Giriş
(10)

Yaşam kalitenizi veya konforunuzu arttıran düzenli aldığınız hizmetler?

sailor
Merhaba,Genel olarak yaşam kalitenizi veya konforunuzu arttıran ve düzenli olarak aldığınız hizmetler neler var? Örneğin, boyner grubunun back up kişisel asistanlık hizmetini kullanıyorum, çok memnunum. Bunun gibi düzenli aldığınız ve memnun kaldığınız hizmetler neler var? "Mahalledeki kuru temizlem
Merhaba,

Genel olarak yaşam kalitenizi veya konforunuzu arttıran ve düzenli olarak aldığınız hizmetler neler var? Örneğin, boyner grubunun back up kişisel asistanlık hizmetini kullanıyorum, çok memnunum. Bunun gibi düzenli aldığınız ve memnun kaldığınız hizmetler neler var?

"Mahalledeki kuru temizlemeci çok iyi, memnunum." gibi değil de yerel olmayan herkesin erişebileceği hizmetleri soruyorum.
0
sailor
(02.09.22)
Hizmet olarak sayılır mı bilmiyorum ama sağlık sigortası, kasko ve konut sigortası. Büyük bir kafa rahatlığı.
0
orient blue
(02.09.22)
youtube premium.
0
AlsterWasser
(02.09.22)
Masaj
Sauna
0
camussar
(02.09.22)
fizyoterapi
temizlikci
6 ayda bir disci, dis temizligi
utub premium +1
0
hot potato
(02.09.22)
tamamlayıcı sağlık sigortası
özel yoga dersi
eve gelen masöz
düzenli hamam
0
Phoebe
(02.09.22)
verilerimi düzenli yedekleyince bi huzur çöküyor
0
sttc
(02.09.22)
istiririm yalarim bir de
(02.09.22)
hizmet olarak değerlendirmek doğru olmayabilir ama eve ve yatak odama klima taktırmak yaşam kalitemi büyük ölçüde arttırdı. bu kadar nemli bir memlekette konfor için birinci sıra bence klima :)
0
motosiklet burclu adam
(03.09.22)
6 ayda 1 koltuk altıma ve kaşıma ve alnıma botoks yaptırıyorum. Koltuk altımdan terlemiyorum. Kaşlarımın arası ve alın da yaşlanma belirtileri için.
0
gabe h coud
(03.09.22)
Vpn.
0
prole
(03.09.22)
(21)

Kızlık zarı sizin için önemli mi? Olmazsa olmaz bir şart mı gençler?

soper
Bence sevdiği kişi için beklemeli bir kız. İlk olmak ayrıdır
Bence sevdiği kişi için beklemeli bir kız. İlk olmak ayrıdır
0
soper
(30.08.22)
Zar anlamında ilktir ama ruh anlamında, sürtünme, ön sevişme, ters ilişki, flört anlamında çoktur. O zaman okey misin?

Her haltı yiyeyim ama sevgilim bakire olsun kafası bana çok ilkel gelmiştir.

Bir erkek bakir ise bakire seçmesinde bir sakınca yok bence.

Ama ben bir şeyler yaşadıysam, karşımdaki insan da yaşamış olabilir sorun yok.

Ne istediğini bilsin, kafa ve beden olarak sadık kalsın da gerisi önemli değil.

Hem bu zar takıntısı olanların korkulu rüyası diktirme ameliyatı var öyle denk gelirse çok gülerim.
0
ananiyimioguz
(30.08.22)
90'li yillarda eksisozluk = kizlik zari tartisma platformu gibiydi. Sonraki yillarda o basliklarin yerini envai cesit erasmus basliklari aldi. duyuruyu gorunce aklima o geldi.

neyse... dengi dengine diyip cekileyim.
0
WithWorth
(30.08.22)
Eskiden insanlar 18 ine gelmeden evlenirdi. O zamanlar onemliydi. Simdilerde is bulma egitim para meselesi gibi turlu sebeplerle evlilik yasi cok ilerledi. Evlilik oncesi seks bu yuzden cok artti.
0
halk
(30.08.22)
Sevdiği kişi için derken? İnsan her sevgilisini seviyor hangisini beklesin mesela?

Erkek de beklemişse “sevdiği” kız için o zaman tamam ama bu kutsal görev sadece kadınlardan bekleniyorsa çok yanlış. Kadınların da el değmemiş erkek bekleme hakkı doğuyor bu durumda.
0
kaptan maydanoz
(30.08.22)
O devir o muhabbetler geçti artık. Önemli gören çok azaldı, önemsiz demiyorlar ama üzerinde de konuşulmuyor.
0
Mihendiss
(30.08.22)
kizlik zariyla ilgisi yok , turkiyedeki kizlar kamuflaj anlaminda uzman:) belki oral sex, anal sex yapiyor nereden bileceksin?
burada olay kizin daha onceki kisilerden neden ayrildigi? karsidaki adamlarin mi yoksa kizin mi can sikintisindan ayrildigi. duygusal zekasi, size adanmisligi, empatisi vs.
ayrilmaya karar verdik iliski monotonlasti diyen kizlardan uzak durabilirsin mesela.
cok seks kimi zaman kizlari travmatize edebiliyor. bunu rahatlikla anlayabilirsin.
0
kadirulu
(30.08.22)
Küçük yerlerde hala önemli. Büyük şehirlerde de tecrübe arıyorlar. +1 ananiyimioguz. Özellikle öyle birini arayana.
0
Kahvedesu
(30.08.22)
vay, nostalji başlık.

15 sene önce tartışılıp bitmedi mi olm bu kızlık zarı meselesi? yemin ediyorum sosyal medyada 10 sene olmuştur görmeyeli. geçmişe gittim.

cevap: olmazsa olmazımdır.
0
sir gawain
(30.08.22)
Bu beklenti kendine karşı özgüveni düşük insanların beklentisidir, ya başkaları ile birlikteliğinden benimki ile olduğundan daha zevk aldıysa vb. düşünceler içerisindeler.

Halbuki bu dünya öyle bir dünya değil. nedense ilk ve son olmakla ilgili bir ilinti var. yani kişinin ilk beraber olduğu kişi aynı zamanda son birlikte olduğu kişi de olacak.

ilk olmak önemli ise kim kimin hangi konuda ilk'i olacak? ilk tekne gezisini beraber yapınca oluyor mu? ilk yamaçparaşütünü beraber yaptık, oluyor mu? ilk motor gezisini beraber yaptık, oluyor mu?

Sex dediğin bir saat, hadi seni mi kıracağım 2 saat olsun, sen kralsın 4 saat diyelim. eee sonra? koskoca hayatı bu 4 saat ile mi değerlendiriyorsun?

Hadi hepsini geçtim, daha kendisi ile ilgili şeyleri bilmeyen biri ile nasıl hayat geçecek? keyif alınan şeylerin kendisi için keyifli olup olmadığı konusunda bir fikri, düşüncesi olmayan biri ile ne yapcaksın? konu sadece cincellik değil yani. o çok küçük bir parçası.
0
selam
(30.08.22)
25-30 yaş arası erkek grubumuzun fikrine göre sevgili olmak için önemli değil ama iş ciddiye binecekse ve evleneceksek çok önemli sırf bu yüzden evlenmeyen arkadaşlarım oldu.

şuan ne kadar önemsiz diye pompalansa da önemli.

ama yeni tip erkekler türedi zar önemli değil diyen. sonuçta herkesin terrcihi
0
alp9900
(30.08.22)
genelde kendine güvensiz erkeklerin hissettiği gereksiz bir takıntı. bir kadının başkalarını deneyip, sende karar kılması daha ego okşayıcı bir durum, çünkü ömrü boyunca tek bir kişiyle yatan birinin içindeki merak duygusunu asla öldüremezsin. evliliğği boyunca başkalarıyla nasıl olurdu acaba diye fantezi kurmasındansa deneyip öyle evlenmesi daha mantıklı geliyor bana. ayrıca evlilik öncesinde orgazm olabiliyor mu, vajinismus gibi bir problemi var mı gibi cinsel sorunların tamamını da bu yolla çözmüş oluyorsun (hiç küçümsemeyin inanılmaz yaygın bu hastalıklar, kolay da tedavi edilemiyor ve boşanmaların - aldatmaların da en büyük sebeplerinden biri bu). son olarak 15 dakikalık bir işlemle sonradan da zar yaptırılabiliyor, yani hiç bir zaman orjinal mi değil mi bilemiyorsun. bu şartlar altında hala bekarete takılan hemcinslerimi komik buluyorum.

hiç ilişkiye girmediğiniz biriyle kolaylıkla yanlış bir evlilik yapabilirsiniz, çünkü dikkatiniz başka bir yerdedir, mantıklı düşünemezsiniz. erkeklerin evlendikten sonraki "ulan ben ne yaptım" pişmanlığı hep buradan geliyor.
0
roket adam
(30.08.22)
İlk olmak kız için de ayrıdır erkek için de ayrıdır bence.

Madem ayrıdır, ikisi de o ayrıcalığı "sevdikleri" kişiye sunmalılar.

Ama sorun şu, cinsel anlamda ilk olan kişi güvenilir sayılıyor ama çok daha farklı konularda hiç de güven vermiyor hatta hayatı zindan ediyor mesela. Onu ne yapalım? Gitti elden "ilk"... ne olacak?

Saçma. Kızlık zarıyla güven elde edilmez. Kızlık zarı değil önemli olan...

Sen ruhu masum olan kadını tanıyamıyorsun kızlık zarına yüklüyorsun koskoca bir sorumluluğu. Önemli olan bu.
0
muhayyer divan
(30.08.22)
20'lerimin başında önemsizdi, ancak artık önemli. 30'larına merdiven dayamış biri bu yaşına kadar cinsel ihtiyaçlarını tümden bastırdıysa tuhaf hissettiren çok fazla problem ortaya çıkıyor. Onun için hiçbir cinsel deneyimi olmamış biri beni geriyor.

Cinsellik biyolojik bir ihtiyaç, eğer hayatınızın büyük bölümünde cinsel arzunuzu bastırdıysanız bu sizde bir şeyleri kötü yönde değiştirir.

Çok değer verdiğiniz, ancak sıradan bir şeyi yıllar boyunca korumak için bir çok şeyden vazgeçtiyseniz o koruduğunuz şey sizin için o kadar önemli hale gelir ki sizden başka kimse ona o değeri vermez. O açıdan bekaret takıntısı olanlara önerim, fazla geç kalmadan evlenmeleri olur heralde. Bir yerden sonra kendilerinden daha çok "evlenecekleri kişiye vaadettikleri o şeyi" öne çıkarmaya başlıyorlar, bir nevi hayatını adadığı tek şeyi size verip vermeme konusuna evriliyor olay. Her olayda, her durumda, sizin yaptığınız fedekarlığı ve ortaya koyduğunuz her emeği onun size vaadettiği ve kendince bir değer biçtiği şeyden değersiz ve yetersiz buluyorlar. Ne yapıyorsanız "e tabi yapacak" olarak görüyorlar.
0
akhenaten
(30.08.22)
Bence önemli. 2022'de hala bunu dert edinen ve tartışma konusu haline getiren kafaların kalıp kalmadığını gösteriyor. Çomar turnusolü diyebiliriz.
0
himmet dayi
(30.08.22)
yanıma almadan dışarı çıkmam, öyle söyleyeyim.
0
sparkle kiddle
(30.08.22)
Kızlık zarı bisiklete binerken bile yırtılabilen bir şey, hiçbir anlamı yok.
0
peki madem
(30.08.22)
38 yaşında erkeğim. Önemli değil.

Cinsellik bakımından daha sıkı olma durumu var mı bilmiyorum. varsa, güzel bir şey.

30-35’ini geçmiş hala bekaretini evleneceği adama saklayan ama o zar hariç yapılmadık aktivite bırakmamış kızlardan uzak dururum.

Erkeğin onlarca farklı kişiyle cinsel ilişkisi olsun ama evleneceği kızın bakire olmasını istemesi de üstteki insan tipiyle aynı seviyede benim için. Bu iki cins insan birbirini çok iyi tamamlar. Match made in heaven.

Tam tersinde de, bakir erkeğin bakire kız istemesi hakkıdır sözüne katılmıyorum. Önce bekaretin böyle bir şey olmadığını, alınacak, verilecek hak olmadığını ifade edeceksin sonra da bakirsen bakire beklemen normal diyeceksin. Çelişki bu da.

Bir de onlarca erkekle birlikte olup son sevgilisine ya da evlendiği kişiye “sen ilksin” diyenler oluyor. Kapıya çarptım bekaretimi kaybettim vs. Onlar da ayrı bir kategori.

Son olarak fikir beyan etmek serbest. Kim ne derse desin, ne düşünürse düşünsün. Fikirleri baskı altına almak hiç kimseye, kuruma, organizasyona, topluluğa yakışmaz. Düşünmek, ifade etmek serbest olduğu kadar düşüncesini beğenmediğin kişiden uzak durmak da serbest.
0
gabe h coud
(30.08.22)
tr şartlarında x y kuşağında önemliydi. z kuşağında durum be bilmiyorum. yani çok önemli olmamalı ama tr şartlarında beklenti bu. insanlar cinselliği çok geç yaşıyor ülkemizde bu da salak muabbetleri açıyor. dönemsel değişir bu cevap 2000 sonrası doğumlularda bence çok sıkıntı değil.
0
mikahakkinen
(30.08.22)
Himmet dayı + 1 milyon
0
Phoebe
(30.08.22)
küçük bir azınlık ve bu şekilde kızları kafaya alacağını sanan bir erkek grubu hariç hala baya önemli.

i.pinimg.com
0
nuisance
(30.08.22)
ben aksine hayatında hiç sevişmemiş kızlardan kaçmaya çalışıyorum ama hep beni buluyorlar. tecrübesiz kız istemiyorum ya. evlenmelik de olsa. ben öğretmen olmak istemiyorum. te.rübesiz kızı anca libidosu yüksekse iyi sevişiyosa isterim.

-bence bir erkek hiç sevişmemişse hiç sevişmemiş bir kız isteyebilir. ama kızlık karı bunu kanıtlamaz o ayrı bir konu.

-kızlık zarını kocasına saklayan çok kız tanıdım. erkeğin sevişip sevişmediğini dert etmiyolardı. onlarak göre erkek yapabilir. kadın saklamalı vs. saçmalık resmenç
0
jelly bear
(31.08.22)
(4)

Eylül 15 sonrası nerelerde denize girilir?

hrvl
Bu sene deniz tatili yapamadık. Haftasonu istanbula yakın yerlere kaçsak dedik ama hem kalabalığı hem de şile falan çok dalgalı sevmiyorum. Uygun kalacak yer ayarlayıp bir tatil beldesine gitmek istiyoruz ama eylül sonuna doğru anca. Antalya elendi malesef, başka nerelerde denize girebiliriz o tarih
Bu sene deniz tatili yapamadık. Haftasonu istanbula yakın yerlere kaçsak dedik ama hem kalabalığı hem de şile falan çok dalgalı sevmiyorum. Uygun kalacak yer ayarlayıp bir tatil beldesine gitmek istiyoruz ama eylül sonuna doğru anca. Antalya elendi malesef, başka nerelerde denize girebiliriz o tarihlerde?
0
hrvl
(29.08.22)
Geçen yıl 29 ekim haftası Marmaris İçmeler de tüm hafta denize girdm rahat rahat.
0
Phoebe
(29.08.22)
Bütçeniz uygunsa Kıbrıs'a gidilir. Kasım'a kadar size rahat deniz tatili yaptıran bi lokasyon Kıbrıs. geçen hafta bodrum'daydık, ağustosun 4. haftası bile geç ege için artık. 3 gün denize giremedik yağmurdan :)
0
roket adam
(29.08.22)
geçen sene ekim son hafta çok fena fırtına vardı datça marmaris tarafında. 20'sinden sonra kapatıyorlar sezonu. sen yine de çok fazla geciktirme tatilini.
0
gabe h coud
(29.08.22)
Ekim sonuna kadar güney ege ve akdenizde çok rahat denize girilir
0
freebird5406_2
(29.08.22)
(4)

odayi kapkaranlik hale getirmek

baldur2
bugulu camli bir kapi var, bunun cam kismini kapatmak istiyorum, ikea'dan aldigim kesilebilir perdeleri denedim ama yapiskanlari tutmadi. ortuyle falan kapatmayi dusunuyorum da bunlari kapiya nasil bantlayayim? 3m yapistiricilar is yapar mi? duvarda delik acmayi dusunmedigim icin o secenege yonelmed
bugulu camli bir kapi var, bunun cam kismini kapatmak istiyorum, ikea'dan aldigim kesilebilir perdeleri denedim ama yapiskanlari tutmadi. ortuyle falan kapatmayi dusunuyorum da bunlari kapiya nasil bantlayayim? 3m yapistiricilar is yapar mi? duvarda delik acmayi dusunmedigim icin o secenege yonelmedim.
0
baldur2
(26.08.22)
Cift tarafli bant ve kalin karton/koli kartonu is gorur gibi.
0
sertac akin
(26.08.22)
cam filmi ile kaplasan direkt?
0
giovanne
(26.08.22)
black out stor perde olmaz mı?
0
Phoebe
(26.08.22)
70*100 fotoblok al, ölçüsüne göre kes yapıştır. hafif olduğu için tutturması sıkıntı olmaz.
0
avamys
(26.08.22)
(7)

Gün boyu oturarak çalışırken oluşan sırt ve boyun ağrılarına çözüm önesi?

Dartagnan
Günlük akvitelerde oturma eylemim fazla. Normalde zaten boyun düzleşmem var. Ama uykumu da kaliteli almadıysam üzerine sırt ağrısı ekleniyor. Ve bilenler bilir bu iki ağrıyla birlikte çalışmak bir işkenceye dönüşmüş hissediyorsunuz.Çalışma ve oturma eylemlerine de ara veremeyeceğime göre bu ağrılara
Günlük akvitelerde oturma eylemim fazla. Normalde zaten boyun düzleşmem var. Ama uykumu da kaliteli almadıysam üzerine sırt ağrısı ekleniyor. Ve bilenler bilir bu iki ağrıyla birlikte çalışmak bir işkenceye dönüşmüş hissediyorsunuz.

Çalışma ve oturma eylemlerine de ara veremeyeceğime göre bu ağrılara bir çözüm arıyorum. Güzel önerilere açığım.
0
Dartagnan
(26.08.22)
Buna en iyi gelen şey yüzmek.
Başlarda yorar ama sonra sırt ağrınız biter. Ben de bu sebepten yüzmeye tekrar başlamak istiyorum.
0
sevilen progressive türkücü
(26.08.22)
Çalışma alanının fotoğrafını atabilirsen yanlışları söyleyebilirim. Sandalyen, masan, masadaki ekipmanın ergonomik olmalı. Çalışırken aralıklarla mola verip bel ve boyun hareketleri yapıp biraz yürümen lazım.
0
nawar
(26.08.22)
ayakta çalışmak
böyle ofis masaları bile var
laptopta değil mi işin, göğüs hizasında bir yere geç 2 saatte 1, ortamın müsaitse
0
comp
(26.08.22)
Sandalye yogası veya ofis yogası diye araştırıp çıkan egzersizleri yapabilirsiniz.
0
Phoebe
(26.08.22)
Ben bir kisisel antrenor ve Functional training ile cozmustum.pandemi basindan beri devam ediyorum, sifir kas/omur sorunu.
0
lynda.com
(26.08.22)
Ara sıra yürümek dışında sıfır hareket yapan ve tüm gün oturan biri olarak doğru bir pozisyonda olsanız bile omuzları sürekli dik tutmak boyun ve sırt ağrısına sebep oluyor. bu sebeple omuzlara yük bindirmeden hareket etmelisiniz. Sürekli klavye mouse arasında gidip gelen kol omuzdan indirilip kaldırıldıkça farkettirmeden kasların sıkışmasına sebep oluyor. Ben de ayrıca cintiq var. Günün neredeyse 10-12 saati bilgisayar başındayım ve kalem elimde. kol hareketlerini omuzdan değil dirsekten yapmaya başlayınca ağrıların geçtiğini farkettim. 2 yıldır da bir şikayetim yok.
0
onepointzero
(26.08.22)
ara vermek Zorundasın
aralarda ya da gün ortasında ya da gün sonunda mutlaka standart egzersizleri yapmak Zorundasın
2 hafta sonra her şey düzelmeye başlar
0
bir soru sorcam
(26.08.22)
(4)

Bağlanma sorunları, sorunlarımız

füt
Muhtmeelen birçoğumuzda olan bu bağlanma sorunlarından haberdarsınızdır.. ben kaçıngan bağlanma sorunundan uzdaribim.. bağlanmama konusunda karşıma en mükemmeli çıksa da bir kusur bulur, yok bununla olmaz diyebilme potansiyelim var. Danışmanlık alıyorum (psikologum başörtülü:) ben değilim) ama psiko
Muhtmeelen birçoğumuzda olan bu bağlanma sorunlarından haberdarsınızdır.. ben kaçıngan bağlanma sorunundan uzdaribim.. bağlanmama konusunda karşıma en mükemmeli çıksa da bir kusur bulur, yok bununla olmaz diyebilme potansiyelim var. Danışmanlık alıyorum (psikologum başörtülü:) ben değilim) ama psikologumu çok severim, neyse bu başka bir konu.)

Karşımdaki bey bana aşık olduğunu hoşlanfığını ve görüşmelermizin bundan sonraki kısmını ciddi bir gözle yapmamızı istedi. Değilse arkadaşkalmak istemediğini nazik bir dille iletti. Ama gözlwmlediğim kadarıyla bu beyde kaygılı bağlanma durumu var. Görüşmediğimiz zamanlarda çok sık mesajlaşmak istiyor. Bana bir alan tanımayacak gibi..

Buna benzer bir durumda bulundunuz mu. Bem kaçarken o aşırı kovalama eğiliminde.. çok sık bir arada olmak istiyor. Sürekli girift halde..

Bağlanma konusunda da aşağı birkaç tanım bırakıyorum. Benzer bir ilişki yaşamış olanlardan yorumlarını beklerim..

Kaygılı Bağlanma

Kaygılı bağlanan kişiler, partnerlerinden yüksek düzeyde yakınlık, onay ve ilgi bekleme eğilimindedir. Onaylanmama ve reddedilmeye karşı önemli ölçüde duygusallık, endişe ve dürtüsellik sergileyebilirler.

Kaçıngan Bağlanma Stili

Kaçıngan bağlanan kişiler, yakınlık istemek yerine yakınlıktan ve bağ kurmaktan kaçınma eğilimindedirler. Kendilerini kendi kendine yeterli, bağlanma duygularına karşı savunmasız ve yakın ilişkilere ihtiyaç duymayan kişiler olarak görürler.
0
füt
(14.08.22)
Kaçınganla kaygılının ilişkisi çok yıpratıcı olabiliyor fakat iletişimle çözülebilir

Kaygılı bağlanan kişi haftanın 7 günü yanyana olmak istiyor anlamına gelmez, birlikte olmadığınız zamanlarda da iletişimde olmak güven duymak istiyor olabilir, sen ona bu güveni gösterdikçe onun da kaygısı azalır, ben böyle her gün konuşamam diyorsan karşındakini yıpratma

Kaygılı bağlanma kontrolcülüğü beraberinde getirebilir, dediğim gibi aranızdaki güven ve stabil iletişim bu kontrolcülüğü makul düzeye düşürür, burda senin gözlemlemen gereken bu insan gerçekten kontrolcü mü yoksa kaygısından dolayı mı bu şekilde ortaya çıkıyor

Ezcümle kaygılı bağlananların isteği ve ilacı stabil bir iletişim, paylaşım
0
freebird5406_2
(14.08.22)
aynisini cok yasadim. dusman basina… her seferinde bunaldim ve ilgisiz biraktim.
0
alperz
(14.08.22)
İlginç olan şu ki kaçıngan olanlar kaygılı olanları çekiyor. Ya da tam tersi.

Benim deneyimlerimde kaygılı olanla konuşmak, iletişim kurmak, durumu izah etmek hiç işe yaramadı, koşarak kaçtım her seferinde.
0
Phoebe
(14.08.22)
Bence yok ben de bağlanma sorunu var onda kaygılı bağlanma var ne olacak bizim iş diye düşünmeyin. Bir ilişkinin oluru olmazı bunlar değil bana kalırsa. Başka şeyleri sorgulayın düşünün.

Bu kadar kurcalamaya gerek yok. Başlayın mutlu musunuz devam edersiniz
0
Hallegadola
(15.08.22)
(7)

Pasaportumuz 2 aydır gelmiyor

esinikaybetmiscorap
Merhaba,Yok çip krizi yok yoğunluk yok hacı adayları felan derken 2 aydır gelmiyor ve tur’umuz var. Nereye aramız gerekiyor, nasıl çözeriz? Gerçi aradık ettik ama çözülcek gibi değil? Hızlandırmak için ne yapmamız gerekir?Teşekkürler
Merhaba,

Yok çip krizi yok yoğunluk yok hacı adayları felan derken 2 aydır gelmiyor ve tur’umuz var. Nereye aramız gerekiyor, nasıl çözeriz? Gerçi aradık ettik ama çözülcek gibi değil? Hızlandırmak için ne yapmamız gerekir?

Teşekkürler
0
esinikaybetmiscorap
(08.08.22)
İnternette Ankara'ya gidip birkaç saatte alanların detaylı yazıları var gezi sayfalarında falan. Yanılmıyorsam Yenimahalle nüfusmüdürlüğünde sabahın köründe sıraya giriyor insanlar.
0
Phoebe
(08.08.22)
enteresan gecen sene bu zamanlarda ptesi basvurdum carsamba evden teslim aldim.
0
kaerin
(08.08.22)
Malum numarayı arayıp kayıt oluşturun hızlandırılması konusunda çözülecektir.
0
protrek
(08.08.22)
Ankara'daki nufus ve vatandaslik isleri genel mudurlugune gidiyorsunuz. Ayni gun icinde, yolun karsisindaki ptt'den pasaportunuzu aliyorsunuz. 10 gunde gelmeyen pasaportu ayni gun icinde aldim.
0
marcelorios
(08.08.22)
Ben de telefonla arayınca Ankara nufus ve vatandaşlık işleri adresini vermişlerdi. Sabah 9’da sıraya girip isim yazdırınca öğlenden sonra teslim ediyorlarmış.
0
cilekli pasta
(08.08.22)
Bir numara var yanlış hatırlamıyorsam 180, arayıp aciliyeti belirtince hızlandırıyorlar, teyzeme de 1.5 ay gelmeyince arayıp 4 günde eline ulaştırdılar. Bir alternatif de yine yazıldığı gibi Ankara'ya gitmek.
0
mirafiori
(09.08.22)
en garanti çözüm ankara yenimahalledeki matbaa'ya gitmek.
eğer gidemiyorsanız 199'u arayıp darlayın (günde 2-3 kere bile aradığımız oldu) ve cimer'den istek açın.
0
axl
(09.08.22)
(1)

başın sol yanı zonklaması

ShadowOfMoon
2 gündür ara ara olurdu. bugün tamamen oluyor 2 saniyede 5 saniyede 1 sanki bir damar atıyor gibi.2 gündür hafif zonklardı ve burun kısmı da ağrırdı. sinüzit diye düşünüyordum o yüzden.o yüzden kbb gidecektim. şimdi hangi birime gitmeliyim, hala sinüzit gibi geliyor bana.korona testi isterler mi. öz
2 gündür ara ara olurdu. bugün tamamen oluyor 2 saniyede 5 saniyede 1
sanki bir damar atıyor gibi.
2 gündür hafif zonklardı ve burun kısmı da ağrırdı. sinüzit diye düşünüyordum o yüzden.

o yüzden kbb gidecektim. şimdi hangi birime gitmeliyim, hala sinüzit gibi geliyor bana.

korona testi isterler mi. özel hastaneye gideceğim de medicana tarzı

migren hiç yok bende bu arada
0
ShadowOfMoon
(08.08.22)
migren olabilir mi? tam migrenin seveceği havaları yaşıyoruz bu günlerde.
0
Phoebe
(08.08.22)
(5)

Teknoloji fuarında ne eşantiyon dağıtsınlar sizce?

fistikthecat
startup bir firma tanıtım için stand açıyor. Akılda kalıcı maliyet düşük ne önerirsiniz?
startup bir firma tanıtım için stand açıyor. Akılda kalıcı maliyet düşük ne önerirsiniz?
0
fistikthecat
(07.08.22)
Laptop kamera kapatıcı,
Mousepad
0
reactionic
(07.08.22)
Touchpen
0
Phoebe
(07.08.22)
Internet spotify netflix tarzi abonelik indirimi
0
halk
(07.08.22)
flashbellek dağıtımı eskidi.

usb ye takılan led çubuk ışıklar olabilir. lintekinin daha uygn fiyalıları var.
www.ikea.com.tr
0
jamswety
(07.08.22)
Flash disktir ucuz earbud falan bunlara sakin ama sakin bulasmayin.

Su ana dek en hosuma giden, Veritas cok kaliteli bi powerbank vermisti hem kablosuz hem pd destekleyen vs. Ornekte goruldugu uzere hala hatirliyorum ve bedava reklamlarini yapiyorum.

Bir de, cok beklenmeyebilir ama materyali kaliteliyse tisortler gercekten seviliyor. Ben degil ama neredeyse tum dolabi firma swag olan muhendis arkadaslarim var. Ben de evde sporda falan seve seve giyerim.
0
aguen
(07.08.22)
(7)

Magnezyum eksikliği için ilaç

les yeux blanches
SelamlarB12 için benexolFolik asit için folbiol alıyorum.Magnezyum için eczaneden alınabilecek tavsiye edebileceğiniz ilaç var mı?
Selamlar

B12 için benexol
Folik asit için folbiol alıyorum.
Magnezyum için eczaneden alınabilecek tavsiye edebileceğiniz ilaç var mı?
0
les yeux blanches
(04.08.22)
Magnimore
0
thesomberlain
(04.08.22)
multi form magnesium complex
0
amelie poulain
(04.08.22)
Tek diyeceğim, magnezyum oksit formunu almayın. Emilmiyor düzgün. Ve günde 200 mg'ın bir işe yaramadığı. 400 mg olarak aynı anda içilmesi gerektiği belirtiliyor.
0
inawen
(04.08.22)
youtu.be

youtu.be

bu videoları izleyip ihtiyacınıza uygun olan magnezyum formunu sorabilirsiniz eczaneye.
0
Phoebe
(04.08.22)
Malat formundaki herhangi bir magnezyumdan alabilirsiniz. Venatura f/p açısından uygun ancak yutması zor bilginiz olsun.
0
yari cahil
(04.08.22)
Magnezinc 55 tl 40 tanesi
0
spankenstein
(04.08.22)
bana doktor ocean extramag 200mg verdi, icinde malat olmasi lazim demisti.
0
cooperr
(04.08.22)
(13)

Kadın genital bölge koku problemi

Unde bach canim
Çok az var olan koku ilişki sonrası ciddi seviyeye hatta ilişkiden soğutacak haddeye getiriyor. Mantar için doktorun verdiği fitil de çare etmedi. Balayı sistiti gibi bir şey mi yoksa temizliğe aşırı dikkat mi etmek gerekiyor (her gün duş alan temiz insanlarız)? Ciddi anlamda isteksizleştim bu durum
Çok az var olan koku ilişki sonrası ciddi seviyeye hatta ilişkiden soğutacak haddeye getiriyor. Mantar için doktorun verdiği fitil de çare etmedi. Balayı sistiti gibi bir şey mi yoksa temizliğe aşırı dikkat mi etmek gerekiyor (her gün duş alan temiz insanlarız)? Ciddi anlamda isteksizleştim bu durum yüzünden.

Karşı taraf incinmesin diye bir şey demiyorum (tedavi için ben uyardım) ama Ne yapmalı?
0
Unde bach canim
(04.08.22)
Doktora tekrar gitmeli.

Bu tip konuları doktor takip eder, kendi kendinize buradan öğrendiğiniz şeyleri uygularsanız sorunu kronikleştirirsiniz. Doktorunuz bir önceki ilaca verdiği tepkiye göre tedaviyi tekrar düzenleyip takip eder.

Sabun, şampuan gibi bir şeyle yıkamanız bile hastalığa neden olabilir.
0
zimbirik
(04.08.22)
mantar yapar kokuyu. mantar da bugunden yarına geçiek birşey değil. sabırlı olmanız gerekiyor.
0
füt
(04.08.22)
Bence de bir doktora gidin mutlaka, bunun yanı sıra genital bölge florasınin dengesini bozmamak , ama hijyenini korumak önemli. O nedenle sabun, yıkama jeli vb ile yıkamayın (benim kendi doktorum genital bolge sampuanlarini da yasaklamistı)
Bunun disinda kokuyu azaltmak ve genital bölge hijyenini dogru yapmak icin en azinda bir sure;

pamuklu iç çamasiri giyin ve alt ic camasirinizi ütülemeye calisin (uzun iş ama kisa sure yapabilirsiniz :)
Piyasa ic camasirlarinin cogunun kumaslari sikintili maalesef, seksi ic camasirlari ama direk genital bolgeye temas ettigi icin sikintili. Surekli pamuklu giyemeseniz bile arada giymeye calisin
Günluk ped kullanmayin (yine bana doktor onerisiydi). Hele kokulu ped hiç kullanmayin. Genital bolgeye temas eden koklu(ped, yumusatici vb) hepsi florasini bozuyor maalesef
Her gun ic camasirinizi degistirin
Bir de nioli yagi var, gercek uçucu olanini bulun (hülya kayhan markasi icerigi iyidir) her gun bir damla ic camasiriniza, genital bolgeyeye gelen yerine damlatın. Benim arkadasimin enfeksyonu bu sekilde gecti. Hem hijyenini sağlar, hem de florayi dengeler.

Butun bunlari yaparken de rutin doktor kontrollerinizi ihmal etmeyin, baska bir problme atlanmamasi icin
0
de hadi bakem
(04.08.22)
jinekologumun onerisi dus sonrasi jinekolojik koltukta yatarmis gibi bacaklari acarak yarim saat ciplak oturmaydi. Oradaki dogal dengenin de oksijenle direkt temasa ihtiyaci oldugunu soylemisti.

Doktora tekrar kesinlinle gidin. koku var diye zorlayarak daha da yogun yikama yapilmamali.
0
antik kent kedisi
(04.08.22)
@everone
Genital yıkama yapılmıyor.
0
🌸Unde bach canim
(04.08.22)
Partneriniz mantar olduysa sizin de tedavi görmeniz lazımdı, cinsel birliktelik devam edince mantar enfeksiyonu da devam etmiş olabilir. Bunu atladıysanız tekrar hekimle görüşmelisiniz. Yağlar vs kullanmayın lütfen. Hekiminizle görüşün.
Ekstra bir şey yapmak isterseniz süt ürünleri ve şekeri tedavi aşamasında kesmek iyi bir fikir. Candida diyetlerini araştırabilirsiniz.
0
kullanıcıadımbuolsun
(04.08.22)
candida + 1

candida da iç mantar, vajinadan çıkıyor akıntısı. o da olabilir..
0
füt
(04.08.22)
daha önce çok benzer bir duyuruya yazdığım yanıt;
Kadın kişisi nişasta ve karbonhidrat tüketimini minimuma indirsin. Junk food tüketmesin. Probiyotik açısından kefir ve ev yoğurdu tüketsin. Özellikle vajinadaki flora ile ilgili probiyotik takviyeleri var eczanelerde, onları araştırsın. Sentetik iç çamaşırı kullanmasın. Mevcut pamuklu iç çamaşırlarını yüksek derecede topluca yıkayıp, ağlarını ütüledikten sonra kullanmaya başlasın. Bir süre dar tayt, pantolon vesaire giymesin. şekerli ürünleri de mümkün mertebe azaltsın.

buna ilave olarak erkek kişisinin de mantar nedeniyle eşzamanlı tedavi görmesi gerekiyordu. ayrıca kayganlaştırıcı kullanılıyorsa su bazlı olanları tercih etmenizde fayda var.
0
Phoebe
(04.08.22)
Eş zamanlı tedavi önerdi bize benim doktorum (Candida albicans). Yani sadece kadının alması yetmiyor, beyefendi de flucan kullanıyor eşzamanlı olarak. Gerekirse krem vb. de yazıyorlar erkeklere. Benim de fitile alerjim olduğu için Vaginol ile 3 günde bir içeriyi yıkadık (doktor tavsiyesiyle), sonra da florayı düzeltmek için Vagi-flora rapid ve V-flora kullandım (Bunlar ilaç değil, zaten olması gereken bakteri ile florayı düzeltiyorsunuz).

Önceki doktorlar fitil yazıp yollamıştı ve iyiye değil kötüye gitmişti bende. İncinecek bir durum yok, sonuçta sağlığı için uyarıyorsunuz. En yakınımızdaki kişi uyarmayacak da kim uyaracak?

Bir de vajinal bölgeyi duş jeliyle ya da başka bir şeyle yıkıyorsa yıkamasın. Sadece su kullansın. Mümkünse gece iç çamaşırsız uyusun (Çıplak ya da gecelikle).
0
marla is in my head
(04.08.22)
@hallegadola
Vajina sıvısından geliyor koku. Çürük yumurta gibi bir koku.

@marla is
Sanırım aradığım cevap buydu. Doktorun ayrıntılı bir tedavi verip onu uygulamak gerekiyor anladığım kadarıyla.
Bu arada erkeklerde herhangi bir reaksiyon vermiyor fakat taşıyıcı oluyor anladığım kadarıyla?
0
🌸Unde bach canim
(04.08.22)
Sadece mantar değildir, kötü koku varsa bu bakteriyel bir enfeksiyon olduğunu da gösterebilir. Bence doktora tekrar gidin, yeniden tedavi düzenlerler. Kesin tedavisi var
0
mya
(04.08.22)
kendi kokusudur belki? illa mantar olacak diye bir şey yok.
0
deartheodosia
(04.08.22)
@dearth
Başta böyle değildi. Ayrıca böyle keskin bir koku kendi kokusu olamaz, doktor da buna karşın fitil verdi
0
🌸Unde bach canim
(05.08.22)
(17)

çocuk meselesi

firemanjonny
7 yıllık evlilik, 1 çocuk, ben erkek tarafıyım dün akşam yemeğinde olan oldu. oğlumuz 3,5 yaşında, 2,5 yıl önce bir oğlumuz olup ertesi gün yaşam savaşını kaybetmişti. ben kesin olarak çocuk istemiyorum, maddi/manevi kaygılarım var, gelecek ve şimdiyi içeren hatta kendimle alakalı bile kaygılarım va
7 yıllık evlilik, 1 çocuk, ben erkek tarafıyım dün akşam yemeğinde olan oldu. oğlumuz 3,5 yaşında, 2,5 yıl önce bir oğlumuz olup ertesi gün yaşam savaşını kaybetmişti. ben kesin olarak çocuk istemiyorum, maddi/manevi kaygılarım var, gelecek ve şimdiyi içeren hatta kendimle alakalı bile kaygılarım var, seneye meddi olarak her şey değişebilir bu ülkede bence, hanım evlendiğimizden beridir çalışmıyor bu ara işe girip çalışıcam dedi kendi bilir, onun fikren ayrıldığı yer ise ben tek çocuk istemiyorum oğlum yalnız kalsın istemiyorum, yaşlılığımızda bize gelinsin geniş aile olunsun, curcuna olsun biraz filan bunu anlıyorum ama benim de son yaşanan kayıptan da kaynaklı yukarıdaki kaygılarım var, onun düşüncesi 3-3,5 yıl kadar çalışıp tekrar çocuk yapalım üzerine, yani birkaç yıl sonrası uğruna kavga edildi, fena halde de kırıcı oldu, yanlış tercihlerden ötürü bir süre önce birikimlerimizi kaybettik, tamamen benim suçum o konuda bir "diyet" konuşmaları periyodik olarak devam ediliyor, bense telafi edebilmeyi en önemli hedefim yapmış durumundayım, ben çocuk istemediğimden bana bu iş böyle gitmez dendi, senden artık bende çocuk yapmam sen kimsin dendi, senin artık işin bitti dendi. Beni inanılmaz kıran sözler bunlar, ifade etmem çok zor, boşanmayla tehdit edilmek, üstelik bu tona ışık hızında geçmesi fena üzüyor, birde bunu 4 yada beşinci kez yapıyor, benim ağzımdan da çıkmıştı ama kaynama noktasına gelmiş ve 1 kere demiş sonra kendimi frenlemiştim. Sonra sarılmaya çalıştık birbirimize ama ben silemiyorum o kısmı devamlı flashback oluyor hala. Hanımın bu konudaki tavrı -söyledi oradan biliyorum- ben çok kızınca ağzıma ne gelse söylerim, sen gelip sarılcaksın, sinirliliğime vereceksin, sonra geçer. İyi ama akıl ve kalp taşıyan insanım gidip sarılamıyorum pat diye.
Ben ikimizin de fikri bu ikna etmeye çalışmamak zamana bırakmamız lazım diyorum. O yok böyle olmaz çocuk yapılacak diyor. Bu sağlıksız ilişki bile çocuk işini ertelemeye yeter gibi duruyor bana göre.

benim beynim bitti dün itibariyle, fikrinizi yazar mısınız?
merak ettiğiniz sorun, sağlıklı tavsiyeye ihtiyacım var.

edit: kaybedilen miktar geçen sene bu zamanlar 110 bin lira gibi, servetimiz gitmedi evimiz ve arabamız mevcut

Sorulara edt: Eskiden de kırıcıydı ama bu kadar şiddetli ve sık olmazdı
Terapi alınmadı ama alınacak, geçen ay duvara kafa atmışlığım var
Her iki oğlumuz da planlı ve konuşarak yapıldı.

Başsağlığı dileyen ve cevap veren herkese ayrı ayrı müteşekkirim, sağolun her neredeyseniz iyi varsınız
0
firemanjonny
(01.08.22)
öncelikle başınız sağ olsun.

normal şartlarda böyle bir kayıptan sonra zaten çift olarak psikolojik destek almanız gerekirdi.
üstüne bir de birikimler kaybedilmiş, bu da bir ilişki için büyük travmadır.
siz biraz tek taraflı bakıyor olabilirsiniz gibi geldi bana ama çok karışık anlatmışsınız, çok da emin olamadım.

birikimleri yerine koyup hedefinize ulaşınca güveni de sağlamış olmuyorsunuz maalesef.
kendi hislerinizi düşünüyorsunuz ama sanki biraz daha empati yapmaya ihtiyacınız var.

bunun dışında, sizin çocuk istememe nedeninizin dünyanın hali falan değil, yaşadığınız travma olduğunu düşünüyorum.
mesela eşiniz bu travmayı atlatmak için tekrar bir doğum yapmak istiyor, buna ihtiyaç duyuyor da olabilir.
yani aynı travmanın ikiniz üzerinde farklı etkileri var muhtemelen.
belki o da aileyi genişletmek değil, sadece bu sebeple çocuk istiyor.

karşılıklı olarak birbirinizi tetiklemişsiniz.
kadınlar bu süreçleri daha ağır geçirseler de, bunu hem bedensel, hem ruhsal olarak yaşadıklarından işin daha içinde olarak yaşıyorlar.
erkekler uzak ve dışarıda kalıyor, dolayısıyla travma katılaşıp kalıyor ve erkeği hareketsiz bırakabiliyor.

sizin çift olarak almanız gereken terapi dışında önce bu travmanızı çözmek için de profesyonel desteğe ihtiyacınız olduğunu düşünüyorum.

özellikle evliliklerde meseleler olay sürecinde çözülüp geride bırakılabilmeli.
ama travmaları çözmediğinizde çuval gibi taşımaya devam edersiniz, temcit pilavı gibi her tartışmada aynı şeyler konuşulur, konular dallanıp budaklanır ve kişiselleşir.

bence burada mesele "onu dedi, böyle dedi" falan değil, sözler yeri geldiğinde ilişkinizin durumuna göre unutulabilir.
sizin önce travmalarınızı aşmanız lazım.

ondan sonra hâlâ çocuk istemiyorsanız, onu o zaman konuşursunuz.
0
blatta hiberna
(01.08.22)
Bu iki yetişkin hem kendileriyle hem hayatla ilgili problemlerini çözmeden gelecek çocuk için bir felaket olur
0
freebird5406_2
(01.08.22)
çok fazla karışık konu var.
öncelikle sadece 1 tarafın çocuk istememesi bile hafife alınacak bir tercih değil, tek taraflı yapılacak şey değil cocuk.

bu arada kendi fikrim; zaten planlara göre anladığım kadarıyla ikinci olduğunda abisi 8-9 yaşına gelecek, artık o saatten sonra yalnız büyümüş olacak o cocuk, hatta bir noktadan sonra kardeşi istemyebilir bile. yani yalnız büyümesin diye o yaştan sonra kardeş yapmak gereksiz olur.

sizin durumunuza gelirsek; birikim ne kadar büyük bilmiyorum ama servetinizi kaybettiyseniz kadının karşısında muhtemelen itibar kaybettiniz. kötü tarafından bakıyorum belki bunu ayrılmak için bahane olarak bile yapıyor olabilir. sizin çocuk istemediğiniz bildiği için o konudan zorlayıp işi bitirmek istiyor olabilir.

söylediği laflar yenilir yutulur değil, maalesef durum bu.
0
nuisance
(01.08.22)
Kesinlikle çocuk yapmamalısın. Evlendiğinizden beri çalışmamış. Bir de üstüne ağır şeyler söyleyip çocuk istiyor. Kendini kurtar bence.

Hanımın bu konudaki tavrı -söyledi oradan biliyorum- ben çok kızınca ağzıma ne gelse söylerim, sen gelip sarılcaksın, sinirliliğime vereceksin, sonra geçer.

Yok artık. Kendinizi bu kadar ezdirmeyin.
0
dissendium
(01.08.22)
silkinip kendine gelmen iyi olur. en iyisi yolları ayırmak. kavga dövüş etmeden. çocuğunuz da var. ayrılmak kesin, onu tartışmaya açmıyorum, sonrasını planlayalım, en az zararla ve çocuğumuz için en doğrusu olacak şekilde, bakış açısını kabul ettir.
0
gabe h coud
(01.08.22)
Benim merak ettiğim iki nokta var

1- Eşiniz çocuğunuzu kaybetmeden önce de bu denli kırıcı mıydı yoksa bu olaydan sonra dramatik şekilde değişen davranışları var mı?

2- Çocuğunuzu kaybettikten sonra bir terapi sürecinden geçtiniz mi?

Birlikte zor bir durum yaşamışsınız. Bence bunun etkisi sandığınızdan daha büyük bir travmaya neden olmuş olabilir.

Şu dikkatimi çekti, daha önceki çocuğunuz planlı mıydı? Çünkü eğer öyleyse belli ki siz de artık eşinizi kaybetmeyi göze almak pahasına tamamen çocuk fikrini kafanızdan çıkarmışsınız.

Bence terapi almanızda fayda var. Hayatınızda sizi derinden etkilemeyen bir olay olmasaydı hiç uğraşmaya değmez derdim ama son derece travmatik bir olay yaşamışsınız. Kendi adıma kimse bir yabancının psikolojik sorunlarını çekmek zorunda değil, ama bu birlikte yaşadığınız bir süreç olduğu için ben öncelikle terapi yolunu seçip neler olduğunu anlamaya çalışırdım. Eğer bir sonuç alamazsam o zaman ayrılmayı düşünürdüm.
0
akhenaten
(01.08.22)
basiniz sagolsun. bence 1 gunluk bebegi kaybetmek yeniden cocuk istememek icin basli basina yeterli bir sebep ama ayni blatta'nin dedigi gibi esiniz 9 ay karninda tasidigi cocugu kucagina alalamis olmanin travmasini yasiyor olabilir.

ne evliyim ne cocuk sahibiyim, o yuzden daha fazla empati yapamiyorum.

kesinlikle terapi +1
0
supergirl
(01.08.22)
Sebebi ne olursa olsun iki taraftan biri çocuk istemezse çocuk yapılmamalı. Kaldı ki sizin maddi manevi haklı gerekçeleriniz var. Zaten konu burada çocuk olmaktan çıkmış. Hatanızı sürekli yüzünüze vurması, bedel olarak çocuk istemesi, ağzına geleni sayıp sineye çek demesi, boşanmayla tehdit etmesi, bir dolu sıkıntılı davranış. Yaşadığı kaybı çocukla telafi etmeye çalışıyor ve kendini haklı görüyor olabilir, öyleyse psikolojik destek almalı. Hep bu karakterdeyse destek de fayda etmez. Bu şekilde davranılmaya tahammül etmek zorunda değilsiniz.
0
asteriks
(01.08.22)
iki taraftan biri çocuk istemezse çocuk yapılmamalı +1
birbirinize daha fazla kirici olmadan terapiye gidin +1
bu arada hatun mumkunse biran once ise girsin, kafasini dagitmasina yardimci olur.
0
cooperr
(01.08.22)
üstadım bence de sen haklısın. birikimleri kafaya takma artık, evin araban var, parayı da kendin çalışıp kazanmışsın, bi risk almışsındır kazanmak da vardır kaybetmek de, bunu artık geçmeniz ve unutmanız lazım mutlaka. eşinin parasını yemediysen hiç kimseye bir borcun yok, ha yediysen bile hayat müşterek, kumarda yemedin ya. çok da diyet vs tribine girme derim. bu seni suçlu psikolojisine soktuğu için zaten her türlü muhabbete 5-0 geriden başlıyorsun. onun dışındaki kısımlarda bence haklısın, özellikle eşinin pro destek alması lazım diye düşünüyorum. evet yaşam kolay değil, 1 çocuk yapmak zor 2. çocuğu yapmak çok daha zor eğer gelirin çok iyi değilse. yani evet bir şey yapmayın, çocuk da yapmayın, destek alın, her tartışmada boşanırım kartı oynayan biriyle kesinlikle çocuk yapılmaz. kadın tarafının işe girmesi de kolay değil, hayatı boyunca hiç çalışmamış birisinin çalışan anne olarak özellikle türkiye'de çalışma hayatına girmesi gerçekten zor, psikolojik açıdan daha da yorucu. parayı sen getirdiğin halde, kaybettiğin için diyet muamelesi yiyorsan, o da para getirdiğinde nasıl bir muhabbet olacağını tahmin bile edemiyorum.

bir de hep söylenir, sarhoşken ve sinirliyken söylenen şeyler önceden en azından 1 kere akıldan geçirilmiştir diye. rastgele kelimeler değil bunlar yani.
0
roket adam
(01.08.22)
başınız sağolsun.
ben büyütülecek, boşanılacak kadar büyük bir olay görmüyorum. 2,5 yıl geçmiş bir olaydan sonra bence tüm bu konuşmaların altında tramva yatmıyordur. bayan tarafının 20 yıl sonra bile aynı konuyu gündeme getireceğini unutmadan yaşıyorum. 9 yıllık evliyim, hala düğünde yaşanan olaylar karşıma gelebiliyor. 11 yıl kaldı geriye diye kendimi avutuyorum :)
demem o ki o diyet konuşmaları devam edecek. karşılıklı olarak sizin de yenge hanımın yaptığı yanlışları söylemeniz devam edecek.
söyledi, oradan biliyorum dediğini bende yaşıyorum ama işte o öyle olmuyor, gidip sarılacakmışım felan. biraz zaman geçince birlikte sarılıyoruz o ayrı.
7 yıl evlilik ile 9 yıl arasındaki fark çok görünmeyebilir ama biz buna tecrübeli evlilik diyoruz.
bence bilmediğiniz bir gelecek için (senin maddi durum, yengenin çalışma durumu, çocuğun kardeş isteme durumu) birbirinizi kırmanın bir anlamı yok. karşılıklı oturun, geçmişi unutun, yeni bir konuşma metniyle hayatınıza devam edin.
0
pccopath
(01.08.22)
"onun düşüncesi 3-3,5 yıl kadar çalışıp tekrar çocuk yapalım üzerine, yani birkaç yıl sonrası uğruna kavga edildi"

abi sen bir erkek olarak bu kadar süre varken söylemen gereken şey "bakarız"di, o zamana kadar belki senin, belki eşinin düşüncesi değişecek. yapmayabilirmissiniz yani bu kavgayı.
0
austra
(01.08.22)
Anlattığıniz kadarıyla sorun maddi/geçim sorumluluğunun tamamen size yüklenmiş olması. Arkaplanı vardır tabi de evlendiginizden beri neden çalışmıyor? Sizin o kaybettiğiniz 110 bini riske atarken evin bütün maddi yükünün sizde olmasının da etkisi var mı?

Bence bunları da düşünün. Evet kadınların çalışması çocukları küçükken hele de öncesinde çalışmıyorsa daha zor çünkü piyasada böyle bakılıyor maalesef. Tamam ama "evlendiginizden beri" kısmını diyorum aslında.

Demek istediğim eşiniz gitsin iş bulsun çalışsın değil. Ama sanki o maddi sorumluluk size "yıkılmış" gibi bir hava sezdim.
0
encokbenisevinnolur
(02.08.22)
Önceki başlıklarınıza göz attım ve parayı kaybettiğiniz yanlış tercih coin borsası diye tahmin yürüteceğim. Bu mikrardaki birikimimizi ben çalışmasam bile eşim bu şekilde kaybetmiş olsa, üstüne çocuk kaybımız olsa evliliğimiz ciddi bir darbe alırdı. İş yatırımında para kaybetmek farklı bir etki yapıyor, başımıza geldi işle ilgili ciddi aksaklıklar ama aynı şeyi hissettirmedi. Terapi almak şart gibi görünüyor. Karşı taraf haksız değil, fakat ifade ve iletişim şekli bozulmuş belli ki.
0
kullanıcıadımbuolsun
(02.08.22)
öncelikle başınız sağolsun.

eşinizin bu para meselesini ortaya getirmesindeki üslup yanlış olabilir ama haklı olup olmadığını bilemiyoruz zira yeterince done vermemişsiniz. mesela sizin bu yaptığınız yatırımdan haberi var mıydı? ondan habersiz mi yaptınız? ortak olma içim rahat değil dediği biriyle inat edip ortak mı oldunuz? onun da rızası olmadan birine kefil mi oldunuz? etrafımda gördüğüm evliliklerde maddi kayıpların nerdeyse %75 i kadının rıza göstermediği ve hatta çoğunlukla bilgisinin dahi olmadığı hamlelerle gerçekleştiği için ciddi krizlere neden oldu. sizinki de böyle bir durumsa zaten eşinizi ekarte eden sizsiniz gibi bir durum çıkar ortaya. öyleyse, eşinizin üslubuyla ilgili uzman desteği alırken siz de kendiniz uzman desteği almalısınız. hiç bir anlaşmazlık veya üslup sıkıntısı tek taraflı olmaz zira.

evlendiğinizden bu yana çalışmaması ortak bir karar mıydı? yoksa örnek veriyorum sizin işiniz nedeniyle şehir değiştirildi de kadın o şehirde mesleğini mi yapamıyor, yapamadı? çocuğa bakacak hiç kimse olmadığı için mi çalışmıyor?

editlerinizi de okudum. eşinizin üslup sorunu var kabul ama kimse durup dururken duvara kafa atmaz, şiddet ve üslupla ilgili birbirinizi tetikliyorsunuz gibi bir durum var. sadece eşiniz kırıcı ve sert olsa konuşup anlaşarak 2 çocuk yapmazdınız.
0
Phoebe
(02.08.22)
ben sadece şunu söyleyeceğim bu dünyaya 1 çocuk bile fazla.
0
sizofren06
(02.08.22)
çocuğa zaten eşiniz bakıyormuş. erkekler çocuk bakımında çok az sorumluluk alıyorlar. anladığım kadarıyla geleneksel bir görev paylaşımı yapmışsınız. bu durumda para kaybetmeniz sizi geriye atar, evet.

çocuk konusunda da bence eşiniz haklı. tamam, bir taraf istemiyor ama diğer taraf da istiyor? siz de ona haksızlık yapmıyor musunuz bu durumda?
0
deartheodosia
(02.08.22)
(14)

Sanal aldatma durumu - Instagram Hk.

nzessia
Dört yıl önce falan bir ortamda eşimle ben bir kadınla tanışmıştık. O kişi arkadaşımın arkadaşıydı. Bayağı hoş bir kız, eşimin ondan etkilendiğini de hissetmiştim. Etkinlik sonrası bir baktım, eşim kadını takip etmiş sosyal platformda. Bayağı sohbet etmiştik, ben de takip etmiştim. Neyse sonra postl
Dört yıl önce falan bir ortamda eşimle ben bir kadınla tanışmıştık. O kişi arkadaşımın arkadaşıydı. Bayağı hoş bir kız, eşimin ondan etkilendiğini de hissetmiştim. Etkinlik sonrası bir baktım, eşim kadını takip etmiş sosyal platformda. Bayağı sohbet etmiştik, ben de takip etmiştim. Neyse sonra postlarını like ettiğini gördüm eşimin. Rahatsız olduğumu söyledim ve takibi bırakmasını istedim. Tamam dedi, sonra bir daha konu aklıma gelmedi.
Yıllar yıllar geçti, neyse iki gün önce Instagram'da bir şey gösterdi, aa dedi bunu ileteyim dedi başka bir arkadaşımıza, o paylaş butonuna basınca kızın ismini gördüm, böyle en başlarda.kizi takip etmiyor, herhangi bir like yok vb, Ma nasıl hala çıktı kız anlamadım. Hala sık mesajlasiyor olarak anlıyorum? İnstagdami bilmediğim için tam bilemedim, ama gördüm ismini o kesin kızın.
Sonrasında kızın tüm paylaşımlarına baktım, tanıştığımız dönemde ve eklestigimiz dönemde bir üçüncü erkek arkadaşimiz (oldukça çapkın) da kızın paylaşımlarıni beğenmiş.burdan da şunu çıkardım, eşim bu kızsan bahsetmiş bir şekilde ortamlarda.
Nasıl ilerlesem bilmiyorum, telefonunu karıştırmak huyum değil ama yapmak istiyorum. Delil toplamak geliyor içimden.
Üç aylık bebeğim var bu arada, içimde ne fırtınalar kopuyor.. ama bu sefer sessiz ve derinden ilerlemek içimden geliyor. Siz ne dersiniz, birincisi Instagram'da paylaşa basınca kızın en yukarıda çıkması bir işaret değil mi ? Ne önerirsiniz benim için.
0
nzessia
(01.08.22)
denedim şu an, bir şeyi paylaşmak istediğimde son mesajlaştıklarım görünüyor sırasıyla. mesajlaşmış yani, evet. 4 yıl diyorsunuz, az bir şey değil. ben kesinlikle kurcalardım bu konuyu.
0
deartheodosia
(01.08.22)
Paylaşa basınca en üstte çıkıyorsa çok sık mesajlaşıyor demek degil ama en son ona mesaj atmış ya da ondan mesaj almış demektir.

Paylaşma butonu degil de arama butonuna basıp birinin adını aradığı sayfada en üstte çıkıyorsa en son onun adını aratıp profiline girmiş demektir.

Kızın adını kesin gördüysen ortada masum bir durum yok bence.
0
himmet dayi
(01.08.22)
Dediğinden aldatma durumu çıkıyor olsa benim şirketin İstanbul ofisini erkeklerinin yarısı eşini aldatıyor demek olurdu.

Başı bağlı erkekler böyle flörtüz olabiliyor bacım, idare et.
0
trixi
(01.08.22)
Ayrıca aldatsa o işi İnstagramda yapmaz sanki?
0
trixi
(01.08.22)
Telefonu karıştırın ama kesin silmiştir bir şey varsa da. Telefonda faceid varsa gece uyurken tutun yüzüne açın ne varsa görün. Ama asıl önemli olansa şu: Instagram hesabının şifresini değiştirin. Başka bir cihazdan da yeni şifreyle hesaba giriş yapın. Ayrıca yeni şifreyle kendi telefonundan da giriş yapın ki uyanmasın mevzuya. Ayrıca giriş yapınca “hesabınızın şifresi değişti şu cihazdan hesabınıza giriş yapıldı” tarzı bir bildirim gelirse onu da hemen kaldırın.
0
mevsimler
(01.08.22)
Kendisine bulaşmadan kız üzerinden gitmek de bir yöntem. Fake hesap açıp bi iki yakışıklı erkek fotoğrafı kullanıp yürünebilir. Instagramda bu usul nasıldır bilmiyorum fake hesapla yapılan yürüme hemen anlaşılırsa kızın adını soyadını aratın başka ortamlardan yoklayın. Linkedin mesela. Linkedinde takipçi(bağlantı) bulmak çok kolay. Rastgele birilerini ekleyerek profilinizi gerçekçi kılabilirsiniz kolayca. Çünkü insanlar bağlantı edinme çabası içinde genel olarak. Evet kızın linkedin hesabı varsa yurtdışında yaşayan Türk bir yönetici mühendis yazılımcı vb profil oluşturun bence. Oradan bir süre kazıyın altını belki söyler. En azından diyalogları devam ediyor mu onu anlarsınız. Mesela eşinizin işini eğitim durumunu yaşını falan tarif ederek birebir kendisinin profiliyle uyumlu birine ihtiyacınız olduğunu söyleyin Kıza bakalım ne diyecek.
0
mevsimler
(01.08.22)
Ben de instagramda surekli esime dediginiz gibi gonderim yapiyorum. Bayadir ne alaka diyorum, esimden sonra surekli cikan kisiyle en son 2 yil once fln mesajlasmisim. Ve bu kisi 2 sirada cikiyor esimden sonra. daha altlarda daha yanin mesajlastigik kisiler oldugu halde. Ayrica bu ikinci sirada cikan kisiyle takiplesmiyoruzda.

Yani orada cikmasi bence pek birsey ifade etmiyor.
0
oscar
(01.08.22)
Ben sakin olmanızı öneririm. Eğer eşinizin bu kişiye karşı yürüme, hoşlantı durumu olsaydı ortamlarda bahsetmezdi kimseyle. O üçüncü kişiyle kızın instagram hesabını paylaşmış. Birde kadın sizi tanıyormuş, rezil olma uğruna böyle bir şey yapma ihtimali düşük, siz sonuçta yoldan geçen biri değilsiniz. Bu kadınla ortak çevreniz var. Eğer bir şey yaşansa rezil olacağını az çok tahmin eder.

Bebeğiniz üç aylık, sizin için zaten zor bir dönem. Şuan için konuyu ağır ağır ilerletin. Ben olsam eğer bir şey bulsam bile bebek 2 yaşına gelene kadar boşanmayı, ayrılmayı düşünmezdim. Ayrılma durumu olsa otomatikman size daha ağır yük binecek, karşı taraf bi rahatlamış olacak.

Ortada bebek olduğuna göre bir anne-bebek instagram sayfası açmayı düşündüğünüzü, bebekten pek vaktiniz olmadığınız için bildirimlere bakması için bu sayfayı kocanızın hesabında açmayı teklif edin. Bebeğin bakım sürecini paylaşırsınız, sayfayı büyütürüz,hediyeler gelir vs diyin. Arada sırada bu bahane ile telefonu elinize alırsınız, bu durum onu da rahatsız etmez üstelik anlamaz durumu.

Durduk yere kızdan sürekli bahsedip, böyle eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürmeyin.
0
GoodMorningTeacher
(01.08.22)
Simdi denedim en ustte bikac sene once konustugum biri cikti. Bu ara cok konustugum biri 3. sirada cikti.
0
ghilleinthemist
(01.08.22)
Ben de şimdi denedim en üstte en son mesajlaştığım arkadaş çıktı, altında da en sık ve en son mesajlaştıklarım sıralandı.
Keşke görür görmez sorsaydınız sen bunu silmemiş miydin diye.
Bence bu anı tekrar yakalamaya çalışmak önemli. Mesela onun instagramına girin, “ay şuna bayıldım kendime atıyorum senden” diyin ve tekrar bakın üstte çıkarsa sebebini sorun.
0
megalomaniac
(01.08.22)
Aldatma bunun neresinde? Kesin bir şey varsa o da kıskançlık. Kız güzel ve donanımlı belli ki. Sırf bu yüzden konuşmasını yasaklamışsın bu da adama çekici gelmiştir belki. Baştan beri guvenmemissin adam üstüne de cocuk yapmışsın adamdan. Tam türk işi aile aşk meşk.
0
hasmetizm 2046
(01.08.22)
telefon falan kaydedip haklıyken haksız duruma düşmeyin. alacağınız yanıtı göğüsleyebileceğinizi düşünüyorsanız alın karşınıza suçlamadan, anlamaya çalışarak, yapıcı bir şekilde konuşun. belki gerçekten ortada bir durum var belki de lohusalık depresyonu geçiriyorsunuz. açık ve net iletişim kurmanız şart. varsayalım ki bir şey yok ama eşiniz çok sert reaksiyon verdi, o da öküz olmasın, açsın lohusalık dönemi, lohusalık depresyonu ile ilgili bilimsel kitaplar okusun.

siz de lütfen size destek olacak birileri varsa, bebekten ayrı birkaç saat geçirmeye çalışın bir süre, gerekiyorsa da uzman desteği alın bu konularda.
0
Phoebe
(01.08.22)
Aldatma olmamış da olabilir. Ben de daha önce hiç konuşmadığım sadece en son doğum gününü kutladığım birisi çıktı mesela. Sadece bir mesajlaşma ama en son mesajlaşma olduğu için en üstte çıkıyor.
Lohusalık zaten çok zor bir dönem. O yüzden kendinize bu kadar yüklenmeyin.
0
birini cok ozledim ama haberi yok
(09.08.22)
şöyle söyleyeyim, instagram'da neredeyse her gün komik fotoğraf gönderdiğim ve yazıştığım bir arkadaşım bende ISRARLA en altlarda çıkıyor... ne zaman bir şey göndermek istesem iki saat aşağı inmek zorunda kalıyorum.

insta'nın bu konuda nasıl çalıştığını kendisinden başka kimse bilmiyordur sanırım. bu tarz şeyleri çok gördüm, kimsenin net ve kesin bilgisi olmadığına şahit oldum.
0
der meister
(09.08.22)
(4)

pasaporta başvursam evime ortalama kaç günde gelir?

neoluyokardesimnebutantantana
sb
sb
0
neoluyokardesimnebutantantana
(26.07.22)
Çok geç çıkıyor.
Bilet vs alındıysa başvuruda acil diye belirtmezseniz 1naydan önce zor.

Benimki hala gelmedi ve 1 ayı geçti
0
kisa
(26.07.22)
2 haftada grlmişti benimki
0
birmilyonunvarmi
(26.07.22)
1 ayı geçti benim yeni
0
sipsiyah
(26.07.22)
1 ay oldu hala basım öncesi kontrolde görünüyor. ankaradaysanız gidip yerinden 3-4 sattte alanlarla ilgili entry vardı ekşide.bir araştırın isterseniz.
0
Phoebe
(26.07.22)
(20)

Yavaş yavaş mı çot diye mi?

Bruce
1 aydır flörtleştiğimiz hanımefendi ile istediğim frekansı yakalayamadım. O yakaladığımızı düşünüyor, sevgili moduna geçme hareketleri görüyorum. İşler kimseyi üzmeyecek noktayı geçmeden bitirelim istiyorum ama bunu çot diye yaparsam haydaa noldu durup dururken diyecek. Henüz çaktırmadım çünkü her ş
1 aydır flörtleştiğimiz hanımefendi ile istediğim frekansı yakalayamadım. O yakaladığımızı düşünüyor, sevgili moduna geçme hareketleri görüyorum. İşler kimseyi üzmeyecek noktayı geçmeden bitirelim istiyorum ama bunu çot diye yaparsam haydaa noldu durup dururken diyecek. Henüz çaktırmadım çünkü her şey güllük gülistanlık onun açısından.
İlişki konularında çok tecrübeli biri değil, o yüzden biraz erken bağlandı, kendini de kötü hissetsin istemiyorum. Çot diye olursa noldu diycek, frekans tutmadı diycem falan kötü bi his.

Öte yandan ufak ufak soğuk yapsam, sonra devam etmesek mi diyince şaşırmasa diyorum. Vakit çalmak hoş bişi değil ama 10 günde çaktırırım diyorum, çok da bi kayıp değil bence.

Bu soruyu ben görsem çot diye söyle, senden başka adam mı kalmadı niye kendini bu kadar önemsiyorsun derdim. Ama bekara karı/koca boşamak kolay, o yüzden benzer durumda kalmış arkadaşlardan da duymak istiyorum.
0
Bruce
(25.07.22)
Çot diye, çünkü aksi hali hem kendinize, hem de karşı tarafa kötülük etmektir. Sizi düşünerek geçireceği bir Pazartesi günü kendisini çok mutlu edecek biriyle tanışma/başlama şansını pas geçmesine sebep olursa, karma bunun hesabını size illa ki soracaktır.
0
zaman ilac degil insanlar unutkan
(25.07.22)
Net doğrudan soğuk yapmadan
0
freebird5406_2
(25.07.22)
10 gun tarafindayim ben. cot hos degil fazla kaba+ fazla modern. dating app degil disarisi gercek hayat falan ya hani. bi iskillensin once sonra konus bence on gun bi hafta onu bilemem
0
ala09
(25.07.22)
cot diye zira zaten 10 gunde sogutsan ne yapmaya calistigini anlamayacak, kafasinda baska senaryolar kuracak, belki aldatiyor diyecek, belki sevgisini boyle gosteriyor sanacak sacma sapan bircok sey. net konus, 14 yasinda cocuk degilse hos degil falan demez hayatina devam eder.
0
hot potato
(25.07.22)
Bence burda sorun kendi duygularınızı gizlemek için çaba harcamanız olmuş. Yani en azından istemediğiniz halde onun şimdi bir şeyden haberi yok demenizden bunu anladım. Böyle olmasaydı bu ikilemde kalmanız da gerekmezdi aslında.

Öyleyse de değilse de karşı taraf içten içe bir şeylerin yolunda olmadığını hisseder zaten. Bazısı bunu bastırıp kaybetme korkusuyla size daha çok bağlanıyor, bazısı panik yapıp önce ben ayrılayım bari diyor, kimisi hırçınlaşıyor, kimisi aman ben ses etmeyeyim ona vereyim ipleri diyor.

Haliyle iş ayrılık olunca "çot diye" olması çok zor zaten emin olun. Ayrıca çaktırma aşamanızın bu kişiyi daha kötü etkilemeyeceğinin de bir garantisi yok ki hem...

Bence gidin yanına sakin, düzgünce konuşun bağlayın olayı.
0
akhenaten
(25.07.22)
Soğuk yapmak ergenlik geliyor bana. Sana sonrasında da saygısı kalsın istiyorsan net bir şekilde bitir.
0
Amaranta ursula
(25.07.22)
Bana çot diye söylenmediği ve en başta da kendimi dünyanın en muhteşem varlığıymış gibi hissettirildiğim için şu an çok acı duyuyorum mesela. Karşındaki insan senin gibi olmayabilir, duygusal olarak çoktan bağlanmış olabilir mesela. Bence açık konuş çot diye söyle. Hem açık konuşmak onun yapısını da meydana çıkarabilir.
0
muhayyer divan
(25.07.22)
Kesinlikle "çot diye". Süründürmeyin lütfen, bu 10 günlük süreçte size daha fazla bağlanabilir.
0
hayalhayal
(25.07.22)
Karma yap bence. 2-3 gün soğuk mesajlar. Sonra cot diye durumu anlatmak....
0
abuzer
(25.07.22)
kendisiyle açık ve net bir iletişim kurarak; "bende ki hissiyat sende ki gibi gelişmedi maalesef, üzgünüm, en nihayetinde iki yetişkiniz, numaradan soğuk davranıp vesaire sahtekarlık yapmak, seni üzmek, kırmak istemedim."
0
Phoebe
(25.07.22)
cot diye soylemek en iyisi. basta uzulur ama en azindan sen bir yalani yasamadigin ve yasatmadigin icin iyi hissedersin. baskalarinin duygularindan biz sorumlu degiliz. baskasini uzmeyecegim diye kendiniz uzulmeyin.

sonradan ek: başkalarının duygularından biz sorumlu degiliz derken kastım şu, onu netlestirelim. karsi tarafin bir cikarim yapmasi ya da "erken bağlanması" icin somut bir davranış ya da söz sarf etmedi isen, love bombing yaparak aşırı bir ilgi ile karşı tarafın dengesini bozmadi isen, hülasa, sen simdiye kadar dürüst ve net davrandığından emin isen, o zaman karşı tarafından duygularından sen sorumlu degilsin.
0
tadellesever
(25.07.22)
Önce bir soğuk davran kendini geri çek bakalım ne yapacak? sonra çot diye söylersin.
0
slm ben yalnız komando yasin
(25.07.22)
Birden söyleyin, diğer türlü hareketlerinizi düşünüp kafa yoracak. Tecrübeli değil diyorsunuz, kıza eziyet olur. Net olmak iyidir.
0
asteriks
(25.07.22)
çot diye kes ama doğru kelimeleri kullanarak ve hassasiyetle. soğuk yapmak falan çok ergence +1
0
theseachange
(25.07.22)
Mesafe koymak vs gibi hareketler karşı tarafta bir sürü boş kuruntu, psikolojik gerilim vs yaratacak. Sonra bunlarla ilgili size sorular soracak ve cevap vermek zorunda kalacaksınız. Bütün bu gerilim ve döngüyle herkes enerjisini boşu boşuna harcamış olacak.

Eğer karşı tarafı düşünüyorsanız direkt olarak aklınızdakileri açıkça söyleyip konuşun ve bitirin. Yaşadığımız ülkede hayat zaten yeterince stresli ve belirsizliklerle dolu. Bence üstüne bir de siz eklemeyin, hem kendiniz hem karşı taraf için.
0
thracia
(25.07.22)
net ol, doğru kal, şimdiye kadar uzatmış olman doğru değil, ne istediğini bil, söylemekten çekinme değerin artsın.
0
selam
(25.07.22)
cot +1
0
sanemz
(25.07.22)
Çot diye söyledim bugün, başka bir alternatif mi buldun dedi :')
Whatsapp ve instadan da engel yedik akşam akşam ahlar alındı.
0
🌸Bruce
(25.07.22)
Süründürmeyip çot diye söylediğin ve karşı tarafın müneccim olup anlamasını beklemediğin için doğrusunu yaptın hayırlısı buymuş
0
photo85
(25.07.22)
Bir dakika, yazışarak mı çot diye söyledin? Faul yapmışsın yeğen ya...
0
Phoebe
(25.07.22)
(4)

Icimizdeki cocugun yaralarini sarmak

polopan
Profesyonel destek aldigimda olay hep gelip buraya dayaniyor: "Kücükken bazi duygusal ihtiyaclarin giderilmemis, icindeki cocuk yarali kalmis, o cocugu iyilestirmeden özel ve profesyonel yasaminda tam istedigin yerlere ilerleyebilmen zor." tarzinda yorumlar aliyorum.Evet, kücüklükten beri icimde yas
Profesyonel destek aldigimda olay hep gelip buraya dayaniyor: "Kücükken bazi duygusal ihtiyaclarin giderilmemis, icindeki cocuk yarali kalmis, o cocugu iyilestirmeden özel ve profesyonel yasaminda tam istedigin yerlere ilerleyebilmen zor." tarzinda yorumlar aliyorum.

Evet, kücüklükten beri icimde yasattigim bir tür kendimden tam memnun olamama ve sürekli onay görme istegi var bende. Ama nereden kaynaklandigini henüz cözemiyorum. Mükemmel olmasa da iyi oldugunu düsündügüm bir ailede büyüdüm. Ama bazi travmalar yasamis da olabilirim (ailenin en kücügü olma sebebiyle genelde fasulyeden sayilma, cok ciddiye alinmama, 11-18 yas arasini yatili okulda gecirme gibi).

Siz böyle bir sürecten gecip icinizdeki cocugun hangi sekillerde yarali kaldigini belirleyebildiniz mi? Eger evetse cocugu iyilestirme isini nasil hallettiniz?
0
polopan
(21.07.22)
dogan cuceloglu'nun bununla ilgili kitaplari var, onlara bakabilirisiniz.

genelde sorun, sizin cocukken ciddiye alinmamanizdan kaynaklaniyor. cocuklar, aileleriyle iletisim kurmaya calisir. bizim toplumdaki cocuklarin aglamalari da bununla ilgili, cocuklar iletisim kurmaya calisir. eger cocugu dinlemezsen, onun sevgi ya da benzeri ihtiyaclarini karsilamazsan, en sonunda cocuk artik kendi ihtiyaclarini gormezden gelmeye basliyor. kendisi disindaki insanlari ve onlarin beklentilerini birinci siraya oturtuyor. beynin derinliklerinde dusunuyor ki ailem beni onemsemedi, dinlemedi, demekki benim ihtiyaclarim, isteklerim onemli degil. bu da baskalarini surekli memnun etme, kendi mutlulugumuzdan vazgecme ya da hic dusunmeme durumunu doguruyor. ben bunu 36 yasimda ogrendim ve bayaga yipratici bir surec oldu. buna yonelik, icimizdeki cocukla konusma egzersizleri var. onunla konusuyorsun, onun ebeveynleri oluyorsun. tavsiye veriyorsun, destek oluyorsun. bu matrix'ten uyanmak gibi. "yarali cocuk" psikolojisinin, bize nasil zarar verdigini goruyoruz. zamanla insan, kendisinin cevresi tarafindan nasil kullanildigini fark ediyor. siz baskalarina evet dedikce, siz onlari mutlu etmeye calistikca onlar sizin sinirlarinizi gecmeye, sizin ego'nuza basarak kendilerini mutlu etmeye calistiklarini fark ediyorsunuz. insanlar bencildir, inanilmaz gaddardir. yatili okulda bunu cok iyi gozlemlemissinizdir.
0
ubi dubium ibi libertas
(21.07.22)
kaynağını bulmaya çalışarak bilerek kendinizi oyalamaya çalışıyor olabilirsiniz. bunu kendi içinizde bir düşünün. kaldı ki kaynağını bulamıyor olmanız çözüm yolu bulmanıza her zaman engel değil. bazı durumlarda haklısınız, sorunun kaynağı olmadan çözüme gidilemiyor. ama misal onaylanma isteğinizle ilgili durumu tespit etmişsiniz. kaynağını bulamıyorsanız bile sorun somut bir yerde, bununla ilgili çalışmalara odaklanın, bu okumaları, araştırmaları yaparken belki de pat diye buluvereceksiniz kökeninde ne yattığını. yola çıkın yani, yolculuk esnasında da keşfedebilirsiniz pek çok şeyi.

bir süre önce bir söyleşide izledim yanlış hatırlamıyorsam, özetle diyordu ki çocukluk travmalarının ve diğer travmaların da bir son kullanım tarihi vardır, bu tarih sizde bir türlü gelmiyorsa bu sizin tercihiniz de olabilir, ayrımını yapabiliyor olmanız lazım.

iyileşmek gerekli, iyileşmek diye bir şey var çok doğru ama her travmayı bulup çözebilmemize de imkan yok. bazen de kendi gerçekliklerimizle yaşamayı öğretmek gerekiyor kendimize. misal yatılı okul, şu an kaç yaşındasınız bilmiyorum ama bu olayın olduğu yaşlarda değilsiniz artık, o dönemki polopan'la kendi içinizde konuşup bugüne getirin onu. ayrıca o dönemi değiştiremezsiniz, geçmiş geçmişte kaldı. bugüne etkileriyle başa çıkabiliyor olmanız için benim de hayatımın gerçeği bu, yatılı okulda kaldım, nokta diyebiliyor olmalı insan.

kendi yöntemlerimin bazılarından yola çıkarak örneklendirmeye çalıştım.
0
Phoebe
(21.07.22)
Berbat bi cocukluk yaşadım. Simdi once kendi cocuguma sonra tanidigim ya da tanimadigim tum cocuklara cok iyi davraniyorum. Oyun sohbet spor... onlarla her seyi yapiyorum. Kimseye berbat cocuklugumdan bahsetmiyorum. Anlattikca tazeleniyor çünkü.

Mantar gibi olmak lazım. Topraktaki zehirle beslenip vitamin saçmak.

Benim çözümüm bu oldu.
0
halk
(21.07.22)
Çocukluk, gençlik dönemi travmaları olup da bugünkü hayatına bilinçsizce bunu yansıtmayan insan yoktur sanırım. Ben bu süreçlerde en son iyileşmek için dünü tamir etmek zorunda olmadığıma karar verdim. Bir yandan içimdeki çocuğu da iyileştirmeye odaklıyım ama başka şeyler de denemek lazım. Geçmişle ilgili süreçler zor ve sürekli geçmişi çağırıp duygu olarak aynı duruma sokuyoruz kendimizi iyi bir şey yaptığımızı düşünerek. Bir noktadan sonra fazla karanlıkta bulabiliyor insan kendini. Yani özetle tek çare değil içinizdeki çocuğu iyileştirmek, sadece bir yöntem olarak yaklaşmak lazım buna bence.
0
sevenay
(22.07.22)
(20)

İnançsız arkadaşlara bir soru-Ölümden sonrası

zalbarath
Öldükten sonra ne olacağının tamamen belirsiz olması rahatsız etmiyor mu sizi? En ufak bir ipucu dahi yok. Bazıları sonsuz hiçliğe karışacağız diyor ama bu da kesin değil bence.Not: Benim de dini inancım yok sadece diğer inançsız insanlar bu durumla nasıl başa çıkıyor onu öğrenmek istiyorum.
Öldükten sonra ne olacağının tamamen belirsiz olması rahatsız etmiyor mu sizi? En ufak bir ipucu dahi yok. Bazıları sonsuz hiçliğe karışacağız diyor ama bu da kesin değil bence.

Not: Benim de dini inancım yok sadece diğer inançsız insanlar bu durumla nasıl başa çıkıyor onu öğrenmek istiyorum.
0
zalbarath
(20.07.22)
yoo etmiyor beni, öldükten sonrasıyla ilgilenmiyorum. sadece sevdiklerimin ölmesine üzülüyorum. eğer yakında öleceğimi bilirsem bir hastalıktan filan o zaman da kötü hissederim. yoksa ölümün kendisiyle ve sonrasıyla ilgili bir derdim yok, var olmayacağımı ve dolayısıyla her şeyin sıfırlanacağını düşünüyorum. o açıdan öldükten sonrası problem değil. hiçbir şey olmazsa zaten haberim bile olmaz. olacaksa da (ki inanmıyorum) sonsuzluk var demek ki, ilginç olur.
0
der meister
(20.07.22)
Etmiyor ve ne olacağını çok merak ediyorum cidden
0
freebird5406_2
(20.07.22)
etmiyor. evren aklimin alamayacagi kadar buyuk ve zaman kavrami cok genis. 80 yillik omrumle burada bir kum tanesiyim. gunumuz teknolojisi ve bilimi ile evrenin sirrini kimse cozemeyecek. o yuzden sallamiyorum ne olacagini.
0
buenosdias
(20.07.22)
inancsiz insanlar, bilinc durumunun maddi bir sey olduguna, maneviyatin da yalnizca bu maddiyatla(organizmayla) birlikte (kurgusal olarak) var olduguna inaniyor. yani sen olunce bilincin de bedeninle birlikte topraga karisiyor ve "ruh" diye bir sey yok. dolayisiyla endise edecek bir sey de yok.
0
idexo
(20.07.22)
@idexo

Sizin dediğiniz şey materyalizm oluyor. O da bir görüş, doğru olabilir tabii.
0
🌸zalbarath
(20.07.22)
kardeşim ölüm varken islam hariç bütün ideolojiler ve yaşam tarzları kadüktür, iyi birer müslüman olmaya çalışın sünnetullaha uygun ve fitne ortadan kalkıncaya ve Allah'ın dini yeryzüne hakim oluncaya kadar mücadele edin der ayette yüce Allah
0
fatihreis
(20.07.22)
Doğumdan öncesi nasıl rahatsız etmiyorsa ölümden sonrası da rahatsız etmiyor ikisinin de aynı olduğunu düşünüyorum. Bilimsel olarak insanın da bir enerji olduğu var olan enerjinin de yok olmayacağı ancak form değiştireceği söylenir var ama var olan enerji yok olmayacağı gibi yoktan da enerji var olamaz, böyle düşünürsek nasıl ki doğum öncesi ne olduğumuzla ilgili bir fikrimiz yok bilinçli olarak, öldükten sonra da aynı şey olacak.
0
Kaleci Saçlı Forvet
(20.07.22)
Uyuyup rüya görmek ya da narkoz aldığımdaki bilinçsizlik ne kadar rahatsız ediyorsa o kadar rahatsız ediyor.
Yakınlarımda ölüm durumu yaşamadım ama önceki kedim öldüğünde de kendimi ona güzel bir hayat sunabildiğimi bildiğim için sakinleştirip kabullendim. Genel olarak hayatımı da bu şekilde yaşıyorum. Az insan, sevdiğim insanlar, olabildiğince mutlu olup mutlu etmeye odaklanıyorum. Birlikte geçireceğimiz zamanı güzel değerlendirmeye çalışıyorum.
0
marla is in my head
(20.07.22)
oncelikle ben inancli, inancsiz kimsenin olum sonrasini gercekten dusundugunu veya dusunebilecegini sanmiyorum. olum sonrasini 25 yasinda oturdugun yerden bir kavram olarak dusunmek ayri, olumle gercekten yuzlesmek ayridir. yarin beyninizde tumor oldugunu ogrenseniz, olumun gozbebeginin icine baksaniz o zaman hakikaten olum sonrasini dusunursunuz.

bence inancsiz insanlar bu soruyu oteliyor sadece. inancli olanlar da kendini avutuyor. buyuk bir bilinmezligin icindeyiz ve herkes kendine bir hikaye anlatip bu bilinmezlikten siyirmak zorunda. kiminin benimsedigi hikaye din, kimininse materyalizm. cok farkli olsalar da ortak olduklari nokta ikisinin de bir anlati olmasi.

sonuc olarak yasamin ve bilincin gercekligi o kadar guclu ki, inancli aslinda gulerek karsilamasi gereken olum karsisinda titreyerek gider. inancsiz da gercekten bu kadar anlamsiz olabilir mi diye yasami boyunca oteledigi bir soruyla gider.
0
antikadimag
(20.07.22)
Başınıza sert bir darbe aldığınızda bile şoka girip etrafta olup bitenin farkında olmuyorsunuz. Solunumunuz, kalbiniz beyniniz durup tamamen kimyasal değişime uğrayıp çürüdükten sonra nasıl bir şey olabilir ki? Ben de bunu hiç mi hiç anlamıyorum açıkçası. Çok ileri düzeyde bir tozpembe bakış açısı gibi geliyor bana.

Hiç genel anestezi aldınız mı? Eğer aldıysanız ölümden sonrasını kafanızda canlandırmanız daha rahat olacaktır.

Bunun karşısımda ne yapıyorum? Yaşadığım her anın kıymetini bilip hayatımdan zevk almaya bakıyorum. Eğer hayatınız boyunca "nasılsa ölümden sonrası var" diye yaşarsanız ölüm gerçeğini uzun bir süredir kabullenmiş insanların hayata bakışını canlandırmanız zor olabilir belki, bilemiyorum.

Benim gözlemlediğim kadarıyla belli bir yaştan sonra, daha doğrusu sevdiği birilerini kaybedip onları tekrar göreceğine inanıp bununla avunmuş insanlar, sevdiği kimseyi kaybetmeden önce inancını kaybedenlerden daha zor yaşıyor bu algısal geçişi. Sanırım işin içine bir de bu kişileri bir daha hiç göremeyeceklerini kabullenmek zorluğu geliyor, aynı insanlar için ikinci kere ölüm acısı yaşıyorlar.
0
akhenaten
(20.07.22)
doğumdan öncenin aynısı +1
0
abuzer
(20.07.22)
İdexo+1
0
Phoebe
(20.07.22)
hiçbir dine inanmıyorum ama bir yaratıcının var olduğunu düşünüyorum. ruh ölümsüz bir şey. farklı bedenlerde farklı zamanlarda tekrar tekrar dünyaya geliyoruz, her seferinde manevi olarak biraz daha yükselerek tanrıya yaklaşmaya çalışıyoruz.

anlattıklarımı merak ederseniz biraz kabala ile ilgili.
0
candide
(20.07.22)
ha, diyalektik açısından konuşacak olursak atomların toprağa havaya karışacak ve oradan binlerce milyonlarca başka canlının organizmasına girecek. yani atom bazında ölümsüzsün, ama tüm bunlar olurken seni sen yapan bilincin var olmayacak. yani yok olacaksın.
0
sir gawain
(20.07.22)
@idexo +1
Bilinç denen şey beynin işlediği elektrik sinyalleri, beyin durunca bilinç bitiyor.
0
kobuzchu kiz
(20.07.22)
Hayyam’ın “Ben düşündükçe var dünya; ben yok, o da yok.” Cümlesindeki gibi… ölümden sonrasının bilinç açısından hiçlik olduğunu düşünüyorum ve bu beni rahatsız etmiyor.
0
invictae
(20.07.22)
dinle de ne olacagim belli degil..
0
hewit
(20.07.22)
kazan dogurdu hikayesi gibi bakiyorum ben, yani dogurduguna inaniyorsun da öldüğüne mi inanmiyorsun gibi :) boyle dusununce rahatsiz etmiyor. soylendigi gibi dogumdan oncesini (hatta dogumdan 3-4 yil sonrasini bile) hatirlamiyorken ölümden sonrasi neden dusundursun ki? bir cesit bilinc kaybi. ha yanilirsak da ilginc bir sey olur gercekten :) onu o zaman dusunuruz artik :)
0
in vino veritas
(21.07.22)
bu konu ilginizi çekiyorsa şu kitabı okumanızı öneririm. bildiğim kadarıyla türkçe çevirisi de var.

www.goodreads.com
0
a7x
(21.07.22)
Agnostiğim. Hayyam'dan bir alıntıyla girmek istemiştim ama aynı alıntı zaten verilmiş :) Bana kalırsa kutsal olduğu ileri sürülen inançların tasvir ettiği öte dünya ölüm ile birlikte hakim olacak bilinçsizlikten daha ürkütücü. Cehennemden hiç bahsetmeye bile gerek yok (ki bkz: eksisozluk.com) fakat anlatılan o sonsuz cennet tasviri bile aşırı sıkıcı. Böylesine sıkıcı bir ortamda bulunmak istemezdim sanırım, ki dünyada cennete gidebilmek için yapılanları düşündüğümüzde o ahalinin dolduracağı yerde ben bulunmasam daha makul. Başa dönersem, korkudan ziyade mutlu olduğumu bile söyleyebilirim. Sonsuz bilinçsizliği her daim tercih ederim.
0
ultranil07
(21.07.22)
(6)

covid için getirdikleri tarihi geçmiş ilaç

Phoebe
bu sabah itibariyle pozitifim. ilaç getirdiler, tarihi geçmiş, yanında küçük bir fotokopi kağıtta ilaçların sürelerinin uzatıldığı yazıyor. ilaç ismini yazabilir miyim emin olamadım.bu normal mi? spekülasyon değil, bilimsel olarak anlamaya çalışıyorum.hayır, kullanmayacağım :).
bu sabah itibariyle pozitifim. ilaç getirdiler, tarihi geçmiş, yanında küçük bir fotokopi kağıtta ilaçların sürelerinin uzatıldığı yazıyor. ilaç ismini yazabilir miyim emin olamadım.

bu normal mi? spekülasyon değil, bilimsel olarak anlamaya çalışıyorum.

hayır, kullanmayacağım :).
0
Phoebe
(20.07.22)
Bilimsel olarak şöyle açıklamalar vardı;

Bir ilaç üretilirken bilinen en son kullanım tarihi yazılır, ama üretilen ilaçlardan numuneler saklanır ve o son kullanma tarihlerinden hala etken maddenin/içeriğinin vs işe yarayıp yaramadığı, kullanılabilir olup olmadığı test edilir.

Kutu üzerinde yazılan tarihten sonra bile o ilaçlar etki etmeye devam ediyorsa veya bozulmadıysa tespit edilen yeni tarihe kadar son kullanma tarihi uzatılır.

Eski kutuları toplayıp yenilerini yapmaya vakit/bütçe yoksa üzerine bir etiket vs yapıştırıp devam ediyorlar sanırım.
0
John Bloor
(20.07.22)
ilaç işi bitti diye biliyodum. ben de bugün covid oldum ilaç vermiyoruz dediler.
0
jelly bear
(20.07.22)
@john bloor, etiket bile yok, baya açıkta eski tarih. mantığını anladım gibi ama çok oturmadı zihnimde, bunun üzerinden araştırayım bakalım.

@jelly bear, izmir'den bildiriyorum, gece test yaptırdım, sabah erkenden aradılar ilaç getiriyoruz diye.
0
🌸Phoebe
(20.07.22)
ilaç bitmişti, hangi ilacı veriyorlar size?
0
false pretension
(20.07.22)
@false, covinavir, tarihi de mart başında bitmiş.
0
🌸Phoebe
(20.07.22)
Ocakta olduğumda ilaçsız atlattım gerek yok içmene zaten. Meyve ye su İç geçer
0
Hallegadola
(21.07.22)
(7)

İzmir'e taşınmak

dissendium
Sizce tatil yerlerine yakın olmak için İzmir, Antalya gibi yerlere taşınmak mantıklı mı? İzmir'de, Antalya'da yaşayanlar tatilin hakkını veriyorlar mı? Her fırsatta yüzmek gibi.
Sizce tatil yerlerine yakın olmak için İzmir, Antalya gibi yerlere taşınmak mantıklı mı? İzmir'de, Antalya'da yaşayanlar tatilin hakkını veriyorlar mı? Her fırsatta yüzmek gibi.
0
dissendium
(13.07.22)
Hangi ilçede olduğuna bağlı. Karşıyaka'da oturan biri için dur iş çıkışı urlaya gideyim de yüzeyim demek bir istisna olur sanırım. Ama mesela aliagadaysan ve mesai de 5-6 gibi bitiyorsa dur akşam bir Foça yapalım denebilir. Her fırsatta dediğiniz için akşam iş çıkışı örneği üzerinden gittim, haftasonu cumartesi çalışılmayan ya da yarım gün olan bir işiniz varsa/olucaksa avantajlı tabii her fırsatta yüzme açısından.
0
encokbenisevinnolur
(13.07.22)
Hakkını veren var merak etmeyin ama bu iş tamamen motivasyon işi.

Deniz hemen yanı başınızda olunca bu sefer de ben gitmiyorum diyebiliyor insan :)
0
emcekare olmadi einstein olsun bari
(13.07.22)
Kişiye bağlı. Ben yaz boyunca hemen her hafta sonu foça'ya gidiyorum denize. Antalya'da yaşarken de mutlaka giderdim denize hafta sonu, sabah, iş çıkışı vesaire. İzmir Antalya kadar avantajlı değil bu anlamda, mutlaka bir ilçeye gitmek gerekiyor deniz için. Buralarda yaşayıp hiç gitmeyen arkadaşlarımda var.
0
Phoebe
(13.07.22)
Urla'dan bildiriyorum, deniz çok kötü.
0
rakicandir
(13.07.22)
35 yıllık Ankara'lı olarak 5 senemi İzmir'de geçirdim, ilk iki sene denize cok hevesliydim her fırsatta gittim sonraları yüzüne bile bakmaz oldum anca işe gidip gelirkene, Ankara'yı özledim geri döndüm, şimdi eski imkanları özlemeye başladım, insanoğlu bir garip :)
0
mirty
(13.07.22)
Phoebe'nin bahsettiği arkadaş biziz. izmirde oturuyoruz, 14 yıldır çeşmeye 1 kere, foçaya 3 kere gittik, o da arkadaşların zoruyla, kendi kendimize hadi gidelim dediğimiz sadece 1 kere. hatta 5 yıldır evin önünde havuz var, 1 kere gidip yüzdük. hatta kuşadasında da aile yazlığı ve ayrıca ablamız var, oraya da bunca zamandır 3-5 kere gittik, gittiğimizde de 2-3 kere denize gitmişizdir.

arkadaşların dediği gibi, nerede oturduğunuzdan ziyade içsel motivasyonla alakalı, denize bizden çok daha uzakta oturan tanıdıklarımız var her haftasonu ya da tatil günü fırsat bulup bi yerlere gidebiliyorlar, biz evden çıkmıyoruz. yani zaman ve mekan bahane.

PS: Phoebe bizi kahvaltıya götür ordan da denize gidelim :)
0
halanne
(14.07.22)
Bir aile kuracaksanız ben kesinlikle tavsiye ederim. Çocuklar denize doyuyor, ben denize aşırı düşkün olmayan biri olmama rağmen özellikle pandemide evden çalışırken her gün denize girdim. İstanbul’a göre yaşam da daha uygun ve daha sakin. İş anlamında sıkıntınız yoksa, hele hele de uzaktan çalışabiliyorsanız Ege çok güzeldir.
Bulunduğunuz yere göre gittiğiniz yer değişir en fazla, Karşıyakalılar foça’ya, Göztepeliler Çeşme’ye gider gibi
0
urasil
(14.07.22)
(6)

İçimizdeki Şeytanı Nasıl Öldürürüz

Ayrıntı insanı
Aklımdan çıkaramadığım bir insan var. Düşünmek,hatırlamak istemiyorum,kendime engel olmaya çalışıyorum(telkin ediyorum mesela) ama olmuyor. Hayatımızın kısa bir döneminin kesiştiği bir insan.Yıllardır görmüyorum. Üzerinde uzun uzun düşündüğümde aslında birlikte olmayı istemeyeceğim,sürdüremeyeceğim
Aklımdan çıkaramadığım bir insan var. Düşünmek,hatırlamak istemiyorum,kendime engel olmaya çalışıyorum(telkin ediyorum mesela) ama olmuyor.
Hayatımızın kısa bir döneminin kesiştiği bir insan.Yıllardır görmüyorum. Üzerinde uzun uzun düşündüğümde aslında birlikte olmayı istemeyeceğim,sürdüremeyeceğim bir insan. Çok yanlış. Olamaz ve olmamalı. Ki evliyim ve sevgili eşime böyle bir yanlış yapmaktansa ölmeyi yeğlerim (ki çoğu zaman istiyorum,hem bu sebepten,hem farklı sebeplerden). Fakat sanki içimde bir şeytan var da sırf eğlencesineymiş gibi olmadık zamanlarda olmadık bağlantılarla bu insanı sürekli aklıma getiriyor. Engel olamıyorum.Ona aşık değilim,onla sürdürememem,bu çok yanlış olur ve yapamam , bunu biliyorum ama yine de saçma bi şekilde çekimine kapılıyorum.Üstelik kendisini görmüyorum,haber almıyorum bile. Dayanamıyorum artık. Ruhum sıkılıyor. Böylesine yanlış bişeyi düşünüyor olmak beni hasta ediyor. Kendimden iğreniyorum.Nefret ediyorum.
Hani kucağınıza bebek alınca bunu şimdi düşürsem nasıl olur diye düşünüp sonra kendi aklınıza kızarsınız ya,öyle bi durum işte,sadece çok çok daha kötüsü. Moralim sürekli bozuk,modum düşük,hayattan zevk alamıyorum. Bu düşüncelerden kurtulamıyorum.Bu insanı zihnimden atamıyorum,içimdeki bu şeytanı bir türlü öldüremiyorum. Ben ne halt edeyim?
0
Ayrıntı insanı
(13.07.22)
profesyonel destek alırdım ben olsam.
0
orient blue
(13.07.22)
Öldüremezsiniz şeytanı, ama şeytan konuştuğunda ve sizi kontrol etmek istediğinizde ne yaparsınız, bu durum hayatınızı değiştirir. Profesyonel destek alabilirsiniz
0
damba
(13.07.22)
İçinizde şeytan falan yok. Muhtemelen o kişi sizin geçmişte yaşadığınız, derinlerde iz bırakmış bir travmanıza çapa atmanıza neden olmuş. Konunun o kişiyle alakası bile yok büyük ihtimalle ki başka sebeplerle de ölmeyi istediğinizi belirtmişsiniz zaten. Zaman kaybetmeden uzman desteği almanız çok mühim.
0
Phoebe
(13.07.22)
uzman değilim ama aynı düşüncelerin istemsizce akla gelmesi okb'yi (obsesif kompülsif bozukluk) aklıma getirdi tabi başka bi durum da olabilir. ama sonuç olarak en mantıklısı destek almak.
0
curious mind
(13.07.22)
bence takıntı. o insanla 1 hafta yanyana geçirsen belki tiksineceksin ama ulaşamayınca beyin farklı düşündürüyor. çözümü kafada bitirmek gibi.
0
benibulmanlazim
(13.07.22)
Başka uğraşlar, mekanlar şart
0
photo85
(14.07.22)
(8)

Bu kadar insanın yaşama motivasyonu ne

ceann deas
-Tetikleyici İçerik Olabilir Psikolojisi Güçlü Olmayanlar Okumasın-İnsanları bu kadar hayata bağlayan şey ne? Özellikle maddi durumu iyi olmayanlar ya da engelli olanlar hayata nasıl tutunuyor? Böyle bir durumum yok ama yaşamaktan da keyif aldığım söylenemez. Bugün bir kaza yapsam gelip seni arabada
-Tetikleyici İçerik Olabilir Psikolojisi Güçlü Olmayanlar Okumasın-

İnsanları bu kadar hayata bağlayan şey ne? Özellikle maddi durumu iyi olmayanlar ya da engelli olanlar hayata nasıl tutunuyor? Böyle bir durumum yok ama yaşamaktan da keyif aldığım söylenemez. Bugün bir kaza yapsam gelip seni arabadan çıkarmıyoruz öleceksin deseler ooo süper sonunda zamanı geldi falan derim. Ne bilim birisi alnıma silahı dayasa anında öleceğimi bilsem içten içe sevinirim. Gerçekten gram isteğim yok. Ama etrafıma bakıyorum asgari ücret ile çalışıp 4 kişi geçindiren adam bile hayattan zevk alıyor sıkı sıkı tutunuyor. Engelli adam olimpiyat madalyası kazanıyor. Nereden geliyor bu yaşama azmi? Sizin yaşama devam etme motivasyonunuz ne?
0
ceann deas
(08.07.22)
hayat guzel. bazilarinin beyin fonksiyonlari bu sonuca varacak sekilde isliyor. bazilarininki islemiyor. oyle oturup uzerine dusunup cikarim yapilarak varilmis bir sonuc degil.
0
joelskellington
(08.07.22)
Çok klişe bir şey var ya, insan hayatta amacını kendi belirler diye. O doğru.

Hiçbir amaç tek başına bir anlam ifade etmiyor. Bir şey seçip kendinizi özdeşleştirmek sizin işiniz.

Mesela engelli birinin sporculuğundan bahsetmişsiniz. Bu insan hayatında bir aşamada "ben bu sporla uğraşacağım" demiş. Çok bir iş değil yani... Tekniği var, kendi klasmanı var işte ders alıyor, pratik yapıyor vs. Benim için bireysel olarak spor yapmanın, o sporda derece almanın hiçbir ilgi çekici yönü yok. Ama bunu yapan kişinin bu başarısı önemli görünüyor gözüme, çünkü o anlamı bu kişi, bu başarıya kendi yüklüyor ve biz ondan görüp dinliyoruz hikayesini.

Şey gibi bu, aynı işi yapan iki kişiden biri yaptığı işi önemsemiyorsa ve bunu da kendine böyle kabul ettirdiyse herkesin gözünde yaptığı iş sönük kalır ve hayatı da kimsenin ilgisini çekmez. Diğeri önemsiyorsa birçok kişinin ilgisini çeker ve birçok insan da bu kişinin hayatına özenir. İnsanların da kişilerin kendisinin de yaşadıkları bu hayatlarıyla ilgili bakış açıları ciddi manada değişir.

Demem o ki, hayatta çok matah bir şey yok zaten. İyi pr yapmanız gerekiyor sadece, bu da sizin elinizde.
0
akhenaten
(08.07.22)
hayatı salıp mal gibi yaşamak keyifsiz bir şey çünkü. yani iki seçeneğin var, her gününü mutsuz ve ümitsiz geçirebilirsin, ya da elindeki imkanlarla bir şeyler denemeye çalışabilirsin. engelli adamın madalya kazanmasındaki motivasyon bu bence.
0
roket adam
(08.07.22)
Beyin kimyanızla sorunlar olabilir bir psikiyatriste görünmekte fayda var. Gönüllü olarak cesitli kuruluşlarda aktif yer almak. Bir de tutkunuz olması gerekiyor her düştüğünüzde sizi ayağa kaldiracak. Muzik, resim, doğa, edebiyat, spor gibi.
0
nerthus_
(08.07.22)
Şu siralar hayatta en zevk aldığım şey işten eve gelince klozete oturmak

Spordan eve gelince klimayı acip iki seksen uzanmak

Ve okul sınav vesaire artık bittiği için hiçbir yere yetişmek zorunda olmadan dışarıda oyalanabilmek

Bunlar hayatta tutuyor şu an beni.
0
sanguine
(08.07.22)
duygular düşüncelerimiz sonucu şekillenir. aslında önce gelen duygular değildir. bakış açın, kök düşüncelerin duygularını etkiler. senin hayatta değersiz gördüğün şeyleri bir başkası çok değerli olarak görebilir. çok az şeye sahip olmasına rağmen, üstündeki kıyafetten fazlası olmamasına rağmen çok mutlu olan insanlar gördüm. iç tatmini yüksektir ve mutludur. herkesi bağlayan şey farklı olabilir.

şu kitapları okumanı tavsiye ederim. dandik kişisel gelişim kitapları değil. psikoloji profesörlerinin vs. yazdığı kitaplar.

-hayatı yeniden keşfedin
-iyi hissetmek
-akış : mutluluk bilimi
0
black mamba
(08.07.22)
bu dunyaya guzel anilar, yararli isler birakabilme ihtimali…
0
damba
(08.07.22)
Mutlaka bir uzmanla görüşün +1.

Black mambanın önerdiği kitaplar +1, akışı muhakkak okuyun.

Duygusal esneklik, duygusal direnç, duygusal dayanıklılık konularını araştırın.
0
Phoebe
(08.07.22)
(3)

Urla etrafinda plajlar, gezilecek yerler

fearisthemindkiller
Merhaba,1 hafta Urla'da olacagiz anne babamla ve onlarin girebilecegi kumlu ve sig plajlari arastiriyorum. Onerebileceginiz yerler var mi? Urla'ya 1-2 saat uzak yerler de olur. Gezilecek yerler, yeme icme onerilerine acigim
Merhaba,

1 hafta Urla'da olacagiz anne babamla ve onlarin girebilecegi kumlu ve sig plajlari arastiriyorum. Onerebileceginiz yerler var mi? Urla'ya 1-2 saat uzak yerler de olur. Gezilecek yerler, yeme icme onerilerine acigim
0
fearisthemindkiller
(01.07.22)
Urla'da Klazomenai zeytinyağı işliği var. Orayı gezebilirsiniz.
Urla merkezde Beğendik Abi güzel bir yerli mutfak restoranı. Tavsiye ederim.
Gezilecek yer olarak Seferihisar'da Teos Antik Kenti var. Çok güzel bir yer. Sığacık'ı da gezmiş olursunuz.
Bir de, gitmedim ama at çiftliği & şarap tadım yeri var Urla'da. Güzel bir etkinlik olabilir.
0
lesmiserables
(01.07.22)
urla akkum plajı, özbek köyünde.
0
Phoebe
(01.07.22)
www.bizevdeyokuz.com

altınkoy, demircili, deniz yıldızı (bodrum koyu) bunlara şahsen gittim, tavsiye ederim.
0
faithless
(02.07.22)
(22)

Arkadaşınız düğünde beyaz bluz giyse

Gradient_tabanlı_mor
Bluz pantolon ama bluz tamamen süslü beyaz. Nikah şahidi aynı zamanda. Ne düşünürsünüz? Uyarır mısınız nikah öncesinde veya takılmaz mısınız?
Bluz pantolon ama bluz tamamen süslü beyaz. Nikah şahidi aynı zamanda. Ne düşünürsünüz? Uyarır mısınız nikah öncesinde veya takılmaz mısınız?
0
Gradient_tabanlı_mor
(30.06.22)
Gülerek "Yok mu kızım başka şeyin?" falan derdim herhalde. Bir yandan da beyaz "elbise" değil sonuçta.
0
dreamnesiac
(01.07.22)
Elbise olsa başka bir arkadaşımın ayağı kayıp yanlışlıkla üstüne kırmızı şarap dökebilir. Bluz için oturup konuşmak daha doğru.
0
archmage mahmut
(01.07.22)
Bu gelinden başkası beyaz giymesin ritüeli abartılmıyor mu, neticede düğünde gelinin kim olduğu belli oluyor
0
freebird5406_2
(01.07.22)
freebird +1 hic bakmamistim ben evlenirken kim ne renk giymis diye. hatta su an bi dusundum hatirlamaya caliatim ama mumkunati yok kim ne giymisti diye hatirlamamin. gelinlik filan giymemis sonucta şık bir bluz giymis. umurumda bile olmaz benim.
0
in vino veritas
(01.07.22)
ciddi ciddi uyarmam da, "başka bir şey bulamadın mı?" falan diye gülerek, esprili şekilde dile getiririm muhtemelen.
beyaz giymek hayati öneme sahip bir şey değil, yani aşırı önem verip bir olaya dönüştürmem ama biraz da görgüsüzlük yani açıkçası.
0
blatta hiberna
(01.07.22)
Çok zorunda değilse başka bir şey giymesini öneririm. +1 dreamnesiac örneğindeki gibi esprili şekilde derdim.

Arkadaşı olduğunuz için sık sık dans pistinde, etrafta olacaksınız. Sadece masada otursaydınız çok fazla problem olmazdı. Bence yol yakınken başka bir şey giymeyi düşünebilirsiniz.
0
sevilen progressive türkücü
(01.07.22)
Benim arkadaşım nikah sonrası eğlencesine beyaz ceketle gelmişti, sonra "aaaaa ben naptım hiç düşünmedim" diye özür dilemeye başladı, "deli misin ne var ceketinde, saçmalama" diye tepki verdim ve çok samimiydim. Beyaz bluz giymekte hiç takılacak bir şey yok bence. Ha ama siz gelin değil de arkadaşıysanız, gelinin sağı solu belli olmaz diye yine başka bir şey giyin ya da renkli fulardı, kolyeydi bi şeyle renk katın.
0
kobuzchu kiz
(01.07.22)
Hadi beyaz elbiseyi anladik da beyaz bluza da mi olay cikiyor artik.

Damat kravatla takilirken cillop gibi smokin giyen tonla adam geliyor ben daha sikinti ciktigini gormedim. Gelini de karistirmazlar bence.
0
divit
(01.07.22)
@sevilen türkücü, gelin olan benim :)
0
🌸Gradient_tabanlı_mor
(01.07.22)
Benim açımdan sorun olmasa bile düğüne katılan çoğu insana gereksiz yere dedikodu malzemesi vermiş olacak. "Arkadaşının düğününde beyaz bluz giymiş birde nikah şahidi" diye baya göze batacak. Açıkçası bu detaya dikkat etmesini beklediğim için hoşlanmazdım bu durumdan. Nikah şahidi olmasa sorun değil, düğüne gelen sıradan bir davetlinin üstüne kimse bakmaz ama nikah şahidi olacak yakın birinden insan incelik bekliyor.
0
GoodMorningTeacher
(01.07.22)
Siz giyeceksiniz de bize danışıyorsunuz zannettim :) bence diyebilirsiniz sıkıntı olmamalı.

Tam olarak benzer bir durum olmasa da, saçları gelinle benzer olmasın diye saç modelini değiştirmesini yakın arkadaşına söyleyenler oluyor. Ama yine esprili ve cana yakın bir şekilde söylenmeli.
0
sevilen progressive türkücü
(01.07.22)
o değil de nikah şahidi olacak kadar yakın ve bir elbise giyemiyor mu? bu daha önemli bence:)

bir şey demem ama içten içe kırılırım gibi. çünkü ben önem vermişim, gel şahidim ol demişim. o da hem bluz hem de beyaz giyiyor. ilginç valla.
0
rose parks
(01.07.22)
Hayat böyle öğretilmiş, ezberletilmiş, çıkış noktası suni/kurgu bir mana taşıyan şeylere kafa yormak, takmak vb için çok kısa. Dikkatimi dahi çekmez, çekmedi. Dolayısıyla söyleyecek bir şey de olmaz ortada.
0
Phoebe
(01.07.22)
Uyar elbette. Benim arkadaş üzerinde çiçek olan elbise bile giydirmemişti bana gelinlikte de çiçek varmış diye
Hatta saçı makyajı bile abartmamak lazım gelini gölgelememek için
0
photo85
(01.07.22)
ilk önce esprili bir dille uyarır, devamında üzerine bir şey dökerdim.
0
Hallegadola
(01.07.22)
Esprili bir şekilde uyarmaya çalıştım siz söyledikten sonra ama anlamadı sanırım :) yarın olacak düğünüm. Benim için hiç sorun değil ama ailelerin akrabaların laf edeceğini düşünüyorum.
0
🌸Gradient_tabanlı_mor
(01.07.22)
Beyaz bluz sorun değil, Allahaşkına, beyaz elbise değil sonuçta. Abartmayın, abartılmasına (konu-komşu-akraba) net bir biçimde karşı çıkın.
0
SiyamkedisiZorro
(01.07.22)
ablam benim nikahımda beyaz kısa bi elbise giymişti, çok da ısrar etmiştim giymesi için. böyle şeylere takılmıyorum gelinin kim olduğu belli sonuçta.
0
amelie poulain
(01.07.22)
Yıl olmuş 22 hala nelere takılıyorsunuz. Bırakın milletin ne diyeceğini. Belli ki şahit kadar yaptığınıza göre en yakın arkadaşınız, biri ona laf edecek olacak ağzının payını veririm.
0
astronom bey
(01.07.22)
tebrikler oncelikle, boyle seylere takilmayin birakin giysin, cok gereksiz bir ayrinti bu. hatta ozguvensizlik gibi biraz "beni golgeleyecek" dusuncesi. baska derdiniz mi yok :) ayrica kim ne konusursa da konussun. benim nikah sahidi yaptigim yakin arkadasima biri laf etmeye kalkisirsa ters cevap alir benden.
0
in vino veritas
(01.07.22)
Altına ne giymiş? O da beyaz değilse no problem. Ya da üzerine farklı renkli ince şal, fular vesaire ile renk katabilir.
0
d max
(05.07.22)
uyarmam ama baska nikah sahidi bulurum.
0
Ley
(05.07.22)
(4)

İzmir'de psikolog önerebilecek var mı?

veritaslibertas
Merhaba,Duyuruyu tekrar açıyorum modlardan özür dilerim ama biraz acil ve kötü bir dönemimdeyim.Gidip memnun kaldığınız iyi bir terapist varsa yazabilir misiniz?Alsancak tarafı olursa çok iyi olur.
Merhaba,
Duyuruyu tekrar açıyorum modlardan özür dilerim ama biraz acil ve kötü bir dönemimdeyim.
Gidip memnun kaldığınız iyi bir terapist varsa yazabilir misiniz?
Alsancak tarafı olursa çok iyi olur.
0
veritaslibertas
(28.06.22)
tam olarak ne için araştırıyorsunuz? yas süreci mi, depresyon mu, boşanma mı gibi gibi. ona göre öneride bulunmaya çalışacağım.
0
Phoebe
(28.06.22)
@phoebe, genel olarak kendimle ilgili çözemediğim şeyler aslında. spesifik şeyler yok. var aslında ama çözülmesi gereken daha büyük problemlerim var. bir ilişki sonrası yaşadığım bir buhranla buralara geldim
0
🌸veritaslibertas
(28.06.22)
Hatrı sayılır sayıda psikolog tecrübe etmiş biri olarak Selin Şardağ'ı gönül rahatlığıyla tavsiye ederim.
Yeri Alsancak'taydı, değişmediyse tabi.
0
juliette
(28.06.22)
yavuz deveciyi bir araştırabilirsiniz.
0
Phoebe
(29.06.22)
(6)

avrupa havalimanlarında kriz varmış bilginiz var mı?

buenosdias
direkt uçuşa param yetmediği için düseldorf aktarmalı aldım ama avrupada yaşayan bi arkadaş personel az heryerde inanılmaz kuyruk ve gecikmeler var dedi. korktum. bilginiz var mı?
direkt uçuşa param yetmediği için düseldorf aktarmalı aldım ama avrupada yaşayan bi arkadaş personel az heryerde inanılmaz kuyruk ve gecikmeler var dedi. korktum. bilginiz var mı?
0
buenosdias
(25.06.22)
Yaz donemi. Normal. En az 1 saat pasaport kuyruguna hazirlikli olun.
0
mr.goodcat
(25.06.22)
Facebook ta birsen fazla gezi grupunda okudum, grev, pandemi dönemi işten çıkarılanlar nedeniyle eksik personel, yüksek sezon vb derken shiphol falan kriz halindeymiş. Okuduklarımın yalancısıyım :)).
0
Phoebe
(25.06.22)
Ingiltere'de cok buyuk kriz var, kimsenin tatili garanti degil diyorlar www.youtube.com Easter tatillerinde, ondan sonraki 1 haftalik okul tatillerinde falan cok sikintilar yasadilar, hukumet havayolu sirketi yoneticilerini cagirdi gorustu vs Personel eksikligi var her kademede.
0
neverletyougodown
(25.06.22)
Kuyruklar genelde checkin ve security bolumlerinde. Dusseldorf havalimaninda hic aktarma yapmadim ama eger tekrar security'den gecmeyecekseniz ve valiz alip verme olmayacaksa etkilenme riskiniz dusuk gibi.
0
sertac akin
(25.06.22)
Evet eleman krizi var, londra ve amsterdam sıkıntılı durumda baya ama direkt uçuşlardan ziyade aktarmalı uçuşlarda.

Konudan bağımsız eleman krizi yok az maaş var, versinler iyi maaş gidip havalimanı personeli olurum cimri herifler..
0
hayati cozemeyen adam
(25.06.22)
almanya hem bizi kıskanıyor hem de bizden eleman istiyor. krizin boyutunu sen düşün artık: www.dw.com

50yi devirmiş olmasaydım ben bile gitmeyi düşünürdüm. fırsat bu fırsat.
0
izole
(26.06.22)
(11)

Mesleki tatminsizlik ve hayatta radikal kararlar almak hk.

Departure
Birkaç yıldır hayatımda bir amaç yok gibi hissediyorum, ne bulunduğum çevreden ne de işimden memnunum. Hiçbir zaman idealist biri olmadım. Basit zevklerim vardı; dizi/film izlemek, müzik dinlemek, kitap okumak, teknoloji ile ilgilenmek gibi. Bunlarla yetinmeye çalışıyordum. Ancak şu son birkaç yıldı
Birkaç yıldır hayatımda bir amaç yok gibi hissediyorum, ne bulunduğum çevreden ne de işimden memnunum. Hiçbir zaman idealist biri olmadım. Basit zevklerim vardı; dizi/film izlemek, müzik dinlemek, kitap okumak, teknoloji ile ilgilenmek gibi. Bunlarla yetinmeye çalışıyordum. Ancak şu son birkaç yıldır içimde hep, fark yaratan saygı duyulan biri olmamanın burukluğu var. Yaptığım işten memnun değilim, sosyal çevrem yok hemen hemen hiç olmadı. Zamanında bana göre olmayan bir bölümü seçmiştim, hoş 18 yaşında ne kadar bilinçli olunabilir ki? Eczacılık yazacakken yazılımlı bir bölüm seçtim. Dedim zaten asosyalim, bilgisayar başında olmayı da seviyorum, böyle bölümüme karar verdim.

Şu an bir şirkette mid level developer olarak çalışıyorum, 27 yaşındayım. İşimde kötü değilim ama çok iyi de değilim. Bunun okulunu okudum ama mühendislik mezunu değilim. Matematik ve akademik altyapı yetersiz olunca bilimsel alanlara kaymak pek de mümkün olmuyor. İyi bir üniversitede okudum aynı kalibredeki üniversitelerin bilgisayar mühendisliği master programlarına başvurdum fakat hep reddedildim. Hal böyle olunca machine learning, AI gibi ilgi duyduğum alanlara kayamayacağımı, profesyonel olarak bundan ekmek yiyemeyeceğimi iş dünyasına girince anladım. Açıkcası yurtdışına gitme gibi bir hayalim de olmadı. İstesem muhtemelen gidebilirdim fakat sorun bu değil. Ailemle yaşıyorum, fena para da kazanmıyorum. Yani sıkıntım maddiyat değil.

Ben de şunu düşündüm; ömür boyu mutsuz olacağıma işi bırakıp üniversite sınavına tekrar hazırlayım, türkiye'de düzgün bir üniversitede düzgün bir bölüm okuyup daha sonrasına duruma göre yurt dışında master ve doktoraya devam edeyim
diye düşündüm. Daha önce çok çalışmadan ilk senemde 30 bininci olmuştum. Kendimde potansiyel görüyorum belki ilk 100 olmaz ama 3-5 bine girebilirim diye sanıyorum. Alana da karar vermedim. Tıp, bilgisayar mühendisliği, elektrik-elektronik mühendisliği, havacılık ve uzay mühendisliği, fizik, matematik gibi bir şey olabilir. 28 yaşında her şeye sıfırdan başlayıp bu alanlarda başarılı olma ihtimalim var mı acaba?

Kapitalist dünyada teknik eleman olmak, ileride de kapitalist dünyanın orta halli bir yöneticisi olma fikri bile beni rahatsız ediyor. Bir ev ve bir araba için ömür boyu hoşlanmadığımız şeyleri yapmak hoş gelmiyor. Saygı duyulan, bilim dünyasında kendine yer edinmiş, katma değeri yüksek, kendini bir şeylere adamış biri olmak istiyorum. Artık dizi/film gibi basit zevkler beni tatmin etmiyor.

Çevremdeki birkaç akademik açıdan başarılı doktor, mühendis, yazılımcı arkadaşıma bahsettim, hepsi şu tarz şeyler dedi; düşüncemin saçma olduğunu bu yaştan sonra tıp mı okuyacaksın, okusan da aziz sancar mı olacaksın, realist davran, hayalperest olma, iyi bir işin var çok istiyorsan yurt dışına git dedi. plastik cerrahi asistanı arkadaşım da, doktorların düşük maaşlarla çok çalıştığını, 28 yaşında başlarsam kendimden küçük kişilerle okuyup kendimden küçük kişilerden emir alacağımı, karın tokluğuna yaşayacağımı, tıp okumanın tamamen mantıksız olduğunu söyledi. Ama benim derdimin para olmadığını bir türlü anlamak istemediler. Mesleki tatminsizlik yaşıyorum, kendimi önemli biri olarak görmüyorum. İlla tıp olacak diye bir şey yok başka alanlar da olabilir. Bu açıdan kendimi tam keşfedemedim. Computer science alt dalları (AI, ML gibi) da ilgimi çekiyor.

Siz ne düşünüyorsunuz?
0
Departure
(25.06.22)
Tıp çok yorucu olabilir gerçekten de. Ancak başka bir alan seçip ordan da lisans sonrası masterla devam edip akademik çalışmalar yapabilirsin. Başka bi yol da şu anki lisansın üzerine sizi kabul edecek bi üniversitede istediğiniz alanda yüksek lisansa girip sonra daha iyi bir okula yatay geçiş yapmak olabilir
0
photo85
(25.06.22)
realist davran derim ben de. işi hayatına para sağlayacak bir uğraş olarak görmek lazım. güzel para kazanıyorum diyorsun. devam et. kariyerinde daha güzel paralar kazanmaya ve tatmin duymaya bak. belki farklı bir şirkette, sektörde daha mutlu olursun. insanlarla iletişim içinde olacağın bir işyeri ya da online eğitimler verebilirsin, başka projeler yapabilirsin. ne olursa olsun, olay kazandığın para. işin bitince şarteli indirip özel hayatına devam et. anlamlı ne oluyorsa, orada oluyor ve olacak.
0
gabe h coud
(25.06.22)
@gabe h coud: Sorun da burada işte, insan ilişkilerim çok kötü, sırf insan iletişimim daha az olsun diye bu bölümü seçmiştim. Aşırı asosyalim öyle böyle değil. Bu yaşıma kadar kız arkadaşım bile olmadı. Sebebi kötü dış görünüş ve ağzın laf yapmaması. Bir aile kurabileceğimi de düşünmüyorum. Özel hayatım bilgisayar oyunları, diziler ve sinemadan ibaret. Hal böyle olunca yukarıda anlatmak istediğim şeyi düşünmeye başladım. Kendimi bir şeylere adamak, önemli biri olmak istiyorum. Yoksa ben de uzun yıllar mesleği sadece para kazanabileceğim bir araç olarak gördüm. Devlette uzman doktor olsam bile muhtemelen şu an kazandığım parayı kazanamacağımı da biliyorum. Aman bilmiyorum ya bu hayat beni çok yordu.

@photo85: Dediğiniz 2. yolu denedim. Mezun olduğum üniversite ile aynı kalibredeki üniversitelerin bilgisayar mühendisliği programlarından reddedildim. Belli başlı elit üniversiteler dışında arge ve bilim namına bir şey yapılmıyor.
0
🌸Departure
(25.06.22)
Bir süre akademide bulundum, ilk 10 diyebileceğin bir üniversitede. Senin istediğim Ml alanında çalıştım. Türkiye’de akademi, ağırlıklı olarak hali hazırda yazılan makaleleri alıp, birkaç parametreyi değiştirip yazı yazmak üzerine kurulu. Hayal ettiğin bilim, üretim ortamı yok.

Okulun verdiği üç kuruş ödenek bitince cebinden para verip konferanslara katılmaya çalışıyorsun. Hocalarla paylaşıp gönderebiliyorduk.

Bu alanlara geçmek istiyorsan kodluyoruz gibi sitelerde data science bootcampleri çıkıyor. Trendyol özellikle çok sık bu tip etkinlikler düzenliyor. Bunlara katılıp, tamamlayıp iş teklifi alabiliyorsun. İşin akademik kısmına girmeden, hem güzel para kazanıp hem de profesyonel olarak bu alanlarda çalışabilirsin. Akademinin saçmalıklarıyla uğraşmazsın, önün açık olur.

Para önemli değil demişsin. Önemli arkadaşım. Paran olmadığında hiçbir şey yapacak gücün de, motivasyonun da olmuyor. Burada birçok benzer başlık görüyorum, parasızlık, seçeneksizlik insanları bunalıma sürüklüyor. Hangi sektörü seçersen seç, paraya da en az iş tatmini kadar önem ver.
0
sarahkerrigan
(25.06.22)
Bence sorunun temelini görmekten kaçınıyorsunuz. Anahtar cümleler; insan ilişkilerim çok kötü, aşırı asosyalim. Önce bu konuları daha dengeli bir noktaya çekmeden ister tıp kazanın ister alanınızda yüksek lisans kabulü alın o yapmak istediğiniz yeni başlangıcı gerçek anlamda yapamaz, mesleki tatmin vb yaşayamazsınız. Naçizane tavsiyem önce bu konuları bir uzmanla çalışıp daha sağlam bir zemine çekmek sonra gerçekten ne istediğime odaklanmak olurdu. İnsan sosyal bir varlık, insanlardan sonsuza kadar uzak durup hayatla ilgili mutlu olmanız imkansız. İçe dönük olmak başka, sizin bu tarif ettiğiniz kişilik yapısı bambaşka. Sanki bu gerçek sorunları görmezden gelmek için bu mesleki tatminsizlik vb konulara sığınıyor gibisiniz. İç dünyanızda genel bir denge yoksa hiç bir durum derin tatminler sağlamaz.
0
Phoebe
(25.06.22)
insan ilişkilerimde iyi değilim, mesleki tatmin olayım, önemli bir kişi olayım diyorsun ama gerçekten çok yanlış tarafa gidersin böyle. işinde bir sorun olsa bu sefer kendini çok değersiz hissedersin. denge kurmak çok daha fazla tatmin eder seni.
0
gabe h coud
(25.06.22)
Tıp sevebileceğin en kötü seçenek olur sakin bulaşma derim. Maddi anlamda durumun da iyiyse kendine yeni bir uğraş için zaman yaratabilirsin
0
korhaydut
(25.06.22)
bak ben de senin tam tersinim. çok idealist biri olarak herkesin "ayy ne güzel, ne heyecanlıı" dediği bir bölümü okudum ancak şu an açım :)

bizim ülkemizde genel olarak böyle. güzel para kazandıran işler sıkıcıdır, zevkli işler ise para kazandırmaz. istisnalar var elbette ama kaideyi bozmuyor.

aslında çevrenizdekiler doğru söylemişler. 28 geç bir yaş değil ancak ufak da değilsiniz. mis gibi mesleğiniz, güzel de kazancınız var. aşırı macera aramaya gerek yok. alanınızda kendinizi geliştirmek en mantıklısı bence. ister yurt dışına gidin, ister değişik kurslardan sertifikalar alın. zaten bir şeye sıfırdan başlayıp da saygı duyulacak seviyeye gelmek zor şu an sizin için.

mesela bilgisayar mühendisliği okusanız ne olacak? yine benzer bir alan, o kadar emeğe değer mi? tıp okusanız zaten uzmanlık olmazsa pratisyen olarak 10-15 bin civarı kazanacaksınız. en az 11 sene okumak falan...

bu arada mesleğiniz gayet de güzel, sizin yerinizde olmak isteyen milyonlarca kişi var. bence sorunu iş dışında bir şeylerle uğraşarak çözmelisiniz. belki bir hobi, belki bir eğitim, belki bir kurs, belki gönüllü faaliyetler, belki bir yerlerde yazarlık...
0
candide
(25.06.22)
1- Para kazanıyor musun?
2- Kazandığın para tatmin ediyor mu?

Bunlar evetse macera arama. Bu saatten sonra üniversite eğitiminin zaten bir anlamı kalmadı. Başta yazdığım 2 şeye odaklan. İş para için yapılır. Zamanında ben zevk alacağım işi yapacağım diyenler şimdi deli gibi arayışta.
0
OrangeYellow
(25.06.22)
Yorumlar için teşekkürler. Etraflı düşününce ben de mantıksız olduğuna karar verdim. Keşke bazı şeyleri daha önce idrak edebilseydim.
0
🌸Departure
(26.06.22)
idealist olmak, arkanda isim bırakmak; muhtemelen, bu iktisadi düzende insanları daha çok çalışmaya kırbaçlamak için şişirilmiş terkipler.

zannederim serdar kuzuloğluydu; benim babam sıradan bir meslek yapıyor ve sıradan bir hayat yaşadı hiç öyle idealler peşinde koşan birisi olmadı ve tatminsizlik yaşamadı, demişti.

cahit arf de tıpkı senin gibi isim yapmak, alkış almak istiyor, alıyor da. fakat sonra bunun anlamsız bir heves olup geçtiğini itiraf ediyor. tarihçei hayat'ı internette, okuyabilirsin.

akademi sandığın gibi bir yer olmayabilir, kendini brükselde solvay konferansında bulmayacaksın.
upload.wikimedia.org

biz(hepimiz) kendimize, eşe, dosta daha çok boş vakit yaratmak için çalışıyoruz, sen niye çalışmaya güdülendin.

-ai, ml ve sair meraklarını da, dışarıdan -self taught- öğrenip isim dahi yapabilirsin, piyasa böyle adamlarla dolu.

-28 yaşında sıfırdan başlayabilirsin tavsiyesini burada hep iflas etmiş kimselere verdiler, sen onlardan biri değilsin.

-saygı duyulan, isim sahibi olacağın iş de burada ve avrupada olmaz, olsa da çok zor, amerika bunun membaı. oraya gitmelisin.

işinde daha iyi ol ve daha çok akçe kazan
0
comp
(26.06.22)
(3)

Parmak uyuşması

buff
Bir haftadır falan sol elimin iki parmak ucu böyle uyuşuk gibi bi garip. Bunun için hastanede hangi birime gitmek gerekir?
Bir haftadır falan sol elimin iki parmak ucu böyle uyuşuk gibi bi garip. Bunun için hastanede hangi birime gitmek gerekir?
0
buff
(23.06.22)
Beyin sinir cerrahisi. Boyun fıtığı olabilir.
0
Mistyimage
(23.06.22)
büyük ihtimalle karpal tünel sendromu veya benzeri bir durum. ortopediye gitmiştim ben.
0
Phoebe
(23.06.22)
nörolojiye başvurun. benimde hastalığım bu şekilde başladı guillian bare sendromu teşhişi koydular.
0
ketkaratudun
(23.06.22)
(18)

İşyerindeki Toksik İnsanlara Karşı Nasıl Davranılır?

onkiloversemtamamım
Merhaba. Konu insan ilişkileri üzerine olduğu için konuyu gönül işleri olarak açtım ama mevzu karşı cinsle değil, kişisel bir olayla alakalı.Bugün işyerinde başıma gelen olayı çok kafama taktım ve canım sıkıldı. Sizlerle paylaşıp fikrinizi almak istiyorum. Bugün ofisteki ikinci günümdü. Şirkettekile
Merhaba. Konu insan ilişkileri üzerine olduğu için konuyu gönül işleri olarak açtım ama mevzu karşı cinsle değil, kişisel bir olayla alakalı.

Bugün işyerinde başıma gelen olayı çok kafama taktım ve canım sıkıldı. Sizlerle paylaşıp fikrinizi almak istiyorum. Bugün ofisteki ikinci günümdü. Şirkettekilerden ortalama 10 yaş kadar küçük stajyer bir erkek öğrenciyim. Stajyer olduğum için angarya iş verdiler, dolapları düzenle dediler. O gün sabahtan gelmemiş olan elemanın kenarındaki masayı toplarken kağıdımı kalemimi de onun masasına bırakmıştım. (ofis oda oda değil, herkes açık düzen çalışıyor). Masa sahibi öğleden sonra gelip de masasında benim kağıt kalemimi görünce "Bunlar senin mi, bak bi daha olmasın" dedi. Ben de haklısınız, kusura bakmayın dedim ve gülümsedim. Daha sonra masasına bir şey koymamaya dikkat ettim lakin masanın kenarında dolaplarda düzenlediğim bir torba kalmış. Bu sefer masa sahibi, "bak eşyalarını koyma dedim sana, bu iki oldu üçüncüde ayağını kaydırırım senin" dedi. Ben de tekrar gülümseyerek kusura bakmayın benim hatam dedim.

Masa sahibi beni uyarmakta haklı, kabul. Ama bana olan tavrı haddinden fazla agresif ve saygısızcaydı. Ben de daha genç ve staja yeni başlamış olmanın özgüvensizliğiyle gülümsedim ve bana olan tavrını alttan aldım. Yani masasında bi eşya unuttuk diye niye bana "senin ayağını kaydırırım" diyebiliyor? Adama cevap veremedim, durumu kendime de yediremedim. Stresi içimde kaldı.

Siz böyle bir durumda nasıl tepki verirdiniz?
0
onkiloversemtamamım
(07.06.22)
Ne stajyerisiniz ki size dolap düzenletiyorlar?
Başka birileri var mıydı etrafta?
Ayrıca eşya senin değilmiş neden demedin benim değil diye?
0
sevilen progressive türkücü
(07.06.22)
Bir şirketin kalitesi stajyere verdiği değerden belli olur. Sizinki iyi bir şirket değilmiş. Şirketler maalesef iletişim bilmeyen insanlarla dolu. Hiç kafanıza takmayın. Buna tepki ciddi bir yüz ifadesiyle olabilir. Bir şey demeye gerek yok. Ayağını kaydırma ifadesi iş hayatında kullanılıyor. Gülerek deniliyorsa "bizimle iyi geçin" anlamı çıkıyor.
0
dissendium
(07.06.22)
@sevilen, pazarlama departmanındayım ama masa ve laptop henüz ayarlanamadığı için angarya iş verdiler ikinci günden. Etrafta başkaları da vardı. Eşya benim değil, ortak dolabın eşyasıydı. onu düzenlerken orda kalmış. Eşya benim değil ama ben koymuştum. Kibarca dikkatli olmamı söylese ben zaten dikkatli olurum. Benim gücüme giden şey kibarlık yapıp gülümsemem ve kibarlık yapıldığı zaman karşıdaki insanın daha da ezmeye çalışması oldu.

@dissendium, hayır gülerek demedi gayet agresifti.
0
🌸onkiloversemtamamım
(07.06.22)
karsidaki tam bir kazma fakat sen de kendini ezdirmissin malesef. daha once hicbir yerde calismadin mi? garsonluk vs?

kusura bakmayin + gulumseme ve bunu iki defa yapmak.. cok buyuk sikinti

el cevab: ucuncu kez masasina bir sey koy, yine ters yapacak. sen de hayirdir birader derdin ne senin diyeceksin. saka degil cidden bunu yapmalisin yoksa o kazma seni ezmeye devam edecek
0
nibba
(07.06.22)
@nibba biliyorum, kendimi ezdirdiğimin de farkındayım. Daha önce hiç çalışmadım. Mizaç olarak da kibar ve güleryüzlü birisiyim. Böyle olunca da işyeri için ezilmeye çok müsait olunuyor, onun da farkındayım.

Bir yandan da ilk günden tartışma yaratmak istemedim. Birdahakine alttan almam diye düşünüyorum.
0
🌸onkiloversemtamamım
(07.06.22)
Staj defteri yazacaksanız şirketi tanımaya çalışın. Diğer çalışanlara sorular sorun, varsa normal birileri onlarla iyi olmaya çalışın. Yanlarında oturun ne yaptıklarını öğrenmeye çalışın.
Nasıl bir yer bilmiyorum ama stajlardan sorumlu kişi varsa bu şekilde daha verimli olacağınızı söyleyebilirsiniz.
Olayın şokuyla bir şey diyememiş olabilirsiniz. Staj süreniz fazla değilse bu kişiyle yüz göz olmamaya bakın. Stajınız uzun süreli değilse tabi.
0
sevilen progressive türkücü
(07.06.22)
bu muydu yani? ben de cok buyuk mesele var sandim. Stajyersin alt tarafi ne olabilir ki? Isi gucu yok stajyere sardi diye dalgaya bile alinir is yerinde o kisi. Bir stajyere soylenen ayagini kaydiririm lafi da ciddi soylenebilecek bir laf gibi durmuyor bu arada. Deadpan humour dedikleri espri anlayisli biri olmasin o.
0
speedy
(07.06.22)
@speedy espri degil, dominasyon kurmaya calisan bir insandi.

Ayrica espri de olsa beni rahatsiz edecek bir espriye katlanmak zorunda degilim ki. Ki benim sorunum, şu an bana üstünlük kuran bir insanı anlatıp onun üzerinden görüşlerinizi almak istiyorum sadece. Çünkü biliyorum ki iş hayatımda daha bir çok buna benzer olayla karşılaşıcam ve tekrar başıma geldiğinde içine sinmiş bir karakter olmak istemiyorum.
0
🌸onkiloversemtamamım
(07.06.22)
beyaz yakalı değilim o dinamikleri çok bilmiyorum ama şunu derdim;

"rahatsız olduysan daha düzgün bir üslupla söyleyebilirdin (o noktadan sonra siz falan demem) bunun nazik, medeni hali "masada kalemini bırakmışsın, bir daha dikkat edersen sevinirim"

daha da üstüme gelirse hiç alttan almazdım. belki işten çıkarılırdım tabii onu da göze alırdım.

bunları hayat tecrübesi olarak gör. biliyorum rahatsız edici. haksızlığa uğramı hissediyorsun ama böyle böyle öğreniyorsun. geri bildirim yapma durumu varsa üst yöneticiye falan bahsedebilirsin. "yaptığım şey hata olabilir (ki büyük bir şey değil) bu şekilde bir iş yerinde birini tehdit etmesi, kabadayı gibi konuşması rahatsız etti. işyeri olduğu için huzur bozulmasın diye alttan aldım, nazik bir şekilde karşıladım ama üslubu gerçekten rahatsız ediciydi" vs. diyebilirsin. böylelikle hem şikayet etmiş olursun hem de kendi nazik tavrınla puan toplayıp lehine çevirirsin belki. aslında olanı direkt söylemiş olacaksın.
0
black mamba
(07.06.22)
@onkiloversemtamamım daha once hic calismadigini duyurudan anladim zaten. :))) ulkemizde part time is kulturu yok dogru duzgun. eger daha once calismis olsaydin o kazmaya agzinin payini verirdin eminim. senin karakterinde bir sikinti yok. evet, kibar ve guleryuzlu insanlar cogunlukla ezilir fakat bu isyerinde olmamali. sen bu olayi comezligine ver. gercek hayati yeni ogreniyorsun gibi dusun. ama lutfen ucuncu sefer fiziksel siddet kullanmadan ustesinden gel o kazmanin. yani benim gibi hayirdir birader degil de, derdin ne senin kacinci kez bunu yapiyorsun tarzi konus. sonucta her speech her karaktere uymuyor. :))) merak etme bu olayi unutacagin bir gun gelecek hatirlayinca da gulup gececeksin
0
nibba
(07.06.22)
Sizi uzen adamin okuzlugu degil, sizin silik davranmis olmaniz. Siz gene de dusunun ama bunu hazir henuz sicakken tepkinizi gosterin. Ozsayginizi yitirmemek icin. Ya hemen yarin ne soylemek istiyorsaniz iyice dusunup ama sakin kurgulamadan gidip bam bam bam soyleyin ya da olcuyi tutturamayacginizi dusunuyorsaniz direk amirine/bagli oldugu bi ust pozisyondaki kisiye duydugunuz rahatsizligi iletin. Hatta sikayet olarak degil de sanki ne yapmaniz gerektigine dair fikir soruyormus gibi iletin.

Bu arada bu sefer dogru olani yapamadim ama bu bana ders olsun bir sonraki sefere ayni yanlisa dusmem dusuncesi yanlis. Geregini yapmadan asla dogrusunu yapmayi ogrenemezsin.
0
Kirmizibavul
(07.06.22)
Alttan alirsan cok ezerler. Benim hatam falan deme bi daha. Belli ki manyagin tekine denk gelmişsin. Yav he de geç.
0
instant crush
(07.06.22)
Okurken vucut isim 2-3 derece artti valla..

Ben de mulayim biriyim, ama malesef bazilari sert seviyor. Ise yeni baslaman, ya$in, deneyimin falan onemli degil, sana birisi tekrar tekrar boyle davranirsa ne olacagini dusunmeden hemen tavir koymani tavsiye ederim. Yoksa seni daha cok uzerler. Baktin devamli ters davraniyor, cek kenara sen ne ayaksin birader neyin pesindesin diye bir sor bakalim ne diyecek, %99 geri adim atacaktir ve noktada sen de ciddi bir deneyim kazanacaksin.
0
cooperr
(07.06.22)
silik olmayın elbette ama pasif agresif veya agresifte olmayın kendinizi dolduruşa getirip. iş hayatında diplomasi nedir, nasıl uygulanmalıdır, iş hayatında stres yönetimi, iş hayatında etkili ve şiddetsiz iletişim vb. konuların peşine düşün. enerjinizi bana bunu diyemez ulayn, bir dahaki sefere gününü gösteririm/göstermeliyim yerine bu tarz konuları araştırmaya ve uygulamaya harcayın. daha yolun başındasınız, bu tür kavramları içselleştirebilirseniz normal sosyal hayatınıza da çok ciddi olumlu katkıları olur.
0
Phoebe
(08.06.22)
Şöyle bir şey var, insanlar mobbinge suyu yavaş yavaş ısıtarak başlıyor. Sizin alttan aldığınız her davranış daha sonra buna karşı çıkma ihtiyacı hissederseniz vermeniz gereken tepkiyi artırıyor.

Örneğin sizin örneğinizde ikinci durumda özür dilerim dikkat ederim derken aynı anda gülümsemeyip "bu ne kaba bir tavır" anlamı verecek şekilde kaşınızı çatmış olsanız belki de ilermeyecek bir durum daha sonra artık kaş çatmayla değil "benimle böyle konuşamazsınız" evresine ilerleyebiliyor.

Yılanın başını küçükken, aynı dozda kuvvetle ezmek gerek.

Hoşlanmadığınız bir durumda kesinlikle hiçbir sorun yokmuş gibi yapmayın, dozunda tepkinizi gösterin. Karşınızdaki kişi bunun farkında olmasa bile davranışlarına bir sınır çekmeye başlayacaktır.

Bonus olarak

İş hayatında en rahat kişi rahatça ve ciddi şekilde "ben şaka sevmem, şakadan da anlamam" diyebilen kişi oluyor sanırım.
0
akhenaten
(08.06.22)
Bu tür bir şey hiç yaşamadım ama gözümde şu canlandı ben olsam napardim diye düşününce: önce çok anormal bir şeyle karsilastigimi belli edecek bir yüz ifadesi takinir, kaşlarımı hayretle kaldırırdim. Sonra da kocaman bir kahkaha atardım, o eşyayı da oradan alırdım ki kafası karışsın :)

Niye böyle bir tarif yaptım, yani söylenebilecek başka şeyler de olabilir ama bu tür bir konuşmayı yapmayı kendine hak gören tiplerle sözlü iletişim kurmaya çabalamak beyhude oluyor. Ancak alaycıliktan ve görmezden gelerek had hudud bildirebiliyorsun diye düşünüyorum ben.

Neden canınızın sıktığını tahmin edebiliyorum, ama olur da böyle şeyler insan gafil avlanır dalgın olur. Ama sizi bence biraz kilitleyen kendinizi tanimlayisinizla olayı ortusturmeniz.

Daha açık ve anlaşılır olsun diye abartılı bir örnek vereyim, eğer o kişiye o anda "masani yedik mi la (küfürler küfürler)" deyip boğazına sarılmış olsanız bile bu sizi kibar olmayan/kaba biri yapmaz. O anki duruma aşırı tepki veren biri yapar sadece.

Demek istediğim, kibarlikla/kaba olmakla karsinizdakine haddini aştığını belirtmek/hatırlatmak birbirinden apayrı şeyler.
0
encokbenisevinnolur
(08.06.22)
Aslında senin kaybedeceğin hiçbir şey yok. Şikayet et, arıza çıkar. Neyden korkuyorsun anlamadım
0
nvidia
(08.06.22)
Valla 10+ senedir beyaz yakalıyım bi dünya saçma tiple çalıştım ama bu örnekteki kadar "pis insan" görmedim. Eğer bir kez daha yaparsa, duymazdan gel asla ne olumlu ne olumsuz cevap verip kendisine pay çıkarmasını bekleme. Burada laf söyle vs diyenler karşındaki adamın bu lafı yiyince susup oturacağını mı düşünüyor? ayrıca "stajyerin attitude problemi nedeniyle gönderilmesi gerek" diye üstüne ispiyonlamasına da malzeme olur.

O nedenle tekrar ederse git önce müdürü yoksa İK'ya söyle mevzuyu. İlgilensinler. Böyle ego bombaları egolarının ezilmesinden anlar ve onu stajyer halinle yapamazsın.
0
lcha
(08.06.22)
(1)

hiç izmir tarafına gitmemiş biri için araç ile gezi önerisi

duyurukullanıcısı
bir tür roadtrip yani araç ile gezmece ama belirli noktalarda durulup 1-2 saat dinlenilip devam edilecek veya yemek yenilecek. toplam 3 gün.ilk gelen öneriler :Akyaka, Mordoğan Karaburun, Aliağa Çakmaklı köyü, Foça, özdere.
bir tür roadtrip yani araç ile gezmece ama belirli noktalarda durulup 1-2 saat dinlenilip devam edilecek veya yemek yenilecek. toplam 3 gün.

ilk gelen öneriler :

Akyaka, Mordoğan Karaburun, Aliağa Çakmaklı köyü, Foça, özdere.
0
duyurukullanıcısı
(07.06.22)
hem foça-aliağa hem mordoğan-akyaka güzergahı bu sıcaklarda 3 gün için aşırı yorucu, baya amelelik olur. izmir'in bir tarafını seçin. örnek veriyorum urla, çeşme, seferihisar, karaburun, mordoğan vb. en son noktaya kadar gidip dönebilirsiniz. urla demircili veya altınköy koylarında deniz keyfi, urla'da kahvaltı (kesin katmer diyecekler ama hiç esprisi yok), çeşme ve alaçatıda (ben asla gitmiyorum gerçi :P) concon takılmaca ve gece hayatı gibi gibi bir plan yapılabilir.

foça ve aliağa tarafını seçeceksenizde eski foçada voodoo beach, aliağa tarafında kyme ve gryneion antik kentleri ve aliağa kuş cenneti.
0
Phoebe
(07.06.22)
(3)

tamamlayici saglik sigortasi hakkinda

legalize marijuana
ayakta tedavi yok, yatarak tedavi %100 durumunda ne oldugunu anlamadigim sigorta cesidi.mesela kanser oldun gittin nasil bi surec isliyor? muayne ucretimi veririm, ameliyat lazimsa ucretsiz mi ameliyata aliyorlar!?parasizliktan bu seceneklere bakmaya basladim malesef, bilenler yesillendiriese sevini
ayakta tedavi yok, yatarak tedavi %100 durumunda ne oldugunu anlamadigim sigorta cesidi.

mesela kanser oldun gittin nasil bi surec isliyor? muayne ucretimi veririm, ameliyat lazimsa ucretsiz mi ameliyata aliyorlar!?

parasizliktan bu seceneklere bakmaya basladim malesef, bilenler yesillendiriese sevinirim
0
legalize marijuana
(06.06.22)
Muayene parası ödersin yatış ve diğer işlemler parasız olur bize öyle söylemişti hastane. Siz yine de sorun sigorta şirketinize
0
rodeocu
(06.06.22)
Kanserde özel hastane hastanın sigortalılık durumuna göre de hareket edebiliyor.Misal aynı tedaviyi sigortasız hasta poliklinikte koltukta oturarak alırken diğeri yatarak odada alabiliyor.Kazan-kazan yani.Bir de %100 dendiğine bakmayın,herşey belli limitler dahilinde.Kanser gibi uzun süren tedavilerde ,akıllı ilaç vs gibi uygulamalarda sigorta da işe yaramıyor bir noktadan sonra.
0
arenas
(06.06.22)
güvendiğiniz bir sigortacıyla konuşun detaylı şekilde, bir sürü format var. benim aldığıma yılda bir diş çekimi, diş temizletme vb dahilken başka arkadaşımınkinde dahil değil misal. ödediklerimizde nerdeyse aynı.

bildiğim kadarıyla zaten tcnizi alıp önce hastalık ve ameliyatlarınızı falan kontrol ediyorlar.
0
Phoebe
(06.06.22)
(10)

Instagram kullanmayanlar; bu tür tavırlarla siz de karşılaşıyor musunuz?

norules
Merhabalar, fikirlerinizi merak ettiğim bir konu var. Mesela bir dating app'te bir kadınla sohbet ediyorum, iletişim gayet güzel gidiyor, bir noktada karşı taraf konuyu Instagram'a getiriyor. Ben Instagram kullanmadığımı söyleyince ise birden tavırlar değişiyor. "Hmm demek öyle, niye kullanmıyorsun
Merhabalar, fikirlerinizi merak ettiğim bir konu var. Mesela bir dating app'te bir kadınla sohbet ediyorum, iletişim gayet güzel gidiyor, bir noktada karşı taraf konuyu Instagram'a getiriyor. Ben Instagram kullanmadığımı söyleyince ise birden tavırlar değişiyor. "Hmm demek öyle, niye kullanmıyorsun peki?" ile şüpheler, sorguya çekmeler ile klasik açılış yapılıyor...

Devamında açık açık "Instagram'ım yok diyenlere güvenmiyorum, bir şeyler sakladıklarını düşünüyorum, bugüne kadar hiç de yanılmadım" demişliği olan da var. Sırf bu sebepten direkt sevgilisi olan veya evli olan ama bunu saklayan erkek muamelesi yiyorum.

Bir de "Instagram'da insanların hayatı ne şekilde yaşadığını görüyorsun, çok daha kolay tanıma imkanı sağlıyor" diyenler var. Çağımızda her şey hızlı hızlı olduğu için, tanıma evresini de stalklayarak çok daha hızlandırmak isteyen ayrı bir kitle de var.

Bunlar çok sık karşılaştığım durumlar olmaya başladı. Resmen istemeye istemeye, kullanma hevesi taşımaya taşımaya bir Instagram hesabı açacağım sonunda, bu sefer de aktif kullanmadığım için güvenilmez bulunurum gerçi. Sizin de başınıza böyle şeyler geliyor mu? Bu derece müthiş önyargılar çok saçma değil mi ama ya?
0
norules
(03.06.22)
floydian +1
Dating app kimliğini gizlemeye, ilişkisini gizlemeye, başka biri gibi davranmaya çok müsait bir ortam. Aktif instagram hesabını (ya da başka bir sosyal medya ortamını) referans olarak kullanmak istemeleri gayet mantıklı.
0
kobuzchu kiz
(03.06.22)
Kadınım, kullanmıyorum. Kullanmayan erkeklerin bir şeyler sakladığını düşünüyorum evet:)
0
geçerkenugradım
(03.06.22)
Sevgilisi olduktan sonra instagrm hesabini kapayan cok erkek biliyorum. Bu kadar cevap
0
gunes123
(03.06.22)
evet. hatta benim hesabim var ama hic postum yok, sadece baska hesaplari takip ediyorum diye inanmayip ikinci bir hesap acik mi degil mi diye bakmak isteyen flortum olmustu zamaninda. insanlar kesinlikle normal karsilamiyorlar.
0
aferin cok iyi dusunmussun
(03.06.22)
Valla ben dating app'lerin hiçbirini kullanmadım ama sanalda tanıştığım insanlarla mevzu buraya geldiğinde "hımm demek çirkinsin" yaftasi yiyorum:D
Birkaç kişi de sizin karşılaştığınıza benzer tepki verdi. Sosyal medyadaki paylaşımlarin daha iyi tanımaya yaradığını söyledi. Bu genellemeye katılmıyorum. Saçma buluyorum evet.
0
Amaranta ursula
(03.06.22)
kadınım, kullanmıyorum. birkaç flörtüm tam olarak başlayamadan bu nedenle sona erdi. öyle ergen falan da değiliz, 40+.

kimden saklanıyorsun, ne gizliyorsun vb. saçma sapan sorular soruluyor. en yakın arkadaşlarımdan erkek olanlardan 1 tanesi de kullanmıyor. aynı muameleyi o da görüyor. oysa gayet net, dürüst, boşanmış, her şeyi ortada katakulli sevmeyen bir adam.

ben böyle şeyleri anlamaya çalışmayı bıraktım. zaten böyle ön kabulleri ve ön yargıları olan bir tiple ne işim olur benim deyip geçiyorum.

edit: normal hayatımda da aynı tepkileri alıyorum, dating apple ilgisi yok bence.
0
Phoebe
(03.06.22)
dating app farklı tabii, orada şüpheyle yaklaşılması biraz normal. karşındaki kişi de böyle hikayeler duyduysa "1-2 buluştum, adam evli çıktı" vs. şeklinde, ekstra şüphelenmesi normal. bilmiyorum nasıl ikna edilebilir karşıdaki.

gerçek hayatta ise böyle tepkiler göreceğini sanmıyorum. benim de instagram'ım yok, hiç açmadım, açmayacağım. saçma bir yer bence.
0
ahm1
(03.06.22)
Bence olmamasi sorun degil. Ben Instagram ya da sosyal medya kullanmayan bir insani sorgulamazdim acaba ne sakliyor diye.
Ama sosyal medya hesabini nasil kullandigi kisi hakkinda bir seyler soyluyor bence. Mesela biri 'su hobileri yapiyorum, su kitabi okuyorum, bu tarz bir hayat yasiyorum' diyorsa bunu gormek o kisinin durustlugune dair bir inanci pekistirebilir. Ya da bazi seyleri soylememistir, ama sosyal medya hesabina bakinca yazdigi seylerden espri anlayisini, hangi sosyal olaylari onemsedigini, hangi davranislarinin antipatik gelebilecegini falan cozebilirsiniz. Yani, sohbet ettiginiz kisinin Instagramina girince herhangi bir postunun "gidenler gider ama biz de cok can yakariz, hesabimizi biliriz" falan gibi (bunu ben uydurdum tabii, boyle bir atarli giderli laf yok) bir sey olmasi karakteri hakkinda onemli bir detay. Belki sohbet sirasinda bunu gormek denk gelmedi. Belki profili surekli kaslarini veya poposunu gosterdigi fotograflarla dolu veya butun profil sanki bir futbol takiminin resmi sayfasi gibi-ben boyle bir insanla ortak yonumuz olmadigini dusunurdum. Bunun gibi bir suru ornek cikabilir.

Birkac yil once tanisip flortlestigim bir kisinin cocuk sahibi ve hala evli oldugunu Instagram sayesinde ogrendim ben. Fotograflarda cocuk vardi fakat esi yoktu.

Neyin oldugundan ziyade, neyin nasil oldugu ve olmadigi (?) kisi hakkinda ipucu veriyor evet.
0
sopiro
(04.06.22)
bir şeyleri takip etmek için var olan bir hesabım var, tek paylaşımım olmadı.
tuhaf karşılayanlar oluyor.

ama ben instagram'ı olmayan erkekleri daha normal karşılıyorum diyebilirim.
kimsenin bir şey sakladığını falan da düşünmüyorum, aklıma bile gelmez.
aksine, sürekli instagram paylaşımı yapan erkek bana başka şeyler düşündürüyor.
elinde telefonla fıt fıt fıt uğraşan erkek benlik değil.
işi gücü olan adamın bunlara pek zamanı da olmuyor.
dolayısıyla zaten bunu tuhaf bulacak olan insanlarla da pek kesişim kümem olmuyor.

diğer yandan, instagram'da insanların hayatlarını nasıl yaşadıklarını gördüğünü düşünmek instagram dünyasında yaşayan insanların varsayımı olmakla birlikte biraz saf bir bakış açısı bence.
ilişkilere ancak "kim kimle nereye gitmiş? beni aldattı mı? hangi kıza alev emojisi attı?" takibi olarak bakan insanlar için bir veri olabilir.

aksine, orası insanların kendilerini olmadıkları, olmak istedikleri gibi yansıttıkları tamamen sanal bir profilden ibaret.
üstelik "kendini iyi/güzel/yakışıklı/başarılı/varlıklı/sosyal vb. göstermeye çalışan bir profil bende antipati yaratır.
yani kim olduğunu değil ama nasıl biri olduğuna dair olumsuz anlamda çok ipucu verebilir ancak.

edit:
dating app kullanıp instagram kullanmama konusunda John Bloor +1
0
blatta hiberna
(04.06.22)
Karşı tarafa tamamen haksız diyemeyiz, zamanımızda bahsettikleri ve düşündükleri şey maalesef %99 gerçek.

Bir insan tamamen zamanımızın sosyal medyasına, internet alışkanlıklarına karşı olabilir ve kullanmayabilir. Buna saygı duyar ve hak veririm.

Ama hem zamanın teknolojik her nimetinden faydalanıp, hem "dating app" kullanıp hem de "instagram kullanmıyorum" demek inandırıcı değil maalesef.

Eğer dating app kullanacaksanız, yanında bonus olarak da instagram hesabınız olmalı. Sizi ve yaşam tarzınızı, hobilerinizi, sevdiklerinizi vs anlatan bir kaç fotolu az kullanılan bir hesabınızın olması işinize yarar.
0
John Bloor
(04.06.22)
(6)

izmir vs. kuşadası

taha1907
selamlar, haftasonu arkadaşımın düğünü var. ben de işten 2 gün izin alayım da biraz gezeyim diyorum. daha önce hiç izmire de gitmedim kuşadasına da. baktığım kadarıyla kuşadası-izmir arası 1-2 saaatmiş. acaba bunlardan hangisinde full 2 günümü ayırsam. kuşadası deniz vs çekici geliyor ama izmiri de
selamlar, haftasonu arkadaşımın düğünü var. ben de işten 2 gün izin alayım da biraz gezeyim diyorum. daha önce hiç izmire de gitmedim kuşadasına da.

baktığım kadarıyla kuşadası-izmir arası 1-2 saaatmiş. acaba bunlardan hangisinde full 2 günümü ayırsam. kuşadası deniz vs çekici geliyor ama izmiri de hiç gezmedim.

not: ikisi opsiyon da yalnız başına olacaktır.
0
taha1907
(01.06.22)
izmir
0
tepedeki psychedelic adam
(01.06.22)
izmir
0
jen
(01.06.22)
Kuşadası'nda bişey yok ki. İzmir tabiki
0
etna
(02.06.22)
denize girecekseniz kuşadası; veya izmir'e yakın olan diğer yerler (çeşme, foça vb).
0
faithless
(02.06.22)
Bu sıcakta gündüz izmir merkezde hiç bir şey yapmaya takatiniz olmaz. Aynı şekilde Kuşadası 'na yakın efes'i falan gezeyim deseniz ya sabah çok erken gitmelisinz ya akşamüstü. Yoksa sıcaktan bir halt anlamazsınız gezinizden. Düğün Kuşadası'ndaysa didim, çeşme vb deniz keyfi yapabilirsiniz. Düğün İzmir'deyse Foça da hem deniz hem gezi keyfi olabilir.
0
Phoebe
(02.06.22)
çok yakın kuşadası izmirin küçük hali sadece sahil var siz izmirde gezin.
0
mikahakkinen
(02.06.22)
(14)

Yetişkinken bisiklet sürmeyi öğrenen var mı?

signore
Yaş 27, bugün itibarıyla bisiklet sürmeyi öğrenmeye başladım. 2 saat falan uğraştım beklentimin üzerine çıktım açıkçası çok korktuğum gibi gitmiyor. Ama yine de çocukken öğrenenler kadar olabilir miyim acaba diye düşünmüyor değilim. Belli bir yaştan sonra öğrenip bisikletin ustası olanlar var mı?
Yaş 27, bugün itibarıyla bisiklet sürmeyi öğrenmeye başladım. 2 saat falan uğraştım beklentimin üzerine çıktım açıkçası çok korktuğum gibi gitmiyor. Ama yine de çocukken öğrenenler kadar olabilir miyim acaba diye düşünmüyor değilim. Belli bir yaştan sonra öğrenip bisikletin ustası olanlar var mı?
0
signore
(26.05.22)
ustası mıdır bilmem ama var tanıdığım. gayet yeterli seviyede kullanıyor.
0
syozkn
(26.05.22)
Kucukluk kadar olmaz ama ogrenirsin.
Bisikletin bir zorlugu yok, surmeyi bilenler ogretmeyi bilmiyor.

Ben 10 yasinda gunumun 12 saati falan bisikletle geciyordu, benim kadar ustasi olman icin o kadar saati doldurman lazim o da yetiskin halinde imkansiz zaten.
0
divit
(26.05.22)
23-24 yasimdayken ogrendim.

Bir iki sene sonra da tura ciktim. Danimarka ve Isvec´i turladim.

Surekli kullaniyorum günlük hayatta da. Ustasi degilim elbette, bence kücük yastan ogrenenler cok daha iyi sürüyor.

Sürekli sürecekseniz, dogru bir training programiniz olsun. Ben ust bacak kaslarimi yeterince guclendirmedigim ve dizlere yuklendigim icin, o büyük turda dizlerimi sakatladim. Sonrasinda da bisiklet kullanmaya ve sehirler arasi yol yapmaya (günlük 35-40 km gibi) devam ettim. Yillarca kronik agrim oldu ve gecen hafta da dizimden ameliyat oldum.
0
buf-e kür
(26.05.22)
Abi şöyle düşün, ben 7-8 yaşlarında öğrendim bisiklet sürmeyi çocukluk günlerimde de sürekli kullandım, bununla birlikte mesela son 20 yılda bir kere bile bisiklete binmedim ama çocukluk günlerimde beyin-motor hafızasına kodlanan bu bilgi ve kazanılan yeteneği sen yetişkinliğinde kazandığında ne kadar pratik yaparsan yap o seviyede kazanamazsın zira benim bilgilerim son 20 yıldır hep orada hiç kaybolmadan duruyor, sonrasında hiç kullanmasam da sana göre neredeyse 30 yıllık bi tecrübe avantajım var, bisiklet sürmenin de kazanılan başka yeteneklere göre böyle bir avantajı var 20 seneden sonra bugün kullansam 20 sene önce kullandığım gibi kullanabilirim nöronlarım kaslarım yine aynı şekilde çalışır aynı refleksleri gösteririm bu acayip süper bir şey. Yani sen de elbette çok iyi bisiklet sürebilirsin ama çocuklukta öğrenilen kadar olamaz. Ben de mesela araba kullanmasını 30 yaşında öğrendim, ömrümün sonuna kadar pratik yapsam 17-18 yaşında öğrenmiş biri kadar usta olamam, öyle düşün; ne kadar erken o kadar iyi :)
0
Kaleci Saçlı Forvet
(26.05.22)
bisikleti sonradan ogrenmek ile cocukken ogrenmek arasinda cok bir fark yok bence.

Cocukken ben bisiklet ogrendigim zamanlari hatirliyorum, oyle bir saniyede ogrenmedim, 4 tekerlekli bisikletim vardi ilk, onun iki tekerini sokup, 2 tekerlekli yapinca dengede durmakta cok zorlaniyordum ilk zamanlar, pedal cevirmeden sadece kendimi ayaklarimi yere koyarak itiyordum o sekilde biraz dengede durmayi ogrendim, sonra yavas yavas pedal cevirerek sadece duz gittim, oyle oyle ayni bir yetiskinin ogrendigi gibi ogrendim yani.

demem o ki, yetiskin-cocuk diye cok ayirmaya gerek yok, bu bir process, bunu cocukkende yapabilirsiniz, yetiskinkende.

Mesela 28 yasima dek hic motorsiklet surmemistim, baya buyuk motorlu racing motorsikleti tek basima hic kimsenin yardimi olmadan, vitesli bir de, 28 yasimda 1 gunde ogrendim, 2. haftamda artik otobanda suruyordum, pratik yaptikca beyin ayni seyi tekrar etme konusunda hizlaniyor, bunun cocuklukla falan pek ilgili oldugunu sanmiyorum, gercekten dogru olsaydi ust mesajdaki arkadasin soyledigi, insanlara araba kullanmayi 7 yasinda ogretmeleri gerekirdi 18 yerine.
0
nosmoke
(26.05.22)
Araba kullanmayı öğrenmekten kastınız ralli yapmak olmadığı gibi, bisiklet kullanmayı öğrenmekten kastınız akrobasi yapmak değilse hangi yaşta öğrendiğinizin bir önemi yok.

Ulaşım, gezi amacıyla bisiklet sürmek çok ustalık becerisi isteyen bir durum değil. Öğrenin, hiçbir eksiklik hissetmrzsiniz.
0
akhenaten
(26.05.22)
öğrenmekten kastınız bisikletin üstünde devrilmeden ilerleyebilmek mi, yoksa cayır cayır kullanabilmek mi?

araba kullanmak, yüzmek, bisiklete binmek. bunlar omurilikten yapılan işlerdir. yaparken düşünmezsiniz, yani düşünmemeniz gerekir, kendiliğinden olur.

araba kullanırsınız, ama kullanırken devir yükselince vites büyütmem lazım, şimdi frene basıp yavaşlayınca vites küçültüp dönerken tekrar gaz vermem lazım falan diye düşüne düşüne yapıyorsanız siz araba kullanmıyorsunuz, sadece sürüyorsunuz. araba kullanmaktan kasıt ralli yapmak değil zaten, düşünmeden, beynini kullanmadan, omurilikten sürmek. omurilikten kullanan kişi fren yerine gaza basmaz mesela. basıyorsa bile 0,5 saniye içinde yanlış yaptığını fark edip toparlar. araba elinin kolunun parçası gibi olmuştur zira. panik anında düşünmeye gerek duymaz. ustalık budur, ralli yapmak değil.

yüzmek keza, şimdi kulacımı atayım, ayağımı aynı anda çırpayım, bu kolumu çekerken öbür kolumu uzatayım diyorsanız o yüzmek değil, su üzerinde hareket edebilmek. suyun üzerinde durmak için hebele hübele elleri kolları oynatıyorsanız, yüzmek değil, suda durmak bile yoruyorsa onun adı yüzmek değil, boğulmadan durabilmek. yüzme bilen kişi suyun üstünde sakince durabilir. durmak için çaba sarf etmez.

bisiklet de aynısı. ben de çocukluğumda öğrenemedim. üniversitedeyken bisiklet ile düşmeden ilerlemeyi öğrendim. hala da üstüne binip düşmeden ilerleyebiliyorum ama bisiklet kullanmayı öğrendiğim söylenemez. çünkü düşüne düşüne gidiyorum. şimdi gidonu kırayım, ama devrilmemek için frene mi basmalıyım, evet fren yapayım ama aynı anda pedalı çevirmeyeyim, freni bırakınca çevireyim vsvs. böyle olmaz. bu bisiklet kullanmak değil, düşmeden ilerlemek sadece. giderken çaba sarf etmemek gerekiyor. siz yürürken sol adımımı atayım, sonra onun üstüne basıp güç alırken sağ adımımı ileri atıp gücü ona vereyim diye düşünüyor musunuz? kendi kendine oluyor.

böyle bisiklet kullanılmaz ki. 1-2 km bisiklet sürünce insanın kolları ağrır mı? yorulursun bacakların ağrır ama benim gidonu kasmaktan kollarım ağrıyor. ne yaptıysam, ne kadar uğraştıysam da omurilikten yapamadım bu işi. ha düşmeden gidiyorum ama eziyet oluyor, keyifle süremiyorum. çocukken kullananlar bu işi omuriliğe bağlayıp düşünmeden kullanıyor.

çok çalışırsanız yetişkinlikte de o mertebeye ulaşabilirsiniz. ya da ayakta durmayı öğrenir öğrenmez omuriliğe bağlayan varsa onun da istisna olduğunu düşünüyorum.
0
kibritsuyu
(26.05.22)
arkadaşım 40 yaşında öğrendi. öğrenicem dedi ve öğrendi bi kaç günde
0
euteamo
(26.05.22)
yarışlara katılıp madalya peşinde koşmayacaksanız çocukken öğrenip bu bilgelik mertebesine ulaşan, biz evrenin sahiplerinden* bir farkınız olmaz :))
0
teritori
(26.05.22)
tolstoy'un bisikleti

Her yaşta öğrenilir +1
0
John Bloor
(26.05.22)
20 yaşında öğrendim. 49 yaşındayım düzenli şekilde istanbul trafiğinde yol bisikleti kullanıyorum.
0
lazpalle
(26.05.22)
Cevapların çocuğuna katılmıyorum. Bisiklete binmek kompleks bir şey değil ki çocukluğundaki gibi öğrenemeyesin. Pedallara basınca hareket ediyor ve dengede duruyor. Tüm mevzu bu. Küçükken cesaret edemez insan belki o yüzden gözünde büyür. Hani ufak bir ipi koparıp kaçmayan yetişkin fil muhabbeti biraz. Küçükken kaçamadığı için kaçamayacağını sanıyor.
0
black mamba
(26.05.22)
25 yaşındayım, 2-3 sene önce öğrendim. Tek başınıza değil de birisi yardımcı olursa daha kolay olur.

Önce birisi bisikleti tutacak, siz de ayaklarınızı havaya kaldıracaksınız sadece. Dengenin ilk aşaması.
Sonra pedallara dokunmadan kendi kendinizi yerden iterek çok kısa mesafe süreceksiniz. Yani ayakları yerden destek alıp ileriye doğru iteceksiniz kendinizi, birkaç metre ilerleyeceksiniz. Bu da dengenin bir sonraki aşaması.
Üçüncü adımda normal şekilde pedallara basarak sürmeye başlayacaksınız. Kısa kısa ilerleyeceksiniz ama zamanla mesafe artacak ve öğrenmiş olacaksınız.

Bu şekilde 22-23 yaşındayken 10-15 dakika içinde öğrendim.
0
rose parks
(26.05.22)
Yetişkinlere bisiklet sürme eğitimi veren sonra da onlarla deneyim sürüşleri yapan gruplar var. Onları bir araştırın, insanların kaç taşında öğrenip sonra neler yaptıklarına inanamayacaksınız.
0
Phoebe
(26.05.22)
(4)

evi kelebek sarmasi

Lusid*
Kelebek mi yoksa guve mi tam emin degilim, salonda mutfakta degil benim odamda dolaniyorlar. Kiyafetlerim dolap degil acik aski bir seydeydi acaba onlari mi yiyorlar ya da odada duvarda yuvarlak bir boru deligi tarzinda bir delik vardi belki ordan geliyorlardir diye dusundum. Dun deligi bantla iyice
Kelebek mi yoksa guve mi tam emin degilim, salonda mutfakta degil benim odamda dolaniyorlar. Kiyafetlerim dolap degil acik aski bir seydeydi acaba onlari mi yiyorlar ya da odada duvarda yuvarlak bir boru deligi tarzinda bir delik vardi belki ordan geliyorlardir diye dusundum. Dun deligi bantla iyice kapadim, kiyafetlerimin cogunu da bastan yikadim ve odaya koymadim, odada yikanmamis cok az sey var.

Kiyiya koseye naftalin de doktum, gordugum her kelebegi de supuruyorum ama az once odaya girdigimde 3 4 tane gordum yine :( bunlar nerden geliyor nasil yok olacaklar kafayi yiyecegim :(
0
Lusid*
(19.05.22)
açıkta bakliyat, kuruyemiş, un vs gibi yiyecek varsa onlarda oluşmuş olabilir. kaynağını bulup imha etmediğiniz sürece artan sıcaklıklarla birlikte daha da çoğalacaklardır.
0
dedim ben sana
(19.05.22)
@dedim
mutfakta hic yok aslinda ve disarda o tarz sey hic bulundurmuyorum, sadece odamda dolaniyorlar
0
🌸Lusid*
(19.05.22)
güve olabilir. kıyafet dolabına güve kovucu veya naftalin koyun
0
teritori
(20.05.22)
Çekmecelerin altlarına ve köşelerine, bir de tavanda duvar yerleşim yerlerine bakın. Lavra görürseniz çamaşır sulu bezle iyice silin o bölgeyi.
0
Phoebe
(21.05.22)
(4)

Maaşımdan beş kuruş para kalmıyor? Tasarruf yöntemleri?

stillalive
Selamlar. Maaş yönetimiyle ilgili telefona yükleyebileceğim aplikasyon var mıdır? Yaşam şartları çok zor farkındayım ama birikim bile yapamıyorum nasıl bitiyor anlamıyorum.
Selamlar. Maaş yönetimiyle ilgili telefona yükleyebileceğim aplikasyon var mıdır? Yaşam şartları çok zor farkındayım ama birikim bile yapamıyorum nasıl bitiyor anlamıyorum.
0
stillalive
(15.05.22)
para yönetimi diye simgesi domuz olan bir program var. yaklaşık 7 yıldır kullanıyorum gayet memnunum.
0
asabi
(15.05.22)
ben excel'de yapıyorum. klasik rolling bütçe yapacaksın. önümüzdeki bir senenin harcamalarını max 10-15 kaleme ayır. online abonelik, elektrik, internet, ev eşyası, tatil, restoran vs. her ay 2 kolon olsun. birine öngörülerini gir, hemen yanlarında boş kolon olsun, ay sonunda gerçek harcamaları bu boş kolonlara gir. aynı zamanda o ayki duruma göre her ay sonu gelecek ayların bütçelerini gözden geçir (buna da rolling deniyor) kural koyup, bütçeyi aşan harcamanın kırmızı, altında kalan harcamanın yeşil gelmesini sağlarsın. 6-7 ay geçince ilk 3 ayı gizlersin, ya da gruplayıp gizlersin, böyle böyle gider.

harcamaların altına da sağlama yap. cash flow yani. gelir, altına ödemeler, kalan para bilmem nereye yatırım olarak transfer, nakit çekilen para = sıfır. hemen altına da o ayın kredi kartı toplam borcunu yaz banka bazında, maaştan sonra ödemeler sonrası borcu da yaz ayrı satıra. bir de yatırımdaki paranı kümülatif olarak yaz. en alta da net durum satırı aç. yatırımdaki para eksi toplam borç, net durum.
0
gabe h coud
(15.05.22)
Harcadıktan sonra kalan parayla birikim yapılmaz. Birikim bir kenara ayrıldıktan sonra kalan parayı yönetip yetirmeyi başarırsan birikim yapılır. Bunun içinde gabe'in dediği gibi sınırlamalar getirmen, tasarruf tedbirleri oluşturman gerekiyor.
0
Phoebe
(15.05.22)
ustteki arkadasin dedigi gibi once bi kismini ayirip sonra harcama yapmayi ogrenmeye calis. onun haricinde duzenli odemelerinde fazla/gereksiz olan kalemler var mi ona bakabilirsin. daha sonra icki, sigara vs kotu aliskanliklar varsa onlarin butceye olan yukune bakabilirsin. sonrasinda evde kullanamadigin gereksiz kiyida kosede kalmis seyler varsa letgo uzerinden satmayi deneyebilirsin ilk aklima gelenler.
0
bay b
(15.05.22)
(18)

annelikten pisman olan

Kittie
tanidiginiz var mi?ikidir ayni ruyayi goruyorum. bu sabah da kalktim oh be ruyaymis dedim.ilk ruyamda hamileydim ama aldirma sansim vardi. bu ruyayi belki 6 ay 1 sene once gordum pek hatirlamiyorum zamani ama ruyayi hatirliyorum.dunku ruyada ise sure gecmis. aglaya aglaya doktor ariyordum hamilelikt
tanidiginiz var mi?

ikidir ayni ruyayi goruyorum. bu sabah da kalktim oh be ruyaymis dedim.
ilk ruyamda hamileydim ama aldirma sansim vardi. bu ruyayi belki 6 ay 1 sene once gordum pek hatirlamiyorum zamani ama ruyayi hatirliyorum.

dunku ruyada ise sure gecmis. aglaya aglaya doktor ariyordum hamilelikten "kurtulmak" icin. bu sefer cevremdekiler ikna etmeye calisiyorlardi bir de. herhalde mutlu bir iliskim vardi. ona ragmen umutsuzca doktor ariyordum. uyaninca garip bir rahatlama geldi ustume. sonra dusundum ben cocuk sahibi olmaya karsi degilim ki. ruyamda anne olmak beni niye korkutuyor bu kadar. (ek soru: ruya tabirinden anlayan var midir aramizda?) anne olmak icin de hic olup bitmiyorum bu arada. olursa olur diyordum.
simdi dusunuyorum. cok fena bir pismanlik olabilir benim icin belki de. atamazsin satamazsin sonucta.

yabanci kaynaklarda pisman anneler var. ne derecedeler bilmiyorum.
ama turkiyede var mi acaba. toplum olarak dislariz ya boyle birini o yuzden tanidiginiz var mi. bu pismanlik geciyor mu sonra. nasil bir hayat yasiyorlar bu anneler.
0
Kittie
(14.05.22)
Var ama toplum baskısından dillendirilemiyor.
0
ruhen hastayim ben
(14.05.22)
ruhen hastayim +1

Çok var ama söyleyemiyorlar. Belki kendileri bile kabullenmek istemiyor. Dediğin gibi atsan atılmiyor sonuçta.
0
msb
(14.05.22)
benim yakinim anne olmak istemiyor su anlik ama bi suredir evli oldugu icin baski hissediyor esi de cocuk istiyor. evliligine zarar gelir korkusuyla(esini seviyor) cocuk isine giriscek sanirim.

bunu kendine itiraf etmek bile zor geliyor muhtemelen, acikca boyle demiyor. burda yazdiklarim onunla konusmalarindan cikardigim yorumdur.
0
ala09
(14.05.22)
Anne olmaktan baba olmaktan pişman olanlar bunu kendilerine bile itiraf edemiyorlar ki.

Soruyorsun her açıdan önceki hayatının daha iyi olduğunu söylüyor zaten. Ama işte çocuk başka denip kapatılıyor.
Mutsuz görünen, mutsuz olan bir çok insan var.
0
zimbirik
(15.05.22)
3 sene önce amerikalı arkadaşım doğum yaptıktan iki sene sonra eşini boşadı, çocuğunu da bırakıp amerika'ya döndü. şu an gayet mutlu bi şekilde devam ediyor hayatına. aradaki sohbetlerde annelikten, annelerden beklenenlerden, anne baba arasındaki orantısız sorumluluktan ölesiye nefret ettiğini söylüyordu.
0
jen
(15.05.22)
Reddit'te r/regretfulparents var. Oradaki paylaşımlar ilginizi çekebilir.

Türkiye gibi bir toplumda, bireyci toplumların aksine, bunu söyleyebilmek daha zor. Çocuk istemeyen kadın bile yadırganıyor.
0
kobuzchu kiz
(15.05.22)
"atamazsin satamazsin sonucta"

29 yaşındayım. Kendimi bildim bileli çöpe atılan bebek, camiye bırakılan bebek haberi görüyorum. Atan atıyor yani. Satan da var. Kız çocuklarını para için satan aileler var. Kimse çıkıp pişmanım demez. Pişmanım diyebilmek bir yerde medeniyettir. Pişmanım diyemedikleri için bunu şiddetle ortaya çıkarabiliyorlar. Pişmanlık öfke olarak ortaya çıkıyor. Çocuğuna psikolojik ve fiziksel şiddet uygulayan çok insan var. Bunun en yaygın biçimi de sorumsuzluk.

Annenin sorumsuz olmasıyla ilgili bir film: Gone Baby Gone
0
dissendium
(15.05.22)
Kadınlar kulübünde aratın bir sürü başlık açan var annelikten pişman olan kadın.
0
Hallegadola
(15.05.22)
Toplumsal baskı ve psikolojik şiddet nedeniyle kapalı gruplarda var Facebook vb. ortamlarda.
0
Phoebe
(15.05.22)
Elbette var ama bunlarin tamamina yakini zaten psikolojik ya da maddi anlamda sorunlu insanlar. Bi de bu acidan bakin derim.
Ne cocukla oluyor ne de cocuksuz. Ama her seye ragmen cocukla daha iyi.
0
halk
(15.05.22)
Lohusa döneminde degisen, kocasindan ya da cocuktan soğuyan ve bosanan cok kadin duydum. bir arkadaşımın eşi emzirmekten bile nefret etmeye baslamisti hatta. adam da yolu verdi allahtan, erken kurtuldu.
0
duster
(15.05.22)
zimbirik +1

kendilerine itiraf edemiyor çevremdekiler.

ha, çocuk varken pişman olduğunu hissetse ne olur?
o da ayrı bir şey.

asıl sorun çocuktan önce farkındalık geliştirememek çünkü çocuk yapmadan önce çocukla mutsuz olacağını yanındaki kişi, dost/arkadaş olarak ben bile görebiliyorken, kendisi göremiyor ve durumu tahlil edemiyor mesela.
o denli bir körlük var çoğunda.

zaten bu farkındalıksızlıkla yaşayanların çoğu çocuğu da doğal yönelimlerle, "yapmak lazım, olsun artık" kafasıyla, içgüdüsel olarak yapıyorlar.
yani ürüyorlar.

üremekle çocuk yapmak aynı şey değil bana göre.
üreyenler, çocuk olduktan sonra da hayatı aynı güdüsellikle yaşamaya devam ettiklerinden, kendilerini sorgulamadan, yaprak gibi savrula savrula yaşamaya devam ediyorlar.
birbirini getiriyor yani bunlar.
0
blatta hiberna
(15.05.22)
anne değilim ama ablamların çocukları var. çocuk büyütmek cidden zor bir iş. ancak o sevgi zorluğa da katlanmanızı sağlıyor. çevremden gözlemlediğim çok.

çöpe atma durumları da ya gizli birliktelik, ya aile korkusu vs. gibi ekstrem durumlarda oluyor. yani ben evlendim, çocuk yaptım ama pişman oldum dur çöpe bırakayım diyen yok.

sizin bahsettiğiniz pişmanlığı yaşayan gerçekten çok az, çünkü dediğim gibi annelik duygusu tüm zorluklara katlanmanızı sağlıyor. teyzelik bile bu kadar sevgi oluşturuyorsa annelik nasıl bir sevgi barındırıyordur diyorum kendime.

bu arada evlenmeyi de çocuk yapmayı da düşünmüyorum. çünkü hayatın normal sorumluluklarını yerine getirebilen birisi değilim. dolayısıyla o sorumluluğu asla kaldıramam. bir de hayatımın çocuk büyütmekle geçmesini istemem :)
0
rose parks
(15.05.22)
Kendi annemden örnek verebilirim.

Kendisi bunu pek kabul etmese de bana olan desteği genellikle maddiyat yönünde oldu.

Çocukken hep bakıcı baktı, okula özellikle tam gün gidilen özel okula gönderdi, yaz tatillerinde, sömestrda daima kendi anne babasına gönderildim. Hafta sonları da genellikle benimle uğraşmamak için illa ki bir işi olurdu da evden kaçardı.

Üniversite için şehir dışı teşvik edildi, üniversiteyi kazandığım gün beni evden gönderdi, her ay asgari ücret+ev kirasını gönderdi.

Şu an 33 yaşındayım. Çalışıyorum, hala kendisi ev kredimi öder, asgari ücret gönderir kendi paramı kazansam da.

15 yıldır beni 3 defa ziyaret etti onda da işi de düşmüştü bu taraflara.

Özetle bana maddi anlamda destekte bulunup vicdanını rahatlatıyor. Ayda 1 de arar 2 dk konuşuruz yolumuza devam ederiz.
0
anneterligi
(15.05.22)
benim annem. pişmanım demiyor direkt olarak ama sık sık anneliğin onu tükettiğini, çok yıprattığını söyler. çok kardeşli bir evde büyümüş bu nedenle zaten en başında pek çocuk istemiyormuş. uzaktan sevmek güzel der.

ben de 1.5 yılı aşkın süredir anneyim. bu iki yılda kendime ayırabildiğim vakit çok sınırlı, saymaya kalkışsam sayılır. pişman değilim, ikinciyi de istiyorum fakat pişman olanları da asla yargılamıyorum, çok anlaşılır bir durum. eskiden çocuk yetiştirmiyor da çocuk büyütüyorlarmış. ilgilenerek, severek, anlayışla bir çocuk yetiştirmek çok zahmetli.
0
deartheodosia
(15.05.22)
ayrıca yanılmıyorsam iletişim yayınları’ndan annelikten pişman olmak isimli bir kitap çıktı, yeni. satın aldım fakat okumaya fırsatım olmadı henüz. tam konuyla alakalı, yazmak istedim.
0
deartheodosia
(15.05.22)
Yakindan tanidigim bir arkadasimin annesi postpartum depresyon yuzunden arkadasimi camdan atmaya calismis. Sonrasinda da genelde ablasi bakmis kendisine.
0
cleric
(16.05.22)
çocuk olduğunda ilk 3 ay zaten tam eziyet, bu dönem bence sayılmamalı, bunun dışında anne olup mutlu olmayan insanların çoğu normalde de mutsuzdur bence.
0
ravenudon
(07.06.22)
(4)

Yanımda kimsenin kalmaması

dostsuz dostoyevski
birisiyle tanışıyorum, ilk başlarda hiçbir problem yaşamıyorum o kişi ile. ne zaman iş yakınlaşmaya giriyor, bir şeyler paylaşıyoruz o zaman hiç olmadığım kişi haline dönüyorum. normalde o kişiyi çok sevebiliyorum ama bazı günler geliyor her yaptığı şey gözüme batıyor, bazen hiç konuşasım gelmiyor b
birisiyle tanışıyorum, ilk başlarda hiçbir problem yaşamıyorum o kişi ile. ne zaman iş yakınlaşmaya giriyor, bir şeyler paylaşıyoruz o zaman hiç olmadığım kişi haline dönüyorum. normalde o kişiyi çok sevebiliyorum ama bazı günler geliyor her yaptığı şey gözüme batıyor, bazen hiç konuşasım gelmiyor bazen de sabahlara kadar onunla konuşmak istiyorum. içimde inanılmaz bir sevgi patlaması oluyor. gözüme dünyanın en güzel kadını olarak gelebiliyor. ama gelin görün ki bazı günler durduk yere soğuyorum, konuşmak istemiyorum. verdiğim cevaplar onu soğutabiliyor.

neticede yaptığım davranışlar, aldığım kararlar sonucu o kişiyi kendimden uzaklaştırmayı başarıyorum. kendimi ilk başlarda iyi hissediyorum sonra çok kötü şekilde pişmanlık duyuyorum. ben böyle birisi değildim, karşımdaki kişiye karşı neden böyle davrandım diyerek içten içe kendimi bitiriyorum. özür dilesem de bir fayda etmiyor.

artık insanlardan iyice soyutlanmış gibiyim. ilişki kurmaya korkar oldum. ailem evlenmem gerektiğini söylüyor ama ben insanlarla yakın ilişkiler kurmaya korkar hale geldim. birisinin daha kalbini kırıp, pişmanlık duymak istemiyorum.

özellikle son yaşadığım olaydan sonra inanılmaz üzgünüm. ne yapacağımı bilemez haldeyim.
0
dostsuz dostoyevski
(08.05.22)
Duygudurum bozukluğu oldugunu dusunuyor musunuz o konuda biraz okuyun. sikayetlerinizi gozden gecirin illa ustunuze yapistirmaya calismayin okudugunuz seyleri. yani hastalik boyutunda olmasi icin "over" olmasi lazim. belki kendini zorunda hissediyordun yalniz kalmamak icin ve ilk dusene yukseliyosun(bosluktan olur bu). belki kendinizle barisik degilsiniz kendinizi kandiriyosunuz he evet hoslaniylrum deyip. e iyi kalpli olunca da "ben aslinda onu seviyordum" demek yerine "ulan durduk yere niye uzdum" diyorsun.

"ailem evlenmem gerektigini soyluyor" umg! bu cumleyi ciddiye mi aliyorsun? once kendini coz, kimsenin basini yakma-kendinin de- anan baban evlen dedi diye
0
ala09
(08.05.22)
Ala09 +09
Kendinle ilgili güvensizliklerin yüzünden böyle oluyor.
0
Bruce
(08.05.22)
Bağlanma şemanızı anlamanız lazım sanki. Bağlanma - Armin Levine kitabını okumanızı öneririm.
0
Phoebe
(09.05.22)
Olayı daha da arındıralım

Sorun ne?

"Hayatımdaki insanlara karşı tutarlı davranışlar sergileyemiyorum ve bu durum insanlarla olan ilişkilerimi kötü etkiliyor"

Bu baya üzerine eğilinmesi gereken detaylı bir konu. Kötü olan ne biliyor musunuz? Aslında bu tutarsız davranışları sergilerken bunları ne için yaptığınızı muhtemelen elle tutacak kadar somut şekilde hissedebiliyorsunuz, ancak bu hisleri tanımlamaktan bir sebeple kaçınıyorsunuz.

Psikolojik destek almanız çok faydanıza olur, ancak eğer alamayacaksanız kendinize karşı dürüst olmanızı öneririm. Örneğin kabul etmediğiniz bir özgüvensizliğiniz mi var? Çevrenizdeki kişilerin sizi koşulsuz sevmediklerine mi inanıyorsunuz? Çevrenizki kişilerin sizi hak ettiğiniz kadar ve hak ettiğiniz şekilde sevemediğine ve hatta belki de sizi bu şekilde sevemeyecek kadar basit kişiler olduğuna mı inanıyorsunuz? gibi gibi...

Konunun sebepleri o denli çeşitli olabilir ki cevabı ancak siz bilebilirsiniz. Böyle şeyleri bir kere tanımlayabildikten sonra baş etmesi ve çözmesi çok daha kolay. Hatta bazen sadece tanımlamak bile çözüm getiriyor.
0
akhenaten
(09.05.22)
(2)

Kullanmadığınız takıları ne yapıyorsunuz?

kaptan maydanoz
Çok fazla -cidden çok- kullanmadığım takı var. Üniversite ve lise yıllarından bile kalanlar var hiç bir şeyi atmamışım. Hepsini toplayıp atmak istiyorum ama bir yandan da duygusal bağ kurmuşum. Bunu şurada takmıştım onu burda kullanmıştım vs. Her kolyenin her küpenin anısı var neredeyse. Napayım ben
Çok fazla -cidden çok- kullanmadığım takı var. Üniversite ve lise yıllarından bile kalanlar var hiç bir şeyi atmamışım. Hepsini toplayıp atmak istiyorum ama bir yandan da duygusal bağ kurmuşum. Bunu şurada takmıştım onu burda kullanmıştım vs. Her kolyenin her küpenin anısı var neredeyse. Napayım ben bunları ya? Toptan atayım mı?

Modası geçmiş şeyler bir de artık kimse uzun kolye takmıyor mesela. Artık versem de kullanan olmaz.
0
kaptan maydanoz
(08.05.22)
Bu kadın kooperatiflerinin kurdukları standlar oluyor ya, bir gün sordum böyle böyle elimde eski takılar var nereye verebilirim diye, bize getirebilirsiniz başka takılar yaparken parçaları kullanırız dediler. Derledim toparladım onlara verdim.
0
Phoebe
(08.05.22)
Atıyoruz. Hem modası geçmiş hem de (metali ayrı, iplisi derilisi ayrı) bakteri yuvası hep. Böyle böyle istifçi olanlar var, tutmayın arın gitsin.
0
rewlack
(08.05.22)
(3)

Banka kapısındaki braille (kör) alfabesi yazısı ne kadar anlamlı?

kanepeee
Dış kapının yanına, sokağa bakan kısma koymuşlar. Önemli bir şey de yazmıyor, "size hizmet vermek bizim için ayrıcaklıktır" gibi bir şeyler yazıyordu (braille yazısının altına latin alfabesiyle de yazmışlar).Kör zaten oradan geçse, bankaya girecek olsa, onun yerini nasıl bilecek? Hadi şu kapının yan
Dış kapının yanına, sokağa bakan kısma koymuşlar. Önemli bir şey de yazmıyor, "size hizmet vermek bizim için ayrıcaklıktır" gibi bir şeyler yazıyordu (braille yazısının altına latin alfabesiyle de yazmışlar).

Kör zaten oradan geçse, bankaya girecek olsa, onun yerini nasıl bilecek? Hadi şu kapının yanına elimi süreyim, belki bir yazı vardır mı diyecek?
0
kanepeee
(07.05.22)
Tamamen şov
0
floydian
(07.05.22)
Yerde kılavuz çizgileri yok muydu?
0
Phoebe
(08.05.22)
@Phoebe yoktu
0
🌸kanepeee
(08.05.22)
(3)

Annemin ağrıyan dizleri için vitamin/krem tavsiyesi

ayseee
Annemin ağrıyan dizleri için vitamin/krem tavsiyesi olan var mıdır?kireçlenme var dizlerinde, 10 yıldır devam ediyor. doktora gidiyoruz ancak egzersiz veriyorlar başka krem vitamin vb. vermiyorlar ağrılı bir şekilde yaşasın diye sanırım. doktorların umrunda değil.
Annemin ağrıyan dizleri için vitamin/krem tavsiyesi olan var mıdır?

kireçlenme var dizlerinde, 10 yıldır devam ediyor. doktora gidiyoruz ancak egzersiz veriyorlar başka krem vitamin vb. vermiyorlar ağrılı bir şekilde yaşasın diye sanırım. doktorların umrunda değil.
0
ayseee
(27.04.22)
doğal yöntem olarak bamya tohumunu araştırın derim.

bir de kolajenleri araştırın. eklem için uygun tip olanını. ancak özelikle kullanacağınız tavsiyenin içeriğine bakmanız gerek. 2000lik bir işe yaramıyor. Ama günde 10000lik bir takviye, iki ay içerisinde etkisini gösterebilir.

ikisi için de önce araştırın derim. ben kullandırdım ve geri dönüşü çok iyi oldu. ancak doktor değilim.
0
lovemyself
(27.04.22)
kireçleme olduğundan emin misiniz?
artrid olmasın? kolay çıkmıyor çünkü, sinsi bir hastalık. ra faktöre falan ve bir sürü şeye daha aynı anda bakmak lazım.

kolajen, glikosomin, paça çorbası, d vitamini, bamya tohumu+1
0
rewlack
(27.04.22)
at kestanesi balsamını da araştırın isterseniz, iyileştirmiyor ama ağrıları çok hafifletiyor (dizimdeki ödem ve bağ zedelenmesi için kullanıyorum dönem dönem). ayrıca bamya tohumu+1.
0
Phoebe
(28.04.22)
(8)

nişan bozulduğunda altınların durumu

coner
Nişan bozulduğunda altınları kız tarafı vermek istediğinde , erkek tarafı istemiyorum derse kız tarafı yinede iade etmeli mıdır yoksa o kabul etmedi diyip vermemeli midir?
Nişan bozulduğunda altınları kız tarafı vermek istediğinde , erkek tarafı istemiyorum derse kız tarafı yinede iade etmeli mıdır yoksa o kabul etmedi diyip vermemeli midir?
0
coner
(25.04.22)
Bence vermeli. Sonuçta o kişi artık yabancı oluyor. Altınlar niye kalsın.
0
dissendium
(25.04.22)
evlilik olsa neyse de nişanda verilmeli bence istenmese bile.
0
rose parks
(25.04.22)
bir ortak tanıdığa verilip yollanmalı. vicdanen rahatsız olurdum ben.
0
gatherer
(25.04.22)
İstemiyorsa verilmesin, rahatsız olacak olan da bi hayır kurumuna bağışlayıp dekontunu göndersin karşı tarafa.
0
lcha
(26.04.22)
kız tarafı altınları iade etmezse, erkek tarafı "yarım ağız denemek için istemiyorum demiştim, para avcısı çıktı kadın" diye gıybetini yaparlar. hem etik değil, versin gitsin.
0
Phoebe
(26.04.22)
Oha nişanda altın mı takılıyormuş? Çok gereksiz. Bence altınlar takanlara iade edilsin. Neden iki taraf bölüşüyor :d
0
banane yaaaa
(26.04.22)
Hiç istemeseler anlardım da teklif edilince geri çevirmelerine şaşırdım, çok da tuhaf bir şey.

Ben çok takmazdım açıkçası, 1-2 sene bekletir; "ya biz niye böyle saçma bi iş yaptık ki" diye geri dönen olmazsa değerlendirirdim.

Milletin parası bol demek ki anacım, bana ne? İster bende bırakır, ister sokağa atar. Arkamdan dedikodu yaparlarsa da yapsınlar. Zaten nişan bozulunca yeterince yapmışlardır, onlar ne kadar zarar verdiyse bunlar da o kadar zarar verir.
0
akhenaten
(26.04.22)
Kanuna gore dusuk degerli siradan esyalar geri istenmez.

Altin, mucevher vs... gibi pahali ve siradisi hediyeler geri varilir, verilmezse iade davasi acilabilir.

Benim annem esime nisanda gumus set takmisti, bazi kulturlerde var bu tarz taki olaylari.
0
cleric
(26.04.22)
(3)

Karavan bilgilendirme

mantheman
Karavanla ilgili bilgilendirmeye ihtiyacım var. Bu konuda hiçbir bilgim yok, sadece kamp yapan ama son zamanlarda biraz daha lüks kamp arayışı içinde olan biriyim. Karavanı istediğim yere çekip çadırla yaptığım kampı daha mobil bir şekilde ve gerektiğinde doğa içinde ayıdan vs. korkmadan yapacak bir
Karavanla ilgili bilgilendirmeye ihtiyacım var. Bu konuda hiçbir bilgim yok, sadece kamp yapan ama son zamanlarda biraz daha lüks kamp arayışı içinde olan biriyim. Karavanı istediğim yere çekip çadırla yaptığım kampı daha mobil bir şekilde ve gerektiğinde doğa içinde ayıdan vs. korkmadan yapacak bir çözüm arıyorum. Ayrıca hali hazırda araba sahibi olmadığım için her yere kampa gidemiyorum.

Karavan türleri nelerdir?
Fiyat aralığı nedir (sıfır, ikinci el, her ikisi de olur)?
Karavan tatilinin artıları eksileri nelerdir?
Tavsiye edilir mi, yoksa vazgeçip başka şeylere mi yönelebilirim?

Şimdiden teşekkürler.
0
mantheman
(23.04.22)
Türkçe youtube karavancılık konusunda iyi içerik sahibi, birkaç kanal takip ettikten sonra önerilerde çıkanlardan da bilgi sahibi olursun, sorduğun merak ettiğin soruların hepsi var karavancılar iyisiyle kötüsüyle bu yolu anlatıyor

başlangıç için de kiralık düşünebilirsin, doblodan üretilen karavan var kiralıyorlar iki gün dediğin gibi yap sana uyup uymadığını görürsün
0
freebird5406_2
(23.04.22)
Burası Türkiye...

Karavan ucuz degil, ustaları sizi üzer... ne kadar konfor o kadar pahalı.

Youtube da o kadar çok övülüyor ki anlatamam ama kimse zor yanlarından bahsetmiyor. Enerji? Wc sorunu kaset mi portatif mi? Akü?

Yakınım heves etti aldı sonrası malum...

Ha birde karavanın park sorunu var öyle sokaga bırakayım durumu yok dikkat çekiyor hırsızlar için. Otoparklar 2 kat para istiyor karavan parkı bulursan da yıllık kirası üzebilir.

Gezenbilir formu var orayı incele. Birde hakiki youtube çekmeyen karavancı birilerini bul sana anlatırlar iyi yanları olumsuz yanlarını.

Genelde emekli kesim bu işte çalısan insanlar için haftasonu eziyet bence
0
Fritz-X
(23.04.22)
şayet kadınsanız kadın karavancılar grubu var facebook'ta ve çok bilgilendirici paylaşımlar oluyor yeni almayı planlayanlar için.
0
Phoebe
(24.04.22)
(5)

kas gevşetici kremler neden yasaklandı, bilgisi olan var mı?

Phoebe
birkaç eczane dolaşıp muscoflex bulamadım, hepsi de kaldırıldı bu tarz kremler dedi. internette de neden kaldırıldıklarına dair net bir bilgi bulamadım. zaten fda onaylı değillerdi gibi bir şey okudum, başka da bilgi yok. çok merak ettim, sebebini bilen var mı?
birkaç eczane dolaşıp muscoflex bulamadım, hepsi de kaldırıldı bu tarz kremler dedi. internette de neden kaldırıldıklarına dair net bir bilgi bulamadım. zaten fda onaylı değillerdi gibi bir şey okudum, başka da bilgi yok. çok merak ettim, sebebini bilen var mı?
0
Phoebe
(18.04.22)
2 gün önce aldım ben.
0
duyurukullanıcısı
(18.04.22)
@duyurukullanıcısı, 3-4 eczaneden bu yanıtı verdiler, çok şaşırdım şimdi.
0
🌸Phoebe
(18.04.22)
ben de geçen hafta acil doktorunun yazdığı (ismini hatırlamıyorum) bir kremi bulamamıştım. eczacı bu ilaçların toplatıldığını artık satılmadığını söyledi. acil doktorları bilmeyebilir dedi. volteren tavsiye etti onu aldım bende.
0
naksidil
(18.04.22)
tiyokolşikosid içeren haricen kullanılan tüm preparatların ruhsatı askıya alındı ve geri çekme uygulandı. sebebi etkisiz olmaları. şu an ruhsat askısı var sadece yarın bir gün düşük ihtimal ama geri gelebilirler. ekim ayından beri yok bu ilaçlar.

@duyurukullanıcısı aldığınız neydi merak ettim
0
malwethiel
(19.04.22)
eczaneyi aradarım muscoflex'in bir ürünü toplatılmış benim aldığım musco değilmiş felden miş
0
duyurukullanıcısı
(19.04.22)
(9)

10 odalık butik hotel'de odaların boyutu

mhmtt
ege kıyılarında bir butik hotel yapıyoruz. odaların hepsi 35m2 mi olsun yoksa 8 tanesi 35m2, 2 odası daha 50-70m2 arası kalabalık geleceklere mi ayıralım? karar veremedik siz ne dersiniz?şöyle bi olay var, genelde misafirler 2-3 kişi oluyorlar. evli çift ve bir çocuk şeklinde. haliyle standard 35m2
ege kıyılarında bir butik hotel yapıyoruz. odaların hepsi 35m2 mi olsun yoksa 8 tanesi 35m2, 2 odası daha 50-70m2 arası kalabalık geleceklere mi ayıralım? karar veremedik siz ne dersiniz?

şöyle bi olay var, genelde misafirler 2-3 kişi oluyorlar. evli çift ve bir çocuk şeklinde. haliyle standard 35m2 odalar yeterli oluyor. evli çift ve 2 çocuk olduğu durumda da oda yeterli aslında ama biraz küçük gelebiliyor bazı ailelere. o yüzden şimdi yapacağımız otelde 2 oda büyük olsun rahatını düşünen misafirleri buraya alalım diye düşündük. Ancak o iki odanın fiyatı haliyle çok daha yüksek olacak. korkumuz fiyatı yüksek odaların tercih edilmemesi ve müşteri kaybetmemiz. 10 odalı bir butik otelde de 2 odanın dolmaması epey kötü olur. ve rekabetin çok olduğu bir yerdeyiz.

var mıdır fikri bilgisi olan?
0
mhmtt
(17.04.22)
Bilgim yok ama aklıma direkt civarda ki butik oteller nasıl yapmış onu incelemek geldi.
0
ceketimi alip cikcam
(17.04.22)
Bi tanesi buyuk olabilir, suite oda tarzinda. Kalabalik gelen insanlr icin degil de daha premium takilmak isteyenler icin.
Gerci cocuklu ailelerin geldigi yere o tarz insanlar pek gelmez gibi
0
kuehles blondes
(17.04.22)
Otelde müdürlük yaptım. 8 35m2, 2 50-70m2 gayet süper olur. 2 kişi olup büyük oda isteyen çok olur. Fiyatına herkes bakmaz. Bütün oteller doluyor bir şekilde. Kalabalık aile olur veya normal odalarda olmayan bir kaç şey koyarsın milleti çekersin. Şömine, jakuzi vs gibi. Çevre otellere bak ve sahipleriyle görüş nasıl insanlar geliyormuş, hangi oda tipini kim seçiyor veya yoğunluk vs gibi gibi.
0
Amory Lorch
(17.04.22)
son 8 senedir turizm sektorundeyim (otel book etme olaylari).
butik hotel havuzunun buyuk musterisi bizim couple dedigimiz iki kisilik gruplar olusturuyor sonra bunu 2 yetiskin 1 cocuk ve 2 yetiskin 2 cocuk takip ediyor. ama %80 2 yetiskin. buyuk aileler ya da gruplar icinde cocuk eglencelerinin de oldugu 4+ yildizli otelleri tercih ediyor.

mimari olarak bi engelin yoksa ben bu odalardan 2 tanesini 'adjoining room' yapardim. yani birbirine yapisik 2 oda, aralarinda bi kapi. odalar ayri ayri book edilebilir ya da 4 kisilik grup geldiginde kapi acilir ve tek buyuk oda olarak kullanilir.

ikinci alternatifin triple room yapmak olabilir. 1 double 1 single bed koyarsin. bu setup hem 2 yetiskin alir, hem 2 yetiskin 1 cocuk alir hem de gerektiginde yanina bi cot verirsin 2 yetiskin 1 cocuk 1 bebek alir vb.
0
try again fail again fail better
(17.04.22)
connected room yapın ama misal iki ayrı kapısı olsun koridorun sonunda, o iki kapıdan önce de bir ana kapı olsun o odalar için. koridordaki kapıyı kapatıp oda kapılarını açık tuttuklarında kendilerine ait büyük bir alan olur. istediğinizde standart oda olarak satarsınız, talep geldiğinde de connected room olarak verirsiniz.
0
Phoebe
(17.04.22)
yer iyiyse, otel de iyiyse büyük odanız her türlü dolar. biz bir çok yere tatile giderken yer kalmayınca süitte kalıyorduk, 3 kuruş fazla vermek sorun olmuyor yani eğer otel ve konum iyiyse. %20-30-50 fazla verilir süit için. tavsiyem büyük odaya büyüklük dışında bi iki özellik daha kazandırmanız. ne bileyim içine hot tub falan koyun, küvet koyun vs.
0
roket adam
(17.04.22)
çoğu butik otel metrekaresi büyük odaları premium, king bilmem ne oda yapıyor birkaç ekstra da ekleyerek, öyle bir şey olabilir.
0
bass solo take one
(17.04.22)
8+2 olsun.

not: eski resepsiyonist.
0
boyle buyurdum
(18.04.22)
şimdi gözümde canlandıramadım herhalde ondandır ama 35m2 çok değil mi? eğer odada zaman geçirilen bir otel olmayacaksa, (kış tatili diyebiliriz genel olarak) 35m2 biraz fazla geldi bana. 1 yatak, bir banyo, dolaplar ve küçük bi masa yetmez mi? böyle bakınca 12 x 25m2 + 2 x 40m2 daha mantıklı olmaz mı?
0
co2s2
(18.04.22)
(7)

Ankara'daki müzeler

rebecca
Yarın bir günümüzü ayırıp birkaç müze gezelim istiyoruz hiç gezmedik önceliği hangilerine verelim? Araç yok yayayız.
Yarın bir günümüzü ayırıp birkaç müze gezelim istiyoruz hiç gezmedik önceliği hangilerine verelim? Araç yok yayayız.
0
rebecca
(13.04.22)
Anadolu Medeniyetleri Müzesi
Erimtan Müzesi
Augustus Tapınağı
Roma Hamamı
0
lesmiserables
(13.04.22)
@rebacca
benzer bir düşünceyle cevapları takip edeceğim.

soruna ek olarak müzekart alınmalı mı ve yemek için hamamönü düşünülebilir mi diye sorayım.

resim heykel, etnografya, rahmi koç, cumhuriyet, kurtuluş savaşı müzeleride yakın alanda diye biliyorum. iyi bilen birisi bir rota çizerse çok faydalı olur.
0
ikiicidisibirkisi
(13.04.22)
bu rotayı tamamen yürüyerek gezebilirsiniz. önce yukarı gittiğiniz için az yorucu bir rota olur hem.
öncelikle anadolu medeniyetler müzesi, sonra ankara kalesi, kaleden çıkışta rahmi koç müzesi.
sonra etnografya müzesi ve resim heykel müzesi. yan yana zaten bunlar.
sonra atatürk bulvarı üzerinden kurtuluş müzesi ve eski meclis.

bu rotada ayrıca garanti bankası, merkez bankası, ziraat bankası gibi eski binaları da görebilirsiniz.
atatürk bulvarında giderken sağınızda ptt pul müzesi de var ama oraya gitmedim, bilemiyorum içini.

iş bankasının olduğu yeri de müze yaptılar sanırım, orası da kurtuluş müzesinin çaprazında kalıyor.
0
trajikomix
(13.04.22)
@ikiici

resim ve heykel müzesi ile etnografya'ya da gidilebilir. evet. bu iki müze yanyana zaten. oradan da yaklaşık 20 dakika yürüyerek anadolu medeniyetleri müzesine gidilebilir.

yukarıdaki cevapta yazdığım yerler hepsi birbirine yakın ama tüm bunlar bir günde gezilebilecek yerler değil. resim ve heykel ile etnografya müzeleri ayrı gezilse daha iyi olur. çıkışta tarihe ilginiz varsa türk tarih kurumunun mağazası var. çok ucuz fiyatlara kitap alabilirsiniz.
0
lesmiserables
(13.04.22)
taksiyle kale'ye çıkıp oradan başlayın.

1. rahmi koç müzesi. müzekart geçmiyor.
2. çıkınca yokuştan aşağı salın. aşağıya doğru anadolu medeniyetleri müzesi'ni sorun. müzekart'la girebilirsiniz.
3. çıkınca ulus'a doğru inip ulus'ta birinci ve ikinci meclis'i gezebilirsiniz. meclislerde bildiğim kadarıyla müzekart geçmiyor.
4. meclislerden sonra yürüyerek biraz uzak mı kalır bilemedim ama resim heykel ve etnografya müzelerine geçebilirsiniz. bildiğim kadarıyla buralarda müzekar'la gezebilirsiniz.

bunların hepsi yürüyerek ulaşabileceğiniz mesafelerdedir. rahmi koç-anadolu medeniyetleri ve meclisler doğrudan bayır aşağı bir güzergah olduğu için yorulmazsınız da.
0
kibritsuyu
(13.04.22)
Mutlaka gitmeniz gerekenleri diyeyim: Roma hamamı açık hava müzesi ve Anadolu medeniyetler müzesi. Kurtuluş ve cumhuriyet müzeleri de yakın oraları da mutlaka gezin. Diğer yerler çok önemli değil.
0
Hallegadola
(14.04.22)
anadolu medeniyetleri müzesi'ni kısa sürede gezemezsiniz müze merakınız varsa, onu baştan söyleyeyim.

yazılanlara ek olarak;
tandoğan'da mke'nin bahçesinde pek kimselerin bilmediği sanayi ve teknoloji müzesi var. kurum müzesi olarak iyi bir örnektir. giriş ücretsiz.

ankara sosyal bilimler üniversitesi hazine müzesi'de az bilinen ama kıymetli bir müze.
0
Phoebe
(14.04.22)
(3)

bluetooth kulak içi kulaklık önerisi

sanal gezgin
Arkadaşlar, bütçesi kısıtlı bir arkadaşım için 300 tl civarı, sağlam, mikrofonlu kulakiçi bluetooth kulaklık önerisi olan var mı?
Arkadaşlar, bütçesi kısıtlı bir arkadaşım için 300 tl civarı, sağlam, mikrofonlu kulakiçi bluetooth kulaklık önerisi olan var mı?
0
sanal gezgin
(13.04.22)
O fiyata alacağınız kulaklık sesi düzgün vermez.

Eğer sadece muzikse derdiniz alın tabi. Xiaomi mi true wireless var bende bu bantta ve iyi ama yeni alıcam o yüzden böyle yazabiliyorum.
0
baldan kaymak
(13.04.22)
Haylou T-15 aldım ben 300 e iş görüyor, mikrofonunda ve sesinde sıkıntı yaşamadım.
0
laputa
(13.04.22)
şu anda fiyatı daha yüksek sanırım ama araştırmanızda fayda var, baya aşk yaşıyorum kendisiyle 2 yıldır.
www.trendyol.com
0
Phoebe
(14.04.22)
(11)

kınadığım ne varsa yaşıyorum

karayel
ne yapacağımı şaşırmış durumdayım.şimdi olanları tek tek yazmak istemiyorum ama o kadar çok şey yaşadım ki korkmaya başladım. çünkü daha kötü şeyler beni bekliyor.bu durumu tersine döndürmenin yolu yordamı irfanı nedir arkadaşlar.help me!edit: sıkıntı şu ki kendimi durduramıyorum iflah olmaz bir kın
ne yapacağımı şaşırmış durumdayım.

şimdi olanları tek tek yazmak istemiyorum ama o kadar çok şey yaşadım ki korkmaya başladım. çünkü daha kötü şeyler beni bekliyor.

bu durumu tersine döndürmenin yolu yordamı irfanı nedir arkadaşlar.

help me!

edit: sıkıntı şu ki kendimi durduramıyorum iflah olmaz bir kınamacıyım :(
0
karayel
(12.04.22)
Böyle bir şeyin olduğuna inanmayı bırakmak. Batıl inanç bu.
0
himmet dayi
(12.04.22)
ben de bu yaşıma kadar 1-2 şeyi kınadım ve tam olarak başıma geldi. çevremde de çok gözlemledim.

bundan sonra hiç kimseyi ve hiçbir şeyi kınamazsınız artık :)
0
rose parks
(12.04.22)
Haklarına girdiğini düşündüğün kişilerle helalleşmelisin.
Kişinin kınadığını yaşamadan ölmediği hakkında hadis dahi var.

Çevremde de bu durumu yaşayanlar var.
0
Erva
(12.04.22)
Kınadığının başına gelmedi özfarkındalığının düşük olduğuna delalet eder. Kendini tanıma, bazı şeylerin farkına varma konusuna kafa yorabilirsin.
0
Bruce
(12.04.22)
@karayel e demek ki hak ediyorsunuz başınıza gelenleri :)
0
rose parks
(12.04.22)
Klasman değiştirin. Kınamalara ara verip "x olmasını hiç istemem" diye düşünen biri olun. (Örn: Şu işi yapmayı hiç istemem) Ya da "neyse ki bana bu olmuyor" demeyi deneyin. Kınama fobinizin azaldığını göreceksiniz.
0
zihua
(12.04.22)
Ohoo daha neler neler olacak.
Bu da bir nevi ders işte. Kendini tutabilmeyi öğrenene kadar kaçamazsın
0
kisa
(12.04.22)
sadaka verr
0
mantık
(12.04.22)
başınıza başkalarının başına gelen şeylerin benzerlerinin gelmesinin kınamayla falan alakası yok. sizin de android değil insan olmanızla, hayatta ki her şeyin de insana dair olmasıyla ilgisi var.

batıl inanç, sene 2022, bilim çağı anahtar kelimeleri umarım ışık yakar.
0
Phoebe
(12.04.22)
iflah olmaz o kınamacı dilden çıkanın şeklini değiştir bence. kınar gibi olmaktansa zan eder değil de, daha olumlumaya bak. #olumlama.
0
halboyle
(12.04.22)
kinadiginiz seyler muhtemelen siradan insan davranislari.
Yani 'ya bu insanlar da iki bina arasina gerilmis bir ip ustunde yururken kirmizi tisort giyip kafalarinda top sektirmiyorlar mi sinir oluyorum' gibi spesifik bir seyi elestirip sonra kendinizi o durumda bulmadiniz herhalde.
Birinin es secimini kinamissinizdir, para harcama seklini kinamissinizdir, pasifligini vs hayat secimini kinamissinizdir, sonra da kendinizi ayni durumda bulmussunuzdur yani, cok normal.

"bu konuda bir fikrim olmasinin dunyaya bir faydasi var mi?' diye dusunmeye baslayabilirsiniz. Bazen bazi seylere bakip, gozlemleyip, hmm diyip gecebiliriz. Illa ki bir fikir uretmemize gerek yok.
Ayrica genel olarak insanlar coook istisnai durumlar haricinde o sirada dogru olduklarini sandiklari seyi yapiyorlar. Bilgileri, gorguleri, tecrubeleri, imkanlari o seyin dogru olduguna yonlendiriyor onlari. Biraz empati ve merhamet de kinama duygusunu azaltabilir.
0
sopiro
(13.04.22)
(3)

ücretsiz en kullanışlı online toplantı programı

bass solo take one
nedir?zoom ücretsiz halinde 45 dkya kadar toplantılara izin veriyor. süre ve kullanış açısından daha kullanışlı programlar var mı?*powerpoint vb sunumlar yapılacak, resmi kurumda eğitim amaçlı kullanılacak.
nedir?
zoom ücretsiz halinde 45 dkya kadar toplantılara izin veriyor.
süre ve kullanış açısından daha kullanışlı programlar var mı?

*powerpoint vb sunumlar yapılacak, resmi kurumda eğitim amaçlı kullanılacak.
0
bass solo take one
(06.04.22)
google meet i bir araştırın isterseniz.
0
Phoebe
(06.04.22)
Discord kullanılabilir (kullanımı bazılarına zor gelebilir)
0
nhk ni youkosu
(06.04.22)
microsoft teams?
0
mr.goodcat
(06.04.22)
(15)

Etik ikilem, sizce yanlış mı yaptım?

bir adam0
Merhaba, sizlere bugün yaşadığım ve düşüncenizi gerçekten merak ettiğim bir şey soracağım. Öncelikle başta belirteyim hadise son derece önemsiz. Eğer hala okumak istiyorsanız anlatmaya başlıyorum.Bugün a şehrinden b şehrine x turizm (x= büyük olmayan yerel firmalar, hani şu şehir ismi taşıyanlardan)
Merhaba, sizlere bugün yaşadığım ve düşüncenizi gerçekten merak ettiğim bir şey soracağım. Öncelikle başta belirteyim hadise son derece önemsiz. Eğer hala okumak istiyorsanız anlatmaya başlıyorum.

Bugün a şehrinden b şehrine x turizm (x= büyük olmayan yerel firmalar, hani şu şehir ismi taşıyanlardan) firması aracılığıyla beş saatlik bir şehirlerarası otobüs yolculuğunun sonlarına gelmiştim. Ufaktan yanda asılı duran montumun ceplerini falan karıştırıp cüzdan, anahtar falan yerinde mi diye kontrol etmeye başlamışken muavin abinin yaklaştığını gördüm. Öncelikle yanımda duran ve yolculuğun başından beri sadece bir kez konuştuğum kişiye b şehrinde sen mi inecektin hocam diye sordu. O da beni işaret etti ve muavin abiyle aşağıdaki konuşma vuku buldu.

M: Seni ışıklarda indirsek olur mu?
B: Otogarda inmem gerekiyor abi.
M: (Eliyle çizer gibi yapıp) Hemen karşısında otogarın ışıklar, Işıklar burada ya otogar şurası.
B: Beni otogarda bekliyorlar yapacak bir şey yok.
M: Şimdi sadece sen varsın biliyor musun, 3 kişi daha var onlar ışıklarda inmeyi kabul etti. Otogara girsek 100 lira vereceğiz biliyor musun?
B: Yok abi girelim Otogara.
M: Girelim mi? Tamam, peki.

Diyalogtan sonra ışıklarda duruldu, hatta tam durulmadı da tam amk, 3. inen çocuk düşüyordu neredeyse her neyse sonra otogara girildi ben indim, inerken de kolay gelsin dedim muavine o da teşekkürler dedi. Şimdi tüm konuşmalar sırasında sesimi falan yükseltmedim, yanlış bir hareketim olmadı. Sadece bana ısrarla sorulan bir şeyi ısrarla reddettim. Allah var muavin abi de bir kaç kez sorduktan sonra bir şey demedi çok fazla. Ben neden kabul etmedim? Otogardan a şehrindeki ev zaten 1 saat neredeyse, arada üniversiteye gittik geldik falan sonra direkt yolculuk -ki şu hayatta en nefret ettiğim şey yolculuk yapmak olabilir gerçekten hiç hiç hiç sevmem- baya yorgun ve açtım. İnmeden bir süre önce yemek videoları falan izliyordum baya. O ruh haliyle ışıklarda in denince ben düşündüm ki, iki tane sırt çantasıyla otogara kadar yürüyeceğim. Aslında beni alacak kişiler ışıklardan da alabilirlerdi ama beynimin kalan son hücreleriyle bunu düşünemedim ve otogara girilmesini istedim. Şimdi size soruyorum. Yaptığım hareket yanlış mıydı? Kimi tanıdıklarım iniverseydin diyor, kimisi senden bilet parasını otogara götürmek için aldılar diyor. Açıkçası ben de öyle düşünüyorum. Sonuçta saygısızca bir şey söylemedim. Ben yolcu olarak görevimi ve sorumluluklarımı yerine getirmişim. Biletimin parasını ödemiş, doğru koltuğa oturmuş, kimseyi rahatsız etmemiş, yiyecek veya ter yoluyla ortama kötü koku salmamış, yüksek sesle uzun süreler telefonda konuşmamış, binerken kaptana inerken muavin abiye kolay gelsin demişim. Onlarda bana vaadettikleri gibi A şehrinin otogarından B şehrinin otogarına bırakmalılar. Haksız mıyım ey romalılar?

Edit 1: Öncelikle beni haklı bulan arkadaşlar teşekkürler. Kıllık yaptığımı söylen arkadaşlara kendimi şöyle savunabilirim; Orada, otogarda inmem gerektiğini söylerken, yorgunluk ve açlığın etkisiyle indiğim yerde beni alabilecekleri aklıma gelmedi. Elimde ve sırtımda yüklerle gece karanlığında otogara yürümem gerektiğini düşündüm. Amacım kıllık yapmak değildi yani.
0
bir adam0
(31.03.22)
bazı firmalar otogara girmemesiyle bilinir zaten girmeyiz der. Öyle olsa tamam ama bilette otogar yazıyorsa, üstüne sorduysa girin demek hakkın. Türkiye'de çalışanlar da çok ilginç bir kez şirketi sahiplenmeyiversinler. 100 lira onların cebinden mi çıkacak veya ödemezlerse cebe mi atacaklardı acaba?
0
nhk ni youkosu
(31.03.22)
kıllık yapmışsın. böyle insanları da hiç sevmem.
0
rose parks
(31.03.22)
sonuc olarak haklisiniz ama ben olsam inerdim. Kibarca rica etmis, nedenini de soylemis.otogata yurumeniz de gerekmiyormus, sizi alacaklarmis isiklardan. Birwz killik yapmissiniz yani
0
oscar
(31.03.22)
Bence haklısın. Onlar o şekilde aslında vergi kaçırıyorlar. Birçok terminalde terminal gerisinde indirmek yasak. Işıkta dolmuşlar bile yolcu indirmiyor. Belediye otobüsleri durak haricinde durmuyor. Koca otobüsün ışıkta yolcu indirmesi bir kere trafiği riske atar. O zaman terminal neden var. Herkes aynısını yapsa yeşil yanınca kimse ilerleyemez. Bir de ışıklarda çok kaza oluyor. Bu şekilde ışıkta ölen insanlar var. Çantayla yolun ortasında inmek zorunda değilsin.
0
dissendium
(31.03.22)
1- etik probleminizin denklemi farklı olsa yorumlar da değişebilirdi diye düşünüyorum. öncelikle cinsiyetinizi belirtmemişsiniz ama yolculuğunuz gece bitiyor ve cinsiyetiniz de kadın olsa sanırım konu neredeyse tartışmaya kapalı olurdu.

2- otogara girmeyerek iyilik yapmış olmayacaktınız ki otogarda inmek isteyince kötülük olsun.
ayrıca belki otobüsün terminale ödediği 100 TL ile orada girişte gişede duran adamın maaşı ödeniyor, iyilik yapmış bile olabilirsiniz.

orada bir sistem kurulmuş, tabii ki garibandan ziyade başka birileri zengin oluyor ama çark da böyle dönüyor. orada çalışan personel de bu bütçelerden alıyor maaşını belki.

4- içiniz rahat olsun, yemeğinizi yediyseniz de afiyet olsun.
0
nıç
(31.03.22)
bu duyuru bilinen etik ile turkiye etigini ozetliyor resmen. aslinda etik acidan bakarsan sen haklisin bunda suphe yok. ama turkiye etigine gore killik yapmissin. nereden biliyorum cunku insanlarla ugrasilan islerde calistim. kimse keyfinden sana oyle bir sey teklif etmez, bunu biliyorum.

hayat bunlari dusunmek icin gercekten cok kisa. bosver gitsin. dogrulugu tartisilir fakat bir ortamda cogunluga uymak uygundur.

bu arada tamamini okumadim :))))) hehehe
0
nibba
(31.03.22)
İçini ferah tutman gerekir bu durumda. Eğer ki otogara girmenin bedeli 100 TL ise bunu bilerek otobüs şirketi/sahibi planlamasını yapacak.

O şehire yolcu götürmüş mü? Götürmüş.

O şehire yolcu götürmek için yolculardan para alınmış mı? Alınmış.

Peki tüm bu bilgiler ışığında yolcuyu o şehirde resmi ve yasal zorunluluk olarak indirmesi gereken yer neresi? Otogar. Neden? Çünkü hem yolcunun güvenliği hem de çeşitli kanunlar. Birincisi ışıklarda inmek demek o şehrin belediyesinden para kaçırmak hatta çalmak demek. Senin yaptığın gayet yerinde ve tutarlı bir davranış olmuş. Esas olarak onların yapmaya çalıştığı şark kurnazlığı ve etik değil.
0
skzr
(31.03.22)
o kadar işlemiş ki zihnimize toplumun çakallığı, doğru bir şey yaptığımızda bile kafamızda soru işaretleri oluşuyor.

hem yasal hem etik açıdan doğru olanı yapmışsınız. bu saydığınız gerekçelerin (açlık, yorgunluk, sırt çantaları, yürümek zorunda kalmak vb) hiç biri olmasaydı bile siz haklısınız.

edit: bu kadar düşünmenizden yola çıkarak böyle konulara fazla takılıyorsunuz gibi hissettim. kendinizi bu kadar yorup meşgul etmeyin böyle konularla.
0
Phoebe
(31.03.22)
gerekce gostermeksizin haklisiniz. inmek zorunda degilsiniz, hele cantalarla hic degilsiniz.
0
65 derece
(31.03.22)
İnsafa (size) kalmış bir konuda istediğiniz şey sadece hakkınız olan şey. Firma nazikçe sordu ve olumsuz cevabınıza karşılık söz ve davranışlarıyla nezaketsizlik yapmadıysa onları da kutlarım.
Hakkınız olanı istemekte hiç bir beis yok bence. Adamların iş akdinde 'ışıklarda indirilir' yazmıyor olsa gerek.
0
abbabaabbaababbabaababbaabbabaab
(31.03.22)
burada haklı ya da haksız olman önemli değil
yaşanmış bitmiş

odaklanmak gereken yer yorgunluk anlarında doğru karar verebilmek
bizi gerçekten zahmete sokacak bir ricada da bulunabilirler hayatta bu durumda da verilen karardan sonra huzurlu olacağımızı seçebilmek lazım
0
mantık
(31.03.22)
adamın iş güzarlığı sen bilmediğin bir yerde ışıklarda inmek zorunda değilsin. otogar neden var? insanlar güvenli bir şekilde inip binebilsin diye. o zaman herkesi sağda solda bırakması gerekiyor otobüsün.

normal yani senin dediğin şey.
0
duyurukullanıcısı
(31.03.22)
Size karşı ön yargılı olarak okudum ama haklısınız. Ben de aynısını yapardım. Onlar kar edecek diye ben neden kendimden ödün veriyorum bilmediğim bir yerde iniyorum ki. Bilet satarken otogara gideceğini söylüyorsa gidecek tabii ki. Paşama bak bir de diğerleri tamam dedi sen demedin demiş. Ben sonrasında şikayet de ederdim. Babamın oğlu sanki iyilik yapmak zorundayım.
0
jazzabel
(31.03.22)
Yuzde yuz haklisin. Hic sorgulamana bile gerek yok.

Ben olsam inerdim ama isiklarda :)
0
brkylmz
(31.03.22)
Edit 2: İlgilenip cevap veren tüm arkadaşlara teşekkürler. Çoğunluğun benim gibi yapacağını (veya yapmayacak olsa bile doğru olanın bu olduğunu düşünmelerini) bilmek mutluluk verici. Son olarak yazarların sorduğu bir kaç şeye cevap vereyim;

1- Erkeğim.
2- Teşekkürler sevgili Nıç :D Yemeği yedim çok teşekkür ederim :))
3- Böyle şeyleri gereğinden fazla düşünüyor olabileceğim konusunda, sadece acaba o anlık gerginlikle yanlış bir şey mi yaptım diye düşünmüştüm. Ama bugün sakin kafayla düşününce ben de Phobe gibi düşünüyorum.
4- Nibba'nın normal etik-Türkiye etiği kıyasını fazla anlamadım ama olayın tamamını okusa daha isabetli olurdu diye düşünüyorum.
0
🌸bir adam0
(31.03.22)
(6)

Sinagog ziyareti mümkün mü?

skzr
Yani hep merak etmişimdir, bu aralar da Musevilik inancına ekstra ilgi duyuyorum. Ankara'da bildiğiniz açık ve ziyaretçi kabul eden, dini sorulara cevap verebilecek Haham'ı olan Sinagog var mı? Yoksa güvenlik endişesinden dolayı kimse suratıma bakmaz mı? Aramızda belki Musevi olan ya da Musevi yakın
Yani hep merak etmişimdir, bu aralar da Musevilik inancına ekstra ilgi duyuyorum. Ankara'da bildiğiniz açık ve ziyaretçi kabul eden, dini sorulara cevap verebilecek Haham'ı olan Sinagog var mı? Yoksa güvenlik endişesinden dolayı kimse suratıma bakmaz mı? Aramızda belki Musevi olan ya da Musevi yakını olan birileri vardır umuduyla soruyorum bu soruları. Cevaplar için şimdiden teşekkürler.
0
skzr
(30.03.22)
Kanka zor ya. Neva salom saldırısından sonra, iyice zorlaştı. Hele hele birini tanımadan çok zor. Adamlar sinagogun başına polis filan koyuyor. Bizim oradaki sinagog için araç trafiğini kapatıyorlardi. Gidip kapılarını çalmayı deneyin, belki alırlar.
0
allah yazdiysa bozsun
(30.03.22)
İzmir'de günübirlik kültürel yürüyüş turları yapan acentalarla gezdim çoğunu. Belki bu tarz turlar araştırabilirsiniz Ankara'da da.
0
Phoebe
(30.03.22)
@kaerin hocam Ankara'da yaşıyorum ben, sözlükten de bir kaç Musevi/Yahudi yazarla mesajlaştım, onların söylediklerine göre Ankara'da ki Sinagog yılda sadece iki defa açılıyormuş, açıldığı o zamanlarda da sadece Musevi/Yahudilere izin varmış. Günlük hayatta ibadet etmek isteyen Ankara'da yaşayan Musevi/Yahudi vatandaşlarımız İsrail büyükelçiliğinin Sinagoguna gidiyormuş. Kısacası Ankara'da Sinagog ziyaret etmek, hahamla konuşup soru sormak hayalden de öte imkansız bir durummuş. :(
0
🌸skzr
(30.03.22)
@kaerin izniniz olursa size özelden mesaj atabilir miyim?
0
🌸skzr
(30.03.22)
musevi bir arkadaşınız varsa sanırım onunla beraber ziyaret edebiliyorsunuz. bir kaç arkadaşım öyle girmişti.
0
duyurukullanıcısı
(30.03.22)
@duyurukullanıcısı maalesef yok hocam. Onlarca Alevi ve Hristiyan arkadaşım var lakin gelgelelim bir tane bile olsa Musevi arkadaşım yok, olsa zaten tüm bu sorularıma cevap bulur, Sinagog'a da girebilirdim diye düşünüyorum.
0
🌸skzr
(30.03.22)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.