Pir Sultan Abdal'ın solcu olduğunu nereden çıkardınız:)
Pir sultan abdal 1400'lerde yaşamış.
"solculuk" kavramı 19. yüzyılda çıkmış.
Sanat uygarlık tarihinden beri var. Sağ-sol ideolojisi ise sanayi devrimiyle gelmiş, belki de bir süre sonra unutulacak kavramlar. Yani sanat ideolojilerin üstündedir.
Sanat her zaman politik olmak zorunda da değildir. Bizde öyle bir yanılgı var.
Ha neden birçok sanatçı düzene muhalefet eder diye sorabilirsiniz? Sanatçı, bilim adamı, düşünce adamları genelde toplumun birkaç adım önünde yürür. Bu yüzden bazen toplumun kabullenmeyeceği, henüz hazır olmadığı fikirler ortaya sunar.
Haliyle mevcut düzene muhalif bir duruma düşer.
Ha bazen de sanatçılar siyasi kavgalara dahil olur. O da sanatlarından bağımsız bir durum bence. Muhafazakarlık ya da aydın olmalarıyla alakası yok bu siyasetin.
Bu yüzden sanatçıların ya da sanatın hep muhalif olması gerekiyormuş gibi düşünür birçok insan.
Ama dünya tarihinde tam tersi aşırı muhafazakar sanatçılar da var. Mesela Finlandiyalı besteci Jean Sibelius ciddi manada milliyetçi muhafazakar bir çizgidedir hatta sanatı da bu yönde ilerlemiştir.
Hatta romantik dönem ve barok dönem bestecilerin çoğu Bach vs milliyetçi ve dindar muhafazakarlardı.
Bugün bile global manada sol görüşlü ya da sağ görüşlü sanatçılar mevcut. ABD'de, ingiltere'de, Türkiye'de bu hep böyle.
Bence sanatçıları sağcı&solcu diye sınırlamak çok dar bir bakış açısına götürür bizi. Özellikle de sağ sol kavramlarını sadece bugünkü ideolojilerle değerlendirmek.
Genel olarak bizde ideolojik körlük mevcut. Yani sol görüşlü, özellikle de bunu yaşam tarzı haline getirdiyse, kitle sağ görüşlü kitleyi aşağı görüyor. O yüzden sadece kendi fikrine uyan sanatçıları dinliyor, izliyor. Ama dinlemiyorsunuz ya da beğenmiyorsunuz diye eserler yok sayılamaz.
Aynı hatayı sağ görüşlüler de yapıyor.
Sanat ideolojiler üstüdür ve sanat eseri kişisel beğeniyle değil, kendi bağlamı içinde değerlendirilir.
Örneğin en bilinen örnekle başlayalım. tüm Türkiye'nin bağrına bastığı barış manço koyu bir ülkücüdür. Üstelik bunu saklamadı da. Adamın mehter marşlarını söylediği albümleri var. Şimdi bu onun eserlerini, "modern bir ozan" olduğu gerçeğini değiştiriyor mu?
Ya da ömer seyfettin muhafazakar bir karakterdi. İstiklal marşı'nın yazarı mehmet akif ersoy muhafazakardı hatta cumhuriyet devrimlerinin bazılarını da çok kabullenmediği söylenir.
Ama bunlar kalemi, sesi, edebiyatı kuvvetli isimler. Şimdi Ömer Seyfettin'in edebiyatına gölge mi düşüyor? Aziz Nesin'in ateist olmasının onun eserlerinin değerini düşürmeyeceği gibi.
Ama işte Türkiye'deki sorun bu. Bir taraf ateist diye Aziz'i okumuyor.
Bir taraf dindar oldu diye Necip Fazıl'a küsüyor.
Bence ideolojik körlükten kurtulmak lazım. Dünya artık çok evrensel bir noktada
ve biz evrensel kültürden kendimizi koparttık kendi günlük siyasetimiz etrafında konuşuyoruz.
Prof. Dr. Ahmet Arslan'ın Yunan Felsefesi üzerine podcastini dinlemenizi öneririm.
O zaman bizim günlük sağcı solcu, muhafazakar-modernist kavgamızın anlamsızlığını görebilirsiniz.
Açıkcası grup yorumun bu yorumunu da biraz ideolojik körlüğe bağlıyorum.
Dünya siyah ve beyaz olamaz. Yani bir insan sanatçıysa solcu olmalıdır, solcuysa şöyle bir ideolojisi olmalıdır gibi beklentiler komik ve güncel değil. Dünya çok hızlı değişiyor. Bizdeki solculuk ve sağcılığın bile karşılığı yok aslında günümüzde.
0