agiz ve dis hastanesine gidin.ben bi kac hafta once agri kesici yapsin bari en azindan diye gittim.cekmeye musaitmis disim.hem cekti hem de randevusuna gelmeyecek birinin yerine ertesi gune sira verdi.demek istedigim acilde de cektirebilirsiniz durumda bi sikinti yoksa eger.

Ataşehir ağız ve diş sağlığına gittim geçtiğimiz günlerde randevu alarak.

Doktor muayene bile etmeden panaromik röntgen çektirdi ve bunu çene cerrahı tarafından çekilmesi lazım diyerek gönderdi :) Özel hastanede gidip çektirebilirsin dedi ama özel sigortam yada SGK karşılamıyor sanırım

Kimin gorevi nedir ne degildir belli degil ya.ben gece 22de siddetli ağriyla gittim.film cekti.hmm cekilir simdi bu dedi.cekti.bem sormadan istemeden yapti bunlari.isime de geldi.agrim dindi.kanal tedavimi yapti ertesi gun.eve geldim bi actim agzimi yan tarafta yeni baslayan bi curugu de halletmis.bir tasla 3 kuş. O gittiginiz yer de nasil kurtulurum işten derdin demi acaba? Anlamadim :/

üniversitelerin diş hekimliği fakültelerini araştırın.

@tosunpasa araştırdım 4-6 ay sonrasına ancak randevu verebiliyorlar.

Altunizade başkent üniversitesi hastanesine bagli bir dis kliniği var. Ayrıca özelde de disiniz gömük olmadigi için çekim fiyati en fazla100 TL civarinda olur. Daha uygun bile olabilir. Yirmilik diş çekimi gömük olmadigi müddetçe azi diş çekiminden çok da farklı değildir. Hele ki üst 20likse ve kökleri birlesikse sandiginizdan çok daha kolay cikar. Röntgen elinizde mevcutsa mesaj ile yollayabilirsiniz.

@gusano teşekkürler özelden yolladım :)

zaten bakarak yapman zor kareli bir kağıtta örneğinin olması lazm yeni başladıysan. ya da o şekilde işlenmiş bir yastığın elinde olması lazım ki ordan baka baka yap. istersen yardımcı olabilirim :)

@for day to break, biliyorum bu etamin değil ama ben bunu işlemek istemiştim. ama zormuş.
@sta, teşekkürler, bi başlasam belki kendi kendime gidebileceğim de önce bi örnek lazım.

CrossStitch diye aratsaniza gorsellerden.bakalim istediginiz gibi birsey bulabilirsiniz belki.ben de yapmak istiyorum.

8858 gün uf

11.375

9045:) 10 binde bırakırım.

9 bin küsür lanet olsun.

tükenip tükenip yeniden doğduklarımı saymazsak, 10bin küsür bir şeyler.

en genç ben miyim, yapmayın.

8487

9903

11502 gün. Zaman çabuk geçmiş meğer.

8237
azmış yav.

En 'günlü' benim.solemiycem :)

7225 çıktı gayet iyi :p

8614 benimki. hane sayısına saygı duruşu:) @krem peynir

9781

yalnız 86 nisan doğumluyum. 26 yıl 6 ay diyo. ben 28 yaşındayım diye biliyorum. 26 yaşındaysam çok sevincem asjflkhsa

onikibinaltıyüzdoksanbeş gün.

@spirit crusher bugüne göre hesapladın diğ mi?

6415. 50 dakika sonra bir gün daha bitecek. 6416 olacak. Çok garip lan. Vapurlar falan...

8376 imiş.

siteden bakmadan 12000 falandır diyordum küçük bir hesapla (çok küçük), ben mat 1'den tekrar başlıyorum arkadaşlar.

8060 yeni geldik daha tabi

@antihistaminik, evet.

7563

OLMASAYDIM DA OLURDUK

10537 yaşlanmaya başladık artık..

10666

güzel sayı bence.

der meister +1 :D

Avanosta Akman Butik otel. Kesinlikle memnun kalırsın.

Butce belirtmekte fayda var.

Göreme'deki ottoman cave otel , şahinbaşlı odası çok güzeldi , ama bir kişi için büyük gelebilir

Kabin cantana bavulundan birseyler aktar.zeytin sisesini poset icinde posete sar.bavula koy.

kabine alinmaz. poset poset sar bavula koy

vakumlatamaz mısın?

uçakta yolculara ikram et

rüyada yüksek mevkideki insanları görmek, yükseleceğini, büyük başarıların olacağını gösterir

Haberleri izleyip yatmissin.

Bu yaz ameliyat oldum. Doktorun ilk sorusu lens kullanıyor musun olmuştu. Uzun süreli lens kullanımında kornea incelmeye başlıyor ve belli bir kalınlığın altına indiğinde ameliyat olamıyorsun.

Aslında olamıyorsun demeyelim, çünkü temassız ameliyat da mümkün. Daha pahalı, daha acılı ama mümkün. Zaten tahmin ediyorum kuruluktan kösele gibi olmuştur gözlerin 8 yıl sonunda.

Tavsiyem ameliyattır.

ben de uzun yıllardır lens kullanıyorum. galiba zamanla gözün o en dış tabakası neyse orası hasar görüyormuş. lensim benim bi parçam gibi artık. batma, göz-baş ağrısı vs yaşamıyorum.

yaklaşık 5 yıldır kullanıyorum, göz kuruluğu tek problemim. evdeyken takmamayı tercih ediyorum bir süredir, takmadığım zamanlarda bile gözler yine de kuru ama.

numaram aşırı yüksek olmadığı ve üstelik hala ilerlemeye devam ettiği için çizdirmeyi düşünmüyorum.

Valla amcam goz doktoru.sulalede her evde en az 2 hatta 3 kisi gozluklu.doktor olan kendisi cocuklari dahil.cizdirmeyi asla tavsiye etmiyor.kendi de cizdirmiyor.gozluge devam malesef:/

Soruya cevap olmamis ama ne lens ne cizdirmek sağlıklı alternatifler degil malesef.10 sene lens taktim.artik takamiyorum.gozlerim mahvoluyor 1 saat icinde.

annem teyzem gençliklerinden beri kullanıyor, daha onlar başladığında lensler camdı türkiye'de:)
hala bişi olmadı.

19 senedir kullaniyorum. Hic sorun yasamadim. ama gozu lense hassasiyet gostermeye baslayan cok arkadasim oldu.

hassasiyet gosterene kadar bekle sonra cizdirirsin.

6 saat sürer.

ulusoy'u tavsiye ederim. o olmazsa sivas huzur turizm o da olmazsa sivastur o da olmazsa selçuk canlar turizm, o da olmazsa otostop çekin o da olmazsa en son çare metro'ya binebilirsiniz.

O da olmazsa tren:)

Beşiktaş'a getirebilirseniz bizim kuşçu kadın var. Ona veririz hemen sahiplendirir. Kediler de yeni evlerinde mutlu olurlar. Çok da güzellermiş.

Kuscu kadin kesin sahiplendirebilir mi?
Sari cok guzel hepsi ankara tavsani gibi tuylu tuylu:)))

Ben ona kuşçu değil, deli kadın diyorum ama kedi sahiplendirmekte neredeyse 1 numara. Yavruların 1 aylık olması gerekiyormuş alması için.
Ben iki aydan önce anneden ayırmak istemediğim için, 4 aylık yavru başıma kaldı işte (=

Deli kadın demek daha da doğru aslında. :) Kediler çok sevimli görmesinde fayda olabilir belki?

anne kediyi bir an önce kısırlaştırmanızı öneriyorum. Bol şans

Kim bu kadin telefon vs nasil iletisime gecebilirim? Kediler 35 gunluk oldular

Bu kuşçu deli kadın kimse açık adresini alabilir miyiz bende de sahiplendirilecek kedi var:)

Cok tatlilar masallah!daha cok fotoğraf yukleyin.cok guzelleer ;)

Kuşçu kadın:
harita.yandex.com.tr

Biraz daha spesifik olabilir misiniz? Haritada turkcell tattoo kasap vs var. yani kuscu kadin dediginiz bi petshop falan mi yoksa o cevrede dolasan bi kadin mi? Simdi kedileri kutuya koyup adrese gitsem kadini nasil bulabilirim? O civarda oturuyorsaniz(bizimkuscu dediniz) kendisinden telefon isteyebilir misiniz?

Tamamdir petahopu gorsum :)

Profesor olacak yasa gelmissin! Okunmaz!

başlanır.

25 yaşında tıpa başlamayı düşünüyorum.

başlanır hiç sıkıntı olmaz.

Başlanır. Zaten hazırlığıydı, 2. senesiydi derken 20de başlayanlar var bayağı.

şu anki durumuna, hedeflerine falan bağlı olarak değişir ama tek aklına takılan yaş olayıysa sıkıntı olmaz okunur. babam hukuk fakültesinden mezun olduğunda ben 7 yaşındaydım o da 32-33 yaşında falanmış demek ki. İkinci mesleğiydi gerçi onun ama "bu yaştan sonra bizden geçmiş, kafam almıyor" olayları olmadı hiç. çok alışmak gerek ama hem kazanmak hem de adamakıllı mezun olmak için..

zaten bi çok insan 24-25 yasında mezun oluyor artık.hiç geç değil.

istiyorsan başlanır. mesleğin getireceği tüm sonuçları göz önüne alabiliyorsan oku. eğer hukuk fakültesinde okumak veya adaletle ilgili bir mesleğe dahil olmak istemiyorsan başlama sakın, hem çok sıkılırsın çok bunalırsın, hem de çok çalışmak zorunda kalırsın. dünyadaki en kötü kesişim, sıkılıp bunaldığın halde çalışmak zorunda olmak. meslek hayatı da aynı şekilde, sevmiyorsan, sıkılıp bunalırsın ve çalışmak zorunda kalırsın.

duyurularını görüyorum arada, bence hukuktan başka bir bölüm seç dostum. ölümüne istemiyorsan hukuk fakültesinde okumayı ve hukukçu olmayı, inanılmaz sebatkar olmalısın bitirmek için ve bitirdikten sonra herhangi bir maddi beklenti içine girmemelisin.

kısacası seviyorsan gel, sevmiyorsan hiç bulaşma.

seyfi oktay, hukuk fakültesini 10 yılda mı ne bitirmişti. adam, adalet bakanı oldu.

Başlanır tabii ki. Bizim fakültede afla gelen, dgs ile gelen yaş ortalaması 35 olan bir sürü kişi var. :)

Hukuk bana göre en az 35 yaşından sonra okunması gereken bir bölüm. Geç kalmışsın diyenleri ciddiye alma, onlar eğitimden anlamazlar.

ben de 22de baslayacagim uni ye farketmez yas rahat ol abi. hukuk da okunur tip da okunur herhangi bir bolum okunur o sorun degil. onemli olan sen hukugun senin istedigin sey olduguna emin ol. gerisi onemli degil yas vs. 18 de girip 22de bitirmiyor cogunluk zaten. bitirenlere de madalya takmiyorlar.

Başla, niye geç olsun, sevmediğin bi meslekte 40 yıl geçireceğine...

benim peder 30-35li yaşlarında bitirmiş istanbul hukuğu. 70 yaşına kadarda yaptı mesleğini sen düşün :)

22 yaşında hukuk dahil olmak üzere tüm bölümlere başlanır.

ben üniv. bırakıp 21 de başladım. şu an 23 üm 3.sınıftayım.zaman çabuk geçiyor. Kafana uygun bir ortama düşersen çok eğlenebilirsin. Hukuk okursan gelecek kaygında olmaz. 2 sene uzatsan bile 27 gibi mezunsun.

ben 22 yaşında üniversiteye girdim.pek sıkıntı yaşamadım.23 belki geç ama 22 kesinlikle değil.

22de Tıp fakültesine başlamıştım.

30 da 35 de bile olur

Lisans+yüksek lisans derken okuldan insanlar artık 27'sinde ayrılıyor. Bariz okunur.

Ben 25 yaşımda afla döndüm şimdi son sınıftayım. Artık baymaya başladı o kesin ama senin yaşında olsaydım hiç problem etmezdim. Zaten hukuk fakültelerinin yaş ortalaması genelde diğer fakültelerden yüksek oluyor, hem geç bitiren çok, hem de senin gibi sonradan yazılan bir çok insan vardır.
Bir de yukarıda da yazıldığı gibi aslında hukuk gerçekten 18 yaşında girip 22 de mezun olunacak bir bölüm değil. Mesela ABD'de bildiğim kadarıyla lisans mezunu olman gerekiyor hukuk fakültesine girebilmek için, yani 2. üniversite olarak okuyabiliyorsun.
Kısacası yaşı hiç dert etme, hiç geç değil. Ancak sadece avukatlık mesleği bu tantanaya değer mi, bunun değerlendirmesini iyi yap derim.

hukuk okuyacaksınız ama sonunda ne yapacaksınız? asıl soru bu bence. okunur, okumanın yaşı yok. bizim okulun birincisi 42 yaşındaydı :D

etrafınızda hiç tanıdık avukat olmadığını ve kendi ofisinizi açacak durumda olmadığınızı varsayarak başlarsak. 26-27 yaşında okul bittikten sonra staj yapacaksınız ve şunu da hesaba katın sizinle aynı yaştaki adamlarla çalışıp onların kağıt işlerini yapcaksınız. bunun yanında, piyasada ölücü bol olduğu için, alacağınız ücret de çok komik olacak.

ha bu arada 5 sene sonra iyi bir ücret almanız, istisnai bir adam olmadıktan sonra zor. unutmayın sadece 4 senelik tecrübeniz var. eğer askere giderseniz 3 ya da 3.5 sene. alacağınız ücret en iyi ihtimalde 3 bin ya da 4 bin olur. bu en kötü senaryo.

en iyi senaryo, bir şekilde ülkedeki lider hukuk firmalarından birine girersiniz, oradan sonrası kolay zaten, yaşın fazla bir önemi olmaz. alır yürürsünüz oradan.

hakimlik savcılık sınavı için en az 1 sene çok sıkı çalışmanız gerekir. kolay bir sınav değil ve çoğu şeyi ezbere dayanıyor. nasıl ygs'ye-lys'e çalışıyorsanız o şekilde çalışacaksınız. bunun kaçarı yok. işle yürütürebilirsiniz fakat çok çok zor.

bunun dışındaki işler içinse bir problem teşkil etmez. fakat avukatlık yapmak istiyorsanız, iyi düşünün ona göre karar verin.

30 yaşında dahi olsan başlanır. Ciddiye alma sebepsiz yere başlanmaz diyen dümbükleri. Hukuktan mezun olmak mesele değilse, -avukatlık için konuşuyorum- avukatlık da mesele olmaz. Tamamen çevreye, duruşuna bağlı. Piyasada leş avukatlar dolu. Asgari ücrete tamah eden fotokopicileri avuakt diye saldılar ortaya zaten. Onlardan bir farkın olacağını düşünüyorsan gel başla derim ben sana. 30 yaşına geldiğinde senden sadece 2 3 yıl tecrübe farkı olacak. Kapanmayacak bir şey değil.

Bundan sonraki süreçte disiplinli çalışarak, bitirebileceğin en kısa sürede bitirmeyi kafana koyduysan okunur elbette, niye okunmasın. Bu konuda bir yaş sınırı vs. olduğunu da düşünmüyorum.

Uzatmak ancak yurtdışında dil eğitimi, ciddi hobilere yönelmek ve bunlara zaman harcamak durumunda kabul edilebilir bu saatten sonra. Gidin hayallerinizin peşinden arkadaş, ben gidemedim, beceremedim istediğim bölümde okumayı. Pişmanım :(

depresyon gibi geldi bana. yaşadıklarının benzerini bende yaşadım yaşıyorum cinsellik hariç. Kimse teklif etmiyor :P Sevdiğin birisiyle ilişkiye girmek senin seçimin. Gey değilsin.

Klasik olacak ama bir hobiye başla derim. Spor da olabilir. Kendine bir hedef belirlemelisin. Durumun kötü değil merak etme senlik birşey yok. İnsanın uğraşacak bir hobisi yada arkadaşı olmayınca malesef böyle sıkıntılar içersine giriyor. Geçicektir.

yok abi rahat ol normal adamsın.

önüne gelenle sikişmeyen gay mi olucak lan yok öyle şey, diyenlerin ağzına kürekle vur. herkesin kendi tercihi.

içki de öyle, sarhoş olmaktan korkuyor olabilirsin, içmek istemiyor olabilirsin. bir birada sarhoş oluyorum deyince dalga geçen adamın ta amına koyim. herkesi kendisi gibi olması gerektiğini düşünen kişiler yüzünden psikolojin bozuluyor boş yere.

siktir et amk, gayet normal bi adamsın rahat ol.

Çok samimi yazmışsın içindekileri. Sen karakteri olan, prensipleri olan kişilik sahibi bi insansın anlattıklarına bakılırsa.

Ama karşına çıkan o "arkadaş" diye tanımladığın cinsler tam bir karaktersiz. Karşılarına çıkan her kadınla birlikte olma hevesi taşıyan, muhtemelen ortamlarda yapmadığı şeyleri sırf fiyakası olsun diye yapmış gibi anlatan tek hücreli canlılar. Karşısındaki insanın kişiliğiyle dalga geçmeyi de eğlence sanacak kadar ölü beyinliler ayrıca.

Yani; sorun sende değil, onlarda. O yüzden, yavşak karakterli insanlardan uzak dur. Seni yargılamayacak kişilerle birlikte olmaya çalış.

Emin ol, öyle insanlar var. Arkadaşlarını iyi seç, çöp kişileri hayatından kov.

false pretension: sporla uğraşıyorum zaten, koşu bisiklet ve yüzmeyle. hatta sürekli spor yapıyrum. hedefim çok var ama yapacak güç kalmadı içimde.

çok teşekkürler güzel cevaplarınız için ama hayatımdaki herkes böyle. bi bende sıkıntı var arkadaşlar. size geçrekten tuhaf gelmiyor mu. şu an tuhaf gelmediğime şaşırıyorum.

"ekeğim. kız gibi davranmıyorum ama son zamanlarda yaşadıklarım erkek gibi de davranmıyormuş gibi hissetmeme neden oluyor."

ya böyle bir şey yok ki. resmi bir kurum erkekler şöyle davranır diye bir belge yayınlamadı. çevrendeki erkeklerin çoğu öyleyse "doğal" olanın da o olmasını gerektiğini düşünme. sen olduğun gibi bir erkeksin. bu da bir soruna delalet değil. ek olarak cinsel kimlik karmaşası kimden hoşlandığından emin olamamaktan demek. erkeklerden de hoşlanıyor musun ? öyle bir şey yoksa heteroseksüel bir erkeksin işte. dert edilecek bir şey yok.

çoğu insanın hayatlarının bir dönemi böyle depresif geçebiliyor. bu konuda yardım almayı düşündün mü? çünkü insanların buradan vereceği tavsiyeler daha iyi bir sosyal hayata sahip olmanı sağlamayacak eğer depresyondaysan. depresyondaysan ve bu ilerlemişse tedavi olman gerek ki bu depresyon da tedavi olmak da normal. hastaymışsın gibi hissetmene hiç gerek yok.

@eksi sozlukte eksiyen adam "normal adamsın"
bilinçaltına saklanmış homofobi :O

Hayır gayet normal geliyor anlattıkların. Her erkek onune gelenle birlikte olmak zorunda değil. Ya da içmek zorunda da değil. Ne var yahu bunlarda? Gayet normal.

Çevreni değiştir sen. Nası çöp karakterli insanlarmış onlar ya. Tiksinç resmen.

Birader bi sakin ol. Bakma genelde şunu yapan ibnedir bunu diyen ılıktır falan diye dalga geçildiğine (hatta ben dahil geyiğine "geçtiğimize" diyeyim) o iş de o kadar kolay değil. O da emek istiyor bi yerde.

Hoop bugün ılıklaştım, yarın yanıyorum öteki gün buz gibiyim diye bi dünya yok. Ha olay o mecrada ise de yine de her şey insanlar için orada da sıkıntı etsen bile yapacak bişey yok.

Ben bu kadardan anca "hayat kardeşim elli kere yaşamadık. Bütün bu olan biten bizim de başımıza gelseydi biz de acemice davranırdık" diyorum. Belki daha fazla canı sıkkınlarla uğraşmış birileriyle profesyonel manada konuşsan kafan daha netleşir.

birkaç tane troll gelip sen ılıksın diyecek hazır ol siktir et.

Onune gelenle sevismemek anormal degil.rahat ol.

normalsiiinnnn!!!!


hayatta işler böyle yürüyor.. insanlar birbirlerini aşağılayarak mutlu olıyor
moral buluyorlar.. ve herkes ilerde işime yarar diye arkadaş ediniyor.. sen de bu mantıkla hareket et.. onlar senden bişiler rica ediyorsa sen de rica et bişiler..

ilişkilerde de olur öyle şeyler mühim değil.. sıkma canını..

yapacağın şey senle dalga geçenlere sen de gül geç ve hatta kendinle dalga geç, etrafındaki insanların negatif yönlerini eleştir ve hatta onlarla da dalga geç.. bi süre senin sallamadığını gördüklerinde üstüne gelmicekler aksine senden tırsıp seninle dost olmaya çalışacaklar..

kural böyle maalesef.

ben "normal adamsin." yorumlarini anlayamadim.

gay olunca normal olunmuyor mu? sadece heteroseksuellik mi normal olma sinirlari icinde kaliyor?

cinsel kimlik karmasasi yasadiginizi yalnizca disaridan gelen tepkilere gore mi yazdiniz? yoksa gercekten boyle mi hissediyorsunuz?

toplumsal cinsiyet rollerine pek takilmamak lazim. tamamen insanin yasaminin tadini kaciran kodlardan olusuyor zira. sizde bu kodlar olmayabilir, cok olagan.

onun disinda, kafa dengi insanlar yoksa cevrenizde yalniz hissetmeniz muhtemel. yalniz olmaniz belki kotu degildir, gecer belki sonra.

Hepsini okumadım ama ben de senin gibiyim rahat ol geylikle alakası yok. Sadece seçicisin, cinsel tatminini aynı zamanda duygusal tatmin olarak da görüyorsun. O yüzden de duygusal bir şeyler paylaştığın biriyle yapmak istiyorsun. Eskort kızlarla birlikte olmak istemiyorum diye de bana aynı şeyi demişlerdi. İstemiyorum amk napim? :)

İçki konusu da bünyeye göre değişen bir şey. Benim eniştem 50 yıldır 20'lik rakı içiyor haftada 2,3 kez tek başına. Hala sarhoş oluyor 20 lik rakıyla. Diyorum ulan bu herif 50 yıldır içiyor bünyesi hala alışamamış. Ben 35 lik içiyorum mesela yaşım genç olmama rağmen.

Akıl verilecek bir durumun yok ki akıl verelim. Gayet normalsin. Sorunu biraz da yeni dünyada ara. Emin ol sen ne yaparsan yap seni kullanmak isteyen insanlar olacak. Bunun seninle bir alakası yok. Dönem çıkar ilişkilerinin dönemi.

Şu sorunuza cevap yazarken, uğraştığınız şeylere imrenmiştim:

www.eksiduyuru.com

Mahalle baskısının, toplumsal dayatmanın kurbanı olmayın. Canınız ne istiyosa öyle yapın. Toplum, toplumun diğer bireyleri tarafından tek tipleştirilmeye çalışılıyor. 'Sen ne diyon la, değişik???' sorusunda, değişik kelimesinin hakaret olarak kullanılması ya da en azından, değişik olmanın tu kaka olarak gösterilmesi, bunun en bariz göstergesi. Eskiden böyle bir söz yoktu. Mülayim ve uslu olmak, bir kusur değil bir üstünlüktür. Daha çok kitap okuyun. Kendinizi ve beyninizi daha çok geliştirin. Montaigne'in Denemeler'i ile başlayın işe.

İçinde yaşadığınız toplum ve ülke genel olarak çok saldırgan. İnsanlar hoşgörüsüz ve saldırganlar. Bu toplumda yaşayabilmek için, kendinizi ve beyninizi daha donanımlı hâle getirmeniz lâzım.

Anlattıklarınızın yoğunluğu, sizin psikoterapi görmeniz gerektiğini gösteriyor. Psikiyatri değil, psikoterapi.

Peki neden göreceksiniz psikoterapiyi? Bir takım sorular var kafanızda. Çıkış bulamadığınız bir köşeye sıkışmışlık hâli var. Psikoterapi size, o soruları cevaplamanız ve bu zor durumdan nasıl çıkabileceğinizi göstermek açısından faydalı ve yardımcı olacak.

Mutlaka parasal kaynak yaratın ve gidin...

Bu sancılı dönemden iyi şeyler doğacağı gibi bir his var içimde.

erkeklerden hoşlanmıyorum kızlardan hoşlanıyorum. ama nasıl olduysa gay arkadaşlarım oldu. onlarla konuşmaktan soru sormaktan vakit geçirmekten çekinmiyorum. bu yarı gaylık olmuyor mu?

kızlarla konuşurken çok mulayim efedi uslu buluyorlar beğenmiyorlar. erkek gibi erkek olsam böyle düşünmezlerdi. hiç küfretmeyi sevmem. birisine kolay kılay kızıp sinirlenmem. hep işi tatlıya bağlamaya çalışırım. bunlar hep hata değil mi arkadaşlar.

insanlardan uzaklaştıkça daha yalnız kalıyorum. rol yapamıyorum. başkalarının hayatını hiçe sayıp kullanamıyorum. benim için bir insana değer vermek için in san olması yeterli. çok mu yanlış düşünüyorum.

normalsin diyorsunuz. minnetle teşekkür ederim. ama gerçek hayatta böyle birini tanısanız ne dersiniz a sen iyi çocuksun arkadaş olalım mı yoksa ödev yaptırmaya çalışıp sıkıldıkça kullanıp atar mısınız?

bunlara alışmak en doğru seçim sanırım. depresyon demişsiniz. psikiyatıra daha önce gittim. ciddi ilaçlar yazdı. daha iyi olmadım. ilaçları bırakıp mücadele ettiğimde sıkıntılarım geçmişti ama sosyal hayatla olan ilişkim değişmedi.

Psikiyatr değil hocam. Psikoterapist!

Biri tıp fakültesi mezunu ve psikiyatri ihtisası yapmış. Diğeri üniversitelerin psikoloji bölümünden mezun ve klinik psikoloji psikoterapi alanında uzmanlaşmış. Size ilaç yazma yetkisi yok. İşini ilaçla yapmıyor. Sözle yapıyor. Siz anlatıyorsunuz, o da sorular sorarak sizin 'doğru'yu bulmanıza yardım ediyor. Biri dozer diğeri otomobil. Çok çok farklı faydalanma alanları var yani.

hayır, gaylerle muhabbet etmek niye yarı gaylik olsun.

compadrito teşekkür ederim bunu bir arkadaşıma öneriyordum sürekli aynı şeyi, ama kendim için de araştıracağım.

Ayrıca benim gay mesai arkadaşım oldu. Kocası vardı bildiğin. Şirket yemeğine kocasını da getirdi. İş emailinden bana email attı, you are a wonderful person! diye. İki senedir de yalnızım. Ben gay mi oluyorum şimdi? İnsan gibi insandı ve işini de çok iyi yapardı.

''kızlarla konuşurken çok mulayim efedi uslu buluyorlar beğenmiyorlar. erkek gibi erkek olsam böyle düşünmezlerdi. hiç küfretmeyi sevmem. birisine kolay kılay kızıp sinirlenmem. hep işi tatlıya bağlamaya çalışırım. bunlar hep hata değil mi arkadaşlar.''

Mülayim
Efendi
Uslu
Küfretmeyen
Sakin
Kolay kolay kızmayan
İşi tatlıya bağlamaya çalışan

Bunlar hep hata değil, bilakis üstünlük. İçinde bulunduğunuz toplum o kadar saldırgan ki, onlar gibi saldırgan ve medeniyetsiz olmazsanız, size 'bi tuhaf' etiketi yapıştırıyor.

Victor Hugo, Sefiller'de Jean Vealjana şöyle dedirtir: Bozuk düzenlerde, dürüstlüğün adı enayiliktir.

Sizin durumunuz işte bu! Toplum bozuk. Saldırgan. Kızlar bi size bakıyolar bi de ortama ve, ''Bu saldırgan ortamda bu tip beni koruyamaz!'' alt metniyle hareket ediyolar. Farkında olmadan. Küfretmek, adam dövmek, maço görünmek marifetmiş gibi kalıyor. Halbuki marifet değil. Onlar ortaçağın marifetleriydi. 21. Yüzyılda marifet beyinde! Yaratmak, üretmek, çözmek. Marifet bu. Toplum, yaratan, üreten, çözen olmak yerine saldıran, birbirini yiyen, küfreden, birbirine kazık atan, birbirinin kuyusunu kazan olunca, siz dışlanıyorsunuz.

Bu tespitle başlayın işe...

buraya kafasi karismis vaziyette soru soran cogu insanin yazdiklarinda bu arkadas ve cevre faktorunu cok sikca goruyorum
burada cogu kisinin cevabi da ayni eksende oluyor, once sana kendini kotu hissettiren, kendi asagilik komplekslerini senin sakinliginden, hosgorunden faydalanarak tatmin etmeye calisan asalaklardan kurtul. ben yaptim cok iyi oldu cok da guzel oldu.
sana deger veren insanlarla arkadaslik et, baska arkadasim yok diyorsan da bir sure arkadassiz kal gerekiyorsa. ama senin enerjini somuren insanlardan uzak dur.
kizlarin efendi adam yerine pic tercihi diye baslik bile var sozlukte. kadin, erkek fark etmez, fazla akilli olmayan insanlar once hemen hormonlarini takip ederler ve sadece hormonlarina gore secimlerini yonlendirirler. o yuzden birak senin gibi hassas ve samimi insanlarin vaktini calmasinlar zaten. cinsel kimliginde herhangi bir celiski oldugunu sanmiyorum, sen boyle bir adamsin ve oldugun sekilde gayet mutlu olabilirsin. sadece en once cevreni degistirerek basla. ve yeni cevreni buldugunda da unutma, insanlarin sozleri seni sekillendirmemeli.

www.psikoterapi.org'a ulaşın ve sizin için İzmir'de bir psikoterapist önermelerini isteyin. İzmir'i nerden uydurduysam ben şimdi? Neyse, hangi şehirdeyseniz işte.

Sabret ve kendinle barış kendinle mutlu ol karşına ucuz olmayan insanlar çıkacaktır inşallar. Bir de ortam değiştir ön yargılı olmDAN .
Ortam derken bar vs kastetmiyorum.
seninki gay olmaksa tüm erkeklerin gay olması tercihimdir.

böyle olmaya devam edersen hiç bir kız bakmaz sana. karsındaki insanları kullanmaktan o kadarda cok cekinme gelişi güzel yaşa. özellikle genç yaşlarda piç olmazsan oldugun yerde sayarsın, burada sana oldugun gibi ol illa seni begenen kız cıkar diyen kızlar bile samimi söylemiyor bunu gercek hayatta görseler seni bakmazlar bile. piç ol yırtık ol.

@ipmus90 Bu yarı geylik değil. Sadece open-mind'sın. Yani açık görüşlüsün. Benim Türkiye'de hiç olmadı ama yurtdışında gay arkadaşım olmuştu. Burada anormal bir şey görmüyorum.

Ben de hiç küfür etmem. Eğer detay verecek olursam futbolla ilgilenmem veya arabalarla. Bunları boş iş olarak gördüğüm için ilgilenmiyorum. Mesela bir insan bir futbol takımına ölesiye nasıl bağlanır beynim almıyor açıkçası.

Ödev yaptırmam. Ödevimi kendim yaparım :) Normal bir insan da zaten kendi yapmalı. İşe girdiği zaman da seni mi çağırıp yaptıracaklar mesela? Onu da hiç anlamam :)

@fransızkalanadam Dostum sen kesinlikle uzayda yaşıyorsun ya da ergensin. Piç olmanın havası en fazla 20-21 'e kadar sürer. Sonraki kızlar hep adam akıllı birini bulmaya çalışırlar. Adam akıllı değil hatta entelektüel birini. Lise kitlesinden bahsediyorsan doğru söylüyorsun. Öğretmeniyle kavga eden bir ergen her zaman popülerdir.

cahilliğimi bağışlayın böyle midir bilmiyorum ama sanırım ingiliz çayları zaten bizimki gibi demi ayrı, suyu ayrı demlenmiyor ki. hepsi tek. yani az dem çok su koyup açık çay yapmak gibi bir durum yok.

var mı yoksa?

ben light derdim. anlamadım derse suyundan çok olsun derdim.

kibritsuyu'nun dediği gibiyse ki öyle herhalde aslında evet lanet olsun çayınıza derdim.

light denilebilir evet.

tam tersi (demli olsun) için de dark denilebilir sanki.

zargan diyor ki "weak"

valla "demli cay" icin "strong" veya "well steeped" diyorlar. acik cay icin bunlarin basina negatifler koyabilirsiniz, "not very strong" "lightly steeped" gibi...

@kibritsuyu +1 weak

tu ti
van ti layt

1) www.csmonitor.com
6. adımda weak/strong kullanılmış.
2) en.wikipedia.org
yine strong/weak.
3) en.wikipedia.org
yine aynı.

Sicak suyunu ve poset cayini verirler sen istedigin gibi icersin.

içeceklerde genellikle fazla/az için "strong" ve "weak" kullanılır.
yani weak +1

en.wiktionary.org

duyuryla ilgili ümütlerim o kadar arttı ki şu anda.. ''open tea'' espirisi gelmedi ya, çok mutluyum o yüzden.

olurda light, weak ya da deluted dediğinde anlamazsa, üzerine sıcak su eklemesini söylebilirsin.

Karaciğer kaynaklı bir problem olur, hastaneye gitmekte fayda var.

kilo problemi için dahiliyeden çok kez test yaptırdım domuz gibiyim ya. yine de gidecem de doğal bi yöntem denemiş bilen varsa sirkeye tükür sırtına sür falan yine deneyebilirim.

benim de bu yil stresten cozutmustu sirtimdaki sivilceler, eskiden doktorun yazdigi clindoxyl diye bir akne ilaci vardi, ondan surdum surdum, gecti. Ama tabii bu demek degil ki gidin o ilaci alin. Cildiyeye gidin bir ila yazarlar size. En etkili cozum o :>

Seninkilerin turunu ve sebebini bilmemekle beraber deniz suyunun yani yuzmenin iyi gelecegini dusunuyorum.

deniz suyu ve aşırıya kaçmadan güneşlenme iyi geliyor. ben de doktora gittiğimde doktor ilaç vermişti. yine de cildiyeye gitmekte fayda var.

evlenince sekiz dokuzla falan degismiyor.

deniz, soguk dus, bir de bu sicaklarda yan donup yatin mesela. bunlar azaltir. ama gecicek gibi degilse cildiye +12

yardımcı tedavi olarak da mutlaka sırtınızı keseleyin banyoda.

(git:tr.wikipedia.org:Beypazar%C4%B1_Sofras%C4%B1.jpg )

bunları bul ve ye. afiyet olsun.

bir de sevdiklerine gümüş ve beypazarı kurusu al.

edit: linki düzeltemedim, aşağıda kurulu sofra var onu kastettim :)

Eryaman'daki Optimum'un olduğu yol(ayaş yolu diye geçer zaten) Beypazarı'na gidiyor. Otobüsler buradan geçiyordur mutlaka(firmalara bir sor).

(0312) 341 2223
Beytas'i ara.yer ayirt.eryamandan binicem de.oradan kacta geciyorsunuz diye de sor.bin.hadi kacirdin diyelim araci.merak etme sık sık araba gecer ordan.nallihan veya Çayırhan arabalarina da binebilirsin.

Ana caddesi var zaten.oradan ilerle kuzeye dogru.kalabaligi takip et.ara sokaklarda yuru.carsamba gidersen pazari da kuruluyor merkezde.yasayan muzeye gir.hıdırlık tepesine de cikabilirsin akşam uzeri.soyle 7 gibi.sicak olur cunku yoksa.bunu sona birakabilirsin.donus biletini de inince ayirt.
Sirayla yeniden yaziyorum.aklima geldigi gibi yazmistim.
Gidis acik sanirim.eryamandan 1 saat 20 dakikada oradasin.ogleden once git.
donus biletini de artik kendinize gore ayarlayin.
Ana caddede ilerlerken solda bankalarin karsisinda belediye var.onun alti gumusculer carsisi.ana caddeden ilerleyin 'havuc'tan dalin sokaga.artik beypazari kurusu mu yoksa havuc suyu mu taş mektepte yemek mi tarihi tandir kebani mi ne yemek isterseniz yemek yiyin.
O sokaktan ilerleyin.meyvesulari satan ablalar teyzeler var.sohbet edin. Caniniz ne cekiyosa bakinin şoyle.daha da ilelersenoz hamam muzesi var.saga donup eski beypazari konaklarina baka baka yaşayan muzeyi bulun.gezin.

Herkese çok teşekkürler.^^

Çarpık bacak alayım.

Hoş niye böyle bir şey oluyorsa artık.

iri ve kemikli / yamuk burun ve yamuk agiz insanin yuzune karakteristik bir seyler katiyor bence, yani ben cirkin bile bulmuyorum cogu zaman, ayrik dis var bi de mesela.

nerde doğacağıma da bağlı. türkiye'de doğacaksam eğer balık etin üstünde biraz fazla kilo sıkıntı olmazdı. veya amerika da aynı şekilde.

iri ve kemikli burun da sanıyorum karadenizde doğacaksam sıkıntı olmazdı.

çarpık bacaklar iranda doğacaksam sıkıntı olmazdı.

kısa boy uzakdoğu'da doğacaksam sıkıntı olmazdı.

kepçe kulak için de iran iyi bir tercih.

yamuk veya büyük ağız için de iran olabilir.

Kisa boy
Diğerlerinin içinde en tatli olani.en azindan cüce derler

Fazla kilo. Zayıflama ihtimalim var

kepçe kulak.

Kepce kulak.
Iranda sevilir mi kepce kulak @reanarchy?

kepçe kulak. saklaması en kolay o olduğu için.

Kısa boy diyorum. Çünkü göreceli bir şık olmuş :D

Kısa boy. Topuklu ayakkabı denen bişey var :D

Kepçe kulak seçer cerrahiyle duzelttirirdim. Burundan ve bacaktan daha kolay düzeltmesi.

Edit- Ömür boyu bizimleymis tam okumamisim. Yine de kepçe kulak. Saklaması kolay.

kısa boy. minyonluk şirindir hep. olmazsa topuklu var. mis.

E yani. Bunları şu an sıfır alan insanlar var. Bir alternatif sunmuş olursunuz, talep de olur muhtemelen.

Eminim ki bu fikri saklayan insanlara söylesen, %90'ından fazlası "Olmaz, ben kullanıyorum / kullanacağım onu" derler ama yine tozlanmaya devam eder o makinalar.

ufkum üç katına çıktı yemin ederim.

sahibinden, gittigidiyor vs bu yüzden var

valla ben kullanmadığım ya da eskiyen her şeyimi satan bir insanım.

elimdeki ürünü başkasına satmadan/vermeden yeni ürün almamayı düstur edindim. herkes benzer düşünse zaten dediğin sorun ortadan kalkar. ama kapitalist sistemde yaşıyoruz ve insanlar bencil

bence bu tozlanmayi onlemek icin biraz ikinci el alisverisine agirlik vermek gerekiyor. 2 adet iphone 1 adet macbook ve diger ufak telefek elektronik onlarca seyleri hep ikinci el aldim/sattim. biraz dikkatli olursaniz basiniza bela gelmez

sahibinden ve gittigidiyor bu yüzden var +1

hatta gittigidiyor.com'un kaç yaşına geldin oyuncak ayın hala neden evde duruyor? Satsana! Gibi bir reklamı vardı.

Bu arada kullanmadığım fotoğraf makinesini ben de sahibinden.com'dan sattım.

sadece 1-2 kere kullandığım kenarda yatan küçük ev aletleri

2 tane ufo buharlı vantilatör, airfel mobil klima, tchibo cafissimo, tefal türk kahvesi makinesi, elektrik süpürgesi, tefal filtre kahve makinesi, bosch mikro dalga fırın

filtre kahve makinası olan varsa talibim :)

Hep bir garage sale de gezeyim istemisimdir hep.

bence çok pratik, geçenlerde duyuru açtım alabileceğim yerleri sormak için, kimse s...di, umursamadı. gerçi ne tür bir çanta? sırt çantası, el çantası, bel çantası?

omuzdan çapraz asmalı çantalar biraz ılık gösteriyor kanka.

Taşımamalarını, her şeyi ceplerine sığdırmaya çalışmalarını çok saçma buluyorum.

Çanta meraklusi değilim ama bildim bileli tasirim. Nereye sigdiracagim o kadar şeyi? Çanta tasimayanlari merak ediyorum bende. Ne yapıyorlar ivir zzivirlari diye.

taşımasın bana versin, ben çantama atarım ama o çapraz askılı çantayı takmasın nolur.

@delifaruk
ne taşıyon da cebine sığmıyor merak ettim?

Hic dikkatimi cekmemisti valla bu konu su soruyu gorene dek

rahat 5 yıldır falan taşıyorum. arada pişman oluyor gibiyim ama yapacak da pek bir şey yok. yolda sürekli don toplamak zorunda kalmaktan iyidir. ayrıca çanta taşımanın görünmez bazı faydalarını da ihmal etmemeliyiz bence:

eksisozluk.com

sadfghfd :D

Ayrıca çanta taşımayan insan %87 ihtimalle çanta taşıyanlara oranla daha az kitap okuyordur. Nokta. (uuuvv)

@baldur
Zaten bir cüzdan birde telefon cebleri sisirmeye yetiyor çok şey tasiyor olman gerekmez ki.
Bana gelince, cüzdan, anahtar, güneş gözlüğü, ventolin, İslak mendil, standart. Bunların yani sira kitap, nemlendirici, selpak, yedek İslak mendil vs...

Butun pantolon ve sortlarım kargo bu yuzden normalde ise giderken cantam var o kurtarıyo sivilde de sıkısırsam kamera cantama sıgdırıyorum hepsini arka cepte asla cuzdan tasımam

aşın bunları artık. kışın mont kaban vs neyse cep bol oluyor da yazın çanta taşımak çok rahat. anahtarlar, telefon, cüzdan, içiyorsanız sigara her bişeyinizi tek bi yerde rahatça taşımak varken neden eziyet çekesiniz. küçük el çantaları çok işlevsel. ayrıca isviçreli bilim adamlarına göre çanta kullanmayan erkeklerin çanta kullanan erkeklere göre eşyalarını unutma riski daha fazlaymış :p

kendimi bildim bileli aynı çantayla dolaşırım (postacı çanta mı diyorlardı neydi, o işte). bilmiyorum nereden geldi bu alışkanlık ama artık kenarları yırtıldı, rengi soldu falan ama hala taş gibi. neyse ki şu hipsterlar var da fazla göze batmıyor artık öyle yırtıklık, salaşlıklar. şemsiyem bile vardır o çantanın içinde. ne havalar bilirim güneşli başlayıp daha sonra yağmura çeviren. kitap, cüzdan, anahtar, sigara migara, dışardan bir şey aldıysam poşetiyle koyarım çantama yine, poşet taşımayı sevmiyorum. büyük rahatlık bence. bu arada ılık değilim şimdilik, kadınları seviyorum. ama sıkılırsam ılık da olabilirim. hem çantamdan dolayı biraz eğilimim varmış galiba :)

ben elde cüzdan araba anahtarı telefon üçlüsü taşıyanı hiç sevmiyorum bence çanta kullanmalı erkekler. gayet hoş duruyo.

nakit para taşımam.. en fazla bi 10 tl
arka cepte kucuk kredi kartlık akbillik cüzdan.
sol cepte telf.
sağ cepte anahtar ve 1 2 peçete ( çok terliyom )
sol arka cep boş

yürürken poşet bile fazla gelir bana. bi de çanta.. asla!

Hoşlanma sebebi.yalnız şöyle olanları değil. encrypted-tbn0.gstatic.com

aa bel çantası da rahattır aslında lan düşündüm de. ama şemsiye sığmaz ona, olmaz.

benim de başta bilgisayarım ile çok işim oluyordu, sonradan alışkanlık oldu artık bilgisayar çantası ile geziyorum gerçekten çok rahat oluyor. çanta neden ılıklık sebebi olsun insanları etiketlendirmekten bıkmadınız.

Merhaba eğer belli bir yaştan sonra ailenizle yaşamak zorunda kalıyorsanız normal bence böyle olması. Eğer aynı evdeyseniz, maddi imkan varsa ayrı eve çıkmanızı tavsiye ediyorum

love, bunun bi geçmişi olmalı?
durduk yere böyle değildir sanırım?

çok uzun zamandır ayrıyım. ama ne zaman yanyana gelsem aile bireylerinden biriyle darallar basıyor. önceden sıkıntı yaşamışlığım var direkt olmasa da dolaylı olarak. ama onlarla alakalandırdığımı sanmıyorum. sanırsam birtakım şeyler yitmiş içimde...

bir şey durduk yere yitmez, bi şekilde onlarla alakalandırmışsın ki bitmiş diyorum ben nacizane.

var, ben varım. annem hariç diyeyim.

soruları ile mi, muhabbetleri ile mi bunaltıyorlar acaba? çok mu farklı bakıyorsunuz hayata? bu yüzlerden olabilir sanırım.
genel olarak akraba ortamlarından hiç hoşlanmıyorum ben de. mecburen görüşüldüğünde de yapmacık bir hale bürünüyorum aynen. kendimi de sevmiyorum o zaman, o yapmacık halimle. kötü bir durum.

Bende tam tersi durum söz konusu, her zaman sevmişimdir ailemi ama son zamanlarda daha bir düşkün oldum. Eskiden çok düşmezdim üstlerine, yani normal bir ilişkimiz vardı, şimdi içtikleri suyun soğukluğunu bile kontrol ediyorum.

Önemli olan onları kaybettikten sonra pişmanlık duymamak. keşke yapmasaydım falan dersen sıkıntı.

Yalnız yaşamaya, hayatınızla ilgili sorular sorulmamasına alıştıysanız da onlarla geçirdiğiniz her dakika sizi boğuyor olabilir. Yine yukarda söylendiği gibi bakış açılarınız çok farklıysa muhabbetlerine katlanamıyor da olabilirsiniz.

hiç ortak noktamız yok sanırım ailemle (tabii ki zorlasam çıkar 5-10 tane). kız kardeşim ile zaten hiç görüşmüyorum, ömür boyu da görüşmeyi düşünmüyorum, yaptığı birtakım hadsizlikler/kalleşliklerden dolayı. ailemden iyice kopmam da yakın zamanlara denk düşüyor sanırım (önceden de can-ciğer kuzu sarması olmadık hiç).

kız kardeşim ölse üzülmem sanırım, bana göre kendisi oksijen israfı zaten. annem-babam ölse de şu an hissettiklerimden pişman olabileceğim bir durumda değilim. içimden bişeyler gelmiyor diye neden pişman olayım?

her ne kadar kızsan da ailen. allah göstermesin başına birşey geldiğinde ilk yardımına koşacak olan onlar.

beraberken daral gelmesi farklı onları sevmemen çok farklı, hayatta en çok acı çektiğim anlardan biri babamla süper markete girmektir adamı deli eder her şeyin fiyatına 50 defa bakar pintilikten değil yine gider en kalitelisini alır ama 2 kere gitmesem 3'te aklım kalıyor lan diyorum ölümlü dünya git zaman geçir annenle babanla olabildiğinden fazla. zamanla o işkence veren market alışverişi bile zevk vermeye başlıyor yeter ki içinde sevgi olsun.

ama belli ki bir sürü sorunlar olmuş sizin aile ile aranızda. o yüzden bu kopukluk. silmişsiniz defterden gibi.
yine de bu durumdan "hiç" rahatsız olmasanız bu soruyu sormazdınız bence.

ben mesela rahatsızım. "oldukları gibi niye kabullenemiyorum" diyorum. "zaten kırk yılda bir görüşüyorum, ne olur yani 2 sevmediğim muhabbete katlansam." diyorum. "niye bir bağ hissedemiyorum" diyorum.
insanlar kuzenleriyle şahane vakitler geçirdiğinde, ne bileyim, akrabaların düğünlerine koşa koşa gittiğinde falan, sorguluyorum kendi durumumu. daha tahammüllü olmaya çalışıyorum vs.

sizin de saklı bir memnuniyetsizliğiniz varsa ve bir ihtimal çözülebilecek konularsa, belki konuşulmamış bir şeyler kalmıştır (atıyorum tamamen) anne-babaya yeniden şans vermeye her zaman değer derim.

@komando kani var bende, ben o "ama onlar senin ailen!" mantığına pek inanmıyorum açıkçası. bu zamana kadar başıma birçok şey geldi, bir kısmı ve bazı en kritikleri de kendileri yüzünden. yardımıma koşmaları gibi bir durum söz konusu olmadı o zaman. ayrıca bu söylediğin de bencil bir tavır, yardım etsinler diye onları etrafımda bulundurmak hiç istemem. zaten bazı konularda vicdan yapıp sürekli üstüme düşme çabaları iyice bunaltıyor, belki bir sebebi de budur...

@icemint, aslında ben sadece diğer insanlardan da böyle hissedenler var mı diye merak ettiğim için sormuştum :) konu benim durumumu analize geldi biraz :D

görüşme eğer kendini kötü hissediyorsan. açıkçası ölse üzülmem zaten oksijen israfı diyebilecek haldeysen görüşme. mesela ben çok düşkünümdür anneme, ablama. ölseler ben de ölürdüm gibi hissediyorum.

var. cok da güzel.
ilk zamanlarda pek bir arayip konuşma isteği duyarlardi ama artik o da yok.
telefonlarim da rahat, ben de...

kendi hayatinin patronu kendin oluyorsun.

anne-baba değil de abimle ilişkimiz berbat. yani kavga falan durumları yok, muhabbetimiz sıfır. nadiren konuşuruz. üstelik aynı evde yaşamamıza rağmen. geçen ev yolunda otobüste karşılaştık. yanıma geldi oturdu, soğuk bir selamlaşma, sonra o kitabını açtı ben telefon. otobüsten indikten sonra biraz hızlı yürüdü beni beklemedi, apartmana o başka yoldan gitti ben başka. üzüldüm o gün bayağı o halimize. düzelme ihtimali de yok gibi bunca seneden sonra. evlenip gitse de evde karşıma çıkmasa diye bekliyorum artık.

yaş kaç? bunu hepimiz dönem dönem yaşadık veya yaşıyoruz halen.

bir abla, bir abi kaybettim. en büyük ablam ile en küçük olan ben kaldık. kendisi biz almanya'a yaşarken tarikat işlerine girdiği için cenazeler hariç hiç iletişim kurmuyoruz. babam vefat etti yıllar önce. annem 78 yaşında, okuması yazması yok, hacı, orta anadoluda küçük bir ilde bilindik bir hayatı var, ki bunların hiç biri onu suçlu veya hatalı yapmaz, farklı yapar sadece. ortak hiç bir noktamız yok maalesef ve sağlık durumu iyi değil. akrabalarla hiç iletişimimim yok annemin hastalığı falan olmadığı sürece.

"kimsesiz" olmakla, özgür olmak arasında ki o belirsiz alan/kara delik emin ol düşündüğün kadar zevkli ve/veya huzurlu değil. hayatıma dair verdiğim bütün önemli kararlarıma şerh koyan bir durum. her türlü saçmalıklarına veya hatalarına sırf kan bağı var diye katlanın demiyorum elbet ama, orta bir yol bulmayı deneyin, çözüm odaklı olmaya çalışın, onları oldukları gibi kabul etmeyi deneyin. köprüleri yakmak, iletişimi kesmek, minimuma indirmek, onlardan sürekli bunalmak çözüm değil, yapmayın bunu kendinize.

lise bittiği andan bu yana evden ayrıyım,belirtme gereği duydum.

Ben de yaşıyorum. Ailemi çok seviyorum fakat uzaktan seviyorum. Aynı evde yaşamak çok zor. Bir an önce gitmeye uğraşıyorum. Bence önemli olan bu durumu onları kırmadan halletmek. Uzakta olmak da tek çözümü gibi. İster istemez daha az görüşüp daha az konuşmuş oluyorsunuz zaten.

anne baba için böyle diyemem, dünyada beni en çok düşünen ve en çok sevdiğim 2 insan. ama genel olarak bu durum haricinde aynı şeyleri yaşıyorum.
ikinci dereceden akrabaların çoğuna karşı bu durumdayım. bir kısmıyla hiç görüşmeyiz, ortada bi dargınlık falan da yok da işte anlattığın gibi bir bağ yok.

şarkıda geçiyor ya 'kardeşin duymaz, el oğlu duyar..' diye. çoğu zaman kardeşten çok çok öte arkadaşlarım oldu. kardeşimin hiç de ilgilenmediği durumlarda arkadaşlarımla dertleştim, onlarla paylaştım. benden 7 yaş küçük henüz olgunlaşmadı normaldir, zamane gençliği falan diye çok üzerinde durmuyorum. ama sağolsun ben yan odada çok üzüldüğüm bir konu için ağlama krizlerine girmişken 'abla üzülme be kıyamam' demesini geçtim, odama bile girmeyip,kapıyı çekip gitmişliği vardır evden. ben en ufak sıkıntı çekmesin, üzülmesin diye uğraşır dururum. ama kardeş işte atsan atılmaz satsan satılmaz :)

çok içinin ısınmadığı insanlarla mümkün mertebe mesafeli olmak iyidir. sadece aileden/akrabadan diye herkesi sevmek, yüzüne gülmek, beraber vakit geçirmek durumunda değiliz. için rahat olsun :)
o kişiyle ilgili tatlı anıları akla getirmeye çalışıp,(çocukluktan falan) yine de hiçbir şekilde içinde bir ısınma olmuyorsa ya da öyle bir anı hiç olmadıysa üzerinde çok da durmamak lazım;)

İşte ben de tam bu sebepten evlenemiyorum.biri olsa evlensem mecburen onu da bu durumun içine sokucam,utanıcam,mutsuz edicem diye.kimseye anlatamıyprum da sebebin bu olduğunu.bulunduğum ortamda mutlu olacaksam da despot babam aklıma geliyor.onun küsmeleri,surat asmaları,en ufak şeye kızıp günlerce kaşlarıyla konuşmasını.çocukken korkardık.şimdi nefreti var.cevap verince hakkını arayınca assssla tartışmaz kabul etmez.sen çok konuşmak istiyosun galiba der.midem kaldırmıyor onun sesini duymayı.hadi görüşmem de benim hayatımla oynuyor.evlenmeme en büyük engel.haberi yok.lanet olsun.
Yalnız değilsin.içimi döktüm ben de.hep sormak paylaşmak bir çare bulmak istiyordum ama nerden başlasam ne anlatsam bilemiyordum.offf

Eğer 1, küçük ve yeşil bir yerse kesinlikle 1.

eskiden olsa 1 derdim ama 2 diyorum. cevre arkadas ortami cok guzelse her gun 1 saat kitap muzik gecer bir sekilde yol.

1. her şeye alışıyor insan, endişelenme.

şu anki şartlarımda 2 diyorum, yalnız kalınca alakasız insanları bile özlüyosun

1.

2

alakasız bi'yerde okudum ama işinize yarayabilir: yazı tura atın yazıysa 1 turaysa 2 diyin mesela, gelen sonuca verdiğiniz tepkiye göre aslında hangisini istediğinizi bulabiliyormuşsunuz. kesin bilgi değil, yaymasak da olur :)

Benzer bir durumu ben de yaşadım geçen sene.Ben ilk önce 2yi seçtim.baktım olacak gibi değil 1e geçtim.oh be dedim.hem maddi hem de manevi açıdan.

aynı durumdayım ve direkt 1 dedim. bişeyli mekanda ferahlık vardır derler. o bişeyi hatırlayamadım.

1

Hiç kimseyi özleyemem, özlememek için binlerce eziyete katlanamam. Elbette 1 derdim. Huzurdan ötesi yalan.

my girl olabilir mi acaba?

hayır. my girl kadar meşhur olduğunu sanmıyorum.

Stand by me?

The Baby-Sitters Club (1995) bu olabilir mi?

hayır, değiller. esas çocuğun (ya da çocuklardan birinin) ince telli saçları ortadan ikiye ayrık olabilir. çilliydi galiba (harriet the spy değil!). mavi gözlü, siyah saçlı, hafif tombul, herkese mavi boncuk dağıtan, ukala bir kıza aşık olabilir bu eleman. yüzü güzel bir kız çocuğu olarak kalmış bu kız da aklımda. kahramanlarımızdan (erkek) biri şişko ve kıvırcık saçlıydı herhalde. filmin bir taşınma olayıyla (bizim ezik ve ailesi) başladığından emin gibiyim. lütfen! :-)

Otellerde çift kat perde oluyo. Bir kalın perde, bi de başka bişiy daha. ikisini de çekince karanlık oluyo oda.

hacı siyah perde vardı bizim okulda, perdeleri çektimmi içerisi zifiri karanlık oluyordu gündüz bile, projeksiyon için vardı. kapkara ve kalın perde aradığın şey.

adının karartma perde olması gerekiyor. bütün perdecilerde var. krem rengi bile alsan öyle bir kesiyor ki güneşi.

öğrenci evi için öneri; eğer istanbuldaysan salı pazarında perdelik kumaş satıyorlar. karartma perde de var ve çok ucuzlar. çok da çeşit var. oradan al ver bir terziye diksin güzelce. yıkar mis gibi asarsın sonra.

siyah perde+1
arkadaşta vardı kalın ve siyah, geçirmiyordu güneş

Aynı dertten muzdaribim. Salı pazarının cuma günü olan versiyonunda (yine uzunçayır'da) kumaş/perde ağırlıktaymış ve daha ucuzmuş diyorlar. Bakılabilir.

Camlara al folyo yapistirin

Ben camı kartonla kaplamıştım zamanında. 5 liraya mal oldu kenar bantları dahil.

urun.gittigidiyor.com

linkini verdiğim üründen iki adet aldım ben. verdiğim parayı en çok hakeden ürünlerdendir sanırım. gün ortasında bile gecenin körü gibi karartıyor odayı. ayrıca çok şık. öyle işçi koğuşu gibi kartonla falan kapatmaya kalkışmayın. her şeyi hazır geliyor siz sadece kornişe geçiriyorsunuz. tavsiye ederim.

Pazardan parcası 3 5 liraya siyah kumas al.düğmeleri dik.mis.bayılma o kadar para.

koyu renk kadife perde, gayet ucuz.

Bu özel bir perdedir, adına blackout perde diyorlar. İkea'da var, bakabilirsiniz. Veya Boğaziçi, Trend gibi Türk markalar var. Blackout denen şurdan ilk perde: trendperde.com.tr

Ahlatlıbel tesisleri

mavigöl iyidir. haftasonu gideceksen her yer dolu olur, hafta içi mavigöl iyidir. heryer doluyken de kimse sizi rahatsız etmez ayrıca, biz çok gördük birden açıp angara oyun havası oynayanları. kimse dur şşt napıyon demez yani.

Kitaplar kutuphaneye kiyafetler de belediyenin mutlaka boyle eşya toplafigi bir yer vardır oraya.

Cok kisa bi sure once gece uykusunda öldü arksdasim...kariyerinde isinde gücünde 29 yasinda gencecikti. .ölüm ne kötü

benim bildiğim ihtiyaç sahiplerine dağıtılır
hatta bi çift ayakkabısı kapının önüne konur
ve hani düğün evlerinin kapısı hep açık olur ya
ölü evinde o dış kapı içeri giren çıkan olmadığı müddetçe kapalı olur.

kitapları ver kütüphaneye roman vs ise kitap bağışı arayan okullara gönderebilirsin
ders kitapları ise bölümü neyse oraya bağışlayabilirsin


başın sağolsun

kitaplar için
www.facebook.com

başın sağolsun

Geride bıraktıklarını acıya boğup gitti.bu dünyanın derdinden kurtuldu.umarım huzurludur.darısı başıma.
Başın sağolsun.

kıyafetlerin bedenini, ölçüsünü yazsanız, buradan bir talipli çıkar belki. bazen duyurular oluyor, yeni mezun, ilk iş görüşmesine gidecek; giyecek bir şeyi yok, alacak parası da yok.

sağlam kitapların taliplisi de gene buradan çıkar.

selam
kadıköy belediyesinin oluşturuğu açık gardrop diye bir oluşum var. evinizden gelip alabiliyorlar.
İstanbuldaysanız arayabilirsiniz bence
başınız saolsun.

Haline üzülücem okurken gülmekten üzülemedim;)geçmiş olsun.

firdevs hanim da sezon finalinde yandan yemisti ama muhtesem yuzyilda fistik gibiydi :)

ciddi cevap: ucaga giderken arabada cam acik gittiyseniz ya da farkinda olmadan hafif de olsa terliyken klima, vantilator esintisi ya da ruzgar yediyseniz soldan soldan, ufak bi kasilma olmustur. sonra duzelmis zaten. felc olsa bu kadar cabuk gecmezdi herhalde, cunku bizim kantinci abi, klimadan yemis sogugu. neredeyse bir yil firdevs hanim gibi gezdi.

felç olsa yerinde duramazsın.

geçmiş olsun.. geçici yüz felciydi sanırım en son kbb randevumu beklerken
yüz felci geçiren bir amca geldi.. dr tanıdık oldugundan yanında oturuyordum dinleidm.. neden olur dedi dr ye.. dr bunun cok kesin bir nedeni yok dedi en geç 6 ayda geçiyormus.. ilaç tedavisi ...

bu arada uçakta benim de kulağım patlayacak gibi oluyor ve bi anda dediğin gibi geçiyor..

bir de aydınlıkevler lisesi derken hangi aydınlıkevler lisesi :)?

2 gündür yediğim soğuğun haddi hesabı yok da yüz felci değilse sadece kas tutulması filamsa iyi. lisede gıcık olduğum bi kız yüz felci geçirmişti hiç üzülmemiştim o çıkıyo heralde diye bile düşündüm.

@omonia kayseriden bahsediyodum ama her hangi bi şehir de olur:)

journals.lww.com
journals.lww.com

bunlar kulakla ilişkili olabileceğini gösteren kanıtlarımız.

n. facialisin inflamasyonunda iyileşme süresi birkaç ay sürüyor.

geçenlerde bir kadın felç olurken kendini videoya almıştı kanıtlamak için. hastaneye gidene kadar iyileşince felç olduğuna inanmamışlar. akut iskemik stroke demişlerdi ona, ama onda da sadece yüz değil vücudunun bir yarısıydı.

Ucaga bindiginizde mutlaka yaninizda sapka vb hatta atki olsun. Tepedekitazyikli hava terli bunyeyi mahvediyor.
Kulaginizla ilgili valsalva manevrasi nedir nasil yapilir ogrenin. Sakiz cignemeniz faydali olacaktir. Ara esnemek kulak icindeki basinci dengeleyecektir. Enfeksiyon vb olan durumlarda ucaga binmeden 1 saat once sudafed kullanmaniz iyi gelecektir. Tum bunlari bir arastirin detaya inmek isterseniz

@dyna sakız aradım bulamadım, zaten kahveyi o yüzden aldım yutkunmam gerekiyodu yoksa entel olmak için bile o iğrenç kahve içilmez :)

valsalvanın ters etkileyeceğini düşündüm ama emin olamadım. basınç zaten dışarda az olduğu için iç basınçı artırmak tehlikeli olmaz mı?

@lim üşeniyorum şimdi ama bi ara ordan geçen tüm sinirleri şeyapcam. inflamasyondan çok korktum zaten, kulak tıkacımı kaybettiğimden önceki günlerde su kaçmıştı.

hangi sinir acaba , n facialis mi n trigeminus mu etkilenmiş tıpçı suserler ben anlamadım ?

hangi sinir acaba , n facialis mi n trigeminus mu etkilenmiş tıpçı suserler ben anlamadım ?

burada birisi sormuştu nerede bulabilirim diye ama sanırım bi cevap gelmemişti elki şöyle bir şey sana da yardımcı olur yol gösterir
www.ahmetsirin.com

sakız bulamıyorsanız ambalaj çiğneyin, yapmışlığım var :(

yaş siyah üzümden komposto yap, gün içinde fazla susamazsın.

sahurda protein agirlikli yersen daha uzun sure tok tutar. peynirli omlet olabilir mesela?

sahur icin; tahin pekmez.

yimirtanin cok tok tuttugunu soyluyorlar. yumurtala sorunun yoksa omlet falan yap sahurda. kahvalti denmis. evet bence de kahvalti en guzeli.

iftarda sorun olmaz ne yapabiliyorsan yap. cok tatli tuketme susarsin. bol su icmeyi unutma

-Yumurta (Krep, omlet, haşlama, sucuklu-salamlı-sosisli)
-Hoşaf
-Kuru kayısı
-Gözleme
-Badem, fındık, ceviz
-Müsli
-Peynirli veya ton balıklı makarna
-Tabii ki hurma.
-Bildiğimiz kahvaltılıklardan da az az ye.
-İftara türlü yap.
-Börek yap.

Kavun da tok tutuyomus.bana söyleyenin yalancısıyım.

Susuzluga iyi gelebilir belki de tokluğa nasıl bir katkısı var bilmiyorum

hocam sen çılbır yap bence. yumurta tok tutar evet ama omlet yenmez gece gece. çılbır çok hafif oluyor gerçekten. üzerine salça sosu falan yapmışlar gugılda gördüm şimdi. ona hiç gerek yok.

Köfte yiyecekseniz de hazır köfte yemeyin lütfen, kasaplar kasap köfte yapıyor, güvendiğiniz bir kasaptan onlardan alın.

- tava böreği: peynirli olur, kıymalı olur. Çabuk pişer, tok tutar, iki gece götürür.

- buğday salatası : bir ara buğdayı haşlıyorsunuz. Buzluğa atıyorsunuz. Sahur vakti çılarıp, evde ne varda, işte salatalık turşusu, maydonoz, dereotu, közlenmilüş biber cs. Ekleyip az zentinyağıyla lezzetli, besleyici, tok tutan, 5 dakkada hazırlanan bir yemeğiniz oluyor.

- bazlama arası sucuk

- diyelim iftarda türlü ya da işte fırında etli bezelye filan vardı. Ordan artan bir kısmı yufkaya sarıp börek yapıyorsunuz, farklı bir şey yemiş hissi oluyor.

-sağlıklı beslenmeyle ilgili şeyleri arkadaşlar söylemiş zaten. Ben de (bkz: kefir) önereyim. Gece yatmadan.

ay bu devirde oruç tutan erkek. bekar mısınız asl?

kahvaltı edeceksen zeytin, peynir falan cok tuzlu olmasın. Az şekerli komposto yap. Kırmızı erik falan. iftar içinde bim de satılan börekler var, onlar güzel. hazır köfteyi de kasaptan al. dondurulmuş olmasın.

Üç senedir sahur programım ; bir kase sade mısır gevreği + soğuk süt + 5 hurma + 1 yumurta. Sanırım yarım saat içinde 1,5 litre su da içiyorumdur. İlk başlarda düzeni değiştirdiğin için illa ki açlık çekersin ama 3-4 gün sonra alışırsın.

İftar için ise ne bulduysan yumul ama az yemen lazım, iftarla sahur arası çok uzun olmadığı için sahurda yiyemezsin. Bana, bir kase çorba + bir çeşit yemek yeterli geliyor, fazla kaçırınca insan kendini çok ağır hissediyor, oturduğu yerden kalkamıyor zaten çay falan içersin, içerken çayın yanında illa tatlı vs. bişeler götürürsün.

Köfte yemeyin bence.deli susatır.

tatlı, tuzlu, kek, börek vs neler olacak? menü yapalım ona göre. ben fiks 2 tatlı 2 tuzlu yaparım hep, az mı kalır çok önemliyse?

var şimdi yaptık nefis

önce borcamı yada tepsiyi yağla sonra patetesleri cips gibi yuvarlak kesip tepsiye yay marketten krema alıp üzerine dök üstlerine baharat serpiştir en üstede kaşar rendele ısınmış fırına koy yarım saat üstler kızarana kadar pişir sonra afiyetle ye.

toplamda bikaç patates
bi paket krema 4 tl
birazda kaşar harcarsın 5 tl
üstüne baharat bide o kadar

iki tatlı iki tuzlu iki salata gibi olsa iyi olur sanırım. çok fazla çeşit olursa gelenler için de sıkıntı olur. yese bir türlü yemese ayıp olur diye düşünebilir.

hakiki salep dondurması yapacağım.
güzel bir elma salatam var daha önce yapmtığım sevilen bir tarif.

başka da aklımda bişey yok şimdilik.

kuskus salatası
tatlı lor pastası
karnıyarık böreği
haşhaşlı kek

salatanın biri tatlıysa biri tuzlu olsun bari. ben klasik havuç-kabak salatası yapıyorum, hani zeytinyağında hafif öldürüp ceviz, yoğurt, mayonezle karıştırıyorsun? bildin? bilmediysen anlatırım.

tatlı olarak yarısı kakao yarısı sade irmik tatlım var.
kesinlikle yumurta kokmayan, sosu ayrı ıslak kekim var.
yoğurt/selanik tatlısı dediğimiz tatlım var.
limonlu kekim var.
3 malzemeli un kurabiyem var.
tahinli kurabiyem var.

tuzlulardan, pamuk poğaça, mayalı poğaça tariflerim var.
mercimek köftesi var. mahlepli pastane simidi var.

bunlar tamamen tarafımdan denenmiş, bardaklı-kaşıklı ölçüler. sen bir göz gezdir, istediğin olursa tarif atarım.

hayirli olsun oncelikle simdiden ^.^

pirinc salatasi yapabilirsiniz, sevmeyene rastlamadim hic. pirincleri sert kalacak sekilde haslayip minik dogranmis tursu, garnitur, haslanmis tavuk; ince kiyilmis maydonoz ve baharatlar, yag falan karistiriyorsunuz. haricinde kozlenmis kirmizi biber salatasi ve kisir da iyi gidiyor tabi.

tatli olarak elmali kurabiye ile kagitta kek sabittir bizde genelde.

tuzluda ise hashasli mercimekli bukme, patatesli kol boregi ve peynirli konken boregi diyorum. tariflerini isterseniz yazabilirim.

Duyuruyu kaybetmemek için yazıyorum.
Ellere sağlık!

marketlerde un reyonlarında hazır ekmek unları satılıyor, geçen kipa'dan domatesli baharatlı un alıp evde poğaça büyüklüğünde minik ekmekler yaptım, çok lezzetli ve orijinal oldu. migroslarda da bulunuyor bu tarz ürünler. yanına da birkaç patlıcanı, domates ve biberi fırında közleyin, kabuklarını soyun, bir diş sarımsak ve az zeytinyağı ile rondodan geçirin bütün malzemeyi, tuz ve pulbiber de ekleyin. çok lezzetli ve hafif bir salata-meze oluyor.

tatlı olarak da irmik tatlısı. 9 kaşık irmik ve 9 kaşık şeker bir litre süte eklenir, muhallebi kıvamına gelene kadar karıştırılarak pişirilir. borcam tepsiye kakaolu bisküvi dizilip üzerine dökülür, aynı işlem ikinci kat için yapılır. ya da karışımı tek bisküvi ile kuplara döküp dondurma ile servis edebilirsiniz.

Ben de safsafinazla ayni sebepten simdiden kolay gelsin sana:)

elma slatası tatlı olmuyor, yoğurtlu tuzlu karabiberli oluyor.
tarifi şöyle:
2 kırmızı amasya elması
1/2 limonun suyu
2 kereviz sapı
Yarım su bardağı irice dövülmüş ceviz
3 yemek kaşığı kuru üzüm
Yarım su bardağı yoğurt
Tuz, karabiber
Elmaları kuşbaşı doğruyorum limon suyuyla karıştırıyorum kararmasınlar diye, kereviz saplarını ufak doğrayıp diğer malzemelerle harmanlıyorum.
---/---
Salep dondurmasını da 1 kg süte 1 çorba kaşığı salep 2 su bardağından biraz az şekerle yapıyorum.
Şekerin içinde vanilya çubuğu bekletiyorum, tatlılara bu şekeri kullanıyorum. Vanilya kokulu daha güzel oluyor.

@basond, çok pratikmiş. şimdi için olmasa da akşam oturmasına geldiklerinde yaparım ben bunu. kaşar krema yağlı oluyor ya, hanımlar için sıkıntı olabilir, erkekli geldiklerinde iyi gider.

@kerbee, yumurta kokmayan ıslak keki ve mahlepliyi her türlü isterim valla :) havuç kabak salatası güzel olabilir hafif hafif.

@mayaa, prinç salatasını şehriyeyle yapıyorum ben güzel oluyor. prinç şeker hastalığına sakıncalı, şeker var mı bilmiyorum, temkinli olayım.
mercimekli haşhaşlı bükme tarifini her türlü denemek isterim. hanımlar da sever gibi geliyor.

@marikaki, tarifi aldım, çok iyi fikir. Şimdi olmasa bile sonrasında mutlaka yaparım ben bunu.

@ nickyazmaksartmı, tatlı lor pastası olabilir. hafiftir sanırım. karnıyarık böreği çin böreği gibi mi oluyor, yufkayı büyük sigara böreği gibi sarıp karnını açıyorsun hani.

utanmasam tariflerin hepsini isteyeceğim yani:p

İyi dilekleriniz için çok teşekkür ederim:)

patlıcan pizza tarifi var çok leziz oluyor,

www.tarifdestek.com şurada bahsedilen.

ben yaparken patlıcanları zeytinyağına batırıp biraz fırınlıyorum.
üzerine baharatlı beyaz peynir ve dilim domates koyuyorum.
servis öncesi rendelenmiş kaşar ile ısıtıyorum.

çok leziz ve hafif oluyor tavsiye ederim.

ha unutmadan ekliyim kremayı fazla dökme az dök iyice cıvık cıvık yüzmesin patatesler.

kısırsız dünür günü olmaz. tarif istersen ayrıntılı veririm.

hafif ve lezzetli bi tatlı lazım. etimek tatlısı çohoş olabilir. etimekleri dizip şerbet döküp emdirdikten sonra üstüne muhallebi döküyosun. ben üstüne hindistan cevizi seviyorum ama istersen jöle döküp görünümden +1 alabilirsin.

ya da kendine güveniyosan ıslak kek.

bi de kıymalı ya da patatesli börek. cinsi şekli farketmez. becerebilirsen su böreği tabi.

bence de severler:)

un, tuz, bir iki damla limon suyu/sirke ve suyla çok yumuşak olmayan bir hamur yoğurup dinlenmeye bırakıyoruz. hamurun çokluğuna göre 2-1 su bardağı yeşil mercimeği suyla pişiriyoruz, karabiber-pul biber-tuz ekliyoruz. hamuru yumak yumak ayırıp her bir yumağı innncecik açıyoruz oklavayla, her yerini haşhaş-sıvı yağ karışımına bulayıp elllerimizle kenarlarından çekiştirerek neredeyse zar inceliğine getiriyoruz. sonra 4-5 defa katlayıp dinlendiriyoruz biraz daha, çok minik olmayan (4 cm falan) kareler kesiyoruz hamurdan ve o karelerin üzerine biraz bastırarak inceltip mercimekli içten koyuyoruz içlerine. sonra yuvarlayıp kapatıyoruz. sonra daa fırına veriyoruz. o katların her biri çıtır çıtır oluyor pişince, üşenmesem kalkıp yapıcam şimdi canım istedi:(

yazmayı unutmuşum, katlarken de her bir katın üzerine haşhaşlı karışımdan sürmek gerekiyor.

evet karnıyarık böreği kalınca sigara böreği gibi sarılıp ortası kesiliyor. biz peynirli yapıp içini o kesik yere dilim domates koyuyoruz.

tatlı lor pastası hem hafif hem çok lezzetli oluyor. orjinal tarifte muz var ama ben muz sevmediğimden ortasına kremamsı harcından koyuyorum fazla fazla.
750 gr tatlı lor
2 paket dörtköşe bisküvi
1 muz
1 paket vanilya
1.5 su bardağı pudra şekeri
(tarifte 2 yumurta ve 125 gr eritilmiş yağ var ama kullanmıyorum ben)
lor şeker ve vanilyayı blender ile güzelce karıştırılır
bisküviler hafifçe süte batırıp yumuşatıldıktan sonra eni 3 sıra olacak şekilde 5 ve ya 6 sıra dizilir üstüne hazırlanan krema sürülür ve 3 kez tekrarlanır bu işlem
son kremadan sonra ortaya muz koyulup kenarları iki yönden kaldırılıp üçgen şekli alması sağlanır (bu işlemi kolayca yapmak için bisküvileri streç film üstüne dizmek iyi oluyor)
üstüne kalan kremadan sürülür
süslemek için kakao çikolata sosu kullanılabilir

Ellerinize sağlık, afiyet olsun :)

galeta unlu cevizli bu tatlı cidden harika.tutmama gibi bi şansı yok içerisinde un olmadıgı için çok agır değil, özellikle yaslılar çok seviyo bunu gözlemim bu:d kremasını da evde kendiniz hafif yapıyosunuz.

yemekbirask.blogspot.co.uk

diğeri de çilekli milföy tatlısı.kesinlikle çok hafif ve lezzetli oluyo.

filizteyze.com

@mayaa, bizim tosun böreğimizmiş burmalı börek. iki önceki kış bi tutturdum başka börek yokmuş gibi ikide birde yapıyordum, evdekiler yetti gayrı demeye getirince kestim yapmayı. unutmuşum, bak bu olur, iyi hatırlattın. Çok nefis oluyor hakikaten:)

@nickyazmaksatmibulamadım, serin ve hafif bir tatlı. sağolasın. lorlu tatlılara kişniş çok yakışıyor, bir dahaki sefere yaparken dene istersem. kişniş bizde çok kullanılmıyor, nikah şekerine koyuyoruz o kadar. halbuki hem kendi ülkemizde yetişen hem de çok faideli bi ot/tohum

@hayat aklini konusacak bir filozof uret asdfghjkh aklıma şu sahne geldi youtu.be bildiğin sesli güldüm.

su böreğinin sütle ıslatıldığını ilk defa duydum :/ biz yufkaları suda haşlayıp yapıyoz. içine de kıyma(soğanlı-baharatlı) koyuyoz. ocağın üstünde kazandibi yapar gibi çevire çevire pişiriyoz.

kısırı az koyarsan hem şişirmez hem de tadı damaklarında kalır :P bizimkiler(kayseri tarafları yani) günlere aç gelip tıkanmadan doydum demezler. sanırım biraz da kültürle alakalı. sevgi gösterisi olarak illa nefes alamayana kadar yiyoruz yediriyoruz.

@seksen9, eheh, yok yaa bunlar iyi insanlar, o teyze gibi değiller:)
su böreğinin aslını yaparsak biz de hamuru pişiriyoruz. benim dediğim sahtesi, yalancı su böreği. sabah kahvaltısında hemen yapıvermelik.
evet yaa o nefes almayana kadar yemek yedirmek olayı çok fena. bir de bir ikisini yemeyince beğenmedi mi niye yemedi acaba gibi düşünceler oluyor, insanlar kırmamayım diye yiyor. sonra kulaklar çınlamada, nefesler daralmada, ağızlar kurumada... misafir ağırlamak da incelik isteyen iş. hediye seçmek gibi, kendini değil konukların hal ve ahvalini düşünmek lazım demi ama.

hem sağlıklı, hem misafirlik iki tarifim için: dahaiyibirben.wordpress.com

o zaman oyumu mercimekli köfteden yana kullanıyorum.

bi de geçen kuzenin fotoğraflarında şunu gördüm scontent-b-fra.xx.fbcdn.net tarifini isteyebilirim.

bunun içinde de kabak havuç tavuk varmış scontent-b-fra.xx.fbcdn.net yine ayrıntılı tarif isteyebilirim.

tahinli kabak tatlısı da olabilir bak, yine kuzende gördüm.

bi de bizde sarmasız gün de olmaz. asma olur, lahana olur, hiç yoksa kuru patlıcan dolması olur.

canım çekti ben de güne gitmek istiyom ya!

kızlaaar sarma börek tatlı tuzlu derken masayı donatçaz bak ben size diyim.
evet, sarmasız olmaz hakkat. sarmayı da ilave ettim.

@seksen9, valla o iki tarifi de isterük. kiraz mı onlar nasıl yapmış acaba. sapları kurutulmuş kiraz sapı gibi geldi. annem bi kurabiye yapardı aynı şeftali gibi olurdu, bu da öyle bişey mi ki?

Kişniş hiç kullanmadım hatta o nikah şekerinin de kişniş olduğunu sayende öğrendim :) yazmayı unutmuşum ceviz inanılmaz yakışıyor bu lor pastasına.

@seksen9 o kiraz saplı olanlar neymiş? çok ilgi çekici gözüküyorlar. trüf mü acaba?

kuzene sordum tarifi şurdan almış www.nefisyemektarifleri.com pek lezzetli gibi gelmedi ama görünümden baya ilgi çeker. vişne yerine taze kiraz püresi kullanılsa daha hoş olabilir.

ananas salata için de googlea yazınca bu çıktı xl-cooking.blogspot.com.tr

kuzen facebooktaki yemek sayfalarını da takip ediyormuş. genelde sunumda iyi şeyler paylaşılıyor.

misafirlere söylersin hem 'ne seversiniz bilemedim biraz çok çeşit yaptım, beğendiğiniz olursa çekinmeyin isteyin' diye. gönülleri de fethedersin :P

Dişi mi erkek mi?

şu sıralar bir kedi sahiplenecek olsam kesinlikle adını "arya" koyardım. game of thrones hayranlığından geliyor.

yalnız şekil şeöal olarak ne siyama ne irana benzemiş, bildiğimiz kara kedi olmuş kalmış asdfgh

hayırlı olsun çocuğunuz.
kedi bakımıyla ilgili bol bol okuma yapın.

Teşekkürler :)
Biz de game of thrones severiz olabilir oralardan bir isim.

fotoğraf çok iyi çıkmadı aslında. kara kedilere benzemiyor.

karakacan

(bkz: kedinin ismini legolas koymak)

lütfen.

Hayvanı görünce aklıma direk "torik" geldi. Niye bilmiyorum. aşdlakşd

stephen
nuri
kerem
uche
okacha
emenike
dwide

barichello da orjnal olabilir bence

sherlock

stain.

Yumak.
Bir kedi daha alırsam ben bunu koyacağım. Çok güzel bir isim bence, hem klasik, hem tatlı.

Komurcuk

grisi çok ise mıcır

kahvesi daha çok. gözler altın.

Paçoz.
Aşılarını yaptırın. Uzun ömür için sadece kuru mama verin.
Tırnaklarını nazikçe kesmeyi öğrenin. Düzenli tarayın.

arap

baattin

Bostik

comar

karabas

Huluti :D cem yılmazdan esinlendim :)

torba.karayip

diken bu. bildiğin diken.

köpük.

topak.

karakaçan
kara şimşek

ponçik

Ferudun.

Parlak.

Ben "kedi" diyorum. çok yaratıcı değil ama işlevsel bir isim. Adı "kedi" olsun.

Gelecek sene sahiplenecegimiz kedimiz erkek olursa ismi 'Tesla' olacak, sizin de ilgi duyduğunuz alanda, sevdiginiz birileri varsa boyle bir isim koyabilirsiniz.

Hepati diyorum ve uzaklara bakıyorum

feramüz,samba sow,çite

Kömürcan. Benim kedimin adı :-))

güzel öneriler geldi arkadaşlar teşekkürler. :)

pıfı

rule

cdn.memegenerator.net

ha kendi kedime şirin adını koydum ayrı mesele.

biber

salem

bence kahramanlık yapmasını bekleyin

bobo!

Marcus.

Ömürboyu orada kalacak değilsin ya.havası çok bunaltır klimasız yaşanmaz ama daha iyi günler için çekilemiycek sıkıntı değil.

Gitme. Sosyal hayatın yoksa paranın ne önemi var. Yaşlanınca gidersin.

ben 5000 usd'ye azerbaycan'a gitmemistim ayni nedenlerden dolayi.

Yas kac? Is kisa sureli mi uzun sureli mi? Burada kimleri birakcaksin? Is kariyerine birseyler katacak bir is mi? Bak farkindaysan Turkce klavye kullanmiyorum.

ben olsam giderdim

Yas 30, is uzun sureli olacak, ana baba kalacak memlekette. Kariyere biseyler katacak umuyorum. Sosyal hayata zaten doydum diyorum ama belli de olmaz.

Askere gittiysen anlarsın. O kadar para verseler gider misin askere onun gibi düşünebilirsin.

Valla kanaatkar adamsan, sessiz sakin hayata raziysan git bence. 4000USD fena para degil. Para var huzur var. Gorgun de artar. Ne kadar farkli ulkede calisirsan, farkli yerleri gezersen sana mutlaka faydasi olur.

Gitmem. Hayat salt para kazanmaktan ibaret değil. Sosyal bir insan değilsen delirirsin yalnızlıktan, sıkıntıdan. Gerçi sosyal olsan ne olur, en fazla iş arkadaşlarına takılabilirsin.
Türkiye için 1500 dolar iyi para bence. Ama hangi şehirde yaşayacağına bağlı tabi.

Avrupa Amerika olsa git derdim ama 36. paralelin altına gidilmez.

@sour Kisa sureli is icin giderse donusteki yerini de ayarlamasi lazim. Kisa surede cok para biriktirip donunce dimdizlak ortada kalmak da iyi birsey degil.

Ben olsam gitmem, 1500 usd ye tr de sosyal hayattan faydalanirsin oyle boyle. Ay sonu maasini onune koyup seyrederek mutlu olamazsin sosyal hayatin olmadigi bir ulkede. Dunyaya bir kere geliyorsun ot gibi yasadiktan sonra 4000 usd yi ne yapacaksin? Ha 6 ay falan olur katlanilir.

Üzerinden zaman geçti ama yazmasam içimde kalacak:

Öncelikle ikide birde sosyal hayattan dem vuran arkadaşlar nasıl hayatlar yaşıyorlar gerçekten çok merak ediyorum. İstanbul gibi bir şehirde yola, işe harcadığın zamandan arta kalan zaman ve enerjinle haftada 2 gün dışarı çıksan 3. gün bugün de evde vakit geçireyim diye ayakların geri geri gider. İş hayatın belirli bir döngüye girdikten sonra zaten yurt içinde de, yurt dışında da, mesain çok yoğun olmasa bile evden-işe, işten-eve rutinine girersin zaten.

İkinci olarak, sosyal hayat açısından dünyanın her ülkesinde yapacak bir şey bulabilirsin. Ben yaklaşık 9 ay Suudi Arabistan'da çalıştım. Sosyal hayat avm'er, çölde ATV'ye binmek, mangal yapmak ve denize girmekten ibaretti. Öte yandan kaldığımız kampta bilardo, masa tenisinden tut da futbol ve basketbola kadar tüm spor imkanları mevcuttu. İstanbul'da haftanın üç günü farklı sporları yapabilmen için ya tüm bu imkanları bulabileceğin bir sitede oturman ya da uyuz spor salonlarından birine yeterli parayı bayıldıktan sonra İstanbul trafiğinden zaman bulup da gerekli zamanı ayırabilmen lazım.

Arkadaşlardan ayrılma konusuna gelince, üniversiteden de mezun olduktan sonra hala düzeli olarak görüştüğün +10 kişilik bir arkadaş grubunu koruyabildiysen ne mutlu sana. Öyle olsa bile gittiğin yeri yaşanabilir kılacak birkaç kafa insan mutlaka bulursun. Birinin bilgisayarında arada izleyip kafa dağıtabileceğiniz filmler olur. Beraber şehre inip avm' lerde lokantalarda takılırsınız. Yapacak bir şeyler mutlaka olur.

Dördüncüsü, para her şeyi çözmüyor ama parasız hiçbir şey çözülmüyor. Düşük maaşlı işlerde çalışmaya devam edip de, ileride sıkıntıya girmektense, hayatını garantiye alma fırsatlarını değerlendirmek çok daha mantıklı. Yarın öbür gün yazarların garibanlık anıları başlığına "yeaa sigara alacak param yoktu" yazmak veya gecekondusunun kentsel dönüşümünden iki daire almış bir öküzün "ohumanın da ne faydasını gordun" muhabbetini çekmek istemiyorsan git yurt dışına, birkaç sene çalış, al evini, arabanı. kafan rahat sen rahat. Kütüğünde Bayburt yazıp "yeaa İstanbul'dan başka yerde yaşanmaz aga" tribine girenlerin gazına gelme. (sözüm meclisten dışarı).

Son olarak da, sosyal hayat delisi arkadaşlar, gerçekten nasıl bir hayat yaşıyorsunuz? O operadan bu festivale mi koşturuyorsunuz? Aktiviteler arası kombo mu yapıyorsunuz? Amerikan dizilerindeki arkadaş gruplarını mı aklıma getireyim? Cidden ne kaçırdığımı söyleyin bana. Hatta beni de aranıza alın lan.

Umarım gitmişsindir. Dünyanın her memleketinde görmeye, yaşamaya, denemeye değer bir şeyler vardır. Gitmediysen de, ileriki iş teklifine sen veya başka bir arkadaş bu yazıyı dikkate alır.

Pistikten sonra kapağı kapalıysa su buharı tekrar pilava dönmesin.temiz bir havlu, peçete vs ile kapatarak dinlendir.

Demin yaptım bende 2 su bardağı ve 2 su bardağı pilav, 20 dakika pişme süresinde tam oluyor, dibine tutmuyor ve nemli oluyor, suyu gidiyor tamamen. Çok su koyuyorsun belkide ya da erken alıyorsun ocaktan.

Altını söndürdükten sonra üzerine kağıt havlu koyup kapağını kapatıp bekletiyor musun biraz?

Kullandığın ölçü nedir?

Birde pirincin kalitesine göre değişir bu durum yine de piştikten sonra bi peçete ya da havluyla üstünü ört kapağını kapat

1 ölçü pirince 1,5 ölçü su genelde yeterli oluyor bir de suyunu iyice çektireceksin, çıtır çıtır ses geldiği anda altını kapayıp üstüne temiz bir bez kapayıp demlendireceksin.

Suyunu iyice çekmesi püf noktasıdır.

pirincin kalitesi + tencerenin tipi + su miktarı. Benim tecrübelerime göre bu üçü yapıyor onu.
Kaliteli pirinç, teflon yada seramik tencere, 1 bardak pirince 1.5 bardak su oranı kullanın. Yıkanmış pirinçleri su eklemeden tencerede yeterli miktarda tereyağı ile parlayana kadar kavurun. Sonra suyu ekleyip en kısık ateşte suyunu çekene kadar pişirin. Ocağın altını kapatıp söylendiği gibi kapakla tencere arasına kağıt havlu sıkıştırın. Yada tencerenin kapağındaki (varsa) buhar tahliye valfini açık konuma getirin. 10 dakika sonra tane tane dökülen pirinç pilavınız hazır. Şehriyelisi de daha güzel olur. :)

Belirli bir ölçü kullanmıyorum göz kararı yapıyorum. Şehriyeli yapıyorum ben de. Evet üzerine kağıt havlu olayını da yapıyorum.

Suyunu biraz çekene kadar altını kısmıyordum, bu defa suyu döker dökmez kısalım bakalım nasıl olacak.

suyu döker dökmez altını kısın. Ara ara kontrol edin, dibini hafifçe açın bakın. Su görmediğinizde de kapatın. Afiyet olsun.

piştikten sonra iki kat havlu peçeteyi üzerine koy kapağı kapa.. peçete pilava değmesin ama kapağa yakın olacak şekilde kapa.. dinlendir o şekilde.. istediğin gibi olur..

1- kaliteli pilavlık pirinç olacak
2- nişastası gidene kadar yıkanacak
3- 10 dk ılık suda bekleyecek
4- şehriye suyu emer
5- pirinç bol yağda iyi kavrulacak
6- azcık limon sıkılacak
7- min su ve min ısıda pişecek
8- 20 dk kağıt havluyla örtülü şekilde dinlenecek

kalkismistim ogrenci halimle lan ne gerek var blender a yaparim catal kasikla diye de bok gibi olmustu. mikser varmis en azindan olur onla bence.

ustune pastirma al :(

Canımızı çektirdi duyuru:)
Sert bişeyle ezsen.ne bilim metal sarmısak ezici ya da minik bi tava olur mu acaba??

yav hocam ne pastırması ekmek humus pastırma mı yiyem doyurucu bi şey olsun

çatal olur, yada kızartma süzgeci(şöyle bir şey:www.evmambo.com varsa o daha kolay olur heralde.

vayy yakuza süper fikir tamamdır.

O duyurular bana ait :)
kuru kuru olmaz ama, su ilave et birazcık. o zaman ezilir diye tahmin ediyorum mixerde hafif sulu püre gibi.

sert telli bir süzgecin varsa nohutları içine koy, kaşıkla bastıra bastıra nohutları geçir.

senin gibi düşünen çok insan olduğu doğru, fakat senin gibi düşünmeyen daha da çok insan var.

cocugunuza sekilciligi degil dogru insan olmayi ogretin.tabi bunu once sizin asmaniz lazim.ne ben ne annem kapali,beni rahatsiz etmiyor.kolunu gormusum ya da sacini gormemisim.ne olur?

Şüphe derken? çocuğa zarar başörtüyle mi veriliyor?
Not:Başörtülü değilim.asla da düşünmüyorum kullanmayı.

Ya gene daldım ama 1960larda çocuğum bir siyahla aynı okulda mı okuyacak, çocuklarıma siyah bir negro mu öğretmenlik yapacak diye "endişe" taşıyan ırkçı amerikalılar vardı. Nedense benzer telaşlar var farklı formlarda olsa da

herkesin inancına saygılıyım. ama çekincelerim olur açıkcası. ben tesettürlü değilim, çocuğumun öğretmeni tesettürlü olursa çocuğuma bunu açıklayamam gibi geliyor. ilkokula gittiğini düşünelim. öğretmenine 'neden başörtü taktığını sorsa, öğretmeni baş örtüsü allah'ın bize kullanmamızı emrettiği bir şey' dese çocuğumun gözünde ben allah'ın emrine karşı gelen biri olarak görüneceğim, belki bana karşı içten içe nefret besleyecek. bu konuda çekiniyorum.

Çocuk benim için bu dünyada en iyi yetiştirmem gereken varlık. Asla riske atmayacağım tek şey. Kendi elimle çocuğumu kafamda soru işaretleri olan bir yere asla ve asla bırakmam.

Son birkaç senedir görüşlerimi değiştirme yolunda büyük adımlar atmış olsam da insanlara karşı halen önyargılıyım. Bana benzemeyenlere daha tedbirli yaklaşıyorum. Kesinlikle kimsenin özgürlük alanına müdahalem yok ve inançlarına-inançsızlıklarına saygısızlığım da.

Ben, kendim, kendimi ait hissetmediğim dolu ortama girip çıkabilirim ama söz konusu çocuğum olduğunda, içimin rahat etmeyeceğini biliyorum. Onu önyargılar ve peşin hükümlerle yetiştirmek istemezken, bir yandan da bazı şeylerden korumak istemem birbirine tezat oluşturabilir, doğrudur.

Bu noktada bir arkadaşımın söylediği şey söylemek isterim: ''Demokrasiye inanabilirsin kaymak, eşitlik olması gerektiğine, saygı olması gerektiğine, herkesi kucaklamak isteyebilirsin, arkadaşlarını da bu geniş yelpazede seçebilirsin, çevreni de bu yelpazeden oluşturabilirsin. ama özel hayatında, konu kocan olduğunda, bu kadar demokratik yaklaşmak durumunda değilsin.''

Çocuğum olduğunda onu insancıl, açık fikirli, saygılı ve sevgi dolu bir birfey olarak yetiştirmek istiyorum. İnanmasam da keloğlan masalından sonra hz. isa'ya dair bir hikayeyi anlatabilmeyi, ertesi gün buddha'dan bahsedebilmeyi, hz. muhammed'e değinebilmektir hayalim.

ama bu benim gözetimimdeyken tehlikesiz, benim kontrolüm olmayan konularda izin veremem.

Elbette ki belli bir olgunluğa ulaştığında inanmak istediğini ve durmak istediği çizgiyi kendisi çizecek, tüm çabam da bunun için olacaktır ama okul arayışımda bir faktördür öğretmenlerin kim olup olmadığı.

dini simgeleyen birinden ziyade dinsizliği simgeleyen bir öğretmen bana daha fazla huzur verecektir, kendi çocuğumun yetişmesi söz konusu olduğunda.

ama sadece örtü anlamında yaklaşılmasını da hatalı buluyorum, başı açık olup da faşist fikirleri olan birinin de çocuğuma öğretmenlik yapmasını istemem.Görebildiklerimize saldırıp, görebildiklerimizden korumayı seçiyoruz; halbuki göremediğimiz neler var.

Senin gibi zihniyetlerin halen var olmasi ulkenin suan ki durumu gosteriyor

Yalnız değilsin bu iyi haber, sadece azınlıktasın bu da kötü haber

endişeleneceğim şey öğretmeninin başörtülü olması değil alacağı eğitimin kalitesi olurdu.

eğer çok daha iyi bir eğitim alıyor olsaydık zaten başörtüsü için tartışmalar baştan çıkmazdı, sorduğun soruyu tartışmaya bile gerek görmezdik diye düşünüyorum.

başörtülü birinin islamı dikte etmeye çalışmas riski kadar, başı açık birinin islama karşıt görüşleri empoze etmeye çalışması riski var. birincisini ne kadar istemeyeceksem ikincisini de aynı şekilde istemezdim.

ne lan bu adamı ezdikçe ezmişsiniz. arkadaş ben imam kılıklı birinin çocuğuma eğitim veremeyeceğini düşündüğüm kadar kilise papazı tipli biri ya da rahibe tipli birinin ya da budist ya da hindu her neyse birinin de sağlıklı eğitim veremeyeceğini düşünüyorum.

görüşüme saygı duysanıza mk

size kalsa hep size saygı duyulacak.

burda bik bik ötenlerin ineklere tapıldığı için ayyh ne saçmaa inek de kutsal olur muymuş bilmemne diye söylendiğini bilmiyoruz sanki. önce dinciler olarak kendi aranızdaki tartışmayı çözün gidin puta tapanla ineği kutsal görenle güneşe tapanla dost olun cocugunuza onlardan eğitim aldırın sonra gelin bana laf söyleyin.

bitti hadi dağılın

Kim ne kadar vuracaksa vursun. Ben de cocugumun ogretmeni olmasını istemezdim. Ayrica bu sekilcilikten cok daha ote bir sey. Ben buna sekilcilik olarak bakmiyorum. Acikcasi once ogretmenini tanima sansim varsa bunu yapardim. En azindan dusuncelerinin ne yonde oldugunu, kisiligini ogrenmek isterdim.

Cunku kapali olup da bagnaz olan cok insan var, ama acik olup bagnaz olani da var. Yani bunu dis gorunusunden anlayamayiz ama tabii ki on yargi olusurdu bende.

Bazi noktalarda da kaymak+1 tabii ki biz de cocuga sekilci olmayi ogretmeyecegiz. Oglum kizim bak basortululerin hepsi boyledir demeyecegiz. Kimin inancini ne kadar fazla yasadigi beni ilgilendirmez. Ama inancinin dusuncelerine golge dusurdugunu gordum anda orada durur bi dusunurum. Yani bu biraz da kisiye bagli.

Benim ananem de kapali ama bigunden bigune benim basortu kullanmami veyahut o sekil bir sey soylemedi. Saygi yani basta gelen sey.

çocuğumu okula gönderiyor olsaydım öğretmeninin ne giydiğine nasıl giydiğine bakmazdım. baş örtülü olup olmaması hiç bir şeyin göstergesi değildir. iyi insan, iyi eğitimci, iyi öğretmen kıyafetlere bakarak değerlendirilecek şeyler değildir.

Önyargılardan hoşlanmayan, din-dil-ırk ayrımı yapmaktan nefret eden bir insan olarak dürüstçe kendime sorduğumda, maalesef rahatsız olurdum. Başörtülü insanlarla hiçbir sorunum yok, tam tersi birçok açıdan oldukça nitelikli bulduğum en az 3-4 başörtülü kadın var çevremde. Yalnız iş eğitim vermeye geldiğinde sıkıntı yaşadım. Ben kendim lisede 1 sene boyunca sadece başörtülü kadınların öğretmenlik yaptığı bir özel okulda bulundum. Bilimle din bu yönde olumlu yaklaşabilmek için fazla ters düşüyor. Biyoloji, edebiyat, tarih derslerini o sene çok dindar gördüğümü belirtmek zorundayım. Yani öyle kitaplar okuttular ki, kurtuluş savaşının kazanılmasının tek sebebi "yetiş ya muhammed kitabın gidiyor" duaları ve çöken sis bulutları sanki. Çocuğumun böyle bir etki altında kalmasını, osmanlıyı "ecdadımız da ecdadımız" diye anmasını istemem. Eğitim bilimdir ve bilim yapacak insan öncelikle bilime inanmalıdır. Üzgünüm ama böyle.

ahahaha şüphe derken çocuğun beynini hurafeyle, bilime, eleştirel sorgulayıcı düşünceye düşmanlıkla, yanlı bakış açılarıyla doldurur mu şüphesi. ulusalcı ya da ırkçı hocayı da istemezdim ama ne yazık ki onların kafasında bunu gösteren bir simge yok. açık açık ben müslümanım diye bağıran birinin çocuklara karşı objektif bir üslüp kullanamayacağını düşünüyorum çünkü islam'ı yeterince biliyorum. bence islam müminlerin "evet çocuklar demokrasi özgürlük bilim ilerleme ne güzel lay lay lom" falan diyebileceği bir din değil. daha çok sure ezberleme ve namaz kılma, ileri seviyelerde de kelle kesme çarşafa sokma benzeri aktiviteler var. bkz müslümanlar, bkz müslüman ülkeler. yav tebliğ diye bir şey var en basitinden. bebe bunlar be her duydukları kafalarında kalıyor. 18 yaşından sonra dine inanan kaç insan tanıyosunuz allaşkına, adam güler geçer be. kadın yarın gelip çocuklara "evrim mi maymundan mı geliyoruz yani biz hıuhuajsfsjdfmsdf" falan diyebilir. bizde böyle bolca salak hoca vardı mesela. ben başkaları istiyo diye niye bebemi böyle bi ortama sokayım?

@efrasiyab, zenciler gelip beyaz çocuklara "hey niga sen de zenci olsan iyi olur o koca kıçının iyiliği için dostuum" falan demiyolar diye biliyorum.

@kaptan insanlığa odaklanalım da ben çocuğumu dinli yetiştirmek istemiyorsam bu hocaya nasıl güvenicem? milli eğitim bana bunu garanti ediyor mu?

@golden kimse kimsenin çocuğuna bi şey empoze etmese de herkese her şeyi olduğu haliyle, her tarafın kendi bakış açısından anlatsalar, keşke eğitim sistemi öyle olsa.

çocuğunu her türlü dogmadan uzak yetiştirmek isteyen biri olarak, türkiye'de eğitim kalitesi standartlaşmadığı için evet endişe duyardım. birinin başörtülü olması ya da başörtüyle öğretmenlik yapması konusunda sıkıntım yok. ama çocuğuma inancını benimsetmeye çalışmayacağının ve bunu yaparsa durumun tespit edilebileceğinin garantisi yok. bu endişem herhangi bir dine mensup, muhafazakar, aşırı milliyetçi, ırkçı vb her öğretmen için geçerli. başının açık ya da kapalı olması değil mesele.

benim ilkokul öğretmenim sık sık "kızlara hiç yakışıyor mu bu, kızlar böyle yapar mı, siz genç kız olacaksınız yakında vs vs" gibi laflar ederdi mesela. 10-11 yaşındaki çocuğuma böyle kız/erkek ayrımı öğretmeye kalkanın alnını karışlarım. muhafazakar kadınlar da genelde bu ayrımı içselleştirmeye yatkın oldukları için böyle bir ön yargı taşımak bence normal.

okulda dini sembollerden hoslanmam genel olarak bilimle tezat cunku din kavrami. gecmiste bilimin onunu epey tikadi her dinden din adamlari. yani galileo dunya yuvarlak dedi diye yargilandi engizisiyonda derken ogretmen, basi ortuluyse o mesaji yerine otutturamaz gibi geliyor bana. bagdastiramiyorum ben. bir de uni. ye hazirlanirken malum dersaneye gitmistim. fizik dersinde zaman kirilmasindan bahsederken bayan hocamiz, peygamberimiz zamaninda kirildi. hz muhammet kervaniyla bir yere yetisecekmis de mumkun degilmis zaman acisindan. allaha yalvarmis yetismesi icin , allah da zamani kirmis seklinde über bilimsel bir quantum hikaye anlatmisti bize. bilimsel iman kuvvetlendirme calismasi :) boyle sacmaliklarla kafa karistirmayacaklarini da bilemiyor insan.
tabi ki sirf basortusu olanlara ozgu degil bunlar. kimse alinmalisin. ama ögretmensen örnek olmak zorundasin, misyonun var. düsünmeyi, ögrenmeyi, sorgulamayi, anlamayi tesvik etme gorevin var. genis bir vizyon vermeye calisman lazim ki kendi kafan darsa olacak is degil. cok tatili var, memuriyet iyi ya deyip meslek sectiysen zaten vah vah.

başörtülü öğretmenlerin her derste fıkıh dersi verdiğini falan mı sanıyorsunuz? okulda görmese dışarıda görmeyecek mi o çocuk, tv'de görmeyecek mi başörtülü insan? internette okumayacak mı dini emirleri, o zaman sorgulamayacak mı "bana neden öğretmiyorlar" diye?

ya bak onu bunu geçtim, siz sadece kadın yönüne bakıyorsunuz işin. "allahına kadar" dinsizim mesela ben, şu ana kadar öğrencisi olduğum tesettürlü hiçbir öğretmen bana dinle ilgili bir şey empoze etmedi. ama mesela erkek öğretmenlerim çoktu din propagandası yapan, onları nasıl tespit edeceksiniz? badem bıyıklı hoca var mı diye mi bakacaksınız okula, diz kapaklarını mı araştıracaksınız "namaz izi" var mı diye?

vallahi şaşıyorum, billahi şaşıyorum arkadaş...

çocuğum olsa başörtülü bir kadını ilk göreceği yer okul olmayacak evde görecek yeterince... türkiyede çocuk yetiştireceksem zaten bunu bir memleket gerçeği olarak kabul ederim + ben müslümanım (tesettürlü değilim).
evet başörtülü ve bunu dikte etmeye çalışan bir rol modele bayılmam. farkındayım hele anaokulu ve ilkokulda rol modelden çok etkileniyorlar..ama çocuk yetiştirmek böyle bişey onu kafama uymayan benim gibi olmayan herkesten herşeyden nasıl koruayacam ve neden? belki kızım kapanmak isteyecek ilerde o zaman ne yapacaz? ayrıca asker eşi faşist hocaların da cirit attığı okullarda okudum, onlar da hiç bayıldığım kadınlar değillerdi olanca makyajlarına rağmen.herhalde gönlüme göre öğretmen yoktur/çok azdır.
örtülü olsun olmasın çocuğumun öğretmeni hakkında endişelerim olur, örtülü olması ekstra tasa getirmez bana. maalesef, doğru düzgün öğretmen zaten her türlü yok. örtülüsü fazladan kötü değil.

Bu gibi konularda cirlayan ultra islamcilarin cocuklarini rahibe kiyafetli kadinlar egitsin bakalim nasil oluyormus. Siz ilk once hayata tutarli bakmayi ogrenin.

A-aaa kardesim siz herhalde her rahibe.kiyafetliyi her gun sinifta incil dagitacak isa dan bahsedecek saniyorsunuz sanirim.

Okulda rahibe.kiyafeti gormedi.diyelim.disarda tvde vs.gormeyecek mi.bu cocuk. A-aaa

Beni de gereksiz ve bilmyr diye numaralar ariyor.arasin.acan bulamayacak.

Cia programi nedir?

@fever android markette bir program. senin rehberini nete actigi gibi baskalarinin rehberini de actigindan en cok kaydedilen sekliyle sende kayitli olmayan numaranin ismini ogreniyorsun. bu isim ondkz'da oldugu gibi rahatsiz eden olabiliyor. cogu kisi o numarayi oyle kaydettiyse oyle cikiyor.

@ondkz: engelle gitsin. niye ugrasiyorsun?

Yaa engelledim numarayı ama cagrı kaydında aramalarını gördugumde sinirim bozuluyor gene