(bkz: true image)

norton ghost, acronis true image gibi programlara sistemin imajını alabilirsiniz.

ssd arızalanmıyor senin durumunda, biosta uefi/legacy veya ahci ayarı yüzünden güncelleme sonrası görmüyordur. Aslında kendin halletsen 1dk da çözülebilir bir sıkıntı.

BIOS güncellemenizin özel bir sebebi var mı? Çünkü bios güncelleme ihtiyacı durup dururken ortaya çıkmaz, bios güncelleme ihtiyacı duyacak birisi de bu sorunun sebebini anlayıp çözebilir gibi geliyor bana.

kimlanbu +1,
Servis sebep aramaz kullanıcı hatası demeyecekse ilgili parçayı değiştirir yollar.

25 yıldır bilgisayar kullanıyorum, hiç bios güncellemesi yapmadım. ekran kartı driver'ı güncellerken bile 10 kere düşünürdüm. dertsiz başınıza neden dert alıyorsunuz ki?

haa ben ne yaptım. bunlarla uğraşmamak için macbook aldım. driver bios unuttum.

yazılan tüm cevaplar +1

Hadi ekran kartı driver'ını güncellersin, performans vs. artışı için ama BIOS niye güncellenir düzgün çalışan bir sistemde anlamam.

cdbaby
distrokid falan filan

selamlar, soundcloud vs varsa sample ekliyorsan zevkle dinleyebilirim. yerli psychedelic producer'lar oldukça az, en azından kaliteli işler yapanları...

@alperz teşekkür ederim cevabın için...

@kimlanbu kardeşim yok ama yakın zamanda açacağım. öyle aman aman işler yapmıyorum zaten ya utancımdan ekleyemem de oralara falan :)

alper kardeşim sağolsun doğru yerlere yönlendirmiş. ama soundcloud ya da youtube üzerinden falan bir deneyin bakalım , alıcısı var mı?

çok eskiden aynı durumdaydık, taşındık ve bir daha asla ara katta oturmadık. her zaman en üst katta oturduk.

ne yaparsan yap üst kattan gelen sesler kesilmeyecek, taşınmak en pratik çözüm.

eksiduyu.ru

3 yaşında kızım var. bazı dönemler dediğiniz gibi gürültü yapıyor. emin olun düşündüğünüz gibi değil bazı çocuklar bazı dönemlerinde naparsanız yapın durmayabiliyorlar :) neyseki zemin kattayız kimseyi rahatsız etmiyoruz.

cocugun buyumesini bekleyeceksiniz. esinizin cikisina da bir sey diyemem kendince ama siz haklisiniz. basini oksayacak haliniz yok eviniz sizin haneniz ve sakinligini saglayamiyorsunuz ciddi bir problem. yani ucu o kadar cok seye dayaniyor ki bir kere ucakta arkamda 3-4 yaslarinda bi oglan benim koltugumu tekmeleyip duruyordu. en son donup "koltugumu tekneliyo cocugunuz" dedigimde "napiyim cocuk o" demisti babasi ve her sey cok yolundaydi onlar icin. birileri anayiz babayiz desinler diye sorumlusu biz oluyoruz niyeyse. saat siniri koyulmasi icin caba gosterin apartman yoneticisine falan soyleyin onlar da cocuklarini erken uyutmak icin caba gostersinler. dunyanin sahibi saniyorlar kendilerini it suruleri.

@diyanettakvimi belirli zamanlarda olsa haklısınız ama dün gece 4e 20vardı ve çocuk evde koşuyordu :)

@entropik çocuğa yapmaması gerekeni göstermektense yaptığı şeye kılıf bulmak bi anne veya baba olarak sizce mantıklı mı peki? anne değilim ama beni de bi anne büyüttü ben, abim aman alt komşu rahatsız olur diye annem ve babam tarafından mum gibi büyütüldük

@melodi öyle tabi. bizim hiç bir zaman dediğiniz kadar abartılı olmadı. ama şu an başkasının olsa rahatsız olsam başedemiyolardır diye düşünürüm. ellerinden geleni yapmadıklarına eminseniz başka tabi.

Cidden taşınmaktan başka tek çözüm o diye dedim. Ben de trafiği ve kornası 7/24 olan bir bulvarda oturuyorum. Genelde bilgisayar başında ve kulaklıkta olduğum için pek sıkıntı olmuyor ama iş başında olmadığım bazı zamanlarda bu attığım kulaklıkların süngerinden kullanıyorum.
Kadın çocuğu bu yaşında eğitir de siz o kadını bu yaşında eğitemezsiniz, başka çare yok.

Bence polisi ya da zabıtayı arayıp şikayet edin, gelip komşuyu uyarsınlar. Bu sıradan çocuk gürültüsünün çok dışında bir şey. Bazı anne babalar sorumluluklarından ellerinden geldikçe kaçıyorlar. Üstüne siz rahatsız olduğunuzu belli edince kapınıza gelmek ne demek? Keşke kapıya gelir gelmez polisi arasaydınız, kadın korksaydı. Eminim kapısına polis, zabıta gelirse çocuğa düzgün bakmaya başlayacaktır.

Çocuktur yaparı anlamıyorum, biz de çocuktuk, yapmadık, yaptırmadılar. Şu an çevremdeki çocuklara da yaptırmamak için gayret ediyor aileleri.
Ayrıca bu felsefe eğitim kavramıyla da çelişiyor.

Yalnız o mantıktaki kadın olduğu müddetçe o gürültü bitmez bence de.

@diyanettakvimi ev bulmakta o kadar zor ki bulunduğumuz şehirde burayı bile zar zor bulmuştuk ama huzurumuz için artık ufak falan demeden taşınıcaz başka eve.

@goodmorningteacher eşim adliye ile alakalı bi işte çalışıyor ve bunu biliyorlar o yüzden bu kadar alttan alıyoruz biz. yoksa şimdiye mevzuu büyümüştü. onlarda bunu bildikleri için adam gelmedi kadın geldi ağlamaklı bi suratla.

bi de bana kapıya gelmiş diyo ki sizin çocuğunuz yok bilmezsiniz :) dedim arkadaşlarımızında çocukları var hiçbiri sizinki gibi değil.

şuan saat 00.19 çok sürekli bağırarak ağlıyor. artık bunları normal karşılıyoruz ama tv sesini duyamayacağımız kadar ses yapıyor (sehpayı parkeye sürtmek şeklinde) ve min. 5 dakika sürüyor ve anne baba evdeyken

ebeveynler çocuğunun üzerinde o kadarlık bile otorite kuramıyorsa ebeveynlik yapmasın. "çocuğa laf geçmiyor" diye bir lafı kabul etmiyorum. o zaman çocuk halıya sıçsın, duvarı boyasın, evi ateşe versin. ebeveynler nasıl çocuğun halıya sıçmasını engelleyebiliyorlarsa bunu da engelleyebilirler. ama umursamıyorlar. çünkü kendi dertleri değil.

bizim üstümüzde de var böyle dağdan inme ayı bir aile. gündüz çocukları evi başımıza yıkıyor, gece de kendileri borazan gibi sesleriyle başımızı şişiriyor. geçenlerde gece 3.5'ta hayvan gibi gülüşmeler gelince ana bacı sövdüm, herif kapıya gelmeye kalktı, karısı tuttu. cidden başına gelmeyen bilemez komşu gürültüsünü. taşınmaktan başka çare yok da işte dediğiniz gibi ev bulmak cidden zor. ya onlar taşınacak, ya da siz.

Benim oglan 5 yasini gecti, oldukca hareketli o yuzden hergun yormaya calisiyorum, disari cikartip kosturuyorum. Ona ragmen aksam 10'u gecmis hala koltuktan koltuga zipliyor, yere atliyor vs. Allahtan alt katta kimse yok, ama durduramiyoruz..Oldugun yerde dur diyorum mesela, kimildamadan 10 dakika dur, bu sefer oldugu yerde zipliyor. Aksam 10'dan once yattigi nadirdir. Sadece agir grip falan olursa yavasliyor, onun disinda tam gaz.

Bu isin egitimle falan alakasi yok, bize de anamiz babamiz evin icinde kosmayin gurultu yapmayin derdi, bu yuzden kac kere dayak yedik kardesimle ama pek iplemedik. Ama apartmanda butun ailelerin cocuklari vardi, herkes birbirine anlayisli davraniyordu. Ustten de bize ses geliyordu..

Ozetle yap bir cocuk, mumkunse erkek denk getir (cin takvimi var konuyla alakali, istersen link veririz haha) sonra konusalim.. :)

@melodi


Büyük ihtimal eşya sesleri bebeğe ait değil. Anne baba kendi gürültüsünü bebek yaptı diye örtmeye çalışıyor. Gece yarısı sizde onları rahatsız edin. Ben olsam gider kapılarına kavga ederdim. Ama siz kavga durumu istemiyorsanız sürekli tavana vurun, biraz utanmaları varsa gürültüyü keserler. Ya da kadının eşiyle konuşun, kadının ağlamaklı suratına inanmayın hiç, ağlayacak olsa bir kusura bakmayın dikkat edeceğiz derdi.

Bu tip aileler çocuklarına bakmıyorlar. Çocuklar evde kendilerini fark ettirmek için bu kadar ağlıyorlar. Bizim bir dönem alt kat komşumuz böyle bir aileydi. Bebek sabah 8 de ağlamaya başlardı uyandığında, annesi yataktan kalkıp bebeğe bakmazdı, anneannesi saat 9-10 gibi bebeğe bakmaya geldiğinde bebekle ilgilenirdi. Hatta bir keresinde bebekleri 2 saat aralıksız ağlamıştı annem artık kapılarına gidip, bebek hasta mı, bir yeri mi kırık merak ettim yazık çok ağlıyor demişti. Biz tepki gösterdikçe bebekle ilgilenmeye başladılar, haliyle bebeğin ağlamaları kesildi.

@cooper sonra bana neden çocuk yapmıyosun diyorlar böyle bi ailede büyüyen çocukla ilerde muhattap olmasını istemediğim için çocuk yapmıyorum. durdan çüşten anlamayan aman gönderelim okula öğretmeni adam etsin diye yetiştirilen cocuklar...
biz de ses yapmayalım diye çok hırpalandık ama ipledik insanlara saygı duymayı öğrendik.

@goodmorningteacher aynen karı koca tüm gün işteler çocukları salıyorlar eve gelince. bu gürültü münasebetiyle 3. diyaloğumuz hiçbirinde kusura bakmayın dikkat edeceğiz denmedi. en ufak bi çaba görsem sabır diycem ama gün geçtikçe çığrından çıkıyor. ayrıca hiç bahsetmediğim başka komşuluk sıkıntılarımızda var aynı kadınla :) aşağıda kapı cam açık mı diye bakmadan ne bulursa silkeliyor camdan ablamız.sanırım ilk defa apartmanda oturuyorlar

4.5 yaşında 2 erkek ikiz yeğenim var. Hayatımda bildiğim gördüğüm en yaramaz en zaptedilmez çocuklar. Patırtıya yüksek sese toleransı 0(sıfır) biri olmama rağmen 2.5 yaşından 4 yaşına kadar bütün ayarlarımla oynadılar. Bağırdım çağırdım dizginleyemedim neticede onlar kazandılar. Yaramaz çocukla ilgilenmek zannettiğiniz kadar kolay değil. İşin sonunda onların istediği oluyor ve siz alışıyosunuz bu duruma.

Yeğenlerin karakteri son 1 senede çok değişti ama. Çok daha sakinler şu an. Sizin komşunun çocukları da böyle bir evreye girebilirler.

@melodi sen bilirsin kardes o zaman komsuyla kavgaya devam..ben dayaga karsiyim kusura bakma, olurda bir cocuk yaparsan onun ustunde gurultu yapmasin diye filistin askisi falan denersin artik, dove sove ogretirsin sessiz olmasini.

Bundan seneler once bir dairede kaliyorum, yerler parke. Asagidaki hatun zirt pirt yukari geliyor cocuk kosuyor diye, bekarim evde cocuk falan yok, evde benden baska kimse yok. Dedim herhalde yerler salonda parke, ses yapiyor, boydan boya salonu kalin bir hali ile kapladim, ama hatun yine gelmeye devam etti bu sefer bana yere yavas bas diyor, en sonunda kufuru yedi tabii..

Dedigin gibi daha once apartmanda yasamamis olanlara mevzuyu anlatmasi zor..

Ucuna oklava taktiginiz duzenegi ritmik sekilde tavana vuracak bi makine yapip, evin bos bi odasinda ara ara calistirirdim ben olsam. Ya da tavana radyo monte edip son ses acin. :) Belki o zaman sustururlar cocumklarini.

Türkler çocuk yetiştirmeyi bilmiyor. O yüzden çocukları sürekli deli gibi ses yapıyor. Ecnebilerde böyle bir şey görmedim. Saat 9 dedin mi yatıp zıbarıyorlar.

Bizim anne-babalar önce ses çıkarmıyor sonra da çocuğa bağırıp çağırıyor, çocuk kendisine neden bağırıldığını anlamıyor bile. Veya "oğlum koşma" falan diyorlar. Halbuki çocuğu meşgul etmeleri ilgilenmeleri falan lazım ama öyle bir ana-baba yok tc'de. Disiplin desen zaten yok, saat 12'den önce yatıramıyorlar bile çocuğu.

Bizim üst katta da böyle bir velet vardı Allah'tan taşındılar. Tek çözüm taşınmak, taşınırken de üst kat komşunun çocuğu var mı falan diye sormak lazım.

Bu konuda şikayetçi olan herkes cimere yazsa belki bir şeyler değişirdi. Eminim kendisi tv izliyordur, çocuk da kosuyordur.

1 ay kadar önce iş ve şehir değiştirdim, eski ev dubleksti, alt komşu derdimiz yoktu. Oğlum 2.5 yaşında ve bahsettiğin durum bizde de var.

Eskiden oyuncak atına binip dıgıdık dıgıdık diyerek evi turlayabiliyordu, şimdi engel oluyoruz ama koşmasına yapabileceğimiz bir şey yok, napalım tasma mı takalım çocuğa koşuyor.

Bir de zıplama dedikçe yapılmaması gereken bir şey olduğunu biliyor ve ilgi çekmek istediğinde kanguru gibi zıplamaya çalışıyor. Totosuna patlattık yapmasın diye, hem biz vicdan azabı duyduk sonrasında hem de çocuk dayak arsızı olup çıkacak.

Aynı şekilde oyuncaklarıyla oynarken mesela arabayla, yere veya duvara sürtünce aşağı ses gidiyor, halının üstünde yapması için ve duvarlara sürtmemesi için uyarıyoruz.

Ayrıca ağlıyor, banyo yaptıracaksan canı istemezse ağlıyor, saçını yıkamak istersen gönlünü yapmazsan ağlıyor, giydirmek istersen ve o tarzan gibi çükünü sallaya sallaya gezmek istiyorsa ağlıyor.

Vallaha alt komşuyu düşüneceğim diye saçlarım beyazlayacak stresten.

Alt komşu yöneticiye şikayet etti diye ekstra dikka ediyoruz ama bir yerden sonra çocuğun ve bizim de psikolojimiz bozuluyor.

Çocuk yahu bu, ağlayacak, koşacak, oynayacak. Elimden gelen bütün dikkati gösteriyorum evde zıplamasını engelliyoruz, yere bir şeylerle vurmasını engelliyoruz, halı olmayan yerde ses çıkarak bir şeyle oynamasını engelliyoruz, çığlık atmasını engelliyoruz ama evde çocuk koştu, sesli yürüdü, ağladı diye gene şikayet gelirse açarım ağzımı yumarım gözümü, üstüne bu sefer aldığım önlemleri de keser ızdırap olurum.

Bu da evli ve çocuklu bir ailenin gözünden sizin durumunuz.

edit : çocuk 21:30-22:00 gibi uyuyor. 07:00-09:00 gibi uyanıyor.

@kimlanbu işte evli&çocuklu aileler olarak anlamadığınız mevzu da bu biz çocuk put gibi evde otursun koşmasın demiyoruz. ama uyanık olduğu süre boyunca ki bu cocuk garip sabah 4te uyanık ve koşuyor evde :) evde sürekli bi ses var yani sizin alt komşu iyi en azından akşam 10dan sonra ev sessiz :)

ayrıca “dikkat ediyoruz” demişsiniz biz de öyle bi çaba olmadığı için zaten sıkıntı. salonda 2dakikadan fazla çocuk sehpayı parkeye sürtüyor anne&baba&anneanne&dede salonda (çünkü aynı anda tv sesi geliyor haberleri izliyorlar) çocuğum yapma demiyorlar.

bi de anlamadığım çocuktur tabi ki koşacak evde diyorsunuz ya bu çocuklar oturarak oyun oynamayı bilmiyor mu? bi çocuk uyanık olduğu süre boyunca koşar mı evet koşuyormuş 4aydır görüyoruz

Çocuğum yok ama sen haksızsın. "Açtım ağzımı yumdum gözümü" dediğin için soğukkanlı bir iletişim de kuramamışsın büyük ihtimalle bu yüzden haksızsın.
Apartman yaşantısında bunlar var ve sırf bu yüzden ev satın almıyorum. Ebeveynin 2,5 yaşındaki çocuğa ne yapmasını bekliyorsun? sakinleştirici iğne mi vursun yatağa mı bağlasın dayak arsızı mı yapsın?
Müstakil ev konforu isteyen müstakil evde oturacak bu kadar basit.

edit; arkadaşın duyuruyu neden açtığını anlamadım ben. kendisiyle aynı düşünmeyen herkese karşı bir cevabı, savunması var. sadece onu haklı bulanlara tik veriyor falan :) yaptığını tasdik edip egosunu okşayacak cevaplara ihtiyacı var belli ki. oyna devam.

@dadasalon müstakil ev konforu aradığım fikri nası oluştu bilmiyorum ama 34 senedir apartmanda ara katta oturuyorum ilk defa böyle bi sıkıntı yaşıyorum. çocuğuna terbiye vermekten aciz insanlar müstakil ev konforu arıyorlar. apartman yaşantısında bu olur derken insanları rahatsız etmek mi, hiç sessizlik olmaması...

çocuğuna yapma demeyi öğretmeli mesela balkona çıkıp saatlerce bağırmasına engel olmalı mesela. 3.kattan aşağıya inerken merdivende çığlık atmamasını sağlamalı mesela(saat farkı gözetmeksizin)

valla bunun kökten çözümü çocuklu ailelerin mahalleleriyle öbürlerini ayırmak bence. hepsi birbirine katlansın. gece kakaka kikiki yapanı da o mahalleye postalayacaksın. sessizler de gariplerim kitaplarını okusunlar.

bir de arkadaşım çocukları standardize etmişsiniz. Aynı ana babadan olma ve yetiştirilme çok farklı karakterleri olan çocuklar da çevremde. Bi ailenin çocuğu gerçekten usludur söz dinliyordur çok rahat bok atabilir diğerlerine eğitemiyorlar vs diye. ama kimisi gerçekten naparsan yap durmayabiliyor napsınlar dövsünler mi çocukları. ayrıca istediğiniz yere şikayet edin yanlış bilmiyorsam çocuk gürültüsü yüzünden bir işlem yapmıyorlar.

anne baba bir gayret göstermiyor demişsiniz bu ayrı bi konu tabi ama bunu da bilemezsiniz.

azcık empati pls.

@entropik eve sosyal hizmetleri gönderip çocuğa iyi bakamıyorlar diye şikayet edince ne olduğunu izleriz hep beraber :)

bi çocuk aralıksız bazı şeyleri yapmaya devam ediyorsa anne&babanın bir şey yapmadığını anlamak için çokta zeki olmaya gerek yok.

neden hep empati tek taraflı. aynı empati çocuk sahibi olanlarda da olsa sıkıntı yok. kapıma gelipte “napayım yaeeee” diye ağzını yaya yaya konuşmasın mesela. kendi salonda böğürerek tv izlerken 2 çocuğu arka odaya atıp tepinmelerine izin vermesin mesela. anlıyorum kendisi de yorgundur çocuğa zaman ayırmaktansa kendine zaman ayırmayı seçiyordur. evet linç yicem biliyorum o zaman doğurmuycaksın.

@melodi şikayeti gürültü için söylemiştim..

yorumlara bakarsan genelde anne babalar komşuyu tutuyor, çocuksuz yada bekarlar sizi :)

bakalım bu sessizlik ne kadar sürecek ama isteyince oluyormuş çıt yok evde. 4aydır ilk defa evimiz bu kadar sessiz sürekli yok yok kesin çocukları öldürdüler falan diye geyik yapıyoruz şaşkınlık içindeyiz :)

Sorunun basligi hatali, "ben hakliyim, evet evet ben, sadece ben degil mi?" olacakti, cunku sana hak vermeyen herkese ters cevap verdin. Ayrica tiklari da vermedin ki o bize cok koydu, aksam don don uyku tutmadi, zalimsin. :)

Gon$uya buranin linkini ver, bak ekibi topladim eger sessizlik devam etmezse gelip kafanizi kiracaz de salmasinlar. Ben de seni kiracagima saf degistiririm onlarin oglani doverim. Eksiduyuru olarak onlari cocuk yapmaya ve bunun ustune apartmanda yasamaya cesaret etmeye pisman hale gelecek kadar bir dovelim. Mis gibi, ohhh...

www.toyzzshop.com burda var ama "internette tükendi, mağazalarımızdan bulabilirsiniz" yazmışlar

Mağazaya gittim, oralarda da stok yok ne yazık ki...

aylar önce bende böyle bir uygulama aradım ama bulamadım hem linux hem windowsda çalışan bir uygulama yazılırsa çok iyi olur hatta 1. ekranda göster ikinci ekranda göster seçeneği programa göre kalıcı yapılsa yani şu yönetici olarak çalıştır gibi özelliklerde bir seçenek çıksa tıklasak hep 2 de yada hep 1 de çalışsa çok iyi olurdu

www.addictivetips.com
Uygulamanın adı ShowDesktopOneMonitor
Source File: github.com

@akiskan işte budur beee. Kısayol tuşunu da mouse'a atadım baya kullanışlı oldu :)

4 gün 3-5 binden başlar tabi bu çok asgari şartlarda olacaktır, takım kiralama, günde 1 saat ders, şehirde konaklama vs gibi düşünmeli. 4 günde başlangıç düzeyinde kayılır genellikle. akıldaki soruların cevapları için: www.skiciyiz.biz

Kartepe’ye gittiğimde hemen pistin orada bir hoca vardı 45 dk lık bir süre ile öğretiyordu.300 lira vermiştim.Hiç bilmeyen biri olarak en azından kayabilmiştim.

Herşeyi kiralayın bence, satın almayın

Roket, epeydir gitmedim ama her şeyi kirala. İstersen kıyafetini kendin al. Başta ucuza başlamak için sadece salopet alsan bile olabilir.
Kayak daha kolaydır. Günlük kiralar büyük paralar değil.
Kalemler şöyle,
Kayak, bot, kıyafet kirası
Hoca
Konaklama
Teleski/telesiyej ücreti
Bazen bu konaklamaya dahil olur.

Kayak için 2 saatte düşmeden acemi pistinde boydan boya kayacak hale gelirsin. Yorar başta ama gerçekten coknguzeldir.

aklıma geldikçe yazıyorum :)
günübirlik turlar ile başlama, çok yorucu oluyor. bir ya da iki gece kalacağın bir zaman ayarlarsan çok iyi olur. mümkünse bu işi haftaiçi yap. ciddi bir kalabalık, yukarı çıkmak için can sıkan bir yoğunluk olabilir.ben uludağ da, beceren tarafında osman yüce nin pistinde öğrenmiştim (yanlış hatırlamıyorsam) fakat hocalar her yerde rahatça öğretir. aklına şunu yerleştir, kayakta bacakların ayrılmaz :)

Ben uludağ'da bilen arkadaşlarımdan 1 saatte öğrenip ilk gün kar sapanı tekniğiyle, ikinci gün büyük slalom, küçük slalom tekniğiyle kayıp ikinci günün ortalarında cehennem pistinden aşağı inmiştim.

Bacaklar güçlüyse, azıcık da gözü karaysan 1 güne çözersin. Yalnız bir kaç gün sonra bol kara girip öyle bir düştüm ki bir yerim kırıldı mı diye değil, nerelerim kırıldı acaba diye sağımı solumu yoklamıştım. Bilen birisinden ders alıp neler yapılmamalı konusunda nasihatleri iyice dinlenmeli.

Takım kiralarken wax yapalım bla bla diyenlere para kaptırma, zaten acemisin hiç gerek yok, sürat rekoru kırmayacaksın.

Teleski civarlarında kayma, yerler takır takır buz oluyor bir acemi için kontrolü oldukça zor ve yön vermesi zor olduğundan çıkış yapanlara veya direklere toslama ihtimali büyük.

Ders alırken de bireysel değil, grup şeklinde alırsanız çok daha ucuza gelir, sonuna kadar pazarlık edin, her yer hoca dolu.

Güncel fiyatlar nedir bilmiyorum ama illa uludağ'da otel bulmaya gerek yok bence. Aşağıda 5'te biri fiyatına kalıp araç varsa günübirlik çıkıp inebilirsiniz. Teleferik çalışıyor mudur güncel bilgiyi alırsanız araç olmadan da çıkabilirsiniz.

kayağı bilmem ama snowboardu öğrenmenin tek yolu götü kırmaktır.
ciddiyim.
o göt kırılacak ki bidaha düşmemek için beynin %100'ünü kullanabilesin.

Virüs dadanmış olabilir. Format attır istersen.

Baya teknik bir cevap oldu, hemen format attırayım...

Makinaya windows 10 kurulduğunda sene 2016'ydı, kullandığım programları kurması, ayarlaması, kişiselleştirmesi 1 hafta sürdüğünden harddiskim zarar görmediği veya değişmediği sürece format atmam.

Virüse dair bir emare yok, başlangıç temiz, çalışan programlarda şüpheli bir şey yok. Ama kapanmıyor makina.

Bilgisayarınız eski bir versiyonsa (örneğin aldığınızda windows 7 yüklü serilerdense) bir uyumsuzluk olabilir

Bir ara iş yapmak için kullandım. Rezalet paralar teklif ediliyor. Aşırı ucuz iş yapanlar piyasayı düşürmüş. Bir de işi teslim ettiğinizde karşı taraf onaylamazsa para size geçmiyor. (En son öyleydi.) İşin son halini alıp onaylamadığı için paramı alamadığım oldu.
İngilizceniz varsa Fiverr daha iyi.

bionluk çöp tamamen, nasıl ayakta kalabildiğini anlamıyorum ama işte yaratıcılık göreceli bir şey tabii.

logo yaptırmak için bionluk'ta en popüler olan logo tasarımcılarından biriyle konuşmuştum.
kafamdaki şeyi söyledim, önce "o logo değil illüstrasyona giriyor" dedi.
"ama daha önce yaptığınız şu, şu ve şu logolarınızda buna benzer şeyler var" dedim.
birinin çizim kısmını müşteri vermiş, diğerinin bilmem nesi bilmem neymiş, berikinin tarzı için bilmem ne yapmak gerekiyormuş falan filan.

yani adam oradaki portfolyosunda örnek olarak gösterdiği hiçbir logonun benzerini yapmaya yanaşmadı.
benzer derken, tarz olarak bahsediyorum tabii ki.
tek istedikleri el yazısıyla marka adı yazmak, vektörel logo denen fabrikasyon işler yapmak.
farklı font kullanınca logo yaptım sanıyorlar.
ama insanlar da beğenip kullanıyor bunları işte.

sonra freelancer'daki 20 yaşındaki paki bir öğrenci çocuk istediğim logoyu eksiksiz şekilde yaptı.
kafamın içindekini, gözümün önündekini bire bir yaptı resmen.
demek ki yapılabiliyormuş.

siz de oralara (fiverr, freelancer vb.) yönelin bence.

Adından kendini belli ediyor zaten. Ben de çevirmenlik yapıyorum, bir kere oradan iş aldım o da ilk işimdi. Türkiye'de freelance işlerinde iç piyasaya darbeyi en büyük vuran yer orası bence. Ölücülerden, 5 TL'ye yaparımcılardan geçilmiyor.

Bazen ne var ne yok diye bakmak için göz atıyorum, en basit bi İngilizce çeviri ilanı için 150'ye yakın teklif yapıldığını görüyorum. Eminönü baklava izdihamı gibi resmen. Freelancer.com'un Türkiye versiyonu gibi.

Puanı iyi olan kişiler bence ilk açıldığında kaydoldular, onun kaymağını yiyorlar şu anda. Bir de puan toplamak için çok ucuza ve bedavaya çalışanlar da var. Upwork'de de aynısını yapanlar var.

Bu tarz sitelerde işveren ölücü, çalışan ölücü. Ortalama ve altı işlerde çok komik fiyatlara iş yapanlar olduğu için bırakın onların olsun o işler. Profesyonellik gerektiren işlerde ise farkınızı ortaya koyun, özel mesaj atın, karşı tarafın projesini anladığınızı ve o projeyi yapabilecek kapasitede olduğunuzu gösterin.

Freelancer da farklı değil, pakistanlı ve çinli iş bilmez haşereler yüzünden hem işverenlerin, hem de o işi hakkıyla yapabilecek olanların vakti ve parası gidiyor.

Bir işi hakkıyla yaptırmak isteyen işveren çektiğiniz fiyata çok takılmıyor, onun belirlediği limitleri makul ölçüde aşsanız bile yapacaklarınızı tarif ettiğinizde sizden 2 kat 3 kat düşük teklif verenlere bakmıyor bile.

Puanı iyi olan kişilerin profili şu şekilde

a) 3 kuruşa iş yapıyor
b) puanı yüksek olduğu için güvenilir imajı olduğundan insanlar hiç bilmediği birisine iş yaptırmak yerine gidip önceden projelerini tamamlayıp geri bildirim almış kişilere yöneliyor.

genellikle de bu ikisinin karışımı oluyor. Hevesiniz kırılmasın, denemeye devam.

Gümrüksüz alma diye bir şey yok, vergisi neyse ödenecek, ticari olarak değerlendirildiyse araç ruhsatı ile bunların aracınız için ihtiyacınız olan parçalar olduğunu ileteceksiniz.

vergisini öder öyle alabilirsin. gümrüksüz almak dediğin ne demek anlamadım, memura rüşvet vermeyi mi kastediyorsunuz? $900'lık ürünler için hangi memur kendisini riske atar?

kişisel kullanım için bile olsa gümrüğe takılabilir. ticaret yapmıyor olman yeterli değil.

ne aldın bilmiyorum ama aldığın ürünler özellikli veya şarta bağlı olabilir. bu nedenle miktardan bağımsız, tekil kullanıcı için olsa dahi başka sorunlar da çıkabilir. vergi banko yani.

900 dolarlık ürünün gümrüğe takılmaması garip olurdu. Ben 20 dolarlık alışveriş yaptığımda bile baştan öpeceklerini kabullenerek alıyorum.

2 ihtimal var

1) Ticari olmadığını beyan edip %20 vergisini ödeyip alacaksın
2) Ticari diyecekler gümrük müşavirine gideceksin gümrük vergisinin yanında ardiye vs derken 1000TL+ ekstra masraf çıkacak.

vergisi problem değil ardiye falan da, tse den belge vb şeyler istenmesin istiyorum. 1 aydır gümrükte ürünler 12 kg ne kadarlık bir ardiye çıkar. teşekkürler cevaplar için

Aracı servise götüreceksiniz, tutanağı ve kaza fotoğraflarını bırakacaksınız, gerisini onlar halledecek, karşı taraf kusurlu olduğu için onların sigortası tarafından ödeme yapılacak sizden bir para çıkmayacak.

Araç resmi olduğu için değer kaybı için dava açılabilir mi, açılırsa nasıl olur o konuda bilgim yok.

Borsa

Para parayı çekiyor.

Borsa +1

edit: ekşi duyuru borsacılar telegram grubunu kurma vakti gelmiş sanırım :)

Borsa

Borsa, kripto. bunlara aktardığım para freelance işlerden geliyor, maaş zaten k.kartı ödemeler bes vb komple rezerve.

aracilik-cantacilik
insanlari birbirine linkyerek komisyon aliyorum, ayrica sabit maasli isim var.

Tam zamanlı işime ek olarak devre tasarımı + programlama. Oldukça yorucu oluyor ama bir kaç güzel müşterin olursa adamların devamlı işi düşüyor. Hatta bu hafta işimden istifa edip ek iş yaptığım müşterimin şirketinde işe başlayacağım.

bahis oynuyorum.

200-300 tl yatırıp garanti olsun diye 50-100 tl kar elde etme amaçlı.

Ek işte çalışıyoruz. Akşam 5'ten sonra ve haftasonu , bütün yıllık izinler dahil. Karşılığını da alıyorum bunca emeğin.

Klasik araba, motosiklet topluyorum, satıyorum. Çalıştığım alanda ihaleler için gereken sertifikaları alıp şirketlere kiraliyorum

Kaç kişiden bahsediyoruz? 10 kişi mi mesela?

2 kişiyse yaşamamanız lazım. 10 bin çok değil ama az da değil.

2 kişi olduğunu varsayarak hiçbir sıkıntı yaşanmayacağını düşünüyorum.

Sorun yaşamazsınız. Çocuk bir süre düşünmeyin. Ekonomik kriz böyle devam ederse her şey olabilir. 2 kişi 10 binle güzel yaşar izmir'de. Kira ödeseniz bile yaşanır

kira yoksa hiiç sıkıntı olmaz. rahat yaşanır. araç da varmış.

bu soru troll mu bana mı kirasız 10000 tl çok iyi bi paraymış gibi geliyor ?

lüks yaşanmıyorsa çok rahat 5-6 kişi geçinir.

En güzel lokasyonda bile rahat yaşanır.

eline 9600TL para kalıyor. Her öğün 2 kişi 1kg et yeseneniz 9000tl yapar. 600tl de ekmek/su masrafları falan ucu ucuna kurtarır.

Siz izmir'de bu parayla sıkıntı olur diye soruyorsanız , izmir nüfusunun yüzde 70'inin ay başında ölmüş olması lazım. Çok rahat geçinirsiniz.

Soru biraz troll sorusu gibi geliyor ama yine de cevaplayacagım. Gelir gider dengesi tamamen kişiden kişiye değişkendir. 10bin liraya izmirde 10 kişi bile krallar gibi geçinir. Mesela o paraya benim babam 20 kişilik bir aileyi bile açta açıkta koymadan geçindirir. Benim düşüncemi sorarsanız 5 kişilik standart bir aile o paraya lüks içinde geçinir. Ha tabi aksi de olur. İzmirde zengin bir ailenin çocugu olan bekar bir adam instagramda storyde 15 bin liraya geçinemedigini yazıyordu...
Yani bu sorunun net bir cevabı asla yok

ya "soru troll sorusu sanıyorum" diyenler troll ya da yaşları 14 falan.

10 bin tl çok para değil arkadaşlar. herkes son 2 liramla çizi mi alsam noodle mı diye düşünmüyor. insanların aileleri, hobileri, yatırımları, masrafları var.

mümkün tabi ama 3d parçaların dayanımı düşüktür. ayrıca her model 3d olarak basılamıyor. 3d çizim yapan birinin görüp planlaması gerekir.

plastik mi? metal 3d yapabiliyorsanız olur ama türkiye'de var mı? bir de pahalıya gelir sanırım.

plastik ise aşınır aç kapa yaptıkça sızdırır sonra.

Sağlam olmaz ve aşırı pahalı olur +1

parçanın fotoğrafını atarsanız yorum yapabilirim. %100 doluluk oranı vererek yapılırsa belki olabilir. 3D yazıcı da var, dışarıdan fiyat alırsanız daha düşük fiyat verebilirim.

El kadar seyi 6 saatte basıyor. Elektrigine yazık. Ayrica dayanıklı olmaz, bosver al geç.

Android tv ise youtube vanced kur direkt. Ben smart youtube tv kullanıyorum, arayüzü youtube'un aynısı.

Marka model verirsen belki alternatif uygulama tv'nin marketinde vardır, bilen birisi çıkabilir.

sgk zaten sorunlu yapılıyor. ama sgk ile sadece devlet hastanelerine gidip ücretsiz sağlık hizmeti alıyorsunuz. sgk anlaşmalı özel hastaneye gittiğinizde mesela mr çekimine 300 lira fark çıkıyor. siz sgk'nızı kullanıyorsunuz, tamamlayıcı sağlık sigortası çıkan farkı karşılıyor.

özel sağlık sigortasında sgk hiç devreye girmyior. sgk anlaşmalı olmasa bile ilgili sigorta şirketiyle anlaşmalı herhangi bir yerde sigortanın karşılayacağı şekilde tedavi olabiliyorsunuz.

anlaşmalı özel hastanelerde ücretsiz veya çok düşük ücretle muayene olabiliyorsun, sözleşmede yer alan tahliller ücretsiz oluyor.

Antalya için konuşursam özel hastanede muayene olmak oğlum ve eşim için 15TL (o da sgk katkı payı), tahliller ücretsiz.

ek olarak; 15 Tl'yi de bazı hastaneler almıyor. hiç para ödemiyorsun.

Kendi yaptığım bira, ev birası :)
Çünkü hem güzel hem hesaplı <3

weihenstephaner çünkü buğday birası.

Bud (Efes'in yaptığı). İçimi kolay.

Weihenstephan. Tadı güzel.

Marmaragold
Ucuz

tuborg filtresiz
weihenstephaner
bud

sıralamam bu şekilde. çünkü tadları hoşuma gidiyor. ama hiç hesaplı değiller

grolsch

tadını seviyorum.

guinness
en lezzetli o

Foster's
★★★★

heineken içtiğimde başım ağrımıyor. ale biralar daha rahat içiliyor.
bomonti filtresiz zorda kalırsam.

marmara her türlü güzel bira. skol'de alınabilir. pet şişe falan ama tadı keskin bud gibi.

Carlsberg. Çok güzel uyutuyor, kolay bulunuyor, diğer yabancı biralar kadar pahalı değil, Liverpool eski sponsoru.

efes malt içiyorum bu sıralar.

ek olarak efes winter blue diyebilirim.

ben almanya'da heineken, türkiye'de bomonti filtresiz içiyorum.
bomonti'nin tadı çok hoşuma gidiyor.

Heineken
Corona
Miller

Yerli biralardan

Efes Malt
Tuborg

Siradan yerli:
Tuborg gold, cunku Efes'i boykot ediyorum halen.

Ciks yerli:
Tuborg Frederik Indian Pale Ale, cunku guzel ve ucuz.

Siradan yabanci:
Carlberg, cunku ucuz

Ciks yabanci:
Weihenstephaner, cunku bugday

Ultra ciks yabanci, iki gozumun cicegi:
Triper karmeliot, cunku bence dunyanin en guzel birasi

takip kodu ne ? aşağıdaki siteye gir, takip kodunu yapıştır orada sana sonu TR ile biten bir takip kodu gösterecek, onu alıp ptt sitesine gir gönderine bu şekilde ulaşabilirsin.

track24.net

mesela ben eski bir kargom için baktım, şu şekilde kargo kodu değişimi görünüyor :

"
Last mile=> Destination country post, number RH13068****TR

@kimlanbu
Dediğiniz gibi ptt için tr sonlu kodu üretip pttyi aradım. 1 ay önce iade işlemi yapmışlar alınmadığı için. Ptt yetkilisi teslim alamayacağımı söyledi, mecbur paramı almaya bakacağım artık.

iptivicim'i 1 aya yakındır kullanıyorum gayet başarılı. Önceden de kullandığım için kafadan 3 senelik mazisi var adamların.

Ayrıca yurtdışına farklı, yurtiçine farklı fiyat söylüyorlar. Yurtdışında olduğunu söyleme 2 kata kadar fark oluyor yoksa.

Iptvforest istsreniz size bir trial açayım.

Ekran kablosu kasadan menteşe civarından gidip ekrana girer. Ya anakart tarafından soket oynuyor, ya ekran tarafından soket oynuyor, ya da kabloda kopukluk var. Açıp kablo mu arızalı soket mi çıkmış bakmak lazım.

eski versiyon yükle.

evet güncel versiyon bende de sorun yaptı ve telefonu sıfırlamak zorunda kaldım. sonra eski versiyonlardan birini microG ile birlikte yükledim. şu anda kullanıyorum. eski versiyon yükleyince o ayarı değiştirmeye gerek yok.

xiaomi de işler nasıl bilmiyorum ama samsung'da sadece microg için optimizasyon kapatınca sıkıntısız bir şekilde izleyebiliyorsun, optimizasyonu komple kapatmaya gerek yok. Sadece tek seferlik microg'yi "durmaya zorla" diyerek kapatıyorsun, bildirim yok oluyor.

alternatif olarak smart youtube tv var, televizyonda onu kullanıyorum ama telefondaki kullanımı pek tatlı gelmeyebilir.

Youtube blue apk indir kullan. Arka planda calisma ozelligi var reklamsiz iyi hos kullan kullandir

newpipe. sanirim androidde severek kullandigim tek uygulama.

vividapk modunu buldum microg ile birlikte onu kuracağım, türk bir arkadaş yapmış.

3K ya bulursun ama iyi olmaz. Bilindik markaların başlangıç fiyatları 5-6k bandında. Yanına buzdolabı ve bulaşık makinası da alayım, benzer renkte ve bütünleyici olsun dersen fiyatlar uçuyor.

Hera İptv var ama hassas kişiler için sakıncalı. Gereksiz sorularda azar yiyebilirsin. Biraz temel İptv bilgisi de gerektiriyor. Öyle digitürk müşteri Hizmetleri gibi 7/24 canlı desteği yok.

Ama maç zamanları özellikle derbilerde savaşa hazırlanır gibi hazırlanır. Yedek link filan hemen gelir. Ekstra olarak kaçıp gitmeme garantisi var.

AliExpress ama maksimum 3 aylık alıyorum. Dediğin gibi 6 ayı görmüyor genelde bu çinlilerin sattığı hesaplar. Türklerin sattıkları çok pahalı.

6 aydır sinevip kullanıyorum, büyük oranda memnunum

alfa iptv kullanıyorum, memnunum.

uzun süre beleş olanları kullandıktan sonra sonunda iptivicim'den 3 üyelik aldım, memnunum. Hızlı cevap veriyor, adult'ı ve listedeki kanal gruplarını kendi sitelerinden girip açıp kaptabiliyorsun. Misafir, çocuk vs varsa kanalları ayarlamak için muhattap olmaya gerek yok.

2-3 hafta kadar oldu şimdilik bir sıkıntısı yok. 3 üyelik sanırım 460 veya 480 tl gibi bir şeydi

biraz pahali ama iptvforest diyorum bende.

3 yıldır joymaxiptv kullanıorm gayet memnunum

kanunda "29 ekim günü özel işyerlerinin kapanması zorunludur" yazar. tabii buna uyan var uymayan var.

resmi tatillerde yapılan çalışmanın karşılığı ücret olarak ödenmek zorundadır. başka bir güne izin verilmesi gibi bir durum söz konusu olamaz. bu sadece normal zamanlarda yapılan fazla mesailer için geçerlidir.

yasak degil de, resmi tatil oldugu icin eger calisirsan ekstra ucret alman gerekir,

@exlibris

ben yasak diye biliyorum, cezası varmış diye duydum.

bir otomobil markasının en az 2 yetkili servisi bugün çalışıyordu.

hatta ustalardan biri ile konuştum. biz de ramazanda uzun süre tatil yapıyoruz ve zaten 1.5 - 2 katı maaş veriyorlar bugün çalıştığım için dedi.

yaptığınız işe göre değişir, bazı işler süreklilik arz ettiği için çalışmanız gerekebilir. çalıştığınız takdirde UBGT hesaplaması günlük ücretiniz x 2 olarak alınır.

Kanun sadece 29 ekim günü özel iş yerlerinin kapalı olması gerektiğini öngörüyor, 28 ekim öğleden sonra için böyle bir gereklilik yok. İşveren iş yerini açarsa nolur? Hiçbir şey olmaz, zira müeyyidesi yok.

Burda olay 28 ekim öğleden sonra ile 29 ekim gününün ulusal bayram olması, yani tatil günleri olması. Dolayısıyla işçiden izin alınması gerekiyor bu günlerde çalışma yapmak için. Eğer işçiden izin alınmışsa ve ubgt ücreti tam ödenmişse (bu günler için 2 yevmiye ödenir) yapılan çalışma hukuka uygun olur.

@kanla karisik, yasak olur mu abi? bugun acik market yok muydu gordugunuz, kacak mi calisiyorlar

o kadar otel restoran var hepsi hizmet vermeye devam ediyor, benzin istasyonlarinda calisanlar var, hastanelerde o kadar dr, hemsire calisiyor. yasak olamaz sadece kamu kurumlari vs gibi yerlerde mesai olmaz, hic kimsenin calismamasi demek sistemin durmasi demek bu da imkansiz.

Bizi normalde 29 Ekim'de çalıştıracaklardı. Patronumuzla arkadaşımızın arasında geçen konuşma :

- 29 Ekim de çalışacak mıyız ?
+ Çalışacağız neden soruyorsun ?
- Resmi tatil, neden çalışıyoruz ?
+ Hesap ona göre yapılır çalışırsınız (Mesai 2 katı yazılır demeye getirdi)

Sonra ne oldu ? normalde cumartesileri çalışmıyoruz, bize mesai vermemek için 29 Ekim'i tatil yaptı, cumartesi günü çalıştıracaklar.

İstifa ettiğim için bir kere daha şükrediyorum, şu ihbar süresi bitsin artık.

icmesen iyi olur, cunku baileys salt alkol degil, sutlu-kremali bir karisim oldugu icin kivami falan da bozulmustur, zehirleyebilir. icme!

İçme

Kesinlikle içmeyin, içinde süt var.

Son kullanma tarihinin uzerinden 4 sene gecmis herhangi bir seyi icmem ama Baileys'i hiiiccc hiccc icmem. Icme, at cope gitsin.

Muhtemelen tadı bozulmuştur, içilebilecek kıvamı, kokusu, tadı varsa ben gömerdim. Kobay olabilirim.

Onu rahatsiz edecek şeyler koy oraya. Folyo veya bantin yapışkan tarafı vs. Mümkünse üstüne vicks sur. Vicksten nefret eder kediler. Kapı tırmalama huyunu bıraktı sayesinde.

hahaha. tam şebelek. kapalıyken yapmıyorsa muhtemelen ekrandaki uçuşan şeyleri yakalamaya çalışıyor, bizimki de özellikle şu sıralar milli piyango nun yeni reklamı çıktığında ekrandaki kuşu yakalamaya çalışıyor:) televizyonu devirme riskinden başka onun çizmesinden birşey olmaz, çizse bile sıkıntı olmaz. tırnaklarını kesebilirsiniz veya kestirebilirsiniz. evde kedi varsa boşverin derim. perde, koltuk, tv vs. bunlar yerine konulabilir ama o candan kıymetli değil hiçbiri benim için.

@elorelia bunu deneyeceğim.

@surprise ya koltuklardan vazgeçtim zaten, bari tv'yi bana bıraksın :) aynen tv açıldığında yapıyor. bir 5 dakika bana süre veriyor, istediği ilgiyi bulamadığı anda tv'nin tepesine çıkıp fazlasıyla alıyor.

biz marketten biberiye yağı aldık. onu sürüyoruz kablolara falan. bizimki iğreniyor biberiye yağından. hatta kokuyu alınca küfrediyor bize.

arkadaşım tv sehpasına çift taraflı bant yapıştırmıştı, o yapışma hissinden nefret ediyorlar.

Otobüsle yolculuk oldukça riskli. Maskesini düzgün takmayan uyurken ağzından maskesi kayan vs mutlaka olacaktır. Bunlara ilaveten otobüs içerisinde mutlaka çocuk da olacaktır. Zaten çocukların maskeyi düzgün kullanması gibi bir şey söz konusu değil. Eğer yolculuğunuz uzun sürecekse 10-12 saat gibi oldukça riskli görünüyor. Acil bir durum yoksa gitmemenizi öneririm.

Ben ağustos sonu böyle bir yolculuk yapmak zorunda kalmıştım. Kamil Koç’la gitmiştim ve ikili koltuklarda aileler dışında tek kişi oturuyordu. Bir tarafta da zaten tekli koltuk olunca çok kalabalık değildi otobüsün içi. Ama benim bahsettiğim yolculuk 2-2.5 saat falan sürmüştü. Sizinki daha uzun mesafeyse sıkıntı olur mu bilemedim.

abi siz nerede yaşıyorsunuz ya cidden. türkiye eski haline döneli 3-4 ay oldu toplu taşıma otobüsler vs aynen eskisi gibi. tekli koltuk al maskeni çıkarma geç.

Daha yeni geçen hafta kullandım 3 kez. muavin binişte maske takmayanları uyardı, ondan sonra burnunu açan, maskeyi komple çıkaran ne ararsan var, kimse de ses etmedi.

Kesinlikle maske aparatı alın, yoksa uzun yolculuklarda adamın kulakları kopacak gibi oluyor.

Ayrıca koltuğunu sonuna kadar yatıran öküzlerden 3 seferden 2 sinde denk geldi. İkisini de uyarıp koltukları insani uzaklığa getirttim. Koltuk sonuna kadar yattığında herifin kafası ağzına giriyor.

2-3 yerden daha teklif al... karşılaştır.

@pass +1

Başka çözümü vardır kesin. Eve tamire gelmeden buzdolabının motoru değişmeli diyen tamircilerle dolu etraf. Meğer timer arızasıymış.

Klasik usta lafıdır bu 'komple değişecek'. Tesisat komple değişecek, duvarı yıkmak lazım, bu ölmüş beyni komple değişecek vs vs. 2-3K ya jeneratör alıp ihtiyaç durumunda çalıştırayım desen, 197K lık benzini harcaman 3-5 yıl sürer. Bu arada uzman görüşü değildir. Evde denemeyin:)

proje çizimiyse sadece yüksek, ama içeriği nedir? teklifi alıp ona göre muadil teklifler alıp karşılaştırmak gerekir.

proje var. sayaç bedeli var. içerideki makinelere gidecek kablolar var. bazı güç artışlarında ek talepler vs oluyor bilmiyorum küçük dükkan için sorun olmaz herhalde. ben 500 bin m2 konut+dükkan için yapmıştım trafo falan almak zorunda kaldım.

O sadece projenin veya güç arttırımının bedeli değil.eğer öyşeyse yüksek.

Muhtemelen sen daha evvel bir market açmadın,buradan anlaşılan bu.şu aanda ne kadar güce ihtiyacın olduğunuda bilmiyorsun.önce bütün alacağın malzemeyi araştırman gerekiyor.ışıklandırmalar,soğuk hava deposu,soğuk dolaplar,şarküteri,kasapreyonları,dondurucular,içecek dolapları,kasalar velhasılı ne varsa bunun için ihtiyacını belirleyeceksin.ona göre proje çizilecek ve bu malzemler gelmeden trifaze elektriğin,elektrik dolabın vesaire hazırlanacak.

Bunun net ve çok temiz yapılması gerekiyor.öbür türlü marketi açarsın,tam iş yapacaksın sistem çöker,müşteri ve ürün kaybı yaşayabilirsin.yeniden ayağa kalkması süre alabilir allah korusun yangına bile sebep olur.

Bu işlerde uzman sağlam bir elektrik firmasına ihtiyacın var,birde bu yükü kaldırabilecek jeneratöre,

Selamlar, kurulu güç nedir, kullanmak istediğin dolap vs'nin gücü nedir, nasıl bir aydınlatma istiyorsun. Detay verirsen fiyat vermeye çalışırım ama o paraya yan dükkan dahil elektrik hattı komple yenilenir.

Hadi sayaç değişsin, kompanzasyon panosu yapılsın, elektrik hatları yenilensin, projeyi zaten yeni mezuna çizdiriyorlar, lan hadi sıva altı borular yeni kablo kesiti için ufak gelsin, duvarları kırıp tekrar sıva, boya yapsınlar o ebatta bir dükkan için gene de fazla.

elektrikci sizi fena yemege calisiyor. Baska birisini bulun. Arkadaslarin dedigi gibi once kullanilacak aletleri secin ve katologlarini elektrikciye verin. 3 5 elk fiyat alin zaten anlarsiniz olurunu

Toplam ne kadar güce ihtiyaç var önce onu belirlemek lazım +1

Bunu bildikten sonra buna göre bir çalışma yapılır ve fiyatlandırılır, 500 m2 için bana da fazla geldi o rakam.

Yanlız ucuz olsun diye her önüne gelene yaptırılmaz bu iş, mutlaka bilinçli bir firmaya danışın "abi şurdan şuraya şu kadar kablo çeker 50 bine hallederiz bu işi" diyen herkesten kaçın.

2018 yılında ticari 5kw monofaz sözleşme gücü ticari 40kw trifaz sözleşme gücüne geçirme masrafları toplam 120bin lirayı buldu. proje, kompanzasyon panosu, trafodan hat çekimi (bunu gediz elektrik sonradan fatura ediyor), mekan içi monofaze hattı trifazeye çevirme için kablo değişim vs vs irili ufaklı bir sürü masraf çıkıyor. benim pahalı tutmasının sebebi bulunduğum sokakta tek trifaze isteyen ben oldum. bana özel 80 metre trafadon hat çekildi. hali hazırda binaya gelen bina kapasitesinin üstünde trifaze hat olsaydı daha ucuz tutabilirdi. trafadon yer altından gelen iki parmak kalınlığında hat bilek kalınlığında hat ile değişti.

o hat baştan çekilecekse, yeni sözleşme gücünün düşük veya yüksek olması fiyatı o kadar değiştirmiyor. 40kw değilde 20kw olsaydı maksimum 10-15bin tl ucuz olurdu.

en çok masraf trafadon gelen kablo değişmine gidiyor. gediz elektrik dağıtım tüm yol kazı masraflarını (yol parke kaplı ise parke taşı dahil, asfalt ise asfalt ücretleri dahil), kablo ücretlerini, yol kazım izin masraflarını sonradan faturalandırdı.

dediğim gibi, hali hazırda binaya gelen trifaze hat yoksa ve sana trifaze hat lazımsa; çok uzun, zahmetli ve pahalı bir işlemdir.

aynı işlem meskenden meskene güç arttırımı (maksimum 12kw veriliyor) olarak yapılsaydı proje + pano + ev içi hat modifikasyonu dahil maksimum 10-15bin lira tutardı. mesken olunca trafodan hat parası alınmıyor.

kendi açımdan, 31 yaşıma geldiğim için bir başkasıyla yaşamazdım kesinlikle. ne o öyle üniversite öğrencisi gibi. sabah banyodan çıkmasını bekle. eve birilerini getirecek falan..

stüdyo ve 1+1 arasında sadece 50 birim fark varsa 1+1'i seçerdim. stüdyo daireyi sadece lokasyonu daha iyiyse seçebilirim.

stüdyo'da yaşamak biraz zordur. 1+1 daha iyi olur.

o zaman da maliyeti ev paylaşımının iki katı oluyor. bir gariplik var gibi.

ev paylaşımı uk'de çok popüler bir olay. iyi bir ev arkadaşın varsa hayat sana güzel ama bazen kabus gibi arkadaşlar da olabiliyor. pimpirikli biri kafayı yiyebilir.

dolayısıyla bu sorunun cevabı sende saklı.

Soruna cevap bence maaşında gizli. haftalik net 600 aliyorsam min ( londra oldugunu varsayiyorum ) 1+1 e 1200-1300 veririm aylik. 200 de bills ıvır zıvır 1,5 kafadan, eline de 1000 kalır rahat rahat yeter.

500 haftalik aliyorsam oda paylaşırım, 1 kişi gayet ideal biz 4 kişi 3 oda şeklinde kalıyoruz memnunum ama daha yüksek alsam 2 kişi yaşamak isterim toplam öğrenciyim burda ben.

ek bir soru olarak, lokasyonlar neresi ? fiyatlar çok uygun geldi bana.

Paylaşımı geçelim, geniş bir stüdyo her türlü iki minicik odalı 1+1'den daha kullanışlıdır.

Öğrenciysem paylaşımlı, çalışıyorsam 250 birim olan.

Aylık fatura vs giderlerinizi hesaplamanız gerekir, belediye vergisini tek başınıza ödeyeceksiniz çünkü. Yine internet vs de aynı şekilnde.

500 birim olsun benim olsun. Başkasıyla uzun süre aynı evde kalmak, hele ki tanımadığın birisi ile çok zor. Maceraya gerek yok.

Stüdyo ve 1+1'in her ikisinde de kaldım, tek yaşadıktan sonra bir fark yok açıkçası. Maliyet açısından sen karar ver.

bu iki seçenek dururken paylaşımlı evi kesinlikle tercih etme derim.

Öğrenciyken hp almıştım. Mürekkebi her yerde bulunuyor. Gayet memnun kaldım. Tek sorunu ise 2 ay civarı kullanmazsan mürekkep kuruyabiliyor (tahminen canon için de geçerlidir). Onun da çözümü var. Sıcak suya koyuyorsun bir süre. Youtube'da videoları var.

2710 yerine 2721 de olabilir. Aradaki fark az ama özelliği daha fazla gibi.

Bir yazıcı alırken dikkat etmen gereken en önemli şey toner/kartuş masrafı. Piyasada muadil kartuşları satılan bir model alman gerekir. Yoksa yazıcı 500tl tutar, kartuşlarını almaya çalışırsın 400TL isterler. Ayrıca şimdiki yazıcılar çok pislik, renkli kartuşlardan birisi bitsin siyah beyaz çıktı bile vermiyor.

Renkli lazerler senin fiyat aralığına uygun olmadığı için mürekkep püskürtmeli almak zorundasın. Kartuşlu ve dolum tanklı olarak seçim yapman lazım.

Tanklı modellerde az çıktı alacağın için boyanın donması gibi sıkıntılar yaşaman olası, arada ihtiyacın olmasa da çıktı alman lazım.

Wireless özelliğini küçümseme, çok işe yarıyor.

evet.
ama tavsiye etmem, adam dovup de basima is almadigim hic olmadi aksine keske bi tokat ya da yumruk yeseydim de olaylar bu kadar buyumeseydi dedigim cok oldu.

mi ayri yalniz, once onu ogren , krav maga bilmiyorsun diye dislanmazsin ama o tarz yazim hatasi yapinca lise terk zannederler adami twitter.com

Tek başına dövüş öğrenilmez. Temas olmadan jimnastik yapmış olursun sadece.

Cumhuriyet Sucukları bayağı iyiydi.

Hazır sucukların çoğunu denedim, Afyon sucukları filan. Hiç biri Kayseri sucuğuna gelemiyor. Benim adamım vardı Kayseri'de, pandemi nedeniyle kapattı o da. Bende arıyorum.
Tabakoglu sucuk çok övmüşler ama denemedim.

Apikoğlu iyidir ya, direkt paketli bölümden değil de markette kasap bölümünden sorun. Direkt bonfileden yapılan sucukları var.

karskasabi.com

istanbul'da eve servisleri var ama minimum 200tl siparis vemek gerekli. yeri gokturk'te. sosisleri ve diger etleri de guzel.

www.muhtesemtesisleri.com Burası ankarada çok meşhurdur. Yıllardır sadece buradan yeriz. Kime yedirdiysem çok memnun kaldı. Mutlaka denemenizi öneririm.

yıllar önce trt'de miydi neydi bir belgesele görmüştüm hala da merak ediyorum sucuklarını. ismi tetik sucukları. ytd


EDIT: yıllar önce dediğim çok da değilmiş 2 sene önceymiş:))
youtu.be

dediğim gibi tatmadım bilmiyorum, denenebilir belki.

Kızılcahamam Belpınar Sucuk. ben çok beğenmiştim.
belpinarsucuk.com.tr

Güzel bir kasap bulursak kasap sucuğu alıyoruz biz. Kayseri’den bir arkadaşım anlattı, hazır alıyorlarmış baharatları kasaptan, sucuğu kendileri yapıyorlarmış evde, bize de getirmişti HA-Rİ-KA bir tadı var.

müslümoğlu çok iyidir, yıllardır sipariş veriyoruz, bizzat tesisini de gezmiştim kayseriye gittiğimde.

The istanbul butcher’dan aliyoruz biz, ist-anadolu’da cemil topuzlu caddesinde.

Cumhuriyet'in eski tadı yok. 1990'lardaki tadıyla ve kaliyesiyle alakası yok şu an. İkbal'in saydam plastik ambalajda satılanı hoşuma gidiyor, fiyatı da tadı da cumhuriyet sucuklarından daha iyi bence.

www.ikbalonline.com

Merhaba,
Bu konu benim de hasretim hatta takıntım bile diyebilirim, ancak ne yazık ki şu ana kadar bir çare bulamadım yareme :( Hazır sucuklar (aslında tüm işlenmiş et ürünleri) katkı maddeleri (özellikle koruyucu içermesi ve nitrat koyulması - bkz: nitratın beynimize verdiği zararlar- nedeniyle uzak durmaya çalışıyorum ama ne yazık ki kasap sucukları da o kadar temiz değil. Hepsi gıda boyası ve katkı maddesi kullanıyor. Ben henüz masum olanını bulamadım. Olayın lezzet boyutu kadar sağlık boyutunu da düşünmek gerekir kanaatindeyim. Zaten hem lezzetli hem de sağlıklı bir sucuk bulsam var ya...

Macrocenter'a git, sucukları çok güzel.

Cevaplara cok sasirdim.Sucuk deyince bu isin Mercedesi Balikesir'deki Yanturali Vedat Bey sucuklaridir.Internetten siparis aliyorlar.

yav öleceksin düşündüğün şeye bak. ceza gelirse gelsin. ölsen paranın ne değeri vardı.

acil vs tedavi olduğunuza dair belgeleri toplayın. itiraz edersiniz. olursa da mahkemede bunları sunarsınız sıkıntı olmaz.

Tesekkurler.

@sizofren06, o an düşünmedim zaten. Simdi iyiyim, aklima geldi sorayim dedim. Olmuyorsa öderim tabii ki, sormakta mi yasak canim.

Bir sonraki seferde ambulans cagirin.

Kaza gecirseydiniz ne olacakti? Baskasini oldurseniz? Kendiniz olseniz? Muhtemelen acil girisi olursa sikinti olmaz gibi duruyor. En azindan itiraz edebilirsiniz.

Bence de bir dahakine kesinlikle taksi ya da ambulans çağırman gerekiyor. Cezadan dolayı değil.

Ben bahçelievlerlerden ümraniye'ye gitmeyi anlamadım. Yakında yok muydu acil servis?

Bir de arkadaşlar haklı, ya o aceleyle başka bir kazaya sebep olsaydınız?
Kimse sizin durumunuzu bilemez ki sırf dörtlüleri yaktınız diye?

Kendi doktorunuz görsün biz mudahele edemeyiz islemi bilmedigimiz icin, zaten kbb ci yok suan dediler medicalparkta. Sadi konuk hastanesine gittik kostur kostur ana baba gunu gibi. Dedim sicarim boyle ise ben kendim giderim doktoruma. Biz de doktoru aradik acil buraya gelin ben de hastaneye geciyorum dedi.

Cok haklisiniz da basima hic boyle bisey gelmedi ki ben bayilabilecegimi düşünmedim. Sadece kan yutuyordum, elim ayagim tutuyor diye bastim gittim kendim. Ambulans cagirsam beni kendi doktoruma goturecek miydi ozel hastaneye? Sanmiyorum.

Ayrica hadi dortlu yakinca anlamadi, kornadan da mi anlamiyor bu millet. Kim durup dururken arka arkaya kornaya bassin?

2 yaşındaki oğlum ateşlenmişti, uykusunda kusmuş, annesi fark etti, nefes almasını sağladık, kusması durmuyordu. Gece uçarak hastaneye götürdüm. Önümdekilere sellektör yapıyorum, çekilmiyor, dörtlüler yanıyor, kornaya basıyorum çekilmiyor en son sürtersem sürterim deyip basıp geçtim yanlarından, umrumda da olmadı. ortalamış yolu gidiyor herifler, kendilerini nasıl şeritlerine attıklarını bilemediler. Ben adamlara çarpmayı göze aldım, sen ceza gelir mi diyorsun.

Allah allah ben tepkinizi anlamiyorum. Ödememe sansim varsa bunu bile bile ödemek istemem, ondan soruyorum sadece. Yoksa ehliyetimi alip aracimi bağlayacaklarini bilsem ben yine ayni seyi yapardim konu o değil ki.

Kendi evimde değildim, yoksa tabii ki birsürü götürecek insan var. Kız arkadasimdaydim ablasiyla kaliyor, ikisi de manuelde iyi değillermis sansima, aceleyle kendim ciktim. Dedigim gibi ben olayın ciddiyetini o an idrak edemedim. Sürerken bayılsam trafigi de birbirine katabilirdim. Tek derdim ambulans bile beklemeden yetismekti açıkçası. Sinirlendim çünkü baska yerde ilgilenmedikleri icin ambulansta da dikis yerlerini bilmedikleri icin mudahele edemeyebilirlerdi. Bir daha yasanmaz umarim ama olursa taksiye atlarim, aklima gelmedi o an.

kimse size 4lüleri yaktınız korna çalıyorsunuz diye yol vermek zorunda değil. böyle bir durumda ambulans çağırmalıydınız. ya da taksiye binebilirdiniz. hız sınırını aşarak başkalarının canını tehlikeye atmış oluyorsunuz. umarım ceza alırsınız da bir dahaki sefere daha dikkatli olursunuz.

cezanın iptal olması için hiçbir hukuksal temeliniz yok çünkü sürdüğünüz araba ambulans değil.

Trafik canavari degilim, 110 u gecmemisimdir ama e5te 80 siniri var malumunuz, o hizda gidemedim. Tedaviye yetisicem diye canimdan olmayayim diye dikkat ettim tabii ki.

Valla ordan konusmak kolay bu devlette bazi isleri kendiniz yapmaniz gerekiyor. Tecrubeyle sabit. Ayrica insan o an dusunemiyor kan yutarken oturup da ambulans bekleyim belki beni ameliyati yapan doktoruma götürür diye. Dedem icin ambulans cagirmistik, kendi doktoru olan ozel hastanesine götürmemişti devlete goturmustu.

Sigortamdan ozel ambulans temin edebiliyormusum onu da sonradan öğrendim bilmiyorum ki.

Yine de cevap icin tesekkurler, hukuksal bir hakkim yoksa yapacak bisey yok, bunu öğrenmek istemistim.

Ekleme: Umarim ceza odersiniz de akliniz basiniza gelir ne demek ayrica. Akil basta mi oluyor an. Cezayi ben yine oderim de, üslubunuz kötü.

bu tarz aracı sistemlerde iade hizmeti ve güvencesi yok diye biliyorum. letgo gibi düşünün. kadın 5s zannetmiş se olduğunu anlayınca çamura yatmış gibi geldi bana.

evet kadının yaptığı şu an çamura yatmak. ama çirkin konuşuyor.

bu 6s zannederek almış. telefonun tipine bakınca da 5s zannedip (SE ile 5s'in kasası aynı olunca) bi düşüğünü aldığını sanıyor. açıklıyorum anlamıyor.

sinir olduğum nokta, almadan önce eşi de kendisi de 10 kere aradılar. arayıp soracaklar tabii ki, ona diyeceğim yok. ama bana şimdi diyor ki, ben ilana hiç bakmamıştım, bık bık... bakmadan da güvenip niye tonla para gönderiyorsan...

ben senin yerinde olsam, tekrar arar ve lütfen kargoyu kabul etmeyin derim. Kargo açılmadan elime ulaştığında para iadenizi sağlayacağım dersin.

- yarın bir gün o telefonun en ufak bir sorununda size yine saracak. (kadın sıkıntılı)
- belki telefon hattını takıp bir boklar yiyecek (yasadışı)
- telefonun belli bir parçasını değiştirip geri yollayacak (babanın kızı değil nereden bileceksin)
-

@jana
sabah aradığında sinirlenip aynen öyle dedim, alma hiç dedim. ben bi bakıcam... diyo hala.

açarsanız satış tamamlandı olarak düşünürüm dersin. aynen burada yazdığım konuların olmayacağının garantisini verebilir misiniz dersin. ben de kendimi korumak zorundayım vs. vs.

imei'sini veya içinden parçasını almayacağını ne bileyim dersen de iyi olur.

"... eşiyle konuşmuştum ben, onunla anlaştık."

anlastiginiz kisi ile muhatapsiniz, kadin ile degil.

Ben online satışlarda tel no vermiyorum. Bu yüzden işte. Alıp kullanıp 1 ay sonra bozuldu diye getirenler var.

Boş ver bırak . Yazışmalar elindeyse ne yaparsa yapsınlar .

@jana nin ilk yazdigi yorumdaki nedenlerden kaynakli, hic ellemeyip geri gondermesini sagladim. Herkese yorumlari icin cok tesekkurler.

mika camdan daha hafif değil mi yahu? uğraşmak istemiyorlardır. yenisini satmak daha kolay. sizdekine de el koyarlar yeni temperli cam takarlar mis.

temperli cam patlamasından korkmayın arada olabiliyor. bir yerinizi kesmediyse ki kesmemeli yine aynı temperli cam ile değiştirin. ha cam patladı elim kolum kesildi 1 parmağımı da bulamıyorum diyorsanız tamamen mika yapın tabi.

pleksiglas diye aratırsan istediğin reklamcıdan istediğin ölçüde kestirebilirsin. Tamperli cam gibi sert olmadığından çerçevesine iyi oturtmak lazım, esner yoksa. çerçevedeki fitile uygun kalınlıkta bulursan bence olabilir. Çizilmeye pek dayanaklı değil, temizlik malzemelerine nasıl tepki verir bilmiyorum.

yav ne alaka mikadan olan dusakabinler zaten var ki. benim evdeki mikadan mika diyorum da mika mi emin degilim belki de fiberglass gibi bir seydir. ama plastik ve cam degil ona eminim :)

konuyu görmüşken sormak istiyorum www.ferahdizayn.com buradaki modellerden taktıran oldu mu? bir türlü güvenemiyorum.

Bunu onlar belirtecekler, fatura vs. kesmeyecekler ya da tutarı “0” göstereckler. Gerekirse sen de daha önceden bu ürün için vergi ödediğini gösteren faturayı vs. ibraz edersin sorunsuz ulaşır.

Yırtamazsın, sakın ups/fedex/dhl vs ile göndermesin o zaman hiç şansın yok. Derdini anlatana kadar dünya zaman geçiyor.

Yurtdışına sattığım cihazın kartı yanmış, tamir edip geri göndermek için ülkemize sokmaya çalıştım en son çareyi "geçici ithalat" yapmakta bulduk. Kartın bana maliyeti 200TL gümrükçü karta bakıyor, "bunun fiyatı 200tl olamaz" diyor. Herife üşenmedim tek tek üstündeki komponentlerin fiyatlarını çıkardım, kabul etmedi.

Parça büyükse beleşe geçirme şansın sıfıra yakın.

ödediğin para değil değer üzerinden vergi çıkarıyorlar.

avizedeki ve tavandaki kabloların renkleri nedir ? ek olarak şebekede faz, nötr, toprak olur, eksi uç diye bir şey yoktur.

@kimlanbu hatırlayamadım. o yüzden öyle yazdım. Tavandan yeşilli sarılı iki faz geliyor. Hatta bu iki fazı birbirine dolamışlar, anahtarın her ikiside açıp kapasın diye. bir de nötr geliyor rengi sanırım maviydi. Toprak yok.

Al işte topraklama rengini fazda kullanmışlar :)

O birbirine sarılı iki kabloyu ayır, anahtarı açıp kapatarak hangilerinde faz (elektrik) olduğunu öğren.

O birbirine sarılı olan ikili fazdır büyük ihtimal, ama yine de emin ol.

Sonra onların haricinde gelen nötrü (elektrik olmayan, kontrol kalemi yakmayan) avizedeki ikili kabloların birer tanesini birleştirip ortak yap.

Avizede kalan diğer iki ucu da birer faza bağla.

Aynen toprak rengi fazda kullanılmış. Şu anda tekli duy bağladığım için zamanında kontrol ettim. Fazın ikisinde de elektrik var. Anahtardan birini kapatınca kalemi yakmıyor. Tamam o birleştirme işinden emin olamadığım için sormak istemiştim.

Teşekkür ederim.

Anahtardan avieye 2 adet faz gelir
Anahtardan avizeye 1 adet notr gelir.

Nötr kabloyu duylardan birine bağla bağladığın noktadan küçük bir kablo daha çıkartıp onu avizenin ikici lambasına bağla. fazları ise her iki lamba da boşta kalan yerlere ayrı ayrı bağla.

prnt.sc

arka sokaklar farklı. O dışarıdan çekilen ama sallanan kamera.
(bkz: dördüncü duvarı yıkmak) bunu yapmıyorlar.

The Office'te sahte belgesel havası var, kameraya bakıp da konuşuyorlar yeri geldiğinde. Stili öyle. Kimine daha samimi gelir.(ben çok severim) The Office'in sinematografisi gayet uğraşılmış aslında. Durduk yere zoom yapmıyorlar hatırladığım kadarıyla, yaptığında da bir şeyin altını çizmek, o ana dikkat çekmek vb. mantıklı bir sebebi oluyor. Mesela arka sokaklarda çok rasgele duruyordu, o kötü evet.

ben de sinir bozucu buluyordum, taa ki b99'a kadar. bana inanılmaz komik geliyor o zoom in-zoom out muhabbeti. özellikle de holt tüm ciddiyeti ile komik birşey söylerken falan böyle zoom yapıyorlar ya, aaşldkjşakfaikdaidkaikaisldkaikda her seferinde yarılıyorum gülmekten XDDDDD

The Office'e güzel bir hava katıyor bence, farketmiyorum bile.

pdf export değil de pdf print yapıp Scale 1:20@A3 ya da scale 1:10@A4 gibi bir açıklama yazarsanız olur gibime geliyor. Yani biz öyle çalışıyoruz pdf ile bir 20 sene falan oldu.

Uzun süre önce forumlardan okuyarak çözmüştüm.

Öncelikle sisteme ve autocad'e yeni bir printer tanımlamak/yaratmak gerekli. Bu printer fiziki olarak var olan bişey değil, EPS çıktı almak için gerekli.

Bu printerı yükleyip EPS olarak çıktı alıp dosyayı kaydediyordum, sonra Photoshop ile açıyordum.

İlgili forumları bi kurcalayıp basit bir anlatımı var.

DXF olarak dışarı alırsanız sıkıntı yaşamazsınız. Ben misal autocad'de yapılmış lazer kesim işlerine etiket tasarlatacak olduğumda grafik tasarımcıya dxf olarak gönderiyorum.

alayının içinde SMTIR9901 kodlu ir termal sensör veya muadili var, bir zararı olmaz.

hayır, insandan zaten her daim dışarıya saçılan infrared ile ölçüm yapıyor.

bir de internette bunların 1.000 liralığı da var, 40 liralığı da. alan kullanan memnun olan var mı? 10 liralık ağızdan ölçer ateşölçerim var da(üstelik bebekler için olanından) kış öncesi bir de bunlardan alınsa fena olmaz.

teşekkürler.. tabanca gibi olanlardan değil de daha kibar bir model buldum. onu alacağım sanırım.

@patronaj1 hepsiburada trendyol gibi yerlerde satılan modellere bakıyorum kimi çok memnun kimi oyuncak gibi bozuk, yanlış ölçüyor falan demiş. sizdeki ile karşılaştırırsınız olmadı iade edersiniz.

zararı yok diye bir çok makaleye denk gelmiştim.

kulaktan ölçenler daha sağlıklı gerçek rakam açısından.

@jepa evet, geçen gün bu makinelerle bir mekanda ölçtüler 35 derece çıktı ateşim. görevliye derdimi anlatamadım da. 35 olsam ayakta duramazdım. :)

teşekkür ederim.

"Yurtdisi" genis yer. Turkiye ya da avrupa birliginde legal olarak satilanlar CE belgeli ve ISO 13485 standardina uygundur. Kaynak: ailem medikal malzeme sektorunde.

mümkün tabi. gereksiz ama istiyorsanız mümkün. hdmi girişi olarak gözükecek işte.

bende de var ayni setup. mi box'i kullanmak daha kolay, app'ler daha cok, chromecast ile telefondan/pc'den bisi yansitmak daha kolay. tv'lerin kendi isletim sistemlerini ve app'lerini begenmiyorum. + app'lerle olan anlasmalari bitebiliyor, bi uyaniyorsun artik youtube yok tv'de falan.

özellikle 3-5 senelik LG'ler rezalet halde, yavaşlıktan ölüyorlar. minimum 4g ram, 32gb rom, düzgün 4 çekirdekli cpu ve düzgün bir gpu'ya sahip andorid box'lar aliexpress'te 50$ civarında geziyor.

Böyle bir andorid box alacaksan mantıklı, doğru düzgün bir arayüze kavuşursun, google play'e erişimin olur, ip tv, netflix, amazon prime video, youtube vs ne istersen hızlı bir şekilde kullanabilirsin. Fiyatı azıcık yükseltirsen 8k destekleyenleri bile var.

Tv'de birden fazla HDMI girişi olur genellikle, yapman gereken sadece tv kumandasından hangi hdmi girişinde görüntüyü almak istediğini seçmek.

mi box yerine daha güçlü ve kısıtlaması olmayan bir cihaz almak bence daha mantıklı.

mi box kullanıcısıyım, akıllı tv'im olsaydı almazdım bunu. ancak her akıllı tv aynı değil, bazıları kasıyor fln. onlardan olsa kesinlikle alırdım. ekran yansıtma, youtube ve netflix haricinde kullanmıyorum mi box'u. bunların hepsi akıllı tvde de var.

aynı zamanda diğer hdmi'da uydu takılı, tv'nin kumandasından hdmi değiştir düğmesine basarak uyduya geçiyorum.

"ben android box'ı android telefonuma kurduğum uygulamaları tv'de de kullanmak için istiyorum. mesela spotify, 720p izle gibi uygulamları direkt tv'den kullanmak isterim. mümkün müdür?"

mümkün. genelde telefondan 720p izleye girip ekranı yansıt yapıp tv den izliyorum. sportify kullanmıyorum.

sadece türkiyede, bu ülkenin sınırları içerisinde bedelli askerliğe verecek nasıl para bulmuş bu adam 2 kelimeyi bir araya getiremiyor veya tuvalet bile görmemiş diyebiliyorum bunu bir de global boyutta düşünmeye çalıştım.
soruna cevap: mümkün değil geçilmez.

O izdihamlar öyle olmuyor.ordaki adam yönerge takip edecek kafada da olmuyor zaten.yürüyüşün yönleri var,son izdiham şeytan taşlamanın dönüşünde olmuştu,gidenler ve dönenler karşılaşmıştı.bizim gibi yaşlı yoğun hacı kafilelerinde kayıplar çok oluyor.

ülkelerin en medeni insanları gidiyor oraya aslında bilgilendirme kartına falan gerek yok sadece bir kere söylesek anlarlar hepsi, kesin bilgilendirme yapılmıyordur.

Vites küçülterek

Hiç birinci vitese düşüp durmadım ben.ışığı görünce ayağımı gazdan çekip yavaşlayıp bardığım noktada fren yapıyorum,sonra kalkış için bire takıyorum.

3-2 şeklinde vites küçülterek duruyorum. 1. vitese inmiyorum, çünkü araç "rev match" yapılsa bile öne çok fazla yığılıyor.

Edit: 2. viteste yeterince düşük bir hıza ulaştıktan sonra boşa alıp duruyorum.

bunun olmasi gerekeni sudur:

fren yaparken deviri takip ederek daha da guzeli sesi dinleyerek hacmi kontrol etmektir. yani once 2 ye sonra yavasladikca 1 e. bu sayede sadece frenle degil, motoru da kullanarak yavaslarsiniz.

araciniz 1.2 bir aracsa 1 e inmek mantikli cunku 2 de kaldiramazsiniz. genel olarak da 1.5 dci min ve uzeriyse 2 ye dusup 2 de kalkabilirsiniz tabi bu biraz daha debriyaj gaz ayari ister.

Boşa alıp süzülüyorum arabayla

Yanlış bir şey mi yapıyorum bilmem ama ben boşa alıp duruyorum genelde.

3-2 yapiyorum ben.

@mirafiori, @buff +1

hakkaten yanlış mı yapıyoruz?

fren, debriyaj ve 3'ten boşa alıyorum

tembel gunumdeysem bosa alip suzulurum. eger Colin Mcrae gunumdeysem, 3-2-1 yapma olasiligim artar.

yağmurlu karlı sıkıntılı bir havaysa 3-2 yapıp boşa alıyorum, kuru ve sıcaksa direkt boş + fren.

eğer yeni kırmızı yandıysa kalkmadan önce boşta duruyor, sarı yanınca 1'e alıyorum. kırmızının sonuna yetiştiysem 1'deyken ayak debriyajda duruyor. ama bu kötü bir şey sanırım, araba 65 bin km'deyken debriyaj balatasını değiştirdim.

yanlış yok tabi ama vites küçülterek yavaşlamanın minik avantajları var.

araç boşta yavaşlarken yakıt tüketmeye az da olsa devam eder, viteste tüketmez.
motor freniyle yavaşlamak fren balatalarının ömründen yemez.

soruya cevap: ben bazen yapıyorum, genelde üşeniyorum.

3. vites çok yüksek hız değil demek. Böyle durumda direkt boşa almak çok büyük hata değil. Ama yakıt sarfiyatını artırır. Araç viteste iken gaza hiç basmazsan sıfır yakıt tüketir. Ama boşa alırsan motor, 800 devir civarında çalışabilmek için yakıt tüketir. Yine de dediğim gibi 3. vites çok yüksek hız olmadığından vitesi hiç değiştirmeden frenlemeye başlayıp motor devri 1000'in altına düşerken boşa alıp tam duruş yapılabilir. 2. vitese alıp yavaşlamak hem daha güvenli hem daha ekonomik. 1. vitese almak doğru değil. Birinci vites sadece aracı kaldırmak içindir araç 2 km/sa hızda gidiyor olsa bile ikinci vitese alınıp devam edilir normalde. Yavaşlarken birinci vites kullanılmaz. Şanzımana yazık. Zaten yürüyen araçta birinci vitese almak, duran araca göre biraz daha zor olur.

İşin bir de güvenlik boyutu var. Atıyorum 40 km/sa ile gidiyorsunuz 3. viteste. Direkt boşa alıp yavaşlamak isterseniz araç stop edebilir. Nasıl oluyor demeyin, yüksek devirden bir anda 800 devire düşmeye çalıştığında stop edebiliyor. Birkaç kez başıma geldi. Giden araç stop ederse birçok sistem doğru çalışmaz. Direksiyon hidrolik poması durur ve direksiyon çok sertleşir. Fren keza düzgün çalışmaz. Pedal en üstte sertleşir ve çok zor tutar ki en tehlikelisi bu.

@himmet dayi, 3. viteste 150+ yapan ortalama binek araçlar var. Yani arabasına göre değişir.

Bu sorunun cevabı aslında oldukça uzun, tecrübeli bir şöför bu kararları melekeleriyle yapar, düşünmez. Cevabın uzun olmasının sebebi karşılaşılabilecek bir sürü durum olmasından kaynaklı.

Kırmızı ışık yandı :
1) En önde sen duracaksın 3-2-arkadan gelen durabilecek mi kontrolü-stop-boş.
2) En önde sen duracaksın, ışıklarda saniye göstergesi var ve hızını ayarlarsan durmadan geçebileceksin 3-2-gazla
3) Önünde araba var, ama en önde durabileceğin bir şerit var, aynayı kontrol et-şerit değiştir-3-2-gaz veya stop
4) En önde sen duracaksın, saniye göstergesi yok ama diğer kavşakların ışıklarını görebiliyorsun ve nereye kırmızı yandıktan sonra sana yeşil yanacağını biliyorsun 3-2-gazla
5) Arkadan birisi sıkıştırmış veya süratli geliyor, sarı yandı, niyetin durmak ama arkadan sellektör/korna geldi, duramayacak veya seni zora sokacak kavşağı kontrol edip 3-2-gazla
6) Yokuş yukarı ışık koymuşlar, kırmızı yanıyor ama hızını ayarlarsan geçebileceğine inanıyorsun, 3-2-1-gazla

Diğer sorun için de bir kaç seçenek var

1) Işıkta durdun, saniyeden veya diğer kavşakların ışıklarından sana ne zaman yeşil yanacağını biliyorsun, 10sn kala vitese takarım.
2) Işıkta durdun yeşilin yanmasına daha çok var ama torpidodan bir şey alacaksın, sigara arayacaksın, telefondan bir şeye bakman lazım vs. Bu sırada 1'e takar hazır beklerim, bu sayede en öndeysem en kötü ihtimal korna yerim veya sağımdaki solumdakiler hareket eder etmez ben de hareket edebilirim
3) Kırmızıda duracağım ama aynadan bakıyorum hızlı sayılabilecek bir araç geliyor özellikle kamyon, otobüs gibi ağır vasıtalar. Birinci viteste beklerim en öndeysem kaçabileceğim bir fırsatım olsun isterim. Önümde araç varsa da diğer şeritlere kaçabilecek manevra için mesafe bırakırım
4) Sarı ışık arkasına anında kırmızı yandı ve ben durmak için çok hızlıyım 3-2-1 ile kompresyon sayesinde abs'yi mümkün olduğunca devreye sokmadan durmak için vites düşürürüm.

Daha aklıma gelmeyen bir sürü ihtimal ve bunlara göre davranış şekli(m) vardır.

Yakıt sarfiyatı hariç güvenlik sebebiyle araç hareket halindeyken boşa alınmamalı.

Boşa almak fren güvenliği açısından tehlikeli, fren sistemi motor kompresyonundan aldığı hava ile destek görür, boşa atarsak bu basınç azalır ve fren etkisi yumuşar.

Fren pedalına ayağımızla bastığımızda westinghouse fren yağını merkezlere basarken motordan hortumla ile alıdığı basınçlı havayı kullanır, araç boştayken kompresyon düşeceği için bu basınç az olur.

Yapılması gereken ayağı gazdan çekip yavaşlamayı beklemek, mesafeye göre hız fazlaysa frenle yavaşlamaya destek olmak.

Durmaya yakın da boşa almak gerekli, yani araç "lan al artık şu aracı boşa" diyene kadar vitesde kalabiliriz.

Vitesi sürekli düşürmek zorunda değiliz.

sinegin yagini cikartmaya gerek yok. uzun mesafe ise debriyaj fren yapin vitesi bosa alin. ayaginizi debriyajdan cekin durana kadar. durdunuz. kalkarken bire takin. ya da yesil yandi hiza gore tekrar vitesi takin.
ufak mesafelerde bosa alarak fren yapmak size zzarar vermez. eskiden otobusler ve araclar arabanin bosta daha fazla yaktigini bilmiyordu. rampalarda hep bosa alirdi. az yakmasi icin, bu durumda da fren yapilinca sisme ve duramama sorunu olur. isiklarda yapacagin fren seni zorlamaz yani. zaten kapaga kadar vurur araba ucuncu vitesten durma hizina kadar debriyajsiz zaten inme sansin yok 5 kmye geldin mi araba vuruntu yapar tekler. seve sebe debriyaja basacaksin yani bosa gececek araban.

gomax.

Senin suçlu çıkma ihtimalin yok, tali yoldan çıkan arkadaşın solunda uçak da olsa yol elverişli hale gelene kadar beklemek durumunda, ben de her gün evden çıkarken böyle bir yoldan çıkıyorum trafik de oluyor çok bekliyoruz diye yolu uzattım başka bir yoldan gidiyorum yoksa bekliyoruz, onu görmedim bunu görmedim çarptım diye bir şey yok.

ana yol - tali yol tespitiniz doğruysa haklı görünüyorsunuz.

Carptim, carpti, hataliyim falan yazmanin bi onemi yok, dingillik yapmis rent a cardaki. Eksper olayi inceler, gercekten tali yoldan firlamissa yuzde 100 kusuru karsi tarafa yazar.

teslim alan çocuk saçmalamış.

Siz haklısınız, anlattığınız tarz olayda(hız limitlerine uyduğunuz, anayol-taliyol ayrımı yapılmış) kusurun tamamı karşı tarafa yazılacaktır. Kaza tutunağına olayı bu şekilde çizip anlattıysanız, bir sorun olacağını sanmıyorum.

Hepinize güzel cevaplarınız için teşekkür ederim. Anayol tali yol ayrımı çizimdeki gibidir onda problem yok. Hepinize sevgiler.

Eşit önceliğe sahip bir kavşak olsaydı sağdan gelene yol vermediğin için suçlu sen çıkardın.

Benzer bir kaza yaptım ama karşı taraf gelip direkt ortadan gömdü. Adam sağdan çıkmasına rağmen ona dur levhası olduğu için kusuru %100 karşı tarafa verdiler.

Kaza tutanağında ne yazıldığı, olayı tarif etmesi açısından önemli. Seçeceğin kelimeler olayı yumuşatmak veya setleştirmek için kullanılabilir.

Yazdıklarında önemli olan "anayola tali yoldan çıkış yapan araca" kısmı, suç komple karşı tarafa verilir. Yalnız anayol tali yol levhası, anayol levhası, karşı tarafa dur levhası gibi levhalardan en az bir tanesinin olması lazım. Ya da bilinen bir yer olacak misal bulvar/cadde/sokak belli olacak e haliyle kaza tutanağında da krokide bunu açıkça göstermeniz gerekiyor.

bütçen ne kadar?

Marka önerisi dersen ben LG derim ama bütçen fazla değilse alternatif markalara yönelmen gerekebilir.

3000 lira varsa

Philips 43PUS6504 Ultra HD (4K)

Vestel alma da...En uygun fiyatlı axen diye bir marka görünüyor.

Pro olduğu zaman 4k oynayabiliyorsunuz artısı o. Normallerinde 4k yok.

Ben olsam ps5 alırım. Playstation aldığın zaman şöyle düşünmek lazım 1 defa alıyorsun 7-8 sene konsol tarafında masrafın çıkmıyor (oyunları saymıyorum sadece donanımsal olarak kastettim). PS4 alırsanız 2-3 yıla kadar artık yeni oyunları oynamanız zorlaşacak. Zaten yavaş yavaş yeni oyunlar ps4 e gelmemeye de başlayacak.

Evet ps te bahsettiğiniz oyunlar var. Ama ekstra playstation move donanımı veya vr set almanız gerekir.

ps'de de playstation move kollarını ve kamerasını alarak tenis vs oynayabilirsin. 1tb olması güzel olabilir, aynı anda daha fazla oyun kurlu kalabilir.

şu an xbox series x ve s çıkıyor. ps tarafında da 5 çıkıyor.

microsoft yaptığı açıklamalar ve game pass sistemiyle orta doğu (tr) hariç tüm avrupayı ve amerkayı kavuruyor. örnek vereyim aylık 20 birime hem konsol hem de game pass ultimate üyeliği veriyorlar (live + oyunlar). 24 ay ödüyorsunuz.

o yüzden orta doğulu arkadaşlar hariç avrupa şu an yıkılıyor.

ozdek avrupanın kuzeyinde bir adadan bildirdi.

her yeni çıkan oyunu alayım oynayayım gibi bir derdiniz yoksa ikinci el ps4'lere yönelebilirsiniz. belki xbox one s'e de yönelebilirsiniz. ps veya xboxa özel çıkan oyunlar oluyor. bunları internette ps/xbox exclusive games diye aratabilirsiniz. bunlardan birileri sizin olmazsa olmazlarınızsa o oyunun çıktığı konsola yönelmeniz daha doğru olacaktır. bu işlerin çok fanatiği var ama param olsa ikisini de alırdım o an canım hangisini isterse onu oynardım :D

öte yandan xbox ucuz versiyonunun da avantajıyla önümüzdeki dönemde özellikle bizim gibi 3. dünya ülkelerinde atağa geçecek gibi. bence size 500gb versiyonlar yeter aynı anda 4-5 oyun kurabilirsiniz bunlara. ama öyle oyun canavarıysanız 1 tblık alın.

özetle benim gibi bir oyun canavarı xbox'ın veya ps'in son modelini alır geçer. ama size o kadar da uçmaya gerek yok gibi. ikinci el temizinden birini alıp geçin.

şu an konsolla yatıp konsolla kalkan biri değilsen yapılacak en mantıklı hareket ikinci el ps4 almak.

ps5 kasım'da çıkacak, ötv'si kdv'iyle dijital versiyonu bile 7 bini bulabilir. hardcore oyuncu değilsen hiç gerek yok. zaten pes, wii falan diyorsun. belli ki konuya uzaksın. o yüzden fazla düşünme, 2. el ps4 al geç. oyunları da yine 2. el kutulu al. baktın oyun oynamak iyice sardı seni, satıp yeni konsola geçersin.

cevaplar için teşekkür ederim. ya sıfır ya da çevremden satan olursa 2. el ps4 alacağım. peki sizce 2. el bir konsolda dikkat etmem gereken bir şeyler var mı? yoksa takıp çalışıp çalışmadığına bakmam yeterli olur mu?

Abi bu saatte tam bakamadım ama şurayı bir kontrol et.

pcbsmoke.wordpress.com

yarınada bizim yeni bir eleman var,tesadüf bugün havyayla çalışırken yanından geçtim,kendi ekipmanını getirmiş,enteresan alet edavat toplamış bayıldım ama hiç vaktim yoktu konuşamadım.yarın onunla bir konuşurum.ben düşündüğüne benzer diy kit gördüğümü hatırlıyorum,

Çok teşekkür ederim.

Yukarıdaki proje ne alaka...

Nasıl bir kalem kullanacaksın ? Rezistif kalemler baya bildiğimiz mürekkebi bitmiş tükenmez kalem gibiler, kalemin özelliği yoktur. Dokunmayı ekran algılar (daha doğrusu rezistif panel)

Kapasitif ekran (günümüzdeki telefon ekranları) için olan kalemlerin ucunda ise "iletken" plastik olur. Gene dokunmatiği ekran algılar.

Projen aslında görece basit ama hobici için azıcık teferruatlı. Gereken parçalar

1) Dokunmatik buton modülü

www.gittigidiyor.com

2) Buton

www.direnc.net

3) Arduino Uno

www.direnc.net

4) Seven Segment Modülü

www.robotistan.com

veya

www.hepsiburada.com


gerisi de programlama yeteneğine kalıyor.

@kimlanbu,
Tesekkurker.evet doğru, kalem değil ekran algılıyor ancak bir şekilde kapasitif ekrana etki edebilecek ama bildiğimiz tükenmez kalem mekanizmasına sahip bir şey olmalı ki dokunduğunda ya da bastırdığımda diyeyim, bunu anlayabileyim.
En azından içerisine böyle bir mekanizma koyabilecegim bir çözüm lazım.
Belki tecrübesi olan ya da bir fikir verebilecek birisi çıkar.

resistif basınç sensörleri var, herhangi bir mcu ile okuyabilirsin. projeni sağlıklı anlatmadığın için başka öneride bulunamıyorum.

Korkunç hocam. Yetişilmiyor. Migros’tan aldığım kaşarın fiyatı aylardır ama eskiden 1000 gram olan ürün her ay 100 gram düşüyor. Dün baktığımda 700 gram olduğunu fark ettim. Anneme Casper telefon aldık birkaç ay önce. Giriş seviyesinin de girişi sadece android. Biz karar verene kadar 2 haftada 1000’den 1300’e çıktı. Şimdi babama da aynısı lazım, 2000 olmuş. Kafayı yiyoruz evde.

İnanılmaz.

Ben epey zamandır işsizim, ve durumlara bakınca tahminim bir süre daha böyle devam edecek. O yüzden kısıtlı bütçe ile idare etmeye çalışıyorum ve her market alışverişi evlat acısı gibi geliyor. Daha bugün kahvaltılık peynir zeytin, bir paket tavuk, bir iki de ıvır zıvır bi şey aldım, 1 torbayı doldurmaz aldıklarım, 80 lira tuttu. Hiçbir şey almadım ki dediğin günde bile marketten 50-60 liranın altına çıkılmıyor. En olmazsa olmaz ihtiyaçlar dışında şöyle bi impulse purchase yapmayalı, kendime bir şey almayalı aylar aylar oldu. Elektroniğe falan hiç girmiyorum bile. Ona rağmen ayın sonunu zor getiriyorum değil getiremiyorum desem yeridir. Yine de şükrediyorum çünkü tek başımayım, aile geçindirme derdim yok, kemer sıksam bile iyi kötü bir şekilde idare ediyorum. Bir de asgari ücretle falan çalışıp aile geçindiren insanların durumunu düşün. Millet taş yiyecek herhalde sonunda.

Hayat yaşanamayacak kadar pahalandı. Sonumuz hayrolsun.

galeri13.uludagsozluk.com

durum bu.

tabii ki günden güne daha kötüye gidiyor. Gerçek enflasyon en az yıllık %40-50, ama %12 falan gösterildiği için zam alan (alabilen) o kadar alıyor. Ek vergiler, dövizin uçması gibi durumlardan dolayı elektronik zaten ayrı bir kafa.

orta sınıf eridi, maaşlar git gide asgari ücrete yaklaşıyor. Sorunun cevabı tam olarak bu. Eskiden beyaz yakalı orta sınıfta olduğu için biraz daha rahattı. Şimdi 3000 lirayla işe başlıyor, asgari 2300 lira mı ne zaten.

Maaşlar asgari ücrete yaklaşıyor ve günden güne de durduğu yerde eriyor. Ben ilk işe başladığımda maaşım 385 dolar falandı, şu an ise 355 dolar. Dört ay gibi bir sürede 30 dolar kayıp inanılmaz geliyor bana.

ben ilk işe başladığımda 856 dolardan başlamışım, 550 dolarlara kadar düştü (çünkü tl zammı az az oldu), bu yıl sonu güzel bir zam alacak gibiyiz ama o zamla birlikte ilk maaşıma yaklaşmış olacağım, 780 dolar falan olacak o da dolar 7.5'ta kalırsa.

Ben araştırma görevlisi olarak 2017'de atandığımda maaşım 1150 dolarken, şimdi 875 dolara düşmüş.

Daha da üzücüsü, 2015'te yüksek lisans öğrencisi olarak part time (haftada 3 gün) çalışarak 650 dolar kazanmakla kalmamış, i7 işlemcili bilgisayarı taksitle de olsa rahatlıkla alabilmiştim. Şimdi 5 sene sonra bilgisayara bir şey olacak da yenisini almam gerekecek diye ödüm kopuyor. Uzaktan eğitim yapacağımız için sürekli masa başında olacağız diye düzgün bir çalışma sandalyesi alayım diyorum ama iki aydır sadece düşünmekle birlikte fiyatlar artmaya devam ediyor. Yani bir sandalyeyi bile ihtiyaç halinde düşünmeden alamamak gerçekten üzüyor insanı.

Hayat kalitemiz günden güne düşüyor. Eskiden aliexpress'e baktığımızda nolcak lan 5 dolarmış diyorduk, şimdi 40tl yapıyor, üstüne ücretsiz kargolar kalktı, üstüne gümrüğe sunum bedeli, onun üstüne gümrük vergisi hooooppp 100TL. Lan o para çoğu adamın 1 günlük yevmiyesi.

Araba alacaksın, yurtdışında aynı araba 4'te biri fiyatına.

Pazara gidiyorsun, vay anasını diyorum 3-4 meyve, 3-4 sebze aldın mı 100tl.

Markete gidiyorsun, daha evin ihtiyaçları tamamlanmadan hesap 500tl.

sokağa adım atıp nefes alıyorsun, 100tl gidiyor.

Fakirleştik, rezil durumdayız.

Ben zorluk çekiyorum, mesleğim gereği ek iş yapabiliyorum oradan kurtarıyorum, dışarıya da proje yapıyorum, tatil günlerimde atlayıp şehirdışına kuruluma gidiyorum, toplantıya gidiyorum, arızaya gidiyorum, anca dönüyor teker.

Eskiden zorlanmazdım, kral gibi olmasa da yaşardım, canımın çektiği bir şeyden geri kaldığım olmazdı. Şu an ay sonunu kazasız belasız getirmek için çırpınıyorum. Yurtdışına gitmek için uğraşacağım, bu ülkede insan gibi yaşanamayacak uzun bir süre.

iki sene önce 50k civarına aldığım 2012 model otomobil şu an 115k... araç iki yıl eskimesine rağmen fiyatı 2 katından fazla arttı. şu an bakıyorum 115 verip bu aracı alamam. mecbur gene 50-60k bandında daha eski bir araç almak zorunda kalırdım.

migrostan basit bir haftalık alışveriş 250-300 tutuyor.

geçen gün karaköyden geçtim. milletin kiralamak için birbirini kestiği, sıraya girdiği dükkanlar bomboş. meydanda en az 5 tane boş dükkan var.

aynı şekilde bağdat caddesi, normalde dükkan kiralamaya yer olmayan cadde. her 50 metrede bir boş dükkan veya bina var.

390 ssd için pahalı 250 300 civarında bir şey olmalı idi. harddisk kabı 50 lira normal. ofis programları 20 lira normal.

edit tabi tüm bunları kendin yapsan ki çok kolay bir şey @himmet dayı'nın dediği fiyata çıkardın.

SSD'nin fiyatı 250 lira. Ofis zaten korsan olduğu için beleş. HDD kutusu da 30 lira.

Toplam 280.

Sağlam söğüşlemiş.

Takma ücreti vs ? Ben hiç anlamıyorum çünkü bu işlerden

işte takma ücreti işçilik filan yedirmiş içine ama bunun oluru max 100 lira iken 300 + 100 olsun 400 liradan fazlasını vermek mantıklı gelmiyor. yok mu bilgisayardan az anlayan tanıdık filan. takması da o kadar kolay ki youtube dan 10 dk video izlesen halledersin.

Daha önce Windows 10 kurdurdum bir arkadaş için. 60 liraydı o da. E onu da hesaba katınca çok da söğüş yok gibi :( :s

@belkider, hocam kombide bir sorun vs olduğunda baya baya YouTubedan bakıp hallediyorum ama PC konusunda kendim ucuza halledeyim derken maliyeti artitirim (bozarak vs) diye korkuyorum :)

hahaha hocam bence siz videoları izleyin yok ben bunu yapamam derseniz yapmayın. ama bunda bozma ihtimaliniz bayağı düşük.

bu arada evet bana da deseler gel win 10 kur ne kadar istersin deseler 50-60 derim. olay çok basit evet ama günümüzde 50 lira ile de bir şey alamıyorsun :(

birazcık bilgin varsa yapabileceğin işlemler. o paranın en az 150 tl'si işçilik ve kurulum için harcayacağı zaman. yani bu gibi durumlarda esnafa kızamıyorum da. bir şekilde para kazanmaları lazım. örneğin arabanı 2 liraya benzinlikte kendin yıkayabilirsin ama 35-40 tlye yıkatıyorsun gibi.. tanıdık yok ben de bozarım, yapamam diyorsanız yaptırın gitsin. bu parayı vermek sıkıntıysa biraz video vs izleye kendiniz yapın.

Ssd ye gore degisir. Gerisi normal. Ssd icin en ucuzunu taktigini varsaymak da hos degil. Belki adam samsungun ust serisini takti.

Yok hocam Samsung değil Sandisk taktı

adam daş mı yesin, işçilik de yazmış.