Giriş
(3)

Şimdi biz ne düşünüyoruz. What can i do sometimes

mete kudur
Off, şu başlık atma olaylarını bi' türlü beceremiyorum. Neyse, hızlıca soruma geçeyim.Yanlış anımsamıyorsam, sözlükte ssg'nin ''milliyetçilik hastalıktır'' gibi bir yaklaşımı vardı. Şimdi entry aramaya üşendim.Şimdi yine son zamanlarda sözlükte aşırı artan bir ''devlet beka''sı ''vatan hainliği'' ol
Off, şu başlık atma olaylarını bi' türlü beceremiyorum. Neyse, hızlıca soruma geçeyim.

Yanlış anımsamıyorsam, sözlükte ssg'nin ''milliyetçilik hastalıktır'' gibi bir yaklaşımı vardı. Şimdi entry aramaya üşendim.

Şimdi yine son zamanlarda sözlükte aşırı artan bir ''devlet beka''sı ''vatan hainliği'' olayı var. Yani haklı haksız herhangi bir yaklaşımda refleks hep ''bu puştlar vatan haini'' tadında oluyor ve çok da fazla seyirci buluyor bu dil.

Yani sözlükte de vatan haini olmanız an meselesi ve bunu sadece belirli bir kitle yapmıyor. Misal kendisine atatürkçü diyen kitle de aynı refleksi gösterebilir, kendisine ''dinci'' denilen kitle de.

solcu diye adlandırılan insanlar daha çok ''ulusalcı''ya kaymış pozisyondalar.

benim ingilizcem çoook yetersiz olduğu için, ben bu durumun dünyada da benzer yaklaşımlarla trende geçtiğini düşünüyorum ama tabi okuma yapamadığım için tam da bilemiyorum. Dünyayı da izleyen arkadaşlarınız varsa onlar dünyada bunun aksi mi yoksa yanlısı mı bi' yükseliş var onu anlatabilir mi ?

bitti mi, bitmedi...

Bir de bunun dünya savaşları öncesinde ki politik akımla karşılaştırabilecek babayiğitler varsa onları da okumak isterim.


bitti mi ? asla,

konuyu neden ssg'ye getirdim, ssg'nin ya da 1.yüzden arkadaşlarının bu başlıklara yazdığına hiç denk gelmedim, herhangi bir refleks ya da tepkilerine de denk gelmedim. Oysa eskiden yazıyorlardı şimdi alternatif nickler mi kullanıyorlardır yoksa bu konudan vazgeçip-ümit kesip alternatif ilgi alanlarına mı yönelmişlerdir o konuda da fikirleriniz varsa yardırabilirsiniz.

Şu da ilgimi çekiyor, kökten karşı olduğun bir durum senin var ettiğin sözüm ona ''demokratik ve açık'' bir platformda tartışılırken senin bu tartışmaya katkı sağlamamanın temelinde ki fikir nedir sizce ?

bunu ssg'ye de bi' şekilde sorabilirim ama, onun fikirlerini değil genel yaklaşımı merak ediyorum(otelde bıçaklanan kadında olduğu gibi)

xoxo. bitti.
0
mete kudur
(24.03.18)
Ben sadece ABD'yi takip eden biri olarak ulusalcılığın ABD'de Trump sayesinde yükselişe geçtiğini görüyorum.

foreignpolicy.com

Sözlük'ü okumadığım için ssg'nin görüşlerini tam bilmiyorum ancak Sözlük genel olarak en başından beri çok sesliliğe önem veren bir ortam olduğu için ssg'nin bu çok sesliliğe zarar verebilecek her türlü düşüncenin karşısında olması gerekir. Milliyetçilik de bu ortamın bozulmasına neden olabilecek bir şey. Yani, Sözlük hiçbir zaman bir yazar grubunun malı ya da bir düşünce akımının kalesi olmadı. Sözlük'ü dışarıdan okuyan 3. bir kişinin farklı düşünceleri görebileceği bir yer oldu. Bugün bu durumun hâlâ devam ettiğini düşünüyorum. Dışarıdan bakan biri yine çok farklı görüşleri okuyabilir. Sadece yazar sayısı çok fazla olduğu için sanki hep bir kavga yaşanıyormuş, hep bir savaş varmış algısı oluşuyor. ssg de bu kadar fazla sayıdaki yazarın arasında sadece bir kişi artık. Eskisi gibi yazar sayısının az olduğu bir ortamda görüşlerin uzun uzun konuşulacağı bir ortam yok. Bu tamamen onun kendi eseri. Sözlük'ün durumu yüzünden yorum yapmıyordur eğer yapmıyorsa.
0
dissendium
(24.03.18)
aslında biz de birer hayvanız ve sürüler halinde yaşıyoruz. aynı kanı canı fikri paylaşsak da karşı gruba karşı kendimizi savunma veya agresif olma potansiyelimiz var. Devletler de, kitleleri en iyi yönlendiren şeyin milliyetçilik ve fanatizm olduğunu bildiği için bunu kullanıyorlar.

bu arada çok boş şeyler takip etmişsin ssgnin ne düşündüğünü kimin umrunda. sözlük mü demokratik? amk ne büyüttünüz gözünüzde şu sözlüğü, 10 sene geçti kaliteli zamanlarının üzerinden. şu an ünili ergen yuvası. 20 sayfa gezip de kim kaliteli bir entry girmiş diye arayacak vaktim yok maalesef. eskiden debe vardı onu da elimizden aldılar.
0
plastic_angel
(24.03.18)
ssg kaçtı gitti. amerikada para eziyor. yan hesaplardan yine girip yazıyordur arada.
ama ceza falan almamak icin kendini belli etmez. ertelenmiş cezası var çünkü.
0
herhaltibiliyoring
(24.03.18)
(3)

Erasmus

Lozturkmen
Merhablar almanya'ya erasmus yapmak istiyorum. Şöyle bir email geldi ama anlamlandiramadim. Nasil yani öğrencilerinden bos yer kalirsa yazin mi gideceğim anlayan yardimci olabilir mi?Dear Leyla, Thank you very much for your email. Since your University is not an official partner university of our fa
Merhablar almanya'ya erasmus yapmak istiyorum.
Şöyle bir email geldi ama anlamlandiramadim.
Nasil yani öğrencilerinden bos yer kalirsa yazin mi gideceğim anlayan yardimci olabilir mi?
Dear Leyla,

 

Thank you very much for your email. Since your University is not an official partner university of our faculty you would be coming as a so called “freemover”. That means we can only offer you a place if there are vacancies left after the students from our partner universities applied. During the semester holidays (from February – April and July – October) we generally don’t accept additional students. These periods are limited to term time because the Medical Faculty’s regular students need to complete their obligatory traineeships during the semester breaks when no academic teaching is provided.

Therefore, please send us your inquiry after the deadline of our partners:  December 15th for the summer term and June 15th for the winter term.

 
0
Lozturkmen
(24.03.18)
Aslinda almanya'da dil ogrenmek icin gitmek istiyorum ama burs da alayim bu donemde cok masrafli olmasin diye erasmus ile gitmek istiyorum. Erasmus olmasa da gitmeyi düşünüyorum yani ama freemover tam olarak nedir bilen?
0
🌸Lozturkmen
(24.03.18)
Free mover öğrenciler Erasmus gibi herhangi bir değişim programına bağlı olmayan öğrenciler. Burslardan genelde faydalanamıyorlar diye biliyorum. Oradaki tüm masraflarını kendin karşılamak zorundasın. Ayrıca ders saydırma konusunda sıkıntı yaşayabilirsin. Fakültenin anlaşmalı olduğu üniversitelere başvurmayı dene.
0
dissendium
(24.03.18)
aynen derslerin sayilmasi konusunda ders iceriklerinin karsilastirmali halini onceden kendi bolumunde onaylatman gerekebilir. aksi halde dondugun zaman o dersi kendi fakultendeki derse saydiramayabilirsin.
0
jedilance
(25.03.18)
(3)

Diş macunu seçimi

monogram
Selamlar,Diş macunu alırken nelere dikkat ediyorsunuz? Hangi faktörler tercihinizi etkiliyor? Teşekkürler
Selamlar,

Diş macunu alırken nelere dikkat ediyorsunuz? Hangi faktörler tercihinizi etkiliyor?

Teşekkürler
0
monogram
(24.03.18)
Colgate Optic White kullanıyorum bir süredir. Dişlere gözle görünür beyazlık versin yeter. Bir de ağız içini çok rahatsız etmemeli.
0
dissendium
(24.03.18)
tadı kötüyse faydası yüksektir diyerek paradontax kullanıyorum
0
sttc
(24.03.18)
Ekstra beyazlatma etkisi olan dis macunlari zararli diye duydugum icin onlari tercih etmiyorum. Benim icin en onemli faktor disimi fircaladiktan sonra agizda biraktigi his. Bazi dis macunlari yeteri kadar temizlik hissi vermiyor mesela, bazilari da agizda kotu bir tat birakiyor, bazilari ise asiri susatiyor. Bunlari cikarinca geriye fazla secenek kalmiyor zaten :)
0
cocuklugundan optum seni
(25.03.18)
(1)

şu çalan şarkının adı ne

error522
https://youtu.be/Dej8o2LEIzo?t=13m15s
0
error522
(23.03.18)
dissendium
(23.03.18)
(6)

Zor İngilizce gramer konularını nasıl öğrendiniz?

siyah giyen adam
Ezberlemekten ziyade mantığını kavrayıp öğrenme sürecinden bahsediyorum. Zorluk kişiden kişiye değişir ama mesela bana göre Passive'leri kavramak göze zor geliyor biraz. Cümle ortasındaki Wh'lı ifadeler - relative clouses-bile çantada keklik değil. Past perfect cont ya da future perfect conteninuns
Ezberlemekten ziyade mantığını kavrayıp öğrenme sürecinden bahsediyorum. Zorluk kişiden kişiye değişir ama mesela bana göre Passive'leri kavramak göze zor geliyor biraz. Cümle ortasındaki Wh'lı ifadeler - relative clouses-bile çantada keklik değil. Past perfect cont ya da future perfect conteninuns gibi konular da öyle.
0
siyah giyen adam
(23.03.18)
takip
0
hayati cozemeyen adam
(23.03.18)
Bol örnek lazım, ezber olmaz. İşin mantığını anlayıp uygulamak lazım. Ve tekrar söylüyorum. Bol soru çözümü veya örnek cümleler. Bazı konular dışında ezber gerekmez ki onlarda artık iyice haşır neşir olunca mantıkla yapılıyor.
0
Uncle Sam
(23.03.18)
Daha çok örnek gördükçe kafama oturdu benim ama buradaki sorun şu. Birçok öğrencinin Türkçe bilgisi çok zayıf. Yani adam Türkçedeki özneyi, yüklemi bilmiyor, bu yüzden İngilizce cümlelerin yapısına da tam hakim olamıyor. Bir öğrenci bir cümlenin öznesini, yüklemini bulduğu zaman relative clause konusunu anlamamasının imkanı yok. İngilizce öğrenen biri SVO sıralamasını kullanmaya başladığı zaman, bir anlamda İngilizce düşünmeye başladığı zaman o cümlelerin hepsi bir anda kuruluyor zaten.
0
dissendium
(23.03.18)
İngilizce bilen günlük olarak konuşan biri olarak söylediğin hiçbir şeyi bilmiyorum yani adlarını bilmiyorum. İngilizce ya da herhangi bir dil öyle hadi bugün passiveleri kavrayalım diye öğrenilmez bence. Pratik yaptıkça, dinledikçe, konuştukça, ya lan şu sözü ingilizce nasıl söylerim diye düşündükçe öğrenilir diye düşünüyorum nitekim ben böyle öğrendim.
0
bos gezenin bos ustasi
(23.03.18)
kitap okuyarak.
0
kuehles blondes
(23.03.18)
Herhangi bir gramatik yapıya dair bilinmesi gereken 3 temel şey vardır:

- form (Yani o gramatik yapının şekli, nasıl oluşturuldugu. Örneğin Present Perfect Tense= S+ has/have+ V3 formülü gibi)

- meaning

- function (söz konusu yapının işlevi/ o yapıyı nerede neyi ifade etmek için kullandıgımız bilgisi)

Bizde genelde olan şey "form"un ezberlenmesi/ezberletilmesi. Formun ezberi gerekli olabilir ancak bu tek başına yeterli değildir.

Ayrıca @dissendium +1500
Kendi diline vakıf olmayan birinin öğrenmesi daha zor (imkansız değil ama biraz daha zor). Temel dilbilgisi yeterli esasen; öyle aman aman ileri bir seviyeden söz etmiyorum.

Bir başka önemli nokta da öğrenmeye çalıştıgınız yapıyı (veya yeni bir sözcük bile olabilir) kendi kurdugunuz cümleler içinde kullanmanız. (Elbette güvenilir bir kaynaktan kontrol edilse iyi olur, kullandıgınız kitap/sözlük ve/veya bilen biri/hocanız gibi).
0
cymbelina
(24.03.18)
(43)

kaç kilosunuz? [anketimsi]

oddyseus
Boy, yaş, cinsiyet de eklerseniz sevinirim. eğer biliyorsanız yağ oranı da yazabilirsiniz.
Boy, yaş, cinsiyet de eklerseniz sevinirim. eğer biliyorsanız yağ oranı da yazabilirsiniz.
0
oddyseus
(22.03.18)
163,20,K,50
0
bloodymoon
(22.03.18)
70KG,172cm,32,E,%17
0
levpontryagin
(22.03.18)
64 - 178 32 e
0
misterturist
(22.03.18)
190 cm, 80 kg, 26 yaş, yağ bilmiyorum
0
nihilist at
(22.03.18)
75 kg, 1.75 m, 24yo, m
0
dissendium
(22.03.18)
168, 54, K
0
megalomaniac
(22.03.18)
178 cm, 94 kg, E
0
denizaya
(22.03.18)
171cm, 49kg, k, %13
0
sopiro
(22.03.18)
173-30-E 77Kg
0
qxgviper
(22.03.18)
178,68,e
0
biravekahve
(22.03.18)
178,80,e
8erden 16kilo hayalar ceker.
0
japon askeri
(22.03.18)
1.88
92
e
28
0
baldur2
(22.03.18)
181 cm
23 y
77 kg
Er.
0
ravenclaw
(22.03.18)
162, 27 yaş, 48 kg, k
0
mobydick
(22.03.18)
1.87
85 kilo, erkek
0
hayati cozemeyen adam
(22.03.18)
185 cm
80 kg
23 yaş (er)
0
valarmurgulis
(22.03.18)
73
174
E
%14
37
0
John Bloor
(22.03.18)
180 cm, 75 kg, %17 e
0
joooper
(22.03.18)
155 cm, 45 kg, 27k, yağ oranı bilmiyorum. duyurunun en kısası benim heralde ^^
0
elorelia
(22.03.18)
187cm,88kg,32,e.
0
mikahakkinen
(22.03.18)
162, 27, K, 49
0
111111
(22.03.18)
182,34,E,76.
0
dostlarorkestrasi
(22.03.18)
183 cm, 32, 89 kg, E..

not: son 1 senede feci kilo aldım. önceden 84 kiloydum :(
0
silah taciri
(22.03.18)
189/145/E/33
0
cleric
(22.03.18)
180 cm, 55 kg, 33k
0
chatrefhill
(22.03.18)
1.58, 29, K, 58kg :( , yagliyim : (
0
spoiled spoiler
(22.03.18)
167cm, 54kg, %16 yağ, 30 yaş, K
0
peggy
(22.03.18)
184 / 27 / E / Yağ oranım da %17 falandır herhalde

Edit: Kiloyu yazmamışım asdfg 76 kiloyum
0
chicha
(22.03.18)
183 cm, 62 kg, E, yaş 22
0
kilimanjaro
(22.03.18)
170
65
Yağ oranını şu an bilmiyorum haftaya diyetisyene gideceğim öğrenince güncellerim.

30 Kadın
0
mutekebbir
(22.03.18)
boy: 158
kilo:41 di en son bir kaç aydır tartılmayı bıraktım ama yine o civarlardayımdır. k
0
for day to break
(22.03.18)
78 - 177- E- 25 yağı bilmiyorum ama göbekim yok.
0
hemsta
(22.03.18)
1.75, 44, 21, k
0
tabirimekruh
(22.03.18)
180 cm, 85 kg, 27 yaş, E.
0
yirmisantim
(22.03.18)
46, 158, 26, k.
0
cabiday
(22.03.18)
39-40 kg :/

155 cm, 22 K
0
fleur du mal
(22.03.18)
185cm,78kg,E,%9
0
t joe
(22.03.18)
179, 24,80, göbeğime bakıp yağ oranım çok diyorum. e.
0
Apocalypse
(22.03.18)
83 kilo, 189, 27, erkek. Benim baskülün hesaplamasına göre bu sabah itibariyle %17,5 yağ oranım var. Az yemem lazım.
0
noluyo yaa
(22.03.18)
182cm, 92kg, 30 yaş, E
0
vassal
(22.03.18)
164 cm / 44 kg / 30K
0
i m cool with that
(22.03.18)
vay arkadaş 55 kilonun üzerinde kadın yok resmen.

kadın, 175 cm, 85 kg.
0
pokerface
(22.03.18)
güzel veritabanı oldu. kilo sorunu olan fazla kişi yok anlaşılan duyuruda.
0
🌸oddyseus
(23.03.18)
(11)

gpa için gece gündüz çalışmanın mantığı hakkında (ilginç hikaye)

tejeve
merhabalar.avrupa'nın dünya sıralamalarında en yukarılarda bulunan ekonomi okullarından birinde ekonomi ve işletme okuyorum.henüz birinci sınıfın ikinci dönemindeyim. bugün sınıf whatsapp grubunda insanlarla tartıştım, sizin de düşüncelerinizi almak istedim.burada direkt olarak ekonomiyle bağlantılı
merhabalar.

avrupa'nın dünya sıralamalarında en yukarılarda bulunan ekonomi okullarından birinde ekonomi ve işletme okuyorum.
henüz birinci sınıfın ikinci dönemindeyim.

bugün sınıf whatsapp grubunda insanlarla tartıştım, sizin de düşüncelerinizi almak istedim.

burada direkt olarak ekonomiyle bağlantılı olmayan, isminde ekonomi geçmeyen hiçbir seçmeli dersimiz yok.
ismi ekonomi'siz olsa bile dersi seçtiğinizde karşınıza yine bol formüllü bir makro çıkıyor.
derslerde hocalar gerçek anlamda bir insanın gündelik hayatta konuşacağı hızın iki katında konuşuyorlar ve 90 dakika boyunca durmaksızın anlatıp anlatıp cuma günü gösterdiği konuyu pazartesi günü sınavda yapmanızı bekliyorlar.

idareden bir kimsenin de bulunacağı genel toplantı gerçekleştirilecekmiş müfredat hakkında önerileri almak üzere, sınıf temsilcimiz fikirlerimizi sordu.
ben de bunları söyledim ve psikoloji, felsefe, edebiyat gibi derslerin de bulunması gerektiğini, aksi takdirde buna üniversite denemeyeceğini, eğer bu fırsatı sunmuyorlarsa okulun üniversite yerine "business school" olarak tanıtılması gerektiğini yazdım.

insanların öfkesi görmeye değerdi. bana burada böyle olduğunu, bunu herkesin bilerek geldiğini, madem öyle pek ala amerika'ya gidebilecek olduğumu söylediler. "psikoloji mi? lol, işlevsiz. psikoloji okusaydın" diyen oldu.

ciddi derecede rahatsız oldular yani, koca sınıfta da tek kişi çıkıp "adam haklı" diyemedi, yahut dememeyi tercih etti.

tahmin edebileceğiniz üzerine kampüs hayatına dair de en ufak bir etkinlik yok.
ne kulüp ne kantin ortamı ne seminer, dersten sonra kütüphane dışında kimse yok ki kampüste.
dersi biten alelacele evine/kütüphaneye geçiyor ki çalışabilsin.

yurtta birçok arkadaşımın gözlemlediği ve insanlarla da konuştuğumuz üzere öğünlerini bile en hızlı olacak şekilde sandviçle geçiştiriyor, geceleri dayanabildikleri minimum sürede uyuyorlar.
çok seri yürüyor, çok seri iş yapıyor, günden ders adına alabildikleri tüm verimi almaya gayret ediyorlar.
cv'ye yazmak için okul dışı bazı gönüllülük etkinliklerine isimlerini yazdırıyor, gitmeyince atılıyor, sonra olay çıkarıyorlar.
ortalamaları 30 üzerinden 28'se bütünlemeye giriyor; 30 olsun, hiç olmazsa 29 olsun diye noel tatillerini feda ediyorlar.

bu şekilde yaşanır mı? yaşanırsa ne motivasyonu ile yaşanır? bu şartlarda ortalama yüksek olunca uzun vadede kazanımlar ne olur, ortalama daha düşük olursa ne ile karşılaşılır?

böyle bir ortamda bana ne tavsiye edersiniz?

okul dışında kendimi geliştirme yoluna gitmemi söylerseniz ne şekilde yapabilirim?

"sen de öyle çalış, önemli gerçekten" derseniz bunun için ne önerirsiniz?

mevcut duruma yorumunuz nedir? çok teşekkürler.

buyrun sohbete
0
tejeve
(21.03.18)
Kapitalizm işte, onlar senden biraz daha yüksek maaşla kölelik yapacak, fark bu. Ha Avrupa'da çalıştıkları müddetçe beğenmedikleri Amerika'dakinden ya da bir dönerciden gene daha az kazanacaklar o da ayrı.
0
i was made for you
(21.03.18)
bugün babadan kalma mal mülk yoksa, gerçekten "zengin" kategorisine girebilmek yani o %2-3'lük azınlığa yaklaşabilmek için tek şansın bu tempoyla gençliğini, sağlığını ve daha bir sürü insani ihtiyacını geride bırakmak. o %2-3'lük dilime bunları yapsan da giremeyiz zaten, çünkü o azınlık dünyayı gerçekten yönetenler ve onları magazinde falan görmek bile mümkün değil. neyse, yani o grubun yanına yaklaşıp dünyanın nimetlerinden gerçekten faydalanmak istiyorsan buna mecbursun. başka yolu yok. karar ve seçim senin, ya gerçekten her şeyi yakıp okul arkadaşların gibi yaşayacak ve bol sıfırlı banka hesaplarının sayısını unutacaksın ya da arkanda bırakacaksın bunları, sevdiğin şeyleri yapıp sevdiğin gibi yaşayıp göçeceksin.
insanoğlunun çoğu treni 1950'lerde kaçırdı, o dönemde gerçekleşen sosyal hareketler bastırıldı ve para/güç/itibar creme de la creme tabakada kalmaya devam etti. devam da edecek. arkadaşlarının çoğu da bu arada elenecek, sayılarını bilmiyorum ama dönemin en iyi 5-10 kişisi kendi jetini alır ancak. diğerleri ya illegal/yarı-illegal işlere bulaşır ya da orta üst bir şirkette yönetici olur, illüzyon yaşamaya devam eder.
ha bi de, gerçekten seninle aynı fikirde değiller. ondan emin olabilirsin. destek çıkmayan kimse senden yana değil. umurlarında değil çünkü psikoloji, humanities, literature falan. bu adamlar ceo/gm falan olunca ik'daki stajyere best seller özetlerini çıkarttıran, toplantı yolunda giderken sesli kitap olarak dinleyip a okudum süper kitaptı ayağı yapan adamlar. edebiyat, felsefe falan doğrudan bu adamların cebindeki paraya katkı yapmadığı için tamamen ilgisiz ve saçmadır bu insanlar için.
0
fiach mchugh
(21.03.18)
Hocam üniversite dediğin dört yıl süreli bir eğitim. Bu süreci ne kadar kendi alanına harcarsan, mezun olduğunda şoka uğrama olasılığın o kadar azalıyor. Ben lisede sayısalcıydım. Yani bildiğimiz fen bilimleri alanı. Bana lisede dört yıl boyunca zorunlu edebiyat dersi anlattılar. Edebiyatım hep 5 geldi, edebiyata da ilgili bir insanım ama o zaman edebiyat görmeseydim ve yine fizik, kimya, matematik görseydim, üniversitede çok daha rahat edecektim. Ben mühendislik öğrencisiyim ve lisenin inanılmaz verimsiz geçtiğini düşünüyorum. Çünkü MEB sağ olsun saçma sapan müfredatlarla öğrencinin önüne "çorba" koyuyor. Üniversitede de böyle tepkilerin olması çok normal. Oradaki insanlar artık kendi alanlarını seçmiş, yetişkin kişiler. Bu insanlara seçmeli ders olarak psikoloji, felsefe dersleri verilebilir ama kesinlikle verilmesi gerekir diyemem. Arkadaşları bu açıdan haklı buldum. Sosyal ortam konusunda da seni haklı buldum ama her şeyin bir yeri var. Sosyalliği insan kendi yaratır. Bilmem kaç bin kişilik bir okulda herkesi bir olaya adapte edemezsin. İstersen okula her gün ünlü bir şarkıcı getir, o okulun yarısı o konseri izlemeyecektir. Ama sen kendi çevrenle üniversiteyi sosyal hale getirebilirsin. Ortalama konusunda da arkadaşların azimli olmasını anlıyorum. Mezun olduklarında gerçekten Avrupa'daki iyi bir okulda okudukları için çok iyi yerlere gelme şansları var.
0
dissendium
(21.03.18)
adderall nesline hoş geldin.

netflixte belgeselini yaptılar.
0
binder dandet
(21.03.18)
dissendium a katilmiyorum. lisede vs elbette diger disiplinlerden ders almak gerekli, bir fikrin olmasi gerekli ki hayata at gözlügüyle bakmayasin.


ayrica onlara economic psychology den bahset biraz istersen, decision making processlerden filan. bence istegini güzel argümanlarla desteklersen ve bir sekilde ekonomi ya da isletmeye baglarsan dikkate alabilirler gibime geliyor. ayrica öyle okul ortamlarindan filan nefret ederim, iyyy.
0
kuehles blondes
(21.03.18)
ya benim anlamadığım gerçekten kuehles blondes'ın da dile getirdiği gibi davranışsal ekonomi gibi alanları pas mı geçiyorlar? bu kadar harıl harıl kasınca ekonomi müfredatını 2 seneye bitirmez mi insan ya teorik açıdan? ilginç geldi.
bu arada sana katılmakla birlikte, psikoloji, felsefe, edebiyat gibi konularda kendi okumalarını yap varsa eğer şansın o bölümlerin temel derslerine veya klüplerine katır. zihini bu tip konularla ferahlatmak gerekiyor yoksa yemişim dünyanın %2'sini yani.
0
lucky strike
(21.03.18)
okul üç sene, üçüncü senenin bir dönemi zorunlu staj/exchange için ayrılmış. yani aslında ders görülen kısım iki buçuk sene, hemen hemen dediğiniz yere geliyor @lucky strike
0
🌸tejeve
(21.03.18)
bocconi mi bahsettiginiz yer?
0
meteonur
(21.03.18)
evet, bocconi @meteonur
0
🌸tejeve
(21.03.18)
Merhaba,

Derdini çok iyi anlıyorum ve haksızsın.

Haksızsın; çünkü okulu tercih ederken kişisel beklentilerini gözardı etmişsin. Ya da daha kötüsü, okul tercihi yaparken neye bulaştığını bilmeden gitmişsin. Tercih döneminde mutlaka ve mutlaka bölüm müfredatına bakıp, tek tek derslerin syllabus'larına ulaşmalıydın. Grup arkadaşların sana "burada böyle olduğunu, bunu herkesin bilerek geldiğini, madem öyle pek ala amerika'ya gidebilecek olduğumu söylediler" dediklerinde yerden göğe kadar haklılar. Senin istediğin, hayalini kurduğun eğitim ABD'de verilen "liberal arts" eksenli eğitim; yani öğrencinin her konuda bilgilendiği, geniş bir dünya görüşüne sahip olduğu, sonra uzmanlaşacağı alanı seçtiği eğitim anlayışı. Kimi bunu mantıklı bulur, kimi bulmaz. Kimi tercih eder, kimi etmez. Kimisi için bu daha veirmliyken kimisi için değildir ve görünen o ki sen ABD'deki üniversite eğitim sistemiyle çok daha mutlu olurmuşsun.

Önünde iki seçenek var:

1. dişini sıkıp mezun olacaksın.
2. abd'de okullara başvuracaksın.

Ne olursa olsun, önün açık olur umarım.
0
sen git ben geliyorum
(21.03.18)
turkiye'de ekonomi okumus, simdi de yurt disinda ekonomi masteri yapan birisi olarak ben de bu konuda yorum yapma ihtiyaci hissettim.

ekonomi disinda baska ders almama olayi hos degil haklisin ama akademisyen yetistirdigini dusunen ve bu zihniyetle hareket eden okullarda oluyor boyle. benim mezun oldugum universitede de benzer bir durum vardi. bir donem butun must dersleri restricted elective'ler ile ayni saate koymuslardi, secebilecegimiz tek ders advanced calculus kalmisti mesela. ama master ya da phd'ye devam edeceksen sana en yuksek marjinal faydayi saglayan dersler de ekonomi dersleri olacak, bunu unutma. diger alanlarda ders almadan da kendini gelistirebilirsin.

gpa icin gece gunduz calismak anlamsiz ama yapacak bir sey yok, iyi yerlerde rekabet de fazla oluyor. mezun olduktan sonra is hayatinda da akademide de karsilacasaksin bu rekabetle. alismaya calis sadece.

sen de oyle calis diyemeyiz burada sana. henuz cok erken ama ilerleyen zamanlarda kendine bir hedef belirleyip bu dogrultuda calis. seni ne mutlu edecekse o yonde ilerle, o adamlari belli ki yuksek gpa mutlu ediyor bu yuzden tatilini feda etmeye razi oluyor ama herkes icin boyle olmak zorunda degil.
0
cocuklugundan optum seni
(22.03.18)
(7)

sebepsiz yere sevmediginiz insanlar var mi?

piston aşağı indi
soruda anlam biraz bulanik oldu, hizlica ornege geceyim. bir arkadasim var; cocuk felaket donanimli, okuyor, arastiriyor, izliyor, genel kulturu, bilgisi, tarih ve siyaset bilgisi oldukca iyi. mizahtan anliyor, guldugu ve paylastigi seyler oldukca komik. gundemi takip ediyor, sozlugu biliyor, temiz,
soruda anlam biraz bulanik oldu, hizlica ornege geceyim. bir arkadasim var; cocuk felaket donanimli, okuyor, arastiriyor, izliyor, genel kulturu, bilgisi, tarih ve siyaset bilgisi oldukca iyi. mizahtan anliyor, guldugu ve paylastigi seyler oldukca komik. gundemi takip ediyor, sozlugu biliyor, temiz, guvenilir, akca pakca bir insan. fikir sordugun her konuya da gayet mantikli, bilimsel veriler isiginda guzel de cevaplar veriyor. sohbeti de guzel. ne guzel degil mi insanin etrafinda boyle insan olmasi?

gel gelelim ben elemana bir turlu isinamiyorum. yahu diyorum allah allah bende mi bir problem var acaba, onu da bulamiyorum. aramizda en kucuk bir ego savasi, en kucuk bir uste cikma cabasi da yok. birbirimizden faydalanma gibi, dedikodu gibi huylarimiz da yok. fark ediyorum ve anlamlandiramiyorum ki ben kendisini hic aramiyorum, yokmus gibi hayatima devam ediyorum. goruselim diyor, bulusalim diyor, isim olmadigi halde useniyorum. baskasi deyince gidiyorum mesela, ozunde ne kadar ayip. goruselim istegi de oyle bogucu degil bu arada, aradigi zaman telefonda mutlaka guluyoruz bi konuya. valla ben isin icinden cikamadim. bu arada yeni arkadasim falan da degil nereden baksan 10 senedir taniyorum. ama genel olarak ben uzakta duruyorum bir adim. buna da anlam veremiyorum. hemcinsine neden yapar boyle bir seyi insan? sizin de sebepsiz yere sevmediginiz insanlar var mi?

not: erkegim bu arada yanlis anlasilmasin :)
0
piston aşağı indi
(21.03.18)
Var, aynen anlattigin gibi hic sevmedigim birkac kisi var. sebep yok.
Sonra ben soguk soguk durunca selam vermemeye kadar gidiyor iki taraftan da :D
0
kuehles blondes
(21.03.18)
Onunla konuşmak seni yoruyor olabilir. Bir sohbette daldan dala atlayınca insan sıkılıyor. Bana göre en yakın arkadaşlarla bomboş muhabbetler bile yapılabilir. Siz böyle muhabbetler yapamadığınız için onu aramıyor olabilirsiniz. Ben de mesela buluşacağım arkadaşımla karı-kız, iş güç, futbol, basketbol, oyun, dersler, hayat gibi onlarca konuda boş muhabbet yapmak isterim. Kültür istesem bu iş için zaten binlerce kitap, dizi, film var. Beklenti meselesi aslında.

Ek olarak sevmediğim insanlar var tabii ki ama temelde hepsinin bir sebebi var.
0
dissendium
(21.03.18)
Sebepsiz sevmemek olmaz. Bu kadar üstün gördüğün biriyse belki bu yönü kaçınmana neden oluyordur.
0
harvey
(21.03.18)
bir türlü ısınamadığım birileri olabiliyor. bana hiçbir zararı hatta en ufak iletişimimiz bile olmamasına rağmen sevmemek sebepsiz sevmemekse öyle diyebiliriz. biraz önyargı ama genel olarak halini tavrını konuşmasını ne bileyim bakışını bile itici bulduğum, bu yüzden mesafeli olduğum ve sevmediğim insanlar oluyor.
0
aquarium
(21.03.18)
enerji.
0
eja
(21.03.18)
var, bir insan var hiçbir kötülüğünü görmedim, aramızda herhangi bir sorun yok ve kendisini sevmiyorum. herkese ısınmak zorunda olduğumu da sanmıyorum. kaç yıldır tanıdığımı bilmiyorum, 50 sene geçse de seveceğimi sanmam.
0
babilbaligi
(21.03.18)
Biraz üstüne gitsen o hislerin belki bulursun sebebini. Elbette kimse herkesi sebep yoksa sevmek zorunda değil ama vardır bir sebebi. Bulamaman da gayet olası. Ben şunu şu yüzden sevmiyorum dediklerimiz için de kim emin olabilir ki? Bunlar üstünde kontrolümüzün çok az olduğu neden öyle hissettiğimizi bilemeyeceğimiz haller. Bilemeyeceğimiz derken asla tam emin olamamaktan bahsediyorum yoksa bunun yine en sağlam kaynağı bizim hislerimiz. Birini x sebepten sevmediğine eminken bir gün birden beyninin senden sakladığı bir şey hissedersin, üstüne gidersin ve bambaşka bir sebep olduğuna ikna olursun. Bu da başka bir farkına varışla değişebilir. Çok kafayı takmamak lazım diye düşünüyorum.

Ben bir sebep bulamadığım zaman böyle durumlarda sebebini aramaya düşüyorum ve haksızlık etmemeye çalışıyorum.

Ego sıkıntısı yok diyorsun ama bu tespit etmesi kolay bir şey değil gerçekten. Bayağı araştırman lazım içeriyi, bütün hislerini alt üst edeceksin bakılmadık yer bırakmayacaksın ki o hissin sebebine dair bir şeyler bulabilesin.

Kıskanmışsın çatlaaa düzeyi youtube yorumları kadar da basit değil tabi olay.
0
Adramelekhh
(21.03.18)
(14)

cemre dusmesini ne sanirdiniz?

mayeskuel
ben boyle ramazan topu gibi bisey sanirdim. askerler tarafindan biseyle atmosfere nisan alip denize dusmesini beklemek sanirdim. gerci hala tam olarak ne oldugunu bilmiyorum ama bu anlattigim kadar sacma bisey olmadigina eminim. siz ne sanirdiniz?
ben boyle ramazan topu gibi bisey sanirdim. askerler tarafindan biseyle atmosfere nisan alip denize dusmesini beklemek sanirdim. gerci hala tam olarak ne oldugunu bilmiyorum ama bu anlattigim kadar sacma bisey olmadigina eminim. siz ne sanirdiniz?
0
mayeskuel
(21.03.18)
pxhere.com

Gerci hala ne oldugunu tam anlayabilmis degilim.
0
common of demons
(21.03.18)
Ben böcek sanırdım. Hatta etraftan cemre düşecek konuşmalarını duyduğum zaman dışarı çıktığımda ya kafama düşerse diye korkardım. Tabi ki küçükken :)
0
bego
(21.03.18)
En komiği bende galiba. Karpuz kabuğu.
0
voyager 1
(21.03.18)
göktaşı sanırdım.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(21.03.18)
çok çizgi film izlemekten benimki sanırım:D yuvarlak olan dünyaya bir damla su düşer ve her yer aynı anda ışıldayıp tekrar eski haline döner.
0
ferrarimizolaydisatardik
(21.03.18)
Ad aktarması. Bunu ilkokulda öğrendim. Düşme deyince cidden bir şey düşecek diye beklemeyi bıraktım.

İklim değişmesi, ılımak diye algılarım ben.
0
bir ileti paylastim
(21.03.18)
uzaydan toprağa, havaya ve suya taş düşüyor sanırdım. o taşı ilk bulan yetkililere bildiriyor ve "cemre suya düştü" gibi haberler öyle çıkıyor sanıyordum. hatta bahar geldiğinde etrafa bakardım hep cemre belki bizim buralara düşmüştür diye.
0
straight from the heart
(21.03.18)
Tenis topu büyüklüğünde sihirli bir alev topu gibi bir şey sanırdım ama nereye düştüğünü bilmiyordum. Bizim evde pek lafı geçmezdi. Dolmuştaki bir adamdan “Cemreler düştü artık. Havalar ısındı” dediğinde kafamda öyle alev topları canlandı. Tunak Tunak Tun klibinin başındaki gibi bir şeyler düştü sanıyordum.
youtu.be
0
aychovsky
(21.03.18)
çoğumuz top gibi bir şey olduğunda hemfikir olmuşuz çok ilginç. boyutlar farklı tabii. göktaşı ile tenis topu arasında bir skala.

ben de avuç büyüklüğünde yanarlı dönerli bir top düşüyor sanırdım küçükken.
0
godsparticle
(21.03.18)
Ben bir nesneye benzetmezdim. Gece yarısı herkes uyurken gerçekleşen gizemli bir olay gibi gelirdi bana.
0
dissendium
(21.03.18)
Alttan yediği rüzgarın etkisiyle beşik gibi sallana sallana, adeta ağır çekimde yere düşen beyaz bir tüy gibi davranan bir cisim.

Öğrenmemek için de yazılanları okumuyorum, kesin birisi doğrusunu yazmıştır.
0
onemoremile
(21.03.18)
Sihirli, parlak bir damlacık gibi bir şey. Geceleri düşer.
0
harvey
(21.03.18)
ben bişey sanmamıştım, kulağa o kadar saçma geliyordu ki gerçek olmadığını, soyut bir anlama sahip olduğunu anlamıştım. küçükken çok zekiymişim maşalla, büyüyünce geçti.
0
Bruce
(21.03.18)
sihirli bir damla +1
0
jamiro
(21.03.18)
(5)

Yeme Icme

hailtothethief
Elimizde bir adet erkek birey var 30 yasinda. Evinden surekli uzakta ve herhangi bir duzeni yok. Surekli disarda yemek yiyor. Evde yemek yapma gibi bir durum yok. MECBUREN disarda yiyecek. Ya da paketli ivir zivir alip evde otelde neyse tuketecek.Simdi bu arkadas "saglikli yasayacam ben sekeri neyim
Elimizde bir adet erkek birey var 30 yasinda. Evinden surekli uzakta ve herhangi bir duzeni yok. Surekli disarda yemek yiyor. Evde yemek yapma gibi bir durum yok. MECBUREN disarda yiyecek. Ya da paketli ivir zivir alip evde otelde neyse tuketecek.

Simdi bu arkadas "saglikli yasayacam ben sekeri neyim kesecem yarin spora basliyom" diye gaza geldi. Fakat sartlarina bakarak saglikli beslenmesinin mumkunati yok. Genelde gunde bir ogun yiyor oglenleri ama bu ara deli gibi gece acikmalari basladi eve giderken ciko piskevit cips falan gomuyor kendisi. Uc sorusu var:

Gunde tek ogun yiyecek olsaniz ve disarda veya paketlenmis bi sey yemek zorunda olsaniz ne tercih ederdiniz? Ton baligi, konserve garnitur, konserve misir vs falan gibi seyler doyuruyor mesela, ne kadar saglikli?

Cayi sekersiz iciyor, fakat pogaca kurabiye vs gibi seyler hizli doyurdugu zannedildigi icin cok tercih ediliyor. Bu arkadas tatli hastasi. Napsin da sekeri biraksin pit diye?

Gunde tek ogun aslinda soyle oluyor, su 16 8 beslenme bicimi gibi dusunun, bi iki saat boyuna biseyler atistiriyor tek ogunden sonra. Sizce bu saglikli mi, bi hafta on gun oncesine kadar bu yetiyorken on gundur geceleri TATLİ BULUN VURURUM HEPİNİZİ diye cemkirmesi normal mi?

Cevaplar icin simdiden tesekkur ediyor, uzattigi icin ozur diliyor :(

Boy 1.85 kilo 81, gereksiz bir gobek var eser miktarda bu arada.
0
hailtothethief
(21.03.18)
bende işten dolayı arkadaş gibi besleniyordum özellikle çok seyahat edince tek öğüne düşüyordu benimde ve genelde arada atıştırıyordum ama dışarıda da az çok düzgün beslenebilir. her restorantta- otelde en azından et-tavuk oluyor veya bakliyat-zeytinyağlı yemekler yapan her ilde restorantlar var :)

kahvaltı etmeye çalışsın bence böylelikle 2 öğün olur. otellerde kaldığında kahvaltı kolay iş.

şekeri bırakma tavsiyesi olan varsa bana da lazım :)
0
dilligaf
(21.03.18)
Sağlıklı beslenmek iyi şeyler yemek değil aslında. Kötü şeyler yememek de bir çeşit sağlıklı beslenme oluyor. Poğaça, bisküvi, cips gibi şeyleri yemeyi tamamen bırakacaksınız. Günde tek öğün yemek yenecekse hamburger yerine pilav, makarna, köfte, kuru fasulye, nohut gibi ev yemekleri tercih etmek daha iyi. Bunları nereden bulacağım diyorsanız ev yemekleri yapan bir yere gideceksiniz. Kısaca hem karbonhidrat, hem protein, hem de yağ içerikli bir yemek tercih etmeniz gerekiyor. Ton balığı falan gibi şeyleri salata ile yiyebilirsiniz. Şekeri şekerli ürün almayarak bırakabilirsiniz. Ben de kola içmemeye çalışıyorum. Eve kola almamaya çalışıyoruz genelde. Evde olmayınca içmiyorsun. Bu da öyle.
0
dissendium
(21.03.18)
iki öğüne çıkarmaya çalışmanız lazım ve paketli bütün gıdaları bir kenara koyup et, tavuk, balık ızgara vs yemeye başlamanız lazım acilen. paketli hiçbir gıda sağlıklı olamaz.(diyet bisküviler dahil)

şekeri bırakmada en en en en iyi yardımcı et suyu haberiniz olsun.(denendi kanıtlandı) Evde yapmaya gerek yok, yeni yeni ülkemizde de hazır et suları satılamaya başlandı.(limon sıkıp tuz atıp lük lük içebilirsiniz)

ayrıca fed up, that sugar film gibi belgeseller izleyerek mental iradeyi sağlamlaştırmanız yararınıza olacaktır.

ha bu arada illa ben bir şey atıştırıcam diyorsanız, fındık,fıstık, ceviz vs. gibi kuruyemişler elinizin altında dursun ama onları da çok yemeyin biraz fazla kalorililer.

bir de ton balığı yerken haftada 2 kezden fazla yemeyin çünkü ton balığı maalesef cıva içeriyor.
0
narudocko
(21.03.18)
Mutlaka kahvalti yap icinde yumurta olan. Oglen corba- salata veya sulu yemek vs. gibi birsey yiyeceksin abicim maksimum 1 dilim ekmekle. Aksama kadar da 8-10 adet kuruyemis atistirabilirsin. Aksam da diyelim disarda yiyeceksen tavuk sis vs. soyle. yemegi de 7, en gec 8'de ye. Calisma duzenin nasil bilmiyorum ama 11-11:30 gibi yatarsan gece acikmasi diye birsey olmaz. Zaten isin gerektirmiyorsa gece 2'lere kadar durmanin manasi yok. Bir de zaten o yedigin paketli ivir zivir seni aciktiriyor. Sigarayi birakir gibi birakacaksin. 1 hafta dayan, bak nasil kurtuluyorsun. Hem canin cekmiyor, hem de her seyin tadi cok asiri sekerli geliyor

Bence kilo sorunun yok. O eser miktarda gobek gitmiyor hocam. Bak ben mesela 1.88 boy 107 kiloyum oradan obezmisim gibi gorunuyor ama alakasi yok ben de dahil herkes sasiriyor, kemiklerim mi iri nedir. doktora gittim o da sasirdi soyle bana bakti, elindeki vki listesine bakti "gayet iyisin bosver bu metrik seyleri" dedi :)))
0
dougsampson
(21.03.18)
Sabahları poğaça aldığı pastanelere sorsun, mutlaka haşlanmış yumurta satarlar. simit, peynir ve haşlanmış yumurta hayatını değiştirecek... sabah güzel başlarsa günün devamı daha kaliteli geçiyor.
190, 82 birisi olarak söylüyorum ki bir ayda hem spor yaptım (haftada 1-2, salonda fitness), hem de sabahları yumurta yedim. başka hiç bir değişiklik yok. ölçümlerde kas oranı 1 kg artmış, 200 gr yağ vermişim, hafif göbek yerli yerinde duruyor.
0
cliquot
(21.03.18)
(10)

ekg'ye para verecek miyim ve siyami ersek'in acil girişi ne tarafta?

duyuru
sigortalı çalışanım. aile hekimim siyami ersek'in aciline git ekg çektir dedi. bunun için para verecek miyim gidince? ayrıca bu işlem ne kadar sürer, soyunup koşacak mıyım nedir? acile gidip beni aile hekimim gönderdi ekg çektiricem deyince oluyor mu öyle? doktor böyle söylememi söyledi çünkü.ayrıca
sigortalı çalışanım. aile hekimim siyami ersek'in aciline git ekg çektir dedi. bunun için para verecek miyim gidince? ayrıca bu işlem ne kadar sürer, soyunup koşacak mıyım nedir? acile gidip beni aile hekimim gönderdi ekg çektiricem deyince oluyor mu öyle? doktor böyle söylememi söyledi çünkü.

ayrıca siyami ersek'in acil girişi marmara üniversitesi tarafında mı yokse maramaray/karacaahmet tarafında mı?
0
duyuru
(20.03.18)
Koşmalı olan efor testi. EKG'de bir yere uzanıyorsun ve birkaç dakika sürüyor. Acil serviste triyaj uygulaması olduğu için oranın yoğunluğuna bağlı olarak beklersin. Sigortalı isen para ödemezsin büyük ihtimalle.
0
dissendium
(20.03.18)
ekg için ücret alınmaz ama bu şekilde acile başvurunca yeşil alan kaydı açarlar muhtemelen. o durumda da ileride eczaneden ilaç alırken muayene ücreti çıkar 8-10 lira. ekg 5 dk'lık iş, eforlu ekg istenmediyse koşma falan yok. yatacaksınız şöyle bir olay: www.umutdiyaliz.com

google'dan aratırsanız videoları da vardır.
0
nrmnm
(20.03.18)
bi de bu işlem sonucu hemen belli oluyor mu, sonucu başka bi doktora mı götürmem gerekecek sonra yoksa her şey orda olup bitecek mi?
0
🌸duyuru
(20.03.18)
EKG'yi aile hekimi istemiş sizden. Ona göstermeyecek misiniz? Normalde devlet hastanelerinde EKG çıktısını hastaya veriyorlar hemen. Acil serviste muayene olmak istiyorsanız oradaki doktor bakar zaten.
0
dissendium
(20.03.18)
yani bilmiyorum ki aile hekimleri anlıyor mu ondan. hiç getir bana filan da demedi. git bi ekg çektir dedi. neyse bakalım orda sorarım olmazsa.
0
🌸duyuru
(20.03.18)
Git bir EKG çektir dediyse kardiyolojiye muayene ol demek istemiştir. Ciddi bir şikayetiniz yoksa MHRS'den kardiyolojiye randevu alın ve normal hastaneye gidin acil servise gitmek yerine. O zaman direkt kardiyolog muayene etmiş olur.
0
dissendium
(20.03.18)
aile hekimiz ekg çektir gel mi dedi yoksa sizi siyami ersek'e mi yönlendirdi?

her doktor ekg'den anlar az çok ama daha çok acil ve kardiyoloji hekimlerinin işidir tabi. bir sorun varsa orada gerekli yönlendirmeleri yaparlar zaten.
0
nrmnm
(20.03.18)
aile hekimi siyami ersek'e git ekg çektir dedi. ben de nerden randevu alıcam dedim. acile git aile hekimim gönderdi de ekg çektir dedi. bu kadar.
0
🌸duyuru
(20.03.18)
ekg çektir kardiyolojiye görün demiş bence. ben böyle anladım. aile hekiminin uzmnalığı değil ki.
0
oscar
(20.03.18)
acildeki doktor heme sonuca bakıyomuş zaten. başka bi yere göstermeme gerek kalmadı.
0
🌸duyuru
(23.03.18)
(4)

Satranc turnuvasina hazirlanma

elon
3 hafta kadar sonra sirkette satranc turnuvasi duzenlenecek. Gunde 1-2 saat calisacak sekilde nasil hazirlanabilirim? Oyunun temel kurallarini tabi ki biliyorum ancak acilislar, gambitler vs bilmiyorum. Arada sirada zevk icin oynayan, ortalama bir oyuncuyum diyelim.
3 hafta kadar sonra sirkette satranc turnuvasi duzenlenecek. Gunde 1-2 saat calisacak sekilde nasil hazirlanabilirim?

Oyunun temel kurallarini tabi ki biliyorum ancak acilislar, gambitler vs bilmiyorum. Arada sirada zevk icin oynayan, ortalama bir oyuncuyum diyelim.
0
elon
(20.03.18)
lichess'e göz at.
0
i was made for you
(20.03.18)
Analiz videosu izle bol bol. Çatal atmak, şiş atmak her zaman aklında olsun. Açık kovala sürekli. Ezbere oynama. Herkes rok yapıyor diye sen yapma. Satrancın her anı kendine özeldir. Her an durumu sıfırdan değerlendir ancak kendi planların da olsun hep.

Edit: Açarak şah çekmek de muhteşem bir tuzak. Bu da böyle bir tavsiyem.
0
dissendium
(20.03.18)
"ortalama bir oyuncuyum"un uzerine bunlari yazdiginiz icin ortalamanin bir tik ustunde bi oyuncuyum olarak guncelliyorum durumumu

Genel anlamda puzzle'lari cozmekte pek sikinti cekmiyorum. Gectigimiz sene lichess'te baya vakit gecirmistim, gecen seneki carlsen-karjakin finalinin de tum maclarini takip etmistim twitch'ten.

Al bu puzzle'i coz, white wins in 2, ya da carlsen'in simdiki hamlesi ne olmali durumlarinda cok iyi yanitlar vermeme ragmen kendim oynarken sanki mal oluyorum. Ayni sekilde hamle yapamiyorum gibi geliyor.
0
🌸elon
(20.03.18)
O zaman sana bir kitap veriyorum. Üç haftada ne öğrenebilirsin hiçbir fikrim yok ama olsun.

yadi.sk
0
i was made for you
(20.03.18)
(1)

Makine mühendisliği dalları

robernarkha
Genel-enerji-otomotiv-iklimlendirme-ısı proses vb dallar hakkında bilgisi olan var mı özellikle enerji seçilmelimi nedir nasıldır
Genel-enerji-otomotiv-iklimlendirme-ısı proses vb dallar hakkında bilgisi olan var mı özellikle enerji seçilmelimi nedir nasıldır
0
robernarkha
(20.03.18)
Enerji seçecek kişinin termodinamik, ısı geçişi, akışkanlar mekaniği derslerine ilgisi olması gerekiyor. Diğer türlü çekilmez. Daldan ne kastedildiği de önemli. Yüksek lisans için enerji düşünüyorum ben. Ama iş hayatında otomotiv dalı mantıklı olabilir çünkü BMW, Mercedes-Benz gibi birçok fabrikada iş bulma şansı oluyor. Proses gıda mühendisliğiyle biraz ilgili. İklimlendirme konusunda da ısıtma, soğutma alanında faaliyet gösteren birçok şirket var.
0
dissendium
(20.03.18)
(12)

Şu kelimeleri şöyle yazanlara

deveyi diken adamin ta kendisi
Siz de gıcık oluyor musunuz?orijinal=orjinelfalan=felanmoral=morelAyrıca yaptıydım, ettiydim, gittimdi, geldimdi gibi konuşanlar ve ayrıca yapmış mıydı yerine yapmışmıdı gibi konuşanlar var.Tahammül edemiyorum. Cidden tahammül edemiyorum.
Siz de gıcık oluyor musunuz?

orijinal=orjinel
falan=felan
moral=morel

Ayrıca yaptıydım, ettiydim, gittimdi, geldimdi gibi konuşanlar ve ayrıca yapmış mıydı yerine yapmışmıdı gibi konuşanlar var.

Tahammül edemiyorum. Cidden tahammül edemiyorum.
0
deveyi diken adamin ta kendisi
(20.03.18)
evet sinir bozucu. bir de cümle sonlarına "yav", "yaw" yazanlara uyuz oluyorum.
0
veritaslibertas
(20.03.18)
olmuyorum. sinir olunacak öyle çok şey var ki, bi de bunlara kafayı taksam deliririm herhalde. ne mutlu sizlere.
0
mehmed resad
(20.03.18)
Neden gıcık olayım yav. Eppek felan yazanlara gıcık oluyorum ben. Görünce morelim bozuluyor. Orijinel olmaya çalışıyorlar kendilerince.
0
dissendium
(20.03.18)
pahalı yerine pahallı yazanları dövesim geliyor... pahal ne lan!
0
Tears of Devil
(20.03.18)
Kimlerle diyalog halinizdesiniz siz ya hu? Çevremde hiç öyle biri yok (çevremde çok az insan var). Ama şurada okurken bile rahatsız etti.
0
rahip janick
(20.03.18)
Oluyorum. Ayrıca "Yapıyor olacağım." türü şirket Türkçesi türevlerine de uyuz oluyorum.

Eppek de çok fena.
0
monogram
(20.03.18)
ğ harfini bilmeyenler de var. beyendim, eylenceli. gerçekten çok sinir bozucu.
0
booty hunter
(20.03.18)
birinci kısım (orijinelli olan) sakat fakat ikincisi (yaptıydımlı olan) değil. siz gıcık olabilirsiniz fakat pek çok ağız için normal bu, kurallı bir kullanım yani.
duyuru bile "gönderiye" derken!
0
hicazkar
(20.03.18)
bülent ersoy'la arkadaş değilim :)
0
burya
(20.03.18)
Eppek ne ya? Bu yazilanlarin arasından sadece yaw'i kullaniyorum bazen, onu konuşma dilindeki şaşirma ünlemini whatsapp gibi resmi olmayan yazilarda en iyi o şekilde karşıladığını düşündüğüm için. Mesela ilk cümlemi eppek ne yaw diye yazmak daha iyi karşılıyor aklimdaki ifadeyi.

Ben en çok yapmaya yerine yapmağa diyenlere(eskiden doğruymuş ama artik değil ve çok kulak tirmalayici) bi de genç, elli gibi sözcükleri açık e ile geanç şeklinde okuyanlara uyuz oluyorum. Hatta üniversitedeki ilk haftamda adanali bi arkadaşım benzer sözcüğünü öyle bi açik e ile okumuştu ki kalp krizi geçiriyodum, işin ilginci normal olmadığının hiç farkina varmamişti o zamana kadar.
0
nundu
(20.03.18)
Öğrenememiş olabilirler. Bir kere veya 2. kere uyarırsın düzeltmiyorsa gıcık olursun. Oğlumun ilk okul öğretmeni "koridor" kelimesini "kolidor" diye yazıyordu. bu yüzden bütün sınıf kelimeyi yanlış öğrendi. Bu çocuklara gıcık mı olalım ellerinden mi tutalım?
Konuşmalar ise genellikle yerel motiflere işaret ediyor. Özellikle bu tarz konuşmaları düzeltmeye çalışmayan gençleri tuhaf buluyorum.
0
delicevat
(20.03.18)
-Orjinal
-Morel
-Muhattap
-Entellektüel
-Kollektif
-Venezüella/Venezuella
-Direk
-Espiri
-Baya
-Miğde
-Yanlız
-Yalnış
-Deymek/deyil/diyer
-Hakketmek/haketmek
-Her hangi bir şey/her hangi birşey/herhangi birşey
-Klüp/klüb/club
-Cafe
-Lokasyon/prezentasyon/ignore etmek/save etmek/like atmak/prezentabl/ok/lol
-Farkettimki benim ki ev de kalmışda senin kini bari alıyım/kullanıyım/getiriyim dedim.


Ve daha bir sürü örnek...
Yazarken bile epey cebelleştim çünkü telefon klavyesi bile ısrarla doğrusunu yazıyor, yanlış yapmana da izin vermiyor. Uyarınca da sinirleniyorlar.
0
m e b
(21.03.18)
(8)

Vazgeçme Eşiğiniz Nedir? En Son Vazgeçtiğiniz Şey Nedir?

silah taciri
Merhaba. İnsanoğlu kendisi için çok şey ister, geleceğini bunların üzerine kurmak ister. Peki çok isteyip de elde edemediğiniz yada gerçekleşmeyen şeylerden ne zaman vazgeçersiniz? Bu kararı nasıl alırsınız? Şahsen ben istediğim iş konusunda arama, başvurma konusunda pes etmek üzereyim.. Sizin de bö
Merhaba. İnsanoğlu kendisi için çok şey ister, geleceğini bunların üzerine kurmak ister. Peki çok isteyip de elde edemediğiniz yada gerçekleşmeyen şeylerden ne zaman vazgeçersiniz? Bu kararı nasıl alırsınız? Şahsen ben istediğim iş konusunda arama, başvurma konusunda pes etmek üzereyim.. Sizin de böyle olduğunuz bir durum var mı?
0
silah taciri
(19.03.18)
Elinden gelen her seyi yaptigina inaniyorsan vazgecmelisin bence, en son eski sevgilimden vazgecmistim. (Ornek bambaska oldu ama kusura bakmayin, en son vazgectigim o var sanirim)

Is konusunda ise vazgecmek gibi bir sey olmamali bence.
0
yuzır
(19.03.18)
Vazgeçmiyorum, erteliyorum. Bugün olmazsa yarın olur diyorum. Bana faydası olmayacak şeylerden vazgeçerim. Eşik de bunu fark ettiğim an olur. İş başvurusundan vazgeçmem ben. Günümüzde iki tane tuşa basıp onlarca yere CV gönderebiliyoruz. Yine göndermeye devam ederdim ben.
0
dissendium
(19.03.18)
Israrcı olmak ile kararlı olmak arasında bir çizgi var. Ne zamanki kararlı olmaktan ısrarcı olmaya geçiyorum o an vazgeçiyorum.

Senin durumundaydım bi dönem aradığım işi bulamıyordum. Başka bir iş teklifi geldi ve vazgeçtim aramaktan.
0
kablelvuku
(19.03.18)
180 günden sonra saymayı bıraktım, eski sevgilimle son görüşmemizden sonra geçen süreyi. ama aklımdan çıkmadı.

genelde vazgeçmem. sadece üzerine düşünmeyi bırakırım, bırakabildiklerimi tabii.
0
runagain
(19.03.18)
Vazgeçtiğim çok şey olmuyor, artık akışına bırakmayı öğrendim. Bir şeyi istiyorsam biraz uğraşırım olmuyorsa ,demek ki olmaması gerekiyor der, bırakırım. Akışına bıraktığım zaman istediğim şeyler aniden oluyor ve sürpriz etkisi yarattığından daha mutlu oluyorum.

En son vazgeçtiğim şey ise eski sevgilimdi. Her gün aklıma gelse de bir daha ne olursa olsun asla aramadım, sormadım. Bazı şeyleri akışına bırakmayı bana öğreten de ondan vazgeçmem oldu galiba.
0
principlei
(19.03.18)
olmasını istediğim ama hayatımın bağlı olmadığı şeylerden çok çabuk vazgeçerim. hiç uğraşamam olacaksa olsun derim. en son dua etmekten vazgeçtim. azim ve kararlılığa inanıyorum.
0
olutaklidi
(19.03.18)
ben galiba iş olayında pes ettim.. özellikle 3 senedir kurcalıyordum, ama son 1buçuk senedir her tarafa saldırdım. cv'ler, tanıdıklar vb. uğraştım ama olduramadım. şu gün itibariyle bi b.k olmayacağını kavradım. benden bu kadar :)
0
🌸silah taciri
(19.03.18)
Bu şekil bir hayat beni üzmeye başladığında.

Bir şey olsun istiyorsam, olmuyorsa, üzülüyorsam, sonunda amaaan bee olmazsa olmasın benden önemli mi şu üç günlük dünyada moduna giriyorum ve salıyorum.
0
i m cool with that
(19.03.18)
(8)

Gençler ne var ne yok?

[GODDARD]
Ben atatürk havalimanında mahsur kaldım. Uçak durup durup rötar yapıyor. Sıkıldım sinirim bozuldu. Sizde ne var ne yok?
Ben atatürk havalimanında mahsur kaldım. Uçak durup durup rötar yapıyor. Sıkıldım sinirim bozuldu. Sizde ne var ne yok?
0
[GODDARD]
(18.03.18)
Vizelere çalışıyorum. İnek oldum çıktım.
0
dissendium
(18.03.18)
sabah geç kalktım uykum gelsin de uyuyayım diye bekliyorum. son derece sıkıcı bi akşam.
0
rayde
(18.03.18)
@rayde ben daha eve gidicem
0
🌸[GODDARD]
(18.03.18)
vizelere calisiyorum +1
keyifler eh diyelim, sana da allah sabir versin :/
0
bugun hava gunluk gureslik
(19.03.18)
Aşk-ı Memnu izliyorum.
0
i was made for you
(19.03.18)
çok güzel bir şarap açtım, yanında yeşil elma ve eski küflü kaşar var.
hayat çok güzel değil mi ? :)
0
Absinthe75c
(19.03.18)
İşten geldim kurak yerde ne yapabilirim onu düşünüp bir taraftan nasıl bir yerden araba bulup akçakocaya kaçamak yaparım,ankaradan uzaklaşırım,nefes alırım.Onu düşünüyorum...
0
smokee
(19.03.18)
Cok rotar varsa hakkinizi arayin, efenim yiyecek-icecek hakki ve gerekirse paranizi alin.

Beklediginiz bu vakitte dihm ve eu yolcu haklari maddelerini okuyabilirsiniz.
0
kuehles blondes
(19.03.18)
(14)

son zamanlarda keşfettiğiniz güzel parçalar

gang leader of wasseypur
var mı? varsa link ile cevaplayabilir misiniz?
var mı? varsa link ile cevaplayabilir misiniz?
0
gang leader of wasseypur
(18.03.18)
Olmaz mıı. Bak bu çok tatlı: Yolda grubunun “Yeniden” şarkısı. Tam aşık olmalık şarkı. ^_^
0
mor oje
(18.03.18)
1) Bir Bulgarca, hareketli bir şarkı.

www.youtube.com

2) Bir de Türkçe, ama eski. Girişini beğeniyorum.

www.youtube.com
0
dissendium
(18.03.18)
Imagine Dragons - Not Today youtu.be

A Perfect Circle - Disillusioned www.youtube.com
0
Huan8
(18.03.18)
bir rus çizgi filminden sjfjskss şaka yapmıyorum, her gün dinliyorum bu ara,

www.youtube.com

bir de bu var 1.5 dakikalık,

www.youtube.com

"mağazada kimsenin yanına bile yaklaşmayacağı isimsiz, tuhaf bir oyuncaktım. doğumgünüme kimse gelmedi" şeklinde başlayıp "ama şimdi gena'ylayım, o çok özel, dünyadaki en iyi timsah" diye devam ediyor jsafsajsk canım ya, çok seviyorum bu keratayı. dil öğrencisi olmanın en güzel yanı bu sanırım, ders diye sovyet çizgi filmi izletiyolar ahaha
0
der meister
(18.03.18)
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com

Ben parca degil de grup onerdim, son 2 haftadir baska bir sey dinlememisim nerdeyse.
0
common of demons
(18.03.18)
Moğollar - Yolum Seninle (Sevmek Zamanı) www.youtube.com
0
turgut uyar
(18.03.18)
shamir - straight boy
www.youtube.com

tarkovsky quartet – nuit blanche
www.youtube.com

bu pek son zamanlarda keşfettiğim bir şarkı sayılmaz, 3 ayı aşmış ilk dinleyişim, ama albüm çıktıktan sonra da bu aralar en çok dinlediğim şarkı bu oldu:
anna von hausswolff - the mysterious vanishing of electra
www.youtube.com
0
misterturist
(18.03.18)
nrn
(18.03.18)
Moby - This Wild Darkness
www.youtube.com

Muse - Thought Contagion
www.youtube.com
,
WDL - Monster vs Angel
www.youtube.com

Royal Blood - I Only Lie When I Love You
www.youtube.com

Elbow - Grounds Fro Divorce
www.youtube.com
0
agluna
(18.03.18)
mustafa yıldızdoğan ~ gelmesin
0
since1907
(18.03.18)
omonia
(18.03.18)
Days Of The New - The Down Town

www.youtube.com
0
rain when i die
(18.03.18)
open.spotify.com

Yelawolf bitches jsjsjdkd
0
atadam
(19.03.18)
iwasbornonamountainside
(19.03.18)
(12)

arkadaş grubu arasında önemsenmemek

pikap
işe yeni başladığım yerde bi arkadaşım vardı. kafa dengi buluyodum onu kendime ve onla takılıyodum. daha sonra yavaş yavaş o arkadaşıma yakınlık gösteren başka arkadaşlar nedeniyle kendimi istemediğim bir arkadaş grubu içerisinde bulmuş oldum. kendimi o gruba ait hissettmiyorum ama o arkadasimdan do
işe yeni başladığım yerde bi arkadaşım vardı. kafa dengi buluyodum onu kendime ve onla takılıyodum. daha sonra yavaş yavaş o arkadaşıma yakınlık gösteren başka arkadaşlar nedeniyle kendimi istemediğim bir arkadaş grubu içerisinde bulmuş oldum. kendimi o gruba ait hissettmiyorum ama o arkadasimdan dolayi da gruptan da çikamiyorum.
arkadaşlık ilişkilerini abartan biri değilimdir. ya da çok dert eden. ama her zaman aynı şeyler yaşanınca rahatsız olmamak mümkün değil. bi kaç örnekten bahsedeyim:
(yakin oldugum arkadasimdan x diye bahsedeceğim)

mesela diyelim x ile ben oturuyoruz. diğerleri de yanimiza istisnasız hep şöyle geliyor. "ooo x hanimlar da buradaymiş, aaaa x hanim nasilsiniz, eeee x hanim hiç gözükmüyosunuz, ııııı x hanım haftasonu neler yaptınız"

bence bu ayıp bi şey. resmen hayaletmisim gibi hissettiriyolar. ben asla bi ortamda tek bi kişiye odaklanip diger insanlari yok saymam mesela. tabii ki de herkesin kendine yakin buldugu daha çok sevdigi insanlar olur. o ayrı bi şey. ama bahsettiğim şey çok rahatsız edici. zaten genelde sessizce kalkıp ayriliyorum ortamdan, gorüşürüz demeye bile gerek duymuyorum artık. diyeceksiniz ki o x demek onlara yakinlik gostermis onlarla diyaloğa girmiş sevdirmiş kendini.
mesela ilk zamanlarda onlara karşi ayni mesafedeydik, onlar direkt x'e takiliyodu, onu tanimaya çalısıyolardı, onunla sohbet ediyolardı...

böyle bi durumda ne yapılmalı bilmiyorum. siz olsanız ne yapardınız?
0
pikap
(17.03.18)
Aranız madem yok gibi diğerleriyle, bir laf edip bozun bence aynı şey yaşanınca. X de aldırmıyor size ayıp ettikleri noktasında hak vermiyorsa yanlarında bulunmamaya bakarsınız.
0
haykorsamdunyaya
(17.03.18)
Yok saymak değil ki bu. Bazı insanlar diğerlerinden daha renkli olduğu için herkes onlara odaklanır. Hiçbir şey yapmam. Ben de X Hanıma diğerleri gibi laf atarım.
0
dissendium
(17.03.18)
bi masaya oturuyorsan görgü kuralıdır, selam verirsin. ayıp ediyorlar. ben olsam @haykrs... gibi bi fırsatını bulur bozardım, biz de buradayız diye. xin yerinde de olsam seni de muhabbete dahil ederdim. o da ayıp ediyor. arkadaşın masadan sessizce kalkıp giderken hiç mi fark etmezsin?
0
olutaklidi
(17.03.18)
@olutaklidi
"biz de buradayız" diyecek oldum çok defa ama bu sefer de kiskaniyo gibi algılanmaktan çekindim. kıskançlıkla ilgisi yok ama öyle algılayacaklar muhtemelen.
0
🌸pikap
(17.03.18)
Belkide sıkıntı sizdedir. Soğuk ya da içine kapanık bir insansınızdır.
0
komando kani var bende
(17.03.18)
Mekan arkadaşlığı böyle.

X'e selam verdiklerinde 'biz de buradayız' yerine pozitif bir tepki verirsen daha iyi olur. Diğerlerini muhabbete davet edebilirsin.

Bir de sürekli aynı kişi veya kişilerle takılmaktansa olabildiğince tanışmaya açık olup, diğer insanlara selam verip uygun durumda muhabbet etsen bunlar başına gelmez. İlla kafa dengi diye bakmamak da lazım. X olmasa ne yapacaktın?

Problem daha ziyade sende gibi görünüyor. Kendini biraz sosyal olarak açık tut. 'Profesyonel' ol.
0
idexo
(17.03.18)
@komanda kani var bende
soğuk bi yapım var evet ama varlığınız umursanmayınca içe kapanıklık kaçınılmaz oluyor. mesela diğer arkadasımla çok rahat iletişim kurabiliyorum. kasilmiyorum. ama onlar olunca sohbete dahil olamiyorum.
0
🌸pikap
(17.03.18)
@idexo
bende de problemler var ozellikle sosyal iliskilerimde. inkar etmiyorum ama yapılan şeyin sadece benim soğuklugumdan kaynaklandıgını da düşünmüyorum.

ama öneriniz mantıklı geldi. kalabalıklara karışmak lazım.
0
🌸pikap
(17.03.18)
Ben olsam bir daha o gruptaki kimseyle takılmazdım. Takılıp da sinir katsayımı mı yükselteceğim?
Ha gerçi benim dediğimi yaparsan da benim gibi arkadaşsız kalırsın afshs.
0
i m cool with that
(17.03.18)
" kendimi o gruba ait hissettmiyorum ama o arkadasimdan dolayi da gruptan da çikamiyorum. " siz böyle düşünüyosanız, onlar da öyle düşünüyor işte. karşılıklı.

siz hep arkadaşınıza hitap ediyosanız sosyal ortamda gruba dahil olamazsınız tabii.
0
ghilleinthemist
(17.03.18)
@ghilleinthemist
yani görmezden gelindiğim umursanmadığım için gruba ait hissetmiyorum.

o arkadaşima hitap ediyorum derken onunla iletişim kurabiliyorum çünkü o da benimle kuruyor, beni dinliyor ya da beni görmezden gelmiyor. diğerleri aksini yaptığı için de ben yakınlık gösteremiyorum onlara.
0
🌸pikap
(17.03.18)
Ben burada, diğerlerinden çok, x'e takıldım biraz. SOnuç olarak, iki tarafa da yakın olan x'se, sizi muhabbete dahil etmek, diğerlerinin size hayalet muamelesi yapmasını engellemek de, nezaketen x'in görevi.
0
agluna
(17.03.18)
(20)

Marka takıntınız var mı?

ms brownstone
Ayakkabı, kıyafet, çanta alırken falan marka ürün almak ne kadar önemli sizin için? Hangi ürünler için daha önemli marka olması? Ya da mesela küçük butiklerden ya da pasajlardan falan kıyafet alışverişi yapar mısınız?
Ayakkabı, kıyafet, çanta alırken falan marka ürün almak ne kadar önemli sizin için? Hangi ürünler için daha önemli marka olması? Ya da mesela küçük butiklerden ya da pasajlardan falan kıyafet alışverişi yapar mısınız?
0
ms brownstone
(17.03.18)
kıyafeti pazardan bile alabilirim
çantada marka takıntım yok ama düzgün durmalı
ayakkabıda marka arıyorum maalesef
0
elorelia
(17.03.18)
yok. hiç yok. kıyafetse güzel olsun, üstümde güzel dursun alırım. diğer eşyalarsa şirin, hoş, beğendiğim bi şeyse alırım hatta bu durumda marka değilse daha çok hoşuma gider çünkü muhtemelen bu kadar güzel bi şey daha ucuzdur markalardan. marka marka diyip de boktan şeylere ne kadar çok para verdiğimizi sezon sonunda 150-200 lira indirim yapıldığında görüyoruz. saçmalık ya. kalite faktörünü de göz ardı etmemek lazım tabi.
0
mehmed resad
(17.03.18)
Ayakkabıda marka alırım. Kıyafette de genelde Boyner gibi yerlerde markalı ürünlerin indirime girenlerine bakarım. Takıntı olarak düşünmüyorum. Koton'dan 30 liraya pantolon alıp ilk yıkamada mahvolmasındansa 80-90 civarına daha iyi markalardan alıp uzun süre giymeyi tercih ediyorum.
0
himmet dayi
(17.03.18)
Ayakkabı, çanta gibi şeylerde herhangi bir spor markası olmasını tercih ediyorum sadece. Şu anki okul çantam Reebok mesela. 6 yıl önce almıştım, hâlâ sapasağlam. Kullandığım cüzdan Adidas ve hiç inanmayacaksın ama 8 yıllık. Yeni cüzdanım olmasına rağmen ondan vazgeçemiyorum çünkü herhangi bir hasarı yok. Amaç kaliteli ürün almak aslında. Benim küçük dükkanlardan da çok şey aldığım oldu ama hepsinde de kaliteli olmasına dikkat ettim. Yani aradığım özellikleri karşılayan bir şey olduğu sürece markanın çok önemi yok.
0
dissendium
(17.03.18)
takıntım yok fakat uzun süreli kullanım açısından polyester,akrilik ürün almıyorum.
0
biravekahve
(17.03.18)
Kıyafette kesinlikle marka takıntım yok. Ayakkabıda, %100 deri olması şartıyla, farklı markalardan tercih yapabilirim. Saat ve güneş gözlüğü konusunda, evet marka takıntım var.
0
agluna
(17.03.18)
Aldığım parçaları uzun süre kullandığım için evet dikkat etmeye çalışırım markaya.
0
perfectum
(17.03.18)
Var takıntım.
Kadın olsam olmazdı takıntım, çünkü alternatifleri bol.
Bizde alternatif ve çeşitlilik az olunca kaliteli olsun diye çaba göstermek gerekiyor.
0
Tyler89
(17.03.18)
genelde dirak marka ürünlerin dükkanlarına gittiğim için oradan alıyorum ama güzel olanı alırım sorunsuz.
0
dedim dedim de kime dedim
(17.03.18)
Ayakkabi ve cantada takintidan ziyade kaliteli ve saglam olmasi gerektigi icin dikkat ediyorum. Kaban ceket gibi seylerde de pahali marka olmasina gerek yok ama belirsiz butik urunlerinden almam. Gunes gozlugunu de markasiz kullanmam. Onun disinda kazak tshirt etek elbise vs duzgun oldugu surece her yerden alabilirim.
0
aquarium
(17.03.18)
Hiç yok. Pazara gitme imkanım olsa ordan da beğendiğimi alırım. Lcw da giyerim zara da
0
hernezıkkımsa
(17.03.18)
Hiç marka takıntım yok. Gidebilsem, pazardan bile alabilirim +1 Yeter ki gözüme güzel gelsin ve dandik, naylon falan olmasın.

Genel olarak markadan ziyade belirli beklentilerimi karşılaması daha önemli. Mesela ayakkabı alacaksam gerçek deriden olmalı gibi.
0
skooma
(17.03.18)
Eskiden vardı, büyüyünce geçti. Eskiden marka giyinmek bana çok janti gelirdi, artık böyle şeyleri hiç umursamıyorum.
0
i m cool with that
(17.03.18)
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim +1
Marka takıntım yok, markası önemli değil ama ürünün kaliteli olmasını, öyle 3-5 yılamada dağıtacak bir şey olmamasını isterim. 8-10 yıllık gitsilerim çoğunlukta. Gerçi bir senedir maaşım bunu da lüks haline getiriyor ama idare ediyorum.
0
aychovsky
(17.03.18)
Belli başlı şeylerde var: araba, saat, kalem, bilgisayar.

bilgisayardan kastım Mac. linux kullanmayı öğrenmekle uğraşamam (zaten ihtiyacım da yok) ve microsoft'tan nefret ediyorum. beş sene önce aldığım macbook pro hâlâ gayet iyi çalışıyor ve apple sağlam sıçmadıkça Mac almaya devam edeceğim.

araba konusunda 15 yaşımdan beri Volvo sevgim var. 29 oldum hâlâ milyarder olsam bile tek alacağım araba Volvo diyorum. Şu an param olmadığı için Volvo yerine Mazda almayı düşünebilirim.

saat konusunda çok seçiciyim. milletin ayılıp bayıldığı saatlerin hemen hiçbirini beğenmedim bugüne dek. ancak bugüne dek en şık bulduğum, dibim düşen saatleri hep Marurice Lacroix üretti. Bu adamların "pontos day date" serisine bayılıyorum. onlardan birini alacak param olana dek saat takmayı düşünmüyorum. (en son saat taktığımda 16 yaşındaydım.) www.mauricelacroix.com

kalem için belli bir marka tercihim yok; kaliteli ve sade her kalemi beğeniyorum. kırtasiyede satılan kalemleri kullanmayalı çok oldu.
0
sen git ben geliyorum
(17.03.18)
Eskiden lisedeyken bi ara milletin götüne bakardık levis mı diesel mi diye. Şükür ki çok ızun sürmedi.
0
[GODDARD]
(17.03.18)
Yok.
0
Amaranta ursula
(17.03.18)
genelde markalı alıyorum. markasız aldığım ürünleri uzun süre kullanmak mümkün olmuyor çünkü
0
burya
(17.03.18)
Kıyafette var. Ha kullandığım markalardan sadece birinin logosu ürünün üzerinde var o da ayrı yani dışarıdan gözükmüyor ne oldukları ama belli markalar dışında almıyorum.
0
i was made for you
(17.03.18)
Hiçbirinde yok. Çok hor kullanıyorum çünkü. Birkaç kullanımlık oluyo kıyafetler. Elektronikte var ama.
0
Giovanni Pipitto
(18.03.18)
(6)

not/sınav kaygısı olmasaydı?

slhmlr
sınav veya not derdi olmasaydı matematik, fizik gibi alanlara ülkede daha çok ilgi olur muydu? özellikle matematik gibi yaratıcılık isteyen alanlarda sınav zorunluluğu, alana olan ilgiyi azaltıyor mu?
sınav veya not derdi olmasaydı matematik, fizik gibi alanlara ülkede daha çok ilgi olur muydu? özellikle matematik gibi yaratıcılık isteyen alanlarda sınav zorunluluğu, alana olan ilgiyi azaltıyor mu?
0
slhmlr
(17.03.18)
katılıyorum.
hatta bu kadar fazla katıldığım başka bir fikir var mı diye kendimi sorguladım.
0
güneyli çocuk
(17.03.18)
tek mesele not sınav değil ki. eğer notu sınavı kaldırırsanız tek başına, kimse okula bile gitmez doğru düzgün. asıl mesele matematiği ve fiziği nasıl öğrettiğimizde. fizik sahiden eğlenceli olabilecekken şu an okullarda bok gibi anlatılıyor, varsa yoksa formül ezberletme, varsa yoksa 'soru tipi' ezberletme.. notu kaldırın, adam niye ezberlemek istesin ki bunları yok yere? iş nasıl öğrettiğimizde bitiyor bana kalırsa. o zaman sınavı kaldırmasak da gayet güzel sonuçlar alınabilirdi, üniversitede de insanlar bu alanlara yönelebilirdi belki, devlet de destek verseydi.
0
mehmed resad
(17.03.18)
Olmazdı. Matematik farklı bir yetenek işi maalesef. Anlamayan anlamıyor yani. Fizik zaten matematiğin de ötesinde bir alan. Ben de sınavları eskiden dert olarak görürdüm ama artık eğitimin pratiğe dönüştürülmesini sağlayan bir araç olarak görüyorum.
0
dissendium
(17.03.18)
mehmet resad +1, sorun sınavda değil öğretim sisteminde ve sınavların düzenlenme tarzında. üniversiteye giriş sınavında 40 türkçe sorusunda 14 doğru yapıp da "sınav sistemi boktan abi yeaa" diyen kertenkeleler kusura bakmasın, sınav dünyanın her yerinde ve alanında var. yarın işe girerken de sınava tabi tutulacaksın. senden sorumluluk alıp bir şeyler yapman, baskı altında performans vermen, bir şekilde seninle aynı eğitimi almış insanların önüne geçmen beklenecek. bu her yerde böyle. biz 4 senelik lisansı 6 yılda bitirene "aferin" derken elin almanı 3 yıllık eğitime iki farklı alan sıkıştırıyor.

okula gidip de geçer not almayı beceremeyen, sınavda eli ayağı titreyen adam da okumayıversin. hayır kendim öğrenci olmasam, aynı yollardan geçmesem cidden sınavların aşırı zor veya yıpratıcı olduğunu düşüneceğim. bizim ülkemizdeki sorun öğretim sisteminin boktanlığı ve öğrenciyi ezbere yöneltmesi. gerisi fasa fiso.

sınava girmesi gerekiyor diye türlü bahaneler yaratan adam sınav olmasa açıp da fizik kitabının kapağına bile bakmaz, kimse kendini kandırmasın.
0
der meister
(17.03.18)
Sınav kaygısı nasıl olmaz ? Hoca düzgün olur, derslere devam edersin, ilgilenirsin, anlamadığın yeri sorarsın ve sınavda da ilgili konudan sorular çıkar. Hadi bilemedin bildiklerini kullanarak yapabileceğin bir şey çıkar.

Nadir kalmış hocaları tenzih ederim, bizdeki egosunu ...ğimin hocalarının amacı öğrenciyi süründürmek. Türkiye genelinde %1'lik dilime girmiş öğrencilerin büyük çoğunluğu bir dersten 100 üzerinden 20 nin altında not alıyorsa bu öğrencilerin suçu değildir.

Hal böyle olunca o dersi sevmeye imkan yok. Özetle mesele sınav kaygısı değil, sınav olmak zorunda, mesele işin b*nu çıkaran hocalar.
0
kimlanbu
(17.03.18)
Alakası yok. Eğitim boktan. Doğuştan fizik ve astronomi ilgim olduğu halde lisede fizik derslerim kötüydü. Çünkü götüm gibi anlatıyordu hocalar. Şimdi hepsinden çok daha ileri seviyedeyim hobi olarak ilgileniyorum fizikle ve getir o eski hocalarımı ben ders veririm hepsine.

Matematik ha keza, iyi 1-2 matematik hocam oldu geçmişte onları tenzih ediyorum ama öğretmenlerin %90'ı aldığı parayı haketmiyor. Hepsi bok gibi. Zaten bir insan öğretmen oluyorsa artık önyargılı bakıyorum.

Matematik ve fizik öğretmenden öğrenilmez, üniversiteden en allahsız en kuraltanımaz müfredatı sikine makara diye dolayan tiplerin gelip öğretmesi lazım bana göre.

Çocuğum olsa Türkiye'de okula göndermem. Ne dil öğretebiliyorlar ne bilim ne sanat ne tarih ne de etik.
0
bos gezenin bos ustasi
(17.03.18)
(10)

çalışmak için bankayı mı tercih ederdiniz fabrikayı mı?

asuturias
önümde iki seçenek var, özel bir bankanın genel müdürlüğü ya da bir fabrikanın ofisi. siz olsaydınız hangisini tercih ederdiniz, neden? (iktisat okudum)
önümde iki seçenek var, özel bir bankanın genel müdürlüğü ya da bir fabrikanın ofisi. siz olsaydınız hangisini tercih ederdiniz, neden? (iktisat okudum)
0
asuturias
(17.03.18)
Mühendisseniz fabrika, iktisat okuduysanız banka (Geleneksel yaklaşım :)

Şaka bir yana önceliklerinize ve yapacağınız işe bağlı. Ortam olarak da bir fabrika kampüsü ve banka genel müdürlüğü bambaşkadır.
0
hana bi
(17.03.18)
banka gmsinde calisan biri olarak ne aradigina bagli. Beklentin ne?
0
tuborg yesili
(17.03.18)
Birkaç fabrikada bulundum. Mühendis adayıyım. Kesinlikle bankada çalışırdım. Fabrikalarda çok az kadın oluyor. Bankalarda ise tam tersi şekilde daha çok kadın oluyor. Sosyallik açısından önemli bir konu. Ama fabrikaya da bağlı. Uzay üssü gibi fabrikalar da var. Apartman görünümlü genel müdürlükler de var. Şartlara bağlı kısaca.
0
dissendium
(17.03.18)
Fabrikalarda cok az kadin oluyormuş, hııı. Kiyaslama kriteriniz bu mudur bilinmez ama sanayi bolgesinde ve bir fabrikada çalışan olarak diyebilirim ki durum hic de oyle degil. Ha civarda bi fabrika var bildigim, kadinlarin calismasi haram diye calistirmiyor,evet.

Bi banka tecrubem olmadi ama banka tecrubesi olan tanidiklarimdan duydugum kadari ile fabrika ofisi diyorum.

Her birimin calisanlari, ofis ortami filan kendi icinde farklilik gosterir, dolanirsiniz filan sıkılınca. Bankada sanki herkes tek tip, durgun murgun.
0
a perfect lie
(17.03.18)
Fabrikada calisabilmek icin ugrasiyorum. Isletme mezunuyum. Banka hic dusunmedim.
0
kuehles blondes
(17.03.18)
banka'da yaz-kış kravat ceket çok kasar, fabrika daha rahattır muhtemelen sırf giyim rahatlığından dolayı da fabrika denilebilir.
0
gezegen olan pluton
(17.03.18)
Fabrika demeye gelmiştim ama senin durumunda kesinlikle banka.
0
i m cool with that
(17.03.18)
hangisi daha çok para veriyosa ve hakları daha iyiyse onu seç tabii ki.
0
spirit crusher
(17.03.18)
iktisatla hiç alakam yok, sorduğun için tamamen kişisel tercih temelli cevap vereceğim: fabrika. o tarz ortamlar benim daha çok hoşuma gidiyor. çoğu kişinin daha rahat ve özgür bir şekilde çalıştığını düşünüyorum. genelde şehrin biraz dışında olman gerekiyor, benim için daha keyifli.

bankalardaki ortam aşırı kasıntı, samimiyetsiz geliyor. müşteri olarak girdiğimde bile en kısa zamanda çıkmak istiyorum. "ÇEVREDE GARI OLMASIN, DONLA GEZİP KÜFREDELİM, FUTBOLDAN BAŞKA Bİ ŞEY KONUŞMAYALIM" demiyorum ama şahsen banka gibi bir ortamdansa fabrikada çalışmayı tercih ederim.
0
der meister
(17.03.18)
Hangi birim? Bankanın genel müdürlüğünde bt de var çağrı merkezi de, ik da var kredi izleme de, hangisi?

Satış olmayan bir alana geç. Hangisinde yoksa.
0
mutlusismankedi2015
(17.03.18)
(19)

Tanımadığınız birisinin ölmesine üzülüyor musunuz ?

mete kudur
sb
sb
0
mete kudur
(16.03.18)
Tabii ki.
0
dissendium
(16.03.18)
Ölüm şekline göre. Üzücü bi şekilde öldüyse evet ama normalde hayır.
0
nundu
(16.03.18)
duruma göre;

özel jette düşüp ölen kadınlara bir saniye üzülmedim

dilek özçelik'de ağladım, çok çok üzüldüm.
0
aksach
(16.03.18)
üzülüyorum. ölüm konusunda metanetli olmaya gayret ediyorum. tabii ki çok acı bir tecrübe ama "sonunda hepimiz öleceğiz"i kabullenmeye, kendi hayatıma odaklanmaya çalışıyorum. gelgelelim geçenlerde davide astori öldüğü gün oturup ağladım, çok canım sıkıldı. özellikle de böyle gencecik, sağlıklı, ailesi, küçük çocuğu falan olan insanlar aniden ölünce çok üzülüyorum.
0
der meister
(16.03.18)
Hayatımda fotosunu görmediğim birine bile üzülüyorum.
0
cemallamec
(16.03.18)
Üzülmüyorum. Bazıları için belki şaşırabilirim ama başka bir duygu uyandırmıyor.
0
cikmaz sokaktan cikagelen cocuk
(16.03.18)
üzülüyorum.
0
theseachange
(16.03.18)
tanıdıklarımın bile tamamına üzülmüyorum. çoğu için tepkim "hmm kötüymüş ya" olur/oldu.
0
ghilleinthemist
(16.03.18)
@aksach +1 dilek öldüğünde içim yanmıştı.

onun haricinde daha çok ölen kişinin çökmüş bir yakınını, özellikle eşini gördüğüm zaman çok duygulanıyorum.
0
air
(16.03.18)
üzülüyorum. bir defa saatlerce ağladım.
0
playing star again
(16.03.18)
Duruma ve kişiye göre değişiyor.
Genel olarak intihar edenler için üzülmem kendi tercihleri olduğu için.

Üstte verilen örnek üzerinden gideyim;
Dilek Özçelik için de çok üzüldüm düşen jette ölen insanlar için de üzüldüm.
Mesela Yazıcıoğlu öldüğünde herkes çok üzülürken ben hiçbir şey hissetmemiştim bugün de benzer birine benzer bir şey olsa hiçbir şey hissetmem.
0
mutekebbir
(16.03.18)
Su ana kadar olumune uzuldugum bi insan olmadi. Iskence ile aci cekerek olenlere uzuluyorum tabi. Ama bende oyle bir kahrolma durumu filan olmuyor.
0
allah yazdiysa bozsun
(16.03.18)
Tanımamaktan kasıt hakkında hiçbir şey bilmemek mi? Öyleyse üzülmüyorum. Yakınlık hissetmediğim birine üzülmem mümkün değil.
0
harvey
(16.03.18)
üzülüyorum özellikle işçi ölümleri ve kadın cinayetleri dikkatimi çekiyor, tanımasam da üzülüyorum.
0
cabiday
(17.03.18)
Tanıdığım ve baya baya nefret ettiğim biri öldü geçenlerde. Ölüsünü bulamadılar hatta. Çok üzüldüm kahroldum. Boktan bir insan da olsa böyle bir ölümü haketmedi.
0
suicides underground
(17.03.18)
@konusma ben konusuyorum daha bitirmedim, + 1

bazen, "asıl ona üzül, yok asıl şunlara üzül" diyen tipin olduğu karikatürdeki gibi hissediyorum.
0
runagain
(17.03.18)
Evet, hatta gereksiz yere fazlaca üzüldügüm durumlar da oluyor maalesef. İnsanı geçtim herhangi bir canlının ölümü beni oldukça etkiliyor.
0
fraise
(17.03.18)
kalanlara uzulurum; oleninse belki olum sekline...
0
e haliyle
(17.03.18)
evet üzülürüm.
0
dusundumdusundumdurdum
(17.03.18)
(10)

Büyük ülkelerin gizli projelerine inaniyor musunuz?

ceann deas
Ameerikanin 51. Bölgesi olsun, uzaylılarla gizli işbirlikleri olsun, aşırı korunaklı laboratuvarlarda genetigiyle oynanan insanlar olsun, katil robot ordular olsun...Böyle şeylere inanıyor musunuz? İnanıyorsanız hangilerine inanıyorsunuz? Ben hepsine inanıyorum mesela. Binlerce insan milyarlarca ins
Ameerikanin 51. Bölgesi olsun, uzaylılarla gizli işbirlikleri olsun, aşırı korunaklı laboratuvarlarda genetigiyle oynanan insanlar olsun, katil robot ordular olsun...

Böyle şeylere inanıyor musunuz? İnanıyorsanız hangilerine inanıyorsunuz? Ben hepsine inanıyorum mesela. Binlerce insan milyarlarca insanin bilmedigi bir seyler yapıyormuş gibi geliyor hep. Soyle bir baktigimizda bizim bilmemize izin verilen teknoloji bile 10 yilda bu kadar gelismisken, bize gosterilmeyen teknoloji ne durumdadır düşünebiliyor musunuz? İnternetin google katmanında yaşıyor gibiyiz. Asıl olay deep webdeymis de bizim haberimiz yokmus gibi.
0
ceann deas
(16.03.18)
Evet bir çoğu var. Bir kere yıllar öncesinin (ve artık açıklanmış olan) gizli deneyleri bunun bir işareti. Bilim ve teknoloji artık düşünüldüğü gibi insanlığa değil belli bir kesimin tekelinde ve onların faydası için ilerliyor. Yediklerimize bile katılanlar uzun vadede sağlık yönünden tehlikeli. Ve üretenlerin bunun farkında olmamasını düşünmek imkansız gibi.
0
1adam
(16.03.18)
İnanmıyorum. İleri teknolojiyle ilgili deneyler dünyanın gelişmiş her ülkesinde yapılıyor ama bu deneylerde insanların kullanıldığını düşünmüyorum. Cahil bir insan CERN ile ilgili çalışmaları bile yanlış anlayabilir. Ama birazcık araştırma yapan biri komplo teorilerinin çok rahat üstesinden gelebilir. Uzaylılara da inanmıyorum bu arada. Dünya dışı yaşam beklediğimizden çok farklı olacak bana göre. İki kolu, iki bacağı olan uzaylı tiplemeleri bu fikirlerin insan ürünü olduğuna işaret ediyor.
0
dissendium
(16.03.18)
ben de bazılarına inanıyorum ve yaptıkları her şeyi de övüne övüne gösterecekleri fikrine katılmıyorum. bazı şeyler sonradan kullanılmak üzere gizli kalabilir, bu çok doğal. zaten her şeyi pat diye ortaya koysalar, mesela bizim gibi aylar önceden davul zurnayla afrine gireceğiiizz gibi bağırsalar bu adamlar bu halde olamazdı. akıllılık zaten göstermekte, yahut yapmakta değil, bunu el altından becerebilmekte çaktırmadan. tabi bunlar bize son derece yabancı şeyler. geçen ay da menbiç'e gireceğiz diye bağırıyordu malum. böyle işte. özellikle abd'nin kişilerin çıkarlarına bağlı yönetilen bir devlet olmadığı da açık olduğundan bu tip gizli işlere son derece ehemmiyet gösterdiklerine inancım tam.
0
mehmed resad
(16.03.18)
öyle gizemli, manyak şeylere değil ama gelişmiş ülkelerin çeşitli projeler geliştirmeye çalıştığına elbette ki inanıyorum. elinde bu gücü bulunduran her ülke bunları yapar ve ister.

inanmayana da saygım var ama "her şeyde amerika'yı suçlayalım!1!" diyen, amerikan hayranlığından kendini kaybetmiş tiplere gtümle gülüyorum açıkçası. dünyaya abd kadar zarar vermiş başka bir terör örgütü var mıdır acaba, merak ediyorum. bizim beceriksiz, aptal falan olmamız onların da şerefsizin önde gideni olduğu gerçeğini değiştirmiyor. kaldı ki bugün ortadoğu CİHADELLO YEHUU deyip kendini havaya uçurmaya bayılan tiplerden oluşuyorsa yine bunun sebebi de büyük oranda abd'dir.

sen bir türk olarak iç savaşta doğsan, siyasal islam'ın pompalandığı ve abd destekli diktatörlerin cirit attığı bir coğrafyada büyüsen gelip duyuruda böyle kadın hakları falan konuşacağını mı sanıyorsun? o zihniyetle, o koşullarda yetişen adam kendini patlatmaktan başka ne bilecek?

kendi ülkemden bir halt olmaz onun farkındayım da bu abd köpekliği kadar nefret ettiğim bir şey yok. açık açık "biz bu iktidarı istemiyoz ya" deyip darbe yapan, dalga geçer gibi demokrasi götürüyoruz falan diyen bir ülkeyi nasıl sevip destekleyebiliyorsunuz, anlamıyorum.
0
der meister
(16.03.18)
İnanmıyorum, inananların da pek zeki olmadığı yönünde ön yargım var.
0
cikmaz sokaktan cikagelen cocuk
(16.03.18)
hayır.

hepsinin tamamen propaganda amaçlı olduğuna inanıyorum. sadece bizde neler neler var olm bi bilseniz var ya durumu.

ha şu var gizli askeri araçların ufo diye yutturulması tam bir efsane olay.
0
susadım çeşmeye varmaz olaydım
(16.03.18)
hiçbirine inanmıyorum ancak doğru olma ihtimallerini de takdir ediyorum.

şöyle bir şey var; doğrudur ya da değildir. doğru değilse zaten sorun yok, doğruysa da benim konu hakkında yapabileceğim hiçbir şey yok. gereksiz yere gündemimi meşgul etmesine izin vermiyorum. somut, elle tutulabilir ve kanıtlanabilir olayları, temel mantıksal süreçten geçebilecek konuları düşünmeyi seviyorum.

ayrıca bunu politikaya, bilime hatta tıbba indirgeyenler var, aman aman. youtube'tan büyük resmi görenlerin kanallarında sağlığınız için şunu yapın, diş macununuza flor koyup epifiz bezinizi parmaklıyorlar ve sizi itaatkar ediyorlar diyenleri dinleyip uygulayanlar var. aman diyeyim..
0
air
(16.03.18)
Bazı şeyler vardır, bunların üzerine bin katılır, sulandırılır.

Akla yatkın olmayan şeylere(ufo) şahsen inanmamakla birlikte ilginç ve bilimsel temelleri olabilecek şeylere(genetiğiyle oynanan insanlar) inanıyorum.

genetiğiyle oynanması demek spider-man yapmak demek değil tabi, fakat mesela insan klonlamak, yapay rahimde insan yetiştirmek, bunları yaparken gen seçerek yapabilmek... nihai amacı bunlar olan bir sürü proje olması mümkün. Ekonomik ve sosyal açıdan planlamayı başka bir boyuta taşıyacağından da neden olmasın ki?

bence asıl olay deep web'de değil, deep web'e girmek bir şey değil çünkü. insanların algılarıyla oynamak kolay ve bugün insanların neredeyse tamamı gerçeklik algısını bozacak her türlü manipülasyona da müsait. modern insan inançsız değil yani, sadece kadim dinlere inanmıyorlar, fakat yeni fetişlere inanıyorlar.

Aşağıdaki alıntıyı da paylaşayım:

Küçük Moiz ilkokul çağına gelmiş, okulda ilk günün akşamı eve dönmüş. Annesi:

“Oğlum öğretmenin bu gün neler anlattı size bakayım ?” diye sormuş.

Moiz:

“Anne, Musa diye bir adam varmış, bir gün Ramses diye biriyle kapışmış, adamlarını alıp kaçmaya başlamış. Kaçmışlar, kaçmışlar bir nehrin kenarına gelmişler. Arkadan Ramses’in ordusu geliyormuş. Musa hemen cep telefonundan Mossad, CIA, Ordu, vs.. herkesi aramış. Hemen helikopterlerle askerler gelmiş, nehrin üzerine bir köprü yapmışlar. Musa ve adamları geçmiş. Ramses’in adamları köprüye girerken savaş uçakları gelmiş, köprüyü bombalamış, hepsi suya düşüp boğulmuş…”

Diye anlatırken, Anne:

“İnanamıyorum !.. Öğretmenin cidden böyle mi anlattı ?” demiş.

Oğlan da:

“Ya, Anne, ben sana öğretmenin anlattığı şekliyle anlatsam hiç inanmazsın..”…
0
idexo
(16.03.18)
Var tabii olmaz mı, uzaylı falan değil tabii de şöyle şeyler.

www.wikiwand.com

Bir de bunlar Avrupa ülkelerini aşar anca Amerika'da oluyordur.
0
i was made for you
(17.03.18)
kısmen inanıyorum ama çoğu da abartı şeyler.
0
runagain
(17.03.18)
(17)

köpek beslemek çok mu zor?

pikapika
selamlaar. çocukluğumdan beri köpek korkusu olan biriydim. bunu sanırım dayımın taptatlı kurt köpeğiyle aştım. başta o ortalıktayken bahçeye dahi çıkamazdım, ben varım diye hayvanı bağlarlardı:( çok üzülüyorum şimdi. sonra bi kere dokundum, bi kere sevdim, bi kere kalbim güp güp atmasına rağmen üzer
selamlaar. çocukluğumdan beri köpek korkusu olan biriydim. bunu sanırım dayımın taptatlı kurt köpeğiyle aştım. başta o ortalıktayken bahçeye dahi çıkamazdım, ben varım diye hayvanı bağlarlardı:( çok üzülüyorum şimdi. sonra bi kere dokundum, bi kere sevdim, bi kere kalbim güp güp atmasına rağmen üzerime zıplamasına izin verdim derken iyice alıştım. şimdi onu o kadar çok seviyorum ve özlüyorum ki, ama yılda sadece dört beş kez görebiliyorum. artık kendi köpeğim olmasını istiyorum.

apartman dairesinde oturduğum için küçük bir köpek olmasını istiyorum. toy poodle almayı düşünüyorum. bir kere alınca ömrü boyunca benle olmalı, o yüzden bütün artılarını eksileri düşünüp öyle karar vericem. en zoru sanırım tuvalet eğitimi. ama halıları falan kaldırıp bu süreci bi şekilde atlatırım sanırım. bu ırk çok havlar mı, komşulara fazla rahatsızlık verir mi? ilerde bi gün çocuğum olursa onlarla geçinebilir mi, nedense bikaç yerde çocuklarla arasının çok iyi olmayabileceğini okudum. köpişli duyurucular, köpeğiniz hangi cins, rutininiz nasıl, evde köpek beslemek çok zor mu, en zor yönü neresi? uzun sorumu cevaplarsanız çook sevinirim:)
0
pikapika
(16.03.18)
Biz evde bakmadık ama yeni doğmuş bir köpeğe baktık bir süre. Köpekler kedilerden farklı olarak ilgi isteyen canlılar. Annesi ölen üç tane kedinin kendi başlarına bir ayda ağaçlara tırmandığına, fare, kuş yakaladıklarına şahit oldum ama köpekler bu konuda kedilerden daha zayıf. Birçok konuda eğitmeniz gerekebilir. Dışarı çıkarıp gezdirmeniz de gerekebilir. En zoru demeyeyim ama en temel zorluğu yemeğini, temizliğini, sağlığını takip etmek.
0
dissendium
(16.03.18)
Evde köpek bakmak zor kedi değil ki kendi çapında takılsın. Çocuk gibi eve döndüğünde ilgi ister ayrıca günde 2 defa tuvalete çıkarman gerekir bunlara vakit ayırabileceğine inanıyorsan almalısın
0
sydney
(16.03.18)
Evde köpek beslemek zor değil, eğer yeterli özveri varsa.

Öncelikle küçük olması şart değil, büyük köpeğe de evde bakılır. Küçüğü de büyüğü de aralıksız koşturmuyor evde sonuçta. İlk başta belli başlı zorluklar var. Tuvalet eğitimi, sağı solu kemirmesi falan. Büyüyünce bunların olmaması sizin elinizde. Benim köpek American Staffordshire Terrier, terrier olduğundan ısırma ve kemirme huyu var. Yavruluğunda hep göz önünde bulundurarak yanlış bir şeyde kızarak parçalanmış bir kablo ve bir kaç terlikle atlattık, artık hiç bir şey parçalamıyor. Yani evde yavru köpek varsa parçalanan şeyler olacak.

Tuvalet için günde minimum 2 kere çıkması gerek. Ben sabah 5.30'de sırf onu çıkarmak için uyanıyorum. Bu özveri gösterilecekse tuvalet işi de zor değil. Yetişkin bir köpek 18 saate kadar tutar tuvaletini zaten çok zorda kalırsan. Tabi hayatında her zaman sen evde yokken ishal olup kusup ortalığı batırma ihtimali var, eve yorgun bir şekilde gelip salonun savaş alanına döndüğünü görebilirsin.

Yani özet olarak, yavruyken bir şeylerin parçalanmasını göze alıyorsan, bol bol tuvalet temizlerim diyorsan, yetişkinken de her gün günde en az yarım saatini dışarıda gezmeye yarım saatini de içeride veya dışarıda oyuna ayırabileceksen ve ara sıra eve geldiğinde küçük sürprizlerle karşılaşmayı sorun etmiyorsan köpek beslemek zor değil.

Koltuğu veya halısı kıymetlilerdensen zor.
0
once
(16.03.18)
benzer bi duyurudaki cevabimi kopyaliyorum.
şu sebeplerden zor. ortalama 15 sene yaşıyorlar ve ne olursa olsun bırakmamanız gerekiyor. apartmandakiler havlamasa bile sırf pisliğine takabilir. ev sahibi takabilir. defalarca ev değiştirdim. en son müstakile geçtim rahat ettim. mesela köpeğiniz sizi koruma amaçlı evde havlasa, komşulara ya da ev sahibine haklarınızı savunabilecek misiniz? 24 saat havlamadıkça hukuken bir şey yapamazlar evet, ama sizle uğraşmalarına sabredebilecek misiniz?

yolda yürürken insanlara yol vermenize, dışkıları toplamanıza rağmen sürekli taciz edilebilirsiniz. belli bi süreden sonra çok yorucu oluyor.

günde en az iki kere tuvalete çıkarmanız, en az bir saat egzersiz yaptırmanız lazım. sabah sıcak yataktan normalden iki saat daha erken kalkıp bunları yapmak sonra işe/okula hazırlanmak da yorucu oluyor. tatillerde büyük şehirdeyseniz güvenebileceğiniz bir köpek pansiyonuna bırakmanız gerek, küçük şehirdeyseniz ya onu da alacaksınız ya kaybetmeyeceğinden emin olduğunuz birine bırakacaksınız.

bunun dışında hepsinin karakteri, huyu farklı. kimisi gündüz evde yalnız kaldı diye eve işiyor, kimisi oyuncak yerine mobilya parçalıyor. kimisi kokuyor, kimisi çok tüy döküyor. ilerde evlenme ya da biriyle yaşama durumunda partneriniz köpek istemiyorum dediğinde hangisini gözden çıkaracaksınız?
0
pide
(16.03.18)
@pide zorlukların farkındayım, farkında olduklarımın dışında hesaba katmadığım ne gibi zorluklar olabilir onu merak ediyorum ve araştırıyorum. ev kendimize ait, site bahçesine günde üç dört kere tuvalete indiriveririm sorun olmaz. zaten yaz sonu evleneceğim kişiyle birlikte karar verdik almaya, o da sorun olmaz:) zaten onun da etkisi var, daha önce evde köpek beslediği için güveniyorum. tek başıma olsam cesaret edemem belki de. pide ve once, ikiniz de erken uyanmak demişsiniz:( 7 gibi indirsek olmuyor mu, 5 5 buçuk civarı fazla erken değil mi? köpekler o saatte mi uyanır ve tuvalet ister?
0
🌸pikapika
(16.03.18)
yok ise ya da okula yetismek icin normalden daha erken kalkmak gerekiyor, o yuzden yazdim. yoksa size gore nasil uyacaksa o saatte :) tabii kimisi erken saatte uyandirir, kimisi oglene kadar uyur artik sans.

tuvalet egitimi duzenli disari cikarirsaniz cok zorluk cekmeyeceginiz bir surec. hatta yetiskin bir kopek sahiplenirseniz tuvalet egitimi de olur cok buyuk ihtimal. ama benim kopege normalden az ilgi gostereyim, ya da daha az yuruteyim birkac gun, hemen baslar saga sola isemeye. ilgisiz kalinca boyle seyler yapabilir ne kadar egitimi olursa olsun.

bunlara ek olarak tuy dokmesini sorun eder misiniz? ya da kokmasini? bunlar en yaygin terk etme sebepleri cunku.
0
pide
(16.03.18)
biraz tüy dökmesini sorun etmem. sonucta oyuncak değil, ben saç döküyorum erkek arkadaşım da tüy döküyor normaldir temizleriz:) ama tabi elimi attığım her yer tüy olmasa iyi olur. poodle çok dökmüyor diyolar bakalım.
koku en çok tereddüt ettiğim noktalardan biri. hayvandan insan gibi kokmasını bekleyemeyiz ama kapıyı açar açmaz evden ağır bir koku geliyor mu, evime insan girip çıkar mı onu bilmiyorum merak ediyorum :)
0
🌸pikapika
(16.03.18)
hangi cins almak istiyorsunuz? hayvanın cinsi kadar önemli hiçbir değişken yok köpek beslemekte.
0
sen git ben geliyorum
(16.03.18)
toy poodle.
0
🌸pikapika
(16.03.18)
şimdi çok kısa bir araştırma yaptım poodle kokusuna dair. görünen o ki kulak içi kıllarına dikkat edilmezse feci koku yapıyormuş. ayrıca tüylerinin bakımına ciddi zaman ayırmak gerekiyormuş. neyse ki, şansınıza, tüy dökmesi çok olmuyormuş. eğer ingilizceniz varsa yabancı forumları araştırmanızı tavsiye ederim. o forumlarda okuduklarım sonunda çok çok istediğim "caucasian shepherd"ı almama kararı verdim. (alaskan malamute ya da newfoundland alacağım.)
0
sen git ben geliyorum
(16.03.18)
elbette zor. alacaksan dahi yazılanlara inanıp büyük ırk kesinlikle alma. küçük ırk belki yeterli özveri ile bakılabilir ancak büyük ırk için o ev hapis olur, işkence olur.

her şeyden önemlisi bir köpek alırken (küçük ırk varsayıyorum) ortalama 15-20 yıl boyunca 5 yaşını geçmeyen bir çocuğunun olacağını kabullenmen gerekiyor. herzaman ilgi alaka ve bakım isteyen, ihtiyaçları olan bir canlıdan bahsediyoruz. hayvan sahiplenmek ciddi bir iştir ve sorumluluğu çok büyüktür. tamamıyla kendi duygularının tatmini için bir canlının sorumluluğunu üstleniyorsun ve hatalarının bedelini o hayvan canıyla, duygularıyla ödüyor. kendi iradesi, düşüncesi olmayan ve kötülük ile karşılaştığında bunun nedenini anlayamacak ve üzülecek bir canlıdan bahsediyoruz.

ben kişisel olarak hayvan sahiplenilmesine bir takım istisnalar haricinde karşıyım. en büyük sebebi de hayvan ticaretinin, sektörünün devamlılığına katkıda bulunulduğu için. onun haricinde bir noktaya kadar barınaklardan sahiplenilmesine ya da hasta ve ihtiyaç sahibi bir hayvanın iyileştirilmesi için alıkonmasına o kadar karşı değilim.
0
air
(16.03.18)
@sgbg aynen oralardan araştırıyorum, poodle cinsine özel türkçe çok bişey bulamadım. birbirlerinden kopyalayıp aynı cümleleri yazmışlar hep. alırsanız bana yazın neler yaşadığınızı :D
0
🌸pikapika
(16.03.18)
ek. gerçekten duyarlıysan ve sahiplenmekte kararlıysan lütfen öncelikle barınakları gidip gez. bakamadığın ve bıraktığın zaman o hayvanların ne hale geldiğini görmen açısından çok faydalı bir gezi olur. onun haricinde barınaklardan hayvan sahiplenirsen çok daha faydalı bir iş yapmış olursun. amacın hayatını paylaşmak için bir dost edinmek ise barınaklardan daha güzel bir adres yok :) bir tanesini dahi olsa mutlu etmiş kurtarmış olursun. illa cins köpek olsun diye düşünüyorsan dahi emin ol barınaklar cins hayvanlardan geçilmiyor. insanlar 'hediye' olarak hayvan satın almayı çok seviyorlar. sonra belli bir zaman sonra barınaklara atıp kurtuluyorlar. ya gözlerimin önünde kar beyazı maltese terrier'i duvardan içeriye fırlatıp kaçtılar. kapıyı çalmaya bile tenezzül etmediler. hayvanı damızlık olarak kullanmışlar yıllarca, sonra zamanını doldurunca atıp kurtulmuşlar. rahmi, vajinası berbat haldeydi. neyse konu başka yere gidiyor. anlatacaklarım bu kadar :)

edit: damızlık mı deniyordu dişiler için karar veremedim. neyse konu açık zaten
0
air
(16.03.18)
Tekrar ediyorum evde büyük ırk da bakılır. Hatta ev köpeği olarak görülen büyük ırklar vardır. Bahçede bakılsa dahi uyku vakti eve alınması gereken büyük ırklar da vardır. Köpeğin ebadı kişiliğini etkilemez, bekçilik güdüsü olmayan ve sosyal yanı güçlü hayvana asıl bahçede bakmak işkencedir.

Evde bakmak denildiğinde millet 24 saat eve kilitlemek falan sanıyor sanırım.
0
once
(16.03.18)
@air teşekkürler:) ben de sonradan bırakmayı hiç istemiyorum o yüzden bi hevesle gidip almak istemedim, iyice bi araştırayım neyle karşılaşacağımı bileyim az çok. yine de kararlıysam alıcam, önümde bikaç ay var yeni evime taşınmak için. barınaklardan almak aklıma gelmedi, hep yavruyken almaya yönelik düşündüm çünkü. ama olabilir oralara da bi bakayım. umarım vazgeçmem, bence değer çok tatlılarr :3=
0
🌸pikapika
(16.03.18)
Satin almayin, sahiplenin.

Onun disinda guzel bir kopek okulu egitimiyle avrupa'daki gibi bir kopek olur cikar. Turkiyedeki sahipli kopekler de saga sola havlayip insanin ustune cikiyor -izin verilmedigi halde-

Kopegin temizligi vs olursa bence kokmaz. Ayrica tabi gunde en az 2 kez gezdirmeniz gerekir, "hadi isesin/sicsin" kafasiyla degil de baya cocukla parka gider gibi, uzun uzun keyifle (tabi her gun boyle olmaz da cogunlukla min yarim saat olmali her cikmaca)
0
kuehles blondes
(17.03.18)
kopek pis oldugundan degil kendine has bir kokusu oldugundan kokuyor bu arada, temizlikle alakasiz bu durum. bazisi kokmaz bazisi kokar, iki kopegim var, biri kokuyor mesela.

yavru istediginizi soylemissiniz de yetiskin sahiplendim ben. uyumla ilgili hicbir sorun yasamadim. hatta daha az yorucu oldu bir yavruya kiyasla. hem yavru hem cins zaten barinakta bulamazsiniz. insanlar yavruyken alip bir sene icinde terk ediyor genelde. illa kucuk irk istiyorsaniz yetiskinlere de sans verin. gittiginiz barinaklarda denk gelmezseniz de hayvan sahiplendirme sayfalari var, gonullulerin gecici yuva oldugu veya tedavi ettirdigi ya da sahibinin terk etmeden once ilan verdigi hayvanlar oluyor. tuy koku konusunda hassasim ben diyorsaniz, benim bir tanesi malta terrieri. tuy ve koku acisindan sorunu yok. ama sidiklidir iste :')
0
pide
(17.03.18)
(5)

hiçbir şeyi yetiştiremiyorum, her şeyim yarım hayatta,

for day to break
koşturuyorum da ama yine de bir çok şeyi eksik yapıyormuşum gibi his var. hiçbir şeye de motive olamıyorum. bundan kurtulmak için insan olma sanatı, duygusal zeka, hayatı yeniden keşfedin, osho pratik meditasyon teknikleri vb; şimdinin gücü, şema terapi, iyi hissetmek gibi buna benzer bir çok kitap
koşturuyorum da ama yine de bir çok şeyi eksik yapıyormuşum gibi his var. hiçbir şeye de motive olamıyorum. bundan kurtulmak için insan olma sanatı, duygusal zeka, hayatı yeniden keşfedin, osho pratik meditasyon teknikleri vb; şimdinin gücü, şema terapi, iyi hissetmek gibi buna benzer bir çok kitap okudum ama sonunda yine günümün sadece bir kaç saatini sorumluluklarıma ayırabiliyorum. ilaçta kullandım, içerken iyi, psikoloğa gidiyorum ordan gelince irademe kavuştuğumu düşünüyorum ama sonra yine her şey başa dönüyor. çok yoruldum artık.

kimseye bir şey diyemem her şey benden kaynaklanıyor, en azından bunun farkındayım. yoluna koyma girişimlerim sürekli devam ediyor. bu konuda etrafım beni pek anlamıyor, aslında görmüyorlar beni. çünkü ana sorumluluklarımı hızlı bir şekilde yapıyor tabiri caizse kendime laf getirtmiyorum.

ama okumayı çok istediğim bölümler var, eğer irademi ele alabilirsem o bölümlerden birini elde edebileceğime eminim. ama işte kısır döngüden kendimi kurtaramıyorum. önerilerinize açığım?
0
for day to break
(15.03.18)
Yetiştirmek istediğin şeyleri sıraya koyacaksın. Hepsini yapayım derken hiçbirini yapamıyorsun, böyle daha mı iyi?
0
ofkeyle kalkanin yerine oturan yazar
(15.03.18)
Bölüm derken nasıl bölüm? Üniversitede bir bölüm mü? Ben genel olarak hayal kurmanı tavsiye ederim. Ben sürekli hayal kuran biriyim. Hayal kurarsan neleri gerçekten istediğini görürsün. O şeye ulaşmak için kafanda yollar belirlersin. Sonra da o şey için çabalamak kalır geriye.
0
dissendium
(15.03.18)
@dissendium, evet yeniden güzel bir bölüm okumayı hayal ediyorum, önceki bölümüm sanat tarihi. bulunduğum yerin üniveristesinde psikoloji ya da ilahiyat okumak istiyorum. çünkü bu tür kitapları okurken hiç sıkılmadığımı farkettim. elim boş, öyle büyük bir maddi sıkıntım ve herhangi bir ayakbağım da yok, bebek vs. gibi.

ama işte şu an ders çalışmak yerine, başka başka şeyler okuyorum, izliyorum v.s.
0
🌸for day to break
(15.03.18)
Amacın ders çalışmaksa bunun için bir plan yapman ve sistematik bir şekilde ilerlemen gerekiyor. Kendini çok sıkmayacak şekilde bir ders planı hazırlayabilirsin. Keyfiyet faktörünü azaltınca işler kendiliğinden düzene giriyor zaten. Daha da motivasyon kazanmak için o bölümlerin ders içeriklerine bakabilirsin ve ilgini canlı tutabilirsin.
0
dissendium
(15.03.18)
bu devirde herkesin problemi bu. bi bölüm dizi izleyeyim derken sezonu bitirip kalkmak gibi huylarımız var. bunu kırmak için benim bulabildiğim en etkili çözüm, sana kendini iyi ve anlamlı hissettiren işler yapmaya çalışmak. dışarıdan böyle görünmüyor oluşundan dolayı, bunun senin karakterinin, mizacının bir göstergesi olduğunu söyletiyor. sen, içinden sürekli bir eksiklik hissediyorsun. bu eksiklik hissi hiç geçmeyecek. iki ihtimal var. ya onu his seni ele geçirecek ve ömrünü sana yanlış gelen işler yapıp bir de buna hayıflanarak geçireceksin, ya da zihnini bir şeye kanalize edip o alanda yürüyeceksin. yürürken de o his seninle birlikte olacak. ama bunu seni kamçılayan bir şeye dönüştürmen gerekli.

lisans okumak yerine, din psikolojisi alanında yüksek lisans yapabilirsin. sanattaki estetik tecrübenin dini tecrübeyle ilişkisi vs. gibi senin lisans altyapını da kullanabileceğin bir şey olabilir.

benim tavsiyem, şehrindeki üniversitenin yüksek lisans programlarına bak. aklına yatan bir ders bul, hocasıyla tanış, hocam ben bunlara meraklıyım, derse gelebilir miyim de.
o derse düzenli gitmek, derse hazırlanmak seni motive edecektir.

seni zihnen ve ruhen besleyen insanların yanında bulunmaya dikkat et. mayıs-haziranda yüksek lisans programları açılır. psikologlar alan dışı pek almaz ama ilahiyatlar açıktır böyle şeylere. din psikolojisi, din sosyolojisi, dinler tarihi, tasavvuf ya da kelam, hadis, neyse ilgini çeken, o alanda ilerleyebilirsin.

bu süre zarfında, mesela youtube'da bir sürü akademik ders kanalı var. istersen özelden yazarım. dizi film izlemek yerine, günde bir saat buradan bir ders dinle. dinlerken notlar al. dersteki meseleleri araştır.

kısır döngüler zor. kolaylıklar dilerim.
0
kullanıcı adı
(16.03.18)
(4)

Çok sıkılıyorum..

binder dandet
whatsapptan ona buna (tamam kızlara) kedili smaylili mesajlar yolluyorum ama istenen etkiyi veremiyorum. Ne zaman bana mesaj atan bir kız çıkacak? ha neden ben mesaj alamıyorum?
whatsapptan ona buna (tamam kızlara) kedili smaylili mesajlar yolluyorum ama istenen etkiyi veremiyorum. Ne zaman bana mesaj atan bir kız çıkacak? ha neden ben mesaj alamıyorum?
0
binder dandet
(15.03.18)
Çünkü seni sevmiyorlar.
0
dissendium
(15.03.18)
bu sefer uzun uzadıya anlatmayacağım; keyifleri yerinde olan insanlara değil, modu düşük - hayatında bazı şeylerinin ters gittiği kızlara gönder. Önce bi' sor nasılsın iyi misin diye ? iyiyim diyenleri es geç, senin pozisyonunda birisi için boşuna enerji kaybı onlar.
0
mete kudur
(15.03.18)
naber y.rram diye msj gönder.
0
susadım çeşmeye varmaz olaydım
(15.03.18)
dışarı çık, biraz çevre yap, onlarla takıl. gerekmedikçe mesajlaşma. çok üzerlerine de düşme. ilgi görmüyorsan başkalarına bak. herkesin dönem dönem yalnızlıktan, dönem dönem de sosyallikten bunaldığı olur.

her mesaj atmayanı veya ilgi göstermeyeni kişisel algılama. bütün insanlar o anda takılacak birilerini aramıyor olabilirler.

mesaj almak istiyorsan 'çekici' olman lazım. bu genelde imaj tabi. kendine bak, özen göster, pazarla.

ilgili özlü söz: www.youtube.com
0
idexo
(15.03.18)
(2)

Matematik Sorusu

deneme
Ekteki soruyu bana Bilal’e anlatır gibi çözerek anlatabilecek biri var mıdır? Not: Edebiyat mezunuyum.
Ekteki soruyu bana Bilal’e anlatır gibi çözerek anlatabilecek biri var mıdır? Not: Edebiyat mezunuyum.
0
deneme
(15.03.18)
Yıldız sembolü iki kez rakamları toplatıyor.

523=5+2+3=10

12=1+2=3

10+3=13

Edit: Alttaki arkadaş haklı. Bir belirsizlik var.
0
dissendium
(15.03.18)
523+12=535 → 5+3+5= 13

8+9=17 → 1+7=8

29+17=46 → 4+6=10

8+6=14 → 1+4=5, 9+4=13 → 1+3=4

5*4= 5+4=9 → 9

9*12= 9+12=21 → 2+1= 3
0
no problem al maury
(16.03.18)
(8)

çocuk yapma olayı (dölleme) (belki 18+)

nemo problemo
merak ettim bu olayı. yani tam olarak nasıl oluyor? yani çocuğun olması için ne kadar meni yeterli oluyor? bu meninin fışkırması falan gerekiyor mu yoksa içinde olması yeterli oluyor mu? en uygun döllenme zamanı ne zaman?
merak ettim bu olayı. yani tam olarak nasıl oluyor? yani çocuğun olması için ne kadar meni yeterli oluyor? bu meninin fışkırması falan gerekiyor mu yoksa içinde olması yeterli oluyor mu? en uygun döllenme zamanı ne zaman?
0
nemo problemo
(14.03.18)
en uygun döllenme kadın için adet bitiminden hemen sonraki günler. erkek için sabah saatleri deniyor.

içinde olmasıyla ilgili bir çok rivayet var. kimi doktor ilişki sonrası hemen ayağa kalkılsa bile bebek olur derken kimi doktor belin altına yastık koyulup bir müddet ayaklar tavanda durulmalı diyor.

meni sayısı en az 20 milyon olmalı. ama saraçoğlu diyor ki; bu yıllar önce 100 milyondu insanımıza hibrit tohum yedirerek bu sınırı aşağı indirdiler diyor. doğrudur inanırım.
0
for day to break
(14.03.18)
Kadınlar aylık döneminin ortasında ovüle oluyor, yumurta yaklaşık 24-48 saat civarı canlı kalıyor. Bu sürede döllenme mümkün geri kalan zamanlarda döllenme olmaz. Erkek tarafından bakarsak sperm rahimde 5 güne kadar canlı kalabiliyor ve bu sürede yumurtaya denk gelirse döllenme oluyor. Spermin teorik olarak vajina içine girmesi yeterli rahime ulaşması için. Ama biraz da şans işi kimi zaman imkansız gibi görünen durumlardan bebek olabilirken kimileri çok uğraşıyor ama olmuyor.
0
Haldamir
(14.03.18)
Meni, spermlerin dışarı atılmasını sağlayan sıvı. Bu sıvının içinde ne kadar sayıda sperm olduğunu belirlemek gerekiyor. Sayı fazlaysa yumurtanın döllenme olasılığı artıyor. Diğer bir konu da sperm kalitesi. Sperm sayılarının fazla olması kadar spermlerin kalitesi de etkili. Bir insanın beslenme düzeni bile sperm kalitesini etkiler. Burada referans alınacak değer spermle ilgili bilgiler. Meni tek başına hiçbir şey ifade etmez. Birinin menisi bol olsa da o sıvı içinde çok az ve kalitesiz spermler bulunabilir. Cinsel ilişkide 10 cm yeterli geyiği buradan geliyor aslında. Yeterli konuma bırakmak yetiyor teorik olarak.
0
dissendium
(14.03.18)
Ben ceketimi üstüne atsam yeterli oluyor.
0
[GODDARD]
(14.03.18)
valla bi suriyelilerin çocuğu oluyo galiba, tanıdığım kim varsa çocuk olmuyor. kadınlarda pcos var, erkeklerde sperm kalitesizliği/yetersizliği.
0
pinkpeony
(14.03.18)
benim eşimde sperm kalitesizliği vardı düzeldi, şimdi de benim tiroitlerim bozuldu. Mevlam nasip etmeyince etmiyor. ama yine de umut kesilmez. bir bakarsınız gebelik soruları sormaya başlamışım burada.
0
for day to break
(14.03.18)
çok değişken bir durum. bazı durumlarda en olmayacak durumlarda bile gebelik olabiliyor, bazı durumlarda da olmayınca olmuyor. gebe kalamaz denen bir sürü kadın çeşitli faktörlerle gebe kalabiliyor, bazısı da sorun teşhis edilememesine rağmen gebe kalamıyor. genel bilgiler şöyle;

20 milyon sperm bir şekilde vajinaya ulaşacak,
iki adet döneminin ortasında yumurtlama günlerinde olacak.

bu iki şart ne yüksek ihtimali ifade ediyor, öncesinde sonrasında olmaz diye bir kural yok. ya da 18 milyon sperm yeterli olmaz diye bir şey yok.
0
babilbaligi
(15.03.18)
döllenme iki tarafın da uygun olduğu durumda oluyor. iki taraftan birinde sıkıntı varsa ya olmaz yada çok zor olur. er kişi olarak şunu söyleyebilirim, erkek için sperm sayısının ve dölleme ihtimalinin en yüksek olduğu zaman son boşalmadan sonraki üçüncü gündür. kadınlarda da yanılmıyorsam leğen kemiği genişliği vb. gibi faktörler de avantaj/dezavantaj sağlayabiliyor.

son olarak erkekler için bir de agresif sperm hücresi diye bi şey duymuştum. artık ne kadar doğru ne kadar yanlış bilemem.
0
silah taciri
(15.03.18)
(2)

Elyaf ve dolgu malzemesi aşağıdaki hangi malzemenin geri dönüşümü ile sağla

pstm
Lütfen birini seçin:a. Petrol.b. Metalc. Cam atık.d. Plastik atık.e. Organik atık.
Lütfen birini seçin:
a. Petrol.
b. Metal
c. Cam atık.
d. Plastik atık.
e. Organik atık.
0
pstm
(14.03.18)
Hepsi.
0
cloudybloody
(14.03.18)
Direkt cam elyaf diye kompozit malzeme var. Ben C diyorum.
0
dissendium
(14.03.18)
(3)

matrix'te bir dalgalanma mı var?

dedim dedim de kime dedim
ya sanki zaman hızlı akıyor. yani normalden hızlı. eskinden ihtiyacım onlan dinlenme ve recovery zamanları artık yetmiyor gibi. hani 24 saat ya gün sanki 18 saate düşmüşte biz hala 24'e böldüğümüz için aynı saatleri görüyoruz gibi. o eskiden zaman geçmiyor ya sendromu artık olum ne ara 2 ay geçti la
ya sanki zaman hızlı akıyor. yani normalden hızlı. eskinden ihtiyacım onlan dinlenme ve recovery zamanları artık yetmiyor gibi. hani 24 saat ya gün sanki 18 saate düşmüşte biz hala 24'e böldüğümüz için aynı saatleri görüyoruz gibi. o eskiden zaman geçmiyor ya sendromu artık olum ne ara 2 ay geçti lan şekline dönüşüyor. bu neden olabilir? 3'te yatıp 9'da kalkıyorum ondan mı acaba?
0
dedim dedim de kime dedim
(14.03.18)
Bence de hızlı geçiyor şu aralar. Ben zamanın hızlı geçmesini yapılan aktivite sayısının büyüklüğüne bağlıyorum. Bütün gün evde oturan biri için zaman yine yavaş akacaktır ama sabahtan akşama kadar dışarıda olan biri için zaman daha hızlı akar.
0
dissendium
(14.03.18)
Evet, matrix vs değil gerçekten de hızlı geçiyor.
Zamanın hızlı geçmesi hadis.. olarak arama bir yap istersen.
0
1adam
(14.03.18)
Ne kadar az boş kalırsan o kadar hızlı geçer.
0
Adramelekhh
(14.03.18)
(13)

TUS kazanmak çok mu zor?

Bruce
yoksa bile isteye pratisyenliği seçip kafa rahatlığıyla çalışmayı seçen doktorların sayısı da az değil mi?neticede bu arkadaşlar da fena kazanmıyor türkiye ortalamasına göre; üstüne üstlük sınav mınav derdiyle uğraşmadan, sonradan hastanelerde komplike hastalarla, dertlerle, insanlarla uğraşmadan, d
yoksa bile isteye pratisyenliği seçip kafa rahatlığıyla çalışmayı seçen doktorların sayısı da az değil mi?

neticede bu arkadaşlar da fena kazanmıyor türkiye ortalamasına göre; üstüne üstlük sınav mınav derdiyle uğraşmadan, sonradan hastanelerde komplike hastalarla, dertlerle, insanlarla uğraşmadan, dayak yemeden, etliye sütlüye karışmadan, huzur içinde mesleklerini icra edebiliyorlar. bu pencereden bakıp tus'a girmeden yolunu çizen doktor sayısı diğerlerine oranla az mıdır çok mudur merak ettim. yoksa tus'a çalışıp çalışıp geçemeyen, sonunda mecburen bu yolu tercih edenlerle mi doludur asm'ler...
0
Bruce
(14.03.18)
35-40 yaşlarında pratisyen doktorlarin tus a hazırlandığını gördüm.

Tus a hazırlanmak da çok zor, pratisyenlik de.

40 kotek mi 40 dayak mi gibi bir karşılaştırma.
0
thatisthedoctor
(14.03.18)
İyi yerde iyi branş kazanmak zor.
0
dissendium
(14.03.18)
@thatisthedoctor, pratisyenliğin zorluklarını bilemedim ben konuya uzak olduğum için, ne gibi zorlukları var diyebiliriz?
0
🌸Bruce
(14.03.18)
'dertlerle, insanlarla uğraşmadan, dayak yemeden, etliye sütlüye karışmadan, huzur içinde mesleklerini icra edebiliyorlar." Demissiniz ya bunun tam tersi :)

Acil bölümün kendisi çok kötü zaten, çok sağlam bir mentaliteye vucuda vicdana sahip olmanız lazım.
0
thatisthedoctor
(14.03.18)
@thatisthedoctor, haa, ben acil işini hiç düşünmemiştim, pratisyen=aile hekimi diye düşündüm. acil için pratisyenlik de saçma değil mi ama, uzmanlık bilmek gerekmez mi?
0
🌸Bruce
(14.03.18)
eksisozluk.com

Uzmanlık alanı var aslında ama tırt bir alan, prastiyen hekim acilde gayet güzel çalışabilir ki çalışıyor da niye saçma olsun.
0
i was made for you
(14.03.18)
@i was made for you, bu işin travmatolojisi var bilmem nesi var, hayati öneme sahip konularda daha donanımlı doktorların olması gerektiğini düşünerek söyledim saçmayı, yoksa absürt değil tabii...
0
🌸Bruce
(14.03.18)
@acemi, asjkdla bu kısmı benim de aklıma geldi.
adam doktor olmuş yani, öyle böyle bi rekabet bağımlısı değil. her sınavda full çekmek istiyor, bahsettiğim durumda "aha bir sınav daha, bunu da kazanmalıyım" moduna giriyor mudur diye düşündüm. bir yerden sonra kariyer zehirlenmesi yaşanması çok doğal, beyaz yakalılarda da oluyor bu ama orada alternatifler bu kadar çekici değil. ben olsam mesela aile hekimi olur keyfime bakardım. he tabii, işin bir tarafında bilim niyetli idealistler de var ama onların sayısı çok değil bence.
0
🌸Bruce
(14.03.18)
Abi parasına puluna çok baktıklarını düşünmüyorum. Okuldan arkadaşımın abisi Cerrahpaşa mezunu uzmanlığı da Cerrahpaşa'da yapıyor Anestezi ve Reanimasyon üzerine. Yanında polisle güvenlikle dolaşıyor sürekli herif hastanede. Etliye sütlüye karışmamak gibi bir olay yok yani.
0
vedatchilipeppers
(14.03.18)
@vedatchilipeppers, aile hekimi olsa etliye sütlüye karışmaz diyorum zaten, demişsin işte güvenlikle dolaşıyor diye, değiyor mu buna diye düşünüyorlar mı acaba diyorum yani.
0
🌸Bruce
(14.03.18)
Değip değmemesi çok subjektif bir konu olmasıyla birlikte işini sevmeyen herkesin kendine sorabileceği bir soru bu.

Benim düşünceme göre, kazanılan para bir noktaya kadar bu işin çıtası olabilir, o nokta geçildikten sonra -hele hekimlik gibi bir iş- insanı öyle bir yıpratır ki yürüyen ceset olursun zaten, parayla geri döndürülemeyecek sorunlar doğurur kişinin ruh ve beden sağlığında. Pratisyen kalmak bence hekimler arasında çok alternatif bir yol, o yola giren kişi de derinlemesine sorgulamıştır ve bu sorgulama sürecinin neticesinde pratisyen kalmayı tercih etmiştir zaten. Değiyor mu diye düşünmese pratisyen kalmaz, ilerlemeye ve uyum sağlamaya bakar. TUS'u kazanamayan ama hala denemeye devam eden 35-40 yaşındaki pratisyen hekimler ise uzman hekim olmanın ve meslekte ilerlemenin yaşayabileceği muhtemel tüm çilelere değeceğini düşünüyor demek ki; yoksa 35-40 yaşındaki insan neden o kadar zor bir sınava hazırlansın o yaştan sonra.
0
vedatchilipeppers
(14.03.18)
Doktor arkadaşlar güzel anlatmış hem burada hem sözlükte, yalnız işin dışında olup yüksek ahkamlar kesilmesine de pek razı değilim (örn. ÖSS'de en tepeden yazıp mezun olunca seçim yapamamak falan? Hahaha?)

Neyse, sorunuza cevap vererek başlayayım; öncelikle TUS'u kazanmak değil TUS'un kendisi zor bir sınav. Nasıl yani, şöyle; daha karar aşamasında başlar zorluğu. Çünkü TUS çalışmak gerçekten başka bir sınava hazırlanmaya benzemiyor. Yoksa TUS -şimdi tam hatırlamıyorum ama- dünyada yapılan sayılı zor sınavlardan.

Ama öte taraftan şunu da rahatlıkla söyleyebilirim, TUS'u kazanmak TUS'tan daha zor değil. Garip bir cümle oldu farkındayım, şöyle izah edeyim, ben henüz TUS'a çalışıp da kazanamayan görmedim desem yeridir (elbette ki istisnaları mevcut). Yani özetle, o kafa yapısına ulaşan adam bir şekilde kazanıyor. Nasıl bir kafa yapısı, öyle "günde 14 saat çalışmaya hazır olmak" falan değil dediğim, saat mevhumunu dahi unutturabilecek kıvamda çalışmaktan bahsediyorum. Dizi dizi kitapların dipnotlarına kadar sorulabilen, hatta kitaplarda değil de güncel yayınlardan sorulabilen bir sınav için ezberin kitabını yeniden yazmaktan bahsediyorum. Öyle bir sınav ki (güncel soru sayısını hatırlamıyorum), %10-15 civarı soruyu yapamayanlardan (yanlış yapmak değil, boş bırakmak, fikir dahi yürütememek) Türkiye derecesi çıksın.

Kişi eğer bu zorluğu "ben göğüslerim" diyorsa ve poposunu sandalyeye mühürleyebiliyorsa kazanır. Ha olur Hacettepe Dermatoloji olur, olmadı Van Genel Cerrahi olur. İlla olur yani, açıkta kalmaz.

Kişi bazlı değerlendirecek olursak, TUS için herkesin kendine ait bir öyküsü vardır. Çoğu için klasik ÖSS başarısı -> Tıp Fakültesi -> Haliyle TUS denkleminden giderken dahi arada kişisel özellikler etkili olur. Ben mesela sadece ve sadece ağız burun bakmaktan ve rektal tuşa yapmaktan uzak kalmak için girdim ve ona uygun bir bölümdeyim şu an.

Pratisyen kalmak ülkemizde doktor olmamakla eş tutuluyor. Buna kızmıyorum, öyle öğretilmiş çünkü. Neyimiz düzgün de, halk pratisyene hak ettiği değeri versin? Kendi ailem (eşim, annem, babam vb) dahi uzman olduktan sonra doktor olmuşum gibi tebrik ettiler yahu valla bakın, şaka değil ("E artık bize de 3 gün rapor yazarsın?" diyor, "iyi de onu yıllardır yapabiliyorum?" dediğimde devreler yanıyor, düşün bak). Bu sebeple insanların pratisyen olarak kalmak istememelerinde bunun da etkisinin olduğunu düşünüyorum. Halbuki birinci basamak (pratisyen hekim tarafından yürütülür) sağlık sisteminin omurgasıdır, omurgası olmalıdır veya.

Neyse umarım açıklayıcı olmuştur. Sevgiler.
0
gonion
(14.03.18)
@vedatchilipeppers, biz anlaşamadık sanırım. ben pratisyenliğe değiyor mu demiyorum. pratisyenlik seçme olanağı varken(parası da ortalama üstü) tus'a girip daha fazlası için uğraşanlardan bahsediyorum. tus kazanmış ama günde 15 saat çalışan, güvenlikle gezen, bin türlü insanla uğraşan doktorların pratisyene göre elde ettiği şeylerin bu kadar zahmete sıkıntıya değmeyebileceğinden bahsediyorum. yani bence pratisyenlik seçmek makulken niye bu kadar riske giriliyor diyorum. yani dediğin gibi para da bir yere kadar, kendini o kadar öldürmeye gerek var mı diyorum.

tabii ki bunu bile isteye seçenler var ve saygı duyuyorum, olmasalar insanlık ne hale gelirdi elbet. sadece, tus'un doktorluk serüveninin kaçınılmaz parçası gibi mi görüldüğünü merak ettim, alternatifi de gayet çekiciyken.


@gonion, çok güzel açıklayıcı olmuş hocam, teşekkür ederim. işin sosyal boyutu da önemli ama "elalemin götüne parmak atmak istememek" de benim açımdan gayet makul ve ikna edici bir açıklama heheh.
0
🌸Bruce
(14.03.18)
(7)

Vali, Kaym. odasında Cumhurbaşkanının posterinin bulunması

masmeleddin erdogan
Son zamanlarda haberlerde orda burda görüyoruz; vali, kaymakam veya diğer devlet büyüklerinin makam odalarında koltuklarının arkasında genelde bayrak, atatürk ve cumhurbaşkanı posterleri duruyor.Daha önceleri dikkat etmediğimden veya hatırlamadığımdan önceki cumhurbaşkanlarının da posterlerinin asıl
Son zamanlarda haberlerde orda burda görüyoruz; vali, kaymakam veya diğer devlet büyüklerinin makam odalarında koltuklarının arkasında genelde bayrak, atatürk ve cumhurbaşkanı posterleri duruyor.

Daha önceleri dikkat etmediğimden veya hatırlamadığımdan önceki cumhurbaşkanlarının da posterlerinin asılı olup olmadığını öğrenmek istiyorum. Mesela abdullah gül veya ahmet necdet sezer dönemini hatırlayan birileri var mı? o zamanlarda da asılıyor muydu posterler?

ekleme: başbakanın da resmi bulunuyor bazı makamlarda. mesela istanbul valiliği: www.istanbul.gov.tr
0
masmeleddin erdogan
(14.03.18)
Ahmet Necdet Sezer'in fotoğrafını görmüştüm muhtarlıkta.
0
dissendium
(14.03.18)
hayır asılmıyordu. erdoğan rejiminin getirdiği bir durum.
0
veys zimmer
(14.03.18)
ben olsam adriana lima posteri astırırım.
0
rhan
(14.03.18)
kısmen oluyordu ama cumhurbaşkanı, devletin birliğini temsil ederdi. tarafsızdı. en azından kendisine oy vermeyenleri ayırmıyorlardı. parti devleti olduk resmen.
0
runagain
(14.03.18)
abdullah gül le başladı o furya. öncesi hep atatürk.
0
gameofannen
(14.03.18)
Bence su donemde buna cok da takilmayin arkadaslar. O ortadaki buyuk resim nasil olsa her zaman kalacak. Asagidaki kucuk resimler birer kucuk detay, duzeltilir.
0
dougsampson
(14.03.18)
Hacı o değil de, makam odasındaki o zevksizlik ve gorgusuzluk nedir ya ahahahahahahsjsj
0
sfteses
(14.03.18)
(7)

Düşen uçaktan paraşütle atlamak

masmeleddin erdogan
Bu son kaza sonrası aklıma takıldı, hadi yolcu uçaklarında her yolcu için zor ama küçük jetlerde de mi paraşüt bulunmuyor? son kazada 8 yolcu dışında 2 de pilot vardı, onların da mı paraşütü yoktu? yoksa paraşüt var da atlamaya zaman mı kalmıyor? var mı bilen?
Bu son kaza sonrası aklıma takıldı, hadi yolcu uçaklarında her yolcu için zor ama küçük jetlerde de mi paraşüt bulunmuyor? son kazada 8 yolcu dışında 2 de pilot vardı, onların da mı paraşütü yoktu? yoksa paraşüt var da atlamaya zaman mı kalmıyor? var mı bilen?
0
masmeleddin erdogan
(13.03.18)
Pilotun görevi son ana kadar uçağın kontrolünü sağlamak, sağlayamıyorsa olabildiğince pürüzsüz şekilde inişi sağlamak. Atlaması gibi bir şey söz konusu değil bence, yolcuların sorumluluğu kendisinde.

Paraşüt için ayrıca bir eğitim gerekiyor. Bunun yanı sıra ani basınç farklılıkları, çarpma gibi nedenlerle yolcuların bilinci de açık olmayabilir. Uçağın kaza yapma ihtimali İstanbul trafiğinde kaza yapma ihtimalinizden düşük.
0
kayranin kedisi
(13.03.18)
Uçağın kapısını açamazsın. İçeriden basınçla kapanıyor. Kabin basıncını düşürürsen açılır. O zaman da delikten dışarı vakumlanırsın ve bayılmış olursun muhtemelen.
0
Lim5
(13.03.18)
Teknik olarak mumkun degil.

acemi'nin dedigi olaya kalmaz zaten. Kapinin acilmasi mumkun degil o irtifada. Kapi acilabilir yapilsaydi mukavemeti yeterli olmazdi. Kapiyi actigini varsayarsak zaten roket gibi disari firlarsin, ve 800-900kmh gibi hizlarda bunu yaptigini dusunursen oksijensizlige kalmadan olursun zaten. Bunun disinda da nedenler var. O is mumkun degil kisacasi.
0
stavro
(13.03.18)
İnsanlar nedense düşme olayını bir kuşun süzülmesi olarak hayal ediyor.

Düşen Malezya uçağının düşme anını gösteren bir simülasyon şöyle.

vimeo.com

Bu konumda bulunan bir cismin içinden bırak paraşütle atlamayı, ayağa bile kalkamazsın.
0
dissendium
(13.03.18)
Bu soru çok soruluyor. Aslında çok mantıklı bir soru değil ama havacılıkla ilgili bilgisi olmayan birinin sorması normal. Bilmeyen birisinin aklında uçak kazası şöyle canlanıyor çünkü: uçak 35 bin feette düz giderken tık diye motorlar duruyor, sonra o irtifadan “aaaaaaaaaaaaaa” diye dakikalarca düşüyor uçak ve yere çakılıyor. Halbuki böyle bir şey yok. Uçak kazalarının çok çok büyük bir kısmı iniş ya da kalkış sırasında gerçekleşiyor. Bu tip kazalarda olay zaten çok ani gelişir, bırak yolcuyu pilotlar bile kaza olacağından son ana kadar emin olamaz. Düz uçuş kısmında gerçekleşen kazalarda bile uçağın düşeceğinden kesin emin olamazsın, kaldı ki o irtifadan çakılmaya başlayan bie uçaktaki herkes g kuvveti nedeniyle bilincini kaybeder.

Uçakta meydana gelebilecek aşağı yukarı hiçbir teknik arıza ölüm fermanı değildir. Uçakta başımıza gelebilecek arızaları düşündüğümüz zaman, kanat kopması, iki motorun birden durması gibi absürt ve trilyonda bir bile rastlanmayan ihtimaller hariç, tek motor arızası, hidrolik arızası hatta yangın falan gibi durumlarda bile uçağı sağ salim indirme ihtimalimiz, hiç eğitimin olmadan uçaktan paraşütle atlayıp sağ çıkma ihtimalinden çok çok daha yüksektir. Bu arızaların hepsi için onlarca prosedür belirlenmiş ve pilotlar hepsi için bir ton eğitimden geçiyor. Uçağı bırakıp paraşütle atlamanın mantıksız olduğunu anlatmaya çalışıyorum yani, sen uçağın düşeceğini anladıysan zaten artık kazaya sahiyeler kalmıştır.
0
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
(13.03.18)
@acemi
Bir degil bir suru ucakta var o ama light sport aircraft sinifindaki kucucuk ucaklarda var o. 1-2 kisilik, kalkis agirligi yarim tona ulasmayan kucuk ucaklar.
0
stavro
(13.03.18)
Keşke bu gerçek olsa.

youtu.be

www.youtube.com
0
Son Müzakereci
(13.03.18)
(23)

Jet kazasında ölenlere nefret kusanlar

deveyi diken adamin ta kendisi
Selamlar.Evet, ben de her gün askerlerimiz çarpışıp, kimi zaman da şehit düşerken bir uçak kazasının çok daha fazla gündem olmasından rahatsızım. Ama şunu anlayamıyorum. Bekarlığa veda partisinden dönüyorlarmış, çok iyi olmuş vs.Bir şey senin kültüründe olmayabilir (ki benim de yok), bir şey sana te
Selamlar.

Evet, ben de her gün askerlerimiz çarpışıp, kimi zaman da şehit düşerken bir uçak kazasının çok daha fazla gündem olmasından rahatsızım. Ama şunu anlayamıyorum. Bekarlığa veda partisinden dönüyorlarmış, çok iyi olmuş vs.

Bir şey senin kültüründe olmayabilir (ki benim de yok), bir şey sana ters gelebilir, ama bu durum insanların feci şekilde ölmesine sevinme duygusunu nasıl doğurabiliyor?

Ben bu tip insanların içten içe kıskançlıklarını, onlar gibi zengin bir hayat sürememenin acısını dışavurduklarını düşünüyorum. İçten içe onlar gibi olma arzusu, şimdi onlar gibi şunu şunu kafaya takmamayı arzulamak, onlar kadar para sahibi olsalar o uğruna ölürüm dedikleri değerlerden tek çırpıda vazgeçebilme dürtüsü. Hep kaynağı bu bence bu tavırların.

Tıpkı, belli bir seviyenin ötesine geçtiğinde beni de rahatsız eden, fakat makul seviyede yakın oturan çiftleri görünce deliye dönen insanlar gibi. Onların da gençliği boyunca el ele tutuşamamış, kimse tarafından sevilmemiş, sevemememiş insanlar olduklarını düşünüyorum. Bırakın gençler mutlu olsun yahu. Sonra gergin bir toplum olup çıkıyoruz.

Siz ne dersiniz?
0
deveyi diken adamin ta kendisi
(13.03.18)
Evet, temel sebep budur.
0
SiyamkedisiZorro
(13.03.18)
ben zerre üzülmedim kıskanmıyorum da. sadece insanların kısacık ömürlerine gerzekçe hazlar sığdırmaya çalışmalarına kızıyorum. uçakla parti düzenlemeye gitme. çok yaratıcı çok eğlenceli ne demezsin. birde sırf kendisi için yaşayan zengin mahlukların hepsi silinse keşke yeryüzünden.

sıradan biri bekarlığa veda yapsa ıyyyy dersiniz, jetle yapılınca ne var bunda gençler eğleniyor aralarında.
0
for day to break
(13.03.18)
sırf kendisi için yaşayan zengin mahluklar.

hmm, üç beş bize de atsınlar demiş:) neden? neden seninle ya da fakir olmasına rağmen 10 tane çocuk yapan sorumsuz insanlarla paralarını paylaşmaları gereksin? kimse, kazandığını paylaşmak zorunda değil. saçmalamayın. bu bir tercihtir. aklınız, öncelikle "zorunluluk ve tercih" ayrımını yapabilsin.

üzülmemekte bir sorun göremiyorum. kimsenin yakını veya direkt bağ kurabileceği insanlar değillerdi. ama hakaret etmek iğrenç. hasetlerinden çatlamış herkes. ne kadar züğürt varsa paçoz gibi konuşuyor. okuduklarım içinde en fesat olanı, "kim bilir babası, çalışanlarına ne kötülükler yapıp ahlarını almıştır da çocuğundan çıkmıştır. üzülmedim ben." diyendi.

bekarlığa veda partisi yapan da umurumda değil, baby shower yapan da. burnumuzu, bizi ilgilendirmeyen meselelere sokmamayı ne zaman öğreneceğiz acaba?
0
nice tnetennba
(13.03.18)
@nice tnetennba, sülalede dilencilik var mı cümlelerimden çıkardığın anlama bakarsak var.
0
for day to break
(13.03.18)
Evet +1

Şu ülkedeki bazı mahluklar malesef kendi yoluna bakmayı öğrenemedi/öğrenemeyecek. Bir başkasının kötülüğünü/ hatta ölmesini isteyebilecek kadar akıl vicdan yoksunu varlıklar dilerim ömrüm boyunca bir metreden yakınımda olmaz.
0
lcha
(13.03.18)
Zerre üzülmedim zerre. Sevinmedim de... dilek özçelikte ise ağlamaklı oldum. Üç gün moralim sıfır gezdim. 8 kişiden (mürettebat hariç) zerre etkilenmedim ama 1 kişi (dilek) beni mahvetti.

Bana göre insanın değeri şu kısa hayatta aptalca yaşamak ile değil yasadigin süreçte neler yaptığın ile ölçülmeli.
0
aksach
(13.03.18)
Nefret kusmuyorum ama umurumda da değiller açıkçası, tarifeli uçağa binselermiş bana ne.
0
i was made for you
(13.03.18)
eğer yaşadığım çağın en yüce ideali köşeyi dönmekse; eğer yaşadığım çağ toplumsal adaletsizlik üstüne kuruluysa; eğer yaşadığım çağ inandığım her şeyi yadsıyorsa; eğer yaşadığım çağa bayağılık ve çirkinlik egemense ben böyle bir çağa neden ayak uydurmak zorunda kalayım? bu kadınların yaptığı basbaya kokuşmuşluk.
0
for day to break
(13.03.18)
"Bir şey senin kültüründe olmayabilir (ki benim de yok), bir şey sana ters gelebilir, ama bu durum insanların feci şekilde ölmesine sevinme duygusunu nasıl doğurabiliyor?"

Bir insanın başka bir insanın -başkalarına zararı olmayan- yaşam biçimine karşı duyduğu nefret o kişinin kötücüllüğü, cehaleti, yaşanmamışlığı, haseti, kendini geliştiremeyişi, kapalı görüşlülüğüdür. Bunlar kısmen toplumdan, kısmen aileden, kısmen de ekonomik durumdan kaynaklanıyor. Ama nedeni ne olursa olsun o kişinin kötü bir insan olduğunu gösteriyor benim için. Çünkü bu "bana ne" deyip geçmek değil, nefretini dile getirerek toplumu da zehirlemektir.

Bu elem olayla tekrar anladığım bir şey varsa o da kötü insanları olan kötü kalpli bir toplum oluşumuzdur. Allah'a inanmıyoruz diye biz yaftalanıyoruz ama bu yorumları yapanların kalpleri, içleri kötü. Bilmiyorum inandıkları diğer dünyadan beklentileri nedir.
0
fotrsapka
(13.03.18)
Cevap: Evet.

Not: Sayende mallar listesine ekleyeceğim yaratıkların da çok yakınlarda olduğunu gördüm. Sağolasın.
0
lcha
(13.03.18)
@lcha, yeryüzünden silinme cümlemi tüm zenginlerin ölmelerini isteme olarak algılamayın. silinme çok esnek bir kelime. bitsinler ya da ne bileyim maliye bunlara bir el atsın yahut bir nizama girsinler.

benim cümlelerimle sorununu bana hitap ederek konuşursan gününün kalan kısmı daha sakin geçirebilirsin.

@fotrsapka, haklı olduğun noktalar var ama bu söylediklerinle uçakla parti düzenlemeye gitmek çok farklı. hayat tarzından çok farklı bir durum bu.
0
for day to break
(13.03.18)
Kaza üzücü. Bunun yanında uçağa biniş sebepleri (herhalde eğlence adına) vs. benim de uygun bulmadığım bir şey. Aslında ülkemiz için bir çok sorun, tehdit ve hala şehitlerimiz varken düğünlerde bir konvoy oluşturup yok kornaya basmak, yok yüksek sesle iyice eğlenmeye bile karşıyım.
Eleştiride ise hiç bir sınır tanımadan ileri gidenlerin de manevi konularda bilinçsiz/yetersiz ve onların hayatını yaşamak için kısa yoldan zengin olma peşinde olduklarını düşünüyorum. Muhakkak, manevi bir yönü bulunmayanın, maddi hissleri ön plana çıkar.
Durumu biraz üst seviyelerde olanın (sağlık, iş, yardım, önemli ziyaretler vb. konular hariç) böyle her çeşit eğlence düğün, balayı, seyahat için yurt dışına çıkmasını her zaman tuhaf ve çok gereksiz yere para harcama olarak düşünürüm.
0
1adam
(13.03.18)
@kimilolo +1 devrimlerin bir çoğu da adaletsizlikten olmamış mı zaten. ama diğer taraftan bunu sadece kıskançlık diye tanımlamak çok yetersiz kalır. evet dilek özçelik ilacı için para bulamıyorsa ben de uçakla parti israfına kızıyorsam kıskanç olmuyorum. üzgünüm.
0
for day to break
(13.03.18)
sizin bu kötülüğünüzü para da kapatamaz arkadaşım. onu demeye çalışıyorum. gaddar, fesat adamlar para sahibi olmasın zaten. umarım hayatın boyunca zengin olamazsın, gider yakınını satarsın para uğruna. o tipin var.

böyle yorum yapan herkesi aynı görüyorum. önce insan olmayı öğrenin.
0
nice tnetennba
(13.03.18)
inancım yok. üzülmedim. özentilik ile alakası yok, adamlar bizi görmüyor, fark etmiyor bile. ben açım sürünüyorum evimde eppek yok falan umrunda değil. fabrikası olan iş yapan adam özel jetle geziyor ama çalışanına asgari ücret veriyor, bayramda seyranda bi prim yardım kolisi bile vermiyor. arabasını yenilediği için maaşları geç verenler var. her gün görüyoruz duyuyoruz bunları. bu memleketin zengini ölsün abijim. kebapçı zengin olur mafya olur, türkücü zengin olur playboy olur, torna ustası zengin olur fenomen olur. tüm dünya bunların kekoluğuna göre şekilleniyor bana göre değil. kıyafetler yiyecekler taşıtlar. bu kıskanmak değil abijim adaletsizlik. benden daha fazla insan değil hiç biri. ben ölüyorsam o da ölsün.

not: ölenlerin cinsiyetini şimdi öğrendim. özel mesajlardan kadın düşmanlığıma ( ki hastasıyım gerçekleri söylemenin) laf sokan oldu. yorumda cinsiyet düşünmemiştim hala da düşnmüyorum. zenginleri sevmiyorum, kıskanmıyorum da. aktroll gibi efsane duyar kasamayacağım elin zengini öldü diye.
0
hasmetizm 2046
(13.03.18)
@i was made for you +1

zenginlikleri onların olsun. fakirliğin de zenginliğin de insanın gözüne sokulması kadar boktan bir şey yoktur. asıl beni kızdıran salakça duyar kasmaya çalışan mallar. ölümlerine üzülmediğini yada umursamadığını beyan edenlere saldıran çok salak var sözlükte. üzülmemek = sevinmek değildir. şahsen ben de üzülmedim. sadece pilotlar için, özellikle fetocu orospu çocukları yüzünden ordudan atılmış pilot için üzüldüm. Ne diyeyim Allah rahmet eylesin hepsi için..

not: bence de tarifeli uçak kullansalar daha güvenli olurmuş..
0
silah taciri
(13.03.18)
Dün okul servisiyle eve dönerken kampüste önümüze bir tane Lamborghini çıktı. Servistekilerden biri şoföre "abi yol verme ona" dedi. Şu kısacık cümleden anlayabileceğin gibi, zengin olanlara karşı nefret toplumun içine işlemiş durumda. Sık sık yabancı basını takip eden biri olarak BBC, ABC gibi sitelerin Facebook sayfalarında yapılan yorumlarda da bir Amerikalının, bir Hintlinin nefret kustuğunu görüyorum. Özellikle Asya'da Türklere karşı bir nefret bile var. Bu durum sadece bize özgü değil. Kötü niyetli insan her yerde kötü. Ben olaya 11 tane gencecik insan ölmüş diye baktım ve üzüldüm. Üzülmeyenlere lafım yok ama tanımadıkları insanları en küçük bir kötü niyetle yargılayan herkesi insan olarak görmüyorum.
0
dissendium
(13.03.18)
Ölenlerden de sadece Mina Başaran konuşuluyor. Uçak sahibi olduğu için. Diğer kızların başlığını açıp "Yazık hamileymiş, çok üzüldüm." veya "Bebeğini arkada bırakmış. Öğrendiğimden beri şoktayım." yazan yok. İlginç değil mi?
0
Lim5
(13.03.18)
Kiz kiza bekarliga veda partisi diyince birkac tane zenciyi ortaya alip CFNM partileri falan akla geliyor, o yuzden nefret kusuyorlardir. Oyle mi yaptilar yoksa sadece yiyip icip dans edip donler mi ben bilmem de nefret nedenini sormussun onun icin soyluyorum.
Sahsen ne partisi yaptilarsa yaptilar, herhangi bir uzuntu ya da sevinc duymuyorum olumleri ile ilgili. Herhangi bir bagim olmayan insanlara uzulmuyorum genel olarak. Allah rahmet eylesin ne diyeyim. Pilotlara uzuldum ama acikcasi. Ozellikle kaptana.
Bir de zengini kiskanma olayina da katiliyorum, genelde zenginler sevilmez bu yuzden. Haliyle bunlardan da pek hoslanmadi insanlar.

Sahsen ozel jetim olsa birak partiye gitmeyi anasini bile aglatirim. O yuzden ozel jetle tatile gidiyor diye kimseye uyuz olacak degilim.
0
stavro
(13.03.18)
zenginliğini kullanırken ölene pek acımak gelmek icimizden; "havyar yerken boğuldu" mesela. ferrarisiyle ağaca tosladı, gibi.
ama fakirliği yüzünden ölene de daha cok acırız, açlıktan öldü ya da ilaclarını alamayıp öldü gibi.
0
herhaltibiliyoring
(13.03.18)
ben şahsen üzüldüm. ne kadar paralarinin olup olmaması beni alakadar etmez. arkalarında onları seven, onların kokusuna hasret gozu yaşlı sevenlerini biraktilar.

ben nefret kusan insanlarla ilgili hiçbir şey düşünmüyorum. zamanım degerli, bosa harcayamam.
0
tomcruise
(13.03.18)
öff bu konunun cidden baydığını düşünüyorum. oh olsun yazan bir kişiye karşılık o kişiye saydıran ve kıskançlıkla suçlayan 100 kişi çıkıyor.

her yerde bu tartışmayı görmekten bıktım. kadınların arkasından yapılan tartışmalara bakın. evet kıskanıyorlar dersek sizler yatışacak mısınız?
0
pinkpeony
(13.03.18)
buna nefret kusanlar daha zavallı geliyor. ben o uçakta fakirler de olsa üzülürdüm. ama umarım o nefret kusanlar bir yakını öldüğünde aynı muameleyi görürler. o zaman çok gülerim işte:)
0
nothing in my way
(13.03.18)
(12)

İş görüşmesini berbat mı etmişim acaba?

m e b
https://www.eksiduyuru.com/mobil/duyuru/1266497/deneyimsiz-biri-quot-ucret-beklentiniz-nedir-quot-e-nasil-cevap-vermeliYukarıda bahsetmiştim. Bu iş görüşmesine gittim dün. Plastik ambalaj üreten bir firma idi. Görüşme yaptığımız adam bana İngilizce seviyemi sordu. Konuşabiliyor muyum, yazabiliyor mu
www.eksiduyuru.com

Yukarıda bahsetmiştim. Bu iş görüşmesine gittim dün. Plastik ambalaj üreten bir firma idi. Görüşme yaptığımız adam bana İngilizce seviyemi sordu. Konuşabiliyor muyum, yazabiliyor muyum, satış yapabilir miyim gibi. Ben de "Yazma ve okumada gerçekten iyiyim ancak konuşma konusunda yalan söylemek istemiyorum; teknik/iş jargonu haricinde iyiyim, biraz körelmiş hissedebilirim ancak." dedim. Adam da böyle diyince başladı nasihat vermeye; yabancı kitap okumalıymışım, kendimi sürekli bu dile maruz bırakmalıymışım gibi gibi şeyler. Ben de "Haklısınız ancak bunları zaten yapıyorum. Benim kastettiğim şey teknik İngilizce idi. Yoksa zaten 5 sene Türkçe değil, bütünüyle İngilizce eğitim gördüm." diye karşı çıktım. O da "Bizim burada bir arkadaş var İngilizce biliyor, çağırayım da İngilizce konuşun." dedi ve ben de konuşabileceğimi söyledim. Ama o arkadaş gelemedi ortama ve adam da "Ben İngilizce bilmiyorum, bu yüzden seviyeni ölçemiyorum doğal olarak." dedi. Sonra CV'mi patronun değerlendireceğini ve olumlu olursa döneceklerini söyledi.


Bu arada bir de neden bunca zaman işsizmişim, yazık değil miymiş aileme. Bunları da saydı döktü ortalığa.


Şimdi şu tabloya bakınca berbat mı etmişim bu görüşmeyi?
0
m e b
(08.03.18)
Sende bir sorun yok. Seni bilip bilmeden yargılaması profesyonel bir hareket değil. Yine de ilk işin olacağı için kaçırmamaya bak.
0
dissendium
(08.03.18)
ego tatmini yapan bir arkadaşmış berbat ettin diyemem. çağrılma ihtimalin var
0
hosein
(08.03.18)
berbat etmişsin diye bir şey yok anlattığın kadarıyla. ama görüşmeyi yapan kişi net bir öküzmüş.
0
re noreno
(08.03.18)
Adam oranın kimya mühendisi imiş. 50'li yaşlarda biriydi. Hatta kendisi de bana "Şu ana dek hep mavi yakalılar için görüşme yapmıştım. İlk kez üniversiteli biriyle görüşme yapacağım." dedi başlarda.
0
🌸m e b
(08.03.18)
yalnız, ingilizce bilmeyen birinin ingilizceni geliştirmen (!) için tavsiye vermesi de güzelmiş.
0
yemrem
(08.03.18)
önceki duyurunuza istinaden soruyorum: maaş mevzusu noldu? sizden maaş beklentinizi sordular mı? veya onlar bir şey söylediler mi?
0
yemrem
(08.03.18)
@acemi: Ama olmadığım gibi görünmeyi pek beceremem. Hayatta en sevmediğim ve yapamadığım şey de kendimi övmek. İş dünyası için olumsuz bir şey zannedersem bu davranışım.


@yemrem: Adam öyle bir soru sormadı. Bu konuya üstü kapalı değindiğimde ileride konuşulacağını söyledi.
0
🌸m e b
(08.03.18)
Seviyesiz öküzün teki, boşver. Bu sana ders olsun, kendine güvenmesen bile gülümseyerek "fena değil" dersin. Karşındaki seni ölçebilecek seviyedeyse bile yalan bir cevap olmaz bu.
0
SiyamkedisiZorro
(08.03.18)
@yemrem'e katılıyorum, hevesini de kırmışlardır. Adam en azından İngilizce bilen birini bulup öyle test etmek istemiş. Benim İngilizcemi Türkçe konuşarak test etmek istemişti sevgili ASAM.
0
geçerkenugradım
(08.03.18)
İşte bu işverenler yüzünden herkes advanced
0
turkuaz
(08.03.18)
Öncelikle görüşmeyi berbat eden biri varsa o da İK görevlisidir. Senlik bir durum yok. Yaptığı yorumları da yaşına ver, ben hiç 50 li yaşlarda bir İK görevlisi olduğunu görmedim. Senden başka kimseden de duymadım. 50'den fazla görüşmeye gittim, bunların arasında çok büyük kurumsal firmalar da var ve hepsinin de İK görevlisi gençti. Senlik bir problem yok.
0
İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(08.03.18)
tam bir zeka fakiriyle gorusme yapmissin. iki ayakli salagin laflari yuzunden kendini suclama.
0
diye yazdim ama hep yalan
(08.03.18)
(13)

Cikolata yiyince mutlu oluyor musunuz gercekten?

stavro
Bana cok uzak oldugu icin merak konum, cikolata yiyince gercekten mutlu olan insanlar var mi kisa sureligine? Ne bileyim bana hicbir sey olmuyor cikolata yiyince. Izgarada kirmizi et, kebap turevleri disinda yiyince mutlu hissettigim bir sey yok:)Cikolata etkisi var mi gercekten?
Bana cok uzak oldugu icin merak konum, cikolata yiyince gercekten mutlu olan insanlar var mi kisa sureligine? Ne bileyim bana hicbir sey olmuyor cikolata yiyince. Izgarada kirmizi et, kebap turevleri disinda yiyince mutlu hissettigim bir sey yok:)
Cikolata etkisi var mi gercekten?
0
stavro
(08.03.18)
Kaliteli bir çikolataysa oluyorum.
0
dissendium
(08.03.18)
3-4 yıl önce evet mutlu oluyordum ama artık yediğimiz çikolatalar çikolata değil hıyar tadında olduğu için alamıyorum.
0
xu
(08.03.18)
uzun süredir yememiştim, bu akşam iş çıkışı bir tane çokonat yedim, çok hoşuma gitti. mutlu oldum diyemem ama keyif aldım gerçekten. çikolata yiyip mutlu olmak çok garip geliyor, yok, keyif almaksa kasıt, makul karşılarım. ama mutlu olmak... ne bileyim...
0
rahip janick
(08.03.18)
Sevdiğim bir şeyi yediğimde mutlu oluyorum. Çikolata yediğimde de, pizza yediğimde de; olayın direkt çikolata ile pek alakası yok. Serotonin salgılatırmış yok bilmem ne muhabbeti abartı.

Kimi de kuşkonmaz yiyince mutlu oluyor mesela.
0
Bruce
(08.03.18)
Katıları değil de nutella gibi akışkan olanları yiyince iyi hissediyorum. Çocukluğumu hatırlattığı için sanırım.
0
delicevat
(08.03.18)
evet tüm vücudumu inanılmaz bir mutluluk sarıyor. resmen huzur doluyorum çikokata yiyince.
0
sta
(08.03.18)
Ben cikolata yiyince dolar kac para onu bile unutuyorum.
0
ykyt
(08.03.18)
hayır
0
lonelyman
(08.03.18)
Evet
0
haykorsamdunyaya
(08.03.18)
yok ben olmuyorum, tatlıyı herkesten çok sevdiğim için her tatlı şeyi severek yerim ama mutluluk hormonu salgılanıyor bıdı bıdı durumu olmuyor, anlık mutluluk bile yok:)
0
pamuk helvalar cebe
(08.03.18)
Ben cok mutlu oluyorum. Hele ki kaliteli bir cikolataysa Lindt falansa.
0
chitosan
(08.03.18)
yemeğe düşkün olduğumdan ve lezzete önem verdiğimden, o an yemek istediğim şey neyse ve ona kavuştuysam aşırı mutlu oluyorum; tatlı tuzlu fark etmiyor. güzel bir çikolatayla da uçuşa geçmişliğim var o yüzden. yeter ki canım istesin ve güzeline kavuşmuş olayım.

ama yemekte daha sık yaşıyorum bunu, tatlıya nazaran. hatta yerken bir yandan oturduğum yerde mutluluktan sallandığım bile oluyor. :| (utanmasa kalkıp dans edecek)
0
treamorg
(08.03.18)
Çok mutlu oluyorum ama sonra da mutsuz oluyorum aldım yine bir sürü kaloriyi diye
0
mutlusismankedi2015
(08.03.18)
(8)

Başarının sizin hayatınız için tarifi nedir (yakın 5 yıl için )

soft
Başarının sizin hayatınız için tarifi nedir (yakın 5 yıl için ) -Mesleki donanım -Karıyer -Maddi -Manevi başarı ve mutluluk nedir?
Başarının sizin hayatınız için tarifi nedir (yakın 5 yıl için )
-Mesleki donanım
-Karıyer
-Maddi

-Manevi başarı ve mutluluk nedir?
0
soft
(07.03.18)
5 yıl içinse para biriktirebiliyor olmak. Sonra başarının ne olduğunu ben de düşünüp geleceğimi ona göre çizeceğim.
0
freetakilir
(07.03.18)
5 yıl bu tür öngörülemez planlar için çok uzun yaklaşımlar. Ancak yine de deneyelim

1.sorunun cevabı başarının tarifi çok bellidir; hangi alanda kavgaya tutuştuysanız o alanda kazanmak. İster mesleki donanım olabilir, ister maddi gelir olabilir isterse, donanım ya da gelir olmadan belirli bir fitle sahibi olmak olabilir, bi' önemi yok. Hayat seni hangi alana ittiyse aslolan şey o alandaki kavganda hayatın seni utandıramaması. Bunu sağlayabiliyorsan başarıdır.

Benim için, başarabileceğim/kavga etmeyi isteyeceğim bir alan yok. Genelde benim durumumda olanlarda durum böyledir, bizim gibilerin elde edebileceği en fazla şey sayısal çoklukların artmasıdır ki bunun da gerek şartları farklı, başka bir diyalogun konusu.



2. sorunda Manevi başarı ve mutluluk ise birbirinden ayrı şeyler aslında; yani şöyle başarı bir miktar mutluluğu arkasından sürükler ama manevi mutluluk için başarıya ihtiyaç olmadığı durumlar daha ağırlıkladır.

Bunun tanımı da tamamen ''kimyasal'' hazlarla ilgili. Başka hiçbir açıklaması yok. Yani bir çocuğun olur sana maddi bir faydası olmaz hatta zararı olur ama senin başka karakteristik özelliklerini kırbaçladığı için; sahip olma,koruma v.s hayal dahi edemeyeceğin bir mutluluk hissedersin.

ya da aşık olabilirsin, o kişinin varlığı bile seni dünyanın TEK mutlu insanı yapar. Yani manevi başarı ve mutluluk tamamen kimyasal faktörler, gece uyanırsın güneşin doğuşunu izlerken birden için neşeyle dolar, ya da güneşe gerek yok (bkz: gece 2 de gelen yakışıklılık hissi) aniden mutluluk hissini yaşayabilirsin.

Kimyasal.

edit: farkettim ki manevi başarıya değinmemişim. Manevi başarı aslında iç huzur dedikleri şeyi sağlayabilmek sadece. Zaten bu manevi sandığımız şeylerin çokcası manevi değil de neyseki o da şimdinin konusu değil, misal kendine verdiğin sözleri tutabilmek manevi bir başarıya belki örnek gösterilebilir.
0
mete kudur
(07.03.18)
İstediğin işleri, belirlemiş olduğun zaman dilimlerinde tamamlayıp bitirmek.
0
rhoda
(07.03.18)
1) Üç yıllık iş tecrübem olsun.
2) Yüksek lisansa başlamış olayım.
3) 60-70 bin lira aralığında bir arabam olsun.

Manevi başarı için, bildiklerimi, öğrendiklerimi gerek akademik anlamda gerek profesyonel iş hayatı anlamında başkalarına aktarayım. Ben mühendislik öğrencisiyim. Ortaya bir ürün koyayım. İnsanlar benim tasarladığım, üretilmesine ön ayak olduğum ya da direkt ürettiğim bir şeyden faydalansınlar. Selfie çubuğunu tasarlayan mühendis şu anda manevi olarak mutlu olabilir. İş kurmak da istiyorum aslında. Sadece herkesten farklı olarak, köşeyi dönmek amacıyla değil de gerçekten ihtiyaç olan bir alanda ülkeme, dünyaya hizmet edecek bir şirket kurmak isterim. CEO Bey olmaktan bahsetmiyorum. Direkt Sakıp Sabancı gibi onlarca alanda iş alanı oluşturmaktan bahsediyorum.
0
dissendium
(07.03.18)
Mesleğimi tamamen bırakabilmiş olmak. Bunu yaptıktan sonra gerisi gelir diye düşünüyorum.
0
ms brownstone
(07.03.18)
iddaaci
(07.03.18)
Hayalimdeki isi yapmak. Ayni zamanda manevi basaridir zaten benim icin bu.
0
stavro
(08.03.18)
Burdan gitmis olmak
0
rn
(08.03.18)
(12)

Bugün sizde de ekstra bir pozitif enerji var mı?

baharat
sb. havadan galiba, ben böyle bi mutlu, bi neşeli falan.
sb.
havadan galiba, ben böyle bi mutlu, bi neşeli falan.
0
baharat
(07.03.18)
Var valla. Güneş <3 ben.
0
dissendium
(07.03.18)
Nefret ettiğim okulumdayım, dolayısıyla mutlu da değilim.
0
yavru tosun
(07.03.18)
var
0
füt
(07.03.18)
hava cidden güzel kokuyor
0
freebird5406_2
(07.03.18)
bende de var; benimkinin sebebi uykuyu düzene koymuş olma ihtimalim var, hadi inşallah.
0
mete kudur
(07.03.18)
Yoo
0
sutlu nescafe
(07.03.18)
bulunamadı.
0
binder dandet
(07.03.18)
tam tersi. uykusuzluktan geberiyorum. üstüne bi de 2 saat ifade verdim falan. üstüne bi de bugün nöbetçiyim. eve gidince direk uyumak istiyorum sabaha kadar.
0
dedim ben sana
(07.03.18)
2-3 hafta sonunda ilk defa hafif isitan gunes gordum. (-18de gunes olunca bi etkisi olmuyor) hava da +12 :D asiri sevincliyim ama islerim var, anca biraz yururken keyfini cikarabiliyorum su anda.
0
kuehles blondes
(07.03.18)
dönem olarak bataklıkta olmama rağmen +1
0
format c
(07.03.18)
Bende de tam tersi, eksta bir negatiflik halindeyim.
0
ms brownstone
(07.03.18)
Bende de var kendimi baya güzel hissediyorum bugün uyandığından beri. Gün içinde birkaç can sıkıcı gelişme olsa da günü keyifli kapatıcam gibi
0
pastörizesüt
(07.03.18)
(7)

esrarengiz olaylar

in vino veritas
pek gündüz sorusu değil ama ne zamandır hep düşünüyorum aklıma gelmişken sorayım dedim. özellikle geçmişte olmuş ve hala çözüme kavuşmamış pek çok şey var, bir şeyleri nasıl yaptıklarını hala çözemediğimiz binlerce yıl önceki medeniyetler, piramitler, hala bulunamayan malezya kazasındaki uçağın akıb
pek gündüz sorusu değil ama ne zamandır hep düşünüyorum aklıma gelmişken sorayım dedim. özellikle geçmişte olmuş ve hala çözüme kavuşmamış pek çok şey var, bir şeyleri nasıl yaptıklarını hala çözemediğimiz binlerce yıl önceki medeniyetler, piramitler, hala bulunamayan malezya kazasındaki uçağın akıbeti vs vs. büyük ihtimalle ömrümüzün sonuna kadar da ögrenemeyeceğiz gizemlerini. bunların bir gün, yaşam sürecimiz içinde (veya varsa ölümden sonraki yaşamımızda) çözülüp öğrenilebileceğini düşünüyor musunuz? bunları belki de hiçbir zaman bilemeyecek olmak sizi üzüyor mu? ben çok üzülüyorum düşündüğüm zaman mesela.
0
in vino veritas
(07.03.18)
Bunlara değil ama bundan sonraki yüzyıllarda astronomide olacak gelişmeleri bilemeyeceğim için üzülüyorum...
0
aksach
(07.03.18)
komplo kurması çok zevkli olsa da bence hiçbirinde öyle fantastik inanılmaz gizemler falan yok. dünya sıkıcı bir yer. hepsinin çok da ilgi çekmeyecek mühendislik, astronomi vs. ile ilgili mantıklı bir açıklaması vardır, o yüzden çok da merak etmiyorum.
0
sir gawain
(07.03.18)
makul gizemler çözülecektir, hala daha yapılan arkeolojik keşifler sonucunda yeni yeni şeyler öğreniyoruz geçmişe dair. piramitlerin nasıl yapıldığı biliniyor, kafa karıştıran şey o zamanlarda bu kadar teknik bilgiye nasıl sahip oldukları. bu bilgileri içeren bir parşömendir, bir şeydir, ileride bulunabilir elbet.

ama kayıp kıta mu'dur, atlantis'tir; bu gibi hayli fantastik konularda bir şey çıkacağını sanmıyorum. mitolojik olsalar bile elbet dayandıkları gerçek bir temel vardır, belki onlara dair bir şeyler bulunabilir ama bahsedilen ölçüde fantastik olacaklarını düşünmüyorum.

tabii bunlar gerçekler, bana çok isterim fantastik bişeyler çıksın ortaya. mesela piramitlerin formülünü gelecekten gelen bi çılgın bilim adamı vermiş olsun, 2700'lerden gelmiş olsun, o tarihli bir dergidir bişeydir bulunmuş olsun bir mumyanın yanında.
0
Bruce
(07.03.18)
"Bunlara değil de..." diye girişiyordum ki aksach+1
Başka gezegenlere yerleşecek miyiz, başka bir yıldız sistemine ulaşılacak mı, bakteriden daha büyük uzaylılar görecek miyiz, onlar da bizi görecek mi? Bunları göremeyeceğime cidden üzülüyorum.
0
kobuzchu kiz
(07.03.18)
@want2die; demiştim gündüz sorusu değil diye işte böyle oluyor o zaman :) nerdeymiş künefeci ben de gideyim bursaya gidince.
0
🌸in vino veritas
(07.03.18)
Malezya Uçağı ile ilgili güzel bir yazı okudum geçen.

seyler.eksisozluk.com

Aslında bilmek istiyorum da insanların o anki korkularını, hayatlarını düşününce iyi ki bilmiyorum diyorum. Dyatlov Geçidi Vakası'nı bayağı merak ediyorum ama adamlar donarak ölmüşler, korkmuşlar vs. o anların canlı görüntüleri bile olsa izlemek istemeyebilirim.
0
dissendium
(07.03.18)
"aslında pek de gizemli birşey yok" diyenlere bakma.

şuan burda şu satırları yazmamız ve var olmamız bile bir gizem.
0
eindaclub
(07.03.18)
(27)

Arkadaşın sülük sevgilisi

Gta van city
Çok sevilen bir kız arkadaş var yazın birlikte tatile gidecektik. Bu arkadaşın afedersiniz hödük sevgilisi ortaya atladı ben de geleyim diye, eh arkadaşın sevgilisi olunca o dünden razı ama mecbur ses çıkarmadım. Hayır ben kız kıza arkadaşımla tatil istiyorum buna ne oluyor ki? Neyse devam ediyorum.
Çok sevilen bir kız arkadaş var yazın birlikte tatile gidecektik. Bu arkadaşın afedersiniz hödük sevgilisi ortaya atladı ben de geleyim diye, eh arkadaşın sevgilisi olunca o dünden razı ama mecbur ses çıkarmadım. Hayır ben kız kıza arkadaşımla tatil istiyorum buna ne oluyor ki? Neyse devam ediyorum. Tur düşünüyorduk hep birlikte, arkadaşın sevgilisi araba kiralayıp biz takılalım demiş. Şehir içinde bile maganda gibi araba kullanan bir tip bu, canımı da sokakta bulmadım doğal olarak birşey çaktırmadan tur daha zevkli olur dedim. Bu arkadaşın sevgilisi bu sefer farklı bir plan yapmış üçümüz günü birlik şehir dışına gidip gezecekmişiz. Ya ben senin deli gibi kullandığın arabaya binmek istemiyorum desem alınırlar kesin, onu da geç ben niye arkadaşım ve onun sevgilisi ile sığıntı gibi tatil yapayım ya yapacak olsam sadece arkadaşımla yaparım zaten. Ama çocuk muazzam derecede sülük çıktı illa planlara dahil olmaya çalışıyor. Ne yapsamki iki arada bi derede kaldım resmen. Kimseyi kırmak da istemiyorum ama sinirleniyorum ya amma düşüncesiz bu insanlar. Bir bahane bulup gelmem desem hayattan bezdirecek derecede ısrar ederler. Napılır bu durumda sizce???
0
Gta van city
(07.03.18)
bahane bulup gitme.
0
false pretension
(07.03.18)
acemi +1
0
mysql34
(07.03.18)
Neden muhatabın oglan? O muhtemelen hicbir seyin farkinda olamayacak bi düşünce dunyasinda. Arkadasina durumu aktarip, planinizi ona gore iptal/değiştirme yoluna gitsene
0
her giriste sifresini unutan adam
(07.03.18)
Sorun arkadaşımın durumu anlayamayacak olması zaten, anlarsa da alınıp trip atabilecek biri
0
🌸Gta van city
(07.03.18)
Açık açık soyle bence
0
all girls dream
(07.03.18)
'onu da geç ben niye arkadaşım ve onun sevgilisi ile sığıntı gibi tatil yapayım ya yapacak olsam sadece arkadaşımla yaparım zaten.'

Niye sevgilisi olan birini sevgilisinden ayrı tatile götürmek istiyorsun? Üçücü tekerlek olarak sen haksızsın. Bu çifte hakaret etmekte de haksızsın.

Sülük dediğin adam sevgilisiyle birlikte olmak istiyor ve haklı.

Bu kişilerle tatile gitmek istemiyorsan gitme. Saf saf ısrar etseler de gitme. Kendine uygun arkadaş bul.
0
idexo
(07.03.18)
sülük değil sevgilisi o tabii ki her plana dahil olmak isteyebilir. şu durumda sülük olan sensin kusura bakma.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(07.03.18)
Bence de gitme de burada plana sonradan dahil olan boyfriend anladigim kadariyla. Bunlar kizkiza plan yapmislar lavuk ben de geliyorum demis. Bizim kahramanimizin ciftleri ayirdigi falan yok. 3rd wheel olayindan nefret eden biri olarak ben gitmezdim.
0
japon askeri
(07.03.18)
gitme
0
prodeq
(07.03.18)
planı kız arkadaşınla sen önceden yapmışsın, sonradan dahil olan erkek; bu durumda senin erkeği istememe hakkın var. kız arkadaşına söyle, "kız kıza diye düşünmüştüm ben tatili, şimdi sen erkek arkadaşınlayken ben orada kendimi rahat hissedemem, siz de ben varken rahat olamazsınız; bişey anlamayız tatilden" diye meramını söyle. kırılacak bir şey yok bunda, kız kıza tatil ile 2 sevgili ve +1 tatili tecrübe olarak birbirinden tamamen farklı şeyler.

ben yerinde olsam "planı birlikte yaptık, erkek arkadaşınla başka zaman gidersin" derdim. sonradan dahil olmak isteyen tip yüzünden neden kendi planını bozup "gitmesem hayattan bezdirecek" diyorsun ki. bunu anlamayıp sana trip atacaksa da bırak gitsinler, öyle de arkadaş olmaz olsun.
0
Bruce
(07.03.18)
iyi de neden açık açık konuşmuyosun? zepline binip onla seyahat edicez dese yine 'bişey demedim' diye buraya gelip yazacak gibisin. istemiyoran gitme.
0
elorelia
(07.03.18)
bence en az o çocuk kadar suçlusun sen açık olmayarak. ne bileyim bi nevi riya seninki. arkadaşına en başında söylemen gereken bişeydi bu. hadi söylemedin diyelim, gelip buraya arkasından konuşur gibi şikayet etmek de yanlış bence. tamam düşüncesizlik ediyor olabilirler ama bence sen de hata yapıyorsun susarak.
0
baharat
(07.03.18)
Kız arkadaşın seni anlamalıydı. Kıza trip at. İstemiyorsan gitme.
0
dissendium
(07.03.18)
direkt söyle iyi niyetliliği boşver. ben senin arabana binmek istemiyorum, hatta arabanı bırak seninle tatile çıkmak istemiyorum de. anlasın yani üzmeyeceğim derken tatilini kendine zehir etmemelisin boşuna...
0
yikilmazhadi
(07.03.18)
yazar yazmaz +1

sevgililik müessesesi > arkadaşlık müessesi (çünkü işin içinde oynaşma yiyişme var)

denklemini de buna göre kur derim.
0
füt
(07.03.18)
çocuğun aklında threesome var ben diyim..

yaşınız kaç merak ettim, tatile gidecek kadar yakınsanız sevgilinin gelmemesini isteyecek kadar da yakın olmalısınız. bunu söyleyecek de olgunluğa sahip olmalısnız. eh nerede bu olgunluk?

erkek tarafı olaraksa ben sevgilimin bekar kız arkadaşıyla tatile gitmesini istemezdim açıkçası. çocuk yapışarak doğru olanı yapmakta kendi bakış açısıyla.
0
hosein
(07.03.18)
Kesinlikle onlarla tatile cikma. Birak basbasa gezsin onlar. Sen en olmadi kendi basina git tatil yap.

Bruce +1
0
chitosan
(07.03.18)
Adam sevgilisiyle birlikte olmak istiyor, sevgilisi de buna bi şey demiyorsa burda olmaması gerekn kişi sensin. Belli ki sırf önceden plan yaptınız diye seni de dahil ederek plan kuruyorlar. Gitme.
0
mehmed resad
(07.03.18)
Bruce + 1

Sizin arkadaşınıza "ben bunu birlikte, kız kıza tatil diye düşündüm, sen şimdi değiştiriyorsun" diyebilmeniz gerekir. Bir sürü değişken var, belki dertleşeceksiniz, belki nispeten yalnız olmak istiyorsunuz, bunların hepsi anlaşılır şeyler. Ayrıca bence bütçe de bir sorun. Zira, bu arkadaşınızla siz gitseniz muhtemelen aynı odada kalacaktınız misal, ama şimdi o sevgilisiyle kalınca siz tek kişi ücreti vermek zorunda kalacaksınız gittiğiniz yerlerde ki o da ikiye bölünmüş fiyattan daha pahalı olacak. Sırf bu yüzden bile sinir bozucu.

Arkadaşınız ve sevgilisinin sizi bu kadar kontrol edebilmesi çok şaşırtıcı. Hayatı bezdirecekler, yok planı değiştirecekler vs. Açıkça söyleyemiyorsanız bunu arkadaşınıza şikayet de etmeyin bence, bir alternatif yok zira.
0
sopiro
(07.03.18)
sevgilisiz plan yapmıştık, artık istemiyorum de. bunda kırılacak bir şey de yok.
0
pinkpeony
(07.03.18)
kız kıza tatil de ne sıkıcı yaa :( afedersin ama onları biraz kıskanıyorsun sanırım.
0
füt
(07.03.18)
sen haksızsın. arkadaşın belli ki sevgilisi gelmeden tatile gitmek istemiyor. bunu kabullenmelisin. bazı ilişkilerde sevgiliyi bırakıp tatile gitmek de hoş karşılanmaz. sen bu planı yaparken arkadaşın da senin kadar istekli miydi acaba? gördüğüm senaryodan sen tatile gideriz diye gaza gelmişsin o da sana hmm tamam demiş sevgilisini de dahil etmiş gibi geldi.

ayrıca çok yargılamak istemiyorum ama sevgilisini de kıskanıyorsun biraz sanki. anlattıklarından anladığım kadarı ile çocuk da plan yapmaya uğraşıyor. şöyle yapalım böyle yapalım diyor.

velhasıl, sen bu tatile gitme sana iyi gelmeyecek. öyle değilse bile kıskanç sap manyak olacaksın bu tatil sonunda.
0
kenarortay
(07.03.18)
Bruce +2 (aynı fikirde olan biri daha var)

Bu durumda nasıl karşı taraf haklı bulunuyor aklım almadı.

Sizin yerinizde olsam: "Birlikte bir plan yapmıştık, bir başkasını dahil etme fikri yoktu (ortaya böyle bir fikir atılmadığını varsayıyorum) ama sen şimdi erkek arkadaşım da geliyor diyorsun. Bu durumda ben gelmeyeceğim." -belki biraz daha yumuşatarak- derdim.

Arkadaşınızın yerinde olsam, erkek/kız arkadaşıma: "Bu tatil planını Gta van city ile yaptık, iki kişi program yaptık, bu yüzden iki kişi gideceğiz." derdim.

Arkadaşınızın sevgilisinin yerinde olsam, dahil edilmediğim bir programa kendimi zorla dahil ettirmezdim. Hatta davet edilsem ve bunun nezaketen olduğunu düşünsem direkt reddederdim. Böylesi bir davete icabet etmek için program sahibi kişilerin tamamının gönülden katılmamı istediklerini bilmek isterdim.

Ama bu adam sizin planınızı yok sayıp kendi kafasına göre bir plan yapmış. Arkadaşınızın sevgilisi biraz ayı galiba. Mevcut şartlar altında gitmeyin bence.
0
rahip janick
(07.03.18)
Aynı olayı biz de yaşadık.

Ben, kız arkadaşım ve onun bi kız arkadaşı tatile gittik hatta üçümüz aynı odada kaldık. İlk başlarda herkesin biraz çekincesi vardı tabi ki nasıl olur, nasıl geçer diye. Ama tatil başlayınca o kadar eğlendik, o kadar kaynaştık kimse rahatsızlık hissetmedi, hayatımızın en güzel tatillerinden biriydi.

Üçüncü arkadaş da bana hep maganda gözüyle bakardı şimdi kız arkadaşımdan bağımsız olarak da görüşüyoruz. İki günde bir facetime bile yapıyoruz. Çok iyi arkadaş olduk.

Önyargılı yaklaşma derim. Ayrıca kız kıza veya erkek erkeğe tatillerin sıkıcı olduğunu düşünüyorum.
0
kaderimse np
(07.03.18)
Ortada şöyle bir yanlış anlaşılma var: bu kız kıza tatil meselesi 2 yıldır yapmakta istenilen bir şeydi, onu da en başından beri planlayan kişi arkadaşımdı. Yani sevgilisi yokken de aklımızda olan birşeydi bu. 2 aydır hayatında olan birisinini, 2 yıldır planladığımız plana dahil etmeye çalışıyor ben mi sülük oluyorum? Tek salaklığım nasıl açık olacağımı bilemememdi o yüzden buraya soruyoruz. Elalemin adamının yanında nasıl rahat edeyim ya akıl var mantık var. Kimsenin kimseyi de yönlendirdiği yok saçmasapan çıkarımlar yapmışsınız her zamanki gibi.
0
🌸Gta van city
(07.03.18)
Ben de bahane bul gitme derim. Çıkacak yol yok, arkadaşına ne desen "senin sevgilinle takılmak istemiyorum"a gelecek durum ve seni değil onu seçmesi, aranızın açılması çooooook mümkün.

Bir de bazı çiftler böyledir, sevgilisinden bağımsız takılmazlar. Bu kız da öyleyse ilişkini biraz gözden geçir derim.
0
noluyo yaa
(07.03.18)
Gta van city haklı.
0
japon askeri
(07.03.18)
(9)

Yaratıcı Yardımlarınıza İhtiyacım Var

jimjim
Birkaç yıldır düzenli olarak özel ders veriyorum. Okuduğum bölümde de (2.üniversite, lisans) çok sevdiğim bi hocam var, bana bi çok arkadaşıma çok hakkı geçti vs. Hatta şu an okuduğum bölümüm gereği, ders verdiğim öğrencilerin durumu, psikolojileri vs ile ilgili bazen danştığım da bi hocam. Neyse ko
Birkaç yıldır düzenli olarak özel ders veriyorum. Okuduğum bölümde de (2.üniversite, lisans) çok sevdiğim bi hocam var, bana bi çok arkadaşıma çok hakkı geçti vs. Hatta şu an okuduğum bölümüm gereği, ders verdiğim öğrencilerin durumu, psikolojileri vs ile ilgili bazen danştığım da bi hocam.

Neyse konu şu; yeğenine ders vermemi istiyor. Ama aşırı hakkaniyetli biri olduğu için de para almamamdan endişe edip bu konuda ısrarlı bi yaklaşımda bulundu.
Ben de öyle çok maddi sıkıntı çeken biri değilim ve daha önemlisi zaten asla ve asla bu hocadan para alacak değilim. Yani mümkün değil, dünyada olmaz öyle bişey.
Hocayı da tanıdığım için ders karşılığı olarak kitap falan isterim (ref kitapları) diye düşünüyodum ama tüm arkadaşlarım saçma buldu bu fikri. Hatta biri kitabın arasına para koyarsa daha onur kırıcı olmaz mı falan dedi gaghahaha :)))) asla aklıma gelmemişti.. yani buna çok güvenmiştim ama fos çıktı.

Acil öneriye ihtiyacım var. Para, nakit, cash katiyen araya girmeden bu işi nasıl halledebilirim?

Not:Öğrenci lys/ygs öğrencisi zaten kaç ay kaldı, vaktim de var zaten.
Of keşke vaktim hiç yok deseydim.
0
jimjim
(06.03.18)
özel ders hayrına yapılacak kadar basit bir jest değil. senin emeğin için alacağın para mı daha utanç verici yoksa bir hoca için öğrencisinden bedavaya özel ders yardımı almak mı, bunu düşün. iki taraf yerine de koydum kendimi, hocan olsam para vermezsem daha çok mahcup olurdum; sembolik bir tutar da olsa almalısın. almayacağım diye fazlaca diretmek de pek nazik bir hareket değil zira.
0
Bruce
(06.03.18)
Çocuğun anne ve babasıyla iletişim kur ve para konusunu onlarla hallet. Aynısı benim başıma da geldi. Nasıl bir duygu olduğunu biliyorum ama kendini de hocanın yerine koy. Ben bir öğrencimin sırf benim öğrencim diye yeğenime bedava ders vermesini kabul etmezdim. Senin de emeğin ve zamanın söz konusu.
0
dissendium
(06.03.18)
Yerinde olsam alırım verdiği parayı hocan için daha utanç verici.
0
England
(06.03.18)
yere dusup kirilan sarap kadehi'nin önerisi şu an çok daha hoş. Sınava az bi zaman kaldığı için biriken paranın bursa dönüşebilmesi tam nasıl olur onu da bilemedim..
Yani biraz bunun gibi önerilere ihtiyacım var sanırım.

Hepiniz çok haklısınız kesinlikle ama yani bu hocayla sandart akademik ilişkilerin dışında bi diyaloğumuz var. Atıyorum hasta olsam ilaç isteyebileceğim, param bitse rahatlıkla yemek ısmarlatabileceğim yakınlıkta biri.
Araya para gibi bişeyin girmesi hem çok komik hem de çirkin.
0
🌸jimjim
(06.03.18)
böyle durumlarda iki taraf da ısrar ediyorsa para alınır. çünkü parası alınmamak daha onur kırıcı bir şey. yani araya para girmesi hem komik hem çirkin demişsiniz ama değil sonuçta bi emek ve karşılığı var, hoca para vermek için diretiyorsa ve siz istemezseniz daha ayıp olur emin olun.
0
nundu
(06.03.18)
söylediğine gore:

"çok sevdiğim bi hocam var, bana bi çok arkadaşıma çok hakkı geçti vs. Hatta şu an okuduğum bölümüm gereği, ders verdiğim öğrencilerin durumu, psikolojileri vs ile ilgili bazen danştığım da bi hocam. "

hocanın yigenine ders vererek hocaya bir nevi zaten borcunu(tırnak icinde belirtmiş oldugum) ödemiş oluyorsun. parayi aklına getirmen doğru degil.

bence hocadan ders karsiligi ders almaya devam et.
0
tomcruise
(06.03.18)
@Tom,
Yok öyle değil, hoca, şu an kayıtlı olduğum üniversitede hoca.
Özel ders başka bi olay :/
0
🌸jimjim
(06.03.18)
bence kitap fikri de kötü değil. kitabın içine para koymak falan ayıp zaten. azıcık görgüsü olan insanın yapacağı bir iş değil.
0
ghilleinthemist
(06.03.18)
Çocuğu, hocanızı ve çocuğun ailesini anlaşıp bir yerde yemeğe gidin ödeşin illa ki bir şey yapmak istiyorlarsa bu geldi aklıma
0
murtiii
(07.03.18)
(3)

Bir kitabı aynı anda 2 farklı dilde okumak

lafıolmaz
Merhaba arkadaşlar,İngilizce okuma becerimi geliştirmek istiyorum. Yaşadığım şehirde aradığım tarzda bir kurs bulamadım, online kurslar da ağırlıklı olarak sınavlara göre tasımlandığı için ilgimi çekmiyor.Tahsin Yücel ''Yalan'' adlı romanında, bir kitabı aslından okuduktan sonra çevirisini okumanın
Merhaba arkadaşlar,

İngilizce okuma becerimi geliştirmek istiyorum. Yaşadığım şehirde aradığım tarzda bir kurs bulamadım, online kurslar da ağırlıklı olarak sınavlara göre tasımlandığı için ilgimi çekmiyor.

Tahsin Yücel ''Yalan'' adlı romanında, bir kitabı aslından okuduktan sonra çevirisini okumanın çok faydalı olduğunu söylüyordu. Siz ne düşünüyorsunuz bu yöntem hakkında?
0
lafıolmaz
(06.03.18)
kitap ingilizceyse ingilizcesini oku türkçeyse türkçesini oku. ya da başka bir dil biliyorsan kitabın asıl yazım dili hangisiyse onla oku.

ha ingilizcemi geliştirceğim diyorsan da kitabın contextini bildikten sonra önce türkçe sonra ingilizce falan okumakla uğraşmazdım (uğraşmadım) direk ingilizce al oku.
0
AlsterWasser
(06.03.18)
@AlsterWasse, hocam doğru dürüst İngilizce öğrenimi görmedim. Kendi imkân ve çabalarımla belli bir seviyeye ulaştım ama yine de kendimi yetersiz hissediyorum ileri düzeyde yazılar okurken. İncelediğim metinlerin büyük bir kısmını anlasam da tam olarak anlamlandıramadığım bazı yerler canımı çok sıkıyor. Belki de eğitim almamış olmamdan kaynaklanıyor bu durum. :)

Teşekkür ederim cevabınız için. :)

@yere dusup kirilan sarap kadeh, hocam romanı okuyalı epey zaman olduğu için hatalı veya eksik bir şey söylemek istemiyorum. Hatırladığım kadarıyla romanın başkarakteri Yusuf Aksu'nun yabancı dilini geliştirme yöntemiydi bu. Her gün birkaç saat çift dilde metin okumanın okuma becerisine muazzam katkısı olduğunu söylüyordu. Tespiti, kendi yaşamına dayanıyordu. Aksu'nun dil bilen yönü bana Tahsin Yücel'i hatırlatmıştı. Bu yüzden müellifin kendinden hareketle yaptığı bir çıkarsama olarak kabul ettim.
0
🌸lafıolmaz
(06.03.18)
Ben Harry Potter ve Ölüm Yadigarları'nı okuyorum o şekilde. Birincisi böyle bir çalışmada çevirmene çok güvenmelisin. Harry Potter'ı Sevin Okyay ve Kutlukhan Kutlu gibi iki önemli çevirmen çevirdiği için, hem de YKY gibi başarılı bir yayınevi tarafından çıkarıldığı için güvenilir buldum ama başka bir kitap için aynı güveni gösteremezdim. Sonuçta Suç ve Ceza'yı herhangi bir çevirmene verip, 10 liraya da satıyorlar. Ama daha iyi bir yayınevinde aynı kitap 50 liraya satılıyor. Aradaki en temel fark çeviri burada. Bu yüzden çeviri konusunda kendini kanıtlamış birinin çevirisini oku. İkincisi de o kitaptan öğreneceğin kelimeler o kitabın konusuyla ilgili olacak. Bir romanda bir mühendislik ya da hukuk terimine hiç denk gelmeyebilirsin. Bu tip konular için direkt makale okumak gerekiyor. Kitaptan ne beklediğinizi belirlemeniz gerek burada.
0
dissendium
(06.03.18)
(20)

Deneyimsiz biri "Ücret beklentiniz nedir?"e nasıl cevap vermeli?

m e b
Yarın iş görüşmesine gideceğim. Hiçbir deneyimim yok, piyasadan da haberim yok. İş pozisyonu ve tanımı şöyle:Dış ticaret meslek elemanı: İlgili bölümlerden mezun, iyi derecede İngilizce bilen, yurt dışı satışlarını yapabilecek (İş öğretilecek), yurt dışı seyahat engeli olmayan..."İş öğretilecek" den
Yarın iş görüşmesine gideceğim. Hiçbir deneyimim yok, piyasadan da haberim yok. İş pozisyonu ve tanımı şöyle:
Dış ticaret meslek elemanı: İlgili bölümlerden mezun, iyi derecede İngilizce bilen, yurt dışı satışlarını yapabilecek (İş öğretilecek), yurt dışı seyahat engeli olmayan...

"İş öğretilecek" denildiğine göre herhalde asgariden başlatırlar (benim açımdan sorun değil bu). Ama eğer böyle bir soru ile karşılaşırsam ne diyeyim?
0
m e b
(06.03.18)
Yabanci dil seviyeniz nedir?
0
ykyt
(06.03.18)
1900 net olarak düşünüyorum de bence, ingilizcene de güveniyorsan.
0
Bruce
(06.03.18)
ne verirlerse kabul et. ilerde seviye seviye arttırırsın. ya da çok başarılı olduğunda istediğin paraları kazanırsın. ilk başlarda aç gözlülük yapıp uçuk paralar isteyen genellikle istediği işi bulamıyor. sen de deneymisizmişsin zaten. bir başla da devamı gelir.
0
tragedystreets
(06.03.18)
@ykyt: Upper-intermediate idi hazırlıkta ve eğitim dilim de %100 İngilizce idi bölümümde.
0
🌸m e b
(06.03.18)
@tragedystreets: Ben de öyle düşünüyorum. Zaten sadece yol ve yemek versinler, yeter ki deneyim sahibi olayım istiyorum ama iş jargonunda bu soruya nasıl cevap vereceğimi bilmiyorum.
0
🌸m e b
(06.03.18)
bruce'un dediği gibi diyebilirsin. sayı vermeyim diyorsan; yeni mezunum ve bir şeyler öğrenmeye hevesliyim. başlangıç için kendi kendime yetebilecek miktarda bir ücret benim için yeterli gibi bir şeyler diyebilirsin
0
washe
(06.03.18)
Ben katıldığım eğitimde şöyle öğrenmiştim. Sesli olarak ihtiyaçlarını düşün ve belirli bir miktar belirle. Şunun gibi.

"Ben Kadıköy'de oturuyorum. İş yeri Beşiktaş'ta. Aylık yol masrafım 400 TL olacak. Ailemle yaşıyorum. Beslenme, barınma, giyinme ihtiyaçlarım 600 TL ediyor. Şu şu konular için 300-400 TL arasında bir masrafım olabilir. Bu nedenle en az 1400 TL benim için uygundur." gibi bir konuşma yapabilirsin. Çünkü böyle açıklayınca karşındaki kişi daha iyi ikna oluyor. Konuşmaktan çekiniyorsan asgari ücret de isteyebilirsin.
0
dissendium
(06.03.18)
washe doğrusunu söylemiş, yaşadığın şehrin şartlarında kendine yetebilecek bir para iste ama.
0
buckminster
(06.03.18)
kurumsal bir şirketse yüksekten gir çünkü kolay kolay ara zam olmaz. sonra her sene %8-%10 derken kuşa dönersin.
aile şirketiyse onların takdirine bırak, iyi bir performans ortaya koyarsan ara zamlarla filan kısa sürede yükselir.
0
kjswbdlkjfdlkj
(06.03.18)
mutlaka prim şartlarını da sor.. yoksa iste. yurtdışı satış = prim
0
lupelius
(06.03.18)
Kjswb ve lupe hakli. Ancak %100 ingilizce egitim gormus birisinin asgariden basla sonra isi ogrenince kademe atlarsin denmesi de is bilmezlik. Yurtdisi satis yapabilmen icin once kendini satman gerek. İngilizcene guveniyorsan ingilizce degerlendirmesi yapilmadan fiyat soyleme. Yurtisinda bulunmussan ve tecruben varsa onu kesinlikle masaya koy. İs ayrintilari ogrenilir ama suan onemli olan senin kendini nasil gelistirdigin. Beklentileri en kisa surede karsilayacagini ancak maasin da bulundugun ilin gerektirdiklerine ve ilgili pozisyondaki yetkinlere yakin olmasini sagla. Cunku 3-6 ay sonra isi ogrendim diceksin yazin haftasonu bi yere kaciyim bu yil yillik iznim yok diceksin ama elinde kuş gibi Para olursa bir yere gidemez uzulursun.
0
ykyt
(06.03.18)
2000'den aç kapıyı. tecrübesiz bile olsan ingilizce bilen, ticaret okumuş adamsın, "asgariye çalışırım" havası vermek iyi değil. öyle verecek bile olsalar sen yine de biraz yükse söyle, orta bir yol bulursunuz. iş dünyası böyle, daima bir tık yüksek söylemelisin.
0
sir gawain
(06.03.18)
Sonuc olarak kurumsal bir yer ise dil tazminati da vermesi gerekir. 2000 in altindaki ucretler cok komik.( 2000 de az aslinda) Asgari ucret teklif ederlerse o zaman niye sen? Asgari ucret deneyimsiz ve niteliksiz elemana verilir.
0
ykyt
(06.03.18)
Bu arada, (dış) ticaret okumadım, bitirdiğim bölümüm uluslararası ilişkiler. CV'me bakıp da çağırmış olmalılar sonuçta.
0
🌸m e b
(06.03.18)
2500'de az isteme. asgari ücret 1600 lira. 2000 bile az. çünkü zamların da maaşına göre yapılacak takip eden yıllarda. 1. yıl sonunda maaşından memnun olmayan mutsuz bir çalışan olacaksın. zaten yetiştirilmek üzere denmiş. ingilizcen iyiyse kesinlikle ücretinden taviz verme.
0
naksidil
(06.03.18)
Ben de en az 2000 TL diyorum. Çünkü kaç yıl üniversite okumuş birinin asgari ücret alması kadar saçma bir şey olamaz. Zaten eğitiminin de İngilizce olduğunu belirtmişsin. Yani bence şöyle söylemelisin " Tecrübem olmadığı için ücret benim için ikinci sıradadır. Benim için daha önemli olan kendime bir şeyler katmak ve tecrübe edinmektir. Ama prensip gereği asgari ücret kabul etmiyorum". Bir de önce onların ne verdiğini sor ki ona göre bir şeyler söylersin. Bu arada dış ticaret deyip geçme, bunun müşteri ilişkileri var, gümrük operasyonları, satış işlemleri, fuarlar vs. gibi bir sürü işi var. Bunları da öğrenirsen ileride seni kimse tutamaz. Bir de "Dış ticaret meslek elemanı" sözü biraz İşkur İşbaşı Eğitim Programı ile alım yapılmasını çağrıştırıyor. Umarım öyle değildir.
0
İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(06.03.18)
@İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi: Evet, İşkur'dan ilanlara bakarken gördüm aslında. Orada birtakım tanımlı meslek isimleri olduğu için de o ifadeyi seçmek zorunda kalmış olabilirler, bilmiyorum. Ama İşbaşı Eğitim Programı ile ilgili ilanlarda bu açıkça belirtiliyor normalde ama bu ilanda öyle bir ibare de yoktu. Yarın belli olacak detaylar.
0
🌸m e b
(06.03.18)
Evet, muhtemelen dediğin gibi o ifadeyi seçmek zorunda kalmışlardır. Bazı işverenler, iş arayanlar İEP istemediği için oraya yazmayabiliyor da, yani kaçırmamak için de yazmamış olabilirler. Tabi bunlar benim düşüncelerim. Yarın sen yine de normal yolla mı yoksa İşkur destekli mi alacaklarını bir sor bence.
0
İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(06.03.18)
Noldu gorusme nasil gecti?
0
ykyt
(08.03.18)
@ykyt: www.eksiduyuru.com

Az önce açmıştım bu duyuruyu :) Kötü geçti gibi geldi bana.
0
🌸m e b
(08.03.18)
(19)

Bu ilişki istememe durumu nedir allasen ?

halen
Özellikle adam kişilere soruyorum bu soruyu, buradan bir feminist dayanışma oluşturacak kadınlarımız da yazabilir. Allahınız aşkına elinizi vicdanınıa koyarak cevap verin. Ama denildiği gibi "vicdanınıza" koyun,öyle yazın.Kadın kişisiyim. Ben de aylar önce ilgi beklentim olduğu için biri tarafından
Özellikle adam kişilere soruyorum bu soruyu, buradan bir feminist dayanışma oluşturacak kadınlarımız da yazabilir. Allahınız aşkına elinizi vicdanınıa koyarak cevap verin. Ama denildiği gibi "vicdanınıza" koyun,öyle yazın.

Kadın kişisiyim. Ben de aylar önce ilgi beklentim olduğu için biri tarafından reddedildim. İlişki istemiyorum'cu biriymiş yeni görebildim bunu. Bugün de bir kadın arkadaşla konuştuk bu konuyu. O da aynı problemden muzdarip olarak; sevdiği adamın kendisine ilgi göstermediğini, bunun onu kırdığını ve artık dayanamadığını anlattı. " Bana değer veriyor biliyorum, yoksa mikecek kadın mı yok, bu sözleri nasıl söyler bir insan değer vermediği birine?" derken ben kendimi hep "e ne mana aramıyor sormuyor bu aq ibişi demek ki sevmiyor " derken buldum.Sonra ona da sesli bir biçimde yansıttım. O da dedi ki "çünkü korkuyor ,kendini kaptırmaktan korkuyor. Çünkü hep acı çekmiş,darbe almış "

Bu duyuruyu açma sebebim eğer durum bu kadar dramatik ve çıkmaz bi durumsa bu olguyu anlayabilmek. Karşı tarafı daha iyi anlayabilmek yani. Neticede ben de bir zamanlar aynısını yaşadım. Ama mantığım öndeydi." Demek ki sevmiyor, o zaman bırak gitsin"," bir insan seviyorsa onu merak eder,arar demek ki sevmiyor" kısayollarıyla aklı çalıştırıp reste rest çeken taraf oldum.

Buna tez ve antitez görüşlere ihtiyacım var. Eğer denildiği gibi ortada samimi bir yaralı kalp, imkansız aşk,kaybedenler kulubü durumu varsa bunu bilmek isterim. Neticede birbirimizi anlarsak her şeyi daha güzel olur,sevgiler de.
He sevginin önüne hiçbir şeyin geçemeyeceğine inancım çok orası ayrı...

Not : Cevaplarda kezban vb. sözcükleri kullanarak kadını aşağılayan (ki aynısı erkek için de geçerli ) insanlar kendilerini imha etsinler. Yettiniz artık.
0
halen
(05.03.18)
(seninle) bir ilişki istemiyorum (ve sana bunu en az zararla böyle söyleyebileceğimi düşünüyorum).
0
acetaminophen
(05.03.18)
:)) önce kanım çekilir gibi oldu, sonra bastım kahkahayı. Çok komik bir hal anlatılmış bence.

''Samimi yaralı kalp'' :) Bu türk filmi romantizmine de ayrıca bayılıyorum. Güçlü erkek figürü ama yetmez bi' acısı olmalı - bi' kavgası :) dırıdırırın. (misal: ayakkabı tasarımcısı abimiz, o büyük aşk acısıdan sonra mükemmel vücuduyla kendisini yalnızlığa hapsetmiş olan)herneyse

seni seviyorum ama ilişki istemiyorum, kendimi kaptırıp gitmekten tekrar aynı acıları çekmek istemiyorum zokasına hoşgeldiniz. Nerede kaldınız yahu, gerçekten trafik bu kadar da fazla olamaz doğruyu söyleyin evden çok mu geç çıktınız ?

Darılmaca gücenmece yok; şimdi karşınızdaki sizi istemiyorsa yeterince ''sevmiyordur'' çünkü sanılanın aksine(ilgi budalası değilse insan), sevgi öyle olursa olur olmazsa da başkası olur gibi birşey değil buna izin vermez.

Ama sizde görüyorum ki izin de verebilir. Zaten bu başlı başına ''ilişki istememek'' için yeterli bir sebep. Bir de bazı özelliklerinizle devam edebileceğini düşünmüyor da olabilir. Mesela ben sigara içen kadınlarla ilişkimi sürdüremiyorum, yine aynı şekilde gereksiz ünlem kullanan, pasif agresif bir karaktere sahip olan, argo kullanan kadınlarla da. Bir de kısa boylu olanlarda. Onlar hep ilişki istememe tarafında kalıyorlar. hayat çok acıklı, bunu ilk aciziyetimde hissetmiş bir geceyarısı da farketmiştim(böyle söyleyince çok romantik oldu, seversiniz siz)

edit: sanırım zorunuza gitmiş ki aynı minvaldeki birsürü cevap sizin için ''cevab bu'' ama bu değil. :)) trajik bir davranış biçimi :))
(bkz: kendi kendini doğrulayan kehanet)
bunlardan korkmayın ama, böyle şeyler geliştirecektir sizi. Siz; söyleyebilecek cesareti olmayan insanlardan korkun, ya da boşverin siz hiçbirşeyden korkmayın zaten '' tabiki de korkmazsınız(!) '' -da :)))
(yemedim)

yazıdan sonra aklıma geldi; dinledim: youtu.be

bu arada zeka sohbetine dair; bende iq teknik olarak 140+ kapışıyor muyuz ? :)) - çok eğlendim -
0
mete kudur
(05.03.18)
ilişki istemiyorum: yeterince güzel ve çekici değilsin.
0
susadım çeşmeye varmaz olaydım
(05.03.18)
acik konusalim:

"gel arada cakayim cunku sana cakmaktan zevk aliyorum ama ote turlu cekilir dert degilsin, diger zamanlarda uzagimda dur."

demis.

**

sen de daha hala yok romantizm, yok kendini kaptirmak istemiyor vs. valla once acidim, sonra bastim kahkahayi ne diyeyim. bu saflikla isin zor.
0
no christ requires
(05.03.18)
"ilişki istemiyorum" illaki "yeterince güzel ve çekici değilsin" demek değil. bilinçli bir insan pekala çok güzel ve çekici olduğunu düşündüğü ve hatta iyi anlaştığı birini ilişkide gelecek görmediği için istemeyebilir. büyük bir sorumluluk bu. ayrıca darbe alma kısmı da var tabii. kimisi ayrılığı çok ağır yaşıyor, bütün düzeni ve hayatı bozuluyor vs. kimse durduk yere bu yükün altına girmek istemez.

bir erkek olarak kendi adıma tüm samimiyetimle durumun böyle olduğunu söyleyebilirim. üst paragrafta bahsettiğim şey tam olarak bu. çok güzel ve bana ilgi duyduğunu bildiğim, aramın da iyi olduğu bir kız var. çok iyi anlaşıyoruz falan ama ilişki konusundaki beklentilerimiz olsun, hayata bakışımız olsun vs. farklı. birlikte çok iyi vakit geçiriyoruz ama "birlikte" olamayız. ben 8 aydır hala eski sevgilimi özlüyorum diye ağlıyorum, aynı şeyi bir daha yaşamayı öngörülebilir bir süre için istemiyorum. yeri değil, zamanı değil. ama bu yüzden iyi anlaştığım, kendime yakın bulduğum bir insana da "ilişki istemiyom sie" deyip rest çekemem. niye iyi bir arkadaşımı kaybetmek isteyeyim bu yüzden?

ilişki istemeyen her erkek "BAS GEÇ KANKİTO XD" diyen kalpsiz womanizer olmuyor yani, pekala gerçekten acı çekmiş, ürkek vs. olabiliyor. az buçuk zeka kırıntısı da varsa her iyi anlaştığı, hoş bulduğu kadına atlamayacak seviyeye geliyor bi yerden sonra.
0
der meister
(05.03.18)
Herkes zaten o kişinin sizi sevmeyebileceğini söylemiş. Onu tekrar etmeyeyim. Ama bu kişi başka birini seviyor da olabilir. Benim şu anda sevgilim yok ama hoşlandığım biri var. Bir kız bana şu anda senden hoşlanıyorum dese onu reddetme olasılığım yüksek çünkü aklım başka yerde. Kısaca, erkekler duygusuz, odun gibi yaşayan varlıklar değil aslında. Kuzey Güney'i izlemişsindir. Orada Kuzey sevdiği kadını başkasıyla gördüğünde gözleri doluyor. Erkekler de üzülebilir, erkekler de ilişkilerden zarar görebilir. Bir erkeğin karşısındaki kıza böyle şeyler söylemesi her zaman taktik değildir. Burada samimiyete bakmak gerek.
0
dissendium
(05.03.18)
İlişki bir çok bağlanma ritüel keyif ve acıyı beraberinde getiriyor. Seni bu saydıklarımı yaşamaya değecek kadar önemsemiyorum demektir bu. Siz de birinin hayatında 2., 3. kişi olarak hayatınıza devam edersiniz sindirebilirseniz. Hani yoklukta gideri var tarzında.
0
roket adam
(05.03.18)
Ek:

Bu tür konularda karşı tarafın da dediklerini çok ciddiye alıp kesin doğru bir ifade gibi ele almamak lazım. Günü kurtarmak için söylenmiş politik bir söz, arkasında bir filozofi, bir hayat tarzı yok. Doğru kişi olarak gördüğü birisiyle bir bakarsın 3 ay sonra nişanlanmış o ilişki istemem diyen.
0
acetaminophen
(05.03.18)
''O da dedi ki "çünkü korkuyor ,kendini kaptırmaktan korkuyor. Çünkü hep acı çekmiş,darbe almış " hahaahahaaa. ilk defa bu platformda bir şeye güldüm sağolun ilişki istemiyor değil sizinle ilişki istemiyor.

''"seni, bırak evlenip "eşim" olarak yanımda görmeye, sevgili olup "sevgilim" olarak yanımda görmeye dahi layık bulmuyorum. ama seninle yatmaktan yana bir sıkıntım yok. benim için bir nevi escort gibisin. tek fark, escorttan daha hesaplı olman. senin gibi birkaç kişi ile daha aynı anda birlikte olabilirim. ancak senin gibi birine karşı sorumluluk duyacağımı sanıyorsan, yanılıyorsun." cümlesini daha kısa bir biçimde ifade eden erkektir.

size sürekli böyleleri mi denk geliyor?

kıyamam...

(bkz: sad but true)''

anlamalık bir şey yok bu tarz adamlarla muhattap olmayacaksın. seven insanın nasıl davrandığını herkes bilir zaten. böyle tipler vur-kaç erbabıdır. onlara kızmıyorum hatta destekliyorum kafalarına göre takılsınlar ama siz bunu göre göre niye üzülüyorsunuz onu anlamıyorum her şey çok açık.
0
biravekahve
(05.03.18)
bence o kişi seninle ilişkiyi istemiyor.
0
mete kudur
(05.03.18)
Belli olumsuz yaşanmışlıklardan sonra, belli bir yaştan sonra yeni birini tanımak, yeni birine inanmak, onunla birşeyler paylaşmak, tanımaya çalışmak, güvenmek o kadar zor geliyor ki..

"Sevişmek istiyorum ama ilişki istemiyorum" yazanlara bakma.. Nadiren de olsa öyle olabilir ama bu durum farklı..
güven duygusunu kaybeden, aldatılan, olumsuz şeyler yaşayan bir erkek yaralarını bir kadına göre daha zor sarıyor hatta bazen saramıyor..

Gerçekten seviyorsan üzerine düşüp iyi etmeye yaralarını sarmaya çalışabilirsin. Çıkmadık candan ümit kesilmez..

Şu paragraf bence konuyu özetliyor
"Beni bir gün unutacaksan, bir gün bırakıp gideceksen, boşuna yorma derdi; boş yere mağaramdan çıkarma beni. Alışkanlıklarımı özellikle yalnızlığa alışkanlığımı kaybettirme boşuna. Tedirgin etme beni. Bu sefer geride bir şey bırakmadım. Tasımı tarağımı topladım geldim. Neyim var neyim yoksa ortaya döktüm. Beni bırakırsan sudan çıkmış balığa dönerim. Bir kere çavuş olduktan sonra bir daha amelelik yapamayan zavallı köylüye dönerim. Beni uyandır."

Oğuz Atay
0
Kusursuz dostlarin dort ayagi vardir
(06.03.18)
Bir tahtravalli düşün, kim ötekine yanaşsa, bu kişi, üzerine fazla gelindiğini görüp uzaklaşıyor.

Erkek tarafı kadını beğenip yaklaşınca da aynısı başına geliyor. 21. yüzyılda nihayet kadınlar da artık erkek problemleriyle boğuşuyor.

Devir böyle oldu.

Feministlerin ilişki bulamaması da feminizmden geliyor bu arada. Öyle de bir durum var.

Feminizm aile kurumunu yıkan bir akım olarak kadını aileden özgürleştirdi. O yüzden boşverin ilişkiyi sevişin geçin.

Şu olaylar erkeklere orta ve uzun vadede çekici gelmiyor: galeri2.uludagsozluk.com
0
idexo
(06.03.18)
Seninle sevişelim ama düzgün bir kız ile ilişki kovalayım kafası bu. Türk erkeklerinin geneli böyle maalesef, kız sevişiyor ise ilişki yaşanacak kız değil ama sevişmem de lazım napayım? Issız adamcılık oynayım.

Def edin.
0
gozu acik sevisen yahudi
(06.03.18)
ilişki istemiyorum demek illa beğenmemek değil ki? ilişkinin getireceği yüke sorumluluğa vs. katlanmak istemiyordur. eğer bu konuda kötü deneyimleri varsa, rahatını bozmayacak dozda ilişki alıp huzur içinde yaşamayı tercih etmiştir.
0
tabudeviren
(06.03.18)
Bence o da seviyor olabilir ama henüz acılarının üstesinden gelebilmiş değildir, geçmişi onu rahatsız ediyordur. Zamanında yaşadıkları hala canını acıtıyordur belki de. Ona biraz zaman tanımalı, yaralarını sarmasına-iyileştirmesine izin vermeli. Bu konuda ona yardım da edilebilir, daha fazla şefkat ve ilgi göstererek onun izin verdiği ölçüde çok boğmadan yanında durulabilir. Eğer Onu seviyorsa peşinden gidilmeli, öyle ilk tümsekte bırakılmamalı. Aşk iyiştirir. Bence siz ve aranızdaki şey buna değersiniz. Tabi bence.
0
mete kudur
(06.03.18)
bence arkadaşınla aynı kişiyi seviyor olabilirsiniz, biraz berrak bir kafayla düşününce aklıma bu geldi. başka ihtimal kalmadı çünkü; hiçbirini beğenmiyorsun. ama benim halen bir umudum var ve ben diğerlerine de benzemem malum, ben tik için yazıyorum.
0
mete kudur
(07.03.18)
Önce acıdım sonra bastım kahkahayı +1

“Bana değer veriyor biliyorum ama çok hassas ve de darbeli bir zat olduğu için kendini kaptırmak istemiyor :((((“ Ajahah yok öyle bir şey. Hele bir aşık olsun, karşısına çok beğendiği, çok sevdiği, başını döndürecek biri çıksın bak o zaman nasıl zevkle kaptırıyor kendini.

Dolayısıyla bunun meali tam olarak: “İlişki istemiyorum değil, seni istemiyorum ama arada sevişecek biri lazım olduğu için elimin altında dur” +1

Yalnız o değil de hala Issız Adam taktiği ile düşen kızlar kalmış. Çok şaşırtıcı.
0
i m cool with that
(07.03.18)
Bence olgunun özünde karakterin yalnızlığa bakışının izdüşümü var. Yani karakter geçmişinde yaşadığı bir çatışmadan sonra dünyaya olan bakışını ''kendi amacını sonlandırmak'' olarak tanımlamış olabilir. bu da pektabi bazı sosyal sıkıntıları yanında getiriyordur, mesela ''zurna sendromu''. halk arasında ''beni beğeneni ben beğenmem benim beğendiğim ise beni beğenmez'' dedikleri şey. İşbu yüzden de bazen fiziksel ihtiyaçlardan birisi olan cinselliği giderebilmek için de eldeki avuçtaki imkanlarla yetinmesi gerekebilir.

Herneyse, Bence bakın burası çok önemli; işin özünde eğer samimi ve yaralı bir kalp ile birlikte imkansız da bir aşk varsa yapılacak şey bellidir.

Seviyorsan git konuş. Bence tabi tüm bunlar.
0
mete kudur
(07.03.18)
Bence aslında seviyor ama sevgisini gösteremiyor, geçen gün arkadaşımla bu konuyu konuşuyorduk; o da ''seven adam kıskanır abi'' dedi. Konuyu tam anlamamış olabilir herneyse, yani sonuç olarak sevdiklerinizin peşinden gidin, bırakmayın.

Hutbemi bir ingiliz atasözü ile bitiriyorum; Life is journey enjoy it
0
mete kudur
(12.03.18)
(6)

Bu redpill olayı nedir genşler?

[GODDARD]
Biraz okudum ama bir şey anlamadım. Aydınlatırsanız sevinirm.
Biraz okudum ama bir şey anlamadım. Aydınlatırsanız sevinirm.
0
[GODDARD]
(05.03.18)
@sonsuzluk ve bir gun
@lutfu tellioglu
@karanlikruya

adlı yazarların entrylerini ekşi sözlükte şükela moduna alıp bakarsan anlayacağını düşünüyorum
0
biravekahve
(05.03.18)
Her boku erkeğin yetersizliğine bağlayan aptal bir düşünce.
0
dissendium
(05.03.18)
red pill başlığının çoğunluğu, hatta belki red pill'in kendisinin çoğunluğu saçma sapan şeyler ama hiç şüphe yok ki doğru söylediği noktalar var. bu yüzden grain of saltı bol tutup öyle okumak lazım. bi de doğası gereği loser erkekleri çektiğinden kendine der meisterın dediği gibi tipler bol oluyor etrafında.
0
ghilleinthemist
(05.03.18)
31'ci ezikleri hayata bağlayan saçmalıklar silsilesi. okuyup okuyup gaza geliyorlar, gerçek hayatta püf.
0
doxanikee
(05.03.18)
erkeklerin kadınlar için yaşamamasını, onlar için bir şeyler yapması gerekmediğini, sadece kendilerini geliştirmeye odaklanmalarını tembihleyen öğreti.

zaten erkek kendini geliştirdikçe (maddi-manevi) kadınlarını çekeceğini söylüyor.

he sevgisiz büyümüş he.
0
susadım çeşmeye varmaz olaydım
(05.03.18)
birlikte olmak istedikleri kadınlar tarafından istenmeyen erkeklerin o kadınları elde edebilmek uğruna onların seçtiği erkeklerden olma çabalarına girme uğraşları.
0
pinkpeony
(05.03.18)
(5)

İş Hakkında Tavsiye,Görüş

dorylaion
Selamlar duyuru ailesi, şimdi şöyle bir durum mevcut. Dışarıdan bakan birisi olarak ne tavsiye edersiniz. Etrafında danışabileceğim bir mühendis veya işi bilen birisi olmadığından buraya sorayım dedim.Ben yeni mezun (15 gün) bir elektrik mühendisi olarak, son zorunlu stajımı yaparken, bir firma tara
Selamlar duyuru ailesi, şimdi şöyle bir durum mevcut. Dışarıdan bakan birisi olarak ne tavsiye edersiniz. Etrafında danışabileceğim bir mühendis veya işi bilen birisi olmadığından buraya sorayım dedim.

Ben yeni mezun (15 gün) bir elektrik mühendisi olarak, son zorunlu stajımı yaparken, bir firma tarafından görüşülmek üzere teklif aldım ve staj sonunda, boş yatmayayım diyerek, mezuniyet işlemlerim tamamlanmadan işe başladım ve girerken bazı sebeplerden ötürü mart ayı içerisinde ayrılacağımı belirtim. 10-15 gün içerisinde de ayrılacağım.

İş olarak benim çalışmak istediğim, daha sonra işi öğrenerek kendi yerimi açabileceğim bir alanda çalışıyorum, yüksek gerilim enerji nakil hattı işi. Fakat bu çalıştığım sürece pek fazla mühendislik yapmadığımı düşünüyorum. çoğunluk arazide çalıştım yeri geldi çamurun içinde direk diktik, yeri geldi elektrik panoları yaptım, yeri geldi vinç tepesinde hat bağlantısı yaptım. Bildiğiniz işçi (tekniker vs.) gibi çalıştım. bu süreçte işi sevmedim dersem yalan olur, kişilik olarak arazide olmayı seven biriyim. sürekli masa başı işleri geriyor beni.

ama içimde hep, sanki kullanıldığımı hissediyorum, işim olmayan şeylerle uğraşıyormuşum gibi geliyor. Yeni mezun olarak ilk etapta bu işler böyle mi yürür, yoksa işçi muamelesi mi görüyorum sizce.
Bir de kasım ayı gibi özel işlerim bitince tekrar bu yerde devam etme şansım var, devam mı etmeli, yoksa başka işler mi bakmalı?

Not: Askerlik yapılmadı.
0
dorylaion
(05.03.18)
Ben de stajda sahada bulunmuştum bir süre. Yaz aylarında zevkli ama kışın biraz daha zor. Hele yüksekte çalışma söz konusuysa daha da zor. Ben bir mühendise yeni mezun da olsa bu tip işler verilmesini mantıksız buldum. Ben olsam şimdi askerliği yaparım. Dönünce de yeni iş ararım. Ama şunu söylemekte de yarar var. Nakil hattı işini seviyorum demişsiniz. Bahsettiğiniz şeyler işin doğasına ait. Yani siz sörf sporuyla ilgilenseniz, her zaman bir köpek balığı tehlikesi olacak. Bu yapılan eylemin ortamıyla ve konularıyla ilgili bir durum. O yüzden sürekli böyle de olabilir bu işler. Kullanılma hissini aldığınız maaşın sebebi olarak görebilirsiniz. Başkasının verdiği işi yapan herkes kendini kullanılmış hissedebilir.
0
dissendium
(05.03.18)
yds'ye giriyorsun, askerlik şubeye gidiyorsun, "yedek subay"lığa evet diyorsun. elektrik mühendisi olduğun için büyük ihtimal meslek kurasına tabi oluyorsun. askerliğini yaparken maaşını alıyorsun. bu sürede de "lan askerden sonra ne yapsam" diye düşünüyorsun.
0
rain when i die
(05.03.18)
Elektrik Mühendisiyim.

Yaptığın staj ve iş çok iyi olmuş. Eğer ki kurumsal firmada git git gel yapmayi hayal etmiyorsan bu tecrube işine çok yarar. Ameleligini yaptin diye gocunma. Mesleginde ilerde bu günler sana çok şey hatırlatacak hissiyat olarak. İnsan çalıştırmayı bileceksin ilerde. Kendi işin olacak ihale alacak büyüyeceksin. Askere git ve sonra bu işi yapan bir yerde 4 5 sene çalış. Çalışırken hep bu işi ben nasıl yaparimi düşünerek geçir zamanını. İyi plan yaparsan kurumsal firmada çalışan adamdan 10 kat fazla kazanirsin. Tebrik ederim.
0
lion de la Turquie
(05.03.18)
Yurtdışı imkanlarini da göz önüne al. Evlenene kadar iyi para yapasın.
0
lion de la Turquie
(05.03.18)
mühendislik ile alakam yok. ama anlattığın işler ilerisi için o kadar işine yarayacak şeyler ki. ileride işin mühendisi olunca elemanları arasiye direk dikmeye hat bağlamaya gönderdiğinde seni kandıramayacaklar ve bilgine saygı duyacaklar. mühendiz bey o iş 2 günde bitmez diyip seni yemeklere çalışınca, o işi sen zaten yaptığından yolu göstereceksin

belli ki çok gençsiniz ama kesinlikle bu işte kalmanızı öneririm. piyasada çok adam gördüm ama işin sahasını ameleliğini yapan admalsr hep en iyisi oldu, diğerleri silinirken onlar ayakta kaldı

kuzenim çok çok büyük bir firmanın genel müdürü 20 yıldır o firmada ve ilk girdiği zaman sabaha kadar kamyondan işçilerle mal indirdiği de oluyordu.
0
oscar
(05.03.18)
(21)

arkadaşlarım boşandı, erkek olan tarafa çok üzülüyorum?

for day to break
ufak tefek bir erkek. kadın olan balık etli güzel bir hatun. birinde kadın olan mahallede biriyle tartışınca, bücür kocana bak sen demişti diğer taraf buna. maddi sıkıntıları da vardı. gel zaman git zaman kadın tarafının isteğiyle boşandılar bunlar. şimdi ikisi de ben de ekli, kadın yeniden evlen
ufak tefek bir erkek. kadın olan balık etli güzel bir hatun. birinde kadın olan mahallede biriyle tartışınca, bücür kocana bak sen demişti diğer taraf buna. maddi sıkıntıları da vardı.
gel zaman git zaman kadın tarafının isteğiyle boşandılar bunlar. şimdi ikisi de ben de ekli, kadın yeniden evleniyor, mutluluk pozları paylaşıyor bol bol yeni eşle.

erkek olan sosyal medyada pek görünmüyor ama adamın son durum güncellemesi bir beddua. birde çocukları var.

ikisi de arkadaşım. erkek neden mutlu değil o da mutlu olsa keşke diyodum. hayatı bazen acımasız bir film tadında izliyorum. erkek tarafını iyi kalpli yorumluyorum kendimce, kadına kötü diyemem asla ama erkek bu sıkıntıları neden yaşıyor, mutsuz olduğu, tüm bu başına gelenlerin hiç gelmemiş olmasını istediği belli, şanssızlık mı ondaki ne?
0
for day to break
(05.03.18)
valla hocam
red pill yapmayan erkegin hali
ibretle izliyoruz
0
kingcyrax
(05.03.18)
her koyun kendi bacağından asılır.
0
lcha
(05.03.18)
hocam
o arkadasa da uzulmek sorunu cozmeyecek
o arkadasın kendi isine gucune ekmegine bakması gerekli ki bu ruh halinden ciksin
degismeyi o isteyecek.
sen bir gorusursen fazla caktırmadan bu yone dogru it.
turkiye de karıdan ayrılsam da isime gucume bakabilsem diyen milyonlarca erkek var
0
kingcyrax
(05.03.18)
@kingcyrax, bu konuda sessiz olmam iyi olur kadını da hiç beğenmiyorum zaten görür üzülür filan diye. bu toplumdaki basmakalıp yargılar yıktı onları. koca minyon, belli bir işi de yok, kadın sarışın etine dolgun falan filan. mücadeleyi kabul etmedi. zamanında niye evlendin ya madem. bilmiyorum ben tanıştığımda evli ve çocuklulardı.
0
🌸for day to break
(05.03.18)
tipik bir kadın davranışı.

iyi kalpli bir erkek bul: check

o iyi kalpli erkeği baştan çıkar, evlilik diye parasını sömür: check

düdükleyecek bir şeyi kalmayınca başkasını arayıp bul, boşan: check

aradan çok geçmeden bir üst sınıfa terfi et ve onunla nikahı bas: check

kadına kızıyor muyum evet kızıyorum, ama suç ne yazık ki erkeklerde. bu olanlara baştan onun izin vermemesi gerekir idi. hemen de kadını savunmalar başlamış zaten maddi kaygılar varsa boşanma olurdu zaten diye. nedense bu boşanmayı da hep kadınlar yapıyor arkadaşlar neden acaba?
0
denizgonen
(05.03.18)
Kadını silebilirsin. Kavga ettiği komşusunun lafıyla çocuklarını bırakıp kocasını terk ediyorsa hiçbir zaman tatmin olmayacak bir leştir kendisi. Şuna bile red pill diyorlar. Hayvan gibi yaşamaya nasıl böyle modern adlar buluyorlar anlamak güç.
0
dissendium
(05.03.18)
red pill ne la? bi ben bilmiyormusum gibi bi hava olusmus burda.
0
brkylmz
(05.03.18)
Bunlar benim yakıştirdığim seyler de olabilir. Belki tamamen farkli bir sebebi vardir. Düşündüm de... ama adam mutsuz kadin mutlu buna eminim.
0
🌸for day to break
(05.03.18)
Red Pill nedir bilmiyorum ama her iki tarafı da tanımıyoruz. Siz ne kadar tanıyorsunuz bilemem. Bilemeyiz, belki adam tembeldir, enerjisini emiyordur. Kadın artık nefes alamaz hale gelmiş ayrılmıştır. Olamaz mı yani... Boşanmışlar, neyse ne. Kadın yolunu başka bir yere çevirmiş. Anlatımınızda çocuk sorunu da yok diye görüyorum. Eğer bir aldatma yoksa niye beddua? Mutsuzsa niye ömrünü harcasın adam? Adam harcar mıydı?Adamın silkinip kendi hayatını kurtarması / kurması lazım. Kalbinin iyisini kötüsünü bilmem, ama bazen çevreye iyi kalpli olup ruh emici sünepelikte insanlar olabiliyor.
Ezcümle; hepsi için hayırlısı.
0
SiyamkedisiZorro
(05.03.18)
kadın: balık etli, güzel
erkek: ufak tefek

red pillciler de hiç demiyo ki erkek kendi skalasından biriyle evlenseymiş o zaman?
0
pinkpeony
(05.03.18)
Red pill nedir acaba biri açıklar mi red pill aşkına. google'da yok.
0
🌸for day to break
(05.03.18)
ekşide the red pill olarak var, mgtow var.
0
pinkpeony
(05.03.18)
@acemi, nafaka yok kadın evlendi. Düğün bile yaptirdı.
0
🌸for day to break
(05.03.18)
Mağdur hep kadın mı olacak? Oh olsun demiyorum da bir uzulesim de gelmedi hani. İnsallah haksizliga ugratmadan mutlu olmustur kadin, yine de.
0
oxyden
(05.03.18)
bu arada yanlıs anlasılmasın
tum sorunu red pill cilige baglayip adamı övmüyorum.
iliskisini bitirecek kadar kadını bezdirmis olabilir sorumsuzluklarla.
adam da kendini degistirsin diyorum.
gercek red pill cilikte kendin dahil kimseye acımamak gerekli.
yanlıs yaptiysan kendini de elestirip düzelteceksin.

ama kadın icin her seyi yapıp yaranamayan erkekler de var mı var
o yüzden red pill i dogru anlamak gerek.
0
kingcyrax
(05.03.18)
@kingcyrax, o işler öyle olmuyor işte. red pillciler şunu iyi bilsinler ki o adam da biliyordur o pillcilerin bildiğini de işte beynindeki bariyerlerden kurtulamıyordur. o bilmez mi eşşekler gibin çalışıp çok paralar kazanmayı. ayrıca bunun erkeği dişisi mi var, pillcilerin mantığına göre kadın erkek hepimiz topun ağzındayız azcık kapasitemiz düştüğü an şutlanabiliriz.
0
🌸for day to break
(05.03.18)
valla shit happens. bu vesileyle kadın nefretini körüklemek, red pill yahut "seven sikilir" gibi acınası bahanelerin ardına sığınmak uzun vadede erkeklerin daha da aptal ve rezil varlıklar olmasına yol açıyor. bu nasıl yapılır o konuda tavsiye veremem ama arkadaşının "lan genç adamım, çocuklarım var benim. terk ettiyse terk etti nabalım, tamam çok üzülüyorum ama hayat devam ediyor yani, en azından toparlanma gayreti göstereyim, LET'S GO BOIZ" deyip fiziksel olarak değilse de mental olarak bi silkelenmesi lazım.

kadın artık eşi değil. ne yaşadıysalar yaşadılar. artık bitmiş. önüne bakması lazım. yoksa "potansiyel eş"lere bakacak olursak hepimizin intihar etmesi lazım çünkü her gün sevebileceğimiz, aşık olabileceğimiz ayarda binlerce erkek/kadın başkasıyla evleniyor. eski eşin bunlardan ne farkı var? eş değil, arkadaş değil. bitti gitti.

çok zor bir süreç olabileceğinin farkındayım. hiçbir şey olmamış gibi yaşasın demiyorum. sadece ilerlemek adına adım atmaya başlasın. bence siz de bu süreçte adama ezik, yardıma muhtaç, ürkek ceylan yavrusuymuş gibi falan yaklaşmayın. daha da kötü hissedip "alttan alınmaya" hiç ihtiyacı yok çünkü bence.

evlilik programındaki dayının da dediği gibi SKTİR ET BANA KARI MI YOK :(
0
der meister
(05.03.18)
ben bile çok üzüldüm. sen bi de arkadaşıymışsın normal üzülmen.

benim inancıma göre adam zor bi şekilde imtihan ediliyor, başkasına göre kader vuruyor, karma tokatlıyor ya da adam yaptıklarının cezasını çekiyor vs.
ama öyle işte. kaybetmiş adam. daha ufak tefek oluşu detayıyla bile kaybetmiş.
0
fyodor fyodorovic
(05.03.18)
hocam boyle bir olay da var ama buna izin vermemek erkegin elinde
red pill i dusurmeyin boyle
adam calismiyor diyor arkadas
bu da yanlıs degismiyor kendini gelistirmiyor
he belki ihtiyacı yoktur ama bilemiyorum
0
kingcyrax
(05.03.18)
üzülme. herkes seçimlerinin bedelini öder. böyle kadınlarla evlenmeyi veya sevgili olmayı tercih eden erkeklerin genel problemi kendi hatalarını kabul etmemeleri. o kadın zaten baştan sinyallerini vermiştir, adam görmemiştir. ya da görmek istememiştir. "iştheee gadınlar böyleee" ye bağlamak anlamsız.
0
harekatamiri
(07.03.18)
başlığı açan kişi, kadının ne adamı sömürdüğüne dair, ne iyi bir herif olup bu kadının da onu kerizlediğine dair vs. hiçbir bilgi vermemiş.
altına ise doluşmuş herkes red pill'ci olsa olmazdı, tipik kadın, şunu yap/bunu yap sonra da yolla diye lanet yığdırmışsınız.

kadından nefret etmek için yer arıyorsunuz. kadının bu durumda suçu ne? adama nazaran daha dikkat çekici ve güzel olması mı? ne yapsın kendine sakal bıyık mı çizsin? boşanmak istemesi mi? ne yapsın beraber olmadığı adamla acıyıp bir şeyler yapmayı sürdürmeye mi çalışsın? sevmiş, birini bulmuş, evlenmek istemiş. ne yapsın kutlamasın mı amk?

aynı şeyi erkek kişi de yapabilirdi. bu durumda bunları sayacak mıydınız? tipik erkek, kadını kullanıp atmış, faydalanıp tüketince bir yamana atmış diyecek miydiniz?

burada arkadaş belli ki, adamın fiziksel olarak şansının pek olmamasından ve son durumdaki halinden üzülerek açmış konuyu. bu kadından nefret edecek, tüm kadınları ahlaksızlıkla, art niyetlilikle suçlayacak nasıl yer buluyorsunuz anlamakta güçlük çekiyorum.

red pill denilen olay, -belgeseli kastetmiyorum belgesel çok ayrı bir mesele- amerika odaklı bakir 4chan, redditçilerin çıkardığı bir nefret, şiddet üzerine kurulu paronayalar, sosyal medya intikamı zinciridir. sonrasında ikili ilişkilerdeki başarıszlığı ve yetersizliğiyle yüzleşemeyen eksik akıllıların da kendine pay çıkardığı bir zamazingodur. haklılık payı olan şeyleri kendi işlerine yarayan manipülatif tümevarımlarla harmanlayıp bu gariplere avuntu diye, ya da kötülüklerine bahane diye yediriyorlar. hele ki kendini geliştirmekten aciz, işine gelince kültürel dogmaları, işine gelince modern yargıları kullanan çoğu kötü yetişmiş türk erkelerinin şark kurnazlığı yapıp sürekli yamandıkları bir ideoloji. birazcık kendilerine çeki düzen verseler böyle çocuk tesellilerine kalmayacaklar aslında ama. bunu farkına varabilecek bir alt eğitim, sağlıklı sevgi-şefkat-güven-sorumluluk-empati gibi kavramlar verilmemiş en başta aileden. hastalıklı bir her şeye yetkileri ve her şeyin doğuştan onlara verilmiş bir hak olduğu dürtüsü ile değerlendiriyorlar başlarına gelen her şeyi, herkesi.

işin kendini ele veren tarafı, bu insanlar kadınların kendilerinin bile haberdar olmadığı türden şeytani yönlerini listelerken erkeklere ''siz bunları yapın orospulara'' minvalinde analiz ettiklerinden daha bile şeytani davranışlar öğütlüyorlar. kadınları şeytana denk bir şekilde tanımlayanlar da, kendini bu şeytandan korurken daha da şeytanca davranmayı öğüteleyenler de bu adamlar. ulan ben kadınların erkekleri bu şekilde suistimal etmeye programlı korkunç yaratıklar olarak görsem, hayatıma sokmam. bu adamlar o kadar haysiyet noksanı ki, hala bu şeytan, düşman belledikleri varlıklara muhtaçlar ve onlarla beraber olmak için ellerinden geleni yapıyorlar.

red pillci tayfanın istisnasız hepsi iltihaplı ruh ve kişilik yapılarını kendilerine itiraf edip bunu iyileştirmeye gayret edemeyen ve bozuk kişiliklerini mastürbe eden kin ve şiddet dolu insan ürünü tespitlere tapan, zekasız budalalardır.
inanmaya devam etsinler, kendi kendilerini zehirlemeye devam etsinler ne diyeyim.
0
çaykovski
(15.03.18)
(6)

İnstagramda foto üzerine yazı ekleme

surfer
Selam, Ekteki gibi Fotoğrafın üstüne değil de üst kısmına nasıl yazı ekleniyor? Yani yazı üstte, foto altta olacak
Selam,

Ekteki gibi Fotoğrafın üstüne değil de üst kısmına nasıl yazı ekleniyor? Yani yazı üstte, foto altta olacak
0
surfer
(05.03.18)
Bence o yazı ve fotoğraf Twitter'da paylaşılmış tweet şeklinde. Sonra o tweet'in ekran görüntüsü alınıp Instagram'a yüklenmiş. Normalde o şekilde bir yazı biçimi yok Instagram'da.
0
dissendium
(05.03.18)
bunu instagramda yapmiyorlar. yapip yukluyorlar.
0
allanpoe
(05.03.18)
Peki bubun icin bir uygulama var mı?
0
🌸surfer
(05.03.18)
allanpoe
(05.03.18)
Bunlar yazıyı fotonun üzerine ekliyorlar ama. Ben foto altta yazı yukarıda gözüksün istiyorum
0
🌸surfer
(05.03.18)
paint
word
excel
photoscape
vs. vs.
0
lazpalle
(05.03.18)
(8)

tek bir kere geçmişe dönüp bir kararınızı değiştirecek olsanız

captainobvious
hangi ana gider ve neyi değiştirirdiniz? inebildiğiniz kadar detaya inin lütfen:)https://www.youtube.com/watch?v=36P0ZyfJ17w
hangi ana gider ve neyi değiştirirdiniz? inebildiğiniz kadar detaya inin lütfen:)

www.youtube.com
0
captainobvious
(05.03.18)
Çok sığ veya vizyonu dar bir cevap olabilir ancak ben ta lise başlangıcına gider, bölüm değiştirirdim. İnsanın daha kendisini ve dünyayı keşfedemediği bir dönemde bölüm seçmesinin, ilerleyen zamanlarda hayatını ne kadar da etkileyebileceğini maalesef iş işten geçtikten sonra algılaması böyle bir şey çıkarıyor ortaya.
0
m e b
(05.03.18)
çok net, m e b+1
Okulumda sadece sayısal sınıf olduğu ve okul değiştirmek istemediğim için sayısalcı oldum, endüstriyel tasarım kazandım, nefret ettim, güzel sanatlara geçtim, 28 yaşımda mezun oldum, 30'umdan sonra yayın sektörüne girdim, çeviri kitap editörlüğü yapıyorum. Ailem başının çaresine bak demek yerine arkamda durduğu için yıllarca okuyabildim ve bu sektöre girene kadar çabaladım ama edebiyat ya da dilbilim okusaydım çok daha iyi şeyler yapabilirdim.
0
kobuzchu kiz
(05.03.18)
Birden fazla uktesi olan adam için zor bir soru bu ama rasyonel bir cevap vermeye çalışırsam, belki ortaokul ortaları diyebilirim. Neyi değiştirirdim konusuna detaylı, net bir yanıt veremiyorum, çünkü her şeyi değiştirip bambaşka bir hayat yaşamaya çalışırdım. Sınırı yok yani; her şeyi değiştirmeye çalışırdım, değiştirebildiğim yere kadar, gittiği yere kadar.
0
skooma
(05.03.18)
Ben de ortaokula geri dönerdim ve OKS'ye çalışarak güzel bir lisede okurdum. Güzel dediğim Kabataş Erkek Lisesi falan. Maalesef düz lise mezunuyum. Gerçi benim lisedeki sınıfımdan 6 tane mühendis, 5 tane matematik öğretmeni, 4 tane fen bilgisi öğretmeni, bir tane moleküler biyolog çıktı ama ben aldığım eğitimden tatmin olmadım. Bahsettiğim şey Anadolu lisesi ya da fen lisesi eğitimi değil. Onları şu anda da istemiyorum. Sadece kültürel açıdan bana bir şeyler katacak bir okulda okumak isterdim. Kabataş gibi, Robert gibi.
0
dissendium
(05.03.18)
Liseye döner adam gibi kafamı kullanıp doğru düzgün ders çalışır, gerçekten istediğim bölümü okurdum. Sadece bunu değiştirmem bile hayatımın gidişatını değiştireceği için benim için yeterli.
0
elikası
(05.03.18)
universite bolumumu degistirirdim.
simdiki bolumumun bir ise yaramadigini farkettim cunku :)
0
kuehles blondes
(05.03.18)
kesinlikle üniversite için farklı bir bölüm yazardım. güzelim puanımı dandik bi bölüm için heba ettim bi de o bölümü 8 sene biteremedim. bırakmadım da. belki farklı bi bölüm seçseydim şimdi hem mutlu olabileceğim bir işte çalışıyor olurdum, hem de kariyer yapardım çok para kazanabilirdim falan.

hayatımın hatasıdır bu.
0
moratoryumkisilik
(05.03.18)
okuduğum üniversiteyi bayağı severek okudum ama liseye dönüp bu kez üniversiteyi yurtdışında okurdum.
0
pinkpeony
(05.03.18)
(1)

ders çalışma motivasyonu sağlamak için

alkolsuz icecek
napıyorsunuz mesela?Çalışan biri olarak sadece ev-iş-uyku günlük rutininden çıkmak için napabilirim?
napıyorsunuz mesela?

Çalışan biri olarak sadece ev-iş-uyku günlük rutininden çıkmak için napabilirim?
0
alkolsuz icecek
(05.03.18)
İki farklı soru var sanırım. Ders çalışmak için şu konuyu öğreneyim diyorum. Her şey merakla başlıyor. Konu özeti çıkarıyorum. Soru çözüyorum. Bazen bilgisayarda yazıyorum. Sınav haftası rahat olmak için önceden çalışıyorum. Çalışayım da bitsin düşüncesiyle hareket edince daha kolay oluyor. İkinci soru için işten sonra bir yerlere gidilip uykuya daha az vakit ayrılabilir.
0
dissendium
(05.03.18)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.