işin sınırlarını iyi belirle ve işin sınırlı olsun. şunu da yapayım derken bir dünya işin üzerine yıkılır. zaten bu 3 kişi kendi işinin başında durmuyorsa en az harcayıp en çok kazanmak isteyeceklerdir. ayrıntıya çok girmiyorum ama arkadaşınla iş çok sıkıntı olur. üstelik eşit konumda değilsiniz

bugün sizin yapacağınız işi yapacak sadece 1 personel alsalar, onlara maliyeti 20-25 bin lira civarı olacaktır. Siz her ay ortalama ne kadar sipariş gönderdiklerini öğrenin, üzerine de yapacağınız hizmetlere göre mesela maaşınızı 30 bin'e çıkartacak gibi teklifinizi verirsiniz, çünkü depo diyorsunuz, güvenlik diyorsunuz falan. Siz bu etapta kendi altınızda birini çalıştırmayı da pek düşünmeyin bence, çok detaylara da girmeyin, sonuçta ihale almayacaksınız. başlayın, arkadaşlarınızla da öyle konuşun, devamını şartlar değişmeye başlayınca sizden memnun kalıyorlarsa zaten yardımcı olacaklardır.

şu an belli ki onların işi bir şekilde yürüyor. yani çok avantajlı değilsiniz. önce sizi denemelerine izin verin. 1 aylık sipariş kadar ürünü size versinler 1 ay siz bir yürütün. bu 1 ay sizin de durumu test edeceğinizi ve ondan sonra konuşmak istediğinizi söyleyin. dediğiniz gibi sizin tüm maliyetinizi yüklenmezler. zaten şu an o iş için birini çalıştırmıyorlarsa 0TL'den size geçecekler. yani her türlü onlar için zor bir karar.

bagaj amortisorleri cok sert olabilir degistiyse. islemi yapan yere bir sorun derim.

bagaj tarafındaki tüm lastikleri (contaları) kontrol edin. belki onlarla oynamışlar ve eskisi gibi yerine oturtamamışlardır.

@duyulmasi gerektigi kadar yanıt vermiş, bagaj amortisörlerini kontrol edin. Değiştirmişler mi, değiştiyse orijinal mi takıldı, yok değişmediyse orijinal amortisör mü hasar aldı, bunları kontrol edin.

Kilit karşılıkları, uzerinde vidaları açarak yukarı aşağı, saga sola gidebilen parcalardır, zor kapanmada bazen kilit karşılığı derine gitmiş oluyor, bu kazalarda normal, kilit karşılığı vidaları ileri geri yukari aşağ sekilde ayarlanıp tam kilide denk getirilebilir, derinlikte ise eger sorun, kilit civatası altına pul besleyerek kilit karşılığı yukseltilir, sadece bu kısımda oynamalar yaparak istediginiz sertlikte kapabmasini sağlayabilirsiniz

bagaj kapakları eğimli olduğu için tampondan aldığı darbede şekli bozuluyor ve aynı forma getirmek epey zor. yandan bir gözle bakın formu düzgün mü, kilit değişti mi. değiştiyse kilidi yağlayın.

bir de en önemlisi bagaj kapağının ortalarına doğru iki yanda ayar ayakları var çevirerek ayarlanır. onlar fazla gevşekse bagaj çok bastırmadan kapanmaz.

Ben de arıyorum. Takipteyim. Sports international'ı önerdi biri ama gidemedim. Ünilere de mezun öğrenci ve memur tanıdığı olanları alıyorlarmış. Sheraton'a yıllık abone bir arkadaş. Abone olmadan fiyatı öğrenirsem yazarım.

Hacettepe Beytepe olimpik yüzme havuzu.

Portakal çiçeğine golden spa var, ama kullanmadim, evin karşısı

Ankara'daki herhangi bir üniversite ile bağınız (öğrenci, mezun, akademik personel vs) var mı?

Kardeşimin ÖDTÜ'den yüksek lisans diploması var.

Daha uygun dediğiniz ürün hangisi? Link atarsanız bakalım ama Apple Pencil’ın taklidi yok, yandaşa doğrusu ekrana dokununca çalışan taklitleri var ama Apple Pencil gibi basınç sensörü olan, duble-tap yapabilen, iPadOS’un tanıdığı (menüsünde Apple Pencil’a özel sekme açılan) bir muadili yok bildiğim kadarıyla.

Taklitler de eğer grafik tasarım yapmıyorsanız iş görebilir belki ama yazı yazarken bile gecikme ve/veya bir süre hiç yazmama sorunları olduğunu okuyorum.

Taksitle, sahibinden üzerinden falan biraz daha ucuza falan Apple pencil 2 alın. Muadil almayın.

Aynısını verecekler. Yakın zamanda bir ipad tamiri tecrübem oldu, sakın ola apple yetkili dışında bir yere götürme. Yetkili servis bile yapamadığından değişim teklif ediyorlar zaten. Götürürsün yapar, ama içinde başka yerini bozar, üzerine bir de para vermiş olursun.

@malheiros ücreti aynı mı oluyor? Bilginiz var mı?

ya sana söylüyorlar değişim ücretini, eğer garantisi varsa ve garanti dahilindeyse para ödemezsin. değilse sıfır ücretine yakın oluyor. %70'i gibi düşün.

Vasi tarafından satılacaksa satış için satıcının mahkemeden izin alması gerekir, bu aşamada mahkeme ekspertiz de yaptırıp minimum bir fiyat belirler. Dolayısıyla mahkeme onayıyla alacağınız için sorun olmaması lazım ama benim sözümle hareket etmeyin tabii, mutlaka bir hukukçuya danışın derim :)

Eğer çok problemli bir tip ise çıktıktan sonra gelip rahatsız edebilir, ucuza almışsın, bana borcun var falan diye. Veya hükümlünün borçlu olduğu kişiler varsa, ev bizimdir gibi çıkışları olabilir. Böyle şeylere hazırlıklı olun, bir şey çıkmaz sadece bir süre rahatsız ederler, ama ben kaldıramam öyle şeyleri derseniz hiç girmeyin.

Vasi hükümlünün taşınmazını satamaz. Varsa mahkeme aracılığıyla açık artırma yoluyla satılır. (Türk Medeni Kanunu 444)
Size satılsa bile tapunuzu alamazsınız. Bununla ilgili çok fazla olayla karşılaşıyoruz. Mahkeme vasiye satış yetkisi olan bir ek karar çıkarıyor, oda satışı yapmaya yeterli değil. Usüller kanunda açıklanmış, satışın ona göre yapılması lazım.

4a'lı iseniz prim borcu size değil işvereninize aittir. Sizi bağlamaz.

www.turkiye.gov.tr

e-devletten istediğiniz zaman kontrol edebilirsiniz. Durum kısmında "müstehaktır, provizyon alabilir" yazıyorsa sağlık hizmetlerini alabilirsiniz.

Normal benzinli araba gibi. Düşük hızlarda elektrik motor devreye giriyor sadece.

Hocam Fiat hibritleri zaten "Mild Hybrid" olarak geçiyor, yani start-stop sisteminin biraz daha ilerletilmişi gibi düşünün. Trafikte durdunuz motor stop etti, tekrar hareket ettiniz ve 30-40km/sa hıza çıkana kadar elektrik motoru tahrik sağlıyor. Bunun için 48V ayrı aküsü var ve evet yakıt tasarrufu sağlıyor, fakat benzinli araçtan farklı olarak sizin ilgileneceğiniz başka hiçbir detayı yok.

Aslında tam da o anda "ne münasebet çöpleri mi karıştırıyorsunuz siz" tepkisi verilmeliydi. Siz rahatsızlığınızı dile getirdiniz diye işten atılmaz bence, uyarılır. Ki bence uyarılmalı gibi duruyor. Yaşlı deyip geçmeyin ya ne kadar beter olabildiklerini hepimiz biliyoruz.

2. olay bambaşka bi şey de ilki için şunu sorayım çöpün ağzı bağlı mıydı, adam alacakken gayri ihtiyari görmüş olabilir mi içindekileri

Mimo evet kapaliydi. Kiyafetler falan da oldugu icin acmistir diye dusundum. Hadi acti diyelim bana soylemesi cok sacma ama iste kotu niyetli algilamadim o an bende de var saflik

Özel şeyler kapıya bırakılır mı ya. Kapı çalarsa açmayın bile. Ya da bir kere açıp bu saatte niye rahatsız ediyorsun falan deyin. Adam belki eşyalarını aldı, çöpe atmadı.

Böyle durumlarda ben de algılamakta zorlanıyorum bu yüzden en başta vermem tepkiyi veremeyebiliyorum.

Bu konu çok çok rahatsız edici ve hatta ürkütücü.
Belki bir süre normalden abartılı şekilde mesafeli davranılıp bu durum engellenebilir ama adamı tanımıyoruz öyle yüz bulamayınca konuyu kapatacak biri mi yoksa hırs yapıp daha da rahatsız edecek bir tip mi bilmiyoruz.

Bu yüzden çok riskli apartmanınız ve yöneticiniz normal tiplerse bu konuyu gündeme aldırabilirsiniz belki. Ekmeğinden etmek falan diye düşünmeye gerek yok evimizde bile huzurla oturamayacak mıyız milletin ekmek derdinden. Kendi düşünsün o kadarını siz değil. Ya da bu seçenek siz soğuk davrandıktan sonraki tepkilerine göre de gündeme alınabilir belki üstelemez.

Bilmiyorum çok tırstım ben.
Bol şans.

Kendisine apartman kapısı önünde bir kez söyleyin "gece geç saatlerde" belge vs. vermek için gelmesin.
Kapıya bırakılanları karıştırmasın çöpe atsın. Twitter'dan da takip etme teşebbüsü göstermesin. Tersine davrandığı ve şüphe uyandırdığı durumlarda artık apartman yönetimine yansıtmayı düşünün.
Siz de özel şeyleri kapıya çöp diyerek neden bırakıyorsunuz? bunu anlamak imkansız.

Olabildiğince kargo ambalajındaki kişisel bilgilerimi bile siler veya yırtar öyle çöpe bırakırım.

Öncelikle 'Yaşlı deyip geçmeyin ya ne kadar beter olabildiklerini hepimiz biliyoruz' diyen arkadaşın sözlerine katılmadığımı söylemek isterim. Alsheimer rahatsızlığında beynin ahlak ile ilgili bölümünde bozulma meydana gelir. Cezai ehliyeti olmayan bu kişilerin serbest dolaşabiliyor olması yanlıştır. Bu konudaki haberleri medyanın yaşlı ahlaksızlığı olarak göstermesi de yanlıştır ve yaşlılar bunları yapabilir demek de yanlıştır.

Ben erkek halimle, kapının önüne çöp poşeti çıkarırken, poşeti bir şekilde yırtılması, açılması durumunda görünmesinden rahatsızlık duyacağım şeyleri ya parça pincik yapıp atarım, ya da kendim götürüp atarım.

'Üzülme' demesi dışında, twitter'da eklemesi dışında hiç bir hareketi olmayan bir adamı neyle şikayet edeceksiniz ki? 'Ben onu stalkladım, cinsel konulara ilgi duyuyor' mu diyeceksiniz. Her cinsel içerikli konuya ilgi duyan erkek tecavüzcü olsaydı, memleket tecavüzden geçilmezdi.

Yüz vermezsiniz, gerekme durumunda çok korkuyorsanız zincir aralığından görüşürsünüz, olur biter.

Adam evli 60 yasinda, neler yazdigini bir gorseniz sadece pornografik paylasimlar degil yazilar da var :(. Herkes ozel esya diye yuklenmis bana ama yirtilmis fotograflar, kazak, bluz, cicek, battaniye bunlar yani ozel olan seyler ve ben sinirle atmis bulundum 10. kattan asagi indiremedim ve evde de o an gormek istemedim. Kendimi suclamaya basladim adami birakip simdi :D

'neler yazdigini bir gorseniz' lafınızdan sonra, diğer tüm konulardan bağımsız olarak, sizin yerinize olsam, o twitleri yöneticiyle (kiracıysanız kat malikiyle) paylaşır, kız başıma öyle birinin bana hizmet etmesini istemediğimi belirtirdim.

yöneticiyle görüş ve durumu bildir, apartmanın whatsapp grubu vardır orada da kısaca uygunsuz hareketler yaptığını belirt. şimdiden önlem almazsan yarın öbür gün ciddi rahatsızlık verdiğinde kimseyi ikna edemezsin. geç saatte geldiğinde kapını açma, hatta hiç açma evrak neyse kapıya bıraksın.

tr'de yalniz kadin olsam kesin bir tane Rottweiler beslerim, mumkun oldugu kadar da yanimda gezdiririm..

benim tavsiyem, saglam bir kopek al yeter.

Yöneticinize durumu yazılı olarak verin, elden aldığına dair de imza alın, yani yazının fotokopisini çekin ve fotokopisine elden aldım diye imza atsın. Almam derse taahhütlü olarak yönetime bu dilekçenizi gönderin. Bunu yapmaktan imtina etmeyin.

Ya stalklamışta durduk yere kapıcıyı stalklayayım dememiş ki, ilk o stalklanmış, rahatsız edilmiş. Büyük ihtimal yanlışlıkla ekledi. Hem niye zincir aralığından falan çöp bırakmak zorunda kalasın ki, sen çekineceğine o çekinsin.
Komşular varken, twitter olayı üstünden uyar. Yöneticiye de söyle. Olayı kapatma.

Sizin kendinizi suçlayacağınız bir durum yok. Apartman görevlisi varsa ben de çöp bırakılır. Poşeti açık bıraksanız anlarım da siz niye kendinizi suçlayacaksınız,daha neler. Bence de yöneticiye bildirin. Yazılı olarak bildirmeniz daha sağlıklı olur.

çöp karıştırması normal işine yarar bir şey var mı diye bakmış da olabilir
geri bildirimi anormal ve fazla üzerine dşünülmüş

twitter aktivitesini gizleyecek kadar teknoloji bilmeyen porn batağına düşmüş bir orta yaş üzeri abazanlığı profili

zarar gelir mi (muhtemelen gelmez), sanal alemde kendi kendine mi takılıyor bilemeyiz

araya koyduğun mesafeyi algılayamaz ise önce eşiyle sonra da yöneticiyle konuşabilirsin bence

bu davranışlar kolayca düzelebilecek şeyler ama kimse uğraşmaz
psikoloğa gönderin insan kazanın diycem yazarken bile garip geliyor

Kesinlikle üst merciilere bildirilmeli. Geç saatte gelmek de poşet karıştırmak da sosyal medyadan eklemek de bence etik dışı. Uyarılmaksızın işten atılmalı. Sebep olarak siz gösterilmemelisiniz. Yönetimle konuşurken bu konunun altını çizmek lazım.

öncelikle yöneticiye "ben geç saatte bana aidat vs.. için kapıcı gelmesin" diyin. eğer "biz o saatlerde yönlendirmedik derse" direkt durumu anlatın. çünkü o zaman sıkıntı var demektir.

diyecevaplandı+1
kargo ambalajını yırtarsın faturaları yırtarsın
çöpe atılacak don atleti parçalarsın.

victim blaming gibi olacak ama disneylandda yaşamıyoruz, o çöpleri karıştıranlar var hiç mi görmediniz ailede çöpe dönüşüm süreçlerine şahit olmadınız

bu arada ben de diyordum ki, kim fotoğlarını eskicilere veriyor da onlar da sahaflara veriyor ve sahaflar da efemera olarak dükkanlarında fuarlarda satıyor filan

Yemek yapmak için değil ısıtma için uygun.

tupperware'in buğulama yapar gibi balık pişirebileceğiniz, buharda pişirme kapları var. somon falan yapıyordum ben veya işte fileto yaptırıp herhangi balığı da yaparsınız. fakat o kaplar küçük mikrodalgalar için uygun değil. iç hacmi geniş/yüksek mikrodalga olması lazım.

fileto somon yapacağım. normal fırın yapıyor ama bu yapar mı bilemedim

Mikrodalga, içine koyduğunuz nesneyi ısıtmaz. Nesnenin içindeki su moleküllerini ısıtır.

Bir de nesnenin tümü değil, ortası ısınır aslında. Yani kenarlar pişmez.

Balık koyarsanız, çıktığında suyu akmış ve yağı çıkmış hale gelir. Lezzetsiz ve pelte gibi olması buyük ihtimal.

somon yapmadim hic ama balik pisirdigim oldu. hatta mutfagimda yerim olsa mikrodalga alacagim balik yapmak icin.

firin posetine az tuz yag atip (opsiyonel) 7-8 dakka yuksek ayarda yumusacik oluyordu.

Şöyle bir şey buldum:

www.food.com

buyuk ihtimal patlatip yokedersin baligi.
ozellikle somonu isitmak icin koydugunda bile bazen paramparca ediyor.
mikrodalgada yemek pisirilmez +1

teminatı yanar.

"bid bond" diye bisey var yurtdisinda.

ihaleyi kazandin, baslamadan vazgecersen, ihaleyi senden alip ikinci siradaki adama verirler. aradaki farki senin bond karsilar.. bir nevi sigorta diyebiliriz.

bu sebeple firmalardan teminat mektubu istenir ihaleye girerken. ihaleyi kazanamayanlarin mektuplari iade edilir ama kazanan firmanin mektubu tutulur.

maddi para kaybi yaninda guven kaybi da cok ciddi tabi boyle bir durumda.

Kamu ihalesi ise geçici teminatı (Verdiği teklifin %3'ü) irat kaydedilir + x sene boyunca ihalelere katılma yasağı alır.

Eğer özel ihale ise, teklif mektubu ile birlikte teminat mektubu yerine teminat senedi, teminat çeki gibi bir şey isteyebilirsiniz (bankalar özele teminat mektubunu çok zor verirler). Bunun için de ihale şartnamesini bu işleri yapan bir avukat ile oturup çalışmanız lazım. Karşı tarafın da kendini güvende hissetmesi gerekir. Kimse rastgele bir cümle ile "teminat verilecektir" diye onları da vermez.

Size bir NAS çözümü gerekiyor ama saklayacağınız dosyalar gerçekten bu masrafa değer mi diye düşünün, mümkünse eleme yapın derim.
50 TB için bulut depolama mümkün değil. Hem çok pahalı olur hem de Türkiye'den upload etmek 10 mbps bağlantıyla bir yıldan uzun sürüyor.

www.hepsiburada.com

Bu 50 TB şu anda nerede, kimin yönettiği sistemde duruyorsa o kişi daha iyi bir öneride bulunabilir.

aws.amazon.com
amazon deep glacier var, kasetlere kaydedip saklıyorlar istediğin zaman 12-24 saat içerisinde çıkarıp online hale getiriyorlar. Çok büyük dosyalar için en ucuzu bu diye biliyorum ama henüz denemedim ben de.

senin durumunda olan insanlar, filmciler falan tape drive'a kaydediyorlar ve verilen kaybolması eğer kasetlere zarar gelmezse imkansız gibi bir şey. kötü yanı gerektiğinde veriyi normal diskler gibi hızlı bir şekilde çekemiyorsun. amazon, google veya herhangi bir buluta atmanın riski de şu: bir bakıyorsun fiyat politikaları değişiyor ve senin veriyi kendi alacağın ekipmanla saklamış olman çok daha ucuza geliyor, sonra 50tb'ı çekeceksin de, tekrar yazacaksın falan, ben olsam kendim yatırımımı yapar öyle saklarım.

@nhk +1 ama hizli baglanti gerek upload icin.

200 GB data icin yaklasik 25 cent oduyorum aylik.

ağırlıklı olarak spor için garmin veya suunto'nun alt modelleri olabilir. bol özelliğin içine zaten gps girdiği zaman 10 bin ₺ altında düzgün saat yok. huawei alınabilir, eğer samsung telefon varsa da samsung alırdım.

Huawei gt3 serisinden.

yoo değil.
hatta bunu gösteren grafikler de vardı.
altın, döviz, borsa, enflasyon ve araba getirilerini karşılaştırmışlar. (örnek olarak egea'yı almışlar)
son 6 aydı yanlış hatırlamıyorsam zaman aralığı, en fazla getiriyi egea sağlamıştı.
o yüzden o iş öyle değil.

www.cumhuriyet.com.tr

genelleme yapıp araba kazandırıyor demek bu örnekte doğru olmayabilir. buna şöyle bakmanız lazım; 500’e alıp 700’e ne kadar sürede sattınız ve aynı sürede alternatif araçlar ne kazandırdı.

bu örnekte %40 kazanç var. bunu bir yılda yaptıysanız evet enflasyonun altında ama bir ayda yaptıysanız yıllık oran %480 olmuş olur. ya da bir ayda araba al satıyla %40 kazanırken örneğin borsada aynı sürede %70 kazanç imkanı varsa borsa riskini göze almayıp (fırsat maliyeti) zarar etmişsiniz. yine de hiçbir şey yapmayıp 500 bin lirada demir atmaktan iyidir.

özet; yıllık kazanç oranına bakılır. amacınız arabaya mı sahip olmak yoksa para mı kazanmak, ona da bakmak lazım.

Ben de aynı şekilde düşünüyorum. Hatta çok galericinin “keşke satmayla uğraşmasaydık, aynı malı yerine geri koyamıyoruz” dediğini duydum. Fiyatlar sabit olsa 480e al 500e sat yapılır da bu enflasyonist ortamda fiyat biçmek de yanıltıcı oluyor. 500e sattın sen tekrar alana kadar 520 oldu, para mı kazanmış oldun kaybetmiş mi oldun?

döviz, altın ve çoğunlukla faizden fazla kazandırıyor

iki kere kazanırsın, üçüncüde dolar 18'den 26'ya çıkar ve önceki kazandıkların da erimiş olur. bunu yapanların çoğunluğu da ne enflasyon, ne de döviz hesabı yapıyorlar ve kazanıyoruz zannediyorlar. özellikle lüks araç alıp senelerce bekletenler var. adam dolar 10'ken almış mesela, şimdi dolar 26 olmuş nasıl satacak o aracı?

elindeki arabayla yaparsan dediğin gibi olur, ama ayrı bir para var ve onunla yatırım yapılıyor gibi bakarsan değil.

Elinde 500 bin var, bunu neye yatırarak 1 ayda 200 bin kazanabilirsin?
Ayrıca 200 bin lira diyelim 1 yıllık maaşın veya yarım yıllık maaşın, e tamam işte al-sat yaparak ek gelir elde ettin şu işi tek sefer yapsan bile. (enflasyonla eridi vs. ama dümdüz maaş alsan o para hiç gelmeyecekti)

Yani galerici vs. olanlar (tekrar alıp satanlar) için bilmiyorum ama "maaşlı çalışan" olup bunu yapanlar gayet evine 3-5-10 maaş daha katıyor. Aynı modeli alıp satmak zorunda değil çünkü, hep 500 binlik arabayı almaya çalışabilir veya kazandığıyla 700 binliği alıp 800'e satmaya çalışabilir, amacı binmek de değil.

@rentss öyle değilse nasıl peki? nasıl para kazanıyor? aldığı egea değerlendi ama o egeayı satıp passat alabildi mi? yoksa elinde hala egea parası mı oldu?

@orient abi süre de önemli değil ki. sonuçta enflayondan dolayı artıyor. sonuçta o sattığı arabanın parasıyla daha üst model alamayacak. ya da ev ve diğer varlıklara oranlayalım. bir kazancı yok bence. nominal bir artış bence.

@paintov dövizinden de enflasyonu var ama özel olarak arzda bir kısıt yoksa arabada bir kazanç olacağını düşünüyorum.
@nhk enflasyona karşı korumak için yapılabilir ama reel bir kazanç değil. o 200 bin reel bir kazanç değil ki.

aynı araba örneğini verme sebebim şu. 500 bine opel corsa aldı 700 bine sattı. 200 bin kar ettiğini düşünüp onu harcadı. elindeki 500 binle daha eski bir araba almak zorunda. ya da eline 700 bin geçti. 200 bin kazandı diyelim. bu kazançla daha iyi bir araba alabiliyor mu? hayır.

toplum içinde sürekli arabam, evim değer kazandı deniyor. bence tek sebebi enflasyon. bunu dikkate almıyorlar. aslında o artışlar enflasyondan kaynaklı nominal artışlar.

değer kazandı diyenlerin çoğu enflasyon tabii ama arabası 30 bin dolarken 35-40 bin dolar olanlar vardı. O kazanç bence. Tekrar araba alamazsın ama yurtdışına gidiyorsan cebinde fazladan 5-10 bin doların var.

Bence temelde haklısın insanlar param arttı sanırken parası yok oluyor ama algı yüzünden gidişatı göremiyorlar.

Fakat şu var, insanların çoğu çok basit şekilde parasını tutuyor. Herkes ekonomiden anlamaz ki. Benim gördüğüm birkaç insan buna ek gelir gibi bakıyordu yani banka kkm'de veya altında vs. bekleyecek para yılda x getirecek. (o bile enflasyona yenilmiş olacak) Al-sat işiyle 2x kazanabiliyorsa x'ini tatile, yemeğe bilmemneye harcayabilir. Hayat kalitesini bir nebze yükseltebilir. Elindeki para yine çöp oldu diyebilirsin ama bu yılını kurtardı. Çocuğunun okul parası çıktı. Seneye allah kerim. :D Zaten böyle kısa vadeli yaşıyor çoğu insan(ve devlet)

kazanç yok diyebilmek için süreye bakmak lazım dediğim gibi. 500’e alıp 700’e 3 gün sonra sattıysa hatta bir ayda bile sattıysa reel getiri var bu örnekte. zaman parametresi olmadan finansal hesap yapamazsınız.

ama amaç araba satıp daha üstünü almaksa yine temel mantık aynı olmakla birlikte alınmak istenen arabanın fiyatına bakmak lazım. araba fiyatı kazançtan hızlı artıyorsa, yetişilmiyorsa bu yöntem yanlış demektir, farklı yatırım araçlarına bakılabilir. tabii bunun garantisi yok, yetişemiyor olabilirsiniz. eldeki kapitalle olmuyorsa ekstra gelir elde etmek lazım. kazanç reel mi diye bakmak için oran ve zaman bilgisine ihtiyaç var.

mal alırken kazanılır. devamlı sarı sitede f5 yaparak acil satılık, şu şu sebepten diyenlere derhal intikal ediyorlar ve aynı gün ucuza alıyorlar. 50k ucuza almış olsa değerinde satsa. işte olay bu.

Al satçıların çoğu enflasyonu kâr sanıyor bu doğru.

Ama matematik ve ekonomi bilenleri de var. Ya da şanslı olanları.

Sen 600'e aldığın arabayı bir sene sonra 700'e satıyorsan bu kar değil.
Ama bir hafta sonra satıyorsan muhteşem bir kar.

O al satçıların çoğu yukarda da dendiği gibi acil satılık, borçtan satılık denen ya da kazalı, boyalı, değişenlı piyasanın biraz altında olan ilanlara koşuyor.

arabayı atıyorum 600'e alıyor, arabanın piyasası 650 diyelim.
Ertesi gün 640'tan ilan koyuyor. paaarlıkla 610'a bırakıyor. Bir günde 10bin kar yaptı adam. Bu en kötü en acemisi bu arada.

Özellikle çok giden lüks segmente yakın araçlarda, BMW, Mercedes, Passat gibi biraz kusurlu bir araç alıp ucuza, toparlayıp üstüne kar koyup 1 haftada %20-30 karla satmak kolay, özellikle sanayide tanıdığı varsa.

kazalı spor arabayı, 1'e alıp, daha çekiciden indirmeden ilana koyup kazalı haliyle 1200'e aynı gün satan adam var ne kazanmaması:)

Doğru araba kategorisinde olmak lazım. 3 kategoride çok kazanıyorlar.

-Lüks meraklıları. Adamın biraz parası var, bmw istiyor ama alamıyor. Biraz hasarlı aracı onarıp onun alabileceği bütçeye satarsan (çakallıktan bahsetmiyorum, aracı onarıp hasarıyla söyleyerek satanlar var) direkt atlayacak çok insan var sırf bmw'ye biniyorum demek için. Bu değişmez türkiye'de.

-"Ayağımı yerden kessin" diye ilk defa araç alacaklara özel fiat egea, renault clio tarzı araçları toplarlayıp satanlar çok kazanıyor. Bunlar ufak karlarla sürümden kazanıyor. Türkiye'de çoğu insan için yok sağ kapı değişmiş, yok şanzıman yenilenmiş umrunda değil. Havayastığı yerinde, emniyet kemeri çalışıyor, motor ve yürüyen sağlam tamam... Kusurlarını bildiği sürece her arabayı alır bu durumda birçok insan fiyatı uygun diye.

-Ticari araçlar. Doblo, rifter, minibüs vs tarzlar. Burada da arabanın çarığı çürüğü önemli değil. Yolda bırakmadığı sürece tamam. Adam zaten arkaya çuval çuval mal atıp taşıyacak arabanın canına okuyacak, ucuz olduğu sürece bu adam da her arabayı alır. Burası da hareketli bir pazar.

Piyasanın %20 altında bir araba bulup, bir hafta içinde piyasasının %10 altına satabilirseniz, %10 kâr edersiniz yatırımınızdan kabaca. Bunu da sürekli yaptığınızda güzel bir nakit sermaye döndürürsünüz elinizde. Mass bir modelde çok zor değil bu tarz araç bulmak.

Ama kolay değil tabii. Nasıl kazanıyorlar sorunuza bir örnekti bu.
Yoksa türkiye otomobil piyasası milletin birbirini ayakta uyuttuğu bir piyasa. Uyanık olmayan fena para yakar.

Hocam dün de sordunuz bunu, kısaca "evet". Emlakçı size dava açar ve tazminatı alır, bunu da yapıyorlar. Tanıdıklarım var emlakçılarla davalık olup kaybeden ve türlü tazminat ödemeye mahkum olan. Siz yol yakınken dairedeki kiracının tahliyesi yapıldıktan sonra gayrimenkulü alabileceğinizi, aksi takdirde kiracının çıkmaktan imtina edebileceği, tahliyenin uzun süreceğinden zarara gireceğinizi, evsiz kalacağınızı belirten bir yazı göndermeniz gerekli, bunu da mutlaka bir avukat aracılığıyla yapın. Bunu yaparsanız en azından dava sürecinde eliniz güçlü olur. Varsa ilan onu internetten çekin ve kaydedin. Bazı nedenler de yazarsınız, örneğin emlakçı tarafından yanlış bilgi verildiği vb.

noter tarafından resmi senet şeklinde düzenlenmesi şekil şartı, aksi halde sözleşme geçersiz kabul edilecektir.

Sürekli laptop vb almayacaksa ikinci seçenek daha zararlı olabilir. Bir de faaliyet alanına da bağlı. Ona göre gider kaleminde gösterebileceği harcamaları değişiyor. Ayrica aylık KDV geri ödemesi, belirli aralıklarla stopaj vergisi ve yıllık gelir vergisi kalemleri de var. Ve yine ayrıca kendi bağkur odemenizi kendiniz yapacaksıniz ikinci seçenekte.

kurumlar vergisi %25 bunun üzerinden örnek vereceğim: eğer işinizle ilgili direkt olarak vergide matrahtan düşülebilecek bir faturanız var ise (bunu mali müşaviriniz bilir, her ürün düşülemiyor veya tam düşülemiyor), sallıyorum dediğiniz gibi bilgisayar 10.000₺'e aldınız diyelim, gelir vergisine tam etki ediyor diyelim, bunu %25 daha ucuza almış gibi olacaksınız, yani 7.500₺'e.

öte yandan freelancer kendi sigortasını yapacak (yapmayabilir, ama maaşlıdan geride kalacaktır), smmm ödeyecek, standart kdv'dir, damga vergisidir falan bunları ödeyecek. eğer maaşlı ve freelance aynı brüt kazanç ile yıllar boyu çalışacaksa arada dağlar kadar fark yok.

bir mali müşavir bunu daha iyi cevaplayabilir ama kabaca bir hesabını yapalım.

Freelance çalışanın şahıs şirketi olduğunu varsayalım.
-Şahıs şirketinin ödeyeceği gelir vergisi giderler düştükten sonra kalan miktara göre şekilleniyor.
-Yaptığı iş türüne göre değişmekle birlikte mutfak alışverişinin bir bölümünü, ofis olarak evini gösterdiyse elektrik, su doğalgaz faturalarının bir kısmını, Yemek harcamalarını, aracının benzin masraflarını, iş için yaptığı yolculukları, kirasının bir bölümünü, dediğiniz gibi bilgisayar, telefon gibi alışverişleri gider kaydedebilir.

-Maaşlı çalışanın gelir vergisi 40.000 brüt maaşı üstünden kesilir. Bu tarz giderlerinin olması gelir vergisi miktarını etkilemez.

-Ama şahıs şirketinde de şöyle durumlar var. Mesela bir defa mali müşavir ücreti ödemesi gerekiyor. Sigortasını ödemesi gerekiyor. Evini iş yeri gösterdiğinde kirası artacaktır çünkü orada stopaj çıkıyor gibi gibi.

-Burada net olarak şu daha avantajlı demek doğru değil. Oturup ince ince iki durumu kıyaslamak lazım şartlara göre. Mesela maaş 40000 brüt ama, bunun yanında şirket araç veriyor, benzini karşılıyor, yemek ücreti ödüyor, özel sigorta yapıyor olabilir.

-Detaylı bir hesaplamayla resim görülür. Ama ben kafa kafaya geleceğini düşünüyorum. Yani aylık bazda 2-3 bin tl fark çıkabilir, ama şahıs şirketi kurup, mevcut iş yükünüzün içine bir de ekstra ön muhasebe işi yapmanız gerekir.

-Şahıs şirketi kurup freelance çalışmanızın avantajı şu olur, mevcut gelirinizi daha artırma şansı. Mesela freelance olarak çalışırken bağlayıcı bir anlaşmanız olmadığı durumda aynı anda 2 şirkete birden çalışabilirsiniz. Küçük ek projeler alabilirsiniz. Maaşla çalışırken bunlar işten çıkarılmanıza sebep olabilir. Daha çok çalışırsınız, ama daha çok kazanırsınız. Ya da freelance çalışırken saat ücreti üstünden anlaşırsınız. Böylece çalıştığınız her saat size ekstra para olarak döner. Türkiye'de her şirket maaşla çalışana mesai ödemiyor çünkü. MEsai ücreti maaşa dahildir yazıp anlaşma yapan çok yer var.

Özetle duruma göre değişir avantajları.

Ek bir fikir olarak,

1. Durumda şirketin o çalışanı kovması çok zor. Küçülme göstermesi lazım, ya da elle tutulur başka bi kanıt lazım. Şirket 40 bin de verse bu çalışan az çalışarak senelerce o şirkete kazık çakabilir.

2. Durumdaki çalışan ise risksiz, beğenmediğinde işten kolaylıkla çıkartabildiğin bir eleman. Çünkü şirket o elemanı işe almadı. Bir tüzel kişilikle sözleşme üzerinden o elemanı çalıştırıyor. Danışman misali. Şirket istemediği anda bu kişi ile olan sözleşmesini sorgusuz bitirebilir. Ayrıca işe alım, vergisi ıvır zıvırı uğraşmıyor.

Bu nedenle işe alım yapan bir şirket 1. Seçenekteki elemanı alıp aylık 40k maaş veriyorsa ( ki bunun iş verene maliyetki 40k dan daha fazla oluyor) 2. Seçenekteki elemanla anlaşınca ona min 60k vermeye hazır oluyor. Çünkü çöpsüz üzüm.

O yüzden böyle iki durumda da aynı geliri elde ediyor gibi düşünmeyin.

zimbirik'a ek olarak maaşla çalışanın kıdem tazminatı avantajı da var.

Freelancer çalışanın yapacağı anlaşmada sözleşmenin bozulması durumunda tazminat talebini ekletmesi lazım mesela.

Ama zaten freelancer çalışmanın olayı bir şirkete bağlı olarak çalışmak değil. Orada birden fazla şirkete iş ve hizmet satmak için yani daha çok gelir elde etmek için freelancer yapıyor insanlar. Her iş buna uygun olmuyor. Ama belli iş kolları mesela tasarımcı, mesela video editor, mesela reklamcı, mesela çevirmen, mesela yazılımcı gibi...

Bir tasarımcı maaşla çalıştığında ayda 3 tasarım projesine de, 10 tasarım projesine de aynı maaşı alacak.

Ama freelance çalıştığında ayda kaç proje yaparsa o kadar gelir alacak.

Mesela bir tasarımcı 40bin maaşla çalışıyor diyelim. Bir ajansta haftada 2 proje tamamlar ortalama. Ayda 8 proje eder.

Bu projeleri freelance yaparsa, proje başına zaten 10-20bin arası fatura kesecek. Yani aynı işi yapıp 80-160bin arası bir cirosu olacak. Hatta fotoğraf çekimi gibi 3. parti işler varsa onları da outsource edip üzerine markup koyup, yani fotoğrafçı çekim için 20bin dedi, tasarımcı bunu müşteriye 25 fatura edip oradan da küçük gelir elde ediyor, gelirini daha da artırabilir.

Ama bunlar kişiye, işe göre değişiyor işte. her ay maaşlı işindeki kadar proje alabileceğini garantilemesi lazım.

Özetle şartlara göre değişiyor avantaj.

Freelance olarak kazancınız bir işletmede çalışarak kazanacağınız kadar ise elbette çalışan olmak daha avantajlı. Bu sebeple freelance çift kaşeye yakın çalışır. İşletme sonuçta sizin giderlerinizi kendi cebinden karşılamıyor. Sizin brüt maaşınızdan karşılıyor.

only this moment ve fifa 06'dan yadigar: follow my ruin.

benim icin royksopp esittir poor leno ♡

Remind Me

Listemde iki tane röyksopp şarkısı var. İkisi de yazılmamış. Spotifyda en çok dinlenilenler de onlar aslında.

What Else is There?
Here She Comes Again

eksisozluk1923.com

Monument dinlerken girdiğim tripleri görsele döksem euphoria bölümü olur. Hem şeklen, hem de ismen zira öfori duygusunu iliklerime kadar hissediyorum dinlerken.

Monument'in iki versiyonu,
do it again
you dont have a clue
this must be it
keyboard milk
Running to the sea ve never ever (buradan susanne sundfor'a zıplayıp accelerate, fade away, kamikaze ve delirious'u yazmak istedim dinlememiş olanlar için)

uni ball ları çok severim de dolmakalem denediniz mi hiç? yazma hissini bambaşka bir boyuta taşır. Lamy Safari önerebilirim başlangıç için.

papermate inkjoy gel 0.7 kullaniyorum bu aralar, baya memnunum..
tam olarak $u:

www.trendyol.com

scrikss speed gel (ya da herhangi iyi bi markanın jel kalemi)

yazmalara doyamazsınız, bi bol imzalı resmi işlemde benim kalemi kullanmıştık, her eline alan bu ne ya diye sormuştu.

ben de dolmakalem diyorum, lamy safari m veya faber-castell grip m imza için uygun kalınlıkta kalemler.

Lamy dolma kalem.

bunu öncelikle şirketi zarar ettirmeyecek şekilde yapacaklar çünkü bu suça giriyor. örneğin, siz harcırahın kalanının sizde durmasını istiyorsanız, şirket kalan paranın tamamı ödenene kadar size faiz çalıştırmak zorunda. yoksa her önüne gelen veya patronlar şirket kasasından böyle para çekerler.

o yüzden her şirketin işleyişi farklı olabilir, muhasebe veya şefiniz vb. kimse onunla detayını görüşeceksiniz...

Avans denen bişey var hacı ne faizinden bahsediyorsun anlamadım. İş avansına faiz mi işleniyor hiç görmedim daha önce.

Şirketin bununla ilgili bir prosedürü vardır.

Avansa faiz ödemezsin ama bu avans değil. Avans için de ayrı prosedür onay limit vardır.

Genellikle geri ödemezdik biz sıradaki maaştan kesilirdi kalan meblağ. O da fişler teslim edildikten sonra hesaplanınca kesilirdi. Teslim etmeden bir maaş dönemi geldiyse o maaş tam yatardı. Yalnızca kesinleşmiş iadeler kesilirdi.

TL üzerinden kesilirdi ama biz kredi kartıyla öderdik her şeyi ve ekstrede yazan rakamı tl olarak sisteme girerdik. Kur farkını onlar karşılamış olurdu yani. Bu tip seyahatlerde telefon görüşmeleri de dahil hiçbir şekilde ekside olmaman lazım ki şirketin seni tekrar göndermeye yüzü olsun. Kurumsal firmalarda genelde seyahatler personel avantajına düzenlenir ki gitmeye çekinmesinler giderek çözülmesi gereken bir şey varsa gitsinler.

Müteahhit kat mülkiyeti almadan bırakmış. Çünkü kat mülkiyeti almak için masraf etmek gerekiyor.

binayı satın alsam kat mülkiyetini ben alabilir miyim?

Burada önemli olan iskan almış mı, yapı kullanma izin belgesi var mı? Eğer satıcı bilmiyorsa belediyeye gidip öğrenin. Eğer iskan varsa, evet mülkiyete dönüştürebilirsiniz, fakat öncelikle eskiden kalan borç harç olmaması gerekiyor, onun yanında imar çapı vb. gibi belgeler alınması gerekiyor. Kat maliklerinden herhangi biri tapuda bunun başvurusunu yapabiliyor da işte önemli olan o masraflara diğer kat malikleri ortak olacaklar mı? Hadi çap falan yine alınır, borç varsa sadece sizin ödemeniz anlamsız olur.

Binadaki eksikliklerin tamamlanması(su deposu, yangın söndürme sistemi,varsa bahçe düzenlenmesi, paratoner, varsa sığınak, acil çıkış kapıları vs) yapı denetiminin tamamlanmış olması, projeye aykırı işlem olmaması gibi birsürü iş var iskan alabilmek için. İskanı müteahhidin alması gerekir. Tek başınıza halledemezsiniz.

Tüm maliklerin kabul etmesi gerekiyor.
Annemin evi 23 yıllık ve hâlâ kat irtifakı var. Çünkü masraf etmek istemiyor bazıları. Anlaşamıyorlar.
Alırken bunu hiç de düşünmemişiz.

Bazı konutlarda kat irtifak tapuları verildikten sonra gerekli prosedürler tamamlanmadığından ve/veya harçlar yatırılmadığından iskan alınamayabiliyor. Müteahhit kaynaklı oluyor bunlar genelde ancak bu durum dairenin alınıp-satılmasına engel değil. Ayrıca bu dairelere bankalarca kredi de kullandırılır.

Öte taraftan bazı inşaat projeleri imar planına aykırı şekilde tamamlanıyor. Örneğin 5 yerine 6-7 kat inşaat yapılıyor vs. İşte bu durum tehlikeli ve sakıncalı. Bu tip konutlardan uzak durmak gerek çünkü deprem güvenliği anlamında da riskli.

Detayını sorgulamakla beraber iskansız daire almak ileride olası sorunları da düşünürsen tavsiye edilecek bir durum değil. Örneğin Kartal/İstanbul'da gösterişli bir konut projesi uzun süredir iskansız, belediyeye sorduğumda açık açık o projede müteahhit ile mal sahiplerinin davalık olduğunu, proje planına aykırı inşaat yapıldığını da iskan verilmesinin mümkün olmadığını söylediler.

Karcher'in var ama öyle Dyson gibi bataryalı değil. Gayet güzel temizliyor.

kapınıza yapıştırılan ihbarname üzerinde yazılı tarih yani kapınıza ihbarnamenin yapıştırıldığı tarih size tebliğ edildiği tarih sayılır.

tebligat kanunu m. 21'e göre tebligat memurunun evde sizi bulamadıysa komşunuza, yöneticiye veya kapıcıya bildirim yapıp kapınıza ihbarname yapıştırdıktan sonra tebligatı muhtara bırakması gerekiyor. muhtarın da bu tebligatı 3 ay saklaması gerekiyor.

yukarıdaki hükümlere uygun bir tebligat yapılmamışsa tebligatı gönderen mercide usulsüz tebligat itirazında bulunabilirsiniz.

muhtarın veya komşunun teslim aldığı tarih dikkate alınıyor.

E-devletten veya UYAP'tan bakabilirsiniz. İcra veya dava ise gözükür.


.

genelde bu tebligatların teslim edilmiş veya edilmemiş olsun, otomatik olarak okunduğu bir tarih oluyor, 15 veya 21 gün sonra. zaten hukukçular "bu tarihte okumuş, süre başlamış" gibi işlem yapmıyorlar. o 15 günlük süre de, yukarıda yazdığım süreden itibaren başlar. alsanız da almasanız da, okusanız da okumasanız da...

izlemedim ama belki ilk zamanlar kısa bir dönem olabilir. yoksa ben de ihtimal vermem

İngiltere'de polisin evini basması için İngiltere yasalarına göre suç işlemiş olması gerekir, buradan siparişle kimse orada iş yapmaz. Eğer böyle bir şey olduysa da kendi problemidir. Doktor insan İngiltere'de bilet satacak öyle mi? Gider en kötü İspanya'da falan kinik açarsın. Yani bilemedim...

atıyor

bir yandan bilet satarken bir yandan ingilizceyi sifirdan ileri seviyeye getiriyor, gerekli sinavlari geciyor, sonra da bir hastanede hekimlik yapmaya basliyor..

yaw he he..

@malheiros Turkiye'deki evini kastediyor orada.

Donercide calistim, turk marketinde calistim dese tamam da. Sokak supurmek, olimpiyatlarda bilet satmak falan bu tarz isleri calisma izni olmayan adama hayatta vermezler. Dingo'nun ahiri mi orasi, tr'den geliyim sokak supureyim diye bir olay yok. O zamanlar kur da iyiydi, aylik 300 pounda Turk mahallesinde oda tutmak is degil. Her gocmen gibi bir takim zorluklar yasamis olabilir Tr'de araniyor konumunda oldugu icin. Kendisi iktidar partisi m.vekili, doktor vs hali hazirda bu adamlar yas tahtaya basmaz kolay kolay. Zaten ergenekonun ona vuracagini anladigi icin planli kacmistir buyuk ihtimal

Hobbytime goo.gl

İşyerimin yakınında olduğu için görüyorum, maketle alakam yok. Revell var mıdır ara sor.

liman kitap, arkadaş kitabevi, penguen kitabevi gibi yerlerde gördüm, acar oyuncak büyük toyzshop gibi yerlerde de gördüm.

Spesifik maketi bulmak zor, hobbytime iyi bir seçenek muhtemelen internetten getirtmeniz gerekecek.

Tencere diyorsunuz, evi eşyalı mı kiraladınız? Eğer öyle ise bozuk/kırık eşyaları ev sahibine bildirin.

Sizin yerinizde olsaydım temizlik için birilerini tutar kabasını aldırırdım. Evin eli yüzü düzelirdi. Ardından içime sine sine dip köşe temizliğini kendim yapardım.

Sinekler için de k-othrine alıp ölçüsüne bakarak bütün boşluklara uygulardım. (Hatta ben bunu 6 ayda bir yapıyorum) Sinekleri kesecektir.

@ruhen hastayım ben

Eşyasız kiraladım, eskilerini ve çöplerini evde bırakmışlar.

ben de oturduğum evde duvarları siyaha boyadım ne var? sorumluluk sahibi olsam hayvan da beslerdim. takılacak çok bişey yok. eski kiracılar evi temiz almadıysa temiz bırakmak zorunda da değil, sen ve ev sahibin arasında bi olay bu.

ben de evi öğrenciden devraldım, benim evim de pisti... evcil hayvan yoktu ama nargile vs. vardı mesela. temizledim oturuyorum. evi boyalı badanalı da almadığımdan istediğim renge boyadım sormadan etmeden, gelen beğenmezse o da istediği renge kendi boyasın. evi temiz almış olsam temiz bırakmam gerekse izinsiz boyamazdım mesela. ama zaten aileye kiralanacak halde değildi.

yerlerde kırıntılar masada yarım ekmekleri vs bırakılmış şekildeydi bende de. çöplerini atıyorlardı daha ben anahtar teslim almaya geldiğimde. ben de çıkarken temizlemem mesela.

ev temiz de bırakılsa, kiralanma sürecinde gezdirile gezdirile kirleniyor zaten.

ev kiraladıktan sonra evde kalan eşyalar fazlaysa bir hamal tutulur attırılır.
o kadar çok bir şey yoksa kendiniz atarsınız.
sonra da eve kadın çağrılır, temizlik yapılır.
önceki kiracı evi temiz bıraksa iyi olur elbette ama yükümlü değil.

sözleşmenizde ev yeni boyalı olarak görünmüyorsa, boya size ait.
görmüşsünüz, o şekilde tutmuşsunuz.
isteyen istediği renge boyar.
yeni boyalı olduğu sözleşmede yazıyorsa, taşınırken ilk zamanki rengine boyamakla yükümlü olur sadece.

armut veya benzeri platformdan bir temizlikçi bul. gelir bir günde halleder. boya badana işleri için bir boyacı bulmalısın.

ev sahibine söyle evi temiz ve boyanmış olarak istiyorum de. sen de evden çıkarken evi boyatıp temiz bir şekilde teslim edecegini söyle. aranızda anlaşma yapıp bunu kontrata ekleyin.

nalburdan çöp torbası, çuval, spatula, kalın lateks eldiven, kova, mikrofiber bez, sünger, tel fırça ve yer, ahşap, banyo/mutfak temizleyici alıp girişeceksin. Öyle sağdan soldan çağıracağın kişiler sen 100 lira alırlar 25 liralık iş yapar giderler. Bu malzemeleri 10 liraya alırsın en fazla 2-3 günde halledersin. Sonra tadilat yapılacaksa boya vb. onun için bir boyacı çağır, onları yapsın, ondan sonra da temizlikçi kadın çağır son temizliğini yapsın. Bunlara başlamadan evin fotoğraflarını çek ve kayda al.

Öncelikle mutlaka evin resimlerini çekip ev sahibine bildirin. Sonrasında eski kiracı yapmış gibi bir ithamla karşılaşıp sizin üzerinize yıkmasın.

Temizlik hakkında maalesef bilgim yok. Ama yukarıda belirttiğim husus önemli. İhmal etmeyin hukuken uğraşırsınız.

Yıllar önce benzeri babamın başına gelmişti. Çok alakasız bir şekilde arsalar ortaya çıkmıştı ama dedemin bile üzerine değildi. Köye gidip şahit vs toplanmıştı. Arsalar alınmıştı sonra diye hatırlıyorum. Avukat halleder.

avukatlar bu konuda tecrübeli. gayrimenkul avukatı bulmanız lazım ama onlar da böyle mallarda oransal çalışırlar. intikali becerirse sizden oransal alacak diğerlerine bedavaya gelecek. sabit fiyatlı sözleşme yapabilirseniz olabiliyorsa öyle yapmakta fayda var.

Mümkün elbette, şimdiki varislerin veya varislerin de varislerinin falan verasat ilamlarını çıkarttıracaksınız, tapuya başvuracaksınız. Varislerden sadece birinin başvuruyu yapması ve imza atması gerekli. Sonra tapu inceleyip, zaten herkesin hissesi oranında yeni tapuları çıkartıp size teslim ediyor.

kkm bitirilmeden dolar düşürülmez. ben bu toplantının pas, devamında orta vadeli program açıklandıktın ve kkm iptali gibi işler hızlıca geçirildikten sonra artırım yapılacağını düşünüyorum.

dolar düşmez de çıkmaz da. hafif bir gevşer sert artırım olursa. kısa vadede aynı yere geri gelir. bence dolarda kalmaya devam. 27'ye doğru sert bir atak daha olacaktır illa ki kısa zamanda.

atom bombası atılması bu toplantıdan faiz artırım kararı çıkmamasından daha az zarar verir ülkeye.

bu beklentilerin fiyatlanması çoktan yapılmıştır.

abonelikleriniz konut değil işyeri olarak yapılır ve daha yüksek birim fiyat üzerinden faturalandırılırsınız. mesela şu 25m3/ay ücretsiz doğalgazdan da faydalanamazsınız. onun dışında işyeri olduğu için ikametinizi oraya alamazsınız, fakat konut olsaydı mesela şirketinizin adresini oraya gösterebilirsiniz ve ikametiniz de aynı yer olabilir, fakat işyerinde olmuyor.

onun dışında ben de tamamı işyeri olarak geçen bir yerde kiracıyım, büromuz var. en üst katta sanırım konut olarak kullananlar da var, ama bizimkinde büro falan fazla olduğu için bir konut apartmanı gibi düzenli/bakımlı değil aidat ödemeyen/ödeyemeyen kiracılar var, umurlarında değil işyeri olduğu için ve asansör, diyafon falan yapılmıyor. öyle yerde konut olarak kullananlara çok büyük sıkıntı.

Yıldız tarafında yaşamaya başlarsan ve sana/ailene uygun ev bulursan daha sonra başka yere gitmezsin.
Çayyolu sessiz ama evler müstakil ve eski genellikle. İş çıkartabilir.

Ayrancı, Kavaklıdere

Az önce 365 AVM'nin oradaki parktaydık(İsmet İnönü Parkı). İnsanı çok iyidir, nezih bir yerdir. Birçok yere yakındır ve lokasyonu çok iyidir.

is yerinin konumu da onemli(sabah ve aksam saatlerinde iyi trafik oluyor), 365 avm'nin o taraflar cok guzel. hem konum olarak merkezi hem de nezih.

hem insanları nezih, hem etrafta bir sürü park bahçe var, hem de sessiz sakin olmasına rağmen merkezi yerlere ulaşım da çok kolay. eskişehir yolu fln denmiş ama arkadaşların dediği gibi yerleşim o taraflara kaydığı için hem merkezden uzak hem de çok trafik oluyor.

ümitköy, incek, bilkent/beytepe

sizin binadan belediyenin atıksu hattına bağlanan borudaki tıkanıklığı açmazlar veya sitedeyseniz site içi hatları açmazlar. fakat belediyeden diye gelen kombine araçlar da aslında taşeron araçları, onlardan birinin numarasını alırsınız, parasıyla açtırırsınız.

Tam olarak sizin durum değil ama başımdan geçeni aktarayım;

Aslında açmak zorunda değiller ama açıyorlar diye anladım ben. Sonuçta oy vererek seçildikleri ve etrafı bok basarsa suçlu kim olsa da belediyenin adı kötüleneceği için.
Eskiden oturduğum bir apartmanda bu şekilde tıkanmıştı. İski'yi aradım. Vidanjör denen kamyon geldi.
İşçi baktı dedi ki "binanın sorumluluğundaki kuyu çamur(dışkı çamuru) dolmuş, onu almak gerek. Bir ufak bahşiş verirsin, alırım dedi. Ama sakın ha belediyeye bahşiş verdiğini söyleme diye de birkaç defa tembih etti. Sonradan telefon edip soruyorlarmış bahşiş istedi mi diye.
Ufak bir bahşiş verdim, yaklaşık 2 kova çamur çıkardı, çöpe attı çamuru. Bu işlemde kamyon hiç kullanılmadı diye hatırlıyorum, adamın tek kullandığı çok uzun sopası olan bir çeşit kürek ve kovaydı.
Bahşiş derken şimdinin parasıyla 100-200 TL gibi bir paraydı sanırım. İstanbul, Maltepe'de oldu bu durum yaklaşık 4-5 yıl önce.

Entry nick

Sikiliyorsan bence o izole ice donuk sitelerde daha da bayarsin gibi. Ben olsam ayranci kavaklidere bahceli vb klasik semtlerden alirdim

Bilkent 2 sitesi

Yaşam alanından kastın ne tam olarak? Bağlıca taraflarında güzel siteler var. Çevre düzenlemesi vs olarak.

Ama senin aradığın yaşam alanı kapıya çıkınca hareketli bir dünyaya geçeyim diyorsan bahçeli, Ayrancı vs gerekiyor sana.

Altınoran Ankara'daki en iyi lüks toplu konut projelerinden biri, belki de en iyisi. Oturdum, param olsa oradan ev sahibi olurdum.

3 kardeş + babanızla mantıklı değil.

Kardeşler çalışıp eşleriyle kendilerine almaya çalışsın bence. Bu şekilde çok problem yaşanır.

Arabaya dokunmayın araba da kazandırıyor bence hem de ihtiyaç görüyor.
3 kardeş orantılı yatırım orantılı taksit ödeme ile orantılı tapu payı alacaksanız ok ama diğer türlü yarın öbür gün aranızda bir problem olur sen de evde şöyle yapmıştın diye biriniz diğerine laf eder zor olur.

Eski bina.. ve eli kulağında beklediğimiz bir deprem varken eski binadan ev almayı, hele bi de tüm paranızı gömeceğiniz bir yatırımı tekrar düşünün.

4-5 milyona satın aldığınız evi 20k ya kiraya verebilecek misiniz?

Hiç mantıklı bir ticarete benzemiyor anlattıklarınız, 3 kardeş + baba bunların parası arabası evi hepsi gidiyor, ne için? ayda 20K gelir için kime yetecek bunun parası? üstelik bir de kredi ödemeniz olacak ticaretin sonunda kimsenin para kazanamadığını görünce herkes oturup "Peki, biz bu kadar b.ku neden yedik Ağam?" deme ihtimali çok yüksek.

Bak daha kardeşler arasında çıkabilecek sorunlardan, onların eşlerinin mırın kırınından bahsetmedim bile.

İçinizden herhangi biri dara düştüğünde ilk akla gelen ortak alınan ev olacak.
Herkesin evi, arabası, kurulu düzeni varsa hobi olarak alın ama diğer türlü çok zor işler.
Akraba ile iş yapılmaz.

Ortak boka sinek bile konmazmış, o kadar kişinin tek bir eve bağlı kalması uzun vadede mutlaka sürtüşme çıkarır. Bana hiç mantıklı gelmedi. Ayrıca bu devirde araba satmazdım.

beylikdüzünde bile 3-4m ev bulursun yeni bina kiralarda 20 den başlıyor.
kardeş dinamiklerini bilemiyorum ama aranızda sorun yoksa ilerde sorun çıkarttırır. kiracılar evi bok edip çıkıyor yeniletmek masraf sürekli bu yatırımıda yapmak gerekiyor.

Doğru değil bu hareket. Hukuki olarak sıkıntıya düşebilirsiniz.

Ama ben kendi evimi kiraya verirken 2 defa, kendime ev kiralarken 3 defa bu şekilde yaptım. Sorun olmadı.
Para yatıracağınız hesaptaki isim, kontrattaki isim ve DASK poliçesindeki ismin aynı olmasına dikkat ederek riski biraz düşürürdünüz.

Ben bu şekilde sözleşme yapardım, yaptım da. Ama başka birine kolay kolay "yap, bişiy olmaz" diyemezdim.

Sorun olmaz. Çok takılmayın. Sinpaş falan herhalde? Biz de benzer şekilde kiraladık, ev sahibi yoktu, tarama yolladık, o da biraz yarım yamalak tarama yolladı falan.

Ev sahibinin hesabının kontrata yazıldığına Emin ol
Kotneati ve imzayı ev sahibine WhatsAppdab gönder teyit et
Hesaba para yatınca sorun avr mi diye yazıp teyit et

Hesap numarasini falan teyit edecegim mutlaka. Tesekkur ederim.

@malherios degil ama o buyuklukte bir site.

kira sözleşmesi yazılı olmasa bile oluyor, bir sorun yaşamazsınız. evin gerçekten anlaştığınız kişinin üzerine ve kirayı yatırdığınız hesabın ev sahibinin üzerine olduğuna emin olun yeter.

kiralayan kişinin ev sahibi olması zorunlu değildir.

mal sahibinin kimlik fotosunu isteyin. orada imzası olduğu için sözleşmeye artığı imza ile de kıyaslarsınız.

Bence bir avukata vekaletname verin, ücreti neyse ödeyin, durumu da anlatın, sözleşmenizi, dairenin eski fotoğrafları, yaptığınız masrafların faturaları vb. hepsini toplayın, güzel bir dosya oluşturun ve avukata teslim edin. Sonra sizin yerinize o telefon etsin. Şimdi nereden baksanız 10 bin avukata vereceksiniz diyelim, diğer türlü 250 bin zarardasınız...

@malheiros, henüz o seviyeye gelmedi muhtemelen durum, zaten o seviyeye gelirse tek seçenek hukuki yollar ve avukat aracılığı ile çözüm ama benim sorum bu noktaya gelmeden önce mutlaka arayacak beni ne sunabilir, ne önerebilir ve benim tavrım ne olmalı?

Hocam adam şimdiden sizin yeri kiraya verme, kendi eşyalarını taşıma vb. işlemleri başlatmıştır. Yarın kapınıza nakliyeci dayanır, sizin tavrınızdan mal sahibi "ben eşyalarımı getirir, bunun eşyaları da aynı nakliyeciye yükletir gönderirim" diye bile düşünmüştür. Siz hemen ya kendiniz (veya eşiniz) açın konuşun, ya da avukata konuşturun ki bence avukat olması adamın gözünde "ya bu o kadar da kolay lokma değilmiş" diye düşünsün.

onun yaptığı gibi yapacaksınız :)

ne teklifle gelirse gelsin, 'biraz düşünüp döneyim' diyeceksiniz. gelen teklif olumlu bile görünse. sonra etraftan bi kaç kişiye danışırsanız zaten artısını eksisini daha rahat görürsünüz.

hdd/ssd kendisine iletilen veriyi yazar, eğer hızlı ise hızlı yazar ve çabuk boşa çıkar, fakat işlemci "bu boşa çıktı ben daha kapasitemi aşıp daha hızlı veri göndereyim" demez ki. 2009 bayağı eski model, sizin laptop'ta ssd takmak için ön arka kapağı klaveyeyi falan sökmek durumunda kaldıysanız, belki işlemcinin heatsink ile olan bağlantısını da bozmuşsunuzdur veya farkında olmadan fan kablolarını çıkarmışsınızdır.

ben yapmadım işlemi, servis yaptı. fan kablolarını çıkardılarsa bunu bilemiyorum. ama makine en fazla 10 dk çalışabiliyor. tarayıcıda bir sayfa açtığım anda işlemci ısısı anormal artıyor ve kapanıyor.

eski makine yeni ssd'yi kaldırmıyor gibi bir sorun olabilir mi? yani donanımsal bir uyuşmazlık gibi?

olmaz. servis bir halt yemiş, siz geri götürün kontrol etsinler.

Sistem win 10 ise, win7 gibi Farklı bir işletim deneyin bir süre.

hayır sistem win7. zaten win10 desteklemiyor makine.
10 dk bile dayanamadan kapanması normal değil.

+1 @malheiros, işlemci hızının aniden artmasının SSD ile hiçbir ilgisi yok. Cihazı sessiz bir ortamda açın, ısındığı zaman net bir fan sesi duyuyor musunuz, hava çıkışlarından sıcak hava çıkıyor mu, önce ona bakın.

Söküp takma sırasında, CPU üzerindeki termal macun yerinden oynamış olabilir. Eğer böyleyse, gözle farketmeniz de zor olur.

CPU'nun termal macununu yeniletin.

3 kişi ile toplantı olmaz, en azından ilk toplantı ise 3 kişi ile karar alınamaz.
yeterli çoğunluk oluşmadığı için yeniden toplantı tarihi belirlemek zorunda olmaları lazım.
22 dairenin hepsi o 3 kişiye imza yetkisi mi vermiş

karar tarihinden sonra 1 ay içinde itiraz edebilirsiniz karara.
diyelim ki değişmedi. o zaman bir kaç şahit bulup adamın part time değil, fulltime çalıştığını ispat edin. eski yöneticinin usulsuz bir sözleşme yaptığını söyleyin. en azından görevli tam ödeme alır. ama ucu size de dokunur bu durumda.

@angelofdeath

hepsi değil, birkaç kişi whatsapp grubundan yazdı, katılamayacağım falanca filanca kişi benim vekilimdir diye, fakat tayin ettikleri vekil de toplantıya katılmadı.

hocam yanlış anlamayın da, yönetici mafyöz vb. diyorsunuz, ama siz dahil hiç kimse toplantıya gitmemiş, kimsenin umurunda değil demek ki. eğer toplantı çağrısı düzgün yapılmadıysa veya belirlenen tarih saatte toplantılar yeterli çoğunluk ile yapılmadıysa vb. sizin gibi başka kat maliği de varsa (tanık vb. olacak) dava edersiniz. yoksa sallayın, atı alan üsküdarı geçmiş.

Apartman sakinleri ile görüşün, hem daha fazla para veriyoruz hem daha az hizmet alacağız eski sistem çok daha iyiydi ayrıca bu adamlar pek tekin değil doğru bir karar aldığımızdan şüpheliyim diyerek toplantı talep edilmesini sağlayın ve yönetimi adamların elinden alınmasını sağlayın, O bina size ait o adamlara değil, onlar sadece temsilci.

Ama şunu da söylemekte fayda var, bu adamları bulan kim? eğer eski yönetici bulmuş ise bu yöneticinin tanıdıklarıdır muhtemelen ve bunlara haber uçurabilir bu herif sizi çekiştirmiş vb gibisinden bu yüzden eski yöneticinin bu adamları bulduğundan eminseniz eski yöneticiyi bu duruma dahil etmeyin yani fikrin sizden çıktığından haberi olmasın, çoğunluk olarak hareket ettiğinizi bilsin.

Ayrıca herkes belirtmiş ben de belirteyim, çoğunluk sağlanmadan bir toplantıdan karar alınıp oldu bittiye getirilemez. Bizim apartmanımızda yönetici benzer bir karar aldırıp dış cephe boyası yaptırmaya kalktı 3 kişi parasını peşin ödedik apartmanın yarısı boyandıktan sonra sen bu kararı nasıl alırsın diyerekten kararı iptal ettirdiler olan benim gibi parasını peşin verenlere oldu.

Sigortası ödeniyor muydu? Sgk'ya şikayet ederse. Güzel bir tazminat ödetir.

1- olağanüstü genel kurul çağrı şartlarına uymamışlar
Olağanüstü toplantı için, toplantının yapılmasının planlandığı tarihten en az on beş gün önce ellerinde olacak şekilde tüm kat maliklerine çağrı yapılmalıdır. Bu on beş günlük süre hesabında dikkate alınması gereken çağrının gönderildiği tarih değil, çağrının kat malikinin eline ulaşacağı tarihtir.
2- toplantı yeter sayısına uymamışlar
Kat malikleri kurulu, kat maliklerinin sayı ve arsa payı bakımından yarısından 1 fazlasiyle toplanır ve oy çokluğuyla karar verir. (Değişik ikinci fıkra: 14/11/2007-5711/15 md.) Yeter sayının sağlanamaması nedeniyle ilk toplantının yapılamaması halinde, ikinci toplantı, en geç onbeş gün sonra yapılı

3- iş hukuku kapsamında adam full time çalıştığını 2 şahitle çok rahat ispatlar, dava sonucu site maliklerine patlar ceza.

@kahvedesu, cezayı malikler ödeyecek. sgk ya filan şikayet etmeyin. o aidat olan yöneticinin cebinden bişey çıkmayacak.

Alırsınız ama inkjet printer'lerin çalışma prensibi beyaz fondur. Beyaz mürekkep yoktur beyazı kağıttan alır bu sebeple fotoğraf vs basamazsınız ama beyaz olmadan siyah kırmızı vs bi tasarım yapacaksanız basarsınız.

Ve ince olmalı; gramajı. Kalın krafta basamayabilirsiniz mesela 300 gr

kraft kağıtta mürekkep çok dağılabilir, yazdırabileceğin kağıt türleri kullanma kılavuzunda yazar zaten.

Saman kağıt dediğimiz kağıtlara baskı almıştım. Normal kalite ayarındayken mürekkep dağılıyordu. Ekonomik modda düşük mürekkep ile daha iyi sonuç almıştım.

kızlarından birinin yanında yaşayacak, belli ki demans var ve bu yanlız kalırsa bir anda çok ilerler, mesela bir gün evine gidersiniz tuvaleti sağa sola yapmış olur, üzülürsünüz. gitmiyor-gelmiyor falan kenara koyacaksınız ve anneanneyi evi getireceksiniz.

benzerini yaşadık. demans. bunlar iyi günleriniz olabilir. biz bakımevine vermiştik benzer durumdaki yaşlımızı.

Önceki duyuruda da aynısını demiştim ama anneannelerimizin telepatik bi bağı olabilir mi diye merak ediyorum :D

Biz çözümü periyodik olarak kardeşlerden birinin akşamları yanında kalmasında bulduk. 3ü aynı şehirde, diğeri başka şehirde. Gündüz de kalıyorlardı başta ama yavaş yavaş alışsın diye sadece gece kalmaya başladılar. Gece uyuyamıyorum, korkuyorum diyor, dedemin yattığı odaya giremiyor uyumaya ama gündüz girip uyuyor. Kardeşlerin evinde kalmayı da reddediyor, gece olunca hep beni evime götürün diyor.

Yapabiliyorsanız siz de bu şekilde alıştırmayı deneyin isterseniz. Biz de ocak başında kaybettik dedemi, o nedenle tam bi sistem oturtamadık gece için. Ama önceden gündüz de hiç ev dışına çıkmıyordu, şimdi yavaş yavaş çocuklarını ziyaret etmek için çıkıyor bi tek gece geri dönüyor.

Bu arada son paragraftaki söylenme bile birebir aynı ya bu kadar olur :)

Kızlar dönüşümlü olarak bakacaklar, ortak bir bakıcı tutulacak veya hiçbiri mümkün değilse bakımevine yerleştirilecek. yalnız kalması iyi bir şey değil. ben de kendi babaannemden ve akrabamın annesinden biliyorum birebir aynı durumu, çok fazla benzerini yaşayan var. şifa dilerim.

Bakımevi en makul çözüm. Yaşamadan olabilir aslında gibi gözükebilir ama ruhsal olarak mevcut anlattiginiz durumda kimin yanında olursa olsun o/onlar için de çok yıpratıcı olur.

Demans ise bir süre sonra daha da kötü olacak. Evde sürekli birinin olması gerekecek. Bakıcı piyasası çok sıkıntılı. Şimdiden bakımevlerine bakmaya başlayın.

Ben 5.000₺ yollardım.

Yeni kira tutarı kadar bence

Bir dilekçe yazmaları 2500.

5 bin tl

para yerine hediye alırdım. 5 bin tl göndermek yerine atıyorum akıllı saat, filtre kahve makinesi vs. alınabilir bütçeye göre

5 bin veya kira tutarı bence de makul

10bin tl.

İstanbul Barosu asgari ücret tarifesinde
danışmanın ilk saati 4,000 TL,
sonraki her saat 2700 TL.

www.istanbulbarosu.org.tr

Parasini oduyor muydunuz duzenli olarak?

hocam bunu biraz da siz takip edeceksiniz, yani sen ona ulaşacaktın mesela ocak ayında şu faturaları kestim, şu faturalar geldi, şu fişleri aldım gibi. sonra da şubat'ın son haftasında sana beyannameleri ve tahakkukları yollamayınca telefon edip "hayırdır? benim belgeler ne oldu?" diye soracaktın? hayır bunca zamandır smmm ücretini gönderiyorsan yani bilemedim. en kötü verilmeyen beyannameler cezalı olarak verilebilir ama gidin konuşun bakalım.

2015ten beri muhasebecimdi kendileri her ay duzenli olarak beni arar ben sormadan gerekli tum islemleri yaparlardi yani calisma metodumuz oyleydi. Bende o rahata alistigim icin yani zaten ararlar diye dusundugum icin aramadim zaten aksiyonumda olmadi.

Boyle bir durumda yani bos verilen beyanlarda bana ne zarari olabilir boyle bir durumun?

hiç vermemeleri daha büyük problem. Önce ne olduğunu bir öğrenmeniz lazım.

parasını verdin mi o ayların?
eğer verdiysen muhasebebcinin suçu cezaları muhasebeci unuttuğu için ödicek bahanesi sana ulaşamadımı kabul etme, mali müşavir odanıza danışın şehirdeki.
ödemediysen orası sıkıntılı.

Öyle saçma şey mi olur? Parasını ödüyorsanız muhasebecinin size bunları bildirmekle mükellef. Ben ulaşamadım nedir ? Dükkana gelirsin iki dk olmadı çay içersin gidersin.

Bunca senedir ben de kendi işimi yapıyorum. Her ay bana muhasebecim direkt evrakı atar ben de vergimi öderim. Sonuna kadar zorlayın gerekirse alın defterlerinizi başka muhasebeciye geçin. Kendisi hakkında da şikayetçi olun.

yarın gidip konuşacağım.

benim eski muhasebeci beni her ay arar, bu şu lazım falan diye bilgilendirirdi sonra hastalık sebebi ile tüm dükkanı devretti. bu elemanla da 8 ay kadar çalıştık. sonra böyle bir olay oldu. 2013'ten beri muhasebecilerim kendileri.

bir kaç muhasebeci arkadaşıma sordum bunlar büyük ihtimalle ilk beyannamelerde seni unuttular sonradan fark ettiler sonra da mevzuyu bana yıkmak için kendilerince böyle bir oyun oynadılar dediler ki öyle bencede.

adam sözleşmemi fes etmiş beni arayıp bilgilendirme zahmetine bile girmemiş. bende sanıyorum muhasebecim var.

gerizekalı muhasebeci bilmiyor ki kendi müşterileri hep bizim akrabalar network falan. benim bir tane şahıs firmam onda olduğu ve soyisimler tutmadığı için diğer insanlarla beni kafasından atmak istemiş sanırım.

yaklaşık 10 yıllık muhasebecimle böyle oluyorsam sizde ne olursa olun dikkat edin, fazla güvenmeyin. kontrollerinizi yapın.

Gidip konustum, adam ucmus ayri bir dunyaya gitmis. Mesaj attim diyor mesaj yok telefon numaran farkli diyor telim kayitli.

O olmasa bile tum beyannamelerde resmi olarak numaram yazili.

Gilaburu suyu var, eğer Türkiye'den getirtebilirsen ondan iste. Kokusu berbat (çorap kokuyor) ama böbrek taşına birebir.

iki kere düşürdüm. herkeste aynı mı oluyor bilmiyorum ama böbrekten çıkıp idrar yoluna düştüğünü hissediyorsun.

test derken görüntüleme yapıldı mı? taşlar net olarak görüldü mü? evet ise büyüklüğü ne kadar? yani taş büyük ise öyle zıplama ile filan düşmez. kırdırmak gerekebiliyor düşsün diye. küçük taş ise kendi kendine düşme ihtimali var. şeffaf bi kaba işeyip bi incele istersen. ben de aynı şikayetle hastaneye idrar örneği verirken kabın içinde mercimek tanesi kadar taş görmüştüm.

bazı taşlar tekrarlayabiliyor. cinsine ve beslenme şekline bağlı sanırım. yani evet yeniden yaşayabilirsin. annem iki kere böbrek taşı aldırdı mesela ameliyatla.

Ben taş düşürürken mesaneye inene kadar ağrı oluyor. Mesaneye indikten sonra ağrı kayboluyor, hafif bir sancı kalıyor. Bu süreçte bol su içip çok sık tuvalete gitme isteğine karşın sık gitmeye çalışıyorum, böylelike daha kolay düştüğünü düşünüyorum. Penisten geçerken taşın geçtiğini hissediyorum idrarla atarken bariz bir şekilde, sonra da anında bir rahatlama hissi geliyor. Benim yaşadıklarım böyle. Her bünyenin farklı tepkileri olabilir, çok geçmiş olsun.

Oncelikle; geçecek.

Belirli araliklarla vucudum uretiyor ve yaklasik 1 hafta dediginiz gibi uykudan uyandirip aglatiyor. (Kadinlar, dogum sancisi bunun yaninda cocuk oyuncagi der).

Bol bol su, ziplama ve sicak suya oturma vs rahatlatiyor bi nebze.

Artik sonlara dogru mesaneye dusunce biraz rahatlama geliyor ve zaten 1 2 gune kadar iserken pit diye klozete carpiyor.

Gilaburu suyuna benden de +1 tr'den gelen varsa istetin.

Bir de yukaridaki bi arkadas soylemis, film cektirip taslarin kendi kendine dusebilecek buyuklukte oldugunu teyit ettirin.

Tekrar gecmis olsun ve evet 1 hafta 10gune gececek ve unutacaksiniz :)

Tesisatçının taktığı iç takım ile sizin almak istediğiniz takımın çalışma prensipleri düğme/çekme dışında aynı, yani sürdürülebilirliği falan tamamen sizin rezervuara bağlı. Link yolladığınız takımlardan alabilirsiniz de ben olsam eve en yakın nalburdan alırdım...

TR'de yasamiyorum. birkac gunlugune gelecegim ve nalbura gitmeye pek vaktim olmayacak.
neden nalburdan alma taraftarisiniz? daha mi uygun, daha mi kaliteli? nakit hic kullanmiyorum nalburda bu sorun olsun istemem.

internetten alacağınız takımın içinden eksik parça çıkar vb. Nallburda da kart geçer merak etmeyin. Hem Türkiye'de yaşamıyorsanız, nalburdan alın, tesisatçıyı da çağırın, bunu değiştir deyin, sorunu da anlatın ve öyle teslim alın. Yani burada yaşamıyorsanız siz hiç uğraşmayın. Nalburda da tesisatçı sorun, mahalledeki birinin numarasını alın, armut falan yapmayın...

Japar da visam da iyi markalardır, ilk 2 likteki alınabilir. AMa ben de olsam nalburdan alırım, kargo ve komisyon derken en az 40-50 tl daha ucuz olur nalbur. Artık bu tür ucuz ürünler internette pahalı, yerel satıcıda ucuz.

Fakat bence değiştirmeye ihtiyacınız yok, zaten yenilenmiş iç takımınız. Bence duygusal davranıyorsunuz, yıllarca basmalı da çekmeli de kullandım. Bence basmalı daha konforlu ve arıza şansı daha az.

Çekmede ip sıkışma, açık kalma derdi vs var.

Usta gelsin ve ayarını yapsın, su kaçırmıyorsa ellemeyin. Çekme sisteminde de su ayarı yok çoğunda, siz çaktikten sonra klape açık kalır ve siz ipi bıraksanız bile su bitene kadar klape kapanmaz bir çok modelde.

İhaleniz yapım işi ise buna çok takılmayın, gidin uzman, şb müdürü, daire başkanı vb. kimse durumu anlatın, onlar yönlendirebilirler. Hatta bizim bir ihalemizde 3 araç vardı, bunlardan birini bir daire başkanının mevcut bindiği makam aracını (öyle lüks bir araç da değil) işi bitmiş başka bir müteahitten üzerimize almamızı söylediler ve öyle saydılar. Adam araç değiştirmek istemiyormuş falan... En kötü 6.000km araç alırsınız, durumu izah edersiniz, sıfır araç sıranız gelince sıfırı teslim eder 6.000km'lik aracı alır satarsınız...

elinizde takasa verebileceğiniz araç varsa haftaya yenisini teslim alırsınız. sizin 1 milyonluk aracınızı 750 bine sayıp yenisini de + 250 bin fazlasına verecekleri için. her geçen gün gözleri daha da dönüyor. en azından 2 ay bekleyip liste fiyatından alayım derseniz mersedes ve bmw dışında çare yok. geri kalan hemen hemen hepsi yoldan çıkmış durumda.

usul boyle, hakimin talebiyle avukatlar mazeret sunuyor. itiraz edilecek pek bir sey yok malesef

(Avukat değilim tam bilmiyorum) Böyle bir durumda aynı gün öğleden sonra nöbetçi mahkeme duruşmayı yapabiliyormuş, fakat yapılmıyormuş. Siz buna hazırlıklı olacaksınız, Türkiye'de böyle, o yüzden "hukuk reformu" isteniyor, yoksa hani adalet sistemi içindeki kişilerden kaynaklı olan işler toplumun genelini zaten çok etkilemiyor. Bizim de bir davamızda normal süreç içinde hakim değişti, hakim mazeret bildirdi, bilirkişi raporu tekrar istendi, bilirkişi raporuna itiraz edildi, yeni bilirkişi istendi... bunların her biri en az 3 ay...

Hakim izinliyse yapacak bir şey yok. Yerine bakan hakim de dosyayı bilmediği için bir şey yapamaz. Hakim izinli olmasa ne yapılacaktı asıl önemli olan bu. Karar verilmeyecekti ise zaten değişen bir şey olmamıştır. Yapılması gereken bir şey varsa duruşma arasında da yapılır. Karar verilecekti ise de dediğim gibi maalesef yapacak bir şey yok.

İtiraz edilecek hiç bir şey yok. Hakim hasta olabilir, çocuk doğuruyor olabilir, mesleki eğitime gitmiş olabilir, keyfi istediği için izin kullanmış olabilir avukat ne yapsın? 2 sene hukuk sistemimizde çok az bir süre, o dosyada karar verilse dahi muhtemelen istinafa da gider. Dava ortalama 4 yılda falan sonuçlanır. Soğuk su için iyi gelir.

Döviz dönüşümlü KKM yapılıyor, sizin o gün TL karşılığınız ne ise onun üzerinden %x faiz veriyormuş gibi KKM başlangıcı ile aynı gün hesabınıza prim adı altında faiz yatıyor.

%30-40 vb. prim adı altındaki faizler yıllık, yani KKM'yi 92 gün yaparsanız ve faiz %40 diyorlarsa ana paranızın %9'u (stopaj da kesiliyor) gibi bir prim anında hesaba yatıyor.

Bunu her banka yapmıyor diye biliyorum, verdikleri prim faizleri de %20 civarında diye biliyorum. 6 ay önce falan bu primleri direkt dolar verebiliyorlardı, artık TL veriyorlar...

Ek olarak, dolar mevduatınız KKM'ye gittiği için TL'ye dönüşüyor, vade sonunda dolara çevrilip hesabınıza yatıyor. Eğer vade boyunca acil ihtiyacınız olur ise ve KKM'yi bozalım derseniz hesabınıza TL yatar, onun dışında dolar ne kadar paranız varsa, aynısı vade sonunda hesabınıza düşer. Kaybınız olmaz, döviz sürekli arttığı için de KKM'den kazancınız da olmaz...

1-2 ay önce biraz baktım ve ücretsizlerin içinde en iyisi shutterstock'unkiydi. yani hepsi 5-10 yaratma hakkı veriyordu ama bazı çeşitli ayarları da kapalı tutuyorlar, iyi iş çıkmıyordu. Denersin.

genelde sanayideki fiyatın 2-3 katı oranında yerleştiriyorlar

düdüklemiş mi bilmem ama zaten yetkili servisler sanayiye oranla pahalı çalışmıyor mu?

hocam ben yabancı araba toplayan videoları izliyorum 20 senelik araç bu far lambasını çok ucuza 20 dolara buldum diyor türk lirasına çevirince yine pahalı :)

yeni model araç ve yetkili servis parça işçilik tek lamba 800 normal bence

2016 audi a3 su püskürtme zimbirtisina servis 1600 lira dedi ebayden 7 euro ya aldım ordan pay biçin.

Hocam tanıdık tavsiyesi ile gideceğin bir usta dörtte biri ücrete değişirdi. Servis = Kazık

Ek olarak HIR2 12v 55w olması yeterli, sonuçta önemli olan soket tipi ve ampul değerleri, hepsiburada, n11 de mevcut

(40 dolarsa 896 lira normalmiş)
adamların işçisi 40 tane alabiliyor bundan
biz de 10 tane alabilir asgari ücretli

aracın garantisi devam ettiği sürece bunları ödeyeceksin. evet pahalı, ama bence buna takılacak bir şey yok. garanti bitince alternatifleri araştırarak daha ekonomik bir yol izlersin. ankara'da yıldız oto sanayi'de (çıkma parçacıların olduğu) herhangi bir parçayı (ampül gibi sarf değil, normal parçalardan bahsediyoum) yarı fiyatına bulabiliyorsun. bir de kafana göre usta bulursan zaten al işte parçayı getirdim diyorsun, takıyor işçilik veriyorsun, servise vereceğin paranın 3'te 1'i oluyor.

amazonda cifti $20.
bunlarin bir esprisi yok, bildigin duz halojen.

ha burdada toyota'ya gotursen $150 verir cikarsin.
bayiler zaten parayi bakimdan yapiyor..

Bir örnek;

www.amazon.com.tr

büyük kazık yemişsin ama servisin olayı bu zaten. Garanti filan hikaye, ampülü değiştirmek garantiyi bozmaz, değiştiğini anlamazlar ki zaten.

Kaldı ki ampül değiştirmek kullanıcının yapabileceği bir şey, kitabını okusanız nasıl değiştireceğinizi size tarif eder. Servise gidin demez.

Neyse sağlık olsun. Bu da 130 tl;

www.hepsiburada.com

@john, ampul değiştirmek garantiyi bozmaz, kendim de değiştiririm, bilirsin elimden gelir öyle işler. ama seneler önce clio'nun ön farlarını osram'ın böyle mavimsi soğuk ışık veren ampulleriyle değiştirmiştim, aynı model. birkaç ay sonra arka stoplar dahil her yer patlamaya başladı. elektrikçiye götürdüm dedi ki bu ampuller yapıyor. normalini taktı, düzeldi.

şimdi bu araç garanti kapsamında, bi de üstüne üstlük elektrik motorlu. şimdi şase mase yapar, bir yerden kıvılcım atar, hop sigorta kutusu beyin falan yanar, korkum ondan. servise götürürsün, uyumsuz ampul takmışsın ondan olmuş der çıkar işin içinden.

yoksa ampul değişimi elbet garantiyi bozmaz. neyse napalım çekicez demek ki bunları.

bir onceki arabada yetkili servis olayindan biktigim icin arkadaslarin filan da onerdigi bir servise gitmeye basladik; ilk baslarda filan fena degildi ancak size ve arabaya alisinca inanin yetkili servis'i arar olduk! agir bakimdan ciktiktan ve bir dunya para verdikten sonra ustaya, 2 gun sonra araba ariza verdikten ve hic sorumluluk almayip yeni yapilacak ariza icinde bir dunya para isteyince o arabayi satip yeni araba aldim; iclerinde elbette durust ve iyi is yapan vardir ancak bir daha hayatta gitmem

toyota chr hybrid arabamın aynen sağ ön farı yanmıyordu.
eve en yakın elektrikçiye gittim, 100 liraya değişti.
bundan 1 ay sonra servie bakıma da götürdüm. garantiye filan hiçbir şey olmadı.

Mantıken gerekir. Sonuçta babanız da olsa onun su-elektrik gibi aboneliklerini kapattırıp kendiniz açtırabilmeniz için bir belgeye ihtiyacı var memurun.
Babasına gıcık kapan her çocuk babasının elektriğini kapattırabilirdi aksi durumda.

DASK poliçe numarası da gerekecek, o gözünüzden kaçarsa diye hatırlatayım dedim.

babanla yeni tarihli bir sözleşme imzala götür. kırtasiyeden al veya internetten indir bastır doldur, bitti.

Mevcut abonelikleri vekalet olmadan kendin kapatamazsın. Abonelik sahibi gidip kapatması gerekecek. Ayrıca muhasebeci'den örneğini mail yoluyla iletmesini isteyebilirsin kira sözleşmesinin aslını aramıyorlar diye biliyorum.

eskiden bir düzenleme yoktu ve racon sizin emlakçının istediği oranda komisyon ödenmesiydi. şu an kanuni düzenleme var, bir kira+kdv isteyebilir. fakat genelde fatura kesmemek için bir kirada anlaşılıyor.

normal değil, komisyonun tarifesi olmaz, 13.500'ün 1 kuruş yukarısında vermem deyin.

artık pek çoğu böyle istiyor. yasal değil tabi.

normal değil..bir de depozitoyu dolar olarak vermeyi teklif edin.

1 aylık kirayı verip gönderirdim. Hatta böyle fırlama oldugu için de bu alışverişin faturasını da isterim. Zırlarsa yasal hakkını kullanmaktan çekinmemesi gerektigini ögütlerdim. Karşısında işi bilen birini görünce basar giderdi.

3. yıldan sonra aylık taksitler sapıtmıyor, bu 0.79 vb. kredinin ödeme planı her konut tipi ve değişik proje için benzer şekilde: düşük başlıyor, yüksek bitiyor. klasik konut kredisi gibi eşit taksitlerle ödeme olunca sonlara doğru enflasyon karşısında taksitler kuş gibi kalıyor. girilir mi? eğer krediyi size verirlerse elbette girilir. şimdi konut kredisi 3 olmuş, 0.79 bedava...