Doktor arkadaşlar güzel anlatmış hem burada hem sözlükte, yalnız işin dışında olup yüksek ahkamlar kesilmesine de pek razı değilim (örn. ÖSS'de en tepeden yazıp mezun olunca seçim yapamamak falan? Hahaha?)
Neyse, sorunuza cevap vererek başlayayım; öncelikle TUS'u kazanmak değil TUS'un kendisi zor bir sınav. Nasıl yani, şöyle; daha karar aşamasında başlar zorluğu. Çünkü TUS çalışmak gerçekten başka bir sınava hazırlanmaya benzemiyor. Yoksa TUS -şimdi tam hatırlamıyorum ama- dünyada yapılan sayılı zor sınavlardan.
Ama öte taraftan şunu da rahatlıkla söyleyebilirim, TUS'u kazanmak TUS'tan daha zor değil. Garip bir cümle oldu farkındayım, şöyle izah edeyim, ben henüz TUS'a çalışıp da kazanamayan görmedim desem yeridir (elbette ki istisnaları mevcut). Yani özetle, o kafa yapısına ulaşan adam bir şekilde kazanıyor. Nasıl bir kafa yapısı, öyle "günde 14 saat çalışmaya hazır olmak" falan değil dediğim, saat mevhumunu dahi unutturabilecek kıvamda çalışmaktan bahsediyorum. Dizi dizi kitapların dipnotlarına kadar sorulabilen, hatta kitaplarda değil de güncel yayınlardan sorulabilen bir sınav için ezberin kitabını yeniden yazmaktan bahsediyorum. Öyle bir sınav ki (güncel soru sayısını hatırlamıyorum), %10-15 civarı soruyu yapamayanlardan (yanlış yapmak değil, boş bırakmak, fikir dahi yürütememek) Türkiye derecesi çıksın.
Kişi eğer bu zorluğu "ben göğüslerim" diyorsa ve poposunu sandalyeye mühürleyebiliyorsa kazanır. Ha olur Hacettepe Dermatoloji olur, olmadı Van Genel Cerrahi olur. İlla olur yani, açıkta kalmaz.
Kişi bazlı değerlendirecek olursak, TUS için herkesin kendine ait bir öyküsü vardır. Çoğu için klasik ÖSS başarısı -> Tıp Fakültesi -> Haliyle TUS denkleminden giderken dahi arada kişisel özellikler etkili olur. Ben mesela sadece ve sadece ağız burun bakmaktan ve rektal tuşa yapmaktan uzak kalmak için girdim ve ona uygun bir bölümdeyim şu an.
Pratisyen kalmak ülkemizde doktor olmamakla eş tutuluyor. Buna kızmıyorum, öyle öğretilmiş çünkü. Neyimiz düzgün de, halk pratisyene hak ettiği değeri versin? Kendi ailem (eşim, annem, babam vb) dahi uzman olduktan sonra doktor olmuşum gibi tebrik ettiler yahu valla bakın, şaka değil ("E artık bize de 3 gün rapor yazarsın?" diyor, "iyi de onu yıllardır yapabiliyorum?" dediğimde devreler yanıyor, düşün bak). Bu sebeple insanların pratisyen olarak kalmak istememelerinde bunun da etkisinin olduğunu düşünüyorum. Halbuki birinci basamak (pratisyen hekim tarafından yürütülür) sağlık sisteminin omurgasıdır, omurgası olmalıdır veya.
Neyse umarım açıklayıcı olmuştur. Sevgiler.
0