@Bruce “Varoluşçu bir meseleyi felsefi bir metinle anlatacak” düzeyinin çıta olarak üstünde olan ve kendisinden çok daha yetkin 30 isim diyorum. Rasyonel verileri de özgünlük konusundaki ortak cevaptan okursun. Loveless ve Leviathan filmlerini izledim Zvyagintsev’in. Ben “günümüzün Tarkovsky’si” şeklinde bir yaklaşımı sinemacıyı yücelten değil, aşağılayan bir tavır olarak görüyorum. Tarkovsky’nin ötesine gidememiş, kendi filozofisi olmayan, özenen, öykünen çapsız bir kopyacı imgesi beliriyor zihnimde. Zvyagintsev bence çok özel bir yönetmen ve Tarkovsky’le ikisi apayrı iki kişi benim gözümde.
@yasli ateist Bir filmin niteliği aklında kalmasıyla değil “geride ne bıraktığı” sorusuyla ölçülür bence. Burning’le ilgili sayfalarca yorum, eleştiri yazısı, video, vlog izledim ve SADECE TEK BİR TANESİ BİLE filmin ne anlattığı ne anlama geldiğiyle ilgili dört başı mamur birkaç cümle söyleyebilmiş değil. Metafor vs. gibi kavramları ortalama seyirci çok ucuz şekilde harcıyor.
@absel Cannes Film Festivali hakkında ne ölçekte bilgiye sahipsiniz bilmiyorum ama o 15 dakikalık dediğiniz alkış Cannes'da bir çeşit kültür ve ritüel. "Her film" bittiğinde uzun uzun dakikalarca alkışlıyorlar. Yine galalarda salona girişte yine uzun uzun alkışlar var. Youtube onlarca örneği var. İnsanlar bunu bilmediği için sanki NBC'ye özel bir takdir alkışı zannediyor ama öyle bir şey yok.
@marsargo Birçok konuda ortak görüşteyiz. Siz öyküsel arketipleri söylüyorsunuz. Bunlar kaçınılmaz şekilde ortaktır zaten. Ama tutup da çekim açısından rüzgar sesine, ordan renk paletine, ordan metinsel yaklaşımlara kantarın topuzunu kaçıran bir kopyacılık varsa bunun özgünlükle uzaktan yakından alakası olamaz. Bütçe konusuna gelirsek bakanlıktan 2 milyon tl gibi rekor bir destekle, ayrıca 8 ortak yapımcıyla ve de Kale grubu sponsorluğuyla oyuncuyu bütçe dolayısıyla seçememe gibi bir durum olamaz.
Özgünlük konusunda herkese az biraz “rasyonel veri” sunayım. Şu an aklıma gelenler bunlar, izlerken ince ince çağrıştırıp fark ettiklerimi yazmıyorum bile. Hakkaniyetli bir şekilde ölçün tartın bakalım:
1)
www.youtube.com 
Yorumlarda kimse kulp bulamamış. Hatta biri müstehzi bir şekilde "Bach büyük insan" deyip konuyu kapatmış. Allah aşkına ne özgünlüğü yahu? Siz ilham almadan bahsediyorsunuz. İlham almak, özenmek, taklit etmek çok, çok ayrı şeyler. Çekim açısı, kadraj, mekan, renk, nesneler bile aynı yahu? Duyguyu ya da felsefeyi alıp farklı nesneler ve mekanlarla yorumlasa sizin dediğiniz olur ve görmezden gelinebilir.
2) Adamın "Dünyayı Çehov'un filtresinden görüyorum" diye demeci var. Siz tutmuş özgünlük diyorsunuz. Çehov değil sadece. Tarkovsky de değil. Polanski, Bergman, Shakespeare, Jack London gibi dünya kadar isim var.
3) Üç Maymun'la ilgili iddia seviyesinde olsa da bir dolu söylenti var. Zeki Demirkubuz Yeraltı'nda yemek sahnesiyle resmen veryansın ediyor. Üstelik NBC'nin "böyle bir şey yok" minvalinde tek bir söylemi yok. "Sen bir hırsızsın. Hem de en önde gideni. Önüne gelen her şeyi cebine indiren adi bir yankesicisin." Bu replikleri söylerken masada Mayıs Sıkıntısı'na gönderme yapan "Ankara Sıkıntısı" manşeti var bu replikleri söylediği karakterin yazdığı kitaba istinaden.
4) Londra günlerimde kitap çalıyordum diyen biri ayrıca kendisi.
İlgili röportaj:
www.radikal.com.tr5) Mayıs Sıkıntısı filmi Ahmet Uluçay'dan alıntı. Ahmet Uluçay oğluna: "Bu adamlara asla güven olmaz. Mayıs Sıkıntısı’ndan sonra benden temelli uzaklaştı. Senaryoya olan katkımı unutmuş görünüyor." demiş. Kasaba filminin öyküsü de ablası Emine Ceylan'a ait. Twitter'daki @homocinematicus hesabının bizzat metinleri göstererek delillendirdiği Ahmet Uluçay meselesini kendisine de sorabilirsiniz.
Ahmet Uluçay'ın oğlunun konuyla ilgili demeçleri:
www.posta.com.trArkadaşlar çok deşersek ben daha başka şeyler de bulur, söyler, delillendiririm. Benim meselem Nbc'yi çok
sevmeniz değil; "apaçık ortada olan şeyleri ısrarla inkar edip" masumane kılmanız ve şirin göstermeniz. Yok normalmiş de yok şöyleymiş de. Adam da basbayağı bir ahlak halini almış. Kendi de söylüyor. Filmlerinin credit'lerinde "Alıntılar" yazdırıp saymadık edebiyatçı bırakmıyor.
Ne özgünlüğü Allah aşkına? Uzak filminin en otobiyografik filmi olduğunu söylüyor ve orda karakter "Ben de Tarkovsky gibi filmler yapacağım diyordun" minvalinde cümleler söylüyor.
NBC özgün falan değil, özgünlüğün kırıntısı bile yok bu adamda. İster bunu görün isterseniz de -özgün olduğu iddiasında olanlar- kendinizi böyle gereksiz ve tuhaf yalanlara inandırmaya devam edin.