Giriş
(3)

Kariyer.net dışında ik hesabına gönderilen iş başvuruları

gelmeistemem
Bunlar da filtreden geçiyor mudur? Kariyer.net dışındaki platformlardan da başvuru yapıyorum. Bir email hesabı veriyorlar genelde. Cvmi oraya gönderiyorum. Onlar da anahtar kelimelere göre filtreleme yapıyor mudur?
Bunlar da filtreden geçiyor mudur? Kariyer.net dışındaki platformlardan da başvuru yapıyorum. Bir email hesabı veriyorlar genelde. Cvmi oraya gönderiyorum. Onlar da anahtar kelimelere göre filtreleme yapıyor mudur?
0
gelmeistemem
(22.07.21)
şirket uzantılı mail ise sanmıyorum. kariyer'de filtre var ama evet.
0
makarnavodka
(22.07.21)
500 mail geliyorsa hepsine bakıyorlar mı yani?
0
🌸gelmeistemem
(22.07.21)
500 mail gelecek bir şirketse şirket içinde kullanılan ik programı vardır muhtemelen, oraya düşer. maildeki bilgiler ışığında programa uygun hale gelicek şekilde girişi yapılır. Bu sayede filtre de yapılabilir hale gelir. Yani evet, çok akıllı bir sistem yoksa o mailler manuel kontrol edilir tek tek, sonra programa uygun hale getirilir, sonra filtre uygulanır.

Tabii şunu doğuruyor, diğer kolay portallardan yeterli başvuru almışsan önce oraya bakılıyor doğru adaya ulaşmak daha kolay olduğu için. Maillere illa ki bakılıyor ama ilk tercih olmuyor bu iş yükü yüzünden.
0
Bruce
(22.07.21)
(14)

Yüzüklerin Efendisi-En Sevmediğiniz Karakterler

bitchesaintshit
Birçok kişi Gollum'u seviyor ama ben Gollum'lu bölümleri hep atlayarak geçiyorum seriyi her izlediğim zaman. İlk izlediğim zamanda da sıkılarak izlemiştim. Sevemedim gitti. Pippin ve yanındaki diğer eleman da çok itici. Komiklik olsunlar diye koymuşlar ama sinir bozucu. Önemli birkaç sahneye aptalca
Birçok kişi Gollum'u seviyor ama ben Gollum'lu bölümleri hep atlayarak geçiyorum seriyi her izlediğim zaman. İlk izlediğim zamanda da sıkılarak izlemiştim. Sevemedim gitti. Pippin ve yanındaki diğer eleman da çok itici. Komiklik olsunlar diye koymuşlar ama sinir bozucu. Önemli birkaç sahneye aptalca eklemişler.
0
bitchesaintshit
(21.07.21)
Legolas. Karakter iyi aslında ama oyunculuk çok kötü.
0
potsdamer
(21.07.21)
Frodo. Tam bir mal.
0
prole
(21.07.21)
Arwen'e biraz uyuz oluyorum. 2900 (ikibindokuzyüz) yaşına gelmişsin hala ergen ergen hareketler. Köprü altında gizli gizli buluşmalar, evden kaçmalar, hiç yaşının elfi değil.
0
archmage mahmut
(21.07.21)
Tek karakter var uyuz olduğum, o da faramir. Kendini feda etmişmiş bilmem ne, akp gitse tornistan yapacak rantçılardan farkı yok gözümde.
0
Bruce
(21.07.21)
Kitapta bree’li bir karakter vardı ona çok ayar olmuştum. Filmde yoktu ama.
0
tolgan
(21.07.21)
Gondor’un vekilharcı Denethor ve Grima solucandil. Zaten sevilmesi beklenmeyen iki karakter
0
kaptan memo
(21.07.21)
Gandalf. O ne öyle abi saç sakal birbirine karışmış. Bi de bi havalar falan.
0
himmet dayi
(21.07.21)
frodoyu çok kasıntı buluyorum filmlerde.
0
bohr atom modeli
(21.07.21)
Bilbo hariç hobbit'lerin hepsi. En çok da merry ve pippin.

Düzeltme : Merry, marry değil.
0
IncredibleMau
(21.07.21)
Valla ben sarumani sevmiyorum. Tam bir güç manyağı.
0
j r r tolkien hayrani
(21.07.21)
Ben theoden'i sevmiyorum. Nefret derecesinde değil tabii ama batı ağıl düşerken gondor neredeydi falan diye sızlanması canımı sıkıyor, sen neredeydin amca grima gibi vasat bi çatal dilliye kaptırmışın kendini kaç yaşında kralsın bi de tahta çocukken çıkıp toylukla olsa bi derece anlarım da resmen yetmez ama evet demiş sonra gondor neredeydi. Osgiliath düşerken sen neredeydin?
0
nickimin hakkini veremedim
(21.07.21)
Affedersiniz ama Merry ve Pippin
0
bloodymoon
(22.07.21)
Denethor öyle sevilmeyecek bir karakter değil ya :) Ben kitaplarda çok sevdiğim Faramir’in filmlerdeki halini hiç sevmem mesela. Pitırcıksın’ın halt etmesi hep :)
0
ultranil07
(22.07.21)
Eowyn. Ne o öyle i am no man demeler falan. itici.
0
false pretension
(22.07.21)
(10)

gününüze/hayatınıza kalite katan şeyler

hsktr
kullandığınız bir aplikasyondan dinlediğiniz bir podcast'e, tükettiğiniz bir yemek türünden idmanda yaptığınız bir harekete kadar geniş bir skalada kaliteli vakit geçirdiğinizi düşündüren şeyler neler hayatınızda?
kullandığınız bir aplikasyondan dinlediğiniz bir podcast'e, tükettiğiniz bir yemek türünden idmanda yaptığınız bir harekete kadar geniş bir skalada kaliteli vakit geçirdiğinizi düşündüren şeyler neler hayatınızda?
0
hsktr
(20.07.21)
Duştan çıktıktan sonra sadece üzerinde durmak suretiyle kullandığım pofidik ayak paspasının ayağımdaki tüm suyu emmesi ve evde kuru ayaklı bir şekilde cap cap dolaşabilmek. Ruhum okşanıyor, arş-ı aleme yükseliyorum refahtan.
0
Bruce
(20.07.21)
bi tane akıllı ampul aldım salondaki lambadere, artık ışığı kapattın karanlık oldu derdi yok, yatağıma yatıyorum sonra kapatıyorum ışığı mis gibi.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(20.07.21)
Açıkbilim podcast'in "Muhabbet Teorisi"ni çok seviyorum, yolculuklar kısalıveriyor gözümde.
0
laputa
(20.07.21)
Bill burr monday morning podcast
Mortimer and whitehouse gone fishing

Onun dışında strength training yapmak.
Köpeğimle oynamak.
Eşimle goygoy yapmak.
Kaliteli whisky
0
logisticsmanager
(20.07.21)
Klima
Elektrolikit raid
Buz gibi bira
0
astrid
(20.07.21)
yataga telefonla girmemek. Telefonu, tableti vs ya baska odaya ya da cok uzak bir yere koymak.
0
hot potato
(20.07.21)
hafta da 3 gün masaja gidiyorum.
0
dirildimde geldim
(20.07.21)
eti kurabi
0
zagrebingözleri
(20.07.21)
sigarayı ve içkiyi kompil bıraktım.

güç antrenmanı yapmaya başladım. salgından dolayı salonlar 8 ay falan kapalı kaldı. şu an ilk başladığımdaki kadar disiplinli devam etmiyorum ama deadlift'i 100 kilo, squatı da 80 kilo yapana kadar devam etmeyi düşünüyorum. şu an sırasıyla 80 ve 60'talar.
0
chezidek
(20.07.21)
-sabah-öğle arası saatte, çok kalabalık olmayan bir plajdan denize girip en az yarım saat yüzmek
-öğle uykusu
-erken uyuyup erken uyanabildiğim günler
-kaliteli ve sağlıklı malzemeler ile hazırlanmış lezzetli bir yemek yemek
-ailem ile vakit geçirmek
-ailecek sevdiğimiz bir lokasyona haftasonu seyahati yapmak
-yazın güzel bir akşamüstü deniz kenarında şu menü: buz gibi rakı, lakerda, tekmilli fava, patlıcan, hardal, turp otu, karidesli şevketibostan, kalamar
-tüm şarkılarını bildiğim bir sanatçının açıkhava konserine gitmek
-kitap okumaya en az 30 dakika ayırabilmek
0
la lykia
(20.07.21)
(8)

Pub önerisi kadikoy

meyve parcacikli kadin
Atasehir'den Kadıköy'e kadar olan yerlerde, bir kadın olarak tek basima gidebileceğim yani garip tiplerin olmayacağı mümkünse pahali olmayan pub, bar önerisi alabilir miyim?
Atasehir'den Kadıköy'e kadar olan yerlerde, bir kadın olarak tek basima gidebileceğim yani garip tiplerin olmayacağı mümkünse pahali olmayan pub, bar önerisi alabilir miyim?
0
meyve parcacikli kadin
(20.07.21)
Hiç Kadıköy.
0
Bruce
(20.07.21)
Ataşehir metropol İstanbul da hunger in bari, wwtegarden içinde New castle
0
kisa
(20.07.21)
pub nedir bu pub sayilir mi bilmiyorum ama "thales" diyorum. alkol almak icin duzgun ve sakin bir yer
0
batlegolas
(20.07.21)
Thales de guzek Kadıköy de, evet+1
Aslında pub için Kadıköy gerçekten kısır kalıyor bence.bellfast a da bakılabilir (rockpub in yanı olan)
0
kisa
(20.07.21)
kalamış wyndhamın altında var ama isteğini karşılar mı bilmem. westport pub galiba
bir de caddede açılmış. cumhuriyet gazetesinde haberi vardı dün. a ile başlayan bir mekan.
0
sutlu nescafe
(20.07.21)
Hiç kadıköy, sık sık giderim ve hiç rahatsız edilmedim.
0
astrid
(20.07.21)
Berlin platz de olabilir.
0
astrid
(20.07.21)
Karga
0
arcane
(20.07.21)
(3)

kiralık arabada ufak hasarlar

sir gawain
araba bir aydır bizde, sağında solunda sürtme kaynaklı çizikler ve soyulmalar oluştu. sizce teslim etmeden önce sanayiye götürüp buraları yaptırmak mı daha mantıklı olur, yoksa bu şekilde teslim edip ücret kesilmesine razı olmak mı? kiralama şirketleri en ufak hasarda fahiş fiyatlar isteyebiliyor, o
araba bir aydır bizde, sağında solunda sürtme kaynaklı çizikler ve soyulmalar oluştu. sizce teslim etmeden önce sanayiye götürüp buraları yaptırmak mı daha mantıklı olur, yoksa bu şekilde teslim edip ücret kesilmesine razı olmak mı? kiralama şirketleri en ufak hasarda fahiş fiyatlar isteyebiliyor, o yüzden biraz tırsıyorum açıkçası.

not: kiralarken sigorta yaptırdık ama sadece kazaları içeriyor. çizik vs. için bir sigorta yok.
0
sir gawain
(19.07.21)
sanayiye girdigin anda sen hayirdir diye ariyorlar :)
0
divit
(19.07.21)
Madem kaza sigortası var, yerinde olsam ufak bir kaza yapar polisi arar tutanak tuttururum, böylece çizik vs de arada kaynamış olur. Tabii kaza sigortası neleri nasıl kapsıyor bilmiyorum, kazanın oluşu ile ilgisiz çizikleri ayrı tutarlar mı onu da bilmiyorum.
0
Bruce
(19.07.21)
Mini hasar falan aldıysan gerek yok. O ufak tefek çiziklere takılmıyorlar.

Tabi kurumsal bir şirketten yaptığını varsayıyorum. Yine de için rahat etmeyecekse pasta cila ile vs. halledilir muhtemelen.
0
chicha_v2
(19.07.21)
(2)

Kredi cekmenin optimumu nedir?

divit
Diyelim ev 2 milyon benim elimde de 2 milyon var.Su an kredilerin de devasa faizi oldugunu dusunursek ne kadarini krediyle odemeliyimHem zaman(1-15 yil), hem tutar olarak icinden cikamadim.Konuya bir parametre daha eklersek kenardaki hazir paramiz da dolar endeksli artiyor, hatta dolardan daha cok a
Diyelim ev 2 milyon benim elimde de 2 milyon var.

Su an kredilerin de devasa faizi oldugunu dusunursek ne kadarini krediyle odemeliyim

Hem zaman(1-15 yil), hem tutar olarak icinden cikamadim.

Konuya bir parametre daha eklersek kenardaki hazir paramiz da dolar endeksli artiyor, hatta dolardan daha cok artiyor. Yani faiz odememek icin o parayi tl'ye donusturmek de ayri bir zarar.

Not: aylik odeme gucum de yuksek.
Not2: paraya takilmayin 100bin ev, 100bin hazir para da olur.
0
divit
(18.07.21)
Aylık ödemenin hayat kaliteni etkileyeceği son noktaya kadar çekmek mantıklı çünkü eldeki parayı değerlendiriyormuşsun. Eldeki paradan kredi boyunca edeceğin aşağı yukarı karı kredi faizinden düşüp reel faizini hesaplayınca ödediğin faizin çok olmadığını göreceksin. Bu durumda düşük faizli kredi çekmiş gibi olacaksın.
0
Bruce
(18.07.21)
Geçen sene ev alsam mı diye bakarken oturup hesaplamıştım, kredi miktarının, evin 1/3'ünü geçmemesi gerekiyordu benim için. En az yarısını ama idealinde 2/3'ünü peşin ödeyebiliyorsan ev almak kira ödemekten mantıklı oluyordu. Konum Ankara ama, İstanbul değil. Belki farkediyordur.

Vade olayı aylık ne kadar ödemek istediğinle alakalı, ben genelde ortalama (beni zora sokmayacak, ama çok da uzun olmayan -5 yıl gibi- ) vadelere bakmıştım.
0
plutongezegendegilmi
(18.07.21)
(22)

Pfizer-Biontech in aşısını olur musunuz?

ya ben lan neyse
güvenir misiniz?
güvenir misiniz?
0
ya ben lan neyse
(12.11.20)
Olurum.
0
hayirsiz
(12.11.20)
olurum,

grip, zaturre, tetanoz asisini da cok arastirmadan oluyoruz
0
exlibris
(12.11.20)
olurum, böyle şeylere değer veriyorum.
0
Bruce
(12.11.20)
Aşı karşıtı değilim ama ilk yaptıranlardan olmam sanırım.
0
battal gemalmaz
(13.11.20)
Yan etkileri belli degil geyigini de anlamiyorum, 30 sene bekliceksiniz yani?
0
baldur2
(13.11.20)
Olmam, ilkokul zamanı yapılanlar hariç hiç aşı yaptırmadım çünkü hiçbirinin işe yaradığını düşünmüyorum.
0
Uncle Sam
(13.11.20)
aşı açıklanmadan olma ihtimalim vardı, olmadım ama çekindiğimden değil tembellikten.
0
ludwig boltzmann
(13.11.20)
Konetsu +1.

Biri dusuncelerimi dile getirmis nihayet, oh be.

Aynisini grip icin de dusunuyorum, grip olursam 1 hafta yatar iyilesirim, o yuzden asisini olmuyorum her yil. Yasim genc, bagisiklik sistemim guclu, yedigime ictigime dikkat ediyorum, 1 hafta hastaliktan yatsam hayatimda biseyler degismez, bu riski alabilecek luksum var. Henuz hic grip olmadim yetiskin olali. Tavsiye ya da aksini yapani yargilama degildir, kendi kendime uygun gordugumu anlatiyotum sadece.

Olursem de kismet.
0
taurina
(13.11.20)
Olurum çünkü araştırmaların başarı oranı var. Benim aşı olmam başkasına bulaştırmamam demek. 1 haftada geçiririm diyenlerin 2 hafta Korona karantinasında kalacaklarını zannetmiyorum, illa dışarı çıkacaklar, bu da aşısızlara bulaştırma demek. Hala bunları konuşuyor olmak garip.
0
kaset
(13.11.20)
Risk grubunda olsam, ya da etrafimda asemptomatik tasiyici olarak farkinda olmadan riske atabilecegim birileri olsa tabii ki de asisini olurum. Bu ayni hastayken kimseye bulastirmamak icin evde oturmak gibi bir sey. Su an bile, tam tamina 9 aydir, evden market/park disinda bir yere cikmadim, tanidigim insanlarla parklarda gorustum, daha kalabalik bir ortamda bulunmamin ardindan (hafta sonu parklarin normalden kalabalik oldugu zamanlar mesela) 2 hafta evden cikmayacak sekilde hareket ettim. Tum bunlarin arkadsindaki motivasyon, benim vurdumduymazligim yuzunden bir baskasina zarar gelmemesi, kendimi korumak degil.

Yakinimda riske atabilecegim kimseler, colugum cocugum vs yok. Korona sonrasi olusabilecek saglik sorunlarinin da riskini almaya raziyim kendim icin. Yasadigim yerdeki saglik otoritelerine de epey guveniyorum. Su asamada asiyi nufusun 1/3une yapacak sekilde planladilar, risk grubundaki insanlari onceliklendirecek sekilde.
0
taurina
(13.11.20)
güveniyorum. gelip saplasalar keşke enjektörü de kurtulsak. bıktım artık bu kapalı hayattan
0
avatar is back
(13.11.20)
evden çalışıyorum, yalnız yaşıyorum, zaten şu anda bile istesem de istemesem de karantinadayım işlerden dolayı.

nüfusun üçte biri zaten olacak, bu da salgını oldukça geriye çekecektir.
özellikle risk grubundakilerin olması elbette gerekli, aşı karşıtı değilim ama ilk etapta yaptıranlardan olmam.

grip aşısı da hiç yaptırmadım ve grip olmuyorum yıllardır.
ama konu bundan çok aşının fazla yeni olması.
yaşam tarzımdan dolayı süreci inceleme lüksüm olduğu için yaptıracaksam da beklemeyi tercih ederim.
sürekli insan içinde olsam farklı düşünebilirdim belki.

edit:
bir de eklemek isterim ki, "aşı geldi, corona bitti" gibi bir şey yok.
grip aşısı da var ve gribin de kökünü kurutamıyoruz çünkü her yıl mutasyona uğrayan bir virüs söz konusu.
her yıl yapılan grip aşıları da buna göre yenileniyor.
bakteri olsa tamam, o farklı.

yani "herkes aşı olursa hastalığın kökü kuruyacak, aşı olmayanlar yüzünden kurumuyor" durumu söz konusu değil.
herkes aşı olsa da bu devam edecek.
aşıyı olanın bile hastalanmayacağı kesin değil, en ufak bir mutasyona bakar.
sadece aşı olanın ölme riskini azaltacak ve toplum genelinde öldürücülüğü ve salgının gücünü aşağı çekecek.
0
blatta hiberna
(13.11.20)
olurum
0
tantunisultansuleyman
(13.11.20)
Konetsu +1

Multimilyarder şirket daha da zengin olsun diye kendimi denek yapmaya hiç noyetim yok. Herkes olacak diye şart olsa dağa kaçarım, yine o aşıyı olmam. Panik sebebiyle bu şekilde yalap şalap piyasaya verilen bir aşıya hiç güvenim yok. Cahil diye siz yapistirmadan söyleyeyim, avusturyada moleküler biyoloji doktora öğrencisiyim.
0
JohnOakley
(13.11.20)
Olurum. Bünyem çok kuvvetli. Yan etki falan da olmaz bende.
0
stewie
(13.11.20)
Bir tarafta koronayi vefat etmeden gecirsek bile cigerlerde yaratacagi hasar diger tarafta asi. Ben asiyi alayim
0
turkuaz
(13.11.20)
çoğu kişi olmadan olmam.
0
buiret
(13.11.20)
Ben olurum. Kendi tahminlerimden çok kendi doktorumun önerilerine uyuyorum.

Olmayana da “aşı karşıtı gerici” muamelesi yapmam. Herkesin kendi vermesi gereken bir karar.
0
buf-e kür
(13.11.20)
Güvenirim ve olurum.

Kasıtlı olarak aşı olmayanlar yarın birgün dünyada birçok ülkede hastaneler, kamu hizmetleri, toplu bulunan alanlar (kafe, restorant vb.) banka şubeleri, sınıflar, ofisler ve hatta toplu ulaşımdan bile faydalanamayacak göreceksiniz.
0
Lethe
(13.11.20)
bizi ülkeye gelip de sıra bana gelen kadar (öncelik sağlım çalışanları, yaşlılar, kronik hastalar vs olur) zaten etkisi az çok belli olur, ona göre pozisyon alırım. büyük ihtimalle olurum yani.
0
candide
(13.11.20)
muhtemelen şöyle olur, şu an çoğu şirket home office çalışıyor herkesi yavaş yavaş ofislere çağırırlar ama aşı olduğuna dair belgeyi şirkete iletmek kaydıyla. hali hazırda sahada çalışanlara bu belge zaten zorunlu olur.

yani pek kişisel tercihe bırakılmaz bu durum. tabii yeterince aşı dozunun tedarik edildiğini varsayarsak.

ben herhalde kendi isteğimle olmazdım, karantina-maske-sosyal mesafeye dikkat ederek yaşamaya devam ederdim bir süre daha.
0
juninho77
(13.11.20)
Cocukken, 10 yaşlarındayken grip aşısı olmuştum annem ol dedi diye. Sonra orta kulak iltihabı geçirdim. Denenmisi bile böyle olabiliyorken çalışmaları için önceden yine o çalışmaları gerçekleştiren kurum ve mevkilerdeki kişilerin kısa olduğunu söylediği sürede çalışmaları tamamlandı denen bir aşıyı olmam. Olmak için kosturanlara da bundan sonra şüpheyle bakacağım.
0
encokbenisevinnolur
(13.11.20)
(17)

Evi güzelleştiren eşyalar

ats
Merhaba, yakın zamanda yeni bir eve taşınacağım. Zaruri eşyalar dışında evinize ne aldığınızda veya hangi değişikliği yaptığınızda daha mutlu oldunuz? Rahatlık, estetik, fonksiyon vb açılardan olabilir
Merhaba, yakın zamanda yeni bir eve taşınacağım. Zaruri eşyalar dışında evinize ne aldığınızda veya hangi değişikliği yaptığınızda daha mutlu oldunuz? Rahatlık, estetik, fonksiyon vb açılardan olabilir
0
ats
(12.11.20)
C zigon. En sevdiğim eşyalarımızdan biri . bi de lazım olmaz diye düşünülüyor ama orta sehpa şart.
0
matilda
(12.11.20)
Bitki ve tablolar.
0
jazzabel
(12.11.20)
Wallhang/Duvar örtüsü.
0
Amaranta ursula
(12.11.20)
Çalışma odası yapacaksan ergonomik sandalye, uyumlu masa, ekran ve klavye rahatlık açısından inanılmaz fark ediyor.
0
roket adam
(12.11.20)
ışıklandırmaları tepeden aşağı değil de aşağıdan yukarı verince ve renk açısından da akıllı ampüllerle destekleyince çok oturulası oldu o sarı-beyaz sıcaklık anca öyle yakaladım. tavsiye ederim.

onun dışında evi güzelleştiren detaylardan biri de TV olmaması. tv izlemiyorum ben yaa havalarından değil de TV olunca bir odada her şey ona endeksli yerleştiriliyor o baya kötü.
0
AlsterWasser
(12.11.20)
boyle bir camasir sepeti: www.ikea.com.tr

bir de camasir kurutma makinesi cok kritik.
0
hot potato
(12.11.20)
C sehpa +1 (tembellik sehpa)
0
since1907
(12.11.20)
ben de yeni eve geçiyorum, şimdilik şunlara göz koydum.
www.fidanburada.com
www.youtube.com
hayallerde ise şu var
matteomauro.com
0
Bruce
(12.11.20)
Kaliteli bir puf. Tekli koltuğun olacak kesinlikle kolçaklı, önünde de bu puf.
0
candanag
(12.11.20)
Otomatik damacana pompasi
0
elorelia
(12.11.20)
Pencerelerin hepsine kaliteli sineklik tel, hayat kalitesini artırıyor
Rahat çalışma koltuğu,
Robot süpürge <3
0
kobuzchu kiz
(12.11.20)
Şaraplık, kitaplık, bej rengi bir berjer yanına loş ışıklı lambader harika bir okuma köşesi oldu, bitkiler, mumlar, yatak odasına ayaklı ayna. Bunlar daha çok görsel ve rahatlık olarak hoşuma gidenler.
Elektroniklere gelirsek kesinlikle iyi bir kahve makinası, filtre kahve makinam vardı şimdi bir de ekstra Nescafe dolce gusto aldım. Iyi bir blender ben tefal perfect mix kullanıyorum memnunum.
0
carmenta
(12.11.20)
Lambader, ayarlanabilir loş sarı ışık.
Bitki
0
ruhen hastayim ben
(12.11.20)
lambader, bitki, berjer +1
0
hazen
(12.11.20)
ben de puf demeye gelmiştim. berjer artı puf +1
0
ozgur bir kusun hatirati
(12.11.20)
Ahşap orta sehpa ve Step halılarına benzeyen az renkli halılar.
Düz renk perde.
Evin bir duvarını farklı renge boyamak, salon ya da yatak odası, ben koyu sarı seçmiştim.
Fazlalıkları ortadan kaldırmak.
Miamano.com'dan uygun fiyatlı resimler, saksılar vb. En azından uygun fiyata farklı ürünler almış olursunuz. www.instagram.com miamano.com
0
kaset
(13.11.20)
-almadan önce hiç beğenmiyordum duvardaki bir lekeyi kapatmak almak için mecburiyetten aldım ama çok sevdim "duvar rafı". üzerine minik bir vazo, birkaç çerçeve falan koydum. şık duruyor.
-oturma odasına büyük bir boy aynası(evi kesinlikle daha geniş gösteriyor ve derinlik katıyor).
-www.trendyol.com bir de bu.
0
penceredengorunenmorbina
(13.11.20)
(15)

hangi bira

avianthem
neden?(:
neden?

(:
0
avianthem
(12.11.20)
Kendi yaptığım bira, ev birası :)
Çünkü hem güzel hem hesaplı <3
0
pati
(12.11.20)
weihenstephaner çünkü buğday birası.
0
Bruce
(12.11.20)
Bud (Efes'in yaptığı). İçimi kolay.

Weihenstephan. Tadı güzel.
0
himmet dayi
(12.11.20)
Marmaragold
Ucuz
0
paramolacak
(12.11.20)
tuborg filtresiz
weihenstephaner
bud

sıralamam bu şekilde. çünkü tadları hoşuma gidiyor. ama hiç hesaplı değiller
0
kablelvuku
(12.11.20)
grolsch

tadını seviyorum.
0
neskafefincanindaturkkahvesi
(12.11.20)
guinness
en lezzetli o
0
passion rules the game
(12.11.20)
Foster's
★★★★
0
zagrebingözleri
(12.11.20)
heineken içtiğimde başım ağrımıyor. ale biralar daha rahat içiliyor.
bomonti filtresiz zorda kalırsam.
0
mikahakkinen
(12.11.20)
marmara her türlü güzel bira. skol'de alınabilir. pet şişe falan ama tadı keskin bud gibi.
0
total paranoia
(12.11.20)
Carlsberg. Çok güzel uyutuyor, kolay bulunuyor, diğer yabancı biralar kadar pahalı değil, Liverpool eski sponsoru.
0
owaki
(12.11.20)
efes malt içiyorum bu sıralar.

ek olarak efes winter blue diyebilirim.
0
tantunisultansuleyman
(12.11.20)
ben almanya'da heineken, türkiye'de bomonti filtresiz içiyorum.
bomonti'nin tadı çok hoşuma gidiyor.
0
japon askeri
(12.11.20)
Heineken
Corona
Miller

Yerli biralardan

Efes Malt
Tuborg
0
kimlanbu
(12.11.20)
Siradan yerli:
Tuborg gold, cunku Efes'i boykot ediyorum halen.

Ciks yerli:
Tuborg Frederik Indian Pale Ale, cunku guzel ve ucuz.

Siradan yabanci:
Carlberg, cunku ucuz

Ciks yabanci:
Weihenstephaner, cunku bugday

Ultra ciks yabanci, iki gozumun cicegi:
Triper karmeliot, cunku bence dunyanin en guzel birasi
0
taurina
(13.11.20)
(17)

insanlar pahalı arabaları nasıl alıyor?

batlegolas
istanbul'un sıradan, orta-alt maddi duruma sahip diyebileceğimiz türden insanların yaşadığı bir mahallesinde oturuyorum.sokakta geziyorum, bir tarafta bmw, bir tarafta son model nissan, bir tarafta audi... geri kalan araçlar eski model ve ucuz arabalar. üc dört tane pahalı araba var.zengin olsalar b
istanbul'un sıradan, orta-alt maddi duruma sahip diyebileceğimiz türden insanların yaşadığı bir mahallesinde oturuyorum.

sokakta geziyorum, bir tarafta bmw, bir tarafta son model nissan, bir tarafta audi... geri kalan araçlar eski model ve ucuz arabalar. üc dört tane pahalı araba var.

zengin olsalar bu uyduruk mahallede oturmazlar. zengin olmayan da öyle araba alamaz.

nasıl oluyor bu?

hayalimdeki araba 400 bin lira. maaşım 3 bin lira. neden bu kadar imkansız ki? maaşım 10 bin olsa da alamam ki.

insanlar 400 bin liralık arabayı nasıl alıyor?

pencereden bakıyorum, masmavi nissan qashqai. çok güzel. nazarı değen bir insan olsam şimdiye patlamıştı.

lan etraftaki tek düzgün, yeni ev benimki. bizim binadan birine de ait değil. kimin lan bu araba? manyak mısın, bu mahallede işin ne?
0
batlegolas
(10.11.20)
kilit kelime "maaşım" çoğu maaş almıyor maaş veriyor.
mahallemizdeki tavukçu(bildiğin çevirme tavuk) a7 ye biniyor mesela.
0
basond
(10.11.20)
Aylık gelirin belli bi seviyenin üstünde olduktan sonra bir noktada borca girip al-sat yaparak bu rakama ulaşıyorsun. Mahalle uyduruk olabilir ama içinde yaşayanların yaptığı işleri bilmiyoruz. Beyaz yakalı gibi düşünme, esnaf vergi ödemiyor mesela, aylık kemiksiz 10-15 bin lira kaldırıyorsa ki çok normal rakamlar, bir süre önce de borca girdiyse rahatlıkla şu an 350-400 binlik araba sahibi olabilir. 2018 ortası gibi 130 binlere satılan araçlar şu an 300'ü geçti zira. Tavsiyem gücünün yettiği küçük rakamlarla yatırım yapmaya başlaman, zaman içerisinde o para değerlenecek ve yeni aracına sermaye olacak.
0
roket adam
(10.11.20)
bahsettiğiniz paraya sahip olan insanlar pek vizyonlu olmuyorlar. mesela o vizyon buradaki çoğu insan var, paramız olsa nezih bir yere taşınırız, güzel araba alırız, şık giyiniriz, saçımıza başımıza dikkat ederiz vs. ama bahsettiğiniz grup -ki benim yaşadığım yerde de mevcut- kurulu düzenini bozmaz, yaşıyoruz işte diye düşünür. bu tipler için en önemli şey araba olduğu için ona ekstra önem gösterirler. biz mesela yurt dışına gider diyar diyar gezip kültürleriniz, ama onların aklının ucundan geçmez. özetle paranın bir kısmı yanlış insanlarda.
0
rose parks
(10.11.20)
Baba parasıyla alıyorlar.

İçlerinde istisna elbette vardır ancak çoğu aileden zengin. Maaş veriyor, ticaret yapıyor diyenlere bakma. Maaş verecek düzeye gelmek o kadar kolay değil.
0
kickboxer
(10.11.20)
son cümlesi hariç rose parks +1
herkesin ideali kültürlenmek ya da dünyayı gezmek olmak zorunda değil, böyle mutlu oluyorsa doğru insan yanlış insan ayrımı yapmayı doğru bulmuyorum ben. öte yandan bu durum ciddi bir gösterge o insanların hayata bakışı açısından. "araba sevdası" hala bir ülke gerçeği.
0
Bruce
(10.11.20)
Onlar da maaşı 3000 TL olan nasıl geçiniyor diye gıpta ederek düşünüyor olabilirler.
400.000 TL değerindeki hayallerde yer alan araba yerine, ikinci el 60-70bin TL'lik hyundai accent gerçeğini yaşamak için çalışmalıyız.
0
Erva
(10.11.20)
Babam 12 yaşımda vefat etti, 0 baba parası aldım bugüne kadar.
BMW ye de bindim, ülke ülke de gezdim, şimdi daha konforlu bir aracım var.

Maaşlı iş + bol bol freelance iş diyelim.
Yazılımcıyım.

İlla baba parası veya illa yandaş olmaya gerek yok.
Yandaşlığın yanından bile geçmedim, hiç bir zaman.
2002 de destekleyenlerden bile değilim (ki zaten 2002 de öğrenciydim)

3 bin maaşla zor
ama 3 bin maaş alıyorsan, ben neyi yanlış yapıyorum diye sorgulayabilirsin.
0
summatinyourteeth
(11.11.20)
Şimdi aileden zengin olan var.
Onun dışında leasing yapan da var.
Gene aynı şekilde kendi isi olup vergiden düşen vardır (teyzem ve ortağı vergiden düşmek için kendilerine ford cmax almislardi birer tane sirf vergi oduyor).
Onun dışında şirketin verdiği vardir (çalıştığım şirkette düz müdürlerde octavia, üst müdürlerde a5 ve c serisi mercedes vardi. Arkadasim yeni ise başladı müdür olarak yeni kasa focus verdiler).

Bu arada bu Türkiye'de var. Çalıştığım sirket Avrupa'da kimseye araba vermiyor. Belki İsviçre'dekiler alir. Onun dışında müdür diye araba yok. Kendi müdürüm kar payi, aylik 5000€ vs vs derken Citroen c3 kullaniyor. Sefim de 2006 a3'e biniyor. 100 kisilik binada pahali arabasi olan 3 kisi var galiba. A6, 3.20 ve a5. Bir iki tane de eski lexus var ama onun dışında hep normal arabalar.

Ben Türkiye'de çok kafaya takardim araba isini. Şöyle 3 sene geçti mi araba eskimis gelirdi. Vallaha buraya geldigimde hic umursamadigimi fark ettim artik.

Neyse yani, bence kafaniza takmayin. Araba güzel bir şey, özgürlük ama Türkiye'de biraz fazla abartılmış durumda araba/yeni araba/2-3 senede yenileme vs olaylari.
0
logisticsmanager
(11.11.20)
Ha bir de; aldiginiz para düz çalışan parasi. Ama Türkiye üçüncü dünya ülkesi olduğu için amacı düz calisani mutlu etmek degil, düz calisandan daha cok nasil vergi almak. O yüzden sizin araba alamamaniz "normal" oluyor. Ama değil. Ayni tatil yapamamak, et yiyememek, ps5 alamamak gibi şeyleri normallestirilmesi gibi.
2006 clio vardi. 500-1000 euroya satardim satsam. Asgari ücretin yarisi yani.
Kısacası sıkıntı sizde degil, ülkede.
Bir de sukredin lol.
0
logisticsmanager
(11.11.20)
3 bin maaşla cep telefonu bile almak için 6 ay beklemen gerekir arabayı falan geç..

Ben herkes baba parası demiyorum ama çoğunluk öyle. Aile şirketi falan da olabiliyor.

İstanbul'da yaşayan biri minimum 30 bin kazanarak o aracı 2 sene de alabilir. 30 bin demek günde 1000 lira demek. Bu paralara çıkmak için yapılan işte büyük tecrübe lazım. Tabi yapılan işteki vergi, kira vb giderler de var. Elde 30 kalması için 40 kazanman lazım.

Kendi işini yapıyosun diyelim yanında çalıştırdığın elemanın sana maliyeti 5000 lira. Öyle maaş vermek kolay değil.
0
kickboxer
(11.11.20)
"zengin olsalar bu uyduruk mahallede oturmazlar."

cok zengin degilseler bile ticaret gelirleri falan vardir. Bir de varos bir ailenin biraz zenginleyince cart diye elit bir mahalleye tasinacak hali yok zira bu tip insanlar icin ait olduklari bolgeden kopmak zor. Tasinacak olsalar yeni komsularina ayak uydurmalari falan gerekirdi. Ote yandan araba kisa yoldan statu arttiran bir sey. Hic ugrasmadan senin ve diger komsularin kanina girmisler mesela.
0
hot potato
(11.11.20)
2020 model S serisi Mercedes dealerindan satin aldigim yeni bir aracim var, aileden destek hic yok, haftada 7 gun calisiyorum, taseron firmayim buyuk bir firma icin, stres ve problemler cok fakat yasadigim yer Amerika, burada araba fiyatlari daha dusuk Turkiye'ye gore fakat Turkiye'de olsam, buyuk bir sirketin taseron islerini alabilsem burada yaptigim gibi, gene cok rahat binerdim ayni model araca orada da, maasli calismak cok iyi bir secenek degil fakat herkesin patron oldugu, herkesin ust duzey manager oldugu bir dunya duzeni mumkun degil, insanlarin cok az bir kismi digerlerinden siyrilip farkli ust seviye bir hayat kurabiliyor, %10 dan az bence dunya genelinde bu rakam, Amerika'da dogup buyumus fakat zar zor eski model bir Ford alabilen insanlarda var burada.

Kimse baskasi icin is firsatlari yaratmiyor genellikle yakin aile bireyleri disinda(torpil veya zengin bir aileden gelmek), kendi sansini kendin yaratmalisin, oncelikle kendini ve etrafini kesfetmekten baslamani tavsiye ederim.
0
nosmoke
(11.11.20)
Ticaret yapanlar parayı vuruyor ya. Hele ithalat-ihracat yapanlar acayip. İş yaptığımız firmaların sahipleri BMW M5, Audi RS6, Porsche Panamera, Maybach S500 falan biniyor.

Sermayem olsa ben de girerim şu ticaret işlerine. Ama öyle çiğköfte, dönerci değil, elektronik falan.
0
efreet sultan
(11.11.20)
turkiye'de araba konusunda sacma sapan bir durum var, araba fiyatlari abzurdluk derecesinde yuksek. asgari ucret ve civarinda dolasan insanlarin ikinci el bir arac almayi akillarina bile getirme olanaklari yok.

benim kullandigim formul senelik burut gelir/3. Bunun ustune cikinca araba odemelerini yapmakta zorlaniyorsun. Senin burut gelirin 3500x12= 42000 ise mesela, senin aslinda 14000 birim civarinda bir araca binmen lazim.

Bu formul yurtdisinda eli yuzu duzgun ulkelerde isliyor zira araba fiyatlari ikinci elde dusuk, ama turkiye'de islemiyor. En ucuz araba 125bin dersek, senelik 369bin gelir lazim, o da aylik burut 30bin tl yapiyor. 50binlik bir arac alalim desek, ayda 12bin birim gibi bir para yapmak lazim. Dolayisiyla asgari ucretlinin tofasa bile binme olasiligi yok.

eger muhit cok nezih degilse senin gordugun araclar ya sirket aracidir, ya misafirlige gelenlerin aracidir, ya da senin mahallede bazi gizli zenginler var eve degil araca yatirim yapiyor.
0
cooperr
(11.11.20)
standart 2 ev kirası gelirin olsun,2000 x 2=4000
evde 6 maaş olsun ,6x2000 =12000
4 bin gider kalan 12 bin.
tam bir yıl önce ,orta sınıf 520 ve kasaların 2. ellerini biriktirdikleri paralarla alabilirler.
göçmenler, beraber yaşar bu namuslu yolu bu arabalar için.
bide vergisiz ticaret, yasdışı insan-mal satısı var, öle gizli saklı değil heryerde var bu.
ufak mütehitler, kalan arsayı satanlar, zamanında başkası için hapis yatanlar.
zamanında güzel yere dükkan açan yada sabit yerde ticaret yapanlar, çoook çook daha fazla kazanabilir.
ama kültür sabit olduğundan ,mekan da sabit kalır mahalleden gitmezler.
hatta belli bir yıl sonra memlekete bile gitmezler.
0
bugga
(11.11.20)
Kimse değinmemiş ama o arabaların çoğu şirket aracı. Benim eski şirketimde müdürlerin araçları Audi'ydi. Nerden baksan şirkette 10-12 Audi var. Toplam beyaz yaka 60 kişi falandı zaten.
0
himmet dayi
(11.11.20)
Genç yaşta pahalı araba alan tanıdıklarımın çoğu babalarının kurduğu yapım, yıkım, inşaat, petrol, otomotiv firmalarından gelen paralarla alıyorlar.

Maaşlı çalışanlardan sadece pilotlar alıyor. 50.000-80.000 arası kazandıkları için.
0
Pranarian
(11.11.20)
(9)

Ruya Dinlemek

pofudukayi
Birisi bana ruyasini anlattigi zaman komik, abdurd bir tarafi yoksa hayatimdan calinmis gibi hissediyorum, cok bos geliyor. Ki normalde iyi bir dinleyiciyimdir. Seven var mi baskasinin ruyaini dinlemeyi ?
Birisi bana ruyasini anlattigi zaman komik, abdurd bir tarafi yoksa hayatimdan calinmis gibi hissediyorum, cok bos geliyor. Ki normalde iyi bir dinleyiciyimdir. Seven var mi baskasinin ruyaini dinlemeyi ?
0
pofudukayi
(10.11.20)
hayır.
rüya her zaman sahibine aittir.
0
janderzel zartanyan
(10.11.20)
beni görmediyse ilgimi çekmiyor.
0
black holes in the sky
(10.11.20)
Gördüğü ben değilsem zerre ilgilenmiyorum aşırı sıkıcı geliyor bir de böyle heyecanlı heyecanlı anlatıyorlar ya deliriyorum.


Not: Ben de gördüğü rüyaları çok fazla seven ve anlatırken çok heyecanlanan biriyimdir.
0
mutekebbir
(10.11.20)
başkasının rüyasını dinlemeyi niye sevesin ki zaten? anca seni görmüş olması lazım.

sevmiyorum ama nefret de etmiyorum. biri bana anlatıyorsa normal bir şekilde dinliyorum.
0
ahm1
(10.11.20)
j r r tolkien hayrani +1, özellikle rüyalardan absürt çıkarımları yapmayı çok severim. konuya çok vakıf olmayanlara frued falan diyip gubidik yorumlar yaparım, "sie lan ne alakası var" derler. troll rüya yorumları yapmayı seviyorum yani.
0
Bruce
(10.11.20)
Bana da hafakanlar basıyor. Eşim ve annem anlatmaya bayılıyorlar ama ben çok çok çok enteresan bir şey görsem bile hmm şundan herhalde deyip geçiyorum. Hiç sevmiyorum dinlemeyi ama mecbur dinliyorum :(
0
le jeune turc
(11.11.20)
Sadece rüya değil karşımdaki kişi beni ilgilendirmeyecek ne konuşursa konuşsun 30-40 saniye sonra flulaşıyor ve kulağım duymamaya başlıyor.

Çok konuşan ve boş konuşan bazı kişilere çok maruz kaldım. Bu da bende bir taktik evrimleştirdi. 10-15 saniyede 1-2 kelime alıp birleştiriyor konuşmanın ana hatlarını kendim çıkarıyorum. Yanlış anlamışsam vereceğim feedback’i beğenmeyip bi daha anlatıyor zaten tükenmek bilmeyen bir enerjiyle.

Bazı arkadaşlarım çözdü bunu. Dinliyormuş gibi yapma ses ve mimiklerimi okuyup dinlemediğimi ve sıkıldığımı anlıyorlar ve kısa kesmiyorlar konuşuyorlar yine hiç sıkılmadan.
0
pass
(11.11.20)
Rüya dinlemeyi seviyorum o kişiyle ilgili çok fazla izlenim verebilir bir rüya. Bilinç dışının ham hali ve karşıdaki kişi bu özel şeyi benimle paylaşmış. Gayet keyifle dinlerim. Alakam olmayan biriyse bu bilgiye ihtiyac duymadığım için çok keyif almasam da canim sıkılmaz.
0
Mossy
(11.11.20)
Tanıdığın biriyse rüyalarındaki ufak tefek alegorik anlatımları kendince deşifre etmek keyifli oluyor. Ama sadece zeki insanların rüyalarını dinlemek keyifli.
0
basingse
(11.11.20)
(12)

Bu Masaüstü Bilgisayar Kaçtan Bırakılır?

karpuzpeynirekmeksu
Selam arkadaslar,Bir ay sonra yurtdisina cikacagim, elimde boyle bir masaustu pc mevcut. Alali bir sene oldu, garantileri devam ediyor. Sizce kaca birakilmali bu pc? Yeni fiyatlardan haberim yok.Amd Ryzen 7 3700X 3.6 - 4.4 GHz AM4 İşlemci logitech MX Sound Premium Bluetooth Speaker Msi Mb X470 Gamin
Selam arkadaslar,

Bir ay sonra yurtdisina cikacagim, elimde boyle bir masaustu pc mevcut. Alali bir sene oldu, garantileri devam ediyor. Sizce kaca birakilmali bu pc? Yeni fiyatlardan haberim yok.

Amd Ryzen 7 3700X 3.6 - 4.4 GHz AM4 İşlemci

logitech MX Sound Premium Bluetooth Speaker

Msi Mb X470 Gaming Pro Carbon

Samsung 970 Evo Plus 500 GB SSD

Seagate Barracuda 2TB

Kingston HyperX DDR4 3000 C15 2x8GB

Asus VG279Q 27" 144Hz 1ms (HDMI+Display+DVI-D) FreeSync Full HD IPS Monitör

Logitech G213

Cooler Master masterbox mb511 rgb tempered glass

MSI GEFORCE RTX 2070 GAMING Z

High Power 700w
0
karpuzpeynirekmeksu
(10.11.20)
Daha iyi yardım almak için forum.donanimhaber.com ikinci el ya da donanım kısmına bakarak fiyat araştırması yapabilirsiniz. 8-10bin lira eder tahminim.
0
birfincankahvedahaisteyenadam
(10.11.20)
Acilse alıcı bulamazsan benden de 3200 işler
0
optimistbakunin
(10.11.20)
ben de 8 bin lira civarı diyorum.

edit: monitörü görmemişim, monitörle birlikte 10 bine yaklaşır heralde.


üstteki teklifleri 3400'e arttırıyorum :)
0
king lizard
(10.11.20)
bende bunun yenisi kurdum su an bu makineyi sifirda kur desem 10.000-12.000. tutar.

parca parca urunleri satarsaniz monitor ve kasaniza talibim.
totalde en en en az 5000 liralik makine. kimse kimseyi duduklemesin simdi. ben 5000 oderim her sey dahil.
0
turbo sadık
(10.11.20)
Burası donanım haber ölücülerini geçmiş :)
0
demirKamil
(10.11.20)
12-13000 eder hepsi.
0
encokbenisevinnolur
(10.11.20)
4000 lira eft için iban alabilirim
0
işimdeyim gücümdeyim
(10.11.20)
King lizard, Turbo sadık ve encokbenisevinnolur nickli arkadaşlara özellikle teşekkürlerimi iletiyorum.

Açık arttırmada en son teklif 4000 geldi, yok mu arttıran?
0
🌸karpuzpeynirekmeksu
(10.11.20)
4010 :)
0
apathetic
(10.11.20)
7'den aşağı bırakmayı düşünme bile. ben olsam 9-10 bandına satardım. temiz bakıp, temiz kullandıysan dediğim aralığa sat. çok hırlapadıysan ve geçen sene de aldığın fiyatı da göz önünde bulundurup uyguna bırak birine
0
avatar is back
(10.11.20)
ölücülere bak sen ya aslkjdasd

monitör, ekran kartı ve işlemcinin toplamı bile en ölü fiyatta 4500 eder. işlemcinin sıfırı 3 kağat, monitör 2 buçuk, yarı yarıya desen 2.5 lira. ekran kartını da 2'ye satarsın yeni kartlar çok yüksek çıktı.

ihtiyacım olsaydı bu akşam 7 bin lirayı yollardım. 7'ye anında satarsın piyasada, kapışılır. 8-9'a da satabilirsin biraz pazarlarsan. bakma, 1 senelik bilgisayar parçalarını yarı yarıya hesaplamak bile yeterince ölücülük.
0
Bruce
(10.11.20)
yardimci olacaksa 1 ay icinde kurdugum bilgisayarin fiyatini yazayim.

gigabyte rtx 2060 196 bit oc windforce 3000 tl
aorus pro ac b550 1900 tl
samsung evo plus 500 gb 900 tl
gskill 2*8 gb 3600 mhz cl 18 650 tl
ryzen 7 3700x 2700 tl
be quiet 700 w bronze 80+ 650 tl
0
turbo sadık
(11.11.20)
(10)

İnternette kimliğinizi ifşa ediyor musunuz?

ElfElf
Mesela burdaki veya sözlükteki nick'lerinizden gidelim.reel hesabınıza yönlendirecek paylaşımlarınız oluyor mu? Gerçek isimlerini zi paylaşıyor musunuz mesela. Ben asla paylaşmam.artık cesaretsizlik mi, paranoya mi, güvenlik mi adını siz koyun.ama bazı insanlarla internet arkadaşlığı'm çok ilerliyor
Mesela burdaki veya sözlükteki nick'lerinizden gidelim.reel hesabınıza yönlendirecek paylaşımlarınız oluyor mu? Gerçek isimlerini zi paylaşıyor musunuz mesela. Ben asla paylaşmam.artık cesaretsizlik mi, paranoya mi, güvenlik mi adını siz koyun.ama bazı insanlarla internet arkadaşlığı'm çok ilerliyor ve adımı bile doğru söylememiş, yaşımı genelde 1 2 yaş büyüttüğüm için yalancı durumundayım ve pişmanlık duyuyorum. Bir yandanda internet arkadaşlıkların'a zaten güvenmiyorum ama o kişi bana karşı dürüst davranmış offf yaa ne'zaman kendime netizen 1 kimlik oluştursa'm böyle vicdan azabı çekeceğim iyi niyetli insanlar çıkıyor karşıma.
0
ElfElf
(09.11.20)
Buradan gerçek kimliğimi söylediğim çok güzel insanlar oldu
0
kisa
(09.11.20)
ben de etmiyorum, ismimi soranlara gerek yok demişliğim çoktur. bu demek değil ki yalan söyleyeceğim. paylaşmak istemiyorum diyeceksin olacak bitecek, yalan söylemek çok saçma. arkadaşlık ilerlerse -ki bu da genelde reelde görüşmeye tekabül eder- o anda söylenir. bence senin durumun kimliğini saklama ihtiyacından çok olmadığın biri gibi davranma hissi gibi ama çok da sallamayayım şimdi.
0
Bruce
(09.11.20)
İsmimi değil de soyadımı herkesin bilmesine gerek yok düşüncesindeyim.
0
secretname
(09.11.20)
burada bir kaç kez adımı yazmıştım ama özellikle belirtme durumu olmadı. "reel hasap" dediğiniz sosyal medya hesabıysa; sözlük dışında kullandığım bir sosyal medya yok.

beri yandan steam hesabım adsoyad şeklinde, pek bir sorun yaşamadım.

hatta "sözlükte mahlasını adsoyad yapacaklar için tek seferlik mahlas değiştirme hakkı veriyoruz." deseler kabul edebilirim.
0
late viper
(09.11.20)
Ifsa etmiyorum ama saklama geregi de duymuyorum.

Nickimden de anlasiliyordur zaten :)
0
brkylmz
(09.11.20)
Durduk yere ifşa etmiyorum ama gerek burdan gerekse sözlükten birine mail yoluyla bir şey göndermem/almam gerekiyorsa şahsi mail adresimi veriyorum ya da oradan mail atıyorum. Dolayısıyla adım soyadım ifşa olmuş oluyor. Bunun dışında duyuru vasıtasıyla tanıştığım birkaç kişi mevcut. Onlar zaten kim olduğumu biliyorlar artık.
0
himmet dayi
(09.11.20)
özel mesajdan muhabbeti ilerlettiğim ya da telefonun numarasını alıp konuştuğum insanlara söylüyorum. ha entrylerimden ifşa olur muyum bilmem ama beni bilen biri birkaç entryime denk gelse ben olduğumu tahmin edebilir :) çok da umrumda değil ifşa olup olmamak. suya sabuna dokunmayan, kendimle alakasız şeyler yazıyorum nasılsa. 2-3 ayda bir eski entrylerime bakıp kişisel ya da duygusal bulduğum şeyleri zaten kendim kaldırıyorum. ama sinirlenip yazıp yazıp sonra aman ifşa olmayalım diye kenarda tuttuğum şeyler var.

onun dışında diğer sosyal mecralarda bolca fake ve kendi kimliğimle açtığım hesaplar mevcut. 4 senedir internetten yeni insanlarla tanışmadım ama 5-6 sene hatta 8 önce tanıştığım insanlarla iletişim halindeyiz. hayatımızın bazı önemli kararlarını birbirimizi etkileyerek aldık, maddi manevi çokça yardımımız oldu genç yaşlarımıza rağmen.
0
black holes in the sky
(09.11.20)
sozluk, gizli olmak zorunda oldugumuz bir yer degil.

bu kadar paranoyak olmani anlayabiliyorum. ulkenin her turlu sapigi var. ancak madem yalan soyleme sonucu sikinti yasiyorsun, en azindan ismini dogru soyleyebilirsin. diger ayrintilari da paylasmazsin. samimilesince paylasirsin. ben istemedigim kisilere isim, yas ve sehir bilgisi vermiyorum.
0
batlegolas
(09.11.20)
Ben çok dikkat ediyorum adımın soyadımın görünmemesine.
0
armagan abanuz
(09.11.20)
Gerekirse soyluyorum ama nadir. Ismimi soylerim, aslinda soyismimi de soylerim su an cunku esimin soyadi ve sosyal medya hesaplarimda gecmiyor. Kizlik soyadim yaziyor o yuzden bulamazlar sosyal medya hesaplarimi da
0
matilda
(09.11.20)
(6)

Hangi panduf?

fragile lady
Bayağıdır duyuruya girmiyordum saçma sapan bir soru sorayım. Sizce hangi panduf?Komiklikler şakalar mı: https://www.trendyol.com/twigy/tt0814-burger-kadin-kislik-panduf-p-55076909Yoksa prenseslik ve minnoşluk mu: https://www.trendyol.com/twigy/tw-sunny-uni-kadin-hayvanli-terlik-p-39818589?boutiqueId
Bayağıdır duyuruya girmiyordum saçma sapan bir soru sorayım. Sizce hangi panduf?

Komiklikler şakalar mı: www.trendyol.com

Yoksa prenseslik ve minnoşluk mu: www.trendyol.com
0
fragile lady
(08.11.20)
ilkine baktıkça karnım acıkır benim, 2.
0
Bruce
(08.11.20)
2. Diyorum ama daha uygun fiyatlar için Lcw’de de güzel modeller vardı bilgilerinize
0
esinikaybetmiscorap.
(08.11.20)
Unicorn çok tatlıymış.
0
Giovanni Pipitto
(09.11.20)
birincisi çok tipsiz ya :( komiklikten alınamayacak kadar çirkin benim için.
0
nimberjack
(09.11.20)
unicorn diyorum, yani 2.

www.youtube.com
0
blatta hiberna
(09.11.20)
unicorn +1
0
since1907
(09.11.20)
(10)

Bu aralar en çok dinlediğiniz şarkı nedir?

The_Lollok
SB teşekkürler
SB teşekkürler
0
The_Lollok
(08.11.20)
Björk - joga neden bilmiyorum
0
freebird5406_2
(08.11.20)
Bruce
(08.11.20)
Glass Animals - Waterfalls Coming Out Your Mouth
www.youtube.com

Glass Animals - Your Love
www.youtube.com

Glass Animals - Take a Slice
www.youtube.com

Bu ara dönüp dönüp bunları dinliyorum. Şarkı sözü yazsam bunlar gibi yazardım. Tam benim kafadalar :D
0
eazy
(09.11.20)
late viper
(09.11.20)
Lorde-team

Eskiden de cok severdim gecen karsima cikti yine
0
matilda
(09.11.20)
tindersticks - johnny guitar
0
isveperver
(09.11.20)
Oh no oh no oh no no no no

Adını bilmiyorum
0
fıytfıyt
(09.11.20)
erdal erzincan/yar senin derdinden.
0
turbo sadık
(09.11.20)
Out of Existence · Emma Ruth Rundle · Thou
0
kafadanbacakli
(09.11.20)
baldur2
(09.11.20)
(8)

Kahve çekirdeği blender ile öğütülür mü?

hadi ya la
Mokapot için kahve öğüteceğim. Evet özel bir ayarı oluyor fakat evde taze kahve içmek için başka seçeneğim yok.Piyasada öğütme ayarlı manuel seramik öğütücüler var fakat hem dakikalarca kol kuvveti istiyor ve seramik mekanizmanın kırıldığını duydum.Elektronik kahve ve baharat öğütücü diye tabir edil
Mokapot için kahve öğüteceğim. Evet özel bir ayarı oluyor fakat evde taze kahve içmek için başka seçeneğim yok.

Piyasada öğütme ayarlı manuel seramik öğütücüler var fakat hem dakikalarca kol kuvveti istiyor ve seramik mekanizmanın kırıldığını duydum.

Elektronik kahve ve baharat öğütücü diye tabir edilen cihazlar pratik ve ucuz fakat kahve çekirdeğinin bıçakla kesilerek değil, ezilerek öğütülmesi gerektiğini söylüyorlar. Tadı çok mu etkiler bu?

Fakat asıl sorum elimde olan Vestel Mix & Go ile bu işi yapabilir miyim?

Ürün: www.vestel.com.tr
0
hadi ya la
(08.11.20)
Kettleda makarna yapmak gibi olabilir.

Vestel güzel çeker mi bilmiyorum. Ama öğütmek yerine bıçakla kesilerek yapınca kahvenin tadının daha güzel olmadığı doğru. Ama o kadar gurme isen al bi öğütücü. Vestel ile kahve çekmeye razıysan zaten o tat farkını alabileceğini sanmıyorum.
0
himmet dayi
(08.11.20)
Bahsettiginiz kol gucu o kadar ahim sahim bir sey degil ve isin keyfini de artiriyor bence. Ben yillardir kullaniyorum herhangi sorunla karsilasmadim. Ust duzey elektronik aletlerin performansini dusuk butceyle ancak iyi bir manuel ogutucu ile alabilirsiniz, hele ki espresso gibi incelik isteyen bir ogutme bicimi icin
0
gibicibicis
(08.11.20)
Kahve toz oluyor ya ufalaninca
Metal bicak da done done surtune surtune isiniyor ya
Bicak degdigi kahve tozlarini yakiyor derler.

O nedenle degirmen gibi 2 disli arasinda ezerek kiran aletler daha iyi
0
summatinyourteeth
(08.11.20)
öğütme işinde asıl problem parçacık boyutlarının aynı olmaması. parçacıklar ne kadar eşitse o kadar eşit bir demlenme-pişme gerçekleşiyor. ince parçalar kalın parçalardan daha fazla gövde bırakır mesela, bu da tat profilinin karışmasına sebep olur. içilir mi içilir ama her demlemede ayrı tat alırsın, bazen acı olur bazen de fazla hafif.

en kaliteli öğütücüler her parçayı olabildiğinde eşit öğütebilenler oluyor. bıçakla öğütmede kahvelerin aynı boyutta öğütülmesi daha zor, bıçakla yapanlar da buna uygun bıçak dizaynına ihtiyaç duyuyor. elindeki blender'ın ne boyut ayarı var ne de eşit öğütecek hassaslığı. elinde parçalanmış kahve parçacıkları olur ama hep böyle kullanacağım diyorsan lezzetten ödün vermiş olursun. ya da uygun bir süzgeç bulup blender'dan çıkanları süzgeçten geçirir belirli bir kalınlık standardı tutturmuş olursun. ama uğraştığına değer mi?

kesme değil ezme-kırma işi de tadı etkiliyor ama yukarıdaki kadar değil. yine en kaliteli öğütücüler kahveyi kesmiyor, sıkıştırarak kırıyor tabii. hem otomatik hem de kesmeyen, burr grinder alabilirsin.
0
Bruce
(08.11.20)
Haftalardır bu yüzden kahve alamıyorum, karar veremedim.

250 gramlık çekilmiş kahve alsam, bir ay içinde tüketsem çok şey kaybeder miyim peki? Kahve gurmesi değilim ama americano şeklinde içmeyi seviyorum. Evde öğütme işi ya pahalıya patlayacak ya da sağlıklı olmayacak gibi duruyor.
0
🌸hadi ya la
(08.11.20)
çekilmiş kahve en en beteri, bayatlıyor çektiğin andan itibaren. çekilmiş kahve alacağına blender'da öğüt daha iyi.
senin için şu anda en mantıklısı 200-300 liralara satılan otomatik öğütücülerden almak. bıçaklı olacaklar ama olsun, ödün veriyorsan bundan ver.
0
Bruce
(08.11.20)
Abicim al bir el degirmeni. Dakikalarca dedigin hepi topu 1-2 dakika. Sonrasında seni 1 saat götürür o kahve. Eğer günde 3’ten fazla içmiyorsan yormaz. Fazlasını içiyorsan da zaten 250 gr kahve 1 ay gitmez sana. Öğütülmüş al.
0
her giriste sifresini unutan adam
(09.11.20)
+1 Bruce

Blender da kahveyi öğütünce kaşıkla bir alıyorsun içinde türk kahvesi kıvamında kahve de var kocaman kocaman parça da var. E o toz halindekiler başka bir tat salıyor kahveye büyükler başka bir tat salıyor.
Ve bu birleşim hiç güzel bir sonuç vermiyor.
2 tane 500er gramlık çekirdek kahve alıp mix n go da çektim. bitirene kadar illallah ettim. Berbat oluyor sonuç.

Çekilmiş kahveye karşı insanların bu tavrını anlayamıyorum. Abi 250 gram kahve zaten öyle çok uzun süre beklemiyor bitiyor hemen. Beklese bile tadından ahım şahım bişey kaybetmiyor.

Taze çekilmiş kahvenin hem zevki hem lezzeti tabi başka olur ama illa da her yudum kahvemizde çıldıracağız diye bişey yok. Kahve abi yani içersin geçersin. Hazır çekilmiş kahveden devam ediyorum ben. Bigün doğum günü hediyesi falan gelir diye bekliyorum evde kahve çekme makinesini de :)

Şu da var. Çekirdek fiyatları çekilmişten daha ucuz oluyor genelde. Sürekli çekilmiş çekilmiş alacağınıza bi makine alırsanız ne kadar sürede amorti edersiniz diye düşünerek de hareket edebilirsiniz.

El değirmenleri de fazla uzun, yorucu şeyler değil ama ben mesela değirmenle uğraşacağıma makine alırım diyorum ve değirmen almıyorum. Bütçe meselesi biraz. Makine bütçesine hiç çıkamayacaksanız değirmen alın keyfini çıkarın. Ben ileride güzel makine alma ihtimaliyle çekilmişten devam ediyorum. Çok da bişey kaybetmediğime inanıyorum.
0
andoreii
(09.11.20)
(6)

Sizce Hangisi Daha Güzel?

lana del rey
Hiçbiri yazmayın lütfen.
Hiçbiri yazmayın lütfen.
0
lana del rey
(08.11.20)
Lacivert
0
all girls dream
(08.11.20)
kırmızı şeyler etiket mi değil mi anlayamadım. etiketse 1, değilse cevabımı yazamıyorum rican üzerine.
0
Bruce
(08.11.20)
sarı olmayan.
0
signore
(08.11.20)
Siyah olan
0
elorelia
(08.11.20)
2
0
momento
(08.11.20)
birinci
0
heidi'nin dedesi
(08.11.20)
(7)

büyük istanbul depreminde dask'tan nasıl ödeme alınacak?

Bruce
depremde on binlerce binanın yıkılacağı tahmin ediliyor. hepsi dask'lı, hepsinin de sahipleri paralarını bir an önce almak isteyecek. bu gibi durumda kime öncelik verilecek, kaç zaman içinde ödenecek? sigortacılık adına çok büyük bir kaos olmaz mı? sigorta şirketleri buna dayanabilir mi? dayansa bil
depremde on binlerce binanın yıkılacağı tahmin ediliyor. hepsi dask'lı, hepsinin de sahipleri paralarını bir an önce almak isteyecek. bu gibi durumda kime öncelik verilecek, kaç zaman içinde ödenecek?
sigortacılık adına çok büyük bir kaos olmaz mı? sigorta şirketleri buna dayanabilir mi? dayansa bile ödemeler gecikecektir, insanlar mağdur olacak o zaman.

bir de dask tam değerini karşılamıyor, hepsini karşılasın diyebileceğimiz bir seçenek oluyor mu? ya da özel sigorta şirketleri deprem için ayrıca sigorta yapıyor mu?

dahası, dask'a güvenip derem riski olan yerden oturmalık değil de yatırımlık ev alınır mı?
0
Bruce
(08.11.20)
dask evinin değerine göre ödeme yapmıyor ki zaten. bu piyasada 500'e ev aldın diyelim, 50 ödüyor.
0
malheiros
(08.11.20)
@malheiros, yine de hacmi düşününce çok para değil mi? herkese aynı ödeme şartı ve süreci koydularsa bu aynı anda hepsinin yıkılacağı ya da zarar göreceği sürece denk gelicek neticede, bunu düşünüp bir düzenleme yapmışlar mıdır, hiç sanmıyorum.
0
🌸Bruce
(08.11.20)
tamam ama herkes de dask yaptırmıyor. dask genelde ev alınıp satılırken yaptırılıyor. sonra millet unutup gidiyor. ismi sadece ismi zorunlu. istanbul'da dasksız çok konut vardır.
0
malheiros
(08.11.20)
Bunun için sadece deprem olmasına gerek yok. Sigorta edilen 10 büyük fabrikada çeşitli hasarlar oluştuğunu düşünün. Bunları ödese sigorta şirketi batar. Bu yüzden sigorta şirketleri de kendilerini sigortalıyor. Reasürans deniyor buna.

Bu arada türkiyedeki deprem bölgelerinin risk dağılımı değişti. Yeni dağılımlara göre prim ödenmeli ve sözleşme yenilenmeli. Aksi durumda ödemeler olmayacak.
0
jazzabel
(08.11.20)
@jazzabel, haklısın, küçük düşündüm ben. üretim tesisleri fabrikalar içinde değerli üretim elemanları bulunan yerleşkeler daha büyük pay. sadece, onların binalarının çok sağlam olmama ihtimali yok gibi geliyor bana, en azından kıçıkırık bir müteaahhitin yaptığı 5 katlı apartmandan daha sağlam olduklarını farz ediyorum. yine de yıkılacak olan elbet vardır.
sigorta şirketinin sigortasını kim yapıyor peki? onlar da zorlanmayacak mı?

bu son dediğinden sigorta firmaları su kaynatacak diye anlıyorum. yine de; primlerin düzgün ödendiği, her şeyin usulünce yapıldığı bir senaryoda dask paralarını unutsun mu insanlar?
0
🌸Bruce
(08.11.20)
ben de kaynak yapayım. çoğu ev sahibi sadece eve ilk oturduğunda ya da kiraya verirken elektrik ve su tesisatlarının alınabilmesi için yapıyor daskı ve senelerce yenilemiyor. şimdi bu insanların alacağıyla her yıl daskı yenileyenin alacağı para aynı değildir, değil mi?

yukarıda 500lük ev için 50 ödenir denmiş. bu hangisi için mesela?
0
hadsafhada
(08.11.20)
bence büyük istanbul depremi olursa ve söylendiği gibi on binlerce bina yıkılırsa dask'tan ya da herhangi bir sigortadan para falan beklenmemeli.

bunun teknik detaylarına hakim değilim.
yüzde şu kadarı verilir, bu kadarı verilir ya da verilmesi gereken miktar nedir bilemem.
bence verilmesi gereken miktarların verilemeyeceği kadar büyük bir felç ve kaos yaşanır.
belki bazı sigorta şirketleri batar, bazıları zorlanır ve batmamak için ödeme yapmaktan kaçar.
jazzabel'in dediği reasürans süreçlerinin de şirketler açısından nasıl işleyeceğinden emin olamayız şimdiden.

bir miktarını alsan da bilmem kaç ay ya da yıl içinde alırsın, o da muhtemelen evin ancak yüzde bilmem kaçı eder.

yani bina ciddi hasar gördüyse ya da yıkıldıysa üzerine soğuk su içmek gerekeceğine olan inancım tama yakın gibi.
o yüzden, bir yandan kirada oturmaktan bıksam da, diğer yandan istanbul'da ev almanın ne kadar doğru olduğu konusunda şüpheliyim.
bunu düşününce hep bir şey durduruyor beni.

dask'a güvenip deprem riski olan yerden oturmak için değil yatırım için ev aldığında kiraya vereceksin evi.
o zaman kiracının hayatını bile bile riske atmış olursun.
tabii deprem açısından büyük risk olan bölgedeki her ev yıkılacak diye bir şey yok, yani hasarlı olduğunu bildiğin evi kiraya vermekle aynı şey değil bu elbette.
kiracı da bu riski belki bilerek, belki bilmeyerek, belki bilse de bütçesi nedeniyle mecbur olarak ev tutacak o bölgede.

sonuçta kendin oturmayı tercih etmeyeceğin bir yerden ev alıp başkasına kiraya verdiğinde "kiracının bileceği iş" desen de, insanlara ev yüzünden bir şey olursa hayatın boyunca bazı soru işaretlerin olur, vicdan muhasebesine girersin.
0
blatta hiberna
(08.11.20)
(4)

bu ceket polar mı?

invictae
https://shop.ltbjeans.com/tr/berinta-hirka-3hatta aşağı yukarı bu fiyatta polar fermuarlı ceket önerilerinize de açığım. kadın/erkek modeli hiç farketmez.kapşonu olsa da olur olmasa da olur. cebi fermuarlı olsun.
shop.ltbjeans.com

hatta aşağı yukarı bu fiyatta polar fermuarlı ceket önerilerinize de açığım.
kadın/erkek modeli hiç farketmez.
kapşonu olsa da olur olmasa da olur.
cebi fermuarlı olsun.
0
invictae
(08.11.20)
yakından bakınca polar görünüyor ama çok kalın değil muhtemelen.
0
Bruce
(08.11.20)
evet polar. detayli bakinca dokusundan anlasiliyor.

prntscr.com

son bir kac yildir linkteki tarz montlar var, kumas adini bilmiyorum ama yagmurlu havalarda su gecirmez bir ozelligi var,water repellent kumas. polardan daha kullanisli olabilir

www.lcwaikiki.com
0
exlibris
(08.11.20)
@exlibris : o kumaşın adı softshell
0
co2s2
(08.11.20)
@exlibris bu ikisi farkli kumaslar zaten degil mi? Lcw’dan attiginizin disini polara benzetemedim. Sanirim ici polar.
0
🌸invictae
(08.11.20)
(11)

Yediğiniz en iyi taze kaşar?

msb
En pahalısı bile plastik yiyormuş hissi veriyor, tat tuz yok. Çocukken yediklerimde harika bi süt tadı gelirdi sanki.Var mıdır tavsiye?
En pahalısı bile plastik yiyormuş hissi veriyor, tat tuz yok. Çocukken yediklerimde harika bi süt tadı gelirdi sanki.

Var mıdır tavsiye?
0
msb
(08.11.20)
Muratbey'in kaşkaval peyniri hoşuma gitti benim en son yediğimde.
0
king lizard
(08.11.20)
Ankara'daysanız, Gençlik Parkı'nın karşısına yapılan caminin altında pasaj, orada Tarım Kredi Kooperatifi'nin satış mağazasında gerçek kaşar peyniri satılıyor. Bu hafta da indirime girmiş, kilosu 30-40 lira bir şeydi...
0
malheiros
(08.11.20)
İçim veya ünal kaşar
0
respect
(08.11.20)
İçim+1
Sebebi de içine tuz koyan tek firma:) başka bir ekstrası olduğunu sanmıyorum
0
Unde bach canim
(08.11.20)
cebel ve teksüt güzel bence.
0
theseachange
(08.11.20)
President
0
primetime
(08.11.20)
Kars Boğatepe köyü tüm süt ürünleri ve özellikle eski kaşarı ülkenin 1 numarası kesinlikle. Gerçek süt ve mayayla, geleneksel yöntemlerle üretim yapıyorlar. Bir çok küçük mandra var bölgede araştırabilirsiniz, ben Koçulu Peynircilik'ten alıyorum.
0
olivia
(08.11.20)
antre gourmet'ninkini beğeniyorum ben.
0
Bruce
(08.11.20)
Metro chief in alıyorum. Fena değil.
0
panamera
(08.11.20)
Ambalajlı marketten alınan kaşarsa
President

Yok özel siparişli, butik kaşarcıysa
elif candar
0
summatinyourteeth
(08.11.20)
tipi.

ambalajlı market kaşarında president +1
0
blatta hiberna
(08.11.20)
(4)

ShutterStock ve benzrleri hakkında blgisi olan?Foto yükleme,para kazanma vs

blackgirl00
Arkadaslar selamlar4 yıl önce canon 650d mi sırtıma alır , sokakları,sehirleri , insanları çekerdimbir sürü de fotoğrafım biriktiCektiklerimi cok beğenir cevrem, ama artık işsizlik vs makine mi de sattım, gezebilecek maddi imkanım da yokBir kac kişi dedi ki, ShutterStock a yükle, fotoğraflarını satı
Arkadaslar selamlar
4 yıl önce canon 650d mi sırtıma alır , sokakları,sehirleri , insanları çekerdim
bir sürü de fotoğrafım birikti
Cektiklerimi cok beğenir cevrem, ama artık işsizlik vs makine mi de sattım, gezebilecek maddi imkanım da yok

Bir kac kişi dedi ki, ShutterStock a yükle, fotoğraflarını satın aldıkca para kazanırsın

Nasıl yapayım bunu, deneyen para kazanan şunu yap şunu yapma diyen var mıdır
İnternetten yazanlara da baktım da ,kafam karıstı sadece
Cok cok iyi olur bu sürecimde, fotoğraflarımın ufakta olsa gelir olarak dönmesi:/

Cok tesekkürler
0
blackgirl00
(08.11.20)
Gettyimages'dan para kazanan duydum. Envato'da da şansınızı deneyin. Klişe olsa bile sade, iyi ışıklandırılmış ürün ya da iş ortamı fotoğraflarının satma ihtimali epey profesyonel olmadığı sürece manzara fotoğraflarının satma ihtimalinden daha fazla. Deneyin tabi şansınızı.
0
zihua
(08.11.20)
İşin hem üretici, hem de tüketici tarafındayım. Evet stoklardan güzel gelirler elde edilebilir. Ama sıfır da çekebilirsiniz. Önemli olan tüketicinin beklentilerini karşılayabilecek içerikler üretmek.

Yoksa fotoğraf değeri yüksek çalışmaların hiç satılmama ihtimali de var.
0
msb
(08.11.20)
bildiğimiz manada sokak fotoğrafçılığından bahsediyorsak "sokak fotoğrafı" olanlardan çok bir beklentin olmasın. "sanatsal" değeri olsa bile stok foto işi yazıyı görselle destekleme alanı için kullanılıyor. yani birinin yalnızlık temalı bir öyküsü için senin sokakta çektiğin bu temaya uyan fotoğraf iş görür ama bu tarz bir ihtiyaç çok olmuyor. olursa bile ucuza koyman lazım ki satın alınsın. denemekten bir şey kaybetmezsin eğer fotoğraflarında aranda duygusal bağ yoksa, ne satsan kardır neticede.

portrelerden emin değilim ama orada şu sorun olabilir. fotoğrafını çektiğin kişinin buna rızasının olması lazım bence. çekmene izin vermesi bunu ticari olarak satıp yayabileceğin anlamına geliyor mu bilemem. mesela böyle bir portreyi biri aldı, zaytung'da komik bir haber için kullandı. sen o pozu 5 sene önce geyiğine çekmiştin, adam kendi fotosunu gördü ve zaytung'a dedi ki "benim iznim yok bu fotodan, kaldırın". zaytung mağdur olacak o zaman, bunu nasıl garanti altına alıyorlar bilmiyorum açıkçası.
0
Bruce
(08.11.20)
@bruce,

Cast kullanılan fotoğraflarda kişinin kimliği belirgin şekilde belli oluyorsa o kişiden imzalı izin belgesi almak gerekiyor. Bu belgeyi de yükleme yaparken fotoğrafla birlikte yüklüyorsunuz.
0
msb
(08.11.20)
(7)

Kişisel gelişim planı yapıyormusunuz?

spacevan
Selam Sayın Romalılar,Başlıkta da belirttiğim gibi kişisel gelişim için bir plan yapıyormusunuz? yapıyorsanız nasıl yapıyorsunuz? Kullandığınız bir yöntem var mı? Ben iki senedir başladım bu olaya ama çok efektif gitmiyor. Şöyleki onenote üzerinden yıllık olarak bir plan hazırladım sonra ise planlar
Selam Sayın Romalılar,
Başlıkta da belirttiğim gibi kişisel gelişim için bir plan yapıyormusunuz? yapıyorsanız nasıl yapıyorsunuz? Kullandığınız bir yöntem var mı?
Ben iki senedir başladım bu olaya ama çok efektif gitmiyor. Şöyleki onenote üzerinden yıllık olarak bir plan hazırladım sonra ise planları sınıflandırma yaptım. Aylık olarak ilerlememlerimi işliyordum fakat etkili olmuyor artık ve ilerlemeleri tam anlayamadığım için motivasyonum da sıkıntı oluyor. Bunun yerine asana veya trello gibi uygulamalar üstünden bçalışma yapsam? Tabi ki yöntmeler ya da verimlilik kişiden kişye değişir ama sizlerinde varsa bir yöntemi nasıl birşey uyguluyorsunuz?
0
spacevan
(04.11.20)
Evet yapıyorum, iş, spor ve kitap okuma olarak belirledim üç alanımı. Birincisi hedeflerini ölçebiliyor olman lazım, ikincisi çok küçük hedefler koyarak başlamak lazım, motivasyon ancak öyle çözülüyor. Örnek veriyorum: ü

2020'de ayda 1 kitap okuyacağım dedim, şu anda 13'teyim, hedefimin ilerisindeyim.
Karantina kalkınca haftada en az 2 kere sportif bir aktivite yapacağım dedim, mutlaka yapıyorum, hiç bir şey yapamıyorsam yoga yapıyorum. Bunları strava ile loglayıp takip ediyorum.
İş konusundaki plan çok ayrı bir şey detayına girmeyeyim. Yani çok büyük, etraflı planlar yaparsan kaybolursun boğulursun. Hemen yarın başlayabileceğin, çok küçük hedefler koyman lazım.
0
roket adam
(04.11.20)
yapmıyorum. çünkü uymayacağımı biliyorum. o disipline sahip değilim, sıkıştırılmaya (baskıya?) gelemiyorum, kendi kendime baskı yapmak istemiyorum. yazdıklarını okuyunca, düşününce bile daraldım bak. neyse, uymayacağım belli olan planı da yapmıyorum haliyle.
0
pati
(04.11.20)
Yapıyorum. Tamamen uyabiliyorum diyemem ama elimden geldiğince hedeflerimi gerçekleştirmeye çalışıyorum.

Sert kapaklı bir not defteri aldım, ona yazıyorum. Sık sık kontrol ediyorum.
0
hayirsiz
(04.11.20)
@cat in the that ve @hayırsız Defter ile hiç verimli olacağını düşünmüyorum benim için. Tabi herkes için durum farklı ama yine de teşekkürler. Defter işini biş planlamasında kullanıyorum daha efektif oluyor ama ne bileyim farklı aktiviteleri oraya yazmak ve sürekli yanında bulundurmak falan çok efektif gelmedi. Ama yorumlarınızi için teşekkürler.
@roket adam: belki dediğiniz gibi planları çok paraçaya bölmek daha mantıklı gibi. Teşekkrüler
@pati :Sıkışaltırma veya baskı olarak değilde normal günlük aktivite gibi düşnmek lazım. İlk başlarda sıkıcı gelse de rutin haline gelince güzel oluyor ama sonra benim gbi de olunabiliyor.
@j r r tolkien hayrani:siz de umarım başlar devam ettirirsiniz. Be nde işte uymayınca vicdan oluyor o yüzden daha huzursuz hissediyorum.
0
🌸spacevan
(04.11.20)
planla yapamıyorum ben onu. meraklı ve ilgi alanları olan bir insan olarak bana uygun bir şekilde geliştiriyorum kendimi. herkesin her konuda gelişmiş olmasının imkanı yok zaten, sırf bir şeylerimi geliştirdim diye yapılan gelişimlerin suni ve balon olduğunu düşünüyorum. motivasyonun sıkıntı olması da bu yüzden. benim hayat felsefemde bir şeyi yapmak için motivasyon arıyor ve ihtiyaç duyuyorsam aslında o şey benim için uygun değilmiş diyip kalkışmıyorum bile. öte yandan ilgimi merakımı çeken ve yaparken tatmin olduğum "gelişim" konularında ise kendiliğimden devam ediyorum.
0
Bruce
(04.11.20)
Ben normalde plan ve düzen hastasıyım ama bu konuda yapamam çünkü çok değişkenim. Sürekli farklı konulara merak salıyorum ve oralardan yeni şeylere geçiyorum. Kişisel gelişimle alakalı bir haftalık ve aylık planlar yapınca bu beni sadece streslendiriyor. Bazı anlar geliyor canım hiçbir şey yapmak istemiyor. Bazı anlar geliyor inanılmaz verimliyim. Canım bir şey yapmak istemediğinde vicdan azabı yaşamak istemiyorum.

Bu yüzden ben genel hedefler koyuyorum. İş dışında kafamı rahatlatacak ekstra hobi bulayım diyorum 2-3 tane şey yapıyorum. Kendimi bu konuda geliştirmem lazım diyorum o alanla alakalı kitap, video, eğitim bakıyorum gibi. Biraz daha spontane gidiyor.
0
jazzabel
(04.11.20)
@Bruce Teşekkürler yorumunuz için, evet ilgi alanının olması büyük bir motivasyon kaynağı fakat farklı alanlarda bilgiler edinmekte bence çok önemli. Ben alınan bir bilgnin ilerde mutlaka karşına çıkacağına inanan biriyim. İşte bazı uzun süren hedefler için bir anda oturup çalııp bırakmak bana mantıksız geldiği için planlama yapmak bana doğru geliyor. Tekrar teşekkürler yorumunuz için.
0
🌸spacevan
(04.11.20)
(8)

Sizce halk ne yapmalı?

1bir1bir1
SelamDeprem meselesi gündemde. Bir süredir İstanbul için zaten konuşuluyordu, bir anda İzmir'i vurdu. Manzara ortada. Sonuç yine aynı, "sağlıklı/sağlam" binalardan ev kiralarmak ve satın almak daha da zorlaştı, denetleme mekanizmaları yine doğru çalışmayacak, yine birileri sadece konuşacak ve bunun
Selam

Deprem meselesi gündemde. Bir süredir İstanbul için zaten konuşuluyordu, bir anda İzmir'i vurdu. Manzara ortada. Sonuç yine aynı, "sağlıklı/sağlam" binalardan ev kiralarmak ve satın almak daha da zorlaştı, denetleme mekanizmaları yine doğru çalışmayacak, yine birileri sadece konuşacak ve bunun üzerinden sadece seçim propagandası yapacak, halk yine kesesine göre evler seçmek durumunda kalacak ve bu sebeple belki evin ve binanın dayanıklılığına dair belge peşine düşmeyecek çünkü o belgeye bile güvenmeyecek vs.

Bu durumda bu halk göz göre göre ölüme gitmiş olmuyor mu? Sizce halkın istüne düşenler nelerdir?
0
1bir1bir1
(04.11.20)
halk zaten deprem için hiçbir şey yapmayan bir partiyi ülkeye başkan seçti. yani dedi ki benim depremle falan işim olmaz.

deprem paralarını biz müteahhitlere verdik onla otoyol yapıldı. nasıl zengin oldu adamlar senin verdiğin otoyol parası ile bi bilsen dediler. halk yine aynı adamları iktidar seçti.

halk zaten seçimini yapmış durumda. benim için deprem, eğitim önemli değil demiş. bunlar sadece sonuç.

halkın üzerine düşen kendisini yöneten insanı seçebilmektir. onuda yapamazsan sonuçlarına katlanırsın.
0
duyurukullanıcısı
(04.11.20)
1 Göz göre göre ölüme gidiyoruz
2 O Halk üstüne düşeni 10 seneler önce yapçaktı kusura bakmasın.
0
paramolacak
(04.11.20)
halk en fazla oy vereceği kişileri değiştirebilir. kişisel olarak da sağlam zeminli yeni binaya taşınabilir. başka da hiçbir şey yapamazlar.
0
candide
(04.11.20)
Halk kendini kurtarmalı. Devletten bir şey beklemek için çok geç. Boşuna hayıflanmaya gerek yok, halkı bu konuda kurtaracak bir irade yok ve olmayacak da.

Örnek veriyorum, maltepe'de oturuyorsun ama binan hasarlı, yeni binalar da pahalı mı? Tuzla'ya, gebzeye gideceksin. Yapacak başka bir şey yok.
0
roket adam
(04.11.20)
halkın üzerine düşen görev denetleme mekanizmasını doğru yapacak kişileri seçmek. yoksa yaptığı seçimlerin sonucuna katlanır. halk denen topluluktan bahsediyorsak ancak toplumsal görevlerinden sorumlu tutabiliriz onları. yoksa parası olan iyi eve taşınıyor zaten.
0
Bruce
(04.11.20)
bu halk demokrasiden vazgecip diktatörlük bozuntusu bir sistemi seçti. yani pek ümit yok.
yine de ne yapılmalı dersen, o gılışdar gitmeden akp gitmez diyim.
0
prizmatik
(05.11.20)
bireysel olarak, icinde yasadiginiz yapiyi tetkik ettirip, durumunu ogrenip, buna gore kacis plani hazirlamak gerek. yapinin durumu cok kritikse, kendi yukuyle (deprem, ruzgar, sel olmadan) ayakta zor duruyorsa, cok acil bir cozum gerek. baska turluyse, duruma gore.

malum-u aliniz, turkiye'de yapi stogu kotu durumda. bilhassa koyden kente gocun patladigi, 99'a kadar olan surecte dikilen pek cok apartmanin plansiz projesiz, kontrolsuz, hesapsiz, kitapsiz, korkunc uygulama yanlislari ve malzeme kusurlari ile uretilmis. oyle ki, 99 depremlerindeki yikimlar kuresel olcekte muhendislik icin bir laboratuar islevi gormustu. "ha, geri zekali gibi etriye demirini bir metrede koyarsak boyle oluyormus demek ki", "duz demir ve metre karede 500 kg tasiyan rezil bir betonla bile bu kadar ayakta kalabiliyomus" gibi cikarimlar elde edildiydi.

99 depreminden sonra algi birazcik degisti. yonetmelikler goreceli olarak uygulanmaya baslandi. ama kok neden ortadan kalkmadi. turkiye'deki curume oldugu gibi duruyor. araziden, imardan, insaattan kazanan para baldan tatli. denetim, yasa, kolluk hepsi (insaat filminin son sahnesi gibi) cenazeler topraktan cikmaya baslayinca suclu suclu birbirine bakiniyor. bu yuzden, yeni bir yapinin depremi sag salim atlatacagina, yapiyi yerinde gorup muayene etmeden, deneye tabii tutmadan, kimse kefil olamaz.

elbette yukarida konustugumuzun oncelikli odagi ikamet edilecek apartman dairesi icindi. iyi ya, depreme misafirlikte mi, yolda mi, is yerinde mi, okulda mi, tunelde mi, sinemada mi, yemekte mi denk gelecegiz? evimizin saglamligindan emin olsak dahi, yolda kopru uzerimize yikilmayacak mi? misafir oldugumuz evde uzerimize duvar devrilmeyecek mi? is yerimiz sapasaglam kalacak mi? bu sorularin yanitini siz veremezsiniz. bunlarin yaniti icin "devlet" diye bir kurum var. bu kurum, bizi korumuyorsa, depremden korunmak icin verdigimiz haracin uzerine cokup alakasiz yerlerde bunlari har vurup harman savuruyorsa, bizi felaketle basbasa birakip ustune "keske hasarli evlerde oturmasalarmis" diyorsa, tek yapabilecegimiz yapici, pozitif bir dille anlatmak, kamuoyu olusturmak, sabirla didinmek vs.

baska yollar cok denendi. ben omrumun bir donemini yapi deprem laboratuarinda gecirdim. politika kanallarini gordum, gozledim. halkin yasadigi bir kenar mahalleyi sokak sokak, apartman apartman gezip muayene ettim, kosullarini, yasantilarini, soylemlerini tecrube ettim.

benim nacizane gorebildigim, secebildigim budur. yurunmesi gereken buyuk bir mesafe var. cok daha kotu, rezil durumlardan cikmis, kurtulmus halklar var. motivasyon onemli. dirayet, sabir onemli. vakit onemli.
0
viva paulista
(05.11.20)
(3)

Yuzde kac zamin alti yeni is bakmaya baslama esigidir?

proletarier aller lander vereinigt euch
Bu seneki ekonomik cokuntuden sonra sizce yuzde kac zamin altinda yeni is bakinmaya baslanmali?
Bu seneki ekonomik cokuntuden sonra sizce yuzde kac zamin altinda yeni is bakinmaya baslanmali?
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(04.11.20)
Ben hiç zam yapmasalar bile yeni işe bakmayı düşünmem, piyasa acayip fena, ben garantici bir insan olduğum için yeni heyecan arancak zaman değil diye nitelendiriyorum şu durumu ki hoş gittiğim yerde de 3 aşağı 5 yukarı aynı olacaktır diye tahmin edıyorum durumlar
0
paramolacak
(04.11.20)
Hiç zam almayan kişiler varken sırf zam yapılmaması ayrılma sebebi olmaz bence. Bi de sektöre şirkete göre değişiyor zam oranı. Mesela bizde %10 üzeri zam c-level onayı gerektiriyor. Avrupa'da bizdeki gibi enflasyon yok tabii, tr işin policy dışına çıkmak zorunda kalıyoruz.

Zam verilmez alınır diye bişey de var aslında. Almayı denemek, güzel pazarlık yapmak gibi detayları da hesap ettikten sonra baktın maaş güdük kaldı, işte seni tutan bişey de yoksa yeni ufuklara yelken açabilirsin.

Tabii bi de şimdiki maaşın piyasaya oranla nasıl ona da bakmak lazım. Aldığın zamdan fazlasına iş bulabiliyor musun, o da önemli.
0
Bruce
(04.11.20)
Yeni işe bakmak için neden zammı bekliyorsun ki? Her zaman yeni işe bakılır, bunun bir sezonu yok. Kafandaki belli bir artışı yakaladığın anda da iş değiştirirsin. Tabii iş değiştirmenin bir çok riski de var (genelde işten çıkarmalarda ilk gelen ilk gider mesela), hayatına göre bu riskleri göğüslemen gerek.
0
roket adam
(04.11.20)
(11)

vampirli-özel güçlü bi film adı buldurun nolur

matilda
Yıl 2011 falan olmalı o civarlar net emin değilim. Sinemada çalışıyordum o zaman, bi film vizyona girmişti vampirli, özel güçlü bi filmdi. Herkesin bi özel gücü mü vardı öyle bir şeylerdi. Kitapları vardı hatta, gençlik filmiydi. Sonra başka filmleri de çıktı (seriydi yani). Adını hatırlayamıyorum b
Yıl 2011 falan olmalı o civarlar net emin değilim. Sinemada çalışıyordum o zaman, bi film vizyona girmişti vampirli, özel güçlü bi filmdi. Herkesin bi özel gücü mü vardı öyle bir şeylerdi. Kitapları vardı hatta, gençlik filmiydi. Sonra başka filmleri de çıktı (seriydi yani). Adını hatırlayamıyorum bir türlü ama soundtrackleri iyiydi bayağı. Alacakaranlık değil, o kadar ses getiren bir film değildi.
Ne olur buldurun, soundtracklerini dinlemem lazım.
0
matilda
(04.11.20)
underworld?
0
false pretension
(04.11.20)
alacakaranlık? (twilight)


edit : alacakaranlık değil kısmını atlamışım. özür dilerim.
0
baharat
(04.11.20)
yok underworld değil. bu böyle üniversite öğrencileri çağındaki gençlerle alakalı bir filmdi. birkaç ana karakter var gibi.
0
🌸matilda
(04.11.20)
bu da değil maalesef. sanki tek kelimelik ya da daha kısa bir adı vardı...
0
🌸matilda
(04.11.20)
fright night olabilir mi?
0
Bruce
(04.11.20)
değil korku filmi değildi.
0
🌸matilda
(04.11.20)
valla vampire movies, 2011 diye arattım, bunlar çıktı: Stake Land, Vampire (gerçi bunun yönetmeni japon sanırım), Apocrypha, Bite Nite - Vampire Blood, Priest, Vampires, bir de B movie olduğunu düşündüğüm Planet of the Vampire Women var. abooo bu neymiş ki?? bir de 2010 yapımı Let Me In var, 2011 civarı dediğin için. kesin 2010-2012'de başka filmler de vardır ama.
0
pasp
(04.11.20)
blade diyeceğim ama o epey eski kalıyor.
0
cekcekli
(04.11.20)
The Mortal Instruments olanilir mi? Gerçi tek film
0
put it in your appropriate place
(04.11.20)
Vampire academy dir
0
eja
(04.11.20)
Beautiful Creatures
0
allanpoe
(05.11.20)
(18)

Fransa’da ne iş yapacağım?

le jeune turc
Merhaba Arkadaşlar,Evlilik vasıtasıyla 1 ay önce Fransa’ya geldim. Çalışma iznim var.Lisansım ve yüksek lisansım Türk dili üzerine.1 yıl üniversitede yabancılara Türkçe öğrettim. O alanda sertifikam da mevcut.Gerek Türkiye’nin giderek bataklığa sürüklenmesi gerekse de Türk imajının bataklığa çoktan
Merhaba Arkadaşlar,

Evlilik vasıtasıyla 1 ay önce Fransa’ya geldim. Çalışma iznim var.
Lisansım ve yüksek lisansım Türk dili üzerine.
1 yıl üniversitede yabancılara Türkçe öğrettim. O alanda sertifikam da mevcut.
Gerek Türkiye’nin giderek bataklığa sürüklenmesi gerekse de Türk imajının bataklığa çoktan saplanmış olması nedeniyle bu alanda bir gelecek göremiyorum.

Fransızcam A2-B1 arasında. İngilizcem B2-C1 arasında. Bayağı iyi anlayıp konuşurum ama burada pek bir geçerliliği yol. Sürücü ehliyetim yok. Aracım veya bisikletim yok. Bisikletim olsa dahi dizlerim ve belim çok sağlam değil. 1 yıl askerlikten sonra zaten eklem romatizmasından muzdarip olan bedenim özellikle dizlerini eline aldı. Diz meselesi Uber tavsiyeleri için, bel meselesi de inşaat işleri için. Ağır kaldırırsam iyice mahvolurum diye düşünüyorum.

Lille’deki abartısız bütün restoranları ve fast-food mekanlarını gezip bulaşıkçı veya temizlikçi arayıp aramadıklarını sordum. Çoğu yer işleri kötü olduğundan iş aramama bile şaşırdı. 15 kadar yere öz geçmişimi bıraktım.

Karantina malumunuz. Kasım sonuna kadar restoranlar paket satışı dışında kapalılar. Alışveriş dışında günde 1 saat sokağa çıkma iznimiz var.

Bir Fransız restoranının sahibi ile iş görüşmesi yaptım karantina başlamadan önce. Karantina bitmeden 1 hafta önce beni ara, deneme yapalım deyip kendi numarasını verdi.

Bayağı meşhur bir dönerci zincirinin sahibi de öz geçmişimi aldı. Bu işlere kardeşinin baktığını ama öz geçmişimi mutlaka ileteceğini söyledi.

Karantina olmasaydı belki o Fransız restoranında başlayabilirdim.

Şubat’ta askerliği bitirince Mart’ta evlenmeyi planlıyorduk. En geç Haziran’da da burada olurum diyordum. Kovid patlayınca Ekim’de gelebildim. 8 aylık işsizlik de özgüvenimi çok düşürdü.
Bütün restoranlara tek tek girip bulaşıkçı arıyor musunuz diye sorabilecek özgüvenim ve hırsım var ama uzun süreli işsizliğin ardından dilini ileri düzeyde konuşamadığım ve şu an karantinada olan bu ülkede ne iş yapacağımı şaşırmış durumdayım.

İlerisi için ticari fikirlerim mevcut ancak şu an uygulayabilecek sermayeye kesinlikle sahip değilim. Sıfırım hatta.

1 aydır bütün masrafları eşim karşılıyor. En az bir ay daha öyle olacak olması bir de kısıtlılık hissi beni biraz bunalttı. İlk aydaki bütün mutluluk hormonlarımı tüketmiş gibiyim. 2 sene önce üniversitede sözleşmeli de olsa okutmandım, mesleki tatmin yaşıyordum. Geçen sene de bu vakitler gomtanım gomtanım diye dolanıyordu insanlar. Ha ben kendimi çok kaptırıp muvazzaf gibi takılmıyordum ama üstüne uzun süreki işsizlik gelince insan bir sudan çıkmış balığa dönüyor.

Adam gapağı evropaya atmış nabaceğanı bize zoruyo yauv diye düşünmemenizi rica ediyorum. :(
0
le jeune turc
(04.11.20)
Kapağı avrupa’ya atmak bu olmamalı ya. Üzüldüm. Yerinizde olsaydım alanımda iş bulmaya çalışır, mesleğimi icra etmek için yeni yollar denerdim. Gerekirse fransa’dan diploma alırdım. Bunu düşünmeniz uzun vadede hayattan aldığınız tatmini artırır.
0
ruhen hastayim ben
(04.11.20)
Fransa'da üniversite mezunları işçi olarak çalışabiliyorsa fabrikalara başvurun derim. Özellikle otomotiv sektöründe iş bulma şansınız olabilir. Mesleğinizi yapmayacaksanız meslek öğrenebilirsiniz.
0
dissendium
(04.11.20)
boynunu eğme, oraya giderken işsiz olacağını biliyordun neticede, yenge de bunun farkında olması lazım; konuşmuşsunuzdur illa ki. hele ki bu kısıtlamaların olduğu dönemde iş bulmak çok daha zordur, o yüzden kendini kötü hissetmene gerek yok. aranızdaki iletişim ne şekilde bilmiyorum ama 1 ay iş bulamadın diye senin hakkında kötü düşünmüyordur elbet. moralini bozup kötümser bakarsan onu da üzmüş olursun, tatsızlık üstü tatsızlık.

iş aramaya devam tabii ki. şuraya bak diye bir fikir veremem ama moral bozmak için daha erken, gider gitmez hop diye kapmayacaklardı neticede seni. ekstra olumsuz bir durumda değilsin yani. ayrıca ben senin şu anki şartlarında olmayı bile kabul edip yerinde olmak isterdim. millet bir dayanağı olmadan gidiyor, senin native eşin var bi de! hala şanslısın, bişey kaybetmiş değilsin, kendine gel, her şey güzel olucak.

bu arada bekar baldızın varsa tanıştırabilirsin bizi, gelirim beraber işsiz oluruz şlkdfgda

edit: whoosie aşağıda güzel bir noktaya değinmiş. benim fransa'da doğup buraya göçen çok türk tanıdığım var, hepsi de yamuk türkçeli. orada türkçesi gelişsin isteyen türk kesin bulunur.
0
Bruce
(04.11.20)
Abi avrupa dediğin talep edilen mesleğin yoksa yalan. senin şu durumda yapabileceğin restoranların açılmasını bekleyip onlara başvurmak. özellikle turk restoranlarını googledan bul , git ve konuş. normal zamanda kesin ihtiyaç var ama pandemiden dolayı şuan olmaya bilir.
Bir de online alışveriş yapılan sanalmarket tarzı oluşumlar, onların depolarında her zaman elemana ihtiyac oluyor(sipariş falan hazırlıyorsun vs)Ayrica forklift sertifikası alıp depolarda operatorluk yapılabilir.
3. seçenek kendi işini kurmak
4. seçenek meslek okulu okumak
0
bluewhale
(04.11.20)
17 yaşında yanlış yönlendirme ile amcamın yanına okumaya diye gittim. 6 ay dayanamadım ve geri döndüm. çok az fransızcam ve hiç ingilizcem yoktu. bence dil ve diploma avantajın var. ben bir yenge mağduru olarak döndüm. senin gibi dil avantajım olsa zorlardım o zamanlar çok ah ettim. iş bulmak çok zor.

pariste yaşayan kuzenim lise mezunu olarak iş bulamadı ve türkiyeye geldi. tek farkı fransızca bilmekti. izmirde belçika firmasına telefonla müşteri hizmeti deneyimi verdi.(yaklaşık 6 ay) daha sonra parise zorunlu geri döndü. burdaki tecrübesini ekleyip bir iş buldu. 1300 euro maaş alıyor. pariste kıt kanaat geçiniyor.

zorlamazsan olmaz zorla.
0
mikahakkinen
(04.11.20)
Yabancılara Türkçe eğitim konusunda Türk imajından dem vurmuşsunuz ama hedef kitleniz aslında Türkçe öğrenmek isteyen yabancılar değil, çocuğu Türkçe öğrensin isteyen Türk göçmenler olabilir, o tarafı denediniz mi hiç komünite gruplarından falan?
0
whoosie
(04.11.20)
Hocam Leboncoin üstünden al sat falan yapsaniz, belli bir birikim olunca araç alıp Uber denersiniz. Haftasonu geceleri falan eglence yerlerinde çok iyi para kazaniyorlardi.
0
spacevan
(04.11.20)
internet üzerinden diplomalarınızı falan yazıp online türkçe eğitimi verebileceğiniz mecralara başvurmaya ne dersiniz?
mesela camblydeki hocaların çoğu öğretmeye çalıştıkları dil dışında mükemmel değiller.
0
baharat
(04.11.20)
moralini bozmak gibi olmasın ama diz ve bel sorunların varsa garsonluk-bulaşıkçılık gibi işleri de tavsiye etmem, hatta über yap daha iyi yani, o kadar yorulmazsın. bahsettiğin iki işte de sıklıkla ayakta duracaksın, nasıl olacak ki o?

e-ticaret işine mi girsen acaba? ben de çok bilmiyorum ama al-sat yaparak güzel para kazananlar varmış. -mış tabi, ben duyduklarımı söylüyorum. bu arada türkçe öğretme işini bence çok da hafife alma, akademideki insanlar daha farklı kafada olabiliyorlar, görmüşsündür illa ki. yani atıyorum, sırf türksün diye hor görmeyecek üniversiteler/hocalar vs olabilir. olmama ihtimali yüksek tabi ki de, öneride bulunuyorum işte. çalışabileceğin üniversitelerdeki türk hocalarla irtibata geçsen, belki bir öneride bulunabilirler. ek olarak doktora programlarına başvurup, varsa teaching assistant olaylarına girebilirsin, ta'lere çok kötü para vermiyorlar çünkü, yani açlıktan ölmezsin. sözel alanlarda durum biraz zorda, kabul ediyorum ama denemekten ne çıkar?

bir de bulunduğun yerdeki türk topluluklarına vs bakabilirsin belki. kardeşimin arkadaşı kanada'ya gitmişti, o şekilde ev-iş herşeyini ayarlamıştı. gerçi eşim almanya'dayken çok kazık yediği olmuştu ama onun da bazı işleri hallolmuştu tanıdıkları sayesinde.

bir inşaat işi değil de, tesisat işi tarzı şeyler olabilir, çok ağır kaldırman gerekmeyebilir ama ben yine zorlanacağını düşünüyorum. yine de şunu da örnek vereyim: kardeşimin bir arkadaşı kanada'da ev tadilatı yaparak -yer karosu döşeme vs- iki ayda araba çekti altına -ikinci el ama olsun yani, bence yine de süper- öyle işlere de bakabilirsin belki, eğer çok zorlanmayacağını düşünürsen.

edit: evet bir de online ders de verebilirsiniz, o da var.
0
pasp
(04.11.20)
tercümanlık yapmaya çalışın türkçe - ingilizce vs. online olarak. hatta bir an önce fransızca öğrenip fr-ing - tr yapabilirsiniz. iyi para var ama işte fr öğrenmek lazım.
0
matilda
(04.11.20)
Fransızca bilginizin yetersiz olması büyük sorun. Üniversitelere, Türkçe kursu olan bölümlere okutman olarak başvurabilirsiniz. Lille şehrinde durum nedir bilmiyorum ancak değil Avrupa’da Hindistan’da bile Türkçe okutmanlık yapan TDE mezunları var.
whoosie doğru demiş, bir ilerisine gidip, Türk konsolosluğu eğitim ateşeliğine de yazın. Onlar bir talep olursa şişe yöneltirler.
0
buf-e kür
(04.11.20)
Aklıma gelenlerin bir kısmı yazılmış, ben de şu 2 şeyi ilave edeyim.
-Fransada faaliyet gösteren vakıflarda ya da derneklerde (araştırın tabi, başınıza dert olacak bir yer olmasın) Türkçe kursları veriliyor, oralara bakabilirsiniz ya da Türk-Fransız Ticaret Derneği vardı, buralarla iletişime geçin, işin dış ticaret kısmında(operasyon kısmında özellikle) iş bulabilirsiniz.
-Meslek edindirme kursları vardı, iş garantili. Bir arkadaşım başvurup gitmişti, hala var mı bilmiyorum, bahsettiğim 10 yıl önceydi, bir araştırın bu söylediğimi isterseniz.
0
Rh Negatif
(04.11.20)
Üstad kaç kere konuştuk aslında ya. Keşke yakın bir yerde olsan da yardım etsek ama aramızda yarım gun var neredeyse...
Bir kere ehliyetin olmaması kötü olmuş, burada hem pahali hem daha zor.
Onun dışında Lille gene büyük şehir, bir sey cikabilir. Deneyim istemiş ama şöyle bir şey var misal;
www.indeed.fr

Onun dışında kafana bu kadar takma. Esinin geliri varsa hallolur. Biz 4 ay esimin ailesinin yaninda yasadik ben iş bulana kadar. Bunlar ilk basta normal kafana takma. Türkiye'de bile is yok ki sen dilini bilmedigin yerde Türkçe diplomasi ile geldin.

Bu arada sana diyeceğim tek sey; temizlik firmalarina girmeye calis. Benim çalıştığım yerin temizligini yapanlar cok memnun genelde. Agir kaldiracak edecek isleri yok. Bence oldukça ideal bir is ve dil bilmene de cok gerek yok (acikcasi calisanlarin cogu yabancı türk abi vardi emekli oldu, simdi yunan bir abla var, sonra afrikali var cezayirli var).
Sana tavsiyem bu kadar motiveysen esinle falan beraber böyle is edinme kurslarini falan bulmaya calis. Acikcasi burada ofiste düz adam olmak yerine tamirci/cilingir/boyaci/tesisatci/elektrikçi olmak cok daha iyi. Bu tabi fransizcan iyilesince yapilacak is.
Onun dışında lille tarafinda üretim var ama üretime dil bilmeden girmen zor açıkçası. Yoksa fabrikada isci olmak falan iyi.

Neyse cok uzadi; ilk bakista direkt bir çözüm yok gibi covid sebebiyle. Pole emploi, indeed vs gibi sitelerden Türkçe bilen arayan islere baksan en ideali gibi.

Ben biraz düşüneyim tekrar bir sey cikarsa sana yazarım.
Bu arada lille'de yasamak zorunda misiniz? Yoksa mobil misiniz?
0
logisticsmanager
(04.11.20)
Bir fikrim yok ancak sabır dilemek istedim. Türk dili diploması ile fransada iş aramak çok zor iş gerçekten. Kolaylıklar diliyorum.
0
roket adam
(04.11.20)
Arkadaşlar cevaplar ve desteğiniz için hepinize çok teşekkür ederim.

Ekipman eksikliğimi giderir gidermez iTalki gibi sitelerde çevrimiçi ders ve Youtube olayına başlayacağım. Açıkçası askerlikten sonra biraz hamlasam da Türkçe öğretimi en iyi yaptığım iş. Bir zamanlar Youtube'a ders videoları yüklemiştim. O videolardan beni bulmaya devam eden, Reddit'te bile videolarımı paylaşan insanlar var. Ekipman işini çözer çözmez tekrar girişeceğim.

Garsonluk, tezgahtarlık, temizlik, bulaşık işlerinden anlarım. Yapmışlığım da çok öğrenciyken. Burada da Indeed üzerinden çeşit çeşit pek çok işe başvurdum. Başvurmaya da devam ediyorum. Bulaşık işinde sanayi tipi bulaşık makinesi sayesinde belim çok zorlanmadı.

Amazon'a başvuramıyorum çünkü aracınız olmadan gidemeyeceğiniz bir yerde.

Paris'te Türkçe öğretimine dair bir iş bulursam burada yaşayan bazı insanların yaptığı gibi hızlı tren için aylık bilet alıp 1 saat gidiş 1 saat dönüş şeklinde orada çalışabilirim.

Yüksek lisans tezimin çok uzun sürmesi ve arş. gör. kadro sınavlarında hep ikinci olmak beni akademiden bayağı soğutmuştu, aklım bir yandan hep doktora yapmakta. Umarım Fransızcayı C1 seviyesine çektiğim zaman böyle bir şansa erişirim.

Al sat meselesine gelince, aklımda harika bir kırtasiye ürünü fikri var. Türkiye'den getirtip buradaki kitapçılara ve kırtasiyelik eşya satan yerlere toptan satmayı istiyorum. Ancak bunun için bir şirket kurmam ve önce bir sermayeye sahip olmam gerekiyor.

Buradaki Türk kitlesi düzgün Türkçe bilmemeyi kendine sorun etmiyor gibi bir intiba mevcut bende. O yüzden kafadan ilk elediğim seçenek hep bu oluyordu ancak denemek lazım. Haklısınız.

Eğitim ateşeliğine yazmak aklımın ucundan bile geçmemişti.

Hepinize tekrar tekrar teşekkür ederim arkadaşlar. Hem cesaret verdiniz hem de aklıma gelmeyen fikirler verdiniz. Baldız olayına çok fena patlattım kahkahayı. Bütün arkadaşlarım soruyor ancak ne yazık ki baldızım evli. :D
0
🌸le jeune turc
(04.11.20)
Alınma ama avrupa sana göre değil. Eğitim, meslek ve beceri anlamında oranın sana ihtiyacı yok.
0
indifferent
(04.11.20)
Hocam esinizin masraflari karsilamasina takilmayin. Evlilik de bu zaten, zor zamanda birine destek cikmak. Hem ulke degistirmissin oyle her sey pat diye yoluna girmeyecek tabii. Kesinlikle o konuya enerjinizi harcamayin.

Ileride bu yazdiklariniza emin olun guleceksiniz ve arkadaslariniza anlatacaksiniz.
0
oscar
(05.11.20)
(3)

2 dovme sorusu

baldur2
1- portre dovmeler kolun on tarafina sig sigar mi? tek tarafina diyelim? ya da illa iki tarafina birden tasarsa sacma bir goruntu mu olur? sigsa sigsa dirsek kismindaki ic kisma mi sigar yoksa?2- dovme sanatcilari baska tarzlarda da basarili olabilirler mi? atiyorum devamli tribal calisan biri water
1- portre dovmeler kolun on tarafina sig sigar mi? tek tarafina diyelim? ya da illa iki tarafina birden tasarsa sacma bir goruntu mu olur?
sigsa sigsa dirsek kismindaki ic kisma mi sigar yoksa?

2- dovme sanatcilari baska tarzlarda da basarili olabilirler mi? atiyorum devamli tribal calisan biri watercolour yapsa kotarir mi? yoksa sicma ihtimali var midir?
0
baldur2
(04.11.20)
1- iki tarafına da olabilir ya bence, sorun yok. yapabilen düzgün kaydırmadan yapabildiği müddetçe.

2- hayır asla! riske gerek yok %90 sıçar.
0
lcha
(04.11.20)
yaptır artık su dovmeyi :)
0
koela
(04.11.20)
2 farklı dövmeciyle konuştuğum kadarıyla hassas ve ince işli dövmeleri kolun içine yaptırmak daha mantıklıymış. o bölge güneşe ve dış etkenlere karşı daha korumalı olduğu için daha uzun süre bozulmadan kalıyormuş. deri de kıl kökü oralarda az olduğu için daha kolay taşıyormuş dövmeyi, sonradan bakımı rötuşu da daha kolaymış.

bence de sıçar, riske gerek yok. hele ki watercolour çok ince iş. kimse yaptırmayı planlıyorsun? tansel darko'nun watercolour'ları çok başarılı bence, benim gözüm onda.
0
Bruce
(04.11.20)
(7)

lades tutuşurken

MandMs
küçüklükten beri herkesin hayatında 1 kere olsa oynadığı bi oyundur heralde? Sizler lades tutuşurken hangi tekerlemeyi söylerdiniz? ve kurallar nelerdi, nasıl oynardınız?-ladesim lades olsun mu?+olsun-ahirette borcun olsun mu?+olsuuun-nesine? +1 hafta boyunca her istediğimde suyu sen getireceksin ba
küçüklükten beri herkesin hayatında 1 kere olsa oynadığı bi oyundur heralde?
Sizler lades tutuşurken hangi tekerlemeyi söylerdiniz? ve kurallar nelerdi, nasıl oynardınız?

-ladesim lades olsun mu?
+olsun
-ahirette borcun olsun mu?
+olsuuun
-nesine?
+1 hafta boyunca her istediğimde suyu sen getireceksin bana...
şeklinde abimle çok uğraşırdık birbirimizle...

sizler nesine oynardınız mesela? Bu oyundan nasıl zevk alırdınız?
0
MandMs
(04.11.20)
valla hiç tekerleme falan söylemezdik. ladesse lades yani.
ahret mahret zaten çocukken hiç kullanmadığım bir kelime olabilir.
0
lcha
(04.11.20)
-ladesim lades olsun mu?
+ olsun.
-almayan gavur olsun mu?
+olsun..
- nesine?
+....
biz aile içinde oynardık sinemasına falan ama hiç kimse almazdı :D:D

sene 90lar tabii o zaman kafamız pek ince düşünceye çalışmıyor. kimse x yaptın ayrımcısın demiyor. şimdi olsa gavur olsun mu demezdik herhalde
0
matilda
(04.11.20)
Ladesim lades olsun mu?
Olsun
Vermeyen kâfir olsun mu?
Olsun
Neyine
1 hafta boyunca emretmesine

Kardeşimle böyle yapardık.
Emretme olayı da 1 hafta boyunca su getir, ayakkabımı temizle, ekmek almaya git şeklindeydi.
0
etna
(04.11.20)
almayan eşek olsun mu?
0
anyelios
(04.11.20)
- ladesim lades olsun mu?
- olsun!
- yerde ne var?
- çimen!
- gökte ne var?
- bulut!
- sen bunu hemen unut!

Tavuk kemiği yoksa küçük parmağımızla ladese tutuşurduk. Sıkça çorap için ladese tutuştuğumuzu hatırlıyorum. Biri diğerine bir şey verdiğinde alan taraf "aklımda" dedikten sonra almasında mahzur yoktu.
Lades borcu borçtu ama büyüklerle ladese girdiğimizde bizim kandırmamıza göz yumarlardı sanki. Anneme bir şey aldığımı hatırlamıyorum.
Babam anneme kızardı, hep sabahları tam ayılmadığı zamanlarda kandırıyormuş onu diye.
Good old days...
0
SiyamkedisiZorro
(04.11.20)
tekerlemeyi babamla oynarken söylüyodu babam ama tam halini hatırlamıyorum. Lisede bi arkadaşla çok oynardık ama tavuk falan da yok normal serçe parmakla. Onda tekerleme söylemiyoduk. Bi ara o kadar uzun süre ladeste kaldık ki bittikten iki ay sonra falan hala aklımda diyoduk birbirimize dshdsh

bi şeyine oynamıyoduk ya, ego tatmini genelde..
0
nundu
(04.11.20)
etna ile matilda'nın versiyonlarının karşımını söylerdik biz, "vermeyen gevvur olsun mu"

ben hiç zevk almazdım çünkü çok çabuk unutuyor, hep kaybediyordum, küçükken bıraktım o yüzden oynamayı. yıllaaar sonra ofisteki iş arkadaşımla yemekte çıkan lades kemiği üzerinden girdim bu topa. aynı günün akşamında tüm departman fıstıklı baklavasını kemirip bana sırıtıyordu.
0
Bruce
(04.11.20)
(5)

videolu çeviri ücreti

duyurukullanıcısı
ingilizce ve almanca iki makale var okuma süresi 5dktercümanın bu makaleyi cümle cümle tercüme edip videoya çekmesini istiyorum. öyle aman aman bir türkçeye gerek yok. anlaşılsın yeter.makaleyi okurken türkçe'ye çeviricek sesini kayıt edicek yani.yazma yok. şu an bu cümleyi okuyorum diye fare ile se
ingilizce ve almanca iki makale var okuma süresi 5dk

tercümanın bu makaleyi cümle cümle tercüme edip videoya çekmesini istiyorum. öyle aman aman bir türkçeye gerek yok. anlaşılsın yeter.

makaleyi okurken türkçe'ye çeviricek sesini kayıt edicek yani.
yazma yok. şu an bu cümleyi okuyorum diye fare ile seçim yapabilir belki max.

bu işi nasıl fiyatlandırmak gerekir? yazıyormuş gibi kelime sayısı üzerinden mi?
0
duyurukullanıcısı
(03.11.20)
yazılı çevirip sonra sözlü okusa olmuyor mu? çevirisini anlık yapacak ve hatası varsa düzeltme şansı olmayacak. bir nevi simultane çeviri olucak bu. öyleyse simultane çeviri ücreti ödenmeli diyorum ben.
0
Bruce
(03.11.20)
canlı değil ama. yanlış varsa düzeltip örnek veriyorum 2 saat sonra atabilir bana videoyu. veya şurası yanlış olmuş şöyle diye ekleme yapabilir. o zamanda simultane çeviri ücreti gibi mi düşünmek lazım?
0
🌸duyurukullanıcısı
(03.11.20)
öyleyse önceden yazılı çevirsin sonra onu okusun? okuyarak çevirmiş gibi mi olması lazım? önceden yazılı çevirdiğinin anlaşılması bir sorun mu? söylediğini duyup onun üzerinden yeniden çevirmesi çok kayıt aldırır çünkü.
0
Bruce
(03.11.20)
sorun değil ama tabi direk okuyup çevirse yani yazmasa daha az iş gücü olacağından acaba çeviri daha uygun olabilir mi diye aklıma takıldı durum.

yoksa metin olarak da iletebilir tabi direk.
0
🌸duyurukullanıcısı
(03.11.20)
cümleye bakıp ne anladığını söyleyerek çevirmesini istiyorsun yani bi bakıma, uğraşmasın diye. o durumda hata çıkma ihtimali çok çünkü çeviri işi biraz puzzle gibi, sonraki cümlede yazana göre önceki cümleyi yeniden çevirmesi gerekebilir. birkaç kere okur, ne olduğunu anlar, sonra daha rahat çevirir ama bu da elle yapacağı çeviriden daha az bir işgücü değil. hata yapma ihtimali de daha fazla. çeviri yaptığım zamanlar böyle bir teklif gelseydi ben yapmazdım mesela. ya da yaparsam bile yazar öyle gönderirdim çünkü daha pratik ve düzgün bir iş olurdu.

5 dk okuma süresi olan bir metin çok pahalı da olmaz zaten, atıyorum 200 değil de 150 alacaksam bunun için ve 150'yi kabul edeceksem yazıp gönderirdim. kişisel bişey aslında, yapmak isteyen çıkar elbet ama çeviri ne kadar sağlıklı olur bilemedim.
0
Bruce
(04.11.20)
(34)

Kiracıyla olan diyaloğum

sanguine
İstanbul'da bir tane kiracımiz var 2019da eve girdi. Ben evin bos olduğu zamanlar İstanbul'a yerleşmeyi düşündüğümden bir süre ev boş kaldi, sonra yerleşemedim olmadı ve sonunda bu adama kiraladık. Bir yıllık sözleşme yaptık, girerken de dedim ben seneye sizin sözleşme bitiminizde eve çıkmak isteyeb
İstanbul'da bir tane kiracımiz var 2019da eve girdi. Ben evin bos olduğu zamanlar İstanbul'a yerleşmeyi düşündüğümden bir süre ev boş kaldi, sonra yerleşemedim olmadı ve sonunda bu adama kiraladık. Bir yıllık sözleşme yaptık, girerken de dedim ben seneye sizin sözleşme bitiminizde eve çıkmak isteyebilirim haberiniz olsun diye. Salgın dönemi geldi birinci senesi doldu, zam yaptık devam ettik. Birkaç ay sonra ağustosta ben İstanbul'a atandım. Haliyle kendi evimde kalmak istiyorum. Atandigim gibi aradım ve dedim ki ben İstanbul'da calisacagim artık, ama atama işlemleri Kasım aralığı bulur. O da ben, daha önce çıkmaya çalışırım ama kontrat bitiminde yani Mayıs ayında çıkarım diye anlaşalım dedi. Tamam dedim kal, zaten kanuni olarak da kalma hakkın var. Yani ben 9 ay öncesinden ona çıkmasını söylemiş oldum. Kendi uzerime duseni yerine getirdiğimi düşünüyorum.

Kendimi garanti altına almak ve herhangi bir uyusmazlikta dava süreci ile uğraşmamak için de Mayıs ayinda çıkacağına dair tahliye taahhüdü almak istedim, bunu da kabul etti. Imza inkarı gibi bir olay olmasın diye noter huzurunda imzalamasini istedim. Geçen 2 ayda işinden izin alıp notere gidip imzalayacakti, ama nedense bir türlü yapmıyor. Çok yoğun çalışıyormuş. Iki üç haftada bir mesaj atıp soruyorum yaptınız mı diye. Eylül'de yapın dedim olmadı, Ekim ayı içinde yapın olmadı. Iki hafta sonra Istanbulda çalışmaya başlayacağım. Neyse ki geçici kalacağım yerim var ama kendi önüm de açık olsun istiyorum. Artık bugün dayanamadım aradım, biraz beni azarlar gibi konuştu. Niye taktın buna, çıkacağım merak etme, benim gibi kiracıyı hayatta bulamazsın (kirayı ödedigi için bunu diyor, ki genellikle 20 gün geç yatırıyor ağzımi açıp sormuyorum alistigim için, sadece bir ara ikinci ayın kirasi artık geldiğinde hala yatirmamisti o zaman sordum), bunun için mi aradın bu saatte (akşam 8de aradım bu Ağustosta atandığımi söylemek için olan aramamdan sonra ikinci arayışım), istenmediğim yerde durmam vs. geçen ay da taahhütteki Mayıs ayını Haziran olarak değiştirelim garanti olsun dedi. Ona da sesimi çıkarmadım.

Ya iyi de ben zaten tamamen senin koşullarını kabul ederek cikmani istemisim. 10 ay önceden bunu beyan etmişim sana. Hala da o tarih gelince bile çıkamamış olursan birkaç hafta süre taniyacagimi söylemişim. Sen kendi verdiğin sözü kağıda dökmeyi sürekli erteliyorsun. Ben üzerine düşüp arayıp sorunca da taktı oluyorum. Yani anlamadım neden böyle yapıyor? Madem çıkacaksın imzala seni önümüzdeki 6 ay boyunca hiç rahatsız etmeyeyim. Alt tarafı notere gidip imza atacaksın, on dakikalık bir iş. Tanıdık noter dahi buldum, istediği saatte hallettirecektim beyefendinin işyerine uzakmis o noter ama evin dibinde.

Taahhütte ısrarcı olmamin sebebi de, adamın çıkacağını düşünüyorum gerçi yokuşa sürmez gibi geliyor en fazla bir ay daha durur, ama yuzseksen derece dönerse ben elinde taahhüt olmadığı için ihtiyaç sebebiyle tahliye davası açmam lazım bunun içinde ihtar çekmek gerekiyor 9 ay öncesinden yani gerçekten uzun bir süreç. Garanti ama uzun. Bununla uğraşmak istemiyorum.

Işin özeti, evden çıkmasını 10 ay önceden rica ettiğim kiracı, on dakika sürecek bir taahhüt imzalama işini aylardir sürekli erteliyor. Bunu sormak için aradığımda da beni üstü kapalı olarak azarladı. Bundan sonra da arada bir yoklayayim mi yoksa artık ellemeyeyim mi bilemedim.
0
sanguine
(03.11.20)
sen o taahhütnameyi imzalatsan ne değişecek imzalatmasan ne değişecek, hukukçu arkadaşlar bunu açıklasın. ona göre "adamı boşuna darlıyorsun zaten her şartını kabul etmiş" diyeceğim ya da demeyeceğim.
0
Bruce
(03.11.20)
Ben avukatım zaten. Taahhüdü imzalatirsam dava açmak yerine doğrudan tahliye talepli olarak icra takibine koyabilirim ve daha hızlı sonuç alırım. O da taahhüdu imzaladığı için zaten çıkmamak gibi bir yola başvurmaz. Yani niyeti zamanı gelince çıkmak olan adamın imzalamaktan kacinmasini gerektirecek bir durum yok.
0
🌸sanguine
(03.11.20)
Beni ev sahibi bu kadar darlasa bir de o ev sahibi avukat olsa sittin sene imzalamam herhangi bir evrak. Ben sözleşmemi yapmışım hiç bir başkaca evrakı imzalama zorunluluğum yok derim çekilirim kenara, ev sahibi de Mayıs ayına kadar evin içinde dört dönsün dursun derdinden.

Madem böyle bir niyetiniz vardı, ilk sözleşmeyi imzalarken alacaktınız bu evrakı boş tarihli (noter kanalıyla bidiriminden şu kadar gün sonra boşaltacağım diye) oldu bitti.
0
koskoca kirpi
(03.11.20)
Dediğiniz gibi yapmış olsaydım "çakallık" yapmış olurdum, ve kiracı daha zor durumda kalirdi. Ayrıca ben bunu kendisine dayatmadim, taahhüt yapalım siz yine hazirana kadar kalın o zaman dedim. Kendisi "hiç sorun değil yapalım" diyerek rıza gösterdi en başında. Şimdi kendisi sebepsiz yere erteliyor. Ben çıkmaktan vazgecmeyeceginden başka türlü emin olamam ki.
0
🌸sanguine
(03.11.20)
Hukuka uygun bir şey neden çakallık olsun. Şu an yapmanızla 1 sene öncesinde yapmanız arasında ne fark var. Konuyu kendinize göre yorumluyorsunuz. Adam rızasını göstermiş siz adamı üstelemişsiniz, kimse sizin keyfinize notere gitmek zorunda değil. İsterse gitmez gitmez kim zorla götürebilir, adam kirasını veriyor yasal hakları belli. Klasik ev sahibi zihniyeti.
0
koskoca kirpi
(03.11.20)
Ben hala anlatamıyorum galiba, ben kendisiyle hiç muhatap olmadan dava yoluyla tahliye etmek istesem hem önumde bir engel yok hem yargılama giderlerini ve vekâlet ücretini kendisi ödeyecek. Her türlü zarara uğrayacak olan o. Ben iyi niyetle yaklaşarak 10 ay öncesinden haber veriyorum, kendisinin de kanuni hakkına saygı duymak bir kenara kontrat bitiminden itibaren 1 ay daha fazla kalmasına izin veriyorum. Üstüne kendisi taahhüt yapacağını söylüyor. Ve kendi sözünü kendisine hatirlattigimda "benim keyfime göre notere gitmek zorunda değil" oluyor.
0
🌸sanguine
(03.11.20)
normal kiracıların yaptığı gibi sözleşme bitiminde çıkması gerekirken taahhüt imzalatmaya çalışmak bence iyi niyet göstergesi değil. bu devirde kendini koruma altına alan bir yaklaşımda olmak isteyebilirsin tabii, onu anlıyorum ama ben iyi niyet gösterdim dediğin süreç isteğinle çelişiyor bence.

bu taahhüt imzalatma olayının sözleşmeden farklı yükümlülükler içermesi enteresanmış. buna gerek varsa sözleşme niye var, neyi koruyor neyi korumuyor? normalde yapılmayan bir uygulamayı istemen kiracıyı rahatsız etmiş olabilir, beni ederdi şahsen, sanki baştan hır çıkarmaya niyetliymişim gibi algıladığını düşünürdüm.

o zaman niye kabul etti diyeceksin. bilmiyordur bunun detayını, ya da o an düşünememiştir. sonradan araştırınca bundan rahatsız olmuş olabilir. samimi olup "ya şöyle şöylemiş niye ihtiyaç duydunuz ki buna" diye sorabilir miydi? evet. ama senin baştan tedbirli davranma hakkın varsa onun da bu taaahhütü imzalamama hakkı var diye düşünüyorum.

burada bilmesine gerek olmayan hukuki bir detaydan ötürü köşeye sıkıştırılmış bir tüketici görüyorum, bu noktada kaçarak kendini savunmaya almış gibi.
0
Bruce
(03.11.20)
Sözleşme bahsettiğim gibi Mayıs ayında sona erecek ancak kendisi ben başta sorduğumda hayır cikmiyorum kendin çıkart deseydi direkt ihtar çekip dava açacaktim. Kendisi çıkacağım dedi, ben de madem öyle taahhüt ile bu kararını yazıya dökelim dedim. Ve tabi ki bunun neticelerini de kendisine açıkladım. Tahliye davasının neticelerini de açıkladığım gibi. Ikincisinde daha uzun süre evde kalsa da daha büyük zarara uğrayacaktı dava nedeniyle. Zamanında çıkması her ikimizin de lehine. Taahhüt kendisini "evden kanuna uygun olarak kontrat bitiminde (hatta bir ay daha fazlası) evi tahliye etmesi" gereğinden başka kendisine maddi manevi hiçbir yükümlülük yüklemiyor ki. Zamanında çıkacağıni noter tasdiki altına alıyoruz, tam tersi "çıkacağım" deyip bunu imzalamamasi kötü niyetli. Niye bunu anlatamiyorum. Çıkacağım diyen adam neden bunu imzalamaz. Bu taahhütte "evden çıkmazsam 1 milyon dolar tazminat ödeyecegim" yazmıyor. "Şu tarihte çıkmayı taahhüt ediyorum" yazıyor.

Ayrıca dediğim gibi sözleşme başında tahliye tarihi yazmayan bir taahhüdü kendisine imzalatmış olsaydım resmen bana açık çek vermiş olacaktı ve sozlesmesi bitmeden bile onu çıkarabilecektim ama bu yolu seçmedim. Üstelik kontrat bitiminden sonra bir ay daha kalmak istedi tamam dedim. Hatta siz taahhüdü imzalasaniz bile Haziran ayı geldiğinde işinizi yoluna sokamazsaniz birkac hafta daha kalabilirsiniz sorun değil dedim.

Daha ne yapayim bilmiyorum.
0
🌸sanguine
(04.11.20)
çok avukat gözüyle bakıyorsun bu işe, o yüzden hukuken her şeyin usulünde yürüyecek olması senin için bunun kabul edilmesini gerektiriyor. anlatamıyorum diyorsun ama bizim de anlatamadığımız nokta şu:
"Kendisi çıkacağım dedi, ben de madem öyle taahhüt ile bu kararını yazıya dökelim dedim. "
çıkacağım demişse buna güvenmeyip ekstra bir taahhüt imzalatmak istemen adamı rahatsız etmiş. bu çok normal, imzalamak zorunda olmadığı bir şey var ortada. kanun ona bunu imzalama zorunluluğu getirmiyor.
0
Bruce
(04.11.20)
mantıken adamın taşınma ve yeni ev bulma masraflarını ödemelisin. taahhüde bunları da eklersen bence ertesi gün gelir imzalar.
0
orpheus
(04.11.20)
Teşekkür ederim, demek ki daha fazla üzerine gitmemek gerekiyor, bu cevaplardan bunu anladım. Umarım zamanı geldiğinde vazgeçmez, o zaman da ben elimde hiçbir teminat olmadigi için önümdeki 1-2 seneyi buna harcamak zorunda kalacak, kendi evime de çıkamamış olacağım.

"Buna güvenmeyip taahhüt imzalatmak istemem" yani Türkiye'de yaşıyoruz, sözle işini yürüten kaldı mı. Açıkçası bunu kendisine sorarken de gerçekten yanlış anlamaması gerektiğini, sahsiyla alakalı olmadığını ama devrin bunu gerektirdiğini, böyle bir şeyi teklif etmek zorunda olduğum için de üzüldüğümü söylemiştim.
0
🌸sanguine
(04.11.20)
koskoca kirpi'nin "klasik ev sahibi zihniyeti" sözüne katılıyorum +1
ayrıca Bruce +1

ben olsam bir an "tamam" desem de sonradan düşününce imzalamak istemeyebilirim ya da denk getiremezsem de çok üstüne düşmeyebilirim.
adam tamam demiş zaten.
bu kadar üstüne gidip darlamak, "bu sözünü yazıya dökelim, resmileştirelim demek neden?
tam aksine, bu onun sözüne güvenmemek demek ve ben de mal sahibinin bu konuda güvenini kazanmak zorunda olmadığımı düşünürdüm.
çıkacağını söylemiş işte.

kaldı ki, işleri gerçekten yoğunsa notere gitmek "alt tarafı bir noter" denecek bir şey değil.
gerçekten nefes almadan çalışıyorsa vaktinin olmaması çok doğal çünkü noterler ana baba günü oluyor ve insanın birkaç saatini bile alabiliyor.
sizin tanıdık noteriniz eve yakın olsa da, iş yerinden zamanında çıkamıyorsa yine bir anlamı yok.
üstelik covid döneminde notere gitmek istemeyebilir bile.
ben kendi miras davamız için gereken belgeyi bile mecbur kalmasam çıkartmayacaktım, ev sahibimin istediği taahhüt için hayatta notere girmezdim şu dönemde.

insanın hali hazırda tamam dediği bir şey için tepesinde aylardır sürekli imza bekleyen birinin olması ve sürekli bunu hatırlatması çok rahatsız edici.
insan imzalayacağı varsa bile sinir olur, imzalamaz.
sözleşme bitmeden bir ay önce ihtarı çekersiniz o da çeker gider işte.

çok tek taraflı düşünüyorsunuz.
0
blatta hiberna
(04.11.20)
İyi bir avukat olabilirsiniz ama çok avukatsınız. Biraz da sosyal bir insan olmanın gereği olarak bazı sözlü anlaşmalara da güven duyulması taraftarıyım ki zaten yasal olarak sorun yaratacak bir konumda da değil kiracı. Hem ev sahibi hem de kiracıyım. Böyle darlamak çok doğru değil bence.
0
armagan abanuz
(04.11.20)
Aslında çok da darlamadim. Ağustos ayında dedim ki Eylül ayı içinde halledelim. Eylulde de Ekim'de yapalım. En son da Kasım'da olsun o zaman dedim.

Açıkçası beni sallamamasi beni rahatsız etti. Çünkü tamam diyor aradan 3 hafta geciyor ses yok, insan en azından haber verir, kusura bakma şu an yapamadım ama 1 ay sonra da olsa su gün yapacağım der ve ben o gün gelen kadar hiç rahatsiz etmemiş olurum. Ki en başta yapsaydı 10 ay boyunca hiç konusmayacaktik bile. Bir de kirayı daima 20-25 gün geç yatıran, bir "ya geç yatırdım pardon" bile demeyen de kendisi. Bir kez hesabını sormadım, eninde sonunda yatırıyor diye. Ama bir kere de bunun için bana haber vermedi ya da kusura bakma demedi. Bu genel kayıtsızligi yüzünden en azından bu konuda üzerine gitme ihtiyacı duymuştum.


Ama sanırım bu da fazla olmuş.
0
🌸sanguine
(04.11.20)
"yani Türkiye'de yaşıyoruz, sözle işini yürüten kaldı mı"

bu isteğini anlıyorum zaten ama şöyle düşün. kanuni olarak uygulanması zorunlu olan sözleşme ev-kiracı arasındaki akdin asgari sorumluluklarını zaten belirliyor. yani senin bir kiracıdan isteyebileceğin, onun uyması gereken şeyler bu bazda belirlenmiş. bunun haricindeki detaylara uymamak kiracının ve ev sahibinin bir nevi "hakkı" oluyor. hukukçu değilim, muhtemelen hukukçular arasında bu söylediğim şeyin daha net ve keskin(ve kesin osmanlı türkçesi olan) bir ifadesi vardır. yani bir noktada düşününce, kiracının sözleşme bitiminde evden çıkmama "hakkı" var. kanun kiracı bu hakkından feragat etmek zorundadır da dememiş. o halde senin ondan bunu isteme hakkın yok.

birbirimizi anladığımız için, yaklaşımımı genişletmek adına yazdım bunu; perspektif katar belki diye. kiracı vakti geldiğinde çıkmazsa gelip ben demiştim deme hakkın saklı :)
0
Bruce
(04.11.20)
öğrendiğim bir şey var, o da insan ilişkilerinde tepkiyi tepkili olduğunuz konuda vermeniz gerektiği.

siz kirayı geç yatırdığı ve anlayışlı davrandığınız halde bu imza konusunun üzerine düşmemesinden dolayı kendisini sıkıştırdığınızı söylemiyorsunuz ama şimdi normal tepki vermeye başlayıp kirayı geç yatırması konusunda uyarırsanız, "mal sahibi istediğini yapmadım diye pislik yapıyor" diye algılayacak, ki kim olsa böyle algılar.

bu sefer işler karışıyor.
buna gerek yok.
ha, çok çıkartmak istiyorsanız kirayı sözleşmede yazandan geç yatırdığı zaman protesto çekin.
üç haklı protestoda tahliye edebiliyorsunuz zaten.
ki siz daha iyi bilirsiniz, benim söylememe gerek yok.
ama işte bu da "fazla avukatlık" ve hatta bir noktada kötülük olur bana göre.

yani hukuki süreçlerle sosyal süreçler birbirini tutmuyor maalesef.
sözüne güvenememekte haklı olabilirsiniz belki çünkü insanlar biraz tuhaf, doğru.
ama siz kendinizi güvende hissedin diye o kağıdı imzalamak zorunda değil.
gerçekten çıkmaya niyeti olan insan için de çok lüzumsuz bir talep.
size tamam demiş olması da normal çünkü mal sahibi bir şey söylediğinde refleks olarak genelde tamam deniyor.
benim de çok olmuştur önce tamam deyip sonra "neden tamam dedim ki ya?" diye düşündüğüm.
insan evinde huzuruyla oturmak istediği için refleks olarak böyle hareket ediyor çünkü hukuki ve yasal üstünlük mal sahibinde.
bu güç dengesizliği içinde mecbur olmadığı şeyi yapmaktan sonradan vazgeçmiş ya da "yahu avukat adam, şimdi bir de yanlış bir şey imzalarım da başıma dert alırım" demiş olabilir.
0
blatta hiberna
(04.11.20)
yerden göğe kadar haklısın.
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(04.11.20)
kiraciyim, senin anlattigin tarafiyla sana da hak veriyorum ama sunlar var:

avukat ev sahibinin hazirladigi dokumani noterde imzalamaya korkarim. arkasindan benim bilmedigim anlayamayacagim neler cikabilir diye suphelenirim. suphem yersiz olabilir, ama sen nasil adamin sozunu tutmayacagi ihtimalini goz onunde bulundurmak istiyorsan o da bir ketenpereye gelebilecegi ihtimalini goz onunde bulunduruyordur.

bir de... bu belgeyi imzalamanin ona hic bir getirisi yok. sadece yapabilecegi seyleri kisitliyor. oyun teorisi acisindan bakarsak imzalamamasi rasyonel bir davranis olur. evet belge sadece sozunu tutacaginin garantisi ama adam sozunu tut(a)mama opsiyonunu hic bir getirisi yokken elimine etmek istememis olabilir.
0
robokot
(04.11.20)
Yukaridakine ek olarak:

Mesela soyle bir sey olabilirdi: 1 ay fazla mi durmak istiyorsun? Gel imzayi atalim olmus bil, hazirani da oraya ekleyelim sana da garanti olsun vs. O zaman kazanacagi bir sey olurdu. Sen iyi niyet gostermek istemissin ancak aci ama boyle bir durum var.
0
robokot
(04.11.20)
Bir de son olarak, bunun kolay bir yolu yok mu ya? Bir sekilde resmi bir tebligat yapilamiyor mu "daireye ev sahibi girecegi icin kontrat bitiminde bosaltmaniz gerekiyor, su tarihte bilgilendirildiniz" diye kayda gececek bir sey... Ille notere mi gitmek gerekiyor sozde kalmamasi icin, bunun baska bir mekanizmasi yok mudur durumu kiraciya tarihinde bildirdigini kanitlayacak ve kiracinin keyfine kalmamis bir yontem?
0
robokot
(04.11.20)
1 ay fazla mi durmak istiyorsun? Gel imzayi atalim olmus bil, hazirani da oraya ekleyelim sana da garanti olsun vs.

diğer cevaplarımı da okudunuz mu bilmiyorum, birebir harfi harfine dediğiniz gibi oldu. henüz taahhüt metnini göndermiştim, haziran olarak değiştirelim dedi. tamam dedim, değiştirdim yeni metni gönderdim. işte en son bugün aradım, henüz yapamadı hala. bir de kendisinin bunu kabul ettiğini unutup sanki ben basından beri yok yere ona böyle bir şey dayatıyormuşum gibi konuşuyor en canımı sıkan şey de o. yine yapacağım merak etme dedi ama ihtar çekip süreci başlatmamak için tutuyorum kendimi.
0
🌸sanguine
(04.11.20)
avukatsan gözü korkmuştur işinde gücünde bir adamsa çıkar, uğraşmak istemez. -bence-
0
ya ben lan neyse
(04.11.20)
elimde bu tip bir hatta birkaç, belge olmasina rağmen,bu devirde, kiraci hiç odeme yapmadigi halde 6 ayda çikaramadim.
0
tunaktunaktun
(04.11.20)
Valla ben olsam sözleşme bitiş tarihinden önce resmi tarihi içerisinde sözleşmenin uzatmayacağına dair bir tebligat yollardım. Bu kadar sürüncemede bırakması kesin bir pislik yapacağı kanısı uyandırdı bende. Zamanında çıkacak adam neden kaçınsın tahliye taahhütü imzalamaktan?
0
en bi orijinal
(04.11.20)
Bence noter mevzuyla isi yokusa surmussunuz, adamin yanina gidip elden imzasini almis olsaydiniz, imza benim degil topuna girmezdi diye dusunuyorum. Ki hala bunu yapabilirsiniz.
0
pofudukayi
(04.11.20)
noteri alıp adamın işyeri adresine gitmeyi düşündün mü?
0
reanarchy
(04.11.20)
Valla şu ara çok fazla çakal kiracı ve çakal ev sahini hikayeleri duydum.

2 ayda gidip bi imza atamadıysa oyalıyordur, Noter'den ihtarname çekin. Her halukarda bu adam çıkmazsa davalık olacaksınız, bari avantaj sizinle olur.

Herkes kiracıyı savunmuş. Ben de kiracıyım ve geçen sene ben de ev satılması nedeniyle evden çıkarılmak istendim ama ev sahibimle anlaştık ve anlaştığımız sözleşme koşullarına bağlı kalarak çıktım evden. 2 taraf sözleşmeyi imzalar konu kapanır, bu kadar terbiyesizliğin lüzumu yok. Anlaşma kuralları belli, imza atması gerekiyor ve bunu yapmıyorsa geçmiş olsun.
0
lcha
(04.11.20)
Kiracı pislik yapacak, kendini belli etmiş. En kötü iki ay kira takıp çıkar bu.
0
adivar
(04.11.20)
Haklısın. Bakma burada yazılanlara. Darlamamışsın. İmzalamak istemiyorsa söylesin. Tamam deyip 3 aydır oyalıyorsa haklı olarak arıyorsun.
0
black mamba
(04.11.20)
Ben sözleşmesini yaptığım ev için avukat ev sahibinin yeniden hazırladığı bir evrağı hayatta imzalamam. Siz de zaten söylüyorsunuz, şu konularda bana kolaylık sağlayacak diye. Ben çıkacak olsam da imzalamam. Bunu imzalamıyorum demek zorunda da değilim.
0
ykyt
(04.11.20)
basgan yogunlugun var imza ile ugrasma de kiracıya
ben ihtarname cekiyorum de ama senin icin bir zararı yok sadece son dk golu yemek istemiyorum de
0
kingcyrax
(04.11.20)
sevmedim kiracıyı. yıllardır kiracıyım ve böyle bir iletişime girmedik mal sahipleriyle.

bir sorum var; zaten tayininiz çıkmış ve konuta ihtiyacınız var. bu halde zaten doğal olarak çıkartma hakkınız yok mu?
0
fever
(04.11.20)
Tabi ki var ama dediğim gibi kendi rızasıyla çıkmazsa bu hakkımı ancak dava yoluyla kullanabilirim. Bu durumda kira dönemleri 6 aylık periyotlara ayrılıyor. 6 aylık periyotun başlangıç tarihinden en az 3 ay önce ihtarname çekmem gerekiyor. Yani Mayıs ayında çıkartmak için Ağustos ayında en geç ihtar çekmem 3 ay sonra da tahliye davası açmam gerekiyordu. Ben de bununla uğraşmamak için kendisini aradım, çıkacak misin diye sordum, evet dedi. O zaman ihtarname ile ugrasmayayim sen bu taahhüdü imzala ve çıkman gereken zaman olan Mayıs'ta çok dedim.

Olay bundan ibaret. Şimdi onun sözüne güvenerek ihtar çekmedim. O nedenle o davanın açılması suresi bu kira periyodu için kaçırdım. Şimdi ancak Kasım 2021de çıkması için dava açabilirim. Ve eğer beni buna mecbur bırakırsa çok sinirlenecegim. Çünkü bütün iyi niyetimi suiistimal etmiş olacak.
0
🌸sanguine
(04.11.20)
adam çıkmayacak. 2-3 ay kira takip topuklayabilirde. dikkatli ol.

şu durumda sorunsuzca çıkıp işlerinin rast gitme olasılığı daha düşük. şimdiden önlemini almanı tavsiye ederim.

not: bazı noterler artık pazar günleride açık bilgin olsun.
0
paudi
(04.11.20)
(4)

Birini nasıl seviyorsunuz? (sevgili olarak)

Alimelli
Şuan ki sevgiliniz ya da eski sevgilinizi ilk gördüğünüz de etkilendiniz mi? Yoksa sonradan tanıya tanıya mı bir şeyler oluyor? Benim çıktığım ya da çıkmak istediğim kızlar ilk görüşte hiç ilgimi çekmemişti. Sonradan sohbet edince beğenmeye başlıyorum ben. İlk görüşte beğendiğim kızlarla da hiç olmu
Şuan ki sevgiliniz ya da eski sevgilinizi ilk gördüğünüz de etkilendiniz mi? Yoksa sonradan tanıya tanıya mı bir şeyler oluyor?

Benim çıktığım ya da çıkmak istediğim kızlar ilk görüşte hiç ilgimi çekmemişti. Sonradan sohbet edince beğenmeye başlıyorum ben. İlk görüşte beğendiğim kızlarla da hiç olmuyor tanıdıkça o beğenme bitiyor.
0
Alimelli
(03.11.20)
İlk görüşte aşk gibi güçlü duygular yaşamadım hiç ama görünüş olarak beğendiğim kişilerdi. Zamanla sevdim genelde.
0
jazzabel
(03.11.20)
İlk görüşte aşk yaşamadım +1
Hiç tanımadığım birini görüp ilgimi çekip yürüdüğüm de pek olmadı, tanıyarak sevdim genelde.
0
Bruce
(03.11.20)
Gördüğüm anda etkilendim. Sevgili olmak amacıyla tanıştım ve olduk. Daha önce olmamıştı.
0
catch the arrow
(03.11.20)
İlk görüşte aşık olmadım hiç. Hep önceden bir şekilde tanıdığım uzaktan da olsa arkadaş olduğum kişilerle duygusal yakınlık yaşıyorum.
0
muslugubozukhayrat
(03.11.20)
(14)

İşler nasıl (Tüm duyuru kullanıcılarına çok genel soru)

roket adam
Genel olarak herkese sorum: çalıştığınız ya da sahip olduğunuz firmanın işleri, geçen yılın aynı dönemine göre ne durumda? Daha iyi mi, daha kötü mü, ne kadar iyi ne kadar kötü? Bir de hangi sektör.Çalıştığım sektör genel ekonomik kaidelerin tam tersinde ilerlediği için (güvenlik) bunun genel ekonom
Genel olarak herkese sorum: çalıştığınız ya da sahip olduğunuz firmanın işleri, geçen yılın aynı dönemine göre ne durumda? Daha iyi mi, daha kötü mü, ne kadar iyi ne kadar kötü? Bir de hangi sektör.

Çalıştığım sektör genel ekonomik kaidelerin tam tersinde ilerlediği için (güvenlik) bunun genel ekonomiye yansımalarını net bir şekilde yorumlayamıyorum. Böyle bir başlık açıp yorumları dinlemek istedim
0
roket adam
(03.11.20)
Sektör 1 ; özel okulculuk, dershanecilik eğitim sektörü.


Bim mağazaları gibi kurumsallık ayağına mantar gibi türeyen, belirli bir geçmişe sahip olmayan, sadece kurumsallık??? vurgusu yapan orta kesime ve alt kesime hitap eden kurumlar batmak üzere. Hem yanlış planlama hem de covid. Orantısız büyümenin acısını çekecekler. Ultra lüks binalara milyonlar verip öğretmenlere asgarî ücret veren kurumlar batsa umrumda olur mu? Tabii ki olmaz. Ama asgari ücret alan insanlara çok üzülüyorum.

Geçen sene yumruk yemişlerdi. Muhtemelen bu sene nakavt olacaklar. Giderler çok fazla. Gelirler aynı. Orta kesim fakirlesiyor. Herkes dişinden tırnağından arttırıp koleje??? yollamaya çalışsa da pandemi süreci ve online eğitimden dolayı özellikle esnaf kesim öğrencileri okullarından aldı. Geçen seneki uzaktan eğitimden memnun olmayan kesim de öğrencileri okuldan alıp özel ders konseptine döndü.


Dershaneler de en çok bu durumdan nasiplenenlerden. Geçen seneye göre %50 azaldı öğrencileri. Yeni oluşumlar muhtemelen batacak. Krediler patladi sayılır.

Kısacası:
Özel okulculuk sektörü çok ağır darbe yedi. Öğretmenlerin özel ders sayıları arttı parçayı bir şekilde kurtarıyorlar ama kurumlar gidici.


Sektör 2: Psikoterapi. İnanılmaz bir yoğunluk var. Ücretler artmasına rağmen talep çok fazla. Maddi kaygılar başka problemleri tetikliyor şu an. Seanslar full. 2 hafta sonrasına randevular veriliyor.
0
westblack
(03.11.20)
Sektör: Otomotiv

Pandemi başında 1-2 ay bayağı sakindi. Sonrasındaki 4 ay i-na-nıl-maz bir yoğunluk. Son 2 aydır da normal seyrediyor inişler çıkışlar olsa da.
0
Arthur Dayne
(03.11.20)
Sektör: Enerji ve Kimya. B2B

Mart-Haziran arası bazı sektörlerde, özellikle otomotiv sektöründeki düşüş bizi de etkiledi.

Son iki aydır satış rekoru kırıyoruz. Geçen senenin %70 fazlası satışlar. İnanamazsınız, talebe yetişemiyoruz.

Tahsilat sorunu sıfır. Şüpheli alacağımız toplamda 100 bin lira yoktur. Vademiz 38 gün. Eylül'de geçen seneki satışı yakaladık. Ekim'de yine satış rekoru kırdık, Kasım ve Aralık da böyle devam ederse, gelsin primler.
0
stewie
(03.11.20)
İşler Geçen seneye göre daha iyi. Ama ithalatçı firma olduğumuz için şu an ithal malları ülkeye sokmak çok sıkıntı. Mallar geldi gümrükte bekliyor ama çekemiyoruz. Cari açıktan dolayı yukarıdan bayağı baskı var anladığım kadarıyla. Şu an çoğu malı yok satıyoruz ama oldukça talep var.
Sektör; hırdavat
0
etna
(03.11.20)
Sektör: Sigorta

Genele bakınca geçen seneden çok farklı değil. Bazı alanlarda satışlar patladı, bazılarında hiç iş yok. Dengeliyor.
0
jazzabel
(03.11.20)
Sektör: Turizm.

Yabancı turistlere İstanbul ve Türkiye Turu yapıyoruz. İşlerin nasıl olduğunu anlatmama gerek yok. İş yok. Cepten yiyoruz. Cepte kalmadı.
0
habarbey
(03.11.20)
Otomotiv sektöründeyim. Mart-Nisan döneminde epey zorlamıştık ama Mayıs'tan sonra geçen seneden bile iyi hale geldik.Ağustos ayında geçen senenin cirosunu aşmıştık. Şu anda yeni siparişlere 4-5 ay termin vermek durumunda kalıyoruz yoğunluktan ben hayatımda böyle bir şey yaşamadım.
0
iwasbornonamountainside
(03.11.20)
Sektör ; Kozmetik ( kullan at grubu ) , küçük işletmeyim.

Kuaförleri kapatma kararında , beklentim o yönde olduğundan masrafları kısıp , kira eleman ödemelerini yaparak ve bekleyerek atlattık. İzin verilip açılınca siparişe yetişemedik (hammadde kısıtlamasınında etkisi vardı). Bütün yıllık iznimi dükkanda geçirdim (sabah 8,30 gece en erken 23,00 ) , kurban bayramından beri ilk kez bu pazar evdeydik.

Pandeminin bize en büyük iyiliği vade,çek,senet işi ortadan kalktı, her sene bu aylarda elimde tahsilat gününü bekleyen en az 20 yaprak çek senet olurdu.

Her sene olduğu gibi kozmetikte kasım ayında işler %50 daralır , şu anda da öyle olmaya başladı.

Dolar kuru canımızı çok yakmaya başladı , zam demekten bıktık , şu reel piyasayı dolara endeksleyip tahsilatı tl'ye çevirseler bizde müşteride delirmese yeter.
0
synax
(03.11.20)
Sektör : Yazılım - Canlı Skor Müsabakalarının Yayını

Çok yoğun, ocak şubat 60 70 maç civarında yapıyorduk 1 ayda
şimdi 90 ı buldu
nefes alamıyoruz
0
summatinyourteeth
(03.11.20)
Sektör: güç yönetimi

Ikinci ceyrekte etkilendik ama alınan aksiyonlarla (zamlarin ertelenmesi, gelecek seneye sadece 5 gun izin birakmak, müdürlerin bonuslarda %75 düşüş, devletin karsiladigi kisa sureli issizlikleri kullanmak ve bazi yoneticilere de zorunlu ücretsiz izin aldirmak falan) maliyetler düştü+ikinci yarıda fiyatları artırdık. Satislar geçen seneye göre düşmüş olsa da sirketin sıkıntısı yok. Son iki ayda yüksek satış bekliyoruz. Bu sayede geçen seneye oranla daha az kâr olsa da zararla falan kapatmayiz.

Sektör pek etkilendi denemez, tüketici değil b2b bir sektör daha çok. Tek etkilendiği zamanlar ülkelerin lockdowna girmesi ile siparisleri teslim edecek yer olmamasi. Su siralar cok çok yogunuz. Kendi grubumun raporunu dun yaptim; agustos 5.4m euro, eylul 6.3m euro, ekim 8.2m Euro satis. Kısacası isler son ceyrekte düzelmiş gibi ve tahminler de böyle diyor.
0
logisticsmanager
(03.11.20)
sektör: bpo-customer care

işler çok iyi, hatta kapasiteyi aşan büyümeye ayak uydurulmaya çalışılıyor. rekabet çok yüksek pazarda, tepede kalmak için riskli hamleler var. pandemiden beri beklenmeyen talepleri karşılamaya çalışıyoruz, şimdilik sorun yok. bu karlılık çalışanlara da yansıyacak umarım 2021 itibariyle, beklenti içindeyiz.
0
Bruce
(03.11.20)
sektör: sanat eğitimi + atölyeler filan.
2018 - 2018 zamanlarında ayda 8 - 10 atölye X 10 kişi eğitim atölyesi açarken,
2019 son ayları 1-2 atölye açmaya zorlandır. (ekonomik kriz yüzünden)
pandemi sonrası insanlar atölyede bir araya gelemeyecekleri için açamadık. internet üzeri eğitim de biz de mümkün değil. Mayıs ayında fiziksel olarak tüm yerleri kapattık.
Şimdi işsizim. Çalışanlar da öyle :-)
0
ankara06
(03.11.20)
sektör: yazılım
yoğunluk namına değişen bir şey olmadı daha çok çalışıyom hatta, ofiste olsam geyik yapar günün yarısını boş geçirirdim şimdi öğle arasını kendime ayırmayı bile unutuyom çalışırken
0
nahtoderfahrung
(03.11.20)
teknoloji yatırımları danışmanı
sektör / otomotiv, makine, kimya, enerji, IT

kimse yeni teknoloji yatırımı yapmıyor. büyük firmalar dahil. herkes standart üretimini sürdürme derdinde o konuda yatırımlar yapılıyor.
bu sebeple bana çok gerek kalmıyor çünkü standart üretimle işim yok benim. o sebeple kötü. baya kötü.
0
duyurukullanıcısı
(03.11.20)
(2)

Bu hangi şarkı

iddaaci
https://www.instagram.com/p/CHDZeotlh5J/?igshid=1vysq4j0do65i
0
iddaaci
(02.11.20)
birileri unutmuş mudur bu şarkıyı diyecektim, 2,4 milyor izlenme almış. helal olsun milenyum çocuklarına!
www.youtube.com
0
Bruce
(03.11.20)
Liseliler crazy frog diyor ama orijinali budur

m.youtube.com

Beverly Hills's cop theme
0
yarey
(03.11.20)
(2)

Yan sanayi Laptop bataryası kullanmak tehlikeli mi?

Mehmet Ersoz
Elimde bir toshiba laptop var 7 senelik. bataryası şarj etmemeye başladı.toshiba pa5024u batarya ismi. 100 liradan başlayıp 500 liraya kadar çıkıyor.yan sanayi 100 liralık alsam makineye zarar verir mi? ya da patlar mı?5 seneden sonra sanırım şirketler desteği kesiyorlar. ben orjinal ürün nasıl bula
Elimde bir toshiba laptop var 7 senelik. bataryası şarj etmemeye başladı.

toshiba pa5024u batarya ismi. 100 liradan başlayıp 500 liraya kadar çıkıyor.

yan sanayi 100 liralık alsam makineye zarar verir mi? ya da patlar mı?

5 seneden sonra sanırım şirketler desteği kesiyorlar. ben orjinal ürün nasıl bulacağım. mesela bu orjinal diyor ama nasıl anlayacağım orjinal olduğunu?

www.toshibashop.com

nasıl çözebilirim bu sorunu?
0
Mehmet Ersoz
(02.11.20)
patlamasını bilmem ama ben eski laptop'ı hayata döndürmek için aldım bir tane 150 liraya, besleyemiyor gibi görünüyor, pil dolu gösterse bile düşük güç modu diye sayıklıyor. kullanmaya fırsat olmadan bozdum gerçi laptop'ı ama öyle de bişey var. araştırdım o kadar, yorumlar da iyiydi halbuki.
0
Bruce
(02.11.20)
2010 model toshiba laptop'ımın üzerindeki ikinci çakma batarya bu. orijinal bitti, birinci çakma bitti, ikinci çakma henüz sağlam. hiçbiriyle bir problem yaşamadım. orijinal bataryası dahil hepsi 2-3 yıl kullandıktan sonra ömürlerini tamamlayıp bittiler. hatta sanırım şu anda takılı olan orijinal bataryadan daha uzun süredir kullanımda. sürekli elektrikle kullandığım için şu andaki performansını bilmiyorum ama son kullandığımda 1 saate yakın götürmüştü. ofisteki aynı model diğer iki laptop için de aldım, onlarda da sıkıntı yok.

ulus konya sokak'taki tunelsan'dan alıyorum bataryalarımı. internette satılanlar nasıldır bilmem.
0
kibritsuyu
(03.11.20)
(5)

Kablonet vs ttnet

jazzabel
Selamlar,Şu an ttnet kullanıyorum ama bulunduğum yerde ttnet’in fiberi yok. Sadece Kablonet altyapısında fiber varmış. Superonlineda da fiber olmadığı için seçenek dışı. Vodafone ise kablonet altyapısı kullanıyor ve fiber var. Ttnet zaten rezalet. Asla toplantı yapamıyorum. İnternet sürekli kopuyor
Selamlar,

Şu an ttnet kullanıyorum ama bulunduğum yerde ttnet’in fiberi yok. Sadece Kablonet altyapısında fiber varmış. Superonlineda da fiber olmadığı için seçenek dışı. Vodafone ise kablonet altyapısı kullanıyor ve fiber var.

Ttnet zaten rezalet. Asla toplantı yapamıyorum. İnternet sürekli kopuyor ve bir çözüm bulamadılar.

Kablonet 100mbps ve upload için de 5 dedi. Benim için en önemli olan upload hızı. Ekşiye baktım yine kopma ve kesilme sorunundan bahsetmişler. Bahsedilen yerlerden biri de benim oturduğum yer, maltepe.

Ttnetden kaçarken doluya mı tutulacağım şimdi? Kablonet kullanan arkadaşlar, gerçekten kötüleşti mi son zamanlarda?

Farklı bir internet servis sağlayıcı firma hakkında yazmak isterseniz her türlü tavsiyeye açığım.
0
jazzabel
(02.11.20)
Kablonet geçenlerde bir geceki bakım sebepli kesinti dışında sürekli övülen bir firma ekşi'de bile. Ülke standartlarını düşününce çok çok çok ütopik bir şey aslında bu.

Kesinlikle öneririm kablonet imkanınız varsa diğer firmalarla uğraşmayın. Hiçbir sorunum yok aylardır.

not: 100mbps ama 19-00 arası 25 oluyor ondan da haberiniz olsun.
0
aguen
(02.11.20)
overall performans açısından kablonetten iyisi yok. zamanında devlet destekli ve kar amaçlı yatırımdan ziyade hizmet noktasında sunulmuş bir servis olduğu için. o yüzden her yerde yok, olduğu yerler de genelde stabil. ben 10 seneden fazladır kullanıyorum, bu ikinci adresim; neredeyse sorunsuz bir hizmet. elbet kesinti ya da kopma oluyor ama en kötü durumda o günün akşamı servis geldi eve.
kablonet varsa bir adreste alınır, yoksa alternatiflere bakılır. sorun yaşayıp memnun olmayanlar buraya tecrübelerini yazarlar ama bulabileceğin en iyisi.

tabii bundan emin olmanın yolu binada kablonet kullanıcılarına sormak. belki binanın sistemine özel bir sorun vardır, sorarsan daha emin olursun.
0
Bruce
(02.11.20)
2 senedir falan kullanıyorum. Uploadla çok işim olmuyor ama söylediğin 100 mbit paketi kullanıyorum. İnanılmaz memnunum. En düştükte 94 alıyorum. Canım sıkılınca moralim bozulunca falan açıp speedtest yapıp mutlu oluyorum öyle söyliyim yani.

Arada çalışma falan oluyor onun dışında kesildiğini problem olduğunu da görmedim. Ama kablosuz modemleri çok dandik. Ben kabloyla bağlanıyorum. Modem alman gerekebilir yani kablosuz düşünüyorsan.
0
Giovanni Pipitto
(02.11.20)
ttnet'in ve hatta superonline'ın fiberi olsa bile kablonet. modemi iyi bir yere kurdurduktan sonra kolay kolay üzmez.
0
giovanne
(02.11.20)
hem ttnet hem de kablonet kullanmış biri olarak açık ara kablonet öneririm. tek sıkıntısı modemleri kablonetin baya dandik ancak ara çözümlerle wireless gücünü arttırabilirsin. router, access point gibi.
0
the coolest dude
(02.11.20)
(5)

30 yaş erkek ile 40 yaş kadın ilişkisi

parcaliham
Eski ilişkimin sonlanmış olması sebebiyle yalnız kalmaya çalışıp, kendime döndüğüm bir dönemde hiç beklemediğim bir şekilde benden 11 yaş büyük bir kadınla karşılaştım. Bir gece birlikte olduk. Ben 30'a yakınım o ise 40'larına yakın.Tabii ki de çok mantıklı bir ilişki durumu değil gibi dursa da onun
Eski ilişkimin sonlanmış olması sebebiyle yalnız kalmaya çalışıp, kendime döndüğüm bir dönemde hiç beklemediğim bir şekilde benden 11 yaş büyük bir kadınla karşılaştım. Bir gece birlikte olduk. Ben 30'a yakınım o ise 40'larına yakın.

Tabii ki de çok mantıklı bir ilişki durumu değil gibi dursa da onun ilgisinin, beni dinlemesinin ne kadar iyi hissettirdiğini fark ettim. Aramızda maddi hiçbir ilişki durumu yok. Beni merak ediyor, benimle konuşmak istiyor ve her konuştuğumuzda da oldukça ilgileniyor. Bir derdim varsa çözmeye çalışıyor vs.

Bir ayrılık sonrası yaşadığım boşluk ve yalnızlık hali sebebiyle, kendime güvenimin de çok düştüğü için mi bu bana çok iyi geliyor yoksa gerçekten buradan bir diyalog, sevgililik ya da farklı bir ilişki biçimi çıkabilir mi diye düşünmeye başladım.

Böyle bir ilişkiniz oldu mu? Olduysa nereye gittiğini merak ediyorum. Kişisel düşüncelerinizi paylaşırsanız sevinirim çünkü şu anda kendi duygularıma güvenemiyorum.
0
parcaliham
(01.11.20)
Abi niye olmasın böyle bir ilişki? Karşılıklı sevgi saygı ve dayanışmaya bakar ilişki, ikiniz de yaşını almış olgun insanlarıınız. Mis gibi de olur. Seni seven değerli insanları önyargılardan dolayı kaybetme, yazıktır.
0
JohnOakley
(01.11.20)
mis gibi olur hem de, olgun kadın candır. ne istediğini bilir, dahası ne istemediğini bilir. salak saçma git gellerle uğraştırmaz, net olur, ayakları yere basar. tabii her 40 yaşındaki kadın böyle olacak diye bir kaide yok ama ne olursa olsun 40 yaşında olmanın getirdiği avantajları görürsün.
0
Bruce
(01.11.20)
Bence olmaz. Bir süre sonra bıkarsın. O bıkmaz ama, aksine daha çok ilgi ister sevgili olunca. Ayrıca olgunluklar aşırı farklı, aşağı yukarı standart kültürlerde büyüdüyseniz o ilişki kötü sonlanacak emin ol. Hatunun muhtemelen annelik içgüdüleri kontrolü ele geçirmiş durumda. Ben onun şu anki halinin kadınlık+annelik olduğunu düşünüyorum. İleride bu seni huzursuz edebilir, eğer anaç kadın istemiyorsan.
0
1bir1bir1
(01.11.20)
Bu 4 paragrafla bu soruya cevap verilmemez malesef. yanlis olur.
0
tunaktunaktun
(02.11.20)
Iliskiyi bir sure daha iyi arkadaslik seviyesinde tutup gidisatinizi gozlemle bence.
0
cleric
(02.11.20)
(11)

Film arşivimi sildim.

put it in your appropriate place
Üniversite yıllarından (2007'den) beri arşivlediğim filmleri 15 saniyelik düşünme sürecin sonunda sildim. Zamanında epey film vardı. Hard disk değişimi nedeniyle 300'ün üzerinde film kalmıştı. Artık onlar da yok.Bu günleri de görecektim. Uğruna bilgisayarı gece boyu açık bıraktığım 25kb/s ile indird
Üniversite yıllarından (2007'den) beri arşivlediğim filmleri 15 saniyelik düşünme sürecin sonunda sildim. Zamanında epey film vardı. Hard disk değişimi nedeniyle 300'ün üzerinde film kalmıştı. Artık onlar da yok.

Bu günleri de görecektim. Uğruna bilgisayarı gece boyu açık bıraktığım 25kb/s ile indirdiğim ve beğenmesem de sırf saatlerce inmesini beklediğim için Cd'ye yazdığım filmler. Altyazı bulamadığım filmler. Altyazısını beklediğim diziler. Gerçi dizilerin üç dört tanesi kaldı geriye.

Ara ara niyetleniyordum. Genişletsem mi diye de sonra üşeniyordum. Sinemaya gidip, beğendiğim filmi indirmek aklıma geliyordu ama ne uğrasacağam yeeaa diyordum. Aslında amacım az sayıda ama kaliteli filmler bulundurmak ama ne gereği var.
0
put it in your appropriate place
(01.11.20)
Zor bulunan paylaşılmayan filmler varsa kötü olmuş. Gişe filmleriyse gerek yok. Torrentten daha iyisini daha hızlı indirebiliyoruz artık.
0
glamdr1ng
(01.11.20)
Büyük bir kısmı kolay bulunan filmlerdi.

Zor bulunan paylaşılmayan filmler, muhtemelen yüzde 2'e geçmezdi.
0
🌸put it in your appropriate place
(01.11.20)
Küçük çaplı bir film arşivim vardı ki hepsi her zaman her yerde bulabileceğim filmleri. Ben de sildim geçen hepsini. Açıp açıp tekrar izlediğim filmlerin sayısı beşi geçmezdi. Onları bile yedeklemedim. İyi yapmışsınız bence :) fiziki olarak elinizde bulunsa bu filmler belki içiniz giderdi, kıyamazdınız ama dijital ortamda çok gerek yok bence. Bağımsız, sanat filmlerini her zaman bulamıyoruz onlar hariç tabi.
0
black holes in the sky
(01.11.20)
Abim lise yıllarını cd'de dizi ve film yazdırarak geçirdi nero'da. Şuan hepsi çöp oldu, muhtemelen atmıştır hepsini. İyi yapmışsınız hiç gerek yok.
0
diffarentiationation
(01.11.20)
lise yıllarımı cd'de dizi ve film yazdırarak geçirdim nero'da. harçlıkları biriktirip her ay 1 ya da 2 tane 50'lik boş cd paketlerinden alırdım. cd çantaları alırdım özenle dizerdim. şu an hepsi çöp. çoktan attım hepsini gitti.

bir filmi insan kaç kere izleyebilir ki. hayat kısa. kaldı ki çoğunu bir kere bile izleyemedim. o izlemediklerimden birini şu an izlemek istesem internetten daha iyi kalitede izleyebilirim zaten.
0
kim bilir
(01.11.20)
nerocuların gözü yaşlı :,( benim babamın vcd -evet vcd- ve dvd film arşivi vardı ANNEM BAVULLARA KOYDURUP KOYDURUP ÇÖPE ATTIRDI. gerçi çoğu youtube'da bile bulunuyor artık -babam eski türk filmlerinin hastasıdır da-

ha, benim de böyle filmlerim var, geçende çoğunu sildim, hakikaten de zor bulunan, bir kısmı b sınıfı olan filmler var, sırf oyuncusunun/yönetmeninin hatrına indirmişim de -altyazısı bile yok.. yani türkçe'yi geçtim, ingilizce bile yok- onlar duruyor sadece. festival filmleri var -gerçi onları bile artık malum sitelerde, mubi'de -gösterimde olduğu sürece-, netflix'de felan bulabiliyorsun, torrent'i geçtim- ne bileyim eski animeler var -onlar da türk anime'de falan var- o yüzden çoğu silinesi... de işte silsem gönlüm razı değil XD
0
pasp
(01.11.20)
Abi sil gitsin. Çoğu çamur gibi oluyor zaten.
0
ycaycayca
(01.11.20)
soru ne?
0
yetkili birine benzeyen abi
(01.11.20)
vod platformları artıyor, o yüzden kolay bulunamayan filmler de yakında kolay erişilebilir hale gelicek diye düşünüyorum. mubi ve criterion channel ilgi görüyor bence, git gide kütüphaneleri genişleyecek, hatta başka platformlar da kurulacaktır diye düşünüyorum. amazon da bu tarz bir hamle yapabilir deniyor hatta. o yüzden çok sıkıntı yapma.

imza: 2tb arşivi piç olduktan sonra arşivciliği bırakmış bir dost.
0
Bruce
(01.11.20)
geçmiş olsun zor bir karar. benim de 1 yıla benzer durumum olacak gibi. harddisk doluyor çünkü.
bazen kurtulmak gerekiyo böyle.zaten internetten hepsini bulabiliyoruz artık
0
ShadowOfMoon
(01.11.20)
evet.
0
isveperver
(01.11.20)
(6)

Türkiye coğrafi olarak kalitesiz mi?

ir mania
Jeo-politik öneminden bahsederiz de fiziki haritaya bakınca ülkenin yarısı dağlık. Hal böyle olunca ülkenin doğusu yerine edirnenin batısındaki yeşil topraklar Bizde kalsa daha mı avantajlı olurduk diye veya bugünkü suriye israil toprakları bile fiziki haritada sarı olarak görünmelerine rağmen bizi
Jeo-politik öneminden bahsederiz de fiziki haritaya bakınca ülkenin yarısı dağlık. Hal böyle olunca ülkenin doğusu yerine edirnenin batısındaki yeşil topraklar Bizde kalsa daha mı avantajlı olurduk diye veya bugünkü suriye israil toprakları bile fiziki haritada sarı olarak görünmelerine rağmen bizim kahverengi doğu anadoludan daha mı iyi yerlerdir.
0
ir mania
(31.10.20)
Norveç, İsvec, İngiltere,Hollanda, kanada, Almanya Japonya. Bu ülkelerin hepsinin coğrafi olarak zorlukları var. Bazısında tarım zor. kimisin de madencilik.
Ama hepsi gelişmiş. Önemli olan insan kaynağın iyi olsun.

O verimsiz topraklari boşalt. İsviçreyi kompile taşı . Hakkari`ye Ağrı'ya kayağa gideriz.
0
ycaycayca
(31.10.20)
Kalitesiz değil ama sanki değerlendirmeyi bilememişiz gibi geliyor. Üstteki arkadaşım dediği gibi aslında.

Bizim gereksiz çok problemimiz var. Şu sorunu bu sorunu. Aşamadığımız çok şeyler var. Din ve ırkla ilgili biraz rahat olsak kimseyle karışmasak kimseyi hor görmesek kafasına taktığına elindeki alkole karışmasak ve bu karışmamayı refleks olarak devamlı hale getirsek süper olur.

Mesela kavgamız; en iyi üretim yapan fabrika, en iyi kayak merkezi, en kaliteli en lezzetli yemek olsa o zaman çölde bile süper şeyler yaparız.

Fakiriz, alınganız,takıntılıyız, nispeten tembeliz vs. yani bunlar aşağılamak için filan değil. Sanırım en aktif en sağlam en başarılı olduğumuz dönem cumhuriyetin kuruluşu ve hemen sonrası.
0
infernalcadre
(31.10.20)
Demek istediğim almanyayı ellemesen orman olur ortadoğuyu ellemesen çöl olur. İnsan faktörü dışında coğrafi avantajları da yok mu bu ülkelerin?
0
🌸ir mania
(31.10.20)
Dağlık olunca kalitesiz mi oluyor otomatik olarak? Torosları kazdağlarını verimsiz ve işe yaramaz mı sayıyoruz?
Her dağ kato dağı gibi kel değil, kendi faunası florası endemik türleri oluyor, bunların hepsi zenginlik. Zengin coğrafya çeşitlilik demek, her yer shire olsa ancak sonradan satın alınan arazi durumundayken keyfi çıkarılır. Neticede coğrafyanın kendisi bu çeşitliliği ve zenginliği oluşturuyor.
0
Bruce
(31.10.20)
Görüntü, renk ya da makyaj aldatıcı olabilir. Yer üstünden bulamadığımızdan fazlası başka şekilde yer altında bulunuyor.

Hiç değilse diğer ülkelerin Türkiye'yi parçalanmış olarak gösterdikleri o paçavra haritalar ülkemizin ne kadar değerli olduğunu bize gösteriyor.
İş sadece yeşilliklere kalsa onları da yakanlar var. Başka ne kaldı ki elde ozaman?
Dağlık veya kayalık yerler değersizdi de ermenistan neden doğu Anadolu'yu veya o dağlık Karabağ ı istiyor düşünmek lazım. Tabi ki bir devlet için Maksat sadece sınırların gelişmesi değildir.
Rusya'da, Akdeniz ve Afrika ve Suriye de kendince bir emperyalizm kurgulamışken o aşırı soğuk ve karasal, buz tutmuş topraklarından vaz geçiyor mu ? Asla .

Ayrıca O edirnenin batısı da bizim olacak zamanla..
0
Erva
(31.10.20)
bok gibi bir coğrafya. avrupa kadar yeşil değiliz ama ortadoğu kadar da zengin yer altı kaynaklarımız yok. tam geçiş bölgesindeyiz. iki tarafın da kötü özelliklerini almışız.

ilkokulda türkiye'nin doğu ile batı arasında bir kavşak noktası olduğu, doğunun zengin yer altı kaynaklarının avrupa'ya iletilmesi konusunda kritik jeopolitik öneme sahip olduğu ezberletildi durdu. ama dünyanın afyonkarahisar'ı olmak o kadar da övünülecek bir şey değil bence.
0
nickini degistiren yazar
(31.10.20)
(2)

Android için fotoğraf çekme uygulaması?

Cherea
Huawei marka telefonumun kamerası renkleri doğal çıkarmıyor. Özellikle yüzleri baya bi kırmızı çıkarıyor. Renkleri daha doğal cikartan uygulama tavsiyelerinizi bekliyorum.
Huawei marka telefonumun kamerası renkleri doğal çıkarmıyor. Özellikle yüzleri baya bi kırmızı çıkarıyor. Renkleri daha doğal cikartan uygulama tavsiyelerinizi bekliyorum.
0
Cherea
(30.10.20)
telefonun imkan veriyorsa google'ın kendi uygulaması olan gcam. yoksa a better camera.
0
Bruce
(30.10.20)
google camera'nın apk sını bulup daneyin. Çalışmaz ise sizin cihaza uygun modlu sürümleri olabilir.
Şurayı kurcalayabilirsiniz telefonunuz populer bir model ise forum.xda-developers.com

Bu arada stock kamera uygulamasının gelişmiş modu falan varsa sıcaklık ayarı yapabilirsiniz.

Yoksa, pro modu olan herhangi bir kamera uygulaması da kullanılabilir.

Bir de çok sanmıyorum ama belki kamera düzgün çekiyor ama telefon ekranınız sıcak gösteriyor olabilir. Çekilen fotoğraflara başka bir cihazda baktınız değil mi?
0
ananiyimioguz
(30.10.20)
(12)

Bir kutu maske almak istiyorum, önerebileceğiniz var mı?

gijilti
Öncelikle, denediyseniz Koçtaş'ta gördüğüm kutuyu soracağım.50 tansesi 34 TL idi yanılmıyorsam. Kutuyu açtıktan sonra iade edemeyeceğim için sormak istedim burada. Burna denk gelen yerinde tel var mı, lastikleri kulakları acıtıyor mu? Ne kadar güvenli?Ya da nerden alabilirim. Nerden almalıyım? Şimdi
Öncelikle, denediyseniz Koçtaş'ta gördüğüm kutuyu soracağım.
50 tansesi 34 TL idi yanılmıyorsam. Kutuyu açtıktan sonra iade edemeyeceğim için sormak istedim burada. Burna denk gelen yerinde tel var mı, lastikleri kulakları acıtıyor mu? Ne kadar güvenli?

Ya da nerden alabilirim. Nerden almalıyım? Şimdiye kadar hep ordan burdan elime geçenleri kullandım. Ama artık düzenli olarak almak da istiyorum. Tavsiyelere ihtiyacım var.
0
gijilti
(29.10.20)
Evony marka kullanıyorum ve memnunum
Tek var.
Kulağa geçen kısmı Lastikli genişçe bir kumaş gibi ince ip değil
0
kisa
(29.10.20)
evony'yi çok övdüler ben de aldım, kisa +1
0
Bruce
(29.10.20)
Evony Mopaş’ta var.
0
pass
(29.10.20)
Hayat kimya üretiyor bi tane o çok güzel. Evony sanırım diğer arkadaşların tarifi de tutuyor. Değişik bi şey yazacakmış gibi başladığım bu cevabı +1 diyerek sonlandırıyorum.
0
nickimin hakkini veremedim
(29.10.20)
forum.donanimhaber.com

bak adamlar burda tam 554 sayfa konuşmuşlar, tek tek piyasadaki bütün maskeleri inceleyip testler yapıyorlar en ince ayrıntısına kadar. maske hakkında aklına gelen tüm sorulara cevapları burada bulabilirsin.

genel olarak en beğenilen markalar are, b good, roll ve plase olarak evony.
0
zikardo
(29.10.20)
ty.gl

Efso
0
baal
(29.10.20)
evony al hocam diğerleri cidden korumuyor.
0
tantunisultansuleyman
(29.10.20)
Evony şu an en iyisi. Alternatifte B Good
Evony nin tek kötü tarafı teli sanırım, teli tam şekil almıyor gibi bgood a göre. Ama lastikleri harika yüzünde maske olduğunu unutursun.

Üstte arkadaş bi donanımhaber linki atmış onu oku derim çok detaylı araştırmak istersen
0
infernalcadre
(29.10.20)
Ben eczaneden b-good aldım geçenlerde. Kullandığım en iyi maskeydi. Evony denemedim hiç.
0
chihirovekohaku
(29.10.20)
Ailemde bir acil uzmanı doktor var. Kendisinin tavsiyesi ile linktekini aldık.

aremedikal.com.tr
0
lancelot du lac
(29.10.20)
Evony de meltblown filtre yok tek avantaji kumasi kalin ve kulak bantlari kulağı acıtmiyor. Hayat kimyanin dagitim agi genis oldugu icin de her yerde karsimiza cikiyor. Ben de aldim anneme acik havada yuruyuste takiyor sadece. B good su anda en iyi cerrahi maskelerden biri.
0
hindistan cevizi
(29.10.20)
Evony de meltblown olduğu yazıyor bir çok yerde.
Kontrolü için bir yöntem söyleyebilir misin acaba hindistancevizi? Bakayım.
0
kisa
(29.10.20)
(29)

sevgiliniz ingilizce bilmese ya da çok az bilse

Stoneface
bu sizi etkiler miydi? bazen çok güzel yazılar buluyorum ancak paylaşamamak biraz canımı sıkıyor :/
bu sizi etkiler miydi? bazen çok güzel yazılar buluyorum ancak paylaşamamak biraz canımı sıkıyor :/
0
Stoneface
(29.10.20)
intermediate seviye biriyle bile birlikte olmam.
0
stewie
(29.10.20)
Etkilerdi. Filmleri İngilizce izliyoruz. Bazen konuşma pratiği yapıyoruz. Bazen Gif atıyoruz. Çok önemli şeyler değil belki ama çeşitlilik oluşturan şeyler.
0
dissendium
(29.10.20)
Yanında bir de Fransızcası yoksa yanına yaklaşmam
0
olaylar olaylar
(29.10.20)
Ben de aynı durumdan muzdaripdim. Ama sorun değil bu. Yazıyı çevirip paylaş, anlatarak paylaş. Etkilenecek bir durum yok. Büyütmemelisin.
0
Amory Lorch
(29.10.20)
ben iki yabancı dil arıyorum koşul olarak. ayrıca en az 1 yıl tecrübe, kimseye baştan her şeyi öğretemem.

etkilerdi.
0
alors
(29.10.20)
Etkilerdi, soğurdum
0
sta
(29.10.20)
etkilerdi ama paylas arada yollayip cevirebilirsin. o fazla tepki vermiyor ve ogrenmeye aciksa cok etkilenmemelisin aksi durumda kotu bir sey.
0
ala09
(29.10.20)
İngilizce kırmızı çizgim
0
kisa
(29.10.20)
Etkisi üzülürdüm.

Keşke bilse diye hayıflanırdım. Güvenlebileceğim, birlikte olmaktan mutlu olacağım birini buldum da, İngilizcesi kaldı.
0
put it in your appropriate place
(29.10.20)
İngilizce bilmiyor ile az biliyor ama hevesli ve çabalıyor farklı şeyler bence, gerçekten çok az bilen ve hevesi olmayan biri , dünya görüşü ve kişiliği ile alakalı az çok negatif ipuçları veriyor bence. Çok iyi ingilizce bilen biri ile hiç hevesi olmayan biri zaten birlikte olamaz, ha nasıl olur, lisede misede zoraki öğrenmiştir iş gereğide pekiştirmiş ve onunla beraber büyümüş bir ingilizce olabilir, oteller su gibi ingilizce bilen turizm mezunu şeriatçılarla dolu mesela.
0
docrivers
(29.10.20)
Üniversitedeki sevgilime dair en unutamadığım birkaç şeyden biri “have” ile “has” arasındaki farkın “have”in daha bir sahiplenme anlamı taşıdığını söylemeseydi. “Has” aynı etkiyi vermiyormuş ajsjx. Doğrusunu anlatmaya çalışınca da “bence böyle, ben buna inanıyorum” gibi bir şeyler söylemişti. Tabii ki başka sebeplerle ayrıldık ama bu tür şeyler benim yavaş yavaş soğumama neden olmuştu zamanında.

Üstte dalga geçilmiş ama o kadar da önemsiz değil bence. Tabii ki yabancı bir dili mükemmel seviyede bilmeyebilir herkes ki ben de mükemmel bilmiyorum zaten ama en azından karşındakinin öğrenmeye açık olması bile önemli yani bu zamanda İngilizce konusunda.
0
ms brownstone
(29.10.20)
cinsiyet belirterek yazsak daha doğru olabilir :)

bir erkek olarak, zerre kadar etkilemez diyorum.
0
tabudeviren
(29.10.20)
Ben IELTS sonucu görmeden date bile yapmıyorum.
0
pass
(29.10.20)
Hiç İngilizce bilmeyen insanla aynı ortamda bulunmadım yaşıtım olarak. Benim de çok iyi değildir bu arada İngilizcem. Ama az çok bilmek de gerek bu çağın dilini. Özellikle bu internet çağında genç bir insanın az buçuk da olsa İngilizce bilmemesi beni dumura uğratır,
0
Hallegadola
(29.10.20)
başka batan şeyler varsa her şey gibi bu da bal gibi etkileyebilir. ama fazla detay olmadığı için her şey ideal bir model kurup düşünelim, yabancı bir sevgiliniz/eşiniz var, ikiniz de farklı dillerle doğup büyüdünüz. yıllardır bildiğiniz alıştığınız dilde belki de sizi siz yapan mizahı, argoları, çok daha sofistike hilarious kalıpları, sözlerine gülüp ağladığınız şarkıları sevdiceğinizle paylaşamıyorsunuz :( buna rağmen, diğer her şey yolundaysa, birbirini seven ve ingilizce gayet iyi anlaşan bireyler olan size bu soru soruluyor. büyük olasılıkla "haha amk bunun için ara bozulur mu" diyerek el ele uzaklaşıyorsunuz. şimdi voilà anı, yukarıdaki metinde "ingilizce" kelimesini "türkçe" ile değiştirin
0
engelbert humperdinck
(29.10.20)
Dilin kendisi önemli değil, ancak ingilizce biliyor olmanın önemli olduğu o kadar çok şey var ki hayatta eğer bir insan belli bir yaşta hala bu dili öğrenmek zorunda kalmamışsa direkt hüküm vermesem de şöyle bir göz ucuyla bakarım hayatına. Kendine yeten, düzgün bir hayatı varsa, örneğin birkaç meme paylaşamıyor olmam çok da sorun olmaz benim için.
0
mentuhotep
(29.10.20)
internetteki neredeyse her düzgün kaynak ingilizce, günümüzde ingilizce bilmeyen biri gerçek manada kendini geliştiremez, geliştirse bile bir yerde tıkanır; entelektüel olamaz. entelektüelite meraklısı olmayan biriyle en baştan sevgili olamam.
denedim, olmadı. güldüğüm bir meme'i bile paylaşamadım, napıyım öyle ilişkiyi.
0
Bruce
(29.10.20)
3 dil bilmeyen insana selam bile vermiyorum şahsen ben. Ne flörtü, ne sevgilisi?
0
westblack
(29.10.20)
yani genel olarak yillar icinda asla asla dememeyi ogrendim o yuzden kesin konusamam. bir insanin bu yasa gelip nasil ingilizce ogrenmemeyi becerebildigini sorgularim garipserim ama dedigim gibi hayat, ozellike gonul isi, belli olmuyor.
0
hot potato
(29.10.20)
Ben ingilizce bilmeyen tüm insanları gördüğümde dövüyorum otobüse falan almıyorum aynı havayı solumuyorum lflfkvögög

Şaka bir yana İngilizce çok aman aman bir sorun oluşturmaz ama belli bir seviyede bilgi birikim şart paylaşım için.
0
basond
(29.10.20)
İng bilmemesinin olumsuz etkisi olmaz, bilmesinin olumlu etkisi olur. Sevgilim yok gerçi ama şöyle örnek vereyim; bazen bi story’i birine tam atacak oluyorum, sonra ingilizce olduğu için vazgeçiyorum ya da bi başkasına atıyorum.
0
üşüdüm üstümü örtsene hande
(29.10.20)
Esim internet memelerini benim kadar takip etmedigi icin bile paylasamayip uzuldugum seyler var. Ingilizce bilmemesini dusunemiyorum.

Ingilizce bilmeyen veya az bilen biri buyuk ihtimalle benim zihinsel dunyama yakin degildir. Belli kosullarda anlasilirsa hala iliski yasanir ama cok zor.
0
cleric
(29.10.20)
bunu 1-2 kere yaşadım, olmuyor.
sorun ingilizce değil aslında, paylaşımın kısıtlı kalması sanırım.
çok güldüğüm, çok sevdiğim birçok şeyi paylaşamamak kötü oluyor.

sevdiğin şarkılar bile aynı olamıyor.
olsa da, sende yarattığı duyguyu yaratmadığını biliyorsun.
tatsız.
bütünleşemiyorsun, aynı dili konuşamıyorsun sanki öyle olduğunda.
0
blatta hiberna
(29.10.20)
İngiliz olmadığım için etkilemez.
0
alfred
(29.10.20)
sabahlari vocabulary aksamlari perfekt tense calisacaksa bilmeyebilir onemli degil.
0
Ley
(29.10.20)
etkiliyor, ön yargılı olduğumu düşünüp ve denedim birkaç kere, olmadı. zira ilave bir dil biliyor olmak, başka bir dildeki kaynaklara da ulaşabilmek, daha çok araştırma yapabilmek, daha çok bilgiye ulaşabilmek, dolayısıyla da kendini daha çok geliştirebilmek demek. ha ingilizce bilir ama yine de bunları yapmayabilir. o zaman zaten oluru yok. ayrıca özellikle internet ile birlikte daha da global bir dünya ile haşır neşir olmanın gereği olan bir konuya zaman ve enerji harcamamış olması da beni olumsuz etkiliyor.

muhakkak iki kişi arasında bir makas yaratıyor, özellikle belli bir yaştan sonra yaşamsal birikmişliklerin, bilgi birikiminin paralel/benzer seviyelerde olmaması ilişkiyi imkansız hale getiriyor.
0
Phoebe
(29.10.20)
(bkz: mürsel ve anna) başka söze gerek yok. :)))
0
naksidil
(29.10.20)
Sanırım yapamazdım.
Aynı dili konuşamayan iki insanın bir arada yaşaması gibi. Aynı esprilere gülememek gibi. Farklı kültürlerde yetişmiş olup temel konularda anlaşamamak gibi.
Bunun dışında, eğer başka bir yabancı dil de bilmiyorsa, bu, dünyasının çok dar olmasını getirir.
Öğrenmeye çalışıyorsa durum değişir tabii. Destekleyebilirdim.
0
pantepember
(29.10.20)
Sorun İngilizce değil +1. Üniversite mezunu olmayan biriyle de birlikte olmam mesela. Şaka gibi gelmesin, Bayrampaşa'daki Nişantaşı üniversitesinden mezun olmuş biriyle de birlikte olmam. Genelleme olacak ama bunlar insanların nasıl bir hayat görüşü edinerek büyüdüğünü o kadar iyi anlatıyor ki; belki tanısam bambaşka biridir ama insan bir yerden sonra uğraşmak istemiyor. Etiketlere bakıp çıkarımda bulunmak zorunda kalıyorsun. Çok etkiler beni.
0
piremses
(29.10.20)
(4)

v60 ekipmanı

jepa
v60 almaya karar verdim..biraz araştırdım ama cevabını bulamadığım bazı şeyler var. 01 ve 02 modelleri bulunuyor. ben günde 1 veya 2 bardak içeceğim. sanırım 01 versiyonu almam gerekiyor. ama filtre kısmında piyasada daha çok 02 model filtreler var. 01 ve 02 arasında büyüklük farkı mı var? ya da içi
v60 almaya karar verdim..biraz araştırdım ama cevabını bulamadığım bazı şeyler var. 01 ve 02 modelleri bulunuyor. ben günde 1 veya 2 bardak içeceğim. sanırım 01 versiyonu almam gerekiyor. ama filtre kısmında piyasada daha çok 02 model filtreler var.

01 ve 02 arasında büyüklük farkı mı var? ya da içine koyulacak kahve ve su miktarı mı değişiyor?
0
jepa
(28.10.20)
Eğer benim gibi öküz boy bardaktan 500 ml kahve içiyorsanız, 2 numaralıyı alabilirsiniz.
Büyüklük farkı elbette var. James Hoffmann tarifiyle yapıyorum. 500 ml suya 30 gr kahve.

No. 1 ile de. 250 ml suya 15 mg kahve.
0
buf-e kür
(28.10.20)
02 kullanıyorum, tek kupalık demliyorum genelde. hem bu ebada göre olan filtre kağıtları daha kolay bulunuyor. bu yüzden benim tavsiyem 2 numara.
0
rare
(28.10.20)
Almışken 02 al, gerektiğinde fazla yapmak sorun olmaz böylece. 01 350 ml'den fazlası için uygun değil denebilir, döküm süresi uzun sürer zorlarsan da.
0
Bruce
(28.10.20)
@buf-e kür günde 250-350 ml arasında içeceğim ama nadiren iki kişilik yapmam gerekebilir

02 alsam genelde tek kişilik yapacağım için filtreye koyacağım kahve az olacak.. bu bir sıkıntı yaratmazsa 02 almak daha mantıklı sanki.
0
🌸jepa
(28.10.20)
(3)

mubi'de ne izlenir?

black holes in the sky
selamlar. mubi üyeliğim var. almodovar falan izledim. ama bağımsız sinemaya çok hakim değilim. kaçırma, mutlaka izle dediğiniz ne var? konu, tema hiç fark etmez.
selamlar. mubi üyeliğim var. almodovar falan izledim. ama bağımsız sinemaya çok hakim değilim. kaçırma, mutlaka izle dediğiniz ne var? konu, tema hiç fark etmez.
0
black holes in the sky
(28.10.20)
potemkin zırhlısı gibi bir klasik var şu anda, o kaçmaz mesela.
sert severim diyorsan climax var ki bence sinemaseverim diyen herkesin görmesi gereken bir film. seveceğinin garantisini vermem ama izlemiş olmanın sana katacağı şeyler olduğunu düşünüyorum.
sieranevada gibi torrentini istesen de bulamayacağın bir film var, rumen sinemasına bir bakmak istersen izlenebilir; ben çok severim.
petzold draması seviyorsan transit var.
ben yönetmene yatırım yapayım, şimdiden bir tane yönetmen bulup ileride "heheyt ben onu ilk filminden beri takip ediyorum" demek istiyorsan lukas dhont-kız var. cannes'da en iyi ilk film ödülü almıştı.
müthiş oyunculuk görmek istiyorsan manifesto var.
son yılların en başarılı korku-gerilim filmlerinden it follows var.
gerçekçi bir masal istersen pan'ın labirenti var.
samimi ve keyifli bir avrupa filmi için in bruges, samimi ve keyifsiz bir avrupa filmi için love, samimi ve keyifli bir amerikan filmi için frances ha var.
çok bilinmeyen ama izlemeye değer olarak müze, ema var.
0
Bruce
(28.10.20)
Geçen gün Valparaiso mini belgeseli geldi. Ben çok beğenmiştim.
Uğur Yücel' in Yazı Tura'sı
Vuslat Saraçoğlu' nun Borç' u
Reha Erdem' in Hayat Var' ı
Ali Asgari'nin İki Saatten Uzun'u
Rezan Yeşilbaş'ın Sessiz'i
Kaan Müjdeci'in Sivas'ı
Cristi Puiu' nin Sieranevada' sı
Sylvian Chomet' in Sihirbaz' ı benim son zamanlarda izleyip beğendiklerim.

Edit: Sieranevada torrentte var. Ben de ordan izlemiştim mubi'ye gelmeden önce. Mubi'de kaçırırsan bil diye yazmak istedim.
0
Amaranta ursula
(28.10.20)
Üstteki önerilere katılıyorum. Belki şu filmler de eklenebilir.

Juliet of the spirits - Fellini 60'lar filmi, oldukça keyifli.
Megacities - iyi bir belgesel
Victoria - Plan Sekans :)
The Point ve Fantastic Planet - çok hoş animasyonlar
0
kendi helvasını kavuran zombi
(28.10.20)
(9)

Filtre Kahve

karaca2
Merhaba. French press için kahveyi starbucks, kronotrop’tan alıyordum ama bunları son zamanlarda fazla beğenmediğime karar verdim. Siz hangi kahveleri içiyorsunuz?
Merhaba. French press için kahveyi starbucks, kronotrop’tan alıyordum ama bunları son zamanlarda fazla beğenmediğime karar verdim. Siz hangi kahveleri içiyorsunuz?
0
karaca2
(28.10.20)
kırmızıgözlüağaçkurbağasıyeşili
(28.10.20)
kırmızıgözlüağaçkurbağasıyeşili +1
bahsettiği 2 kavurucu ile beraber coffee department benim istanbul'da gördüğüm en profesyonel ve işini hakkıyla yapan kavurucular; kahvelerimi bunlardan alıyorum ben uzun zamandır.

edit: kronotrop'un kahvesini beğenmediysen tchibo falan tatmin etmez. nitelikli kahve işi çok maliyetli bir iş, ucuza kaliteli kahve sattığını iddia edenler yalan söylemek zorunda. çünkü bu işin piyasası belli, adamlara "gelişi" o kadar.
ortada keriz silkelemelik bir durum olmadığı için(işin içini ve maliyet kalemlerini biliyorum) kaliteli kahve=pahalı kahve denkleminden kurtulamıyoruz. en basit şey düşünülmesi gereken şey kur artışı işte, neticede bu kahvelerin hepsi uzak kıtalardan ithal ediliyor.

ki bahsettiğim bu 3 kavurucunun kahveleri dünyanın en iyileri falan da değil ama kilosu 30-35 dolara geliyor yeni lot'ların, böyle bakınca ucuz bile denebilir dünyanın geri kalanına bakarsak.
0
Bruce
(28.10.20)
yukarıda tavsiye edilenler çok pahalı. ben, tchibo'nun guatemala isimli kahvesinden 100 gram çektiriyorum. öğütücüm olmadığı için, 100 gramlık alınca bayatlamıyor.

tchibo'dan kahve kartı çıkarmayı da unutmayın, biriken puanlarla bedava kahve alabiliyorsunuz.
0
istististist
(28.10.20)
çok yazıldı ama starbucks alacağın en kötü kahveyi satıyor.

tchibı guatemala aroması yüksek, acılığı düşük orta sertlikte bir kahvedir. yalnız çektirirken ne için ve nasıl kullanacağını belirtmen önemli.
0
orpheus
(28.10.20)
piyasadaki en ucuz (benim bulduğum) kahve olan jacopsu alıyorum. kilosu 60-70 lira arasıdna satılıyor
0
onkiloversemtamamım
(28.10.20)
Kimba
0
sarcophagus
(28.10.20)
Benim f/p adresim
Demleniyor.com
0
karabasun
(28.10.20)
kahve.com'dan her defasında farklı çeşitler alıyorum ürün açıklamalarında aromaları, sertliği vs yazıyor. gönderim çok hızlı, ürünler taze. ben çekirdek olarak alıp kendim çekiyorum el değirmeninde. böylece daha uzun süre taze kalıyor.
0
cowboy
(28.10.20)
Cevabıma ek: sabalbaharattan alacaksanız ve filtre kahve yapacaksanız açık kavrumu tercih etmenizi tavsiye ederim.
0
karabasun
(06.11.20)
(12)

şunu amerika'dan nasıl getirtebilirim(casusluk içerir)

Bruce
amerika'da yaşayan arkadaşım burada bulamadığım bir parfümün minicik tester'ını bana yollayacak ama nasıl yapacak?kozmetiğin uluslararası kargosu yasak, bizim gümrükten girmiyor diye biliyorum. o yüzden şu minik şişenin göze batmadan ülkeye girişini planlamamız gerekiyor dostlar. başka bişeyin içine
amerika'da yaşayan arkadaşım burada bulamadığım bir parfümün minicik tester'ını bana yollayacak ama nasıl yapacak?

kozmetiğin uluslararası kargosu yasak, bizim gümrükten girmiyor diye biliyorum. o yüzden şu minik şişenin göze batmadan ülkeye girişini planlamamız gerekiyor dostlar. başka bişeyin içine gizlenebilir mi? atıyorum, bir matara yollasa bana, içine bantal yapıştırsa? x-ray'den geçiyor mu her kargo?
ya da kitap diye düşündük ama kitabın neresine? içini oyup oraya koysa çok casusca ve eğlenceli olur ama yine de x-ray'e girer mi?

yaratıcı casusluk yöntemlerinizi bekliyorum!

eksiup.com
0
Bruce
(27.10.20)
Fanteziye gerek yok, dönecek bir arkadaşına rica etsin, tanıdığının tanıdığı bile olabilir, efendi efendi bavulda gelsin. Hem daha ucuz bir taşıma yöntemi hem de terörist muamelesi gördürmez yoktan yere.
0
Deathrow
(27.10.20)
@deathrow, o ihtimal olsa fanteziye girmeyeceğiz zaten ama şu covid zamanında gelen giden yok yakında.
0
🌸Bruce
(27.10.20)
birseyin icine gizlenen baska bir sey kabak gibi belli olur, birde uzerine suclu muamelesi gorursun, zaten bin tane foto/guvenlik tedbiri/teknolojisi bunun icin var, en guzeli yolcu beraberi, kabin gorevliisi ya da herhangi bir yolcu, baska sey dusunme
0
alttaraf
(27.10.20)
@alttaraf, kitabı da x-ray'den geçiriyorlar mı ki? dikkat çekmeyen şeyler de didik didik inceleniyor mu diyorsun...
0
🌸Bruce
(27.10.20)
şöyle olmuyor mu?

www.amazon.com
0
engelbert humperdinck
(27.10.20)
@engelbert humperdinck, kozmetik ürünlerin bu şekilde girmesi yasak tr'ye; gümrükten geçmiyor bu şekilde verilen siparişler. x kişiden y kişiye giden kişisel kargo olarak, hmm bu neymiş bi bakalım demeyecekleri bir senaryo üzerinden duruyoruz o yüzden.
0
🌸Bruce
(27.10.20)
O sekilde gizleyerek gecirmeye calisirsani kacakcilik olur. Cezasi cok agirdir, mantikli davranin. Her kargo xray girer
0
oscar
(27.10.20)
havalimani calisani olarak soyluyorum, hersey iki defa xrayden geciyor ve cook detayli bir goruntuleme yontemi var, gizlenmeye calisilan birsey adeta bagirir sekilde gorunur, ama ustunde olursa en cok " yasak oldugunu bilmiyordum, pardon" der gecersin
0
alttaraf
(27.10.20)
@Bruce casusluk diyorsan iki fikir.
1. "sandal kokulu hikayeler" kitabı basıp testerı üstüne döker. sonra onu hediye paketinde vakumlar gönderir, sen de gelince sıkarsın (swh)
2. ayakkabı parlatıcı sünger alır, içindeki hazneyi boşaltır oraya doldurur başka alakalı ıvır zıvır ayakkabı bağcığı kemer vb ile birlikte gönderir.
0
engelbert humperdinck
(27.10.20)
Bazen yaratıcılık düz olmaktır.bir kutuya ufak hediyeler koyun yanınada bunu atın sorunsuz gelir.kimse niye tester getirdin demez.

Ya da gondersin bulgaristana ben gelirken getiririm sana.
0
duptıs
(27.10.20)
İlaç gelebiliyor sanırım kargoyla. Şişesi önemli değilse gitsin iliadin gibi bir ilacın şişesine koysun kutusuyla birlikte yollasın.
0
sckxyss
(28.10.20)
İstanbul'daysanız bana bi mesaj atsanıza, yakında gelen var. Ayarlarız bence bi ufak tester şişesini.
0
kobuzchu kiz
(28.10.20)
(13)

senior bir pozisyon ne demek

condom kurşunu
10 sene tecrübem var nerdeyse, senior mı olucam yani amele gibi yoksa bu bir tabir mi anlamadım.
10 sene tecrübem var nerdeyse, senior mı olucam yani amele gibi yoksa bu bir tabir mi anlamadım.
0
condom kurşunu
(27.10.20)
senior bir pozisyon, müdür demek :) hatta belki üst yönetim.

senior analist gibi bir pozisyondan bahsetmiyor, olsa gerek.

biseysoracaktım, "senior bir pozisyon" dediğin bahsettiğin senior anlamında değil. öyle olsa, pozisyon senior analist, senior advisor gibi bir şey derdi.

senior bir pozisyon denildiğinde, işin tecrübe gerektiren, yüksek seviyede bir konumu olduğu ifade edilir.
0
stewie
(27.10.20)
yani o işin uzmanı , ustası veya en tecrübelisi
0
koela
(27.10.20)
göreve ve işyerinin hiyerarşisinin nasıl işlediğine de çok bağlı, senior diyip yine amele işi yaptırılan yerler de az değil. altında junior varsa senior'luğun bir anlamı olabilir ama yoksa zaten ha junior ha senior.
0
gkhncnzdgn
(27.10.20)
uzman demek.
0
jimjim
(27.10.20)
junior değilsin yani tecrübesiz değilsin,
seniorsın demek.

Yani seni amele gibi çalıştırmayacağız demek.
Uzman demek isteseler specialist derlerdi, onda bile senior specialist diye senior titleı olan pozisyon var.

Özet geçersem: Titlelar karman çormandır, verilen maaşa ve pozisyon için kaç yıllık tecrübeli aradıklarına ve organizasyon şemasındaki yerine bakarak anlayabilirsin.
0
lcha
(27.10.20)
senior kidemli uzman olarak da geciyor bazi sirketlerde. yani uzmanin ustu yoneticinin alti. manager olarak ayri bir unvan varsa o senin ustun oluyor. senior'in devaminin ayni oldugu bir unvan varsa o da senin astin oluyor.
0
in vino veritas
(27.10.20)
şirketlerin belirlediği yıl sayısına göre(çoğunda 5 yıldır) "aynı görev pozisyonu" için o yılı doldurduktan sonra aldığın ünvandır. senior olmayınca junior da değilsin. hiçbir yeni başlayan mühendis junior engineer yazmaz titresine. 5 yıldan sonra titreye senior eklenir örnek veriyorum.
0
exitmusic
(27.10.20)
Dijital reklam ajansinda 10 seneden fazla tecrubeli senior arkadasim 3.5 bin maas aliyor. Bazi gunler de 10 12 saat calisiyor aylik raporlar bilmem ne bi seyler hazirliyoruz diye. Sektorune gore bu amelelik hali değişiyor sanirim.
0
hindistan cevizi
(27.10.20)
senior kıdem belirtir, direkt ünvan belirtmez. yukarıda dendiği gibi uzamanın da senior'ı olur, müdürün de. organizasyonel şemada aynı görevi yapan, aynı pozisyondaki çalışanların maaş ve sorumluluklarındaki farkları belirtmek için kullanılır genelde. title'ı senior accounting specialist olan bir çalışan ile accounting specialist olan çalışan özünde aynı işi yapıyordur ancak öbürü daha kıdemli olduğu için daha fazla para alıyordur, kendi aralarındaki sorumluluklar açısından daha fazlasına sahiptir.

yani senior pozisyon diyince müdür ya da yönetici olacaksın anlamına gelmek zorunda değil. mesela müdürün de senior'ı olur ama bu aynı işi yapan başka müdür var anlamına gelmez. local managerlar vardır, onların üstünde, bu local manager'ların raporlama yaptığı senior manager vardır.

yukarıdakilere uymayıp, o pozisyonda uzun zaman tecrübe sahibi olan birine title yükselmesi yapılmak istendiğinde de senior ünvanı verilebiliyor.

kısacası; işin kendisi amelilik içeriyorsa kıdemli amele olacaksın diyebiliriz. pozisyonu bilmeden bişey demek zor.
0
Bruce
(27.10.20)
En detaylı ve doğru Bruce anlatmış. Açık açık senior manager demedikçe müdür / direktör gibi anlamamk lazım
0
SiyamkedisiZorro
(27.10.20)
"senior bir pozisyon" dendiğinde, üst kademelerde bir pozisyon demek olur.

"o pozisyonun senior'ı" dendiğinde aynı işi yapanların eskilerinden demek olur.
0
co2s2
(27.10.20)
Uzman ile alakasi yok, kidemli demek iste.

Uzman / Specialist= bir konuda meslektaslarina gore daha bilgili, o konuda uzmanlasmis kisi

Senior= Kidemli, tecrubeli kisi. Uzman ile donusumlu kullanilacak bir sey degil. Hele mudur hic degil, alakasi yok.

Lakin "senior" bazen pek bir sey ifade etmeyebiliyor. Ben ne seniorlar gordum, evet adam/kadin 15 yildir yapiyor bu isi ama bir arpa boyu yol almamis olabiliyor.
0
fortisvita
(27.10.20)
Junior - Yeni baslamis
Senior - Deneyimli / Kidemli

Sektore ve firmaya gore senior tanimi degisir. Benim sektorde (Elektronik Tasarim) genelde 4-5 sene ustu senior sayilir.
0
cleric
(27.10.20)
(15)

Türkiye'nin en güzel kadını?

ya ben lan neyse
çok klasik soru ama olsun.yüz olarak. yüz güzelliği...edit: göz önünde olanlardan. yoksa ne güzeller var.
çok klasik soru ama olsun.

yüz olarak. yüz güzelliği...

edit: göz önünde olanlardan. yoksa ne güzeller var.
0
ya ben lan neyse
(25.10.20)
hülya avşar
0
superb
(25.10.20)
pınar deniz olabilir.
0
ismim ibrahim
(25.10.20)
Dilan Çiçek Deniz
0
eazy
(25.10.20)
Arzum Onan
Songül Öden

Kisilikeleri de cok guzel insanlar.
0
a perfect lie
(25.10.20)
selma ergeç
0
der meister
(25.10.20)
Dilan çiçek deniz mi , kadın full estetik ama yine de güzel değil.

Bu soruya Tuba Büyüküstün’den başka cevap yoktur. İnş onun gibi kızım olur ileride.
0
Hallegadola
(25.10.20)
en güzel denebilecek seviyede herkesin kabul ettiği kimse yoktur da, yukarıda görünce belirteyim dedim; eda şölenci'ye ben de bitiyorum. ünlü olmadan önceleri instagram'da yaman bir takipçisiydim, baktıkça içim açılırdı. güzel kadın dediğin öyle olur zaten, baktıkça için açılır, mutlu olursun. başka da böyle biri gelmiyor aklıma ünlülerden. ünlü olmayanlardan var ama yüz güzelliğini takdir ettiğim.
gerçi benim güzellik anlayışım herkese uymuyor ama eda'yı görünce şaşırdım, eklemek istedim.
0
Bruce
(25.10.20)
Sinem Kobal
Tuvana Türkay(estetikli ama çok güzel bence)
Selma Ergeç
Cansu Dere
Bunları saatlerce izlerim...
0
megalomaniac
(25.10.20)
Turk kokenli sayilirsa Elif Aksu cicek gibi kadin. Cansu Dere Azra Akin cok guzeller. Tugba Buyukustun dogal guzel
0
hindistan cevizi
(25.10.20)
Merve İldeniz
www.youtube.com

Hangimiz o kaşık olmak istemedik?
0
boray eris
(25.10.20)
Gönül Yazar 1

Hülya Avşar 2

Türkan Şoray 3

Yenilerin hiçbirinin yüz hatları bu denli muntazam değil bana kalırsa.
0
msb
(26.10.20)
yazilan bazi kadinlari gece görsem korkarim, helen dilan c. deniz, seda sayanin 50 yasinda yaptirdigi estetigi yaptiriyo.
msb+1
+emel sayin
0
durgunfoton
(27.10.20)
Yazılanlara baktım. Benim için sonuç hala aynı, Dilan Çiçek Deniz'in kaşına gözüne 10 tane adam öldürürüm :D
0
eazy
(27.10.20)
gülsen bubikoğlu.

türkan şoray'ın gözlerini çok bayık bulsam da, bugünün insanlarına göre çok güzel tabii ki.

banu alkan'ın gençliği de çok güzelmiş bence.

günümüzdekiler çok silik ve makyaj/estetik güzeli genel olarak.
0
blatta hiberna
(27.10.20)
tuba buyukustun
nehir erdogan
aysin zeren
0
camussar
(27.10.20)
(7)

uzman kasap kıyma

Tochinoshin
Bu kırmızı et gibi kokmuyor ve tadı da yok gibi. Hile durumu olabilir mi? Diğer marketlerde satılanlar böyle değil.
Bu kırmızı et gibi kokmuyor ve tadı da yok gibi. Hile durumu olabilir mi? Diğer marketlerde satılanlar böyle değil.
0
Tochinoshin
(25.10.20)
Bol yumurta kır anlaşılmaz gömersin.
0
Bruce
(25.10.20)
mahalle kasabından vazgeçme.
0
ankara06
(25.10.20)
asla bildiğimiz kıyma değil, deli gibi yağ salıyor ve lezzetsiz.
0
9kuyruklukedi
(25.10.20)
Migrosun uzman kasap ürünleri İĞRENÇ. Köftesini aldım bir daha da kesinlikle almam.
Carrefour daha iyi.
0
Lethe
(25.10.20)
Ben geçen elimi uzattım teyzenin biri onu alma, diğerini al çok kötü migros'unki ben evime koymuyorum dedi bıraktım. Köftesi vs. de gerçekten kayış gibi ve çok yağlı oluyor.

Paso indirimde zaten millet almıyor demek ki.
0
chicha_v2
(25.10.20)
ithal et olabilir mi acaba?

bilgi sahibi değilim sadece merak ettim.
0
westblack
(25.10.20)
Etin icinde yag degil de, yagin icinde et var diye ozetleyebiliriz.
0
goochie goochie
(26.10.20)
(14)

yediğiniz en tuhaf yemek

passion rules the game
en garip karışımı soruyorum aslında.bugün nutella ve ananaslı hamburger yedim. öeağdf. daha önce kanguru eti falan yemiştim ama normal et gibiydi, yediğiniz böyle absürd karışımlar var mı? beklemediğiniz derecede iyi çıkan falan?
en garip karışımı soruyorum aslında.
bugün nutella ve ananaslı hamburger yedim. öeağdf. daha önce kanguru eti falan yemiştim ama normal et gibiydi, yediğiniz böyle absürd karışımlar var mı? beklemediğiniz derecede iyi çıkan falan?
0
passion rules the game
(25.10.20)
Bulgur pilavı-tahin-pekmez.

Mançize düşen kuzenin çaresizlikten doğan yaratıcı bu hamlesi ortamdaki herkesin dikkatini çekmişti. Bulgurun soğanı daha az olsa başarılı bile diyebilirdim...
0
Bruce
(25.10.20)
Mc donalds’ta patates kızartmasını dondurmaya banarak yiyordum inanılmaz güzel oluyordu.
0
sta
(25.10.20)
@sta
ben de ilk kez rumen bir arkadaştan görmüştüm o fena olmuyor evet :D
0
🌸passion rules the game
(25.10.20)
valla çok uzaklarda gitmeye gerek yok piyaz denen arkadaş yeterince aradığınız klasmana giriyor.

tahin, haşlanmış yumurta ve fasülyenin bir arada yendiği midesizler klübü yiyeceği. diğer malzemeleri saymıyorum bile.
0
jamiro
(25.10.20)
Vişne reçeline batırılmış salatalık.
0
ekaterina
(25.10.20)
ben içecek yazacağım ama, hintli bi adam sütlü zencefil çayı ikram etmişti.ikram diye de geri çeviremedim.zor içmiştim.
iyi çıkan olarak ise; bi sos vardı avustralyada sweet chilli diye bu ne amk diyordum bigün denedim,sonra bi süre her şeyin üzerine döküyordum.trde de var ama her yerde yok.
0
high hopes of the sozluk
(25.10.20)
@high hopes sweet chili en güzel sos olabilir :D
0
🌸passion rules the game
(25.10.20)
Makarna suyuna kahve katıp öyle haşlayan bi kız vardı. Denemedim ama ilginç gelmişti
0
lapris
(25.10.20)
bana göre değil ama çoğu insan için batırık tuhaf geliyor.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(25.10.20)
hardal ve balli soslu kurbaga bacagi yemistim, tavuk eti niyetiyle acik bufeden almistim. tadi cok da fena degildi
0
exlibris
(25.10.20)
cocukluktan beri severim, patates kizartmasini recele batirip yemek. bir de kasar peynirini recele batirip yerim ama bu o kadar abuk degil sanirim cheesecake kafasi oluyor biraz.

bir keresinde de devekusu eti yemistim normal kirmizi et gibiydi.
0
in vino veritas
(25.10.20)
Besparmak yedim Kazakistan’da. Kuşbaşıdan biraz büyük parçalarla at eti ve hamur. Kazı-karta da yedim at sucuğu. Kurut yedim şeker boyunda kuru yoğurt gibi bir şeydi. Normalde pek açık değilimdir yemekte yeniliğe ama Kazaklar at etine burun kıvırır gibi olunca feci darılmışlardı.
0
le jeune turc
(25.10.20)
çikolata ve midye denemeyin
yoğurt ve üzüm çok güzel oluyor.
0
basond
(25.10.20)
ilkokuldayken biskremle şalgam içerdim çünkü çukurovalılık asjsjjjs herkes bu napıyo böyle diye bakardı ama güzeldi napıyım.
0
dedim ben sana
(26.10.20)
(11)

ölesiye karanlık dibine kadar kaybedenlerin filmi

zezari
bana böyle bir film önerir misiniz
bana böyle bir film önerir misiniz
0
zezari
(25.10.20)
Naked
0
kaset
(25.10.20)
Biliyosundur kesin ama tam uyuyot aradığına: Joker
0
megalomaniac
(25.10.20)
der siebente kontinent
0
kostüm çok güzel prenses misiniz
(25.10.20)
Bir tane de türk filmi önereyim: üçüncü sayfa
0
kostüm çok güzel prenses misiniz
(25.10.20)
Oslo 31. August
0
Bruce
(25.10.20)
tururo
(25.10.20)
los lunes al sol

not: işsizseniz izlemeyin.
0
barabas
(25.10.20)
biutiful
0
nothing in my way
(25.10.20)
Seul contre tous
0
sacrilegious
(25.10.20)
gemide

laleli'de bir azize

yazgı

masumiyet ve kader +1
0
tantunizade murat efendi
(25.10.20)
trainspotting
0
roverandom
(12.11.20)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.