Tam olarak değil ama evet, kesinlikle öyle bir şeyler oldu.
Üniversite boyunca hiçbir dayanağım olmamasına rağmen hep mezuniyet sonrası için aşırı özgüvenli oldum. "Ne adamlar ne işlerde çalışıyor, ben iyi işe giremicem de kim girecek" diye düşündüm hep.
O dönem birlikte olduğum kız arkadaşımın bunalım eşiği biraz düşüktü. Okuduğu bölüm bir hayli stres yaratıyordu üzerinde ve bu sabit stresin üzerine ufak tefek bir şeyler daha eklenince hemen bunalım psikolojisine giriyordu. Fakat ben o zamanlar bokun içine düşsem, "oha süper lan" diye kalkan bir tip olduğum için, bu bunalımlarından çıkmasına yardımcı oluyordum hep ve hayat devam ediyordu.
Ben mezun oldum ve doğal olarak olaylar düşündüğüm gibi gelişmedi. Hiçbir şirket kollarını açmış beni beklemiyordu. Başvurularıma dönüş alamadığım her gün moral olarak biraz daha düşmeye başladım. 2-3 aydan sonra "senden hiçbir bok olmaz. şu tipe, buruna bak amk" diye aynada kendime sövüyor, bunalımlardan bunalımlara koşuyordum. Bu sırada kız arkadaşım da sağolsun stresi çorba yapmış, içiyordu.
Yine bunalımlardaydı ama bu sefer önceki zamanlardan farklı olarak ben de bunalımlardaydım. Ne ben ona yardımcı olabildim, ne de o bana. Durum böyle olunca iletişimimiz yavaş yavaş kopmaya başladı ve sonunda da ayrıldık.
Yani özetle, "işsizsin ve bu yüzden senden ayrılıyorum" gibi bir şey olmadı. Ama işsizliğin bende yarattığı psikoloji, bir nevi ilişkinin dinamiği haline gelen, benim üstlendiğim bir rolü yerine getiremememe neden oldu. Bu da haliyle ayrılığı doğurdu. Günün sonunda işsizlik ayrılığın safi nedeni değil de, ayrılıkla sonuçlanan bir süreci başlatan olay oldu.
0