Giriş
(3)

yürümeyen çocuk

bennerdenbileyim
Merhaba,18 aylık olmak üzere olan bir oğlum var. 4 kilo doğmuştu ve şimdiye kadar hep boyu ve kilosu yaşıtlarından ileride gitti. (%97 persentilde) Geç emekledi, hiç emeklemeyecek zannettik hatta. Simdi emeklemede master degree sahibi ama hala yürümüyor. :(Elinden tutunca veya ilk arabam denen yürüt
Merhaba,
18 aylık olmak üzere olan bir oğlum var. 4 kilo doğmuştu ve şimdiye kadar hep boyu ve kilosu yaşıtlarından ileride gitti. (%97 persentilde)
Geç emekledi, hiç emeklemeyecek zannettik hatta. Simdi emeklemede master degree sahibi ama hala yürümüyor. :(
Elinden tutunca veya ilk arabam denen yürüteçle gayet güzel geziyor. Bazen eşimle karşılıklı geçip yürüttüğümüzde de 6-7 adım atabiliyor. Ama hala kendi destek almadan yürümüyor.
Önceleri biraz kilosuna boyuna verdik ama yavaştan endişelenmeye başladım. 18 aylık kontrolünde doktoru görecek zaten ama öncesinde bi sizlere sormak istedim. Endişelenmeli miyim? Ne yapmalı?
0
bennerdenbileyim
(06.10.16)
Anlasilan olgunlasma saglanmis cunku elinizden tutarak yuruyor, karsilikla duruldugunda yuruyor. Sanki sikinti daha cok ozerklesmekle ilgili bir problem ya da korku gibi geldi. Belki bu konuda bir seyler yapmak lazimdir.
0
red g
(06.10.16)
Bisey olmaz. Yürümüyor olmasının tadını çıkarın. Keyfi olunca yürür o.

bizim bebe de geç yürüdüğü için ben bişey olmaz dedim, ama sen la noiix'i dinle. doktor olan o.
0
babilbaligi
(06.10.16)
bir şey olmaz değil
18 ayda artık büyük kas gruplarından küçük kas gruplarına gelişim göstermeye başlaması lazım. ince motor hareketleri nasıl? kalem tutabiliyor mu? tuşlara düzgün basabiliyor m? diğer büyük kas grupları hareketleri nasıl? kalça çıkığı muayenesi 6. haftada yapıldı mı? normal mi sezaryan mi doğdu?

yürüteçle gezdirmeyin (eğer şu örümcek gibi olanlardansa dediğiniz, tepesine oturup bisiklet gibi git gel yapılan zımbırtılardansa onlar olur). yürüteç artık önerilen bir şey değil. ayrıca aşırı tehlikeli.

sorduğum sorulara cevaplara göre bir ortopedist ya da bir nörologun görmesi gerekebilir.
0
la noix
(06.10.16)
(12)

Yeni doğum yapmış anneye doğum günü hediyesi

yazar yazmaz yazan yazar
ne alınabilir? kendisi ingilizce öğretmeni, zayıf, 1.65 boylarında. kuzenim olur kendisi.
ne alınabilir? kendisi ingilizce öğretmeni, zayıf, 1.65 boylarında. kuzenim olur kendisi.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(06.10.16)
yeni doğum yapmışsa muhtemelen kendine bakacak zamanı olamıyordur.
bence bir spa günü hediye edin. masaj, bakım, tüm gün takılmacalı. çocuğa da bakacak birini ayarlar heralde.
0
interview with the vampire
(06.10.16)
Yeni doğan çocuğu bırakması çok zor bence kendine bir hediye alın çocuğa zıbın falan alma sakın. İhtiyaçlarını senin daha iyi bilmen lazım ama değişik bir kahve seti olur çikolata sepeti olur.
0
gozu acik sevisen yahudi
(06.10.16)
Şindi kadıncağız uykusuz, bitkin, yorgundur muhtemelen. Bakım kremleri, vücut losyonları, göz, yüz için güzel kokulu kremler falan içeren bir sepet hazırlayabilirsiniz. Şık hasır bir sepet alıp, gratis, watsons ve bilumum mağazada dolanın hoşunuza giden ve işe yarayacak şeylerle doldurun.
0
teoridefeminist pratiktegeysa
(06.10.16)
kendine bakmaya bir dakikasi yoktur +1
krem mrem de kullanmaya vakti olmaz onun, dus yapmaya iki dakika ayirip banyoya giremiyor insanlar.

en guzeli, eger yardim almiyorsa, bir gun uc kap yemekle evine gidin, evini bir guzel temizleyin, sonra bebisi alin bir spa ve kuafor gunu yapin, siz bebise bakin o keyfine baksin.
ayrica tum yeni dogum yapan ve yardim alamayan anneler icin en guzel hediye evine gotureceginiz yemekler + evini temizlemek olacaktir.
0
kassiopeia
(06.10.16)
evt bence ev hizmetinde destek ve o banyodayken bebege bakmak bile en büyük destek. bırak yemek yapayı, yapılmış yemegi yemek için vaktim olmuyordu. bebek kucagımda tek elle karnımı doyuruyordum. bebek dedigin rahat vermeyince vermiyor. krem mrem hikaye. yardım lazım.
0
bordeaux
(06.10.16)
devamlı evde olduğu için güzel bir pijama takımı
0
sta
(06.10.16)
yemek, çocuğun bakımı ve ev işlerine destek + 1
güzel bir pijama veya eşofman takımı + 1500

zaten fiziksel olarak hem yorgunluk hem görüntü olarak pek kendilerini iyi hissedemiyor anneler. onun zevkine uygun birkaç parçadan oluşan (üst-alt-t-shirt) kullanışlı, renkli, keyifli veya şık bir takım.
0
Phoebe
(06.10.16)
ne olduğunu bilmiyorum ama tamamen ona yönelik bir şey olsun. konforunu bir tık artıracak bir şey olabilir.
0
yuvarlanantencereninkapagi
(06.10.16)
Bebek uyurken evde yapabileceği bir etkinlik için malzeme alın. Artık neye ilgisi varsa; sinema seviyorsa bir dvd seti alın, böyle evde kafa dağıtmalık bişey düşünmeye çalışın. En olmadı güzel bir bebek bakım kitabı falan olabilir.

Bebekle ilgili bişey almak isterseniz, güzel fiyakalı bir defter alıp hediye edebilirsiniz, bebeğe mektup yazmak ve büyüyünce kendisine vermek gayet duygusal, ama doğum gününde bebekle ilgili hediyeyi pek önermem işin aslı.

Yeni doğum yapan anne (süte geçtiği için) kahve falan pek tüketmez. Onun yerine enerji veren bitkisel şeyler alabilirsiniz.
0
babilbaligi
(06.10.16)
etkinlik bence de mantıklı çünkü kendisine zaman ayıramıyordur ve uzun bir süre de ayıramayacaktır. etkinliği siz seçmeyin ama hediye çeki şeklinde alın bence. etkinliğe gittiği gün de bebekle siz ilgilenin.
0
fragile lady
(06.10.16)
yeni anneler yorgunluktan patlasalar bile, 2 saatcik icin bile olsa, bebeklerini birine emanet edip kafa dagitma egiliminde olmuyorlar. icleri rahat etmiyor. pajama olur gibi geldi bana da. ya da guzel terlik. guzel bir battaniye.
0
jimicik
(06.10.16)
jimicike katılıyorum. bizimki 3 aylık oldu hala da kimseye bırakıp çıkamam. ayrıca yeni doğduğu zaman o ne zaman uyursa sen de uyuyorsun inanılmaz bir yorgunluk oluyor. evden çıkmaya genelde halin olmuyor o yüzden pijama yazmıştım ben de.
0
sta
(06.10.16)
(9)

Ateist anne/babalar

dostlarorkestrasi
Ateist anne/babanız ya da siz ateist olarak anne/baba iseniz çocuğunuza nasıl açıklama yapıyorsunuz, size ne söylendi. Şimdi düşünüyorum, benim çocuğum olursa ilkokula ya da kreşe giderken, belki öğretmenleri, belki arkadaşları allahtan bahsedecekler, tahminen benim çocuğum da bunlardan habersiz ola
Ateist anne/babanız ya da siz ateist olarak anne/baba iseniz çocuğunuza nasıl açıklama yapıyorsunuz, size ne söylendi. Şimdi düşünüyorum, benim çocuğum olursa ilkokula ya da kreşe giderken, belki öğretmenleri, belki arkadaşları allahtan bahsedecekler, tahminen benim çocuğum da bunlardan habersiz olacak. Eve gelip soracak allah ne? Bizi o yaratmış, öğretmenim öyle dedi, arkadaşım dua edersem istediğim şeylere sahip olabileceğimi söyledi yanacakmışız falan falan. Ne denir ki? İnanmadığım şeyi çocuğa varmış gibi anlatamam, boşver biz inanmıyoruz desem çocuk okulunda problem yaşayabilir sanki?
0
dostlarorkestrasi
(05.10.16)
İki teoriyi de basitçe açıklamak ve bazıları buna inanıyor bazıları öbürüne demek en uygunu olur sanırım. Çocuk da büyüdükçe kafasına yatkın olanı seçer. Bir ilkokul çocuğuna tanrıya inanmayı empoze etmek kadar inanmamayı empoze etmek de yanlış bence.

Not: Ateist değilim tanrının varlığına inanıyorum. Anne baba değilim, annem babam ateist değil. Alelade bir insanım. Sadece yapılabilecek sağduyulu hareketin yukarıda yazdığım gibi olacağını düşünüyorum.
0
buff
(05.10.16)
açılın ben ateist baba inanan anne çocuğuyum, annem her zaman mantıklı bir çerçevede kendi görüşünü ve babamın görüşünü anlattı, babam ise ''yaaav sktiret bu meseleleri daha adam akıllı şeylere gafa yor'' modundaydı.. yani demem o ki annemin yaklaşımı her zaman daha ılımlı idi fakat sonuç noldu? ben de inanmıyorum. yani nasıl anlatıldığının bir önemi çok fazla yok bana sorarsan, su yolunu bulur derler ya, öyle..
0
shotgunwoman
(05.10.16)
En kökten çözüm müslümanların çoğunlukta olduğu Türkiye gibi bir ülkede çocuk sahibi olmamak olurdu sanırım. En mantıklısı bu görünüyor şimdilik. İleride zaten çocuk yolunu kendi çizer ama arkadaşları ve öğretmenleri çocuğu kafir olarak etiketler ve dalga geçerler. Onu dışlarlar. Çocuk ikiye bölünür. Okullardaki akran baskısını ve aşağılamanın boyutunu tahmin bile edemezsiniz. Gerçekten berbat bir durum.

Şahsen ben çocuğumu çoğunluğun ateist olduğu bir ülkede büyütebilme imkanı yakalayamazsam çocuk sahibi olmayı düşünmüyorum. Gerçi benim çocuk sahibi olmayı istemememin başka nedenleri de var, salt bu değil.

Edit: Ateist olmasalar da ılımlı bir ailenin çocuğuyum. Dindar insanlar değil bizimkiler.

Edit 2: Yukarıda söylemeyi unuttum, çocuk ilkokul döneminde bayağı zorluk çeker. İleride zaten nabza göre şerbet vermeyi öğrenir.
0
köstebek kurabiye
(05.10.16)
Ben baba tarafıyım.

Bir kere bebeyi tanrı kavramından bahsedecek yerlere götürmüyorum. Kreşye falan bastan soruyorum bu konudaki tavır nedir diye.

Onun dışında çocuk bizim ailede olmayan şeyleri (çarşaf vb) kesinlikle gormüyor bilmiyor. Nadiren ezan okuduğunu duyup anlam vermeye çalışıyor 'amca camide şarkı soyluyor' diyor geçiyorum

Çocuğa belli bir yaştan sonra dini meseleleri açıkça anlatmak gibi bir niyetim var ama dünyanın bir bölümünün bu kadar vahşi olduğunu nasıl anlatırım bilmiyorum.

Dua meselesinde bir iki kere deneme yanılma oldu. Sonra bıraktı o işleri. Benden once kuzen büyüttü çocuk, onlar da dua ile değil çalışarak birşeyler elde edebileceklerini gayet deneme yanılma yoluyla öğrendiler.

Senin görüşlerin berraksa netse çocuğa olduğu gibi anlatmaktan çekinme. Dogru zamanda ogrettiginde anlıyor.
0
babilbaligi
(05.10.16)
Ben de dindar olmayan ama müslüman bir anne ve baba tarafından yetiştirildim. Babam biraz inançsız sayılırdı hatta, peygambere sübyancı derdi, saydırırdı arada, babannem cehennemden bahsedince de, gidip de dönen mi var anne, nerden biliyon ahahsadaf der gülerdi:) Evde dini öğretilerle yetiştirilmedim dolayısıyla. Sonuç ateistim.

Eşim deist. Çocuklarımızı bu konuda serbest bıraktık, soru sordukları zaman İslama göre böyle böyle, bilimsel açıdan da şöyle şöyle diye anlatmaya çalışıyoruz anlayabilecekleri şekilde. Neye inanıp inanmayacaklarını ya da kendi dinlerini seçmekte özgürler diyelim. Yarın öbür gün biz budist olduk diye gelirlerse şaşırmayız yani.

Okuldaki duruma gelince, müslüman bir ülkede yaşadığımızı ve dini konularda serbestçe her düşünüklerini her ortamda konuşamayacakları bilincini verdik. Bu konunuda farkındalıkları var.
0
old possum
(05.10.16)
Daha önce şöyle yazmıştım, onu geri getireyim.

Baba tarafım komple ateist (dedeler medeler, vb.), anne tarafım daha bir deist gibi ama bir felsefeye oturtmuş değiller. Çok da varmış yokmuş, umurlarında değil; "Allah varsa, iyi yani. Olabilir, olmayabilir; ne yapalım" ayarındalar. Bir de dede ve nineleri çok az gördüm. Anneannem ve annemin babası ben doğmadan ölmüşlerdi; baba tarafından dedem de ben çok küçükken öldü. Bir tek ağzı bozuk babaannemi birkaç kere gördüm ki, onun da inancı var mıydı, yok muydu bilmiyorum. Kapalı değildi ama başına yarım yamalak bir örtü takardı.

Büyürken garip şeyler yaşadım. Hiç evde din konuşulmadı. Kimse inanıyoruz, inanmıyoruz demedi; Allah'ın lafı açılmadı. Dünya tarihinde böyle bir şey yokmuş gibi büyüdüm. Sonrası travma oldu diyemem ama çok şaşırdığım dönemler oldu. Hiç din öğretmenim de olmadı mesela. İlkokul öğretmenim ateistti; ortaokulda din öğretmeni yoktu. Onun yerine Sosyal Bilimler ve Türkçe öğretmenleri girerdi. Onlarda da çoğunlukla Aziz Nesin, Muzaffer İzgü, vb. hikayeleri okutulurdu, sonra onları tartışırdık. Sadece ilk bir iki hafta dinle ilgili konuşulurdu. Lisede yine din öğretmeni yoktu son sınıfa kadar. Müzik öğretmenimiz din dersine girerdi ve klasik müzik eğitimi verirdi. Hafta sonu konçertolar olurdu. Dönem içinde iki haftada bir konçertolar olurdu. O konçertolara gittipimizde yoklama alınırdı. Kaç konçertoya gidersek o kadar yüksek not alırdık. Okul puanı ÖSS'de önemli olduğu için her konçertoya giderdik. Bir de bu hocaların hepsi sendikalılardı. Genelde müzik derslerinde okulun dertleri, toplum sorunları, vb. konuşulurdu. Son sınıfa doğru da test çözerdik. Bir tek lisede son sınıfta din öğretmenim oldu. O da "Bunlar ÖSS'ye girecek, test çözsünler" diye bırakmıştı bizi. Din derslerinde test çözerdik. Tabii şu an daha yoğun bir din eğitimi var, çocukların bu eğitimle karşılaşmaması imkansız.

9 yaşına kadar dinle ilgili hiçbir şey duymadım. Karşı komşumuz kursa gittiğini söyledi. Biz de ne öğrendin diye sorunca "İmanın Şartları" yazılı bir kağıt çıkardı, onları okudum. Az çok orucu biliyordum sadece. Onu da pide ayı olarak biliyordum. Bir de bizim evde çok net Türkçe konuşulur; Arapça-Farsça kelimeler düzeltilir, babam kızar. O yüzden o kızın okuduğundan bir şey anlamamıştım. Başta iman ne demek onu bilmiyordum zaten. Hani, yarı İngilizce yarı Türkçe bir şey okusa anlardım ama anlamadım. Eve gelince anneme söyledim, o da "Kuran kursuna gitmiştir" dedi. Bir yandan da bulaşık yıkıyordu. Ben de baktım anlamadığım kelime sayısı artıyor, konu da eğlenceli değil, "İyi, peki" deyip konuyu kapattım.

İlkokul 4'te din dersinde Kelime-i Şahadet'ten not almıştık. Öğretmen sınıfta üç kez okuduktan sonra herkesten ezbere söylemesini isteyip not vermeye başladı. İlk başta ağladım, iki yanımda oturanlar biliyordu ama bir o kadar da bilmeyen vardı. Bana başlık bile bir şey ifade etmiyordu. Sıra bana gelene kadar ezberledim. Neyi ezberlediğimi 10 yıl sonra anladım.

Ortaokul'da Tarih-Coğrafya hocasının girdiği derste de arada yarım saat ders kitabından bir şeyler okunuyordu. Orada "Hz. Muhammed son peygamberdir" diyordu. Bir arkadaş parmağını kaldırıp "Allah fikrini değiştirmiş olabilir mi?" diye sordu. Hoca "Allah fikrini değiştirmez" dedi. Arkadaş da "Fikrini değiştirdiyse nereden bileceğiz?" diye sordu. Girdiğimiz en dini muhabbet buydu. Orta 1'de gelen hoca ile hikayelerin arasında "Temiz olalım. Kimseyle dalga geçmeyelim. Yalan söylemeyelim." gibi daha çok ahlaka yönelik anlatımlar yapardı. Bir hafta temizlik konusuydu mesela. Temizlik nasıl yapılır, sabah kalkınca ne yapmalıyız, vb. vardı. Sonraki haftalarda "Kötü durumdaki insanlarla neden dalga geçmememiz gerek" gibi konuları işledik.

Bir de ben kitaplara meraklı olduğum için ders kitabından namaz diye bir şey öğrenmiştim. Bir iki kere elimi kolumu kaldıra kaldıra, toplam üç dua ile namaz kıldım. Evde kendi kendime namaz kılıyordum uyduruktan. Annem gördü, "Ne yapıyorsun" dedi, "Namaz kılıyorum" dedim. Bıyık altından gülerek mutfağa geçti. Birkaç kere kendi kendime namaz kıldım o şekilde. Sonra yaz geldi zaten, top oynamaya çıkmak daha çekici geldi. Hiç kimse inanmamız ya da inanmamamız gerektiğini söylemedi; öylece kendi halime bıraktılar.

Arkadaşlarımla yaptığım en dini muhabbet şuydu: 11-12 yaşındayken mahalledeki 7-8 çocuk oyun oynuyorduk. Konu bir şekilde Allah'a geldi. Bir arkadaşım "Bana Allah'a inanmayacaksın ama Matematik'ten geçeceksin deseler, bana uyar" demişti. Bir kişi "Matematiğe gerek de yok aslında" dedi. Bir iki kişi "Bana da uyar" dedi, bir iki kişi "Bana asla uymaz" dedi; ondan sonra da ne oynuyorsak ona devam ettik. 5 dakikayı geçmedi muhabbet.

Neyin ne olduğunu öğrenmem liseye dayanır. Belki arada küçük şoklar vardır ama hiç travmatik bir şey yaşamadım. Belki şu an unuttuğum bir şey vardır ama bulamadım. Şu an hatırladığım, 8-9 yaşında bir arkadaşımın Allah'ın her şeyi bildiğini ve gördüğünü, her yerde olduğunu söylediğini ve benim de onun üzerine bir süre banyoda üstümü çıkarırken çok çekindiğimi, Allah'a çok ayıp olduğunu düşündüğümü hatırlıyorum. Baktım, banyolar kompleks bir hal alıyor, 'Amaaan, görürse görsün. Bakmasın' diye düşündüğümü hatırlıyorum. İzmir'de büyüdüm. Çarşaflı hiç görmedim, apartmanda türbanlı bir kişi vardı ama hiç onunla ilgili konuşulduğunu ya da başka biri hakkında dinle ilgili bir konuşma olduğunu duymadım.

'Boşver, inanmıyoruz'dan ziyade 'İster inan, ister inanma. Takıl kafana göre' daha uygun. Eğer dışarıda olan bir şey evde yasaklanırsa daha fazla merak uyandırabilir ve çekebilir. Bazen oturup 'Bazı insanlar inanır, bazıları inanmaz. Buna büyüyünce karar verebilirsin. İstediğinde kararını değiştirebilirsin' demek daha uygun olacaktır. Burada 'Sizin dininiz size, benim dinim banadır' kısmı kitaplarda çok vardı eskiden, hala var mı bilmiyorum.
0
aychovsky
(05.10.16)
annem babam ateist. ilkokula başladığımda allah kavramını biliyordum, okulda öğrenmedim. annemler sadece kendi inandıklarının bu olduğunu söylediler, bana inanmam için baskıda bulunmadılar. gerçi bir istisna hatırlıyorum: kedim öldüğünde allah'a sığınmak istemişim, o zaman babam kesin bir dille cennet falan yok demişti. onun dışında annemin okulda allah'a inanmadığımı belli etmememi sıkı sıkı tembihlediğini hatırlıyorum. yine de kendimi tutamadım, o zaman yakın olduğum bir arkadaşıma söyledim, o da bana kızdığı bir anda diğerlerine söyledi. o arkadaşım tarafından dışlandım, diğerleri de en azından garipsedi (ortamı yumuşatmak için "o da insan" demişti biri hatta). neyse bunun dışında bir olay yaşamadım. din derslerinde sinir oldum. arkadaşlarıma hep söyledim dinsiz olduğumu, normalleşsin diye.
0
slow like honey
(05.10.16)
ben ateist anneyim.
bizimkilerin anane babane vs kanalıyla müslümanlık hakkında bilgileri oldu. ananem namaz kıldırmış örtü hediye etmiş filan ben işteyken. ben karşı çıkmadım hiç birine. tam tersine öğrensinler istedim. ana sııfında italyan ana okuluna gittiler. o vesileyle hristiyan arkadaşları oldu. aynı çocuklarla kilisenin yaz kamplarına katılıyorlardı. pazar derslerine müslüman çocukları almıyorlardı ben katılmak isterlerse benim çocuklar katılabilirler dedim, yasakmış alamazlarmış. yine de başka inancın kültüre, ailelere, insanlara etkilerini gözlemleme olanağı bulduklarını düşünüyorum.

benim tutumum mümkün olduğunca değişik yaşamlarla tanıştırmak, araştırmaya yöneltmek yönünde oldu. onlar gözlemlediklerini kafalarında kendilerince harmanladılar sonuçlar çıkardılar. ben hemen hemen hiç müdahale etmedim.
müdahalem de mesela okulda ezberletilen duaların meallerini okumalarına yöneltmek gibi şeyler oluyordu.

soruları oluyordu ara ara. cin merak edilen yaşlarda cinleri sordular mesela. ruh çağırma seansları yaptılar ruh gelmedi tabii. işte böyle böyle büyüdüler.

annemin vafatında zorlandım çünkü çok sevdikleri ananelerini kaybetmişlerdi. o bizi görüyormuş demi gibi sorular sordular. gördüğüne inanmak istediler. 7 ve 8 yaşlarındaydılar.

boşver biz inanmıyoruz yerine " bazı insanlar öyle olduğuna inanıyor" şeklinde ifade etmek daha uygun. bırak sorgulasın, debelensin.. işi ne :)
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(05.10.16)
Annem ateist babam deist.
Ablam müslüman ben ateistim.

Hayatım boyunca evde ne bir dua edildiğini duydum,ne namaz, ne ramazan, bir mevlut ne de başka bir şey gördüm.
Kurbanı vekalet vermişler bir kaç kere, duydum.

Bana kimse bir baskı yapmadı hatta bir kac yaz kur-an kursuna gitmemi teşvik ettiler; ben istemedim ve hic gitmedim. sanırım 5-6 yaşlarından beri (yas oldu 35; kendimi bildim bileli) inanmıyorum. Öğrenim hayatımda aldığım derslerde sure de okudum namaz da kıldım gerekliyse. Hic itiraz etmedim. Ailem bu konuda sorulama aciklamalar yaparken "inanmıyoruz" demedi hic. Sanırım okullarda dışlamayayım diye. Incili kuranı ve zeburu okudum. Hep okumami teşvik ettiler. Aklım başına gelince de evde kimin neye ne kadar inandığını çözmüştüm zaten.

Eşim müslüman. Namazını da kılar.
Ben ona ve oruç tutan dostlarıma iftar sofrası kurarım.evlenmeden önce de yapardım. Eşime sahurda bir şeyler hazırlamaya çalışırım arasira. Icimden gelir. Bayramlara da önem veririm. Benim için dini bir gelenek değil ancak ailenin ve dostların toplanması için vesile olmuş güzel bir zaman dilimidir.

Ateist olduğumu eşim bilir. Inanc konusu aramizda konuşulmaz. Tabu degildir,gerek gormuyoruz.Herkes kendi içinde yaşar.

@hayat aklını...ve @buffy +1

Oğlumuz da her ikisini bilecek. Temel dini bilgileri alabilir ancak detaylara girilmesine izin vermem. (Or:cennet-iyilik, cehennem-kötülük ilişkisini bilmesi yeterli. Yasina agir gelecek olan Cayır cayır yananlar ya da huriler gibi detayları ileride ilgilenirse öğrenir. )

Ben de okumasını teşvik edeceğim. Sonra diledigi şekilde yaşayabilir.
0
balik kraker
(06.10.16)
(10)

Şu hakket bu kadar para eder mi ?

jamalbsf
https://www.sahibinden.com/ilan/ikinci-el-ve-sifir-alisveris-antika-makine-singer-ed-serisi-antika-dikis-makinasi-279330222/detay
0
jamalbsf
(05.10.16)
Antika işinden anlamam ama o kadar etmeyeceğini düşünüyorum.

Antika değeri olsaydı daha spesifik bilgiler verilmeliydi bence. "Oldukça eskidir." bilgisi tatmin edici değil.
0
himmet dayi
(05.10.16)
Annemde aynısından var, istersen yarı fiyatına bırakırım ;)
0
re noreno
(05.10.16)
şurada yazdığına göre 1950 yapımı.

ismacs.net

ayrıca ed değil eg serisi. seri numarası eg ile başlıyor.

evet biraz para edebilir elbette ama 90 bin tl bariz keriz silkeleme işine dönmüş.
0
sir gawain
(05.10.16)
Bizde de var aynisindan 15bine satariz:)) keriz silkelicek adam enayi ariyor
0
England
(05.10.16)
aynısından rahmetli anneannemden vardı, hatta daha bile eski olabilir 500 bile etmez çünkü aradığında kolayca bulabilirsin.
0
killerbee
(05.10.16)
Aha bizim evde de var. 2 bira ismarla senin olsun :p
0
rayde
(05.10.16)
50 bine bırakırım bi kayışı eksik komple çalışıyo
0
selam
(05.10.16)
etmez. o model nadir bulunan bir model değil, 30000 tane üretilmiş zamanında.
1950 yılında 10 tane üretilen modeller bile o kadar etmez. ancak 1850 1940 arası üretimler edebilir belki. antika piyasasını bilmiyorum da etse etse o modeller eder diye tahmin yürütüyorum.

rakamı yanlış yazmış sanırım satıcısı.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(05.10.16)
Keriz.avi
0
babilbaligi
(05.10.16)
Dalgasına konulmuş +1

Aynısı bizim evde de var. Ahah bu kadar para veren olursa satayım da kendime bir tane apart alayım bari.
0
köstebek kurabiye
(05.10.16)
(10)

site yönetimi klimamı söktürebilir mi?

myopati multi minicore
soru başlıkta. Zaten giriş katta oturuyorum. sitedeki çocuklar penceremimin önünde koşturup duruyor gece yarılarına kadar . Serinlemek için cam açsam ses gelecek bu sefer zaten uyuyamayacağım. Kışında ısınmak için kullanıcam.iş hayatı zaten stresli geçiyor. bari geceleri rahat edeyim ama bunada göz
soru başlıkta. Zaten giriş katta oturuyorum. sitedeki çocuklar penceremimin önünde koşturup duruyor gece yarılarına kadar . Serinlemek için cam açsam ses gelecek bu sefer zaten uyuyamayacağım. Kışında ısınmak için kullanıcam.

iş hayatı zaten stresli geçiyor. bari geceleri rahat edeyim ama bunada göz diktiler. Neymiş dış cephenin görüntüsünü bozuyor. Kardeşim makyaj yaptırmadık saglık konfor huzur için bu işe giriştik.

Cam balkon var kapalı mekana klimanın dış ünitesi takılmaz bunu ben değil ustalar söylüyor. doğruda ayrıca klima içeriyi soğuturken dışarıyı ısıtıyor yani yan taraftaki odama hakısızlık olur.

Ne yapıcam arkadaslar davamı açaçacaklar haklı cıkabilir miyim? ne yapmalıyım?
0
myopati multi minicore
(05.10.16)
"Ev tipi klima cihazlarına projede olmasa bile uygulamada izin verilmekte ise de bunların bağımsız bölümün pencere veya balkon kapılarına takılması mümkün iken, ortak yer olan dış duvarın delinerek monte edilmeleri ortak yere tecavüz niteliğindedir." (Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 1998/4253 esas)
0
babilbaligi
(05.10.16)
söktürebilirler. cam balkonun camlarını söktürüp balkonunu açık hale getirip oraya taktırabilirsin.
0
sta
(05.10.16)
hem ayranım dökülmesin, hem klimam sökülmesin.

balkona tak klimanın şeyini.
camlarını da açarsın.
0
işimdeyim gücümdeyim
(05.10.16)
kesin bilgi mi? süreç nasıl olur inatlaşırsam cezası cok olur mu ?
0
🌸myopati multi minicore
(05.10.16)
hocam kışın ısınma için kullandığın vakit dış ünite dışarıya soğu hava üflüyor. Yan odada aile ferdi var bende kış mevsimi onda yaz mevsimimi yaşanıyor? CAm balkonu sökemem giriş kat diyorum bugune kadar 3 kere hırsızlık vakası yasandı.
0
🌸myopati multi minicore
(05.10.16)
yapıcak bişi yok o zaman. serinlemek için vantilatör ısınmak için de ufo tarzı ısıtıcı kullanıcaksın.
0
sta
(05.10.16)
Açılın site yöneticisi geldi:))

Balkonunuzu cam balkon ile kapatmak sizin tasarrufunuzdur, konfor veya güvenlik sebebiyle cam balkon taktırmış olmanız klima dış ünitesini ortak alana taktırabikeceğiniz anlamına gelmez. Geçen hafa site sakinlerimizden bu konuda diretenlere dava açtık, dava sonucunu o zamana kadar ihtiyacınız olursa buradan paylaşırım. Ama emsal kararlara göre büyük ihtimalle kazanacak gibi duruyoruz.
0
hadi hadi
(05.10.16)
Arkadaşlar kaçınız yoğun çalışıyor bilmiyorum ama yazın gece 2 ye kadar cocuk gürültüsü oluyor camı açsam sesten uyuyamam açmasan sıcaktan. bu keyfi degil gibi. iyi bir site yöneticisine denk geldik davayı kazanırsanız karşı tarafın ödeyeceği masraf kalemleri neler olur ? avukatlık masrafı .... v.s
0
🌸myopati multi minicore
(05.10.16)
kapalı balkon klimaya engel değil. camı kesip bi bölme yaptırın, dışarı açılan bi oda gibi. orda çalışsın.
0
sttc
(05.10.16)
@sttc nasıl yani hocam kafamda canlandıramadım.dış ünite kuvvetli çalışıyor cam bölmede taşır mı ?ben anlayamadım örnek bulursanız süper olur
0
🌸myopati multi minicore
(05.10.16)
(6)

sözleşmeli öğretmenlik için

dickens
Yüksekova'yı yazar mıydınız? Nasıl bir yer ? Tutma ihtimali var diye soruyorum tabiki bir sürü yer var. Şimdiden teşekkürler.
Yüksekova'yı yazar mıydınız? Nasıl bir yer ? Tutma ihtimali var diye soruyorum tabiki bir sürü yer var.

Şimdiden teşekkürler.
0
dickens
(05.10.16)
hayır yazmam. artık pkk tarafından kaçırılan öğretmenler haber dahi olmuyor. bir ara sayıları 300 civarındaydı, şimdi sayısını bilen dahi yok.
0
babilbaligi
(05.10.16)
iki gündür düşünmekten uyuyamıyoruz, sizin branş ne hocam.
0
bana da mi lolo
(05.10.16)
Benim arkadaşımın abisi gitmişti beden eğitimi öğretmeni olarak. Gittiği ilk hafta PKK'lılar A101'i mi ne yakmışlar. Doğu Anadolu'dan zarar gelmez de Güneydoğu Anadolu için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Ben olsam yazmam. Yazı ayrı dert, kışı ayrı dert.
0
dissendium
(05.10.16)
yüksekova güzel diyorlar hocam. orada bulunan öğretmen tanıdıklarınız falan varsa daha detaylı bilgi verebilirler.

ben şırnak'ın bir ilçesinde öğretmenlik yapıyorum. güneydoğu, doğudan gözünüz korkmasın. sonuçta binlerce öğretmen çalışıyor.
0
rectoa
(05.10.16)
4+2 yıl dönüş olmadığı için yazmazdım. can güvenliğinden ziyade sosyal ortam olmadığı için.Öğretmene bişey yapmazlar Zaten terör yandaşı olan bi sürü de öğretmen var.Hangisini ayıracaklar.
0
essoist
(05.10.16)
@ bana da mi lolo branş ingilizce
0
🌸dickens
(05.10.16)
(9)

Bu araba alınır mı?Mercedes

basubadelmevt
https://www.sahibinden.com/ilan/vasita-otomobil-mercedes-benz-auto-bilhan-dan-mercedes-benz-bayi-cla-180-cdi-amg-336614435/detayYukardaki arabayı almak istiyorum? Eksileri artıları nelerdir? Madem 120 bin verecen, sunu alsana be kardesim dediginiz bisi var mı? Maximum 140 bine kadar cıkabilirim.
www.sahibinden.com


Yukardaki arabayı almak istiyorum? Eksileri artıları nelerdir? Madem 120 bin verecen, sunu alsana be kardesim dediginiz bisi var mı? Maximum 140 bine kadar cıkabilirim.
0
basubadelmevt
(05.10.16)
madem 120 verecen az daha ekle bunu al: www.sahibinden.com

cla performans olarak tatmin etmez
0
dunyanin dans eden sarki soleyen pisligi
(05.10.16)
bence performans aracı istiyorsan bunu al

www.sahibinden.com
0
babilbaligi
(05.10.16)
Ben olsam bunu almayı pek düşünmezdim:
1-cla çok mercedes gibi gelmiyor, çok güzel de görünmüyor (kişisel yorumum)
2-55000 km bu fiyata bayağı yüksek km, sıfırı kaç lira ki?
3-tamamen hasarsız değil

bmw'nin 1600 ve 1500 motorlu araçlarında bir indirim oldu geçenlerde. 3.20i baz 139 bin gibi bir fiyata satılıyor. sitelerinden bakarsın. belki bayi indirmi ile bazın üstü ilk paketi alabilirsin. Paran yetişmez ise 3.18i de olabilir, onların da bazı 128 filandı. bunlarda 3 silindir, 1500 cc motor ve daha düşük bir yakıt sarfiyatı var. Çok performans peşinde değilsen 3.18 öneririm. ben her ikisini de test ettim, çok bir fark hissetmedim, belki başkası hisseder (arabaları çok hızlı kullanmadım).
ama alıyorsan 3.20 olsa daha iyi. hem piyasada daha çok, satışı daha kolay olur herhalde.

Ekleme: 2 nolu cevapta verilen 320d'nin fiyatı bana normalin çok altında geldi! kazası filan da yokmuş, bir numarası yoksa iyi bir öneri olabilir.
0
puc
(05.10.16)
görünüş olarak çok hoşuma gitti.
büyük ihtimalle konforu ve yol tutuşu da çok iyidir.
bence verilir.
0
pangea
(05.10.16)
Cla nin arka koltuğunda insan oturmayacakmıs gibi bi tasarım hatası var.

Motoru motor değil, tipi çok çok ucuz bi izlenim veriyor.

Test sürüşü yaptım ve hiç sevmedim.
0
la rana
(05.10.16)
o paralara çıkınca 320d alınır net. 2012-2013
0
signore
(05.10.16)
CLA da 1,5 dCi Renault motoru olduğunu izlemiştim.
0
gonulcelen87
(05.10.16)
konudan bağımsız 120bine araba alacak olsam subaru levorg ya da volvo v60 arasında kalırdım. subaru donanımı görüntüsü 4×4 ile ön plana çıkıyo volvo zaten volvo amk :)
0
ergenpezeveng
(05.10.16)
CLA almayalım, alanları uyaralım.
0
arnold schwarzeneger
(06.10.16)
(6)

online dosya takip programı gibi bişey var mı?

babilbaligi
söyleyin a dostlar, var mı?isteklerim şunlar;-dosya açabileyim, dosyalar için olay açabileyim (dava dosyası gibi düşünün, içine pdf falan atabileyim)-olay tipi girebileyim (başvuru, başvuru sonrası işlem, vb.)-olaylar için aksiyon girebileyim (yazı geldi, itiraz yazılacak vb.)-aksiyonlar için son ta
söyleyin a dostlar, var mı?

isteklerim şunlar;

-dosya açabileyim, dosyalar için olay açabileyim (dava dosyası gibi düşünün, içine pdf falan atabileyim)
-olay tipi girebileyim (başvuru, başvuru sonrası işlem, vb.)
-olaylar için aksiyon girebileyim (yazı geldi, itiraz yazılacak vb.)
-aksiyonlar için son tarih girebileyim
-tarihleri takvimde görebileyim.

duyuru avukatları, var mı böyle bir yazılım?
0
babilbaligi
(05.10.16)
uyap?
0
dahili meddah
(05.10.16)
@dahili: dava açsam uyap tabi ama ben avukat değilim, açtıklarım dava değil. patent başvurularını takip için arıyorum.
0
🌸babilbaligi
(05.10.16)
avukatpro vs gibi programlar var ama bence tümü çöp. onun yerine bilgisayarınızda dosyalama yapıp, hatırlatma işlerini de outlook ile çözün.
0
dahili meddah
(05.10.16)
@dahili meddah; avukatpro online değil. google drive'da dosyalama yapıp google takvim ile hatırlatma yapmaya çalışıyorum, ama artık karışıyor. dosyaların son durumlarını ayrı bir tabloda tut, yapılacakları takvimde tut, dosyaları başka bir yerde tut falan derken zor oluyor.

bir yazılım ile çözmek istiyorum.
0
🌸babilbaligi
(05.10.16)
Bence herhangi bir online crm programı işini çözecektir, biraz araştırma yapabilirsin detayları hakkında ;

Zoho ( 10 user için free ) (bkz: https://www.zoho.com/crm/lp/signup1.html?src=crmpricing )

Diğer örn ; (bkz: https://zapier.com/blog/best-free-crm/)
0
lodos1907
(05.10.16)
bkz: lawoud
0
rachel
(05.10.16)
(6)

Araç kiralama vs Satın alma

heritage
Ben mükemmel şehircilik ve toplu taşıma planlaması yüzünden özel araçla işe gidip gelmek zorundayım. Bir süredir de bütçeme uygun ikinci el otımobillere bakmaktaydım fakat bildiğiniz gibi herkes yakaladığını kazıklama derdinde. Araçsız süre uzadıkça da mağdur ediyorum insanları. Öyle satayım sonra ü
Ben mükemmel şehircilik ve toplu taşıma planlaması yüzünden özel araçla işe gidip gelmek zorundayım. Bir süredir de bütçeme uygun ikinci el otımobillere bakmaktaydım fakat bildiğiniz gibi herkes yakaladığını kazıklama derdinde. Araçsız süre uzadıkça da mağdur ediyorum insanları. Öyle satayım sonra üstüne koyayım derdinde değilim ve acaba DRD'den falan uzun dönem araç mı kiralasam? İlk başta bayağı mantıklı geldi. Sizce mantıklı mı?
0
heritage
(05.10.16)
hayır, değil. araç kiralama satın almaya göre her zaman pahalı. özellikle 2.el araç alabiliyorsanız, kredi ile araç almak her zaman daha mantıklı. istediğin marka-modeli söyle, sana hesaplayayım.
0
babilbaligi
(05.10.16)
şirketler için kiralık, özel içinse ikinci el satınalma daha mantıklı.

şöyle ki, özelde vergi ve kdv mahsuplaşması ile vergiden düşebiliyorsunuz aracı, özelde ise böyle bl imkan yok tabii ki.
0
hosein
(05.10.16)
Şimdi 2001 otomatik Focus 24-25000. Bunun toplam kredi ödemesi 30000'i geçiyor. Kiralık Focus 5-6 yaşında desek dizel otomatik 40000'in üstünde süre bittikten sonra. Aradaki fark riskler, donanım ve yıl için değmez mi?
0
🌸heritage
(05.10.16)
uzun süreli kiralama bedeli genelde (aracın sıfır bedeli)/40 olarak hesaplanıyor.

kendin alırsan aracın yılda sadece %10 kaybediyor. yani en kötü durumda (araç bedeli/120) ödüyorsun. hesabı sen yap.
0
cedex
(05.10.16)
şimdi yılda 20.000 kilometre yaparsan;

kiralamada aylık ücret, 1.719 lira (+kdv) yani kdv dahil 2028 lira. 5 yılda eder 121.680 lira. fiyat linki;bireysel.drd.com.tr

sen sıfır focus alırsan, 91.415 lira. bunu 5 yıl 100.000 km kullanırsan aşağıdaki masrafların olacak;

-lastik (2 takım); 2.000 lira
-lastik değiştirme ve saklama; 1.000 lira
-bakım: 5.000 lira (7 kere bakıma girecek)
-kasko: 5.000 lira
-sigorta: 4.000 lira
-muayene: 750 lira

toplam 17.750 lira.

10.000 lira ekstra masraf yazıyorum, olur ki saçma sapan bir gider olur falan filan (ne bileyim kasko rakamların abuk çıkar).

bu arabayı 5 yıl önce almış olsaydın, 1-2 parça değişen ile 50.000 lira civarına satacaktın. -%10 alıp 45.000 diyorum.

Toplam masrafın 119.165 lira olacak. yani arabayı satmayıp kenara koysan gene zararda değilsin.

Kabaca arabanın ikinci el değeri kadar karda olacaksın. Dolayısıyla arabayı satın almak her zaman daha mantıklı.
0
babilbaligi
(05.10.16)
@heritage: bu fiyatla focus kiralamak yerine 40.000 liraya bir araç alıp 3 yıl bindikten sonra aracı çöpe atsanız gene kazançlısınız. hesap gayet basit; 2000 lira 36 ayda 72.000 lira eder. araba yıllık 10 bin masraf çıkarsa (ki zor) 3 yılda satın alırken verdiğiniz para dahi 70.000 eder. satmayıp hurdaya çıkarsan gene zararda değilsin.
0
babilbaligi
(05.10.16)
(4)

fille tulumu nerden buluruz

in vino veritas
ikisi de resimde, soru baslikta. tenks genşler.edit: mobil icin link - http://tinypic.com/r/14j9bn6/9
ikisi de resimde, soru baslikta. tenks genşler.

edit: mobil icin link - tinypic.com
0
in vino veritas
(05.10.16)
tr.aliexpress.com

tr.aliexpress.com

bunlar filler, daha pijamayı bulamadım.
0
safepassage
(05.10.16)
deseni bilemiyorum, ama bu tip tulumlar mothercare'da mevcut.
0
babilbaligi
(05.10.16)
Filin günlerdir instagramda reklamını görüyorum. sanal kredi kartı ile gözünü karartıp sipariş verebilirsin. tulum için fikrim yok.
0
Aman Sen de
(05.10.16)
Fil: ikea.
0
mor oje
(05.10.16)
(4)

Telsim 14 sene geçen borç hakkında (Avukat)

ozi buyudu
Arkadaşlar merhaba , bir sorum olacak Avukat vs olan arkadaşlar yardımcı olurlarsa sevinirim.14 sene önce kullandığım telsim hattımın 2002 8 ve 9 ay faturaların ödenmediğini söyleyen bir avukatlık firması icra takibi başlatmışTelefon açtığımda da 300 ve 600 Tl lik iki fatura bulunduğunu söylüyorlar.
Arkadaşlar merhaba , bir sorum olacak Avukat vs olan arkadaşlar yardımcı olurlarsa sevinirim.

14 sene önce kullandığım telsim hattımın 2002 8 ve 9 ay faturaların ödenmediğini söyleyen bir avukatlık firması icra takibi başlatmış

Telefon açtığımda da 300 ve 600 Tl lik iki fatura bulunduğunu söylüyorlar.

Güncel borcumun 14.000 (ondört bin yanlış okumadınız) olduğunu söylüyorlar.

Bu firmaya tüm borçlarımı ödedim ama elimde hiç bir makbuz vs kalmadı.

Ayrıca zaman aşımı diye bir durum söz konusu değil mi ?

İzlenecek yol nedir, bir yardımcı olursanız çok sevineceğim.

Şimdiden teşekkürler.
0
ozi buyudu
(05.10.16)
Muhtemelen avukatlık bürosu kılığına girmiş dolandırıcılar arıyor. Yoksa her avukat alacaklarda 10 yıl zamanaşımı olduğunu bilir.

Avukat değilim, sen bir avukata danış.
0
babilbaligi
(05.10.16)
beni arayan yok daha , şu an turkiye.gov.tr de icra bölümünden görüp ben aradım.
0
🌸ozi buyudu
(05.10.16)
icra takibi baslatmıs derken icra emri mi gondermis? oyle ise cevap vermek icin 7 gun sureniz var. yoksa biri size telefon mu etti.
10 yıllık zamanaşımı mevcut ancak bu alacağın tahsili için sonrasında başka bir işlem yapıldı ise bu zamanaşımını keser. dolayısıyla icra emri gönderdi ise dosyanın içeriği önemli, bir avukata gidin dosyanızı inceletin.
0
kassiopeia
(05.10.16)
tebligatın geliş tarihi ne zaman? ilamsız takip açmışlardır hemen itiraz edin zamanaşımına uğramıştır borç. ayrıca zamanaşımı itirazında bulunun muhakkak.
0
cabiday
(05.10.16)
(1)

kapalı kasa amarok arkasında yatılır mı

medievalman
Alttaki sorudan aklıma geldi, 1.80 boyunda bir insan yatabilir mi kasada? çadır kurmak yerine aç camı yat.
Alttaki sorudan aklıma geldi, 1.80 boyunda bir insan yatabilir mi kasada? çadır kurmak yerine aç camı yat.
0
medievalman
(05.10.16)
Nö. İki sebepten nö;

1- Kasa küçük,
2- Zemin metal. sen hiç demir zeminde yattın mı? Hiç hoş değil.

Ama zemine (mesela) şişme yatak gibi bişey koyarsan, üstüne de diyagonal yatarsan olabilir. Bence yatma ihtimalin varsa al transporter geç, hiç kasma.
0
babilbaligi
(05.10.16)
(6)

Sıfır Mazda 3 Dizel mi Benzinli mi

extirpation
Merhaba arkadaşlar,Soru başlıkta ama biraz açayım. 1.5 SKY-D AT Motion 92.000 Tl, Soul modelini saymazsak en düşük fiyatlı dizel otomatik mazda bu, otomatik olmasın bir üst model olsun dersek reflex modeli karşımıza çıkıyor o da 92.000 Tl ama araçta istediğim çoğu özellik mevcut(ısıtmalı koltuk, yağ
Merhaba arkadaşlar,

Soru başlıkta ama biraz açayım.

1.5 SKY-D AT Motion 92.000 Tl, Soul modelini saymazsak en düşük fiyatlı dizel otomatik mazda bu, otomatik olmasın bir üst model olsun dersek reflex modeli karşımıza çıkıyor o da 92.000 Tl ama araçta istediğim çoğu özellik mevcut(ısıtmalı koltuk, yağmur sensörü, arka park sensörü vs). Fakat almışken iyi bir şey alalım diyecek olursak 91.150 TL ye power modelinin benzinli otomatik versiyonu var. Ön-arka park sensörü, bose ses sistemi,geri görüş kamerası led farlar vs. Şimdi yılda 20.000 km yi rahat yapacağımı farz edersek sizce benzini almak saçma mı?

Bir de sedan mı hb mi?

O paraya mazda alma şunu al diyenler buyurun sizi de dinliyorum. Şimdiden teşekkürler.
0
extirpation
(04.10.16)
mazda iyidir
dizel boş=benzinli dolusu=92.000
hangisini alayım yani diyosun
keşke dizel doluya yetse paran kafadan 5-6 sene rahat kafa gidersin.

ben dizeli seçerdim.
0
basond
(04.10.16)
power paketi dizelde 102.000 tl oluyor 10.000 TL fark çok ve zaten bütçemi aşıyor.
0
🌸extirpation
(04.10.16)
Abi yapmayın şunu ya. O kadar donanımın kaç tanesine gerçekten ihtiyacınız var? Yağmur sensörü ne abi? Bir düğmeyle camın üstündeki su damlalarını silebiliyorsunuz zaten. Otomatik olmayıversin. Isıtmalı koltuk, led far...bunları geçin. Akaryakıt fiyatlarının böyle olduğu bir ortamda her türlü dizel. Hibrit benzinliyi de kabul ederim ama sadece benzinli olmaz, yazıktır. Düz mü otomatik mi konusuna gelince; arabada yağmur sensörünü kullanmayacaksınız, şanzımanı kullanacaksınız. O yüzden şanzımana para verin, sensörlere değil. Kuru kavrama mı ıslak kavrama mı bunu bi öğrenin Mazda'dan. Kuruysa tavsiye etmiyorum. (bkz: dsg), (bkz: powershift) Kuru ortamda birbirine sürtünen parçalar elbet sorun çıkartacak. Islak çift kavrama ise alın. Ha şu var, onun benzinli otomatiğinde muhtemelen CVT vardır, tek bir sıkıntı yaşamazsınız ama içer durur benzini.
0
grgn
(04.10.16)
grgn +1. yağmur sensörü gerçekten bu kadar gerekli bir şey mi ? veya ısıtmalı koltuk ? açıyorsun klimayı mis gibi. bana göre bir çırpıda aklıma gelen arabalarda kesin olması gerekenler şunlardır.

ön, arka park sensörü
hız sabitleyici
yokuş kalkış desteği

güvenlik önlemleri vs onları saymıyorum gerisi fasa fiso. dizel +1.
0
hayati cozemeyen adam
(04.10.16)
Kesinlikle dizel sizin durumunuzda tartismak bile gereksiz bence. İlla dolu alacagim diyorsaniz astra bakin, daha ust donanimi daha ucuza alirsiniz. Saglam pazarlik da yapiliyor, liste fiyatlarindan 4-5 bin indirenler var.

Mazda 3 cidden cok guzel araba ama turkiye'de alinir mi, soru isareti. Servis agi yaygin degil, bir ariza yapsa parca gerekse 1-2 ay bekleyebilirsiniz disardan gelmesini. Her seyi hesaba katin.
0
signore
(05.10.16)
uzun süre kullanmayı düşünüyorsanız benzinli alıp lpg ile kullanabilirsiniz. alacağınız motor için iyice araştırmanızı öneririm.

yoksa dizel boş. mazda'nın boşu o kadar boş değil zaten, al gitsin.

bu arada, 92.000 liraya citröen c4'ün dizel tam otomatik 120 beygir euro 6 motorlu arabasının en dolusunu (hakkaten baya dolu oluyor) alabiliyorsunuz. bi görün derim.
0
babilbaligi
(05.10.16)
(7)

'ülkede her yer işletme mezunu kaynıyor' muhabbeti?

tosiba
yalan değil elbette. rakamlarla da doğrulanıyor.ama;üniversite tercihleri için konuşurken hep 'yea ülkede herkes işletme mezunu artık. işletme okuyup napcan?' muhabbetlerine maruz kalıyorum.geçtiğimiz yıl ufak bir farkla boğaziçi işletme kaçmıştı, bu yıl tutarsa boğaziçi işletme'ye gitmek istiyorum.
yalan değil elbette. rakamlarla da doğrulanıyor.

ama;

üniversite tercihleri için konuşurken hep 'yea ülkede herkes işletme mezunu artık. işletme okuyup napcan?' muhabbetlerine maruz kalıyorum.

geçtiğimiz yıl ufak bir farkla boğaziçi işletme kaçmıştı, bu yıl tutarsa boğaziçi işletme'ye gitmek istiyorum.

iş hayatında çalışanlara sorarsam, işletmede boğaziçi farkı nedir sizce?
0
tosiba
(04.10.16)
isletmede bogazici farki buyuk, hemen her seyde bogazici farki buyuk :)

benimi cevremdekiler catir cutur is buldu :) bir cogu okurken bir yandan da haftada 2-3 gun calismaya basliyor zaten. mezun olunca isleri hazir oluyor.

dersler de kolay, yata yata bitirirsin mis gibi.
0
fakyoras
(04.10.16)
Özel sektör açısından konuşmak gerekirse elbette boğaziçi işletme mezunu olmak ve bunun yanına yabancı dil eklemek , yurtdışı tecrübeleri eklemek fark yaratacaktır . Etrafınıza kulak vermeyiniz , işletme her ne kadar herkesin okuyabildiği bir bölüm olsa da belli bir alanda uzmanlaştığınız takdirde iyi bir seçim olabilir . Hayat sizin hayatınız ve seçimlerinizden siz sorumlu olacaksınız .
İşletme eğitimini en iyi alacağınız kurumlar Boğaziçi gibi sayılı üniversitelerdir .
0
monstermash
(04.10.16)
Daha ince defaaten anlattik bunlari, eski duyurulari biraz karistirirsan daha faydali bilgiler edinebilirsin.

Meslek icin bolum seciminde okulun etkisi her ulkede cok fazladir. Yank bunu "fayda" dusuncesiyle yapiyorsan eger zaten sayisal veriler ortada, bogazici isletme para kazandiran bir bolum keza tercih edilirligiyle de yine bu temelde fikir edinebilirsin.

Buyuk okullarda mesele sadece anlatilan dersler ve hocalarin "kalitesi" degildir, okullarin gelenekleridir. Daha once kimler o okullardan mezun olmus, mezunlari hangi alanlarda suyun basini tutuyorlar, piyasanin ihtiyacini nasil karsiliyorlarla birlikte okulun gunumuz kontenjanina da bakmalisin yani, eger kontenjan sana eski mezunlardan ve "boun" algisini hala tasiyan insanlardan torpil bulabilecek( ne acikli de mi ? Ama gercek ) kumenin hala icinde kaliyorsa, hah iste o zaman piyasada boun farkini tak diye anlayacaksin. Onun disinda o okul sana bir network saglamak icin bir basamak ama bunda kendi karakterinin onemi cok buyuk, kimlik kullanmaya ne kadar mahirsen o kadar bir algi olusturabilirsin. Bogazicinin farki egitim dili, gelenek ve kulturu, seni calisma disiplinine fazlasiyla tabi tutmasi ve network.
Gecmis olsun
0
mete kudur
(04.10.16)
Isletme kendini gelistirmeyi bilene inanilmaz firsatlar sunan bir bolum. Ama turkiyede inanilmaz bos mezun oluyor insanlar.

Eger bir noktaya egilirsennve kendini gelistirirsen issiz kalman cok zor. Ayrica bogazici yani.
0
kuehles blondes
(04.10.16)
1-0 önde başlarısın diğerlerine göre.
okulun etiketi önemli.
0
basond
(04.10.16)
Takıntı yaptn, umarım kazanamazsn.
0
basubadelmevt
(04.10.16)
işletme okunmaz, ama odtü-bilkent-boğaziçi olursa başka.
0
babilbaligi
(05.10.16)
(5)

ankara'da go cart

cekilmis gayfe
yapılacak güzel bir parkur ve araçları iyi durumda olan pistler nereler var diye sormak isterim.yardımını esirgemeyenlerden teşekkürlerimi ve tiklerimi eksik etmem.
yapılacak güzel bir parkur ve araçları iyi durumda olan pistler nereler var diye sormak isterim.
yardımını esirgemeyenlerden teşekkürlerimi ve tiklerimi eksik etmem.
0
cekilmis gayfe
(04.10.16)
Hipodromun yanında uzun bir pist var.Listemde ama henüz gitmedim. Fiyat bilmiyorum
Göksu Parkında var. 5 tur 15 tl idi yazdan önce. PArkuru eh işte.
0
delicevat
(04.10.16)
Mühye Köyündeki.
Pistin uzunluğu ve virajları baya güzeldi. Ayağını hiç gazdan çekmeden kontra vererek dönebiliyosun. Araçların durumu değişiyor ama şans işi..

Güzel bir etkinlik olsa da yarışsak :)
0
bir3iki7
(04.10.16)
mühyedeki bana 9 km imiş, eymir gölü çıkışı da gidilebilir. teşekkürler genşler :)
seneye yapalım bir etkinlik o halde
0
🌸cekilmis gayfe
(04.10.16)
Nata vega pisti bence baya iyiydi.
0
Erensq06
(04.10.16)
hipodrom yanı +1.

29 ekim'de falan yarışlar oluyor. yarış için uzatılmış hali süper oluyor. kısa hali de güzel. yanında piknik alanları falan var, gayet hoş.
0
babilbaligi
(05.10.16)
(13)

Doktorlar, avukatlar, psikologlar vb.

nawar
Böyle muayene, vizite, danışma, seans vs. şeklinde normalde yapılan görüşmeleri, fikir sunmaları, tavsiyeleri falan ücret karşılığı olan kişiler, bu hizmetleri çevrelerinden ücretsiz olarak istenince olaya nasıl bakıyorlar? Örneğin duyurudan biri hukuki konuda, danıştığında, bilmemkim amca "kızım be
Böyle muayene, vizite, danışma, seans vs. şeklinde normalde yapılan görüşmeleri, fikir sunmaları, tavsiyeleri falan ücret karşılığı olan kişiler, bu hizmetleri çevrelerinden ücretsiz olarak istenince olaya nasıl bakıyorlar? Örneğin duyurudan biri hukuki konuda, danıştığında, bilmemkim amca "kızım belimin şurası ağrıyor baksana bir" dediğindeki gibi.

Arkadaş ve aile, tanıdık ve 3. şahıslara yönelik bakışlarınız neler?

- Ben geçimimi bundan sağlıyorum, 3. kişiye bedava sunmak rahatsız ediyor

- "Bak seni dinledim x yaptım y oldu" derler diye uzak durmaya çalışıyorum.

- Tamamen alakasız bir kişiye yardımcı oldum, çok mutlu oldum.


Örnekler ve meslekler çoğalabilir tabii
0
nawar
(03.10.16)
medikal manada insanlara yardım ediyordum. sonra buradakiler sağ olsun çok ekstrem bir şey olmadıkça artık bir şey yazmıyorum.

çeviri anlamında özellikle teknik bir konuysa hayatta çeviriyi yapıp yardım etmem. stalkladığı kişinin paylaştığı statusu çeviririm mesela ama belli ki o da çeviriden para kazanıyor, kalkıp 1 paragraf yazmış, benim yazdığım üzerinden para kazanacak, ona yokum işte
0
la noix
(03.10.16)
olay şu aslında.

özellikle doktorlarda bence bu daha esnek, zaten genelde para ana olay olmadığından yardım ediyorlar çevrelerine, zaten çevrenin de saygısı bundan geliyor.

ciddi bir şey ise randevu al, makine ile bakalım diyorlar zaten burada giriyor para kısmı. ama röntgene bakacaksa arkadaşına para konusu edilmemeli.

avukatlarda da aynısı geçerli aslında, onlar daha para odaklı iş yaptıkları için ofise gel moduna giriyorlar. yakın arkadaşımsa sadece fikir alıcaksam bu moda girerse silerim, çünkü ben zaten arkadaşlarımla para durumunu pek konuşmam. zaten daha ciddi bir şeyse belge doldurulacaksa etc, o zaman para olayı geçebilir. ama yakın arkadaşsa yemek ısmarlarsın gibi şeyler daha makbuldür, arkadaşlığa para sokmamak lazım.

kısaca eğer ciddi bir durum varsa doktorda makine ile kontrol, randevu al, avukat ise ve ciddi bir durum(boşanma, etc.) ise ofise bir gelin denmeli.
0
kurnaz
(03.10.16)
@la noix

burada zaten kesinlikle medikal kısımda yardım etmemeli bence. görmediniz etmediniz. ciddi bir durum çıkabilir.

ben burada bildiğim şeylerde bile medikalde yardım etmem, intihar gibi duyurularda yazmam.
0
kurnaz
(03.10.16)
çok dara düşmedikleri sürece akrabaya yardım etmem. ama bildiğim bişeyse yakın akrabalarıma arkadaşlarıma yardım ederim. buradan arkadaşlara da çok yardım ettiğim oldu.
ama sürekli yapmıyorum bu zaten benim mesleğim. bi kere bile danışmanlık yaparak para kazanmadım ama ciddi emek isteyen bir işse yardım etmiyorum.
şurda şu kadar ödeyin o size yardımcı olur diyorum.
0
cabiday
(03.10.16)
Avukat olarak ofise gelip de bir şey danışan kimseden danışmanlık ücreti talep etmedik, etmiyoruz. Ha ama detaylı şekilde bilgi vermiyoruz vekalet verilmeden orası ayrı. Açılacak davanın adını sanını, yolunü yöntemini anlatmıyoruz. Gerçi zaten sizin kapınızı çalan insan sizden önce kesin birkaç kişinin daha kapısını çalmış, konuda toplayabileceği maksimum bilgiyi toplamış olarak geliyor. Ne ilk durağı ne son durağı oluyorsunuz. En ucuz fiyat çekene de gidiyor, yapılacak iş doğru olsun/olmasın. Değerlendirmeleri genelde bu şekilde.

Burada da aynı şekilde, bilgi veriyorum denk geldikçe ama bir dilekçe yazmıyorum, detaylıca yol yordam göstermiyorum, süresel anlamda/usül anlamında nadiren yardımcı oluyorum. Çoğu insan teşekkür bile etmiyor, cevabı alıp gidiyor dolayısıyla yardımcı da olmuyorum artık.

Aileme tabii yardımcı oluyorum, konu komşu, bakkal çakkal yıllardır tanıdık olduğum, detaylı iş çalışma/emek gerektirmeyecek işlerde (adliyeden dosya kontrolü, minik bir araştırma, soru cevaplama vb) ücret filan almıyorum, almak aklıma bile gelmiyor.

Yakın arkadaşlarımın davalarını almadım hiç, çoğu avukat zaten, sadece arkadaş vasıtası ile dava/vekalet aldıklarım oldu. Onların da ücretini piyasasının biraz altında belirliyorum.
0
kaymaktutmayansicaksut
(03.10.16)
Arkadaştan para talep etmek değil de para talep edil(e)mediği için rahatsız olmak ya da pek gönüllü olamamak gibi durum daha ziyade. Bir de bakış açıları çeşitli yakınlık dereceleri için farklı tabii.

Hani burada çok sık "avukatlar/doktorlar bir bakar mısınız?" görüyorum da merak ettim sadece burası (3. şahıs) değil genel bakış ne. Yani yakın arkadaşlarda para konuşulmuyor tabii
0
🌸nawar
(03.10.16)
para değil de (zaten hastadan para kazandığım bir pozisyonda değilim) işine gelince 3 sayfa yazı yazıp tıbbi görüş sorup sonra sen bi naber dediğinde cevap vermeyenlerden rahatsız oluyorum ben. onlara gönüllü değilim, genelde "hee şuna git" falan diye cevap veriyorum.
0
la noix
(03.10.16)
ben avukatlar/doktorlar bir bakar mısınız başlıklarına dönmüyorum kolay kolay .aslında durumu duyuruda anlatsa belki bildiğim anladığım bir konudur yardımcı olabilirim cidden. ama ben ceza, imar uygulamaları davalarına bakmıyorum mesela. mesaj yoluyla meselenin ne olduğunu sorsam ve konu bildiğim bir alandan olmasa sırf üniversite bilgisi ile yanıt versem, verdiğim yanıt da eksik gedik olur. o yüzden hiç yanıt vermemeyi tercih ediyorum. yani avukat veya doktor olunca her konuda uzmanlık bekleniyor senden. o kötü.
0
cabiday
(03.10.16)
benim işimle ilgili "bir fikrimiz var, koruyabilir miyiz?" ya da "nasıl koruruz" gibi sorular geliyor. "koruyamazsınız, korumak için şu kadar para harcamanız lazım" diyerek yolluyorum.

yok koruruz, şöyle yaparız böyle yaparız falan desem karşımdakinin -afedersiniz- götü arşa deyiyor. sanıyor ki elinde 10 yıl sonrasının facebook'u var. böyle gelecek iş hiç gelmesin diyor ve gönderiyorum.

sadece duyuru ile sınırlı değil, çevremden gelenlere de aynı.
0
babilbaligi
(03.10.16)
Grafik tasarım işi yaptığım zamanlarda en yakın arkadaşlarımdan ikisi benden grafik işleri istedi.

Uzun lafın kısası, ikisiyle de küstük. 1 ve 2 numaralı maddeler geçerli.

Eş dost olsa da parasız iş yapmıyorum artık.
0
harzem
(03.10.16)
doktor olarak sürekli eşe dosta yeni tanıştığım bir kişiye sözel ya da başka türlü tıbbı yardım veriyorum. Ücret mevzusu hiç aklıma gelmedi açıkçası.
0
uzman pratisyen
(03.10.16)
genel olarak cevap yazan doktorlar tabii kendi polikliniğiniz yoksa ücret gelmiyordur aklınıza o başka tabii. Bir de kontrol dışında poliklinik ya da hastaneye gitmeden yapılabilecek müdahale kısıtlı. Siz yanlış örnek olmuş olabilirsiniz :)


@harzem işte meslek örnekleri çoğalıyor diye ucu açık bıraktım ama seninki en güzel örneklerden.
0
🌸nawar
(03.10.16)
avukatlar bakar misiniz dediklerinde ozel mesaj atmiyorum, olayi buraya yazarsa bakiyorum +1
ailemin/arkadaslarimin isine elbette yardim ediyorum +1 ancak burada soyle bir sorun var, isim sozlesmelerle, bu cercevede ozellikle arkadaslar/arkadaslarin aileleri, tipik turk insani, bir sey rica edip tepene biniyorlar. elli kere ayni sozlesmeyi gozden gecir diye gondermeler -karsi taraftan gorus geldikce-, acele is buyurmalar, bu aksam incele bunu vs. diye bunlar maddi/manevi tepemi attiriyor, yapacagin yardima lanet ettiriyor.
bir de tacir olup arkadasimin arkadasi olarak gelenler var, bunlar isin raconunu bildikleri icin fiyati bastan konusuyorlar, normalde alacagimin cok cok altinda bir bedel aliyorum.
0
kassiopeia
(03.10.16)
(7)

iPhone 7 mi Google Pixel mi?

weeping guitar
Üç telefondur nexus'çuyum, google'dan devam mı edeyim yoksa iphone'a mı geçeyim artık?
Üç telefondur nexus'çuyum, google'dan devam mı edeyim yoksa iphone'a mı geçeyim artık?
0
weeping guitar
(03.10.16)
google devam
0
hlt1985
(03.10.16)
ben de senin gibiyim nexusçuyum ama iphone7 düşünüyorum.
0
paintov
(03.10.16)
@hlt1985, iphone 7'yi kurcaladım biraz, hem donanım hem yazılım olarak bayağı üstün bence. pixel nasıl olur acaba? donanım/yazılım senkronizasyonu açısından iphone 7'nci modele kadar gelmişken pixel henüz ilk model bir de.
0
🌸weeping guitar
(03.10.16)
bu ürünleri piyasaya çıkaranlar senden benden yüzbin kat fazla araştırıyorlar. biri diğerinin altında kalmaz, alıştığından devam et.
0
babilbaligi
(03.10.16)
@paintov, @babilbaligi, @want2die, pixel piyasaya yarın çıkacak ama bugünden resmi fotoları sızmış:
www.gsmarena.com

Fena durmuyor sanki, onu da biraz kurcalayıp ona göre karar vereceğim. Bir de bu cihazda android'in nexus'larda olduğu gibi stock hali değil de bu cihazlara göre optimize edilmiş bir hali bulunacakmış, touchwiz gibi olacak hali yok ama yine de onu da kurcalamak gerek.
0
🌸weeping guitar
(03.10.16)
Nexusçuysan neden iPhone düşünüyorsun? Demek ki aklını çelen bir şeyler var. Bilgisayar gibi kullanmaktan yorulduysan (benim gibi) iphone'a geç.
0
fuzzy olmak istemistim
(03.10.16)
@fuzzy olmak istemistim, vazgeçmeyi düşünmemin sebebi pixel'in büyük bir ihtimalle $600-650 gibi (Türkiye'de de en az 2500tl civarı olur) bir fiyat etiketinin olacak olması, o kadar para verip bir sene sonra 1000 liraya satmakta zorlanacağım bir telefona o kadar para vermek istemem, kimse istemez.
0
🌸weeping guitar
(03.10.16)
(27)

nasılsınız? nerede ve ne yapıyorsunuz şu an?

safepassage
sb.
sb.
0
safepassage
(03.10.16)
günaydın
ofisteyim-içerenköy tarafı.
çalışıyorum.
saçma sapan bi prosedür yazıyorum. daha doğrusu ingilizceye çeviriyorum.
0
interview with the vampire
(03.10.16)
İç güç
0
basond
(03.10.16)
Trendeyim. Ankara'ya geçiyorum, işe gideceğim. İğrenç hissediyorum.
0
köstebek kurabiye
(03.10.16)
mecidiyeköy'de kör bi' amca var peçete yara bandı filan satan, acaba o amca her sabah oraya oturup nasıl bu kadar nazik olabiliyor diye düşünüyorum, çünkü ben herkesten ve her şeyden tiksiniyorum.
0
evde liyakat kalmamis
(03.10.16)
ofisteyim, üzerimde hiç iş yok bir buçuk haftadır, çok sıkılıyorum. siz nasılsınız napıyorsunuz?
0
111111
(03.10.16)
okuldayim. gecen sene okula neredeyse hiç gitmedim. simdi oyle mal mal bekliyorum dersi. kimseyi de tanimiyorum.
0
iglesias
(03.10.16)
bulgaristandayız. benim oturma iznini yeniliyoruz bir de bizim bebeğe vatandaşlık almaya geldik o işlerle uğraşıyoruz. akşama dönücez.
0
sta
(03.10.16)
İşteyim, bir salağın hatasını toparlamaya çalışıyorum.
0
babilbaligi
(03.10.16)
@111111 ben de işteyim, ara sıra yoğunluk olup ara sıra bomboş oluyor.

sabah çok zor uyandım, hala da uykum var. Masaya kafayı koyup biraz uyumakla kahve içip kendime gelmek arasında gidip geliyorum. Uyku yetmiyor.
0
🌸safepassage
(03.10.16)
iyte'de tez danışmanımın odasında doktora öğrencisini dinliyorum koltukta oturup, işsiz güçsüz bir makina mühendisi olarak yüksek lisans yaparak zaman geçiriyorum
0
rain when i die
(03.10.16)
ptt'de sıra bekliyorum, ayakta.

önümde 30 kişi var ve tek kişi çalışıyor, öğle tatiline kalacağım galiba, of. :(
0
nice tnetennba
(03.10.16)
Şaşmaz oto sanayi'de siranin bana gelmesini bekliyorum. Arabanin sorununun cozulmesini ve mumkunse 200 liradan fazla tutmamasini umarak.
0
signore
(03.10.16)
ofisteyim. kakam geldi kıvranıyorum.
0
sarlatan
(03.10.16)
ofisteyim (ankara) , biraz is biraz duyuru biraz bahis takiliyorum :)
0
kamyonsans
(03.10.16)
Evdeyim. Henuz kahvaltı etmedim. Pencereden cocuk parkini ve çocukları izleyip sigara iciyom.
0
rayde
(03.10.16)
Yataktayim, ayilmaya calisiyorum. Agzima hala bira tadi geliyor.

Birazdan duşa girip, uzerine de guzel bir kahvalti yapicam.
0
bir3iki7
(03.10.16)
otobusteyim, istanbul'a donuyorum. sanirim bugun intihar edicem.
0
der meister
(03.10.16)
Iş yerindeyim, 5 senedir grip olmuyordum ne guzel ama cuma gunu muhtesem bagisiklik sistemimin bile yenemedigi bir virus nedeniyle grip oldum, bu seneki virus baska turlu gelmis soyleyeyim asdfsda. Haftasonu yatip dinlendim simdi daha iyi bir sekilde ise geldim kahve iciyorum.
0
neferkitty
(03.10.16)
"İsimdeyim gücümdeyim" demek isterdim ama düşünceliyim, evdeyim, birazdan 4 ' teki sınavım için ders çalışacağım.
0
benoyledemekistemedim
(03.10.16)
Iyiyim. Isyerindeyim, gece hafif usuttum. Geniz akintimla birlikte calisiyorum.
0
stavro
(03.10.16)
İşteyim, karton bardaktan Türk kahvesi içiyorum. İş çok ama yapasım yok o da ayrı dert..
0
Aman Sen de
(03.10.16)
Fena değil. Evdeyim, okula gitmedim. Çizmem gereken dört teknik resim var. Birazdan başlayacağım.
0
dissendium
(03.10.16)
Son 6 senedir her hafta sektirmeden yaptigim.gibi iki sehir arasi gidip geliyorum yollardayim. Bir son bulsun artik diye dua ediyorum.
0
thewizardofearthsea
(03.10.16)
evdeyim. sizi okuyorum hahaha
0
bir sevgi faresi jamal
(03.10.16)
Evdeyim. Miskinim. Hava güzel gezmeye üşeniyorum böyle de nankör bir insanım.
0
amelie poulain
(03.10.16)
okula gitmedim. birazdan ders çalışıcam sanırım. 10 gün sonra sınavım var ve iki haftadır hiç derse gitmedim.
0
yuvarlanantencereninkapagi
(03.10.16)
duyuruda çalışan sayısı çok düşük sanırım :)
0
sarlatan
(03.10.16)
(15)

gunaydin

kosun lan mevzu var
naber?bugun is yerine giderken ne giydinizbu baslik kafa haric kiyafet ifsasi icersin diye acilmistir aramizdaki kravatli bankaclar kac kisiymis ortaya ciksin
naber?

bugun is yerine giderken ne giydiniz

bu baslik kafa haric kiyafet ifsasi icersin diye acilmistir

aramizdaki kravatli bankaclar kac kisiymis ortaya ciksin
0
kosun lan mevzu var
(03.10.16)
bankacıyım ama kravat takmıyorum. polo yaka tshirt, kanvas pantolon, skechers ayakkabı.
0
animalman
(03.10.16)
kahverengi kaşe bol paça pantolon
beyaz tshirt
kırmızı superga
kahverengi tonlarında uzun hırka. (gerçi fazla oldu galiba hırka)
0
interview with the vampire
(03.10.16)
krem kot, tişört ve gs poları

serbest meslek
0
gozu acik sevisen yahudi
(03.10.16)
günaydın.
siyah polo yaka tshirt,
siyah kot,
siyah ayakkabı.

sabahları soğuk oluyor diye bir de siyah hırka aldım. nedense bugün öyle komple siyahım.
0
safepassage
(03.10.16)
günaydınnn

siyah salaş gömlek
siyah dar paça yüksek bel pantolon
kahve tonlarında süet corcik giydim bugün.
0
cabiday
(03.10.16)
Bugün dersim yok. Birazdan çıkıyorum ofise.

i.hizliresim.com
0
shadowcat
(03.10.16)
kot, tisört, kapsonlu hırka, sisme yelek, spor ayakkap.
0
çakıstes
(03.10.16)
günaydın.

mavi/lacivert damalı göynek, lacivert kot, lacivert skechers.

ne iş yaptığımı anlatmaya başlamayayım.
0
cikmaz sokaktan cikagelen cocuk
(03.10.16)
kanvas pantolon, tişört üstü polar. ayakta da spor ayakkabı.
0
babilbaligi
(03.10.16)
Şu an sweatshirt, eşofman altı ve çiçekli skechers var. Öğlenden sonra iş yerine geçerken kareli oduncu gömlek, içine sweatshirt, altına siyah dar kesim kot giymeyi planıyorum. Altına belki spor oxford ayakkabı giyerim belki bilek kesim bot ya da spor ayakkabı. Moduma göre.
0
köstebek kurabiye
(03.10.16)
@kostebek kurabiye
pics or didnt happen
0
🌸kosun lan mevzu var
(03.10.16)
@kosun lan mevzu var trendeyim daha. eve gidip giyineyim belki atarım :D
0
köstebek kurabiye
(03.10.16)
Günlük elbise, mutfak önlüğü, başımda bone. Mutfakta talaş böreği yapıyorum.
Emekli ablanızdan sevgilerle :)
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(03.10.16)
takım elbise. her zamanki gibi.
0
nickini degistiren yazar
(03.10.16)
ofise rahat rahat gidenlere imreniyorum.

beyaz gömlek, lacivert takım elbise. 234235345 tane beyaz gömleğim var sanırsam. beyaz gömlek takıntım oldu iyice.
0
sarlatan
(03.10.16)
(2)

delonghi'nin hangi espresso makinesi

cedex
hepsi 15 bar ama 700 liraya da var 3600 liraya da.hangi modelini alayım?
hepsi 15 bar ama 700 liraya da var 3600 liraya da.
hangi modelini alayım?
0
cedex
(02.10.16)
Bco 264 al. Başlangıç için fazlaca yeterli. Esse de yüzde 50 indirim oluyor hatta. O zamana denk getir mük olur.
0
bir ileti paylastim
(02.10.16)
en ucuzunu al. mümkünse bardak ısıtıcısı olan en ucuzunu al, ama o kadar önemli değil.
0
babilbaligi
(03.10.16)
(1)

Enstrüman çalmak istiyorum

bir ileti paylastim
Selam, bir enstrümana başlamak istiyorum, küçük çocukken klavye eğitimi aldım ama geçti üstünden. Parmaklarım erkeğe göre kısa ama inanılmaz ufak değil. Sağ sol eli dengeli kullanabiliyorum meslek itibari ile de. Kulağın var der babam da ben o konuda emin değilim. Gerekli mi ona da. Trompette gönlüm
Selam, bir enstrümana başlamak istiyorum, küçük çocukken klavye eğitimi aldım ama geçti üstünden. Parmaklarım erkeğe göre kısa ama inanılmaz ufak değil. Sağ sol eli dengeli kullanabiliyorum meslek itibari ile de. Kulağın var der babam da ben o konuda emin değilim. Gerekli mi ona da.

Trompette gönlüm var ama nasıl ederim bilmem. Var mı önerisi olan, yol gösterecek olan?

Yaş 25
0
bir ileti paylastim
(02.10.16)
Gönül kimi severse dünya güzeli odur demişler.

Hangisini seviyorsan ona başla. Sonuçta amatör düzeyde öğreneceksin. Sıkıntı olmaz.
0
babilbaligi
(02.10.16)
(3)

Bebek ve ucak

balik kraker
Ilk defa bebekle uçak yolcuğu yapacağım. 6 aylık erkek...Inia ve kalkışta emmek istemezse ne olur? Basınç hasta eder mi?Nelere dikkat etmeliyim?6 aylık erkek bebek 1.5 saat yurtiçi uçuş.
Ilk defa bebekle uçak yolcuğu yapacağım. 6 aylık erkek...
Inia ve kalkışta emmek istemezse ne olur? Basınç hasta eder mi?
Nelere dikkat etmeliyim?

6 aylık erkek bebek 1.5 saat yurtiçi uçuş.
0
balik kraker
(02.10.16)
Teyzem binmişti kuzenim küçükken. Gözleri falan büyümüş, korkmuş biraz. Kalkışta ve inişte dikkatini dağıtırsanız pek fark etmeyebilir.
0
dissendium
(02.10.16)
bişey olmaz
daha küçük bebelerin 7 saat uçuşa gittiğini gördüm.
0
basond
(02.10.16)
Hicbir şey olmaz. Mumkunse uyuyacagi bir duzenleme yapmaya çalış. Yanına yapışkanlı oyuncaklardan al. Zaten inis ve kalkista emmek istemese daha iyi olur.

Esas sıkıntı uvak icinde degil de diger alanlarda olabiliyor. Yok havaalanina git yok check-in yap yok bekle falan.

Bir de rotar durumuna hazırlıklı olmanda fayda var.

Ben 6 aylık bebekle yurtiçi uctum. Ama abd-tr uçan arkadaşım var. Hiçbir şey olmaz.
0
babilbaligi
(02.10.16)
(8)

Change.org'da "OHAL kaldırılsın" isimli kampanya açmanın zamanı gelmedi mi?

s0phiesw0rld
OHAL bahane edilerek hükümetin hayata geçirmeye çalıştığı çıkarcı yasalar belli. Dün Taksim'de İstiklal Caddesinde de kampanya yapılıyordu OHAL'in kalkması için. Bir tane de Change.org'da açmanın zamanı gelmedi mii en azından dış basında ses duyulur.Merak ettiğim bu kampanyayı açan kişi FETÖcü diye
OHAL bahane edilerek hükümetin hayata geçirmeye çalıştığı çıkarcı yasalar belli. Dün Taksim'de İstiklal Caddesinde de kampanya yapılıyordu OHAL'in kalkması için. Bir tane de Change.org'da açmanın zamanı gelmedi mii en azından dış basında ses duyulur.

Merak ettiğim bu kampanyayı açan kişi FETÖcü diye sorguya tabi tutulur mu güzel ülkemizde?

Bir de bir kampanya açarken açıklayıcı bir şeyler yazmak gerekiyor Change.org'da. Ne yazılabilir acaba?
0
s0phiesw0rld
(01.10.16)
acemi +1, change.org denen aptal sitede iki boşluk doldurarak ohal kaldıracağınızı ya da kamuoyu baskısı yaratacağınızı falan mı sanıyorsunuz?
0
der meister
(01.10.16)
darbe teşebbüsünden dolayı dogrudan zarar görenlerin aileleriyle önce bir konuşsan..
hayatta kaidedir: zararı gidermek, faydayı almaktan önce gelir. ve zarar daha giderilmedi. belli ki uzun zaman alacak bu işler .
buna dayalı olarak söylenecek ikinci kaide ise: bir şeyi zamanından evvel isteyen o şeyden mahrum kalır.
0
1adam
(01.10.16)
Change.org ile OHAL kaldirilmaz ama en azindan yurt disinda sesimiz cikar. Ayrica Change.org bircok basarili kampanyaya imza atti. Merak ediyorsaniz sitesine girip bakabilirsiniz.

@1adam
Darbe tesebbusunden dolayi zarar gorenlerin magduriyeti OHAL bahanesiyle her turlu yolsuzlugu yaparak giderilmeyecek. Zarar giderilmek isteniyorsa Feto ve ekibini yargiya ve polisiyeye yerlestiren RTE ve ekibi hesap vermelidir her seyden once.
0
🌸s0phiesw0rld
(01.10.16)
@s0phiesw0rld
o zaman asıl istediğinin ohalin kaldırılması olmadigi sonucuna varmış bulunuyoruz..
0
1adam
(01.10.16)
@1adam

tabiki tek istediğim OHAL'in kaldırılması değil. Aynı zamanda bağımsız bir yargı, çağdaş bir eğitim sistemi, tarafsız yayıncılık da istediklerim arasında.
0
🌸s0phiesw0rld
(01.10.16)
Yasa teklifleri çeyncorgtan veriliyor artık.
0
bigbadabum
(01.10.16)
"Tüm imza kampanyalarının durdurulmasına, tamamlanmış olanların iptaline, imzaların yok hükmünde olmasına yönelik Kanun Hükmünde Kararname" çıkarılırsa ne yapmayı düşünürsün OHAL'de? :)

Dünyaya ses duyurmakla hiçbir şey olmaz, olmadı, olmuyor. Dünyanın sesini duyduğu Irak var, Suriye var, Libya var, Mısır var, Tunus var, Afganistan var... Bizim sesimizi duymasın dünya. Hem manda ve himaye reddedileli neredeyse bir asır oldu.

Hesaba kitaba gelince; devlet denen mekanizma hiçbir şeyi unutmaz, atlamaz. Günü gelince herkese, her sorumluya, her yaptığının hesabını teker teker sorar. Bunu devlet yapar, dünya değil.
0
plajda baretle dolasan muhendis
(02.10.16)
Bu imza kampanyasının çıktısını alıp yanına tck no ekleyip gozaltı listesi olarak emniyete yollarlar.

Sence Ohal Feto falan için mi çıktı? Madem Ohal var hadi Feto üyelerini milletvekili yapan partiyi kapattım! Bir terör örgütüne "ne istediniz de vermedik" diyen adamı destekleyenlerin derdi sence mağdur olanlar mı?

Gülen'i Ak Parti kurtardı diye manset atan gazete kime yakın? Ihbar değil mi bu?

Adamlar fırsatını buldu memlekete faşizmi yerleştirmek için. Siz hala şehit falan sayıklıyorsunuz.
0
babilbaligi
(02.10.16)
(15)

Bebeklere verilecek suyu kaynatmak & kaynatmamak

uzun kulaklı yalnız tavşan
Yonteminiz ne? Iki dr ayri gorus bildirdi. Bu isin oluru ne?
Yonteminiz ne? Iki dr ayri gorus bildirdi. Bu isin oluru ne?
0
uzun kulaklı yalnız tavşan
(30.09.16)
hekime danıştığına göre artık sadece mantık yürütmek lazım.
suyu kaynattığın zaman içindeki mineralleri öldüremezsin ama zararlı bazı bakterileri öldürebilirsin. E zaten ihtiyacın olan da mineraller. Dolayısıyla ben kaynatmanın daha faydalı olabileceğini düşünüyorum.

Fakat yerinizde olsam kaynatmam, Sadece çocuğun direncini arttırmak adına.

siz yine de güvendiğiniz hekimin tavsiyesine uyunuz.
0
theli
(30.09.16)
Ya eskiden suyu kaynatıp mı veriyolardı allaasen, pH'ı 8 civarında iyi bir su bul ver gitsin. Su bu yahu su, ne kaynatması, et mi bu pişirip de verelim?

Nestle gibi bazı suları verme yalnız, suyun yapısıyla oynandığı iddiaları var. Normal pınar su bile versen olur.
0
yaren
(30.09.16)
Hayatın minik şişelerde bebek suları var onlardan kullanabilirsiniz ama hangimiz o sularla büyüdük sanki biraz bağışıklık oluşsun vücutlarında normal suda verin.
0
hernezıkkımsa
(30.09.16)
Bir dr cam sise olursa kaynatma, kendi cocuklarlarima hic kaynatmadan verdim dedi. Digeri asla kaynatmadan olmaz diyor. En son karari size birakiyorum falan dedi iyice mala bagladim
0
🌸uzun kulaklı yalnız tavşan
(30.09.16)
ben birkaç ay sonra suya başlattığımda kaynatmadan vericem.
0
sta
(30.09.16)
Kaynatma ablacım. Vereceğin suda ölümcül mikrop yok, olsa zaten sen ölürdün. Ölümcül olmayan mikroplarla da bebek savaşmayı öğrenecek. Vücut direnci gelişmezse, pamuklar içinde büyüttüğün için şimdi olmazsa birkaç yıl içinde basit hastalıkları bile ağır geçirecek.

Ölümcül olmayan mikroplardan verin çocuklarınıza.
0
harzem
(30.09.16)
Biz iki yıldır bir tek kere dahi kaynamış su içirmedik, bir sıkıntı olmadı.

Ama çok aklına takılacak gibiyse kaynat gitsin, ne olacak sanki?
0
babilbaligi
(30.09.16)
Berlinde yasiyoruz, cesmeden iclebilen su cok kaliteli. buna ragmen doktor mutlaka kaynatin daha sonra icirin diyor. Elbette eskiden kaynatilmiyordu, belki ekonomik nedenlerle, belki de kettle olmamasi nedeniyle kaynatmanin uzun sürmesi nedeniyle. iste bu yüzden gecmiste bebeklerde su kaynakli bircok hastalik oluyordu. Bu bir ihtimal, herkesin basina gelmeyebilir, kimi insan sirf cesme suyu icirir hicbirsey olmaz. Cünkü onun su sebekesi, yasadigi sehir o anlik hastalik olusturacak ortami olusturmayabilir. Ama belki sizin durumuzda farkina varmadniz ama sular kesildi, depodaki rezerv sudan kullandiniz. bu su da uzun süre bekledigi icin bakteri ve hastalik olusturdu. ya da satin aldiginiz su, bu suyu imalatinda calisan kisinin isini iyi yaptigina, iyi denetlendigine kefil olamazsiniz, o kisinin insiyatifine birakmayin. o yüzden riske atmayin, nerdeyse her evde her gün cay kayniyor, o kaynayan sudan biraz ayirin. özellikle bebeginiz cok kücükse, cünkü sizin direndiginiz gibi direnemeyebilir bakterilere. zaten büyüdükce yavas yavas hasir nesir olacak suyla bakteriyle.
0
emrahday
(30.09.16)
Annem bana hic su kaynatip vermemis. Bence de gereksiz.
0
kuehles blondes
(30.09.16)
'86 doğumluyum. Babamlar bana hep kaynatıp vermişler zamanında, şu an çok pişmanlar. Boşu boşuna bağışıklık sistemine müdahale ettik derler.
0
kaymaktutmayansicaksut
(30.09.16)
Kaynat bence. Burda "bana zamanında öyle vermemişler suyu" diyenler o zamanki sularla şimdiki suları karıştırmasınlar şu an ne içtiğimiz belli değil. Ayrıca sana niye bir şey olmuyo demek yine bi yanlış düşünce, bebeğin tanıştığı mikrop sayısı ve buna karşı oluşturduğu savunma sistemiyle büyük adamınki bir değil bize tabii bir şey olmaz. Bağışıklık sistemi havadan gelecek mikroplarla da güçlenir, koşar, yürür elini değdirdiğı şeylerle de alır mikrobunt ama yediği içtiği şeyler temiz olsa iyi olur bence. Ayrıca Kaynatma her şeyi temizlemiyor, UV altında tutmuyorsun sonuçta, belli başlı şeyler ölüyor.
Yani kaynatın bence.
0
pamuk helvalar cebe
(30.09.16)
biz hic kaynatmadik la? etraftan da hic duymadim bu olayi. musluk suyu mu yoksa damacana mi? zaten musluktan su vermem el kadar bebeye de.
0
beriberi
(30.09.16)
çocukların biraz mikroba da ihtiyacı var unutmayın. el bebek gül bebek büyüyen çocuklar genelde bir sürü şeye alerjisi olan, çabuk hastalanan, bağışıklık sistemi zayıf bireyler oluyorlar. saldım çayıra da yapmayın tabi ki ama, bu kadar ufak şeylere de takılmayın.
0
jonestown
(30.09.16)
Sise su beriberi. Musluk suyunu bizde vermiyoruz ama dr israrla sise su da olsa kaynacak diyor ona takildim.
0
🌸uzun kulaklı yalnız tavşan
(30.09.16)
kaynatmayın. kaynatmak, içilmeyecek durumdaki suyu %100 içilebilir yapmadığı gibi vücuda yararlı bazı bakterilerin de ölmesine sebep oluyor. ayrıca çözünmüş oksijeni azalıyor vs. güvenilir, şeffaf şekilde denetlenebilen markaları tercih edin.
0
zgrydn
(30.09.16)
(2)

kasetleri walkman'den bilgisayara aktarmak için kablo

superb
nasıl bi kablo lazım?iki ucu da kulaklık girişi gibi olanlardan mı? özel bi adı var mı bu kablonun?
nasıl bi kablo lazım?
iki ucu da kulaklık girişi gibi olanlardan mı?
özel bi adı var mı bu kablonun?
0
superb
(30.09.16)
dediğin gibi iki ucu 3.5 mm jack kablo ile halledebilrisin. walkman kulaklık çıkışından bilgisayar mikrofon girişine bağla ve ses kaydedicisi ile kaydet.
0
hlt1985
(30.09.16)
aux kablo dersen her yerde bulursun.
0
babilbaligi
(30.09.16)
(1)

Facebook'ta yavaşlık mı var?

senolll
son 1-2 saattir sadece facebookta bir yavaşlık hissediyorum. Bilgisayar yavaş sanıp baya bir şeyi değiştirdim de sadece facebook olabileceği en son aklıma geldi. Sizde de öyle mi var mı bir yavaşlık?Teşekkürler
son 1-2 saattir sadece facebookta bir yavaşlık hissediyorum. Bilgisayar yavaş sanıp baya bir şeyi değiştirdim de sadece facebook olabileceği en son aklıma geldi. Sizde de öyle mi var mı bir yavaşlık?

Teşekkürler
0
senolll
(29.09.16)
Var.
0
babilbaligi
(30.09.16)
(5)

Şu araç alınır mı?

calmdown
2013 Seat Leon Style 1.6 TDI Manuel 33.000 km hasar kayıtsız. Bu aracı bir sorunu yoksa alalım mı? Leon'un güncel kasasının herhangi bir kronik sorunu dediğim motor-şanzıman ve karoser için var mıdır? Uzun süre binilecek.edit: fiyat 63.000 TL
2013 Seat Leon Style 1.6 TDI Manuel 33.000 km hasar kayıtsız. Bu aracı bir sorunu yoksa alalım mı? Leon'un güncel kasasının herhangi bir kronik sorunu dediğim motor-şanzıman ve karoser için var mıdır? Uzun süre binilecek.

edit: fiyat 63.000 TL
0
calmdown
(29.09.16)
uzun süreli bineceksen kaçırma
0
yokky
(29.09.16)
sıfırı: 69.900
0
rastinon
(29.09.16)
sıfırı 70 bin ise:
2015 modeli 63
2014 modeli 57
2013 modeli 52 filan olması lazım.
hadi km düşük 54 olsun.
0
cedex
(29.09.16)
fiyat korkunç. dsg olsa bu fiyata alınır ama bu haliyle almak çok mantıksız.
0
medievalman
(29.09.16)
6.000 lira için 3 yaşında araba alınmaz. Git 6.000 daha kredi kullan sıfırını al.
0
babilbaligi
(30.09.16)
(6)

Galaxy s7 edge vs iPhone 7

mevsimler
Hangisini alayım? Niye alayım?
Hangisini alayım? Niye alayım?
0
mevsimler
(29.09.16)
ayfon7
0
jamiro
(29.09.16)
ayfn
0
killerbee
(29.09.16)
Bence cevabı vermeden önce şu an kullandığın telefonu sormak lazım. ben hala s4 kullanıyorum, fanboy değilim, sadece menülerine ve arayüzüne alıştığım için telefonumun daha güzel görünen, daha hızlı, daha iyi fotoğraf çeken bir versiyonunu kullanmayı tercih ederim.

iphone 5 kullanan birisi de iphone 7 tercih eder muhtemelen.
0
kimlanbu
(29.09.16)
s7 edge kullanıyorum.

artıları:
abansan bile şarjı 1 günde bitmiyor
ekran çoheyi
itunes yok
fotoğrafları cimcikleyerek sonsuza kadar zoom yapabiliyosun
hoparlörü hayvan gibi ses veriyo. handsfree konuşurken, yutupdan bişey izlerken dibine girmen gerekmiyo.

eksileri:
telefonu tutarken video izlerken falan elin kenarına değiyo
biraz ağır
bazen yavaşlıyo restart ediyoz
ayfon arayüzü gibi sade değil


ayfon versen onu da kullanırım ama o itunes yok mu...
0
groovettyn
(29.09.16)
samsung alacaksan note serisine yönel ama note5 hariç note4 yanda note7 al. s serisi çok kalitesiz oluyor note2 kullanıyorum şikayetim yok. android alacaksam tercihim yine note olurdu.
0
ergenpezeveng
(30.09.16)
ayfon al.

samsung s3 kullanıcısı.
0
babilbaligi
(30.09.16)
(10)

Otobüslerde telefonla özel hayata ilişkin konuşan gerizekalı kadınlar?

aklimdakisorular
Anadan kıza nesil mi bunlar? Evet, kadınlar. Yüksek sesle konuşuyorlar... Hiç bu şekilde özel hayatını 50 dakikalık yolculuk boyunca konuşan adama rastlamadım kusura bakmayın çok sinirlendim.
Anadan kıza nesil mi bunlar? Evet, kadınlar. Yüksek sesle konuşuyorlar... Hiç bu şekilde özel hayatını 50 dakikalık yolculuk boyunca konuşan adama rastlamadım kusura bakmayın çok sinirlendim.
0
aklimdakisorular
(29.09.16)
seninle aynı kanaatteyim.
ben konuşamam, herkes beni dinliyormuş gibi gelir.
garip, bende bir çok kez şahit oldum.
0
seyduna6687
(29.09.16)
Böyle bir üsluba sahip bir insanla aynı fikirde olduğumu belirtmek hayatımda yapmak isteyeceğim en son şeydir ama ne yazık ki ben de çok rastlıyorum bu insanlara ve inanılmaz rahatsız oluyorum. Birkaç kez uyarmayı denedim beğenmiyorsan git taksiye bin dediler ahah. Nefret ediyorum bu insanlardan.
0
köstebek kurabiye
(29.09.16)
Bir keresinde arda dan ayrıldığını 10 arkadaşına anlatan kız ile YHT seyahati yaptım 1.5 saat boyunca arkamda aynı cümleler ile arda ile olan durumunu 10 arkadaşına sırayla arayarak anlattı. Uyarsan da anlamaz öküz zaten saygısı olsa yapmaz.
0
gozu acik sevisen yahudi
(29.09.16)
bir tanesi benim günümü mahvetmişti, kadının hayatının o kadar büyük bir parçası oldum ki yarım saatte, kendime gelemedim, sokaklarda ruh gibi yürüdüm.
0
konar konmaz omer konur
(29.09.16)
Geneli böyle maalesef, ama ben birak ozel hayati iş hayatını bile konuşamam toplu taşımada.

Erkekler ozel hayatını hiç konuşmuyor bence :p
0
cabiday
(29.09.16)
Kadini erkegi yok. Erkeklerin de telefonda igrenc muhabbetlerine tanik olmustum. Kadinlarin da ayni sekilde. Ben ozel hayattan ziyade genel olarak otobuste uzun telefon sohbetlerine karsiyim. Sabahın köründe aksam iş çıkışında kimseyi dinlemek zorunda degiliz. kafa bırakmıyorlar insanda. Cok yorgun oldugum anlarda uyarmışlığım var. Cok rahatsiz olursaniz uyarin bence.
0
aquarium
(29.09.16)
Bunun iş yerinde olan versiyonu da var. Çocuğunun ıvır zıvır herşeyi farklı kişilere her seferinde ezbere konuşur gibi anlatıyorlar.
İnsanlar bir acayip.
0
tolgan
(29.09.16)
özeniyorum böyle düşüncesiz oluşlarına. bizim ofiste de bi kız vardı sürekli özel hayatıyla ilgili konuşurdu. bayılacak gibi oluyordum.

ben dışarıda telefonla konuşurken neredeyse fısıldıyorum millet rahatsız olmasın diye. adamlar bağıra bağıra kocasını anlatıyor. garip.
0
bohr atom modeli
(29.09.16)
ben çok seviyorum bu insanları, dizi izler gibi oluyor. "lan acaba diğeri ona ne demiş, karşı taraf şu an ne diyor" diye merak bile uyandırıyor :P
0
kimlanbu
(29.09.16)
E aynısını televizyon ekranında yıl boyu yapınca para veriyorlar.

Televizyonda yapsın, biz de otobüste rahat edelim.
0
babilbaligi
(30.09.16)
(3)

lozan anlaşması ne zaman bitiyor?

doxanikee
arkadaşlar bir yardımcı olabilir misiniz?
arkadaşlar bir yardımcı olabilir misiniz?
0
doxanikee
(29.09.16)
bitebilen bir şey değil.
0
tendra van case
(29.09.16)
hiç bitmeyecek ve gizli maddeleri de keçi yemiş
0
inspectorjavert
(29.09.16)
1923'te imzalandı bitti, imzadan dönüş olmuyor.
0
babilbaligi
(30.09.16)
(3)

Bazı yerleri paslanmis dökme demir tava nasıl eski haline döner?

gezegen olan pluton
Soru başlıkta.
Soru başlıkta.
0
gezegen olan pluton
(28.09.16)
dönmez, zaten değmez de.

yenisini alın.
0
kurnaz
(28.09.16)
ingilizceniz varsa www.bonappetit.com
0
whoosie
(28.09.16)
paslanan bölümleri taşlama ile temizleyip tekrar emaye yapmak lazım ki sağlıklı olsun. emaye şart değilse, avuç taşlama ile 10 dakikalık iş. gayet kolay.

ama emayeli istiyorsan eskisini bana ver git yenisini al. ben de temizleyip ihtiyacı olan birine vereyim.
0
babilbaligi
(28.09.16)
(9)

Bebeginize hangi marka su veriyorsunuz?

uzun kulaklı yalnız tavşan
Sb.
Sb.
0
uzun kulaklı yalnız tavşan
(28.09.16)
@want2die cevap "marka" icermese de tikini veriyorum. Bi de ciddi degilsin degil mi? Yine bi suphe :(
0
🌸uzun kulaklı yalnız tavşan
(28.09.16)
özkaynak
0
la noix
(28.09.16)
la noix
(28.09.16)
@la noix linki attigin iyi olmus mobilden arayamiyordum. Yine icimi okumussun.
0
🌸uzun kulaklı yalnız tavşan
(28.09.16)
@want2die Istanbulda yasiyorum belki sehir belirtmeliydim en basindan.
0
🌸uzun kulaklı yalnız tavşan
(28.09.16)
300 - 400 tl'ye arıtma cihazı falan alın bu kadar takıntınız varsa. en temiz ve ekonomik çözüm.
0
jugador
(28.09.16)
Takintidan degil asm deki dr illa hazir su diyor, kendi dr u kaynatilmis sogutulmus su konusunda israrci. Ben de genel durumu merak ettim haliyle.
0
🌸uzun kulaklı yalnız tavşan
(28.09.16)
Biz yemekleri çayı çeşme suyuyla yapıyoruz.
Içmeye damacana (sirma) alıyoruz. (Ucuz çünkü ve ben tadını seviyorum)

Bebeğe de direkt damacadan veriyorum. Kaynatma soğutma yapmıyorum.bence gerek yok.
0
balik kraker
(28.09.16)
Ben ne içiyorsam bebeğe de aynısından veriyorum. Dışarıda falan ne bulursak onu içiyoruz. Sürekli bebeğe özel su temin edemeyeceğim için hiç girmiyorum o işlere.

Alışsın eşşoğlusu.

P.s. Hayat suyun falan bebek suları var. Su aynı su tabi ama şişe kapağı güzel. Suluk yanınızda olmayan ve bardak ile dökülme riski almak istemediğiniz zamanlar için güzel çözüm. Dahası, kapağı şişeyle atmak zorunda değilsiniz, her şişeye oluyor.
0
babilbaligi
(28.09.16)
(23)

yeni evlenen insanlar neden kilo alır?

füt
yeni evlenen insanlar neden kilo alırlar? 1- üzerlerine gelen bir rahatlama hissinden dolayı mı?2- stresten mi? ulan biz ne bok ettik evlendik, şimdi bir sürü sorumluluk stresinden mi?
yeni evlenen insanlar neden kilo alırlar?

1- üzerlerine gelen bir rahatlama hissinden dolayı mı?

2- stresten mi? ulan biz ne bok ettik evlendik, şimdi bir sürü sorumluluk stresinden mi?
0
füt
(28.09.16)
Flörtleşme bitince bakım da bitiyor.
0
arnold schwarzeneger
(28.09.16)
rehavet. artık millete kendimi beğendirmek zorunda değilim. çok büyük bir hata yapmadığım müddetçe partnerim garanti.
0
nickini degistiren yazar
(28.09.16)
benzer bir durum memurlarda da var. çok büyük bir hata yapmadığı müddetçe maaş garanti. o yüzden çok çalışmasına gerek yok.
0
nickini degistiren yazar
(28.09.16)
ya rehavet olduğunu düşünmüyorum. çünkü çoğu insan evlenmeden önce de süper süper dikkat etmiyor kilosuna adamlar sürekli diyette değil yani. bence birden fazla nedeni var, birincisi yaş alıyoruz, yani evlenene kadar 30ları buluyor, e o zamana kadar ay ben yazları kilo veriyoruuumlar bitiyor, yağlar üstünde daha kolay kalmaya başlıyor. sonra düzensiz ve atıştırma alışkanlığından bütün gece birlikte yemek yemeye dikey geçiş yapılıyor, gerçekten ilk başta kimse umursamıyordur aç bir film şu cipsi gömelim diye diye tombili olunuyor işte.
0
freya
(28.09.16)
Büyük ihtimalle ev yemeği, hatta sağlıksız ev yemeğinden dolayı.

Yağlı ve hamurlu yemekleri dayıyorlar hızlı yapılıyor diye.
0
piremses
(28.09.16)
Evlerinde anneleri sağlıklı yemek pişirirken kendi başlarına kalınca mütemadiyen yok mantarlı tagliatelle, yok lazanya, hadi sıkıldık milföy oh mis tavuklu pie gibi şeyler pişirmekten.
0
whoosie
(28.09.16)
benim gördüğüm bekaretini yeni kaybeden hatunlar aniden 5-6 kilo alabiliyor. hormonal tarzda birşey olabilir ya da stres, değişikliğin etkisi falan.
0
benim adim kerim hepinizi severim
(28.09.16)
düzenli seks
0
bir bucuk adana
(28.09.16)
duyulmasi gerektigi kadar +1

ilk sene en az 5 çeşit koyardım masaya, kahvaltıya ıspanaklı gözlemeler, zeytinli ekmekler, tatlılar... şehir değiştirdiğimiz için iş bulamadım biraz ondan kaynaklandı. bi de g.t kadar küçücük ilçeye taşındık onun da depresyonu oldu tabii. habire internetten tarif deniyordum. hatta gaza gelip yemek bloğu açtım. sonra baktık olmayacak böyle bıraktım. eşim göbek yapmış oldu tabii çoktan. şimdi bir çeşit yemek + salata o kadar. misafir gelmediği sürece asla börek tatlı işine girmiyorum. zaten vaktim de yok.
0
yue
(28.09.16)
Bekarken yaşadığın hareketli hayat kendini daha sakin bir hayata bırakıyor, işten eve, evden işe gidiyorsun ama hareketlerin kısıtlanırken boğazını da kısmadığın için kilo alıyorsun.
0
Tutkun
(28.09.16)
Bazıları için: Evlilik insanı kalıplara sokuyor, bazı hobileri engelliyor sporu-hareketi azaltıyor, yeni serotonin kaynakları gerekiyor. Yemek bu noktada çok kolay bir kaçış noktası oluyor, bulduğunu yiyorsun. Bir de erkekler genelde bekarken para vererek yedikleri şeyleri evde tencereyle bulunca 2-3 tabak yiyorlar. Son olarak: çoğu insan bekarken ekmek-tatlı gibi şeyleri pek almaz. Evli olunca bunlar çok bol alınıyor misafir ağırlanırken filan yemek ana konu başlığı oluyor ve tüm bunlar birleşince mide genişleyip kendini besleyen bir sürece dönüşüyor.
0
507
(28.09.16)
ya bence yeni olduğu için daha özenli yemekler daha lezzetli daha şişmanlatıcı şeyler yapılıyor.
biz erkek arkadaşımla ilişkinin başına her akşam marketten 100 liralık gıda alışverişi yapardık öküz gibi şişmanladık sonra ilişki yıllandı şimdi evde kabak var
0
neira
(28.09.16)
bence salıvermek. çevremde uzun süredir evli olup gayet fit olan insanlar var. tamam iş güç yüzünden spor yapmak zor olabilir ama yediklerine dikkat etmek bile yeterli olabilir.
0
tute
(28.09.16)
whoosie +1
yemek düzenleri değişiyor.
0
lazpalle
(28.09.16)
Evli bi hanım arkadaştan geliyor:

"Bekarken akşamları tostla salatayla geçiştiriyodum, evlenince öyle olmuyo ki. Çorbasıı, ana yemeğiii, pilavıı, salatasııı, tatlısıı.. yemekten sonra meyvesiii.. Bi de haftasonları size gelcez diyenler oluyor, döktürüyosun. Sonra artanları iki kişi bitirmeye çalışıyosun."

Birkaç ay içinde 6 kilo almış
0
mandalina kokusu
(28.09.16)
mandalina +1

tekken eve gelince bir sey yemiyorum. ama cift olunca duzenli yeme hali oluyor. hem de saat gec olmus oluyor.
0
jimicik
(28.09.16)
mandalina kokusu +1
evlendikten sonra dogru duzgun ve duzenli yemek yemeye basliyorsun
0
kassiopeia
(28.09.16)
want2die +1

evlendikten sonra bakımlı olmaya devam eden arkadaşlarım/tanıdıklarım da var ama genel olarak kadınların da erkeklerin de evlendikten sonra çirkinleştiğini görüyorum ben. sanırım bu insanların kendilerine saygıları yok, evlenmeden önceki hayatlarında yalnızca karşı cinsi etkilemek, eş bulabilmek için bakıyorlar kendilerine. e evlenince de nihai amaçlarına eriştikleri için salıyorlar.
0
köstebek kurabiye
(28.09.16)
Biz almadık. Ama spor yapiyoruz cokca.

Misafir gelince ustruplu yemek yapildigi dogru. Ben yemedigim ve yiyemeyecegim icerigi bana cok yemekler yaptim ama artinca oturup yemedik tabii :D paketleyip misafire veriyorum ben, onlara yapildi zaten kofteler, pilavlar.

Bazen kadin diger dogum kontrolerinden haplara gecince kiloda bir dengesizlik olabiliyor.
0
shadowcat
(28.09.16)
Sadece seks. Sanki evlenmeden önce çubuk krakerle besleniyor insanlar.
0
dissendium
(28.09.16)
Her akşam misafir gelen haftalar oldu. Her akşam. hepsiyle misafir menüsü (çorba, ara sıcak, ana yemek, tatlı, meyve, eser miktarda alkol) yenince kilo otomatik geliyor.

HER AKŞAM LAN HER AKŞAM!
0
babilbaligi
(28.09.16)
2 numara geçerli bizim için, "Dur bir salalım ohh!" olmadı yani. Rahat ana-baba evinden çıkıp ev geçindirme+evi çekip çevirme+biriyle birlikte yaşamaya çalışma stresini yenmek için yemeğe yöneldim. Ev-iş git gel trafik vs derken hareket de birden azaldı, yaşam standartlarımız düştü resmen. Sigara içiyor olsam maaşı sigaraya yatırabilir, alkol alıyor olsam alkolik olabilirdim. Yemekle ilgili genel bir bastırma, duygusal olarak yemeğe yönelme sıkıntım vardı bu streslerle birlikte tavan yaptı kısacası.
0
Sulfoxaflor
(28.09.16)
Herkes sporu bıraktığı için kilo alıyormuş. Taraktan oluyo arkadaş. Hormonunu bozuyo adamın demek
0
fatih baker
(28.09.16)
(5)

Antalya Mersin arasi yol

mesudiyeli mesut
5 sene once karayoluyla gitmistim de inanilmaz uzun surmustu. Yanlis hatirlamiyorsam sureyi kisaltacak yeni bir yol projesi vardi. O bolgede yasayan arkadaslar bilgilendirebilir mi? Antalya Mersin 3 saate inecek mi? :/
5 sene once karayoluyla gitmistim de inanilmaz uzun surmustu. Yanlis hatirlamiyorsam sureyi kisaltacak yeni bir yol projesi vardi. O bolgede yasayan arkadaslar bilgilendirebilir mi? Antalya Mersin 3 saate inecek mi? :/
0
mesudiyeli mesut
(28.09.16)
Calismalar devam ediyor.arada gazipasaya havalani yaptilar,onu bagladilar falan fena degil.olacak insallah.
0
duptıs
(28.09.16)
yol yapım çalışmalara daha bitmedi. o yolu yakın zamanda kullanmış kişiler pek fark olmadığını söyledi ama bitmiş halini görmek gerek,tüneller de yapılıyor etkisi olacaktır. karayoluyla gitmek zorunda değilseniz antalya-adana arası uçak biletleri oldukça ucuz görünüyor skyscannerda.eski halini bildiğim için yenisi de eskisi de hiç çekilmez derim.
0
MtKrt
(28.09.16)
O yolu sürekli kullanan birisi olarak anlatayım, 5 sene öncesine göre çok büyük farklılıklar yok, 20 sene önceye göre oldukça iyileşme var. Antalya-Gazipaşa arası yol yapımı hemen hemen bitti, o ara oldukça iyi, Gazipaşa- Anamur arası yol yapımı devam ediyor, orman çok sık ve yol çok eğimli olduğu için çalışma çok yavaş ilerliyor, eski yol kullanılıyor hala, Anamur- Mersin arasında Tekeli- Aydıncık arası dışında yol düzeltildi, ki orada yapılacak yol yok zaten, inanılmaz dar aşağısı uçurum, yukarısı gökyüzü, Aydıncık'tan sonra sadece 1 yerde virajlı ve dar yol kalmış, bu iki yerde de henüz açılmayan geçitler yapılıyor, sonrası Mersin'e kadar çok rahat.

Bunun dışında yeni yol projesi diye bir şey yok aslında, eski sahil yolunda bazı kısımlarda iyileştirme yapılıyor, yol aynı yani eskisi kadar dar değil, bir çok yerde eğimi azaltmışlar, bunun dışında dağı dolanmıyorsun da dağın içinden geçiyorsun, ancak geçitlerin büyük kısmı açık değil henüz, geçitler dışarıdan bitmiş gibi gözüküyor, ama içi ne durumda bilemiyorum. Antalya- Mersin arasının 3 saate inmesi imkansıza yakın, aradaki yol 450 km'ye yakın, kuş uçumu bile 350 km, inse inse 5,5-6 saate iner ki o da iyi ihtimal sonuçta dümdüz bir yol değil ki hızını azaltmak zorunda kalmadan basıp gidemezsin.
0
elikası
(28.09.16)
antalya-gazipaşa; alanya ışıklar hariç bi sıkıntı yok. ama alanya'da 50 tane falan ışık var heralde, 60 için yeşil kuşak yapmışlar. imkan varsa hızı sabitle, faydası oluyor.

gazipaşa-anamur; 2-3 tane tünel açmışlar, diğerlerinin yapımı da sürüyor. Toplam 6 tünel olacakmış, 5-6 seneye ancak biter. yol bu yaz baya düzelmiş gibiydi, ama bir saat falan dağ yolu hala duruyor.

anamur-aydıncık; tüneller açılmaya başlamış, yol düzeltmeler devam ediyormuş. bu sene geçmedim, bilmiyorum.

aydıncık-silifke; gayet güzel, dümdüz yol. fazla kalabalık da değil.

silifke-mersin; otoyol kıvamında.

Bu yolu 3 saatte sebastian loeb falan anca geçer. Zaten Antalya-Gazipaşa 1.5 saat sürüyor. Aydıncık-Mersin de 1 saati geçiyor. Buralar yapılacağı kadar yapıldı, geri kalan yolu 1 saatte geçmek imkansız gibi.
0
babilbaligi
(28.09.16)
Tesekkur ederim arkadaslar, oldukca tatmin edici ve emek verdiginiz cevaplar vermissiniz. Varolun. 3 saat tabi ki isin saka ve abartmasi ama o yolu 10 saatte gitmek istemiyorum. 5 saat fln olsun o da olumlu. Tesekkurler yeniden..
0
🌸mesudiyeli mesut
(29.09.16)
(5)

Sizinle tanıştığıma memnun oldum maili

babilbaligi
Nasıl atılır?Sağda solda tanıştığım ve bir şekilde kartlarını aldığım insanlara böyle mailler atmak istiyorum, ne yazayım?
Nasıl atılır?

Sağda solda tanıştığım ve bir şekilde kartlarını aldığım insanlara böyle mailler atmak istiyorum, ne yazayım?
0
babilbaligi
(27.09.16)
günlük iş hayatının içinde sürekli maille uğraşan insanlara atmamanı tavsiye ederim. spam mualamesi görmen ve ciddiye alınmama ihtimallerin var.

bir de tanıştığında zaten tanıştığına memnun olduğunu iletmişsindir muhtemelen, ayrıca bir de maille iletme ihtiyacı neden? diyelim ki kendini hatırlatmak ve yaptığın işle ilgili potansiyel bir müşteri çevresi oluşturmak istiyorsan niyetini açıkça yazmanı tavsiye ederim.
0
dahili meddah
(27.09.16)
@dahili meddah; kartlarını aldım, ama çanta yanımda olmadığı için kart veremedim. o yüzden mail atmak istiyorum.
0
🌸babilbaligi
(27.09.16)
Tuhaf karsilanir. Ama karsilanmayabilir de.
0
stavro
(27.09.16)
Sayın X bey/hanım,
X görüşmesinde kartınızı vermiştiniz. Yanımda olmadığı için kendi kartımı verememiştim/taktim edememiştim. Aşağıda bana ulaşabileceğiniz bağlantı bilgilerim bulunmakta. İyi günler dilerim.

gibi bir mesaj yazılabilir diye düşünüyorum.

not: toplu mail şeklinde değil de herkesin ismine hitaben olursa daha uygun olur.
0
puc
(27.09.16)
tuhaf karsilanmaz, gayet normal. [genis katilimli] toplantilardan/seminerlerden sonra yaninda karti olmayan ve ilerde is yapabilecegimizi dusunen ya da bana hizmet satmak isteyen insanlar mutlaka email gonderiyorlar. tanistigimiza memnun oldum/o gun yanimda kartim yoktu iletisim bilgilerim sunlardir/su konuda isine yarayacak su calismalarim var ekte gonderiyorum gibi mailler geliyor, hatta bir kismi tanistigimizda konustugumuz bazi seylere atif yaparak emaili kisisellestiriyorlar ve kendilerini daha hatirlanir kiliyorlar ki bu daha da iyi oluyor. vaktim oldukca da cevap yaziyorum. network dediginiz sey de boyle boyle de gelisebiliyor zaten.
0
kassiopeia
(27.09.16)
(4)

Oglum ek gidaya basliyor- Allahini seven uzerime sakinlestirici atsin

uzun kulaklı yalnız tavşan
Gozlerim dolu dolu oluyor bugun. Dogumhanede sesini duydugum ilk andan bu yana 6 ay 2 gun gecmis. Sipanin gozleri dunyaya kapaliydi ancak hafif hafif aralaniyordu simdi ise fildir fildir. Zaman ne hizli gecmis. Yanimda uyuyor simdi. Ah ne basinizi agrittim hamileyken soyle oldu ne olacak boyle oldu
Gozlerim dolu dolu oluyor bugun. Dogumhanede sesini duydugum ilk andan bu yana 6 ay 2 gun gecmis. Sipanin gozleri dunyaya kapaliydi ancak hafif hafif aralaniyordu simdi ise fildir fildir. Zaman ne hizli gecmis. Yanimda uyuyor simdi. Ah ne basinizi agrittim hamileyken soyle oldu ne olacak boyle oldu ne olacak diye. O gun ya dogacak buyuyecek baska seylerle kafamizi utuleyeceksini kibarca anlatan arkadaslar ne kadar hakliymis.

Bugun de ek gidaya basliyoruz. 3-5 kilo sutu heba edip yogurt yapmayi basardiktan sonra sizinle de paylasmak istedim. Iyi ki guzel dilekleriniz vardi, iyi ki varsiniz duyuru ailesi.


Soru nerede diyenlere gelsin ( iste panik burada basliyor)

Ayyy bu cocuga baska ne yediricem ben? Doktorumuz bir liste verdi ama kafam karisti. Simdi aksam ustu tattirma seklinde yogurt vericem ya meyve vermiyor muyum bugun? Sebze? 3 gun kurali hemen basliyor mu? Ayyy bu sipa buyudu degil mi :)

Seviyorum sizi
0
uzun kulaklı yalnız tavşan
(27.09.16)
bizim kız da 6 ay 5 günlük bugün.

meyve rendesi (elma, şeftali, üzümden biri) veriyoruz. bugün sebze çorbası da başlayacak. aynı gün 2 farklı şey verilmez diye bir şey yok ama midesi zorlanmasın diye 3-4 farklı şeyi de karıştırmamak lazım. bizimki yogurdu her seferinde yemedi mesela, içine biraz şeftali rendeledik tamamdır dedi.

yağlı, asitli, glikozlu şeyler vermeyin tamamdır.
0
507
(27.09.16)
çocugun kilosu yerindeyse ve anne sütü almaya devam ediyorsa sırf 6 aylık oldu diye ek gıda vermek zorunda değilsiniz. bu 6 ay muhabbeti mamacıların tezgahı. çocuğa 6 ay dolunca vahiy mi geliyor artık bunları yiyebiliyim diye?
doğal akışına bırakın bence. anne sütünün bir süre sonra yetmediğini cocuğun da farklı bir şeyler tatmak istediğini zaten anlayacaksınız..
0
nuisance
(27.09.16)
Burada dikkat etmenin faydalı olacağı nokta şu; çocuğu bir gıda ile tanıştırdıktan sonra 2-3 gün başka bir gıda ile tanıştırma ki, alerji olursa hangisinden olduğunu şıp diye bul.

Çok mu lazım, değil gibi. Ama dikkat edeceksen bence buna dikkat et.

Kabak, patates, havuç falan gibi sebzeleri haşla haşla yesin sıpa. sonra yumurta, peynir, ekmek falan derken bir bakmışsın seninle masaya oturmuş sen ne yiyorsan aynısını yiyor.
0
babilbaligi
(27.09.16)
meraktan soruyorum: en düzgün ve tecrübeye dayalı cevabı ben vermişim ama bir ben tik almamışım. sadece tanıdıklara mı veriyorsunuz nedir yani olayınız tam olarak?
0
507
(28.09.16)
(4)

tarladan rafa gelirken ürün fiyatları

yons
çok yüzeysel şekilde soracağım. çiftçinin tarladan toplayıp 0,50 tl'ye verdiği ürün tüketiciye gelene kadar 10 tl olur ya hani. bu aradaki artışa neden olan tüm aracılar gerçekten gerekli mi (türkiye için)? (elzem maliyetler vardır mutlaka. depolama, taze tutma, işçisi, nakliyatı vs.)bir haksız kaza
çok yüzeysel şekilde soracağım.

çiftçinin tarladan toplayıp 0,50 tl'ye verdiği ürün tüketiciye gelene kadar 10 tl olur ya hani.

bu aradaki artışa neden olan tüm aracılar gerçekten gerekli mi (türkiye için)? (elzem maliyetler vardır mutlaka. depolama, taze tutma, işçisi, nakliyatı vs.)

bir haksız kazanç söz konusu mu? yoksa piyasanın olması gereken noktası (optimumu) bu mu?

aracıları ortadan kaldıran veya azaltan alternatifler var mı?
0
yons
(27.09.16)
gerekli aracılar da var tabi (nakliyeciler vs) ama bir çoğu gereksiz. bakanlık da son dönemde bu işle uğraşıyor.

aracıları ortadan kaldıran sistem,üreticinin desteklenmesi ile olur. üreticiyi kredi ve hibelerle destekler ve kendi nakliye araçlarını, kendi pazar alanlarını kurmasını sağlayıp buralarda satış yapmasının önüne açarsan aracılar azalır,ürünler ucuzlar.
0
dahili meddah
(27.09.16)
Çoğunluğu doğulu mafya tipler genelde halcilik yaparlar. Ölü fiyattan alırlar, hatta fiyat bile vermezler sen malı gönder ben kaça satarsam onu sana veririm derler.

Bu tipler tamamen gereksiz ve safi zarar. Haksız kazancın kralı söz konusu. Sebze alıp satarak mercedese Almanya'da bile binilmiyordur.

Bunun önüne geçmek için kooperatifler var. Çaykur, tariş, fiskobirlk gibi.
Bu yüzden kooperatifler önemli. Bu yüzden çaykur dururken lipton içenlere kızıyoruz.
Fakat yaş meyvede ve sebzede hiç duymadım.


Zincir marketler açılabilir. Çiftçiler raf kiralar ürününü oraya koyar ya da ortak fiyat belirlenir kardan pay verir. Ama bizim millet gitmez. Virüs gibi yayılan ülker sokak lambası gibi şok market dikiyor her yere. Hepsinin de manavı var.

Yerli büyük perakendeci yok bu tür bir iş yapabilecek. Demek ki kârlı görmüyorlar. Kipa migros yabancı hep.
0
Batuhanolabilir
(27.09.16)
tarla-komisyoncu-hal-nakliye-hal-(toptancı)-raf

bunu şöyle yaptığın zaman fiyat yarıya iniyor;

tarla-nakliye-raf.

ama hal esnafının tamamı paralı ve neredeyse tamamı akp'li. dolayısıyla kimse onları aradan çıkamaya cesaret edemiyor. küçük yerdeki çiftçinin ürününü büyük şehirlere kendi satmasını da kanunla önlediler (neden sence?). Dolayısıyla çiftçi ancak kendi civarına gidebiliyor.

öyle olunca kazığın büyüğünü biz yiyoruz.

mesele kazancın haksız olması olmamasından ziyade hangi tarafa gittiği. kendi taraflarına gitmese bin kere aradan çıkarmışlardı 15 yılda. işlerine gelmediği için sokuyorlar kazığı.

ama olsun köprü yol yaptılar.
0
babilbaligi
(27.09.16)
Geçen sene Cnn Türk'te yayınlanan Cem Seymen'in hazırlayıp sunduğu (bkz: Para Dedektifi )programı tam da bu konuları ele alıyordu. Tabi ülkemizde futbol, magazin, kavga ve acun'un programları reyting getirdiği için çoğu kişi bilmiyordu ve izlemedi. Tekrarlarını burdan izleyebilirsin.

www.youtube.com

Link düzeltilmiştir.
0
iwasbornonamountainside
(27.09.16)
(13)

hamilelik çatlaklarına karşı ne kullanabilirim?

kakamelsokoban
bu hafta 3. ayım bitecek, duyduğum kadarıyla 3. ayın bitiminde bu tarz kremlere, yağlara başlanırsa çatlak olayı bir tık daha azaltılabiliyormuş. beyaz ve fazlasıyla hassas tenliyim. çatlak muhtemelen benim için kaçınılmaz, zaten genetik olduğunu biliyorum ama hiçbir şey kullanmadan beklemek de risk
bu hafta 3. ayım bitecek, duyduğum kadarıyla 3. ayın bitiminde bu tarz kremlere, yağlara başlanırsa çatlak olayı bir tık daha azaltılabiliyormuş. beyaz ve fazlasıyla hassas tenliyim. çatlak muhtemelen benim için kaçınılmaz, zaten genetik olduğunu biliyorum ama hiçbir şey kullanmadan beklemek de risk budur demek gibi olacağından en azından 1 2 krem yağ falan süreyim de ben uğraştım olmadı derim diye düşünüyorum.

internetten baktığımda seçenek olarak

1. fındık yağı, kayısı yağı, portakal yağı, badem yağı karıştırıp kendi bakım yağını oluşturmak

2. aktardan kakao yağı kremi almak

3. johnsson's baby oil sürmek

4. lierac krem

5. chicco mama donna krem

6. mustela krem

7. bepanthol krem

8. avent krem gördüm.

bu seçeneklerden birini veya bir kaçını kullanan ve memnun kalanlanlar var mı? tercihim bir krem ve bir yağ seçip birini sabah birini akşam şeklinde uygulamak ancak internetten tek tek yorumlarına bakamadım vakit bulup. önce sizden fikir alayım, sonra diğer yorumlara göre de bir iki tanesini seçer alırım diye düşünüyorum.

cevap verenlere teşekkürler, sevgiler :)
0
kakamelsokoban
(27.09.16)
bu çatlak olayı tamamen genetik. ben de beyaz tenliyim hiçbir krem kullanmadım en ufak bir çatlak oluşmadı ki baya da kilo aldım. bence boşuna masraftan başka bir şey değil bu kremler. krem kullanıp da çatlak içinde olan çok arkadaşım var malesef.
0
sta
(27.09.16)
madecasol krem, hamileyken kullanılıyor mu emin değilim ama en azından doğumdan sonrası için bio oil.

lierac kullandım ben bacaklarım için, o da fena değil ama diğerlerine göre çok pahalı.
0
111111
(27.09.16)
lierac kesinlikle.
denendi, onaylandı.
0
blatta hiberna
(27.09.16)
Lierac +1 Pharmaceris M serisine de bakabilirsin.
0
Lim5
(27.09.16)
arkadasim hindistan cevizi yagi suruyor.
0
jimicik
(27.09.16)
eşim hamileyken rossmann'da satılan yağlardan almıştım, düzenli kullandı. çatlak falan yok. doğal yağlardan yapılıyor yazıyor ve fiyatı diğerlerine göre baya uygun.
0
babilbaligi
(27.09.16)
hepsinden sür, ben hepsinden kullanırım.
0
pinkpeony
(27.09.16)
Eşim badem yağı kullanmıştı hiç bir işe yaramadı
0
delicevat
(27.09.16)
bio oil +1
tanıdığım biri 3. çocuğunu doğurdu ve çok az çatlağı var. olanlar da ilk doğumdan kalanlar. ikinci ve üçüncüde günde 3 kere bio oil kullanmış. şu an bende kilo veriyorum o yüzden çatlak oluşmasın diye kullanıyorum. fiyatı dışında gayet memnunum.
0
you are my lethe
(27.09.16)
yağlı ciltli olanlarda çatlak olmuyor. eğer kuru ciltliyseniz hepsine abanın :)
0
xvyz
(27.09.16)
tanıdığım birinin göbeği sönmüş balon gibi bir diğeri de tertemiz. sönmüş balon olan beyaz tenli diğeri esmer. ben de heralde ten rengiyle ilgili diye düşünmüştüm ama sanırım hiç biri değil sta'nın dediği gibi genetik.
0
for day to break
(27.09.16)
@far, genetik de vardır işin içinde ama hamilelik olmamasına rağmen büyüme evresinde çatlakları olanlar var, misal ben. nedeni aşırı kuru ciltli olmam @xyvz'nin yazdığı gibi yağlı cilt +1
0
pinkpeony
(27.09.16)
%100 shea yağını cream butter olarak satan markalar var. özellikle hamilelik öncesi ve sonrası çatlakları için iyi geldiği eğitimlerde sürekli tekrarlanıyor, böyle çok yoğun avuç içinde falan ezip kullanman gerekiyor. hangi firmalarda var direkt sayamam ama araştırırsan bulabilirsin. en son bath&body works'de görmüştüm.
0
thevalentino
(27.09.16)
(9)

keşke gitmeseydi dediğiniz teknolojiler?

kurnaz
şöyle tadını çıkaramadan kaybolan, harika olmasına rağmen daha iyi şeyler çıkınca yokolan teknolojilerden hangilerini özlüyorsunuz?şu telefonlar tüm diğer aletleri piyassadan sildi. içinde her şey de var zaten...önce mp3ler, kaset çalarları(aka walkman) piyasadan sildi, sonra ipodumsu daha güzel mp3
şöyle tadını çıkaramadan kaybolan, harika olmasına rağmen daha iyi şeyler çıkınca yokolan teknolojilerden hangilerini özlüyorsunuz?

şu telefonlar tüm diğer aletleri piyassadan sildi. içinde her şey de var zaten...

önce mp3ler, kaset çalarları(aka walkman) piyasadan sildi, sonra ipodumsu daha güzel mp3 playerlar geldi, sonra telefonlar mp3 playerları sildi.

bu arada md playerlar çıktı, ben hevesimi alamadım onlardan...
images.sonicelectronix.com

saatlerde kalktı piyasadan.

bunlar gibi neler keşke olsa diyosunuz?
0
kurnaz
(27.09.16)
atari
eski olanlardan
0
basond
(27.09.16)
Google glass.
0
alwayschargeneverbend
(27.09.16)
msn messenger!
0
devilred
(27.09.16)
Abi yaziyi okurken md player dedim icimden.boyle guzel bir alete buyuk yazik oldu.
0
duptıs
(27.09.16)
ben de bi icq diyim de eksik kalmasin.
0
superfluid
(27.09.16)
oyun kartuşları. keşke hala kartuşla çıksa oyunlar. çizilme derdi vs yok.

bir de bantlı video cihazları 4k filan düşünmezdik çözünürlüğü istediğimiz gibi ayarlardık.
0
ergenpezeveng
(27.09.16)
Teletext'i çok severdim ben. İnsanın elinde bol kaynak olmayınca aynı şeyi döndüre döndüre okuyup sıkılmıyor bile. Toplam 5 bilmece, üç fıkra, 7-8 haber vardı. Müzik top 10 listesi haftada bir yenileniyordu. Her gün birkaç kere okur, yenisi gelmiş mi diye kontrol eder, yenisi varsa arkadaşımı arayıp haber verirdim. O da aynısını yapardı.
0
aychovsky
(27.09.16)
Google glass +1.

Tam alsam mı falan derken gitti.

Bir de taşınabilir yazıcı.
0
babilbaligi
(27.09.16)
Duyuruyu okurken md player aklıma geldi benimde.
0
sutlu nescafe
(27.09.16)
(14)

Araba almak mantıklı mı?

tchuck
selam arkadaşlar.benim ehliyetim yok. eşimin var ama aktif sürücü değil. ama araba kullanmak ne kadar zor olacak ki zaten :)şuan biz kadıköyde 2000tl kira ödüyoruz, seneye aşağı yukarı 2200tl olucak kiramız.dedik ki şehirden biraz daha uzaklaşalım. 1200tl ye çekmeköy veya biraz daha yaklaşık 1500tl
selam arkadaşlar.

benim ehliyetim yok. eşimin var ama aktif sürücü değil. ama araba kullanmak ne kadar zor olacak ki zaten :)

şuan biz kadıköyde 2000tl kira ödüyoruz, seneye aşağı yukarı 2200tl olucak kiramız.
dedik ki şehirden biraz daha uzaklaşalım. 1200tl ye çekmeköy veya biraz daha yaklaşık 1500tl ye falan ataşehire eve çıkalım. (bu arada ataşehir kiraları belki artmıştır, o zaman başka lokasyn seçeriz)

Kira ile arasındaki farka da araba alalım. En azından elle tutulur yatırım yapmış oluruz.

Ancak mantıklı mı araba almak? bana arabalar hiç değer kaybetmiyor gibi geliyor. İkinci el alan çoğu kişi 2-3 sene sonra kârla satıyor hala. ama bu dönemsel bişi miydi? şimdi de durum aynı mıdır yoksa araçlar sürekli düzenli değer kaybeder mi?

açıkçası hem biraz ulaşım konusunda rahatlamak hem de elimizdeki parayı bişeye bağlamak için istiyoruz.
0
tchuck
(26.09.16)
@want2die,

ya rahatlık tarafını zaten kullanıcaz o bizim için ayrı öneme sahip. haftasonları biyere gitmek istediğimizde vs. çok ortada kalıyoruz. ama işte 2-3 sene sonra satmak istediğimde aldığım fiyata bilemediğin max2-3bin zarara satabilirsem benim için güzel yatırım demektir.
0
🌸tchuck
(26.09.16)
Sadece yatırım aracı olarak düşünüldüğünde mantıklı değil. Ancak ulaşım konusunda sizi rahatlatacağı için alınabilir elbette. Ben de 4 yıl önce sıfır para ile tamamen kredi kullanarak bir araba almıştım. 19 bin liraya almıştım arabayı. Şu anda satış bedeli 23-24 bin civarında. Her zaman böyle olmuyor tabii. Ancak hiç araba almamış olsam -kendimi çok iyi tanıyorum- şu an birikmiş param hiç olmazdı. En azından arabayı satarsam elimde bir miktar para olur.

Ek olarak şunu da belirtmek istiyorum. Ben istanbul'a yeni yerleştim. Eskiden İzmir'de yaşıyordum. Araba olmayınca açıkçası zorluk çekiyordum. Burada ise araba olduğunda zorluk çekiyorum. Trafik, park yeri arama vs. büyük külfet haline geldi. Araba bazen 2-3 hafta yerinden bile oynamıyor.

Not: Avrupa yakasında yaşıyorum. Genelde beşiktaş tarafında takılıyorum.
0
himmet dayi
(26.09.16)
aga işyerin neresi. en önemli konu o. eğer şu an yüüryerek gidiyorsan, taşınınca arabayla gidip gelmek zorunda kalacaksan o iş parayla karşılaştırılacak bir şey değil mesela.
0
roket adam
(26.09.16)
trafikde çok fazla zamanın geçer. eziyet olur bence.
0
supermatik
(26.09.16)
geçen sene araba aldık. aşağı yukarı 1 yıl olmak üzere ve arabanın bize 1 yıllık masrafı; benzin, kasko, sigorta, bakım, arada sırada trafik cezaları vs; 10000 tl. arabayı her gün kullanıyoruz neredeyse, bir yılda yaklaşık 20000 km yol yaptık. yani diğer arkadaşların da dediği gibi araba bir yatırım aracı değil, istersen en kolay satılan piyasası düşmeyen arabayı al, masrafı olacak.

paranız varsa alın.
0
mhe guevara
(26.09.16)
Araba yatırım değil. Her sene değer kaybeder kullanmasan da. Bir de benzin parası konusu var. Trafik ve park yeri stresi cabası. Bunun kaskosu, vergisi, sigortası hedesi var. Bence daha makul yerlere harcayın parayı.
0
nawar
(26.09.16)
Araba ayda 500den fazla para yer. Masraf, eskime, yakıt falan derken ayda en az 1000 lira harcarsınız. Hem de sanayi olsun muayene istasyonu olsun boktsn yerler ile tanışırsınız.

Rakam güncel, arabayı az kullanıp 10 yılda bir yenilediğini var sayıyorum.
0
babilbaligi
(26.09.16)
Araba almak isteyen biriyim, bulunduğumm şehirde toplu taşıma ile seyahat edeceksem şehir dışı için en az 3-4 saat kaybım oluyor ve sürekli otobüs,minibüs saatlerine bağlı hareket etmek zorundayım bunun yanında ulaşım için verdiğim para yakıta verdiğim paradan daha fazla ve en önemlisi rahatlık, serbestlik sağlıyor.
0
murtiii
(26.09.16)
"Kira ile arasındaki farka da araba alalım. En azından elle tutulur yatırım yapmış oluruz."

o fark ile yatirim olmaz kesinlikle... arada fark benzin farki olacak, arabanin bakimlari ve cesitli masraflari olacak... kafa kafaya olur hatta eksi de bile olabilirsiniz
0
kamyonsans
(26.09.16)
@kamyon,

şu var. yol paramı araba benzinine say. sigortası kaskosu bana kaçsın ok.

sonuç: 2200tl kira ile devam edersem 2200-2400-2600 diye gidecek kira. 3 sene sonunda elimde hiçbir şey olmayacak.
araba alırsam en azından değerinin 3-5bin altına da olsa aracı satabilicem.
0
🌸tchuck
(26.09.16)
alacağın arabaya bağlı biraz.

satarken zarar ettirmeyecek, sana en az masrafı çıkartacak aracı al.
0
Absinthe75c
(26.09.16)
araba demek aylık 500-1000 TL masraf demek.
kira farkını direkt araba masrafına vereceksin, üstüne de araba taksidini ödemen gerekecek, haberin olsun.

Trafik sigortası 750TL
Kasko 1500TL
MTV 1000 TL
Yıllık bakım 750 TL
Muayene 100 TL(yarısını yazdım, 2 yılda bir)
Egzos muayene 50TL
Lastik 300 TL (3 yılda bir lastik eskittiğini ve kış lastiği almadığını düşünürsek)
Kabaca 3450 TL hiç ama hiç kımıldamadan masrafımız var
Ayda bir depo benzin alsak 200 TL'den senede 2400 TL de oradan masrafımız var.

Eğer hiç arıza yapmaz, hiç kaza yapmaz, hiç kimse gelip çarpmaz, hiç otopark parası vermez, HGS'den geçmez, arabayı hiç yıkatmazsak 5850 TL ediyor.
Bunun rahatça 10.000TL'ye çıkabileceğine emin olabilirsiniz.
10.000 TL ileher gün 27TL taksiye verebilir veya 4 gün taksiye binmezseniz bir gün araba kiralayabiliriz.
0
michael_knight
(26.09.16)
Ben sizin derdinizi anladım. Siz alın arabayı abla/abi. Rahatlığı ve konforu çok başka bir şey. Yol paramı yakıta say, benzini bana kaçsın demişsiniz. Tamam işte alın o zaman. Evet 2011'den bu yana araçlar değer kaybetmiyor hatta bazıları karla satılıyor. Çünkü 2011'de ÖTV düzenlemesi oldu ve emlak balonunun yanına araba balonu eklendi. Siz alın arabayı. Bu sene 40'a alsanız seneye 42'ye satarsınız. Bunu enflasyon oranıyla kıyaslama kalkan kişiler olacaktır, dikkate almayınız çünkü araba yatırım aracı değildir. Bu senenin 40 bini önümüzdeki senenin 45'i olursa 42'ye zarar edersin falan derler, zarar değil o. Yatırım aracı olsa evet zarar. Siz kullanmak için bir mal alıyorsunuz. Enflasyon falan düşünülüp de kıyaslamak yanlış düşünce. Ha derseniz ki trafik çilesi falan, ben demedim size İstanbul'da yaşayın diye. :D

Arabayı alın ama kesinlikle. Tam düşündüğünüz şekilde olacak. Akbil ve taksi paralarını yakıta vereceksiniz, sigorta primi ve bazı bakım paraları, MTV falan da sizden olacak. Birkaç yıl sonra da dediğiniz gibi elinizde bir mal olacak, sıfır olmasındansa. Siz alma kararını eşinizle bi kesinleştirin, sonra buraya duyuru açarsınız ne alalım diye. Ha ikinci elde kolay satılana falan da odaklanmayın. Her arabanın alıcısı olur. Mümkün olduğunca az masrafı olacak arabayı seçmeye bakın.
0
grgn
(26.09.16)
istanbulda araba şart değil. araba işkence. araba trafiği olmayan büyük şehirlerin işi...1200 tl ye kayışdağı ataköy civarından ev kiralayabilirsiniz. otobüsle minibüsle gideceğiniz yere arabadan daha hızlı gidersiniz.
0
gotic
(26.09.16)
(18)

Kendi çocuğum olunca çocuk sevmeye başlarmıyım?

genc irisi
Selam romalılarPazar günü bi etkinliğe gittik canlı müzik var felan ağır da bi ortam ama her zaman ki gibi bebeleri saldılar ortaya düğün gibi oldu ortalık. yanımdakilere bakıyorum ayy ne tatlı, ay ne güzel de giydirmişler felan modunda. ben de şöyle koşarak yanımdan geçerken gelişine ağzına vursam
Selam romalılar
Pazar günü bi etkinliğe gittik canlı müzik var felan ağır da bi ortam ama her zaman ki gibi bebeleri saldılar ortaya düğün gibi oldu ortalık. yanımdakilere bakıyorum ayy ne tatlı, ay ne güzel de giydirmişler felan modunda. ben de şöyle koşarak yanımdan geçerken gelişine ağzına vursam acaba linç edilirmiyim diye düşünüyodum. yani o çocuk sesi ve şımarıklığına katlamıyorum. Diğer yandan da şuan bekarım ama yaş geldi gidiyor anna-baba hani bizim torunlar modunda. insan sonradan yumuşuyor mu ne dersiniz?
0
genc irisi
(26.09.16)
yeğen var mı, onları seviyor musun?
misal kendi kardeşlerimi ya da çocuğumu hiç dövmedim ve çok da severim ama baldızların çocuklarını filistin askısına bağlayabilirim. :D
0
lazpalle
(26.09.16)
Annem gençliğinde hiç çocuk sevmediğini, biz doğunca işin değiştiğini söyler hep.
0
arnold schwarzeneger
(26.09.16)
valla yeğenimi falan çok seviyorum ama ağlayınca annesine veriyorum.
Sadece tatlı anları olunca güzel oluyor.

kendi çocuğun olunca nefret etmezsin en azından.
0
basond
(26.09.16)
Zannetmiyorum. Yani şöyle söyleyeyim, çocuğun olunca sonuçta kendi canından bir parça olduğu için bir miktar sevebilirsin belki ama şahsen ben bende böyle bir durum oluşacağını sanmıyorum. İçimde en ufak bir anaçlık yok. Alenen söylüyorum, ben çocuklardan nefret ediyorum.

Geçen bir kadın ile tanıştım. 29-30 yaşlarındaydı ve biri 3 diğeri 5 yaşında iki çocuğu vardı. Kadın çocuklarından yana öylesine dert yandı ki anlatamam. "Çok şımarıklar, bilhassa oğlan şu ana kadar tanıdığım hiçbir çocuğa benzemiyor çok enteresan çok değişik bir çocuk. İşten çıkınca eve gitmemek için resmen oyalanıyorum, annem falan çocuklar bugün bende kalsın dediğinde zil takıp oynayasım geliyor" dedi. Kendine hiç zaman ayıramadığından ve çok yorulduğundan dem vurdu. Tipini görsen gerçekten de kadına hak verirdin. 30 yaşında ama en az 10 yaş daha yaşlı gösteriyordu.

Bir de Facebook'ta şöyle bir sayfa var: (bkz: I regret having children) Burada çocuk sahibi olmaktan pişmanlık duyan anne babalar içlerini döküyor. Buraya troller de yazıyor olabilir ama ben yorumların çoğunun samimi olduğuna inanıyorum.
0
köstebek kurabiye
(26.09.16)
Simdi aglamak ayri, zirlamak ayri sey. Ben cocuk severim, yegenlerle saatlerce oynarim. Ama simartildilar son dönemlerde ve zirlamaya basladilar, trip atmalar basladi. Onu cekemem. Onun da cözümü cocugu simartmayacaksin, her istedigini vermeyeceksin, zirladigi zaman istedigi olmadigini bilecek cocuk.

Bilimsel olarak konusursak ki konusalim. Eger cocuga cikolata yok dediysen, zirladiysa da yoktur cikolata. Ama zirlayip bir kere cikolatayi alabilirse partial learning denilen kismi ögrenme durumu olusuyor. Terimi yanlis hatirlamiyorum diye umuyorum. Cocuk 10 zirlamadan 10unda da ne sonucu alacagini bilmeli, 1inde istedigi sonuca ulasacagini farkederse zirlamayi ögreniyor.

Ebeveynin tutarli oldugunda zirlama olayi sifira iniyor. 2.5 yildir almanyada yasiyorum, alman ebeveynler asla zirlamaya prim vermezler, cocuklar da zirlamaz. Nerede aniran bir cocuk var türk, arap yada baska bir memleket cocugu.

Markette bir alman cocugu bir seyi istiyor, baba olmaz diyor. Kiz sirtini babaya dönüyor, rafa bakiyor, omuzlarini cökertiyor. Zirlamiyor ama trip atiyor. Baba geliyor kibarca uyariyor, siddet yok. Kiz uzatiyor. Baba agrasiflesmiyor ama netce hadi gidiyoruz diyor. Trip devam ediyor, baba sabirli, gidiyoruz diyor gidiyorlar. Kac kere bunu gördüm. Bizde ne bu tutarlilik, ne bu sabir var.

Zirlamayan cocuk yetistirmek mümkün becerebilirsen. Ben de böyle yetistirildim. Aglayinca istediklerimi yapmazlardi.
0
2001 kral filmdir
(26.09.16)
annem bir köğepin 9 tane eniği olurmuş 9'unu bile atmazmış diyor. geçenlerde kedi yavrusu ölünce komşumuz onu toprağa gömdü annesi onun gömdüğü yeri eşeleyip ağzıyla ordan alıp başka yere kaçırdı naptı ne etti bilmiyorum. insanlar da aynı. şurda birbirimize iki dakika tahammül edemiyoruz ama anne babalarımız için ne büyük anlamlarımız var. bazen duyuyorum güya anneler kendi çıkarları için çocuk yetiştiriyorlar diye, desen birine bu çocuk büyüsün sana tek hayrı olmaz diye o zaman bırakırlar mı seni büyütmeyi. bence bir insan yetiştirmenin derin anlamları var. ben şimdilik böyle düşünüyorum ama fikirlerim çok değişkendir sonra ne düşünürüm bilmem.
0
for day to break
(26.09.16)
kendi cocugunu sevip sevmemenin senden bir parca olmasi ile degil, emek vermek ile ilgili oldugunu dusunuyorum. tamamen sana muhtac bir canliya 7/24 baktiginda emek veriyorsun, alisiyorsun ve sonucta seviyorsun muhtemelen. cocuk yapmak gercekten isteyerek yaptigin bir sey de olabilir yas geldigi icin yapmak zorunda olduguna inandigin bir sey de olabilir. ancak kostebek kurabiye'nin dedigi gibi, gercekten istemedigi halde cocuk yapip pisman olan da var. bu demek degil ki cocugunu sevmiyor bu kisi, sadece olmasaymis da mutluymusum ya da daha iyiymis diyor insanlar sanirim.
0
kassiopeia
(26.09.16)
@2001 kral filmdir alman ekolü tam benlikmiş.
çok küçük yiğenlerle fazla muhattep olmuyorum hele ağlarsa felan direk atar kaçarım. az büyümüşler de benle çok yüzgöz olamıyorlar çünkü ağlamalarını umursamıyorum sussun diye onun istediği olcağına ikimizinde istediği olmuyor o yüzden çok uslu oyun oynuyorlar benle. ufaktan bir almanlık tadı aldım bak şimdi keyiflendim. büyük ihtimalle kendi çocuğum olunca değişir bu duygu ama çocuk sahibi olmak çok korkunç geliyor şuan
0
🌸genc irisi
(26.09.16)
çocuklardan gerçek anlamda nefret ediyordum hiç muhattap bile olmazdım ama 2.5 ay önce kendi çocuğum oldu bambaşka bir şeymiş.
hala da başkasının çocuğunu sevmem :)
0
sta
(26.09.16)
"the partial reinforcement effect."

openmedia.yale.edu

"What's the very worst thing to do when your kid cries to go into bed with you and you don't want him to go into bed with you? Well, one--The worst thing to do is for any--Actually, for any form of discipline with a kid is to say, "No, absolutely not. No, no, no, no." [pause] "Okay." And then later on the kid's going to say, "I want to do it again" and you say no and the kid keeps asking because you've put it, well, put it as in a psychological way, not the way the behaviorists would put it. The kid knows okay, he's not going to get it right away, he's going to keep on asking. And so typically, what you're doing inadvertently in those situations is you're exploiting the partial reinforcement effect. If I want my kid to do something, I should say yes one out of every ten times. Unfortunately, that's the evolution of nagging. Because you nag, you nag, you nag, the person says, "Fine, okay," and that reinforces it."
0
2001 kral filmdir
(26.09.16)
bende yeğen falan da var ama hala sevmiyorum hala sevmiyorum arkadaş.
çocukları bir türlü sevemiyorum.
tamam bi; naber la falan yapıp kafasını okşuyorum ama sonrasında ne zaman gider la bu diyorum. kendi çocuğum olunca belki değişirim diyorum.
0
seyduna6687
(26.09.16)
hayir. insan sonra yumusuyo o yuzden cocuk yapiyor. yoksa yapinca yumusamiyosun.
0
beriberi
(26.09.16)
kostebek kurabiye'ye kısmen + 1

O anaçlık bende de yok, sevemiyorum çocukları. Yeğen, meğen yok ama arkadaş çocukları var; çok da önemsediğim bireyler değiller. Özelde sevdiğim ve oynadığım birkaç çocuk var ama genel olarak öyle çocuk sevgim yok. Hani 10 dakika boğuşayım, güreşeyim ama sonra 'Tamam, sen köşeye biblo olarak geç, benim muhabbetim ananla. Aramıza girme' havasına giriyorum.

En yakın arkadaşlarımdan birinin 3.5 yaşında çocuğu var. Hayatı gerçekten zorlaştı, aynı kostebek kurabiye'nin dediği gibi 'Ooh, bugün iş var, tatil gibi, ne güzel' havasında, 'En son ne zaman saat 9'dan sonra kalktığımı hatırlamıyorum' diyor. Bir yandan da çocuğun ne kadar masraflı bir şey olduğundan ve parasının kalmadığından söz ediyor. Aynı arkadaşım, bir yandan bunları söylerken çok büyük hevesle ikinci çocuğunun sahibi oldu iki ay önce. Bu 0-1 bir durum değil sanırım; evet, feragat ettiği çok büyük şeyler var. Kendimi düşünüyorum, Cumartesi biri saat 9'dan önce uyandırırsa cinayet çıkar, kan temizler bunu. Bir yandan da öyle getirileri olmalı ki, bu kadın 5-6 yıl daha erken uyanmayı ya da birçok sevdiği şeyden vazgeçmeyi seve seve, ayıla bayıla göze alıyor. Üstelik doğurma sıkıntıları da cabası.

Bazı insanlarda anne-baba olunca da gelmiyor o anaçlık ama çoğunda çocuk sahibi olunca birden fırlıyor gibi.
0
aychovsky
(27.09.16)
hayır, muhtemelen duygun değişmez.

ama seviyor gibi davranmak zorunda kalırsın. şöyle ki;

benim sıpanın bebekliği baya zor geçti, ilk dört ay ya uyudu, ya ağladı. ben işten gelip yemeğimi kucağımda çocukla yiyip (atıştırıp) sabaha kadar kucakta çocuk avuttuğumu bilirim.

çocuğu seven insan için çok sıkıntı değil. ama çocuk sevmeyen bir insan bu durumda ne yapar? ya eşine annesine falan atar sorumluluğu kaçar, ya da sevmiyorsa da seviyor gibi yapar. başka çaresi yoktur çünkü.

herkes çocuk sahibi olacak diye bir şart yok, ileride bu duygun değişirse o zaman bakarsın.
0
babilbaligi
(04.12.17)
Sevmek zorunda değilsin ki. Sanki çocuk sevmemek garip bir şeymiş, herkes belli bir yaştan sonra çocuk severmiş, sevmese bile kendi çocuğunu yapıp onu sevmeliymiş gibi bir algı var toplumda ama çocuk sevmiyorsan yapmamak senin için de potansiyel çocuk için de en hayırlısı.
0
love my way
(04.12.17)
Love my way +1

Niye çocukları sevmek zorunda hissediyorsun ki kendini? Sevme boşver. Çok mu lazım.
0
i m cool with that
(04.12.17)
Ben çocukları zaten çok seviyordum 1.5 yaşında çocuğum var.Tek söyleyebileceğim anlatılmaz yaşanır.
0
turkuaz
(04.12.17)
Kendi çocuğum olana kadar kedi yavrularını insan yavrularından daha fazla sevdim. Çocuklarımı yüyütürken ablam ve annemden çok destek aldım, hala daha alıyorum. Bu beni dinlendirdiği için çocuklara daha sabırlı davranabiliyorum. O anlatılan Alman benim işte. Demek istediğim, kendi çocuğun olunca çok seviyorsun, hatta genel olarak çocuk sevmeye başlıyorsun. Yine şımarık çocuk sevmeyeceksin ama, şımarık çocuk sevilmez ki...
0
SiyamkedisiZorro
(04.12.17)
(4)

Arabayla ilgili sorular

brad pitt
Simdideb tesekkur.1: peugeot 2008 dizel otomatik allure dusunuyoruz. Su an liste fiyati 83000. Sizce fiyati muadillerine gore nasil.2: sizce araba nasil. Hem kendi basina, hem de muadillerine kiyasla.3: aralik ayinda fiyatlar duser mi cidden. Ne kadar iner sizce bu. Nasil yapmak lazim indirim vs.4:
Simdideb tesekkur.

1: peugeot 2008 dizel otomatik allure dusunuyoruz. Su an liste fiyati 83000. Sizce fiyati muadillerine gore nasil.

2: sizce araba nasil. Hem kendi basina, hem de muadillerine kiyasla.

3: aralik ayinda fiyatlar duser mi cidden. Ne kadar iner sizce bu. Nasil yapmak lazim indirim vs.

4: 50 direk verip 30 kredi ceksek mesela. 0 faizle arabaya kredi veriyolar gibi bi durum var mi. Oyle duyduk da. Nasil olur.

5: onerir misiniz. Cok mu bu para bu arabaya. Sahsi fikrinzi nedir.

6: honda civic ies, full, 2000 model araba kaca satilir. İlk sahibi, agir hasarsiz.

7: peugeot 2008 de sag kol dayama seysi yokmus. İnternette cok olumsuz yorum var bunla ilgili. Ama orjinal taktiriliyor diyen de var. Bilen var mi. Bizim kopegimiz oradan yolu izler de. Olmazsa olmaz bizim icin.
0
brad pitt
(25.09.16)
2017 de elde kalan 0 2016ları kovala. 0 arabayı 15 belki 20 bin ucuza alabilirsin. eğer acil ihtiyacın yoksa acele etme.
0
ergenpezeveng
(25.09.16)
Pejo marka hiç bir otomobil bence 83 bin lira etmez. Doksan bin lira verip kol dayaması dahi olmayan bir araba almak gerçekten üzücü.
0
roket adam
(25.09.16)
63'e dizel 308 var 0 km. Bulabilirseniz bence şu an en mantıklı araç. 2008'e şahsen o parayı kesinlikle vermezdim.
0
soft
(25.09.16)
Bi de 3008e baksana. Iç hacim olarak baya fark var.

Bir de Citroen c4 cactus bak bence. Kol dayama olayı gayet güzel.
0
babilbaligi
(26.09.16)
(7)

Bilim ve Teknik dergisi abone olmaya değer mi?

winston insani
MerhabalarBilim ve Teknik dergisi hala abone olmaya değer bir dergi mi? Eskiden gayet iyiydi ama son yıllarda özellikle cemaat'in ve/ya da vasıfsız insanların oralarda çalışması nedeniyle kalitesi düşmüş diye duyuyorum hep.Senelik 70 liraymış.https://esatis.tubitak.gov.tr/aboneDergi.htmNe dersiniz?
Merhabalar

Bilim ve Teknik dergisi hala abone olmaya değer bir dergi mi? Eskiden gayet iyiydi ama son yıllarda özellikle cemaat'in ve/ya da vasıfsız insanların oralarda çalışması nedeniyle kalitesi düşmüş diye duyuyorum hep.

Senelik 70 liraymış.

esatis.tubitak.gov.tr

Ne dersiniz? Ücretten değilim ama bu dergi değer mi alınmaya?
0
winston insani
(25.09.16)
hayır bence. internetteki kaynaklar daha çeşitli. yakında kütüphane olan bir şehirdeyseniz. kütüphanelerin aboneliği vardır. orda takılabilirsiniz.
0
coderlovescoder
(25.09.16)
Ben e dergiye aboneyim.ama ekim ayından itibaren ek olarak eski sayıların kopyalarını verecekler galiba bu yüzden basılı dergiye abone olmak da mantıklı olabilir.hükümetlerden konjuktürden bağımsız olarak yaklaşık 27 yıldır okuyorum.evt bir çok şey değişti ama bana hala en mantıklı bilim kaynağı gibi geliyor. Bu konudaki indikatörüm Emrehan Halıcı o olduğu sürece işlerin çok boktan olmadığına dair inancım var.
0
delicevat
(25.09.16)
Evde 1999 yılının sayıları var. Efsane yazılar hazırlamışlar. Son yıllarda yüzüne bakmadığım bir dergi. Gözümün önünde bilimle ilgili bir şeyler dursun diyorsan alabilirsin.
0
dissendium
(25.09.16)
Eksisi gibi degil o dergi. Bir ise yaramiyor artik.
0
stavro
(25.09.16)
Selçuk alsan vural altın şahin koçak yok. Yerlerini dolduracak kimse de yok. Yemişim öyle kadroyu lan. Yemişim öyle camiayı. Yemişim öyle popüler bilimi. Yemişim öyle süreli yayını.
0
kargn
(26.09.16)
Nö. O paraya new scientist alırız.
0
babilbaligi
(26.09.16)
Tübitak artık Tübitak'lığını, TDK da TDK'lığını kaybetti. Eski TDK'lılar Dil Derneği'nde genelde ama eski Tübitak'lıların bir kısmı ve onların öğrencileri Bilim ve Gelecek dergisinde. O yüzden, Bilim ve Teknik almaya değmez ama Bilim ve Gelecek gerçekten tadından yenmiyor. Bilim ile ilgili bilgi için Bilim ve Gelecek'e, dil ile ilgili olanlar için Dil Derneği'nin yayınlarına başvuruyorum.
0
aychovsky
(26.09.16)
(3)

bitmeyen kartuş

kurnaz
şu bitmeyen kartuşlardan kullanan var mı hiç?nasıllar? verimliler mi?
şu bitmeyen kartuşlardan kullanan var mı hiç?

nasıllar? verimliler mi?
0
kurnaz
(25.09.16)
Epson serisi güzel. Digerleri dandik.
0
babilbaligi
(26.09.16)
canon g serisine bakabilirsin.

2400-3400 modelleri.

orjinal tanklı. şu an epsonlardan çok daha performanslı. 10.000 sayfa baskı yaparsınız toplamda. mürekkepleri 30tl ye satılıyor.
0
sabirstone
(26.09.16)
Artıları
+Cidden bitirmek imkansız. 4-5 top a4 bitirmişimdir. O siyah mürekkep seviyesi 2-3 cm anca azalmıştır.
+Oldu da bitirdin, 30 tlye alacağın 500 ya da 1000 ml olması lazım. Matbaa açsan bitmez.
+Fotoğraf kağıdına çok güzel baskı yapar.
Eksileri
-Tankları dandik olanlardan arkadaşımda vardı. Kaç kere devirdi ortalığı batırdı. Yazıcı seviyesinden üste koyarsan sapıtıyor.
-2 haftada bir baskı almazsan mürekkep kuruyormuş. 5 aydır falan almadım baskı, muhtemelen bozulmuştur.
-Renklisi bozuldu. Lanet gitsin ki birden bozuldu. Şırıngalarla operasyon yaptım ama sonuç hüsran. Her yer battı, ellerim 4-5 gün mürekkepli mürekkepli dolandım.
-Garanti için firmaya ulaşıcam şu günlerde ama umut bu toprakları çoktan terketti ^^
0
Golden Ratio
(26.09.16)
(9)

ülkeyle ilgili ilginç bir soru

bohr atom modeli
yarın sabahtan itibaren ülkedeki tüm basın ve yayın organları, büyük siyasi parti liderleri, sivil toplum kuruluşları, din adamları, iş adamları, sanatçılar dahil herkes, "aslında tanrı yokmuş bu bilmemne parçacığı deneyiyle kanıtlandı, dinler de insanları kontrol etmek amacıyla uydurulmuş metinlerd
yarın sabahtan itibaren ülkedeki tüm basın ve yayın organları, büyük siyasi parti liderleri, sivil toplum kuruluşları, din adamları, iş adamları, sanatçılar dahil herkes,

"aslında tanrı yokmuş bu bilmemne parçacığı deneyiyle kanıtlandı, dinler de insanları kontrol etmek amacıyla uydurulmuş metinlerdir, yıllardır bu yalana nasıl inanmışız, eyyy arabistan"

diye bir ay boyunca 24 saat propaganda yapsa,

bir ay sonunda anketlerde ateist oranı ne kadar artardı sizce?
0
bohr atom modeli
(25.09.16)
Yalniz diyalektik geregi, iki kutbun da yogun radikallesmesi de sozkonusu olurdu. Yani iki tarafinda radikal uclarinda artis olurdu. Orta karar herkes kutuplara kayardi diyelim.
0
evrim halkasi
(25.09.16)
çok artardı. insanlarda denilene inanma özelliği var. dinler de öyle yayılıyor zaten. kendilerinin düşünmelerine gerek olmayan milyonlarca insan var, var denilince ha varmış, yok denilince başta şaşırsa da sonradan ha yokmuş diyecek...
0
senolll
(25.09.16)
%90 oranında.
0
köstebek kurabiye
(25.09.16)
Millet korkuya kapılırdı. O yüzden ateist oranı azalabilirdi. Dini bazen siyasi bir kavram olarak görüyoruz, ama değil. Din, insanın doğasıyla ilgilidir. Lafla değişmez böyle şeyler.
0
dissendium
(25.09.16)
dissensium +1

ortalık karışırdı, eser miktarda artış da olurdu ama fazla artmazdı.
0
medievalman
(25.09.16)
kayıp daha çok agnostiklerde olurdu. konuyla ilgisi yok ama darbe oldu diye haftalarca haberler oldu, nöbetler tutuldu buna rağmen ısrarla darbe olduğuna inanmayanlar görüldü. bir uçak havada akrobasi gösterisi yapar herkes hayret eder, hainler şehrin içine bomba bıraktı hala oyundur tiyatrodur diye inanilmadı. demek ki insan kulagi ve gözünün belli frekanslardaki ses ve renkleri algiladigi gibi beynin inanmayi saglayan noktası da belli frekans üstündeki olayları algilayamıyor. ama bu standart ölçüde bir durum olmayıp kisiden kisiye değisen bir hadise.
0
1adam
(25.09.16)
bir insanı kandırmak kandırılmış olduğuna ikna etmekten kolay.
insanlar uzun bir süre kandırılmış olduklarına inanmayacaklardır.
Sonraki nesiller bambaşka yetişir ama.
0
basond
(25.09.16)
taptıkları liderleri ve cemaatleri deseydi bence tereddüt etmeden muhammede sövmeye başlarlardı "vay yalancı" diye. çünkü halihazırda zaten nitelikli insanlar bunu söylemeye/anlatmaya çalışıyor. dediğim gibi başları kabul etseydi oran çok büyük olurdu.
0
ruhen hastayim ben
(25.09.16)
%52 olurdu.
0
babilbaligi
(26.09.16)
(10)

Hızlı Okuma

satanist evlat arif
Aranızda bununla ilgilenen, daha önce ilgilenmiş, kursa gitmiş olan filan var mıdır? Varsa beni de aydınlatabilir mi? Mesela bir çocuk var dakikada 11000 kelime okuyormuş. İşim gereği buna çok ihtiyacım var kendimi geliştirebileceksem bu konuda çok işime yarar. Lütfen gerçekten bir bilgiye dayalı fi
Aranızda bununla ilgilenen, daha önce ilgilenmiş, kursa gitmiş olan filan var mıdır? Varsa beni de aydınlatabilir mi? Mesela bir çocuk var dakikada 11000 kelime okuyormuş. İşim gereği buna çok ihtiyacım var kendimi geliştirebileceksem bu konuda çok işime yarar. Lütfen gerçekten bir bilgiye dayalı fikri olanlar yazsın ki bilgi kirliliği olmasın.
0
satanist evlat arif
(25.09.16)
Teknik okuma olarak mumkun degil, resimleme diyorlar o cocugun yaptigina okuma degil. Sen onu bosver ozel sorunu sor. Senin okuma hizin ne su anda ?
0
mete kudur
(25.09.16)
ya okumak mümkün de algılamak pek değil gibi geldi bana. bir süre denedim ama bir şey anlamadığım için bıraktım.
0
bohr atom modeli
(25.09.16)
ben lisede dershanede almistim. goz koordinasyonunu ve hizini gelistirerek bir tur fotograflama teknigiyle kelimeleri aklina yaziyor.

ama anlasiliyor mu kismina gelince, ben oyle saniyede 1 sayfa hizina falan dusemedim tabi (benim hizimda anlasiliyordu yani). beyaz show a cikan bir cocuk vardi. Koca kitabi bitirmisti 1 dakikada falan. Cocuga kitapla ilgili sorular sordular ve cevap vermisti. artik ne kadar gercek orasini bilmiyorum.
0
safepassage
(25.09.16)
soruyu soran gerçek bilgiye dayalı fikir yazmış, cevaplayan saniyede 1 sayfa demiş. sonra ben insanlara birşey diyince ben kötü oluyorum. hızlı okumayı boşverelim bence, okuduğunu anlama olayına yoğunlaşalım milletçe çünkü bizim eksiğimiz aslında orada. saniyede 1 sayfa hıza düşemedim ama mesela bunun 2 katı yavaş okuyorsun o da olumlu, ne de olsa 2 sn de bir sayfa ? yemin ediyorum insanlar bazen beni çok yoruyor, durduk yere gerildim.
0
mete kudur
(25.09.16)
Ben ortaokulda bu egitimi almıştım. Dakikaa 4000 kelime okuyup metinden sorulan 10 sorunun en az dördünü doğru cevaplayabiliyordum. Olur olmaz diye bişey yok.

Fakat her tür metni bu hızda okuman mümkün degil. Bence once nasıl kullanabilecegini öğren sonra karar ver egitim alıp almamaya.
0
babilbaligi
(25.09.16)
mesele anlayarak okumaktan cok, hafizadan geri cagirabilmekte sanirim. yani gozu tarayici gibi kullaniyorsun. tekrar cagirdiginda beyin getiriyor gozunun onune o zaman sorulan sorulara cevap verebiliyorsun.

bazi hafiza teknikleriyle gosteri yapanlar gibi.

edit: beynin on lobunu devreden cikarip, beyne bir kas muamelesi yapiyorsun. benim anladigim kadariyla olay bu.

oysa normalde okurken bir yandan yargiliyorsun, anlamadigini fark edince bir daha donup okuyorsun. gerekirse altini cizip not aliyorsun, gerekirse durup arastiriyorsun. dolayisiyla "zaman kaybediyorsun".

yemekte yiyecegin pilavi corbayi bir blenderda cekip sivi olarak icmek gibi geliyor bana : ) tabi sinavlarda kullanisli. cunku dogru cevap verdikten sonra anlayip anlamadigin fark etmez.
0
idexo
(25.09.16)
Ben de lisedeyken gitmistim bu kurs. Belirli bir yontemi var, yukarida dendigi gibi goz kaslarini calistirmaya yonelik egzersiz falan yapiyorsun. Benim okuma hizim iki katina cikmisti, anlamam da yukselmisti kurstaki teste gore. Hatta universite sinavinda yontemi kullanarak hizla paragraf sorularini bitirmis, full dogru yapmistim.

Yalniz hocamiz da derdi bunu kullanarak roman falan okunmaz diye, hic keyifli degil. Artik kullanmiyorum zaten.

Bu arada fotograflama olayiyla bu cok baska. Hizli okuma yontemiyle saniyede bir sayfa okunmaz. Isin bilimsel yonune hic acip bakmadim, bakmak lazim. Belki de yarari sadece psikolojiktir, bilemiyorum. Yalniz bir ara cok issiz kalinca bu firmalardan birine basvurmustum, bildigin sarlatandilar. Dikkatli olmak gerek.
0
evrim halkasi
(25.09.16)
Önce okuma yanlışlarını ortadan kaldırmak gerekiyor. Geri dönmek gibi, içten sesli okumak gibi, dudak kıpırdatmak gibi. Sonra zaten hızlanıyor bir miktar. Göz egzersizleri, bir bakışta daha geniş alanı görme gibi alıştırmalar yapılıyor falan.
Keyif okuması yapılmıyor. Ben burdaki arkadaşlar gibi değilim öyle astronomik rakamlara çıkamadım. 800 kelime okuyorum dakikada. Dediğim gibi bu şekilde gazete okursun. Tarama gibi düşün ilgimi çeken merak ettiğim şeyi normal okuyorum. Veya bir metnin tamamına değil içinden bir bölüme ihtiyacın var yine işe yarıyor. Kalanı hakkında genel bilgi sahibi oluyorsun. Çok önemli olmayan ıvır zıvır şeyleri çok fazla okuyup onaylaman gerekiyordur atıyorum yine işe yarayabilir. Ama her akşam bir roman atıyım kenara kafası olmuyor maalesef. Bir de sınavlarda sözel kısımda işe yarıyor doğru ama hızlı okumaya alıştığımız için biraz dikkatsizlik de oluyor. Bende soru kökünü yanlış okumaktan yanlış cevap verdiğim sorular çok olurdu mesela. Kursa gitmeye gerek yok bence. O kadar çok eğitim materyali var ki internette. Ben kendi kendime öğrendim mesela. Bilmiyorum ne kadar cevap olur soruna ama merak ettiğin başka bir şey olursa sorarsın anlatırım işte.
0
Giovanni Pipitto
(25.09.16)
cehalet bir bilmeceyse cevabı kesinlikle çok yakınlarda. iman ettim, bu duyguyu en son ortaokulda dershaneye giderken yaşamıştım hayal gibi gelirdi ama gerçekmiş lan.

üğpoıuy'i es geçiyorum onun dışında sırasıyla;
Bi' arkadaşınız dakikada 4bin kelime okuyup(!) %40 başarı elde ediyormuş ((4000)) ve devam etmiş 11bin kelime de anlayarak okunabilir, olur demiş (11000)

meselenin teknik yaklaşım boyutunu birazdan kabaca anlatacağım ama öncelikle okumayı boşverinde sayılar size birşey ifade etsin diye küçük bir şey göstermek istiyorum; hemen alelade bir reader programı indirin internetten, ne olduğunun hiçbi' önemi yok. program edinemeyenler www.squirt.io 'yu kullanabilir, girin ve orada ki değeri dakikada 11bin yapın ve izleyin. hepsi bu.

size gözünüzle bir metni tarayın demiyorum bakın, yani arkadaşlarının anlattığı göz kaslarının hareket konusuna sonra geleceğim için göz kasını minimum düzeyde işe dahil ederek; noktasal, sabit bir bakış açısıyla önünüze gelecek olan anlamlı harf kombinasyonlarını izleyin diyorum. dakikada 11bin/4bin hiç farketmez. izleyin sadece. -ki ne konuştuğunuzu bi' hepimiz teknik olarak bilelim

hani malumunuzdur, sonuçta dakikada 3bin 4bin kelime okuyan insanlarsınız biliyorsunuzdur bu hikayeyi ama(ay hiç güleceğim yoktu)
vakti zamanında bi' adam halep'te 70 arşın atlıyorum demiş sizin hesabınız ona benzemesin diye yapıyoruz bu işlemi.
sonra adama halep oradaysa arşın burada derler üzülürsünüz.

şimdi, iddia ispata tabiidir de derler ya o yüzden bi' algımız açıldı mı ? dakikada 3-4 ya da 11 bin kelimeyi bırak gözle taramayı noktasal akışta bile izlemek için biraz(!) çaba sarfetmemiz yoğunlaşmamız gerekiyor. bir de bunu basılı eserden gözümüzü hareket ettirme marifetiyle okumayı deneyeceğiz bu da aklınızda değil mi ? tamam o zaman.

devam edelim, bu hikayenin(dakikada 100miyon baloncuk kelime) müritlerinin en büyük numaralarından birisi de;
bir metinde kelimeleri yatay olarak ikiye bölerler ve al bak oku derler. (yapılışını anlatayım: bir yazıyı önünüze alın ve bi' tane a4 kağıdı ile bir satırın ortasına yatay koyun. mesela t harfinin yataya paralel çizgisinden itibaren bir kağıt koyun ve yazıyı okumaya çalışın, okuyabildiğinizi farkedeceksiniz)

aa ilk vurucu hamle geldi, harflerin tamamını görmeden yazıları okuyabiliyor/anlayabiliyorsunuz. Yetinmezler ve bir metindeki sesli harfleri çıkartılmış bir yazı getirirler önünüze, bunu oku derler. ahanda yine okursunuz. bitti mi? bitmedi, ingiltere kralı, nadya komanaçi, fenerbahçeli cemil, bu sefer de harfleri karıştırılmış ve sesli harflerin bir kısmının çıkartıldığı bir metin koyarlar önünüze, üstüne de bir a4 kağıdı bunu da oku lan derler, abi etmeyin eylemeyin demeye kalmaz okursunuz. ben neymişim diye ortalarda dolanırken size bu işlemi ve beyninizin bunu nasıl yaptığını yarı teknik yarı pohpolar vaziyette anlatmaya başlarlar.

serengetiye güneş doğuyordu... diye

ve size; okuduğunu anlamanın okuma hızıyla ilgili olduğunu çünkü beyin denilen yaramaz çocuğun ilgisinin dağılmasını bu sayede engellendiğini (bkz: focus) ve hızlı okursanız yani yoğunlaşırsanız hızlı anlarsınız(@evrim halkası) mesela diyip verimden bahsederler.

devamında sisteme dahil olan insanlardan örnekler vererek, uzman görüşü izletip, istiklal marşı ve kapanış ile de mağrur bir vaziyette ramiz dayı misali şöyle bir arkalarına yaslanırlar.
ramiz dayı için değil de bu sistem için bkz: youtu.be , youtu.be

hiç kimsenin aklına gelmez, lan madem böyle bir nimet var, okuduğunu çatır çutur hafızaya atabiliyor ve oradan çağırabiliyor, bu adam neden bu işi asgari ücret karşılığı yapıyor ? (evet, bu sistemin dahil eğitmenleri size dersleri çoğunlukla neredeyse asgari ücretle verirler, 2 tane batıran arkadaşım oldu oradan biliyorum. en ucuz gider öğretmen)

adam okuduğunu hafızaya atabiliyor, hafızadan da çatır çutur çağırıyor ve bunu dakikada 5-10 bin (çarkı sizin için açtım bu kadar, hadi yine iyisiniz) kelime okuyarak(yuh) yapıyor. e babacım neden bunu bilet(!) karşılığında yapıyorsun diye de kimse sormuyor. Herkes bu işin sonunda bi' michael ross olma hayaliyle tutuşuyor çünkü o sıralarda.

lan zaten başarının anahtarı bu; ezber ve logic(-ki buna çoğu yerde gerek yok). bilginin de en kolay ulaşım şekli yazılı kaynak ahanda bitti gitti, gelsin bill gates'in asistanları gitsin raymond babbitler.

tabii tüm bu anlatıları, iyi bir kursta ve karşınızda da iyi bir rehber varsa yaşarsınız yok eğer alalede bir yere gidip bu hızlı okumaya talip olursanız adamın/kadının birisi karşınıza oturup adana yolundaki şipşakçılar gibi
''ee etkin matematik dersleride veriyoruz, eğitmenlerimiz sertifikalı işte yabancı dilde var, hee işte okuma hızınızı 2 ayda 2 katına çıkarttırıyoruz %100 çalışıyor ve paket halinde alırsanız da size 600 liraya şeyapalım '' hatta bi' arkadaşınızı da getirirseniz 500 olur köftehorlar sizi diye acısız ağrısız 7 günde kekemeliğe son diyiverirler.

ya konuyla ilgisiz ama şimdi böyle diyince aklıma geldi, baya bi' geçenlerde kuzenim gelmiş ''abi bi' makina yapmışlar vücutta ki yağı donduruyorlar sonra da üre halinde atıyormuşsun'' dedi, ben de o aralar spor yapan adamım işte bu yağ/kas oranı filan bakınıyoruz ilgimi çekti bunun dediği bi' de o sırada bi' yandan da telefonda genel kordinatörle şantiye hakkında konuşuyorum daha doğrusu ben konuşmuyorum adam beni fırçalıyor telefonda işlerle ilgili, istemsiz kuzenime dönüp ''üre ne lan'' demişim. telefondan bi' kükreme sesi ile irkildim '' xxx bıktım senin bu dediğim dedik çaldığım düdük hallerinden, gitmek istemiyorsan gitmek istemiyorum de sen benim sinirlerimi sürekli zıplatıyorsun'' diyerek kovulmanın eşiğinden döndüm, keza zaten o sıralarda sürekli bi' genel kordinatör olsun, yönetim kurulundan bazı hırtlar olsun beni bi' kovma girişimi içindeydiler. sonra kuzenim ''üre işte abi işiyerek atıyormuşsun ne olduğunu ben de bilmiyorum'' diyince ağzına 1 tane çarpasım geldi. neyseki şiddete karşıyım. yapmadım öyle şeyler ama, düşünün. biz o kadar beslenme programı hazırlıyoruz kardiyo yapıyoruz, yağ/kas indeksini ayarlayabilmek için, dışarıdan protein tozu bbca dayıyoruz boyna sonra bi' adam çıkıyor diyorki 'la oğlum onlara gerenk yok hiç. gel 2 seansta yağlardan kurtul'' hah işte sizin bu 11bin kelime aynen böyle birşey. Yani, özünde makine belki özelde' derman olabilir, bölgesel bir aksiyon ya da bazı durumlarda/geçici bir işlevselliği bulunabilir ama göbek yağı yakmak böyle birşey olsaydı eminim bu kadar ucuz olmazdı. Aranızda göbeğini samimiyetle seven bir insan var mı bilmiyorum ama, doğru söyleyenler arasında ben hiç denk gelmedim.

Yani, belirli faydaları hayalgücünüzle birleştirip hareket edince sonunda sonsuz enerjiyi bulduk diye hürriyet gazatesine manşet olursunuz. neyse toplumsal mesajımızdan sonra konumuza dönelim.

Peki nedir bu hızlı okuma ? (cevaplarla devam ediyoruz)
@Giovanni Pipitto en doğru yaklaşım biçimini görmüş. evet hızlı okuma 3 aşağı 5 yukarı onun anlattığı şey.

bu işin tekniğiyle ilgilenenler ise olaya şu şekilde yaklaşırlar. ''göz ve beyin kas, bunlar aslında geliştirilebilir o zaman bizim okuma hızımız da geliştirilebilir'' ve devam ederler ''peki ya bizi yavaşlatan şey ne ?'' ''içten seslendirme'' ''o zaman içten seslendirmeyi kesersek bu olay çözülür'' diyorlar. mesela; @idexo; idexo gibi beynin ön lobunu devreden çıkartıyorsun bitti gitti yaa.kas muamelesi yapıyorsun tüm mesele bu, düğmesi var ya zaten onun, bastın mı tamam ön lob is down. ön lob lazım mı oldu, tekrar bas abi ön lob geri gelsin.

sanatla mı ilgileniyorsun, bas düğmesine orta lob kapansın, matematik mi konun, bas düğmeye sadece arka lob çalışsın. hem enerjiden de kazanç, şeker lan bu boru mu, kalp de o kadar yorulmaz beyin de çıt çıt çıt çarpışmaz, gerekli olduğu kadar açarsın ayarını yetmeyince köklersin. dırın dırın. sonra aşık olunca aradan 4 yıl geçiyor ''aklımdan çıkmıyor, canım acıyor unutamıyorum nasıl unutacağım geçecek mi bu acı'' diye ağlıyorsunuz. kas muamelesi yapın abi. kapatacaksın sağ orta lobu(detaya gel) sadece orada ki nöronlar durdu mu tamam, bitti gitti artık eski manitanın o tatlı hallerini anımsama olayın da bitti. dertlere son. çok mu canın sıkıldı, basıyorsun düğmeye bir miktar serotonin yanına da azıcı adrenalin dayıyorsun gelsin macera gelsin heyecan. kas muamelesi yapıyorsun.

İçten seslendirme vazgeçilebilir mi ? Okuma eyleminin bu tür itliği puştluğuyla ilgilenenlerin temel kabulü bu içten seslendirmenin okumaya olumsuz etkisi. ama bu davranıştan vazgeçmek mümkün mü değil mi konusunda onlarda anlaşamıyorlar, (tabi bu biraz da onların beyin kas değil ya ondan, yoksa kapatacaksın abi sağ lobu içten seslendirme bitti gitti ya) ve diyorlar ki(bi' kısmı) biz okumaya yanlış başladık. okullarda verilen okuma eğitimi hatalı biz gözle değil de sesle okuyoruz. bu yüzden bu içten tekrar tamamen bitirilemez ama olabildiğince esnetilebilir. (bu yüzden bu hızlı okumaya yeni başlayanların nefesi kesilir, boğulacakmış gibi hissedeler)

diğer grup ise bu içten seslendirmenin tamamen kapatılabileceğini savunur. ancak bu iç sesi kapatma uygulamaları genelde aynıdır.(bu arada mesela türkçe hızlı okuma tekniği farklı, ingilizce hızlı okuma tekniği farklıdır. zaten temel yanlışlardan birisi de bu tür gelişim aktiviteleri (bilimi) sözel zeka gerektiğinden bizim türk insanı üzerinde pek düşünmez ve eseri yabancı dilinden 3 cümle o kitaptan 3 cümle bu kitapdan alarak kendi yazmış gibi yayınlar. bu konuda bile birkaç kitap var)

ağza kalem koyarak okumaya çalışmak
sakız çiğneyerek okuma yapmak
ritimli bir şarkı söylerken okuma yapmak

bunlar içten tekrarı kapatmak için yapılan temel uygulamalar. Sonuncusu yani ritimli şarkı söylerken bir yerden sonra farkedeceksiniz ki, okuduğunuzu anladığınız bölümlerde şarkı söyleme ritminizi kaybediyorsunuz eğer bunu farkediyorsanız hah işte doğru yoldasınız tez zamanda bi' doktora gidin de size beyin denen organı anlatsın. neyse

bu iç seslendirmeyi azaltma ya da bitirme artık hangi görüşü doğru buluyorsanız eylemleri yanında, beyin bu kelimeleri harflerle değilde alışkanlıklarla okuduğunu bi' bakıma farkettikleri için kelimeleri paketleme olayına geçerler. işte göz kası dediğiniz nane de tam bu noktada lazım olur.

kelimeleri paketlerken kelimenin 1 noktasından tüm kelimeyi görebilme fikri ile olaya girişini yapar bu göz kası. yani geniş algı olayını yakalamaya çalışırlar, ardından kelimeleri 2'şerli 4'erli 7'şerli(yuh) paketleyecekleri için de bu paketler arasında sıçrama eylemi için göz kasına yine ihtiyaç duyacaklar. mesela yerseniz teoman(şarkıcı olan) 4'erli kelime paketleri(grubuyla) okuyor.

bu göz kası geliştirme eylemlerininde basitinde gözü hareket ettirmek olan ve tonla uygulama kartı, programı ve alternatif yöntemi bulunan ama temelinde youtu.be (beyazıt öztürk) şu hareketler silsilesinin olduğu bir aksiyondur. bitti mi bitmedi ?

kelime paketleme sisteminin de alıştırma uygulamaları var; delikli kağıt, kelime altlarına nokta koyma ve noktalar üzerinde sıçramak, çapraz ya da S okuma gibi. örnek süleyman demirel


kelime paketlemenin alternatifi olarak da el gözden daha hızlıdır diyerek kelime atlamayı engellemek için elle takip ettikleri bi' sistemleri daha var, bunu kelime paketlemenin öncesinde uygulayan ve sonra bırakanda var, ''yok abi bu ile o bambaşka şeyler'' diyende...

Bitti mi ? nefes çalışmaları, göz antremanları ve hızlı okuma teknikleriyle ve o tekniklere göre yazılan yazılı eserleri okumak şartıyla okuma hızın hissedeceğin şekilde artacaktır (450 belki olur 500 olmaz). bitti ama saniye de 1 sayfa okuyan arkadaş varsa; uzun boylu yakışıklı zeki kültürlü karizmatik erkek varsa gelsin bizi de ???? misali...

böyle birşey yok.
şöyle birşey var; @Giovanni Pipitto'nun dediği şey, gözle tarama yapmak. yani aradığın küçük bir bilgiye ulaşmak için alfabetik olmayan bir rehberde telefon bulurken yaptığın gibi hızlıca göz gezdirirsin ve aradığın şeyi bulunca duraksar, yavaşlar ve o kısmı okursun. ama o kısmı normal okursun.


onun dışında günümüzde sağlıklı bir birey olarak nitelendirilen bir kişiyseniz sayfanın fotoğrafını çekip(hahahahahaudıhaıudgaj) hafızaya atıp sonra onu hafızanızdan çağırabiliyorsanız( he ya fotografik hafıza tabi) acı haberi benden duyun, sağlıklı bir birey değilsiniz. hastasınız. Bunun tıbbi literatürde adı var, bi' doktora başvurun.

Peki bu sistem bu kadar mükemmel olmasa da nasıl çalışıyor; şöyle: devamlılığı olan bir eser olmak şartıyla(bu önemli, mesela roman, hikaye tekrar eden mekanlar ve tekrar eden isimler ve kurgusal ilerleyen olaylar) göz gezdirip bu hızlı okuma yöntemlerini de kullanarak(!) o konuda fikir ve bilgi sahibi olabiliyorlar, ancak bunu şöyle düşün, bir roman al eline ve betimleme kısımlarını atlayarak oku, romanın ana hikayesini anlayacak ve ortamlarda okudum ya ben onu sorun lan soruları diyebilecek bir seviyede olacaksın. hah işte bu adamlarda hızlı okuma değil de hızlı sayfa çevirme becerileriyle atlaya atlaya okuyorlar, bi' nevi göz gezdiriyorlar, bi' nevi kitabı tarıyorlar. ve olay da rusya da musya da geçmiyor.

gelelim zurnanın zırt dediği yere, 5 parmak son vuruşuna;

11bin 11111bin kelime okuyorum 1 sn de 3 roman bitirdim o sırada gidip 1 de çay koydum diyorsa birisi 2 ihtimal vardır, ya garibim size aşık, sizi etkilemeye çalışıyor ya da yetenekli bir ticaretci. şöyle düşünün, 1 kurşunla 2 adam deviren canımız ciğerimiz polat alemdar abimiz bile, ancak ve ancak 1 gece de bir kitap bitirebiliyor. ben olaylara sürekli böyle yaklaşırım, polat alemdar yapamıyorsa ben de yapamam diye.

wallahi if polat alemdar can do it, let him do it. if polat can't do it, ya-habibi how can i do it?”


eğer aşıksa da kırmayın onu, sevin. sizin için size yalan söyleyin başkalarına sizin için neler yapmaz. bence sevgide ki en önemli kıstas bu, birlikte mutlu olmak değil. onun için nelerden fedakarlık edebileceğin.
geçmiş olsun. eğlence bitti. okumayı bilmem de yazmak özellikle de böyle bir milli eğitim sisteminin olduğu yerde hakikaten keyifliymiş. youtu.be

edit: bir de 11 bin kelime neymiş lan, olmuşken iyisi olsun 38bin kelime oku bence; youtu.be
0
mete kudur
(25.09.16)
ben Melik Duyar'ın kitaplarını almıştım sonuna kadar gidemedim ama en azından hızı arttıran ya da nası diyim okuma bakış açışını değiştiren tavsiyeler vardı. Arkadaşlara katılıyorum okumak değil de okuduğunu anlamak daha önemli geliyor bana. Tony Buzan bu konuda araştırabileceğin bir kişi
0
yüzyıllık yalnızlık
(25.09.16)
(8)

TCDD hesaplı bilet tarifesinde usülsüzlük yapıldığını düşünüyorum(capsli)

error522
Ön bilgi: Hesaplı bilet(normal fiyatın yarısı) uygulamasının içeriden yapılan hamlelerle vatandaşın yararına değil bir odağın hizmetine sunulduğunu iddia ediyorum. Aşağıda bu konuda şüphelenmekte haklı olduğumu gösteriyorum. Yazdan beridir TCDD'nin Eskişehir ve Ankara seferlerine bakıyorum bir türlü
Ön bilgi: Hesaplı bilet(normal fiyatın yarısı) uygulamasının içeriden yapılan hamlelerle vatandaşın yararına değil bir odağın hizmetine sunulduğunu iddia ediyorum. Aşağıda bu konuda şüphelenmekte haklı olduğumu gösteriyorum.

Yazdan beridir TCDD'nin Eskişehir ve Ankara seferlerine bakıyorum bir türlü hesaplı bilete denk gelemedim. Bilet satışları 14 gün sonrasına kadar yapılabiliyor. Dün 7 Ekim'e kadar satışlar açıktı ve baktığımda satın alınmış koltuklar ciddi oranda şüphe uyandırıcı. bir sefer de değil bütün seferler böyle(görüntülerdeki gibi ben örnek olsun diye sadece 8 Ekim 6.30 Eskişehir seferini koyuyorum).

Bu durumla ilgili TCDD'nin vatsap hesabıyla kısa bi yazışmamız oldu: i.hizliresim.com

Bugün bakılabilen 8 Ekim 6.30 Eskişehir seferiyle ilgili vagonlardaki görünüm ise oldukça ilginç:
i.hizliresim.com
i.hizliresim.com
i.hizliresim.com
i.hizliresim.com

yarın 9 ekim seferi için biletlere bakılabiliyor olacak. merak edenler yarınki seferlere bakabilirler.

normalde koltuklar bu şekilde askeri bir düzenle dolmaz, karışık dolar. satın almanın bu şekilde olması için kararın tek bir yerden alınması gerekir.

askeri okul amfi: www.dho.edu.tr
istanbul hukuk amfi: hukuk.istanbul.edu.tr

sizce bir yolsuzluk/usülsüzlük var gibi gözüküyor mu?
var gibiyse ne yapılabilir??
0
error522
(24.09.16)
Grup satışı olmuştur belki. Merkezden filan.
0
kurnaz
(24.09.16)
sınırlı sayıda satılmaktadır diyor. belki oralar rezervedir, ya da online satışa açık değildir.
0
medievalman
(24.09.16)
@kurnaz. bu yazdan beri bütün seferlerde var sadece bu seferde değil malesef. hesaplı bileti hiç göremedim. tekrar söylüyorum bi seferde grup satışı yaparsın bütün seferlere mi grup satışı oldu? el altından bu biletler misal eskişehir 22,5 bunları 30-35 ten okutuyolar belki. ya da birilerine peşkeş çekiyolar.

bu da rastgele seçtiğim 7 Ekim 13.45 treni görüntüleri:
i.hizliresim.com
i.hizliresim.com
i.hizliresim.com
i.hizliresim.com
0
🌸error522
(24.09.16)
-haklısın, koltukların bu şekilde alınmış görünmesi hiç mantıklı değil.
-bir üçkağıt yapıyor olmaları kimseyi şaşırtmaz zaten.
-4-5 ay önce 3 kişi internet üzerinden hesaplı bilet alarak ankara'ya gidip gelmişliğimiz var. biz mi şanslıydık yoksa sonradan mı bi' katakulli yapmışlar acaba bilemiyorum.
0
nrmnm
(24.09.16)
ankara-istanbul biletine ne zaman baksam hesaplı bilet olmuyordu. heralde bana denk gelmiyor diyordum ki senin yazdığına uyandım :)
adamlar 72 saat kalaya kadar belirsiz aralıklarla satışa veriyoruz diyor gerçi. usülsüzlük yapacaksa satışa çıkacağı zaman bir gruba haber verir onlar da alır hepsini. ancak bunu ispatlayamayacağın için şikayetin sonuçsuz kalır.
biraz sesini yükseltirsen bu uygulamayı kaldırırlar. tabi kamuoyundan destek bulması gerek. uçak gibi ilk satışa çıktığında düşük, satıldıkça yükselen fiyat yapmaları gerek.
0
cekilmis gayfe
(24.09.16)
ben bu işin başında olsam yani biletleri nete satışa koyan kişi olsam, istanbul-ankara yoğun bir hat olduğu için ve mutlaka bu biletler satılacağı için satışa çıktığında ucuzdan alırım hepsini ve gişeden birini ayarlayıp dediğin fiyattan ortak olarak satarım. koltuk sayısının yüzde onu kadar olsa indirimli bilet illaki satarsın. sattıkların satamadıklarını karşılar artan karın olur. iyi iş :)
teori bi yana eğer böyle bişey yapılıyorsa da üst yönetimin haberi olmadan alt taraftan yapılıyordur. bence şikayet et.
0
hayatbirfilm_basroldesensin
(24.09.16)
geçen sene sürekli eskişehir-pendik arası gidip geliyordum. nerdeyse her hafta. ve hep bu şekilde oluyor. dikkat edin seferin saatine 24 saat kala bu yerlerin hepsi açılır.

bunu yapanın acentalar olduğunu düşünüyorum. kendileri önceden kapatıyor sonra acentaya gelen yolcuya satıyor. bunu dile getiren bir yazı yazmıştım tcdd'ye. dedim sistemsel bir problem var. acentalarınız sürekli bu şekilde koltukları kapatıyor. isim değişikliği vs. gibi işlemleri engelleyin ki böyle bir şey olmasın. cevap olarak sistemimizde problemimiz yoktur diye bir cevap geldi. örümcek kafalı oldukları için fazla yapacak bir şey yok.

rezalet başlığı açılıp konu büyürse mutlaka bunun önüne geçerler.
0
mr.goodcat
(24.09.16)
Acenta ya da turist kafilesi olayları olabilir. Tcdd'nin bununla uğrasacağını sanmam.
0
babilbaligi
(24.09.16)
(8)

Banka şubesinden önceden haber vermeden ne kadar çekebiliyoruz

mete kudur
Şubeden şubeye değişir mi yoksa, şu mebladan üstüne önceden haber vermeniz mi gerekiyor diyorlar ? aslında özelde şöyle, kendi hesabımdan 52 bin çekmem gerekiyor, bunun için bankaya önceden haber vermem gerekir mi yoksa şubeye gitsem kimliğimle alabilir miyim ?
Şubeden şubeye değişir mi yoksa, şu mebladan üstüne önceden haber vermeniz mi gerekiyor diyorlar ?

aslında özelde şöyle, kendi hesabımdan 52 bin çekmem gerekiyor, bunun için bankaya önceden haber vermem gerekir mi yoksa şubeye gitsem kimliğimle alabilir miyim ?
0
mete kudur
(22.09.16)
şubede ne kadar tanınır olduğunuza bağlı, genelde o kadar para tutmazlar tabii ki, ancak müşteri temsilcinizle aranız iyiyse sıkıntı olmaz.
0
hosein
(22.09.16)
evet gerekebilir, o gün o şubenin ne kadar para çıkarttığını yada çıkartacağını bilemezsin, beklemek istemeyeceğin içinde açacağın bir telefon, vaktinden tasarruf ettirecektir.

bankada senden önce birisinin gelipte ne kadar varsa verin demeyeceğini bilemezsin yani.
0
killerbee
(22.09.16)
Şubeye gore, bankaya gore anlik 10-15 bine kadar aninda veriyorlar.
50 bin icin ertesi gun 10-11 gibi gelin diyolar genelde. Ama siz iki gun onceden haber verin yine de.
0
bir3iki7
(22.09.16)
20-25 arası gidip çektim fakat 50 söz konusu olunca haber vermek mantıklı bir hareket olur sanırım. kimse beklemek istemez sonuçta.
0
teknikekip
(22.09.16)
çoğu şube aynı gün içinde 50 bin vermez.ertesi gün ödeme yaparlar muhtemelen.
0
tosunpasa
(22.09.16)
Şubeye göre değişir, haber verip gün içinde 35-40 bin çekmişliğim var. Ama normal bir şubeyse, 2 gün önceden falan bi telefonla bilgi verin.
0
babilbaligi
(22.09.16)
bölge önemli. beyazıtta, eminönünde 50 bin para değil.

çok ailenin yaşadığı yerde limit uygulanıyor.
0
kurnaz
(22.09.16)
bölgeye göre değişiyor. ancak ben böyle durumlarda önceden haber vermekten korkuyorum. istanbul'da bir çok defa toplu çekim yapan insanları takip edip paralarını gasp ettiler. bazı banka personelleri bilgi veriyor sanırım.
0
paçalı don
(22.09.16)
(9)

alkole çok düşkün arkaşa hediye. kendisi evde bira falan yapıyor hatta.

eurhka
ama alkolik değil, sadece içmekten zevk alıyor. :) kendisine böyle 200-250 liralara kadar çıkabilecek bir hediye almak istiyorum. var mıdır önerisi olan?
ama alkolik değil, sadece içmekten zevk alıyor. :) kendisine böyle 200-250 liralara kadar çıkabilecek bir hediye almak istiyorum. var mıdır önerisi olan?
0
eurhka
(22.09.16)
bira kiti al. havalara uçar. ben uçardım...

hatta bira kiti + malt özü al, seni bağrına bassın. ben basardım :/
0
mermize
(22.09.16)
adam başlıkta söylemiş evde bira yapıyor diye, ne kiti?

sayısal bi kafadaysa "pisagor bardağı" al.
0
theli
(22.09.16)
yahu kit alsın işte adama. adamı 80 liralık masraftan kurtarır.

www.butikbira.com
www.butikbira.com bundan da iki tane al

bu tarz bir şey al, gözlerindeki sevince ortak ol.
0
mermize
(22.09.16)
mermize doğru söylüyor. ben olsam yeni çıkan bira kitlerinden alırdım. bana alsan ben mermize'den daha yükseklere uçabilirim misal.

şunu bana al mesela: www.butikbira.com
0
teknikekip
(22.09.16)
yeri genişse ufak meşe fıçılardan al. şarap yapmaya da senin sayende başlasın.
0
babilbaligi
(22.09.16)
adam sözel bi kafadaysa "orhan veli kadehi" al.
0
la rana
(22.09.16)
mini fıçı seti al. şişelemek insanı çok yoruyor.

www.butikbira.com

zamanı geçti şimdilik ama soğutma çantası da alabilirsin.

www.butikbira.com

bütçe biraz artarsa ve koyacak yer varsa ikinci el bir buzdolabı ve termostat da olabilir.

www.butikbira.com
0
inheritance
(22.09.16)
al bi şişe single malt. talisker olabilir, zevkten dört köşe olsun.
0
the c
(22.09.16)
nathanieltroy
(22.09.16)
(24)

her iş kazasına "iş cinayeti" denmesi sadece bana mı itici geliyor

teritori
selam,öncelikle iş güvenliği konusunda çok netim. kimsenin burnu bile kanamaması için götünü yırtacaksın patron olarak. yasalarda gerekli olanlardan daha fazla önlem alacaksın hatta. o yasaların bir sike derman olmadığını biliyoruz.neyse sorum şu.özellikle sosyal medyada bütün iş kazaları için iş ci
selam,

öncelikle iş güvenliği konusunda çok netim. kimsenin burnu bile kanamaması için götünü yırtacaksın patron olarak. yasalarda gerekli olanlardan daha fazla önlem alacaksın hatta. o yasaların bir sike derman olmadığını biliyoruz.

neyse sorum şu.
özellikle sosyal medyada bütün iş kazaları için iş cinayeti diyen bazı hesaplar var. bunların içinde gazeteler dergiler de mevcut. atıyorum, adam emniyet kemerini takmadı, iskelede ayağı takıldı düştü. buna dahi iş cinayeti diyecek potansiyeldeler.

dediğim gibi iş güvenliği konusunda çok hassasımdır ancak bu tavır beni rahatsız ediyor.

sizde de aynı düşünce var mı?
0
teritori
(22.09.16)
solcu zirvalari iste. ben de senin gibi dusunuyorum sanirim tam olarak.
0
nigeo
(22.09.16)
ben örneklerinizdeki gibi bir duruma iş cinayeti dendiğini görmedim. ülkede pek iş kazası yok. daha çok iş cinayeti var, ondan olabilir. eğer bütün önlemler alınmışsa, kısaca tüm gereklilikler yapılmışken buna iş cinayeti deniyorsa; art niyet vardır zaten. herhangi bir kesimin zırvası değildir ama. bir tarafa yıkmamak lazım.

beni de asıl şaşırtan her iş cinayetine kaza işte, olur böyle demek. bu işin fıtratında dendi, yakın zamanda. oradan hesap edin.
0
windowsguvenlikduvari
(22.09.16)
ornek yanlis bence; "adam emniyet kemerini takmadi" diye bir cumle yok. Takmiyorsa cikmayacak/calismayacak. Bu is cinayetidir. Kavramlari suclu/sucsuz diye ayirmayin, kendi hatasi yahu diye bakmayin adama o hatayi yapma firsatini vermemek mesele zaten. Bu ulkede dusup olmus adama eminyet kemeri giydirip baglamamis adam diye savciya savunmaya yapan var. Az suclu, cok suclu, iyi niyetli vs. bu kavramlar suistimale acik kavramlar. Yasalar zaten her olaya is cinayeti olarak bakmiyor bu sebeple zaten 23423423 tane evrak imzalaniyor ama genel kavram olarak force major durumlar harici is cinayetidir benim fikrim.
0
wallcan
(22.09.16)
windowsguvenlikduvari +1

İşveren gereken önlemleri almadıysa ve işçinin bu önlemlere uymasını sağlamadıysa iş cinayetidir.
0
fotrsapka
(22.09.16)
zamanında bu iş kazaları/cinayetleriyle nam yapmış tuzla tersanelerinde çalışan bir arkadaşım vardı. onun anlattıklarına göre, çoğu kaza işçinin bireysel hatası yüzünden oluyor, çünkü adamlar inanılmaz derecede cahil diyordu. gaz kaçıran oksijen tüpünü ağzında sigarayla söndürmeye giden adam var, tek tek hepsinin başına isg'ci de dikemiyorsun diyordu.

yine aynı şekilde zonguldak'ta kömür ocağında çalışan birisi de, ortamdaki gaz miktarını algılayıp tehlikeli seviyeye geldiğinde uyarı veren cihazın başlığını poşetle kapatıp bantlayan(öterse uğraşmayalım diyeymiş) işçilerden, ocakların derinlerinde gizli gizli sigara içmeye çalışan işçilerden vb. bahsetmişti.
0
hypervaskulerdondurucu
(22.09.16)
o potansiyelde oldukları elbette bir yorum. ama ülkemizdeki kazaların hemen hemen tamamı önlem eksikliğinden kaynaklanıyor. tüm önlemlerin alındığı durumda olan kazalar %3-4 dolyında olarak ifade ediliyor.

yani adamlar %96-97 haklı.
0
babilbaligi
(22.09.16)
emniyet kemeri takmadığı için düşen işçi gayet güzel bir cinayet örneğidir.

Senin gibi bu işi hafifleştirmeye çalışanlar arttıkça, cümleler yumuşadıkça bu tip olaylar normalleşiyor. biz bunu bu kadar dillendirmezsek yarın "hepimiz insanız hata yaparız, bu hata neticesinde 5 kişi can verdi. ufacık bir hata halbuki. olur böyle şeyler" denecektir.

Emniyet kemeri takmayı unutmak veya takmayı reddederek bir vinçten düşmek mesela. Cinayettir dedik. neden? Çünkü sen oraya bir önleyici sistem koyarsın, emniyet kemeri takılmadığında vincin yükselmesi engellenir. çok ucuz bir poka-yoke'dir bu mesela.
0
theli
(22.09.16)
windowsguvenlikduvari ve wallcan +1

gerekli önlemler full alınmış her şey %100 doğru ama yine de o adam imkansız sebeplerle ölmüş falan o zaman ok ama zaten bu "kaza"ların çoğu önlem alınmamasından, ya da alınan önlemi uygulatamamaktan kaynaklı. terimi biraz yozlaştırmışlar mı evet, ama haksızlar mı hayır. türkiyede yaşanan iş kazalarının hepsine yakını cinayettir.
0
freya
(22.09.16)
bir arkadaşım çalışmış ekolü de gelmiş. evet hep bir arkadaşlar böyle örnekler görüyor. vallahi benim bir arkadaşım da demir-çelik fabrikasında çalışıyor. vinçten düşen bir parça işçinin bacağını kırıyor. adamı tehdit ediyorlar, eğer söylersen bunu çıkarmayız seni buradan diye. kağıt imzalatıyorlar adama.

bu arkadaşlar da bitmez asla. heh evet hep cahil bu insanlar. nerede ölüm deyip atlamaya çalışıyorlar. uğraşmayalım falan diyorlar tabi. işvereni görmeyenler için söylemesi kolay tabi.
0
windowsguvenlikduvari
(22.09.16)
Normal bir tanım bence. Çünkü göz göre göre ölüm geliyor. Baret takan adama iş kazası geçirdi dersin, ama baret takmayan birinin şantiyeye girmesi intihar gibi bir şeydir.
0
dissendium
(22.09.16)
cengiz semercioğlu tarzında duyuru olmuş.

emniyet kemerini takma zorunluluğunu getirmeyen patron suçsuz, takmayan işçi suçlu. oh ne ala
0
burya
(22.09.16)
@burya: hayır, takmayan işçi de suçlu.

emniyet kemeri takmayan işçiyi çalıştıran patron durumdan sorumlu kişi.
0
babilbaligi
(22.09.16)
@killerbee

tabi ararsın. neden aramayasın? her şeyin harika gittiği, hukuk kurallarının işlediği bir ülkede ararsın tabi. ama burada arasan da öyle olmuyor. hukuk da parası olanın tarafında çoğu zaman. hele ki korkular varken. adam işe girememekten değil, o kazanlardan birine atılmaktan korkuyor inanın. arkadaşsa, bizimki de arkadaş. oradan biliyorum.

ayrıca cinayettir. ben sizi bilerek radyasyonlu bir odaya çalışmanız için sokarsam, gerekli kıyafetleri giydirmeden; iş uğruna canınıza kast etmiş olurum. bu da cinayettir. kafasına sıkmakla aynı şey. yani kişinin kafasına silah tutup çalış demek yerine, odaya atıp çalış deniyor sadece.
0
windowsguvenlikduvari
(22.09.16)
tr dünyada en fazla iş cinayetlerinin yaşandığı ülkelerden birisi.

hangi apartman iskelesinde kemer var? kemeri geçtim korkuluk bile yok.

birileri böyle ihmal sonucu ölümlere fıtrat dediği sürece bizler cinayet diyeceğiz. "bizler" kim? insan olduğunu düşünenler. solcu falan da değilim.

insan yaşamının solculukla ilgisi yok. evet bu işin peşinde olanlar solcular çünkü onlar eleştirmesini biliyor ve diğerleri gibi "ama devletime zarar gelmesin" demiyor.

kemerini takmadığı için ölen birinin sorumlusu aynı zamanda patronu ve hatta şefidir. takmıyorsa ceza verirler ya da işten atarlar.

ayrıca insan ölümlerini normalleştiren sağcı zırvalarına inat böyle şeyler daima savunulmalı.
0
kupigometa
(22.09.16)
15 bin kişinin çalıştığı tüm türkiye'de faaliyet gösteren bir firmanın iş güvenliği sürecini koordine ediyorum. net olarak söyleyebilirim ki iş kazalarının % 90'ı alınan önleme uymama veya önlem alma sorumluluğu olan kişinin gerekli önlemi almaması nedeniyle gerçekleşir. insan davranışları bilgisayar algoritmaları gibi değil, bir klasöre erişimi kısıtladığınızda kafanız rahat o klasöre -hackerlar hariç- kimsenin girmeyeceğini düşünebilirsiniz. ancak çalışma ortamında öyle olmuyor.

tamam bir çok küçük işyerinde her adam her işi yapar mantığı olabilir ancak türkiye'nin çoğunluğunu oluşturan sanayi, hizmet, inşaat vb. alanlarda genelde her adam her işi yapmıyor ancak kazalar hep işçinin üstüne vazife olmayan işlere el atması sonucunda oluyor. art niyetli olsanız bile işveren vekili veya yönetici kusuru bulamayacağınız onlarca kaza örneği verebilirim burda.

bazen kaza görüntülerini izliyoruz, konuşmaları dinliyoruz. aklınızın alamayacağı kadar saçma şekilde kazalar oluyor. adam kilitli trafo odasının kapısını tornavidayla açıp içine giriyor mesela. orada çarpılıp ölse iş kazası mı olur iş cinayeti mi ?

inşaatlarda en sık olan kaza yüksekten düşme. adam çıkarken kemeri takıyor, tepeye çıkınca şef, uzman vs. gidince birbirlerine bağlayıp çalışıyorlar. düşerse ikisi birden düşüp ölüyor. uç örnek gibi gelebilir ama bu tür olaylar günde defalarca olan şeyler. her seferinde birileri ölmüyor olması tamamen şans.

bir diğer konu da iş güvenliği önlemlerine işçileri inandırabilmek, ikna edebilmek. eğitim vermeden imza attıran işveren elbet vardır, onlar sonradan ortaya çıkıyor zaten ama gerçekten ciddi ciddi verilen eğitimleri 100 kişiden 5 kişi ya ciddiye alır dinler ya dinlemez. beyaz yaka çalışanda bu daha da düşüktür, onların farklı bir kibiri var.

neyse çok uzatmak istemiyorum, bazı kazalar gerçekten iş cinayeti. insanları göre göre ölüme gönderiyorlar ama tüm kazalara iş cinayeti demek fazlaca romantizm içeriyor.

türkiye'de ayda en fazla ölümlü iş kazası olan dönem haziran-temmuz dönemidir. bu yıl rekor kırarak 2 ayda yaklaşık 500 kişi hayatını kaybetti. halbuki kurban bayramında insanların kendi hatası nedeniyle 1 haftada 500'den fazla kişi hayatını kaybetti.

mesela bu yılın başında bir mezbahada kolunu kesen bir kasap kan kaybından öldü, iş cinayeti dendi. bu bayramda 8 kişi kendini kesip öldü, görünmez kaza dedik.
0
tuzzluk
(22.09.16)
insani bakış "iş cinayeti"dir, daha sağ ve sığ bakış ise iş kazası der geçer. insanlıktan nasip alıp almamakla ilintili tamamen...
0
hosein
(22.09.16)
hala işçi yüzünden diyenler var. ben anlamıyorum. yahu bu ülke cayır cayır çocuk işçi çalıştırmıyor mu? 2015 itibariyle 57 çocuk işçi öldü mesela. ama yok kaza evet. türkiye ekonomisine yön veren falan filan evet.
0
windowsguvenlikduvari
(22.09.16)
@windowsguvenlikduvari

sapla samanı ayırmak lazım. türkiye'de aşırı bir denetimsizlik var, yani herşey saldım çayıra mevlam kayıra modunda gidiyor. ama durum böyle diye genelleme yapılamaz. yapılırsa kazaların önüne asla geçilemez çünkü sorunu yanlış yerde aramış oluruz.

türkiye'de kazaların 1. nedeni eğitimsizliktir, cehalettir. bunda suç kimin orası ayrı bir konu, bence cehalet en büyük devlet politikası. ancak bu eğitimsizlikten kaynaklanan on binlerce kaza nedenini "önlem almama" olarak kabul edersen yanılırsın. zaten yanılıyoruz. türkiye'de kazaların % 90'ı alınan önlemlerin uygulanmasındaki eksiklerden oluşuyor.

tüm kazalara iş cinayeti diyerek topu, önlem almakla yükümlülere atarsak sorunu çözemeyiz. dediğim gibi çözemiyoruz da zaten, yıllardır iş güvenliği konusunda 1 adım ilerleyemedik.
0
tuzzluk
(22.09.16)
Guvenlik konusunda takintili biriyim. Su arabayi yolunu karsisina cek desen emniyet kemerini takar oyle cekerim.
Is kazalarinda en az isverenler kadar (en az diyorum bak) calisanlar da kusurlu. Kim ne derse desin, kesinle durum boyle tr icin.

Bircok is kazasinin ben de cinayet oldugunu dusunuyorum. Ama bir o kadar da cinayet degil ahmaklik olanlar var. Turk milleti guvenlik onlemi almayi sevmiyor. Herhangi bir fabrikaya, insaata ya da imalat yapilan bir yere gidip kisa bir gezinti yaparak durumun vehametini gorebilirsiniz. Calisan adam usengecliginden gozluk takmiyor, baret giymiyor, onlem almiyor, makineyi calistirirken talimata uymuyor falan da filan. Mustehak. Tedbirsizlik olum getirir, dolayisiyle goz gore gore olume davetoye cikarmak benim gozumde cinayettir. Duruma gore isverenin isledigi cinayettir ya da dedigim gibi calisanin hatasidir ve ona da intihar derim.

Akli basinda bir insana emniyet kemerini takmasini soylersin, talimatlari calisma ortaminda ilgili yerlere asarsin ve adam da olum hos bir sey olmadigi icin bu talimatlara uyar. Ne yapalim, hayatini tehlikeye atmasin onlemini alsin diye kirbaclayalim mi adami?
Enmiyet kemerini takmamak gibi seyler kesinlikle cinayet degildir. Herkesin basina kurallara uyuyor mu diye denetlemek icin nobetci mi koyacak adam? Guvenlik icin gerekli talimatlari verdiysen, gerekli tum ekipmani da tedarik ettiysen bir isveren olarak sorumluluk tamamen senden cikmistir. Adam afedersin gerizekaliysa yapacak bir sey yok.
Neden emniyet kemeri takmamasina musade etmeyecek ortam saglamak zorunda olsun ki? Akli basindaysan, okuma yazma da biliyorsan gereken talimatlara uyarsin, olur biter.
Kimse kimsenin hayatina o kisinin kendinden daha fazla sahip cikmak zorunda degil. Bu tamamen sacmalik.

Bir de bunlarin hangi birini garantileyeceksin. Bareti takmadan calisamasin diye silikonla adamin kafasina mi yapistiracaksin? Isverenin sorumsuzlugu suc oluyorken calisanin kendi sorumsuzlugu neden suc olmuyor. Calisan gerizekali olup kendi hayatini dusunmeyip, sorumsuz davranma hakkina sahipse isveren de sorumsuz davranma hakkina sahip o zaman.
Emniyet kemerini arabada takmamak icin kemeri koltuga takili birakan insanlarin oldugu bir ulkede yasiyoruz. Ayni aptallik bir fabrikada oldugu zaman neden cinayet oluyor? Emniyet kemerini takmadigi icin trafik kazasinda paramparca olan adam icin neden otomobilin ureticisinin isledigi cinayet demiyoruz o zaman? Emniyet kemeri takmamama musade etti araba ureticisi, takmadan araba kullanacak ortami sagladi bana, benim kurnazlik yapip emniyet kemerinden kurtulmama bir care bulmadi, olursem cinayettir bu..

Adam guvenlik ekipmanini kendi takmasa bile isverenin sorumlulugudur diyenler imalathaneleri ve calisanlari bir gezsinler ve ne durumda oldugunu gorsunler.
Adam kaynak yapiyor, gozluk yok, koruyucu yok bir sey yok. Ne yapacagiz, gozlugu zincirleyecek miyiz adamin suratina?

Deste halinde kagit kesen giyotin mesela. Uretici adam giyotunun hem sag hem sol yanina buton koymus, ayni anda basili tutman gerekiyor giyotinin inip kesmesi icin. Urretici adam 2 buton koymus ki bir takim gerizekalilar (bu ifadeyi cok kullandim afedersiniz) bir eli butondayken diger elini giyotinin altina falan atmasin kartonu duzelticem diye. Avrupali uretici bunu yapmis. Bizde adam bunu kullanirken ne yapiyor?
Bir eliyle butona basiyor, oradan sesleniyor "sssst lan Mahmut su butuna bassana benim elim dolu", diger elini makinanin calisma alaninda tutuyor, parmaklari gidiyor.
Evet aynen bu oluyor. Bu adama ne yapacaksin sen? E bu adam gerizekaliysa isverenin sucu ne burada?
Bu adam da gerizekalidir buna cinayet diyen de. Insanda biraz mantik olur.

Turkiye icin kosuyorsak bircogu (bana gore) isverenin dolayli isledigi cinayet olmakla birlikte bircogu da kesinlikle cinayet degil, intihar. Calisanin kendi insiyatifiyle intihara tesbbusu ya da intihari.
0
stavro
(22.09.16)
@tuzzluk

durun ayırayım sapla samanı. sizin işçiden anladığınız sadece fabrikalarda çalışan işçiler sanırım. tabi siz de haklısınız. mesela ev işlerinde çalışanlar, hani şu gündelikçi dediğimiz, hala işçi sayılmıyor bu ülkede. sigortalı olabilme imkanları daha düne kadar yoktu bile. onların ölümü işçi ölümü olarak geçmiyordu mesela o rakamlara. haberlerde işçi denmez bunlara mesela. ilerliyorum samana doğru şimdi. tarım işçileri var mesela. bu ülkenin bir gerçeği. mevsimliktir üstelik bunlar. daha yeni yeni belirli eğitimler veriliyor bu insanlara. temel sağlık eğitimleri üstelik bunlar. çadırlarda barınan bu işçiler için işverene prefabrik ev yapılma zorunluluğu hala getirilmiş değil. devlet eliyle yaptırılan evler tarlalara uzak. işçi orada kalamıyor zira tarlalara gidebilmek mümkün değil. herhangi bir ilaçlama yapılmıyor. yılan sokuyor mesela bu insanları. en yakın hastane 40 km ötede. işverenin götürme gibi bir yükümlülüğü yok. o da götürmüyor. iyi gidin diyor. sonra işçi işveren kavgası görüyoruz işte televizyonlarda. kendi gözleriyle görmüş biri olarak söylüyorum bunları.

samana geldik mi? durun devam edeyim. tarlalarda çocuklar çalıştırılıyor. sosyal güvenceleri yok. zorla çalıştırılıyorlar. paralar eksik veriliyor. yevmiye değil kabala sistemiyle paralar dağıtılıyor mesela. nedir kabala? kelimenin kökenini bilmiyorum ama orada çalışan işçiler, çıkardığın ürün kadar para aldığını söylüyor. istediğin kadar çalış diyor işveren. sonra da çuvalların başına gelip, bunda çalı çırpı çok. 10 kilosu yalan bunların diyor. ilerleyeyim biraz daha. tuvalet yok tarlalarda mesela. su yok. ondan sonra bu çağda kim veremden öldü falan gibi sözler yine televizyon başında. burada önlemler alınmış mı yani şimdi? yoksa diğer yüzde 10'un içinde mi kalıyor? anlamadım ben.

ben yarın bir gün yeni bir işe girsem, bana eğitim veriliyor mesela. thy'ye gireyim şimdi. hop bilmem ne eğitimi. 2 ay. ondan önce iş yok. eğer eğitim olsa sorun dediğiniz gibi o zaman o işveren o eğitimi vermekten de sorumlu olmalı. ama tabi işçi olunca durum farklı.
0
windowsguvenlikduvari
(22.09.16)
@windowsguvenlikduvari

sapla samanı ayırmak lazım derken tam olarak bunu kast ediyorum zaten. insanları göz göre göre ölüme gönderiyorlar, bunlar iş cinayetidir dedim. sen de benim iş cinayeti olarak gördüklerimi benim önüme sap-saman diye çıkarıyorsun.

iş cinayeti olan var olmayan var. bunu ayırmayıp hepsi iş cinayeti dersen iş cinayetleri artarak devam eder. bir olaya sadece işveren suçlu veya işçi suçlu gözüyle bakamayız ki, ben şahsen öyle bakmıyorum. yıllardır bu işin içindeyim, verdiğin örneklerin işçi açısından çok daha kötülerini gördüm, yaşadım. tam tersini de yaşadım.

yani her işin iyisi de var kötüsü de. çok önlem alan da var hiç almayan da. alınan önleme harfiyyen uyan da var, uyacağı bir önlem bulamayan da, önemi hiçe sayan da. bu yüzden diyorum ki sapla samanı ayırmak lazım, bu yüzden her kaza iş cinayeti değildir. çok iyi incelemek lazım kazaları.

tazminat almak için elini koparan adam gördüm ben, neyse ki kamera vardı da mahkemede itiraf etmek zorunda kaldı. olayın sadece işveren tarafı yok ki, sen git makinanın korumasını sök, çalıştır içine elini sok. sonra tazminat istiyor ama oranın şefi var, iş güvenliği uzmanı var, vardiya amiri var... işveren hariç bi dünya suçsuz adam var, tazminatın hepsini patrondan almıyor ki devlet. kafasına göre bölüyor. tabi buradan da ölenler bilerek öldüler anlamı çıkmasın. her türlü insan var ülkede, kazaların da yüzlerce farklı nedeni olabilir.

bugün bu örneği verdiğin işverenler dünün işçileri. bir çok işçi tanıyorum, işçiyken sikayet edip patron-taşeron vs olunca aynısını kendi işçisine yapan. olay tamamen eğitimsizlikten başlıyor.
0
tuzzluk
(22.09.16)
@tuzzluk

ben zaten buna karşı çıkmadım, duyurunun ikinci cevabı da benim. orada art niyetli durumlardan bahsettim. elbette her zaman işveren suçlu değil. ama öyle bir söylediniz ki, türkiye'deki kazaların %90'ı alınan önlemlere uymayan işçilerden kaynaklıymış. siz dediniz bunu. ben buna karşı çıkıyorum. önlem alan çok az kişi var. alınan önlemler yarım ya da eksik. önlem alınmasını savunurken, önlem alana laf edecek değilim. sapla samanı da tam bu noktada ayırdım. bir sektör söyleyin ki her alanında önlem alınmadan iş başlayamaz olsun. madencilik mi, tarım mı, demir çelik mi? ah evet var ama önlem almadan işe başlamayan firmalar. yok değil. 5 tane sayarız işte hep beraber maksimum.
0
windowsguvenlikduvari
(22.09.16)
bende aynı düşünce yok.

buna iş cinayeti diyebilir miyiz? twitter.com
0
kupigometa
(22.09.16)
Müthiş birbirinize girmişsiniz gençler.
Bir kaç kişi de bana sallamış, normalleştiriyormuşum filan :)

Neyse herkese teşekkür ederim. Ben merak ettiğim cevabı aldım.
0
🌸teritori
(25.09.16)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.