lazarus
...şu eski ilişki mevzusu. Bir arkadaın basına gelmis ve hayli muzdarip.Özetliyor ve soruyorum. Özet: Adamla kadın, tanısmıslar ve birbirlerine acılmıslar. Sonra birlikte devam edelim, gecmisi geride bırakalım demisler. Adam kadına demis ki "Saygı konusuna iliskide onem veriyorum, ozen gösteriyorum.
...şu eski ilişki mevzusu. Bir arkadaın basına gelmis ve hayli muzdarip.
Özetliyor ve soruyorum. Özet: Adamla kadın, tanısmıslar ve birbirlerine acılmıslar. Sonra birlikte devam edelim, gecmisi geride bırakalım demisler. Adam kadına demis ki "Saygı konusuna iliskide onem veriyorum, ozen gösteriyorum. Lutfen eski mevzularla ilgili ikimiz de onlemimizi alalım. Can sıkıcı seyler yasamayalım." Kadın da "Evet, ben de bunu istiyorum." demis. Bazı kurallar almislar, uygulamaya koyulmuslar. Ancak ilerleyen gunlerde adam kadının bilgisayarda surekli gecmisi temizlediğini fark etmis. Canı fevkalade sıkılmıs, bir muddet sabretmis ve sonunda patlamıs, bir kavga, sonra ozur, yeniden sozlesme vs. derken hadise defaatle devam etmis. Adam tekraren diyormus ki "Bak seni anlıyor olabilirim, sacma bir meraksa da lutfen yapma. Senden azami olcude buna dikkat etmeni istiyorum. Onun dısında yasadıgımız problemleri el birligi eder asarız. Lutfen" diyormus. Kadın da ozur dileyip gercektenaptalca bir merak oldugunu falan soyluyormus. "Olsun, gene de merak etme. İnsanlar sevgilerine sahip cikabilmek icin bazı seyleri terk edebiliyorlar su hayatta, o kadar film izliyor, kitap okuyor, konusuyoruz. Aska dair, sevdaya dair, baglanmıslıga dair... yani bunları soylerken bile, bilmedigini, bilemedigini ima etmek beni utandırıyor. Kendimi sana boyle bir noksanlıgı yakıstırma utancından kurtarmam icin sen de ne olur bize hicbir faydası olmayan ve hatta bizi uzen su sacma isi terk et." diyormus. Bu sekilde sozler pekistirilmis, bu sefer sonlar, olmayacaklar soylenmis. Tabii bir iki de ciddi munakasa yasanmıs bu esnada.
Bu arada iliskileri de yarıresmî bir statude devam ediyormus. Ailelerle tanisilmis. Konusulmus, isin adı konmus Yani yukarıda saydıklarım yasanırken bunlar da bir taraftan oluyormus. Adam, sona erdigi dusuncesinde ama biraz yıpranmıs bir haldeymis. Kendi kendine de sunu diyormus, "Sonucta cok sacma sapan gelse bile, seni seviyorum ve seninle birlikte bir yola cıkmak istiyorum dedigin birinin onune hassasiyet olarak bir sey suruyorsan, o seyi kanıksamak neden bu kadar guc?" İstedigi basit, sonucta hicbir sekilde gecmisle ilgili dusunce ve sacmalıkların hayatlarına oyle ya da boyle bir duygu gorunumunda bile yansımasını istemiyor. Twitterden, facebooktan, blogdan takip etmenin, iz surmenin manası nedir? Bir beklenti! Neyin beklentisi? Bunu 18 yasindaki bir kıza yakıstırabilir insan belki ama otuzunu asmis bir kadın, bunu nicin yapar? Diye dusunup duruyormus. Cunku olayın en basında zaten yakınlasmalarının kokeninde boyle bir geri cekilme iddiası varmıs. Adam boyle bir seyi dayatmamıs ki, yani hadi gel bi iliski yasayalım, ama sen de böyle davran dememis. Kadın ben boyle dusunuyorum, boyle kararlarım var hayatıma dair demis. Bunun altında adamı etkileme ve kendine cekme emeli olabilir. Adam buna takılmamıs. Kotulugun ve pismanlık duygusunun neye benzedigini bildigi icin, iyi olmak, kendini iyi hissetmek isteyen birilerinin samimiyetine inanmaya meyilliymis. Cunku iyiligin ozunu kotulugu bilen bilir, dusuncesindeymiş, boyle bir felsefesi varmıs. Hatta bu kavgalar yasandıgında adam, "Bak ikimiz de yetiskin insanlarız, kafamızda bazı seyler net degilse birbirimizi uzmeyelim, saygılıca, edeplice bu isi neticelendirelim. Hic olmazsa saygıyı koruruz. Ki saygı büyüktür sevgiden." manasına gelen sozcukler kullandıgında kadın aslalarla kat'alarla yanıtlamış. Yani salakca bir merak, özensizlik, ozur dilerim. Nokta. Demiş.
Hayatı insan belli bir yastan sonra kücültme kararı alır bilirsiniz. Bunda yasanmıs hayal kırıklıklarının, mutsuzlukların payı var elbette. Ancak bu noktada isabet ettigi bir sevgide ve iliskide daha emin ve hatasız davranma yoluna gidersiniz, bu böyle bir cabadır. Bunun icin deger vermis kadına, kadın da adama bu duyguları hissettigi ve aynını kendisine vadettigi icin seviyormus adamı. Son duruma gelirsek, adam bu dusuncelerin icinde gidip gelirken, her sey bitti sukur adam olduk yolumuza bakıyoruz derken, kadının yine bu isi surdurdugune sahit olmus. Suna karar veremiyor, ne yapmalıyım?? Ayrıca bu nasıl bir inattır, neyin inadıdır?
Ben cok konustum arkadasla. Ancak sonucta "kadın"ın derdini merak ediyor ciddi ciddi. Bu hep boyle midir'e getiriyor ki ben hayır diyorum, oyle degildir, olamaz, bir sorun var! Ancak o daha safiyane bakıyor olaya, benim gibi degil. Arkadasın sıkıntısı ozete bu dostlar.
Ek: Yanıt verenler, bir sakıncası yoksa yaşlarını, yine bir sakınca yoksa medeni durumlarını ekleyebilirler mi? Olmazsa da saglık olsun.
Özetliyor ve soruyorum. Özet: Adamla kadın, tanısmıslar ve birbirlerine acılmıslar. Sonra birlikte devam edelim, gecmisi geride bırakalım demisler. Adam kadına demis ki "Saygı konusuna iliskide onem veriyorum, ozen gösteriyorum. Lutfen eski mevzularla ilgili ikimiz de onlemimizi alalım. Can sıkıcı seyler yasamayalım." Kadın da "Evet, ben de bunu istiyorum." demis. Bazı kurallar almislar, uygulamaya koyulmuslar. Ancak ilerleyen gunlerde adam kadının bilgisayarda surekli gecmisi temizlediğini fark etmis. Canı fevkalade sıkılmıs, bir muddet sabretmis ve sonunda patlamıs, bir kavga, sonra ozur, yeniden sozlesme vs. derken hadise defaatle devam etmis. Adam tekraren diyormus ki "Bak seni anlıyor olabilirim, sacma bir meraksa da lutfen yapma. Senden azami olcude buna dikkat etmeni istiyorum. Onun dısında yasadıgımız problemleri el birligi eder asarız. Lutfen" diyormus. Kadın da ozur dileyip gercektenaptalca bir merak oldugunu falan soyluyormus. "Olsun, gene de merak etme. İnsanlar sevgilerine sahip cikabilmek icin bazı seyleri terk edebiliyorlar su hayatta, o kadar film izliyor, kitap okuyor, konusuyoruz. Aska dair, sevdaya dair, baglanmıslıga dair... yani bunları soylerken bile, bilmedigini, bilemedigini ima etmek beni utandırıyor. Kendimi sana boyle bir noksanlıgı yakıstırma utancından kurtarmam icin sen de ne olur bize hicbir faydası olmayan ve hatta bizi uzen su sacma isi terk et." diyormus. Bu sekilde sozler pekistirilmis, bu sefer sonlar, olmayacaklar soylenmis. Tabii bir iki de ciddi munakasa yasanmıs bu esnada.
Bu arada iliskileri de yarıresmî bir statude devam ediyormus. Ailelerle tanisilmis. Konusulmus, isin adı konmus Yani yukarıda saydıklarım yasanırken bunlar da bir taraftan oluyormus. Adam, sona erdigi dusuncesinde ama biraz yıpranmıs bir haldeymis. Kendi kendine de sunu diyormus, "Sonucta cok sacma sapan gelse bile, seni seviyorum ve seninle birlikte bir yola cıkmak istiyorum dedigin birinin onune hassasiyet olarak bir sey suruyorsan, o seyi kanıksamak neden bu kadar guc?" İstedigi basit, sonucta hicbir sekilde gecmisle ilgili dusunce ve sacmalıkların hayatlarına oyle ya da boyle bir duygu gorunumunda bile yansımasını istemiyor. Twitterden, facebooktan, blogdan takip etmenin, iz surmenin manası nedir? Bir beklenti! Neyin beklentisi? Bunu 18 yasindaki bir kıza yakıstırabilir insan belki ama otuzunu asmis bir kadın, bunu nicin yapar? Diye dusunup duruyormus. Cunku olayın en basında zaten yakınlasmalarının kokeninde boyle bir geri cekilme iddiası varmıs. Adam boyle bir seyi dayatmamıs ki, yani hadi gel bi iliski yasayalım, ama sen de böyle davran dememis. Kadın ben boyle dusunuyorum, boyle kararlarım var hayatıma dair demis. Bunun altında adamı etkileme ve kendine cekme emeli olabilir. Adam buna takılmamıs. Kotulugun ve pismanlık duygusunun neye benzedigini bildigi icin, iyi olmak, kendini iyi hissetmek isteyen birilerinin samimiyetine inanmaya meyilliymis. Cunku iyiligin ozunu kotulugu bilen bilir, dusuncesindeymiş, boyle bir felsefesi varmıs. Hatta bu kavgalar yasandıgında adam, "Bak ikimiz de yetiskin insanlarız, kafamızda bazı seyler net degilse birbirimizi uzmeyelim, saygılıca, edeplice bu isi neticelendirelim. Hic olmazsa saygıyı koruruz. Ki saygı büyüktür sevgiden." manasına gelen sozcukler kullandıgında kadın aslalarla kat'alarla yanıtlamış. Yani salakca bir merak, özensizlik, ozur dilerim. Nokta. Demiş.
Hayatı insan belli bir yastan sonra kücültme kararı alır bilirsiniz. Bunda yasanmıs hayal kırıklıklarının, mutsuzlukların payı var elbette. Ancak bu noktada isabet ettigi bir sevgide ve iliskide daha emin ve hatasız davranma yoluna gidersiniz, bu böyle bir cabadır. Bunun icin deger vermis kadına, kadın da adama bu duyguları hissettigi ve aynını kendisine vadettigi icin seviyormus adamı. Son duruma gelirsek, adam bu dusuncelerin icinde gidip gelirken, her sey bitti sukur adam olduk yolumuza bakıyoruz derken, kadının yine bu isi surdurdugune sahit olmus. Suna karar veremiyor, ne yapmalıyım?? Ayrıca bu nasıl bir inattır, neyin inadıdır?
Ben cok konustum arkadasla. Ancak sonucta "kadın"ın derdini merak ediyor ciddi ciddi. Bu hep boyle midir'e getiriyor ki ben hayır diyorum, oyle degildir, olamaz, bir sorun var! Ancak o daha safiyane bakıyor olaya, benim gibi degil. Arkadasın sıkıntısı ozete bu dostlar.
Ek: Yanıt verenler, bir sakıncası yoksa yaşlarını, yine bir sakınca yoksa medeni durumlarını ekleyebilirler mi? Olmazsa da saglık olsun.
0
Kimse akışına bırakacak sorgulamayacak cesarete sahip değil. Sorun her zaman sorgulayanın kendisindedir bir ilişkide. %100 güven asla olmaz nedense. Ne diyim, bu da biter. Bitsin hatta. Çok yapay bi ilişki gibi geldi bana, zorlaymış gibi. Zorlamasınlar.
0
bu nasıl bi ilişki harbiden rus edebiyatı tadında. adam anlattığın kadar kibarsa kadın da böyle gizli gizli iş çevimeyi seviyorsa bu abimiz çok üzülür. sözünüz geçiyorsa ufak ufak tavsiyeler verin abi uzak tutsun kendini. kadının belli ki unutamadığı içinde kalan bir şeyler var. bir gün çıkar bunlar açığa.
0
son ayrıldığım sevgilim de yazar burda, ayrıldığımız günden beri bir kere açıp merak edip bakmadım bişi yazmış mı napmış diye. çünkü ilişkiyi kafamda tamamen bitirmiş haldeydim. hülasa insanda merak, umutla başlıyor. bence eski sevgilisini sürekli kontro etmesi normal değil/olamaz. stalkcu olmuş baya baya, vallahi zormuş.
0
olayın özü şu cümle.
"Bunun altında adamı etkileme ve kendine cekme emeli"
ben hep şuna inanırım, hata bir kez yapıldığında ahmaklık, ikinci kez yapıldığında tercih yahut aptallık, üçüncü kez yapıldığında ise arzudur. arzu ile tercihin arasında çok fark var, dikkat edin lütfen.
kadın olgunlaşmamış. olgun ve medeni bir ilişki yaşamak için o adama uygun değil. iş ciddiye binerse bile gizli gizli decam eder. kimseyi kafese sokup 7 24 izleyemezsiniz.
alışkanlık da olabilir bu. fakat yine de çok rahatsız edici.
alışkanlıklarından sevdikleri için vazgeçebilir insanlar. fakat dediğim gibi merak edip bunu bilme arzusu yaşamak çok tehlikeli. üstelik ciddi münakaşalardan bahsediyorsunuz.
arkadaşınız doğru kararı vermeli.
"Bunun altında adamı etkileme ve kendine cekme emeli"
ben hep şuna inanırım, hata bir kez yapıldığında ahmaklık, ikinci kez yapıldığında tercih yahut aptallık, üçüncü kez yapıldığında ise arzudur. arzu ile tercihin arasında çok fark var, dikkat edin lütfen.
kadın olgunlaşmamış. olgun ve medeni bir ilişki yaşamak için o adama uygun değil. iş ciddiye binerse bile gizli gizli decam eder. kimseyi kafese sokup 7 24 izleyemezsiniz.
alışkanlık da olabilir bu. fakat yine de çok rahatsız edici.
alışkanlıklarından sevdikleri için vazgeçebilir insanlar. fakat dediğim gibi merak edip bunu bilme arzusu yaşamak çok tehlikeli. üstelik ciddi münakaşalardan bahsediyorsunuz.
arkadaşınız doğru kararı vermeli.
0
"Ancak ilerleyen gunlerde adam kadının bilgisayarda surekli gecmisi temizlediğini fark etmis."
Nasıl yani? Bundan sonrasını okursam anlarım belki dedim. Anlamadım Ama. Eksik bir şeyler var.
Nasıl yani? Bundan sonrasını okursam anlarım belki dedim. Anlamadım Ama. Eksik bir şeyler var.
0
@solfej, neyini anlamadın? Kadın ya eski sevgilisini stalk ediyor internet üzerinden ya da aynı yöntemle görüşmeye devam ediyor. Adam bunu yaptığını farketmiş kadının işte.
Neyse, bence kadın adamın good catch olduğunu düşünüyor ama aslında aşık falan değil, beyni ve kalbi arasında gidip geliyor. Adam ileride daha da mutsuz olacak. Bitmesi gerekir.
Neyse, bence kadın adamın good catch olduğunu düşünüyor ama aslında aşık falan değil, beyni ve kalbi arasında gidip geliyor. Adam ileride daha da mutsuz olacak. Bitmesi gerekir.
0
adam kadının geçmişini temizlediğini nasl fark ediyormuş, o geçmişe bakarak. bu duruma devam ettiğini nasıl fark ediyormuş, kadının özel, kimseyle paylaşması gerekmeyen internet geçmişine ısrarlaaa bakarak.
kadın haklı, herkes istediği kişinin istediği sayfasına bakar, belki özlemle, belki nefretle, belki oh mutsuz iyi olmuş demek için, belki aa ne güzel mutlu olmuş olsun tabii demek için. bu da yaşanan ilişkiyi hiç mi hiç bağlamaz. ne zaman ki eskiyle iletişim, görüşme gibi mevzular söz konusu olur, o zaman belki konuşulacak bir konu çıkar. tartışılacak da demiyorum, konuşulacak. böyle saçma saçma konulardan roman yazarsanız değil 30, 60 yaşına gelseniz de hiçbi ilişkiyi yürütemezsiniz.
25/kadın/ilişkili.
kadın haklı, herkes istediği kişinin istediği sayfasına bakar, belki özlemle, belki nefretle, belki oh mutsuz iyi olmuş demek için, belki aa ne güzel mutlu olmuş olsun tabii demek için. bu da yaşanan ilişkiyi hiç mi hiç bağlamaz. ne zaman ki eskiyle iletişim, görüşme gibi mevzular söz konusu olur, o zaman belki konuşulacak bir konu çıkar. tartışılacak da demiyorum, konuşulacak. böyle saçma saçma konulardan roman yazarsanız değil 30, 60 yaşına gelseniz de hiçbi ilişkiyi yürütemezsiniz.
25/kadın/ilişkili.
0
yav internet tarayıcısını açıp yeni sekme açtığınızda önceden gezilen sekmeleri görürsünüz 'sık kullanılanlar' olarak; ben firefox ve ie kullanıyorum, ikisinde de böyle. eğer yeni sekme tertemiz geliyorsa anlarsınız ki sizden önce oturan geçmişi silmiş. bunda anlaşılmayacak ne var?..
cevaba gelirsek; sevgilim yapsaydı ben de takılırdım ama çok nadir olmakla birlikte zaman zaman ben de bakıyorum eski sevgilimin hesaplarına ama inan hiçbir duygu beslemeden, tehlikesiz bir merak sadece. özellikle takıntılı bir karakter varsa karşınızda, yasaklar durumu daha cazip hale getirir. ilişkinizi doğrudan etkileyen bir tarafı yoksa çok kurcalamayın derim.
30+, K
cevaba gelirsek; sevgilim yapsaydı ben de takılırdım ama çok nadir olmakla birlikte zaman zaman ben de bakıyorum eski sevgilimin hesaplarına ama inan hiçbir duygu beslemeden, tehlikesiz bir merak sadece. özellikle takıntılı bir karakter varsa karşınızda, yasaklar durumu daha cazip hale getirir. ilişkinizi doğrudan etkileyen bir tarafı yoksa çok kurcalamayın derim.
30+, K
0
Mulaya katılıyorum. Kafada bitiremediği biri var ki hala ısrarla stalk ediyor.
29 k homeless
29 k homeless
0
icim urperiyor
noldunuz abi? bi ekşınlar olmuş. çizim yapıyodum bim'de bu hafta aktüel ürünlerde ne var bakarken uğrayayım dedim, bi tripler laflar falanlar filanlar. hepsini okuyacak vaktim yok, olaya hakim biri özet geçebilir mi merak ettim?
noldunuz abi? bi ekşınlar olmuş. çizim yapıyodum bim'de bu hafta aktüel ürünlerde ne var bakarken uğrayayım dedim, bi tripler laflar falanlar filanlar. hepsini okuyacak vaktim yok, olaya hakim biri özet geçebilir mi merak ettim?
0
benim duyuruda özet, caps filan var. neferkitty silme diye rica ettiği için silmiyorum ben.
www.eksiduyuru.com
www.eksiduyuru.com
0
@mea
onu baştan sona okursam gözlerim erir. :/ sonra bakayım madem. iyi geceler cümleten.
onu baştan sona okursam gözlerim erir. :/ sonra bakayım madem. iyi geceler cümleten.
0
iki tane cevap var. başka duyurulara ve de capslere link vermişler.
ben de girdiğimde olaylar çoktan olmuş bitmiş, duyurular silinmiş ve hesaplar kapatılmıştı
ben de girdiğimde olaylar çoktan olmuş bitmiş, duyurular silinmiş ve hesaplar kapatılmıştı
0
mea'nın verdiği linkte neferkitty diye arat onun verdiği cevabı oku özet o.
0
lisedeki kızların tribi var ya, aynılarını yalnızlıklarından dolayı burada oynuyorlar.
özet: tripçi gençliğin tripleri.
özet: tripçi gençliğin tripleri.
0
duyuruda çoklu hesap kullanımı muazzam boyutlarda. Pek çok girift ilişki var. pek çok stalker kullanıcı var.bazı yazarlr tadını çıkarıyor ortamın, bazısı sürekli gergin.
Bu buluşmlar hediyeleşmeler evvelden tanımalar tanışmalar aslında ortamı epey yozlaştırmış. Ben öyle herkes kendi dalgasında sanıyordum. Yanılıyormuşum. alelade bir sanal çevremiz var, düşünüp tartıp yazabilme avantajı var. ama işte primat psikolojisi müsaade etmiyor.
Bu buluşmlar hediyeleşmeler evvelden tanımalar tanışmalar aslında ortamı epey yozlaştırmış. Ben öyle herkes kendi dalgasında sanıyordum. Yanılıyormuşum. alelade bir sanal çevremiz var, düşünüp tartıp yazabilme avantajı var. ama işte primat psikolojisi müsaade etmiyor.
0
konuyla alakalı hiç bir fikrim yok.. ama birileri büyük olay çıkardıysa karı kız mevzuu olmuştur.
not:
gidenleri de tanımıyorum. bi douchebag nickine rastlardım arada. gelirler 3-5 güne. "sırf arkadaşların yoğun ısrarı üzerine geldik" temalı bişeyler derler.
onun harici ben duyuruyu böyle bilmezdim. herkes birbirini tanıyormuş aslında. bi ben kimseyi tanımıyorum lan. hatta bi ben yabancıymışım. biriniz adınızı özelden mesaj atsın da tanışalım.
not:
gidenleri de tanımıyorum. bi douchebag nickine rastlardım arada. gelirler 3-5 güne. "sırf arkadaşların yoğun ısrarı üzerine geldik" temalı bişeyler derler.
onun harici ben duyuruyu böyle bilmezdim. herkes birbirini tanıyormuş aslında. bi ben kimseyi tanımıyorum lan. hatta bi ben yabancıymışım. biriniz adınızı özelden mesaj atsın da tanışalım.
0
ya arkadaş burası insanların dertlerine sorunlarına çare bulduğu bir ortam değil mi? neden böyle şeyler oluyor anlamak güç. hayır mantığına ters yani.
0
ciddi ciddi psikolojik hatta psikiyatrik sorunları olan insanlar var.
bu benim yakıştırmam değil. sık sıkı duyurular açılıyor filanca rahatsızlığım var doktor tarafından teşhis edildi ancak verilen ilaçları almıyorum, tedaviyi uygulamıyorum diye.
onlar kadar da doktora gitmeyen, açıkça yazmayan vardır.
bunların gerçekten işi yok. çoklu hesap alıp internette saçmalıyorlar.
ayrıca inciküpeliadam'ın da bahsettiği güvenilir ve şirin takılan ancak arkadan iş çeviren tipler de var.
üstüne bir de işsiz güçsüz ve kötü niyetli tayfayı eklersek şenlik oluyor böyle.
bu benim yakıştırmam değil. sık sıkı duyurular açılıyor filanca rahatsızlığım var doktor tarafından teşhis edildi ancak verilen ilaçları almıyorum, tedaviyi uygulamıyorum diye.
onlar kadar da doktora gitmeyen, açıkça yazmayan vardır.
bunların gerçekten işi yok. çoklu hesap alıp internette saçmalıyorlar.
ayrıca inciküpeliadam'ın da bahsettiği güvenilir ve şirin takılan ancak arkadan iş çeviren tipler de var.
üstüne bir de işsiz güçsüz ve kötü niyetli tayfayı eklersek şenlik oluyor böyle.
0
zirve yapıp bunları dövelim.
arnold zaten iri yarı kaslı bir abimiz, tek başına 10 tanesini hacamat eder o :)))
arnold zaten iri yarı kaslı bir abimiz, tek başına 10 tanesini hacamat eder o :)))
0
mouse sanitary pad
Arkadaslar selam Merak ettigim birsey var; yurtdisinda yasiyorum, kullanici adim vs. hepsi sahte. Bu durumda <mesela> eger bir devlet buyugumuze kufretsem, basima birsey gelir mi?Yani Twitter'a benim kisisel bilgilerimi sorsalar bile IP'mi bilmeleri benim ismimi de bilecekleri(Twitter'in) anlamina g
Arkadaslar selam
Merak ettigim birsey var; yurtdisinda yasiyorum, kullanici adim vs. hepsi sahte. Bu durumda <mesela> eger bir devlet buyugumuze kufretsem, basima birsey gelir mi?
Yani Twitter'a benim kisisel bilgilerimi sorsalar bile IP'mi bilmeleri benim ismimi de bilecekleri(Twitter'in) anlamina gelmeyecegi icin sorun olmaz gibime geliyor da bu isin asli nedir?
Merak ettigim birsey var; yurtdisinda yasiyorum, kullanici adim vs. hepsi sahte. Bu durumda <mesela> eger bir devlet buyugumuze kufretsem, basima birsey gelir mi?
Yani Twitter'a benim kisisel bilgilerimi sorsalar bile IP'mi bilmeleri benim ismimi de bilecekleri(Twitter'in) anlamina gelmeyecegi icin sorun olmaz gibime geliyor da bu isin asli nedir?
0
İlla bi yerde açık vermişsindir bulunabilirsin.
Ama çok istiyorsan et yine de içinde kalmasın, buna değer, dünya 3 günlük :D
Ama çok istiyorsan et yine de içinde kalmasın, buna değer, dünya 3 günlük :D
0
eger hesaba turkiye'deki bir adresten girmediysen hic, kimligini de hic acik etmediysen IMG falan bulamaz. Saydir gitsin.
0
Birincisi terör ve çocuk pornosu gibi konuların dışında Twitter kimsenin ip adreslerini devletlere vermiyor. ABD'ye veriyordur belki ama Türkiye'ye vermiyor en azından. Öyle olsa fuatavni'yi kazığa oturtmuşlardı şimdiye kadar.
Senin kimliğini bilseler bile sen Türkiye'ye gelmedikten sonra bir şey olmaz. Sırf bir hakaret davası yüzünden interpol devreye girmez yani.
Senin kimliğini bilseler bile sen Türkiye'ye gelmedikten sonra bir şey olmaz. Sırf bir hakaret davası yüzünden interpol devreye girmez yani.
0
louismadsen
çok utanarak soruyorum ama kullanmadığım biraz giysim var ve çöpe gitsin istemiyorum. malum ortamlarda arattım bir kaç sonuç çıktı: ütülü,sıralı,listelenmiş şekilde istediler. çöp poşetinin içine doldurup götüreceğimden değil de daha pratik bir şekilde teslim edebileceğim bir kurum var mı diye bir d
çok utanarak soruyorum ama kullanmadığım biraz giysim var ve çöpe gitsin istemiyorum. malum ortamlarda arattım bir kaç sonuç çıktı: ütülü,sıralı,listelenmiş şekilde istediler. çöp poşetinin içine doldurup götüreceğimden değil de daha pratik bir şekilde teslim edebileceğim bir kurum var mı diye bir de buraya sorayım dedim. 2. el hepsi. tavsiyelerinizi bekliyorum
şehir, istanbul
şehir, istanbul
0
Muhtarlıklar bilgi verir, ihtiyaç sahipleri belediyeden önce muhtarlığa gidiyor çünkü.
0
belediyenin bir bölümü vardı. bunları toplayıp, temizleyip ihtiyaç sahiplerine bedava veriyorlardı.
0
Yani ütülü bir şekilde poşetleyip götürmenizin sakıncasını anlayamadım ben.
Şöyle bir çözüm düşünseniz. Sizin gibi giysilerini vermeyen ama sizin gibi yardımcı olmak isteyecek vakti olan bir arkadaşınız bu işlemi yapabilir gönüllü olarak yakınsanız bana verin giysileri ben ütüleyip poşetleyeyim yani o derece gereksiz geldi başka bir alternatif. Kaldı ki bu şekilde isteyen bir kuruma bile vermeyecek olsanız bile aciliyeti olan bir durum değil, günde 20dk'nızı ayırarak bir kaç günde düzenli bir hale getirebilirsiniz bütün giysileri sanıyorum. yani eğer bir mağaza dolusu değilseler. Emin olun bu şekilde verince, sizin içinize sinecek, alanlar ise bir kat daha sevinecek. Naçizane düşüncem.
Şöyle bir çözüm düşünseniz. Sizin gibi giysilerini vermeyen ama sizin gibi yardımcı olmak isteyecek vakti olan bir arkadaşınız bu işlemi yapabilir gönüllü olarak yakınsanız bana verin giysileri ben ütüleyip poşetleyeyim yani o derece gereksiz geldi başka bir alternatif. Kaldı ki bu şekilde isteyen bir kuruma bile vermeyecek olsanız bile aciliyeti olan bir durum değil, günde 20dk'nızı ayırarak bir kaç günde düzenli bir hale getirebilirsiniz bütün giysileri sanıyorum. yani eğer bir mağaza dolusu değilseler. Emin olun bu şekilde verince, sizin içinize sinecek, alanlar ise bir kat daha sevinecek. Naçizane düşüncem.
0
vakti yoktur yoğun calısıyordur çöpe atmasındansa ihtiyacı olabilecek birine gitsin istemiştir belki amacı sadece sevap points değildir, pratik demiştir zaten yukarıda.
0
otoglarlarda dağıtacak çok insan görülebiliyor. gözünüzün içine bakarlar muhtemelen bir destek için; daha iyi hissettirebilir elden vermek ihtiyaç sahiplerine.
0
bir şey sadece bağış olduğu için dağınık halde, kafaya atar gibi verilmesi gerekmiyor. gayet makul bir istek, anlamı var mı illa bir hakaret haline getirmenin bağışı?
0
denne
var mı anlatacaklarınız.
var mı anlatacaklarınız.
0
Çok var da bi boktan anladıklarını görmüş değilim henüz, sorsan hepsi eğitimli hepsi mükemmel. İki çift laf konusamazsın ama. Neyse
0
aleste derece yapmıştım sağlam bir şey.
açtım pedere söyledim.
ha öyle mi ne güzel dedi. sonra telefonu kapatmıştı.
açtım pedere söyledim.
ha öyle mi ne güzel dedi. sonra telefonu kapatmıştı.
0
benimkiler de yukardakiler gibi. milletin yurtdışı bilmem ne minimum 100 bin harcattığı hazırlığı yarım dönemde bitirmiştim iki vay falan dediler o kadar ahaha.
0
Soruya cevap degil ama anlatmadan gecemeyecegim:
Kucukken bir olaya tanik oldum sok oldum. Hatirladikca hala sok olurum. Ucurtma ucurmaya calisiyorum uygun bir alanda. Cocugun biri de ucuruyor az otede. Onun az otesinde de anne babasi yayilmis oturuyor. Cocuga biryerden tas geldi bir anda. Cocuk bir basladi, "hangi ******, *****timin, *****tigimin ******cocugu atti o tasi?," Ben bir tuhaf oldum o kufurleri duyunca birden. Ama onunla bitmedi. Baba anneye dondu soyle dedi keyifli keyifli "bak goruyor musun nasil kufru basiyor cocuklara?" Ben kitlenip kaldim, sokeyim:) Cocuk aileyi gururlandirdi o an.
Kucukken bir olaya tanik oldum sok oldum. Hatirladikca hala sok olurum. Ucurtma ucurmaya calisiyorum uygun bir alanda. Cocugun biri de ucuruyor az otede. Onun az otesinde de anne babasi yayilmis oturuyor. Cocuga biryerden tas geldi bir anda. Cocuk bir basladi, "hangi ******, *****timin, *****tigimin ******cocugu atti o tasi?," Ben bir tuhaf oldum o kufurleri duyunca birden. Ama onunla bitmedi. Baba anneye dondu soyle dedi keyifli keyifli "bak goruyor musun nasil kufru basiyor cocuklara?" Ben kitlenip kaldim, sokeyim:) Cocuk aileyi gururlandirdi o an.
0
Bana burs teklif eden birine benden daha çok ihtiyacı olan birini önermiştim.
Babam o zaman "işte benim kızım, hep böyle ol" deyip öpmüştü. Gururlanmıştı sanırım.
Bu var aklıma gelen.
Onun dışında türkiye derecelerim var ama onlarla annem gurur duydu babam değil. "sana verilmiş zeka ile yapman gerekeni yaptığın için gurur duymam doğru olmaz." demişti.
Babam o zaman "işte benim kızım, hep böyle ol" deyip öpmüştü. Gururlanmıştı sanırım.
Bu var aklıma gelen.
Onun dışında türkiye derecelerim var ama onlarla annem gurur duydu babam değil. "sana verilmiş zeka ile yapman gerekeni yaptığın için gurur duymam doğru olmaz." demişti.
0
megalomani olarak algılanacağının farkındayım ama yinede yazmak istedim. ailem, ben ve benden bir yaş küçük kardeşimin hayatta -hiçbir başarımız olmadığı halde- yaşıyor olmasından o kadar gurur duyuyorlar ki, anlatılamaz.
biz de, daha çocukluktan gelen ailenin aşırı yüklemeleriyle oluşturduğumuz özgüvenle milletin anasını ağlatıyoruz vesaire vesaire.
şahsen bizimkileri "şununla" gururlandırdım diyebileceğim bir anım yok.
biz de, daha çocukluktan gelen ailenin aşırı yüklemeleriyle oluşturduğumuz özgüvenle milletin anasını ağlatıyoruz vesaire vesaire.
şahsen bizimkileri "şununla" gururlandırdım diyebileceğim bir anım yok.
0
Genc iletisimciler yarismasinda aydin dogandan birincilik odulu almistim.
Ailemi degil de babami gururlandirmistir belki, askerde ustun hizmet madalyasi vermisti albay.
Bir de binbir zorlukla yuksek lisansi bitirmek icin cektigim kisa film geldi aklima.
Ha ama su an issizim ayri mesele. Onlar icin en buyuk gurur eli yuzu duzgun bir iste calismam olur herhalde.
Ailemi degil de babami gururlandirmistir belki, askerde ustun hizmet madalyasi vermisti albay.
Bir de binbir zorlukla yuksek lisansi bitirmek icin cektigim kisa film geldi aklima.
Ha ama su an issizim ayri mesele. Onlar icin en buyuk gurur eli yuzu duzgun bir iste calismam olur herhalde.
0
yeni işimde ilk kez telefonla ingilizce konuşmam gerektiğinde gecenin 4ünde salondaydım ve peder bey de tam sabah nemazına gidiyordu. tabi heyecanla ben tüm evi inletmişim annem de kalktı çay may koydu babam da sağolsun camiden gelirken sıcak poğaça almıştı:)
0
amortisman
30 oldum. çocukken hatta ergenlikteyken 30 yaşındaki birini "kocaman adam" olarak tahayyül ederdim. Bildiğin yetişkin insan. 2 saat önce offical olarak 30 yaşına girdim ama hala kendimi yetişkin olarak hissetmiyorum. Bu durumdan hoşnut muyum ondan da emin değilim.Bir insan yetişkin olduğunu nasıl an
30 oldum. çocukken hatta ergenlikteyken 30 yaşındaki birini "kocaman adam" olarak tahayyül ederdim. Bildiğin yetişkin insan. 2 saat önce offical olarak 30 yaşına girdim ama hala kendimi yetişkin olarak hissetmiyorum. Bu durumdan hoşnut muyum ondan da emin değilim.
Bir insan yetişkin olduğunu nasıl anlar?
Sanırım kültürel olarak da yaşlanmıyoruz. Hani erkekler için eskiden 15'inde delikanlı, 20'sinde adam iken şuan bu durum 20'sinde çocuk, 30'unda genç, 40'ında adam olarak kabul ediliyor olabilir mi?
Kadınlarda da aynı durum geçerli tabi.
Bir insan yetişkin olduğunu nasıl anlar?
Sanırım kültürel olarak da yaşlanmıyoruz. Hani erkekler için eskiden 15'inde delikanlı, 20'sinde adam iken şuan bu durum 20'sinde çocuk, 30'unda genç, 40'ında adam olarak kabul ediliyor olabilir mi?
Kadınlarda da aynı durum geçerli tabi.
0
30'a girdin mi, 30'u bitirdin mi? 30'a girdiysen 29 yaşındasın resmi olarak.
onun dışında insan yetişkin olduğunu anlamıyor bence, ben hep aynıyım gibi geliyor bana. kafa hala 17 yaş kafası gibi. bilemedim.
mutlu yıllar da diyelim, mutlu bi yaş olsun.
onun dışında insan yetişkin olduğunu anlamıyor bence, ben hep aynıyım gibi geliyor bana. kafa hala 17 yaş kafası gibi. bilemedim.
mutlu yıllar da diyelim, mutlu bi yaş olsun.
0
aynı durumdayım. eskiden benim için 30 "Oooo ununu elemiş eleğini asmış" falan gibi bişeydi
bense hala 19 gibi hissediyorum. hala hayata dair ne yapıyorum, ne istiyorum, ben kimim o niye öyle bu niye böyle diyerek şaşkın şaşkın geziyorum ortada. ama çevremde 30 ve üstü olup da yetişkin gibi davranmayan, gözükmeyen çok kişi var.
mutlu yaşlar dilerim, en çok da sağlık!
bense hala 19 gibi hissediyorum. hala hayata dair ne yapıyorum, ne istiyorum, ben kimim o niye öyle bu niye böyle diyerek şaşkın şaşkın geziyorum ortada. ama çevremde 30 ve üstü olup da yetişkin gibi davranmayan, gözükmeyen çok kişi var.
mutlu yaşlar dilerim, en çok da sağlık!
0
öncelikle doğum günün kutlu olsun.
ben de hep düşünürüm ulan 25 yaşına geldin eşşek kadar adam oldun ama şu yaptığın hareketlere bak diye. eskiden 20 yaşındaki abilerimize saygıda kusur etmemek için kıçımızı yırtardık şimdi 25 olmuşuz. sonra 30 sonra 40. valla ben büyüyeceğimi sanmıyorum.
sanırım çocuk lazım.
ben de hep düşünürüm ulan 25 yaşına geldin eşşek kadar adam oldun ama şu yaptığın hareketlere bak diye. eskiden 20 yaşındaki abilerimize saygıda kusur etmemek için kıçımızı yırtardık şimdi 25 olmuşuz. sonra 30 sonra 40. valla ben büyüyeceğimi sanmıyorum.
sanırım çocuk lazım.
0
hissettiğinden anlar sanırım. bazı insanlara bakıyorum 20 olmadan yetişkin kafasına girmiş oluyorlar. tabi benim yetişkinlikten anladığım olgun olmak değil. ben de şu an olduğum yaşı çocukken çoook büyük zannederdim, öyle değilmiş meğerse. biraz hayalkırıklığı yaratıyor bu tabi. ama onun haricinde güzel bir şey bence.
neyse, iyi yıllar:)
neyse, iyi yıllar:)
0
ilkokul 2. sınıftayım, teyzemin kocası eniştem rahmetli oldu. cenaze dolayısıyla birkaç gün şehir dışındaydık, okula gidemedim. dönüşte öğretmenime anlattım, böyleyken böyle diye. "genç miydi" dedi yok dedim 33 yaşındaydı.
bu tanımlamaya göre şu an bi gözüm toprağa bakıyor.
bu tanımlamaya göre şu an bi gözüm toprağa bakıyor.
0
Doğum günün kutlu olsun, eski kafaya göre 40'ında delikanlılığa yeni girmiş sayılıyorsun diye hatırlıyorum. 40'tan öncesi hep çocukluk :)
0
doğum günün kutlu olsun, mutlu ol senelerce
sana boncuktan kuş yaptım konacak pencerene.
karakollar beni bekler sorgular gecelerce
hiç bekleme belki gelmem, gelemem senelerce..
sana boncuktan kuş yaptım konacak pencerene.
karakollar beni bekler sorgular gecelerce
hiç bekleme belki gelmem, gelemem senelerce..
0
mutlu yıllar :)
ben de öyle diyorum şu an. 30 ha, mümkün değil, kocaman diye..
sorunuza gelince, bence bir insan ölümü gerçekten anladığında yetişkin oluyor. yani çok büyük bir kayıp verdiğinde. en sevdiğini kaybettiğinde.
bir de nesil atladıkça yaş kategorileri de değişiyor dediğiniz gibi. bence bu teknoloji ile alakalı tamamen.
ben de öyle diyorum şu an. 30 ha, mümkün değil, kocaman diye..
sorunuza gelince, bence bir insan ölümü gerçekten anladığında yetişkin oluyor. yani çok büyük bir kayıp verdiğinde. en sevdiğini kaybettiğinde.
bir de nesil atladıkça yaş kategorileri de değişiyor dediğiniz gibi. bence bu teknoloji ile alakalı tamamen.
0
Doğum günün yeni yaşın kutlu olsun. Huzurlu, sağlıklı, güzel günler geçir :)
0
all girls dream
biri gecirmeden yatabiliyomusunuz:)
biri gecirmeden yatabiliyomusunuz:)
0
sabah 8'de kalkıyorum, bu sebeple gece 2'den önce yatmıyorum pek. önceki işimdeyken 6'da kalkıyordum, gece yarısı civarında da yatıyordum.
0
illa birinin geçirmesine gerek yok ya iki gibi uyuyom ben, altı bucuk yedi gibi de allah belasını versin dünyanın da hımına koyayım alemlerin de allah babuş bizi bunun için mi yarattın diyerek uyanıyorum
0
Yatabiliyorum. 12 gibi yatıyorum genelde ama uyumam 1buçuğu falan buluyor. Sabah 9buçuk 10 gibi kalkıyorum.
Ekleme: Vay be millet ne erken kalkıyormuş.
Ekleme: Vay be millet ne erken kalkıyormuş.
0
23.00-00.00 arası yatıp sabah 5.30da kalkıyorum. hem soğuk hem de karanlık oluyor. o kadar özeniyorum ki 7de 8de kalkanlara.
0
Lan soruyu sorduğun saat 23:30 zaten, erken yatanlar şu anda yatmış değiller midir normal olarak?
0
Az sonra yatıyorum, 6'da kalkacağım, 6:15'te çıkacağım. Normalde bir saat önce falan yatıyorum.
0
bir hafta sabah 5 de kalkıyorum akşam 11 de yatıyorum
diğer hafta gece 1 de yatıyorum 10 da kalkıyorum
diğer hafta gece 1 de yatıyorum 10 da kalkıyorum
0
2 yi bile buluyo yatmam, mesai 8 de başlıyo, 8'e 5 kala falan kalkıyorum, kovalayacaklar bigün
0
3'den önce uyuyamıyorum. hatta hasbelkader erken geçmişsem yatağa oha ne güzel erkenden uyuyacam deyip heyecan yapıyorum bildiğin. yarım saat yatakta dönüp kalkıyorum yine. 8'e doğru da kalıyorum.
0
oddyseus
Bacagimdaki patlayan apse icin acile gittim. Durmadan kan akiyor. Temizleyip genel cerrahiye yonlendirdiler. Cerrahin birisi ameliyatta burisi ise kayit almayi kesmis. Kayit gorevlisi cerrahla gitti konudtu almadi. Cildiyeye gittik belki bakar diye cok buyuk ben mudahale edemem diye cerraha yonlendi
Bacagimdaki patlayan apse icin acile gittim. Durmadan kan akiyor. Temizleyip genel cerrahiye yonlendirdiler. Cerrahin birisi ameliyatta burisi ise kayit almayi kesmis. Kayit gorevlisi cerrahla gitti konudtu almadi. Cildiyeye gittik belki bakar diye cok buyuk ben mudahale edemem diye cerraha yonlendirdi. O kayitla ugrasan kadin uzun usun konusarak anca ikna etti acilden geldi kanamasi var vs diye. Yine de doktor anca suraya aldi. Onumde zilyin kisi var bacagimda kanama var ve acilde mudahale icin yonlendirildigim halde sira bekliyorum. Boyle durumlarda cerrah bana oncelik vermesi lazim degil mi? Yasal olarak hangi gerekceleri kullanarak sura beklemeden bacagima mudahale yaptirtabilirim. Evet oturaklarda oturuyor bacagimdan akan kanlarin ustume bulasmasini izliyorum
0
tekrar geçmiş olsun. ama ben çok ses etme. çıkardığın her ses sana acı olarak geri dönebilir. zıtlaşmamak lazım doktorla. azıcık daha dayan.
0
Dayanın, çok meşguldür keyfi gıcıklık yapacağını sanmıyorum. Başka branş yok mu? Bir de şansınızı plastikçiyle deneyin belki daha müsaittir. Bezi kaldırıp durum ne diye bakmayın, Geçmiş olsun.
0
Hocam dayanilcak gibi degil aciyi gectim pantolonum falan kan oldu. En az 1 saatlik sira var onumde. Biri bana yasal bir yaptirim soyleyebilir mi bu konumda?
0
Lim5 keyfi giciklik mi yapiyor bilmiyorum ama bana yardimci olan kadinin bile sirtini sivazladilar doktorun odasina girerken cok aksi odugunu soyledi bana. Diger gorevliler allah kurtarsin diyerek gonderdiler kadini adamin odasina. Adam kabulbetmedi basta kanamam oldugu halde. 2.5tan kayitlari iapatmis kafasina gore. Kadinin israrlariyla anca siraya girebildim. Yoksa sonra gelsin diye bakmadan reddetmisti
0
hasta hakları birimi olması lazım, gitsenize. ben birkaç defa bu şekilde işimi hallettim.
0
2 saatttir bekedigini soyleyen bi kadin var. Benim su an 2 saat bekleyebilecek bir durumum yok. Icerden hasta cikiyo ve kafasina gire yenisini almiyor
0
Bunda bir anormallik var. Bildiğim kadarıyla ufak veya ciddi, kanamalı hasta olduğunda önceliğin oluyor. Zaten acilden yönlendirilmişsin bir kere. Hasta hakları mantıklı bir seçenek bence de. Sağlık sektörüyle ilgili (Sağlık Bakanlığı'nın olabilir direk) bir ihbar hattı vardı. Oraya şikayet de edebilirsin.
0
Sabim var oraya mutlaka sikayet doktorun adini ver mutlaka, sorununu su an çozmez ama o doktorunda boyle davranmasini engellemis olursun bir baskasina karsi.
0
thracian
bu insanlar nereden başladı? programlama programı nasıl yazarım? yeni bir programlama dilini baştan yaratmak zor mudur?
bu insanlar nereden başladı? programlama programı nasıl yazarım? yeni bir programlama dilini baştan yaratmak zor mudur?
0
yeni bir programlama dilini baştan yaratmak tabi ki çok zordur.
0
822-1848 tarihleri arasında, Cambridge Üniversitesi matematikçilerinden Charles Babbage, Differential engine ve Analytical engine adıyla iki makina tasarladı. Bu makinalar teknoloji yetersizliği nedeniyle asla çalışmadı. Ama, özellikle, 1833 yılında tasarlanan Analytical engine bugünkü bilgisayarın atası veya atalarından birisi sayılır. Charles Babbage ve onun asistanı Ada Lowelace bazı problem sınıflarının Analytical engine ile çözümü için ortaya ardışık hesaplama yöntemleri koydular. Bu yöntemler programcılığın başlangıcıdır. Bunun anısına, çağdaş programlama dillerinden birisine ADA adı verilmiştir.
1944-1946 tarihleri arasında Pensilvanya Üniversitesinde Mauchly ve Eckert tarafından yaratılan ENIAC (Electronic Numeric Integrator and Computer) ilk bilgisayardır. Büyük enerji harcayıp büyük ısı yayan 30 ton ağırlığındaki bu heyula makinayı çalıştırmak için 18000 valfa kumanda edebilmek gerekiyordu.
1949 yılında Princeton Üniversitesi matematikçilerinden von Neuman tarafından EDVAC (Electronic Discrete Variable Computer) yaratıldı. Gerçek anlamda ilk bilgisayar bu oldu; çünkü program ve veri aynı anda bellekte saklanabiliyor, dolayısıyla, işlemleri istenen sırada kendiliğinden yapıyordu. Bellekte bilgi tutan birim BInary digiT (bit) idi. Bu birim elektronik sinyal var-yok (on-off veya 0-1) değerlerini alabilirdi. Bit'ler bir araya gelip byte'ları oluşturdu. Bellek, byte'ları içeren manyetik drumlardı. Her byte'ın belirli bir adresi vardı. Programın icra edilmesi demek, bellekte belirli adreslere byte değerleri yazmak ve okumak demekti. Bellekteki bir adreste bir veri kayıtlı olabileceği gibi bir komut da kayıtlı olabilirdi.
Adreslere yazma ve adreslerden okuma eylemi birer birer yapılabildiği için, bu işlemler bir şişe boynundan geçişe benzetilerek, makinaya von Neuman şişesi (şişe boynu) denilmiştir. O gün için çok büyük bir başarı olan bu makanizma, bugün bazı yazarlarca gerçek bir talihsizlik sayılmaktadır; çünkü çağdaş bilgisayarın gelişimi bu temele dayanmış, yani şişe boynuna sıkışıp kalmıştır.
Acaba, von Neuman olmasaydı, günümüz bilgisayarı şişe boynuna sıkışmaktan kurtulacak mıydı?
Valflı makinalar ilk kuşak bilgisayarlardır (IBM 600 serisi). İkinci kuşak bilgisayarlar transistör bilgisayarlardır. Beş yıl sonra bütünleşik devreli (integrated circuit technology) üçüncü kuşak bilgisayar yaratıldı. (Very) Large Scale Integration (VLSI) teknolojisinin yarattığı dördüncü kuşak bilgisayarlar günümüz bilgisayarlarıdır. Japonlar beşinci kuşak bilgisayarı yaratmaya uğraşmaktadırlar.
İyi bilindiği üzere, günümüz bilgisayarında, program ve veri belleğe binary digit olarak yüklenir. Bunu yapan bit dizilerine makina kodu denilir. Makina kodlarını kullanarak bilgisayara program yüklemek çok zor bir iştir. Kart okuyucu'ların ortaya çıkışı bu işlemi oldukça kolaylaştırdı. Tabii, makinaya, kart okuyucudan gelen sinyali algılayıp makina koduna çeviren bir program yerleştirildi. Bu program, günümüzün mükemmel işletim sistemleri'nin atasıdır.
Kart okuyucunun getirdiği kolaylıkla yetinmeyen programcılar biraz daha ileriye gidip assembler'i yarattılar. Assemblerin doğuşu program yazmayı oldukça kolaylaştırdı. Bunun kadar önemli olarak, assembler ile yazılan programlar okunabilir programlar oldu.
Bir Zamanlar FORTRAN
Assembler ile program yazmak kolaylaşmıştı ve assembler ile yazılan programlar okunabiliyordu. Peki ama assembler dili evrensel miydi? Yani makinadan makinaya değişmiyor muydu? Program okunabiliyordu, ama kimler anlayabiliyordu? Bu sorunları aşabilmek için yeni bir adım daha gerekiyordu. IBM bu adımı attı. Daha evrensel bir yöntem yaratmak için kolları sıvadı. Herkesin her makina için program yazabilmesine olanak sağlayacak bir dil geliştirdi: FORTRAN (Formula Translator). FORTRAN'ın programcılık kavramına getirdiği önemli yenilikler vardır: Değişken, adama deyimi (assignment statement), hesaplanabilir ifade (computable statement), array, veri işleme, kağıda döküm, GOTO, IF , iteration, subroutine...ve belki de en önemlisi taşınabilirlik...Yani kaynak programın makinadan bağımsızlığı ilkesi.
Bu yeniliklerle FORTRAN çok kolay kullanılır ve kolay okunur bir dil oldu. Daha sonra gelen ALGOL, PL1, PASCAL, C, ADA vb diller onun soyundan gelirler; dolayısıyla onun zayıflıklarını soyaçekim yoluyla taşır. FORTRAN başka türlü olsaydı, programcılığın evrimi de başka türlü olacaktı. LISP, PROLOG, APL vb diller FORTRAN soyundan değildir. Ama yazık ki bu diller FORTRAN ve onun soyu kadar yaygınlık kazanamadı. Böyle olmasında IBM'in ticari gücünün etkisi büyüktür. Birçok bilgisayar bilgini, bu olguyu gerçek bir talihsizlik sayar.
Macroprocessor Ferahlığı
FORTRAN programcıya rahatlık getirmekle birlikte, her soruna çare değildi. Gelişen bilgisayara ve çevre birimlerine egemen olabilmek için assembleri kullanmak zorunlu oluyordu. Sistem programlama işi FORTRAN ile yapılamıyordu. assembler dilini kullanarak teknoloji ile yarışa kalkan sistem programcıları giderek ya sinire ya ülsere yakalanıyorlardı. Tedavi için bulunan ilaç akış diyagramları ve macroprocessor'ler oldu.
SİSTEM ve COBOL Yılları
Gelişim durmuyordu. Her bir program için sistemi yönetecek macroprocessor yazmak yerine, bütün sistemi yönetecek bir program yazmak daha akıllıca olacaktı. Bu akıllıca işin ürünü işletim sistemi oldu. Büyük programlar modüllere ayrıldı; overlay kavramı geldi; arayüzler (interface) parçaları birleştirdi. Veri işleme (data processing) eylemi hızla gelişti. Yeni bir adım daha atma zamanı gelmişti. Ne yazık ki yanlış bir adım daha atıldı: COBOL.
Dijkstra der ki
"FORTRAN bir çocukluk hastalığı idi, COBOL bir afet oldu."
COBOL, tamamen ilkel (naive) bir dildir. Kolay okunabilmek uğruna, herkesin bildiği X = A + B aritmetik işlemini ADD A TO B GIVING X diye yazdıracak kadar genel kültürden sapan bu dil neden bütün zamanların en çok kullanılan dili olmuştur?
COBOL'un kolay bir dil olduğu iddia edilir. Gerçekte, FORTRAN soyundan gelen öteki dillerle karşılaştırıldığında, bazı işlemleri İngilizce ifade etmekten başka kolaylığı yoktur. Üstelik COBOL uzmanı olmak oldukça zordur. Bu nedenle, bilgisayar dünyasında "Çok yaşa COBOL !" diyen fanatikler türemiştir.
COBOL dili, atası FORTRAN'ın iyi yanlarını almıştır. Onun gibi değişken kavramına sahiptir. Koşullu deyimi kısıtlı olarak vardır. Iteration yapar. Yapısal programlama kavramını getirmiştir. Programı identification, environment, data ve procedure diye dört kısma ayırması iyidir. Ama her kısmın ayrı bir syntax kuralı vardır; aşırı derecede sözlüdür. Her kısım ancak bir kez yazılabildiği için bir programda bloklar ve alt bloklar yaratılamaz. Boolean deyimleri yoktur.
ALGOL ve PL1 Yılları
60'lı yıllarda programlama dillerinde şafak sökmeye başladı. Bilgisayarın gerçek bilginleri düşünmeye başladılar. Programcılığı yozlaşmaktan kurtaracak, onu bir sanat yapacaklardı. Uğraştılar ve başardılar: ALGOL60 (Algorithmic Language) yaratıldı. ALGOL60 dili COBOL'un yaptığı her şeyi yaptığı gibi; biraz sonra onun yapamayacağı her şeyi de yapıyordu. Algoritmik bir biçeme sahipti. Yapısal programlamayı kuruyor, blokları getiriyordu. Fonksiyon kavramını daha matematiksel biçimde tanımlıyordu. Iteration mükemmeldi.
Yazık ki ALGOL60 tutmadı. O sadece bilim adamlarının mükemmel bir eseriydi. Arkasında destekleyen büyük firmalar yoktu. Cobolistler onu okuyup anlayamadılar. Daha formal olması gereken sistemciler de, ALGOL60'ın yaptığı her şeyi assembler ile daha iyi yaptıkları havasına girdiler; ona soğuk davrandılar. Sonuçta ALGOL60 uygulamaya alınamadı. Yayınla öğrenilen bir dil oldu. Akademic çevrelerin gözde bir dili olarak ömrünü tamamladı.
ALGOL60'ın başarısız olduğunu söylemek belki de haksızlık olacaktır. Her şeyden önce, öğretimde büyük bir ağırlığa sahip olmuştur. Kendisinden sonra çıkan PL1, PASCAL, C, ADA dillerine ve hatta biraz yozlaşmış biçimiyle BASIC diline temel olmuştur. ALGOL68 adıyla geliştirilen yeni versiyonu ilginç yeni özeliklere sahiptir. SIMULA, SMALLTALK gibi object-oriented dillere öncülük etmiştir.
Bu dönemde adından söz edilmesi gereken PL1 dili, kuşkusuz COBOL'a göre çok üstündür. Getirdiği yenilikler arasında procedure, pointer ve depo sınıfı (storage classes) kavramları vardır.
MULTI ve PASCAL Yılları
Sisteme giriş/çıkış işlemlerinin sırayla yapılması, özellikle printerin yavaşlığı nedeniyle CPU'nun bazan boş durmasına neden olmaya başlamıştır. Bu boş zamanı değerlendirmek için, ilkönce printer yerine bir kayıt ortamına yazma ve iş bitiminden sonra kayıt ortamından kağıda döküme yöntemi düşünülmüştür. Daha sonraları, printer çalışırken CPU'nun başka bir iş yapması sağlanmıştır. Giderek bu düşünce çoklu(multi) işlemlere ve multitasking kavramına götürmüştür. Bu alanda macroprocessor'lar yeniden hizmete girmiştir.
60'lı yılların ortalarında çoklu-tasarım (multitasking) problemine yönelik araştırmalar büyük önem ve yoğunluk kazandı. Böylece, bilgisayar dünyasındaki aşamalardan birisi daha gerçekleşmiş oldu. Bugün büyük bilgisayar ağları yardımıyla eşanlı ve çoklu tasarım işlemleri, 20 yıl önce imkansız sayılan aşamalara varmıştır.
1971 yılında İsviçre Alplerinde yeni bir dil doğdu: PASCAL. Niklaus Wirth ve Kathleen Jensen tarafından öğretim amacıyla yaratılan bu dil ALGOL60'dan ferahlatıcı esintiler almıştır. PASCAL sabit ve değişken arasında keskin bir ayrım yapmıştır. Veri türlerine aydınlık bir bakış açısı getirmiş ve kullanıcı tarafından tür yaratılmasına izin vermiştir. Değişkenleri statik ve dinamik diye ikiye ayırmıştır. Pointer kavramını kullanmıştır.
PASCAL kendi soyunda mükemmel bir dildir; açık ve basittir. ALGOL'dan daha güçlüdür. Ama talihsizdir. Herkes PASCAL'ı konuşur, ama bilgisayarlar COBOL'u kullanmaya devam eder. Assembler ise sistem dünyasındaki tacını kaptırma niyetinde değildir. Böylece PASCAL dili de ALGOL gibi akademic çevrelerde kaldı, ticari hayata inemedi. MODULA, C, ADA dillerini etkiledi. Son zamanlarda, özellikle PC 'lerde ve okullarda önem kazanmaya devam etmektedir.
Yapısal Programlama Yılları
1968 yılının güneşli bir Mart gününde programcılık dünyası yaklaşan baharın tadını çıkarmak istiyordu. Bilgisayar dünyasında herşey o kadar güzeldi ki... Sistem analistler, programcılar ve hatta kullanıcılar memnundu. Tam bu havada iken Dijkstra, Communications of the Association for Computing Machinery adlı dergiye bir mektup yazdı. O güneşli güzel hava birden karardı. Dijkstra, o tarihi mektubunda, yazılan programların çoğunun kötü olduğunu söylüyordu. GOTO'suz program istiyor, yapısal programlamayı gerçek anlamda kurmak gerektiğini savunuyordu.
Bu noktadan sonra, baharın tadını çıkarmayı düşleyenler, yeniden programlama sanatının ne olduğunu, yapısal programlamanın temel taşlarının nasıl konulması gerektiğini tartışmaya başladılar. GOTO'yu dışlayan örnek programlar üretildi. Bütün bunlar programlama sanatını geliştirdi, iyi sonuçlar doğurdu. Peki ama GOTO deyimi gerçekten dışlanmayı haketti mi? Yoksa biraz insafsızca mı davranıldı?
O soylu, Uğursuz Recursion
Recursion'ın ne olduğunu liseyi okuyan herkes bilir. Bir önermenin sayılabilirsonsuz bir küme üzerinde doğru olup olmadığını denetleyen önemli ispat yöntemlerinden birisidir. Türkçe'de tüme varım yöntemi adıyla anılır. Acaba bilgisayarda bu yöntemi kullanma olanağı var mıdır? Kullanılırsa, sonsuz döngüye düşme tehlikesi yok mudur? Bu nedenle, çoğu programcı recursion kullanmaktan sakınır. Hiç bir dilde recursion yapısının gerçek tüme varım yöntemini temsil edebildiğini sanmıyorum.
C: Taht Kavgası
Dördüncü kuşak programlama dünyaya gelirken, üçüncü kuşak programlama yeni bir çıkış yaptı. Programlama dili üzerindeki bütün tartışmaları sona erdirmek amacıyla C ve ADA'yı yarattı.
1973 yılında Denis Ritche ve Kernighan, C yi ortaya koydular. C dili daha önce yazılan BCPL, B ve ALGOL68 dillerinin iyi yanlarını almıştır.
C dili doğuşunda bir sistem programı olduğunu iddia etmiştir; bugün hala bu iddiası yürürlüktedir. Hatırlanacağı üzere, sistem programcılığı assembler'in tekelinde kalagelmiştir. Her ne kadar bazı sistem üreticileri Pascal ya da PL1 yapısına benzeyen ve sistem programlama amacına yönelik diller geliştirmeyi denedilerse de, bu denemeler hiçbir zaman ticari boyut kazanamadı. Dolayısıyla, C dili ortaya çıkana kadar, sistem programlama dünyasında assemblerin tahtı hiç sallanmadı.
C dili genel amaçlı evrensel bir dildir; yani her makinada çalışabilir (Bu iddia son yıllardaki bazı C derleyicileri tarafından çürütülmektedir). Yapısaldır. Syntax için kesin kuralları vardır, ama semantic kuralları oldukça serbesttir. Temel yapısı PL1 dilinde olduğu gibi procedur'lerden (fonksiyon) oluşur. Procedur'ler iç içe yuvalanamaz. Böyle oluşu, global ve local scope kurallarını tehlikeli olmaktan çıkarır. Blok dışında tanımlı değişkenleri görmek içinexternal olarak tanımlama yeteneği vardır.
Pascal dilindeki record ve variant kavramları C dilinde struct ve UNION adlarıyla vardır. Pointer kavramını kuvvetle kullanmış ve pointer aritmetiği yaratmıştır. Adama deyimlerini şaşırtıcı olabilecek kadar kısaltmıştır. Iteration (döngü) deyimleri yalın ve etkilidir. Dallanma için if-else ve switch-case yapılarına sahiptir. Boolean deyimlere sahiptir.
C dili başarılı bir dildir. Özellikle UNIX dünyasında assemblerin yerini büyük ölçüde alabilmiştir. Kesinlikle assemblerden daha iyidir ve program üretimini artırmaktadır.
Belki en büyük kusuru, istenirse assembler dilinde olduğu gibi disiplinsiz program yazmaya izin vermesidir. Tıkız yapısı, çok kısa kodlar yaratılmasına olanak sağlar. O kadar ki, bazan yaratılan kodları değil başkasının, bizzat programı yazanın bile anlaması olanaksız olabilir. Ama, C dilinde rahat okunur ve kolay anlaşılır programlar yazmak her zaman mümkündür.
BASIC: Dil mi? Oyuncak mı?
1963 yılında doğan ve 70'li yıllarda yenilenen BASIC (Beginners All Purpose Symbolic Instruction Code) dilinden sözetmemek belki de bir eksiklik olacaktır. BASIC dilinin yaratılış amacı PC kullanıcılarına yüksek düzeyli bir dilin yeteneklerini sunmaktı.
Genel çizgisiyle, BASIC dili FORTRAN'ın izlerini taşır: adama, GOTO, IF...THEN, IF...THEN GOTO, FOR yapıları vardır. Son versiyonlarında IF...THEN...ELSE yapısı da vardır. Makina düzeyinde sistem kontrol komutlarına sahip oluşu önemli bir avantajdır. Kolay kullanılır oluşu, profesyonel olmayan kullanıcılar arasında çekiciliğini artırmıştır. Bu açıdan çok yaygındır.
BASIC ile yapısal programlama yapılamaz. Veri türlerine sahip değildir. Procedure, scope kavramları yoktur. Bu nedenle günümüz programcısının gereksemelerine vevap veremez. Daha kötüsü, BASIC kullanmaya alışan bir kişiyi, çağdaş bir dilin gerektirdiği disipline sokmanın çok zor olduğu kanısı yaygındır.
ADA: Soyunun en üstünü mü?
1979 yılında CII'de Jean Ichbiah ve araştırma ekibi tarafından yaratılan ADA dili, kendi soyunun en gelişkin dili olduğu iddiasıyla ortaya çıktı. Genel olarak PASCAL'ın izindedir; ama onun eksiklerini gidermiştir. Soyut veri yapılarına sahiptir. Eşanlı (concurrent) programlama niteliği vardır.
Bilgisayar bilginlerinin çoğu, ADA dilini, FORTRAN soyunun ulaştığı son aşama olarak görürler. Bazıları, ADA dilinin çok karmaşık ya da çok büyük olduğu görüşündedir. Öğrenilmesi, öteki dillere göre daha zor olmasa bile daha çok zaman alıcıdır.
Deneyler dil öğrenimi için aşağıdaki zamanların gerekli olduğunu göstermiştir:
FORTRAN IV ( ya da FORTRAN 77) 6-12 ay
COBOL 6-18 ay
PL1 6-18 ay
ADA 6-24 ay
Kuşaklar Çatışması
60'lı yıllar programlama dillerinin harmanlandığı bereket dolu yıllardı. 70'li yıllar programcılığın kriz yıllarıdır. Kriz özeleştiriyi getirmiş, ortaya çıkan hastalıklar yayılmasın diye koruyucu aşılar yapılmıştır. Yapılan aşılar genellikle tutmuştur. Günümüzde olgunlaşan meyveler toplanmaktadır.
Programcılığın ortaya çıkışından bu yana aşılan yol büyüktür.
Bilgisayar donanımının gelişimini belirtmek için iyi bir sınıflama yapılmıştır. Benzer sınıflandırmayı yazılımın gelişimi için de yapmak olanağı vardır:
Birinci kuşak : Makina kodu
İkinci kuşak : Assembler ve autocode
Üçüncü kuşak : Procedural diller (FORTRAN, Algol, Cobol, Pascal, C, ADA vb).
Dördüncü kuşak : Non-procedural diller (LISP,SNOBOL, FORTH)
Bir başka sınıflandırma biçimi de şöyledir:
Birinci kuşak dil makina dilidir.
İkinci kuşaktaki assembler dili komut yöneltilidir (command-oriented).
Üçüncü kuşaktaki diller"Nasıl yapılmalı?" sorusuna yanıt arar.
Dördüncü kuşaktaki diller"Ne yapılmalı?" sorusuna yanıt ararlar.
String işleme, Formal Diller, Belirsizlik, Türing'in Makinası ve AUTOMATA, Liste İşleyen LISP, Yapay us, Uzman Sistemlere geçiş kavramları, klasik programcılığı aşan önemli gelişmelerdir. Burada bu kavramların ayrıntısına girmek için zamanımız elvermeyecektir. Ancak, geleceğin programcılığının bu yöne kaymak zorunda olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim.
İnsanoğlu, belki, doğru programları yaratmayı başaramadı. Eğer programcılık insanoğlunun işi olarak kalacaksa, düşünen ve bilgi üreten programı yapmak zorundadır. Herhalde bu iş beşinci kuşak yazılımların asıl görevi olacaktır.
Veri Dünyası
Bir Zamanlar I/O Yoktu
Veri işlemenin korkulu rüyası giriş/çıkış (I/O) dır. Bugün harikulade bir tekniğe sahip olan I/O başlangıçta hiç yoktu. Pin-board'dan başlayıp typewriter, kart okuyucu, line printer, kayıt ortamları, kütük, console, kanal, buffer, interrupt, terminal, ağ vb araçları kullanan I/O işlemlerini tekrarlamanın yararını görmüyorum.
Kütük yılları ve veri-tabanları
Bilgi işlenmiş veridir. Veri işleme iş dünyasının temel problemidir. Veriyi işlemek için onu toplayıp depo etmek gerekir.
60'lı yılların sonunda veri kütüğe depo edildi ve donduruldu. İstenildiği an oradan istenen veri alınıp işlenebilecekti. Herşey burada noktalandı sanılırken, buzlar erimeye başladı. Kütüğün işlevi değişmeye başladı. Neydi kütük? Verilerin saklandığı depo mu? Programın kendi kendisini sakladığı yer mi? Programın dış dünya ile iletişim kurmasını sağlayan ortam mı? Yetmeyen ana belleği büyüten bir aygıt mı?
Bir kütük onu yaratan programa ne denli bağlı kalmalıdır? Programdaki değişiklik kütüğe nasıl yansıyacaktır? Kütüğün yapısı, programın geliştirilmesine (maintanence) ne ölçüde engeldir? Kütükteki kayıtlara erişim nasıl olmalıdır? Programın ve kütüğün iyileştirilmesi nasıl olur? Veri tekrarı (duplication) nasıl önlenir? Kütükten kütüğe aktarılan ve güncellenen verilerin güvenirliği nedir?
Bu ve benzeri binlerce sorun karşısında kalan veri işleyiciler uçtaki kullanıcıyı tatmin edebilmek için gece gündüz çalışmaya koyuldular. 10 yıl kadar süren bu kargaşa ortamında kimisi mide, kimisi kalp hastası oldu... Sonra bazı akıllı adamlar oturup düşünmeye başladılar: Veri nedir? Böylece ortaya veri-tabanı kavramı çıktı.
Üçüncü kuşak dillerle bile veri-tabanı yönetim sistemlerinde harikalar yaratılmıştır. Ama, olaya mantıksal açıdan bakıldığında, veri yapıları konusunun dördüncü kuşak dillerinin işi olduğu hemen anlaşılmaktadır.
70'li yılların sonunda IBM, veri-tabanı dünyasını sarsan bir ürünü açıkladı: SQL (Structured Query Language). İlişkisel (relational) dilin varabileceği son aşama olarak nitelendi. Ama, arayış hiç bir zaman durmadı; durmayacak. Recursive veri yapıları, verinin normallenmesi, object-oriented programlama vb kavramlar durmaksızın araştırıldı, geliştirildi.
1944-1946 tarihleri arasında Pensilvanya Üniversitesinde Mauchly ve Eckert tarafından yaratılan ENIAC (Electronic Numeric Integrator and Computer) ilk bilgisayardır. Büyük enerji harcayıp büyük ısı yayan 30 ton ağırlığındaki bu heyula makinayı çalıştırmak için 18000 valfa kumanda edebilmek gerekiyordu.
1949 yılında Princeton Üniversitesi matematikçilerinden von Neuman tarafından EDVAC (Electronic Discrete Variable Computer) yaratıldı. Gerçek anlamda ilk bilgisayar bu oldu; çünkü program ve veri aynı anda bellekte saklanabiliyor, dolayısıyla, işlemleri istenen sırada kendiliğinden yapıyordu. Bellekte bilgi tutan birim BInary digiT (bit) idi. Bu birim elektronik sinyal var-yok (on-off veya 0-1) değerlerini alabilirdi. Bit'ler bir araya gelip byte'ları oluşturdu. Bellek, byte'ları içeren manyetik drumlardı. Her byte'ın belirli bir adresi vardı. Programın icra edilmesi demek, bellekte belirli adreslere byte değerleri yazmak ve okumak demekti. Bellekteki bir adreste bir veri kayıtlı olabileceği gibi bir komut da kayıtlı olabilirdi.
Adreslere yazma ve adreslerden okuma eylemi birer birer yapılabildiği için, bu işlemler bir şişe boynundan geçişe benzetilerek, makinaya von Neuman şişesi (şişe boynu) denilmiştir. O gün için çok büyük bir başarı olan bu makanizma, bugün bazı yazarlarca gerçek bir talihsizlik sayılmaktadır; çünkü çağdaş bilgisayarın gelişimi bu temele dayanmış, yani şişe boynuna sıkışıp kalmıştır.
Acaba, von Neuman olmasaydı, günümüz bilgisayarı şişe boynuna sıkışmaktan kurtulacak mıydı?
Valflı makinalar ilk kuşak bilgisayarlardır (IBM 600 serisi). İkinci kuşak bilgisayarlar transistör bilgisayarlardır. Beş yıl sonra bütünleşik devreli (integrated circuit technology) üçüncü kuşak bilgisayar yaratıldı. (Very) Large Scale Integration (VLSI) teknolojisinin yarattığı dördüncü kuşak bilgisayarlar günümüz bilgisayarlarıdır. Japonlar beşinci kuşak bilgisayarı yaratmaya uğraşmaktadırlar.
İyi bilindiği üzere, günümüz bilgisayarında, program ve veri belleğe binary digit olarak yüklenir. Bunu yapan bit dizilerine makina kodu denilir. Makina kodlarını kullanarak bilgisayara program yüklemek çok zor bir iştir. Kart okuyucu'ların ortaya çıkışı bu işlemi oldukça kolaylaştırdı. Tabii, makinaya, kart okuyucudan gelen sinyali algılayıp makina koduna çeviren bir program yerleştirildi. Bu program, günümüzün mükemmel işletim sistemleri'nin atasıdır.
Kart okuyucunun getirdiği kolaylıkla yetinmeyen programcılar biraz daha ileriye gidip assembler'i yarattılar. Assemblerin doğuşu program yazmayı oldukça kolaylaştırdı. Bunun kadar önemli olarak, assembler ile yazılan programlar okunabilir programlar oldu.
Bir Zamanlar FORTRAN
Assembler ile program yazmak kolaylaşmıştı ve assembler ile yazılan programlar okunabiliyordu. Peki ama assembler dili evrensel miydi? Yani makinadan makinaya değişmiyor muydu? Program okunabiliyordu, ama kimler anlayabiliyordu? Bu sorunları aşabilmek için yeni bir adım daha gerekiyordu. IBM bu adımı attı. Daha evrensel bir yöntem yaratmak için kolları sıvadı. Herkesin her makina için program yazabilmesine olanak sağlayacak bir dil geliştirdi: FORTRAN (Formula Translator). FORTRAN'ın programcılık kavramına getirdiği önemli yenilikler vardır: Değişken, adama deyimi (assignment statement), hesaplanabilir ifade (computable statement), array, veri işleme, kağıda döküm, GOTO, IF , iteration, subroutine...ve belki de en önemlisi taşınabilirlik...Yani kaynak programın makinadan bağımsızlığı ilkesi.
Bu yeniliklerle FORTRAN çok kolay kullanılır ve kolay okunur bir dil oldu. Daha sonra gelen ALGOL, PL1, PASCAL, C, ADA vb diller onun soyundan gelirler; dolayısıyla onun zayıflıklarını soyaçekim yoluyla taşır. FORTRAN başka türlü olsaydı, programcılığın evrimi de başka türlü olacaktı. LISP, PROLOG, APL vb diller FORTRAN soyundan değildir. Ama yazık ki bu diller FORTRAN ve onun soyu kadar yaygınlık kazanamadı. Böyle olmasında IBM'in ticari gücünün etkisi büyüktür. Birçok bilgisayar bilgini, bu olguyu gerçek bir talihsizlik sayar.
Macroprocessor Ferahlığı
FORTRAN programcıya rahatlık getirmekle birlikte, her soruna çare değildi. Gelişen bilgisayara ve çevre birimlerine egemen olabilmek için assembleri kullanmak zorunlu oluyordu. Sistem programlama işi FORTRAN ile yapılamıyordu. assembler dilini kullanarak teknoloji ile yarışa kalkan sistem programcıları giderek ya sinire ya ülsere yakalanıyorlardı. Tedavi için bulunan ilaç akış diyagramları ve macroprocessor'ler oldu.
SİSTEM ve COBOL Yılları
Gelişim durmuyordu. Her bir program için sistemi yönetecek macroprocessor yazmak yerine, bütün sistemi yönetecek bir program yazmak daha akıllıca olacaktı. Bu akıllıca işin ürünü işletim sistemi oldu. Büyük programlar modüllere ayrıldı; overlay kavramı geldi; arayüzler (interface) parçaları birleştirdi. Veri işleme (data processing) eylemi hızla gelişti. Yeni bir adım daha atma zamanı gelmişti. Ne yazık ki yanlış bir adım daha atıldı: COBOL.
Dijkstra der ki
"FORTRAN bir çocukluk hastalığı idi, COBOL bir afet oldu."
COBOL, tamamen ilkel (naive) bir dildir. Kolay okunabilmek uğruna, herkesin bildiği X = A + B aritmetik işlemini ADD A TO B GIVING X diye yazdıracak kadar genel kültürden sapan bu dil neden bütün zamanların en çok kullanılan dili olmuştur?
COBOL'un kolay bir dil olduğu iddia edilir. Gerçekte, FORTRAN soyundan gelen öteki dillerle karşılaştırıldığında, bazı işlemleri İngilizce ifade etmekten başka kolaylığı yoktur. Üstelik COBOL uzmanı olmak oldukça zordur. Bu nedenle, bilgisayar dünyasında "Çok yaşa COBOL !" diyen fanatikler türemiştir.
COBOL dili, atası FORTRAN'ın iyi yanlarını almıştır. Onun gibi değişken kavramına sahiptir. Koşullu deyimi kısıtlı olarak vardır. Iteration yapar. Yapısal programlama kavramını getirmiştir. Programı identification, environment, data ve procedure diye dört kısma ayırması iyidir. Ama her kısmın ayrı bir syntax kuralı vardır; aşırı derecede sözlüdür. Her kısım ancak bir kez yazılabildiği için bir programda bloklar ve alt bloklar yaratılamaz. Boolean deyimleri yoktur.
ALGOL ve PL1 Yılları
60'lı yıllarda programlama dillerinde şafak sökmeye başladı. Bilgisayarın gerçek bilginleri düşünmeye başladılar. Programcılığı yozlaşmaktan kurtaracak, onu bir sanat yapacaklardı. Uğraştılar ve başardılar: ALGOL60 (Algorithmic Language) yaratıldı. ALGOL60 dili COBOL'un yaptığı her şeyi yaptığı gibi; biraz sonra onun yapamayacağı her şeyi de yapıyordu. Algoritmik bir biçeme sahipti. Yapısal programlamayı kuruyor, blokları getiriyordu. Fonksiyon kavramını daha matematiksel biçimde tanımlıyordu. Iteration mükemmeldi.
Yazık ki ALGOL60 tutmadı. O sadece bilim adamlarının mükemmel bir eseriydi. Arkasında destekleyen büyük firmalar yoktu. Cobolistler onu okuyup anlayamadılar. Daha formal olması gereken sistemciler de, ALGOL60'ın yaptığı her şeyi assembler ile daha iyi yaptıkları havasına girdiler; ona soğuk davrandılar. Sonuçta ALGOL60 uygulamaya alınamadı. Yayınla öğrenilen bir dil oldu. Akademic çevrelerin gözde bir dili olarak ömrünü tamamladı.
ALGOL60'ın başarısız olduğunu söylemek belki de haksızlık olacaktır. Her şeyden önce, öğretimde büyük bir ağırlığa sahip olmuştur. Kendisinden sonra çıkan PL1, PASCAL, C, ADA dillerine ve hatta biraz yozlaşmış biçimiyle BASIC diline temel olmuştur. ALGOL68 adıyla geliştirilen yeni versiyonu ilginç yeni özeliklere sahiptir. SIMULA, SMALLTALK gibi object-oriented dillere öncülük etmiştir.
Bu dönemde adından söz edilmesi gereken PL1 dili, kuşkusuz COBOL'a göre çok üstündür. Getirdiği yenilikler arasında procedure, pointer ve depo sınıfı (storage classes) kavramları vardır.
MULTI ve PASCAL Yılları
Sisteme giriş/çıkış işlemlerinin sırayla yapılması, özellikle printerin yavaşlığı nedeniyle CPU'nun bazan boş durmasına neden olmaya başlamıştır. Bu boş zamanı değerlendirmek için, ilkönce printer yerine bir kayıt ortamına yazma ve iş bitiminden sonra kayıt ortamından kağıda döküme yöntemi düşünülmüştür. Daha sonraları, printer çalışırken CPU'nun başka bir iş yapması sağlanmıştır. Giderek bu düşünce çoklu(multi) işlemlere ve multitasking kavramına götürmüştür. Bu alanda macroprocessor'lar yeniden hizmete girmiştir.
60'lı yılların ortalarında çoklu-tasarım (multitasking) problemine yönelik araştırmalar büyük önem ve yoğunluk kazandı. Böylece, bilgisayar dünyasındaki aşamalardan birisi daha gerçekleşmiş oldu. Bugün büyük bilgisayar ağları yardımıyla eşanlı ve çoklu tasarım işlemleri, 20 yıl önce imkansız sayılan aşamalara varmıştır.
1971 yılında İsviçre Alplerinde yeni bir dil doğdu: PASCAL. Niklaus Wirth ve Kathleen Jensen tarafından öğretim amacıyla yaratılan bu dil ALGOL60'dan ferahlatıcı esintiler almıştır. PASCAL sabit ve değişken arasında keskin bir ayrım yapmıştır. Veri türlerine aydınlık bir bakış açısı getirmiş ve kullanıcı tarafından tür yaratılmasına izin vermiştir. Değişkenleri statik ve dinamik diye ikiye ayırmıştır. Pointer kavramını kullanmıştır.
PASCAL kendi soyunda mükemmel bir dildir; açık ve basittir. ALGOL'dan daha güçlüdür. Ama talihsizdir. Herkes PASCAL'ı konuşur, ama bilgisayarlar COBOL'u kullanmaya devam eder. Assembler ise sistem dünyasındaki tacını kaptırma niyetinde değildir. Böylece PASCAL dili de ALGOL gibi akademic çevrelerde kaldı, ticari hayata inemedi. MODULA, C, ADA dillerini etkiledi. Son zamanlarda, özellikle PC 'lerde ve okullarda önem kazanmaya devam etmektedir.
Yapısal Programlama Yılları
1968 yılının güneşli bir Mart gününde programcılık dünyası yaklaşan baharın tadını çıkarmak istiyordu. Bilgisayar dünyasında herşey o kadar güzeldi ki... Sistem analistler, programcılar ve hatta kullanıcılar memnundu. Tam bu havada iken Dijkstra, Communications of the Association for Computing Machinery adlı dergiye bir mektup yazdı. O güneşli güzel hava birden karardı. Dijkstra, o tarihi mektubunda, yazılan programların çoğunun kötü olduğunu söylüyordu. GOTO'suz program istiyor, yapısal programlamayı gerçek anlamda kurmak gerektiğini savunuyordu.
Bu noktadan sonra, baharın tadını çıkarmayı düşleyenler, yeniden programlama sanatının ne olduğunu, yapısal programlamanın temel taşlarının nasıl konulması gerektiğini tartışmaya başladılar. GOTO'yu dışlayan örnek programlar üretildi. Bütün bunlar programlama sanatını geliştirdi, iyi sonuçlar doğurdu. Peki ama GOTO deyimi gerçekten dışlanmayı haketti mi? Yoksa biraz insafsızca mı davranıldı?
O soylu, Uğursuz Recursion
Recursion'ın ne olduğunu liseyi okuyan herkes bilir. Bir önermenin sayılabilirsonsuz bir küme üzerinde doğru olup olmadığını denetleyen önemli ispat yöntemlerinden birisidir. Türkçe'de tüme varım yöntemi adıyla anılır. Acaba bilgisayarda bu yöntemi kullanma olanağı var mıdır? Kullanılırsa, sonsuz döngüye düşme tehlikesi yok mudur? Bu nedenle, çoğu programcı recursion kullanmaktan sakınır. Hiç bir dilde recursion yapısının gerçek tüme varım yöntemini temsil edebildiğini sanmıyorum.
C: Taht Kavgası
Dördüncü kuşak programlama dünyaya gelirken, üçüncü kuşak programlama yeni bir çıkış yaptı. Programlama dili üzerindeki bütün tartışmaları sona erdirmek amacıyla C ve ADA'yı yarattı.
1973 yılında Denis Ritche ve Kernighan, C yi ortaya koydular. C dili daha önce yazılan BCPL, B ve ALGOL68 dillerinin iyi yanlarını almıştır.
C dili doğuşunda bir sistem programı olduğunu iddia etmiştir; bugün hala bu iddiası yürürlüktedir. Hatırlanacağı üzere, sistem programcılığı assembler'in tekelinde kalagelmiştir. Her ne kadar bazı sistem üreticileri Pascal ya da PL1 yapısına benzeyen ve sistem programlama amacına yönelik diller geliştirmeyi denedilerse de, bu denemeler hiçbir zaman ticari boyut kazanamadı. Dolayısıyla, C dili ortaya çıkana kadar, sistem programlama dünyasında assemblerin tahtı hiç sallanmadı.
C dili genel amaçlı evrensel bir dildir; yani her makinada çalışabilir (Bu iddia son yıllardaki bazı C derleyicileri tarafından çürütülmektedir). Yapısaldır. Syntax için kesin kuralları vardır, ama semantic kuralları oldukça serbesttir. Temel yapısı PL1 dilinde olduğu gibi procedur'lerden (fonksiyon) oluşur. Procedur'ler iç içe yuvalanamaz. Böyle oluşu, global ve local scope kurallarını tehlikeli olmaktan çıkarır. Blok dışında tanımlı değişkenleri görmek içinexternal olarak tanımlama yeteneği vardır.
Pascal dilindeki record ve variant kavramları C dilinde struct ve UNION adlarıyla vardır. Pointer kavramını kuvvetle kullanmış ve pointer aritmetiği yaratmıştır. Adama deyimlerini şaşırtıcı olabilecek kadar kısaltmıştır. Iteration (döngü) deyimleri yalın ve etkilidir. Dallanma için if-else ve switch-case yapılarına sahiptir. Boolean deyimlere sahiptir.
C dili başarılı bir dildir. Özellikle UNIX dünyasında assemblerin yerini büyük ölçüde alabilmiştir. Kesinlikle assemblerden daha iyidir ve program üretimini artırmaktadır.
Belki en büyük kusuru, istenirse assembler dilinde olduğu gibi disiplinsiz program yazmaya izin vermesidir. Tıkız yapısı, çok kısa kodlar yaratılmasına olanak sağlar. O kadar ki, bazan yaratılan kodları değil başkasının, bizzat programı yazanın bile anlaması olanaksız olabilir. Ama, C dilinde rahat okunur ve kolay anlaşılır programlar yazmak her zaman mümkündür.
BASIC: Dil mi? Oyuncak mı?
1963 yılında doğan ve 70'li yıllarda yenilenen BASIC (Beginners All Purpose Symbolic Instruction Code) dilinden sözetmemek belki de bir eksiklik olacaktır. BASIC dilinin yaratılış amacı PC kullanıcılarına yüksek düzeyli bir dilin yeteneklerini sunmaktı.
Genel çizgisiyle, BASIC dili FORTRAN'ın izlerini taşır: adama, GOTO, IF...THEN, IF...THEN GOTO, FOR yapıları vardır. Son versiyonlarında IF...THEN...ELSE yapısı da vardır. Makina düzeyinde sistem kontrol komutlarına sahip oluşu önemli bir avantajdır. Kolay kullanılır oluşu, profesyonel olmayan kullanıcılar arasında çekiciliğini artırmıştır. Bu açıdan çok yaygındır.
BASIC ile yapısal programlama yapılamaz. Veri türlerine sahip değildir. Procedure, scope kavramları yoktur. Bu nedenle günümüz programcısının gereksemelerine vevap veremez. Daha kötüsü, BASIC kullanmaya alışan bir kişiyi, çağdaş bir dilin gerektirdiği disipline sokmanın çok zor olduğu kanısı yaygındır.
ADA: Soyunun en üstünü mü?
1979 yılında CII'de Jean Ichbiah ve araştırma ekibi tarafından yaratılan ADA dili, kendi soyunun en gelişkin dili olduğu iddiasıyla ortaya çıktı. Genel olarak PASCAL'ın izindedir; ama onun eksiklerini gidermiştir. Soyut veri yapılarına sahiptir. Eşanlı (concurrent) programlama niteliği vardır.
Bilgisayar bilginlerinin çoğu, ADA dilini, FORTRAN soyunun ulaştığı son aşama olarak görürler. Bazıları, ADA dilinin çok karmaşık ya da çok büyük olduğu görüşündedir. Öğrenilmesi, öteki dillere göre daha zor olmasa bile daha çok zaman alıcıdır.
Deneyler dil öğrenimi için aşağıdaki zamanların gerekli olduğunu göstermiştir:
FORTRAN IV ( ya da FORTRAN 77) 6-12 ay
COBOL 6-18 ay
PL1 6-18 ay
ADA 6-24 ay
Kuşaklar Çatışması
60'lı yıllar programlama dillerinin harmanlandığı bereket dolu yıllardı. 70'li yıllar programcılığın kriz yıllarıdır. Kriz özeleştiriyi getirmiş, ortaya çıkan hastalıklar yayılmasın diye koruyucu aşılar yapılmıştır. Yapılan aşılar genellikle tutmuştur. Günümüzde olgunlaşan meyveler toplanmaktadır.
Programcılığın ortaya çıkışından bu yana aşılan yol büyüktür.
Bilgisayar donanımının gelişimini belirtmek için iyi bir sınıflama yapılmıştır. Benzer sınıflandırmayı yazılımın gelişimi için de yapmak olanağı vardır:
Birinci kuşak : Makina kodu
İkinci kuşak : Assembler ve autocode
Üçüncü kuşak : Procedural diller (FORTRAN, Algol, Cobol, Pascal, C, ADA vb).
Dördüncü kuşak : Non-procedural diller (LISP,SNOBOL, FORTH)
Bir başka sınıflandırma biçimi de şöyledir:
Birinci kuşak dil makina dilidir.
İkinci kuşaktaki assembler dili komut yöneltilidir (command-oriented).
Üçüncü kuşaktaki diller"Nasıl yapılmalı?" sorusuna yanıt arar.
Dördüncü kuşaktaki diller"Ne yapılmalı?" sorusuna yanıt ararlar.
String işleme, Formal Diller, Belirsizlik, Türing'in Makinası ve AUTOMATA, Liste İşleyen LISP, Yapay us, Uzman Sistemlere geçiş kavramları, klasik programcılığı aşan önemli gelişmelerdir. Burada bu kavramların ayrıntısına girmek için zamanımız elvermeyecektir. Ancak, geleceğin programcılığının bu yöne kaymak zorunda olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim.
İnsanoğlu, belki, doğru programları yaratmayı başaramadı. Eğer programcılık insanoğlunun işi olarak kalacaksa, düşünen ve bilgi üreten programı yapmak zorundadır. Herhalde bu iş beşinci kuşak yazılımların asıl görevi olacaktır.
Veri Dünyası
Bir Zamanlar I/O Yoktu
Veri işlemenin korkulu rüyası giriş/çıkış (I/O) dır. Bugün harikulade bir tekniğe sahip olan I/O başlangıçta hiç yoktu. Pin-board'dan başlayıp typewriter, kart okuyucu, line printer, kayıt ortamları, kütük, console, kanal, buffer, interrupt, terminal, ağ vb araçları kullanan I/O işlemlerini tekrarlamanın yararını görmüyorum.
Kütük yılları ve veri-tabanları
Bilgi işlenmiş veridir. Veri işleme iş dünyasının temel problemidir. Veriyi işlemek için onu toplayıp depo etmek gerekir.
60'lı yılların sonunda veri kütüğe depo edildi ve donduruldu. İstenildiği an oradan istenen veri alınıp işlenebilecekti. Herşey burada noktalandı sanılırken, buzlar erimeye başladı. Kütüğün işlevi değişmeye başladı. Neydi kütük? Verilerin saklandığı depo mu? Programın kendi kendisini sakladığı yer mi? Programın dış dünya ile iletişim kurmasını sağlayan ortam mı? Yetmeyen ana belleği büyüten bir aygıt mı?
Bir kütük onu yaratan programa ne denli bağlı kalmalıdır? Programdaki değişiklik kütüğe nasıl yansıyacaktır? Kütüğün yapısı, programın geliştirilmesine (maintanence) ne ölçüde engeldir? Kütükteki kayıtlara erişim nasıl olmalıdır? Programın ve kütüğün iyileştirilmesi nasıl olur? Veri tekrarı (duplication) nasıl önlenir? Kütükten kütüğe aktarılan ve güncellenen verilerin güvenirliği nedir?
Bu ve benzeri binlerce sorun karşısında kalan veri işleyiciler uçtaki kullanıcıyı tatmin edebilmek için gece gündüz çalışmaya koyuldular. 10 yıl kadar süren bu kargaşa ortamında kimisi mide, kimisi kalp hastası oldu... Sonra bazı akıllı adamlar oturup düşünmeye başladılar: Veri nedir? Böylece ortaya veri-tabanı kavramı çıktı.
Üçüncü kuşak dillerle bile veri-tabanı yönetim sistemlerinde harikalar yaratılmıştır. Ama, olaya mantıksal açıdan bakıldığında, veri yapıları konusunun dördüncü kuşak dillerinin işi olduğu hemen anlaşılmaktadır.
70'li yılların sonunda IBM, veri-tabanı dünyasını sarsan bir ürünü açıkladı: SQL (Structured Query Language). İlişkisel (relational) dilin varabileceği son aşama olarak nitelendi. Ama, arayış hiç bir zaman durmadı; durmayacak. Recursive veri yapıları, verinin normallenmesi, object-oriented programlama vb kavramlar durmaksızın araştırıldı, geliştirildi.
0
Genelde ihtiyaçtan çıktı. Sadece programlama dilleri değil, bugün bir çok kişinin kullandığı programlar da yine ihtiyaçtan ortaya çıkan şeyler. Kabaca bir şey yapmak isteyen ama var olan imkanlarla bunu yapamayan veya çok uğraşan birisi "ben bunun daha iyisini, istediğim şekilde yaparım" mantığıyla yola çıkıp yeni bir şey üretiyor. Hakikaten ürettiği şey diğerlerinden farklı, kolay ve daha işe yarar bir şeyse de zamanla benimseniyor.
Örnek: eksisozluk.com
2. entrydeki guru'nun entrysini okursan, başlıktaki adam benim verdiğim örneklerin canlı örneğidir mesela.
Örnek: eksisozluk.com
2. entrydeki guru'nun entrysini okursan, başlıktaki adam benim verdiğim örneklerin canlı örneğidir mesela.
0
1 kisi yazamaz, baslarsin belli bi yere getirirsin, baskalari devam eder ve yillar sonra tam dil kivamina gelir. yeni bir dil yazmak uzun bir sürec gerektirir, yasayan bi canli gibi dogar büyür ama nereye gidecegini bilemezsin, belki de erkenden ölür. 1 kisi o dilin hayat döngüsünü basindan sonuna kadar göremez. Ayni konusma dili gibi, simdi otursan yeni bir konusma dili de yazamazsin, yillar icinde kendiliginden gelisir. Ama bu dil de mevcut dillerin cözemedigi önemli bir problemi cözüyor olmali.
Ama bunun yerine C dilini temel alip önce yeni bi kütüphane yazarsin, sonda o kütüphane kapsamli bir hale gelir ve yeni bir dil kivamina gelir.
Bundan önceki diller cok daha hizli gelisti, cünkü bir bosluk vardi, simdiki diller o kadar sansli olamayabilir. Cok yeni bi alan bulman lazim, mesela "big data" islemek icin yeni bir dil, yada "semantic web" icin yeni bir markup language
Ama bunun yerine C dilini temel alip önce yeni bi kütüphane yazarsin, sonda o kütüphane kapsamli bir hale gelir ve yeni bir dil kivamina gelir.
Bundan önceki diller cok daha hizli gelisti, cünkü bir bosluk vardi, simdiki diller o kadar sansli olamayabilir. Cok yeni bi alan bulman lazim, mesela "big data" islemek icin yeni bir dil, yada "semantic web" icin yeni bir markup language
0
konuştuğumuz dile benzetiyorum ben bunu, sen birşey yapabilirsin fakat seninle beraber bu dili tamamlayacak, konuşacak kişiler lazım.
solemio'nun yazdığı yazıda programlama dillerinin sürekli bir ihtiyaç sebebi ile geliştiğini anlıyorum. benzer durum oyunlarda da var. bir çok firma kendi motorunu geliştiriyor. neden, sebep basit mevcut ihtiyacı karşılamıyor.
yeni bir programlama dilini baştan yaratmak zor mudur? evet çok zordur. Hangi iş kolay ki?
solemio'nun yazdığı yazıda programlama dillerinin sürekli bir ihtiyaç sebebi ile geliştiğini anlıyorum. benzer durum oyunlarda da var. bir çok firma kendi motorunu geliştiriyor. neden, sebep basit mevcut ihtiyacı karşılamıyor.
yeni bir programlama dilini baştan yaratmak zor mudur? evet çok zordur. Hangi iş kolay ki?
0
itsonlyhumannature
iyi günler.başlıktan da anlaşılacağı gibi kedimi kısırlaştırdım bu sabah itibari ile. şu an yavaş yavaş ayılmaya başladı. hareket etmek istiyor fakat tam ayılamadığı için sürünüyor yerde. rahat bırakayım mı? yoksa sabit kalması mı gerekir ?daha önceden kısırlaştırma yapan arkadaşlar tecrübelerini pa
iyi günler.
başlıktan da anlaşılacağı gibi kedimi kısırlaştırdım bu sabah itibari ile. şu an yavaş yavaş ayılmaya başladı. hareket etmek istiyor fakat tam ayılamadığı için sürünüyor yerde. rahat bırakayım mı? yoksa sabit kalması mı gerekir ?
daha önceden kısırlaştırma yapan arkadaşlar tecrübelerini paylaşırsa sevinirim, teşekkürler.
not: kedi dişi.
başlıktan da anlaşılacağı gibi kedimi kısırlaştırdım bu sabah itibari ile. şu an yavaş yavaş ayılmaya başladı. hareket etmek istiyor fakat tam ayılamadığı için sürünüyor yerde. rahat bırakayım mı? yoksa sabit kalması mı gerekir ?
daha önceden kısırlaştırma yapan arkadaşlar tecrübelerini paylaşırsa sevinirim, teşekkürler.
not: kedi dişi.
0
tırmanmaya atlama çalışır, şu an acı hissetmediğinden yarasına zarar verebilir. bence sabit tutun.başını havada tutabilmeyi sallamadan başarana kadar. daha ameliyattan yeni çıkmış. 4-6 saat koyun kafesine dursun. arada beş dakika çıkarıp bakarsınız gözler hala şehla mı diye. atlayamıyorlar tutunamıyorlar sürünürken bir şeylere çarpıp fark etmiyorlar yoksa.
0
birkaç saat kutusu içinde kapalı kalmasında fayda var. toparlanana kadar. çünkü hasta olduklarını bile bile yalpalayarak da olsa dolaşma sevdalısı kediler.
0
ayrıca bir kaç gün saçma hareketler içine girebilir. hele kafasına o huni gibi şeyi taktılarsa. kendisine zarar vermesini engelleyin ve üzülmeyin.
0
ameliyat sonrasi tipik kedi davranislari... ben hareketlerini engellemezdim, ama kendisine zarar vermesin diye pesinde dolasirdim. ellerim ustunde olurdu yani :) suratina dogru parmak $iklatip gozlerinin verdigi tepkiden ayilma surecinin gidisatini takip edebilirsin. yamuk baksa dahi ses dogru tepki veriyorsa sorun yok, biraz mobilite anestetiklerin atilmasina da faydali olur. ama dikkat edin kanepeden falan dusmesin.
0
dikişleri yalamaz, dişlemezse bir şey olmaz.
yakalık takması gerek aslında veterinerin.
benim büyük kedi hemen dikişleri dişleyip çıkartmıştı. büyük sorun olmuştu.
yakalık takması gerek aslında veterinerin.
benim büyük kedi hemen dikişleri dişleyip çıkartmıştı. büyük sorun olmuştu.
0
uyanırken baya bi kusabilir. ondan da korkmayın. kusmasını istemediğiniz bi eşya varsa elinizde peçeteyle takip edenilirsiniz
0
İlk başta henüz tam ayılmadan ortalıkta sürüne sürüne dolaşmaya çalışıyorlar ilk fırsatta da gidip bir yerlere saklanıyorlar. Sanırım hasta oldukları için av olmamak adına içgüdüsel olarak saklanmaları gerektiğini düşünüyorlar. O halleri pek üzücü oluyor insan kilitlemek istemiyor ama yaralarının açılmaması için sabit tutmak faydalı gibi.
0
ferdinand griffonn
Sb
Sb
0
gözlerime baktığında. çok klişe ama, o gözlerime baktığında dünyayı yerinden oynatacak kadar büyük hissediyordum kendimi.
0
Bir söyledi, inanmadim.
İki söyledi, inanmadim.
Üçüncüye inandim.
Ayrıca @yirmisantim in cevabi gönül telimi titretti. :/
İki söyledi, inanmadim.
Üçüncüye inandim.
Ayrıca @yirmisantim in cevabi gönül telimi titretti. :/
0
en sevdiği yiyeceğin en güzel diye sona sakladığı son lokmasını bana verince. öküz gibi direkt atlamayaydım iyidi tabi şlaalşskd.
0
anonymice
Kartvizitler...Kartvizitlerimiz...Sizce sade ve şık mı olmalı yoksa renkli ve kaliteli mi. Mesela biri size kabartmalı ve kaliteli kağıtlı bir kartvizit verse o firma ve kişi hakkında ne düşünürsünüz?arjante.
Kartvizitler...Kartvizitlerimiz...
Sizce sade ve şık mı olmalı yoksa renkli ve kaliteli mi. Mesela biri size kabartmalı ve kaliteli kağıtlı bir kartvizit verse o firma ve kişi hakkında ne düşünürsünüz?
arjante.
Sizce sade ve şık mı olmalı yoksa renkli ve kaliteli mi. Mesela biri size kabartmalı ve kaliteli kağıtlı bir kartvizit verse o firma ve kişi hakkında ne düşünürsünüz?
arjante.
0
0
ya ben de şirkette kart bastıracaktım da sürekli beyazıttaki matbaacı bi abi var ona yönlendiriyorlar. o da sürekli bi şatafat ekleme derdinde. sade, cool bir şey olsun istiyorum ama nereden yaptırsam bu başlığa ortak oldum @mice
0
mesleğe çok bağlı bence. yaratıcılık gerektiren mesleklerde cafcaflı şeyler hoşa gider. başka işlerde başka türlüsü. fakat yine de amacı belli olan bir şey, çok anlamlar yüklememek lazım.
0
Hocam çok sade oluncada bu hani masaj salonları kartvizitlerini bırakıyor ya onun gibi olmasın? :)
HEr şey kararında beyler. sadeliginde çoğu zarar. biraz passion.
HEr şey kararında beyler. sadeliginde çoğu zarar. biraz passion.
0
pescador
çeyrek bilet aldınız diyelim çat diye 10 milyon vurdu size. ne yapardınız? çok klasik ve abuk bir soru olduğunu biliyorum ama şu ara kendi kendime çok hayalleniyorum. piyango umuduyla hayal kurmaya başlamak bir insanın düşebileceği en acınası hallerden biri bence. ama yalnız olmadığımı biliyorum. si
çeyrek bilet aldınız diyelim çat diye 10 milyon vurdu size. ne yapardınız? çok klasik ve abuk bir soru olduğunu biliyorum ama şu ara kendi kendime çok hayalleniyorum. piyango umuduyla hayal kurmaya başlamak bir insanın düşebileceği en acınası hallerden biri bence. ama yalnız olmadığımı biliyorum. siz ne yaparsınız bu parayla?
sebepleriyle, ayrıntılarıyla açıklarsanız iki tane tik veririm.
sebepleriyle, ayrıntılarıyla açıklarsanız iki tane tik veririm.
0
10 milyona ne yapilir ki en fazla 1 ev alirsin 1 araba. bi de is kurarsin dukkan falan kafasi. biraz da bankaya at faiz ye.
0
ekşi sözlüğün en az %90'ı ülkeyi terkedip gitmek ister.
(kalan %10 zaten yurtdışında yaşıyor)
(kalan %10 zaten yurtdışında yaşıyor)
0
oha adam 10 milyonla ne yapılır bi ev bi araba alırsın dedi ya. abi neblim yerleşmek istediğiniz bi ülke, kurmak istediğiniz bi iş ya da herhangi bi sistem, çok büyük paralar gerektirecek sapık zevkleriniz falan yok mu hiç? :p
0
bir ev, bir araba, gerisi bankaya faize ondan sonra gezmediğim yer kalmaz heralde. 5 sene falan gezdikten sonra da kafama göre bir iş kurarım.
0
hayallere kapılıp bilet almayı unutma da önce al dursun kenarda.
ben ne yapardım sanırım koca bi tv, ps4 bir sürü oyun alır oynarken o kadar parayla napcağımı düşünür dururdum.
ben ne yapardım sanırım koca bi tv, ps4 bir sürü oyun alır oynarken o kadar parayla napcağımı düşünür dururdum.
0
çeyrek bilete 10 değil, 12,5 milyon vercek.
para çıkarsa eğer işi gücü her şeyi bırakır, direk dünyayı gezmeye başlardım, gezmekten sıkılınca kendimi bilime adar, büyük projeler ile paramı katlar, torunlarıma güzel bir servet bırakırdım.
para çıkarsa eğer işi gücü her şeyi bırakır, direk dünyayı gezmeye başlardım, gezmekten sıkılınca kendimi bilime adar, büyük projeler ile paramı katlar, torunlarıma güzel bir servet bırakırdım.
0
@proletarier, 17'sinde alıcam. allahıma kitabıma bana çıkcak bu sefer. çok heveslendim çünkü. kesin. bak totem motem de yapıyorum. bende onikibuçukmilyon. allahım valla güzel şeyler yapçam ya kendime düzgün hayat falan kurucam ev alıcam okuluma gidicem evde kendim yemek yicem taze taze sebze meyve falan bana çıkar lütfen plz tşk
0
@pesca
niye baska bir ulkeye yerlesmek isteyim ki?
kendi ulkendeki bazi seyleri ydisinda paranla satin alamazsin.
ben bunu gordum.
yasayan arkadaslara saygim sonsuz ama ben uzun sure ydisinda yasayamiyorum 1 haftadan sonra donesim gelmeye basliyor.
1 ev 1 araba dememin sebebi de 10 milyon lira su an buyuk bir para degil cihangir taksim sariyer vs taraflarinda deniz goren yeni bir binada bir ev zaten kafadan 1 milyondan basliyor.
niye baska bir ulkeye yerlesmek isteyim ki?
kendi ulkendeki bazi seyleri ydisinda paranla satin alamazsin.
ben bunu gordum.
yasayan arkadaslara saygim sonsuz ama ben uzun sure ydisinda yasayamiyorum 1 haftadan sonra donesim gelmeye basliyor.
1 ev 1 araba dememin sebebi de 10 milyon lira su an buyuk bir para degil cihangir taksim sariyer vs taraflarinda deniz goren yeni bir binada bir ev zaten kafadan 1 milyondan basliyor.
0
rahat rahat seyahat edebileceğim parayı kenara ayırırım. (1milyonunu falan yani :P)
sana bir 1+1 daire alırım.
bir de kardeşime ev alırım. evet.
kalanıyla da firma kurarım. işletme. tesis. ofis. ne olursa işte. ne kadarım kaldıysa.
sana bir 1+1 daire alırım.
bir de kardeşime ev alırım. evet.
kalanıyla da firma kurarım. işletme. tesis. ofis. ne olursa işte. ne kadarım kaldıysa.
0
bende bi amorti bilet vardı gittim yeni bilet almaya adam dedi yılbaşı bileti var eyi dedim ver aldım. rakamlar da 0 8 9 0 3 5 4. bu rakamlar çıkarsa ne ben sizi tanıyorum ne siz beni hesabımı kapatıp kayıplara karışıcam.
0
ben memleketime gider ceviz işine girerdim. öküzde olabilir. arada yine istanbul'a filan gelirdim konser filan olursa. biraz da yurtdışı gezmelerine vakit ayırırdım. yattı kattı hiç işim olmaz.
0
Burda eş dost akraba ile uğraşamam, direk alamanyaya topuk yüksek lisans bahanesi ile, para büyük çünkü rahat bırakmazlar,kuzene filan da yardım etmek istersem daha küçük tutarlı(500 bin) bir şans oyunundan kazandığımı söylerim. Almanya merkez olmak üzereparayı bankaya atıp bir sürü ülke gezmek, sonrasına bakarız:) Şu eleman gibi dünya vatandaşı olmaya çalışırım herhalde:p instagram.com
0
Los Angeles'a yerleşir, ev alır bir de müzik grubu kurarım. Bir tane de Ferrari alırım.
0
ben şimdiden düşünmüyorum bunları bilerek çıkınca heyecan olsun çıkınca düşünürüz
0
kendime seksi bir motosiklet çekerim önce. okula yakın bir ev alırım. (okul bahçelievlerde ev pendikte aq)
30 bin verip msaya girerim. gitar, keman, resim kısaca enstrüman ve güzel sanat dersleri alırım.
gerisinin bir kısmını pedere veririm. işyeri var zaten bizim sıcak parayla biraz daha büyütürüz para bok yoluna giderse güvencem olur.
kalanını da yurtdışında tatil ve dil öğrenmek için kullanırım. yine kalırsa dandik semtlerden ev alıp kiraya veririm aq.
30 bin verip msaya girerim. gitar, keman, resim kısaca enstrüman ve güzel sanat dersleri alırım.
gerisinin bir kısmını pedere veririm. işyeri var zaten bizim sıcak parayla biraz daha büyütürüz para bok yoluna giderse güvencem olur.
kalanını da yurtdışında tatil ve dil öğrenmek için kullanırım. yine kalırsa dandik semtlerden ev alıp kiraya veririm aq.
0
1 milyon lirasını 10'a bölüp 100'er bin lira halinde yardım kuruluşlarına bağışlarım.
Çok beğendiğim bir ev var. Anadolu yakasında bağdat caddesine çok yakın 3+1 bir daire. 1,5 milyon tl'ye onu satın alırım.
bmw 5.20d'ye de 200.000 bin tl veririm.
Ailem trakyalı, oraları çok seviyorum. birkaç dönümlük arsa alıp üstüne bir bağ evi yaparım tek kat, önünde havuzu olur. çeşit çeşit meyve ağacı dikerim. Buraya da 500.000 civarı bir para gidiyor hesapladım.
geriye 6.8 milyon tl kalıyor. 800.000 tl'yi nakit şeklinde bankaya koyarım.
6 milyon tl'yi 3 eşit parçaya bölüp 2'şer milyon tl'den 3 dükkan alırım. 2 milyonluk bir dükkanın kirası 9 bin tl falan oluyor. totalde 27 bin tl kira parasını da çatur çutur yerim.
Çok beğendiğim bir ev var. Anadolu yakasında bağdat caddesine çok yakın 3+1 bir daire. 1,5 milyon tl'ye onu satın alırım.
bmw 5.20d'ye de 200.000 bin tl veririm.
Ailem trakyalı, oraları çok seviyorum. birkaç dönümlük arsa alıp üstüne bir bağ evi yaparım tek kat, önünde havuzu olur. çeşit çeşit meyve ağacı dikerim. Buraya da 500.000 civarı bir para gidiyor hesapladım.
geriye 6.8 milyon tl kalıyor. 800.000 tl'yi nakit şeklinde bankaya koyarım.
6 milyon tl'yi 3 eşit parçaya bölüp 2'şer milyon tl'den 3 dükkan alırım. 2 milyonluk bir dükkanın kirası 9 bin tl falan oluyor. totalde 27 bin tl kira parasını da çatur çutur yerim.
0
kendime ve aileme ev alırım. bir de araba.
1 milyonuyla gerçekten ihtiyacı olan hastalara yardım eder, öğrencilere burs veririm.
kişisel koç tutarım spor için.
dünyayı gezerim.
kalanını bankaya koyarım.
1 milyonuyla gerçekten ihtiyacı olan hastalara yardım eder, öğrencilere burs veririm.
kişisel koç tutarım spor için.
dünyayı gezerim.
kalanını bankaya koyarım.
0
arabayı evi değiştiririm zaten fazlasına gerek yok. kardeşimi yurtdışına eğitime gönderirim tabi bende ya yüksek lisansa başlarım ya da en büyük hayalim olan saant tarihi okumaya başlarım bilemedim.
0
öncelikle hiç kimseye söylemem. ve direkt toz olurum parayı aldıktan sonra. millet öğrenip de takipler, tehditler, yardım istekleri başlamadan toz olurum.
sonra sadece çekirdek aileme söylerim. onların ihtiyaçlarını gideririm ama abartılı harcamalar yapıp dikkat çekmem.
yardım etmek istediğim başka insanlar varsa zamana yayarak yaparım, iyi bir iş geldi, çok iyi kazancım var artık vs. diyerek.
dünya turuna çıkarım. en beğendiğim ve yaşayabileceğimi düşündüğüm yerden ev alırım. hayatımı geniş geniş ferah yaşarım. hep kitap okurum, gezerim, yeni insanlarla tanışırım.
yalnız bankada çok para sahibi olmak da kolay iş değil. onun erimeyip sürekli canlı kalabilmesi için para yönetimini ciddi şekilde uğraş edinmek ve doğru yerlere yatırım yapmak gerekiyor.
sonra sadece çekirdek aileme söylerim. onların ihtiyaçlarını gideririm ama abartılı harcamalar yapıp dikkat çekmem.
yardım etmek istediğim başka insanlar varsa zamana yayarak yaparım, iyi bir iş geldi, çok iyi kazancım var artık vs. diyerek.
dünya turuna çıkarım. en beğendiğim ve yaşayabileceğimi düşündüğüm yerden ev alırım. hayatımı geniş geniş ferah yaşarım. hep kitap okurum, gezerim, yeni insanlarla tanışırım.
yalnız bankada çok para sahibi olmak da kolay iş değil. onun erimeyip sürekli canlı kalabilmesi için para yönetimini ciddi şekilde uğraş edinmek ve doğru yerlere yatırım yapmak gerekiyor.
0
siktiri boktan bi sınav uydurup burs aldım bahanesiyle amerika'ya giderim.(kumar parası yedirtmez bizimkiler:) ilk 1 sene hem dil geliştirip hem keyfime bakarım florida'da. sonrasında master yaparken yatırım yapacağım bir iş arar, master biterken işimi kurarım. arada bir istanbul'a gelip eller kadir kıymet biliyor anne milyoner oldum daddy falan derim. :)
0
birkaç büyük şehirden güzel yerlerden ev(ler) alırım, güzel bir motosiklet ve araba alırım, ailemin ihtiyacını karşılayacak maddi desteği sağlarım, sonra da yallah seyyah olur yıllarca gezerim avrupayı. sonra güney amerika. sikeyim parasını, millet para için ömür boyunca çalışıyor. ben gezerdim. 30 yaşıma kadar da bu gezilerden birinde kafama göre birini bulurdum muhakkak.
0
kıbrıs :)))) yarısını 1 ayda hiç eder hangover ı yaşar diğer yarısıyla hindistan-afrika-çin gibi ülkeleri gezer sonra avrupa turu yapar vazgeçemediğim ülke olursa oraya yerleşirdim.
0
10 milyon tl mi? 10 milyon tl hayatım boyunca yatmama yetecek bir para değil. o yüzden pilot okuluna devam ederdim. ama şu an bana araba lazım çok fena, param çıkışmıyor. bir araba alırdım ilk iş. kendime 2-3 ev alırdım daha sonra. gerisiyle de restoran falan açardım, babamı falan koyardım başına da, hem o işlerden anlar hem de emekli olası var. parayı da kırışırdık. pilot olduktan sonra da takılmama bakardım. yıllık izinlerde dünya turu yapardım.
edit: lan olm büyük ikramiye 50 milyon tl'ymiş. niye fakir gibi çeyrek bilet hayali kurduruyosun bana. 50 milyon tl çıkarsa okulu işi mişi bırakır ömür boyu o parayı yerim. ayda 10.000 euro maaşım varmış gibi takılırım, hiç dokunmam gerisine. o şehir senin, bu ülke benim gezerim.
edit: lan olm büyük ikramiye 50 milyon tl'ymiş. niye fakir gibi çeyrek bilet hayali kurduruyosun bana. 50 milyon tl çıkarsa okulu işi mişi bırakır ömür boyu o parayı yerim. ayda 10.000 euro maaşım varmış gibi takılırım, hiç dokunmam gerisine. o şehir senin, bu ülke benim gezerim.
0
paraya ihtiyacım yok. paranın bana ekstra mutluluk verebilme ihtimali yok. 1 milyonu çekirdek aileme paylaştırırım (sorarlarsa küçük ikramiye çıktı derim). 9u da hayır hasenata harcarım. sonra def olur mevcut birikimimle transasya bisiklet turuma çıkarım.
ha mümkünü olsa o paranın tamamını bilumum banka ve sair finans yapılarını dinamitlemeye kullanırım, o ayrı mesele. insan kaynağım yok. olsa mnı skicem.
ha mümkünü olsa o paranın tamamını bilumum banka ve sair finans yapılarını dinamitlemeye kullanırım, o ayrı mesele. insan kaynağım yok. olsa mnı skicem.
0
yalı satın almak isterim ama yine yetmez, 1 yıl için kiralayabilirim.
istanbul'da deniz kıyısında yaşamak hayalim.
istanbul'da deniz kıyısında yaşamak hayalim.
0
@new york direk acımam ama çıkmaz neden dicek olursan sayısal loto ve süperlotoya bak her yılın eylül-ekim de 22 trilyon ikramiye devrediyor onu geçtim şu anda sürekli ardaşık sayılar geliyor
mpi.gov.tr
15-11-2014
15 17 18 19 38 39
mpi.gov.tr
15-11-2014
15 17 18 19 38 39
0
bir finlandiya'dan bir ingiltere'den ev
aynı ülkelerde birer araba
dil kursu
kafamıza göre iş yerleri
gayrimenkul yatırımı
bu kadarı yeterli
sonra hayata akarım, ingiltere'de müziği yaşarım.
aynı ülkelerde birer araba
dil kursu
kafamıza göre iş yerleri
gayrimenkul yatırımı
bu kadarı yeterli
sonra hayata akarım, ingiltere'de müziği yaşarım.
0
Sarajevo'da bir ev alıp bakımını yaptırıp kenarda tutarım. Bu cepte.
NewYork'ta/Boston'da ufak tefek bir daire satın alırsam nasıl olur diye bi araştırma yaptırırım. Onu satın alıp bakım yaptırıp kiraya veririm bütçem izin verirse.
Anneme ne istiyorsa alırım. Kadın anam zaten max ne isteyecek ki?
Mezun olduğum liseye 100 bin lira civarı bi bağış yaparım. Ya da 100 bin liralık bir hediye düşünürüm lise için.
1 sene hayvan gibi yer içer sikişirim Istanbul'da.
Bu 1 sene zarfında da sonrasında ne iş yapacağımı düşünürdüm herhalde.
Ufak bir proje merkezi açardım. Bu merkezde her iş yapılabilir. 20 tane stajyer çocuk doldururdum üniversitelerden. Hepsi zehir gibi olacak. Canavar projeleri olacak. O merkezde zaman geçirmekten de zevk alacaklar. Ortam güzel olacak. 2-3 tane koordinatör işe alırdım. Ben de Genel Müdür olarak arada bir iki fikir sıçardım heralde. Bu çocuklar da parlak görünen her fikrin fizibilite çalışmasını yapardı işte, kendi fikirleri dahil. Olay bu.
NewYork'ta/Boston'da ufak tefek bir daire satın alırsam nasıl olur diye bi araştırma yaptırırım. Onu satın alıp bakım yaptırıp kiraya veririm bütçem izin verirse.
Anneme ne istiyorsa alırım. Kadın anam zaten max ne isteyecek ki?
Mezun olduğum liseye 100 bin lira civarı bi bağış yaparım. Ya da 100 bin liralık bir hediye düşünürüm lise için.
1 sene hayvan gibi yer içer sikişirim Istanbul'da.
Bu 1 sene zarfında da sonrasında ne iş yapacağımı düşünürdüm herhalde.
Ufak bir proje merkezi açardım. Bu merkezde her iş yapılabilir. 20 tane stajyer çocuk doldururdum üniversitelerden. Hepsi zehir gibi olacak. Canavar projeleri olacak. O merkezde zaman geçirmekten de zevk alacaklar. Ortam güzel olacak. 2-3 tane koordinatör işe alırdım. Ben de Genel Müdür olarak arada bir iki fikir sıçardım heralde. Bu çocuklar da parlak görünen her fikrin fizibilite çalışmasını yapardı işte, kendi fikirleri dahil. Olay bu.
0
bir kac tane parlak fikir disinda memlekette herkesin hayalinin ev+araba+faiz yemek oldugunu gorduk. tamam biz de fenafillah a ulasmadik ama kimsede yok mu lan bir proce mroce?gerci neyse ben bilet bile almiyorum o yuzden kafa rahat.
0
Önce dış görünüşüme harcarım. tipi düzelttiğim zaman, bir dünya turuna çıkarım. her kıtadan en az 3 sevgili bulurum kendime. türkiyeye döner miyim bilmiyorum.
0
para yenmedikten sonra ne anlamı var.
önce ny ve istanbuldan iki ev alıp bir de son model bir araba çekerim altıma. gerisi faize. faizi de bir tekne dolusu kızla çatır çatır ezmece.
önce ny ve istanbuldan iki ev alıp bir de son model bir araba çekerim altıma. gerisi faize. faizi de bir tekne dolusu kızla çatır çatır ezmece.
0
hemen faize yatırırım. bir süre eğitim, gezme gibi harcamalar yaparım 5-6 yıl. sonra yavaş yavaş birkaç işe girmeye çalışırım. yatırım yaparım yani, hazıra dağ dayanmaz :D öyle ferraride falan gözüm yok. motor alırım, eğer türkiye'de yaşayacaksam cihangirden ev alırım. yurtdışında yaşayacaksam sürekli gezer olurum. o yüzden ev almam ne yapıcam. yani 5,6 ay ingiltere, 5,6 ay norveç... uzar gider liste. çin, hindistan vb ülkeler de olur. kültür adamıyız sonuçta, her ülkeden öğreneceğimiz bir şeyler vardır. abd'ye bir uğrarım sadece.
cevaplara baktım da insanlar ne kadar californication mk :D direkt miami'den yazlık ferrari olayına giriyorlar. bunlar rich kids of instagram'da fotoğraf da paylaşırlar şimdi :D
edit: @manimani'ye yüzde yüz katılıyorum. bizden sağlam adamlar çıkmamasının nedeni bu olabilir. bi şekilde parayı bulan ya karıyla kızla yiyor, ferrarrisi ile istinye park'a gidiyor, ya da batıyor ayakkabı boyacısı oluyor mk :D öyle şeyler var ya hani 3 kere piyango tutturan adam şimdi simit satıyor falan filan gibi haberler.
cevaplara baktım da insanlar ne kadar californication mk :D direkt miami'den yazlık ferrari olayına giriyorlar. bunlar rich kids of instagram'da fotoğraf da paylaşırlar şimdi :D
edit: @manimani'ye yüzde yüz katılıyorum. bizden sağlam adamlar çıkmamasının nedeni bu olabilir. bi şekilde parayı bulan ya karıyla kızla yiyor, ferrarrisi ile istinye park'a gidiyor, ya da batıyor ayakkabı boyacısı oluyor mk :D öyle şeyler var ya hani 3 kere piyango tutturan adam şimdi simit satıyor falan filan gibi haberler.
0
10 milyon çıkarsa şöyle kullanırım parayı:
- 500 000 TL si günlük ihtiyaçlarımı ve nakit giderlerimi gidermek amacıyla nakit, bono, vadeli gibi kısa sürede kayıpsız nakte dönüştürülebilecek alanlarda değerlendiririm.
- 5 000 000 TL sini açacağım bir uluslararası yatırım hesabıyla, tüm dünyadaki hisse senedi piyasalarında değerlendiririm.
- 700 000 TL si ile bir bmw i8 alırım.
- 800 000 TL si ile güzel bir ev alırım.
- 3 000 000 TL si ile de tarla alıp güzel bir altyapı yatırımı yaparım ve çiftçilikle uğraşırım. :)
- 500 000 TL si günlük ihtiyaçlarımı ve nakit giderlerimi gidermek amacıyla nakit, bono, vadeli gibi kısa sürede kayıpsız nakte dönüştürülebilecek alanlarda değerlendiririm.
- 5 000 000 TL sini açacağım bir uluslararası yatırım hesabıyla, tüm dünyadaki hisse senedi piyasalarında değerlendiririm.
- 700 000 TL si ile bir bmw i8 alırım.
- 800 000 TL si ile güzel bir ev alırım.
- 3 000 000 TL si ile de tarla alıp güzel bir altyapı yatırımı yaparım ve çiftçilikle uğraşırım. :)
0
Duzenli sorulan bir soru. Bilisim firmasi kurmak isterdim, zevk icin. Ama kuramazdim muhtemelen.
0
nilmiye
Aklıma bu tip şeyler gelmedi. Şöyle güzel, havalı ya da nazlı falan olan kızlara söylenebilecek kelimeler var mı aklınıza gelen? Argo da olabilir?
Aklıma bu tip şeyler gelmedi. Şöyle güzel, havalı ya da nazlı falan olan kızlara söylenebilecek kelimeler var mı aklınıza gelen? Argo da olabilir?
0
önce havalı ve nazlı kızların peşinden koşup, sonra da gelip "yürümüyor, ne yapmaya çalışıyor ki" diye soran çok kişi biliyorum.
aman dikkat edin, aynı duruma düşmeyin derim. (sınırları aşmış gibi olmayayım ama.)
peki kızın hoşuna gidecek mi? bazı insanlar, ailesi dışındaki insanlardan lakap duymaktan hiç hoşlanmazlar, terslenmeyin de sonunda.
onun dışında içinizden gelen en güzelidir, diyorum :)
onu nasıl, kalbinizde nereye koyuyorsanız o en güzelidir. ismini bile öyle tonlarsınız ki belki, o en güzel gelir kıza :)
kızdırmadım sizi umarım :)
aman dikkat edin, aynı duruma düşmeyin derim. (sınırları aşmış gibi olmayayım ama.)
peki kızın hoşuna gidecek mi? bazı insanlar, ailesi dışındaki insanlardan lakap duymaktan hiç hoşlanmazlar, terslenmeyin de sonunda.
onun dışında içinizden gelen en güzelidir, diyorum :)
onu nasıl, kalbinizde nereye koyuyorsanız o en güzelidir. ismini bile öyle tonlarsınız ki belki, o en güzel gelir kıza :)
kızdırmadım sizi umarım :)
0
banu alkan referanslı güzellik tanrıçası; afrodit.
*nazlı kelimesine uymuyor tabi.
*nazlı kelimesine uymuyor tabi.
0
:) e baştan söylesenize :)
ben de genelde gönül işlerine hiç yorum yapmadığım halde, olayın daha başlangıcı diye, otobana girmeden önceki son çıkışı göstereyim demiştim :)
kediye isim için ise, kontes, fıstık diyeyim madem.
ben de genelde gönül işlerine hiç yorum yapmadığım halde, olayın daha başlangıcı diye, otobana girmeden önceki son çıkışı göstereyim demiştim :)
kediye isim için ise, kontes, fıstık diyeyim madem.
0
Nocturne
Selam Kattegatlılar!3DS Max öğrenmek isteyen ve programlama tecrübesi olan biri, güdne 1-2 saat ayırırsa öğrenebilir mi? Basit işler de olsa birşeyler yapacak hale gelebilir mi?Not : Bir miktar göz attım, bir tutoriala baktım biraz bayağı kolay geldi ama, bilemedim :SSaygılar
Selam Kattegatlılar!
3DS Max öğrenmek isteyen ve programlama tecrübesi olan biri, güdne 1-2 saat ayırırsa öğrenebilir mi? Basit işler de olsa birşeyler yapacak hale gelebilir mi?
Not : Bir miktar göz attım, bir tutoriala baktım biraz bayağı kolay geldi ama, bilemedim :S
Saygılar
3DS Max öğrenmek isteyen ve programlama tecrübesi olan biri, güdne 1-2 saat ayırırsa öğrenebilir mi? Basit işler de olsa birşeyler yapacak hale gelebilir mi?
Not : Bir miktar göz attım, bir tutoriala baktım biraz bayağı kolay geldi ama, bilemedim :S
Saygılar
0
3DS Max'ten ziyade maya'ya giriş yaparsan yarın öbür gün animasyonla uğraşmak istediğinde daha rahat edersin.
0
maxte modelleme yapmaktansa, rendering işleri için kullanmanı öneririm. maya falan daha güzel şeyler yapabilirsin orada.
0
Bence öğrenebilirsin. Çok güzel videolar var konuyla ilgili. Ben de bir ara kurcalamıştım. Ama yapmak istediklerimi sketchup ile yapabildiğim için üzerine gitmemiştim.
0
sentence
Sözleşme sayfaları hakkımızda ve iletişim sayfası düzenlenir ayrıca logonuz sitenize eklenir.Özel Tasarım hizmeti fiyatımıza dahildir. STANDART +plus» Sınırsız Web Alanı (hosting)» com yada net uzantılı alan adı tescili» Sınırsız Trafik» Ürün ve Kategori Yönetimi» Sanal Pos Altyapısı - 14 Banka» Kre
Sözleşme sayfaları hakkımızda ve iletişim sayfası düzenlenir ayrıca logonuz sitenize eklenir.
Özel Tasarım hizmeti fiyatımıza dahildir.
STANDART +plus
» Sınırsız Web Alanı (hosting)
» com yada net uzantılı alan adı tescili
» Sınırsız Trafik
» Ürün ve Kategori Yönetimi
» Sanal Pos Altyapısı - 14 Banka
» Kredi kartı ile satış Modülü
» Üyeliksiz Alışveriş Modülü
» Fiyat Karşılaştırma Xml Modülü
» Hediye Çeki Kupon Sistemi
» Sipariş ve Kargo Modülü
» Google S.E.O Modülleri
» 50 Ad Mail adresi
» IP Adresi
» SSL Sertifikası
» Günlük Yedekleme
» Resim Büyüteç Özelliği
» % 100 Google Uyumlu teknik altyapı
* Admin(kontrol) paneli açılarak sitenize sürekli müdahale ve sınırsız ürün, sınırsız sayfa, sınırsız resim,ekleme imkanı sunulur.Admin panel kullanımı için haftanın 7 günü ÜCRETSİZ mail ile destek hizmeti verilir. (Yönetici paneli kullanım eğitimi web sitesi tesliminde yerinizde Ücretsiz verilir)
Üyeliksiz alışveriş modülü hariç ve Standart temalar ile tasarım gerçekleştirilirse 900 tl dir
Üyeliksiz alışveriş modülü dahil ve Standart temalar ile tasarım gerçekleştirilirse 1600 tl dir.
dukkanhifi.com'u örnek göstererek böyle bir tasarım istediğimizde ise 3.100 TL+kdv teklif ediyorlar.
fiyatlar nasıl sizce? piyasayı pek bilmiyoruz. fikir paylaşırsanız sevinirim.
Özel Tasarım hizmeti fiyatımıza dahildir.
STANDART +plus
» Sınırsız Web Alanı (hosting)
» com yada net uzantılı alan adı tescili
» Sınırsız Trafik
» Ürün ve Kategori Yönetimi
» Sanal Pos Altyapısı - 14 Banka
» Kredi kartı ile satış Modülü
» Üyeliksiz Alışveriş Modülü
» Fiyat Karşılaştırma Xml Modülü
» Hediye Çeki Kupon Sistemi
» Sipariş ve Kargo Modülü
» Google S.E.O Modülleri
» 50 Ad Mail adresi
» IP Adresi
» SSL Sertifikası
» Günlük Yedekleme
» Resim Büyüteç Özelliği
» % 100 Google Uyumlu teknik altyapı
* Admin(kontrol) paneli açılarak sitenize sürekli müdahale ve sınırsız ürün, sınırsız sayfa, sınırsız resim,ekleme imkanı sunulur.Admin panel kullanımı için haftanın 7 günü ÜCRETSİZ mail ile destek hizmeti verilir. (Yönetici paneli kullanım eğitimi web sitesi tesliminde yerinizde Ücretsiz verilir)
Üyeliksiz alışveriş modülü hariç ve Standart temalar ile tasarım gerçekleştirilirse 900 tl dir
Üyeliksiz alışveriş modülü dahil ve Standart temalar ile tasarım gerçekleştirilirse 1600 tl dir.
dukkanhifi.com'u örnek göstererek böyle bir tasarım istediğimizde ise 3.100 TL+kdv teklif ediyorlar.
fiyatlar nasıl sizce? piyasayı pek bilmiyoruz. fikir paylaşırsanız sevinirim.
0
bi paket mi satıyolar, opencart kurup temamı ekleyecekler ne teklif ediyolar onu bilmeden yorum yapmayayım ama şu "Ürün ve Kategori Yönetimi", "sınırsız ürün" falan gibi şeylerin özellik olarak lanse edilmesine hastayım. la bunlar özellik değil ki olmazsa olmaz şeyler.
bu yapılanın araba pazarlamaya çalışırken "4 lastiği ve bir direksiyonu var" demekten farkı yok niye böyle şeyler yapıyolar anlamak zor :)
bu yapılanın araba pazarlamaya çalışırken "4 lastiği ve bir direksiyonu var" demekten farkı yok niye böyle şeyler yapıyolar anlamak zor :)
0
dün birisi daha sözlükte arayışta olduğunu yazmıştı, ona da aynısını gönderdim;
shopphp diye bir sistem var ve ben bu arkadaşlarla ciddi düşünüyorum, bir incele istersen.
ayrıca bu işlerden anlayanlar bu sistem hakkında da yorum yaparsa sevinirim.
shopphp diye bir sistem var ve ben bu arkadaşlarla ciddi düşünüyorum, bir incele istersen.
ayrıca bu işlerden anlayanlar bu sistem hakkında da yorum yaparsa sevinirim.
0
6655321
doğalgaz peteğinin üstteki vanası - açıp kapatmaya yarayan - hafiften su damlatıyor. ne yapmalıyım?
doğalgaz peteğinin üstteki vanası - açıp kapatmaya yarayan - hafiften su damlatıyor. ne yapmalıyım?
0
acccra
Diyelim ki bir arkadaşınız kısa bir süre önce ciddi anlamda intihar etmeyi düşünmüş ve belli bir sebeple vazgeçmiş, bu durumu size söylemesini mi isterdiniz söylememesini mi? Aklıma gelen çeşitli ihtimallere göre bir taraftan onun sorunlarını öğreniyorsunuz, öbür taraftan durup dururken moraliniz bo
Diyelim ki bir arkadaşınız kısa bir süre önce ciddi anlamda intihar etmeyi düşünmüş ve belli bir sebeple vazgeçmiş, bu durumu size söylemesini mi isterdiniz söylememesini mi?
Aklıma gelen çeşitli ihtimallere göre bir taraftan onun sorunlarını öğreniyorsunuz, öbür taraftan durup dururken moraliniz bozuluyor, o aşamaya gelmeden sizinle konuşmadığını öğreniyorsunuz ve bu yüzden kızıyorsunuz, belki sadece ilgi beklediğini, attention-whore'luk yaptığını düşünüyorsunuz, ilişkinizin bundan sonraki kısmı anormalleşiyor, sırf bu olay yüzünden daha yakın davranmak zorunda hissediyorsunuz kendinizi, acıyorsunuz belki ona ya da arkadaşlığınızı hiç de yakın olarak nitelendirmiyorsunuz "bana ne ki bunlardan, bana niye anlatıyor ki, hiç yakın arkadaşı yok mu bu çocuğun?" diyorsunuz. Falan filan.
Aklıma gelen çeşitli ihtimallere göre bir taraftan onun sorunlarını öğreniyorsunuz, öbür taraftan durup dururken moraliniz bozuluyor, o aşamaya gelmeden sizinle konuşmadığını öğreniyorsunuz ve bu yüzden kızıyorsunuz, belki sadece ilgi beklediğini, attention-whore'luk yaptığını düşünüyorsunuz, ilişkinizin bundan sonraki kısmı anormalleşiyor, sırf bu olay yüzünden daha yakın davranmak zorunda hissediyorsunuz kendinizi, acıyorsunuz belki ona ya da arkadaşlığınızı hiç de yakın olarak nitelendirmiyorsunuz "bana ne ki bunlardan, bana niye anlatıyor ki, hiç yakın arkadaşı yok mu bu çocuğun?" diyorsunuz. Falan filan.
0
samimi gormese anlatmaz gibi geliyor bana. Intihari dusunmek gercekten psikolojik olarak iyi durumda olmadigini gosterir. ciddiye almak gerekir boyle seyleri. heleki yas 25 ve ustuyse.
edit: isterdim.
edit: isterdim.
0
istemem, intihar edecek adam zaten kararını vermiş uygulamaya geçirecek cesareti, gücü bulamamış adamdır. Benden habersiz gidip bir köşede ölebilir. Daha iyi olur öylesi.
0
Söylemesini isterdim ve söylemesi halinde gereken psikolojik yardımı alması için elimden geleni yapar, destek olurdum.
Moralim kendi mutluluklarımı yaşamama engel olacak şekilde bozulmazdı, ama onun için endişelenirdim. O aşamaya gelmeden benimle konuşmaması önemli değil, önemli olan şimdi konuşması, benden yardım istemesi, kesinlikle kızmam, gücenmem, söylesin isterim. İlişkimiz anormalleşmez, aksine bir zorluğun üstesinden beraber geliriz ve daha da güçlenir. İlgi beklemediğini, attention-whore'luk yapmadığını bilirim çünkü arkadaşlarımı zayıf karakterliler içinden seçmem. Ona daha yakın davranmak zorunda hissetmem, acımam ve bilirim ki bana böyle bir düşüncesini söyleyecek kadar güven verebilmişim ona ki bana kendini yakın görmüş.
Kesinlikle söylemesini isterdim, isterim.
Eğer bunu arkadaşına söyleyemeyen sensen, söylemelisin.
Moralim kendi mutluluklarımı yaşamama engel olacak şekilde bozulmazdı, ama onun için endişelenirdim. O aşamaya gelmeden benimle konuşmaması önemli değil, önemli olan şimdi konuşması, benden yardım istemesi, kesinlikle kızmam, gücenmem, söylesin isterim. İlişkimiz anormalleşmez, aksine bir zorluğun üstesinden beraber geliriz ve daha da güçlenir. İlgi beklemediğini, attention-whore'luk yapmadığını bilirim çünkü arkadaşlarımı zayıf karakterliler içinden seçmem. Ona daha yakın davranmak zorunda hissetmem, acımam ve bilirim ki bana böyle bir düşüncesini söyleyecek kadar güven verebilmişim ona ki bana kendini yakın görmüş.
Kesinlikle söylemesini isterdim, isterim.
Eğer bunu arkadaşına söyleyemeyen sensen, söylemelisin.
0
öncelikle psikiyatrist ya da psikolog değilim fakat okuduğum kadarıyla,insanların intihar edeceğini söylemesi aslında yardım istediklerinin göstergesiymiş. yardım istemeyen insan zaten gidip direkt kendini öldürüyor. maalesef karşınızda intihar edeceğini söyleyen kişinin ciddi olduğunu eyleme geçmeden anlayamıyorsunuz ya da ben anlayamadım.
ayrıca intihar etmeye niyetlenen kişiye sadece sizin yakın davranmanız ya da ilgi göstermeniz o kişinin intihar etmekten vazgeçmesini sağlamaz. sonuçta gün içinde o kişiyle iletişiminiz, paylaştığınız zaman dilimi sınırlı. sizin yanınızda iyi hissetmesi geri kalan zamanlarda düşüncesini eyleme dökmesine engel olmaz. sanırım yapılabilecek en iyi şey psikolojik yardım almasına ikna etmek olacaktır.
sorunuza cevap: söylemesini isterdim, ne kadar ciddi olduğunu üstüne basa basa söylemesini isterdim.
ayrıca intihar etmeye niyetlenen kişiye sadece sizin yakın davranmanız ya da ilgi göstermeniz o kişinin intihar etmekten vazgeçmesini sağlamaz. sonuçta gün içinde o kişiyle iletişiminiz, paylaştığınız zaman dilimi sınırlı. sizin yanınızda iyi hissetmesi geri kalan zamanlarda düşüncesini eyleme dökmesine engel olmaz. sanırım yapılabilecek en iyi şey psikolojik yardım almasına ikna etmek olacaktır.
sorunuza cevap: söylemesini isterdim, ne kadar ciddi olduğunu üstüne basa basa söylemesini isterdim.
0
divit
devamlı dışarda yediğimden bu ara çok denk geliyor. dönerin pişmemiş diğer tarafını çevirdiğimde yeşilli pembeli 1 mm kalınlığında çizgiler oluyor.işin ilginci bunlar daha kaliteli yerlerde yediğimde denk geliyor. dandik restoranlarda ise hiç denk gelmedim.bunlar nedir?
devamlı dışarda yediğimden bu ara çok denk geliyor. dönerin pişmemiş diğer tarafını çevirdiğimde yeşilli pembeli 1 mm kalınlığında çizgiler oluyor.
işin ilginci bunlar daha kaliteli yerlerde yediğimde denk geliyor. dandik restoranlarda ise hiç denk gelmedim.
bunlar nedir?
işin ilginci bunlar daha kaliteli yerlerde yediğimde denk geliyor. dandik restoranlarda ise hiç denk gelmedim.
bunlar nedir?
0
ince yağ katmanından dolayı ışık farklı kırılıyor sanırım, lise 3 fizikte vardı o muhabbet. yerdeki otomobil kartellerinden dökülmüş yağlardaki renk skalası ile aynı şey
0
yeşil kedi eti olmasın divitcan malum böyle şeyler seni buluyo? www.turkiyegazetesi.com.tr
0
aynen! ben de çok denk geldim normaldir herhalde.
0
oha o nasıl kedi lan. yok abi yağ olamaz oynayınca rengi değişmiyor bildiğin fosforlu açık yeşil fotosu da var da şimdi yükleyemedim.
marka da vereyim kasap dönerde hep denk geliyor, onla aynı fiyata yediğim her yerde denk geldi. insanın yiyesi gelmiyor görünce
marka da vereyim kasap dönerde hep denk geliyor, onla aynı fiyata yediğim her yerde denk geldi. insanın yiyesi gelmiyor görünce
0
kablelvuku
Mülksüzler, 1984, biz. Ucunu de okudum. Ucu için de insanlar mükemmel müthiş herkes okumalı diyor. Ama ben niye böyle duygular içinde değilim. Hele 1984 mesela. Siz bu kitaplarda neyi beğeniyorsunuz. Büyük ihtimalle bir şeyi göz ardı ediyorum ama neyi.
Mülksüzler, 1984, biz. Ucunu de okudum. Ucu için de insanlar mükemmel müthiş herkes okumalı diyor. Ama ben niye böyle duygular içinde değilim. Hele 1984 mesela. Siz bu kitaplarda neyi beğeniyorsunuz. Büyük ihtimalle bir şeyi göz ardı ediyorum ama neyi.
0
1984'ü ben de sevemedim. distopya konulu kitaplar hoşuma gider normalde ama 1984 çok basit gibi geldi. bir türlü o duyguyu veremedi bana. çevirisi mi olmamış anlamadım. (can yayınları)
0
Distopyalarla günümüzü, geçmişimizi karşılaştırıp aradaki benzerlikleri görerek "oha oluyorum" ben genelde.
Uykulu olduğum için uzuun bir cevap yazamıycam kusura bakmayın. Ancak otomatik portakalı, hayvan çiftliğini, cesur yeni dünyayı ve fahrenheit 451(adından emin olamadım kafam karıştı açıkçası?)i okumanızı tavsiye ederim.
Uykulu olduğum için uzuun bir cevap yazamıycam kusura bakmayın. Ancak otomatik portakalı, hayvan çiftliğini, cesur yeni dünyayı ve fahrenheit 451(adından emin olamadım kafam karıştı açıkçası?)i okumanızı tavsiye ederim.
0
Ben mülksüzler okudum. Hikayesi sarmadı ama fikri ve anlatımı güzeldi. 1984'ün de filmini izledim, onun hakkında da aynı şeyleri düşünüyorum.
Distopya deyince tabii bi matrix ortamı olsun, efendime söyleyeyim bi mad max ortamı olsun, böyle post-apokaliptik, manzaralı, güldürülü, maceralı şeyler bana daha ilgi çekici, sürükleyici geliyor.
Distopya deyince tabii bi matrix ortamı olsun, efendime söyleyeyim bi mad max ortamı olsun, böyle post-apokaliptik, manzaralı, güldürülü, maceralı şeyler bana daha ilgi çekici, sürükleyici geliyor.
0
yaşadığımız düzlemde alternatif bir tarih yazıcılığına haiz oldukları için severim genellikle.
mesele swastika geceleri. nazi imparatorluğu 2. dünya savaşını kazanmış ve japonya ile birlikte dünyaya hakim olmuş, 700 sene sonrasını anlatıyor bu kitap da. şu konuyu duyduğumda heyecanlı hissediyorum mesela.
mesele swastika geceleri. nazi imparatorluğu 2. dünya savaşını kazanmış ve japonya ile birlikte dünyaya hakim olmuş, 700 sene sonrasını anlatıyor bu kitap da. şu konuyu duyduğumda heyecanlı hissediyorum mesela.
0
Yaşasın diye bağıracağım sonunda bir 1984 fanı olmayan birini buldum. Hayır mesela biz çok güzel gidiyordu keza mülksüzler de. Ama sonlara doğru olaylar karıştı takip etmekte zorlandım bir garip oldu. Yani su an bende eksik olan şey bakış açısı galiba ondan beğenemiyorum.
0
kırmızı sevip mavi sevmemek gibi bir şey bu sorduğun. kaçırdığın bir şey olduğu anlamına gelmiyor yani sevmemen. distopyaları çok severim ama neden seviyorum sorusuna cevap bulamıyorum ben.
0
Otomatik portakala fahrenheita ve hayvan çiftliğine bayılmıştım mesela. Galiba benim sorunum kitabın sonları ile ilgili. Ufak bir ampül yandı kafada evet
0
Bu tarz kitapları beğenmek yada beğenmemek, okurken zevk almak olmamalı bence kriter. Değişik bakış açıları, değişik yaklaşımlar, beyin kıvrımlarını esnetme filan o tarz yaklaşmak belki daha doğru olabilir.
0
işte ürkmen, korkman, ders çıkarman ve ak sarayı molotoflamak istemen gerekiyor bitirince. olmuyorsa zorlama.
0
Distopik hikayeler en sonunda insanlar ilkel hayata geri döndü; kendi aralarında klan oldu; aç kalıp birbirlerini yemeye başladılar noktasına geliyor. En efsanesi de böyle en ucuzu da. Ben de sevmiyorum.
0
1984'u sevmemek gibi bir seyi gercek anlamiyla dusunemedim.
Ben neden sevdim sorusuna cevap vermem gerekirse aklima ornegin ilk olarak, dusunme ve konusma yetenegine bircok kavram katmasi geliyor. Hic bu acidan baktiniz mi?
Ben neden sevdim sorusuna cevap vermem gerekirse aklima ornegin ilk olarak, dusunme ve konusma yetenegine bircok kavram katmasi geliyor. Hic bu acidan baktiniz mi?
0
her distopya biraz gerçektir de ondan. kaçırdığın şey orada yazılanları gerçek hayatında bulamaman. Daha doğrusu onların kısmi gerçekliğinin farkında olmaman.
0
1984'te newspeak dehşettir mesela.
düşünce suçu işleyecek kelimelere sahip olamama durumu.
"demokratikleşme kanunu", "doğayı koruma kanunu" falan ya da "demokratik eğitim", "demokratik özerklik" gibi sürekli bir yumuşatmacalar falan benzeşiyor açıkçası. Hatta bu salak Akp'liler kitap okuyor olsaydı newspeak üzerinden iyi malzeme çıkardı. Tam da gündem şu sıralar.
Hayvan çifliği, V for Vendetta, Cesur yeni dünya pek de bir şey katmamıştır bana açıkçası. Diğerlerini okumadım.
düşünce suçu işleyecek kelimelere sahip olamama durumu.
"demokratikleşme kanunu", "doğayı koruma kanunu" falan ya da "demokratik eğitim", "demokratik özerklik" gibi sürekli bir yumuşatmacalar falan benzeşiyor açıkçası. Hatta bu salak Akp'liler kitap okuyor olsaydı newspeak üzerinden iyi malzeme çıkardı. Tam da gündem şu sıralar.
Hayvan çifliği, V for Vendetta, Cesur yeni dünya pek de bir şey katmamıştır bana açıkçası. Diğerlerini okumadım.
0
stk
özdeşleşen parçalar, grup ya da vokaller var mıdır sizin de benim gibi. hani ne zaman işitseniz geçmişe dönüş yaşadığınız?http://www.youtube.com/watch?v=xUTMN5oXgx4edit, @solemio nun paylaşımından sonra eklemeden edemedim,yaşar ve divane albümü. 97 yılı. hala durur kaseti.
özdeşleşen parçalar, grup ya da vokaller var mıdır sizin de benim gibi. hani ne zaman işitseniz geçmişe dönüş yaşadığınız?
www.youtube.com
edit, @solemio nun paylaşımından sonra eklemeden edemedim,
yaşar ve divane albümü. 97 yılı. hala durur kaseti.
www.youtube.com
edit, @solemio nun paylaşımından sonra eklemeden edemedim,
yaşar ve divane albümü. 97 yılı. hala durur kaseti.
0
0
O kadar çok var ki , hayatımın bir bölümü şarkılardan ibaret (orta okuldan üni bitene kdar)
Sarkıyı dinlediğimde aklıma hep bişiler gelir tarihi çıkarırım çok net. Kimse hatırlamaz ben hatırlarım genelde.
Sarkıyı dinlediğimde aklıma hep bişiler gelir tarihi çıkarırım çok net. Kimse hatırlamaz ben hatırlarım genelde.
0
System of a Down - Steal This Album
Hâlâ duyunca ÖSS için test çözdüğüm günler aklıma geliyor, geometri sorusu çözmek için ellerim kaşınıyor. Ne çözerdik be...
Hâlâ duyunca ÖSS için test çözdüğüm günler aklıma geliyor, geometri sorusu çözmek için ellerim kaşınıyor. Ne çözerdik be...
0
universiteye hazırlık: no alarm, no suprises
universite: Fade out.
askerlik: kis masali (onu dinleyebildik anca)
universite: Fade out.
askerlik: kis masali (onu dinleyebildik anca)
0
2007 31 aralık gecesi yeni yıla bilgisayar karşısında girerken.. bir önceki 31 aralıkta yanında olan sen bir hiç uğruna girer sevgili aklına gelip ekşi sözlükte karşıma çıkan bir şey diyelim. adamlar özel çekim yapıp yüklemişler youtubeye..
www.youtube.com
o gün sabah kadar dinledim. ne kadar acı geldiğini bilen bilir. yıllar geçse bile unutulur mu bu gece?
o başkasının yanındayken bir monitör karşısında yazarsın bunları acı acı. gözlerin dolarak.
tanrı veya evrenin bir gücü varsa bize yaşama hevesi bahşetsin, neşe misafirimiz olsun, yatıralım besleyelim onu. eğer yoksa biz 'bira'mızla mutluyuz. biz böylede güzeliz.
www.youtube.com
o gün sabah kadar dinledim. ne kadar acı geldiğini bilen bilir. yıllar geçse bile unutulur mu bu gece?
o başkasının yanındayken bir monitör karşısında yazarsın bunları acı acı. gözlerin dolarak.
tanrı veya evrenin bir gücü varsa bize yaşama hevesi bahşetsin, neşe misafirimiz olsun, yatıralım besleyelim onu. eğer yoksa biz 'bira'mızla mutluyuz. biz böylede güzeliz.
0
fistikezmesi
merhabalar yeni bir ilişkim var. öncelikle belirtmem gerekiyor kendisi müzisyen tanınan bilinen çevrede; haliyle kız etrafında çok. kıskançlık vs asla yapmadım.ama bir kezbanlık yapıp geçen whatsappına baktım. bir hatunla yazışmışlar son muhabbetleri uyudun mu uyandın mı'lı olmuş; hatun kişisi sürek
merhabalar yeni bir ilişkim var. öncelikle belirtmem gerekiyor kendisi müzisyen tanınan bilinen çevrede; haliyle kız etrafında çok. kıskançlık vs asla yapmadım.
ama bir kezbanlık yapıp geçen whatsappına baktım. bir hatunla yazışmışlar son muhabbetleri uyudun mu uyandın mı'lı olmuş; hatun kişisi sürekli yazmış bizimkisi genelde kısa cevaplar vermiş. ama hatun bildiğin yazıyor durum buydu.
dün dışarı çıktık; birlikte evine dönecektik. eksikleri aldık poşetleri benim elime verdi; bu sırada o kızla yazıştığını gördüm. bana dedi ki; ben bir arkadaşımla kahve içip gelicem sen de eve geç dedi. beni bu zamana kadar herkesle tanıştıran, konuşturan adam bana geldi mesajlaştığı hatun için kahve içip gelicem dedi ve nezaketen de olsa sen de gel demek asla olmadı. birlikte gidelim demiyorum gidip gelicem dedi.
insan çok garip oluyormuş böyle bir durumda. gözlerim doldu. üzüldüm mutsuzlaştım bir an. bu aldatılmak mı değil mi onu da anlamış değilim. hala şey düşünüyorum; belki de kızı başından sallamak için kahveyi kabul etti. saf mıyım acaba?
neyse ben kendimi tutamayıp iyi şeyler hissetmiyorum dedim bu atarlandı; gider ayak ne diyosun, yok gitmim o zaman, alt tarafı kahve içicem dedim; bara eğlenmeye gitmiyorum vs. dedi ve gitti.
neyse ben eve geldim; mutsuzum müzik vs açtım sinirlerim bozuldu ağladım da inkar etmiyorum. o sırada kızın yanına giderken aradı; 5 dk gecikecekmiş arkadaşım seni arayayım dedim dedi. kızla buluştular ama toplasınız en fazla yarım saat. yarım saat sonra aradı ben geliyorum diye, telefonu kapama sıkıldım konuşalım dedi geyik yaptığını sandı. sonra eve geldi; hiç bişey olmamış gibi devam ettik. ben kendimi güldürmek için capslere bakıyodum o da dahil oldu.
n'olur biri bana anlatsın bu durumu, normal mi yahu?
ya da başından sallamak için mi yaptı?
ama bir kezbanlık yapıp geçen whatsappına baktım. bir hatunla yazışmışlar son muhabbetleri uyudun mu uyandın mı'lı olmuş; hatun kişisi sürekli yazmış bizimkisi genelde kısa cevaplar vermiş. ama hatun bildiğin yazıyor durum buydu.
dün dışarı çıktık; birlikte evine dönecektik. eksikleri aldık poşetleri benim elime verdi; bu sırada o kızla yazıştığını gördüm. bana dedi ki; ben bir arkadaşımla kahve içip gelicem sen de eve geç dedi. beni bu zamana kadar herkesle tanıştıran, konuşturan adam bana geldi mesajlaştığı hatun için kahve içip gelicem dedi ve nezaketen de olsa sen de gel demek asla olmadı. birlikte gidelim demiyorum gidip gelicem dedi.
insan çok garip oluyormuş böyle bir durumda. gözlerim doldu. üzüldüm mutsuzlaştım bir an. bu aldatılmak mı değil mi onu da anlamış değilim. hala şey düşünüyorum; belki de kızı başından sallamak için kahveyi kabul etti. saf mıyım acaba?
neyse ben kendimi tutamayıp iyi şeyler hissetmiyorum dedim bu atarlandı; gider ayak ne diyosun, yok gitmim o zaman, alt tarafı kahve içicem dedim; bara eğlenmeye gitmiyorum vs. dedi ve gitti.
neyse ben eve geldim; mutsuzum müzik vs açtım sinirlerim bozuldu ağladım da inkar etmiyorum. o sırada kızın yanına giderken aradı; 5 dk gecikecekmiş arkadaşım seni arayayım dedim dedi. kızla buluştular ama toplasınız en fazla yarım saat. yarım saat sonra aradı ben geliyorum diye, telefonu kapama sıkıldım konuşalım dedi geyik yaptığını sandı. sonra eve geldi; hiç bişey olmamış gibi devam ettik. ben kendimi güldürmek için capslere bakıyodum o da dahil oldu.
n'olur biri bana anlatsın bu durumu, normal mi yahu?
ya da başından sallamak için mi yaptı?
0
belki de pesimi birak hayatimda birisi var demek icin gitmistir. bu tarz durumlarda oturup saldirmadan, ben diliyle degil de, biz diliyle konusmak faydali olabilir.
0
Kız ne ayak baktı ya tutarsa dedi beğenmedi geldi.. Ezme kendini bu kadar.
Ama sen laf dinlemicen belli kapılmışsın bikere devam edicen hakkınızda hayırlısı
Ama sen laf dinlemicen belli kapılmışsın bikere devam edicen hakkınızda hayırlısı
0
bigl0rd + 1
Bazısına derdini telefonda anlatsan anlamayacak gibi, yüzyüze söyleyip dağılmışlardır.
Bazısına derdini telefonda anlatsan anlamayacak gibi, yüzyüze söyleyip dağılmışlardır.
0
Ay ne kotu durummus. Dur empati kurmaya calisicam. Bilmiyorum ya. Ben kesin guvensizligimden oturu aldatiyor sanip ayrilirdim. Bir sey de diyemezdim. Ayip bisi sonucta telefonunu karistirmisim. Ayy.
0
İstemeyen adam ne mesajına cevap verir ne davetine icabet eder. Bana kalırsa düpedüz aldatmadır çünkü ertyksk+1
0
kusura bakma da yanımda sevgilim varken bu iş olmaz demeye sevgilimi bırakıp kimseyle buluşmaya gitmem. gidene de iyi gözle bakmam. başka zaman mı yok ya da kendini illa birine açıklamak zorunda değil sevgilim var, ilgilenmiyorum dersin nokta.
ben durumu normal bulmadım.
ben durumu normal bulmadım.
0
alışveriş yapıyorsunuz, yol ortasında poşetleri eline verip ben biriyle kahve içeceğim deyip gidiyor. görüştüğü kişi erkek olsa bile şu tavır tartışma sebebi. ne demek eline poşetleri verip çekip gitmek? çok kaba bir davranış bu. ezdirme kendini.
0
adama bak ya poşetleri eline ver eve gönder. arkadaşınla buluşmaya git! benim bundan anladığım sen bu adama inanılmaz derecede bağımlısın (aşık değil). bu kadar bağımlısı olma sadece kendini üzersin. son olarak da kusura bakma da, sana resmen köpek muamelesi yapmış.
0
ben şimdi tekrar telefonuna bakmaya korkuyorum bu arada. ne oldu da hemen geri geldi ya da sonra konuştular mı vs. arkadaş anlatsan ya da sorsan eminim SEN BENİM TELEFONUMU MU KARIŞTIRIYORSUN olayına dönüp ben suçlu olucam haksız mıyım?
sizce bu süreci takip mi edeyim napayım?
her mesaj geldiğinde telefonuna artık sinir oluyorum. önceden böyle bir huyum yoktu yahu.
sizce bu süreci takip mi edeyim napayım?
her mesaj geldiğinde telefonuna artık sinir oluyorum. önceden böyle bir huyum yoktu yahu.
0
anonymice
Arkadaşlar merhaba,Zikir kalbi temizler biliyorsunuz, bu yüzden bir organizasyon yapalım dedik. kimler katılmak ister?Musikimize örnek olarak:https://www.youtube.com/watch?v=TcGvBLmcBfE
Arkadaşlar merhaba,
Zikir kalbi temizler biliyorsunuz, bu yüzden bir organizasyon yapalım dedik. kimler katılmak ister?
Musikimize örnek olarak:
www.youtube.com
Zikir kalbi temizler biliyorsunuz, bu yüzden bir organizasyon yapalım dedik. kimler katılmak ister?
Musikimize örnek olarak:
www.youtube.com
0
ben böyle bir şeye en az bir kere katılmak istiyorum. saykodelik rock bence zikirden çıkma. pink floyd aslında müslümanmış, ve ummagumma albümü sanıldığı gibi lsd etkisiyle yapılmamış. hepimizi siken bu düzen kandırmacasının amınakoyayim. hell allah.
0
öncelikle subhanallah kardeşim.
Saykodelik rock hakkında haklısın, bob dylan'ın genlerinde de muslumanlık var mesela. pink floyda gelince tasavvuf müziğinin alasını yapmaktalar ''another brick in the wall'' örneğinde oldukları gibi kendilerini değersizleştirme, fenafillaha ulaşma söz konusu.
Saykodelik rock hakkında haklısın, bob dylan'ın genlerinde de muslumanlık var mesela. pink floyda gelince tasavvuf müziğinin alasını yapmaktalar ''another brick in the wall'' örneğinde oldukları gibi kendilerini değersizleştirme, fenafillaha ulaşma söz konusu.
0
bacılarımızı elbette yanımızda isteriz fakat kurallar gereği haremlik selamlık yapmak zorundayız.
0
@fucking machine in my head'ın söyledikleri aklıma şu tartışmayı getirdi. İbretlik.
galeri7.uludagsozluk.com
Cevap: I-ıh. Katılmayacağım.
galeri7.uludagsozluk.com
Cevap: I-ıh. Katılmayacağım.
0
tüm kaza namazları kılındı, kendinize ibadet icat ediyosunuz demek? valla bravo.
sevgili mümin kardeşim bana sorarsan bu tip ortamlar her türlü samimiyetsizliğe müsait ortamlar. sen kendince samimi olsan da herşey umduğun gibi olmayabilir. sonucunda da gösterişci, takiyeci çirkin bir tablo çıkar ortaya senin niyetin bu olmadığı halde. bence gerek yok. garip gurip oryantalist eğlenceler aramayın. toplaşın bir hocanın etrafına kuran, kuran tefsiri okuyun, ilmihal dersleri yapın. bidatlara bulaşmayın.
sevgili mümin kardeşim bana sorarsan bu tip ortamlar her türlü samimiyetsizliğe müsait ortamlar. sen kendince samimi olsan da herşey umduğun gibi olmayabilir. sonucunda da gösterişci, takiyeci çirkin bir tablo çıkar ortaya senin niyetin bu olmadığı halde. bence gerek yok. garip gurip oryantalist eğlenceler aramayın. toplaşın bir hocanın etrafına kuran, kuran tefsiri okuyun, ilmihal dersleri yapın. bidatlara bulaşmayın.
0
lampetia
merhaba, bu konuda aklınıza gelen bir örnek var mı? diyelim whatsapp piyasaya sürüldü ve hiç tutmadı.medya araçları veya teknoloji dünyasıyla ilgili olması lazım.yardım edebileceklere minettarım.
merhaba, bu konuda aklınıza gelen bir örnek var mı? diyelim whatsapp piyasaya sürüldü ve hiç tutmadı.medya araçları veya teknoloji dünyasıyla ilgili olması lazım.yardım edebileceklere minettarım.
0
google+ sayılır mı?yani sayılsa bile google baslı basına cok basarılı oldugu ıcın olmaz gibi.benim için batmıs veya batma noktasına gelmiş, büyük umutlarla çıkarılmıs ama tutmamıs bi örnek lazım :(
0
wap bankacılığı.
(genel olarak wap teknolojisi tuttu mu tutmadı mı, o kısmına vakıf değilim)
(genel olarak wap teknolojisi tuttu mu tutmadı mı, o kısmına vakıf değilim)
0
Google'in "orkut" diye bir zimbirtisi vardi. Oyle ki kimse varligindan bile haberdar olmadi:)
0
orkut brezilyada çok kullanıldı ve ülke çapında tuttu.
Google+ tam hayalet şehir oldu, tutmadı.
Hatta 3 gün önce plus'ın geliştirme takımından biri de blogunda yerden yere vurmuştu
Google+ tam hayalet şehir oldu, tutmadı.
Hatta 3 gün önce plus'ın geliştirme takımından biri de blogunda yerden yere vurmuştu
0
0
toshiba'nın hd dvd'sinin sony'nin blu-ray'i karşısında kaybedişi olur mu?
bir de symbian geldi aklıma. ona tutmadı denemez tabii, ama devam edemedi.
hah, ya asrın buluşu denen ginger? segway yani. silinmedi piyasadan ama hiç asrın buluşu falan da olmadı.
aklıma geldikçe ekliyorum, hani şu devasa lazer diskler vardı. bende bir filmin lazer diski var mesela, numunelik, 70lerden kalma :)
bir de dünya genelinde tutup tutmadığını bilmediğim ama telefonumda olup da kullanmadığım ve çevremdekilerin kullandığına da hiç şahit olmadığım QR kodları, dijital cüzdan ve nfc özellikleri var.
bir de symbian geldi aklıma. ona tutmadı denemez tabii, ama devam edemedi.
hah, ya asrın buluşu denen ginger? segway yani. silinmedi piyasadan ama hiç asrın buluşu falan da olmadı.
aklıma geldikçe ekliyorum, hani şu devasa lazer diskler vardı. bende bir filmin lazer diski var mesela, numunelik, 70lerden kalma :)
bir de dünya genelinde tutup tutmadığını bilmediğim ama telefonumda olup da kullanmadığım ve çevremdekilerin kullandığına da hiç şahit olmadığım QR kodları, dijital cüzdan ve nfc özellikleri var.
0
şubuo. wap. semantik web. iridium uydularının kullanıldığı uydu telefonları. "okyanus telgraf hattını almanlar keser, radyo dalgalarını avrupa-amerika arasında yansıtan bir şeyler olsun" diye dünya yörüngesine serpilen bakır teller.
0
Türkiye'nin yahoo'su olmak için yola çıkan bir şirket vardı. Şimdi ismi aklıma gelmedi.
0
yanlis yorumlar yapilmis. wap 2002-2007 yillari arasinda gayet populerdi. turkiyede mobil internet cok gec yayginlastigi icin tutmamis gibi goruluyor ama yurtdisinda populerdi. bir early-adopter olarak 2004-2007 yillari arasinda bolca wap hizmetlerini kullandim. sonrasinda native uygulamalara karsi kaybetti tabiki.
qr kod uzak doguda cok yaygin bir sekilde kullaniliyor. butun bilboardlarda otobus duraklarinda qr kod gormek mumkun. cunku o alfabe ile birseyler yazmak cok zor. nfc amerikada populer. ayrica bunlar henuz cok yeni teknolojiler yeni yeni yayginlasiyor. o yuzden henuz fail oldu diyemeyiz.
benim aklima donanim olarak hd-dvd geldi. blu-ray'in iki kati depolama alani sunmasina ragmen maalesef sony'nin pr'i karsisinda tutunamadi.
sony'nin md-player lari vardi. cd player larin populer oldugu zamanda avuc ici kadar bir aletin icinde 1000 sarkilik diskler kullanabiliyorduk. yine early adopter oldugum icin amerikadan getirtmistim bundan. tek bir kalem pil ile 1 hafta kadar sarki dinlemek mumkundu, boyutu ve ses kalitesi cd player lara gore cok iyiydi. sonra mp3 player'lar geldi. mertlik bozuldu. www.google.com
yazilim olarak os/2 geliyor. henuz windoes 3.1 zamanlarinda ibm'in windows'a rakip olarak piyasaya surdugu isletim sistemiydi. bunu da denemistim. sonra windows aldi basini yurudu.
qr kod uzak doguda cok yaygin bir sekilde kullaniliyor. butun bilboardlarda otobus duraklarinda qr kod gormek mumkun. cunku o alfabe ile birseyler yazmak cok zor. nfc amerikada populer. ayrica bunlar henuz cok yeni teknolojiler yeni yeni yayginlasiyor. o yuzden henuz fail oldu diyemeyiz.
benim aklima donanim olarak hd-dvd geldi. blu-ray'in iki kati depolama alani sunmasina ragmen maalesef sony'nin pr'i karsisinda tutunamadi.
sony'nin md-player lari vardi. cd player larin populer oldugu zamanda avuc ici kadar bir aletin icinde 1000 sarkilik diskler kullanabiliyorduk. yine early adopter oldugum icin amerikadan getirtmistim bundan. tek bir kalem pil ile 1 hafta kadar sarki dinlemek mumkundu, boyutu ve ses kalitesi cd player lara gore cok iyiydi. sonra mp3 player'lar geldi. mertlik bozuldu. www.google.com
yazilim olarak os/2 geliyor. henuz windoes 3.1 zamanlarinda ibm'in windows'a rakip olarak piyasaya surdugu isletim sistemiydi. bunu da denemistim. sonra windows aldi basini yurudu.
0
septiklestiremediklerimizdenmisiniz
bu konuda bildiğiniz en güvenilir internet siteleri nedir?
bu konuda bildiğiniz en güvenilir internet siteleri nedir?
0
mr fusion
paşamın tek gözü kısık korsan gibi duruyor. çok sık tekrarlanırdı damlayla geçerdi ama bu sefer uzun sürdü. gün içinde asit borikle temizliyorum daha önce olduğunda gentagut damla vermişti veteriner ama bu sefer geçemedi gitti. mutsuz, keyifsiz biz de öyle. teramisin mi sürsem gözüne ne yapsam ? tı
paşamın tek gözü kısık korsan gibi duruyor. çok sık tekrarlanırdı damlayla geçerdi ama bu sefer uzun sürdü. gün içinde asit borikle temizliyorum daha önce olduğunda gentagut damla vermişti veteriner ama bu sefer geçemedi gitti. mutsuz, keyifsiz biz de öyle.
teramisin mi sürsem gözüne ne yapsam ? tırnaklarını kesiyorum,, dışarı çıkmıyor tamam bu cinslerin gözü akıyor ama çok sık tekrarlanıyor. rutin kontrollerde sorun yok veteriner diyo anlamyıorum ben bunu
katarakt başlangıcı falan da var sanırım görmesinde problem yok ışıkla göz bebekleri büyüyor küçülüyor ama tek gözü flaş ışığında çekilen fotolarda farklı gözüküyor. veteriner göz uzmanı nerede vardır anadolu yakasında?
imgur.com maşallah diyin:)
teramisin mi sürsem gözüne ne yapsam ? tırnaklarını kesiyorum,, dışarı çıkmıyor tamam bu cinslerin gözü akıyor ama çok sık tekrarlanıyor. rutin kontrollerde sorun yok veteriner diyo anlamyıorum ben bunu
katarakt başlangıcı falan da var sanırım görmesinde problem yok ışıkla göz bebekleri büyüyor küçülüyor ama tek gözü flaş ışığında çekilen fotolarda farklı gözüküyor. veteriner göz uzmanı nerede vardır anadolu yakasında?
imgur.com maşallah diyin:)
0
Vallahi Süleyman Demirel ya :D Bi sorun görünmüyor belki gözünde bi batma hissediyordur, belki keyfi çok yerindedir bazı kediler yapıyor böyle, teramisin falan sürme iyice kıllandıysan bi veterinere göster ama onun da bişey diyeceğini sanmıyorum. Nemli bezle yüzünü gözünün etrafını temizleyebilirsin.
Ha veterienr sorun yok diyor demişsin. Göz uzmanı vet zor çok zor :D
Fakat Üsküdar'da bu Bey var, ona götürebilirsin iyidir kendisi.
www.vetgoz.com
Edit: Prof'un faturası tuzlu çıkar ben söyleyeyim de.
Ha veterienr sorun yok diyor demişsin. Göz uzmanı vet zor çok zor :D
Fakat Üsküdar'da bu Bey var, ona götürebilirsin iyidir kendisi.
www.vetgoz.com
Edit: Prof'un faturası tuzlu çıkar ben söyleyeyim de.
0
m e b
en son neye yarılırcasına güldünüz?söyleyin de biz de gülelim. zaten ahyat zor, bir iyilik yapmış oluruz birbirimize.hemen yeni olarak şuna epey gülmüştüm. tespitin böylesi:http://i.hizliresim.com/312lmj.jpgfıkra olabilir, olay olabilir. neye gülüyorsunuz?
en son neye yarılırcasına güldünüz?
söyleyin de biz de gülelim. zaten ahyat zor, bir iyilik yapmış oluruz birbirimize.
hemen yeni olarak şuna epey gülmüştüm. tespitin böylesi:
i.hizliresim.com
fıkra olabilir, olay olabilir. neye gülüyorsunuz?
söyleyin de biz de gülelim. zaten ahyat zor, bir iyilik yapmış oluruz birbirimize.
hemen yeni olarak şuna epey gülmüştüm. tespitin böylesi:
i.hizliresim.com
fıkra olabilir, olay olabilir. neye gülüyorsunuz?
0
0
sayın m e b
cengaver arkadaşım
duyurumuzun kamikazesi
nasıl oldu da geri geldin?
uçmuş gibiydi nikin?
zorunlu cevap:duyuruya güldüm
cengaver arkadaşım
duyurumuzun kamikazesi
nasıl oldu da geri geldin?
uçmuş gibiydi nikin?
zorunlu cevap:duyuruya güldüm
0
gecen gun bkm de open mic vardi ordaki stand up yapan arkadaslara baya bagira bagira gulduk.
0
bugün küçükçekmece cennet çarşısında yürürken telefonda "naber yarrağım??" isimli bir wifi görmüştüm ona güldüm baya
0
uykusuz'da vatandaşa sorduk köşesi çıkmaya başlamış yine. görünce aklıma geldi sözlükte neler yazmışlar diye okuyim dedim. aha bunlara çok güldüm;
vatandaşa sorduk: laptop
curhil deyren (33): kapatıyosun aynı çükolata kutusu gibi... açıyosun, ilk başta tuşları çükolata zannedip bi iki tanesini yiyosun... sonra laptopun sahibi "m" nerde ya, bulamıyorum diyince, "f" klavye bu o yüzden bulamıyosundur" diyip kaçıyosun...
kâmikıl bradır (30): leptopumu kapatmadan önce araya kağıt koyuyorum ki kaldığım yeri unutmayayım diye dedim dayımın oğluna... "ben de önemli yerlerin altını çiziyorum" dedi... gerçekten baktım ekranın .mına komuş...
vatandaşa sorduk: laptop
curhil deyren (33): kapatıyosun aynı çükolata kutusu gibi... açıyosun, ilk başta tuşları çükolata zannedip bi iki tanesini yiyosun... sonra laptopun sahibi "m" nerde ya, bulamıyorum diyince, "f" klavye bu o yüzden bulamıyosundur" diyip kaçıyosun...
kâmikıl bradır (30): leptopumu kapatmadan önce araya kağıt koyuyorum ki kaldığım yeri unutmayayım diye dedim dayımın oğluna... "ben de önemli yerlerin altını çiziyorum" dedi... gerçekten baktım ekranın .mına komuş...
0
Modern Family'e çok gülüyorum, şu anki sezon harika, tavsiye ederim, bu dizi ülkemizde çok az ilgi görüyor.
0
bu haftanın favorisi şahsımca, 2014 yılı favori videolarım arasında şimdilik
alkislarlayasiyorum.com
alkislarlayasiyorum.com
0
0
0
dün "acı günlerim oldu" dizisini açtım sanırım 4.bölümdü ve 24.dakikada GECELERİN YARGICI teşrif ettiler. inanılmaz eğlendim.
0
beyaz futbol ve derin futbol, son zamanlarda daha fazla güldüğüm hiç bir yapım olmadı.
0
Guzel duyuru, takipteyim. Mobilden baglandigim icin link veremicem ama youtube'a "wrecking ball chatroulette version" yazin. Son zamanda bu kadar guldugum baska birsey hatirlamiyorum. Bir de hayrettin'e cok guluyorum ben.
0
www.facebook.com
altın elbiseli adam'ın motor tanıtımlarında konuyu eski sevgiliye bağlayınca ve ortam yapan motorcu triplerine yarılıyorum.
altın elbiseli adam'ın motor tanıtımlarında konuyu eski sevgiliye bağlayınca ve ortam yapan motorcu triplerine yarılıyorum.
0
Raskolnikov ceketi giydikten sonra masanin uzerindeki paralara bakti. Masanin uzerinde tam 4 ruble vardi. "Guzel" dedi. "Kupon yapilir"
Tweetine guldum :))
Tweetine guldum :))
0
dğn yuzır' ın bi' cevabına acaip güldüm
fuck you you fucking fuck yazmıştı bi' soruya.
fuck you you fucking fuck yazmıştı bi' soruya.
0
Şuna çok güldüm. Hele ki olayı hatırlayınca çok daha komik oldu.
eksisozluk.com
eksisozluk.com
0
iste o kavunici balik
yani o gün illa sevdiğinizle/arkadaşlarınızla/ailenizle birlikte olmak ister misiniz? yoksa öyle küçük bir kekle, pastayla kutlayıp gün içinde başka bir şey yapmamaları sizi üzer mi?
yani o gün illa sevdiğinizle/arkadaşlarınızla/ailenizle birlikte olmak ister misiniz? yoksa öyle küçük bir kekle, pastayla kutlayıp gün içinde başka bir şey yapmamaları sizi üzer mi?
0
Birlikte olmak isterim. Kucuk veya buyuk kutlamak değil de, hatirlanmasi ve beraber olmak mutlu eder. Diger turlu uzulurum.
0
Önemini yavaş yitirmeye başladım çünkü arkadaşım kalmadı ailemle de kutlamak denirse işte.
Gönül ister arkadaşlarla parti yap ama hiç olmadı olmayacak gibi
Gönül ister arkadaşlarla parti yap ama hiç olmadı olmayacak gibi
0
hiç kutlanmasa daha mutlu olurum. ne bileyim sevmiyorum öyle şeyleri. başkasınınkini kutlamayı, hediye almayı severim ama.
0
ben çok önemsemem aramasalar sormasalar. ama işte insanlar mutlu olsun diye mecburen arayıp kutluyorum ya da bir şeyler yapıyorum.
0
sevdiğim insanların doğum günü benim için önemli, kendiminkini önemsemiyorum, kutlamasalar bozulmam hiç. ama prenses gibi hissettiriyorlar.
0
Dogum gunlerim cok cok onemli benim icin. Unutan bir yakinim varsa cok uzulurum. Hediyeler dogum gunlerinde ayri guzel, keske herkes alsa :(
0
ölüme bir yıl daha yaklaştığım gün, hiç sevmiyorum, neyini kutlarlar anlamıyorum.
0
Önemli. Çünkü herkes huyumu bildiği için kitap hediye eder. Her sene mayısın otuzunda onlarca kitabım olur, coşarım.
0
Kendi doğum günüm kutlanmaya kutlanmaya önemsizleşti kendi adıma ve ne hediye ne de kutlama gibi beklentim yok ama birilerinin hatırlaması, araması veya mesaj atması ister istemez hoşuma gidiyor.
0
Sevdiğim insanlarla birlikte olmak isterim. Doğum gününe çok da önem verdiğim için değil aslında ama yaş almak bana baya bi üzüntü veriyor, son yıllarda doğum günlerimde hep moralim bozuk, üzgün oluyorum. O yüzden etrafımda insanlar olsun istiyorum, üzerimdeki olumsuz havayı dağıtmak ya da unutmak için.
0
hiç önemli bir gün değil. tam tersi, doğum günümü saklamaya çalışıyorum samimi olmadığım ama bulunmak durumunda olduğum ortamlardan ki gereksiz atraksiyonlara girmesinler.
ailem sağolsun, bütün çocukluğum festival tadında doğum günleriyle geçti ki çok da severdim, o yüzden hevesimi almışım herhalde.
ama en en yakınlarım bir telefon etsin, yoksa kızarım.
ailem sağolsun, bütün çocukluğum festival tadında doğum günleriyle geçti ki çok da severdim, o yüzden hevesimi almışım herhalde.
ama en en yakınlarım bir telefon etsin, yoksa kızarım.
0
yazılan iki alternatifin "büyük kutlama" ve "küçük kekle kutlama" olduğunu görünce, doğum günü sadece facebook ve whatsapp'tan kutlanan birisi olarak ağlamaya başladım ben.
0
benimkinin kutlanmasına, kimsenin hatırlamasına bile gerek yok. olmasa da olur.
0
güzel insanlarla olduğun zaman gerçekten güzel.
0
Önemsemiyorum. Bu zamana kadar da hiç kutlamadım. Bu nedenle de herhalde kimse bilip, bilse de hatırlayıp kutlamaz. Bu nedenle kimseye kırıldığımı bilmem, asla üzülmem. Sanırım biri hariç çok yakın arkadaşlarım da genelde önemsemiyor. O nedenle çok rahatım.
0
cok sey istemem. ailemle ve sevdiklerimle olsam yeter.
bu seneki sahane gecmisti mesela. bebegimiz dogmustu daha yeni, onu sevdim kokladim. pasta kestik annemlerle teyzemlerle. iyiydi yani, guzeldi. huzurumu kaciracak hicbir insan yoktu etrafimda.
ama onemserim. o gun bir seylere uzulmek, birileri tarafindan incitilmek istemem.
bu seneki sahane gecmisti mesela. bebegimiz dogmustu daha yeni, onu sevdim kokladim. pasta kestik annemlerle teyzemlerle. iyiydi yani, guzeldi. huzurumu kaciracak hicbir insan yoktu etrafimda.
ama onemserim. o gun bir seylere uzulmek, birileri tarafindan incitilmek istemem.
0
sadece sözle ve sıcakkanlılıkla kutlamalar yeterli olur benim için. büyük bir şeye gerek yok.
0
birileriyle beraber doğum günü kutlamayı, birilerinin benim doğum günümü kutlamasından, süpriz yapmasından, hediye vermesinden hoşlanmıyorum, odak noktası olmayı sevmiyorum :)
ama başkalarının doğum gününü kutlamayı hediye hazırlamayı seçmeyi vermeyi seviyorum çünkü insanlar mutlu oluyor
doğum günüm bu ay, kutlanmazsa sevinirim :)
ama başkalarının doğum gününü kutlamayı hediye hazırlamayı seçmeyi vermeyi seviyorum çünkü insanlar mutlu oluyor
doğum günüm bu ay, kutlanmazsa sevinirim :)
0
2 tane doğumgünüm var. 15 gün arayla. bir tanesinden başlıyorum diğerine kadar 15 gün boyunca kutluyorum. hatta yakın arkadaşlsrım, annem, eşim gece 12de falan kutlamazsa da trip atıyorum asjdhdh
0
Çok önemlidir. Ne yapıp eder o gün izin alırım denk getiririm. Öyle başkaları kutlasın manasında önemli değildir benim için, kimseye fuzuli yük olmak istemem sırf o gün doğmuşum diye. Kendim kutlarım. Sevdiğim bir şeyleri yaparak ve çalışmayarak. E tabi bunun dışında arkadaşlarla ailemle ayrı ayrı küçük kutlamalar oluyor. Daha fazlasını ne isterim ne beklerim onlardan.
0
i1.kym-cdn.com
benim insanlarda gördügüm bu. cocukluktan sonra pek mutlu olanini görmedim zaten. bana gelince ben sevmiyorum o muameleyi, insanlar kutlamiyorlar da artik, ben de onlarinkine cok takilmiyorum eskisi gibi. odak noktasi olup kutlama vs beni cok rahatsiz ediyor. kimin samimiyeti gercek bildigimden pek tebessümle karsilik veremiyorum da. sikintili iste.
benim insanlarda gördügüm bu. cocukluktan sonra pek mutlu olanini görmedim zaten. bana gelince ben sevmiyorum o muameleyi, insanlar kutlamiyorlar da artik, ben de onlarinkine cok takilmiyorum eskisi gibi. odak noktasi olup kutlama vs beni cok rahatsiz ediyor. kimin samimiyeti gercek bildigimden pek tebessümle karsilik veremiyorum da. sikintili iste.
0
Parti de yapmam, yapılmasını da pek sevmem. Sevdiklerim yanımda olsun yeter. Abartı ve samimiyetsiz kişilere ve olaylara gerek yok
0
ben son bikaç yıldır kutlamıyorum. yani insanları çağırıp event yapma kafalarına girmedim. geçen sene bende gizli bi sürpriz yaptılar. çok ciciydi ama ben uğraşmam sanırım partiyle filan.
0
Herhangi bir gün gibi eve gelip film izleyerek geçmesini istemem. Ama adet yerini bulsun diye küçük bir kek/pasta kesilse ya da 3-5 kişi bişeyler içilmeye çıkılsa, iki kadeh de benim için kaldırılsa kâfi. Sevgilim/kardeşim gibi birileri dışında da birinin hediye almamasını ümit ederim. Alıyorlarsa da 10-20 TL'den pahalı bişey olmasın.
0
ben çok önemserim ve yakınlarım unutursa çok üzülürüm. ama partiler vs hiç sevmem. sevdiklerim yanımda olsun özel bi gün geçireyim isterim.
0
Doğum günüm hep öyle zamanlara denk geliyor ki kutlama düşünecek hal kalmıyor ama annem babam hep pasta alırlar o pasta kesilir :D gerçi son doğum günümde sadece kardeşim vardı yanımda, biz de mcdonaldstan double menü söyleyerek kutlamıştık ahsjahd
Kutlamak hoşuma gidiyor tabi de olmasa da çok dert değil.
Kutlamak hoşuma gidiyor tabi de olmasa da çok dert değil.
0
septiklestiremediklerimizdenmisiniz
Sitede baktığımız veledimizin patisine pisi pisi otu batmıştı, operasyon yaptırıp iyileşene kadar eve aldık. İlk Gece dışında sokağa çıkmak istemedi ve gayet yanımızda, kucağımızda takılan bir tip. İyileşince sokağa bırakacaktık ama havalar da soğuk içimiz elvermiyor. Diyoruz ki evde bakalım. Şimdil
Sitede baktığımız veledimizin patisine pisi pisi otu batmıştı, operasyon yaptırıp iyileşene kadar eve aldık. İlk Gece dışında sokağa çıkmak istemedi ve gayet yanımızda, kucağımızda takılan bir tip. İyileşince sokağa bırakacaktık ama havalar da soğuk içimiz elvermiyor. Diyoruz ki evde bakalım.
Şimdilik keyfi yerinde ama sonra sokağa çıkmak ister mi, kaçar mı? Baktığımız siteden 4-5 km uzaklıkta başka bir yerde kalıyor. Kısır değil, sevecen ama arada anlık atarlanan 2-3 yaşlarında bir kedi kişisi.
Ne diyorsunuz? Baya alıştı eve de sonrası sıkıntı olur mu dersiniz?
Şimdilik keyfi yerinde ama sonra sokağa çıkmak ister mi, kaçar mı? Baktığımız siteden 4-5 km uzaklıkta başka bir yerde kalıyor. Kısır değil, sevecen ama arada anlık atarlanan 2-3 yaşlarında bir kedi kişisi.
Ne diyorsunuz? Baya alıştı eve de sonrası sıkıntı olur mu dersiniz?
0
Belli olmaz ilgi bir süre sonra illa azalacak, o zaman gitmek isteyebilir, bişi yapamazsın sanırım yazı var bu işin yazın kapı pencere kapalı tutamayacağına göre, bırak gitsin dönerse senindir (kesin bilgi, döner)
0
solemio
Dalga geçmeyin :D Şöyleki geceleri uyku tutmayan kardeşlerim, şu duyurunun altında toplaşsınlar, istiyorlarsa lokasyon belirtsinler yakın olanlar geceleri çıkar iki çay içer hem (ben mesela evde olduğum zaman bunalıyorum) de ne bileyim gece yapılan muhabbet daha bi tatlı oluyor. Siz ne diyorsunuz?Ed
Dalga geçmeyin :D
Şöyleki geceleri uyku tutmayan kardeşlerim, şu duyurunun altında toplaşsınlar, istiyorlarsa lokasyon belirtsinler yakın olanlar geceleri çıkar iki çay içer hem (ben mesela evde olduğum zaman bunalıyorum) de ne bileyim gece yapılan muhabbet daha bi tatlı oluyor. Siz ne diyorsunuz?
Edit: olur diyenleri yazıcam alta, isteyenler semtlerini de yazsın.
Şöyleki geceleri uyku tutmayan kardeşlerim, şu duyurunun altında toplaşsınlar, istiyorlarsa lokasyon belirtsinler yakın olanlar geceleri çıkar iki çay içer hem (ben mesela evde olduğum zaman bunalıyorum) de ne bileyim gece yapılan muhabbet daha bi tatlı oluyor. Siz ne diyorsunuz?
Edit: olur diyenleri yazıcam alta, isteyenler semtlerini de yazsın.
0
böbrek paket mi olsun, gazete kağıdana saralım mı?
şaka bi yana olabilitesi var.
şaka bi yana olabilitesi var.
0
İşte burda söyleyin abi, akılda kalır illaki, trolleyeceklere de özelden küfrederim. Baştan söyleyeyim
0
saçma diyorum. karşındaki adamın ne çıkacağını ne biliyorsun? belki organ mafyası, belki hırsız, belki, uyuşturucu kullanıcısı, belki kadın pazarlayıcısı. bu belkiler kötü yönde artar da artar.
0
Duyuru öyle sandığınız gibi, "-böbregimi kaptırmayayım" cılarla dolu değil. Yaklaşık 30-40 arası kullanıcıyla bir şekilde tanıştık buluştuk. Sadece mesele beklentiler, mesela iki lafın belini kıralımın meali: hatun düşer mi olmamalı, ki baya hatun düşüyor. Sadece beklentiyi açıkca yazmak gerekli, zaten partner bulma olayına sıcak bakmıyor burası gibi katı bir fikir oluşturmuş kafamda.
0
Geçen bir kahveye gittik okey attık burdan 3 kişiyle. Güzel oluyor arada yeni insanlarla. Hem 4 çay içmiştim, onu da ödemek zorunda kalmadım.
0
çıkabiliriz gençler bütün içkiler yemekler benden en lüks mekanlarda çılgınca eğleniriz gece sonunda böbreği verdiğim adrese yollarsınız.
edit: ben zaten böbrek çalmıyorum. kişiye adres veriyorum o oraya teslim ediyor.
edit: ben zaten böbrek çalmıyorum. kişiye adres veriyorum o oraya teslim ediyor.
0
dışarıda bir kafede, restorantta buluşulunca böbreklere bir şey olmaz sanırım. kafede böbrek çalmak için epey büyük bir teşkilat gerekli.
e kimse de gece yarısı tanımadığı insanın evine gitmesin bir zahmet.
e kimse de gece yarısı tanımadığı insanın evine gitmesin bir zahmet.
0
Hic oyle kotu bir adam degil solemio neymis organ mafyasiymis. Kdjskdj
Biz buluştuk Ankara'da. Cok tatlı, zeki, hos sohbet bir adam. O muhabbet senin bu muhabbet benim. Ooh.
Uykunuz yoksa, sıkılıyorsanız bence bi cay icin yani sıkıntıdan ölmekten iyidir o riski almak :D
Biz buluştuk Ankara'da. Cok tatlı, zeki, hos sohbet bir adam. O muhabbet senin bu muhabbet benim. Ooh.
Uykunuz yoksa, sıkılıyorsanız bence bi cay icin yani sıkıntıdan ölmekten iyidir o riski almak :D
0
Ya beyler atıyorum kadıköy'desiniz, konusursun ortak bir nokta belirlersiniz, numalarınızı alır montunuzu atkınızı giyer (malum hava sogudu) gidersiniz, bilmediğiniz bir yerse araştırırsınız öyle cıkarsınız lappidi diye gidin hemen garson iki çay ver lan diye haykırın demiyorum zaten, önce bi konusun kafanız uyacak mı muhabbetiniz saracak mı ona göre gidin görüşün diyorum, özellikle gece dememin sebebi de olm açılan başlıkları görüyorsunuz işte herkes insansızlıktan muzdarip geç karıyı kızı, iki çift kelam edecek insan bulamıyor millet akşamları. ben uyguluyorum rutine dönüşüyor bir süre sonra ama herkes her gece uyanık olmuyor haliyle
0
lan millet ne korkak olmuş. yok böbreği paket mi yapalım yok organ mafyası mısın hayret ya. public mekandan adam kaçırıp organını çalabilecek gücümüz var ama adam bulmak için sözlükte duyuru açıyoz.
0
İstanbul/Cihangir'deyim, isteyen gelebilir, Cihangir'de dolasir, tunelde cay iceriz...
0
ankara diyorum evde partileyebiliriz diyorum. araba falan yok ama çekyat var diyorum.
0
ben de gece uyumuyorum ama böbreğimi vermem şimdiden söyleyeyim, parasından değil de manevi değeri var...
0
Çapa findikzade taksim civarlarina beni de yazın gencler. Bobreklerimden biri %40 la calisiyor bu arada hangisi soylenem.
Ayrica batak okur okey olur cay olur olur yani
Ayrica batak okur okey olur cay olur olur yani
0
gece uyumam, çılgınlar gibi sohbet ederim, çok güzel depresyon içi dökerim, profesyonel güzin ablalık yaparım. haftasonu eğlenmeceli etkinlikler olley bence.
solemio candır ciğerdir tombiş yanaklı kabadayımızdır. 134340 çatlak profesörümüzdür abimizdir. tatlış pırıl pırıl insanlar var bu duyuruda. birçok kişiyle görüşüyoruz zirveler yapıyoruz aylardır. ben onlara kurabiye yapıyorum onlar bana hediyeler kıyaklar wooo. mesela. canlarını yerim.
solemio candır ciğerdir tombiş yanaklı kabadayımızdır. 134340 çatlak profesörümüzdür abimizdir. tatlış pırıl pırıl insanlar var bu duyuruda. birçok kişiyle görüşüyoruz zirveler yapıyoruz aylardır. ben onlara kurabiye yapıyorum onlar bana hediyeler kıyaklar wooo. mesela. canlarını yerim.
0
Lola90
İki hafta önce aile hekimi tarafından bi ilaç yazılmıştı bana.Unutmuşum almayı.Verdiği kodu da kaybettim. Şu an gitsem alabilir miyim herhangi bir eczaneden kimlik bilgilerimle?
İki hafta önce aile hekimi tarafından bi ilaç yazılmıştı bana.Unutmuşum almayı.Verdiği kodu da kaybettim. Şu an gitsem alabilir miyim herhangi bir eczaneden kimlik bilgilerimle?
0
sabor
Arkadaslar maksimum 100-150 bin tl ile bir is kurma firsatiniz olsa paranizi ne ile degerlendirirdiniz ? Hangi sektore girmeyo dusunursunuz ?
Arkadaslar maksimum 100-150 bin tl ile bir is kurma firsatiniz olsa paranizi ne ile degerlendirirdiniz ? Hangi sektore girmeyo dusunursunuz ?
0
gıda. şu kır pidecisi/kürt börekçisi tipi dükkanların iş yapmadığını hiç görmedim. bu tip dükkanın olmadığı işlek bir yere açsan %100 tutar. ben böyle bir yer biliyorum, pidecinin olmadığı ama işlek olan. ama 100-150 bin liram yok. ortak mı olsak napsak...
0
lüks bir bölgede küçücük pilavcı dükkanı açıp fena abanırım fiyatlara. zenginler bayılıyor salaş ama lezzetli yemekçilere ve pilav, içine tereyağını basınca otomatik olarak lezzetli olan bir şey.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
bu karın kasları nedir olum. karnımda hiç yağ olmamasına rağmen sıkı bir görüntü yok, zayıf sanırım karın kaslarım nasıl çalışayım diye baktım internetten, genel olarak benim bildiğim ağırlık şekil verir kaslara ve şişirir e tamam bu cepte ama karın kası için vücut ağırlığınızı kullanın çalışırken d
bu karın kasları nedir olum. karnımda hiç yağ olmamasına rağmen sıkı bir görüntü yok, zayıf sanırım karın kaslarım nasıl çalışayım diye baktım internetten, genel olarak benim bildiğim ağırlık şekil verir kaslara ve şişirir e tamam bu cepte ama karın kası için vücut ağırlığınızı kullanın çalışırken diyorlar baya güvenilir insanlar, sebep olarak da yanların da genişleyeceğini çirkin bir görüntü olacağını falan iddia ediyorlar. e napıcaz da yağsız karını şekle sokucaz ?
tl dr; ağırlıklı mı ağırlıksız mı ?
tl dr; ağırlıklı mı ağırlıksız mı ?
0
Plank yap, leg raises yap, protein ye. Mekik çekme, mekik götü çalıştırır. Ayrıca omuriliği aşağı yukarı indirip kaldırmak tehlikelidir, fıtık olursun Allah korusun. Squat çalış, deadlift yap. Yağ yoksa kaslar belirginleşir fakat kas kütlesi yoksa çok da belli olmaz.
0
hah aynen bir de o var, mekik belimi kuyruk sokumumu falan mahvediyor.
0
leg raises ve plank +1
onlara aban ertesi güne kasların hafiften tutulur zaten öyle etkili şeyler.
onlara aban ertesi güne kasların hafiften tutulur zaten öyle etkili şeyler.
0
Mountain climbers denen bir hareket var, onu bir iki dk yap ne olduğunu görürsün. Allah belasını versin mountain climbersın.
0
Kaburgaların en aşağıdaki ucu var ya. Hah, o ile leğen kemiklerin arasındaki mesafenin azalıp artacağı egzersizler yapacaksın. Crunch olur, leg raise olur. Cable crunch ile direnci de arttırırsın. Sonda da plan kastırırsın, büyürler.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
sizce hangisi ? bonus soru: neden ?
sizce hangisi ? bonus soru: neden ?
0
z. Şuradaki gibi yazıldığında veya yazdığımda "Vay vay vay" diyorum hep.
www.fonttr.com
www.fonttr.com
0
j
kolay kolay kullanılmaz. kullanıldığında da dikkat çeker. bence öyle jezabel...
kolay kolay kullanılmaz. kullanıldığında da dikkat çeker. bence öyle jezabel...
0
Ş
satrançta şah, daha havalısı var mı, bütün millet onu koruyayım diye canından oliyi.
satrançta şah, daha havalısı var mı, bütün millet onu koruyayım diye canından oliyi.
0
Sandman
şayet eşiniz ölse eşinize tahnit yaparmısınız not yanlış hatırlaıyorsam çok önceden Avrupa'da derebeylikler zamanında yapılıyormuş
şayet eşiniz ölse eşinize tahnit yapar
mısınız
not yanlış hatırlaıyorsam çok önceden Avrupa'da derebeylikler zamanında yapılıyormuş
mısınız
not yanlış hatırlaıyorsam çok önceden Avrupa'da derebeylikler zamanında yapılıyormuş
0
korkutucu değil, garip de değil ama yapmam yani. o ışıl ışıl gözlerinin içine bakıp da yeşil hareleri göremedikten sonra, ne yapayım bozulmamış bedenini?
öylece kaskatı kesilmiş bedenini görmek daha çok acı verir.
öylece kaskatı kesilmiş bedenini görmek daha çok acı verir.
0
Kesinlikle hayır. Evi kurumuş, kimyasalın dibine vurmuş, donuk ve ifadesiz bir et parçası ile paylaşmak aklımdaki en son şey olurdu.
0
eeqlaehuje
ne zaman baksam haberlere falan ülkede her şey olumsuz. zam mı dersiniz, saçma sapan açıklamalar mı, yeni inşaat çalışmaları mı yoksa başka bir facia mı. hiç mi güzel bir şey olmuyor ya, bende mi sorun var hep olumsuza odaklanıyorum? gerçekten çok yoruldum böyle haberler almaktan, haber okumayayım d
ne zaman baksam haberlere falan ülkede her şey olumsuz. zam mı dersiniz, saçma sapan açıklamalar mı, yeni inşaat çalışmaları mı yoksa başka bir facia mı. hiç mi güzel bir şey olmuyor ya, bende mi sorun var hep olumsuza odaklanıyorum? gerçekten çok yoruldum böyle haberler almaktan, haber okumayayım diyorum bu sefer sözlükte yakalıyorum. iyice kötü hissetmeye başladım. sadece ülkede de değil, bütün dünyada böyle. kuyrukluyıldıza uzay gemisi indiriliyor hop gündem bir an adamın gömleği olmuş yayında ağlıyor. ortadoğuya hiç girmeyelim zaten.
yok mu güzel haberler, gelişmeler? böyle geçmez hayat.
yok mu güzel haberler, gelişmeler? böyle geçmez hayat.
0
az sık dişini 2023 ha geldi ha gelecek. 31 aralık cumartesi yatcaz kalkcaz y.t.c mi olacak artık ne olacak bilmiyorum ama çog güçlü olcaz (test etmeye kalkma). şaka maka bugün fox&kanal d haber de tek iyi haber camdan düşen bi kız çocuğunu havada yakalayan temizlik işçisi abimizdi.
0
vesna
öncelikle iddia oynamayın, yuva yıkıyor. kötü bir giriş oldu, yok yuvamın yıkıldığı yok da, erkek arkadaşım bu ara iddia oynamaya fena sardı. ben de ilgisini dağıtayım diye azıcık uğraştım falan, "dur ben seçeyim ama kazanırsam bütün para benim" dedim. "maaş kartım bile sende, gözün doysun" dedi. ad
öncelikle iddia oynamayın, yuva yıkıyor. kötü bir giriş oldu, yok yuvamın yıkıldığı yok da, erkek arkadaşım bu ara iddia oynamaya fena sardı. ben de ilgisini dağıtayım diye azıcık uğraştım falan, "dur ben seçeyim ama kazanırsam bütün para benim" dedim. "maaş kartım bile sende, gözün doysun" dedi. adamın içinde mi birikmiş nedir?
şimdi olay şöyle: benden 4 kat fazla kazanıyor. yalnız harcarken biraz cömert kendisi. bugünün yarını da var, kenarda paramız olsun diyorum. var ya diyor sanki fazla birikim göz çıkarırmış gibi. ona kalsa her ay kazandığını o ay yer bitirir. ben de o yüzden 3 sene önce maaş kartına el koydum, bende duruyor. faturalar ödeniyor, kartları yatırıyorum. kendinin hesabına biraz para koyuyorum, kalanı da birikim hesabına yatırıyorum. sesini çıkarmıyor ama işte yukarıdaki cümle kafamı karıştırdı.
siz olsanız rahatsız olur muydunuz maaş kartınızın sevgilinizde durmasından? (ama cevap verirken unutmayın, kendi halinize bırakılırsanız bir aydan öbür aya 100 lira artıramayacak kadar savurgan biri olduğunuzu varsayacaksınız.)
edit 1: yazmayı unutmuşum: kartı başta kendi vermişti ama. bir gün unuttuğu elektrik faturası yüzünden elektrik kesilince olay çıkardım ben. otomatik ödeme talimatı vermeyi bile mi akıl edemiyorsun, bu nasıl ev idare etmek diye. al o kadar kolaysa sen idare et evi diye rest çekti verdi kartı bana. ama hep bende kalacağını düşünmedi mi acaba diyorum. bir aylık bir rest çekme miydi acaba da 3 senedir azap mı çekiyor adam diye bir kaldım. kartı da kendi istemedi, ben de vermedim. sonradan isteyemedi de içine mi oturuyor nedir diye ikilem yaşadım. 3 sene boyunca bir kere bile mevzu olmamıştı çünkü.
edit2: bir miktar yatırıyorum sevgilimin başka bankadaki hesabına, kalanıyla benim maaşı birleştirip faturaları ödüyorum, mutfak alışverişi parasını ayırıyorum. bir miktar nakit ayırıyorum. kalanı da birikim hesabına atıyorum. maaş hesabında para bırakmıyorum yani. ama diğer bankadaki hesabına para yatırıyorum tabii ki, çocuk gibi eline harçlık vermiyorum yani. 35 yaşındaki adama yapılmaz o :)
en son edit: dayanamadım sordum: "kartı alıp da rahatımı bozamam hiç, ben hayatta o parayı biriktiremezdim, hayallerimdeki arabaya az kaldı" dedi. ben de kendimi yediğimle kaldım, iyi mi :))
şimdi olay şöyle: benden 4 kat fazla kazanıyor. yalnız harcarken biraz cömert kendisi. bugünün yarını da var, kenarda paramız olsun diyorum. var ya diyor sanki fazla birikim göz çıkarırmış gibi. ona kalsa her ay kazandığını o ay yer bitirir. ben de o yüzden 3 sene önce maaş kartına el koydum, bende duruyor. faturalar ödeniyor, kartları yatırıyorum. kendinin hesabına biraz para koyuyorum, kalanı da birikim hesabına yatırıyorum. sesini çıkarmıyor ama işte yukarıdaki cümle kafamı karıştırdı.
siz olsanız rahatsız olur muydunuz maaş kartınızın sevgilinizde durmasından? (ama cevap verirken unutmayın, kendi halinize bırakılırsanız bir aydan öbür aya 100 lira artıramayacak kadar savurgan biri olduğunuzu varsayacaksınız.)
edit 1: yazmayı unutmuşum: kartı başta kendi vermişti ama. bir gün unuttuğu elektrik faturası yüzünden elektrik kesilince olay çıkardım ben. otomatik ödeme talimatı vermeyi bile mi akıl edemiyorsun, bu nasıl ev idare etmek diye. al o kadar kolaysa sen idare et evi diye rest çekti verdi kartı bana. ama hep bende kalacağını düşünmedi mi acaba diyorum. bir aylık bir rest çekme miydi acaba da 3 senedir azap mı çekiyor adam diye bir kaldım. kartı da kendi istemedi, ben de vermedim. sonradan isteyemedi de içine mi oturuyor nedir diye ikilem yaşadım. 3 sene boyunca bir kere bile mevzu olmamıştı çünkü.
edit2: bir miktar yatırıyorum sevgilimin başka bankadaki hesabına, kalanıyla benim maaşı birleştirip faturaları ödüyorum, mutfak alışverişi parasını ayırıyorum. bir miktar nakit ayırıyorum. kalanı da birikim hesabına atıyorum. maaş hesabında para bırakmıyorum yani. ama diğer bankadaki hesabına para yatırıyorum tabii ki, çocuk gibi eline harçlık vermiyorum yani. 35 yaşındaki adama yapılmaz o :)
en son edit: dayanamadım sordum: "kartı alıp da rahatımı bozamam hiç, ben hayatta o parayı biriktiremezdim, hayallerimdeki arabaya az kaldı" dedi. ben de kendimi yediğimle kaldım, iyi mi :))
0
Tabii ki olurdum. Kendim kazanıp kendim özgürce harcayabilmeliyim. Sevgilimi hiç ilgilendirmez.
0
paraya ihtiyacım olduğunda istediğim gibi çekebiliyorsam sorun yok, gerçi ben cimriyim .
0
kişiye göre değişir bu durum.
ben böyle bi şeyi istemem. kazandığım parayı harcamak ya da biriktirmek benim kararımdır.
(hele ki henüz çoluk cocugum ve sorumlu oldugum bir ailem yokken)
insanlar evlilik öncesinde bu kadar olgun olmak zorunda değil.
ben böyle bi şeyi istemem. kazandığım parayı harcamak ya da biriktirmek benim kararımdır.
(hele ki henüz çoluk cocugum ve sorumlu oldugum bir ailem yokken)
insanlar evlilik öncesinde bu kadar olgun olmak zorunda değil.
0
e adamın maasına el koy, iddaa'sına el koy. sonra bu adamla bilmem kaç sene birlikte olduktan sonra neden gitti de. deme de yani dersin bu gidisle. rahat bırak biraz. senin 4 katın para kazanıyorsa tüm maasını ya da birikiminizi kumara yatıracak kadar gerizekalı değildir sanırım. ha öyleyse de iyice yesin parayı aklı basına gelir.
0
maaş kartının sevgilide olması mı? bi yaşıma daha girdim. ne münasebet derdim. rahatsız olmayı bırak o konu hiçbir zaman açılamaz. çok ilginç buldum hakket.
0
Oha abartmışsın.
Benim erkek arkadaşım da para biriktirme konusunda çok süper değil. Ben paraları daha iyi yönetiyorum. Ama hayatta parasına/kartına el koymak gibi bişey yapamam. Çocuk mu o yahu, harçlığını ben vereyim filan. Aylık ödemelerini yapıyor, kendisine o ay ihtiyaç duyacağını düşündüğü kadar parayı da ayırıyor; artanı bana veriyor. Ben de çeşitli şekillerde değerlendiriyorum.
Bundan bağımsız olarak kendi birikmiş parası da var, ona dokunmuyoruz. Benim de ondan bağımsız birikmişim var. Ona da dokunmuyoruz ama o ay artanlarımızla ayrıca da biriktiriyoruz.
O ay kazanılan tüm paralar ortak bir havuza konup, içlerinden her iki tarafın da harçlıkları çıkarılır, giderler ödenir ve geri kalan para topluca biriktirilirse yine olur ama senin yaptığın gibi "kartın bende dursun, ben sana harçlık vereyim" şeklinde olanı çok rencide edici ve sıkıcı bence. Biraz rahat bırak adamı. Dominant teyze misin nesin :D
Benim erkek arkadaşım da para biriktirme konusunda çok süper değil. Ben paraları daha iyi yönetiyorum. Ama hayatta parasına/kartına el koymak gibi bişey yapamam. Çocuk mu o yahu, harçlığını ben vereyim filan. Aylık ödemelerini yapıyor, kendisine o ay ihtiyaç duyacağını düşündüğü kadar parayı da ayırıyor; artanı bana veriyor. Ben de çeşitli şekillerde değerlendiriyorum.
Bundan bağımsız olarak kendi birikmiş parası da var, ona dokunmuyoruz. Benim de ondan bağımsız birikmişim var. Ona da dokunmuyoruz ama o ay artanlarımızla ayrıca da biriktiriyoruz.
O ay kazanılan tüm paralar ortak bir havuza konup, içlerinden her iki tarafın da harçlıkları çıkarılır, giderler ödenir ve geri kalan para topluca biriktirilirse yine olur ama senin yaptığın gibi "kartın bende dursun, ben sana harçlık vereyim" şeklinde olanı çok rencide edici ve sıkıcı bence. Biraz rahat bırak adamı. Dominant teyze misin nesin :D
0
Ona cömertlik değil savurganlık denir, dürüst olalım.
Cevap olarak: Zorla el konmasindan tabi ki rahatsız olurdum. Bana öyle bir şey asla yapılamaz, kan çıkar ama ben savurgan biri değilimdir. Parasinı kontrol edemeyen veya çok meşgul/usengec birisi olsaydım gönüllü muhasebeciligimi yapacak faturaları yatıracak, takip edecek, eve alışveriş yapacak birisine kartı isteğimle verebilirim. O da sanırım bu yüzden sesini cikartmiyor.
Cevap olarak: Zorla el konmasindan tabi ki rahatsız olurdum. Bana öyle bir şey asla yapılamaz, kan çıkar ama ben savurgan biri değilimdir. Parasinı kontrol edemeyen veya çok meşgul/usengec birisi olsaydım gönüllü muhasebeciligimi yapacak faturaları yatıracak, takip edecek, eve alışveriş yapacak birisine kartı isteğimle verebilirim. O da sanırım bu yüzden sesini cikartmiyor.
0
yazmayı unutmuşum: kartı başta kendi vermişti ama. bir gün unuttuğu elektrik faturası yüzünden elektrik kesilince olay çıkardım ben. otomatik ödeme talimatı vermeyi bile mi akıl edemiyorsun, bu nasıl ev idare etmek diye. al o kadar kolaysa sen idare et evi diye rest çekti verdi kartı bana. ama hep bende kalacağını düşünmedi mi acaba diyorum. bir aylık bir rest çekme miydi acaba da 3 senedir azap mı çekiyor adam diye bir kaldım. kartı da kendi istemedi, ben de vermedim. sonradan isteyemedi de içine mi oturuyor nedir diye ikilem yaşadım. 3 sene boyunca bir kere bile mevzu olmamıştı çünkü.
0
kart vermekle kastettiğin ne tam olarak?
kartı verse de kartın içerisindeki miktarı farklı hesaplara aktarabilir internet şubesinden?
internet şubesinden istediği iddia veya bahis sitesine para aktarımı yapabilir.
kartı verse de kartın içerisindeki miktarı farklı hesaplara aktarabilir internet şubesinden?
internet şubesinden istediği iddia veya bahis sitesine para aktarımı yapabilir.
0
hiç bir şekilde ne maaş kartımı verirdim, ne de maaş kartını isterdim sevgilimin, benden bağımsız onun kendi emeğiyle kazandığı paraya ne el koyardım, ne de el koydururum. cevabım, tabii rahatsız olurum.
0
bir miktar yatırıyorum sevgilimin başka bankadaki hesabına, kalanıyla benim maaşı birleştirip faturaları ödüyorum, mutfak alışverişi parasını ayırıyorum. bir miktar nakit ayırıyorum. kalanı da birikim hesabına atıyorum. maaş hesabında para bırakmıyorum yani. ama diğer bankadaki hesabına para yatırıyorum tabii ki, çocuk gibi eline harçlık vermiyorum yani. 35 yaşındaki adama yapılmaz o :)
@kosun lan mevzu var
@kosun lan mevzu var
0
bence şaka yapmış. ama illa ikna olmak istiyorsan geri ver kartı, gerçekten sende durmasını istemiyorsa ikiletmeden alır, ama halinden memnunsa böyle iyiydik der almaz kartı. denemesi bedava.
0
aferin kız sana, sakın verme o banka kartını geri. ben de aynı seninki gibiyim. benim banka hesaplarım ve kredi kartlarım da eşimin kontrolünde. ve çok memnunum.
0
elbette ki rahatsız olurum.
sebepler ne olursa olsun, sevgililik ile iki farklı birey olma dengesini aşmamak gerektiğini düşünüyorum. adam bu maaş kartını verme işini kendi teklif etmiş bile olsa, mantıksız bir durum bence.
adam savurgansa savurgandır, karta el koymayla filan nereye kadar sürer ki. 3 ay, 5 ay, 1 yıl? kendim böyle bir şeyi asla yapmam, maaş kartı bende duracak artık diyen sevgilime de, hooopp yavaş gel derdim.
sevgilimde, al maaş kartım sende dursun dese, banane senin kartından, kendi harcamalarını kontrol et bi zahmet der, hiç elime almazdım.
sebepler ne olursa olsun, sevgililik ile iki farklı birey olma dengesini aşmamak gerektiğini düşünüyorum. adam bu maaş kartını verme işini kendi teklif etmiş bile olsa, mantıksız bir durum bence.
adam savurgansa savurgandır, karta el koymayla filan nereye kadar sürer ki. 3 ay, 5 ay, 1 yıl? kendim böyle bir şeyi asla yapmam, maaş kartı bende duracak artık diyen sevgilime de, hooopp yavaş gel derdim.
sevgilimde, al maaş kartım sende dursun dese, banane senin kartından, kendi harcamalarını kontrol et bi zahmet der, hiç elime almazdım.
0
Doğru olanı yapıyorsun. O da sadece espri olsun diye söylemiştir. Sıkıntı edilecek birşey yok. Rahatsız olsa illaki isterdi.
0
ya ben evliyim, eşimin tam olarak ne kazandığını, nereye harcadığını ya da harcadığımızı bilmiyorum. bu da pek iyi değil, adam akıllı hesap yapmak istiyorum bilmediğim için yapamıyorum. sevgilinle senin durumunuzda sizin düzeniniz budur, sevgilin de rahatsız olmuyordur, başkalarının fikri hiç önemli olmaz. teker dönüyor ve herkes memnun.
0
dayanamadım sordum: "kartı alıp da rahatımı bozamam hiç, ben hayatta o parayı biriktiremezdim, hayallerimdeki arabaya az kaldı" dedi. ben de kendimi yediğimle kaldım, iyi mi :))
0
iddiasına karışıyorsun diye takılmış sana. büyütme hiç. kafasına takıp içine atıp laf sokacak olsa o kartı bırakmaz sana.
0
Ben kadın tarafı olarak sevgilimin maaş kartının bende durmasından rahatsız olurdum. Tamam biraz müsrif seninki herhalde ama maaş kartına el koymak filan biraz fazla ağır olmuş.
0
sorun filan kalmamış ortada ancak yarın bir gün böyle bir soruyu soracak olan olur yine de ben de yazayım dedim :) ben bu durumda sevgiliniz oluyorum aynı sorunu çoğu defa ben de yaşadım.oldukça savurgan biriyim para biriktiremem beceremiyorum işte ne yapayım.işte bu tip durumlarda sevgilim duruma müdahale ediyor veriyorum banka kartını ona.ne kadar süre ne kadar biriktirmem gerekirse o süre boyunca o yönetiyor durumu.bence karşılıklı anlaşma ve ilişkinin yapısına bağlı.para konularında sen ben ayrımı yapmıyorsanız olabilir garip bir durum değil :)
0
anonymice
SEO konusunda yardımcı olabilecek, kazandığı parayı hak edecek bir firma arayışımız var.Tavsiyelerinizi bekliyorum.
SEO konusunda yardımcı olabilecek, kazandığı parayı hak edecek bir firma arayışımız var.
Tavsiyelerinizi bekliyorum.
Tavsiyelerinizi bekliyorum.
0
SEO Hocası fake kullanıcı yorumlarıyla bilinirlik sağlamaya çalışan bir firma. Sözlükte başlıklarına da bakabilirsin.
0
mertozkoy
Selam,7 yaşındaki kızım için eğlenebileceği video ve oyun sitesi arıyorum. Önerebileceğiniz site var mı acaba? Mümkünse mobil (iPad tablet) uyumlu olursa şahane olur, çünkü tableti kullanacak. Yabancı site de olabilir, maksat vakit geçirsin.Sevgiler
Selam,
7 yaşındaki kızım için eğlenebileceği video ve oyun sitesi arıyorum. Önerebileceğiniz site var mı acaba? Mümkünse mobil (iPad tablet) uyumlu olursa şahane olur, çünkü tableti kullanacak. Yabancı site de olabilir, maksat vakit geçirsin.
Sevgiler
7 yaşındaki kızım için eğlenebileceği video ve oyun sitesi arıyorum. Önerebileceğiniz site var mı acaba? Mümkünse mobil (iPad tablet) uyumlu olursa şahane olur, çünkü tableti kullanacak. Yabancı site de olabilir, maksat vakit geçirsin.
Sevgiler
0
birileri gelmeden ben söyleyim. boyama kitabı al, öykü kitabı al.
yoksa beyinsiz olur, bir de parmakları kireçlenir
ibretlik haber
www.trthaber.com
yoksa beyinsiz olur, bir de parmakları kireçlenir
ibretlik haber
www.trthaber.com
0
0
abi gerçekten internette bişeyler yapsın diye uğraşma kağıtla kalemle muhattap olsun biraz daha. 10 yılı geçti bilgisayar basındayım çizimimi bile grafik tablette yapıyorum kağıt nedir unuttum artık
0
mümkün değil artık tabletten cep telefonundan uzak tutmak. artık siber çağdayız. ben de aşırı kullanımı gereksiz buluyorum ama gidişata dur demek mümkün değil. sizin düşüncelerinize saygı duymakla beraber bir kaç saatliğine tablette vakit geçirmesinde bir sıkıntı görmüyorum.
bir kaç oyun sitesi buldum ama Flash bazlı oldukları için tablette çalışmadı. YouTube'a baktım ama bazı aşırı videoları engellemiyordu. Size sormak istedim.
bir kaç oyun sitesi buldum ama Flash bazlı oldukları için tablette çalışmadı. YouTube'a baktım ama bazı aşırı videoları engellemiyordu. Size sormak istedim.
0
ben çocukken de siber çağdayız diyorlardı 30 yaşındayım :) gözü bozulur yazık, 2 saat yetişkine bile fazla
0
Yahu rica ederim yapmayın daha neler.. O yaş için masal okusun masal dinlesin... Ucuz güzel kitaplar var onlarla uğraşsın...
www.vazgectimsenden.com
www.bulabilirim.com
www.vazgectimsenden.com
www.bulabilirim.com
0
hjarteblod
Var mi boyle akliniza gelen seyler? Meslea escinselligin Kur'an'da ozellikle belirtilerek yasaklanmadigini farz edin, toplumun da escinselligi epey aykiri gordugunu ayni zamanda. Boyle seyler ariyorum. Ya da tam tersi toplumun benimsedigi ama islamda yapilmamasi soylenen seyler?
Var mi boyle akliniza gelen seyler? Meslea escinselligin Kur'an'da ozellikle belirtilerek yasaklanmadigini farz edin, toplumun da escinselligi epey aykiri gordugunu ayni zamanda. Boyle seyler ariyorum. Ya da tam tersi toplumun benimsedigi ama islamda yapilmamasi soylenen seyler?
0
zina.
komple müslüman alemi olarak benimseyip kuran-ı kerim'in kesinlike yasakladığı.
(bkz: muta nikahı)
komple müslüman alemi olarak benimseyip kuran-ı kerim'in kesinlike yasakladığı.
(bkz: muta nikahı)
0
Cariye diye bir olay var. Evli coluk cocuga karismis adamsin. Savasta esir alinan kadinlardan bir iki tane evine aliyorsun, ekmegini asini veriyorsun, karindan sikildigin zaman onlardan birini aliyorsun yatagina. Islamda serberst.
Kabaca bu sekilde. Tersi icin alkol.
Kabaca bu sekilde. Tersi icin alkol.
0
toplumun ahlakına aykırı şeyler yasaklanmıştır zaten. kuran eksiksiz bir kitap, onu boşuna arama.
diğeri için de zina, faiz, dedikodu...
diğeri için de zina, faiz, dedikodu...
0
tam ciddi cevap verecektim ki bir baktım duyuru sahibine hjarteblod. seni ırz düşmanı seni. seni şerefsiz seni.
knk aradığın bu tarz bi şey mi bilmiyom ama kahkaha atmak mesela, özellikle kadınlar için. bildiğim kadarıyla günah değil. ama hoş karşılanmaz ve bayağı ayıplanır. yani müslo bi ortamda türbanlı bi kadın kahkaha atsa mesela erkeklerin hepsi STAHP DUDE diye şok olmuş gibi bakarlar. bizimkilerden biliyom.
yok dediğin eşcinsellik tarzı daha hardcore bi şeyse aklıma gelmiyo şu an.
knk aradığın bu tarz bi şey mi bilmiyom ama kahkaha atmak mesela, özellikle kadınlar için. bildiğim kadarıyla günah değil. ama hoş karşılanmaz ve bayağı ayıplanır. yani müslo bi ortamda türbanlı bi kadın kahkaha atsa mesela erkeklerin hepsi STAHP DUDE diye şok olmuş gibi bakarlar. bizimkilerden biliyom.
yok dediğin eşcinsellik tarzı daha hardcore bi şeyse aklıma gelmiyo şu an.
0
Kölelik. Kesinlikle yasaklanmamakta ve toplum yapısına aykırı.
Arada gaza gelip resim ve müzik gibi kimseye zararı olmayan sanatları yasaklamışlar ama köleliği "unutmuş" nedense Muhammet.
Edit: Bilgi isteyenler için.
eksisozluk.com
Arada gaza gelip resim ve müzik gibi kimseye zararı olmayan sanatları yasaklamışlar ama köleliği "unutmuş" nedense Muhammet.
Edit: Bilgi isteyenler için.
eksisozluk.com
0
kuzen ile evlenmek. toplumun bazı kesimlerinde olmasa da bir takım kesimlerde garip karşılanacak bir durum.
0
cariye, köle, müslüman olmayanı dost edinmemek, öldürmek bu günkü toplumun ahlakına aykırı, Kur'an'da yasaklanmıyor.
başka da vardır ilk aklıma gelenler bunlar oldu benim.
kuran.diyanet.gov.tr:59
kuran.diyanet.gov.tr:59
kuran.diyanet.gov.tr:59
tam tersi için ilk örnek ruhbanlık olsa gerek.
kuran.diyanet.gov.tr:59
başka da vardır ilk aklıma gelenler bunlar oldu benim.
kuran.diyanet.gov.tr:59
kuran.diyanet.gov.tr:59
kuran.diyanet.gov.tr:59
tam tersi için ilk örnek ruhbanlık olsa gerek.
kuran.diyanet.gov.tr:59
0
maresalx
bu herifin ana sayfasındaki slider hangi plugin nasıl bulabiliriz bakabiliriz bilen var mı? http://kerville.com/buyahouseinfrance/
bu herifin ana sayfasındaki slider hangi plugin nasıl bulabiliriz bakabiliriz bilen var mı?
kerville.com
kerville.com
0
anonymice
Merhaba,E ticaret sitemiz için kargo arayışı içindeyiz, yalnız deli fiyatlar dönüyor, sürat kargo kendini yurtiçi sanmaya basladı ondan fazla fiyat veriyor....Bir fikir ihsan eyleyin ya gençler.
Merhaba,
E ticaret sitemiz için kargo arayışı içindeyiz, yalnız deli fiyatlar dönüyor, sürat kargo kendini yurtiçi sanmaya basladı ondan fazla fiyat veriyor....
Bir fikir ihsan eyleyin ya gençler.
E ticaret sitemiz için kargo arayışı içindeyiz, yalnız deli fiyatlar dönüyor, sürat kargo kendini yurtiçi sanmaya basladı ondan fazla fiyat veriyor....
Bir fikir ihsan eyleyin ya gençler.
0
oncelikle senin is hacmine gore fiyat verirler. buraya sorduguna gore, gunde yuzlerce siparisten bahsetmedigini dusunuyorum. bu durumda sana cok avantajli fiyatlar vermezler. bu durumda ne yapabilirsin?
i. ptt kargoyu arastir. gonderi alani genis! gorece daha ucuz olabilir
ii. kargo ucretinin bir kismini musterinden al. ornefin 100 liralik alisberise kadar 7 tl gibi(tutari salladim)
iii. sattigin urunlerin cazibesine gore insanlarin sepetlerini belli tutarin uzerinde tutmayi sagla, mesela tek urun satmayip yaninda baska bir urun de satmayi basarirsan karliliginnyukselir ve kargo giderini optimize edebilirsin.
iiii. kolay gelsin
i. ptt kargoyu arastir. gonderi alani genis! gorece daha ucuz olabilir
ii. kargo ucretinin bir kismini musterinden al. ornefin 100 liralik alisberise kadar 7 tl gibi(tutari salladim)
iii. sattigin urunlerin cazibesine gore insanlarin sepetlerini belli tutarin uzerinde tutmayi sagla, mesela tek urun satmayip yaninda baska bir urun de satmayi basarirsan karliliginnyukselir ve kargo giderini optimize edebilirsin.
iiii. kolay gelsin
0
İlk zamanlarda iyi fiyat almanız biraz zor. Ama günlük paket hacminiz yükseldikçe zaten onlar size iyi fiyatlarla gelir. Paket başına 7 tl den 3.5 tl ye düştüklerini biliyorum.
0
ek. atiyorum ornegin istanbulda moto kuryelerle anlasip belli yerlere teslimati onlarla yaptirabilirsin. belki daha ucuza maledebilirsin. hos uzay mekigi gibi hacimli urunler satmadigini dusunerek bunu alternatif olarak soyledim
0
15 kiloluk mamayı 7 liraya gönderiyorum ben. Günlük çıkış 30-60 adet arasında. İlk 2 ay 17 liradan göndermek zorunda kalmıştım. Artık sistem oturdugu için desi hesabı da olmuyor, ona göre ayarlanıyor koliler
0
anonimuz
Başlık açık aslında, 23 yaşında er kişiyim ama kendimi keşfetmek konusunda bir adım ileriye gidebilmiş değilim. Örneğin yapamayacağım şeyleri bilmediğim için yaptığım hiçbir plana uyamıyorum. Sadede gelirsek mutlu olacağım uğraşı, işi nasıl bulabilirim? Kendimi daha iyi tanımak için neler yapmamı ön
Başlık açık aslında, 23 yaşında er kişiyim ama kendimi keşfetmek konusunda bir adım ileriye gidebilmiş değilim. Örneğin yapamayacağım şeyleri bilmediğim için yaptığım hiçbir plana uyamıyorum.
Sadede gelirsek mutlu olacağım uğraşı, işi nasıl bulabilirim? Kendimi daha iyi tanımak için neler yapmamı önerirsiniz?
Sadede gelirsek mutlu olacağım uğraşı, işi nasıl bulabilirim? Kendimi daha iyi tanımak için neler yapmamı önerirsiniz?
0
meraba. 23 yaşına kadar bulamadığına göre bulamıycaksın sen öyle bi şey ^^ hayatın keşfetmek ve denemek üzerine kurulu olucak. bence kötü bişi diil. ben de senin gibiydim. plan yapamıyorum, spontane kararlarla ilerletiyorum hayatımı.
0
Ben de benzer soru sormuşum.
Ben farklı farklı yerleri ülkeler igezmeye çalışyıorum. Himalaya Dağları Ganj Nehrine Tibete filan gitmek de istiyorum. O kişisel gelişmi kitaplarında oralara gidi pgeri gelince yaşamın anlamını bulmuş ve enerjiyle dolmuş oluyorlar ya.
Ben farklı farklı yerleri ülkeler igezmeye çalışyıorum. Himalaya Dağları Ganj Nehrine Tibete filan gitmek de istiyorum. O kişisel gelişmi kitaplarında oralara gidi pgeri gelince yaşamın anlamını bulmuş ve enerjiyle dolmuş oluyorlar ya.
0
ben bu senenin başında şöyle bir şey sormuştum, www.eksiduyuru.com
durumda değişme yok, birden bir aydınlanma yaşamadığım müddetçe, normal insanlar nasıl çalışıyorsa öyle çalışacağım.
durumda değişme yok, birden bir aydınlanma yaşamadığım müddetçe, normal insanlar nasıl çalışıyorsa öyle çalışacağım.
0
Yapmaktan büyük keyif aldığın yada yapmak istediğin çalışmalarla ilgili mesleklere yönelebilirsin. Misal ben x işini yaparken zamanın nasıl geçtiğini bilmiyorum. Gece yorgunluktan gözüm kapanana kadar çalışıyorum biran önce uykumu alsam da eksik kalan yerlerini de tamamlasam diye düşünerek uykuya dalıyorum. Varsa böyle bir hevesin o işe yönelmelisin bence.
0
"Aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar elde edemezsin. "
Eğer karşılaştığın şeyler seni mutsuz ediyorsa, ya da yetmiyorsa, ya da daha fazlasını arzuluyorsan, yukarıdaki cümleyi düşün. Yaptığın şeylerdeki değişiklikler seni farklı sonuçlara götürecek ve böyle böyle deneyerek kendini, hayatı, dünyayı keşfedeceksin.
İnsan rutine öyle bir alışıyor ki bir süre sonra kendisini daraltan şeyleri bile değiştirmekten korkuyor. İstiyor ki işler yolunda gitmediğinde bir anda sihirli bir deynek gelsin ve her şey değişiversin. Ama yaptıklarını değiştirmek için tek bir adım atmıyor. Aynı şeyleri tekrar ve tekrar yapıyor ve her seferinde farklı bir şeyler bekliyor. Bir şey olsun istiyor. Farklı bir şey...
İşte bu noktada yukarıdaki sözü hatırlamak ve ona göre davranmak gerek. Bu, keşfe çıkarken yelkenlerini dolduracak olan rüzgarın ta kendisi.
Eğer karşılaştığın şeyler seni mutsuz ediyorsa, ya da yetmiyorsa, ya da daha fazlasını arzuluyorsan, yukarıdaki cümleyi düşün. Yaptığın şeylerdeki değişiklikler seni farklı sonuçlara götürecek ve böyle böyle deneyerek kendini, hayatı, dünyayı keşfedeceksin.
İnsan rutine öyle bir alışıyor ki bir süre sonra kendisini daraltan şeyleri bile değiştirmekten korkuyor. İstiyor ki işler yolunda gitmediğinde bir anda sihirli bir deynek gelsin ve her şey değişiversin. Ama yaptıklarını değiştirmek için tek bir adım atmıyor. Aynı şeyleri tekrar ve tekrar yapıyor ve her seferinde farklı bir şeyler bekliyor. Bir şey olsun istiyor. Farklı bir şey...
İşte bu noktada yukarıdaki sözü hatırlamak ve ona göre davranmak gerek. Bu, keşfe çıkarken yelkenlerini dolduracak olan rüzgarın ta kendisi.
0
ekaterina
Bugün italyanca kursu arayışına girdim maalesef kurs olarak yok birebir özel ders var sadece ve saati 100 tl diyor, 30 saat verelim dedi onu da 1 buçuk ayda verecekmiş, özetle 3000 tl ediyor çok pahalı değil mi ya? Duolingo falan çalışsam öğrenir miyim acaba :/ hiç temelim yok bi de ama ne bileyim.
Bugün italyanca kursu arayışına girdim maalesef kurs olarak yok birebir özel ders var sadece ve saati 100 tl diyor, 30 saat verelim dedi onu da 1 buçuk ayda verecekmiş, özetle 3000 tl ediyor çok pahalı değil mi ya? Duolingo falan çalışsam öğrenir miyim acaba :/ hiç temelim yok bi de ama ne bileyim. Değer mi sizce napsam? Teşekkürler.
0
Olur. Bi site de vardi adini unuttum..sabah bulur yazarim.orasi da guzel mesela
0
Ben bir ara baya sarmıştım Duolingo'ya İtalyanca'da ve baya kelime öğrendim gibime gelmişti, bence yararı dokunur.
0
sparkle kiddle
ne oluyor bu dizide? birisi spoilerlar verebilir mi? izlemeye niyetim yok ama merak ettim. ya da link falan da olur kısaca okuyabileceğim.
ne oluyor bu dizide? birisi spoilerlar verebilir mi? izlemeye niyetim yok ama merak ettim. ya da link falan da olur kısaca okuyabileceğim.
0
Ya bok gibi dizi ilk bölümü izledim siktir et allah aşkına başkalarının adına utanıyorsun izlerken. Standart türk dizisi işte
0
yeni nesil kurtlar vadisi yapmaya çalışmışlar. erdal beşikçioğlunu oynatarak behzat ç hayranlarını da arkalarını almayı ummuşlar falan ama arada bi birkaç bölümüne baktım hiçbirini tam izlemesem de. çekilir gibi değil çok dandik dizi.
0
naapsam
Çok üzülüyorum, düzgün bi yerde yemek yiyip, pahalı bi kıyafet almak vicdan azabı oluyor. Siz nasıl dayanıyorsunuz?
Çok üzülüyorum, düzgün bi yerde yemek yiyip, pahalı bi kıyafet almak vicdan azabı oluyor.
Siz nasıl dayanıyorsunuz?
Siz nasıl dayanıyorsunuz?
0
vallahi bu kadar hassaslıkla ömür geçmez, bu kadar düşünmek insanı kanser eder
0
bu kadar iyi şartlarda yaşıyorsan onlara da yardım edebilirsin. pahalı kıyafet alıyorsan onlara da al, düzgün bir yerde yemek yiyorsan onları da götür.
0
Zeka sorununuz mu var? Yapmıyorum mu yazdım? Sadece kendim için de para harcıyorum.
Ay ben hiç düşünmemiştim yardım etmeyi!
Ay ben hiç düşünmemiştim yardım etmeyi!
0
naapsam, bizim zeka sorunumuz yok ama senin kendini ifade etme sorunun var bence. çünkü yazdığın yazıdan yardım ettiğin sonucu çıkarılamayabilir.
0
@anonymice, benim ailevi sorunlarım var. O yüzden kendim fakir bir hayat yaşıyorum maalesef.
0
benim de var, sürekli yardım ediyorum. hayat gelip geçici. bir gün varsın, bir gün yoksun. elinde imkan varken yapabildiğin kadar iyilik yap.
ben yardım ediyorum ama genelde şöyle oluşuyor; babam ya da kardeşlerim söylüyor, abi amcam şöyle kredi çekmiş ödeyememiş, kredi kartları bilmem ne kadar olmuş. halamın şöyle borcu varmış vs. onların borçlarını ödüyorum. yoksa eminim maaşa bağlasam evden çıkmaz, gidip çalışmaz benim akrabalar :)
ben yardım ediyorum ama genelde şöyle oluşuyor; babam ya da kardeşlerim söylüyor, abi amcam şöyle kredi çekmiş ödeyememiş, kredi kartları bilmem ne kadar olmuş. halamın şöyle borcu varmış vs. onların borçlarını ödüyorum. yoksa eminim maaşa bağlasam evden çıkmaz, gidip çalışmaz benim akrabalar :)
0
denizaya
Günler önce kol saatime su kaçtı...camın ortasında kabarcıklı su toplandı. sobaya, saç kurutma makinasına tuttum buharlaşmadı bu su, hala olduğu gibi duruyorlar...nasıl temizlerim bu suyu? ısıtmak işe yaramıyor:D
Günler önce kol saatime su kaçtı...camın ortasında kabarcıklı su toplandı. sobaya, saç kurutma makinasına tuttum buharlaşmadı bu su, hala olduğu gibi duruyorlar...nasıl temizlerim bu suyu? ısıtmak işe yaramıyor:D
0
hayırkaramuratbenim
çok fazla kiloluyum ve 65 kilo olup çok kiloluyum diyenlerden değilim. kilo verme işini bununla başarmak istiyorum ve sanırım p90 ve p90x ten ziyade bununla başlanmalı. şimdi asıl sorum şu: nerden edinicem ben bunu? eskişehirde yaşıyorum, elindeki veriyi paylaşmak isteyen olursa ya da link paylaşan
çok fazla kiloluyum ve 65 kilo olup çok kiloluyum diyenlerden değilim.
kilo verme işini bununla başarmak istiyorum ve sanırım p90 ve p90x ten ziyade bununla başlanmalı.
şimdi asıl sorum şu: nerden edinicem ben bunu?
eskişehirde yaşıyorum, elindeki veriyi paylaşmak isteyen olursa ya da link paylaşan olursa çok sevinirim.
kilo verme işini bununla başarmak istiyorum ve sanırım p90 ve p90x ten ziyade bununla başlanmalı.
şimdi asıl sorum şu: nerden edinicem ben bunu?
eskişehirde yaşıyorum, elindeki veriyi paylaşmak isteyen olursa ya da link paylaşan olursa çok sevinirim.
0
insanity `i kastediyorsun sanırım. ne kadar kilolusun o önemli? 176 boy 105 kg ile geçen hafta başlamak istedim, 3. gün omuz mr ı çektirmek zorunda kaldım, sonuç 15 gün fizik tedavi. Uzun lafın kısası çok dikkatli ol zorlama kendini.
0
yahu yapmayın rica ediyorum. böyle ağır programlar ancak bir süre "normal" bir sporu yapıp, vücudu alıştırıp yapılacak şeyler. yekten insanity ile başlanır mı yahu? hele ki çok kiloluysan asla girişme, kalbe çok yüklenirsin aniden o kadar kilo ile insanity'e başlarsan. burada bu işin uzmanları var, onlar daha iyi bilirler ama ben hiç tavsiye etmiyorum.
0
Bildigim kadariyla once basit yuruyusler ve birtakim gida urunlerinden uzak durarak baslaman gerekiyor.
0
cok kiloluysan kilo vermen daha kolay. ve diger cevaplarda da dendigi gibi dogrudan boyle agir sporlara girersen sakatlarsin kendini. yapman gereken cok kolay. ilk once yediklerine dikkat ediyorsun:
1-sekerin her turlusu ile iliskini kesiyorsun. eger cayi kahveyi sekerle iciyorsan cok sanslisin. herseyin ayni kalsa cayi ve kahveyi sekersiz icsen ayda 2 kilo verebilirsin.
2- fast food kesinlikle yemiyorsun. Pilav, makarna, patates, ekmek bunlarla olan iliskini de kesiyorsun.
3- yagli yiyeceklerden uzak duruyorsun.
4- ac kalmiyorsun. oyle gunde 100 gr salatalik yicem baska birsey yemicem deme. kahvalti, ogle yemegi, aksam yemegi hepsini ye. aksam yemegini 7'den once yemeye calis.
spor:
sadece gunde 30dk yuruyus, mumkunse sabahlari.
bu sekilde 1 ay devam etsen 5kilo civarinda verirsin. sonrasinda sporu yavas yavas artirarak devam edersin
1-sekerin her turlusu ile iliskini kesiyorsun. eger cayi kahveyi sekerle iciyorsan cok sanslisin. herseyin ayni kalsa cayi ve kahveyi sekersiz icsen ayda 2 kilo verebilirsin.
2- fast food kesinlikle yemiyorsun. Pilav, makarna, patates, ekmek bunlarla olan iliskini de kesiyorsun.
3- yagli yiyeceklerden uzak duruyorsun.
4- ac kalmiyorsun. oyle gunde 100 gr salatalik yicem baska birsey yemicem deme. kahvalti, ogle yemegi, aksam yemegi hepsini ye. aksam yemegini 7'den once yemeye calis.
spor:
sadece gunde 30dk yuruyus, mumkunse sabahlari.
bu sekilde 1 ay devam etsen 5kilo civarinda verirsin. sonrasinda sporu yavas yavas artirarak devam edersin
0
evet insanity yazacaktım yanlış yazmışım. peki tavsiyelerinize uyayım. insanity den uzak durup başka şeylere yanaşayım. teşekkür ederim :)
0
Çok fazla kiloluysan zaten insanity programların hiçbirini uygulayamazsın. Bu işi kafana göre yapma önce git bi devlet hastanesi endokrinolojinden ben kilo vermek istiyorum de tahliller yaptır, metabolik değerlerini ölçtür. Sonra bir diyetisyene git. Önceden bunları ayarla ki 1 ayda verdiğin kiloları 3 günde geri almayasın. Yoksa günde bir saat tempolu yürüyerek de verirsin kiloyu azar azar. Kısa zamanda sonuç bekleme bu işlerde.
0
pescador
yav çocuk dün intihar ediyorum diye duyuru açtıydı, artık moderasyon mu sildi kendisi mi bilmiyorum ama silindi duyuru. kendisini tanıyan eden var mı? herif o mutsuzlukla her şeyi yapabilir bence. fransız'a sahip çıkalım.
yav çocuk dün intihar ediyorum diye duyuru açtıydı, artık moderasyon mu sildi kendisi mi bilmiyorum ama silindi duyuru. kendisini tanıyan eden var mı? herif o mutsuzlukla her şeyi yapabilir bence. fransız'a sahip çıkalım.
0
esref abim de aynı şeyi mesajla sordu bana şindi. o da endişelenmiş. intaar edecek adam niye 4500 lira biriktirir ki?
0
Bu duyuruda ve cevaplarda bile çocukla dalga geçiyorsunuz. Biraz incelik lütfen.
0
ben o duyuruyu hiç öyle algılamamıştım ya ne safmışım.
adamı görsem tanırım da hiç adını neyimi bilmiyom :/
duyuruyu kendi silmedi mi ki?
adamı görsem tanırım da hiç adını neyimi bilmiyom :/
duyuruyu kendi silmedi mi ki?
0
ben kendimi iyi ifade edememişim: intaar etmemesini diliyorum, çünkü bir keresinde 4500 lira biriktirmiş olduğunu yazmıştı. bu kadar uzun soluklu ve sabırlı bir işi başaran insan, niye havlu atsın? bu düşünceden hareketle, intaar etmemiş olmasına inanmak istiyorum.
seksen9, adamın hesabı da uçmuş. esref abim dedi bana da.
seksen9, adamın hesabı da uçmuş. esref abim dedi bana da.
0
Çok yükleniliyor o adama. Sırf kız bulamıyor diye koca koca insanların bir gence bu kadar düşüncesizce yüklenmesini çok ayıp ve acımasızca buluyorum.
0
ben dünkü duyuruyu gördüm. adama herkes öl, geber, şunu yap, bunu yap dedi. olm bu adama böyle şakalar yapılmaz. valla ciddiye alır diye geçirdim içimden. intihar çok zor demişti. diğerleri cevap vermiş yoo o kadar zor değil şunu yapıcan bunu yapıcan diye.
0
secilmis uye
mea maxima, sarı çizgiyi 1 adım geçecen, hadi madi gibi bişey diyodu. o duyuru muydu? ben modlara ispiklediydim o cevabı.
mea maxima, sarı çizgiyi 1 adım geçecen, hadi madi gibi bişey diyodu. o duyuru muydu? ben modlara ispiklediydim o cevabı.
0
Belki de sanal intihardır. Gerçek hayatta değil de Duyuru'da kendini yok etmek istemiştir.
0
adam özel okulda okuyor 4500 tl biriktirmesiyle intahar etmeme bağlantısı anlamadım belki karıya gitmek için biriktirdi diyecem manken falan s.ker o paraya. şaka bir yana ankarada intihar haberlerini takip edin 20-23 yaş erkek.
0
mea maxima,
şaka yollu da olsa, ööle şeyler yazma lütfen. bu cevapları sadece soruyu soran okumuyo. yetmiş türlü insan var bu cevapları okuyan. şindiye kadar ona benzer şeylerin hepsini ispikledim.
şaka yollu da olsa, ööle şeyler yazma lütfen. bu cevapları sadece soruyu soran okumuyo. yetmiş türlü insan var bu cevapları okuyan. şindiye kadar ona benzer şeylerin hepsini ispikledim.
0
arkadaşlar hazır yeri gelmişken belirteyim. intihara meyli olan (veya olduğunu söyleyen) bir insanı buna teşvik etmenin etik ve ahlaki boyutunu geçiyorum, ama bu teşvik hali basbayağı tck'da düzenlenmiş bir suçtur. siz goygoy yaptığınızı sanarken adamın biri sizi bir şikayet eder c.savcılığına, başınız ağrır. burayı hiç ciddiye almayan olduğu kadar, kendi sosyal çevresinin darlığından burada yazılanları anne-babası söylemiş gibi ciddye alanlar da var. yapmayın öyle şeyler, kimin hangi durumda neler yaşadığını bilmiyoruz, dikkatli olmak lazım.
fransız da umarım iyidir, gittiği yer de sadece duyurudur.
fransız da umarım iyidir, gittiği yer de sadece duyurudur.
0
Intihar falan etmemistir bence saglamdir. Anonim bi yer olum burasi emin ol arkadas cevresinde buradaki gibi depresif takilmiyordur.
0
enee niye uçurdular ki abi ya. bilmiyom bu zamana kadar adama yeter artık diyen olsa da mesajlaşırken falan 'arada aklıma geliyor hep böyle değilim' diyodu. o da biliyordu yani ama olur ya gece gelen yalnızlık hissi. öyledir diyodum hep.
dün uyuyakaldım son cevapları görmedim ama atla da denmez yav adama.
belki duyurudan ayrılıyom demiştir hesabını silmiştir. dikkat çekmek için bile yapmış olabilir. yeterince dön dersek döner belki :)
üzmeyin la fransızı. bi zararı yoktu ki adamın. sosyal olmaya çalışıyodu burda. hem o kadar da tipsiz değil.
dün uyuyakaldım son cevapları görmedim ama atla da denmez yav adama.
belki duyurudan ayrılıyom demiştir hesabını silmiştir. dikkat çekmek için bile yapmış olabilir. yeterince dön dersek döner belki :)
üzmeyin la fransızı. bi zararı yoktu ki adamın. sosyal olmaya çalışıyodu burda. hem o kadar da tipsiz değil.
0
bence artık ''hiç sevgilisi olmamış adam'' kimliğinden ve bunun üzerine gelen esprilerden bunaldı, anonim takılıyor.
0
Mea maxima her duyurunun altindan off hep de kufur etmissiniz cok faydali bir ortam olmus gercekten ya da ayy ne sacma duyuru bu diye cikarken bunda niye ayni duyarliligi gosterememis hayret
0
ben kendi adıma şunu söyliyim, gerçekten merak ettiğim için açtım duyuruyu. yani benim amacım kesinlikle goygoy yapmak, "ölmemiş mi hala mk xD" demek falan değil.
ikinci olarak, fransız'a KİMSE, HİÇBİR ZAMAN, bakın altını üstünü çizerek bağırarak söylüyorum HİÇ KİMSE HİÇBİR ZAMAN kız bulamadığı için takılmadı. asla. duyuruda ben de dahil bir sürü adam "niye kimse bizi istemiyo sevmiyo" diye sorular sordu, cevaplar yazdı. yine bize de kimse "sizi kim niye istesin gerizekalılar" gibisinden bi şey söylemedi.
fransız kendine yükleniyor. sevgilisi olmadığı için depresyona giren, kendi deyişiyle genetik defekt olduğunu düşünen, sevgilisi olan erkekleri "alfa" zannedip onlar gibi olmak isteyen kendisi. kimse kusura bakmasın ama 22-23 yaşına gelmiş, altında arabası falan olduğu halde böyle şeyler yazan bir insanla dalga geçilir. siz bi şeyi bu kadar insanların gözüne sokarsanız alay konusu olabilirsiniz. bu herkes için geçerli. ben her duyuruya gidip "skim küçük" diye ağlarsam bi noktadan sonra ben de alay konusu edilirim bununla.
yani kimsenin fransız'ı istemediği, hor gördüğü, ondan nefret ettiği yok. adam kendi kendine çalıp oynuyor ve çok dikkat çektiği için bazı kişiler artık alaya alıyor. çünkü ister istemez, onun da dalga geçtiği düşünülüyor.
ancak yine de şu an konu bu değil. ben gerçekten kendine zarar verdi mi diye merak ettiğimden sordum. çünkü troll olduğuna inanmıyorum. o kadar dedik aq psikoloğa git dedik 4500 lira biriktireceğine gitseydin ya bi kere.
ikinci olarak, fransız'a KİMSE, HİÇBİR ZAMAN, bakın altını üstünü çizerek bağırarak söylüyorum HİÇ KİMSE HİÇBİR ZAMAN kız bulamadığı için takılmadı. asla. duyuruda ben de dahil bir sürü adam "niye kimse bizi istemiyo sevmiyo" diye sorular sordu, cevaplar yazdı. yine bize de kimse "sizi kim niye istesin gerizekalılar" gibisinden bi şey söylemedi.
fransız kendine yükleniyor. sevgilisi olmadığı için depresyona giren, kendi deyişiyle genetik defekt olduğunu düşünen, sevgilisi olan erkekleri "alfa" zannedip onlar gibi olmak isteyen kendisi. kimse kusura bakmasın ama 22-23 yaşına gelmiş, altında arabası falan olduğu halde böyle şeyler yazan bir insanla dalga geçilir. siz bi şeyi bu kadar insanların gözüne sokarsanız alay konusu olabilirsiniz. bu herkes için geçerli. ben her duyuruya gidip "skim küçük" diye ağlarsam bi noktadan sonra ben de alay konusu edilirim bununla.
yani kimsenin fransız'ı istemediği, hor gördüğü, ondan nefret ettiği yok. adam kendi kendine çalıp oynuyor ve çok dikkat çektiği için bazı kişiler artık alaya alıyor. çünkü ister istemez, onun da dalga geçtiği düşünülüyor.
ancak yine de şu an konu bu değil. ben gerçekten kendine zarar verdi mi diye merak ettiğimden sordum. çünkü troll olduğuna inanmıyorum. o kadar dedik aq psikoloğa git dedik 4500 lira biriktireceğine gitseydin ya bi kere.
0
fransızkalanadam hesabı bir numaradan ibaretti bence, bunu da ekleyeyim. ilk başlarda az biraz inandırıcılığı olsa da son zamanlarda iyice uzaklaşmıştı inandırıcılıktan. hesabın sahibi de bunu fark etmiş olmalı ki kendine güzel bir son hazırlamış. yine aramızda bir yerdedir, buna eminim :)
0
@mea maxima
Fransızın troll OLMADIĞINA dair en ufak bir şüphe duymuyor musun? Çünkü gerçek birisi olma ihtimali milyonda bir bile olsa yaptığın şey, lafı dolandırmadan söyleyeyim, vicdansızlık.
Milyonda bir bile olsa o klavyenin öteki ucunda yalnızlıktan psikolojisi bozulmuş, intihar etmeyi düşünen bir genç var ve sen ona "atla" diyebiliyorsun. Bu ihtimal bile böyle bir şeyi göze almak için çok yüksek. Burada bir kedi duyurusu olsa vicdan ve duyarlılığınla dağları delersin ama söz konusu gerçekten sorun yaşayan bir insanken bu kadar acımasız olmana söyleyecek söz bulamıyorum ve gerçekten kötü kalpli bir insan olduğunu düşünüyorum.
Fransızın troll OLMADIĞINA dair en ufak bir şüphe duymuyor musun? Çünkü gerçek birisi olma ihtimali milyonda bir bile olsa yaptığın şey, lafı dolandırmadan söyleyeyim, vicdansızlık.
Milyonda bir bile olsa o klavyenin öteki ucunda yalnızlıktan psikolojisi bozulmuş, intihar etmeyi düşünen bir genç var ve sen ona "atla" diyebiliyorsun. Bu ihtimal bile böyle bir şeyi göze almak için çok yüksek. Burada bir kedi duyurusu olsa vicdan ve duyarlılığınla dağları delersin ama söz konusu gerçekten sorun yaşayan bir insanken bu kadar acımasız olmana söyleyecek söz bulamıyorum ve gerçekten kötü kalpli bir insan olduğunu düşünüyorum.
0
Fransız troll mü değil mi ben de bilmiyorum. Sözlüğe ilk üye olduğu zamanlar bu konuyla ilgili bu kadar takıntılı olması bende troll hissi uyandırmıştı. Ama olmaya da bilir. Herkesin sıkıntısı ayrı ayrı. Herkesi kendimiz gibi sanmak başka. İnsanların çeşit çeşit dertleri var ve siiz dalga geçtiğini düşündüğünüz ya da dalga geçtiğiniz bir konuda o kişi çok hassas ve takık olabilir. Söylenenleri ciddiye alabilir ya da psikolojisi olumsuz etkilenebilir. Herkes goygoy yapmak için duyuru açmıyor burda. Gerçekten çevresiyle paylaşamadığı şeyler olabilir ve burdan görüş almak isteyebilir. O yüzden daha duyarlı olalım lütfen. Bu sadece belli insanların değil genel olarak duyurunun sorunu bence.
0
bilkentli intihar etti diye arattım. güncel haber yok. yapabileceğimin en iyisi bu.
özel mesajlarda hep o bana mesaj atmış, ben de cevap vermişim. bir daha cevap gelmemiş şimdiye dek. sizde de öyle mi yav? bu adamla özel mesajda sayfalarca konuşanınız var mı?
özel mesajlarda hep o bana mesaj atmış, ben de cevap vermişim. bir daha cevap gelmemiş şimdiye dek. sizde de öyle mi yav? bu adamla özel mesajda sayfalarca konuşanınız var mı?
0
@ninja bende de öyle genelde çok sohbet sürdüren biri değil. Ben de sohbet etmek istemiştim aslında.
0
abi intihar duyurusunu bilmiyorum.
ama fransız kendisini gereksiz eziyordu. yanlış hatırlamıyorsam konsolos çocuğu gibi birşeydi. cenevrede falan yaşadığından bahsediyordu. 4500 lira birikimi 40 bin liralık aracı olduğunu söylemişti.
şimdi bu veriler ışığında, dwarf da olsan sevgili bulursun. bulamıyorsan da intihar etmezsin yani bugün olmaz yarın olur.
yine de intihar etme olayı ciddiyse umarım bir şey olmamıştır.
ama fransız kendisini gereksiz eziyordu. yanlış hatırlamıyorsam konsolos çocuğu gibi birşeydi. cenevrede falan yaşadığından bahsediyordu. 4500 lira birikimi 40 bin liralık aracı olduğunu söylemişti.
şimdi bu veriler ışığında, dwarf da olsan sevgili bulursun. bulamıyorsan da intihar etmezsin yani bugün olmaz yarın olur.
yine de intihar etme olayı ciddiyse umarım bir şey olmamıştır.
0
Kimsenin aklına da "kız bulmuş olma" ihtimali gelmiyor. Belki de buldu ve bulduğu gibi bıraktı bizi. Hani yazdıkları ciddiyse o adam kızı bulunca interneti bile bırakır :D
Ayrıca troll ya da değil, öyle intiharlı duyurularda dalga geçerek komik olmuyorsunuz gençler. Hatta son derece itici oluyorsunuz, bilin istedim.
Ayrıca troll ya da değil, öyle intiharlı duyurularda dalga geçerek komik olmuyorsunuz gençler. Hatta son derece itici oluyorsunuz, bilin istedim.
0
bana kenarda 7000 tl param var aşkı satın alabilir miyim gibi bir şey yazmış. epey bi önce. 1,5 ay önce.
0
ya arkadaşlar o duyurudaki cevaplar ne öyle yani tamam komiklik şakalar belki de trolldü vs. ama yani hani bir tarafsız gözle kendinize dışarıdan bakıp okuyun şu verilen cevapları.
hoff üzüldüm içim şişti. bir şey de dememiş çocuk. yapmayın böyle yani, trolldüyse bile bi zararı yoktu kimseye.
neyse ben de aşırı dramatik yaklaştım galiba ama. yapmayın öyle yine de. varsın troll olsun.
hoff üzüldüm içim şişti. bir şey de dememiş çocuk. yapmayın böyle yani, trolldüyse bile bi zararı yoktu kimseye.
neyse ben de aşırı dramatik yaklaştım galiba ama. yapmayın öyle yine de. varsın troll olsun.
0
intihar ettiyse bu bence buradaki kimsenin suçu değil. kimse de buna sen ne ayaksın sevgilin mi yok hahaha demiş değil. bu arkadaş hiç sebebi yokken devamlı kendini acındıran, her duyurusunda, her cevabında hiç alakasız bir konu da olsa kendi abazanlığından dem vuran bir insandı. bence biraz mazoşistti yani. kendisiyle birkaç kere konuştum, etme dedim, yapma dedim, kafanı rahat tut, ortamını değiştir, değişik aktiviteler edin dedim, eminim 100 kişi daha da demiştir ama adamda hiçbir davranış değişikliği de olmadı. bir yerde troll olduğunu da düşündüm ama kim bu kadar sıkıcı ve kendini tekrarlayan bir troll olmak ister gerçekten bilmiyorum. güldüren bir şey de değil hani. cocodancer, shedracon, mhmt gibi değil. işin garibi ben kendimi çok tuttum bununla dalga geçmemek için. buradaki insanlar da çok sabırlıymış ha. bunun saçma sapan "abi boşver zaten o kız başkasına 100 kere vermiştir yaa. bizim gibiler hep elini sevecek yapacak bi şey yok" türü umutsuz pesimist cevaplarını görüp galeyana gelmediler.
özet: ne ettiyse kendine etti. sanki uzun zamandır süren bir linç vardı da dün gece son noktaya ulaştı izlenimi edinecek okuyanlar ama öyle bir durum yok.
özet: ne ettiyse kendine etti. sanki uzun zamandır süren bir linç vardı da dün gece son noktaya ulaştı izlenimi edinecek okuyanlar ama öyle bir durum yok.
0
Fransız takıntılı biri. Dünyayı birliktelik- yalnızlık ekseninde okuyor , verdiği cevaplar da hep aynı oluyo o yüzden. Kadın çok erkek az, yalnız olmaktansa ahlaksız ol, sevgilisiz yaşamaktansa ölmek daha iyi vs.
Endişeleri de çok bariz. İki kez bir araya gelince karşılıklı susarsak ne olacak diye duyuru açtı. Bir trolun bunu merak edeceğini hiç sanmıyorum.
Biri elinden tutsa da psikologa goturse keşke.
Endişeleri de çok bariz. İki kez bir araya gelince karşılıklı susarsak ne olacak diye duyuru açtı. Bir trolun bunu merak edeceğini hiç sanmıyorum.
Biri elinden tutsa da psikologa goturse keşke.
0
@ninca hea ben konuşurdum arada. fotoğraflarını filam atmıştı ben de yorum yapmıştım. hatta 9 kişiye attım hepiniz aynı şeyi söylediniz demişti. silmeyeydim mesajları keşke.
la olm kimse adama niye destek olmadınız demiyo ki. verilen her cevabı ciddiye almak saçma zaten de troll demeyin bari adama.
la olm kimse adama niye destek olmadınız demiyo ki. verilen her cevabı ciddiye almak saçma zaten de troll demeyin bari adama.
0
maşallah evde yokuz diye yine ayaküstü suçlu ilan edilmişim.
herkes yapmacık hümanist, sevgi böcüğü olmuş, bir tek ben kötü insanmışım :)
öncelikle önemli bir konuyu açığa çıkartalım. Fransız trolldür demedim. trollük yapıyor dedim.
ikisinin arasında çok fark var.
Fransız gerçek bir kişilik. hayatı, yaşadıkları gerçek. ama bunları abarta abarta yazıyor. kendi hayatının üzerinden "trollük" yapıyordu. bunu bizzat kendisi de söylüyordu.
10 gün önce filan bir duyuru açmıştı. bekar ve yalnız adamın yanına kimse gelmiyor, ama evli adamların etrafı kız dolu. ben de okul bitince evlenicem sonra gecelere akıcam, her gece birisi ile beraber olucam.
bu duyurunun altına bir sürü şey yazılmıştı. söylesin, böylesin, iğrençsin. ben de yahu ne ciddiye alıyorsunuz. trollük yapıyor dedim.
Fransız sabah geldi. onlarca kişiye bir şey demedi ama mmc haklı ben trollük yapıyorum, dün akşam da abartmışım dedi.
o yüzden müsterih olun. intihar filan etmeye niyeti yoktu, intihar etmedi. etmez de.
ancak sanırım böyle ciddi bir konuda aklınca eğlendiği için artık yönetim bu kadar da yeter dedi ve uçurdu.
ya ayrıca amma fakirmişsiniz. 4500 lira biriktirmiş, woooow filan diyorsunuz. 4500 lira ne arkadaşlar pardon? tamam sizler için çok olabilir ama bilkentte filan okuyan, arabası olan adam için ne ki o para? ayrıca her 4500 lirası olan intihardan vaz geçseydi o kadar zengin adam niye intihar etti şimdiye kadar???
herkes yapmacık hümanist, sevgi böcüğü olmuş, bir tek ben kötü insanmışım :)
öncelikle önemli bir konuyu açığa çıkartalım. Fransız trolldür demedim. trollük yapıyor dedim.
ikisinin arasında çok fark var.
Fransız gerçek bir kişilik. hayatı, yaşadıkları gerçek. ama bunları abarta abarta yazıyor. kendi hayatının üzerinden "trollük" yapıyordu. bunu bizzat kendisi de söylüyordu.
10 gün önce filan bir duyuru açmıştı. bekar ve yalnız adamın yanına kimse gelmiyor, ama evli adamların etrafı kız dolu. ben de okul bitince evlenicem sonra gecelere akıcam, her gece birisi ile beraber olucam.
bu duyurunun altına bir sürü şey yazılmıştı. söylesin, böylesin, iğrençsin. ben de yahu ne ciddiye alıyorsunuz. trollük yapıyor dedim.
Fransız sabah geldi. onlarca kişiye bir şey demedi ama mmc haklı ben trollük yapıyorum, dün akşam da abartmışım dedi.
o yüzden müsterih olun. intihar filan etmeye niyeti yoktu, intihar etmedi. etmez de.
ancak sanırım böyle ciddi bir konuda aklınca eğlendiği için artık yönetim bu kadar da yeter dedi ve uçurdu.
ya ayrıca amma fakirmişsiniz. 4500 lira biriktirmiş, woooow filan diyorsunuz. 4500 lira ne arkadaşlar pardon? tamam sizler için çok olabilir ama bilkentte filan okuyan, arabası olan adam için ne ki o para? ayrıca her 4500 lirası olan intihardan vaz geçseydi o kadar zengin adam niye intihar etti şimdiye kadar???
0
feci şekilde önyargılı ve dar vizyonlusunuz. dünyanız da duyurularla sınırlı.
biraz dışarı çıkmakta fayda var.
insan evde oturunca çok takıyor buraları, karamsar oluyor. seçenekleri göremiyor.
biliyorum, neden ben de çok oturuyorum :) ama dışarı çıkıp değişik şeyler yapınca hayat değişiyor.
biraz dışarı çıkmakta fayda var.
insan evde oturunca çok takıyor buraları, karamsar oluyor. seçenekleri göremiyor.
biliyorum, neden ben de çok oturuyorum :) ama dışarı çıkıp değişik şeyler yapınca hayat değişiyor.
0
uçurulmadı beyler ne uçurulması. troll troll diye zırlayıp en büyük trollün kendisinin olduğunun farkında olmayanların lafına ne bakıyorsunuz. o anda uçurulmuş olsa o duyurunun altında yazılan yasadışı suç içeren cevaplar da o anda silinirdi. kendisi kapadı hesabını aldığı insanlık dışı cevaplardan sonra. cevaplar ve duyuru da çok sonra silindi verilen cevaplar yasal açıdan sorun oluşturacağı için. evet birisine intihar ile ilgili tavsiye vermek suçtur öğrenin bunu.
0
@newbie belki de senin dediğin doğrudur.
ancak çok komiksiniz ya. insanlık dışı cevaplar almış da yıkılmış, hesabını kapatmış filan.
canı sıkılmıştır onun. ilgi çekmeye çalışıyor. duyurusuna cevap verilsin, mesaj atılsın filan.
ancak çok komiksiniz ya. insanlık dışı cevaplar almış da yıkılmış, hesabını kapatmış filan.
canı sıkılmıştır onun. ilgi çekmeye çalışıyor. duyurusuna cevap verilsin, mesaj atılsın filan.
0
ilgi çekmeye çalışıyor da olabilir seni niye geriyor ki bu? başkalarına biraz dışarı çıkın falan diyene kadar bi zahmet sen de şu duyurudan kaldır kafanı da bir hava al kendine gel. sabah akşam burada insanlara sataşana kadar.
0
@mea iyi ki bi dışarı çıktın ha! perşembe gecesi evde oturan insanları ezikliyon.
duyuru çok ciddiye alınacak bir yer değilse neden cevabını yazıp gitmiyosun ki? hadi ben ezik insanım tek derdim duyuru da sen neden sürekli başka ne yazılmış, kim bana ne demiş diye kontrol ediyosun ki?
ayrıca ister sevme, istersen dikkat çekme olarak gör, istersen samimiyetine hiiiç inanma ama burda olaya iyi niyetle yaklaşan insanların düşüncelerini değiştirmeye çalışma bi zahmet. neden kendini yorduğunu anlamıyorum. tamam sen haklısın dememiz mi lazım illa?
bu zamana kadar duyuru altlarında haklı çıkma çabanı hep saçma bulsam da ilk defa cevap veriyorum sana. o da isminin geçmediği, aslında animal'a yazdığım şeyi üzerine alınıp cevap yazdığın için. neyse son olur umarım.
duyuru çok ciddiye alınacak bir yer değilse neden cevabını yazıp gitmiyosun ki? hadi ben ezik insanım tek derdim duyuru da sen neden sürekli başka ne yazılmış, kim bana ne demiş diye kontrol ediyosun ki?
ayrıca ister sevme, istersen dikkat çekme olarak gör, istersen samimiyetine hiiiç inanma ama burda olaya iyi niyetle yaklaşan insanların düşüncelerini değiştirmeye çalışma bi zahmet. neden kendini yorduğunu anlamıyorum. tamam sen haklısın dememiz mi lazım illa?
bu zamana kadar duyuru altlarında haklı çıkma çabanı hep saçma bulsam da ilk defa cevap veriyorum sana. o da isminin geçmediği, aslında animal'a yazdığım şeyi üzerine alınıp cevap yazdığın için. neyse son olur umarım.
0
@89
üzüleceksin ama yazdığın cevabı okumadım.
niye kendinizi bu kadar önemli görüyorsunuz anlamıyorum. seni tanımam. yazdıklarını da hatırlamıyorum.
herkesin birbirine terbiye vermeye çalışması da çok komik. bana zamanında annem babam yeterince terbiye verdi ya da veremedi.
bu akşam böyle cevap yazdım çünkü nedense fransıza cevap yazan onlarca insan arasında bir ben kötüymüşüm.
komik olmayın ya. burada çok sayıda insan ümitsizliğini yazdı, intihardan bahsetti. elimizden gelirse bir şeyler söyledik. ben herkese doktora, psikoloğa gitmesini söylerim, doktorunu dinlemesini, ilaçlarını aksatmamasını söylerim.
Fransız bu insanlardan birisi değil. dün akşam da saçmalıyordu. durum bu.
üzüleceksin ama yazdığın cevabı okumadım.
niye kendinizi bu kadar önemli görüyorsunuz anlamıyorum. seni tanımam. yazdıklarını da hatırlamıyorum.
herkesin birbirine terbiye vermeye çalışması da çok komik. bana zamanında annem babam yeterince terbiye verdi ya da veremedi.
bu akşam böyle cevap yazdım çünkü nedense fransıza cevap yazan onlarca insan arasında bir ben kötüymüşüm.
komik olmayın ya. burada çok sayıda insan ümitsizliğini yazdı, intihardan bahsetti. elimizden gelirse bir şeyler söyledik. ben herkese doktora, psikoloğa gitmesini söylerim, doktorunu dinlemesini, ilaçlarını aksatmamasını söylerim.
Fransız bu insanlardan birisi değil. dün akşam da saçmalıyordu. durum bu.
0
@truman, yok o duyuru değil zaten sonra başka açtı. genetik defektin yok olma zamanı geldi, 23 yıl kutlu olsun tarzı bi şey yazmıştı.
0
Yok mu Bilkentli kimse, fotosu var, işletme okuyordu galiba. Okulda baksın sağa sola görür illa ki. En azından yaşadığını biliriz
0
sıkıntı yok
www.milliyet.com.tr
bu arada ne kadar çok şey yazılmış adam buradayken kimse takmıyodu dışlıyodu özledik seni fransız okuyosan benzer bitane nickle üyelik aç bekliyoruz
www.milliyet.com.tr
bu arada ne kadar çok şey yazılmış adam buradayken kimse takmıyodu dışlıyodu özledik seni fransız okuyosan benzer bitane nickle üyelik aç bekliyoruz
0
seçmeli almanca dersi alıyordu. alın çemberi daraltacak bir ipucu da benden.
0
Resimli ilan bastırıp Ankaranın dört bir yanına asarmışız "fransız geri dön" diye sdassads
0
arkadaşlar tamam cevablar verildi konu açıklığa kavuşturuldu (gibi) lütfen kavga etmeyelim
inciswf.com
inciswf.com
0
Ben de görmüştüm adamı ve hakkaten pek ezildiğini görmedim burda. Herkes yardımcı olmaya çalışıyordu kendi çapında. 170 boyundayım kısayım diyor. Bu bence psikolojik bir sorun. Çünkü zaten 170 çok kısa bir boy değil. Tipini de gördüm, efendi adam tipi var. Böyle ailenin tıp fakültesinden yeni mezun olmuş çocuğu gibi ya da yeni memur, avukat falan gibi bir tipi var. Tipsiz değil yani. İyi bir eğitimi var ve maddi durumu da yüksek. İntihar edeceğini sanmam. Sadece asosyal olmasını çok kafaya takıyor.
0
arkadaş hadi biz kötüyüz de burası o kadar sevgi böceği dolu. hiç kimse fransızın telefonunu, facebook'unu almamış mı? Ankara'da yaşayanlar bir kahve içip tanışmamış mı kimse.
0
holydreamer
zaman içersinde hem datası büyüyecek hem de bandwidthi artacak bir proje için sunucu arıyoruz. vps, vds, cloud hangisini hangi firmadan almamızı önerirsiniz? bir de türkiye odaklı olmak üzere tüm dünyaya hizmet verecek bir proje olacak. yurtiçi/yurtdışı sunucu seçeneklerinden hangisi daha sorunsuz o
zaman içersinde hem datası büyüyecek hem de bandwidthi artacak bir proje için sunucu arıyoruz. vps, vds, cloud hangisini hangi firmadan almamızı önerirsiniz? bir de türkiye odaklı olmak üzere tüm dünyaya hizmet verecek bir proje olacak. yurtiçi/yurtdışı sunucu seçeneklerinden hangisi daha sorunsuz olur?
0
amazon derim, yada tr içi yapacaksanız sadecehosting'de olabilir. yanlız amazon kur farkı nedeni ile dezavantajlı olabilir başlarda.
0
