
zaten kiril alfabesine (ve bunun yanında latin alfabesi dışındaki alfabelere, sözgelimi arap, çin, ermeni, japon, gürcü vb.) ait özel adlar türkçede okundukları gibi yazılır. dolayısıyla gorbaçov zaten o özel adın okunuşu ki türkçede de öyle yazılıyor. arkadaşınızın dediği ingilizcedeki okunuşu. ona bakılırsa amerikalılar, muhammed'i mohammed, çehov'u çekhov vb. gibi okuyorlar. arkadaşınıza deyin ki anglo-amerikan olan her şey evrensel değildir.
0
microfiction
(27.09.11)
www.youtube.com bu videoda var telaffuzu
0
keah
(27.09.11)
gorbaçov diye okunuyor. her şeyin ingilizcesini okumak zorunda değiliz.
0
baldur
(27.09.11)
Ruslar Gorbaçev diyor. Nedense bizde Gorbaçov söylenegelmiş.
0
joker hakki
(27.09.11)
(1)

yabancı kelimelerde kesme işareti...

ocanal
yabancı kelimelerde eklerden ayırmak için kesme işareti kullandım, kullanıyorum ama bununla ilgili tdk'nın bir açıklamasını filan bulamadım, nerden geliyor bu kural?
yabancı kelimelerde eklerden ayırmak için kesme işareti kullandım, kullanıyorum ama bununla ilgili tdk'nın bir açıklamasını filan bulamadım, nerden geliyor bu kural?
0
ocanal
(27.09.11)
öncelikle,

(bkz: ana yazım kılavuzu)

(bu kılavuzdan edinin bir tane)

sonralıkla kural nereden geliyor? özel adlara kesme işareti konulmasıyla aynı mantık. türkçe konuşup yazanlar ilgili sözcüğün özgün halini bilemeyebilirler. sözgelimi varsayımsal bir yabancı dilimiz olsun ve bu varsayımsal dilde yine varsayımsal bir sözcük olsun. bu da zoptiriki olsun. şimdi cümle içinde kullanalım. "ben bugün zoptiriki aldım" şimdi burada sözcük acaba zoptirik de yanına -i hal eki mi gelmiş yoksa sözcüğün tamamı mı zoptiriki? bunun anlaşılması için kesme işareti var. bakıyoruz ki kesme işareti yok; tamam diyoruz demek ki buradaki sözcüğün tamamı. mantığı budur.
0
microfiction
(27.09.11)
(27)

Kim Haklı ?

toshiro
selamlar ahali.. bu sabah söylemesi ayıp tatilden yeni geldim. hayatımın en b.ktan otobüs yolculuklarından birini yaptım. şimdi aklıma geldi size de bir sorayım. otobüs beni ara duraktan aldı, koltuğum cam kenarı. benim koltuğun yanında oturan 1,80 boylarındaki uyuyan elemandan müsade istedim yerime
selamlar ahali.. bu sabah söylemesi ayıp tatilden yeni geldim. hayatımın en b.ktan otobüs yolculuklarından birini yaptım. şimdi aklıma geldi size de bir sorayım.

otobüs beni ara duraktan aldı, koltuğum cam kenarı. benim koltuğun yanında oturan 1,80 boylarındaki uyuyan elemandan müsade istedim yerime geçmek için. önümdeki koltuktaki 2 eleman koltukları en sona kadar yatırmışlar camış gibi uyuyorlar. yerime geçerken koltuğa çarptım yanlışlıkla ( ki o durumda çarpmamak mümkün değil ) koltuğu biraz kaldırır mısınız dedim elaman arkasına yarım bir dönüşle bakıp uykuya döndü. koltuğun konumunu değiştirmedi. ben de tabi o dakkadan kıl oldum elemanlara. arkamda da yaşlı bir çift olduğu için koltuğu yatıramadım ben de.

neyse bir süre böyle devam ettik. muhtemelen 90'lı 91'li olan elemanlar uyandı. benim önümdeki bi ayağını koltuğa koyup bağdaş kurmuş öyle oturuyor. diğeri de dizini önündeki koltuğa yaslayıp yayvan yayvan oturuyor. benim yanımdaki elemanda zaten 1,80 adam rahatsız belli ama hiç sesini çıkarmıyor, mülayim bir tip. "birader koltuğu biraz kaldırır mısın" dedim önümdekine, arkasında dönüp "başka bir koltuğa geçebilirsin" dedi, tabi benim o an şalterler attı. elemanlar öyle pişkin pişkin bana bakarken niye başka koltuğa geçecekmişim, parasını verip bu numaraya oturdum gibisinden şeyler dedim. bu koltuk bu kadar yatıyorsa yatırırım git muavine söyle dedi şikayetini.

muavini çağırdım, dedim böyle böyle arkadaşlar biraz inatçı bir de siz söyleyin. muavin ne desin, "benim bu durumda yapacak bir şeyim yok, yatırabilirler. rahatsız olduysanız siz de yatırın koltuğunuzu dedi". yanımdaki eleman da iki kelime bi şey söylemiyor. elemanlar da nasıl g.t oldu der gibi tebessümle bakıyorlar yüzüme. ben iyice kıl oldum. ben de yatırsam koltuğu arkadaki yaşlı çift rahatsız olacak dedim, herkes bu şekilde diğer yolcuları önemsemeden kafasına göre yaıtırsın o zaman falan dedim, muavin de "yatırabilirsiniz" dedi.

bu şekilde yolculuk bir süre devam etti. sonra elemanlar indi falan ama ben acaip sinir oldum. ilk defa böyle bir olayla karşılaşıyordum. bu durumda kim haklı sizce? siz olsanız ne yapardınız?
0
toshiro
(26.09.11)
evrenin sizi sınama şekli.. sabır diyip geçiceksin.
0
zanzeita
(26.09.11)
Haksızsın.
0
coldbound
(26.09.11)
öküzün birine denk gelmişsiniz. tamam koltuğunu yatırabilir ama arkadan rica geldiyse en azından birazcık düzeltebilirdi. genel hal tavırdan da yüzsüz bir şey olduğu anlaşılıyor.
0
quasiromantic
(26.09.11)
sinir bozucu bir durum evet ama para verilen koltuğun bütün nimetlerinden yararlanmak kişinin hakkıdır. arka koltukta yaşlılar olduğu için koltuğunuzu yatırmamak sizin tercihinizdir. aynı şekilde öndekilerin koltuklarını yatırmaları da kendi tercihleri.
koltuğunuzu yatırmadığınız ve yatırılan koltuktan rahatsızlık duymanız sizin sorununuz oluyor maalesef ki :/

şayet servis/ikram sırasında aynı tutumu sergileselerdi siz haklı konuma geçerdiniz.
0
anestezik
(26.09.11)
aynısı bana ankaraya giderken olmuştu. 1. kez uyardım iplemedi. 2. kez uyardım iplemedi. en sonunda seni 3. kez uyarmıcam dedim koltuğu kaldırdı. tehdit etseydiniz işe yarardı.
0
altini ser incisi ker
(26.09.11)
Haklısınız. Öndekilerin öküzlüğü. O koltuğun o kadar yatırılabilecek biçimde üretilmiş olması demek saygısızca davranabilecekleri anlamına gelmiyor. Öndeki para verdiyse arkadaki de verdi. Öndeki para verdi diye bir başka yolcunun hakkına tecavüz edebileceği anlamına gelmez.

Bu arada ona bakılırsa bir otomobilin gidebileceği azami hız da şehiriçi sınırlarının çok çok üstünde. Millet şimdi "Bu otomobil bu hızda gidebiliyorsa, ben de giderim arkadaş!" mı diyecek yani? Öndekilerin terbiyesizliği, muavinin basiretsizliği. Sinir bozucu bir durum.
0
microfiction
(26.09.11)
otobüsü yapan mühendis suçlu..

Aslında o koltuk aralıkları standartlara uymuyor ama muavinin patronları standartlara uymayan koltukları herkes yarım yatıracak kimse rahatsız olmayacak der mi? demez. Çünkü standartlara uymayan bi hizmet vermek marka imajını zedeler:)
0
khan shabbir
(26.09.11)
haksızsın. ben olsam ikram servisini bekleyip koltuğu mecbur kaldırmalarını beklerdim. sonra 2 taktik var ya içeceğini koyup içmeden bekleyeceksin ya da dizi dayayacaksın öne yatıramayacak koltuğu.
0
nedendir bilinmez
(26.09.11)
özet: öndeki haklı

---boş vakti olanlar için benzer bi hikayeyle ilgili anı---

aynısı başıma geldi. ama senin yerinde değil, öndeki eleman yerindeydim.
aynen inatlaşma oldu arkamda oturan 100 kiloluk kadınla. atar yaptı kadın. ben de ters yapmasına kızıp daha beter atar yaptım. bi süre arkadan dizleriyle sırtımı tepeledi taciz olarak. sonra söylene söylene söylene kalkıp gitti, arkalarda boş bi yere oturdu...

gece otoban kenarında arıza yaptı otobüs. elektrik sistemi kitlenmiş. 20 dakka durduk. sonra (karanlık ya) bi patlama sesiyle savaş alanına döndü içersi. hepimiz yerlere savrulduk. dumanlar bastı ortamı. çığlıklar...
otobüse arkadan kamyon girmiş meğer. uyudu heralde kamyon şöförü yolda... zaten sabaha karşıydı. zaten de bi süre çok kötü can çekişip, sanırım sonra sıkıştığı kabinde öldü inleyerek o kamyon şöförü.
arkaya giden kadın yaralandı sanırım. çok emin değilim.

ben de hıyarım gerçekten di mi?

bi de benden dinle;
o otobüse bindiğimde, hayat memat meselesi diyebileceğim bir proje yüzünden yaklaşık 6 gündür (evet hiçbir abartı yok, tamı tamına 6 gün!) uykusuzdum. uykusuzluktan ölmek diye bişey varsa, işte o başıma gelmek üzereydi.
aslında işin bitmesine 1 günlük süre vardı. ama o akşam, geceye doğru bir telefon aldım. telefondaki ses annemdi. hastaneye kaldırıldığını ve sabah ameliyat olması gerektiğini söyledi. acil bi durum işte, ona da doktorlar söylemiş.

tek çocuğum ben. bizimkiler ayrı. üstelik teyzem, dayım, bişeyim de yok.
bir komşu gitmiş refakate o gece için. annemin benden başka kimsesi yok gerçekten...
velhasıl otobüse bindiğimde, 6 gündür uykusuzdum, annem sabah ciddi ve riskli bir ameliyat olmak üzere hastaneye kaldırılmıştı, ve benim tüm gün hastane/ameliyat prosedürlerine koşturabilmek için -en azından- birkaç saat boyunca (mümkün olan en rahat pozisyonda) uyumam gerekiyordu...

böyle şeyler her zaman olmaz. ama bazen oluyor işte.
her biri parmağım kalınlığında, kocaman altın bileziklerini, kolyelerini şıkırdatarak, çene altındaki yağlı gıdıyı tavuk gibi şişirip şişirip bırakarak, üstten üstten, buyruk verircesine konuşan bu arkamdaki kadına çok uyuz olmuştum. (o anda onu böyle görüyordum)

belki de çok iyi biriydi, bilemem... bilemiyoruz...

---boş vakti olanlar için benzer bi hikayeyle ilgili anı---

bildiğim tek şey şu ki; o koltuğun o kadar yatış payı varsa, arkadakinin bir miktar kıyak alan talep etmesi için birazcık kibar ve tatlı dille ricacı olması lazım...
0
delfina
(26.09.11)
@mrtksn, olayı mümkün olduğunca kısa anlatmaya çalıştım. yerime ilk geçerken zaten normal bir şekilde rica ettim, iplemediler. sonra da normal bir ses tonuyla koltuğunu kaldırır mısın dedim elemanlara. ben başka bir şey demeden adam bana direk başka koltuğa geç diyor. muhabbet uzayınca zaten arkada yaşlı çift var, ben de onların üzerine mi yatırayım koltuğu falan dedim muavin gelmeden, ister yatır ister yatırma dedi bebeler.

burda muavinin de suçu var sanırım, istese orta yol bulurdu direk kestirip attı. ilk defa başka bir firmayı tercih ettim onda da böyle bir durumla karşılaştım.

@delfina, senin yine gerekçen varmış. adamların ki tamamamen keyfi, zaten 2. uyarımdan sonra bi daha uyumadılar, yol boyunca ayakları öndeki koltukta tv izlediler. önümdeki eleman 1,60 civarı bir boydaydı düşünün artık.

ha bi de şöyle bir şey var, başka bir koltuğa geçmiş olsaydım herhangi bir kaza durumunda sigorta kapsamı dışında olacaktım..
0
🌸toshiro
(26.09.11)
tatilden böyle bi zamanda döndüğün için haksızsın hacım millet unu eledi eleği astı okullar başladı , sen yeni tatilden dönüyon
0
berkecan concon again
(26.09.11)
@delfina, kadinin sisman ve altin takiyor olmasi nasil bir etkendi? yani manken gibi ve sade giyimli, hos bir kadin olsa yapmayacak miydin?
0
anorexic penis
(26.09.11)
bence herkesin koltugu istedigi kadar indirme hakkı var. ama konuya saygı ve rica gibi durumlar da giriyor tabi. bos koltuk varsa oraya gecilebilir bir de.

konu kisilerin nasıl biri oldugu degil illa yani. delfina'nın hikayesi de dogruluyor.

ben olsam ben de koltugumu indirirdim veya bos bir yere gecerdim. arkadaki yasli cifte de söylerdim durumu, onların da indirmesini söyleyebilirdin.
0
ermanen
(26.09.11)
Firma hangisi merak ettim?
0
zekicalik
(26.09.11)
bence de ondeki hakli. en dogru davranis otobuste "ananizi skiim otobus muhendisleriiii" diye haykirmaktir.
0
anorexic penis
(26.09.11)
öndeki iki tip teknik olarak haklı. ama ben onların aldığı eğitimi ve terbiyeyi ailelerinin ve öğretmenlerinin bir tarafına sokayım. nasıl insanlar lan bunlar.
0
sen git ben geliyorum
(26.09.11)
@zekicalik, metroydu..
0
🌸toshiro
(26.09.11)
@anorexic,
insan psikolojisi işte. x, y, z sebeplerden tahammülsüzsen o anda, ne olursa olsun sana itici gelecek bi yan buluyosun şu durumda...

yani tip etken değildi. ruh halimi anlatmak için verdim o örneği... arka koltuktan atar yapan o teyze değil de, manken gibi, hoş, güzel bi kadın olsaydı, o anda "çiroz, sosyetik" olarak görecektim muhtemelen.

olayı anlatırken "o anda onu böyle görüyordum" dememin sebebi bu zaten. normalde insanlara asla böyle etiketler yapıştırmam, yapıştırılmasını tasvip etmem...

ama bak işte, durum ne hale getirmiş yani beni :)

@toshiro, haklısın. bu açıdan hiç düşünmemiştim. sigorta konusu yani...
0
delfina
(26.09.11)
yillardir otobusle seyahat ederim, bu sorunun cevabi "sagduyu ve hosgoru" olmasi gerekiyor.

seneler once benzer bir durum benim basima gelmisti. ondeki gerizekali adam (75-80 yaslarinda her zaman hakli oldugunu zanneden amcalardan), muavin ikramlari dagitirken koltugunu okuz gibi yatirmis, benim ikramlari onumdeki koltugun arkasindaki tepsiye/masaya koymami imkansiz hale getirmisti. koltugu diklestirmesini istedigim de, "bu koltuklarin yatma ozelligi olduguna gore istedigim kadar yatiririm" demisti. muavini cagirdim, o da en azindan ikram suresince diklestirmesini istedi ama adam kabul etmedi. muavin de bana yerimi degistirebilecegimi soyledi, sansa bakin ki amcanin hemen onundeki koltuk bostu. o koltuga oturdum ve tum gucumle koltugu olabildigine hizli geriye yatirdim. gerizekali amcanin yeni oturdugum koltugun arkasindaki masada/tepside yer alan sicak cayi uzerine dokuldu. sinirlendi ve bana bagirmaya basladi. ben de sakin bir sekilde koltuklarin yatma ozelligi oldugu icin istedigim kadar yatirabilecegimi soyledim. muavin geldi, "kaza olmus" falan dedi gitti, hic ilgilenmedi. muavin daha sonra mola yerinde sigara icerken yanima geldi, "abi iyi ki yaptin, bende gicik oluyorum bu tiplere" dedi.
0
co2s2
(26.09.11)
Normal yatırmaya kimse bir şey diyemez ama sizin sorununuzdaki şey bir hıyar ve yatırırken kullanılan bölge onun olduğu kadar sizin de bölgeniz. Hatta onun koltuğunun arkası da sizin her şeyiyle. Sonuna kadar kullanıp yatırdığına bin pişman edebilirsiniz. Bacak dayayıp sallamak, tutamaçları çekip çekip bırakmak, ekran varsa düğmelere ayı gibi basmak, öndekini zıplatmak, gazeteyi kafasına değdirmek. Hepsi tarafımdan denenmiş, hıyarları doğru yola sevketmiştir.
0
sourlemonade
(26.09.11)
ben de önce kişiden rica ediyorum, azıcık indirse neyse ama 180 derece kucağımda sırf keyfinden elin adamının yatması ayrı bir şey, ki ben romatizmalı, vb. teyzelerin ayağı kucağımda yol gittiğimi bilirim, hastalık neticesinde.

otobüsten otobüse değişiyor bu olay da. mesela a firmasında muavin benim yapacağım bir şey yok diyorsa, tüm yol zamanımı öndekini taciz etmekle geçiriyorum (koltuğa alttan vurma, dizlerle arkadan dayanma, çoğunda böyle tutunmalık bir yer oluyor onu tutup sallama, perdesini kendinime alıp onu güneşte bırakma vb.)

ama b firmasında muavin öndeki yolcuyu uyarmıştı. öküz de, e bu bu kadar yatabiliyorsa yatırırım ben de demişti. muavin de beyefendi (adam mcbur beyefendi demek zorunda kalıyor büyükbaşa) eğer arkanızda hiç kimse yok ise bu derece yatırabilirsiniz, ama arkanızda bir yolcu var ise şu kadar indirebilirsiniz falan demişti. öküze ben de arkadan çemkirince mecburen kaldırmak zorunda kalmıştı. sonra da firmaya teşekkür maili yollamıştım, şu şu muavininizin tavrından dolayı, onlar da bana teşekkür ettiklerini ama zaten muavinin yapması gerekinin bu olduğunu, başka yolculuklarınızda başınıza gelirse bu şekilde isteğimi yinelemekte haklı olduğumu yazmışlardı.
0
kedu
(26.09.11)
koltuğunu yatıran haklı.
benzer bir durumda ışığını açıp gece kitabını okuyan da haklı.
adamın aldığı bilet yatan koltuk bileti. "arkada oturanın kalbi kırılmayacaksa yatırılabilir koltuklu seyahat" değil.
0
michael_knight
(26.09.11)
Sırasıyla:
1-Muavin haksız,
2-Öndekiler de haksız.
3-Burada "öndeki maalesef haklı" diyenler de haksız.
4- Metro turizm de haksız.
kim haklı:
siz haklısınız. (konuşma üslubunuzun öndekiler tarafından nasıl algılanmış olabileceğine bağlı olmak koşuluyla.
0
firez
(26.09.11)
@delfina anladim, ben de de oluyor bu :p
0
anorexic penis
(26.09.11)
Haklısınız. Öndekiler haksız. En haksız olan da yatabilen koltuk diye bişey yapan mühendis. Şezlong mu bu allasen?

Yıllardır sürekli otobüsle yolculuk yaparım. Daha bir kez keyfimden koltuğumu yatırmış değilim. Bir iki yolculukta böbrek rahatsızlığımdan kaynaklanan aşırı bir sancım vardı biraz dinmesi için dönüp arkamdaki kişiden izin isteyerek sadece bir iki derece yatırdım koltuğu.

Hadi önümde oturan kişiden belki o kadar hassas olmasını bekleyemem. Belki hastadır, yaşlıdır, hamiledir yani cidden sorunu vardır. Yatırabildiği kadar yatırsın, helali hoş olsun. Ama dönsün en azında bak yatırıyorum diye haber versin. Biraz eğilmiş kitap okuyorum, küt diye birşey iniyor kafama. Bilgisayar kullanıyorum ekrana öldürücü darbe iniyor.
0
johan sebastian
(26.09.11)
Default turk erkegi
O degilde kamilkoc ise muavin hakkinda direk tutanak tutturabilirdin.
0
beyninin üstüne oturan yazar v2
(26.09.11)
Sorduğum sorunun cevabının Metro olduğunu tahmin etmiştim Metro turizim dedikten sonra başka bir şey demeye gerek bile yok...
0
zekicalik
(26.09.11)
(3)

tablet pc, ebook reader vs hakkında olabilecek en uzun soru [özetli]

dieselsingle2
başlıca aradığım özellikler;sayfaya not almasayfayı işaretleme, ayraçsözlük ing-tr vsuzun şarj süresi (kitap okurken 10-12 saat iyidir -tablet vs için-)pdf html ve çeşitli dosya formatlarını açma2.öncelikrenkli, 16:9 oranında ekranvideo, müzik, altyazılı film oynatmagüçlü işlemciusbwi-fi3.öncelik fi
başlıca aradığım özellikler;
sayfaya not alma
sayfayı işaretleme, ayraç
sözlük ing-tr vs
uzun şarj süresi (kitap okurken 10-12 saat iyidir -tablet vs için-)
pdf html ve çeşitli dosya formatlarını açma

2.öncelik
renkli, 16:9 oranında ekran
video, müzik, altyazılı film oynatma
güçlü işlemci
usb
wi-fi

3.öncelik
fiyat
marka - garanti
ağırlık, ekran boyutu (9" de olmasın)

şimdi soruya gelmeye çalışırsak, elimde çeşitli çizim programlarının eğitim dökümanları (pdf, html), dil için eğitim dökümanları vs vs var. sırf bunları okumak için bilgisayarı açmak zor geliyor ve ardından dikkat dağılabiliyor. öyle birşey alayım ki atayım hafızaya, sıkılınca evde, otobüste, tuvalette açayım okuyayım, not alayım aha burda kaldım diyeyim. mümkünse bu arada müzik dinliyeyim, arasıra altyazılı film izleyeyim.

bu koşullarda ne yapsam?
android tabanlı birşey mi olsa uygulamalarla ebook özelliği sağlasam? galaxy tab yada yeni çıkan tabletler uygun olabilir mi?
kindle varmış, pek araştırmadım?

özet: hangi ebook reader, niçin?
0
dieselsingle2
(20.09.11)
tablet pc için android olsun samsung-htc-lg-motorola farketmez beğendiğini ve fiyatına göre al istediğin özellikler hepsinde aynı şekilde var ama şarkı süresinin o kadar olucağını sanmıyorum hiç biri için.
htc flyerın kalemide var yazıp çizmek için
0
utkucbkc
(20.09.11)
piyasadaki en iyi e-okuyucu şu an itibarı ile nook'tur. kindle'ın elinden bu ünvanı kapmış durumda nook. üstelik türkiye'de idefix'in de kullandığı e-pub dosyalarını destekliyor. öte yandan e-okuyucu dediğiniz şey renkli olmaz. olursa onun adı gerçek anlamda bir e-okuyucu olmaz. e-okuyucu dediğimiz şey ve e-kitap teknolojisi bilgisayar teknolojisinden ve tablet bilgisayarlardan çok farklı. e-okuyucular kitap okumak içindir. bilgisayar değillerdir. tablet hiç değillerdir. ha derseniz ki çok uzun süreli olmamak kaydıyla bazı metinleri de yanımda taşıyıp okuyabileyim, bu arada bilgisayarlık işleri de yapayım... o zaman ben i-pad alın derim.
0
microfiction
(20.09.11)
@microfiction android tabletler varken ( markalı olanlar ) ipad almak akıl işi değil
0
utkucbkc
(21.09.11)
(3)

hangisini alayım? (montaigne - denemeler)

kisa bisey olsun istemistim
merhaba,montaigne'in `denemeler`'ini alacağım ancak kararsız kaldım.mesela say yayınlarından çıkanı 493 sayfa ve engin sunar çevirisi.iş bankası kültür yayınlarından çıkanı ise 272. sayfa ve çevirisi sabahattin eyüboğlu'na ait...ilk sorum tabi ki sayfa sayısı arasında uçurum neden böyle?onun dışında
merhaba,

montaigne'in denemeler'ini alacağım ancak kararsız kaldım.

mesela say yayınlarından çıkanı 493 sayfa ve engin sunar çevirisi.

iş bankası kültür yayınlarından çıkanı ise 272. sayfa ve çevirisi sabahattin eyüboğlu'na ait...

ilk sorum tabi ki sayfa sayısı arasında uçurum neden böyle?

onun dışında hangisini almam konusunda sebebiyle birlikte önerilerinizi alabilirsem sevinirim...

şimdiden teşekkürler.
0
kisa bisey olsun istemistim
(17.09.11)
öncelikle salahattin eyüboğlu değil sabahattin eyüboğlu'dur çevirmeni onu söyleyeyim.

ikincisi sayfa sayısındaki uçurum normal. çünkü denemelerin bir kısmını zamanında sabahattin eyüboğlu türkçeye kazandırmıştır. ancak dediğim gibi, bir kısmı, tamamı değil! dolayısıyla s.e. çevirisi dışında da pek çok yayınevi denemeleri yayımladı. ama bunlar da tamamı değil, başka bölümleridir. tamamını okumak istiyorsanız sabahattin eyüboğlu çevirisini de yayımlamış ve yayımlamakta olan cem yayınevinin dört ciltlik kitabını öneririm. bütün denemeler bu dört cilttedir. diğer yayınevlerinin yayımladıkları, denemelerden seçmelerdir.

www.idefix.com
0
microfiction
(18.09.11)
sabahattin eyüboğlu'nun çevirisini okumuştum. denemeler tek parça olmadığı için 493 sayfa olanda daha fazla konu vardır.

sabahattin eyyüboğlu'nun çevirisinde, orjinalinden seçilmiş bölümler olduğu için az sayfa var. ve gerçekten okunması gerekiyor. 1982 basımlı son baskısında 1940 dan 70 e kadar olan süreci anlatan 4 adet önsöz var. her baskıda farklı konular işlediği için.

okuyanlar, diğer çevirilerin pek akıcı olmadığını, okurken sıkıldıklarını söylemişlerdi.

bu eksikliği cem yayınları 2006 da tamamladı ve çevirisi Hüsen Portakal'a ait 4. ciltlik tam kitabı yayımladı.
0
bagcivan
(18.09.11)
ben bir yerde gördüm montaigne denemeler, 3 ciltti. hatırlamıyorum yayınevini falan. onu al derim bulursan.
0
tok oldugumuz halde yaftalar yiyoruz
(18.09.11)
(5)

antep

gewende
antepte ne yapılır, nerelere gidilir?? can sıkıntısı..
antepte ne yapılır, nerelere gidilir?? can sıkıntısı..
0
gewende
(17.09.11)
imam adnan'da danalar gibi yenilip içilir.
0
zgrydn
(17.09.11)
mutfak müzesi olacaktı, gidilebilir.
0
tedirginlik hucresi
(17.09.11)
su parkı var oraya gidebilirsin eğlenceli oyuncaklar var.
0
cdiyez
(17.09.11)
Burada tartışılmış;
wowturkey.com
0
neosphere
(17.09.11)
dünyanın en büyük mozik müzesi orada. yakın zamanda açılacaktı. açıldıysa oraya gidilebilir.
0
microfiction
(17.09.11)
(5)

Macbook pil koruma yöntemleri?

audrey hepburn
Dizüstü pc'lerde pili çıkararak kullanabiliyordum fakat mac'te mümkün olmuyor. Şimdi bunun pil ömrünü uzatmam için sürekli şarjda mı kullanmalıyım yoksa fişi çekip pili doldur boşalt yöntemiyle mi kullanmalıyım? Başka çözüm önerilerine de açığım.
Dizüstü pc'lerde pili çıkararak kullanabiliyordum fakat mac'te mümkün olmuyor. Şimdi bunun pil ömrünü uzatmam için sürekli şarjda mı kullanmalıyım yoksa fişi çekip pili doldur boşalt yöntemiyle mi kullanmalıyım? Başka çözüm önerilerine de açığım.
0
audrey hepburn
(16.09.11)
bana kalırsa doldur boşalt yapma. sürekli şarjda kalsın. pc kendisi, şarj tam doluysa bataryaya gelen akımı otomatik keser.

editlendi
0
neysene
(16.09.11)
tecrübelerime göre sürekli şarjda olursa daha çabuk bozuluyor
0
xvyz
(16.09.11)
şarjda takılı kalsın haftada bir pil i boşalt. li-ion pillerin genel olarak kullanımı bu şekilde.
0
rakim efendi
(16.09.11)
Takili dursun arada bir desarj yap bisey olmaz.
0
Lim5
(16.09.11)
mac'in pil ömrünü uzatmak için iki ayda bir, ayda bir vb. kalibrasyon yapmanız gerekir. şurada nasıl kalibreleyeceğiniz anlatılmış:

www.langturk.com
0
microfiction
(16.09.11)
(5)

en iyi tıraş bıçağı sizce hangisi?

dynamic0de
soru başlıkta..
soru başlıkta..
0
dynamic0de
(16.09.11)
gillette mach 3 iyidir. bu arada traş değil tıraş.
0
microfiction
(16.09.11)
peki bunların sensitive,turbo,power gibi çeşitleri var hangisi daha iyi?
0
🌸dynamic0de
(16.09.11)
en iyisi tıraş olmamak. makinayla en kısa biçimce almak.

edit: ben genel anlamda söyledim tabi. makina yüze daha insancıl bir yaklaşım :) tabi işiniz dolayısıyla tıraş olmak zorunda olabilirsiniz..
0
ermanen
(16.09.11)
gillette mach 3 iyi, 4 bıçaklısı var o kötü bence. klasik mach 3 ve mach 3 turbo gayet iyidir, pilli titreşimli işlere girmemeni öneririm.

tabi ki en güzeli hiç tıraş olmamak ama balkan kızları falan sakallı seviyo, o bakımda kuzeye gitme ihtimaline nazaran suratta arada bir bulundurmakta faide var. :)
0
siradisi00
(16.09.11)
gilette pahali kisa sahal da derby samurai iyi gidiyor uc bicak...
0
uykulu
(16.09.11)
(3)

Kutsal Kitaplara Göre Dünya Kaç Yaşındadır?

axijazz
Kutsal kitaplarda böyle bir bilgi var mı?
Kutsal kitaplarda böyle bir bilgi var mı?
0
axijazz
(13.09.11)
incil'e göre 6000 yıl. müslümanlardan 10000 yıl olduğunu söyleyenler var.
0
microfiction
(13.09.11)
bildiğim kadarıyla kutsal kitaplarda böyle bir bilgi yok. ama peygamberler, kavimler, kuşakları hesaba katıp hz adem'e kadar gidilirse maksimum 10 bin. tabi hadis madislerde de dünyanın yaşını hesaplamayı kolaylaştıran şeyler var.

bilimsel olarak 4.5 milyar yıl olduğu tespit edildi. ama dedigim gibi kitaplarda net bilgi yok.
0
kocayusuf
(13.09.11)
4,75+-0,1 milyar yıl olduğu düşünülüyor diyelim ^_^
0
uyku inadim inat
(14.09.11)
(9)

bu isimleri kim belirlemiş?

altini ser incisi ker
efendim dün gece saat 02:00 civarında arkadaşla dışarıda muhabbet ederken sikko bi soruyla mala bağlandık ikimizde. sorumuz şu; yıldız, uçak, araba ya da ne biliyim kaldırım bu cisimlere kim isim vermiş?yani "kaldırım"a neden başka bişi dememişlerde kaldırım demişler kim demiş nerden esmiş nolmuş ?
efendim dün gece saat 02:00 civarında arkadaşla dışarıda muhabbet ederken sikko bi soruyla mala bağlandık ikimizde.

sorumuz şu; yıldız, uçak, araba ya da ne biliyim kaldırım bu cisimlere kim isim vermiş?

yani "kaldırım"a neden başka bişi dememişlerde kaldırım demişler kim demiş nerden esmiş nolmuş ?
0
altini ser incisi ker
(11.09.11)
kaldırım kelimesi türkçeye italyancadan geçmiş. yani kaldırmak-kalkmak gibi fiillerle alakası yok. diğerleri de kısa bir araştırmayla bulunur sanırım.

uçak zaten çok tipik bi türkçe kelime.
0
yasakani
(11.09.11)
neden uçak peki? neden uçağa uçak demişler? uçağa farklı bir isim koyulamaz mı?
0
🌸altini ser incisi ker
(11.09.11)
dilde nedensizlik ilkesi vardır. yalnız, icatlara türetilen adlar konulmuştur çoğun.
0
garven
(11.09.11)
şimdi uçmaktan geliyor desem, uçmanın adını kim koymuş diyeceksiniz. böyle gider bu...
0
Kamyoncunun vitesi
(11.09.11)
bu nedensizlik ilkesi cevap verilemeyen sorular için o zaman? bi cevap bulunamayınca işte bu "nedensizlik ilkesi" mi deniliyor?
0
🌸altini ser incisi ker
(11.09.11)
evet, onca kuramı g.tlerinden uydurmuşlar, bilemeyip sıkışınca da öyle deyivermişler!
bit.ly
0
garven
(11.09.11)
bence (bkz: yansıma sözcük)lerin payı büyüktür dilin evriminde. bir dilbilimciye sormak lazım. kök sözcüklerin önemli kısmı yansımalardan çıkmış olabilir.
0
boshi
(11.09.11)
@yasakani kaldırım'ın italyancadan geçtiği bilgisi yanlış. kaldırım, yunanca kallidrómos'tan (düzgün, döşeli yol) geçmedir.
0
microfiction
(11.09.11)
soyadı kanunu gibi bişey herhalde
0
neysene
(11.09.11)
(7)

Kitaplık - Ikea

microfiction
Ikea'dan kitaplık alınır mı?
Ikea'dan kitaplık alınır mı?
0
microfiction
(10.09.11)
eger imkanin varsa sen de yapabilirsin. koctas ve baumax da raf seklinde satiliyor, parca parca alip istegine göre birlestirebilirsin. cok daha ucuza geliyor. internette bir sürü tasarim örnegi var, bookshelf design falan yazinca cikiyor.
0
jackofalltrades
(10.09.11)
öğrenci evine olmayacak. raf şeklinde satılanlar bir yana, koçtaştakileri beğenmedim.
0
🌸microfiction
(10.09.11)
ikea'dan alcam diyosanız, takip edip indirime girdiği an almalısın. yoksa gereksiz pahalı.
0
0dy
(10.09.11)
alınır. Bayaa da sağlam.
0
Kreuzberg
(10.09.11)
Alınır.
Şahsen ben Billy kitaplık aldım 1,5 yıl önce.69 tl miydi neydi.Beyaz.Gayet sağlam,montajı fln kolay.Tavsiye ederim.Başka renklerini de almayı düşünüyorum hatta.
0
buzbebek
(10.09.11)
bende de ikeadan aldığım billy kitaplık var, ben de memnunum.
0
yemrem
(11.09.11)
ikeadan bugün tv sehpası aldım daha monte ederken elimde kalacaktı neredeyse.
0
piszenci
(11.09.11)
(3)

ulus, millet, milliyet... tanımlayabilir misiniz?

hkaan
Merhaba dostlar, ben ulus devlet ile alakalı bir ödev hazırlıyorum fakat farklı kaynaklardan okuduğum tanımlar ve kullanımlar kafamı karıştırdı. Bu ulus, millet, milliyet tanımları karışık bir hal aldı kafamda. Sizden ağırlıklı olarak ya da işin bileni varsa bilimsel olarak tanımlarını rica edeceğim
Merhaba dostlar, ben ulus devlet ile alakalı bir ödev hazırlıyorum fakat farklı kaynaklardan okuduğum tanımlar ve kullanımlar kafamı karıştırdı. Bu ulus, millet, milliyet tanımları karışık bir hal aldı kafamda. Sizden ağırlıklı olarak ya da işin bileni varsa bilimsel olarak tanımlarını rica edeceğim. Özellikle millet kelimesi; İslam milleti gibi ifadeler kafamı karıştırdı. Şu an benim yapabileceğim yaklaşık tanımlar.

Ulus: Belli bir kültürel geçmişi olan aynı coğrafyada yaşayan insanlar.
Millet: Belli bir inanç birliğine sahip insan toplulukları.
Milliyet: Irk.

Ayrıca kafamı karıştırması gereken konuyla alakalı aykırı ve doğru bilgileriniz varsa paylaşırsanız çok sevinirim.
0
hkaan
(04.09.11)
günümüzde millet de ulus da aynı anlama geliyor. sizin yapmanız gereken şey osmanlı'daki millet kavramını araştırmak. osmanlı'da millet, bugünkü kullandığımız anlamdaki ulustan/milletten farklıdır. imparatorluğu oluşturan ve temelde dine dayanan birimlerdir millet. bu sisteme de millet sistemi denir. islam milleti sözü de oradan geliyor zaten.
0
microfiction
(04.09.11)
Ulustan bahsederken ırkın etkisi nedir. Yani Amerikan vatandaşı ispanyolların veya italyanların kendini amerikan ulusundan saymasını açıklar mısınız? Benim okuduklarımdan anladığım Ulusun çok ırkla alakalı olmadığı ama ulusu belirleyen etken olarak ırkın ağır bastığı yerler de var. nazi almanyası gibi.
0
🌸hkaan
(04.09.11)
siyaset biliminde ulusun iki türlü olabileceği öğretilir. birincisi kültürel olarak diğeri siyasi olarak. abd siyasi ulus kavramına örnektir. aralarında kültürel ortak bağ olmayan insanların dahi bir ulus çatısında birleşmesi hali. herhangi bir avrupa ulusunu ise kültürel ulusa örnek gösterebiliriz. bunda tek başına soyu ele alamayız. soy dediğiniz şey değişiyor ve saf soy diye bir şey yok zaten. temel bağ kültüreldir. bunun içine tarih birliği, dil, din, mezhep vb. sokabilirsiniz. Ancak böyle ekşi duyurudan sorularak bulunacak şeyler değil. bir siyaset bilimi kitabından bakmanız gerek.
0
microfiction
(04.09.11)
(2)

dinler tarihi ile ilgili kitap

adaminbiri12345
geniş bir şekilde geçmişten bu güne kadar olan dinlerle ilgili bilgilerin yer aldığı ve olabildiğince tarafsız olan bir kitap arıyorum mümkünse yabancı bir yazar olsun. önerilerinizi bekliyorum
geniş bir şekilde geçmişten bu güne kadar olan dinlerle ilgili bilgilerin yer aldığı ve olabildiğince tarafsız olan bir kitap arıyorum mümkünse yabancı bir yazar olsun. önerilerinizi bekliyorum
0
adaminbiri12345
(03.09.11)
Sorunuzun tek bir yanıtı var. O da dinler tarihi alanının bir numaralı adı Mircea Eliade. Kabalcı'dan çıkma Dinler Tarihine Giriş ve Dinler Tarihi dizisi vardır. Dinler Tarihine Giriş'le birlikte toplam dört cilttir. Bulabileceğiniz en nesnel hatta en yetkin ve belki de tek kaynaktır. Link de vereyim de tam olsun:

www.idefix.com
www.idefix.com
www.idefix.com
www.idefix.com

edit: www.dinlertarihi.net adresinden uzak durun. bilimsel bir yanı yoktur. islami bakış açısından daha doğrusu islam'ın belli bir ideolojik yorumundan hareket eder. adını dinler tarihi koymuşlar ama bir sosyal bilim disiplini olarak dinler tarihiyle bir ilgisi yok.
0
microfiction
(03.09.11)
kitap mitap bilmem de youtube'a gir gönül tekin yaz teke tek'te katıldığı 3 bölümlük programı izle. sonra kitaplara geçersin.
0
sensible soccer
(27.04.14)
(3)

bı cızgı karakter vardı

hjarteblod
uzun boylu, bere takıyodu, cızgılı tısort gıyıyodu. neydı o?
uzun boylu, bere takıyodu, cızgılı tısort gıyıyodu. neydı o?
0
hjarteblod
(02.09.11)
waldo geldi aklıma.
0
sanat guresi
(02.09.11)
waldo olması lazım, bu midur? www.google.com.tr
0
toshiro
(02.09.11)
waldo. lakin dünyanın her yerinde o ülkedeki benzer bir adla anılıyor. türkiye'de gezgin veli şeklindeydi.
0
microfiction
(02.09.11)
(3)

Sözlük yazarının blog açması mantıklı mı?

nescafe11
Elimin altında sözlük var yazıyorum. Ama format kaygısı var malum. Şöyle rahat rahat kendime ait bir yer istiyorum. İyi hoş açtık bir blog yazdık bir şeyler de bu sefer kim okuyacak problemi var. Gerçek hayatta tanıdığım arkadaşlara da okutmak istemem özel şeyler yazacağım. Sözlükte iki cümle tanım
Elimin altında sözlük var yazıyorum. Ama format kaygısı var malum. Şöyle rahat rahat kendime ait bir yer istiyorum. İyi hoş açtık bir blog yazdık bir şeyler de bu sefer kim okuyacak problemi var. Gerçek hayatta tanıdığım arkadaşlara da okutmak istemem özel şeyler yazacağım. Sözlükte iki cümle tanım yazıp altına blog reklamı vermek de hiç hoşuma gitmez. Kararsız kaldım n'apayım?
0
nescafe11
(02.09.11)
niçin mantıklı olmasın? blog eyüdür, temüzlükdür. hatta sözlükte yazmaktan daha bile mantıklı. bir başlayın, belli yerlerde duyurun bloğunuzu. takipçiler olur ilila ki. hele bir de belli bir konu üzerine yazıyorsanız daha bile iyi olur.
0
microfiction
(02.09.11)
ben 2.5 sene kadar ulu'da yazdım, şimdi de burda yazıyorum. belli bir tarzım falan yok ama genelde spor ağırlıklı yazıyorum ve en az 20-30 kişi "olm blog açsana, bahis yazarsın, spor yazarsın, mis" dedi. bahiskandinavya diye bir zımbırtı açmıştım, iskandinav ligleriyle ilgili, kimse takip etmedi.

ama sözlükte "bunu okuyan mesaj atsın" diye entry girsem rahat 50 mesaj alırım 5 dakikada. blogda daha derli toplu olacağı falan doğru ama ben kendi adıma konuşacak olursam pek faydalı görmüyorum blog olayını. en azından benim için iyi olmayacağını düşünüyorum.

çünkü mesela 1 saat içinde 5 farklı takımla ilgili kısa kısa, takımın başlığına giren adam okusun diye şey yazıyorum. bunu blogda nereye, nasıl yazacağım? kopenhag diye başlık atıp "tur atladı" mı diyeceğim? okumaz kimse. :)
0
der meister
(02.09.11)
Yazdığın şeylere göre değişir ama ben de blog taraftarıyım.
0
roket adam
(02.09.11)
(4)

İyi bir hikayeci olmak...

gominist redar
...içün ne yapmak lazımdır?insanları mesela sizi, etkileyen hikayeler genel olarak ne gibi kriterlere sahip?çarpıcı son mu? ilgi çekici betimleme mi? farklı hikaye mi? yaşanmışlık mı? korku ögesi mi? gerilim mi? cinsiyetçilik mi?vs...nedir?not: erotik hikaye yazmıyoruz sayın itiraf.com takipçileri
...içün ne yapmak lazımdır?

insanları mesela sizi, etkileyen hikayeler genel olarak ne gibi kriterlere sahip?

çarpıcı son mu?
ilgi çekici betimleme mi?
farklı hikaye mi?
yaşanmışlık mı?
korku ögesi mi? gerilim mi?
cinsiyetçilik mi?
vs...
nedir?

not: erotik hikaye yazmıyoruz sayın itiraf.com takipçileri
0
gominist redar
(01.09.11)
hepsinin harmanlanmış hali.
0
gaitalianus
(01.09.11)
iyi bir hikayeyi kalıpların üstünden götüreceksek, çok basit: "sex sells"

ama iyi bir hikaye, planlanmadan yazılmış(yukarıda bahsettiklerinizin belli ölçülerde yedirilmesinden bahsediyorum) ama sürükleyen hikayedir bence.
0
bipolar
(01.09.11)
nolan stayla üzerinde düşün derim. seyirciyi (okuyucuyu) göt etmek.
0
xanobachewsky
(01.09.11)
iyi bir öykü yazarı olmak için öncelikle iyi öyküleri bolca okumanız gerek. okuyunca göreceksiniz ki öyküyü öykü yapan şey saydığınız unsurlardan hiçbirisi değildir.

ayrıntılı bilgi için murat gülsoy'un büyübozumu yaratıcı yazarlık kitabını okumanızı öneririm.

tabii bir de iyi öykü kitapları okumanız gerek. tek tek ad vermiyorum, kendi öykü sesinize uygun kitapları kendiniz bulmalısınız. sait faik'le ve çehov'la başlayabilirsiniz. türk öykücülüğü sait faik'e dayanır. antolojiler de kendinize uygun öykü yazarları bulabilmeniz için iyidir. antolojileri okuyunca adlarını bilmediğiniz öykücülerin sayısını görüp şaşıracaksınız belki. bir de dergiler var tabii. notos (bkz: notos öykü), varlık, kitap-lık vb. bunları okuyabilirsiniz.
0
microfiction
(01.09.11)
(3)

Cumartesi Programının Tekrarı Vs.?

lamneth
dün yekta kopanın sunduğu cumartesi programında cenk taner çıkacaktı salak gibi kaçırdım. tekrarı falan var mı bu programın? yoksa program arşivini bulabilir miyiz acaba?
dün yekta kopanın sunduğu cumartesi programında cenk taner çıkacaktı salak gibi kaçırdım. tekrarı falan var mı bu programın? yoksa program arşivini bulabilir miyiz acaba?
0
lamneth
(29.08.11)
kya
(29.08.11)
ntvmsnbc'ye girerseniz orada video galeride eski program kayıtları var. ama henüz dünkü programı yüklememişlerdir.
0
microfiction
(29.08.11)
sakallibebek
(29.08.11)
(7)

Tarih nasıl katlanılabilir hale gelir ?

matsiyah
Evet sevgili tecavüzcü coşkunlar, Tarih çalışamıyorum, daha doğrusu birilerinin cihat adı altınta başka insanların topraklarına konması onları egemenliği altına alması, yağmalaması(fethetme diye geçiyor kitaplarda) durumunu kitapların taraflı şekilde anlatması bende okumama hissi uyandırıyor.Okumak
Evet sevgili tecavüzcü coşkunlar,
Tarih çalışamıyorum, daha doğrusu birilerinin cihat adı altınta başka insanların topraklarına konması onları egemenliği altına alması, yağmalaması(fethetme diye geçiyor kitaplarda) durumunu kitapların taraflı şekilde anlatması bende okumama hissi uyandırıyor.Okumak istemiyorum tahammül edemiyorum. nasıl bir çalışma şekli bana tarihi sevdirir?
Ne yapmalıyım osmanlı tarihi ve eski türk tarihini detaylı öğrenmek için?
Sınavda tarih yapmam lazım dedeler :(

Not:Bahsettiğim Türkiye Cumhuriyeti kurulmadan önceki tarihtir.Herhangi bir şeyden gocunduğum yok.mantıklı olan her insan zaten okuduğu zaman anlar demek istediğimi.
0
matsiyah
(25.08.11)
ders kitaplarini degil de dogru duzgun tarih kitaplarini oku? hatta ingilizce biliyorsan ingilizce kaynaklardan calis. ben oyle yaptim, hem kalici oluyor, hem daha az yalan oluyor.
0
sendelemeden
(25.08.11)
yedirerek. gocunmayarak. hazmederek. şanlı tarihinle gurur duyarak.
0
yavuzku
(25.08.11)
anladığım kadarıyla liselisiniz matsiyah. işin kaçarı yok, mecbur çalışacaksınız. işin içinde sınav, müfredat falan olmasaydı ben de sendelemeden'in dediğini derdim. merak etmeyin, kurtuluş yakındır. yakında üniversiteye girecek ve dilediğinizce gerçek, resmi olmayan tarih kitaplarını okuyabileceksiniz. size tavsiyem şu anki okuduğunuz tarih kitaplarını okurken beyninizin bir bölümündeki şalteri indirmeniz yönünde. sanki roman okuyormuş gibi okuyun. okuduklarınızı bir yazarın elinden çıkma, tarihle ilgili kurmaca bir metin diye görün. işin gerçekte ne olduğu kısmını düşünmeyince ve roman okur gibi okuyunca daha kolay olur.

dilerseniz o bilgileri "bak okul kitaplarında böyle böyle saçmalıklar var" şeklinde tartışmalarda argüman olarak kullanabilmek için öğrenin.
0
microfiction
(25.08.11)
kopya çek.
ingilizcen iyise sıranın üzerine ingilizce olarak yaz.
yok değilse bi kağıda yaz, kağıdı masanın ucuna yapıştır. bi tane de bandı yuvarla masanın altına kağıdın ortasının denk geldiği yere yapıştır. böylece kağıdı çekince kucağına gelecek itince de masanın altına yapışıp kamufle olacaktır.
0
take me rufee2
(25.08.11)
kopya çekmenin pekte mantıklı olmadığı bir durum tarih. Tarih dersinin öğretenle çok ilgisi var. Sen daha açık dille yazılmış, gereksiz ayrıntıya girmemiş kitaplardan çalışmaya bak.
0
phoenixboy
(25.08.11)
"bak okul kitaplarında böyle böyle saçmalıklar var" şeklinde tartışmalarda argüman olarak kullanabilmek için öğrenin

güzel bir öneri
0
🌸matsiyah
(25.08.11)
milli eğitim bu müfreadatla , bu anlayışla ; tari değil de Milli Tarih vermeye devam ettiği müddetçe durumunuzda bir gariplik aramayın. Gayet olağandır , tarihten nefret eden ne ilk ne de son kişi olacaksınız. Malesef . Kopya-mopya dersi geçin yeter.
0
duzeysiz
(25.08.11)
(9)

Kitaplı film

microfiction
Merhaba,İçinde kitap geçen, kitapçı, sahaf geçen, yayınevi geçen filmler hatta diziler arıyorum. Çok sorulmuş ama yazarlı film de olur.Örnek: 9th Gate, You've got mail vb.Yazarlıya örnek: Californication, Wonder Boys vb.
Merhaba,

İçinde kitap geçen, kitapçı, sahaf geçen, yayınevi geçen filmler hatta diziler arıyorum. Çok sorulmuş ama yazarlı film de olur.

Örnek: 9th Gate, You've got mail vb.

Yazarlıya örnek: Californication, Wonder Boys vb.
0
microfiction
(24.08.11)
the reader ilk aklıma gelen. bir de before sunset var ucundan kitap kıyısından yakalıyor.
0
in vino veritas
(24.08.11)
provezza
(24.08.11)
notting hill, julia roberts dan nefret etmeme ragmen icinde kitap, kitapci, kitapsever geciyor diye söyleyeyim dedim.

barton fink de writer's block icin güzel bir örnek, güzel bir filmdir.

iris var, iris murdoch'un hayatini anlatiyor, hours var virgina woolf a dair. daha cok var ama kendin mi seyredeceksin, baskasina mi izleteceksin, toplu gösterim mi olacak? ona göre tavsiyeleri artirabiliriz.
0
jackofalltrades
(24.08.11)
yasamın kıyısında.
0
all girls dream
(24.08.11)
The Number 23
Inkheart
0
chaoslord
(24.08.11)
tedirginlik hucresi
(24.08.11)
0
black sabahat
(24.08.11)
@jackofalltrades kendim izleyeceğim.
0
🌸microfiction
(24.08.11)
the world according to garp, benim cok sevdigim bir filmdir. icinde kitap, yazar gecse de asıl meselesi başka. mutlaka seveceksin.

bir de yakinlarda umberto eco'nun yorum ve aşırı yorumunu okudum, gülün adı'nı tekrar seyretmeyi istedim. seyretmedi isen, yazının ve yazarın dogasına dair güzel bir film.
0
jackofalltrades
(24.08.11)
(9)

hoşçakal nasıl bir temennidir

karlmarx
bir arkadaşım var, her konuşmanın sonunda hoşçakal diyor. acaba bir daha konuşmayalım, tekrar yazma mı demek istiyor anlamadım. bir de özellikle "hoşça kal" yazıyor. ayrık yazıyor. anlamadım gitti. nedir bu işin doğrusu. ben de telefonda konuşurken, hadi hoşçakal derim, görüşmeyelim anlamı yoktur a
bir arkadaşım var, her konuşmanın sonunda hoşçakal diyor. acaba bir daha konuşmayalım, tekrar yazma mı demek istiyor anlamadım. bir de özellikle "hoşça kal" yazıyor. ayrık yazıyor. anlamadım gitti. nedir bu işin doğrusu. ben de telefonda konuşurken, hadi hoşçakal derim, görüşmeyelim anlamı yoktur ama, ayrık yazınca içime kurt düştü, size sorayım dedim.
0
karlmarx
(24.08.11)
belki dilbilgisi konusunda titizdir, ondan öyle yazıyordur. ben de öyle yazarım, hiç öyle bir anlama geleceğini düşünmedim. :)
0
arig
(24.08.11)
evet doğrusu o.
0
kenar
(24.08.11)
ayrık yazılması farklı bir anlam ifade etmiyor, zaten bu ifadenin doğru yazılış şekli bu. sen doğru yazılış şeklini bilmediğinden/kullanmadığından/kullanıldığını sık görmediğinden dolayı farklı anlamlar yükleyip garip fikirlere kapılmışsın.
0
Leucothea
(24.08.11)
emre aydın- hoşcakalı çok dinlemişsin zamanında. onun için böyle düşünüyorsun.

"conversationas with god" filminde şöyle bir diyalog geçer:


- Neyse, hoşçakal.
- Hayır, hayır, hayır.Hoşçakal demeyin.
Sonra görüşürüz, tekrar görüşürüz.
Hoşçakal hariç herşey olabilir.
Hoşçakal daha çok...
...kötü bir sevgiliden ayrılırken
söylenen bir şeye benziyor.
0
sokak cocugu
(24.08.11)
çok hassassın bence
0
mahnita
(24.08.11)
güzel anlamı var
genelde hoşçakal derim
hani hep keyifli şen kal manasında.
görüşmeyeceğiz artık manasında kullanmam.
0
seyduna6687
(24.08.11)
dostum bu ne pimpiriklilik. adam sana hadi bye gibisinden çok türkçe ve dilbilgisine çok uygun bir şey söylemiş. neden "bir daha görüşmeyelim." gibi manalar çıkarıyorsun? "elveda" diyene kadar rahatsız edebilirsin onu rahat ol...
0
istanbul beyefendisi
(24.08.11)
rahat ol hoşça kal demiş tertipli kurallı bir kızdır diye..iyi yine hoş çakal dememiş.
0
hll4747
(24.08.11)
hoşça kal doğrusudur zaten. hoşçakalmak diye bir şey yok çünkü. kalmak var bir de hoşça var. hoşça + kal = hoşça kal. en azından arkadaşınızın yazımının doğru olduğunu söyleyebilirim.
0
microfiction
(24.08.11)
(1)

iki şehrin hikayesi

saqim
iki şehrin hikayesi'ni geç kalmış da olsam okumaya karar verdim. ancak kitabı pek çok yayınevi yayınlamış. hal böyle olunca hangisini alacağım konusunda bir tereddüt yaşadım. çevirisi başarılı bir yayınevi önerecek olan var mı?
iki şehrin hikayesi'ni geç kalmış da olsam okumaya karar verdim. ancak kitabı pek çok yayınevi yayınlamış. hal böyle olunca hangisini alacağım konusunda bir tereddüt yaşadım. çevirisi başarılı bir yayınevi önerecek olan var mı?
0
saqim
(23.08.11)
idefix'ten baktım şimdi hangi yayınevleri basmış diye. içlerinde kayda değer bir tek can yayınları var. gerisini boşverin. çoğu çöp.
0
microfiction
(23.08.11)
(6)

bilimkurgu film tavsiyesi

delidir yakalayin
bilimkurgu manyağı bir insan evladı olarak bayağı bir film izlemişliğim var çok kişinin bilmediği, keşfetmediği bilimkurgu filmleri arıyorum. konu olarak sınırım yok ama felaket, dünyadışı varlıklar ve felaket sonrası filmler ilgimi çekiyor. tavsiyeler için şimdiden teşekkür.
bilimkurgu manyağı bir insan evladı olarak bayağı bir film izlemişliğim var çok kişinin bilmediği, keşfetmediği bilimkurgu filmleri arıyorum. konu olarak sınırım yok ama felaket, dünyadışı varlıklar ve felaket sonrası filmler ilgimi çekiyor. tavsiyeler için şimdiden teşekkür.
0
delidir yakalayin
(21.08.11)
perviy na lune :) rus filmi yani ay'daki ilk manasında izle seversin. sovyet filmlerine bakmanı tavsiye ederim.
0
ernest everhard
(21.08.11)
Dünya dışı varlıklar vs ile ilgileniyorsanız büyük ihtimal izlemişsinizdir ama ben bir fanı olarak yazayım:

(bkz: The X-Files), (bkz: The X-Files:I Want to Believe)

Ayrıca filmlerden ziyade diziyi tavsiye ederim.
0
johan sebastian
(21.08.11)
(bkz: primer) (bir muhendis filmi, dusuk butceli ve tamamen dunyada geciyor, uzayli muzayli da yok, tam anladigimdan da emin degilim, semalar falan filan geziyor ortalikta anlayabilmek icin)
(bkz: pioneer one) (bu dizi gerci ama 4 bolumu cikti daha, bagimsiz bir ekip toplanan bagislarla yapiyor)

district 9 var ama izlemissindir zaten, mainstream.
0
disq
(21.08.11)
ama dunyadisi varlik dizisi istersen bikac "en guzel" diyebileceklerimden sayayim: (sen sormadin ben sayiyorum simdiden, dusun artik bunlari izlemediysen nasil izlemen gerek :) )

doctor who (2005 olan) (off of, muthis.. ilk sezon sonrasi daha da muthis oluyor)
stargate sg-1 (sonrasinda atlantis ve universe versiyonlari da var ama en iyisi budur, ilk sezonun bazi bolumleri bayabilir)
terminator the sarah connor chronicles (buna da off of, ama kisa surdu)
odyssey 5 (biraz pioneer one'a benziyor gibi)
space above and beyond (x files'in yapimcilari x files'in yapimcisi olmadan (1995) bunu yaptilar, bsg tadi var, az da olsa "uzayli" da var)

guncel olanlari (V'nin yenisi, battlestar galactica filan) saymadim.
0
disq
(21.08.11)
film demişsin ama izlemediysen mutlaka doctor who +1241321312
0
ekaterina
(21.08.11)
blade runner izlememiş birisi bilimkurgu manyağıyım diye gezmemelidir. olmasındır böyle şey. gerçi çok kişinin bilmediği denilmiş ama, bilinir filmdir.
0
microfiction
(21.08.11)
(15)

suç ve ceza

sarper361
kitap okumaya yeni başlayan ben ne yaptım ne ettiysem şu dikkat süremi uzatamadım. eziyet oldu kitap okumak. herkes de akıcı kitap oku akar gider o anlamazsın dedi. akıcı kitap? deyince de tabii ki suç ve ceza dediler. yav tamam iyi de kötü lan bu kitap da. 150. sayfaya geldim de gına geldi. oturuyo
kitap okumaya yeni başlayan ben ne yaptım ne ettiysem şu dikkat süremi uzatamadım. eziyet oldu kitap okumak. herkes de akıcı kitap oku akar gider o anlamazsın dedi. akıcı kitap? deyince de tabii ki suç ve ceza dediler. yav tamam iyi de kötü lan bu kitap da. 150. sayfaya geldim de gına geldi. oturuyorum başına 3 sayfa okuyup kalkıyorum. kendimi zorlamasam 20 sayfa anca okumuştum şimdiye.

şimdi sorular şunlar:

akıcı kitap dediğiniz bu mu yahu? kitap okumak bu kadar mı sıkıcı bir şey? sizce de akıcı mı suç ve ceza?
0
sarper361
(17.08.11)
O tarz sevmiyorsunuzdur sevdiğiniz tarzı bulana kadar deneyin derim.
0
vexations
(17.08.11)
''kitap okumak'' derken sürekli romanların akla gelmesi düşündürücü, demekki roman okumak size göre değil, gidin bilimsel yada neleri seviyosanız onunla ilgili kitaplar alın, örneğin astronomiyi seviyorsanız evren atlası alın gibi..
''roman'' sadece bir kitap türü.
0
RuledBySecrecy
(17.08.11)
kitap okumaya yeni başlayan birine önerilecek kitap değil suç ve ceza. jean christophe grangé gibi heyecanlı polisiyeler veya hakan günday gibi kolay okunan kitaplarla başlayın. sonra da sevdiğiniz kitapları zamanla seçmeyi öğrenirsiniz. ilk aşamada ağır klasiklerle başlamayın. roman okumayı sevmemekle ilgisi yoktur kesinlikle. başlangıç için kötü seçim suç ve ceza.
0
microfiction
(17.08.11)
@ruledbysecrecy kitap deyince roman akla gelmiyor da akıcı kitap deyince roman geliyor akla hakkaten. ama o da olmuyor. ilgi alanımla ilgili kurgusu olmayan bir kitap da işe yaramıyor.
0
🌸sarper361
(17.08.11)
çocuk kitaplarıyla başlamayı deneyebilirsin. küçük prens veya pal sokağı çocukları gibi. bunlar gerçekten 25-26 yaşındaki birini bile etkileyebilen kısa ve anlaşılabilir kitaplardır. bundan sonra normal kitaplara nazaran daha ince kitapları mesela yaşar kemal'in kuşlar da gitti adlı kitabı gibi kitapları deneyebilirsin.
bundan ziyade kitapların içinde bölüm bölüm hikayeler olan kitaplar mesela nihat genç kitapları gibi kitapları okuyabilirsin. ya da nietzche'nin, erasmus'un kitapları..
ama arkadaşın da önerdiği üzere akıcı kitaplar okuyabilirsin. mesela umberto eco'nun kraliçe Iona'nın gizemli alevi adlı kitabının gerçekten farklı bir konusu vardır ve akıcıdır. ya da yaşar kemal'in akçasazın ağaları ikilemesi.
suç ve ceza elbette okumalısın ama sana kim tavsiye ettiyse ayıp etmiş. bence akıcı bir kitap olarak direk meydan larus'u baştan sonra okumalısın tavsiyesinde bulunmalıydı.
0
st darkofanger
(17.08.11)
asıl soru suç ve ceza'nın akıcı olup olmadığı değil, kitap okumaya yeni başlayan bir insana suç ve ceza'nın tavsiye edilmesinin hangi mantığa dayandırıldığıdır. kitap okumak sıkıcı bir şey değildir ancak kendini buna alıştırmadan eline suç ve ceza almanın sana işkence gibi gelmesi gayet normal. kısa öyküler okumak kitap okumaya alışmanın ilk adımı. seçimlerini yaparken de sevdiğin filmleri göz önünde bulundur mesela; bilim kurgu filmlerini seviyorsan bilim kurgu romanlarını okumayı dene örneğin.
0
Leucothea
(17.08.11)
tereddüt etmeden suç ve ceza diyen iki arkadaşıma yazdıklarınızı göstereceğim:)çok teşekkür ettim.
0
🌸sarper361
(17.08.11)
bence gayet akıcıydı okumak bi kaç günümü almıştı. şimdi sana kötü çeviri denk gelmiş olabilir. haliyle kötü yayınevi olabilir. bence iletişim ya da iş bankası yayınlarından almayı dene ve tekrar oku :) daha bi güzel gelir gözüne.
0
provezza
(17.08.11)
@provezza zaten iletişim yayınları cebelleştiğim kitap.
0
🌸sarper361
(17.08.11)
şimdi senin bahsettiğin rus edebiyatı. adamı öldürür de diriltir de...

sana tavsiyem al eline kinyas ve kayrayı. mis gibi sürüklen...
0
buyrun
(17.08.11)
yeni başlayan birine suç ve ceza okutmak, bodybuilding'e yeni başlayan birine 150 kilo kaldırmaya benzer. size tavsiyem sevdiğiniz türde kitaolar okuyarak ilk başta bir okuma alışkanlığı kazanmanız. mesela polisiye severseniz sir arthur conan doyle'un sherlock holmes kitaplarını tavsiye ederim. ya da piyasadaki popüler polisiye kitapları da okuyabilirsiniz.
0
toshiro
(17.08.11)
hacı suç ve ceza iyidir de buhranlı bir iklimi var. bunaltır adamı. kitabın akıcı geçebilmesi için karakterleri biraz içselleştirmeniz gerekiyor. bunları yaşayan bir adam böyle hisseder diyebilmeniz gerekiyor. bunu başaramayınca kitap sıkabilir.
0
oshamahue
(17.08.11)
@sarper kardeşim senin arkadaş kendini bilmez artistin tekiymiş. hayatında 2-3 kitap okumuş. aklınca hava basmak için de sana bunu tavsiye etmiş.

ona bunu da okut lütfen, çünkü düşüncelerim bunlar kendisi hakkında. yoksa suç ve cezanın çizgi romanını filan mı okumuş? bu yaşta kitap okumaya başladım diyen insana bu mu tavsye edilir?

kitap okumak bir alışkanlıktır. ancak zamanla öğrenilebilir. yeni başlayanlar için suç ve ceza gibi felsefesi olan, klasik kitaplar ağır gelebilir.

ek olarak herkes her türlü kitabı, her türlü romanı, her yazarı sevmek zorunda değildir. misal çok okuyan, gayet de kültürlü birisiyim. dünya edebiyatından bütün eserlerini okuduğum bir çok yazar var. ancak bazı meşhur ve sevilen yazarları hiç elime bile almadım. onları okursam belki seveceğim, belki de hiç hoşlanmayacağım. bundan da gocunmam. zevkler ve renkler tartışılmaz.

size önerim hafif kitaplarla başlayın. misal geçen birisi sormuştu yine fantastik kitaplar tavsiye ettim. coelho'da simyacıyı, orham pamuk'tan beyaz kale'yi tavsiye ettim. polisiyeler olabilir. tarihi romanlar olabilir. zamanla sevdiğiniz yazarlar, türler şekillenecektir.

bir de bence kendinize daha akıllı arkadaşlar bulun. bu taş da inşallah arkadaşın kafasına gelir :)
0
mea maxima culpa
(17.08.11)
ek bilgi: suç ve ceza'yı 21 yaşında fıtık ameliyatı olmak için yattığım devlet hastanesinde 4 kişilik bir odada okudum. çok da hoşuma gitti.

evet ben garip bir insanım. ama birisi bana gelip de arkadaşım ben yeni kitap okumaya başlayacağım ne tavsiye edersin derse söyleyeceklerim çok başkadır.
0
mea maxima culpa
(17.08.11)
st darkofanger +1
0
firez
(17.08.11)
(21)

elif şafak

köfte
niye ingilizce yazar? marifet mi yani şimdi bu?
niye ingilizce yazar? marifet mi yani şimdi bu?
0
köfte
(17.08.11)
Bir arkadaşım Türkçe yazamadığını söylemişti. Ne kadar doğru bilemiyorum.
0
pokepoke
(17.08.11)
türkçe yazsın ing. çevrilsin. türklerden başka kimse yapmaz bunu.
0
🌸köfte
(17.08.11)
kitap olarak mı bahsediyorsunuz? o dilde okuyordur, o dilde rahat ediyordur, o dilde yazıyordur.
0
mahnita
(17.08.11)
asıl türkçe değil ingilizce yazamadığı söyleniyor. hatta ingiliz edebiyatçının biri fena bir ayar vermişti.
0
raycharles
(17.08.11)
iskender'i çeviren ibaresi gördüm de meraklandım. bir türk edebiyatçısının böle olmaması gerektiğini düşünüyorum. ben mi yanlış düşünüyorum anlamadım.
0
🌸köfte
(17.08.11)
daha fazla insana ulaşmak istiyor olabilir, daha rahat yazabiliyor olabilir vs vs.

garipsenecek bir yanı yok bence.

hiç yazmasa daha iyi tabi.
0
point me at the sky
(17.08.11)
kısaca tercih.

p.s. elif şafak okuldan bir hocamın kızı olur. görüşmüyolar yıllardır orası ayrı.
0
buyrun
(17.08.11)
kedi yesin onun ingilizcesini.
bir yazar en iyi kendi dilinde eser verir.
kültür kaymasına uğramıştır,
avrupada veya amerikalarda türkler hor görüldüğünden belki de utanıyordur,
( ben öyle değilim bakın sizin dilde yazdım beeeen)
tüm dünyada okunmak istiyorum gibisinden saplantılı bir hal almıştır belki de egosu.
hiç doğru değil bence.
0
seyduna6687
(17.08.11)
küçüklüğünden bu yana türkiye'de çok fazla yaşamadığı için...
0
bu nick tam yirmi alti karakter
(17.08.11)
büyük gazeteler baya taşak geçtiydi onun inglzcesiyle ny times dı sanırım, önce ingilizce yazmayı öğren sonra kitap yaz gibi laflar çaktıydılar.
0
rentts
(17.08.11)
nabokov, conrad, james joyce... bunlar da ingiliz değil ama ingilizce yazmışlar.
0
hyu
(17.08.11)
bildiğim kadarıyla eğitiminin büyük bir bölümini inglizce olarak aldığı için.
0
hoot
(17.08.11)
ingilizcesi kötü değil ya. ny times'ın o haberini merak ettim. şu belki ingilizcesi hakkında fikir verir:
www.ted.com
0
hyu
(17.08.11)
İngilizce düşünme ve yazma biçimine daha alışkın olduğunu ve bu dilde kendini daha rahat ifade ettiğini yazmıştı bir ara bir yerlerde. Tercih meselesidir, bizi alâkadar etmez. Beğenmeyen okumasın arkadaş, nedir? Sanki bütün Türkçe yazanları okuduk da bir Elif Şafak kaldı okunacak... (Bkz: Her kuşu s.ktik, bi' kaldı hacı leylek)
0
AhmetVural1987
(17.08.11)
mrtksn +1

AhmetVural1987 +1
0
mahnita
(17.08.11)
hyu'nun verdigi linkte (ted talks) anlatiyor, kendini rahat hissettigi dilde yaziyormus. sanirim siz de butun egitim hayatinizi ingilizce gorseniz, uzun yillar cocuklugunuzdan itibaren yurtdisinda yasasaniz belki siz de kendinizi ingilizce daha rahat ifade ederdiniz. bir okur olarak benim icin tek sorun kitaplarinin turkce cevirisi, cevirisine cok karismamaya calisiyormus, ondan belki de ayni tadi alamiyorum.
0
Labyrinthe
(17.08.11)
programda da sormuslardı tabi amerika da yaşamış uzun süre o yüzden demişti.

işin boktan kısmı ingilizce yazıp türkce ye başkasına cevirtmesi. bi şeye benzesin diyosan kendin cevir kadın.
0
rurouni
(17.08.11)
@hyu ted'deki konuşmasını daha dikkatli izlersen konuşmayı baştan sona ezberlediğini görürsünüz. ki bu konu da gerek sözlükte gerekse başka mecralarda bayağı tartışılmıştı. dikkat ederseniz anadili ingilizce olan birisi bile öyle nefes almadan konuşmaz. kadın düşünmeden, nefes almadan, ezberden konuşuyor ted'de. bu arada pek çok yerde ingilizcesini alaya alan yazılar çıktığını ben de biliyorum.

bu arada sözlük'te elif şafak başlığında "ted ezber*" (tırnak olmadan) diye aratırsanız konuya değinen pek çok kişiyi görürsünüz.
0
microfiction
(17.08.11)
microfiction, ezberlemiş olabilir doğrudur. tedtalk konuşmacılarının çoğunun yaptığı şey bu ama. ezberlemesi iyi ingilizce bilip bilmediğini göstermez. ezber de olsa konuşması basit bir ingilizceye sahip olmadığını gösteriyor. asıl merak ettiğim konu yabancı basında ingilizcesinin kötü olduğuna dair eleştiriler. örnek verilse ne güzel olur. çünkü böyle eleştiriler varsa işin boyutu değişir. benim bildiğim her şeyden önce bu tür eleştirileri yayınevi editöryasına yaparlar, yazara değil.
0
hyu
(17.08.11)
iyi güzel hoş da, madem bu kadın ing. yazıyor bu farsça kelimeler sevdası nedir? çeviri işine hiç karışmıyormuş. ingilizce de "meyyal" kelimesinin kullanımı nasıldır ?
0
🌸köfte
(17.08.11)
attila ilhan da zamanında fransa'dayken fransızca roman yazmış. önemli olan hangi dilde yazdığı değil de, herhangi bir dilde ortaya nasıl bir eser koyabildiğidir bence.
0
turkuazz
(17.08.11)
(11)

gaziantep

hayvan gibi yazar
buranın insanı nasıldır? bir kaç antepli arkadaşım var şahsen bir izmirli olarak benden zırnık farkı yoktu dünyaya bakış açısından bu arkadaşların. ama ne bileyim ben içerden değil dışardan bir fikir almak istiyorum. öğrenci olarak gidenlere nasıl bakıyorlar? vay keçi sakalı var vay saçı uzun vay or
buranın insanı nasıldır? bir kaç antepli arkadaşım var şahsen bir izmirli olarak benden zırnık farkı yoktu dünyaya bakış açısından bu arkadaşların. ama ne bileyim ben içerden değil dışardan bir fikir almak istiyorum. öğrenci olarak gidenlere nasıl bakıyorlar? vay keçi sakalı var vay saçı uzun vay oruç tutmuyor şunu dövelim var mı? keçi sakallısın dersi geçemezsin? insanların tip tip bakması vs? maraşta afşinde arkadaş var saçlarını kestirdi adam hayatımda mahalle baskısı denen şeyi ilk kez burda gördüm diyor. ki kendisi baya baya tutucu biridir alkol vs almaz dine düşkündür sadece saçı uzun olması bile sıkıntı olmuş.

bir de gaziantepliler okursa burayı bu okul çevresinde ucuz ama fena olmayan ev tutmak için yer yazar mısınız?
0
hayvan gibi yazar
(16.08.11)
antep iyidir, iyi. insanları da naziktir, yemekleri güzeldir, bol bol kilo alırsın inşallah.
0
ceberrut adam
(16.08.11)
gaziantep'in sorunu şu ki daha doğudaki illerden çok göç alıyor. dolayısıyla antep'in yerlisiyle bir sorununuz olmaz, hatta yerlisi çok iyidir. ama bu civar illerden gelen bazı apaçiler insanlar kızıyla, karısıyla gezerken bile tip tip bakabiliyorlar. yoksa antep'te saçınız, sakalınız bir sorun teşkil etmez. içiniz rahat olsun. atatürk'ün nüfusu bile gaziantep'e kayıtlıdır, öyle diyeyim. :) (biliyorum konuyla bir ilgisi yok)
0
microfiction
(16.08.11)
ya kimle konuşsam şu göçle gelenlerden bahsediliyor. off...
0
🌸hayvan gibi yazar
(16.08.11)
fazla pahalı bir şehir değil.üniversite civarında(karataş yolu üzeri) 2+1 stüdyolar 600tl civarı.1+1 ler de 350tl filan( bu fiyatı hastane tarafında gördüm).normal daire olarak da arkadaşlar yine üniversite civarında 3+1 lik dairelerde 350-400 civarında oturuyorlar.
0
manifeste
(16.08.11)
antep'e giderken ne düşündüğünüzle ilgili bu durum genelde olduğu gibi. eğer istemeden giderseniz sevmeyeceğiniz bir çok yönünü bulabilirsiniz.

oruç tutmadığı için dövülen ben daha görmedim. saçınıza sakalınıza karışan da olmaz burada. işte sosyal hayat bir izmir kadar iyi değil ama bir iki sene öncesine göre çok daha iyi bir durum var duyduğum kadarıyla.

okulun kapısının tam karşısında stüdyo daireler var öğrenciler için faturalar dahil 500 lira civarı bi şey tutuyor sanırım ama emin değilim.

ne istiyorsanız onu yapın efenim.
bi de mühendislikse; kolay gelsin... =)
0
saclarimdaki papatyalar
(16.08.11)
bu arada okul gaziantep üniversitesi mi,
gazikent üniversitesi mi,
zirve üniversitesi mi?
benim cevap verdiğim ilkiydi.
0
saclarimdaki papatyalar
(16.08.11)
aslında yaşayacağınız semte de bağlı dış görünümünüzün sorun teşkil edip etmeyeceği.bazı yerlerde insanlar yürürken birbirine dikkat bile etmezken bazı yerlerden geçersiniz fena süzerler, laf atarlar filan.hoş değil tabii.
0
manifeste
(16.08.11)
gaziantep üni okul. ve mühendislik değil güzel sanatlar fakültesine geliyorum gastronominin başkentine :) aklımı çelen o bölümün izmirli olan hocası oldu okuldan ya da bölümden çok çevreyi merak ediyorum çok beklentim yok izmirliyizde tiki hiç değiliz evde eğlenmeyi hatta eğlenmeyi değilde kafa dinlemeyi daha çok severim.
0
🌸hayvan gibi yazar
(16.08.11)
tebrik etmeye geldim, super bolum, guzel sehir. o kadar avrupasindan amerikasina dolastik da aklim hep gaziantep'tedir. ohh bi de afiyet olsun simdiden ya.
0
zoch
(16.08.11)
adam dertli beyler. anlat hele daha hocam.
0
🌸hayvan gibi yazar
(17.08.11)
not: öz be öz antepliyim.
5-6 sene öncesine kadar, yani akp bu kadar kuvvetlenmeden önce ne oruçla ne uzun saçla zerre sıkıntı yaşanmazdı, gayet lisede piercingle sakalla takılan arkadaşlarımız vardı yani.. hala da sıkıntı yaşanmıyordur muhtemelen de, çevre semtler elbette pek kurtarılmış bölge sayılmaz. gene de antep insanı rahatına fazlaca düşkündür, hele öğrencilere böyle görüntüyle alakalı şeylerden zannetmiyorum ki sıkıntı yaratsın.

anteplilere karşı dikkatli olmanızda fayda var ama. antep üni.de de epey vardır, biraz dedikoduyu severler. ilk başlarda mümkün mertebe mesafe koymanızı salık veririm, zira sizi rahatsız etmezler de dedikodunuzu yapabilirler. tabi ekstrem örnekler üzerinden gidiyorum, saç sakal hala problem değil :)küçük bir çevredir aslında, büyük şehir falan ama küçük yer mantığı hakimdir insanlarda.
maraşla kesnilile kıyaslamayın derim. zaten hiç teşvik edilmemesine rağmen turist falan da epey geliyor son yıllarda sanırım. mozaik müzesi sağolsun, ki şahanedir bu arada görmenizi tavsiye ederim.
antep güzeldir valla ya, gözümde tüttü bi anda :)

semt olarak binevler - beşyüzevler - karataş civarına bakarsanız kolay olur. kiralar çok pahalı değildir, yukarda söylemişler zaten. zaten kampüs ve çevresi olduğu için tam öğrenci semti oldu oralar. şehrin içinde ise göreceğiniz lüksten ve arabalardan şok geçirmeyin :) baya zengin antep. bir o kadar da cimridir tabi. pazarlık yapmadan alışveriş yapmayın, marketten bile.

bi de şey, incilipınar sofrasına gidin (imam çağdaş'a mutlaka gidersiniz zaten), karagöz'de (çarşı)muhteşem katmerciler var onlardan yiyin. benim için de yiyin ühüh. yemeklerini anlatmayayım, zaten ordan sonraki hayatınız tatsız gelebilir.
şimdiden hayırlı olsun :)
0
ahandanick
(17.08.11)
(4)

bir şiir - can yücel

sakabilmemneyi
merhabalar "bir gün kaldığın yerden başlayacaksınbiri seni bulacakönce korkacaksın eski acılara yakalanmaktanbiraz ürkeceksin.!ne kadar dirensen de nafile....insansın sonuçta, seveceksineski acılara bakıp da küsme sevdalaragâvura kızıp da oruç bozulmaz.!sök at kafandan acaba'ları.!bir kemik ayni yer
merhabalar


"bir gün kaldığın yerden başlayacaksın
biri seni bulacak
önce korkacaksın eski acılara yakalanmaktan
biraz ürkeceksin.!
ne kadar dirensen de nafile.
...insansın sonuçta, seveceksin
eski acılara bakıp da küsme sevdalara
gâvura kızıp da oruç bozulmaz.!
sök at kafandan acaba'ları.!
bir kemik ayni yerden iki defa kirilmaz..."

bu dizeler gerçekten can yücel'e mi ait? aradım taradım, şiirin ismi yok, cismi yok. bir yardım edin lütfen!
0
sakabilmemneyi
(15.08.11)
bence can yücele ait değil, çok sığ ve kısa süre insanı iyi hissettiren iyimser bir edebiyat var
0
freebird5406_2
(15.08.11)
okan savcı'nın şiiriymiş.şiirleri orhan veli'nin olarak da anlıyor bazen.
(git: www.antoloji.com)
0
freud da sollardi
(15.08.11)
hayır, can yücel'e ait değil bu. internette ve özellikte facebook'ta bunun gibi zilyon tane şiir var can yücel'e ait diye dolaşan. işin komik (ve korkunç) yanı içlerinden bazıları o kadar meşhur olmuş ki artık can yücel'in olduğu kanıksanmış.
0
microfiction
(15.08.11)
değil mi ya?

ulan ara tara, 2 gündür kafayı yiyorum can baba'ya ait olmadığını kanıtlamak için göbeğim çatladı. hem fikir olduğumuza sevindim duyuru dostları! :)
0
🌸sakabilmemneyi
(15.08.11)
(11)

Hikayeler... Hikayeciler

gominist redar
Bana iyi hikayeciler lazım...Kipling, Sait Faik, Maupassant, Ömer Seyfettin, Çehov, Poe... bunlardan başka edebiyat tarihinde iyi hikayeler yazmış ve hikayecilikleriyle tanınan yazarların iyi hikayelerini okumak istiyorum.Bunun içinde konu ile ilgili kimselerin tavsiyelerine ihtiyacım var.Okuduğunuz
Bana iyi hikayeciler lazım...

Kipling, Sait Faik, Maupassant, Ömer Seyfettin, Çehov, Poe... bunlardan başka edebiyat tarihinde iyi hikayeler yazmış ve hikayecilikleriyle tanınan yazarların iyi hikayelerini okumak istiyorum.

Bunun içinde konu ile ilgili kimselerin tavsiyelerine ihtiyacım var.

Okuduğunuz ve bir başkasına mutlaka oku diye tavsiye ettiğiniz veya sizi çok etkileyen hikayeler varsa lütfen paylaşın.
0
gominist redar
(15.08.11)
(git: 208327)
0
sourlemonade
(15.08.11)
koskoca devletin adi osmanli len
(15.08.11)
italo calvino
0
fiyuuuu
(15.08.11)
Arthur Conan Doyle (Sherlock Holmes'ün yaratıcısı)
0
yarmasimo
(15.08.11)
sabahattin ali,kemal tahir ve inci sözlükten yarrak siken kelebeğin hikayesini oku
0
deus ex
(15.08.11)
Roald Dahl
hararetle öneririm.
0
olivia
(15.08.11)
Bilim-kurgu hep dışlanır ama, iyi bilim-kurgu, iyi edebiyattır (Metis'e saygılar). Asimov'un hikayelerini öneririm sana. Gayet iyidirler.
0
AhmetVural1987
(15.08.11)
(bkz: vüs'at o. bener) (sait faik'le birlikte taptığım türk öykücüsü. dehşettir. türkçe bilen, türkçe okuyan birisi bu adamı okumadan ölmemeli)
(bkz: ferit edgü)
(bkz: raymond carver) (kitaplarının çoğu çevrilmedi. çevrilenlerin de çoğunun baskısı tükendi. okuyabiliyorsanız ingilizcesinden mutlaka okuyun. amerikan öykücülüğünün piridir)
(bkz: roberto bolano)
(bkz: oğuz atay) (korkuyu beklerken adlı tek öykü kitabı ile)
(bkz: j. d. salinger)
(bkz: cemil kavukçu)(90 kuşağının en önemli öykücüsü. harikadır)
(bkz: barış bıçakçı) (bu da minimal, vurucu, güzel bir abi)

öykücüleri saymışken bir de öykü dergisi adı vereyim: (bkz: adam öykü) şimdilerde de (bkz: notos) (bkz: notos öykü) ve (bkz: kitap-lık). adam öykü kapanmış bir dergidir ama duyuru'dan ve sözlük'ten robinbook'a ulaşırsanız size yardımcı olur. öyküyü seven birinin kütüphanesinde olması gereken bir dergi adam öykü. eski adıyla notos öykü, şimdiki adıyla notos da iyidir.
0
microfiction
(15.08.11)
Love is a fallacy. Türkçe çevirisi yok internette, ancak ben çevirdim istersen atabilirim.
0
vexations
(15.08.11)
kesinlikle yusuf atılgan.
0
kompos
(16.08.11)
bir de feyza hepçilingirler var.
0
kompos
(16.08.11)
(5)

tüy kalem ve parşömen arıyorum

sizofren hayaller
istanbul'da tüy kalem ve parşömen satan bir yer var mıdır acaba? kalemimi hokkaya daldırıp o sarı parşömenlere şiirler, hikayeler yazmak istiyorum. haritalar çizip rünlerle bir şeyler de yazabilirim tabii. yanlış çağda mı yaşıyoruz ne?
istanbul'da tüy kalem ve parşömen satan bir yer var mıdır acaba? kalemimi hokkaya daldırıp o sarı parşömenlere şiirler, hikayeler yazmak istiyorum. haritalar çizip rünlerle bir şeyler de yazabilirim tabii. yanlış çağda mı yaşıyoruz ne?
0
sizofren hayaller
(15.08.11)
Ankara'daki mudoda vardı doğal olarak ordakinde de vardır .
0
nabruknabruknabruk
(15.08.11)
sirkeci'den dominos pizzanın o tarafa giderken kalem falan satan dükkanlarda var. bir de istiklal'de galatasaray'ın ordan aşağı in böyle kitap, hediyelik eşya satan bi dükkan var orda da bulursun..
0
toshiro
(15.08.11)
microfiction
(15.08.11)
istiklal caddesi üzerinde tünelin biraz yukarısında, yukarı çıkarken sağ tarafta adını bilmediğim bir kırtasiye var. vitrininde bu tür malzemeler var.

edit: panter kırtasiye oraymış zaten.
0
atesikus
(15.08.11)
*taksim - panter kırtasiye:
anasayfa: panterstore.com
aradığın sayfa: panterstore.com
değerlendirme: hediyelik amaçla ya da zevkine kullanım için tasarlanmış el işçiliği kalemler bulunur. bunlar genelde ince divit içerir ve tavuskuşu tüy barındırır. ancak fiyatı biraz yüksektir. 50-200 arası değişir ki 70'e hayvan gibisini bulabilirsin.
bonus: aynı yerde el yapımı mürekkepler vardır. bitkilerden katkısız elde edilir. papirüste vardı sanırsam. zevklidir kurudukça renginin biraz uçup kararması.
dipnot:siteden değil gidip bakın daha çok çeşit var.

*google amca
prensip: paranız varsa kapınıza.
dezavantaj: ne geldiği belli olmaz. bir bakarsın plastik kalem gelmiştir. diviti kaymış ucu ayrılmıştır.

*murat kalemcilik - eminönü:
lokasyon: Yavaşça Şahin Sk. No.: 02 - 03 Tahtakale - Eminönü
örnek ürün: www.kalemhediye.com
not:ucuz olması biraz daha kötü olduğu anlamına gelir. kullanışlıdır ama aynı kaliteyi vermez.

*ismini bilmediğim kırtasiyeler:
lokasyon: sirkeci babıali yokuşuna doğru çıkarken tren istasyonundan yukarı doğru çıkarken de diyebilirsiniz. doğubankın olduğu sokağın köşesi ve bir üst sokağın köşesi
nedir ne değildir? - hediyelik amaçla vitrinde fiyatları 35-80 arası tüy kalemler bulunur. set olarak da alınabilir hokkasıyla beraber.

*aydın kalemcilik - sirkeci
lokasyon: büyük ptt'nin yan sokağı
var mıdır? - arada enteresan şeyler geliyor. ama tamir işi için daha sık uğrarım kendisine. ufacık dükkandır. pek ürün yoktur. genelde tamir ve parça.







tüy kalem meraklısına amatörden notlar:
-tüyler kırışıyor kıl olmayın
-genelde metal gövde ağırlık merkezi kayıktır. alırken yazmayı deneyin. yoksa ağırlığı arkada kalemle 1 sayfadan sonra kol ağrısı çekersiniz.
-ucu kağıda bir sürtün öyle kaygan olmalı. ayrıca yarığı açılmamış olmalı. pürüz varsa kağıtta kaymaz. işkence gibidir.
-mürekkepte cimrilik yapabilirsiniz elbet. ama sulandırmayın mürekkebi. yazık edersiniz.
-kabalcıda bilindik dolmakalem mürekkebi için daksil vardır. artık ne denir bilmem ama beyaz bir kalemdir. ucuyla mürekkebi nötr yaparsınız. mavi için konuşuyorum. siler. ancak aynı yere sadece özel başka bir maviyle yazılabilir. o da bu silen kalemin arka ucundadır. ikinci kez hata yaparsanız silemezsiniz.
okulda da dolmakalem (normali tüysüzü) kullandığımdan bolca bu silme zımbırtısından kullanıyorum. ismi önemliyse pm atın bir ara bulup buldurayım.
-hogwarts tadındaki sitelerde de koleksiyon ürünleri olarak bulabilirsiniz.
-parşömen ise bilgim dahilinde değil. bulursanız beni de bilgilendirin lütfen. ancak sirkecide toptancılarda papirus bulmuştum zamanında. dolaşılırsa çıkabilir gibi. ama pahalı mıdır bilemem. hatırlayamadım yeri üzgünüm.



ve son olarak:
iyi yazın hayatları...
0
portmanto
(15.08.11)
(7)

skype ile yurtdışı ile konuşmak..

kalim
şimdi, benim kız arkadaşım ailecek tatile yurtdışına gitti 1 haftalığına, ben de ipod touch 4, onda iphone var ve ikimizde de skype yüklü. öğrendiğim kadarıyla ben burada skype a para yükleyip onu turkcell numarasından arasam ona çok para geliyormuş. bu arada bulunduğu yerde internet yok. şimdi nası
şimdi, benim kız arkadaşım ailecek tatile yurtdışına gitti 1 haftalığına, ben de ipod touch 4, onda iphone var ve ikimizde de skype yüklü.
öğrendiğim kadarıyla ben burada skype a para yükleyip onu turkcell numarasından arasam ona çok para geliyormuş. bu arada bulunduğu yerde internet yok.
şimdi nasıl yapalım? ben onun skype ına para yüklesem o beni arasa benim wifi m ve skype ım sürekli açık olmak zorunda olacak değil mi? nasıl halledicez bilmiyorum valla bir akıl verin..
0
kalim
(13.08.11)
orada bi lokal pay as u go kard alsin. sen de skype degil ama mesela voipwise programi ilen baya ucuza ararsin onu..
ya da illa skype diyosan, aldigi lokal karta ekleme yapsin kiz ayni operatorden internet sahibi olsun 2 g 3g falan.. internet uzeri skype konusun..

ee ararsin kapatirsin caldirip..kiz da girer internete acar skype'i..
0
rusdemezale
(13.08.11)
1 hafta konuşmayın. emin olun ilişkiniz için çok daha iyi olacak. göreceksiniz.
0
ben smyrna
(13.08.11)
bi hafta konusmayin o kadar,hem özlem filan güzel duygudur.

diger türlü,dediginiz gibi aynen onun skype ina para yukledikten sonra(ayri bi mevzu neden siz yüklüyorsunuz orayi da anlamadim ama) o sizi ariyo,sizde sürekli wifi ve skype acik sekilde bekliyorsunuz
0
serabetan
(13.08.11)
ikiniz de wifiyle bağlandığınızda skype ile beleş konuşulmuyor mu? öteki türlü ona kredi yüklesen daha az girer, hatta sana hiç girmez diye biliyorum, gittiği memleketin şirketlerinin simkartından varsa ondan o numarayı senin skype ile aramak ta aynı şekilde olur ama yurtdışındaki turkcelli aramak sakat
0
yuto
(13.08.11)
telefon klübesinden arasın 2 günde bir, yeter bence de, biraz özleyin birbirinizi :)
0
paltar yuyan masin
(13.08.11)
google voice alternatifini deneyin. iphone icin uygulaması var, bilgisayardan gmail kullanarak kız arkadaşını arayabilirsin.
0
yigitovic
(13.08.11)
iyi de wifi üstünden skype araması yapmak herhangi bir ücrete, para yüklemeye tabi değil. ücretli olan şey skype üstünden bir telefon hattını aramak. yapacağınız şey sizin ipod touch'taki skype'ınızdan onunkini aramak. herhangi bir ücrete tabi değil.
0
microfiction
(14.08.11)
(10)

Alman filmleri istiyorum

homo sapiens gotgobekus
ein freund von miruntergangder baader/meinhoff komplexdie welledas experimentvb son dönemlerde çekilmiş (tercihen 90 ve sonrası) güzel filmler aramaktayım izlemek için. Öneriler tikle ödüllendirilecektir (genç adamsınız cebinizde bulunsun).PS: Fatih Akın filmlerinin hepsini izledim çoktanDüzeltme: M
ein freund von mir
untergang
der baader/meinhoff komplex
die welle
das experiment

vb son dönemlerde çekilmiş (tercihen 90 ve sonrası) güzel filmler aramaktayım izlemek için. Öneriler tikle ödüllendirilecektir (genç adamsınız cebinizde bulunsun).

PS: Fatih Akın filmlerinin hepsini izledim çoktan

Düzeltme: Mümkünse üstün Alman porno endüstrisinden örneklerle gelmeyelim arkadaşlar
0
homo sapiens gotgobekus
(13.08.11)
Das Leben der Anderen
0
siradan bir adam
(13.08.11)
die fetten jahre sind vorbei
0
resistance is futile
(13.08.11)
sass da güzel filmdi bak, şimdi aklıma geldi.

edit: goodbye lenin var.
0
resistance is futile
(13.08.11)
du bist meine lokomotive andreas
0
microfiction
(13.08.11)
yukarıda saydığın filmler için hocam hollywood grameriyle çekilmiş alman filmleri der. yani alman filmi saymıyor.
0
hoot
(13.08.11)
@hoot o zaman neyi saydığını da sen bize say panpa (soruya kaynak oluyorum)
0
deeperdown
(13.08.11)
die fremde
0
kim milton nielsen
(13.08.11)
das boot
0
hikmetkaraman
(13.08.11)
Goodbye lenin olur mu ?
0
utkucbkc
(13.08.11)
bence benden sonra editlemiş :D
0
utkucbkc
(14.08.11)
(2)

MacBook Pro Kamera ışığı sorunu!

efes darth
Merhaba yeni aldigim macbook pro'ya os x lion kurdum. ancak bu andan itibaren kamera isigim surekli yaniyor ve yeni bir guncelleme var mi diye bakinca surekli olarak thunderbolt firmware guncellemesi buluyor guncellemeyi yukluyor ama sanki yuklenmemis gibi her defasinda yeniden guncellemeyi tekrar b
Merhaba yeni aldigim macbook pro'ya os x lion kurdum. ancak bu andan itibaren kamera isigim surekli yaniyor ve yeni bir guncelleme var mi diye bakinca surekli olarak thunderbolt firmware guncellemesi buluyor guncellemeyi yukluyor ama sanki yuklenmemis gibi her defasinda yeniden guncellemeyi tekrar buluyor. bu iki sorunu da cozemedim yardimci olabilecek olan var mi?
0
efes darth
(07.08.11)
eğer kurduğunuz os x lion yasal değilse o zaman virüs kapmış olabilirsiniz. dolayısıyla kameranızca çekilen her şey birilerine gönderiliyor olabilir.
0
microfiction
(07.08.11)
hayir yasal app store uzerinden yuklendi
0
🌸efes darth
(10.08.11)
(4)

dergi-blog

jupri
selamlardeğişik ve güncel konularda (felsefe, sanat, kültür, müzik) korkmadan sıkılmadan, göt yalamadan, klişelerden arınmış yazılar barındıran dergiler var mıdır bildiğiniz? hatta blog da olabilir. teşekkürler
selamlar
değişik ve güncel konularda (felsefe, sanat, kültür, müzik) korkmadan sıkılmadan, göt yalamadan, klişelerden arınmış yazılar barındıran dergiler var mıdır bildiğiniz? hatta blog da olabilir.
teşekkürler
0
jupri
(06.08.11)
wessago
(06.08.11)
Yeni de sayılır, şimdiye kadar çıkan sayılarını takip ettim, gayet güzeldir ''Sabit Fikir'' adlı dergi.
0
buf-e kür
(06.08.11)
çok teşekkür ederim. tam istediğim gibi dergiler ve bloglar.
0
🌸jupri
(06.08.11)
(20)

hangi forma daha güzel sizce?

kivanc1
http://img155.imageshack.us/img155/6687/kopyasnfbgncfbgv.jpgben işin içinden çıkamadım da sizin de düşüncelerinizi merak ettim.
img155.imageshack.us
ben işin içinden çıkamadım da sizin de düşüncelerinizi merak ettim.
0
kivanc1
(03.08.11)
sol
0
bryan fury
(03.08.11)
sol
0
hjarteblod
(03.08.11)
sol tabi ki ya colturka ne ya :D yani toyota da bozuyo o formayı ama ikisi arasında seçim olucaksa sol.
0
bulamıyorum
(03.08.11)
Sol bence de..
0
hayatkafe
(03.08.11)
www.soccernucleus.com

şu formadaki gibi toyota yazısı biraz daha küçük olsaydı ve daha yukarıda dursaydı daha güzel olurdu.
0
baldur
(03.08.11)
toyota gibi forma valla
sol
0
primetime
(03.08.11)
@cedricvolokine
türkiye kupasını kazanan takımlar bir sezonki sezon formalarına türk bayrağı arması takabilirler. ben öyle biliyorum.
0
baldur
(03.08.11)
bir beşiktaşlı olarak toyata markası daha yakışmış ama diğer formanın çizgi tasarımı daha güzel, bi de yeni formada 2 tane Türk bayrağı olması estetik durmuyor ama Türkiye kupasını aldığımız için takmak zorunluymuş. Ama sol iyidir, iyi :)

edit: lan bütün duyuru cevaplarını özetlemişim:D
0
khan shabbir
(03.08.11)
sol.

tamamen aynı değiller bu arada. bu senekinde tek ve büyük bi kartal işlemesi var, geçen seneki beyaz formada küçük kartallar vardı her tarafta. hoş gelmemişti gözüme. bu senekini canlı olarak görmedim ama geçen seneki beyazın kumaşını da sevmemiştim.

cola turka'ya takık arkadaşları anlayamıyorum. ülker grubundan haz etmem ama hiç yadırgamadım cola turka yazısının forma üzerindeki duruşunu. hatta toyota yazısının yuvarkak hatlarına gözümü alıştırmaya çalışıyorum şu ara. fotolardan göründüğü kadarıyla font büyük olmuş sanki biraz.

bu seneki bayrak arması konusunda sözlükte bi entry girdim ama direkt zamanın ötesine yollandı. şike davası sonuçlanmadan o armalı formayı alıp da giymem ben.
0
jangara
(03.08.11)
sagdaki.
0
ikilem
(03.08.11)
sağ.
0
fiyuuuu
(03.08.11)
Toyota
0
sourlemonade
(03.08.11)
cola turka
0
xenophobe
(03.08.11)
sağ
0
bLuw
(03.08.11)
sol
0
sli
(03.08.11)
sağ.
0
microfiction
(03.08.11)
kupa işini anlamadım ben. kupayı alan her takım ay yıldızı takmak zorunda mı ertesi sezon? peki diğer takımlarda default olarak ay yıldızı kullanmak zorunlu değil mi zaten? bildiğim kadarıyla armada ay yıldız sadece beşiktaş'ta var? kafam çok karıştı be duyuru, biri bunu açıklasın.
0
cedricvolokine
(04.08.11)
sol
0
kya
(04.08.11)
soldan toyota
0
little shapeshifter
(04.08.11)
sağ
kollarında ve koltuk altından eteklere kadar inen çizgi için
0
vincenzo
(04.08.11)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.