ben iyi partiye verdim ilçe ve ilçe mecliste. büyükşehirde chp ye verdim. hep her oyumu chp ye verirdim.

bunlar tepki oyu. ya da atıyorum adam tkpli ama tkpye başkanlık olarak verecekleri oyun yararsız olacağını düşünüp başkanlıkta başka partiye mecliste kendi partisine veriyor.

il genel meclisinde partiye oy veriyorsun, belediyede adaya.

Benim sandık sonuçları(hdp için)
İl genel meclisi- 12
Belediye -0 (sıfır)

zaten sevk cumartesi günü oluyor, yol iznine göre pazartesi veya salı teslim oluyorsun.

Haci paran olmadan parali okullara basvurup kabul almissin dogru mu? Sence o okullar neden parali? Sen neden burssuz kabul aldin?
Bosuna kasma yani. Bmw bayine gidip ben bmw arac kabulu aldim ama param yok gibi birsey seninki.

Bende imd mba kosullarini sagliyorum ama 100kdolares yok iste aq

Yani durum ortada. Paran yoksa maalasef gidemeyeceksin. Jean monnet, tev, meb, full bright gibi burslara bakabilirsin o da anca gelecek yila.

sayın @dedim hocam, bmw bayiine gitmeyle ne alakası var, ben umutsuz da olsam bu okulların burslarına başvurdum ve hala karar gelmedi. en azından tecrübe diye baktım olaya, biraz yapıcı eleştiriler yapsanız diyorum. sadece biraz daha tecrübe dinlemek istedim. bu mücadelenin içinde olmamın bana bir zararı yok, isyan da etmiyorum. sadece tecrübe ediniyorum.

abi sen de haklısın ama durum söylendiği gibi maalesef, okuldan kabul almanın bir olayı yok açıkçası. para lazım. para yoksa burs lazım. yani paralı ya da "özel" birisi değilsen çok zor. yohusam hepimiz avrupa'da okurduk zaten, adam mı kalırdı memlekette.

bu okullardan kabul almak zor bir şey değil. ortalamanın bi tık üstü olan kabul alıyor. burs almak, burslu kabul almak zor (ki bu da zor değil aslında, eğitim hayatını planlı programlı geçirir, parlak bir profil oluşturursan burs da alırsın). kendini üzme kabul aldım gidemeyeceğim diye. ben de kabul almıştım (burssuz), gitmedim.

Finlandiya'ya başvurun, en son eğitim ücretsizdi orada.

sayın fikrimuhim,
üstat yani istanbul'daki özel ünileri düşün aynı mantık. 'stres altında olmaktan sıkıldım artık :/' demişsin ya ondan dedim. burs dediğin olay zaten top okullara derece ile girerken verilen bir şey. çok kovalama.
illa yurtdışında okuycam diyorsan fransa, almanya, ispanya'daki devlet okullarına bak böyle kenar kentlerde.

Ben bu herkes kabul alıyor düşüncesini anlamadım. Mesela 15 kişinin kabul edildiği birkaç yüz kişinin başvurduğu yer nasıl herkesi almış oluyor?
Yüksek lisanstan bahsediyorum tabii ben. Türkiye'de de öyle değil mi? Kabul ediliyor mu herkes yüksek lisansa? Yoo. Oranın da bir kontenjanı var.

Hollanda konusunda pek bilgim yok ancak böyle burs bekleyip alanlar ve alamayanlar biliyorum. Yukarıda bahsedilmiş başka burslardan ama evet onlar seneye kalır.

@senolll hocam benim başvurduğum bölüm de 15 kişi civarı alıyor her yıl. biraz haksızlık yapıldı bana da aslında yorumlarda :)

İngiltere amerika vs gibi ülkelerin orta halli ve alt seviye okulları “yabancılar gelsinde yolumuzu bulalım” tarzında bir eğitim sistemine sahipler. Almanya avusturya gibi ülkelerde cüzi ücretlerde okullara da kabul almak zor. Sözün özü olay kabul almak değil, iyi bir üniversiteye bütçeyi zorlamadan girebilmek zaten. Başarı burada farkediyor.

Merhaba,

Arkadaslar sizin sorunuz altina yazmis, sizinkine benzer baska sorular da vardi orada da cevaplandirilmis. Hollanda AB vatandasi olmayan ogrencilerden yuksek egitim ucreti aldigi icin musteri gozuyle bakiyor, okullardan kabul almak kolay.

Diger yandan, butun egitim masraflarinizi karsilamayacaktir fakat ogrenci vizesi ile okul varken haftada 10 saat, tatilde ise sinirsiz calisma izni var. Hollanda'da universite okuyan ogrencilerin belki de %90'i kendi masraflarini cikartmak icin calisiyorlar, is bulmak da cok zor degil. Deliveroo benzeri yemek teslimat servisleri var en kotu ihtimalle orada calisabilirsiniz. Sadece bir bisikletinizin olmasi ( olmak zorunda zaten ) yeterli, bildigim kadariyla saatlik 10-13€ arasinda kazanclari var + bahsis.
Kisaca okurken calistiginiz surece tamamini olmasa da yasam masraflarinizin buyuk kismini karsilamaniz mumkun.

Native Speaker işi mühim bence. Maddi durumunuzu bilmiyorum ama ABD'ye gitmenizi salık veririm. Ek olarak Memrise kurslarına baktınız mı hiç?

fazla ertelemenin anlamı yok, bu yıl başlayacak şekilde planını yap. toefl gibi sınavlarda sınav yöntemine iyi çalıştığın takdirde bile 5-10 puan yüksek alırsın. 16 puanlık farkı 3.5 ay ingilizce çalışmayla kapatabilirsin.

Biraz daha açarsam eğer 2 seçeneğim var bu konuda tavsiye istiyorum. Maddi olarak sorun yok bir burs kapsamında oluyor her şey.

Toefl skoru 74 olan İngilizcesi yeterince iyi olmadan mastera başlamaya çekinen birisi için;

Seçenek 1: 3.5 ay ABD dil kursu + Eylül 2019'da master başlangıç
Seçenek 2: 4 ay Türkiye'de dil kursu + 6 ay ABD dil kursu + Eylül 2020'de master başlangıç

Bu konuda tavsiye bekliyorum. Sizce 1 yıl kaybetmeyi göze almalı mıyım? İngilizcemin iyi olması ve master yıllarımda sorun yaşamamam için ABD'de 3,5 ay yeterli olur mu?

Bence mastırı ertelemeyin, ihtiyacınız olan ingilizceyi mastır sürecinde de öğrenirsiniz çünkü. Erasmusta bile 2-3 ayda çatır çatır konuşabilmeye başlamıştı insanlar. TOEFL'dan 90'ı alabildiğiniz anda mastıra başlayın derim. Hollanda zaten süper ingilizce konuşulan bir yer, dersleriniz de ingilizce olacaktır.

Ha ama maddi sorun yok, gidip gezerim en kötü doya doya diyorsanız, mastır başlayana kadar keyif yaparım diyorsanız bir de konuyu o açıdan da değerlendirebilirsiniz. Elin Amerikalısı, Avrupalısı sırf keyfine 'Gap Year' yapıyor, bizler geçim derdi yüzünden yarış atı gibi checkpoint kovalıyoruz. Benim en büyük pişmanlıklarımdan biri üniversitede hazırlık okumamış olmak.

Bence maddi sıkıntı yoksa 4 ay Türkiye'de dil kursu + 6 ay ABD. Hem çok iyi öğrenirsiniz, hem de farklı bir tecrübe olur.

Toefl'da 74'den 90'a iki ay sınavın püf noktalarına çalışarak bile çıkarsınız zaten.

Odessa'ya gittim daha önce. Ben beğendim şahsen fakat dikkatli olunması gereken bir yer diğer yerlerini bilemiyorum. Ucuzluk konusuna gelirsek pek fazla ucuz değil yani Türkiye ile hemen hemen aynı derecede bazı şeyler, fark etmiyor yani. Kimlikle gidecekseniz havalimanında elli saat sizi boş yere tutuyorlar bilginiz olsun. Ben pasaportla girdim bir sıkıntı olmadan direkt geçtim, arkadaşımı kimlikle yaklaşık 4-5 saat beklettiler. Diğer şehirlerini bilemem yalnız Odessa bana değişik geldi yani denizi olduğu için o şehre bir farklılık katıyor bana kalırsa. Akşama doğru deribasovskaya caddesi bayağı dolu oluyor insanlar eğlenceler falan ama dediğim gibi dikkat edilmesi gerekiyor. Türklerden ve Azerilerden kesinlikle uzak durun. (git: eksisozluk.com)

Edit: Unuttum bu arada Arcadia tarafları var bar, club tarzı böyle bir sürü mekan var. Ben True Man Club'a gitmiştim ve beğendim, Pazartesi günleri kokteyllerde yüzde elli indirim oluyordu içkilerde. Şehir merkezinden 7 grivna ile gidiliyor otobüsle. Otobüsler sabit para, yani benim bildiğim kadarıyla.

Lviv'e geçen yıl mart ayında gittik. yaz aylarında daha güzel olur muhtemelen. lviv için aşağıdaki videolarımıza bakabilirsin. (reklamlar :)

www.youtube.com

www.youtube.com

10 gün kadar öncesi Lviv'deydim. 3 gün fazlasıyla yetti. Paraları değersiz ve birçok şey ucuz diyebilirim(Giyim hariç, Lviv forum'a giderseniz fark edeceksiniz.). Ucuz olduğunu avrupa ile kıyaslayarak söylüyorum elbette, yoksa Türkiye ile yeme içme noktasında hemen hemen aynı. Ulaşım uber'le çok çok ucuz. Popüler yerler birbirine yakın, küçük kendi halinde bi şehir Lviv. Giderseniz yerel halkın arasına karışıp enteresan şeyler görmek istiyorsanız her gün kurulan bit pazarını ve meyve/sebze/et halini gezin mutlaka. Antalya Restorant'taki Çetin abiye Vedat abiye her konuda danışabilirsin, mutlaka yardımcı olurlar. Fiyatları ortalamadan bi tık yukarıda ama gerçekten iyi insanlar, her konuda yardımcı oldular bana.

Lviv'den Kiev'e trenle 7-8 saatte ulaşılıyor, Kiev'e de gittim. Tren yataklı ve biletler uygun, yaklaşık 120 liraydı tl ile. Kiev bi tık daha büyük bi şehir. Evlerde binalarda Lviv'deki doku yok. Lviv uzun yıllar Polonya'ya bağlıymış zaten, sınır şehir Polonya ile. Ben şahsen Lviv'i daha çok beğendim.

edit:
Kiev'de tanıştığım bi Ukraynalı Lviv'de kayak merkezine gidip gitmediğimi, gitmediysem çok şey kaçırdığımı söyledi. Güzel restoranın olduğu hoş yaz/kış gidilebilecek güzel bi kayak merkezi varmış Lviv yakınlarında. Ben gitmedim ama oraya da gidilebilir uber hazır legalken.

ucuz değil o kadar, işte türkiye gibi fiyatları. alkol dışında öyle ekstrem bir ucuzluk bekleme. tabii avrupa'ya göre ucuz kalıyor. lviv zaten avrupa kentleri gibi. kiev ve odessa belli başlı şehirleri. ben 2 yıl önce yazın 10 günlüğüne gittim, gayet beğendim. hatta odessa rotamızdan uzak kaldığı için gidememiştim, fırsat olsa da gitsem diye bekliyorum.

Geçen ağustos ayında Lviv'e gittim 4 gün yeterli oluyor. Rynok square'de 2 bira 2 pizzaya 300 grivna vermiştim o zamanın kuruyla 60TL falan yapıyor zaten şehrin en pahalı yeri burası düşün. Ağustos'ta bir gün yağmur atıştırmıştı. Onun dışında serindi hava Şuanki bahar ayları gibi.2 tane tur (üstü açık otobüs veya tren otobüs) var gider gitmez biriyle şehri gez ne nerde çözersin. Her yere yürüyerek gidebilirsin veya bisiklet kirayalabilirsin (next bike) yürümüycem dersen Uber var.

forum.donanimhaber.com

şutları filan geliştirmek için kart basıyorsun ya. onlar olmayacakmış diyorlar.

Istanbul'da yasadiginizi varsayarsak kilometre olarak size en uzak ada Yeni Zelanda'da Tauranga sehrindeki Motiti adasi (17,188 KM).

furthestcity.com

aha tam benim kafa.

marshall adaları var.
edit: yine o civarda kiribati var

ortasına doğru dağlara bağlıyor ama başı ilgini çekebilir.

youtu.be

(bkz: pitcairn)

Her yere gidebilirsin. Bu listeyi böyle bırakayım.
www.tentree.com

Adaları seven bir insan olarak şimdiye dek gittiğim anakaraya en uzak yer Azorlar. Portekiz’den 1500 km uzakta ama en yakın olduğu kara parçası orası.

Bak ne buldum! www.gcmap.com

İzmir’den en uzak havalimanı Fransız Polinezyası’nda RVV imiş.

Curaçao'ya gidebilirsin. Birine soylesen oha orasi neresi der.

abi yeterli paran varsa dünyada her yere gidersin. Ama böyle bi imkanım olsa atlantik okyanusunda antarktika'ya yakın adalardan birine giderdim. Oralarda güzel penguenler falan oluyor :D

Doktora evet ama yuksek lisans hayir. Zaten abdde de Tek basina yuksek lisansa kolay kolay stipend ve tuition bursu vermezler

kanada'da doktorada burs ve asistanlık zaten otomatik geliyor. yüksek lisans ise zor baya. okul ücretinden indirim alırsın ama %100 burslu okumak çok zor.

şöyle bir şey izlemiştim, yardımcı olabilir.

youtu.be

- abd'de tv kanallari ve haberler yerel. avrupada genellikle ulusal.
misal: los angeles'daki vatandas ile san diego'daki vatandas kablolu ya da uydu izlemiyorsa eger ayni kanali izlemez. hatta ayni sirkete ait olsa bile.
www.nbclosangeles.com
www.nbcsandiego.com


- abd'de (california'da bile) pickup'in arkasina bayrak takip gezen mallar var, avrupada boyle gereksiz vatanseverlik sovlarini goremezsin.


- abd'deki bir restoranda garson gelip devamli gelip (agzinda lokma varken bile) ne yapiyoruz diye sorar, avrupa'da garson fazla yuz goz olup azgina girmez.

- abd'de downtown denilen sehir merkezleri genellikle en les yerlerdir, avrupada bazi ulkelerde durum degisse de genellikle derli topludur.

- abd'de silah almak inanilmaz kolay. avrupa'da imkansiza yakin.

- abd'de nyc ve san francisco disinda toplu tasima neredeyse yok, avrupada genellikle daha iyi. bu yuzden abd'de 16 ve 86 yasinda surucu gormek gayet normal.

- abd'de hastaneye gitmek saglik sigortan ne kadar iyi olursa olsun masraf demek (hastane faturasi yuzunden batmak garip karsilanmiyor), avrupalilar vatandaslik hakki olarak goruyor.

- amerikalilar herkesle arkadas olur ama arkadasliklari o kadar derin degildir. bazi cok yakin avrupali arkadaslarimin diger avrupali tanidiklarla muhattap olmamaya calistigina sahit oldum (misal ispanyol herif ingiliz kiza uyuz olmasi gibi ).

- amerikalilarin genel anlamda ben bunu cok calisirsam beceririm gibi kafa yapisi var. avrupalilar genellikle oyle degil. haddimi hesabimi bilirim havasinda olan cok avrupada.

- amerikalilarin cok calisayim cok kazanayim anlayisi var. zaten bu yuzden her is employment at will uzerine yuruyor. avrupada daha sistematik ve kurumsal isliyor her sey. calisan cikartmak abdye gore cok zor.

- abd'deki her yemek amerikanlasir. buna california'da satilan ama hawaii yerlilerinin yemegi olan poke'de, nyc'deki pizza da dahil. bizim doner bile bambaska. avrupadaki her ulkenin kendine ait mutfagi oldugu icin genellikle aslina sadik.

- abd'de sokakda icki iceni bulamazsin, genellikle evsizler alkol alir halka acik alanlarda (arada bir plajda vs icen gencler haric). misal alkol alinacaksa ya birisinin evinde bulusuyoruz ya da pub/bar/restoran ortamindayiz. avrupada sokakta icki icmek gayet normal.

Ayni ikilemi ben de yasamistim en son gittigimde:) Mil + para verip THY ile gitmenin en mantiklisi oldugu sonucuna vardim.
Avrupa yakasinda oturuyorsan hele direkt THY. Ben bir de pegasusla gittigimde ilk gunum cope gidiyordu, bagajim da vardi.

300tl tasarruf için o kadar mil harcamak mantıksız bence. Pahalı biletler için mil kullanın

Ben bi ara mil ile ucak bileti bakiyordum, baktim hicbire yere gidemiyorum. Milsiz gitsem bile neredeyse ayni parayi oduyorum. Mille olsa dahi 388'e ukrayna o yuzden cok iyi gozukuyor.

promosyonlu bilet 600 lira mı? ukrayna'ya 600 lira bilet hiçbir koşulda mantıklı değil. türk lirasının en değersiz olduğu, doların falan uçtuğu dönemde bile en pahalı ukrayna bileti gidiş-dönüş 500 lira falan oluyor allah aşkına 600 liraya sadece kabin bagajı nedir

Hesaplamayı şöyle yap: shop&miles'a gir, bir mil kaç tl'ye tekabül ediyor ona bak derim: Genelde öyle bakınca daha mantıklı oluyor.

çarşamba pavyon dışında gece hayatı pek bulamazsın. bu gece puhu'da beer pong turnuvası oluyor, orası nispeten biraz daha kalabalıktır. mekan çok leş gerçi. if performance hall var. çevreye göre daha hareketlidir ama keyifli zaman geçirme şansın düşük çünkü bugün canlı karaoke var. riff var bir de, daha çok elektronik takılıyor. sikko bi mekan orası da ama gece 5e kadar açık. içeride elektronik çalsa bile pek millet kopmuyor, genelde dışarıda oturuluyor. şimdi gördüm bugün salıymış. salı hiç şansın yok. dediklerime bakma çarşamba'ya göre yazmıştım. if'e bir göz at hemen otelden çıkınca zaten. türkçe pop grubu var.

gazi'yi veya alpha-6'yi bilmiyorum ama ben de fen bilimleri enstitüsü mühendislik fakültesinde tez yazdım. atıfta bulanmadığım uzun denklemlere numara vermedim. hatta hoca önermişti, bunlara numara vermene gerek yok diye.

2100 nettoya geliyor aylık sanırsam. tek başına yaşarken bu paraya hayat standartların çok yüksek olamaz gibime geldi.

istanbulda asgari ücretin 200 lir fazlasına yaşamk nasılsa öyle olur bu da.

Yani o kadar da kotu bir maas degil. 35k, 1900 felan ediyo netto. Ben 29k ile rahat yasayip ayda 300-400 kenara atabiliyorum ama yasadigim sehir berline kiyasla ucuz. Berlin'de kiraya, toplu tasimaya fazla para verirsin, belki evi cok merkezi bir yerde bulamazsin ama tek basina yasanir. Kariyerin icin ne kadar iyi olacagina bagli, eger ileride seni daha da iyi bir konuma getirebilecek bir mevki ise yasanilir.

tek başına mis gibi yaşarsın. berlin öyle çok pahalı bir yer değil. ama 2 3 kişi isen bu maaşla zorlanırsın. tek kritik soru nasıl bir evde/odada oturacaksın. berlin genel olarak almanya'ya ve avrupanın diğer başkentlerine göre ucuz sayılır ama sadece evler aldı başını gidiyor.

ben odaya 400€ ödüyorum, kahvaltıyı genelde evde yapıyorum, haftada 1 yada 2 kere dışarda yiyorum mecburiyetten 1200€ falan gidiyor totalde. tek yaşayım dersen ring alanının içinde tek oda yada iki oda evler en az 700 800€ ama ulaşım kusursuz olduğundan ring alanının biraz dışında da olur dersen bu evleri 500 600€ arası bulursun - gerçi berlin'de ev bulmak inanılmaz zor -

ben de bu aralar baktım berlin'e. 35k öyle çok düşük bir maaş değil ve berlin de bir londra kadar pahalı bir şehir değil. internette baktım mesela kira 800 (tek kişilik ev) (ev paylaşıcam dersen odası 400-600'a kadar düşüyormuş) aylık giderler 700 1500'e yaşam gayet mümkün gözüküyordu ki arkadaşım var mesela berlin'de olan. diyormuş ki ben sosyal statü olarak en aşağıda olmama rağmen dışarı çıkıp eğlenebiliyorum. o yüzden bence bu maaş fena değil.

Üçüncü paragrafınızdaki tüm beklentileri karşılar.

Ancak Berlin'de ev bulmak çok çok zor. Hatta WG bulmak bile... En başta WG bulup o süreçte küçük bir daire aramanız daha mantıklı olabilir. Dışarıda yemek/içmek/eğlenmek herhalde başka çok az Batı-Orta Avrupa başkentinde bu kadar ucuzdur.

eksiduyu.ru

evet ben iletişime geçmiştim, mail yolu ile halletmiştik sorunu. şu linkte iletişim formu var, onu bi deneyin.
support.spotify.com

ellerine sağlık. bu ekrana erişmeyi bir türlü başaramamıştım.

twitter'dan erişmiştim, çok yardımcı olmuşlardı.

twitter.com

Review’de yer alan bilginin yer aldığı makaleye ulaşmak zorluyor. Bazen o kadar saçma kaynaklar veriliyor ki belirtilen bilgiyle alakası yok

en çok şekilleri sığdırmak sorun olmuştu. küçük yapınca sığıyor ama yazılar okunmuyordu. en son sayfayı yan çevirip koyabileceğim aklıma geldi de öyle çözmüştüm, ama ondan önce 3-4 saat harcamışımdır.

Çalışma planını yapmak. Onu bir yapabilsem gerisini yazabilecekmişim gibi geliyor.

@wish i could find a way to disappear +1

Yazabilmek bir noktadan sonra ilerlemiyor sanki.

başlarda değindiğim konulara ilerleyen başlıklarda tekrar değinmem zorunlu hale geldiğinde ne yapacağımı kestiremiyordum. tez danışmanımın sonraki başlıklarda önceki bir konuya değinmek istiyorsan ilgili konunun değerlendirmesi için bknz bölüm x şeklinde dipnot düşüp tekrar tekrar aynı konuyu incelemememi önermişti. pek tatmin etmese de tekrara düşmemek adına kabul etmiştim.

yaz süsleyerek anlatırsın. insanlar o 1.5 senede ne yaptığını merak ederler.

tipik esnaflık gibiden öte aile işini işlettim falan filan diye anlat. esnaflık da olsa işletme mezunu olarak her işin muhasebesi organizasyonu falan var ne de olsa. deneyimdir.

ben olsam yazarim kesin 1.5 sene az degil, zaten isletme de okumussun.

1 ay calistigi yer hakkinda tam sayfa sallayanlari gordum ya, su sikintiyi cozdum, su projeyi bitirdim cart curt. neyi yaptin lan tuvaletin yerini, fotokopi makinasinin nasil calistigini ogrendin.

yaz, sonuçta çalışmışsın. aile işi olması senin yaptığın işin önemini azaltmaz.

esnaflık en değerli şeylerden biri. okulu herkes okur bitirir, kursu falan da herkes tamamlar da esnaflık gittikçe kaybolan bir yetenek. büyük ihtimalle seninle görüşme yapan kişiler günlük hayatta karşına çıksa tokatlarsın hemen her konuda.

edit: o esnaf kafası her konuda inanılmaz işe yarıyor

yaz yaz. aradığın işler insan ilişkileri veya yöneticilik gerektiren işler gibi duruyor, esnaflık bu işlerin yapı taşı zaten.

Cevaplar için çok teşekkürlet dostlar. Bu açıdan bakmamıştım hiç.

30 kişi çok yüksek bir sayı. ben yüksek lisansa başvururken zaten maksimum 40-45 kişi başvurmuş oluyordu, onların da 35i mülakata geliyordu. o yüzden muhtemelen girersin. tezsiz olduğu için ales filan da istemiyormuş herhalde. açıkçası çok bir şey yapmana gerek yok. başvuru koşullarını sağla. 29 mart'ta tanıtım toplantısı varmış. ona katılıp hocalarla tanışabilirsin. mülakat sırasında sana avantajı olur.

Bildigin enayilik bence zira data science ogrenmek icin okula gitmeye gerek yok. Tip veya hukuk degil by neticede diploma gerektirecek. Bir de senelik 12000 dolara yurtdisinda master yaparsin hem inglizcen duzelir hem de daha farkli seyler ogrenirsin.

Program şartlarını sağladığınızı varsayarak cevaplıyorum. Burssuz için görece kolay, ancak fazlasıyla iyi değilseniz burs almak epey zor.

@fotrsapka
Hocam ben halihazırda bursluyum okul arıyorum. Almanya'da çok rekabetli bir durum var mesela eğitim ücretsiz yaşam ucuz vs. İngiltere'de okullar ücretli olduğu için kabul almak da epey kolay oluyor. Hollanda'da non-EU öğrenciler için 20k euro gibi bir ücret söz konusu. Kabul almak zor mu yine de merak ediyorum

psikolojiyi bilmem ama ben tilburg'tan kabul almıştım. benden önce 2 arkadaş da aynı okuldan kabul almıştı. eindhoven ve rotterdam'dan da kabul alan tanıdıklarım var. hollanda'daki okulları araştırdığımda çıkardığım sonuç university of amsterdam dışındaki okullara burssuz kabul almak makul bir beklenti bence. başvuru ücreti konusunda çekincelerin varsa tilburg, maastricht ve groningen'a bakabilirsin, başvuru ücreti istemiyorlar. bir de geçen ay eindhoven doktorada beni reddetti. deneyimlerim özet olarak böyle.

Daha once de dedigim gibi zaten non-EU ogrencilere cok ucuk egitim ucreti bindirdikleri icin basvuranlarin/kabul alanlarin cogunun gelmeyecegini biliyorlar ve ne kadari gelse kardir deyip bol keseden kabul ediyorlar. Sonucta programa bir ogrenci daha almanin maliyeti sifir ama getirirsi 15-20 bin euore senin de dedigin gibi. O yuzden kolay. Sadece sartlari sagladigindan emin olmak onemli.

EDIT: Ozellikle burslu oldugunu belirtirsen kabul alma ihtimalin daha da artar.

istanbul clublarına göre bence baya iyi. hem baya geniş, hem de tavan filan yüksek diğer yerler gibi boğulmuyorsun. ben elektronik müzik sevmem ona rağmen beğendim.

Flamme diye bir yer de varmis simdi.

klein baya boktan bir yer, cok iyi bir isim olmadikca gitmenizi onermem. icersi gomlekli abiler, abiyeli ablalarla dolu.

cuma module'e gelin. daha guzel muzik var.

flamme da klein ile ayni kisilerin, klein'in cok daha ufak bir mekani klein'in ust katinda yer aliyor.

vodafonedan turkcelle geçtim, eskiden watsaptan sesli olarak kesintisiz ailemle görüşebilirken artık görüşemiyorum. birden hat gidiyor enteresan şekilde. bu ay sonunda tekrar vodafonea geçcem sanırım.

aynen tıklama itliği yapıyorlar. ekrana pat diye bir şey geliyor, şu şu paketi almak ister misin? gibi bir şey. yanlışlıkla tamam/evet tıkladığın anda 5-10 liralık bi paketi kitlemiş oluyorlar sana.

Çekmiyor. Taahhüt biter bitmez çıkıp bir daha asla diyorum şuan.

turkcell'den ucuz ama çekmediği anlar oluyor.

3 sene oldu turkcell'den vodafone'a geçeli. benim tlf un çekmediği yerde türksel de çekmiyor. bazen benim tlf çekiyor türksel olan arkadaş kullanamıyordu vs. eskiden telsimken yani leş gibiydi ama şimdi gayet düzgün. faturaya da bir geçirme olmadı. yurtdışını bile paketimden arıyorum mesela bu bile süper

Musteri hizmetlerini arayip mobil odemeyi mutlaka kapattir. O onemli.faturaya eklenen paketleri engeller.

7 senedir vodafone müşterisiyim. herhangi bir paket itelemeye rastlamadım.

çekim gücünde de bir sıkıntı yok.

eşim geçmişti 10 ay önce. evde konuşamıyor kimseyle kendi telefonunda, kesilip duruyor. aynı şekilde interneti de 4g'ye geçmiyor bizim evde. ama tabi bu konuma göre değişiyodur tabi. (konum: istanbul/maltepe)

müşteri hizmetlerini aradık, inceleyeceğiz dediler. sorun yok diye geri döndüler.

O dediğin olayı turkcell'de yapıyor. Ekrana pat diye bir şey geliyor. O anda bu ne derken basarsan kitliyor. Anneme yaptılar, arayıp baya kızmıştım. Bir kere de bana yaptılar. Bende uzun süre turkcell kullandım yaklaşık 19 sene. Sonrasında senin gibi isyan ettim ve vodafone geçtim. 1 ay oluyor. Şu ana kadar hiç bir eksiğini görmedim. Aksine fazlası var param cebimde kalıyor. :)

ankara kızılayda çalışıyorum. çalıştığım binanın tepesinde vodafone baz istasyonu var. ve vodafone benim odamda çekmiyor. defalarca şikayet ettik bakıyoruz dediler ve hala çekmiyor. 31 temmuzda taahhüt bitince türksele geçicem. günümün büyük çoğunluğu işyerimde geçiyor. kullanamadığım bir hizmete 38 lria vereceğime kullanabileceğim aynı hizmete 46 lira vermeyi tercih edeceğim.

her gün inceliyorlar başvuruları. 1 hafta içerisinde bile birini kabul edip başlatabilirler. firma eğer başvurularını 1 hafta veya daha fazla bir süredir incelemediyse muhtemelen birini bulmuşlardır.

her gün inceliyorlar diye bir şey yok, o tamamen ik cı ne zaman bakmak isterse..
ayrıca tüm cv ler incelenmiyor tabiki, başvuranlar arasında search yapılıyor ben ilanda ne istemişim mesela, atıyorum min 5 yıl tecrübe mutlaka x hakkında bilgi ve y sektöründe tecrübe diyelim.
başvuranlar arasında bunları yeniden arıyorum böylece ilana uygun adayları görüyorum, onlar arasından devam ediyorum.

tek tek her cv ye bakılmaz, yönetici diye ilan çıkıyoruz 1000 başvurudan 900ü yeni mezun oluyor..

kariyer.nete umut bağlama dostum, orası reklam panosu gibi koyuyorlar ve oluruna bırakıyorlar, hiç birine dönmedikleri de oluyor.

kariyer.net'de firmanın başvuruları en son ne zaman incelediği yazıyor. tarih olarak değil de "bugün" ya da "15+ gün önce" gibi.

bi ilan var ilana kalifiyeyim (tercihen tecrübesi olan diyor bi bana uymayan ama şart olarak değil de tercihen olarak yazdıkları için yine de bakarlar diye düşünmüştüm) ve şartlarını gayet beğendiğim bi iş ama en son 2 gün önce cvleri incelemerine rağmen görüntülememişler benim cvyi hala (1 haftayı geçti başvuralı). okulum da kötü değil ankara üniversitesi ama sadece odtü, itü falan mı bakıyolar nedir umudu kesmem mi gerekir diye bir sorayım dedim.

linkedin, kariyer.net'deki spesifik başvurularına tek tek özel olarak çok umut bağlama çünkü maksimum %5inden dönüş alırsın. ben de oha tam benlik bir şey kesin girerim bu işe diye başvuruyorum, cv'yi bile incelememiş oluyorlar.

En. Önemli şey, uykun geldiyse sakın ola ki dayanırım deme. Sakın. İnan nasıl araba kullanırken uyiyakaldigini anlayamazsın.
Burada bu 5 dakika dur tuvalete gir yüzünü yıka.
Susurlukta Starbucks in olduğu büyük tesiste dur (tost yemeye gerek yok bence) bir kahve iç. Sonra devam. Rahat ve bölünmüş yol.

Bence sıkıntı çekmezsin. İzmir 6 saat İstanbul'dan. Yol da güzel gayet. Gözünde büyütecek bişey yok.
Sadece kendinle inatlaşmadan yorgun hissetiğin an dur mola ver. 6 saatte gitmek yerine 10 saatte git. Çek bi tesise arabada uyu ihtiyaç duyarsan.

ilk uzun yol tecrübem 1100 kilometreydi (12 saat). uykusuz yola çıkma, yorulduğunu hissedersen bir yerlerde dur, çay iç, temiz hava al, dikkatini toplamana yardımcı olacaktır.onun dışında çok da büyütülecek farkı yok. yorulduğunda 1 saatliğine de olsa arkadaşın kullanabilir, dinlenmiş olursun.

2 saatten fazla aralıksız kullanma, dur dinlen, keyfini çıkar :)

Sık mola ver.
Akşam yola çıkma.
Diğer arabalara kızıp riskli hareketler yapma.
Fazla rahatlayıp konsantrasyonunu kaybetme,.

Şöyle söyleyeyim ehliyeti almadan önce sadece 4 kere araba koltuğuna oturmuştum. Kursun hocasıyla.
Ehliyeti aldım, arabayı satın almaya Ankara'ya gittim ve alıp Bursa'ya sürdüm. Otomatik vitesti. Kolay oldu. Sonraki ay 3000 km falan uzun yol yapmistim. Burdan anlayacağımız uzun yol İstanbul'da araç kullanmanın yanında aşırı rahat.

gece yola çıkma. hatta şehir içinde araç kullanmaktan daha kolaydır uzun yol.

Bence gidilir. Ankaranin icinde araba kullanmaya cekinirken ve yalniz gittigim en uzun yol 3 saatken 6.5 saatlik yola ciktim. Yollar eskisi gibi degil duble. :)) yoruldukca durun hava alin, yaninizda insan da varsa bence sorun olmaz. Hayirli yolculuklar simdiden.

Bence ilk uzun yol icin istanbul izmir zor bir guzergah.

Cikista ve giriste zorlanacaksin, istanbul cikisi kalabalik ve trafikli. Izmirin de girisi manisa tarafi tepeli yokuslu falan. yol da bayagi uzun.

2 sofor olsa daha iyi, bir de yolda cok radar var.

1- En önemlisi iyi uyku almalı.
2- Yola gündüz çıkmaya gayret edilmeli.
3- Lastik basıncı ve yağ vb kontrol edilmeli.
4- Takvim esnekse, hava durumu göz önüne alınabilir. Güneşli hava en güvenlisi. Ben mesela kar yağışında çıkmam uzun yola. Ertelerim birkaç gün. Siz de sağanak yağmurda çıkmayın.
5- İlk seferde hız sabitleme falan kullanmayın. Sürekli milleti sollamayın. Çok yavaş da gitmeyin ağır vasıtalar sıkıştırabiliyor. Ama 120yi geçmeyin. 90-120 arası seyahat edin.
6- Takip mesafesini koruyun.
7- Kavşaklarda, benzinlik çıkışlarında, tali yollarda yola çıkan araçlar oluyor. Siz çoğunlukla otobanda gideceğiniz için pek sıkıntı olmaz tabi.

ben kendi adıma uzun yolda daha rahat ediyorum. ama uzun yolda uzun süre vites falan değiştirmeyince insan hafif böyle mayışıyor ona dikkat et. Onun dışında otoban dışında il ve ilçe merkezlerinden geçerken dikkat et. Küçük bir yerleşim yeri de olsa insanlar yola atlıyorlar. çok da gözünde büyütme çok rahat gider gelirsin.

uzun yol daha kolay şehir içinden, dümdüz yol, belli bir hızla belli bir şeritte gidiyorsun işte, çok takma kafana.

Ne kadar erken o kadar iyi; sabah ezanında çık yola, gün ağarırken istanbuldan çıkmış olursun, çay çorbanı içer devam edersin.

şehir aralarında biraz dur, etrafına bak, bir çay kahve iç, bacaklarını esnet.

izmir'e geldiniz, bundan sonrası zaten şurası.

söyleyenler olmuş ama ben de yazmak istiyorum; sakın ha uykun gelirse yola devam etme.

uykun gelirse ve diğerleri uyursa bi taktik; uyandır diğerlerini içim geçti gibi oldu de. Kimse yol boyu gözünü kırpmayacak ve seninle muhabbet edecek :)

uzun yol şehir içinden daha kolaydır ancak hata yapınca bedeli daha ağır olur.
sollama yapmadan devri arttır araç zorlanırsa bir vites düşür geçişini öyle yap. geçiş yapmadan öndeki biraz aranı açsın sen de çok az sola çık ve geçiş yolunu gözle. yerleşim yerlerinde ilk ışıktan sen kalkma radar olursa ilk sen girersin çünki. uzun düzlüklerde geniş alanlarda emniyet şeritlerinde radarı kolla. 120 üstüne çıkmaya gerek yok yapıştır devam et.

ilk uzun yol deneyimim ankara-balıkesir oldu. annemler oğlanlar kullansın diye çok meraklı. ehliyeti alır almaz, ilk memleket ziyaretinde kullanmıştım.

istanbul-izmir çok uzun bir yol değil, 6-7 saatte filan gidersin ama yol kalitesi olarak çok iyi diyemem. manisa sonrası çok virajlı biraz zorlayabilir.

gece güzel bir şekilde uykunu al. kalkınca kahvaltını yapıp geçe kalmadan hemen çık. yola çıkışın 12'i geçmesin ki güneş batmadan varmış ol. onun dışında minimum 1 tane mola ver. önerim yolun sonuna doğru kısa bir daha mola ver çünkü dediğim gibi manisa kısmı zorlayabilir. insanlar nasıl olsa vardım sayılır deyip en çok yolun son kısımlarında hata yapar. oysa en yorgun olduğun bölüm budur.

kemanci bi tipleme vardi, bisey fairy tale iyiydi
son 5 sene icersinde olmasi lazim

Ruslana - Wild Dances tabi ki
2004 senesinin yarışması olması lazım. Bunun dışında Sertab erener derim.

edit: 2004müş, düzeltildi

birinci olamadii ama bence dinle - sebnem paker

@try again alexander rybak - fairy tale www.youtube.com

@exlibris +1
Şebnem Paker, gönlümün birincisidir. Bir daha öyle bir şarkı yapabileceğimizi pek sanmıyorum.

bence de alexander rybak

bence jamala 1944 en iyisiydi
www.youtube.com

www.eksiduyuru.com

gönlümün birincisi lene moje idi. birincilerin arasında en iyisi bence şu alman kızdı adını falan unuttum da kız çok sevimliydi :)

tu te reconnaîtras, elbette

Hard rock hallelujah

benim en sevdiğim emmelie de forest - only teardrops ama muhtemelen en iyisi alexander rybak - fairy tale. zaten yeni puanlama sistemi gelene kadar en fazla puanı bu şarkı aldı.

secret garden - nocturne

tomokazu harimoto bu arkadaş sanırım dediğin gibi birşey :D

Ruby Isaac. Devlet nasıl yardım ediyor bilmiyorum ama özel sektör gelişimine sağlam yatırım yapıyor.

Şuan 19 yaşında ama Luka Doncic bayağı iyi pazarlandı.

şu an satrançta Hindistan'dan Dommaraju Gukesh ve Rameshbabu Praggnanandhaa. dünya üzerinde en genç grandmaster ünvanını alanlardan. gukesh 2. en genç, Praggnanandhaa 4. gençmiş.

Dota 2 (e-spor'dan) ana var. 19 yaşında ve geçen yıl takımıyla dota'nın dünya şampiyonasını kazandı. şu ana kadar oyundan neredeyse 3 milyon dolar para kazanmış.

liquipedia.net

görüş tabii. gelmeyi düşünüyorum kısmet olursa, yayınlarınız okudum bu alana da ilgim var vs vs diye. + puan sağlar mutlaka.

imkanın varsa hocayla tanışıp görüşmek elbette yarar sağlar. mesela mülakat günü işte bu çocuk gelmiş benle tanışmıştı, iyi bir öğrenciye benziyor, baya hevesli bunu alalım bile diyebilir.

bildiğim kadarıyla sana düzeltme verildikten sonra olay hocada bitiyor. sen düzeltmeleri yapıyorsun, hoca tamam olmuş bu dediği an top senden çıkıyor. yani sen düzeltmeleri yapacaksın, hoca onaylayacak sonra enstitüye teslim edeceksin. orada artık hoca ve enstitü arasında bir iletişim oluyordur herhalde ama seni bağlamıyor. enstitüye teslim ettin mi iş bitmiyor yalnız, enstitü tezi verilen formatta yazdın mı diye kontrol ediyor. onlar da bak burada grafiğin üstüne başlık atmışsın ama aslında altına atman lazımdı tarzı düzeltme verebiliyorlar. geçici mezuniyet belgesi almak için kurulun toplanıp senin mezuniyetini onaylaması lazım. bu da sen tezi teslim ettiğin an mezunsun demek değil. üniversite kurulunun toplanma zamanları var. artık ne zaman denk gelirsen o zamanki kurula giriyor ve öyle mezun oluyorsun. geçici mezuniyet belgesi tek olayı mezun olduktan sonra diplomanı alana kadar oran süreçte mezun olduğunu kanıtlamak. yani aslında sen şimdi tezi düzelteceksin, hocan onaylayacak, enstitüye onaylayacak, mezun olman için gerekli şartları sağlıyor musun buna bakılacak (burada mezuniyet için başvurman gerekiyor diye biliyorum) ve en son kurul toplanıp seni mezun edecek. geçici mezuniyet belgesini anca o andan sonra alabilirsin bu da demektir %99 çarşamba'ya yetişmez ama zaten doktoraya başvururken mezun olman veya geçici mezuniyet belgesine sahip olman gerekmiyor. tezimi verdim, en geç 1 ay içinde mezun olacağım dersin, transkriptinle de bunu gösteriyorsun problem olmaz.

@hayley williams ile evlenecek genc
detaylı bir şekilde yazmışsınız, bilgi için çok teşekkür ederim hocam. her aşamayı belirtmişsiniz ayrıca. ben de, kurulun toplanması ve kararı gibi aşamalardan ötürü açıkçası yetişmeyeceğini tahmin ediyordum. enstitünün ise ayrıca bir düzeltme verme ihtimalinden haberim yoktu, bunu da öğrenmiş oldum.

ancak benim halen tam olarak anlayamadığım ve sormak istediğim şey şu. hem @ted hem de siz doktoraya başvururken mezun olmanın veya geçici mezuniyet belgesine sahip olmanın gerekmediğini belirtmişsiniz. başvurmayı düşündüğüm okulun koşullarında " Doktora programı için yüksek lisans derecesine sahip olmak. Bütünleşik doktora programı için lisans derecesine sahip olmak." yazıyor. bu neyi ifade ediyor? bir de, başvuru formunun en altında "ek" kısmında "Onaylı Diploma ya da Mezuniyet Belgesi" de bulunuyor.

yeyyy bitirmissin cok sevindim. doktorayi bitirdi arkadas o isler okkadarrr uzuyor ki, carsambaya yetistirmen sans isi valla.

bu durumda conditional kabul alıyorsun. hani okulu bitir mezun ol, sonra bizde başla gibi. o belgeler zaten mezunsan koyman için. mesela ben geçen yaz mezun oldum. doğal olarak geçici mezuniyet belgem var. sen daha henüz mezun değilsin, o yüzden olmaması çok normal. önemli olan gelecek yıl eylül ayında doktoraya başlarken mezun olmuş olman. hatta mesela ben ağustos ortasında mezun oldum. bölümden aramışlardı, her şeyiniz tamam sadece kurulda onaylanması kaldı ama doktoraya filan gidecek misiniz ona göre bu kurula belgeleri yetiştirmeye çalışalım diye.

@hayley williams ile evlenecek genc
çok teşekkür ederim bu detaylı bilgi için. son gelişmeleri aktarmak istedim. dediğiniz gibi koşullu başvuru yapabildim doktora için ve sürpriz biçimde geçici mezuniyet belgesini kayıttan bir gün önce edinebildim.

@mula
teşekkürler mulacım. bitti sonunda. şans biraz yanımda oldu aslında, o çarşamba mezuniyet kararım çıktı, birkaç gün sonra da mezuniyet belgesini alıp doktoraya kayıt yaptırabildim.

son gün teslim olabilirsin, herkes öyle yapıyor zaten. akşama bırakma, yemeğini yiyip öğleden sonra teslim ol bence.

hocam kim uyduruyor bu haberleri anlamıyorum. son tarihine kadar herhangi bir gün teslim olabilirsin. 1 gün önce olmanın bedelli olduğu için bir önemi yok. zaten kaç gün yapıyorsun ki 1 gün fazla 1 gün az. o gün sabah gitsende sıkıntı olmaz. ama akşama doğru gitmek sıkıntı. akşam akşam uğraşırsın.

Olabilecek en gec zamanda git ki ertesi gune kalsin islemlerin. Ne kadar gec o kadar iyi. Bu dedigimi orada anlayacaksin.

Geç gelenler gece 11, 12 ye kadar işlem yapıyordu 11 sene önce, en azından deniz kuvvetlerinde. Şimdiki durum ne bilemiyorum.

Salı günü 17.00 a kadar sürem vardı 16.00 da teslim oldum ben. Hiçbir sorunda olmadı. Sen Kışlaya girdikten sonra olay bitmiştir. Ayrıca erken teslim olursan birliğe ilk giren ödülü oluyor yemin töreninde onu alabilirsin :) onun dışında erken girmenin bir faydası yok.

Bedeli yaptim. Cumartesi gunune yol iznin eklenecek. 800km'ye kadar pzt, 1600(?)km ye kadar sali gunu teslim olursun. Bir gun once teslim olma, ya temizlik yaptirirlar ya da bir seyler tasitirlar. Ogleden sonra giris yapmak iyidir.

Ben ilk gün teslim olmanın çok artısını gördüm. Nereye düştüğünüze göre değişir elbet erken veya geç gitmenin sonuçları.

Sakin erken teslim olma. Biz de erken gelenleri cavus ya da yazici yaptilar. Ikisii de boktan. Birisi ictimaya gec gelir sana patlarlar, adam kahvaltiya gelmez sayi eksik cikar gider adami ararsin kogus kogus

duty free'den alınan ürünler özel kapalı bir poşete konuyor. faturası da içinde oluyor. poşet açılmadığı sürece son noktaya kadar taşıyabilirsin.

yanında taşımaya devam ediyorsun. zaten duty free'den aldığın belli olduğu için sıkıntı olmuyor.

Almanya için 3 altı ortalamanın handikapını GMAT ile kapatabiliyorum. Onu yazmayı unutmuşum.

Bölüm yazmamissin, eğer bölümün durumu degistirecek bir tarafı varsa o ayrıntıları bilemiyorum.

Yüksek lisansı Türkiye'de yap bu kadar para biriktirmek vs. ugrasacagina, gideceğin varsa yurtdışına yine de doktora ya da hiç olmadı ikinci yüksek lisans için gidersin. İşinde tatmin bulamiyormussun demişsin, iş tecrübesi olarak yüksek lisans başvurusu ya da burslarda katkı sağlayabilecek bir özelliği var mı bilemiyorum, ama yoksa veya ufak bir payı olursa bir tez yazmış olmak sana daha fazla avantaj sağlayabilir tahminimce, yurtdışında ikinci yüksek lisansı da dusunsen doktorayi da dusunsen.

@dafaisss bölümü ekledim. zaman geçtikçe her ay hesabıma yatan sıcak paraya alışıyorum, bir süre sonra risk alma eşiğim düşecek hiç gidemeyeceğim gibi hissediyorum. bir de işin gezme tozma takılma boyutu var, yaş çok geçmeden güzel vakit de geçirmek istiyorum.

Biraz daha araştırma yapmalısın +1

Jean monnet var (başvuruları bitti), fullbright var (amerika için, başvuruları devam ediyor), tev'in verdiği birçok farklı ülkede (italya, singapur, fransa) burs var.

Ayrıca avrupa genelinde çoğu okulun kendi bursları var, bazen sadece başarıya bazen de hem başarıya hem de finansal ihtiyaca bakarak değerlendirme yapıyorlar. Bu burslar bazen okul ücretinde indirim, bazen okul ücretinden muafiyet, bazen aylık yardım bazen de hem okul ücretinden muafiyet hem de aylık yardım olabiliyor.

Ayrıca 3 üzerini şart koşmayan pek çok okul var. Ayrıca niyet mektubu, ders dışı aktiviteler, çalışma deneyimi gibi faktörler ortalamanızın düşüklüğünü çok rahat ekarte edebilir.

Hülasa, bu süreçte bol bol araştırma yapmak gerekiyor, daha çok araştırın.

avrupa'ya gitmek istiyorsan en kolayı jean monnet bursu. maalasef bu yıl başvuruları çok erken kapadı. (aralık gibi) yanlış hatırlamıyorsam 2.5 ortalama üstü isen başvurabiliyorsun.
www.jeanmonnet.org.tr

full bright bursu var ama onun için ortalama 3 istiyor.

tev bursları var. italya, fransa, danimarka, singapur, japonya. buradan bakabilirsin:
www.tev.org.tr

onun dışında benim bildiğim geniş çaplı burs yok, elbette vardı ama ben bilmiyorum. açıkçası haklısın, burada çalışıp avrupa'daki bir okulun ücretini ödeme şansın yok. isterlerse 50% burs versinler, gene yıllık 10000 euro ödemen lazım. şu an eldeki bilgilerle ya yüksek lisansı ücretsiz ülkelere başvuracaksın ya da eğitim ücreti düşük olan ülkeleri tercih edeceksin. leuven filan mesela ucuz diye hatırlıyorum. ya da tallinn university yıllık 3000 euro. tabii önceliğin burslar olmalı. jean monnet'e başvurmak için işsiz olmaman lazım aklında bulunsun. (ya çalışıyor durumda olucaksın ya da okuyacaksın)

Ne kadar saçma bir yaklaşım. Olumsuz bir şey düşünmem. Ne güzel, özgüvenli ve düşündüğünü söyleyen biri der geçerim.

öncellikle kimseyi kolay kadın diye yaftalamam. taktik veya tabu bir öyle bir böyle oynayan kadına göre açık sözlü olanı takdir ederim.

Aslinda cok kotu bir dusunce bicimi ama cehalet iste. Oyle bir erkekten zaten uzak durun. O erkekler kendileri gibi cahil kadinlarla eslesiyorlar zaten.

yok ya ne alakası, çok saçmalamaca

Kesinlikle demem. Hem ne ilgisi var?

Tanıştığımız saat yattım, kolay kadın mıyım falan diyeceksin sandım. Bence bu durumu kafaya takman garip. Birinden hoşlanıp söylemenin kime ne zararı olsun. Hoşlandığını belirten erkek de kolay erkek mi oluyor

aynı tipler yüz vermeyince de "kezban" diyor. ee kimlere normal diyor bu davarlar?

18 yaşındaysa denmez.

18 yaşından büyükse "oha 2 ay beklemek ne?" denir.

reddedince kolay ve rahat, kabul edince gerçek aşk mı oluyor şimdi anlamadım.
ya da anladım da neyse.

kısmen doğru zira kolay kadın demek hafif kalır.

kesin yolludur gözüyle bakarız. genel olarak da öyle bakarlar. akşam yemeğe davet ederim gece de yatağa atarım şeklinde de düşünürüz genelde.

ve yanılmayız.

kadının kezbanı hadi bi nebze de erkeğin kezbanı hiç çekilmiyor ha tam öküz.

Muhafazakar arkadaslarim bile o sekilde yaftalamaz. Ne ayip lan.

2 ayda evlenen insanlar var yahu. ki bırak 2 ayı 2 günde de etkilenebilirsin.

ben bana direkt açılan kadınlara "kolay kadın" (bu da neyse amk) gözüyle bakmak bir yana, saygı duydum hep ve eğer bir ihtimal varsa şans verdim hep.

İnsan iki ayda kara sevdaya bile tutulabilir. Karşısındaki insanda farklı bir şey görmüştür ya da kendisini tamamladığını hissetmiştir. Her önüne gelene aynı şeyleri hissedecek diye bir şey yok. Böyle şeyler düşünen erkekler var maalesef, uzak durmak en iyisi. Çok gereksiz ve boş insanlar.

youtu.be ^^

Benim şahsi sınırım 1 sene, öncesinde olursa hafif gözüyle bakıyorum.

eleman zengin, yakışıklı falansa karaktersiz olması normal. cinsellige kolay ulaşım, onları nadiren seçici, çoğu zaman ise ölücü yapıyor.

"kolay kadın" süreyle ölçülebilecek bir olgu değil. uzun bir süre 2 ay bu arada.

İngilizceni geliştirip diğer yandan almanca da kasarak almanyada ya da diğer alternatif ülkelerde yl kabulü alıp okumaya bak ve oradan iş bul derim ben. Türkiyede sektör bitmiş

akademisyen olmak istemiyorsan lisans sonrası hemen yüksek lisans yapmak vakit kaybı. yurtdışı istiyorsan bence en temiz yolu bir an önce iş hayatına atılmak. deneyim kazandıktan sonra bu saydığın ülkelere göçebilirsin. akademik alanda ilerleyip yurtdışına gitmek daha uzun bir süreç. yüksek lisans yapacaksın, doktoraya kabul alacaksın, doktoranı yapacaksın, sonra post-doc yapacaksın, bu sefer öğretim görevlisi olarak iş arayacaksın. akademisyen olmak gibi bir hayalin yoksa uzun iş ve tüm bunları yaparken ucu ucuna geçineceksin. iş hayatı kolay değil elbette ama en azından basamak atlamak için akademideki gibi 10 yıl beklemen gerekmiyor.

Böyle bir program var, bir düşünün derim.

www.avusturalyakonsoloslugu.com

-Sağa sola iş başvurusu yapmaya başla. Kariyer,eleman gibi sitelerde mutlaka profil oluşturup mesleğin ve yapmak istediğin işle ilgili her yere başvuru yap. Orta ve küçük ölçekli firmaların info adreslerini bulup özgeçmişini yolla. Zaten çok büyük ihtimalle dönüş alman ve işe başlaman en iyi ihtimalle 3-4 ayı bulacak.

-Bu süreci boş geçirme. Sana avantaj sağlayacak yazılımları mutlaka öğren. Bir makina mühendisi olarak matlab/simulink ve ansys gibi yazılımları en azından orta seviyede kullanabiliyor olman lazım. Catia/solidworks gibi yazılımları bildiğini varsayıyorum.

-İngilizceni mutlaka geliştir.

Yeni mezun biri olarak bunların dışında yapabileceğin çok fazla şey yok. Bol şans.

@xportant Katıldığım ve katılmadığım noktalar var. Stajlarımı son derece efektif olarak ve isteyerek yaptım. Staj yaptığım firmadaki çalıştığım hemen herkes benimle çalışmak istedi fakat hem pozisyon olarak hem de benim o sektöre çok sıcak bakmamamdan dolayı olmadı. Aşırı iyiyim gibi bir sonuç çıkarmıyorum sadece çalışma azmim iyidir ondan bahsediyorum.
Mezun olur olmaz gelişmiş ülkelerde çalışmak gibi bir hayalim yok. Önce iş tecrübesi kazanmak istiyorum. Yüksek lisans için hevesli ve istekliyim. Fakat akademiden ziyade uzmanlaşmak ve sektöre hazırlık için istiyorum. Ama bunu da zaman kaybı olarak görenler var.

@hayley bölümümde lisans mezunu enflasyonu olduğu için master yapmayı iş bulma açısından ve uzmanlaşma açısından faydalı olabilir diye düşündüm.

amac yurtdisi ise onceligin dil olmali. bir yandan is bulabilirsen calis tabii ama ortadogu tecrubesinin bahsettigin ulkelerde bir gecerliligi yok.

yurtdisina cikmanin en kolay yolu yuksek yapmak, bir yandan dil calisirken biir yandan yurtdisindaki master programlarina basvurabilirsin. ortalaman zaten yuksek degil, herkesin gitmek istedigi okullardan/sehirlerden uzak dur, kenarda kosedeki yerlere basvur, birinden kabul gelirse ziplarsin.

gocmenlik icin kanada/avustralya daha avantajli tabiiki, tutunmasi daha kolay. avrupayi bilmiyorum.

ben yüksek lisans mezunuyum. 150'ine aşkın ilana başvurdum, 2-3 aydır iş arıyorum ve sadece bir mülakata girdim o da sırf referansım olduğu için. türkiye'de iş hayatının baktığı en son şey yüksek lisans.

bazı iş ilanları yüksek lisans ya da doktora öğrencisi arıyor onlarda şansın olabilir ama çok az ilan var öyle

havacilik muhendisiyim, makineden doktoram var. su devirde turkiye'de odtu mezunlari bile cok rahat is bulamiyor. 10 yildan fazla tecrubesi olan odtulu makinaci arkadas 8 aydir issiz. becerebiliyorsan, it alaninda kendini gelistir sertifika topla, nere olursa olsun yukseklisans yap bu alanda tecrube edin ki yurtdisinda is bulma imkanin falza olsun..

ikinci bir yol, 2-3 yil calis biriktir, arabani sat bir yolunu bul. 2 yil idare edecek kadar birikim elde et avrupaya git. arabistanda calisip, oradan almanya'ya masteri gelen arkadas biliyorum. insaat muh. 1 yil almanca ogrenip, yuksek lisansini yapmisti ve kisa surede is buldu. ayni seyi amerikada da yapabilirsin. sabah aksam otur ingilizce-almanca hedefine gore calis..

satış pozisyonlarına yönel. 3 kuruş maaşla işe başla. dil öğren, it gibi çalış hızlı yüksel.

3 yıl sık dişini.

Vizeniz varsa sorun olmaz. En fazla girişteki memur bir şeyden kıllanıp sorarsa diye davet mektubu yanınızda olsun yeter.

Sorun olmaz.

17-23 arasinda nerede kalacaginizi sorabilir passaport polisi. 17-22 arasi otel rezervasyonu varsa son gece nerede kalacagini da sorabilir. onun disinda davet mektubunu gostermene gerek yok

batı kısmında rusçanın pek tercih edilmediğini, hatta benimsenmediğini duymuştum. genç arkadaşlara yaklaştığınızda çoğunlukla ingilizce anlaşabiliyorsunuz. ama ukraynaca bilsem gişeden tren bileti işlemini çok daha kolay gerçekleştirebilirdim.

@traveller, birkaç günlüğüne gidiyorum demiş, birkaç gün içinde dememiş. Belki bir yıl sonra gidecek.

Gideceğin yere göre değişiyor bence biraz, bazı şehirlerinde rusça konuşuluyor baya. Şu son yıllarda patlak veren krizde Rusya ve AB destekçileri böyle coğrafi olarak keskin gibiydi baya.

america.aljazeera.com

Sağdaki şehirlere gideceksen Rusça öğrenirsen işine yarayabilir, soldakilere gideceksen de yine Rusça bilenler olur.

Rusça öğren. Triplere giriyorlar bazen biz ukraynalıyız falan diye, özellikle lvivdekiler çok yapıyor bunu ama hepsiyle gayet anlaşılıyor. Gençler zaten ingilizce biliyor.

Ben bunlara hepiniz caponsunuz lan işte diyorum, hepsi rus :D

turistsin sonuçta çat pat rusça konuştun diye turistik bölgelerde kimse öyle sana tavır almaz. birazcık bile öğrensen çok faydasını görürsün. en kötü ihtimalle kiril alfabesini öğrenmek bile rahatlık sağlıyor.

Yanina kar falan kalmaz, unutrsun gider. Kullanmaua devam etmezsen tabii.
Onun disinda evet, Rusca orada her yerde anlasabilirsin sikinti yasamazsin.

Bence İngilizce yeterli. Hiç sorun yaşamadım gittiğimde. Gideceğiniz şehirleri önceden biraz araştırırsanız, harita uygulamasını indirirseniz, bir de çevrimdışı harita olarak maps.me'yi indirirseniz kâfi.

rusça biliyor hepsi ama sen o kadar rusçayı öğrenebilir misin orası soru işareti. ukraynaca dediğin de rusçanın lehçesi gibi zaten çok fark yok.

Değil, muhtemelen şifre çalma amaçlı olta atmışlar.

LinkedIn kimlik ya da pasaport sormaz. Koşarak kaçın.

Fake hesap olarak birkaç kere şikayet edildiyse kimlik teyidi istiyor olabilirler. Facebook yapıyor bunu.

Ben bi siteye uyeyim verified olmam icin pasaport istemislerdi ben de gondermistim. Linkedin bilmiyorum.

@lordoz normal siteye girişimi yaptıktan sonra geliyor o sayfa, kapatamıyorsun da hiç bir şekilde, sitenin bizzat kendisinden yani
@cakabo fakelik bi durum yok ya, şu adam fake diye report edecek kadar işsizlik olmaz herhalde

standart bir prosedür diyor. muhtemelen linkedin'in koyduğu limiti aştın, onlar da gerçek hesap mısın kontrol etmek istemiş.

www.quora.com

linkedin kimlik sorar, facebook da soruyor bir hesabın gerçek kişiye ait olduğunu doğrulamak için sık sık. bot olduğundan şüphelenmiştir.

bilmeden bu kadar eminmiş gibi sallamayın bir de sormaz diye.

Ne kasiyorsun ki kapat yeniden ac

@acemi kullanıcı girişi yaptığımda otomatik o sayfa çıkıyor, sayfada başka hiç bir işlem yaptırmıyor ki. sıfırdan yeni hesap açsam, bu email kullanımda diyecek, başka maille tekrar üye olmaya çalışsam senin adında, senin bilgilerinle bir profil daha var, fake misin ispatla diyecek bu sefer

Mesela üniversitenin kendi özerk bir bütçesi olur, bu bütçe şu ankinden daha yüksek olur. Bu da eğitim kalitesini arttırır falan diye zorlayabiliriz.

İyi de ben Abd gibi düşük vergi ödenen bir ülkenin vatandaşı değilim. Hem maaşından çatır çutur kessinler hem de sosyal devlet anlayışından liberal devlet anlayışına geçelim. Madem liberal olacağız her şey özelleşecek, devlet de benden bu kadar vergi kesmeyecek.

herkes üniversite eğitimi almak zorunda değil. sen ücretsiz yaptığın zaman sanki herkes üniversiteye gidiyormuş gibi vergi alıyorsun. haksızlık.

Boş gezen +1

hayley'in söylediğinde doğruluk payı var gibi gelse de ülkenin eğitim seviyesini artırmak isteyen devlet yüksek öğretime de destek olmak zorunda. Tabii hem dünyanın vergisini keseceksin, hem eğitim kurumlarına değil diyanete aktaracaksın bu parayı, bu kafayla zor. Devletin eğitim kalitesini artırmak gibi bir hedefi olduğunu düşünmüyorum. Bizler devlete RAĞMEN çocuklarımızı okutmaya çalışıyoruz.

yetenekli ama yoksul insanların önü kesilsin, sadece parası olan azınlık iyi üniversitelere rahat girsin diye.

hayley +1

- universiteler arasi rekabet olacagindan verilen egitimin kalitesi artar
- rekabetten dolayi bilimsel icat bulus cikma ihtimali simdikinden kat be kat fazla olur
- sadece ulkedeki ogrencileri degil, baska ulkelerden de bu okullara girmek icin talep artar. ulkede verim artar. simdiki uni sistemi benim gozumde misil misil uyuyor. basarili dedigimiz universiteler odtu, bogazici gibi universitelerimiz aslinda o kadar da iyi degiller. turkiye'deki ozel universitelerden bazilari bu okullari sollamis durumda.
- okul ogrenciye daha fazla olanak/secenek sunar.

üniversite eğitimi paralı olmalı diyenlerden biri de Baskın Oran'dı. O zaman çok tartışılmıştı hatta Baskın Oran'ın bu (bence yersiz) çıkışı.

arşivler uçmuş.
www.kisa.link

Caydırıcı olur, lisans bitirmenin bir özelliği olur, şu anki haliyle liseden farksız, zaten herkes girip okuyabiliyor, üstelik önemli bölümlerin itibarını da düşürüyor bu. Misal tarih, antropoloji. Ya da akademisyen olmazsan hiçbir iş karşılığı olmayan bölümler, işin öğrenme kısmında dahi olmayan "abi üniversite hayatını yaşamak lazım yaaa"cilar ile doluyor vb.

Paralı olursa zaten o düzeydeki tipler "abi o kadar parayı okula verecegime araba alırım" vs. der kalite yükselir.

geçen gün kullandım,
yaklaşık 200km'de 100tl yaktı. 100'e kadar çevik ama 100'den sonra motor kaldırmıyor fazla belli ki şehir içi için tasarlanmış.
bana kalırsa uzun yol yapılmaz bir megane, octavia, toledo'dan fazla yoruyor.

200 km de 100 tl yakmaz o motor.

200 km'de 100 tl yaktırmayı başarırsanız o arabaya ben size aynı arabadan hediye edeceğim.

sorunun cevabı: bu araçlar dci motorun az yakmasıyla ilgili çok popüler. dizel enjektörler zamanla aşınacak ve değiştireceksiniz mecbur. bunu bir bakım olarak düşünün. yapılması gerekiyor. ben kullandığım dönemde sorun yaşamamıştım. ayrıca cebimi de korumuştu.

taş gibi arabadır ve piyasası vardır. renault türkiye şartları için mükemmel arabalar üretiyor.

200km'de 100TL yakan arkadaş araba kullanım alışkanlıklarını ciddi olarak gözden geçirmeli.

Reno markasının kötü bir imajı falan yok ki, aksine inanılmaz popüler. Dizel demişsin peynir ekmek gibi satılıyor. 1.5 dci motorlu fluence kullandım bir süre, inanılmaz az yakıyordu, bir depoyla 900 km gidebiliyorsun. Bence gayet alınabilir bir araç.

Daha eski model benzinli modelinin içinde bulunmuştum çokça. O zaman pek sevmemiştim. 2017 model dizel kullanınca fikrim değişti. Çok seri olması hoşuma gitti. İç mekan da güzel. Tek sıkıntı arkanın küçüklüğü. Aile değilseniz alınır.

çok ayrıntılı bilmiyorum ama renault clio 4 dizel var bende. sanırım 1.5 dci 2015 model olması lazım. 50k km yaptım. öncelikle çok az yakıyor. ben biraz hızlı kullanıyorum 5.5 lt/100 km yakıyor ama dikkatli olunuyorsa 4.5-5 lt/100 km yakar. 4 altına kasanlar filan var youtube'dan bakabilirsin.

genel olarak uzun yola alışığım ama bu araçla 25 kere ankara-istanbul, 4-5 kere ankara-datça/ege kasabaları yaptım, 5 kere kartalkaya ve kartape'ye çıktım ve hiçbir problemle karşılaşmadım. araba küçük olduğu için rüzgarlı havalarda yüksek süratlerde biraz yoruyor sadece.

otoyolda filan 150-160 km/saatte kullandığımda bir performans düşüklüğü yaşatmadı. nadiren uzun yolda 5. viteste 95-100 km/saatte giderken bir çekim problemi hissediyorum, ileride nolur bilemem.

önü filan iyi 1.85 cm 100 kilo olmama rağmen rahat ediyorum ama arka kısmı çok dar. 4 kişilik aile arabası kesinlikle değil. aile arabası diye alınmadığı takdirde şahsen tavsiye ederim. küçük araba olduğu için şehir içinde bile çok rahatlık. babamın passat'ı kullanırken artık çekiniyorum bir yere çarpıcam diye.

200 km'de gerçekten 100 tl'lik yakıt yaktıysa o araba her an tutuşabilir.

Attığınız mesajların ekran görüntüsünü alın ve hiç ulaşamazsanız şikayet edin.

Türkiye'de akademisyenlerin maalesef bir kısmı böyle. benzer bir şey arkadaşımın başına geldi. tez savunmasından 1 ay önce tezi jüriye gönderiyor. jüri biz bunu okuyamadık ya diye sanki tezi sunmuş da olmamış gibi çocuğu bırakıp 3 ay uzatma veriyorlar.

intihal taramasını illa hocanın mı yapması lazım? enstitünün verdiği siteye girip taramayı ben kendim yapmıştım mesela. (taramayı yapıp enstitüye mail atmak şeklinde) böyle bir olanak var mı diye bakabilirsiniz veya enstitü ile konuşabilirsiniz, çünkü bu tarama olayı 2 dakikalık bir şey. bölüm sekreterliği veya bölüm başkanına da gidilebilir. telefon veya mail ile halletmeye çalışmayıp bizzat okulda görüşürseniz sonuçlanır diye düşünüyorum. muhtemelen hocanın turnitin hesabına bile gerek yok, bölümden herhangi bir hocanın hesabından taratsanız bile olacak bir konu bu çünkü.

@hayley williams ile evlenecek genc, yarın sabah enstitü sekreterliğine gidip dediğin gibi halletmeye çalışacağım. bakalım nasıl üstesinden geleceğiz. valla hayatı zorlaştırmak için ellerinden geleni yapıyorlar.

this thesis veya our research diyebilirsin.

Makalelerde genelde in this study yazılır

Polonya, krakow.

prestij açısından üniversiteler dandik önce onu söyliyim.
hochschule bremen

Ank uni mezunuyum. İlk donem vilnius'ta erasmus yaptim. İkinci donem kiz arkadasimin yanina ispanya'ya gectim, orada yasadim. (o da jaen'de okuyordu) Litvanya'ya gidersen dunyanin en guzel kizlarini gorursun, egitim iyi ama cok cok iyi degil. İspanyolca yoksa ispanya zor olur. Polonyali oda arkadasim okumak icin Litvanya'ya gelmisti, diger bircok polonyalinin yaptigi gibi. Yunanistani da geciyorum direk. Finlandiya ya da italya diyorum. hicbirine gitmemektense herhangi bir yere git. Erasmus'a git yeter ki.

açıkçası bu saydıklarının akademik anlamda bir ağırlığı yok. ispanya'da ispanyolca, finlandiya'da fince olmadan staj bulman çok zor onları eliyorum. kurun artması ama polonya'nın ucuzluğundan polonya çok popüler bu aralar, çok fazla türk gidiyor, o yüzden önermem. yunanistan ve italya zaten dibimiz gitmeye gerek var mı? vilnius'a ve litvanya'ya erasmus'a gidip de pişman olanı görmedim, tercihim vilnius olurdu.

michigan state fena değil, iyi diye biliyorum, diğerini hiç duymadım. hangi bölümden kabul aldın? doktora olduğu için bence kabul edildiğin bölümdeki hocaların çalışmalarına göz atman daha uygun olur. hangisi sana daha ilgi çekici geliyorsa, hangi bölümün fakültesi daha prestijliyse, hangisi daha çok araştırmaya önem veriyorsa ona yönelmen daha mantıklı. 3-4 yıl sonra nasıl bir doktora çalışması yapmak istiyorsun, kimlerle birlikte yapmak istiyorsun bunları belirlersen seçimi yapmak daha kolay olur.

aşağıdaki sitelerden de fikir edinebilirsin.

www.topuniversities.com
www.topuniversities.com

"Contestants and Artists shall perform the songs live on stage, accompanied by a recorded backing-track only (without live instruments). The Backing track shall contain no vocals of any kind or any vocal imitations aiming at replacing or assisting the live/original voice of the Contestant(s) […].The Host Broadcaster and the ESC Executive Supervisor shall verify respect for this rule."

yasak diyor.

hiçbiri, illa seçmek gerekirse estonya.

finlandiya çok pahalıymış estonya daha uygun diye duydum.

estonya iyidir, teknoloji, yazılım alanlarında da gelişmiş.

Vilnius'da erasmus yaptım. Eğitim sistem ve kaliteleri gayet iyiydi. Ozellikle ogrenmek istedigin birsey olursa ozelden yazabilirsin. Riga'da da bulundum.

sorun olur, aynı mallığı ben yapmıştım. boğaziçi yüksek lisansta sistem ders döneminde ders seçmezsen ekleme/bırakmada ders seçmene izin vermiyor. (nedense lisansta izin veriyor ama)

Benim okul gecerli bir mazeret istiyor. Yonetmelige gore degisir.

peki reject edilirsem?

ondan emin değilim ama tahminim danışmanın programını reddederse mantıken add/dropta ders seçebilmen lazım. elinden başka bir şey gelmiyor çünkü.

benim durumumda ben ingiltere'de olduğum için ders seçme dönemini kaçırmıştım. nasıl olsa add dropta eklerim diye düşünüyordum. baktım izin vermiyor. sonra dersini almak istediğim hocalardan imza toplayıp dersleri almak istediğine dair bir dilekçe yazdım. sonra kurul toplanıp kabul edilince dersler yüklenmişti.

ben nasıl olsa bişey seçmezsem reject edilir diye rahattım ama olmamak lazım sanırım :)
teşekkürler

hiç normal değil, yani millet hasta olup gelmezse sen işini düzgün yapmamış mı olacaksın? sağlık sistemi için çok yanlış bir bakış açısı.

Merak ettim de sigorta yapmayacaklar mı pekiyi?

Sağlık sektöründe değilim o yüzden net konuşamıyorum (Sağlık için sektör ne kadar itici bir kelime) ama ben çok iyi bulmadım bu tekliflerini onların.

Yaklaşık 2 sene hastanede çalıştım, tam olarak göreviniz nedir bilmiyorum (doktor, psikolog ya da fizyoterapist olmaya göre değişebiliyor bu), hak edişle çalışıp çalışmadığınızı da bilmek gerekli. Biraz daha spesifik bilgi verirseniz yardımcı olabileceğimi düşünüyorum.

bir özel hastane yetkili abisinden teyit ettirdim.

Maaş + prim

ayrıca hazır hastası yoksa veya hastane marka bir hastane değilse zarar eder hiç o işe girmesi dedi.

öyle oldu/giderek oluyor şu anda maalesef
1. sınıf olmayan özel hastanelerde sıkıntı çok
sana diyecekler işte şu kadar tane test iste bu kadar radyoloji iste şu kadar biopsi aldır -artık branşına göre
bildiğin ilaç reprezantları gibi kotaların olacak
millet zaten hasta olup geliyor bunların performans dedikleri bu kotaları doldurmak.

yalnız diyetisyen, psikolog filansan sektörde işler iyice b.a sarmış demektir.

Istedigin sehirde yasamana engel oluyorsa birak gitsin. Bir de mezun olunca is bulmana yardimci olacak mi? Yoksa birak gitsin X 2

1 yıl daha okuyup mezun olmak varken 5 yıllık çabanı hiçe sayıp okulu bırakmak yapabileceğin en saçma şey olur herhalde.

Bölüm ne?

(git: 1336404) Geçen biri sordu benzerini. Mühendislik okuduğu için ve 2 sene içinde bitirme şansı olduğu için ben dahil çoğu kişi bırakmamasını önerdi.

Ben bırakmak istediğimde 4. senemdi ve 2-3 karışık derslerim vardı. 5te bitmeyeceği kesindi. Bana ailem ve çevrem bırakmamam konusunda öğüt verdiler. Üniversitenin formalite olduğunu, başka bölümde de aynı sorunlar olduğunu söylediler. Ben o yaştan sonra bırakmak ve yeni bir okula başlayıp derslere girmek zor geldiği için bırakmadım aslında.

Şuan oldukça mantıklı bir karar olduğunu görüyorum. Mühendislik yerine sıradan bir bölüm seçseydim iş bulmak ve yükselmek çok zor olurdu sanırım. Gerekirse 6'da değil 7'de bitsin. Eğer iyi bir bölümse bırakmayın.

Okulda 4.senemdeyim 1 2 3 sınıfın ilk dönemleri 5 akts hariç tamam 1 2 sınıfın 2.dönemlerinden tan toplam 41 akts dersim eksik bu halde bile umutla ilk günkü aşkla olaya sarıldım bu dönem kendimi yormadan 40 akts verdim diğer dönem çok rahat 45 vermeyi planlıyorum okulun e kadar uzadığı değil bunu farkettikten sonra ne kadar başarılı olduğun önemli insan gerçekten döngüyü bir yerde kırıyor ve okul o noktadan sonra bitiyor.

Okulu uzatacağım belli olduğunda zaten sevmiyorum bırakayım diye düşünmüştüm ben de. Fakat çalışmaya başladım, bir yandan da okula devam ettim. Çalışırken biraz ısındım işe ve derslere. İyi ki bitirmişim. Özel sektörde çalışacaksanız çoğu iş için diploma hiç önemli değil, ama yine de bir diploma olması iyi oluyor.

Tavsiyem mesleğinizle bağlantılı ve ilginizi çeken bir alanda part-time iş bulabiliyorsanız çalışıp bir yandan da okula devam etmeniz yönünde.

10 yıl tecrübeniz var 4 aylıkları belirtmek zorunda değilsiniz. 1 yıl boşluğunuz var ne yaptınız? dediklerinde aslında 2 yer ile anlaşma sağlamıştım fakat beklentiler birbrine uymadı, o yüzden cv de belirtme ihtiyacı duymadım deyip detaya girmeden konuyu kapatırsınız.

iş görüşme sürecinde vaat edilen imkanlar sağlanmadı, zaten o yüzden bir süre çabalamama rağmen kısa süre çalışıp ayrıldım tarzı bir şey de olabilir.

cvde yazma

bana kalırsa aynı seviyede ilerliyor.İlk sezondan beri keyifle izledim ben.Hastasıyım.

Valla ben de 3. Sezonda birakmistim. Biraz da clian murphy ve nick cave icin devam etmistim ama isleri buyutunce saçma geldi senorya bana nedense.

ilk sezonu çok sevmediysen bayabilir.

sarmıyor

valla ben sirf adrien brody icin o diziye basladim. sonra da biraktim.

sarmadi beni.

ben bitirdim......
3. sezon harikaydı......
4 sıkıcıydı......
bence izlemeye değer......

tüm sezonları birbirine benzer. sevmediysen devam etme.

Ders hangi yarı yıla ait ise o dönemde alınır. İkinci dönemin dersini ilk dönem alamazsın

bizde irreguler ders açılmıyo o yüzden 2 nin 2 sini okuyosan anca 3ün 2 sinden ders alabilirsin. okulda irreguler ders aciliyosa ve almak istedigin ders önşartlı ders degilse ve notun belirli bi seviyenin üstüyse alabilirsin. benim tavsiyem dönem icimde kolay dersleri üstten almak daha iyi oluyo. yazın açılırsa zor dersleri alırsın. taktik kasmak lazım.

Bazı üniversitelerde dersler her dönem açılıyor. Öyleyse alabilir. Ama not ortalamasının durumuna göre alabileceğin kredi miktarı yönetmelikte yazar.

Üçüncü yarıyıl başından itibaren alt yarıyıllardaki bütün derslerini başaran ve AGNO’ları en az 3.00 ve üzerinde olan öğrenciler; akademik danışmanın onayı ile bu şartı sağladığı her yarıyıl için üst yarıyıllardan en fazla iki ders, AGNO’ları 3.50 ve üzerinde olan öğrenciler ise en fazla üç ders alabilirler.

Yani her dönem bunu tekrarlayabilir miyim?

ortalaman tuttuğu sürece açılan bir üst dönemdeki her dersi alabilirsin.

şimdi bu soru okuldan okuldan yönetmelikten yönetmeliğe göre değişir ama normal şartlarda ortalaman belirli bir seviyenin üstündeyse üstten ders alabilirsin. burada tek kısıt üstten alacağın dersin ön koşullarını yerine getirmen. mesela diferansiyel almak için önce calculus'ten geçmen lazım. bu tip bir kısıtlama yoksa sıkıntı olmaz. zaten üstten ders alma diye bir kavram olmasa odtü matematiği 3 yılda bitirmiş tarzı efsaneler doğmazdı. efsanelik kısmı vardır elbette ama bizzat 3.5 yılda bölümü bitiren arkadaşım var.

Transit vizenin amaci bu degil, 24 saat icin normal birlesik krallik vizesine basvurmalisiniz.

transit vize olmaz, öyle bir sistem yok. anca normal vizeye başvuracaksın o da değmez.

londradan 1 günde bir şey anlamazsın zaten normal ingiltere vizesi alman gerek

yazilmis zaten, transit vize ile havalimanindan disari cikamazsiniz

ingiltere en az 6 aylik vize veriyor, transit vize ile giris yapamayacaginiz yazilmis. cok pahali (6 aylik vize). 6 ay icinde tekrar gitmeyecekseniz bir gun icin kesinlikle degmez.

ingiltere vizesi standart 6 aylık çıkıyor ilk başvuruda ve 124 usd ücreti var. 1 gün için değmez yani arkadaşların dediği gibi. ayrıca gitmeniz ve belki de 15 günlük başka bir birleşik krallık programı yapmanız daha anlamlı olur.