Giriş
(2)

i20 vs clio

loser blueser
aynı model yılı i20 50 bin km ile clio 100 küsür bin km aynı fiyatta, bu kadar fiyat farkının sebebi nedir? siz olsanız hangisini tavsiye edersiniz?
aynı model yılı i20 50 bin km ile clio 100 küsür bin km aynı fiyatta, bu kadar fiyat farkının sebebi nedir? siz olsanız hangisini tavsiye edersiniz?
0
loser blueser
(08.04.23)
Renault satması daha kolay, talebi her zaman yüksek.

i20 atmosferik motor olabilir ve benzin tüketimi fazladır belki. Renault dizel olabilir, turbo motorlu olabilir, benzin hiç yakmıyor olabilir.
0
Cesario
(08.04.23)
Clio hızlı gider. Motoru galiba 0.9 ya da 1.2 olanı haliyle vergi tasarrufu var (en son vardı)

Hyundai 1.4 mpi olmalı; çok yakar, kacamaz, vergisi cliodan yüksek.
0
logisticsmanager
(08.04.23)
(5)

isvicre kulturel olarak nasil

antikadimag
bolgesel/lingual olarak degisiyor mu? bir alman sikiciligi ve disiplini var mi bu arkadaslarda? isvicre'de yasamis olanlar kulturu nasil tanimlar?
bolgesel/lingual olarak degisiyor mu? bir alman sikiciligi ve disiplini var mi bu arkadaslarda? isvicre'de yasamis olanlar kulturu nasil tanimlar?
0
antikadimag
(08.04.23)
mizah duygulari almanlardan daha iyi bence. disariya biraz kapali gibiler, arkadas edinmek almanlara göre daha zor. bir de cok kibar ve saygili halkin geneli.

negatif olarak aklima gelen, bazi kücük yerlesim yerlerinde insanlar cok bagnaz olabiliyor.
0
ben de
(08.04.23)
İsviçreliler yüzlerce yıl çetin koşularda dağlarda yaşamış bir halk, "medeni bir toplum olma" atılımları çok kısa bir geçmişe sahip. Şöyle düşün: Avrupa'da göremeyeceğin şekilde bireysel silahlanmanın en agresif şekilde arttığı tek ülke İsviçre'dir muhtemelen her evde bikaç tane tüfek müfek bi şeyler vardır, bu da yine yüzlerce yıl dağlarda yaşamış olmalarından kaynaklanıyor, kaba tabirle genetiklerinde hala "dağ insanı" olma özellikleri taşıyorlar ki nüfusunun büyük bir bölümünü dağ köylüleri oluşturduğu için bu da normal. Yani "ben sıcakkanlıyım bro herkes iletişim kurarım" diyen biri için berbat bir ülke olabilir.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(08.04.23)
Dünyanın en muhafazakar toplumlarından birisi bana kalırsa. Yabancı düşmanlığı ve ırkçılık oldukça yüksek. Zürih (ve biraz da Basel) dışında yaşamanın sosyal açıdan kolay olmayacağını düşünüyorum. Her şey çok erken kapanıyor, insanlar pek dışarı çıkmıyor vs. Bunun dışında önemli kurallar var uyulması gereken. Bu konuda bir katılar ve bu da insanları sıkan bir başka etken. Her şey pahalı, dolayısıyla cezalar da yüksek. Bu yüzden kurallara uymamanın bedeli biraz ağır olabiliyor. Yerli kültür zaten bize oldukça uzak ama burada Türkler de bir tuhaflar. Yaşam standartları çok yüksek, muhteşem doğal güzelliklere ve şehirlere sahip bir yer ama hayat sahiden o kadar güzel geçmez gibi geliyor bana burada.
0
but that was just a dream
(08.04.23)
Bence bunu hayatini İsviçre'de yasayan birinden dinlemeniz en mantıklısı.
Fransa için de ırkçı, kibirli şöyle böyle diyorlar. Her ülke için belli etiketler var, bunlar sürekli tekrarlanıyor. Geçen bir video gördü zenci biri 10-12 yıldır Japonya'da, buna hayati soruyorlar. Bir japondan daha japonum bu sebepten hiç sıkıntım yok diyor. Ben buranin yabancisiyim, o sebepten kurallara herkesten daha fazla uyup daha saygı göstermeliyim diyor. Yabancilarin buraya gelip kendi kültürlerini yasamaya calistigini ve bu sebepten sıkıntı yaşadığını söylüyor ki doğrudur. İsviçre vs de böyle. Gidip kurallara uymazsan, kültüre saygı gostermezsen, her şeyden sikayet edersen evine dön derler.
Bu kadar korkulacak bir yer değil.

Benim tavsiyem reddit'ten bakmaniz olabilir burada İsviçre'den cikmazsa.
0
logisticsmanager
(08.04.23)
Göç edilmesi en zor ülkelerden biri. Housing sorunu düşük, alım gücü yüksektir.

15 yaşında değilsen Türkiye dışında hiçbir yerde tam bir kültürel uyum yakalayamazsın. Türkiye'ki durumun iyise, saygın bir konumun varsa isviçre gibi kuralcı toplumlar seni darlayabilir.
0
OrangeYellow
(08.04.23)
(8)

Ev - Elektrik Tesisatı hakkında yardım

plutongezegendegilmi
Eski bi ev aldım, içinin neredeyse komple baştan yapılması gerekiyordu. Ustalara gittim falan çok anlamsız fiyatlar verdiler, ben de kafayı kırdım kendim yapayım dedim.Şimdi su tesisatını komple değiştirdim, fayansları yeniliyorum, kombiyi taşıdım (ama doğalgazı bağlayamadım, bakıcaz buna), kapıları
Eski bi ev aldım, içinin neredeyse komple baştan yapılması gerekiyordu. Ustalara gittim falan çok anlamsız fiyatlar verdiler, ben de kafayı kırdım kendim yapayım dedim.

Şimdi su tesisatını komple değiştirdim, fayansları yeniliyorum, kombiyi taşıdım (ama doğalgazı bağlayamadım, bakıcaz buna), kapıları kestim biçtim falan sıfır sıkıntı.

Ama elektrik tesisatı çok eski, benim de elektrik nasıl çalışıyor, tesisatı nasıl olur hiçbir fikrim yok. O noktada ne yapmam gerektiğine dair sorularım var.

1- Sigorta kutusunda sadece 6 tane sigorta var. Bu çok az değil mi? Her büyük alet için (fırın, çamaşır makinesi, buzdolabı vs), yeni bir sigorta ile direkt 2.5mm yeni bir hat çekmem gerekiyor mu sizce?

2- Yeni prizler lazım, ama malum oraya bir hat yok. Eskisini direkt duvarın içinden uzatıcam. Bazı duvarlar delikli tuğla, o kısım tamam ama bazı duvarlar dümdüz beton. Burayı nasıl halledeyim, 1-2 cm derinliğinde yol mu açayım? Yoksa o iş sıkıntı mı?

3- Kaç prize yeni bir sigorta lazım kısmını nasıl hesaplıyoruz? Zaten en fazla TV, saç kurutma makinesi vs. bağlanır yeni prizlere, buralardaki hattı yenilemek yeterli olur mu? Yeni hat çekeyim mi?

4- Duvarın birini kırarken içinden bu junction box dedikleri bağlantı kutusu çıktı. Bi yerden kablo geliyo ama dışarı giden bişey yok. Ne bu?

5- Eski tesisatı komple unutup, baştan sıfır tesisat yapsam daha mı rahat olur? Yoksa eskisini yenileyip genişletmekle uğraşayım mı? Duvar kırmaya, sıva çekmeye alıştım, vaktim de bol, daha iyi olacaksa böyle yapayım?

+ her türlü tavsiyenize açığım. Teşekkürler.
0
plutongezegendegilmi
(07.04.23)
1- az değil aslında 2-3 odalı evler için yeterli, değerler doğru olsun yeterki. Ha gönül ister ki her alete bir sigorta gitsin ama hem masraflı hem yorucu, en başta yapılsaydı olurdu.

2- duvarı avuç taşlama ile beton diski takıp keseceksiniz gerekli cm ölçülerinde, boruyu ve kabloyu döşeyip tekrar sıvayacaksınız.

3- bence hattı yenilemek, uygun kalınlıkta yeni kablo çekmek, yeni priz ve yeni sigorta takmak yeterli. nihayetinde burası bir ev, saatlerce saç kurutma makinesi çalışmayacak. ki çalışsa da doğru kablo ve sigorta ile sıkıntı olmaz.

4- zamanında planlanmış ya da yedek olsun diye konulmuş olabilir, bu iyi bir şey gelen hat işinize yarayabilir.

5- Eski kabloların ucuna yeni kablo bağlayın ve çeke çeke her kabloyu yenileyin. prizleri ve sigortaları da yenileyin.

ekstra bir sorti gerekli ise yeni hat çekersiniz, ama zaten var olan hattın kanallarını kullanmak size yeterli. kanalın/borunun eskimesi önemli değil, sadece kabloları yenileyin.

Bu arada eski kablolar da belki yeterlidir, kesitleri kaç mm mesela? bir foto var mı?
0
John Bloor
(07.04.23)
6 sigorta az değil ama kontrolü daha iyi sağlamak için arttırmak mümkün. kişisel tercih.
oda oda ayrılabilir,
buzdolabı için olan ayrılabilir vs.
bir evde, prizler ve aydınlatma ayrılmıştı mesela.
junction box dediğin buat sanırım? belki o odaya başka hat çekilecekti ama vaz geçtiler?
beton duvar dediğin yerdeki kısım çok uzun değilse kablo kanalı ile de geçebilirsin.

asıl sorun bence şu; tam olarak neden elektrik tesisatını değiştirmek istiyorsun? sadece sigorta sayısı yüzünden mi yoksa bildiğin bir kusur var mı?
yoksa tesisatı koruyup yeni prizler mi koymak istiyorsun?

ben yeni prize ihhtiyaç olan bir oda için, duvarın dış tarafındaki prizden içeriye delik açtım ve oradan hat çekip, oda içerisinde dolaştırmak için de süpürgeliğin içini kullandım. çok az bir yeri kırarak hallolmuştu.
0
kisa
(07.04.23)
Benim tavsiyem böyle bir ise girisecekseniz geleceği de düşünüp yapın.

Yani ileride elektrikli araç ya da güneş enerjisi vs dersiniz belki güneş enerjisini stoklarsiniz vs derken farklı altyapı gerekebilir.
Benim de aklımda böyle bir tık eski ev alıp yenilemek var tabi ben elektrik ekipmanlari satan sirkette olduğumdan hepsini oradan alacağım enerji stoklama dahil. Bundan ötürü sistemi yenileme fikri hep kafamda.

Ben olsam böyle de düşünürdüm madem bir işe girişildi.
0
logisticsmanager
(07.04.23)
@john bloor, fotoğraf yok, ama prizler 2.5 mm, lambalar 1.5 mm. Kabloları yenileyeceğim de işte aklıma takılan şey priz sayısının artması durumunda yeterli olup olmayacağıydı. Sigortalar 16A bi de.

Ya şimdi şunu düşünüyorum, mutfakta fırın, bulaşık makinesi ve buzdolabı toplam 7kW güç kullansa, 2.5 mm kablo yeterli olur mu? E daha kombi var? Sadece orayı 4 mm yapsam nolur? Sigortayı da 32A yaparım? Mutfak hemen girişte olduğu için mesafe de kısa sigortaya.

@kisa, buat evet. Youtube'dan ingilizce tutorial izleyip öğrenmeye çalıştığım için Türkçesi gelmedi aklıma :D Değiştirmeyi isteme sebebim yeterli olup olmayacağını hesaplayamamam. Ev eski (30 yıllık), ilk tesisat duruyo üstünde. Yeni prizler de ekleyeceğim, hazır el atmışken yenileyeyim dedim.
0
🌸plutongezegendegilmi
(07.04.23)
1-yeterli sayılır, gücü yüksek olan cihazları ayırmışlarsa tamamdır.
(çamaşır mak, bulaşık mak, elektrikli fırın v.b)
Aydınlatma için 1,5mm, priz için 2,5mm kesitinde nya kablo kullan.

2- yeni prizler için en yakın priz kasasına veya ek buatına boru atın,
beton yüzeyler kolon kiriş değilse boru gömülecek kadar hilti ile kırın yoksa biraz kırıp kabloların direkt gömün.

3- standart hesapta priz başına 300watt üzerinden linyede toplamda 7 priz olabilir, bu hesapta aynı anda tüm prizler tam güçte çalışmayacağı öngrüldüğü için için yeterlidir. Bu sebepten yüksek akım çeken cihazlara direkt ayrı hat çekilir, ayrı sigortaya bağlanır.
Tek faz 230V,16a sigorta için 3500watt güç gibi düşünebilirsin.

4- kabloyu takip etmek lazım, eski tesisattan kalma, iptal edilmiş bir hat olabilir. Yedek bırakılmış olabilir, sigorta panosuna veya başka buatlara bakıp nereye gidiyor, bir yere bağlı mı kontrol etmek gerekir.

5-Uzman görüşüm; kablo kesitleri kurtarıyorsa yüksek güç çeken cihazlar ayrılmışsa, topraklama düzgün yapılmışsa, sigorta kutusunu yeniler, priz bağlantılarını kontrol eder, ilave prizleri mevcut hatta eklerdim.
0
sealth
(07.04.23)
Prizler 2,5 mm lambalar 1,5 mm ise kesit yeterli bence.

Şöyle yapın; bir prizi sökün mesela, arkasındaki kablonun açıkta olan ucunu yani yaklaşık 1 cm kadar kesin. Sonra kablonun dışını yine 1 cm kadar sıyırıp bakırı gözlemleyin, canlı ve sağlıklı görünüyorsa değiştirmeye gerek yok.
0
John Bloor
(07.04.23)
Ek not: neyi nasıl yapmışlar / ben nasıl yapayım diye bakarken şuna danışıyorum: www.emo.org.tr

Güzel yazmışlar he.
0
🌸plutongezegendegilmi
(07.04.23)
Update geçeyim:

- Varolan kabloların hepsini değiştirdim. Çekince geliyorlar, zor bi iş değilmiş.

- Yeni prizler ve genel olarak hat çekmek için "avuç taşlama" kullanmaya götüm yemedi, çok sakat bi alet, kendimi keserim dedim ve hilti ile devam ettim.

- Eski priz yuvalarını tenekeden yapmışlar. Plastik olanlarla değiştirdim.

- Sigortayı komple değiştirdim, odalara göre ışık / priz olacak şekilde böldüm. 5 sigorta vardı, şu an 15 tane var.

Toplam maliyet 3000 lira civarında oldu. 20-25 saat de zaman harcadım. Haftasonu hilti çalıştırdığım için komşunun biriyle papaz oldum, ama sonra kendisine sütlaç ısmarladım ve barıştık.
0
🌸plutongezegendegilmi
(02.05.23)
(11)

Ekşi duyuru gibi kullandığınız platform

iwillsee
Var mı böyle sorular sorup cevaplar aldığınız?
Var mı böyle sorular sorup cevaplar aldığınız?
0
iwillsee
(06.04.23)
Reddit
0
logisticsmanager
(06.04.23)
Reddit+1 arkadaşlarla olan wp grupları.
0
Amaranta ursula
(06.04.23)
forumlar
0
bir soru sorcam
(06.04.23)
İnploid vardı bir ara, o da kalmadı
0
kondansator
(06.04.23)
quora
0
avianthem
(06.04.23)
Quora
0
alfired
(06.04.23)
Reddit +1
0
nawar
(06.04.23)
Türkçe alternatifi yok!
0
halitkin
(06.04.23)
Reddit
0
hayirsiz
(06.04.23)
Kizlarsoruyor - kadinlarkulubu - donanimhaber :)

Kullanmiyorum ama icerikleri buraya gore baya genis.
0
brkylmz
(07.04.23)
En iyisi burasi. Hepsini kullandim hep coluk cocuk dolu cildirirsin..
0
Slynmaster
(07.04.23)
(7)

tazminat ödememek için zam yapmamak?

Trafalgar
çalışılan şirket, kişiyi işten çıkarmıyor ama zam da çok az yapıyor. kişi de az maaş aldığı için işten kendi çıkıyor ve tazminat alamıyor. böyle bir durum oluyor mu/olabilir mi?
çalışılan şirket, kişiyi işten çıkarmıyor ama zam da çok az yapıyor. kişi de az maaş aldığı için işten kendi çıkıyor ve tazminat alamıyor. böyle bir durum oluyor mu/olabilir mi?
0
Trafalgar
(06.04.23)
Çok oluyor benim bildiğim.
0
dissendium
(06.04.23)
Evet tabiki oluyor.
0
logisticsmanager
(06.04.23)
yildirma politikasi, oluyor
0
ala09
(06.04.23)
Çok sık oluyor evet.
0
drako
(06.04.23)
Performans düşüklüğüne dair bir kanıt olay yoksa, düşük zammın yıldırma amaçlı yapıldığına dair kanıtlar varsa mahkemeler genelde çalışandan yana oluyor.
0
denizgonen
(06.04.23)
Olma mi yaaa, kucuk firmalarin rutinidir bu cakallik.
0
brkylmz
(06.04.23)
büyük firmalarda da var. diyorlar ki bu pozisyonun bandı bu. sen bandın üstüne gelmişsin. alacağın zamla bandı aşamazsın, terfi etmen lazım. bu global şirketlerde 10 senedir aynı pozisyonda olan ve çok minik zamlar alanlar var. bant ne zaman güncellenirse, onların da maaşı artabiliyor.
0
gabe h coud
(06.04.23)
(18)

yurt dışına yerleşince aidiyet hissi sağlanabiliyor mu?

ala09
hadi ben doğma büyüme hep aynı yerde ikamet ettim ama türkiye içinde üniversite, iş için şehir değiştiren insanlardan birinin derdi bu. beyaz yaka çalışanı. bu hususta soruyu kamoyuna açıyorum. ikinci sınıf vatandaş hissetmek var mı gerçekten? ait hissediyor musunuz yaşadığınız yere? kendiniz veya y
hadi ben doğma büyüme hep aynı yerde ikamet ettim ama türkiye içinde üniversite, iş için şehir değiştiren insanlardan birinin derdi bu. beyaz yaka çalışanı. bu hususta soruyu kamoyuna açıyorum. ikinci sınıf vatandaş hissetmek var mı gerçekten? ait hissediyor musunuz yaşadığınız yere? kendiniz veya yakınınız icin ne cevap verirsiniz

bana göre çok kişiye göre değişebilecek bir durum. yaşadığı eve bile aşırı duygusal bağ ile bağlı insanlar da var. sadece potansiyel imkanlar için tatmin olanlar da.
0
ala09
(05.04.23)
Ben yurtdışına yerleşmedim ama aidiyet konusu benim de dert edindiğim bir mesele olduğu için tezimde göç deneyimi olan katilimcilarima sorduğum bir soruydu. Göç çalışmalarında yeni mekansal yer edinmeler eski mekanlara olan aidiyet hissini ortadan kaldırmıyor. Hatta Faist'in şu sorusu çok anlamlı " Neden göçmenlerin sadece bir ülkeye bağlılık duyabileceğini düşünmek zorunda olalım ki?". Ama öte yandan göçmenin yerleştiği ülkenin eksiksiz bir vatandaşi olma hali ile benliği ile ilgili düşüncelerini memleketiyle tamamen koparma arasında kaldıkları ikili bir durum da mevcut. Ama şu da bir gerçek ki göçmen için karşılıklı ilişkiler yoluyla anlama, önemseme, ve onaylama durumu deneyimledigi ölçüde, topluluk tarafından önemli, değerli ve katkıda bulunma hissini hissettiği ölçüde sosyal olarak bağlı ve ait hissedebiliyor.
0
Amaranta ursula
(05.04.23)
ikinci sinif vatandas hissediyor musun? - hayir
aidiyet hissi var mi? - hayir
0
cooperr
(05.04.23)
ne yasadigim ulkeye ne de turkiye'ye aidiiyet hissediyorum. yasadigim ulkenin ana dilini bilmedigim icin benimle ayni statude olan yerel arkadasim az bu yuzden kendimi oraya ait hissetmiyorum, turkiye'de eski baglarim kalmadigi icin turkiye'ye de aidiyet hissetmiyorum. ha evet sonuc olarak evim orada ve ev neredeyse aidiyet oradadir.
0
insanlik icin buyuk bir adim
(05.04.23)
romence bilseydim eğer tam buralı olurdum. ne yazık ki bilmiyorum, ama öğreneceğim daha kalırsam.

kendimi buraya rock konserlerine gidip de konserden sonra grup üyeleri ile sohbet ettiğim zaman buralı hissediyorum.

basçısını, lead gitaristini, bateristini, 2 solistini isim olarak bildiğim ve beni de tanıyan; zamanında istanbulda bile konser vermiş bir grup var luna amara diye. mahallemin grubu derim resmen.
0
rain when i die
(05.04.23)
kişiye göre çok değişir tabii. gittiğin ülkeye göre de çok değişir, dubai gibi herkesin yabancı olduğu bir yerde yaşam daha rahat ama isveç gibi çoğunlukla safkan olan bölgelerde bu iş daha zor. ben %100 aidiyet sağlanabileceğini sanmıyorum, 2. sınıf vatandaşlığı da yabancılar şubesinde sıraya girince yer yer yaşarsın ama bunlar hep baştan kabul edilmesi gereken şeyler zaten.

yani çok saçma bir cevap olacak ama ne abartıldığı kadar zor ne de kolay.
0
roket adam
(05.04.23)
O an neredeysem kendimi oraya ait hissediyorum, 1 haftalığına başka bir ülkeye gitsem 40 yıldır oranın vatandaşıymışım gibi takılırım, hatta bırak ülkeyi şehri bulunduğum semtin sorunlarına çözmeye yönelik girişimlerde bulunacak kadar kolay asimile olurum, götür bırak beni Grönland'a 1 sene sonra belediye başkanı olacak kadar benimserim güzel Grönland'ımızı.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(05.04.23)
ikinci sinif vatandas hissediyor musun? - hayir 2. sınıf hissetmen zor ab ülkeleri usa, karışık zaten. dilini öğrenene kadar zorluk var

aidiyet hissi var mi? - hayir ama tr dede yoktu 3-4 senedir yer değiştiriyordum. o yüzden sorun yok.

kendi hayatına odaklanırsan zaten kimin ne düşündüğü o kadar önemli değil.
0
abi bi dizi buldum on numara
(05.04.23)
şu "ülkeler zaten karışık" argumanı geçerli değil ya kabul edemiyorum. isviçre toplama kampı bi ülke ama hayvan gibi ırkçılar. ismine göre bile farklı duygular uyandırabiliyosun karşındakine. Nur ile Rossy aynı kategoride değil
0
🌸ala09
(06.04.23)
Valla ben kendimi hicbir yere ait hissetmiyorum ancak genel olarak cevaplayacak olursam o aidiyet olayi bircok faktore bagli bence. Kultur, dil, iklim, oradaki kosullar vs diye girer. Her ne kadar diger faktorler de cok onemli olsa da oradaki kosullarin ve sahip oldugub imkanlarin her seyi belirleyecek en onemli sey bence.

Kosullar derken de hem ekonomik, hem sosyal kosullardan bahsediyorum. Atiyorum ekonomik kosullarin pek iyi degilse bu olay diger tum faktorleri direkt etkiler. Hem uzun soluklu yasam kurman zor olur hem de kulturu, dili vs ogrenebilme imkanlarin da oldukca kisitli olabilir. Iklim guzelse guzelligin farkina varamazsin, iklim kotuyse sana x2 daha kotu gibi gelir. Hal boyle olunca da zaten yasadigin yere kendini ait hissedemezsin cunku her an gidebilecek gibi bir durumdasin.

Misal Turkiye avrupa birligi ulkesi olmadigi icin gittigin yerde kalabilme kosullarin diger avrupa birligi uyesi ulkelerine gore daha zor oluyor genelde. Yani is bulmak, bir takim burokratik islemlerle ugrasmak, bir takim ekonomik kosullari yerine getirme falan insani bezdirebiliyor.

Sosyal olanaklar da iste bulundugun cevre, kisiligin hatta bir miktar sansa gore de degisiklik gosterebiliyor. Atiyorum eger biraz aktif ve girisken biriysen arkadas edinmen ozellikle yerel kisilerle tanisma olayi cok yarar saglayabilir. Dilini ogrenebilmeni kolaylastirir, kulturu daha cabuk ogrenebilirsin, iklime gore aktivite yapabilirsin ve bu da bisekilde belki aidiyet hissine yol acabilir. Yok icekapanik ve pek arkadas edinemiyor ya da sadece kendi ulkendeki kisilerle takiliyorsan da dilini ogrenemezsin kolay kolay, kulture adapte olamazsin falan aidiyet hissini hic hissedemezsin.

Kisacasi, kisinin yasadigi kosullar ve kisilikler bence en omelisi aidiyet hissi icin,
0
j r r tolkien hayrani
(06.04.23)
Ikinci sinif vatandas- hic hissetmedim.
Aidiyet- dilini ogrendikten sonra daha cok. Daha iyice karistim, kültürünü daha çok benimsedim.

Bence ulkenin kültürüne, yasamina asimile olunca daha kolay oluyor.
0
logisticsmanager
(06.04.23)
28 yasinda yerlestim. aidiyet hissedemiyorum. yani aidiyet hissediyorum da turkiye'ye hissettigim aidiyet seviyesinde hissedemiyorum. hic olacagini da sanmiyorum.

bir de ben amerika'dayim. herkesin gocmen oldugu bir ulke. almanya'da falan olsam allah gostermesin cok daha az hissedecegime eminim.

edit: sorunun diger kismini atlamisim. ikinci sinif hissetme durumu yok. ben burada ogrenci vizesiyle calisiyorum yarin isten cikarilsam adamlar bana issizlik maasi bagliyorlar. daha ne kadar vatandas gibi hissedebilirim bilmiyorum. yani devlet tarafindan degil de kulturel olarak aidiyet yok.
0
antikadimag
(06.04.23)
bu işin genel raconu şu: ilk göçen nesil aidiyet sağlayamaz ama uyumlu şekilde yaşar.(zorlukları da çeker)

orada doğan çocuklar eh, oranın vatandaşı olurlar ama yine biraz arada olurlar.

üçüncü nesil oralıdır artık çünkü aileleri de orada doğmuş hep o kültürle ve Türkiye'yi bilmeden yetişmişlerdir. Tabii Avrupa'da şu an böyle olanların bir kısmı reisçi :D O yüzden sosyal çevreyle de alakalı.

Kendin gibi insanlarla yaşarsan aidiyet hissi sağlanır. Bu Türkiye'de olursa Türkiye'de, başka ülkede olursa orada. Gidip aidiyet hissedemiyorum diyenler sosyal çevresi olmayanlar, ve evet zor. Mesela gidip oralı biriyle evlenip onun çevresine girenler bir tık kolay alışıyorlar.
0
nhk ni youkosu
(06.04.23)
nhk ni youkosu +1 demeye gelmiştim.
0
alfired
(06.04.23)
hayatımın neredeyse %20'si yurtdışında geçti. hiçbir yere ait hissetmiyorum. önceden yaşadığım ülkeleri özlüyorum ama. türkiye hariç.
0
bohr atom modeli
(06.04.23)
@nhk ni youkosu adam bunu sormamış ki sen köylünün almanya ile imtihanını yazmışsın. beyaz yakalı ile işçi gelen kıyaslanamaz
0
abi bi dizi buldum on numara
(06.04.23)
@nkn "Kendin gibi insanlarla yaşarsan aidiyet hissi sağlanır." bunu genellestiremeyiz sanki.
kendim gibi insanlarla yasiyorum ama farkli nedenlerle ne turkiye'ye ne buraya yuzde yuz aidiyet hissediyorum. ayni zamanda her iki yeri de bir sekilde evim olarak goruyorum, havaalaninda 'eve geldim' diye mutlu oluyorum. hatta yasadigim bazi diger ulkelere gidince de oralari evim gibi gorup, baska turlu bir aidiyet hissediyorum .

bu kavramlarin hicbiri bence siyah beyaz olmadigi gibi, kisinin yasantisina, yasami algilayis bicimine gore fazlasiyla degisir.
2.sinif vatandas olarak hissetmiyorum ama elbette kendi vatandaslarinin sahip oldugu ve benim sahip olmadigim haklar var, ki bu gayet normal.
0
kassiopeia
(06.04.23)
Turkiye de dislanmis hissediyordum. Yurtdisina geldigimden beri “daha ait” hissediyorum. Ama t butunlesme de olmuyor tabi. 13-15 yas bence en son sinir, bu yaslardan sonra yurtdisina cikanlar tamamen butunlesmekte zorlanir diye dusunuyorum sahsen.
0
icim urperiyor
(06.04.23)
@abi bi dizi buldum on numara, beyaz yakalı iyi alım gücü ve benzer kültürle gidiyor okey ama "aidiyet" farklı bir şey. Beyaz yakalı dediklerinin bir kısmı Türkiye'de aidiyet sorunu yaşayıp kendini bulamamış insanlar.(ki belki de Türkiye'de aidiyet sorunu olduğu için gidiyor) O kelimeden ne anladığına göre değişir bunun cevabı. Ben İngiltere'de kendimi çok rahat hissetmiştim mesela ama artık buralıyım Dorset çocuğuyuz biz kafasına gelebilir miyim emin değilim. Orada büyüyenlerin ilkokul, lise vb. hayatları hep benzer şekilde yoğurularak geçti, oradan geçmeyenler tam o kültürün parçası olamaz gibi geliyor bana. Bakış açın, hayallerin her şeyin yetiştiğin ülkeye göre şekilleniyor ve ülkesindeki büyük problemlerden dolayı göç etmiş yetenekli biri ile X ülkesindeki Average Joe'nun aynı topluluğa ait hissetmelerini beklemek anlamsız bence, hayatları bambaşka geçti çünkü. İlk nesilden kastettiğim bu. Yoksa Almanya'da İngiltere'de yasalar düzgün uygulanınca hakkın verilince "ne güzel ülke ya çok seviyorum" demek aidiyetse okey o olur.

@kassiopeia, aynen kişiye göre değişebilir tabii, siyah beyaz değil dediğiniz gibi. Ama ben zaten orada da vatandaş olanları kastetmiştim vatandaş değilken (veya süresiz oturma izni) yerleşmiş kabul etmezdim ben mesela. Ama onu şu yüzden dedim, mesela Kanada'da çok mutlu olan da var ama sosyal çevre dolayısıyla mutlu olamayıp dönüp burada Bağdat Caddesinde oturan ve buradaki sosyal çevresiyle daha mutlu olan tanıdığım da var.
0
nhk ni youkosu
(06.04.23)
(1)

Yurtdışına promosyon ürün çıkarmak

hobarey
https://promozone.com.tr/urun/s-link-swapp-sw-cw10-5v1a-beyaz-kablosuz-sarj-cihazi-pz3602/PZ3602şu üründen 40-50 tane logolu yaptırıp ispanyada fuara götürmek istiyoruz. valizime koyup götürsek gümrükte sorun yaşar mıyız? satmıycaz sonuçta dağıtıcaz bunları?
promozone.com.tr

şu üründen 40-50 tane logolu yaptırıp ispanyada fuara götürmek istiyoruz. valizime koyup götürsek gümrükte sorun yaşar mıyız? satmıycaz sonuçta dağıtıcaz bunları?
0
hobarey
(05.04.23)
Yasayabilirsiniz.
Bunu satmayacaginizin garantisi yok ki. Garantisi olması için belge ile satilmayacaginin falan gosterilmesi gerekiyor.

Durdurulursaniz sorun yasanir evet. Bu sebepten büyük şirketlerde global trade departmani bu soruya cevap verir.
0
logisticsmanager
(05.04.23)
(7)

termal otel nasil bir sey

Kittie
spa ile termal tatilin farki nedir?bakiyorum kimi otel spa oteli, kimi termal otel diye geciyor.bir de bu termal oteller hep afyon ve yalovada. yoksa ozelligi dogal bi su kaynagindan doldurulmus havuzlar mi?son soru gitsem mi?gidip memnun kaldiginiz yerler var mi?
spa ile termal tatilin farki nedir?
bakiyorum kimi otel spa oteli, kimi termal otel diye geciyor.

bir de bu termal oteller hep afyon ve yalovada. yoksa ozelligi dogal bi su kaynagindan doldurulmus havuzlar mi?

son soru gitsem mi?
gidip memnun kaldiginiz yerler var mi?
0
Kittie
(05.04.23)
Termal denilen yerlerde termal su kaynagi var. Misal Fransa'da uriage böyle bir yer, oteller vs var buna özel.

Spanin termal bir özelliği yok yani. Oradaki yapi naturel değil yapay.
0
logisticsmanager
(05.04.23)
Hani yerden kaynar su fışkırıyor ya, şifalı deniyor, romatizmaya falan iyi gelirmiş, içmesi ya da yüzmesi. Termal su dedikleri o işte.

Kaplıca yani.

Bazı yerlerde binalar da o termal su ile ısıtılır hatta. Kalorifer devrelerinde o sıcak su dolaşır.
0
Mirket
(05.04.23)
gitsem mi peki?
termal diyince ananem yasinda kadinlarla mi takilirim acaba havuz basinda diyorum :)
0
🌸Kittie
(05.04.23)
Termalin ne kadar faydası var sağlık açısından tartışılır ama işte sıcak su falan keyifli bir olay. Termal otelde hiç kalmadım ama @Mirket'in bahsettiği jeotermal enerji ile ısınan ilçelerden biri olan İzmir Balçova'da yaşadım on küsür yıl. Orada Kaya termal otel vardı oraya giderdik arada günübirlik.

Bu arada ısınırken termal su binalarda dolaşmıyor, o sıcak suyu soğuk su ile birleştirip buharını dolaştırıyorlar. Su çok sıcak, borulara hasar verir diye biliyorum.
0
nundu
(05.04.23)
@Kittie

Afyon, Pamukkale, Balçova gibi turistik ve merkezi yerler güzeldir. Ama şehirdışlarında, doğa içlerinde olanlarına genelde yaşlılar takılıyorlar.
Yalova'yı da pek tavsiye etmem.

@nundu

Jeotermal sular, genelde kalkerlidir. O suyu radyatör içinde dolaştırmaya kalksalar iki günde kireçten tıkanmış sistem ellerinde kalır. Bir önceki cevabımda bu detaya girmeyince ifadem yanlış olmuş.
0
Mirket
(05.04.23)
50 yaşın altında birinin termal oteli seveceğini hiç sanmıyorum. Ha mutlaka vardır öyle insanlar.
Eğer sizin için önemi varsa otele gitmeden önce kadın-erkek havuzlarının ayrı olup olmadığını, karma havuzun olup olmadığını sormayı unutmayın.
0
michael_knight
(05.04.23)
Termal kısmı da 2 şekilde görülüyor. Havuz ve hamam. Havuz var, yüzme havuzu kadar büyük değil, orada belirli bir ısıya kadar (genelde 40) düşürülmüş halde (çoğunlukla arıtılmış) termal su bulunur. Bir de hamam kısmında termal su bulunur. Kaplıcaların bulunduğu bölgelerde olduğu için o bölgelerde hep.

Spa ise bildiğimiz spa. Doğal kaynak suyu, kaplıca olmayan işletmeler.

İş gereği o bölgelere gittiğimde termal otellerde kaldım hep. Kaplıcalarda bol bol teyzeler vardır da termal otel öyle değil. Zaten onun bir mevsimi vardır o zaman kalabalıktır hatta teyzeler amcalar da vardır ama onun dışında benim gittiğim gibi normal dönemde öyle bir kalabalığı bile yok. Termal otellerin de zaten masaj, bakım, sauna, buhar banyosu, yüzme havuzu gibi alanları var 3 yıldın üstündeyse.
0
nawar
(05.04.23)
(4)

En hızlı ne kadar sürede evlenebiliriz?

anonimuz
Türkiye'de yaşayan yabancı uyruklu kız arkadaşımla en hızlı ne kadar sürede evlenebilirim? Hangi adımları izlememiz ve bunlar ortalama ne kadar süre alır? Ben yurtdışında çalışıyorum dolayısıyla işten izin alıp TR'ye gidip her şeyi halledip dönmeyi planlıyorum. Kız arkadaşıma vize vermiyor yaşadığım
Türkiye'de yaşayan yabancı uyruklu kız arkadaşımla en hızlı ne kadar sürede evlenebilirim? Hangi adımları izlememiz ve bunlar ortalama ne kadar süre alır? Ben yurtdışında çalışıyorum dolayısıyla işten izin alıp TR'ye gidip her şeyi halledip dönmeyi planlıyorum. Kız arkadaşıma vize vermiyor yaşadığım ülke dolayısıyla ya Türkiye'de ya da tük ve rus vatandaşlarının birlikte vizesiz gidebileceği bir yerde evlenebiliriz yalnızca.

not: meraklılar için, 2 yıldır birlikteyiz evlenmeden bir araya gelmeyi denedik ama vize alamadı. mecbur evleneceğiz birlikte yaşayabilmek için. evlilik sözleşmesi de yaptırmayı düşünüyorum.
0
anonimuz
(05.04.23)
Çok hızlı olamiyor. Çünkü esinizin evlenme ehliyeti lazım. Fransa'da bu yaklaşık 1 ay sürüyor.
Buna ek kan tahlili vs lazım.
Evlenme ehliyeti vermek icin de belge falan istiyorlar.

Ben her şey dahil 1.5-2 ay derim.
0
logisticsmanager
(05.04.23)
Kız Rus ise;

Rus Büyükelçiliği veya konsolosluklardan birinden Evlenme ehliyeti denen bir belge alacak.
Şu an bu belgeyi alabilmek için randevuyu 2-3 ay sonraya veriyorlar. Sonra o belge, belgenin alındığı yerdeki Kaymakamlıktan apostil yaptırılacak. Bunları kız bir başına halledebilir.

O iş hallolduktan sonra kimlik, 4 fotoğraf, pasaport ile evlendirme dairesine birlikte müracaat edeceksiniz. Sağlık ocağından bir belge almanızı isteyecekler. Bir günlük iş.

Yoğunluğu olmayan bir ilçe evlendirme dairesine gittiyseniz ve ODA NİKAHI derseniz 5-10 gün sonraya gün alabilirsiniz. Veya daha sonraya gün alıp, gidip tekrar gelirsiniz.
0
Mirket
(05.04.23)
Cevaplar icin cok tesekkurler. evet evlenecegim kisi rus, dolayisiyla bu 2-3 aylik surec bize ne kadara patlar ve bunu daha kisa surede halletmenin hicbir yolu yok mu?
0
🌸anonimuz
(05.04.23)
Ne kadara patlar derken, para gerektirir bir şey yok. O süreden daha kısa süreye Rus Büyükelçiliği veya konsoloslukları randevu veremiyorlar. Malum. Ülke Rus doldu ve hepsinin bir şekilde işi oluyor elçiliklerde.

Başka ülkelerde işi daha kısa sürede halletmenin bir yolu var mı, bilmiyorum.
0
Mirket
(05.04.23)
(3)

Açık otopark - şarj istasyonu

tchuck
apartmanımızın açık otoparkı var (sadece bizim girebildğimiz tabi ki). buraya elektrikli araçlar için şarj istasyonu çekilebiliyor mu?diyelim ki çekilebiliyor; geldim 6 ay sonra bu apartmandan taşındım başka bir apartmana geçtim. bunun bir cezası mezası oluyor mu yoksa ses etmeden oraya da taşıyorla
apartmanımızın açık otoparkı var (sadece bizim girebildğimiz tabi ki). buraya elektrikli araçlar için şarj istasyonu çekilebiliyor mu?

diyelim ki çekilebiliyor; geldim 6 ay sonra bu apartmandan taşındım başka bir apartmana geçtim. bunun bir cezası mezası oluyor mu yoksa ses etmeden oraya da taşıyorlar mı?
0
tchuck
(04.04.23)
Cekilebiliyor mu dedigin zaten bu böyle elektrikçi ile yapacagin bir şey değil ki. Plan, proje lazim. Elektrik tesisatinin kaldirip kaldirmayacagini bilmek lazım. Bütün sistemi yenilemesi gereken yerler var misal.

Fiyat olarak da zaten tek kisinin yapacağı bir şey değil, izin olarak da değil. Apartman onay verdikten sonra ne cezasi olacak ki? Ama ben tasindim sarj sistemini yanımda götürürüm biraz zor.
0
logisticsmanager
(04.04.23)
Elektrik projesi, plan vs lazım ama ne izini ne cezası olacak onu tam anlayamadım.
0
yeninesiltupcu
(04.04.23)
site yönetiminin kararı gerekiyor bunun için. bizim sitede bu şekilde kendine şarj istasyonu çektiren çok insan var. her ay sayaçtaki rakamı site yönetimine ek olarak ödüyorlar. o "çekme" masraflarını da tamamen alıcı ödüyor tabii.

taşınırsan da şarj istasyonunu alacaksın parasını sen vermişsin sonuçta. taşıma ve diğer tarafa takma masraflarını da yine sen ödersin.
0
roket adam
(04.04.23)
(9)

Türkiye'deki enstrüman fiyatlarının çıldırmış olması

funl
Şu an avrupa'da 140 euroya satılan 0 gitar tr'de 5000 küsüre satılıyor. 3 -4 sene önce bir satıcı bana ahsap vergisi vs de artık eklendiğinden bahsetmişti ancak durum gercekten hiç iç açıcı değil. Kur farkı, ekstra vergiler vs derken resmen enstruman almak lükse dönmüş durumda. Sizce ilerleyen yılla
Şu an avrupa'da 140 euroya satılan 0 gitar tr'de 5000 küsüre satılıyor. 3 -4 sene önce bir satıcı bana ahsap vergisi vs de artık eklendiğinden bahsetmişti ancak durum gercekten hiç iç açıcı değil. Kur farkı, ekstra vergiler vs derken resmen enstruman almak lükse dönmüş durumda.

Sizce ilerleyen yıllarda bu fark ne olacak ? Arada yurtdışına çıkıyorum. Gidip dönerken gitar getirmek mantıklı mı ?
0
funl
(03.04.23)
Türkiye'de fiyatları çıldırmamış bir şey yok ki, misal peynir fiyatları da çok çıldırdı, yurtdışından ucuza halledebileceğin bir şeyse tabii ki öyle yap.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(03.04.23)
yurtdışından dönerken almak mantıklı. öyle bir imkanım olsa tel, pedal, enstrüman vs ihtiyaçlarımı o şekilde karşılamayı tercih ederdim. ancak nadir de olsa bazen güzel kampanyalar olabiliyor. 9-10 ay kadar önce schecter markalı bir gitarı thomann fiyatından 750 lira daha ucuza aldım dore müzikteki bir kampanya sayesinde.
0
ziya özdevrimsel
(03.04.23)
tr’de fiyatları çıldırmayan bi şey yok yazıcaktım ki yazılmış :) ben liste yapıyorum, yurtdışına çıktığımda topluca alıp dönüyorum.
0
deartheodosia
(03.04.23)
trde bazı şeylerin fiyatı dışarıya göre daha uygun, bazı şeyler daha pahalı. imkanın varsa tabii ki dışarıdan al gitsin. ben mutlaka gideceğim yerlere göre araştırma yapıp daha ucuzsa gittiğimde oradan alıyorum.
0
roket adam
(03.04.23)
Türkiye'de şu an Türkiye'de üretilmeyen ürünlerin yüzde 99'u yurtdışına göre daha pahalı.

Kiyafet, peynir, ekmek dışında yurtdışından almak her zaman daha mantıklı artık.
0
logisticsmanager
(03.04.23)
Ben bunu uzun uzun yazacaktim da vaxgectim. Hatta 2. El piyasasi diye soru sordum ben de dun.

Yalan soylemis, elektrik gitarin ustunde yuzde 10 gumruk, yuzde 3,4 de ilave gumruk vergisi var. Otv yok. Kdv 18.

Fena sapliyorlar demek oluyor bu.
0
floydian
(03.04.23)
Geçtiğimiz sene fena halde vergi gelen şeylerin içinde akustik ve elektronik müzik aletleri de vardı. Bi de kur binince işin içine garip fiyatlar çıkıyor. Bi de bazı markaların (öhhö YAMAHA) akıl almaz türkiye fiyatları var almanya fiyatını euro'dan direkt tl'ye çevirdiğimizde çıkan sonucun 3 4 katı falan fiyatlar söyleniyor burada sebebini kimsenin bilmediği bi şekilde. Sonuç bu.

Thomann'da genellikle vaziyet böyle vat falan olmadan direkt alman biri alıp size getirebiliyorsa türkiyedekinden çok daha ucuza gelmiş oluyor. Çok nadir markaları arturia, behringer vs aşırı fark olmadan mantıklı farklara buradan alabiliyoruz.

En azından keriz gibi hissetmemek için thomann türkiye karşılaştırması yapıp buradaki fiyatının gerçekten makul olduğunu düşündüğünüz bir enstrumanı yalnızca kur çılgınlığı ile alabilirsiniz ya da çare almanya elden getirmek. (o da gitar ufak synth vs gibi taşınabilecek şeylerse)
0
hedep
(03.04.23)
gül ağacı klavyesi olan gitarlara ek vergi alındığı söylentisi yıllardır var ama gerçekliğini bilemiyoruz. (çevre koruma bilmemnesi varmış diyorlar)

Müzik aletlerine 2020'de bir ek vergi geldiğinden bahsediliyor ama yine nedir iyi araştırmak lazım. Azaltılarak bitecekmiş ama Türkiye'de bunun mümkün olduğunu sanmıyorum.
dar.vin
0
nhk ni youkosu
(03.04.23)
Bu sektörde adamların tedarikçilere taahhütleri var. Genelde Türkiye'deki lisanslı ithalatçılar, lisanslı dağıtıcılardan alıyor ürünleri. Gidip mesela fender markasından almıyor mesela, onun yerine toptancıdan alıyor. Büyük markalar tek tek her ülkede satıcılarla uğraşmak yerine, tek bir ana dağıtıcıya veriyorlar ürünleri. Onlar dağıtıyor dünyaya.

Bu dağıtıcı firmalar da paket teklifler veriyor. Diyor ki sana 30 tane enstrüman markasının yetkili satışını veriyorum. Ama yıllık atıyorum minimum şu kadar teminat isterim, ya da şu kadarlık ön ödeme alırım.

Türkiye'deki firma da bu satış teminatını tutturmak için 1'e aldığını 10'a satıyor ki o parayı çıkarabilsin.

Enstrüman zaten az satılan bir şey. ABD'de, Almanya'da leblebi gibi enstrüman satarsın. Türkiye'de satamazsın.
Zaten türkiye'de çok müzik meraklısı insan yok.
Olanın da çoğunun böyle bir hobiye ayıracak parası yok.
Yılda kaç kişiye orijinal amerikan fender, Gibson satabilirsin?

Vergi ya da kur falan değil yani mesele sadece.

Kurun şöyle bi etkisi var. 1000 dolarlık bir gitar, önceki sene 8000 TL'ydi, şimdi 19.000 TL.
Haliyle geçen sene alabilen adamların bazıları şimdi 19.000 veremiyor.

Atıyorum geçen sene yılda 30 kişiye 1000 dolarlık bir gitar satan dükkanı. 30000 dolar kazandı.
Bu sene o 30'un 10'u alamayacak 1000 dolar veremeyecek gitar belki.
Adam yine 30.000 doları tutturmak için 20 kişiye 1500 dolardan satmaya başlıyor bu sefer.
0
anten
(03.04.23)
(5)

oruç dışı aç kalma olayı

kondansator
selamlar, ramazan ayı boyunca oruç tutarım, midemde yanma vb yaşamıyorum. ancak akşama doğru susuzluk ve açlık bastırıyor haklı olarak.normal bir zamanda da sabah kahve, çay ile öğlen ediyordum. hatta öğlene kadar midemde yanma, mide bulantısı olabiliyordu. oruç boyunca bunu yaşamıyorum. çay kahve t
selamlar, ramazan ayı boyunca oruç tutarım, midemde yanma vb yaşamıyorum. ancak akşama doğru susuzluk ve açlık bastırıyor haklı olarak.

normal bir zamanda da sabah kahve, çay ile öğlen ediyordum. hatta öğlene kadar midemde yanma, mide bulantısı olabiliyordu. oruç boyunca bunu yaşamıyorum. çay kahve tüketimi mide bulantısı, yanma mı yapıyor?
0
kondansator
(03.04.23)
kahve yapar tabi özellikle aç karnına.
0
jelly bear
(03.04.23)
Aç karnına kahve ve çay içince ve/veya poğaça türü yağlı şeyler yiyince benim de midem kazınıyor. Onun için düzgün kahvaltı yapıp çıkıyorum sorun olmuyor.
0
akhenaten
(03.04.23)
kahve yapar ve su atar susatır. tarçınlı bir şeyler yersen daha az açlık hissedersin
0
abi bi dizi buldum on numara
(03.04.23)
Aç karna siyah çay sorun yaratiyor bazi insanlarda. Ben misal direkt kusarim (lisede kendi zararima ogrendim).

www.allrecipes.com:~:text=Tea%2C%20like%20wine%2C%20contains%20tannin,lead%20you%20to%20feel%20nauseated.&text=Why%20is%20tannin%20in%20tea,results%20in%20that%20bitter%20tang.
0
logisticsmanager
(03.04.23)
Filtre kahve, amerikano bende ac iken tukettigimde problem yapmiyor ama bitki cayi ya da siyah cay tuketirsem midem bulaniyor.
0
duyulmasi gerektigi kadar
(03.04.23)
(7)

tavuğun derisi soyulmalı mı

beklenen buyuk istanbul depremi
mutfakta tamamen acemiyim,tavuk sote yapmak için tavuk göğsü alıyorum ve üzerinde ilk iki fotoğraftaki gibi, hoş gözükmeyen ve pek ince de olmayan (kızartılmış tavuktaki deri bu kadar kalın olmuyor, o deri bu deri ile aynı deri mi emin olamadım) bir zar/göğüs oluyor. soyayım diyorum, soyulması da va
mutfakta tamamen acemiyim,

tavuk sote yapmak için tavuk göğsü alıyorum ve üzerinde ilk iki fotoğraftaki gibi, hoş gözükmeyen ve pek ince de olmayan (kızartılmış tavuktaki deri bu kadar kalın olmuyor, o deri bu deri ile aynı deri mi emin olamadım) bir zar/göğüs oluyor. soyayım diyorum, soyulması da vakit alıyor. soyulmalı mı bu?

www.hizliresim.com
www.hizliresim.com

www.hizliresim.com (soyulmuş hali)
0
beklenen buyuk istanbul depremi
(02.04.23)
30 yasimdayim böyle bir şey yapan ne duydum ne gördüm. Günde 350 gr tavuk göğsü yerim.
0
logisticsmanager
(02.04.23)
eklediğiniz fotoğrafta soyulması/atılması gereken herhangi bir tavuk bileşeni bulunmuyor.
0
tss
(02.04.23)
acemiyim demiştim, teşekkürler.
0
🌸beklenen buyuk istanbul depremi
(02.04.23)
Neden t.eti kedi tirmalamis gibi
0
Slynmaster
(02.04.23)
Deri yok ki orada. bak bunda da deri yok mesela: www.kevserinmutfagi.com tavuk göğsü böyle satılıyor zaten.

derilisi böyle: hilalgefluegel.de bilmem bizde böyle satılır mı. yani hazır o banvitlerden falan alırsan böyle bulamazsın.
0
alperz
(03.04.23)
Yukarıdakiler +1, Olmayan deriyi soymaya çalışıp, tavuğun etini çöpe atmışsın.
0
yeninesiltupcu
(03.04.23)
bu dış kısım -dokusu itibarıyla- çok tüketildiği takdirde nedense sağlığa zarar verecek gibi geliyordu ama neyse, bu psikolojiden de kurtulacağız artık bir şekilde, teşekkürler tekrar.
0
🌸beklenen buyuk istanbul depremi
(03.04.23)
(3)

VFS randevusuz gitsem

aslında
Malum pasaport başvurularının geç sonuçlanması sebebiyle seyahatime az süre kala pasaportum geldi, VFS en erken Mayıs'a randevu veriyor ama seyahatim daha önce. Randevusuz gitsem işleme alırlar mı?
Malum pasaport başvurularının geç sonuçlanması sebebiyle seyahatime az süre kala pasaportum geldi, VFS en erken Mayıs'a randevu veriyor ama seyahatim daha önce. Randevusuz gitsem işleme alırlar mı?
0
aslında
(02.04.23)
Almazlar
0
sydney
(02.04.23)
İçeri bile giremezsin +1 dışarda güvenlikler içeri girmeden randevunuzu görmek istiyorlar.

Ama söyle bi durum var orada vize danışmanlığı yapan tipler var, çalışanlarla araları çok iyi onlara bi danışabilirsiniz gidip tabi ücreti dahilinde yardımcı olabilirler belki.
0
Mcfly
(02.04.23)
Ya vfs ya araciya para yedirmeden bu işi çözme imkanın yok.
Iceriye girerken telefon kapattiran isletme randevusuz nefes aldirmaz ki zaten insanlarin çoğu randevu bulamamaktan yakiniyor.
0
logisticsmanager
(02.04.23)
(6)

kiraya zam sorunsalı

henchman
Temmuz'da ikinci yılımı dolduracağım. Aynı binada oturduğumuz ev sahibi ile bugün karşılaştık. Özetle, "ya kirayı bu bölgedeki güncel rayiç bedele çıkaralım ya da çık" diyor. İstediği rakam ise benim mevcut kiramın neredeyse 5 katı. Ben böyle bir rakamı verecek olursam ay sonuna çıkamıyorum; benim m
Temmuz'da ikinci yılımı dolduracağım.

Aynı binada oturduğumuz ev sahibi ile bugün karşılaştık. Özetle, "ya kirayı bu bölgedeki güncel rayiç bedele çıkaralım ya da çık" diyor. İstediği rakam ise benim mevcut kiramın neredeyse 5 katı. Ben böyle bir rakamı verecek olursam ay sonuna çıkamıyorum; benim mevcut maddi imkanlarım konusunda fikir vermek gerekirse diye belirtiyorum.

Aynı binada iki dairesi olduğu için "gerekirse sizinkini satarım, öbürünü kiraya veririm" diyor (yani yasaların da etrafından dolanma imkanım var demek istiyor sanırım). "Düşünün taşının ben gerekirse iki ay kala tahliye için ihtar çekerim" falan diyor.

Benim aklımdan geçen x3'e kadar bir teklifte bulunmak (ki bu da biraz zorlar beni, maksimum bu). Fakat, buna da yanaşmayacakmış gibi geliyor.

Kendimi korumak için nasıl bir yöntem izlemeliyim? Sözleşme yenilenmesine 2 ay kala ihtar çekerse çıkmak zorunda mıyım? Olur da mevcut kira x3 önerisini kabul ederse yeniden bir sözleşme imzalatmam lehime olur mu? Kabul etmezse ne olacak?

Bu arada, 2 yıl önceki kira kontratım duruyor fakat o zaman kendisi yurt dışında olduğu için bir emlakçıda düzenlemiştik kontratı ve o gelince tekrar imzalatırız denilmişti. Fakat öyle kaldı bu konu ve şu anda ev sahibi burada (aynı binada) fakat o kontratın aslı kendisi tarafından imzalanmadı. Sorun olur mu bilmiyorum. O yüzden belirtmek istedim (tüm kiralar kendisinin hesabına eft yapıldı, dekontları var).
0
henchman
(01.04.23)
Son kısma kadar rahat olun 5 yila kadar derdim de son kısım için yetkili bir abi cevap verse iyi olur.

Madem kendisi böyle diyor ben olsam yasalarda ne yaziyorsa zam yaparim geçerim. O da kendi yasal hakkini kullansın. Bu sözleşme konusunda sorun yoksa ki sanmıyorum sonuçta her ay kira bedeli atıyorsunuz, ihtar çekse ne olur? 5 yila kadar caninin istediği bedele artiramaz, sonrasi için de artık bakacaksiniz.
0
logisticsmanager
(01.04.23)
Yapabilecegin zammi yap gec. “Ben bu kadar yapabiliyorum. Yasal haklarimi biliyorum. Siz de biliyorsaniz bir sorun yok” dersin. Cok istiyorsa satsin evini. Onu da satamayacagini gorecek. Cok extraordiner bir yerde degilse gordugum kadariyla piyasa durgun.
0
alperz
(01.04.23)
Kira kontratının imzalanmamış olması bi şeyi değiştirmez. Olay mahkemeye taşınırsa adam da benim evime çöktü derse kontratı, durumu ve dekontları gösterirsiniz , hayatın doğal akışın aykırı der hakim.

Tahliye taahhütnamesi imzalanmaydıysa;

Söyle diyin ev sahibine benim Türk borçlar kanuna göre 5. Yıl sonuna kadar tufe ortalaması, hatta bu yil maksimum -%25 zam yapma sınırım var buyurun mahkemeye verin.

2 tane evi varsa sittin sene çıkaramaz seni. 3 yil az kira alcam diye de bizim millet evini satmaz.
0
Mcfly
(01.04.23)
Tahliye taahhütnamesi yok. 2 sene önce ben bu eve taşındığımda civardaki kiralıkların fiyatına yakın bir rakama anlaştım. Sonradan enflasyon patlamış olabilir ama onun düşündüğü gibi zaten düşüktü de iyice suyu çıktı gibi bir şey birazcık haksızlık oluyor.

Beni sıkan şey, bir benzeri durumu önceki evimde yaşamış olmam. Ev sahibi ile ilgili hiçbir problemimiz yoktu hatta gördüğüm en ılımlı insanlardan birisiydi fakat ev satılığa çıktığında sürekli olarak emlakçı ile savaş vermek zorunda kaldım. Yine böyle bir taciz ve psikolojik harp durumu düşüncesi beni çok rahatsız ediyor.

@alperz, evin konumu gayet güzel bir yerde fakat bina en az 40 yaşında.
0
🌸henchman
(01.04.23)
evi satsa da çıkmak zorunda değilseniz. Alan kişi ihtiyaç nedeniyle ihtar çeker 6 ay yasal süreniz olur. Sonra dava açar o dava da ortalama 2 yıl sürer. Kazancağı da kesin olmaz. Mahkeme masraflarını ödeseniz dahi başka bir eve geçtiğinizde ödeyeceğiniz kiraya göre yine karda olursunuz.
0
Gaip
(02.04.23)
arkadaşlar zaten yazmış, evi satıcam derse de gösterme konusunda haftada bir saat gösterirsiniz, gelenlere de çıkmayacağınızı ona göre almaları gerektiğini söylerseniz işiniz çözülür. ev satıldı diye çıkmak zorunda değilsiniz.
0
roket adam
(02.04.23)
(7)

Fitnessa ne kadar zaman harcıyorsunuz?

sanguine
Bu sorum salonda spora gidenlere yönelik, evde spor yapanlar ya da koşuya bisiklete gidenleri kast etmiyorum. Yol yemek her şey dahil bır günde ne kadar saat gidiyor.Benim gidiş-dönüş içinde oradan oraya yürümeleri de dahil edersem 2 saat yol toplam. Yarımsar saatten iki öğün yemek öncesinde ve son
Bu sorum salonda spora gidenlere yönelik, evde spor yapanlar ya da koşuya bisiklete gidenleri kast etmiyorum. Yol yemek her şey dahil bır günde ne kadar saat gidiyor.

Benim gidiş-dönüş içinde oradan oraya yürümeleri de dahil edersem 2 saat yol toplam. Yarımsar saatten iki öğün yemek öncesinde ve sonrasında 1 saat. 1 saat fitnessda kalıyorum maksimum. 1 saat de yüzüyorum. 1 saat de aralarda oyalaniyorum restoranda sıra, yemek sonrası telefona bakma, çantamı toplama vs. Yani minimum 6 saatim gidiyor. Siz ne kadar harcıyorsunuz? benimki cok mu? Her şey dahil cevap verin ama örneğin ev yerine yemeği de dışarıda yiyip öyle geliyorum onu da dahil ettim.

Bunu bazen haftada birkac gün bazen 5-6 gün yapıyorum. Bazen birkaç ay üst üste düzenli yapıyorum sonra baya sallıyorum. Bu düzensizlik yüzünden doğru düzgün bir rutin olusturamadim yıllardır. Yoruculuktan ziyade çok sıkıcı gelmeye başlıyor bir noktada. Optimum sıklıkta gitmek istiyorum bu kez, ne az ne çok.
0
sanguine
(01.04.23)
Haftada 3 gün
Spor salonu ev is arasinda, ekstra 5 dk yol eklesin. Haftasonu da bir gün git gel 30 dk.

Sporda 1.20-1.4 arasi harcıyorum günde. Totalde haftada 3 gun 2 saat denilebilir.
Yürüme vs gibi şeyleri özel olarak saymıyorum. Tek saydığım strength training.
0
logisticsmanager
(01.04.23)
30 dk git gel yol, 1.5 sporun kendisi. Öğle arası gidersem 1 saate düşüyor bu süre. Bazen bir kahve alıp 30 dk da oyalanıyorum bir yere çöküp. Yemek işini genelde evde hallediyorum, dışarda yediğimde o da 15 dk alıyor.

Ortalama 2 saatte bitiyor, yemek, kahve vs eklersen maksimum 3 saat. 6 çok bence.
0
sarahkerrigan
(01.04.23)
iş çıkışı gidiyorum. Taksi + spor süresi + eve geri dönüş süresi genelde 3 saat oluyor.
0
yüzyıllık yalnızlık
(01.04.23)
Fitness denen seyin hala ne oldugunu anlamis degilim. Ne abi bu fitness? Ne yapiyorsun kurek mi cekiyorsun kosuyor musun nedir?

Ben agirlik kaldiriyorum. 15 dakika dinamik esneme, 50 dakika agirlik, 20 dakika statik esneme toplamda 1,5 saatte isi bitiriyorum.
0
alperz
(01.04.23)
İşime yakın spor salonuna gidiyorum. 5 dk yol + 10 dk gir çık+ 45 dakikada ağırlık antremanı yapıyorum. Gidesim yoksa bile iş çıkış trafiğini atlattığım için gidiyorum. 30 dk yol farkediyor.
0
Depik
(01.04.23)
Salon eve 500 metre. Yuruyerek on dakika yani. Gunde tek ogun yiyorum. Salona sort tisort gidiyorum. Dus evde. Tum bunlari eklesek, yemek alisverisi ve yemek dahil her seferinde uc ila dort saatim gidiyor.
0
alperz
(01.04.23)
Hafta içi 2 gün. 18.35 civarı girip 20.00 civarı çıkıyorum.

Hafta sonu değişkenli.
0
put it in your appropriate place
(01.04.23)
(5)

Mühendislik birikimi en yüksek şirket

dissendium
Merhabalar. Dünyada mühendislik birikimi en yüksek şirket sizce hangisi? Ben Lockheed Martin ve benzeri şirketlerle Microsoft, Intel gibi şirketler arasında kalıyorum. Şirket olmasa da bir şirkete benzeyen yapısıyla Nasa da olabilir diyorum. Sebep de yazarsanız sevinirim.İkinci sorum Mercedes gibi ç
Merhabalar. Dünyada mühendislik birikimi en yüksek şirket sizce hangisi? Ben Lockheed Martin ve benzeri şirketlerle Microsoft, Intel gibi şirketler arasında kalıyorum. Şirket olmasa da bir şirkete benzeyen yapısıyla Nasa da olabilir diyorum. Sebep de yazarsanız sevinirim.

İkinci sorum Mercedes gibi çok tecrübeli şirketler neden havacılık ya da savunma sektörüne giriş yapmıyor? Savunma sektörüne bulaşmak istemiyor olabilirler ama en basit olarak Mercedes bir drone üretse su gibi satılmaz mı?
0
dissendium
(01.04.23)
Sanırım BASF, BOSCH, Schneider Electric listenin başlarındadır.

Havacılık ve savunma sektörlerinde regülasyon nedeniyle yatırımın geri dönüşü yıllar sürer. Mercedes gibi şirketler, hisse sahiplerine 1 mali yıl içinde kar ettirmeyi hedeflemek zorundadır. Bu nedenle mevcut iş alanlarının dışına çıkmaları çok zor. Örneğin Microsoft sadece yazılım satarak para kazanmayı hedefler, bu nedenle donanım ve hizmetleri iş ortaklarına bırakır. Bir de drone gibi bir üründen yılda 10milyar usd filan kar (gelir değil) elde edemezsiniz, kar marjı çok düşüktür. Örneğin Starbucks minimum %60 kar elde etmediği ürünü satmaz.

(Bill Gates'in gold rush kitabını, ge Starbuck kurucusunun kitabını vs okumanızı tavsiye ederim).
0
alfired
(01.04.23)
Abi bu iş öyle değil ki.
Misal bak ben enerji elektroniği isindeyim. Sirketi normal halktan bilmesinin imkanı yok ama bu iste top 3-5 firmadan dünyada. Hatta belli gruplarda en iyisi.

Rakiplerimizde misal hp falan var ama piyasanın sadece yüzde 1ine falan sahipler. Peynir ekmek gibi satmiyor yani.
Kısacası sırf firma ünlü diye bu ürünü alan businesslarin (sonuçta bahsettiğin şeyler b2b) "abi mercedes ise alinir" gibi bir düşüncesi yok.

Bu arada neden giriş yapmiyor? Tahmin yürütüyorum; savunma sanayinde olup silay üretmek sirkete bir leke. Bu isi desteklemek istemeyecek bir sürü insan var. Neden böyle saçma bir risk alsin? Bir de bu sektörlere girmek para istiyor. Mis gibi son kullaniciya ürün satmak varken neden devletlerle ugrassin mercedes drone, silah falan satmak için. Buna ek olarak bir know how falan da yok ortada.


Mühendislik sorusuna cevap zor. Yani her sirket her muhendislik grubunda en iyisi diye bir olay yok, bence. Yani bir şirket sırf savunma sanayi biliyor diye neden araba konusunda en fazla mühendisliği olan sirketten iyi olsun ya da microsoft neden bosch'tan iyi olsun vs.

Neyse yani son tüketici malzemesinde son tüketici misal apple gibi ne yapsa manyak gibi alir denilebilir ama satin almaci firma böyle bir mantik yurutmez.
0
logisticsmanager
(01.04.23)
böyle yüzlerce şirket sayılabilir bence. dupont, asml, tsmc, intel, nvidia, raytheon hepsinin ayrı bir hikayesi var
0
roket adam
(01.04.23)
logisticsmanager, askerî olmayan drone demek istemiştim. İçimden bir ses Legrand diyor.
0
🌸dissendium
(01.04.23)
muhendislik diyince tek bir alan olmadigi icin her alanda birileri soylenebilir. otomotivde mercedes evet, urun gami otomotivde bu kadar genis bir baska firma yok. genel olarak siemens(bak bunlar tam senin istedigin gibi her yerdeler, cok buyukler)

microsoft, google gibi yazilim odakli olanlar her yere giriyorlar. msft'nin yazilim cozumunun olmadigi alan cok azdir. adamlar her seylerini kendi yapiyorlar teams, office, azure, adamlar kendi yazilimcilarina kendi ide'lerini bile dayatiyor.

ikinci soru cok temel bir business sorusu. emin ol sirketler de kendilerine bunu soruyor surekli. nasil genisleyebiliriz diye. ancak soyledigin yerler biraz kel alaka. mesela mercedes niye havaciliga girsin? farkli seyler bunlar. sirketler buyurken stratejik buyur. cunku artik her sektorde cok vahsi bir rekabet var. dolayisiyla adam kendi sektorunde kendini korumaya harciyor enerjisinin cogunu. mesela bakiyor otomotiv sektoru nasil degisiyor, kendini buna gore konumlandiriyor. ornegin su anda otomotiv sektorunun ilerledigi yer otomasyon ve elektrik motor, dolayisiyla yatirimlarini oraya yapiyorlar.

yani bence sen dunyaya cok ustunkoru bakiyorsun. o otomotiv diyip gectigin sektorun bile o kadar derya deniz detayi ve diger sektorlerle iliskisi var ki, zart diye oralari atlayip havacilik&savunma'ya girmek cok alakasiz. butun bunlarin inanilmaz kilcallari var.
0
antikadimag
(01.04.23)
(36)

Benden başka ekmek seven olmaması

Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
Ben iflah olmaz bir ekmek bağımlısıyım. Yani ekmek derken böyle çeşit çeşit ekmekler ekşi mayadan yapılmış karabuğday ekmeğinden tutun da çekirdekli ekmektir cevizli ekmektir ne bileyim kuru domatesli zeytinli artizan ekmekleridir hepsinin hastasıyım, iyi ekmek Çin'de olsa gider bulur yerim, hatta s
Ben iflah olmaz bir ekmek bağımlısıyım. Yani ekmek derken böyle çeşit çeşit ekmekler ekşi mayadan yapılmış karabuğday ekmeğinden tutun da çekirdekli ekmektir cevizli ekmektir ne bileyim kuru domatesli zeytinli artizan ekmekleridir hepsinin hastasıyım, iyi ekmek Çin'de olsa gider bulur yerim, hatta son dönemde bir "nohut ekmeği" duydum 2 gün rüyama girdi, öyle hayranıyım ekmeğin ama bu konu ne zaman açılsa şöyle oluyoruz: pbs.twimg.com Olm ne ilgisi var ekmek süper bi şey, sen pilav makarna falan yemiyor musun diyorum mesela, hepsi yiyor, e ben de yiyorum ama ben normalde ekmek de yiyorum yani, çok da seviyorum ama herkeste ekmeğe karşı bir burun kıvırma bir "ne ekmeği ya" tavırları bi hor görmeler, bu beni bayağı üzüyor açıkçası, ekmeğe karşı bu yaklaşımın nedenini anlayamıyorum, tamam halkımızda anlamlandıramadığım bir şekilde eğitim seviyesi yükseldikçe paralel olarak ekmek düşmanlığı da artıyor ama "neden abi" diye sorunca net bir cevap da alamıyorum, "eppek işte" deyip geçiyorlar. Ha glüten dokunur anlarım ne bileyim komple karbonhidrat düşmanısındır ona da okeyim ama her türlü karbonhidratın içinden geçerken sıra ekmeğe gelince "eppek mi?" demeleri beni biraz üzüyor. Sizin ekmeğe yaklaşımınız nasıldır? Teşekkür ederim.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(30.03.23)
onlara ekmek dediğinde onlar sadece marketteki LE EKMEK'i anlıyor. onun dışındaki şeyler akıllarına gelmiyor. ben de X gıdayı çok severim her seferinde gider en iyisini arar bulur alırım. bim'deki LE versiyonunu alanlar bana "ay ben sevmiyorum" diyor. mesela çayımı da farklı marka alıp hazırlarken farklı hazırlarım. sorarsan o da çay kıraathanede karbonatlı musluk suyuyla yapılan tozlu şey de çay. onun ufku o kadar çünkü.
0
sert siyah krom
(30.03.23)
ben de çok severim. grandma'nın ekşi mayalı tam buğday unu ekmeği favorim. her şeyde olduğu gibi az ve öz yerim. 1 ekmek 950 gram. 2 kişi 1 haftada yiyoruz. çoğunlukla yarısı ya da daha azı çöpe atılıyor. farklı ekmekler keşfedince de deniyoruz ama yine dönüp dolaşıp grandma ekşi mayalı tam buğday alıyoruz.
0
gabe h coud
(30.03.23)
ekmek=nimet=karin toklugu gibi ifadeler fakirlik cagristiriyor. ekmek hastasiyiz hocam yalniz degilsiniz. kruvasandir, tahillidir tek basina oturur yerim yaninda bir sey gerektirmez. karbonhidrat dusmani degiller dedigin kitle sabah aksam makarna yemiyo arada yiyor ama ekmekciler oyle mi? sabah ayri aksam ayri. yani haddinden fazla tuketiyoruz sorun bu olabilir. yurt disinda en fav kahvaltimin adresi images.app.goo.gl
0
ala09
(30.03.23)
Algi bence. Yani ilk duydumuz sey nedir ekmegi kes!, yada iste ekmek beyinli vs.
Ben ekmek severim ama normal zamanda yemem ben karbimi farkli karbonhidratlarla kullanmayi tercih ediyorum, gluten alerjim yok ancak IBS problemlerim oluyor ve gluten miktari arttikca tuvalet sikintilarinin da arttigini gozlemledim. Ancak ekmek severim, guzel ekmegi falan bir kenara koyalim, hasta vs. oldugum zaman guilty pleasure im , cheat mealim gidip tost ekmegi alip onu evde cesitli sekillerde tuketmektir. Ama normal zamanda mesafeliyim.

Bunun disinda diger karbladan daha kolay tuketilebilir olmasi disinda normal bir insan icin burun kivirilacak bir durum yok yine agiz ve midede parcalanip bagirsakta emilecek yani daha iyisi yada daha kotusu yok bunun tercih var. Ancak kolay tuketilebilirlik bazi insanlar icin buyuk problem bu anlamda kisit uygulamakta fayda da gormuyor digilim burada sahis da onemli.
0
wallcan
(30.03.23)
Bu arada ben haftanın 4-5 günü antrenman yapan biriyim, yani antrenman dediğim de ağır squatlar deadliftler falan, bunları yapabilmek için zaten kendi rutinimde, diyette değilsem, günlük 300-400 gram civarı karbonhidrat alıyorum, ekmeği de buraya entegre ediyorum, yani benim kendi yaşam şeklim buna izin veriyor o ayrı bir konu ama mesela ben işyerinde elimde yemek kabıyla soğuk pilav ve haşlanmış tavuk göğsü yerken "ulan adamdaki iradeye bak helal olsun" muhabbeti olurken pilavı çıkarıp yerine cevizli ekmek koyunca "ulan o kadar spor yapıyorsun sonra gidip ekmek yiyorsun"a dönüyor muhabbet, bu büyülü farklılığı anlayamıyorum ben, "ne var olm ne var" deyip bi somun ekmekle girişesim geliyor ama iradeli bir insan olduğum için yapmıyorum.
0
🌸Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(30.03.23)
Ya iste algi. Basin bunun uzerine cok oynadi, cok karmasik bir konu ve tek dogru olmadigindan beslenmede bu tip kemiklesmis seyleri yikmak imkansiza yakin. Benzeri seker icin de gecerli. Cunku niyeyse kaliplara siyah beyaza indirgemeye daha meyilli oluyoruz.

Bunlari diyen adam bilmiyor, bilmedigini de bilmiyor, adam salona gidip birinci gun ben arnold gibi olmak istemiyorum diyen adamin eslenigi. En iyisi yuzme aslinda yuzucen falan diye geziyor sokakta. Cok da sey yapmamak lazim.
0
wallcan
(30.03.23)
Fransa'da yaşayan biri olarak ekmek ciddi bir parçası kültürün. Hanimla her hafta şarküteri, peynir ve ekmek yapariz. Hanim kendi ekmeğini de yapiyor, mayayi falan hep kendi yapiyor.

Hastasiyiz yani :)
0
logisticsmanager
(30.03.23)
Yemek yemeyi %30 oranında 'diğerleri'nin yanında %70 'ekmek' gömmek olarak düşünen bir milletin çocuklarıyız.

Boş arsada top oynarken acıkıp 'Anne acıktım.' deyince elime sadece bir parça ekmeğin tutuşturulduğu çok olmuştur.

Ekmeğe karşı olanlar, bu tip bir tüketime karşı çıkarken abartıp külliyen reddetmekteler ekmeği.

Bir de romantikler var. Onlar da fırından alınan bildiğimiz ekmeği reddedip, nedense daha pahalı olan ve bildiğimiz ekmeğe belirli bir oranda (buğday kepeği, çavdar, yulaf, arpa unu, ceviz, zeytin vs katılmış ekmeği alıp yiyorlar. Komik olansa daha sağlıklı sanmaları.

Ekmeğe karşı değilim. Her çeşit katkıyla kendim yapıyorum ve günde sadece kahvaltıda bir dilim yiyorum.

Bu arada ek bilgi olarak yazayım ki ekmek atanlara bir faydası olsun.
Ekmeği yaptıktan sonra soğuyana kadar dışarıda, ertesi güne kadar bir saklama kabı içinde buzdolabında bekletiyorum. Sonra dilimleyip buzluğa kaldırıyorum. Bir gün önceden buzluktan çıkarıp buzdolabına koyduğum ekmek dilimi, ilk günkü tazeliğinde oluyor. Sıcak istersem de airfryerde bir-iki dakika ısıtmak yetiyor.
0
Mirket
(30.03.23)
Ben de “ekmek” denildiğinde tüylerim diken diken olup “kaç yılındayız ekmek diyor” moduna geçenlerdenim açıkcası. Ekmeğin adı çıkmış üstelik akla direkt beyaz somun ekmek geliyor, bunun da etkisi var. Fakat yine de sizin gibi bir sporcuya EKMEK yemeyi yakıştıramadım, ne ekmeği yav???

Bir de ekmeğin bir porsiyonu yok gibi. Direkt tüm somunu gömüyormuşsunuz gibi canlanıyor. Bulgur pilavı olsa olsa en fazla yarım tabak.
0
ruhen hastayim ben
(30.03.23)
Ben <3 ekmek
Hem çeşit çeşit ekmek almayı seviyorum, hem evde yapmayı seviyorum. Sırf ekmek yapmak için aldığım 4-5 farklı çeşit un var mutfağımda, dışarıdan aldığım bazı ekmeklerden daha güzelini yaptıkça mutlu oluyorum. En sevdiğim şey de sıcak ekmeğe tereyağı sürüp tuzlayıp yemek, bence "eppek" noktası, ekmek beyinli olma noktası tam bu :)

@gabe, çöpe atmasanıza ya, israf :(
Buzdolabında saklayınca çok daha uzun süre dayanıyor ekmek, buzdolabından çıkarıp ısıtınca tazeliği de geri geliyor.
0
kobuzchu kiz
(30.03.23)
severim ama sadece kahvaltıda tüketmeye çalışıyorum. modayla sosyal medyayla da ilgisi yok, ebeveynlerim de böyle, 20 yıldır sadece ekşi mayalı ve kepekli/tam buğdaylı ekmekler giriyor eve. beyaz somun almayı ise daha uzun süre önce bıraktık.

ben de seviyorum, iyi pişmiş kaliteli ekmekleri. size kısmen katılıyorum ancak abartmamakta yarar var çünkü nihayetinde karbonhidrat ve çok da faydalı bir şey değil. üstelik bana başka -daha az yararlı veya zararlı- ürünlere göre az sevk veriyor. yani meyve de karbonhidrat ama bir dilim fazla ekmek yiyeceğime, bir avuç daha fazla çilek yerim gibi düz mantık güdüyorum. özetle bence "süper" bişey değil yani.
bir de glisemik indeks meselesi var, çok tükettikçe yeme alışkanlığınız ve doyma davranışınız da değişiyor.

*beyaz pirinci de kısıtlı tüketiyoruz yine uzun yıllardır.
**konu dışı ama market tavukları da antibiyotikli : ))

linç gelmeden gideyim.
0
jimjim
(30.03.23)
her seyle gidiyor bir de. sandvic yap, tost yap, corbaya dogra, kizartip uzerine recel yag bal sur vs.
0
baldur2
(30.03.23)
Dunyada ekmek tuketiminde zirveye oynayan ulkede ekmek bir zahmet gomulsun ya. Ekmege falan da anlam yuklenmesi, ozendirilmesi taraftari degilim. Aile evinden kurtuldugumdan beri 10 yildir pilav, makarna da yemiyorum ben. 1 milyon tane guzel hamur isi, tatli falan da var onemli olan irade zaten yoksa firindan sabah sicak .ok ciksa yenir.
0
freedonia
(30.03.23)
Bro bence karbonhidrat tüketmemek övünülecek bir şey değil ya :)
0
🌸Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(30.03.23)
@Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet makarna, pilavdan baska karbonhidrat yok mu?
0
freedonia
(30.03.23)
Bro sana şöyle söyleyeyim: İçerik bakımından sistemin en rahat kullandığı karbonhidrat kaynağı pirinç ya. Yani glüten içermez bağırsaklarda inflamasyon yaratan lektin içermez, dünyanın en faydalı karbonhidrat kaynağıdır pirinç :) Bir de karabuğday var ama o kadar lezzetli değil. Yani ben anlıyorum bizlere farklı öğretildi ama öyle değil yani.
0
🌸Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(30.03.23)
Ya bu arada isterseniz karbonhidratların sporcu ya da sedanter insanlar için neden önemli olduğu ve önemlilik dereceleri ile tavukların neden antibiyotikli olması gerektiği konusunda da olumsuz düşüncelerinizi değiştirebilecek uzun açıklamalar yapabilirim ama çok sıkılırsınız bence yapmıyorum o nedenle :)
0
🌸Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(30.03.23)
freedonia+1
obezitede avrupanın zirvesindeyiz, üstelik mutfağı bu kadar geniş bir ülkede. keşke daha da az sevse insanlar.

yani size denk gelenler azınlıkta, endişeniz olmasın çoğunluk bayılıyor ekmeğe.
0
rewlack
(30.03.23)
bizim ülkede kaliteli çeşitli ekmek kültürü yok, keşke ekmek ustası olsaydım dünyadan çeşit çeşit ekmek üretebileceğim
0
freebird5406_2
(30.03.23)
Obezitenin ekmekle bir ilgisi yok ki, yani bir besin grubunu fazla tüketmek insanları obez yapmaz obezite ihtiyaçtan fazla kalori almakla alakalı bir durum. Yani hiç ekmek yemeden de obez olabilirsiniz, bu birbiriyle alakası olmayan bir konu :)
0
🌸Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(30.03.23)
@Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet antibiyotik direnci yuzunden helak olucaz sen gelmis tavukta niye antibiyotik olmali diyorsun. Savin ne: Antibiyotik olmali ki iri tavuk yiyebil, adamlar da para kazansin sagligin onemi yok yani
0
freedonia
(30.03.23)
ben o dediğin her türlü karbonhidrata düşman olanım. 2.5 yıldır carnivore'um bitkisel besin tüketimimi sıfırladım. sadece et yumurta ve tereyağı tükettim bu süreçte yiyecek olarak. son zamanlarda yumurtayı da azalttım 95% et yiyorum.
0
konetsu
(30.03.23)
Bro antibiyotik direnci başı ağrıdığında aile hekimine "gurban olduğum bana bi antibiyotik yaz hadi" diyen teyzelerimizle alakalı bir durum, yoksa hastalanan her canlı gibi tavuklar da hastalanır ve onlar da tedavi görüp antibiyotik alabilir, 2 kiloluk tavuğun aldığı 1mg antibiyotik sende antibiyotik direnci yapmaz :)
0
🌸Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(30.03.23)
konetsu brom mesela ben karbonhidrat aldığımda bunun bir kısmı karaciğerimde depolanıyor ve beynimin kalbimin ne bileyim böbreğimin sinir sistemim falan çalışmak için şekere ihtiyaç duyduğunda karaciğerdeki bu rezervi yıkıp kana salıyor oradan da ihtiyacı olan organlara götürüyor, sen karbonhidratı sıfırlayınca bu sistem sende nasıl işleme başlıyor?
0
🌸Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(30.03.23)
@Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet Al iste! Konuya nasil uzaksin. Dedikleri gibi ignorance is bliss.Tavuga antibiyotik iri olsun, buyuk olsun diye veriliyor bu endustiyel duzeyde oldugu icin sana bana geciyor sonra, tavuk hasta ilac verelim iyilessin diye bir sey yok
0
freedonia
(30.03.23)
freedonia brom antibiyotik bi canlıyı irileştirebilseydi eğer inan bana tavuklardan önce insanlar kullanırdı antibiyotiği irileşmek için jdhgj
0
🌸Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(30.03.23)
turkiye gibi dunyada ekmek tuketiminde rakibi olmayan bir ulkede bu soru da absurd olmus gerci, turkiye'de millete ekmegi daya gerisine karisma.
0
baldur2
(30.03.23)
@kobuzchu kiz, buzdolabında 1 hafta tutuyoruz. eskiden tek başıma yaşadığımda alır almaz derin dondurucuya koyardım, sonra yiyeceğim zaman çıkarırdım ama şimdi her aldığımızda iki kişiyiz, bitiririz diyoruz, buzdolabında tutuyoruz ama genelde bitiremiyoruz.
0
gabe h coud
(30.03.23)
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet insan vücudu kendisi glucose üretebiliyor ihtiyaç duyduğu miktarda. karbonhidrat tüketme ihtiyacımız yok. bitkisel besinlerden alıp hayvansal besinlerden alamadığımız ve ihtiyaç duyduğumuz hiçbir şey yok, kırmızı et tek başına tüm ihtiyaçları eksiksiz karşılayan tek besin. beynin de ketone kullanmaya başlıyor enerji için, ketone ile daha iyi çalışıyor. carnivore olamasan bile keto diyet denersen birkaç hafta içinde olumlu etkilerini gözlemlersin sen de mesela.
0
konetsu
(30.03.23)
@Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet gida sektorunde antibiyotik kullanimina arastir, oku bence. Gidip de tavukcunun sitesinin okursan prevent disease falan der sana, antibiyotik kolay kilo aldirmasi nedeniyle kullanilir sektorde www.theguardian.com
0
freedonia
(30.03.23)
konetsu bro işte o glucose'u vücut karbonhidrat olmayan malzemeden üretiyor biliyorsun değil mi? O da mesela Alanin gibi aminoasitlerden elde ediliyor. Yani sistem proteinleri yıkıp onun yerine şeker üretiyor, o proteinler de mesela lenf sistemi gibi aminoasitten zengin bölgelerden ya da kaslardan elde ediliyor. Kaslardaki proteini yıktığında kas kaybı yaşıyorsun, lenf sistemindeki aminoasitleri yıktığında bağışıklığı düşüyor. Bence efektif bir yöntem değil bu ama sen bilirsin tabii. Ha ama yağlar mesela keton üretiyor onlar beyinde şeker gibi çalışıyor ama diğer organlara faydası yok ama sen zaten keton üretecek kadar yağ da tüketmiyorsun anladığım kadarıyla komple et, bir de ketonlar sistemi bayağı serbest radikallere açık hale getiriyor o da iyi değil aslında.
0
🌸Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(30.03.23)
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet senin dediğin kas yıkımı yeterli beslenmezsen ihtiyacın olan kaloriyi almazsan gerçekleşir :D sen yağdan veya karbonhidrattan gerekli enerjiyi karşılarsan vücut salak değil, gidip kas parçalayıp enerji üretmez :D bağışıklığımın düştüğü de kas kaybı yaşadığım da yok. covid dönemini de aşısız testsiz hiç hasta olmadan geçirdim ki doğru düzgün maske bile takmadım özellikle uyarılmadığım sürece mesela, hiç test yaptırmadığımdan virüsle karşılaştım mı kesin emin olamam ama sıfır önlemle toplu taşıma vs. de kullandığımı düşününce imkansız bence bu kadar bulaşıcı bir grip türevine rastlamamam. beni hasta edemedi işte.
bu kışı da kombi açmadan geçirdim, duş alıp tam kurumadan yaz kış dışarı çıkarım hatta. yani üşümek tek başına zaten hasta etmez, hasta eden virüsler ama hastalığı kolaylaştırabilir normalde. ben hiç aman üşümekten kaçayım aman virüs kapmayayım diye dikkat etmem asla. son 2.5 yılım kendimi en sağlıklı hissettiğim dönem diyebilirim.

carnivore diet ile ilgili sık sorulan sorulara ve cevaplara bakabilirsin istersen www.reddit.com

glucose üretimi ile ilgili konu hakkında bakabilirsin www.ketotic.org bir problem yok.
0
konetsu
(30.03.23)
freedonia antibiyotiğin ne işe yaradığını biliyoruz brom antibiyotiğe olmayan bir anlam yüklüyorsun şu an. Senin dediğini önceden "tavuklara hormon basıyorlar abi" şeklinde savunuyorlardı ama o hormonların 12 mg'nın 3000 lira falan olduğunu öğrenince "tavuklar için değmez abi" deyip şimdi "antibiyotik basıyorlar abi" şeklinde argüman üretilmeye başladı, çünkü antibiyotik ucuz ghjd ama antibiyotiğin kütle artışına bi etkisi yok abi senin dişin şiştiğinde iltihap yaptığında antibiyotik veriyorlar işte oradan anla çalışma mekanizmasını.
0
🌸Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(30.03.23)
konetsu hocam o öyle olmuyor ya sen çok yanlış anlamışsın gerçekten. Sen protein alırsın o aminoasitlere ayrışır sistem onu ihtiyacı olan yerde kullanır yani kassa kas başka bir yerse başka bir yer, sonra işte ihtiyaç anında bakar sende şeker var mı yok mu yoksa gider kasları yıkar, yani protein vücutta depo edilmez biliyorsun, yani sen istediğin kadar protein al istersen günde 1 kilo et ye, vücut yine gider kaslarını yıkar, protein karbonhidrat gibi depo edilen bir madde değil çünkü yani mecbur kaslardan yıkıyor ama sen böyle kendini rahat hissedeceksen dediğin gibi olsun yani :)
0
🌸Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(30.03.23)
Neyse arkadaşlar siz haklısınız tamam bir şey demiyorum ben pes ettim. ¯\_(ツ)_/¯
0
🌸Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(30.03.23)
O dediğin ekmeklerin hepsini zevkle yerim
0
basond
(30.03.23)
(20)

çok net ve kendine has bir tarzı olan yönetmenler

semaforo de medianoche
özellikle biçimsel olarak soruyorum ama içerik olarak da cevaplar verilebilir tabi. tarantino, wes anderson özellikle akla gelen ilk örnekleri bende, biçimsel olarak çok net tarzları var. filmlerine 5 dk baksan anlarsın onların yönettiklerini. noe (biçimsel), lanthimos (içerik) zaman zaman bu tarzla
özellikle biçimsel olarak soruyorum ama içerik olarak da cevaplar verilebilir tabi. tarantino, wes anderson özellikle akla gelen ilk örnekleri bende, biçimsel olarak çok net tarzları var. filmlerine 5 dk baksan anlarsın onların yönettiklerini. noe (biçimsel), lanthimos (içerik) zaman zaman bu tarzların dışına çıksalar da gene örnek verilebilir. çok bilinmeseler de helene cattet & bruno forzani ikilisi var. içerik olarak gene shyamalan da söylenebilir. başka kimler var?

aklıma sonradan gelenler edit: cronenberg (baba da oğul da)
0
semaforo de medianoche
(29.03.23)
tim burton da bence baya tahmin edilebilir, belki jim jarmusch da eklenebilir.
0
benaslinda
(29.03.23)
David Lynch, Hitchcock, Nuri Bilge, Cohen kardesler
0
hot potato
(29.03.23)
christopher nolan
0
elvan abeyiylegezse
(29.03.23)
Tayfun Pirselimoğlu
Andrey Zvyagintsev
Tony Gatlif
0
ruhen hastayim ben
(29.03.23)
wong kar wai
0
ala09
(29.03.23)
nbc ve lars von trier dışındakilere katılıyorum ama onlara pek katılamadım. trier üçlemeler çeken bir yönetmen genelde. üçlemeleri kendi içinde benziyor ama birbirleriyle kıyaslandığında net aynı tarzdalar mı emin olamadım. golden heart üçlemesinden bir filmle, depresyon üçlemesinden bir filmi onunla da avrupa üçlemesinden bir filmi kıyaslarsak çok benzer gibi durmuyor. nbc de zaman içinde değişen bir isim özellikle 3 maymun öncesi farklı sonrası daha farklı. filmleri de çok kendine has değil sanki eski stilinin de yenisinin de benzerleri var tarkovski gibi öykündüğü bilinen isimler var zaten.

andrey zvyagintsev'in de içerik olarak özellikle bir tarzı var evet ama kendine has bir tarz denir mi emin olamadım benzer içerikleri başka yapanlar da var gibi.
0
🌸semaforo de medianoche
(29.03.23)
kubrick
0
KUCO
(29.03.23)
Kim Ki-duk
Wong kar wai
Akira Kurosawa
0
tiny penny
(29.03.23)
hasan karacadağ
michael bay
andrew davis
0
sert siyah krom
(29.03.23)
romain gavras
0
beraesad
(29.03.23)
Tarkovsky, Abbas kiyarustemi
0
olaylar olaylar
(29.03.23)
sadece bir tarzı olmasından bahsetmiyorum kendine has bir tarzı olmasından bahsediyorum. hasan karacadağ ve michael bay bu duruma uymuyor pek, andrew davis izlemedim onu bilmiyorum.

kubrick'in ise aynı janrda 2 filmi yok nerdeyse ya filme bakınca bu kubrick filmi denicek durumu yok pek.
0
🌸semaforo de medianoche
(29.03.23)
Haneke
0
ala09
(29.03.23)
Ben scorsese, Guillermo del toro, edgar wright eklerim.
0
logisticsmanager
(29.03.23)
Ek olarak Wes Anderson
0
olaylar olaylar
(29.03.23)
İnnaritu. Coppola. Denis Villeneuve. Spike Lee. Raw isminde bir body horror çeken Fransız bir yönetmen vardı, ismini hatırlayamadığım, onu da sayabiliriz. Alexander Aja.
0
encokbenisevinnolur
(29.03.23)
@logisticsmanager scorsese de çok çeşitli şekillerde filmler çeken bir yönetmen ona katılmadım diğerleri evet.

@encokbenisevinnolur valla bir tek raw'ı çeken julia ducournau'ya katılırım bu isimler arasından ki onun da daha 2 uzun metrajı var biraz erken olabilir konuşmak için. biraz zorlarsak villeneuve ve innaritu için biçimsel bir kendine özgülükten bahsedilebilir belki ama diğerlerine katılmadım. tarzları varsa bile kendine has değil bence
0
🌸semaforo de medianoche
(30.03.23)
Kevin Smith
0
dorian greyfurt
(30.03.23)
michael bay kendi tarzı olan biri. kendi tarzı deyince illa eleştirmenlerin beğendiği şeyler olmak zorunda değil. www.sensesofcinema.com

hasan karacadağ da ilk değil ancak bu tür filmlerin bir nevi öncüsü oldu dabbe ve diğer filmleri ile ülkemizde. sonradan kopyalanmış olması bunu değiştirmiyor..
0
sert siyah krom
(30.03.23)
Biçimsel bir kendi özgülükten kastinizi tam anlayamadım ama sanırım bir parça kestirebiliyorum verdiğiniz ara cevaplardan.

Bence Tom Six tam size göre bir yönetmen. Oldukça orjinal fikirler üzerine kurulu oldukça otantik bir filmografisi var.
0
encokbenisevinnolur
(01.04.23)
(8)

Bu email sistemi saçma değil mi?

logisticsmanager
Bir çalışanim var benden 15 sene falan daha fazla deneyimi var ama benim cok saçma bulduğum bir email yönetim sistemi var (bizle 8-9 aydir beraber).Her emaili okumasi gerekiyor, her emaili klasorlemesi gerekiyor ve önce eski emailleri yapip sonra bugünkülere bakiyor ve emailleri kisiye göre listeliy
Bir çalışanim var benden 15 sene falan daha fazla deneyimi var ama benim cok saçma bulduğum bir email yönetim sistemi var (bizle 8-9 aydir beraber).

Her emaili okumasi gerekiyor, her emaili klasorlemesi gerekiyor ve önce eski emailleri yapip sonra bugünkülere bakiyor ve emailleri kisiye göre listeliyor, zamana göre değil. Misal herkesin sildigi emailleri bile tek tek bakıyor.

Biz operasyonda calisan insanlariz. Isimiz bir nevi para cokomel hizinda bazen ve bu email sistemini operasyonda saçma buluyorum. Misal dün email attim, bugun ayni email tekrar attim. Daha görmemiş.

Ben misal bu sistemle yönetsem kovulurum, acil islere yetisemem.

Sizce saçma değil mi? Bunu soruyorum çünkü hayatimda ilk defa bir calisanimin email yönetim sistemi sorun yaratiyor gibi, hiç denk gelmedim önceden.
0
logisticsmanager
(29.03.23)
Ne tür bir sistem ya da teknik uyguladığından bağımsız; herkesle aynı yükü alıp, sırf mailleriyle ilgilendiği için işini yetiştiremiyor ve mailine harcadığı zaman herhangi bir değer yaratmıyorsa yaptığı saçmadır.
0
salihdt
(29.03.23)
Ya bu şuna benziyor,
Sürekli evdeki bayat ekmeği önceliklendirmek, o yüzden taze ekmeği yemeye bir türlü sıra gelmemesi. Sıra ona gelene kadar eve gelen taze ekmeğin de her seferinde bayatlaması.

Peki bu kişinin iş yükü normalde günlük yetişebileceği düzeyde mi? Eğer yetişebileceği düzeydeyse o zaman bir seferlik eski mailleri boşverip günceli yakalasa ya da bi gün mesai yapıp eski maillerini temizlese sorun çözülecek.

Ama eğer her gün cevaplayabileceğinden fazla mail alıyorsa, bu durum her gün yaşanıyorsa o zaman zaten bu çözümsüz bi sorun, sürekli güncel maillere öncelik verse de asla görmediği mailler olacak.

Bende geçmişten başlarım maillere ama 2 günlük mail biriktiyse o zaman hepsine bir göz gezdirilip önceliklendirip sonra aksiyonları almaya başlıyorum.
0
zimbirik
(29.03.23)
zimbirik+1
Is yukunu bilmeden konusmak dogru olmaz. Benzer pozisyonlardaki kisiler yetisiyor, bu yetisemiyorsa sikinti var demektir.
0
neck_and_neck
(29.03.23)
Kendisinden önce aynı isi yapanlardan bir kere bile mail yetisemiyorum duymadım.
Kendisiyle başka isi yapan satın almacilar da var. Is yuku yogun o konuda herkese katılıyorum ve yardım ediyorum. Ama email yetişemiyorum ilk defa. Misal baskalari "x tane task var ama yapamiyorum" oluyor, onda durum "x tane task var yeni gelen emaillere bakmadim" oluyor. Çünkü digerlerine "tamam bunlari kenara koy" sunu yapma derken onda olamiyor.

Bana da sıkıntı var gibi geliyor ve bu yasta insanin email yönetimini nasıl değiştiririm bilemedim yani.
0
🌸logisticsmanager
(29.03.23)
Misal simdi benim yönetici email atmis sabah 10'da, aksam 4.30 hala cevap ya da bir geri bildirim yok. Adam ikinci emaili atti hatirlatma için. O da diyor hayatımda ilk defa emaila yetişemeyen satın almaci gördüm diye. yani ben günde 200 tane falan email aliyorum, daha bir kere yetisemiyorum demedim. Ise yetisememek oluyor da email okumaya yetisememek hiç olmadi.
0
🌸logisticsmanager
(29.03.23)
Sacma ve maalesef bunu izah edip duzeltmesini saglamak senin sorumlulugun. Dun atilan emaili bugun hala gormemis olmak ne demek.
0
hot potato
(29.03.23)
8-9 ay olmus bu kisi hala kimden gelen e-mailin acil, onemli oldugunu bilmiyorsa sorun buyuktur. Bir kac uyarin olmazsa yol verin
0
freedonia
(30.03.23)
@freedonia; zaten süreli iş sözleşmesi. Kaliciya donusturmek zaten çok zor çünkü Fransa'ya eleman almama pek izin verilmiyor ama böyle bir eleman almama asla izin verilmez. Git budapeste'den, hindistan'dan al derler. O yüzden zaten en kötü sene sonu gidecek.
0
🌸logisticsmanager
(30.03.23)
(7)

Neden şişman rütbeli personel var?

logisticsmanager
Askerken hatirlardim, bir sürü şişman astsubay olurdu. Hayatımda spor vs yaptıklarını görmedim. Genç olanlar iyiydi ama yaş ilerledikçe göbek ilerliyor.Biliyorum orduda her kuşu sevdik diyebilirsiniz ama mantıken askeri "çakı" gibi görmek gerekmez mi?Mantıken askerden belli fizik kapasiteyi bekleyen
Askerken hatirlardim, bir sürü şişman astsubay olurdu. Hayatımda spor vs yaptıklarını görmedim. Genç olanlar iyiydi ama yaş ilerledikçe göbek ilerliyor.
Biliyorum orduda her kuşu sevdik diyebilirsiniz ama mantıken askeri "çakı" gibi görmek gerekmez mi?
Mantıken askerden belli fizik kapasiteyi bekleyen kişilerin bu fizik kapasitede olması gerekmez mi? Yani topkek olmuş astsubayı gören kişi ne kadar motive olabilir?
0
logisticsmanager
(26.03.23)
Bunu bende çok düşünürdüm.

Hatta gençken yiyeyim askerde spor yaptıracaklar six pack falan diye düşündüm uzunca yıllar.. komik çocukmuşum meğer.

Askerlik de bir meslek ve komandolar zaten fit mesela. Ama eğitim personelleri, kışlalar için normal.

Mesela fatih terim, şişman göbekli. Başarısında engel mi? Hayır. Çünkü işi analizi değerli bakışıyla yorumlamak. Çıkıp koşmayacak 90 dakika.

Tam tersi durumdan bakın: böyle masabaşı personel kaslı olsa, ne işe yarayacak? Yani kasın var ama bu askerleri eğitmeliyiz derler.

Çok şişmanları için ise mutlaka bir sınır vardır. Mesela adam eğitimci ise sorun etmiyorlardır belki ama saha görevlisiyse bakarlar diye düşünüyorum. Duyuruda varsa gören ve böyle çalışan, belki yazar. Şahsen benim birliğimde ben görmedim.

edit @logisticsmanager aslında şu anlamda aynı: ft'nin gerekmediği kadar, eğitimci bir askerin de bir parkuru x derece ile ayda bir geçmesi beklenmiyor. ft'nin sezon başındaki sağlık değerlerinin testlerinin önemi kadar da, askeri personel denetlemeden geçebilecek kaabileyete sahip olması gerekiyor. dışında bende yukarıda aynı şeyi yazdım, sahaya çıkıp 90 dakika koşması beklenmiyor.
0
baldan kaymak
(26.03.23)
Ben askerlik yaparken rütbeli personel için denetleme olmuştu. Göbek olması ya da şişman olmak bir sorun değil denetlemeyi geçebiliyorsan. Motivasyon böyle bir şey değil aslında. Boyu benden kısa bir astsubay vardı. Denetlemede çok iyi atış yaptığını duydum. Ben bebekken Hakkâri'de görev yapmış. Bu şekilde tecrübeli, atış konusunda iyi asker daha çok motivasyon sağlar. Savaşta, operasyonda korkusuz, sakin birilerini görürsen motivasyon kazanabilirsin.

Neden şişmanlar? Çünkü memur gibiler. Ben kışlada kaldığım içim karnım dümdüzdü. Onlar saat 5 olunca çıkıp gidiyorlardı. Ben akşam 7'den sonra bisküvi dışında yiyecek bulamazken onlar evinde çay içiyor. Bir de maaşları yüksek. Maaş yüksek olunca yemeğe harcanıyor. Umursanmıyor doğal olarak. Sadece harp okulu mezunlarının spor alışkanlığı olduğunu gördüm.
0
dissendium
(27.03.23)
Şişman dediklerinin bir çoğu 40 yaş ve üstü. Bir çoğu hatta hepsi mesleğe ilk başladıklarında "çakı" gibiler. Aralarından komando olanlar, timlerle dağlarda yaşayanları var.

Fakat sen onlara, kıdem aldıkça idari görevler (Karakol/bölüm komutanlıkları, idari işler, mutemetlik, silah ruhsat, trafik) verirsen yaşlarının da artmasıyla kilo almalarına sebep olursun. Tüm bunların yanında evlenmeleri aileye çoluk çocuğa karışmaları filanda etkili.
0
infernalcadre
(27.03.23)
bizdeki astegmenler astsubaylar baya fitti valla. bedelli 2023/2.
0
tantavizisyon
(27.03.23)
Silahlı Kuvvetlerde her sınıf ve her sınıfta her görev, Sabah 8, akşam 5 eğititim yapmayı gerektirmiyor.

Muharip sınıf bir personelin göbekli olması beklenmez tabii ki ama Askerlik Şubesinde, hayatı masa başında geçen 50 li yaşlarda bir Personel sınıflı Baş Çavuşun da fit olması beklenemez.

Aynı şekilde Muharip Sınıflarda da masa başından kalkmanın pek mümkün olmadığı görevler vardır.

Bu arada İlgili Yönetmeliklerde göbek çevresinin belirli bir santimden fazlasının Sağlık raporu gerektirdiği de yazılıdır.

Ancak Türk halkı bir pastaysa Silahlı Kuvvetler o pastanın dilimidir ve asla o pastadan farklı olması beklenemez ve Türk insanı ekmeğe abanmayı sever, sporu sevmez, spor deyince aklına futbol seyirciliği gelir, göbeğe Türk kası der vs.
0
Mirket
(27.03.23)
@baldan kaymak; fatih terim örneği bence mantıklı değil. Fatih terim'in belli fitness sinavlarini geçmesi ya da kilo/boy oranina dikkat etmesi ya da sahaya inip sağ bek oynaması gerekmiyor. Bugün astsubay da olsa hem belli sinavlara sürekli girmesi gerekli hem de gerektiginde askerler ile beraber sahada olması lazım. Aynı şey değil.
0
🌸logisticsmanager
(27.03.23)
aynı sorun polislerde de var. etraf göbekli polis dolu. mesleğe girerken dünya kadar testten geçiyorlar ama girdikten sonra salıyorlar. takip edende olmuyor. aslında her sene testlerden geçirilip fit kalmaları sağlanmalı.
nasıl olsa karakolda, karargahta masa başı diye görmezden gelinmemeli. mesleğin, üniformanın bir itibarı olmalı.
0
astronom bey
(27.03.23)
(3)

Kedimin dudagina ne oldu? :(

burcujk
Arkadaslar soyle bir sislik gordum dudaginda. Yanagini kaldirinca belli oluyor neden olabilir fikri olan var mi? :(Gorsel de ekliyorum [https://www.hizliresim.com/gqppcq6 görsel]
Arkadaslar soyle bir sislik gordum dudaginda. Yanagini kaldirinca belli oluyor neden olabilir fikri olan var mi? :(
Gorsel de ekliyorum

görsel
0
burcujk
(26.03.23)
dişi apse yapmış gibi duruyor veteriner şart.
0
yenibirgüzelnick
(26.03.23)
Ben de dişte apse gördüm gibi. Veteriner+1
0
logisticsmanager
(26.03.23)
apse, vet +1 antibiyotiklik basit bir şey panik yapmayın. geçmiş olsun.
0
montakristokondu
(27.03.23)
(9)

İkinci elde Skoda Fabia vs Peugeot 208

ttt
Merhaba 600 bin civarına 70 bin km altı temiz otomatik hatchback araç bakıyorum. En son baka baka aklımda oluşan Skoda Fabia 2017/2018 1.0 Greentec Style DSG 110 ps ve Peugeot 208 2019 Signature 1.2 PureTech EAT6 110 ps modellerinden birisini almak oldu. Bu iki seçenekten hangisi daha mantıklı olur?
Merhaba 600 bin civarına 70 bin km altı temiz otomatik hatchback araç bakıyorum. En son baka baka aklımda oluşan Skoda Fabia 2017/2018 1.0 Greentec Style DSG 110 ps ve Peugeot 208 2019 Signature 1.2 PureTech EAT6 110 ps modellerinden birisini almak oldu. Bu iki seçenekten hangisi daha mantıklı olur? Veya bu ikisi de değil şuna bak diyeceğiniz bir şey var mı? Teşekkürler
0
ttt
(26.03.23)
Peugeot motoru ve vitesi daha iyi. Hem de daha yeni.
0
logisticsmanager
(26.03.23)
@yanisonuçta benzinli bakıyorum her halükarda
0
🌸ttt
(26.03.23)
208'in eski kasası değil mi o? Assssla o paralara alınmaz ya 2012'de çıkan kasa. Yeni kasası çok iyi o alınır.
0
signore
(26.03.23)
Evet bir önceki kasa ama what can i do sometimes
0
🌸ttt
(26.03.23)
O fiyatlara otomatik yeni kasa ford fiesta alırdım.
0
ditu
(26.03.23)
Alternatif olarak fiat bravo bakılabilir.
Üç yıldır kullanıyorum.
On numaradan hallice araç yapmış fiat.
0
marcus fenix
(27.03.23)
ben olsam yeni kasa 1.5 motor toyota yaris bakardım.
0
Pertev nail
(27.03.23)
hiç düşünmeden skoda fabia alın.

neden 208 almamanız gerektiğini özelden anlatırım.

not: sınıfında daha iyi olanlar da var bunlardan.
0
rain when i die
(27.03.23)
@rain when i die

Biraz anlatırsanız sevinirim hocam
0
🌸ttt
(27.03.23)
(11)

Kılıçdaroğlu otomobilde ötv'yi kaldıracak mı?

ya ben lan neyse
ben 35 yaşındayım. hiç arabam olmadı. 10 yıldır 120 bin tasarruf yapabildim (100 binim çalındı) ortalama bir avrupalı gibi ötv olmadan araç arabilecek miyim? kk'nin gençlere böyle bir vaadi var ama 21 yıldır gençliği ötv'ye kurban edilmiş olan biz yaştakiler. 40'ına kadar arabam olmazsa daha da ben
ben 35 yaşındayım. hiç arabam olmadı. 10 yıldır 120 bin tasarruf yapabildim (100 binim çalındı) ortalama bir avrupalı gibi ötv olmadan araç arabilecek miyim? kk'nin gençlere böyle bir vaadi var ama 21 yıldır gençliği ötv'ye kurban edilmiş olan biz yaştakiler. 40'ına kadar arabam olmazsa daha da ben istemem zaten.

hasılı kk'nin böyle bir vaadi var mı?
0
ya ben lan neyse
(25.03.23)
ötv nin şu aşamada kalkması doğru değil. Bakın imkansız demiyorum.

İnsanların bu konuda bir doygunluğa ulaşması gerekiyor.

Şu an ötv yi kaldırırsanız herkes ama herkes araba almaya çalışır ki zaten memleket arabadan geçilmiyor. O sebeple bu doğru bir uygulama olmaz.
0
respect
(25.03.23)
gençlere ilk araçlarda ötv komple kaldırılacak vaadi var ama uygulanabilir bulmuyorum. iyip ve deva'nın kademeli ve planlı önceden duyurulma şekliyle ötv indirme düşüncesi var. her 6 ayda %x oranında azaltılacak ötv oranı diye. bu şekil olursa ikinci el patlar almak isteyen isteyen aracı alır artık. şu an ülkede herkes 6 ay 1 sene sonra 2 katına çıkacak fiyatlar diye alıyor. bu yöntemle talep çok ciddi düşer. yatırım, al-sat tayfa komple silinir. bir de tl istikrarı gelirse iyice sakinleşir ve durulur piyasa

babama bakıyorum ordan biliyorum, burda ingiltere'de 3k£ olan araçlar tr'de şu an 400bin lira falan. mutlaka patlayacaktır bu sistem ve saçmalık. 3k£ dengi olan 70k tl olmasa bile hadi 140bin olsun.

cumhur seçimi kazanırsa unut sen bir daha araç falan almayı da bakmayı da
0
avatar is back
(25.03.23)
Türkiye'de yolda olmaması gereken, trafikte olmaması gereken bir sürü araba var.
Kişi başına düşen araba sayısı da çoğu ülkeye göre çok az. Kısacası ülkede "her yer arabadan geçilmiyor" diye bir olay yok.


Bu ülkede kesinlikle araba konusunda bir şey yapılmalı. Toplu taşıma altyapısı çok kötü. Arabaların hali çok kötü. Milletin burada bedavaya verdiği arabalara millet binlerce Euro döküyor.
0
logisticsmanager
(25.03.23)
Sadece araçta olmaz, oyun konsollari ve pc'deki ötv'nin de kalkmasi gerek.

Ha KK bunu yapar mi ? Elbette ki hayir.
0
Yourcousinmarvinberry
(25.03.23)
Bunun için öncelikle araç bolluğu olması lazım, insanlar şu an bile parasıyla sıfır araba alabilmek için rüşvet veriyor. Hatta liste fiyatına değil, daha yüksek fiyata alabilmek için rüşvet veriliyor.

Araç bollaşsa, o zaman belirli bir yaş altını hurdaya ayırana ötv'siz arabasını değiştirme hakkı verilmesi çok mantıklı olur.

Yakın zamanda mümkün değil, en az 2-3 senesi var araç üretiminin normale dönmesi için.
0
John Bloor
(25.03.23)
@john; şu an Avrupa'da ben stok bulabiliyorum. Sıkıntı Türkiye'deki galeri ve araç kiralama sistemi.
0
logisticsmanager
(25.03.23)
@logistic'e ek yapayım; ingiltere'de de araç sıkıntısı yok. özellikle kia ve toyota bayileri full çekiyor neredeyse ama geçen ekimde bmw'ye gittiğimizde 10 günde araçlar siparişle geliyor falan demişlerdi o da çözülmüştür muhtemelen.

şu an da kırmızı ette olduğu gibi toplasan 1-2bin kişi aşırı kar etmek için işi karaborsaya çevirmiş durumda
0
avatar is back
(25.03.23)
Öyle dan diye kaldıramaz. Ancak türkiye'yi katma değerli ürün ihraç eden bir ülkeye çevirebilirse kaldırabilir. O da 2-3 yılda olmaz. Ya da hızlı bir refah yakalamak için yabancı yatırım çekmeyi başarır ve geçici de olsa bir refah ortamı oluşturabilir.

Kimse istatistik okumuyor galiba ben izah edeyim:)

Türkiye'de araç bolluğu falan yok. 10 kişiye 2 araç düşüyor. Avrupa'nın en düşük ortalaması. Batık denen yunanistan'da bile 10'da 5-6 bu oran. Yani her iki kişiden birinin arabası var. Ya da her çiftin arabası var diyelim.

Buyrun veriler burada:
tr.wikipedia.org

Ayrıca türkiye'de ortalama araç yaşı 14. Yani piyasada sıfır araçtan çok eski araç var ve aynı araçlar ya uzun yıllar kullanılıyor ya da elden ele dolaşıyor.

Türkiye'de bayilerde araç bulunamayışının sebebi sıfır araç alabilecek insan sayısının az olması. O yüzden bayiler ve distribütörler bol bol araç getirmiyor, elinde kalmasından korkuyor çünkü. Almak isteyen varsa sipariş alıp fabrika'dan direkt araç çekiyor. Bir nevi dropshipping yapıyorlar aslında.

Bunu bir kenara koyalım.

Gelelim ÖTV meselesine. ÖTV şu anda devletin cari açık konusunda el freni.
Yani diğer vergiler kaynak yaratmak için kullanılıyor ama ÖTV aslında insanları ithal mallardan uzak tutmak için kullanılıyor daha çok.

ÖTV olmazsa ne olur? Araç satışları fırlar. Elektronik ürün satışları fırlar. Herkes yılda bir bilgisayar telefon değiştirmeye başlar.

Bunları ithal ettiğimiz için ülke daha fazla para harcamaya başlar yabancı ülkelere. Yani ülkenin kazancı artmaz, ama harcadığı miktar artar. Bu açığı kapatmak için de borçlanması artar ve daha fazla faiz ödemeye başlar.

bu da daha fazla dövize ihtiyacı olduğunu gösterir. Ama döviz geliri artmayan bir ülkenin döviz gideri artacağı için döviz yükselmeye başlar. Bu da zaten bizi şu anki duruma döndürür. ÖTV'nin esas sebebi bu yani, ithalatı frenlemek.

Ancak yeni hükümet ekonomik olarak güven verirse, yabancı yatırım çekebilirse ülkede geçici bir refah yükselişi olur daha önce olduğu gibi. Ama bunlar hep dönemsel politik hamleler. Kalıcı ve uzun vadeli çözümler değil. Şu anki yöneticiler de başa geldiklerinde böyle geçici çözümlerle bir ekonomik refah ortamı oluşturdu ama uzun vadeli olmadığını gördük.

Avrupalıların temel ihtiyaçlarını rahat karşılamalarının sebebi yüzyıllarca nesiller boyu süren aşırı çalışma, nesilden nesile aktarılan servet birikimi, serbest girişimciliğin teşviki ve bilimsel gelişmelerin teknoloji ve ekonomiye etkilerinin eseri. Tabii avrupa devletlerinin bürokrasisin ne olursa olsun devletin kendi politikalarından şaşmamasının eseri. Yöneticiler değişse bile bürokrasi yani devlet kurumları belli konularda taviz vermiyor.

Bizim bu konudaki sıkıntılarımızın sebebi de nesiller boyu süren tembelliğin, bilimsizliğin, bürokrasinin siyasilerin güdümünde şekillenmesinin eseri.

Şöyle örnek verelim, italya'da barilla bir aile şirketidir ve önemli bir şirkettir. 1877'den beri de aynı ailenin elindedir. Which means italyan sermayesinin elindedir. Yani bu şirketin tüm dünyada kazandığı para, italyan topraklarına girer. Ve italyanlar bu tarz şirketlerin italyanların elinde kalmasına önem verir. Öyle cart diye de yabancıya satamazlar.

Türkiye'de ise birçok aile şirketi 2. kuşaktan itibaren yabancılara satılsın da varisler parayı cebe atsın diye uğraşılır ve ülke para kazanabileceği kaynaklarını böyle yavaş yavaş kaybeder.

İşte bunları engellemeden ötv falan kaldıramaz kimse.

Biz hemen "ama savaş gördük, ama buhranlar yaşadık" diyoruz. Avrupa da savaşlar gördü, buhranlar yaşadı. Ama sürekli üretti ve bunu teşvik etti.

Bizde ise herkes kısa yoldan köşeyi dönmenin peşine düştü. O yüzden konu ötv indiriminin çok ötesinde maalesef. Günlük politikanın da çözebileceği konular değil çünkü uzun vadeli planlar ve irade gerekiyor bunlar için.

Yani bence şu anda kim olursa olsun ötv'yi öyle dan diye kolay kolay kaldıramaz. Ancak ÖTV'yi kaldırmak için gerekli yapısal reformların temelini atabilir. Kademeli olarak yıllar içinde kaldırabilir.

Maalesef yurdumun siyasi figürleri sorunların temeline inmek yerine, popülist çözümleri konuşmayı seviyorlar.

İnşallah kaldırabilir. ama türkiye'nin ekonomik gücü, ihracat potansiyeli, yoğun ithalatta nefesinin tükenecek olması gibi faktörler çok belli...
0
anten
(25.03.23)
ötv kalkmaz ama azaltılabilir. şu anki pazarın saçmalamasının sebebi baremli ötv uygulaması. sadece onu kaldırsa veya o baremli uygulamayı tl değil euro bazında yapsa bile karaborsa epey azalmış olur. ilk aracını alacaklara daha düşük faizli kredi vs de gelirse tertemiz olacaktır.

ayrıca bu sorunu çözmek için 2. el araç ithalatı da getirilebilir. almanyada 2000 euroya satılan araçların bizde 400 bine tmesi gibi konuları da çözmüş oluruz. yani bence bu konu çok yakın zamanda çözülecek çünkü mevcut durum sürdürülebilir değil.
0
roket adam
(25.03.23)
Kaldırmaz ama kademeli düşürebilir. Bir de mutabakat metninde bu konuda açık ve net bir söylem yok, onların da kaldırmaya pek gönlü yok gibi. Ancak otomobil fiyatları farklı etkenlerle (döviz gerilemesi, çip krizinin sonlanması, şahıs ve galerilere ciddi yaptırımlar vs.) yine de düşebilir. Ama bunlara bel bağlamak ne kadar mantıklı bilemiyorum. Benim fikrim cumhur ittifakı gelirse fiyatlar artmaya devam eder, millet ittifakı gelirse gerilemese bile durur.
0
halitkin
(25.03.23)
istanbul'da trafik korkunc boyutlara ulasir kaldirirsa. illa yapacaksa 51 kucuk sehire kayitli araclara yapilmali indirim.
0
tantavizisyon
(25.03.23)
(2)

Yurtdışından vergisiz ürün getirmek

Dark Wizard
Bunu yapanlar var biliyorum. Nasıl yapıyorlar? Yasa dışı mıdır. Tanıdık ile belki onun dışında nasıl olur.
Bunu yapanlar var biliyorum. Nasıl yapıyorlar? Yasa dışı mıdır. Tanıdık ile belki onun dışında nasıl olur.
0
Dark Wizard
(24.03.23)
Minik bir açıklama, vergisiz değil. Önce vergisini ödüyorsun, ülkeye dönerken de gittiğin ülkenin havalimanından ayrılırken ürünle birlikte faturalarını ibraz ediyorsun, vergi olan tutarı geri ödüyorlar.
Başka koşullarda var tabii ki; örneğin italyada 150€ ve üzerinde tek seferlik bir fiş/ fatura olması lazım. 1'den fazla da alırsan Türkiyeye girişte gümrükte sorun yaşayabiliyorsun vs.

Vergi iadesi için aracı firma var ise (global blue) %8 civarı komisyon da kendisi alıyor.
%10 - 11 civarı vergi iadesi alınabiliyor.
0
c0sh_kun
(24.03.23)
Abi senin yapmak istediğin Japonya'da sipariş vereyim ama vergisini vermeyeyim. Önceki sorularindan belli. Yok yani böyle bir olay.
Anca yanında biri getirecek.
0
logisticsmanager
(24.03.23)
(3)

Lyon & Paris Otel-Konaklama Tavsiyesi

karaden
Merhabalar temmuz ayında lyon ve paris gidicem ve günlerdir otel arıyorum ve hem booking hem google yorumları arasında boğuldum.Lyonda bir otel buldum yeri çok iyiydi fiyatı da iyiydi ama sanırım girişte 200 euro deposit alıyorlarmış ondan işkillendim iptal ettim çünkü bazı yorumlarda depositi geri
Merhabalar temmuz ayında lyon ve paris gidicem ve günlerdir otel arıyorum ve hem booking hem google yorumları arasında boğuldum.

Lyonda bir otel buldum yeri çok iyiydi fiyatı da iyiydi ama sanırım girişte 200 euro deposit alıyorlarmış ondan işkillendim iptal ettim çünkü bazı yorumlarda depositi geri almadıkları yazılmış.

Pariste ise en büyük sıkıntı güvenlik ile ilgili bulduğum oteller zincir oteller olmasına rağmen ve bulundukları yerler merkeze yakın olmasına rağmen bazı yorumlarda otel çevresi için unsafe denilmiş.

deneyimi olan arkadaşlar kaldıkları yerleri paylaşırsa mutlu olurum, şimdiden teşekkürler.

sonraki duraklar brüksel amsterdam prag buralarda varsa onlarda olur :)
0
karaden
(24.03.23)
Bütçe nedir?
0
logisticsmanager
(24.03.23)
Bütçe günlük 75-80 euro.

İbis ve b&b otellerin otelleri var.
0
🌸karaden
(25.03.23)
Lyon İbis Part Dieu'de kalmıştım. Gayet temiz, klasik ibis oteli. Part dieu zaten şehrin ortası sayılır, ulaşım vs. çok kolay. Vieux Lyon bölgesine 15 dk yürüme mesafesinde. Bence kalınabilir.
0
tss
(25.03.23)
(1)

Kedinin bir gozu puslu

thad castle
Merhaba,Kedinin bir gozu digerine gore puslu ve mat duruyor.Bir nesneye odaklandigijda iki goz de buyuyor ama bir tanesi digerine gore puslu gozuktugu oluyor.Sebebini bilen var midir?Tesekkurler
Merhaba,

Kedinin bir gozu digerine gore puslu ve mat duruyor.

Bir nesneye odaklandigijda iki goz de buyuyor ama bir tanesi digerine gore puslu gozuktugu oluyor.

Sebebini bilen var midir?

Tesekkurler
0
thad castle
(24.03.23)
Veteriner.
Cizmis vs olabilir, kornea ülseri olabilir. Kesinlikle veterinere gitmek gerekli.
0
logisticsmanager
(24.03.23)
(7)

şu tv alınır mı?

rahmi pinkfloydoglu
linki aşağıya bıraktım 20-25 bin tl arası, olabildiğinde büyük tv bunu buldum. sizce alınır mı?https://www.mediamarkt.com.tr/tr/product/_ph%C4%B1l%C4%B1ps-70pus8007-70-in%C3%A7-177-ekran-uydu-al%C4%B1c%C4%B1l%C4%B1-android-smart-3-tarafl%C4%B1-ambilight-4k-ultra-hd-led-tv-1223755.html
linki aşağıya bıraktım 20-25 bin tl arası, olabildiğinde büyük tv bunu buldum. sizce alınır mı?

www.mediamarkt.com.tr
0
rahmi pinkfloydoglu
(23.03.23)
ambilight için değer ama philips tvlerin rengi samsung&lg kadar güzel değil belirteyim.
0
televole2
(23.03.23)
kardeşimin evinde aynı markadan var böyle yanlardan ışık falan çıkıyor. sanırım bu kadar büyük değil bir kaç tık daha küçüğü.

ben philips tv'nin görüntü kalitesini beğeniyorum ama arayüzü ve smart platformunu pek beğenmiyorum. bana göre bir lg değil. ama elbette bu kişisel bir tercih. sipariş vermeden bir teknoloji mağazasında deneyimleyin derim.
şu yanlardan ışık çıkması vs bana göre gereksiz mesela çok bana hitap eden veya kullanışlı bir şey değil gibi geldi bana. tabi renkler zevkler meselesi.
0
debian
(23.03.23)
bende aynısının bir alt modeli var, gayet memnunum.

bu fiyata bu ekran boyutu ve bu kadar özellik gayet güzel.

sistem olarak azıcık hantal ama sorun etmiyorum.

bu arada philipslerde panelden veya soketlerden servislik olma durumu da bir tık yüksek ama bir sorun olursa genelde 2 senede kendini belli ediyor onu da servisten hallediyorlar.

bunu da tek tük forumlarda duydum bir de amcamın başına geldi. panel ışığı sönmüş. servisten ücretsiz hallettiler eve kadar gelip aldılar yapıp geri getirdiler.

ben yıllardır philips in ilk adnroid tv sini kullanıyorum bir sorun yok.

70inc liği de neredeyse 1 senedir kullanıyorum, bunda da bir sorun yaşamadım. Benim başıma gelmedi yani.
0
ananiyimioguz
(23.03.23)
illa alacaksanız Vatan'da kampanya varmış; 21.674,15 TL diyor.
0
late viper
(23.03.23)
alınır. nayz.
0
yanlishayvan
(23.03.23)
Tv'de büyüklük bir noktadan sonra kötü oluyor. Yani büyüklük ilk bakilmasi gereken şey değil.
Bu kadar büyük tvye ihtiyaciniz olup olmadığını hesapladiktan sonra (bunun hesabi var evet) gerek yoksa bu bütçeye daha kaliteli ama daha küçük TV alırım.

Misal bende 55 inç var baya yetiyor. Ama 5 metreden bakacaksaniz yetmez.
0
logisticsmanager
(23.03.23)
@late viper Vatan'dan aldım bir tane. kampanya halen hem mediamarkt'ta hem de Vatan'da devam ediyor.
0
🌸rahmi pinkfloydoglu
(24.03.23)
(9)

En düşük Emekli maaşı zammı diğer emeklileri etkilemiyor mu

condom kurşunu
7500e yalın emekli maaşı alanlar nolacak şimdi kimse demiyo onlara da zam yapıyoruz diye ne ayak?
7500e yalın emekli maaşı alanlar nolacak şimdi kimse demiyo onlara da zam yapıyoruz diye ne ayak?
0
condom kurşunu
(23.03.23)
etkilemiyor, diğer emeklilere aynı oranda zam yapılmayacak
0
freebird5406_2
(23.03.23)
Zaten amaç herkesi tek tip yapıp orta sınıfı öldürmek.
Bu şekilde zengin ve geri kalan herkes fakir olarak kalacak.
Ne yazsak gg bunlara.
0
logisticsmanager
(23.03.23)
Uzun vadede,
Devlet az verenden az,
Çok verenden çok alacak ama,
Emekli olduklarında hepsine aynı ödeyecek şeklinde bir anlam da çıkıyor bundan.
0
Mirket
(23.03.23)
öyle bir saçmalık var ki sen en yüksekten öde sgknı sonra bir düzenleme gelsin asgariden ödeyenle aynı maaşı al.
0
astronom bey
(23.03.23)
en düşük emekli maaşı alan insan sayısı artıyor böylece. fazla prim ödeyen haksızlık olmuş oluyor. önce 2 maaş arasında %50 fark varken şimdi o fark sıfıra indi thanks to rte.
0
jelly bear
(23.03.23)
bariz adaletsizlik bu. bizim valide, adet yerini bulsun diye primleri doldurulup emekli olmuştu, şimdi 30 yıl ırgat gibi çalışıp emekli olan adamla hemen hemen aynı maaşı olacak. böyle düzen, adalet olur mu? vallahi artık diyecek bir şey kalmadı. herkes aklını başına devşirsin 2 ay sonra seçim var.

ha 3 kuruşa tamah ediyorsanız, bu aldığınız para ya da daha önemlisi alamadığınız zam onurunuzu zedelemiyorsa basın gene oyu bildiğiniz gibi.
0
brkylmz
(23.03.23)
adamlar herkesi fakirlestiriyor ve kimse de sesini cikarmiyor. inanilmaz bir olay.
0
baldur2
(23.03.23)
mevcut emekli sayısı içerisindeki esas çoğunluk en düşük emekli maaşı alanlarda. dolayısıyla önce onların artırılması aradaki makasın kapanması için elzem. herkesin maaşını aynı oranda artırdığında bir manası olmaz çünkü.
zaten yüksek prim ödeyenler her koşulda daha fazla almaya devam edecek. fark kaldırılmıyor. fark yakınsıyor. siyasetten bağımsız ben bunu olumlu görüyorum. en düşük emekli maaşı asgari ücrete denk olmalı. eğer bu olamıyorsa ona en yakın miktar olmalı diye düşünüyorum çünkü.
0
debian
(23.03.23)
42.000 lira brüt üzerinden sgk ve gelir vergisi ödüyorum. 6000 günüm var. emekli maaşı hesaplama sitesinde bugün emekli olsam 6200 lira emekli maaşı alacağımı hesaplıyor. yani 7500 lira emekli maaşı alacağım.
diğer tarafta sadece asgari ücret üzerinden prim ödemiş, 3600 günle yaşlılıktan emekli olmuş olanlar da 7500 lira maaş alacak.
bu olaydaki absürdlük o kadar üst düzey ki artık sigortasız çalışıp işverenden maliyetimin bir kısmını talep edeceğim. ya da asgari ücret üzerinden ödeyeceğim. yüksekten prim ödemenin hiçbir anlamı kalmadı. her şeyin içini boşalttıkları gibi sosyal güvenlik sistemi de bitti.
hayır 7500 alsınlar tamam da ben neden 4-5 katı prim ödeyerek onunla aynı alıyorum? en az 20.000 almam gerekir.
0
Piyano piyano bacaksız
(23.03.23)
(6)

Hangi otomatik hatchback arabayı almalı?

edaddy
2018-2019 1.5 dci clio fiyatları 500-550 civarı sanırım, genelde hem yakıt hem parça olarak ucuz olduğu söyleniyorbirileri de benzinli almak lazım dedi, baktım 50 daha versem yeni kasa 2019 nissan micra alınabiliyor cvt şanzımanlı 600 civarınae o kadar uçmuşken 40 daha verip 2020 kasa corsalara mı b
2018-2019 1.5 dci clio fiyatları 500-550 civarı sanırım, genelde hem yakıt hem parça olarak ucuz olduğu söyleniyor

birileri de benzinli almak lazım dedi, baktım 50 daha versem yeni kasa 2019 nissan micra alınabiliyor cvt şanzımanlı 600 civarına

e o kadar uçmuşken 40 daha verip 2020 kasa corsalara mı baksak?
0
edaddy
(22.03.23)
1.2 Fabia yazarak protföyü genişletiyorum :)
0
pccopath
(22.03.23)
fiyat bilmiyorum ama seat ibiza gayet iyi.
0
scudman1
(22.03.23)
Benzinli vs dizel sorusu nerede kullanacaginiza ve ne kadar kullanacaginiza göre değişir.

Belli km için dizel hala mantıklı ama altında değil.
0
logisticsmanager
(22.03.23)
Bu sınıfta herkesin atladığı bir fiyat/performans canavarı var. Tipine çapına takılmayacaksan Citroen C3 diyorum.
0
halitkin
(22.03.23)
suzu swift hybrid.
0
alperz
(23.03.23)
ahaha yeni yeni arabalar önermiş herkes
0
🌸edaddy
(23.03.23)
(17)

Maaşı elden almanın dezavantajları nedir?

kandaz3
Bir iş teklifi aldım. Maaş 45 bin tl ama size 15 bin yatıracağız geri kalanı elden vereceğiz diyorlar. Bunun ne gibi bi dezavantajı var? Emekliliğime çok var daha, ne bu işin aslı?
Bir iş teklifi aldım. Maaş 45 bin tl ama size 15 bin yatıracağız geri kalanı elden vereceğiz diyorlar. Bunun ne gibi bi dezavantajı var? Emekliliğime çok var daha, ne bu işin aslı?
0
kandaz3
(22.03.23)
vergiden kaçmak
0
calmdown
(22.03.23)
@calmdown

Bu işvereni ilgilendiren kısmı değil mi? Benim için en gibi bi dezavantajı var? Onu öğrenmek istiyorum.
0
🌸kandaz3
(22.03.23)
netten brüte bir hesap yap yani googlela ve 15k ile 45k arasındaki vergi uçurumunu gör.
0
duyurukullanıcısı
(22.03.23)
emekliliğinize çok olsa da sigortanız daha düşük maaş alıyormuşçasına düşük yatacak. emekli maaşınıza etkisi olabilir diye anlıyorum.
0
nonik
(22.03.23)
emekli maaşın düşük olur sonra düşünürsün onu
0
hobarey
(22.03.23)
Aklıma gelen iki nokta:

Emekliliğinizde çok etki eder. Şimdi uzak geliyor ancak daha sonra pişmanlık yaratabilir.

Kredi çekme / kredi kartı limiti vs. konularında sıkıntı olur.
0
synthetic a priori
(22.03.23)
Maaşını alamazsan, mahkemelik olduğunda 15'ten yukarısını talep edemezsin. Kıdem, tazminat vb durumlarında hep 15 rayicinden hesap görürsün.
0
malheiros
(22.03.23)
1- sgkye bildirilen ücret düşük olacağından emeklilik aylığının miktarını etkiler.

2- olası bir davada gerçek ücreti kanıtlamak zor olur. ama @malheiros'un dediği eksik/hatalı, 15'ten yukarısını ispatlamak zor olur, ispatlayınca talep edebilirsiniz tabii. ispatlayınca, yine, tazminatlarınızı 45 üzerinden talep edebilirsiniz.
0
kojonotsuki
(22.03.23)
çok mecbur değilseniz maaşı elden veren firma ile çalışılmaz. devletten çalan size neler yapmaz. emekliliğe çok zamanınız olabilir ama emekli maaşınızın bir kısmı bugün kazandığınız tutar üzerinden belirlenecek o yüzden o kısım sandığınızdan daha önemli.
0
benaslinda
(22.03.23)
avantajı: daha az vergi ödersiniz. 15.000 tl kazanan ile 45.000 tl kazananın ödediği vergi aynı değil. hem matrah farklı hem de vergi oranları farklı.

dezavantajı: emeklilik primleriniz 15.000 tl üzerinden yatar. dolayısıyla emekli olduğunuzda daha az emekli maaşı alırsınız. ama 45.000 tl maaş alan adamın devletin emeklilik planını düşüneceğini sanmıyorum. kendi özel emeklilik planınızı yapmanız lazım. bireysel emeklilik olur, yatırım fonları olur, vs.
0
1331c112
(22.03.23)
@1331c112'nin avantaj olarak belirttiği vergi hesabına istinaden;

eğer net 45 bin icin anlaştıysanız bu vergi avantajı şirket için, sizin için değil ki. zaten bir kısmını elden vermelerindeki amaç da o, arka planda sizin maaşınız için daha düşük vergi verecekler.
0
nonik
(22.03.23)
Bütün bunları kenara birakirsak yasal olmayan bir teklifi yapan şirket başka yasal ve etik olmayan işleri de yapar. Hiç değişmez.
0
logisticsmanager
(22.03.23)
Elden kalanını alabileceğinize dair bir kanıtınız/dayanağınız var mı? Sözleşmenizde yazmayacak çünkü. Verginin hesabını yapan, yasaların aleyhine kırk takla atan bir şirket çalışanına neler yapmaz. Yüzü de kızarmaz.
0
ruhen hastayim ben
(22.03.23)
- SGK dökümünde maaşın 15K gibi görünecek. Emeklilik primlerin daha düşükten yatacak. Daha düşük emekli maaşı demek.

- Bir bankaya kredi başvurusunda bulunduğunda maaşın 15K üzerinden değerlendirilecek, 45K aldığını ispat etmen sıkıntılı olur, istediğin miktarlarda kredi çekemeyebilirsin. İstediğin kredi kartı limitin olmayabilir.

- Vize başvurusu yaptığında yine gelirini resmi olarak ispatlaman kolay olmaz, düşük gelirli kategorisinde vize alamama riskin ortaya çıkar.
0
Lethe
(22.03.23)
kredi kullanman gerektiğinde ya da limitli kredi kartı ya da vize işlemleri için vb. hep düşük maaş görüneceksin. kıdemin de ona göre olacak...
yani bir kısmını elden veren duydum da 3te 2sini elden veren de yuh yani bence çoğunluğunu talep et
0
gadlemler
(22.03.23)
normalde maaşınız 10 20 bin filansa düşünülebilir.
0
ShadowOfMoon
(22.03.23)
@nonik

bir şirket senin için aylık 45.000 para ayırdığında, bunun 20.000'i devlete gidip sana 25.000 kaldığında bu vergiyi sen mi ödemiş oluyorsun, şirket mi?

veya bir 10.000 tl'lik bir cep telefonu vergilerle 30.000 tl olduğunda 20.000 tl vergiyi telefon satıcısı mı ödemiş oluyor, yoksa sen mi?

ben bu millete vergi mantığını anlatamadım. giren yine size giriyor. farkında değilsiniz.
0
1331c112
(28.03.23)
(2)

Veterinerlere Soru: Alman Ç. Köpeği'ne iç ve dış parazit için ne alalım?

abi bi dizi buldum on numara
Almanya'da sipariş vereceğim sadece tr'de satılan ürünler olmasın ne tavsiye edersiniz? Dişi köpek 27-29 kilo arasında 2.5 yaşında kısır değil.
Almanya'da sipariş vereceğim sadece tr'de satılan ürünler olmasın ne tavsiye edersiniz?

Dişi köpek 27-29 kilo arasında 2.5 yaşında kısır değil.
0
abi bi dizi buldum on numara
(21.03.23)
Nexgard spectra

Biz nexgard spectra kullanıyoruz, pahali ama çok iyi ürün.
0
logisticsmanager
(21.03.23)
Bu arada veteriner değilim ama ürün hem veterinerler tarafından öneriliyor hem de Türkiye'de yok benim bildiğim.
0
logisticsmanager
(21.03.23)
(3)

Köpek maması sorunsalı

patos64
Arkadaşlar bu işlerden anlamam, indirimde diye pedigree ödül bisküvisi aldım pahalı olanlardan yolda yürürken köpeklere veririm, güzel vakit geçer diye. 12 civarı köpeğe denk geldim, bir tanesi hariç hiçbiri yemedi. Hatta kimisi üzerine işedi, dedim o kadar mı aşağılık bir mama bu:) tabi vardır bir
Arkadaşlar bu işlerden anlamam, indirimde diye pedigree ödül bisküvisi aldım pahalı olanlardan yolda yürürken köpeklere veririm, güzel vakit geçer diye.

12 civarı köpeğe denk geldim, bir tanesi hariç hiçbiri yemedi. Hatta kimisi üzerine işedi, dedim o kadar mı aşağılık bir mama bu:) tabi vardır bir anlamı da herhalde espri olsun.

Yani neden yemediler sizce?
0
patos64
(20.03.23)
Köpeğim sadece kuru mama yiyor. Bir de ödül olarak verdiğim bir bisküvisi var. O ödülü almak için her türlü numarayı yapar.

O bisküviyi verdiğim sokakta yaşayan köpeklerin %90'ı o bisküviyi yemiyor. Kimisi ağzına aldıktan sonra tadını beğenmeyip tükürüyor.
Sanırım sokakta yedikleri besinler daha lezzetli. Zararlı ama lezzetli.

McDonalds yiyen insanlara ödül diye brokoli vermem gibi bir durum galiba :)
0
michael_knight
(20.03.23)
markette satılan mamalar vs çöp çünkü. sokak hayvanlarının da bazılarını iyi besliyorlar ne yiyip ne yemeyeceğini biliyorlar. gerçekten aç olanlar yer sanırım onu anca.
0
neira
(20.03.23)
Pedigree baya kötü ya.
Ben olsam ödül maması vs yerine normal yemek verirdim ödül olarak.
0
logisticsmanager
(20.03.23)
(5)

Clio vs i20

balpolen
Ikisi de 2022 model,Clio 1 motor, 90 beygiri20 ninkini bilmiyorumHangisi daha cok yakar
Ikisi de 2022 model,

Clio 1 motor, 90 beygir
i20 ninkini bilmiyorum

Hangisi daha cok yakar
0
balpolen
(19.03.23)
i20 1.4 motordur daha çok yakar. i20 kesinlikle alma clio al
0
jelly bear
(19.03.23)
2021, İ20 otomatik 9 lt yakıyordu.
0
neymis
(19.03.23)
65 hp clio var ankara içi 6 ile 6.5 arası yakıyor. ama sollamaya yapmayı unut. sütçü beygiri gibi.
0
Erestor
(19.03.23)
I20.
Clio tce turbolu motor. Sıkıntı yapmaz.
0
logisticsmanager
(20.03.23)
yeni kasa 1 motor cvt şanzıman clio var. 7 lt altına inmiyor benim kullanımımda. 1.4 i20 atmosferik motor ve lpg seçeneği var. performans ve piyasa değeri anlamında clio önde ancak i20ye lpg takılırsa az yakar ama atmosferik motor zevk vermez.
0
mikahakkinen
(20.03.23)
(4)

Bel bolgesi inceltme

kassiopeia
Duyurunun atletik insanlari, 5 yil once bir sure ketojenik beslenerek cok guzel kilo verdim, almadim da, halen istedigim kilolara yakin gidiyorum ancak aldigim zaman bel bolgeme, kalca ustu, alt sirt gibi aliyorum direk, simdi de bir suredir cok dikkat etmemistim, rahatsiz olmaya basladim beslenmeme
Duyurunun atletik insanlari, 5 yil once bir sure ketojenik beslenerek cok guzel kilo verdim, almadim da, halen istedigim kilolara yakin gidiyorum ancak aldigim zaman bel bolgeme, kalca ustu, alt sirt gibi aliyorum direk, simdi de bir suredir cok dikkat etmemistim, rahatsiz olmaya basladim
beslenmeme dikkat ediyorum ve onemini biliyorum ama, haftada 3 gun spor yapiyorum, bel bolgesi icin ne onerirsiniz? Spesifik olarak oraya aktif mudahale edebilecegim yogunlasmam gereken egzersizler nelerdir?
Tesekkurler, sevgiler
0
kassiopeia
(19.03.23)
Öyle bir egzersiz yok.

¯_(ツ)_/¯
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(19.03.23)
Nasıl yok yav.

Russian twist
Plank twist/side plank

Direkt etki eden hareketler.
0
ruhen hastayim ben
(19.03.23)
vücudun hiçbir bölgesini egzersizle spesifik olarak inceltemezsiniz.

bel bölgesindeki "yağlanma" muhtemelen iyi beslenmediğinizin ve metabolizmanızın yavaşladığının işareti. Bunu sporla değil yağ yakmanızı hızlandıran bir diyetle yapabilirsiniz.

Bence bir diyetisyene gidin.

Ama tavsiyem bir süre yağı minimize edin hayatınızda (yağsız beslenmek saçma, ama minimuma indirin)

Uykunuzu da iyi alın.

Bu arada yağlanma sadece hareketsizlik ya da beslenme kaynaklı olmayabilir. Bir rahatsızlığın işareti de olabilir insülin direnci gibi.

O yüzden bir diyetisyene gidin mümkünse bir hastanenin diyetisyeni olsun.
0
anten
(19.03.23)
Broscience dusmanligimdan ötürü trilyon kere söylenen şeyi tekrar yazmaya geldim;
Bilimsel olarak bölgesel egzersiz diye bir saçmalık yoktur.
0
logisticsmanager
(20.03.23)
(8)

İğrenç kokan bir erkek parfümü var

mahone
Nasıl tarif etsem bilmiyorum. İğrenç değilse bile rahatsız edici. Ama muhtemelen bende sorun var. Yoksa insanlar nasıl bunu alıp da kendine sıksın. Sanki yazın terlemişsin de sonra koltuk altına fln o kokuyu sıkmışsın gibi bir kokusu var. Terle karışan bir koku. Sanki hafiften burnu, genizi yakan bi
Nasıl tarif etsem bilmiyorum. İğrenç değilse bile rahatsız edici. Ama muhtemelen bende sorun var. Yoksa insanlar nasıl bunu alıp da kendine sıksın.

Sanki yazın terlemişsin de sonra koltuk altına fln o kokuyu sıkmışsın gibi bir kokusu var. Terle karışan bir koku. Sanki hafiften burnu, genizi yakan bir koku. Rahatsız edici.

Ofiste de var bunu kullanan. Adını sordum söyledi ama unuttum. Boynerden aldım diyoe bir de.

Var mı benim gibi bir durum yaşayan? Bu erkek kokusunu bilen var mı?
0
mahone
(19.03.23)
Evet evet biliyorum. Hatta ben de başta ter zannedip “insanlık hali” diye ses etmiyordum :( Adını bilmiyorum ama piyasadan toplatılsa keşke.
0
ruhen hastayim ben
(19.03.23)
o koku mu bilmiyorum ama arapların sıktığı bir parfüm var benim de o kokudan kusasım geliyor. bu kadar saçma bir koku olamaz. burnu yakıyor resmen.
0
alperz
(19.03.23)
daha spesifik bir tarif verirseniz belki bilen çıkar. şekerli, baharatlı, metalik vs vs. ter kokan bir parfüme denk gelmedim. kullanan kişi parfümle beraber ter kokuyordur belki.
0
paintov
(19.03.23)
Bence Axe.
0
buf-e kür
(19.03.23)
Bir kere iğrenç kokmuyorlar ama kisiden kisiye değişiyor.
Dior sauvage edp bazen tere yakın kokuyor diyenler oluyor.
Onun dışında kouros olabilir.
0
logisticsmanager
(19.03.23)
black orchid kadın ağırlıklı unisex parfüm, erkekler de kullanıyor. aynı tarif ettiğiniz şekilde tanımlıyorum ben de bu kokuyu.
0
gule gule
(19.03.23)
Jagler de öyle
0
primetime
(19.03.23)
Burnuma bir anda jagler koktu
0
apocalipy
(20.03.23)
(2)

vfs global den randevu alan var mı yakın zamanda ?

seindfeld
adamlar ya karaborsadan randevu satıyor ya da kendi özel başvuru sisteminden başvurmanızı istediği için randevu açmıyorlar. Özel firmalar neden bu kadar kolay kendi kafalarına göre at koşturabiliyorlar anlamıyorum
adamlar ya karaborsadan randevu satıyor ya da kendi özel başvuru sisteminden başvurmanızı istediği için randevu açmıyorlar. Özel firmalar neden bu kadar kolay kendi kafalarına göre at koşturabiliyorlar anlamıyorum
0
seindfeld
(19.03.23)
Ben de böyle düşündüm ama 1 hafta sonra bütün ay için açıldı randevular.
0
logisticsmanager
(19.03.23)
vfs global özel bir şirket ve berbat yönetiliyor türkiye operasyonu. Gerçi dünyada da berbatlar. Hint şirketi diyeyim oradan pay biçin.

Daha önce türkiye'de bazı çalışanlarının randevuları tur şirketlerine sattıklarına dair çok dedikodu çıktı. Doğrudur değildir kimsenin günahına girmeyelim. Ama benim aylarca alamadığım randevuyu "vizeci" denen adamlar şak diye aldı parasını verince o da enteresan tabii.

Onun dışında sabah akşam takip edin. Durum acilse, yani iş ya da eğitim falan gibi bir niyetle alıyorsanız bazı ülkelerin konsolosluklarına mail atıyorsunuz, onlar sizin adınıza randevu oluşturuyor vfs global'de.

Ben bir defa böyle acil bir ihtiyaç için konsolosluğa mail atarak çözdüm işi.
0
anten
(19.03.23)
(5)

Bu elektrik tüketimleri normal mi?

logisticsmanager
Apartmandan eve taşındım.Apartman 62 m2, ev 95m2.Apartmanda tüketimim günlük max 8 olmus, su an günlük 18-20 kwh dolaşıyorum, resmen 3 kat fazlası ve aklım almıyor. Hiçbir fark yok yani.Önceki evde ısıtma apartman doğalgaziydi.Burada yakit var onla.Onun dışında iste daha fazla oda ve ışık var ama ay
Apartmandan eve taşındım.
Apartman 62 m2, ev 95m2.

Apartmanda tüketimim günlük max 8 olmus, su an günlük 18-20 kwh dolaşıyorum, resmen 3 kat fazlası ve aklım almıyor. Hiçbir fark yok yani.

Önceki evde ısıtma apartman doğalgaziydi.
Burada yakit var onla.
Onun dışında iste daha fazla oda ve ışık var ama aynı oranda lamba açık kalıyor yani 3 kat artacak bir şey yok.
Burada da indüksiyon ocak var, apartmanda da vardı.

Sizce bu tüketim mantıklı mi? Bir saçmalık mi var acaba?
0
logisticsmanager
(17.03.23)
buzdolabı aynı mı? evde kesintisiz çalışan tek şey buzdolabı çünkü.
0
xrated
(17.03.23)
Aynı.
Evde biraz dolaştım, iki tane halojen ampul buldum (46w). Biz taşınma olayında 1-2 gün açık unuttuk bunları. Ama gene de 3 katı aciklayamaz yani.

Birkaç tane daha var, onlara bakacağım şimdi halojen mi diye. Çünkü ev eski, apartman eski olsa da içi 2017 renovasyondu. Haliyle her şey 2017 kalitesinde. Ama bu evde öyle değil.
0
🌸logisticsmanager
(17.03.23)
hepsini 5-10w kaliteli led ampul ile değiştir bence. amazon.com.tr de makel marka fp. kombi de etkiler kışın. bir de günlük 7kwh den sonra katmerli tarife oluyordu. geçen yıllarda çıkarmışlardı bu olayı. ordan yükselmiş olabilir.

edit: eğer varsa yaşadığınız ülkenin tarife farklılıklarına bakın o zaman. ya da farklı şirket farklı birim fiyat gibi bir şey de olabilir.
0
xrated
(18.03.23)
@xrated; Türkiye'de değilim de zaten kwh diye konuşuyorum. Para da değil yani, kullanım 3 katına çıkmış :/.
0
🌸logisticsmanager
(18.03.23)
3+1 evde 2 çocuk 2 ebeveyn yaşıyoruz, tv buzdolabı fırın çam. mak. bul. mak. pc kettle kullanıyoruz, o kadar mümkün değil yakamayız.

Tüm sigortaları kapatıp saate bakın, dönmüyorsa sırayla sigortaları açıp kontrolleri tek tek yapın. buzdolabını en sona bırakın.

Her şey kapalıyken dönmüyorsa, sigortayı kaldırdıktan sonra hiç bir alet çalışmadığı halde dönme varsa bir yerlerde bir kaçak ya da yanlışlık vardır. Buzdolabını en sona bırakın denerken.

Sayaç da bozuk olabilir, yanlış bir hesap yapıyor olabilirsiniz, emin misiniz?
0
John Bloor
(18.03.23)
(9)

Ümraniye kiralık ev

deepex
Ümraniye de suriyeli bir ailenin kaldığı çok merkezi konumda dublex bir dairemiz var.raiçi şu an 10 bin tl ye 3 dakikada kiralarlar. suriyeli arkadaşımın ödediği kira 3.500 tl. her artış ayı hep ağladı ve 5 senede geldiği rakkam 3.500.ama arkadaşın sosyal medyadaki fotolara bakıyorum benden çok daha
Ümraniye de suriyeli bir ailenin kaldığı çok merkezi konumda dublex bir dairemiz var.raiçi şu an 10 bin tl ye 3 dakikada kiralarlar. suriyeli arkadaşımın ödediği kira 3.500 tl. her artış ayı hep ağladı ve 5 senede geldiği rakkam 3.500.
ama arkadaşın sosyal medyadaki fotolara bakıyorum benden çok daha kaliteli giyiniyor.kapalı çarşıda çanta satışı yapıyor çantalar 5 binden başlıyormuş dibi yok fiyatların. olm madem 5 den çanta satıyorsun bana niye acındırıyorsun kendini kira konusunda dediğimde abimsin şöylesin böylesin.
bu gün yine gevşek gevşek foto koymuş sinirlendim kiran 7 bin dedim abi naptın %100 zam olurmu felan filan. yapmadığım yıllara say dedim.ödeyememler falan.
dedim 5 bin kira ve kontrat bitimnde çıkaaksın dedim ok dedi..
üzülmemi gerektirecek bir durum var mı.aşşağılık ev sahiplerinden olmak istemiyorum.
0
deepex
(16.03.23)
suriyelilerin ülkede fiziksel olarak bulunmaları bile bizim onlara bir lütfumuz. ne yani bir de bedavaya ev mi vericen?
0
sert siyah krom
(16.03.23)
suriyeli olmasından bağımsız olarak, bir kiracıya gerçekten zam yapabileceğin tek yıl 5. yılın. 5. yıl dışında devlet 10 yıl boyunca maksimum tüfe kadar (hatta son 1.5 senedir max %25) zam yapmana izin veriyor. 10 yıl dolmadan herhangi bir haklı sebep sunmadan çıkartman mümkün değil. adam 5. yılı bu şekilde atlattıysa, bir beş yıl daha rahatlıkla eve çökebilir, sen de hiç bir şey yapamazsın. buna hazırlıklı olarak ilerle derim.

üzülecek bir şey yok, çok hesap kitap yapmana da gerek yok zaten yasa çok net ve açık, hukuki haklarını bil ve uygula yeter. 5. yılda rayice yaklaştıracak bir zam yapmak senin hakkın, bunu yapmazsan 10 yıl boyunca bunun sıkıntısını yaşarsın.
0
roket adam
(16.03.23)
bence adamın milliyetinin burada bir önemi yok. Türk de olabilir bu kiracı, bu durumda düşük kiraya oturan türkler de var.

Adamın işinin de bir önemi yok. Adam ayda 100.000 kazanıyor da olabilir.

Burada kilit konu sizin adamla yaptığınız anlaşma. Maalesef Türkiye'de ev sahipleri kira kontratının ticari bir sözleşme olduğunu unutuyor. Siz bu adamla bir sözleşme yapmışssınız. Bu sözleşmenin şartlarını beraber kararlaştırıp altına da imzayı atmışsınız. Türkiye'de kira yönetmelikleri, bu konudaki artış şartları da belli.

Enflasyon? Bu bir ihtimaldir her zaman piyasanın değişme ihtimali vardır ve her yatırım gibi gayrimenkulun de bu tarz riskleri var. Bunları da öngörmek ev sahibinin derdi kiracının değil. Gayrimenkul her zaman çok kazandıracak diye bir kural yok maalesef gayrimenkul sahipleri öyle olmasını umuyor ama öyle değil.

Evi tutan isterse acun ılıcalı olsun. Siz adamla kira 5 senede 3500'e varacak şekilde bir anlaşma yapmışsınız. Sözleşmede "gelirin şu kadar olursa kiran bu olur" diye bir madde yok ki... Adamın gelirinin, milliyetinin, su an civardaki ev fiyatlarının da sözleşmeyle alakası yok. Ha 5 sene dolmuş kira düşük kaldıysa rayiç belirleme için yollar var ona bakabilirsiniz.

Adam tüccar olduğu için pazarlık konusunda da iyiymiş işte bir şekilde ikna etmiş sizi artışlarda.

Mesela şöyle düşünün, ben bir tedarikçiyim. Domates satıyorum. Bir restoran benden 2 ton domates için kilo başına 2 tl fiyat veriyor. Anlaşıyoruz. Aradan zaman geçiyor bakıyorum ki bu adam çok zengin. Ne diyeyim? Adama gidip sen lüks restoranmışsın, tabağı 500 liraya çorba satıyorsun bana daha çok öde mi diyeyim? Sizce adam sözleşmeyi göstermez mi bana? Arada hiçbir fark yok.
0
anten
(16.03.23)
aşağılık değilsin. yapıştır geç. çünkü bugün yasa yasa diyenler yarın tam tersi bir yasa olsa takmayacak bunu. kiracı da böyle. sana ağlarken çantaya 10 lira indirim yapmaz. kimsenin derdi yasa da değil.

ayrıca anlaşma bir şeyi değiştirmiyor. anlaşma var tamam da anlaşmanın için boşaltılmış o ne olacak? bir miktar paraya anlaşılıyor ama o paranın içi boşaltılıyor. bu amlaşma değişmiş oluyor gibi.

ayrıca çıkartabilmenin yolları var yasal olarak. kardeşine satarsın. yeni ev sahibi olarak oturacak yeri yoktur vs. çıkartırsın bir şekilde.
0
hknty
(16.03.23)
@anten

"Mesela şöyle düşünün, ben bir tedarikçiyim. Domates satıyorum. Bir restoran benden 2 ton domates için kilo başına 2 tl fiyat veriyor. Anlaşıyoruz. Aradan zaman geçiyor bakıyorum ki bu adam çok zengin. Ne diyeyim? Adama gidip sen lüks restoranmışsın, tabağı 500 liraya çorba satıyorsun bana daha çok öde mi diyeyim? Sizce adam sözleşmeyi göstermez mi bana? Arada hiçbir fark yok."

bu ikisi aynı şey değil. kiracılar durumum yok vs. diyerek acındırıyor. ödeyemem diyerek indirim istiyor. e bakıyorsun sonra rahat bir hayat yaşıyor. madem öyle bu adam da indirim yapmazdı. aynı şey değil iki durum.
0
hknty
(16.03.23)
Yasalar neyse onu talep edebilirsiniz. Kabul etmezse dava açılır mahkeme karar verir. Kişinin kaç parasının olduğunun hukuken bir önemi yok. Milliyetinin de hiç ama hiç önemi yok.

Kiracıya indirim yapma ihtiyacınız yoktu, yapmışsınız hata olmuş. Bundan sonra yapmazsiniz.
0
logisticsmanager
(16.03.23)
@hknty inanin fark yok ikisi de bir alisveris sozlesmesi. Sozlesmenin iki tarafi var, bir taraf kendi cikarini korumadan imza atinca digeri onu dusunmez ki. Muzakere etmeyi bilmeyen bir kulturumuz var, bunlari bastan konusmuyoruz.

Adam kendini acindirmayi pazarlik kozu olarak kullanmis basarmis. Ha bu arada bir sebep sunmak zorunda da degil. Ev sahibi istedigi fiyati soyler, kiraci odeyebilecegi fiyati soyler is konusulur cozulur ya da cozulmez. Adam evin bahcesine helikopterle bile iniyor olsa su an ben bu fiyata anlastim pasa gonlum boyle istiyor odemem der yine hakli. Anlatmaya calistigim sey o maalesef, cogu ev sahibi kira sozlesmesinin niteliginin farkinda degil.

Kiraci kendi cikarini, ev sahibi kendi cikarini yasal sinirlar icinde korur. Tabii ki ev sahibinin yapabilecegi seyler var.

5 sene dolmus, kira tespiti isteyebilir. Bilirkisi inceler, bir kira belirler geriye donuk talep eder. Ama evin rayicini dusuk gostermissinizdir mesela o zaman, komik bir zam alma ihtimali de var. Surec bir seneyi buldu ve diyelim ki enflasyon costu. Talep ettiginiz para yine dusuk kalabilir bu da ihtimal.

Evi devredin denmis. Dogru yapilabilir. Ama bu da bedava degil, cunku kardesinize devrederk3n bile tapu harci odersiniz. Bu da iki tarafin da yani devredenin de devralanin da rayicin %2sini odemesi demek. Bazi durumlarda bu odeme zamli kiranin getirisini goturuyor. Oturur bakarsiniz kiraci 2 sene daha otursun daha ii dersiniz. Bu arada evi devrettiniz diyelim kiracinin sizle olan sozlesmesi biter. Ama yeni ev sahibi de hemen cikaramaz ve kiraci birkac ay daha oturabilir yasal olarak. Sizin beklediginiz kari almaniz 2 seneyi bulabilir yani. Rayici bilmeden konusmak zor ama bu ihtimaller de var.

Her sey yolunda gitti sizin icin yeni kiraci buldunuz... adam odeyecek mi bakalim soz verdigi ucreti.

Ben hem kiraci hem ev sahibi olarak yaziyorum bunlari. Bir de ailemde gayrimenkul sektorunde insan bol. Dedigim gibi cogu ev sahibi bu sozlesmelerin baglayiciligini bilmeden atiyor imzayi. Bir de gayrimenkul hakkaten zor bir yatirim. Herkes ev alinca surekli cok getirisi olacak saniyor ama bu is oyle degil iste. Her yatirim gibi bunun da riskleri var, kar beklentisinin yaninda zarari da goz onunde bulundurmak ona gore hesap yapmak lazim bunu qnlatmaya calisiyorum.

Sozum meclisten disari ama bircok ev sahibi bir alisveris yapildigini da dusunmuyor. Kiraciyi eve muhtac, ev sahibinin her istegine kafa sallamak zorunda saniyor. Ama degil iste. O yuzden kosullari riskleri, ekonominin gidisatini dusunerek sozlesme yapin. Muzakere edin bastan.

Yine sozum meclisten disari ama eminim ve goruyorum da, bu durumu yasayan ev sahibi gidiyor yuksek fiyattan bir kiraci buluyor yine ayni hatalari yapiyor. 3 sene sonra kira yine dusuk kaliyor boyle donup duruyor.

Halbuki cok basit, kontrata kiraciyla orta yol bulup enflasyon su orani g3ctiginde kira artis orani bu olacaktir, bunu gecmediginde bu olacaktir yazmak zor degil. Ha ama devlet bi yasa getirir kira artisi bunu gecemez diye... yasa>sozlesme. Yine zarar.

Keza kiraci icin de boyle. Ben mesela daha once depozito sorunu yasadim, simdi kira kontratina sozlesme sonunda alacagim depozito oranini yazdirdim ongordugum enflasyon oraninda. Kontrati ne zaman bitirdigimiz fark etmez benim alacagim belli. Ev sahibim basta sasirdi, once mirin kirin etti, biraz pazarlik ettik yillik kiranin birazini pesin odemeyi onerdim kabul etti. Pazarlik hakkimi kullandim.

Ama benim kiracim boyle bir taleple gelmedi, dedigim gibi kendi cikarini korumak kendi bilecegi sey. Ama iyi de bi iliskimiz var ben de bu yil civardaki herkes %100 zam yaparken %25 yaptim. Cunku duzenli odeme yapan, sorunsuz kiraciyi kacirmak istemedim.

O yuzden diyorum gayrimenkul garanti yatirim algisiyla hareket etmek buyuk hata. Bana gore gayrimenkul oldukca riskli bi yatirim. Yanlis anlamayin sadece butun ihtimaller ustunden dusunmek lazim onu anlatmaya calisiyorum.

Ben sizin yerinizde olsam duygusal tepkiler yerine once adami alir pazarlik ederim. Cunku cikartmak icin cok ugrasirsiniz 5 senelik bi kiraciyi. Ama tum kozlarimi kullanirim.

Yine de duzenli kira odeyen ve durumu ii bir kiraci, yuksek odeme vaadi veren tanimadigin adamdan iyidir. Su an piyasa oyle ki, insanlar odeyemecegini bile bile evsiz kalmamak icin ev tutuyor.

Daha sozlesmenin 1 senesi dolmadan odeme sorunu yasayan ev sahipleri var ki bu adamlar full zararda. Kiraciyi cikartmaya ugrasacak, o arada kirayi alacak ya da alamayacak. Ya da cok sonra alacak. Ev 1 sene bos dursa en azindan o stresi yasamaz.
0
anten
(16.03.23)
5 yıla kadar kira artışı TÜFE ile sınırlıdır, 5 yıldan sonra rayiç kira bedeli tespit davası açılabilir. Kanun bu şekilde. Bence bugüne kadar kiracıya kanunen haklarını vermişsin sırada kendi hakkını almak var. Bu seni vicdansız/aşağılık ev sahibi yapmaz.

Kanunun sana böyle bir hak verdiğini, mahkeme yoluna gidilirse konunun uzayacağını, masrafların kiracının üzerine kalacağını belirt. Çevredeki konutlar ne seviyedeyse o civarda uzlaşmaya çalışın. Üzülecek birşey yok şartlar hepimiz için ağır.
0
Lethe
(17.03.23)
nereli olduğu önemsiz. fazla kibar ve duyarlısın sanırım, dava açsan 10 -13 kira belirlenir ve dava masrafını öder, kiranı söyle ve al olmuyorsa çıksın.
0
babafingo
(17.03.23)
(34)

Su ihtiyacı mı sıvı ihtiyacı mı?

Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
Çevremde yoğun bir şekilde bunun savaşını veriyoruz, ben diyorum ki su ihtiyacı yoktur sıvı ihtiyacı vardır, içinde (kola dahil) su barındıran her türlü sıvı su ihtiyacını giderir ama çevremde "yok abi illa su içeceğiz" örgütü var, bu kişiler su ayrı diğerleri ayrı diyor. Benim argümanım şu: Vücut k
Çevremde yoğun bir şekilde bunun savaşını veriyoruz, ben diyorum ki su ihtiyacı yoktur sıvı ihtiyacı vardır, içinde (kola dahil) su barındıran her türlü sıvı su ihtiyacını giderir ama çevremde "yok abi illa su içeceğiz" örgütü var, bu kişiler su ayrı diğerleri ayrı diyor.

Benim argümanım şu: Vücut kolanın içindeki suyun su olduğunu anlayacak ve onu kullanabilecek seviyede akıllı bir mekanizma, yani mesela yoğurda su döküp onu ayran yapınca su mevcut özelliklerini kaybedip başka bir şeye dönüşmüyor su yine bildiğimiz su, hatta biraz ısıttığımız zaman su buharlaşıp elimizde yine yoğurt kalabilir, çünkü su bu.

Fakat "yok abi illa su içeceğiz" örgütü diyor ki "olm öyle değil lan sadece su içeceğiz çünkü o su öbürü ayran. Böyle bir şey olabilir mi yav.

Ha ama alkollü içecekleri ayrı tutuyorum diüretik özelliğinden dolayı, onun dışında zaten çayın kahvenin falan çok da diüretik olmadığı çalışmalarla çıktı ortaya.

Sizce nedir? Teşekkür ederim.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(12.03.23)
Hani kuru fasulyeyi geceden ıslıyoruz da şişiyor ya. Ondaki su da su. Ispanağın içindeki su da su.
Hepsi kabulümüz yani.
0
Mirket
(12.03.23)
Yani evet sebzedeki meyvedeki su da su yani bildiğimiz, onu da ayırt etmiyorum ben hepsi su.
0
🌸Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(12.03.23)
Açıkçası bence de böyle ama diyetisyenim bunu kabul etmiyordu. İçtiğim kahvenin ve çayın su yerine geçmediğini illa su içmem gerektiğini söylüyordu.
0
mutekebbir
(12.03.23)
Ya işte "neden" diye sorunca bir cevap alamıyorum ben. Aldığım en net cevap "çay ve kahve diüretik içtiğin zaman o suyu zaten atıyorsun" gibi bir şey ama onun artık doğru bir bilgi olmadığını biliyoruz, diüretik etki bi tek alkollü içeceklerde çalışıyor, zaten onun dehidrasyon etkisinden sen de anlıyorsun diüretik olduğunu, ben diyorum ki "abi sen kahve içtiğinde dehidrasyona girdiğini hissediyor musun?" Yok diyor. E hissetmiyorsan nasıl diüretik bu.
0
🌸Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(12.03.23)
su sevmediğini sadece kahve çay vs ile su ihtiyacını giderdiğini iddia eden bir sürü kişi tanıdım. ne kadar doğru söylüyorlar tabiki bilemem ama, benim cevabım sıvı ihtiyacı.

Mide sanki sürekli boş mu ? Yemek yedikten sonra su içsek midede karışacağı için su yerine sayılmayacak mı ?

Tamam içtiğin bazı sıvılar diüretik olabilir ama aldığın sıvının ne kadarının atılmasına neden oluyor bu etki ?
0
mikael
(12.03.23)
gittiğim bir doktora çok az su içtiğimden fakat idrarımın sarı olmayışından yani mantıken yeterli sıvı alıyor olduğumdan söz ettiğimde, "gün içinde çay kahve içiyorsun dimi e işte tamam onlarla yetiyordur" demişti, demek ki su değil sıvı
0
neira
(12.03.23)
Abi ben bi kere su içmek için 1 litrelik sulardan 10 tane aldım her gün bi tanesini içsem kardır diye ilk şişeyi 10 gün sonra falan açtım ama her gün
2-3 litre sıvı tüketiyordum yine. Yani bu şekilde birine bi şey olsaydı bana olurdu muhtemelen, idrar rengim de gayet sağlıklı bir tondanydı bu arada böbreklerimle gurur duydum desem yeridir.
0
🌸Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(12.03.23)
diüertik olması ayrı, dehidrasyona sebep olması ayrı bir konu. bir kişi çokça sıvı alıp da dehidrasyon yaşayabilir. o akşamdan ıslattığınız kurufasulyeyi bir ton tuzla pişirdiğinizde , nasıl olsa sıvı aldım diyerek su içmezseniz, vücut plazmanızdaki sodyum seviyelerini normale çekmek için hücre içindeki suyu dışarı atacak ve dehidrasyona sebep olacak. aynısı dümdüz su olmayan diğer içecekler için de geçerli.

lütfen içtiğiniz her çay-kahveye karşılık miktarda su da içiniz.
0
nolmus yani
(12.03.23)
vücudun su ihtiyacı kısmını bilmem ama ben çok kahve içip pek su içmezsem o gün direkt midem bozuluyor. Yanında su da içersem bir şey olmuyor.

Eşim su içmezse göz kuruluğu oluyor (iş yerinde çay vs. içiyor), düz su içince olmuyor.
0
nhk ni youkosu
(12.03.23)
Abi kurufasulye örnek ya kurufasulyeden yola çıkmamıza gerek yok, gerçi benim örneğim de değil benim örneğim diğer sıvılarla alakalı. Ben mesela salt su yerine limonata içiyorum diye "o suyun yerini tutmaz abi sen su iç" şeklinde bi düşünce varsa bu gerçekten çok değişik bir düşünce, çünkü limonatanın içindeki su da dümdüz su.
0
🌸Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(12.03.23)
zaten su değişiyor demiyorum ki. su evet dümdüz su, aynı kalıyor. ama o suyla birlikte şeker de giriyor vücuduna. limonatayı içtiğinde vücuduna giren şekeri metabolize etmek için normalden daha fazla suya ihtiyaç duyar vücudun. bu da yine yukarda dediğim olayı başlatıyor, hop vücudundaki su hücre dışına çıkarak dehidrasyon başlatıyor.
0
nolmus yani
(12.03.23)
Ben şekersiz limonata içiyorum.
0
🌸Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(12.03.23)
bu arada özellikle yaşın gençse yeterli su içmemenin sıkıntılarını şu an yaşamazsın kozmetik şeyler dışında. saçların tırnakların güçsüzleşir, cildin kurur, vs.

daha ciddi problemleri yaşın ilerlemesiyle görmeye başlıyorsun maalesef. o yüzden dana gibiyim hiç su içmediğim halde bir şey olmuyor deme.
0
nolmus yani
(12.03.23)
dostum limonda da şeker var.
0
nolmus yani
(12.03.23)
Vucudumuz siviya ihtiyac duyduguna su icirtiyor zaten. Cok buyuk bi kolpa bu.

Ayrica uzun sure ihtiyactan fazla su icmek tehlikelidir, tansiyonu dusurur.

Az su icerseniz yana yakila su ararsaniz ama fazla su icip bayginlik gecirince anlamaniz daha uzun surer veya zor olur.

Zaten 1 bu stay hydrated bir de kahvalti gunun en onemlj ogunudur.

Ikisi de amerikali 2 firmanin cok basarili marketing kampanyalarinin sonucu. Adamlar ne marketing yaptiysa butun dunyaya yon verdiler.
0
another satisfied lover
(12.03.23)
@another satisfied lover peki dünyayı yöneten 5 aile?
0
nolmus yani
(12.03.23)
İyi de bu tehlikeli bir şey değil ki zira şeker metabolize edilirken çok su kullanılsa bile şeker kaslara girerken suyla birlikte giriyor. Yani 1 gram şeker yaklaşık 3 gram suyla depo ediliyor kaslara, yani su yine vücutta kalıyor bir yere atılmıyor.
0
🌸Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(12.03.23)
@nolmus yani, abi ben demiyorum ac bak 1950-60lardan reklamlari var o reklamlardan once de en fazla annelerin ara sira cocuklarina tembihledikleri seylerden fazlasi degil.
0
another satisfied lover
(12.03.23)
Abi bir de limondaki şeker fruktoz, onun metabolizması glikozdan daha farklı ama kafalarımız karışmasın şimdi.
0
🌸Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(12.03.23)
sıvı diye okumuştum bir yerde. eğer suya ihtiyacın olursa zaten su içiyormuşsun. tabi bol su içmek önemliymiş ancak bu şekilde takıntı haline getirmemek gerekirmiş.
0
paintov
(13.03.23)
Su ihtiyacı. Yalnız zaten çoğu içeceğin çok büyük yüzdesi su yani, ondan ihtiyacını karşılıyor.
0
logisticsmanager
(13.03.23)
Sıvı değil, su ihtiyacı derim.

Çünkü diğer sıvıların içinde su olsa da yapıları gereği farklı bileşikler oluşturarak suyun yapısında ph,mineral seviyesinde değişiklik oluşturmaları ve suyu bu yapıda artık kendi doğal halinde kalmaması mümkün diye düşünüyorum.
0
diyecevaplandı
(13.03.23)
Tecrübe ile sabit su ihtiyacı diyorum.
Önceden hiç abartmıyorum bir hafta su içmese aklına gelmeyecek bir insandım. Deli gibi çay -kahve tüketirim (özellikle çay)
Bir takım şikayetlerim vardı, halsizlik, düşük tansiyon, yorgunluk vs
Üç farklı doktora göründüm, tahliller yapıldı vs. Üçü de bol su tüketmemi önerdi, içtiğim çayın kahvenin su ihtiyacını karşılamadığını söylediler.

Zaman içinde su tüketimini artırdım. Bariz şikayetlerim azaldı. Tesadüf olduğunu düşünmüyorum. Demek ki suyun bir kerameti var
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(13.03.23)
diğer sıvı içeceklerde de su var +1 yani kahve de içsen kola da içsen su içiyorsun...

sağlıklı demiyorum tabi, önermiyorum da ama ortaokul-lise dönemlerimde neredeyse hiç su içmeyip 2-3 litre kola tüketiyordum ölmedim :D sonra üniversitede kolayı bırakıp maden suyuna geçtim, 1.5-2 yıl kadar da hiç su içmedim günde 3 litre kadar maden suyu içiyordum. eve(daha doğrusu otel odasına neyse... 4 yıl otelde kaldım üniversitede) su almıyordum bile. sonra su olarak su içmeye geçtim zamanla.

su ihtiyacı da sıvı ihtiyacı da doğru denebilir bana göre. su dışında tükettiğimiz sıvı içeceklerin de büyük oranda su olduğunu düşününce... h2o işte onlarda olan da.
0
konetsu
(13.03.23)
su bile kendi içinde ayrışırken diğer sıvılarla bir tutamıyorum, su ihtiyacı.
0
gule gule
(13.03.23)
Sıvı değil su diyeceğim, özellikle aşırı yüksek tansiyonu olan teyzeme doktorlar "çay değil su, içtiğin çay kadar su iç" diye defalarca tekrar ediyor. Bir de su dışındaki içecekler benim susuzluğumu gidermiyor.

Ama mayo clinic öyle demiyor, şekerli içeceklerden uzak dur da ne içersen iç diyor:
www.mayoclinic.org > "Is water the only option for staying hydrated?" başlığında.
0
kobuzchu kiz
(13.03.23)
İlaveten ancak su içtiğimiz zaman böbrekleri temizliyoruz, karaciğeri rahatlatıyoruz. Yoksa böbrek karaciğer hep bir iş yapma halinde. Onların detoksu su. Benim dr arkadaşımın anlattığından anladığım bu.
0
SiyamkedisiZorro
(13.03.23)
Su ile sıvı aynı şey değil.
Susadığında su yerine deniz suyu içersen mesela, susuzluğun gitmez, daha çok artar.
Hatta devamlı saf yağmur ya da kar suyu içersen bile olmuyor. İçinde mineraller olması lazım.
0
vizivozo
(13.03.23)
Bunun cevabi basit ama kolay degil.

Ictiginiz diger sivi gunluk alinan su miktarina katki yapar. Hatta soyle diyeyim iceriginde cok sivi olan meyve sebzelerde yapar. Yani emilim processi su icin yada x icin farkli degil. Bu ama bakis acisi olarak bir birini karsilayan bir konu degil. Yani ben su yerine X iceyim dogru bir yonelim degil.
gunluk belirli bir miktar suyu da tuketmeniz lazim eger buna dikkat ediyorsaniz. Yani bir bardak su ve kalaninda cay kahveyle de yasar insan ki pek cogu yasiyor o bambaska bir mesele. Ancak buna dikkat etme amacindaysaniz, spor, iyi beslenme vs. bir butun holistic yonemlim olarak vucudun verimli calismasi icin odem tutmamasi icin belirli miktar suyu da tuketmeniz lazim.

Ama suna da karsiyim x gun pek cok sivi ve 3-4 lt su icmisiz, ya iste bugun 4 lt ictim 6 yapmam lazim diyip 2 lt daha ihtiyac yokken icmeye de normal sartlarda karsiyim. Bunun anormal sarti cogu zaman ki gibi farmakolojik destek.
0
wallcan
(13.03.23)
su ihtiyaci
0
ala09
(13.03.23)
Bu arada şunu söyleyeyim ben bilim karşıtı değilim bilakis bilimin kulu köpeğiyim fakat ben doktorların "sen su iç" tavsiyesini de doğru bulmuyorum çünkü bugün emekliliği yaklaşmış pek çok doktor kendini eğitmiyor, 100 sene önce ne öğrendiyse hala o bilgileri kullanıyor. Yani bir doktorun benim için mesela "sıvılar suyun yerini tutmaz" bilgisi çok kayda değer bir bilgi değil, 10 sene önce de haftada 2 taneden fazla yumurta yemeyin kolesterolden gidersiniz vallahi deniliyordu ama sonradan öğrendik ki, böyle bir şey yokmuş, yemekten gelen kolesterol büyük oranda kullanılmadan atılıyormuş vücuttan. Ayrıca "ben su içmeyince su içmiş gibi olmuyorum" ya da "vücudum suya diğer sıvılara farklı tepki veriyor" düşüncesi de bana plasebo gibi geliyor, bu şekilde inandığında böyle olur normal olarak, bende de tam tersi oluyor mesela.

Bu "hiçbir şey suyun yerini tutmaz" önerisi de bana böyle geliyor biraz. Şimdi girip biraz PubMed araştırması yapsak yakın tarihlere göre bunu destekleyen onlarca araştırma buluruz ama üşeniyorum aramaya, bir de gece dandik filmlere Oscar gitti o nedenle tadım yok.
0
🌸Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(13.03.23)
su kadar güzel tadı olan içecek yok. su içmeyen kişi kendine kötülük ediyor.
0
sert siyah krom
(13.03.23)
Sivi ihtiyaci tanim olarak cok sacma. Tabii ki su ihtiyacimiz var. Ama cayin icindeki su da su, koladaki su da su. Yani haklisiniz ama bunu sivi ihtiyaci diye belirtmek yanlis. Sadece su her yerde su, baska bi seyle karismis olmasi vucudun onu metabolize etmesine engel degil. Suyu o tarz baska seylerle almanin zarari varsa bile bu o yancilarin kendisinin zarari suyu oyle aldin diye degil.
0
ghilleinthemist
(13.03.23)
ben bu soruyu kaç doktora sorduysam, su ayrı sıvı ayrı dediler.
0
co2s2
(13.03.23)
(15)

Aşk ilişkileri hakkındaki düşüncem yanlış mı dürüst olun lütfen?

darth plix
Yaş 24, flört ettiğim çok kız oldu ama doğru düzgün sevgilim hiç olmadı. istesem olurdu tip boy olarak fena değilim yürüyen çok oldu ama ben best one diyebileceğim birini arıyorum.birçok kişiyle yüzlerce şey yaşamaktansa tek bir kişiyle her şeyi yaşamak istiyorum. arkadaşlarım skor peşinde mesela am
Yaş 24, flört ettiğim çok kız oldu ama doğru düzgün sevgilim hiç olmadı. istesem olurdu tip boy olarak fena değilim yürüyen çok oldu ama ben best one diyebileceğim birini arıyorum.

birçok kişiyle yüzlerce şey yaşamaktansa tek bir kişiyle her şeyi yaşamak istiyorum. arkadaşlarım skor peşinde mesela ama ben sevebileceğim, beni sevecek ciddi ilişki yaşayacağım birini istiyorum. sahtelikten samimiyetsizlikten nefret ederim mesela, samimi ve dürüst olan birini arıyorum. etrafıma bakıyorum neredeyse bütün kızlar gösteriş peşinde, bad boy peşinde, ya da 2 bira nasıl fazla içerim onun peşinde.

muhafazakar değilim karakterli biri olsun yeter, yani önüne gelene yürüyen ya da her yürüyen erkeğe mavi boncuk dağıtan biri olmasın yeter benim için.

bu düşünce yanlış mı, objektif ve dürüst olun lütfen.
0
darth plix
(09.03.23)
Yanlış değil, niye olsun? Bu sensin, ne mutlu..
0
gadlemler
(09.03.23)
kimse the one değil. ve bütün sermayeni tek bi kişiye yatırman, o kişiyi idealize etmen seni çok dibe çekiyor. tıpkı senin gibiydim ve şu an çok pişmanım :) tecrübe iyi bi şey. bu demek değil ki önüne gelenle ilişki yaşa; o çok daha kötü bir seçenek. ama bu kadar anlam da yükleme kimseye bence.
0
deartheodosia
(09.03.23)
yanlis bu. the one diye paket gelmiyor bunu bir kez bile olsa deneyimle daha iyi anliyosun. kimse tam olarak sana gore yaratilmamistir ama sen oyle gorursun, asik olursun evet bu iliski yasamaya deger. ama bakis acin buyuk hayal kirikligi yasatir. bu zorla sevgili yap demek degil ama yatkinligin ve potansiyelleri degerlendirme ihtimalini dusuruyor sendeki dusunce
0
ala09
(09.03.23)
@deartheodosia
@ala09

hocam best one yazdım ama her şeyiyle 4x4 lük biri olsun ya da aynı benim kafada biri olsun düşüncem yok. tabikide kavgalar tartışmalar fikir ayrılıkları olur, olmazsa sıkıntı vardır zaten. best one'dan kastım şu ;

ben birine vaktimi enerjimi harcayacaksam buna değecek biri olsun, en azından boşu boşuna vakit kaybettim demiyim. Görüyorum şimdi millet çorap değiştirir gibi sevgili değiştiriyor. onun için şunu yaptım bunu yaptım diyor.
0
🌸darth plix
(09.03.23)
yeterince tecrüben yoksa o tek kişi geldiğinde seni tecrübesizliğinle sevecek biri olması lazım. şans meselesi bu tabii ama bence hazır olmak deneye deneye yanılmak daha iyi. her denemede ne istediğini ve ne istemediğini daha iyi anlıyorsun her anlamda. o yüzsen yanlış ya da doğru diyemem ama tavsiye de etmem.
0
roket adam
(09.03.23)
böyle adamlar kalmadı. helal olsun :)
0
candide
(09.03.23)
Bence yanlış çünkü 24 yaşındaki siz ile 30 yaşındaki siz aynı değil. Zamanla değişecek.

Bu mantıkla 30 yaşlarına kadar yalnız olmanız olası.
0
logisticsmanager
(09.03.23)
Bu kafada olan biriydim aynı yaşlarda. İstediğim gibi birini buldum. Güzel seneler geçirdim ve ayrıldım. Best one sanıyordum bende. Sonra çok farklı noktalara doğru değişip ayrılmak zorunda kaldık.Bu düşünce yanlış ya da doğru değil. İnsanın içinden gelen bir şey. Nasıl yapmak istediğini en iyi sen bilirsin.
0
Depik
(09.03.23)
@logisticsmanager

ne tavsiye edersiniz peki hocam ?
0
🌸darth plix
(09.03.23)
Bir iliskiye başlayıp beraber büyümenizi, buna göre de devam edip etmemeyi.
Kendimden örnek verirsem "çok iyiyiz ya çok seviyorum" dediğim, hani devam etse belki evlenirim dediğim 2 tane falan ilişkim oldu eşimden once. Iyi ki de olmuş çünkü ne istemedigimi anladım. Kacarak uzaklastim belli karakter özelliklerinden.

Sizin riskiniz zamanla değişeceginiz için bugün begendiginizi yarin begenmeme. Yani 24 yaşımdaki halim ile bugünkü halim ciddi farkli.

Buna ek olarak insan genelde iliskiler ile ne istediğini anlıyor. Çok seyrek yani "aha buldum onu". Ha ayrı konu böyle diyorum ama benim hanım beni arkadan görmüş, vurulmuş. Ilk sevgilisiyim. Oluyor yani de çevremde onun gibi ilk tanıştığı kişi ile evlenen kaç tanıdığım var desem çok sınırlı, şans işi biraz ama ben kendisinden önce başka iliskiler yasamaktan mutluyum çünkü daha olgun bir haldeydim.
0
logisticsmanager
(10.03.23)
Doğru yanlış demek bana düşmez ama şöyle bir şey var benim gördüğüm.

Uzun bir süre doğru insanı bekleyen insanların bir yerden sonra ilişki algıları gerçeklikten kopup kutsal bir hale geliyor. Ama insanlar kutsal varlıklar değil, sorunlu ve mükemmel olmayan kişiler. Geçen yıllar kafanızdaki ilişkiyi kutsallaştırdıkça bu bir noktadan sonra hiçbir insanın kaldıramayacağı büyük bir olay haline geliyor.

Bir de ilişki yaşamak öğrenilen bir şey. Kimse sizinle kusursuz bir uyumla başlayamaz. İlişki süresince yıllar geçtikçe ortaklaşırsınız. Ya da bu olmaz ve ayrılırsınız. Bazı şeyler ergenlikte öğrenilmeli bence. 25-30 yaşında ilişkiler hakkında hiçbir şey bilmeyen bir insanın karakteri de çok oturmuş olduğu için bir ilişkiye adapte olma süreci haddinden fazla sancılı olabiliyor.

Yine de siz bilirsiniz tabi ki. Ancak böyle düşünüyorsanız bence yaşınız çok ilerlemeden bir yerden başkayın.
0
akhenaten
(10.03.23)
duruşunu bozma ama kendini best one bulacağım diye zorlama.

emin ol biri olacak hayatında çok seveceksin ama best one olmayacak bu kişi.

önemli olan best one kişiyi bulmak değil birbirinizin eksik yönlerini tamamlayacak, uygun anahtarın uygun deliğe girmesi gibi bir ilişki yaşamak.
0
Hallegadola
(10.03.23)
"karakterli biri olsun yeter" şu durumda şimdiye kadar tanıştığın herkes karaktersiz.

"önüne gelene yürüyen ya da her yürüyen erkeğe mavi boncuk dağıtan biri" şu durumda şimdiye kadar tanıştığın herkes hep başkalarına yürüyor, mavi boncuk dağıtıyor. zaten hepsi aynı.

"vaktimi enerjimi harcayacaksam buna değecek biri olsun, en azından boşu boşuna vakit kaybettim" nasıl anlayacaksın değip değmeyeceğini? insanlar seneler geçtikten sonra değdi diyebiliyorlar, sen kaç günde diyebiliyorsun bunu? eğer böyle bir yeteneğin varsa bizle de paylaş.

"birçok kişiyle yüzlerce şey yaşamaktansa tek bir kişiyle her şeyi yaşamak istiyorum" herşeyi tek biriyle yaşayamazsın. yaşasan bile hepsinden tad alamazsın, gerçekler hayaller ile aynı değil. kahvede tavla atmanın tadını, beraber olduğun kişi ile alamazsın. onunlaykende diğerleriyle oynamak gibi olmaz.

sen hayatını o özel kişiyle yaşamak istiyorsun, o özel kişi ancak sen hayatını yaşadığın zaman gelir.
0
selam
(10.03.23)
@selam +1

bir şeylere şartlama bence kendini. 30uma yaklaştım, hep uzun ilişkilerim oldu. hepsi birbirinden farklıydı. isterdim ki hepsinin güzel özelliklerini tek bir kadında toplayabileyim. ama böyle bir şey yok.

ne zaman şöyle yapıcam, böyle çizgilerim var, şu şekilde bir tercih yapıcam dediysem karşıma tam tersi şekillerde insanlar çıktı.

ne zaman cozutucam alemlere akıcam dediysem, karşıma uzun ilişki yaşayabileceğim hatta evlenmek isteyebileceğim bir insan çıktı.

neyin nerede olduğunu bilemezsin sen normal hayatını yaşa, yanlışlar da yap. olur da içlerinden biri "hah bu" dedirtirse ondan devam edersin. O insan da hep doğru yerlerde olmayabilir. bakınca anlaşılmayabilir. kısa zamanda da anlaşılmayabilir.

Kaldı ki yine değinmişler, "hah bu" dediğin de 5-10 sene sonra aynı etkiyi yaratmayabilir.

En güzeli kasmadan farklı tecrübeler edinmek derim.
0
ananiyimioguz
(10.03.23)
yaklasiminiz yanlis. insanlari yakindan tanimadan ne isteyip istemediginizi ogrenemezsiniz. insan iliskiyle buyuyen ve gelisen bir varlik. siz hic iliski yasamadan iyi bir iliski yasamak istiyorsunuz. farkli deneyimler yasamadan bunu bilmeniz imkansiza yakin, ne diger insanlarin ne de kendinizin iliski icinde nasil olacagini icinde olmadan goremezsiniz. kendinizi bu sekilde tamamen taniyamazsiniz. kendimizi hem kendi kendimize kalarak ama ayni zamanda iliski icinde taniriz. dolayisiyla, hem arkadaslarinizin yaklasimi (sadece skor pesinde olmak) hem sizinki yanlis.
0
kassiopeia
(10.03.23)
(8)

kardesim icin ne yapabilirim?

antikadimag
kendisi 28f kimya muh yuksek lisansini bitiriyor bu yaz ve hic calismadi.ben amerika'da calisiyorum. turkiye'nin halini dusunursek ne yapabilirim onun icin? dil okulu, amerika'da baska master veya phd programlari aklima geliyor. tr'de is bulmasi zor gibi. en akillica yol nedir?
kendisi 28f kimya muh yuksek lisansini bitiriyor bu yaz ve hic calismadi.

ben amerika'da calisiyorum. turkiye'nin halini dusunursek ne yapabilirim onun icin?

dil okulu, amerika'da baska master veya phd programlari aklima geliyor. tr'de is bulmasi zor gibi. en akillica yol nedir?
0
antikadimag
(07.03.23)
Türkiye'de iş bulması zor değil aslında. Biraz okuduğu okula ve yetkinliklerine bağlı ama iyi bir iş bulabilir yine de.

Yurtdışına bir daha kalıcı olarak dönmemek üzere gidiyorsa olabilir ama birkaç sene sonra dönecekse daha zor olmayacak mı? Yaşı 30-32 olacak ve Türkiye'de bir iş deneyimi olmamış olacak.
0
sailor
(07.03.23)
turkiye'de kalacaksa onunde iki yol var ya akademik kariyer ya da ozel sektor. kardesinle konustun mu bu durumu o ne yapmak istiyor, gelecek planlarinda neler var?
0
duyulmasi gerektigi kadar
(07.03.23)
akademik kariyer hiçbir zaman bir çıkış yolu değil. bunu böyle düşünüp de tepetaklak olan çok insan var.

ne yapacak? iş bulmaya bakacak. masabaşı ne iş bulursa yapacak.
0
OrangeYellow
(07.03.23)
Yani neyde uzmanlasti bilmiyorum ama ben rüzgar gülü sektöründe çalışıp kompozit vs olaylarinda uzmanlasip yabanci şirketlere yurtdışına giden çok kisi tanıyorum. Sebebi de istenen ve çok bilgi olmayan bir alan olması.

Yani neyde uzmanlastigina göre belli bir deneyim sonrası gidebilir. Ama sallıyorum temizlik ürünü fabrikasında başlarsa çok bir önemi olmaz çünkü onun uzmanı var baya.
0
logisticsmanager
(07.03.23)
Dil okuluna götğr amerikaya, paralı kurs da olur ama cv sinde kalması için bi üniversite bünyesinde birşeylere yazdırabilirsin. Ben bu şekilde 1 sene californiada okudum çok işime yaradı...
Hem alışsın oralara, sonra da türkiyeye gönderme
0
gadlemler
(07.03.23)
Keşke öyle bir fırsatım olsada work and travel , dil okulu yada herhangi bir şey amerika veya avrupada biri çekse beni diyorum.

Tr’de bulmasına bulur da yazık olur böyle bir fırsatı varken yurtdışını değerlendirsin.
0
kararsızataletfilozofu
(07.03.23)
kardesin phd yapmak istiyor mu ki? abd'de phd 6-7 seneyi buluyor cogu durumda.

bir phd'nin parcasi olmayan 2 yillik standalone masterlaraa funding bulmak zor genelde. bir de mezun olunca abd'de kalabilme sartlari neler onu arastirmak lazim.

dil okulu daha mantikli olabilir, seninle yasar vs maddi olarak altindan kalkilabilir. tabii sonrasi turkiye'ye donus.
0
hot potato
(07.03.23)
Tr’de iş bulur, kardeşinle aynı yaştayım ve liseden kimya mühendisi olan 4-5 arkadaşım var hepsi çalışıyor güzel yerlerde.

Bence mümkünse önce uluslararası bir şirkette iş tecrübesi yapsın iki sene, sonra da İngilizcesi çok süper diilse bi sene falan dil okulu yapsın, o esnada karar verir zaten ne istediğine.
0
vedatchilipeppers
(07.03.23)
(4)

Eğitime öğrencilere yatırım yapan şirketlerin beklentileri ne?

trgydl
Örneğin büyük bir yazılım firması Oracle öğrencilere ücretsiz program veriyor Amerika’da. SAP bilgisayar laboratuvarı bağışlıyor falan. Maddi yardımlar sponsorluklar veriyorlar. Bunların sosyal medyada duyurulması dışında nasıl bir katkı bekliyorlar? Burs gibi yardımdan bahsetmiyorum. Programlarının
Örneğin büyük bir yazılım firması Oracle öğrencilere ücretsiz program veriyor Amerika’da. SAP bilgisayar laboratuvarı bağışlıyor falan. Maddi yardımlar sponsorluklar veriyorlar. Bunların sosyal medyada duyurulması dışında nasıl bir katkı bekliyorlar? Burs gibi yardımdan bahsetmiyorum. Programlarının öğrenilmesine yönelik katkılar. 100 öğrenciden belki de 99 u o programı kullanmayacaktır?
0
trgydl
(07.03.23)
Büyük firmada çalışacak öğrencilerin yüzde 99u oracle, sap vs kullanacaktir. Tedarik zinciri, üretim, muhasebe, finans, ik, satış vs vs.

Bu noktada bu erpleri bilen adam yetiştirmek demek sirketlere hazir adam gitmesi, bu erpleri bilen kisilerin çoğalması demek.

Benim Türkiye'de okudugum okulda da var sap dersi misal.

Ha bir de ne kadar çok kişi bilirse piyasada o kadar bilen adam olur, haliyle firmalar erp yatırımı yapacakken elinde bilen iş gücü olan erp yatırım yapmayi tercih edebilir.

Benim görüşüm bu.
0
logisticsmanager
(07.03.23)
logisticsmanager'ın dediği gibi tam olarak. uzun vadede bu eğitimleri veren şirketler müthiş kazanıyor. mesela cisco da öyle.
0
roket adam
(07.03.23)
100 öğrenciden 1'i bile çalıştığı veya kurduğu şirkette o programın kullanılmasına sebep olursa bu iş maliyetini çıkarmış olacak. Bu arada zaten herhangi bir maliyeti de yok. Program orada yazılmış şekilde duruyor.
Bir programı ne kadar çok kişi bilirse piyasada da o kadar yaygınlaşır.

Ayrıca insanlara henüz öğrenciyken yapılan yardım ve bağışların daha etkili olduğunu tahmin ediyorum. İnsan 20 yaşındayken fikirleri tam olarak oluşmamış olabiliyor ama 60 yaşında bir insanın fikrini değiştirmek daha zor olacaktır.

Yapılan bağışların hem şirketlerin hem de bireylerin bir kısmını vergiden düşebileceğini de ekleyelim.

Bildiğim kadarıyla Amerikan kültüründe bağış yapmak çoğu aile için standart. Ailelerin önemli bir kısmı yıllık kazancının %2 - %5'i civarında bir parayı bağış yapmak için kullanıyor, bütçesini o şekilde planlıyor.

Sizin sorunuzda büyük ihtimalle anlayamadığım kısımlar oldu. 100 öğrenciden 99'u neden o programları kullanmasın ki?
0
michael_knight
(07.03.23)
okula başladık ilk CAD programı solidworks.

şimdi solidworks kullanırsın kullanmazsın o başka mevzu ama herkes solidworks'ü bilir.

o sebeple daha iyi bile olsa ortalama bir adam torio yazılımını değilde gider solidworks'ü aldırtır firmasına
0
duyurukullanıcısı
(07.03.23)
(9)

Almanya veya Fransa Yüksek Lisans

sapere aude
Merhaba İstanbul'da iyi bir üniversitede İşletme bölümü okuyorum, önümüzdeki Şubat ayında mezun olacağım. Mezun olduktan sonra Avrupa'da yüksek lisans yapıp orada kalmak istiyorum. Henüz 2 ülkenin dilini de bilmiyorum sadece B2 seviye İngilizcem var.Ancak hangi ülke yüksek lisans için daha uygun olu
Merhaba İstanbul'da iyi bir üniversitede İşletme bölümü okuyorum, önümüzdeki Şubat ayında mezun olacağım. Mezun olduktan sonra Avrupa'da yüksek lisans yapıp orada kalmak istiyorum. Henüz 2 ülkenin dilini de bilmiyorum sadece B2 seviye İngilizcem var.

Ancak hangi ülke yüksek lisans için daha uygun olur bu konuda yardımınıza ihtiyacım var.

Ücretsiz veya çok düşük ücretli olan bir üniversiteden kabul alma ihtimalimin ayrıca burs bulma ihtimalimin en yüksek olduğu ülke hangisi?
0
sapere aude
(06.03.23)
Fransa'da kafası çalışan ve çalışan Türk aç kalmaz. Tedarik zincirine yonelirseniz yüzde 99 iş bulursunuz. Benim türk ve Hindistanlı arkadaşlarımdan kimse sıkıntı çekmedi.

Ama elinizde fırsat varsa gitmeden 1-1.5 sene çalışıp gitmenizi tavsiye ederim. Sebebiyse nerede olursa olsun "deneyimsizlik" olayı her yerde var.

O yüzden ben herkese 1-1.5 sene deneyim sonrası masteri tavsiye ederim.

Para vs bilgim yok. Son sorduğunuz soruya da pek bilgim yok. Yalnız bu dediğiniz üniversiteler ingilizce olmaz genelde, özel üniversitelerin dili ingilizce oluyor. O konuda araştırmak lazım.
0
logisticsmanager
(06.03.23)
kabul alma, burs alma konusu ülkeden çok kişiye, başvuruya göre değişiyor. İlk fırsatta en yakın yurtdışı eğitim fuarına gidin, en azından okullar ya da temsilcileriyle görüşür fikir alırsınız.

akare.com.tr

Başvuru mektubunuz,
Referanslarınız,
Değerlendiren komiteyi ne kadar etkileyebildiğiniz vs önemli.
Almanların da fransızların da türklere karşı önyargı oranı aşağı yukarı aynı şu
ortamda.

www.mastersportal.com üzerinden okul ve burs imkanlarına bakabilirsiniz.

Yüksek lisans konusunda birkaç strateji var. Sizin neyi amaçladığınız önemli.

Atıyorum iyi bir üniversite ama hangisi? Yani koç ya da boğaziçi'nde okuyorum, akademik başarım çok iyi, fransa ve almanya'nın en prestijli okullarında yükek lisans kovalıyorum... Bu ayrı bir kafa...

İstanbul üniversitesi & marmara üniversitesi öğrencisiyim. Derdim eğitim ve yaşam standartları iyi bir avrupa ülkesinde iyi kötü bir yüksek lisans bulmak, sonra da iş bulup oraya yerleşmek... Bu bambaşka bir kafa.
0
anten
(06.03.23)
almanyada master ucretiz. bircok ingilizce program var. ama kabul alma ihtimalini yukseltmek isteniyorsa ingilizce (toefl vs.) veya almanca (goethe) dil sertifikalari avantaj olur. bunun yaninda bir sure is deneyimi veya evs gibi avrupda gonullu calismak da buyuk avantaj saglar. bunlar disinda not ortalamasi, motivasyon mektubu ve referans mektubu gibi kriterlere de bakiyorlar.

almanyada bir ogrencinin aylik gideri 800 euro civari olacaktir ve bunun en onemli parcasi kira olur. ogrenci vizesi ancak 180 gun yari zamanli ya da 90 gun tam zamanli calismaya izin verir. ozellikle iletisim gerektiren isleri bulmak zor olabilir ama getir veya amazon kuryeligi gibi isler, okul kutuphanesinde calismak gibi imkanlar olabilir.
0
emrahday
(06.03.23)
@anten teşekkürler cevap için, amacım iyi kötü bir yüksek lisans bulup belirttiğim üzere orada kalmak.
0
🌸sapere aude
(06.03.23)
O zaman bence araştırmanızı geniş tutun dediğim gibi sorbonne'da okumak istiyorum gibi bir hedefiniz yoksa, tek dert ortalamaüstü bir okula gidip iş kovalamaksa daha geniş düşünün.

Şu anda AB içinde yabancı öğrenci kontenjanlarında önceliği ukraynalılara veriyorlar. Kalan kontenjanlara AB dışı öğrenci alıyorlar. O biraz kısıt yaratıyor türkiye'den giden başvurulara.

Yüksek lisans konusunda alanınızla ilgili ya da yüksek lisans yapacağınız alanla ilgili bir iş deneyimi çok fark oluşturuyor. Bence bir iş tecrübesi edinin öyle başvurun.

Şimdi şöyle bir gerçek de var... Seçim sonrası mevcut siyasi iklim gençleri gererse (hangi parti kazanırsa kazansın), çok fazla başvuru ve yığılma olacaktır ki son 2 yılda inanılmaz bir yüksek lisans başvurusu var avrupa'ya ekonomi sebepli. Bunların içinde 30-35 yaşlarında kariyerli insanlar da var. En azından bu yaz dönemi yoğun geçer. Sonra biraz daha insanlar sakinleyince sonraki dönemlere başvurmak daha sağlıklı olabilir.

Haliyle okullar ve konsolosluklar çok daha seçici ve katı yaklaşıyorlar kabul ve vize konusunda.

Başvurunun da bir maliyeti var her okula 100-200 euro vereceksiniz başvuruda, evraklar falan da bir maliyet... o yüzden olabildiğince hazır olun başvuru öncesi.

Şu anda okulda uluslararası öğrenci projelerine katılma şansınız varsa mutlaka katılın.

Bu arada almanya koşullarını bilmiyorum detaylı ama çoğu ülkede ücretsiz üniversite ancak EU pasaportu olanlara sunulan bir hak. Bizim gibi non-eu ülkelerden tuition fee istiyor birçoğu. Ama dediğim gibi ülkeden ülkeye, okuldan okula bu koşullar değişebiliyor. Bazı okulların türkiye gibi ülkelere de eu hakları sunduğunu gördüm.

Bu arada polonya, macaristan, çekya, hırvatistan gibi ülkeler de hem daha uygun okullar, hem daha uygun yaşam maliyetleri hem de hiç fena olmayan okullar sunuyorlar. Üstelik iş bulma ve oturum konusu daha esnek bunlarda.

İsveç ve hollanda yaşamak için çok pahalı olmakla birlikte gördüğüm en en organize yabancı öğrenci platformlarına sahip.

studyinsweeden.com adresine bir bakabilirsiniz. Okullar pahalı ama, burs imkanları oldukça fazla.

Özellikle hollanda diğer avrupa ülkelerine göre biraz daha kozmopolit olduğu için daha rahat olabilir süreçler.

Ben bir alternatif olarak da birleşik krallık okullarına bakın derim.

İtalya avrupa'daki en ucuz okulların olduğu ülkelerden biri. ama iş bulma şansınız nedir bilemem sonrasında bir de yaşamak için çok pahalı.

Bir de bazı okullar ve ülkelerde belli bölümlere özellikle teknolojiyle alakalı bölümlerde ayrıcalıklar tanınıyor.

İşletme okuyorsunuz. Mesela önceki yıl almanya'da "dijital girişimcilik yüksek lisans programı" sunuyordu bir okul. Baya da bir kurum ve şirketin desteğini almış program iyiyidi. Nereden başvurursan başvur bedava ama bir başvuru şartları var 4 a4 sayfası:) Dijital pazarlama, teknoloji ve işletmenin çakıştığı bölümleri bir araştırın. Burada bu alanlarla ilgili olduğunuzu gösterirseniz burada imkanlar ve başvuru kabul şansı artabilir.
0
anten
(06.03.23)
almanyada universite ucret olayini biraz daha acayim. devlet universiteleri alman, ab vatandasi ya da turk vatandasi farketmeden ucretsiz. ozel universiteler ucretli ama almanyada devlet universiteleri hem egitim, hem imkanlar hem de ogrenci profili olarak ozel universitelere oranla cok cok iyi. zaten cok da fazla ozel universite yok.

ucretsiz ama bazi eyaletlerde donemlik harc ucreti var. bu yaklasik donemlik 300-400 euro civarinda oluyor. ama bu harc karsiliginda verilen ogrenci kimligi ile toplu tasimadan ucretsiz yararlanabiliyorsunuz. yani verilen ucret zaten kendini kurtarmis oluyor.

ilk planda bir ogrenci icin en buyuk problem ev veya yurt bulmak oluyor genelde. bunun icin okuldaki ogrenci topluluklarindan yardim istenebilir. bu topluluklar mezun olan ogrenciler ile yeni baslayanlari iletisime gecirip bosalacak evlere basvuru sagliyorlar.

bir baska buyuk problem ise gelir grantorlugu. ogrenci vizesi basvurusu sirasinda yabancilar dairesi o ogrencinin aylik gelirini garanti etmesini istiyor. her sene degismekle beraber yaklasik 800 euro gibi bir rakam gerekiyor ve bir yillik miktarin banka hesabinda bloke olmasini isteyebiliyorlar. ya da almanyada yasayan garantor olabilecek biri gerekebiliyor.
0
emrahday
(06.03.23)
emrahday +1.

ben kabul aldim ama gitmedim (baska yere gittim). almanya'ya mastera giden arkadaslarimin da cogu almanca bilmiyordu hatirladigim kadariyla. genellikle part time calisarak masraflarini cikardilar, zorluk yasayan olmadi.

yuksek ingilizce skoru her turlu kabul almada onemli (ozellikle ingilizce programlar icin) o yuzden B2 neye tekabul ediyor tam bilmiyorum ama toefl'in uzerine gitmek verimli bir strateji. Soylendigi gibi masterlar ucretsiz zaten ama ustune burs alamazsin, tektuk kurumlarin verdigi falan burslar da en muthis ogrencilere gider. burs bulamayacakmis gibi plan yap.

ben kesinlikle polonya, macaristan, çekya, hırvatistan gibi ülkelere bakmazdim. zaman kaybi. istanbul'da iyi bir universitede yap daha iyi. bu ulkelerde zaten kolay kolay kalamazsin, kalmak da ister misin sanmam.
0
hot potato
(06.03.23)
2 ülkenin dilini de bilmiyorum - bu buyuk handikap. Mavi yaka maraba kontenjanindan dil bilmeden cikabilir, ama beyaz yakanin gidecegi ulkenin dilini bilmemesi buyuk sikinti, ezerler. Bence su halde anadil ingilizce olan ulkeler disinda baska bir ulkeye gitmeye pek hazir degilsin.

Ben olsam paniklemeden sunlari yaparim:

- oncelikle kariyerimde ne yapmak istedigime karar veririm. Isletme okuyorsun, finans sektorunde mi calisacaksin, yoksa satisa mi yoneleceksin..yelpaze cok genis. Bunu anlamak icin ilk once turkiye'de biraz calisman gerekebilir.

- sonra karar verdigim konuda hangi ulkede ne imkanlar var ona bakarim. Belkide o konuda Fransa cok ilerde, Almanya degil, vs..

- Ulkeyi bulduktan sonra A1-B1 seviyesine falan gelmek icin 1 sene kadar kendimi o dile gomerim turkiye'de. O sirada okul basvurularini yaparim.

- Ondan sonra vizeyi alir uzarim.

Butun bu asamalari tamamlaman tahminen 3-4 sene surer. Tahnminen yasin 25-26 olur. Bu da yuksek yapmak ve yurtdisina uyum icin iyi bir yas. Sonrasi artik sana kalmis.

Ha yok bunlar bana gelmez ugrasamam, acil uzamam lazim diyorsan, o zaman amariga/UK/commonwealth. Bunlardan baska bir yere bakmam. Onceligim kesinlikle amariga olur.
0
cooperr
(06.03.23)
Ülke dili bilmeden çalışma kısmında Fransa için açmak isterim;
Çalışma dili ingilizce olan bir sürü firma var. Birinde ben çalıştım, 30 ülkeden insan vardi. Onun dışında zamaninda konuştuğum şirketlerde çalışma dili ingilizce dendi çok kere. Şu an çalıştığım yerde Fransızca bilmeyen beyaz yakalar var. Büyük sirketlerde dil onemsenmez. Role göre istenir; misal ekip yöneten kişinin Fransızca bilmesi normal ama amerikali müşteriye account manager olacak adamin Fransızca bilmesine gerek yok.

Türkiye'ye kıyasla bu ülkelerde hq olan yabanci sirket sayisi fazla, hq olunca dil ingilizce oluyor zaten.
0
logisticsmanager
(06.03.23)
(6)

Bu kokteylin adı ne

regina phalange
turuncu renk ve Bardağın kenarlarında sumak gibi bir şey var muhtmelen sumak değil ama ona benzer bir şey var. Viski bardağında servis ediliyor. Ne bu?
turuncu renk ve Bardağın kenarlarında sumak gibi bir şey var muhtmelen sumak değil ama ona benzer bir şey var. Viski bardağında servis ediliyor. Ne bu?
0
regina phalange
(06.03.23)
negroni?
0
asisamus
(06.03.23)
Negroni değil
0
🌸regina phalange
(06.03.23)
Spicy Blood Orange Margarita?
0
nonik
(06.03.23)
herhangi bir kokteyl olabilir, hemen hemen her barmenin kendi tarifiyle kokteyl var, ya da klasik bir kokteyli yorumlamış olabilir.
0
benaslinda
(06.03.23)
Bardagin kenarlari dediğiniz agiz dayanilan yerlese onlar genelde cinnamon dipped vs diye geçiyor. Illa tarçın olmasina gerek yok her şey olabilir.

Bu kadar bilgi ile bulmak imkansiz. Bir sürü örnek var.
Örnek apple cidar margarita

Sumak diyince de staghorn sumac çıktı.
0
logisticsmanager
(06.03.23)
Bir cesit margarita'dir, herkes farkli yapiyor. Rimi baharatlamak daha cok margarita'ya ozel olsa da bir bar rasgele bir kokteyle de rim dekoru yapabilir. Michelada'ya da konuyor mesela ama viski bardaginda servis edilmez o bira bardaginda edilir.
0
mirafiori
(06.03.23)
(3)

The Dark Knight Rises - Banka Soygunu Sahnesi

zemun
The Dark Knight Rises filminde banka müdürü hırsızlardan birini vuruyor. Sonra planda değişiklikler oluyor.Banka müdürü hesapta olmasaydı plan ne şekilde işleyecekti?İlgili sahne:https://www.youtube.com/results?search_query=joker+bank+robbery
The Dark Knight Rises filminde banka müdürü hırsızlardan birini vuruyor. Sonra planda değişiklikler oluyor.

Banka müdürü hesapta olmasaydı plan ne şekilde işleyecekti?

İlgili sahne:

www.youtube.com
0
zemun
(04.03.23)
Planda değişiklikler banka müdürü ile alakalı değil.
Joker herkese is bitince diğerini öldürmesini söylüyor. Değişiklik bu yani.
0
logisticsmanager
(04.03.23)
plan zaten soygun tamamlanınca paranın paylaşılacak kişi sayısının düşmesi bahanesiyle jokerin adamları birbirine kırdırması. bu arada filmin adı The Dark Knight Rises değil The Dark Knight sadece
0
paintov
(04.03.23)
Banka müdürü adamlardan birini öldürünce, joker'e silah çeken soyguncu boşta kaldı. joker ona dedi yani o adamı öldür diye. e banka müdürü onun öldürmesi gereken adamı öldürünce o adam da joker'e silah çekti.

yani banka müdürü olmasaydı, banka müdürünün öldürdüğü adamı joker'e silah çeken adam öldürecekti. jokerde o adamı öldürecekti üstüne birde otobüs şoförünü öldürecekti. yani joker 2 adam öldürmekten kurtulup 1 kişiyi öldürdü.
0
sassot
(04.03.23)
(7)

Otomotiv Önerisi, Muadil Tavsiyesi

pilchard
Herkese merhaba,Volkswagen Golf 1.6 TDI, 2015 model, 100.000 km'de dizel araçlara baktım ancak fiyatlar haliyle yüksek. Piyasadan çok anlayan biri de değilim, buna muadil araçlar nelerdir, ne önerirsiniz? İstanbul içinde kullanılacak, önceden araç tecrübesi çok olmayan biri kullanacak gibi düşünebil
Herkese merhaba,

Volkswagen Golf 1.6 TDI, 2015 model, 100.000 km'de dizel araçlara baktım ancak fiyatlar haliyle yüksek. Piyasadan çok anlayan biri de değilim, buna muadil araçlar nelerdir, ne önerirsiniz? İstanbul içinde kullanılacak, önceden araç tecrübesi çok olmayan biri kullanacak gibi düşünebilirsiniz. Bunu alacağına git piyasadan şunu al, buna bak dediğiniz bir şey olursa yazarsanız sevinirim. Daha az masraflı, daha uygun, daha az sorun çıkartacak başka bir önerisi olan olur mu?
0
pilchard
(26.02.23)
Model olarak tavsiyede bulunamayacagim ancak bu saatten sonra dizel araç alınmamalı bence.
0
fikox
(26.02.23)
100 binde dsgli tdi dizel motor alma zaten masraf çıkarsa üzülürsün. marka takıntın yoksa ve illa dizel diyorsan daha az kmde 1.5 dci megane hb bulman mümkündür muhtemelen.
0
roket adam
(26.02.23)
dizeli geç. dizel sırf dert. 2005-2015 yılları arasında cahiller tarafından deli gibi pompaladılar ama yaramaz bir motor. kamyon falan almayacaksan dizel düşünülecek bir motor değil.
0
alperz
(26.02.23)
Benzin de uygun aslında, bundan daha uygun ve mantıklı araçların illaki olacağını düşünüyorum ama piyasa hakkında çok bilgim yok. 400-500 bine, bu araca yakın, benzer yapıda araçlar vardır diye düşünüyorum sadece. Cevaplar için teşekkür ederim bu arada
0
🌸pilchard
(26.02.23)
dizel alma
ikinci el, bilmediğin birinin dizelini hiç alma
sıfır dizel de alma
soğuk çalıştırması iyi bir turbo benzin seni idare eder
dizel ille de alacaksan, açık söylüyorum, kontak kapamadan minimum 50 km yol gitmen lazım.
her gün konak - urla ve hatta çeşme yapıyorsundur iş güç için anlarım. aksi halde kesinlikle benzinli daha sorunsuz.
0
rain when i die
(26.02.23)
Yani Türkiye'de nasıl bilmiyorum ama Avrupa'da özellikle Fransa'da misal dizeller elde kalıyor. Yani Peugeot bakıyorum, dizeller 1.2 benzinliden ucuz çünkü kimse almıyor.

Bir kere dizelde ciddi km lazım. Bunun olayi sadece maliyeti cikarmak değil, dizel aracın düzgün çalışması için de gerekli. 100 binde olan araçta bunun yapılıp yapılmadığını bilmek zor.

Ben olsam ford ecoboost, Peugeot/citroen/opel 1.2 motorlara bakarım.
Otomatik olacaksa ford olmayabilir, çünkü otomatik konusunda mimli. Ama Türkiye modellerinde hangi otomatik vites var bilmiyorum. Peugeot misal otomatik ve motor olarak daha iyi.
0
logisticsmanager
(27.02.23)
100.000 km ve dizel önermem. Ww grubundan Skoda Fabia 1.0 öneririm. Araç tecrübesi de çok yoksa iyi olacaktır. 4 yıl kullandım çok memnun kaldım geçen ay45.000 km dolaylarında sattım
0
gergedan
(27.02.23)
(30)

Kanada'ya taşınır mıydınız?

whatdreamsnevercome
%100, sorunsuz bir şekilde taşınma imkanınız olsaydı, taşınır mıydınız? Yerimde olsaydınız taşınır mıydınız?Yazılımcıyım, son dönem işlerim iyi gidiyor, iyi bir semte taşındım. Mutluydum, sonra Türkiye her zamanki gibi cıvıtmaya başladı. Gelecek kaygısı başladı, şuan oturduğum semtte uzun süre otura
%100, sorunsuz bir şekilde taşınma imkanınız olsaydı, taşınır mıydınız? Yerimde olsaydınız taşınır mıydınız?

Yazılımcıyım, son dönem işlerim iyi gidiyor, iyi bir semte taşındım. Mutluydum, sonra Türkiye her zamanki gibi cıvıtmaya başladı. Gelecek kaygısı başladı, şuan oturduğum semtte uzun süre oturabilecek durumda olmamaya başladım. Yani bu evden çıksam, mevcut semte tekrar taşınma ihtimalim yok, çünkü kiralar artık 100bin liralara dayandı şakasız. Ve bu semt dışında bir yerde yaşamak da beni tatmin etmeyecek artık (istanbulda çok yerde yaşadım) bunun da sebepleri var. (hem istanbulun, türkiyenin bu kadar derdini kahrını çekip hem de istemediğim semtteki evlere 30-40bin lira kira ödeyemem).

üstüne bu deprem dalgası eklendi. sıradaki depremde bizim oturduğumuz evin yıkılmama ihtimali çok düşük. (evin eskiliğinden ziyade, bulunduğu konum nedeniyle) bunun üzüntüsü var üstümde.

her şey iyi gidip, iyi gelir kazanıp projelerim yatırım almasına rağmen "istediğim evi" satın almamın 20-25 yıldan önce mümkün olmadığını, bu ülkenin fırsatlarının ben ne kadar koşarsam koşayım benden o kadar uzaklaşacağını anladım.

deprem dönemi olan devletin eksikliği, insanların düştüğü haller, istanbul'un, izmir'in, adana'nın vb. önümüzdeki yıllar yıkılacak olması, ev arzındaki yetersizlik, hukukun kalmaması, ekonominin ne yaptığını bilmemesi gibi şeyler beni çok yordu.

çok yordu. tahmni edemeyeceğiniz kadar yordu. çalışıp çalışıp, elimde olmayan koşullar nedeniyle geri düşmek beni çok yordu.

--------

velhasıl önce amerika'ya gidişin yollarını araştırdım. çok mümkün olmadığını anladım kısa zamanda. çok zor, çok düşük ihtimal, uğraşmaya kendimi paralamaya değmeyecek kadar düşük bir ihtimal. avrupa, şu aşamada çok cazip gelmiyor.

kanada ise %100 oluyor, o bölgede de arkadaşlarımız var üstelik. ama baktığım zaman yazılımcı maaşlarını da çok beğenmedim o bölgede. ama hem kalıcı oturum hem vatandaşlık almak daha mümkün.

ülkemi normalde seviyordum, istanbulda yaşamayı da. buradaki arkadaşlarımal buluşmayı da.

ama bir günün sabahı her şeyini kaybetme ihtimali olan bir ülkede bu tür şeylerden de doyasına keyif alamıyorum artık.

siz olsanız taşınır mıydınız?
kanaada çok toz-pembe bir ülke değil. mutsuz olma ihtimalim de yüksek. ama sanki orada bir gelecek var gibi geliyor. en azından ev alabilriim, en azından daha rahat yaşayabilirim. buradaki mücadeleden ve düşüncelerden çok yoruldum.
0
whatdreamsnevercome
(26.02.23)
genel iklim ve buraya olan uzaklığı sebebiyle kanada aklımın ucundan dahi geçen bir yer değil. olağanüstü bir para kazanacağım bir durum yoksa hiç mantıklı gelmiyor bana (şahsi fikrimdir)

(edit: evden çalışan biri için) --> istanbulda 100 bin lira kira vermeden de insan gibi yaşanabilecek bir çok yer var ve deprem kuşağında da değiller. illa caddebostan fenerbahçe takıntısı olan biri değilseniz iyi para kazanan biri istanbulda ülkenin dertleriyle uğraşmadan da iyi bir hayat yaşayabiliyor.

illa yurtdışına taşınacaksam, eğer kalıcı olarak gitmeyi düşünüyorsam ab ülkeleri veya abd'yi, geçici olarak gideceksem hızlıca para vurabileceğim uae gibi ülkeleri tercih ederim.
0
roket adam
(26.02.23)
@roket adam,

işte insan gibi yaşamk konusu baya göreceli hale geliyor o noktada. caddebostan/fenerbahçe bölgesindeki sosyal olanak (köpeğini çıkaracağın devasa parkıdır, çevresindeki sakinliktir şudur budur)/demografik yapı istanbul'da başka yerlerde yok. sarıyerde de ataşehirde de şişlide de oturdum. oraları bir daha tercih etmek istemem.

bilmyiorum belki kendimi ikna etmeye çalışıyorumdur. ama hepsinin ötesinde türkiyede bir gelecek göremiyorum artık. en azından kendim için.

amerika olsa zaten 1 saniye bile düşünmez, sormazdım bile.
kanada benim de çok hazettiğim bir yer olmadığı için sorma fikir alma gereği duyuyorum.
0
🌸whatdreamsnevercome
(26.02.23)
Kanada iklim açısından sıkıntılı. Bu sorun olmayacaksa taşınılır. Alım gücü maaşlar ne durumda buna da bakmak lazım.
0
seaman
(26.02.23)
şuan şirketim üzerinden elde ettiğim gelirin aynısıyla kanadada aslında daha iyi bir alım gücüne ulaşıyorum. (bu tabi geçici, dolardaki baskı kalkınca türkiye'de de fiyatlar dolar karşısında yerlebir olacak/yerle bir olmaya mecbur)
0
🌸whatdreamsnevercome
(26.02.23)
İstanbuldaki çıtanız kiraların 100k olduğu yerdeyse minimumda ve ona rağmen buradan ev almayı karşılayamıyorsanız o zaman kanadada da eşdeğer bir çıta koyarsanız oradaki yaşamı karşılayamayabilirsiniz gibi geliyor bana.
Şuan demografik yapı olarak fenerbahçe altına inemiyorsanız o zaman kanadada da sizin gibi beyaz yakalı göçmenlerin yaşadığı mahalleler sizin çıtanızın altında kalabilir. Çünkü o mahallelerde de her kültürden her milletten insan olacak ve demografik açıdan sizi tatmin edeceklerini sanmıyorum.
Çünkü sizin içinde bulunduğunuz (bulunmak istediğiniz) çevre türkiyede ve diğer ülkelerde hala iyi koşullarda yaşadığı için kendi ülkesinden ayrılmıyor kolay kolay.

Ama gidip bi demeden bilemezsiniz. Sakinlik, sosyal devlet anlayışı, hayat kalitesi yüksek olacak. Bir şey kaybetmezsiniz gidip bir kaç yıl yaşasanız ve duruma baksanız.
0
zimbirik
(26.02.23)
100% tasinirdim. Hatta tasindim ve asiri memnunum. "Cok kotu ulke, kurulu duzenimiz olmasa aslinda TR muthis"ciler gelecektir birazdan. Herkesin zevkleri, hayata bakisi falan farkli tabii o yuzden genellemek sacma.

Bu arada ev almak demissin de Turkiye'de her turlu ev almak 10 kat daha kolay. Motivasyonunun sadece maddi ise hayal kirikligina ugrayacaksin. O kadar ugrastiktan sonra daha yeni ev alim misal 30 sene mortgage ile, ayni cabayi, para biriktirme disiplinini falan Turkiye'de gostersem su an 3. evi almistim herhalde. Yasamaya deger yerlerinde konutlar Turkiye'ye gore cok cok daha pahali, onu kafanda oturt oncelikle.
0
hot potato
(26.02.23)
Toronto, Vancouver gibi büyük şehirleri emlak açısından bayağı pahalı 1+1 düzgün evler 2000 küsur cad çıkıyordu ben bir ara araştırdığımda. Ev ve muhit hayalin varsa orası da İstanbul gibi emlak krizinde. Daha küçük şehirlerde de işini yapabilir misin düşünmen lazım.

Benim gördüğüm, Hollanda'ya gidenler çok mutlu olup hemen ev alıyor (çünkü devlet yabancılara kredi işini kolaylaştırmış galiba, hemen mortgage'a girebiliyorlar) Hollanda'da iş imkanın var mı bir bak derim. 5 yılda vatandaşlık alabiliyorsun (ama şu an TC vatandaşlığını bırakman gerekiyor)

"çalışıp çalışıp, elimde olmayan koşullar nedeniyle geri düşmek beni çok yordu."
Daha geçen yakın arkadaşımla aynısını konuştuk. İş hayatına başlarken hayal ettiklerimizde bulduklarımız çok farklı ve çok kötü. Maaş olarak dolar cinsinden geriye gitmemek için kasıyoruz yıllardır, bırak zammı :D

Tek seçenek Kanadaysa gidip 5-6 yılımı verip vatandaş olup sonra rahat olayım dersen mantıklı. Çifte vatandaş olmadığımız her an riskteyiz. Kanada (veya herhangi batı ülkesi) vatandaşı olarak gerekirse gidip AB'de de iş ararsın en azından ülkeye girip yüz yüze görüşme ihtimalin olur.
0
nhk ni youkosu
(26.02.23)
iyi kötü mutlu olduğun yerden neden ayrılıyorsun ki? o istediğin evde de otursan saraylarda da otursan kesinlikle mutsuz olacak ve kendine mazeretler yaratıyorsun gibime geliyor. türkiye'de işler çabuk değişir. bugün bozuk ekonomi yarın düzelir. bunların hepsi düzelir. anan baban kardeşin arkadaşların yanında mı, yanındaysa bunlardan maddiyat uğruna ayrılmayı kantara koyduğunda hangisi ağır basıyor hesabını kendin yap.
0
deranzo1
(26.02.23)
cok caresiz olmadikca kanada gocmenlik icin (ulkenin sunduklari bakimindan) cok iyi bir ulke degil.
siralama abd>ab>kanada>avustralya seklinde.

ama abd ve ab'ye gidemiyorsam evet niye tasinmayayim? hic olmadi geri donersiniz yani begenmezseniz. beklentilerinizi gercekci tutarak giderseniz hayal kirikligi da yasamazsiniz.
0
antikadimag
(26.02.23)
Tek tasinma isteğiniz paraysa tartışılır.
Misal Türkiye'de yaşamak baya kötü. O sebepten bana Fransa'da kazandığım paranın 3 katını falan verseler anca gelirim Türkiye'ye. Gelirsem de birkac yil anca çünkü cekemem o hayati uzun süre.

Sizin derdiniz Türkiye'deki hayat değil ama maddi gibi. Bu noktada bir de özellikle emlak demissiniz ama kanada benim de bildiğim emlak konusunda baya sıkıntı. Bence tek derdi emlak/para olan biri için mantıklı değil.
0
logisticsmanager
(26.02.23)
Gelir açısından değecekse gidilir. Onun dışında bir evde 2-3 yaşayan almancı tayfa gibi sadece gitmek için gidilmez.
0
scholar
(26.02.23)
kendim taşınırım. senin yerinde olsam da taşınırdım.

normalde kuzey amerika merakım yok, hatta ABD'den nefret ederim ama buz hokeyini çok seviyorum. soğuk iklim seviyorum. kanada, ABD'nin daha sosyal versiyonu gibi yönetim anlamında. aynı şeyin laciverdi ama biraz daha sevilebilir ve tercih edilebilir geliyor bana. öyle aç açıkta kalmayacaksam gidip yaşamak isterdim. montreal, toronto vs. olmasına da gerek yok yani winnipeg, calgary filan bile olur. veya daha küçük bir yer.

ailesine, dostlarına, yaşadığı yere çok bağlı olan ve başka yerde mutsuz olacağını düşünen insanları anlayabilirim. onlar, "dışarıda mutlu olacağıma burada mutsuz ölürüm" diyebiliyor. bu insanın gitmesinin manası yok mesela, gitmesin. yalnız senin gibi fikirleri, düşünceleri olan insanlar için bence İMKAN DA VARKEN türkiye'de kalmanın manası yok. en kötü geri dönersin. farkındayım bu da kolay bir şey değil ama ben olsam giderdim.

deprem bu ülkedeki sorunların en büyüğü bile değil bu arada. ona gelene kadar öldürebilecek veya psikolojiyi bozabilecek o kadar şey var ki... bu depremi de birkaç aya unuturuz, görürsün. bir daha işte artık ne zaman vuracak olursa. gölcüklü sayılırım. 99'u hatırlıyorum. devamında olanları da. dünyanın hiçbir yerinde "sıradan vatandaş" zaten çok zeki veya bilinçli olmaz. bu sistem, politika, devlet işidir. bu ülkenin başındakiler (akp gitse bile) böyle reformlar yapar mı, güvenilir bir düzen oluşturur mu? sanmıyorum.
0
mark greg sputnik
(26.02.23)
1 2 yıl için taşınabilirdim.
0
dissendium
(26.02.23)
30-40bin lira kiralardan bahseden biri turkiye'nin kaymak tabakasindandir.
kanada, kaymak tabakadan gelen birini zorlar.
seni mutlu edecek evler de burada milyon dolarlardan basliyor zaten.

kanada overrated bir mavi yaka ulkesi, ustunu iklimi, saglik sisteminin bitikligi....Ben olsam amerika'ya bakarim, kanada'ya hic bulasmam.
0
cooperr
(26.02.23)
hali hazırda yurt dışındayım.

kanada için bir firma bana teklif verse ve kabul alırsam, koşa koşa giderim.

vatandaşlık alana kadar da dönmem.
0
rain when i die
(26.02.23)
sadece başlığı okuyarak evet diyorum. söz konusu lüksemburg yada kanada ise gerisi teferruattır.
0
baldan kaymak
(26.02.23)
trde bir yazılımcının fenerbahçeden aşağı oturmam takıntısı şımarıklık. kanadaya gidin biraz burnunuz sürtülür ayaklarınız yere basar.

yazılımcılık burada geçici süreliğine diğer mesleklere göre iyi kazanan bir meslek fakat kanadada bir mavi yakalıdan çok farklı bir maaş almayacaksın. o yüzden gidip görün.
0
nuisance
(26.02.23)
@nuisance,

ya cidden kendinizi böyle mi tatmin ediyorsunuz? "yazılımcılar aslında çok dandik, yakında sürünecekler" diye falan mı tatmin ediyorsunuz? ben hayatımın 10 yılını gecekonduda yaşadım, bir daha da kendimi öldürür ama yine de oralara geri dönmem. tüm ülke gecekonduya dönüşürken ben de buraları terketmek istiyorum. çünkü evet "fenerbahçe şımarıklığı" var üstümde. insan gibi insanlarla komşu olup, dışarı çıkınca bir parkta yürüyüş yapabildiğim bir yerde yaşamak istiyorum. çünkü 7 gün 24 saat çalışyıorum ve zaten tüm 10lu ve 20li yaşlarım fakirlik içinde ölüp bitmişken, bi 20 yılımı daha berbat yerlerde berbat şartlarda berbat kiralarla geçmesin istiyorum.

kanadadaki emlak piyasasını ben de biliyorum bu arada malesef. ama aslında burada anlatmak istediğim şey şu: yüksek kira ödüyorsam, karşılığında bir yaşam satın alayım. yaşam dediğiniz şey de, türkiyenin %99'unun hiç yaşamadığı şeydir.
0
🌸whatdreamsnevercome
(26.02.23)
standartiniz ev satin almaksa evet kanada uygun bir yer degil ama ulkeden ve ulke gundeminden uzaklasmak bence insana cok sey katar. isim olsa sizin gibi, giderdim.
0
ala09
(26.02.23)
yazılımcıyım, tr şartlarına göre iyi kazanıyorum. evim var, hatta fazladan evim var başka yatırımlarım da var. fena bir semtte oturmuyorum ama fenerbahçede ev kiralarım daha altı olmaz diyecek kadar uçmadım, sonuçta bir beyaz yaka bordrolu çalışansın.

ticaret yapmadığın veya kendi işini kurmadığın sürece olabilecek şartlar belli, fenerbahçe çok populer bir destinasyon atadan dededen gayrimenkul zenginleri de orayı istiyor ayda 8-10bin usd kazanan digital nomad ta, arap veya rus zengini de...

siz kendi çapınızın farkında olun bence, bunun da en iyi yolu orada en fazla bir mavi yaka kadar olabileceğiniz kanadaya yerleşmek olabilir.
0
nuisance
(26.02.23)
@nuince, ayda 8-10k usd kazanıyorum eşimin maaşı ve şirket ortaklıklarımdaki haklarım hariç. şmdi fenerbahçede yaşamayı isteyebilir miyim?
0
🌸whatdreamsnevercome
(26.02.23)
yani hocam sonuçta bu işin hem mantık hem de duygusal tarafı var. genel olarak insanlar trnin olumsuz ruhsal ikliminden duygusal olarak etkilendikleri zaman da gitmek isteyebiliyorlar, bunu anlayabiliyorum. bu gruba dahil olduktan sonra artık gitme gitmeme kararı değil nereye gideceğini tartışmak lazım. siz de belli ki en kaymak tabakadaki bir birey olarak sizi fiziksel olarak etkilemese bile kendinize buradaki ortamdan psikolojik olarak bunaltacak bir hayat kurmuşsunuz. ayrıca bir dönem avantajlı piyasa şartlarından ötürü (düşük kiralar, döviz kazanma vs) fenerbahçe, caddebostan gibi istanbul'un creme de la creme denebilecek şartlarda yaşamışsınız ama bu anormal olan dönem şu anda bitti ve o bölgelerin tekrardan eski seviyelerine ulaşmasından etkilendiniz gibi görüyorum. standart bir beyaz yakanın fenerbahçede yaşaması zaten ütopik bir dönemdi ve bitti veya azaldı, eskiden de yoktu yani böyle bir şey milyonların hayal bile edemeyeceği bir bölge ve döviz kazanan birey de tlnin değer kaybetmemesiyle daha da maliyetli bir yaşam sürmeye başladı (zaten tüm planını tlnin değer kaybına bağlayan bir hayat düzeni kurmak da yanlış olurdu)

kanada dediğimiz yer de dünyanın yüzölçümü olarak en büyük ülkelerinden bir tanesi. emlak piyasasına da hakimim demişsiniz, o zaman tavsiye olması babında, bence şehir bazlı bir duyuru daha açsanız daha isabetli tavsiyeler alabilirsiniz diye düşünüyorum. çünkü sizin derdiniz hem maddi ama biraz da manevi, maddi konu belki daha fazla kazanmanızla çözülür ama manevi olarak bu "bavulunu toplamış olma" hissiyatını çözemezsiniz. belki de gidip birkaç sene bu privileged hayattan uzaklaşıp, standart bir göçmen olarak yaşamak iyi gelecektir (eleştirmek için değil ciddi söylüyorum)

son olarak bir de gideceğiniz yerin vergi durumunu da araştırın derim, yurtdışına iş yaparken tl çok rahat bir ortam sunuyor şu an için kimse vergi falan sormuyor ama mesela kanadada gelir vergisi ödemek durumunda kaldığınız durumu da hesaplamak lazım. (edit. hani zaten düşünmüşsünüzdür de yazayım dedim)
0
roket adam
(26.02.23)
taşınmam. Türkiye'de istanbul'dan başka bir şehre göç ederim. yazılım işi uzaktan da yapılıyor diye biliyorum. gelirim iyi ise, arsa alır ve o arsaya kendi müstakil evimi inşa ederim. depreme dayanıklı ve istediğim şekilde yaparım. istanbul'daki korkunç kutu evlerde kalmam.

neden Türkiye'den ayrılmam? çünkü ailem, sevdiklerim, arkadaşlarım ve anılarım burada. bu kocaman bir ömür demek. hayat demek. başka diyarlarda bunu inşa etmek uzun sürer. insan ömrü kısa. yurtdışı benim için değil, çocuklarımın kendi hayatını inşa etmesi için güzel bir seçenek olur.

tabii benim perspektiften böyle görüyorum. sizin şartları bilmiyorum.
0
Leonardo~Da~Vinci
(26.02.23)
Yazdıklarınızdan anladığım oldukça duygusal bir insansınız. Bu sebeple sizin olumsuz bir durumda mutsuz olma eğiliminiz yüksek olabilir.

Öncelikle konu paraysa, Türkiye'de para kazanmak birçok ülkeye göre daha kolay. "Yoooooeeaa ne alaka" demeyin. Maaştan bahsetmiyorum, para kazanmaktan bahsediyorum. Yazılımcısınız, kendi işinizi kurup para kazanma şansınız çok daha kolay birçok ülkeye göre çünkü türkiye'de sistem işverenin zenginleşmesi üzerine. Vergi indirimleri, vergi düzenlemeleri, sık sık gelen vergi afları, maaşların düşüklüğü vb... Vermek zorunda olmadığınız yan haklar... Hele ki yazılım ihracatı yapıyorsanız, yani dolar kazanıp TL ile maaş ve harcama yapıyorsanız muhteşem... Kur farkının yanında yararlanabileceğiniz teşvikler, ihracat sebepli vergide daha da indirim vs....

Diğer konularda yazdıklarınızdan biraz toplumun genelinden "izole" bir hayat aradığınızı anlıyorum. Açıkcası kanada gibi ülkelerde bu aradığınızı bulmanız zor. Bir yazılımcı ortalama 50-60 dolar kazanıyor saatte. Bir tesisatcı 30-40 dolar saat ücretiyle çalışıyor. Yani muhtemelen o dünya para bayılacağınız evinizin, tabii maaş/ev fiyatlarına bakıp alabilirseniz, tam karşınıza koca f150sini park eden bir mavi yakalıyla dip dibe oturma ihtimaliniz yüksek.

Orta sınıf her yerde orta sınıftır:)

Ben maaşla çalışacaksam gitmem. Kendi işimi kurup çok kazanacağımdan eminsem hemen giderim.

Sizin yerinizde olsam oralardan remote iş kovalar, burada yaşarım.
Ya da dubai vb gibi yerleri kovalarım.
0
anten
(26.02.23)
senin için problem türkiye'de yaşamayı sevmen. yani eğer oturduğun muhitte, kiralar uygun ve evler sağlam olsaydı bu fikir aklını böyle meşgul etmeyecekti. o yüzden muhitini depremden az etkilenecek ve sağlam evlerin bulunduğu bir konuma kaydırman olabilir.

benim aylık gelirim senin kadar olmasa da iyi. ama şöyle de düşünüyorum gidersem bu standartı yakalayamam. dayanılmaz olmayana kadar gitmem fikrindeyim
0
paintov
(26.02.23)
Bro Kanada'ya taşınıp da mutlu olan bir tane tanıdığım yok alayı geri döndü, bazısı çoluğunu çocuğunu bırakıp falan geri döndü öyle bir geri dönüş, Kanada sanırım adaptasyonu çok zor bir ülke, ben taşınmazdım.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(27.02.23)
eger belli bir gucunuz var ise usa icin E1 YA DA E2 vizelerini dusunun derim. ben E2 aldim aklinizda soru olursa mesaj atin. kanada hakkinda bilgim yok ama malum usa ve yazilim tartisilmaz.
0
oscar
(27.02.23)
"%100, sorunsuz bir şekilde taşınma imkanınız olsaydı, taşınır mıydınız?"

sonrasını okumadım; net taşınırdım.

türkiye'de hayatımı idame ettirmek için vereceğim çabanın belki iki üç katını verirdim ama en azından düzgün bir ülkede yaşardım ve bu çaba için elimde bir motivasyon olurdu.
0
knight of cydonia
(27.02.23)
hayır. kadıköyde oturmak zorunda değilsin. radiohead, u2, guns and roses dinleyen insanların böyle düşünceleri oluyor…
0
sert siyah krom
(27.02.23)
abi bence boğaza karşı yalıda oturmak istemiyorsan türkiye'de bu gelirle elde edemeyeceğin çok az şey var. ayda 5 bin dolar kredi ödesen 100 bin lira ödemeyse 20 milyonluk ev alabilirsin. o yüzden anlamsız geldi.

ayrıca hedeflere de tek seferde ulaşmak mümkün olmasa da adım adım ulaşılabilir. yani bugün yalı alamasan da ufak bir yer alırsın. 3-5 yıl sonra satıp başka yer alırsın. böyle böyle büyürsün.
0
hknty
(04.03.23)
(15)

Erdoğan muhalefet olunca

sailor
Merhaba,Geçen gün Ruşen Çakır, "Erdoğan kaybedince AK Parti kadroları çözülür, kısa süre içerisinde mevcut oyları dibi görür" tarzında bir yorum yaptı.Bekir Ağırdır da başka bir ortamda, "Erdoğan muhalefet olunca şimdiki muhalefet gibi insaflı olmaz. 300 bin kişiyle Taksim'de miting yapar düzenli ol
Merhaba,

Geçen gün Ruşen Çakır, "Erdoğan kaybedince AK Parti kadroları çözülür, kısa süre içerisinde mevcut oyları dibi görür" tarzında bir yorum yaptı.

Bekir Ağırdır da başka bir ortamda, "Erdoğan muhalefet olunca şimdiki muhalefet gibi insaflı olmaz. 300 bin kişiyle Taksim'de miting yapar düzenli olarak, iktidara hayatı zehir eder. Ülkeyi erken seçime götürmeye çalışır." dedi.

Sizce hangi senaryo daha gerçekçi?
0
sailor
(26.02.23)
A şıkkı
0
Mirket
(26.02.23)
A.
Belli kitleler aynı İstanbul'da olduğu gibi para yiyemeyince, sağa sola kuzen yeğen koyamayinca, tesvikler dagitilmayinca çoğunun siyasi görüşü kalmaz ki yok.
0
logisticsmanager
(26.02.23)
encrypted-tbn0.gstatic.com

En fakiri bile 3 kusak yetecek kadar kenara koydu. Miting yapmaya yemez cunku o sirada yurt disina kacmaya, vatandaslik almaya veya delilleri yok etmeyle mesgul olacaklar.

Asil biz gelen iktidara hayati dar ederiz bunlari hemen yargilamaya, caldiklarinin bir kismini da olsa geri almaya calismazlarsa.
0
another satisfied lover
(26.02.23)
Ne akp 20 yıl önceki akp, ne de rte 20 yıl önceki rte. rte artık muhalefet yapamaz. Başka bir kafayı bir yaşıyor. Ya ülkeyi terk eder, ya da iktidarı bırakmamak için her yolu dener. Allah'ın Trump'ı iktidarı vermemek için neler yaptı, doğru dürüst devletin hiçbir organına sahip olmadığı halde.
0
vizivozo
(26.02.23)
ilki. çünkü tayyipin o eski gücü yok. azalarak bitecekler. akp'nin vadesi doldu.
0
candide
(26.02.23)
benim fikrim; ak parti ve erdoğan'ın seçilmesini sağlayan besledikleri o azınlık tayfa değil bilakis iktidardan doğrudan veya dolaylı hiçbir şekilde fayda amacı gütmeyen, bunu talep etse bile bu talebi gerçekleşmeyen o asıl çoğunluk. bence bu insanların kararı kaybedilmesini ve kazanmasını sağlayabiliyor. örneğin; param yok, yiyecek ekmeğim yok, bir sürü sorunum var ama benim oyum erdoğan'a sözünü söyleyebilen kesim bu noktada belirleyici oluyor.

yani demem o ki doğrudan beslediği o parazit azınlık ilk yenilgide kendisini besleyecek bir başka organizmaya tutunur kalır. şunu unutmayın, para demek güç demektir. ve bu beslenen güç bağımlısı kitle her zaman bir yolunu bulur. (money talks) elbette olası bir yenilgi durumunda her siyasi cenah için hızlı bir reaksiyon verebilmek, toparlanabilmek çok güç olur fakat burada önemli olan sonrasındaki süreçtir. beslenen tayfa kolaylıkla bu saf geçişini yapabilir hatta bunu kimse yadırgamaz ne muhalefet ne iktidar tarafı. ama esas olarak bu bahsettiğim "asıl" çoğunluğun reaksiyonu belirleyicidir. nitekim bekir ağırdır ağabey bunu kastediyor açıklamasında. diğer açıklamlarında da buna paralel ifadeler söylüyor sıklıkla. ve ben bekir ağabey'in açıklamasını rasyonel buluyorum.
0
debian
(26.02.23)
b. ve sadece bu yüzden a.k. partisi seçimi kazanması gerektiğini düşünüyorum.

-ekonomi dibin dibini görmüş durumda. ki dünyanın en büyük depramini gördük, ultra mega yardımlar yapıyoruz söylemini hiç vakit kaybetmeden pompalamaya başladılar.
-yargı tamamına yakın olarak kendi kadrolarında. yeni gelecek bir muhalif bu sebepşe istediğimi,z hesaplaşmayı kolayca yapamayacaktır. ayrıca basın hala büyük oranda ellerinde. yeni gelen muhalif toplumsal kutuplaşmayı engellemek adına zaten çok sert girişimlerde bulunamaz-ihaleci puştları yargılamak, torpille iş veya maddi çıkan sağlayanlara, dini siyaset veya çıkarı için kullananlara gereğini yapmak gibi- ki çok daha büyük dertleri olacak.
-kitlesinin sanıldığı kadar azaldığını sanmıyorum. hala herifi peygamber gibi gören ve algıları kapalı devasa bir kitle var. ellerindeki basınla-hadi o susturuldu, müthiş çalışan fısıltı gazeteleriyle (90 ları ve o zamanlardaki türban eylemlerini hatırlayanlar bilir.tek bir gazetede tv de haber olmamasına rağmen yüzbinlerce kişiyi sokağa dökebiliyorlardı) bakın biz lozanı kaldırıp petrolleri-elmasları çıkaracaktık. bunlar dış güçler. o yüzden ülke bu durumda söylemini çok hızlı yayacaklardır. ve zaten kucağında bomba bulan seçiliş muhalif çok zorda kalacak, muhtemel bir erken seçimle bu sefer daha güçlü bir şekilde yeniden iktidara gelecekler.

kendi adıma ülkede milyonların inandığı lozan yalanının, biten ekonominin ellerinde patlaması için yeniden a.k. partisinin yeniden seçilmesi gerektiğine inanıyorum. ha 3-5 sene daha ülke soyulacak. yaşadığımız her boktan şeyin benzeri yaşanacak. adamın ev hanımı komşu kızı rektörlük yapacak. 5 li çete 15 li olacak doğru. ama toplumsal bir akıl tutulması yaşadık biz. ve bunun bedelini ödememiz gerekli.
0
unabomber
(26.02.23)
erdoğan muhalefet olmaz, hakkınızı helal edin der çekilir.
0
duyurukullanıcısı
(26.02.23)
erdoğan yaşadığı sürece muhafelet olmaz, olamaz.
0
nuisance
(26.02.23)
Ekonomide dibin dibini gördük diyen arkadaşım:

Bu ülke insanının iyimserliğini seviyorum aslında.

Suriyeliler, Afganlar, Afrikalılar, Pakistanlılar için şu an bir cazibe merkeziysek ve büyük buhran Amerikası ile ilgili birkaç kitap okunsa 'dibin dibi' olmak bir yana çok iyi durumda olduğumuz aşikar aslında.

Daha göreceklerimiz var. İnan düşmeye yeni başladık.
0
Mirket
(26.02.23)
Bizim muhalefete hayranım. Darbeler dışında bu ülkede hangi siyâsî lideri yargılandı? Darbe döneminde yargılanan siyâsîler de kahraman edildi ha.

RTE öyle veya böyle kazanma planları hazır olduğunu düşünüyorum. RTE son kez başkanlık yapar, son döneminde cumhuriyet tarihinin en iyi lideri vb. seçilir, madalya verilir, görevi biter, aşırı lüks hayatını devam ederken iktidarlar bile fikir danışır, tarih sahnesinden yavaş yavaş silinir, 7 ceddi de her zaman her yerde kırmızı halıyla karşılanır. Yargılanacaksınız geyiği yapanların alayı saftirik. 12 Eylül darbe anayasasının değiştirilmediği ülkeden bahsediyoruz, Kenan Evren’in yargılanmadan lüks bir hayat yaşadığı, katıldığı programda da çok rahat hem sağdan hem de soldan astırdım dediği ülke burası. Saftiriklere göre RTE ve tayfası 20 yıl iktidarı elde tuttuğu ülkeden harıl harıl kaçma planları yapıyor. Ulan şu an RTE bu özgeçmişle istediği ülkede krallar gibi yaşar. İngiltere'nin, Almanya'nın, ABD'nin vb. 20 yıl Türkiye gibi bir ülkeyi domine etmiş bir siyasi lidere kapılarını mı kapatır. RTE'ye dava açtığınız gibi bu ülkeyi bırak dünya ayaklanır. TV'ler ve basın yüzyılın rezaleti başlıkları atar, ikinci Adnan Menderes vakası, millî irade yok sayılıyor gibi başlıklar...

En çok daha şunu merak ediyorum, "aman AKP'nin tabanı kızmasın, AKP tabanına yaranalım" diye sesini çıkamayan ve malum kitleye yaranan muhalif iktidara gelince cidden bunları yargılayabilecek mi?
0
kullanilamayan ruhumuzlar
(26.02.23)
açıkçası ben erdoğan'ın kaybedeceğini düşünmüyorum çünkü sosyal medya ve ekşi sözlüğe göre oy dağılımı söz konusu olsaydı çok daha önce erdoğan tarihin tozlu sayfalarına eklenmişti. ama bir türlü öyle olmadı. olmuyor.

benim görüşüm ve gözlemim şu ki; erdoğan taraftarları daha da konsolide olarak çıkarsa bu süreçten kimse şaşırmasın. yani ben buna şaşırmam artık. ama olurda erdoğan seçimleri kazanamayacağını düşünürse öncelikle seçime girmez diye düşünüyorum. girer ve kaybederse de tüm duygusal hayal kırıklıklarına rağmen 2.seçenek daha mantıklı geliyor bana.

her şeyi bir kenara bırakın bu ekonomik krizde dahi akp tek başına birinci parti çıkabiliyorsa hala çoğu ankette bunu görmezden gelmek kendini kandırmak olur. yani adamlar eski sistemde olsak iktidarlar hala...
0
pardus
(26.02.23)
mamaları bi kesilsin görücem ben akp'Li kitleyi.
0
ayseee
(26.02.23)
%50 alamayacağı kesin ama parti olarak hala en yüksek oyu alan parti olabilirler de. İşler karışık.

Bekir Ağırdır'ın söylediği bence doğru ve öyle olursa biz "ulan 10 yıldır biz niye bunu yapamamışız gerçekten muhalefet yokmuş" diyeceğiz bence.

Ama umarım dağılıp giderler. Normal şartlarda hukuksuz her şeyin cezalandırılması gerektiğini düşünüyorum ama pek ümidim yok. Bence herkes tuttuğunu öpüyor ve yanına kâr kalarak hayatına devam ediyor. Burası böyle bir ülke.

benim en büyük korkum, bu kadar kötü şey üzerine altılı masanın gelmesi ve her şeyin onlara yıkılması. Cumhurbaşkanlığını pek kullanadan hızlıca parlamenter sisteme geçmeleri ve sonra yeni bir sağcı iktidar... Sebep sonuç ilişkisi kurma yetisi yok çünkü çoğu insanda. Ha yaşlıların yıldan yıla hayatlarını kaybetmesi işin matematiğini biraz etkiliyor ama ne bileyim.
0
nhk ni youkosu
(26.02.23)
Ben size C şıkkını söyleyeyim. muhalefet bunlardan çekindiği için perde arkasında iktidarla anlaşıp göstermelik bir iki soruşturma dışında şimdiki iktidarı rahat bırakacak. Birçok şey hasıraltı edilecek. Hatta kılıçdaroğlu'nun tam olarak şu demeci gözümde canlanıyor: "Ne yapalım cadı avı mı başlatalım? böyle bir şey olabilir mi?"

Maalesef Türkiye'de seçmen de bazı gazeteciler de fazla saf ya da saf taklidi yapıyor.

Öncelikle AKP içinde çıkar odaklı bulunan bir kitle var tamam. Ama bu partinin içinde duygusal olarak buraya ait hisseden ve ne olursa olsun aşırı bağlı bir kitle de var, hem de sayıları hiç düşük değil. Son İstanbul seçiminde sokaklarda ağlayıp dövünenleri görmediniz galiba. Eğer bu deprem yaşanmasaydı, iktidar rüzgarı bir şekilde arkasına almaya başlamıştı yine.

Diğer konu, küçücük bir muhtarlıktan, üst düzey tüm kurumlara, medyaya, bürokrasiye kendi adamlarını oturtmuş bir iktidar, koltuktan inince, yeni gelenlere hayatı zehir eder. İBB'nin bile çalışır hale gelmesi neredeyse 1 sene sürdü ki sadece belediye meclisi bile ne kadar kitledi imamoğlu'nun elini hatırlayın.

Algı çok kolay manipule edilen bir şey. İktidar el değiştirirse, şimdiki basın sabahtan akşama kadar tüm ekonomik sıkıntıları yeni gelen iktidara yıkacak ve eminim bunda da başarılı olacak. Bürokrasi de ülkeyi tekrar bir erken seçime götürmek için elinden geleni yapacaktır.

İyi niyetten kastım tam da burada başlıyor. Muhalefette ya da gazeteciler arasında iktidar değişince usulsüzlüklerin peşine düşüleceğini sanan bir kitle var. Muhalefet ve iktidarın perde arkasında görüştüğüne dair bir sürü dedikodu çıktı. Seçim sonrası kimseye dokunulmasın, böylece yumuşak kavgasız gürültüsüz bir geçiş olsun diye.

Tabii tüm bunlar seçimi kaybederlerse ihtimali... Bir de kaybetmeme ihtimali var ki, hiç de az değil. Oyları düşebilir, ama öyle efsane bir kayıp olmayacaktır.

Biraz yaşadığınız mahalleden çıkın, insanlar her şeye rağmen destek veriyor görebilirsiniz.
0
anten
(27.02.23)
(3)

İtalyan drugstore markaları

old possum
İtalya'dan ne alınır? Drugstore makyaj markaları vb. önerebilir misiniz? High end marka alamam, o kadar bütçem yok. Plak falan alarim onun yerine diyorum.
İtalya'dan ne alınır? Drugstore makyaj markaları vb. önerebilir misiniz? High end marka alamam, o kadar bütçem yok. Plak falan alarim onun yerine diyorum.
0
old possum
(26.02.23)
www.reddit.com

Benim tek bildiğim kiko o da bir kız arkadaş istemişti bir şeyler.
0
logisticsmanager
(26.02.23)
Kiko var (bence iyi degil cok)
Pupa var, kiko gibi. Marvis dis macunu var <3
0
kuehles blondes
(26.02.23)
Caddy's ve Tigota var kozmetik,kişisel hijyen,parfüm, ev temizliği vs. ürünler bulunabilecek. Homeopathy ilaç pek bulunmaz ama, en fazla gıda takviyesi vitamin vs. Gratis, rossmann muadili denebilir bunlara.

Homeopathic şeylerin bulunabileceği yerlere parafarmacia deniyor o şekilde aratabilirsiniz. Lloyd's var zincir ama ona gerek kalmadan çoğu mahallede bi parafarmacia vardır zaten.
0
mirafiori
(26.02.23)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.