bu cok kucuk, yavru kedi sutleri var taurin iceren, bir de yavru kedi biberonlari var, acilen doyurmaniz lazim. bebek gibi dusunun, ac ve sogukta kalmamasi lazim, yani gercekten sicak bir ortama ihtiyaci var, bir de biberonla beslemeniz, gazini cikartmaniz lazim, bir bakin bakalim kendi kendine tuvaletini yapabiliyor mu? vucudunu yaliyor mu? oldukca kucuk gozukuyor, belki bunlari da yapamiyor olabilir. ama korkmayin kediler insandan hizli buyudukleri icin hele yaz ayinda kisa surede serpilir, birkac hafta kendine yetene kadar elbirligiyle destek olsaniz yeter, sonra sizi asla unutmaz bu afacan. buyuk kedi ise tabii onemli sorun, bazilari sonradan yeni kediye alisiyor, bazilari alisamiyor, bir de insanlar kedileri duygusuz, umursamaz zannediyorlar ama kediler evrimsel olarak cok cool canlilar, duygularini saklamak konusunda cok basarililar. simdi buyuk olan kucuge gosterilen ilgiyi kiskanmistir, biraz bu aralarbuyuk olanin da ustune dusun ki kisakanmasin.
zor bir donem ama inanin cok zevkli, bir de bol bol foto cekin, bir sene sonra o fotolara bakmaya doyamayacaksiniz :)

ofisten bir arkadaşın tavsiyesiyle dün sabun koydum ben.

sabun koyuyoruz arasına.
dolabın, çekmecenin, bazanın, nereye koyuyorsanız kenarına bir de lavanta torbası koydunuz mu harika olur.

ağaç çırası koyabilirsin.

Lavanta ve sabun +1

lavanta + sabun +1
vakumlu hurc ayrica...
lavantayi kiloluk pakette aldim, bir de keten keselerden aldim, minik keten keselere lavantalari pay ettim, bazisini bazaya, bazisini corap camasir cekmecelerine koydum. ayrica yolculuklarda bavulun icinde koku olmasin diye bavulada bir tane atiyorum genelde... bir de su havasi cekilen plastik torbalar var, vakumlu hurc diye geciyor, mutlaka deneyin, cok fonksiyonlu.
eve hediye gelen sabunlari da genelde yatak takimlarinin, temiz camasirlari ayirma yerine falan koyuyorum.

bu arada su bilgi de kenarda dursun, turkiye'de hala kullaniliyor ama naftalin kullanimi gelismis ulkelerde kalkti, evdei bulunanlari da atin lutfen.
www.epa.gov

sabun en temizi.

At kestanesi ama catlatip koymak lazim

yalnizlik, kötü arkadastan iyidir

hayat kesin ve keskin bir şey değil...

bazen insanlarla güzel bazı şeyler. kafede oturmak, güzel bir şehri gezmek. gördüklerini paylaşmak, konuşmak, gülmek...

bezen de yalnız tadı çıkar bunların. insan kendisi, sadece kendisi için biriktirmek ister. güzel bir kafede yalnız oturmayı, güzel bir şehrin sokaklarında yürürken hayal kurmayı.

dolayısıyla her şey insanlarla da güzel; insansız, yalnızken de güzel.

Niye her şeyi silsin atsın ki? İnsan olmadan da bir manzaranın tadı çıkar ya da bir yemeğin tadı anlaşılır. Yine de bir eğlenceye gittiğimde tanıdık insan yoksa tek başına o kadar zevk almıyorum ama alan da alır. Hepsinin yeri ayrı. İnsanlarla da keyfi daha çok çıkan şeyler var, keyfi çıkması için insansız olunması daha iyi olan şeyler var. İnsansız kalınca neden zevk alınmasın.

into the wild

böyle bir genelleme yapılamaz ki?
bazen dağ başında olma hissiyatı güzel olur, bazen insanlarla bir arada olmak.

tabii ki burda her zamandan her yerden bahsetmiyorum. daha mı tatlı diyorum? umarım anlatabiliyorumdur

Daha tatlı olduğu da oluyor, olmadığı da. Ruh haline bağlı. Uzunca bir süredir yalnızsan böyle düşünmen normal.

Bence bu kişiden kişiye değişiyor. Mesela ben güzel bir şey gördüğümde, tattigimda, yaşadığımda vs paylaşma ihtiyacı hissediyorum. O an yanimda kimse yoksa da en kotu annemi, kardeşimi, sevgilimi ararım. Özellikle gezmeye gittiğimde yanimda biri varsa daha çok keyif alıyorum geziden. Ha olmaması zevk almama engel değil, o ayrı.

Yine de tek başına kulaklık takip yürüyüş yapmak da pek keyiflidir benim için.


Bazı arkadaşlarım tek başına gezmeyi, sinemaya gitmeyi daha çok sever. Kısacası kişiden kişiye, durumdan duruma değişir.

Yerine zamanına göre değişir. İnsan bu ne elde etse elinde olmayan tatlı gelir. Kalabalık ortamın vardır yalnız kalmak istersin, yalnız kalırsın arkadaşım yok dersin öyle geçip gider.

sosyal bilimlerde son yapilan calismalar gosteriyor ki zeka katsayisi yukseldikce, ozellikle icedonuk bireylerde cehennem diger insanlar oluyor. yani kisinin kim olduguna bagli.

Hayır, alakası yok. Ben yalnızlıktan daha çok hoşlanıyorum. Yanımda birileri varken geriliyorum, rahatsız hissediyorum. Çünkü insanlar çok kötü. İnsanlar hep moral bozuyor, hep laf sokuyor, hep negatif, hep hırslı, her daim yarış halinde. Şimdi sana öyleleri denk geliyor, insan kendi gibilerini çevresine çeker diyenler olacaktır şüphesiz ama bu benim için çok da geçerli değil sanırım. Ben yalnızca huzur ve mutluluk istiyorum, kimseye karışmıyorum, kimsenin kalbini kırmamaya çalışıyorum ama diğer insanlar bana öyle davranmıyor. Beni strese sokacak bir harekete imza atıyorlar kesin.

Neyse çok uzattım, iç dökme şeysi gibi oldu bu cevap. Kısacası şunu diyebilirim ki kimsenin arkadaşlığı bana kendi arkadaşlığım kadar tat vermiyor. En iyi dostum benim.

Ornegin Istiklal mimari acidan Kadikoy'den daha guzel ama oraya les gibi insanlar gelmeye basladi, Kadikoy'un cirkin sokaklari ise iyi insanlarla harika oldu.

eskiden yalnızken çok daha mutluydum gerçi şimdi de öyleyim kalabalıktan hoşlanmam. Ama kafa dengi, hoş vakit geçirebileceğim, birbirimize bir şeyler kazandıracağımız insanlarla dost olsam çok daha iyi olurdu diye düşünüyorum artık.
Hani şebnem ferah diyor ya 'iyi dostlar biriktirdim, hepsi ailem oldu diye' öyle bir arkadaşlık istiyorum. böyle insanlarla hayat daha güzel olurdu.

1-2 ay önceydi sanırım. her şeyden ve herkesten sıkılmış (bilhassa iş ve iş çevresinden) tek arzum evde oturup film izlemek, kitap okumak, yalnız kalıp kafa dinlemekti.

henüz bir hafta oldu olmadı, arzuladığım durumdayım ve inanılmaz sıkıldım, inanılmaz yalnız hissediyorum. telefonuma bakıp mesaj atacak insan arıyorum ergen gibi.

özetle; insanlar olmadan eksik oluyor bir şeyler. öte yandan bir grup insan da var ki enerjini sömürüyor, seni kötü hissettiyor. velhasıl kendini izole etmektense belli bir mesafeyi koruyarak insanlarla birlikte olmak sanki en iyisi.

hayır. böyle diyemeyiz.
bu kafa yapısını pek sağlıklı bulamam.

Her şeyi silip atmaz, sadece alacağımız zevki düşürebilir. Paylaşmak şeylerin değerini artırır, güzel şeyler güzel insanlarla çok daha güzel olur.

www.google.com.tr

Diyabetik tatli tarifleri yazarsan karsina cikiyor, sutlac tarifi bu da

Bizim burada bazıları tuzlu sütlaç yapıyor.

Stevia kullanabilirsin. Hem de sağlıklı olduğu söyleniyor. Marketlerde satılıyor.

Laktozsuz süt zaten hatrı sayılır biçimde şekerli bir tada sahiptir. Önce tatlandırıcı eklemeden az bir miktar yapmayı deneyin, yiyemezseniz o zaman tatlandırıcı eklersiniz.

hindistan cevizi sekeri denilen bir sey var, onu deneebilirsiniz.

Sorunuza cevap değil ama, otelinizi değiştirme şansınız var mı? Ulustan ziyade tunus-tunalı civarında kalmanızı öneririm.

Yeme-içme konusunda ise, ankara döneri için benim tavsiyem kızılay kumrular sokakta cici piknik, ya da aspava deneyimi yaşayıp burnunuza kadar doymak isterseniz esat yıldız aspava; emekte çukurağaya da gidebilirsiniz et sever insanlarsanız eğer.

Ulusta kalacaksanız, uğrak lokantası bir klasik. Çiçek lokantasının ise yemekleri çok güzel. Kale içinde zenger paşa konağında akşam üstü bir şeyler içebilir, ankara manzarasını temaşa edebilirsiniz.

Sakaryada net piknikte ikindi yorgunlarıyla birer bira içebilirsiniz, pazar kapalı. Bira yanı dolu dolu yemek olsun derseniz olgunlar soul pub'a gidebilirsiniz.

Kahvaltı için tunalı tarafında önerim abay kunanbay sokakta varuna gezgin, çok yakınında cafe botanica var bahçesi çok güzel orada da bir kahve için. şimdilik aklıma gelenler bunlar, iyi vakit geçirirsiniz umarım

Ulus'a yakın olarak;
Kale'ye çıkın vehbi koç müzesinin oralarda ki ara sokaklara girip gezinin. Beşiktaş dönercisine kesin uğrayın.
1. ve 2. Meclisi gezebilirsiniz.
biraz uzun bi yürüyüş olur ama ulucanlar müzesi.
Tunalı,kuğulu park,seğmenler yürüyüş yapabilirsiniz.
uzak demezseniz eymir gölü ve ya mogan gidebilirsiniz. Eymir için toplu taşıma yok tavsiyem gölbaşından taksi ile ulaşım.
Edit: kaleye çıkarken anadolu medeniyetler müzesi.kısa mesafede etnografya ,resim heykel müzeleride gezilebilir.

Ulusta kalmayın bir daha gelmezsiniz ankaraya. İstanbul ulus ile alakası yok :D

TripAdvisor indirin 1 numaradan başlayın gezmeye.

@depol maalesef parasını ödemiş bulunduk booking'ten keşke almadan önce yazsaydım buraya :(

depol +1

imkan varsa oteli değiştirin mutlaka

et ile aranız varsa çukurağa sofrasını tavsiye edebilirim.

otogar dediğiniz aşti ise metro, otobüs, dolmuş seferleri var oradan hemen her yere. ulusa aktarmalı metro ile geçebilirsiniz eğer oteli değiştirmeyecekseniz.

@ otele ne kadar verdiniz?

o 2 günlük parayı yaksam otel konusunda öneriniz olur mu? ben genelde gezeriz yatmalık otel tercih ettiğim için önemsememiştim.

otelin ulusta olması biraz kötü olmuş ama çokta önemli değil bence.
o bölgede de iyi oteller var.

arkadaşların söyklediklerine ek olarak:

hamamönü
gençlik parkı
kale civarı yapacağınız geziye satranç müzesinide dahil etmenizi öneriyorum

cevap veren tüm arkadaşlara çok teşekkür ederim.

otel secimi eger iyi bir otel ise aslinda gercekten gezmek istediginiz yerlere daha yakin oluyor. sadece hangi otel oldugu onemli, simdi o civarlarda cok guzel yeni oteller acilmis durumda, tabi en en guzeli divan cukurhan. bu civardaki herseyi tek tek soylemeyeyim, erimtan var, sanayi muzesi var. kale var. vs vs. kalmayacak bile olsaniz mutlaka gezin otelin icini.

hazir ulus civarindayken salt ulus var modern sanat galerisi, hatta yine hazir o civardayken tiyatroya da bakabilirsiniz. oda tiyatrosu cok guzeldir. ankara'nin devlet tiyatrosu genel olarak meshurdur, cok kaliteli oyuncular, dekor ve kostumler olur. tek sorun bu kadar kisa surede bilet bulabilir misiniz bilemiyorum, belki gisedekiler yardimci olabilir. yine baska bir modern sanat galerisi ise cer modern. burasi daha genis ve ferah, ayrica kesinlikle daha aktif. yine size yakin. eger fotografcilikla ilgileniyorsaniz herkes genelde hamamonu ve samanpazari civarina yogunlasir ama cumhuriyet mimarisi ve art deco mimariye seviginiz varsa, ankara tren gari yakinda olacagi icin ziyaret etmenizi oneririm.

daha bilindik klasik mekanlari zaten gezersiniz diye soylemiyorum, anitkabir zaten muzesi suyu buyu derken en az bir yarim gun alir. zaten ulustan sonra yuruyerek bile kolej tarafina gelebilirsiniz, taksiye binseniz de olur, bir soluklanmak icin kurtulus parki guzel secenek, ayrica tunali caddesi ve kugulu park'a gitmek icin kolej ankaray istasyonunun onunden esat dortyol dolmuslarina binebilirsiniz. tunalinin basindadir esat caddesi, buradan yuruyerek tunalinin sonundaki kugulu parka ulasabilrisiniz. ondan sonra segmenler parki, atakule diye yavas yavas yukarilara cikabilirsiniz.

bu resit galip nenehatun taraflarinda bir yer var ki belki klasik anlamda tarihi degil ama orta yasli ve genc ankarali diye kendini tanimlayan herkesin bildigi ve sevdigi bir uclu var, ege-fahir-oktay nam-i diger modern sabahlar ekibi, bunlari islettigi gaga manjero diye bir yerleri var, kesinlikle basarili bir mekan. olayin orijinini olusturan radyo showlari, yillarca radyo odtude devam ettikten sonra simdi de joyturkteler. yemekleri kaliteli, menuleri eglenceli, ortam basarili.

yemek olayina daha tam girmedim aslinda ama madem bir ucundan yakaladik devamini getirelim, esat yol ayrimindayken acikirsaniz asagi dogru olan tarafta suha var, ankara doneri yemek isterseniz tavsiye ederim, pek cok listeye de girmistir zaten. doner olmaz biraz egzantrik biraz da geleneksel olsun derseniz bir ankara klasigi cafe des cafes var, kucucuk gorundugune bakmayin arkada genis bir yeri var. eger tam damar klasik turk osmanli mutfagi istiyorum derseniz ulus taraflarindayken bogazici lokantasina gidin. ankara tava yiyceksiniz.

butun bu gezilecek yerler eski ankara, eski merkezler, simdi insanlar napiyormus diyecek olursaniz, atlayin bir taksiye eskisehir yolunda etrafa bakina bakina gidin, pek cok avm, devlet kurumu, universite, rezidans vs arasindan umitkoy cayyolu taraflarina dogru uzayin diyecegim ama bence ankara'da yasamayan bir insan acisindan pek bir ozelligi olmayan buyuksehir unsurlari var sadece. mustakil evler, daha genis yollar, bahceler, parklar, daha temiz hava. bir anda sanki sayfiye kasabasi gibi oluyor ortalik nooldugunu anlayamiyorsunuz. bu taraflarda da yemek yemelik calgan var, sabah kahvaltisi ve pasta borek icin turta home cafe var. daha da oneri isterseniz veririm ama ben bu tarafta yasamadigimdan daha iyi bilenler olacaktir.

zannetmiyorum ankara'ya gidip illa su goreyim diyecegini kimsenin ama eger isterseniz, mogan var, semt olarak golbasi oluyor adi, genclik parki var aslinda size yakin fakat itinayla apacilestirildi, altin park var, bir gidim daha iyi, goksupark var, daha yeni ama daha kalabalik hem de uzak.

fakat bence sadece haftasonu icin eski ankara'yi gezmek fazlasiyla yeter. ankara hem buyuksehirdir hem de mekanlar nispeten bibirine yakindir dolayisi ile rahat gezersiniz, fakat asti taksicilerinden uzak durun. normal taksiciler onlar gibi degil. bir de mumkunse astiden uzak durun, cok kalabalik bence. imkaniniz varsa esenbogaya inin servise binin. zaten kizilayin gobegine kadar getiriyor servis. ayrica esenboga gercekten guzel tertipli ferah modern bir havaalani, giderken de donerken de rahat edersiniz.

tikler dönüşte galiba:D

@depol tik olayını bilmiyordum :))

son ana kadar yaninda olun konusup sakinlstirin, onlar icin psikolojik anlamda cok zor, disiler icin fizyolojik olarak da zor yani hem madden hem manen aci cekecek fakat kazanimlariniza konsantre olmaya calisin. mumkun oldugu kadar cabuk eve almaya calisin, ameliyat sonrasi donemi keske haftasonuna denk getirebilseniz, boylece basbasa ilgili birkac gun gecirebilirsiniz. ozellikle kafalarina takilan su huni var ya onunla yasamaya alismalari, ilaclarin etkisinin gecmesi, falan zaman aliyor. bir de islak mama alip biraz sulandirarak verebilirsiniz. ozellikle sevdigi bir marka, yemek turu vasa daha da makbule gecer. dikislerin ne zaman alinacagini veya linmasina gerek olup olmadigini ogrenin.
bir de veterinerin huyundan suyundan yaninda calisanlarin hayvan sevgisinden emin olun, kisirlastirma sonrasi kotu muameleye maruz kalan bir kedimiz oldu, resmen kisiligi degisti, insan irkina guveni gitti, zannedersem ameliyat oncesi ve sonrasi cok hasin davranmislar, ondan sonra cok hircin oldu.

anestezinin etkisinden tamamen çıktığından emin olmadan su-mama vermeyin. yutkunma refleksi sonradan kendine geliyormuş, ciğerine su falan kaçırabilir.

kısırlaştırıldığı gün yemeye başladıktan sonra 24 saat içerisinde 3-4 defa kusar. hatta kanlı da kusabilir. bu normal bişey. 2 gün sarhoş gibi yürüyecektir, hoplama zıplamaya çalıştığında yardımcı olun, koordinasyonu sağlayamıyorlar. bir haftaya normale döner. dikişler düşene kadar da orayla kavgalı olacak biraz.

dinozor atmığı fosili. köşesin.

Çakmak taşı. Değersiz.

jeologlarin forumu varsa oraya sorabilirsin.

holosko + 500bin dolar eder

ben zaten çekilme sırasını kastetmedim rakamların yakın olması

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 gelme olasılığı da başka rastgele bir kombinasyon gelme olasılığı da aynı.

biliyorsunuz geçmişte mpi de usulsüzlük haberleri çıkmıştı yapabiler mi noter falanda var ama noterde insan

yahu kac yerde yazildi cizildi iste, orada da caliyorlar, ozet olarak eskiden cekilisler canli yayinda tvde olurdu, sonra bunu halka acik salona tasidilar, sonra halka kapali sadece noter huzurunda oldu, simdi ise boyle gostere gostere caliyorlar. normal bir insansaniz buyuk ikramiyelerin cikma olasiligi yok.

Caz deyince aklıma Fatih erkoç geldi diğer dediklerinle bağlantısı var mı hiç bilmiyorum.

yok o degil.

(bkz: ilhan ersahin) var isvec ve amerika ile baglantisi olan.

Merak ettim ben de.

yok ilhan ersahin degil. okay temiz de degil, yine akla gelebilecek bir isim diye soyleyeyim. yani bari turkunun adini hatirlayabilsem, yok beyin tumden yanmis gitmis, boyle citlembik mi desem onun gibi bir turku ismi hatirlayan var mi?

evet sonunda linki tekrar buldum,
www.youtube.com
sanatci atilla engin, turku keklik
yanlis hatirladiklarim hollanda kismi danimarka olacak. garbarek ortakligini da okay temiz baglantisindan belki uydurmus olabilirim emin degilim, olabilir de olmayabilir de...

bu matematik gibi olmuyor vücuda giren besinler çıkan besinler arada yaktığın enerji vs hep farklı yani 1 kilo domates yemekle 1 kilo tatlı yemek farklı etkiler yaratıyor.

tamamı ter değildir elbette tek antremanla zaten bu ortaya çıkmaz. nefes verirken bile vücudumuzdan carbon atıyoruz yani zayıflıyoruz.

Ter

Gram hesabına takılma.

www.google.com.tr
dolayisi ile basond +1

En basit şekliyle anlatmaya çalışacağım; vücudun ihtiyaci olan günlük kalori miktariniz var. Bu bunyeden bunyeye, yaşınıza, boyunuza, gunluk aktivitelerinize gore değişiyor. Eğer sizin yediklerinizden ictiklerinizden aldiginiz kalori miktari bu seviyenin altindaysa kalori açığı oluşuyor. Vucut bu açığı kapamak için yağ yakimina başlıyor.

çiş yapmadıysan tamamı terdir. buharlaşan kısım da dahil.
fiziğin temeli; (bkz: Kütlenin korunumu yasası)

hata payı.

ölçüm aletlerinde +-100/200...vb ölçüm hata payı vardır.

yani aynı baskule 5 dakika ara ile çıksanız farklı sonuç alırsınız .

muhtemelen 300 gram değil ama en az 100 gram hata payı vardır.

Tadı güzel değil daha çok tuz ve ekşi bir tad geliyor. Dün Antep'te yedim ilk kez. Beğenip almadım.

orta anadolu da yaparlar konya bölgesinde vs gördüğümü hatırlıyorum.
yaşadığın bölgedeki teyzeler yapıyor olabilir onlar daha lezzetli olur fikrimce.
ben severim ama internetten sipariş verecek kadar aklıma gelmedi.
Merak için denemek için verilebilir.

ben hic sevmiyorum. bizimkiler adana'dan ya getiriyor ya getirtiyor surekli.

ben hiç sevmemiştim (kahramanmaraş)

Maras tarhanasina ben bayılıyorum. Çorbasını ayrı seviyorum.

Denildiği gibi tuzlu bir ekşi tadı var, bir süre sonra bayıyor. Maraş'ta yemiştim...

maraşlı arkadaşım getirmişti ama sevmemiştim. tarhananın çorbasını içeceksin.

migros'ta falan satılıyor mlife marka, git bir dene hoşuna giderse alırsın. el yapımı biraz daha yoğun olur, buna hesaba katmakta fayda var.

yöresel bir lezzet olduğu için o yörenin dışındakiler genelde beğenmiyorlar. ben çok severim ekşimsi tadına bayılırım. bugüne kadar denettiğim kişiler arasında bir eşim bir de en yakın arkadaşım beğendi ve severek yiyorlar. diğerleri genelde beğenmedi.

cips inceliginde olanlarini macrocenter'da bulabilirsin. onlara arkli baharatlar da ekliyorlar daha guzel oluyor. normalde yogurt tuz kekik bugday olur, normalde de bu tatlari seviyorsan seversin. ben yogurt corbasi manyagi bir insan olarak seviyorum ama iyisi olursa.

sevmiyorum. üniversitede maraşlı bir arkadaşım vardı kızı çok da severim ama hatrına bile yemedim.

Yedim ama pek beğenmedim. Hastayken normalde yediğin şeyleri yiyemezsin de, benzerini yapar ve 'Al, bak bu da ondan' falan diye kandırırlar ya; bu da ona benziyor. Tarhana çorbasını severim ama cipsini pek tutmadım.

benim de pek hoşuma gitmedi, ekşi ve tuzlu değişik bir şey. çorbasını severim ama.

acı bi tadı var ben hiç sevmem. mecbur olmadıkça tarhana çorbasını da sevmem.

hindistan turkiye gibi ulkelerde cok sevilir bence zira ben neyi sacma bulsam millet olup bitiyor.

bir tane türkücüden bozma başrol.
dizinin adı da kara yazgı olur.
prime time'de ilk beşe girersin. ama survivor olmayan bir gün seçmen lazım.

O genç erkek de adamın kızının nişanlısı olsun.

Bkz: kara melek - Oyuncu isimleriyle yazarsam: Sanem Çelik, Ece Uslu'nun babası rolündeki Mustafa Alabora ile evlendi, hatta gitti adamı damadı Mehmet Ali Alabora ile aldattı.

Sadece intikam kısmı yok.

filmin adı www.filimadami.com

bence genç erkek kadının hapse gireceğini öğrenince yolda deli gibi koşsun, araba çarpsın, kör olsun. hah şimdi harika oldu bence.

aşkı memnu da benziyor.

imgur disinda baska sekilde yuklerseniz bakip yardimci olabilirim.

Bitki sağlıklı görünüyor, çiçekleri normal şekilde açıp solmuş sadece. Ben öyle görüyorum yani. Arkada tomurcuklar var, suyunu güneşini eksik etmeyin, onlar da açar, tabii sonra da solar.

Bitki ölmüş değil. Söylendiği gibi tomurcukları var. Bunların çiçekleri tek açımlık oluyor zaten. Ölü kısımları temizleyin, toprağı kurudukça suyunu verin.

kuruyan yerleri budayın, kuru çiçeklerin sapını da dalla birleştiği yerden kesin, bi açılsın bitki. budama yapıldıkça yaz boyunca (hatta sonbaharda) birkaç kez çiçek veriyorlar bildiğim kadarıyla.

egr bulabilirseniz aquavit denilen bir icki var, iskandinav halklari yemek sonrasi iciyorlar.
daha basit birsey olsun derseniz, yemek sonrasi sindirime yardimci olan nane cayi var, fas cezayir falan oralarin insanlari yapiyor.
ikisinin de ozelligi kendince sindirime yardimci olmak. et sindirmek zor olacagi icin bence tatlidan ziyade boyle bir yola girseniz daha iyi olur.

Baileys + rende çikolata shot yapın.

Frenk üzümü suyu içebilirsiniz
hazmı kolaylaştırır vücudu rahatlatır
Koruk suyuna benzetiyorum tadını çok güzel ve mayhoş

yemek sonrası sindirme işi için grappa var, çok duyulmadık bişey değil ama bizdeki yerel insanlar pek bilmiyor, duymuş olsa bile her yerde bulamıyor.

sertliğinden dolayı muhabbet de döner yüz buruşturma falan, renk katar yani sofraya.

Likor shot olur, limoncello olur yemek sonrasi bunlar geldi aklima

Çok kirli değilse üstünde toz halinde karbonat bekleterek kokulardan kurtulabilirsiniz.

Ben suni deriyi 30 derece elde yıkama programına atıyorum makineye. Sıkma yaptırmıyorum.

westblack+1

Ben de makinede 30 derecede yıkadım bir şey olmadı.

çok teşekkür ederim <3

Link açılmadı ama ceket denilen şey bildiğimiz ceket ise kuru temizlemeye verin.
En azından zarar görmesi halinde ceket bedelini talep edebilirsiniz.

@isott

şu link çalışır umarım, şunun aynısı bu arada buldum

www.astuteattire.com

yıkanır gibi ama bilemedim ya.

Link açıldı ama ben olsam bu ceketi yakmazdım.

Edit: yakmazdım olarak çıkmış. Yikamazdim.

elde sıcak suya bassam :D buda mı gol değil :(

gerçi kuru temizleme de ucuzmuş aslında. öyle yapayım olmadı.

Kuru temizlemesi olan arkadaşımdan geliyor: yağ lekesi olmadıkça boşuna vermeyin. Onlar da normal yıkama yapıyor.

Bence hassas programda yıkayın bir şey olmaz. Sıkma yapmayın, sererek kurutun.

Şayet dediğin gibi elde yıkasan karışımını açman için buhar olması gerek.

Ceketi askıya asıp ütülemen gerek. Ama dediğim gibi buharla olmali. Ütü değdiği renk değişimi olur. Ver kuru temizlemeye kafan rahat olsun. :)

neden yikamak istediginize gore degisir, fakat bazi pratik yontemler
bir sprey sisesinin icine birkac damla temizlik sirkesi yarim litre su koyup done done fisfislayip kurumaya birakabilirsiniz.
kuruturken de gunduz gunesi goren bir yere koyarsaniz eger ustundeki mikrop kirilir, uv isinlari oldurur. ozellikle ic taraftaki kokularin gitmesi icin tersyuz edip bir gun daha tutarsaniz, iddia ediyorum kurutemizlemeye yakisir bir sonuc elde edebilirsiniz.
diger olasilik ise buhar makinesi gibi birsey olan steamer denilen aletten temin edip hayat boyu bu dertlerinize cozum bulabilirsiniz. cunku hem koku hem de kirisiklik icin super bir cozum sunar.

bir de butunkonfeksiyon urunlerinde nasil yikayacaginizin bilgisi bir yerde yazar. astarini iyice bi karistirin bulursunuz.

gelelim sizin asil sorunuza ben olsam yikamam makinede. elde yikarim en iyi ihtimalle veya bir kapta sabun kopugu yapip yuzeyini silerim durularim bari...

arkadaşlar yıkadım.

30 derece elde yıkama modunda 1 saat program. sıkma yaptırmadım. oldu, çok güzel oldu ama etraf ıslandı hem, dikkat edin böyle bir şey yaparken.

Saçma olmuş adamın savunma. Belki hastalıklı biri yedi nereden bilecekler ki? Tipik üçkağıtçı esnaf olayı. Bir daha da yeme oradan.

şikayet edin. abarttığınız bir şey yok.

Bugun manitayla aynisini biz de dusunduk. Gormemis gibi serpme kahvalti denen naneyi soyledik cok lazimmis gibi. Iki cesit zeytin iki cesit recel ve acili ezmeye catal dahi surmedik. Tabi surup de bitiremediklerimiz oldu. "La bebe" dedim manitaya. "Kesin bunlar yenmeyenleri geri koyuyordur dolaba" o da "valla oyle" dedi. Bence kesin hepsi yapiyordur.

Herkes yapıyor, yapmak zorunda. Ünlü restoranlar, oteller falan. Yıllarca Kavak' da restoran işlettik, sonrasında otel. Biz de yaptık, yapmak zorundasın da zaten. Hele açık büfeli her şey dahil oteller. Öbür türlü olmaz o iş. Kimse kalkamaz altından. Yarısı yenmiş peyniri kimse koymaz tabi, ama mesela 5 yıldızlı otellerde o yarım peynirleri atıyorum salataya koyuyorlar falan. Bir şekilde tüketiliyor.

Edit: Hatta İsrailli turist taktiğidir, yarım bıraktıkları şeyleri paramparça ederler, tekrar kullanılmasın diye.

sokakta önünden geçtiğin her lokanta/restoran/cafe tarzı yer bunu yapıyor. normal. maalesef. yapmayan yerler, elbette vardır.

kasada oturan yavşağın size cevap veriş şekli, sizin ona karşı gelmenizi engelleyen nitelikte. tek anladığı dilden, yani dinini yaptığı ahlaksızlığa kılıf uydurarak cevap vermiş. cevap vermeniz, hakkınız aramız mümkün olmazdı.

olmaması gerek fakat malesef normal.

liriamer +1 diyorum. bir kaç sene önce ekşi'de bi entry okumuştum baya sükse yapmıştı, yıllarca lüks otellerde çalışmış bi adamın itirafları niteliğindeydi, bütün iğrençlikleri anlatmıştı ve yenebilecek en mantıklı şeyin o sırada pişirilen yemekler olduğunu söylemişti (canlı performans mı sallıyorum ne bi adı vardı unuttum).

pek çok aşçı ve açık büfe tecrübesi olan çalışan, tam olarak anlattığınız sebeplerden açık büfe yemeyi tercih etmezler (5 yıldızlı oteller dahil)

Mesela kahvenin yanına gelen lokuma kılıç falan saplamışlarsa o kılıcı kırıyorum ben, başkasına kullanamasınlar diye. Bence herkes böyle şeyler yapsa kullanamazlar. İsrailli turist taktiği+1

Mutfakta çalıştım biz de yapıyoruz. Yalnız bu göstere göstere yapılmaz. Her şeyin bi adabı var

ben bunun turk ve dogu toplumarina has bir tavir oldugunu dusunuyorum cunku en basitinden amerikadaki luks olmayan normal restoranlarda isterseniz tabaginizda kalan yemekleri dokebileceginiz, tabaginizi bardaginizi, catalinizi koyabileceginiz bir kirliler kismi vardir. zaten mcdonalds falan gibi yerlerde istege bagli bile degildir, yapmayani gormedim fakat orada bunu calisana saygidan yaparlar, cunku egitimli insanlar hizmet sektorunde uc otuz paraya calisana acirlar.
bir de orada resmi olarak yemek sektorunde calismak icin egitimlerden geciyorsun, misal hangi yemek ne kadar sure ne kadar sicaklikta saklanabilir veya bir calisan olarak ellerini nasil yikamalisin gibi...
birakin sadece artik yemekleri birlestirmeyi ellerini dogru dugun yikamayi bilmeyen, ayni zamanda toresi geregi eliyle bir tarafini temizleyen insanlar var hizmet sektorunde...
e simdi biz alistigimizdan hasta olmuyoruz ama genelde turkiye'ye gelen yabancilar ilk basta bir minik hasta olurlar veya bizdeki kadar hepatit a yaygin degildir.
off off, nereden akla getirdiniz yahu!

ben bu gibi durumları önleyebilmek adına yemeğin yanında ikram olarak gelen mezeleri yemesem bile içine kirli peçete,kürdab atıyorum.

kebabçı'nın adını yazar mısın. bursa'da yaşıyorum. bileyim.

Normal değil tabii.
Ben de masaya gelen ve çatal giren her şeyi mundar ederim bir daha kullanamazlar. Çatal banmadıysak garsona "buna dokunmadık" derim.
Yalnız bizimkiler de açık büfe kullanmayı bilmiyorlar, yiyemeyeceği kadar şeyi masaya alıyor sonra çoğu kalıyor. İşletmecinin hatası kadar müşterinin hatası da var bu işte.

@yons; millet mahallesi maydonoz kebap dürümcü.

Haklısın, abartmıyorsun. Şu yapılanın kabul edilebilir hiç bir tarafı yok. Ne dmek hepimiz müslümanız ya, ben değilim misal. Ayrıca müslümanlar hastalık bulaştırmıyor mu, ay sinir geldi. Helal belgesi bilmemneyini eksik etmezler ama.

Mecbur kalmadıkça dışarıda yememekle ne denli haklı olduğumu bir kez daha anlamış oldum. Daha çocukken vapurda satılan, yolcuların yarım bıraktığı sahlepleri sahlep kazanına tekrar döken garsonu görünce anlamıştım zaten bu memleketteki esnafa güvenilmeyeceğini. Maalesef bu böyle.

Sonra gelip bana takıntılı diyorlak bak. Off of.

Normal değil tabi ki ama hepsi yapıyor. Bir tanıdığımız da mutfakta çalışıyordu, onlar da yapıyorlarmış. Köy kahvaltısı falan almam ben mesela.

yazılanlardan bazılarını biliyorum ve doğru.
örneğin sgk ya git her şey türkçe yazarken yardımlar arapça yazıyor.
sınavsız girip doktor olacaklar, bir sürü ıraklı doktor var mesela hepsi türkçe isimlerini kullanıyorlar. bu ülkede türk olmak ayıplanacak bir durum gibi, araplar gibi davranmak ve araplaşmak ise moda.
türküm.

abi adamların %90'ı bok içinde yüzüyor yahu, her köşe başında bir aile var. yabancı düşmanlığı soslu "adamlar burada bizim sırtımızdan geçiniyor" goygoylarının hepsi zırvalık. üniversite konusunda "yanılmıyorsam" örnek veriyorum suriye'de tıp fakültesinde okuduğunu belgeleyenlere burada tıp okuma imkanı verildi. suriye gibi darmadağın olan bir yerdeki üniversite nedir, onu nasıl kanıtlar soru işaretidir elbette. son derece saçma ve adaletsiz bir durum oluştu o konuda. akp'nin yaptığı saçmalık.

Üniversite hariç hepsi doğru olabilir. Üniversite için aranan şartlar mutlaka vardır sınavsız ne demek ya?

Hümanist biri sayılmam, bunların ülkeye gelmesini de istemiyordum. Bu konuda çok arkadaşımla tartışıp görüşmeyi kestim.
Neredeyse bütün arkadaşlarım HDP'liymiş onu da öğrendim iyi oldu.
Şimdi şehrin çehresinin nasıl değiştiğini çok daha net görebiliyorum. Umarım daha beter olur. Çünkü onların bir yaşama hakkı var. (Türkiye'de değil ama)

Üniversite kısmı yalan, çok net eminim bundan. Diğer yabancı öğrencilerin girdiği gibi yos'e giriyorlar, kazanırlarsa bölümlere yerlesiyorlar. Bir de yoste ülke kotası var. Mesela 20 tane Suriyeli tip fakultesini kazaniyorsa üniversite 'ben 5 Suriyeli kalacağım' deyip kalan 15ini dışarda birakabiliyor.

Akp'den de icraatlarindan da nefret ediyorum fakat şu sınav kısmını anlatmaktan dilimde tüy bitti.

İlk olarak Suriyeliler vatandaş değil. Bu yüzden elbette vergi vermezler, askerlik yapmazlar. Orada bir de yargılanamaz ifadesini okudum ve gözlerim kanadı.

İkinci olarak 700-800 tl'ye iş bulmaları zaten Türkiye'ye kabul edilme sebepleri ve Türkiye'deki en büyük zorlukları. Asgari ücretin altında, kaçak, güvencesiz bir ucuz iş gücü oluşturuyorlar. Bu sayede emek gücü piyasasının değeri düşüyor ve maaşlar düşme eğilimine giriyor. Bu Suriyeli ve Türkiyeli bütün çalışanların ortak sorunu ve beraber hareket etmelerini gerektiren bir durum.

Üçüncü olarak üniversiteye sınavsız giremiyorlar. Kişi başı 400$ maaş almıyorlar. Arabalarına aldıkları geçici plaka ve buradan aldıkları arabalar için vergi ödüyorlar.

Dördüncü olarak sağlık hizmetleri bedava.

Son olarak ise ulaşımla ilgili hiçbir bilgim yok. Ancak bu belediyeden belediyeye değişir.

yazının tiksindirici bi üslubu var şöyle bi göz attım. ben bu konuda hükümeti eleştiriyorum. almasınlar demiyorum ama. bu bir referandum konusu olsaydı ben alınsın derdim. ama adam gibi sistemli bir entegrasyon süreciyle yapılmalıydı. temelde tiksinç bulduğum şey sanırım o insanlara sağlanan 3 5 kuruş yardımın bu kadar çok lafının yapılıyor olması.
400 dolar hikayeleri ne kadar doğrudur bundan kaç kişi yararlanmıştır bilemiyorum. 3-5bin kişiyse okey. ama haybeden olmamalı elbette. bugün 400 dolar verdiğin adamın senin toplumuna ne katacağı ilerde nasıl bir katkı sağlayacağını düşünmen lazım. 3 sene sonra soluğu avrupada alacak bir adama yatırım yapmak saçmalık.

@protector

Vatandas olmayinca vergi odememek nedir? Dunyada hangi ulkede yasarsan yasa, vatandasi ol ya da olma, resmi calisiyorsan vergini odemek zorundasin :/
Kacak calismaktan bahsetmiyorum.

@kuehles blond,

kast ettiğim dolaylı vergiler ve resmi çalışma ve mal edinme sonucu ödenen vergiler değillerdi. Aslında yazdığım üçüncü maddede bunu ima ettiğimi düşünmüştün ama sanırım daha açık yazmam lazımdı.

m.youtube.com

Üniversiteye alımla ilgili kaynak vermek şart oldu sanırım ('sınavsız girme'ye ilişkin tek iddia olan yatay geçişe bakalım. Öbür türlü yabancı uyruklu öğrencilere yönelik üniversite sınavı var zaten)(teyit.org):

www.resmigazete.gov.tr ek madde 2'ye bakılırsa, halihazırda Suriye'de üniversite öğrencisi olanlar yatay geçiş yapabilecekler. Ancak bu okulların verdiği kontenjanlar, okulun kendisinin yaptığı sınav ve öğrencinin not ortalaması sonucu sonuçlanıyor: www.yok.gov.tr

bu suriyelilerin ilk geldiği yıllarda sağlık sisteminde özel bir kodları vardı.
normal sgk'lılara verilmeyen ilaçlar dahil tüm ilaçlar veriliyordu.
hatta doktorlara baskı yapıp saç çıkartan şu pahalı şampuanları bile yazdırıp alıyolarmış.
ilaç deposu sahibi tanıdık, doğuya şampuan yetiştiremiyoruz diyordu.
sanırım şimdi devlet uyanıp kısıtlama getirmiş.
bu da böyle bir anımdır. saygılar.

ben birebir sinavsiz tip fakultesine giren kanli canli gordum, tanistim, kendisi teyit etti, evet biz sinavsiz girdik diye, yardim konusunu bilmiyorum, saglik konusunda yine birebir suriyelinin kendisinin verdigi bilgi isiginda turk vatandaslarini acik olmayan luks tedaviye giren dis tedavileri, tup bebek tedavileri falan tamamen ucretsiz verildi. su anda nasildir bilmiyorum ama zamaninda bu esitsizlik yapildi. yasal kontrol olmamasini da zaten benim birebir sahit oldugumun haricinde pek cok yerden ayrica duydum, trafik kazasi olsun, baska adli bir olay olsun, polisler bunlara bulasmak istemiyor, sizi vazgecirmeye calisiyor.
elbet zorda insanlara yardim etmek lazim ama boyle degil, kendi vatandasini tehlikeye atarak, normal akli basinda suriyeliler zaten turkiye'de kalmak istemiyorlar, bu geride kalanlar gercekten ya caresiz ya da baska hesaplari olan insanlar yoksa bu o vatanin kaliteli insanlari niye kalsin buralarda?

zamanın başbakanı davutoğlu açık açık söylemiş zaten torpil yapıldığını, yukardaki video olayı özetliyor zaten. söyleyecek bişey kalmadı.

Aradığın malzemenin tümünü burada bulabilirsin.
Marka olarak Zicco gayet başarılı. İşini görecektir.

Kokteyller shotlar vs. hakkında sorun olursa mesaj atabilirsin.

edit: linki unuttmuşum sdjfkh
www.globy.com.tr

Eminönünde uygun fiyata bulabilirsin. Tarifler içinse youtube

bir de pina colada yap, o da cok guzel.

Barmar a bak.

o kahveyi denemedim ama ekşi tada sahip olabilir. normalden fazla ekşilik oluyorsa kahveyi demlediğiniz su aşırı sıcak olabilir.

ayrı bir öneri olarak çekirdekleri biraz daha öğütebilirsiniz.

Ben filtre kahve makinesi ile yapıyorum. Öyle ekşilik yok, senin damak tadına uymamıştır. Aromalı bir kahve portakallı gibi mi desem baharatlı mı desem öyle bir şey.

@Lim5 : bende Delonghi ICM2.1B Filtre Kahve Makinesi ile yapıyorum. fotoğrafları incelediyseniz kahvenin çekilme inceliği iyi mi? birde kullandığınız oran nedir bu kahve için ?

kagıt filtre için kalın gibi geldi bana biraz.

bana yeterince kavrulmamis kahvelerde o tat gelir, bir de tabi saklama kosullarindan dolayi kahveyi aldiginiz yerde sorun olabilir, kahve tadi cabuk bozulan bir sey.
suyun sicakligini makine ayarladigi icin onunla alakali olacagini sanmiyorum zaten makineler kahve icin neredeyse ideal olan kaynama derecesinin biraz altinda suyu damlatiyorlar.
bu arada gercekten kasttetiginiz eksilik mi yoksa acilik mi?
acaba damak tadiniza gore koyu gelmis ve aci gelmis olabilir mi?
african blue'yu cok hatirlamamakla beraber benim aklimda acilik da eksilik de olmayan yumusak icimli bir kahve oalrak kalmis.

@mavicorap acılık yok ama bariz bir ekşilik var.

Aldığım yerdeki saklanma koşullarından kaynaklı olabilir.

Bana da biraz kalın geldi. Ben orada çektiriyorum ve daha ince veriyorlar. Makinem çok eski ve örgü filtresi var. Göz kararı koyuyorum. Başka yerden alıp tekrar deneyebilirsin.

karnıbahar pilavı ve köfte yapacağım ben mesela yarın. bugün de brokoli ve tavuk.

küçük bir karnıbaharı rondodan geçiriyorum, sonra bir soğan, 2-3 domates doğruyorum, salçayla bunları kavurduktan sonra karnıbaharı ekliyorum, pişene kadar döndürüyorum tencerede. karnıbahar pilavı oluyor. çok da güzel oluyor. (küçük karnıbaharın yarısını kullanıyorum genelde)

diğerlerini keyfine göre yaparsın zaten.

Ben burdaki tariflerden besleniyorum, her çeşit tarif var ve genelde yapımları kolay oluyor (olmasa da adapte edilebiliyor): www.buzzfeed.com

greckali ve isli cerkez peynirli salata ilik ilik super oluyor, keyfinize gore isteidiginiz bugulanmis zebzeyi ekleyip ilik salata olarak tuketebilirsiniz. yaninda icecek isterseniz, bir cay bardagi kadar nar suyuna limon suyu karistiriyorsunuz, ustune de maden suyu ekliyorsunuz, super saglikli bir gazozunuz oluyor. hem de butun bunlari hazirlamasi 15-20 dk falan oluyor.

şu tarz kanallar var

www.youtube.com

tat marka fasulye pilaki konservesi(yediğim en iyi konserve fasulye salçalı falan) yanına kıyma alıp köfte yapıyorum üşenmezsem brokoli falan haşlıyorum arada da.

Baklagillerin arasina kiyma katarak pisirme, yanina bol salata yenilebilir.

Unsuz besamel sos tarifleri oluyor karnibahari firinda bu sosla pisirebilirsiniz. Aklinize gelebilecek her turlu sebzeyi organik kasar ile firinda harmanlayabilirsiniz.

Firinda yumurtali kasarli ispanak ya da pazi yapabilirsiniz.

Kek kaliplarinin icine brokoli +peynir+ yumurta karisimi ile firinlayabilirsiniz.


Mantar bu arakar taze bulunuyor, kirmizi biber+kabak rendesi+ mantari salca ve baharat eslginde sote yapabilirsiniz.

Cigeri unsuz kavurup yanina bol salata yapabilirsiniz.

Tatli kriziniz gelirse karatay'in hurmali dondurma tarifi var icinde hic seker yok mesela. Tahilsiz ve sekersiz kostebek pasta, tahinli cookie tarifi de var, Daha aklima geldikce uzun uzun yazarim aksama bende bayagi liste var biriktirdim bilgisayarimda asddsasd.

Haşlqnmış konserve bakliyat ya da dondurulmuş ıspana vs gerçten ikisi de çok hızlı oluyor. Hazırlama pişme yarım saatte hazır

fabrikasyon olan bir şeyin doğal olabileceğine inanmıyorum ben. sonuçta bir raf ömrü olmalı, uzun süre tazeliğini koruyabilmeli. bunun için de koruyucu maddeler içermeli. o yüzden doğallık gider. kuruyemişe devam bence.

Cips gibi olan tarhana yiyebilirsin. Granola bar yapıp yağlı kağıtlara sararsın arada yersin. Çok lezzetli oluyor. Fabrikasyon ve doğallık yan yana gelemiyor.

Tarhana +1
Kahramanmaraş'ta firik derler, yaprak tarhananın yaş olanı. O da harikadır.

Keçiboynuzu yiyebilirsin, taze olsun ama. Eski olanlar kurtlanmış oluyor.

Fabrikasyonda doğallık olmaz.

bir hafta sonu mutfaga gir, sadece dogal urunler kullanarak, islenmis butun gidalarin cikarildigi tatli tuzlu kurabiyeler, pogacalar falan yap at buzluga, canin bir sey istedikce bunlari yersin. eger dogal hayata dair ilgin varsa zaten herseyin alternatifini biliyorsundur ayrica yazmiyorum.

teşekkür ederim sevgili mavicorap önerin işime yarayacak

@douglas eger hamur isi denilen geleneksel bir tanim ben zaten ilginiz vardir diye ayrintiya girmedim ama un seker tuz olmadan da kurabiye yapabilirsiniz, dolayisiyla pastane isi gibi olmaz, en basitinden yulaf kepegini duymussunuzdur diye tahmin ediyorum, veya belki karabugday denilen ama aslinda bugday olmayan bitkisel urunu, smoothie seviyorsaniz da alin kefiri kara lahanayi salatalik naneyi yesil elmayi cektirin blenderda olsun size yesil smoothie, yeme olarak soruyorum diyince ben size daha kati bir oneride bulundum, siz zevkinize gore degistirin.

miele cat and dog

o'nu da çok öneriyolar ama toz torbasız ve pratik bir şey bakıyorum açıkçası :)

Philips marathon ultimate forever <3 :D

Dyson'i da denedim magazada ama philips daha iyi cekiyor teknik olarak da daha iyi zaten. Kedi tuyunden eser yok halilarda koltuklarda, gonul rahatligi ile tavsiye ederim. Arada bir filtresini temizliyorsun o da 5 dakikalik is.

Edit: 3 tane degil 6 tane baslik var benim aldigim modelde.

ben de dc 62 var, merak edip az once philipsinkine baktim, kesinlikle dyson daha iyi, cekis guclerini bilemem, ben dysonin cekis gucunden memnunum digerini hic duymamistim imdiye kadar fakat temel ayrim noktasi dyson ile cok cesitli uclari vasitasiyla butun evi her koseyi temizleyebiliyorsunuz, kullanmaya baslayana kadar ne dedigim pek anlasilmayabilir fakat benim gordugum kadariyla sadece uc tane aparat gozukuyor marathonda benim icin yeterli olmazdi cunku ayni cekis gucune de sahip olsalar, ayni noktalara ulasamiyorlar. bu arada kaca buldunuz ve nerede buldunuz, bir arkadas almak istiyordu onun icin de ogrenmis olayim.

Silikonlar artık öyle eskisi gibi yapay değil gayet doğal görünen silikonlar da var bence en kolayı o olur.
Bir şey daha var da arkadaşım yapardı sorayım şimdi yazınca mesaj atarım. Onun yaptığı daha çok senin istediğin türden bir öneri lakin pek işe yaradığını söylemeyeceğim :)

@LeadingMan ya biliyorum tabii ki ama kilo da alamam şu anki görünüşümden memnunum.
üstelik sporsuz kalori ve makro sayarak kilo verdim şu an spora başlamayı düşünüyorum ve onu da yapacak olursam sırtımdan çıkacaklar korkarım ki. deli gibi çözüm arayışım bundan

Silikon yaptirin bence, bence cok da guzel duruyor yeni silikonlar.

görmeden bir şey diyemeyeceğim. hatta dokunmadan yorum yapmak falan...
bence o kadar da problem yapma. önemli olan memenin diri ve biçimli olması. sönmüş balon gibi değilse sıkıntı yapılacak bir durum yok. benim eski kız arkadaşımın da memeleri ufacıktı. o kadar küçüktü ki komple ağzıma alabiliyordum o derece.

seviştikçe irileşiyor bu arada, bilgin olsun.

4 senelik bir ilişkim var ve şu an mecburen aile evlerinde olduğumuzdan aktif bir seks hayatımız yok fakat geçen sene birlikte yaşıyorduk hevesle "MEMELERİM BÜYÜYECEK VUHUU" desem de herhangi bir değişiklik olmadı. hatta ilk seksten sonra da beklemiştim, hormonlar değişiyor ayağına ama yok yani nasıllarsa hala öyleler.

caps?

ya doğum yapacaksın ya damla silikon. Diğer yöntemler pek de işe yaramaz.

Merhaba, ben otçu memed.

Buzağı dili, keçi pisliği, davul tozu, minare gölgesi, dut yiyen yarasa kanadı kemiği, ökse otu, su kabağı çekirdeği vb şeylerle meme büyütme iksirleri hazırlıyorum. Tıpta da bu tip durumlar için çareler var fakat genelde insanlar buçak altına yatmaya korkuyor ve malumunuz iyileşme süreci uzun olduğu için ekstra bir çekince oluyor. Biz bu işi daha doğal yollarla, dışarıdan müdahale ile çözüyoruz. Dolayısıyla hem iyileşme süreci gibi bir süreçten geçmiyor hemde milyonların korkusu olan neşter-anestezi vb şeylerden sizi kurtarıyorum. Ama bi görmek lazım :( yani caps or didnt meme...

Şaka bir yana pek mümkün değil, meme dediğiniz şey büyük oranda yağ dokusuyla bezeli olduğu için genel oranı artırmadan "sırf mememde yağ olsun ama totişim büyümesin" durumu nahvayt :( biraz kilo almayı göze alıp spora ağırlık verebilirseniz bir ihtimal sadece o bölgenin bir nebze yağlı kalması kısmen mümkün.

keten tohumu da biraz kitle kazandırıyor ama pek de manalı değil.
silikon yerine vücudunuzun kendi yağının enjeksiyonu daha mantıklı. lipoyla alıp enjekte ediyorlar.

Ya doktora gitmeye param yok arkadaşlar...

büyük memeli bir insan olarak yazıyorum, meme yükten başka bir şey değildir.

10 kilo kaybettim bir gramı ordan gitmedi. geri 10 kilo aldım bir gramı oraya gitmedi.

rahmetli babannem onca torunu içinden beni seçip bırakmış geni ve emin ol küçük meme kadar kıskandığım hiçbir şey yok. her şeyi giyebilirsin, giyim endüstrisi size çalışıyor. istediğin kadar dekolte verebilirsin, insanlar yiyecekmiş gibi bakmaz.

bu rahatlık bırakılmaz arkadaşım. sen beni dinle, sakın bununla uğraşma.

@senialanaglasinalsinsikinicaliyabaglasin_yine yahu biraz büyüsün istiyorum ben de zaten. dekolte verecek memem yok anlıyor musun!!! keşke meme transferi yapabilseydik aramızda :(

ostorjen alirsaniz meme buyur mu bilmiyorum ama benim bildigim daha cok kalca basen bolgesinden yag birikimine ve hatta daha beteri bu bolgelerde selulite yol aciyor, zaten yedigimiz ictigimiz herseyde ostrojen var, bu yuzden etrafta uzun boylu ucgen vucutlu adam yok gibi birsey, ozellikle bizimkisi gibi bilincsiz tavuk tuketiminin oldugu toplumlarda genclikte ortaasya genleriyle bidik, daha sonra yas ilerleyince bingil bingil adamlar goruyoruz, yani inanin siz yeterince tavuk yemissinizdir, bu arada istemediginiz kadar ostrojen almissinizdir, gidin bir endokrin uzmaniyla gorusun eger hormon degerlerinizde bir sorun yoksa hic kendinizin orasiyla burasiyla ugrasmayin, inanin kucuk meme iyidir, istediginiz sporu yaparsiniz, istediginiz kiyafeti giyersiniz, cok dekolte vermek istiyorsaniz keira knightley in sozlerine kulak verin, karayip korsanlarinda dekolte vermesi gereken sahnelerde makyaj hilesi kullanmislar, siz de ozel gunler icin boyle yapabilirsiniz. diger gunlerde de rahat rahat yasarsiniz. ego sorunu yasiyorsaniz bir iki yurtdisi gezisi sizi paklar, gorceksiniz ki memenin buyuklugu onemli degil, turkiye gibi baski gormedikleri yerlerde kadinlar nasil vucutlari olursa olsun dekolte giyiyor ve kendilerini seviyorlar.

Hormonal bir problemin hali hazırda yoksa dışarıdan alınan östrojen sana sadece problem olarak döner. Küçük meme her zaman düşük östrojen değil, meme çevresinde az sayıda reseptör anlamına da gelebilir. Bu durumda senin dışarıdan östrojen salgına yapacağın müdahale sana ancak ödem, şişmanlama vs. gibi yan etkiler olarak dönecektir. Kontrolsüz kilo alımı da kadınlarda geri dönüşü olmayan hasarlar bırakabilir.

hotels.com 'da arama yap 3-4 tane seçenek çıkıyor.

deeps e bir bakabilirsiniz.

kilo aldınız ve sevgiliniz kilodan nefret ediyor diye temmuza kadar görüşmeyecekseniz ki mart başındayız daha, bu ilişkinin kelebek kadsr ömrü yok, bence yemeye devam

Olur.

1.bp.blogspot.com

@oscar

diger degiskenleri bilmeden yorum yapmayın lütfen. Zaten devam eden yuksegım ve onun yurtdısında olması sebebıyle Hazıran basına kadar görüsemicektik.Ben bir ay daha ekledim yalnızca.

Görüşmediğim sürede aldım.Hatta daha fazla aldım da biraz verdim.


Oscarcım anlıyorum, haklısın bi yerde. Ama bu benim hüsnü kuruntum ve mükemmel olma isteğimden ileri geliyor. Belki görüşücez. Olsun verirsin dert etme dicek. Bilmiyorum şu an bunu. Ama ben onu bile yasamak istemiyorum.Beni tanıdıgı haliyle tekrar görsün istiyorum. Sorun onda değil hakkaten bende.

görüşmediğiniz sürede 20 kilo mu aldınız, yoksa sizi ilk kez mi görecek?

İlk kez görecek büyük ihtimalle, karşısına tosun gibi çıkmak istemiyorsunuz. Sıkın dişinizi ve az yiyin spor yapın rahat verirsiniz kiloyu.

ben sizin için diyorum böylr ilişki olmaz zayıfladınız süper sonrs evlendiniz evlilikde kilo aldınız ne yapacsksınız, başks şehire mi gidip zayıflayacaksınız. kilolu olmamanızı istemesi güxel bişey sağlık açısından ama bundan nefret edip eski kocssının ds böyle olması durumları mantıklı değil

Olur.

Kararlılık ve sabır şart ama. Kız arkadaşınızla görüşme konusundan ayrı söylüyorum, eğer ciddiye alırsanız bu işi, amacınız doğrultusunda davranirsaniz 4 ayda 15 kilo vermek hiç de zor değil. Sözlükte konuyla ilgili bir sürü başlık var, hem motivasyon için hem de bilgilenmek için okuyabilirsiniz.

kesinlikle verirsin.

bak şimdi ayın biri yok ayın beşi yok. içinde başlangıç yapılan her an doğru andır. şimdi karar ver ve diyete gir.

sadece onun için değil sağlığın için de.

habit diye bir kanal var youtube da onu takip et.
oradaki beyefendi ile bir görüşme ayarlayabilirsin.
ben senin yerind eolsam karbonhidratı direk bırakıp protein diyeti yaparım. bizim arkadaşlar öyle çok kilo verdi.

ayrıca kendini kasma. o tolere edecke madem 12 kilo ver. geri kalanı da o tolere etsin. yaşam tarzın yapacağın için sonra yine verirsin.

ve burdaki saçma yorumlara bakma. karşındaki kişiye ve özsaygına böyle değer vermen çok güzel :) o kişiyi kıskandım.

kendini kilo veremeyen olarak değil de vermiş olarak canlandır zihninde hergün 15 dk bu uygulamayı yap bu bile iyi gelecek farketmeden.

Benim de 20 kilo fazlam vardi baya arastirdim. Eger fitness zevk vermiyorsa yapilabilecek yuzlerce spor var. Iskence gibi sevmedigin seyi yapmaya zorlamak moralman cok zor. Onemli nokta o degil aslinda, onemli nokta beslenme aliskanligi. Paketlenmis her turlu gida, kan sekerini ani yukseltip tokluk veren 1 saat sonra kaybolup gene aciktiran fastfood ve en onemlisi seker ve tuzu azaltmak hatta hic almamak en sagliklisi. Ac kalmayla ve eger zevk vermiyorsa fitness ve agirliklarla debelleserek hayati zindan etmeye cok da gerek yok. Emin ol 1 hafta bu duzene zorlarsan kendini 2. hafta aliskanlik haline gelmeye basliyor. Sonuclari almaya basladigindaki haz ise anlatilmaz yasanir..

sabah uyanir uyanmaz muzik ac, gunun geri kalaninda hareketli olmani, dansetmeni sagliyor, butun buldugun firsatlarda danset, yemegi zevk icin degil yakit olarak yani sadece gerektigi icin ye, zevk icin sanatla sporla ugras. fakat zevk iki dudagin arasindan olmasin. 4 ayda 20 kiloyu rahat rahat degil ama bilincli olarak verirsin.

Saat 7de karanlıkta, spora giderken yazıyorum bunu. İstersem evden, istediğim saatlerde istedigim kadar çalışabilme luksum varken hem de, manyak gibi 6da uyandım ve 8de sporda olacağım. Diyete başladıktan sonra 4 ayda 15 kilo vermiş birisiyim, su an durum daha da iyi ve bir süredir düzenli spor da yapıyorum.

Motivasyonu nasıl kazanacaginizi kendiniz bulmalisiniz, yetişkin insansınız. Belirttiginiz durum motive etmiyorsa, üzgünüm demek ki yeterince istemiyorsunuz.

Şartlar çok basit, aldığınız kalori, harcadığınız kaloriden az olacak. Her 7400 kalorilik(kcal) fark 1 kg yağ demek. Oturun her bir şeyi hesaplayin. Herhangi bir sağlık probleminiz olmamasi durumunda geçerli tabii.

Oscar
saygılar efendim +1

dolmabahçe sarayını kendi istemiş olabilir emin değilim.
paraya kendi portresini koydurdu evet, gelen hükümet öyle yapar genelde. menderes geldiğinde kendi portresini koydurması gerekirdi ama atatürkü koruma kanunu çıkararak parayı sabit atatürklü yaptılar. bu olayda sorun yok yani.

blog.milliyet.com.tr

ayrica eger ilginizi cekerse internette demirkirat belgeseli var, youtube'da olmasi lazim, inonu ve sonrasini, demokrat parti donemini anlatiyor. 10 bolum. izlemenizi tavsiye ederim.

Kendi araştırmaların zaten türkiyedeki tarih eğitiminden iyidir, çünkü 1923'te bitiyor tarih dersi. Zorlasan 1938'e kadar sürünüyor. İnönü'nün adı sadece inönü savaşında geçiyor.

Bu konu son gunlerde cok konusuluyor cunku sorun siyasi. Ataturk'e laf edemiyorlar o zaman Inonu'ye saldiralim derdindeler.

Diğer meselelere bi şey diyemem ama para meselesi kanuni. Atatürk'ün koyduğu kanun, parada cumhurbaşkanının resmi olur diyor, dolayısıyla Atatürk'ten sonraki cumhurbaşkanı Celal Bayar olsaydı O'nun resmi olacaktı. Yani burda bi hainlik yok bence.

traveller +1 inonu sadece baslangic, niyet baska, gercekten elestirel bakan insanlarin yorumlari cok nadir, genel olarak tavsiyem ne dediginden cok kimin dedigine hangi kaynagi kullandigina iyi bakin, misal burasi aratirma icin iyi bir mecra degil. genc insanlar internet ile kutuphanenin ayrimini anlayamiyor, ne icin hangisi kullanilir bunu iyi ayirdetmek lazim.

hayir

geri zekalılar çünkü.

adamlar gece avlanmaya programlanmış ondandır.

Çünkü gerçekten gerizekalılar

www.google.com

kediler gece yaşar +1
avcı işte normal.

can sıkıntısındandır

Kediler gece avlanan hayvanlar. Ne alakası var zekayla.

Kediyi süs eşyası gibi bildiğiniz için gerizekali demeniz normal. Kediler insan zekasına en yakın hayvandır. Üstte de belirtilmiş. Doğası gereği gece avlanmaya çok enerjisini boşaltması gerekiyor. Sen nasıl gecenin bir vakti canın sevişmek istediyse onun da canı öyle istiyor. Siz kedi bakmayın en iyisi.

@kedilerinefendisi, tamam, bakmıyorum artık kedi. siz de öfkenizi başka yollara boşaltın artık:)

ben bunu atıp yeni bi kedi alıyım ya, koltuğuma uymuyo bunun rengi.

enerji birikmiştir. biz günde yarım saat saklambaç oynuyoruz, öyle yoruyorum ben :D

gece uyanık olursam geceleyin de oynuyoruz. masanın, komidinin üzerindeki kağıtları yere atıp düşüşünü izliyoruz bazen.

www.petplace.com

bu konuda iki görüş var, birisi geceleri avlanmayla ilgili olan, onu zaten yazmışlar, diğeri de birilerinin eve akşam saatlerinde gelmesinden dolayı aktif olduğu saatlerin gündüzden geceye kaymasıymış.

THY ile gidip geldim. Giderken vardı (ben kullanmadım ama yanımdaki kullanıyordu), dönüşte yoktu. İST-JFK

Var.

boeing 777 lerde vardı airbus 330 larda yoktu ama takılacaktı.

ileriki donemler icin yazayim vardi ama ucusun cogunlugunda bozuktu. hic calisamadim.

Bebek çok küçük, anneanne diyorum düşünmeden.

hem kres hem dede nine olsa nasil olur?
iki taraftan alacagi fayda, zevk farkli, boylece donem donem alternatifiniz de olur.

Arkadaşlık kurmayı öğrenme safhasında olsa kreş derdim ama daha küçük, ev ortamında olmak daha iyi gelecektir bence. O yüzden dede ve anneanne.

Annane bitanedir.

Bu arada anneanne kendi evinde bakacak.

zerre bilgim yok bu konularda profesyonel anlamda, çocuğu bırak kardeşim bile yok ayrıca ufak çocuklarla hiç etkileşimim yoktur neredeyse ancak şunu bilirim, o yaşta çocuklar karakter oluşturma sürecindeler ve en ufak en önemsiz bir detay, hareket vs. bile karakterlerinde derin bir yer edinebilir. kreşteki bakıcının saçma ve kötü bir huyunu görüp edinebilir, çevredeki çocukların da keza öyle. çok ufak bi anlık kötü muamele hiçbir çocuk için bir şey ifade etmeyecek bir şey onu derinden etkileyebilir. örneğin annem beni çalıştığı için ilk kez kreşe bıraktığında hiç gitmek istememişim ve orada bir şekilde tırnak yeme alışkanlığı edinmişim o zamana kadar böyle bir huyum yokken(ki ben daha büyüktüm galiba 17 aylıktan). bu yaşımda hala devam ediyor ne yazık ki.

anane candır.

Anane tabii

Anneanne kesinlikle. Yabanci ona o kadar iyi bakamaz.

Çocuk sosyalleşebilecek yaşta değil.
Şöyle bir şey en uygunu olur bence, yarım gün anneanne dede baksın, günde birkaç saat olan kendi yaş grubuyla oyun saatlerine götürsünler bir de.

yaşlılarla büyümüş biri olarak çocuğu yaşlılara alıştırmayın derim.

20 sene oncesinden bahsediyorum tabi ama kuzenimi 2-3 gun okula 2-3 gun ananede baktık, hem yaşlılar çok yorulmadı hem çocuk ilkokula rahat başladı kreşin etkisi ile, zaten krese giden çocuk ilk 1 seneyi hasta geçiriyor, bağışıklığıda güçleniyor çoğunluk yine anane bakıcak hastayken o yüzden ikisi diyorum

ben küçükken ananem vardı. kreşe de hiç gitmedim. okula da erken gittim ama. kesinlikle anane. keşke yine o günlere dönebilsem :)

br nick var +1
zaten 3 ay demissiniz.

tamamen kreşe bırakmayı zorunda olmadıkça tavsiye etmem. ama 17 aylik da olsa sosyalleşmesi önemli. küçük diyip geçmeyin. benim 10 aylik oğlum bile emekleye emekleye başka çocuklarla sosyallesiyor.

kesinlikle kreş. bebek açısından çok fark eder.

malt paste denediniz mi?
bir de veterinerde kontrol edildi mi bilmiyorum ama birsey yutmus tikamis olmasin...

önce zeytinyağı deneyin, duphalac'a gerek kalmayabilir.
duphalac'ı da veterinere sormadan vermeyin ama.

bizimki 2 gün çekti yürüyüşü değişti, veterinerin tavsiyesiyle yanlış hatırlamıyorsam 5cc duphalac verdik düzeldi.
5 gün çok uzun değil mi ya?

4-5 gün çok çok uzun hemen veterinere götürün kendiniz denemeyin.

veteriner + zeytinyagi

veterinere götürün, kuyruk sltından bakıp kaka nerede anlıyorlar. bir şey yutmuşve tıkamış olabilir

Yastık kılıfının içine atıp kılıfın ağzını açılmayacak şekilde dikerseniz, ısıyı ve sıkma devrini de yüksek tutmazsanız bi sıkıntı olmaz.

30 derecede musluk suyu ayarında 15dk yıka illa yıkayacaksan. ama onda bile bir tık yıpranma olacak, göze almalısın. ben hep öyle yapıyorum.

www.google.com.tr

onun hediyesine geleneksel karşılık olarak hamam seti olabilir, böyle tas, ipek kese, sabun ve ufak bir peştemal içeren bir şeyler. set olarak da bulunuyor ama tam olarak nerede bulunur bilemedim, siz kendiniz de toplayabilirsiniz.

bu arada peştemal her zaman güzel bir hediye bence tek başına da, hem de çok buralara özgü, çok güzelleri bulunuyor, plajda bile kullanılıyor mis gibi.

samanpazari kalr zrytinhane hamam seti

Banyo seti gonderdi diye hamam seti alma bence :)
Guzel turk motifli taki olabilir, yine disi turk isi desenli cep aynasi. Guzel bir fular/sal.

tıbbi olarak bi sey diyemem de egzersizlikten olabilir. duzenli spor yap derim ben. her sabah esnetme gerdirme hareketleri felan...

spor +1 yorulmuyor olabilirsin. Ben üniversitede bir dönem 16 saat kadar uyuduğum zamanlar olmuştu hatta uykumu güneş bölüyor diye odaya siyah perde alıp öğlen 2 de dahi gece efekti ile hayatıma devam edebiliyordum ama çözüm koşu ile geldi bana.

içtiğin suyu arttır

B12 in eksik hocam senğn .aynısı bende de vardı..her ay iğne yer kendine gelirsin.

uyku labaratuvarına yatmalısın. neden oldugunu soyleyeceklerdir. şişli etfalde var.

daha ayrintili kan tahlili, yattigin odanin degerlendirilmesi, nem, oksijen, sirkulasyon, isi, isik bunlari hep gozden gecir. pasa kilicini tek gecerim.

var, depresyondasın. geçmiş olsun.

cok uyuyorsun. 8,9 saat uyumayi dene

Ben de öyleyim.hatta bugün 1 saat az uyudum diye eve gelince2 saat uyumusum.vucudum direnmiyor.

(bkz: uyku apnesi)

konunun tam tespiti için uyku labraturında bir gece geçirmeslisin.

ne yemek istiyosun?

edit: herneyse, gurme lezzeti bulamazsın zaten kızılay'da hiçbi yerde. maşalı'da köfte, gobitte'de hamburger, ankara kültür evi'nde köri soslu tavuk, özge piknik veya cici piknik'te kömür ateşinde döner yiyebilirsiniz.

kızılay'da yemek yiycek yer bulamamak büyük yetenek haha.

bak bu iyiligi kimse yapmaz. sana bildigim bir esnaf lokantasi onerecegim, yemekse yemek yani. olgunlarin orada yokustan cikarken sag tarafta cevirme tavuk yapan bir yer var. orasi on numaradir yemek olarak kapanmadiysa.

izmir caddesinin olgunlar tarafinda kalan kisminda kardens karadeniz lokantasinda sebzeli kebap, sutlac, kurufasulye hepsi efsanevi.
necatibey ustunde eski sofra da ankara tava, bir kere yersen ara hatirlatir kendini, yine ye beni diye.

bunlar guzel yemek yenen esnaf lokantasi tarzi yerler, daha farkli bir tarzi olsun dersen yuksel ustunde burger break mi ne oyle bir yer vardi, gayet genis bahceli, klasik cafe menusu olan ki bir suru benzeri var, zaytungun cafesi var mesela, otururken guler eglenirsiniz tam hangi aradaydi hatirlamadim.
bunlar cadde ustunde olup aklimda kalanlar, benim kisisel onerilerim ama bir surun blog yazisi falan var yahu nasil bulamadiniz ki?

selanik 2'de zeferan

masabaşı var işte

cicipiknik

1-masabaşı (kebap vs.) mithatpaşa cd.
2-rumeli (çorba vb.) bayındır 1 sk.
3-göksu (alkollü lokanta) bayındır 1 sk.
3-melbo (et vb. cafe vb.) gmk bul+izmir cd kesişimi
4-cici piknik (döner) kumrular sk.
5-özge piknik (döner) gmk bulvarı
6-kebo (tavuk döner) konur sk.

Borçlar ve evlenememek. Olmuyorsa olmuyor ne yapayım.

En büyüğü olmasa da en çok kafayı taktığım; bi kız var yıllardır iletişim kuramıyorum, yürüyemiyorum. Halbuuuse ben deli gibi koşmak istiyorum
Aşağı tükürsem sakal yukarısı da gökyüzü gibi bir durum.

İleri derecede kaygı

Maddiyat.

ulkenin durumu :(

kendi hayatima dair problemleri ya cozerim ya da sonucuna katlanirim, olmadi kabullenirim.

ama vatan baska, ben ulkeden s.ktir olup giderek ici soguyacak, huzur bulacak bir insan degilim.
zaten ben gitsem, arkamda biraktigim duzgun insanlar var gidemeyen, onlar nolacak? gozumun onune hayat tarafindan hayal kirikligina ugratilan kiz cocuklari, anasinin babasinin bile ihanet ettigi erkek cocuklari geliyor. ben bunlari unutmak istemiyorum, gidersem unuturum diye korkarim.

Euxinos007 +1 kız mevzusu :(

hiçbir şey. sorunum, derdim falan yok :/
bir sevgilim olsa güzel olurdu ama.

kira yiyerek geçinen insan modeli olmamak.

Hasta bakmak. Çok sıkıldım abi ya. Keşke dertlerim burada yazanlar kadar basit olsa mk.

Dedem tam 8 aydır felç 80 kilo 180 boyunda 4 ay hastanede kaldım yanında. Sandalyelerde uyudum resmen, şimdide her gün sabah ve akşam olmak üzere altını değiştiriyorum. Sonda değişimi, yatak bakımı, yara bakımı ve en sıkıntılısı banyo. Bütün bunları yaparken dedem bilinci yerinde olmadığı için bizi tanısa da sürekli küfür ediyor ve elimizi kolumuzu tutuyor tek sağlam kolu ile.

Annem tansiyon hastası düzenli olarak kontrol altında tutulması, stress, sinirden uzak olması gerek. Dedemin bu hali babamın sürekli olan dedeme düşkünlüğü huzursuz ediyor evi 1 aydır konuşmuyorlar galiba. 4-5 kere annemi acile götürdüm gece 1-2 vakitlerinde 20 tansiyonlar ile.

Babamda kansızlık var, kan değeri 5. Dün hastanede 2 ünite kan aldı, adam kendine bakmıyor, dinlenmiyor vs. Onunda sonu kötü şimdilik bir şeyi yok zannetse de sürekli bir hastalık patlıyor bir yerinden.

Babannem de dişleri yüzünden şikayet ediyor sürekli. Dişçiye götürdüm 4 saat uğraş sonucunda koltuğa oturttum kulakları çok az duruyor. Yürümesi falan ölüm derecesinde yavaş, hastaneler ana baba günü 65 yaş önceliğine rağmen 50 dk film sırası bekledim. Koltuğa oturduk doktora ben tansiyon hastasıyım demiş. Hiç bir işlem yapılmadan kadın yolladı bizi, dahiliye bölümünden konsültasyon almamız gerekiyor diye. Babannemde tansiyon falan yok.

Oh be rahatladım biraz yazınca. O yüzden dertlerinizin kıymetini bilin. Dedem 3 gözlü sobanın 2 gözünü yakmazdı çok para gelir elektrik diye. Şimdi 10 göz de yaksan üşüyorum diyor, elinde hep sigara var zannediyor, halüsülasyon görüyor sürekli. Para pul geçici şeyler abi, kendinize bakın. Üzmeyin kendinizi.

@zgrydn kira yiyerek geçiniyorum. Dükkan temsili.

Okulu bitirmek.
Maddiyatı düzeltmek.
Güzel bir aile kurmak.

Şu sıralar en çok dertlendiğim şey okul bittikten sonra çalışmadığım son birkaç ayı aşırı derecede boş ve verimsiz geçirmek. Bir de çok sevip değer verdiğim biri tarafından umursanmamak ve arkadaşlarımla farklı şehirlerde olmak zorunda kalmak var.

saçlarımın dökülmesi.

belki de her şeyi dert edip kafama taktığım için dökülüyorlar. ben de kel kalmayı en büyük derdim diye nitelendiriyorum. bilmiyorum.

Mayıs'ta sınav açılır mı açılmaz mı
Sadece bunu bilmek istiyorum BUNU!

4 aydır tüm arkadaşlarımdan, ailemden ayrı bir şehirde yaşıyorum.
Köle isaura gibi çalışıyorum. Sabah işe gidiyorum, akşam eve gelip işle alakalı şeyler yapmaya devam ediyorum, yatıp uyuyorum ve tekrar başlıyorum.
7/24 tek başımayım. Kendi kendime konuşuyorum falan arada.

bir de geçenlerde konyaya gitmem gerekti, yollar korku filmi gibiydi. çok "dert" bir olay değil tabii ki ama yine can sıkıcıydı yani. Tekrar gidicem, gidesim gelmiyor.

geçen hafta az kalsın ölüyordum. haberlerde benden ağır yaralı olarak bahsetmişler. hayatta olmak güzel tabi ama ekonomik olarak çöktüm. dışarı çıkınca şans topu, loto falan oynicam. o zaman düzelir inş.

yok.

ama

sadece biraz hastayım, kan işedim bir süre ama neyse ki tekrardan klozeti sarıya boyayabiliyorum ^^

eskiden hiç hasta olmazdim, şimdi zırt pırt saçma sapan bir şeyler çıkıyor. ve farenjit olunca bile öleceğini dusunen biriyim, bu konuda biraz anksiyete sahibiyim. keşke hiç hasta olmasam <3 sanırım bu günlerdeki dert diyebileceğim tek şey bu.

bir de bu yıl sınıfta kalacak gibiyim ama olsun, sagligim yerinde olsun da. ( heheheheh)

işsizlik, yaşlanmak (35), ülkenin hali, yalnızlık vs. çoğu insanla aynı.

Güzelimsi.

giymem giyeni de "ciks, zevksiz, cadde çocuğu diye etiketlerim"
sorry not sorry

kırmızı kısım biraz şaibeli ama subjektif görüşüm, tarz meselesi.

ayni paraya daha saglikli bir ayakkabi bulunabilirdi diye dusunurum, tarz olarak ise falsosu yok. guzel gunlerde giyer insallah...

Lacoste ayakkabılar kalitesiz oluyor. Verdiğin paraya değmiyor.

rezil

güzel.

Kötü bence. Reebok classic bakın.

fena değil. ön kısmı güzel hatta. o kırmızı kısım biraz sıkıntılı ama giydikçe kırmızısı o kadar canlı kalmayacak zaten, rengi hafiften bordoya dönecek. o yüzden sorun yok, günlük kullanım için bana göre uygun.

Çok güzel, güle güle giysin.

o paraya göre ne bileyim :/

Yani sende araba varsa gitmen daha mantıklı sonuç olarak. Hatunda araba ister abi gayet normal yani şu götkesen ayazında kim yürümek ister.

Öyle kızlara prim verenler düşünsün. Bence iyi ediyolar.

Evet, sadece Türk kızlarına özgü bir şey bu. Dünyanın başka hiçbir yerinde yok örneği. Allah kahretsin onları. Sizin hiç suçunuz yok, güzel hatun görünce mesaj atmak gerekli tabii. Çok üzücü gerçekten; siz ona güzel diye mesaj atıyorsunuz, o sizden araba bekliyor. Hepsi aynı bir de. Ölsünler.

devil ve mandalina +1
yahu cidden nerden buluyorsunuz bu tipleri, ben boyle insanlari neden hic goremiyorum? herkes yazmasa valla aslinda yok diyicem, sanki sirinler koyu, fakat ici hep kezban sirinelerle, kamil sirinlerle dolu, baska da kimse yok, hepsi boyle.

al gülüm ver gülüm
bence önemli olan araban olması değil. Araban olduğu için seni kullanıp daha sonra aramıyorlarsa ne olduklarını yazmaya gerek yok. Türk kızlarının geneli, daha doğrusu çalışmayan, kendi ayakları üzerinde duramayanların çoğu arabayı erkeğin alması gerekir gibi bir fikir üretiyorlar.

krem peynir +10000

benim çevremde hiç böyle görgüsüz insan yok. insanlar kendileri gibilerini çekiyor etraflarına.

ne kadar görgüsüzmüşüm ya :)

arabam yok. şimdiye kadar bunun sıkıntısını da hiç yaşamadım bu konuda. metrobüsle buluşmaya gitmem, aylık akbilim falan sevişmemi engellemedi. hedef kitlen sıkıntı+1

"benim çevremde böyle biri yok! nasıl çevreniz var yhaaa.s.s" diyenlere inanmayın etraf bu araba sevdalısı kızlardan dolu.arabada 5 evde 15 sanırım istedikleri bu.

mandalina kokusu ve krem peynir +1

(bkz: altına hücum)

www.youtube.com

turk kizlari oyle seyler yapmaz tamammi, onlar bir meta degildir! dediklerini duyar gibiyim.

oyle tiplere 1 kahve bile ismarlamam ki arabayla falan hayatta almam, gitsinler otobuse binsinler.

bu arada bu gorgusuzluk furyasi balkan ulkelerinde de var. ozellikle bulgarlarda cok..

vurun kızlar daha ölmedi. +1000 hepinizee
sorun sadece türk kızlarında değil.değişik milletten kızlarda da bu sorun olabilir..binaenaleyh, bu bir sorun değildir.

Arabam var dediğin tarz bir şeyi hiç yaşamadım. Ancak yakın çevreme hiç bir şekilde sığ, ahmak, malperest insanları almadım, uzak çevremdekilerle irtibat kurmadım.

Hata denildiği üzere sizin çevrenizde.

Yukarıdakilerle hemfikirim.

Ama ilk verdiğiniz örnek bana ters gelmedi. Mesafeler uzak olunca (arabası olmasa bile) erkek tarafı daha çok gelsin isterdim ben de. Arada ortak lokasyonlar, ama daha çok kızın yakını ters gelmedi bana.

a.k.a bitirme tezleri ;_;

ben okumuyorum.

Genelde atlarım bende eğer benim soruma verilmemişse. Yani uzun cevaplar genelde boş oluyor abi adam ordan oraya oradan oraya geçip durmuş oluyor.

Evet ve uzatilmak icin uzatildigini dusunuyorum. Hatta bazen bazi sorularda uzun cevap gorunce "bir insan bu soruya nasil bu kadar uzun bir cevap yazabilir ve neden" diye sorguluyorum.

@krem peynir

Sabır diliyorum, gerçekten beterin beteri varmış :)

İnsanlarda, anlamadığını yüceltme eğilimi olduğunu düşünüyorum bu tarz cevaplara verilen desteği görünce. Yahu bildiğin saçmalamış işte, laf kalabalığı yapmış, boş konuşmuş; süslü cümleler kurunca bu değişmiyor ki. Gerçi sadece buraya özgü de değil bu durum, böyle insanlar her yerde var.

okumuyorum +1

aynı şekilde 80 paragraf uzunluğundaki gönül işleri ve arkadaşlık ilişkileri temalı soruların da hiçbirini okumuyorum.

ilgimi ceken bir konuyla ilgili ise okurum neden okumayayim? sonucta burasi gorsel sitesi degil video sitesi yazilarin olldugu bir site, amac okuyup beraberce ogrenmek, ogretmek, anlamak, anlatmak.
bunlarin hepsi saygi dahilinde yapildiginda sorun olacagi dusunmuyorum.
beni rahatsiz eden salak ve bilgisiz insanlar daha cok, bilmeden atip tutanlar, yani tahmin etmek, zannetmek falan degil, baya bildigin cahil cesaretiyle bildigi konuymuscasina yardirip gecenler acayip sinirimi bozuyor, ama daha once bahsettigim saygi geregi salakliga bile elimden geldigince saygi duymaya calisiyorum.
diger bir sinir olduklarim ise tldr grubu, tam sizin karsitiniz olarak, bana burada bulunma amaci oksimoronik geliyor, yani bir yazi bir paragrafa ulasti diye gozun korkuyorsa yarin obur gun ana baba vefat ettiginde 'oldu gomucez :(' mi yazacaklar merak ediyorum. tabi yine aynen saygi duyarim sonucta anasi babasi dusunsun diyip geciyorum.

Sadece kavga filan çıkarsa okuyorum :D

Onun dışında cevapların çoğunu hızlıca okuyupla okumamak arasında geçiyorum.

Okuyorum pisman oluyorum. Kisaca soyle de diyebilirdi aslinda diyorum bazen.

Başlıkla tam olarak uyuşup uyuşmaması ve uzunluğu değil de konunun ilgimi çekip çekmemesi ve yazının okunaklılığına bakarım. Konuların çoğu gereksiz ve ayrıca bazıları cidden sinir bozucu tarzda yazıyor. Haliyle uzun ya da kısa, iştahla okuduğum pek az yazı oluyor.

4,7

3,2

6.5

1,66

0,4

2.05

1.8

7

0,6

130.000 / 0 = baba parasi

Gelen oranlara bakilirsa duyurucular bekledigimden daha bilincli araba almak konusunda. Ortalama 3 gibi bir oran var ve bu 40bin liralik bir araba icin aylik 10 bin lira gelire denk geliyor. Turkiye genelinde bu oranin 1den fazla oldugunu dusunmuyorum.

0/130000 imiş pardon. O da imkansız ya gerçi matematik için.

1,07

2,64

9,6

0,3

vay arkadaş, oranlara şaşırdım.

mesela ayda 15.000 kazanan varsa senede 180.000 yapıyor.
40.000 tl'lik arabaya binse 4,5 yapıyor.

ayda 5.000 tl kazananın senelik geliri 60.000
4-5 gibi oranlara göre 10.000-15.000lik arabaya biniyorlar.

gelirlerinizi ve araçlarınızı merak ettim.

2

2,15 çıktı

0,25

@tabudeviren aynen bir terslik var gibi yada deli paralar kazanılıyor :) ama mutevazi arabalar tercih ediliyor

Arabam yok ama bakınıyorum almak için.hesapladım koyduğum bütçeye göre gelirimle oranı 2 civarı. Ki ucuz bir şey alacağım acemiliği atlatmak için diye bu bütçeyi koymuştum. Oranlara çok şaşırdım hele 6, 7, 9 gibi oranı olanların arabalarını çok merak ettim.

4.3

1,2

3.14159 26535 89793 23846 26433 83279 50288 41971 69399 37510........

bence herkes yanlış hesap yaptı :D ya da duyurudaki herkes zengin. ya da çok ucuz arabalara biniyorsunuz. 4,5 -3,5- 6 oran nedir? 50 binlik arabaya binsen yıllık 200 binden fazla gelirin var demek.

4,76

Ben soruları anlamadım abi, galiba hükümet ve cemaat arasında ilişkiye dair bir şeyler sormuşsun ama ne noktalama ne doğru kelimeler var valla anlamadım.

Edit: Bahçeli zaten ezelden beridir Akp'ye destek veren bir isim, Mhp'li kesimin ah bu elim kırılsaydı da oy vermeseydim feryatlarını ben anlamakta çok güçlük çekiyorum. Kendisinin ayağına 2 kere gayet net bir şekilde başbakanlık fırsatı gelmesine rağmen kendisinde o potansiyeli göremediğinden mütevellit ret etmiştir.

Ben Hdp ile aynı yolda yürümem diyen adan Dtp ile Akp türban yasasını istediği için aynı oyu kullandılar ama. Ne zaman Akp mecliste sıkışsa koşan Mhp grubu olmuştur. Daha fazla örnekler ve Türkiye'nin sağ kesiminin ne kadar kaypak ve kaygan olduğunu anlamak için sağ kesimin içinde yetişip büyüyen Sebahattin Önkibar'ın kitaplarını okuyunuz.

devlet bey diyorum, nasil evet'den hayir'a dondu diyorum...
soruyu biraz duzelttim simdi

adam gelmiş kaç yaşına, dünyadan bir beklentisi yok, çoluk çocuk kaygısı yok. sağcının dava dediği makam-mevkidir. 2-3 bakanlığa tav olmuş işte, binali de açık açık demiş zaten mhp'ye bakanlık verebiliriz diye.

mhp her zaman akpnin koltuk değneği olmuştur+1
ben burdaki asıl etkinin şu olduğunu düşünüyorum
akp bahçeli için yargı yoluyla muhaliflerin önünü tıkadı, saçma sapan gerekçelerle, kararlarla(siyasallaşmış yargı sayesinde) kurultay ve seçim yapılmasını engelledi, bahçeli de ona karşılık başkanlıkta destek vererek karşılığını veriyor.

bu derin devlet/mit ajani muhabbetini biliyorum, fakat benim kafamda oturtamadigim baskanlik gelmesi demek bu ikincil isimlerin hepsinin de aslinda demokratik haklarindan vazgecmesi demek, yani derin devlet adami olmak demek vatani sevmemek, bu kadar rahatca halkina ihanet edebilmek anlamina gelebilir mi?
ben cok safim herhalde hala aklima alamiyor, yani herhalde benim dunya gorusume gore benim iskence altinda bile kabul etmeyecegim seyleri, alti ustu belki verilecek belki verilmeyecek bir mevkii, mal mulk, bu kadar onemsemek garip geliyor.
bir de bu kisi hayati boyunca hic evlenmemis olmasi, hic cocugu olmamasi, ne biliyim, bir suru garip senaryoyu da beynimde fistekliyor, acaba ozel hayatinda bir gariplikler mi var? onlar yuzunden, yani santajdan dolayi mi boyle davraniyor bu kisi?

@mavicorap türkiyede yaşamıyorsunuz herhalde bu ülkede hangi kademedekiler bu vatana nasıl yıllarca ihanet etti fakında değil misiniz ? darbeci gomutanlar filan diyorum hani

Bakan/Mevki olayı değil. Öyle olsa 7 Haziran'da başbakanlık + önemli bakanlıkları alabilirlerdi. Başka bi bokluk var bence.

Darbeci gomutanlar tam olarak nası "vatana ihanet" ettiler @guglicio?

"bu ikincil isimlerin hepsinin de aslinda demokratik haklarindan vazgecmesi demek"

kendini cevaplamaktasın şu anda.


ama yine de şunu hatırlatayım:

1. rte rusya'ya oyun oynamayı sürdürmüyorsa -ki bazı bağlayıcı anlaşmalar yapıldığından, ekonomik çöküntü başladığından sanmıyorum- pro-abd zamanında kendisine verilen aklı bugün anti-abd iken kullanmayı düşünüyor.

2. bahçeli rafa kaldırılmış karpuz kabuğunu tekrar gündeme getiriyor ve süreç başlıyor.

bunları topladığında üzerine söylediklerini ekleyecek olursak sence ortaya ne çıkıyor?

ben olabildiğince müphem yazmak isterdim ancak şu kadarını söyleyebileceğim: kendini akıllı sanan salak bir şark kurnazı var, bir de hesabını türkiye üstü "higher-up"lara veren biri var. belli bir ajanda takip edilirken biri gemleri elinde sanıyor, diğeri "sanmaya devam et, arkandayız arkanda" diyor. her durumda bu halk evet derse kendi ipini çeker. bu şarkkurnazı işlediği suçlardan başka türlü yırtabileceğini düşünmediğinden gözleri pembe kalpçiklerle rüyalar görmeye başladı. adamın rüya görme yatkınlığını biliyoruz, beyzbol sopası gösteren heriften sevgili obamacımla telde konuştuk diye bahsetmekten pek zevk alıyordu.

evren akıl, fikir nasip eylesin, 3.5'un rasyonel korkusu, ayakta kalma güdüsü doğru şekillerde sarsın sarmalasın, artık ne diyeyim, sarmalasın ki ortaylı'nın dediği gibi evren'e 92% evet veren bu halkın ve önünü alamadığımız oy fesatlarının takdirine kalmasın olay. ama nerdeee.


sebahattin önkibar bu adamın odasında dizi izleyip durduğunu, partiliyken ne zaman odasına girse dizinin açık olduğunu falan yazmıştı.

adam bir mevkiyi işgal etmesi söylendiği için işgal ediyor. banu avar'ın bir açıklaması var; telaffuzundan ötürü ismi tam çözemedim ama abd'li üst düzey heriflerden birinin sağda, solda, tbmm'nin her yanına girdiklerini anlattığı bir konuşmasından bahsediyordu.

o sadık bir şekilde aynı yerden yemlenmeye devam eden biri. ve yanılmıyorsam odatv'de çıkan "akşener karşılığında referanduma evet sözü verdiği" yönündeki haber de masal. o kıllanan adama oynayacak kemik çünkü mhp tabanı rahatsız. istifaları biliyorsunuzdur.

dev-bah'ın tek yaşam enerjisi hdp'siz bir meclis,hdp'siz bir türkiye, hdp'sizbir dünya. başka bir siyaset anlayışı yok. milletvekili sayısı 600'e çıkarıldı. tayyip erdoğan ona yardım eden insanı asla unutmaz ki zaten pazarlığı olmuştur. buradan 50-60 mvli zaten alır mhp. mhp de değişen bir şey olmayacak aklı sıra. tabi bu sırada hdp şutlanacak.

not: mhp'ye defalarca oy vermiş biri olarak (her zaman anti tayyipçi olduk) benim içim yanıyor.

devlet bahçeli'nin yaşam enerjisi hdp'siz değil hdp'li bir dünyadır. bölünmüş bir türkiye'dir çünkü destek çıktığı sistem buna cevaz vermektedir.

o nedenle ülkenin bölünebileceğini öngören ve başkanlık sistemi ile geçirilmesi düşünülen yerel yönetim yasalarını kullanacak yetkiyi rte'ye -acaba gerçekten ona mı, yoksa o slotu mu oluşturmaya çalışıyor- vermek istemektedir. hdp'nin hayır demesi de masal. o sonrasındaki pr'a hazırlık. çünkü hdp'nin rte'ye "barış sürecini sürdüreceksen başkanlığı destekleriz." dediği biliniyor.

tepki çektiler, yanlarına çektikleri kimi chp'li de terk etmeye başladı. şimdi chp'de de özelllikle tkp'nin bölünmesinden sonra sarp kuray'a yanaşmak gibi oyunlar dönüyor sanırsam. bahçeli mhp'li görünümünün altında neyse, bana kalırsa kuray da solcu görünümünün altında odur, yeni geliştirdiği milliyetçi ağzıyla çoktan afişe olmuş kk'ya alternatif yapacaklar herhalde. yani açıktan anlaşanlar ve siz kötü polis olun, biz sonrasına konarız diyenler var.

bunların aklına göre sistem gelsin de...


ondan sonra ister rte kalsın başkan olarak, ister başkası, yasalar çoktan geçmiş olacaktır ve bölmeyi reddeden adamlar ya kzalara kurban gidecekler ya da kazığa oturtulacaktır, ya da gerektiği gibi savaş suçlusu ama tek savaş suçlusu ilan edilip savaş enkazları içerisinde köşeye kıstıralacaktır. yani bundan önce hep böyle olmuşsa, ayının 40 oyunu varsa, hepsi de armut üzerineyse, biz de hepsini görmüşsek niye başka şey bekleyelim.

ama dünyadaki en tehlikeli varlık biçimi hırs sahibi bir aptallıktır bana kalırsa. hani aldatıp suran herifi kendisinin "farklı olduğu" inancıyla "yola getireceğini" sanan salak karılar vardır ya, öyle bir psikoloji. kimse seksist demesin valla halim yok. demin biri bir yerlerde demiş, salaklığın hakikaten cinsiyeti yok.

demodeler herhangi şekilde insanların ilgisini çekemiyorlar, diğer seçimde barajın altında kalma ihtimalleri ayyuka çıktığı için bir atılım yapmak istediler, belki bu şekilde yırtarız diye ama yine de mhp'nin sonuna yavaş yavaş yaklaşıyoruz.

eskiden sevmesem de bir saygım vardı, köklü bir parti diye ama işler öyle değilmiş, o ilçe parti kollarındaki işe yaramaz, sokaktaki küpeli gençlere laf atan serseri mhp'lilerden bir farkları yokmuş üst kademelerin. biraz daha yontulmuş haldeler ama nato mermer nato kafa.

başımıza gelen en kötü şeylerden biri yeni değişiklikler ve herhangi akli melekeleri yerinde olan bir insana anlattığın an anlayabilir gayet basit konular bunlar. yani elimizde bundan bihaber gerzekler insanlar var bizim de elimizden meclis tv'yi açıp dizi gibi izlemekten başka bir şey gelmiyor.

arkadaşların dediği gibi mevki aşkı ve bir baltaya sap olma aşkı yüzünden mhp'nin bu sevdaya düşmüş olma ihtimali yüksek. çünkü halihazırda kendileri meclisin en etkisiz partisi bunu kendilerine yediremiyor olacaklar ki kendilerini önemli bir yere koymaya çalışıyorlar ama daha da düşüyorlar, şu an mhp diye bir parti yok çoğu insanın gözünde, akp'nin alt kolu görevi görüyor.

@6 yasimdan beri metal dinliyorum darbeci gomutanlar işin ironisi idi. yoksa bana göre vatana ihanet illa falan dış güce bu ülkenin kaynaklarını vs peşkeş çekmek değildir. halkını sistematik olarak cahilleştirmek,aynı şekilde tarım ve ya hayvalcılığı bitirerek halkı en temel gıdalardan yoksun bırakmaktan tutun da kalın enseli görgüsüzlere fırsat çıkarak bu ülkeyi betona gömmek de bir ihanettir.

isemeli sicmali ayinli videosu var deyoolar.. ya da bastan beri tayyoyla ayni yere calisiyorlardi. amac tc'yi bolmek, bop'u gerceklestirmek.

yanlardan esneme yapar o abi...

na böyle bi ses çınladı kulağımda okur okumaz. böyle diyor ayakkabı satanlar, yanlardan açılmayan ayakkabı duymadım ben, maşallah hepsi esniyor. bi büyüğünü dene, çok büyük gelirse ve ayakkabıyı çok beğendiysen ayakkabıcı abi sesine bi şans ver derim.

kalibi size uymamis olabilir, tamamen geri verebilrisiniz.

Hiç bir yeni ayakkabı yoktur ki, giyer giymez oh be dedirtsin.

ayakkabiyi degistirdim. 45,33 (45+1/3)'den 46'a gectim ve bu ufak matematiksel fark ayagimda buyuk bir farka donustu, cok memnunum. bu tereddute dusenler de kesinlikle degistirsin.

yanitlar icin hepinize tesekkurler.

valla hic bilmeyen olarak sbanci diyorum sirf ozgur demirtas'tan dolayi...

Ozel okulda yuksek lisans yapacak durumunuz varsa yurtdisini zorlayin. Almanya'da cok guzel hukukcular icin finans programlari var (ingilizce).

türkiye'de dedikleri gibi ---varsa eğer--- sabancı, koç, odtü, boğaziçi, hadi istanbul'u da ekleyelim bunlar dışında herhangi bi okulda ekonomi finans okuyayım dersen yazık edersin kendine. varsa imkanın söylenildiği gibi almanya çok kaliteli eğitimler veriyor. türkiye'de saydıklarım dışındakiler fasarya. bilgi bi ara ilk zamanlarında iyiydi sonra o da paranın tatlı yüzünü görünce bozdu kendini.

bazi bankalarda hesap tasima olmuyor, o subedekini kapatip yeni subede aciyorlar.

-----------yanlis biliyormusum, tasima isleminde de degisiyormus hesap no :)

evet hesap numarası, ve dolayısıyla iban değişir.

musteri no sabit kalir, hesap no degisir.

kadını kürsüden bir şekilde "söktüler" az önce ve yayın kesildi.

geldiğimiz noktada eylem beğenmemek falan gibi bir lüksümüz olduğuna inanmıyorum.
herkes yapabildiğini yapacak.
yeter ki birileri hayır demeye devam edebilsin.

düşünülecek pek fazla şey kalmadı.

güzel eylem, cesurca