akademik çevre demedim, akademi, yayıncılık ve reklamcılık dedim. ayrıntılı bilgi istiyorsanız öss (şimdiki adı ne oldu bilmiyorum ama kimin hazırladığını biliyorsunuz), belli başlı yayınevleri (sözgelimi iletişim, can, metis, yky, everest) ve üniversite yayınlarında tdk'nın esas alınıp alınmadığına bakın. uzun uzadıya liste çıkaracak halim yok.
yukarıda, tdk tutarsız ve mantıksız uygulamalarıyla ilgili bir iki örnek verdim. siz türkçe öğretmeni olarak okullarda tdk'ya uymak zorunda olabilirsiniz ama türkçe okuyan-konuşan-yazan ve türkçeyi bilen diğer insanların böyle bir zorunluluğu yok.
"ayrı yazılan birleşik sözcükler"e esas teşkil eden ve dil hakimiyeti olan herkesin kavrayacağını iddia ettiğiniz 'kural' için mantıklı diyorsunuz ama tamamen tutarsız. bu kurala göre bileşik sözcüğü oluşturan sözcüklerden her biri kendi anlamını koruyorsa ayrı yazılır deniyor. ama ilkbahar, şeşcihar, teyzezade, amcazade, cumhurbaşkanı, yüzyıl gibi sözcüklerde bu geçerli değil. tdk'nın uygulaması diğer pek çok uygulaması gibi tutarsız ve dönemden döneme değişiklik gösteriyor. düzeltme iminin kullanımı bu tutarsızlıklara en güzel örnektir.
p.s. noktalı virgülü yanlış kullanıyorsunuz.
0