mehmetoloji
Öncelikle baştan belirteyim troll filan değilim.Bazı yazdığım şeylerden kendini beğenmiş durumu çıkarmayın,olayları daha iyi anlamanız açısından kendimden detaylı bahsedeceğim.Arkadaş 29 yaşıma geldim,hiçbir kadınla arkadaş olamıyorum ben.En büyük sorunum bu! Ya aşık oluyorlar ya da asılıyorlar.Uzun
Öncelikle baştan belirteyim troll filan değilim.Bazı yazdığım şeylerden kendini beğenmiş durumu çıkarmayın,olayları daha iyi anlamanız açısından kendimden detaylı bahsedeceğim.
Arkadaş 29 yaşıma geldim,hiçbir kadınla arkadaş olamıyorum ben.En büyük sorunum bu! Ya aşık oluyorlar ya da asılıyorlar.
Uzun boyluyum,190 üstü,renkli gözlü,kumral.Über yakışıklı diye tabir edilen sınıfa girdiğimi söylüyor herkes,erkeği de kadını da.Zaten kimse Türk demiyor bana.Kıyafetime çok önem veren biriyim,böylelikle her girdiğim ortamda gözler üzerimde.Tamam buraya kadar güzel,herkesin isteyeceği bir şey.E tamam da arkadaş bir insanın evli akrabası bile asılır mı lan insana? Gelip eller mi,dokunur mu? Utanıyorum lan,yerlerin dibine giriyorum.
Neyse,bir özel bir kursa dil öğrenmek için gidiyordum.Geçen seneden tanıdığım bir abla dediğim ve ben yaşlarında bir arkadaşım daha geliyordu.Bu abla benden 14 yaş büyük,abla gözüyle bakıyoruz ama belli bir yerden sonra bana abla deme filan demeler başladı.Gece mesajlar atmalar,yan yana gelince ufak asılmalar.Bu abla yüzünden kız arkadaşlarımla arkadaşlık yapamıyorum.Diğer kız arkadaşlarımla görünce surat asmalar,morali bozulmalar filan.E ben sana mecbur muyum? Her akşam otobüsüne bıraktım diye,kilon iyi zayıflamana gerek yok dedim diye mi tüm bunlar? Bakın arkadaşlar benim yanlış anlama gibi bir durum yok,insan hisseder o da zaten belli ediyor.Ve bütün bu olanların yanında kendisiyle bir süre muhatap olmadım sonra bana neden benimle konuşmuyor gibisinden sitem ediyormuş.Hem asılıyorsun hem de bir şey yokmuş gibi davranıyorsun.Bu nasıl adalet!
Bir diğer olay;
Samimi diyebileceğim bir erkek arkadaşımın kız arkadaşıydı bu kız.Bu çocukla beraberken yine bana asılmalar,gelip sırtımı,kolumu okşamalar.Her daim beni çocuğun yanında övmeler,iltifatlar.Tabii çocuğun surat bir karış asılıyordu hep.Ben yine yerin dibindeyim.Neyse bununla ayrıldılar şimdilerde.Kız hala bana asılmaya devam ediyor.Hayır yüz vermiyorum da.Sen benim arkadaşımın eski sevgilisisin lan,nasıl yapıyorsun bunu bu kadar rahat.Bazen oluyor ki hep beraber görüşüyoruz ara sıra,orada bile aynısını yapıyor.Bu ne karaktersizlik lan.Bir de bu kız gelmiş bana hesap soruyor."Sen neredesin,telefonun neden kapalı? Geberticem bak seni haa!" Sen kimsin amına koyim ya kim? Tabii böyle diyemiyorum hep iyi niyetli olduğumuzdan.
Bunlar gibi yüzlerce olay var,sadece bu kadarından bahsettim fazla uzun olmasın diye.
Yahu kiminle azıcık samimi olsam hop kucağıma zıplıyor.Senden hoşlanıyorum,seviyorum,bırakma beni lütfeeen.Diyeceksiniz ki bunun neresi kötü.Harika bir şey ama o kadar boku çıktı ki artık anlatamam size.Her gittiğim ortamda mini etekli hatun gibi kesiyorlar lan beni.O kadar gözün sana dikilmesi yıllar sonra çok fazla rahatsız ediyor.Sokakta erkekler bile kesiyorlar.Bunalıma girdik artık yemin ediyorum.
Biri yazmıştı; "kimse beni beğenmiyor,yakışıklı değilsem bu benim suçum mu" diye.Şimdi benim ki de o hesap.Yakışıklı olmuşsam bu benim suçum mu arkadaş.Yemin ediyorum kafayı yiyecem yakında.
Arkadaş 29 yaşıma geldim,hiçbir kadınla arkadaş olamıyorum ben.En büyük sorunum bu! Ya aşık oluyorlar ya da asılıyorlar.
Uzun boyluyum,190 üstü,renkli gözlü,kumral.Über yakışıklı diye tabir edilen sınıfa girdiğimi söylüyor herkes,erkeği de kadını da.Zaten kimse Türk demiyor bana.Kıyafetime çok önem veren biriyim,böylelikle her girdiğim ortamda gözler üzerimde.Tamam buraya kadar güzel,herkesin isteyeceği bir şey.E tamam da arkadaş bir insanın evli akrabası bile asılır mı lan insana? Gelip eller mi,dokunur mu? Utanıyorum lan,yerlerin dibine giriyorum.
Neyse,bir özel bir kursa dil öğrenmek için gidiyordum.Geçen seneden tanıdığım bir abla dediğim ve ben yaşlarında bir arkadaşım daha geliyordu.Bu abla benden 14 yaş büyük,abla gözüyle bakıyoruz ama belli bir yerden sonra bana abla deme filan demeler başladı.Gece mesajlar atmalar,yan yana gelince ufak asılmalar.Bu abla yüzünden kız arkadaşlarımla arkadaşlık yapamıyorum.Diğer kız arkadaşlarımla görünce surat asmalar,morali bozulmalar filan.E ben sana mecbur muyum? Her akşam otobüsüne bıraktım diye,kilon iyi zayıflamana gerek yok dedim diye mi tüm bunlar? Bakın arkadaşlar benim yanlış anlama gibi bir durum yok,insan hisseder o da zaten belli ediyor.Ve bütün bu olanların yanında kendisiyle bir süre muhatap olmadım sonra bana neden benimle konuşmuyor gibisinden sitem ediyormuş.Hem asılıyorsun hem de bir şey yokmuş gibi davranıyorsun.Bu nasıl adalet!
Bir diğer olay;
Samimi diyebileceğim bir erkek arkadaşımın kız arkadaşıydı bu kız.Bu çocukla beraberken yine bana asılmalar,gelip sırtımı,kolumu okşamalar.Her daim beni çocuğun yanında övmeler,iltifatlar.Tabii çocuğun surat bir karış asılıyordu hep.Ben yine yerin dibindeyim.Neyse bununla ayrıldılar şimdilerde.Kız hala bana asılmaya devam ediyor.Hayır yüz vermiyorum da.Sen benim arkadaşımın eski sevgilisisin lan,nasıl yapıyorsun bunu bu kadar rahat.Bazen oluyor ki hep beraber görüşüyoruz ara sıra,orada bile aynısını yapıyor.Bu ne karaktersizlik lan.Bir de bu kız gelmiş bana hesap soruyor."Sen neredesin,telefonun neden kapalı? Geberticem bak seni haa!" Sen kimsin amına koyim ya kim? Tabii böyle diyemiyorum hep iyi niyetli olduğumuzdan.
Bunlar gibi yüzlerce olay var,sadece bu kadarından bahsettim fazla uzun olmasın diye.
Yahu kiminle azıcık samimi olsam hop kucağıma zıplıyor.Senden hoşlanıyorum,seviyorum,bırakma beni lütfeeen.Diyeceksiniz ki bunun neresi kötü.Harika bir şey ama o kadar boku çıktı ki artık anlatamam size.Her gittiğim ortamda mini etekli hatun gibi kesiyorlar lan beni.O kadar gözün sana dikilmesi yıllar sonra çok fazla rahatsız ediyor.Sokakta erkekler bile kesiyorlar.Bunalıma girdik artık yemin ediyorum.
Biri yazmıştı; "kimse beni beğenmiyor,yakışıklı değilsem bu benim suçum mu" diye.Şimdi benim ki de o hesap.Yakışıklı olmuşsam bu benim suçum mu arkadaş.Yemin ediyorum kafayı yiyecem yakında.
0
abi afedersin ama sen ılık ceketleri alim mi diye soran değil misin. kıyafetine çok dikkat ettiğin kısmına katılmadım. derdine de çok üzüldüm allah kurtarsın düşmanlarımızın başına bu illeti vermesin. (ciddi cevap veriyorum)
0
ben de kıyafet kısmına takıldım, zamanında şu yeleği alayım mı diye soran insan çok da zevk sahibi değildir diye düşünüyorum :)
yelek: www.trendyol.com
yelek: www.trendyol.com
0
sorduğum yelek sorusundan sille vurmaya çalışan ergenlere cevap dahi vermek istemiyorum.önerisi,düşüncesi olanlar buyursun.
0
Diyesim geliyor diyemiyorum demeyeceksin içinden ne his geçiyorsa söyle karşındakine elleme beni hoşlanmıyorum de sınır koy mesafeli adam ol. Yoksa hey seni yerler yerler.
0
@sebepsız de gulebılırsın sen mısın?
Yanlıs ınsanlarla takılıyosun o zaman. Abla, abı, yenge, enıste dedıgımız ınsanlar genel olarak bızı arzulama potansıyelınde olan ınsanlar degıller cunku. Ajansa yazıl bı de bence kafan dagılır.
Yanlıs ınsanlarla takılıyosun o zaman. Abla, abı, yenge, enıste dedıgımız ınsanlar genel olarak bızı arzulama potansıyelınde olan ınsanlar degıller cunku. Ajansa yazıl bı de bence kafan dagılır.
0
valla bir erkek olarak öyle başka erkekleri kesmek gibi bir huyum yoktur ama geçenlerde taksim metrosunda ilk kez bir erkek için ''vay anasını herif harbi yakışıklıymış'' diye düşündüm. böyle uzun sarı saçları, mavi gözleri falan vardı. o sen misin yoksa sfsdgsdg?
türkiye'de ortalamanın üzerindeki güzel kızların hepsi göz hapsinde yaşıyor bro, onlar dert etmiyor sen niye bu kadar tribe girdin. ne bileyim ünlüler mesela, onların da sürekli ilgi üzerinde. allah korusun yarın obür gün şansın yaver gitse bir şekilde ünlü olsan kendini asarsın sen. :) alışman lazım. insan doğası böyle, güzel olana karşı koyamıyor. tek eşli değilsen tadını çıkarmaya bak. aman dikkat et hastalık kapma. :)
bir de hakkaten niye modellik falan düşünmedin? oradan oyunculuğa atlardın. bak kıvanç'a. :) hem kendini biraz toplumdan yalıtmış olurdun çevrende daha kalite hatunlar olurdu, bu kezolarla uğraşmazdın.
türkiye'de ortalamanın üzerindeki güzel kızların hepsi göz hapsinde yaşıyor bro, onlar dert etmiyor sen niye bu kadar tribe girdin. ne bileyim ünlüler mesela, onların da sürekli ilgi üzerinde. allah korusun yarın obür gün şansın yaver gitse bir şekilde ünlü olsan kendini asarsın sen. :) alışman lazım. insan doğası böyle, güzel olana karşı koyamıyor. tek eşli değilsen tadını çıkarmaya bak. aman dikkat et hastalık kapma. :)
bir de hakkaten niye modellik falan düşünmedin? oradan oyunculuğa atlardın. bak kıvanç'a. :) hem kendini biraz toplumdan yalıtmış olurdun çevrende daha kalite hatunlar olurdu, bu kezolarla uğraşmazdın.
0
Valla kardeş ben sana inandım, yani Taşak geçtiğini düşünmüyorum ama buna yapacak bir şey yok ki. Bu iyi bir şey, zaten dedikleri gibi ajansa falan yazılıp ekmeğini profesyonel bir şekilde ye bari.
Biz bir tane bulacağız diye götümüzü yırtarız, adamın kucağına atlıyorlar. Neyse, ben spora devam edeyim.
Biz bir tane bulacağız diye götümüzü yırtarız, adamın kucağına atlıyorlar. Neyse, ben spora devam edeyim.
0
Önce soruya cevap verelim ki, sakata gelmeyelim: Hayır sizin suçunuz değil.
Nâçizâne tavsiyem: Noktalama işaretlerinden sonra birer boşluk bırakın. (Valla asılmıyorum, yannış annamayın sakın!)
Nâçizâne tavsiyem: Noktalama işaretlerinden sonra birer boşluk bırakın. (Valla asılmıyorum, yannış annamayın sakın!)
0
comptrol
neden yelloz diyorsunuz o kızlara? dişisel içgüdülerinin sesini dinliyorlar sadece. bir de, soruda ifade edilen frustration çok belirgin. adeta burdan kopyala ve sözlükte (lûgatte yani), frustration kelimesinin karşısına yapıştır, o derece! yani hergün baklava börek yeseniz, 4. gün tiskinme gelir. uzun adam mehmetolog da bunu ifade ediyor. haa, bir empati yapamayız, o başka!
neden yelloz diyorsunuz o kızlara? dişisel içgüdülerinin sesini dinliyorlar sadece. bir de, soruda ifade edilen frustration çok belirgin. adeta burdan kopyala ve sözlükte (lûgatte yani), frustration kelimesinin karşısına yapıştır, o derece! yani hergün baklava börek yeseniz, 4. gün tiskinme gelir. uzun adam mehmetolog da bunu ifade ediyor. haa, bir empati yapamayız, o başka!
0
noktalama işaretlerinden sonra boşluk. compadrito +1. tüm yazı boyunca gözümden kaçamadı bu eksiklik.
allah başka dert vermesin. hatta şu derdin aynısının yarısından bana da versin ki yaşadığımı hissedeyim. orada burada çok dillendirme bu konuyu sen yine de; sana gereksiz gelen, başkasının hayali olabilir.
allah başka dert vermesin. hatta şu derdin aynısının yarısından bana da versin ki yaşadığımı hissedeyim. orada burada çok dillendirme bu konuyu sen yine de; sana gereksiz gelen, başkasının hayali olabilir.
0
merhaba, bence sizin mesafe ayarlayamama sorununuz var. karsınızdaki kadın sizden hoslanıyosa ve bunu belli ediyorsa, siz anladığınız andan itibaren bi mesafe koymaz, nasılsa iyi niyetliyim kendiliğinden anlayıp uzaklaşır ben her zamankı halıme devam edeyım derseniz, hayatta anlamaz karsınızdaki. hatta sizin jestlerinizi veya güleryüzünüzü hep ondan hoslandığınıza yorabilir. açık ve net olmak lazım. her aksam otobuse bırakmak evet centilmence bir davranış ama gayet kolay farklı yorumlanabilir.
mesafe koymayı öğrenin bence.
mesafe koymayı öğrenin bence.
0
mevzuyu anlamadan hemen allah başka dert vermesin muhabbetine girilmiş.
adam bariz bir güven sorunu yaşıyor. etrafındaki tüm kadınlar, yaşlı, genç, akraba demeden asılınca adam da karşı cinse karşı güvensizlik oluşuyor. farkında olmadan içten içe kimseyi sevemeyecek miyim, benim sevdiğim kadın da bir başkası için aynı şeyleri yaparsa? diye bilinç altında geriliyor. en yakın arkadaşının kız arkadaşı gizliden giziye size asılsa muhtemelen yarıdan fazlanız pirinç gibi ayıklarsınız ama bu örnekte görüldüğü gibi süreklilik arzeden bir durumla karşılaştığınızda kadınlara güveniniz sarsılır. ben böyle olmayan birini bulamayacak mıyım diye endişelenmeye başlarsınız. adamın da başına bu gelmiş.
dert etme müdür, kadınların tamamı böyle değil. elbet sana böyle hissetirmeyen biri ile karşılaşacaksın. bu arada diğerleri ile de açık konuşmak hayatını kolaylaştıracaktır. örneğin eski sevgiliye, "senin gibi erkek arkadaşının yanında başkalarına asılacak karakterde biriyle ilgineceğimi nereden çıkardın?" de siktir et. hayatında olması sana çok mu anlam katıyor? bence hayır. o zaman böylelerine yol ver gitsin taksimi ezsin.
adam bariz bir güven sorunu yaşıyor. etrafındaki tüm kadınlar, yaşlı, genç, akraba demeden asılınca adam da karşı cinse karşı güvensizlik oluşuyor. farkında olmadan içten içe kimseyi sevemeyecek miyim, benim sevdiğim kadın da bir başkası için aynı şeyleri yaparsa? diye bilinç altında geriliyor. en yakın arkadaşının kız arkadaşı gizliden giziye size asılsa muhtemelen yarıdan fazlanız pirinç gibi ayıklarsınız ama bu örnekte görüldüğü gibi süreklilik arzeden bir durumla karşılaştığınızda kadınlara güveniniz sarsılır. ben böyle olmayan birini bulamayacak mıyım diye endişelenmeye başlarsınız. adamın da başına bu gelmiş.
dert etme müdür, kadınların tamamı böyle değil. elbet sana böyle hissetirmeyen biri ile karşılaşacaksın. bu arada diğerleri ile de açık konuşmak hayatını kolaylaştıracaktır. örneğin eski sevgiliye, "senin gibi erkek arkadaşının yanında başkalarına asılacak karakterde biriyle ilgineceğimi nereden çıkardın?" de siktir et. hayatında olması sana çok mu anlam katıyor? bence hayır. o zaman böylelerine yol ver gitsin taksimi ezsin.
0
dünya üzerinde yukarıda bahsedilen olayların gerçekleşme ihtimali yok.
yani bütün kadınlar bu arkadaşa hayran olup kendilerini kaybediyorlar, abla dediği kadınlar bile o kadar da ahlaksızlar yani.
böyle bir hikayeye inanmamızı mı bekliyorsunuz?
ya bunları kafadan uyduruyorsunuz. narsistik kişilik bozukluğunuz var, hayaller içindesiniz. ya da insanlarla garip ilişkileriniz var insanlara karşı mesafe koyamıyorsunuz, ya da herkese mavi boncuk dağıtıyorsunuz gibi.
ama bu komedi hikayelere inanmamızı beklemeyin.
internet diye bir şey icat edilmiş diye illa saçmalamak ve trollük yapmak gerekmiyor zannımca.
yani bütün kadınlar bu arkadaşa hayran olup kendilerini kaybediyorlar, abla dediği kadınlar bile o kadar da ahlaksızlar yani.
böyle bir hikayeye inanmamızı mı bekliyorsunuz?
ya bunları kafadan uyduruyorsunuz. narsistik kişilik bozukluğunuz var, hayaller içindesiniz. ya da insanlarla garip ilişkileriniz var insanlara karşı mesafe koyamıyorsunuz, ya da herkese mavi boncuk dağıtıyorsunuz gibi.
ama bu komedi hikayelere inanmamızı beklemeyin.
internet diye bir şey icat edilmiş diye illa saçmalamak ve trollük yapmak gerekmiyor zannımca.
0
o kadar yakışıklı olup ömrün boyunca sana asılsa herkes, bu yaşa kadar bununla yaşayıp nasıl baş etmen gerektiğini öğrenirdin. çaresizlik içinde kıvranmak ergenken olsa olasıdır diyeceğim ama bu yaşta -eğer troll de değilsen- böyle dert yanmak ancak bakın ben yakışıklıyım siz de bilin diye çaresizce etraftan ilgi için medet ummaktır.
(ceket çok kötü, sakın ha)
(ceket çok kötü, sakın ha)
0
ne fantastik insanlar var yahu !
"dünya üzerinde yukarıda bahsedilen olayların gerçekleşme ihtimali yok"
büyük gözlem, deney ve deneyimlerden süzülmüş saf çıkarım. ayakta alkışlıyorum. Bu muhteşem genellemeyi yapabilmek için hangi ülkelerde gözlem yaptınız bizle de paylaşsanız?
ortalama her kadın her gün benzer sorunlarla boğuşuyorken erkeklerin bu sorunu yaşamayacağı çıkarmını nereden yaptınız merak ettim? kadınların ahlaklı erkeklerin ahlaksız olmasından mı? hadi az gelişmiş ülkemin taze fasulyeleri için bu imkansız ama mesela herhangi bir avrupa ülkesinden thomas, pier, fernandez böyle bir şikayette bulunsa hadi oradan narsist kişik bozukluğu sahibi akıl hastası mı diyeceğiz?
dünyayı kendi sığ bakış açınızla algılayıp boyundan büyük laflarla genellemeler yapmadan önce dünya dediğiniz yerin sandığınızdan çok daha büyük bir yer olduğunu hatırlamanızı tavsiye ederim.
Bu arada bu arkadaş trol de olabilir, ama bu söylediklermin hiç biini değiştirecek bir parametre değil.
"dünya üzerinde yukarıda bahsedilen olayların gerçekleşme ihtimali yok"
büyük gözlem, deney ve deneyimlerden süzülmüş saf çıkarım. ayakta alkışlıyorum. Bu muhteşem genellemeyi yapabilmek için hangi ülkelerde gözlem yaptınız bizle de paylaşsanız?
ortalama her kadın her gün benzer sorunlarla boğuşuyorken erkeklerin bu sorunu yaşamayacağı çıkarmını nereden yaptınız merak ettim? kadınların ahlaklı erkeklerin ahlaksız olmasından mı? hadi az gelişmiş ülkemin taze fasulyeleri için bu imkansız ama mesela herhangi bir avrupa ülkesinden thomas, pier, fernandez böyle bir şikayette bulunsa hadi oradan narsist kişik bozukluğu sahibi akıl hastası mı diyeceğiz?
dünyayı kendi sığ bakış açınızla algılayıp boyundan büyük laflarla genellemeler yapmadan önce dünya dediğiniz yerin sandığınızdan çok daha büyük bir yer olduğunu hatırlamanızı tavsiye ederim.
Bu arada bu arkadaş trol de olabilir, ama bu söylediklermin hiç biini değiştirecek bir parametre değil.
0
Allah şifa versin.
Cevap: caps verilseydi belki inanırdım da, cık yani, ilgi çekmek için yazılmış bir yazı olduğu belli.
Cevap: caps verilseydi belki inanırdım da, cık yani, ilgi çekmek için yazılmış bir yazı olduğu belli.
0
@thracia bu arkadaş hz Yusuf mu? bütün kadınlar kendilerini kaybediyorlar onu görünce. bütün ahlak kurallarını filan unutuyorlar. abla dediği insanlar bile buna yazıyor?
bir de herkes mi yapar bunu? 1-2 kişi filan değil, nedense bütün kadınlar bu arkadaşa hayran. kimse de tipim değil, evliyim, nişanlıyım demiyor. herkes peşinde. samimiyet gösteriyormuş da kucağına atlıyorlarmış.
evet, ben de yolda yakışıklı birisini görürsem (o da benim yakışıklı bulduğum değil dikkatinizi çekerim kendisi aynaya bakınca yakışıklıyım diyor) hep kucağına atlıyorum. eve dönene kadar 4-5 yakışıklıdan zor ayırıyor mahalle esnafı.
bir de herkes mi yapar bunu? 1-2 kişi filan değil, nedense bütün kadınlar bu arkadaşa hayran. kimse de tipim değil, evliyim, nişanlıyım demiyor. herkes peşinde. samimiyet gösteriyormuş da kucağına atlıyorlarmış.
evet, ben de yolda yakışıklı birisini görürsem (o da benim yakışıklı bulduğum değil dikkatinizi çekerim kendisi aynaya bakınca yakışıklıyım diyor) hep kucağına atlıyorum. eve dönene kadar 4-5 yakışıklıdan zor ayırıyor mahalle esnafı.
0
Woohoo! Bir an gaza gelip meydan okuyasım geldi, kendime pek güvendim. Ama hiç gerek yok, cazibene kapılmayayım durduk yerde; bu uğurda heba etmeyeyim kendimi ve mutluluğumu.
Şaka kısmını geçersek, ekstra çirkin olmaktan çok farklı değil bu durum. Yapılabilecek çok fazla bir şey yok, durumun tadını çıkarmak dışında ama o da baymıştır herhalde bir noktadan sonra. Belki fazladan feromon salgılıyorsunuzdur, bu yüzden çok parfüm kullanmayın. Parfümlerdeki ekstra feromon ile daha da dayanılmaz olmayın. Koku olarak nötr şeyler kullanabilirsiniz; Deotak, vb. Ya da iki damla hacı yağı bu işi kökten de bitirebilir. Bir de kişiliğinizi de bilmiyorum ama azıcık çirkin ve aşağılayıcı davranabilirsiniz. Size çekilenler ezik ve Stockholm Sendromu'ndan muzdarip değillerse gerisin geri giderler. En azından doğru düzgün tanımadıklarınızı tersleyebilirsiniz.
Charles Bukowski'nin Kasabanın En Güzel Kızı hikayesinde Cass diye bir hatun vardı, hakkaten güzel olduğu için bunları yaşıyordu ve çirkin olabilmek için kendisini kesiyordu yüzden, koldan, vb. Ama bu sizde ters tepebilir, zira kadınlar "Ayyy, façası da var" diye daha da yaklaşmaya kalkmasın.
Şaka kısmını geçersek, ekstra çirkin olmaktan çok farklı değil bu durum. Yapılabilecek çok fazla bir şey yok, durumun tadını çıkarmak dışında ama o da baymıştır herhalde bir noktadan sonra. Belki fazladan feromon salgılıyorsunuzdur, bu yüzden çok parfüm kullanmayın. Parfümlerdeki ekstra feromon ile daha da dayanılmaz olmayın. Koku olarak nötr şeyler kullanabilirsiniz; Deotak, vb. Ya da iki damla hacı yağı bu işi kökten de bitirebilir. Bir de kişiliğinizi de bilmiyorum ama azıcık çirkin ve aşağılayıcı davranabilirsiniz. Size çekilenler ezik ve Stockholm Sendromu'ndan muzdarip değillerse gerisin geri giderler. En azından doğru düzgün tanımadıklarınızı tersleyebilirsiniz.
Charles Bukowski'nin Kasabanın En Güzel Kızı hikayesinde Cass diye bir hatun vardı, hakkaten güzel olduğu için bunları yaşıyordu ve çirkin olabilmek için kendisini kesiyordu yüzden, koldan, vb. Ama bu sizde ters tepebilir, zira kadınlar "Ayyy, façası da var" diye daha da yaklaşmaya kalkmasın.
0
"bütün dünyada böyle bir şey mümkün değil", "bu adam hz.yusuf mu?"
kednimi bir an şen kardeşler kıraathanesinde tavla oynuyor gibi hissettim.
sorduğun sorularda cinsiyeti değiştir. ortalamanın çok üzerinde güzel bir kadın olsun mesela mevzu bahis. soruları bir daha sor bakalım. sence bu kadın da tipim değil diyen kaç adam olur? ben evliyim nişanlıyım diye kaç adam asılmaktan vazgeçer, kaç erkek samimet göstermez, biraz gülümsese kaç erkek deydirmeye yeltenmez zannediyorsun acaba.
kadın olunca bu kadar normalken erkek olunca mı tüm dünyada katttiiyyenn olmayacak bir şey oluyor? neden? çünkü sadece hz. yusuf'a kadınlar böyle yürüyor dsfashlfals
bu arkadaş trol olabilir. ama konuştuğumuz şeylerin gerçekliğini değiştirmiyor. bunu bir kez daha belirteyim dedim.
ben yakışıklı birini görünce hiç de bile öyle yapmıyorum bikere demeye getirmişsiniz. tam da dünyayı sadece kendi fikir ve bakış açısından ibaret sanan birine göre bir analoji olmuş, tebrikler.
kednimi bir an şen kardeşler kıraathanesinde tavla oynuyor gibi hissettim.
sorduğun sorularda cinsiyeti değiştir. ortalamanın çok üzerinde güzel bir kadın olsun mesela mevzu bahis. soruları bir daha sor bakalım. sence bu kadın da tipim değil diyen kaç adam olur? ben evliyim nişanlıyım diye kaç adam asılmaktan vazgeçer, kaç erkek samimet göstermez, biraz gülümsese kaç erkek deydirmeye yeltenmez zannediyorsun acaba.
kadın olunca bu kadar normalken erkek olunca mı tüm dünyada katttiiyyenn olmayacak bir şey oluyor? neden? çünkü sadece hz. yusuf'a kadınlar böyle yürüyor dsfashlfals
bu arkadaş trol olabilir. ama konuştuğumuz şeylerin gerçekliğini değiştirmiyor. bunu bir kez daha belirteyim dedim.
ben yakışıklı birini görünce hiç de bile öyle yapmıyorum bikere demeye getirmişsiniz. tam da dünyayı sadece kendi fikir ve bakış açısından ibaret sanan birine göre bir analoji olmuş, tebrikler.
0
Aynaya az bak, bir de kendine bir iş bul, uğraşların filan olsun. Sürekli kendini seyretmekle ömür geçmez.
0
Valla Birader yaşın artık kemale ermiş ve ne istediğini bilen birisi olarak bu tip durumlardan rahatsızlık duyduklarına direkt söyleyeceksin düşüncelerini. Söyleyemiyor musun?
Bunların hepsi kendince "Çakal", o sebeple bariz bir şekilde belli edeceksin tavırlarınla, hiç uzatmadan.
Madem bu tarz şeylerden hoşlanmıyorsun, yani genel geçer ahlaki değerlerine ters düşüyor, o zaman o insanları uzaklaştıracaksın çevrenden. Yakınında bile olmayacaklar.
Bunu yapmalısın.
Not: Allah başka dert vermesin.
Bunların hepsi kendince "Çakal", o sebeple bariz bir şekilde belli edeceksin tavırlarınla, hiç uzatmadan.
Madem bu tarz şeylerden hoşlanmıyorsun, yani genel geçer ahlaki değerlerine ters düşüyor, o zaman o insanları uzaklaştıracaksın çevrenden. Yakınında bile olmayacaklar.
Bunu yapmalısın.
Not: Allah başka dert vermesin.
0
@thracia neden bu hayali hikayeleri can havliyle destekliyorsun?
senin de benzer sorunların mı var, yoksa aynı kişi misin?
ben etrafımda yakışıklı erkeklerin kucağına oturan kadınlar görmüyorum, görmedim, göreceğimi de sanmıyorum. tek tük varsa bile böyle bir insanın başına çöküp onu bunaltacak seviyede değildir. bilim kurgu hikayesi gibi vesselam.
senin de benzer sorunların mı var, yoksa aynı kişi misin?
ben etrafımda yakışıklı erkeklerin kucağına oturan kadınlar görmüyorum, görmedim, göreceğimi de sanmıyorum. tek tük varsa bile böyle bir insanın başına çöküp onu bunaltacak seviyede değildir. bilim kurgu hikayesi gibi vesselam.
0
@mea maxima culpa ; bardakla kaşıkla anlatayım. başka türlü olmayacak.aralara giriyorum;
@thracia neden bu hayali hikayeleri can havliyle destekliyorsun?
- konuyu hikaye destekleme sığlığında gördüğünü bilseydim baştan bu kadar laf anlatmaya çalışmazdım. yine de şansımı deniyorum. Hikaye desteklemiyorum. Burada bir aslında sosyolojik bir durum konuşuyoruz. (kendi kendime de olsa)
senin de benzer sorunların mı var, yoksa aynı kişi misin?
- bir konu hakkında fikir beyan ederken o fikrin öznesi olmak gerekmiyor. örneğin hayat kadınlarının haklarını savunan birine, noldu sen de mi hayat kadınısın, niye savunuyorsun ki bu kadar vurduyor musun sen de yoksa?" diyor muyuz?
ben etrafımda yakışıklı erkeklerin kucağına oturan kadınlar görmüyorum, görmedim, göreceğimi de sanmıyorum.
- sen görmeyince olmuyor mu? kriter olarak seni mi alıyoruz? mesela tükiyede belli bir kesime karşı polis şiddeti uygulanıyor dediğimizde "ben etrafımda görmüyorum göreceğimi de sanmıyorum" deyince polis şiddeti olmamış mı oluyor?
tek tük varsa bile böyle bir insanın başına çöküp onu bunaltacak seviyede değildir. bilim kurgu hikayesi gibi vesselam.
- yine bir ben görmüyorum, bence böyle değil vakası.
özetle; şimdi diyeceksin ki; konuyu nereden nereye taşıdın. biz ne konuşuyoruz sen konuyu yok polis şiddeti yok hayat kadını diye nerelere getirip saçmalamışsın. görebildiğim kadarıyla senin mantık kurgunda tüm söylediklerimden çıkaracağın yegane sonuç bu. bundan farklı bir sonuca ulaşırsan gerçekten şaşıracağım.
@thracia neden bu hayali hikayeleri can havliyle destekliyorsun?
- konuyu hikaye destekleme sığlığında gördüğünü bilseydim baştan bu kadar laf anlatmaya çalışmazdım. yine de şansımı deniyorum. Hikaye desteklemiyorum. Burada bir aslında sosyolojik bir durum konuşuyoruz. (kendi kendime de olsa)
senin de benzer sorunların mı var, yoksa aynı kişi misin?
- bir konu hakkında fikir beyan ederken o fikrin öznesi olmak gerekmiyor. örneğin hayat kadınlarının haklarını savunan birine, noldu sen de mi hayat kadınısın, niye savunuyorsun ki bu kadar vurduyor musun sen de yoksa?" diyor muyuz?
ben etrafımda yakışıklı erkeklerin kucağına oturan kadınlar görmüyorum, görmedim, göreceğimi de sanmıyorum.
- sen görmeyince olmuyor mu? kriter olarak seni mi alıyoruz? mesela tükiyede belli bir kesime karşı polis şiddeti uygulanıyor dediğimizde "ben etrafımda görmüyorum göreceğimi de sanmıyorum" deyince polis şiddeti olmamış mı oluyor?
tek tük varsa bile böyle bir insanın başına çöküp onu bunaltacak seviyede değildir. bilim kurgu hikayesi gibi vesselam.
- yine bir ben görmüyorum, bence böyle değil vakası.
özetle; şimdi diyeceksin ki; konuyu nereden nereye taşıdın. biz ne konuşuyoruz sen konuyu yok polis şiddeti yok hayat kadını diye nerelere getirip saçmalamışsın. görebildiğim kadarıyla senin mantık kurgunda tüm söylediklerimden çıkaracağın yegane sonuç bu. bundan farklı bir sonuca ulaşırsan gerçekten şaşıracağım.
0
Aslında düşünce baştan problemli.
Burada şikayet edilen nedir? Kızlarla 'gerçek' arkadaşlıklar kuramamak, arkadaş olunmaya çalışan kızın başının gözünün oynaması.
Zaten bilinen bir gerçek varsa Kadın ve Erkeğin arkadaş olamayacağı (çok ciddi akademik çalışmalara dayandırabilirim bunu, germeyin adamı). Özet olarak çekicilik (kadın erkek farketmez) sonsuza giderken, arkadaşlık 0'a yakınsar.
Burada şikayet edilen nedir? Kızlarla 'gerçek' arkadaşlıklar kuramamak, arkadaş olunmaya çalışan kızın başının gözünün oynaması.
Zaten bilinen bir gerçek varsa Kadın ve Erkeğin arkadaş olamayacağı (çok ciddi akademik çalışmalara dayandırabilirim bunu, germeyin adamı). Özet olarak çekicilik (kadın erkek farketmez) sonsuza giderken, arkadaşlık 0'a yakınsar.
0
Valla umursamasan da bu sefer ''yaa umursamaz tavırları çok cool değil mi'' diye ayılıp bayılırlar. O yüzden sende bi problem yok.
Ben de çok ahım şahım güzel bi kız değilim, ortalama bi türk kızıyım. Ama bi ortama girdiğimde erkeklerden çok kızların kesmesine, gözlerini dikip bakmalarına maruz kalıyorum. Bu iş biraz da auranla alakalı bence, über yakışıklı olmanla ilgili olmayabilir. Çünkü ben kendi kriterlerime göre aşırı yakışıklı bi cocuk görsem en fazla ''hmm iyiymiş'' derim. Öyle yavşamam, temas etmem. Her kız aynı değil.
Yakışıklı olduğunu düşünyorsun + bir de arkadaşça yaklaşıyorsan sana kapılmalarından normal bişey olamaz. Kendin nasıl istiyorsan öyle davran. Büyük ihtimal bi süre sonra senin über yakışıklılığına alışıp friendzone'a sokucaklar eğer istemediğini belli eder şekilde davranırsan.
Ben de çok ahım şahım güzel bi kız değilim, ortalama bi türk kızıyım. Ama bi ortama girdiğimde erkeklerden çok kızların kesmesine, gözlerini dikip bakmalarına maruz kalıyorum. Bu iş biraz da auranla alakalı bence, über yakışıklı olmanla ilgili olmayabilir. Çünkü ben kendi kriterlerime göre aşırı yakışıklı bi cocuk görsem en fazla ''hmm iyiymiş'' derim. Öyle yavşamam, temas etmem. Her kız aynı değil.
Yakışıklı olduğunu düşünyorsun + bir de arkadaşça yaklaşıyorsan sana kapılmalarından normal bişey olamaz. Kendin nasıl istiyorsan öyle davran. Büyük ihtimal bi süre sonra senin über yakışıklılığına alışıp friendzone'a sokucaklar eğer istemediğini belli eder şekilde davranırsan.
0
düşüncelerini söyle yüzlerine, niye ekstra kibarlık yapasın ki. zarar veriyorlar sana, böyle düşün. sana zarar vermelerine müsaade etme. bu zarar büyürse, ileride gerçekten samimiyetle ve iyi duygularla sana yaklaşan kadını da bunlarla karıştırıp üzersin ve çok pişman olursun. yakışıklısın diye her kadına meraklı olmadığını, "o kişiyi" beklediğini belli et, bilsinler.
arkadaşlar da demiş burada zaten. senin bu yaşadığını sosyal ortamlara çokca giren, ortalama güzellikteki bir çok kız yaşıyor. o yüzden anormal değil. umarım her iki cins olarak da bunu atlatmanın bir yolunu buluruz.
arkadaşlar da demiş burada zaten. senin bu yaşadığını sosyal ortamlara çokca giren, ortalama güzellikteki bir çok kız yaşıyor. o yüzden anormal değil. umarım her iki cins olarak da bunu atlatmanın bir yolunu buluruz.
0
iki şey var. birincisi bu kadar muhabbet dönmüşken ve duyuru halkının önemli bir kısmı sana inanmışken caps'ını görmek bu insanların hakkı. söylediklerinin doğru olduğunu bilsem bile "caps or didn't happen" demeden geçemem kusura bakma. o yüzden bizlere bunu borçlusun. bırak biz karar verelim neyin ne olduğuna.
ikincisi diyelim ki anlattıklarının hepsi doğru. ben şunu merak ettim. aslında yukarılarda değinilmiş bu konuya ama ben ciddi ciddi bu sorunun cevabını istiyorum ilgili hatunlardan, o da şu. şimdi dışarda onlarca ortalamanın üzerinde, hatta "taş" olarak tabir ettiğimiz hatunlar kol geziyor. sen bir erkek olarak istisnasın. ama dediğim gibi dışarısı taş hatun kaynıyor. ulan sen bu kadar bunaldıysan bu ilgiden bahsettiğim hatunlar ne yapsın? ne yapıyorsunuz ablalar bana bunun cevabını verin. cidden soruyorum çünkü adam --gerçekten-- bunalıma girdiyse bu sebepten, siz nasıl normal yaşantınıza devam ediyorsunuz? memo'nun durumu mu garip yoksa sizinki mi?
*** "kızlar ilgiden hoşlanır" cevabı kabulüm değildir.
ikincisi diyelim ki anlattıklarının hepsi doğru. ben şunu merak ettim. aslında yukarılarda değinilmiş bu konuya ama ben ciddi ciddi bu sorunun cevabını istiyorum ilgili hatunlardan, o da şu. şimdi dışarda onlarca ortalamanın üzerinde, hatta "taş" olarak tabir ettiğimiz hatunlar kol geziyor. sen bir erkek olarak istisnasın. ama dediğim gibi dışarısı taş hatun kaynıyor. ulan sen bu kadar bunaldıysan bu ilgiden bahsettiğim hatunlar ne yapsın? ne yapıyorsunuz ablalar bana bunun cevabını verin. cidden soruyorum çünkü adam --gerçekten-- bunalıma girdiyse bu sebepten, siz nasıl normal yaşantınıza devam ediyorsunuz? memo'nun durumu mu garip yoksa sizinki mi?
*** "kızlar ilgiden hoşlanır" cevabı kabulüm değildir.
0
glorinin erkek versiyonu bu. yapalım sizi narsist narsist geçinirsiniz genşler
0
ben kendini göstermenin bir işe yarayacağını sanmıyorum zira süper olan kız/erkeklere bile 10 üzerinden 2/3 veren veya aman bu ne be diyen insanlarla dolu burası. gösterdiğin an ne tipte olursan ol yere sererler seni :P
ama madem bundan yakınıyorsun, umarım bir şey olur da hiç bir kız sana bakmaz olur o zaman gör dünya üzerindeki cehennemi
ama madem bundan yakınıyorsun, umarım bir şey olur da hiç bir kız sana bakmaz olur o zaman gör dünya üzerindeki cehennemi
0
tunc_
erkekler gözleriyle sever."Bu sözde ne demek isteniliyor?
erkekler gözleriyle sever."
Bu sözde ne demek isteniliyor?
Bu sözde ne demek isteniliyor?
0
Yani erkekler fiziksel güzelliğe önem veriyormuş, kadınlar ise zekaya, adamın söylediklerine falan. Öyle saçma bi söz.
0
kadinlar cok dedikodu yapar ve diger insanlara olan sempati veya antipatisini de bu dedikodular belirler.
erkeklerin sempatisi de estetikten gelir.
erkeklerin sempatisi de estetikten gelir.
0
Kadınlar duymak istediklerini yalan da olsa duyduklarında inanırlar; sevgi sözcükleri ve iltifat isterler bol bol. Bu nedenle bunları duyduklarında çok da sorgulamaz, aşık olurlar. Erkeklerde ise aynı durum güzellik için geçerlidir, güzel olduktan sonra gerisini çok sorgulamadan aşık olurlar.
Katılmak, katılmamak ayrı bir konu. Genel olarak böyle bir anlam çıkıyor.
Katılmak, katılmamak ayrı bir konu. Genel olarak böyle bir anlam çıkıyor.
0
Ben telefonda tanımadığı bi erkekle konuşurken bayılacak dereceye gelen kadın gördüm. Erkek sesine olan merakı da kapsıyor olmalı bu söz.
0
uyutulan yogurt
bebeğimizle birlikte bir haftalık bir tatile çıkacağız, hafif pimririkli bir aile olarak dışarıdan pek bir şey yedirmiyoruz, dolayısıyla bir haftalık yiyecek yanımıza alsak, nasıl muhafaza ederiz, termal bir çanta vs. çözüm olur mu, olursa ne kadar süre işimize yarar, farklı noktalar olacağı için ge
bebeğimizle birlikte bir haftalık bir tatile çıkacağız, hafif pimririkli bir aile olarak dışarıdan pek bir şey yedirmiyoruz, dolayısıyla bir haftalık yiyecek yanımıza alsak, nasıl muhafaza ederiz, termal bir çanta vs. çözüm olur mu, olursa ne kadar süre işimize yarar, farklı noktalar olacağı için gezide, yiyeceklere nasıl takviye yapacağız vs. gibi bir çok soruya cevap , çocukla uzun bir tatil için cesarete ihtiyacımız var. sıcak değil de nem çok nem ..
0
Bizde araba çakmağından güç akan buzluk gibi bişey var piknik için sanki öle bişey daha işinizi görür gibi
0
benden size naçizâne tavsiye, genel olarak pimpirikli bir aile olmayın. o 1 haftalık yiyeceği bozulmadan saklayabileceğinizin garantisi var mı? gittiğiniz yerden taze malzeme bulup yapamaz ya da yaptıramaz mısınız?
0
araba buzdolapları işe yaramaz. kompressorlu otobüs çıkması buzdolabı almanız lazım siz de o işlere giremezsiniz bence. onun yerine bol buzla yola çıkıp uğradığınız yerlerrde buz takviyesi yaparak soğuk tutabilirsiniz nevaleleri. ama bence en iyisi gittiğiniz yerlerde taze mamüllerle imalat yapmak.
0
mesela, elektirikli tekli ocagımız var, pişirme kısmını onda halledeceğiz zaten, ama,mesela yoğurdunu, peynirini, tereyağını, muhafaza etmek , en azından yol boyu, sıkıntı, bunları eşim, kendisi yapıyor, hazır vermiyoruz.. sanırım kimse hazırını ver demez şimdi bana, nasıl pimpirikli olmayalım, en sağlıklı diye yediğimiz sebzeler bile yetiştirilirken bin tane kimyasala maruz kalırken?
0
çocukcağızı 1 hafta kadar hazır mamalarla ve kavanoz mamaları ile besleyin.
çocukcağız diyorum çünkü peynirin, tereyağının, sütün en güzel olduğu yerlerden birine gidiyorsunuz ve çocuğu pimpiriklenerek bunlardan mahrum bırakıyorsunuz. az rahat olun
çocukcağız diyorum çünkü peynirin, tereyağının, sütün en güzel olduğu yerlerden birine gidiyorsunuz ve çocuğu pimpiriklenerek bunlardan mahrum bırakıyorsunuz. az rahat olun
0
murtazaaaaaa
ya da calışan cocuk olmasına da gerek yok büyüklere karsı o kadar olamsa da bakıslarında hüzün olan insanları görünce cok üzülüyorum amk nasıl kurutlacam bu derttenbi tane cocuk var 6 yasında 1 haftadır görüyorum içim parcalanıyo resmen ilk fırsatta oturuyo sordum bugun yoruluyorum dedi kendimi kesi
ya da calışan cocuk olmasına da gerek yok büyüklere karsı o kadar olamsa da bakıslarında hüzün olan insanları görünce cok üzülüyorum amk nasıl kurutlacam bu dertten
bi tane cocuk var 6 yasında 1 haftadır görüyorum içim parcalanıyo resmen ilk fırsatta oturuyo sordum bugun yoruluyorum dedi kendimi kesicektim o derece
bi tane cocuk var 6 yasında 1 haftadır görüyorum içim parcalanıyo resmen ilk fırsatta oturuyo sordum bugun yoruluyorum dedi kendimi kesicektim o derece
0
su satmak kötü değil, sanayide daha ağır koşullarda çalışan yavrucakları kurtarmak lazım asıl.
ailesinin ihtiyacı varsa şu yada bu şekilde çalışmaya devam edecek.
ailesinin ihtiyacı varsa şu yada bu şekilde çalışmaya devam edecek.
0
o ''dertten'' kurtulmak mümkün değil malesef. ayrıca kurtulmayın da. empati yapıyorsunuz işte, vicdan sahibi birisiniz. bunlar iyi şeyler ama kötü tarafı hayatınız boyunca hep böyle biraz üzgün olacaksınız bunlardan dolayı. yapacak bir şey yok ne yazık ki.
0
kurtulunsa keşke o histen. eve dönünce oturup ağlıyorum bazen ve insanın elinden hiçbir şey gelmiyor çaresizlik o kadar bok gibi ki. alsancakta bir amca var mesela adaçayı satıyor o oturduğu yerde böyle binanın kenarında. kaç yıldır görüyorum. öğrenciyim ve ne ailemin verdiği parayla ancak kendi kendime yetiyorum. belediye bir şey yapamıyor mu acaba? kime yetişecek de denmemeli ne kadar yetişse o kadar iyi.
0
asli_1986
10 parmak klavye öğrenmek için program arıyorum.yardımcı olmak isteyenlere şimdiden teşekkür ederim.
10 parmak klavye öğrenmek için program arıyorum.
yardımcı olmak isteyenlere şimdiden teşekkür ederim.
yardımcı olmak isteyenlere şimdiden teşekkür ederim.
0
pescador
haha derdimi skiyim.ben çocukluğumda çok epik bi' arkadaştım. işte askerlikmiş silahmış falan bayılıyodum ki hiç öyle militarist, efendime söyliyim ulusalcı, hedeci hödöcü bir ailede büyümüş de değilim. neyse, sonra ilerleyen yıllarda baktım insanları öldürmek kötü bi şey ve askerler piyon gibi sava
haha derdimi skiyim.
ben çocukluğumda çok epik bi' arkadaştım. işte askerlikmiş silahmış falan bayılıyodum ki hiç öyle militarist, efendime söyliyim ulusalcı, hedeci hödöcü bir ailede büyümüş de değilim.
neyse, sonra ilerleyen yıllarda baktım insanları öldürmek kötü bi şey ve askerler piyon gibi savaşa sürülüyo, kahraman olarak gidip zavallı olarak dönüyo, vesaire. bissürü savaş filmi izledim, kitabı okudum ve asker olmak istemenin kötü bi şey olduğuna karar verdim.
ama ben hala üniforma giymek falan istiyorum. türkiye cumhuriyeti zaten mevcut yapısı itibariyle askeri, koruyucusu olmak istediğim bi yer değil. şakirt olmadığım için canıma okurlar diye tahmin ediyorum.
şimdi içimdeki bu ARTİST isteği nasıl dindirebilirim ben? yani ASKERLİK FOR PUSSIES gibi bi kurum var mı koftiden askercilik oynayıp şınav mınav çekeceğimiz?
bu arada askerliğimi henüz yapmadım, anlamışsınızdır zaten. aslında anlamsız bi soru oldu bu, askerliğin feyki mi olur? şeyi sorayım o zaman, var mı benim gibi böyle bu tip işlere hevesli olan ama madalyonun öbür yüzünü görünce tadı kaçan?
ben çocukluğumda çok epik bi' arkadaştım. işte askerlikmiş silahmış falan bayılıyodum ki hiç öyle militarist, efendime söyliyim ulusalcı, hedeci hödöcü bir ailede büyümüş de değilim.
neyse, sonra ilerleyen yıllarda baktım insanları öldürmek kötü bi şey ve askerler piyon gibi savaşa sürülüyo, kahraman olarak gidip zavallı olarak dönüyo, vesaire. bissürü savaş filmi izledim, kitabı okudum ve asker olmak istemenin kötü bi şey olduğuna karar verdim.
ama ben hala üniforma giymek falan istiyorum. türkiye cumhuriyeti zaten mevcut yapısı itibariyle askeri, koruyucusu olmak istediğim bi yer değil. şakirt olmadığım için canıma okurlar diye tahmin ediyorum.
şimdi içimdeki bu ARTİST isteği nasıl dindirebilirim ben? yani ASKERLİK FOR PUSSIES gibi bi kurum var mı koftiden askercilik oynayıp şınav mınav çekeceğimiz?
bu arada askerliğimi henüz yapmadım, anlamışsınızdır zaten. aslında anlamsız bi soru oldu bu, askerliğin feyki mi olur? şeyi sorayım o zaman, var mı benim gibi böyle bu tip işlere hevesli olan ama madalyonun öbür yüzünü görünce tadı kaçan?
0
@hicunutmam, sık sık yapabilmek için fazla lüks bi eğlence paintball :/ bi de hayır hiç vermiyor o havayı. ben asker olsam bile milleti öldürmek istemiyorum, benimkisi sanırım otorite aşkından kaynaklanıyo. derdim silah değil. bi şeylerin koruyucusu, öncüsü, bi şeysi olunca iyi hissediyorum. sistemin kölesiyim, tam bir sığırım ama nabiyim ben böyle motive oluyorum.
0
Hey dostum senin tek derdin cok fazla boş vaktinin olmasi, anladin mi haa!
Malum dügmenin yerini belirt, yetkili ve kudretli arkadaslar onunla seviyesiz bi iliski yasamak isteyecektir.
Malum dügmenin yerini belirt, yetkili ve kudretli arkadaslar onunla seviyesiz bi iliski yasamak isteyecektir.
0
@cecilia, hayır boş vakitle alakası yok. hala ne zaman askeriye falan görsem heyecanlanıyorum. hatta eğer o zaman durumum müsait olursa yedek subay mı ne olunuyor ya, maaşlı asker oluyorsun, onlardan da olmak istiyorum. yani yüksek lisansmış iş acelesiymiş falan öyle bir durum olmazsa eğer. KAL OF DATİ oynayarak büyüdük, hem zaten her türk asker doğar :(
0
haha ben de askerdeyken yakışıklı ve genç teğmenlere özenip BEN DE ASKER OLUCAM falan diye triplere girmiştim, ki gördüğüm kadarıyla çoğu kişiye çekici geliyor üniforma, özellikle subaylık. neyse bi fikir veremedim, nedense paylaşmak istedim.
0
doğuya gidip çatışmaya giren veya gerçekten zorluklar içinde askerlik yapan arkadaşları ayırıyorum ama abi askerlik zaten for pussies ve tam da istediğin gibi bir yer.
gidiyorsun
eline ful şarjör otomatik tüfek veriyorlar ama ateş etmen yasak.
tam teçhizatlı kule nöbeti tutturuyorlar ama düşman yok.
yerine göre sürekli hazırlık/tatbikat yapıyorsun ama savaş yok
komutan var emir veriyor ama faydası/zararı yok.
seviyosan git katıl bence
gidiyorsun
eline ful şarjör otomatik tüfek veriyorlar ama ateş etmen yasak.
tam teçhizatlı kule nöbeti tutturuyorlar ama düşman yok.
yerine göre sürekli hazırlık/tatbikat yapıyorsun ama savaş yok
komutan var emir veriyor ama faydası/zararı yok.
seviyosan git katıl bence
0
@nathanieltroy, heh abi o üniforma ve onun getirdiği sorumluluklar bana da hep çekici gelmiştir. aslında bu benim çok iğrenç ve ezikçe bulduğum bir yaklaşım. ama nabiyim hoşuma gidiyo. kendim öyle düzgün giyinen, takım elbisesini seven bi adam değilim kesinlikle. ama işte asker olsun pilot olsun bu adamlar çok karizmatik geliyo bana. gerçi pilot karizmatik gelsin bi zahmet, uçuyo adam.
@azizakin, canım sıkıldı diye gidip orduya girebiliyor muyum ki? harp akademisinde falan okumam gerekmez miydi onun için yıllar önce? ben ER olmak istemiyorum ki. harp akademisinde yetişenler hayvan gibi herifler oluyor. onlar da pussy'se allah bizim belamızı versin zaten.
@azizakin, canım sıkıldı diye gidip orduya girebiliyor muyum ki? harp akademisinde falan okumam gerekmez miydi onun için yıllar önce? ben ER olmak istemiyorum ki. harp akademisinde yetişenler hayvan gibi herifler oluyor. onlar da pussy'se allah bizim belamızı versin zaten.
0
@nohut, panpa dayılarım denizci. onu da çok isterdim eskiden. ama hem geç kaldım hem de senenin 8-9 ayı denizde olmak çekici gelmiyor artık. çok param olursa denizciymiş gibi 10-15 günlüğüne giderim öyle seyahatlere belki cruise şeysine falan. ama denizcilik olmaz. düşük ihtimal de olsa pilot olma şansım hala var ama fiu fiu
0
Band of brothers (dizi)
The pacific(dizi)
Er ryan i kurtarmak (film hepimiz biliriz)
Arka arkaya izle bunlari
The pacific(dizi)
Er ryan i kurtarmak (film hepimiz biliriz)
Arka arkaya izle bunlari
0
valla ben oldum olası hevesliydim, hiç bi zaman da tadım kaçmadı. düşündüğün kadar istiyor olsan giderdin zaten. ben aynı yolda ilerliyorum şu an, şaşmadan.
0
hayır, kafana göre gidip "abi ben subay olucam nereye parmak basıyoruz" diyemiyorsun ancak illa subay olmak istiyorsan üniversite bitirip askerliğini asteğmen olarak yaparsın (şans) sonra da teskere bırakıp oradan devam edersin.
ayrıca subaylar tabi ki ezik büzük adamlar değiller, her alanda çok kaliteli eğitim alıyorlar. arada bozuklar vardır tabi, o ayrı.
bu şekilde askere gidersen öncüsü olabileceğin tek şey 10 adet asker. onbaşı çavuş falan yaparlar nöbetçi götürür getirir kendi çapında öncülük yaparsın işte.
ayrıca subaylar tabi ki ezik büzük adamlar değiller, her alanda çok kaliteli eğitim alıyorlar. arada bozuklar vardır tabi, o ayrı.
bu şekilde askere gidersen öncüsü olabileceğin tek şey 10 adet asker. onbaşı çavuş falan yaparlar nöbetçi götürür getirir kendi çapında öncülük yaparsın işte.
0
@nohut, ben thy'ye güveniyorum bu konuda sadece. kredi mredi çekemem, çok riskli iş o. thy'de deniycem şansımı işte dışardan işletme okuyup, onlar da almazsa olamam zaten. sığırlığa devam.
0
call of duty'yi çok oynamışsın hacı. ben de ghost recon oynayınca böyle hissediyorum sonra, askere kimlik sorup dayak yemek videosunu izleyince normale dönüyorum.
bu arada graw'ı tavsiye ederim muhteşem bir oyundur. özellikle ikincisi.
bu arada graw'ı tavsiye ederim muhteşem bir oyundur. özellikle ikincisi.
0
gidince paso mıntıka yaparsın. tuvalet filan temizlersin. koğuşa su basarlar, sana çektirler. sigara izmariti toplarsın. askerlik amelelik bildiğin.
allahtan ben çok az yaptım bunları.
allahtan ben çok az yaptım bunları.
0
he heh! aynısının tıpkısı! sonradan işin tadı biraz kaçıyo dediğin gibi... haa, şafak saymadık, o ayrı bak!
bunu da neden buraya yabıştırıyom, pek bi fikrim yok. sadece hoşuma gitti, başka bi sebebi yok.
eksisozluk.com
bunu da neden buraya yabıştırıyom, pek bi fikrim yok. sadece hoşuma gitti, başka bi sebebi yok.
eksisozluk.com
0
@advokat, ya ne yalan söyleyeyim bu hayal çok hoşuma gitti benim. türkiye'de yaşamak istemiyorum... ama muhtemelen avrupa'da yaşayacak kadar şanslı olmayacağım. madem öyle, türkiye'de kalırsam askerliği de alternatiflerime ekleyeceğim ben askerlikte kalma şansım olacaksa.
gölcük'teyim ben, burda lojmanlar falan var her yer asker. aynen söylediğin şekilde doktor/öğretmen/hemşire eşleri, evleri ve arabaları var haha. benim hoşuma gidiyo işte böyle düz hayatlar. şirin.
gölcük'teyim ben, burda lojmanlar falan var her yer asker. aynen söylediğin şekilde doktor/öğretmen/hemşire eşleri, evleri ve arabaları var haha. benim hoşuma gidiyo işte böyle düz hayatlar. şirin.
0
@compadrito abi, bak ne güzel yazmışsın! bence zihni de köreltmez lojmanda oturmak. mesela lojmanlar, lojman çocukları hakkında bissürü şey yazılabilir. ya da lojman erkekleri veya lojman kadınları hakkında... ama olmaz herhalde ya, bu saatten sonra benim yapacağım askerlikten hayır gelmez. en yüksek rütbeyi istiyorum ben, mareşal olucam. yoksa yok.
0
ccna
Ailem yanıma geldiğinde yumurta aldı, sonra da unutup gittiler. Ben yumurtayı gördüğüm zaman yiyemiyorum. O ne demek lan diyorsanız; mesela, kekin içinde yumurta var ama görmediğim, tadını almadığım için yiyebiliyorum, ama sahanda yumurtadır, menemendir vs yemem mümkün değil, çok ağır mide bulantısı
Ailem yanıma geldiğinde yumurta aldı, sonra da unutup gittiler. Ben yumurtayı gördüğüm zaman yiyemiyorum. O ne demek lan diyorsanız; mesela, kekin içinde yumurta var ama görmediğim, tadını almadığım için yiyebiliyorum, ama sahanda yumurtadır, menemendir vs yemem mümkün değil, çok ağır mide bulantısı yapıyor maalesef. Kimim kimsem de yok ki vereyim. Yemek israfına çok üzülürüm. Nasıl tüketebilirim ben bu yumurtaları? Kek filan mı yapıp dondurucuya atıp haftalarca yiyeyim bari dedim ama tariflere bakıyorum hep 2-3 yumurta diyor. 10 tane kek yapacak halim de yok. Kilo derdim var ayrıca, öyle çok kalorili bir şey de yapamam.
Atacak mıyım ben bu yumurtaları şimdi?
Atacak mıyım ben bu yumurtaları şimdi?
0
beze yapabilirsin. sarıları da ayırırsın börek yapıp üzerine sürersin.
0
pancake veya krep yap birsuru. kilo problemin varsa unla degil mikserde cekilmis yulafla yap, boylece beyaz un yememis olursun (kalori bakimindan fark etmez cok ama yulaf karbonhidrati kana daha yavas karisir daha uzun sure tok tutar). sonra bunlari buzluga atarsin, arasira yersin kahvaltida falan.
bu arada benim kardesim de pek yumurta sevmez, yemez oyle sahanda falan. gecenlerde ona bir yumurta verdim, hic benzemiyo tadi yumurtaya cok sevdim dedi yedi. yumurtanin beyazini ve sarisini farkli kaplara koy. beyazini baya krema kivamina gelene kadar mikserle cirp. (once kopurucek, sonra yavas yavas koyu bir kivam almaya basliycak). sonra sarisini ve biraz da beyaz peynir ekle icine, karistir. yagladigin bir kaba koy, pisene kadar 180 derece firinda pisir (icine sokup cikardigin bir kurdanin temiz cikmasi lazim pismis olmasi icin, ayni kek gibi). boyle kekimsi bir hal aliyor kabariyo. guzel bir kahvalti eger denemek istersen.
bu arada benim kardesim de pek yumurta sevmez, yemez oyle sahanda falan. gecenlerde ona bir yumurta verdim, hic benzemiyo tadi yumurtaya cok sevdim dedi yedi. yumurtanin beyazini ve sarisini farkli kaplara koy. beyazini baya krema kivamina gelene kadar mikserle cirp. (once kopurucek, sonra yavas yavas koyu bir kivam almaya basliycak). sonra sarisini ve biraz da beyaz peynir ekle icine, karistir. yagladigin bir kaba koy, pisene kadar 180 derece firinda pisir (icine sokup cikardigin bir kurdanin temiz cikmasi lazim pismis olmasi icin, ayni kek gibi). boyle kekimsi bir hal aliyor kabariyo. guzel bir kahvalti eger denemek istersen.
0
beyazları ile beze, sarıları ile mayonez yap işte. ya da krep-dondurucu mevzusu iyi.
0
Tiramisu yap arkadaslarini cagir. Icine 7-8 yumurta giriyor bildigim kadariyla
0
geberix
sizce hayatta hangisi daha zor? nedenleriyle birlikte açıklarsanız memnun olurum.
sizce hayatta hangisi daha zor? nedenleriyle birlikte açıklarsanız memnun olurum.
0
kadına olan her türlü şiddetten dolayı kadın olmak daha zor. toplumsal kimlikten ötürü.
0
Turkiye'de kadin olmak daha zor ama ataerkil yapi, erkeklere de zarar veriyor aslinda.
Bir arkadasimin soyle yazisi vardi:
taritiwele.blogspot.ca
Bir arkadasimin soyle yazisi vardi:
taritiwele.blogspot.ca
0
türkiye'de kadın olmak daha zor. gelişmemiş toplumlarda kadın doğrudan nesne gibi görülüyor. duyguları olan insanlar bunu kaldıramaz.
erkeklik de zor. genelinin hayat boyunca çalışma zorunluluğu var. askerlik gibi insanı yıpratan mecburiyetleri var. hep güçlü olmak zorunda. yani kendinden hep bir şeyler beklenen kişi erkek. askerlik yapmayınca kız bile vermiyorlar. işin olmayınca da. sonra sünnet oluyorsun. hep birilerine bir şey kanıtlama çabası var. basit gibi görünüyor ama aslında çok yorucu ve yıpratıcı.
erkeklik de zor. genelinin hayat boyunca çalışma zorunluluğu var. askerlik gibi insanı yıpratan mecburiyetleri var. hep güçlü olmak zorunda. yani kendinden hep bir şeyler beklenen kişi erkek. askerlik yapmayınca kız bile vermiyorlar. işin olmayınca da. sonra sünnet oluyorsun. hep birilerine bir şey kanıtlama çabası var. basit gibi görünüyor ama aslında çok yorucu ve yıpratıcı.
0
kadın olmak tabii ki de. sebebi de ataerkil bir dünyada yaşıyor olmamız. namus cinayetleri, her türlü şiddet, her türlü cinsel istismar, küfür dilinin eril olması, giydiğinin giymediğinin hesabının sorulması, gece sokağa çıkamamak... kısacası her türlü toplumsal baskı kadını sindirmeye ve alçaltmaya yönelik.
0
Her ikisinin de farklı zorlukları var ve bu ülkede ikisi de zor, cinsiyetten bağımsız.
Kadınların her alanda hayatları zor; evde zor, iş hayatında zor, sokakta zor. Fiziksel olarak kendisini erkeğe karşı koruyamıyor. Bu büyük sıkıntı. Ama erkeğin de katlanmak zorunda olduğu ve hakikaten zorlayıcı olan toplumsal beklentiler derdi var. Askere gidecek, para kazanacak, güçlü olacak, koruyacak, kollayacak. Hiçbir zayıflık belirtisi göstermeyecek, hep güçlü duracak. Bu da zor hakikaten, erkek dediğin de insan nihayetinde.
Kadınların her alanda hayatları zor; evde zor, iş hayatında zor, sokakta zor. Fiziksel olarak kendisini erkeğe karşı koruyamıyor. Bu büyük sıkıntı. Ama erkeğin de katlanmak zorunda olduğu ve hakikaten zorlayıcı olan toplumsal beklentiler derdi var. Askere gidecek, para kazanacak, güçlü olacak, koruyacak, kollayacak. Hiçbir zayıflık belirtisi göstermeyecek, hep güçlü duracak. Bu da zor hakikaten, erkek dediğin de insan nihayetinde.
0
Medeni bir ülkede/çevrede kadın olmak avantajlı. Yobaz, ataerkil bir toplumda kadın olmak daha zor.
0
avrupa'da, amerika'da kadın olmak daha avantajlı bence. mutsuz kadın yok valla.
türkiye her konuda olduğu gibi arada kalmış. hayvan gibi tacize uğruyor türk kadını. psikolojisi sağlam bir türk kadınına henüz rastlayamadım. hepsi yaşantısının belli bir döneminde sözlü ya da başka yollu bir şiddete maruz kalıyor. kimisi sonrasında elde ettiği güçle üstesinden geliyor ama absürt bir şey ortaya çıkıyor. buna kezban falan diyoruz işte.
kimisi de garibim bulduğuyla evlenip evcilik oynayarak mutlu rolü yapıyor... bu da annelerimiz falan heralde...
türkiye her konuda olduğu gibi arada kalmış. hayvan gibi tacize uğruyor türk kadını. psikolojisi sağlam bir türk kadınına henüz rastlayamadım. hepsi yaşantısının belli bir döneminde sözlü ya da başka yollu bir şiddete maruz kalıyor. kimisi sonrasında elde ettiği güçle üstesinden geliyor ama absürt bir şey ortaya çıkıyor. buna kezban falan diyoruz işte.
kimisi de garibim bulduğuyla evlenip evcilik oynayarak mutlu rolü yapıyor... bu da annelerimiz falan heralde...
0
biyolojik olarak bakarsak kadın olmak çok zor yahu. düşünsene kadın her ay kan döküyor. bunun psikolojik sıkıntılarından dem vuruyorlar sürekli. doğum ise bambaşka bir zorluk. içinde bir şey büyüyor sürekli. tüm hormonlarınla oynuyor kafasına göre. çocuk doğurmak insanoğlunun katlanabileceği acı katsayısının iki katı derler. kadın o acıyı yaşıyor doğumda. sonrasında bebeği emzirme ise yine ayrı bir dert.
zor iş valla.
zor iş valla.
0
Tabi ki kadın olmak daha zor.
edit: en doğrusunu arnold schwarzeneger nickli üye demiş:
"Kadın olmak zor da, bundan yakınan şehirli pop-feminist tayfaya değil. Onlar bu zorluktan ekmek yemeye çalışanlar."
edit: en doğrusunu arnold schwarzeneger nickli üye demiş:
"Kadın olmak zor da, bundan yakınan şehirli pop-feminist tayfaya değil. Onlar bu zorluktan ekmek yemeye çalışanlar."
0
Bu heteroseksüel, ataerkil; erkek olmayı en yükseğe koyan düzende, "heteroseksüel ve maskülen erkek" olmak dışında her şey zor.
Demek istediğim durumun uzun uzun anlatılan hali şurada: vimeo.com
Demek istediğim durumun uzun uzun anlatılan hali şurada: vimeo.com
0
Türkiye gibi müslüman nüfusu fazla üçüncü dünya ülkelerinde kadın olmak zor tabii ki. Çalışmak istersen orospusun, tecavüze uğrarsan sen tahrik etmişsindir, okumana gerek yok, bir fikrin olamaz, taytın üzerinde kısa tişört giysen teşhirci, tunik giysen kezbansın, evde oturup yemekle bulaşıkla uğraşmak için dünyaya gelmişsindir, annen erkek kardeşini senden daha çok sever, sevgilin varsa sevişmelisin, ama evlendiğinde bakire kalmalısın. Bütün bunlardan dolayı akıl sağlığını yitirmemeyi başarabildiysen ne mutlu.
Erkeksen de askere gidiyorsun işte. Patates soyup çarşaf katlıyorsun. Bayağı zor bir olay gerçekten. Evet.
Erkeksen de askere gidiyorsun işte. Patates soyup çarşaf katlıyorsun. Bayağı zor bir olay gerçekten. Evet.
0
Kadın olmak zor da, bundan yakınan şehirli pop-feminist tayfaya değil. Onlar bu zorluktan ekmek yemeye çalışanlar.
0
Türkiye'nin batisinda ve büyük sehirlerde kadin olmak hic zor değil. Bilhassa her sey ayaklarinizin önüne serilmis bir hayat yasayaşaya bilirsiniz ama erkeğe her türlü sey bindiriliyor askerlik is bulma ve aile gecindirme vs vs. Su an icinde bulundugum cevrede bir kiz olarak dogmayi isterdim erkek olmaktansa.
0
Evocati
SB yazacağım ama bazıları kızacak yine.En iyisi yine tekrar edeyim felsefik sorumu;Komşunun çimeni neden hep daha yeşildir? Ahanda caps bilenek var.
SB yazacağım ama bazıları kızacak yine.En iyisi yine tekrar edeyim felsefik sorumu;
Komşunun çimeni neden hep daha yeşildir? Ahanda caps bilenek var.
Komşunun çimeni neden hep daha yeşildir? Ahanda caps bilenek var.
0
birileri hep hayatta bizim yaptigimiz isi bizden daha iyi yapar.
ya kendimizi begenmeyiz, ya da bir mazeretimiz vardir mutlaka.
komsumuz bahcesine daha iyi bakiyordur o yuzden daha yesildir.
ya kendimizi begenmeyiz, ya da bir mazeretimiz vardir mutlaka.
komsumuz bahcesine daha iyi bakiyordur o yuzden daha yesildir.
0
uzaktaki çimenlerin ışığı farklı açıda kırmasıyla alakalı olabilir kanka.
0
elindekinin kıymetini bilmezsen öyle olur. biraz emek, biraz özveri. hepi topu hepsi bu.
0
biri komşunun çimenine karşılaştırma amaçlı bakıyorsa zaten çimen fonksiyonunun ötesine geçmiştir. artık estetik obje değil rekabet metası olmuştur. kendini tatmin kaynaklı bir karşılaştırma yapan kişideki bir anlamda yoksun özgüven de nihai olarak kendini kusurlu bulmaya eğilim gösteriyor ve komşunun daha yeşil çimenini kıskanıyor.
0
komşunun bahçesine geçip oradan komşunun bahçesine (kendi bahçene) bak. daha mı yeşil?
0
Psikolog olarak diyim ki boyle dusunen cok danisan geldi gecti. Ancak kiyaslamamak bunu dusundurtmez bize.
0
literal anlamda bir soruysa bu, namus ninjası'nın dediği gibi,
kendi çimenine üstten, komşunun çimenine yandan bakarsın. ışığın farklı açılardan yansıması, rengin tonunu değiştirir.
mecazi bir soruysa, o çimeni o hâle getirmek için harcanan emek, zaman ve parayı bilmiyosundur. onları harcamadan, o yeşile sahip olmak istiyosundur ama ''nazar etme ne olur, çalış, senin de olur'' lafını duymak da hiç işine gelmez.
kendi çimenine üstten, komşunun çimenine yandan bakarsın. ışığın farklı açılardan yansıması, rengin tonunu değiştirir.
mecazi bir soruysa, o çimeni o hâle getirmek için harcanan emek, zaman ve parayı bilmiyosundur. onları harcamadan, o yeşile sahip olmak istiyosundur ama ''nazar etme ne olur, çalış, senin de olur'' lafını duymak da hiç işine gelmez.
0
karisik hisli adam
değerli büyüklerim, yeni başladığım işim itibariyle ayda 1000 lirayı bir kenara koyacak kadar bütçem var. tabii bu rahatça olmayacak, asgari şekilde yaşayacağım. amacım uzun yıllar para biriktirip ya ev, araba almak yada bir iş kurmak. kafamı kurcalayan şey birikimi direkt para olarak çoğaltmanın bi
değerli büyüklerim, yeni başladığım işim itibariyle ayda 1000 lirayı bir kenara koyacak kadar bütçem var. tabii bu rahatça olmayacak, asgari şekilde yaşayacağım. amacım uzun yıllar para biriktirip ya ev, araba almak yada bir iş kurmak. kafamı kurcalayan şey birikimi direkt para olarak çoğaltmanın bir zararı olur mu? ne bileyim altın falan alıp kenara koymak daha mı mantıklı? öneriniz nedir, bu parayı ne şekilde biriktireyim?
0
yıllarca biriktireceğim ve bozdurmayacağım kesinlikle diyorsan evet altın daha karlı olur. sürekli takip eder ve kur düşük olduğunda alabilirsin
0
daha önce asgari ücretle çalışmışlığım ve ayda 500 lirayı kenara atıp senede 6000 lira biriktirmişliğim var. o iş oluyor yani.
0
ay sonunda maaşını alıyorsun, 1 ay hayatta kalman için gereken miktarı ayırıyorsun, kalanıyla gidip altın alıyorsun. altınlar biriktikçe çömleklere doldurup uygun yerlere gömüyorsun. gömdüğün yerlerin haritalarını hazırlıyorsun. ama parayı harcayamadan ölüp gidiyorsun. sonra o haritalar birilerinin eline geçiyor gidiyor senin altınları lüpür lüpür yiyorlar. oh mis.
0
akilligelisim.com
Bu sitede bireysel emeklilik, borsa yatırımı, altına yatırım yapılmalı mı gibi konularda epey dolu yazı mevcut, öneririm.
Bu sitede bireysel emeklilik, borsa yatırımı, altına yatırım yapılmalı mı gibi konularda epey dolu yazı mevcut, öneririm.
0
(bkz: para biriktirmek/@compadrito)
sorunuzun cevabı değil biliyorum ama belki bi faydası tokanır diye yazıyorum.
sorunuzun cevabı değil biliyorum ama belki bi faydası tokanır diye yazıyorum.
0
türk parasıyla biriktirirsen değerinin azalma olasılığı yüksek. çünkü ülkemizin para birimi her ne kadar türk lirası gibi gözüksede esasen euro ve dolardır. tüm fiyat endeksi buna göre belirlenir. dolayısıyla senin biriktirdiğin paranın dolar karşısında değer kaybetmesi, karşılık gelen mal sayısını da azalttığından total değerinin de azalmasına karşılık geliyor.
nşa'da benim takip edebildiğim kadarıyla dolar 2,10un altına kolay kolay düşmez. düşse de kalıcı olmaz. bu sebeple en azından paranın değer kaybetmemesini istiyorsan döviz yatırımı olabilir.
nşa'da benim takip edebildiğim kadarıyla dolar 2,10un altına kolay kolay düşmez. düşse de kalıcı olmaz. bu sebeple en azından paranın değer kaybetmemesini istiyorsan döviz yatırımı olabilir.
0
1000 lirayı vadeli bir hesaba atıyorsun, parayı çeker çekmez. geri kalanıyla da gün sayıyorsun.
0
değerli büyüklerim yazdığına göre yaşın genç. 32 yaşında bir çocuk babası evli barklı bir insan olarak tavsiyemdir ki, biriktirmek için hayatından ödün verme. sırf para biriktireceksin diye yapmadığın / yapamadığın şeylerin keşkeleri dolmasın etrafına 5 sene sonra... bu ülkede zaten tesadüfen yaşıyoruz, hayatın ne kadar kısa olacağı belli değil, kasma boşuna.
dersen ki hem yaşarım, hem de birikim yaparım, en güzeli bireysel emeklilik. en azından 3 sene çekemiyorsun, yılda minimum %6 devlet garantisi de var... otomatik otomatik ödersin...
dersen ki hem yaşarım, hem de birikim yaparım, en güzeli bireysel emeklilik. en azından 3 sene çekemiyorsun, yılda minimum %6 devlet garantisi de var... otomatik otomatik ödersin...
0
ferdinand griffonn
Her gun 250 gram kirmizi et tuketiyorum. Bir zarari olmus mudur? ( 2 aydir bu sekilde )
Her gun 250 gram kirmizi et tuketiyorum. Bir zarari olmus mudur? ( 2 aydir bu sekilde )
0
kırmızı et yüksek kolesterol oranına sahip. ailenizde kalıtsal kolesterol rahatsızlığı da varsa değerlerde yükselme ihtimali var.
0
hayvan katliamı, katilleri zenginleştirmek ve kanser. evet kanser olduğunda sebebini hatırlarsın. böyle ete abanan kim varsa kanser oldu bizzat gözümle gördüm. istisnasız.
0
Pismis abi. Antrikot aliyoruz tavada yapiyoruz. Onerin varsa dinlerim =)
0
Eti yiyen de ölücek yemeyen de. O yüzden yukarıda kanser manser yazanlara aldırma. Afiyet olsun kardeşim.
0
oha. her gün et yenmez hem de 250 gram. yani yenir de kırmızı yenmez. kaynak: bence.
0
kanser olursun diyen var lan ahahaha, bir şey olmaz kardeşim bizim doğamızda var. götür etleri. hayvan katliamı? tüm etçil hayvanlar katliamcı o zaman.
edit: para nasıl yetiştiriyorsun lan?
edit: para nasıl yetiştiriyorsun lan?
0
Hayvansal proteinlerle ilgili yapılan bir araştırma vardı, protein ihtiyacını karşıladığın kaynağın belli bir oranı hayvansal kaynaklardan geliyorsa kanser riski ciddi oranda artıyor.
Vegan-vejeteryan değilim, gerektiğ kadarını tüket elbette. Ama her gün bu kadar almak, ağır çalışan bir sporcu için bile çok da sağlıklı değil üstte yazdığım sebeplerden ötürü. Biraz daha bitkisel beslenmeye çalış.
Vegan-vejeteryan değilim, gerektiğ kadarını tüket elbette. Ama her gün bu kadar almak, ağır çalışan bir sporcu için bile çok da sağlıklı değil üstte yazdığım sebeplerden ötürü. Biraz daha bitkisel beslenmeye çalış.
0
-gut
-kolesterol
-kanser
her şeyin çoğu zarar.
ayrıca yüksek protein diyetiyle beslenenler erken ölmeye %75, kanser olmaya 4 kat daha yatkın. ahahaha, hepimiz öleceğiz yarasın demeden önce açıp bakmak lazım. www.cell.com(14)00062-X
-kolesterol
-kanser
her şeyin çoğu zarar.
ayrıca yüksek protein diyetiyle beslenenler erken ölmeye %75, kanser olmaya 4 kat daha yatkın. ahahaha, hepimiz öleceğiz yarasın demeden önce açıp bakmak lazım. www.cell.com(14)00062-X
0
Hass*ktir biraz yusufladim. Sebze meyve tuketmiyorum zaten. Sabahlari da peynir yumurta yiyorum. Aksam da et. Sag olun arkadaslar. Haftada 2-3 e indirmeye calisacagim.
0
kanser yaptığına dair araştırma var diyenler bi zahmet kaynak versinler. yok öyle bir şey götünüzden element uydurmayın.
her gün et yemenin bi zararı olmaz. ama kalori hesabı yaparak ye. bi de etin yağlı kısımlarından da ye, kuru kuru et yeme sadece. yanında biraz da sebze ve ot yersen zaten taş devri diyeti olacak seninkisi.
her gün et yemenin bi zararı olmaz. ama kalori hesabı yaparak ye. bi de etin yağlı kısımlarından da ye, kuru kuru et yeme sadece. yanında biraz da sebze ve ot yersen zaten taş devri diyeti olacak seninkisi.
0
yüksek proteinli beslenmenin sağlıklı insanlarda kansere ve başka hastalıklara yol açtığı ile ilgili sağlam, kanıtlanmış ve uzmanların üzerinde uzlaştığı hiç bir çalışma yoktur. insan evrimsel olarak et yemeye yatkındır, binlerce yıl neredeyse sadece et yiyerek beslenmiştir. bugün milyonlarca insan paleo besleniyor, bol bol et ve yeşillik yiyor, bu insanlar arasında tespit edilen bir sağlık bozukluğu yok et tüketimine bağlı olarak. ayrıca bugün paleo olmasa da et ağırlıklı beslenen bir çok toplum var. mesela tayland, adamlar görebileceğin her türlü böceği kızartıp, haşlayıp, fırınlayıp yiyorlar. pilavı pirinç yerine karıncayla yapıyorlar, o derece. sadece etle beslenen toplumlar da var, inuitler mesela sadece balık, fok, kutup ayısı, geyik vs. yerler. balıkları da çiğ yerler hatta. gayet sağlıklılar.
chriskresser.com
www.google.com
chriskresser.com
www.google.com
0
Muazzam götten sallamalar oldugu icin olaya müdehale etme geregi duydum.
Etin kanser yaptigini ileri sürenler ispatlanmis belgeleriyle gelsinler bir zahmet?
Kirmizi et icerisinde bulunan yag bizim icin inanilmaz yararli. (bkz: canan karatay)
Insan ne etcil ne de otculdur, omnivor yani hepcildir.
Sadede islenmis et icin kanser yapibilecegi, ürüne ve icinde kullanilan malzemelere göre söylenebilir.
Etin kanser yaptigini ileri sürenler ispatlanmis belgeleriyle gelsinler bir zahmet?
Kirmizi et icerisinde bulunan yag bizim icin inanilmaz yararli. (bkz: canan karatay)
Insan ne etcil ne de otculdur, omnivor yani hepcildir.
Sadede islenmis et icin kanser yapibilecegi, ürüne ve icinde kullanilan malzemelere göre söylenebilir.
0
Muazzam götten sallamacılara ve götlerinden element uyduranlara destek olarak gelsin o zaman:
consumption of red meat for 120 g per day might increase the risk of lung cancer by 35%, and consumption of processed meat for 50 g per day might increase the risk of lung cancer by 20%.
www.ncbi.nlm.nih.gov
www.ncbi.nlm.nih.gov
www.ncbi.nlm.nih.gov
www.ncbi.nlm.nih.gov
www.nejm.org
Red Meat Intake and Risk of Breast Cancer Among Premenopausal Women
archpedi.jamanetwork.com
By using a noninvasive technique in healthy individuals, we have shown the genotoxicity of endogenous NOC formed in the intestine after red meat consumption in humans. The link we have shown here amongst red meat, the endogenous formation of NOC, and the resulting promutagenic adduct in cells exfoliated from the colonic mucosa offers a mechanism underlying the association between red meat consumption and colorectal cancer.
cancerres.aacrjournals.org
Heterocyclic aromatic amines and polycyclic aromatichydrocarbons are mutagens that are formed during high-temperature cooking of red meat and,in some lesser amounts, white meat and fish.' Well-done meat contains 10 times the concentration of heterocyclicaromatic amines than rare meat prepared by the same cooking method. These amines are mutagenic in bacterial assays and have produced colon tumors in laboratory animals.
www.ncbi.nlm.nih.gov
bunnar kesmezse, haber edin, 20 tane daha yabıştırıyım.
consumption of red meat for 120 g per day might increase the risk of lung cancer by 35%, and consumption of processed meat for 50 g per day might increase the risk of lung cancer by 20%.
www.ncbi.nlm.nih.gov
www.ncbi.nlm.nih.gov
www.ncbi.nlm.nih.gov
www.ncbi.nlm.nih.gov
www.nejm.org
Red Meat Intake and Risk of Breast Cancer Among Premenopausal Women
archpedi.jamanetwork.com
By using a noninvasive technique in healthy individuals, we have shown the genotoxicity of endogenous NOC formed in the intestine after red meat consumption in humans. The link we have shown here amongst red meat, the endogenous formation of NOC, and the resulting promutagenic adduct in cells exfoliated from the colonic mucosa offers a mechanism underlying the association between red meat consumption and colorectal cancer.
cancerres.aacrjournals.org
Heterocyclic aromatic amines and polycyclic aromatichydrocarbons are mutagens that are formed during high-temperature cooking of red meat and,in some lesser amounts, white meat and fish.' Well-done meat contains 10 times the concentration of heterocyclicaromatic amines than rare meat prepared by the same cooking method. These amines are mutagenic in bacterial assays and have produced colon tumors in laboratory animals.
www.ncbi.nlm.nih.gov
bunnar kesmezse, haber edin, 20 tane daha yabıştırıyım.
0
Et tüketimi ve kanser ilişkisi daha çok işlenmiş(salam, sosis vs.) etler ve aşırı pişirme(yakma) sonucu ortaya çıkıyor. Gut hastalığının asıl faili de fruktozdur. Karbonhidrattan kaç.
0
Vücut günlük 2500 mg. kolesterolü kendiliğinden üretiyor zaten, kolesterol problemi gibi bir şey yok yani. Ayrıca her gün ortalama 2 bin kalori şeker tüketen insanların kırmızı et kanser yapar demesi biraz saflık oluyor, öyle bir problem de yok. Her gün 10 kilo kırmızı et yemezseniz gut da olmazsınız. Hayvan katliamı falan da değil; doğanın dengesi bu. Dinozorlar çağında yaşasaydık onlar da bizi yerdi ekolojik sistem bu şekilde yürüyor, gereksiz romantizme gerek yok. Hayvan katliamı diye diye karbonhidrata yüklenmekten iyice salaklaştı bu insanlar. En kaliteli protein kırmızı ettedir lakin olumsuz yanı sindiriminin zor olmasıdır. Vücudu biraz yoruyor. Ben haftada iki defa kırmızı et yiyorum; kalan günlerde tavuk hindi ve balık tüketiyorum. Bu tür çeşitliliği öneririm size de.
0
@compadrito
destek olmak icin cikmis oldugun bu yolda, sorumu bir daha okumani saglik veririm.
Tekrar edersek, kirmizi etin kanser yaptigini, yapabilecegi riskleri anlatan arastirma yazilarindan ziyade, kirmizi etin basli basina kanser yapma özelligini kanitlayan belgelerle gelinebilirse, soruma olumlu ya da olumsuz yönde cevap alabilecegim.
destek olmak icin cikmis oldugun bu yolda, sorumu bir daha okumani saglik veririm.
Tekrar edersek, kirmizi etin kanser yaptigini, yapabilecegi riskleri anlatan arastirma yazilarindan ziyade, kirmizi etin basli basina kanser yapma özelligini kanitlayan belgelerle gelinebilirse, soruma olumlu ya da olumsuz yönde cevap alabilecegim.
0
@apiko
yazdıklarınız ve uslûbunuzdan, pek bilgili biri olmadığınız anlaşılıyor. apikoğlu'nun vârisi filan mısınız? bu ateşli kırmızı et savunuculuğunuzun sebebi nedir?
size cevap yazmaya üşeniyorum.
yazdıklarınız ve uslûbunuzdan, pek bilgili biri olmadığınız anlaşılıyor. apikoğlu'nun vârisi filan mısınız? bu ateşli kırmızı et savunuculuğunuzun sebebi nedir?
size cevap yazmaya üşeniyorum.
0
Atesli bir et savunuculugu yapmiyorum, sadece iddia edilen bir seyin kanitlarini görmek istiyorum. Tam anlamadan cevap verdigin bir soru karisinda, simdi de tikanip üsendigini ve beni hic tanimadan kendince savunma güdüsü ile cikarimlarda bulunuyorsun.
Evet simdi tekrar basa dönersek, etin kanser yaptigini iddia edenlerden, kanser riskini arttiriciligi disinda, basli basina kanser yaptigini baska iddia eden var ise, paylasacaklari bilgilerle aydinlanmak isterim.
Evet simdi tekrar basa dönersek, etin kanser yaptigini iddia edenlerden, kanser riskini arttiriciligi disinda, basli basina kanser yaptigini baska iddia eden var ise, paylasacaklari bilgilerle aydinlanmak isterim.
0
apiko
kanserin ne olduğunu ve nasıl ortaya çıktığını, correlation ve causality arasındaki farkları, tıbbın ne olduğunu ve ne olmadığını anlatmam lâzım size. çok uzun konu. çünkü söylediklerime, gene bilgisiz argümanlarla karşı çıkacaksınız. üşenmemin sebebi o. söyleyeceklerimin özeti şu: 'dedem 50 sene sigara içti ve akciğer kanseri olmadı, felç geçirdi de öldü. hmmm, öyleyse sigara akciğer kanserine sebep olmuyor. bunu iddia edenler gülünç duruma düşüyolar.' ya da 'ben istanbul'dan ankara'ya arabamla 3 saat 15 dakikada geldim. hiç de bişey olmadı. sürat felakettir diyenler fena halde yanılıyorlar'
sizin söylediğiniz bunlar.
siz doya doya kırmızı et yemeye devam edin. ben o makaleleri zazazaraeta okur belki diye arayıp buldum zaten. hoca olmasını umuyor ve bekliyorum o çocuğun.
kanserin ne olduğunu ve nasıl ortaya çıktığını, correlation ve causality arasındaki farkları, tıbbın ne olduğunu ve ne olmadığını anlatmam lâzım size. çok uzun konu. çünkü söylediklerime, gene bilgisiz argümanlarla karşı çıkacaksınız. üşenmemin sebebi o. söyleyeceklerimin özeti şu: 'dedem 50 sene sigara içti ve akciğer kanseri olmadı, felç geçirdi de öldü. hmmm, öyleyse sigara akciğer kanserine sebep olmuyor. bunu iddia edenler gülünç duruma düşüyolar.' ya da 'ben istanbul'dan ankara'ya arabamla 3 saat 15 dakikada geldim. hiç de bişey olmadı. sürat felakettir diyenler fena halde yanılıyorlar'
sizin söylediğiniz bunlar.
siz doya doya kırmızı et yemeye devam edin. ben o makaleleri zazazaraeta okur belki diye arayıp buldum zaten. hoca olmasını umuyor ve bekliyorum o çocuğun.
0
@apiko fen bilimlerinin herhangi bir dalı ile bir ilişkiniz, bilginiz var mi yoksa işinizi korumaya mi çalışıyorsunuz?
Sigara dumanı, asbest bilinen kanserojenlerdendir. Hepsinin araştırmalarında da kanser riskini arttırabilir, bizim grubumuzda bu oran bu kadardır der. Et yiyen kanser olur demiyoruz, buradan et ile asbesti mi karsilastiriyorsun diye gelmeyin. Yeterli ve dengeli beslenmek gerekiyor; ancak bu konuda bu kadar çok araştırma yapılmışken bir durup düşünmek yerine direkt karşı çıkmanız çıkarcı ve art niyetli gozukuyor. Fizyolojik mekanizmaları da araştırmalarda var. Şu onermeniz "sigara içen ölmüş içmeyen ölmemiş mi?"den öteye gitmiyor.
İşlenmiş et ve işlenmemiş et de dikkat ederseniz ayrı ayrı degerlendirilmis. Etin önemli ve değerli bir besin grubu olduğu yadsinamaz ancak her şeyi kararında tüketmek gerek. Bilimde her an her şey değişebilir. Bildiğiniz hiçbir şeye körü körüne baglanmayin.
Edit: Biz kimiz? Sağlıkçılarız. Bütün hocaların/araştırmacıların mail adresleri üniversitelerin sitelerinde açıkça yazıyor. İnanmayan bu ilkokul düzeyindeki belgeleri kendilerine mail atıp hocam ne düşünüyorsunuz diye sorabilir. Ne etmiş.
Sigara dumanı, asbest bilinen kanserojenlerdendir. Hepsinin araştırmalarında da kanser riskini arttırabilir, bizim grubumuzda bu oran bu kadardır der. Et yiyen kanser olur demiyoruz, buradan et ile asbesti mi karsilastiriyorsun diye gelmeyin. Yeterli ve dengeli beslenmek gerekiyor; ancak bu konuda bu kadar çok araştırma yapılmışken bir durup düşünmek yerine direkt karşı çıkmanız çıkarcı ve art niyetli gozukuyor. Fizyolojik mekanizmaları da araştırmalarda var. Şu onermeniz "sigara içen ölmüş içmeyen ölmemiş mi?"den öteye gitmiyor.
İşlenmiş et ve işlenmemiş et de dikkat ederseniz ayrı ayrı degerlendirilmis. Etin önemli ve değerli bir besin grubu olduğu yadsinamaz ancak her şeyi kararında tüketmek gerek. Bilimde her an her şey değişebilir. Bildiğiniz hiçbir şeye körü körüne baglanmayin.
Edit: Biz kimiz? Sağlıkçılarız. Bütün hocaların/araştırmacıların mail adresleri üniversitelerin sitelerinde açıkça yazıyor. İnanmayan bu ilkokul düzeyindeki belgeleri kendilerine mail atıp hocam ne düşünüyorsunuz diye sorabilir. Ne etmiş.
0
doğal beslenen hayvanın nalını bile yiyebilirsiniz - prof. dr. kenan demirkol
0
@compadrito
yazdiklarindan "kanser riskini olustuma" ve direk kanser yapma" arasindaki kalin farki algilayamadigini ya da bilincli olarak görmezden geldigini zannediyorum.
tekrarlarsak:
birileri kirmizi et kanser yapar demis. ben de soruyorum; saf halde, islenmemis kirmizi etin, uygun sartlarda pisirilmesinden sonra kanser yaptigini tespit eden bilimsel bir rapor var mi?
fakat ne yazik ki, benim mahlasimdan cikarimlar yaparak konuyu daha ne kadar saptiririm diye epeyce ugrasiyorsun, hatta isi tibbin ne olduguna, benim hic bir sey bilmedigime dahi getiriyorsun.
"bu baslik altinda kirmizi etin kanser yaptigini gözüyle gördüklerini iddia edenlerin yazilari var." Sen kalkmissin bana, hic tanimadigin birine, hem bilgisiz diye itham ediyorsun, hem de litaratür noksanligi ile iki ayri kök diline mensup kelimeyi kendince benzestirip, kanser, tib, apikoglu kelimeleri arasinda kendi kendine argümanlar olusturuyorsun.
benim yazilarimin neresinde cok et yiyin, bir sey olmaz yaziyor da, benim sorumu alip, olayi et yiyin bir sey olmaz dedigime getirdin?
bir seyler anlatmaya üseniyor musun onu bilmem ama, beni anlamadigini, neyi isaret ettigimi göremedigini veya görmek istemedigini görüyorum.
"apikoglu, sana tib anlatmam lazim" tandansli zeka fakiri düsüncelerin beni ilgilendirmiyor. her söz sahibinindir.
benim yazdiklarimin disinda, hayaller kurup; "bu böyle yazdiysa, böyle düsünüyordur." gibi varsayimlarini lütfen kendine sakla.
herifin biri kalkmis, gözümle görüyorum kanser yapiyor, tanidiklarim kirimizi et yiye yiye kanser olup öldüklerini gördüm diyor. bunu hic kimse görmüyor, bir seylerin farkindaligini yasadigini zanneden mezbelelik saksagan da meydana cikip bu adamlarin tellalligini yapiyor.
ben soruma istedigim cevabi aldim.
yazdiklarindan "kanser riskini olustuma" ve direk kanser yapma" arasindaki kalin farki algilayamadigini ya da bilincli olarak görmezden geldigini zannediyorum.
tekrarlarsak:
birileri kirmizi et kanser yapar demis. ben de soruyorum; saf halde, islenmemis kirmizi etin, uygun sartlarda pisirilmesinden sonra kanser yaptigini tespit eden bilimsel bir rapor var mi?
fakat ne yazik ki, benim mahlasimdan cikarimlar yaparak konuyu daha ne kadar saptiririm diye epeyce ugrasiyorsun, hatta isi tibbin ne olduguna, benim hic bir sey bilmedigime dahi getiriyorsun.
"bu baslik altinda kirmizi etin kanser yaptigini gözüyle gördüklerini iddia edenlerin yazilari var." Sen kalkmissin bana, hic tanimadigin birine, hem bilgisiz diye itham ediyorsun, hem de litaratür noksanligi ile iki ayri kök diline mensup kelimeyi kendince benzestirip, kanser, tib, apikoglu kelimeleri arasinda kendi kendine argümanlar olusturuyorsun.
benim yazilarimin neresinde cok et yiyin, bir sey olmaz yaziyor da, benim sorumu alip, olayi et yiyin bir sey olmaz dedigime getirdin?
bir seyler anlatmaya üseniyor musun onu bilmem ama, beni anlamadigini, neyi isaret ettigimi göremedigini veya görmek istemedigini görüyorum.
"apikoglu, sana tib anlatmam lazim" tandansli zeka fakiri düsüncelerin beni ilgilendirmiyor. her söz sahibinindir.
benim yazdiklarimin disinda, hayaller kurup; "bu böyle yazdiysa, böyle düsünüyordur." gibi varsayimlarini lütfen kendine sakla.
herifin biri kalkmis, gözümle görüyorum kanser yapiyor, tanidiklarim kirimizi et yiye yiye kanser olup öldüklerini gördüm diyor. bunu hic kimse görmüyor, bir seylerin farkindaligini yasadigini zanneden mezbelelik saksagan da meydana cikip bu adamlarin tellalligini yapiyor.
ben soruma istedigim cevabi aldim.
0
saskinim saskin
4 aylık bir bebeğim var. düzgün bir termometre almak istiyorum fakat piyasada çok farklı termometreler var. hangisi en güvenilir sonuç verir tecrübeli arkadaşlardan tavsiye bekliyorum.
4 aylık bir bebeğim var. düzgün bir termometre almak istiyorum fakat piyasada çok farklı termometreler var. hangisi en güvenilir sonuç verir tecrübeli arkadaşlardan tavsiye bekliyorum.
0
en güvenilir makattan. ama pratik ve temiz değil.
kulaktan ölçüm fena değil. ama başlıkları kirlenir.
pratik olanı uzaktan ölçen. %100 doğruluk sağlamaz ama tekrar tekrar ölçme şansına sahipsiniz sonuçta. ölçümün zararı yok.
en son hızlıal.com'da 80 tl civarındaydı.
kulaktan ölçüm fena değil. ama başlıkları kirlenir.
pratik olanı uzaktan ölçen. %100 doğruluk sağlamaz ama tekrar tekrar ölçme şansına sahipsiniz sonuçta. ölçümün zararı yok.
en son hızlıal.com'da 80 tl civarındaydı.
0
Braun IRT 4520 çocuk büyünce kendisi bile kullanmaya başlıyor yeğenim için kullanmıştık halende kullanıyoruz. 6 sene oldu.
0
Her çeşidini denedim . En iyisi kulaktan ölçenler. Zaten hastanelerde bile sadece kulaktan ölçer kullanıyorlar
0
civalı termometre en doğrusudur ama civalı almayın. düşürüp kırarsanız, civa buharı size de bebeğinize de zarar verir.
(bkz: ateş/@compadrito)
(bkz: ateş/@compadrito)
0
çocuk acilde buna benzer kullanıyoruz. ve koltukaltı ölçüyoruz.
i00.i.aliimg.com
bunun kafası turuncu olanı. markaya dikkat etmedim.
i00.i.aliimg.com
bunun kafası turuncu olanı. markaya dikkat etmedim.
0
sir dupre
doğu perinçek kişisi hakkında kırmızı hapa ihtiyacım var arkadaşlar, kendisini bir türlü çözemiyorum, analiz edemiyorum. ben bu kadar yanar döner ve ne olduğunu çözemediğim bir adam daha önce görmedim. siyasi laf sokmadan birisi bana bu adamın hayatını özet geçebilir mi? olayı nedir tam olarak bilme
doğu perinçek kişisi hakkında kırmızı hapa ihtiyacım var arkadaşlar, kendisini bir türlü çözemiyorum, analiz edemiyorum. ben bu kadar yanar döner ve ne olduğunu çözemediğim bir adam daha önce görmedim. siyasi laf sokmadan birisi bana bu adamın hayatını özet geçebilir mi? olayı nedir tam olarak bilmem gerekiyor :(
0
yanar döneri herhangi bir laf sokmak için söylemedim, ideolojilerini bir türlü çözemediğim için, hangi düşünce sistemini benimsediğini bir türlü kavrayamadığım için söyledim.
0
proleter devrimci aydınlık dergisi ve çevresini araştırarak başla derim. (70lerde çıkan) devrimcileri gerçek isimleri ve fotoğraflarıyla dergisinde teşhir edip ordu ve polise hedef göstermişliği de vardır darbe döneminde. devlete de kürt hareketine de yamanmaya çalışmışlığı çoktur.
0
Gün Zileli'nin anılarını okuyabilirsin. Zileli PDA çevresine ve Perinçek tayfasına çok yakınken anlaşmazlığa düşmüş, sonraki siyasi kimliğini de anarşistliğinden çok anti-aydınlıkçılığa yoğunlaşarak kurmuş birisi, o yüzden bazı yerleri sıkabilir ancak aradığın cevapları bulacağına inanıyorum. İletişim'den çıktı set halinde.
Başlangıçta Dev-Genç kurucuları içinde yer alıp, ardından Türkiye'ye Maoculuk ithal ederek solu yarmak, sonrasında orduya doğru koşturup Sovyetler'i ve solcuları düşman bellemek, sonradan Kürt hareketine yaklaşmak, sonrasında onu da karşısına alıp Cemaat'le ve AKP'yle polemiğe girmek, kadroları AKP tarafından hapisten çıkarılınca da onlar için çalışmaya başlamak herkesin harcı değil. O yüzden anlamak için aşırı bir çaba göstermene gerek yok :) Kıvılcımlı böyle tiplere CIA sosyalistleri derdi.
Başlangıçta Dev-Genç kurucuları içinde yer alıp, ardından Türkiye'ye Maoculuk ithal ederek solu yarmak, sonrasında orduya doğru koşturup Sovyetler'i ve solcuları düşman bellemek, sonradan Kürt hareketine yaklaşmak, sonrasında onu da karşısına alıp Cemaat'le ve AKP'yle polemiğe girmek, kadroları AKP tarafından hapisten çıkarılınca da onlar için çalışmaya başlamak herkesin harcı değil. O yüzden anlamak için aşırı bir çaba göstermene gerek yok :) Kıvılcımlı böyle tiplere CIA sosyalistleri derdi.
0
sir gawain
düz keke öyle bir malzeme koyayım ki fark yaratsın. ne koysam?
düz keke öyle bir malzeme koyayım ki fark yaratsın. ne koysam?
0
ıspanaklı kek. yalnız yiyenlere ıspanaklı demiyoruz, onlar da antepfıstıklı sanıyor. süper zekiyiz.
0
damla çikolata
ince kıyılmış kuru kayısı
ince kıyılmış kuru incir (bu sahiden güzel oluyor)
tarçın-zencefil
limon kabuğu rendesi
küçücük doğranmış elmalar (böyle küp şekerin yarısı kadar) + tarçın
ince kıyılmış fındık ya da ceviz
kakaolu kek içine kurutulmuş vişne (normali de olur)
şimdilik aklıma gelenler bunlar.
ince kıyılmış kuru kayısı
ince kıyılmış kuru incir (bu sahiden güzel oluyor)
tarçın-zencefil
limon kabuğu rendesi
küçücük doğranmış elmalar (böyle küp şekerin yarısı kadar) + tarçın
ince kıyılmış fındık ya da ceviz
kakaolu kek içine kurutulmuş vişne (normali de olur)
şimdilik aklıma gelenler bunlar.
0
ruh i tibbiye
dün alttaki duyuruda biraz bahsettim ama ben ayılamıyorum arkadaş. gece 2-3 e kadar bekleyen ben duyamıyorum ayakta. http://www.eksiduyuru.com/duyuru/820918/kafein-yoksunlugugeçenlerde kalbimde bi kaö anormalik hissettim ciddi olmamakla birlikte onla alakalı olabilir mi? yoksa ritalin ağzıma etti mi
dün alttaki duyuruda biraz bahsettim ama ben ayılamıyorum arkadaş. gece 2-3 e kadar bekleyen ben duyamıyorum ayakta.
www.eksiduyuru.com
geçenlerde kalbimde bi kaö anormalik hissettim ciddi olmamakla birlikte onla alakalı olabilir mi? yoksa ritalin ağzıma etti mi sonunda? bilen biri bir açıklama yapıversin ne olur korkuyorum da şimdi ritalinden ayrı korkuyorum kalbimden ayrı korkuyorum. bi kaç kez gece ağrıyla uyandım ya da uyanamadım. yokuş filan zaten çıkana kadar ölüyorum allaha emanet. bir yokuşu acele edip hızlı çıkmaya çalıştığımda fazladan 5 dk dinlenmek durumunda kalıp acele ettiğimle kalıyorum. 3 gündür bi kaç bardak çay dışında kafein almadım.kahve çikolata falan yemedim ve kış uykusundaki ayılar gibi uyuyorum. kalp rahatsızlığı uyku problemi yapar mı? ben niye bu kadar uyuyorum? bir açıklaması olan var mı?
not: kan değerlerim normaldi en son.
www.eksiduyuru.com
geçenlerde kalbimde bi kaö anormalik hissettim ciddi olmamakla birlikte onla alakalı olabilir mi? yoksa ritalin ağzıma etti mi sonunda? bilen biri bir açıklama yapıversin ne olur korkuyorum da şimdi ritalinden ayrı korkuyorum kalbimden ayrı korkuyorum. bi kaç kez gece ağrıyla uyandım ya da uyanamadım. yokuş filan zaten çıkana kadar ölüyorum allaha emanet. bir yokuşu acele edip hızlı çıkmaya çalıştığımda fazladan 5 dk dinlenmek durumunda kalıp acele ettiğimle kalıyorum. 3 gündür bi kaç bardak çay dışında kafein almadım.kahve çikolata falan yemedim ve kış uykusundaki ayılar gibi uyuyorum. kalp rahatsızlığı uyku problemi yapar mı? ben niye bu kadar uyuyorum? bir açıklaması olan var mı?
not: kan değerlerim normaldi en son.
0
tıp eğitimim yok, ancak kan değerlerinizi ölçtürdünüz mü? b12 vitaminim eksik çıktığında benzer sorunlarım vardı, hatta çarpıntı da yapıyordu.
0
la noix
bir doktorun bu soruyu sorması garip gelebilir ama hala daha istanbul piyasasını tanıyamadım :)istanbul'da tanıdığınız, bildiğiniz plastik cerrah var mı?
bir doktorun bu soruyu sorması garip gelebilir ama hala daha istanbul piyasasını tanıyamadım :)
istanbul'da tanıdığınız, bildiğiniz plastik cerrah var mı?
istanbul'da tanıdığınız, bildiğiniz plastik cerrah var mı?
0
Lola90
''Bu konuda özel bir hassasiyet gösterileceğinden hiç şüpheniz olmasın.'''' Dönüşümlü olarak 2 ayda 1 kez planlanmaktadır.''Yukardaki cümlelerin çevirisi için yardımcı olabilir misiniz?Teşekkür ettim.
''Bu konuda özel bir hassasiyet gösterileceğinden hiç şüpheniz olmasın.''
'' Dönüşümlü olarak 2 ayda 1 kez planlanmaktadır.''
Yukardaki cümlelerin çevirisi için yardımcı olabilir misiniz?Teşekkür ettim.
'' Dönüşümlü olarak 2 ayda 1 kez planlanmaktadır.''
Yukardaki cümlelerin çevirisi için yardımcı olabilir misiniz?Teşekkür ettim.
0
You can be sure that this issue will be given special attention.
It is planned every two months alternately.(Plan iki ayda bir yapılıyor)
It is planned as every two months alternately. (İki ayda bir olacak şekilde planlanıyor)
Ben böyle çevirirdim sanırım...
It is planned every two months alternately.(Plan iki ayda bir yapılıyor)
It is planned as every two months alternately. (İki ayda bir olacak şekilde planlanıyor)
Ben böyle çevirirdim sanırım...
0
No doubt, we will insist on this issue.
İkincisini öncesi ve sonrasını bilmeden çevirmek pek doğru olmaZ,
İkincisini öncesi ve sonrasını bilmeden çevirmek pek doğru olmaZ,
0
ben ikincisini soyle cevirdim:
It is planned once, every other month.
"every other month" kullanman uygun olur diye dusunuyorum cunku direkt turkce karsiligi 2 ayda bir.
It is planned once, every other month.
"every other month" kullanman uygun olur diye dusunuyorum cunku direkt turkce karsiligi 2 ayda bir.
0
Please be assured that this issue will be dealt with, precisely.
It's planned to be every two months.
It's planned to be every two months.
0
pike
Dersim katliamını ayrıntılı bir şekilde anlatan kaynak önerilerinize ihtiyacım var. Çayan Demirel'in 38 Dersim BelgeseliTunceli Kanunu ve Dersim Jenosidibaşka?
Dersim katliamını ayrıntılı bir şekilde anlatan kaynak önerilerinize ihtiyacım var.
Çayan Demirel'in 38 Dersim Belgeseli
Tunceli Kanunu ve Dersim Jenosidi
başka?
Çayan Demirel'in 38 Dersim Belgeseli
Tunceli Kanunu ve Dersim Jenosidi
başka?
0
roman tadında ama saf gerçekli bir şey istiyorsan haydar karataş'ın perperık-a söe(gece kelebeği) isimli kitabını okumanızı şiddetle tavsiye ederim. kendisi cezaevinden yeni çıkmış ve şu an pazar birgün'de de yazmaktadır ayrıca.
0
0
hohoya
Kendisi 1 yıl önce kalp krizi geçirdi. Stent takıldı. Şükür ki iyi. Ancak alkol kullanıyor. Hasta olduktan sonra içmez demiştik ama içiyor arada. Biz de annem, kardeşim falan o içince konuşmuyoruz hiç. Bugün bana senle hiç anlaşamıyoruz dedi, ben de bu benim sorunum değil dedim, o da kimin sorunu de
Kendisi 1 yıl önce kalp krizi geçirdi. Stent takıldı. Şükür ki iyi. Ancak alkol kullanıyor. Hasta olduktan sonra içmez demiştik ama içiyor arada. Biz de annem, kardeşim falan o içince konuşmuyoruz hiç. Bugün bana senle hiç anlaşamıyoruz dedi, ben de bu benim sorunum değil dedim, o da kimin sorunu dedi, ben de bilemem dedim, sonra da gitti. Babama hep saygı duyuyorum, hiç kötü bir insan değil. Bugüne kadar hiçbir şeyimizi eksik etmedi ama böyle vurdumduymaz olması canımı sıkıyor. Dinlemiyor bizi. Tavır almak konusunda haksız mıyız, bu nasıl düzelir?
0
hem haklı hem haksızsınız. yani bunda iki tarafın da yüzde yüz haklı olduğu bir orta yolu bulmak imkansız. ona göre bir tane hayatı var ve alkolsüz tadı çıkmayacak hayatını riske atıyor olsa bile. size göre de bir tane babanız var ve daha yıllarca onunla vakit geçirmek istiyorsunuz. ama her dakika da başında değilsiniz ve muhtemelen zaten keyif aldığı üç beş şeyden birini elinden almak istiyorsunuz.
0
içiyor arada
ne demek? içip yatağa sıçacak gibi mi oluyo? Zeki Müren, Müzeyyen Senar dinleyerek iki duble rakı mı içiyo?
içmesinden daha çok, hareketsiz kalıyor olması endişe verici. Yol yürüyo mu yol?
ne demek? içip yatağa sıçacak gibi mi oluyo? Zeki Müren, Müzeyyen Senar dinleyerek iki duble rakı mı içiyo?
içmesinden daha çok, hareketsiz kalıyor olması endişe verici. Yol yürüyo mu yol?
0
babalar doğruları gerçekleri çocuklarından duyunca pek kabullenemiyorlar galiba bi yaştan sonra, benimkide öyle. bence aracı kullanmalısınız anneniz olabilir bu. ona karşı sizin tavır almanız doğru değil. siz tavır aldığınız için değil sizleri düşündüğü için bırakmalı.
0
@ compadrito
Yok ya babam daha genç. 2 ya da 3 yıl sonra emekli olacak. Fabrikada çalışıyor. Sağlam adam. Hareketsiz falan değil. Şanslıyız ki kötü içmiyor. Öyle sıçıp batıracak bir durum yok. Ancak konuşuyor işte bazen. Fazla konuşuyor. Agresif oluyor. Küfür falan da etmez yani. Edep adap bilir. Biz onun içki içmesinden şikayetçi değiliz. Sıkıntı bizi sallamaması. Hem ilaç kullanıyor hem içki içiyor. Yoksa içerse içsin banane, kaç yaşında adam.
Yok ya babam daha genç. 2 ya da 3 yıl sonra emekli olacak. Fabrikada çalışıyor. Sağlam adam. Hareketsiz falan değil. Şanslıyız ki kötü içmiyor. Öyle sıçıp batıracak bir durum yok. Ancak konuşuyor işte bazen. Fazla konuşuyor. Agresif oluyor. Küfür falan da etmez yani. Edep adap bilir. Biz onun içki içmesinden şikayetçi değiliz. Sıkıntı bizi sallamaması. Hem ilaç kullanıyor hem içki içiyor. Yoksa içerse içsin banane, kaç yaşında adam.
0
stent takıldıktan sonra alkol almaması gerektiği gibi bir uyarı geldi mi doktorundan? babam bypass oldu benim, kalbindeki 3 damar bacağından alınanla değiştirildi. ilk 6 ay zaten narkozu attı vücuttan canı istemedi, dikişleri falan da kapanınca-8-9 ay sonra ameliyattan-canı da istemeye başladı, konuştuk doktoruyla içsin dedi, yani siz de adamın doktoru karışmazken karışıyorsanız, hele ki akşamda maksimum 2 kadeh içiyorsa, günün stresini atmak için, haksızsınız.
0
@ alice practice
doktoru içmesin dedi ama kendisi bir şey olmaz diyor. iki kadeh olsa iyi. film izlerken iki kutu extra içiyor. yüksek alkollü bildiğim kadarıyla, hiç içmedim bilmiyorum. Günün stresi diyorsunuz da adam kalp krizi geçirmiş yahu! Tıbbi olarak bir hastanın stresinden ziyade vücudunun sağlıklı çalışması önemlidir bence. İlaç içmek, spor yapmamak, alkol almak gibi şeyler aynı cümlede kullanılmamalı bile. Kaldı ki içki içen insanın saçmalamalarına tahammül etmek istemiyoruz annem, ben ve kardeşim. Böyle hayatı tiye alma olaylarına hiç hoş bakmıyoruz biz.
doktoru içmesin dedi ama kendisi bir şey olmaz diyor. iki kadeh olsa iyi. film izlerken iki kutu extra içiyor. yüksek alkollü bildiğim kadarıyla, hiç içmedim bilmiyorum. Günün stresi diyorsunuz da adam kalp krizi geçirmiş yahu! Tıbbi olarak bir hastanın stresinden ziyade vücudunun sağlıklı çalışması önemlidir bence. İlaç içmek, spor yapmamak, alkol almak gibi şeyler aynı cümlede kullanılmamalı bile. Kaldı ki içki içen insanın saçmalamalarına tahammül etmek istemiyoruz annem, ben ve kardeşim. Böyle hayatı tiye alma olaylarına hiç hoş bakmıyoruz biz.
0
bununla ilgili google uzerinden biraz arastirma yapsan cok guzel bilgilere ulasabilirsin gibime geliyor.
benim denk geldigim bi konu oldugu icin yazayim dedim. cocukluk arkadasimin babasi araba kullanirken sol koluna agri girince cekmis direk hastaneye. park etmis otopark fisini almis yukari cikmis doktora gitmis ve konusurken kalp krizi gecirip yigilmis yere. iki gun uyumadik hep basinda kaldik. hem arkadasima hem babasina elimden geldigince yardimci olmaya calistim.
benim annem 30 senelik hemsire oldugu icin doktorlar bizi iceri almazken konusup kendini tanitip iceri girdi ve hem arkadasimin babasiyla hem de ayrica doktorlarla detaylica gorusme firsati oldu. sonra bana yalnizken soyledigi daha dogrusu doktorun ona soyledigi suydu; kalp krizi olum orani cok yuksek bir durum. aksi durumlarda da insanjn kisiligine dusunce ve fiziksel yapisina direk etki eden birsey. bundan sonra bazi olayla bu ana kadar verdigi tepkileri vermeyebilir demis.
ben bu durumu arkadasima soylemedim. bir kac ay sonra kendi geldi babam cok inatci oldu diye surekli tartisiyoruz bisey diyemiyorum herseyime karismaya basladi diye.
bundan dolayi babanin kisilik olarak degismesi kabul edilebilir diyebirim. sabirli ve ona destek olman lazim.
benim denk geldigim bi konu oldugu icin yazayim dedim. cocukluk arkadasimin babasi araba kullanirken sol koluna agri girince cekmis direk hastaneye. park etmis otopark fisini almis yukari cikmis doktora gitmis ve konusurken kalp krizi gecirip yigilmis yere. iki gun uyumadik hep basinda kaldik. hem arkadasima hem babasina elimden geldigince yardimci olmaya calistim.
benim annem 30 senelik hemsire oldugu icin doktorlar bizi iceri almazken konusup kendini tanitip iceri girdi ve hem arkadasimin babasiyla hem de ayrica doktorlarla detaylica gorusme firsati oldu. sonra bana yalnizken soyledigi daha dogrusu doktorun ona soyledigi suydu; kalp krizi olum orani cok yuksek bir durum. aksi durumlarda da insanjn kisiligine dusunce ve fiziksel yapisina direk etki eden birsey. bundan sonra bazi olayla bu ana kadar verdigi tepkileri vermeyebilir demis.
ben bu durumu arkadasima soylemedim. bir kac ay sonra kendi geldi babam cok inatci oldu diye surekli tartisiyoruz bisey diyemiyorum herseyime karismaya basladi diye.
bundan dolayi babanin kisilik olarak degismesi kabul edilebilir diyebirim. sabirli ve ona destek olman lazim.
0
@ko gotursun su seni
valla böyle bir şey var. daha tartışmacı bir kişilik seziyorum. iyi niyetlice ama yıpratan bir bakış açısı var. bir de kalp krizini bir kere atlatınca bir daha olmaz gibi bir görüş var toplumda. yani bir kere olduysa bir daha olmaz artık gibi. bu da cesaret veriyor kişilere. biz hep destek oluyoruz birbirimize ama sizin dediğinizi yapmayan, belki öleceğini bile bile alkol kullanmaya devam eden birine nasıl destek verebilirsiniz ki? alkol kullanıyorsa, bizi düşünmüyor demek ki. e bizi düşünmeyeni biz nasıl düşünelim? sanki travma gibi.
valla böyle bir şey var. daha tartışmacı bir kişilik seziyorum. iyi niyetlice ama yıpratan bir bakış açısı var. bir de kalp krizini bir kere atlatınca bir daha olmaz gibi bir görüş var toplumda. yani bir kere olduysa bir daha olmaz artık gibi. bu da cesaret veriyor kişilere. biz hep destek oluyoruz birbirimize ama sizin dediğinizi yapmayan, belki öleceğini bile bile alkol kullanmaya devam eden birine nasıl destek verebilirsiniz ki? alkol kullanıyorsa, bizi düşünmüyor demek ki. e bizi düşünmeyeni biz nasıl düşünelim? sanki travma gibi.
0
"alkol kullanıyorsa, bizi düşünmüyor demek ki. e bizi düşünmeyeni biz nasıl düşünelim?"
boyle bir cumle kurabiliyorsan sana hicbir yardimim dokunamaz.
hayatta hersey senin istedigin gibi gitmek zorunda degil. adam atiyorum on sene yasayacagima sekiz sene yasarim istedigim gibi yasarim diyorsa birak da istedigi gibi yasasin.
kalp krizi gecirmis bir babanin evladisin nasil boyle bir cumle kuruyorsun hala aklim almiyor.
boyle bir cumle kurabiliyorsan sana hicbir yardimim dokunamaz.
hayatta hersey senin istedigin gibi gitmek zorunda degil. adam atiyorum on sene yasayacagima sekiz sene yasarim istedigim gibi yasarim diyorsa birak da istedigi gibi yasasin.
kalp krizi gecirmis bir babanin evladisin nasil boyle bir cumle kuruyorsun hala aklim almiyor.
0
Şu ana kadar babamın içtiğine üç kere şahit oldum. O da arkadaşlarıyla akşam yemeğinde rakı. İçkiye karşı değilim ve ortam gerektiriyorsa çerim ama yine de babamın içmesi beni huzursuz etmişti.
O yüzden seni anlayabiliyorum ve haklı olduğunu düşünüyorum. Ama baktın ki böyle olmuyor üslubünü değiştirebilirsin. Bir de farklı yaklaş bence babana.
Benimkisi şeker hastası. Şu ana kadar her dediğimizi yaptırsak da yeme içme konusunda yedi sülale toplansak onu etkileyemiyoruz. Seninde babanın inatçı tarafı bu olabilir. Başka bir şekilde yaklaşmayı dene. Umarım istediğin gibi olur.
O yüzden seni anlayabiliyorum ve haklı olduğunu düşünüyorum. Ama baktın ki böyle olmuyor üslubünü değiştirebilirsin. Bir de farklı yaklaş bence babana.
Benimkisi şeker hastası. Şu ana kadar her dediğimizi yaptırsak da yeme içme konusunda yedi sülale toplansak onu etkileyemiyoruz. Seninde babanın inatçı tarafı bu olabilir. Başka bir şekilde yaklaşmayı dene. Umarım istediğin gibi olur.
0
"Günün stresi diyorsunuz da adam kalp krizi geçirmiş yahu! Tıbbi olarak bir hastanın stresinden ziyade vücudunun sağlıklı çalışması önemlidir bence."
demişsiniz. ancak stres altındaki bedenin sağlıklı çalışacağını düşünmek tutarlı mı?
babam 65 yaşında bypass oldu, 40 yıllık sigara içicisiydi, iki yılı saymazsak sigarayı da bırakmadı -doktorlar 40 yılda değil bu kez 10 yılda tıkanır içerse
, diyordu. 86 yaşında vefat etti. biz zorla içirtmeseydik bence bünyesi, sosyalliği, dayanma gücü azalır ve belki 75'inde vefat ederdi. üstelik baskı altında on yıl yaşayarak ölmüş olurdu. rahat yaşadı ve on değil yirmi yıldan fazla.
düzeltilecek bişiy olmayabilir, bunun kararı size ait diyil.
demişsiniz. ancak stres altındaki bedenin sağlıklı çalışacağını düşünmek tutarlı mı?
babam 65 yaşında bypass oldu, 40 yıllık sigara içicisiydi, iki yılı saymazsak sigarayı da bırakmadı -doktorlar 40 yılda değil bu kez 10 yılda tıkanır içerse
, diyordu. 86 yaşında vefat etti. biz zorla içirtmeseydik bence bünyesi, sosyalliği, dayanma gücü azalır ve belki 75'inde vefat ederdi. üstelik baskı altında on yıl yaşayarak ölmüş olurdu. rahat yaşadı ve on değil yirmi yıldan fazla.
düzeltilecek bişiy olmayabilir, bunun kararı size ait diyil.
0
@ko gotursun su seni
evet ben kalp krizi geçirmiş bir babanın evlâdıyım ve o bir gün öldüğünde karısı kocasız, oğulları babasız kalmasın diye burada çözüm arıyorum. babama karşı istediğim gibi de tavır alırım. biz ona bir şey olmasın diye gözünün içine bakarken onun sırıta sırıta bana bir şey olmaz demesi tüm iyi niyetimizi yok ediyor maalesef. böyle şeylerde duygusal değil, akılcı düşünmek gerek. babam değil mi, içsin, atsın şu hayatın stresini, biz de onun konuşmalarını çekelim diyebilecek kadar arabesk bir insan değilim, bu saatten sonra olmam da. içkiyi azaltması bile bir çözümken bunu bile denememesi ona verdiğimiz iyi niyeti yok ediyor. alkol maalesef insanı 10 yıl yerine 8 yıl yaşatan bir şey değil. keşke aradaki fark iki yıl olsa. süründürmesi var süründürmesi.
@tedirginlik hucresi
şöyle diyeyim alkol sonucunda damarları tıkanırsa ve allah korusun felç kalırsa, bunun stresten daha iyi olacağını mı düşünüyorsunuz? stresin tek çözümü alkol müdür allah aşkına? gitsin yürüyüş yapsın, mahallede bisiklet kullananlar var, o da onlarla gitsin. otursun sudoku çözsün. işin kolayına kaçılır mı böyle. siz babanızın 86 yerine 75 yıl yaşadığını söylüyorsunuz. 11 yılı yıldan saymıyorsanız siz de babanızı sevmiyormuşsunuz. allah rahmet eylesin ama 11 yıl daha sizinle olması, alkol kullanmasından daha mı değersizdi?
@mornie
üslubumu değiştireceğim. teşekkürler.
evet ben kalp krizi geçirmiş bir babanın evlâdıyım ve o bir gün öldüğünde karısı kocasız, oğulları babasız kalmasın diye burada çözüm arıyorum. babama karşı istediğim gibi de tavır alırım. biz ona bir şey olmasın diye gözünün içine bakarken onun sırıta sırıta bana bir şey olmaz demesi tüm iyi niyetimizi yok ediyor maalesef. böyle şeylerde duygusal değil, akılcı düşünmek gerek. babam değil mi, içsin, atsın şu hayatın stresini, biz de onun konuşmalarını çekelim diyebilecek kadar arabesk bir insan değilim, bu saatten sonra olmam da. içkiyi azaltması bile bir çözümken bunu bile denememesi ona verdiğimiz iyi niyeti yok ediyor. alkol maalesef insanı 10 yıl yerine 8 yıl yaşatan bir şey değil. keşke aradaki fark iki yıl olsa. süründürmesi var süründürmesi.
@tedirginlik hucresi
şöyle diyeyim alkol sonucunda damarları tıkanırsa ve allah korusun felç kalırsa, bunun stresten daha iyi olacağını mı düşünüyorsunuz? stresin tek çözümü alkol müdür allah aşkına? gitsin yürüyüş yapsın, mahallede bisiklet kullananlar var, o da onlarla gitsin. otursun sudoku çözsün. işin kolayına kaçılır mı böyle. siz babanızın 86 yerine 75 yıl yaşadığını söylüyorsunuz. 11 yılı yıldan saymıyorsanız siz de babanızı sevmiyormuşsunuz. allah rahmet eylesin ama 11 yıl daha sizinle olması, alkol kullanmasından daha mı değersizdi?
@mornie
üslubumu değiştireceğim. teşekkürler.
0
aguilas negras
İyi akşamlar herkese, sizinle bir sıkıntımı paylaşmak istiyorum.3 yıl önce İstanbul'un nezih olduğu söylenen semtlerinden birinden ev aldık. Daha o zamanlarda sitenin temelini bile atmamışlardı. Büyük, derince bir çukur vardı sadece. 200-300 dairelik bir site. Aldığımız daire bir hayli büyük. Şimdik
İyi akşamlar herkese, sizinle bir sıkıntımı paylaşmak istiyorum.
3 yıl önce İstanbul'un nezih olduğu söylenen semtlerinden birinden ev aldık. Daha o zamanlarda sitenin temelini bile atmamışlardı. Büyük, derince bir çukur vardı sadece. 200-300 dairelik bir site. Aldığımız daire bir hayli büyük. Şimdiki evin 2 katı neredeyse. Harika bir terası var. Denizi görüyor, yüzlerce ağaç var yakınlarında. Gürültü yok yoldan yüksekte olduğu için. Altında spor salonu var, yakınında bisiklet yolları var.
Ama gelin görün ki ben taşınmak istemiyorum. Çok üzülüyorum taşınacağımız için. 1-2 yıldır üzüntüsü içimde desem yeridir. Sözde 2012 aralık ayında teslim edeceklerdi. Sürekli ertelediler. Önce 2013 haziran dediler. Sonra 2013 aralık, 2014 şubat, 2014 haziran diye diye daireyi teslim aldık. Anahtar teslimi ertelendikçe kısa süreli mutluluklar oldu içimde. "Belki taşınmayız" diye ümit ettim. Ama kaçınılmaz son yaklaştıkça içimdeki üzüntü daha da arttı. Arttıkça şişti içimde. Birkaç haftadır çok nadiren gelen gözyaşlarıyla azaltmaya çalıştım.
Bu 1 yıllık sürede defalarca (en az 15-20 defa) dile getirdim "taşınmasak olmaz mı", "ben buradan gitmek istemiyorum" gibi şeyler söyledim. "o kocaman evi ne yapacağız zaten, annem çok yorulacak merdiven in çık", "sürekli bir sıkıntı çıkıyor, taşınırsak pişman olacağız", "çok güneş alıyor yanarız bir burada", "nazara geliriz aman taşınmayalım" gibi bir sürü bahane aradım, yine de caydıramadım. Okulumla aramda zaten 20-25 kilometre mesafe vardı. Şimdi 35 kilometreye çıkıyor bu mesafe. Ama evimizin diğer bireylerinden çalışan 2 kişisinin de işyerine olan mesafesi 10 kilometre kısalıyor. Bu arada evi ilk aldığımızda ben bu okulda okumuyordum.
Beni bu mahalleye bağlayan çok şey var. Bu mahallede doğduk, şimdiki evin arka apartmanında. Sonra 16-17 yıldır içinde bulunduğumuz evde yaşıyoruz. Çok güzel, samimi, ferah, serin bir evimiz var. Çok nezih değil, belki geçen yıl sokağımızda biri silahla öldürülmüş olabilir (?!) ama yine de çok seviyorum ben burayı. Esnafla aram çok iyi, herkes tanır beni, evimizin karşısındaki parkta yıllarca maçlar yaptım mahalleden arkadaşlarla. Futbol oynadık, basketbol oynadık, bisiklet sürdük. Her sokakta ayrı hatıram var. Evin her köşesinin bir anısı var bende.
Şimdi her şeyi bırakıp gitmek çok üzüyor beni. Taşınacağımız gün (2-3 gün sonra) odama kendimi kilitleyip saatlerce ağlamak istiyorum, belki vazgeçerler diye. Yakın zamanda önemli bir hastalık teşhisi kondu bana, ameliyat olunca taşınmamız 2-3 hafta ertelenir diye, ertelenince de belki vazgeçerler diye sevindim, ümitlendim. Çünkü evde sürekli bir sorun çıkıyor. Asansör çalışmıyor, havalandırma arızalı, balkon kapısının menteşesi kırık, bazı kapılar kapanmıyor falan... Bir de taahhüt edilen sosyal alanlardan kısıp avm'ye katmış şerefsizler daha fazla kira almak için. Bunlardan dolayı belki taşınmayız falan diye ümit ettim ben de.
Babam çok istiyor taşınmayı. Emekliliğini rahat rahat terasta çayını içip gazetesini okuyarak geçirmek istiyor. İnanılmaz derecede hevesli oraya. Sürekli bir yerlere gidip o eve bir şeyler almaya çalışıyor. Onu üzmek de istemiyorum ben. İlk defa 3 gün önce sordu bana "taşınacağız diye üzülecekseniz taşınmayalım" diye. Ben de sordum "taşınmasak üzülür müsün" diye, "oğlum çok büyük kayıp olur, böylesini bulamayız, üzülürüm" gibi cevaplar verdi. Ben de bir şey diyemedim. Nakliye firması bile ayaelanmışken bana bu soruyu sorması da ayrıca ilginç...
Bilmiyorum duyuru, bilmiyorum. İnsanlar nelerle uğraşırken benim buna üzülmem (ayrıca üzüldüğüm çok daha önemli sıkıntılar da var tabi) de iyi değil tabi. Ama çok üzüyorum kendimi. Bu güzel Bahçelievler mahallesinden, apartmanın önündeki 15-20 tane kediden, sokağımdan, parkımdan, bakkalımdan, şarküterimden kopmak çok üzüyor beni. Okuldan eve dönerken her gün bizim mahalleye uğrayıp yolumu birazcık uzatıp her zamanki evimin önünden geçip yeni evin yoluna devam etmek istiyorum. Başka türlü olmaz gibi geliyor.
Hiçbir şeyi toplamak gelmiyor içimden, her şey olduğu yerinde duruyor. Halbuki yarına kadar toplamam lazım.
Çözüm nedir duyuru? Biliyorum, insan her şekilde alışıyor ama ben gönlümde çok büyüttüm bu işi. Ne yapsam, kendimi 2 haftalık bir tatile gidiyormuş gibi kandırsam mı? Veya eşyalar taşınırken hiç ortalıkta gözükmeyip, başka bir yere gidip sabah bu evden çıktıktan sonra akşam yeni eve mi gitsem? Bu pratikte pek mümkün olmasa da bu seçeneğin beni daha kötü etkileyeceğini düşünüyorum.
Biliyorum çok uzun oldu, pek kişi okumayacak ama içimi dökmek istedim. Teşekkürler okuyan herkese :(
3 yıl önce İstanbul'un nezih olduğu söylenen semtlerinden birinden ev aldık. Daha o zamanlarda sitenin temelini bile atmamışlardı. Büyük, derince bir çukur vardı sadece. 200-300 dairelik bir site. Aldığımız daire bir hayli büyük. Şimdiki evin 2 katı neredeyse. Harika bir terası var. Denizi görüyor, yüzlerce ağaç var yakınlarında. Gürültü yok yoldan yüksekte olduğu için. Altında spor salonu var, yakınında bisiklet yolları var.
Ama gelin görün ki ben taşınmak istemiyorum. Çok üzülüyorum taşınacağımız için. 1-2 yıldır üzüntüsü içimde desem yeridir. Sözde 2012 aralık ayında teslim edeceklerdi. Sürekli ertelediler. Önce 2013 haziran dediler. Sonra 2013 aralık, 2014 şubat, 2014 haziran diye diye daireyi teslim aldık. Anahtar teslimi ertelendikçe kısa süreli mutluluklar oldu içimde. "Belki taşınmayız" diye ümit ettim. Ama kaçınılmaz son yaklaştıkça içimdeki üzüntü daha da arttı. Arttıkça şişti içimde. Birkaç haftadır çok nadiren gelen gözyaşlarıyla azaltmaya çalıştım.
Bu 1 yıllık sürede defalarca (en az 15-20 defa) dile getirdim "taşınmasak olmaz mı", "ben buradan gitmek istemiyorum" gibi şeyler söyledim. "o kocaman evi ne yapacağız zaten, annem çok yorulacak merdiven in çık", "sürekli bir sıkıntı çıkıyor, taşınırsak pişman olacağız", "çok güneş alıyor yanarız bir burada", "nazara geliriz aman taşınmayalım" gibi bir sürü bahane aradım, yine de caydıramadım. Okulumla aramda zaten 20-25 kilometre mesafe vardı. Şimdi 35 kilometreye çıkıyor bu mesafe. Ama evimizin diğer bireylerinden çalışan 2 kişisinin de işyerine olan mesafesi 10 kilometre kısalıyor. Bu arada evi ilk aldığımızda ben bu okulda okumuyordum.
Beni bu mahalleye bağlayan çok şey var. Bu mahallede doğduk, şimdiki evin arka apartmanında. Sonra 16-17 yıldır içinde bulunduğumuz evde yaşıyoruz. Çok güzel, samimi, ferah, serin bir evimiz var. Çok nezih değil, belki geçen yıl sokağımızda biri silahla öldürülmüş olabilir (?!) ama yine de çok seviyorum ben burayı. Esnafla aram çok iyi, herkes tanır beni, evimizin karşısındaki parkta yıllarca maçlar yaptım mahalleden arkadaşlarla. Futbol oynadık, basketbol oynadık, bisiklet sürdük. Her sokakta ayrı hatıram var. Evin her köşesinin bir anısı var bende.
Şimdi her şeyi bırakıp gitmek çok üzüyor beni. Taşınacağımız gün (2-3 gün sonra) odama kendimi kilitleyip saatlerce ağlamak istiyorum, belki vazgeçerler diye. Yakın zamanda önemli bir hastalık teşhisi kondu bana, ameliyat olunca taşınmamız 2-3 hafta ertelenir diye, ertelenince de belki vazgeçerler diye sevindim, ümitlendim. Çünkü evde sürekli bir sorun çıkıyor. Asansör çalışmıyor, havalandırma arızalı, balkon kapısının menteşesi kırık, bazı kapılar kapanmıyor falan... Bir de taahhüt edilen sosyal alanlardan kısıp avm'ye katmış şerefsizler daha fazla kira almak için. Bunlardan dolayı belki taşınmayız falan diye ümit ettim ben de.
Babam çok istiyor taşınmayı. Emekliliğini rahat rahat terasta çayını içip gazetesini okuyarak geçirmek istiyor. İnanılmaz derecede hevesli oraya. Sürekli bir yerlere gidip o eve bir şeyler almaya çalışıyor. Onu üzmek de istemiyorum ben. İlk defa 3 gün önce sordu bana "taşınacağız diye üzülecekseniz taşınmayalım" diye. Ben de sordum "taşınmasak üzülür müsün" diye, "oğlum çok büyük kayıp olur, böylesini bulamayız, üzülürüm" gibi cevaplar verdi. Ben de bir şey diyemedim. Nakliye firması bile ayaelanmışken bana bu soruyu sorması da ayrıca ilginç...
Bilmiyorum duyuru, bilmiyorum. İnsanlar nelerle uğraşırken benim buna üzülmem (ayrıca üzüldüğüm çok daha önemli sıkıntılar da var tabi) de iyi değil tabi. Ama çok üzüyorum kendimi. Bu güzel Bahçelievler mahallesinden, apartmanın önündeki 15-20 tane kediden, sokağımdan, parkımdan, bakkalımdan, şarküterimden kopmak çok üzüyor beni. Okuldan eve dönerken her gün bizim mahalleye uğrayıp yolumu birazcık uzatıp her zamanki evimin önünden geçip yeni evin yoluna devam etmek istiyorum. Başka türlü olmaz gibi geliyor.
Hiçbir şeyi toplamak gelmiyor içimden, her şey olduğu yerinde duruyor. Halbuki yarına kadar toplamam lazım.
Çözüm nedir duyuru? Biliyorum, insan her şekilde alışıyor ama ben gönlümde çok büyüttüm bu işi. Ne yapsam, kendimi 2 haftalık bir tatile gidiyormuş gibi kandırsam mı? Veya eşyalar taşınırken hiç ortalıkta gözükmeyip, başka bir yere gidip sabah bu evden çıktıktan sonra akşam yeni eve mi gitsem? Bu pratikte pek mümkün olmasa da bu seçeneğin beni daha kötü etkileyeceğini düşünüyorum.
Biliyorum çok uzun oldu, pek kişi okumayacak ama içimi dökmek istedim. Teşekkürler okuyan herkese :(
0
Çözüm okulu bitirip çalışma hayatına atılınca kendi başına o mahallede eve çıkmak. Başka çözüm yok.
0
Benzerini yaşadım. 7 yıl önce Bağcılar'dan Beylikdüzü'ne taşındık. Ben de taşınmak hiç istemiyordum. Benim de tüm arkadaşlarım uzağımda kaldı. İlk 2-3 yılım çok zor geçti ama şimdi iyi ki taşınmışız diyorum. Sen de öyle diyeceksin.
ha gerçi Bağcılar çok pis bir yerdi, tabii ki öyle diyeceğim ama olsun.
ha gerçi Bağcılar çok pis bir yerdi, tabii ki öyle diyeceğim ama olsun.
0
Evin cocugu olarak bu durumda ailene ayak uydurmalisin, yillarca senin icin emek vermis seni yetistirmis insanlarin isteklerine ve kararlarina saygili olman gerektigini dusunuyorum, biraz disaridan bakarsan tavrin cok bencil gorunuyor, ha okulunu bitir calis gene istedigin yerden bi ev tut kendi istedigin gibi yasa ama su durumda simariklik yapmamalisin die dusnuyorum
0
insan böyle işte. hep duygularıyla mantığı arasında kalıyor.
senelerdir çalışırsın rahat etmek için, ömrünü yıpratırsın daha iyi şartlarda yaşamak için ama o rahatlığa erişmeye yakın zamanda içinde bir burukluk oluyor; eski alışkanlıklara veda edecek olmanın vereceği bir burukluk.
bazı insanlar önemsemez bu tür şeyleri, bu konularda gamsız davranır ancak bana da çok dokunuyor bu tür şeyler. ben üniversite tatile girerken kendi kendime ağlıyordum, "ileride bu dostlarımı bu kadar rahat şekilde ve sık görebilecek myim?" diye. ya da mesela bizim de taşınma sorunumuz var son iki aydır. dehşet üzülüyorum ben de.
kısacası değişiklikten nefret ediyorum canımı yaktığı için. bu sebeple hislerini anlayabiliyorum.
senelerdir çalışırsın rahat etmek için, ömrünü yıpratırsın daha iyi şartlarda yaşamak için ama o rahatlığa erişmeye yakın zamanda içinde bir burukluk oluyor; eski alışkanlıklara veda edecek olmanın vereceği bir burukluk.
bazı insanlar önemsemez bu tür şeyleri, bu konularda gamsız davranır ancak bana da çok dokunuyor bu tür şeyler. ben üniversite tatile girerken kendi kendime ağlıyordum, "ileride bu dostlarımı bu kadar rahat şekilde ve sık görebilecek myim?" diye. ya da mesela bizim de taşınma sorunumuz var son iki aydır. dehşet üzülüyorum ben de.
kısacası değişiklikten nefret ediyorum canımı yaktığı için. bu sebeple hislerini anlayabiliyorum.
0
Beni mahalleye bağlayan çok önemli birisi daha var. O konuya girsem içinden çıkamayacağım için bahsetmedim. Taşınmayı istemememin önemli sebebi ama belki de taşınmak daha iyi bir şey olur benim için.
0
Odamı bile değiştirmiyorum taşındağımızı daha az hissetmek için. Odamdaki eşyaların yerlerini bile değiştirmem heralde. Zaten yeterince büyük bir değişikliğin içindeyiz...
0
alışırsınız. merak etmeyin. kıta ya da ülke değiştirmiyosunuz. içinden geçiyor olduğunuz hassas dönemin sonucunda oluyo bunlar. sizin böyle şeylere üzülmemeniz gerekiyor. güneş iyidir. geniş ev iyidir. babayı mutlu görmek iyidir. bikaç sene içinde orası da bildiğiniz ''mahalle'' olur. anlamazsınız bile nasıl olduğunu.
0
@sirena Ben de herhangi bir şımarıklık yapmadığımı düşünüyorum zaten?
@m e b Beni yalnız sen anlarsın o zaman be abi :(
@m e b Beni yalnız sen anlarsın o zaman be abi :(
0
@compadrito Haklısın usta, ama altında avm olan bir mahalle olur mu? Zor biraz :( Ama tabi ki sitenin dışına çıkıp etrafta gezinmeyecek miyim, tabi ki gezineceğim. Belki 5 yıl sonra oraya da mahallem derim. Bir bakmışım sadece berber için uğruyorum "eski mahalle"ye, o da ayda 1.
0
değişmeyen tek şey değişimdir.
işe şu açıdan bakalım: çok şanslısınız. istanbul'dasınız. istanbul'un mahalle gibi bir mahallesinde doğup büyüdünüz. kitabını yazarsınız o mahallenin... anılar, anılar...
şimdi biraz değişiklik geliyor hayatınıza. haftasonları da gidip hasret giderecek bi yeriniz var. millet sıkıntıdan patlıyo.
işe şu açıdan bakalım: çok şanslısınız. istanbul'dasınız. istanbul'un mahalle gibi bir mahallesinde doğup büyüdünüz. kitabını yazarsınız o mahallenin... anılar, anılar...
şimdi biraz değişiklik geliyor hayatınıza. haftasonları da gidip hasret giderecek bi yeriniz var. millet sıkıntıdan patlıyo.
0
Kusura bakmayin bana oyle geldi babaniz bile tavrinizdan etkilenip uzulur musun diye sormus belki kendisini rahatlatacak bir cevap vermenizi istemis haliniz ailenizi uzuyor ve kendi isteklerini sorgulamalarina sebebiyet veriyorsa biraz kendinize bakmalisiniz sanki gene de siz bilirsiniz
0
@compadrito Abi bu olaya başka bir açıdan bakmamı sağladın, çok sağol eksik olma.
@sirena Aslında doğru yaklaşmışsınız, ama işin aslı başka. Annemler bazı şeylerden yakındı da ondan sonra sordu o soruyu. Yoksa benden ötürü değil.
@advocatusdiaboli Size de teşekkür ederim olayıara farklı bir bakış açısından bakmamı sağladığınız için. Çekmeceleri arabaya atacağım. Odamda 12 tane çekmece var, 10 tanesi küçücük zaten. Kitaplık ve dolap kalıyor geriye. Ama hala başlamadım. Dediğiniz gibi, basit gözüküyor. Başlayayım en iyisi.
@sirena Aslında doğru yaklaşmışsınız, ama işin aslı başka. Annemler bazı şeylerden yakındı da ondan sonra sordu o soruyu. Yoksa benden ötürü değil.
@advocatusdiaboli Size de teşekkür ederim olayıara farklı bir bakış açısından bakmamı sağladığınız için. Çekmeceleri arabaya atacağım. Odamda 12 tane çekmece var, 10 tanesi küçücük zaten. Kitaplık ve dolap kalıyor geriye. Ama hala başlamadım. Dediğiniz gibi, basit gözüküyor. Başlayayım en iyisi.
0
Tasin, bikac aya iyi ki tasinmisiz diyeceksin, daha iyiye alismak hicbizaman zor olmaz bebisim ve sen daha iyiye gidiyosun
0
bu işte bir yengeçlik var kardeş. ben yaşıyorum gibi derinden hissettim ve üzüldüm durumuna. ben de böyleyim cunku. kucucuk bi odam var güneş bile almıyor ama taşınmak istemiyorum :(
fakat şunu artık öğrenmemiz gerekiyor büyümek biraz da yolda olmak demek, başka yollar da bulmak demek. hatıralara kıymet vermek bişileri hatıra haline getirmeyi kabullenmek demek. yani zor ama kendine biraz zaman ver ordaki odana alış çevreyi dolaş yeni insanlarla tanış o zaman da orası yavaş yavaş "senin" olacak. hayırlı olsun eviniz.
fakat şunu artık öğrenmemiz gerekiyor büyümek biraz da yolda olmak demek, başka yollar da bulmak demek. hatıralara kıymet vermek bişileri hatıra haline getirmeyi kabullenmek demek. yani zor ama kendine biraz zaman ver ordaki odana alış çevreyi dolaş yeni insanlarla tanış o zaman da orası yavaş yavaş "senin" olacak. hayırlı olsun eviniz.
0
kızılşeytan
soru başlığın içinde =) üye olup indirebileceğim her türlü kaynağa ulaşabileceğim internet siteleri önerilerinizi bekliyorum. 6 gün çalşıyorum o yüzden kütüphanelerden kaynakça alamıyorum. internetten bulmam lazım o yüzden. yardımlarınızı bekliyorum =)
soru başlığın içinde =) üye olup indirebileceğim her türlü kaynağa ulaşabileceğim internet siteleri önerilerinizi bekliyorum. 6 gün çalşıyorum o yüzden kütüphanelerden kaynakça alamıyorum. internetten bulmam lazım o yüzden. yardımlarınızı bekliyorum =)
0
0
academia.edu, yök ulusal tez merkezi veritabanı ikisi de ücretsiz ve çok geniş bir içeriğe sahip.
0
lord of the cucumbers
Sinan Akçıl'ın, "Tabi Tabi" şarkısının şu kısmında: "Tabi tabi kim seviyor belliSana akıl daha yeni mi geldiSözlerine koyup attığın o taşlarKafama değil bak nereme geldi"attığı taş neresine gelmiş?
Sinan Akçıl'ın, "Tabi Tabi" şarkısının şu kısmında:
"Tabi tabi kim seviyor belli
Sana akıl daha yeni mi geldi
Sözlerine koyup attığın o taşlar
Kafama değil bak nereme geldi"
attığı taş neresine gelmiş?
"Tabi tabi kim seviyor belli
Sana akıl daha yeni mi geldi
Sözlerine koyup attığın o taşlar
Kafama değil bak nereme geldi"
attığı taş neresine gelmiş?
0
çok da fifi der gibi geldi bana ilk kez düşündüm bu mevzuda yanılıyor olabilirim
0
adhgfasd bugün dinledim şarkıyı aynı şeyi düşündüm arabadan inince duyurusunu açacaktım, unutmuşum. takipteyim.
0
neseranni
var mı? Ağrı dağı zirvesinde hava eksi derece midir?
var mı? Ağrı dağı zirvesinde hava eksi derece midir?
0
colorwithnotexist
Merhaba , özellikle ilgilendiğim bir ürün var ve ithal etmek istiyorum.Bu konuda kimden bilgi alabilirim?gibi bir cümleyi çevirebilir misiniz?Teşekkür ederim.
Merhaba , özellikle ilgilendiğim bir ürün var ve ithal etmek istiyorum.Bu konuda kimden bilgi alabilirim?
gibi bir cümleyi çevirebilir misiniz?Teşekkür ederim.
gibi bir cümleyi çevirebilir misiniz?Teşekkür ederim.
0
Hello,
I am interested in a product in particular.
I would like to import it.
How can I get some information about it?
Bunnarı gugıl trensleytten caponcaya çevirin.
I am interested in a product in particular.
I would like to import it.
How can I get some information about it?
Bunnarı gugıl trensleytten caponcaya çevirin.
0
Hahaha teşekkürler hocam ingilizce yazdım anlamadılar zaten ondan japonca istedim :)
0
ipmus90
nolur yardım edin. burdan sıkıntılarımı anlatacağım.cinsel kimlik karmaşası yaşamaya başladım. burayı yanlış anlamayın. ekeğim. kız gibi davranmıyorum ama son zamanlarda yaşadıklarım erkek gibi de davranmıyormuş gibi hissetmeme neden oluyor.. cinsel teklifle gelen olunca sadece sevdiğim birisiyle b
nolur yardım edin. burdan sıkıntılarımı anlatacağım.
cinsel kimlik karmaşası yaşamaya başladım. burayı yanlış anlamayın. ekeğim. kız gibi davranmıyorum ama son zamanlarda yaşadıklarım erkek gibi de davranmıyormuş gibi hissetmeme neden oluyor.. cinsel teklifle gelen olunca sadece sevdiğim birisiyle beraber olmak isterim diyorum. çok şaşırıyorlar dışlıyorlar. bütün kızlarla yatmaya çalışmayan gey mi oluyor arkadaşlar? geymiyim şimdi? herkes herkesle yatıyor mu?
içki konusunda çok dikkatliyim. sadec arkadaşlarımın arasında yada evde bir biradan fazla içmiyorum. bir birada sarhoş oluyorum. bunu söylediğim kişilerde dalga geçiyor. zaten neredeyse hiç içmem.
çok yalnızım. hiç arkadaşım yok. arkadaşım olan insanlarda beklenti içerisinde oluyorlar. istediklerini yapmadığımda çok kızıyorlar. genelde çok sıcak samimi davranılar, ben onları arkadaş kabul edince sadece ellerinde tutup yardım için uğraştırırlar.
iki ilişkim oldu. ikisi fiyasko. kısa sürdüler ve çok uzadılar.
ağlayamıyorum birşeyler yapamıyorum ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. tek bildiğim çok yalnızım, kimse tarafından sevilmiyorum kabul görmüyorum, birşeyler paylaşabileceğim beraber birşeyler yapmaktan keyif duyduğum kimse yok.
boşluk, çaresizlik, değersizlik hissediyorum. en kötüsü motivasyonsuzum. canım hiçbirşey yapmak istemiyor. hiçbir işimi yapmuyorum. çok baskı altında hissediyorum. beni tanıyan insanlar çok mülayim uslu olduğumu söyleyip dalga geçiyorlar. artık canıma tak etti. bıktım. bunları buraya yazmam ne kadar doğru bilmiyorum.
not: duygusal olunması gereken yerlere mantıkla yaklaşıyorum ama kendi içimde çok duygusalım, çok üzülüyorum çok stresliyim.
arkadaşlar hayata tutunamıyorum. sağlıklı, yetişen bir bireyim ve bu yüzden şu yaşadığım sürede tek derdim faydalı bir insan olmak. ama neden gelip geçen bana bir darbe daha indiriyor. ben atış poligonu muyum. geçici eğlence aracımıyım. kaç yaşıma geldim bunları düşünmekten oturup ağlayacağım. bi akıl verecek kimse yok mu. hiç kötü niyetle yaklaşmadım hiçbirşeye, hep karşımdakileri düşündüm. beni tanıyan bir kişi art niyet olmadan yaklaşmayacakmı bana? nolur akıl verin.
cinsel kimlik karmaşası yaşamaya başladım. burayı yanlış anlamayın. ekeğim. kız gibi davranmıyorum ama son zamanlarda yaşadıklarım erkek gibi de davranmıyormuş gibi hissetmeme neden oluyor.. cinsel teklifle gelen olunca sadece sevdiğim birisiyle beraber olmak isterim diyorum. çok şaşırıyorlar dışlıyorlar. bütün kızlarla yatmaya çalışmayan gey mi oluyor arkadaşlar? geymiyim şimdi? herkes herkesle yatıyor mu?
içki konusunda çok dikkatliyim. sadec arkadaşlarımın arasında yada evde bir biradan fazla içmiyorum. bir birada sarhoş oluyorum. bunu söylediğim kişilerde dalga geçiyor. zaten neredeyse hiç içmem.
çok yalnızım. hiç arkadaşım yok. arkadaşım olan insanlarda beklenti içerisinde oluyorlar. istediklerini yapmadığımda çok kızıyorlar. genelde çok sıcak samimi davranılar, ben onları arkadaş kabul edince sadece ellerinde tutup yardım için uğraştırırlar.
iki ilişkim oldu. ikisi fiyasko. kısa sürdüler ve çok uzadılar.
ağlayamıyorum birşeyler yapamıyorum ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. tek bildiğim çok yalnızım, kimse tarafından sevilmiyorum kabul görmüyorum, birşeyler paylaşabileceğim beraber birşeyler yapmaktan keyif duyduğum kimse yok.
boşluk, çaresizlik, değersizlik hissediyorum. en kötüsü motivasyonsuzum. canım hiçbirşey yapmak istemiyor. hiçbir işimi yapmuyorum. çok baskı altında hissediyorum. beni tanıyan insanlar çok mülayim uslu olduğumu söyleyip dalga geçiyorlar. artık canıma tak etti. bıktım. bunları buraya yazmam ne kadar doğru bilmiyorum.
not: duygusal olunması gereken yerlere mantıkla yaklaşıyorum ama kendi içimde çok duygusalım, çok üzülüyorum çok stresliyim.
arkadaşlar hayata tutunamıyorum. sağlıklı, yetişen bir bireyim ve bu yüzden şu yaşadığım sürede tek derdim faydalı bir insan olmak. ama neden gelip geçen bana bir darbe daha indiriyor. ben atış poligonu muyum. geçici eğlence aracımıyım. kaç yaşıma geldim bunları düşünmekten oturup ağlayacağım. bi akıl verecek kimse yok mu. hiç kötü niyetle yaklaşmadım hiçbirşeye, hep karşımdakileri düşündüm. beni tanıyan bir kişi art niyet olmadan yaklaşmayacakmı bana? nolur akıl verin.
0
depresyon gibi geldi bana. yaşadıklarının benzerini bende yaşadım yaşıyorum cinsellik hariç. Kimse teklif etmiyor :P Sevdiğin birisiyle ilişkiye girmek senin seçimin. Gey değilsin.
Klasik olacak ama bir hobiye başla derim. Spor da olabilir. Kendine bir hedef belirlemelisin. Durumun kötü değil merak etme senlik birşey yok. İnsanın uğraşacak bir hobisi yada arkadaşı olmayınca malesef böyle sıkıntılar içersine giriyor. Geçicektir.
Klasik olacak ama bir hobiye başla derim. Spor da olabilir. Kendine bir hedef belirlemelisin. Durumun kötü değil merak etme senlik birşey yok. İnsanın uğraşacak bir hobisi yada arkadaşı olmayınca malesef böyle sıkıntılar içersine giriyor. Geçicektir.
0
yok abi rahat ol normal adamsın.
önüne gelenle sikişmeyen gay mi olucak lan yok öyle şey, diyenlerin ağzına kürekle vur. herkesin kendi tercihi.
içki de öyle, sarhoş olmaktan korkuyor olabilirsin, içmek istemiyor olabilirsin. bir birada sarhoş oluyorum deyince dalga geçen adamın ta amına koyim. herkesi kendisi gibi olması gerektiğini düşünen kişiler yüzünden psikolojin bozuluyor boş yere.
siktir et amk, gayet normal bi adamsın rahat ol.
önüne gelenle sikişmeyen gay mi olucak lan yok öyle şey, diyenlerin ağzına kürekle vur. herkesin kendi tercihi.
içki de öyle, sarhoş olmaktan korkuyor olabilirsin, içmek istemiyor olabilirsin. bir birada sarhoş oluyorum deyince dalga geçen adamın ta amına koyim. herkesi kendisi gibi olması gerektiğini düşünen kişiler yüzünden psikolojin bozuluyor boş yere.
siktir et amk, gayet normal bi adamsın rahat ol.
0
Çok samimi yazmışsın içindekileri. Sen karakteri olan, prensipleri olan kişilik sahibi bi insansın anlattıklarına bakılırsa.
Ama karşına çıkan o "arkadaş" diye tanımladığın cinsler tam bir karaktersiz. Karşılarına çıkan her kadınla birlikte olma hevesi taşıyan, muhtemelen ortamlarda yapmadığı şeyleri sırf fiyakası olsun diye yapmış gibi anlatan tek hücreli canlılar. Karşısındaki insanın kişiliğiyle dalga geçmeyi de eğlence sanacak kadar ölü beyinliler ayrıca.
Yani; sorun sende değil, onlarda. O yüzden, yavşak karakterli insanlardan uzak dur. Seni yargılamayacak kişilerle birlikte olmaya çalış.
Emin ol, öyle insanlar var. Arkadaşlarını iyi seç, çöp kişileri hayatından kov.
Ama karşına çıkan o "arkadaş" diye tanımladığın cinsler tam bir karaktersiz. Karşılarına çıkan her kadınla birlikte olma hevesi taşıyan, muhtemelen ortamlarda yapmadığı şeyleri sırf fiyakası olsun diye yapmış gibi anlatan tek hücreli canlılar. Karşısındaki insanın kişiliğiyle dalga geçmeyi de eğlence sanacak kadar ölü beyinliler ayrıca.
Yani; sorun sende değil, onlarda. O yüzden, yavşak karakterli insanlardan uzak dur. Seni yargılamayacak kişilerle birlikte olmaya çalış.
Emin ol, öyle insanlar var. Arkadaşlarını iyi seç, çöp kişileri hayatından kov.
0
false pretension: sporla uğraşıyorum zaten, koşu bisiklet ve yüzmeyle. hatta sürekli spor yapıyrum. hedefim çok var ama yapacak güç kalmadı içimde.
0
çok teşekkürler güzel cevaplarınız için ama hayatımdaki herkes böyle. bi bende sıkıntı var arkadaşlar. size geçrekten tuhaf gelmiyor mu. şu an tuhaf gelmediğime şaşırıyorum.
0
"ekeğim. kız gibi davranmıyorum ama son zamanlarda yaşadıklarım erkek gibi de davranmıyormuş gibi hissetmeme neden oluyor."
ya böyle bir şey yok ki. resmi bir kurum erkekler şöyle davranır diye bir belge yayınlamadı. çevrendeki erkeklerin çoğu öyleyse "doğal" olanın da o olmasını gerektiğini düşünme. sen olduğun gibi bir erkeksin. bu da bir soruna delalet değil. ek olarak cinsel kimlik karmaşası kimden hoşlandığından emin olamamaktan demek. erkeklerden de hoşlanıyor musun ? öyle bir şey yoksa heteroseksüel bir erkeksin işte. dert edilecek bir şey yok.
çoğu insanın hayatlarının bir dönemi böyle depresif geçebiliyor. bu konuda yardım almayı düşündün mü? çünkü insanların buradan vereceği tavsiyeler daha iyi bir sosyal hayata sahip olmanı sağlamayacak eğer depresyondaysan. depresyondaysan ve bu ilerlemişse tedavi olman gerek ki bu depresyon da tedavi olmak da normal. hastaymışsın gibi hissetmene hiç gerek yok.
@eksi sozlukte eksiyen adam "normal adamsın"
bilinçaltına saklanmış homofobi :O
ya böyle bir şey yok ki. resmi bir kurum erkekler şöyle davranır diye bir belge yayınlamadı. çevrendeki erkeklerin çoğu öyleyse "doğal" olanın da o olmasını gerektiğini düşünme. sen olduğun gibi bir erkeksin. bu da bir soruna delalet değil. ek olarak cinsel kimlik karmaşası kimden hoşlandığından emin olamamaktan demek. erkeklerden de hoşlanıyor musun ? öyle bir şey yoksa heteroseksüel bir erkeksin işte. dert edilecek bir şey yok.
çoğu insanın hayatlarının bir dönemi böyle depresif geçebiliyor. bu konuda yardım almayı düşündün mü? çünkü insanların buradan vereceği tavsiyeler daha iyi bir sosyal hayata sahip olmanı sağlamayacak eğer depresyondaysan. depresyondaysan ve bu ilerlemişse tedavi olman gerek ki bu depresyon da tedavi olmak da normal. hastaymışsın gibi hissetmene hiç gerek yok.
@eksi sozlukte eksiyen adam "normal adamsın"
bilinçaltına saklanmış homofobi :O
0
Hayır gayet normal geliyor anlattıkların. Her erkek onune gelenle birlikte olmak zorunda değil. Ya da içmek zorunda da değil. Ne var yahu bunlarda? Gayet normal.
Çevreni değiştir sen. Nası çöp karakterli insanlarmış onlar ya. Tiksinç resmen.
Çevreni değiştir sen. Nası çöp karakterli insanlarmış onlar ya. Tiksinç resmen.
0
Birader bi sakin ol. Bakma genelde şunu yapan ibnedir bunu diyen ılıktır falan diye dalga geçildiğine (hatta ben dahil geyiğine "geçtiğimize" diyeyim) o iş de o kadar kolay değil. O da emek istiyor bi yerde.
Hoop bugün ılıklaştım, yarın yanıyorum öteki gün buz gibiyim diye bi dünya yok. Ha olay o mecrada ise de yine de her şey insanlar için orada da sıkıntı etsen bile yapacak bişey yok.
Ben bu kadardan anca "hayat kardeşim elli kere yaşamadık. Bütün bu olan biten bizim de başımıza gelseydi biz de acemice davranırdık" diyorum. Belki daha fazla canı sıkkınlarla uğraşmış birileriyle profesyonel manada konuşsan kafan daha netleşir.
Hoop bugün ılıklaştım, yarın yanıyorum öteki gün buz gibiyim diye bi dünya yok. Ha olay o mecrada ise de yine de her şey insanlar için orada da sıkıntı etsen bile yapacak bişey yok.
Ben bu kadardan anca "hayat kardeşim elli kere yaşamadık. Bütün bu olan biten bizim de başımıza gelseydi biz de acemice davranırdık" diyorum. Belki daha fazla canı sıkkınlarla uğraşmış birileriyle profesyonel manada konuşsan kafan daha netleşir.
0
normalsiiinnnn!!!!
hayatta işler böyle yürüyor.. insanlar birbirlerini aşağılayarak mutlu olıyor
moral buluyorlar.. ve herkes ilerde işime yarar diye arkadaş ediniyor.. sen de bu mantıkla hareket et.. onlar senden bişiler rica ediyorsa sen de rica et bişiler..
ilişkilerde de olur öyle şeyler mühim değil.. sıkma canını..
yapacağın şey senle dalga geçenlere sen de gül geç ve hatta kendinle dalga geç, etrafındaki insanların negatif yönlerini eleştir ve hatta onlarla da dalga geç.. bi süre senin sallamadığını gördüklerinde üstüne gelmicekler aksine senden tırsıp seninle dost olmaya çalışacaklar..
kural böyle maalesef.
hayatta işler böyle yürüyor.. insanlar birbirlerini aşağılayarak mutlu olıyor
moral buluyorlar.. ve herkes ilerde işime yarar diye arkadaş ediniyor.. sen de bu mantıkla hareket et.. onlar senden bişiler rica ediyorsa sen de rica et bişiler..
ilişkilerde de olur öyle şeyler mühim değil.. sıkma canını..
yapacağın şey senle dalga geçenlere sen de gül geç ve hatta kendinle dalga geç, etrafındaki insanların negatif yönlerini eleştir ve hatta onlarla da dalga geç.. bi süre senin sallamadığını gördüklerinde üstüne gelmicekler aksine senden tırsıp seninle dost olmaya çalışacaklar..
kural böyle maalesef.
0
ben "normal adamsin." yorumlarini anlayamadim.
gay olunca normal olunmuyor mu? sadece heteroseksuellik mi normal olma sinirlari icinde kaliyor?
cinsel kimlik karmasasi yasadiginizi yalnizca disaridan gelen tepkilere gore mi yazdiniz? yoksa gercekten boyle mi hissediyorsunuz?
toplumsal cinsiyet rollerine pek takilmamak lazim. tamamen insanin yasaminin tadini kaciran kodlardan olusuyor zira. sizde bu kodlar olmayabilir, cok olagan.
onun disinda, kafa dengi insanlar yoksa cevrenizde yalniz hissetmeniz muhtemel. yalniz olmaniz belki kotu degildir, gecer belki sonra.
gay olunca normal olunmuyor mu? sadece heteroseksuellik mi normal olma sinirlari icinde kaliyor?
cinsel kimlik karmasasi yasadiginizi yalnizca disaridan gelen tepkilere gore mi yazdiniz? yoksa gercekten boyle mi hissediyorsunuz?
toplumsal cinsiyet rollerine pek takilmamak lazim. tamamen insanin yasaminin tadini kaciran kodlardan olusuyor zira. sizde bu kodlar olmayabilir, cok olagan.
onun disinda, kafa dengi insanlar yoksa cevrenizde yalniz hissetmeniz muhtemel. yalniz olmaniz belki kotu degildir, gecer belki sonra.
0
Hepsini okumadım ama ben de senin gibiyim rahat ol geylikle alakası yok. Sadece seçicisin, cinsel tatminini aynı zamanda duygusal tatmin olarak da görüyorsun. O yüzden de duygusal bir şeyler paylaştığın biriyle yapmak istiyorsun. Eskort kızlarla birlikte olmak istemiyorum diye de bana aynı şeyi demişlerdi. İstemiyorum amk napim? :)
İçki konusu da bünyeye göre değişen bir şey. Benim eniştem 50 yıldır 20'lik rakı içiyor haftada 2,3 kez tek başına. Hala sarhoş oluyor 20 lik rakıyla. Diyorum ulan bu herif 50 yıldır içiyor bünyesi hala alışamamış. Ben 35 lik içiyorum mesela yaşım genç olmama rağmen.
Akıl verilecek bir durumun yok ki akıl verelim. Gayet normalsin. Sorunu biraz da yeni dünyada ara. Emin ol sen ne yaparsan yap seni kullanmak isteyen insanlar olacak. Bunun seninle bir alakası yok. Dönem çıkar ilişkilerinin dönemi.
İçki konusu da bünyeye göre değişen bir şey. Benim eniştem 50 yıldır 20'lik rakı içiyor haftada 2,3 kez tek başına. Hala sarhoş oluyor 20 lik rakıyla. Diyorum ulan bu herif 50 yıldır içiyor bünyesi hala alışamamış. Ben 35 lik içiyorum mesela yaşım genç olmama rağmen.
Akıl verilecek bir durumun yok ki akıl verelim. Gayet normalsin. Sorunu biraz da yeni dünyada ara. Emin ol sen ne yaparsan yap seni kullanmak isteyen insanlar olacak. Bunun seninle bir alakası yok. Dönem çıkar ilişkilerinin dönemi.
0
Şu sorunuza cevap yazarken, uğraştığınız şeylere imrenmiştim:
www.eksiduyuru.com
Mahalle baskısının, toplumsal dayatmanın kurbanı olmayın. Canınız ne istiyosa öyle yapın. Toplum, toplumun diğer bireyleri tarafından tek tipleştirilmeye çalışılıyor. 'Sen ne diyon la, değişik???' sorusunda, değişik kelimesinin hakaret olarak kullanılması ya da en azından, değişik olmanın tu kaka olarak gösterilmesi, bunun en bariz göstergesi. Eskiden böyle bir söz yoktu. Mülayim ve uslu olmak, bir kusur değil bir üstünlüktür. Daha çok kitap okuyun. Kendinizi ve beyninizi daha çok geliştirin. Montaigne'in Denemeler'i ile başlayın işe.
İçinde yaşadığınız toplum ve ülke genel olarak çok saldırgan. İnsanlar hoşgörüsüz ve saldırganlar. Bu toplumda yaşayabilmek için, kendinizi ve beyninizi daha donanımlı hâle getirmeniz lâzım.
Anlattıklarınızın yoğunluğu, sizin psikoterapi görmeniz gerektiğini gösteriyor. Psikiyatri değil, psikoterapi.
Peki neden göreceksiniz psikoterapiyi? Bir takım sorular var kafanızda. Çıkış bulamadığınız bir köşeye sıkışmışlık hâli var. Psikoterapi size, o soruları cevaplamanız ve bu zor durumdan nasıl çıkabileceğinizi göstermek açısından faydalı ve yardımcı olacak.
Mutlaka parasal kaynak yaratın ve gidin...
Bu sancılı dönemden iyi şeyler doğacağı gibi bir his var içimde.
www.eksiduyuru.com
Mahalle baskısının, toplumsal dayatmanın kurbanı olmayın. Canınız ne istiyosa öyle yapın. Toplum, toplumun diğer bireyleri tarafından tek tipleştirilmeye çalışılıyor. 'Sen ne diyon la, değişik???' sorusunda, değişik kelimesinin hakaret olarak kullanılması ya da en azından, değişik olmanın tu kaka olarak gösterilmesi, bunun en bariz göstergesi. Eskiden böyle bir söz yoktu. Mülayim ve uslu olmak, bir kusur değil bir üstünlüktür. Daha çok kitap okuyun. Kendinizi ve beyninizi daha çok geliştirin. Montaigne'in Denemeler'i ile başlayın işe.
İçinde yaşadığınız toplum ve ülke genel olarak çok saldırgan. İnsanlar hoşgörüsüz ve saldırganlar. Bu toplumda yaşayabilmek için, kendinizi ve beyninizi daha donanımlı hâle getirmeniz lâzım.
Anlattıklarınızın yoğunluğu, sizin psikoterapi görmeniz gerektiğini gösteriyor. Psikiyatri değil, psikoterapi.
Peki neden göreceksiniz psikoterapiyi? Bir takım sorular var kafanızda. Çıkış bulamadığınız bir köşeye sıkışmışlık hâli var. Psikoterapi size, o soruları cevaplamanız ve bu zor durumdan nasıl çıkabileceğinizi göstermek açısından faydalı ve yardımcı olacak.
Mutlaka parasal kaynak yaratın ve gidin...
Bu sancılı dönemden iyi şeyler doğacağı gibi bir his var içimde.
0
erkeklerden hoşlanmıyorum kızlardan hoşlanıyorum. ama nasıl olduysa gay arkadaşlarım oldu. onlarla konuşmaktan soru sormaktan vakit geçirmekten çekinmiyorum. bu yarı gaylık olmuyor mu?
kızlarla konuşurken çok mulayim efedi uslu buluyorlar beğenmiyorlar. erkek gibi erkek olsam böyle düşünmezlerdi. hiç küfretmeyi sevmem. birisine kolay kılay kızıp sinirlenmem. hep işi tatlıya bağlamaya çalışırım. bunlar hep hata değil mi arkadaşlar.
insanlardan uzaklaştıkça daha yalnız kalıyorum. rol yapamıyorum. başkalarının hayatını hiçe sayıp kullanamıyorum. benim için bir insana değer vermek için in san olması yeterli. çok mu yanlış düşünüyorum.
normalsin diyorsunuz. minnetle teşekkür ederim. ama gerçek hayatta böyle birini tanısanız ne dersiniz a sen iyi çocuksun arkadaş olalım mı yoksa ödev yaptırmaya çalışıp sıkıldıkça kullanıp atar mısınız?
bunlara alışmak en doğru seçim sanırım. depresyon demişsiniz. psikiyatıra daha önce gittim. ciddi ilaçlar yazdı. daha iyi olmadım. ilaçları bırakıp mücadele ettiğimde sıkıntılarım geçmişti ama sosyal hayatla olan ilişkim değişmedi.
kızlarla konuşurken çok mulayim efedi uslu buluyorlar beğenmiyorlar. erkek gibi erkek olsam böyle düşünmezlerdi. hiç küfretmeyi sevmem. birisine kolay kılay kızıp sinirlenmem. hep işi tatlıya bağlamaya çalışırım. bunlar hep hata değil mi arkadaşlar.
insanlardan uzaklaştıkça daha yalnız kalıyorum. rol yapamıyorum. başkalarının hayatını hiçe sayıp kullanamıyorum. benim için bir insana değer vermek için in san olması yeterli. çok mu yanlış düşünüyorum.
normalsin diyorsunuz. minnetle teşekkür ederim. ama gerçek hayatta böyle birini tanısanız ne dersiniz a sen iyi çocuksun arkadaş olalım mı yoksa ödev yaptırmaya çalışıp sıkıldıkça kullanıp atar mısınız?
bunlara alışmak en doğru seçim sanırım. depresyon demişsiniz. psikiyatıra daha önce gittim. ciddi ilaçlar yazdı. daha iyi olmadım. ilaçları bırakıp mücadele ettiğimde sıkıntılarım geçmişti ama sosyal hayatla olan ilişkim değişmedi.
0
Psikiyatr değil hocam. Psikoterapist!
Biri tıp fakültesi mezunu ve psikiyatri ihtisası yapmış. Diğeri üniversitelerin psikoloji bölümünden mezun ve klinik psikoloji psikoterapi alanında uzmanlaşmış. Size ilaç yazma yetkisi yok. İşini ilaçla yapmıyor. Sözle yapıyor. Siz anlatıyorsunuz, o da sorular sorarak sizin 'doğru'yu bulmanıza yardım ediyor. Biri dozer diğeri otomobil. Çok çok farklı faydalanma alanları var yani.
Biri tıp fakültesi mezunu ve psikiyatri ihtisası yapmış. Diğeri üniversitelerin psikoloji bölümünden mezun ve klinik psikoloji psikoterapi alanında uzmanlaşmış. Size ilaç yazma yetkisi yok. İşini ilaçla yapmıyor. Sözle yapıyor. Siz anlatıyorsunuz, o da sorular sorarak sizin 'doğru'yu bulmanıza yardım ediyor. Biri dozer diğeri otomobil. Çok çok farklı faydalanma alanları var yani.
0
compadrito teşekkür ederim bunu bir arkadaşıma öneriyordum sürekli aynı şeyi, ama kendim için de araştıracağım.
0
Ayrıca benim gay mesai arkadaşım oldu. Kocası vardı bildiğin. Şirket yemeğine kocasını da getirdi. İş emailinden bana email attı, you are a wonderful person! diye. İki senedir de yalnızım. Ben gay mi oluyorum şimdi? İnsan gibi insandı ve işini de çok iyi yapardı.
''kızlarla konuşurken çok mulayim efedi uslu buluyorlar beğenmiyorlar. erkek gibi erkek olsam böyle düşünmezlerdi. hiç küfretmeyi sevmem. birisine kolay kılay kızıp sinirlenmem. hep işi tatlıya bağlamaya çalışırım. bunlar hep hata değil mi arkadaşlar.''
Mülayim
Efendi
Uslu
Küfretmeyen
Sakin
Kolay kolay kızmayan
İşi tatlıya bağlamaya çalışan
Bunlar hep hata değil, bilakis üstünlük. İçinde bulunduğunuz toplum o kadar saldırgan ki, onlar gibi saldırgan ve medeniyetsiz olmazsanız, size 'bi tuhaf' etiketi yapıştırıyor.
Victor Hugo, Sefiller'de Jean Vealjana şöyle dedirtir: Bozuk düzenlerde, dürüstlüğün adı enayiliktir.
Sizin durumunuz işte bu! Toplum bozuk. Saldırgan. Kızlar bi size bakıyolar bi de ortama ve, ''Bu saldırgan ortamda bu tip beni koruyamaz!'' alt metniyle hareket ediyolar. Farkında olmadan. Küfretmek, adam dövmek, maço görünmek marifetmiş gibi kalıyor. Halbuki marifet değil. Onlar ortaçağın marifetleriydi. 21. Yüzyılda marifet beyinde! Yaratmak, üretmek, çözmek. Marifet bu. Toplum, yaratan, üreten, çözen olmak yerine saldıran, birbirini yiyen, küfreden, birbirine kazık atan, birbirinin kuyusunu kazan olunca, siz dışlanıyorsunuz.
Bu tespitle başlayın işe...
''kızlarla konuşurken çok mulayim efedi uslu buluyorlar beğenmiyorlar. erkek gibi erkek olsam böyle düşünmezlerdi. hiç küfretmeyi sevmem. birisine kolay kılay kızıp sinirlenmem. hep işi tatlıya bağlamaya çalışırım. bunlar hep hata değil mi arkadaşlar.''
Mülayim
Efendi
Uslu
Küfretmeyen
Sakin
Kolay kolay kızmayan
İşi tatlıya bağlamaya çalışan
Bunlar hep hata değil, bilakis üstünlük. İçinde bulunduğunuz toplum o kadar saldırgan ki, onlar gibi saldırgan ve medeniyetsiz olmazsanız, size 'bi tuhaf' etiketi yapıştırıyor.
Victor Hugo, Sefiller'de Jean Vealjana şöyle dedirtir: Bozuk düzenlerde, dürüstlüğün adı enayiliktir.
Sizin durumunuz işte bu! Toplum bozuk. Saldırgan. Kızlar bi size bakıyolar bi de ortama ve, ''Bu saldırgan ortamda bu tip beni koruyamaz!'' alt metniyle hareket ediyolar. Farkında olmadan. Küfretmek, adam dövmek, maço görünmek marifetmiş gibi kalıyor. Halbuki marifet değil. Onlar ortaçağın marifetleriydi. 21. Yüzyılda marifet beyinde! Yaratmak, üretmek, çözmek. Marifet bu. Toplum, yaratan, üreten, çözen olmak yerine saldıran, birbirini yiyen, küfreden, birbirine kazık atan, birbirinin kuyusunu kazan olunca, siz dışlanıyorsunuz.
Bu tespitle başlayın işe...
0
buraya kafasi karismis vaziyette soru soran cogu insanin yazdiklarinda bu arkadas ve cevre faktorunu cok sikca goruyorum
burada cogu kisinin cevabi da ayni eksende oluyor, once sana kendini kotu hissettiren, kendi asagilik komplekslerini senin sakinliginden, hosgorunden faydalanarak tatmin etmeye calisan asalaklardan kurtul. ben yaptim cok iyi oldu cok da guzel oldu.
sana deger veren insanlarla arkadaslik et, baska arkadasim yok diyorsan da bir sure arkadassiz kal gerekiyorsa. ama senin enerjini somuren insanlardan uzak dur.
kizlarin efendi adam yerine pic tercihi diye baslik bile var sozlukte. kadin, erkek fark etmez, fazla akilli olmayan insanlar once hemen hormonlarini takip ederler ve sadece hormonlarina gore secimlerini yonlendirirler. o yuzden birak senin gibi hassas ve samimi insanlarin vaktini calmasinlar zaten. cinsel kimliginde herhangi bir celiski oldugunu sanmiyorum, sen boyle bir adamsin ve oldugun sekilde gayet mutlu olabilirsin. sadece en once cevreni degistirerek basla. ve yeni cevreni buldugunda da unutma, insanlarin sozleri seni sekillendirmemeli.
burada cogu kisinin cevabi da ayni eksende oluyor, once sana kendini kotu hissettiren, kendi asagilik komplekslerini senin sakinliginden, hosgorunden faydalanarak tatmin etmeye calisan asalaklardan kurtul. ben yaptim cok iyi oldu cok da guzel oldu.
sana deger veren insanlarla arkadaslik et, baska arkadasim yok diyorsan da bir sure arkadassiz kal gerekiyorsa. ama senin enerjini somuren insanlardan uzak dur.
kizlarin efendi adam yerine pic tercihi diye baslik bile var sozlukte. kadin, erkek fark etmez, fazla akilli olmayan insanlar once hemen hormonlarini takip ederler ve sadece hormonlarina gore secimlerini yonlendirirler. o yuzden birak senin gibi hassas ve samimi insanlarin vaktini calmasinlar zaten. cinsel kimliginde herhangi bir celiski oldugunu sanmiyorum, sen boyle bir adamsin ve oldugun sekilde gayet mutlu olabilirsin. sadece en once cevreni degistirerek basla. ve yeni cevreni buldugunda da unutma, insanlarin sozleri seni sekillendirmemeli.
0
www.psikoterapi.org'a ulaşın ve sizin için İzmir'de bir psikoterapist önermelerini isteyin. İzmir'i nerden uydurduysam ben şimdi? Neyse, hangi şehirdeyseniz işte.
0
Sabret ve kendinle barış kendinle mutlu ol karşına ucuz olmayan insanlar çıkacaktır inşallar. Bir de ortam değiştir ön yargılı olmDAN .
Ortam derken bar vs kastetmiyorum.
seninki gay olmaksa tüm erkeklerin gay olması tercihimdir.
Ortam derken bar vs kastetmiyorum.
seninki gay olmaksa tüm erkeklerin gay olması tercihimdir.
0
böyle olmaya devam edersen hiç bir kız bakmaz sana. karsındaki insanları kullanmaktan o kadarda cok cekinme gelişi güzel yaşa. özellikle genç yaşlarda piç olmazsan oldugun yerde sayarsın, burada sana oldugun gibi ol illa seni begenen kız cıkar diyen kızlar bile samimi söylemiyor bunu gercek hayatta görseler seni bakmazlar bile. piç ol yırtık ol.
0
@ipmus90 Bu yarı geylik değil. Sadece open-mind'sın. Yani açık görüşlüsün. Benim Türkiye'de hiç olmadı ama yurtdışında gay arkadaşım olmuştu. Burada anormal bir şey görmüyorum.
Ben de hiç küfür etmem. Eğer detay verecek olursam futbolla ilgilenmem veya arabalarla. Bunları boş iş olarak gördüğüm için ilgilenmiyorum. Mesela bir insan bir futbol takımına ölesiye nasıl bağlanır beynim almıyor açıkçası.
Ödev yaptırmam. Ödevimi kendim yaparım :) Normal bir insan da zaten kendi yapmalı. İşe girdiği zaman da seni mi çağırıp yaptıracaklar mesela? Onu da hiç anlamam :)
@fransızkalanadam Dostum sen kesinlikle uzayda yaşıyorsun ya da ergensin. Piç olmanın havası en fazla 20-21 'e kadar sürer. Sonraki kızlar hep adam akıllı birini bulmaya çalışırlar. Adam akıllı değil hatta entelektüel birini. Lise kitlesinden bahsediyorsan doğru söylüyorsun. Öğretmeniyle kavga eden bir ergen her zaman popülerdir.
Ben de hiç küfür etmem. Eğer detay verecek olursam futbolla ilgilenmem veya arabalarla. Bunları boş iş olarak gördüğüm için ilgilenmiyorum. Mesela bir insan bir futbol takımına ölesiye nasıl bağlanır beynim almıyor açıkçası.
Ödev yaptırmam. Ödevimi kendim yaparım :) Normal bir insan da zaten kendi yapmalı. İşe girdiği zaman da seni mi çağırıp yaptıracaklar mesela? Onu da hiç anlamam :)
@fransızkalanadam Dostum sen kesinlikle uzayda yaşıyorsun ya da ergensin. Piç olmanın havası en fazla 20-21 'e kadar sürer. Sonraki kızlar hep adam akıllı birini bulmaya çalışırlar. Adam akıllı değil hatta entelektüel birini. Lise kitlesinden bahsediyorsan doğru söylüyorsun. Öğretmeniyle kavga eden bir ergen her zaman popülerdir.
0
erolborek
varmola? sosyal hayatı, iş hayatı ev kiraları vb...büyük şehirden kaçsak gitsek? yaşanır mı?
varmola? sosyal hayatı, iş hayatı ev kiraları vb...
büyük şehirden kaçsak gitsek? yaşanır mı?
büyük şehirden kaçsak gitsek? yaşanır mı?
0
bana küfretmenizi de göze alarak:
(bkz: göcek)
o la ki, aklınıza gelmediyse yani...
ama burdaki abilerin, aplaların fikirlerine de engel olmayayım...
(bkz: göcek)
o la ki, aklınıza gelmediyse yani...
ama burdaki abilerin, aplaların fikirlerine de engel olmayayım...
0
:) estağfurllah... hani daha güncel bilgi olur, sözlük formatına takılmadan yazmak isteyen olur diye... sağol yine de.
0
cemiyetin unlu simasi
ağzımda tatsızlık, baş ağrısı başladı başlayacak...vücudum bitkin ve susuzum...ne yapayım?
ağzımda tatsızlık, baş ağrısı başladı başlayacak...
vücudum bitkin ve susuzum...
ne yapayım?
vücudum bitkin ve susuzum...
ne yapayım?
0
Ictigin seyden bi duble daha ic
## Çok cahilsin keske ölsen bakislariyla yazilan edit:
kafa buldugumu dusunuyorsan diye yaziyorum (hani sen degil bir bakan olur da ihtiyac hasil olursa, ise yarasin diye), ciddi denenmis fayda bulunmus , alka seltzerin olmadigi zamanlardan kalan bir oneridir. Babam ben cocukken yapardi.
Niye bana tik atmadiin aglakligi degildir, onemle belirtmek isterim.
## Çok cahilsin keske ölsen bakislariyla yazilan edit:
kafa buldugumu dusunuyorsan diye yaziyorum (hani sen degil bir bakan olur da ihtiyac hasil olursa, ise yarasin diye), ciddi denenmis fayda bulunmus , alka seltzerin olmadigi zamanlardan kalan bir oneridir. Babam ben cocukken yapardi.
Niye bana tik atmadiin aglakligi degildir, onemle belirtmek isterim.
0
letheavendangered
"He brought to the question an antropologist's understanding of how living cultures work."nasıl çevireyim? özellikle de ... the question an antropologist's.... kısmı
"He brought to the question an antropologist's understanding of how living cultures work."
nasıl çevireyim? özellikle de ... the question an antropologist's.... kısmı
nasıl çevireyim? özellikle de ... the question an antropologist's.... kısmı
0
fiili annamadım.
O meseleye geldi mi diyo, sözlüklere baktım gene annamadım. bi annayan çıksa da biz de öğrensek.
O meseleye geldi mi diyo, sözlüklere baktım gene annamadım. bi annayan çıksa da biz de öğrensek.
0
Anlamadığınız brought to the question mu?
Tartışmaya açtı demek o. Bring into question olması lazım ama, to yanlış olmuş.
Yani işte bir antropologun, yaşayan kültürlerin nasıl işlediği konusundaki anlayışı sorusunu/meselesini ortaya attı/tartışmaya açtı diyor cümlede.
Tartışmaya açtı demek o. Bring into question olması lazım ama, to yanlış olmuş.
Yani işte bir antropologun, yaşayan kültürlerin nasıl işlediği konusundaki anlayışı sorusunu/meselesini ortaya attı/tartışmaya açtı diyor cümlede.
0
kpds üds sorularını hazirlayanlarin ingilizcesi de o kadar oluyor demek ki.
ingilizcede bazi fiiller nesneyi hemen arkasindan alir, bazen de cümle sonuna saklar.
en basit örnek söyle
he gave the box to me
he gave me the box
biraz daha karışığı söyle
He took into serious consideration biblical Judaism's most important features and ideas
he took biblical Judaism's most important features and ideas into serious consideration.
senin cümle de bu mantikla iki sekilde kurulabilir.
He brought to the question an antropologist's understanding of how living cultures work
He brought an antropologist's understanding of how living cultures work to the question
ama her halükarda o to into olsa daha güzel olur, question dan önceki the yi da bir tekrar düsünmek lazim. orada the olmamasi gerekiyor sanki.
ingilizcede bazi fiiller nesneyi hemen arkasindan alir, bazen de cümle sonuna saklar.
en basit örnek söyle
he gave the box to me
he gave me the box
biraz daha karışığı söyle
He took into serious consideration biblical Judaism's most important features and ideas
he took biblical Judaism's most important features and ideas into serious consideration.
senin cümle de bu mantikla iki sekilde kurulabilir.
He brought to the question an antropologist's understanding of how living cultures work
He brought an antropologist's understanding of how living cultures work to the question
ama her halükarda o to into olsa daha güzel olur, question dan önceki the yi da bir tekrar düsünmek lazim. orada the olmamasi gerekiyor sanki.
0
frodox
Arkadaşlar boyu uzun bir kız tarafından reddedilmedim ve boyum normal ama bir şey merak ediyorum. neden hiçbir yerde kızların kendisinden 1-2 cm bile kısa bir erkekle çıktığını göremiyoruz da erkeklerin kendilerinin yarı boylarında olan kızlarla çıktığını görüyoruz? bunun sebebi nedir? bu sadece ülk
Arkadaşlar boyu uzun bir kız tarafından reddedilmedim ve boyum normal ama bir şey merak ediyorum. neden hiçbir yerde kızların kendisinden 1-2 cm bile kısa bir erkekle çıktığını göremiyoruz da erkeklerin kendilerinin yarı boylarında olan kızlarla çıktığını görüyoruz? bunun sebebi nedir? bu sadece ülkemiz kızlarına özgü bir durum mudur yoksa dünyanın her yerindeki kızlar da mı seçimlerini önce boya göre yapmaktadır?
0
erkek kadından üstün olmalı abi o yüzden. kadın güçsüz bi varlık ve korunmaya ihtiyacı var. kendisinden daha üstün bir fiziki gücü olmayan erkek genelde kadınlara çekici gelmez. istisnalar kaideyi bozmaz.
0
Amerika: Net bir şekilde uzun boy merakı var. Kendilerinden uzun erkek arıyolar.
Seçimi tarihsel olabilir. Uzun erkek daha iyi döver, daha iyi koşar, daha iyi avlar, daha çok et getirir mağaraya, beni ve çocuklarımı daha iyi korur, neslimiz daha sağlam olur filan olabilir.
Diğer bir sebebi de, size matters olabilir.
Seçimi tarihsel olabilir. Uzun erkek daha iyi döver, daha iyi koşar, daha iyi avlar, daha çok et getirir mağaraya, beni ve çocuklarımı daha iyi korur, neslimiz daha sağlam olur filan olabilir.
Diğer bir sebebi de, size matters olabilir.
0
Haklısınız fakat günümüzde dövüşmek, avcılık mı kaldı? pekala boyu uzun biri de dayak yiyebilir veya boyu kısa biri de güçlü olabilir. Bence bu kızların aşk anlayışının erkeklerden daha fiziksel ve somut olduğunu gösteren bir durum.
0
Öncelikle reddedilme sebebini sadece boy kısalığına bağlama. Gayet de kendinden uzun kızlarla ilişki yaşayanlar var.
0
erkek dediğin düdük gibi olmayacak topuklu giysen bile ondan uzun olmamalısın ki estetik dursun dışardan bakan bu kız buna nasıl bakmış demesin neden bilmem ama bende asla kısa biriyle olmadım olmam boy lan bu erkek dediğin uzun olur
0
ben 181cm olmama rağmen kendimden uzun kadınlarla birlikte olduğuma göre öyle bir şey yok. sen uyduruyorsun.
0
Kısa erkek kaybetmeye mahkum erkektir. Her alanda. Heee'nin dedigine katılıyorum acikcasi kısa erkek yarım erkektir.
0
Kolombiyalı bir genç kadın mesai arkadaşım vardı. Erkeklere olan merakını pek gizlemezdi. Patronun oğlunu gördüydü bi gün. İçi gittiydi bööle. Oraya düşüp bayılacakmış gibi şakalar yaptıydı filan. Çocuk 1.88 - 1.90 gibi bişeydi.
Günümüzde dövüşmek, avcılık hem kalmadı, hem kaldı. Uzun boylu insanları yönetici yapma gibi bir alışkanlık var. Amerika'da erkekler kadınlardan, uzun boylu erkekler de diğer erkeklerden %10-12 daha fazla para kazanıyolar. Mağaraya değil de, eve daha iyi ve daha bol et getiriyolar. Çocukları daha iyi şartlarda büyüyo, daha iyi okullara gidiyo.
Türkiye'de de dövüşmek tarihe karışmadı. Hâlâ lâzım.
İşin temelinde, çocuk yatıyor. Dişi kişi, çocuğunun, dolayısıyla neslinin daha sağlam, sağlıklı, yakışıklı, güzel ve dayanıklı olmasına yönelik içgüdüsel bir seçim yapıyor.
Günümüzde dövüşmek, avcılık hem kalmadı, hem kaldı. Uzun boylu insanları yönetici yapma gibi bir alışkanlık var. Amerika'da erkekler kadınlardan, uzun boylu erkekler de diğer erkeklerden %10-12 daha fazla para kazanıyolar. Mağaraya değil de, eve daha iyi ve daha bol et getiriyolar. Çocukları daha iyi şartlarda büyüyo, daha iyi okullara gidiyo.
Türkiye'de de dövüşmek tarihe karışmadı. Hâlâ lâzım.
İşin temelinde, çocuk yatıyor. Dişi kişi, çocuğunun, dolayısıyla neslinin daha sağlam, sağlıklı, yakışıklı, güzel ve dayanıklı olmasına yönelik içgüdüsel bir seçim yapıyor.
0
Peki erkekler de kızlar için aynısını düşünseydi evlenecek erkek bulabilir miydiniz? Nedir bu kız cinsindeki en iyisini ben hak ediyorum düşüncesi?
galeri4.uludagsozluk.com
galeri4.uludagsozluk.com
0
erkekler de aynısını yapıyor. 3g'ye bu kadar önem verilmesinin başka sebebi ne olabilir?
0
Fakat ben aynısını yapmayan daha çok erkek gördüm :) Sanırım erkekler bu konularda daha merhametli ve duygusal.
0
ahkjhkd egolara bak lan cevaplardaki. KIZLAR EN IYISINI HAK EDER. KISA ERKEK MI OLUR LAN. KISA ERKEK YARIMDIR BEGENMEYEN DEFOLSUNNNNNN
kelimeleri degistirip erkek yerine kiz, boy yerine gogus falan desek ortaligi yikarlar amk FEMINIZMMM KADIN METALASTIRMAK diye. ben de buyuk meme olmayinca kendi neslimi iyi bi sekilde devam ettirebilecegimi dusunmuyorum, kucuk memeli kiz yarim kizdir, intihar edin kopeklerrr utanmadan sokaga mi cikiyorsunuz :@@
kelimeleri degistirip erkek yerine kiz, boy yerine gogus falan desek ortaligi yikarlar amk FEMINIZMMM KADIN METALASTIRMAK diye. ben de buyuk meme olmayinca kendi neslimi iyi bi sekilde devam ettirebilecegimi dusunmuyorum, kucuk memeli kiz yarim kizdir, intihar edin kopeklerrr utanmadan sokaga mi cikiyorsunuz :@@
0
aradaki boy farkını kapatacak kadar cebinde deste para olmadığı için olabilir.
0
Çünkü işin doğası bu, kadın boy ortalaması erkek boy ortalamasının en az 10 cm altında, aynı boyda kadın-erkek ilişkisi bile zor bulunuyor bu sebeple.
Kadınlar neden kas oranı kendinden fazla erkeklerle birlikte oluyor demek gibi bir şey bence.
Kadınlar neden kas oranı kendinden fazla erkeklerle birlikte oluyor demek gibi bir şey bence.
0
hjarteblod +1 cus amina koyim.
genel olarak evet kizlar cesitli sebeplerden dolayi kendinden uzun erkek arar. ben de kendimden kisa kiz ararim mesela egoist bir varligim. ama kisa erkek yarimdir falan. olmamis. tom cruse ya da robert downey jr. gelse salyaniz akmaz mi yani? boy onemli ama her sey degil. karizma oturus durus adap onemli.
edit: fransızkalanadam yazmis onu olum ne adamsin ya :)
genel olarak evet kizlar cesitli sebeplerden dolayi kendinden uzun erkek arar. ben de kendimden kisa kiz ararim mesela egoist bir varligim. ama kisa erkek yarimdir falan. olmamis. tom cruse ya da robert downey jr. gelse salyaniz akmaz mi yani? boy onemli ama her sey degil. karizma oturus durus adap onemli.
edit: fransızkalanadam yazmis onu olum ne adamsin ya :)
0
Gecen gun erkekten yaklasik 10 cm uzun bi kiz gordum askiiiimm diye boynuna sariliyodu adamin. Kiz guzel erkek de normal biriydi. Az da olsa var.
0
hjarteblod +1
küçük memeli kadın yarımdır, kısa adamın şeyi de kısadır.
ayrıca yemeğin salçalısı kadının kalçalısıdır.
küçük memeli kadın yarımdır, kısa adamın şeyi de kısadır.
ayrıca yemeğin salçalısı kadının kalçalısıdır.
0
bi araştırma programıydı yanlış hatırlamıyorsam orda söylemişti uzun boylu insanlar karşılarındakine daha çok güven veriyormuş.
0
Oysa bu ara kısa ve genç erkek modası var ortalıkta. Dün aylardan sonra bir misafirlikte televizyon izledik. Dizilerde, reklamlarda kısa erkek, ondan az uzun kadın ilişkileri bol bol var.
0
Tanıdığım, doğma büyüme Amerikan bi doktor var. Boyu 1.63 filandır heralde. Lisede en güzel kızların, lisenin futbol takımındaki erkeklere çok ilgi duyduklarını anlatmıştı. Eh, bu ülkenin 'futbolcu'ları da, 1.90 filan oluyo kaliba.
cecilia koğlüsü: 'et'in mânâsı, taş devrinde mağaradan çıkıp avlanabilme ve avladığı heywanı mağaraya geri getirebilme becerisi. herif mağaranın duvarına niye geyik ve sığır resmi yapmış? yerden çayır çimen, ağaçtan sadeli meyve otlanarak mı hayatta kaldı bu itne? günümüzde ise eti, iyi para kazanabilmenin sembolü olarak kullandım. 'göt'ün mânâsı ise, kalçası geniş olan kadının, doğururken ölme ihtimali daha düşük. 'dar çatı'ya ne diye sezaryen yapıyolar? taş devrinde yapamıyolardı tabii, avrat ortadan ikiye ayrılıp, bebe de anasızlıktan ölüyodu zağar. çıkık götün mânâsı da, kışın, kıtlık zamanı 'hörgüç'ten iyi yer tombul götlü avrat. hayatta kalır. tombul memeli de iyi emzirir. bebesi hayatta kalır. (ya da erkek öyle sanıyo).
cecilia koğlüsü: 'et'in mânâsı, taş devrinde mağaradan çıkıp avlanabilme ve avladığı heywanı mağaraya geri getirebilme becerisi. herif mağaranın duvarına niye geyik ve sığır resmi yapmış? yerden çayır çimen, ağaçtan sadeli meyve otlanarak mı hayatta kaldı bu itne? günümüzde ise eti, iyi para kazanabilmenin sembolü olarak kullandım. 'göt'ün mânâsı ise, kalçası geniş olan kadının, doğururken ölme ihtimali daha düşük. 'dar çatı'ya ne diye sezaryen yapıyolar? taş devrinde yapamıyolardı tabii, avrat ortadan ikiye ayrılıp, bebe de anasızlıktan ölüyodu zağar. çıkık götün mânâsı da, kışın, kıtlık zamanı 'hörgüç'ten iyi yer tombul götlü avrat. hayatta kalır. tombul memeli de iyi emzirir. bebesi hayatta kalır. (ya da erkek öyle sanıyo).
0
yahu kimse de demiyor ki biz o kadar ruhsuzuz, o kadar acımasısız, o kadar yüzeysel düşünürüz ki bir erkeği sırf boyundan dolayı reddedebiliriz. istatistiklere bakacak olursak ben de sana şişmanların daha zengin olduğunu, belli bir hastalık sahibi olanların daha çok kazandığını, kısa boyluların başarılı olduğu alanları falan çıkarabilirim. efendim neymiş, soyu güzel, zeki, başarılı olsunmuş. o zaman insanlar neden dedeleri, babaları kadar güzel, zeki veya başarılı veya zengin olamıyor? gerçekten yakışıklı biriyle evlenince çocuklarınızın güzel veya zeki biriyle evlenince çocuklarınızın kariyer sahibi olacağını mı düşünüyorsunuz? Eğer içgüdülere bağlarsanız, insan içgüdülerini kontrol edebilir ve değiştirebilir bir varlıktır. öyle olmasaydı herkes kendine en uygunla evlenirdi, bu kız veya erkek buna niye bakmış denmezdi.
0
Gözlemlediğim kadarıyla oluyor fakat birkaç şartı var sanırım. Erkek kısa olsa da kaslı falan olacak. O zaman sanki dengeliyor. Ya da şişman olacak o zaman yine dengeliyor. Herkesin bildiği bir örnek verecek olursak Cem Yılmaz - Ahu Yağtu veya Berrak Tüzünataç, Cansu Dere. Şimdi Cem Yılmaz'a bakınca adam resmen kilolu. Daha doğrusu kas ve kilo karışımı.
0
hiç denk gelmemişsin sanırım ama at gibi kadınların yanında hep kısa boylu erkekler görüyorum. senin dediğin üniversite yaşamında gördüğün çiftler falandır.
0
gencligimi kimse bilmez
ilk defa izmir istanbul arası uçacağım. sevdiceğe ulaşmak için yolda çekilen çile kutsaldır deyip otobüs bilet fiyatına 23:00 , 24:05 bilet aldım.gece sabah kadar havaalanında pinekleyeceğim. lan burada okuyorum işte su şu kadar, simit şu kadar. çok fahiş rakamlar. ben izmir den valizime 2 ufak su 3
ilk defa izmir istanbul arası uçacağım. sevdiceğe ulaşmak için yolda çekilen çile kutsaldır deyip otobüs bilet fiyatına 23:00 , 24:05 bilet aldım.
gece sabah kadar havaalanında pinekleyeceğim. lan burada okuyorum işte su şu kadar, simit şu kadar. çok fahiş rakamlar. ben izmir den valizime 2 ufak su 3 5 piskevüt falan koysam problem çıkarırlar mı ?
hele bi yardım edin şu cahal kardeşinize.
gece sabah kadar havaalanında pinekleyeceğim. lan burada okuyorum işte su şu kadar, simit şu kadar. çok fahiş rakamlar. ben izmir den valizime 2 ufak su 3 5 piskevüt falan koysam problem çıkarırlar mı ?
hele bi yardım edin şu cahal kardeşinize.
0
bisküviden bir şey olmaz. suyu da kabine de alacağın çantaya koymazsan bir şey olmaz.
0
bagaja vereceğiniz bavula istediğinizi(yani su, kek, sandaviç, vs. bomba değil) koyabilirsiniz.uçağa binerken yanınıza aldığınız el bagajında sıvı olamıyor. piskevüt falan her türlü alabilirsiniz yanınıza.
0
koy. suya para verme, ben saw'da sövmüştüm bi ton, kendin ayarla, havaalanından bir şey alma, ye gitsin çantandakileri.
0
oddyseus
Online oyun oynarken bi oyuncudan bahsederken cümlede nasıl şahıs zamiri kullanabilirim. Yani sadece arabaların olduğu bir rpg oyunu var diyelim. Oyundaki karakterin de cinsiyeti gözükmüyor. Refer etmek için illa onun nickname'ini mi kullanmak lazım. yani tamam ilk cümlede nick name kullandık. akabi
Online oyun oynarken bi oyuncudan bahsederken cümlede nasıl şahıs zamiri kullanabilirim. Yani sadece arabaların olduğu bir rpg oyunu var diyelim. Oyundaki karakterin de cinsiyeti gözükmüyor. Refer etmek için illa onun nickname'ini mi kullanmak lazım. yani tamam ilk cümlede nick name kullandık. akabinde gelen cümlelerde refer edebileceğim bir yöntem var mıdır? başka kısa bir kullanım var mıdır ingilizce de? Ve ya that player mı dicem illa?
Cinsiyet belirsizliklerinde bizdeki "o" yu demeye çalıştığımda napacağım?
Cinsiyet belirsizliklerinde bizdeki "o" yu demeye çalıştığımda napacağım?
0
he or she kullanilir. apaci bi kullanim gibi gorunuyor ama bilimsel makalelerde bile vardir kullanimi. ya da s/he yazabilirsin.
0
the doctor refused to accept their malpractice in the operation.
bu cümlede doktorun erkek mi kadin mi olduguun bilmedigin icin his/her yerine their yaziyorsun, tekil gibi işlem görüyor o their.
he ya da she yerine belirsiz isim gruplari (individuals, doctors, students gibi) ya da passive kullanimi da iş görür.
bu cümlede doktorun erkek mi kadin mi olduguun bilmedigin icin his/her yerine their yaziyorsun, tekil gibi işlem görüyor o their.
he ya da she yerine belirsiz isim gruplari (individuals, doctors, students gibi) ya da passive kullanimi da iş görür.
0
bir ingiliz arkadasim soyle bir soru sormustu
someone broke into the store last night and .... stole the money box. fill in the blank. he/she diye dusunmustum ama "they" demek gerekiyormus.
ama senin bahsettigin baglamda nasil olur emin olamadim.
someone broke into the store last night and .... stole the money box. fill in the blank. he/she diye dusunmustum ama "they" demek gerekiyormus.
ama senin bahsettigin baglamda nasil olur emin olamadim.
0
dios
Soru Başlıkta.O kadar koksun ki böyle yanımdaki insan tiskinsin. Şuan da terliyim pis kokuyorum ama böyle parfümle erkeksi bir koku yapıyor. Hayır böyle Hindu gibi kokmak istiyorum.Çok saçma gelebilir ama uzun bir mesele. Ne yapmalıyım ne yemeliyim?
Soru Başlıkta.
O kadar koksun ki böyle yanımdaki insan tiskinsin. Şuan da terliyim pis kokuyorum ama böyle parfümle erkeksi bir koku yapıyor. Hayır böyle Hindu gibi kokmak istiyorum.
Çok saçma gelebilir ama uzun bir mesele. Ne yapmalıyım ne yemeliyim?
O kadar koksun ki böyle yanımdaki insan tiskinsin. Şuan da terliyim pis kokuyorum ama böyle parfümle erkeksi bir koku yapıyor. Hayır böyle Hindu gibi kokmak istiyorum.
Çok saçma gelebilir ama uzun bir mesele. Ne yapmalıyım ne yemeliyim?
0
Bana kalırsa teriniz hiç de düşündüğünüz gibi parfümle daha erkeksi bir şekilde kokmuyordur; kargaya yavrusu kuzgun görünürmüş hesabı size öyle geliyordur. Muhtemelen leş gibi kokuyorsunuzdur ama daha da leş olayım derseniz duş almayın. O da yetmez diyorsanız çemen yiyin.
0
angelus -1
belki kişisel bir şey ama bence de bazı ter kokuları parfümle maskülen bir koku yaratabiliyor. belki de fetişim var bilemedim şu an :(
çemen +1
belki kişisel bir şey ama bence de bazı ter kokuları parfümle maskülen bir koku yaratabiliyor. belki de fetişim var bilemedim şu an :(
çemen +1
0
@angelus kardeş annem duş almadıkça yanıma yaklaşma diye bağırdı. demek ki pis kokuyorum ama asıl tiskindirmem gereken insan "bence güzel bir karışım olmuş deyip kokladı daha çok"
Ya ne yersem yiyeyim Hindu gibi Bangladeşli arkadaşlarım g gibi kokamıyorum. Genetik bir şey heralde. Onlar okuldayken baharatlı şeyler çok yiyordu baharat ve çemenli pastırma yiyeyim. Bira da içeceğim. Bakalım.
Çok aptalca göründüğünün farkındayım ama cidden çok gereksiz ve uzun sohbet eminim hiç biriniz dinlemek istemezsiniz. Sağ olun.
Ya ne yersem yiyeyim Hindu gibi Bangladeşli arkadaşlarım g gibi kokamıyorum. Genetik bir şey heralde. Onlar okuldayken baharatlı şeyler çok yiyordu baharat ve çemenli pastırma yiyeyim. Bira da içeceğim. Bakalım.
Çok aptalca göründüğünün farkındayım ama cidden çok gereksiz ve uzun sohbet eminim hiç biriniz dinlemek istemezsiniz. Sağ olun.
0
Bu havada ter kokunuzdan tiksinmeyen biri ne yaparsanız yapın tiksinmez sizden, en iyisi direkt kendisinden hoşlanmadığınızı söyleyin de böyle biyolojik silah gibi dolaşmayın ortalıkta.
0
dinleriz biz.
bu arada koltuk altına boşalmak inanılmaz orijinalmiş, tıksırdım :D
bu arada koltuk altına boşalmak inanılmaz orijinalmiş, tıksırdım :D
0
Ben 3 haftadır hiç duş almadım pek dışarı çıkmadığımdam o yüzden daha ne kadar pis kokabilirim, tenimde ne gibi değişiklikler olur diye merak ediyorum. Aslında hep işsizlik işte, tatilden falan saçmalıyorum.
İkincisi kızın biri var, kız her konuda benden üstün. Hiç işim olmaz. Ona şakasına nasıl kokuyorum falan dedim o da "yoo bence güzel" falan diye yılıştı. Hani nereye kadar güzel diyecek onu merak ettim.
İkincisi kızın biri var, kız her konuda benden üstün. Hiç işim olmaz. Ona şakasına nasıl kokuyorum falan dedim o da "yoo bence güzel" falan diye yılıştı. Hani nereye kadar güzel diyecek onu merak ettim.
0
goodyes
Ne işe yarıyor ne için yapılıyor bilen cevaplayabilirmi ?
Ne işe yarıyor ne için yapılıyor bilen cevaplayabilirmi ?
0
'tesekkur ederım, bu cevap ısıme yaradı' anlamında.
Bana goreyse, 'tesekkurler bu cevap ısıme yaradı, üstelik yaramasa bıle zahmet edıp cevap yazmıssın' anlamı da var.
Bana goreyse, 'tesekkurler bu cevap ısıme yaradı, üstelik yaramasa bıle zahmet edıp cevap yazmıssın' anlamı da var.
0
sorulan soruya dogru cevabi verenlere tik atiliyor, ki sonrasinda baskasi benzer bir konuda arama yaptiginda, dogru cevaplara kolayca ulasabilsin diye.
0
tik dogrulugunu belirtmek icindi. yahoodaki best answers gibi ya da beliebte antworten gibi. soruyu gördügünde direkt yanita götürür seni.
mesela bluetooth klavyeyle alakali bir durum olmus cok spesifik. benimle birebir ayni durumda. direkt solved ya da tickli cevaba giderim, genelde isimi de cözer. her seyi deneyip ugrasmam, bazi cözüm önerileri eger sorunun kaynagi farkliysa regeditte kayit defterinde sorunlara neden oluyor. bu yüzden hayati önemli bence.
ha duyuruda kullanim cok öznel. her sey tik aliyor genelde, ya da duyuruyu acan tik atmiyor hicbir sekilde. ikisi de kötü benim acimdan. o yüzden duyuruda tiklere ya da tikli sorulara deger vermiyorum hepsine ayni yaklasiyorum genelde.
mesela bluetooth klavyeyle alakali bir durum olmus cok spesifik. benimle birebir ayni durumda. direkt solved ya da tickli cevaba giderim, genelde isimi de cözer. her seyi deneyip ugrasmam, bazi cözüm önerileri eger sorunun kaynagi farkliysa regeditte kayit defterinde sorunlara neden oluyor. bu yüzden hayati önemli bence.
ha duyuruda kullanim cok öznel. her sey tik aliyor genelde, ya da duyuruyu acan tik atmiyor hicbir sekilde. ikisi de kötü benim acimdan. o yüzden duyuruda tiklere ya da tikli sorulara deger vermiyorum hepsine ayni yaklasiyorum genelde.
0
ilk yaradığı iş, yazılan cevabın okunmuş olduğunu göstermesi.
misal, soru var, 5 tane cevap var. hiçbirinde tik yok. soruyu yazan o cevapları gördü mü, görmedi mi belli değil.
halbuki tikte bir 'acknowledgement' var. durumumuz vardı, okuduk kardeş durumu var.
bazı duyurucular, ev-vet, tam aradığım cevap bu, meah, bu cevapla pek işim olmaz şeklinde bir ayrımı ifade etmek için kullanıyorlar tiklemeyi ve tiklememeyi.
şahsen ben, cevap veren herkese tik atma taraftarıyım. o cevap işe yarasın, yaramasın, asap bozsun veya hoşa gitsin farketmez.
misal, soru var, 5 tane cevap var. hiçbirinde tik yok. soruyu yazan o cevapları gördü mü, görmedi mi belli değil.
halbuki tikte bir 'acknowledgement' var. durumumuz vardı, okuduk kardeş durumu var.
bazı duyurucular, ev-vet, tam aradığım cevap bu, meah, bu cevapla pek işim olmaz şeklinde bir ayrımı ifade etmek için kullanıyorlar tiklemeyi ve tiklememeyi.
şahsen ben, cevap veren herkese tik atma taraftarıyım. o cevap işe yarasın, yaramasın, asap bozsun veya hoşa gitsin farketmez.
0
alessea
Merhabalar,Brüksel'den başlayarak 10-15 günlük bir "road trip" yapmayı planlıyoruz. Bugün tonlarca kez aramama rağmen "rent a car" şirketlerine ulaşamadım. Açanlar da Fransızca konuştuğu için anlaşamadık. Dolayısıyla sorularımı yanıtlamak size kaldı :)1- Türk ehliyeti ile araba kiralanabilir mi?2- T
Merhabalar,
Brüksel'den başlayarak 10-15 günlük bir "road trip" yapmayı planlıyoruz. Bugün tonlarca kez aramama rağmen "rent a car" şirketlerine ulaşamadım. Açanlar da Fransızca konuştuğu için anlaşamadık. Dolayısıyla sorularımı yanıtlamak size kaldı :)
1- Türk ehliyeti ile araba kiralanabilir mi?
2- Türk ehliyetinin geçerli olmadığı ülkeler var mı? (Fransa, İspanya, Portekiz, İtalya, İsviçre, Avusturya, Almanya, Belçika)
3- Bildiğiniz, daha önce bu tarzda bir yolculuk yapanların deneyimlerini paylaştığı bir site ya da blog var mı?
- Sorular dışında vermek istediğiniz herhangi bir tavsiye varsa seve seve dikkater alırım :)
Şimdiden çok teşekkürler!
Brüksel'den başlayarak 10-15 günlük bir "road trip" yapmayı planlıyoruz. Bugün tonlarca kez aramama rağmen "rent a car" şirketlerine ulaşamadım. Açanlar da Fransızca konuştuğu için anlaşamadık. Dolayısıyla sorularımı yanıtlamak size kaldı :)
1- Türk ehliyeti ile araba kiralanabilir mi?
2- Türk ehliyetinin geçerli olmadığı ülkeler var mı? (Fransa, İspanya, Portekiz, İtalya, İsviçre, Avusturya, Almanya, Belçika)
3- Bildiğiniz, daha önce bu tarzda bir yolculuk yapanların deneyimlerini paylaştığı bir site ya da blog var mı?
- Sorular dışında vermek istediğiniz herhangi bir tavsiye varsa seve seve dikkater alırım :)
Şimdiden çok teşekkürler!
0
www.theguardian.com
www.ricksteves.com
www.pacsafe.com
benzerlerini siz de araştırın... fazla bilgiden zarar gelmez.
www.ricksteves.com
www.pacsafe.com
benzerlerini siz de araştırın... fazla bilgiden zarar gelmez.
0
sikinti yasamadan bu planinizi yapabiliyor olmaniz lazim. hatta bazi firmalarda (muhtemeln ek ucretle) araci baska ulkede teslim de edebiliyorsunuz. Ben fransan arac kiralayip fransa-italya filan dolastim hic sorun yasamadim. ancak ben araci aldigim yere teslim etmistim. eger donusu farkli bir ulkeden yapacaksaniz baska yerde teslim konusunu arastirin derim, boylece geri donmek zorunda kalmaz, daha fazla yer gormus olursunuz.
0
200-300 km otobana 30-40 euro yol parası vereceksen kirala. yollar bizdeki gibi 3-5 tl değil yani. hızlı tren veya uçak daha ekonomik bence.
başta hız sınırı olmak üzere her türlü kurala riayet et. bir de alışkanlıktan telefonla konuşma. ispanya'da cezası peşin 100 euro, havalimanı çıkışı 200 euro.
başta hız sınırı olmak üzere her türlü kurala riayet et. bir de alışkanlıktan telefonla konuşma. ispanya'da cezası peşin 100 euro, havalimanı çıkışı 200 euro.
0
euro road trip yapmış milyon tane insan vardır. internet kaynak dolu. bir google aramasına bakar.
tavsiye? cruise control olmayan araba kiralamayın. asla ama asla bu hatayı yapmayın.
akıllı cep telefonunuzda gps varsa roaming yapmadan da konum bilgisi alabilirsiniz. haritayı internet bağlantınız varken açın zoom yaparak yükleyin, sonra mobil ağlara bağlı olmasanız bile lokasyonunuzu görebilirsiniz. gerçi siz batı avrupa'da olacağınız için buna pek ihtiyaç duymayabilirsiniz.
tavsiye? cruise control olmayan araba kiralamayın. asla ama asla bu hatayı yapmayın.
akıllı cep telefonunuzda gps varsa roaming yapmadan da konum bilgisi alabilirsiniz. haritayı internet bağlantınız varken açın zoom yaparak yükleyin, sonra mobil ağlara bağlı olmasanız bile lokasyonunuzu görebilirsiniz. gerçi siz batı avrupa'da olacağınız için buna pek ihtiyaç duymayabilirsiniz.
0
Sandman
aranızda böyle düşünenler var mı
aranızda böyle düşünenler var mı
0
bu soru? bu nick? yoksa yoksa, kedi kumu sorusunu soran abi misin sen?
soruya cevap: hayır duymuyorum. gözüm kamaşıyo sadece.
soruya cevap: hayır duymuyorum. gözüm kamaşıyo sadece.
0
kurbanlik koyun
Ben hayatım boyunca yazar olmak istedim, ama kader midir bilemiyorum bir şekilde bambaşka bir mesleğe yöneldim. Gene de kendimi geliştirmek adına kitaplar okuyorum elimden geldiğince, zevk de alıyorum okumaktan, asosyalligin getirisi belki de.Eğer aranızda kitap/roman ya da hikaye yayınlamış ya da y
Ben hayatım boyunca yazar olmak istedim, ama kader midir bilemiyorum bir şekilde bambaşka bir mesleğe yöneldim. Gene de kendimi geliştirmek adına kitaplar okuyorum elimden geldiğince, zevk de alıyorum okumaktan, asosyalligin getirisi belki de.
Eğer aranızda kitap/roman ya da hikaye yayınlamış ya da yayınlatmış insanlar varsa sizlere sorum şudur: ara ara kısa hikayeler yazıyorum, belki ileride birlestirip romana dönüştürürüm. Sadece merak ettiğim şu, iyi bir yazar adayı mıyım yoksa çok mu kötüyüm? Bunu öğrenmek için ne yapmalıyım? Eskiden yazar olmak isteyenler ünlü dergilere gönderirlermiş hikayelerini, yayınlanırsa yazmaya devam ederlermiş. Artık adam gibi dergi kültürü de kalmadığı için ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. Çevremde gercekten kitap okuyan kimse yok, hikayelerimi okusalar da verecekleri geri bildirim gerçekçi olmayacak. O yuzden vereceğiniz her tavsiye çok önemli. Şimdiden teşekkürler.
Not: noktalı harflerde hata varsa kusura bakmayın, kaç sene sonra ingilizce klavyeden türkçeye geçiş yapmaya çalışıyorum, zor oluyor alışmak.
Eğer aranızda kitap/roman ya da hikaye yayınlamış ya da yayınlatmış insanlar varsa sizlere sorum şudur: ara ara kısa hikayeler yazıyorum, belki ileride birlestirip romana dönüştürürüm. Sadece merak ettiğim şu, iyi bir yazar adayı mıyım yoksa çok mu kötüyüm? Bunu öğrenmek için ne yapmalıyım? Eskiden yazar olmak isteyenler ünlü dergilere gönderirlermiş hikayelerini, yayınlanırsa yazmaya devam ederlermiş. Artık adam gibi dergi kültürü de kalmadığı için ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. Çevremde gercekten kitap okuyan kimse yok, hikayelerimi okusalar da verecekleri geri bildirim gerçekçi olmayacak. O yuzden vereceğiniz her tavsiye çok önemli. Şimdiden teşekkürler.
Not: noktalı harflerde hata varsa kusura bakmayın, kaç sene sonra ingilizce klavyeden türkçeye geçiş yapmaya çalışıyorum, zor oluyor alışmak.
0
0
teşekkür ederim link için. Benim de aklımda dönen soru buydu zaten. Televizyonda görüyoruz "15 yaşında roman yazdı" diye liseli bir kızla röportaj yapmışlardı, kız robert kolejindendi ya da ted'den sanırım "Bilmem kim Sultan'ın hikayesinden etkilenip değiştirdim roman yazdım, annemle babam yayınlayacak" demişti. Bu tür seyleri izledikce moralim bozuluyor aslında. Babam cok zengin degil, yazsam da para verip yayınlatamam, ama gene de yazmak istiyorum. O zaman hobi olarak mı yazayım da bana kalsın? İleride torunlarım falan olursa okurlar belki :)
Hayır ingilizce yazayım desem kıt ingilizcemle, Amerika'da "Fifty Shades of Gray"in en cok satan kitap olduğu düşünülünce burada da piyasa yalan dolan. Eskiden miydi yani yazar olmak? Artık tanıdığı olmayan yazı yayınlatamaz mı?
Hayır ingilizce yazayım desem kıt ingilizcemle, Amerika'da "Fifty Shades of Gray"in en cok satan kitap olduğu düşünülünce burada da piyasa yalan dolan. Eskiden miydi yani yazar olmak? Artık tanıdığı olmayan yazı yayınlatamaz mı?
0
yani yazmak nedir? okumak nedir? okunmak nedir, neden istenir, neden önemsenmeli yahut neden önemsenmemelidir? dilin, gramerin kısıtlayıcılıklarından nasıl sıyrılınır, sıyrılabilir miyiz mümkün müdür? sansür nedir, yayınevlerinin editörlük, redaksiyon faaliyeti ve sansürün kesişim noktaları?
... "yazar"lar bunlar üzerine düşünmüş insanlar, bunlar üzerine düşünmeyenler de soytarı minvalinde bişy oluyor.
yazar olmak eskiden miydi bişy diyemiycem ama soytarılar çoğaldı.
sen öylesin değilsin diye bişy demiyorum, ama soytarılardan olmamak için önce işin bu kısmı daha ön planda olmalı.
tanıdığın olması da "bence" şöyle, bu işlerin içinde olan kişilerle haşır neşir olmaktan sana bir zarar gelmez, yani en azından internette okduğun bir yazıdan değil yaşadığın şeylerden tecrübe edersin işlerin nasıl yürüdüğünü.
... "yazar"lar bunlar üzerine düşünmüş insanlar, bunlar üzerine düşünmeyenler de soytarı minvalinde bişy oluyor.
yazar olmak eskiden miydi bişy diyemiycem ama soytarılar çoğaldı.
sen öylesin değilsin diye bişy demiyorum, ama soytarılardan olmamak için önce işin bu kısmı daha ön planda olmalı.
tanıdığın olması da "bence" şöyle, bu işlerin içinde olan kişilerle haşır neşir olmaktan sana bir zarar gelmez, yani en azından internette okduğun bir yazıdan değil yaşadığın şeylerden tecrübe edersin işlerin nasıl yürüdüğünü.
0
çok doğru, soytarılar kısmına da katılıyorum. ben orhan kemal okuyarak büyüdüm, öyle yazabilmek isterdim/isterim. problemlerden birisi benim çevrem zaten. kitap okuduğum için boş vaktimin çok olduğunu söyleyip benimle dalga geçen bir çevrem var. benden başka kitap okuyan yok diyebilirim, kitap okuyan birkaç kişi var aslında, ama onlar da sadece kişisel gelişim kitapları okuyorlar, ben onları kitaptan saymıyorum. mesleğim de teknik, yani mesleğim icabı bir yazarla tanışmam mümkün değil, anca yollarını kaybederlerse yön sormaya gelirler sokakta bir ihtimal.
senin cevabın biraz "sanat sanat için mi sanat halk için mi" gibi. neticede yayınlatamazsak yazar olamayız, o nedenle haklısın. belki yeteneğim olup olmadığını anlamak için bir ödüllü yarışmaya yollarım diyordum ama gönderdiğin linkten sonra bunun da bir anlamı kalmadı. o listedeki insanlarla tanışma ihtimalim yok çünkü. gene de belki şansımı denerim.
teşekkür ederim cevap için.
senin cevabın biraz "sanat sanat için mi sanat halk için mi" gibi. neticede yayınlatamazsak yazar olamayız, o nedenle haklısın. belki yeteneğim olup olmadığını anlamak için bir ödüllü yarışmaya yollarım diyordum ama gönderdiğin linkten sonra bunun da bir anlamı kalmadı. o listedeki insanlarla tanışma ihtimalim yok çünkü. gene de belki şansımı denerim.
teşekkür ederim cevap için.
0
Hikayelerinizi amazon.com ya da benzeri bir siteden satabilirsiniz belki. Bunun ilk ornegini gecen gun okudum..
justcreative.com
justcreative.com
0
yamuluyosam, microfiction gelip aazıma isot sürsün ama, o laf yayınlamak değil heralda, yayımlamak.
0
isot yolda o zaman. size "hikaye yayımlamak" tümcesini google'da aratmanızı ve yönlendiğiniz "hikaye yayınlamak" yazılarını tekrar okumanızı tavsiye ediyorum. google diyor ki:
Yazımı düzeltilmiş şu sorgu için sonuçları görüyorsunuz: hikaye yayınlamak
ve "heralda" değil, heralde :D
Yazımı düzeltilmiş şu sorgu için sonuçları görüyorsunuz: hikaye yayınlamak
ve "heralda" değil, heralde :D
0
oddyseus
ben neden himym izlerken kötü hissediyorum? Yani dizi sıkıcı demiyorum ama. Ne zaman izlesem çoğu bölümü içimi karartıyor hayatım hakkında.
ben neden himym izlerken kötü hissediyorum? Yani dizi sıkıcı demiyorum ama. Ne zaman izlesem çoğu bölümü içimi karartıyor hayatım hakkında.
0
Tesadüftür. İşlediği konular size bilinçaltınızda sıkıntı yaratan konular olabilir. O yüzden kötü hissediyor olabilirsiniz.
0
o sıkıntı 'lan heriflerde on numara ortam, on numara arkadaşlık ve on numara muhabbet var, mk bizdekiler kabak' sıkıntısı. arada benim içime de giriyordu o sıkıntı. insan dizi olduğunu bilse de işlenenler öyle çok fantastik ve ileri olmadığı ve ulaşılabilir olduğu için yine de inceden 'lan?' diyor.
0
air ' e aynen katiliyorum. ben de cogu zaman "ulan bende niye boyle ortam yok vay amk bu hayatin" diye icimden gecirip kotu hissediyorum. nedense ayni sey big bang theory izlerken de oluyor. orta guzel ve eglenceli ortam var ama ben de yok :(
0
aman diyim abim, sen bu duyurunun yangında ilk kurtarılacak abisisin.
gendini ferah tut, içini sıkacak işlerden uzak dur.
gendini ferah tut, içini sıkacak işlerden uzak dur.
0
son sezonları fazalsıyla kötü hissettim.
en çok ted'in "ted you're all alone" sahnesi ve dizi bittikten sonra onların gençliğini ve yaşlılığını gösterdileri, hayatın akıp gittiğini ve hepimizin ölecek olduğumuzu gösterdikleri yerlerde. baya üzüldüm yani.
en çok ted'in "ted you're all alone" sahnesi ve dizi bittikten sonra onların gençliğini ve yaşlılığını gösterdileri, hayatın akıp gittiğini ve hepimizin ölecek olduğumuzu gösterdikleri yerlerde. baya üzüldüm yani.
0
bir ara sezondaki her bölüm resmen hayatımla aynı olaylar oluyordu. tırsmıştım ufaktan,ama eğiticiydi de . bir noktada alışıyorsun
0
Ben 2 veya 3 sezon izledim, daha fazlasını iç kararmasından izleyemedim. Bir kıskanma, imrenme durumu da yok. Tam olarak neden olduğunu çözemedim ama aynı duyguyu daha yoğun olarak Little Miss Sunshine'da yaşamıştım. Herkesin "Aman, bu film çok güzel, insanın içini açıyor" dediği filme oturup hüngür hüngür ağladım "Bunlar yaşasa olur, yaşamasa ne olur. Bunlar aile olsa ne ki, niye yaşıyorlar ki" ----- spoiler ------ "Bunlar aptal saptal yarışmadan atılsa ne olur; hayat bile bunları kabullenememiş, iltihap gibi atmış bunları" -----spoiler------ diye ağlamıştım. İnsanların filmi iyi hissetmek için izlediğini duyduğumda bayağı bayağı şoka uğramıştım.
How I Met Your Mother'da o kötü duyguyu veren elementi hala bulabilmiş değilim ama sürekli karanlık çekim yapılmasını ve ortam renklerinin koyu ağırlıklı olmasını suçluyorum bir miktar.
How I Met Your Mother'da o kötü duyguyu veren elementi hala bulabilmiş değilim ama sürekli karanlık çekim yapılmasını ve ortam renklerinin koyu ağırlıklı olmasını suçluyorum bir miktar.
0
mornie
Boğaziçi, Odtü, İtü mezunları için nasıl? Her ailede olduğu gibi bende de bilmem kimin kızı şimdi neredeler var. En son Boğaziçi kimyayı bitiren bir kız İsviçre'ye gitti. Bir tane de Rusya'ya giden mühendisimiz var. Nasıl beceriyorlar bunu? Arayıp sorma imkanım yok. Şimdi ne derdin var derseniz başk
Boğaziçi, Odtü, İtü mezunları için nasıl? Her ailede olduğu gibi bende de bilmem kimin kızı şimdi neredeler var. En son Boğaziçi kimyayı bitiren bir kız İsviçre'ye gitti. Bir tane de Rusya'ya giden mühendisimiz var. Nasıl beceriyorlar bunu? Arayıp sorma imkanım yok.
Şimdi ne derdin var derseniz başka ülkelerde bir yabancı olarak yaşamak istemesem ve onları günahım kadar sevmesem de artık Türkiye'de bir gelecek göremiyorum. Diş hekimliğini tutturamadığım için evde kaldım. Ama biraz araştırınca sağlık alanı için çok zorluk çıkardıklarını gördüm. Daha biraz önce İngiltere'nin Türk diş hekimlerine muayene açma izni vermediğini okudum. Seneye daha iyi bir sıralama yapacağımı düşünüyorum. Bu üniversitelere yöneleyim mi? Amacım düzgün bir ülkede insan gibi yaşamak.
Ayrıca bu gidip de 10 bin euro, 8 bin euro ile başlayanlar nasıl yapıyorlar bunu? Dil artı Boğaziçi yeterli mi?
Şimdi ne derdin var derseniz başka ülkelerde bir yabancı olarak yaşamak istemesem ve onları günahım kadar sevmesem de artık Türkiye'de bir gelecek göremiyorum. Diş hekimliğini tutturamadığım için evde kaldım. Ama biraz araştırınca sağlık alanı için çok zorluk çıkardıklarını gördüm. Daha biraz önce İngiltere'nin Türk diş hekimlerine muayene açma izni vermediğini okudum. Seneye daha iyi bir sıralama yapacağımı düşünüyorum. Bu üniversitelere yöneleyim mi? Amacım düzgün bir ülkede insan gibi yaşamak.
Ayrıca bu gidip de 10 bin euro, 8 bin euro ile başlayanlar nasıl yapıyorlar bunu? Dil artı Boğaziçi yeterli mi?
0
orda okursan, orada yaşarsın kural bu
boğaziçi, itü, odtü, bilkent, sabancı, koç tabii faydalı
direk orada güzel bir master programına kabul oluyorsun
master'ını orada yaparsan da yerleşirsin oraya
hangi ülke olursa olsun
boğaziçi, itü, odtü, bilkent, sabancı, koç tabii faydalı
direk orada güzel bir master programına kabul oluyorsun
master'ını orada yaparsan da yerleşirsin oraya
hangi ülke olursa olsun
0
Yurtdisinda calismak istiyorsaniz en kolay yontem universiteyi yurtdisinda okumak. Staj esnasinda, sosyal aginiz sayesinde vs is bulma sansiniz olabilir.
O olmadiysa yuksek lisansi yurtdisinda yapmak.
O da olmadiysa yabanci firmanin Turkiye ofisinde baslayip yurtdisi ofisine gecmeye kasmak.
Tabi bunlari yaparken hep en basarili ogrenci/calisanlardan birisi olmaniz lazim. Yoksa kimse sadece X okulu diplomaniz var diye size calisma izni cikartmaz.
O olmadiysa yuksek lisansi yurtdisinda yapmak.
O da olmadiysa yabanci firmanin Turkiye ofisinde baslayip yurtdisi ofisine gecmeye kasmak.
Tabi bunlari yaparken hep en basarili ogrenci/calisanlardan birisi olmaniz lazim. Yoksa kimse sadece X okulu diplomaniz var diye size calisma izni cikartmaz.
0
bogazici mezunuyum. bu hafta basinda hollandada calismaya basladim. ben basvurmadim. buradaki sirket beni buldu. bolum birincisi vs degildim. ortalamam 3.20 gibi bolumum icin orta seviye. benim donemimden mezun olan 50 kisiden su anda 8-9 tanesi yurtdisinda calisiyor. muhendislik alanlarinda yurtdisinda calismak daha kolay. tip sanirim en zoru.
0
Boğaziçi, ODTÜ havası anca Edirne'ye kadar. Üniversitenin falan bi önemi yok yani, bir türk üniversitesinden mezun sıradan bi göçmen olarak ele alınacaksın.
Erasmus veya benzeri bi programla geçici olarak bi kapağa atmakla başlayabilirsin diye düşünüyorum.
Erasmus veya benzeri bi programla geçici olarak bi kapağa atmakla başlayabilirsin diye düşünüyorum.
0
ben ortalama bir özel üniversiteden mezunum. kuzey ülkelerinden birinde, dünyada ilk 150'deki bir okuldan master için kabul aldım. ondan önce isveç'te ilk 50'deki bir okuldan kabul almıştım ama burs bulamadığım için gidemedim. sonuçta okul o kadar önemli değil yurt dışındakiler için. onların bakış açısında boğaziçi ile bahçeşehir aynı.
ancak...
arada çok önemli bir ancak var. bağlantı. bağlantı yapar okul sana ve bu konuda boğaziçi 10'sa bahçeşehir 3'tür. doğru insanı tanımak doğru yere gitmeni sağlar. bu kadar basit.
edit: crucio'nun olayı son derece nadirdir. bölümde ortalama biri olabilir ama eminim ki projeleri, portfolyosu, yarışma dereceleri falan vardır. ya da stajı çok iyidir.
ancak...
arada çok önemli bir ancak var. bağlantı. bağlantı yapar okul sana ve bu konuda boğaziçi 10'sa bahçeşehir 3'tür. doğru insanı tanımak doğru yere gitmeni sağlar. bu kadar basit.
edit: crucio'nun olayı son derece nadirdir. bölümde ortalama biri olabilir ama eminim ki projeleri, portfolyosu, yarışma dereceleri falan vardır. ya da stajı çok iyidir.
0
dendigi gibi en kolayi egitim icin gidip kalmak. oyle bir secenek yoksa size calisma izni icin sponsorluk yapacak sirket bulmaniz lazim, onun icin de o isi yapacak oranin yerlisi bulamamalari ve bunu kanitlamalari gerekiyor. asagi yukari bir cok ulkede boyle isliyor. en iyisi sevdigin meslegi bul sonra her turlu cikarsin yurtdisina o kadar zor degil kendini gelistirmis dil bilen birisi icin yurtdisina cikmak. sirf ona gore secme hayatin boyunca yapacagin meslegi, tip/dis hekimligi vs. okumak istiyorsan onlarda yurtdisina cikmak zor diye muhendislik secme.
"Ayrıca bu gidip de 10 bin euro, 8 bin euro ile başlayanlar nasıl yapıyorlar bunu? Dil artı Boğaziçi yeterli mi?" yok oyle bir dunya. 8 10 bin euro ne demek siz biliyor musunuz? anca north sea de petrol muhendisi falan olmaniz lazim baska turlu o kadar para kazanmak icin cok farkli ozelliklerinizin olmasi lazim. her dil bilen bogazicili o kadar para kazansaydi turkiye'de bogazici mezunu kalmazdi, avrupa'da dogmus buyumus egitim almis yerliler o kadar para kazanamiyor 20 sene calisiyor.
"Ayrıca bu gidip de 10 bin euro, 8 bin euro ile başlayanlar nasıl yapıyorlar bunu? Dil artı Boğaziçi yeterli mi?" yok oyle bir dunya. 8 10 bin euro ne demek siz biliyor musunuz? anca north sea de petrol muhendisi falan olmaniz lazim baska turlu o kadar para kazanmak icin cok farkli ozelliklerinizin olmasi lazim. her dil bilen bogazicili o kadar para kazansaydi turkiye'de bogazici mezunu kalmazdi, avrupa'da dogmus buyumus egitim almis yerliler o kadar para kazanamiyor 20 sene calisiyor.
0
AIESEC gibi universite ogrencilerine yurtdisinda staj ayarlayan kuruluslara yonel. Hem kendini gelistirir hem sansini artirirsin. Mutlaka arastir. Dil onemli. Bogazici Edirneye kadar diyen arkadasa katiliyorum.
0
bilgisayar muhendisiysen, almanyada bu alanda açık var, boun koç falan bakmıyorlar, nitekliysen, programcıysan işe alıyorlar ve sana sponsor oluyor firma vb. ama ıyı yerde staj yapmıs olman, ya da calısman cok onemlı.
bence yurtdışını dusunmeden once gercekten ne okumak ıstedıgıne karar ver.
doktorasını yurtdısında yapan tonla bilgi mezunu arkadaşım var. bireye bakıyor hersey.
bence yurtdışını dusunmeden once gercekten ne okumak ıstedıgıne karar ver.
doktorasını yurtdısında yapan tonla bilgi mezunu arkadaşım var. bireye bakıyor hersey.
0
Sen sınava tekrar hazırlanacaksın anladığım kadarıyla. Yanlış anlama ama yolun daha çok başındasın. Mühendislik falan okursan inanamayacağın derecede rakibin olacak. O bahsettiğin boğaziçi'nin mühendislik puanıyla zaten diş hekimliği kazanırsın. Zaten diş hekimliğinin yurt dışında yapılacak pek bir tarafı yok bence, akademik olarak çalışmayacaksan. İsviçre iyi ülke olmasına rağmen yılın 10 ayı falan soğuktur. Rusya da aynı şekilde. Rusya'ya giden de büyük ihtimal inşaat mühendisidir ve şantiyede çalışıyordur. Bence ne kadar kazanırsan kazan o bahsettiğin ülkelerde yaşamak sana zor gelecek. Şimdilik bunları düşünme. İyice çalış ve diş hekimliğini kazan. Öyle manavdan elma seçer gibi mühendislik seçersen para olarak hayal kırıklığına uğrarsın.
0
türk universitelerinin gecerliligi yok. egitimin kaliteli oldugunu dusunmuyorlar. turk diplomasiyla is bulamazsin ancak burda uni okursan yada master la yani burada gecerliligi olan bir okuldan mezunsan sansin olur. yine arkadaslar deginmis yazdigin rakamlari brut olarak mudurler-yoneticiler alir
ki her firmada degil bu da. sonradan gelmis bir gocmenin yonetici olmasi da cok zordur. uluslararasi firmalarda surekli ulke degistirip yukselenler ayri ki onlar da genlde belirli avrupa ulkelerinin vatandaslari zaten. yani o rakamlarla
hic kimse ise baslamaz oyle bir dunya yok.
ki her firmada degil bu da. sonradan gelmis bir gocmenin yonetici olmasi da cok zordur. uluslararasi firmalarda surekli ulke degistirip yukselenler ayri ki onlar da genlde belirli avrupa ulkelerinin vatandaslari zaten. yani o rakamlarla
hic kimse ise baslamaz oyle bir dunya yok.
0
diş hekiminin yurtdışında diş hekimi olarak iş bulma ihtimali, Türk dil ve edebiyatı mezununun yurtdışında iş bulma ihtimaline yakındır herhalde. benim tanıdığım çok iyi bir diş hekimi, Almanya'ya gidip, önce Almanca öğrendi ve sonra diş hekimliği fakültesine girip sıfırdan okudu ve fakülteyi yeniden bitirdi. Sonra da muayenehane açtı.
özet, madem yurtdışı, diş hekimliğine giremediğiniz isabet olmuş.
Almanya'da yazılımcı açığı olacağı, seneler öncesinden beri biliniyodu zaten. Rakamlar ortadaydı. İhtiyacın büyüme trendi şu, piyasaya çıkan yeni mezun sayısı şu. Yeni mezun sayısının artış hızı şu, ihtiyacın artış hızı şu şeklinde...
Bir de ara meslekleri araştırın. Onlara da ihtiyaç olabilir. Yani teknikerlik gibi, ön lisans gibi işler. Ama çok sağlam araştırmanız lâzım. Kulaktan dolma değil.
Rusya için inşaat mühendisliği iyi mesela. İnşaat mühendisliği genel olarak iyi zaten. Hele 4 bi yanımız savaş iken. O yakılıp yıkılan yerler, bi zaman gelecek ve yeniden yapılmaya başlanacak.
Çünkü barış kârlıysa barış olur, savaş kârlıysa savaş olur. Savaşın kârlı olmadığı bi dönem de gelecek.
Yalnız, başka ülkelerde bir yabancı olarak yaşamak istememek, atlatılması gereken bir durum. Avrupa'da yaşamadım. Psikolojisi nedir bilmiyorum ama yabancı olduğunuzu en az hissedeceğiniz ülke herhalde ABD'nin kuzeydoğu eyaletleridir. Massachusetts, Connecticut, New York, New Jersey gibi...
ODTÜ önemli bi okul tabii de, nerden mezunsun kardeşim sorusuna ''Middle East'' diye cevap vermek zorunda bıraktırıyo adamı. Zamanında adını niye Middle East kodularsa?
özet, madem yurtdışı, diş hekimliğine giremediğiniz isabet olmuş.
Almanya'da yazılımcı açığı olacağı, seneler öncesinden beri biliniyodu zaten. Rakamlar ortadaydı. İhtiyacın büyüme trendi şu, piyasaya çıkan yeni mezun sayısı şu. Yeni mezun sayısının artış hızı şu, ihtiyacın artış hızı şu şeklinde...
Bir de ara meslekleri araştırın. Onlara da ihtiyaç olabilir. Yani teknikerlik gibi, ön lisans gibi işler. Ama çok sağlam araştırmanız lâzım. Kulaktan dolma değil.
Rusya için inşaat mühendisliği iyi mesela. İnşaat mühendisliği genel olarak iyi zaten. Hele 4 bi yanımız savaş iken. O yakılıp yıkılan yerler, bi zaman gelecek ve yeniden yapılmaya başlanacak.
Çünkü barış kârlıysa barış olur, savaş kârlıysa savaş olur. Savaşın kârlı olmadığı bi dönem de gelecek.
Yalnız, başka ülkelerde bir yabancı olarak yaşamak istememek, atlatılması gereken bir durum. Avrupa'da yaşamadım. Psikolojisi nedir bilmiyorum ama yabancı olduğunuzu en az hissedeceğiniz ülke herhalde ABD'nin kuzeydoğu eyaletleridir. Massachusetts, Connecticut, New York, New Jersey gibi...
ODTÜ önemli bi okul tabii de, nerden mezunsun kardeşim sorusuna ''Middle East'' diye cevap vermek zorunda bıraktırıyo adamı. Zamanında adını niye Middle East kodularsa?
0
Bence süper bi hedef belirlemissin.durumun varsa yurtdısı üniversite olanaklarını arastır her ülke amerika gibi pahalı degil egitim konusunda. O olmaZsa da dishekimliğini salla bogaziçi koc a falan girmeye calıs.girince de ortalama kas.olmaz falan diyenlere bakma.Simdiden biseyler yaparsan kesin basarırsın gitme olayını
0
glori
evet sevgili duyuru buraya geri döndüğüme göre bir sıkıntım var demek ki (:neyseolay şubir anda ilişkiye yeni başladığım bir adamdanarkadaşlarımdanrutin yaptığım alışkanlıklarımdanfacebooktanverdiğim bir kısım sözlerimden vazgeçtim iki gün öncetek bir insan sesi duymak bile istemiyorum. insanlara ha
evet sevgili duyuru buraya geri döndüğüme göre bir sıkıntım var demek ki (:
neyse
olay şu
bir anda ilişkiye yeni başladığım bir adamdan
arkadaşlarımdan
rutin yaptığım alışkanlıklarımdan
facebooktan
verdiğim bir kısım sözlerimden vazgeçtim iki gün önce
tek bir insan sesi duymak bile istemiyorum. insanlara harcadığım bütün zamanımı kendime ve üzerine uğraşmaya başladığım müziğe setlerime çizimlerime vermek istiyorum.
4 en yakın arkadaşım birden bana küstü sanırım iki tanesi aramayarak sessizlikleriyle bunu hissettiriyor oldukça (: diğer ikisi telefonda baya hakaret etti (:
beni anlamalarını isterdim. belki bu vazgeçme modumdan çıkarım ama
gidip bakın bir süre konuşmak istemiyorum üzgünüm demek çok can sıkıcı.
şu leş pislik drug ortamı arkadaşlarımla da aramı açtım. ama çevremin büyük çoğunluğu onlardı yani temizliğe girdim bünyem ve çevremle birlikte. yani iyiye doğru gidiyorum psikiyatristim falan baya mutlu sen düzeliyorsun diyor.
yeni arkadaşlar yeni işler yeni çevre olacak sanırım bu gidişe ama şimdi değil.
bütün eski hayatımdan arınmaya çok kararlıyım. ama buna sebep olan şeyi beynimin içinde bulamıyorum.
ne oluyor da bir anda tamamen soyutlayabiliyorum kendimi?
insanlara ne dicem?
açık açık istemiyorum görüşmek mi dicem?
Ben niye sildim bir anda?
neyse
olay şu
bir anda ilişkiye yeni başladığım bir adamdan
arkadaşlarımdan
rutin yaptığım alışkanlıklarımdan
facebooktan
verdiğim bir kısım sözlerimden vazgeçtim iki gün önce
tek bir insan sesi duymak bile istemiyorum. insanlara harcadığım bütün zamanımı kendime ve üzerine uğraşmaya başladığım müziğe setlerime çizimlerime vermek istiyorum.
4 en yakın arkadaşım birden bana küstü sanırım iki tanesi aramayarak sessizlikleriyle bunu hissettiriyor oldukça (: diğer ikisi telefonda baya hakaret etti (:
beni anlamalarını isterdim. belki bu vazgeçme modumdan çıkarım ama
gidip bakın bir süre konuşmak istemiyorum üzgünüm demek çok can sıkıcı.
şu leş pislik drug ortamı arkadaşlarımla da aramı açtım. ama çevremin büyük çoğunluğu onlardı yani temizliğe girdim bünyem ve çevremle birlikte. yani iyiye doğru gidiyorum psikiyatristim falan baya mutlu sen düzeliyorsun diyor.
yeni arkadaşlar yeni işler yeni çevre olacak sanırım bu gidişe ama şimdi değil.
bütün eski hayatımdan arınmaya çok kararlıyım. ama buna sebep olan şeyi beynimin içinde bulamıyorum.
ne oluyor da bir anda tamamen soyutlayabiliyorum kendimi?
insanlara ne dicem?
açık açık istemiyorum görüşmek mi dicem?
Ben niye sildim bir anda?
0
arkadaşım haplarla falan olacak iş değil bu. acizsin ki uyuşturucuya falan bulaşmışsın. beyinde bir sorun var besbelli ki ve senin de bildiğin üzre beyin tek tamir edilemeyen organ ne yazık ki. ilaçlar falan hikaye.
önerim de kendi içerinde yaşadıklarını pek arkadaşlarına falan yansıtma. yalan söyle ama yansıtma dışarı. böyle bir süre arkadaşın falan olur en azından yalanların ortaya çıkana kadar.
önerim de kendi içerinde yaşadıklarını pek arkadaşlarına falan yansıtma. yalan söyle ama yansıtma dışarı. böyle bir süre arkadaşın falan olur en azından yalanların ortaya çıkana kadar.
0
çok yanlış yoldasın. hepsi sana yalnızlık, depresyon, intihara meyillenme olarak dönecek. çok ciddiyim. çünkü aynısını yaşadım.
0
bu bir yenilenmenin ve olgunluğa ulaşmanın başlangıcı. bunu yapabildiysen şanslısın. çünkü uyuşturucu kullananların çoğu rezil bir biçimde ölüyor. farkın şu. müzik diyorsun, çizim diyorsun. yeteneklisin belli ki. arkadaşlarının böyle yetenekleri olmadığı için onlar her şeyden kaçamıyorlar. senin elinde bir şeyler olduğu için buna değer veriyorsun ve onlardan farklı olduğunu görüyorsun. insanlara bir şey demene gerek yok. tam gaz istediklerini yap. bir daha da yoldan çıkma.
0
mea maxima ablam senin kadar olamasam da evet giriorum bazen haliyle lakin glori nickçiğimle ilk dün duyuru açtım. bu benim ilk duyurum demiorum dün akşam geldim yani..
teşekkür ederim her duyurumda hemen cevap yazıp sonra sildiğin için
ayrıca ben duyuruyu bırakmıştım kasım ayında. arada bir gelip gitmem niye batıyor.... ilginçsiniz he
teşekkür ederim her duyurumda hemen cevap yazıp sonra sildiğin için
ayrıca ben duyuruyu bırakmıştım kasım ayında. arada bir gelip gitmem niye batıyor.... ilginçsiniz he
0
aferim qız! adam oluyon, sevindim.
görüşme isteklerini ya salla, ya da araya giren zaman aralıklarını giderek uzat, arama, sorma. randevu ver, gitme filan.
arada bir haber et bize de.
görüşme isteklerini ya salla, ya da araya giren zaman aralıklarını giderek uzat, arama, sorma. randevu ver, gitme filan.
arada bir haber et bize de.
0
sen kız mıydın? sana uyuz olmuştum. kız olabileceğin aklıma bile gelmemişti. şaşırdım.
0
O arkadasliklarla temizlenmen soz konusu degil bence
Kendin icin onlari Terk et
Kendin icin onlari Terk et
0
auroraaurora
Mülakatların sonunda soruyorlar ya "Sizin sormak istediğiniz bir şey var mı?" gibi sorular. Benim genelde merak ettiğim bir şey olmuyor.:) Nadiren bir şey soruyorum ya da şu anda yok diye geçiştiriyorum. İlgisiz görünmek de istemiyorum. Pozisyon genelde detaylarıyla anlatılıyor zaten. Aklıma bir şey
Mülakatların sonunda soruyorlar ya "Sizin sormak istediğiniz bir şey var mı?" gibi sorular. Benim genelde merak ettiğim bir şey olmuyor.:) Nadiren bir şey soruyorum ya da şu anda yok diye geçiştiriyorum. İlgisiz görünmek de istemiyorum. Pozisyon genelde detaylarıyla anlatılıyor zaten. Aklıma bir şey takılırsa o anda soruyorum. Sizce neyle ilgili sorular sorulabilir?
0
www.banaisbul.com sitesinin mülakat taktikleri kategorisinde soruna cevap bulabilirsin. Mutlaka soru sorman gerekiyor, bu seni öne geçirecek ve pozisyonla ilgili olduğunu gösterecek.
0
dikkat cekici, ego oksayici seyler soylemek gerek.
"evet var; ama biraz kisisel olacak; gomleginiz cok guzelmis. kardesim de boyle seyleri sever. nereden aldiginizi sorabilir miyim?"
inan bana ise yarar. zira kurumsal firmaysa gunde 10 kisiyle mulakata giriyordur. iz birakici birseylerle sonlandir ki. onlarca kisinin icinde sansin artsin. kimse bana kurumsallikla gelmesin. gunde 10 kisiyla mulakata giren insan illa rutine baglar ve tercihlerinde bu kriteri goz onune alir. zira o sadece on eleme yapar. insiyatif kullanabilir. ise alinip alinmmayacagi bolum/departman sefi mulakatlarindan sonra olur.
"evet var; ama biraz kisisel olacak; gomleginiz cok guzelmis. kardesim de boyle seyleri sever. nereden aldiginizi sorabilir miyim?"
inan bana ise yarar. zira kurumsal firmaysa gunde 10 kisiyle mulakata giriyordur. iz birakici birseylerle sonlandir ki. onlarca kisinin icinde sansin artsin. kimse bana kurumsallikla gelmesin. gunde 10 kisiyla mulakata giren insan illa rutine baglar ve tercihlerinde bu kriteri goz onune alir. zira o sadece on eleme yapar. insiyatif kullanabilir. ise alinip alinmmayacagi bolum/departman sefi mulakatlarindan sonra olur.
0
300 kişiyi işe aldım. Karar veren tek yetkili bendim. Kaç kişiyle görüşmüşümdür tahmin edin. Biri bana gömleğimle ilgili bi soru sorsa, o dakka elerim. Kafadan.
Müracaat ettiğiniz kadronun iş tanımını çok iyi inceleyin, şirketi, faaliyetini, ürünlerini çok iyi inceleyin. Dersinizi çok iyi çalışıp gidin ve o faaliyet alanına, o ürünlere, o işe dair güzel bir soru düşünün. Bir ya da birkaç şeyi gerçekten merak edin. Zorlama ya da yapmacık olmasın bu merak. O soruyu bulmak için saatlerce düşünün önceden.
Müracaat ettiğiniz kadronun iş tanımını çok iyi inceleyin, şirketi, faaliyetini, ürünlerini çok iyi inceleyin. Dersinizi çok iyi çalışıp gidin ve o faaliyet alanına, o ürünlere, o işe dair güzel bir soru düşünün. Bir ya da birkaç şeyi gerçekten merak edin. Zorlama ya da yapmacık olmasın bu merak. O soruyu bulmak için saatlerce düşünün önceden.
0
Sirkette aday mulakatlarina ben de giriyorum. Birisi bana gomlegimle ilgili bir sey sorsa gayet gayriciddi bulur direkt elerim.
Onun yerine firmayla ya da pozisyonla ilgili sorular sormasini beklerim. En basitinden siradan bir is gunu nasil gecer, baska departmanlarla ortaklasa calisma imkanlari neler, kisisel projelere ne kadar zaman ayirilabiliyor vs.
Onun yerine firmayla ya da pozisyonla ilgili sorular sormasini beklerim. En basitinden siradan bir is gunu nasil gecer, baska departmanlarla ortaklasa calisma imkanlari neler, kisisel projelere ne kadar zaman ayirilabiliyor vs.
0
Gomlegi sormayi akil eden arkadasin hayat tecrubesini merak ettim. Saclariniz boya mi kac numara hangi marka? Gobek de yerindeymis masallah kac kilosunuz? Gibi daha kisisel alanlara dalmanizi tavsiye ediyorum. Hangi takimi tuttugunu da sorun mutlaka. Akilda kalmaniz her zaman olumlu olacak demek degil son bir ayda en az 30 kisiyle gorustum uc dort kisi ise aldim fakat bunlar hep akilda kalanlar degildi. Supermarkete kasiyer arasaydim akilda kalanlari secerdim belki ama bilemedim.
0
jesterdvine
Atıyorum webdenal sitesi oradan birşey aldıktan sonra her gün mail atar. Kardeşim nikah şekeri yapıyor ve satıyor. Onun e-ticaret sitesine bu fonksiyon nasıl eklenir?
Atıyorum webdenal sitesi oradan birşey aldıktan sonra her gün mail atar. Kardeşim nikah şekeri yapıyor ve satıyor. Onun e-ticaret sitesine bu fonksiyon nasıl eklenir?
0
e-ticaret sitesi icin hazir bir sistem kullaniyorsa bir modulu vardir elbet. yok ozel olarak yaptirtmissa birine, yaptirdigi kisi/kurum ile gorussun.
0
bu ne kadar iyi bir fikir acaba?
diyelim ben nikah şekeri aldım o siteden.
sonra da hergün email gelmeye başladı.
o emailin gelmesini önlemek için herşeyi yapardım.
Gerçek mağazadan alışveriş ederken, ''faturanızı/fişinizi kâğıt yerine email ile ister misiniz?'' soytarılığı var mesela.
'Tabi lan, manyak mısın, tabii ki isterim! Nağadar çevrecisiniz!' diyorum.
'E peki biz sizin email adresinizi bilmiyoruz'
'A aaa lafı mı olur? Ahan da benim email adresim bu!'
Sonra gelsin hergün yıldırıcı emailler. O firma/mağaza benim gözümde ne hâle geliyo?
diyelim ben nikah şekeri aldım o siteden.
sonra da hergün email gelmeye başladı.
o emailin gelmesini önlemek için herşeyi yapardım.
Gerçek mağazadan alışveriş ederken, ''faturanızı/fişinizi kâğıt yerine email ile ister misiniz?'' soytarılığı var mesela.
'Tabi lan, manyak mısın, tabii ki isterim! Nağadar çevrecisiniz!' diyorum.
'E peki biz sizin email adresinizi bilmiyoruz'
'A aaa lafı mı olur? Ahan da benim email adresim bu!'
Sonra gelsin hergün yıldırıcı emailler. O firma/mağaza benim gözümde ne hâle geliyo?
0
pescador
şimdi bir arkadaşla haylayf muhabbeti yaparken aklıma geldi. adını hatırlayamıyorum bir türlü. iki cici bebenin arasına krema sürülüp birleştirildiğini düşünün. ambalajı böyle hmmm sanırım altın rengi gibi bi şeydi. adında CAN olabilir ama emin değilim. canpare değil, sanmıyorum. eğer oysa bile, es
şimdi bir arkadaşla haylayf muhabbeti yaparken aklıma geldi. adını hatırlayamıyorum bir türlü. iki cici bebenin arasına krema sürülüp birleştirildiğini düşünün. ambalajı böyle hmmm sanırım altın rengi gibi bi şeydi. adında CAN olabilir ama emin değilim. canpare değil, sanmıyorum. eğer oysa bile, eskidir. bildiğimiz şu negro, tutku gibi olan canparelerden değil.
küçük bi ambalajı vardı böyle çikolata gibi. neydi hatırlayan var mı? ben çocukken babam sürekli bundan yerdi. hışırtıyı duyup sevinirdim "AHA YİYECEK ŞEKERLİ Bİ ŞEYLER VAR" diye ama onu görünce üzülürdüm, ben hiç sevmiyodum. ama bayılıyodu herif ya, mutfaktaki her dolapta 1-2 tane bundan olurdu.
artık satılmıyor sanırım, satılsa görürdüm. neydi bu? :(
küçük bi ambalajı vardı böyle çikolata gibi. neydi hatırlayan var mı? ben çocukken babam sürekli bundan yerdi. hışırtıyı duyup sevinirdim "AHA YİYECEK ŞEKERLİ Bİ ŞEYLER VAR" diye ama onu görünce üzülürdüm, ben hiç sevmiyodum. ama bayılıyodu herif ya, mutfaktaki her dolapta 1-2 tane bundan olurdu.
artık satılmıyor sanırım, satılsa görürdüm. neydi bu? :(
0
e hani kimse mi hatırlamıyo, lafa gelince 90 nesli diye karı kız düşürmeyi biliyosunuz ama?? :(
0
0
Eti'yle Ülker'in kremalı bisküvileri geldi aklıma. Eti Kremalı, Ülker Kremalı adları da. :D
0
@lola, ısmarlarım ama bu da değil. bana mı güvenmiyosunuz nedir, cici bebe diyorum hala düz şeyler söylüyosunuz. vallahi billahi cici bebe gibiydi ya. cici bebe'nin düz tarafına krema sürün. başka bir cici bebe'nin düz tarafıyla üstünü kapatın. yani iki cici bebe. şöyle düşünün,
|| krema.
<| cici bebe.
|> diğer cici bebe.
benim aradığım bisküvi, şu şekilde 4-6-8 küsür bisküviden oluşan bi paketteydi,
<||||>
saydıklarınızın hiçbiri değil. herif yurtdışından özel falan mı getirtiyodu napıyodu ya, çıkmış bütün bisküviler söylendi ama hiçbiri değil. ben çok net hatırlıyorum, ambalajını görsem anlarım yani :/
|| krema.
<| cici bebe.
|> diğer cici bebe.
benim aradığım bisküvi, şu şekilde 4-6-8 küsür bisküviden oluşan bi paketteydi,
<||||>
saydıklarınızın hiçbiri değil. herif yurtdışından özel falan mı getirtiyodu napıyodu ya, çıkmış bütün bisküviler söylendi ama hiçbiri değil. ben çok net hatırlıyorum, ambalajını görsem anlarım yani :/
0
AHA! KOKOŞALE OLABİLİR! çok benziyor. ambalajı aynen böyleydi. ama içini görmem lazım. aradım bulamadım. içindeki bisküvinin neye benzediğini hatırlayan, gösterebilecek olan var mı? çok benziyor buna.
0
Kesinlikle kokoşale! Dışı bebe bisküvisi içi hindistancevizi kreması vardı. cici bebe gibi sert değildi ama
0
puc
Selamlar,Patatesi yakmadan nasıl pişiriyoruz fırında? Dün 220°C de 30-35 dk tavukla birlikte denedim, üstleri kızardı ama içleri pişmemişti tam. Süre veya sıcaklık mı yeterli gelmedi?Fırın işlerini yeni yeni öğreniyorum.İyi haftasonları herkese.
Selamlar,
Patatesi yakmadan nasıl pişiriyoruz fırında? Dün 220°C de 30-35 dk tavukla birlikte denedim, üstleri kızardı ama içleri pişmemişti tam. Süre veya sıcaklık mı yeterli gelmedi?
Fırın işlerini yeni yeni öğreniyorum.
İyi haftasonları herkese.
Patatesi yakmadan nasıl pişiriyoruz fırında? Dün 220°C de 30-35 dk tavukla birlikte denedim, üstleri kızardı ama içleri pişmemişti tam. Süre veya sıcaklık mı yeterli gelmedi?
Fırın işlerini yeni yeni öğreniyorum.
İyi haftasonları herkese.
0
küçük parçalara ayırmak yada parçalar büyükse ortalarından çatalla yada bıçakla küçük çizikler yapmak işinizi görür.
0
bütün koyuyorsan yarım pişecek kadar suda haşla sonra fırına at daha güzel pişiyor. ya da tavuğun yanına halka halka kes.
0
Öneriler için çok teşekkürler. Ben halka halka kesmiştim, ama çok kalın değildi.
Bir de ben altta yağlı kağıt kullandım sadece, yani üzerini kapatmadım. @snowflake'in de dediği gibi bazen duyuyorum folyo ile kapatıyorlar. Üzerini folyoyla kapatmanın faydası ne tam olarak? Kuruyup yanmasını mı önlüyor? Her yemekte folyo mu kullanayım?
Bir de ben altta yağlı kağıt kullandım sadece, yani üzerini kapatmadım. @snowflake'in de dediği gibi bazen duyuyorum folyo ile kapatıyorlar. Üzerini folyoyla kapatmanın faydası ne tam olarak? Kuruyup yanmasını mı önlüyor? Her yemekte folyo mu kullanayım?
0
Bu durumda sıcaklığı düşürmen gerekir, önce 180 sonra 200 falan deneyebilirsin. 200 ve üzeri et ürünlerini pişiriyor.
0
yemeğe koymadan önce bi 10 dakka haşlayabilirsiniz.
daha küçük doğrayabilirsiniz.
aluminyum kağıda sarıp önceden biraz, 10 dakka mesela, fırında pişirebilirsiniz.
daha küçük doğrayabilirsiniz.
aluminyum kağıda sarıp önceden biraz, 10 dakka mesela, fırında pişirebilirsiniz.
0
patatesin tam pişmesi için içindeki suyunu kaybetmemesi lazım. ya biraz su koyacaksınız ya yemeğin buharının kaçmasını önleyeceksiniz ya da önceden biraz
haşlayacaksınız.
önceden biraz haşlayacaksanız, sıcak ve az su kullanın. o su haşlama işleminin sonunda bitmiş olsun. böylece vitamin ve lezzet kaybını önlemiş olursunuz.
fırın tepsisini folyo ile kapatıp buharı muhafaza edecekseniz patatesler piştikten sonra folyoyu alıp bir süre daha fırında tutun. nar gibi kızarınca fırından alın. folyo kullanmak istemiyorsanız hemencecik ufak bi hamur hazırlayıp tepsiyi hamurla da kapatabilirsiniz.
haşlayacaksınız.
önceden biraz haşlayacaksanız, sıcak ve az su kullanın. o su haşlama işleminin sonunda bitmiş olsun. böylece vitamin ve lezzet kaybını önlemiş olursunuz.
fırın tepsisini folyo ile kapatıp buharı muhafaza edecekseniz patatesler piştikten sonra folyoyu alıp bir süre daha fırında tutun. nar gibi kızarınca fırından alın. folyo kullanmak istemiyorsanız hemencecik ufak bi hamur hazırlayıp tepsiyi hamurla da kapatabilirsiniz.
0
angels have the delorean
Biraz bu konuya ilgi duyuyorum, İngilizce çok fazla kaynak var, okuyorum ediyorum ama çok da kafamı veremiyorum kendi dilimde okuyamadığım için. Bu yüzden Türkçe kaynak var mıdır? Özellikle bu nörotransmitter arkadaşların psikolojik ve davranışsal etkilerini okuyabileceğim, dengelerindeki değişiklik
Biraz bu konuya ilgi duyuyorum, İngilizce çok fazla kaynak var, okuyorum ediyorum ama çok da kafamı veremiyorum kendi dilimde okuyamadığım için. Bu yüzden Türkçe kaynak var mıdır? Özellikle bu nörotransmitter arkadaşların psikolojik ve davranışsal etkilerini okuyabileceğim, dengelerindeki değişikliklerde ne tarz kimyasalların kullanılabileceği içerikli. Daha çok beyindeki işlevleri, etkileri temalı bir şey. Ders kitabı gibi olursa da uygundur, hatta Türkçe psikoloji eğitimi alan arkadaşlar biyolojik psikoloji derslerinde hangi kitabı kullanıyorlar, kitap bu tarz şeyleri karşılıyor mu falan, yardımcı olabilirseniz baya iyi olur. Teşekkürler şimdiden.
0
kırmızıkaşekaban
tadımın kaçmasının sebebi şu: yaz okulundan 3 ders alıyorum. hepsini aa ile geçmek niyetindeydim. gidişat da o yöndeydi fakat bir dersten 30 aldım. tanısanız hiç sevmeyeceğiniz, karaktersizin önde gideni bir hocamız var. her dönem ayrı pisliğinden dolayı birileriyle davalık oluyor. bu 30 aldığım sın
tadımın kaçmasının sebebi şu:
yaz okulundan 3 ders alıyorum. hepsini aa ile geçmek niyetindeydim. gidişat da o yöndeydi fakat bir dersten 30 aldım. tanısanız hiç sevmeyeceğiniz, karaktersizin önde gideni bir hocamız var. her dönem ayrı pisliğinden dolayı birileriyle davalık oluyor. bu 30 aldığım sınav esnasında da öğrencilerden biriyle kavga ettiler. zaten geçirmeyeceği belliydi de... benim kağıdımın günahı ne:(
www.eksiduyuru.com eskiden böyle de bir sorum olmuştu hatta. canı kimseyi geçirmek istemezse kafasına göre sınav falan iptal ediyor.
nasıl toparlayayım moralimi? ne yapayım, ne edeyim bir fikir... teşekkür ederim şimdiden.
yaz okulundan 3 ders alıyorum. hepsini aa ile geçmek niyetindeydim. gidişat da o yöndeydi fakat bir dersten 30 aldım. tanısanız hiç sevmeyeceğiniz, karaktersizin önde gideni bir hocamız var. her dönem ayrı pisliğinden dolayı birileriyle davalık oluyor. bu 30 aldığım sınav esnasında da öğrencilerden biriyle kavga ettiler. zaten geçirmeyeceği belliydi de... benim kağıdımın günahı ne:(
www.eksiduyuru.com eskiden böyle de bir sorum olmuştu hatta. canı kimseyi geçirmek istemezse kafasına göre sınav falan iptal ediyor.
nasıl toparlayayım moralimi? ne yapayım, ne edeyim bir fikir... teşekkür ederim şimdiden.
0
mutsuzluğa sebep olan şeyi değiştirme imkanınız varsa değiştirin ya da en azından uğraşın. eğer elinizden birşey gelmiyorsa dersten kalmak dediğiniz şeyin olabilirliğini kabul edin. hakkında fazla düşünmemek için kendinizi herhangi birşeyle oyalayın.
0
olaya farklı bir açıdan bakarak getirebilirsin.
öyle bir hoca tanımış olduğun için kendini şanslı sayarsın. öyle hocaları tanımazsan, iyi hocaların kıymetini nası anlayacaksın?
öyle bir kişinin çocuğu olmadığın için kendini şanslı sayarsın.
ileride öyle bir kişi olmayacağından adın gibi emin olduğun için de kendini şanslı sayarsın ve yüzüne geniş bir gülümseme yayılır. için mutluluk dolar.
öyle bir hoca tanımış olduğun için kendini şanslı sayarsın. öyle hocaları tanımazsan, iyi hocaların kıymetini nası anlayacaksın?
öyle bir kişinin çocuğu olmadığın için kendini şanslı sayarsın.
ileride öyle bir kişi olmayacağından adın gibi emin olduğun için de kendini şanslı sayarsın ve yüzüne geniş bir gülümseme yayılır. için mutluluk dolar.
0
bence sorunu çözmeye çalışsan moralin düzelir -e mutlu da olursun haliyle-
bence gidip hocayla kibarca, anlayışlı olarak konuş -yalnız giderken olabildiğince iyi bir ruh hali içinde ol, başına gelebilecek her şeyi çekebilecek durumda ol, yani kendi ruh halini anca kendin değiştirebilirsin sonuçta- hocayla git yumuşak yumuşak konuş, empati kur -bu önemli- yani "kurulmaz!" deme, o empatiyi kur, empati kurduğunu hissederse -bu bilinçaltı bir histir, bilinçüstü değil, yani farkında olmadan bunu hisseder karşı taraf- zaten sorun yok, belki bir derdi vardır seninle paylaşır, belki bir şekilde senin suçsuz günahsız olduğun durum için de çözüm üretebilirsiniz. en önemlisi empati kurduğunu değil ama "onu anladığını" hissettir ki bu da direkt olarak "sizi anlıyorum" demektir -kesinlikle herhangi bir beyanına karşılık "haklısınız" deme, "haklısınız" denilebilecek en kötü sözdür, karşı tarafa "üste çıkma hakkı" verir gereksiz ve haksız yere -amma da çok hak dedim ya la!- neyse, örnek diyalog veriyorum:
- hocam merhaba nasılsınız?
*hoca ters bir tavırla* - nasıl olalım kırmızı, sizlerle uğraşıyoruz! *bol bol kinaye serpiştirir hoca*
- anlıyorum, öğrencilerle uğraşmak zordur eminim, tabi çektiğiniz sıkıntıyı gene de tam olarak idrak edemem, ama benim annem de -burada salla artık bir aile üyesi- emekli öğretmen, yıllarca çok uğraştı öğrencileri ile, ama şimdi gelip "hocam sizin sayenizde iyi yerlere geldik" diyenler oluyor, bu da annemi çok mutlu ediyor. "o kadar sıkıntı çektiğime değdi" diyor.
işte bu noktada sen hocada bir "nokta" oluşturmuş oluyorsun. hem empati kuruyorsun, bunu da "sezdiriyorsun" hem de karşı tarafı yumuşatmış oluyorsun, hoşgörüsünü geri kazandırmış oluyorsun kendisine, hem de daha anlayışlı bir yöne "iteliyorsun" kendisini.
önceki duyurunu da şimdi okudum, bak arkadaşlarınla bu konuyu konuş, konuşarak ikna edin hocanızı. muhtemelen hocanız sevgisiz büyümüş ya da böyle olumsuz bir şeyler yaşamış bir insan. siz ona sevgi gösterirseniz, aslında düşüncesini ters yönde çevirebilir. belki de özel hayatında bir sorunu var ve onu çözmeye çalışıyor -böyle hocalarım vardı- ve sizden çıkarıyor acısını. yani kendisinin pisliğine düşmeyin, derim. be çoğumuz düz adamız, std insanlarız, o yüzden biraz sevgi gösterince normale dönmeyen insan az -tabi aşırı manyaksa bilemiyorum, ama sanmıyorum da-
ayrıca, hocanın da sana empati duymasını sağla. ama tabi sen ilk empatiyi ona gösterdikten sonra. insanlar genelde "vermeden alma" eğilimden olduğu için, çoğu insan "empati göstermeden empati beklemek" hatasına düşüyor. bunu yapma. önce sen onu anla, hatta tüm sınıf gidin, hocanızla tatlı tatlı konuşun. baktınız yola gelmiyor, işte o zaman siktir edersiniz. o noktadan sonra yapılacak bir şey yok. ama giderken öyle şeker çikolata felan götürmeyin, bu sefer de yağcılık yaptığınızı ve çıkar için hareket ettiğinizi düşünür. siz çıkar için hareket etmeyin zaten, odasına giderken "bir insanı anlamak" amacıyla gidin, yani derdiniz not olmasın. cidden olmasın. tamamen dürüst, açık ve şeffaf olun, onu anlamaya çalışın, derdi neyse destek olmaya çalışın. sonrasında zaten ne not düşüneceksiniz ne de düşüneceğiniz kadar düşük notlarınız olacak. özetle, su yolunu bulacak.
kısacası, sen anca sorununu çözersen moralini düzeltebilirsin.
bence gidip hocayla kibarca, anlayışlı olarak konuş -yalnız giderken olabildiğince iyi bir ruh hali içinde ol, başına gelebilecek her şeyi çekebilecek durumda ol, yani kendi ruh halini anca kendin değiştirebilirsin sonuçta- hocayla git yumuşak yumuşak konuş, empati kur -bu önemli- yani "kurulmaz!" deme, o empatiyi kur, empati kurduğunu hissederse -bu bilinçaltı bir histir, bilinçüstü değil, yani farkında olmadan bunu hisseder karşı taraf- zaten sorun yok, belki bir derdi vardır seninle paylaşır, belki bir şekilde senin suçsuz günahsız olduğun durum için de çözüm üretebilirsiniz. en önemlisi empati kurduğunu değil ama "onu anladığını" hissettir ki bu da direkt olarak "sizi anlıyorum" demektir -kesinlikle herhangi bir beyanına karşılık "haklısınız" deme, "haklısınız" denilebilecek en kötü sözdür, karşı tarafa "üste çıkma hakkı" verir gereksiz ve haksız yere -amma da çok hak dedim ya la!- neyse, örnek diyalog veriyorum:
- hocam merhaba nasılsınız?
*hoca ters bir tavırla* - nasıl olalım kırmızı, sizlerle uğraşıyoruz! *bol bol kinaye serpiştirir hoca*
- anlıyorum, öğrencilerle uğraşmak zordur eminim, tabi çektiğiniz sıkıntıyı gene de tam olarak idrak edemem, ama benim annem de -burada salla artık bir aile üyesi- emekli öğretmen, yıllarca çok uğraştı öğrencileri ile, ama şimdi gelip "hocam sizin sayenizde iyi yerlere geldik" diyenler oluyor, bu da annemi çok mutlu ediyor. "o kadar sıkıntı çektiğime değdi" diyor.
işte bu noktada sen hocada bir "nokta" oluşturmuş oluyorsun. hem empati kuruyorsun, bunu da "sezdiriyorsun" hem de karşı tarafı yumuşatmış oluyorsun, hoşgörüsünü geri kazandırmış oluyorsun kendisine, hem de daha anlayışlı bir yöne "iteliyorsun" kendisini.
önceki duyurunu da şimdi okudum, bak arkadaşlarınla bu konuyu konuş, konuşarak ikna edin hocanızı. muhtemelen hocanız sevgisiz büyümüş ya da böyle olumsuz bir şeyler yaşamış bir insan. siz ona sevgi gösterirseniz, aslında düşüncesini ters yönde çevirebilir. belki de özel hayatında bir sorunu var ve onu çözmeye çalışıyor -böyle hocalarım vardı- ve sizden çıkarıyor acısını. yani kendisinin pisliğine düşmeyin, derim. be çoğumuz düz adamız, std insanlarız, o yüzden biraz sevgi gösterince normale dönmeyen insan az -tabi aşırı manyaksa bilemiyorum, ama sanmıyorum da-
ayrıca, hocanın da sana empati duymasını sağla. ama tabi sen ilk empatiyi ona gösterdikten sonra. insanlar genelde "vermeden alma" eğilimden olduğu için, çoğu insan "empati göstermeden empati beklemek" hatasına düşüyor. bunu yapma. önce sen onu anla, hatta tüm sınıf gidin, hocanızla tatlı tatlı konuşun. baktınız yola gelmiyor, işte o zaman siktir edersiniz. o noktadan sonra yapılacak bir şey yok. ama giderken öyle şeker çikolata felan götürmeyin, bu sefer de yağcılık yaptığınızı ve çıkar için hareket ettiğinizi düşünür. siz çıkar için hareket etmeyin zaten, odasına giderken "bir insanı anlamak" amacıyla gidin, yani derdiniz not olmasın. cidden olmasın. tamamen dürüst, açık ve şeffaf olun, onu anlamaya çalışın, derdi neyse destek olmaya çalışın. sonrasında zaten ne not düşüneceksiniz ne de düşüneceğiniz kadar düşük notlarınız olacak. özetle, su yolunu bulacak.
kısacası, sen anca sorununu çözersen moralini düzeltebilirsin.
0
tolga asp
bir haftalığına gideceğim, türk parası götürürsem orda ruble'ye dönüştüremeyebilirim o yüzden euro veya dolar götürsem daha isabetli olur sanki. hangisini götürmek daha mantıklı olur? forumlara baktım iyice kafam karıştı. kimisi çapraz kurları hesapla diyor, kimisi abd ile arası kötü euro götür diyo
bir haftalığına gideceğim, türk parası götürürsem orda ruble'ye dönüştüremeyebilirim o yüzden euro veya dolar götürsem daha isabetli olur sanki.
hangisini götürmek daha mantıklı olur? forumlara baktım iyice kafam karıştı. kimisi çapraz kurları hesapla diyor, kimisi abd ile arası kötü euro götür diyor, kimisi kiralar dolar üzerinden ödendiği için dolar götür diyor. sonuçta giden para ruble'ye çevrilecek ama, ne yapmalı?
hangisini götürmek daha mantıklı olur? forumlara baktım iyice kafam karıştı. kimisi çapraz kurları hesapla diyor, kimisi abd ile arası kötü euro götür diyor, kimisi kiralar dolar üzerinden ödendiği için dolar götür diyor. sonuçta giden para ruble'ye çevrilecek ama, ne yapmalı?
0
buradan ruble ile git. rusya'da yüksek kurdan alırlar o paralarını elinde bir şey kalmaz.
0
dolar da götürsen euro da götürsen döviz bürosunda çevirirsin sıkıntı yapmaya gerek yok.
0
dönüştürme bakımından ikisi de olur. dükkanlar ise euro ile ödeme almaya daha eğilimli oluyorlar dolardan ziyade. hani ihtiyaç durumunda euro ile de alışveriş yapılabiliyor ekstrem yerler haricinde.
damga olmasın paraların üstünde. bu konuda çok katılar.
damga olmasın paraların üstünde. bu konuda çok katılar.
0
biri de priviyet diye damga basmış Euro üstüne:
home.online.nl
birileri de Fransa içişleri bakanını istifaya çağıran damgalar basıp durmuş:
www.worldofcoins.eu
e, nooluyo o zaman? devletler o banknotları dolaşımdan çekmek istiyolar. (niye dediysem bunu ben şimdi?)
home.online.nl
birileri de Fransa içişleri bakanını istifaya çağıran damgalar basıp durmuş:
www.worldofcoins.eu
e, nooluyo o zaman? devletler o banknotları dolaşımdan çekmek istiyolar. (niye dediysem bunu ben şimdi?)
0
ben gittiğimde hiçbir şey götürmedim, banka kartımla ruble çektim, atıyorum 100liralık ruble çekiyorsa 104tl kesildi hesabımdan.
0
Ben 10 gün kadar önce döndüm Rusya'dan. Hatta o damgalı euro duyurusunu açan benim. Euro götürmek daha mantıklı geldi bana, çünkü orada bazı dükkanlar fiyatları ruble yanında euro olarak da yazmışlar.
Damgalı euroları döviz büroları ve küçük bankalarda çeviremedim. Ancak Siberbank kabul etti, fakat düşük kurdan çevirebildim. 1 euroyu 46-47.5 ruble olarak çeviriyorlar. Petersburg havaalanında 46'dan, şehiriçindeki bürolardan 47.5'da çevirtebilirsin. Siberbank 46.5'dan almıştı. Ancak paraların üzerinde hiçbir yazı, mühür, damga vs. olmasın.
Damgalı euroları döviz büroları ve küçük bankalarda çeviremedim. Ancak Siberbank kabul etti, fakat düşük kurdan çevirebildim. 1 euroyu 46-47.5 ruble olarak çeviriyorlar. Petersburg havaalanında 46'dan, şehiriçindeki bürolardan 47.5'da çevirtebilirsin. Siberbank 46.5'dan almıştı. Ancak paraların üzerinde hiçbir yazı, mühür, damga vs. olmasın.
0
Damgali parayi da alirlar ama baya ucuza alirlar. EUR ya da USD farketmez. Bu arada son gunlerde doviz baya firladi Rusya'da, bu sizin icin iyi tabi. Sakin tren istasyonu, havaalani gibi yerlerde bozdurmayin, anormal kaziklarlar. O nedenle yaniniza TR'den 2.000 Ruble gibi bir para alin, bazi dovizcilerde var bildigim kadariyla. Dovizinizi sehir icinde bankalardan bozdurursunuz.
0
hazır herkes toplanmışken, bana rusya'da bulunan herhangi bir süpermarket'in online satış sayfasının linkini gönderebilir misiniz? fiyatlar hakkında piyasa araştırması yapmak istiyorum ama bir şey bulamadım.
0
Rusya'da online satis yapan market var mi bilemem ama Rusya'da online satilan seyler magazadan daha pahali olabiliyorlar.spesifik olarak sormak istediginiz urun varsa yazabilirsiniz, yanitlarim. o arada bi bakayim hakkaten online satis yapan market var miymis.. hmm
edit: baktim, fiyatlar icin www.lenta.com
edit: baktim, fiyatlar icin www.lenta.com
0
tepedeki psychedelic adam
hani böyle eli ampul çevirir gibi yaparsın ya. niye bu hareket deliliği belirtir, var mı bi sebebi yoksa sadece öyle mi? tüm dünyada geçerli bi hareket di mi bu?http://www.karaokeler.com/wp-content/uploads/2013/07/delisin.jpg
hani böyle eli ampul çevirir gibi yaparsın ya. niye bu hareket deliliği belirtir, var mı bi sebebi yoksa sadece öyle mi? tüm dünyada geçerli bi hareket di mi bu?
www.karaokeler.com
www.karaokeler.com
0
bir çeşidi de
İşaret parmağını göz kenarındaki kaz ayağı bölgesini işaret ederek çevirme şeklinde yapılır.
Aklın oynatmış anlamına gelir.
İşaret parmağını göz kenarındaki kaz ayağı bölgesini işaret ederek çevirme şeklinde yapılır.
Aklın oynatmış anlamına gelir.
0
avrupa ve amerika'da bildiğim kadarıyla elini kafana sıkar gibi yapıp işaret parmağını çeviriyorsun. deli hareketi bu. şöyle yani:
www.simplybodylanguage.com
bizdeki sadece bize has olabilir. ama sonuçta hep bir kafanın oynak olması, sabit durmaması durumu var.
www.simplybodylanguage.com
bizdeki sadece bize has olabilir. ama sonuçta hep bir kafanın oynak olması, sabit durmaması durumu var.
0
evet
thumbs.dreamstime.com
bi zamanlar, kafadan kontak diye güzel bi laf vardı. kontak, kısa devre, ampul patladı, ampulü değiştirmek lâzım gibi bi çağrışım oldu kafamda. kafadan kontak mıyım neyim?
ben de bizden başkasında görmedim o hareketi. ama her gün yeni bişey duyuyorum. bi başka kültürde de olur mu olur valla!
thumbs.dreamstime.com
bi zamanlar, kafadan kontak diye güzel bi laf vardı. kontak, kısa devre, ampul patladı, ampulü değiştirmek lâzım gibi bi çağrışım oldu kafamda. kafadan kontak mıyım neyim?
ben de bizden başkasında görmedim o hareketi. ama her gün yeni bişey duyuyorum. bi başka kültürde de olur mu olur valla!
0
tüm dünyada geçerli değil.
amerika'da mehmet ali erbil'in parmaktan sonra hareketini parmağı kameraya değil, şakağa doğrultarak yapıyorlar.
almanya'da "kafama attım. beyin bedava ya bedava"'daki işaret parmağı ile beyni gösterme hareketi yapıyorlar.
neresiydi hatırlamıyorum, işaret parmağı (ya da orta parmak ve işaret parmağı) şakağa dayanıp sağa sola çevriliyor.
amerika'da mehmet ali erbil'in parmaktan sonra hareketini parmağı kameraya değil, şakağa doğrultarak yapıyorlar.
almanya'da "kafama attım. beyin bedava ya bedava"'daki işaret parmağı ile beyni gösterme hareketi yapıyorlar.
neresiydi hatırlamıyorum, işaret parmağı (ya da orta parmak ve işaret parmağı) şakağa dayanıp sağa sola çevriliyor.
0
delifaruk
Sebebi ne olabilir bu hastaligin?
Sebebi ne olabilir bu hastaligin?
0
mikrobu var. akciğerler oluşan bir hastalık. aşısı ve tedavisi var. küçük yaşta geçirilir ve yeterli tedavi sağlanmazsa başka hastalıklara neden olma ihtimali var.
0
baris daima
çok farklı tarifler var. ben kilo vermek isteyen spora giden bir bireyim. tatlı isteğini bastırsın diye yemek istiyorum ama abartmadan tabii. severim keretayı. şekersiz olanları da var piyasada ama kendim sağlıklısını yapmak istiyorum nasıl yapılır ?
çok farklı tarifler var. ben kilo vermek isteyen spora giden bir bireyim. tatlı isteğini bastırsın diye yemek istiyorum ama abartmadan tabii.
severim keretayı. şekersiz olanları da var piyasada ama kendim sağlıklısını yapmak istiyorum nasıl yapılır ?
severim keretayı. şekersiz olanları da var piyasada ama kendim sağlıklısını yapmak istiyorum nasıl yapılır ?
0
Fıstıkları rondoya atıp ezme kıvamına gelene kadar çekiyorsunuz. Biraz bal ekleyebilirsiniz ama eklemeseniz daha iyi.
Spordan önce 1 çorba kaşığını aşmamak kaydıyla elma veya muzla tüketebilirsiniz. Öbür türlü pek iyi gelmez kilo vermenize.
edit: öbür türlü derken ekmek vs ile tüketmeyi kastettim. Bi' de fıstıklar kabuksuz olacak. :)
Spordan önce 1 çorba kaşığını aşmamak kaydıyla elma veya muzla tüketebilirsiniz. Öbür türlü pek iyi gelmez kilo vermenize.
edit: öbür türlü derken ekmek vs ile tüketmeyi kastettim. Bi' de fıstıklar kabuksuz olacak. :)
0
zeytinyağı ve tuz ekleyenini de okudum. sadece fıstıkları rondoya atıyoz düğmeye basıyoruz iş bitiyor yani ?
0
Ne zeytinyağı yahu kendisi zaten yağ içinde yüzüyor fıstığın. Yapıp kavanoza doldurduğunuzda biraz beklediğinde yüzeye bir parmak yağ çıkıyor nerdeyse. Tuzlu seviyorsanız biraz tuzlu fıstık ekleyin. Ekstra tuzla nasıl olur bilmiyorum.
0
yoğurt meyve bol tarçın
tatlı isteğinizi bununla bastırın. hergün bir öğün yiyebilirsiniz mesela.
ayda iki tane baklava ya da bir porsiyon kazandibi yemekten de bişey olmaz. kilo vermenize faydası olur.
tatlı isteğinizi bununla bastırın. hergün bir öğün yiyebilirsiniz mesela.
ayda iki tane baklava ya da bir porsiyon kazandibi yemekten de bişey olmaz. kilo vermenize faydası olur.
0
Tatlı ihtiyacı uydurulmuş bir kavram. Bir süre karbonhidratı komple kesersen bir daha öyle bir ihtiyacın kalmaz. Direk tatlandırmadan tüket. Diğer şekerli çözümlerden çok daha faydalıdır.
0
sakın tuzlu fıstık falan alma yalnız. çiğ fıstık alıyorsun. bunu önce dışındaki kalın kabuktan ayırıp kavuruyorsun tavada veya fırında. çok değil ama tabi. sonra hafif kahverengi ince kabuklarını soyuyorsun.
sonra rondoya atıp püre haline gelene kadar çekiyorsun işte. bitti bu kadar.
ben stevia kullandım tatlandırsın diye. biraz da tarçın attım. muhteşem oldu.
yalnız bu arada arnold'un dediği doğru. öyle yapıyorum ben. sıfır carb. tatlı olsun diye değil yağlı bir şey yemiş olayım diye kullanıyorum. eğer ketojenik diyet yapmıyorsanız kilo vermene hiç faydası olmaz bu kadar yağlı bir şeyin.
sonra rondoya atıp püre haline gelene kadar çekiyorsun işte. bitti bu kadar.
ben stevia kullandım tatlandırsın diye. biraz da tarçın attım. muhteşem oldu.
yalnız bu arada arnold'un dediği doğru. öyle yapıyorum ben. sıfır carb. tatlı olsun diye değil yağlı bir şey yemiş olayım diye kullanıyorum. eğer ketojenik diyet yapmıyorsanız kilo vermene hiç faydası olmaz bu kadar yağlı bir şeyin.
0
