Giriş
(9)

telefon ile pc arasında hızlı dosya paylaşımı uygulaması?

avatar is back
fotoğraf ve metinler için sadece böyle kullanmak için bir uygulama var mı? pratik olmasını bekliyorum sadece. dropbox falan var ama hem pratik değil hem karmaşık. böyle fotoyu bi yere sürükleyip 2 satır yazayım, mobilden uygulama açınca direkt o görünsün karşımda. klasör bile oluşturamasam olur yani
fotoğraf ve metinler için sadece böyle kullanmak için bir uygulama var mı? pratik olmasını bekliyorum sadece. dropbox falan var ama hem pratik değil hem karmaşık. böyle fotoyu bi yere sürükleyip 2 satır yazayım, mobilden uygulama açınca direkt o görünsün karşımda. klasör bile oluşturamasam olur yani.

var mıdır böyle bi uygulama?
0
avatar is back
(26.12.20)
en "basit" olanı dukto ve benzerleri :

alternativeto.net
0
qaram
(26.12.20)
Anlattığınız tanıma Google drive uyuyor.
0
murtiii
(26.12.20)
Wifi fle transfer, şahane ötesi.
0
Phoebe
(26.12.20)
whatsapp
0
naksidil
(26.12.20)
WhatsApp+

Engellemiş biri varsa eğer ona yazabilirsin taşımak istediğin metin, foto video vb. dosyaları mobilden.
0
IncredibleMau
(26.12.20)
chrome eklentisi olarak pushbullet.
0
scudman1
(26.12.20)
yukarıdaki whatsapp tekniği riskli olabilir. karşıdaki kişi engeli kaldırırsa dosyanın gitme ihtimali var :D

onun yerine whatsapp'ta iki kişilik bir grup kur, sonra ikinci kişiyi uzaklaştır. artık sana ait bir grubun olacak.
istersen tepeye sabitleyebilirsin.
kendine (whatsapp) mesaj göndermek de var ama ben grup kurmuştum.
0
tabudeviren
(26.12.20)
Filehub

Documents
0
halitkin
(27.12.20)
Telegramınız varsa kendize mesaj veya dosya gönderin. Anında gelir bilgisayar versiyonuna...

Saved Messages / Kayıtlı mesajlar diye bir şey var telegram'da
0
ananiyimioguz
(27.12.20)
(1)

Filmin ismini bulamıyorum, bulalım mı?

Phoebe
Hafif bir zeka geriliği, algı sorunu olan bir genç erkek, önce dini bir grup sonra faşist bir gruba giriyordu sanki. Bir ailenin eline düşüyordu. Psikolojik, fiziksel ve cinsel şiddet görüyordu sürekli. Hatta pazarlıyorlardı onu başka insanlara parayla. Almanya veya Avusturya sineması gibi hatırlıyo
Hafif bir zeka geriliği, algı sorunu olan bir genç erkek, önce dini bir grup sonra faşist bir gruba giriyordu sanki. Bir ailenin eline düşüyordu. Psikolojik, fiziksel ve cinsel şiddet görüyordu sürekli. Hatta pazarlıyorlardı onu başka insanlara parayla. Almanya veya Avusturya sineması gibi hatırlıyorum. Çok etkisinde kalmıştım, benzer bir konuda arkadaş sohbetinde bir türlü ismini hatırlayamadım. İzlemiş olan var mı, ismini bilen? Hadi bi bulalım ya :(.
0
Phoebe
(24.12.20)
Değil maalesef ama bu da güzele benziyor, teşekkür ederim yine de.
0
🌸Phoebe
(24.12.20)
(15)

Büyük bir aşk bittikten sonra tekrar aşık olabilmek

dragons
Var mı bunu yaşayan? Bir daha aynı şeyleri bir başkasına hissedemeyecrğim diye korkuyorum.İyileşme, tekrar aşık olabilme süresi ne kadardır?
Var mı bunu yaşayan?
Bir daha aynı şeyleri bir başkasına hissedemeyecrğim diye korkuyorum.

İyileşme, tekrar aşık olabilme süresi ne kadardır?
0
dragons
(22.12.20)
Aynı şeyleri hissetmeyeceksin zaten, eğer çok genel hislerden bahsetmiyorsan. Bunun yerine farklı şekilde güzel şeyler hissedeceksin. Aynılarını arama o yüzden, farklı insanların sana farklı şekilde iyi hisswttirebileceği ihtimalini gözardı etme.
0
Jux
(22.12.20)
Mümkün. Korkma. Bir ilişkiden ne istediğini daha iyi bilecek hale geleceksin zamanla. Ve iyi ki ondan ayrılmışım dediğin bir gün bile gelecek. Dediydi dersin :)
0
sevenay
(22.12.20)
Mümkün mümkün. Hem de gayet olası. Normal endişeler, geçecek.
0
kisa
(22.12.20)
3 sene sonraki sen su anki senden cok daha farkli bir insan olacagi icin (oyle olur diye umalim) baska birine asik olabilir. (bkz: aynı nehirde iki kez yıkanamazsın) hesabi.
0
hot potato
(22.12.20)
Yalan dostum aşk diye bir şey yok... Ben aşka inanmam da, o güzel hisler, sevmek güvenmek vs. mevzusu oluyor ya.

İyileşme süresi ise değişken, 6 ay da süren var, 6 yıl da..
0
lcha
(22.12.20)
aşktan sonraki süreci "iyileşme" olarak kodlarsan, o zaman "hastalık" gibi yaşarsın o dönemi. hayatın olağan akışı için bir süreç olarak ele alırsan, o zaman kendi doğal akışı içinde yaşarsın aynı süreci.

"iyileşme" süresi de ihtimali de yine tamamen sana bağlı. "aşk acısı mağduru" olma haline tutunursan, yıllarca aynı kısır döngü içinde cebelleşip durursun. yıllar içinde ilişkilerle, bağlanmayla, güvenmeyle ilgili anksiyete geliştirirsin ve bu seferde bu nedenlerle ilişki girişimlerini sabote edersin.

ayrıca aşk sadece duygulardan ibaret değil. nörolojik ve hormonal nedenlerini de araştırırsan büyük aşk dediğin şeyin aslında ne kadar dürtüsel olduğunu anlar, rahatlarsın.

her şey gelip geçer, hayatta her şey insana dair.
0
Phoebe
(22.12.20)
var.

insan herkese aynı şekilde aşık olmuyor, herkesi aynı şekilde sevmiyor.
yani hisler biraz da karşımızdakiyle ilgili gelişen şeyler.
normal süreçler bunlar.

ama aşk acısı yaşayacaksanız yaşayın.
bu tip süreçleri bastırmak, geçiştirmek çok yanlış.
gerekiyorsa sürünün biraz.
bu süreçlerden geçebilmek önemli.
süresi tamamen kişiye, kişinin hayata bakışına bağlı.
0
blatta hiberna
(22.12.20)
süreci bilmiyorum ama muhtemelen aşık olabileceğin kişiyle karşılayacağın süre kadardır.
bir süre yas tutman normal ama "tekrar aşık olunur mu" diye kendini şartlandırma ve insanlardan soyutlama. olabilecek güzel şeyleri oldurmazlık etmiş olursun.
gayet de olunur.
0
tabudeviren
(22.12.20)
o kadar üzüntünün hemen ardından birinin kaşında gözünde hayatın anlamını bulacak kadar duygusal olarak salak varlıklarız. acını ciddiye al ama baki kalacak sanma. bi müddet sonra para verseler o acıyı sürdüremezsin.

bugün dinlen yarın koşarsın.
0
IncredibleMau
(22.12.20)
var. 3 yıl.

2012 Nisan gibi biten ilişkimde aşıktım. Ama herhalde 2011 Kasım Aralık gibi aşk kalmamıştı, ya da 2011 Temmuz da olabilir. 2015 Şubat'ta tekrar aşık oldum. arada geçen 3 yıl boyunca ilişkilerim oldu ama hoşlanma ve sevgiye dönmesi oldu, aşk ve sonra sevgiye dönmesi değil.
0
stewie
(22.12.20)
ben, valla olunuyormus. her noktası tamamen aynı his değil, ama bu daha az aşık olundugu anlamına da gelmiyor, aynısı olacak diye bir şey yok
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(22.12.20)
korkunç derecede büyük bir aşktan sonra 5 yıl.
0
Pranarian
(22.12.20)
Sizi mutlu eden, tam size göre, aşık hissettiğiniz biriyle olduysanız bu bir daha olacaksınız anlamına gelir. Çünkü dünyada aşık olabileceğiniz sadece bir kişi yok. Size uyan birden fazla kişi var.

www.ayrilikacisi.org yazının son bölümünü okumanızı tavsiye ederim.
0
Anthony McCarten
(22.12.20)
İlk olarak elbette mümkün diyerek başlayacağım.
15-16-17 yaşlarımdayken baya kara sevdaya tutulmuştum ve o çocuğa aşırı derecede zamanla aşık olduğumu fark etmiştim ve 2 yıl birlikteliğimizde olmuştu niye bitti yada kim bitirdi diye sorarsan ben bitirdim çünkü aldattı. Sonrasında yaklaşık 2 yıl filan boş boş takıldım muhabbet flört yani öyle şeylerle ve bir daha aşık olamayacağımı düşündüm. Karşıma birisi çıktı baya düzgün mesleğini filan eline almış adam baksan dört dörtlük dersin yaşım 18-19 gibiydi ve biz flörtleşmeye başladık. Tabi ben ilk 6 aya kadar sadece konuştuğum biri olarak gördüm ve pek bişey hissedemedim sonrasında yavaş yavaş bişeyler hissettiğimi düşündüm ve 4 yıl birlikteliğimiz sürdü. Ama tabi önceki gibi asla hissedemedim ona yaptığım şeyleri buna yapamadığım zamanlar olmuştur. Neyse.... Ne mi oldu? nişanlandık ve :):) aldatıldım .. ayrıldım bunun üzerine baya bi yorucu süreç geçirdiğim için tekrardan elbet biri gelir istendiği zaman ama ben o kadar yoruldum ki sanmıyorum delidivane aşık olabileyim... kısacası artık sadece gözümde konuşmaktan ve öylesine muhabbet etmekten öteye gidemeyeceğimi düşünüyorum karşı cinsimle... tabi bu bir süreç :) kısacası bu benim seçeneğim istersem aşık olabilirim fakat artık istemiyorum :)
0
yeni ve işsiz
(08.01.21)
her ay aynı duyuruyu açan birisi olmasaydın ciddiye alırdım da kusura bakma bu haliyle çok ciddiye alamadım. sen yine aşık olursun birine merak etme.
0
der meister
(08.01.21)
(11)

Bir psikoloji kitabı tartışması

hlot
"Hayati Yeniden Kesfedin" kitabini okuyorum. Bir arkadasim tavsiye etti, psikologu onermis ona da. Bestseller olmak icin yazilan bir kisisel gelisim kitabi degilmis. Kitapta şema terapi anlatiliyor. Sanirim yazarlari, şema terapiyi icat edenler. 92'de yazilmis. Kisisel gelisim kitabi hayatimda hic o
"Hayati Yeniden Kesfedin" kitabini okuyorum. Bir arkadasim tavsiye etti, psikologu onermis ona da. Bestseller olmak icin yazilan bir kisisel gelisim kitabi degilmis.

Kitapta şema terapi anlatiliyor. Sanirim yazarlari, şema terapiyi icat edenler. 92'de yazilmis.

Kisisel gelisim kitabi hayatimda hic okumadim. Dolayisiyla elimdeki kitabi, o tarz sacma kitaplardan ayirt edecek gorusum yok. Ben bu kitabi, bir nevi ders kitabiymis gibi, icinde yazanlar yuzde 90-100 dogru seklinde okuyorum (tespitler ve tedavi şekilleri vs.) ama hata mi ediyorum acaba?

Bir an "Cok onemli bir kitap. Herkes okumali, herkese tavsiye edeyim. İlla ki kendilerinden bir sey bulacak insanlar" dedim ama ya icinde yazanlar yanlissa? Acaba bazi seyler yanlis mi? Yanlislanmis mi? İleride yanlislanabilir mi?

Kitap ozelinde bu kitabi okuyanlara sorum: acaba bu kitap ne kadar dogru?
ve bu tarz kitaplar genelinde soruyorum: bu tarz kitaplara nasil yaklasmam lazim?
0
hlot
(22.12.20)
Ben uzak duruyorum .
Böyle biraz olsun ufuk açan cümleler içeren analiz odaklı metinler okunabilir.mesela:

i.hizliresim.com
0
Erva
(22.12.20)
@erva: dedigim gibi bu kitap salak bir kisisel gelisim kitabi degil. Potansiyelinden falan bahsetmiyor. "bugun şu şu durumdaysan cocuklugunda şunlari şunlari yasamissindir" diyor ve dedikleri de sahsimda dogru. Sonra da cozum icin yol gosteriyor.

Dolayisiyla alintiniz bu tarz kitaplar icin yazilmis bir sey degil, kisisel gelisim kitaplari icin yazilmis bir sey.
0
🌸hlot
(22.12.20)
kitabı okumadım ama psikoloji üzerine olan kitaplarla kişisel gelişim kitapları aynı şey değil.

bu tip terapi yöntemlerinin anlatıldığı kitaplarda artık bilinçaltı, bilinçaltının işleyişi ve aile dinamikleri gibi konular birçok farklı terapi yöntemi ve psikiyatri açısından bazı ortak paydalarda buluştuğu için bunları yüzde 90-100 doğru olarak kabul etmek normal.
92'de yazıldıysa belki eksikleri vardır ama yanlışları olduğunu sanmıyorum.
çünkü artık psikolojinin işleyişi olarak birçok farklı yaklaşım, bazı ortak paydalarda buluşuyor dediğim gibi.

sadece hangi kitabın ne olduğunu ayırt edebilmek önemli çünkü artık freud, adler gibi isimlerin dışında kalan psikolojiyle ilgili birçok kitap da kişisel gelişim başlığı altında toplanıyor.
0
blatta hiberna
(22.12.20)
Bu kitabı okumadım. Ama bu tarz kitaplar çevremden birkaç kez bana önerildi. İstisnasız hepsi kişisel gelişim kitabı çıktı. Anlaması çok kolay bence. Kitap size vaatlerde bulunuyorsa bu bir kişisel gelişim kitabıdır. İkna etme çabası, bir pazarlama taktiğidir.

Örnek olarak şu 'iyi hissetmek' kitabını verebilirim. Arkadaşım, tamamen bilimsel bir kitap olduğuna inanarak, okumam için bana verdi. Tipik bir kişisel gelişim kitabıymış. Hatta oldukça tehlikeli bir örneği diyebilirim. İnsanları gerçekleri umarsamamaya ve kendi beyninde farklı bir realite oluşturmaya itiyor. Arkadaşıma anlatmaya çalıştım ama maalesef ikna olmadı. Gerçeklerle yüzleşmemiz gerekirken, yok saymak veya farklı görmek çözüm olmayacaktır.
0
the coon
(22.12.20)
Bu kitabı kişisel gelişim degil self help olarak degerlendirmek daha dogru. Kisisel gelisim kitaplarında genellikle konu ile ilgili bilimsel egitimi olmayan insanlar tarafindan verilen ve 3 gun sonra sonecek hayali bi gaz varken, self help kitaplarinda kitap bittikten sonra da sana kalan bilimsel temellerle desteklenmis bir seyler kalir, ihtiyacın olunca aklina gelir vs. Kitabi bana da psikologum önermişti, terapi sürerken okumuştum. Sema terapi ve semalarin davranislarimizi nasil etkilediği konusunda guzel farkindalik saglayan guzel bir kitap ama ne kadar fayda saglayacagi her seyde oldugu gibi kisiye bagli.
0
passive aggressive
(22.12.20)
Blatta hiberna yine haklı. Bu yayınevi bu tarz kitaplar çıkarıyor. Psikoloji ilgimi çektiği için bu kitap da dahil bu yayınevinden çıkan 6 tane kitabı okudum buna benzer iletişim yayınlarının da 3-4 tane kitabını okudum. Ben ders kitabı olarak bakıyorum ancak şu şekilde işliyor okuma sürecim. Örneğin bir cümlenin sonunda bir makaleye atıfta bulunuyor diyelim. O cümlede anlatılan şey bilgi olarak derinleşmek istediğim bir konuysa, gidip makaleyi buluyorum onu da okuyorum. Makaleyi ararken karşıma çıkan farklı görüşte yazılar varsa onu da okuyorum.
İçinde yazanlar zaten doğru, yanlışı yok ancak eksiği olabilir. Çeviriler de güzel. Kişisel gelişim kitabını kütüphaneme sokmam, bu kitapların onlarla alakası yok.
0
irene
(22.12.20)
İyi hissetmek kitabı gibi bu kitap bir kendine yardım kitabı. Faydalı da. Kişisel gelişimle ilgisi bulunmuyor.
0
EasyTiger
(22.12.20)
Hem bu kitabı hem de aynı yayınevinden çıkan ve diğer yorumlarda bahsedilen "iyi hissetmek" kitabını okudum.

Bu iki kitap da kişisel gelişim değil, self help kitabıdır. Zaten şema terapi "bildiğim kadarıyla" üzerine çok fazla araştırma yapılmış bir terapi modelidir.

Kendi adıma ben iki kitabı da çok seviyorum, ne zaman ihtiyacım olduğunu hissetsem açar okurum, bana cidden daha iyi hissettiriyor.
0
aynenbencede
(22.12.20)
bunlar kişisel gelişim kitabı değil, kendine yardım kitabı + 1

bu tarz kitaplar illa herkese iyi gelecek diye bir kural kaide yok. şu an kafanızda böyle soru işretleri oluştuysa ya kitabı kendiniz için doğru zamanda okumuyorsunuz, ya da sizde çıkması olası şemalarla yüzleşmek istemiyorsunuz. o zaman bırakın bir kenara, başka bir döneminizde yeniden okumayı deneyin.

iyi hissetmek, bağlanma, hayatı yeniden keşfedin kitaplarını pek çok defa arkadaşlarıma hediye etmişliğim vardır. hepsinden de çok olumlu geri dönüşler aldım. kendimde geçmişte bu kitapları okudum, çok faydalandım, kitaplığımda durur, arada açar kafama takılan konularda bilgimi tazelerim.
0
Phoebe
(22.12.20)
Kitabı dediğini gibi kılıkırk yararak okudum ve bana terapi sürecinde ne kadar yardımcı olacağını biliyordum. Kitap zaten bilgi tüketmiyor size, doğru soruları sorup içinizde ne olduğunu buluyor. Doğru soruları sormasında bi sakınca yok sanki?
0
kırmızıayakkabılıgargamel
(22.12.20)
"Hayati yeniden kesfedin" veya ne bileyim "iyi hissetmek" vs. gibi kitaplar bilmemne gurularinin yazdigi self help kitaplari gibi degil, klinik psikolog ve psikiyatristlerin ve bir cok klinik / populasyon testleri sonucu gelistirilmis tekniklerin halkin anlayacagi dilden aciklandigi oldukca faydali kitaplardir. Psikolog / psikiyatriste gitseniz size anlatacagi / yaptiracagi seyler var iclerinde. O yuzden hem referans olarak hem de direk yardimci kaynak olarak guvenle takip edebilirsiniz.
0
robokot
(22.12.20)
(10)

Kisa film cekmek

walser
Merhaba. Beyaz yakaliyim filmlerle ilgili bir meslekle hicbir zaman alakam olmadi. Cevremde de boyle insanlar yok. film izlemeyi cok seven, film secme zevkine de guvenen bir sinefilim. Ayrica kurgu, muzik secimi vs seylerle ugrasmayi da cok seviyorum. Tek tutkum filmler bu hayatta. Simdi ben bu tutk
Merhaba. Beyaz yakaliyim filmlerle ilgili bir meslekle hicbir zaman alakam olmadi. Cevremde de boyle insanlar yok. film izlemeyi cok seven, film secme zevkine de guvenen bir sinefilim. Ayrica kurgu, muzik secimi vs seylerle ugrasmayi da cok seviyorum. Tek tutkum filmler bu hayatta. Simdi ben bu tutkuyu bir aksiyona cevirmek istiyorum. Yeterli butcem var. Ama nasil baslarim? Hic cevremin olmadigini soylemeliyim. Hangi seminerlere gitmeliyim? Senaryo yazimi icin neler okumaliyim? Aranizda boyle yollardan gecmis birileri bana fikir verirse cok sevinirim. Hedefim kisa film festivallerine katilmak. Bu sene olmaz seneye olur belki ama bunu yapmadan olmek istemiyorum!
0
walser
(22.12.20)
mahsun kırmızıgül'ün yönetmen odluğu bir dünyada yaşıyoruz.

img-s3.onedio.com

ben sinemadan anlamam ama müzik ile ilgili mesela, nasıl şarkı yazılır, nasıl beste yapılır gibi yüzlerce ders, tutorial olmasına rağmen hiç birisi hiç bi zaman bir işime yaramadı. yine kendi yeteneğim ve çabamlar 'kendi istediğim gibi' şeyler ürettim ve hala üretiyorum.

bu işin sistematiğini çok iyi bilseydim de farkeden şu olurdu, bir şarkı üzerinde 1 ay uğraşacağıma 3 gün uğraşırdım ama sonuç tamamiyle aynı olurdu.

öyle çok pahalı makinalara da gerek yok artık, iphone ile çekilmiş filmleri izle mesela. gimballi 4k kameraral var, dronelar var, gerisi hep after effects, montaj filtre ıvır zıvır. fotoğraf, video , after effect ve c4d hakkında ciddi bilgi sahibiyim öyle sallamasyon cevap vermiyorum yani.

ünik bişey yaratırsan eğer, kalkıp da özel jet, özel yat gibi über pahalı şeyler olmadığı sürece zorlanmadan çekersin.
0
killerbee
(22.12.20)
Başkan sana formülü söylüyorum.
Çok para lazım. Ama öyle basit bir çok para değil ciddi ciddi bir çok para lazım. Gerisi Faso fiso. Kendini oyalarsin yok seminer yok şu yok bu.
Arkadaşlar arasında çekin birsey gülün geçin. Anı olur. Ticari bir beklentiniz varsa çok para lazım. Ya ben sanat için yapacağım diyorsan para lazım çok para lazım.
0
allah yazdiysa bozsun
(22.12.20)
sen çekmeye başla. elinde bi senaryo olsun. sonra insanlar peşine takılmaya başlıyor. kurslar da hikaye kitaplar da. hayal gücü esas mesele. tiyatro kulüplerinden güzel sanatlar fakültesinden oyuncu arıyorum sayfalarından gerekli kişileri kolayca bulursun.

iyi bi telefon kamerası yeterli. senaryonu başla ve hemen başla.
0
luluki
(22.12.20)
Başkan peşine takılır da o işler öyle olmuyor. Daha geçen bir film çektim. Şu an maliyet 30.000 TL. Yönetmen, senarist, kurgu, color, kamera kirası gibi harcamalarım yok. 4 oyuncu var 3u bedavaya oynadı. 6 gün süren bir çekimden bahsediyorum. Adam bedava gelse de karni acıkıyor. Bedava gelse de yol parası. Benzini taksisi derken bunlara engel olmak mümkün değil. Ve sana şöyle birsey söyleyeyim bedavaya gelen adama öyle istediğin gibi davranamazsin. Sevmişim seni de işini de deyip çekip gidebilir. Gözünü korkutmak ya da işini baltalamak için konuşmuyorum. İşin ortasında para bitmiş iş bitmemiş kalmanı istemem.
Kamera telefon peki
Işık gün ışığı peki
Senaryo yönetmenlik sen peki
Oyuncu kulüplerden peki
Mekan arkadaşların peki
Kurguyu kim yapacak?
Rengi kim yapacak?
Sesi kim yapacak?
0
allah yazdiysa bozsun
(22.12.20)
Ha bak bu arada ne geldi aklıma? Bedava ya. İlk filmde isikci bedava geldi. Işığın lambası patladı. Oyuncu bedava geldi telefonunun ekranı kırıldı oyun sırasında. Sesci parayla geldi ama malzeme benimdi. Batarya kayboldu. Yardımcı yönetmen bedava geldi telefon şarjı kayboldu.
0
allah yazdiysa bozsun
(22.12.20)
bence adim adim git.

1. instagram, youtube icin ufak ilginc videolar cek.
2. biraz daha uzun videolar cek.
3. kisa film cek.
0
buenosdias
(22.12.20)
Buenosdias +1
Coherence paranormal activity saw filmlerinin nasil cekildigini bilseler akillarini kaybederler
Zor ama imkansiz degil sahsi gorusum
0
optimistbakunin
(22.12.20)
bence öncelikli adım iyi bir sinema/film okuryazarı olmak. zevklerine güvenen bir sinefilim demişsiniz, bende öyle derdim, çevremde bana öyle derdi, önce 8 haftalık bir film okuryazarlığı atölyesine gittim. daha sonra 8 haftalık bir sinema okuryazarlığı atölyesine daha katıldım. bu atölyelerde not aldığım şeyler üzerinden bu konularda kitaplar okumaya başladım, söyleşiler izledim, yönetmen katılımlı ve sonunda değerlendirme/söyleşi yapılan film gösterimlerine gittim vesaire vesaire derken gördüm ki ortalamanın üstünde olabilir film zevklerim ve seçimlerim ama işin matematiği bambaşka dinamikler üzerinden ilerliyor. o dinamikleri, tekniği ve sistematiği de anlamadan, bilmeden film çekmek bence enerjinizi, zamanınızı ve bütçenizi boşa harcamak olabilir.
0
Phoebe
(22.12.20)
Moda'da Sinematek var. Oradaki arkadaşlara git ve derdini anlat. Mutlaka yardım ederler. www.sinematek.org
0
ankarakecisi
(22.12.20)
Bana yazarsan yardımcı olayım(yol gosteririm yani hahah para alcakmisim gibi durdu) sinematek gibi saçma yerlere gitmene gerek yok. Onlar beyaz yakaya hobi satan mekanlar
0
galandar kostumu
(22.12.20)
(7)

Yeni yapılandırma

opitseri
Arkadaşlar çözemediğimiz bir konu var. Şöyle ki yeni yapılandırmada babaya 32bin öderse emekli olabileceği söylenmiş .ama kendisinde şu anda 32bin yok bu yüzden bankalardan kredi yoluyla halletmek istemiş bankada sigortalı çalışmadığı için kredi veremeyeceklerini söylemişler. Eskiden bankalar kredi
Arkadaşlar çözemediğimiz bir konu var. Şöyle ki yeni yapılandırmada babaya 32bin öderse emekli olabileceği söylenmiş .ama kendisinde şu anda 32bin yok bu yüzden bankalardan kredi yoluyla halletmek istemiş bankada sigortalı çalışmadığı için kredi veremeyeceklerini söylemişler. Eskiden bankalar kredi veriyorlardi emekli aylığı karşılığında şimdi ne değişti ?
0
opitseri
(21.12.20)
emekli olmadan hangi aylığa karşılık kredi verecekler?
0
sutlu nescafe
(21.12.20)
32bin yatirilinca hemen emekli oluyor hocam.
0
🌸opitseri
(21.12.20)
babanız şu anda sistemde emekli görünmüyor banka kontrol ettiğinde. parayı yatırdıktan sonra hemen emekli oluyor olması bankanızı bağlamıyor. şu an güncel duruma bakıyorlar.
0
Phoebe
(21.12.20)
Üzerine bir tane ev var teminat gösterebilir.
0
🌸opitseri
(21.12.20)
e söylememiş mi kabul edilmediğinde başvurusu?
0
Phoebe
(21.12.20)
yakın bir dostundan borç alsa kısa süreli. böylece öder, sonra da emekli olup krediyi çekip aldığı kişiye geri verir?
0
la traviata
(21.12.20)
Evi teminat göstermek masraflı, eksperdi tapuya şerh koymaydı vs.

Araba varsa arabayı ipotek edebilir.
0
John Bloor
(22.12.20)
(3)

İhalelerde Şartname

thad castle
İhalelerde ödenen şartname bedeli ne amaçla neden ödenir? Teşekkürler
İhalelerde ödenen şartname bedeli ne amaçla neden ödenir?

Teşekkürler
0
thad castle
(14.12.20)
ihaleye herkes girmesin diye.
0
summatinyourteeth
(14.12.20)
araya çoluk çocuk karışmasın diye. sadece gerçek ilgililer gelsin diye.
0
co2s2
(14.12.20)
yukardakiler + 1

ekaptan e-imza ile indirirseniz bedel ödemezsiniz, bilgi olarak ileteyim istedim.
0
Phoebe
(14.12.20)
(7)

bir başkadır

aynose
psikolog kadınla kardeşi arasındaki tartışmaların ana konusu neydi? psikolog, kardeşine "sana şöyle böyle yapanlara karşı bi tavır alamadın" vs. tarzı bir şeyler diyordu. hangi bağlamda kavga ediyorlardı bunlar, hatırlatabilir misiniz?
psikolog kadınla kardeşi arasındaki tartışmaların ana konusu neydi? psikolog, kardeşine "sana şöyle böyle yapanlara karşı bi tavır alamadın" vs. tarzı bir şeyler diyordu. hangi bağlamda kavga ediyorlardı bunlar, hatırlatabilir misiniz?
0
aynose
(12.12.20)
bi hoca bunun anneleri küçük kardeşlerine hamileyken onun karnını tekmelemiş ve kardeşi o yüzden hasta doğmuş. o da ablasına işte kardeşimize bunu yapmalarına rağmen hala ekmeklerine yağ sürüyosun gibi bir şey diyordu.
0
theseachange
(12.12.20)
Konunun özeti “kürt sorunu” bence. Kürtlere yıllarca yapılan işkenceler. Aynı zihniyetin hala var olması.
0
suicides underground
(12.12.20)
yanlış hatırlamıyorsam bir hoca hamileyken annesinin karnını tekmelemiş ama abla hâlâ bunu yapan insanlara dini bir başlık altında para veriyor veya bir şekilde irtibat halinde.
bana ablada bir tarikat durumları gibi bir şey var gibi gelmişti.

psikolog olan kadın da bir ilaç denemiş engelli kardeşlerinin üzerinde.
abla da dine uygun olmayan şeyler yapıyor diye kızıyor psikolog kardeşine.
psikolog kadın da "işe yaradığını okudum, denedim, bilimsel bir şey yaptım" diye savunuyor kendini.

edit:
abla günah olan bir şeyi kardeşlerine verdiği için psikolog kızı suçluyor, kız da ablayı zamanında kardeşinin serebral palsiyle doğmasına neden olan insanlarla hâlâ irtibatta olduğu için suçluyor işte.
kız "makalede okudum, tıbbi olarak işe yarayabilir diye denedim" diyor, abla da "günah" diyor falan.
anlaşamadıkları konu bu yani genel olarak.
0
blatta hiberna
(12.12.20)
@blatta ilaç iyi gelmiyor ama. o yüzden de ablası suçluyor niye bu ilacı verdin daha kötü oldu diyor. o da nerden bilebilirdim falan diyor. ilacı da tuvaletteyken telefondan araştırıyor hatta.
0
candide
(12.12.20)
İlaç değil cannabis veriyordu. Ablası da dine uygun değil haram falan diye kızıyordu.
0
curukturpkokusu
(12.12.20)
kürt sorunu, türbanlı ablanın şu an yandaş olması, eşi müteahhit falan.

ama tartışmayı ateşleyen psikolog ablanın engelli kardeş için ilaç alternatifi bir yasaklı madde kullanması.
0
Phoebe
(12.12.20)
Kürt sorunuydu. Hatta psikolog o sinir krizine girip ağladığı anda söylediği cümlelerden birinde tam kelimesi kelimesine hatırlamıyorum ama "35 sene önce o tekmeyi atanlara, kimliği, ismini değiştirenlere.." gibisinden bir şeyler de söylemişti.
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(12.12.20)
(6)

antik kentler nasil yok oluyor

hjarteblod
efes antik kentinin before/after'ini gorsellere ekledim. 2000 yil once boyleymis simdi tek bi yapisi gorunur halde neredeyse. 2000 sene icinde neler oldu da gorunmez oldu bu yapilar? agirlikla organik hammaddelerden yapiliyorlardi da topraga mi karistilar, ruzgar asindira asindira kuma mi cevirdi? t
efes antik kentinin before/after'ini gorsellere ekledim. 2000 yil once boyleymis simdi tek bi yapisi gorunur halde neredeyse. 2000 sene icinde neler oldu da gorunmez oldu bu yapilar? agirlikla organik hammaddelerden yapiliyorlardi da topraga mi karistilar, ruzgar asindira asindira kuma mi cevirdi? toprak kaymasi mi oldu yer altinda mi kaldilar? bu surecler nasil gelisiyor merak ediyorum. bir zamanlar milletin hayatini gecirdigi kentin simdi 2000 senede kalintisinin bile zor gorunmesini aklim almiyor. bikac keyword verebilir misiniz en azindan arastirayim
0
hjarteblod
(10.12.20)
doğal afetler, savaşlar, göç v.b.

troya misal, yanlış hatırlamıyorsam 6 kat höyük var.
0
Phoebe
(10.12.20)
doğal afetler, bitki örtüsü, rüzgar, sel... bir sürü yanıtı var. en iyisi bu makalede.
arkeofili.com
0
ankarakecisi
(10.12.20)
Üstte sayılmış nedenleri.
Zaten harabe halinde olmasa ve hala bir yaşam alanı olsalar nasıl antik denebilir ki?

Geçenlerde bir tanıdığım ise içinde insan olmayan ev çöker demişti.
Düşünüldüğünde gerçekten de öyle.
0
Erva
(10.12.20)
scorhed earth, bunlardan biri. her şeyiyle yakıp yıkma taktiği. anadoludaki pek çok antik kentin başına gelen de oydu roma ve diğer iri ufaklı krallıklar tarafından.
ama bu daha çok şehrin nasıl boşaldığını açıklıyor.

devşirme. anadoludan malta adasına kadar taşınan harabe taşları var. anadolu köylerindeki yapılarda da var. istanbul üniversitesinin beyazıt kampüsü duvarında bile devşirme taşlar var, eczacılık fakültesiyle başlayan sokaktan süleymaniyeye doğru uzanan yolun sonundaki duvarlarda gözüküyor.

solucan(?!). hayal meyal hatırladığım bir şey, yanlış hatırlamıyorsam. çarls darvin terkettiği a'tıl bir bahçeye 10 sene sonra döndüğünde kot'un yükseldiğini farkediyor, ölçmüş. topraktaki solucan böcek hareketleriyle yükselmiş. böyle böyle toprak her şeyi yutuyor zamanla.
0
esref
(10.12.20)
öncelikle o kentin herhangi bir sebeple (savaş, kıtlık, v.b. bir sürü sebep var) terkedilmesi gerek. aksi durumda istanbul ya da roma da antik müze olurdu. insan hayatı olmamalı.
ardından kentin zemininde bitki florası gelişir. bu flora ile her yıl bir miktar toprak birikmeye başlar. arada bakımsız binaların yıkılmasını da ekleyin. en sonda gittikçe artan toprak tabakasında yetişen ağaçlar toprak içinde kalan son kalıntıları da yok eder.
mesela mısırda ot bitmiyor ama rüzgarla taşınan kumlar kalıntıları örtüyor.
0
tururo
(10.12.20)
Deprem ile şehir yıkılıyor zaten, liman da aluvyonla dolunca, yerleşme tepelere taşınıyor. Eski taşları vs inşa malzemesi olarak kullanıyorlar.
0
habarbey
(11.12.20)
(4)

İzmir Ortopedi Doktoru tavsiye

alaimisema
Arkadaşlar bu tarz soruları çok sorar oldum derdime çare bulamadığım için. İzmirde özellikle omuz konusunda uzman ortopedi ya da fizik tedavi rehabilitasyon uzmanı birine ihtiyacım var. Özel muayenehane ya da hastane fark etmez. İşinin ehli bildiğiniz biri var mı?
Arkadaşlar bu tarz soruları çok sorar oldum derdime çare bulamadığım için.

İzmirde özellikle omuz konusunda uzman ortopedi ya da fizik tedavi rehabilitasyon uzmanı birine ihtiyacım var. Özel muayenehane ya da hastane fark etmez. İşinin ehli bildiğiniz biri var mı?
0
alaimisema
(09.12.20)
EMOT Hastanesi - Dr. Emin BAL

Tek geçerim. özellikle ortopedi ve spor yaralanmaları konusunda uzman.
Dizimden ameliyat olmak istediğimde çok araştırdım. Bu adamı buldum. Daha da araştırdım ve ameliyat oldum. Muhteşem bir işçilik ve sonuç 10 numara 5 yıldız.
Kesin gidip görünmelisiniz.
0
erty_ksk
(09.12.20)
ben her türlü ortopedi sorunumda medikalparktaki aykut türken'e gidiyorum. yaklaşımından, muayenesinden çok memnunum.
0
Phoebe
(09.12.20)
fizik tedavi için dr ceyhun bıcılıoğlu, ben çok memnun kalmıştım
0
spankenstein
(09.12.20)
Doç. Dr. Levent Köstem | Ege Sağlık Vakfı eski milli takım doktoru. basketbol hayatım bittikten sonra tanıştım, keşke daha önce tanışsaydım dediğim hoca.
0
mikahakkinen
(09.12.20)
(6)

Bağımsız Sinema ve Sanat Filmlerine Meraklı Birine Hediye

muslugubozukhayrat
Böyle bir ilgi alanı olan arkadaşıma doğum günü hediyesi alıp kargolamak istiyorum. Bu konuyu teorik olarak irdeleyebileceği bir kitap olur vs. Önerilerinizi alırım. Teşekkürler.
Böyle bir ilgi alanı olan arkadaşıma doğum günü hediyesi alıp kargolamak istiyorum. Bu konuyu teorik olarak irdeleyebileceği bir kitap olur vs. Önerilerinizi alırım.

Teşekkürler.
0
muslugubozukhayrat
(07.12.20)
www.eganba.com

Agnes varda seviyor merak ediyorsa iyi bir derleme
0
freebird5406_2
(07.12.20)
mubi.com üyeliği olabilir.
0
jepa
(07.12.20)
iksv'nin aralık online film seçkisi için kombine bilet alabilirsin.
filmonline.iksv.org
0
Jux
(07.12.20)
Sevdiği bir filmin orjinal dvdsi olabilir.
0
olaylar olaylar
(07.12.20)
bana burdaki bir yılbaşı çekilişinde eşleştiğim bir duyurucu ingmar bergman'ın "sinematografi insan yüzüdür" kitabını yollamıştı, havalara uçmuştum :).
0
Phoebe
(07.12.20)
karagarga davetiyesi.
0
battal gemalmaz
(07.12.20)
(10)

Kestaneleri nasıl pişirsek?

respect
Geçen fırına atmıştım çoğu kurumuştu. Mikrodalgaya attım yandıVar mı önerisi olan? Püf nokta falan
Geçen fırına atmıştım çoğu kurumuştu. Mikrodalgaya attım yandı

Var mı önerisi olan? Püf nokta falan
0
respect
(04.12.20)
çizik attıktan sonra tencerece (teflon gibi) azcık dibine su koyarak yapıyoruz kapağını kapatıp.
0
tolgan
(04.12.20)
biz cizdikten sonra yarim saat kadar buzlu suda bekletiyor, sonra firinliyoruz. fena olmuyor. (firinda cok bekletmezseniz o kadar kurumuyor)
0
dilemma of subscribtionability
(04.12.20)
tolgan +1 tavada yapıyorum aynısını

bunun dışında ben düdüklüde haşlanmış şeklini de seviyorum.

3. olarak da şunu önerebilirim

productimages.hepsiburada.net
0
westblack
(04.12.20)
e fırında az tut sen de. kurutana kadar pişirme. zaten çiğ de yenebilen bir şey öyle abartı kızarmasına gerek yok.
0
bohr atom modeli
(04.12.20)
Çizik atın, yarım saat suda bekletin, sonra fırın veya ocak. Pişince içinde havlu olan bir kapta iyice sarıp on dk beklettikten sonra afiyetle yiyiniz. Dışarda yediklerinizle aynı olmaz, onlar şekerli suda bekletiliyor.
0
Phoebe
(04.12.20)
Çizik atıp tuzlu suda (tuzsuz da olur herhalde) yarım saat beklettikten sonra tepsiye dizip fırına atıyoruz. Renk değiştirip kabuklar açılınca kapatıyoruz.

Edit: Önceden ısıtılmış 180-200 derece fırına atıyoruz.
0
yineiyisinoxford
(04.12.20)
kaç derecede fırına atıyorsunuz? fırın sıcak mı, sıfırdan mı ısınıyor?
0
lostys
(04.12.20)
30dk suda bekletin.

fırına atınca da fırına metal kase içinde sıcak su koyun buhar yapsın. 10dk 5dk aralıklarla karıştırın.

çıkınca

1-) delikli süzgeç içine koyun altında gene buhar olsun hem sıcacık yemeğe devam edersinizz hem de yumaşaklık devam eder.

2-) ya da normal bir tabağa koyup üstüne havlu koyabailirsiniz, sarabilirsiniz.. ama bez/havlu/peçete nemli olacak. onu da ben şöyle yapıyorum elim ıslak havlunun üzerine elimdeki damlaları serpiştiriyorum.

son olarak kestane kuruysa kurudur :) fırından dolayı değil. biz kestanenin memleketindeyiz burda bile 2. haftaya kuruyor.

eğer kuruysa suda haşlayın bence...

son olarak kestane de bence şans işi :)
0
qobel
(04.12.20)
İyice çizip suya atıyorum, en az bi yarım saat 1 saat duruyor. Sonra çizikler genişleyip kolay soyulcak hale gelene kadar fırına atıyom 200 derece falan yaklaşık 20 dk oluyor. Güzel oluyor kurumuyor. Fırına ve kestaneye göre değişiklik gösterebilir
0
mirafiori
(04.12.20)
Mikrodalgada ortaya bir bardak su koyuyorlar, su koymadan mı attınız?
0
adivar
(05.12.20)
(2)

İzmir'de sahaf

mephisto__
Kitap okumaya meraklı izmir'de bulunan arkadaşlar karşıyaka'daki serpil kitap evini illaki duymuştur. Ben buradan satın aldığım kitapları daha sonra yenisini alacağım kitapla takas edebiliyor yada yarı fiyatına yeniyi alma avantajına sahip olabiliyordum.Şimdi karşıyakaya biraz uzak kaldım. Buca veya
Kitap okumaya meraklı izmir'de bulunan arkadaşlar karşıyaka'daki serpil kitap evini illaki duymuştur. Ben buradan satın aldığım kitapları daha sonra yenisini alacağım kitapla takas edebiliyor yada yarı fiyatına yeniyi alma avantajına sahip olabiliyordum.

Şimdi karşıyakaya biraz uzak kaldım.

Buca veya gaziemir civarında buna benzer önerebileceğiniz sahaf var mıdır ?

Not: buca, şirinyer forbes caddesi sonundaki yavuz kitap evi hariç! 2 tane yesyeni, badrolu ve 40tl yazan etiketi duran ( kinyas ve kayra ile ahmet ümit'e ait kırlangıç çığlığı ) kitaplara 20 tl saydı.
0
mephisto__
(30.11.20)
takas veya yarı fiyatına alma olayından emin değilim ama şahane kitap önerileri ve bal kaymak bir sohbet isterseniz nuray ve ergun'un işlettiği yerdeniz kitabevini önerebilirim alsancak'ta. kendilerine ait sosyal medya hesaplarının yanısıra okur insiyatifi ve okunası kitaplar gruplarını da takip edebilirsiniz. şahane de bir çevirmendir nuray.
0
Phoebe
(30.11.20)
Sahaf mantığıyla işlemiyor ama kesinlikle Yerdeniz kitapçısı +1
İlgi alakaları, hoş sohbetleri, ışık tutan tavsiyeleriyle İzmir'de en sevdiğim, samimi kitabevidir kendileri.
Yukarıda yazdığı gibi sadece sosyal medya hesapları bile takip edilesi.
Yalnız Alsancak'ta kendileri.

Bir de unutmadan hermes sahaf var, yine kaliteli bir insan olan ümit nar'a ait. Orası da harikadır, Çankaya'da yeri
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(01.12.20)
(58)

Eşim sürekli hasta ve işten kaçıyor

hkocaman
3 senelik evliyiz, çocuğumuz yok. Eşim evlendiğimizden beri sadece 1 ay bir yerde çalıştı kalan yaklaşık 35 ayda bütün gün televizyon karşısında yatıp yerli ve yabancı dizi izlemektedir. Bir çok defa bunu sorun edip tartışmaya açsam da bir şekilde olayları manipüle edip (ya tartışmayı bağırma çağırm
3 senelik evliyiz, çocuğumuz yok. Eşim evlendiğimizden beri sadece 1 ay bir yerde çalıştı kalan yaklaşık 35 ayda bütün gün televizyon karşısında yatıp yerli ve yabancı dizi izlemektedir. Bir çok defa bunu sorun edip tartışmaya açsam da bir şekilde olayları manipüle edip (ya tartışmayı bağırma çağırma seviyesine getiriyor, ya da olayla ilgisi olmamasına rağmen bir anda anne ve babamı kötüleyerek konuyu değiştirmektedir) Annem ve babam biraz daha eski kafa muhafazakar insan olsalar da, özlerinde gerçekten iyi insanlardır, annem geldiği zaman oturup da "kızım hadi şunu yap ben oturucam" diyen bir insan değildir. Kalkar kendi hazırlar herşeyi genelde. Zaten biz İstanbul'da onlar da Ankara'da olduğu için 365 günün sadece toplasan 10 günü beraberizdir. Yeni evli olduğumuz dönemde annem eşimin tembelliğini görünce (evde misafir varken sabah 11'de kalkıyordu veya uyandırılana kadar kalkmıyordu. Kendisi bütün gün evde yatmasına rağmen ben işten geldikten sonra yemeği bana pişirttirmeye çalışıyordu)bir iki kez laf soktu. Annemin laf sokması yanlıştı ama ben de eşim bir şekilde karşılık verir diye araya girmemiştim. Daha sonra bu yaptığım davranışın yanlış olduğunu düşünerek annemleri gelmeden telefonla uyarmaya başladım. Annemlerin olmadığı dönemde de çamaşır asıp dolaba dizmek harici hiçbir işi tek başına yapmıyor. Yemek kesinlikle yapmıyor. Bir kaç kere instagramdan gaza gelip yemek pişirmiştir o kadar. %95 yemek işi bende. Ya ben işten gelmiş yorgun argın bulaşık makinesine eşya dizip, bir yandan yemek yapmaya çalışırken, yatmaya devam etmekte olduğu kanepede uzanmış trendyoldan alışveriş yapıyor. Neredeyse her günümüz bu şekilde.
Hastalık kısmına gelecek olursak. Evlendiğimizden beri: örümcek korkusu, bağırsak solucanı korkusu, beyin felci korkusu, hpv korkusu, kanlı dışkı korkusu, geç adet korkusu, akciğer kanseri korkusu, ağız kanseri korkusu, diş eti siğili korkusu, dil siğili korkusu ve aklıma gelmeyen sayısız korkudan ötürü ev işlerini yapmamayı bahane ediyor. Suratında sürekli bir mutsuzluk var. Yeni mobilya alınacağı zaman çok mutlu oluyor. İKEA'ya gideleceği zaman yine mutlu oluyor. Kredi kartına para gönderince mutlu oluyor. Onun harici genelde ya doktora gitme planı kuruyor, ya da hastaneye mi gitsek diye bana soruyor. Artık bunaldığımı, psikolojik destek alması gerektiğini söylediğimde beni ciddiye almıyor. Yardımı reddediyor.
Ben tek başıma evi geçindirmekte çok zorlanıyorum. Standart kredi kartı taksidimiz 8.000 civarı, 3.000-3.500 civarı vergi veriyorum. 2.000 TL eşime gönderiyorum, 4.500TL civari da ev kirası veriyorum. Bu sabit giderleri karşılayacak parayı kazanamadığım aylarda eksiye düşüyorum (şu an oldukça eksideyim) ama buna rağmen harcamalarda kısıtlamaya gitmeye çalışmıyor. Benim yemek hazırlamadığım her gün aşağı yukarı öğlen ve akşam toplam 120TL'lik yemek söylüyoruz. Ben aileden zengin birisi olmadığım için extra çalışmadığım zamanlar parayı denkleştirmede çok zorlanıyorum. Bunu bir türlü ona anlatamıyorum ama. Ya nası desem, hani gel 50.000TL kredi çekelim mobilyaları yenileyelim desem ona, tamam hadi der heyecanlandır. Beni durdurmaya çalışmaz, anlatabiliyor muyum?
Evde sürekli bir drama ortamı var. İzlediği Türk dizileri gibi entrikalı konuşmalar, kavga çıkarıcı hareketler yapıyor. Konuyu yumuşatmaya çalışıyorum ama bir şekilde kavga çıkarmaya çalışıyor, sürekli olarak huzursuzluk var evde. Alttan almayıp, onunla sözlü çatıştığımda baskın geliyorum haklı olduğum için. Benim baskın gelmeme tahammül edemeyip karakterime laf ediyor, anneme babama laf ediyor, kariyerime laf ediyor, göt yalayarak para kazandığımı ima ediyor vs.
Kavga esnasında ben de az malın gözü gibi davranmıyorum. Onun bana söylediği bütün aşağlıyıcı cümleleri ben de ona ediyorum altta kalmamak için. Ben de onun tembelliğiyle, uyduruk üniversitesiyle aşağılıyorum. Çünkü başka kozum yok. Tutup da eşime şiddet gösterecek bir adam değilim. Tek yapabildiğim o bana sözle bel altı vurduğunda benim de ona sözle bel altı vurabilmem.
Sürekli kavga edilen bir ortamda büyümüş. Ben ise kavgasız bir ortamda büyüdüm (bu da çok sağlıklı değil çünkü hep babam alttan almış). Gerçekten evlilikte huzur arıyorum ama olmuyor bir türlü. Sanki ilişkimiz hiç düzelmeyecek gibi geliyor.
Daha geçen hafta ağzında bir tek kendisinin görebildiği ağız tümörünü diş hekimine gösterdik boşu boşuna 350TL para verdik. O hastalık biter bitmez sırtında bir ağrı başladı ve 4 gündür yatıyor kanepede ağlamaklı bir suratla. 9 kez bulaşık makinesi doldurdum, tezgahı sildim. Etrafı topladım yerleri süpürdüm. Bir yandan da işe gidip geliyorum. Az önce konuşmaya çalıştım ve beni ilgisizlikle suçladı. Onu yalnız bırakıyormuşum, hastalığını ciddiye almıyormuşum. Suçlu benmişim.

Daha önce 2 3 kez evi terkettim ama aynı akşam geri döndüm onun aramasından sonra. O da 1 2 kez terketti ama geri döndü aynı gün. Boşanmaktan da korkuyorum. Bizim ailemizde pek yoktur böyle boşanmak, etmek.

Ne olur yardım edin. Ne yapmalıyım? Onu seviyorum ve düzelmesini istiyorum ama olmuyor bir türlü.

EDIT: Misafir konusunda daha hassas davranıyor son 3 4 aydır. Kalkıyor, ilgileniyor, beraber yapıyoruz ve ağırlıyoruz. O konuda düzeldi yani. Anlatmamın sebebi ailemle niye ters düştüğünün kökeninden bahsetmek içindi. Ailemle de telefonda görüşüyor problemsiz bir şekilde. Onlar bize gelmeden önce geriliyor sadece.
0
hkocaman
(29.11.20)
Adama hem hizmet ediyorsun, hem karnını doyuruyorsun, hem geçimini sağlıyorsun, hem de sevişerek fiziksel ihtiyaçlarını gideriyorsun. Üstüne para verse bunlardan ikisini dahi ayni kişiye yaptıramaz. Valla bravo.

Sizin oralarda boşanma yoksa kalkıp sizin oralara gitme sen de. Bosan, tek başına yaşa.
0
elorelia
(29.11.20)
daha önceden farklı mıydı eşiniz?

hani bazı durumlarda konuşmak, psikolojik destek almak falan iyi gelir tamam da sizin anlattığınız olayların elle tutulur tarafı yok. hazır çocuk falan da yokken yollarınızı ayırın.
0
hadsafhada
(29.11.20)
siz erkek tarafı mısınız? metinden anlamakta zorlandım da.
0
theseachange
(29.11.20)
@elorelia metni yazan erkek
0
austra
(29.11.20)
Yanlış anlaşılma olmuş, ben erkeğim.
0
🌸hkocaman
(29.11.20)
Sadece bu anlattıklarınıza göre (karşı tarafın da argümanları vardır muhtemelen): Boşanma korkunuzun üstüne çalışın ve aşın diyebileceğim. Bazı boşanmalar evlilik kadar kutlu bir olay. Bir hatanın bedelini hayat boyu ödemek ne kadar mantıksız. Bir yandan da nafakasız boşanmanın yollarını araştırın.

Bu ekonomik krizde gereksiz yapılan her alışveriş ziyan. Borç durumunu gerekçe göstererek, kullandığı kredi kartını kullanıma kapatıp borcunu yapılandırın. Asla kredi kartı vermeyin. Sadece nakit verin makul giderlerde kullanması için. Ev için gereken alışverişi kendiniz yapın. Yemek pişirmek istemediğiniz günlerde, kendiniz dışarda yiyip gelin. Kendisi napıyorsa yapsın. Onun bilmediği bir hesap açın, borçtan kalan parayı oraya aktarın.

Çocuk isterse ASLA yapmayın.
0
gayda
(29.11.20)
Boşan gitsin bu ne ya, hafakanlar bastı okurken. Ailemizde boşanmak yok vs ne demek ya.

Ayrıca şu birkaç şeyi bilirsek belki daha iyi yorum yapabiliriz; nasıl tanıştınız, ne kadar sevgili kaldınız, yaşlar kaç? Evlenmeden önce bu huylarıni gizliyor muydu, siz mi sezemediniz?
0
austra
(29.11.20)
Kimseye kolay kolay ayrılın, boşanın yazmıyorum bu sitede ama bence boşanın. Okurken ben sıkıldım. Bu arada aileniz her şeyin farkındadır. Boşanırsanız niye boşandınız diye sormaz kimse.
0
dissendium
(29.11.20)
'Onu seviyorum ve düzelmesini istiyorum ama olmuyor bir türlü.'

Düzelmeyecek. Olmayacak. Kavga etmekten drama yaratmaktan başka iletişim şekli bilmeyen insanlar, kendilerinde bir sorun da görmüyorlarsa, ölene kadar öyle devam ediyorlar.

Ayrıca şiddet her zaman fiziksel olmaz. Sizin ilişkiniz şiddet dolu.
0
otonomo
(29.11.20)
Arkadaşlar şunu tekrar belirteyim. Özünde iyi bir insan olduğunu biliyorum ve onu seviyorum. O sebeple boşanmayı düşünmek bile beni çok üzüyor ve korkutuyor. Ayrıca boşanırsak ne yapar ne eder? Ben onu çok sahiplenmiş durumdayım. Korumamdan çıkmasını göz almak bile ürkütüyor.

Başka bir yolu yok mu? Benzer deneyim yaşayanlar hep mi boşandı?
0
🌸hkocaman
(29.11.20)
Yani bilmiyorum çok tek taraflı anlatılmış gibi geldi ama gerçekten anlattığınız gibi ise böyle biriyle ilişki devam ettirmeye gerek yok. Sizi baya kullanıyor, böyle bir ilişkinin devam edebilmesi çok enteresan cidden. Bir de nafaka da ister şimdi ayrılsanız. İş falan aramıyor mu hiç?

Kendi başınıza huzurlu yaşarsınız hiç değilse.
0
playing star again
(29.11.20)
gayda +1000
karşı taraf acaba neler düşünüyordur diye kendime sordum.

yavaş yavaş gücünüzü çekin, bir bakın bakalım kendi haline neler yapabilecek. yemek yapmayın, bulaşık yıkamayın, temizlik yapmayın. sorumlulukları ona yükleyin.
bence tamamen bencil olun

nafaka vermeden, daha fazla zarar almadan boşanmanın yollarını arayın. ayrıca bu süreçte de kozunuz olsun, toplamaya çalışın.

bunca sene çok iyi dayanmışsınız.
şu anda kendinize kötülük ediyorsunuz, böyle de gitmez zaten. kim ne,der ne düşünür diye düşünmeyin, boşanmak bu durumda bayram demek olur gibi.

bol şans
0
MtKrt
(29.11.20)
@hkocoman

yazmadığım şeyler vardı ama dayanamadım.
siz boşanmak istediğinizi söyleseniz, o çok iyi bir insan dediğiniz kişi acaba nasıl bir canavara dönüşecek? nafaka için neler neler yapacak?

sizi tamamen kullanıyor, başka bir açıklaması yok, iyi niyetinizi sömürüyor.
hatta "oh bee kapağı iyi yere attık, evlendim kurtuldum" diye de düşünüyordur. belki de sağlam nafaka koparmak için böyle davranıyordur.
ama hiç bir şey göründüğü kadar masum değil, o kesin.
0
MtKrt
(29.11.20)
@MtKrt
benden 4 yaş küçük, ikimiz de 30lu yaşların başındayız. mezun olduğu bölüm işsizlik sıkıntısı çektiği için yaptığı görüşmeler olumlu sonuçlanmıyor. hem ülkenin hali de malum. görüşmelere gidiyor ama kimse işe almıyor.
0
🌸hkocaman
(29.11.20)
bence tedavi olasi lazim. diyorum ama bencil de geldi biraz.
annen annesine durumu anlatsin. kuzenimde böyleydi, is ciddiye binince birazcik duzeldi.
0
wishmaythşngs
(29.11.20)
“8 000 civarı, 3.000-3.500 civarı vergi veriyorum. 2.000 TL eşime gönderiyorum, 4.500TL civari da ev kirası veriyorum”
20.000tl aylık geliriniz varsa bence bir şekilde onu kendi işinize dahil edebilir ya da ona bir iş kurabilirsiniz. Bu yola gelecek mi bakalım?

Ben de daraldım bu arada okurken
0
her giriste sifresini unutan adam
(29.11.20)
Tembelliğin bu kadarına tahammül edemezdim ben ya... Para kazanmıyorsa ev işlerini üstlenmeli çünkü evlilik hayat ortaklığıdır. Belki depresyon geçiriyodur diycem ama baştan beri böyle diyosunuz, bu kadar uzun süremez ki...
Bence çift terapisi ayağına terapiye başlatın, belli ki sorun psikolojik. Olmuyorsa da lütfen çok yıpratmayın kendinizi, kimseye heba etmeyin ömrünüzü.
0
megalomaniac
(29.11.20)
Evlenmeden önce de hastalığa bu kadar takmış mıydı?
0
oyokbuyoknevar
(29.11.20)
boşanma ufukta gözükünce gerçekte kimle evli olduğunu göreceksin.

nafaka versen de farketmez, en acilinden boşan. nafaka seni rahatlatır bu durumda.

"korumamdan çıkması" sözü hiç hoş değil, bu arada. koca koca insanlarsınız.
0
stewie
(29.11.20)
@stewie
bensiz pek fazla ayakta durabileceğini sanmıyorum, o sebeple söyledim. belki yanılıyorumdur, ki umarım yanılıyorumdur.
0
🌸hkocaman
(29.11.20)
psikolojik olarak bir rahatsızlığı var gibi duruyor, belki majör depresyondur. bu kadar seviyorsanız, kesinlikle profesyonel yardım almasını sağlayın bir şekilde. terapi/ilaçlarla iyi olacaktır.
0
candide
(29.11.20)
Abi manyak mısın ne stigmasından korkuyorsun? Boşa gitsin. Babasının evinde yayar bir tarafını istediği kadar dizi izler. Böyle bir kadına bunca zaman iyi dayanmışsınız. Aklıma arkadaşım geldi. Benzer durum. Boşanırken her şeyini verdi, kurtuldu. Dünyanın en mutlu, en hafif insanı oluverdi. Sizi suyun altına çeken bir ağırlık var. Kesin kurtulun nefes alın. Birisi arkadaşın üstüne avukat atsın.
0
catch the arrow
(29.11.20)
Hocam yarın boşan rica ediyorum. Ya da çok seviyorsan, son kez şans ver kendisine net bi şekilde düzelmezse boşanacağını söyle, bikaç ay daha bak düzeldi düzeldi, düzelmedi yol ver gitsin. Böyle hayat geçmez.

Böyle olacağını bilsen evlenmezdin değil mi? Cevap burada gizli. Zararın neresinden dönülürse kardır.
0
sekerse tehlike
(29.11.20)
Eşiniz gayet ne yaptığının bilincinde. Büyük ihtimal eşinizin ailesi de durumun bilincinde. Sizin gibi evliliği olan çiftlerde bu işler böyle yürüyor. Kadın hiçbir şey yapmıyor, üstüne istedikleri olsun keyfi bozulmasın diye hastalıklar, bahaneler, kavgalar. Eşiniz kendi keyfini, rahatını düşünerek sizin hayatınızı mahvediyor. Siz onu sanırım yağmurda kalmış yavru kedi/köpek olarak görüyorsunuz. Napar siz olmasanız, kim bakar, bir eli bulaşıklara dokunsa aman ne olur elleri, deterjan koklasa ne hallere düşer, ailesinin evine gitse ne derler ona, sonuçta hayatınızın geri kalanını geçirmeyi planladığınız birisi diye düşünüyorsunuz ama düşünmeyin.

Siz şuan sadece kendinizi harcıyorsunuz, ilerde çocuğunuz olursa eşiniz değişmeyecek, çocuğun tüm sorumlulukları sizde olacak. Belki siz yıkayana kadar çocuğu yıkamayacak, çocuk elinden iş gelecek yaşa gelince ondan bile beklentiye girecek. Çocuğunuz olursa eşiniz ona da hayatı zehir eder.

Eğer siz eşinizin beklentilerini bilerek karşılaşamazsanız size de ailenize de hayatı dar eder. Kavga gürültü yine istediğini yaptırır. Yarın öbür gün işiniz bozulsa, haliyle eşinizin keyfi bozulacak valla evi terk eder, benim keyfim, rahatım senin yüzünden bozuldu diye. Her insanın evlilikten beklentisi farklı. Belki siz bu evlilikten pekte rahatsız değilsinizdir, sonuçta 3 yıldır böyleymiş ilişkiniz. Kimisi 3 ay böyle birine dayanmaz.
0
GoodMorningTeacher
(29.11.20)
@wishmaythşngs

ben annesine daha önce 1 ya da 2 kez telefonda açıklamaya çalıştım durumu. ama onun da elinden birşey gelmiyor denese de. onlar telefonda nasihat verince bu sefer onlara da bağırmaya başlıyor.
0
🌸hkocaman
(29.11.20)
@sekerse tehlike

evet evlenmezdim.

bu arada ben onu kesinlikle pışpışlamıyorum. yapması gerekeni yapmadığında soğuk davranıyorum. yapması gerektiğini hatırlatıyorum. defalarca söylüyorum. yeri geliyor ben tartışma açıyorum. ama yine dönüyor dolaşıyor en başa dönüyoruz, gelişme yok yani.
0
🌸hkocaman
(29.11.20)
Bekara boşamak kolay ama hocam böyle devam etmez bu iş. Tüm yazılanları okudum, iyi ki bekarım dedim bir an. Bu nedir yahu böyle hayat geçmez.
0
electrobuzz
(29.11.20)
Yani makul düşünce, işsizliğin aile bütçesine katkıda bulunmaya mani olmayacağı. Eşit mal paylaşımı bu yüzden var ve olmalı. İlla nakit olmak zorunda değil ki katkı. Para kazanmanın zorluğunu takdir eden insan (zor para kazanmak) bu krizde alışverişe abanmaz hayat arkadaşının parasıyla. Deterjan için bile indirim kovalanacak dönem bu, içerdeyim diyorsunuz bi de. 20 gün evde yemek pişirse, +2400 lira katkı demek bu. Bu dönem çiftlerden birinin işsiz kaldığı aile az değil; evde kalan çocuklara bakıyor, yemek yapıyor cinsiyetten bağımsız. Bu masraflarda kesintiye gidiliyor gözlemlediğim bütçe elvermeyince.

Ama ideali tarif eden yaklaşımlar işe yaramaz sizin durumunuzda. Sorun elbette psikolojik, belki depresyonda, depresyon tedavi edilebilir bir şey. Ama hastalık takıntıları, ilgi açlığı filan daha köklü psikolojik sorunlar bunlar. Sizin göstereceğiniz hiçbir ilgi yetmez zaten. Sadece madden değil manen de parazit besliyorsunuz.

Ama zaten aradığınızı bulmuşsunuz bi yerde, bu konuda da belki özeleştiri yapmalısınız. “Provider” rolü üstlenmişsiniz, “korumamdan çıkmasını göze almak bile ürkütüyor” demeniz çok dikkatimi çekti. Siz bu rolü üstlenmişsiniz (bilinçli veya bilinçsiz onu siz bilirsiniz), şimdi baş edemiyorsunuz veren taraf olmakla. Ama böyle dinamikler kardeşlikte, arkadaşlıkta, hiçbir ilişkide çok kolay değişmiyor. Silme imkanı varsa, silip yeniden başlamak daha kolay.

Bir de tek taraflı anlattığınız kadarıyla söylüyorum, profil tanıdık bana. İş bulmasına da ümit bağlamayın. Şimdi bir birim alışveriş yapıyorsa, artar; şimdi tercih edilen markaların üstüne çıkılır; şimdi ev işlerinde destek olmuyorsa, temizlikçi tutulur; şimdi yemek yapılmıyorsa, iş bulunca zaten yapılmaz. Kendi maaşı yetmez, yine size girer. Ama iş bulursa nafakadan yırtarsınız çocuk olmayınca, o da olumlu.
0
gayda
(29.11.20)
@j r r tolkien hayrani

normalin ne olduğunu bilmiyorum. evde 3 güne bir sözlü tartışma olması normal mi? her dışarı çıktığımızda, avmde, sokakta anlaşamamamız normal mi? benim alttan mı almam gerekiyor? hep erkek mi alttan almalı huzur olması için? kadınların pms öncesi erkeğe kötü davranması normal mi mesela?

Anlatabiliyor muyum? Evlilikte ne normal ne normal değil ben de algılayamıyorum. O sebeple yardım istedim.
0
🌸hkocaman
(29.11.20)
@gayda

işe girerse tüm maaşıyla istediği masayı alacağını söyledi. eve katkı ya da borçlarıma yardım etme hususunda bir düşüncesi yok.
0
🌸hkocaman
(29.11.20)
36 ayın 35inde hiç çalışmamak ve bunu artık normalleştirmek. evde tüm gün oturup kocasının vereceği parayla yaşamak. anne babaya saygısızlık, elini bir taşın altına sokmamak ve kendisi haricinde herkesi suçlamak. boşan güzel abicim, boşan mutlu ol.
0
ismim ibrahim
(29.11.20)
Cocuk yapma sakin, eninde sonunda bosanirsiniz zaten, cocuga da sana da yazık.
0
kveldulv
(29.11.20)
Böyle bir profilin düzelme ihtimali % 1 bile değil.
Evlilik paylaşmak demek, tek taraflı bir sömürü düzeni değil.
Ne kadar erken kurtulursan o kadar iyidir.
0
alfred
(29.11.20)
kardeşim bence oturup konuşmanın zamanı gelmiş. ortada gerçekten psikolojik bir problem de olabilir. sürekli hastalık hissi, sürekli şikayet bunlar sağlıklı insanın istese bile sürekli yapabileceği ve sürdürebileceği şeyler değil. bence boşanma vs konusundan önce bi pro yardım alın derim. yani düşünsene insan çalışmak istemediği için her gün ağrım var diye yatabilir mi, hasta taklidi yapabilir mi? bana mantıklı gelmiyor. ha artık uğraşmak istemiyorsundur, onu da anlarım gayet mantıklı, o zaman da bence boşanmak mantıklı. özellikle kavgasız bir ortamda büyüyen sen için huzur en büyük hakkın bence, yazık günah.
0
roket adam
(29.11.20)
Boşa. Boşanın demiyorum bak, boşa.
0
pass
(29.11.20)
Pass +1 boşa.
Çocuk yapma, boşa.
İlk işin iyi bir avukat bulup kadına nafaka vermemenin yollarını ara ve boşa.

Ulan bize böyle adamlar rastlamaz ya. Ben sevgilime bu kadının yaptıklarını yapamam mesela. Anında boşanır.
0
Hallegadola
(29.11.20)
Siz her şeyi yüklenmişsiniz. Nasıl olsa beni seviyor, başkasını bulamaz, benden de boşanamaz diyor. O yüzden çok rahat davranıyor. İş bulamaması nedeniyle psikolojisi bozuk. Psikiyatriste götürün mutlaka. İşsizlikten kendinde hastalıklar buluyor ve size sarıyor. Daha da düzelmiyorsa konuşun ve boşanın. Ömür boyu çekilecek çile değil. Sakın çocuk yapmayın.
0
beyaztenlikiz
(29.11.20)
Okurken şiştim. Allah yardımcın olsun. Böyle kadın çekilmez. Evlilik terapisine gidin derim de alacağın cevaplar az çok belli. Çocuk yapma aman deyim. Otur ciddi şekilde konuş uyar, duygu sömürüsü yaparsa yeme, gerekirse de ayrıl dostum ne diyelim. 3 yıl böyle ise işkence görmüşün sen haberin yok.
0
Topalordek
(29.11.20)
İşte işsizlik büyük bir derttir, onu çeken bilir. Masaya istemsiz güldüm. İşsiz insanın derdi ilk maaşıyla masa almak olmaz ya. Hobi olarak çalışacak çalışırsa, siz yine aynı. Girip bakın sözlükte ilk maaşla yapılanlar başlığına.

Psikolojik destek oh ne ala filan da, sizin demenizle olmaz. Sizin ısrarınızla bi fayda zor yani, kendi iradesiyle çözüm araması lazım işe yaraması için. Ayrıca, otuzlu yaşlar diyorsunuz, geride yıllar var insanı o yaşa getiren demek. Böyle davranış motiflerini oluşturan yani. Öyle üç beş kere psikologla konuşayım da düzeleyim gibi bi şey yok.

Eninde sonunda boşanmaya sıcak bakacaksınız. Ama o zamana kadar yıpranacaksınız, bezince boşanacaksınız. Bu problemi faydaya dönüştürmek için bana makul gelen muhatabınız neyi niye yapıyordan ziyade kendi durumunuza odaklanmanız. Şikayet etsek de değiştirmek için böyle yetersiz kaldığımız durumlarda, aslında bi sekonder faydamız oluyor gözümüzden kaçan. Nasıl böyle bir evliliğe sürüklendiğinizi anlarsanız kendi zaaflarınızı anlarsınız gibi geliyor bana. O zaman da o şimdi seviyorum dediğiniz insan sizin zaaflarınızı nasıl istismar etmiş (bilmeyerek veya bilerek) görecek ve kaçınılmaz olarak tiksineceksiniz.

Çift terapisi de denenebilir, çünkü biz ne okuyorsak sizin gözleminiz. O yazsa böyle tek taraflı, eşim okuduğum okulu küçümsüyor dese sadece, diğer konulara değinmese, ona da hak verilirdi. Ama sadece yazdıklarınıza bakarsak, ben olsam kendime odaklanırdım nası böyle bi tufaya düştüm diye. Diğer ilişkilerinizi (arkadaşlık, aile, akraba, iş hepsi) bi tartmakla başlayın, memnun etmek için çok fazla feragatte bulunduğunuz bi durum var mı misal? Motif aramak lazım yani, benzer rollerde buldunuz mu kendinizi daha önce diye.
0
gayda
(29.11.20)
Bir cok kisi boşan yazmış. Biraz da kendimden bahsedeyim cunku ben de haksizsam bunlari duymak isterim. Pandemiden beri homeoffice calisiyorum. Evin bir tane odasini ofise çevirdik orada masam bilgisayarim vs var. Sabah 7'de kalkiyorum bazen 8-8.30a kadar calisiyorum. Surekli bilgisayar başında oldugum icin itici oldugumu soyluyor. Mesela bu kadar bilgisayar başında calismak bir kadin gozuyle itici mi? İlla spor salonuna mi gitmem gerekiyor itici olmamak icin? Ayni sekilde pandemiden beri haftada 2 kez internetten arkadaslarla bulusup wow oynuyoruz. Sadece Pazartesi ve Cuma her biri 3 er saat sürüyor. Bu zaman araliginda esim yalniz kaliyor, tvdeki dram dizilerini izliyor. Diger gunlerde ve Kalan zamanlarda esimle disari cikiyoruz kisa yuruyusler yapiyoruz. Avmlere gidiyoruz orada dolasiyoruz, alisveris yapiyoruz. Ama benim uzun mesai saatlerim onu boguyor olabilir mi? Ayni sekilse onun izlemek istedigi dizileri ben sıkıcı buluyorum. Son donem psikolojik dram dizilerini takip ediyor ben 10dk dayanamiyorum izlemeye. Mecburen yalniz birakiyorum. Arada beraber izledigimiz de oluyor tabi. Surekli yalniz degil yani.
0
🌸hkocaman
(29.11.20)
işin pc başında olmak itici olan bişey yok. kendi kafasında bir dünya var orada da seni oraya uygun görmüyor. muhtemelen çok fazla yerli dizi izliyor ve instagramda çok takılıyordur. oradaki pembe hayatlar gözünü boyamıştır. ne yaparsan yap düzelmez. boşanmak istemiyorsan da en sakin en sorunsuz günde karşına al ve boşanmak istediğini sakince söyle. sakın kavgalı günde söyleme. ciddi görün ve sorunları anlatma. sadece hayal ettiğim kişi sen değildin de geç. sorunu bu şekilde kendinde aramaya başlar. 100 saatte hatalarını anlatsan bişey değişmez. kilit 10 kelime yeter. hayal ettiğim kişi bu değildi ve artık sevmiyorum de.
0
avatar is back
(29.11.20)
şu an covid pozitifim, ağrım sızım ve acayip yorgunluk var ama bir gün bile yatıp dinlenemeden gecem gündüzüm birbirine karışmış bir şekilde 3.5 aylık bebeğe bakıyorum (benim de eşim doğumdan sonra evi terk etmişti, 1 ay evde yalnız kaldım). bugün ayrıca yemek yaptım, iki posta çamaşır yıkayıp astım/kuruladım (fırsat bulursam banyo yapacağım ve kuruyan çamaşırları toplayıp yerleştireceğim; bunları da bebeği uyutmaya çalışırken yazıyorum). evi devamlı toplama modundayım, eşimse içtiği su şişesini bile koltuğun altına yuvarlıyor (bugün evdeki çöpleri topladı, bulaşık makinasını doldurup boşalttı hakkını yemeyeyim şimdi). biraz önce eşimin (benim sürekli düzelttiğim ve onun devamlı dağıttığı) çamaşır çekmecesini düzenledim. eşim negatif çıkmasına rağmen benden daha fazla hasta mesela. neden bunları yazdım? eşim benim hakkımda duyuru açsa tıpkı senin yazdıklarını yazar ve buradaki herkes de boşansana der. halbuki hiç de öyle değil. bir de eşinin ağzından dinlemek gerek. duyurunda anlattığın kadın profilini okuyunca ne kadar kötü bir evlilik, ne kötü bir eş diyor insan ama iki tarafın anlattıkları o kadar farklı oluyor ki kimseye haklısın haksızsın diyemiyorum. eşin neler anlatırdı acaba?
0
deartheodosia
(29.11.20)
@deartheodosia

Benle ilgili sorulariniz varsa yanitlarim.

Esim corona pozitif olsa, ispat edemem ama yemin edebilirim, sadece ve sadece tuvaelete kalkar. Mutfaga gidip 1 bardak su almaz. Kanepeye yatip kivranir durur sadece.
0
🌸hkocaman
(29.11.20)
senle ilgili soruları senin değil eşinin yanıtlaması gerekiyor. sen de bizi anla, inanması güç bir durum. bizimki gibi evlenen kadına "gelin" denen bir memlekette kadının bu kadar yan gelip yatması ve senin de buna 3 yıldır yeter behh dememen hayli enteresan.

oyokbuyoknevar'ın sorusunu tekrarlamak istiyorum. evlenmeden önce nasıldı? kaç sene görüştünüz? hiç mi falso vermedi? bile isteye mi evlendiniz?

bu arada nafaka diyen arkadaşlar, siz de biliyorsunuz ki çocuk olmadan nafaka falan olmuyor ortada. hele 3 yılda asla. Karısını 40 yıl eve hapsedip sonra 20lik almak için kadını sokağa atanlar için bu nafaka olayı. acunun şeymaya verdiği de tamamen sus payıydı.
0
birsürüsorumvarr
(29.11.20)
sadece terapiyle duzelirse ok, onun disindaki tüm yollar benim icin ayrilmaya cikar.
atiyorum ailesine söyledin, kizinizi uyarin böyle böyle ben bosanacam basdemiyorum. ondan sonra düzelirse ben kullanildigimi düsünürüm.

bir de insan kardesi olsa dayanamaz nesini seviyorsun ki artik yani bikmadin mi?

bir de ekstra senaryo ekleyecegim, annenlerin paraya ihtiyaci olsun onlara para gondermis ol, tepkisi ne olacak.
0
durgunfoton
(29.11.20)
abi sen ne kadar iyi niyetli bir insansın ya. hala kendinde hata arıyorsun ve itici mi diyorsun.
hala o çok iyi bir insan diyorsun
kusura bakma ama sen eşek olursan semer vuran çok olur.
sürekli çalışmışsın ve kadınlarla ilişkin olmamış sanırım
yukardakilere katılıyorum. bir an önce nafaka ödemeden boşanmanın yollarını ara
0
dafuq
(29.11.20)
bence siz sevildiğinizi, değer gördüğünüzü hiç hissetmiyorsunuz ve yazılan profildeki bir insan zeka seviyesi ya çok düşük ya da alemin çakalı biri. benim de dikkatimi işe girerse alacağı masa çekti. bunda bile sizin gelirinizle karşılamadığı hayalden bahsediyor. her hareketiyle sizi yetersiz gören biri. kendini daha iyilere layık zannediyor ama bir eş olarak selamı bile haketmiyor bunca değersiz tavra.

deneyebilirsiniz bazı şeyleri. maddi kısıtlama gibi ya da sıkıştım arabayı satayım gibi bi şey atın internetten daha ucuz modellere bakın borçları ödemek için mesela.(gelirinize göre araba olduğunu varsaydım)
maddi ve manevi yanınızda hissetmediğiniz için yani basit şeyler atın olay çıkaracak mı yoksa çözüm mü düşünecek. sorumlulukla tanışması lazım. @durgunfoton "sonradan düzelse o saate kadar kullanıldığımı düşünürüm" demiş buna da hak verdim ama siz de ilişkiye çok bilinçli yaklaşım sergilemek değil duygusala bakmaya çalıştığınız için bence direkt boşanmadan bahsetmek yerine ufak tefek hesapta olmayan olaylara tepkisine iyice bakın. eşim dediğiniz insan avmde dolaşmak dışında da yanınızda olduğunu hissetmeniz gereken kişidir. standart evlilik yalnız olmaktansa eşiyle paylaşınca iyi olunan şeydir bence. yalnızlık çok daha iyiyse neden evlenilsin. ha bu değil ki her sorun cıktıgında boşan ama başından beri bir düşünün kaç kere eşime güveniyorum deyip paylaşım sergilediniz. "o halleder" dediğiniz ne var sandalye almak dışında?

geçmiş olsun.
0
ala09
(29.11.20)
“Aynı kaynım” bile değil, “aynı kedim”
0
dedi ve gitti
(30.11.20)
yukarda verilen cevapları okumadım. tüm yazdıklarınızı da okumadım gerci.
yalnız benim anladığım, eşinizde bazı ruhsal hastalıklar (muhtemelen okb ve depresyon) varmış gibi duruyor.
çünkü (sizin anlattığınıza göre) tavırları normal ve sürdürülebilir değil.
önce bir evlilik danışmanına, oradan da psikoloğa veya psikiyatra gidilip tedavi yoluna gitmek lazım.
0
prizmatik
(30.11.20)
üstteki cevapları okumadım ama eminim herkes birçok konuda zaten söylenmesi gerekenleri söylemiştir.

ben biraz daha psikolojik açıdan bakmak istiyorum.
zaten "babam hep alttan almış" cümlesi her şeyi anlatıyor, detaya gerek yok.
babanızla aynı kaderi yaşamakla ilgili bir sorununuz var.

bilinçaltında ya babanızı çok sevip, ona bir noktada belki acıma ya da şefkat duygusuyla yaklaşır ve onu yalnız bırakmamak için onunla aynı kaderi paylaşırsınız ya da babanızdan nefret edersiniz ve hayat sizi babanız olmaya zorlar.

ikisi de iki ayrı uç, iki ayrı denge ama iki aynı sonuç.
biri babayı yalnız bırakmamakla, biri babayı affedememekle ilgili.
sizinkinin ilk durum olduğunu düşünüyorum.
uzun lafın kısası, babanızla olan bağınızda bir fazla bağlanma ya da fazla empati olmuş, bunu düzeltmeniz lazım.
bu da terapiyle olur.

bu konularda annenizin de rolü vardır elbette.
eşiniz burada aslında bilinçdışından çağırdığınız, size babanızın yaşadıklarını yaşatacak, onunla kendinizi aynı hissetmenizi sağlayacak bir piyon gibi.
o yüzden boşanın demiyorum, zaten sizin ailenizdeki ilişki dengesi düzene girince ya eşiniz düzelir ya da kendiliğinden süreç işler ve boşanırsınız.

bu sorunu çözmezseniz boşanıp tekrar evlenseniz de kendinizi yine aynı döngüde bulursunuz çünkü bilinçaltınızdaki pattern bu.
terapiye gidin.

edit:
çift terapisinden bahsetmiyorum.
siz gitmelisiniz terapiye.
"sorun çıkartan ve hatalı/haksız olan o, ben neden gidiyorum?" diyebilirsiniz ama bunu yukarıda açıklamaya çalıştım.
bu aslında farkında olmadan sizin çağırdığınız bir şey.
bunu neden yaptığınızı bulup çözmeniz önemli, eşinizin ya da diğer dış etkenlerin bir önemi yok.
siz değişirseniz, onlar zaten değişir.
o yüzden hayatınıza neden böyle birini çektiğinize, aldığınıza dair kendinizle çalışmanız lazım ilk etapta.
0
blatta hiberna
(30.11.20)
dahiliye+psikiyatri
düzenli ilaç kullanımı
0
bir soru sorcam
(30.11.20)
Boşanın diyemem "bekara karı boşaması kolay gelir." derler .Eşinizin burnunun sürtülmesi gerekiyor. Sizin onu terketmeyeceği, hep yanında olacağınız aklında onun için bu özgüven.
0
komando kani var bende
(30.11.20)
@blatta hiberna

tartışma esnasında ona kendimi savunurken, "niye annene karşı babanı da savunmuyorsun" diyor. "Madem etik değerlerin, kuralların var. Annenle de yüzleşip babanı savunsana benzer durumlarda" benzeri şeyler söylüyor. Bu dediklerinizle paralel olabilir mi? Her tartışmamızı evlendiğimizden beri aileme indirgiyor.
0
🌸hkocaman
(30.11.20)
evet, paralel.
yani tabii bunları bilinçli olarak söylemiyordur.
belli ki bunu sizi bir anlamda pasif bulduğu ya da "beğenmediği" için kınama amaçlı falan söylüyor ve ne söylediğinin farkında değil.
ama söylediği şey doğru.

niye annenize karşı babanızı savunmuyorsunuz?
öncelikle zaten evin "çocuğu" olarak bu sizin göreviniz değil aslında.
aynı zamanda, çünkü muhtemelen babanız annenizle başa çıkamadığına göre, siz hiç çıkamazsınız diye düşünüyorsunuz.
o yüzden siz de babanızla aynı kaderi paylaşarak, onu yalnız bırakmamış oluyorsunuz.
bir nevi yoldaşlık gibi.

şimdi de siz başa çıkamayacağınız sorunlar yaratan, altından kalkamayacağınız şeyler yaşatan bir kadınla, ne kadar sessiz kalmıyor olsanız da günün sonunda her şeyi alttan alıp düzeninizi bozmadan yaşamaya devam ediyorsunuz.
boşanamazsınız çünkü babanız da boşanmamış zaten.

bir kırılma yaşayıp boşansanız, ikinci bulduğunuz eşiniz de bu sefer mesela işkolik olup eve gelmeyecek, siz bunun aynısını başka bir insanla yaşayacaksınız.
babanızdan öyle öğrenmişsiniz ve bu şekilde bir bağ kurmuşsunuz.

babasından dayak yiyen kadının kocasından da dayak yemesi gibi.
genel konuşuyorum tabii ama orada öğrenilmiş olan aile düzeninin, kültür etkisinin falan dışında, derinlerde bir yerde annenin kaderine ortak olma da vardır.
sizdeki de bunun gibi.
yani bilinçaltınızda, "madem kurtaramıyorum, bari yalnız bırakmayayım. baba bak, ben de aynı şeyi yaşıyorum, sen yalnız değilsin" demiş oluyorsunuz.
0
blatta hiberna
(30.11.20)
blatta hiberna+1

şema örüntüleriyle ilgili okumanızı öneririm naçizane.

kitaplar: hayatı yeniden keşfedin, mod terapi.
0
Phoebe
(30.11.20)
vallahi bazı acılardan kendimi gördüğüm icin cok yuregime dokundu bu duyuru.
bence eşiniz cok ciddi depresyonda. majör depresyon gibi duruyor.
yukarda yazılanlar bana biraz vicdansızca geliyor, cunku kadının bunların hiç birini bile isteye yaptıgını dusunmuyorum.

öte yandan sizin de yadıma ihtiyacınız var ve blatta'nın dediklerine cok katılıyorum. bu asırı verici rolu size guvende hissettiriyor.(kendimden biliyorum)
0
galandar kostumu
(04.12.20)
İster kadın tarafı olsun ister erkek, boşanın gitsin.. Neyi bekliyorsunuz? Düzelmez.
0
yetersizbakiye
(05.12.20)
Boşanmaya kalksan o kadın senin iliklerini söker. Çalışmayan kadınla evlilik en büyük hatadır. O kadın ev işi yapmaz çünkü tembelliğe alışmıştır. Eve destek de olmadığı için tüm yük üzerinde olur.
0
kickboxer
(05.12.20)
(73)

Yilbasi hediyelesmesi Katilim Duyurusu

j r r tolkien hayrani
Evet arkadaslar,Bircok elementi tanidik, bircok elementi gorduk simdi geldik en civcivli bolume. 7 Aralik gunune kadar katilim isteklerinizi bu basliga yazabilirsiniz. Sizlerin onerileri ile birlikte bir takim kurallar koydum bu sefer. Yalniz gecenki duyurudan sadece 10 oneri aldigim icin onerilerin
Evet arkadaslar,

Bircok elementi tanidik, bircok elementi gorduk simdi geldik en civcivli bolume.

7 Aralik gunune kadar katilim isteklerinizi bu basliga yazabilirsiniz. Sizlerin onerileri ile birlikte bir takim kurallar koydum bu sefer. Yalniz gecenki duyurudan sadece 10 oneri aldigim icin onerilerinizi bu baslikta da tekrar belirtebilme olayini acik tutuyorum.



Belirledigim kurallar sunlar;

1- Eger nickiniz kara listede olan bir nickse katilim isteginiz olumsuz sonuclanacak. Onceki senelerde gerceklestirilen hediyelesmelerde eger gonderim yapmadiysaniz ve karsiyi magdur ettiyseniz kara listeye girmeye hak kazaniyorsunuz.

ONEMLI: Kara listeyi olusturmak icin gecen senelerde hediyesi gelmeyenler bana hediye gondermeyenlerin nicklerini ozelden yazmalilar. Hatta gecen sene bunu duzenleyen @kaptan in elinde direkt bir liste varsa o daha super olur.

2- Yurt disindan katilacaklar yurt disindan katilacaklarini yazmalilar. Diger baslikta bir arkadas disinda kimse bu konu ile ilgili ne yapilmasini istedigini soylemedi. Bu konu hakkinda ne dusunduklerinizi sizler de yazabilirsiniz. Cekilisi ona gore yapariz.

3- Katilim sarti olayi. Uyelikler acik oldugu icin asagidaki uc sartin en az birini saglayamayanlarin istekleri olumsuz sonuclanacaktir.
- En az 750 siteye giris sayisi
- En az 400 cevap sayisi
- 2019 oncesi uyelik.

Ustteki rakamlari ben kendimce duyuruyu yazarken belirledim. O rakamlarin baska bir rakamla degismesini istiyorsaniz onu yazin. Bu kuralin kalkmasini istiyorsaniz onu da yazabilirsiniz. Cogunluk isterse bu kural kalkabilir ancak o zaman fake uyeler katilirsa ve magduriyet sayisi artarsa organizasyonu suclamayin :D

EKLEME: Arkadaslar Madde 3 te yer alan uc sartin hepsini birden karsilamaniz gerekmiyor. En az bir tanesini karsilamaniz gerekiyor. Hicbirini karsilamiyorsaniz cekilise dahil edilmeyeceksiniz.

4- Cekilis ikili cekilis olacak diye dusunuyorum. Yani A<->B C<->D. Hem mesaj alamama olayi azalir, hem hediye gelmeme olasiligi azalir, hem de birbirinizle kuracaginiz iletisime gore random hediye olayini azaltabilirsiniz.

Gecenki duyuruda bunu da sordum yine sadece iki cevap geldi ve bunlar esitti. O yuzden diger turlusunu istiyorsaniz onu da yazin yine.

5- Minimum tutar limiti. Ben minimum tutar diye bir olayin olmasini gercekten istemiyorum cunku bu hediyelesme olayini sadece maddi boyuta indirgeme hos degil, ustelik bazi arkadaslarin atiyorum gondermek istedikleri el isi hediye gibi seylerin de onunu kapatir.
Illa olacaksa atiyorum cok pahali olmayacak sekilde ust limit olur. Nedir o? Misal maksimum 200-300 lira olsun.

Illa olsun diyorsaniz yine onu da yazin. Herkes isterse bisekil koyulur ancak o olayi siz kendi aranizda halledip de kaldirabilirsiniz eslesme sonrasi.


Genel olarak benim diyeceklerim bunlar.


Katilmak isteyenler katilmak istediklerini konu basligi altinda yazip goruslerini de paylasabilir.
0
j r r tolkien hayrani
(27.11.20)
Yaz beni listeye
0
infernalcadre
(27.11.20)
Haydi beni de yaz o zaman da uplayalim
0
kisa
(27.11.20)
dördüm
0
4seneayniyerdeduramam
(27.11.20)
beni de yaz beni de :)
geçen sene adresimi alıp ölü taklidi yapan @$½{%&>/'ın nickini de sana özelden yazacağım.
0
pati
(27.11.20)
beni de yazınız.
0
facebook
(27.11.20)
Yazin beni de.
0
follow rivers
(27.11.20)
Yazınız.

1-çekiliş a>b b>c daha iyi olur bence
2-alt limit olmasa da önemsemediğini düşündürtecek bir basitlikte de olmaması gerekir bence
0
her giriste sifresini unutan adam
(27.11.20)
geçtiğimiz senelerdeki çekilişlerin birinde (2018 olmalı) bana da hediye gelmedi. hadi hediye neyse de bir de uzun uzun kendimi anlatan yazı yazdım arkadaş sordu diye. ifşanın yasak olduğunu bilmediğim için burada da paylaştım. doğal olarak silindi. sonra aynı şahsı netflix ortaklığı için ilan açtığında da gördüm. cevap verenlere durumu bildirdim.

umarım nick'ini hatırlarım. aldığım ekran görüntüleri yanımda değil sanırım. şimdi baktım tekrar. evet 2018 çekilişindenmiş ve nick'i de buldum. bildireyim.

ben yine çekilişe katılmak isterim.


4- çekilişi otomatik olarak gerçekleştiren çeşitli sitelerden yararlanılabilir. bu durumda a-b b-z e-f f-t gibi eşleşmeler oluşuyor ama başka platformlarda kullandığımda sıkıntı olmadı. organizatörlerin başına neler geldi burada, bilmiyorum. kısacası geçen seneki sistem.
0
sanat guresi
(27.11.20)
Varım diyorum.
0
duster
(28.11.20)
Yaz
0
vasilias
(28.11.20)
Ben de katılmak istiyorum.
0
plutongezegendegilmi
(28.11.20)
Beni de yazın.

Geçen yılın kara listesi elimde yok. O dönem liste yapmıştık ama moderasyon bu şekilde katılımı yasaklamanın uygun olmadığını söylemişti. Yine de bir bakayım belki bulurum.
0
kaptan maydanoz
(28.11.20)
Moderasyonla ilgili olarak bir düzeltme yapayım: Organizasyonla ilgili istediğiniz tedbiri olabilirsiniz, bu Ekşi Duyuru yönetiminden bağımsız bir organizasyondur, nasıl yapılacağına kimlerin katılacağına karar vermek konusunda belirleyici unsurlar organizasyonu düzenleyen ve katılan kişilerdir.

Önceki organizasyonlara dahil olup hediyesini göndermeyen kişilerle ilgili bir liste oluştuysa bu kişileri dahil etmemek en tabi hakkınızdır, oluşmadıysa eğer bu kişilerin nick'leri ÖZEL MESAJ yoluyla organizasyonu düzenleyen kişiye iletip bir liste oluşturabilirsiniz, yönetim adına dikkat edilen tek konu budur, önceki organizasyonlarda da yönetimin talep ettiği tek konu bu olmuştur.
0
angelus
(28.11.20)
beni de +1 leyiniz lütfen
0
tthet
(28.11.20)
beni de listeye yazabilirsiniz.

Geçtiğimiz iki yıl benim hediyelerim geldi gelmesine ama yaklaşık 1 ay sonra geldi her ikisi de. Böyle yapacak arkadaşlardan ricam lütfen katılmayın.

Organizasyon için katkısı olan herkese teşekkürler.
0
tss
(28.11.20)
listeye +1 :)
0
ala09
(28.11.20)
+1
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(28.11.20)
Vukuatım yok. Daha önce sadece bir kez katıldım zaten. Beni de ekleyebilirsiniz.
0
IncredibleMau
(28.11.20)
daha önce 5 kere mi ne katıldım. şükür hediye alınmamazlık edilmedi :D
siteye giriş sayım yeterli değil ama umarım engel değildir.
a <-> b c<->d olayı güzel olmuş.

beni de yazın kısaca :D

edit: benim düz hesabım (livaneli_kadir) ekşi sözlükte yazar olduktan sonra birleştirildi. bu yüzden giriş sayım düşük görünüyormuş. bilginize.
0
livaneli kadir
(28.11.20)
+1
0
denef
(28.11.20)
beni de ekleyin +1
0
don baba donelim
(28.11.20)
Tabiki varım bunu bekliyordum
0
IcedFlames
(28.11.20)
Benim için yılların geleneği, +1
0
tuborg yesili
(29.11.20)
+1
Yalnız üst limit varsa alt limit de olmalı.
0
Tamario
(29.11.20)
Beni de ekleyebilirsiniz ?
0
opitseri
(29.11.20)
ben de tekrar katılacağım.

tutarı ben de geçen sene aşmıştım.
durumu olmayanlarla eşleşebilirim. ben hediye vermeyi tercih ediyorum.
0
janderzel zartanyan
(29.11.20)
+1 beni de yazar mısınız? :)
0
candoguaydin
(29.11.20)
Beni yazabilir misiniz? :)
0
beyaztenlikiz
(29.11.20)
Yaz beni de ama 400 cevap şartını karşılamıyorum.

Geçen yıl hediyemi gönderdim ve aldım
0
birbilsem
(29.11.20)
bu arada hediyeleşmeye yurt dışından katılmak istiyorum. bana gelecek hediye için bir türkiye adresi verebilirim.
0
sanat guresi
(29.11.20)
beni de ekleyin lütfen ^^
0
the gangbang theory
(30.11.20)
gönder gelsin
0
hanim kos goethe geldi
(30.11.20)
+1
0
grigri
(30.11.20)
bu sene de katılıyorum, yazın beni de.
geçen sene hediyem gelmemişti. detayları özelden ilettim.
0
gucune giden kaplumbaga
(30.11.20)
Beni de yazın lütfen. :)
0
emfuzi
(30.11.20)
beni ve douchebag'i de ekleyin.

ben eskilerden douchebag'im. stewie hesabıyla hediyeleşmeye katılmadım, douchebag ile katıldım. bu nedenle yazdım. yeni girenleri almazsınız belki.
0
stewie
(30.11.20)
beni yazar mısınız?
0
ofelia
(30.11.20)
beni de dahil eder misiniz?
0
baharat
(30.11.20)
ben de varım
0
reanarchy
(30.11.20)
+1
0
obscure
(30.11.20)
Beni de yazabilirsiniz
0
jazzabel
(30.11.20)
Beni de yazın.
0
Big bada bum bum
(30.11.20)
hadi rast gele beni de lütfen
0
fıytfıyt
(30.11.20)
ben de varım
0
babafingo
(30.11.20)
yaz kanka
0
winston
(30.11.20)
+1 lütfen
0
Phoebe
(30.11.20)
+1
0
MandMs
(30.11.20)
Arkadaslar tik vermememe takanlar olmus. Yazdiklariniza bakiyorum ancak tik koymuyorum cevaplariniza cunku bu duyuruda cevabin tiklenmesi cekilise katilma isteginizin onaylandigini dusundurtebilir.

Kimin cekilise katilip katilamayacagi kayitlar bittiginde kara listenin icerigine ve Madde 3 teki minimum bir sarti saglayip saglamadiginiza gore otomatik belirlenecek. Dolayisiyla herkesin cekilise dahil edilmeme ihtimali mevcut cunku kara liste surekli guncelleniyor.

Ozellikle Madde 3'teki minimum 1 sarti da saglamiyorsaniz sadece 'beni ekle' vs yazmayin cunku o durumda direkt eleniyorsunuz. Katilma isteginizi o madde ile ilgili fikrninizi bildirerek belirtin. Eger cogunluk isterse o maddedeki ozelikle ilk iki sartin rakamlari biraz degisebilir. Ondan sonra 'vay efendim ben niye dahil edilmedim', 'haksizlik bu' falan demeyin :D
0
🌸j r r tolkien hayrani
(01.12.20)
merhaba çok mutlu oldum!

beni de yazar mısınız?
0
drystedb efficacious
(01.12.20)
+1
0
iwillsee
(01.12.20)
oradan bir adet başvuru formu rica edeceğim :)
0
makarnavodka
(01.12.20)
yaz beni de yaz:)
0
istege bagli sigortasiz
(01.12.20)
Ben de istiyorum katılmak ama şartları sağladığımdan emin değilim. Ama beni de yazın nolur.
0
Hallegadola
(01.12.20)
Şartları saglamiyorsa ben hallegadolaya kefilim
0
kisa
(01.12.20)
@kisa
Hocam süre bittiğinde kimin katılma isteği yaptığı, şartları sağlayıp sağlamadığı ve daha sonra da çekiliş olayı otomatik halledilecek. Dolayısıyla 'kefil' olma, 'referans' gibi bir durum yok ortada.

Bir de en başından beri üstüne basa basa diyorum ki o 3. maddedeki rakamlar mağduriyetleri engellemek için benim kendimce koyduğum sınırlar. Karşıysanız bu kurala ya da rakamları esnetmek istiyorsanız yazın. Çoğunluk memnun olduğu müddetçe benim için hava hoş. Kuralla ilgili bişey söylemeyip kişileri kuraldan muaf tutmaya çalışacak şekilde "X kişisini tanırım ekle listeye" durumu sence de direkt torpil olayı gibi değil mi?

Bu arada @Halle'ye baktım özellikle cevap sayısı gerçekten çok yakın sınıra. Eğer girmek istiyorsa onu limiti aşacak şekilde güncelleyebilir süre sonuna kadar ki umarım yapar da çünkü ne kadar çok kişi katılırsa o derece güzel olur organizasyon.
0
🌸j r r tolkien hayrani
(01.12.20)
@kisa teşekkürler hemşerim.
0
Hallegadola
(01.12.20)
@tolkien çalışacağım sınırı geçmeyi.
0
Hallegadola
(01.12.20)
Merhaba, ben de katılmak isterim. Önceki yıllarda da katıldım. Karşılıklı hediyeler gönderildi ve alındı. Şartları sağlayıp sağlamadığımı bilmiyorum fakat bu yıl ilk katılımım olmayacak :)

Ayrıca karşılıklı olmasındansa karma eşleşmeden yanayım.

Teşekkürler.
0
desdenova34
(01.12.20)
Sinirlenmek istemiyorsaniz katilmayin demeye geldim :)

Gecmis yillarda eslestiklerim cevap bile vermemisti yazdiklarima
0
turkuaz
(01.12.20)
beni de ekleyin.
0
bass solo take one
(01.12.20)
Beni de ekleyin +1
0
sen supersin
(02.12.20)
beni de ekleyin
0
ashleybon
(02.12.20)
yaz babuş
0
alt4y
(03.12.20)
ben de katılabilir miyim?
0
Kıllanıcı adı:
(03.12.20)
Tövbeliydim ama hadi bakalım. Beni de yazar mısın?
0
irene
(03.12.20)
Beni de ekleyebilirmisiniz?
0
spacevan
(04.12.20)
Beni de ekleyin
0
neymis
(05.12.20)
Beni de yazın bakalım, pandemi günlerinde eğlenceli bi şeyler olsun.
0
buff
(05.12.20)
ben de varım gençler.
0
erty_ksk
(06.12.20)
Katılırım.
0
diyanet takvimi
(06.12.20)
Arkadaslar son saatlere giriyoruz. 23:59 dan sonra bu baslik balkabagina donusecektir.

Not: Bu arada diger kontroller yapildi, sadece bir(1) uye sartlari saglamiyor. O da 5 ay ile kaciriyormus. Ilginc.
0
🌸j r r tolkien hayrani
(06.12.20)
sevinmenin ve sevindirmenin bu dönemde iyi geleceğini düşünüyorum. ben de katılmayı isterim.
0
jepa
(06.12.20)
Bekliyoruz Tolkien
0
kisa
(06.12.20)
(8)

buzluktaki kıymayı çözdürmeden yemekte kullanma hakkında

panamera
Selamlar, 1 kilo kıyma alıp 200-250 gramlık şeklinde ve iyice yassılaştırarak birer yemeklik dondurucuya atayım diyorum. bu paketleri dondurucudan çıkarır çıkarmaz tavada kavurabilir miyim? örneğin kıymalı makarna gibi bir yemekte kullanabilir miyim? yoksa illa belli bir zaman önce dondurucudan çıka
Selamlar, 1 kilo kıyma alıp 200-250 gramlık şeklinde ve iyice yassılaştırarak birer yemeklik dondurucuya atayım diyorum. bu paketleri dondurucudan çıkarır çıkarmaz tavada kavurabilir miyim? örneğin kıymalı makarna gibi bir yemekte kullanabilir miyim? yoksa illa belli bir zaman önce dondurucudan çıkarıp çözülmesini mi beklemeliyim.

iyi akşamlar.
0
panamera
(26.11.20)
Canın nasıl isterse kullanabilirsin :)
Erimesini beklemene gerek yok. Tencereye, tavaya atıp, kısık ateşte ağzı kapalı biraz bekletebilirsin. Büyük ateşte döndüre döndüre pişirebilirsin. Ne istersen.
0
jalapeno
(26.11.20)
Kıyma az ısıda bile çabuk çözülür üstteki öneri gibi de devam et ..
0
Erva
(26.11.20)
ben hiç çözülmeden kullanmadım, ama google'a sorunca hızlı çözme yöntemleri cevapları geliyor. yine de dikkat etmek lazım bakteri oluşturmadan çözmek gerekiyor.

ama kıyma tüketen biriyseniz aynen öyle dediğiniz alıp buzluğa atın, çok işe yarıyor. zaten kasapta öyle istediğinizi söyleyin onlar öyle ayrı ayrı paketliyor. yemeklik kuşbaşı et falan kullanıyorsanız ondan da öyle küçük porsiyonlar paketletebilirsiniz, birer yemeklik gibi.
0
nimberjack
(26.11.20)
250 Gr tek kişi için fazla gelir. Daha az olacak şekilde paketleme bence.
0
elorelia
(26.11.20)
Yarım kilo kıymayı bozdolabı poşetine koyup elinizle/ merdane/kalem ile iyice yassılaştırın. İnce bir tabaka oluyor miktar az olduğu için. Kullanacağınız zaman ihtiyacınızı buzluktan çıkarıp çat diye kırar kalanı buzluğa geri koyarsınız. O kırdığınız parça zaten 10 dk da yumuşar istediğiniz gibi kullanabilirsiniz.
0
cilekli pasta
(26.11.20)
ben sadece köfte yapacağım kıymayı çiğ koyuyorum buzluğa. yemekte kullanacaklarımı kavurup birer yemeklik olacak şekilde poşetliyorum. yarım saatte falan çözülüyor böyle olunca. yemek yaparken doğrudan ekliyorum.
0
Phoebe
(26.11.20)
Kapağı kapalı pişirirsen ilk başta, donmuş olsa da bir tarafı yanık bir tarafı donuk kalmaz. Ayrıca biraz kısık ateşte pişirmeye başlamak daha iydir donmuş ürünleri, eşit çözülme sağlar. Suyunu saldıktan sonra çok önemi yok tabi.
0
Unde bach canim
(27.11.20)
250 gram fazla, daha küçük porsiyonlar yapın.
dediğiniz şekilde yemeğin içine atınca hemen çözülüyor zaten.
çok yüksek ateşte değil, biraz daha hafif-orta ateşte birkaç kere çevirseniz dağılıyor hemen.
0
blatta hiberna
(27.11.20)
(3)

İzmir Fizyoterapist Tavsiyesi

alaimisema
Merhaba arkadaşlar,Şu an bir özel hastanenin fizik tedavi merkezinde fizik tedavi görüyorum ama çok başarılı mı bilemiyorum bodozlama geldim. Sizin deneyimlediğiniz özellikle omuz konusunda tecrübeli fizyoterapist ya da fizik tedavi merkezi var mı?Şehir: İzmir
Merhaba arkadaşlar,
Şu an bir özel hastanenin fizik tedavi merkezinde fizik tedavi görüyorum ama çok başarılı mı bilemiyorum bodozlama geldim.

Sizin deneyimlediğiniz özellikle omuz konusunda tecrübeli fizyoterapist ya da fizik tedavi merkezi var mı?


Şehir: İzmir
0
alaimisema
(25.11.20)
prof. dr. elif akalın
0
la lykia
(25.11.20)
Bir yakınımı İsmail Atabek'e götürmüştüm, ortam güzeldi. Kişisel deneyimim yok.
0
kanlakarisikyagmur
(25.11.20)
borfiz'i araştırabilirsiniz.
0
Phoebe
(25.11.20)
(17)

lisede nasıl bir insan olduğunuzu hatırlıyor musunuz?

Jux
soru oldukça absürt, farkındayım. ama çok enteresan ki lisedeki jux nasıl biriydi diye düşündüğümde kafamda net bir şey belirmiyor. lise derken, en az 10 seneden fazla bir süreden bahsediyorum.bahsettiğim şey insanların beni nasıl gördüğü, yani dışarıya karşı nasıl bir izlenim verdiğim. şimdiki arka
soru oldukça absürt, farkındayım. ama çok enteresan ki lisedeki jux nasıl biriydi diye düşündüğümde kafamda net bir şey belirmiyor. lise derken, en az 10 seneden fazla bir süreden bahsediyorum.

bahsettiğim şey insanların beni nasıl gördüğü, yani dışarıya karşı nasıl bir izlenim verdiğim. şimdiki arkadaşınıza sizi sorsalar nasıl tanıtır sorusuna cevap verebiliyorum ama o zamankine veremiyorum. elbet bir profil var ama çok genel, sanki o zamanlar düşünce şeklim insanların beni nasıl gördüğüyle alakalı değilmiş ki o zamanlardan aklımda kalan tespitler yok diyorum.

buna özfarkındalık mı diyoruz? sizin özfarkındalığınız yüksek miydi o zamanlar, ergenliğinizde dışarıdan nasıl göründüğünüzü hatırlıyor musunuz?
0
Jux
(23.11.20)
@playing star again, benim de biraz demek istediğim o aslında, kendi duygu düşüncelerimden bağımsız halimi şu an analiz edemiyorum.
ben arkadaş yorumu da hatırlamıyorum işin kötüsü, sanki bunların üzerine hiç konuşmamışız gibi. eminim konuşmuşuzdur, yani bu direkt bir hafızasızlık kaynaklı da olabilir.

soruyu sorma sebebim, acaba ergen olmanın getirdiği bir durum muydu bu özfarkındalık eksikliği, o yüzden sordum. ilkokul zamanlarında nasıl biri olduğumun daha farkındayım mesela.
0
🌸Jux
(23.11.20)
2012'de mezun oldum. başka insanların beni nasıl gördüğünü bilemem tabii ama benim o zamanlar nasıl birisi olduğuma dair net bir fikir var kafamda. yine çekingen, ürkek biriydim ama enerjim ve potansiyelim daha yüksekti. başarılı bir öğrenciydim. küçük ama çok güzel vakit geçirdiğim, çok güzel anılar biriktirdiğim bir arkadaş grubum vardı. kendimi hiçbir zaman "insanlara ilham veren" birisi olarak görmedim, daha ziyade sessiz ve silik bir tipim ama şunu fark ettim mesela: ben buz hokeyini çok severdim. ne alaka yani türkiye'de lise okuyan adamın buz hokeyiyle ne işi olur, di mi? arkadaşlarımla NHL 09'da turnuva yapmıştık, ilçemizde açılan buz pistine kaydolmuştuk, geceleri oturup birlikte NHL izler hale gelmiştik vs... bu açıdan düşününce diyorum ki belki sandığımdan daha olumlu bile olabilir tablo. yani çocuklar benden görüp, duyup buz hokeyini sevmeye başladı. bir arkadaşın hala takip ettiğini biliyorum mesela yıllar sonra.

lisede neredeyse her şey iyiydi benim için. okulda başarılıydım, hemen herkes çok akıllı olduğumu düşünürdü, sağlıklıydım, fiziksel olarak aktif olduğum için at gibi vücudum vardı vs...

bir insan sekiz senede ne kadar batabilirse o kadar battım. sanırım biraz da o yüzden bu kadar net bir fotoğraf oluştu kafamda liseye dair. o zamanlar hayallerimiz vardı, ümitlerimiz vardı. olmayan her şey için "daha çok vakit var" diyebiliyorduk. şimdi ne oldu? iş yok güç yok, iki adım atsak gtümüz çıkıyor, özgüvenin ö'sü yok, bi ingilizceyi kotardık işte başka yetenek-beceri namına hiçbi şey yok. liseden sonra da güzel şeyler yaşamadım değil ama keşke hep lisede kalabilseydim hehe.
0
der meister
(23.11.20)
2012 mezunuyum, maldım. Şimdiki kafam olsa kimseyi siklemez hayvan gibi ders çalışırdım.
0
Hallegadola
(23.11.20)
@jux ilk yanıtına katılıyorum. ortaokulda nası biri olduğumu da başkalarının hakkımda ne düşündüğünü de kesinlikle bildiğimi düşünüyorum ama lise halimi hatırlamıyorum neredeyse özellikle lise1
0
owaki
(23.11.20)
2006'da mezun oldum. Kadayıf olmuşum onu fark ettim. Neyse konuya girelim. Meslek lisesinde okudum. Çoğu şeyi hatırlıyorum. Naif , kibar , içine kapanık falan yazmayı çok isterdim. Ama itin tekiydim. Hiç pişman değilim. Geçen lise hocamla konuştum. Ona tasdik etti hayvan olduğumu.

Lise arkadaşlarımla eşimi konuşturamıyorum. :D İşin kötüsü nedenlerini dün gibi hatırlıyorum.

Bu ara Liseden kalma resimlerinize baktığınızda da hatırlamıyor musunuz ?
0
ycaycayca
(23.11.20)
2000 yılında mezun oldun liseden :)

çok içe kapanık ve çömez bir kopildim. kızlarla konuşmaya bile cesaretim yoktu, hatta kitaplarına notlar sıkıştırırdım cesaretim pek yoktu. gerçi bunda evin en küçüğü olmam etkiliydi, abi baskısı. ev-okul hattında takılırım genelde. anca okulun bitmesine 1-2 ay kala açılmaya başladım o da biraz geç oldu, çünkü herkes okula gelmemeye başlamıştı.

allahtan güzel sanatlara gittimde sonra kendime geldim, yoksa kullandığım oy bile boşa gidecekti.
0
redeath
(23.11.20)
Mezun olalı 30+ sene oldu. Neredeyse dün gibi hatırlıyorum. Bunda lise arkadaşlarıyla ara ara buluşmamızın da etkisi var. Hatırladığım çok daha dışa dönük, sahnelere oynayan bir çocuktum. Zaman geçtikçe törpülendim. Zaman, zalimsin...
0
SiyamkedisiZorro
(23.11.20)
7 yıllık anadolu lisesinden 2002'de mezun oldum. lisedeki halim şimdikine benzer. zehir gibi bir kafa. yaşıtlarımın çok üstünde bir vizyon. yazın bir ayda babamın aylık maaşının üç katı para kazanırdım. inanılmaz bir ticari zekam vardı. gerekirse bu geliri kaptırmamak için çok küçük çapta mafyalık, çetelik işine bile girdim. (normal insana değil, benim işimi zorla elimden almak isteyenlere)
0
stewie
(23.11.20)
insanların nasıl gördüğünden ziyade kendimi nasıl görüyordum diye cevap verirsem,
daha enerjik, neşeli, komik ve vurdumduymazdım.
yaş aldıkça sorumluluklarla beraber tabi hayatın ciddiyeti daha çok çıkmaya başladı bünyede.
0
bigcaptain
(23.11.20)
son derece kapasitesinin farkında bir lise öğrencisiydim, sürekli sorgulayan, haklarının peşinde koşan biriydim. lise arkadaşlarım ne zaman beni görse gram değişmedin sen diyorlar.
0
Phoebe
(23.11.20)
o zamanlar aşırı gevşek ve hiçbir şeyi umursamayan bir yapıdaydım (bunu bir savunma mekanizması gibi kullanıyordum) ve pek farkında değildim ama üzerinden yıllar geçip geriye dönüp baktığında her şeyi daha iyi görebiliyorsun.
hayatın en kazık taraflarından biri de bu olsa gerek.
0
filteria
(23.11.20)
2006'da liseden mezun oldum. Dışarıdan nasıl gözüküyordum bilmiyorum. Kendi düşüncelerimi yazayım.

- Aklı bir karış havada, toz pembe bir hayat yaşayan malım biriydim.
- Asosyal bir hayatım vardı. Yaz tatilleri bilgisayar başında geçiyordu.
- Utangaçtım.
- Erkek kişisi olarak karşı cinsle iletişimim epey zayıftı.

Baya malmışım özellikle lise döneminde. Kendimi iyi kötü bir şekilde kurtarmışım. Özfarkındalık üniversitede hazırlıktayken oluşmuştu. Utangaçlığımdan hocaya soru soramamıştım. O an dedim, bu iş böyle gitmez. Üniversitede pek süper geçmedi tabii ama en azından değişim için bir özfarkındalık oldu.

Üniversiteye 2007 senesinde girdim. Aradan 13 sene geçti, halen değişiyorum. Geriye dönüp baktığımda ne kadar malmışım diyorum hep.
0
put it in your appropriate place
(23.11.20)
8 sene oldu gayet iyi hatırlıyorum nasıl olduğumu. Her şeye ve herkese sebepsiz bir öfke duyuyordum. Tabii bunun nedenini daha yeni yeni anlamaya başladım. Kendimi düzeltmeye de öyle. o zamanlar farkında olsaydım yaptığım bir çok hatayı yapmazdım daha mutlu olurdum diye düşünüyorum ama bu şekilde öğrenmem gerekiyormuş.
0
Sonsuzluk ve Bir Gün
(23.11.20)
peheyy 2013 mezunuyum. sessiz sakin gözükürdüm hocalara ama aslında piçin tekiydim ben de :D hiçbir şeyi ciddiye almazdım o dönemlerde yaa aklım olsa çok daha fazla ders çalışırdım.
0
theseachange
(23.11.20)
Ezik.
0
trixi
(23.11.20)
hatırlıyorum çünkü hiç değişmedim. 2007 lise mezuniyetim.

ama sizin hatırlamıyor olmanız da çok sıkıntı değil bence.
0
disardayim
(23.11.20)
Hatırlıyorum çünkü hiç değişmedim.+1 Gayet aklım başımdaydı, ergen triplerim ya da hezeyanlarım olmadı hiç.
2012 mezuniyetim.
0
Amaranta ursula
(23.11.20)
(4)

gençleştirici-canlandırıcı yüz kremi

halanne
yaşlandım be sözlük. yaş oldu 44. çizgilerle beyaz tellerle bir derdim yok ama, cilt tipi olarak hep solgun, yorgun, cansızım, gözenekler geniş mi deniyor bir de öyle bir şey var. gerçi bunların yaşla da alakası yok sanırım hep öyleydi. kırışıklıklarım kalsın da, böyle yüzüm parlasın, ışıldasın, gen
yaşlandım be sözlük. yaş oldu 44. çizgilerle beyaz tellerle bir derdim yok ama, cilt tipi olarak hep solgun, yorgun, cansızım, gözenekler geniş mi deniyor bir de öyle bir şey var. gerçi bunların yaşla da alakası yok sanırım hep öyleydi. kırışıklıklarım kalsın da, böyle yüzüm parlasın, ışıldasın, gençlik fışkırsın istiyorum. makyajsız bile canlı bir yüzüm olsun istiyorum. sokakta karşılaşsak ajda pekkan bana hasetle baksın istiyorum. ama bunu fazla para vermeden yapayım istiyorum, çünkü ya para verip hevesle aldığım şeyi 3 gün sonra kenarda unuturum ya da değmez diye düşünüp almam.
bir de tembelim ben, öyle önce bunu yap, sonra 5 dakka bekle, sonra şunu yap gibi alengirli şeylerle uğraşamam, bazen akşamları yatarken dişlerimi fırçalamaya bile üşeniyorum o derece yani. en fazla akşamları oturduğum yerde süreceğim bir krem hadi olmadı sabah da yüzümü yıkayacağım bir şey olsun istiyorum.

çok şey mi istiyorum? peki ne istiyorum?
0
halanne
(20.11.20)
En kolayı tek kullanımlık maske kullanmanız ya da bir cilt bakımı yaptırmanız. Cildinize ne kadar az ürün sürerseniz cilt daha sağlıklı kalır.

Aşağıda linkini bıraktığım serumları ürünleri deneyebilirsiniz. Bunlar son 2-3 yıldır çok kullanılıp, övülen ürünler. Özellikle trendyol linki bıraktım, yorumlara göz atmanız için.

ty.gl

ty.gl

ty.gl

Ben cilt bakımında makyaj yapmadığım zamanlar sadece temizleyici jel kullanıyorum. Normal bir cilt yapım var La Roche Posay Effaclar Jel hem temizleme hem cildi güzel gösterme açısından bence çok başarılı.
0
GoodMorningTeacher
(20.11.20)
ben 2 tane peeling kullanıyorum dönüşümlü. duşta duruyor bunlar, böylece sabahları önce onu sür sonra lavaboda yıkamaya çalış falan uğraşmıyorum.
www.rossmann.com.tr
www.rossmann.com.tr

günlük bakım için göz kremim uzun yıllardır aynı ama yüz kremimi ara ara bu serinin farklı özellikte olanlarıyla değiştiriyorum;
www.rossmann.com.tr
www.rossmann.com.tr

ayrıca 10-15 günde bir aklıma estikçe bu ampüller veya kapsüllerinden kullanıyorum dönüşümlü. bir sürü özellikte olanı var, sayfadan incelersin. o ara hangisine ihtiyacım olduğunu düşünürsem onu seçiyorum.
www.rossmann.com.tr
www.rossmann.com.tr

haftada bir banyoda yüzüm için;
www.rossmann.com.tr

gece yatarken falan hiç bir şey kullanmıyorum. zaten makyaj hiç yapmıyorum. bol su tüketiyorum.herkes yaşıma göre çok sağlıklı ve canlı bir cildim olduğunu söylüyor.
0
Phoebe
(20.11.20)
Sadece kullandiginiz urunler degil ayrica beslenmeniz de onemli saglikli bir cilde sahip olmak icin. Saglikli yaglari diyetinize ekleyebilirsiniz, mesela ben mutlaka avokado, ceviz, badem, findik hergun tuketmeye calisiyorum. Bunun disinda c vitamini onemli. Sabahlari green juice yapabilirsiniz, bir suru tarif var nette bakarsaniz, ben mesela ispanak, maydanoz, limon, elma, zencefil ve muzlu mutlka haftada en az 4-5 kere yapiyorum. Ve tabiki su tuketimi cok onemli en az 2 litre olmali. Ben 30 yas ustuyum ama kimse inanmaz belki genetik ama mutlaka yaptiklarimin da faydasi vardir.

Urun onerisine gelirsek iyi icerikli bir nemlendirici kullanmak cok onemli. Avene’nin urunlerini tavsiye edebilirim. Hem fiyatlari da cok yuksek olmamasi lazim Turkiye’de nasil bilmiyorum su an. Ayrica iyi bir serum kullanabilirsiniz. Ben estee lauder advanced night ya da bazen l’occitane immortale reset kullaniyorum ama maalesef fiyatlari biraz yuksek. Belki daha uyguna baska serumlar bakabilirsiniz c vitamini serumu da olabilir.

Bu arada oneriler arasinda gordum ben La Roche Posay Effaclar’in hyaluronik asit serumundan hic memnun kalmadim onu da belirtiyim:)

Bir de goz kremi, ben kiehls’in midnight repair eye i kullaniyorum ondan da memnunum.

Simdilik 3 urunle baslarsaniz nemlendirici, serum ve goz kremi baya bi faydasi olur. Tabi beslenmeye de dikkat edelim:)
0
carmenta
(20.11.20)
alengirli dediğiniz şeyi çogumuz yapmıyor saç bakımı dışında :)

www.limonian.com

bu ürünü bakım için değil ama yüzünün her yerine sürdüğünde çok güzel bir parlaklık sağlıyor. 5 buçukta kalkıp iişe giderken ayılmıyorum ama 5 sn şunu sürmek aşırı iyi geliyor.kokusu da hoş
0
ala09
(20.11.20)
(9)

Coronavirus testi için eve geliyorlar mı?

Mehmet Ersoz
valide coronavirus kaptı sanırım. titremeye üşümeye başladı. şu anda ilk gün. başka bir belirti yok58 yaşında, astım (koah) ve yüksek tansiyoun hastası.eve test yapmaya gelirler mi acaba?nereyi aramalı?
valide coronavirus kaptı sanırım. titremeye üşümeye başladı. şu anda ilk gün. başka bir belirti yok

58 yaşında, astım (koah) ve yüksek tansiyoun hastası.

eve test yapmaya gelirler mi acaba?

nereyi aramalı?
0
Mehmet Ersoz
(20.11.20)
Temaslı olunca karantina kararı bildiriliyor. O durumda eve geliyorlar ancak henüz teşhis konmamış ya da temaslı olmayan birine geliyorlar mı bilmiyorum ama sanmıyorum. Öyle olsa kimse hastaneye gidip 4 saat kuyruk beklemez.
0
himmet dayi
(20.11.20)
Baai Ozel hastanelerin evde bakim servisleri yapiyor evde test. Onun disinda 112 ile giderse sira bekleme ihtimali daha dusuk olur devlette
0
rockinside
(20.11.20)
peki sağlık ocağında test yapıyorlar mı acaba?
0
🌸Mehmet Ersoz
(20.11.20)
Test yaptırmanız gerekiyor, test sonucuna göre eve geliyorlar

Özel veya devlet, testi yaptırın bekletmeden.
Çok geçmiş olsun
0
purplee
(20.11.20)
Saglik ocaklari yapmiyor malesef
0
rockinside
(20.11.20)
Sağlık ocağı yapmaz, Testler genelde devlet yada araştırma hastanelerinde yapılıyor. Özel hastanelerde yapıyor ayrıca.

3 seçeneğin var;

1- 112 yi arayıp ikna etmeye çalışmak (çoook zor ihtimal belki durumu yi değil filan denirse ikna edilebilir.)
2- En yakın test yapan hastaneye gidip test yaptırmak. (pozitiflerle uzun kuyruklarda bekleme sıkıntısı)
3- Özel hastaneye gidip test yaptırmak (Para kaybı, ayrıca pcr testi sadece 250 TL iken bu çakallar bir çok test ekleyip 1000 TL ye kadar hesap çıkarabiliyormuş.)

Geçmiş olsun
0
infernalcadre
(20.11.20)
geçmiş olsun.
siz gideceksiniz ya da 112'yi arayacaksınız.
0
cliquot
(20.11.20)
özel hastanede yaptırdık biz ofis olarak, gündüz gidince covid için çok sıra oluyor, 6 dan sonra gittik, hiç beklemeden hallettik. en başta kayıt yaptırırken ödedik, fiyatı teyid ettik, kişi başı 250 tl ödedik.

çift maske taktık, hiç oturmadık, kayıt deskine yaslanmadık, temas etmedik. yanınızda kalem götürün formları imzalamak için, yoksa herkesin dokunduğu kalemlere dokunmak zorunda kalırsınız.

strese ve riske girmeyin, gidin yaptırın.
0
Phoebe
(20.11.20)
her özel hastane devlette geçerli olan testi yapmıyor bu arada aklınızda olsun. özellikle sorun bu durumu sonucu e devlette görebiliyor muyum diye.
0
ayin yazari
(20.11.20)
(11)

Fark yarattı dediğiniz bir diş fırçası var mı?

ofelia
Bir arkadaşım story atmış geçen şu tahta saplı, fırçası da dışarıdan bakıldığında çok düz, şovsuz görünen diş fırçalarını diş doktoru önermiş de hayatı değişmiş. Öyle influencer falan değil normal biri, baya övmüş işte fırçayı. Ben bunları bir süredir görüyorum ama hiç incelemedim. Bende de elektrik
Bir arkadaşım story atmış geçen şu tahta saplı, fırçası da dışarıdan bakıldığında çok düz, şovsuz görünen diş fırçalarını diş doktoru önermiş de hayatı değişmiş. Öyle influencer falan değil normal biri, baya övmüş işte fırçayı.

Ben bunları bir süredir görüyorum ama hiç incelemedim. Bende de elektrikli olanlardan var. Fırçaları da değişik değişik, 3d beyazlatma bilmem ne. Siz ne yapıyorsunuz, ne kullanıyorsunuz?

Cidden denediğinizde "oo bu da ne güzelmiş, ağzım dişim bayram etti" dediğiniz bir diş fırçası var mı?
yoksa hepsi aynı mı?
bu elektrikli vızır vızır dönenlerin bir sakıncası var mı?
çünkü çok uzun zamandır kullanıyorum bırakayım mı artık?
0
ofelia
(18.11.20)
curoprax 5460 diş hassasiyeti olanlar için efsane bir fırça. şu an elektrikli diş fırçası var. saçma sapan yerlerde de hassasiyet oluşmaya başladı. tekrar curopraxa dönmeyi düşünüyorum

galiba böyle yazılmıyor ya.
0
kablelvuku
(18.11.20)
Elektrikli degistirdi benim hayatimi. Daha az eforla daha iyi temizliyor. Vazgecmem ben kolay kolay herhalde
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(18.11.20)
son 2 diş doktoruda en basic, dümdüz olanlarla yukardan aşağı fırçalayın ve muhakkak diş ipi kullanın demişlerdi. gerçekten de çok rahatladım 1,5 senedir. ben de e o kadar reklamı yapılıyor diğerlerinin yok bilmem ne kıvrımlı, yok elektrikli, yok şuralara ulaşan falan diye gülmüştüm. adamda adı üstünde reklam onlar demişti :).
0
Phoebe
(18.11.20)
Ben de elektriklinin gerçekten daha çok temizlediğini hissediyorum nedense. Uzunca bir süre kullandım, aynı temizlik hissini normal fırçalar vermiyor. Ama dişçi değişim tabii.
0
roket adam
(18.11.20)
kablelvuku+1

5 senedir falan curaprox 5460 kullanıyorum. gayet memnunum. fiyatları inanılmaz arttı yalnız buna aşırııı derecede üzgünüm :'(
0
dedim ben sana
(18.11.20)
www.amazon.com

2 yıldır bunu kullanıyorum. ondan önce de bir alt modelini kullanırdım. 15 yıldır elektrikli diş fırçası kullanıyorum. dişlerim çok sağlıklı, diş beyazlatma yapmadan bembeyaz.
0
stewie
(18.11.20)
benim için tepe supreme. doktorum tavsiye etmişti. curaprox dahil, bundan daha yumuşak hisli bir fırça kullanmadım.
0
sir gawain
(18.11.20)
baya uzun suredir curaprox 5460 kullaniyorum ben de. bir seyahatte unuttugum ve bulamadigim icin baska bir firca almistim, resmen tuvalet fircasi ile fircaliyormus gibi hissetmistim.

Bu yuzden curaprox +1 diyorum.
0
65 derece
(18.11.20)
ben birkac tane dis fircasi kullaniyorum. ama dis macunu pek kullanmiyorum. yatmadan once filan bazen...

oral b'nin en ucuz elektrikli modeli var. macunsuz da fircalasan o temizlik hissini veriyor o yuzden seviyorum ama sevmedigim yanlari da var. mesela firca arkasinda kalan plastigin dise carptiginda biraktigi his beni rahatsiz ediyor.

bir tane taha sapli varm yumusak killi. tahta olmasi yukaridaki sebepten guzel cunku plastik gibi sert bi vurus olmuyor. bundan da memnunum.

tatilde yolda izde normal killi katlanabilir model tasiyorum. zor oluyor ama hic yoktan iyidir...
0
supergirl
(18.11.20)
Vallla ben söz konusu dişlerim olunca oldukça hassasım o yüzden geçenlerde arayışa girip sormuştum burada: eksiduyu.ru
1 aylık curaprox 5460 kullanıcısıyım memnunum, öneririm.
0
Amaranta ursula
(18.11.20)
Elektrikli fırça kullanıyorum. Normal elektriksiz çoğu fırça ve macun beni huylandırıyor. Huylanmamam için fırçanın biraz sert olmadı ve şeffaf telli olması, macunun ise jel kıvamında olması lazım. Ama elektrikli fırça hızlı döndüğü için macunun ve fırçanın dokusunu pek hissetmiyorum ve daha iyi temizliyor.
0
playing star again
(18.11.20)
(1)

yabancı personel çalıştıran firmalar, stklar....

cosmicgadin
personeli genelde yabancılardan oluşan firma,stk vb bulmam lazım. nası bulalım?
personeli genelde yabancılardan oluşan firma,stk vb bulmam lazım. nası bulalım?
0
cosmicgadin
(15.11.20)
hak temelli uluslararası dernekler
mülteci çalışmaları yapan dernekler
serbest bölge benzeri yerlerde varlık gösteren firmalar
dış ticaret yapan şirketler
yabancı şirketlerin tr ofisleri

ilk aklıma gelenler bunlar oldu. misal uluslararası af örgütü;
www.amnesty.org.tr

istanbul'da yaşıyordu diye biliyorum kendisi.
0
Phoebe
(15.11.20)
(9)

Sevilmeyen Bir Şehirde Yaşamak Zorunda Kalmak

semsettin
Merhaba arkadaşlar Doğma büyüme İzmir'liyim. 25 yaşından sonra iş nedeniyle Ankara'ya taşındım. Sevemedim, alışamadım. Her seferinde İzmir'e gitmeyi gözler oldum. Olmadı, bir şekilde başaramadım, burada bir hayat kurdum, eşim burada çalışıyor, ben burada çalışıyorum ama hayatımdan keyif alamıyorum.
Merhaba arkadaşlar

Doğma büyüme İzmir'liyim. 25 yaşından sonra iş nedeniyle Ankara'ya taşındım. Sevemedim, alışamadım. Her seferinde İzmir'e gitmeyi gözler oldum. Olmadı, bir şekilde başaramadım, burada bir hayat kurdum, eşim burada çalışıyor, ben burada çalışıyorum ama hayatımdan keyif alamıyorum. Buraya İzmir övücülüğü yapmaya gelmedim. Herkese kendi memleketi güzeldir. Ancak doğup büyüdüğüm yere taban tabana zıt olan bu kentte resmen amaçsızca yaşıyorum, keyif almadan yaşıyorum. İstifa etmeye ve İzmir'e geri taşınıp sıfırdan bir hayat kurmaya, iş aramaya da cesaretim yok.

İnsanlara sorduğumda yaptığımın şımarıklık olduğunu söylüyor bir kısmı. Millet iş bulamıyor, sen şikayet ediyorsun diyen var. Haline şükret diyen var. Şükrediyorum orası ayrı konu. Ama keyif almadan yaşamak, sadece ölmemek için yaşamak yeterli midir? Hayatımdan keyif almıyorum. Doğduğum büyüdüğüm yerlerin sokaklarında amaçsızca yürümenin, oradaki eski arkadaşlarımla oturup saatlerce muhabbet etmenin hayalini kuruyorum. 30 yaşımı geçtim ama hala hayallerim ve düşüncelerim bu. Resmen amaçsızca yaşadığımı hissediyorum. Şehirde sevecek şeyler bulmakta zorlanıyorum. Deniz kıyısından ve nispeten rahat bir memleketten gelmenin sebebi mi bu? Kişilik yapımın etkisi mi bilmiyorum. Bana burada her şey renksiz, sıkıcı, soluk geliyor. Her seferinde memlekete gitmenin hayallerini kuruyorum.

Benzer durumları yaşayanlar var mı? Şımarıklık mı yapıyorum? Çok şey mi istiyorum?
0
semsettin
(13.11.20)
kobuzchu kiz'a ek olarak; siz acaba "buyumeyi" sevmemis olabilir misiniz ? cocuklugunuzu, gencliginizi ozluyor olabilir misiniz ? evlilik, cocuk, is derken bunlar mi size zor geldi acaba ?
0
sweetoffice
(13.11.20)
Cevaplar için teşekkür ederim.

@kobuzchu kız

Sosyal çevrem kısıtlı evet, pandemi öncesinde de kısıtlıydı. Ancak pandemiden önce dediğiniz aktivitelerin bir kısmını yaptım, evet, fakat Ankara Kalesi beni çevresi itibariyle ürkütüyor mesela. Bakın hiçbir şehri kötülemek istemiyorum, belki sorun bendedir fakat ben Çankaya ilçesi sınırları hariç eşimin elini tutup güvenle yürüyemiyorum pek fazla. Yani benim doğduğum memlekette insanlar sokaklarda yaşar, gece bile ara sokaklarda şortlu, etekli kızları bulabilirsiniz. Ben erkek olarak akşam bile dışarı çıktığımda eşimin kıyafetine karışmak zorunda kalıyorum. Yaşamayan bilemez. Deniz kıyısı rahatlığı ile iç bölgelerin soğukluğu ile ilgili bir durum belki bahsettiğim. Her yer bina, her yer gri geliyor bana. Çok klişelere girmek ve suçlama yapmak istemiyorum. Benim hissettiklerim bu. Yoksa güzel bir konsere, tiyatroya, oyuna gittiğimde mutlu oluyorum fakat Ankara "sokakta" yaşanabilen bir şehir değil. Ben özgürce kilometreler yürüdüğüm zamanları özlüyorum.

@sweetoffice

Büyümeyi sevmediğim kesinlikle doğru bir tespit fakat eşimle kendi şehrimde olsak daha mutlu oluruz diye düşünüyorum. Kısa zaman gittiğimizde zaten kendimi daha mutlu hissediyorum. Yalnızken bile yapacak bir sürü şey buluyorum. En basitinden deniz kenarında oturmak, sevdiğim semtlerin sokaklarını turlamak gibi. Ama burada bunu yapamıyorum. İzmir'de de çalıştım. Orada da dertlerim vardı fakat her gün umutla beklediğim bir şeyler yoktu, genel anlamda 10 üzerinden 5-6 mutlulukla yaşıyordum. Şimdi (pandemi öncesinde de) 2-3 puanı geçmiyordur herhalde.

@imojeen

İkimizin İzmir'de tatmin edici bir iş bulması biraz zor gibi gözüküyor. O burada mutlu. Halbuki ikimiz de İzmirliyiz ve ailelerimiz orada. Ama düzen burada oturdu işte.

Bazen düşünüyorum. doğu illerimizden birine, küçük bir şehire de gidebilirdim. Orada ne yapardım diye. Bunları düşününce yaptığım şımarıklık diyorum. Ama kendimizi mi avutuyoruz yoksa modern kölelik düzeninde her şeyi normalleştiriyor muyuz bilmiyorum. Sevdiğim şehirde, memleketimde bile yaşaamıyorsam, hangi refahtan, hangi haktan bahsediyoruz diye düşünürken buluyorum kendimi bazen.
0
🌸semsettin
(13.11.20)
sürekli arkanıza baktığınız için önünüzdeki yeni yolları göremiyorsunuz. kafanızın içi tamamen arkaya dönükken görmeniz imkansız. sevecek şeyler bulmakta zorlanmanızda bu nedenle, zihniniz o kadar ön yargılarla, geçmişle ve izmirle dolu ki yeni şeyler için alan yok zaten.

ön yargılarınızı ve geçmişte yaşamayı bir kenra bırakırsanız ancak o şekilde yeni bir hayat kurmanız mümkün olur.
0
Phoebe
(13.11.20)
Hocam 2 yol var.

a- Dönebilecek bir yol bulmak
b- Sevmeyi öğrenmek.

İkisinden birini başarabilirsiniz, hiçbir şey imkansız değil.

Sadece b şıkkına gidilecekse:
Biraz fazla taraflısınız. Ankara o kadar cehennem ve güvenilir olmayan bir yer değil. Bunu bir süre orada yaşamış ve hala da kardeşi orada yaşayan biri olarak söylüyorum. İzmirli olup Ankara'da yaşayan arkadaşlarım da epey var. Her şehrin kendine göre güzellikleri ve zorlukları var. Kabullenmek ve harekete geçmek lazım.
0
lcha
(13.11.20)
Ankara’da üniversitem nedeniyle üç yıl yaşadım.

Her fırsatta İstanbul’a geri döndüm. Bunun sosyal çevreyle bir alakası yok. Sosyal hayatımda hem etkinliklere katılıp hem de sosyal projeler yürüten, sürekli ekip çalışmasına katılan bir insanım çünkü. 5 yıl uzaklığa rağmen hala çok yakın olduğum bir arkadaş grubu da edindim.Yine de sevmedim şehiri. Tiyatro oyunlarını takip etmekle, müze gezmekle şehir sevilmiyor. Arkadaş çevresiyle de sevilmiyor.

Çünkü çirkin. Soluk. Akşam sokakları boş. Kışı insanın dışarıda vakit geçirip, gezip dolaşacağı şekilde geçmiyor. Ayrıca İç Anadolu insanı biraz şey, zor.

Şımarıklık değil. Sevmediğinizi kabullenip başka şehirde iş arayın. Keyifsiz yaşamanın ve bir yeri zorla sevmeye çalışmanın ne manası var?
0
buf-e kür
(13.11.20)
Denizi olan bir kentte doğup büyüyüp, öğrenci olarak 5 sene ankarada yaşamış biri olarak cevap vermeye geldim. Ve verilen cevaplara göz atınca kobuchu kız +1 gibi olacak.

Ben de ilk bir iki sene hiç keyif alamamış alışamamıştım. İhtiyaç duyduğum şeyleri bile alamıyordum. Eve gidince alırım diyordum. İlk yıl 40-45 otobüs biletim vardı saymıştım. Mezun olurkense bambaşkaydı.

Öncelikle Ankaradaki gerçekten en güzel şeylerden biri Devlet Tiyatrosu. (şuan içinde bulunduğumuz süreci hariç tutuyorum) Hala orada izlediğim bir çok oyunu mutlulukla hatırlıyorum. İstanbula geldim yine sayısız oyun izledim ama asla yerini tutmuyor. Ankaradaki bütün sahnelerde gidip oyun izlemişliğim vardır. O açıdan bile güzel. İstanbul gibi ulaşmak için sürünmüyorsunuz. Bence sık sık gitmeye çalışın bilemiyorum sever misiniz ama.

Sonra Ankara yürümek, dolaşmak için çok güzel bir şehir bence. İstediğiniz yere şıp diye de varabiliyorsunuz. Küçükesad, Bestekar, Tunalı, Tandoğan, ve hatta Sakarya Caddesi bile gezinmesi eğlenceli yerler gibi gelirdi bana. Buralarda arkadaşlarınızla yiyip, içip eğlenebileceğiniz yerler için seçenek de çok. İsterseniz 2 saatte moddan moda takılabilirsiniz.
Ben mesela binaların üst katlarında bar cafe bistro kitapevi şu bu olması olayını ilk kez Ankarada görmüştüm. Çok garip gelmişti. Karanfilde filan hiç kafamı kaldırıp bakmamışım bu binaların üstünde ne var acaba diye. Sonra onu keşfedince tek tek çoğunu denemiştim.

Ben avm hiç sevmem ancak Ankara da Kent Parkı çok severdim mesela. Belki içindeki Arkadaş Kitap evinden ve çok büyük olmasına rağmen az dükkan olmasından dolayıdır. O kitapevini saatlerce dolaşmak çok hoşuma giderdi çünkü rahatsız edecek pek bir şey olmazdı. Kalabalık yoktu, sakindi.
Mogana bisiklet sürmeye yürüyüşe gidebilirsiniz.

Biraz da Phoebe +1 olsun. Bence orada size aileyle beraber hatta bazen kendi kendinize yapması eğlenceli şeyler bulabilirsiniz.

Bence her boş vaktinizde Ankarada gitmediğiniz/yapmadığınız bir şeyleri deneyin. Onları yaparken başka şeylerle de karşılaşırsınız derken derken bir şeyler çoğalır.
0
a perfect lie
(13.11.20)
Uzun uzun ne güzel cevaplar yazmışsınız ya. Güzel insanlarsınız. Çok teşekkür ederim hepinize. Burada farklı bakış açıları görüyorum, kendimi değerlendirmemi sağlıyor.

Umarım bol bol cevaplar gelir. İnsanların tecrübelerini ve fikrini öğrenmek beni sevindiriyor.
0
🌸semsettin
(13.11.20)
Sorun şehirlerle alakalı değil. Bulunduğunuz şehir Ankara değil de İstanbul'un deniz kıyısında yer alan güzel, sakin, güvenli bir semti olsa yine aynı hissederdiniz. İzmir'e taşınsanız yine aynı şekilde amaçsızca yaşayıp, hayattan keyif almamaya devam edeceksiniz. Siz sanırım yaşadığınız sorunlara çözüm olarak İzmir'i görüyorsunuz ama öyle değil.

Ankara, İzmir'e zıt bir şehir değil. Siz İzmir'de taşınsanız orada yaşasanız hayatınız daha güzel olacaksandığınız hiç böyle düşünüyorsunuz. Üstelik İzmir'in her noktası sizin anlattığınız gibi değil.
0
GoodMorningTeacher
(13.11.20)
Ankarada izmirde çöp şehir. Tatavaya hiç gerek yok İstanbul'a gel :D

Buf e kür Ankara'nın durumunu çok iyi özetlemiş. Ağzına sağlık.
0
eazy
(13.11.20)
(20)

hic evlenmeden olen insan

slalom
az evvel sözlükte basliga denk geldim de sizin var mi hic cevrenizde hic evlenmemiş mesela 50 yas ustu kimse? ne mesela genelde asil sebep?baslik (git:https://eksisozluk.com/hic-evlenmeden-olen-insan--5075555)
az evvel sözlükte basliga denk geldim de sizin var mi hic cevrenizde hic evlenmemiş mesela 50 yas ustu kimse? ne mesela genelde asil sebep?

baslik (git:eksisozluk.com)
0
slalom
(13.11.20)
var. abla kardeş hatta. aynı evde yaşıyorlar. erkek olanı evlendirme çabaları oldu ama gerçekleştiremediler.

biri daha vardı. kardeşi hastaydı. ona bakardı hep. o vefat etti. sonra babasıyla başbaşa kaldılar. babası da vefat edince kendini soyutladı. ona da bir teklif gitti ama çok feci tersledi. daha sonra banyoda kalp krizi geçirmiş. 3 gün sonra mı ne bulundu evde.
0
sutlu nescafe
(13.11.20)
Ben soruyu tam anlamadım, ölmüş mü olması gerekiyor yoksa 50 yaş üstü evlenmemiş mi eğer öyleyse benim baya tanıdığım var. Bir tanesinden bahsetmem gerekirse kendisi şu an 55 yaşında geçmişte çok ilişkisi oldu ama hayal kırıklarıyla bitti sonrasında da istediği kafa dengi birisi çıkmadı karşısına arada flörtleri oluyor ama evliliği seçmedi. Çok donanımlı, muhabbeti harika ve güzel bir kadın. Ama benim asıl anlayamadığım evlenmemiş insanlara neden uzaylı muamelesi yapıldığı. Az önce başka bir duyuruda da aynısını yazdım, yine yaziyim herkes evlenmek zorunda değil.
0
carmenta
(13.11.20)
@sutlu tam olarak boyle bi şey gecmisti icimden yalnız olen biri, çok hazin geliyo bana nedense. çok merak ediyorum hikayesi neydi acaba nasıl gecti ömrü, hic istedi mi yoksa gayet keyfi yerindemiydi falan filan...


@carmenta tabi ki kimse evlenmek zorunda degil, bu bi tercih. ben sadece kisisel hikayeleri merak ettim o kadar.
0
🌸slalom
(13.11.20)
kendisini kardeşi ve babasına adamıştı. sosyal bir hayatı yoktu. ikisi de öldükten sonra akrabaları olarak bizlerden iyice uzaklaştı. zaten inançlıydı. iyice dine düştü. hatta teyzem yaşında, teyzem yerine koyduğum biriydi. bir keresinde benimle tokalaşmadı bile.
annemle, teyzemle telefonla bile görüşmemeye başladı. 212de oturuyordu. gel 216ya alalım dediler. akrabalara yakın ol dediler dinlemedi.
sonra da kapısında gazete ekmek birikmeye başlamış, komşular içerden su sesi duymuş. öleli 3 gün olmuş falan. öyle işte...
0
sutlu nescafe
(13.11.20)
Annemin kuzeni var, kadın. Gençken bir sevgilisi olmuş ve ona kaçmış, adam evli çıkmış ve bizim aile aşırı muhafazakar olduğu için muhtemelen kadın kendini bir travmanın içinde bulmuş. İdealindeki adamı bulsa evleneceğini söylerdi ama bu durum hiç gerçek olmadı bildiğim kadarıyla.

Ayrıca herkes evlenmek zorunda değil+1
0
Unde bach canim
(13.11.20)
evlenenler de yalnız ölüyor? babaannemin 5 çocuğu var mesela, ama kadın şu an yalnız yaşıyor. ölse yalnız ölmüş olacak. dedem de bir başına öldü. demem o ki, yalnız ölmek-bekarlık ilişkisi çok zorlama/uydurma bence.
0
hazen
(13.11.20)
ben de direk size ters çıkar gibi oldum ama toplumun dayatmalarını hayatım boyunca anlamamış ve tamamen de karşı birisiyim. maalesef bizde birisi boşanır hemen aa ne kusuru vardı acaba denir, evlenmez yine ayni, beraber yasar ayiplanir. yoksa kisiel merakiniza tamamen saygim var. bir kac ornek daha veriyim o zaman bir tanesi yillardir sevgilisiyle beraber yasiyor ama evlenmediler benim gozumde evlilikten hic bir farki yok gerci. Bir de babamin arkadasi vardi o da evlenmedi hic cok kiz arkadasi oldu onun da, beraber yasadiklari oldu ama is evlilige gelmedi hic bir zaman. Tamamen sansla ilgili bence, eger o kisi karsina cikmiyorsa ne yapabilir ki ve bence bu karari genelde mantik evliliginin ne kadar sacma oldugunu dusunenler aliyor.
0
carmenta
(13.11.20)
bol miktarda var. hemen aklima 4 kisi geldi mesela, ikisi erkek, ikisi kadin.

erkekleri cozmek kolay, bir tanesi kesin gay, hatunlardan uzak duruyor, su anda 70'e merdivendayamis vaziyette.

Oburu zamaninin hizli playboy'u imis, pil bitince ki bu 50lerin sonuna denk geliyor evlenmeye calisti ama bu arada para sikintisi da cektigi icin malesef kimseyi bulamadi ve yakin zamanda oldu gitti. Bunun kiz kardesi var o da 60'i gecti herhalde, evde tek basina beyaz atli prensini bekliyor.

Hatunlari cozmesi zor, ama biri yuzunden dayak bile yemisligim var. Uzak bir akrabaydi babaanneme gelip giderdi, hic evlenmedi saniyorum yakin zamanda vefat etti. 4-5 yasinda falandim, baktim hatun gelip gidiyor ama ortada bir cocuk yok, ben de babaannemde sikiliyorum biri gelse de oynasak kafasindayim. Hatuna senin neden cocugun yok? diye sordum, hatununun aglamaya baslamasi ve benim babaannemden tokadi yemem herhalde 2 saniye kadar surdu. Neden tokat yedigimi uzun sure cozemedim. Bu da boyle bir animdir :D
0
cooperr
(13.11.20)
2 tane akrabam var. Biri sağlık nedeni, biri de ailelerin anlaşamaması sonucunda.
0
horowitz
(13.11.20)
arkadasimin annesinin teyzesi. 70 ustundeydi kadin, hic evlenmemis (kizkardesi de o da)

bu kadin banyoyu temizlerken camasir suyuyla tuz ruhu karistirip zehirlendi.

herkes evlenmek zorunda degil ama hic kimseyle olmadan yasayip olmek bana da hazin geliyor.
0
yoggi
(13.11.20)
yaşamın en güzel amaçlarından biri sevmek ve bundan mahrum kalanlar icin, hayat sartlarinin talihsizlikleriyle koca bir ömrü yalnız, belki sevmeden sevilmeden geçirmiş insanlara çok üzülüyorum. belki kendisine sorsan varligini bilmediği bi duygu icin yok ben gayet iyiyim kafam rahat kimseyi çekemem diyecekti ama var mi su dünyada butun aklin ve kalbinle emin olarak bir başkası tarafından sevilmek kadar güzel bir duygu?
0
🌸slalom
(13.11.20)
biri 53 biri 50 yaşında abla kardeş var. aile evinde kalıyorlar, yani anne babalarıyla.
şans, talih, kader, kısmet işte. evlenecekleri insan denk gelmedi. gelse evlenirlerdi.
hayatlarında insan oldu ama evlenemediler. ama evlenememiş olmayı da kafaya takmıyorlar.
ben şu açıdan üzülüyorum: anne veya baba olma duygusunu tadamamış olmak. (ben de tatmadım, orası ayrı)
yani dünya üzerinde olan ve başkalarının yaşayarak mutlu olduğu bir şeyi deneyimleyememiş oluyorsun.
sana anne/baba diyerek koşan bir çocuk.. ne bileyim. güzel olurdu herhalde.
yaşıtlarının üniversite mezunu çocuğu varken, onlar bebeği olma duygusunu bile tatmadan ölecekler. (belki ben de).. ölmek mesele değil de, dünyada olan ve herkesin deneyimlediği bir şeyi deneyimleyemiyorsun işte.

bir de yazdığın şuna takıldım:
"yalnız olen biri, çok hazin geliyo bana nedense. çok merak ediyorum hikayesi neydi acaba nasıl gecti ömrü, hic istedi mi yoksa gayet keyfi yerindemiydi falan filan.."

yalnız ölmek niye hazin geliyor dostum, evli olsan da yalnız ölebilirsin. evliliği bir yalnız ölmeme garantisi olarak görmek saçma değil mi? elvis presley evinin banyosunda ölü bulundu mesela, evli değilse de evinde kız arkadaşı vardı. yalnız ölmek hiç umrumda değil. bu beni hiç tedirgin etmiyor.
0
tabudeviren
(13.11.20)
Kac yasindasiniz ve nerede yasiyorsunuz cok merak ettim.

Sevgiden mahrum kalmak mi
Yalniz olen kisinin hazin hikayesi mi... cok ilginc buldum dusuncelerinizi.

Herkes evlenmek zorunda olmadigi gibi her evli de sevilip sevmis olmuyor. Icime dogan bulundugunuz cevrede bu tur insanlarin bolca olabilecegi. Gorucu usulu falan evlenirler, cocuk da yaparlar, toplum gozunde evli mutlu cocuklu olurlar :) peki evin icinde ne yasaniyor, kimse bilmez.. bu insanlar bosanmaya da karsilardir yani bi omur gercekten evli kalirlar. Bu mudur yani hazin olmayan hikaye.

Obur yanda nikah kiymayip ciddi ask yasayan da var. Kimisi evet 50sinde ayrilabilir ve hayatina bi daha kimseyi almayabilir. Bu kisiler simdi sizde uzuntu mu yaratiyor.

Ayrica evlenip cocuk sahibi olan ve yalniz olenler de var. Cocuk ailesine bakma araci olarak gorulmemeli, cocuk da kendi hayatini kurup sinirli bir bakim saglayabilecek sonucta ailesine.

Gene sanki sizin dusunce yapinizin cevresine gore cocuk, dul kalan ebeveyni evlenince yanina almali.. yok oyle bi sey.

Kisacasi bekarlar yalniz olur, sevgiden mahrum kalir gibi bi dusunce hos ve anlamli degil.
0
Kittie
(13.11.20)
Kimisi ailesine bakmak için evlenmiyor, sonra da yaş geçiyor zaten. 60 yaşlarda bir komşumuz var o da evlenmemiş. Yaş ilerledikçe bir başkasına katlanıp beraber yaşama düşüncesi zor geliyor diyordu
0
gazozailacatmauzmani
(13.11.20)
İlerleyen zamanlarda ben olacağım bu sanırım. Çok istiyorum; mutlu olayım, mutlu edeyim minnoş minnoş çocuklarımız olsun. Her gün maceradan maceraya atılalım. Ama olmuyor işte. İlk girişi beceremiyorum. Tanışıyorum ama devamı gelmiyor. Hep hüsranla bitiyor. Geçenlerde bi kız var diye soru sormuştum buraya, o işte yattı. Halbuki çok iyi anlaşıyorduk. Bence bu dünyada beni sevebilecek biri yok.

Burada yazılanları okudum daha kötü oldum. Sanırım bende bir gün banyoda sessiz bir şekilde tek başıma öleceğim. Halbuki böyle bitmemeliydi hikayem :(
0
top_secret
(13.11.20)
Hiç evlenmemiş olanda var, evlenip ayrılmış ve bir daha evlenmeyende var çevremde. yalnız yaşamayı kotarabilen bir mizacınız varsa evlilik şart değil, öyle bir modda da değil hiç biri, ben de dahil. mutluluğu sadece hayatında birinin olmasına, dış faktörlere, 2.-3. şahıslara bağlamak sağlıklı gelmiyor misal bana. mutluluk dediğimiz şey içsel bir motivasyon. elbette keyifli bir yol arkadaşlığı çok güzel ama olmuyorsa da olmaz. sanki kendini gerçekleştirmenin tek yolu buymuş gibi düşünmek, yalnızlığa bu kadar trajik anlamlar yüklemek tamamen kültürel kodlarımızla ilgili. varsayalım banyoda öldüm, 3 gün sonra bulundum. yahu zaten ölüp gitmişim ne durumun farkında olacağım ne nasıl bulunduğumun önemi olacak, toprağa gömecekler olcak bitcek işte.

dipnot olarakta bunu yazmadan geçemeyeceğim; aynı evde yaşayan evli ve hatta çocuklu ama birbirlerinden nefret eden, herkesin cep telefonu ve sosyal medyası ile yaşadığı ve birbirleriyle sıfır iletişimi/bağı/teması olan milyonlarca insan var. yalnızlık kime göre neye göre...
0
Phoebe
(13.11.20)
Evli çocukluyken de yalnız ölebilirsiniz. Hümeyra'nın oğlu gibi. Yanlış insan insanı kanser eder, kalp krizi geçirtir.
0
gelmeistemem
(13.11.20)
Halam 54 yaşında, hiç evlenmedi. İnanılmaz sosyal ve çok sayıda hobisi olan bir insan. Hiç evlenmek, evini ve hayatını paylaşmak istemedi. Yaklaşık 8 yıldır süren bir ilişkisi var, evlenmeyi düşünmüyorlar.
0
fotrsapka
(13.11.20)
Evliliğin ne halt olduğunu anlamış aydınlanmış insanlar oluyor bunlar genelde.
0
lcha
(13.11.20)
Evlenmek istememiş ve evlenmemiş yok. Evlenmek istemiş ama evlenememiş bir kadın ve bir erkek . İki tanıdık var.
Emin olun ikisi'de uyumsuz ve geçimsiz insanlar.
0
ycaycayca
(13.11.20)
(11)

Boşanma planlayalım

theblizzard
Şöyle kiiii.. boşanıyoruz. Benden 2.000 tl talep etti çocuk için. Makul. Ortalama gelirim 12.000₺Bana kalacak 10.000. Kaçını kiraya vermeliyim?Arabam var. masrafım 0. Benzin, kasko vs ödemiyorum. Sizce çocuğa yakın mı otursam yoksa şehir merkezine daha yakın bir yerde mi?
Şöyle kiiii.. boşanıyoruz.

Benden 2.000 tl talep etti çocuk için. Makul.
Ortalama gelirim 12.000₺

Bana kalacak 10.000.

Kaçını kiraya vermeliyim?
Arabam var. masrafım 0. Benzin, kasko vs ödemiyorum.

Sizce çocuğa yakın mı otursam yoksa şehir merkezine daha yakın bir yerde mi?
0
theblizzard
(12.11.20)
şehir önemli. eğer büyükşehir ise ben şehir merkezinde oturmayı tercih ederim. nasılsa artık bekarsın şehir merkezinde oturman daha iyi sosyalleşebilmen için. çocuğu her gün göremeyeceğin için ve araban da olduğu için oradaki uzaklık çok dert olmaz gibi. basar gidersin. kira için 2500-3000 gibi bir şey düşünürdüm max.
0
amandil
(12.11.20)
Bir çocuğa oda bir de kendinize desek 2+1 ev gerek. Trafik sorunu yoksa çocuğa yakın otururum ben. Varsa işe yakın olmak daha makul.
Kira da 2500 e kadar çıkardım aidat fatura derken ev masrafının kalemi var da var abartmak fuzuli olur.
0
cilekli pasta
(12.11.20)
nasılsa artık bekarsın şehir merkezinde oturman daha iyi sosyalleşebilmen için +1. Ufak ama ici temiz, yapili bir daire tut. spor salonu, gerekiyorsa sac ektirme vb olaylara girerdim herhalde ben olsam. onlara butce ayir bir de biriktir tabi bir kenarda ayda 2-3 bin en az.
0
hot potato
(13.11.20)
2500'i gecmesin.
Niye sac ektiriyor ki, kel oldugu nerde yaziyor adamin?
0
baldur2
(13.11.20)
Bosanmissin artık..üstüne iki bin verip bir de cocuga yakın mi oturacaksan? Ne gerek var ki????
0
elorelia
(13.11.20)
Merkeze yakın otur. "Senin" içine sinen rahat edebileceğin bir ortam kur kendine. Rahat hareket edebileceğin bir miktarda ayır harcamaların için. Bunların miktarını sen biliyorsun. Tertemiz bir sayfa aç kendine.
0
top_secret
(13.11.20)
Bunun sizcesi mi olur yav :)
Çocuğunu sık sık görmek istiyorsan yakın otur.
Çocukla ilişkim de pek matah değil, annesini de görmek istemiyorum.
Yeni hayat kuracağım kendime, sıfırdan başlayacağım diyorsan, istediğin semtte otur.

Kaçını kiraya vermeliyim kısmı da bu üstteki duruma göre şekillenecek
Nişantaşının ortasında oturmak istiyorum dersen 4-5 vermelisin
bebekte oturmak istiyorsan 6 7
Halkalıda oturmak istiyoran 2
0
summatinyourteeth
(13.11.20)
çocuğa yakın oturun. nerdeyse bütün boşanmış kadın ve erkek arkadaşlarımda erkek olanlar kendi hayatlarına dalıp gittikleri için o çocukların sıkıntılarını göremiyorlar. gece çocuğunuz kafasını patlatsa veya annesi düşüp kafasını patlatmış olsa, çocuk sizi arasa şehir merkezinden gitme sürenizle yakın yerden kendisine ulaşma süreniz tek kriteriniz olmalı bence. bir arkadaşımızın eski eşi ben neo köylü olcam dedi çekti urla'nın köyüne gitti. çocuk geçenlerde çok ciddi bir sıkıntısı olduğunda annesi babanı çağırmamı ister misin dediğinde, beni istese oraya mı taşınırdı kendi keyfi için, boşversene anne rehber öğretmenimle konuşurum sen üzülme demiş (sınıfta erkek çocuklarının birbirine zorbalığı ile ilgili). 7. sınıf öğrencisi bir çocuğun düşüneceği ve kuracağı bir cümle olmamalı bu, annesi de çok üzüldü kaç gün. anlayana çok ağır bir cümle.

çocuk sahibi olmak bir tercih. bu tercihte bulunduysanız çocuk belli bir yaşa gelene kadar bunun gereklerini yerine getirmeniz insani ve ebeveyn olarak sorumluluğunuz.
0
Phoebe
(13.11.20)
Phoebe +1

çocuğa çabuk ulaşabileceğiniz yerde olmalısınız.
annesiyle karşılaşmayacağınız ya da sürekli burun buruna olmayacağınız kadar uzak ama acil bir durumda çocuğa hemen yetişebilecek kadar yakın.
dünyanın bin türlü hali var.
bir kaza olur, hastalanır gece doktora götürmek gerekir, annesi hastalanır çocuğu bir yere getirmek/götürmek gerekir vb.
çocuk söz konusu olunca bunları düşünmek lazım.
sadece lojistik nedenlerle değil, genel olarak çocuğa "uzak" kalmayın.
babasının yakında olduğunu bilsin.
0
blatta hiberna
(13.11.20)
phoebe +1 demek isterdim, ancak çocuğunuzu evlilikle birlikte kurtulmak istediginiz bir sey gibi mi goruyorsunuz? sorunuz bile tuhaf geldi ama durum bu demek ki. cocuga mi yakin olayim vs sehir merkezinde mi oturayim... bana acimasiz bir kiyaslama gibi geldi ama kararinizi vermis gibisiniz. bekar bir baba degil de bekar bir erkek gibi yasamak istiyorsaniz sehir merkezinde oturun.
0
hazen
(13.11.20)
Tabiki çocuğa yakın, bu da soru mu..
0
sta
(13.11.20)
(27)

İzmir Depremi

black mamba
Devamı olur mu ki evlere girilir mi, sizlerde durum nedir?
Devamı olur mu ki evlere girilir mi, sizlerde durum nedir?
0
black mamba
(30.10.20)
Devamı olup olmayacağını burdakiler nereden bilir bilmiyorum da :/

Ben asıl istanbuldan nasıl beşik gibi sallandık onu anlamaya çalışıyorum.

İzmir'de yıkım var mı 6.6 - 6.8 yüksek çünkü inşallah bişey olmamıştır.
0
ananiyimioguz
(30.10.20)
İzmir'de olsam eve girmezdim.
0
stewie
(30.10.20)
nazilli böle sallandıysa izmir bangır bangır sallanmıştır.
0
mikahakkinen
(30.10.20)
Ev baya sallandı. Sağa sola gitti. Uzun sürdü bir de.
0
🌸black mamba
(30.10.20)
kuşadası kötü deniliyor. yıkılan birkaç ev fotoğrafı da geldi arkadaştan maalesef.
0
onemoremile
(30.10.20)
şu ana kadar büyük deprem olup devamı geldiği oldumu aynı gün? küçükartçıları kastetmiyorum. hatırlamıyorum.
sadece bina hasarlı olabilir ve kendiliğinden yıkılabilir deprem olmasa bile.ondan dolayı daha çok eve girmemek öneriliyor diye biliyorum?
0
ShadowOfMoon
(30.10.20)
şuan artçılar oluyor hala hissediliyor :/ (torbalı)
0
redeath
(30.10.20)
Yurtdışı sitelerde 7.0 derecesinde diyor. Dikkat etmek lazım
0
Erva
(30.10.20)
artçılar oluyormuş, daha devam eder. bugün binalardan uzak durun. bir de kıyılardan.
0
rose parks
(30.10.20)
AFAD açıklama yaptı. Artçılar bekleniyor ve binalara girmeyin diye. Mümkün mertebe girmemekte fayda var. Büyük geçmiş olsun.
0
himmet dayi
(30.10.20)
ege üniversitesi kan ihtiyacı için bağış istedi, bilginize....
twitter.com
0
pccopath
(30.10.20)
Biz evdeydik çok kötü salladı kesin binalar yıkılmıştır dedim
0
olaylar olaylar
(30.10.20)
salladı baya. evdeyim
0
yuvarlanantencereninkapagi
(30.10.20)
izmir'de degilim, ailem kusadasinda, neyse ki bornovada yasayan ablam ve esi de dun kusadasina annemlere gittiler.

videolarda gorulen, ziraat bankasinin yanindaki yikilan 8 katli bina eski evime 2 dk yurume mesafesinde, onunde her gun servis bekledigim yer, ben burada bu kadar kotu olduysam depremi hissetmeden hissedenlerin halini dusunemiyorum bile.

su ana kadar ulasabildigim herkes "korktuk ama biz iyiyiz" dedi, evlerde catlaklar, patlayan fayanslar, kirilan esyalar varmis.

cok gecmis olsun.

asagiya ayrica duyuru actim ancak, depremzedelere maddi olarak yardim edebilecegimiz guvenilir kuruluslar varsa lutfen paylasin.
0
the end of time
(30.10.20)
bornovadayım, deprem esnasında evdeydim. tv kitaplik vs bi sürü sey düştü ama ev simdilik iyi durumda. civarda ciddi hasar gören evler var. kimse giremiyor haliyle. artcilar devam ediyor ama tekrar büyük siddette olmaz umarim :(
0
pink cadillac
(30.10.20)
Ben girmiycem. Arabada bile son bir saate 2 defa sağlam sallandım.
0
Phoebe
(30.10.20)
çok sallandık. şu an evdeyim, evde bir sıkıntı yok gibi ama eğer yine buna benzer bir depremi atlatırsam pılımı pırtımı toplar kaçarım.

hayatımda yaşadığım en şiddetli ve bitmeyen depremdi. bit artık dedim.
0
false pretension
(30.10.20)
Ben 2. Kattaydım. Yukarda teras var. Asma çatı ve üzerinde saç var. Teras daha güvenilir midir?
0
🌸black mamba
(30.10.20)
Karşıyaka da eve girmiştim deprem sonrası. Şimdi Seferihisar da yine evdeyiz
0
gazozailacatmauzmani
(30.10.20)
Üçyol'da gece evde uyudum mecburen. Sabaha karşı artçılar devam etti.
0
kanlakarisikyagmur
(31.10.20)
28 saat için 500ü aşkın artçı olmuş. Bayağı sallandık da mecburen girip eve yattık. Her sallanmada uyandım, baktım devamı yok geri yattım. Ama hangi bölgedesin? Evinde çatlak var mı? Bunlar önemli. Ona göre gir ya da arabada/çadırda yat ya da başka semte geç.

Edit: bu arada artçılar bi 15 gün daha gidermiş Prof. Ercan öyle açıkladı ve 5.9a kadar çıkabilirmiş.
0
superfluid
(31.10.20)
Bornova'da, iş yerinde, altıncı katta idik.
En üst kat.
Vademiz bu kadarmış diye düşündüm, duvarların üzerimize yıkılmasını bekledim. Çok korkunçtu.
Yarın o binaya çalışmaya gideceğim.
0
pro9it9is9
(01.11.20)
oluyor sürekli durum kötü
0
kushkush
(01.11.20)
riskli bölgede değilseniz ve evinizde hasar yoksa bence girebilirsiniz.
0
ilkot
(01.11.20)
Binalarda görünen veya görünmeye hasarlar olabilir.
Artçılar da bir süre daha devam eder ve şiddetleri farklılık gösterebilir.

Yetkilileri dinlemek, binadan şüphe ediliyorsa da acil hasar tespiti yaptırtmak gerek.
0
anten
(03.11.20)
evimde hasar vardı, tüm binayı kontrol ettiler. şimdilik sıkıntı yok.

ofis maalesef yıkılan rıza bey apartmanına 4 bina mesafedeydi. o alandaki pek çok binaya yıkım kararı çıktı, ofisimizin olduğu 2 blokta dahil.

lütfen şüphelendiğiniz bir durum varsa binanızı kontrol ettirin.
0
Phoebe
(06.11.20)
(8)

Makarna Salatasi

balpolen
Nasil yapiyorsunuz? Ben yapiyorum fakat hep bir yavan oluyor sanki, lezzet sirlariniz nelerdir makarna salatasi icin? Tesekkurler:)
Nasil yapiyorsunuz? Ben yapiyorum fakat hep bir yavan oluyor sanki, lezzet sirlariniz nelerdir makarna salatasi icin?

Tesekkurler:)
0
balpolen
(29.10.20)
Sogan iyi sirke iyi domates
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(29.10.20)
soğan iyi olabiliyor, tuzla biraz ovulmuş soğan her zaman daha iyi geliyor bana, normal salatalarda da, öbür türlü çok diri kalıyor. yeşil taze soğan da olur. yavan geliyorsa belki zeytinyağı az geliyordur? dereotu da seviyorum ben içinde. kornişon turşu da yakışıyor. bir de esas mayonez çok iyi oluyor tabi.

ben öyle bol yoğurtlu falan olanından yapmıyorum bu arada, galiba öyle bir türü var esas. daha çok salata görüntüsünde oluyor benimki, sizin dediğiniz tam hangisi bilemedim de ondan bunu yazma ihtiyacı duydum :)
0
nimberjack
(29.10.20)
Makarnaya maydanoz kesinlikle çok yakışıyor. Kısırda bulgur ve salça koymak yerine makarna koymuş gibi bir şey oluyor genellikle yaptığım.mevzime göre taze soğan nane maydanoz vs koyarım. Bazen de rus salatası misali bezelyeli mısırlı mayonezli falan fa yaptığım oluyor.
0
yazdonumu
(29.10.20)
Makarna salatası derken? Yoğurtlu ve garnitürlü olan mı? Ben onu makarna salatası olarak biliyorum da verilen tarifler başka bir şeye gidiyor...
0
cemallamec
(29.10.20)
Birazcık ince rendelenmiş havuçla, kuru kuş üzümü ekle, o tatlı tat çok yakışıyor.
0
ekaterina
(29.10.20)
çoban salatanın içine haşlanmış makarna katıyorum. üstüne ceviz falan. benim makarna salatası anlayışım bu :D
0
theseachange
(29.10.20)
Makarnanın haşlama suyuna çok minicik bir defne yağrağı ekliyorum ocaktan almama 2-3 dakika kala.
0
Phoebe
(29.10.20)
Maydanoz güzel oluyor katılıyorum. Ayrıca sosis de güzel oluyor.
0
naksidil
(29.10.20)
(29)

sevgiliniz ingilizce bilmese ya da çok az bilse

Stoneface
bu sizi etkiler miydi? bazen çok güzel yazılar buluyorum ancak paylaşamamak biraz canımı sıkıyor :/
bu sizi etkiler miydi? bazen çok güzel yazılar buluyorum ancak paylaşamamak biraz canımı sıkıyor :/
0
Stoneface
(29.10.20)
intermediate seviye biriyle bile birlikte olmam.
0
stewie
(29.10.20)
Etkilerdi. Filmleri İngilizce izliyoruz. Bazen konuşma pratiği yapıyoruz. Bazen Gif atıyoruz. Çok önemli şeyler değil belki ama çeşitlilik oluşturan şeyler.
0
dissendium
(29.10.20)
Yanında bir de Fransızcası yoksa yanına yaklaşmam
0
olaylar olaylar
(29.10.20)
Ben de aynı durumdan muzdaripdim. Ama sorun değil bu. Yazıyı çevirip paylaş, anlatarak paylaş. Etkilenecek bir durum yok. Büyütmemelisin.
0
Amory Lorch
(29.10.20)
ben iki yabancı dil arıyorum koşul olarak. ayrıca en az 1 yıl tecrübe, kimseye baştan her şeyi öğretemem.

etkilerdi.
0
alors
(29.10.20)
Etkilerdi, soğurdum
0
sta
(29.10.20)
etkilerdi ama paylas arada yollayip cevirebilirsin. o fazla tepki vermiyor ve ogrenmeye aciksa cok etkilenmemelisin aksi durumda kotu bir sey.
0
ala09
(29.10.20)
İngilizce kırmızı çizgim
0
kisa
(29.10.20)
Etkisi üzülürdüm.

Keşke bilse diye hayıflanırdım. Güvenlebileceğim, birlikte olmaktan mutlu olacağım birini buldum da, İngilizcesi kaldı.
0
put it in your appropriate place
(29.10.20)
İngilizce bilmiyor ile az biliyor ama hevesli ve çabalıyor farklı şeyler bence, gerçekten çok az bilen ve hevesi olmayan biri , dünya görüşü ve kişiliği ile alakalı az çok negatif ipuçları veriyor bence. Çok iyi ingilizce bilen biri ile hiç hevesi olmayan biri zaten birlikte olamaz, ha nasıl olur, lisede misede zoraki öğrenmiştir iş gereğide pekiştirmiş ve onunla beraber büyümüş bir ingilizce olabilir, oteller su gibi ingilizce bilen turizm mezunu şeriatçılarla dolu mesela.
0
docrivers
(29.10.20)
Üniversitedeki sevgilime dair en unutamadığım birkaç şeyden biri “have” ile “has” arasındaki farkın “have”in daha bir sahiplenme anlamı taşıdığını söylemeseydi. “Has” aynı etkiyi vermiyormuş ajsjx. Doğrusunu anlatmaya çalışınca da “bence böyle, ben buna inanıyorum” gibi bir şeyler söylemişti. Tabii ki başka sebeplerle ayrıldık ama bu tür şeyler benim yavaş yavaş soğumama neden olmuştu zamanında.

Üstte dalga geçilmiş ama o kadar da önemsiz değil bence. Tabii ki yabancı bir dili mükemmel seviyede bilmeyebilir herkes ki ben de mükemmel bilmiyorum zaten ama en azından karşındakinin öğrenmeye açık olması bile önemli yani bu zamanda İngilizce konusunda.
0
ms brownstone
(29.10.20)
cinsiyet belirterek yazsak daha doğru olabilir :)

bir erkek olarak, zerre kadar etkilemez diyorum.
0
tabudeviren
(29.10.20)
Ben IELTS sonucu görmeden date bile yapmıyorum.
0
pass
(29.10.20)
Hiç İngilizce bilmeyen insanla aynı ortamda bulunmadım yaşıtım olarak. Benim de çok iyi değildir bu arada İngilizcem. Ama az çok bilmek de gerek bu çağın dilini. Özellikle bu internet çağında genç bir insanın az buçuk da olsa İngilizce bilmemesi beni dumura uğratır,
0
Hallegadola
(29.10.20)
başka batan şeyler varsa her şey gibi bu da bal gibi etkileyebilir. ama fazla detay olmadığı için her şey ideal bir model kurup düşünelim, yabancı bir sevgiliniz/eşiniz var, ikiniz de farklı dillerle doğup büyüdünüz. yıllardır bildiğiniz alıştığınız dilde belki de sizi siz yapan mizahı, argoları, çok daha sofistike hilarious kalıpları, sözlerine gülüp ağladığınız şarkıları sevdiceğinizle paylaşamıyorsunuz :( buna rağmen, diğer her şey yolundaysa, birbirini seven ve ingilizce gayet iyi anlaşan bireyler olan size bu soru soruluyor. büyük olasılıkla "haha amk bunun için ara bozulur mu" diyerek el ele uzaklaşıyorsunuz. şimdi voilà anı, yukarıdaki metinde "ingilizce" kelimesini "türkçe" ile değiştirin
0
engelbert humperdinck
(29.10.20)
Dilin kendisi önemli değil, ancak ingilizce biliyor olmanın önemli olduğu o kadar çok şey var ki hayatta eğer bir insan belli bir yaşta hala bu dili öğrenmek zorunda kalmamışsa direkt hüküm vermesem de şöyle bir göz ucuyla bakarım hayatına. Kendine yeten, düzgün bir hayatı varsa, örneğin birkaç meme paylaşamıyor olmam çok da sorun olmaz benim için.
0
mentuhotep
(29.10.20)
internetteki neredeyse her düzgün kaynak ingilizce, günümüzde ingilizce bilmeyen biri gerçek manada kendini geliştiremez, geliştirse bile bir yerde tıkanır; entelektüel olamaz. entelektüelite meraklısı olmayan biriyle en baştan sevgili olamam.
denedim, olmadı. güldüğüm bir meme'i bile paylaşamadım, napıyım öyle ilişkiyi.
0
Bruce
(29.10.20)
3 dil bilmeyen insana selam bile vermiyorum şahsen ben. Ne flörtü, ne sevgilisi?
0
westblack
(29.10.20)
yani genel olarak yillar icinda asla asla dememeyi ogrendim o yuzden kesin konusamam. bir insanin bu yasa gelip nasil ingilizce ogrenmemeyi becerebildigini sorgularim garipserim ama dedigim gibi hayat, ozellike gonul isi, belli olmuyor.
0
hot potato
(29.10.20)
Ben ingilizce bilmeyen tüm insanları gördüğümde dövüyorum otobüse falan almıyorum aynı havayı solumuyorum lflfkvögög

Şaka bir yana İngilizce çok aman aman bir sorun oluşturmaz ama belli bir seviyede bilgi birikim şart paylaşım için.
0
basond
(29.10.20)
İng bilmemesinin olumsuz etkisi olmaz, bilmesinin olumlu etkisi olur. Sevgilim yok gerçi ama şöyle örnek vereyim; bazen bi story’i birine tam atacak oluyorum, sonra ingilizce olduğu için vazgeçiyorum ya da bi başkasına atıyorum.
0
üşüdüm üstümü örtsene hande
(29.10.20)
Esim internet memelerini benim kadar takip etmedigi icin bile paylasamayip uzuldugum seyler var. Ingilizce bilmemesini dusunemiyorum.

Ingilizce bilmeyen veya az bilen biri buyuk ihtimalle benim zihinsel dunyama yakin degildir. Belli kosullarda anlasilirsa hala iliski yasanir ama cok zor.
0
cleric
(29.10.20)
bunu 1-2 kere yaşadım, olmuyor.
sorun ingilizce değil aslında, paylaşımın kısıtlı kalması sanırım.
çok güldüğüm, çok sevdiğim birçok şeyi paylaşamamak kötü oluyor.

sevdiğin şarkılar bile aynı olamıyor.
olsa da, sende yarattığı duyguyu yaratmadığını biliyorsun.
tatsız.
bütünleşemiyorsun, aynı dili konuşamıyorsun sanki öyle olduğunda.
0
blatta hiberna
(29.10.20)
İngiliz olmadığım için etkilemez.
0
alfred
(29.10.20)
sabahlari vocabulary aksamlari perfekt tense calisacaksa bilmeyebilir onemli degil.
0
Ley
(29.10.20)
etkiliyor, ön yargılı olduğumu düşünüp ve denedim birkaç kere, olmadı. zira ilave bir dil biliyor olmak, başka bir dildeki kaynaklara da ulaşabilmek, daha çok araştırma yapabilmek, daha çok bilgiye ulaşabilmek, dolayısıyla da kendini daha çok geliştirebilmek demek. ha ingilizce bilir ama yine de bunları yapmayabilir. o zaman zaten oluru yok. ayrıca özellikle internet ile birlikte daha da global bir dünya ile haşır neşir olmanın gereği olan bir konuya zaman ve enerji harcamamış olması da beni olumsuz etkiliyor.

muhakkak iki kişi arasında bir makas yaratıyor, özellikle belli bir yaştan sonra yaşamsal birikmişliklerin, bilgi birikiminin paralel/benzer seviyelerde olmaması ilişkiyi imkansız hale getiriyor.
0
Phoebe
(29.10.20)
(bkz: mürsel ve anna) başka söze gerek yok. :)))
0
naksidil
(29.10.20)
Sanırım yapamazdım.
Aynı dili konuşamayan iki insanın bir arada yaşaması gibi. Aynı esprilere gülememek gibi. Farklı kültürlerde yetişmiş olup temel konularda anlaşamamak gibi.
Bunun dışında, eğer başka bir yabancı dil de bilmiyorsa, bu, dünyasının çok dar olmasını getirir.
Öğrenmeye çalışıyorsa durum değişir tabii. Destekleyebilirdim.
0
pantepember
(29.10.20)
Sorun İngilizce değil +1. Üniversite mezunu olmayan biriyle de birlikte olmam mesela. Şaka gibi gelmesin, Bayrampaşa'daki Nişantaşı üniversitesinden mezun olmuş biriyle de birlikte olmam. Genelleme olacak ama bunlar insanların nasıl bir hayat görüşü edinerek büyüdüğünü o kadar iyi anlatıyor ki; belki tanısam bambaşka biridir ama insan bir yerden sonra uğraşmak istemiyor. Etiketlere bakıp çıkarımda bulunmak zorunda kalıyorsun. Çok etkiler beni.
0
piremses
(29.10.20)
(3)

İlişkiyi bitirdiğim kişiyle olan ortak arkadaşın düğünü?

namidigerkokuc
Biz 3lü takılan bir gruptuk. Birisiyle bazı meselelerden dolayı ilişkiyi bitirdim. Kızgınlığım artık pek kalmadı ama yüzünü görmek istemediğim birisi. Diğer arkadaşın kınasında, düğününde nasıl olacak bilmiyorum. O bayağı yakın arkadaşım. Böyle bir durumu tecrübelemiş olan var mı
Biz 3lü takılan bir gruptuk. Birisiyle bazı meselelerden dolayı ilişkiyi bitirdim. Kızgınlığım artık pek kalmadı ama yüzünü görmek istemediğim birisi. Diğer arkadaşın kınasında, düğününde nasıl olacak bilmiyorum. O bayağı yakın arkadaşım. Böyle bir durumu tecrübelemiş olan var mı
0
namidigerkokuc
(26.10.20)
tam olarak böyle bir durumu yaşadım. 16 yıl 3 kişi takıldıktan sonra iki kişi koptuk ve birbirimizle görüşmemeye başladık. 3. arkadaşımızın düğününde, nikahında, nikah sonrası toplaşmada vesaire merhaba merhaba, nasılsın dedik geçtik. düğünden sonra yine görüşmedik. ki düğün sahibi bana seni strese sokacaksa çağırmayayım da demişti. bence başrol düğünü olan kişi, onu ne seçim yapacak ne de gerilim yaşayacak duruma sokmamalısınız.
0
Phoebe
(26.10.20)
bahsettiğin gibi üçlü gruptan birinin yeni sevgilisi olarak bir düğüne gitmiştim, hatta eski sevgiliyi yol üstünden alıp birlikte gitmiştik. arabada da düğünde de normal muhabbet olmuştu, gerginlik fln yoktu yani bilmesem eski sevgili olduklarını anlamazdım.

şimdi eski sevgiliyle karşılaşacağım bir etkinliğe gidecek olsam, eski sevgilinin yeni sevgilisiyle gelmesi ve benim sap gitmem ihtimalini düşünerek gitmezdim herhalde ama.
0
pati
(26.10.20)
Benim lisede en yakin arkadasimin sevgilisi ile universitede yakin arkadas olduk. Dugunume ikisi de geldi sonuc olarak, 2 ayri uca oturttup, ikisine de dedim geldiklerini. Ikisi de medeni bir sekilde kabul etti bana bir sey demediler de iclerinden ne gecirdiler bilmiyorum
0
la noix
(26.10.20)
(8)

evinize gelen yardımcıya yardım ediyor musunuz?

matilda
merhaba,hayatımda ilk kez ev temizliği için 2 haftada bir falan bir yardımcı gelecek. yalnız sanırım hafta sonu müsait sadece ve ben evdeyim. evde biri temizlik yaparken ben ayaklarımı uzatıp takılamam gibi geliyor ama yapacak olsam zaten ben yapardım niye yardımcı çağırayım diyorum yine de içime si
merhaba,
hayatımda ilk kez ev temizliği için 2 haftada bir falan bir yardımcı gelecek. yalnız sanırım hafta sonu müsait sadece ve ben evdeyim. evde biri temizlik yaparken ben ayaklarımı uzatıp takılamam gibi geliyor ama yapacak olsam zaten ben yapardım niye yardımcı çağırayım diyorum yine de içime sinmiyor. siz evdeyken, evde yardımcı varsa ne yapıyorsunuz?
0
matilda
(26.10.20)
ilk çağırdığım gün ben de evdeydim yardım ettim, diğer günler evde değildim kendisi yaptı ben dışarıdaki işlerimi hallettim. Çağırıp da yardım etmeyenler de var tabii ama bana uygun değil
0
anyelios
(26.10.20)
Yapacak olsam ben zaten yapardım kısmı maalesef doğru. O yüzden o işleri hallederken ben başka işlerim varsa (dolap içi düzenleme, buzdolabının içini düzenleme vs gibi) onları hallediyorum. Yoksa alışveriş gibi dışardaki işlerimi yapıyorum. Bazen de hiçbir şey yapmiyorum.
0
fraise
(26.10.20)
yardımcının ayağına da dolanmamak lazım. böyle düşünürsen içine siner gibi sanki. bırakın rahat rahat çalışsın. aksi durumda o da gerilir sen de gerilirsin, olan evin temizliğine olur. çıkın dolaşın ya da bi odaya çekilip kitap müzik film vs bir şeyler takılın. ben olsam öyle yapardım.
0
Improbable
(26.10.20)
fraise+1.

ben daha detay, doğrudan kendim halletmem gereken şeyleri yapıyorum şayet onunla aynı anda evdeysem. ya da salonu önce bitirmesini rica edip, kendim orda takılıyorum, arada kahve çay vesaire soruyorum.
0
Phoebe
(26.10.20)
Şu sıralar evdeyim ama çalışıyorum. Çalışmasam da yapacağım şey dolap içi düzeltme gibi bir şey olurdu. Ona "yardım" etmeye gerek yok. işini azaltacaksam (bir-iki ıvır zıvır ütüleme gibi) o gelmeden önce yapıyorum. Yetiştiremeyeceğini düşünürsem.
0
SiyamkedisiZorro
(26.10.20)
Hiç etmedim etmem de. Zaten genelde birisini kontrol etmesi için evde bırakıyorum ben evde olmuyorum. Ben evde olsam da kendi işime bakıyorum veya oyun oynuyorum, sadece arada kontrol ediyorum.
0
iwasbornonamountainside
(26.10.20)
kahvaltısını suyunu çayını eksik etme
tam gün temizlik yapacaksa yardım etmene gerek yok
ama iyi kontrol
kimse kendi evi gibi uğraşmaz

güvenebilecğein biriyse evde bekleme
temizlikçi çağırmaktaki amaç boş vakit kazanmak değil mi
0
bir soru sorcam
(26.10.20)
ortalıkta yayılmış olan ve toplanması gereken şeyleri topluyorum zaten yardımcı bilmez bu olay baya vakit alıyor ama bu iş olmasaydı o çalışırken ütü yapardım veya buzdolabını temizlerdim en kötü yemek yapardım ha evet yemek demişken yardımcı çalışırken mutlaka yemek yapıyorum ona yedirmek için vakit böyle geçiyor. dediğiniz gibi hem biri çalışırken ayak uzatıp oturmak saçma geliyor hem de evdeki tüm işler bitsin temizlik sonunda bir şey kalmasın istiyorum
0
iwillsee
(26.10.20)
(13)

Din kavgası

kondansator
Selamlar, çok dindar, yobaz birisi değilim. Oruç, cuma bayram namazlarını kaçırmıyorum sadece. Şimdi bizim kayınpeder ateist. Güzel kaliteli birisi. Din, inanç kısmı zaten insanın kendini ilgilendiren bir konu. Ben de sin siyaset kavgası yapmam, haliyle bu konulara da girmem. Ancak kayınpeder karlıs
Selamlar, çok dindar, yobaz birisi değilim. Oruç, cuma bayram namazlarını kaçırmıyorum sadece. Şimdi bizim kayınpeder ateist. Güzel kaliteli birisi. Din, inanç kısmı zaten insanın kendini ilgilendiren bir konu. Ben de sin siyaset kavgası yapmam, haliyle bu konulara da girmem. Ancak kayınpeder karlısında ateist olmayan birisini gördüğü zaman hemen din iman sayıp sövmeye başlıyor. Sonrasında yok şu sure böyle bu ayet böyle Müslümanlık şöyle böyle diye atıp tutuyor sabit fikirli birisi. Yani bu durum hoş karşılanır mı sizin nazarınız da?
0
kondansator
(25.10.20)
kayinpederin biraz bosbogazmis, yakin cevreyle siyatest, din gibi konularda bu kadar sivri konusmak yersiz, en iyisi hic konusmamak, siz bir araya geldiginizde din konularina deginmemeye calisin, ama bir yastan sonra davranislari degistiremezsiniz, bizim de boyle bir akraba var, kendi partisi disindakilere sovuyor da sovuyor, bir gun dayak yşyecek birisinden o olacak
0
exlibris
(25.10.20)
ateistler tam tersini yaşıyor ömürleri boyunca. her ortamda dinsiz imansızlara sövüp sayıyorlar, ateistler ses çıkaramıyor. senin durumda tam tersi olmuş :)
0
dafuq
(25.10.20)
Yani kısmen kayınpeder haklı. Şuan ülkemizde (hani %99 u müslüman olan), %50'si camiiden içeri girmemiştir. %70'i okuduğu duanın anlamını bile bilmez. %90'ının öyle veya böyle boğazından haram lokma geçmiştir. %99 'u dini gereksinimlerinin tamamını yerine getirmiyordur.

hani %99 varya işte onun içinden sadece %1 i müslümandır.
0
janavarorion
(25.10.20)
Herhangi bir konuya tepkisini sayıp söverek gösteren insanlardan rahatsız olurum. Benim babam partnerime kalbini kıracak şekilde eleştirel yaklaşsa da rahatsız olurum ve yalnızken bir daha yapmaması konusunda uyarırım.
“Müslümanlık şöyle böyle” derken tam olarak ne diyor bilmemek ile beraber sabit fikirli değil de haklı birisi olabilir. Siz zaten daha iyi biliyorsunuzdur inancın ve sonuçlarının güncel halini.
Sonuç olarak hoş karşılamam kabalığı ama konu o noktaya gelene kadar zaten görüştüğüm kişinin annesi, daha beni tanımadan benim ateist olmamdan rahatsız olduğu için konu oraya gelemedi yani :)
0
irene
(25.10.20)
Saniye sabretmem. Din iman konusu geçtiği an susar, bahsettiğiniz bir adamı gördüm mü de, kaçar giderim. Din siyaset hayatta konuşmam.
0
allah yazdiysa bozsun
(25.10.20)
Ben çok rahatsız oluyorum böyle insanlardan. Konuşacak başka şeyiniz yokmuş gibi saymalı sövmeli ve sizinle alakası olmayan insanlardan bahsetmek çok saçma. Otursun hava su muhabbeti yapsın çok daha iyi. Antalya’da hala denize giriyolarmış falan desin mesela, tahin yemek bağışıklığı güçlendiriyomuş biz de doğalını bulup alalım damat desin... bu kadar şey varken neden huzursuz konuları konuşmak?!
0
megalomaniac
(25.10.20)
ateistlerin muhafazakarı, bağnazı olmaz diye bir şey yok. kayınpederinizde kendi düşüncesinin bağnazı. normal fikir tartışması boyutunda sohbet etmek, karşılıklı görüşler,teoriler paylaşmak başka bir şey, inananların topu böyledir, vay şunu bilmiyorsunuz, höt nasıl inanırsınız bambaşka bir şey.

çok sık görüşmüyorsanız he deyip geçin, sık görüşyüorsanızda eşinizle birlikte bu konular açılacağı zaman savuşturmak üzere taktikler belirleyin ve uygulayın bence.
0
Phoebe
(25.10.20)
Adam örneğin şayet size çelişkileri, yalanları filan gösterip anlatıyorsa ve “bu insanlar bunlara rağmen inanıyor amk” diyorsa sorun yok bence. Ama Türkiye’de genel durum tam tersidir. Şu meme’de olduğu gibidir: www.reddit.com
0
cemallamec
(25.10.20)
Ben ilk tesettüre girdiğimde baba tarafım tesettürlüler başı kapatıyor şunu yapıyor bunu yapıyor sayıp döktüler aylarca. Bir gün dayanamayıp benim öyle bir davranış sergilediğimi gördünüz de ima mı ediyorsunuz neden saatlerce bu konu tartışılıyor dedim kesildi konu. Herkesin dini kendine uslubunca bozun açamasın tekrar bu konuyu.
0
cilekli pasta
(25.10.20)
Tolkien gibi ben de i lav tartışma diyorum. Hatta bazen karşıt düşüncede olmasam bile onu düşünen biri nasıl olurdu diyip savundugum da oluyor (misal hanim irkcilara laf diyor, ben de ırkçı tarafına düşünüyorum acaba çocukluğu nasıl geçti, hangi travma oldu vs diye). Biraz manyaklik ama tartismanin çok önemli oldugunu düşünüyorum.

Onun dışında din konusunda dediklerinde sıkıntı olduğunu düşünmüyorum. Ama ben uzak duruyorum bu muhabbetlerden aile ile genelde. Ayri konu 20 kisilik yakin aile cevresinde dine inanan 4-5 falandir, onlarla konusmuyorum diyelim.

Ama su tarz tartismalari da baslatan taraf degilim, ben kendi içimde zaten dine inanmanin mantiksizligini bildigim icin cok da düşündüğüm bir konu değil haliyle tartismiyorum da. Kendisi de zamanla sakinlesir bence.
0
logisticsmanager
(25.10.20)
Eşiniz uyarsın, benim babam da böyle birisi sayılır siyaset ve din konusunda böyle davranışları olabiliyor ama ben, abim ve annem genelde uyarıyoruz ve olabildiğince o konulardan uzak tutmaya veya karşısındakine saygılı bir münazara eder şekilde konuşması için uğraşıyoruz ve son 5 senede baya ilerleme kat ettik :D
0
atom karincanin torunu
(25.10.20)
Müslüman, gayrimüslime bile karşı "kâfir " dememeli . Kalplerinin kırılmaması için. Yine onların hakkına da girmemeli. Kaynaklarda geçer bu husus.
Hal böyleyken müslümana karşı olumsuz hal hareketler sergileyene uygun bir dille durumun yanlışlığını anlat isyersen.
Böyle şeyler hiç kimse için hoş karşılanamaz.
0
Erva
(25.10.20)
Eşiniz müdahale etsin +1

Kimsenin hakaretine tahammül etmek zorunda değilsiniz. Ateistin de dindarın da yobazı çekilmiyor maalesef.
Dolayısıyla ortamda hem inançlı hem inançsız insanlar varsa bu konulara girmemek en iyisi. Yakınlarının kalbini kırarak ne elde edecekler onu da anlamak mümkün değil.
0
Benyinegulerim
(25.10.20)
(8)

Istanbul - Izmir yoluna verilen para

thad castle
Sizce parasina degiyor mu? Yaklasik 300 tl tutuyor galiba.(300 tl yol mu olur ya, ucakla gitsen daha uygun)Yolu 3 saat azaltiyor ve yaklasik 200km daha az. Benim arac da 120 tl az yakit demek.Kisiden kisiye gore degisir biliyorum, sizin fikrinizi merak ettim.
Sizce parasina degiyor mu? Yaklasik 300 tl tutuyor galiba.(300 tl yol mu olur ya, ucakla gitsen daha uygun)

Yolu 3 saat azaltiyor ve yaklasik 200km daha az. Benim arac da 120 tl az yakit demek.

Kisiden kisiye gore degisir biliyorum, sizin fikrinizi merak ettim.
0
thad castle
(24.10.20)
Süre sıkıntısı olan kişiler, şirketler için vs. bulunmaz nimet.

Kişisel kullanım için çok pahalı israf.
0
westblack
(24.10.20)
sayi ciddi anlamda fazla. hakveriyorum. acil isim yoksa kullanmiyorum. varsa yabusduruyorun.
0
turbo sadık
(24.10.20)
aşırı pahalı ama aşırı da konforlu. ayrıca eski yolda çok fazla denetim var, ceza yeme ihtimali yüksek oluyor. yeni yolu protesto için bayramda eski yoldan gittim, hem yolum uzadı hem de o kadar dikkat etmeme rağmen ceza yedim. fiyat olarak aynıya geldi bu yüzden, 2-3 saat yolu uzattığımla ve yorulduğumla kaldım. bir daha kolay kolay eski yoldan gitmem.
0
surprise
(24.10.20)
ücreti çok ama işi acele olanlar için falan verilir. yazın bir işim oldu izmir otobanından basıp gittim, dönüşte ağır ağır geze geze gideyim otobana girmeden dedim. balıkesir tarafında hız sınırının 70 olduğu bir yerde 90'la radara girmişim otobana girmeden ücretini ödemiş gibi oldum. ceza yemeseydim sorun yoktu güzel geçti yolculuk ama o parayı ödeyince boşu boşuna yolu uzatmış gibi hissettim.
0
hadsafhada
(24.10.20)
3 saat ve 200 km dediğine göre osmangazi köprüsünü de hariç tutuyorsun beleş yol için.

bence köprüyü geçip bursa'dan sonra beleş yola geçmek daha mantıklı. bursa - izmir arası 3 saat kadar sürüyor zaten. 3 saatlik yol için otobana ekstra 150 lira vermek bana mantıklı gelmiyor. sadece bayramda falan kullanırım. en son normal zamanda eski yol + osmangazi köprüsünü kullandım. zaten bölünmüş yolda hız sınırı 110 km/sa. otobanda da 120 km/sa. Otobanda 180 ile gitmiyorsan zaten o parayı vermenin hiç mantığı yok bence.
0
himmet dayi
(24.10.20)
şirketten istanbula 2 veya 3 kişi gideceksek hem daha rahat oluyor, hem de daha ekonomik. yolda kimse araba kullanırken yorulmuyorda yol rahat olduğu için. böylece istanbula enerjimiz yerinde ulaşıp hemen işlere koyulabiliyoruz.

yalnız gittiğimde de tek kişi araç kullandığım için dikkatimin en az dağılacağı yol olarak yeni yolu seçiyorum, daha az yoruluyorum.

yani bu açılardan bakarsak değiyor.
0
Phoebe
(24.10.20)
Tatile giderken o yoldan gidip dönerken yaw bu defa vermeyelim o kadar para diyerek uzun yoldan gelmiş ve hem ceza yemiş hem de üstüne üstlük kaza yapıp arabası pert olmuş birisi olarak bildiriyorum, evet verilir (miş).
0
va
(25.10.20)
Osmangazi diyorsak kesinlikle değiyor, ama izmir otobanını artık kullanmamaya çalışıyorum. Hem çok hız yapıyorum, çok daha tehlikeli ve stresli gidiyorum, hem hız yaptığım için çok benzin harcıyorum, hem de arabamı ve kendimi ekstra yoruyorum. Eski yoldan gitmek (ki terrrrtemiz bir yol) çok daha mantıklı, hem de hız sınırını aşmadığın sürece orada kaza yapmak ekstra maharet ister. İki yolda da "eğer hız sınırını aşmayacaksan" üç aşağı beş yukarı aynı süre sürüyor bu arada.

Ama osmangazi şart.
0
roket adam
(25.10.20)
(5)

izmir'de nerden ev alınır?

etna
tabiki her yerden alınır da, bütçe de giriyor işin içine.şu anda gaziemir'de bekar bir şekilde kirada oturuyorum. çok güzel burası. yakında evlilik meselesi olduğu için ev almak istedim ama buralar aşırı pahalı. ayrancılar veya menderes'i gözüme kestirdim. bayraklı da hoşuma gitti ama bilemedim. kon
tabiki her yerden alınır da, bütçe de giriyor işin içine.
şu anda gaziemir'de bekar bir şekilde kirada oturuyorum. çok güzel burası. yakında evlilik meselesi olduğu için ev almak istedim ama buralar aşırı pahalı.
ayrancılar veya menderes'i gözüme kestirdim. bayraklı da hoşuma gitti ama bilemedim. konak, balçova filan kalabalık gibi. karabağlar ve buca'ya hiç bakmadım bile sosyal yapısı nedeniyle. güzelbahçe ve narlıdere'de pahalı gibi sanki.
home office çalışıyorum ve aracım var. o yüzden mesai ve iş yeri kavramı yok.
ayrancılar veya menderes'e ne dersiniz? veya önerebileceğiniz başka bir yer olur mu?
bütçe 450 bin en fazla 500 bin.
teşekkürler

not: sıfır veya en fazla 1 yaşında bir bina bakıyorum.
0
etna
(23.10.20)
kirada otururum ama yine de menderes'te, ayrancılar'da, bayraklı'da oturmam. hatta gaziemir'de de oturmam. kalabalık dediğin konak, balçova yine yaşanacak yerler.
0
rain when i die
(23.10.20)
Yeni girne tarafına bakabilirsiniz.
0
Phoebe
(23.10.20)
Geçtiğimiz yaz Dikili'den aldım. Baya uygundu ev fiyatları, tam kredi zamanı üstelik. Merkeze uzak, tatil yeri ama mekan önemli değil demişsiniz, bir bakın derim.
0
aynabugusu
(23.10.20)
Eğer şehirde oturmak istersem balçovada otururdum. Diger yakada da bostanlı.
Konak hem park sorunu ciddi. Balçovada gene yeni evler olduğu icin otoparklari var.

Onun dışında şehir dışına doğru gidersek Güzelbahçe.
0
logisticsmanager
(24.10.20)
(bkz: Üçyol).
Her yere merkez.
0
kanlakarisikyagmur
(24.10.20)
(1)

notebook ekrani - izmirde güvenilir tamirci

proteus
dizüstünün ekranı kirik, onu degistirecegiz. bildiginiz tanidiginiz güvendiginiz bir tamirci var mi? google üzerinden arastirip aradim. 500-950 lira arasinda degisen fiyatlar söylediler. simdiden tesekkürler.
dizüstünün ekranı kirik, onu degistirecegiz. bildiginiz tanidiginiz güvendiginiz bir tamirci var mi? google üzerinden arastirip aradim. 500-950 lira arasinda degisen fiyatlar söylediler.

simdiden tesekkürler.
0
proteus
(23.10.20)
Kıbrıs şehitleri nano teknoloji Metin bey.
0
Phoebe
(23.10.20)
(4)

kargo fiyatlarında fahiş zam yapan kargo şirketi

matilda
Selam herkese, Biz ofiste yurtiçi kargoyla çalışıyoruz. Ayda 60-70 tane kargomuz çıkıyor ortalama.Şu anda 6.40 + vergiler olarak çalışıyoruz ama bize yeni gönderilen listede yeni fiyatın 16.56 + vergiler olacağı yazılmış. Biz tabii ki bu neredeyse %200'e varan fiyata itiraz etmek istedik ama 1 hafta
Selam herkese,
Biz ofiste yurtiçi kargoyla çalışıyoruz. Ayda 60-70 tane kargomuz çıkıyor ortalama.
Şu anda 6.40 + vergiler olarak çalışıyoruz ama bize yeni gönderilen listede yeni fiyatın 16.56 + vergiler olacağı yazılmış. Biz tabii ki bu neredeyse %200'e varan fiyata itiraz etmek istedik ama 1 haftadır her gün aramama rağmen bir türlü şube müdürüyle konuşamıyorum ve maalesef Aras, Mng vs hepsini denememize rağmen en memnun olduğumuz bu oldu ama yine de bu kadar zam yapılmasını kabul etmemiz mümkün değil. Müdüre ulaşamayıp ofise ayağına gitmek de istemiyorum müşteri olarak, bunu nasıl çözebilirim? Maili var ama mailinden cevap alabilen ben daha görmedim.
0
matilda
(21.10.20)
Fiyatları böyle güncellediler ve sizi bu fiyatlara ikna etmeye çalışmıyolarsa umurlarında değilsiniz sanki, hani "yeni fiyatlar bu yerseniz papaz eriği yemezseniz başka kargoyla çalışın" gibi anladım ben.
0
John Bloor
(21.10.20)
@John Bloor, ben de öyle anladım açıkçası ama bunu bana telefonda söyleyebilir sonuçta. Matilda Hanım, fiyatlarımız bu, değişiklik yapamayız siz bilirsiniz diyebilir. Sonuçta biz bu şubeyle ve aynı müdürle 2 seneden uzun süredir çalışıyoruz.
0
🌸matilda
(21.10.20)
çağrı merkezini arayıp özel sözleşme yapmanın mümkün olup olmadığını ve şartlarını sorabilirsiniz. yanlış hatırlamıyorsam bu konuyla ilgili olarak şubeyi yönlendiriyorlar. bu arada da kredi kartlarınızın, ticket kartlarınızın kampanyaları var mı kontrol edebilirsiniz. biz yaklaşık 2 yıl önce edenred'in bir kampanyasını bulduk mng ile, ordan devam ediyoruz, çok çok ekonomik oldu böyle.
0
Phoebe
(21.10.20)
ayda 60-70 kargo cok az oldugu icin fiyatlari guncellemisler sizin icin, mudure de ulassaniz degisen bir sey olmayacaktir maalesef.
0
sweetoffice
(21.10.20)
(5)

Erkeklere soru - Gündelik hayatta maruz kaldığınız cinsiyetçi söylemler

kostüm çok güzel prenses misiniz
Selamlar,Kadınların cinsiyetçi söylemlere çok sık maruz kaldığı malum. Ben daha çok erkekler ne tür şeylere maruz kalıyor onu merak ediyorum. Erkekler ağlamaz, erkek adam pembe giymez vs. gibi cinsiyetçi kalıplara maruz kaldıysanız örnek verir misiniz? Teşekkür ederim
Selamlar,

Kadınların cinsiyetçi söylemlere çok sık maruz kaldığı malum. Ben daha çok erkekler ne tür şeylere maruz kalıyor onu merak ediyorum.

Erkekler ağlamaz, erkek adam pembe giymez vs. gibi cinsiyetçi kalıplara maruz kaldıysanız örnek verir misiniz?

Teşekkür ederim
0
kostüm çok güzel prenses misiniz
(16.10.20)
karı, kız, kadın gibi x yapma
0
Tochinoshin
(16.10.20)
Net hatırlayamamakla birlikte bu oluşumda konuyla ilgili çok güzel bir makale okumuştum gibi hatırlıyorum. Bir kurcalayın isterseniz.
masculinitiesjournal.org
masculinitiesjournal.org

edit:link eklendi
0
Phoebe
(16.10.20)
hesabı erkek öder, bunu herkes bilir.
beni taşıyacak, bilmem ne.
senin maaşının mazot parama, sanmıyorum yeteceğini :))
erkeğin kalbine giden yol midesinden geçer. ayı mıyız biz?
0
stewie
(16.10.20)
- Ev geçindirme baskısı ( neden ben geçindiriyorum abi ? )
0
paramolacak
(16.10.20)
İlginçtir ben akademide maruz kalmıştım. Yüksek lisansı "askerden kaçmak için" yapmak istemediğimi ispat etmeye çalışmam gerekmişti.
0
plutongezegendegilmi
(16.10.20)
(18)

Sigarayı bırakma yönetimim hakkında

erty_ksk
Dün gece sigarayı bırakmak istediğime karar verdim.Bunu da pat diye yapamıyorum. ilaç, sakız, bant, ıvır zıvır kullanmaktan ziyade kendimi sigarasız yaşamaya alıştırmaya karar verdim.benim sigara alışkanlığım sabah gözümü açar açmaz yak bitane şeklinde. gün içinde ithal sarma tütün içtiğim için kaç
Dün gece sigarayı bırakmak istediğime karar verdim.
Bunu da pat diye yapamıyorum. ilaç, sakız, bant, ıvır zıvır kullanmaktan ziyade kendimi sigarasız yaşamaya alıştırmaya karar verdim.
benim sigara alışkanlığım sabah gözümü açar açmaz yak bitane şeklinde. gün içinde ithal sarma tütün içtiğim için kaç tane içiyorum bilmiyorum ancak kesin 25-30dan fazla içiyorumdur. Şöyle bir yol izleyeyim diyorum.
en zor olan ve en uzun süre içmediğim süre sonrası olan sigara ihtiyacımı yani sabah uyandığım zamanki ihtiyacı ötelemek.
normalde sabahları 7-7:30 gibi uyanıyorum ve sigara ile güne başlayan biri olarak, bugün ilk sigaramı 9:37'de içtim. bunu yapmak için de çok çaba sarfetmediğimi anladım. kalktım rutin wc duş giyinme ve evden çıkma araba kullanma park bulma ve işe gelme süreçlerinden sonra kahvaltı ve ilk sigara olarak gelişti olaylar.
Öngörüm, sigarayı her gün min 10dk geciktirerek güne başlamak ve devam ettirmek yönünde. küçük sürelerde, psikolojik olarak, bağımlı olduğunuz bişeyi ötelemek ve sonunda içeceğinizi de bildiğiniz için yormuyor. bu sayede hem gün içinde içilen sigara adedini azaltmak amaç hem de içilmeyen süreyi arttırmak.
Bir yandan da günde içtiğim sigarayı saymaya ve telefona kaydetmeye başladım. süre azalırken uçuca yakarak bir önceki günden fazla içmenin de önüne geçmek niyetindeyim. hem adet, hem süre bazında azaltma yöntemi sizce mantıklı mı?
amacım tam 1 ay sonra 24 saat içmeden geçirebilmek. bunu kademeli olarak yapabileceğime inanıyorum.

Moral, Destek, Motivasyonunuza ihtiyacım var.
Olumsuz görüş vb iletirken kurguladığım sisteme yapıcı olmanızı rica ederim.
0
erty_ksk
(13.10.20)
Ben daha önce 2 kere bu yöntemle bıraktım. Sonra geri başladım ama yine bu yöntemle bırakmayı planlıyorum :)

Kişiden kişiye değişiyordur ama bende çalışıyordu, güzel bir yöntem. Sayıyı görüp kendine limit koyunca takip etmesi çok kolay oluyor. Bir de ben boş kalınca sigara içtiğimi farketmiştim, sürekli başka işlere konsantre olursam içme ihtiyacım da baya azalıyor.
0
plutongezegendegilmi
(13.10.20)
Hayırlı olsun şimdiden,
Elbette her insanda farklı ama genelde azaltma yoluna gidenler değil de bir anda kesenlerin başarılı olduğunu duyuyorum,
"Bir saat daha sigara içmedim, iki saat daha içmedim" diye düşünürken sürekli aklınıza gelip beyninize sigarayı hatırlatıyor oluyorsunuz,

Belki de bir sabah kalkıp içmeseniz, sonra öğlene kadar içmedim bunu bozmayayım deyip sonra akşam oldu erken yatarım deyip birkaç gün içinde hazır o kadar içmemişken elimi sürmeyeyim deyip atabilseniz.

Tütünü, kağıdı vs malzemeleri de bir arkadaşınıza, sizden uzağa koyun.
İlle de içeceğim derseniz el altında olmasın, en azından ayakkabı giyip, yanınıza para alıp, sokağa çıkıp, bir markete gidip, istemek gibi pek çok aşama olsun ki bu adımlardan birinde belki içmekten vazgeçersiniz.

Kolay gelsin,
0
michael_knight
(13.10.20)
bir sıfırtan büyüktür sevgili erty_ksk. tamamen bırakabilirsen ne şahane olur ama bırakamazsan da düşün ki şu kadar ay daha az içeceksin. varsayalım tamamen bıraktın ama sonrasında yeniden başladın, o kadar ay hiç içmemiş olacaksın. az buz bir şey mi bu?

bu arada bir arkadaşım çay-kahve alışkanlığını da azaltarak bırakabildi sigarayı. birbirini tetikliyor bende demişti. bu da aklında olsun.
0
Phoebe
(13.10.20)
ben azaltmaya çalıştığımda ikinci gün iki misli içiyordum ama eşim azaltarak 1 haftada bıraktı. "alan carr - sigarayı bırakmanın kolay yolu"

www.youtube.com

bunu sakin kafayla izlemeni öneririm ben bununla bıraktım tek seferde.
0
entropik
(13.10.20)
ben de cok niyetlendim birakmaya (en son 2 gün önce) ama acikcasi sigara birakirken yasayacagim sorunların, mevcut sorunlarim üzerine eklenecegini düsününce o götün simdilik bende olmadigina karar verdim. en azindan azaltmaliyim diye düsündüm ve 1 yil önce günde 30 adet iciyor iken simdi 10 adete kadar düsürdüm, paket sigaradan sarma sigaraya gectim, sigaralar arasına belirli saat süreleri koydum, elimdeki işi bitirmeden sigara icmemeye gayret ediyorum. birakip birakmamak senin elinde ama en azindan bu yöntemle ictigin sigarayi azaltirsin, o da zarardan kar bana göre.
0
proteus
(13.10.20)
Sigarayı bırakmak isteyenlere gün gün görebilecekleri ve takibi kolay olması açısından
dünkü performansımdan bahsetmek isterim,

ilk sigaramı 09:37 de yaktıktan sonra 2 sigarada bir saat kontrolü yaptım.
2. sigaramı 11:00'de
4. sigaramı 13:15'te
6. Sigaramı 16:15'te
8. sigaramı 18:05'te
10. sigaramı 21:00'de
11. yani Son sigaramı 22:00'de içip günü kapattım.

Bugün de dün sabahtan yaktığım ilk sigaramı yarım saat öteleyerek 10:00'da içtim ve aynı çizelgeyi tutarak devam etmeyi, düne göre 1 sigara günü eksik bitirerek 10 sigarada tamamlamayı hedefliyorum.
gelişmeleri günden güne paylaşacağım.

bu arada gün içinde sigarasızlıktan vs bunaldığım ya da elimin ayağımın titrediği bir an olmadı.
Sevgili proteus'un dediği gibi aralara vakit koyunca, sigara için elindeki işin bitmesini ya da "dur şunu da yapayım sonra içerim" demeyi denedim ve gayet rahat öteledim sigara isteklerimi.
Bakalım bugünü nasıl geçireceğiz.
Sevgiler, selamlar.
0
🌸erty_ksk
(14.10.20)
Bravo erty,

Gün gün rapor bekliyoruz,
Kendi mesajına benden tık koy lütfen :)
0
michael_knight
(14.10.20)
Sigara bırakma sürecimde 2. Gün - 15.10.2020

ilk sigaramı 10:00 da yaktıktan sonra 2 sigarada bir saat kontrolü yaptım.
2. sigaramı 10:45'de
4. sigaramı 12:30'te
6. Sigaramı 14:30'te
8. sigaramı 18:03'te
10. sigaramı 20:05'de
11. yani Son sigaramı 21:00'de içip, 23:00'te yatana kadar bir daha içmedim.

Sabah saat ötelemeyi başardım ancak sigara adedi azaltmayı başaramadım.
Dünün etkeni sanırım tüm gün bir kafede olmam, ve en büyük etkisi akşam alkol almam oldu.
Son sigarayı içmeyebilirdim aslında ama içtim işte, içtiğime de pişman gibiyim içtiğimden beri.

Bu sabah da güne kahveyle başladım, gerçekten sabah sigara ihtiyacım yokken kahveyi içtiğimden beri şıpır şıpır terleyip elim ayağımı titretti resmen. Ne kadar çok bağ kurmuş beynimde kahve ve sigara diye. Tek başına kahve tüketmeye de alıştırmam lazım kendimi sanırım. Yoksa içtikçe aklıma sigara getirecekse işimiz zor. al sana bir bağımlılık daha (kafein) :)
0
🌸erty_ksk
(15.10.20)
ben sigarayı bırakalı 3 ay oldu ve bu kez sonsuza kadar bıraktığımı hissediyorum. defalarca kez denedim ama bu çok temiz oldu. birden kestim.

senin gibi de denedim öğlen spora gittiğim dönemde ilk sigaramı öğleden sonra içiyordum ve sayı olarak bayağı azaltmıştım doğal olarak ama bünyeye o sigara girdikçe bırakmak mümkün olmadı. bana göre az içmek diye bir şey yok bıçak gibi kesmek o yoksunlukla mücadele etmek ve sonra psikolojik ve fiziksel alışkanlığı da kırmak gerekiyor. bu bende böyle ama belki sen azaltarak bırakırsın sigara bırakma yöntemleri biri birinde işe yararken diğerine daha çok içirebiliyor.

en olmadı denemiş olursun yine kardasın. bu arada kafein demişsin zaten çok kahve içerdim sigarayı bırakınca iyice arttı ama olsun. gerektiğinde kafeini bırakmak daha kolaydır :)
0
ruby elixir
(15.10.20)
Yeni günde herkese günaydın,
ilk sigaramı 10:45 te yaktıktan sonra 2 sigarada bir saat kontrole devam ettim.
2. sigaramı 11:30
4. sigaramı 13:30
6. Sigaramı 15:46
8. sigaramı 19:50
10. sigaramı 21:45'te içip bu kez sayıyı da 10'da bitirdim. hatta şöyle diyebilirim.

Her sabah uyandığımda yaktığım sigara isteği gün geçtikçe azalıyor. Gün içinde bir ara nedendir bilinmez 2-3 tane artarda içesim geliyor ama sebebini henüz bulamadım. yemek, içmek, vb bir bağlantısı yok şimdiye kadar fark ettiğim. bulunca sizinle de paylaşırım.
0
🌸erty_ksk
(16.10.20)
istikrarlı gidiyor,
tebrikeler
0
michael_knight
(16.10.20)
16.10.2020 sabah ilk sigaram10:40
2. Sigaram 11:35
4. Sigaram 14:36
6. Sigaram17:40
8. Sigaram 20:00
9. Ve son sigaram 20:46
Günü 9 sigarayla kapattım ;)

17.10.2020 günü yani dün sistemim şaştı. Gece 2 de yola çıkınca ve tüm gün uyanık kalıp gece 1 de yatınca hem sayı hem de gün içindeki sigara adedinde saçmalıklar oldu, kayıt tutmadım.
Tarihe kara bi not düşüp, kaldığım yerden devam ediyorum bugün.
0
🌸erty_ksk
(18.10.20)
artık saatleri yazmadan günü 8 sigarayla kapattığımın müjdesini vermek istiyorum.
bu sistem gayet işe yarıyor ve faydalı gidiyor.
bundan sonra 13 kasıma kadar tamamen bıraktığımın haberini vermek üzere şimdilik görüşmek üzere.
0
🌸erty_ksk
(19.10.20)
Helal olsun gerçekten
hipnoz,biorezonans,sakız,bant ne varsa denedim ben ve sonları hüsran oldu

açıkcası rutini değiştirmek gerçekten başarı
tebrikler
0
çınarım
(19.10.20)
Ne oldu biraktin mi ?
0
ruby elixir
(04.12.20)
yok olmadı. Türlü bahaneler yazıp kendimi teselli edemicem. tamamen benim mallığımdan yaptığım, başardığım, iyi giden şeyi yapmayı bıraktım.
Moral olarak daha iyi hissetiğim zamanda yeniden aynı sisteme başlayacağım. günde 4 adete kadar düşürmüştüm.
sorduğun için teşekkürler, denemelere yılmadan usanmadan devam edeceğim.
0
🌸erty_ksk
(06.12.20)
ben bıraktım 5 aya yaklaştı. bu yöntem yerine bıçak gibi kesmeni tavsiye ederim. artık aklıma bile gelmiyor... darısı başına
0
ruby elixir
(07.12.20)
denemen de güzel oldu.
Bir dahakine istediğin gibi olur umarım
0
michael_knight
(08.12.20)
(12)

Egzama / kaşıntı

neda22
Merhaba arkadaşlar,Erkek kardeşimin poposunda egzama gibi bir durum var ve çok fazla kaşınıyor, pullanma kızarma kabarma gibi durumları oluyor. Doktor travazol vb kremler yazdı fakat kaşıntı ve kızarıklık kremler bitince geri dönüyor. Bu durumu yaşayan ve uzun süreli çare bulabilen var mı? Teşekkürl
Merhaba arkadaşlar,

Erkek kardeşimin poposunda egzama gibi bir durum var ve çok fazla kaşınıyor, pullanma kızarma kabarma gibi durumları oluyor. Doktor travazol vb kremler yazdı fakat kaşıntı ve kızarıklık kremler bitince geri dönüyor. Bu durumu yaşayan ve uzun süreli çare bulabilen var mı? Teşekkürler
0
neda22
(12.10.20)
Malesef uzun süreli tedavi yok. Hangi doktor arkadaşıma sorduysam tıbbın bu konuda çaresiz olduğunu söylediler. Ben bacaklarım için Ectopix kullanıyorum, bırakınca tekrar başlıyor. Sebebi ise stres. Stresten uzak kalırsa belki uzun süreli çözüm elde edebilir. Bendeki egzamalar 7 yıldır var mesela. En az 5 doktor gezmiş, 10 yöntem denemişimdir.
0
prole
(12.10.20)
benim ellerimdekine ardic katrani sabunu iyi geldi. el yapimi sabun yapan dukkanlardan temin edebilirsiniz.
0
it aint hard to tell
(12.10.20)
Ya evet senelerdir var ve denemediğimiz krem vs kalmadı. Ectopix deneyelim birde , hepsine bağışıklık geliştirdi işe yaramıyor . Ne lanet birşey ya, benimde saçımda var bıktım
0
🌸neda22
(12.10.20)
prole +1 ayrıca mevsim geçişlerinde, hava değişimlerinde falan da ataklar olabiliyor. bende de 10 yıldır falan var, başımda ve yüzümde. kalıcı bir çözümü yok, sadece ataklar olduğunda kremlerle daha kısa sürede geçmesini sağlayabiliyorsunuz.

edit: bir de gitmediyse dermatoloğa gitsin lütfen. her doktor aynı kremi vermiyor.
0
rahip janick
(12.10.20)
Core Satin (sarı olan) kortizonsuz, egzamaya çok iyi geliyor. arada tekrarlıyor tabi komple geçmiyor ama en hızlı etki edeni diyebilirim.
0
sinematikcrop
(12.10.20)
Sabunu aldım, ectopix iyi gelmezse core satini deneyeceğiz bakalım, çok kötü birşey ya gerçekten, gece uyanıyır kaşıntıdan, benimde saçımdaki saçımı yağlandırıyor, vichy nin dermatolojik bir şampuanı var o iyi geldi, ama stres zamanlarımda yeniden azıyor
0
🌸neda22
(12.10.20)
kepek + parmaklarda egzama bende de var. tamamen geçmiyor hiç bir zaman. kendimi bildim bileli var. 25+ yıldır. stres zamanı çıkar. şampuan olarak vichy kepek karşıtı %100 kepeği kesti. parmaklarda çıkınca m-furo 3-4 gün kullanınca geçiriyor. üzerine yarabandı sarıyorum gün boyu. eğer egzamalı parmak kalem, silgi, bilgisayar klavyesi fln temas ediyorsa iyice azıyor. yine de doktora sorun tabiki.
0
morcivert
(12.10.20)
Kuruma kaynaklı kaşıntı için excipial lipo öneririm. Deneyin en azından, ömür boyu kullanılabilir. Bizim doktor anneme her ay kutu kutu yazıyor.
0
diffarentiationation
(13.10.20)
dermabon diye bir sabun var, sedef'e bile iyi geliyor tavsiye ederim. fakat sahtesi de var piyasada dikkat edin.
0
marlonbranda
(13.10.20)
bende de egzama var, m-furo krem kullanıyorum çıktıkça (benimki stressten çıkıyor hep) iki günlük kullanımla eski haline geliyor ancak stress'in de bitmiş olması lazım o iki günde. aksi halde çok da faydalı değil.
0
selam
(13.10.20)
yıllardır ilkbahar ve sonbaharda oluşan kaşıntılarımı, pullanma ve sonrasında yaraya dönüşn kızarıklıklarımı geçen yıl mevsim geçişlerinde 2'şer ay kullandığım bepanthol sensiderm çözdü. eczacının önerisiydi. bu sene mesela sadece birkaç gün süren çok çok hafif bir kaşıntı dışında sorun yaşamadım. deneyebilirsiniz belki.

edit: bir uzmanla görüştüğünüzü varsayıyorum. ben birkaç defa gidip sonuç alamadığım için eczacıya sormuştum.
0
Phoebe
(13.10.20)
Çok çok teşekkür ederim, hepsine bakacağız
0
🌸neda22
(14.10.20)
(24)

Ev sorusu

pinkman1
31 yasinda bir erkegin anne babasiyla birlikte ayni evde kalmasi normal midir?Elimizde 5+1 ev ve tamamen ozgurlukcu, hicbir seye karismayan,saygili anne ve baba bulunmakta.Farkli eve cikacak maddiyat var bu arada.
31 yasinda bir erkegin anne babasiyla birlikte ayni evde kalmasi normal midir?
Elimizde 5+1 ev ve tamamen ozgurlukcu, hicbir seye karismayan,saygili anne ve baba bulunmakta.
Farkli eve cikacak maddiyat var bu arada.
0
pinkman1
(12.10.20)
Bana 18 yaşını geçmiş birisinin maddi olarak da zorlanmayacak durumu varsa ailesiyle yaşaması hiç normal gelmiyor.
0
sta
(12.10.20)
Değildir. Bence iş güç sahibi olmuş kendi parasını kazanan herhangi bir bireyin ailesiyle yaşaması normal değil (yaş üst sınırı veremeyeceğim ama 30 yaşına gelip hala kendi parasını kazanmıyor olması da normal değil zaten). Bence.

Çok sonra edit: yeterli parası olan yetişkin bir insan ayrı eve çıkmayıp ailesiyle yaşıyorsa o insanın birey olamamış olduğunu düşünürüm. Bunun kadını erkeği yok.
0
pati
(12.10.20)
turkiye'de son derece yaygin ve normaldir.
0
baldur2
(12.10.20)
Türkiye’de normaldir ama imkan varsa ayrı eve çıkılması tercih edilmelidir. Sadece maddi değil manevi imkanlar da önemli.
0
pass
(12.10.20)
Bana normal gelmiyor.
0
astrid
(12.10.20)
Türkiye'de normalleştirilmiş bir durum ama bana doğru gelmiyor.
0
fotrsapka
(12.10.20)
isterse 20+1 ev olsun, ayrı ev ayrı evdir.

Yemek önüne konuyor, çamaşırların yıkanır, faturalara karışmıyosun vs.
Ayrı evin tek mevzusu eve istediğinde kız arkadaşını getirmen değil ki, mevzu: sorumluluk bilip bilmemen.

o nedenle ailesiyle yaşayan bunları bilmez diyerek rahatsız eder (kadın erkek farketmez)
0
lcha
(12.10.20)
Kesinlikle normal olduğunu düşünmüyorum. Icha haklı. Anne babanın saygılı, hiç birşeye karışmamasıyla alakası yok, sorumluluk kazanmakla, kendine yetmekle, olgunlukla ilgisi var. Temel ihtiyaçları ailesi tarafından karşılanan erkekler çocuk kalıyor çünkü, sonra kadınlardan da benzer şeyler bekliyorlar.
0
roket adam
(12.10.20)
Türkiye'de normalmiş gibi düşünülüyor ama sonucu Icha çok güzel özetlemiş.
0
SiyamkedisiZorro
(12.10.20)
normal değil, hele ki ayrı evde yaşayacak parası varsa ve erkekse.
0
rose parks
(12.10.20)
Hiç normal değil. 23-24 yaşa kadar Türkiye için normal olsa da ondan sonrası artık Türkiye için bile normal değil
0
indifferent
(12.10.20)
Farklı eve çıkmak için bir neden olması lazım. Evlenmek, başka şehire taşınmak, evin iş yerine çok uzak olması, Evde huzurun olmaması vs. gibi.

Ben ayrı yaşayacağım diye, ayrı bir eve çıkmak çok mantıklı değil. Boş yere zahmet + boş yere masraf.


.
0
kartallar yuksek ucar
(12.10.20)
yasim 32 ailemle yasiyorum :) erkegim. cok sukur isim de var.

bu arada kisa not duseyim kendi evinde kalmak gibi kendi kirani camasirini utunu halledebilmek gibi osuruktan teyyare seyleri de sorumluluktan saymak asiri ilginc.

ha diyorsan ki ben eve kari kiz atiyorum. biranin sarabin dibini buluyorum. gece sabahlara kadar disarilarda surtuyorum sabah eve geliyorum ailem de buna izin vermez ailemin kulturu de buna uygun degil, ciktigim kabugu da begenmiyorum
anormal gelir. sen eve cik tabii kardesim. temel ihtiyaclari giderebilmeyi de sorumluluk say.
edit, bu arada buna karsi cikanlar da.genelde kadinlardir cunku kadinlar evde daha fazla baski altindalar evde istediklerini yapamiyorlar. aileleri buna izin vermiyor. kadin ailesi ile yasacak eve sarhos kafa 12_1 de gelecek :)) bu mumkun mu? iste o yuzde anormal.
0
turbo sadık
(12.10.20)
Ayrı eve çıkmayı yücelten kadınlar seni manipüle etmeye çalışıyor, yeme.
0
arnold schwarzeneger
(12.10.20)
bence normal değil.

cinsiyetten bağımsız olarak bende kendi ayakları üzerinde duramayan, bağımlı bir aile ilişkisi olan ve birey olmayı becerememiş, konfor alanından çıkma cesaretinden yoksun, kendi bütçesini yönetme becerisi olmayan, annesine bu yaşta dahi donunu yıkatmaktan ve yük olmaktan rahatsızlık duymayan(yine cinsiyetten ve ama annem isteyerek yapıyor geyiğinden bağımsız) vesaire vesaire insan intibası uyandırıyor. tam olarak güven duymuyorum ve paylaşım alanlarımı sınırlı tutuyorum.

sağlık vb konular kapsam dışıdır.
0
Phoebe
(12.10.20)
turbo sadık harika özetlemiş.

Ben 30 yaşımdayım. Annemle yaşıyorum. Evde yemek yemem pek. Çamaşır-bulaşık desen zaten annemden daha iyisini yaparım. Ondan daha düzenli, disiplinli bi insanımdır. Eve getiremediğim kız arkadaşım olmaz. Tek gecelik dışında 3-4 gün özel zaman geçirmek istediğimde de para verip tatile yolluyorum. Hem ona hem bana iyi geliyo.

Annemle yaşıyorum, çünkü niye yaşamayayım? Babam yok, tek çocuğum. Annemin kuzusu olmadım hiç. Her zaman istediğim gibi yaşadım. 14 yaşında sigaraya başladığımda bile anneme ben sigara içiyorum dedim.

Şimdi kendi olamamış ergenler gibi “bana ne yaa ben ayrı eve çıkcam” desem çok saçma olur. Niye eşya aliim, ev kirası vereyim ki? Durduk yere hem de. Ev sahibi, bok püsürle uğraş dur bi de. Gereksiz.

Üniversitede 5 sene kendi evimde yaşadım. Hiçbir olayı yok aileden ayrı yaşamanın. Sen eziksen, ana kuzusuysan ailenle de yalnız da öylesindir. Objektif değerlendirme yapmaktan aciz, genelleme yapan insanları dinlememek gerek.
0
tek yaprak havlu
(12.10.20)
bence normal değildir. o yaşta ailesiyle yaşayıp bunalmayanlara da büyük saygı duyuyorum. yalnız yaşamak büyük oranda psikolojik bir rahatlık. eve sevgili atmak değil olay. yaşam koşullarını kendinin seçebilmesi. temizliğin gürültünün uykunun uyanmanın sohbetin partinin eve girmenin dışarı çıkmanın vaktine başka birini düşünmeden karar verebilme özgürlüğü. bunlar basit gelebilir ama bunlara bir kez sahip olduğunuzda, mahrum kaldığınız zaman ne büyük anlam ifade ettiğini görürsünüz. iki durumu da uzunca yaşamamış olanlar yorum yapmasa daha sağlıklı olur bence.
0
bohr atom modeli
(12.10.20)
Türkiye’de yaşıyoruz kültürümüze göre normal elbet ama bence mezun olan maddi manevi müsait insan evini açıp bir evi kendisi döndürmeli. İnsanın kendi evi çok başka, o sorumluluk biraz zor ama çok güzel bence.
0
cilekli pasta
(12.10.20)
Maddi durumum müsait, ailemleyim ama ayrı ev de açtım kendime.

Fakat Türkiye şartlarında, hele hele İstanbulda yaşayıp ortalama maaş alan birinin ya 2-3 arkadaşıyla bekar evi mantığıyla ayrı eve çıkması lazım, ki rezil bir yaşam, ya da fındık kadar evde istanbulun çevresinde dandik bir evde yaşayıp gezme yeme içme zevklerini komple feda edip birikim yapamaması gerekiyor.

Genelde erkek ayrı evde yaşamalı fikri de maddi durumu iyi olan arkadaşlardan geliyor ki aynı şekilde cevap veren 1-2 arkadaşın hem baba hem koca olarak maddi durumu iyi olduğunu biliyorum.

Turbosadık +1
0
KaraSakall
(12.10.20)
Bence normal.
0
Amaranta ursula
(12.10.20)
olabilir ama yaşantına bağlı olarak seni zorlayabilir de çok anormal denemez.
0
basond
(12.10.20)
genelleme yapılabilecek bir konu değildir. ne olacak yani, bir gün tek başına kaldıklarında holde ölü mü bulunacak bu insanlar? :) kaldı ki artık bu ülkede hayat şartlarının zorluğunu da düşünürsek, kendine ait özel bir odası varsa insanın, ailesiyle yaşamasında hiçbir sıkıntı yoktur.
0
matrix
(12.10.20)
Turbo Sadik noktayi koymus, uzatmaya gerek yok. 5 bin lira maas alip 2500 lirasini kiraya verenleri de hic anlamiyorum zaten.
0
baldur2
(13.10.20)
mesele çamaşır bulaşık sorumluluk falan değil. kız arkadaşınla buluştun ailenle yaşıyorsan eve mi getireceksin ya da sürekli otele mi para vereceksin. O yaşa gelip de bu konuda rahatsızlık hissetmeyende bir tuhaflık vardır bence.

Karşı cins mevzusunu geçelim. Normal arkadaş ağırlarken ne kadar rahat olabileceksin.

Hadi normal arkadaşı da geçelim, sürekli aynı ortamdasın ailenle ve bireyselliğin sıfır. Bahsedilen yaş cidden aileyle yaşamak için normal olmayan bir yaş. Benim üstte anlattığım kafa yapısında değilsen muhafazakar biriysen de evlenip kendi aileni kurarsın. Ben bu şekilde ailesiyle yaşayan birini tanıyorum. Kadınlar ciddiye almıyor bunu. Evlenmek istiyor, köye falan haber salmışlar birini bulsunlar diye. O kadınlar bile istemiyor bunu.

5000 maaş alıp 2500 ünü kiraya vermek bu konuda gayet normal bence. Tam hayatı yaşayacak dönemdesin. 2500 fazladan kenarı atsan 30 000 para yapar. 10 senede bir ev ya da araba anca alırsın ve hayatını verirsin.
0
indifferent
(13.10.20)
(12)

Ankara'nın pavyonları ne zamandan beri meşhur?

chihirovekohaku
Her zaman meşhur muydu yoksa 10-15 yıllık bir durum mu? 14-15 yaşıma dek Ankara denince aklıma Anıtkabir ve üniversiteler gelirdi. Şimdi "maganda tipli herifler" ve pavyonlar geliyor. Belki son birkaç aydır Aleyna Çakır cinayetiyle ilgili haberleri sık okumamın etkisi vardır diyeceğim ama Aleyna Çak
Her zaman meşhur muydu yoksa 10-15 yıllık bir durum mu?

14-15 yaşıma dek Ankara denince aklıma Anıtkabir ve üniversiteler gelirdi. Şimdi "maganda tipli herifler" ve pavyonlar geliyor. Belki son birkaç aydır Aleyna Çakır cinayetiyle ilgili haberleri sık okumamın etkisi vardır diyeceğim ama Aleyna Çakır'dan önce de aynıydı.
0
chihirovekohaku
(11.10.20)
kesinlikle haklisin. son 15 sene bence.
0
tunaktunaktun
(11.10.20)
Ben 90larin başında ankarada öğrenciydim ve demirtepede ustgecidin ayağında bir pavyon vardı. Sonra 2008lerde o pavyonu gittim ziyaret ettim, yabancı kadınlar çalışıyordu.
Demek ki öyle 15-20 senenin olayi degil daha eskidir.
0
fempusay
(11.10.20)
Ulustakiler de aynıdır bu arada. Misal pavyonun sahibiyle tanışmıştım orduluydu ve komi olarak ise girip pavyonu almış . Yani birkaç yılla olacak iş değil.
0
fempusay
(11.10.20)
2004te ogrenciyken ulusta kaliyordum, pavyonlar dolup tasiyordu yine.

Behzat c, Blutv belgeseli vs derken ilgisi olmayan insanlara da ulasti sadece.
0
brkylmz
(11.10.20)
kesin bir tarih verilemez ama 90lar diye geciyor.
0
neverletyougodown
(11.10.20)
ankara'nın simgelerinden biriydi her daim. 90'larda bile bilinirdi. siz biraz steril yetişmişsiniz muhtemelen.
0
Phoebe
(11.10.20)
1980'li yıllarda çekilen bazı filmlerde bile rastalnıyor bu kültüre, 90'lardan bile eski demek ki.
0
John Bloor
(12.10.20)
Babamın 80'lerin başında üniversite okumaya geldiği zamanlardan anıları var. Yani ne kadar meşhur bilemiyorum ama o zamanlar da varmış öyle olaylar.
0
plutongezegendegilmi
(12.10.20)
@ben adam Ankara'yi soruyor, tr'deki ilk pavyonu degil
0
neverletyougodown
(12.10.20)
Son 10-15 senede olan sosyal medyanın ve paylaşım sitelerinin yaygınlaşması ile buralardan videoların ve görüntülerin rahat rahat paylaşılıyor olması. Dolayısıyla görünürlük elde edildi. Gitmeyen adam bile o videolardan az çok neler var, görebiliyor.

Sarı Tutku'yu hepimiz biliyoruz. Kaçımız gerçek hayatta gördü? Çok azdır. Ama biliriz. Sebep, videoları.
0
faith no more
(12.10.20)
Ya Kemal Sunal'ın geç dönem filmlerinden "Düttürü Dünya"yı izleseydiniz bu soruyu sormazdınız. Ankara'nın 80'lerdeki halini, Bentderesi, Ulus, Kızılay ve daha nice yerleri görürsünüz. Sandalyeyle güreş sahnesi ve yıllar önceden beri var olan "Oku kızım da memur ol" sözü filme dair en çok sevdiklerim. Dramdır, Kemal Sunal'ın en güzel dram filmidir bana kalırsa, acil izleyiniz.

www.youtube.com
0
Hallegadola
(12.10.20)
şöyle bir şey anlatayım;
2006 yılında cep telefonu ile gizlice sahneyi video çekmeye çalışan adamı 4-5 kişi feci şekilde döverek dışarı atmıştı.. şimdi pavyona gidip story atmayanları dövüyorlar.. değişen tek şey sosyal medya etkisi ile reklam gücü.

bu alem eskiden beri pislikti zaten. facebook ile başladı şimdi instagram ile hız kesmeden devam ediyor bu olay. eskinden pavyonda çalışan kızların ne adı ne sanı bilinirdi, devlet sırrı gibi saklarlardı. şimdi mekanları kons çalıştırıken takipçi sayısına bakıyor. sosyal medya ekibi ile fan sayfaları kurduruyorlar.bu sayede hiç alakası olmayan insanların bile bu pavyonların ortamından haberdar, yaratılan bu ilgi sayesinde hiç gelmeyen tipleri bile merak edip geliyor. haa tabi bu ortamları acayip seven bir iç anadolu abaza ve ergen tayfada var.
0
ada meltemi
(12.10.20)
(12)

anne / babanızdan size aktarılan sağlık problemleri?

Stoneface
hangileri mevcut? göz bozuklukları, saç dökülmesi, hemorroid, nörolojik rahatsızlıklar ya ad aklınıza gelecek hemen her şey olabilir.
hangileri mevcut?

göz bozuklukları, saç dökülmesi, hemorroid, nörolojik rahatsızlıklar ya ad aklınıza gelecek hemen her şey olabilir.
0
Stoneface
(11.10.20)
Mide ve sindirim sistemi problemleri
Migren
Bel fitigi (herkeste var gerci, onlarla alakasi olmayadabilir)
Dizlerle ilgili latince isimli bi rahatsizlik
0
saçdemeti
(11.10.20)
saç dökülmesi
0
avatar is back
(11.10.20)
Majör depresyon
Migren
Hipertansiyon
0
pro9it9is9
(11.10.20)
migren
0
Phoebe
(11.10.20)
saç dökülmesi,migren,fıtık
0
bbb_1
(11.10.20)
Romatizma. Annemden geçmiş. Kalbime vurmuştu. Eklemlerim 27 yaşında olmama rağmen 70 yaşında hissettiriyor.
0
le jeune turc
(11.10.20)
göz, yakin-uzak, gözlük kullanmayan kimse yok sülalede, cocugum pilot olamayacak.

akdeniz anemisi tasiyiciligi
0
wishmaythşngs
(11.10.20)
Babam hemen her gece arka arkaya iki kere hapsirir. Farkettim ki ben de aynen hemen her gece 2 kere hapsiriyorum.
0
pass
(11.10.20)
Kesin olan;
- Babadan sedef hastalığı.


Kesin olmayan;
- Annem senelerdir depresyondan muzdarip. Benim doğumumdan önce(1989) tanı konulmuş sanırım. Benim doğumla birlikte nüksetmiş galiba.
Bana gelirsek 2014 senesinde de anksiyete bozukluğu tanısı konuldu. Psikolojik rahatsızlıkların genetik olduğu söyleniyor. Ne kadar alakalı, ilgili bilmiyorum.
0
put it in your appropriate place
(11.10.20)
anneden anksiyete.
0
tunaktunaktun
(11.10.20)
romatizma, annemden. benim de kalbime vurdu. (kapakcik kalinlasmasi)

babamda reflu vardi, bende gastrit.

babam miyoptu, ben de miyopum.
0
batlegolas
(12.10.20)
Tiroid
Saç dökülmesi
0
SiyamkedisiZorro
(12.10.20)
(11)

farkında olmadan kazık atan arkadaş (iş, arkadaşlık ve iç dökme içerir)

duyurukullanıcısı
iskandinav ülkelerinin birinde bir tanıdığım var. sık ziyaret ediyorum zaten iş için o sebeple gittiğimde bi kahve içeriz eşine falan türkiye'den hediye götürürüm. ben geldiğimde gider kafaları çekeriz vs. vs. iyi niyetli bir eleman. yarı türk ama hayatı avrupa'da geçtiği için avrupalı aslında tam b
iskandinav ülkelerinin birinde bir tanıdığım var. sık ziyaret ediyorum zaten iş için o sebeple gittiğimde bi kahve içeriz eşine falan türkiye'den hediye götürürüm. ben geldiğimde gider kafaları çekeriz vs. vs. iyi niyetli bir eleman. yarı türk ama hayatı avrupa'da geçtiği için avrupalı aslında tam bir yeri yurdu yok.

2019'un başında bu bir iş almış, batırmış. bir üretim işi. beni aradı dedi şöyle böyle bu işi yapabilir misin? dedim ok. prototipleri hazırladım ürün gamını 3'ten 120'ye çıkardım 90 farklı ürün hazırladım. ürünler ile ilgili kataloglar yaptım. seri imalat hatta finans şemalarını vs çıkardım. olabilecek her şeyi yaptım. hatta ürün animasyonlarını, realistic renderlarını bile yaptım.

bu ve ekibi mest oldu tabi. big boss'ları olan biri var ona sürekli proses nasıl ilerliyor vs vs diye mail atıyorlar. ben yokum maillerde ama bizim eleman bana ss atıyor cevapları.

tüm süreç için arkadaş olduğundan dolayı masraf hariç para almadım. anlaşmamız şöyleydi tüm üretimden ben sorumlu olacaktım ve ürettiğim ürünlere beraber kararlaştırdığımız bir kar koyarak onlara göndericektim onlarda satacaklardı.

2019'un sonunda son anlaşmayı imzalamak için gittim o ülkeye. elimde bavulum dedim otele gitmeden şunlara bir merhaba diyeyim sabah saat 11. ben gece 2'den beri yoldayım.

gittim dedim 'hello' falan eleman geldi dedi 'dk we have a surprise for you we have solved the production' dedim WTF!
türkçesi 'dk biz başkası ile anlaştık aynen geldiğin yoldan sktir git'

ya işte ne oldu nasıl oldu falan derken. olay şu ;
bunların o ülkede bir türk tayfası varmış buraya da daha yeni bir türk gelmiş bizim elemanda işte bende yarı türküm falan demiş hemen bizim işi anlatmış sadece üretim kaldığı için bu yeni gelen eleman 'ya sktir et dk'yı ben sana yaparım o işi' demiş ve bizim elemana sağdan soldan saçma sapan fiyatlar bulmuş. bizim elemanda benim verdiğim fiyatın %10'u fiyatı görünce kabul etmiş.

neyse ben şaşkınlığı üzerimden atınca dedim bu şartlar altında ben çalışamam. hoşçakalın. bunlar işte dur falan filan derken ben 2-3 gün takıldım orada zaten konaklama vs bunlara ait. bu arada da bunlar bu yeni elemanla üretimi çözmeye çalışıyorlar ama adam hiçbir şeyden anlamıyor kaldı ki ingilizcede yok. bizim eleman yarı türkçesi ile bir şeyler çözmeye çalışıyor ama adam her defasında bir yerleri arıyor falan filan.

ben tüm prosesi şemalar ile kendim bilgisayarda çizerek vs vs anlattığım ve uyguladığım için bendeki performansı bulamadılar.

son gün bunlar baya bir pişman oldu ve geldiğimden beri beni hotdog, wrap yemeye götüren insanlar beni cidden sağlam bir yere yemeğe ve içmeye götürdüler. sonra tabi beni ikna çabaları işte sende ol ekipte şöyle böyle falan filan.

dedim yok. bu şartlar altında ben çalışamam. yarın gidiyorum.

neyse ben tabi resti çektim gittim.

şimdi bizim eleman gayet iyi niyetli bir eleman birilerine yardım edeceğim yine kendini bitiren insanlar varya o tip. bana neredeyse yeni telefon ve kendi üzerine hat alıyordu sırf o ülkede gps kullanamıyorum diye. o sebeple kafasına girmesi kolay. bu jöntürk'te bunun kafasına girmiş işte.

aradan 6 ay geçti. bizim elemandan mesaj. ''nbr?'' diye dedim iyi falan. dedi konuşalım mı? dedim tabi.

benim bir ayda 1000adet gönderdiğim üründen bu eleman 6 ayda bir adet gönderememiş. üzerine başka işlere de girip onda da millete kazık atmış paralarını vermemiş vs. bizim elemanda tutuşmuş tabi.

işte kesin senle çalışıcaz vs vs diye konuşmada yağdırıyor. dedim bakarız işte.

şimdi bu eleman yaptığının farkına vardı ve bana da mahçup olduğu için bana ara ara mesaj atıyor, postlarımı beğeniyor hal hatır soruyor falan ki benden 14 yaş büyük.

bu arkadaşa iş dünyası için ikinci bir şans vermeli miyim? hala neden düşünüyorum çünkü kendisi ülkenin en büyük yatırım firmalarından birinde GM statüsünde ama ilk defa al-sat'tan üretim e geçme istediğinde. bende o grubun bir parçası olmak istiyorum ama bu adamın kafa yapısı çok farklı.

bir yanım bu adamla uğraşırsın derken diğer yanım fiyatını söyle kabul ederlerse devam et diyor. hangisini yapmalıyım?

birde bunu bir gün bir yere davet edip sen bana şöyle şöyle yaptın diyip günah çıkarsam nasıl olur? yapmalı mıyım? yoksa yoksayıp devam mı etmeliyim?
0
duyurukullanıcısı
(05.10.20)
Peşin paranı alacaksın cayır cayır, üstüne de bi en az %10 ekleyeceksin ıvır zıvır şeyleri bahane edil, işine bakacaksın. Duygusal davranmaya gerek yok. Tam olarak kucağına düşmüşler, bu fırsat bir daha gelmez. Hiç öyle arkadaş falan filan muhabbetine girmene gerek yok. Rahat ol yani. Pro davran.
0
roket adam
(05.10.20)
1) ticarette ayıp olmaz, adam seninle bir anlaşma yapmış üretime kadar olan sürecin de masraflarını karşılamış şimdiye kadar. daha uygun fiyat aldığında tabii ki orayı seçecek sonuçta adamın önceliği parayı senin kazanman değil çalıştığı şirketin kazanması.

2) ticarette küslük de olmaz, ne alacağını alabilirsin ne de iş yapabilirsin para kazanabilirsin.

3) günah çıkartma değilde, üretim tecrübesi olmayan biri ile %10 altına daha fazla karlılık için anlaştın 6 aydır ürünü alamadın ve şirketini zarara uğrattın farkındamısın diyebilirsin, ama onu da zamanı gelince de bence. önce imzayı at aranızda sözleşme olsun sonra yap.
0
selam
(05.10.20)
Bu işten siz de ciddi bir gelir elde edecekseniz duygusal davranmak yerine tekrar düşünebilirsiniz. Sonuç itibariyle bir iyilik yapmaktan ziyade bir ticaret olarak olaya bakmak lazım. Olumsuz bir durumda sizi çok etkiler mi sadece kritik nokta bu. Az etkiliyorsa tekrar denemekte fayda var okuduğumdan anladığım kadarıyla.

Bunun dışında, uzun süredir işsiz arkadaşım Havadakarada'yı 1 seneliğine işe al deyip samimiyetini test edebilir, direkt söylemek istemediğiniz şeyleri benim üzerimden dolaylı iletebilirsiniz :D
0
havadakarada
(05.10.20)
Adamın daha ucuzu bulunca ona kayması normal karşılanmış ama sen o süreçte sadece masrafları almışsın. Kendi yıpranma payına karşılık bişey elde etmemissin. Bundan sonra peşin çalış ve devam et.
0
elorelia
(05.10.20)
@havadakarada
gördüğün gibi pardon diye ortada gezinen insanlarda 1 yıl çalışıyor ama havayı alabiliyor.

bazen keşke o bir yatsaydım daha iyi olurdu diyorum.

dil öğren hacı abi. 2.dil çok işe yarıyor.
0
🌸duyurukullanıcısı
(05.10.20)
Sizin ilacınız peşin ödeme ve sözleşme. Karşınızdaki saf değil.
0
ykyt
(05.10.20)
Hocam parana bak. Boşver öyle, dedi böyle yaptıyı. Böyle bir dönemde dövizle para kazanacaksın. Hazır o piyasaya girmişken farklı müşterilerde bulur hatta bu adamlara sağlam bir ders bile verirsin.
0
scudman1
(05.10.20)
Peşin ödeme ve sözleşme yap, tabii üzerine biraz daha jackass price ekle, %10 filan gibi ekstra bir kâr koy, sonra kafana göre takıl. iş ayrı aşk ayrı maalesef, biz türkler biraz duygusal milletiz. Sözleşme sağlamsa, paran da iyiyse az biraz da adamı çek bir şey olmaz, fazladan koyacağın 1000 euroyla burada 3 asgari ekstra para koyocaksın cebine, fena mı
0
KaraSakall
(05.10.20)
demişsiniz ya "prototipleri hazırladım ürün gamını 3'ten 120'ye çıkardım 90 farklı ürün hazırladım. ürünler ile ilgili kataloglar yaptım. seri imalat hatta finans şemalarını vs çıkardım. olabilecek her şeyi yaptım. hatta ürün animasyonlarını, realistic renderlarını bile yaptım.", bütün bunları yazılı bir ön sözleşme yapmadan yapmışsanız ortada aslında atılan bir kazık falan yok. yani tabii ki etik olarak doğru değil yaptıkları ama profesyonel baktığında ben de olsam kendi emeğini bile belirlemiyor derdim çok net. yani siz kendi ürün ve hizmetlerinizi profesyonel bir şekilde aktarmamış ve kurumsallaştırmamışsınız ama onlardan kurumsal ve profesyonel davranmalarını bekliyorsunuz.

küslük falanda manasız. bu bir deneyim olmalı sizin için bundan sonra hiç kimseye yazılı koşullar belirlenmeden iş yapmamanız için. yolunuza bakın, işi yapın, paranızı kazanın. ama doğru şekilde ortaya koyun kendinizi.
0
Phoebe
(05.10.20)
aman hocam hakkaten profesyonel bir soru gönül işlerine girmiş.

Sözleşme ile ilerleyelim de kuralları koşulları ücreti ve cayma tazminatını yaz. ok derlerse yürürsün yoksa parmağını kıpırdatma konu kapansın.
0
lcha
(05.10.20)
NDA ve danışmanlık sözleşmesi imzalamıştık ama mailler, whatsapp, facebook mesajları hariç üretimin bende olacağı resmi sözleşmede yazmıyordu. zaten üretim sözleşmesini imzalamaya gitmiştim ki vize alırken davet mektubunda bile o şekilde yer almıştı.

zaten yasal süreç yürütmezdim imzalasak bile o derece bir samimiyetimiz var kendisi ve eşi ile. beraber yemişiz içmişiz adama icra mı göndericem türkiye'den.

mühendislik danışmanlık verdiğim için bir yerde sağlama alıyorum kendimi zaten yapamayacaklarını biliyordum ben olmadan.

beni şaşırtan bu kadar deneyimli birinin bu hataya düşmesi. hala şaşırıyorum.
0
🌸duyurukullanıcısı
(05.10.20)
(8)

emerken ciglik atip aglayan bebek

deartheodosia
neden oluyordur bu? sut geliyor kontrol ediyorum. ictikce gaz da attiriyorum ama bagira bagira aglayarak emiyor. kotu gunler geciriyorum cok uzun zamandir, sut aci gelir tadi acilasir denilen sey dogru mudur? degilse sikintisi ne olabilir?
neden oluyordur bu? sut geliyor kontrol ediyorum. ictikce gaz da attiriyorum ama bagira bagira aglayarak emiyor. kotu gunler geciriyorum cok uzun zamandir, sut aci gelir tadi acilasir denilen sey dogru mudur? degilse sikintisi ne olabilir?
0
deartheodosia
(03.10.20)
kaç aylık bebek doğum sezeryan mı oldu normal doğum mu?
atak haftalarından birinde olabilir
0
basond
(03.10.20)
Allah bağışlasın maşallah

kesin racon kesecek durumda değilim olasılıklar içinde en büyük olanı gaz sancısı kolik olma durumu. bunun dışında mama alıyor mu mama içerken de var mı çığlık?
hiç sorunu olmayıp da ağlıyor da olabilir.
yediklerinden sütün tadı da değişmiş olabilir(acı baharat falan yeme)
0
basond
(03.10.20)
çocuğum yok ama arkadaşımın başına geleni söyleyeyim.
onun da çocuğu çok ağlıyordu ve kolikti bebek. ama kolik olma sebebi annenin yediği bir şeye alerjisi olmasıymış. inek sütüne alerjisi varmış bebeğin. anne de peynir falan yediği için bebek etkileniyormuş. yediğinize içtiğinize bi dikkat edin isterseniz bağlantılı olabilir.
benim yerime öpünn
0
matilda
(03.10.20)
Ağız/boğaz içinde canını acıtan bir şey olabilir mi acaba, yara vs?
0
kibritsuyu
(04.10.20)
Ağız yarası, süt alerjisi (inek sütü içiyorsanız)

Bizimkinde ağız yarası olduğunda çok ağlamıştı. Her emme öncesi karbonatlı suya batırılmış gazlı bez ile yaraları temizlerdik.
0
curukturpkokusu
(04.10.20)
High need baby durumu olabilir belki. Bir araştırın bu kavramı.
0
Phoebe
(04.10.20)
Sizin kötü günler geçiriyor oluşunuz bebeğinizi etkiliyordur muhtemelen. Annenin duyguları bebeğe çok çabuk sirayet eder. Siz rahatsanız o da rahat uyur, siz huzursanız o da huzursuz olur. Bunu gözlemlerinizden siz de görebilirsiniz.

Kendinizi rahatlatacak bir şeyler yapamaz mısınız? Farklı bir ortama giremez misiniz bir süre?
0
kırmızıayakkabılıgargamel
(04.10.20)
yanıtlayan herkese teşekkürler :) gazı olduğunda ve burnu tıkalı olduğunda ve rahat nefes alamadığında huysuzlandığını keşfettim. her gün burnunu temizliyorum. ileride burayı okuyabilecek bi anneye bilgi olsun diye not düşüyorum.
0
🌸deartheodosia
(23.10.20)
(3)

Dolmabahçe Sarayı müze kart

ahm1
Müze kart geciyor mu?Bir yerde gecmiyor yaziyor, milli saraylar sayfasinda ise soyle yaziyor:"Milli Saraylar İdaresi Başkanlığı’na bağlı tüm saray, köşk ve kasırlarda, aşağıdaki istisnalar hariç olmak üzere, Müze Kart geçerlidir.Topkapı Sarayı Harem Bölümü ve Aya İrini (Müze Kart geçmemektedir )Dolm
Müze kart geciyor mu?

Bir yerde gecmiyor yaziyor, milli saraylar sayfasinda ise soyle yaziyor:

"Milli Saraylar İdaresi Başkanlığı’na bağlı tüm saray, köşk ve kasırlarda, aşağıdaki istisnalar hariç olmak üzere, Müze Kart geçerlidir.

Topkapı Sarayı Harem Bölümü ve Aya İrini (Müze Kart geçmemektedir )
Dolmabahçe Sarayı Selamlık Bölümü (Müze Kart geçmemektedir )"

Selamlik bolumunde gecmiyor diyor. Ama o da zaten giris kismi mi? O yuzden saraya girilmiyor olarak mi anlamam gerekiyor?
0
ahm1
(02.10.20)
geçmiyor hiçbir şekilde, gişeden içeri giremezsin.
0
Bruce
(02.10.20)
geçmez amma trük vatandaşlarına yarı fiyat.
0
mikahakkinen
(02.10.20)
1 ocak itibariyle geçmeye başladı harem bölümünde. Evet selamlık ilk girişten itibaren olan bölüm.

edit: yarım yamalak yazmışım, selamlığa giremezsiniz müzekartla ama hareme girebilirsiniz. selamlık için bilet alıp o bölümü de öyle gezebilirsiniz. gitmişken hemen arka taraftaki resim müzesi ve saray koleksiyonları müzelerini de çok çok öneririm.
0
Phoebe
(02.10.20)
(4)

Nerden gideyim(acil)

cosmicgadin
Tam Burdur Isparta yol ayrımındayım. Antalya'ya gidiyorum. Geze geze gidiyorum fakat gereksiz yerlere de uğramak istemiyorum.Görecek yerler bakımından hangi yolu tercih etsem, Burdur üzeri mi, ısparta üzeri mi? Eğirdire gitsem mi? Vakit kaybı mı? Ya da hiç vakit kaybetmeden direk Antalya mı yapıyım?
Tam Burdur Isparta yol ayrımındayım. Antalya'ya gidiyorum. Geze geze gidiyorum fakat gereksiz yerlere de uğramak istemiyorum.Görecek yerler bakımından hangi yolu tercih etsem, Burdur üzeri mi, ısparta üzeri mi? Eğirdire gitsem mi? Vakit kaybı mı? Ya da hiç vakit kaybetmeden direk Antalya mı yapıyım? Salda'ya gidiyim mi?
0
cosmicgadin
(29.09.20)
eğirdir sessiz sakin göl sahili kasabası. girişindeki stelvio pass misali kıvrak virajlar, sivritepe manzarası ve yamacına devasa işlenmiş GÜÇLÜYÜZ, CESURUZ, HAZIRIZ yazısı ilk görüşte etkileyecek cinsten şeyler. gölün en ucuna doğru cunda adası girişi gibi dar bir geçişten sonra ileri gidilince balıkçılar var, kremitte güzel balık yapıyorlar, fiyatlar da nispeten uygun. bunun dışında bir olayı yok.
0
onemoremile
(29.09.20)
burdur üzerinden giderseniz merkezde burdur müzesini gezip sonra bi şiş yedikten sonra antalyaya doğru devam ederken insuyu mağarası ve sagalassosa uğrayabilirsiniz. insuyu yol üstü geçerken uğranacak bir yer ama antik kent seviyorsanız sagalassos hayli vaktinizi alır.

ısparta yolunu pek bilmiyorum ama oradan giderseniz karacaören barajına uğrayabilirsiniz. güzel bir doğa manzarası var. eğirdir gölünü ziyaret edeli uzun zaman oldu, pek bir olayı yoktu diye aklımda kalmış.
0
nrmnm
(29.09.20)
sen direkt in hacım antalya'ya. yani 20 senedir geçerim ordan 1 kere benzin almaya bile inmedim oralarda.
0
duster
(29.09.20)
nrmnm+1
eğer ilgi alanınıza giriyorsa burdur müzesi, insuyu mağarası (eskiye göre çok azalmış suyu çok üzüldüm ama yine de güzel), sagalassos (en çok aşk duyduğum antik kentlerden biridir).

ama ilgi alanınız değilse uzatmayın hiç yolu, antalyada gezersiniz.
0
Phoebe
(29.09.20)
(6)

Gelmeyen Mobilya Sorunsalı

risko
Merhabalarİstanbul'da kurumsal bir mobilya mağazasından 5 temmuz 2020 tarihinde karyola sipariş etmiştim. Ürünün ödemesini havale olarak peşinen yaptım. Teslim tarihi 30 temmuz 2020 olarak görülmesine rağmen Eylül ayını bitirmekteyiz ve hala ürün elimize ulaşmadı. Telefonla sürekli oyalıyorlar. Sözl
Merhabalar

İstanbul'da kurumsal bir mobilya mağazasından 5 temmuz 2020 tarihinde karyola sipariş etmiştim. Ürünün ödemesini havale olarak peşinen yaptım. Teslim tarihi 30 temmuz 2020 olarak görülmesine rağmen Eylül ayını bitirmekteyiz ve hala ürün elimize ulaşmadı. Telefonla sürekli oyalıyorlar. Sözleşme iptali yapmak istediğimi söyledim fakat sözleşme imzaladınız ayrıca fabrika stoklu çalışmıyor; özel üretim oladuğundan dolayı iade kabul etmiyor; paranızı geri alamazsınız, isterseniz mahkemeye başvurun dediler. Tüketici hakem heyetine başvurdum ama pandemiden dolayı şikayetinizin sonuçlanması 1 sene sürer diyorlar.

Evlenmek üzere olduğum için karyola almam gerek fakat daha sonra bu firma 'mobilyanızı getirdik almak zorundasınız' gibi bir şey söyler mi? sorun yaşar mıyım? noterden ihtar çeksem, paramın tamamını geri alabilir miyim? ne yapmam gerekiyor, yardımınızı rica ediyorum.

şimdiden teşekkürler.

edit: özel üretim diyorlar fakat showroomda gördüğümüz ürünün aynısını sipariş ettik. herhangi bir değişiklik yapmadık ürün üzerinde, neyse o.

linkini de bırakıyorum
www.dogtas.com
0
risko
(28.09.20)
Neresi hocam burasi?
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(28.09.20)
Uğraştırın elinizden geldiğince . Özel üretim bile olsa onların zamanında teslim etme zorunluluğu var.
0
Erva
(28.09.20)
sosyal medyada firmayı etiketleyerek bu olan biteni paylaşın belirli bir süre.

yatırım tavsiyesi değildir, yasal karşılığını bilmiyorum ama bu şekilde sorunumu çözdüğüm oldu :).
0
Phoebe
(28.09.20)
ekşi de "28 Eylül X Mobilya rezaleti" diye başlık açın
0
ankarakecisi
(28.09.20)
Sözleşmenizde "teslim tarihinden itibaren x süre içinde teslim alınmayan ürünler" diye bir bölüm varsa oraya bakın. Sözleşmede teslim 30 Temmuz yazmış ama fatura yolladılar mı size o önemli. Fatura da yolladılarsa, evet sizi biraz sıkıntıya sokabilir.
0
malheiros
(28.09.20)
Bi rezalet basligi patlatin akli ucsun kerizlerin.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(28.09.20)
(12)

Ev sahibi kalmayacagim aylarin kirasini istiyor

bollocks44
Eve Eylul 1 2017'de girdim, ve 2018 yilindan sonra bir daha hic kontrat yapmadan, senelik gerceklestirilen kira zammi ile odemeye devam ettim. 1 eylul itibari ile yeni sozlesme yaptirmak gerekmeksizin evde oturmaya devam ettik. ev sahibine issiz kalmamdan mutevellit evden cikmak istedigimi belirttim
Eve Eylul 1 2017'de girdim, ve 2018 yilindan sonra bir daha hic kontrat yapmadan, senelik gerceklestirilen kira zammi ile odemeye devam ettim. 1 eylul itibari ile yeni sozlesme yaptirmak gerekmeksizin evde oturmaya devam ettik.

ev sahibine issiz kalmamdan mutevellit evden cikmak istedigimi belirttim, benden ayrildiktan sonraki 3 ayin kirasini talep etti. boyle bir yasal hakki var mi?
0
bollocks44
(27.09.20)
var
0
Gaip
(27.09.20)
var, anlasma yoluna gitmeye calisin. 3 ay değil, 2 ay ödesek vesaire gibi.
0
fever
(27.09.20)
Var.
O sizi zamanından önce çıkaramaz . siz de "sözleşme yapıldığından" son ana kadar evde kalmazsanız dahi o kiraları vermek zorundasınız.
0
Erva
(27.09.20)
bildiğim kadarıyla kontrat bitim tarihinde çıkacaksanız 15 gün öncesinden, kontrat bitim tarihinden daha erken bir tarihte çıkacaksanız 3 ay öncesinden haber vermeniz gerekiyor. Bu sebepten 3 aylık istemiştir.
Tavsiyem; çok acil değilse, 3 ay daha oturun o evde ve 3 ay sonra çıkacağınızı beyan edin. Böylelikle oturmadığınız ayın kirasını vermemiş olursunuz.
0
takıl yani takmıyo belli
(27.09.20)
Yalan yanlis yazmis gene millet.
Sen eski kiracisin. 2017. Ilk yilda bile mahkemeye verecek de anca oyle alir o 3 ayi ama alabilme ihtimali olur. O uygulama da ev kolay kiralanamayacak bi yerdeyse gecerli bu arada.

Yani su an senin 15 gun onceden haber verip cikman yeterli. Her yil kontrat yenileniyor diye yeni kiraci statusune gelmiyorsun yani. Ev sahibin pek uyanikmis.
0
Kittie
(27.09.20)
kesinlikle bir avukata danışın.
0
konsomatrix
(27.09.20)
bi de cevap yazan insanlar arasaydı.
3 ay önceden bildirim yapılması gerekliliği.
www.emsal.co
0
ankara06
(27.09.20)
Bilene danışmanını tavsiye etmekle beraber bildiğimi aktarayım.

Her seneyi devirde aksi söylenmedikçe kontrat yenileniyor.

Temel olarak kontratı tek taraflı iptal ettigin icin parasını talep etmekte haklı adam.
Ancak erken çıkıyorum, bak yeni biri gelir bir ay kalmadan gel yarı fiyatta anlasalim gibi orta yolu bularak ayrılmanız en doğrusu.
0
qxgviper
(27.09.20)
son yaptigimiz sozlesmede (2018 Eylul), "kiraci kiralanani bosaltmak istediginde BIR AY evvelinden bildirim yapmak zorundadir" diyor. Bu durumda bildirim yapmak suretiyle bosaltmakta bir sorun var midir?
0
🌸bollocks44
(27.09.20)
Sözleşme yoksa hiçbir şey alamaz. Kirayı elden veriyorsanız ya da mobil bankacılıkta kira ödemesi kısmını işaretlemeden parayı gönderiyorsanız siz de onu şikayet edeceğinizi söyleyin vergi kaçırıyor diye. Direk r yapacaktır. En fazla depozitonun üzerine yatar. O da varsa.

Sözleşme yapıldığı dönemi bağlar ayrıca. 2018 de yapılan sözleşme 2020 yılını bağlamaz.
0
Arthur Dayne
(27.09.20)
sözleşmenizde otomatik olarak yenilenip yenilenmediğine dair ibare muhakkak vardır ve genellikle matbu kiralama sözleşmelerinde bu madde oluyor.
0
Phoebe
(28.09.20)
sözleşme her sene otomatikman yenilenir.
eski kiracı da olsanız, yeni kiracı da olsanız, sözleşme sonuna kadar kiradan sorumlusunuz.

kontratlarda genelde bir aydır (30 gün) haber verme tarihi.
benim atölyemin iki ay mesela.
en başta imzaladığınız kontratta yazar zaten ne kadar süre önce haber verilmesi gerektiği ve o tarihte haber verilmezse kontratın otomatikman yenileneceği.

icra ya da mahkeme yoluna giderse kiraları vekalet ücretleri ve masraflarla birlikte alır.

anlaşmaya ya da evi devredebileceğiniz bir kiracı bulmaya çalışın.
evin kolay kiraya verilip verilemeyeceği, yerinin iyi olması ya da olmaması kiracıyı ilgilendirmediği gibi görecelidir de.
talep etmek için yasal hakkı var.
sözleşme yapıldığı dönemi bağlar, önemli olan sözleşmenin "yenileniyor" olması zaten.
çıkmadığınız her yıl, sözleşme otomatik olarak yenilenir ve dolayısıyla yapılan dönem de yenilenmiş olur.
0
blatta hiberna
(28.09.20)
(3)

Bunaltıcı Düşlerden Kurtulmak

6 yasimdan beri metal dinliyorum
Selamlar,İş açısından çok yoğun olduğum bi' haftadayım. Uyuyamıyorum, uyuduğumda da acayip rüyalar görüyorum.Nasıl kurtulurum? Otelde mi kalsam acaba bi' süre.
Selamlar,

İş açısından çok yoğun olduğum bi' haftadayım. Uyuyamıyorum, uyuduğumda da acayip rüyalar görüyorum.

Nasıl kurtulurum? Otelde mi kalsam acaba bi' süre.
0
6 yasimdan beri metal dinliyorum
(21.09.20)
Hepimiz cok ruya goruyoruz ama hatirlamiyoruz. Uyku kalitesini artirirsan yani kesintisiz uyursan hatirlamazsin belki. Spor yapilabilir, bol ayran tuketebilirsin vb.

Bir de iki uc baslik altta yorgun uyaniyorum konusunda verilen tavsiylere bakabilirsin. Bazen en ufak bir konforsuzluk = yorgun uyanmak = kabus gormek olabiliyor.
0
onemoremile
(21.09.20)
iş açısından yoğun olduğumda bana da böyle oluyor. kafanızı boşaltmaya çalışıp öyle yatağa geçin. nasıl boşaltacağınızda size bağlı, hobiler olur, yürüyüş olur, şakacı komik arkadaşlarla telefon sohbeti olur. gibi gibi.
0
Phoebe
(21.09.20)
@Phoebe, o palyaço benim maalesef.
0
🌸6 yasimdan beri metal dinliyorum
(22.09.20)
(8)

Parfüm kullanmayan erkek

abelardo
Bu erkek benim. Hiç bir parfümün kokusunu sevmiyorum.Sık sık duş alan ve deodorant kullanan biriyim. Deodorant kokusunu seviyorum, parfümden daha güzel ve temiz geliyor. Daha zinde tutuyor.Ne düşünürsünüz böyle erkek hakkında?
Bu erkek benim. Hiç bir parfümün kokusunu sevmiyorum.
Sık sık duş alan ve deodorant kullanan biriyim. Deodorant kokusunu seviyorum, parfümden daha güzel ve temiz geliyor. Daha zinde tutuyor.
Ne düşünürsünüz böyle erkek hakkında?
0
abelardo
(18.09.20)
Parfüm deodorantın ikamesi değil ki zaten
0
freebird5406_2
(18.09.20)
Hicbir sey dusunmuyorum.
Kendim parfum kullanirim genelde ama temiz olmak ve temiz kokmak icin parfum kullanmak sart degil.
0
pike
(18.09.20)
ben de senin gibiyim, parfüm kokusunun burnu yorduğunu ve beni boğduğunu düşünenlerdenim. eskiden bir kaç iyi parfüm alıp tek fıs ile mutlu olurdum, Ama son yıllarda ekonomik krizin etkisiyle sevdiğim bazı orijinal parfümlerin fiyatlarının da 750tl civarı olmasının etkisiyle parfüm almaz oldum. 20li yaşlarımın başında parfümü daha çok kullanırdım, artık günlük duş, iyi bir deodorant ve temiz kıyafetler bana yetiyor.
0
bugisme
(18.09.20)
Hiç kullanmadım kullanmam da muhtemelen. Yapay geliyor
0
olaylar olaylar
(18.09.20)
kişilerin koku hafızası vardır. temiz kokmak diye bir şey de duymadım hiç. güzel bir parfümü abartı olmamak şekilde kullanırsan insanlar üzerinde pozitif etki bırakırsın.
0
tantunisultansuleyman
(18.09.20)
arkadaş bakışı: ter kokmuyorsan sorun yok.
Flört bakışı: ten kokun rahatsız edici değilse sorun olmaz. ten kokunu seven sorun çıkarmaz. Aksi halde zaten parfüm de kesmez.
0
lcha
(18.09.20)
parfüm kokusundan hazetmiyorum. kadınım, tam olarak tarif ettiğiniz temiz kokma, fresh olma hali inanılmaz cezbedici benim için. kendi ten kokusunu alamadığım erkekle aramızda hiç bir elektriklenme olmuyor. diğer türlü kolonyalı mendil, oda spreyi, araba kokusu filan gibi hissediyorum yanımdaki kişileri. suni, yapay, plastik geliyorlar. özbakım iyidir ve yeterlidir bence.
0
Phoebe
(18.09.20)
Bir şey düşünmem. Ben de @phoebe gibi parfüm kokusundan haz etmiyorum. Üstelik deodoranttan da. Temiz olmak ter kokmamak yeterli bence.
0
Amaranta ursula
(18.09.20)
(6)

istanbul emdr uygulayan psikolog tavsiyesi

Phoebe
maltepe, kadıköy, kartal veya atasehir taraflarında emdr uygulayan iyi bir psikolog öneriniz var mı? çok fahiş fiyatlar olmazsa süreklilik sağlamak açısından faydası olur. kendisi sağlıkçı, sağlık çalışanlarına indirim uygulayan bir merkez vesaire de olur. biraz acil bir durum zira arkadaşımız hamil
maltepe, kadıköy, kartal veya atasehir taraflarında emdr uygulayan iyi bir psikolog öneriniz var mı? çok fahiş fiyatlar olmazsa süreklilik sağlamak açısından faydası olur. kendisi sağlıkçı, sağlık çalışanlarına indirim uygulayan bir merkez vesaire de olur.

biraz acil bir durum zira arkadaşımız hamile ve çok ağır psikolojik şiddet görüyor.
0
Phoebe
(09.09.20)
@playing, online görüştürdüğümüz bir psikolog arkadaşımız (neler konuştular bilmiyoruz) emdr önerdi bize. bu psikolojik şiddet yeni bir durum değil, ilişkilerinin en başından bu yana var. hamilelikle birlikte boyut değiştirdi.
0
🌸Phoebe
(09.09.20)
Kadıköy Koşuyolu; Altis Danışanlık-Refika Yazgaç Hanım (orada değilse bile bu isme bakın.)
0
halboyle
(09.09.20)
Gölge Psikolojik Danışmanlık
0
cleric
(09.09.20)
Refika Yazgaç’in psikoloji diplomasını göremedim ben bu arada, dikkat dikkat.

EmDR derneğindeki isimlere bakabilirsiniz
0
damba
(09.09.20)
@damba kardeşim ee düzgün araştır. sen göremediysen bir sorun vardır:))
sana dikkat dikkat!!



____________&___________

Refika YAZGAÇ (Uzman Psikoterapist)


Refika Yazgaç, hemşirelik eğitiminden sonra, Marmara Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık Bölümü’nde Lisans, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Davranış Bilimleri’nde Yüksek Lisansını tamamlamıştır. Maltepe Üniversitesi Gelişim Psikolojisi Doktora programına devam etmiştir.

Çalışma hayatına SurpPirgiç Ermeni Hastanesi ve Marmara Üniversitesi Hastanesi‘nde görev yaparak başlayan Yazgaç, İstanbul Huzur Hastanesi ve Dinlenme Evleri Vakfı’nda yöneticilik ve danışmanlık, Birleşmiş Milletler SOMARC Kadın Sağlığı Projesi‘nde saha koordinatörlüğü, Aile Mahkemeleri‘nde bilirkişilik, çeşitli psikolojik danışma merkezleri, huzurevleri ve okullarda danışmanlık yapmıştır.

Milli Eğitim Bakanlığı‘nda travma, kriz yönetimi ve madde bağımlılığı konularındaki projelerde görev aldı.Bilişsel Davranışçı Terapi, Evlilik ve Aile Terapisi, EMDR Travma Terapisi, Hipnoterapi ve Mediasyon/Arabuluculuk (ABD’de Ohio Eyaleti Cleveland Mediasyon Merkezinde) eğitimlerini almıştır. IPI ZerkaMorenoPsikodramaEnstitüsü‘nde eğitimlerini tamamlayarak psikodramatist unvanı almıştır. Tamamlayıcı Alternetif Tıp (TAT) ve Kendi Kendine İyileşme Yöntemleri; Qigong (Çin Tıbbı Yöntemi), Reiki, EFT (Duygusal Özgürleşme Tekniği), Evrensel Enerji, Mandala, Kahkaha Terapisi vb. ilgi alanları arasındadır.

Psikolojik Danışmanlık çalışmalarında; Bilişsel Davranışçı ve Psikodramatik temelli yaklaşımla, Sistemik Aile Terapisi Model'ini kullanmaktadır. EMDR, Kendi Kendine İyileşme Teknikleri ve Hipnoterapi terapide kullandığı diğer yaklaşımlardır. Travma sonrası stres bozukluğu, kayıp ve yas, geriatri (yaşlılık), kronik hastalıklar, ilişki problemleri ve performans geliştirme, çalıştığı başlıca sorun alanlarıdır.

Maltepe ve Acıbadem Üniversitelerinde lisans ve yüksek lisans düzeyinde Psikoloji, Davranış Bilimleri, İletişim, Psikodrama ve Yas Danışmanlığı derslerini vermiştir. Halen Yeditepe Üniversitesi‘nde yarı zamanlı öğretim elemanı olarak görev yapmakta olan Yazgaç, YÖRET Vakfı‘nda üniversite öğrencileri ve yaşlı bireylere yönelik gönüllü projeler yürütmekte ve ekibimizde psikoterapist olarak çalışmaktadır.

TRT Çocuk Televizyonu‘nda program danışmanlığı da yapan Yazgaç’ın yerli ve yabancı dergilerde makaleleri yayınlanmıştır. İyileşme ve İyileşmede Gülümsemenin Gücü adlı kitabın yazarlarındandır.
0
halboyle
(09.09.20)
Pendik'te ROL Psikoloji - Erkan Kurt uyguluyor. ben kendisine 8 seans gitmiştim, fiyatları da uygun, konuşup birşeyler de yaptırabilirsiniz belki. bir araştırın derim
0
ardolf rendall
(09.09.20)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.