Belediyeye giderseniz size arşivden çıkarıp gösterirler, orada incelerseniz, fakat götüreyim özalitçide kopya alayım derseniz izin vermezler.

Belediyeye başvurabilirsiniz. Ozalit için de projeyi alabilirsiniz. Kimlik vb. bir şey bırakırsınız belediyeye. Ozalitçiden sonra teslim edebilirsiniz.

Demirin yüzeyinden pul pul dökülecek kadar çok değilse pas sorun değil.

çok uzun süre paslı kalırsa kütle kaybı olur(sene), dolayısı ile dayanımı düşer
paslanması normal çünkü çok/hızlı kullanılan bir ürün olduğu için paslanmaz özellikte üretilmiyor/maliyet
zaten o kadar cr/ni yok dünyada

2.si ise beton içine gömülünce hava girişi olmadığı için paslanmaya devam etmiyor
betona fazla su katılırsa onun nemiyle biraz daha paslanır sonra durur paslanma

hafif pas aderansı artıracağından iyi bile olur diye öğretmişlerdi üniversitede. malherios'un da dediği gibi dökülecek kadar değilse.

tabi bunu eskiden imam olan biri ayırt edemez. işte inşaat böyle nalet bir şey. adam imam ama hobi olarak müteahhitlik yapıyor maalesef..

Sıkıntısı yok, tüm dünyada bu demirler (aslında çelik) açıkta durur ve kullanana kadar birazcık korozyana uğrarlar.

doktor diyorsa bir bildiği vardır. ortodonti tedavisinde çekilen dişin yeri diğer dişlerle kapanıyor. genelde bu durumda diğer dişler çok sıkı oluyor.

Gerekli, benden 5-6 diş çekildi. Ortodonti zaten çoğunlukla estetik bozukluğa yönelik operasyon. Ortodonti olmasın istiyorsan implant veya protez yaptıracaksınız, fakat bu ortodontiye göre daha pahalı olur ve bunların da ömürleri var. Ortodontinin tek kötü yanı (benim deneyimim), çekilen dişler azı dişlerinden oluyor ve kalan azı dişlerinize çok iyi bakmanız gerekiyor. Çürütüp de 1 tane daha çektirmek zorunda kalırsanız boşluk olur ve bu sefer implant yaptırmanız gerekir.

Ortodontik tedavimde 4 dişimi çekmişlerdi. Gerekiyor demek ki.

Aşağıdaki cevaba karşılık, küçükken 20 yıl öncesinden bahsediyorum. Yeni bir yöntem olduğunu sanmıyorum.

çekilmez ise diş tedavisi daha uzun sürüyor

yirmilik dişler altlı üstlü ise yani karşılığı boş kalmışsa çektir
dişlerin çürümeye meyilli değilse alt dişlerden feragat edebilirsin ama bence çektirme
ileride lazım olabilir her türlü
baştan çekilmeyecek şekilde kararlı olman gerekir tabi

bir de diş temizliğine daha fazla dikkat etmen gerekiyor plakalar daha savunmasız yapıyor takıldığı sürece

ben de bunu her duydugumda sasip kaliyorum. benim karman corman dislerim :) hic dis cekilmeden duzeldi. ortaokuldaydim tedavi sirasinda. galiba bu dis cekme yeni bi yontem. yasi yuksek bi doktora git bi de ondan fikir al.
*benim agzim kucukmus bir de ona ragmen cekilmedi.

Mantıklı ve çok normal bir yöntem. Üstüste olan dişlerinizi açıp hizaya getirdiklerinde haliyle boş alana ihtiyaç olabiliyor. Damağınızı uzatamayacaklarına göre :)

20 yıl önce benim de ortodontiye başlamadan önce 4 dişimi çektiler.

Güçlendirme yapılabiliyor fakat detaylar özgün duruma göre değişir.

Evet olur. Bırak kolonu, olmayan kolonun altına ve kolon-kiriş birleşimlerinin hizalarına teleskobik dikmelerden koysalar onun bile faydası olur.

Otellerde tek kişilik oda genelde yok. Zaten tek kişi kalmaya gittiğinde sana iki kişilik oda verirler.

Varsa da çok az sayıda vardır ben tek kişi seyahet ettim defalarca, hiç tek kişilik odada kalmadım.

11 takım + 7 yedek zaten 18 kişi. doktor, masör, malzemeciler, teknik direktör ve yardımcısı desen zaten 25 kişi falandır.

ben 8-10 kişilik ekiplerle başka işler için otellerde çok kaldım. bizdeki mantık "muhabbet olur" idi. bir yerden sonra ekürin oluyor zaten. hep onla kalıyorsun.

Eskiden imkanlar kisitli iken zorunluluktan baslamis sonra gelenek olmus iste. Bu saatten sonra tek kisi kalmak isteyeni aforoz ederler. Takim oyunu sonucta bireysellige yer yok. Hem disardan birini alamazsin odaya, gec saatlere kadar telefon, tv falan yapamazsin cift kisiyken.

Aynen askerde olduğu gibi badi yapıyorlar. Tek başına kalırsa belki sabaha kadar oturacak, yiyecek, içecek vb.

liseli ergenlerden bahsetmiyoruz arkadaşlar, profesyönel üst düzel atletlerden bahsediyorum. kaçta yatıp kaçta kalkacağını bilen insanlar bunlar.

Hocam aynı nedenden ötürü, otokontrol yapıyorlar işte. Sanki profesyonel futbolcuların hepsi çok düzgün insanlarmış gibi...

Abi insan sosyal bir varlıktır futbolcular da tek başına kalmak istemez stres yapar canı sıkılır kortizol salgılar maç performanı düşer, 2 kişi olunca PES falan atıp kafa dağıtırlar rahatlarlar. Bir de bu oda arkadaşlıkları bir tecrübeli bir tecrübesiz futbolcu şeklinde olur, aynı olay askerde de vardır mesela nöbete bi tecrübeli bi acemi asker gider. Yatılı okullarda da benzer uygulamalar olur, bu "o hayatı" öğrensinler diye yapılır. Hiçbir şey nedensiz olmuyor yani.

Sadece otellerde değil, Kulüplerin kendi kamp tesislerinde de 2 ila daha fazla kişilik odalarda kalırlar. Çoğu böyledir, ki yurtdışında da böyledir. Olimpiyat köyleri bile neredeyse hepsi birden fazla kişilik odalar olarak tasarlanmıştır. Ancak hocalar tek kalır.

Bunun nedeni altında takım kültürü, oto kontrol, sosyal destek gibi bir sürü neden var. Ayrıca küçük yaşlardan itibaren bu şekilde kaldıkları için onlara hiç de garip gelmiyor.

Ayrıca bu durumu örnek vermek şuan çok üzücü ama, şuan deprem bölgesine bile bakacak olursan, pek çok futbolcunun ev arkadaşı olduklarını söylediklerini göreceksin. Bu adamların dediğin gibi bir para sıkıntısı falan yok, ama bu duruma alışıklar ve bazen arıyorlar da.

İki taraf birbirine zimmetlenir.

@fatihkkk ergen olmayan ust duzey sporcu :) www.youtube.com Icerisi meslek lisesi, sabahtan aksama kadar play station oynayip instagramda hatun kovalayan ergeler alayi

Google'ı bilmiyorum, ama 2-3 ay önce AFAD'ın yaptırdığı alarm benim iphone kilitli ve sessizde olduğu halde ötmüştü.

Kuzenimin telefonuna ikinci deprem olmadan birkaç saniye önce bildirim gelmiş. Google bildirimi sanırım. Bende de açık olmasına rağmen bildirim gelmedi. Sanırım location açmak gerekiyor.

Deprem uyarısının alınabilmesi için konumun açık olması gerekiyor.

deprem ağı uygulaması google deprem uyarısıyla aynı çalışıyor. gece benim telefonum sarsıntı için uyarı verdi. ama deprem uyarısı farklı. şu an bile artçı sarsıntıların uyarısı geliyor. büyük deprem sonrası chat bölümünde çok kötü şeyler yazanları görmüştüm.

Banyonun duvarında havalandırma boşluğu varsa, o şaft çatıya kadar çıkıyordur büyük ihtimalle ve çatıda o şaftın bacasında problem olabilir, su oradan inip sizin banyo duvarında kendini gösteriyordur.

Anlatımınızdan tam olarak anlamadım ama şöyle özetleyeyim.
1. Tamirden önce vardı. Şimdi azalarak devam ediyor ise:
Normaldir. Duvar emdiği suyu üzerinden bir yaz geçene kadar kusmaya devam eder.

2. Tamirden önce yoktu. Şimdi var ise:
Tamir için açtıklarında yağmur yağmış veya bir boruya zarar vermişler duvar su emmiş onu kusuyor olabilir. Bir süre azalarak devam eder.

3. Yeni başladı ve azalmadan devam ediyor, hatta artıyor ise:
Tamir ediyoz diye .ok etmişler, neyi bozdularsa onarmaları gerek.

@mirket:

1. Tamirden önce çok az vardı. Şimdi artıyor ise? :)

hayır, diyelim 3.000₺'lik ocak ekstresi için şubat başında 6.000₺ ödeme yaptın. şubat boyunca bakiyen +3.000₺ olarak görünecek ve şubat sonuna kadar başka harcama da yapmaz isen şubat ekstrende sadece -2.000 o ayın taksiti yansıyacak, borç çıkmayacak ve bakiyen +1.000'e düşecek.

Taksit tutarim her ay ekstrende görünür, buna ilaveten eger karti kullanmaya devam edersen de dönemlik borcun çikar.

Fakat sen taksidi zamanindan önce bitirirsen(ve tabii diger borçlarini da) dönem borcun diye bir sey olmaz.

Kafada kolay canlanması açısından şöyle; hesap kesim tarihinde karta fazladan yatırmış bulunduğun para, borcu karşılıyorsa ekstre "0" tl olarak kesilir. Kalan fazla kredinin durumuna sonraki hesap kesim tarihinde tekrar bakılır, çünkü belki borcun fazla olacak, yani 3 ay sonraki taksit otomatik ödenmiş sayılmaz.

Altalta toplama işlemi gibi düşün. Yatırdıkların artı, harcamalar eksi olarak toplanır. Kalan bakiye ekstreye yansır. Taksitli alışverişin sadece o aya düşen taksiti eksi olur

yani bizim özel bir kuruluş veya başka bir yerle hemen yarın gidip tespit yaptırma ihtimalimiz var mı?

Belediyeye dilekçe verirseniz, bina taşıyıcısında bahsettiğiniz gibi uygunsuz bir imalat yapılmışsa belediye bunu araştırır, size cevap yazısını da yazar. Kayıtlara geçer. Binanın tahliyesi falan sizi ilgilendirmez, bazı kat malikleri de taşınmak istemeyebilir, siz annenizi çıkartın, şikayetinizi yapın o kadar.

ailemin lokantası var, üst komşulardan biri babamı bu şekilde şikayet etti, mahkemeye vermişti. Sonra bilir kişi geldi. Öyle bi şey olmadığını belirledi. Sonrasında 2. Duruşmada hakim bilir kişi raporunu yanlış okuyup babamın kestiği kolonu düzeltmesi yönünde karar verdi. Yani tahliye falan söz konusu olmadı bizim 50 yıllık apartmanda.

Sonra biz kolon kesilmediğini kanıtladık o karar da düştü o yüzden. Ama hakim kolon kesildiğini düşünürken tahliye etmesi apartmanı.

malheiros +1. ailenizi kurtarın, işin prosedürsel kısmını sonra çözersiniz. öyle belediye gelip 2 günde yıkım kararı falan çıkartamaz, çok çok zor.

zincir market ise bu, isim verin, bilelim kim olduğunu deşifre olsun

evet evin belirlenen inşaat maliyeti üzerinden para alacaklar

belirli bir miktarını ödüyor ama evin gercek degerinin altında oluyor genelde. deprem bölgesindeki evlerin %50'sinde dask yokmus.

Şu an gerçek piyasa rayiçlerine göre İsntabul'da evin değerinin %10'unu falan ödüyor. Onda da eğer yanlış beyan varsa, projede şartnamelerde aykırı durumlar varsa falan ödememek için klozlar var. Geçen ABD'de hortum felaketi olduğunda sigortası olanlara eksperlerin kontrole gelip hemen onay verdiklerini ve insanların paralarını aldığını okumuştum. Bizde bu zorlama sigorta ile nasıl ve ne kadar zaman sonra ödeme olacak ben de merak ediyorum.

şu an yan dairemiz 2,5 milyara satılıyor, biz 650 bine aldık, dask poliçesindeki teminat tutarı 152.160,00 tl. güncel ev ve eşya fiyatlarını düşünerek sen hesapla kime ne faydası olacak.

dask çoğunda yoktur. bizim evde de yoktu hatta ben zorunluluktan yaptırdım. verdiği para baya az bu arada. ancak 1 yıl falan yeter belki. ev almaya falan yetmez. düşününce hiç yoktan iyidir yine. prim tutarı çok düşük çünkü. 150 tl falan senelik.

Abi şimdi maliyet falan deniliyor ya, ben işe yaradığını görmedim.
Bak bizim abinin İzmir'de yıkılan evi için bilmem kaç yüz bin lira ekstra para istendi çünkü yetmiyor.

Ailem sırf bu deprem sonrası özel sigorta yaptırdı hep. Yetmeyecek çünkü asla.

dask’ın amacı inşaat maliyetini karşılamak, evin rayiç değeri dask’ın konusu değil.

şu an metrekare başına 3000 lira ödüyor, tavanı da 640.000 lira.

tabii malum enflasyon ortamında ne kadar karşılar bilmiyorum ama yine de olmazsa olmaz. ona ilave olarak konut sigortası da yapılırsa dask’tan eksik kalan kısmı tamamlanır, rayiç değerde ya da ona çok yakın tazminat alınabilir. eşyaları da sigortalatsanız onların da bedelini alırsınız.

evin 3-5 milyon tl olması önemli değil ki burada, toprak yerinde duruyor o eve o değeri veren şey konumu.

Binanın yapım maliyeti kaç o önemli ve dask büyük çoğunluğunu veriyor diye biliyorum. Yani 150 bin veriyorsa o ev 200'e yapılıyor diye hesaplayıp o parayı veriyorlardır. Yani atıyorum 20 daire var 20 x 150bin = 3 milyon tl'ye veya biraz üstüne o bina komple dikilebiliyorsa sorun yok.(bilmiyorum yetiyor mu?) Tabii her dairede dask yoksa kalan miktar nereden gelecek o sıkıntı.

Evin içindeki eşyalar mallar için de ayrı sigortalar var.

Evin değerini belirleyen etmenler var. Havuzu olması, bahçesi olması, arsa konumu, spor salonu olması. Dask bunlara göre fiyat belirlemiyor. Oradaki herkesin sigortası olsaydı benzer binayı yapmak ne kadar mal olacaktı ona bakıyor. Eşyalara da bakmıyor. O yüzden etilerdeki bir bina ile esenyurttaki bir bina benzer primlere sigortalanıyor.

Dask zorunlu değil mi? Nasıl çoğu ev sigortasız olabiliyor? Denetimi yok mu?

Ucuz olsun diye benim apartmanı küçük gösterdiler mesela, emlakçı yanımda pazarlık ettiği için biliyorum. Ev sahibi ben değilim o düşünsün. 45 yıllık binanın giriş katında oturuyorum burası hiç sağlam değil.

reflor alabilirsiniz

reflor +1 ama kullandığınız ilaçlar ile bir etkileşime girer mi kontrol edin.
fiyatı 90-100 civarı lira olarak hatırlıyorum
valla 4 sene önce falan -yediğim bir şeyden dolayı olmalı- yurtta kalırken bir arkadaş "reflor saşe" önermişti, 2 gündür devam eden, su gibi olan ve karın ağrısı çektiğim ishalim aniden son bulmuştu.

Türk kahvesine limon sıkıp macun kıvamına getirip yiyin

İlacın etkisi muhtemelen 12 saatten uzun değildir. Hadi bünye, tokluk vb derken 15 saat olsun. İlacı kullanmayı bırakın, ishal 15 saatten fazla süre devam ediyorsa başka bir sebep düşünün. Ama her surette reflor, yoğurt, kahve-limon denenebilir.

casus yazılım veya bankacı tanıdık vs olabilir. bir yerlerde konuşulduysa kulağına gelmiş olabilir. hesaplara erişimi yoktur ama bildirimi görmüş olabilir böyle böyle bir sürü legal/illegal ihtimal saymak mümkün.

Para gidince bildirim geliyorsa bunu görmüş olabilir diyeceğim ama erişimi yok diyorsunuz. Telefonun ekranında görmüş de olabilir (kilitliyken bildirimlerin içeriğini gizle ayarı açık değilse) ya da eşinin bankacısıyla muhabbeti var mi? Aklıma sadece bankadan legal olmayan şekilde bilgi almış olması ihtimali geliyor diğer seçenekler mümkün değilse.

Kardeşinden öğrenmiş olabilir.

Tüm seçenekler imkansız. @inheritance hayır kardeşi herhangi bir şey söylememiş.

Hocam öğrenmiş mi öğrenmiş demek ki seçenekler sandığınız kadar imkansız değilmiş.

Bunu eşine sorsanız? Yani adamda iphone vardır, eşinde de ipad vardır ve ikisinde de adamın icloud'u çalıştığı için bankadan gelen SMS'i ipad üzerinden eşi de okumuştur falan... Türlü türlü yolları var..

bankacılar bilgileri paylaşabiliyor ama kimse böyle bir olay için gidip başkasının hesaplarını kurcalamaz.

1. telefon bildirimlerinden görmüştür.
2. bir şekilde telefona/hesaba erişimi vardır.
3. kardeş ya da kardeşin söylediği biri iletmiştir.

başka seçenek yok.

Zarf atmıştır:)

İnsanlar tüm seçenekleri sıralamış hepsi imkansız diyorsunuz e niye açtınız o zaman duyuruyu?

Ben de söyleyeyim CIA ile çalışıyor eşi onlar haber uçurmuş.

bir suru ihtimal olabilir. bu ihtimaller 3 kanal uzerinden olabilir.

1.veren
2.alan
3.bulan

veren kisi uzerinden ornek vermek gerekirse: parayi gonderdikten sonra dekontun ciktisini alip saklamistir. bulan kisi gidip yazici gecmisinden son ciktilara bakmistir.

Florür içermeyen diş macunu nasıl koruyacak abi dişi florürsüz falan hikaye hep zararlı diye florürsüz diş macunu kullanmak keriz işi.

florürsüz diş macunu kullanmayın.

Dişler için Florür önemli. Ama zararsız da diyemiyoruz. Birikme yapabiliyor fakat macunlarla alınan miktar çok kayda değer olmamakla birlikte yıllardır diş macunu iletişimlerinde gördüğümüz öyle fırçanın bi ucundaaan diğer ucuna yarım metre macun sürmemek lazım. Bir de yiyenler varmış yemeyiniz :)

Ben florürsüz kullanmıyorum ama miktar olarak her fırçalamada mercimek tanesinden biraz büyüğü yeterli oluyor.

yok hocam ne düşmanı, bilakis florürsüz diş macunu çöptür yav.
ayrıca türk diş hekimleri birliği'nin hazırladığı raporu da bırakalım buraya;
www.tdb.org.tr

yani özetle, dozunda florür iyidir.

Çok saçma komplo teorileri vardı florür ile ilgili yok 3. gözümüz olan pineal bezde birikiyor, çalışmasını engelliyor, üçüncü gözümüz kapanıyor vs vs

Florür diş sağlığı açısından çok önemli. Florürsüz diş macunu çöptür kullanmayınız

keriz silkeleme metodu: bilimsel olarak kanıtlanmış bir ürüne zararlı diyorlar, sonra hiçbir işe yaramayan ve maliyeti neredeyse bilimsel malzemenin onda biri olan bir ürünü daha pahalıya satıyorlar.

bir aralar florür çocuklarda zeka geriliği yapıyor diye anlatıyorlardı (aşı karşıtları gibi).

Amweikada bir yerde suya aşırı miktarda koymuşlar. Oradakilerin zekası düşük çıkmış sonra olay bu. Şebeke suyuna florur koyuyor bir çok yer.
Dişi fırçalamanın tek amacı zaten floruru yaymak. Yoksa habire dolgu yaptirursiniz, hele ki şekerli şeyleri çok tüketiyorsanız. Diş macundan alınan florur azdır, güvenlidir ama az sürün bir de yemek yemeyin su içmeyin bence yarım saat ki boşa gitmesin

Bebeğin dişlerini fırçalıyor iseniz, Avustralya'da 1.5 yaşına kadar sadece suyla fircalayin denmiş ama İsviçre'de benim doktor öyle bir şey derneği. Ama cok az, leke gibi sürülmeli. Varla yok arası.

Hindistan'daki gariban köylere gidip içme suyundaki flor miktarını ilkokul çocuklarının ders başarısı ile karşılaştırıyorlar. Flor arttıkça ders başarısı düşüyor. Yani yutmadığın sürece florlu diş macunu.

Ben olaya şöyle bakıyorum, dişlerini düzenli fırçalayıp hergün florür alan insanlarla bunu yapmayıp hiç florür olmayan insanlar arasında ciddi bir fark var ve bu fark florür alan insanların lehine bir etki yaratıyor.

Florürlü diş macunları kuşaklarca kullanıldı ve bir insan ömrü süresince bariz bir etkisi bulunmadığı görüldü.

Diş hekimleri florürün diş sağlığı için gerekliliğini her fırsatta vurguluyor.

Bu zamana kadar himalaya tuzu, margarin ve sigara için dahi pazarlama stratejileri geliştirildi daha sağlıklı olduklarına dair, ancak bir nesil bile sürmedi bunlar.

Haliyle florüre devam.

Komplo Teorisi filminde Mel Gibson abimiz, diş macunundaki florür insanlarda yaratıcılığı, özgür düşünmeyi ve sorgulamayı engelliyor demişti.

polonya siniri gayet rahat ve guvenli. rte de oradan girmisti trenle.

ucakla polonya, orada lviv ve ukrayna'nin diger bolgeleri.

tank bu yani, en kötü dağ taş demeden sınırdan yardırır gider

Polony sinirindan trenler calisiyor. Trenle yollarlar

script'e izin verdikten sonra gmail'e gelen password sıfırlama kodlarını görebilirler mesela. aklıma gelen bu. google app script, tüm google servislerinin api'ları ile çalışabiliyor.

cookilerini alıp sonra amaçları doğrultusunda bir hesabına girebilirler.

Diplomayi alip giderseniz orada fotokopi cekiyorlar :)

Noter orjinal evrağın arka kısmına kocaman damga basacak, buna da hazırlıklı ol

yurt dışı için mi

e-devletten orijinali çıkıyor artık

Verme bekle. Vergi barışı gelecek. Gelmese bile uzlaşmada vergi aslını ödersin, cezanın da %80’i silinir.

vergi barışı bu cezayı kapsar mı? 2023 yılında kesilecek ceza sonuçta.

Kapsayabilir. Benzer durumda ymm’den böyle danışmanlık geldi.

bu borç size 2023'den önce tahakkuk etmiş ise yapılandırmadan faydalanırsınız, ama yok inceleme yapılacak ve sonra size ceza tahakkuk edecekse geçmiş olsun. ama üzülmeyin çünkü 500 milyar mı ne vergi alacağı varmış devletin ve bu seneki yapılandırma ile sadece %10'u tahsil edilebilecek olduğunu öngörüyorlar. bu gidişle her sene yapılandırma çıkar, siz de seneye faydalanırsınız.

şimdi burada vergi dairesi beyan istemekte ve sizin sehven kira ödemesi seçilmiş açıklamanıza inanmamakta haklı. zira sizin aynı kişiyle bir kira söyleşmeniz var ve bu kişi sizin adınıza vergi dairesine kira stopajı ödüyor. bankadan da "kira" açıklaması ile para geldiğini gören vergi dairesinin bunun kira ödemesi olduğunu düşünmesi gayet normal. daha durun, arkadaşınıza da 75 bin liranın stopajını ödememişsin diye de yazı gidebilir.

her neyse neticede vergi dairesi sizden bunu kira geliri olarak beyan etmenizi istiyor. dava açmanız sözkonusu değilse bu paranın vergisini illa ki ödeyeceksiniz. suçu kabul etmiş olurum olmam sizin konunuz değil, dava açmayacaksanız fark etmez, ister kabul edin, ister etmeyin, vergi dairesinin çok da umurunda olmaz.

lla ki ödeyecekseniz de beyanname verip vermemeyi düşünmenize gerek yok. her türlü o vergi aslını ödeyeceksiniz, beyanname vermeniz gereken tarih ile verdiğiniz tarih arasındaki gecikme faizini ödeyeceksiniz, kesilen 1 kat vergi ziyaı cezası için de ya indirim isteyip yarısını ödeyeceksiniz, ya uzlaşma talep edip komisyonda pazarlıkla %80'e kadar indirteceksiniz.

beyanname verirseniz bu işi hızlandırırsınız, gecikme faizinin de işlemesini durdurursunuz. beyanname vermezseniz, vergi dairesi resen tarh edene kadar gecikme faizinin süresi işler.

kaldı ki şahıs işletmesi sahibi olduğunuz için siz o dönem zaten gelir vergisi beyannamesi vermişsinizdir. şahıs işletmesi sahibi olanlar kira beyannamesi vermez, kira gelirlerini normal gelir vergisi beyannamelerine dahil ederler. sizin zaten beyannameniz verilmiştir, sadece gayrimenkul sermaye iradı bölümü boştur.

yine şahıs işletmesi sahibi olduğunuz için bu dandik mevzudan dolayı işletmeniz incelemeye alınabilir, takdire sevk edilebilir.

yani neticede bu vergi aslını, gecikme faizini ve vergi ziyaı cezasını öyle ya da böyle illa kesecekler ve cezayı tercihinize göre indirimli veya uzlaşarak ödeyeceksiniz. dava açmayacaksanız bundan kaçış yok. suçu kabul etmiş olmak istemiyorum şeklinde inat edip dandik bir mevzudan incelemeye, takdire sevk riskine girmeyin, beyannamenizi düzeltip cezanızı yiyin ve uzlaşma talep edin. beyannameyi vermemenin size kazandıracağı bir şey yok.

Turkiyede kiraci ile ugrasilmaz demeye geldim. Vazgec gitsin.

Mutevazi mahalle ise, ticari gucu yok ise. Dukkanin zemin kat daire parasi olmasini beklerim. Gerci ticari vs meskeni hesaba katmamis oluyorum.

Ama atiyorum taksim ise dukkna belki 10 kat degerli

Bir buyuksehirde buyuksehir icin mutevazi fakat mahallenin ana caddesi.

dükkandan kira almak 1-2 yıl sonra sıkıntı olur. esnaf çirkefleşir bu konuda. kendinizin de orada esnaf ya da her dakka başında duran olmanız lazım.

bahsettiğin yerde 1:1 olur.

Caddenin potansiyeline göre değişir, ama asla daire fiyatına yakın olmaz. En az 2-3 kat olur, caddeye göre bu 10 katı bile aşabilir.

Ben olsam, ilk önce bunları kayıt altına alır ve ev sahibine mail ve whatsapp'tan yollarım.

Havlupan alır taktırırım, balkon kapısını da yaptırırım ve kiradan düşerim. Eğer mırın kırın ederse siz de ona "Ben de belki ev sahibi taktırmamıştır diye yanımda ev ev radyatör mü gezdireceğim?" diyecek.

Mutfak için ev sahibine suç bulamıyorum. Eğer örneğin doğalgaz tesisatı ile ilgili bir durum olsa, bazen gaz firmaları tesisatlarda yeni şartnamelere göre değişiklik istiyorlar, bunun yapılmasını talep eder veya yukarıdaki gibi yaptırır kiradan düşerim. Ama sizin durumunuzda kardeşiniz bir mobilyacıya geçici bir çözüm yaptıracak ve onu da sineye çekecek.

Bence birşey yapamazsın. Açık ayıp var. Sen bu ayıpları görerek kabullenmişsin.

Gordum kabul ettim diyip de sonra ama su yok bu yok demek de bir garip.

Beyenmediysen geri al kaporani yeni ev tut.

soğuk geldiğini nerden bilsin bakarak bir kiracı. saçmalamayın.

ben benzer durumda klozette sorun oldu. eski bir klozetti. tamir için tesisatçı tanıdığı var mı diye whatsapp mesajı attım. durum acil, altkata su gidiyor da dedim. bir şy yazmadı. ben de kendim kdvli resmi faturalı tesisatçı bulup yaptırdım. %20 fazla ödedim fatura olsun diye ve eft yaptım. nota yazdım ve faturada da yazıyor. kiradan düştüm. mesaj atmış sözleşmede böyle bir şey yazmıyor da yazmaz tabi sözleşmede bunlar :) kirayı ödeyen kiracı sonuçta. almak için uğraşsın dava açsın bence. soğuk için diyorum sadece. ayıplı mal gibi bir şey. diğerlerini bilemem

*Banyoda havlupan yeri var ama adam pahalı diye taktırmamış.
Ev sahibinin ekstra bir sorumluluğu yok. Önceden konuşulmalıydı.
*Mutfak balkon kapısında aralık var soğuk geliyor.
Tam anlayamadım ne olduğunu. Yapısal olarak eksiklik/bozukluk mu var? O zaman ev sahibinin sorumluluğunda.
*En önemlisi de yeni bulaşık makinesi aldılar. Kurulum için gelen servis makine ankastre ocağın altında olursa makine patlayabildiği için onay verilemiyor demişler.
Bunu da tam anlayamadım. Bulaşık makinesi mi patlıyormuş? Tüple mi çalışıyormuş? Yoksa ocak patlayabilir diye bulaşık makinesi mi konulmuyormuş? Ocağın tipi ne, bulaşık makinasının markası modeli ne? Duruma göre ev sahibi de haklı olabilir, kardeşiniz de.
*Böyle bir durumda hukuki haklarımız nedir?
Çoktur, ama hukuki yolları göze almadan önce insani olarak çözümlemeye çalışmakta fayda var. Uzun, sıkıcı süreçler.

benim de anlamadığım şey şu: madem bayilerde sıfır araç yok, bayilerde satışta çalışan o kadar ne yapıyor, yatıyorlar mı tüm gün nedir?

kia baykarlar 4. leventte birkaç model var. dizel sportage, bir de küçük suvu, çok detaylı bakmadım ama cuma arac vardı ellerinde satışa hazır. tek sorun 1260 liste fiyatı olan araca 1500 dediler

Eğer başka sitelere bağlanırken sorun yok, ama VPN ile bağlantı kurduğunuzda sorun varsa, MTU ayarından olabilir. VPN'i nereden (modemden mi, PC'den mi neyse) ayarlıyorsanız, ITci ile irtibata geçin doğru MTU değeri ne olması gerekiyorsa ona göre yapılandırmanızı güncelleyin. Not: MTU ayarını modemin WAN (yani TTNet ise, TTNet ağına bağlanma ayarından değil) ayarlarından değil, varsa VPN ayarlarında değiştireceksiniz.

bir arkadaşın superonline ile aynı sorunu vardı. ofisten mobil (4g) modem almıştı evde çalışabilmek için (pandemi öncesi). o zamanlar draytek kullanılıyordu vpn için ondan olabilir. o arkadaş ayrıldı. şimdi sophos kullanılıyor sorun yaşayan duymadım.

lisanslı olmadığı için olabilir mi?

unix sistemlerde read-only olayı biraz değişik. dosya özelliklerinde:
owner
group
others
diye 3 izin vardır.
owner için read-write diye izin vermeniz yetmeyebilir.
group'u da read-write yapın.
olmadı others'ı da read-write yapın bir deneyin.
(isimler user/group/others diye geçmez, ama izin tablosunda üstten alta sıralı hali o şekildedir.)

hayır lisanslı ürün.

açılışta sol alt tarafta "etkinleştir" var. oradan office 365 hesabınız ile giriş yapıp ürünü etkinleştirmeniz lazım.

kuran yakan eleman o ülkedeki aşırı sağcı, kafayı yemiş bir tip. ama asıl o mevzunun arkasında russia today'de çalışan biri olduğu söyleniyor, amaç da türkiye'yi kışkırtıp isveç ve finlandiyanın nato üyeliğini veto etmeye zorlamak.

Hiçbir amacı yok aptalca bir eylem bence.

Bizdeki portakal bıçaklamak veya rögar kapağından içeri kola dökmekle aynı yani. Birileri tepkisini saçma bir şekilde veriyor olarak yorumluyorum.

AKP birkaç yüz bin kron verip de kendi yaptırmış bile olabilir ayrıca hahahh

Reddit'e bakarsan zaten İsveçliler NATO'ya girmeye çok hevesli değiller. Olay bundan ibaret, o herife kitap yaktırttılar ki Türkiye veto etsin. Bizimkiler de PKKlıları vermedikleri için kitap yandı diye yaygara koparıyorlar. Herkesin derdi başka...

Abi bildiğim kadarıyla İsveç'i zaten veto ediyoruz, yani bu olaylar olmasa da veto ediyoruz, Finlandiya'yı veto etmemiz için bir neden de yok, yani bu Kuran yakma işini Finlandiyalı biri yapsa daha anlaşılır olmaz mıydı o zaman?

ya derin oyunlara falan gerek yok, bu adam marjinalin de marjinali, bir avuç kişiyi temsil eden bir tip.
amacı nato ya da başka bir şey değil, yabancı düşmanlığı üzerinden prim yapıp kendini tanıtmak. kuranı hedef almasının sebebi türkler ve arapları ülkede istememesi.
3-4 kişinin eylemi yüzünden bu kadar muhabbet çıkması gerçekten garip. türkiye'nin yarısı ellerinden gelse suriyelileri diri diri yakacak, bu kadar konuşulmuyor.


ayrıca isveç'in danimarka'nın saçma bir tutumu da var. bu öğlen tevrat yakmaya çalışan bir müslümanı gözaltına aldılar mesela.

Tam seçim zamanı, avrupa ile çatışmanın kime yarar sağladığını düşünürseniz, kimin yaptırttığı ortaya çıkıyor bence.

Adam da orijinalinde Danimarkalı, orda doğup büyümüş hatta kurduğu parti de Danimarka'da. Babası İsveçli diye İsveç vatandaşlığı almış 2020'de. Aslında kendisi de göçmen yani lol

Danimarka'da siyaset olarak ciddiye alınmayıp dışlandıği için İsveç'te yapıyor bu eylemleri bildiğim kadarıyla. Bi de İsveç'te göçmenler daha çok diye biliyorum, bu yüzden bu konuda siyaset bi şekilde destekçi de buluyor az da olsa.

Yani şimdi kıyas olsun diye demiyorum ama bizde de Suriyelileri mancınıkla göndericez diyen insanlar var. İsveç+Danimarka nüfusu 15 milyon, içlerinden bir meczup böyle bir eylem yapıyor ufak da bir destekçi buluyor vs. çok ciddiye alınması gereken bir durum değil ama provokasyon işe yarıyor tabii her zaman. Bizimkiler de hemen üstüne atladı bundan siyasi malzeme çıkarmak için, olay bu diye düşünüyorum.

Mesela 2022 seçimlerinde İsveçte de yarışmış toplam 156 oy almış parti. Halkta karşılığı bu kadar ama ekstrem şeyler yapıp gündem olmak kolay geliyor.

Ya gerçekten çok enteresan, tartışma çıkarmak istemem ama bana göre konu Kuran yakılması da değil aslında anlaşılabilir bir altyapısı bir nedeni olsa bunu da anlayabilirim ama o kadar saçma ve boş bir olay ki altında ciddi bir şeyler olmaması ve sırf yapmak için yapılıyor olması çok komik.

Allahsız, dinsiz ve kitapsızım. Kitap yakma eylemi tamamen provokatör bir eylem. Düşünce özgürlüğü çatısı altında incelenemez. Yakılan kitap dini kitap olursa inananlarını, siyasi bir kitap olursa takipçilerini kışkırtma amacı güder. Malum parti siyasi malzeme çıkarmaya çalışmak istemeseydi bu kadar büyümezdi konu. Bu bir tahmin değil, gerçek. Çünkü ilk defa Kuran yakılmadı. Sözlükte de başlıkları olan şekilde geçtiğimiz senelerde de örnekleri var. Böyle gündem olması, bakanlık düzeyinde skandal açıklama yapılması falan hep seçim malzemesine çevirmek.

Öte yandan Kürtçü diasporalar işlerini çok iyi yapıyorlar İsveç gibi ülkelerde. Bitmek tükenmez bir Türk düşmanlığı pompalıyorlar. Avrupa'nın da hoşuna gidiyor. Çünkü Avrupa ikiyüzlü ve zenofobiktir. Türk düşmanlığı da bir gerçek. AKP düşmanlığını Türk düşmanlığı ile harmanladılar. İşte bu eleman da bu ekiplerin ilgisini çekip kendi reklamını yapmaya çalışıyor. @nundu 156 oy aldığını söylüyor. İşte adamın hedefi de 1000-2000 falanı geçmektir en azından. En ufak bir göç dalgasında ya da "tehdit" durumunda Avrupa'nın aşırı sağ gruplarının oyları katlanır hemen.

bu konuyu hiç düşünmemiştim ama cidden rusya neden 5-10-20 milyon dolar vermesin ki bu insanlara yakmaları için? mantıklı.

Aynı ilçede kendinin veya birinci derecede yakınının evinin olmaması gerekiyor. Benzer şekilde senin de... Yerinde olsam bir avukata danışırım, biraz para alırlar belki ama en azından dava açılana kadar tebligata ne yapılabilir onları öğrenirsin.

gerekçesinin samimi olduğunu kanıtlayabilirse (başka mülkünün olmaması, oğlunun mülkünün olmaması, gerçekten boşanması vs.) davayı kazanır. ancak kazanması, güncel durumda mahkemelerdeki yığılmayı göz önüne alırsak 1.5 - 2 sene sürebilir.

ben iş değişikliği nedeniyle istanbul'a döndüm ve kiracıma ağustos'ta ihtarname çekip akabinde davayı açtım. duruşma günü şubat'a verildi. ordan hesap et.

Evine çöktüm beybaba çıkmıyorum akıllı ol benimle iyi geçin yoksa kirani da yollamam bak dalgana diyemeyecekseniz bir avukata ücreti mukabilinde danışmanız yararınıza olacaktır.

müthiş adalet sistemimiz diyor ki; sen çık evden, adamın kendisi veya yakını gelecekmiş. eğer başkası oturursa dava aç bak biz onun anasını nasıl ağlatıyoruz. nasıl? süper çözüm dimi. yada dur dur sen çıkma, o dava açsın ispatlasın biz bu sefer seni çıkartalım. bence ev bak hacı, bu işler kısır döngü, sonu yok.

benim son duyuruma bakarsan ben de aynı durumdayım. @zgrydn'nin yorumuna eklemem gerekiyor istanbulda belki davalar uzuyordur o kadar ama ben ankaradayım mesela görüştüğüm bir iki avukat 3 4 aya gün verildiğini söylediler. maksimum 9 ay falan uzatırsın diyorlar hatta istinafla falan.

ihtarname ile çıkarsan adam başkasına kiraya verir geçer tazminatta kazanamazsın seni mahkeme kararıyla çıkarması gerekiyor tazminat elde edebilmesi için. Benimki de çocuğum oturacak diyor ama yalan söylediğini biliyorum. %25 yapıp geçicem ondan sonra 9 ay sonra yanıma kalan parayla kafa kafaya hem avukatlık ücreti hem mahkeme ve taşıma mastraflarıyla aynı paraya gelicek. üstüne de başkasına kiraya vereceğim için 1 yıllık son ödediğim kira kadar tazminat açıcam. Kaybedeceğimiz bir dava olduğu için belki avukat tutmak yerine 2 3 kere mahkemeye cevap yazmak için avukatlardan destek alsan daha ucuza kapatabilirsin sanırım.

Kontrat süresinden sonra dava açma zorunlulugu ilk yıl bitip sözleşme otomatik yenilendikten sonra oluyor. ilk yıl bitmeden ihtar çekerse direk çıkmanız gerekir. kontratınız ilk yılını doldurmadıysa ev aramaya baslayın.

Android: Profil fotoğrafına tıkla, soldan panel açılacak, profil > profili düzenle.
Web: Profil fotoğrafına tıkla, açılan sayfadan profili düzenle butonuna bas.

Çalışma var herhalde, çünkü Elon Musk da değiştiremiyorum diye tweet atmıştı bu sabah.

@cinsi kisi: web'de profil fotoğrafına tıklayınca hiçbir şey çıkmıyor. kendi sayfamda sağ tarafta profili ayarla sekmesi var ama orada da böyle bir seçenek göremedim.

Android uygulamada profiline gir. Sağda edit profile tuşu var headerın altında. Ordan yapılıyor direkt açılan pencerede isim kısmı var.

Web'de de aynı şekilde hatta, şimdi açılıyor bende pencere orada profil fotosu, ad, bio falan değiştiriliyor

Evet öyle yapıyolar, sanırım işletme maliyeti VDSL internete göre daha kolay, yoksa ücretsiz geçiş vermelerinin bir nedeni anlamı olmaz.

Aynısını Türknet ile yaşadım, önce kıllandım ama sonra kabul ettim.

Çünkü bu vesile ile taahhüdünüz varsa hem onu uzatacaklar hem de aylık tarife fiber olduğu için yükseltecekler.

Türk telekom'u kullanmak zorunda değilsin ama biraz daha kafam rahat olsun dersen telekom derim.Hem de şu ortamda taahhüt vermek daha mantıklı gibi.Onun dışında netspeed önerebilirim,200'e kadar veriyorlar bildiğim.

Sadece yöneticiye veya yönetim kuruluna her neyse, o şekilde göndermeniz yeterli. Bazı toplantılarda sırf işi uzatmak için vekaletnamenin noter onaylı olmasını istiyorlar, böyle bir şart yok.

Hocam karşıdaki kişi kabul eder etmez biz nereden bilelim. Ama evrak aslını vermek için gitmenize gerek yok. Noterden notere faks oluyordu en son. Vekâlet vereceğimiz kişi de kendine yakın notere gitsin. O şekilde halledin.

Bu prim borcunu nereden görüyorsunuz? E-devletten şahsınıza ait borç varsa o görülebiliyor. Başka bir borç olmasın?

Veya aklıma gelen şey şu: Siz hisseleri devrettiniz tamam, ama yönetim kurulu üyeliğinden ayrılmadınız. Böyle bir durum varsa ne yazık ki siz de borçlardan sorumlu olursunuz.

Borç e devlet üzerinden gözükmüyor, SGK online tahsilat üzerinden gözüküyor.

selamlar,
Sizin ortak olduğunuz döneme ait borç var ise o dönem sizi ilgilendirir. Ortaklığınızın sona erdiği tarihten sonraki borçlar sizi ilgilendirmez. Olduğunuz dönemde ssk borçları ödendiyse şirketin rahat olun hiçbir problem olmaz.

Freedos ile birşey yapamazlar, ama en kötü okulda IT işlerinden anlayan birileri vardır ve ona Windows 10 home yükleyebilir.

Cevaplar için çok teşekkürler, freedos alıp arkadaşları onehub veya azure aracılığıyla win 10 yüklemesi için yönlendireceğim.

Giderdim, guzel bir deneyim. Hep almanya'da yasamis biri olmaktansa suudi arabistani da deneyimlemis olmak daha cazip benim icin.
(geri donme sansim yoksa gitmezdim)

2-3 sene hayat sadece kampusten ibaret olmayacaktir. bunun alisverisi, hastanesi, disarida yemegi, gezmesi de var ve bunlari yaparken rahatsiz olacaksaniz gitmemelisiniz. 2-3 sene cok uzun degil ama kisa da degil. ben erkek olarak gitmem, kadin olsam aklimdan bile gecirmem.

Neresi olduğu fark edebilir. Ben Riyad'da bulundum ve senin yerinde olsam giderdim. Şeriat falan bunları bir kenara koy, para iyiyse 2-3 sene için gidilir.

Gitmedim ama Cidde ve Dammam'da da çalışabilir. Dammam, Bahreyn ve Katar'a yakın olduğu için hafta sonları, tatillerde falan oraya akarsın.

O zamanlar ben en sevmediğim detayı SA içi seferlerde, kendi havayollarıyla uçak seyahati için dolmuş bekler gibi bilet alma kuyruğuna falan giriyordu millet. Biz tabii Türk halimizle bile o kadar kargaşaya alışık olmadığımız için tüm seyahatları araba (V8 Suv gibi) ile yapmıştık.

Eğer yanında bir mentor olacaksa zaten seni günlük hayatta veya akademide kazıklamaları falan da pek mümkün olmayacaktır. Çünkü orada Suudlar kafayı milleti nasıl ters çeviririz ile bozmuş durumdalardı...

öyle bahsedildiği gibi o ortamda takılırım özgür olurum diye düşünme, o ortam içerisinde de Saudi kanunları yine aynı şekilde geçerli. sadece bi tık daha göz yumuyorlar ancak iki gün sonra değiştirdik bu kuralı deme ihtimalleri her zaman var. suudi arabistanda evli olmadığın biriyle cinsel ilişkiyi geçtim, dating bile yasak, bekar insan öyle bir yere gidip nasıl bir hayat yaşayabilir? Suudi'ye ancak çok ama çok iyi para kazanacaksan gidilir, yaşamının 2-3 senesi heba edilir, almanyada 10 senede kazanacağın parayı vurup geri dönersin. para kaygın yoksa zaten böyle saçma bir işe girmene hiç gerek yok.

patronuna neyi nasıl söyleyeceğin çok önemli, ben bir kadın olarak orada kendimi güvende hissetmiyorum der geçersin. buna herkes gayet mantıklı yaklaşır zaten. dediğim gibi oraya sadece çok, ama çok iyi para kazanacaksam giderim. meta'nın en strict kuralları olan bölgelerinden biri çünkü.

hatrı sayılır bir süre suudi arabistanda yaşadım iş için. hangi şehre gittiğiniz önemli @malheiros'un da dediği gibi.
yabancı olduğunuz için başınızı kapatmanız vs gerekmiyor. ama misal etekle ya da kotla da çıkamazsınız.
içerde her şey serbest diyorsanız aramco'ya gidiyor olabilir misiniz? eğer aramco ise gitmenizi tavsiye ederim. orası arabistan sayılmaz çünkü.

Eğer yabancı olarak gayrimenkul alabiliyorsan, oturum veriyorlar.

Her ulkenin kanunlari ve uygulamalari farkli. Cogu Avrupa ulkesi ev alindi diye oturum vermiyor, verenlerde de evin degeri icin yuksek alt limitler oluyor.

Ev alim satimi konusunda deneyimli oldugum ulkede sordugunuz durum su sekilde, alici da satici da kendi avukatlarina vekalet vermek zorunda ve alim satim isi avukatlar arasinda oluyor. Ne alici saticiyi, ne de satici aliciyi gormek zorunda. Yani sizin fiziksel olarak varliginizin bir etkisi pek olmuyor.

Bence değil, zaten konut/arsa fiyatları yükseldi. Şimdi satayım deseniz istediğiniz fiyata gitmez, seçimden sonra da satılanı dolarla bile olsa geri alamayabilirsiniz.

Hayır.
İhtiyaçtan satmıyorsanız, ev satmak hiç mantıklı değil.

Hiç değil, yapmayın.

Herkes aynı cevabı vermiş de ben şunları söyleyeyim;

1. Oturduğunuz evse satmayın.
2. Kira gelirine muhtaçsanız satmayın.


Satıp ne almanız gerektiğini söyleyemem ama Turkiye gibi dikey yerleşmenin teşvik edildiği, konut arzının çok kolay arttırılabileceği metropolde ev fiyatları dolar bazlı zirvelerde olmasının seçim sonrası cok düşük olduğunu söylemek isterim. Ortodoks politikalara illa ki dönülecek seçim ekonomisi bitecek işte o zaman göreceğiz. Merak edenler 2016-2019 arası konut fiyatlarına ve faiz oranına bakabilir.

Ev satmak kesinlikle mantıklı değil. Seçimle falan ilgisi yok. Artık Türkiye'de konut sıkıntısı bitmez. Mültecilerin üreme hızı çok yüksek. Durmadan göç alıyor ülke. Belki 150 milyonu görecek nufus.

cok bos hesaplar bunlar. kisa donemli spekulasyon zarar ettirir.

kötü bir evse satıp daha iyi bir ev almak daha mantıklı

Sabit kura geçilmezse bana mantıklı geldi. Dövizi normal yollarla uzun süre tutamazlar.

Evi satmaya zaten niyetiniz varsa bi tık mantıklı olabilir, ama sırf bu fikir için satmak mantıklı değil. Örnek verelim;

Eviniz 1.850.000 tl değerinde diyelim, sattınız ve 100.000 dolar aldınız. Seçim oldu bitti ve bir yıldır baskılanan dolar ipini kopardı ve 25 tl oldu diyelim.

Sizin 100.000 dolar da 2.500.000 TL oldu yani, kar ettiniz ve sattığınız evi geri almak istiyorsunuz. O da ne? Sattığınız ev 2.600.000 lira olmuş!

Hayır, ödenmesi gerekiyor.

gerekiyor.

motorlu taşıtlar vergisi, taşıtların kayıt ve tescilinin yapıldığı yerin vergi dairesi tarafından her yıl ocak ayının başında yıllık olarak tahakkuk ettirilmiş sayılır.

ödenmesi gerekiyor kesin bilgi.

1 ocakta vergi tahakkuk etti, ödenmesi için son tarih 31 ocak. Bu tarihten önce satarsanız tahakkuk eden borcu ödemeniz gerekir.

Sadece satış da değil, diyelim trafikten çekeceksiniz ve plaka ruhsat iptal edeceksiniz. Yine vergiyi ödemeniz gerekir, çünkü tahakkuk etti bir kere.

Vergiyi ödememek için 31 aralıktan önce işlem yapmanız gerekirdi, ki vergi tahakkuk etmesin.

belediye rayicinin altında olmadıkça istediğin tutardan gösterebilirsin. o gerçek satış bedeli için ekspertiz yapılacak falan haberleri henüz yasalaşmadı. tapuda göstereceğin tutarın %2 alım + %2 satım = %4'ü kadar vergi + 1.200₺ tapu döner sermaye harcı ödeniyor. (eğer evin bulunduğu ilçedeki tapu müdürlüğünde değil de, herhangi başka müdürlükten işlem yapılacaksa döner sermaye harcı 2x oluyor)

Eskiden yuzde 3tu..

Eskiden değil de bir süre %3 olarak kampanya yapıldı, yoksa hep 4 idi.

Abi ne bekliyorsun, bir ayda %20 falan mı? Zaten borsa düştü, altın bir yukarı bir aşağı, adamlar yeni bir şey icat edip satmıyorlar ki, piyasada olanlara karışık dağıtıyorlar işte.

İyi yanını şöyle: Günlük mevduat faizi bugün %25 veren bankalar var, aylık net %2'ye geliyor. İşte sen %2'yi bazen 15 günde alıyorsun. Bu kadar. Uzun vadede %28-30 mevduat yerine %40-50 getirenler oluyor.

Ağustosta NNF ve HKH aldım. 400 bin TL civarı para kazandım. Kazandığım kâr üstüne biraz ekleme yaparak 2020 Ford EcoSport aldım. Özellikle Ağustos, Ekim ve Kasım aylarında deli para kazandırdı. Aylık %25-30 civarı. Son 1 ay tadı tuzu yok ama yine de fondan devam ediyorum.

1 aylık kıyaslamaya bakmak cok mantıklı değil. Daha uzun sürelere bakman gerekiyor 3-5 yıllık performanslara bak o zaman farkı goreceksin. Borsayı, altını vs ekarde eden fonlar var.

İlla ki kazandırdığı dönemler vardır

Ve illa ki 'Borsayı, altını vs ekarde eden fonlar var'dır.

Benim söylemek istediğim, ortalamaya bakınca fonları yöneten profesyonel ekiplerin çoğunun çok da profesyonel olmadığı.

"Bu fonları profesyonel insanlar yönetirken" insanlığın en büyük scam ını keşfettin aramıza hoşgeldin

değil profesyoneller, 100 milyar profesyonele bedel bilgisayarlar yönetirken de enflasyondan fazla kazandıramazlar ortalamada. arada büyük balık tutanları örnek almak doğru olmaz.

düşün, o profesyoneller kendisi yatırım yapıp çoktan zengin olmayı seçeceği yerde başkasının parasını yönetip, üstelik başkasının riskini üstlenip komisyonculuğu tercih ediyor.

bunu aşmanın yolu ticaret. ticarete yetmeyecek sermayesi olan için, altın dolar vs enflasyon karşısındaki kaybını aza indirir ancak.

borsayı çok yolmayan bir kumarhane gibi düşünmelisin.
spor bahislerinde 100 yatırınca 30'u kasaya kalırken, canlı bahiste 100/60, borsa da 100/10 100/5 olsun.

Mümkün değil. Telekonferans yapıp kaydeden paralı uygulamalar vardı bir aralar, fakat onlar bile çalışıyor mu emin değilim.

Uygulama olmadan dediğiniz için yazıyorum, hoparlöre alıp başka bir cihazdan sesi kaydedebilirsiniz ancak. Bu herhalde sizin aklınıza da gelmiştir ama yazayım dedim.

Craigslist

Ebay?

Salla onu, iyi bir avukat bul, 2 yıl sürer seni tahliye etmesi.

Avukatlar daha iyi bilir ama İstanbul'da bir ay önce "kira tespit davası" açılan arkadaşıma mahkeme 11 ay sonraya ilk duruşma tarihi verdi. Ankara'da 3-4 ayda duruşma tarihi verileceğini düşünmesi şaşırttı.

Bence her şekilde bu davanın açılmasını, yapılmasını bekleyin. Bir yıl bile sürse o süre boyunca sadece %25 artışlı ucuz kira ödeyeceğiniz için iyi para biriktirirsiniz. Siz çıktıktan sonra da o eve kiracı girdiğini tespit edip oradan da para kazanırsınız.

Ev sahibi madem hukuk yoluna gitti, onun açtığı yoldan ilerleyin.
Bir avukata daha sorun bence bu konuyu.

Şöyle şov yapanlara siz de bir şov yapın ve bırakın kararı mahkeme versin. %99 çocuğu oturmayacak çünkü.

şuan mahkemeler bu davalarla o kadar şişmiş durumda ki en yakın duruşma tarihi en erken 0 ay sonrasına veriliyor, Ankara'da durumun farklı olduğunu zannetmiyorum. hemen ilk duruşmada karara çıkmaz mahkeme, 2 ay da öyle atar, sizin en azından 1,5 seneniz var çıkartması için. bir tek dava masraflarını karşı taraf vekalet ücretini vs. ödersiniz. o yüzden hiç çıkmayın, açsın davasını, mahkeme masraflarını da ortalama birşey hesaplayıp kenara köşeye ayırın dolar/euro/altın vs. alın. çok daha karlı çıkarsınız.

Benim gördüğüm ankara'da davalar hızlı ilerliyor. Piyasa fiyatına kirayı çekebilirsiniz. Çünkü 1.5 yıl dolmadan çıkarırsa ne yapacaksınız. Bir alternatifiniz yok galiba. Ben risk almayı sevmeyen bir insan olduğum için piyasa fiyatına çekmeyi teklif ederim.

@cilekli krep piyasa fiyatlarına çekmeye gücüm şuan için yetmiyor, piyasa fiyatını geçtim kendi evini çoook değerli görüyor piyasanın üstünü söyler hep. tahminimce isteyeceği fiyat ile ödeyeceğim %25 zamlı fiyat arasındaki fark ile kaybettiğim davadaki avukatlık ücretleri ve taşınma masraflarımla bile daha karlı olma durumum var.

Tek sıkıntı lojman ben evden çıktıktan sonraki aylarda çıkarsa 2 3 aylığına taşınmam gereken bir ev bulmam gerekebilir ekstra onun masrafı çıkar bir daha taşınma masrafı, emlakçı parası, depozito falan,en kötü senaryo bu, bunda da lojmanda uygun oturmam sebebiyle zararımı karşılayabilcek olmam aslında. Diğer türlü çok daha erken 3 4 ay da çıkartabilecekse zaten el mahkum bu adama vereceğim parayı daha uzaktaki bir eve vermek olacak.

Durum bu olduğundan aslında genel durumlarda karlı gibi gözüküyorum ama yorucu tabi. Gerçekten çocuğu oturacak bir insan çok önceden haber ederdi diye düşünüyorum aramız da kötü falan değildi gayet anlaşıyorduk ama. Böyle kötü niyetli insanların hem haklı hem güçlü olmasını hazmedemiyorum. Sırf bu durumda bile zararım olacaksa bile, sinirimden bu insanla uğraşmış olayım diye dava yoluna gidesim geliyor.

Piyasa fiyatına falan çekmeyin. Adam anlaşmaya niyetli biri olsaydı tebligat çekmezdi. Büyük ihtimalle gözünü para hırsı bürümüş birisi. Dayanamayacağınız aşırı taciz, tehdit, stres vs. gibi bir durum yoksa bırakın kendi hırsının bedelini uğraşarak ve kaybettiği zaman ve parayla ödesin.
Gerçekten 3-4 ay sürse bile (ki çok zor) hemen çıkmaktan her koşulda iyidir. Her halükarda cebinizde para kalacak. Zaman sizin lehinize bu durumda. Hele bir de kiraya verdiğini görürseniz üstüne para bile kazanacaksınız. Lojman konusu da garanti olmayabilir. Belki hiç çıkmayacak, belki geçikecek. O yüzden bence ona da takılmayın çok fazla. Buradaki tek husus, tehdit, stres ve taciz durumuna ne kadar dayanacağınız. Ha, böyle bir durum da yoksa her şey gayet net zaten bence.

@henchman tehdit gibi konulardan yana sıkıntı yaşamam da kendi kendime biraz stres yapabilirim doğal olarak o da karar çıktı mı çıkacak mı falan diye. Benim için her anlamda sıkıntılı çünkü planda olmayan masraflar çıktı.

Ama adam kötü niyetli olunca 3 yıl başkasına kiralayamıyor oluşundan sürekli takipçisi olacağım. Komşularla aram da iyi adamı rahatsız ederim yani 3 yıl elini kolunu da bağlayabilirim. gerçi 1 yıllık tazminat öderim bunu da yeni kirayla 5 aya çıkarırım zaten diye düşünüp bu yola da girmiş olabilir.

Benimki psikolojikti mesela

Ben de ünlü bir politikacının oğlu ile aynı evde ikamet ediyor görünüyorum. Bizden önceki kiracı veya ev sahibiymiş, taşındıktan sonra ikameti aldırmamış. Bizim eve trafik cezaları falan da geliyor. Aklıma gelen birinci sebep çocuğunun "özel" bir okula gidiyor olması ve ikameti değiştirince o okula kayıt yaptıramayacak olması ihtimali. İkinci sebep ise safi tembellik...

Ben o yaşlardayken askerlikle ilgili bir aksilik olur, belgeler karışır. Bir gece ansızın gelip alırlar diye korktuğum için ve zahmetli olduğu için ikametgahı değiştirmemiştim.

umursamadiklari/usendikleri icin.

böyle olmasını seviyorum. polis abuk subuk bir şikayette eski adresime gitmiş mesela. bulamayınca öyle csi gibi telefondan takip değil telefonla arayıp nerdesin yaw falan diye sordular.

ekspertiz parası + kaporanın yarısını kendime alır kalanını geri yollardım

Yollarım tabii ki. Haksız kazanç.

Kapora bu iş için verilir bence geri yollamamanızda sıkıntı yok ama malum dünya çakal dolu biley çıkar mı bilmem. Ha mesajlarda falan zaten kendide helal olsun falan demiş ben bişey çıkacağını düşünmüyorum.

Ben de olsam vermezdim ama bir araştırın belki yeni bir dolandırıcılık taktiği olabilir. Özellikle bazı tipler inanılmaz dolandırıcılık yöntemleri uyguluyorlar. 2-3 ay sonra eve mahkeme kağıdı gelmesin yanlış eft yaptım geri göndermedi falan diye. Mesajlaşmaları falan saklayın.

Geri verecekseniz de ekspertiz ücreti + bir günlük masraflarınızı falan düşüp öyle verin.

Ekspertiz parasını kendi ödemişti, gittiğimde bekliyorlardı.
Ben kafasında 2 araçla istanbula geldiğini, benden önce de diğer araca bakıp alıp gittiğini düşünüyorum.

vermemelisin.kaporanın maksadı budur zaten. sen 3-5 daha fazla veren birini bulup satsaydın o da hoş karşılamazdı.sonuçta sen de arar etmişsin diğer alacağın araçtan.adam zaten yazmış ama yazmasaydı da o para helali hoş hakkın senin.hiç yersiz vicdan yapma.

Yollamam. Benzer bir olay geçen hafta başıma geldi. Alıcılar son derece ciddiler, geldi görüştüler, 2 hafta sonra satış yapılmak üzere satış sözleşmesi imzalandı, fakat biz alacaklarından emin olduğumuz için az da olmayan bir kaporayı kabul ettik. Sözleşmede de ne de olsa kesin alacaklar diye, kendimiz yani iyilik olsun diye iade edeceğiz diye madde ekledik. 1 hafta sonra parayı denkleştiremiyoruz dediler. O 1 hafta süresinde başka alıcılar geldi, daha yüksek rakamlar konuşuldu fakat onları kaçırdık. Şimdi kafam olsa kapora alırsak iade etmeyiz demeliydik. Sen de iade etme. Zaten 5bin ne ki..

yollamam, kaporanin olayi bu zaten.

aracımı sattıktan sonra varsa bu olaydan dolayı cıkan masraf varsa onu düşüp iade ederdim.

Satış sözleşmesi falan yapmadık. Kaporayı yollarken aracın plakasını vs yazmış kapora bedeli yazmış. Eşimin hesabına yollatmıştım özellikle.
Yani noterde de vazgeçse gerçekten koymazdı, ama adam notere gelmedi bile. Bu nasıl bir ahlaksızlık seviyesi.
Bir de şöyle düşünüyordum kendi kendime ne kadar safım, adam geldiğinde noterde olalım ki geri ankaraya dönecek, hızlıca dönsün, hatta plakayı değiştirirse diye yanımda tornavida götürdüm, beklemesin diye.. yani şu an elime geçse boğacağım.

sinirlenmekte haklı olabilirsiniz ama satış alıcı tarafından vazgeçilirse kapora satıcının hakkıdır ki adam da öyle demiş. Geri ödemenize gerek yok.

Başınıza bir iş gelmez. ben de bir arabaya kapora verdim ve sonrasında almaktan vazgeçtim kapora gitti

kapora zaten tam da bu durum icin aliniyor. bir de helali hos olsun yazmis helallik isteyecegine o kadar bekletirken.

@nuisance bu da iyi bir fikirmiş aslında. Eli mahkum ben de fiyat yükselttim. Zarar ettim etmesine de ne kadar ettiğime bakabilirim.

@gule gule, helali hoş olsun diye gerçekten vicdan yaptı da mı yazdı yoksa dalgasına mı yazdı anlayamadım. Sonra iyi bir mesaj döşedim ama cevap da yazmadı. Terkedilmiş sevgili hissediyorum sanırım:) hırs yaptım

gereksiz hırs yapmışsınız. adam vazgeçmiş ve kaporayı da yakmış. helal de etmiş. ne olacak yani, ekspertiz soktu diye almak zorunda değil ki. dünyanın türlü türlü hali var. 5 bin lirayı yiyin ve sinirinizi hafifletin derim

işe girdim ilk gün arabayla giderken kaza yaptım. adam aradı gelmiyo musun diye dedim gelemiyorum gerisini getiremeden başladı gelmezsen gelme adam mı yok vb bağırıp çağırmaya. dedim gelemiyorum arabamı vurdum sürülecek halde değil araba çekici çağırdım. adam ha söylesene dedi. dedim adam mı yok boşverin.

yani dünyanın binbir türlü hali var, adamın belli ki kapora düşünecek hali yok. kimse de bunu yazmamış ne garip. kimsenin arkasından yok işte sinirliyim, yok mesaj döşedim, yok karımı beklettiler vb. diye ne kendinizi hırpalayın ne günahına girmeyin. kaporanın ticari amacı zaten mal el değiştirene kadar rezerve ücretidir, adam gelmemiş rezervasyonu yanmış, iade etmenize gerek yok.

ekspertiz parasini kesip kaporayi iade ederdim. arada baska alici ciksa ve satmasaniz kapora hakkiniz olurdu ama bu durumda bir kapora hakkiniz yok. sadece esiniz beklemis sinir bozucu olmus ama adamin basina neler gelmis de olabilir. 4 saat icin 5000 tl bekleme parasi oluyor sizinkisi.

Ben de iade ederdim 5bin lira için de bu duyuruyu açmazdım.

Bütün fikirlere tamam da, adam beni eleştirmiş, eşin beklemiş ne olmuş demiş, çok abarttın diyen olmuş, hepsine tamam da, 5bin lira için bu duyuruyu açmazdım ne demek?:)

Zaten niyetimi anlamamışsınız. Okumamışsınız bile. Yer geliyo adam wc’ye gideyim mi diye soruyor burda.. çok enteresansınız cidden..

Geçmiş olsun, ama çok sinirlenmişsiniz, bu kadar sinirlenecek bir şey yok aslında. Çok daha büyük bir bela ya da zorluk da olabilirdi Allah korusun.

Kapora konusuna gelince, halkımız kaparo ile "Cayma Bedeli"ni karıştırıyor. Hukukçu arkadaşlar yanlışım varsa affetsinler ve düzeltsinler, kaparo hukuken de iade eidlmesi gereken bir bedeldir.

Ama cayma bedeli öyle değildir, adı üstünde zaten, cayarsan tazminat olarak iade edilmez. Fakat kaparo öyle değil, kaparo işin ciddiyeti için verilir ve cayılırsa iade edilmesi gereklidir.

İslam hukukunda da tartışmalar olsa da genel görüş iadesinin caiz olduğu hakkındadır.

Siz paranın geldiği hesaptan parayı iade edin, maddi bir zararınız yok sanırım, boş verin takmayın kafaya.

5.000 lira için de "gönderdim, geri vermedi" vs diye icra mahkeme filan uğraşmaz adam. Ama siz yine de iade edin kafanız rahat olsun bence.

Hem kendim için hem çevrem için, onlarca araba aldım sattım hayatımda, onlarca daire üretip sattım, bir kaç tane de aldım. Hiç kimseden kapora da almam, kapora da yollamam.

Anlaşır sözleşir, 1-2 gün neyse artık tarih verir ve benim için bekletmesini rica ederim. Benimle aynı kafadaysa zaten sıkıntı olmaz, değilse de alacağım diye de tutturmam.

Benden almak isteyenler için de "kapora yollayalım x güne kadar beklet" dediklerinde her zaman "kaporaya gerek yok, bir hafta beklerim ama sonrasına biri isterse bekleyemem" derim.

Kısmetse olur, değilse kapora yollasan da alsan da olmuyor işte :)

esas sorun kopara verip 1 hafta bekletip vazgeçenler
arada başka teklifler gelirse reddediliyor üstüne
bu da haksızlık

sana 2 saat eşine 4 saat mesai parası yazıp kalanı iade et bence

Abi ben böyle sorulara marka önermeden önce ayağın yapısına göre ayakkabı seçmeyi daha uygun buluyorum. Yani içe mi basıyorsun dışa mı basıyorsun nötr müsün bunları bilip ona göre seçmek lazım, bu bilmeyen biri için çok önemli gelmeyebilir ama koşu performansını ve fiziksel recovery'yi inanılmaz etkiliyor gerçekte. Benim tavsiyem önce bunu analiz ettir, sonra Mizuno Asics gibi markaların ayağına uygun ayakkabılarına bak.

Ayağınızın taban yapısını bilmeden karar veremezsiniz buna.

Bu forumu inceleyin.

kosuforum.com

En bilinen kosu markasi da asics in 3-4k tl den başlayan modelleridir

Ya hocam siz bir alt seviye nike alın başlayın. O tavsiyelere bakarsanız ayakkabıyı 200km sonra atmalısınız diyorlar, ben aynı ayakkabı ile 1000km koşuyorum, ayakkabı patlıyor, diktiriyorum sonra 1000km daha koşuyorum. Ayakkabının tabanı eriyip düzleniyor. Onların alayı pazarlama hikayesi. Profesyonel atlet olacaksanız başka, ama böyle günlük işler için çok takılmayın.

nike pegasus 35-36-37-38-39 (model no su ayakkabı no su değil) modellerinden hangisini bulursanız alabilirsiniz.
koşu camiasında pegasus bir efsanedir.
nike ın kendi sitesinde 1.700 lira civarında vardı geçen baktığımda.
yıllardır kullanıyorum hala da koşarken ve başka bi tanesini de uzun yürüyüşler yapacağım zaman kullanıyorum.
mükemmel bir ayakkabı.

Ultraboost

Yağmurlu havalar için de ayrı ayakkabın olsun.

fiyat/performans için kesinlikle dekatlon ürünlerine bakmanı tavsiye ederim.

Brooks koşu ayakkabılarının Ferrasi, 1 numara. Ghost 15 çıktı en son. Ghost 14'te iş görür.

Ankara'da 1 ay öncesinin fiyatı: 24kw yerli kombi ile 7 petek, tesisat, proje, gaz başvurusu şusu busu vb. 26.000₺ civarı.

Tesisat açıktan giden tipte, döşeme altında gizli olan kollektörlü tipte değil. Öyle olursa biraz daha artar.

Akıllı termostat, termostatik vana vb. yok. Onlar da olursa 30'u geçer.

bizimkiler kasimda 140-150metre kare eve 47bin odedi. 5bin de apartmana baglatma, kapiya getirme, actirma gibi seyler verdiler. kombi vailant mi neydi, termostat yok. borulari yer altindan gecirdiler.

Şöyle: İlk Evim kampanyası düşük gelirli vatandaşlar içindi. Sen eğer düşük gelir sınıfına giriyorsan, bugün başlayan orta gelir grubuna hitap eden kampanyadan zaten istesen de yaralanamazsın. Bugün Ankara'da bir yerle görüştük, gelir göstermen gerekiyor, yani en basit şekilde maaş bordron yaklaşık 40 bin lira maaş aldığını gösterir şekilde olacak. İlk evim için asgari ücretli görünüyorsan zaten banka seni İzmir Marşıyla uğurluyor.

@malheiros emin değilim fakat sanırım bir yanlışın var. Bahsettiği İstanbul için 80, Ankara için 65, diğer iller için 45 bin TL azami gelir yani en yüksek izin verilen gelir olarak belirtiliyor. Alt gelir olarak bir şey belirtilmiyor, ona sanırım banka karar verecek. Örneklerde ise "hane geliri 15 bin TL olanlar 1 milyon TL aldıysa ilk sene 4.400 TL ile başlayacak " diyor. Tabii dediğim gibi banka eğer vermiyorum diyorsa onu bilmiyorum.

Orta gelir projelerindeki tutarlar yüksek, evet asgari gelir diye bir şey yok, fakat asgari ile gidersen zaten verilecek krediyi ödeyemiyorsun.

yeni evim projesi detayında toki ilk evime katılmamış olmak şartı isteniyor.

@ayin yazari

katılmamış şartı değildir o. kazanmamış olma şartıdır.

10 gün önce, ankara - yıldızevler 120₺ iç-dış + 10 bahşiş

İki hafta önce, İstanbul - Bostancı iç dış yıkama 120 TL.

dış 90
iç dış 120
ankara yenimahalle.

haftasonu
istanbul bostancı
iç-dış 180 TL (araç SUV)

İstanbul - Kalamış Wyndham Hotel Otoparkı
İç dış - 180 TL

oha

En son iç dış toplam 80-90 gibi bir şey verdim diye hatırlıyorum. - Antep

ankara opette dış yıkamaya 50 tl verdim, kuş pisliği var diye aceleden girmiştim.
50 tlye de saçımı kestirdim bugün, ne kadar malca fiyatlamalar var arkadaş anlayamıyorum.

dün ankara - avm 190 tl :(

İst. Maltepe iç dış 90. Sadece dış 30.

köpük ve suyu jetonla veren makinelerden kendim yıkadım. toplam 14 tl yer ümraniye.

sozum ona tanidik, ankara cankaya sadece ic-dis 210 tl

Evi sat bir de üstüne kredi çek alabildiğin en pahalı arabayı al. Otomatik ve turbo benzinli olsun.

alperz +1

ev kaç ediyor bilmiyorum da 1.2-1.3 den falan fazla vermezdim araca.

araba artık sıkıntı çıkardığı için mi ev satmak istiyorsunuz yoksa yaşlı olduğu için mi? eğer halen idare ediyorsa yatırım yapmaya devam edin. şu devirde ev satıp araba almak gereksiz geliyor bana göre.

Ev satıp araba alınmaz.

Sakın satma. Araba eskir, ev eskise de değeri devam eder

çok heveslisiniz, fakat arabayı bir alırken, bir de satarken mutlu olursun, gerisi hüzün.

Araba için ev satılmaz ya. Üstüne biraz koyup veya borçlanıp model yukseltirdim ben.

cok kotu bir fikir. insanlarin varliklari hep boyle boyle eriyor. bu gidisle 15-20 seneye o evler ve dukkanlarin hicbiri kalmaz elinde.

yeni bir araba sahibi olmak çok güzel fikir. ama bunun için ev satılmaz. çünkü o evi tekrar alma şansınız hiç yok. evlerin kiraları sizi bir ömür idare edebilir. önemli bir kaynak bu. çünkü kendiniz yazmışsınız zaten, kendi imkanlarınızla o evi alma imkanınız yok sonuçta.

şöyle düşünün, eğer size ailenizden kalmasaydı o arabayı zaten alamayacaktınız. İlerde emekli maaşınızın yanında hem kira vermeyip, hem de az da olsa bir ev kirası almak çok işinize yarar. carde diem böyle bir şey değil. pişman olacağınızı öngörüyorum.

ama şunu yapın, araç kiralayın. birkaç ay kullanın lüks aracı. bu, kendiniz için yapabileceğiniz bir sürpriz, hoşluk olur.

Evi sakın satmayın derim ben de. Ev almak her gün giderek güçlesiyor, yerine tekrar o evi koyamazsiniz.

Yeni araba almak istiyorsanız biraz birikim yapın (ama Türk lirası ile değil), arabanızı satın. İkisini birleştirip peşinat yapıp biraz daha yeni bir model araba alırsınız.

Bir de en kötüyü düşünün; kaza yapsanız araba direkt hurdaya çıkacak. Evden olduğunuzla kalacaksınız. Ayrıca arabalar durdukça fiyati düşen şeyler.

Ucuz seri televizyonlarsa (A101'de satılanlar gibi) kendiniz yapacaksınız, müşteri hizmetlerini arayın onlar söylerler. Diğer için servis şart. Yoksa garantiniz geçersiz kalıyor.

Garanti derdiniz yoksa, kendiniz yaparsınız.

Garanti derdim var tabi. Philips'in müşteri hizmetleri çok net bilgi vermedi. Ulaşmak bile zordu zaten, profesyonel gelmedi hiç.

Yeni samsung tv aldım. Müşteri hizmetlerini aradığımda, kendim de kurulum yapabileceğimi, garantinin bozulmayacağını, ancak servis kurulumu istendiğinde ürün problemli geldi ise tutanak tutup iade sürecini başlatıyorlar demişti. Servis ücretsiz kurulum yaptığı için ben servisi seçtim. 2 gün içinde geldiler.

Belirli bir ekran ölçüsüne kadar kullanıcı kurabiliyor, belirli bir ölçü üstündekilere servis şartı getiriyorlar.

Garanti için servis şart değil, tv'yi açar kurarsınız, bir arıza varsa servise gider tamir olur. Garantisi süresi fatura tarihinden itibaren başlar.

Ama kutuyu açtınız ve tv kırık çıktı diyelim, işte o zaman çarşı karışır.

Servis kursun başkan. Benim TV kırık çıktı tutanak tuttular. Sen açarsan o iş zor.

Tüm TV ler tüketici tarafından kurulabilir ve garantisi bozulmaz ama ekranda sorun çıkarsa başa bela olur o yüzden video kaydı alarak kurulum yada servis.

qnb first için en az 3.5milyon tl değerinde mevduat veya yatırım olması gerekiyor. isteyerek first olamıyorsunuz.

3.5 milyon mu? Zamanında 150 bin ile geçmiştim ben yıl 2020. Geçebiliyprsan geç tabi mil avantajları var. Eskisi kadar iyi değil ama.

Evet, first için 400.000₺ gerekiyormuş, pardon.

2023'te 1.297,50₺ oldu. Eğer evin bulunduğu ilçenin haricinde başka bir tapu müdürlüğünde işlem yaptıracaksanız, bunun iki katı.

Çokmus, ilçeden ilçeye çok değişiyor mu acaba?

ilçeden ilçeye değişmez, döner sermaye ücreti sabit. eğer ev fatih'te ama siz kadıköy tapudan işlem yapacaksanız veya türkiye'deki herhangi başka bir tapudan, iki katını alıyorlar.

Mahallende kağıt toplayanlar varsa onlara şişenin tanesine 5 lira veririm falan de, onlar sana toplar getirir. Telefonlaşırsınız.

Selam, olmaz olur mu biri satmasa diğeri satar. ben de tekelden aldım.
en kötü barlardan falan isteyebilirsiniz. Bud şişeleri depozitosuz bildiğim kadarıyla ve bira yapımı için ben beğeniyorum şişesini. atacaklarına size versinler bir gecede çıkar 50 tane rahatlıkla.

Barlara yakın değilim maalesef, şişelerle ulaşım sıkıntı olur

Birkaç gün temizlenmeden beklemişin içinde temizlemesi zor küf kalıntısı oluşuyor.

Ben Tekel bayisinden almıştım. Temizleme aşamasında içim kaldırmadı. Attım hepsini. Gittim 4 dolu kasa aldım. Haliyle kendim yapma işim biraz ötelenmiş oldu :)

sıfır şişe alabilirsiniz. www.butikbira.com

Üstat 900 kağada şişe mi alınır???

tuborg gold'a 37 lira diyorlar internette (marketten bakmadım, ne kadar doğru bilmiyorum). iki kasa alsanız 40 * 37TL = 1480TL (artı kasa parası ve depozito). Ha derseniz ki o kadar para veriyorum bari boş şişe alacağıma dolu şişe alayım biram da olsun onu anlarım.

biri satmazsa diğeri satar +1
kendi biranızı yapacaksanız buraya üye olun, hem sorun yaşadığınızda yardımlaşırsınız hem de yakın civarınızdaki ev biracılarından şişe temin edebilirsiniz: www.facebook.com

edit: şişe aldığınız yerden kasa da alın.

Gacebook evde bira yapım gruplarında satanlar oluyor. Ya da siz bi post açıp talip olduğunuzu belirtin.

Evet tekeller "biz artık taş mı yiyek" tepkisiyle satmak istemeyebilir.

Caddebostan vb gibi gençliğin bolca bira içtiği parklarda bir tur dolaşsanız yüzlerce şişe toplarsınız o da işin free versiyonu.

*Facebook

"3 kapılı suhulet han" yaz google'a ve o sokaklarda esnafa sor.
yada istoç Z ada civarına git.
cam sektörü ordadır.

başkasının içtiği attığı bardaktan ben içmezdim.
gerçi ben bira alkolda içmiyorumda o ayrı konu :)

1560 kağat verdim. ilk sahibi olarak biriktireceğim.

içer içmez yıka sonra çok uğraşıyorsun. afiyet olsun

Sinpaş Boulevard