bu dünyada prensip sahibi insanlar azınlıkta. menfaat her şeyi yer.

Adam cezasını çekmiş \ çekiyor zaten her insan hata yapabilir toplumdan dışlamak doğru değil

suç işleyenleri bir adaya gönderelim cezalarını çektikten sonra. yargılandı cezasını aldı. infazı da devam ediyor muhtemelen. aldığı cezadan memnun değilseniz 13 sene almıştı, burada suçlu mahkemeler, devlet. az yattığını düşünüyorsanız yine devlet suçlu. adam çıktı hayatına devam ediyor. sizin bir arkadaşınız suç işlese terk mi edeceksiniz. oyuncular da bu şekilde.

ibrahim tatlısese onur ödülü veriyorlar, yılmaz güney özlemle anılıyor vs. Toplum bu, beklentiye girmemek lazım.

Bu mantığa göre suç işleyen herkes topluma kazandırılmak yerine imha mı edilmeli? Yarın öbür gün sizinde başınıza gelebilir yaptığınız veya yapmadığınız şeyler yüzünden mahkum olanilirsiniz

Her şey herkesin başına gelebilir evet. Empati seviyesini en alta çekerek şunu düşünelim o zaman. Bir adam sarhoşken araba kullansın, sevdiklerinizin ölümüne sebep olsun, kazadan kaçsın, başkası suçu üstlensin, sonra ortaya çıkıp artistlik yapsın, artık sonunda t yok filan desin (ama bakın ne yaratıcı, alkış!), sonra da tahliye olsun, siz de adamın cezasını çektiğini düşünerek rahatlayın. Lazpallenin dediği gibi insanlar çıkarlarının peşinde.

asteriks +1

adam alkollü halde ölüme sebep olup, suçu başkasının üzerine atmış. millet hala aklama peşinde.

poserlık, cihangir ve kadıköy solculuğu, uluslararası düzeyde vasat sayılabilecek işlerin bizde nimetten sayılması...

Unutulmasın ki bu adam alkollü iken bi aileyi yok etti ve alkolün bi kaç gün sonra vücudundan temizlendikten sonra teslim oldu. Yani aftan yararlanması yaptığı bu üçkağıttan. Şimdi ilkeli biri yüzüne bakmaz ki bence de her şeyi hak ediyor. Cezasını cekmedi ve çekmeyecek. Bir kaç film ve kitap ile mastürbasyon yapıp vicdan rahatlatmak kayıpları getirmiyor maalesef. Keşke ilahi adalet olsaydı.

deneyebilirsin online sistemden

"Beyanla Trafik Para Cezası Ödeme - e-Devlet" üzerinden ödeme işlemlerine gidin. orada varsa indirimli tutar karşınıza çıkacaktır.

arkadaşlar online sistem tebliğ tarihini senin girmeni istiyor. zaten onu soruyorum. SMS gelen tarih mi tebliğ tarihi yoksa tebligat gelmediği için bugünün tarihini mi giriyoruz?

SMS tarihini girersem indirim ortadan kalkıyor. Ben tebligat gelmedi diye bugünün tarihini girip indirimli ödersem ileride 'eksik ödemişsin' derler mi?

hocam daha iki gün önce ödedim. tarih girmedim sadece beyan seri no ve plaka girdim diye hatırlıyorum.

edit: aynı sayfaya baktım herhangi bir tarih mevzusu yok.
i.ibb.co

tebliğ tarihi sormuyor ki

SMS tebligat sayılmaz, bugünün tarihini girmen gerekli. Tarih girmen gerekmiyor diyenler sonraki sayfaya ilerleyemedikleri için göremiyorlar.

@jelly bear, lazpalle

o ekranda sormuyor zaten, bir sonraki ekranda çıkıyor tebliğ tarihi.

i.ibb.co

@kanepeee

peki ben bu ceza bana tebliğ edilene kadar ödemesem, tebligat geldikten sonra 15 gün içinde ödesem yine 320 lira olarak ödüyorum diye anlıyorum. doğru mudur? herhangi bir gecikme faizi vs. biner mi?

Doğru anlıyorsun. Paranı dolara yatır. Tebliğ edildikten 14 gün sonra bozdur öde.

Beyanla ödeme ekranında ben o günün tarihini girmiştim, sistem %25 indirimli bedeli gösterip ödeme yaptırtmıştı.

Ödeme yapacağınız günü girebilirsiniz.

bikefit/sele yüksekliği önemli tabi.
bir de uzun süre ara verip tekrar başladığımda da oluyor sonraki günlerde devam etmiyor.

SPD kullanıyorsan kal çok geridedir, ayak ucuna doğru alman gerekir. 2 ay sürdü düzgün ayarı bulmak bende. normal pedal ise ayağının çok ortası ile basıyorsundur.

Sele genişliğinin size uygun olduğuna emin misiniz? kalça kemiğinize göre olmayan sele genişlikleri, yaptıkları baskı sebebiyle uyuşmaya sebep olabiliyor. Sele genişliğinizden emin olun derim.

i30 konfor açısından clio'dan çok daha iyi. ben olsam C segmenti olan i30'u tercih ederim.

Ben 6ay 1 sene sonra satacak olsam clio alırdım.
Elinde kalmasi imkansiz.
Daha az maliyeti var. Kredi cekmeye gerek yok.

I30 eski kasa galiba, ben pek beğenmiyorum.

kısa vadede satacaksam 2019 model aracı alırdım.

Ustune para versen hyundai i30 tercihim olacak bir araba degil.

trde alsatı en kolay b segment polo ve cliodur. alsatı en zor olanlardan biri i30dur. alsatçıysan hyundai alma.

benim mantığıma göre yarı yarıya. ben hediye çekine 14500 verdikten sonra bana ilgili mağazadan kazancım 500 lira olacak. ne diye uğraşayım ki?

diğer yandan 100 lira bile olsa internetten birinin verdiği indirim çeki kodunu para ile almam.

soyle oluyor, diyelim ki ev esyasi alacaksiniz ve masrafi 15-20bin olacak. birisi kupon satiyor. e zaten alacaksiniz, kuponla 300-500 kar ediyorsunuz. karsi taraf da para kazanmis oluyor.

ben olsam lazimsa alirim. zamaninda kupon aramisligim vardir donanimhaberde.

ikisi farklı. youtube vs. üzerinde kesin vardır anlatan.
cuma'nın sadece farzını kılıp kaçarsan 5dk vs ama erkenden girip vaaz dinleyip tüm sünnetleri de kılacağım dersen yarım saat falan sürüyordur herhalde. arada namaz kılmayıp oturduğun bölümler var.

Cuma namazı 10 rekattír. Önce 4 rekat ilk sünnet kılar herkes. Sonra araya hutbe girer. Akabinde 2 rekat farz kılınır cemaatle birlikte. Farzdan sonra herkes dağılır genelde. 4 rekat son sünneti acelesi olanlar kılmaz genelde. Öğleyi de aynı şekilde.

Yaklaşık 20-25 dk sürer.

camiye gidersiniz. vaaz dinlersiniz. ezan okunur. 4 rekat sünnet namazı kılınır. hutbe dinlenir. 2 rekat farz kılınız cemaatle. sonra hızlıca kaçılır :)

Cuma namazı kilarsaniz öğle namazını kilmaniza gerek yok. Bu dediğim sadece cuma günü için tabiki. Diğer günler öğlen namazı.

www.namazzamani.net
www.namazzamani.net
fetvameclisi.com

Öğle namazı 4-4-2 rekat. Cuma namazı ise 4-2-4 rekat. Öğle farz 4 iken cuma farz 2 oluyor. Bu 2 rekat cemaatle aynı anda kalınıyor. Hoca duaları sesli okuyor.

sorunuza yanıt değil belki ama göze batarsan bat ne olacak işten mi atacaklar? istemediğin bir eylemi yapmak size fayda sağlamaz her anlamda.

Eğer ateist ya da deist değilsen git tabi, ne güzel cumadan cumaya da olsa namazını kılmış olursun. Ama inançsız biriysen sırf öyle görsünler diye gitme bence, mutsuz olursun, huzursun olursun sanki.

Cemaatle namaz kılacakken pek de bir şey bilmene gerek yok aslında, cuma namazına niyet edip imama uyup ruku ve secdelerini yaparsan namazın olur. Cuma namazın olur yani, 2 rekat farz olan.

Ama farzdan önce ve sonraki sünnetler var, onları herkes bireysel kılıyor. O yüzden kendinin de neler okuman gerektiğini bilip ezberlemen lazım. Bir namazın olması için en az limit Fatiha ve en kısa surelerden olan Kevser suresi lazım.

Farzdan sonraki sünnetleri cemaatin yarısından çoğu kılmaz çıkar camiden, ama farzdan öncekini mecbur kılıyorsun boş oturacağına.

Gerçekten ibadet etmek için namaz kılacaksan gerekli sureleri ezberlemen lazım. Ha yok beni görsünler yeter dersen ön taraftan birini kendine hedef al, o ne yapıyosa aynısı yap.

Allah kabul etsin.

sadece bu şekilde bulana duyuru olarak madalya taksak yeridir. melodi olmadan zor.

Affet beni sevgilim

opus - life is life
loto başlasın.

youtu.be

@lazpelle

peki o halde, müziği şuraya yükledim :)
vocaroo.com

bu?
www.youtube.com

@lazpelle

değil.

Mirkelam - Aşkımsın olabilir mi?

youtu.be

hayat sevince güzel? :)

aşk alfabesi

Müslüm’den affet bu baya… veya orijinali The Temple of the King.

yazılanlar değil. sözünden bile bulunacağını düşünürken melodiden bile bulunamaması ilginç.

@cosmicstring'e katılıyorum. sanki şöyle gitarlı mitarli bi yaz sarkisiydi.

buyrun: www.youtube.com

garanti ise telesektere bağırın. ben bağırdım hemen bağlandım.

3 kere müşteri hizmetlerine bağlanmak istiyorum diyin bağlanır.

geçen bir entry'de okumuştum. robota beni aramışsınız diye cevap verin.

Robota vergi ödemesi yapacağım diyin.

Limit 20 bindi sanırım

Top onerisi yapamicam ama haftada bir saat az geldi acikcasi. Ama haftada 3 gun birer saat oynarsaniz bayagi iyi gelir.

Her seye ragmen, daha fazla oynayacak imkan veya motivasyonunuz yoksa hic spor yapmamaktan iyidir haftada bir saat de. Ama oyle forma girmeyi falan beklemeyin.

hic yoktan iyidir de dogru duzgun spor salonuna gidip agirlik calissan cok daha fazla verim alirsin. top alip sut atmak yurumek gibi neticede.

@hot potato, ağırlık kaldırma işine hayatım boyunca ısınamadım. Basketboldan zevk alıyorum. Zamanla artırırım belki süreyi.

Ekleme yapayim. Acikcasi ben basketbolda, futbol maclarina gore cok daha fazla yoruluyordum. Gercekten yorucu bir spor (net bir bilgim yok ama hem bacaklar, hem de futbolda kullanilmayan ust vucut kullanildigi icin olabilir, e bir de zipliyorsun surekli). Şutlari yuruyerek atmayacaksinizdir herhalde. Gidip topu alirken vs hafif tempoda kosarsaniz surekli, oldukca verim alirsiniz diye dusunuyorum.

Top önerisi f/p olarak nike dominate

Tek başına basketbol oynarken ritmi yakalayamıyorsun, iki kişi olursanız daha iyi, 3e3 maç hem eğlenceli hem iyi yoruyor nabzını yükseltiyor buna da aynı anda uygun zamanı olan 6 kişi bulmak zor :/

freebird5406_2 +1

öylesine takılırsan çok da faydasını görmezsin. sana katıldığım nokta da sevdiğin sporu yapmak mevzusu. uzun lafın kısası düzenli yapılan, sevdiğin spor, minimum 45dk, nabzı yükselten.

bütçe yetiyorsa molten, spalding iyidir aklımda kaldığı kadarıyla.

şut atma sadece kol güçlendirir. maç olursa verirsin. sokakta oynayacaksan spaldingler iyidir.

nike dominate f/p ürünü gerçekten.
nike baller ve spalding tf-150 de iyidir.

haftada 1 saat basketbol ise hiçbir işe yaramaz.
seninle aynı durumdayım. nefret ediyorum spor salonunda aletlerle spor yapmaktan.
2 sene önce hergün düzenli 2 saat basketbol oynadım. ufak sahada çift pota maçlar yapıyorduk. çok ciddi kilo verip kendimi dinç hissediyordum.

bir süre aynı sahaya gidersen zaten kemik bir ekip oluşur ve düzenli oynamaya başlarsınız. aksi takdirde haftada 1 saat ancak hobi amaçlı olur.

Elektroşok değil de, tiz sesle frekans çıkarıyor, normal insan kulağı duymuyor ama köpekler duyup rahatsız olur düşüncesiyle kullanılıyor. İşe yarayıp yaramadığını ben de merak ediyorum.

İnsan kulağının duymadığı ama kedileri ve köpekleri rahatsız edip kaçırdığı iddia edilen bir cihaz.
10 köpekte denedik. Biri uyurken kafayı kaldırıp o ses nerden geliyor der gibi baktı ve tekrar uyudu.
Biri uzaklaştı ama kendiliğinden mi gitti, sesten mi rahatsız oldu, bilemedik.
Biri yerinden sıçrayıp dörtnala kaçtı.
Diğerleri hiç oralı olmadı.

cihazlar her köpekte işe yaramıyor.
çok defa köpek saldırısına uğramış biri olarak önerim kesinlikle kaçmayın.
kollarınızı havaya kaldırıp kendinizi büyük gösterin ve yüksek sesle onları bastırmaya çalışın. bir nevi üstünlük gösterisi yapmanız lazım. varsa sopa falan göstermek, araya bisiklet vs. gibi bir şeyi perdelemek için iyi bir yöntem.
tabi bu yazdıklarım sokak köpekleri için geçerli. pitbull gibilerle ne yapılır ben de bilmiyorum, gözünü falan oyarım herhalde.

1. Ayetel kürsi ezberleyin okuyarak geçin
2. Korkmamaya çalışın, hani korkanların kokusunu alıp üzerine gidermiş ya o yüzden korkusuz davranmak lazım
3. Mümkünse sopa gibi bir şeyden destek almak
4. Kararlı, cesur, hepinizi haklarım duruşuyla üstün gelmek, yukarda da yazılmış zaten. Bir ikisine kendinizi kabul ettirseniz diğerleri de artık bulaşmaz sanırım.
5. Ayetel kürsü demiş miydim önemli bu

Köpek kovucular işe yarıyor. Dazer II bunların en iyisi. Sağır köpeklerde işe yaramaz.

Haritadan falan açıp bakıp hayallere dalmıyorum ama arada düşündükçe benim de aklıma geliyor ve hayalini kurunca kısa süreli bir kabus görmüş gibi hissediyorum. Bence insanımızı ve neyle karşılaşacağımızı bildiğimiz için öyle hissediyoruz. Ek olarak Karadeniz'i saymazsak dümdüz ülke, yaşama ihtimalimiz olabilecek birçok yerde yaşamaktan keyif aldıracak doğal güzelliklerle de karşılaşmayacağımızı da biliyoruz. Bu yüzden bana da korkutucu geliyor. Tabi hepsinden büyük asıl etken büyük şehre alışmış olma durumu.

bende o yok da. kuzey kore fobisi var. youtube'dan acip sehrin devasa genislikteki mimarisine, sikiciligina, enerjisizligine, yasaklarina, devlet baskisina bakip acaba burada yasamak nasil bisey diye periyodik olarak izliyorum. ulkenin kocaman alani var ama heryeri bombos birakip yanyana genis, yuksek binalari sikistirmislar.


mesela su ablanin her gun yataktan kalkma motivasyonunu cok merak ediyorum
www.youtube.com

yada su sokaklarda hergun bombos gezdigimi hayal ediyorum.
www.youtube.com

Bu fobim yüzünden kpss’de hiç tercih vermemiştim. Şehirlerarası yolculuk yaparken veya tatildeyken gördüğüm okullara alıcı gözle bakıp ürperirim mesela. Çok az şeyden bu kadar rahatsızlık duyarım.

acip bakmam ama boyle bir fobi var. yurt disinda da gecerli

ben her zaman derim, türkiye'nin şehirleri çok çirkin. doğal güzellikleri olmasa bu ülke bir şeye benzemez. bütün şehirler birbirinin kopyası sanki. mimari berbat.

soyle aciklamak da istiyorum tamamen alismamakla ilgili. butun birikim ve cevremizi buyuksehirde yasamisiz ve kucuk sehirde tamamen yabanciyiz ne kulturune ne iliskimiz var. belki esim dostum yakin cevrede yerlessek bi nebze ama bu sefer de koy mantiginda dedikoduya cok mahal veriyormusum gibi olur. buyuksehirde o insanin kuculmesi ve gozden kacmasina iyi alismisim her boku yerim kimsenin haberi olmaz zaten millet kendine zaman ayiramiyor.

luks ve imkanlar sinirsiz kucuk sehir(hani bodruma yerlesmek mantiginda dhsjsj) olursa olur. ben hayatimi 7/24 acik her yer mantiginda gutmusum yokluk, erisememek vs kotu bir his veriyor

Evet var. Çine diye bir yer var mesela. Tatil mekanlarına yakın ama içinden bir geçip görsen, insanlar burada nasıl yaşıyor dersin. Ki, Anadolu kırsalında çok daha fenası vardır.

yurt dişi kismi var bende de çogunlukla. Kenar mahalle ya da bilinmeyen şehirde de az da olsa var.

Bende yok. İlk defa duydum.

Edit: @plutongezegendegilmi+1 büyük şehir korkusu çok çok baskın. İstanbul'da kendimi aşırı tedirgin ve rahatsız hissediyorum ve asla orda yaşamak istemiyorum. Bu durum tüm kalabalık gürültülü şehirler için geçerli.

açılın ben köy öğretmeniyim ilk atamam doğunun bir ilçesinin mezrasına çıktı. Bak mezra diyorum köyden de küçük. Gittiğim yeri görseydiniz ruh hastalıkları hastanesine kapatılırdınız. Her neyse oradaki maceralarımı anlatmayayım.
İyi yanları insanlar bir ihtiyacın olduğunda yardım eder, asayiş olayları pek olmaz, fazla yorucu ve stresli değildir yaşamak, trafik falan sıkıntılı değildir.
Kötü yanları ise dedikodu, hayatındaki her şeyin izlenmesi, hastanelere ulaşım zorluğu

ala09 +1

Yok.

Hatta büyük şehir fobisi var, millet trafikte metroda üst üste gidiyor, pislik içinde yaşıyor, nasıl rahatsız olmuyorlar anlamıyorum. Ben hafif şehir dışında, bahçeli büyük bi evde yaşıyorum, ama merkezde kümes gibi bi rezidansta falan kalmak zorunda olsam kafayı yerdim.

Ara ara babamın köye gidip kalıyorum, bi sıkıntısını görmedim. İnsanlar daha mutlu, kafeye gitmek yerine evlerinin çiçek dolu bahçesinde toplanıp muhabbet ediyorlar, içiyorlar falan.

Gerçi, Doğu Avrupa ülkelerini gezerken köylerde tedirgin olmuştum. Sokak lambası altına toplanmış Adidas eşofmanlı kekolar pek güven verici bir manzara değil :)

yaşım (49) itibari ile küçük yerde yaşama heveslisiyim ama gençken bana da çok soğuk gelirdi
diğer yandan içiniz açılsın istiyorsanız street view ile hollanda'da herhangi bir yere bakın yeterli.

Büyük şehirlerin küçük şehirden daha kötü yerleri var. İstanbul'da esenler'e, sultanbeyli'ye, esenyurt'a düştün mü daha da kötü. Atanan memurlar buralara atanıyor. Buralarda da iyi bölgelerde yaşama şansları yok.

Artık anadolu eskisi gibi değil. Yobaz bölgeler dışında gayet iyi yerler var. Genelde site içinde yaşıyorlar kamu çalışanları.

kesinlikle katılıyorum. o sıkışmışlık hissi çok bunaltıcı. askerliğimi erzincanda yaptıktan sonra kesinlikle küçük şehirde durmak bile istemiyorum. egede büyük bir ilçedeyim ancak burası bile beni bunaltıyor.

Bende zevksizlik ve küçük şehir zihniyeti fobisi var.

İçerisindeki insanlar makul ve şehir de bakımlı olduğu müddetçe sevebilirim bile ama biliyorum ki küçük şehir insanları en ufak şeyde size düşman olacak kadar muhafazakar ve dedikoducu, tek eğlence anlayışları akrabalar arası toplanmak yeri geldiğinde de düğün yapmaktan ibaret ve tutumlu ya da mütevazi olmayı zevksiz olmakla eş gören insanlar. Bu da beni bunaltıyor. Küçük şehirlerden gelen parlak insanların başarı hikayelerini dinlediğinizde bile içinde her zaman "kendimi buradan çıkarmalıyım" teması var.

Böyle deyince hep ne yapsın şartlar kötü, yokluk, açlık, hayat zor muhabbeti geçiyor ama olayın bence bunla hiç alakası yok. Çünkü herhangi birisi bir şey yapmaya kalktığında da birlik olup canından bezdiriyorlar onu. Neticede küçük şehir sevmiyorum evet. Aynı kitle büyük şehirlerde de var, ancak büyük şehirde her şey var. Şehir içinde şehir var. Küçük şehirde bu olamıyor.

Küçük şehirin ünlü bir şeyi varsa giderim, gezerim; peynir, tarhana şu bu neyi varsa alırım biter. Zaten ne onlar beni ister ne ben onları. Sevmeye çok müsaade eden bir ortam oluşmuyor zaten. İşin garibi buraların yerlisi olup da buraları kalben seven de çok az insan var. Alışverişte nerede bir güleryüzlü insan görüp iki laf etsem "hayatımız burada akıp gidiyor, ne yapacaksın işte" diye satır arasında boşvermiş bir tonda dert yanıyor.

Kucuk sehir demeyelim de issiz sehir fobisi var evet. Depresyona giriyorum. Seyahatlerimde ilk kriterim gidilen sehrin canli, civil civil olmasidir.

"Özellikle Türkiye ama, Portekiz'in köyüne baktığımda bu olmuyor." demissiniz o garibime gitti Portekiz'in, Norvec'in, Letonya'nin koyune gidin bakalim kafayi yersiniz, dil yok, yabancisin, gocmensin, herkes kendi halinde, 100 yil yasasan entegre olamazsin, olimpiyat madalyasi kazandirsan bile aralarina almazlar zaten seni.

o kadar zamanınız varsa çok küçük miktar parayı borsayı takip ederek değerlendirebilirsiniz. internet üzerinden amazon,e tsy, wayfair gibi yerlerde ürün satabilirsiniz (bu çok detaylı ve emek isteyen bir iş ama karı iyi)
ilginiz çeken, hobiniz olan bir konuda kendinizi geliştirmek için eğitimler alıp sonra paraya çevirecek yöntemler arayabilirsiniz.

keşke sendeki imkan bende olsaydı. teknik analiz, trade psikolojisi ve risk yönetimi üzerine bol bol kaynak okurdum. zamansızlıktan bölük pörçük ilerleyebiliyorum ya da ileride okunacaklar diye kenara not alıyorum.

Price action öğrenip borsada işlem yapmak

Freelancer sitelerinde işler yapılabilir belki bir konuda uzmanlığını varsa.

kamu kurumunda mı çalışıyorsunuz?

Hem kripto projelerinde node kurulumu, testnet gibi işler aynı zamanda sta+1
Şuan vakitsizlikten yapamıyorum çok güzel fırsatlar olduğunu bildiğim halde.

Boğazda tekne turu.

esenyurt'u gezdir.
şaka bir yana öyle wow dedirtecek bir aktivite zor istanbul'da. tarihi yerleri gezmek olabilir ilgisi varsa. dolmabahçe, yerebatan, topkapı vs.

benim aklima da ilk Tarlabasi gelmisti dürüst olmak gerekirse

İstanbul'u diğer şehirlerden ayıran tek şey tarihi ve arkeolojik zenginliği aslında.

Şehir turizmi için kötü değil, ancak new york'la falan rekabet edemez, haliyle wow demek de zor.

O açıdan wow dedirtecek bir aktivite yok bence, ama wow dedirtecek bir gün ayarlanabilir. Örneğin sabah güzel bir restoranda bir kahvaltıyla başlanıp sonra sabah vakitlerinde sultanahmete geçilip sırayla arkeoloji müzesi, topkapı sarayı, aya irini, sultanahmet camisi ve ayasofya görülüp (hepsi bir arada sayılır zaten) daha sonra tramvayla kabataşa geçilip oradan beşiktaşa yürüdükten sonra bebek taraflarında yine güzel bir restoranda yemek yenilip akşamına bir cluba gidilip kafa dağıtılabilir.

Bence iyi ve dolu bir gün. Ertesi gün de turistik alışverişlerini yaparlar.

Ya istanbul çok kötülenmiş, kesinlikle bunu hak etmiyor derim.
Wow dedirtmeye vapurda simit atılması bile yeter.

İlgi alanlarına göre daha çok şey söylenir ama en geneli boğazın suyunu çıkarmak.

- Rehberli bir tekne turu.
- Bütçeye göre boğazda bi restoranda akşam yemeği.
- Tarihi yarımada zaten sabah girip akşam çıksan yetmez. Ayasofyası, topkapısı, arkeoloji müzeleri, türk islam eserleri müzesi, yerebatan sarnıcı vs bitmez.
- güzel bir günde galata kulesi manzarası.

eger luks duskunu iseler: galataport
eger otantik bisey istiyorlarsa: eyup sultan(camii, meydan, muhafazakar kitle, osmanli tarihi vs..)

Şerefiye sarnıcı mapping gösterisi

bogazda tekne turu +1

75 brüt, it, deneyim 10+ yıl

reklam sektörü, marka yönetimi, dijital marka yönetimi
15.500

Tekstil, yurtdisi bolge satis ve is gelistirme muduru 30k net.

3d artist, 5+ yıl deneyim, $55k yıllık

internette maaş sorularına cevap verenler cogunlukla yüksek maaş alan kişiler oluyor, çünkü cevap verdikleri zaman ister istemez bir tatmin duygusu oluşuyor. diğer kişiler de morallari bozulacagı için yanıt vermiyor o yüzden buradaki ya da internetteki herhangi bir cevabı dikkate almayın.

bence bu tarz başlıklar güzel. keşke glassdoor gibi bir websitesi güzel çalışsa türkiyede de bilsek nerde olduğumuzu.
güncel kurla 45k net istanbul, teknoloji şirketinde satış pazarlama işi. tecrübe 7 yıl

gandithewhite +1

diğerlerine göre düşük maaşı ben yazayım da biraz moraller yerine gelsin
12500tl net
adam gibi bir iş tanımım yok. çin'den elektronik malzeme ithalatı yapan bir firmada siparişlerin çin tarafında takibini yapıyorum. fiyatları vs rapor halinde patrona sunuyorum. onay işi onda.

tabi ki yetmiyor. bunun harici patronun bilgisi dahilinde birkaç kişinin daha basit ithalat işlerini takip ediyorum. bir de borsa ve diğer piyasalarda işlem yapıyorum.

son olarak gençlere önerim. ne okuyacaksanız ne iş yapacaksanız adım atmadan önce bu işi daha sonra kendim girişimci olarak yapabilir miyim diye aklınızda bir tartın.

gandithewhite +1000

Stajları saymazsak 2 yıllık yazılımcıyım yabancı dilim pek iyi değil o yüzden;

15k net, 1200tl yemek ve alışveriş kartı + özel sağlık sigortası + uzaktan çalışıyorum

şeklinde bir durumum var. Türkiyede benimle aynı pozisyonda olup 7k alanı da biliyorum,

yine türkiyede yabancı şirkette çalışıp 2-3bin dolar alanı da. Yani yazılımda aralık benim yıl deneyimimde birisi için 7k ile 50k arası değişiyor. Bu fark yılla da ilgili değil aslında. Yabancı dil, yetkinlik, bilgi seviyesi, adanmışlık, kendini pazarlama.. hepsi ile ilgili.

Bu arada bazen yattığımız da oluyor ama mesela 1 aydır gecem gündümüz yok. Uzun süredir sabah 9da kalkıyorum sabaha karşı 4te uyuyorum. Yıl içerisinde dönem dönem böyle zamanlar oluyor. Evden çalıştığımız için akşamları da iş geldiği oluyor. Bazen keşke 8de girsem 5te çıksam da her şeyi işte bırakabilsem diyorum.

Ben Türkiye'de calismiyorum da etrafimdakilerin maaslarini yazayim size;
İstanbul, 5-6 yıllık deneyim, yabancı firmada proje satin almacisi, 25 net

Izmir, yeni mezun, forwarderda export tarafinda, 9.5 net

Izmir, yeni mezun, yabanci ama dandik firma supply chain specialist (her isi yaptiriyorlar), 7.7 net

Ankara, yabanci firma, bi iki yillik satin almaci, 14 brut

Izmir, 5-6 yil deneyim, türk firma, ihracat/ithalat sorumlusu, 15 net

abi herkesin maaşlar amma da yüksek, bu 10k kiraları kim ödeyecek diyordum ben de. :)

12.600 TL şu an benim, senenin son 1 ya da 2 ayında daha düşük alırım diye tahmin ediyorum. Brüte baksan 30k, devletim benden razı :) ÖSS, yemek kartı + geçici süreliğine 2000 TL harcama yardımı. Finans Sektörü. Yaz aylarında olduğumuz için sosyal harcamalarımdan kısmamaya çalışıyorum, kenara koymuyor harcıyorum. ancak havalar soğuduğunda evden bile çıkmam :)

10.800

Kurumsal bir firmada 8-5 memur. Havacılık sektörü.

Cnc operatoru, kucuk sehir sanayisinde 8250 alan tanidigim var. vardiyeli calisma.

Vodafone bayisinde calisan tanidigim da asgari ucret + prim aliyor satislara gore. Bi de yemek karti alisveris karti falan veriyormus vodafone ama bayi sahibi bunlara el koyuyormus. Hatta primlerin de bi kismini elden geri aliyormus. O yuzden o da 6-7 bin arasi aliyor galiba.

Diger tanidiklarim da ozel kurumda ogretmen olanlar var yine asgari ucret ama saatleri az. O arkadas fabrikada isci olarak calismayi dusunuyodu asgari ucret yeterli olmadigi icin. En azindan mesailerle gelirimi arttiririm diyordu.

Fabrika yemekhanesinde bulasikci olarak calisan birisi yine asgari ucret + mesai aliyor ama surekli 16 saat calistiriyorlar. Haftada 6 gun.

Onun disinda devlette ogretmen olarak calisan arkadaslarim var, onlarin asagi yukari bellidir herhalde.

Ben yurtdisinda calistigim icin kendi maasimi yazmiyorum, tam olarak gandit’in dedigi sebepten dolayi. Ama kucuk sehirlerde nufusun cogunlugu asgari ucretle hayata tutunmaya calisiyor. 10-12 saatlik calismalar da yasadisi sekilde normallestirilmis durumda.

O ekstra harcamalari yapanlar kimler ben de pek bilmiyorum. Ayda 1 bmw degistiren arkadasim var babasi akp yandasi. Baska bi tane daha var babasi muteahhit.

Yazınca kızıyorsunuz ama yine de yazıyorum :) Aylık 240 ktl + yıllık 1.5 m prim. Genel müdür. Maaş EUR ve şirket satışına endeksli, üç ayda bir güncellenir, prim net kar marjına endeksli daha yüksek olabilir.
+ retention bonus (şirketten ayrılmadığım yıl başına 3 maaş prim, takip eden yıl başında ödenir.)

Ekonomi iyi derlerdi de inanmazdık. Amerika'da doktorun aldığı maaşı alanlar varmış ülkede. Ülkenin %65'i memur ve asgari ücretli iken ilginç yani.

Oturdum hesapladım. Yıllık 240 ktl + 1.5 m aylık 20.000 dolar a yakın yapıyor. Bu Abd'de en fazla kazanan doktor branşlarının maaşı. Apple ve google'da iyi konumlarda olan da alır. Top okullardan derece ve mükkemmel bir cv gerektirir.

@cooperr, ben de o paraları kazananların vakit bulup da buralara yazacaklarını düşünmüyorum fakat çok yakın bir akrabam ve eşi ülkenin en iyi okullarından mezunlar. Ülkenin en büyük firmalarında müdürler. Evin aylık geliri 100-150k falan. Çocukları devlet okulunda okuyor. Çocukların üstleri başları benim 1990larda giydiğim çocukluk kıyafetlerden hallice. Kendilerinin de üstleri başları pazardan allah korusun nazardan. Araçları 2000 model. Kendilerine de çok bakmıyorlar. Varsa yoksa okusunlar, öğrensinler, kendilerini geliştirsinler. Tamam kapitalizme karşı durun da bu kadar da nedir canım hiç pozisyonları ile görünüşleri birbirine uymuyor.

Gerçi olması gereken budur belki 0 ego ile normal bir vatandaş gibi yaşıyorlar. Sadece fazla emekli memur gibiler o kadar da olmamalı.

Eşinin de öyle tek taştır pırlantadır makyaj malzemesidir falan pahalı şeylere hevesli olduğunu görmedim.

Mümkündür yani gabenin dediği şaşırmam.

@OrangeYellow

Pozisyon ve sirkete gore ABD'de genel mudur vb yilda birkac milyon $ alir brut yani karsilastirma dogru degil. 5-10 milyon bile alir duruma gore CEO vs olmasi gerekli degil. CEO median 20M zaten.

Ayda 20k ya tecrubeli muhendis bulunur, yonetici vs mumkun degil zaten.

ilk aklıma gelen comprehend

Biraz dolayli ama kavramak icin "digest" de kullaniliyor.

Aslında ingilizce için understand dediğiniz anlamı karşılıyor.

Türkçe düşündüğünüz için böyle bir düşünceye kapıldınız sanırım. İngilizce için sizin anlamak ve kavramak arasında yaptığınız kıyasa eşdeğer kalıp understand fiilinden daha zayıf bir seçenek bulmakla daha mümkün gibi. get filiyle kurulan "I get it", "you got it" tarzı yapılar sizin burada anlamak olarak tarif ettiğiniz şeyi daha iyi karşılıyor.

Understand yapı olarak zaten konunun özünü idrak etmekle ilgili.

Yani ingilizcede şu cümle; "Yeah you got the idea but do you actually understand it?" daha mantıklı duruyor.

@akhenaten haklısınız. Understand kelimesinden daha kuvvetli kelimelere odaklanmaktansa daha zayıflara odaklanmak da güzel bir yaklaşım.

türkçe olarak anlattığım bir konu var onu ingilizce olarak anlatacağım bu sefer. Türkçe anlatırken yapmış olduğum kelime oyunlarını ingilizce'de de yapabilir miyim diye düşündüğüm için bu soruyu sormuştum. teşekkürler.

Blablacar baktınız mı?

Bla bla car baktım orda da hiç seçenek yok

internetten bulduğum kadarıyla önce marmaris'e minibüsle gideceksiniz oradan yine fethiye'ye giden minibüsler var görünüyor. oralarda soruştursanız net bilgi çıkar.

blabla dan dogrudan bulmanız zor. datca marmaris ve marmaris fethiye seklinde bakin.

tefas'ın sitesini mi kastediyorsunuz? oradan fonların detaylarını performansını vs. görürsünüz. alım satım işlemi yok.

alım satım için banka online işlemlerden ya da aracı kurum üzerinden yapmanız gerekir. youtube üzerinde bununla alakalı videolar vardır muhakkak.

iyigelir.net

fonlarla ilgili bilgiler var. youtube videolarina da bakabilirsin.

bankalar adım adım yönlendiriyor çok basit. Önce bir anket yaptırıp yatırımcı profili oluşturuyorlar (risk algısı vs.) sonra "şu fonu al" diyorsun fon türüne göre 1-2 gün içinde almış oluyor. Mesela 1000'in katları şeklinde alınıyorsa düzeltiyor şu kadar alayım mı diye soruyor. İster adet ister TL olarak giriyorsun yuvarlanması gereken bir sayı varsa o söylüyor.

Rapor ya da izin alıp "hiçbir şey yapmayacaksın." Günlük aktivitelere devam ettiğin sürece çekmeye devam edeceksin. Sabahları güneşte ısınmış araba koltuğuna oturmak bana baya iyi gelmişti. Bir de doktor magnezyum takviyesi kullan demişti.
Kullanırsan da sürekli ishal yapıyor evden uzaklaşmaman isabet olur.
Kapsamlı bir doktor muayenesi de şart. İğne yaparlar acile gidersen. İğne tedavisi ile 3-4 günde rahatlarsın.
İşim daha önemli deme, biraz daha devam edersen ameliyat ve geri dönülemez hasarlara neden olabilir.

İğneyi yazmışsın kişisel fikrim tek iğne ile toparlanmiyor ağır durumlarda 3-4 gün devam etmek lazım ama hepsinden onemlisi hareket ettikçe tedaviler işe yaramaz, dinlenmelisin

çok geçmiş olsun.

40 gün fazla yani hayata devam edebilmek için fazla. acaba ameliyatlık oldunuz da doktor yine de net bişey söylemedi mi? başka birine göründünüz mü? şehir belirtmediğiniz için bişey diyemeyiz ancak sonu ameliyat gibi duruyor.

çeşitli ilaçlar var ama onlar sadece işin makyajı. zaten buradan kulaktan duyma bilgiyle almayın.. acile gidip iğne olmak en etkilisi. cabral falan var mesela ama direkt o kas gurubuyla kalp kası aynı olduğu için çok içince bayıltıyor gibi gibi.. ya da ek olarak size iyi gelen merhemleri deneyeceksiniz. fizik doktorları kasları aktive etmek için bir başka tür iğne (ilaçsız, akapunktur iğnesi gibi) bişey de yapıyor. ama yani o ağrıya pek bi etkisi olmayabilir.

bi de herkesin ağrı eşiği farklı. siz şu anda vücudunuzu normal hareket ettirebiliyor musunuz yoksa vüct aldığı pozisyonda kasılı olarak kalıyor mu? kalıyosa ne kadar sürede açılıyor/çözülüyor?

son olarak sert yatakta yatın.
+ uygun tip korse de iyi gelecektir.

Yattığınız yatak yumuşak mı? Mümkün olduğunca sert bir yatak bulun, onda yatın.

Ne zaman koltukta otursam ağrımaya başlar meret. Ben buradayım der hemen. Mümkün olduğunca sandalyede oturmaya dikkat ederim.

Bunu sadece çeken bilir öncelikle geçmiş olsun. L5s1 Protrüzyon fıtığım var. Ağrı topuğunuza kadar inmemişse, ayağınız düşmediyse ameliyat etmek istemiyor doktorlar. Topuklarınızda ve ayak parmaklarınızda sinir hasarı yoksa mckenzie hareketleri ve yin yoga ile toparlayabilirsiniz. Bana kas gevşetici ve ağrı kesici haplar yazıldı 15 gün kullandım. Kullanmazsam yatakta dönemiyordum. Ağrı bıçak saplanır gibiydi ve bir daha ayağa kalkamayacağım çalışamayacağım diye ağlıyordum. Sonrasında yin yogaya başladım. Ve her gün fizik tedavi bölümünde elime tutuşturulan günlük basit egzersizleri yaptım. Bel ağrım 2 3 ay içinde yok oldu. Şu an çok şükür hiç ağrım yok. Tek olay istikrarlı şekilde hareket etmek. Kendi başıma yapamam diyorsanız fizik tedavi ile başlayın hareketleti öğrenin evde devam edin.

uzman değilim sadece müzmin bel fıtığı hastasıyım. ona göre okuyun derim.

extrude seviyedeyim, bacağa vuran ağrıdan neredeyse 100 metre bile yürüyemiyordum, ameliyatın ucundan döndüm. bir sonraki aşama zaten sekestre yani kopmuş fıtık.

önceleri fizik tedavi gördüm bir halta yaramadı ama kedi-deve hareketinin işe yaradığını düşünüyorum. beni ameliyattan döndüren ise tahminimce uzun süreler orta sert yatakta sırt üstü yatmak oldu. kısacası yatıp dinlenmek iyi geliyor.

diğer yandan öyle ya da böyle bir şekilde ameliyat masasına yatarım diye düşünüyorum. kendime dikkat etmeme rağmen ara ara belde hafif bir ağrıyla buradayım diye kendini hatırlatıyor. şu an için bacakta ağrı veya uyuşma yok.

Seni yormucak şekilde yüzmeye ya da platese basla, kaslarin guclenmedigi sürece ağrın ve şikayetlerin devam edecek. 1 kere ameliyat oldum. Sonrasında 2 yıl plates yaptım hiç ağrım kalmadi. Spor u bırakıp eski hayata dönünce kaslar zayıfladı ve yine ağrılar başladı. En azından tolere edebiliyorum ilaçla falan.

Ayakta uyuşma,his kaybı, idrar tutamama gibi şikayetlerin olmadan ameliyat olma.

Sirt icin oturdugu sandalye arkasina masaj yapan bir sirtlik aldi is yeri arkadasim iyi geldigini soyluyor

borsanın rekor kırması bir kağıdın %10 düşmeyeceği anlamına gelmez. o %10 düşen kağıtta birşeyler olmuş olabilir. mesela bir duyum alınmıştır, yatırımcı elinden çıkarıyordur. büyük balıklar, traderlar çok sayıda hisseyi elinden çıkarıp diğer yukarı çıkan hisselere yatırım yapmaya çalışıyordur. herşey olabilir. buunun dışında diğer göstergeler de var tabi. hacim, rsi, macd vs vs.

Hangi kağıttı o, hatırlayamadım da bir GYO şirketi. Güzel bir hikayesi var. Tavan tavan gitmiş.
Sonra bir haber, projenin ÇED raporu onaylanmamış.
Taban üstüne taban. Endeksten ona ne :)

Spek hissedir veya olumsuz bir bilanço/haber vs gelmiştir. Beklentiler alınır gerçekler satılır borsada. Bir haber gelmiştir zamanında hisseye hacim getirmiştir ve şimdi o beklentiyle ilgili ya olumsuz bir haber ya da beklentiden dolayı gelen balinalar gidiyordur.

çoğunlukla acemilerin parasına çökülen kağıtlardır.
borsanın genel gidişatından bağımsız tavan tavan da gider sonra millete tavandan malı kitlerler. her gün taban açılınca elindekini satamazsın bile.

muhtemelen bu sorunun arkasındaki malum kağıt da asuzu.

hissenin adı olsaydı iyi olurdu ama anladığım kadarıyla tavan açmışsa alman mümkün değil doğal olarak. %10'dan daha fazla çıkamayacağı için yukarıdan teklif verme şansın da yok. bir şekilde tavan bozulursa alırsın tabi.

İşleme dün başlayan Obase var. Muhtemelen onu denediniz. Hisse iki gündür tavan. Tavan bozmadığı sürece alamazsınız gibi.

Evet obase. Peki tavanı aşması için ne olması lazım tavanı 12,70 şu an. 12,71’e de izin vermiyor yani tavanı naasıl aşıyor hisseler nasıl iizn veriliyor

bir uygulama seni dinliyor olabilir. izin verdigin uygulamalari kontrol edip izinlerini kaldirarak yok etmeyi deneyebilirsin.

@lemmiwinks gizlilik / mikrofondan bakıp hepsini kapatmış olmama rağmen böyle.

çoğu kaynak uygulama kullanımı diyor. izinleri kapattıktan sonra telefonu da aç kapa yaptınız mı? klasik çözümler bazen işe yarayabiliyor.

@lazpalle kapat aç yapıyorum mikrofon kayboluyor. üç beş gün sonra alakasız bir zamanda tekrar beliriyor. bir yerde gözden kaçan bir şey var ama bulamıyorum.

Görme engelliler için erişilebilirlikte en üstte voiceover var o açık olabilir mikrofon hep aktif oluyor o durumda diye biliyorum. O kısmı bi kontrol edebilirsiniz.

@bi winston onu da denemiştim. nette bununla ilgili çözüm önerileri de vardı. sonuç aynı ne yazık ki.

eğer istanbuldaysan bir apple store'a götürsen mi acaba?

istanbul'da değilim. sadece benim başıma mı geldi bu turuncu mikrofon olayı acaba. çok acayip bir app falan da yok cihazda. herkeste olan uygulamalar.

telefonu bi sıfırlasanız peki?

aynı sorunu ben şansa aşmıştım. port yok diye uzun süre bağlatamamıştım.
sonrasında apartmana arıza vs. için gelen elemanla muhabbet açınca ben hallederim dedi ve iki üç gün sonra internetim bağlandı. (ist-k.çekmece)

böyle tesadüfen bir elemanı yakalayabilir veya tanıdık aracılığı ile ulaşabilirseniz ne ala.
benim görüştüğüm elemanın telefonlarını dm ile atarım birazdan.

uzun zaman ben de mücadele ettim bununla. dilekçeler vs. hiçbir şekilde hızlandıramadım.

alakasız bir zamanda gelip kabloyu çektiler binaya. diyeceğim şans.

2008 yılında ilçedeki telekom müdürlüğünde bir ay kadar darlama çalışmasında bulunmuştum bizzat ofise giderek, telefon açarak vs. bu sayede ülkedeki ilk vdsl2 kullanıcılarından biri olduydum.

çok düz bir mantık bu. bunu ispat edecek ya da çürütecek bir sürü örnek var.
çürütecek örneklerden ilk aklıma gelenler.
asuzu
isgyo yakın zamanlarda
tmsn
cante

Günde %10 artmış hisseyi istesen de alamazsın muhtemelen. O fiyattan daha yukarıda bir fiyat üzerinden işleme izin verilmediği ve o fiyat ya da aşağısına satıcı bulamayacağın için emir girsen de alınmıyor. Tavanın bir kademe altındayken alabilirsin ama bu kez de zaten neredeyse %10 değer kazanmış bir hissenin ertesi gün satış yemesi çok olası.

Bu gözler 20 saniyede +%10'dan -%5'e gelmiş hisse gördü. işlem günü bitmeden 20 saniye önce oldu her şey.

LG tek tercihim.

samsung, sony, lg. bunlardan hangisinden isteklerime uyan bulursam alabilirim.

evde 11 yasinda bir arcelik ve 12 yasinda bir sony var. ikisi de hala calisiyor.

markadan ziyade model önemli. her markanın amiral gemileri var. daha ziyade modele odaklanın.

donanımhaber forum'ları en doyurucu bilgiyi verir ama kafa da karıştırır. fazla derine dalmadan biraz okuyup bütçenize göre karar verin.

işletim sistemi önemsiz diye düşünüyor insan almadan önce ama aslında önemli.
Android işletim sistemli olanlarda çoğu program oluyor, LG Web OS da çok kötü değil sanırım ama diğerlerinde bazı programlar olmayabiliyor, can sıkıyor.

Bundan 5-6 ay önce Televizyon almak için bakmaya başladım. Aklımdaki "adını bildiğim markalardan biri olan, 75 inç en uygun fiyatlı televizyonu alayım" diye yola çıktım.
Parayı ekranın kalitesine değil büyüklüğüne vereyim istedim. Ama sonunda 65 inçlik LG NanoCell 65NANO916PA aldım. Onunla aynı fiyatta, 75 inç olan ve biraz daha düşük kaliteli olan TV ile yanyana duruyorlardı bir mağazada. Kaliteyi çok önemsemem diye düşünmeme rağmen yanyana durduklarında bana önemli göründü ve aldım.

Sony almak da istiyordum ama daha pahalıya daha kötü bir teknolojisi vardı benim baktığımı zamanlarda.

Herkesin Samsung veya LG almasının bir sebebi var herhalde, çok derinlemesine araştıramadım.

burada yazanları da bir kenara not edin derim.
eksisozluk.com

ben philips'ten şaşmam. panel kalitesi, işletim sebebi vs yüzünden değil, ambilight yüzünden. ama kimisi de hiç sevmiyor o olayı. biraz beklentilere bağlı.

markadan ziyade model seçmek çok daha önemli. mesela ben kesinlikle va panel bakmıştım ilk önceliğim buydu. bazı şeyler ilk önce belirlemen ve asla değiştiremeyeceğin şeyler.

panel boyutu: 55-60-65 kaç inch lazım izleme mesafene göre. bu ilk karar vereceğin konu.
panel tipi: va-ips ikinci konu. va daha kaliteli görüntü verir. ips biraz daha kötüdür ama daha geniş açılarda renkler bozulmaz. yani sağdan bakan soldan bakan da keyif alır. kalabalık aile işidir.
sonrası ise artık inceleme kıyaslama. lg, philips, samsung, sony hepsi iyi tv'ler yapıyor. tcl var bi de yeni girdi piyasaya. yurt dışında budget ürün olarak çok tercih edilir.

sony

ust segment:
-paran varsa sony
-yoksa lg

orta segment
-paran varsa samsung
-yoksa grundig

vestel al geç

Ben LG Oled aldım çok memnunum öyle böyle değil.

Ekran yanığı oluşursa oturur ağlarım o ayrı.

12 sene önce evlendiğimde panasonic plazma almıştım. onun görüntü kalitesi gibisini görmedim ben. mevcutta durumları nedir bilmiyorum.

3 senedir samsung kullanıyorum ve çok memnunum, gerek görüntü kalitesi, gerek hızı, gerekse de ara yüz rahatlığı büyük artı.

bütçenin yettiği bir samsung modelini gönül rahatlığı ile önerebilirim.

ama teknolojinin şans işi olduğunu da unutma.

not: vestelden uzak dur. samsung'u alırken bir vestel mühendisi ile konuştuğumda "abi saçmalama ne vesteli" demişti.

Alabileceğin en üst ekran sanırım LG Oled’ler olur, ama düz tv izlersen yanık olacak mı diye korkarsın (sanırım yazılımla çözdüler)

Türk markalarının yazılım sıkıntıları olabilir ama panel olarak onlar da lg, sharp, vs çıkabilir bir yerden alıp üretiyorlar zira. Philips de kendi panelini üretmiyor ki mesela.

Sony içine direkt android tv yerleştirmişti, öyleyse iş görebilir. Fakat aydınlatma teknolojilerine bir bak atıyorum LG veya Samsung parçalı aydınlatma sunuyorsa o tercih sebebidir (oled gibi piksel piksel değil ama lcd/led gibi arkadan komple aydınlatma da değil) sanırım qled falan diyorlar ona bir bakarsın.

TLC'leri de bir araştır derim. LG aldım ben. Ama aklım TLC'de kaldı. F/p ürünleri gibi duruyorlar.

eğer varsa öyle bir prosedür kartla beraber gelen broşürde yazar muhakkak.
edit: www.youtube.com videoyu anlatan arkadaşın sesine katlanacaksınız birazcık.

www.bonus.com.tr:~:text=Temass%C4%B1z%20%C3%96deme%20Nas%C4%B1l%20Yap%C4%B1l%C4%B1r%3F,kalmadan%20en%20h%C4%B1zl%C4%B1%20%C5%9Fekilde%20ger%C3%A7ekle%C5%9Ftirilir.

ilk temaslı kullanımdan sonra açılır normalde.

@lazpalle: Videoda dediği kadarıyla ilk işlemimi şifreyle yapınca kalanını temassız yapabiliyormuşum. Öğlen yemeğinde deneyeceğim. Kartın zarfından çıkan kağıtta da sanki böyle bir şey vardı. Videoya gelince, arkadaşın konuşma tarzı bana baya nostalji yaşattı. 90'larda şehirlerarası otobüs mola yeri anonsu taklitleri yapardık bu yayvan konuşma tarzıyla. "Şakşak Turizm'in yavşak yolcuları" diye.

@kaerin: Sitede bu bilgi maalesef yoktu. Ya da linkin ilk kısmı dışına tıklanamaması yüzünden tam randımanla bakamadım. Yine de teşekkürler.

@inheritance: Öyle görünüyor. Öğle molasında bir deneyeyim.

Garantide ilk kullanım şifre ile sonrakiler temassıZ biçimde oluyor. 2. Defa ödeme deneyin.

Herkese teşekkürler. Dendiği gibi çıktı. Dün denedim, test ettim, onayladım.

Yoo değilsin

Yalnız değilsin.

Ev almamı geciktirmemin sebebi de (ki burada da ifade ettim onu), buradaki 'musluğun contası bozuldu, 50 kuruşluk bir masraf var, ben bunu ev sahibine nasıl kilitleyeyim'ci ölücü kiracıların kafamı bulandırması oldu.

hayır değilsin. biz istediğimiz gibi bir ev bulamadığımız için süreç uzamıştı ama aslında o zamanlar rastgele bir ev alınıp daha sonra al-sat için kullanılabilirmiş. dolar/altından daha çok getirisi olurdu şu an. ne olursa olsun çok da dert etmemek lazım sanki.

Değilsin. Birkaç sene önce 500 700 bandındaki cillop gibi evler şuan 1.5, 2 milyon bandında satılıyor. Cesaret edemedim. Ve bir ev sahibi olmak ölene dek hayal oldu.

bu kerizlik degil. ulke sagolsun ongorulemez oldugu icin ne yapacagimizi sasirdik. her seye ragmen gecen sene ekim ayinda bir tane konut edindik. su anda ayni konumdaki ilanlara bakiyorum 4 katina gelmis(buna sevinmiyorum en azindan gercek enflasyona karsi paramin hic olmasini engelleyebildim diyorum). turkiye bana nakitte kalmanin mantikli olmadigini ogretti. iktidara gelenler 5-10 yilda bir enflasyonu patlatiyorlar. simdi iktidar faizleri enflasyondan yuksege cekerse(90'larda oldugu gibi) de her seyi satar faize gecerim :)

+1

o kadar müşkülpesenttik ki yatırımın önümüze altın tepside gelmesini bekledik. gelmedi tabii..
2 sene önce normal oturulabilir bir mahalledeki bir eve trink ödeyecek kadar paramız vardı ama dolarla bir kısmını batırdık. ondan sonra da zaten yokuş aşağı yuvarlandık ülkecek.. o değil de bizim 10 yıl önce de borca girerek çok da zorlanmadan ev mal mülk alma imkanımız vardı ve değerlendirmedik. nasıl bir optimistmişiz, bu ülkede istikrara nasıl inanmışız şimdi hayretler içinde kafamızı duvarlara sürtüp kıvılcımlarıyla aydınlanıyoruz.

işte beyle ¯_(ツ)_/¯

covid başındaki kredi muhabbetini kaçırdığımıza çok üzülüyorum ama neyse artık. Aynı şekilde 2016'larda sıfır araba alabiliyordum almadım, alsam hala kullanırdım şu an ikinci el alabileceğim arabalar 2010 ve aşağısı sanırım :D

Kendime çıkardığım ders, içinde yaşadığın milletle aynı oyundasın. Oyuna ters gidiyorsan ya çok para kazanıp istediğini yapabilir hale geleceksin yok olmuyorsa herkes krediyle ev alıyorsa sen de alıp parçası olacaksın. Tabii böyle böyle şark kurnazı tiplere dönüşmemek için ülkeden gitmeye çalışıyorum ben.

Yalnız değilsin +1
2012’de ev alacak param yoktu ama peşinata verecek para vardı.Gittim o parayla ev yerine, peşin para araba aldım.Biraz pişmanım biraz da değilim.

biz kendi evimizi satıp kiraya çıktık, yeni ev alamadan evler milyonları buldu. evsiz kaldık, para da bankada duruyor öyle. ne yapacağımızı düşünüyoruz kara kara.

2 sene önce bostancı'da yarısı peşin 600'e ev alacaktık son anda vazgeçtik. şimdi 2-2,5 milyon olmuştur kesin.

yalnız değilsin.

+1

150 bine almadım, 450 bine almadım, 1 milyona almadım, şimdi 10 milyon.

650 bin liradan 2 tane ev aldı arkadaşım. Şimdi 4-5 milyon tanesi.

Değilsiniz. Biz de erteleyip erteleyip almadık. Aldı başını gitti fiyatları... Üstelik almamak için neden de yoktu.

yalnız değilsin. ben bu yüzden kriptoya yöneldim.
tr'den de bu aç gözlüler yüzünden değil ev, toprağın tozunu bile almam artık.

Ooooo o kerizlerden bizim sülale doluu

150 bine aldigim evler simdi 1,5 milyon oldu, gerci halen 1000 lira kira aliyorum. Bilmiyorum ne yapmak gerek

Şu faizlerin düşüp herkesin ev aldığı dönemde ev almadık, ağırdan aldık. Bir süre sonra herkes alacağını alıp satacağını sattıktan sonra memleketten dönerken kaza yaptık aracımız pert oldu. İşte ordan aracın belli miktar parasını aldık, napalım derken çok geç kaldık ama ev alalım bari dedik.
Baktığımızda ev fiyatları çoktan artmıştı bile, herkes dedi çok geç kaldınız vs.
Ben tabi bildiğimi okudum, bir sitede belki de birkaç satılık daireden biriydi, çok ince eleyip sık dokumadan aldık oturduk.
Ama asıl ondan sonraki süreçte patladı herşey. Yani şunu diycem, heralde her şey nasip kısmet olsa gerek. O kazayı yapmasam heralde biz de şu an düşünüp düşünüp duracaktık ama en azından şimdi kafamızı sokacak bir evimiz var diyoruz.

iki sene önce yatak odası küçük diye 900 bine almadım. şu anda 3.4 milyon aynı ev.

Sevindim :)

E sigara cozuyor benim icin bu sorunu

nikotin sakızı işe yarıyor

son denememde ilk hafta çok zorlamıştı. (3,5 sene geçti)
önce kendime söz vermiştim 15 gün her ne olursa olsun içmeyecektim.
her kriz vurduğunda buz gibi suya sarılmıştım. psikolojik mi bilmiyorum ama krizleri hafifletmişti.

kesinlikle nikotin bandı kullanın, sigara ataklarını rahat atlatırsınız.

@lazpalle +1

soğuk su hakikaten çok iyi geliyor.

1 hafta 10 gün eşiğinden sonra, işler daha kolay oluyor.

ama sigaraya hiç başlamamış olmakla - sigarayı bırakmak aynı şey olmuyor ne yazık ki.

beyninizin bir lobunda küçük bir parça halinde o sigara kalıyor. mesele biraz da alışkanlıkları törpülemek, yemekten sonra, neşede, sinirde, otobüsten indiğinizde, parkta, tatilde her yerde için soğuk suyunuzu bir süre.

msj attım. duyuruyu silmeyin.

uzun yolda araba surmek daha basittir. yavas yavas kontrollu gidersen bir sey olmaz. hele bolunmus yolsa cok rahat. virajlara girmeden yavasla, virajda degil. zaten temkinli surersin diye tahmin ediyorum.

ben uzun yola ciktigim zaman genelde ~3 saatte bir mola veriyorum. mesela yol ustunde bir sehir veya kasaba varsa orada durup geziyorum, bir seyler yiyip iciyorum.

8,5 saat diyor google maps. bir gunde rahat alinacak bir yol ama cok guvenmiyorsan kendine yol uzerinde bir sehirde bir gun konaklayabilirsin.

sık mola verirsen bi şey olmaz.

İstanbul'da 1 sene düzenli araç kullandıysan uzun yolda her türlü kullanırsın uzun yol daha rahattır.

uzun yol daha kolay +1

dinlene dinlene gidersiniz, çok da zevkli olur.

Uzun yol daha kolay olabilir ama en ufak hata yüksek hızlarda ilerlerken kazalara sebep olabilir. Buna göre davranarak gidin.

ben uzun yolun daha kolay olduğuna katılmıyorum. uzun yolda her şey tekdüzeleşiyor. direksiyon az çevrilip gaza da sabit oranda basılınca bi süre hipnoz olur etrafı görmemeye başlarsınız. buna dikkat etmek gerek. uzun yolda dikkati asla yoldan etraftan ayırmamak gerek. hız yüksek olduğu için en ufak kaza kötü sonuç doğurur.

o yüzden gündüz yola çıkın. az bi yorulma hissederseniz durum 5-10 dk dinlenin. yüksek hızlara çıkmayın (120 max iyidir)

Hatalar genelde varış noktasına 30-50km kaldı tabelasını gördükten sonra oluyor. Varıl noktanıza yaklaştıkça rehavet çöküyor ve bitti bu iş diye salıverebiliyorsunuz kendinizi. A-B noktasına kadar pür dikkat gitmeniz gereklidir. Tavsiyem 50-100km kala muhakkak mola verin

O bir yılda ne yaptığınla alakalı düşünmek lazım.

uzun yol şehir içine göre biraz daha rahattır. Hele yeni şoförlüğümde bana daha keyifli geldiğini hatırlıyorum.

Gündüz yola cikmak önemli. Antalya yolu, hele Isparta üzerinden gidilirse manzarali ve virajli bir yol. Kendinizi eglendirmek icin afyonda, kütahya‘da, isparta‘da molalar verebilirsiniz.

Dikkatin dagildigini hissettiginiz anda devam etmeyin, önceki gün uykunuzu iyi alin, karanlik bastirdiginda kullanmayin.
Kamyon 100le niye bicsin, yani Istanbul‘da da aynisi olabilir. Antalya yolunda radar var bir sürü yerde (kütahya-afyon arasi dümdüz. 2-3 radar var sirf orada) Isparta tarafi daglik, cok hizli olamazsiniz zaten.
Defansif kullanin. Arkadaki arabasiyla g*tünüze mi girdi, birak o sollasin, ona yer acmak icin panik vs olmayin. O yolu tek basina yapan cok taniyorum, yapilmaz degil.
Otoban olsa sikici, tekdüze derdim de güzel yol.

Istanbul içi a noktasında b noktasina gidebiliyorsan uzun yola da gidersin.

Tabi uzun yolu bazı dinamikleri var en sag şerit kamyon otobuslerin yoludur 3 şeritli yolda orta seritten gidilir sol şerit sadece sollama şerididir.

Sollama dikkatli yapılmalı takip mesafeli korunmalı biliyorum otobanlarda dallama çok.

Ikinci onerim yandex navigasyon harika birsey nerde viraj var nerde hiz kamerasi nerde yol calismasi var soyluyor.

Bazen çok fena viraj oluyor ekrandan bakıp hızımı iyice disuruyorum ki virajlarda aractakiler konforlu seyahat etsin.

Birde gidecegin guzergahta belli rotolar belirle su dinlenme tesisi diye 4 saatlik rotalar halinde kısa hedefler daha iyi oluyor.

Aracın baķimlari tam olsun. Rahat kıyafetler yolda ne hızli muzik ne yavaş muzikler olsun

100 km sonra rahatlama gelecektir çıkınca şeridini ve takip mesafeni korudukça Allah'ın izni ile biter yolculuk.

1 aylık tecrübeyle istanbuldan kaşa sürmüştüm.

6 ay tecrübe ile istanbul didim yapmıştım.
birkaç tecrübe paylaşayım.

hızlar yüksek olduğu için şerit değiştirme hareketleri daha yumuşak yapılmalı.
üç şeritli yollarda en temizi orta şerit. en sağda sapaklara giriş çıkış yapanlar rahatsız edici oluyor.

bariyerli gişelere yaklaşırken yavaşladım sanıyorsun ama bir bakmışssın hızın hala 100km/s.
o kadar boş alanda hız kavramı yok olabiliyor, buna dikkat.

iki üç öndeki aracı da görmeye çalış. bir seferinde ben ve önümdeki araç 120 ile gidiyorduk. önümdeki araç bir anda kendini sola atınca önümde atıyorum 50-60 ile giden bir araç kalmıştı. gerçekten sıkıntılı bir durum.

bol bol mola ver. sakın ha ayran içme.

hız kurallarına uy özellikle virajlara ve ileriyi göremediğin rampalarda hızını dikkatli ayarla.

son olarak ani kararlar verip manevra yapma. sapağı kaçırdın diyelim. gerekirse 30km sonraki sapaktan geri dön.

hiç uzun yol tecrübesi olmadan tecrübeli uzun yol şoförü olunmaz doğru. ama uzun yol tecrübesi de uzun yolda edinilmez. önce kısa yol denenir, 1-2 saat. sonra 3-4 saat ondan sonra basıp çift şoför gidersin antalyaya.. olması gereken budur. uzun yolda normalde kullanımdan daha az yorsa da, ani karar verme, refleks, tecrübe gibi bir takım şeylerin tam ve edinilmiş olması gerekmektedir. perspektif algısı uzun yolda çok önemlidir. aynada uzakta görünen araba, normalde daha yakın ve gördüğünüzden daha hızlı gidiyor olabilir. yola çıkarken buna dikkat etmeniz gerekir. kendi arabanızın kaç saniyede güvenli biçimde yolda seyreden araçların ortalama hızına erişeceğini de biliyor olmanız gerekir. solunuzda biri sollarken sağınızdan da birinin aynı anda sağlayacağını ve tek yapnanız gerekenin sakin olmanız gerektiğini de bilmeniz gerekir. öndeki fren yaparken yapacağınız frenle arkadaki ile aranızdaki mesafeyi de korumaya çalışmanız özel bilgi ve tecrübe gerektirir. neticede şehir içi trafikte daha zor olsa da araç kullanmak, uzun yolda kullanmanın daha ok bilgi birikim ve tecrübe gerektirdiği de açıktır. ve unutmayın, sadece siz eğil, herkes yorgun herkes uykuludur uzun yolda. herkesin hata yapma olasılığı çok yüksektir. ve son olarak; ölümlü kazalar çok büyük oranda uzun yolda olur...

İstanbul eski harem otogarı diye düşündüm hep

harem otogarının eski halini bilmiyorum ama eskiden topkapı'da acentelerin toplu halde bulunduğu birbirine çok yakın iki bölge vardı. biri anadolu garı biri trakya garı diye geçerdi.

Terminal ya da otogar değil zaten, Topkapı'daki otobüs yazıhaneleri bunlar. Önceki sahnelerde adres sordukları yerler de büyük ihtimal Tophane-Fındıklı civarı.

genelde kimse şikayet etmiyor. mantık da şu:

işverenin cebinden bir maaş bütçesi çıkacak. eğer bu maaş bütçesi üzerinden hesap yaparak tüm maaşı bankaya yatırırlarsa, işçinin eline daha düşük net maaş geçiyor. eğer asgari ücreti bankadan yatırıp geri kalanını elden verirlerse, işçinin eline daha çok para geçiyor. bunu işçiye anlatırsanız, işçi de aaa evet doğru diyor..

bu ne ki daha neler yapıyorlar. hatta bizimkilerin savunması da hazır. işe girerken söylüyoruz diyorlar. zaten iş arayan adam o anda elden verilen maaşa ya da kırpılmış yıllık izne mi takılacak? milletin mağduriyetini istismar ediyorlar.

Türkiye'de hukuksuz iş yapan kişiler neden çekinmiyorsa ondan; çünkü hesap soran, hak koruyan yok.

iş yerinin bulunduğu ilçedeki sgk ya isimsiz şikayette bulunursanız canına okur. baya da ciddiye alıyorlar.

@babafingo ne kadar iyi niyetlisin bizim şirkette aynı bu şekilde ve gelen kaçıncı müfettiş ben artık saymayı bıraktım.Değişen hiç bir şey olmuyor herkes yolunu bulup gidiyor.

Herhangi bir sikayet durumunda otturuyorlar direkt. Kimse sikayet etmedigi icin cekinmiyorlar. Bu tur isylerlerinden kotu ayrilan calisanlar zaten sikayette bulunuyor ve arabulucu vasitasiyla tazminat aliyorlar. Cunku devlet otturur isyerini. Cok denk geldim.
Otturuyorlar abicim.

Türkiye'de kurumsallaşmış şirketler/bankalar/holdingler harici tam maaş üzerinden sigorta yatıran var mı? Küçük işletmeleri, esnafı, kafeleri, mahalle arası marangozlar, mobilyacıları, boyacıları vb. düşünün.

İşsizlik bu sorundan daha büyük bir sorun. Hem işçinin, hem işverenin işine geliyor.

Asgari ücretle çalışanların %40 görünmesinin bir sebebi de bu bence (kişisel yorumum).

Buna benzer şekilde örneğin tapu işlemlerinde hangi daire gerçek fiyatından gösteriliyor?

kum döküyor olabilirsiniz. bu sadece bir ihtimal tabi.

Kalçanızın 4-5 parmak üstü ise taş düşüyor olabilirsiniz. Kumda, genelde idrarda da yanma başlar. Kesik kesik idrara çıkılıyor.

Tavsiye etmiyorum ama ağlayacak duruma geldiyseniz. 15 dk rahatlamak için kısa süreli sıcak kompres yaparsanız ağrı sonlanıyor. İltahabik bir durum varsa tavsiye edilmiyor. Kusma olduğu için İltahabik olması kuvvetli ihtimal

O yıla ait mark-dolar kuru

freecurrencyrates.com

mark'tan euro'ye gecerken 2 marki 1 euro yapmislardi galiba. kesin olmamakla birlikte ornegin abd'de ortalama ev fiyatlari 93'ten bu yana 3.5 katina cikmis. almanya'da da benzer bir fiyat trendi izlemis emlak piyasasi. kabaca, 17.5k in euro gibi bir rakam suan icin 315k tl.

şu siteye göre 93 bin tl civarı.
www.xe.com

birebir kur dönüşümü ile hesaplamak tam doğru olmaz, mark-euro'daki enflasyonu da hesaba katmanız gerekir

duyuru linkini mesaj attım.

Buyurun benim

Gecmis olsun. [email protected] ye meraminizi iletirseniz yardimci oluyorlar. Mutlaka yazin

temel tüketim ürünleri?

tureng de aynı şekilde çeviriyor.
ana/temel tüketici ürünleri

youtu.be

fark tamamen çizimden kaynaklı gibi geldi bana, tradinview de ilk başlangıç noktası kırmızı mumun üst fitilinden başladı için açısı daha fazla, investing de ise kırmızı mumun gövdesinden başlamış çizim.

çok ciddi bir fark olduğunu düşünmüyorum ama 2,5 yıldır bu işin içindeyim, çoğunluk tradingview kullandığı için göz aşinalığı açısından tv derim.. diğer yandan investing'te var mı bilmiyorum ama tv'de canlı data da satın alma imkanı var.

sevgili bugün hava çok sıcak fark tamamen çizimden kaynaklı değil, kendiniz de çizip bakabilirsiniz. az buçuk oynama var evet de fark var yani, gıcık oluyorum şu duruma.

Fark çizimden kaynaklı. Birinde fitilden almışsın diğerinde mumdan.

Bak TradingView’da fitilden almayınca aynısı oluyor:

i.ibb.co

Gayet normal ve kabul edilebilir bir şey. Sisteme banka hesabı tanımlamak senin sorumluluğundaydı, unutmayacaktın.

@roket adam Katılmıyorum. Devletin işleri kolaylaştırması lazım. "Vatandaş yolunu bulsun" demek olmaz. "Bizde alacağın var, ama banka hesabın yok, tanımlaman gerekiyor" diye bir SMS. Hepsi bu. Eğer bu, devletin alacağı olsaydı mutlaka ulaşırdı, değil mi?

Ayrıca o para kullanıldı, işletildi, yatırım yapıldı vs. Nakit olarak bir yerde durmadı. O nedenle faizsiz verilmesi makul değil.

Bence de devletin burada hatası yok. Hesap girmeliydiniz. Ama devlet kendi hatası olan durumlarda ölü taklidi yaparken, siz hatalı iken affetmiyor, faizi çakıyor normalde. O yüzden iki türlüsü de şaşırtmaz.

5 yıl önce, raporlu olduğum dönemde SGK tarafından verilecek olan maaşımı almayı ""unutmuşum.""

cevap yukarıda.

O parayı her an alabileceğiniz için herhangi bir fonda ya da işlemde tutulamaz, şöyle düşünün;

5 yıl önce unutmamış ve sisteme bir banka hesabı tanımlamış olsaydınız, doğal olarak bu hesap vadesiz bir hesap. Sonra da bu parayı bu bankadan çekmeyi unutsaydınız, bu bankada hesap açmış olduğunuzu bile unutmuş olabilrsiniz insanlık hali.

Para bu vadesiz hesapta 5 yıldır kuzu kuzu yatsaydı, ve bu gün hatırlayıp "lan böyle böyle bir hesap vardı tüh bak unutmuşum onu" diyip o hesaptan parayı çekmeye gitseydiniz, "bu ne ya 5 sene önceki para öylece duruyor" diyemeyeceğiniz gibi,

sizin paranızı herhangi bir fonda ya da faizde işletmeyen sgk'ya da diyemezsiniz doğal olarak.

Geçmiş olsun.

benzer bir durum yaşadım. 10 sene önce çalıştığım şirketten ayrılırken hesabımı kapatmıştım. şirket bana sonradan yarım maaş kadar para yatırmış. seneler sonra banka hesaplarımı kontrol ederken bu hesapta para olduğunu ve şirketin yatırdığı paradan her sene hesap işletim ücreti kesildiğini farkettim. faizsiz kalan tutarı ödediler. daha fazla hiç bir şey talep edemedim.

Yorumları okudum ve hala katılmıyorum. Bu gibi durumlarda devlet elindeki imkanları kullanarak vatandaşa ulaşmalı.

İlgili sayfada şöyle bir uyarı var:

"Sosyal Güvenlik Kurumunda cep telefonu kaydı olanlara bazı projeler kapsamında SMS ile ücretsiz bilgilendirme yapılmaktadır. SGK Cep Telefonu Bilgisi Beyan hizmetini kullanarak, Kurumun ücretsiz SMS hizmetlerinden yararlanmak istiyorsanız cep telefonunuzu kaydedebilirsiniz. Eğer kayıtlı cep telefonunuz varsa numaranızı güncelleyebilir veya silebilirsiniz."

Metindeki linki tıkladım, acaba cep telefonum mu kayıtlı değil diye. Yooo, pek de güzel cep telefon numaram kayıtlı. "Bilgilendirme Tercihleri" bölümünde de tüm seçenekler seçili.

Bakın, aslında sorunun cevabı şurada:

"BAZI projeler kapsamında SMS ile ücretsiz bilgilendirme yapılmaktadır." Yani, "gerekli" buldukları zaman vatandaşa SMS yoluyla ulaşıyorlar.

Mesela, SGK sizin tedaviniz için bir hastaneye ödeme yapmışsa, hemen bununla ilgili SMS gönderiyor. "Bak, senin paranla sana hizmet verdim, kıymetimi bil" diye. Neden böyle kritik bir durumda aynı hizmet yok? Buna makul bir cevabınız var mı?

siz deyince eşimin e-devletine baktım. 2013te iki defa 150-200 civarı para "ödendi" yazıyor. ziraat bankası yazıyor banka.

eşime sordum haberi yok. ziraat hesabim mı varmış diyor:)

bankaya gönderildiği tarih kısmı boş gözüküyor. Ama statü ödendi, banka da ziraat.

edevletten hesabı oöan bankalara bakıyorum. ziraat gözükmüyor şu an.

ne iştir anlayamadık.

soylenenlere ragmen katilmiyorsan bir avukata danis, dilekce ver. buradakiler sana haklisin dese ne olur? haksizsin dese ne olur?

fakat tekrar ben de soyleyeyim, eger zamaninda dilekce vermeseydin belli bir sure boyunca hak ettigin halde almadigin maaslar dahi yanardi. sgk sistemi boyle calisiyor. kimse gel emekliligin doldu dilekce ver demez. verirsen primleri tahsil etmemezlik de yapmazlar.

@adivar Evet, Bankaya Gönderilme Tarihi benimkilerde de boş.

Herkes alacağının peşine düşmekle yükümlü. Devletin senden bir alacagi varsa SMS ile veya başka bir şekilde sana ulaşır bunun için. Senin de bir alacağın varsa bir şekilde sgk'ye ulaşacaktın. Kimse bizde paran kaldı gel bunu al lütfen, almazsan da sorun değil biz buna faiz iletiriz, istediğin zaman sana faiziyle geri veririz demek zorunda değil.

Devlet tabi ki sorumluluğunu yerine getirmeli ancak size ödeme yaptıktan sonra bu konuda sorumluluğu kalmıyor ki zaten?

Devletin burada yapabileceği tek şey "bakın böyle bir olay var, izinli sayıldığınız günlerdeki ücretinizi sgk öder" diye genele duyurmak. Bu da duyurulmuş bir şey zaten. Bunları ilgilisi takip etmeli.

Onun dışında paranız vadesiz bir hesapta durmuş gibi.

Tabi ki sms'le şahsen bildirilmesi güzel olurdu ancak bu devletin üstüne ceza yükümlülüğü getirmez ki. Önceden tanımlanmış bir işlem zamanı gelince uygulanmış. İşlem yeterli ya da yetersiz bu farklı bir tartışma konusu, ancak olan şeyde yanlışlık yok.

kabus mu bilmiyorum ama sanirim hayatimda ilk defa SGK hakli diyecegim.
SGK hakli.
100% sizin sorumlulugunuzda olan bir durum. Ekstra caba sarfetme kismi tamamen inisiyatif dahilinde olabilecek bir sey. Bu ekstra caba ise diger vergi mukelleflerinin cebinden cikacak ekstra para demek.
Bir vatandas olarak tek bir ricam var, haksizsiniz ama buna ikna olmuyorsunuz. Dava acabilirsiniz evet, ama lutfen haksiz oldugunuz bir durumla ilgili dava acarak biz diger vergi mukelleflerinin cebinden para almayin. Hukuki surecler icin bir suru is gucu kaybi ve masraf yapmak zorunda kalacaklar.

@adivar
bu ödemeler için ziraat bankasında hesabınız olmasına gerek yok. kimliğinizle haftanın belirli günlerinde gidip paranızı istiyorsunuz.

google lens ile deneyebilirsiniz. yapraklardan defne ağacı diye sonuç getirdi.

@lazpalle uygulama ile baktım, en benzeyen defne ama bizdeki ağaçta siyah çiçeğe benzer tohumsu yapılar var. Defnelerde göremedim tohumları:((

Defne agacinin disisi ve erkegi var. Sanirim erkek agac siyah tohum uretiyor.

ırz düşmanı ağır bir ifade de hatun kişi yatak iması almış sanırım o yüzden geri çekmiş kendini. bu işin olacağı varsa da akışına bırakmak lazım. neden değil diye üstelemen eksi puan olmuş.

Ortada bir durum gibi görünüyor. Olabilir de, olmayabilir de. İnsanlar buluttan nem kapar hale geldi, suçlayamıyorum kimseyi.

Neden değili üsteleme gibi değil de öylesine yazmıştım konuşmanın akışında. Neyse sağlık olsun paslanmışım bu işlerde ilk date öncesi daha ağırbaşlı olmak gerekiyo demek :/

çok üsteleme, asıl üstelersen "ırz düsmani" gibi görünürsün. akışına birak, o ararsa da şarap muhabbetini acma hic.

Yok gayet normal ilerlemis gibi gorunuyor da, kizin 'cok iyi bir fikir degil gibi ya' demesine karsilik 'neden degil' demeniz biraz garip olmus. Yani bana oyle geldi ki, kiz flortoz bir cevap vermis size bunun neden iyi bir fikir olmayabilecegi acisindan. Is icin iyi bir sey degil gibi yani, cunku akliniz dagilmis olacak.

Sizin 'neden degil' demeniz konuyu illa cinsel icerikli bir yere cekmeye calisiyormussunuz gibi olmus. Atiyorum, 'evet latte yapalim biz onu, durup dururken kovulmaya gerek yok' falan gibi bir geyik sakayla geri adim atsaydiniz ustune gitmek yerine, onun da sohbeti ilerletmek icin soyleyecek bir seyi olabilirdi.

sopiro +1

Ama kaybedilmiş bir şey yok henüz. "bir gün beraber çalışalım" cümlesi önemli. Bundan sonra kafalar uyuşacak mı ona bakmak lazım...

Ceylanı ürkütmüşsün, o da kaçmış. Neden değil diye sormanız abartı olmuş. İyi fikir değil demesinin sebebini biliyorsunuz diye düşünüyorum. Hızlı bir şekilde olayı cinselliğe götürmek istemez çoğu kadın. Siz uslu çocuğu oynasanız yine kaybederdiniz ama şu an abazan gibi algılandınız ve bu sebepten ban yediniz. Tam ortasını tutturmanız lazım. "Şarap yerine biz de vişne suyu içer, şarapmış gibi story atardık hehe xD" yazsan belki de devamında sohbet ilerleyip şu an şarap eşliğinde ders çalışıyordunuz. Daha rahat ve esprili yaklaşın, kasmayın. Cinsellik iması için acele etmeyin ama süt çocuğu gibi de olmayın, efendi adamı da oynamayın bir kadının kalbini kazanmak için, hiçbir işe yaramıyor.

edit: amacın cinsellik değildi belki onu yazarken ama ettiğiniz lafların nereye çekilebileceğini tartıp yazmanız lazım. hele ki bu kişiyi yüz yüze hiç tanımıyorsanız yanlış anlaşılmanız gayet doğal. eğer cevap vermiyorsa "next" demek zorundasın. atacağın her adımda daha da uzaklaşacak. ben daha yazmayın derim.

Yazım dili algısı kişiden kişiye değişiyor, bu kızla da yazım dilim en başından beri aynıydı.

flörtün kuralları içerisinde karşı tarafın yaptığı atakları soru ile karşılamak iyi bir şey değil.

flört denilen olay; kişilerin özellikle de hanım kişilerin bu kişi bana uygun mu, her şeyi kabul eder mi yoksa kendi karakteri var mı, karşısına çıkan engelleri aşacak mı yoksa pes mi edecek, peşimden koşacak mı yoksa özgür ruhlu bildiğini yapan biri mi gibi sorulara cevap aramasıdır. bunu da itiraz ederek, seni kötü hissettirecek laflarla yaparlar, bu aşamada herhangi bir şey düşünülmez nefes almak gibi içgüdüsel gerçekleşir ancak karakterin hakkında bilgi toplamış olurlar.

senin neden sorusu ırz duşmanı gibi değil de karşı taraftan açıklama bekleyen bir şey. sana bir engel koymuş, sen o engeli aşmaya çalışmak yerine durup bu engel nasıl bir engel diye açıklama istemişsin. oysa flört aşamasında açıklama istemek ve yapmak iyi bir şey değildir.

Flört içerisinde herşey çok nettir.

Muhabbetin kesilmesinin tek sebebi ise açıklama istiyor olman. oysa hemen hemen her konuda dalga geçersen beraber gülersin.

ecnebilerin bir şarkısı vardı, girls just wanna have fun diye. gerçekten de kadınların en büyük derdi beraber oldukları, olabilecekleri kişi ile eğlenebileeklerini görmektir. zaten gün içerisinde yüzlerce farklı dertle uğraşıyorlar, senin o dertleri hatırlatman, hissettirmen yada yenilerini eklemen bir şeye yaramaz. sen güleceksin, güldüreceksin, sana komik geliyorsa yapıştır lafları, ayıp olur mu, yanlış anlar mı diye düşünme, zaten karşı taraf adına düşünüp karar vermek ve ona göre hareket etmek tüm ilişkilerin (iş, aile, arkadaş vs.) düşmanı, karşı tarafı hiç'e saymaktır.


Şöyle mi düşündü böylemi düşündü, bilemeyiz. bunu da umursamamalısın, eğer öyle hissediyorsa ağzı var, dili var, söyler. söylemiyorsa zaten o kadar önemli değilsindir, seni o kadar önemsemiyorsa sen neden önemsiyorsun ki?

Örneğin ben senin bahsettiğin durumda oldukça dalga geçerdim, oo patron iş bekliyor hanım kızımız şarap keyfinde, umarım rapoları doğru hazırlıyorsundur, sarhoş olup mailleri yanlış kişiye atmazsın inş. vs. vs. gibi laflarla dalga geçerim (daha komikleri aklıma gelmiyor şimdilik ama önemli olan ana fikri alman).

genel olarak hanımlar erkeklere challenge ortaya koyduğunda durmak yerine kabul edip çıtayı daha da yükseltmek işe yarayan bir yöntemdir.

5 metreden suya atlamayı teklif ediyorsa 15 metreyi önüne koyarsın. sen kendini ona değil, o kendini sana ispatlamaya çalışır ve bundan çok keyif alırlar. (tabii bunların hepsinin goygoy olduğunu unutmamak gerekiyor eğlence her yerde, her zaman)

iyi bir santranç oyuncusu basit bir oyuncu ile oynamaktan hiç hoşlanmaz, keyif alamaz, kendisinden daha iyi biri ile oynadığında yenilse bile keyif alır, bir şeyler öğrenir bu nedenle de oynamaya devam eder, yenilen pehlivan güreşe doymazmış lafı da buradan gelir. yenilen pehlivan yenen kişiden daha tecrübesizdir kendisini ispat gereği hisseder ve güreşe devam eder. yenen ise kendisini ispatlamıştır işi bitmiştir ve eve gitmek ister.

sopiro da çok güzel örnek vermiş.

sopiro +1
selam +1

flört etme amaçlı bir şey yazıldığında bile "neden değil :p" tarzı bir cevap başarısız bir cevaptır ve sohbeti tıkar.
çünkü bu sorunun hem bir cevabı yok hem de olan cevap zaten karşıya söylenmez.

kız tatlı tatlı flört ederken biraz kapı araladığında onu zorlayıp açmaya çalışmak negatif etki uyandırır.
önemli olan sohbeti sürdürebilmek, ilk imada ve ilk flörtte onun üzerine oynamak değil.

ırz düşmanı değilsiniz tabii ama "sıkıcı" bir yere gitmiş sohbet.
ilgi çekiciliğinizi yitirdiniz muhtemelen.

@e bana nick birakmamissiniz zalimler +1

En başından beri demişsin ama zaten birkaç gün olmuş.

Şarap eşliğinde çalışabiliriz fazla amatör bir cevap. Bu yüzden kaçmış.

Cevabınızı yine yazın ama sosyal medya'ya değil, bir word belgesine falan yazın. Yazdıktan sonra da kaydedip kapatın, sosyal medyada paylaşmayın.

Şahsen ben böyle yapıyorum, yazana kadar öfkem biraz hafiflemiş oluyor ve yollamasam da rahatlamış oluyorum. Deneyebilirsiniz.

bi şekilde içini dökmen gerek belli ki. bunu arkadaşlarına yap. ben öyle yapıyorum mesela birine sövesim varsa linkini atıp sinkaflı küfürler ediyoruz karşılıklı.

Uzman desteği al üstad. Birgün psikopatın birisine denk gelirsin çeker vurur.

kent sakini +1
ekşi'de olsun başka yerde olsun çoğu zaman uzun uzun yazıyorum tam gönder/enter yapmadan önce düşünüyorum. sonrasında yaa değmez ya da başıma iş açar diye silip geçiyorum. o arada söylemek istediğimi de bir şekilde dile getirmiş oluyorum. biraz otokontrol ile çözersiniz.

yaptığın tepkinin dünyaya, insanlığa faydalı bir sonucu olacak mı bunu düşün, olmayacak ise cahile laf anlatmaya çalışmak boşuna. bu algı yerleştikten sonra olayları kişiselleştirmeyip görmezden gelebiliyorum.

Mesela dün şöyle bir olay oldu;

Golden Retriever’ların paylaşıldığı bir sayfada bir kadın köpeklere etiket yapıştırıyor. 3 köpek, üçü de birbirinden üzgün. Ben de kimseye bulaşmadan, sayfa altına fikrimi yazdım. Şöyle ki; “onlar bizim oyuncaklarımız değil. Patili evlatları olan bir anne olarak her neredeyse o devletin bu hayvanları bu kadının elinden alması gerekir.”

Biliyorum insan çocuklarına eziyet çektirilen bu dünyada, o gariban patililere karşı kasılmış aşırı bir duyar. Ama zaten bu dünya hassas kalpler için bir cehennem değil mi?

Her neyse, altına abuk sabuk “mal” yazanlar, “yohaaamiiinaaaa” yazanlar, “duyarını dükiiimmm” yazanlar oldu. Birine sana ne benim duyarımdan “ergen” yazdım, çenemi tutamayıp. Bana mesaj atmış “düzgün konuşacaksın benimle, senin ağzına s.çarm”. Sansürlemeden, adlı adınca. Şimdi ben bu ergeni dava etmeyeyim de ne yapayım?

Ben acaba hiç mi sosyal medya kullanmasam? Kullanmayı mı beceremiyorum?

Açıları 3 eşit parça yaptığımda programın verdiği değerler:

www.hizliresim.com

Yani programa göre ya açılar eşit olacak ya da alttaki 3 doğru. İkisi aynı anda mümkün değil.

edit: bunlar da alttaki 3 parçayı eşit yaptığımızda çıkan değerler:

www.hizliresim.com

not: 2 durumda da AB=AC

x=z çıkması gerekiyormuş bu arada. soru hatalı da denebilir. soruysa eğer.

ben baya köreldim bu işlerde ama ikizkenarı çemberin yarıçapı olarak kullanırsak ortadaki açı bir miktar büyük kalacak gibi görünüyor.

@onemoremile +1

x,y,z eşit değil. x,y,z eşit olsa alttaki parçalar eşit olmaz.

Zaten aslında açılara baksan açık, yanlardaki iki üçgen geniş açılı, ortadaki dar açılı. Birisinin yandaki küçük açısının karşısındaki doğru ile, ortadakinin daha büyük açısının karşısındaki doğru aynı büyüklükteyse, ortaya kalan açının daha küçük olması lazım aynı uzunluk için.

her hafta mutlaka bir kere soruluyor bu soru. aramaya beylikdüzü ya da esenyurt yazarsanız önceki sorulara verilen cevaplar yeterince açıklayıcı olacaktır.

Bu fiyata Eskişehir'de bile 2+1 yeni bina yok. İlanda bir sorun olabilir.

hocam ege35 emlak var. onu özellikle tavsiye ederim. onlar yalan ilan konusunda daha uzman.
son iki ayım beylikdüzü civarlarında ev aramakla geçti. bu ilan banko yalan. gittiğinde de seni esenyurt'ta saçma salak bir yere götürecekler.

Konum kesin ofis konumudur.

Konum yanlış, orada bu daire bu fiyatın 4 katından aşağı yoktur.

Ayrıca esenyurt diyip pas geçme git gör.

Ben geçenlerde bir kombi işi için orada bir nalburiye tarzı yere gitmek zorunda kaldım.

Edirne'ye giderken Marmara Park'ın arkasındaki yerde istanbul'un ortalama suriyeli nufusundan daha fazla değildi.

Bu yüzden esenyurt diyip kestirip atma, metrobuse ne kadar yakınsa o kadar iyi.

Bu daire hakkında bir bilgim yok.
Konudan bağımsız olarak anlatıyorum.
Şöyle bir dolandırıcılık yöntemi var.
Çok cazip bir satılık konut ilanı verilir. Sazanların atlaması beklenir. Bir sazan atlayınca 'O daireyi almaya geliyorlardı ama hemen şu iban'a şu kadar kapora yollarsanız daireyi size rezerve edeyim denir. Para gelince sırra kadem basılır.

Farkında olmadan gece farları ya da sinyalleri açık bırakmış olabilirsin, eğer hiç marş basmıyorsa (yani motor dönmüyorsa) akü bitmiştir, sağda solda eş dost varsa aktarma kablolarıyla aküleri biraz şarj etmeyi deneyin.

Tanıdık yoksa o zaman herhangi bir oto elektrikçi işinizi halleder.

Eğer marş basıyor ama motor bir türlü çalışmıyorsa o zaman motor ustası bulmanız lazım.

önce takviye kablosu ile çalıştırmayı deneyin. tabi kablo ve yardımcı olacak başka bir araç bulabilirseniz. bu ikisini bir araya getirmek büyük mesele.

eğer bu şekilde çözülürse ya solo'nun dediği gibi aküyü bitirecek bir şeyler açık kaldı. öyle değilse akünün değişim zamanı geldi.

diğer türlü direkt motor ustasının yolları taştan.

Civarda akücü varsa gelir aküyü ölçer ömrü bitmediyse takviye yapar ömrü bittiyse yanında akü getirir değiştirir. Arayın fiyat sorun.

akü bitmiştir kesinlikle. manuelse vurdurarak, otomatikse takviye kablosuyla çalıştırın. eğer üst üste birkaç sabah oluyorsa elektrikçiye gitmek lazım.
sadece bir kere olduysa sorun değil bir şeyler açık kalıp bitirmiştir.

Motosiklet + viraj

kendi adıma tempolu sürmek şartıyla bisikletten daha iyi bir terapi yok.

kosu ve yuruyus.

Koşu yapıyorum ben de, fiziksel yorgunluktan daha etkili bir rahatlama yöntemi görmedim.

tek başına koşu veya hoşsohbet biriyle elde kahve, sahilde yürüyüş

koşu
bira içmek
kedi sevmek

Piyano çalıyorum. Kulaklık takıp çaldığım için izole ediyor dış dünyadan.

Yürüyüş
Uyumak
Parks and Rec 7. sezon 4. bölümü izlemek...

Motosikletle plansız şehirlerarası gece sürüşü.

Örneğin akşam 9 da karar alıp 12 gibi yola çıkıp, gece boyu dans ederek sürüp kahvaltıyı izmirde yapmak vs vs

fiziksel yorgunluk +1.

bi de sauna. o sicakta baska bisey dusunecek hal kalmiyor, cikinca da pamuk gibi oluyorsunuz.

Yemek yiyorum :(

www.dailymail.co.uk

şöyle bir şey buldum ama tamamnına uyarlayamadım. ilk harflerin mantığını çözmem lazım.

alfabedeki diziliş sırasına göre herhangi bir harf bir önceki harften sonra geliyorsa değeri 2 önce geliyorsa 1

Alfabetik olarak mevcut harf
önceki harften önce geliyorsa 1,
sonra geliyorsa 2,
önceki harf ile aynı ise 3.

İlk harf için de kelimenin son harfine bakıyoruz:
AA 3
DA 2
AD 1
NA 2
AN 1

Cevap:
TT 3
OT 1
KO 1
AK 1
TA 2

www.bbc.com

bu piyasaların doğal bir döngüsü vardır. pandemiden önce zirvelerdeydi. pandemide çakıldı. sonra tekrar toparlandı. şimdi yine çakılıyor. sonra yine çıkacak. bu manada giriş yeri önemli. ufak tefek biriktirmeye devam derim. en azından her %10'luk düşüşte alım yapacak gibi program yapın.

konuyu biraz daha açalım. pandemi sonrası fed bol bol para dağıttı. o paraları şimdi borsalardan, kripto marketlerden, forex'ten vs. topluyor. resesyona izin vereceklerini düşünmüyorum. piyasalar da zaten hep önceyi fiyatlar. tahminimce 2023 ilk çeyrek güzel olacaktır. ondan önce bile piyasalar gelecek baharı fiyatlamaya başlayabilir.

Pandemide gelişmiş ülkeler halkın refahını devam ettirebilmek için para bastı.
Bu durum enflasyona neden oldu.
Halk eline geçen parayı harcayamadığı için yatırım araçlarına yöneldi.
Bu durum yatırım araçlarının fiyatını patlattı.
Pandemi sonrası oluşan yeni ekonomik düzende ülkeler kendi çıkarlarını maksimize etmeye çalıştı.
Bu durum ticaret zincirlerini vurdu birçok şirketin durumu kötüleşti.
Ülkeler enflasyona karşı faiz silahını kullandı.
Bu durum gelişmiş ülkeler için uyuyan dev olan ve zor uyutulan resesyon tehlikesini ortaya çıkardı.
Bu durum yatırım araç fiyatlarının çakılmasına neden oluyor.
Pandemi sonrası halkın harcama alışkanlıkları normale dönmeye başladı.
Bu durum yatırım araçlarının fiyatlarını daha da düşürecek.

Çok özet geçtim. İnşallah faydalı olur.

Acil paraya ihtiyacınız yoksa kafaniza takmaniza gerek yok. Ekonomide olur dönem dönem böyle. Açın mortgage krizi donemlerine bakin misal.

Ben bunun olacağını bilsem de kendi prensibimden dönmemek için kendi etflerime hiç dokunmadım. Düşeceğini bilsem de bir gün gene yükselecek. (Dollar cost average yapıyorum zaten)

Kısacası acil para ihtiyacı yoksa kafaya takmayın ama acil paraya ihtiyaciniz varken amerikan borsalarina yatırım yapmak riskli olmus.

Mistyimage +1

backspace tuşu ile denediz mi? deneme yaptım, işe yaradı.

Evet 3 yıldızın öyle bir özelliği var. Ne işe yarıyor ben de bilmiyorum. Üç yıldıza basıp çizgi çıktıktan sonra Ctrl+z yaparsanız kayboluyor.

Kontrol + z için sanırım çok geç çünkü üstüne çok fazla işlem yaptım :(

Gerçekten komik bir sorun, iki asırdır bilgisayar kullanan biri olarak dede gibi oldum. İngilizce kaynaklarda da bulamıyorum çözümü.

**

Word için çözümü buldum:
The "line of dots" is a border. Select (or place the insertion point in)
the paragraph *above* the line of dots, click Borders and Shading on the
Format menu, click the Borders tab, in the Setting box click None and then
click OK. The "line of dots" will disappear.

Ama Google Docs'a geçirdiğim için oradan kaldırmaya çalışıyorum. Bulduğumda eklerim.

Alttaki mesaj için;
Maalesef, olmuyor.

O kadar kasmaya gerek yok. O çizginin olduğu satırın bir alt ve bir üst satırlarını seçecek şekilde bir seçim yapıp (eğer yoksa Enter ile o çizgiyi ortaya alıp) Delete ya da Backspace ile silersen zaten yok olur. Google Docs'ta da muhtemelen aynı şekilde silersin.

edit: sen yapamamışsın: streamable.com

Samsung A52 - ois olması avantaj
Realme - 65w şarj gücü avantaj
Honor Huawei değil mi ya? Onda Google hizmetleri olmayabilir.

Samsung iyi görünüyor

honor, huawei'in google hizmetleri olan modeli evet.

realme hakkında bir fikrim yok. satış sonrası destek servis vs. sıkıntı olmayacaksa kronik sorunları yoksa dahili hafıza ile bir tık öne geçiyor. öbür türlü samsung.

Li-Po 4300 mAh
Fast charging 65W, 100% in 33 min (advertised)

Realme ve honor için 65w şarj süreleri bu kadarmış öyle inanılmaz bir fark yok

Samsung cihazlar 25w şarj destekliyor fakat kutudan 15w lık şarj aleti çıkıyor ayrıca alman gerek

Fakat youtube daki 25w lık şarj hızlarını ölçtükleri videolar var onlarda da 1saat 15 dk da %100 e ulaşıyor

Ben olsam samsung alırdım hem tasarımı güzel sade, hem diğer markalara göre daha güvenilir, yaygın olduğu için de bi sorun olursa tamirini yapmak ya da yazılım olarak müdahale etmek daha kolay

üçü arasında samsung. ek tercih hakkı varsa poco x3 pro.

www.epey.com

poco'nun fiyatı arşa çıktı ya. yoksa benim de aklımdaydı ama kaçırdık o treni.

Bir de bilgi olsun diye eklemek isterim hızlı şarjın 65w olması telefonu şarja taktığımızda 0dan 100e her zaman 65w değerinde şarj olduğu anlamına gelmiyor, belirli bir sürede ulaştığı maksimum nokta

Yani 65w şarj 15w şarja göre 4 kat hızlı şarj eder diye doğrudan bir orantı kurulamaz o yüzden