belki parası yoktur. buraya bu kadar yazana kadar sebebini bi sorsaydınız keşke. hemen hırsız yapmışsınız.

yanlış birşey yapmış evet ama insanların cebinde bazen yol parası bile olmayabiliyor. belki acil bi durumdu ve bi yere yetişmesi lazımdı?
bilmeden yargılamanız doğru mu?

Seni böylesine cinnet geçirtecek noktaya getiren şey ne? Aslında bence buna odaklanman daha doğru.

Okurken benim de ilk aklıma parasız kalmış olabileceği geldi.

Bu kadar etiketlememek lazım insanları.

Bursa'da aynı şey başıma gelse hiç sesimi cikarmam. parası yok diye düşünürüm, zaten belediye zam yapa yapa en pahalı uulaşımı kullandırıyor varsın birisi bu yoklukta bedava geçsin.

şimdi sakin ol ve elindeki akbili kenara bırak :) ha sosyoloji masterına harcadığın 4 yıla yazık olmuş bence, o ayrı.

O kadar sinirlenmişsin ki CV vereceksin nerdeyse.

Parası var bu arada. Politik olarak yapıyr. deevlete para kazandırmamak için.

ÇOcuk dediğim 25 yaş cvarı biri bu arada. Adam demek istemedim :D

O kadar master yapinca bionik goze sahip olmus ciko hem cebindeki parayi hem kartinda yuklu olani gormus.ulkede sinirlenebilecek pek cok sey varken konumuz bu olmamaliydi.en dogru sensin ,en cok sen okudun herseyi bilirsin.

toplu taşımanın ücretsiz olması gerektiğini düşünen ve her zaman akbilini basan bir insan olarak akbil basmayan insanların haklı olduklarını düşünüyorum, olması gereken o zaten. bence kimse toplu taşıma için para ödememeli. ben neden akbil basıyorum, çünkü akbil basıp toplumsal anarşi eylemlerine girmeden geçmek daha kolay.

parasızlıktan ya da çakallıktan değil de politik bir duruş olarak yapıyorsa daha iyimiş.

çocukluğum boyunca metroya para verdiğim nadirdir. bin çeşit yolla kaçak girer, güvenliğe mimlenirsem sinyal yapar büyüklerden bozuk para alır öyle girerdim.

toplu taşımaya kaçak binen çocuktan gelmeyen para devleti zorlamaz. kafa yoracak daha önemli şeyler yok mu? bu kadar katı olma.

... 'o kapasite var.' ...'4 yıl sosyoloji masteri'
hangi üniversite? danışmanınız kimdi? ilgili kişi beyninizin böyle çalıştığını biliyor muydu?

toplu taşımaya bedava binen öğrenciyle eve giren hırsızı aynı kefeye koyuyorsan emekli siniri gelmiş sana. sakin ol.

bu arada eğitim seviyeni araya sıkıştırman çok eğreti durmuş, konuyla bağlantısını çözemedim.

"Yol parası yok belki :(" "Hemen etiketleme belki zor durumdaydı" ahsjsjdld

Dalga mı geçiyorsunuz? Yoksa akp'li misiniz? Hırsızlığı öveceğimiz bazı durumlar var da benim mi haberim yok? Mesela kitap çalınca bir insan yine aynı şakşakçılar geliyor "bırak da okusun helal olsun" diye. Kafalar zehir gibi. Hasbam devletten çalıyorum çünkü vergi veriyorum rererö demiş. O kadar cahil ki yaptığı hırsızlığın devletten çok yine kendisi gibi halktan insanlardan çıktığının farkında değil.

Hırsızlığa belirli sınırlar biçen veya bunu önemsizmiş gibi gösteren tiplerin ya potansiyel hırsız ya da düşük zekalı olduğunu düşünüyorum. Başka bir açıklaması olamaz.

senden örnek vatandaş olmaz kardeş kasma boşuna. geçerse geçsin ne yapacaksın sanki? 65 yaş üstü de bedava biniyor onlara da kanasana böyle ;)

fakir değil, parası var ama politik olarak metrobüse para vermiyor?

kendisi ile etik algılarımız çok farklı. bu zihniyette bir toplumda ben de barınamazdım.
birinin 5 kuruşu bile bende kalsın istemem. kızmanı anlıyorum bana kalırsa da hoş bir durum değil.

bu gibi durumlarda serdar kepenek aklıma geliyor.
sanırım 4 tl'nin hırsızlığı trajedi, 4 milyon avronun hırsızlığı sadece basit bir istatistik.

bknz: serdar kepenek
bknz: efsane asfalt danışmanlığı

bireyi suç davranışına iten toplumsal nedenleri analiz edemeyip, şlak diye etiketi yapıştırıyorsan,


BOŞUNA OKUMUŞSUN.

sosyolojinin adını kullanmayın bu durumlarda abi. yapmayın ne olur.

olaya yorum yapamayacağım zira böyle bir zihniyete objektif olarak bir şeyler anlatmak beni şahsen aşıyor. Sizin adınıza üzgünüm.

soruyu sorarken çocuk deyip devamında 25 yaşında, parası olan bir adama çevirmişsin bahsettiğin kişiyi.

bu ikisini bir tutmuyorum ama soruyu doğru sormadığın için cevabımı silmeyeceğim.

Biz de yapardik lisede ve asiri keyif alirdik. Tramvay'a verecegimiz parayla da gider yemek falan yerdik. Zaten bedava olmasi gereken bir sey icin(en azindan ogrencilere) bu kadar tatava yapmanin luzumu yok. Tatava yapma, akbil bas gec.

binlerce kilometreden sırf kahvaltıda mutlulukla kahveleri içebilelim diye gelen firmalar mı? kimmiş o firmalar yahu? baya ben mutlulukla içebileyim diye kim kahve getiriyor çok merak ediyorum şuan.

kapitalizmin temel mantığıdır hırsızlık. yani aslen çocuk kapitalizme ayak uydurdu diye mi kızdınız anlamadım? bir de sosyoloji falan demişsiniz. ama gözünüzü olayı anlamaya kapatmışsınız. yani kapitalizmin temel mantığı borçlandırmak ve mevcut borç üzerinden para yaratmak. öyle üretmek falan değil yani. siz oraya o parayı basabiliyorsanız tam olarak oraya para basamayanlar sayesinde oluyor bu. bu sistemde oradan kaçak geçmek zorunda biri yani. cebinizdeki para aslen birinin borcu, zira para böyle oluşuyor.

öte yandan bu hırsızlık da nasıl bir tanıma oturtulmuş ben anlamadım. yani örneğin bankalar, holdingler bu hırsızlıkların çok daha vahşisini yapıyor. hem de sadece somut değerler çalarak değil, hayat, inanış, ideoloji gibi kavramları da çalıyorlar. fakat birilerinin yazdığı metinlerden dolayı buna hırsızlık denmemiş oluyor. temel mantık hatanız bence bu. önce bir hırsızlık tanımına ihtiyacınız var bence.

4 yıla yazık olduğunu düşünüyorum gerçekten ben de.

Sanırım , Konya da idi. Genelde Suriyeliler , ücret ödemeden ( kaçak ) binmiyorlarmış , itiraz eden iki genç , bıçaklnmış . görevliler , baş edemediklerinden bahsetmişlerdi

öğrenci olunca ne oluyor amk? biz de öğrenci olduk ben hayatımda bir kez bile param azalmasın diye hırsızlık yapmadım. öğrenciyken en fazla para ödememek için otostop çektim.

hırsızlığın öğrencisi çocuğu olmaz. hırsızlık hırsızlıktır. bazı yabancı ülkelerde güvenlik bile yok. zihniyet farkına bak. burada adamlar hırsızlığı övüyor.

Hakkın olanı almak hırsızlık dğildir diyor terbiyesiz bir de. Afrikada gözünü açan çocuk sefalete açıp avrupadaki para içinde açıyorsa ben bu oyunu bozarımcı.

birilerinin aylık elektrik kullanımına harcanan parayla halkın toplu taşıma masrafları karşılanabilecekken böyle bir şeyi hırsızlık olarak adlandırmak ilginç hakikaten.

Geçmiş olsun yarığın boyutuna göre değişir. Yaş/genetik gibi şeyler de belirleyici

Ben olsam şikayetçi olurdum. Kapı bozuk da olabilir... yavaş geçmekle ne alakası var çözemedim pek bir bilen aydınlatırsa çok iyi olur.

Geçmiş olsun.

Bence de şikayetçi ol. Yavaş geçmeyle ne alakası var. Ordan yaşlı insan da geçiyor çocuk da geçiyor engelli de geciyor. Koşarak geçecek hali yok herkesin. Otomatik kapının olayı sensör zaten.

İz de kalabilir, onu bilemem. sarı kantaron etkili diyorlar.

Şu verelim mi diyorlar bir de ya. Şaka gibi. Çıkıp müdürleri kusura bakmayın bile demedi. Gözümde de gözlük var iyi ki kırılmadı. Aslında hastaneye gidip rapor almak lazım ama bu ülkede hiç bir şeye inancım yok artık.

Hayır millet kocası dövdü sanacak yarın ofiste :)

Öyle düşünme.

Dikiş atıldı mı? Bence yarına bırakmadan git raporunu al. Her doktor ve her hakim bir değil...

geçmiş olsun öncelikle
kocası dövdü aklıma geldi güldüm +1
yarığın boyuna ve yerine göre değişir dikiş vs atılırsa iz kalma ihtimali daha yüksek.

gerektiği halde dikiş attırmazsan da izi kalır.
o yüzden baktırsan iyi olur.

Kocana temiz kapıdı al kübiğin duvarına as.

Şaka bi yana bence hemen bi doktora git ve öldür onuuuu

Tecrübelerime göre derinin altındaki beyaz tabaka görünür ise ( yağ tabakası mı bağ doku gibi birşey mi bilmiyorum ) iz kalıyor değilse kalmıyor.

Çok dandik görüntü veriyor bence alma

demek ki daha zor bir işlem,
daha komplike donanım gerektiriyor.

pirinçten taş ayıklamak = 20 lira
taşların içine pirinç eklemek = 50 lira

analogdan dijitalden sinyal dönüşümü yapan bi aparat olması gerekiyor içinde o yüzden. düz kablo değil yani. mümkünse komple dijitale geç (hdmi, dvi-d, mini-display port vs.)

şöyle bir dokuman yardımcı olur belki :

www.shgm.saglik.gov.tr

Şu an senin bulunduğun yerde olsam tus yerine usmle çalışırdım.

Hem maliyet açısından hemde dilimin iyi olmamasından dolayı vazgeçtim başlarda çok istiyordum ama dilimi istediğim gibi ilerletemedim maalesef.

Nöroloji, psikiyatriye göre daha zor sanki yani öyle düşünüyorum siz bilirsiniz. Beyin çok karmaşık ve bilinmez bir organ. Arkadaşım beyin cerrahiye başladı ama şu an çok pişman olduğunu zorlandığını söylüyor. Ayda 15 nöbeti var.

Pek bilgim yok siz bilirsiniz. Almanya'da uzmanlık düşünmez misiniz? Bir tanıdığım gitti ve çok memnun.

Erkeksen eh iste, kadinsan epey vahim.

Kramer bile daha çekici ya bence :/

sana göre normal.
zaten böyle bir adamla evlencen

lonelyman +1

tmm
seviyosan konuş

durum senin açından kötü, ben ise şöyle düşündüm: o zaman benim bile şansım var. yaşasın?

tonton kel baba figürü olarak görmüş olabilirsin

"bakın nefesi vermese de olur, alması önemli. sevgi olduktan sonra bunları birlikte aşarız" noktasına varılmış gibi.

çekici zaten. :P

ahahahah çok güldüm. Bir röportajda Jason Alexander, o role hazırlanırken hep Woody Allen'ı düşündüğünü söylemişti. Onun karizması yansımıştır belki de :P

ruhun teyzeliğe terfi etmiş ablacım

Erkek eli fetişi?

images-na.ssl-images-amazon.com

evinin baş köşesine asıver.

ruh ikizin bence. cok uyarsiniz. daha önce görmemis olabilirsin, uyarayim yine de.

www.youtube.com

Hemen pretty woman izle boyun posun devrilsin ayip senin yaptigin moduna gec ve kurtul.allah korusun o tutmazsa devami danny devito tobe yarabbim hasa.

Birde havuza girdigi shrinkli bolumu izle o da kurtarir.

oluyor öyle arada. bende muhteşem yüzyıldaki şehzade anasını çekici buluyorum.

Mantıklı. Kendisi felaket anlarında çok iyi bir önderdir: www.youtube.com

Türkiye'deki gençlerin bu kadar iyi müzik eğitimleri yok. Müziğe blok flütle başlamış bir neslin, uyumlu bir şekilde Rock parçası çalabilmesi güzel bir hayal. Ülkenin eğitim politikası değişirse 50 yıl sonra falan işte.

ben de görüyorum.
adamların dertleri eğlenmek ya da birşeyler üretmek.
bizdeyse başkalarının yaşamına müdahale, politika, ırk, din...

al sana türkiş stayla:
www.youtube.com
beklentilerini küçük tut ;)

@j r r tolkien hayrani, böyle bi yerde toplansak bizi örgüt diye toplayıp içeri tıkarlar kendini açıklayamazsın bile.

bizde olsa reverb'ü niye bu kadar açtın amuğa goyiim diye kavga çıkardı çünkü.

Tinder'ı diyorsan iyi araştır. Kızın tekiyle eşleşmiştim. Kız Instagram hesabını attı. Kız güzellik mağazasında çalışıyormuş. Kızın çalıştığı alışveriş merkezini bile biliyorum. Ama yine de muhabbeti devam ettirmedim. Bir gün karılara para yedirecek kadar zengin olursam o zaman düşünürüm.

bunlar tinder, happn vs kullanarak ilk elden iletişime geçiyor ki aracıya yani pezevenge komisyon kaptırmasın. Pezevenk adam çevresini kullanarak bu hatunları pazarlardı ama paranın çoğunu da alırlardı. şimdi hatunlar bu tarz uygulamalar sayesinde direk reklamlarını yapıyorlar. çoğu kendi dairesinde ya da otelde yapıyor. ama tabi ki güvenmemek lazım. ya kendi evine getirme şartı koşacaksın ya da böbreği riske atıp gideceksin.

@wolfare nereden biliyorsun bunlari

@traveller bunları bilmeyen mi var? özellikle istanbul gibi şehirlerde büyümüşsen bunları ve fazlasını bilirsin ;)

Eski pezevengim.

Şaka bi yana yalan yok tinder vs programları kullandım ve orada escortlar bilgilerinde her şeyi yazıyor. Günlük şu fiyat gecelik şu fiyat. Kendi dairemde kalıyorum falan diye. Diğer konuya gelince zaten mantıklı düşündüğün zaman escortların bu kanalları pezevenklere para kaptırmamak için kullandığını anlarsın. eskiden böyle programlar yoktu.

ilk buluşmaları genelde otellerde yapıyorlar.
nerden biliyorsun derseniz.
emekli pizevengim ordan biliyorum.

@wolfare ile meslekdaş çıktı iyi mi?

escortbul.eu dan şaşmam aga hayatımın en güzel deneyimlerinden biriydi valla en iyi türk esc sitesi diyebiliriz.

sonuc alınacagına pek inanmıyor olabilirler. oyle sanıyorum ki insanlar avukatlara karsı guvensizler genel olarak. toplumda "hicbir sey yapmıyorlar, sadece para istiyorlar" algısı mevcut.

*Aylar yıllar süreceği düşünülen mahkeme süreci
*Sonuç alınıp alınamayacağı belirsizliği
*Ödenecek paraların ardı arkası kesilmeyeceği düşüncesi

-Genelde Düşünülen: "Avukata para, mahkemeye para, süreç boyu harç parası bilmem ne parası, bi de sonuç alamazsak durduk yere cepten gidecek. En iyisi bekleyelim kendimiz halletmeye çalışalım."

Bizde iş bitimi ödeme odaklı bi zihniyet var.

Haksız değiller bence hiç. Ailemde avukatlık işi olup da avukattan sonuç alan olmadı daha.

Ayrıca sadece avukata değil, kimseye para vermek istemiyorlar.

@devilred
Avukatlık bir eser değil vekalet sözleşmesidir. Yani size bir sonuç vaadedilmez çünkü bunu %100 öngörmek mümkün değildir. İşin yapılma sürecini üstlenir avukat.
Özen yükümlülüğü çerçevesinde görevini yaptıysa, süreleri kaçırmadıysa, savunmanızı sizden edindiği ve gerekli gördüğü bilgiler çerçevesinde yaptıysa, tamamdır.
Ve bu işi yaparken harcadığı emeklerinin karşılığı olarak tabi ki ücretini haketmiştir. Çünkü alacağı ücret bir sonuç elde etme şartına bağlanmamıştır, bağlanamaz.

Soruya gelince, ücretini düzgün ödeyen gerçek kişi müvekkil zor bulunur, en iyisi mümkün olduğunca şirketlerle çalışmaktır.

O sözleşmeyi yapıp, parasını baştan alıp da hiçbir şey yapmayan avukatlar var bu ülkede. Gerçekler acıdır.

avukatların işi alana kadar her telefonunuzu açar, mesaj atsanız mail atsanız kısa sürede döner, cevapsız çağrınızı görüp geri aradıktan sonra, işi alır ve sırra kadem basarsa sonuç böyle olur. 3 farklı avukat ile 3 farklı durum için çalıştım hepsinde bu durum oldu. davaya girer çıkar haber vermez ararsın açmaz, geri dönmez. peşinden koşarsın kısa kısa cevaplar verir doğru düzgün anlatmaz. insanların da kesinlikle güveni yok avukatlara,

Sadece avukatlıkla ilgili bir şey değil. Biz de bilgi ve tecrübeye saygı duyulmuyor. Ben tasarımcıyım ve bir zanaat üzerine yoğunlaşmış işler yapıyorum. Hem tasarımı ve hem işçiliğini ben yapıyorum. Moda da atölyem var ve bir sürü tip uğruyor gelip geçerken. Onların da ne kadar sanatçı kişiliği olduğunu dinliyorum, bu yaptığım iş dolasıyla ben kendime sanatçı demiyorum. 5 sene okul artık 2 sene zanaat öğrenme sıfır onların gözünde.
Avukatlık da iki boş beleş laf sallıyor oluyor işte ağzı iyi iş yapanın mesleği çünkü...
Sen hak iddia etmedikçe herkes bedava danışmanlık ister.

güvenmiyorlar. emlakçı ve taksi şoförü ile aynı saygınlıkları.

babam sigortası asgari ücretten yatırıldığı için şirketine dava açacaktı. onlarca avukata gitmiş. hepsi görüşmeler ücrete tabi demiş. yani avukatlar selamı almak için ücret talep etmiş babamdan. en son yaşlı başlı bi avukat selamı ücretsiz almış konuşmuşlar. bu dava işi seni kardan çok zarara sokar demiş. babam açmadı dava.
davaları zaten parası olan kazanıyor avukatların bi fonksiyonu olduğunu sanmıyorum. aramızda avukat varsa kusura bakmasın da duyuruda sorunca cevap alacağım şeyleri danışmak için ben de para vermem.

Valla avukatların itibarı çok kötü onu söyleyeyim. Hukuk davaları neyse de ceza davalarının bir çoğunda pek etkileri yok. Bence en ideali vatandaşın hukuku öğrenmesi ve hukukun biraz daha basitleştirilmesi. Böylece "aracı" ortadan kalkar.

çünkü cahiller. ben kendini o kadar çakal görenin telefonunu açmıyorum.
1 kere adliye yüzü görmemiş, devletin verdiği harç makbuzuna inanmaz çünkü onu soyan avukattır. devlet değil.

ama bunları böyle yapan da avukat. orası da acı gerçek.

şimdi okudum. evet duyuruda öğrenebileceğin şey için niye avukata para veresin ki. bak burası pırıl pırıl bir kıstas.

sonra burda niye avukatlar yardımcı olmuyor. şu zamana kadar burdan birçok arkadaşa yardımcı olduğum için utandım kendi adıma.

Avukatla bir kere işim oldu, herifin peşinde ben koşturdum. İlgilenmiyor, arıyorum, şehir dışına gittim akşam bakacağım diyor, akşam arıyorsun yarın diyor, ertesi gün arıyorsun, yerinde yoktu diyor. Sonraki gün arıyorsun, "şen şurayı arayıp bi sorsana" diyor.

"Ya yapacağın işi s..m" lafı kaç kere dilimin ucuna kadar geldi. Totoş dilekçeleri ben yazıyorum, dava dosyalarını ben buluyorum, e sen ne bk yemeye para alıyorsun ?

Ya siz mesleğin rezillerini bulmuşsunuz ya ben ve çevrem enayiyiz her yere koşturuyoruz vekalet çıktıktan sonra, duruşmayı öne aldırmalar, işler çabuk neticelensin diye postaya verilecek evrakları elden takip etmeler, kıytırık ve o celse hiçbir şey olmayacağı belli ara duruşmalara bile müvekkile karşı sorumluluk var diye gitmeler, müvekkili şu şu konuda sizden bilgi almam lazım diye sıkıştırmalar, bana vekalet verdiği konudan bağımsız olarak minik minik işler de elime yapışmaz ya diye yapmalar, duruşma zaptlarını hemen göndermeler, telefonu görmezsem veya geç görürsem içime dert olmalar... Vay arkadaş.

Cevap: Avukata 2000 vereceğine arzuhalciye 50-100 TL'ye yetkisiz mahkemede ve taraf teşkilinde hatalı dilekçe yazdırmayı akıllılık zannettiklerinden.

"duyuruda sorunca cevap alacağım şeyleri danışmak için ben de para vermem."

Şu olayi buradaki meslektaşlarımıza anlatamıyorum işte. Adam durumu cok guzel ozetlemis. Mevzu bundan baret. Meslektas kendi bilgisini tecrubesini belese veriyor burada adam niye parali avukat tutsun.

Valla danışma için (aynı doktorlara muayene ücreti verdiğimiz gibi) belirlenmiş bir ücret olsa, oradan aldığım bilgiye güvenebilecek olsam ben verirdim açıkçası. Bakın bir sürü insan kötü tecrübelerini paylaşmış. Hukuk mezunu bir sürü kişi var, bunlardan kaçının gerçekten konuya hakim olduğunu bir düşünün ve özeleştiri yapın. Sizi tenzih ederim ama fıkralara bile konu olmuş bir "güvenilmez" meslektir avukatlık.

2012 yılında 12 yıl çalıştığım işyerimden haklı olarak istifa ettim ve süper bir avukata verdim işimi. çok realist bir avukattı bana olacakları ve süreci anlattı .aynen de dediği gibi oldu .3,5 yıl süren mahkemeler sonunda kazandım o da kazandı. her adliyeye gittiğinde bütün müvekkillerinin dosyalarını tek tek inceleyen konusunda uzman ilgili bir avukattı.
bütün genellemeler yanlıştır diyorum . ne para istediyse verdim o da tek tek makbuzları bana mail attı

2-3 avukata işim düştü ne sorunum olduysa çözdüler. Parasını da çatır çatır aldılar gayet ilgiliydiler. Siz kötülerine denk gelmişsiniz. Bazılarının ofisine gittm para olmadan görüşemeyiz dediler böylelerinden uzak durun en iyisi.

ulkemizde bilgi ve egitime onem verilmiyor ayrica insanlarin yargi sistemine ve sureclere iliskin herhangi bir fikri yok. sozlugun ve duyurunun ortalama insan profili ortada, bu kesim bir de internet kullanabilen, bilgiye ulasan degil ama ulasma ihtimali olan kesim. serbest avukatlik yapan meslektaslarima allah sabir versin.

bir dilekce ne var sanki, bir soruya cevap verecek ne var sanki. klasik bahaneler. o dilekceyi yazabilmek icin kac sene egitim aliniyor, yetmiyor surekli yargitay kararidir, guncel yayinlardir takip ediliyor. bu tarz insanlarin arzuhalciye gitmeleri en mantiklisi, iki tarafin da basi agrimaz.

adamin 'avukatlik' bir isi oluyor, bakkaldan markete, komsudan doktoruna kadar soruyor, sonra gelip bakkal bana bunu dedi, bu boyle oluyormus diye iddia ediyor. ya da burada, adam 'burada cevabini alacagim seyi neden avukata sorayim' diyor. bazi duyurularin altina, avukatlikla uzaktan yakindan alakasi olmayan, olayin hicbir ayrintisini bilmeyen ve merak etmeyen tipler, 'hakki yok', 'o parayi cok rahat alirsin' tarzi cevaplar yaziyor ve adam onunla tatmin oluyor. duymak istedigi bu cunku. bir olayin icinde onlarca denklemin o olayi nasil etkileyebilecegini tasavvur edemiyor adam, bana %80 kazaniriz desin diyor.
ortada hakim kalmamis, yeni mezunlar daha stajlarini bitirmeden hakim olarak ataniyor, davalar ortalama 4 sene suruyor, kanunlar uc ayda 180 derece degisiyor, kimse bir seye birak garanti vermeyi, herhangi bir seyi ongoremez olmus, sadece ankara'da uc farkli adliye binasi acildi, saat 9'a verilen durusmaya 11'de girseniz kendinizi sansli sayiyorsunuz, bu arada diger adliyelere yetismeye calisiyorsunuz, yol parasi, vakit kaybi, yemek yeme ihtiyaciniz hic saymiyorum vs., gun icinde onlarca km yol yapiyorsunuz, bunun parasini alamiyorsunuz ve sabah 8 aksam 6 ofiste oturup, internette takilan, yaptiginiz isle ilgili hicbir sey bilmeyen tipler sizi elestiriyor. velhasil, turkiye'deki insan profili de goz onune alindiginda serbest avukatlik cok cok zor. adam somut durumu bilmedigi gibi, cok biliyormus gibi ahkam kesmek konusunda hic utanmiyor.

bir de bu profildeki cahil insanin ornegin bir bosanma davasi actigini dusunun, avukati psikolog gibi kullanani mi ararsin, avukatin aile hayati, ozel hayati yokmus gibi, sabah aksam telefon edeni, kendi derdini anlatani mi ararsin... benim yanimda kac kere serbest avukatlik yapan arkadaslarimi gece 10'da 11'de aradilar, bizim is ne oldu diye. hayvan sarhos, aklina gelmis benim is ne oldu. bu avukatlar islerini gunu gunune yapan, bilgilendiren avukatlar. adamin o anda arayasi gelmis iste. sen patronunu, doktorunu, calisma arkadasini o saatte naptin la bana mail attin mi, naptin hoca bizim tahlil sonuclarini diye arayabiliyor musun? sen altindaki bakkali gece 11'de actirip sigara alabiliyor musun? iste buradaki gibi, aldigi hizmetin karsiligini verdigi icin sizi ve zamaninizin tamamini satin aldigini dusunen tipler, arayip taciz etmeyi hak goruyor kendinde.

bir biliskisinin raporunu alti ay yazmayabilecegini, durusmanin uc ay sonraya atabilecegini avukatindan duyunca inanmiyor da, burada yuzunu dahi gormedigi, avukat olup olmadigini bile bilmedigi mehmet aga'dan 'evet uzun surer' yazili cevabini alinca rahatliyor.

bir de kendi masraflarini avukata yikmaya calisan tipler var, harci sen ode, bilirkisi ucretini sen ode, kazanirsak alirsin (o da belki). sen doktora benim ilacin ucretini ver, iyi olursam sana parasini veririm, ameliyati sen bedava yap, iyilesirsem oderim diyor musun?

simdi turk insani bu dedik. iste bu tip adamlarin ne yazik ki elenemedigi ve egitim alip, avukat olabildikleri, 69 tane hukuk fakultesi var. burada anlattiginiz, bir seye sap olmayan kuzenler, borcunu alip aylarca odemeyen tipler, diger insanlara it gibi davranan tipler falan gayet gercek ve bu insanlar doktor, muhendis, esnaf olabildikleri gibi avukat da olabiliyorlar. dolayisiyla boyle rezil muvekkiller olabildigi gibi, rezil avukatlar da var, rezil doktorlar var, rezil muhendisler var, rezil esnaflar var, eldeki malzeme bu. dolaysiyla once kendine, sonra ailene, sonra arkadaslarina, sonra ulkene bakmadan, 'avukatlarin hepsi cok kotu yeahhh' demek de bizim bir resmimiz iste.

nasil ki sokakta yururken herhangi bir doktorun ofisine girmiyorsunuz, isyerinize isci alirken nereden mezunmus, ne is yapmis daha once, referanslari kimmis diye bakiyorsunuz, avukattan hizmet alirken de sorun sorusturun.

siz boyle bir muvekkil olmayabilirsiniz, o zaman ustunuze alinmayin, ben de begenmediginiz avukatlar gibi degilim ve oyle olmayan onlarca avukat taniyorum, ancak unutmayin ki 80 milyon insaniz ve Turkiye'de 100binin uzerinde avukat var. sizin gibi olmayan milyonlarca insan var etrafta.

sorunun altına avukatlar doluşmuş hem de 2-3 bin lirayı paradan bile saymıyorlar. orta direk dedğiniz insanlar o paraya 2 ay çalışıyor. sana 3 bin lirayı ödemesi için 2 ay bir şey yememesi lazım. sonuçta benim dediğime geliyor parası olan davayı kazanır.

türkiye cumhuriyetinde adalet olmadığı ve çok yavaş olduğu için.

türkiyedeki adalet sistemi düzeltilmemden, kimse avukatlara para vermek istemeyecektir.
50 sene önce amerikada da durum böyleydi.

Halkımızın önemli bir kısmı kendini avukat sanıyor ya da avukatlığı hafife alıyor. Bu gözler "Dilekçeyi yazmakta ne var ki ben de yazarım" diyen müvekkil gördü.

Mesleğin itibarının kötüye gitmesinde avukatların payının olduğu şüphesizdir ama ben kendi adıma kabul etmiyorum bunu. Müvekkil ne zaman arasa açarım, müsait değilsem işim bitince hemen dönerim. Her şeyi uzun uzun anlatırım. Ama bu da müvekkile beni taciz hakkı vermez. Olur olmaz zamanlarda aramaya ya da anlamsız sorularla vaktimi almaya hakkı yok. Durum neyse açıklarım biter.

Ayrıca avukatların da "doktorların muayene ücreti gibi" danışmanlık ücreti tarifesi vardır. Avukatlar bilgisini satarak para kazanıyor. Kusura bakmayın ama sizden "para koparmak" için talep etmiyorlar o danışmanlık ücretini, yasal hakları olduğu için istiyorlar. Yıllarca dirsek çürüt, stresli ortamlarda iş öğrenmeye çalış sonra vay efendim danışmanlık ücreti istiyormuş. İster tabi!

Yukarıda "Duyuruda öğrendiğim şey için avukata niye para vereyim ki" diyen olmuş. Meslektaşlarımı bundan sonra buradan hukuki soruları cevaplamamaya davet ediyorum. Ben an itibarıyla bıraktım!

@hexor o zaman çözüm basit. avukatla anlaşma. kendi derdine kendin çözüm bul. ülkede istisnalar hariç davayı avukat aracılığı ile takip etme zorunluluğu yok.
avukat da bedavaya döndürmüyor o ofisi. kdv'si gelir vergisi, sgk'sı derken zaten dünya kadar kesinti oluyor. kimse bedavaya iş yapmak için eğitim almıyor.

şöyle bir olay var, suçlular mahkemeden korkmuyor. adam hakkını vermiycem git mahkemelerde senelerce uğraş diyor. sonuçta kazanırsan ancak hakkını alabiliyorsun ama verdiğin emek, işinden gücünden kalman ve avukatlık parası fazlasıyla sana giriyor.
dolayısıyla suçsuzun avukata para vermeye eli gitmiyor. suçlular da genelde işi az çok öğrenmiş kişiler oluyor uzattıkça uzatıyorlar.


dışarda öyle değil, suçlu adama mahkeme deyince ödü patlıyor. çünkü her türlü zararın öttüre öttüre alınacağını biliniyor. avukatlara da maksimum para dokuluyor boylece bir dava durumunda.

burada devlet bile bu durumu kabul edip arabuluculuk diye birşey çıkardı zaten.

@meslektaşların hepsi +1

O tarz muvekkilin hicbir seyden haberi yok çünkü. Lazım olunca avukatsiz ufacik bir isi bile halledemeyen ama avukatlar pislik ya diye ortalarda dolasanlardandir. müvekkil alt tarafi iki dilekce yazdi diye dusunuyor o yuzden para vermek zor geliyor. Bastan para verenler de avukatin tek muvekkili kendisiymiş, dunya onun etrafinda dönüyormus, avukati parayla satın almış, avukatin ozel hayati yokmus gibi davraniyor. Bizim insanimiz boyle cunku somut iş gormek istiyor ortada. Ama onun icin yukarida anlatilanlar is degil. Avukatligin sonuç degil süreç odaklı bir is oldugunu anlamak istemiyor. avukatin nelerle ugrastigini bilmeyince duyuruda bile halledilir yanilgisina dusuyor tabi. Şu cevaplar yuzunden buradaki bircok avukati duyuruda gonullu yardimci olmaktan soguttunuz mesela. Kaldi ki buradaki bircok meslektasimin birilerine her turlu yardimda bulundugundan eminim.

Muvekkilin de kalitelisi, anlayislisi, saygılısı, tacizci olmayani var. Onlarla calismak gayet de keyiflidir. Isiniz yurumuyorsa dönüp kendinize de bakabilirsiniz. Her işi yaptirip davanin sonuna gelince para vermemek icin avukati azleden muvekkil tipi de var ona bakarsak. Onlara her tip avukat müstahak. Her meslegin yüz karası var avukatlikta da bolca ornegi mevcut ama işini gercekten olmasi gerektigi gibi hatta fazlasini yapan, severek calisan insanlara karsi da biraz sayginiz olsun. Birtakım genellemelerle butun bir meslegi itham edemezsiniz. Avukatlik bircok kisinin bir gün bile tahammül edemeyecegi bir iş.

Değerli meslektaslarim kusura bakmayin da suc bizde.

Ben bin kere şu ortamda degerli bilgilerinizi catir catir dokmeyin, bilginizin emeğinizin karşılığını isteyin diye yazdim.
Defalarca gerek özelden gerek direkt duyurudan uyardim. Işte sonra boyle oluyor, adam acik acik "belese aliyorum bilgiyi ne para verecegim" diyor. Bunu bu hale bizler getirdik. Kendi biglimizi degersizlestirip sonra niye bu kadar degersiz bu yahu diye soruyoruz.

Psikologun sahtesi bile belese yardim etmiyor. Kim oldugunu anladiniz siz. Ama buraya bi bakıyorum muhtemeleb muvekkil gelir diye dusunen meslektaslar her turlu basit-karisik konuya en ince detayina kadar cevap veriyor. Abi dilekceyi de yaz maille gönder bari.

Şöyle bir örnek vereyim, burada kira hukukuyla ilgili bir soru soruldu, bir yazar "hukukçuyum, yazılanlar doğru değil, şöyle...." şeklinde cevap verdi, ben bunu internetten araştırdığımda bizzat hukuk bürolarının kendi sitelerinde yazdığını yanlışlayan metinler buldum ki öyle tartışmalı alengirli bir konu da değildi. Şimdi "büroda sözlü danışma" 2017 tarifesiyle 275 TL, hadi önemli bir konuysa parası verilir de avukatın yeterliliğine nasıl güvenilir onu bilmiyorum. Kaldı ki ortada hiçbir araştırma, efor yokken bu miktar sözlü danışma bedeli bana hiç makul görünmüyor. Birçok kişinin danışmak isteyeceği ufak tefek mevzular 10 dakikayı almaz.

Söylemeye çalıştığım duyuru gibi ortamlarda zaten genelde trafik kazası, kira, gürültü vs. gibi küçük sorunlar soruluyor, bu insanlar zaten avukatlar yanıt vermese de gidip danışma bedeli ödemek istemezler, astarı yüzünden pahalıya gelme durumu.

O zaman ben de meslek alanıma giren konularda ağzımı açmayayım, kimse paylaşmasın, duyuruda sabah akşam aşk meşk meseleleri dönsün. Bildiğini kasten paylaşmaktan imtina edecek arkadaşlar üyeliklerini kapatsınlar, adaletin gereği olarak!

@mikro patlama bir avukatın ofisine gidip 10 dakika icinde ayrilan muvekkil/danışan pek goremezsiniz yalnız. ufak tefek bir soru sormak icin vermiyorlar bu paralari zaten. Sorun ayrintiyla konusuluyor cevaplar veriliyor aciklamalar yapiliyor ve izlenecek yol gosteriliyor. Karsidakine izahta bulunmak cok da kolay olmuyor haliyle. Kapiyi tiklatip ben bir soru soracaktim degil yani olay. Ben bizzat kapisina gelen maddi durumu kotu insanlari ofisinde agirlayip yardimci olup bes kurus almadan gonderen cok avukat taniyorum. Ama ortada emek varsa, danışanın cebinde parasi da varsa bir zahmet verecek o parayi. Internetten hallederim diyorsa halletsin zaten orada sorun yok. Bilgisine guvenmediginiz arastirmadiginiz avukata da gitmezsiniz olur biter.

Duyuruya gelince bahsettiginiz gibi ufak tefek sorularda bile bilip bilmeden cok yanlis bilgiler veriliyor ve buradaki hukukcular en azindan o yanlis bilgiyi ortadan kaldirmakta yardimci oluyor. Onlari cevaplamak sorun degil. Kisa hukuki sorular degil yani problem. Ama asıl bahsettigimiz avukat varsa "ufak" bir sorum var yeşillendirebilir mi gibi duyurular. Bu duyurularin arkasinda ciddi bir hayat hikayesi ve hizmet istegi yatiyor emin olun :) bu sekilde olunca ben kendi adima yardim etmiyorum ama eden meslektaş cok var eminim. Sadece hukuki degil, psikolog var mi diye sorup bunu yapan da cok muhtemelen. Insanlar bedava hizmet, bilgi almayi cok seviyor kısaca. Seviyorsaniz yardim da görüyorsanız çamur atmayın diyoruz biz de.

Haha, avukatlar korkulur vallahi sizden. Garip bir yorumu tespit edip hemen grev örgütlemişsiniz.
Duyurudaki soruya da cevap vereyim gelmişken. Kim kime para vermek istiyor ki zaten şu hayatta, öyle değil mi? Hatta herkesi kimlere niçin para vermek istemediğini düşünmeye davet ediyorum. Bir düşünün bakalım aklınıza gelen her soruya tecrübesi olup işi bilen biri cevap versin istemiyor musunuz. Aksi takdirde profillerinizi yüzünüze çarpmak zorunda kalacağım.

@mikro patlama o basit gördüğün trafik kazası davasının 5 yıl sürdüğünü biliyorum ben. her şey esastan çat diye çözülüyor mu sanıyorsunuz. kimsenin yargılama usulünden haberi yok. zaten istemeyen yardım etmez bu tavırlardan sonra. etmemek de haklı bir protesto. kimse üyeliğini bir başkasına soracak değil.

@aquarium Yukarıda avukatlar hiçbir hukuki soruya yanıt vermesin yazılmış, ben o konuya hitaben yazdım. Bu tarz yaklaşımın hiç hoş olmadığını düşünüyorum, bir cümle yanıt yazmaktan kaçınacak kişiler varsa bütün soru geçmişlerine bakıp mesleki sayılabilecek bilgi aldıkları herkese danışmanlık ödemesi yapmalılar kendi mantıklarının gereği.

Yoksa "sorum var yeşillendirin" tarzı hareketler meslek alanı ne olursa olsun bence de çoğu durumda sınırı aşıyor, işi sömürü boyutuna taşıyan insanlar az değil ve ilgi gösterilmeyi de hak etmiyorlar, farklı düşünmüyorum.

@cabiday Açılan konunun kendisi çok detaylı olabilir, ama duyuruda zaten normal olanı 3-5 cümleyle konuyu sormak karşılığında da yine 3-5 cümleyle yanıt almaktır, tabiki yanıtın geçerliliği de sorudaki 3-5 cümleyle edinilen bilgi kadar olacaktır. Bunu bu platformun gereği olarak zaten herkes baştan kabul etmiş sayılır.

kardeşim ücretsiz danışmanlık verilmesi zaten başlı başına avukatlık kanuna aykırı bir olay. bu "yardım etmeyi istememek" değil. yani burada ücretsiz danışmanlık veren avukatlık asgari ücret tarifesine (aaüt) aykırı iş yapmış oluyor ve bu tarifeye aykırı iş görmek de yasak. avukatlık kanunu açıkça bunu belirtiyor.

işin aslı bu iken hala "bilginizi paylaşmicaksanız gidin" demek ne haddine? sen kimsin ki yani?

hadi bunları geçtim,

burada bilginizi paylaşın denilen mevzular aslında çok ciddi işler. bayaa bayaa ciddi emek ve bilgi gerektiren iş hukuku, boşanma hukuku gibi konular konuşuluyor.

bir arkadaş var burada, meslektaşız sanırım. tamamen ücretsiz olarak iş hukuku davalarına danışmanlık verip soru soranlara özel mesaj atıyor. nickini söylemeyeceğim. kendisini bir kaç kez uyardım, müvekkil potansiyelim olmadığı için geri dönüş bile yapmadı. ama nerde ciddi bir problem görse beleşe, sanırım da müvekkil olarak alırım düşüncesiyle, direkt en detayına kadar cevaplıyor. e kardeşim o adam şimdi niye gidip avukata bi şey danışsın? danışsa bile para verir mi? o zor edinilen tecrübenin değerini bilmez ki, nasılsa internette var.
zaten bi dilekçeyi yazmadığı kalıyor o meslektaşın, ki belki de onu da yapıyordur.

sorsan da iyiniyet der. diğerleri kötü niyetli çünkü. biz hepimiz kötü niyetliyiz bilgimizi parayla sattığımız için. para kazanmayı istemek ayıp çünkü.

@sansli . kardeşim yazdığın şey son derece samimiyetsiz, tek taraflı paylaşım isteğin ortaya konunca hemen kanunlar aklına geliyor, evet bu samimiyetsizliktir. Ben danışmanlık bedava olsun vs. demedim, çarpıtmayalım.

Tekrar yazayım:
Açılan konunun kendisi çok detaylı olabilir, ama duyuruda zaten normal olanı 3-5 cümleyle konuyu sormak karşılığında da yine 3-5 cümleyle yanıt almaktır, tabiki yanıtın geçerliliği de sorudaki 3-5 cümleyle edinilen bilgi kadar olacaktır. Bunu bu platformun gereği olarak zaten herkes baştan kabul etmiş sayılır. Konunun detaylandığı noktada kişi zaten profesyonel yardıma yönlendirilir, hepsi bu.

Şimdi bu süreci başlı başına bir danışmanlık süreci olarak kabul edemeyiz, alakası bile yok, olsa olsa iyi niyet çerçevesinde sohbet olarak görülebilir.

aklıma hemen kanunlar gelecek elbette. çünkü bu benim para kazandığım ve korumak zorunda olduğum mesleğimle doğrudan ilgili bir konu. siz bu internette "yaaa bi konu var bi yardım edin" diyen kişilerin ne kadar fazla olduğundan ve bu beleşçilik huyunun ne kadar yüksek boyutlarda olduğundan haberdar mısınız da millete samimiyet üzerinden filan ahkam kesiyorsunuz?

ben nasıl ki yabancı dilde yazılmış bir metni "yaa 3 cümle bi şey çeviriverin nolucak" diye sormuyorsam, ben nasıl ki "yaa bi fotoşop, dizayn, tasarım işi var iiki dakka halledin" demiyorsam yani meslek erbablarına saygı duyuyorsam, mesleklerini emeklerini hiç etmiyorsam kendi mesleğime de de aynı saygıyı bekliyorum. kendi meslektaşlarımdan da bekliyorum.

çünkü kusura bakma ama senin gibisi çok var. burada basit şeyler sorulmuyor bin kere anlatıldı yukarıda. yani 500 tl ceza geldi nereye itiraz ederim gibi sorulara cevap yazılmasın denmiyor.

açık açık dnaışmanlık vermeyin deniliyor. ben bunu diyorum. bu sana samimiyetsiz geliyorsa da zerre umrumda değil. duyurudaki bi beleşçi rahatsız oldu diye meslektaşımın emeğini değersiz gösterecek değilim.

Dayanamıyorum dolayısıyla söylemeden edemeyeceğim:
Doktorlara size nasıl bir tedavi uygulanacağını bilmeden ve sizinle ne kadar ilgilenileceğinden bir haber muayene ücreti ödeyerek muayene oluyorsunuz, takdir edilen (o da doktorun deneyim ve bilgisine bağlı olarak, tıpkı avukatınki gibi) tedaviden sonuç almazsanız tekrar muayene ücreti ödeyip sesinizi çıkartmadan muayeneye gidiyorsunuz. Aynı şekilde benzer hizmetleri veterinerlerden de alıyorsunuz. Memnuniyet garantisi veriyor mu? Basit bir köpek tıraşı bile tam istediğiniz gibi olmasa da veya eve geldiğinizde kedinizin tırnaklarının fazlaca dipten kesildiğini fark ettiğinizde ücreti çoookkktan ödemiş oluyor musunuz? Evet.

Çocuğunuza sınavı geçmesi şartıyla mı özel ders aldırıyorsunuz?
Dershaneler çocuğunuzun istediği üniversiteyi kazanması taahhüdü ile mi kayıt alıyor veya bu taahhüdü vermeyen dershaneye kayıt yaptırmıyor musunuz?

Bir dava aldığımız vakit bunun şansa bala kısmı da vardır, garanti kısmı da. O kararın o şekilde çıkmasından sadece avukat sorumlu değildir, ortada koca bir hukuk düzeni ve içindeki başka unsurlar var siz dahil avukattan bağımsız. Avukat (kimilerini muaf tutarak) elindeki imkanla sizin en iyi sonucu almanız için uğraşır.

Güncel örnek: Elimde bir boşanma davası var, adamın vekiliyim. Çocukların tedbiren velayeti annede, ver diyorum, göster çocukları, yok diyor. Bir diyorum, iki diyorum. yok. Bak, göstermez veya teslim etmezsen gelir kapından polisle alır, zor duruma düşersin. Dinlemiyor. Kadın şikayette bulunuyor. Ben bu arada gidiyorum hakime beyanda bulunuyorum, velayete dair ara kararın değiştirilmesini talep ediyorum, yok yok yok. Adama ceza dosyasından karara aykırı hareket ettiğinden 3 gün zorlama hapsi çıkıyor, itiraz ediyorum (vekalet ücreti almıyorum ayrıca), red. Polis geliyor, alıyor adamı. Beni arıyor dayısı cumartesi, aldılar içeri diyor. Ne yapabilirim? Yapma demişim yapmış.

Darp var mı diyorum en başta, yok diyor. Dosyaya o şekil beyanda bulunuyorum. 3 ay sonra eski tarihli darp raporu sunuyor dosyaya karşı taraf, duruşmada öğreniyorum. Sonra avukat yapamıyor edemiyor. Bak sinirlendim şu an.

doktorlukla avukatligin kiyaslanmasi baya komik olmus daha da komuk olmayin. doktora gidecegin zaman google yazinca adamin basarilarini arastirmalarini calistigi hastaneleri goruyorsun. hastalarin hakkinda yazdigi yorumlari ozel sitelerden bakabiliyorsun, cogunun ekside basligi bile var. forum gibi yerlerden doktora daha once gidenler ne demis goruyorsun, gazetelere verdigi demecleri tv programlarina bakabiliyorsun. sonra da evet bu doktora verecegim 400 tl ucreti hak ediyor en paramin karsiligini alabilirim diye dusunuyorsun. yani kapisindan girmeden zaten bir kontrol ediyorsun yetkinligini. kac avukat icin boyle bir durum soz konusu ? google yazinca instagram facebook profilini bulursun ancak. doktorlar da para aliyor danismaya mantiginin avukatlarla kiyaslanmasinin alakasi yok. ben avukatlar para almasin demiyorum; ortada bir emek var yillarca okunmus unv var hak var, para isteyebilir alabilir kimse buna karisamaz. ama avukatlarin neden boyle bir imaj olusturduklarini oturup dusunmeleri lazim. -

@oscar avukatta böyle sözlük başlıklarını, başarılarını filan göremezsin çünkü menfaat elde etme amaçlı reklam yasağına girebilir bu hareket. zira avukat kartvizit dahi bastırırken çok dikkat etmelidir. ha günümüzde kaçı buna uyuyor bunu tartışırız. ama avukatın başarılarını göreceğimiz bir yer yok gibi bir şikayet absürd. aslında absürd de değil, avukatın sorumlu olduğu kanunlar hakkında hiçbir bilginiz yok ama maşallah fikriniz çok.

valla arzuhalciye sana verdiğinden daha fazla dilekçe parası verir ama sana vermez.

senin yaptığını iki satırlık dilekçe yazmak olarak gördüğü için vermiyor. icraya ver. hatta önce sağlam bir icra ile tehdit et, sonra olmadı verirsin.

daha geçen gün ablam icraya vericem yeter ben dilenciniz değilim, iki yıldır 2 bin lira için yalvartıyorsunuz beni diye gürledi, bir gün sonra getirdiler.

@ sansli pipi

oturup avukatin sorumlu oldugu kanunlari calisiyim ben dogru diyorsunuz.

@oscar bilmediğiniz konuda ahkam kesmeyin, kafi.

doktorla avukatın kıyaslanması hiç de komik değil, gayet yerinde. zira adam doktora gidince doktor on dakika şöyle bir baksa bile vatandaş o muayene ücretini vermekten imtina etmiyor. iş avukata gelince danışma ücreti vermek istemiyor. bakın yukarıda birisi demiş ki babası avukat avukat dolaşmış, hepsi danışma ücreti istemiş, o da en sonunda ihtiyar bir avukat bulmuş. adam daha avukatın danışma ücreti istemesini kabullenemiyor. sizin dava açmamanız gerektiğine ilişkin hukuki bilgi, öncesinde hukuk eğitimi ve mesleki birikime dayanır ve sizi bir zarardan kurtarır. bunun karşılığında danışma ücreti talep edecek tabii ki insanlar. sonra da diyor ki "avukatlar selam almak için bile ücrete tabidir demişler"!

bir de doktorlar hakkında ne kadar bilgi bulabiliyorsanız avukatlar hakkında da o kadar bilgi bulabiliyorsunuz internette. kaldı ki bu bir ölçüt değil. üstelik avukatın da doktorun da malpraktis anında sorumluluğu çok yüksektir. hatta şöyle söyleyeyim, doktorların işi biraz daha kolaydır çünkü iş yargıya yansıdığında maalesef pratikte haklarında malpraktisten kolay kolay hüküm verilmez. ama avukatlar ağır ceza mahkemesinde yargılandıkları gibi baroda da haklarında disiplin soruşturması açılır.

bu arada şunu da ifade edeyim: bu tip duyurularda, forumlarda vb. size "ben hukukçuyum" dese bile kimsenin dediğini dikkate almayın. bu cevapları verenlerin hiçbir sorumluluğu yok. siz avukata danışmaya gittiğinizdeyse avukatın yasal sorumluluğu mevcut. ekşi duyuru'da "hukuk doktoruyum" diyen insanların hukukla alakası olmayan yalancılar olduğu ifşa edilmişti zamanında. ki size duyuru'da hukukçuyum diyen kişi birinci sınıf hukuk öğrencisi de olabilir, dediğim gibi bu insanların hiçbir sorumluluğu yok. ondan sonra "hukukçuyum diyen bile bilemedi. avukata gitsem garantisi yok." demeyin.

başka birisi de demiş ki avukatın istediği parayı insanlar kazanmak için iki ay uğraşıyor diye. yahu siz iki ay diyorsunuz, sizin davasına bakmasını istediğiniz avukat o iş için en az bir buçuk-iki yıl cebelleşiyor. ki bu da en iyimser tahminle. ne yapsın bu insanlar peki, yıllarca koşturdukları iş için bedava mı çalışsın?

Genel olarak elle tutulmayan hiç bir şeye para vermek istemiyor bizim milletimiz. Doktorlukta falan belki can tatlı geldiğinden bıçak paraları, muayene ücretleri falan makul karşılanıyor olabilir ancak diğer işlerde hala soyut faydaların değerlendirilmesinde sıkıntı var.

adam şirkete kurumsal kimlik yapıyor, logo, kartvizit, grafik tasarım, kurumsal renkler, web sitesi en ince detayına kadar yapıyor günlerce uğraşıp. freelance çalışan garibana çıkarıp 1000-2000 tl bile vermeyi çok görüyorlar. elinden gelse bir 200 tl lik banknot ile uğurlayacak.

sanayi firmalarına danışmanlık yapıyoruz. üretim yönetimi sistemleri, stok yönetimi, rotalama vb işlere yardım ediyoruz. para istemeye utanacağız neredeyse. adama göre biz bilgisayarda veri girişi yapıp excel'dan çıktı alıyoruz sadece. 20-30 senelik deneyimimizin hiç bir anlamı yok. bir sürü optimizasyon, veri girişi, görüşme, gözlem fabrika ziyareti, merkezden organize sanayiye cepten yakılan dünya kadar benzine rağmen 1000 tl verirken fabrikatörün kalbine iniyor neredeyse.

avukatlarda da mesleğin iyileri kötüleri elbette vardır. ben şahsen işimin düştüğü avukatlardan çok da verim alamadım. fakat bulunduğum şehrin önde gelen avukatları falan değillerdi. kıbrıs'ta 4 sene takılıp gelen 26-27 yaşlarında 1-2 yıllık deneyimli genç isimlerdi. basit hataları yüzünden ufak tefek gecikmeler falan yaşadım. fakat telefonlarıma çıkmamazlık etme ya da ilgisizliklerini görmedim. daha ziyade deneyimsizlerdi benim davalarıma da yansıdı. bunun dışında avukatların bir meslek grubu olarak yüksek uzmanlık gerektiren bir dalda çalıştıkları ve emeklerinin mutlaka bir karşılığı olması gerektiği taraftarıyım. ben benim avukatlarla para pazarlığı falan yapmadım şahsen. ne dedilerse verdim. sonuçta kendi başıma takip etmemin zor olacağı ve anlamadığım bir iş.

benim yorumlamam bu kadar

hâlâ danışma ücreti falan diyen olmuş. şimdi saygıdeğer arkadaşlar bir doktora gidersin mesela, hocam böğrüm ağrıyo napayım dersin, doktor da tarçınlı çay iç geçer der. burada senin işine yarayacak bi bilgi verdi doktor. sen sorununa çözüm buldun. bu doktor para isteyebilir.

sen avukatın bürosuna ofisine artık ne diyorsan giriyorsun. selamınaleyküm diyorsun adam aleyküm selam demeden para istiyor. halbuki para istemeden aleykümselam dese hiçbir sorunun çözülmeyecek. yani aslında yaptığı bi iş yok.

avukatın sadece söylediklerini kullanarak hukuki bir problemi çözmek mümkün mü onu soruyorum size. adam gelmiş sana böyleyken böyle ne yapabilirim demiş. sen de diyorsun ki şöyle dava açabiliriz şöyle donuna kadar alırız. dikkat ettiysen şu anda hiçbir şey yapmadın adama sadece yapılabilecek şeyi söyledin. bundan "ama o kadar yasa ezberliyoz onları düşünüyoz cevap verirken" bahanesiyle para isteyeceksen bu işin önünü alamayız biz. yarın bi gün tamirciye bilgisayarım açılmıyo napabilirim diye gidersin adam görüşmeler ücrete tabi der. e adam yıllarını vermiş orda. sen soru soruyosun aklına binbir türlü seçenek geliyo. güç kaynağı mı yandı ses kartı atma mı yaptı ekran kartı mı cortladı kablolar mı pörtledi. sen bu adamın bu bilgilerini ödemeden nasıl çekip gideceksin ordan?
ayrıca duyuruda hukuki sorulara cevap vermeme kararınızın da sonuna kadar arkasındayım. sanırım sizsiz hayatta kalamayacağımızı falan zannediyorsunuz pmkfkfk.

birkac avukat taniyorum, acikcasi pek onlara guvenim yok.danismanlik konusunda belki bir ucret almayi hakediyorlar; lakin kafalarina gore mahkemeye gitmeyebiliyorlar. bahaneleri de hazir, yok zaten gitsem degismeyecek sonuc. her sey verilen dilekcelere bakarmis. size mahkemeye gittim dediginde bir avukat, gitmemis olma ihtimali cok yuksek. turkiye'deki bozuk adalet duzenin bir parcasi da avukatlardir.

benim bildigim bilgisayarcilarin gorusmeleri ucrete tabii zaten. al git bilgisayarini dogru duzgun bir bilgisayarciya acmadan servis parasi diye para aliyor, tamir edilecek bir sey varsa bir de ona para aliyor. camasir mak. tamircisi, arcelik servisi sadece gelip bakmaya para aliyor, sorun yok diyip gidiyor. doktora gidiyorum genel kontrole para aliyor, bir sorun yok diyor, muayene ucretini odeyip cikiyorum. arabami servise goturuyorum, adam yagina suyuna bakiyor, bir sorunu yok diyip geri veriyor, bir de servis ucreti aliyor.

dolayisiyla yukardaki yorumda neden bahsedildigini anlamadim. ikincisi, avukattan aldigim bilgi ile islemimi kendim yapabilir miyim diye sormus. evet yapabilirsin, kimseden hizmet almak zorunda degilsin. hukuk sistemimizde istisnai durumlar haric avukatsiz is yurutulebiliyor, dolayisiyla cok istiyorsan, avukata danismanlik ucretini verip tum bilgileri alip, davani kendin acabilirsin.

daha avukatın ne iş yaptığını bilmeyen adamlara dert anlatıyoruz. danışmanlık dediğimiz şey "şöyle dava açabiliriz, şöyle donunu alırız" demek değildir. avukatın yaptığı iş bilgi satmaktır. bilgisayar tamircisinin işi bilgisayar tamir etmektir. bilgisayar tamircisi bilgisayar tamir ettiği için ücret alır. avukat bilgi sattığı için. danışmanlık şudur: bir kişi gelir, avukatın hukuk bilgisine dayalı bir soru sorar. örnek: şunu şunu yapmaya hakkım var mı? böyle yaparsam bana dava açarlar mı? bu hakkımı korumak için ne yapabilirim? avukat da size işinize yarayacak bilgileri verir. dava açılacaksa zaten çoğu avukat açılacak dava için danışma ücreti almaz. ve danışmalar da en az bir-bir buçuk saat sürer. her şeyi geçtim kanunla düzenlenmiştir bu.

öyle insanlar var ki avukata geliyor, üç saat bilgi alıyor. avukat da iyi niyetle, bana bu davayı verecekler diye danışmanlık ücreti almıyor. sonra bu adam gidiyor arkadaşı bir avukata dilekçe yazdırıyor. telefonla gecenin bir vakti arıyor, "avukat hanım bn arkadaşıma dilekçeyi sizin söylediklerinize göre yazdırdım, bir de siz bakın, siz çok güzel anlattınız" diyor.

yineliyorum: avukat bilgi satar. vereceği bilgilerle sizi yönlendirir. avukatın elinde sorun-giderici hap olmadığı için doktorun aksine ilaç yazamaz size. doktor bilgi satmaz, teşhis ve tedavi uygular. hukukta bazı şeylere hakkınız vardır, bazılarına yoktur. haklarınızı bilip, hakkınız olmayan şeyleri öğrenirseniz avukat sizi daha sonra harcamak zorunda kalacağınız paralardan kurtarır. buna da tıpkı önleyici hekimlik gibi önleyici avukatlık hizmeti deniyor sanırım bazı yerlerde.

@sansli .. Ben ne söylediğimin özetini gayet açık bir şekilde yazdım, hatta aşağıya sonradan gelenler için bir daha kopyalıyorum, çünkü okumadığın ve okumayacağın belli, çünkü derdin uzlaşmak, anlaşmak, orta yol bulmak değil kavga etmek, kavga etmek istiyorsan dışarı çık bulursun birini zaten fazla sürmez.

Önce üslup, konuşma adabı, sonra adalet nedir ne değildir, ondan sonra kanunlara geliriz. "senin gibisi", "beleşçi" falan gibi kelimelerle seviyenin ne olduğunu ortaya koymuşsun zaten, sonra da saygı bekliyorum yazmak falan komik gerçekten.

Açılan konunun kendisi çok detaylı olabilir, ama duyuruda zaten normal olanı 3-5 cümleyle konuyu sormak karşılığında da yine 3-5 cümleyle yanıt almaktır, tabiki yanıtın geçerliliği de sorudaki 3-5 cümleyle edinilen bilgi kadar olacaktır. Bunu bu platformun gereği olarak zaten herkes baştan kabul etmiş sayılır. Konunun detaylandığı noktada kişi zaten profesyonel yardıma yönlendirilir ki herkes için en iyisi budur.

@mikro patlama

ben ne kadar kibarlaştımaya çalışsam da bunun adı beleşçiliktir. yapacak bir şey yok. zaten bunu kibarlaştırmaya vs gerek yok. Bir şey bilmeden herkesin ağzına geleni söylediği, günah keçisi ilan edilen, emeği hiç edilen, kendi meslektaşı tarafından baltalanan ve sömürülen tek meslek bu meslek.
Ben kimseye uyumlu, kibarca dert anlatmak zorunda değilim çünkü bıktım artık ben bundan. Hangi birinize anlatayım güzelce? Bir tane değilsiniz güzel kardeşim. İnternetten öğrendiği bilgilerle tanıma/tenfiz davası açmaya çalışan, eline yüzüne bulaştırınca avukata koşan, avukat para isteyince sizde çoh istiyoğnuz yaaaavvv diyen adamlardan binlerce var.

Nasıl ki yukarıda yazan bazı insanlar daha önce çalıştıkları avukatlarla ilgili başlarından geçen kötü hadiselere dayanarak yüzbinlerce avukat zan altında bırakacak şekilde demediğini bırakmıyorsa bundan sonra ben de aman kimseye ayıp olmasın diye uğraşacak değilim.

@sansli Hala ve ısrarla ve tekrar ısrarla başka insanlarla yaşadığın sorunları benim üzerime yansıtıp kendine bir çeşit günah keçisi arıyorsun. Hayali bir kişilikle tartışıyorsun. "bir tane değilsiniz ki..." falan ???? Benim ne söylediğim belli, ne eksik ne fazla, açıkça yazdım. Bu başlık altında bir sürü farklı sorundan bahsedilmiş, ben bir konuyla ilgili görüşümü yazdım o da hangi şartlarda ve limitlerde paylaşım yapılmasıyla ilgiliydi ve bunu da herkesin yararına olacak bir bakış açısıyla yazdığımı düşünüyorum. Mesleğinle ilgili yaşadığın diğer sorunlarla ilgili bir şey demedim, avukatlık mesleğiyle ilgili yorum da yapmadım, diğer kişilerin yazdıklarından da sorumlu değilim doğal olarak. Bunları yazma gereği duymam bile garip bir durum.

Bir yanılgı bu durumun avukatlara has olduğu sanrısı. Halbuki ülkedeki birçok alanda bu böyledir. Örneğin bilgisayarcılık. Buradan ikinci yanılgıya geliyoruz. Bilgisayarcının işinin tamir etmek iken avukatların işinin bilgi satmak olduğu düşüncesi. Bakın çok enteresan avukatlara danışmanın ücretli olması gerektiği savunulurken aynı argümanda bilgisayar tamircisinin bilgisayarı tamir ettiğinde para alması gerektiği işleniyor. Çünkü bilgisayar tamircisi avukatlar gibi yıllarca okuyup dirsek çürütüp tecrübe kazanmadı? Buradan üçüncü yanılgıya geliyoruz. Avukatların bu yakınılan durumdan, yani insanların para vermek istememesinden, farklı davrandığı sanrısı. Hayır efendim, avukatlar da bir yere gittiğinde verebileceği en az parayı vermek istiyor. Ìhtiyaçları uzmanlar tarafından karşılansın fakat cebinden para çıkmasın istiyorlar. Bunun kanıtı içinse profillerinize bir göz gezdirip geçmiş sorularınıza bakınız.

Bahsedeceğim son yanılgı ise bu durumun engellenmesini avukatların hakkı olduğu düşüncesi. İnsanların cebinde akrep olmasının can sıkıcı olduğu konusunda sonsuz empati göstermekle beraber, bunun engellenmesi sadece ve sadece maddi bir meseledir. Engelleyebilirseniz engellemeye çalışırsınız. Çünkü engellerseniz daha çok para kazanırsınız. Fakat bunu avukatların hakkı gibi normatif eksende tartışmak yukarıda gösterdiğim sebeplerle gerçekten çok tutarsız.

www.youtube.com

(bkz: suzan kardeş)

tabii ki,

www.youtube.com

eksisozluk.com

www.youtube.com

ayrıca ketencoğlu olmalı.

Makedon folk müziği de benden gelsin. Ezberlediğim ilk balkan şarkısıdır kendisi :)

www.youtube.com

www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com

bakın bu adam bizim türküleri de söyler yunan aksanıyla. güzeldir.

www.youtube.com

dikanda iyidir

www.youtube.com

vk.com a üye ol oradan da şu gruba üye ol
vk.com

zibilyon tanesini dinle

o sadece şekil olsun diye söylenmiş bir söz. her terzi kendi söküğünü dikebilir.

O atasözünün özü; insan kendi kusurlarını görmekte kördür anlamında aslında...

Terzi kendi giydiğinde sökük olduğunu kabul etmeyi yediremez yani.

Edit: uydurdum ama bu anlamda da kullanılabilir.

gayet doğru bir söz.
vakitsizlikten değil de ciddiye almamazlıktan ya da üşengeçlikten olur genelde.
yaa yaparız bir ara denir, sallanır da sallanır.
ya da mesela bozulan bir parçanın parasını sayıp yenisini almazsın da bir yerlerden beleş düşürene kadar beklersin falan.

Sallamadigi için.babam marangoz 3 yıldır cekmecelerim tamir edilecek bekliyor.geçenlerde hatirlattim hiç hatırlamıyor bile.galiba yine unuttu.umursamiyor :)

Bir meslek erbabı para kazanmaya alıştığı ustalığının, el emeğinin karşılığını alamayacağını bildiğinde eli çalışmaya gitmez. Kendinden para tahsil edecek hali olmadığından, el gitmiyor işte. Baba tarafı sinoplu, sıvacılık yapan çoktu eskiden memleketlilerde. Herkesin kendi evini kendi yaptırdığı zamanlar. Mhallede sıvasız evler hep sinoplu sıva ustalarınındı. QED.

Ben de hep beceremediginden diye dusunurdum gecen twitterda gordum sizin dediginiz gibi sonra babamlara sordum onlar da zamani yok diye dedi

Sira kendisine gelmiyor. Tum gun sokuk dikip kendininkine gelince zaten yorulmus motivasyonunu kaybetmis oluyor.

Irene adler var :/ gay değil fakat biseksüeldir belki. Yine de nerden çıkardığını anlayamadım.

gay olabilir o belli değil de. ingilizlerin hepsi kibar konuştuğu için size öyle de geliyor olabilir.

Aseksüelliğe daha yatkın gibi ama gay değil.

aseksuel

@dedimmi yok konuşmasından bahsetmemiştim aslında :)

@ekaterina irene adler'a aşık olduğunu düşünmüyorum sherlock'un. hem de hiç :) nerden çıkardığımı yazmaya kalksam bayağı bir şey olur ama en başta john'la ilk konuşmalarında kız arkadaşın var mı sorusuna "girlfriend? not my area." deyip o zaman erkek arkadaşın var deyince yalnızca hayır demesi bence baya ispatı ama bilemedim belki de ben öyle baktığım için öyle görüyorumdur :) keza dizide sürekli karakterlerin(mycroft dahil) sherlock ve john'a gay iması yapmasının yalnızca komiklik olarak sıkıştırıldığını düşünmüyorum. bir de john'la çift sananları bir kez bile reddetmedi sherlock, ki insanları bozup alay etmeyi seven birisi aslında. john baya rahatsız olurken sherlock'un ağzını açmaması ilginç bence. bilemedim böyle birçok şey var gözüme çarpan.

irene adler denilmiş ama bence orası da tartışmalı. çünkü sherlock holmes onun zekasına çok hayrandı. yani varsa da bir sapyoseksüellik vardır aseksüellikle karışık olarak.

biseks

biseksüel ya da aseksüel

bence halka sormak lazım.

Hikayeler ve romanlar uzeinden nu konuya dair yazilmis cok makale var. Escinsel bana gore de.

Sherlock filmlerden değil de romanlarından ya da ilk dönem filmlerinden takip edilirse eşcinsel ya da biseksüel olmadığı, apaçık aseksüel olduğu zaten görülür. Sherlock'un eşcinsel olduğu iması Guy Ritchie'nin Sherlock uyarlamasında ortaya çıkmış bir şey, onun öncesinde böyle bir şey yoktu. Irene Adler olayı da kadının zekasına duyduğu hayranlıkla ilgili bir olay. Ha illa bir kıyas yapılacaksa, Sherlock'un Conan Doyle tarafından yazılmış 4 romanı 50 tane hikayesi var ve bunların hiçbirinde ilişki kurduğu erkek yok ama bir tane kadın var. Bu istatistiki bilgiye göre hetero da diyebiliriz.

angelus'un da dedigi gibi filmlere değil öykülere ve romanlara bakmak lazim. irene adler'in göründügü a scandal in bohemia öyküsünde "To Sherlock Holmes she is always THE woman. I have seldom heard him mention her under any other name. In his eyes she eclipses and predominates the whole of her sex. It was not that he felt any emotion akin to love for Irene Adler. All emotions, and that one particularly, were abhorrent to his cold, precise but admirably balanced mind" diyor. bu noktada irene adler'e ilgisi sadece en az onun kadar zeki bir kadına ve onu alt edebilmis tek kadına duydugu hayranlik hissi.

bunun disinda, holmes'ın düpedüz bir kadın düsmanı oldugu ve hicbir sekilde kadınlara ilgi duymadigi cok acik. olsa olsa watson ile aralarında homosocial olmanın da ötesinde homoerotic denebilecek bir ilişki oldugu.

emaye bardak sanki?

Emaye kupa +1
Kolay kolay kırılmadığı için kampta kullanılıyor olabilir. Şu aralar moda oldu, emaye görünümlü seramik kupalar görüyorum her yerde.

emayeyse, çok pis sıcağı iletir onlar, insanın ağzı yanar.

emaye kupa?
no you are not.

esprimizi yaptıktan sonra kamp için kırılmayan emaye kupalardan olması mümkün.
Evet...

Sıfır 850 EVO 250GB 450 lira. 100-150 lira eder.

naptın hocam ya
pro, evodan hızlı ve uzun ömürlü oluyor :)

"pro"yu görmemişim pardon. 350-400 lira hocam.

850 evo, 840 pro'dan kötü bir ssd degil.

ssd.userbenchmark.com

850 evo'nun sifiri 450 liraya bulunuyorken 2.5 yillik 840 pro'ya 200 liradan fazla verilmez.

internet

elektrik

Ateşin taşınabilir hale gelmesi. Ne İnterneti elektriği la. Medeniyet ateşin tasinmasiyla başladı.

ateş muhtemelen

tekerlek

Ateş

Sıfır. Bir rakam olarak sıfır. Aşırı güzel bir keşif.

teknolojiye en yüksek gelişme hızını veren bilgisayarlar olduğuna göre,
transistor dur.

ateş +1

film önerisi: la guerre du feu

Matematik tabii ki.

teknolojik icatlar vs yazıdan dolayı bulunabilen icatlar değil mi? dolayısıyla kıyasen yazı daha önemli değil mi?

ateş için aynı şeyi söyleyemiyorum, yazı ile ateşin alakası yok düşününce. ateş daha önemli mi yazıdan bilmiyorum ama teknolojik icatlardan yazı daha önemlidir gibi gelioyr bana.

Ateş olmasa buzul çağını atlatıp soyumuzu devam ettiremezdik. O yüzden ;

ateş > diğer icatlar

Ateş diyorum.

Prezervatif

Ben telefon diyorum, ateş zaten teknik olarak bir icat değil. İcat ve keşfin farklarını bilmek lazım.

Yarı iletken transistör tabi ki

yazı.

zerre ilerleyemezdin yazı olmadan.

Tarım

medeniyettir bence, aslında önce ayaklarımı uzattığım sehpaymış gibi geldi ama sonradan vazgeçtim bence kesinlikle medeniyettir.

Çünkü yazı değildir, yazı olmasa hiçbirşey olmazdı diyenler destanlara, ozanlara filan laf sokmuş gibi oluyorlar. onun dışında mesela ben çoğu duayı anneannemden öğrendim, dilden dile geçti işte. yazı olmasa belki bu kadar hızlı teknolojik gelişme olmayabilirdi evet ama mesela bilgisayar olmasada bu kadar ilerleyemezdi teknoloji o yüzden yazı=bilgisayar=herhangi birşey bence.

Onun dışında sıralama aşağı yukarı şu şekildedir;

medeniyet > sehpa > meyve aşılama teknikleri( papaz eriği) ve tuz olabilir.

transistor

vida.

İçten yanmalı motor. Net!

tranzistor

Ateş

yazı

mülkiyet.

Yazı ateş kapışır ateş alabilir kapışmayı

Hiçbiriniz bilemediniz. Cam tabi ki. Cam olmadığını düşünsenize bi??

enteresan bir soru olmuş. şimdi karşıdaki kişi bundan cinsel haz alıyor. fakat bu durumdan sizin de cinsel haz almanızı bekliyor. çünkü aradığı şey bunu bir iş olarak yapan değil böyle düşünen biri. siz böyle düşünmediğiniz halde böyleymiş gibi davranarak belki somut olarak ona istediğini vereceksiniz. fakat temelde rol yapmış ve kişiyi kandırmış olacaksınız. ne bileyim, konuyu değiştirince daha açık olur belki. etik ayrı bir mesele çünkü. konuyu değiştirdiğinizde eylemin anlayışının değişmemesi gerekiyor bence.

neyse benim fikrim bence kimseyi kandırmayın, hele ki böyle bir konuda.

hiç bulaşma bence sonuçta bunlar cinsel fantaziler.
ona bakarsan telefonla seks'in de görünür bir zararı yok. o da mı normal?

genişlik level 99999

@windowsguvenlikduvari evet iş olarak yapan birisini hayal etmiyor ama lap diye tanımadığı bir insana kölelik teklif edip karşısındaki kadının "dominatrix" (başka bir adı vardı bunun ama hatırlayamıyorum) olduğunu varsaydı. zaten bu tarz bir fantezim olsaydı muhtemelen daha çok rahatsız olurdum ama şu aşamada bir şey hissetmiyorum.

@supermatik ama orada benim bir katkım var "x yapıyormuşum pipinle ooo kukum z olmuş" diyorum, fotoğraf atıyorum vs. daha aktifim özetle. Burada sanırım tek yapmam gereken "bana x yap şimdi z al hadi bakalım" gibi bir şey. Ve evet cinsel fantezi fakat benim fantezim olmadığı ve evimde güvende olduğum için korkutmuyor sanırım

erkek arkadasin icine sindirebiliyorsa sogusleyin valla, finansal kole dedigin adamlar beyin yerine armut falan tasiyor cunku. hayir ben de kole olmak isteyen bi herifim hatta cok guclu bir istek bu ama "finansal kolelik" dedikleri sey tamamen sacmalik. hatta bence bir cesit suistimal. bunu yapan adamin aklindan zoru vardir cunku bence. karsilikli anlasmaya dayali bi cesit iliski olsa neyse de finansal kole demek butun parani baskasina vermek demek.

dedigim gibi mideniz kaldiracaksa sogusleyin ama sonra basiniza bela olabilir, malum tahmin edebilecegin gibi cok normal calismiyor kafasi hehe

@krem peynir hayat kadınlığını aşağılayıcı bir meslek olarak görmüyorum, soruyu bu kadar basite indirgersek evet söylediğiniz gibi oluyor fakat ben işin cinsel fantezi kısmını da anlamıyorum. birisine 500 liralık uçak bileti satın almak nasıl bir mastürbasyon malzemesi?

Etik mi, etik anlayisiniza gore degisir. Siz olsaniz ne yapardiniz, Ciddiye almaz, bu tip bir diyalog icine bile kendimi sokmazdim. İgrenç miyiz, evet bence igrencsiniz.

@dedi ayca

fakat soruyu eviriyorsunuz başka yerlere. birinin cinsel fantezilerinin kaynağı değil ki burada sorun. birisine 500 liralık uçak bileti almanın yarattığı etkiyi sorgulamak, cinsel olarak at gözlüğü takmak olmuyor mu? der meister'demiş ki, finansal köle olmak isteyen kişiler beyin yerine armut taşıyor. neden, sırf birine bir şeyler alarak, haz duyduğu için mi? Bu sadece fiziksel haz üzerine kurulu olan ilişkilerle açıklanabilecek bir şey değil. bir ilişkiyi sadece fiziksel olarak düşündüğünüz sürece yanılırsınız. bunun el ele tutuşmaktan farkı nedir ki mesela. ne bileyim, sevdiğiniz birinin elini tuttuğunuzda heyecanlanırken, zorla biri elinizi tuttuğunuzda hiçbir şey hissetmezsiniz. yani sadece fiziksel tanımlamalar yapmanın doğru olmadığını anlatmak için söylüyorum. finansal olarak hizmet etmek ile ne bileyim şu kostümü giy demek arasında ben bir fark göremedim uzaktan baktığım zaman.

ek olarak insanlar her şeyi birbirinden lap diye istiyor, eğer buna indirgerseniz. krem peynir bunu bir satın alma meselesine indirgediğinde kızmışsınız. hemen peşine siz de farklı bir alana indirgemişsiniz mevzuyu. biriyle ilk tanıştığınızda, sizi kahve içmeye davet ettiğinde de bu istek lap diye oluyor. tabii sosyal medya bu "lapların" şiddetini etkiliyor. sizi yolda görse bunu söyleyemez ama arkasına saklandığı kimlik, içindekini daha direkt olarak söylemesine yardımcı oluyor.

tekrar söylüyorum, sizin çıkar için yapmayı düşündüğünüzü haz için yapan kimseler, buna; oh uçak biletini de bedavaya getirdim şeklinde bakıyor olamazlar. bu durumdan bir haz alıyor olmalılar. fantezi böyle bir şey çünkü. kişi de bu rolden keyif alıyor olmalı ki bunu yapsın. bunu en iyi, ben de böyleyim diyen anlamalıydı ama o bile anlayamamış örnekte görüldüğü gibi.

İlişkiniz buradan aydaho'ya kadar yol olur gibi, e genişlik karşılıklı olunca sorun yok zaten, soru manasız geldi.

@windowsguvenlikduvari ben o şekilde düşünmüyorum yani bu durumu acınası, beyin yerine armut var kafasında vs. şeklinde görmüyorum. her ne kadar bana tuhaf gelse de başka fetişlere nasıl "neden" diyemiyorsam buna da demiyorum. ama kafamın basmadığı bir gerçek. ilişkiyi fiziksel olarak düşünmüyorum ama kendisiyle hiçbir zaman da sanal seks yapmayacağım? kendimden herhangi bir parçayı ona sunmayacağım ve bu benim sınırım oluyor sanırım. duyuruyu açtıktan sonra küçük çapta bir araştırma yaptım, finansoyunu.blogspot.com bu tarz bir blog buldum. bunu bu şekilde yapan çok fazla insan varmış ama bu bana cinsel bir istek ya da "ohhh bugün sahibem için 150 lira harcadım gidip mastürbasyon yapayım şimdi" gibi gelmedi. ya da uzak olduğum bir fantezi olduğu için anlamakta cidden güçlük çekiyorum. kendimden fiziksel olarak ödün vermedikçe (ahlaken ödün verdiğimi söyleyecekler olacaktır) bunu cinsel malzeme olmak gibi de görmüyorum mesela.

@dirtysecretsofduyuru "geniş miyiz ya da ilişkimizle ilgili yorum yapar mısınız" demedim. buradaki esas soru işin ahlaki boyutu, karşıdaki insanla ilgili sorular. erkek arkadaşımı belirtmemin nedeni de, başka bir insana karşı sorumlu olduğumun bilinmesini istemem

E işinize gelen kısmı alırsanız yorumum manasız hale gelir ayça hanım, işin ahlaki boyutu mu kalmış allasen? sevgilin "yerinde olsam benden bir şey istemediği sürece sömürürdüm" demesi, sizin teklife "sıcak" bakmanız, bence olmuş bu iş, hayırlı olsun.

Doğru değil, uzak durun.

victory sigara var leydim, fişekliyim 2 dal?


sapıklık level 10 felan...

erkek arkadaşın godoğluğa giriş 101 dersi vermiş. senin hakkında ise yorum yapamadım.

Kızıyorsunuz ama siz burada gerçekten işin ahlaki boyutunu mu soruyorsunuz emin değilim. Şöyle anlatayım. Siz normalde istemediğiniz ve haz duymadığınız bir cinsel eylemi, para kazanmak adına yaptığınızda bu bence karşıdaki kişiyi kandırmak oluyor. Olayın özü bana göre bu. Genişlik gibi var olmayan kavramlar bence konunun herhangi bir tarafında bulunmuyor.

Ayrıca durumu sürekli somutlaştırmaya çabanız var sanırım. Cinsel haz almak için bir şeyleri masturbasyon malzemesi yapmak gerekmiyor.

Ben de konuya uzak biriyim fakat karşıdakini anlayabildiğimi düşünüyorum. Olayı anlamak için hele ki böyle bir açıdan duruma yakın olmaya gerek yok.

Bunlara ek olarak bir eylem parasal çıkar için yapılıyorsa, eylemin gerçekleşmesindeki tek etken paraysa; orada sınırlardan bahsetmek pek mümkün degil. Sınırsız kaynak ve doğru teklifle birlikte denklem sonsuza gidecektir.

Hatta şöyle. X= finansal fayda için, Limit özne hazza giderken f(x)=∞

adam ereksiyon olacak. Belki de yeri gelecek seni sikmek isteyecek. Ha bunlara okey diyorsan kabul et.

@ayça, ben etiktir, dogrudur gibi olaylara girmeden sadece şunu diycem, eğer bu işe gireceksen bilindik yardım kuruluşlarına yüklü bir bağış yaptırtırsan çok mutlu olurum.

@makarnavodka barınak/mama tarzı şeyler düşündüm ben de

İğrençsiniz.

dogru mu anlamisin bi teyit edin.ben diyorum ki sana surdan x alayim sende bunun karsilignda memelerin resmini gonder mi oluyor bu?

@duptıs hayır "sana x alayım sen de bana köpek de beni aşağıla başka bir şey istemiyorum" şeklinde

Ya bende burdan super turkish amateur serisi cikar diye ne sevindiydim ama olsun bu da supermis.tarife var mi mesela bi de kdv dahil mi?

senden bir şey istemeyeceğine inanacak kadar saf mısın?

Bir "ben bu adamın parasını yiyeceğim ama aslında doğru olmadığını biliyorum bunun, hadi içimi rahatlatın" duyurusu daha.

Allahım hasta mısınız ya biri de mama aldır demiş, manyak mısınız ya aynısını sen de düşünmüşsün bi de. İnanamıyorum böyle bi şeyi ciddi şekilde düşünmene bile. Erkek arkadaşına da yorum yapmıyorum, ben olsam o adamı engellerdim, erkek arkadaşımı da bu adam ne kadar seviyesiz, beni hiç önemsemiyor diye terkederdim. Ama sen kafaya koymuşsun git yap.

Muhasebeci gözüyle bakarsak, bütün ilişkiler çıkar üstüne kuruludur. Bütün roller riya ve üçkağıt barındırır. Seninki epey avantajlı bir rol sadece. Erkek arkadaşın kısmıyla ilgili bir fikrim yok.

Bu dünyaya yabancı olduğun için bu dinamiği yönetemeyeceğini düşünüyorum. Dolayısıyla adam teslimiyetçi gibi görünürken aslında yavaş yavaş kendi istediklerini yaptırmaya çalışacak.

Gerçek Findom'lar, hiç buluşmadığı bir adamın bile tonlarca parasını alabilirler. Ama bunu o adama hissettirmen gerekir. Bu algı işi. Hissetmiyorsa o parayı sana verecek kadar enayi değil o kölelerin hiçbiri. Hiçbir şey istemese çıplak fotoğraf isteyecek. En basiti bu.

Şu belgeseli izlemeni öneririm: www.youtube.com

@sour+1 birincisi bu adama nasıl güvenebiliyorsunuz? pragmatist açıdan karlı ve risksiz gözükebilir ama işler öyle ilerlemeyebilir, adamın başka talepleri olabilir, daha sonra çıplka resim-video talep edebilir, para karşılığı birlikte olmak bile isteyebilir.
@krem peynir de+1 ayrıca.
erkek arkadaşınız içinse bir erkek olarak anlattığınız şeyler çerçevesinde olumlu bir yorum yapamayacağım, yadırgadım doğrusu.

"karşılıksız bir şekilde bir şeyler satın almak isteyen birisi var ve teknik olarak bundan rahatsız olmayıp aksine zevk alacak neden hayır diyeyim mal mıyım?" cumlesine "bana"yi ekleyemiyorsunuz, ama bu soruyu sorabiliyorsunuz.

bu kadar saflik ya da bu kadar neyse ne, fazla...

ikinizden de cacik olmaz.

@e haliyle cümlenin neresine "bana" ekleyeceğim ki zaten gizli özne o şekilde. ikinci olarak da saflık olan şey ne ya da şöyle sorayım, nasıl bir şey var da ben saflık ya da bilmiyorum aptallık mı kastettiğiniz şey ona sahip olduğum için göremiyorum?

adamla ilgili yorum yapmayacağım fakat erkek arkadaşından kısa süre sonra ayrılacaksın. çünkü onun seni sahiplenmeyen, gevşek bir erkek olduğu mesajını aldın. hayırlı işler.

not: en son bunu dediğim kişi bana hasiktir çektikten 6 ay sonra "kocasından" boşandı. şu anda beni arayamıyor bile.

troll.

fazla yazmayınki uplamasın.

bu şekilde tecavüze uğrayan kim bilir kaç kişi var. bir takım maddi isteklerinizi yerine getirerek sizi avcunun içine alıp daha sonra bir şekilde sizi bulacak. üstelik bu şekilde tecavüze uğrayanların kahir ekseriyeti suç duyurusunda bile bulunamıyordur. zira, herife verdiği maddi zarar kalem kalem savcılık tarafından ortaya çıkarılacaktır. zaten facebook hesabından bahsediyorsunuz. yani bu herif sizin gerçek kimliğinizi biliyor ve bu tür psikopatlar sizi her şekilde bulur. birgün ansızın karşınıza çıkacak ve size verdiği bu tedirginlikten de zevk alacaktır.

son olarak, para için internet üzerinden soyunma şovu yapanlarla sizin aranızda herhangi bir fark göremiyorum. neticede sizde mastürbasyona malzeme oluyorsunuz. ve bu sapıklaşma, bu yabancılaşma, kişiliğinizde mutlaka bir takım kokuşmuşlukların vuku bulmasını beraberinde getirecektir.

kansere meyilli olduğunuzu öğrenirlerse zaten sigorta yapmazlar ya da pahalıya yaparlar.
ucuza check up yapan yerlerle pazarlık yapıp fiyat düşürebilirsiniz belki.

@supermatik,

ya sigorta derken yanlış dedim belki de. ben sadece checkup amaçlı checkup ı daha ucuza getirebilmek için bir şeyler arıyorum. tetkikler vs. için

Boy önemsiz diyemeyeceğim ama çok öncelikli olmayabilir. Diğer konularda tamamen içime sinen birini sadece bu sebepten reddetmezdim diye düşünüyorum. Ancak erkek arkadaşımla boy farkımızın ideal olduğunu düşünüyorum, bu da hoşuma gidiyor neden tam bilmiyorum

Erkeklerin%99u benden uzun oldugu icin pek secme hakkim yok.

155sporluyum

kadınlar elbette uzunu tercih eder de
şöyle bir şey de var, kadın ne kadar kısaysa o kadar uzun erkek istiyor
gibime geliyor.

ilişkide erkeğin boyu sizin için ne kadar önemlidir? ilişkide boy ne işe yarıyor ki bi önem atfedelim.

sizinle aynı boyda/daha kısa biriyle beraber olur musunuz? benden kısa olmaması tercihimdir sanırım.

boy hiç birini reddetmenize sebep oldu mu? hayır.

internetten tanıştığınız birine boyunu sorar mısınız? sorarım. ama kriter olduğundan değil meraktan, gözümde canlandırabilmek için.

boy 155. piyasada benden kısa erkek olmadığı için yanıtlamam biraz saçma oldu sanırım. genel olarak zaten boya önem vermem. 193lük erkek arkadaşım da oldu 165lik de. ikisi de çekici geliyodu o zamanlar gözüme. bütüne bakıyorum sanırım. belki benden kısa birini bulsaydım (cüce filan olur gerçi ama) onu da garipsemeyecektim.

Boyum 1.60 daha benden kısa erkekle zor.
Çok uzun 2 metre erkekte benim için dezavantaj ilişkide.
1.75 - 1.90 arası gayet uygun :)

Aşk olunca gerisi teferruat oluyor.
Hayatımda 2 kez aşık oldum, biri benden kısaydı diğeri ise 3cm uzundu ki topuklu giydiğimde anası gibi duruyordum yanında.
Ama bunun dışında öyle hoşlanma vs ile başlayan ilişkilerimde hoşlanmamı etkileyen sebeplerden biri uzun boy ve geniş omuz ikilisi oldu hep.

Kısaca kör kütük aşıksam kör topal uzun kısa hiçbir şey ifade etmez. Ama sadece hoşlanma varsa zaten hep uzun boylu insanları daha çekici bulmuşumdur.
Ben de kısa sayılmam o sebeple uzun boy kalp ben.

Annen dötü yere yakin olandan korkucaksin der hep, hak veriyorum kendisine, uzun ve iri adamlari severim genelde

Uzun boylu ve geniş omuzlu erkek tercih ederdim hep ama 1.78 bir erkeğe aşık olup evlendim. Yani işin içine başka şeyler de giriyor da şimdi mobildeyim yazamiycam :)

erkeğim, 1.50 lik kızlar 1.85 erkek arıyorlar komik geliyor. bana göre ideal erkek kızdan 5 santim en fazla 10 santim uzun olması. o da topuklu ayakkabı payı yani.

kısa boylu kızlar daha uzun erkek istiyor olayına hak veriyorum. boyum 188, kız arkadaşlarımın boyu 150-160 arası. 170 üzeri olanlar parmakla sayılır. uzun boylu kadınlarda boy takıntısı olmadığından kısalarla sevgili olabiliyor.

pmchollywoodlife.files.wordpress.com

çok da şey yapmamak lazım

Konuyla bağlantılı olarak alttaki foto galeride bulunan 9. ve sonraki görsellerin altındaki 1-2 satırlık açıklamaları dikkatlice okursan iyi olur. En alttaki yorumları da es geçme. Boy üzerine ders niteliğinde tespitler var.

Defne Samyeli’nin Kızı ‘Deren TALU’, Sütyensiz Fotoğraf Paylaştı

Ben zaten kendim kısa olduğum için erkeğin uzun boylu olmasını beklemek saçma geliyor kendim böyleyken. Tanıştığım kimseye de sormam boyunu. Ama düşününce de eski erkek arkadaşımın ve sonra aylarca çok fena takıntı haline getirdiğim kişinin boyları hep uzundu.

Azami derecede önemli. Olmam. Evet. Evet.

Kısa boylu bir kadın olarak gelecek nesli uzatmayı görev biliyorum.

165 filan civarıyım. Genelde sevgililerim benden 3-5 santim uzunlardı. Çok farkedilmiyodu boy farkı yani. Ama bi kere 195lik bi tiple beraber olmuştum. O çok korkunçtu gerçekten. Benden kısa bi arkadaşım olmuştu, hani yan yanayken tuhaf duruyoduk.. O yüzden heralde benden kısa biriyle birlikte olasım gelmez ya. Hafif yapılıyım ben de çünkü. Çocuğum gibi kalıyolar yanımda.
İnternetten tanıştığım kişilerde genelde konu bi şekilde boya geliyo ya. İki taraf da merak ettiği için fakat direk soramadığı için heralde. Konu dolaylı olarak boya çekiliyor dlkfd.

Boyum ortalama sayılır (1.64) ama yine de uzun boylu erkek seviyorum. Benden 20 cm uzun olması bence abartı değil.

ayni boy olmasi sorun olmaz ama benden kisa olmasina tahammul edemezdim

boyum türkiye ortalamasına göre uzun kaldığı için maalesef erkekte boya bakıyorum. ama istemiyorum ki 1.90 falan olsa. minimum benim boyumda olsun yeter. evet boy konusunda tek isteğim bu galiba.

genç kaderler rahatsız. bence direkt çük resmi yaptır.

kader kahpe kader
yazdır

Diğer koluna da ^Kader diyemezsin, sen kendin ettin^ yazdır. Font harika varoşukta, değiştirme.

onligadkencacmi yazdır bu olmaz

mizah duygusu.

*zeki olması da pek karakter özelliği değil gibi ama isterim benden zeki olsun.
*eğilip bükülemez olmasın, en ufak şey için "bende böyle işine gelirse" ön yargısı yerine bu konuda neler yapılabileceğini değerlendirme esnekliği olsun.
*feminist olsun (şaka değil)

Şefkatli olması. Empati yeteneğinin güçlü olması.

Ben hep gidip en çatlağıni buluyorum (iyi anlamda söyledim) şimdi düşününce Sevgililerimin ortak özelliği ciddi anlamda mutlu, komik, konuşkan tipler olmasıydı. Bu etkiliyo herhalde beni.

Kültür.

Her türlü birliktelik yaşadım sanırım. Aptal-Sex Manyağı-Ten uyunlusu-Çok okur az yazar her çeşit insan ile ilişkim oldu neredeyse. Fakat kültür olcak abicim güzellik falan gelip geçici, insan karşısındaki kadın ile konuşarak anlaşmalı yok tek tırnağım havada olursa Kazım benim çok kızgın olduğumu anlar ona göre davranır ilişkilerinden illallah ettim.

Birisi ile konuşunca onunda sana anlatması gereken şeyler olmalı, sen ona romanlardan bahsederken o sana surviver son bölümdeki kavgayı anlatıyorsa o iş olmaz.

cinsiyet belirtilmese de kadınlara yönelik bir soru olmuş. ben kadın olsaydım klasik türk erkeği profili dışında birini arardım. paylaşımcı, haklarıma saygılı, görev ve hakları cinsiyete atfetmeyen. freya hariç bu konuya dokunduran hiç olmamış.

Benden farklı olması.
Ki öğrenecek çok şeyim olsun. Kendi ilgi alanlarım dışında ancak çok sevdiğim biri için araştırır öğrenirim, bu yüzden çok farklı ilgi alanlarına sahip kişilerle sevgili oluyorum genelde. Böylece her alanda iyi kötü fikir sahibi oldum bugüne kadar.
Birbirimize öğretecek çok şeyimizin olması bana çok çekici geliyor.

Zamanında liste yapmıştım:

(bkz: mükemmel sevgili/@crown)

@lazpelle kadınlara yönelik bir soru değildi. karşı cinste dedim aslında pişmanım şu an karşı cins dediğim için çünkü biraz homofobik bir söylem olduğunu şu an farkettim.

Komik olması.

özgüven (narsizme kaymayacak şekilde) ve mizah

Güven vermesi. Ilımlı, farklı fikirlere açık ve iletişim kurulabilen biri olması. nazik ve sıcak olması. soğuk,kasıntı,narsist biri asla olmamalı.

Dürüst olması, zeki olması, sadık olması, libidosunun yüksek olması.

Sonuç: Yalnızım.

Cinsiyetçi olmaması benim için birinci koşul. Geleneksel kafada bir Türk erkeği ile birlikte olmam imkansız. Kibar ve saygılı olmalı, küfür etmemeli, fanatik olmamalı (fanatizmden kastım sadece futbol vs. değil. Hayatının hiçbir alanında hiçbir şeye fanatizm derecesinde bağlı olmamalı), açık fikirli, rahat ve geniş bir insan olmalı.

Edit: En önemli şeylerden birini unutmuşum. Kesinlikle ateist olmalı.

ilişki yaşayacağı kişinin parasına önem vermemesi...

Tevazu sahibi olsun (gerçi normal olsa yeter , milletin burnu laf dağında ) ,
Vicdanlı ,

beni taşıyabilmesi

zeka ve mizahşörlük direkt nikahı basma nedenlerim arasındadır.

hatta krem peynir +1

Ses tonu önemli , sesini duyunca sakinleşmeliyim , böyle bir sırıtma gelmeli , içime işlemeli sesi , ateist olmalı, zeka önemli beni anlayabilmeli (benimde onu anlayabileceğim bir yapıda olmalı) ,bir gün farklı bir gün farklı kişiliklere bürünmemeli. film müzik zevklerimiz örtüşmeli ,en azından çok zıt olmamalı.

hazır olmuşken bir enstrüman çalabilsin, teknolojiye hakim olsun , alkol kullansın ama sigara kullanmasın,

amen

Erkeğim.

Sevgilim olacak kadında karakter olarak en çok önemsediğim özellik kendi başına bir birey olabilmesi. Yani kendi işini minimal de olsa halledebilmesi, birine aşırı bağımlı olmaması, babasının kuzusu, piremses tavırları takınmaması vs, benimle benzer sosyal statü ve sorumluluk sahibi olması.

paragöz olmamak ve sadakat.

matilda naber :)

öyle bi soru sormuşsun ki kafamda taramalı tüfek gibi şu şu şu şu şu ... olsun diye bi sürü şey geçti. sonuç; powerpuff girls'ün erkek versiyonu gibi bişey :D

vicdan sahibi ve hakkaniyetli olması. bu özellikleri varsa pek çok olumsuz özelliği barındıramaz zaten.

klasik türk erkeği kafasından uzak olmalı. esprili ve eğlenceli olmalı. zeki olmalı ama zakasını çakallık için kullanmamalı. açık fikirli olmalı. tatlı dilli olması da çok önemli. hayvansever ve merhametli olmak. resmen sevgilimin özelliklerini saydım. bebeyim benim asdasdas

hayret kimse yazmamış:
erkek tarafı: nefes alsın yeter
kız tarafı : cüzdan şişkin olsun yeter
asdasdss

Homofobik olmalı kız arkadaşım. Lgbt bireylere saygı duymamalı. Çünkü bilimin de dediği gibi LGBT olmak hastalıktır. Ayrıca kadın gibi kadın olmalı, çok konuşmalı, sporu sevmemeli, makyajı abartmamalı

yalnız bana değil, tüm çevresine karşı; nezaket, alçakgönüllülük, merhamet, dürüstlük, açık fikirlilik, yaşam enerjisi (bu sömürme amaçlı :) azıcık da çatlaklık (bu da uyum amaçlı xD

Samsungu direkt eledim. Muhatap bile almam o herifleri.

Lg daha iyi malzeme kalitesiyle öne çıkar. Bence onu al. Fiyatlara bakmadım. Fiyat performans işi boş iş.

• LG V10 uzak dur çok problemli telefon

bana göre Samsung Galaxy C9 Pro al

dur, mate 8'e de ben bok atayım, o açıkta kalmış. hayvan gibi sar değeri var mate'lerin.

Sonuç olarak iphone se'de karar kıldım.

Aşksız prensez fena güldürdün. Ben de elektronk şans iyi yea diyerek tüyü dikiyorum.

@zirrealist Samsungu neden eledin?

Samsung direkt.Macera arama.

Barbarosçum, Samsung olduğu için.

deveye sormuşlar neden boynun eğri, iphone'um var demiş.

samsung'u niye gömdünüz ?

@zirrealist Anladığım kadarıyla samsungla kötü bir deneyimin olmuş.

Benim yok. Ama yaramaz o marka.

Lgden de uzak durun. Lg telefonlari bir cok kronik probleme sahip.

@zirrealist

Samsungun resmi distribütör için teknik servisinin çok sorunlu olduğunu, kıllık yaptıklarını filan duymuştum, ondan dolayı diyorsan? Ama bu ithalatçı garantili, bilmiyorum farkeden birşey olur mu?

@karacigerim vur kadehlere

G4 lerin sorunlu olduğunu, hatta iade edince yerine G5 verdiklerini duymuştum ama bütün telefonlarının sorunlu olduğunu bilmiyordum.

Soyle anlatayim; ram senin islemlerini yapman icin kullandigin alan. Yani senin ram in ne kadar buyukse ayni anda o kadar cok islemi yapabilirsin diyenilirim kabaca. Tabi islemci de onemli burada. Yapacagin isin kullanacagi ram alanina gore ram in hizi fazla olursa ram dan komutu alip islemciye o kadar cabuk iletir. Biraz abuk sabuk gibin yazdim ama ram hizi aslinda islemcinin hizi ne kadar coksa o kadar iyi. Islemcin yavas ram in hizli olsa bi boka yaramaz mesela. Ram in hizli olursa ve islemci de hizli olursa super.

Ya ben gidiyom ya..

Daha hizli ram in olacak iste.
50 tl para mi ? Almisken hizlisi iyidir.

hiç değmez. boşuna vermiş olursun.

2133 le 2400 arasındaki farkı geçtim, 1600 le 2400 arasındaki farkı dahi hissedemezsin. yine de 50 lira farkla ben 2400 ü alırdım :)

ev her yerde değerleniyor. biz 2004'te yaptık o hatayı, almadık oradan ev. eski tatilyanın arkasındaki evler 25-30 bin arasıydı. şimdi 150k'dan bahsediliyor.

ben kesinlikle eve yatırım yapmanızı önermiyorum türkiyede. benim gördüğüm verilere göre türkiyede bir patlama yaşanacak ve ev fiyatları düşecek. buna itiraz edenler var ama bu zaten tartışma konusu.

benim asıl alınmaz deme nedenim, istanbul bölgesinde deprem olacak, bu deprem ciddi bir sıkıntı ile beraber krize de neden olacak, ben deprem olacak bir bölgede ve depremden zarar görecek bir bölgede yatırım yapmam.

yatırımlık ev olmaz bu arada. olur elbette ama tüm para yatmaz, %10-20 gibi bir kapital yatırımı olur.

o paraya yurt dışından ev alabilirsiniz, euro geliri olur. mesela almanyada 90-110 bin€ arası alacağınız evde en kötü 350-400€ getiri olur. yerine ve şansına göre artabilir.

bu parayı şu anda dolarda ve euroda tutup 50 bini riske girilip son tüketici işleri(büfe, tostçu etc.) işleri yapılabilir.

bence de ev bir yatırım aracı değil. mesela 2004 yılındaki 25.000 lira bugün 100.000-120.000 lira falandır. yani 10 yılda çok ciddi bir getiri yok bence. evin şu yanı güzel. zarar etmezsiniz ve risk almamış olursunuz. hiçbir şey yapmasanız da evin değeri enflasyonla artar.

kurnaz+1
yatırım için ev alacak olsam, yurtdışından alırım.

kartal düşünürsen bizim ev satılık hem de sitedeki evlere oranla 20-30.000 daha ucuz ^^

Ev neden yatirimlik degil? Ankara'da kici kirik evleri sirf cankaya'da diye 250 bin civarinda satiyorlar. Gecen yil 110 bin tl ye alan bu yil 170 bine satiyor. Istanbul oldugu icin mi yatirim icin iyi degil dediniz merak ettim?

Yurtdışından nasil ev aliyorsunuz yahu ?

Düşündüm de kimsenin tek bir şeyini kıskanmıyorum. Kendi derdimle çok meşgul olduğumdan sanırım.

eğer benim elde edebileceğim bir şeyse uğraşıyorum uğrunda. elde edemesem de meşgul ediyor.

yok değilse de kader kısmet deyip geçiştiriyorum. içten içe de kıskanıyorum tabi dsfsdf. ama elden bir şey gelmiyor.

kıskanmıyorum da kendisine sunulan ayrıcalık sayesinde sahip olduklarını tamamen kendi başarısıymış gibi satan insanlara uyuz olurum

kıskanıyoruz da yapacak bişey yok.

Çok çılgın kıskanıyorum zenginlere hayat çok güzel lan

kanaat etmek gerekiyor önce. sanirim firdevsi demişti: yeryüzündeki bütün izdiraplar, aza kanaat etmemekten doğar. bildigim kadariyla kıskanmak kalbe zarar verir, ömrü kısaltır (içten yanmalı motor misali) .

Gerçekleri kabullenmek lazım önce. Sonra mutlu olmak için zengin olmaya, başkalarındakine ihtiyaç olmadığını fark etmek zor değil. Zenginliğin sınırı yok. Hiç bir zaman kesmez seni bişeylere ulaşmak daha fazlası her zaman olacaktır. Bkz uzun adam. Seni mutlu eden şey ego değilse mutlu olmamak için sebep yok.

kimseyi kıskanmıyorum +1
hangi özelliği düşündüğüne göre değişir mesela insanın düzgün fiziği vardır çalışarak seninde olabilir
yakışıklı/güzeldir buna pek bişey yapamazsın gerçi ama makyaj diyelim.
irade olabilir ki sanırım bu tür şeyleri helal olsun derim ama kıskanmam.
ama fiziksel parasal şeyleri hiç mi hiç bende de olsun demem. araba ev yalı vs.

Benim de pek kıskanç bir yapım yok, genel olarak diğer insanları tınlamıyorum ama bazen benim ne kadar uğraşırsam uğraşayım sahip olamayacağım (hayır, paradan bahsetmiyorum burada. karakter özelliğinden bahsediyorum. misal cana yakın olmak, güçlü iletişim becerileri vb.) şeylere sahip olan insanlara gıpta ediyorum.

Misal şu an iş yerimde bir kız var. Uzun süreden sonra ilk kez birini kıskandığımı hissediyorum sanırım. Onunla kendimi kıyasladığım zaman ben pek çok açıdan daha üstün geliyorum (dış görünüş, akademik başarı vb.) ancak onun karakter yapısı ve insanlara yaklaşımı benim asla sahip olamayacağım bir şey ve ben bunu gıpta ile karşık kıskanıyorum. Bu konuda yapacak bir şey yok. Bu kolayca önüne geçilebilecek bir duygu değil bana kalırsa.

hayatım hep kendi seçimlerimden ibaret olduğundan mütevellit ne kazanamadıklarıma ne de bende olmayanlara karşı herhangi bir duygum yok.

niçe ne demiş, kıskanmak doğaldır demiş.

ben şahsen kıskanmıyorum. Materyal dunyada bir fiyat performanscıyım zira, bmw yerine 1.5 dci tercih ederim. 10 bin liralık saat yerine caliber 53 seiko severim. koskoca ev yerine bir oda bana yeter. Yemek zaten sorun degil. Karı kız desen ne mal olduklarını yakınen tecrube ettim.

kıskanıcak bisi yok.

Pek kimseyi kıskandığım söylenemez.
Planlarımı kendi becerime, kapasiteme ve isteklerime göre yapıyorum.
Ne istediğimi de bildiğim için, ona ulaşmak adına çalıştığımda bir şekilde elde edebiliyorum.
Hayatımdan memnunum açıkçası.
Çok büyük şeyler olmasa da olur, elimdekilerle yetinmesini de bilirim.
Olmazsa da canım sağ olsun.

bana ne ya deyip geçiyorum. ne kıskanacam ya

kıskanmak insanın yapısından gelen bir özellik. kıskanmıyorum diyen yalan söyler.
Kıskanmak ile haset etmek ayrı şeyler. Kıskanmak imrenmektir, keşke benim de olsa diye içinden geçirmektir. Haset etmek ise bir hastalıktır, benim yoksa onun da olmasın demektir.

herkes kimyası geregi birilerini kıskanır, sadece bunun farkında olacak kadar kendini kurcalamayan, kendini es geçenler kıskanmıyorum der. insanın yapısında var bu. cok dogal bır duygu bununla savasmak yerıne kabullenmek lazım. bırılerı de emın ol hayatının belırlı donemınde senı kıskanıyordur/kıskanmıstır.

ben hep soyle dusunuyorum mesela annem sadece benım annem o ınsanın degıl, karsı komsum benım karsı komsum, apartman gorevlımız benım, cocukken abımle yazlıkta yurudugumuz gun benım an'ım kımse satın alamaz ve yasayamaz. sahıp oldugum anılar, dostluklar, attıgım kahkahalar bunlara kımse sahıp olamaz. o zaman onun hayatı o kadar muhtesem gelmemeye baslıyor. ben uzulsem kız kardesımın gozlerı dolar mesela ama o uzulse dolmaz, o gözyası bır cok seyden kıymetlı benım ıcın.. oyle yanı, bır de hıc bır sey dısarıdan goruldugu gıbı degıl bunu da unutmamak lazm

Kiskaniyorum ama kiskandiklarim maddi seyler degil. Kimsenin malinda vb gozum yok.

Kiskandiklarim, guzel iliski, guzel vucut filan. Hadi guzel vucut sahibi olup olmamak benim elimde, kiskaniyor olmam sacma. Imrenmek filan diyebilirim.

Ama iliski vb konusunda yapacak bir seyim olmadigi icin kiskaniyorum. Cunku onlar da sansli olmuslar iste, o sans niye bende degil filan gibi.
Kiskanip kotu dusunmuyorum ama yanlis anlasilmasin :)

Ne olduğuna bağlı. Normalde kıskanmıyorum. İstediğim her şeye sahip olmasam bile, elimdekiler güzel şeyler ve varlıkları bana yetiyor. İstediğim bir iki şey de zaman içinde olabilecek şeyler. Parasal şeyler varlığı güzel olsa da, zaten iç çekerek aradığım, uğraşacağım bir şey değil. Zaten bir yol seçmişim ve o yoldan devam ediyorum, kah sıkıntılı kah sıkıntısız devam ediyor. O yüzden, çok da içim gitmiyor. Kıskanmayla uğraşasım gelmiyor.

Bir de etkilendiğim bir şey görünce kıskanamıyorum. Ötesinde ağzı açık ayran budalası gibi hayran oluyorum.

İki kişiyi kıskandım bu sene ama. Önem verdiğim ve verdiğim önem uğruna çok uğraştığım, kendimi kan ter içinde bıraktığım, çok zorladığım bir şeyde başarısız olursam ve biri parmağını kaldırmadan yaparsa kıskanıyorum. Aslında kıskanmak mı bilmiyorum; daha çok üzülüp 'Ben gerizekalıyım, tam bir gerizekalıyım. Niye yaşıyorum, ölsem ya ben' diye bunalıma giriyorum. Odak noktam o değil yani, benim yetersizliğim. Bu herhangi bir konuda olabilir, sadece işle ilgili değil.

kaç para?

Sokakta ihtiyacı olan birileri vardır onlardan birine ver.

bana verebilirsin.

eğer sahibini bulabileceğinden eminsen alıp sahibine ver, yoksa hiç dokunma. alıp ihtiyacı olan birisine vermemiz doğru değil. çünkü, sahibinin o parayı gelip bulabilme ihtimali var.

kedi maması al

Bizim burada bir abimiz sürekli para bulur. Bulduğu parayla tüm ofise tatlı ısmarlar. Bulunan şey sahibi yoksa senindir. Aynısını yap, yükten kurtul. Ya da ihtiyaç sahibi birine ver.

küçükken bulduğum paraları götürür bakkala verirdim, çünkü benim için para bakkala verilen bi şeydi. adi bakkal da alırdı. sonra büyüdüm.
neyse meblağa göre şu sokaktaki çocukları sevindirebilirsin, 100 lira gibi bi rakamsa mont,bot alabilirsin,değilse tatlı bişeyler al. ağızlarının içi lunapark gibi olsun.

karmaya çok inanıyorum böyle durumlarda sokakta ihtiyacı olan birine ver ya da kapıcınız varsa ona olabilir, dilenciye şarapçıya vermemeyi tercih ediyorum

arkadaşınla yürürken senden mi düştü deyip uzat. evet derse yemin filan ettir. ederse parayı ona ver.
sinsice ama eğlenceli. böyle dersi bu kadar ucuza alamazsın.

10 Euro buldum magazada. Ancak kasiyere vermeyi tercih etmedim dışarıda evsiz insanlara yemek alayım diyorum. ?? Karmayı başıma bela almak istemem. Bıktım kendisinden.

ben öyle durumda direkt türkiye eğitim gönüllüleri vakfı'na bağışlıyorum. 2 defa para buldum ikisini de oraya bağışladım.

varsa bi 20-30 da sen koyup ihtiyacı olan bir çocuğa bot vs gibi kalıcı bişey al yemekten ziyade. en kötü kedi köpek için mama al dağıt

para parayı çeker derler. hepsini sayısal lotoya yatır.

Valla ben bulunca kullananlardanım, zaten yüksek meblağ bulmuşluğum yok, bulunca mutlu oluyorum, şansım oluyor o benim. 100 tl kaybedip 1 tl-5 kuruş arası bulduğum için kullanmışım kullanmamışım fark etmiyor. Kaybettiğim parayı 200 ayda filan anca topluyorum sokaktan.

İhtiyacın varsa kullan, yoksa cüzdanında tut bir gün o paranın gideceği yer belli oluyor. Görünce o insanı anlarsın zaten o paranın ona gitmesi gerektiğini ve bu sebeple cüzdanında beklediğini. Sokak müzisyeni olur başka birisi olur.

Evsiz birine yemek ısmarla.

şans parası o sakla zjdjj

Bence direkt dolar.

usd alsaydın keske bir ay once.
banka keser kulaginizi zarara sokar.
sen usd euro altın al dursun vadeli yatirabilirsen yatir.

Dolar için acele karar vermeyin. Yükseliyor olması kar amaçlı satışları da beraberinde getirebilir. Dolayısıyla yüksekten alıp değer kaybedersiniz. Ha, şöyle bi şey var. Hiç bir şekilde o paraya dokunulmayacak diyorsanız uzun vadede dolar da euro da altın da yükselir. 2017 sonunda dolarda 4,00 beklendiğini duydum bir kaç kişiden

sepet yapmak iyidir.
bankanızı ararsanız yardımcı olurlar tabi.

Anladigim kadariyla anneniz dusuk risk dusuk getiri ve dusuk caba pesinde. O zaman doviz sepet durumuna katiliyorum. Fakat riskler var; Turkiye durumunun daha kotuye gitmesi durumunda, devletin en tepeleri tarafindan baslatilan ve halka yayilan "doviz alan tutan vatan haini" kampanyasinin / algisinin sonunun ne olacagini / neyin hazirligi oldugunu ongormek guc. Ulke icinde cok buyuk bir doviz kitligi olmasi durumunda bankadaki dovizlere bir sey olmayacaginin garantisini kimse veremez bence. Bu uzak bir tehlike ama akilda bulunsun. Diger bir risk de, herhangi bir bankada devletin mevduat garantisi (bankanin batmasi / el konulmasi durumunda) 100000TL karsiligidir. O yuzden parayi ne yaparsaniz yapin 3 bankaya bolusturun. Ayni bankada farkli hesaplar da kurtarmaz (banka basina toplam 100k guvence). O yuzden yukluce bir meblagi tek bankada tutmak su ortamda akil kari olmayabilir.

Ozetle: doviz sepeti + bankalara bolusturme. risklerini goz onunde bulundurma.

Son not: bunu her dile getirdigimde "turkiyede oyle sey olmaz sacmalama insanlari korkutma" veya "oyle bir sey olursa paranin da anlami zaten kalmamis olur allah muhafaza" gibi seyler yazanlar oluyor, bosuna nefes tuketmeyin. Boyle seyler dunyanin her yerinde her sene oldugu gibi Turkiye'de de gecmiste olmustur (en sonuncusu bir kac ay once, "malum" banka) ve olabilir. Avrupa birligine bagli bankalarda bile son 5 senede olmus olaylardan bahsediyorum zaten. Ve bu olaylardan sonra o ulkelerde paranin onemi olmaya devam etti, hatta daha onemli oldu. O yuzden kendi icinizi rahatlatmak adina riskleri gormezden gelmeyin. Yer altina kuyu kazip siginak yapin demiyorum zaten, cok makul (uzak gorunse bile) risklere karsi cok makul onlemler.

Son olarak edit: emlak balonu patlarsa o anki durumda her ne kadar dusunmeseniz de bir kismiyla iyi bir ev almak yapabileceginiz en iyi yatirim olabilir. Riski az ve getirisi yukarida bahsettigim tum bas agrilarina kiyasla benzer bir getirisi olabilir. Ancak ev fiyatlari cidden duserse yani su anda degil.

300.000 liranız var ve ticaret yapmıyorsunuz?

etna risksiz ticaret nasil yapiliyormus turkiye sartlarinda bize bir ogretsen nemalaniriz.

Risksiz ticaret nedir yaa??
Memur kafasından kurtulun artık.

etna, bu paranin soruyu soran kisinin annesinin yaslilik parasi oldugunu okumayi atladin veya gormezden geliyorsun herhalde. bir kisinin emeklilik parasiyla ticaret vs, gibi riskli yatirim yapilmaz, aptallik olur. hele bu turkiye ortaminda.

aradaki
sen usd eur altın al bir yerden
guvenli bir yerde saklayın
bankalara dikkat su asamada.
korkuyorum müşterilerin parasını engelleyecekler diye.
su anda iş kurulmaz validenin yaşlılık parasını da ziyan etmeyin.

Size "maaş"larinizla mutluluklar dilerim.

etna meseleyi gormemekte israr ediyorsun. meseleyi okumadan yanlis bir yorumda bulundum demek zor degil. ortada maas falan yok, bir kadinin emeklilik parasindan bahsediliyor. 300k ile tabii ki ticaret de yapilir is de kurulur yerine gore. ama yaslilik guvence parasiyla yapilmaz o isler. bazi parayla riskli yatirim yapilir bazisiyla guvenli yatirim yapilir.

suya girmeden önce tüm vücudunuzu vazelinle kaplasanız belki biraz soğuğu keser. bir yerlerde okumuştum bunu. bir de suda çok uzun süre kalmayacaksınız zaten. bir yakınınız çıkar çıkmaz sizi sıcak tutacak giysilerle kat kat sarsın. önce kurulanıp üstünüzdeki ıslak mayoyu çıkarın tabi. kafanızı falan da sıcak tutun. eve döner dönmez ılık bir duş alıp kendinizi sıcak tutun.

Videodan gördüğüm kadarıyla 2 dk bile sürmüyor suda kalmaları. Bir şey olmaz.

suya girince ısınırım asıl mevzu girmeden önce bence

Öncelikle "ne gerek var" derim ben.
Sonralıkla, girmeden önce ısınma hareketleri yapabilirsin. Kombi bozulduğunda işe yaramıştı bende. Şınav, mekik, nefes çalışmaları filan. Özellikle karın çalışmak. Bunlar kaskatı kasılmayı önler.

Ama ortam nası bilmiyorum tabi, orda insanlar ulvi bi konu için toplanmışken fıtı fıtı koşmak nasıl durur, makbul olur mu.
Ama vücut sıcak olunca, çıkınca da üşütülmezse (hemen havlu, hemen üst değiş) ertesi güne hasar kalmaz diye düşünüyorum.

denize gireceğim zaman önce bi bakıyorum suya atlayıp soğuktan çığlık atan var mı diye, baktım sıkıntı var gidip önce kenarda soğuk suyla duş alıyorum sonra koşup atlıyorum, deniz suyu sıcak geliyor.

atlamadan önce 5 litre soğuk su al yanına haç suya atılmadan önce dök tependen öyle atla hem üşümezsin hem birinci gelirsin

sudan olabildiğince hızlı çık ve havlun battaniyen atkın beren hazır olsun
youtu.be

edit: vazelin gres falan iyi fikir ama bence şike sayılır finişte aforoz etmesinler

edit2: diğer videoları da izleyim dedim de şuna denk geldim;
www.youtube.com
bizim patrik biraz yokuş yapıyor gibi sanki? burada patrik hemen iskelenin dibine atıyor çocuklar da haçın üstüne çivileme atlıyor, mis. rum olsam teravih namazını hızlı kıldıran hoca arayanlar gibi gider haçı en yakın atan patriği bulur onun törenine katılırdım valla.

Asıl soğuk suyun içindeyken vücudun çok daha hızlı bir şekilde ısı kaybeder. Öncesinde ve sonrasında havluya sarınabilirsin. Zaten heyecan ile muhtemelen anlamazsın üşüdüğünü.

Baksana tiplere, millet montlarla atkılarla kat kat dururken adamlarda hiç tir tir titreme durumları yok. 2-3dklık olay ya, yine de hastalanırım, bünyem zayıf falan diyorsan en baştan katılma bence. Ne olursa olsun bu soğukta denize girmek pek mantıklı gelmedi bana:p

Törenden önce alkol günah sayılmazsa biraz takviye işe yarayabilir :) Bir de soğuk havalarda üşümemek için eskilerin uyguladığı bir yöntem vardır, ayaklarını belli bir süre soğuk suya tutarlar.
Bir de kaçta başlıyordu bu tören öğrenebildiniz mi?

edit: Ahan da bu delinin yaptıklarını deneyin bir de bakalım :)
www.youtube.com

edit 2: www.youtube.com
Bu da varmış

edit 3: www.youtube.com

Sakın ama sakın alkol alma:( ısındığını sanırsın ama damarların genişlediği için daha çok ısı kaybedersin.

@peggy ciddi mi, onu bilmiyordum bak :/

razvan 9'da kilisede ayin başlıyor, denize haç atma töreni 12'de. 1030da falan motora binersin dedi. kesin verem olcam bence :)
sen gelecek misin?

bence atlamadan önce bir şekilde hareket edip vücudu ısıtırsan daha az üşürsün.
yamulmuyorsam eskiden metal haç atılıyordu ve dipten çıkarmak gerekiyordu. bazen de bulunamıyordu. şimdi kolaylaştırdılar. gayret edin de bir türk vatadandaşı kazansın, sanki hep yunanistandan gelenler çıkarıyor. bir de şu kin kapısı meselesi neydi ?

kin kapısı dediğin patrikhane girişi sanırım. yunan bağımsızlık savaşı başladığında 1821'de patriği o kapıda astılar. o sebepten o kapı kapalıdır.

@çekilmiş gayfe bir aksilik olmazsa geleceğim :)

Bu arada Cuma günü kar yağışlı gösteriyor. Deniz biraz daha sıcak hissettirebilir.
www.mgm.gov.tr

@razvan rat, evet, hipotermiye bile sebep olabilir:( Soğukta vücut kendini korumak için cilt yüzeyindeki kan damarlarını büzüştürür, böylelikle sıcak kanı iç organlarda tutmaya çalışır. Ama alkol alırsan bu büzüşme oluşmaz, kan daha çabuk soğur, ısındığını sanırsın ama vücudun doğal refleksini engellemiş olursun.

Alkol içmek yerine bal, pekmez yiyebilirsiniz.

@supermatik, bu törene vaftizliler katılabiliyor, yani sudan haç çıkarma kısmına, onun için yunan ismi görmeniz normaldir. ben kazansam stefanos kazandı yazacak, sen de diyeceksin ulan yine yonan tohumu kazanmış :)

haydaa al geçen sene kim kazanmış:
Bartholomeos'un denize attığı haçı, Yunanistan'dan gelen Nikos Solis çıkardı.
tr.sputniknews.com

bizde herşey belgeyle :)

ayrıca ben yunan tohumu demedim, yunanistandan gelen dedim.

hızlıca okudum (bir kısmını) üzerinden geçeyim yine de
1. alkol alınmamalı, söylenen doğru, aslında ısı kaybını hızlandırır, hele ki suya giriliyorsa tehlikelidir.
2. vücudu, özellikle kasık, koltuk altı ve baş gibi çabuk ısı kaybedecek bölgeleri vazelinle kaplayabilirsiniz.
3. girmeden önce bir miktar ısınma hareketleri yapmanız fayda eder çünkü gerçekten atladığınızda vucut şoka girebilir, kasılabilirsiniz. ondan önce kasları biraz hareket ettirmiş olmanız yararınıza olur.

@kısa, motorun içinde anca omuz ısıtılabilir zannımca :) neyse bakalım görelim millet rusyada buzlu suya giriyor biz de gireriz gayli.
m.lifo.gr

@supermatik 2015'i savaş diye biri almış
youtu.be

haçı çıkarabildin mi ?

başkası birinci oldu :) önemli olan katılmaktı tabi. harcadılar bizi :D

maaşınızın bir bölümünü elden alıp bir bölümü bankaya mı yatıyor ? internetten satış yapıyor musunuz ?

Çalıştığın iş yeri vergi denetiminden geçiyordur, buna istinaden çağırmışlardır. Seninle ilgili değildir yani.

mükellef, herhangi bir nam ve isim altında vergi ödemekle yükümlü olan demektir. sen de maaşlı bir çalışan olarak gelir, damga vb. vergisi ödediğin için mükellef sayılırsın. dahası, gümrük vergisi, emlak vergisi, motorlu taşıtlar vergisi, vb. vergiler için de inceleme yapılması imkanı vardır.

bu vergilere konu faaliyetlerin varsa (yurtdışından yüklü bir sipariş getirdiysen, vb.)

diğer bir ihtimal de, çalıştığın kurumlardan birinin inceleniyor olması. maaşının miktarı, açıktan para alıp almadığın gibi hususlar sorulabilir.

bir de yakın zamanda (son 5 yıl) konut veya araba alım-satımı yaptıysan, bunlarla ilgili araştırma olabilir. aldığın evin bedeli, ne kadarının bankadan ödendiği, gayrimenkul/araç satışı kaynaklı ödenmesi gereken vergiler sorulabilir. ticari faaliyet kapsamında bir alım-satımın olup olmadığı (yılda 3 arabadan fazlası vb.)

sorulan konuların detaylarını hatırlamadığını, belgelerin evinde olduğunu söyleyip belgeleri getirmek için süre isteyebilirsin. konunun detaylarını öğrendikten sonra bir smmm veya avukat ile görüşebilirsin.

bu gibi bilgi isteme görüşmeleri genellikle sizin değil de başka birinin incelenmesi dolayısıyla olur. sonuçta da söyledikleriniz yazılı olarak imza altına alınır. imzalamadan önce mutlaka okuyun ve düzeltilmesini istediğiniz konuları düzelttirin.

1 ve 3 hakkinda diyebilecegim bir sey yok. Onun disinda vergiyle alakali ne olabilir? Baska bir gelir kaynagin var mi / oldu mu hic? Uzerine vergisi odenmemis emlak vs olabilir mi? Online bir seyler satmis olabilir misin sık sık? 2. el falan... HEsabina gecmis yuklu bir para? Belki de isverenin inceleniyordur...

birisi yersiz şikayet etmiş de olabilir.
bence git öğren
eğer ciddi birşeyse, (olabiliyorsa) ifade vermek için zaman iste.
araştırıp avukata danışıp öyle verirsin cevabını.

TEşekkürler herkese,

Maaşı hiç elden almadım,
Ev aldım (6 sene önce-mortgage olduğundan kayıtlı ve düzgün oldu her şey)/araba aldım ama zaten o da aynı şekilde kayıtlı
İnternetten aatış ya da ek gelirim olmadı

Vergi ile ilgili çalışan birkaç kişiye sorduğumda da "seninle ilgili olsa vergi dairesi bakar, müfettişler 3-5 binlik işlerle uğraşmaz" dedi.

Bakalım merakla bekliyorum detayları, gideceğim görüşmeye.

Dediğiniz gibiyse bence bir yanlışlık vardır. Görüşmeden sonra neyle ilgili olduğunu da yazın, merak ettim ben de :)

ilçe belediyesinin web sitesinden öğrenip kredikartı ile ödeyebiliyorsunuz genelde. google'a yazın x belediyesi emlak vergisi diye çıkar linki

30 mayısa kadar birinci taksit
30 kasıma kadar 2. taksit

evi satmayacaksak genelde ödemiyoruz
nasılsa af çıkıyor

çakmak tutunca alevlendi mi, söndü mü ?

kanalizasyon metan gazı çıkarabilir ama monoksit gazı ne alaka olabilir anlamadım

Usta kimyagerse bilemem ama banyo giderinde karbon monoksit olmaz. Gider kokusu da öyle çok abartılacak bi konu değildir, 1-2 hafta seyahate bile gitseniz banyo giderindeki sifon bölümünde kalan (kötü kokuyu engelleyen) su kuruyup, gider kokusu yapabilir zaten. Duş ya da zemin giderine uzun zaman su dökülmezse veya yan komşunun banyosunda gider kokusu varsa havalandırmadan size de gelebilir vs.
Şimdi başlığı okuyunca baktım, gider kokusunun zehir düzeyi önemsiz derecede düşükmüş, daha çok kötü koku olduğu için engellemeye çalışılıyor.
Eğer tesisat kaynaklı sorun ise zaten ucuza çözülür ve evsahibinin karşılaması gerekir. Onun dışında zehirlendim, hesap ver derseniz kötü tepki almanız normal.
* o ustaya yaptırmayın.

@mikro patlama neden tepki almam normal olsun ki? az önce başkentgazdan geldiler ve yoğun derecede metan gazı olduğunu, herşeyden önce patlama riski olduğunu söylediler. bunun sorumlusu kimse doğal olarak bilmek isterim. hala merak ettiğim de bu zaten.

@cosmicgadin Çok şaşırdım, gider kokusu anlattığım sebeplerle çok kolay oluşabilecek bişey o nedenle bu kadar yoğun olmaz diye düşünürdüm, olabiliyormuş. Haklısınız o zaman.

eğer sabahları iş için vs evden çıktığınızda ya da camları açıp temiz hava aldığınızda başınız dönüp bayılacak gibi oluyosanız uzun süre zararlı derecede maruz kalmışsınız demektir. ama bunları hiç yaşamadıysanız bir sıkıntı olacağını sanmıyorum sağlık açısından.

biraz da usta para kırmak için yapmış gibi gözüküyor. nasıl yaşıyosunuz ölürsünüz diyerek de sorgulamadan kesin yapılması gereken bir şey olduğunu düşündürtmüş. aracımda sorun var mı diye sanayiye gittiğinizde "şimdiye kadar allah korumuş" sözünü çok duyarsınız mesela.

İsa bir peygamber olmasının yanısıra aynı zamanda tanrının oğlu olarak da kabul ediliyor Hristiyanlıkta, Müslümanlar bunu kabul etmiyor. Doğumgünü kutlandığı zaman sanki bu inancı da kabul ediyormuşsun izlenimi oluşuyor. Yani benim için oluşmuyor ama Müslümanlar böyle düşünüyor olabilir. Gerçi çoğunun kendine ait bir fikri yok biri günah deyince geri kalan hepsi tabii lan günah demeye başlıyor. Bu nedenle olabilir belki.

İslam bilgisi ile ilgili değil ama Noel ya da yıl başının Hıristiyanlıkla alakası yok. Çok daha eski kökenleri var, "origin of Christmas" diye aratıp ilk 4-5 sayfayı okuyabilirsiniz. Noel ağacından (hatta ağacın süslemesinden) Noel Baba figürüne, Noel Baba'nın geyiklerinden ağaç altına bırakılan hediyelere hepsinin kökeni daha eskilere dayanıyor.

İslam açısından bakarsak da, bence, İsa'nın doğumunu kutlamalarında bir sıkıntı olmaması lazım.