Giriş
(7)

Istanbul Sabah Trafigi?

brkylmz
Haftaya cuma gunu Beylikduzu'nden saat kacta ciksam trafige yakalanmadan Ankara'ya dogru yol alirim?Beylikduzu cikisi, kopru trafigi, Ankara yolu hakkinda bilgisi olanlar parca parca da olsa aydinlatirsa sevinirim.
Haftaya cuma gunu Beylikduzu'nden saat kacta ciksam trafige yakalanmadan Ankara'ya dogru yol alirim?

Beylikduzu cikisi, kopru trafigi, Ankara yolu hakkinda bilgisi olanlar parca parca da olsa aydinlatirsa sevinirim.
0
brkylmz
(23.02.15)
gece yolculuğu tecrüben varsa 2-3 gibi. mis. ama uykunu al.
0
zam sampiyonu domates
(23.02.15)
6 yı geçme kesin bilgi
0
ssyumusakg
(23.02.15)
Saat 6:30'da Beylicium'un oradan servise biniyorum. Trafiğe yakalanıyoruz. Beşiktaş'a 8:00-8:30 arası bir saatte varıyoruz. Köprü trafiğini görüyoruz, önünden kıvrılıyoruz. Dolayısıyla 6:30'da çıkarsanız hem TEM hem köprü trafiğini görürsünüz. Bir 15 dakika bile büyük oranda kurtarır ama 6:00'da çıksanız karşı tarafta belki trafiğe takılırsınız, az sorun yaşarsınız. Daha geç çıkmayın ama.
0
aychovsky
(23.02.15)
6 da cikarsaniz 7 de sabiha gokcen kavsagina ulasirsiniz trafik arkanizda kalir. rahatca gidersiniz. gec ciktiginiz her 15 dakika size 30 dakika gecikme olarak geri doner
0
kaynaklari etkin kullanamayan iktisatci
(23.02.15)
en geç 6.

06.05'te çıkarsam 5 dakika gecikirim diye düşünme. 5 dakika geç çıkınca 15 geç varabiliyorsun. böyle böyle katlanarak artıyor
0
ack3000
(23.02.15)
caninizi yerim gencler. 5:45-6 gibi teker doner insallah. sevgiyle kalin.
0
🌸brkylmz
(23.02.15)
6++++++ ideal 1. köprüden genelde
0
il padrino
(23.02.15)
(3)

kullanilabilir kart limiti ile bakiye arasindaki fark

proletarier aller lander vereinigt euch
Benim simdi bi kredi kartimda kullanilabilir kart limiti 392.82 olarak gorunurken bakiye -0.18 olarak gorunuyor. Bunlarin farki ne haci babalar.
Benim simdi bi kredi kartimda kullanilabilir kart limiti 392.82 olarak gorunurken bakiye -0.18 olarak gorunuyor. Bunlarin farki ne haci babalar.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(23.02.15)
kartınızın limiti 393.00 TL miş fakat 0,18 TL (yani 18 kuruş) bankaya borçlu durumdaymışsınız. şu anda kredi kartınızdan 392.82 TL'lik alışveriş yapabilirsiniz diye anladım ben.
0
safepassage
(23.02.15)
Benim anladığım 18 kuruş borcun veya alacağın var (benim bankalardan birinde - demek alacak demek, bir diğerinde borçlu demek; birinde borç bakiyesi diye bir kavram var), ama şu anda harcasan 392.82 harcarsın.
0
aychovsky
(23.02.15)
kullanılabilir kl : toplam kart limiti - kullandığın kart limiti
kullandığın kart limiti :bugüne kadar yaptığın toplam harcamalar - bugüne kadar yaptığın toplam ödeme

bakiye aslında hesabın net karşılığıdır. - de ise borçlusun, + da ise alacaklısın.
kredi kartı hesaplarında borç aylık olarak bakiyene (-) olarak yansır. sen ödeyince sıfırlanır. taksitli aldıkların, aydan aya taksitler halinde bakiyene yansır.

eğer hiç taksitli alışverişin yok ise kart limitin 393TL olması lazım. varsa taksitli (veya henüz ekstreye yansımamış) harcamaları eklediğinde toplam limitini bulursun.

tabii bankalar arasında farklı uygulamalar mevcut.

bunlar ev ekonomisi dersinde gösterilmiyor mu yahu?
0
demir adam
(23.02.15)
(6)

Şunlar gerçekten indirimli mi? (Kozmetik)

pandispanya
Son zamanlarda kozmetikçilerde güncel fiyatlarını görenlere sorumdur: Hazır elimin altındayken bikaç sipariş vereyim istiyorum da şunlara kabaca bi göz atar mısınız?Bahsedilen indirimler üç aşağı beş yukarı güncel fiyatlar üzerinden gerçek mi sizce? Bana öyle gibi geldi ama emin olayım istedim.http:
Son zamanlarda kozmetikçilerde güncel fiyatlarını görenlere sorumdur: Hazır elimin altındayken bikaç sipariş vereyim istiyorum da şunlara kabaca bi göz atar mısınız?

Bahsedilen indirimler üç aşağı beş yukarı güncel fiyatlar üzerinden gerçek mi sizce? Bana öyle gibi geldi ama emin olayım istedim.

www.trendyol.com
0
pandispanya
(23.02.15)
indirim var mesela maybelline eyeliner gratis indiriminde vs 12 liraya geliyor asıl fiyatı 24 lira burda 19 lira gibi. ama klasik gratis indiriminden de alabilirsin biraz daha uyguna gelir. bu tarz sitelerde bi de bayat ürün gelme riski var.
0
tuborg yesili
(23.02.15)
ürün bazında sorsan daha verimli olur sanırım. örneğin nötrocina'nınkilerin bazıları gerçekten mağazadan ucuz, bazıları değil.
0
manuel mandalina
(23.02.15)
Eeeh, gibi gibi. Bazı şeyleri Gratis'ten, Watsons'dan aynı fiyata almıştım. Ama belki şimdi fiyatları çıkmıştır azıcık. Gerçekten gereken birçok şeyi toplu alacaksan indirimli olabilir de, üç beş parça için kargo ücretine değmez.
0
aychovsky
(23.02.15)
Kargo ücreti ödemiyorum. Ağırlıklı olarak loryal, max faktör, nütrucina ürünlerine bakıyorum.
0
🌸pandispanya
(23.02.15)
Loreal rimeller baya indirimde mesela.
0
fraise
(23.02.15)
Loreal skin perfection serisi hiç indirimli değil. Bb kremler watsonsla aynı fiyata, bizim burdaki büyük markette bile 6 lira daha ucız hatta. Kremi de ben 10 lira aşağısına aldım kağan parfümeriden. Kalanlarda da çok pahalı ürünler olmadığı sürece ya aynı fiyat ya 2-3 lira ucuz. Değmez bence beklediğine.
0
hala mi ceren yahu
(23.02.15)
(10)

Toplu Taşımada Kişisel Alanı korumak (Bunu mu yapmak lazım artık?)

loveinaflipbook
metrobüste, otobüste, metroda, tramvayda, minibüste, dolmuşta bunu mu yapmalı artık?http://2.bp.blogspot.com/-8ExBLpmuGJs/U7GyopUf5KI/AAAAAAAABQ4/w7_PUTE0i2c/s1600/femin.jpg
metrobüste, otobüste, metroda, tramvayda, minibüste, dolmuşta bunu mu yapmalı artık?

2.bp.blogspot.com
0
loveinaflipbook
(23.02.15)
ahahah güzelmiş. benim bildiğim insanlar yine bir yolunu bulur, arıcı kıyafeti ya da astronot kıyafeti ile gezmek lazım.
0
Sarix
(23.02.15)
metrobüs diye bişey var bildin mi?

o küpün içine 32 kişi girer be.
0
titiraprap
(23.02.15)
bir kız görmüştüm metrobüste..çantasından parfüm çıkardı önüne sıktı..yani kendine değil tam önüne..erkekler falan çekildi hemen alan açıldı..dedim negzel fikir :)
0
dedim dedim de kime dedim
(23.02.15)
ben olsam yakında etrafına elektrikli tel de döşemeyi planlayabilirdim :))
0
bradshaw
(23.02.15)
valla liseliliğim minik dolmuşlarda geçti, üniversiteye de istanbul'a geldim işte. hayatımda böyle gudik saçma bir şey görmedim. rahatsız edici derecede fiziksel müdahale yoksa "uff kişisel alan" diye sızlanmak çok saçma bence. toplu taşıma yetersiz olabilir, onu tartışırız ama "kişisel alanım cnm :))" diye etrafınıza demir koyarsanız ben şahsen inadına girerim.

ya da ben çok alıştım medeniyetsizliğe bilmiyorum ama çok lüzumsuz ve saçma geldi bana yani. arkadaşım falan bundan alsa yani metrobüste çıkarsa utanırım, tanımıyom ben bunu derim.
0
der meister
(23.02.15)
istanbul'da işe yaramaz. dayak bile atarlar valla, durduk yere dayak yemek isteyen varsa kullansın.

"la yürüyün boş yer var, boş yer ortaya doğru yürüyün. kaldır şu aq korumasını bacım, binemiyoruz..."
0
mesglsn sanirm bn yatiyrm
(23.02.15)
O aygıttan yaptırırsak metrobüs kapasitesi yarıya düşer. Normalde zaten ortalama 20 dakika bekliyorum binebilmek için (iş çıkışı saatlerde), bundan alsa herkes herhalde bir saatte binemem.

"Keşke şehir biraz daha az kalabalık olsa" da diyemiyorum, kalabalığın parçası benim, ayıp olur bunu söylemem.

Ülkede genel olarak "kişisel alan" kültürünün olması ayrı bir konu; fiziksel olarak insanlar her zaman dibinde. Üstüne de özel hayatın sınırları bol bol ihlal ediliyor, tüm hayatının içinde insanlar. Kimseye bir şey söylemek istemezsen "Neden? Nasıl? Ne yapacaksın?" diye ayrıntı üstüne ayrıntı talep ediyorlar. Gerçekten de kişisel alan saygısı yok. Yine de böyle şeyleri toplu taşıma da giymeyi kaldıramayacak kadar nüfusa sahip olmaktan ötürü hakkımız olduğunu düşünmüyorum. Başka birinin kıçına yapışık gitmek zorundayım, diğer seçeneğim gidememek çünkü. Başka bir şehir olsa olur ama.
0
aychovsky
(23.02.15)
tacizcilerden bir ihtimal uzak tutsa da yurdum teyzesini asla uzak tutamayacaktır. çantalarını kübümüze koyarlar bence.
0
freya
(23.02.15)
hayrettin diye bir tipin parodisi vardı metrobüs hakkında o geldi aklıma bunu görünce. evet yapılabilir ancak pek işe yarayacağını sanmıyorum. "nefes aldığın boşluk" kavramı bazı insanlarda var, bazılarında yok, neye göre nasıl oluşuyor bunu irdelemek lazım. eğitimle falan bir alakası da yok sanırım, daha çok şehire uyum gösterip robotlaşanlar ve hala nefes alacak boşluk arayanlar şeklinde iki tip insanın savaşı gibi bence:)
0
armitage
(23.02.15)
bence doğrudan ass to as yapmalı.
0
ismail yk
(23.02.15)
(6)

Başka ülkede yaşamak isteyenler

cenkist
ArkadaşlarÜlke çok mu kötü ? Millet artık vize istemiyor ,kolay diye uruguaya falan bakıyor :)) Ne iş ?Yani bari yakında olan iyi ülkere gidin .Örneğin isviçre vb ülkere ..Bizim de ülkemize ruslar,balkanda yaşayanlar falan gelmek istiyor ...O kadar da kötü değiliz bence ...
Arkadaşlar

Ülke çok mu kötü ? Millet artık vize istemiyor ,kolay diye uruguaya falan bakıyor :)) Ne iş ?
Yani bari yakında olan iyi ülkere gidin .Örneğin isviçre vb ülkere ..

Bizim de ülkemize ruslar,balkanda yaşayanlar falan gelmek istiyor ...O kadar da kötü değiliz bence ...
0
cenkist
(23.02.15)
Ülke çok mu kötü ?

Evet.

Yani bari yakında olan iyi ülkere gidin.

Peki.

O kadar da kötü değiliz bence ...

Tabi ya, ben geri tasinayim o zaman, bilmiyordum.
0
fortisvita
(23.02.15)
Herkes tr değil maalesef önüne geleni , teröristi, hırsızı, kaçakçı , sapık , katil, hatta okumuşu bile zor almiyorlar
0
imparatorolmayikolaymisandin
(23.02.15)
ülke kötü değil, eskiye göre bence aynı, iletişim araçları vs gelişti, bir gün beyaz türkler taşrayla temas edecekti ve bu travmalar yaşanacaktı, eninde sonunda..
uruguaya gidilir, latin amerikaya gidilir.
isviçre yakın mı amk? gidilecek kadar ucuz mu amk? biz o kadar zengin miyiz amk?
karadeniz çevresinde savaş olmayan her yere gidilir. o konuda restine rest. balkan da kafkas da güzel, bi bizim ortadoğu yrak gibi.
balkanda yaşayanlar yraamı gelmek istiyor buraya. biranın fiyatını söyle, gelmek isteyen geri kaçar.
0
ismail yk
(23.02.15)
@ismail yk Bu travmaların yaşanacağı konusunda haklısın ama bu derece körüklenmeyebilirdi, daha yumuşak atlatılabilirdi, daha iyi yönetilebilirdi. İç Güvenlik Yasası yerine, adi suçlar, vb. üzerine veya birtakım genel güvenlik önlemlerine yoğunlaşılabilirdi, dönüşüm üzerine akademisyenlerle çalışılabilirdi, yapılabilecek birçok şey vardı. Hala da var. İmam-cemaat ilişkisine dönmeyebilirdi. Gitmek için yanıp tutuşan yine olurdu ama bu kadar çok olmayabilirdi.

Ülke iyi değil, pislik içinde her yanından. Yeni yasalar ve birtakım dönüşüm hareketleri etkisini dünden bugüne göstermiyor ki. Zaman alıyor onların gerçekten ne olduğunu anlamamız ve hissetmemiz. Haliyle ileride etkisini gösterecek şeyler de o kadar iyi görünmüyor. Daha kötü durumda ülkeler de var ama bizim de kötüleşme ivmemiz sağlam. Hiçbir ülke de kolay kolay sana kollarını açmıyor. Nitelikli veya niteliksiz oluşun da çok fark etmiyor.

Ülkedeki yabancılar daha şanslı, çünkü geldiklerinde tam olarak ne olup bittiğini anlamıyorlar. E misafirperveriz de, ooh, mutlu mutlu yaşıyorlar. Ilıman ve ucuz ülke, insan ne isteyebilir ki gittiği yerden. Daha sonradan anlıyorlar anyayı konyayı.
0
aychovsky
(23.02.15)
ülke çok kötü.

rus ve balkan vatandaşları gelince genelde turistik bölgelere yerleşiyorlar. politikayı da takip etmedikleri için güzel gözüküyor.

ben almanyadayım 1.5 yıldır. ingilizce konuşulan memlekette yaşıcan aga. bi de isviçre demişin. o daha bi kasış.

ya da multicultural memlekette yaşıcaksın ki kolay adapte olasın. bkz. amerika

ha bi de arkadaş demişki ruslar geliyo çünkü paramız boktan gelip burdan ev kapatıyolar. element uydurma dostum. şurda iki ülkenin ekonomik yaşam koşullarını sıralasam atı arsayı satar gider ekaterinburga basarsın.
0
KidLazer
(23.02.15)
Ülke kötü ve bir o kadar da vasat. Türkiye Cumhuriyeti vasatlık üzerine kurulu bir ülke. Ama daha önce bu kadar büyük bir kutuplaşma yoktu. Koalisyon dönemlerinde farklı fikirler de yaşayıp sistemden nemalanıyordu. Şimdi güç tek bir parti elinde toplandı.

Tabi kürtler, aleviler, sosyalistler için değişen bir şey yok. Onlar zaten her zaman sakıncalı piyade.
0
maxim gorki
(23.02.15)
(2)

TEM trafigini atlatmak icin kacta uyanmam lazim ?

charlotte blanc
https://www.google.com/maps/dir/Karaaga%C3%A7+Mh.,+G%C3%BCn+I%C5%9F%C4%B1%C4%9F%C4%B1+Konaklar%C4%B1,+T%C3%BCrkiye/Mega+Center,+Bayrampa%C5%9Fa%2F%C4%B0stanbul,+T%C3%BCrkiye/@41.0583586,28.7088199,12z/data=!4m13!4m12!1m5!1m1!1s0x14b5590c318983b1:0x9ed8816587080fd9!2m2!1d28.60761!2d41.089821!1m5!1m1!
www.google.com!4m13!4m12!1m5!1m1!1s0x14b5590c318983b1:0x9ed8816587080fd9!2m2!1d28.60761!2d41.089821!1m5!1m1!1s0x14cab07be3534bd1:0xa2481ab3855433db!2m2!1d28.891639!2d41.051982

su guzergahi kullanilacak. saat 8 de istedigimiz yere ulasmak istiyoruz.

acaba tem otoyolu saat kacta kotulesir ? ona gore yola cikicaz. trafige takilmak istemiyoruz.
0
charlotte blanc
(22.02.15)
7:05'ten önce Bahçeşehir gişelerinden geçmiş olmanız gerekiyor, bu saat de birkaç dakika şaşabiliyor. Servisle deneyimlediğimiz bu. Niyeyse bu saat şaşmıyor hiç. 6:30 gibi çıksanız 1 veya 1.5 saate gidersiniz ama daha geç çıkarsanız gecikirsiniz.
0
aychovsky
(22.02.15)
6:00 veya biraz daha erken çıkarsan çok az bir trafik görürsün. 6:30 da çıkarsan geçmiş ola.
0
buenas
(22.02.15)
(22)

bu kadın güzel mi sizce?

nickimi yermisin
iranlı kadınların 100 yıllık güzellik anlayışını gösteriyor bu ama çoğu çarşafsız anlamadım gitti :/ sonradan mı oldu acaba bu?https://www.youtube.com/watch?v=G7XmJUtcsak
iranlı kadınların 100 yıllık güzellik anlayışını gösteriyor bu ama çoğu çarşafsız anlamadım gitti :/ sonradan mı oldu acaba bu?

www.youtube.com
0
nickimi yermisin
(22.02.15)
ben daha güzelim.
0
ron dennis
(22.02.15)
evet bence baya güzel
0
sta
(22.02.15)
ne sonradan mı oldu? soruyu anlamadım. eskiden açıklardı şimdi neden kapalıları mı soruyorsun? eğer öyleyse 1979 İran İslam Devrimi.
0
sheridans
(22.02.15)
@sheridans evet aynen onu soruyorum :)
0
🌸nickimi yermisin
(22.02.15)
diğer soruya cevap; kadın oldukça güzel bence.
0
sheridans
(22.02.15)
(bkz: persepolis)
0
late viper
(22.02.15)
makyajsız hali çirkin bana göre.
0
false pretension
(22.02.15)
Çirkin bir kadın değil bana göre ama cok daha guzel olan iranli kadinlar taniyorum ben.
0
fraise
(22.02.15)
evet sonradan. devrimden önce iran kadinlari gayet acik ve rahatti.

iranli bir tanidigim bizim su anki durumumuzun da onlarin o zamanki durumuna benzedigini söylemisti
0
kucukharfler
(22.02.15)
Çok güzel
0
ground
(22.02.15)
fraise +1. cırkın degıl guzel ama cok daha guzel ıranlı kadınlar var.
0
camene87
(22.02.15)
kadın bana ortalama güzellikte göründü. lakin videoyu kuzey avrupalı biri izlese büyük ihtimal bu kadını çok güzel bulurdu. kişinin büyüdüğü coğrafyaya bağlı olarak değişiyor çünkü beğenileri. herkes kendi bulunduğu çevredeki alıştığı, bildiği tiplerden sıkılıyor. farklı güzellik arayışlarına giriyor. en azından şu ana kadar benim karşılaştığım örnekler hep bu yönde oldu.
0
köstebek kurabiye
(22.02.15)
Iran devrimini okumani tavsiye ederim,kapanmak zorunda birakiliyorlar.

Kadin makyajsiz cekici ve guzel degil ama makyajli cok guzel. Yuzu makyaja cok uygun ve notr.
0
pinkpeony
(22.02.15)
güzel
0
silver apple
(22.02.15)
hoş hatun ama tipim değil :p

yalnız ben sabrina'ya takıldım, kadının adı mı o? sabrina diye iranlı mı olur be?
0
der meister
(22.02.15)
fraise + 1
Güzel bir kadın ama çok daha güzelleri mevcut. Aslında böyle olması daha iyi. Diğer iki videoda da dünya güzelleri yok ve bu da iyi aslında. Bir kadının güzel görünebilmek için saç ve makyaj modasının dönemlere ayrılmasını, fena olmayan ama bir o kadar da sıradan bir kadın üzerinden anlatması iyi olmuş.

Önceki dönemde açıklardı, o yüzden "Türkiye İran mı oluyor", "Türkiye Malezya mı oluyor" tartışmaları başladı.
0
aychovsky
(22.02.15)
kalbimi titretmedi.
0
mesglsn sanirm bn yatiyrm
(22.02.15)
çenesi hariç güzel bence.
0
mattiadestro
(22.02.15)
ilizyon.

normal hali son derece sıradan, makyajla güzelleşiyor.
0
air
(22.02.15)
Güzel kadın. Güzel kadınların %80'inin makyaj ile güzelleştiğini varsayarsak makyajla güzelleşmesi benim için bir sıkıntı yaratmıyor.
0
angelus
(22.02.15)
evde 7*24 makyajlı dolaşacaksa; güzel
0
psmstc
(22.02.15)
kadın güzel, sonda çıkan koreli de güzel, hepiniz güzelsiniz, bütün kızlar güzel..
0
ismail yk
(22.02.15)
(5)

aynı alana sahip ama en fazla hacimde olma

evc
arkadaşlar bunu kullanarak pratikte bi uygulama elde edebilir miyiz?
arkadaşlar bunu kullanarak pratikte bi uygulama elde edebilir miyiz?
0
evc
(21.02.15)
ron dennis
(21.02.15)
ron dennis + 1
Biz bunu depolamada kullanıyoruz. Elimizde birtakım maddelerin kapladığı alanlar var, en çok madde ve malzemeyi depoya sığdırmamız gerekiyor ama alan belli. (gerçi orada hacim de belli ama kullanılan hacmi enbüyüklemeye çalışıyoruz)
0
aychovsky
(21.02.15)
düşünüyorum da, iki geometrik şekili karşılaştırarak bunu yapacağız. o zaman aynı şekil bi yükseklikleri farklı olacak? var mı başka türlü karşılaştıracağım şekiller.
0
🌸evc
(21.02.15)
Şöyle bir şey olacak sanırım. Dikdörtgen prizma için
max v=abc
st
2(ab+ac+bc)=k'da k bir sabit ve v'de enbüyüklemeye çalıştığımız şey oluyor. Amacımız hacmi en büyükleyecek a, b ve c değerlerini bulmak. Lagrange multiplier bunun üzerinden kuruluyor.
0
aychovsky
(21.02.15)
aychovsky+1
0
earthsea
(21.02.15)
(9)

Düzgün konuşamayan insana öneriler

cemlemikonusuyorsun
Türkçe cümle kurarken vs. zaman zaman düzgün kelimeleri seçemiyorum. Aklıma gelmiyor kelimeler. Çok düşünüyorum. Kitap oku vs demeyin yeteri kadar okudum. Ilacım ne sizce?
Türkçe cümle kurarken vs. zaman zaman düzgün kelimeleri seçemiyorum. Aklıma gelmiyor kelimeler. Çok düşünüyorum. Kitap oku vs demeyin yeteri kadar okudum. Ilacım ne sizce?
0
cemlemikonusuyorsun
(21.02.15)
dün en son tedbir diyemedim asla gelmedi aklıma oysa ne kadar basit bişey. son aylarda oluyor bana bu, konuşurken kelimesini bulamıyorum. ilacı yoktur bence belki dönemliktir, belki b12 sıkıntısı vardır.
0
mula
(21.02.15)
Bende uzun zamandır var ya
0
🌸cemlemikonusuyorsun
(21.02.15)
Faha önce nörolojik bi problem yaşamıştım. Doktor ilerde sara hastası olabileceğimi söylemişti. Alakası olabilir mi?
0
🌸cemlemikonusuyorsun
(21.02.15)
bir arkadaşımda aynı durum vardı. disleksi var sanırım doktora gitmem lazım demişti. disleksiyi bir araştır istersen.
0
Heathcliff
(21.02.15)
olabilir tabi, daha önce nörolojik problem yaşamamış olsanız bile nöroloji ile alakalı bir durum olabilir.
bu tarz durumlarda hemen gideceksiniz ki ilerleyen bir durum varsa erken müdahele edilebilsin diye.
ne olur bilemem ben bilemem tabi ama doktora gitmenizde fayda var.
0
neferkitty
(21.02.15)
durum bende de var gibi. bazen kelimeler aklıma gelmıyor, bazense kelimeyi telafuz etmekte zorlanıyorum. derdimi efektif şekilde anlatamıyorum, seri ve akıcı konuşmada zorluk çekiyorum.
0
asama
(21.02.15)
Aynısı bende de var. seri ve akıcı konuşamam kelimeler aklıma bir türlü gelmiyor. 1 dakika boyunca konuşamam mesela takipteyim.
0
komando kani var bende
(21.02.15)
Bol bol okuyun'un ötesinde bol bol yazın. Bence okumaktan çok yazmak etkili oluyor. Kullanılan kelimeyi unutmak daha zor oluyor çünkü. Kitapta "müşkülpesent" sözcüğünü okuyunca insan unutabiliyor ama kişinin kendisi bir kere kullanınca yerleşiyor ve bir sonraki kullanıma hazır oluyor. Hatta ben de yapayım dediklerimi.
0
aychovsky
(21.02.15)
Arada bana oluyor bazen heyecan mi yapıyorum nedir kelimeyi doğru söyleyemiyorum mesela dün anneme eyeliner diyeceğim diyemedim ya la.
0
indescribable
(21.02.15)
(14)

kiralayacağınız dairede en çok nelere dikkat edersiniz?

bitersin
İnternetten araştırırken değil ama, seçtiniz ilanları evi görmeye gidiyorsunuz sizin için hangi hususlar çok önemli? Teşekkürler
İnternetten araştırırken değil ama, seçtiniz ilanları evi görmeye gidiyorsunuz sizin için hangi hususlar çok önemli?
Teşekkürler
0
bitersin
(21.02.15)
rutubet var mı
banyo mutfak ne durumda
pencereler ne durumda
zemin kaplaması iyi durumda mı
0
nilmiye
(21.02.15)
Güneş görüyor,
Ulaşımı kolay mı
0
murtiii
(21.02.15)
Su basıncı! Hep unutulur ama çok önemli bi detay, evde iki musluk aynı anda çalışmaz mı arkadaş ya..
0
hakmut
(21.02.15)
banyo tuvaleti akıyor mu..
prizler ne durumda..
0
dokuzonbeş
(21.02.15)
Nem var mı, musluklar çalışıyor mu, pencereler açılıp kapanıyor mu, (buraya kadar nilmiye ile aynıyız), kombi ne durumda, en az bir tarafı güney cephesinde mi ya da kuzey cephesinde odası var mı (kışın yakıt masrafını oldukça düşürüyor odaların güneye bakması, hem de sıcak oluyor), internet çekilebiliyor mu, dolmuş-otobüs duraklarına yürüme mesafesinde mi, bu yürüme mesafesinde yokuş varsa eşek osurtan cinsten mi, binanın yaşı kaç, depremde gidecek gibi mi; bunlara bakarım.
0
aychovsky
(21.02.15)
ev içinde olabilecek şeylerden bahsedilmiş hep. bunlar çok önemli tabi ama imkanın varsa komşularının nasıl insanlar olduğunu öğrenmek de önemli bence. ses, gürültü, kavga vs varsa evden soğutabilir insanı.
0
Heathcliff
(21.02.15)
yukarıdakilere ek olarak gider kokusu da önemli. ev uzun süredir kullanılmadı koku olması normaldir gibi söylemlere inanmamak lazım.
0
opium
(21.02.15)
kolay ısınıyor mu, ulaşım imkanları nasıl, rutubet var mı,güneş görüyor mu
0
alaimisema
(21.02.15)
Ses yalıtımı
0
empat
(21.02.15)
rutubet
tesisat (o anda anlayabildiğim kadar)
temizliği (boya, kırık dökük vs)
apartmanın depreme dayanıklılık durumu (rapor hazırda varsa görmek istiyorum)
apartmanın sakin durumu (hakkaten sakinler mi?)
merkezilik ya da toplu taşımaya yakınlık
odaların şekilleri (eşya yerleşimi için)
ev sahibinin karakteri (bir ev sahibimden çok çekmiştim, oç psikolojimi bozdu)
0
loveinaflipbook
(21.02.15)
* pencereleri acip disardan ne kadar ses geliyor? cok onemli yazin pencere acamama durumu olabilir
* evin baktigi cephe
* mantolama var mi?
* ara kat mi?
* duvar tavan koseleri ve petek altlarinda boyada kalkma var mi yada boyada renk farkliligi var mi? rutubet nem isaretidir.
0
crucio
(21.02.15)
kesinlikle tuvalet olayı önemli. en son ayrıldığım evde afedersin yukarıdaki katlardan büyük abdestini yapanların patır patır düşen .oklarının sesini duymaktan gına gelmişti. boruya s mi koymamışlar ne ve iğrenç koku oluyordu. ama baksan ev güzel ve genişti. iğrenç bir durum. bunun garantisini alacağım bir daha eğer ev alırsam veya kiraya çıkarsam....
0
burya
(21.02.15)
alt ve ust komsularla konus mutlaka gecmiste ne sikintilar olmus ozellikle tuvalet banyo konusunda
0
jedilance
(21.02.15)
*Duvarlarda rutubet izleri var mı, yeni boyandıysa dokunarak kontrol.
*Böcek + fare izi emaresi var mı? fare dışkısı var mı?
*Günün hangi saatinde nereden, nasıl güneş alıyor?
*Pencere ve kapıların durumu ne, ne kadar yıpranmı, çürüme var mı?
*Pencere ve balkon kapılarının kenarlarından rüzgar giriyor mu? Giriyorsa macun vs ile kapatılabilir mi yoksa değişmesi mi lazım?
*Hayat biçimime uygun ulaşım ve lojistik imkanlar. Market, hastane, eczane, fırına uzaklık.
*Komşulardan ileride bana ciddi sorun yaratabilecek olan var mı?
*Su tesisatı kontrolü. Tesisatta nasıl boru kullanılmış, durumu ne, dış ekipmanları ne kadar sağlam. Yeterli basınç var mı? Merkezi su dağıtımı varsa bununla bağlantı nasıl, depo varsa durumu ne?
*Elektrik tesisatı dkontrolü. Tesisat nasıl planlanmış, sigorta ve priz değişimi yeterli mi? Toprak hattı çekilmiş mi? Hangi parçası ne akdar akım kaldırır, kaçlık kablo kullanılmış
*Yukarıdaki dairenin ıslak zeminlerinin bulunduğu yerlerde herhangi bir rutubet izi ayrıca kontrol edilmeli.
*Isıstma sistemi nedir, merkezi ise petekler çalışıyor mu? Onarım gerekli mi? Kombi ise sıcak su ve kombi testi.
*Telefon hattı var mı, yakında uygun port var mı? adsl veya vdsl bağlatamayacaksam saray olsa olmaz.
0
rygard
(21.02.15)
(7)

Türkiye ve nitelik

dokuzeylul
Türkiye'de genel olarak herşeyimizin uyduruk, baştansavma, niteliksiz oluşunu neye bağlıyorsunuz? Bunun Türk olmakla hangi noktada ilintisi olabilir? Kalitesizlik nerede start almış olabilir?
Türkiye'de genel olarak herşeyimizin uyduruk, baştansavma, niteliksiz oluşunu neye bağlıyorsunuz? Bunun Türk olmakla hangi noktada ilintisi olabilir? Kalitesizlik nerede start almış olabilir?
0
dokuzeylul
(21.02.15)
want2die'a katılıyorum ama biraz daha derine, hatta eskiye gideceğim. Belki de saçmalıyorum ama göçebe kültürün buna etkisinin olduğuna inanıyorum. Konar-göçer topluluklarda konakladığın yeri bir daha görmeyeceğin için oradan ayrılırken "bal dök yala" şeklinde bırakmıyorsun, orayı sahiplenip yeterince temizlemiyorsun. Toparlandıktan sonra yalapşap bir temizlik yetiyor. Genelde konar-göçerşer bu şekilde yaşıyor. Bu yüzden hala yerleşik topluma adapte olamadığımıza inanıyorum. Benim çocukluğumda ailem köy öğretmeniydi ve evlerde tuvalet yoktu, eline ıbrığı alan ya daha önceden kazınmış bir deliğe ya da çalılara giderdi. Hani Avrupa için "Bilmemkaç yüz yıllık şeyleri ne güzel korumuşlar. Burada olsa dağıtırlar"ın kökenini buna bağlıyorum. İlk yerleşenlerin kültürü biraz yumuşasa da hala devam ediyor, insanların ruhu yerleşmiş değil. Bulunduğu yere zarar verme kültürü devam ediyor gibi. Hala çoğu insan elindeki çöpü yere atıyor örneğin.

Temizlik ve koruma ile başlayan bu sürecin 80'lerden sonra hayali ihracatlardı, işini yarım yamalak yapan birtakım insanların da "Özal zengini" olması ile çok ivmelenmesi de var. Örneğin, Ali Ağaoğlu'nun "O dönem herkes deniz kumu kullandı, çok normal bir şeydi. Ben de kullandım. Ne var ki bunda" diye bir demeci var. O dönemin modası "az iş, çok para" idi yoğun olarak. Haliyle, senin işi düzgün yaparken canın çıkınca ve bunun karşılığını alamayınca, özellikle devlet memurlarında bir "İşi kolay yapsam da zor yapsam da aynı parayı alıyorum, neden kendimi zorlayayım ki" kafası oluşuyor. Ortada düzgün işleyen denetim mekanizması da yok. Denetim mekanizması da aynı kafada çünkü, büyükler onu öğretti ona.
0
aychovsky
(21.02.15)
hukuka, adalete inanmamak bir sebep olabilir buna. insanlar nasılsa toplumun tamamı böyle diye "şimdi işi düzgün yapsam bile başkası gelecek 2 dakikada baştan savma yapıp geçecek ve aramızda ki fark ortaya çıkmayacak. salla gitsin" mantığıyla düşünüyor. buna bir de arabesk kültür de eklenince gösteriş ön plana çıkıyor ve kof , niteliksiz işler toplumun tamamına sirayet ediyor.
0
desktopu
(21.02.15)
belli bi yerde başladı demek zor olur lakin osmanlı devleti zamanında başlayan çürüme, adam kayırma, liyakata önem vermeme gibi konular memleketi iflas ettirmişti hem ekonomik hem sosyal açıdan. bu tür durumlardan çıkmanın tek yolu dünyanın her yerinde toplumsal birlikteliktir. biz bunu bile %100 gerçekleştiremedik ancak cumhuriyetle birlikte bir nebze de olsun toparlandık. gel gör ki o da çok sürmedi sadece bir geçiş dönemi gibi oldu ancak o kadar kısa sürdü ki hiçbir yaraya merhem olmadı. sonra yine başa döndük. toplumsal birlikteliği sağlayıp gerekli hesaplaşmaları yapmadıkça da bu böyle devam edecek ne yazık ki.
0
bay b
(21.02.15)
Bir iki cümleyle cevap verilecek bir soru değil ama en kısa anlatımı sanırım şu:

Biz düşünme özürlü bir milletiz. ( Bunun en belirleyici nedeni; ümmetçilik geleneğimiz bana göre)
Algı aralığımız düşük. ( Beslenme, yetiştirilme ) Bağlantılı olarak umursamıyoruz (empati) umursamadıkça da umursanmıyoruz. Sonra "sen mi kurtaracan/enayilik" vb kavramlar yerleşiyor falan filan...

Şimdi yazarken başka ülkeleri düşündüm. Çok yakından olmasa da tanıma fırsatı bulduğum bizim ayarda bir ülke olan Hindistan mesela. Biz ekmek yere düşünce öpüp başımızın üstüne koyuyoruz ya, onlar eğitim araçları için aynı şeyi yapıyorlar. Şu anda bilişim ve tıp konusunda oldukça büyük farklar yarattılar.
Eğitim çok önemli. Daha önemli olan; düşünebilen, kendi karar verebilen bir toplum olabilmek.
Öğretmenler, anneler, babalar çocuklarına karar verme hakkı tanımalılar. (Sosyal mesaj değil valla, rica-tavsiye :)
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(21.02.15)
bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak gibi kötü bir huyumuz var. bu da sebeplerinden biri olabilir.
0
sen olmayan cocuk benim
(21.02.15)
disiplin toplumu diye bir sey var. türkiye modernleşmeyi, batıda oldugu gibi deneyimlemedi. bu durumda, toplum modernitenin hızarından gecemedi. bu sebeple bize özgü degil aynı sorun, batı dışı modernleşme deneyimlerinin hepsi, hindistan, güney amerika ve afrika da aynı durumda.
0
jaygatsby
(21.02.15)
Yemek yapmayı bildiğin halde seni değil de eşeğin tekini askeriye kantinine koyarlar. Neden? Çünkü adamı. Devlet bildiğin akraba şirketi gibi. kendi adamlarını kendi memleketlilerini tutuyorlar.

Birde cahillik. Aşırı dozda cahillik. Bilmediği halde haklı çıkma çabası. Ve bu uğurda her türlü piçliği yapma. Genlerde var.
0
cetoxim
(21.02.15)
(5)

Sevgilisinin omzuna başını koymuş kız neden beni gözleriyle yiyor?

ermanen
metrodayızkız oğlanın omzuna başını koymuşoğlanın gözleri kapalıkız gözlerini dikmiş bana bakıyor
metrodayız
kız oğlanın omzuna
başını koymuş
oğlanın gözleri kapalı
kız gözlerini dikmiş
bana bakıyor
0
ermanen
(21.02.15)
cüzdanını çalıp seni bel altı bıçaklayacaklar.
0
rygard
(21.02.15)
Dayanılmaz şekilde yakışıklısındır.
0
teoridefeminist pratiktegeysa
(21.02.15)
Sana bakıyordur ama seni görmüyordur. Baktığı yere denk gelmişsindir. Bir şeyler düşündüğümde hep ortaya bir yere bakarım ve düşündüğüm şeye göre de mimiklerim değişir. Baktığım yerde birilerinin denk geldiği oluyor. Kaç kere "Biz az önce kesiştik" ya da "Ne bakıyorsun dik dik" diye gelen oldu ama aslen baktığım yerdeki insanların varlığının farkında bile olmuyorum.
0
aychovsky
(21.02.15)
Belki sevgilisi yanında diye kafasını öne eğme gereği duymuyordur
Daha rahat hissedip etrafa bakabiliyordur.
Gülücüğe odaklan
0
sadegazoz
(21.02.15)
Başının yanından camdan dışarı bakıyordur sana değil. Ben otobüste ayakta dururken ve camdan dışarı bakarken çok olmuştur bana bakan. Bana baktıklarını fark ettiğim zaman onlara baktığımı sandıklarını fark ediyorum.
0
kaymaktutmayansicaksut
(21.02.15)
(11)

Bu duygunun ismi nedir ?

top_secret
Merhaba yine saçma bir soruyla karşınızdayım.Şimdi 3-5 aydır tanıdığım bir kız var. Ben bunu ilk gördüğümden beri kendimi bir tuhaf hissediyorum. Benimle konuştuğunda, bana bir şey sorduğunda sanki dünyalar benim oluyor. Beni takmadığın da çok üzülüyorum. Bazen benle dalga geçtiği zamanlar oluyor am
Merhaba yine saçma bir soruyla karşınızdayım.

Şimdi 3-5 aydır tanıdığım bir kız var. Ben bunu ilk gördüğümden beri kendimi bir tuhaf hissediyorum. Benimle konuştuğunda, bana bir şey sorduğunda sanki dünyalar benim oluyor. Beni takmadığın da çok üzülüyorum. Bazen benle dalga geçtiği zamanlar oluyor ama bu anlar bile beni çok mutlu ediyor. Gecenin köründe arasa yardım et dese hiç düşünmem koşup giderim ki bunu başka kimse için yapmazdım hiç.

Ben niye bu kıza karşı böyle hissediyorum ki ?

Aşk filan değildir dimi ?

Edit: yazdıklarımı okudum da çok yüzeysel yazmışım. o yüzden siz yazdıklarımı 5 le 10 la filan çarpın lütfen
0
top_secret
(21.02.15)
başkan aşıksın işte neyin inkarı bu :)
0
the game
(21.02.15)
seks
0
emm
(21.02.15)
Aşik olmak uzeresin desem o da kurtarmaz.
aşk iste. Daha ne olacagidi.
0
rayde
(21.02.15)
Dümdüz aşk. Ansiklopediye baksan tanımında senin anlattıkların yazar.
0
aychovsky
(21.02.15)
aşıksınnn arkadaşşşş...
0
demesi kolay tabii
(21.02.15)
Ay tam aşk. Ne güzel heyecanlar arkadaş ya. Hayırlı olsun.
0
oranjlaturanj
(21.02.15)
var kuvvetli hisler de aşk mı bilemem tabi. Ama sağlam bu hisler
0
indescribable
(21.02.15)
sevgili olabilirsen ve hislerin aynı doğrultuda devam ederse aşık olmuşsun derim.
0
Heathcliff
(21.02.15)
mesglsn sanirm bn yatiyrm
(21.02.15)
5 ile 10 ile bölsek bile aşık olmuşsun sen -.^
0
kamuran
(21.02.15)
öğrencisin , ilgi çekmeyi ve ilgi göstermeyi aşk sanacaksın.
derslerinde başarılar. ailene yazık.
0
victim35
(22.02.15)
(29)

tereyağını nasil yiyebiliyorsunuz?

fraise
Bana tadı ve kokusu cok agir geliyor ama saglikli olduğu icin alismak istiyorum. Bir kere aldim, sadece pilavlarda ve birkac corbada kullandim ama hicbirini rahat rahat yiyemedim. Simdi mecburen pilavlarda margarin kullaniyorum, geri kalan tum yemekler zeytinyağlı. Benim aldigim cesidinde mi bir so
Bana tadı ve kokusu cok agir geliyor ama saglikli olduğu icin alismak istiyorum. Bir kere aldim, sadece pilavlarda ve birkac corbada kullandim ama hicbirini rahat rahat yiyemedim. Simdi mecburen pilavlarda margarin kullaniyorum, geri kalan tum yemekler zeytinyağlı.

Benim aldigim cesidinde mi bir sorun vardi acaba? Siz hangi marka veya yöreye ait tereyağını kullanıyorsunuz? Tadini gerçekten seviyor musunuz?
0
fraise
(19.02.15)
Hakiki köy tereyağı alıyoruz.
Çok fazla kullanmadiysan ağır değil en azından margarin kadar değil.
Tabi bunlar hep damak tadı.
Neyse her tür yemekte kullanıyoruz biz tadı da bayağı güzel oluyor seviyoruz ailecek.
0
bokmuhendisi
(19.02.15)
sevmiyodum da şu son 1 yıldır baya seviyorum annem falan yapıyo herhalde marka falan değil
0
topraam
(19.02.15)
Margarin yemeyin tereyağı şart değil sıvı yagla da gayet iyi oluyo pilav margarin berbat bişey çok sağlıksız
0
ayikiz
(19.02.15)
yemekte hiç ama hiç sevmiyorum. kahvaltıda balla, kızarmış ekmekle filan ise çok seviyorum.

trabzon filan gibi köy tereyağlarını seviyorum. sütaş, pınar filan onlar da güzel bence.

dia'dan mı ne almıştık bi kere de kötüydü o.
bi kere de annem köyden getirmişti. bildiğin öldürüyordu kokusu. tadı da tereyağı gibi değildi.

amma döktürdüm. sütaş filan gibi markalar ağır gelmeyecektir bence. denemediyseniz deneyin.
0
supergirl
(19.02.15)
sevmiyorsan zorlamana gerek yok bence
zaten gerçeğini bulmak da zor sanırım
zeytinyağı iyidir iyi.
0
titiraprap
(19.02.15)
bir kere muhlama mıdır nedir ondan yemiştim, resmen tereyağının içinde yüzen kaşar. ama bir yumurta tavası dolusu tereyağından bahsediyorum. o zamandan beri ben de ne tadını ne kokusunu sevmiyorum özellikle pilavda. tiksinti geliyor bak yine ağzımın içi bi hoş oldu niye cevapladıysam sdfasdagas
0
hailtothethief
(19.02.15)
Köyden geldi bana da ama cok kotuydu hakikaten, yiyemedik yani.


Margarin de ayda 1-2 pilavda kullanıyorum sirf bu sebepten. Zeytinyagli pilav hic hos olmuyor.
0
🌸fraise
(19.02.15)
Bana da çok ağır geliyor, her şeye zeytinyağı kullanıyorum. Tüm yemekleri zeytinyağlı yapıyorum. Katı katı yağlar, köyden veya değil, mideme oturuyor. Kahvaltıda bile nadir kullanıyorum.
0
aychovsky
(19.02.15)
pilav ve mercimek çorbasında kullanıyorum sadece. margarin yerine kullanılıyorsa ölçünün daha az olması gerekiyor çünkü tadı margarine oranla çok yoğun. sek marka kullanıyorum. organik ya da x yöresine ait diye satılanları çok pahalı çünkü.

ve evet, margarin tüketmeyin lütfen.
0
blodeuwedd
(19.02.15)
bn hiç yiymezdim önceden şimdi ise sadece yumurta ile yiyebiliyorum, marketten pınar organik alıyorum tadı güzel bence.
0
neferkitty
(19.02.15)
vay anasını, 'tereyağını sevmemek' diye bir konu mu varmış? tat yok ki, ye gitsin işte.
0
neil manke
(19.02.15)
Vakfıkebir cidden çok iyi ağızda eriyor gerçek bir yağ diyebilirim.Ayrıca yağ denilen şey nutella değil ki kaşıkla yiyesin ya da bıçağınla bir sürümlük alıp ağzına götürüp hemencecik yutasın o zaman ağzında olan tadı çok kötü olur, şahsen sevmen seveni de görmedim.

Tereyağ yardımcıdır, kızarmış ekmek üzerine beyaz peynir, sonra tereyağ sürün sevdiğiniz bir reçele banın ve öyle yiyin(çilek reçeli harika oluyor) bu tarz farklı kombinasyonlar deneyin kahvaltıda yemek için.Diğer bir yöntemse yumurta yaptınız sahanda diyelim ocaktan aldınız halen biraz sıcaklık varken üzerine tereyağ koyun hem yavaşça eriyecek ve yumurtaya karışacak hemde çok başka bir lezzet verecek.
0
vosvos3131
(19.02.15)
bize köyden geliyor. kokusu yok.
0
silver apple
(19.02.15)
Vosvos, kahvaltida sekerli seyler yemem zaten pek. Sadece pilavda kullanmak icin aldim; olcusunu de az tuttum ama gercekten cok kotu kokuyor ve agir geliyor.
0
🌸fraise
(19.02.15)
tereyağı ile büyümeyen insanlara kokuyormuş gibi geliyormuş (bikaç kişiden duydum) yoksa bize kokmuyor. her yemeğe, börektir kurabiyedir baklavadır her türlü hamur işine koyuyoruz. sabah kahvaltıda ekmeğe sürüp yiyoruz. pek severiz ailecek.
0
kakao
(19.02.15)
@fraise ya açık bir şekilde demem gerekirse köyden gelme ürünleri ben yiyemiyorum,iğrenç geliyor bana belki en saf en temiz hali o ama alıştık bir kere işlenmiş gıdaya... Köyden geldiyse tereyağ için kullanılan süt keçi-manda sütü olabiliyor bu sütler hoş olmayan ağır bir kokuya sahip ondan size ağır gelebiliyor olabilir hangi süt olduğunu bilmek gerek.Şahsen keçi sütü bana inanılmaz kötü geliyor kusturacak kadar hemde
0
vosvos3131
(19.02.15)
Varsa vakfikebir . Yoksa pinar.
0
photo85
(19.02.15)
Pinar ustune de visne receli suruyorum. Ama tereyagini dolaptan cikardigim gibi suruyorum erimesini bekleyince hos bi goruntu olmuyor recelle
0
condom kurşunu
(19.02.15)
ben tereyağı yiyorum ama sadece marketlerde satılan bilindik markalarınkini hani bildiğimiz margarin ambalajlarında olanları.

yok köy tereyağıymış yok bilmemneymiş kokusuna dahil tahammülüm yok.
0
killerbee
(19.02.15)
köyden geliyor.
oturup sadece tereyağı yiyebilirim kaşık kaşık, öyle seviyorum.
ama markette satılanları yemem. yani yerim de keyif almam.
0
sckxyss
(19.02.15)
Tereyagsiz bir hayat dusunemiyorum, ölürum terayagi icin o derece seviyorum, antebin en sevdigim yanlarindan biri bu, bildigin hakiki tereyagi var marketlerde, onunla ilk defa yumurta yaptigimda parmaklarimi da yiyecegim diye korkmustum, o marketlerdeki paketli terayaglari, pinar falan hikaye, onlar da margarinle karisik cunku
0
balpolen
(19.02.15)
Margarinle ilgi yapılan basit deneyi (hani o bir ağacın altına bırakmışlar margarini bir sene öylece durmuş bozulmamış çürümemiş böceklenmemiş)işte bunu okuduktan sonra doğal olan bütün yağlar kabulümdür dedim 13 senedir margarin almıyoruz bu arada zeytin yağının da hastasıyım içerim o derece :)
Olay tamamen alışmaya bağlı alıştıktan sonra uvv çok güzelmiş diyeceksin
0
esmeralda
(19.02.15)
zeytınyagına devam et. salla margarını onu bunu.
0
bryan fury
(20.02.15)
Ben yarın sabah spor öncesi kahvenin içine katıp o şekilde tüketmeyi düşünüyorum.
0
angelus
(20.02.15)
Ben de sevmiyordum ta ki pervinle tanışana kadar, bim'den pervin marka tereyağı alın deneyin bi :)
0
ekaterina
(20.02.15)
ben de sevmiyorum sebebi ayni, kokusu, ama yemek icerisinde falan fark etmiyorum
0
düşünüyorum öyleyse vurun
(20.02.15)
bu arada margarinin bozulmama olayı doğrudur çünkü margarindeki bağ yapısı ile doğal yağlardaki kimyasal bağ yapısı çok farklı, margarin doğal olmadığı için de doğada ondaki bir takım bağları sindirecek bir enzim henüz dünyaya gelmedi.
bunun insanlardaki önemi de kalp ve damar hastalığı demek.

tereyağında bu risk yok.

ancak trans yağ asitleri ve palmitik yağlarda var, palmitik yağ da pek çok ambalajlı üründe var etiketi okumanız yararlı olur. (bitkisel yağ) diye de geçiyor.
0
neferkitty
(20.02.15)
Ben kahveye bile koyuyorum. Gerçek tereyağı mı kullandığın, emin olmak lazım.
0
arnold schwarzeneger
(20.02.15)
Arnold ve angelus asmissiniz siz yahu, kahveye tereyağı koymak degisik bir kombinasyon olmus ama ben hayatta icemem sanirim.

Aldigim tereyağınin dogal olduguna eminim, cok agir ve kotu kokmuyor mu yahu?
0
🌸fraise
(20.02.15)
(21)

Hayatınızda en kötü giden şey ne?

vejeteryanvampir
Herkes bir depresyonda, herkesin derdi kendisine kocaman. Tamam da, en çok dert ettiğiniz hangisi, bu hale gelmenizde en büyük sebep nedir, genel başlık olarak bir yazsanıza:a) Aşkb) Para(sızlık)c) Ailevi Sorunlard) Sağlık Problemlerie) İş Problemlerif) En az bunlardan 3üg) HepsiBir de yaşlar kaç? H
Herkes bir depresyonda, herkesin derdi kendisine kocaman. Tamam da, en çok dert ettiğiniz hangisi, bu hale gelmenizde en büyük sebep nedir, genel başlık olarak bir yazsanıza:

a) Aşk
b) Para(sızlık)
c) Ailevi Sorunlar
d) Sağlık Problemleri
e) İş Problemleri
f) En az bunlardan 3ü
g) Hepsi

Bir de yaşlar kaç? Hangi dönemde en çok ne dert ediliyormuş bir bakalım. ;)


Yazanlara da önce Hayyam'dan, sonra Fazıl'dan, en son da benden gelsin: www.youtube.com
0
vejeteryanvampir
(19.02.15)
kariyer.
yaş: 26
0
sen olmayan cocuk benim
(19.02.15)
En az 3 ü. hangisi soylemem.
yas 23
0
rayde
(19.02.15)
a) Aşk
b) Para(sızlık)
c) Ailevi Sorunlar

yas: 28
0
tirt star
(19.02.15)
A, c, d -21
0
equine
(19.02.15)
d

+ a, c

24
0
pinkpeony
(19.02.15)
d ve e

yaş:30
0
arma aski
(19.02.15)
valla okul, psikolojik durum, maddi durum falan aslında canımı sıkan bayağı durum var da karşı cinsle olan ilişkim şu dönemde canımı sıkmıyor değil. komple uzaklaştım o işlerden. kimseyle tanış(a)mıyorum, kimse ilgi duymuyor, onlar ilgi duysa ben mal gibi davranıp uzaklaştırıyorum vesaire. aşırı gergin, sorunlu bi tipim karşı cinsle iletişim konusunda. eskiden böyle değildim. bi tane sevgilimle kötü şeyler yaşadım ondan sonra oldu böyle. hiçbi zaman hiçbi kız beni sevmicekmiş, bi şey yaşamıycakmışız gibi geliyo. çok daha da kötüsü, ben malım. yani birisi beni çok sevse bile tepki özürlüyüm, gösteremiyorum bazı şeyleri. kendi durgunluğum, mallığım yüzünden ömür boyu yalnız kalacakmışım gibime geliyor.

yaş 20. ha "tek derdin kız olsun" deseler "keşke" derdim orası ayrı. okulumu bitirsem, sağlığımı ve kafamı falan yoluna koysam, güzel para kazansam sevdiğim işi yapsam bu kadar bunalmazdım herhalde NİYE KİMSE YOK LAN diye. o zaman olurdu da zaten.
0
der meister
(19.02.15)
Saglik sayilmaz allaha sukur ama saclarim dokuluyor. Inanir misin hayatimda oyle ciddi derdim olmamistk, simdi tek derdim bu. Sebep genetik. Yapabilecegim hic bi sey yok. 22
0
icim urperiyor
(19.02.15)
g, 19
0
yuzır
(19.02.15)
b, d, e

yani f.

yaş: 24
0
blodeuwedd
(19.02.15)
Aşk, 28
0
medusa
(19.02.15)
a.d. 26
0
vonflatline
(19.02.15)
gg/25
0
mza
(19.02.15)
f

yaş: 19.
0
tziras dream
(19.02.15)
hepsi iyi genelde sadece çocuk yapma konusunda ufak bir sıkıntım var. 31 k
0
sta
(19.02.15)
Hayat bana vaykiki vay vay

Edit: 20,5
0
capitatum
(19.02.15)
a) Aşk, şöyle ki çeyrek yüzyıllık olmama 2 yıl kalmıs olmasına rağmen hiç bir şey yok. 0'ın 0'ı resmen. normal genç birinin böyle bir hayatı olmamalı.

onun dışında saydıkların da hiç bir sıkıntım yok. buna da şükür. ama birincisinin yokluğu hepsini gölgeliyor.
0
fransizkalanadam
(19.02.15)
hicbiri.
ama aventadorum yok
o hafif canimi sikiyor hafif.
0
kutsalbok
(19.02.15)
Ask var.
para var. her gun kumarda kazaniyorum, hatun cok zengin daha gecen iphone'um bozuldu diye yenisini aldi.
Saglik problemim yok cok sukur.
Okul diyorum ise, notlarim cok iyi.

Tek derdim yurt disindayim ailemi ozledim.
Yas 20
0
yazdiklarimin hepsi hayal urunudur
(19.02.15)
Sadece b. Bu hale gelmemde bir sıkıntı yok da, yakında geleceğim hal çok iç açıcı durmuyor. Yaş: 31
0
aychovsky
(19.02.15)
b)parasızlık

c'de var, d'de var ama b'yi halletsem diğerleri de daha iyi olur sanki.
yaş 30
0
kedi yavrusu
(20.02.15)
(8)

[felsefe yapmaca] Emrah S.'in "mutluluk" için söylediği cümleye ne dersiniz

matrix
"Mutlu olmak için bir sürü faktörün bir araya gelmesi gerekir. Mutsuzluk için tek neden yeter."adamın kitabındaki bu söz aklıma takıldı da. farklı insanların bakış açılarını merak ettim. bir yanım katılıyor, diğer yanım inandırıcı bulmuyor. katılmayan tarafım bunu "kolay pes etmek" olarak yorumluyor
"Mutlu olmak için bir sürü faktörün bir araya gelmesi gerekir. Mutsuzluk için tek neden yeter."

adamın kitabındaki bu söz aklıma takıldı da. farklı insanların bakış açılarını merak ettim.

bir yanım katılıyor, diğer yanım inandırıcı bulmuyor. katılmayan tarafım bunu "kolay pes etmek" olarak yorumluyor. sorun "mutsuzlukta" değil bizzat kişinin kendisinde de olabilir gibi. o bir neden "hangi konuyla" alakalı ise, tam tersi bir gelişme de sizi mutlu edebilir ki bu da "tek bir neden" olmuş olabilir mutlu olmak için de...

sizler ne düşünüyorsunuz? (lütfen emrah serbes'i burada etkisiz eleman olarak ele alın. onun kişiliği vs sorudan bağımsızdır. bizzat şu netlikte olursak sevinirim: "bu cümleye katılır mısınız? katılmaz mısınız? ve neden?..." )
0
matrix
(19.02.15)
yapmak ve yıkmak gibi olmuş bu cümle

bina yapmak çok zordur, bi çok şey gerektirir yorucudur ve uzun zaman alır, yıkmak ise bi dinamite bakar ve anında toz olur her şey..

bir an için mutluluk değil, hayatta ulaşmayı amaçladığımız mutluluk için uygun geldi bu cümlesi bana
0
emeritus
(19.02.15)
katılıyorum.
hayatının büyük bölümünde mutlu olduğunu söyleyen bi insanı inandırıcı bulmam mesela.. İnsan kolay alışır güzelliğe mutluluğa. Birşeye sahip olmanın mutluluğu 3 maksimum 5 gün sürer daha iyi bi iş daha güzel bi ev vs. ancak her manevi mutlululuk beraberinde yıkım tehlikesi getirir.
hayatımızın büyük çoğunluğu acı elem ve yaşama uğraşı.
0
zenciamacalismiyor
(19.02.15)
Salt mutluluk duygusu açısından baktığımda genel olarak en az 2sebep/ya da değişken görüyorum diyebilirim. O anda mutlu olma eşiği/mutluluğa hazır olma durumu/mutlu olma isteği gibi duygular birinci sebep. Mutluluk veren olay/kişi vb.ikinci sebep. Ama birisi şunu diyebilir; aynı olay karşısında her zaman aynı ve eşit derecede mutluluk duygusuna sahibim. Bunu diyen insan tutarlı mı olur yoksa hasta mı bilmiyorum. Çok acı bir deneyim yaşarken genelde seni mutlu eden bir şeyle mutlu olman mümkün değil bence.
Ama mutsuzluk öyle mi azizim. Mutsuzluk öyle bizdendir öyle bizdedir ki yanına bir yancıya asla ihtiyaç duymaz.
0
suspendline
(19.02.15)
@godoşu beklerken nasılsın tatlım :) umarım afiyettesindir. bilirsin senin yazdığın çoğu şeyi seviyorum.

evet şimdi godoşu beklerken mutlu oldu mu, inceleyelim.
Evet ben onun için bu dünyada bir amaç ya da araç değilim hatta hiçbir şey ve hiç kimseyim. Ancak kim kendisiyle ilgili iyi niyetli cümlelerden/sevgi gösterilerinden ya da abartırsak mesela iltifatlardan hoşlanmaz ki?
Yahu mutlaka hoşlanmayan vardır ama id, ego, süperegoysa buyurun; mutlak surette içinde bir yerler ısınır insanın. Mutluluğun bir şeylere bağlı olmadığını düşünmek bana polyannacılık gibi geliyor. Ama kendi içindeki duygu durumunu göz ardı etmek de aptalca. Bu sebeple iki değişken iki dinamik var diyorum.
Aslında godoşu beklerken böyle bakınca seninle ortak bir penceremiz var.
Mutsuzluk konusunda ise sanırım ben senin kadar iyimser değilim. Yani mutsuzluktan kaçmak ya da mutsuzlukta boğulmak gibi iki uç ayrım yapmadan şunu net bir şekilde söyleyebilirim dozunda mutsuzluk ekmek gibi su gibi bence yaşamımızda. Kaçmak için uğraşanlar vardır elbette ama ben eminim onların bile içinde bir yer mutsuzluğa koşmak istiyordur. Burada aklıma hep damar/bunalım şarkılar geliyor. Bilinçli bir tercih değil midir geceleri oturup eskileri düşünüp acıklı şarkılar dinlemek. Ben yapmam diyenin alnını karışlarım. Zaten ben mutsuzluğu korkunç ya da kötü olarak tanımlamıyorum. Olsun azıcık iyidir.
0
suspendline
(19.02.15)
dawkinsin bu minvalde bir sözü var.
hayatta kalmanın birkaç temel kuralı var, ölü hale gelmek için ise sayısız neden.
misal işte, yemek, su, barınak bulup eş ayartıp çiftleşirsin.
ama yumurtalarını koruyamazsın, neslin tükenir, uçamazsın kaçamazsın neslin tükenir, kıtlık olur yiyecek kalmaz neslin tükenir, kızlar sana bakmaz neslin tükenir... tarihe karışmanın sayısız yolu vardır.
0
ismail yk
(19.02.15)
Pek de katılmadım. İnsanın kişiliğini hesaba katmamış. "Her şey seçimlerimize bağlı" derler; bu çok doğru ama bu seçimleri "Ben mutlu olmayı seçiyorum" gibi saçmasapan bir 3. sınıf kişisel gelişim kitabı cümlesi ile yaptığımızı sanmıyorum. Seçimlerin bizim kişiliğimizle birlikte şekillendiğini düşünüyorum.

zenciamacalismiyor "İnsan rahatlığa kolay alışır" demiş. Doğru ama zorluğa da alışır. İnsanoğlu ne versen alır bence. Ne versen daha fazlasını da ister. Bu ikisi arasında herkesin bir kişisel dengesi var. Bazıları daha açgözlü, bazıları daha kanaatkar olabilir. Bu ikisi bir arada olabilir. Sahip olduklarınla mutlu alıp daha fazlasını için uğraşmak mutluluğun kendisi olabilir. Kendi açımdan temel olmazsa olmazların dışında bir şeyleri kaybetmek anlık mutsuzluktur, bir zaman sonra zaten geçer gider. Bu büyük bir şey değilse yatmadan önce aklıma gelmez bile.

Mutsuzluk için tek neden nedir? Sağlığın yerinde ise, başını sokacak yerin varsa (ve yakın gelecekte olmama olasılığı pek görünmüyorsa), bir iki hayati meselede de sorun yoksa, mutlu olmaması için nedeni yok insanın. Bu demek değil ki sürekli ot çekmiş gibi kafa güzel dolanalım. İnsanın anlık mutsuzlukları olur. Anahtarını evde unutur, parmağı kapıya sıkışır, metrobüse binmek zorunda kalır. Böyle şeyler hep olacak. Eğer mutlu olmak için insanın kişiliği tüm her şeyin mükemmel olmasını bekliyorsa ve kronik mutsuzsa, o ömür harcanmış ve gereksiz yere heba edilmiş bir ömür gibi geliyor bana.

Bu konuda yapılmış çalışmalar gösteriyor ki, insanın ne zaman ne ile ne olduğu kendinde gizlidir. Burada mutsuzluğu ve mutluluğu yaşamdan alınan tatmin düzeyi olarak tanımlıyorlar. Tek sorunu para olan mutsuz bir insanın sorunlarını çözdüğünde, bir süre mutlu oluyor, sonra yeni hale alışıyor ve yeniden mutsuz oluyor. Birçok sorunu olan mutlu bir insan da yeni hale biraz daha uzun sürede alışsa bile alışıyor ve mutlu (tatminli) bir insan olmaya devam ediyor. Sonuçta anlık şeyler dışında, kimsek ona dönüyoruz. Kürkçü dükkanımız orası. Biz değişmeden de mutluluğumuz mutsuzluğumuz değişemez.

Ayrıca hayat tatmininin nesilden nesle fark ettiğini düşünüyorum. Y neslinin aynı şeyle daha mutsuz olduğu da bir gerçek.
Şurada bilimsel olmayan bir makalede Mutluluk = Gerçeklik - Beklentiler diye bir formül var. Beklentiniz gerçeğe göre yüksekse mutsuzsunuz, beklentileriniz düşük olduğunda daha mutlusunuz. Makalede anlatılan ise özetle, Bir Y nesli büyük politik ve ekonomik sorunlarla büyüdüğünden beklentileri az, ama gerçeklik onların beklentilerine göre yüksek olduğundan mutlular. Y nesli ise teknolojik bir bollukla büyüdü, Facebook'ta da milletin mutluluğunu izleyerek büyüyor. Böylelikle gördüğü şeyler kendisinde olmayınca mutsuzluk hissediyor. (Ek bilgi: Buna da bilimsel olarka "göreceli yoksunluk" deniyor). Y nesline ayrıca kişisel gelişim ile ilgili her türlü şey "Sen özelsin, sen bir tanesin. Dünyada senden başka bir tane daha yok" tırıvırıları ile de büyüdüğünden beklentisi kökleniyor. Böylelikle beklenti-gerçeklik arasındaki fark yüksek olduğundan mutsuz bireyler oluyorlar.

Burada erken Y ile geç Y'yi de ayırmak gerek. 1980-1985 arası Y'ler daha çok X özelliği gösterdiklerinden (daha doğrusu X nesli ile geçiş özellikleri gösterdiklerinden) genellikle daha mutlu bireyler. 1990 sonrası ise tipik Y nesli ve genellikle mutsuzluk yaygın. Örneğin, erken Y'ler kendilerini geliştirmek adına farklılaştırırken, geç Y'ler ise birbirine benzemeye çalışıyorlar ve bu açıdan da daha önceki nesillerden daha büyük bir nesil farkı doğuyor.

Ya da şöyle göstereyim. X ve erken Y'lerin büyüdüğü müzik (küresel olarak) metalin altın çağının verdiği enerik bir öfke ve renkli renkli pop müziklerin verdiği titreşim ile büyürken, geç Y'ler grunge gibi daha çok "Hayat ne kadar da dandik", "Yaşamak ne kadar da zor" temalı şarkılarla veya rap, hip hoptan gelen sinirli ama bir o kadar da bunalımlı sözlerle büyüdüler.

Özetle, bu mutluluk nesle de bağlı. Nesil zaten kişiliği de şekillendiriyorlar.
0
aychovsky
(19.02.15)
benim söylediğim bir söz de şudur;

mutluluğun tanımı yok, mutsuzluğun çok...
0
mza
(19.02.15)
Kısmen evet, kısmen hayır.
Şöyle açıklayayım kendimce:
Hani hep derler küçük şeylerden mutlu olmak, işte mesele orada yatıyor. Sizin mutluluk bareminiz nerde?
Tam tersi de "mutsuz" olmak için niçin tek bir sebebi yeterli görüp mutsuzluğa balıklama dalıyoruz. Niye?
Neden o ufacık bir hadise bizi mutsuz etmeye yetiyor ya da biz hemen kendimizi mutsuz/huzursuz/sıkıntılı hisstmeye başlıyoruz. Bence mutsuzluğu getirdiğini düşündüğümüz faktörleri çoğaltmamız lazım. Yani "bugün şu oldu, aaa çok mutsuzum, çok moralim bozuk, çöküntüye girdim" vs.vs.vs. gibi detaylar "1" ile tanımlanmamalı, artmalı. Çok çok sayıda olursa mutsuz olmalı insan, "1" iken değil.
Umarım anlatabildim.
0
gece lampulu
(19.02.15)
(26)

avrupa'daki süpermarket isimlerini yazalım

farrytikki2
migros, kipa tarzı marketler olabilir.(herhangi bir, içinde manav reyonu bulunduran bir market olsa da olur)ingilterede tesco var bildiğim bir tek.diğer avrupa ülkelerinde neler var? rusya, azerbeycan, türki cumhuriyetler vs de olur...
migros, kipa tarzı marketler olabilir.(herhangi bir, içinde manav reyonu bulunduran bir market olsa da olur)

ingilterede tesco var bildiğim bir tek.

diğer avrupa ülkelerinde neler var? rusya, azerbeycan, türki cumhuriyetler vs de olur...
0
farrytikki2
(19.02.15)
fransa'da carrefour var, direkt aklıma o geldi.
0
knight of cydonia
(19.02.15)
danimarka'da netto var.
ek; aldi, fotex, kvickly, irma, kiwi.
0
asisamus
(19.02.15)
kaufland var romanyada.
0
kırmızıgözlüağaçkurbağasıyeşili
(19.02.15)
almanya:
aldi, edeka.
0
hayir bu koyden olsam nolcak
(19.02.15)
Spar, Eurospar, Marks&Spencer, Tesco
0
crown
(19.02.15)
İtalya'da despar
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(19.02.15)
aldi, netto, irma, 7-eleven, dm, fakta, alepa, lidl, prisma, sale, siwa, prisXtra, spar, k-extra, k-market.
0
kulkke
(19.02.15)
polonya'da biedronka küçük oluyor şubeleri. tesco da var.

piotr i paweł var kazıkçı herifler.

Żabka var bu da şok falan tadında bizim.
0
nickimin hakkini veremedim
(19.02.15)
İsveç'te Hemköp, ICA, Netto, Willys, Lidl mevcut. Ayrıca tüm ülke geneline yayılmış Pressbyrån denilen marketler var. Tam olarak süpermarket kavramına uymasa da mini market hesabı.
0
scaramuccia
(19.02.15)
ingiltere: tesco, sainsbury's(salisbury yazmışım 'swh'), asda
0
protector
(19.02.15)
ingiltere

en buyuk ikisi,

Tesco, Sainsburry's

Sonra,

Waitrose, Marks & Sepencer falan
0
cokponcik
(19.02.15)
isviçre'de her yer migros
0
neferkitty
(19.02.15)
rusya'da "okey" var.
0
lesmiserables
(19.02.15)
continente - portekiz.
0
emcekare olmadi einstein olsun bari
(19.02.15)
hafızamı zorladım ama sadece italya'da carrefour ve türkilerde rammar (migros muadili, koç'un sanırım) olduğunu hatırlayabildim.
0
tedirginlik hucresi
(19.02.15)
milano, italya: esselunga, carrefour, billa, lidl, pam, iper, coop

verona, italya: migross

roma: gc

* her sehrin marketleri farkli neredeyse
0
no christ requires
(19.02.15)
milano: auchan

mobildeyim.
0
no christ requires
(19.02.15)
Almanya:
Aldi, edeka, rewe, lidl, real
Başka gelmedi aklıma
0
equine
(19.02.15)
common of demons
(19.02.15)
Fransa: auchan, casino
0
yazmamaya yemin eden adam
(19.02.15)
Almanyaya ek, norma, penny
0
letheavendangered
(19.02.15)
Fransa: Carrefour, uexpress, casino, simply, monoprix, dia, lidl

İsviçre: Migros

Belçika: Aldi

Bunlar bildiklerim.
0
feel the blanks
(19.02.15)
litvanya-letonya : rimi, maxima, iki
0
tirt star
(19.02.15)
İspanya : Carrefour, Hipercor, Eroski, Alcampo
0
cakabo
(19.02.15)
prag'da tesco ve albert
0
ack3000
(19.02.15)
İspanya: Mercadona, Consum ve Opencor
0
aychovsky
(19.02.15)
(9)

iyi insanlar atlarına binip gittiler

seksen9
eskiden çok severdim ben burayı. hemen her duyuruyu okurdum -hatta uzun duyurular favorimdi. şimdi başlıkları okumaya bile üşeniyorum.bissürü insanla tanıştım, çok sevdim. hiç uğramamaya başladılar ama. nicklerin çoğunu daha önce görmedim. zaten istatistikleri de yeni/yedek hesap olduğunu gösteriyor
eskiden çok severdim ben burayı. hemen her duyuruyu okurdum -hatta uzun duyurular favorimdi. şimdi başlıkları okumaya bile üşeniyorum.
bissürü insanla tanıştım, çok sevdim. hiç uğramamaya başladılar ama. nicklerin çoğunu daha önce görmedim. zaten istatistikleri de yeni/yedek hesap olduğunu gösteriyor.
soruların cevabını bilsem bile giriş yapmaya üşeniyorum.

neden böyle oldu ki? neden gittiniz zalımlar?

bi de yokluğunu hissettiğiniz duyurucu var mı? icemint vardı mesela, hesabını kapattı. diğer nickiyle de görmüyorum hiç.
compadrito abinin olayı başka yere bağlayan uzun cevaplarını özlüyorum mesela.
r_u_h'un erkek gözüyle ilişkileri değerlendirmesini özlüyorum.
hatta divit'in gıcık eden bel altı vuran cevaplarını bile özlüyorum.
ek: wraith'i bile özledim lan :/
0
seksen9
(18.02.15)
aynisini sorduk bacim bir süre önce, işte o yanitlar

eksiduyu.ru
0
jaygatsby
(18.02.15)
compadrito'yu ben de çok özlüyorum. benim için iyiliğin timsaliydi o. çok samimi, içten biriydi. gelmiyor buraya artık, keşke gelse tekrar.
barbara herhalde barbara manken olan, ıdonthaveausername bu arkadaşlarda çok iyilerdi, acayip eğlencelilerdi.
0
rock n roll
(18.02.15)
Onların yokluğunu mea maxima ile telafi ediyoruz.
0
firez
(18.02.15)
Saydigin nickleri okuyunca tanidik geldiler. Hepsi mi gitmis, komple mi? Niye ki hakkaten
0
icim urperiyor
(18.02.15)
icemint'in yokluğunu fark etmiştim, ben de çok özledim onu. compadrito da olur, barbara herhalde burada mı bilmiyorum, onu da özlüyorum. Aslında ben seni çok özlemiştim var ya, uzun zamandır görmeyince korkmuştum da.

Aslında birçok kişiyi özlüyorum ama şu anda nick'leri aklıma gelmiyor. "Bu nick nerede" deseler "Çok özledim ben" der, ağlamaya ve dövünmeye başlarım.
0
aychovsky
(18.02.15)
beni de özleyin lan, ben de çok girmiyorum artık :(
0
she was my baby
(18.02.15)
ben buralardayım da bu aralar pek zamanım olmuyor, arada sadece okuyorum. ama asıl neden duyuru çok bozdu. cocodancer hala aynı adam için günde 5 soru soruyor, aynı kişilerden aynı konu hakkında her gün yeni saçma sorular geliyor, iyi kullanıcılar uğramıyor güzel, komik ve sağlam giydirmeli cevap göremiyoruz falan. senden başka da beni özleyen yok ahaha =)
0
r_u_h
(01.03.15)
beni mi stalklıyon ruuuh :p özlerim tabi. gel de gönül işlerinde atışak azcık. senin gibi efendi erkekleri üzdüler diye kızlara çemkirek.
0
🌸seksen9
(01.03.15)
1) çok fazla vakit alıyor.
2) hizipçilik hakim.
3) dedikodular, arkadan-önden iş çevirmeler belli zaman sonra can sıkmaya başlıyor.

tabii eğer "insan gibi" arada bir gelinse ve yarım saat takılınıp çıkılsa bu yukarıda saydıklarımın hiçbiri insanı rahatsız etmez. da onu başarabilmek çok mümkün olmayabiliyor bazılarımız için.

bu iletimin soruya cevap kısmıydı.


bir de ek bilgi vereyim:
daha önce birkaç yerde daha yazdım, compumaster da doğrulamıştı; hesabını kapatan kullanıcıya eski mesajlaşmalarınız aracılığı ile mesaj göndermeye devam edebiliyorsunuz. tabii o kişi bu mesajlarınızı alamıyor ama bundan da sizin haberiniz olamıyor. belki bir ihtimal, mailine gönderilmesini istediyse eskiyen mesajların, ancak o şekilde görebilir o mesajları o hesap kapatan kişiler. bunu da not olarak buraya iliştirmiş olayım.

ps: stalk bizim işimiz. :)
0
iz
(03.03.15)
(4)

metrobüs çalışıyo mu?

arici
17.30 gibi söğütlüçeşmeden zincirlikuyuya gitme planım var. dün köprüyü 45 dkkada geçtik. bugün de öyle bi durum olur mu yollar araçlar flan nasıl?
17.30 gibi söğütlüçeşmeden zincirlikuyuya gitme planım var. dün köprüyü 45 dkkada geçtik. bugün de öyle bi durum olur mu yollar araçlar flan nasıl?
0
arici
(18.02.15)
marmaray ı kullanın
0
fukka
(18.02.15)
yollar açık. hiç bu kadar açık yol görmemiştim. ümraniyeden metris kavşağına 30dk da geldim.
0
hzben
(18.02.15)
yollar açık +1

fekat metrobüs sayısı az.
0
okuyamıyom ben ya
(18.02.15)
Sogutlucesme-Zincirlikuyu kismind sorun yok ama daha ilerisi cok ama cok sorunlu. Binemedim, donuyorum
0
aychovsky
(18.02.15)
(7)

anlatim bozuklugu

kedidir o kedi
-herkes birbirini sevmek zorunda degil-kimse birbirini sevmek zorunda degilbunlardan hangisi dogru?
-herkes birbirini sevmek zorunda degil
-kimse birbirini sevmek zorunda degil

bunlardan hangisi dogru?
0
kedidir o kedi
(17.02.15)
kimse birbirini sevmek zorunda degil
0
mutekebbir
(17.02.15)
Kimse olan
0
nickimin hakkini veremedim
(17.02.15)
ikisi de doğru? bence arada anlam farkı var. benim algım şöyle: "herkes birbirini sevecek diye bir kaide yok" için 1, bunun daha sert ve umursamaz bir ifadesi için 2.

mesela 1. cümleyi tanık olduğu kötülükler karşısında üzülen naif birini teselli etmek için söyleyebilirsin. 2. cümleyi katı bir patron çalışanlarına söyleyebilir. "isterseniz birbirinizden nefret edin ama doğru dürüst çalışın".

çok pis sallıyor muyum? böyle bir anlam farkı var sanki.
0
kül
(17.02.15)
kullanılan yere bağlı olmak üzere ikisi de doğru. anlam farkı var aralarında.
0
devilred
(17.02.15)
Birinci cümleden şunu anlıyorum: Tüm insanlar birbirlerini sevmek zorunda değil. Bazı insanlar birbirini sevmeyebilir
İkinci cümleden şunu anlıyorum: Ortalıkta birbirini seven kimse olmasa da olur.

Bilemedim.
0
aychovsky
(17.02.15)
doğrusu: herkesin hakkına kimse karışamaz.
0
farrytikki2
(17.02.15)
İkisi de yanlış.

Özne "herhangi iki kişi" olursa olabilir, ya da "kimse kimseyi sevmek zorunda değil."
0
franz kafka
(17.02.15)
(5)

aylık lensten günlük kullan at lense geçeyim mi

from potomac to kuban
çok farkeder mi sağlık ve görüş kalitesi olarak? fiyat farkı biraz yüksek gibi duruyor.
çok farkeder mi sağlık ve görüş kalitesi olarak? fiyat farkı biraz yüksek gibi duruyor.
0
from potomac to kuban
(17.02.15)
ben bir süre kullandım, çok aşırı derecede fark hissetmedim rahatlık açısından.

ama lens kabıydı bilmem nesiydi uğraşmamak güzel. daha hijyenik olduğu gerçeği de var ama zaten aylıkta da hijyenine dikkat eden birisi isen çok fark etmiyor diyebilirim.
0
pokerface
(17.02.15)
aylık olanlar ilk bir kaç gün daha iyi, o tartışmasız. yani bir night&day aqua ilk takıldığında 1 day acuvue trueye'den daha rahattır, iyidir... ama son günleriyle kıyaslarsak gidip, temizlerken yapılan ufak ovalamalar olsun, günlük göze kaçan tozlar olsun, göz yaşı olsun yıpratıyor ve hem protein birikimi hem küçük çizikcikler filan derken rahatsız etmeye başlıyor aylık lens.
günlük ise olması gerektiği kadar iyi, bir sıkıntısı yok. ve her gün taze takıyorsun... uğraştırmıyor.

kısacası aşırı fark olup olmayacağı senin aylık lensi nasıl kullandığına göre değişse de bence ufak farkla da olsa günlük lens daha iyi...
son 1 yıl kadar günlük lens kullandım, alışınca dönmek istemezsin aylıklara...
ama en güzeli göz uygunsa lasik. yıllardır tamamen kurtuldum hepsinden.
0
ucan spagetticanavari
(17.02.15)
Günlük lensler biraz daha ağır, benim gözümde ağırlık yapıyor. İkisinde de aynı markayı kullanmama rağmen günlük lens kalas gibi bir şeydi. Aylık lenslerin rahatlığı sonlara doğru kalmıyor ama bence yine de günlükten daha rahat. Bir yandan da aylık lenste daha fazla bakteri birikiyor. Günlük lenslerde öyle bir birikme veya aşınma olmuyor, kullanıl atılıyor zaten.
0
aychovsky
(17.02.15)
@aychovsky hangi günlük lensi kullandın?
silikon hidrojeller en iyi lenslerdi, ve bir kaç yıl önce tek silikon hidrojel günlük lens 1day acuvue trueye vardı. diğer günlük lenslerin tamamı kötüydü.
hala aynı mı durum bakmadım, ama bu bahsettiğim kullandığım en ince ve rahat lenslerden biriydi.
0
ucan spagetticanavari
(18.02.15)
Hem Trueye, hem de Bausch and Lomb'un Soflens'ini kullandım. Teknolojilerini bilmiyorum ama ağırlardı.
0
aychovsky
(18.02.15)
(14)

turning into redneck

dessy
I like the way bourbon turns me into a redneck.burada turning into redneck ile sizce ne deniyor? redneck: an offensive word for a person who lives in a country area of the US, has little education and has strong conservative political opinionsancak burada bir hakaret gibi bir şey içermiyor bence. Si
I like the way bourbon turns me into a redneck.

burada turning into redneck ile sizce ne deniyor?

redneck: an offensive word for a person who lives in a country area of the US, has little education and has strong conservative political opinions

ancak burada bir hakaret gibi bir şey içermiyor bence. Siz ne diyorsunuz?
0
dessy
(16.02.15)
bu insanlar tanımlamada da bahsettiğin gibi biraz salaklar, hatta aileiçi evlilik çok fazla olur rednecklerde, ondan da kaynaklı bozukluklar var çoğunluğunda. retarded diye tabir edilen cinste insanlar.

heralde sarhoşluk olarak bahsedilmiş, ben öyle anladım yani.
0
loveinaflipbook
(16.02.15)
aslında orada redneck kelimesinin ifadesini yazmak istedim. asıl çözümlemek istediğim cümle şuydu: I like the way bourbon turns me into a redneck.
0
🌸dessy
(16.02.15)
işte bourbun bunda conservative political opinions oluşturduğu için hoşuna gitmiş.
0
safepassage
(16.02.15)
ifade tümden "bourbonun beni mallaştırmasını seviyorum" diye çevrilebilir.
0
ron dennis
(16.02.15)
Çok üzgünüm, hala anlayamıyorum :(

Şöyle bir cümle daha var mesela: It’s like the southern redneck and an Indian get in the mood together and they start dancing.
0
🌸dessy
(16.02.15)
redneckler orta-güney amerika da yasayan, senınde yazdıgın gibi bir boktan anlamayan mal sınıfına verilen isim. Viskinin kendisini bu cahil salak sınıfına donusturmesini hosuna gidiyor olarak tanımlamıs. Sonucta ''redneck'' diyerek bir hakaret mevcut redneckleri eziyor sonucta ama bu adamın hosuna giden birsey demek ki.

İkinci yazdıgında da bir şekilde bu adamlar gibi olabilmek yazan kişinin hosuna gidiyor işte bunuda içki içtiği zaman yapabiliyor demek ki.
0
t joe
(16.02.15)
"It’s like the southern redneck and an Indian get in the mood together and they start dancing."

redneckler ile indian'lar (native americanlar olduğunu tahmin ediyorum) çok alakasız gruplar. yanlış anlamadıysam, adamın bourbonun etkisi olarak tarif ettiği şey "herkesi aynı seviyeye çekmek, ortak noktada buluşabilecek kıvamda bir en düşük seviyeye getirmek" gibi bişey.

ya da kafam karıştı :)
0
loveinaflipbook
(16.02.15)
Bir nevi "Bu bourbon içimdeki redneck'i ortaya çıkarıyor. Ben de bu durumu seviyorum". Analoji kurarsak "Şu rakı içimdeki Müslüm dinleyen genci çıkartıyor. Bunu da güzel yapıyor"

Hakaret değil.
0
aychovsky
(16.02.15)
Aslında evet, ne denilmek istenildiğini anlıyorum ama doğru ifade edebilecek kelimeyi bulamıyorum.

ron dennis'in önerisi uygun kaçmayacak çeviriyi paylaştığım yerle. :(
0
🌸dessy
(16.02.15)
yazılanların tümüne katılıyorum, aychovsky olsun t joe olsun loveinaflipbook olsun çok güzel açıklamışlar. alkışlamaya geldim. bu dayıt herhalde hafif entel de bi abi/abla, bourbon'u içince o redneck'lerin efsanevi kafasına ulaşıyorum diyo gibi.

indian'la redneck'in bir araya gelip dans etmesi görülecek iş değil zira redneck'ler çok tutucu ve ırkçıdır genelde. e bi de amariganlar zaten kızılderililere neler neler yapmış. yerli ve ırkçı amerikan, yerinden edilmiş kızılderili. bunlar ikisi şarkı söyleyip dans ediyor. düşünsene. hah işte o seviyeye getirecek kadar, bağnaz ve dangalak bir redneck kadar sakin ve mutlu oluyorum diyor. ama çeviri için soruyorsan onu bilemeyeceğim, zor bir çeviri olur.

redneck randal diye bi' meme karakteri var mesela çok komik, google'da aratırsan onlarcasına ulaşabilirsin. en sevdiklerimden bazıları,

encrypted-tbn0.gstatic.com (aile içi ilişki, ensest sevdaları)

i0.kym-cdn.com ("maymundan mı geldik diyon şimdi??" diyen redneck. tanıdık gelmedi mi?)

static.fjcdn.com (kadına şiddet)
0
der meister
(16.02.15)
bizdeki en yakın karşılığı kıro o lafın. Burbon yerine de rakı koyalım.
"Rakı'nın beni bir kıroya dönüştürmesi hoşuma gidiyor" gibi bir anlamı var.
0
nuka cola
(16.02.15)
bunun 1-1 çevirisi yapılabileceğini sanmıyorum. aslında orada metafor kullanarak bir duygu aktarmaya çalışılmış. misal iki arkadaş sohbet ediyorsunuz. siz diyorsunuz ki "alinin dersteki halini gördün mü tam şaban ya :)" bunu ingilizceye çevirebilirsiniz, şaban yerine jerk diyebilirsiniz ama o "şaban" efektini karşıya vermeniz zor.
ben çevirecek olsam burbonun beni ayyaş yapmasını seviyorum derdim herhalde.
0
o kadar da degil aga
(16.02.15)
söylenenlerin hepsine katılmakla birlikte, redneck bizim muhafazakar milliyetçi gaza gelmeye müsait eğitimsiz köylü tipinin bir amerikan versiyonu.
www.google.com.tr simpsons izlediyseniz bu aile redneck örneğidir mesela. kamyonet kullanır, fakirdir, eğitimsizdir, ama aynı zamanda amerikanın bağrına bastığı köylü aksanıyla konuşan bireysel silahlanma yanlısı tiplerdir.
bir de true blood da jason stackhouse mesela, southern redneck in on numara örneği. milliyetçi, silah meraklısı, kamyonet kullanan gaza gelen saftrik bir tip, beden gücüne dayalı işlerde çalışıyor.

ben amele derdim. zira redneck de beden gücüne dayalı çalışan ensesi yanık anlamına geliyor temelde. hani üst sınıf güneş altında çalışmaz, bunun ise ensesi yanıktır, güneş altında çalışır falan.


kızılderililer konusunda da, bu redneckler amerikan milliyetçisidir, genel olarak da ırkçıdır. o yüzden kızılderililerden pek hoşlanmazlar. (meksikalılardan, asyalılardan, liberallerden eşcinselllerden vs. de hoşlanmazlar.) herkesi aynı seviyeye çekmekten çok, düşmanlıkları bir kenara bıraktırmak, hani bir ülkücü ile bir kürdün birlikte halay çekmesi gibi.
0
alice practice
(16.02.15)
Bourbon redneckler arasında popüler bir içkidir. Birçok bar kendi bourbonlarını satar, insanlar evde de yapar vs.

Redneckler cahil, şiddet eğilimli, evinde silah bulunduran, enseste meyyal, aşırı sağcı kimseler olarak resmedilirler. Adam içince redneck'e bağlıyorum diyor. Biraz hakaretamiz, ama kendini gururla redneck olarak tanımlayanlar da olduğundan kurtarır herhal
0
old joe
(16.02.15)
(12)

anne

old possum
Annemin kalp damarlarından birinin tıkalı olduğunu öğrendik. Şu an çok kötü hissediyorum.(annemle hiç geçinemedim bu güne değin, bir çok konuda görüşlerimiz tamamen bir birine zıt, hayata bakışımız apayrıdır) sürekli tartışırız.Şimdiyse onu üzdüğüm zamanlar aklıma geliyor, özellikle ergenken yaptıkl
Annemin kalp damarlarından birinin tıkalı olduğunu öğrendik. Şu an çok kötü hissediyorum.(annemle hiç geçinemedim bu güne değin, bir çok konuda görüşlerimiz tamamen bir birine zıt, hayata bakışımız apayrıdır) sürekli tartışırız.

Şimdiyse onu üzdüğüm zamanlar aklıma geliyor, özellikle ergenken yaptıklarım. Üstelik tek evladıyım. Çok kötü oldum bilmiyorum... Kaybetme korkusu, pişmanlık bir yandan. Naoıcam ben. Çok kötüyüm. Çok kötü bir evladım ben:(

Anjiyo olması gerekiyormuş. Keşke herşeyi düzeltebilsem. Şu an öyle tuhaf hisler içerisindeyim ki. Buraya neden duyuru açtım. onu bile bilmiyorum.
0
old possum
(16.02.15)
anjiyo dünyanın sonu değil ki. benim arkadaşım 82'li 3 kere anjiyo oldu. sanki ölecekmiş gibi bakma olaya, bir sorunu düzeltmeye çalışıyorlar sonuçta doktorlar, stand da takabilirler. ömrü daha da uzar hatta belki, bir anda kalp krizinden öleceği yerde.
0
loveinaflipbook
(16.02.15)
Amcam 80 li yıllarda, anjiyo esnasında ölmüştü. o geldi aklıma. O zamanki tekniklerle, şimdikiler farklıdır değil mi? Yarın için Siyemi Ersek'ten randevu aldım.
0
🌸old possum
(16.02.15)
Hemen karamsar olma, bi dur bakalım her şeyin çaresi var ameliyat olup iyileşecek ne var bunda? Git annene babana destek ol, enerjik ol biraz, enerjini onlarla paylaş. Sen nasıl hissedersen aynısı onlara geçecek. O yüzden git biraz enerji pompala, zaten herkesin morali bozuktur, sen destek ol. İyimser konuş.
0
sehpa fx350
(16.02.15)
sakin ol, panikleme, vicdan yapma. dur bi önce sürece odaklan.vicdan yapmak yerine onu mutlu edecek şeyler yap, sürpriz yap çiçek al filan çıkar bi gezdir, ona da moral olsun.
kısacası kötü hissini iyi işlere dönüştür.
geçmiş olsun.
0
bradshaw
(16.02.15)
ne yaptın yahu dur hele. anjiyo dediğin ne ki? hergün yüzlerce insan oluyo anjiyo. sakin ol da bundan sonraki yıllarda kalbini kırmamaya çalış.
0
justinho26
(16.02.15)
Geçmiş olsun. Kesinlikle sakin ol ve kendine gel. Anjiyo artık çok normal bir şey. Bundan sonra ikinizin arasını hiç bir şey bozamayacak bak gör. O geçinemediğiniz yılların acısını çıkaracaksınız.
0
kederlihomeless
(16.02.15)
anjiyonun sonucu hep kötü olacak diye birşey yok ki. ayrıca anneni üzmen konusunda da kendini çok yargılama. sonuçta sen de insansın. üzgün, canın sıkkın, sinirli olabilirsin, tartışabilirsin. ergenken yaptıklarına hiç takılma. ergenlik zaten saçma sapan şeyler yapılan bir dönem. herşeyi ben bilirim, annem, babam birşey bilmiyor dediğimiz zamanlar. bu dönemin özelliği bu, herkes yaşadı, yaşıyor. kötü bir evlat değilsindir bence, hatta annen eminim seninle gurur duyuyordur. anneler, çocuklarını ne yaparsa yapsın hep sever. yanlış hatırlamıyorsam sen de annesin. çocuğun ne yapmış olursa olsun kızamazsın, küsemezsin, her zaman seversin çocuğunu. annene çok geçmiş olsun. iyi düşün herzaman.
0
rock n roll
(16.02.15)
Genelde insanlar bunu vefat sonrası yaşıyor, bunu şu an yaşamak çok güzel. Çünkü iş işten geçmiş değil, tamir edebileceğin birçok zaman var. Çünkü anjiyo artık normal bir prosedür. 30 küsur yıl önceki sistemle şimdi bir değil.
0
aychovsky
(16.02.15)
koşuyolu kalp hastanesinde GÜNDE 90 civarı anjiyo yapılıyor ve bir çoğunu izledim, öyle tehlikeli bir şey değil, senin rahmetli amcanda ciddi bir sorun vardı demek ki, ondan öyl bir sonuç doğurmuş olabilir. Yoksa topuk damarına kadar inildiğini gördüm ben anjioda. Korkma yani, tıkalı damarı açacaklar, daha sağlıklı olacak.

Ama sen yine de kötü bir evlat olduğunu düşünüp annenle barışmaya çalış. Anne bi tanedir.
0
safepassage
(16.02.15)
geçmiş olsun, sıkma canını hemen. anneannem maşallahı var 80 yaşında ve daha geçen sene bilmem kaçıncı anjiyosunu oldu. teknoloji çok gelişti, siyami ersek'de iyi hastane bildiğim kadarıyla.
0
dahili meddah
(16.02.15)
git bunları olduğu gibi annene söyle, kadıncağızı mutlu et
0
yemrem
(16.02.15)
geçmiş olsun. bence anneye "hasta olduğum için böyle yapıyo, acaba durumum çok mu kötü" diye hissettirmeden iyi davranmak lazım.
0
ron dennis
(16.02.15)
(7)

İstanbul'da En Beğendiğiniz Müzeler

dave87
En beğendiğiniz, en sık gittiğiniz, aklınızda kalanlar?
En beğendiğiniz, en sık gittiğiniz, aklınızda kalanlar?
0
dave87
(16.02.15)
Arkeoloji Müzesi.
0
Sellim
(16.02.15)
İstanbul modern, Sabancı, Pera müzeleri en sık gittiklerim.
0
mea maxima culpa
(16.02.15)
(bkz: borusan contemporary) manzarası ve içindeki eserleri ile
0
insan opusen hayvandir
(16.02.15)
oyuncak müzesi
0
antihistaminik
(16.02.15)
türk ve islam eserleri müzesi - ibrahim paşa sarayı ( sultanahmet)
arkeoloji müzesi - gülhane
sabancı müzesi - emirgan
0
sakabilmemneyi
(16.02.15)
işim gereği çok müze geziyorum. tavsiyelerim; rezan has müzesi urartı takıları sergisi,osmanlı arşiv müzesi ( kağıthane ), kariye ( edirnekapı ). Sabancı müzesi'nde de miro sergisi bitmek üzere.
0
Phoebe
(16.02.15)
Arkeoloji Müzesi
0
aychovsky
(16.02.15)
(1)

çorum leblebisi

sokak cocugu
çorum leblebisi neden meşhur?
çorum leblebisi neden meşhur?
0
sokak cocugu
(15.02.15)
Geçen Çorum'dan bir misafir geldi. Bize leblebi getirmiş, daha önce de ara ara getirdiği oluyordu. Tadı biraz daha yoğun, daha daha kavrulmuş gibi. Artık neye bağlı bilmiyorum, daha kavruk olabilir, daha konsantre olabilir, farklı şekilde işleniyor olabilir. Marketten alınan Tadım, vb. markalarla karşılaştırınca sevmediğin tatsız bir doldurma ve içinde gerçek bir şeyleri olan yoğun dondurma gibi bir fark var arada. Gerçi artık her ilde Çorum usülü yapıyor olabilirler.

Şurada bir kişi diyor ki Çorum civarında bol bol nohut varmış, e ondan da leblebi yapmışlar. O yüzden meşhur olmuş.
lezzetler.com
0
aychovsky
(15.02.15)
(1)

en sevdiğiniz south park sezonu

oddyseus
ben 9.sezona bayılmıştım. gerçi hatırlamıyorum pek neler vardı ama sadece çok hoşuma gittiği aklımda kalmış. ya siz?9.sezondayken absürd komedi kabak tadı vermiyordu. çok iyiydi.
ben 9.sezona bayılmıştım. gerçi hatırlamıyorum pek neler vardı ama sadece çok hoşuma gittiği aklımda kalmış. ya siz?

9.sezondayken absürd komedi kabak tadı vermiyordu. çok iyiydi.
0
oddyseus
(15.02.15)
En çok 8 ve 9'u seviyorum ben de.
0
aychovsky
(15.02.15)
(23)

Ailevi durumlar, durumumuz yoktu diyecekler okumasın uzun çünkü

kayranin kedisi
Merhaba, Benim bir adet 96'lı kardeşim var. Göz göre göre serseri ve berbat karakterli bir insan oluyor. Şimdi size 3 olay anlatacağım ve fikir soracağım. Olay 1: Henüz 17 yaşında, doğumgünü sebebiyle David Guetta konserine gitmek istediğini söyledi. Baktık çok istiyor annem babam uçak biletlerini v
Merhaba,

Benim bir adet 96'lı kardeşim var. Göz göre göre serseri ve berbat karakterli bir insan oluyor. Şimdi size 3 olay anlatacağım ve fikir soracağım.

Olay 1:

Henüz 17 yaşında, doğumgünü sebebiyle David Guetta konserine gitmek istediğini söyledi. Baktık çok istiyor annem babam uçak biletlerini ve oteli ayarladı, ben bilet aldım ve kendi elimle esenboğa havaalanına bıraktım. Aynı gece, daha ben uyuyalı 1 saat olmuşken saat 1 gibi karakoldayım diye aradı. Doğal olarak şok oldum, kız meselesi falan herhalde diye düşündüm ama yüksek miktarda uyuşturucuyla yakalandığını öğrenerek bir şok daha yaşadım. Mecburen olayı annemin yüreğine indirmemeye çalışarak anlatarak, arabayla apar topar İstanbul'a gittim onu da alıp. Narkotik, çocuk büro, adliye, vs derken çıkardık getirdik Ankara'ya. Anneme yol boyunca olayı anlayalım dinleyelim haksızsa sakın bağrına basma biraz soğuk dur dememe rağmen adliyeden çıkarır çıkarmaz sanki 20 sene hapisten çıkan oğlu çıkmış gibi hemen koşarak sarıldı etti. Daha sonrasında da bu olay hiç yaşanmamış gibi davrandılar (Babam Kıbrıs'taydı ve en yakın uçak sabah olduğu için ona sonra haber verdik, o da bir şey yapmadı). Sonrasında annem odasında esrar bulmasına rağmen bitki çayı olduğuna inanmayı tercih etti ve hiçbir şey yapmadı. Alkol zaten gırla gidiyor, hemen hemen her gece mekanlara gitmeler, sabaha karşı eve gelmeler, henüz ehliyet almadan annemin ya da babamın arabasını almalar, izin vermezlerse saçma sapan tavırlar. Bu sırada okuduğu liseden kibarca atıldı ve başka bir liseye geçirdik. Orada da okula gitmek hamallık diyerek kaydını sildirdi ve ite kaka açık liseyi bitirdi. Bu arada her sene dershanelere, özel derslere binlerce lira harcandı ama doğru düzgün dershaneye gitmedi. O sırada ben Bilkent grafikte asistandım, o da kolay gördü herhalde; "ben matematik falan yapmak istemiyorum, Bilkent grafik istiyorum" dedi, çizim kursu bulduk ama doğru düzgün gitmedi. En baştan hiçbir şekilde kendi kardeşim diye kayırmayacağımı söylemiş olduğum ve etik bulmadığım için değerlendirme komisyonunda olmama rağmen alınması için bir şey yapmadım çünkü çok daha iyi çizen insanlar varken kimsenin hakkını yemek istemedim. Aynı gün Gazi Görsel İletişim bölümünün başvurusunun son günüydü, aradım Bilkent olmayacak evraklarını hazırla Gazi'ye başvuralım diye (Gazi'de de hem çalışıyorum hem yüksek lisans yapıyordum, benimle gider gelirsin seneye de istersen Bilkent'in sınavına tekrar girersin derslerini saydırırız dedim ama Gazi'de ortam yok Bilkent olmazsa gitmem deyince zorla yazdıramayacağım için 1 sene yandı).

Olay 2:

Annemin arabasıyla gecenin bir yarısı kaza yaptı. Bize haber vermedi ve polis çağırıp tutanak tutturmadığı ve habersiz şekilde arabayı çektirdiği için kasko sıkıntı çıkardı. Airbagler falan açılmış zaten, aracı neredeyse pert olarak satacağız. Tabii ki annem ve babam bu olay karşısında da seslerini bile yükseltmedi. Sadece araba yapılana kadar araba yok sana dediler. Ben de kendi aracımı hiçbir zaman başka birine vermediğim ve vermeyeceğim için net bir şekilde kasko bile yaptırmadığımı, kendimden başka kimsenin sürüşüne güvenmediğimi ve hasarsız aracımı sene sonunda hasarsız şekilde satmak istediğimi söyledim ve tamam dedi. Arabamın anahtarı hep çantamda olur ve çantamı da yanımda bulundururum gece, ancak kendisi yedek anahtarımı bulup geceleri arabamı kaçırmaya başlamış. Bunu da tez danışmanım arabamda viski şişesi bulduğu zaman anlayabildim. Yani hem benden habersiz arabamı alıyor hem alkollü araba kullanıyor. Hayır arabayı, kardeşimi falan geçtim birine çarpsa vebalini nasıl ödeyeceğiz? Viski şişesi sonrası kendisine sordum arabamı benden habersiz aldın mı yakın zamanda diye. Yalan söylerken kılı bile kıpırdamadı, viski şişesini önüne atınca bir gece aldım uzatma falan dedi. Bunun üzerine kendi evimde kendi arabamın anahtarını kasaya saklamak zorunda kaldım. Cüzdanımdan para çaldığından şüphelendiğim için bankadan para çekmiyorum, maksimum 50 lirayla geziyorum ama açık açık çalıyorsun diye itham edip rencide etmek istemiyorum. Kendime küçük hediyeler almak için her günün sonunda cüzdanımdaki 1 liraları kumbaraya atardım, kumbara şu an bomboş. Annemden babamdan zaten harçlık alıyor, üzerine babam her hafta Kıbrıs'tan istediği içkiyi getiriyor satacağım diye üsteliyor olduğu için ama hala bir para versen üzerini getirmiyor, böyle şeyler yapıyor, satılabilir bir şey bulsa hemen satıp parasını yiyor. İlerde anneme babama şiddet uygulamasından ve zorla paralarını almasından, malı mülkü sattırıp yemesinden ya da anneme babama zarar vermesinden endişe ediyorum çünkü para vermezlerse çılgına dönüyor.

Olay 3:

Babam Kıbrıs'a gittiği için Türkiye'deki arabasını sattı ve evde sadece annemin ve benim arabamız var. Dün de annemle babam annemin arabasıyla dışarıdaydı, bana geldi rica etti sevgililer gününde kız arkadaşımı yemeğe götürmek istiyorum. Sen de evdesin nasılsa, arabanı alsam olur mu diye. Çok üsteleyince "Babamı ara, herhangi bir kaza ya da hasar durumunda zararımı karşılama teminatı veriyorsa vereyim" dedim. Babam evet deyince verdim. Evden çıkmadan bir şişe de Absinth alıp çıktı, ben de alkollü kullanma sakın o ne diye sorunca hediye dedi ve gitti. Bugün çalışmak için arabadan kitaplarımı alayım dedim ve dışarıda arabam yok, kardeşim de evde yok. Annem arkadaşlarında kalacağını söylemişti, kahvaltı yapıp geleceklermiş deyince rahatsız etmek istemedim. Saat 14.00'e kadar bekledim ve mesaj yazdım, çalışmam lazım arabayı getirir misin diye. Yazdığı mesaj aynen şu: "Dün önüme araba çat diye çıktı bahçelide bende ona vurmamak için kaldırıma çıktım lastik patladı falan adamın suçu tamamen bişey yok arabada merak etme, yaptırıyorum şimdi arabayı (hani arabada bir şey yoktu?), müsait olunca arıcam (tabii ki aramadı) çok özür dilerim kaza kaza dedin geldi buldu :( (hala kendinde kabahat yok paşamın)", ben de sinirle hiçbir şeyi haketmiyorsun, ben sadece bu kadar söylüyorum yazdım. Şu an arabanın akıbeti ne bilmiyorum, anneme söyle de fotoğrafını çekip yollasın dedim ama yollamadı ve ben yurtdışına gideceğim için bu arabayı satacaktım yaza, her ay eşek gibi kredi ödüyorum, günde 100 km yol yapıyorum iş ev arası ve daha arabada 1 tane park çiziği bile yoktu.

Bu çocuk bu saatten sonra adam olur mu? Ne yapabilirim kendi adıma? Cidden annem babam yaşlanınca onlara fiziksel şiddet uygulamasından ya da bir şekilde bizden mal kaçırmasından endişe ediyorum. Ya da ömür boyu diğer kardeşime ve bana yük olmasından (Diğer kardeşim İngiltere'de, o yüzden hiç bahsi geçmedi). Bu kadarını okuduysanız teşekkür ederim, cidden sinirden elim ayağım titredi. Ne yapacağımı bilmiyorum.
0
kayranin kedisi
(15.02.15)
öncelikle çok sıkıntılı bir durum, geçmiş olsun diyerek başlayayım. tam da yaşları, şu an yapılacak yanlış bir şey tamamen ters tepebilir fakat anne ve babanızın tutumu çok yanlış. naçizane önerim önce özellikle annenize aynı burada yazdığınız gibi durumu anlatmanız, hatta duyuruyu cevaplarıyla birlikte direk okutun. anladığım kadarıyla maddi rahatlık onun böyle istediği gibi at koşturmasına sebep oluyor. harçlığını tamamen kesin ve sürekli gözünüzün önünde, elinizin altında olacağı, ne öldüren ne onduran bir işe sokun. gerekirse 300 500 liraya ona bir ev tutun, evi ayırın tamamen. bir iki ay kirasına gıdasına abartmamak koşulu ile yardımcı olduktan sonra tamamen kendi haline bırakın, ama dediğim gibi bir şekilde elinizin altında olsun. göreceksiniz üç beş ay sonra ''ya ben bi bok yedim'' diye çıkıp gelecektir. 17 18 yaş çok ufak. bu kadar azgınlık hayra alamet değil. anne babanızın tavırlarını acilen değiştirmesi gerek. tekrar geçmiş olsun
0
hailtothethief
(15.02.15)
kusura bakma da bu tamamen anne ve babanin hatasi; onlar tavirlarini duzeltmedikleri surece bu cocugun duzelmesi pek mumkun gozukmuyor. kardesinle ayni yasta benim de erkek kardesim var, inan bazi durumlarda benden bile olgun. bunun sebebi de annemin ona karsi olan tutumu. 18 yasindaki cocuga verilen taviz biraz fazla bence. biraz sorumluluk almasini, kendisini bilmesini, olgunlasmasi gerektigini acik acik soyleyin annenize.

dedigim gibi anne baba duzelmedikce sen bir sey yapamazsin; en fazla ilerde iletisimini kesersin ki boyle bir durumda da annenin, babanin ahlanmaya vahlanmaya haklari olur mu bilemiyorum.
0
fraise
(15.02.15)
yuşturucu yüzünden tutuklandıktan sonra bile aileniz bi'şey demiyorsa sizin yapacak biseyiniz yok. Kusura bakmayın ama ses etmedikleri surece kardesinizle ne kadar ugrassalar az. Siz kendinizi kurtarın. O çocuk bu hali ile sizin sorumluluğunuzda değil.
0
elorelia
(15.02.15)
Anne baba otoritesi hak getire, aşırı şımartılmış otoriteyi sağlamanız artık zor sağlasanız dahi takmayacağı kesin temelde siz bu çocuğa güzel insan olmayı öğrettiyseniz kendi doğru yolu bulabilir diye ümit ediyorum
0
gündüz m
(15.02.15)
bu çocuğu bu yaşına kadar bu hale getirmek tamamen anne babanızın suçu. yani ağır kelimeler kullanmak istemiyorum ama, benim de tam olarak bu şekilde yetiştirilmiş bir kuzenim var, bir adım geriden bakınca tamamen anne babanın suçu olduğu daha net görülüyor. kardeşiniz eve gelince açık açık kendisinin karaktersiz, hırsız ve yalancı olduğunu, kendisiyle bütün bağlarınızı kopardığınızı, bir daha eşyalarınızı alması, kullanması halinde suç duyurusunda bulunacağınızı ve bu şekilde yaşamaya devam ederse zaten bir kaç sene içinde hayatının geri kalanını gerçirmek üzre cezaevine gideceğini söyleyin. bu dediğinizi de uygulayın, ailenizden ayrı bir evde yaşama şansınız varsa, kardeşinizle aynı evde yaşamayın, aradığında da uzaktan tanıdık gibi davranın. zira kimse burnunu sürtmemiş. ailenizle de konuşun, bu çocuğa para ve olanak sağladıkça adım adım çocuğu hapise ve uyuşturucu bağımlılığına itiyorsunuz. bir anne baba çocuğuna bu kötülüğü yapmamalı, bu şekilde okumayacak meslek edinmeyecek, araba ile birinin çocuğunu ezip hapse girecek ve ya yarın öbür gün, uyuşturucu satıcılığından gelip sizinle birlikte yaşadığı eve baskın yapılacak, öyle hapse girecek. gözünüzün önünde çocuğunuzun böyle bir hayata yürümesine destek oluyorsunuz.
0
alice practice
(15.02.15)
o öyle itlik serserilik yaparken siz niye kıt kanaat geçinmeye çalışıyorsunuz. aldırın babanıza arabayı. çeşitli harcamalarınıza da destek olsunlar. yaşları bilmiyorum ama babanlar çok yaşlanmadan da güzel bir mal bölüşümü olayı hazırlasın bu çocuk çok bela olur başınıza daha. benim sülalede de vardı böyle tipler.
0
tescillimarka
(15.02.15)
anne-baba çok şımartmış. çocuk 17 yaşında, babasında alkol istiyor, babası da kıbrıstan istediğini getiriyor, çok ilginç bana göre.

uyuşturucu olayı tamamen felaket, açıklanacak yanı yok.

sizin arabanızı resmen çalmış, ki buna da hırsızlık denir.

3. olayda sizin de duruma pasif kaldığınız sonucunu çıkardım.

yani bence, sizin bilmediğiniz neler neler vardır onda. bu saatten sonra düzeleceğini düşünmüyorum ben açıkçası. aile de salmış durumda görünüyor. o gence yapacağınız en büyük iyilik ileride başkalarının canına, malına zarar vermesini engelleyebilecek tedbirler almak olacaktır...
0
nucleon
(15.02.15)
kayra çok sıkıntılı bir durum ama böyle şımartılmış erkelerle dolu bir ailede yetiştim..lanet olsun diyesim geliyor çoğu kez. onlar borç yaptı kızlar ödedi, onlar çalışmadı kiraları kızlar karşıladı. siz sosyo-ekonomik olarak biraz daha yukarıda duruyorsunuz ama yine de olayın temeli benzer.
ve 2 kuzenim maalesef sonunda biri alkollü şekilde, öbürü kavgaya karışıp adam öldürmekten içeri girdi.
girdi bu sefer yine seferberlik, avukat tutulacak, içeride bakılacak.
çıktılar iş yok, okudukları okullar dandik dandik bölümler
dertleri bitmiyor..vallahi bitmiyor ben 1 değil 3 değil kaç vaka gördümse hepsi it kopuk oldu başımıza bela. bir de tafralar, bir de kendine toz kondurmamalar sanırsın alemin en mert delikanlısı...üstelik kızlar da bu arıza adamları mı seviyor anlamadım etraflarında her daim bi sürü de hatun.
bi temiz dövecek bir büyüğü -şimdi hümanist arkadaşlar gelip beni taşlayacak iyi biliyorum--ekmeğini suyunu keseceksiniz (ama bunu çok katı yapacaksınız) seve seve öğrenmiyorsa, sike sike öğrenecek bunun başka yolu yok.
0
niye ama
(15.02.15)
simdi ailevi meseleler olunca biraz da hassas ama madem sormussunuz, yazalim:
oncelikle allah islah etsin. biz allah kimseyi evladiyla imtihan etmesin diye dua ederiz. can parcasidir. birsey yapilamaz.
anladigim kadariyla maddi durum iyi. en azindan ortalama ustu. sorunun kaynaklarindan biri bu. bir digeri de sizin, anne babanizin tutumu. uyusturucu orneginden hareket edersek, eger 18 in uzerinde olsa kardesiniz epeyce hapiste yatardi. buyuk bir suc neredeyse tum devlet kanunlarina gore. buna karsi ikaz bile edilmemis kardesiniz. bundan ala cesaret/ tesvik olmaz. bir an evvel mevcut arkadas ortamindan (belli ki kendisini bozan etmenlerden biri de bu) uzaklastirilip bir is/okul gibi mesgale edinmeli. yasi artik o kadar da genc degil. baska turlu zor gorunuyor. kolayliklar dilerim.
0
manimani
(15.02.15)
umarım başına daha büyük bir bela gelmeden düzene girer hayatı. böyle devam ederse bir yerde patlayacağı aşikar. ya birinin canını yakar ya da kardeşinin canı yanar.

o yaşlarda biz de haşarıydık ama bu kadar maddi imkanımız yoktu tabi.
0
cannibal corpse
(15.02.15)
Şimdi eve geldi. Alkollüymüş tabii ki kazayı yaptığında. Bir de benlik bir şey yok diyor. Üzerine anneme bağırdı çağırdı odasına çıktı. Parasız bırakmayı, gerekirse eve kapatmayı, vs daha önce teklif ettim bizimkilere ama daha yeni geçen hafta iphone 6 almışlar, 5'i vardı elinde, onu da satıp parasını yemiş. Harçlık desen bizden çok harcıyor. Annemi babamı falan zaten kaale almıyor. Üzerine bir de kendini haklı görüyor. Atsan atılmaz satsan satılmaz. Rezil etti haftasonumu.
0
🌸kayranin kedisi
(15.02.15)
aile olarak birlikte davranmanız çok önemli bence, tek başınıza hnagi yolu denerseniz deneyin, ister tamamen bağınızı koparın ister huyuna gitmeye ve yakın davranmaya başlayın bu saatten sonra sizi dinlemeyecektir, aileniz iyilik yaptığını, düzeleceğini düşünüyordur ama çok acayip şeyler anlattıklarınız, sınırı olmayan biri gibi geldi kardeşiniz, anne ve babanızı karşınıza alıp konuşmayı deneyin bence, ve de 1-2 tane kötü örnek verin ve gözlerini korkutun, yarın öbür gün belki farklı bir uyuşturucu deneyecek ve çok daha kötü şeyler olacak. geçmiş olsun
0
bcdhms
(15.02.15)
Oha ben ne kadar iyi evlatmışım lan dedirtti anlattıkların, ehliyetim olmasına rağmen evdeki 3 arabanın 1 ini bile alamadım izin vermedikleri için çok fazla tolerans göstermiş aileniz bu saatden sonra değişmek zordur bence kendim için söylüyorum aynı yaştayım kardeşinle, kendi kardeşim böyle şeyler yapsa ben o kadar nazik olamazdım
0
topraam
(15.02.15)
Ailenin tutumunun yanlışlığı burada dile getirmiş ama 17 yaşından sonra "Birdenbire biz her şeyi kestik" ile olacağını sanmıyorum. Çünkü kardeşiniz araba kullanıyor, bir sene sonra reşit olacak ve aileden alamadığı parayı uyuşturucu satarak ve daha sonrasında da kimbilir ne yaparak kazanacak. O zaman daha beter zıvanadan çıkacak. Başı sıkışmadığı sürece evi aramayacak. Ya da ailenizden zor kullanarak para isteyecek. Bu şekilde iflah olabileceğine inanmıyorum.

Babanız Kıbrıs'ta ise annenizi bir psikoloğa yönlendirebilirsiniz öncelikle. Ya da bu tür durumlarda kimler profesyonel oluyorsa onlara. Dolayısıyla önce o çocuğa nasıl davranacağını, bu yaştan sonra nasıl yavaş yavaş eğiteceğini öğrenecek. Bir yol bulunursa buradan bulunabilir. Bugünden yarına ya da birkaç seneye çözüm ummamak gerek ama ilerisi için ailenizin bir yerden başlaması gerekiyor ondan önce.
0
aychovsky
(15.02.15)
Konuyu diğer kardeşinize de açıp ne yapabileceğinizi sormakla başlayın. Hani belki küçük kardeşiniz üzerinde etkisi vardır, bilmiyorum.

Sonra da kardeşinizin dışarıda olduğu bir zaman, ailenizle konuşun ve işin artık başka insanlara zarar verme boyutuna geçtiğini söyleyin. Yani ailesine olan saygısını yitirmiş, alkol ve uyuşturucu kullanan bir çocuk gerçekten büyük problem. Askere gittiğinde (ki herhalde bu yıl da kazanamazsa gidiyor) aklı başına biraz olsun gelir. Şu dönemde de yapılacak şey bence ailenizi bilinçlendirmek ve çocuğun maddi imkanlarını kısıtlamak, mümkünse bağımlılıklarından kurtulması için bir merkeze yatırmak. Bu merkezlerden de nasıl davranmanız gerektiği konusunda bilgi alabilirsiniz.

Acil eylem planını devreye sokun, çünkü cidden tünelin sonunda bir ışık görünmüyor.
0
pozzecco
(15.02.15)
siz abla olarak ne yapabilirsiniz bilmiyorum ama anne ve babanınz bu kadar yüz vermemeli bence. anlattıklarınız bayaa filmlerde olan olaylar yahu. şımarık erkek kardeş, ona her şeyi her şeye rağmen veren anne ve baba.
çözüm önerilerim:
1) alkolü bir şekilde bırakması lazım. sağlıklı hareket etmesine engel.
2) çok fazla para sarf ettirmemeniz lazım. ben istediğimi yaparım algısı oluşmuş.
3) böyle olmasının sebebini araştırın. belki derinlerde bişiler vardır.
4) alkollü araç kullanması çok tehlikeli. yahu kendisini bırakın, başkasına zarar verir ya. alkollu araç ne demek!

ama sonuç olarak bir şeylerin değişmesini istiyorsanız bunun yolu tatlı dil ve güler yüz.
bu yaşta bir adamın hiçbir davranışını bağırarak, çağırarak değiştiremezsiniz. hatta ters teper ergenlerde bu bağırma, çağırma, yasaklama olayları. sabırlı olan ve tatlı dili güleryüzü ihmal etmeyin.
0
aklimdakisorular
(15.02.15)
acemi'nin ilk cevabı beni çk güldürdü.

kardeşinizi bir psikiyatr a ya da bir psikoloğa götürün öncelikle.

ayrıca, alkollü bir şekilde birine çarpıp, o kişiyi öldürebilir. keza kendi de zarar görebilir. bu çok ciddi risk taşıyan bir durum...

son not: "her şeyin fazlası zarar."
0
mza
(15.02.15)
Bilmiyorum ne kadar haddime ama yukarıdaki cevaplardan da biraz cesaret alarak, anne babanızı suçlu bulduğumu yazmak istiyorum. Yarın öbür gün bu çocuk yanlışlıkla da olsa birini öldürecek, yaralayacak, ya da hepsini geçtim tek bir çocuğa 'kötü arkadaş çevresi' olup uyuşturucuya başlatacak olsa bile, bunun vebali anne babanızın üzerine olacak. Siz bunları düşünüp üzülürken, o yaşta ve o sorumlulukta insanların böyle şeyleri düşünmüyor olması çok üzücü. Kesinlikle anne babanıza bu konuda sizin yol göstermeniz ve üçünüzün oturup bir çözüm planlaması gerekiyor.

Ve yukarıda biri daha demiş. Ne yazık ki ailem kardeşinizin yaşlanmış versiyonlarıyla dolu. Olaya şimdi müdahale edilmezse, gerçekten üzülerek söylüyorum ki anne babanız oldukça kötü bir yaşlılık geçirecekler ve siz de bir yandan anne babanız için üzülüp bir şeyler yapmaya çalışırken, bir yandan hakkınız yenecek. Tek kuruş miras da alamayacaksınız. Çünkü vakit geldiğinde ya hepsi yenmiş olacak, ya da bir sürü dolandırıcılıkla olan da elinizden alınacak. Benim ailemdekilerin de sorumlusu anne-babalardı ama son yıllarını kötü yaşasalar da gittiler, hep kardeşler çekti. Dilerim ki aynısı sizin de başınıza gelmez. Kimin açısından bakarsan bak, çok kötü bir durumla karşı karşıyasınız. Umarım bir an önce çözüm bulabilirsiniz.
0
equine
(15.02.15)
Psikolog veya bu tarz olaylarda tecrübesi olan profesyonellerden yardım almakta fayda var.
0
maxim gorki
(15.02.15)
kardeşin psikopat falan olabilir.
0
namus ninjası
(15.02.15)
Tek yol hapis. Cok degil 3-5 aylik yatacagi bir cezasini ispikleyip iceri tiktirin.
0
rayde
(15.02.15)
Allah sabır versin. Anne babanın bu tavrı olduktan sonra ne yapsan boş.
şöyle 6-7 aylık bir cezaevi macerası olsa aklı başına gelir.
0
gotic
(15.02.15)
olay çok ayrıntılı hepsine hakim olup da hakkıyla cevap verebileceğimi sanmıyorum. kusura bakmayın.

ancak dikkatimi çeken kardeşinizin sizin kumbaranızdan, cüzdanınızdan ve daha kim bilir bilmediğiniz nerelerden para çalması, eski telefonunu satması. bu uyuşturucu ya da kumar alışkanlığını gösterebilir. yani bu davranışların hiç biri normal değil.

ailenizin bir profesyonele danışarak ciddi bir müdahalede bulunması gerekiyor. yoksa bunun önünü alamazsınız. aşırı derecede bir şımarıklık oluşmuş durumda.
0
mea maxima culpa
(15.02.15)
(12)

Şiddet eğilimli kadınlar var mı?

nicotr
Özgecan'la ilgili protesto haberlerine bakarken Ankara ve İstanbul'daki gösterilerde kadınların erkeklere saldırdığını gördüm. Kadınlara yönelik şiddeti protesto ederken şiddete başvurmak bana tuhaf geldi açıkçası. Sonradan bunun cinayet olayının sıcaklığından kaynaklanan öfke patlaması olabileceğin
Özgecan'la ilgili protesto haberlerine bakarken Ankara ve İstanbul'daki gösterilerde kadınların erkeklere saldırdığını gördüm. Kadınlara yönelik şiddeti protesto ederken şiddete başvurmak bana tuhaf geldi açıkçası. Sonradan bunun cinayet olayının sıcaklığından kaynaklanan öfke patlaması olabileceğini düşündüm. Öğrenmek istediğim ise bu olaydan bağımsız, kadınlarda da erkeklerde olduğu gibi şiddete eğilimli olanlar var mı? Yani en ufak bir kızgınlığında kafa göz girmeye kalkan tipler.
0
nicotr
(15.02.15)
şiddet eğilimli kadın değil onlar yahu. sabrı taşmış kadınlar. içi sızlayanlar. kendisi bıçaklanmış. kendisi yakılmış gibi hissediyolar. yada bir gün kalmış başlarına bunların gelmesine. ölmeden önce can havli vardır ya.
0
iyiaksamlarbayan
(15.02.15)
Cani kadinlar var literatürde ama şiddete meyyalimiz ne boyutta biliyorum. Kandaki testosteron seviyesiyle doğru orantili artiyor olabilir.
0
damdanakan
(15.02.15)
var tabii.
bu şekilde boşanma davası açıp kazanan adam da vardı, bir arkadaşımın müvekkiliydi.
0
kayranin kedisi
(15.02.15)
ya aptal aptal konuşmayın, herkese sapık muamelesi yapmayın. sabırları taşmışmış. ulan gitsin sapığa vursun, sokaktaki adama neden vuruyor? herkese potansiyel sapık gözüyle bakmaya, masum insanlara sapıkmış gibi davranmaya ne hakkınız var? tecavüzü erkek ya da kadın değil İNSAN olduğunuz/olduğumuz için lanetlemek gerek. lan bir kızcağız öldürülmüş, tüm millet yasta, kadınlar gidip adam dövüyor. böyle gerzeklik mi olur? ben kadınlardan daha mı az üzülüyorum özgecan'a? o da bizim çocuğumuz, arkadaşımız, kadınımız değil mi? "hıı iyi ya bi şey olmaz kadınmış" dediklerini ya da herkese tecavüz etmeyi düşündüğünü falan mı sanıyorsunuz siz erkeklerin?

kanıbozuk sapık şerefsizler ayrı, erkekler ayrı. herkese sapık muamelesi yapmayın.
0
der meister
(15.02.15)
şiddet eğilimli kadınlar var elbette. "ilkel benlik" denilen şey sadece erkeğe özgü bir şey değil. erkekler testosteron etkisiyle daha kavgacı, daha çok şiddet yanlısı sadece.

sabrı taşmış kadınların, erkeklere saldırması da doğru değil. olaylara cinsiyet atfetmek, toplumu daha da fazla bölecek, bir kesimi daha da fazla duyarsızlaştıracak, kadınlar ve erkekler arasındaki uçurumu daha da fazla açacak ve maalesef bu tür olaylara gelecek tepkileri de azaltacaktır.

kadınların, erkeklere saldırmasını "can havli olur ya ondan" diyerek normalleştirmek, kadınların bütün erkekleri "tecavüzcü, katil" olarak gördüğü izlenimi yaratır ve toplumları daha da böler. bu tür bölünmeler ise toplumu daha büyük bir karanlığa iter. sapla saman karışıyor.
0
mesglsn sanirm bn yatiyrm
(15.02.15)
@der meister ; adam arabayla dalmis aralarina, kadinlara bagirip cagirmis onlar da tepki gostermisler. Hayir ayni hareketi normal trafikte sana yapsa sen de tepki gosterirsin ama kalkmis burda kadinlari sucluyosun, bi gidin ya.
0
pinking of you
(15.02.15)
@der meister özellikle bahsettiği olay için; tansiyonlar yüksek mi kardeşim şuan? yemeden içmeden kesildik mi? şimdi hepimiz hassaslaştık mı? sen normalde vermeyeceğin tepkileri verir misin şimdi benzer bir olayda? kim sana sapık dedi? sakin olun az. duyarlı olun yahu.
0
iyiaksamlarbayan
(15.02.15)
@pinking of you, haa üzerlerine sürdüyse bir şey diyemem, başlığı açan arkadaş herhangi bir detay vermemiş. "HIAA ERKEK BU" deyip saldırdıklarını düşündüm. o zaman iş değişir.

ayrıca iğrençsiniz. hassaslığı, insanlığı sizden öğrenecek değilim. dediğim gibi, ben bir İNSAN olarak özgecan için eminim en az sizin kadar üzülüyorum. ama bu her erkeğe sapık gözüyle bakmayı meşrulaştırmıyor.

çok kötü bir ülkede yaşıyoruz ve her zaman kendinizi korumak zorunda hissediyorsunuz evet, bu doğru buna zaten bir şey diyemem. ama bu kızın ölümü üzerinden erkeklere sallamak ruh hastalığıdır kusura bakmayın. bunu yapan erkek veya kadın değil. caninin biri. erkek düşmanlığı yapıyorsunuz siz.

kızın tabutuna erkek eli sürdürmemeler falan. ulan gerizekalılık diz boyu. ayırın. kadınla erkeği daha çok ayırın. erkeklere sapık muamelesi yapın. kadınlar korkmaya devam etsin. kadınla erkek birbirinden uzaklaştıkça uzaklaşsın. böyle çözülür zaten kadına şiddet. biz hepimiz sapığız, şerefsiziz ya kızın cenazesine el sürmemiz bile istenmiyor. böyle mallık görmedim hayatımda.
0
der meister
(15.02.15)
evet toplumu ayrıştırdık. kadınlarla erkekleri böldük. adam yorum yaptık diye geldi iki dakkada aptal diye yaftaladı. erkekler bu konuda da üste çıktılar ya. helal olsun başka bir şey demem ben. şiddet eğilimli kadın tabii ki var. kendi evladını boğdu geçenlerde biri. size bir şey diyen yok sakin olun. özgecanın yürüyüşünde insanlar hınç dolu, sabrı taşmış dedim. korkmuşlar dedim. ne var bunda.
0
iyiaksamlarbayan
(15.02.15)
"Toplum bizi buna itti"

yerim toplumunuzu. Biz meleksiniz de erkeklerin hepsi orospu cocugu.

Hepimizi taradigini falan hayal ediyormus. canim kiyamam ya.

Bana ne lan ulkedeki insanlarin yüzde doksani gerizekaliysa? Bana niye saldiriyosun niye benim uzerimden ego tatmini yapiyorsun la.
0
gunde 3 litre kola icen adam
(15.02.15)
Bu olaydan bağımsız konuşayım. "savaşçı geni" olan kadınlar da var. Tabii bu sadece bir etmen.
www.samildemir.av.tr
abcnews.go.com
www.igenea.com

Örneğin, yolda trafik tıkanınca bazıları sadece üfler, diğerleri elini koyunu nereye koyacağını bilemez, başka biri cinnete yaklaşır. Bunu bu şekilde açıklıyorlar. X kromozomu ile taşındığı için ve erkeklerde bir tane X kromozomu olduğu için anneden savaşçı geni geldiğinde, savaşçı geni erkekte aktif oluyor. Ama kadında aynı aktifliğe erişmesi için hem anneden hem babadan gelmesi gerekiyor. Dolayısıyla kadınlarda daha az görülüyor. Ayrıca kadınlar için mutluluk verici etkisi de varmış.
www.redorbit.com

Bu genin varlığı "kavgaya kesin karışacak" anlamına gelmiyor. Ancak savaşçı geni olanlar başkalarına zarar vermeye daha eğilimli oluyor. Kendisinde savaşçı geni olan budist bir rahip sinirlendiğinde kendini sakinleştirebiliyor ama savaşçı geni olmayan bir motor çetesi üyesi kendini sakinleştiremeyebiliyor da. Bu çok belirleyici değil. Üstüne çocukluktaki travmalar + yetiştirilen çevre + başına gelen olaylar + daha önce duydukları gibi birçok şeye de dayanıyor.

Ekleme: Bu olayla ilgili olarak da "Namaz sırasında kadınlar yerlerinden kıpırdamadı, ayrılmadılar cenazenin başından" haberi ile ne kadar olumlu bir duygulanma yaşadıysam, "Cenazesini kadınlar taşıdı" haberi de beni o kadar rahatsız etti. Evet, sapık oranı yüksek toplumdayız. Hadi olsun olsun, %50'si sapık olsun, tecavüz eğilimli olsun. Kalan %50 de Özgecan için üzülüyor, belki kendini de sorumlu hissediyor. Bir el vermek, bir yardımda bulunmak istiyor. Onlara neden erkek olduğu için sapık muamelesi yapıldığını, "Erkek yüzünden öldü, şimdi sen erkek erkek cenazesine dokunma" denmesini anlayamıyorum. Ayrıca "erkek olmaktan utanıyorum" yazan erkekleri de anlamıyorum. Evet, cinayet bir kadın cinayeti ve bunu bir erkek; erkek olduğu ve güçlü olduğu için yaptı ama ben herhangi bir kadın hayat kadınlığı yaptığı için veya kadınlıkla herhangi bir suç işlediği, kandınlığını kullanarak yanlış bir şey yaptığı durumlarda kadın olmaktan utanmıyorum. Çok tipik örnek ama bu Hitler Hristiyan veya Alman olduğu için, bu özellikleri taşımaktan utanmak gibi bir şey gibi geliyor bana.

Tutar da günün birinde böyle bir şey yüzünden öldürülürsem, vasiyetimdir; kadınlı erkekli taşıyın beni. İçi acıyan ve canı isteyen herkesin eli değsin. Kimse kimseye saldırmasın. Cenazemde kimse kimseye cinsiyeti veya baştan belirleyemediği bir özelliği yüzünden saygısızlık etmesin. Öyle birileri olursa da kovun.

%50'yi salladım, değiştirebilirsiniz istediğiniz başka bir oranla.
0
aychovsky
(15.02.15)
Peki Ankara'dakinde adamın kadınlara resmen itlik yapmak için sataştığını, kendisine müdahale edilince de polisin araya girip kadınlara "hadi yürüyün işinize bakın" dediğini de gördün mü acaba? İstanbul'daki eylemde de muhtemelen götünü cipinin içinde yaymaktan sıkılmış bir adam arabayı kitlesinin üzerine sürdü, sonra da bağırıp çağırmaya başlayarak arabadan indi, insanların üzerine yürüdü.

İkisine yapılan müdahale de son derece meşrudur. Keşke suratlarını çarşamba pazarına çevirseymiş kadın arkadaşlar.

Adaletin olmadığı yerde adaleti gerekirse şiddet yoluyla kendin sağlaman bir haktır. Ben bu hakkın yanındayım.

Bu arada "Şiddet eğilimli kadınlar var mı" başlığını açmak için doğru bir zaman değil. Aynısını "Dine laf ediyorlar bu olay üzerinden hay allah ne cevap versem" diyen kişiye de söylemiştim. İki gram empati yapın arkadaş, kenarda köşede durun şöyle.

Edit: Sinirden "kadının adamlara" yazmışım ilk cümlede, düzelttim.
0
sevgikusunkanadinda
(15.02.15)
(8)

nar çiçeği renkli ruj

mula
nerden alim hangi marka? baktım birkaç yere emin olamadım.
nerden alim hangi marka? baktım birkaç yere emin olamadım.
0
mula
(15.02.15)
mac'e bak diyeceklerle dolacak burasi birazdan ama sahiden guzel rujlari var.
0
fraise
(15.02.15)
Rimmel'in kırmızı kapakli 110 numarasina bi bakabilirsin.
0
rayde
(15.02.15)
inglot 127
0
catvoice
(15.02.15)
Migrosta var
0
kosun lan mevzu var
(15.02.15)
mac'te 3 sene çalışmış biri olarak, mac'e bak :D ama nar çiçeği tam yok, Lady Danger'a bakabilirsin. turuncumsu bi canlı kırmızı. nette görselleri vardır illa ki. ama ona bakarken başka rujlara dalabilirsin de :)
0
dasher
(15.02.15)
Rimmel london 110, golden rose velvet matte serisi 05 bunlara bak bakalım :) mac rujlara yapı ve kalıcılık olarak taş çıkartır bu dediğim 2 seri.
0
lal u ask
(15.02.15)
NARS Heat Wave. Hem de almışken "cruelty free" olsun.
www.google.com.tr
0
aychovsky
(15.02.15)
Maybelline coral tonic-422
0
ismoreto
(15.02.15)
(5)

duyuru cevalama

sende mi burutus hayir valla ben almadim
bazı duyurulara cevap veremiyorum. üstteki cevapla butonu gözükmüyor. neden?
bazı duyurulara cevap veremiyorum. üstteki cevapla butonu gözükmüyor. neden?
0
sende mi burutus hayir valla ben almadim
(15.02.15)
Çünkü onlar "duyuru" olarak açılıyor. Cevaplama seçeneği yok. Onlarda amaç soru sormak değil, bir şey duyurmak.
0
nawar
(15.02.15)
soru şeklinde açılmıyor çünkü onlar.
0
oku oku yazar ol
(15.02.15)
O sadece duyurudur, yazarı cevap istemiyordur. Yani sadece "duyuru" olarak açmıştır.
0
cok sey hakkinda az sey bilen adam
(15.02.15)
ama soru soruyorlar. demek ki açarken hata yapılıyor.
0
🌸sende mi burutus hayir valla ben almadim
(15.02.15)
Burada iki seçenek var.

İlki duyuru sahibi cevabı uluorta istemiyordur, özel mesajla cevap almak istiyor olabilir.

İkincisi de duyuru açarken en üstte "duyuru" seçeneği, onun altında da "soru" seçeneği var. Bazen orayı ayarlamayı unutabiliyor insan ya da kaydırıp soru yerine duyuruyu seçebiliyor. Yanlışlıkla duyuru açmış olabilir.
0
aychovsky
(15.02.15)
(13)

mantık evliliği yapsanız

Lt. Col. Frank Slade
sizce ileride pişman olur musunuz? soru bu kadar, gayet açık. tikler eve gidince, yaklaşık yarım saat sonra.
sizce ileride pişman olur musunuz? soru bu kadar, gayet açık. tikler eve gidince, yaklaşık yarım saat sonra.
0
Lt. Col. Frank Slade
(14.02.15)
içinde aşk olmayan evliliğe evlilik demem. deli gibi aşık olması lazım insanların. hadi yaşı ilerlemiş de evlenecekleri bir nebze anlarım da, gencecik insanlar mantık evliliği yapacağım demiyor mu hayret ediyorum. öyle bişey yapsam çok pişman olurdum.
0
rock n roll
(14.02.15)
nerden bilelim. pişman olacagını bile bile kimse mantık evliliği yapmaz herhalde.

ben de sana sorayım: aşk evliliği yapsanız sizce ileride pişman olur musunuz?
0
dafuq
(14.02.15)
Tam benim tarzım. Zaten bu gidişle önce evlenip sonra aşık olmak niyetindeyim. Formülü değiştirdim biraz. En güzeli.
0
sehpa fx350
(14.02.15)
eğer kız güzelse biraz da kafalar uyusuyorsa yani öyle sıkılmıyorsam ölümüne beraberken direk yaparım. yalnızlıktan her türlü iyidir. üniversite bitsin ilk denk gelenle yapmayı düşünüyorum. ya da aile bulsa da olur. yeter ki bu karanlık günlerim geride kalsın. baska bir şey istemiyorum. aşkı sikeyim.

gencecik insanlar karsıdan sürekli kabul görüyor sanki aq.
0
fransizkalanadam
(14.02.15)
Bana mantıklı olan hem sevdiğin hem de uyumlu olabildiğin biri ile hazır olduğun zaman evlenmekmiş gibi geliyor. Gerisi çok mantıklı değil gibi.

Bir de mantık evliliği kavramını da net tanımlayamıyorum. Para için evlenmekmiş gibi gelmiyor da böyle söylenince, "Şunun eline vursam ekmeğini alırım, evde benim sözüm geçer. Aşık olduğum kişi ise benim değerimi bilmez. Ben nazımı geçireceğim ile evleneyim en iyisi" gibi bir fitne fesat geliyor aklıma. Bu niyetle evlenenin de karşısındakinin hayatını harcadığını ve genelde erken öldürdüklerini düşünüyorum. Para için evlenmekle başabaş kötülükte geliyorlar bana.

Ek: Düşünerek bile pişman oldum.
0
aychovsky
(14.02.15)
pişman olup olmayacağını yaşamadan bilemezsin ama evlilik için uygun bir aday olduğunu düşündüğün biri ile sırf ilerde yalnız kalmamak için yapılmamalı.

sadece mantıkla olacak şey değil bu evlilik. olsaydı çoktan evlenirdim. demek ki pişman olmak istemiyorum.
0
yok artik daha neler
(14.02.15)
ilerde pişman olacaksan pek de mantıklı değildir zaten?
0
justinho26
(14.02.15)
Kim ne derse desin bence mantıklı,klişe de olsa her aşk bir gün biter.çok Sevip koca şiddeti görüp pişman da olan var,deliler gibi aşık olduğu eşi tarafından aldatılan da.üzüleceksen buna üzül,hayalkırıklıkları ile dolu bi aşk evliliğine değil.
0
sytemofadownmanyagi
(14.02.15)
evet pişman olurum.Bir süre sonra sıkılırsın sıkıntılarda dert tasayı getirir.Mantık evliliği yapıcağıma hiç evlenmem daha iyi.
0
verbanadüşlerimi
(14.02.15)
olur mu olmaz mı demiyorum, ileride sizce pişman olur musunuz diyorum? altıncı his veya içgüdünüz ne diyor?
0
🌸Lt. Col. Frank Slade
(14.02.15)
Muhtemelen olurum, gerçi mantık evliliği yapmaya karar verecek kadar aşktan umudumu kesmişsem zaten o saatten sonra pişman olsam ne olmasam ne...
0
elikası
(14.02.15)
benim yapacağım evlilik mantık evliliği olacak. ve bundan pişman olacağım, biliyorum.
0
imla kilavuzu
(15.02.15)
Bence mantik da olsa ask da olsa bi evlilik kotu gittiginde pismanlik duyma sebebi/tetikleyicisi cocuktur. Yani kotu giderse ve cocugum yoksa pisman olmam, olmadi der ayrilirim. Cocuk varsa keske derim heralde.
0
saçdemeti
(15.02.15)
(2)

Reçelin içindeki beyaz parçacıklar [caps]

ermanen
pamukçuklanma gibi ama sanki daha küçük ve ayrık parçalar.resimdeki gül reçeli. buzdolabında duruyordu.https://www.dropbox.com/s/9ctvvkmi2zgf6hm/2015-02-14%2012.56.06.jpg?dl=0https://www.dropbox.com/s/aacdg3zxwza9p7a/2015-02-14%2012.56.19.jpg?dl=0nedir? yenir mi sizce?
pamukçuklanma gibi ama sanki daha küçük ve ayrık parçalar.

resimdeki gül reçeli. buzdolabında duruyordu.
www.dropbox.com
www.dropbox.com

nedir? yenir mi sizce?
0
ermanen
(14.02.15)
şekerlenmiş bence
küf daha yüzeyel oluyor
0
la noix
(14.02.15)
Şekerlenme başlamış. Daha yeni başlamış, o üst kısımları atsan yenir. Şu anda o kadar kötü durumda değil.
0
aychovsky
(14.02.15)
(6)

funky/groove şarkı önerisi

ilkot
Selamlar,Soru başlıkta aslında, çok da eski olmayan groove yüksek, dinamik, eğlenceli funk parçalar arıyorum var mı önerisi olan?Bruno mars'ın uptown funk tadında olabilir mesela.https://www.youtube.com/watch?v=OPf0YbXqDm0Teşekkürler.
Selamlar,

Soru başlıkta aslında, çok da eski olmayan groove yüksek, dinamik, eğlenceli funk parçalar arıyorum var mı önerisi olan?
Bruno mars'ın uptown funk tadında olabilir mesela.
www.youtube.com

Teşekkürler.
0
ilkot
(14.02.15)
aklıma ilk jamiroquai geldi. günümüzde yapan var mı çokta emin deilim. zaten funk dediğin janr genelde diğerlerini beslemek için kullanılıyor albümlerde, partisyon olarak. yani sapına kadar funk bi albüm veya sanatçı ben son zamanlarda hatırlamıyorum. çok eski olmamakla birlikte ama kool and the gang öneririm. tatlıştır.

www.youtube.com
0
bruceandwayne
(14.02.15)
bruceandwayne + 1
Jamiroquai diyerek şunu paylaşmaya geliyordum.
www.youtube.com

Brand New Heavies olabilir, şu listede ona uyan kesin en az birkaç şarkı vardır.
www.youtube.com

Şu onlardan sayılmaz ama paylaşasım geldi.
www.youtube.com
0
aychovsky
(14.02.15)
Tam o tür olmasa da funk ve Bruno Mars'ın o şarkısını çok sevdiğim için sevdiğim birkaç hareketli grup önereyim: Jet (are you gonna be my girl), Pulp (common people), Endeverafter (i wanna be your man), Yeah Yeah Yeahs (honeybear)
0
rivulet
(14.02.15)
namus ninjası
(14.02.15)
dove falconhand
(14.02.15)
camiryo +500

spotify a 70s groove yazarsaniz cikan calma listelerinin cogu bu tarzda. ozellikle donma summer, earth wind fire,incognito, kool and the gang, diana ross,chic,sister sledge gibi 70ler efsaneleri linkteki gibi gruplardir.
0
ne desem bilemedim
(15.02.15)
(5)

seboreik dermatit

mesglsn sanirm bn yatiyrm
selam sevgili duyurucu melaikeler.bende sebore var. babamda da vardı, yani babadan oğula nesilim. genetik tarafı var mı acaba bu seboreik dermatit'in? (ablamda da var. bir dönem daha çoktu onda ancak azaldı artık.)bazen burnumun kenarında oluyor, kulağımın içinde olduğu oluyor. değişiyor. neye bağlı
selam sevgili duyurucu melaikeler.

bende sebore var. babamda da vardı, yani babadan oğula nesilim. genetik tarafı var mı acaba bu seboreik dermatit'in? (ablamda da var. bir dönem daha çoktu onda ancak azaldı artık.)

bazen burnumun kenarında oluyor, kulağımın içinde olduğu oluyor. değişiyor. neye bağlı artıp azaldığını çözmeye çalışıyorum ancak çözemiyorum. yağlı yemek yediğimde artıyor ona eminim bir tek.

artık tamamen geçmeyeceğini anladım geç de olsa. lakin bu belirtileri öteleyebildiğim kadar ötelemeye çalışacağım artık. ne yapabilirim bu konuda? sizler ne yaptınız belitileri azaltmak için? elocon falan kullanmak istemiyorum artık. farklı bir ilaç olabilir, evde yapılabilecek şeyler olabilir, yiyecek içecek yasakları olabilir. her öneriye açığım.

hep koy götüne modundayım. stresten uzak durumdayım yani, bu öneriye gerek olmadığını düşünüyorum :)
0
mesglsn sanirm bn yatiyrm
(14.02.15)
ekşi sözlük' teki seboreik dermatit başlığını okuyun, oldukça aydınlatıcı bilgiler bulacağınızdan eminim, geçmiş olsun.
0
oinone pe
(14.02.15)
sondan başlayarak okumak istedim ilgili başlığı, hemen hemen hiç zararı olmayacak bir öneri getirmiş entry' i yazan. dene bakalım. önce entry;

kesinlikle cozumunu buldugum hastalik. cidden bitti ve neredeyse 3 ay oldu, belki 100 doktor 100 farkli ilac denedim ama sonunda buldum anasini satayim hemde kisin cok fena olurdu ama kis olmasina ragmen sorun yok. reklam gibi olmasin diye yazmayim diyorum da ne reklami yapicam deneyin bakalim ben eksiden ve netten belki 200 sey denedim bende hic tutan olmamisti. oncelikle her gun dus alacaksiniz zaten sikinti yok head and shoulders intensive tratement ile 2 gunde 1 saclar ve nerenizde sikinti varsa iyice yikanacak bende yuzde oluyordu yuzde boyle 2 dakika kalsin bu 2 gunde 1 diger gun ise ya normal head and shoulders alin veya nivea mi ne bu ronaldonun reklaminda oynadigi ayni sekilde yine yuze falan masaj yaparak yikayin (benim evde head and shoulders var spor cantamda nivea galiba iste ondan var hangisi denk gelirse) son ve en kritik sey su bunu da o watsonstaki bayan sayesinde kesfettim kendisine xx krem var mi diye sordum adini da bilmiyodum iste kapagi su renk falan bulamadik ne icin dedi bende dunyanin en kuru cildi icin hangisi olur dedim. pembeli nivea asiri kuru ciltler falan bi krem verdi iste bu kremi sabah oglen aksam suruyorum yuzume ve butun hastalik gecti fiyati da 20 tl altinda. bluecap inden ketoralindan ebesinden her turlu krem hap ve sampuan denemis biri olarak bu cozum beni kurtardi gibi. o bluecap denen soyguna sampuan ve krem falan 200 tl veriyordum her ay anasini satayim bi de gecmiyordu bak aklima geldikce sinirleniyorum onu da ozellikle almayin.
09.02.2015 00:33 benjamin barker
0
oinone pe
(14.02.15)
Babamda ve abimde var, bende henüz çıkmadı. Genetik olduğu söyleniyor. Ben de "Göreceğiz" diye bekliyorum.

Strese çok bağlı. Bir arkadaşımda vardı. Birlikte çok önemli bir sınavın mülakat aşamasından geçecektik. Bekleme odasında beklerken adam kızardı, kabuklandı, kaşındı, terledi, kendi terinin içinde yanmaya başladı. Biraz daha uzasaydı süre, adam alev alev yanacaktı kendi terinde. Ertesi gün sınavı geçtiğinde azalarak dermatiti de geçti.

Abime iyi gelen şampuanları yazayım:
-Head and SHoulders ve Rejoice'un seboreik dermatit şampuanı var ama marketlerde yok, internetten getirtiyoruz.
-Live Clean Apple Cider iyi geldi. (Watsons'larda var)
-Yağ temizleme jelleri ve su bazlı kremler iyi geldi.
0
aychovsky
(14.02.15)
yaklaşık 10 senedir muzdaribim. tenım çok beyaz. hep kızarıyor kepeklenıyor geçiyor. döngü bu

' bilinmeyen bir nedenden dolayı cilt hücrelerinin protein ve yağ sentezi mekanizmalarının hızlanması '

seboreik dermatitin net olarak budur tanım. hücrede meydana gelen bu sistematik değişiklik malesef oğul hücreye geçtiği için, kesin çözümü bilimsel olarak imkan dahilinde değil.

hücrede değişiklik olduktan sonra, bilindiği üzere tetikleyen durumlar var. onları mınımuma indirirseniz, seyiri yavaşlatabilir daha az alevli geçmesini sağlayabilir ve tekrarlama süresini uzatabilirsiniz.

ancak başta bu hücrenin sentez sistematiğini hızlandıran neden bilinmiyor. sonrası tetikleyen faktörlerdir neden değildir. stres dahil.

tüm mesele bundan ibaret.

herkes beğendiği tavsiyeye uyabilir, çözümler arayabilir. ama önce hastalığını ne olduğunu bilmesi gerekir. türkiye'deki eksiklik bu. doktora gidilir, doktor bakar reçete yazar. kımse neden niçin demez.

geçmiş olsun demiyorum. çünkü ölene kadar tam olarak kurtuldum demeniz, mümkün değil.

ozellıkle yuzde olanı saça göre daha inatçıdır.

başkasının yaptığı stresın belkı çok dah azı ıle yakalandım ve 10 senedir geçmedi.
0
erektus
(14.02.15)
bir de herkes yenı bir yöntem bulur. çözümünu buldum rahatım der. aylar sonra o yöntemın işe yaramayacağını başa döndüğünü anlar.

zaten bu hastalığı, şu kremı kullan kurtul, şu hapı kullan kurtul gibi spesifik bir çözümü olmadığı için. sürekli değişikliğe gidilmelidir. değişiklikler seyiri yavaşlatabilir, asla net çözüm değildir.
0
erektus
(14.02.15)
(9)

nezaket- yavşama

Lt. Col. Frank Slade
çok sık geliyor başıma karşı cinsle. nezaketi severim, nazik insanlara bayılırım, ben de öyle olmaya çalışırım ama ne zaman nazik olsam, kibar ve centilmen davransam karşı taraf bunu hemen yavşamak olarak algılıyor, o zaman da bende şalter atıyor.bu bi kural da ben mi bilmiyorum? Genelleme de yapmak
çok sık geliyor başıma karşı cinsle. nezaketi severim, nazik insanlara bayılırım, ben de öyle olmaya çalışırım ama ne zaman nazik olsam, kibar ve centilmen davransam karşı taraf bunu hemen yavşamak olarak algılıyor, o zaman da bende şalter atıyor.
bu bi kural da ben mi bilmiyorum? Genelleme de yapmak istemiyorum ama yapmak zorundayım, kendi yaşadıklarım çünkü bunlar. İstinasız her kız, ben nazik davranınca ya yavşadığımı sandı ya da zamanla beklentiye girdi. Laf dönüp dolaştı "sen bana yavşadın"a geldi veya "sen bana ümit verdin" oldu.

ya illa kaba mı olmak lazım? Hadi kaba demeyelim de düşüncesiz mi olmak lazım? İnsanlar sadece birbirine beraber olmak için mi nazik davranır? Görgü diye bi'şey kalmadı mı?
0
Lt. Col. Frank Slade
(14.02.15)
Siz böyle devam edin, boşverin onların ne düşündüğünü, ayrıca genelleme yapmayayım ama kızlar her şeyi anlamak istedikleri gibi anlar, nasıl görmek isterlerse öyle görürler, siz kaba da davransanız girecekleri varsa o beklentiye girerler..

Siz insanlara kibar ve nazik davranmaya devam edin, zamanla herkese aynı muamelede bulunduğunuzu gördükçe alışırlar..
0
mutekebbir
(14.02.15)
var böyle bir şey evet. kabalık normal karşılanmaya başlanmış sanırsam. bu sebeple nazik olunca direkt yavşıyor durumuna düşüyor insan.
0
dunden beri dimdik
(14.02.15)
bu cehalet midir sizce?
0
🌸Lt. Col. Frank Slade
(14.02.15)
Cehalet demeyelim de alışkanlıktır belki, hatuna kibar davranan her erkek sonrasında yavşadıysa böyle bir izlenim bırakılmış olabilir..

Ek olarak @alter ego'da da katılıyorum, ben soru kadınlar üzerine olduğu ve en çok bu mevzuya şahit olduğum için tek taraftan baktım..

Dışarıya bir baktığımızda öyle çok büyük bir şeyden bahsetmiyorum en ufak olaylarda bile insanlar o kadar sert ve kaba ki küçücük nezaketi garip karşılar olduk..

"Görgü diye bir şey kalmadı mı?"
Evet bence kalmadı, bunu daha iyi anlamak için bir gününüzü toplu taşıma araçlarında geçirip insan gözlemlemek bile yeterli..

Daha inecek kişinin inmesini beklemeden metroya doluşan, birine çarpınca bir pardon demeye bile tenezzül etmeyen insaların içinde hiç tanımadığın birine bile ufacık yardımın dokunsa yanlış anlayacak insanlar var.. Artık her iyiliğin altında bir hinlik arar olduk..

Konu dağıldı biraz ama sonuçta insan aynı insan..
0
mutekebbir
(14.02.15)
Varsayılanı kaba olarak ayarlanmış bir kısım insan var ve gerçekten de görgü çoğu zaman bir garip karşılanıyor da, "istisnasız her kız" deyince bir işkillendim. Acaba üstüne mi olmuyor naziklik? İnsan birine yavşayınca heyecandan değişik hareketler yapar ve normale göre daha fazla nazik olur ya, sen de insanlara kibar olmak için zorluyor olabilir misin?
0
aychovsky
(14.02.15)
@aychovski yok ya, anında olmasa da zamanla buna dönüyor. Tabi aslında genel olarak insanlar diye sormam gerekirdi ama erkekler genelde "ulan çok kral adamsın" dedikleri için aklıma bile gelmedi. Ya da "hop bilader ağır gel sen bize mi yazıyorsun" demediler hiç :))
0
🌸Lt. Col. Frank Slade
(14.02.15)
görgü diye bir şey kaldı, nezaket de kaldı ama insanlar nazik olacak kadar umursamıyor birbirini güncel hayatta. umursayan birini gördüklerinde de başka şeyler düşünmeleri normal. gerçi buna benzer başımdan geçmiş bir olay var, eğer yanındakine sarılıyorsan, eline, saçına dokunmaktan çekinmiyorsan filan iş değişir tabii. öylesine "nazik" demiyoruz da "oynadı benimle it" diyoruz. oradaki it sen misin, iyice bir düşün derim.
0
devilred
(14.02.15)
@devilred it olup olmadığımı bilecek kadar algım açık, yine de teşekkürler.
0
🌸Lt. Col. Frank Slade
(14.02.15)
Ne yazık ki Türk kızlarının büyük bir kısmında "Beni sikecek", erkeklerinde de "Bana verecek" saplantısı doğuştan switch mode on geliyor. O konuda yapacak bir şey yok.
0
angelus
(14.02.15)
(23)

dün bir psikanalistle görüştüm, moralim sıfır

damdanakan
selamlar.dün bir psikanalistle görüştüm. kadının psikanalist olduğunu bilmiyordum, ben başka bir doktorun tavsiyesiyle gittim. kadın tıp mezunu, psikiyatr yani ama ekolü bu şekilmiş. iki hafta önce ayaküstü on dk konuşmuştuk. bir sonraki randevuya kadar ilaç kullanmamaya çalışmamı söyledi. ilaçla te
selamlar.

dün bir psikanalistle görüştüm. kadının psikanalist olduğunu bilmiyordum, ben başka bir doktorun tavsiyesiyle gittim. kadın tıp mezunu, psikiyatr yani ama ekolü bu şekilmiş.

iki hafta önce ayaküstü on dk konuşmuştuk. bir sonraki randevuya kadar ilaç kullanmamaya çalışmamı söyledi. ilaçla tedaviye (çok gerekmedikçe) karşıymış. tamam, dedim, bi hafta kullanmadım ilaçları ama yine o ezberlediğim ilaçsızlık etkileri kendini gösterdi. öğrenme, hatırlama, analiz, dikkatini bi noktada toplama gibi fonksiyonlarım tammaıyla kayboldu yine. yeni bir işe girdim ve işi öğrenme aşamasındayım. kimseye de"ya canıms ben ilaçları bırakıyorum da, ayküm sizlere ömür. anlamıyorum ben ya, hani sen anlatıyosun da anlamıyorum yani" diyemiyorsun. bu duurm iş arkadaşlarımın da dikkatini çekti tabii, huzursuzluk ve hafif bir gerginlik hasıl oldu. ben de sikerün böyle aşkın ızdırabını diyerek ilaca tekrar başladım. bi haftadır kullanıyorum ve şu an, evet, ayküm normal seyrine dönmek üzere.

dünki görüşmemizde doktora bu durumu anlattım. bana ilaçları çat diye bıraktırmayın, bakın ne hale geliyorum. çalışmam lazım ama o halde çalışamıyorum vs dedim. bana o ilaçların yoksunluu söyleidğin kadar ağır değil. biyolojik nedenlerin ötesinde ilaca fazlaca ihtiyaç duyduğuna inandığın için öyle oluyor dedi. ama geçtiğimiz altı ayda ne zaman ilaç bırakma girişiminde bulunsam tamamıyla benzer fiziksel etkiler yaşadım. çok isteyerek, güle oynaya bırakıyorum ama bir hafta sonra tam bir gerizekalıya dönüşüyorum. neyse takıldığım nokta tam olarak bu değil ama bu konudaki görüşlerinizi de almak isterim.

gelelim moralimi alt üst eden asıl noktaya. beni biraz dinledi ve söylediği şeyler şu:
"Antidepresanlar uzun süreli kullanıma uygun ilaçlar değildir, sorunlarını çözmez (bu noktada hak veriyorum kendisine). yani şöyle, hayatının olağan seyrinden kopmuş ve sorunlarıyla baş edemeyen insanlara, o süreci daha rahat atlatabilmesi için ilaç tedavisi uyguluyoruz ve bir iki sene içinde ilacı bıraktırıyoruz çünkü bu kimyasallar beyindeki belli maddelerin salgılanma mekanizmasını değiştiriyor, bir noktadan sonra ilaca başladığından daha hasarlı bir hale getiriyorlar beynini. ama anladığım kadarıyla sen hayatın boyunca stabil bir seyir yakalayamamışsın hayatında. boşlukta süzülüyor gibisin. ilaç tedavisi uygulamak istesem hayatının sonuna kadar ilaç kullanman gerekecek. yani sorununun kaynağı derinlerde. dışarıdaki random x bi insanın hayatının belli dönemlerinde yaşadığı çalkantılar senin hayatının ta kendisi. sen hep böyleymişsin. bu durumu ilaçla düzeltemeyiz. imkanım olsa snei haftada üç gün görmek isterim ama hem ben çok yoğunum hem de sen çalışıyorsun. haftada bir görüşmeliyiz mutlaka ve hazır ol bu tedavi yıllarca sürecek." dedi.

beynimden vurulmuşa döndüm ya. dünden beri kendimde değilim.. kendimi inanılmaz hasta, anormal hissediyorum. titriyorum, sonra ateş basıyo. midem bulanıyor, üzerimdeki giysiler bile ağır geliyor.

yani bir analistin "hasta"sına, durumu çok kritik bile olsa bunları söylemesi doğru mu?

bir de seans başı 200 tele istiyor. "lan bu ney?"

ek soru: bu tedavi çok büyük bir maddi külfet benim için. maaşımın yarısını her ay gidip kadının eline saymam lazım. yine de devam etmeli miyim yoksa spor, yoga yaparak, kitap okuyarak hayatıma yampiri yampiri devam mı edeyim?
0
damdanakan
(14.02.15)
sanırım doktorun dedikleri doğru sen de farkındasın ve inkar aşamasını geçip öfkeye geçmişsin.

geçmiş olsun.
0
ceycey e
(14.02.15)
ben doktor veya uzman değilim, o yüzden "saçmalamış" gibi bir ifade kullanmayı hayvanlık olarak görürüm ama ne yalan söyleyeyim aklımdan ilk olarak bu geçti.

lisede her şeye plasebo etkisi yeaaa diyen mal kızlara benzettim. ayrıca on dakika ayaküstü sohbet ve yarım saat seans sonrasında "ömür boyu sürecek bir tedaviye hazırlıklı ol :))" demesi çok saçma geldi bana.

benim psikiyatristim 3 seanstan sonra "ilaçla bi yere kadar gidebiliriz, senin psikologla da görüşmen şart" demişti mesela. hiç öyle ömür boyu tedavi lazım, vooouv çok uzun bir yolun başındayız, sen kafayı yemişsin aq çocuğu tarzı bir yaklaşımda bulunmadı.

dediğim gibi ben sıradan vatandaşım, bir şekilde o mesleği yapan biri hakkında atıp tutmak istemem ama bu tarz yaklaşım bana çok sağlıklı gelmedi işin açığı. ayrıca ilaçların çat diye bırakılmaması gerektiğini çocuk bile bilir. doz azalt falan dese neyse. niye çat diye ilacı kestiriyor ki sana. "normal" halini görmek için mi? ne biçim mantık o ya.
0
der meister
(14.02.15)
@der meister: bu psikanaliz dedikleri tırıvırı yıllarca süren bi tedavi şekli zaten de "hiii sen y.rrağı yemişsin" çıkışı kalbimi kırdı açıkcası.
0
🌸damdanakan
(14.02.15)
ceycey e, sen haklısın da dışarıdan bir kişi olarak ben inkar aşamasındayım.

Belki tamamen, belki kısmen haklıdır. Başka bir analist, doktor, vb. de aynı şeyleri mi söyleyecek? Haklı olsa bile, herkesin farklı bir yaklaşımı olabiliyor. Doktor her şey.
0
aychovsky
(14.02.15)
yok ben de onu diyorum zaten, normalde bu tarz bir yola çıkıldığı zaman uzmanın "koçum benim bee, bunu mu yapamayacaksın ulan" demesi lazım. tabii ki boş bir gazla değil de daha gerçekçi ve makul bir şekilde. mesleklerini buna indirgemiyorum ama psikolojik tedavinin olayı zaten GENELDE telkin yoluyla kişinin düşünce yapısını, kafasının işleyişini değiştirmek değil mi? konuşa konuşa ne yapılabilir ki sonuçta, eninde sonunda bakış açısını ve yaklaşımı değiştirmeye dayalı tedaviler oluyor bunlar.

ve böyle bir eylem öncesinde "ooo kardsm sen ski tutmuşsun yaa :))" tavrı bana biraz anlamsız geldi. pohpohlasın, gaz versin demiyorum ama biraz da hassas olmaları lazım yahu. bacağı kırılan birinin bacağına tekme atıp böyle acıyo mu demek gibi bi şey olmuş bu sanki.

ama dediğim gibi ben sıradan vatandaşım, belki bu da bir yöntem falandır ters psikoloji gibi, hatta bakarsın ilerde "senden bi halt olmaz" da der ama en sonunda süper bi tedavi süreci olur. bilemiyorum. benim yorumum klasik vatandaş yorumu.

yine de psikolojik mevzular konusunda kendime güvendiğimi söylemem lazım. yani bu konudaki düşüncelerimde çok yanılmayacağımı düşünüyorum, der meister "bu ne biçim tedavi lan" diyorsa orada bir yanlışlık vardır. çünkü der meister bir dostoyevskidir, bir freuddur, psikolojinin kitabını yazar.
0
der meister
(14.02.15)
der meister'in dediklerine katiliyorum.

en azindan imkanlar dahilindeyse, ikinci bir gorus almaniz faydali olabilir.
haklilik payi varsa bile (oyle mi konusulur; ayi! diyesi geliyo insanin), daha pozitif ve kisiyi guvende hissettiren bir secim yapma sansi cikar.

ek olarak: ek'te sordugunuz aktivitelere yonelmek de bence faydali olur, kendinizi rahatlatmak adina.

saglik afiyet dilerim ;)
0
dolphingirl
(14.02.15)
şu anda hiçbir psikolojik problemim yok ancak bana birisi gelip böyle cümle kursa, hasta olmasam bile hastalık psikolojisine girerim. kibarlık yapmaya gerek yok, hayvanlık yapmış.
0
mesglsn sanirm bn yatiyrm
(14.02.15)
doktor senin yapamadigin seyi yapacak ve senin hayatina senin suzgecinin disindan bakacak. boylece senin kendince akla uydurdugun seyleri rahatca gorebilecek. ideal bir kimsenin bunu yapmak icin bir doktora ihtiyaci yok.

ilaclara inanan guvenen bir insanin basarabilecegi bir sey degil bu. dolayisiyla ilaclari birakacak kadar iradeli degilsen malesef kendi kendine basaramazsin.

eger okumayi seviyorsan, aliskanliklarini degistirmekte kararliysan otur biraz kitap oku. sorumluluk almayi, problem cozmeyi ogren.

doktor sadece gordugunu yuzune vurmaktan cekinmemis. bunlari duyunca hemen moralin bozuluyorsa ilac kullanmaya devam, doktoru falan da bosver.

kendi kendine basarabilecegine inaniyorsan oku, meditasyon yap... kendi kendine "sorun"larini coz.

kendi kendine basaramayacaksan ve parayi bayilmayi goze aliyorsan bayil kurtul.

benim anladigim da ilgi ariyorsun, sefkat ariyorsun, muhtacliga alisiksin.

yerinde olsam kendi kendime silkelen kendine gel derim. kendi sorunumu kendim cozerim.
destek almakta bir sikinti yok fakat profesyonel destek gercekten pahali.

spor salonu gibi dusunebilirsin. ayda 150 lira vermeden de kosuya cikabilirsin, spor yapabilirsin... ama 150 lira verince uyelik icini rahatlatiyor, biraz daha "rahat" spor yapiyorsun.

secim ve birlikte gelen sorumluluk sana kalmis birini sec.

edit: doktorun uslubunu doktorun parmagi gibi dusun. isaret ettigine bakmayi ogrenmen gerek. bu en basta gelen problemin olabilir mi? ne dedigi mi onemli nasil dedigi mi? faydalanacagina daha cok dert yaratiyorsun kendine.

fikirlerim bu kadar.
0
idexo
(14.02.15)
Bana soyledikleri cok mantikli ve duzgun geldi.

"yani bir analistin "hasta"sına, durumu çok kritik bile olsa bunları söylemesi doğru mu?"

Bu cumleyi anlayamadim bile, cunku durumun kritikligi ile ilgili bir sey dememis. Normal seyler soylemis iste?
0
f_d
(14.02.15)
@idexo: "benim anladigim da ilgi ariyorsun, sefkat ariyorsun, muhtacliga alisiksin."

hangi kafa tanımadığınız etmediğiniz insan hakkında bu keskin çıkarımları yapmanıza neden oluyor?
0
🌸damdanakan
(14.02.15)
Kisaca genel gozlemlerimi ileteyim
1. Guven herseydir. Guvenmedigin insanla yol alman mumkun degilm daha ilk gunden belli ki aranizda bi guvensizlik olusmus. Bu durumda ikinci bir kisi ile gorusmeden asla emin olamayacaksin.
2. Ote yandan evet ilac konusunda hakli. Kime gitsek ilaci dayayip herseyin cozulecegini saniyorlar. Oysa ilac sadece bi yardimci bi agri kesici bi vitamin. Belli bi sure sonra gorevini tamamlayip hayatimizdan cikmasi gereken birsey ve bizi iyilestiren asil unsur da tek basina ilacin kendisi degil.
3. Ote yandan uslup sorunsali tip mezunlarinda sık gorulen bir durum ve biraz da tedavi surecinin ellegorulur tahlille olculur olmamasi sanki hekime bu sureci tayin etme kolayligi veriyor gibi hissediyorum. Cok basit bir ergenlik depresyonuna bile 5 sene 6 sene cocugu haftada 3 gun gormek isteyen hekimler var. Sanki surec daha da kisa olabilirmis ama bu durumdan para kazaniliyormus gibi hissediyorum bazen. Sizin durumunuzda sure ne kadar olmalidir durum nedir bilmiyorum ama her hekimin bu isi biraz abarttigina yonelik genel bir kanim var. Burasi zengin bebelerin her hayal kirikliklarini gidip terapiste anlattigi zengin insanlarla dolu bi ulke degil. Talep edilen ucretler cok yuksek. Dolayisiyla da muhtemelen bu durum sizi borca sokacak bu da tuz biber olacak. Ozetle maliyet o denli agir ki kolay kolay kimse bu imkandan yararlanamiyor.
4. Bi kisiye daha gidin imkan varsa. Bi sorun var bunu zaten biliyorsunuz. Ama kendinizi cok hasta gibi gormeyin. Belki cogumuzun ihtiyaci var ama farkinda bile degiliz.
0
photo85
(14.02.15)
doktorun dediklerine kısmen katılıyorum.

ama 200 tl çok. sen doktoru değiş. ilaçları da çat diye bırakma. antidepresanlar yavaş başlanır yavaş bırakılır.

ilaca öcü gibi bakmamak gerek. ilacın da terapinin de yeri olan yerler var. olmayan yerler var.

ilaç gereken durumsa tabi ki kullanacaksın.
0
siradisi00
(14.02.15)
Ailesinde psikolojik sorun bol olan biriyim.
Fakat maalesef annem dahil olmak uzere cevremde yillarca terapi gorup ya da ilac kullanip iyilesen gormedim.

Tip psikoloji alaninda cok yetersiz ve artik bir suru psikolog ve psikiyatrist baska seylere yoneliyor.
Panik atakla yasamayi ogrenecegiz diye 25 seans yapiyorlar, halbuki panik atak 1-2 seansla gecirilebilen bir sey.

Depresyon da ayni sekilde.
Bu kisinin yaptigina kodlamak denir.

Sana tavsiyem bilincaltina yonelik calismalar yapman.
Ya da istiyorsan ve istanbuldaysan gel 2-3 seans ucretsiz access bars uygulayalim, sonra karar ver.

Bunu bilim karsiti bir insan olarak soylemiyorum, cok sukur aklim basimda.
Fakat norologlara ve psikologlara bunun egitimini veren ve bunun icinde olan biriyim.

Yillarca terapi gormek iyilesmek demek degil, yillarca terapi gormek demektir.
Ustelik bunun sonunda iyilesecegin de soylenmez.
Bu sekilde hayatini devam ettirecegin ve bunu ogrenecegin soylenir.

Artik devir bu konuda cok degisti.
Drlar da yavas yavas bunlara yoneliyor ama yavas bir surec tabii.

Bu konularda da yazmam genelde ama kendimi tutamadim bu sefer.
0
blatta hiberna
(14.02.15)
"hangi kafa tanımadığınız etmediğiniz insan hakkında bu keskin çıkarımları yapmanıza neden oluyor?"

evet simdi de neye isaret ettigimi birakip benim parmagima odaklaniyorsun.

herkesin belli duzeyde bir algisi var. ben de kendi algi seviyemde bu cikarimlari yapiyorum. aradigin ilgiyi bulamadigin zaman canin daha cok sikiliyorsa demek ki burada bir problem var.

kendi bakis acimdan soyle dusunuyorum: onay aramaktan vazgecmen, "sorun"larinla yuzlesmen lazim. sorunlari birakip insanlarin usluplariyla zaman gecirmekle oyalaniyorsun.
0
idexo
(14.02.15)
@idexo: onaylanmak ihtiyacından çok üslubun inanılmaz agresif geldi. sorma gereği duydum. içimi bi tuhaf ettin. daha fazla eşelemeyi düşünmüyorum.
0
🌸damdanakan
(14.02.15)
doktorlari abartmaya gerek yok. gerizekali, yavsak, oc bir suru insan da doktor olabiliyor belli bi karakter testi yapilmiyor sonucta. akademik zekan iyi herkes doktor olabilir. anca bizim gibi az gelismis ulkelerde doktorlarin bu kadar gotu kaldirilir. bence siktir et o doktoru. git baska bi doktora. tasma baglamamis sonucta.
0
mayeskuel
(14.02.15)
doktorun dediklerinin bir kısmı doğru olarak kabul etsek bile yöntemleri tamamen yanlış.

öncelikle bu tip ilaçlar hafif de olsa öyle dank diye bırakılmaz, etkileri psikolojik dahi olsa senin günlük hayatını etkiler.

her tedavi hayatın her anına uygun değildir. şimdi sen yeni bir işe girdim diyorsun. zaten bir kaç hafta bu işe alışmak ve iş yerindeki arkadaşlara ve amirlerine kendini gösterme zamanın. sen bu zamanda dank diye ilaç bırakmışsın ve ilaç yoksunluğu yaşıyorsun.

doktorun 10 dakika ayaküstü konuşarak hayatını böyle bozması hiç uygun gelmedi bana.

ilaçların tedavi edici bir yanı olmadığını biliyoruz zaten. senin durumun da ilaçla düzelmez belki. haklıdır ama her şeyin yolu yöntemi ve zamanı var.

psikanaliz çok zaman ve para harcatan bir şey. kadın seninle haftada 3 kez konuşacak. haftada 600 liradan ayda 2400 lira alacak.

o kadar çok konuşur ve o kadar para alırsam ben de düzeltirim seni.

evet seçim yapman lazım. böyle bir tedavi ve böyle bir doktorla devam edecek misin?
0
mea maxima culpa
(14.02.15)
Ek cevap: Soruna cevabi verecek kisi sensin tabii ki, biz ne diyebiliriz ki.

Herhangi bir uzmanligim yok ancak iki sart olmazsa bana tedavi olmazmis gibi geliyor. Doktoruna guvenin ve degisme istegin. Eger bunlar varsa ben kisisel olarak sagligin herhangi bir maddi kulfete degecegini dusunuyorum. Diger yandan belki de gerek yoktur. Uzman gorusu istiyorsan bir devlet hastanesinden randevu alip durumu anlatip gitmene gerek olup olmadigini sorabilirsin belki, bilmiyorum.
0
f_d
(14.02.15)
damdanakan merak etme yarrağı yemeyen kimse yok biz buna varoluş sıkıntısı diyoruz. der meister'ın dediği gibi ben de başta saçmalamış gibi düşündüm.
0
füt
(14.02.15)
bir kişi de çıkıp dememiş: psikanaliz bilimsel bir terapi yöntemi değil ve diğer terapi yöntemlerine kıyasla ciddi ölçüde başarısız olduğuna dair pek çok çalışma var. Fakat kült bir gelenek olduğundan popülerliği kolay kolay geçmiyor. Tavsiyem bilişsel terapi vb. adam akıllı terapi yöntemlerine göz atman ve sorununla ilgili güncel çalışmaları takip etmen olur. Geçmiş olsun.
0
negatype
(14.02.15)
negatype'ın dediği kesinlikle doğru. Psikanaliz günümüz şartlarında bilimsel bir yöntem değildir. Psikanalizin yararlılığı hakkındaki çalışmalarda, bu yöntem lehine bir sonuca rastlanmamıştır.

İyi bir psikiyatri doktoruna danışırsanız, sizin için daha iyi olur. Geçmiş olsun.
0
animus
(14.02.15)
doktor sanki fazla Amerikan filmi seyretmiş gibi geldi bana.
0
mea maxima culpa
(14.02.15)
psike istanbul veya istanbul psikanaliz derneği üyesi mi sor ve paran varsa git kesinlikle..ben de 11 yıl önce böyle demiştim ve sonra başladım..
neler neler çözüldü..
0
gadlemler
(03.03.15)
(18)

ozgecan aslan senaryosu

charlotte blanc
bu iki katili yakalayan devlet idam geri gelsin mi idam edelim mi diye referandum yapmaya karar veriyor.sizce bu referandumdan yuzde kac evet yuzde kac hayir cikarsiz ne oy verirdiniz ? bu referandumun medyada nasil bir yankisi olurdu ?
bu iki katili yakalayan devlet idam geri gelsin mi idam edelim mi diye referandum yapmaya karar veriyor.

sizce bu referandumdan yuzde kac evet yuzde kac hayir cikar

siz ne oy verirdiniz ?

bu referandumun medyada nasil bir yankisi olurdu ?
0
charlotte blanc
(14.02.15)
Her ne kadar humanizmi doruklarinda yasayan bir hukuk fakültesi ogrencisi olsam da 'evet' derdim. Bu adilere az bile ki cogunluk da evet derdi bence.
0
fraise
(14.02.15)
Ben hayır'a oy verirdim.

Durun lan Vurmayın hemen. Abi ülke olarak her şeyin bokunu çıkarmak ve bir şeyleri başka şeylerin altında saklamak gibi hastalığımız var. Bugün o orrrospu çocukları idam edilir ama yarın muhalif olan adamın götünde patlar bu ceza.


Medya zaten iktidarın. Rte ne diyorsa aynısını der medya.
0
canercuxy
(14.02.15)
Bu ulkeye idam geri gelirse hukumetin oyuncagi olur.

Ama tecavuz+cinayetin karsiligi idam olmali. Humanist degilim. Humanistleri de sevmem.
0
thracian
(14.02.15)
bu arkadaşlara idam değil işkenceyi geri getirmek lazım.

2-3 dakikada ölüp giderlerse ne olur ki? acısız kansız temiz ölüm. ödül bile olur onlar için.

cevabım çok feci bir şekilde yasalara aykırı oldu. özür dilerim herkesten. ama bu adamların ölmesi değil acı çekmesi gerek.
0
mea maxima culpa
(14.02.15)
böyle varlıklar gebersin, onu isterim de idam geri gelirse çok suistimal edilir. caner'in dediği gibi, bugün tecavüzcüyü öldürürler yarın muhalifi. istemedikleri kim varsa tak tak alırlar kellesini. SADECE bu tarz şüpheye mahal vermeyen, suçlunun net bir şekilde bilindiği ve siyasi bağlantısı olmayan olaylarda olacaksa olsun anasını satiyim bu şerefsizleri içerde 40 sene daha beslemesinler, gebersin gitsin hepsi.
0
der meister
(14.02.15)
idama karşı değilim
ancak sanmıyorum ki türkiyede bu olay siyaset malzemesi olmasın sonra idam geri gelirse siyasi idamlar olmasın vs.
o yüzden evet diyemezdim herhalde ancak yine herhalde evet çıkardı sonuç
medyada yankısı = RTE nasıl algı yönetimi yaparsa o
0
niye ama
(14.02.15)
hayır diyorum, çözüm bu değil.
0
devilred
(14.02.15)
hayır derdim.
eksisozluk.com
"merhumenin akrabaları, tanıdıkları okuyorsa ilk basamak için müsterih olsunlar. öyle koğuşa bavulu bırakıp yataklarına geçmiyorlar. gördüm, biliyorum. önce karşılama salonuna alınacaklar. kapalı, kulaktan ırak bir mekan. 10-15 görevli ölmeyecekleri şekilde dövecek bunları önce. sonra sürüyerek avluya alacaklar. soyunun diyecekler. çömeltip, domaltıp onurlarını sikecekler önce. sonra vücut taraması yapacaklar. yani makatına bile bakacaklar. işlem bitince koğuşlarına alacaklar. önce izole bir koğuşa alınırlar, sonra normale. normal deyince burada yatanlar, etkili olanlar çoluk çocuk değil. tecavüzcü, çocuk ve kadın katili (namus davası addettikleri kavram dışında) ancak hanımlık yapar."

bu noktada hümanist yaklaşma şansım yok,umuyorum dibine kadar dogrudur yazılanlar.
0
demoniclewinsky
(14.02.15)
hayır derdim. insan hakkı kavramında masum suçlu ayrımı yapılamaz çünkü. ha bir de sanki idam gelse tecavüzcüleri mi idam eder bu devlet? sokakta katledemediği çocukları katletmeye devam eder.
0
sheridans
(14.02.15)
Dünün şöyle bir debe'si var.
eksisozluk.com
Eğer durum böyle olacaksa, ölmekten beter olacaklar zaten, o konuda içim rahat.

Ben Hayır diyenlerdenim. Birkaç nedenim var kendimce. İlk olarak, caydırıcı ve önleyici olduğuna inanmıyorum. Bu suçu işleyenler bir şekilde hapse gireceklerini veya biri ceza alacaklarını biliyorlardı. Bunu düşünerek bu suçu işlemediler. Suç işleme anlarında zaten ahlakı, morali ve cezayı düşünerek işlemiyor ki kimse (eğer ihtiyacı dışında işlediği bir suç değilse). Cezanın suçu ne derece önlediği konusunda da birçok çalışma var ve gösteriyorlar ki belli bir cezadan sonra insan kafasında cezayı şekillendiremiyor ve suç için caydırıcılığı kalmıyor. Örneğin, adam için 10 yıl, 20 yıl, ömür boyu veya idam arasında fark yok caydırıcılık için. Hatta şu an okuduğum bir çalışma, "Cezanın büyüklüğünden korkmak cezalandırma süreci ile başlıyor" diyor. Yani yakalanana veya aranana kadar çoğu suçlu cezanın büyüklüğünü düşünmüyor. Suç işlerken aklına ceza gelmiyor. Ek olarak rastladığım bir makale de ağır cezanın suça katkıda bulunan bir yanının da bulunduğunu çünkü ceza çok büyük olduğunda aklın algılayamadığını, beynin somutlaştıramadığını da söylüyor. Bu da bir noktadan sonra aslında hiç ceza yokmuş gibi davranmayı getiriyor.

İkinci olarak, ilk nedenin de devamı olarak köklü bir çözüm olduğunu düşünmüyorum. Şöyle anlatayım, zamanında Cihangir'de çok içenlerin yola işemesi sorunu vardı. Mahalle sakinleri "İçmesinler, işemesinler" tarzı çözümlerle geldiler. Aynı mahallede oturan bir Alman "Belediye buraya portatif tuvaletlerden koysa sorun olmaz" dedi. Bizim ilk aklımıza gelen ve en kolay çözüm idam. Ayrıca, bu adamların tecavüz nedeni göz döndürücü bir cinsel açlık. Odaklanılan sorunun bu olması gerektiğine inanıyorum. Gerçi bu hükümetle o açlık daha da büyüyor. "Suç cinsel açlığındır" diye algılamayın bunu da, "Bu büyük ve adi suçlar, cinsel açlık kaynaklıdır. Bu sorun çözülmeden, temel bir çözüm bulunamaz" diyorum sadece. İdam etmek ölüyü geri getirmeyecek, acıyı dindirmeyecek, zamanı geri döndürmeyecek.

Üçüncü olarak idamlar zehirli iğne, vb.ler ile yapılıyor ve doktor eli ile yapılıyor. Hangi şartlarda ve kim olursa olsun ilgili insanın hayatını kurtarmak için Hipokrat yemini etmiş kişilerin insan hayatı almasını etik bulmuyorum.

Son olarak idam cezası sadece tecavüzcülerle kalmaz, adalet sistemine güvenmiyorum. İlk başta "Tecavüzcü asıyoruz" derken, bir bakmışız ki düşünce suçluları ağırlıkta.

"Aynı şey senin yakınını başına gelse bunları söylemezsin" diyenler için, doğru, söyleyemezdim. Başımıza bir şey gelse hemen "Boynu altında kalsın", "Sürüm sürüm sürünsün", "Teneşirlere gelesin" diye beddua ediyoruz. "Yaralı olan, yaralar" derdi bir arkadaşım.Yaşanması gereken o zaten, üzüntünün geçiş aşamasının o olması gerekmez mi? O üzüntü ve sinirle bireylerin bu yola gitmesi kadar normal bir şey yok. Ancak bireysel kin ile toplumsal adaleti karıştırmamak gerek.
0
aychovsky
(14.02.15)
Haberleri takip ediyorsundur. Sence daha yeni Adalet Bakanlığı'na bağlanan bir yargıya idam gibi bir güç emanet edilir mi?

Düşünsene, şimdi yalan dedikleri Ergenekon Operasyonu sonucu Mısır'daki gibi her tutukluyu "bunlar Balyoz'u, Ergenekon'u planladılar" deyip idam ettiklerini? Olmayacak bir şey mi?

Aynısını bugün Zaman tayfasına yapar cemaatçileri "darbeci" diye sallandırırlardı.

Otobüs durağında yakılan Serap için kaç kişiyi idam ederlerdi sence? Ki olayın üzerinden 5 ay geçti, Serap'a molotof atan kişi MİT mensubu çıktı.

Bir de yanlış kararları düşününce, yani bir insanın suçsuz yere idam edilme ihtimalini düşününce daha da korkunç geliyor bu fikir.

Hepimiz bu haberleri izlediğimizde bu katillerin öldürülmesini hatta işkence görmesini içimizin en derinliklerinde arzuluyoruz ama böyle bir adalet sistemine güvenmek imkansız.
0
burberry
(14.02.15)
aychovsky +1

Tamamen katılıyorum..
0
hayal bilgisi
(14.02.15)
Evet derdim.
0
yerdebozukparaarayangereksizadam
(14.02.15)
her hün öldürmek varken, tek seferde öldürmenin ne güzelliği var.

türkiye gibi tutucu ülkelerde idama karşıyım. onlara her gün cehennem bundan sonra. her gün acı çekip yanacaklar, hapishanenin fahişesi olacaklar, kum torbası olacaklar, tuvaleti olacaklar. baya ağzılarına işeyen var böyle adamların hapishanede Türkiye'de. Günlerce aç susuz kalacaklar, her gün eziyet edilecek bunlara.

Ama mesela burası İsveç falan olsa, idamı desteklerdim. Oralarda da durum tam tersi, ömür boyu bedava yemek, spor imkanı. Tek cezaları özgürlükleri kalmıyor.
0
Lt. Col. Frank Slade
(14.02.15)
Evet.Diğerlerine ibret olsun.Milletin karısına kızına el sürmemesi gerektiğini anlarlar.Bu ülke de 'kadın olmak' suç olmaya başladı artık.
0
verbanadüşlerimi
(14.02.15)
genel olarak idam geri gelsin demek doğru olamaz, gücü elinde tutan haksız yere kendine muhalif olanı idam edebilir.

nasıl zamanında birileri kendi düşüncesinde olmayan birilerini idam ettiyse, şimdi de bunun olmayacağının garantisi yok.

idam geri gelecek ise siyasi suçlular bundan hariç tutulmalı.

idamdan ziyade kısas konusu tartışılmalı;

benim babamı/oğlumu/eşimi öldüren insanın devlet tarafından 10-12 yıl hapsedilip beslenip, sonradan da serbest bırakılması bana yapılan büyük bir haksızlıktır.

benim insan hakkım yok mu?

devlet bu durumda bana sormalı;

- bu kişi senin yakınını öldürdü, kısas yapıp öldürelim mi? ya da ölen kişi için kan paraı/diyet isteyebilirsin. ya da istersen affedebilirsin.

islama ait bir olgu olduğu için (başka dinlerde var mı emin değilim) karşı çıkanlar olabilir, fakat bence kısas dünyadaki en güzel ceza yöntemlerinden biridir.

tecavüzcüler için sadece idam kolay bir kurtuluş olur arkadaşların dediği gibi, önce hadım edilmeli ve sonra idam edilmeliler.

idamına karar verilen kişilere hemen infaz uygulanmamalı ama, temyiz yolu ve avrupa insan hakları mahkemesi yolu da açık olmalı.

hukukcu değilim ama atıyorum bağımsız yabancı bir mahkeme de "tamam bu adam bu suçu işlemiş" diyebilemli.
0
cokilgincvesesgetirecekbirnickarayanadam
(14.02.15)
hayir. aychovsky~+1'imsi.

katilmadigim noktalardan biri cinsel aclik sorunu. cogu sucun veya yanlis düsüncenin altinda evet baska sorunlar yatiyor. ancak cinsel aclik konusuna odaklanilmasi gerektigini sanmiyorum.

yasaklar ülkesiyiz. örf adet vs derken evet bir sürü kazanimimiz var, sicakkanli insanlariz, aile gibi bir yapiyi modern dünyada hala en büyük öncelik olarak görebiliyoruz. ancak bunun yanlis anlasilmis ya da eskiye göre degismesi gereken cok da yönü var. cinseligi tabu yapmisiz. görmeden evlendirmisiz, adama beline kuvvet derken kadina yüklenmisiz, üstüne üstlük toplum böyle giderken, devlet de desteklemis, yeri evdir demis, okuduklari icin gencler evlenemiyor demis, tecavüz eden kürtaja gidenden daha masumdur demis, demis de demis.

cinselligi cözemezsin. bunu su an yapamazsin. büyük düsünüp kafayi degistireceksin. böyle bakan ve baktiran insanlarla sorunun kökü cok daha büyük, hem de gözümüzün hemen önünde. egitim.

komple kafalari degistirmek lazim, sallandirmak ya da kesmek degil.

ayrica evet diyen herkes yarin attigi tweetten yazdigi entryden iceri aliniyorken bir daha düsünmeye vaktiniz olmayacak.

yasananlar inanilmaz aci, akla hayale ya da insanliga sigmiyor, ancak böyle bir yetkinin kimsenin elinde olmamasi gerek. özellikle bagimsiz, adil bir sistemin olduguna herkes gönül rahatligiyla kabul edemiyorken.
0
wiillii
(14.02.15)
bu cok etik degerlerle alakali bir soru ve iki tarafin da hakli sebepleri olur eminim. muhtesem bir munazara konusu zaten bu yuzden "idam cezasi devletlerce uygulanmali mi?" cunku iki tarafin da hem artilari hem de eksileri var.

insanlar genelde hukuk sisteminin makina gibi isledigi, hata oraninin binde bir oldugu sistemlerde bile idam cezasini tartisilabilir buluyorlar. arkadaslar yazmis zaten.

pro:bir devlete bir insanin canini alma yetkisi ne hakla veriliyor? devlet kim ki bir insanin canini almayi kendinde hak olarak goruyor?

con: bir insana baska bir insanin canini alma hakkini kim veriyor?

benim oyum adalet sisteminin saglam isledigi sistmlerde idam cezasi olmasi. zaten idam cezasi verilen insanlarin dosyalari kapatilmiyor. en azindan abd'de oyle. idam tarihleri hep cok ilerisi icin verilir, arastirmalar da devam eder yeni delil bulmaya dair. hatayi minimize etmek icin gereklidir. arastirmak lazim, sucsuzken idam edilen olmus mu diye ancak ozellikle 21. yuzyilda abd gibi bir ulkenin efsanevi hukuk sistemi ile boyle bir hataya dusmedigini dusunuyorum.

turkiyede ise idama karsiyim. adim gibi biliyorum idam gelse once babami sonra beni asar bu pust oglu pustlar. super aciklamis arkadas. milyonlari goturenler temize cikarken. baklava calani asar bu orcolar. bu yuzden turkiyede underground tarzi, vigilantemsi olusumlari daha cok destekliyorum. ancak bu tarz orgutler de genelde maalesef tersten calisiyor. herhalde underground olmaya da orospu cocuklari daha yatkin oluyor denilebilir. hayallerinde adam olduren, iskence eden yatiyor. sen abdi ipekciyi, ugur mumcuyu oldurulmus goruyorsun.

bok gibi ulke. 81 iline de nukleer santral yakisir.
0
joy luck club
(14.02.15)
(10)

Gandalf abartılmış bir balon mu sizce?

neil manke
aslında lotr evrenindeki büyücüler balon. ne yapabiliyor ki yani savaş sırasında baya baya kılıç kullanıyor adam. bi sinirlenince rüzgar falan estiriyor bi de asasıyla ışık falan yakıyor arada. çok balon değil mi sizce de? orklara büyüyle dalsa, orduyu böyle yarsa falan büyüyle anlıycam yada kendi o
aslında lotr evrenindeki büyücüler balon. ne yapabiliyor ki yani savaş sırasında baya baya kılıç kullanıyor adam. bi sinirlenince rüzgar falan estiriyor bi de asasıyla ışık falan yakıyor arada. çok balon değil mi sizce de? orklara büyüyle dalsa, orduyu böyle yarsa falan büyüyle anlıycam yada kendi ordusuna bişeyler yapsa güçlendirse vb. yok efenim. balon diyorum ben.
0
neil manke
(14.02.15)
Ben de aynı şekilde düşünüyordum, bir yerde okumuştum, büyücü olmayanlara büyü yapılamıyor gibisinden. Filmleri baz alma, alacaksan da moria da balrog ile olan dövüşünü hatırla, gayette vijuv ciccjjjuv diye büyü atıyordu.

***spoiler***

extended versiyonda saruman kendisine bir firebolt fırlatıyor isengard'da, efendimesöyliyim witch king ile karşılaşınca büyü yapacak gibi oluyor fakat witch reyiz asasını patlatıyor (kitapta böyle bir sahne yok), son olarak hobbit'te gandalfı kurtarmaya gittiklerinde saruman tıpkı bir reyiz gibi bangır bangır büyüyle yüzük tayflarını dövüyor.

***spoiler***

balon ama nefesle dolmuş balon gibi değil, helyum balonu bir nevi.
0
hailtothethief
(14.02.15)
dogru lan
0
hjarteblod
(14.02.15)
her belayı bir büyüyle savuştursa 4 kitap yazılamaz. bu yüzden böyle yapılıyor çok takılmayın :)
0
neira
(14.02.15)
Bu konu şurada işlenmiş
onedio.com
0
aychovsky
(14.02.15)
Tövbe derseniz yararınıza olur.

www.thewhitetree.org

Şurada mesela sizin sorunuz tartışılmış.

Eğer google'da "gandalf büyüleri" diye aratırsanız tartışmalar ve gandalf'ın kullandığı büyü listesini görebilirsiniz.

+Gandalf dediğimiz şahıs fireball-inferno-wintergrasp tarzı RPG mantığı ile çalışmıyor o bilge ve kudret taşıyan daha çok umut veren, büyü yapar yapmaz değil yaparsada anasını ağlatır ortalığın ve normal goblin-ork-insan tayfasına büyü kullanmaz glamdring adlı büyülü efsunlu kılıcını kullanır. Ki büyücüler kudretlenmiş kişilerdir orta dünya evreninde normal hayat düzenine müdahale etmezler yasaktır bundan kaçınırlar onların misyonu kadere müdahale etmek değildir.


Balrog ile kapışırken kullandığı anor ateşi orta dünya evrenini yok edecek güçlüktedir.
0
vosvos3131
(14.02.15)
Kural olarak dogrudan karisamiyor olaylara, yardımcı oluyor sadece. Yoksa komple ork ordusunu zikertir aslında. Yarı tanrı gibi bisi Gandalf baba. Sadece yol gösteriyor, yardım ediyor. Onun da parmağında güç yüzüklerinden biri var.
0
orient blue
(14.02.15)
gandalf aslen maiadır. istari olarak orta dünyaya gelmiş gelirken de epey güç kaybı yaşamıştır. yani aslında sauronla balrogla aynı türden ama valar istariyi yani büyücüleri orta dünya üzerinde onlar kadar etkili olmasınlar, zalimleşmesinler diye daha bi güçsüz şekilde yolluyo orta dünya'ya. tolkien gandalf için en bilge maiadır der hatta silmarillionda.
0
bir garip seyyah
(14.02.15)
bir ara reddit'te "gandalf sucks at magic" başlıklı yüzlerce cevaplık bir tartışma vardı, başlığı görünce onu hatırladım. :)

filmlerdeki kılıç sahnelerinin bokunu çıkardıklarından böyle düşünülüyor bence.
0
Unorthodox
(14.02.15)
olm adam insan değil. aragorn'un amca oğlu değil ki gelip bi bismillah deyip üflesin bütün orklar ölsün. insan suretine bürünmüş büyücü. kendince kuralları var. mesela rohan'lıları ikna etmeye çalışıyordu destek için, istese zorlayabilir. ama zorlamıyor. yassah. gandalf'ı gönderen abiler istemiyor. silmarillion'u oku
0
ack3000
(14.02.15)
Cafcaflı, ortaklığı velveleye verecek bir tip gerek. Cingar çıkmazsa nasıl olaylar büyüsün?
0
cetoxim
(14.02.15)
(23)

kaç gündür hayattasın

antihistaminik
http://www.disabled-world.com/artman/publish/age-calculator.shtmlböyle bi şey stumbleladım. çokmuş benimki. siz de bakıp şaşırın diye yapıştırıyorum.
www.disabled-world.com


böyle bi şey stumbleladım. çokmuş benimki. siz de bakıp şaşırın diye yapıştırıyorum.
0
antihistaminik
(13.02.15)
8858 gün uf
0
indescribable
(13.02.15)
11.375
0
sta
(13.02.15)
9045:) 10 binde bırakırım.
0
Lola90
(13.02.15)
9 bin küsür lanet olsun.
0
pandispanya
(13.02.15)
tükenip tükenip yeniden doğduklarımı saymazsak, 10bin küsür bir şeyler.
0
sehpa fx350
(13.02.15)
en genç ben miyim, yapmayın.

8487
0
antikadimag
(13.02.15)
9903
0
neferkitty
(13.02.15)
11502 gün. Zaman çabuk geçmiş meğer.
0
aychovsky
(13.02.15)
8237
azmış yav.
0
rayde
(13.02.15)
En 'günlü' benim.solemiycem :)
0
safsafinaz
(13.02.15)
7225 çıktı gayet iyi :p
0
turuncu tonlarda
(13.02.15)
8614 benimki. hane sayısına saygı duruşu:) @krem peynir
0
🌸antihistaminik
(13.02.15)
9781

yalnız 86 nisan doğumluyum. 26 yıl 6 ay diyo. ben 28 yaşındayım diye biliyorum. 26 yaşındaysam çok sevincem asjflkhsa
0
spirit crusher
(13.02.15)
onikibinaltıyüzdoksanbeş gün.
0
charlesbukowskiineksi
(14.02.15)
@spirit crusher bugüne göre hesapladın diğ mi?
0
🌸antihistaminik
(14.02.15)
6415. 50 dakika sonra bir gün daha bitecek. 6416 olacak. Çok garip lan. Vapurlar falan...
0
günde 3 litre kola içen adam
(14.02.15)
8376 imiş.

siteden bakmadan 12000 falandır diyordum küçük bir hesapla (çok küçük), ben mat 1'den tekrar başlıyorum arkadaşlar.
0
ack3000
(14.02.15)
8060 yeni geldik daha tabi
0
dinsiz adam
(14.02.15)
@antihistaminik, evet.
0
spirit crusher
(14.02.15)
7563

OLMASAYDIM DA OLURDUK
0
der meister
(14.02.15)
10537 yaşlanmaya başladık artık..
0
EkimBebesi
(14.02.15)
10666

güzel sayı bence.
0
whimsical
(14.02.15)
der meister +1 :D
0
capitatum
(14.02.15)
(7)

Burda ilk hangi kelimeyi arattınız?

ermanen
bu sitede:http://www.spreadthesign.com/tr/
0
ermanen
(13.02.15)
geçen gün metroda çok şirin bi kız gördüm kulağımda kulaklık vardı birine bişey anlatmaya çalışıyordu elleriyle yabancı zannettim ilk baş tipi de benziyor. sonra kulaklığı çıkardım kız meğer dilsizmiş. merhaba yı arattım nası bişey diye. orda bilmediğimden bişey yapamadım sonra bilen birisi yardımcı oldu kızcağıza
0
masa penisi
(13.02.15)
kakao
0
hjarteblod
(13.02.15)
merhaba, nasılsın
0
aychovsky
(13.02.15)
Deprem arattım ben
0
indescribable
(13.02.15)
"Seni seviyorum" Ne acayipmiş.
0
youshookmeallnightlong
(13.02.15)
ismim.. kalıbını arattım, sonra da kendi ismimi nasıl yaparım alfabeden ona baktım. sonra da isminiz nedir diye arattım. tipik tanışma kuralları işte.
0
pasp
(13.02.15)
nedense elma.
0
yuvarlanantencereninkapagi
(14.02.15)
(7)

Sevgilik meselerinde utanma

cenkist
Mesela yaşı 25 olan biri bu tür meseleri ebeveyneleriyle konuşamıyor utanıyorsa anormallik mi vardır ?Yani atıyorum bu kız nasıl diyor annesi kız ya da erkek cocuğu bir şey demeden geçiştiriyor ..
Mesela yaşı 25 olan biri bu tür meseleri ebeveyneleriyle konuşamıyor utanıyorsa anormallik mi vardır ?
Yani atıyorum bu kız nasıl diyor annesi kız ya da erkek cocuğu bir şey demeden geçiştiriyor ..
0
cenkist
(13.02.15)
Hayır. Biz ailemle her şeyi konuşuruz ama bu hiçbir zaman bizimle alakalı kişiler olmaz. Ben utanmaktan çok sevmiyorum. Kardeşimle konuşurum mesela ama baba-anne gereksiz bence. Kendimi kötü hissediyorum ben o zaman.
0
mornie
(13.02.15)
Ben de konuşamıyorum, çok utanıyorum. O biraz evin içindeki kültüre bağlı. Annem filmlerde birileri öpüşürken çok utanır mesela. Ayıpladığından değil ama saf utanç var yüzünde. Bize öyle şeyleri sorarken de utanıyorlar. 5 yaşındayken çekinmeyip söylüyordum ama şimdi söyleyemiyorum. Evde genel bir utanma havası hakim çünkü. Herkesin yüzü kızarıyor. Kimse birbirine bakamıyor.

Bir de böyle şeyleri konuşmayı ben de çok sevmiyorum, çünkü merak edeceklerini düşünüyorum. Merak edecekler, ben istemediğim için soru soramayacaklar ve daha da çok merak edecekler. Bu sefer, kendilerini tutamayıp özelleri karıştırmaya yeltenebilirler. Hiç gerek yok.
0
aychovsky
(13.02.15)
anne baba söz konusu olunca bende cok utanıyorum. hiç bu konuda konusmadım, konusamam da. böyle ''su kızdan cok hoslanıyorum, şöyle tatlı böyle tatlı'' diye bahsetmişliğim yok ya da bu tür şeyler işte.

bazen arada yok mu biri diye merak ediyorlar bir şekilde geçiştiriyorum.
0
fransizkalanadam
(13.02.15)
İlkokulda anlatmaya utanırdım ilk manita zaten tüm belde biliyordu çocuk nasıl peşimde koştuysa sonra ilkokuldaki arkadaş. Derken derken Yalama oldu da sonra durumu toparladım anlatmıyorum bozuyor ilişki sonra.

Şaka maka sevgili derken yeniyor muydu
0
indescribable
(13.02.15)
fikir ve hissiyatların dile getirilmeyip, sürekli içimizde tutulması uzun vadede sıkıntılara yol açar derler.
0
pangea
(13.02.15)
Konusamam sanirim. Anne babayi gec aileden biriyle bu muhabbetler donmuyor. Utanıyoruz da haliyle. Ya milletin ana babasi soruyor konuşuyor saka yollu da olsa yol gösterme adina da olsa. Ya da hadi bul birini vs gibi. Len bizim evde yas 25 olmus hala boyle muhabbetler donmuyor. Uzagiz bu konulara. Gecistirirdim sanirim oyle biseyde de. bu konularda en munasip kisi en yakın arkadas/lar.
0
evc
(13.02.15)
Olsa da konuşsak asdfgh

Düşündüm şöyle, sanırım epey bi süre bahsetmezdim. Çünkü detaycı bir annem var sordukça sorar. Ve de kimseyi beğenmeme konusunda bir numaradır, armudun sapı üzümün çöpü şeklinde. Sadece beğenide kalan 1-2 çocuktan bahsetme gafletinde bulunmuştum, çocukların şeceresini çıkarıp vermemi isteyecekti utanmasa :D
0
capitatum
(13.02.15)
(8)

ütopik olaylar varan-1

sistem enkazı
şimdi bugün işe giderken o trafiğin ortasında şöyle bir şey düşündüm. metrekare hesabı yaparsak bir ego otobüsünün kapladığı alan şahsa ait özel otomobillerden (zorlasak) üç tanesine denk geliyordur. o otomobillerde ortalama 2 insanın olduğunu hesap edersek toplamda 6 kişi eder. ama 1 ego otobüsünde
şimdi bugün işe giderken o trafiğin ortasında şöyle bir şey düşündüm. metrekare hesabı yaparsak bir ego otobüsünün kapladığı alan şahsa ait özel otomobillerden (zorlasak) üç tanesine denk geliyordur. o otomobillerde ortalama 2 insanın olduğunu hesap edersek toplamda 6 kişi eder. ama 1 ego otobüsünde her gün muhtemelen 70 kişi (hatta 423 hat numaralı ego otobüsünde her sabah 100 kişi oluyoruz bence)bir A noktasından B noktasına hareket ediyor.

özel mülkiyete tamamen karşı çıkmıyorum da sadece şahsa ait otomobillerin şehir içi trafiğine çıkmalarının yasak olduğunu düşünün. sadece otobüsler olacak. mesela 10 dakika içinde bir otobüs bir duraktan 2 kez geçiyorsa benim düşündüğüm sistemde 4 kez geçecek. ve böylece yollarda trafik olmayacak. otobüs güzargahları daha da fazlalaşacağı için insanlar neredeyse evlerinin önünden otobüse binebilecekler. herkes temiz temiz, huzur içinde, kavga dövüş olmadan istediği yere gidecek.

bunun haricinde taksiler de olmayacak tabi. ama ambulans, polis vb. araçları olacak tabi. Ne diyorsunuz? iyi olmaz mıydı?

Edit: bir avantaji da buyuksehirlerin aslinda kic kadar olan sokaklarina sagli sollu park eden araclar olmayacak, yollar genisleyecek. Ozel araci olanlar kalirsa hala kendilerine ait garajlara koyabilcekler sadece.
0
sistem enkazı
(13.02.15)
oyum sistem enkazına!

edit: holding ceo'sunun da amk.
0
justinho26
(13.02.15)
sürekli değil, ama mesai başlangıç ve bitiş saatinde özel otolar yasaklanmalı bence de.

atıyorum mesela sabah 07-10 arası, akşam 17-20 arası hususi otomobillerin trafiğe çıkışı yasaklanmalı.

böylece büyük şirketler servis ağını genişletir, elemanlar şirket arabaları ile eve gidemez. 15 eleman 15 otomobil ile işe gidip geleceğine 1 servis ile iş çözülür.

kendi işini yapan ya da servis imkanı olmayan küçük çaplı işyerlerinde çalışanlar da ya toplu taşımayı kullanır, ya da belirli güzergahlar için belediyenin organize ettiği tur şirketlerinin servislerini kullanır.

hem daha ekonomik olur hem de daha hızlı, benim gibi arabasız hiç bir yere gidemeyen hatta toplu taşımada 1 km gitse midesi bulanan götü rahatlar da belirlenen saatler dışında çıkar trafiğe.

büyük şehirlerin trafik sorununun bundan başka çözümü yoktur, yol yapmayla bitmez trafik.
0
cokilgincvesesgetirecekbirnickarayanadam
(13.02.15)
O benim en büyük hayalim zaten!

Sabahları TEM'de baktığımda gördüğüm manzaranın çoğunda şirket arabaları var. Çoğunda "Filo" ve "Rent A Car" yazıyor. Şirket arabalarının vergisi köklense veya vergiden düşmeseler, o bile trafiği büyük ölçüde rahatlatacak gibi.

Oyum sistem enkazı'na. Yanına danışman olarak cokilgincvesesgetirecekbirnickarayanadam'ı da alsın. Altyapısız olmaz ama bu işler. Zaten dolu olan metrobüse 350 milyon insan daha vermek anlamlı değil.

Bisikletle dolaşılacak bir şehirde de değiliz ki! Elalemin CEO'ları bisikletle işe gidiyor. Biz onu da teşvik edemeyiz.
0
aychovsky
(13.02.15)
hali hazırda evden işe gitmek için (8 km) önce 5 dk yürüyüp, otobüse binip, metroya binip, 15 dk yokuş yukarı yürümem gerekiyor. bu nedenle aracımla gidiyorum.

karşıya geçmem gerektiğinde aracım ya da otobüsle metro, marmaray, otobüs yapmam gerekiyor.

bunların konforlaşması durumunda aracımla çıkmayı düşünmem bile.
0
la noix
(13.02.15)
@vonkhar, eger bu sekilde olsaydi otobusler sayica cogalacakti ve daha sık sefer yapacaklardı. Dolayisiyla zeke'nin de dedigi gibi kimse kimsenin teyzesine yapismayacakti. Kaldi ki o ceo'nun da pazadan donen bir ananin evladi oldugunu unutmayalım.

Ben bakanlar kurulunu olusturuyorum o zaman millet. Bu ülke ne yasa taslakları gördü, benimkinin nesi varmış.
0
🌸sistem enkazı
(13.02.15)
bak senin kafa tam köle zihniyetinde çalışıyor. bu mantıkla herkes saat 3 te kalkıp işe yürüyerek gitse hiç trafik olmaz, bu daha mantıklı değil mi? insan ne için yaşar? düşünsene o otobüste kim bilir ne tür mikrop taşıyan insanlar var, pislik mi, virüs mü taşıyor, otobüsün her yerine dokunuyorlar, her yer bakteri mikrop dolu, ben mecbur muyum her gün bu adamlarla aynı otobüse binmeye? trafik çözülecek diye bunun cefasını ben mi çekeceğim? aracımla giderim işe, o kadar vergi kesen zihniyet benim rahatımı bozmadan gidip bir çözüm bulsun. bulamıyorlarsa da siktirsin gitsinler.
0
hzben
(13.02.15)
Hiç kimseye arabasını kullanmayı yasaklayamazsınız. o işi bir geçiniz.

bunun yolu eğer çok trafik sorunu olan yer varsa, o bölgede toplu taşımayı ucuzlaştırıp, konforunu arttırmak ve arabalara giriş ücreti koymak. bunu taksim bölgesi ve kızılay için düşünüyorlardı ama bu işi türki insanına anlatmak çok zor.
0
godsparticle
(13.02.15)
Kafam köle zihniyetiyle calismiyor bilakis herkesin eşitliğini savunuyorum bence. Ayrica sinir yapmayin arkadaşlar başlığa odaklanin.ütopik bir seyden bahsediyorum ben, beyin firtinasi yapalim istedim. Ayrica insanlarin sabah 3'te kalkip yürüyerek işe gitmeleri onların refah seviyelerini düşüren bir olay ama benim ileri sürdüğüm bu olayda insanlarin refah seviyelerini düşüren bir şey yok. Hem paradan hem zamandan tasarruf. Hijyen noktası çözümü olan bir husus bence. Zaten böyle bi sistemi uygulacak yerlerde eğitim seviyesi, toplum bilinci, saglıklı yaşam farkındalıkları vs. en üst noktada olur senin ileri sürdüklerin yaşanmaz diye düşünüyorum. Samim'in Simeranya'sı gibi bir şey..
0
🌸sistem enkazı
(13.02.15)
(35)

hamilelik

sta
sizce 31 yaş hamilelik için uygun bir yaş mı erken mi geç mi?
sizce 31 yaş hamilelik için uygun bir yaş mı erken mi geç mi?
0
sta
(13.02.15)
şimdiki zamanlar için uygun yaş bence.
0
dahili meddah
(13.02.15)
olabilir. ama ben olsam daha geç doğururdum.
0
rock n roll
(13.02.15)
geç.
0
aeroflot
(13.02.15)
cocugunla arandaki yas farki fazlalasacagi icin gec.

ama kendi hayatini yasamak adina da erken.
0
from potomac to kuban
(13.02.15)
fiziksel ve ruhsal olarak anne acisindan super bence, hatta biraz gec bile. artik insanlar 27-28'de ancak duzen kurabiliyor, haliyle cocuk da gecikiyor. ama cocuk 12 yasindayken 50 yasinda olmayi da istemezsiniz sanirim, cok buyuk fark olusuyor bu durumda.

anam beni 19'unda mi ne yapmis. ben simdi 20 yasindayim mesela, kadina bakiyorum hala 30 yasinda gibi. cocuk acisindan cok olumlu ve hos bi sey bu. cogu arkadasim ikinci veya ucuncu cocuk, anneleri hep 55-60 yasinda. bakiyorum da benim kadar samimi ve yakin olamiyorlar analariyla gordugum kadariyla.

cocuga anne degil ayni zamanda arkadas da olabilmek gerek. o yuzden yardirin derim. adini dermayster koyun lutfen kiz erkek fark etmez. anlamini sorarsa nufus mudurune de dedemizin adi dersiniz.
0
der meister
(13.02.15)
ideal bence
0
redeath
(13.02.15)
ablam o yaşta kalmıştı. normal bence.
0
ron dennis
(13.02.15)
tamam erken değil, ama geç de olduğu söylenemez. benim eşim 32 yaşında ikiz doğurdu. 40'a kadar yolu var artık. (yine de 35'ten sonra biraz zor olabilir)
0
ezeriko
(13.02.15)
normalin sonu / geçin başı.
0
asisamus
(13.02.15)
sahip olacağınız çocukta 31 yaşına kadar beklerse gebelik sürelerini de sayarsak yaklaşık 63-64 yaşında torun sahibi olacaksınız. bence daha fazla vakit kaybetmeyin.
0
corneillus
(13.02.15)
çocuk yetiştirmek zaten çok yorucu ve zor olduğu için 31 yaş erken değil.
0
duhan
(13.02.15)
sağlık açısından soruyorsanız artık öyle 30'undan sonra doğurmak tehlikeli gibi bir görüş yok. Evet şartlar daha riskli hale gelebilir ama çok daha ileri yaşlarda doğuran kadınlar var. Hele zaten annelerimizin kuşağına bakarsanız ilk çocuklar erken yaşta olmuş olabilir ama 40'lı yaşlara denk gelen çok çocuk var.

annelik yapabilmek açısından soruyorsanız kimse iki dakika sonrasının ne olacağını bilemiyor o yüzden arada yaş farkı az olsun çocuğun filan yaşı da görülebilsin demek çok safça. Ayrıca "arkadaş" olmak gibi birşey yok. Anne anne olmalı yani. Arkadaş olalım deyip bilinçsizce evlenip çoluk çocuğa saniye düşünmeden karışanlar yüzünden boktan bir nesil geldi geliyor.

Çocuk sahibi olmak için asıl sorulması ve endişelenilmesi gereken konu başka ama bunu da burda söyleyince adamı linç ediyorlar.
0
warrior princess
(13.02.15)
normalin sonu / geçin başı +1
0
dafuq
(13.02.15)
erken olmadığı kesin. ancak çok geç de denemez.
0
mesglsn sanirm bn yatiyrm
(13.02.15)
o zaman doğurayım ben bir tane :)
0
🌸sta
(13.02.15)
mesglsn sanirm bn yatiyrm + 1
Ne bileyim, benim sülalede en erken 34 yaşında doğuruyorlar, genelde de 38-40 civarı. Anneler manneler de böyle. 31 bana normalmiş gibi geliyor. İşyerinde de genelde 30-36 arası doğuruyor millet. Geçen bir hocamız 46'sında doğurdu. O bana da bir fazla geldi.
0
aychovsky
(13.02.15)
gereksiz bir iş. yaştan bağımsız olarak.
0
namus ninjası
(13.02.15)
şimdiki zamanı filan yok bunun, modern hayat dedikleri saçmalık içinde doğadan benliğimizden koptuk.
30 yaş bir kadının doğurganlığı için çok önemli bir biyolojik yaştır. 30 a kadar hamile kalmayan kadında dişi hiç hamile kalmadığı için üreme faliyetleri azalıyor ve hamile kalma ihtimali çok düşüyor. ama 30 dan önce 1 kere doğum yapmış bir kadın 45 yaşında bile tekrar hamile kalabilir. vücut tekrar kullanma ihtimali olduğu için her daim hazır tutuyor.
velhasıl kelam. 30 geç.
0
matematik koyu
(13.02.15)
gayet normal, herkes ilk çocuk olarak düşünmüş ama, zaten insanlar ikinci ya da üçüncü çocuğu bu yaşta yapıyorlar, yani 27-35 yaş arası hamilelik en yaygın ve normal olanı. çocukla arandaki yaş farkı da tam kıvamında olur ayrıca.
0
alice practice
(13.02.15)
ya kardeşim tamam "strong and independent woman" ayağına hiçbir şey yapmak istemiyorsunuz, imkanınız olsa çocuğu da erkek doğursun diyeceksiniz tamam da saçmalamayın ya. yeni neslin bozuk olmasının sebebi çocukların erken doğması yani öyle mi? ne alakası var? istiyorsanız 40'ınızda doğurun, ben bu yanlıştır ya da kötüdür demiyorum ama "anne annedir, ne arkadaşlığı" yaklaşımı da komple saçmalık.

aileden söz ediyoruz burda. "büyük insan" figürleri çocuğun gelişiminde çok önemli rol oynar ki bunlar da genelde anne baba oluyor. ben 15 yaşındayken annem 60 yaşında olsun istemezdim işin açığı. kendimi şimdiki kadar rahat hissedemezdim. arada ciddi bir kuşak ve anlayış farkı oluşurdu çünkü eminim.

20 yaşında çocuk doğurmak lazım demiyorum. bu yaşlar da çocuk için erken. daha kendini bile tanıyamamışken insanın çocuk yapması doğru değil. anam kendisi de der, "senin zamanında hiçbi şey bilmiyodum o yüzden biraz arıza oldun sen" diye ama bu demek değil ki 30'dan önce çocuk yapılmamalı.

anne aynı zamanda arkadaş olmalıdır evet. annelik çocuğu emzirmek, beslemek, büyütmek, ihtiyacına koşmaktan ibaret değil. dediğim gibi, 40 yaşındakiler çocuk yapmasın ya da yapmaları sağlıksız olur demiyorum ben bu ayrı bi konu ama genç yaşta doğurmak çocuk için bence avantaj.

ben kendi çevremde gördüğümü söylüyorum. şu an annesi 40-50 yaş aralığında olan arkadaşlarımın tamamına yakını anneleriyle samimi ilişki içerisindeyken, 50 yaş üstünde olanlar "eh anne işte yea" mertebesinde. çoğunun iletişimi bile çok kısıtlı.

anne önemlidir olm. hadi çocukken tek görev "annelik" olabilir ama oğlunuz kızınız 20 yaşına geldiği zaman da "anne"ye ihtiyaç duyacak. o zaman da ağzına emzik mi vereceksiniz? yaşların yakın olması bu açıdan avantaj. ben başımıza bi hastalık, kaza bela gelmezse 5 sene sonra anamla italya'yı orayı burayı gezmek istiyorum mesela. ha ben de sevgilimle gezeyim istiyorum ama sevgilim yok nabiyim, anacağızımı götürürüm.

şimdi sen 40 yaşında doğursan çocuğun bunu yapabilecek mi? en genç zamanlarında annesinin yaşlandığını, elini eteğini çektiğini görecek çocukcağız. süper bi anne olabilirsin ama üzülür bu durumda velet. genç anne daha iyi. "moruk tuzu uzatsana aq" dersin çocuğa.

siz mesela hiç 50 yaşında milf gördünüz mü? görmezsiniz. çünkü o ideal anne yaşı değildir. eyyorlamam bu kadar.
0
der meister
(13.02.15)
ne açıdan baktığımıza bağlı, fizyolojik olarak en ideal yaş değil. geç sayılabilir.
0
doxanikee
(13.02.15)
ben 31 yaşındayım eşim 30 yaşında. ben artık istiyorum eşim de 1 sene daha bekleyelim en azından biraz daha hayatımızı yaşayalım diyor da daha ne hayat yaşaması zaten 1.5 senedir sevgiliyiz evleneli 7 ay oldu ve kendisiyle 11 senedir kankayız. tatillere gittik beraber sıçana kadar içtik takıldık daha ne bekliyoruz diyorum sanırım hazır hissetmiyor. benim de hormonlarım azmış durumda belki ona okuturum sizin düşüncelerinizi diye sormak istedim.
0
🌸sta
(13.02.15)
Normal
0
amarikanya fitbolcusu
(13.02.15)
eşin istemiyorsa çocuk istiyorum diye ısrar etme bence. belki gerçekten hazır hissetmiyordur kendini baba olmaya. taraflardan biri istemiyorsa zorlamamak lazım. seneye demiş, seneye olsun o zaman de geç.
0
rock n roll
(13.02.15)
Hazır olmadan çocuk yapmama kısmına katılıyorum. 31 ve 32 arasında fark yok nasıl olsa. Olmadı, seneye ısrar edersin "Hadi, zaman geçiyor" diye. Bu kısmı eşine okutturacaksan önceden haber ver ki sileyim. Ya da değiştirip "Evet, çok acil çocuk yapmak gerek. Çocuk gelince hazır olunur zaten" falan yazayım.
0
aychovsky
(13.02.15)
yalnız 2 çocuk istiyorum onu da düşünmek lazım. aralarında 1 yaş olsa süper olur. eşime de okutturucam :)
0
🌸sta
(13.02.15)
ideal
0
Goldstein
(13.02.15)
Benim icin gec bile.
0
yuzır
(13.02.15)
neresi erken yahu? millet aklını kaçırmış. birkac sene daha ilk hamileliğini yaşamazsan bida hicbir zaman anne olamazsın. 12. sınıf biyoloji dersinden hatırlıyorum. (swh)
0
bana jacob diyolar
(13.02.15)
fizyolojik olarak ilk gebelik için geç
psikolojik olarak cevabı sen daha iyi biliyorsun

ha 31 yaş geç diye hiç mi anne olmayalım? tabii ki hayır
0
la noix
(13.02.15)
kimden olduğuna göre er ya da geç olabilir...
0
kamuran
(13.02.15)
ya bence geç yaaa benim annem 33 yaşında beni kucagına almış allahım şu an ne sorunlar yaşıyorum bi bilseniz..
0
cekirdekabugu
(13.02.15)
benim annem de 33 yaşında anne olmuş ama mesela aramız süper iyidir hiç sorun çekmedim biraz da kişilikle ilgili bence o.
0
🌸sta
(13.02.15)
beni annem 42 yaşında doğurmuş(Kaza kurşunuyum :P), aramızda hiçbir çatışma vs. olmadı. yaşla değil, kişilikle alakalı bu durum bence de.
0
mesglsn sanirm bn yatiyrm
(13.02.15)
İlk çocuksa geç.
0
maxim gorki
(13.02.15)
(4)

İnsanlara yanlış isimlerle hitap etmek

bitersin
Merhaba dostlar,Son zamanlarda başıma gelen bir mesele var. Şöyle ki; eskiden beri tanıdığım insanlara bazen seslenirken farkında olmadan başka isimlerle hitap ediyorum. Daha da saçma olan kısmı, o an kullandığım isimlerde tanıdığım kimsenin olmaması. Yani sevilay'a bir anda neslihan diyorum ama ne
Merhaba dostlar,

Son zamanlarda başıma gelen bir mesele var. Şöyle ki; eskiden beri tanıdığım insanlara bazen seslenirken farkında olmadan başka isimlerle hitap ediyorum. Daha da saçma olan kısmı, o an kullandığım isimlerde tanıdığım kimsenin olmaması. Yani sevilay'a bir anda neslihan diyorum ama ne bulunduğumuz ortamda ne de hayatım boyunca tanıdığım bir neslihan yok. Velhasıl kelam niye böyle şeyler oluyor acaba?
0
bitersin
(13.02.15)
verdiğin örnekteki gibiyse bende de oluyor. yani fonetik benzerlik. benzerlik olmasa da beyni benzetebiliyor.

esra,semra,seda benzer bence mesela.

sevilay'la neslihan' da benzer. sesli harflerin sıraları bile aynı.
0
dahili meddah
(13.02.15)
@meddah Yavuz- erhan örneğim var bahsettiğin benzerlikte olmayan
0
🌸bitersin
(13.02.15)
İnsanların kafamızda tipleri oluyor ya, belki Yavuz'da ad Erhan tipi vardır, Sevilay da Neslihan Neslihan bakıyordur sana. Ben arada öyle yapıyorum. Bir arkadaşım var, adama bakınca Tolga'dan başka bir şey diyesim gelmiyor. Bir iki söyledikten sonra aynaya bakıp "Evet ya, benden Tolga olurmuş" dedi. Böyle bir şey olabilir mi?

İnsanları karıştırıyor olabilir misin? Çalıştığım yerde Ayşenur - Nazlı - Zeynep üçlüsü var. Yakın da değiliz bu üçlü ile, başka bölümdeler. Hepsi 1 yıl önce çalışmaya başladı. Üçü de esmer, kıvırcık ve uzun saçlı, saçlarında gölgeler de benzer, uzun boylu, zayıflar ve hepsinin burnu kavisli. Yürüyüşleri de benziyor. Ayırt etmek için hepsinde ek bir özellik belirledim ama Nazlı kaşlarını alınca sistem çöküyor, yine karıştırmaya başlıyorum.
0
aychovsky
(13.02.15)
dikkatinizi bu konuya verin, dogru isimlerle hitap etmeye calisin. sadece bi dalginlik hali mi anlamaya calisin
0
fallopian
(13.02.15)
(6)

Yanakların Kızarması

arockm
Merhaba çocukluğumdan beri yanaklarım sürekli kızarır.Çocukken utanma, sinirlenme vb. konular olunca olurdu genelde.Şimdi ise farketmiyor. Durup dururken de kızarıyor. Ne yapmak lazım sizce?
Merhaba çocukluğumdan beri yanaklarım sürekli kızarır.
Çocukken utanma, sinirlenme vb. konular olunca olurdu genelde.
Şimdi ise farketmiyor. Durup dururken de kızarıyor. Ne yapmak lazım sizce?
0
arockm
(13.02.15)
ben fondöten diyerek açılışı yapıyorum.
0
loveinaflipbook
(13.02.15)
Onunla ilgili gitmediğim doktor kalmamıştır çocukluğumda, beyaz tenliyim ben bir de, baya belli oluyordu yani. Geçiştirip durdular, beslenmeye dikkat et şöyle böyle. Kısacası yapısal bir şey sanırım. Ama özellikle kilo aldığım dönemlerde arttığını fark ettim, kilo verdiğimde baya azalmıştı. Sıcak-soğuk hava değişimlerinde, aşırı sıcak ve aşırı soğuk ortamlarda hala kızarır benimkiler.

Bir de tansiyon hastalarında oluyor bu, anlık tansiyon yükselmesi sebep olabiliyor. Ona da bir baktır istersen.
0
osurdum
(13.02.15)
İlk önce cildiyeciye gidilebilir. Belki kılcallarla ilgili bir sorun vardır ya da allerjik bir durum vardır. Onun kontrol edilmesi gerekebilir.
Her şey normalse, kızarıklık önleyici ve yüzdeki dolaşımı hızlandırıcı serumlar var. Serum derken bağlamıyorsun bir yere, iki damla sıkıp yanağına sürüyorsun.
0
aychovsky
(13.02.15)
Aynindan kuzenimde de var. Kılcal damarları derisine çok yakinmis diğer insanlara gore. O yüzden sürekli kızarık o da. Fondoten kullanıyor. Ama aşırı bi durum değilse çok kafana takma.
0
elorelia
(13.02.15)
bir arkadaşım bu yüzden bir krem almıştı. özellikle bunun için satılıyormuş. kozmetik bir ürün. ama adını hatırlamıyorum. işe yarayıp yaramadığını da bilmiyorum şu an görüşmediğimiz için.
en azından krem satan parfümerilere sorabilirsiniz.
0
innerbliss
(13.02.15)
ykm, tekin acar, vb mağazaların clinique standına gidip bu sıkıntınızı anlatırsanız gereken ürünü tavsiye edeceklerdir. yüz kızarıklığı için serileri var.
0
kayranin kedisi
(13.02.15)
(5)

Tüyap'a nasıl giderim?

sulphur
beşiktaş'tan tüyap kongre merkezi'ne en hızlı nasıl gidebilirim?
beşiktaş'tan tüyap kongre merkezi'ne en hızlı nasıl gidebilirim?
0
sulphur
(13.02.15)
zincirlikuyu ya minibüsle gidip oradan metrobüse binersin. metrobüsün son durağı tüyap zaten.
0
Tears of Devil
(13.02.15)
34 AVCILAR - ZİNCİRLİKUYU olana mı binicem ? hangi hatta binmem gerekiyor tek hat mı orası?
0
🌸sulphur
(13.02.15)
avcılar zincirlikuyu'ya binersen, avcılara kadar gidersin. beylikdüzüne gitmek için beylikdüzü yazana binmen gerekir.

edit zaten bir tane var beylikdüzü yazan. ona binip son durağa kadar git. son durakta karşıya geç tüyaptasın.
0
Tears of Devil
(13.02.15)
34Z zincirlikuyu beylikdüzü ya da herhangi bir metrobüse binip avcılar son duraktan tekrar metrobüse binip (akbil basmadan) 34B ile geçebilirsiniz
0
madarch
(13.02.15)
34'e binip aktarma yapmakla hiç uğraşmayın. Zincirlikuyu'dan 34BZ'ye binin, aktarmasız, rahat rahat son durakta inin.
0
aychovsky
(13.02.15)
(16)

Mabel Matiz'i Seviyor musunuz?

arockm
Merhabalar, Mabel Matiz'in tarzını seviyor musunuz? Hani böyle burnundan söylüyor gibi, size de öyle geliyor mu? Düşünceleriniz neler?
Merhabalar, Mabel Matiz'in tarzını seviyor musunuz? Hani böyle burnundan söylüyor gibi, size de öyle geliyor mu? Düşünceleriniz neler?
0
arockm
(13.02.15)
seviyorum
0
sta
(13.02.15)
duyduğumda kapatacak ya da ortamı terk edecek kadar sevmiyorum, önce sesini sonra şarkılarını. daha önce hiç bir şarkıcıya/gruba karşı böyle bir şey hissetmemiştim.
0
november rain
(13.02.15)
populer oldu tiksindim insanıyım ben. sevmiyorum.

sesinin rahatsız ediciliğinden öte şarkıları çok manasız geliyor bana ya. "du bakim şu kelimeyi de koyarsam afili olur" diyor sanki yazarken. (şarkılarını kendi mi yazıyo onu da bilmiyorum da, kim yazıyorsa işte)
0
mutevazi
(13.02.15)
bir öksürse içten bende oda rahatlayacak gibi. sadece sultan süleyman sarkısını biliyorum ve denk gelirse dinliyorum ama mabel matizi sevdiğim için değil aysel gürel'i sevdiğim için. olması ile olmaması arasında fark yok ama öksürse iyi olacak.
0
kuzey li
(13.02.15)
Kapı zili gibi sesi var. Sevip sevmeme gibi bir durumum yok ama dinlemem.
0
angelus
(13.02.15)
seviyorum diyemem ama normalde şarkı söylerken sesiyle oynayanlar çok çok itici gelirken (örnek 1. cem adrian, örnek 2. mehmet erdem) mabel matiz itici gelmiyor. 'aşk yok olmaktır' a güzel bir cover yapabilmiş olmasının etkisi olabilir üzerimde.
0
asisamus
(13.02.15)
Belki uğraşsam şarkıların bol gitarlı ve sözsüz halini sevebilirim de yanık yanık, mırıl mırıl bir şeyler anlatmaya çalışmasını sevmiyorum.
0
aychovsky
(13.02.15)
Donald Duck'a benzetiyorum sesini, berbat bence. Komik buluyorum, dinlemem.
0
pandispanya
(13.02.15)
Arada bir (ama çok arada bir) dinlenecek bir ses o kadar.
0
redeath
(13.02.15)
Sevmiyorum, antipati duyuyorum. Popüler kültürün bok yemesi.
0
yirmisantim
(13.02.15)
sevmiyorum.
0
in vino veritas
(13.02.15)
İyranç
0
Hersheys
(13.02.15)
sevmiyordum, canlı performansına denk geldim o günden beri pek seviyorum. <3
0
pongiyen
(13.02.15)
indie rafet el roman
0
Unorthodox
(14.02.15)
Arabada denk gelince annemle yan gözle bakışıp kahkaha atıyoruz :D
0
capitatum
(14.02.15)
cem adrian, halil sezai ve mabel matiz'i gemiyle açıklara gönderip batırmak isterdim o derece diyim, hiç bi nedenim yok, bak sinirlendim yine gece gece :P
0
mirty
(14.02.15)
(7)

bu trafik kazasında hata kimdedir?

la lykia
1. durumda iki araç da 3 şeritli yolda kırmızı ışıkta bekliyorlar.yeşil araç sol şeritte, düz devam edecek. kırmızı araç orta şeritte soldaki dönel kavşağa girecek. dönel kavşağın girişine kadar aynı hizada geliyorlar. yeşil geçmek, kırmızı dönmek istiyor.sonuçta kırmızı araç yeşil aracın sağ arka f
1. durumda iki araç da 3 şeritli yolda kırmızı ışıkta bekliyorlar.
yeşil araç sol şeritte, düz devam edecek. kırmızı araç orta şeritte soldaki dönel kavşağa girecek. dönel kavşağın girişine kadar aynı hizada geliyorlar. yeşil geçmek, kırmızı dönmek istiyor.

sonuçta kırmızı araç yeşil aracın sağ arka farının yan tarafına hafifçe vuruyor.

yeşil araç: dönel kavşağın girişinde kırmızı aracın sol dikiz aynasının lambasından sol sinyal verdiğini gördüm, aynı anda yavaşladı, aynı hizadaydık. arkamda da araç olduğu için yavaşlayamazdım, korna çaldım, selektör yaptım, ikaz ederek geçtim.

kırmızı araç: soldaki araç sağdan gelene yol vermelidir, onun için yeşil araç durarak geçmeme izin vermeliydi.

bu durumda yeşil mi haklı, kırmızı mı?
0
la lykia
(13.02.15)
"soldaki araç sağdan gelene yol vermelidir"i kim nereden uydurdu? kırmızı araç hatalı. benim olduğum yerde olsa -istanbul'daysa- iyi küfür ederdim. kırmızı araç sola dönecekse sol şeritte olmalıydı. son anda şerit değiştirenlere illet oluyorum.
0
nawar
(13.02.15)
aynı şeyi yeşil aracın sola dönmeyecekse neden sol şeridi işgal ettiği için de söyleyebilir miyiz? düz gidecekse orta şeritte bulunmalıydı, sola dönecek araç ise sol şeritte. ikisi de haksız.
0
givemesomesubstance
(13.02.15)
Soldaki aracın sağdakine yol vermesi durumu kavşaklar için geçerli. Işık olmayan bir kavşakta iki araç karşılaştıklarında, eğer araçların ve yolların birbirine karşı bir üstünlüğü yoksa, sağdaki önceliklidir. Düz yolda "Sağdaki şerit önceliklidir" diye bir şey yok.

Yeşil haklı, şeridinde gidiyor. Kırmızının daha önceden yeşilin arkasına geçmesi gerekirdi. Geçemediyse de beklemeliydi. Ek olarak kurallardan konuşuyorsak, dönmeden tam hatırlamıyorum ama galiba 30 metre önceden döneceği şeride girmeliydi. Gerçi bunu şehir içinde çok kısıyorlar ama bu kadarı da bile bile lades olmuş.

Gerçi yeşlin olduğu şerit de çok mantıklı değil ama hatadan çok mantıksızlık olmuş orada duruşu. Yolu garip şekilde tıkar o şekilde.
0
aychovsky
(13.02.15)
yeşil araç düz devam edecek onda bir sıkıntı yok.dönmek isteyen kırmızı araç ve sinyal vererek aynı hizasında olan aracın geçmesini beklemeliydi ki bu durumda yeşil araç geçtikten sonra geçmeliydi.kırmızı araç suçlu.(istanbulda bu durum genelde vatan caddesi üzerinde akdeniz caddesine dönen yuvarlakta görülür orayı canlandırdım kafamda)kırmızı hatalı
0
kararsizmucver
(13.02.15)
tabiki kırmızı suçlu
0
sta
(13.02.15)
sağdakine yol verme kuralı kontrolsüz kavşağa farklı yönlerden gelen araçlar için geçerli. aynı yönde giden araçlardan soldaki sağdakine yol verir gibi bir kural yok.

şerit seçiminde sadece yeşil hatalı. sol şeritteki düz devam edemez ama ortadaki sola dönebilir. ama vurduğu nokta itibari ile hatanın çoğu kırmızının derim ben.
0
screamshot
(13.02.15)
demek soldaki sağdakine yol vermeliymiş ha. vay anasını :D

kırmızı hatalı.
0
mesglsn sanirm bn yatiyrm
(13.02.15)
(7)

meat loaf

dessy
dalyan köftesi mi, yoksa rulo köfte mi olarak çevirmem gerek? iskandinav mutfağından bahsediliyor, türk mutfak kültürüyle alakalı bir çeviri değil. bu detayı vermek istedim.dalyan köftesi yöresel bir yemeklerimizden mi, emin olamıyorum. netten baktım ama tam istediğim cevaba ulaşamadım. vejeteryan o
dalyan köftesi mi, yoksa rulo köfte mi olarak çevirmem gerek?

iskandinav mutfağından bahsediliyor, türk mutfak kültürüyle alakalı bir çeviri değil. bu detayı vermek istedim.

dalyan köftesi yöresel bir yemeklerimizden mi, emin olamıyorum. netten baktım ama tam istediğim cevaba ulaşamadım. vejeteryan olduğum için bu konular bana çok uzak :)
0
dessy
(13.02.15)
rulo köfte daha uygun bence.
ben olsam direkt köfte diye çevirirdim.
0
mutevazi
(13.02.15)
ama normal köfte de değil. :)

rulo köfte bana da daha iyi gibi geldi ama rulo köftede de sanırım içinde bir tür garnitür olur.

görünüm dıştan aynı dalyan köfte gibi.
0
🌸dessy
(13.02.15)
Dalyan köftenin özelliği rulosunun içinde katı yumurta olması, rulo köftenin içinde de garnitür var. Bildiğim kadarı ile meat loaf'ta sadece et var. Buna karşılık gelen bir yemeğimiz olmayabilir. Tip açısından meat loaf dilimleri rosto dilimlerine daha çok benziyor ama içerik fena tutmuyor bu seferde. Köfte tiplerini araştırayım biraz.

Birileri dalyan köfte diye çevirmiş.
www.turkishcookbook.com

Başka bir dalyan
www.forumthermomix.com

Dalyan/rulo diyen var
www.turkishfoodandrecipes.com
0
aychovsky
(13.02.15)
the big bang theory'de wolowitz'in annesi yapıyordu ondan. alt yazı çevirmenleri nasıl çevirmiş bakmak lazım.
0
inheritance
(13.02.15)
inheritance'ın dediğini buldum. 2. sezon 22. bölümdenmiş. "rulo köfte" olarak çevirmişler. "Tabii ağır olacak. Annemin rulo köfteleri bunlar." diye çevrilmiş hatta.
0
aychovsky
(13.02.15)
Türkçe ne yetersiz kalıyor.

Çok teşekkür ederim hepinize.

Rulo köfte olarak kullanayım madem. Dalyan köfte demeye de içim el vermiyor pek. Çok Türkçe kalıyor sanki.
0
🌸dessy
(13.02.15)
Iskandinav köftesi.
0
pinocchio
(13.02.15)
(20)

Çoraplarınızı ne kadar sıklıkla yeniliyorsunuz?

loveinaflipbook
selamlar, ne zaman atarsınız çoraplarınızı?1) rengi kaçmaya başlayınca mı?2) şekli sünmeye başlayınca mı?3) `konç`ları gevşemeye başlayınca mı?4) parmaklradan/topuktan/tabandan erimeye başlayınca mı?5) parmaklradan/topuktan/tabandan delinince mi?6) ikinci delikten sonra mı?7) %50'sinden fazlası sökü
selamlar,

ne zaman atarsınız çoraplarınızı?

1) rengi kaçmaya başlayınca mı?
2) şekli sünmeye başlayınca mı?
3) konçları gevşemeye başlayınca mı?
4) parmaklradan/topuktan/tabandan erimeye başlayınca mı?
5) parmaklradan/topuktan/tabandan delinince mi?
6) ikinci delikten sonra mı?
7) %50'sinden fazlası sökülüp yırtıldıktan sonra mı?
8) ayaklarınızın rengi o çorabı giydiğiniz günler değişmeye başlayınca mı?
9) diğer (lütfen açıklayınız)
0
loveinaflipbook
(13.02.15)
valla giyerken bi bakıyorum "bu nasıl çorap lan?" dediklerimi atıyorum. zaten yarısını da makinemiz kaybediyo nereye gidiyo anlamıyorum.
0
justinho26
(13.02.15)
"Şaftı kaymış la bunun" dediğimde.
0
mylord
(13.02.15)
iç çamaşırı ve çoraba kıyafetlerimden daha önem veriyorum. bu yüzden aldığımda en kalitelisini almaya özen gösteriyorum.

çorapları bir yıla kalmadan yeniliyorum. 1 ve 2 en baskın maddeler. gerçi neredeyse tüm çoraplarım siyah.
0
mermize
(13.02.15)
9) şıklardan herhangi biri olduğu zaman
0
neira
(13.02.15)
görüntüsüne pek takmam. delindiyse ya da başka bir sebeple kullanılmaz hale geldiyse değiştiririm işte.
0
ucan spagetticanavari
(13.02.15)
günaydın, ben çoraplarımı ya delinince ya da tekini kaybedince atarım genelde.

bir de çoraplarımı ikiye ayırırım;

1- dışarıda giymelik.
2- evde giymelik. evde giymelik olanların rengi kaçıktır ve genelde görünmeyen bir yerinde ufak delik/kaçık vardır.
0
Lt. Col. Frank Slade
(13.02.15)
4) parmaklardan/topuktan/tabandan erimeye başlayınca
0
65 derece
(13.02.15)
ilk 4 maddeden biri gerçekleşince ev çorabı oluyor. kalan maddelerden biri gerçekleşince atılıyor.
0
alice practice
(13.02.15)
Sonuna kadar etinden sütünden faydalanıyorum valla.

Nası oluyosa benimkilerin konçları gevşemiyo. Çok narin ayak bileklerim olduğundan olabilir öhhhhm :) Artık altları ebriyip böyle tülbent gibi olunca çöpe atıyorum.
0
old possum
(13.02.15)
Benim çoraplarım duruma el atınca ya kadar hep çift değillerdi arada beyazlar a karışıp anne eli çamaşır suyu katkılı beyazlarla kaynamışlığı var :) duruma el atınca renk kaybı yaşamadım
ayrıca Külotlu çoraplar da kaçınca durum dikilip kullanılır hale geliyorsa bi müddet daha yoksa direkt çöp
normal çoraplar da belli oluyor delik olsun erime olsun gevşeme olsun gözüme güzel gelmiyorsa güle güle çoğunlukla geri dönüşü olmayacak hallerde atıyorum sonuna kadar kullanıyorum
0
indescribable
(13.02.15)
benimkilerin teki kayboluyor nasıl oluyorsa. tek dişi kalmış çorabı atıyorum. sonra bakıyorum bir yerde çıkıyor.

takım altına giymek için bir seferde 10-20 çorap alırım, gri ve siyah. 3-4-5 ay civarı yenilerim.

2-3 çift de pahalı çorabım var. belki sevişirim çorabı.
0
[silinmiş]
(13.02.15)
Hayatımda sanırım hiçbir çorabım erimedi, delinmedi, sökülüp yırtılmadı (külotlu çoraplar hariç, eheh), ayaklarımın rengini değiştirmedi (?). Ben bi çorabı 10 sene filan kullanıyorum galiba. Hatta geçenlerde ortaokul - lise çoraplarımı buldum. Aaa bunlar giyilir ki dedim, giymeye başladım. Bart'lı çorap var şu an ayağımda ^^ Rengi kaçarsa atarım. Yoksa kayboluncaya kadar giyerim :D
0
pandispanya
(13.02.15)
Genelde parmak delindi mi dikiyorum ama bir yerler eridiğinde artık dikilmesi zor oluyor. Tamir edilemeyecek haldeyse atıyorum.
0
aychovsky
(13.02.15)
Topugu erimeye baslayinca
0
saçdemeti
(13.02.15)
4
0
sckxyss
(13.02.15)
4. aşamada ölmüştür benim için
0
loch ness
(13.02.15)
genellikle atmam.
ama çorap sıkıntısı oluşmaya başladıysa acımam, yenilerini alırım.
eskileri de halı sahalarda giyerim, evdeyken giyerim, çift çorap giyeceğim zaman alt kata giyerim.. iyice delik deşik olmuşsa; o zaman kısa süreli el bezi yaptığım oluyor.
0
delarue
(13.02.15)
delik yada erime olunca.
0
aeroflot
(13.02.15)
3 hariç herhangi biri olunca. Konçları çok kötü olmamışsa giymeye devam ediyorum. Ara ara 4er-5er tane alıyorum. Aslında ucuz çoraplar alıyorum ama 2 sene gidiyor aldığım çoraplar. Bi kaç tane de kenarda açılmamış bekletmeye çalışıyorum zor günler için.
0
phoenixboy
(13.02.15)
Disari coraplarimda en ufak hasar varsa atarim. Genelde spor kisa corap cok nadir giyerim. Ya kulotlu corap ya ince pantolon corabi giyerim.
Bi de evde giydigim pamuklu kisa coraplarim ve spor ayakkabi veya babet ici coraplarim var. Pamuklu kisa coraplari evde tamamen pirtilana dek giyiyorum.
0
photo85
(13.02.15)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.